Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ 1 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Türk Nefroloji, Diyaliz ve Transplantasyon Hemşireleri Yayın Sahibi ve Yardımcı Editör (Journal Owner and Associate Editör) Uzm.Hem.Ayten KARAKOÇ Türk Nefroloji, Diyaliz ve Transplantasyon Hemşireleri Derneği Adına, Yönetim Kurulu Başkanı Derneği Yayın Organıdır Journal of Turkish Society Nephrology Dialysis and Transplantation Nursing Kurucu Üyeler Founding Members Ekrem EREK Editör (Editör) Doç. Dr. Sezgi ÇINAR PAKYÜZ Celal Bayar Üniversitesi Sağlık Yüksek Okulu Hemşirelik Bölümü İç Hastalıkları Hemşireliği Anabilin Dalı Birsen YÜRÜGEN (Başkan) Deniz ŞELİMEN Birsen TAŞ Sezgi ÇINAR Esma UYGUR Gülfiye ALTINBAŞ Yardımcı Editör ((Associate Editor) Doç. Dr. Belgüzar KARA Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hemşirelik Yüksek Okulu İç Hastalıkları Hemşireliği Bilim Dalı Nilgün KOŞAR Yönetim Kurulu Executive Committe Başkan President Ayten KARAKOÇ Yayın Sekreteri (Journal Secretary) Tülay AKSOY TNDTHD Sekreteri İ.Ü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İç Hastalıkları AD Diyaliz Ünitesi Sekreter Secretary Tülay AKSOY Sayman Treasurer Sevginar ŞENTÜRK Üyeler Yayın Sekreteri (Journal Secretary) Sevginar ŞENTÜRK TNDTHD Saymanı Tepecik Eğitim Araştırma Hastanesi Diyaliz Ünitesi Members Sevel DOĞAN Fatma GEDİKLİ Rahime KORKMAZ Gülseren PEHLİVAN 2 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Nefroloji Hemşireliği Dergisi Journal of Nephrology Nursing Türk Nefroloji, Diyaliz ve Transplantasyon Hemşireleri Derneği’nin Hakemli Yayın Organıdır Journal of Turkish Society Nephrology Dialysis and Transplantation Nursing Yayın Türü - Journal Type Ulusal Süreli Yayın / National Periodical Online Yayın/Yılda iki kez Online journal/Twice a year Dergi Tasarım/Journal Design Yavuz YILAN Mail Adresi Telefon Dergi Ofisi/Journal Office Harzemşah sok. Eskitürk apt.No:25/7 34381 Şişli/İstanbul Tel:02122919018 Web : www.ndthd.org e-mail: [email protected] e-mail: [email protected] e-mail: [email protected] e-mail: [email protected] ISSN Dergimizde yayınlanan yazı, fotoğraf ve çizimlerin sorumluluğu yazar yazarlara aittir, kaynak gösterilerek kullanılabilir. Dergimiz basın yayın ilkelerine uymaktadır. The responsibility of the broadcasted articles , photographs and paintings belong to the author authors in our magazine. They can be used by showing the resources. Our magazine is appropriate for the media principles NEFROLOJİ HEMŞİRELİĞİ DERGİSİ MAKALE YAZIM KURALLARI BİLGİLER 1. Dergide, nefroloji, diyaliz, transplantasyon hemşireliği ve hemşirelik gündemini belirleyen güncel konularla ilgili klinik ve deneysel araştırmalar, vaka sunumları, literatür derlemeleri, editoryal yorum/tartışmalar yayınlanır. 2. Dergi, Ocak- Haziran;Temmuz-Aralık olmak üzere yılda 2 kez yayınlanır. 3. Derginin yayın dili Türkçe’dir. 4. Yayımlanmak üzere gönderilen makalelerin (kongre, bilimsel toplantılar hariç) daha önceden yayımlanmamış veya yayımlanmak üzere gönderilmemiş olmalıdır. Daha önce bilimsel toplantılarda sunulan ve özeti yayımlanmış çalışmalar, makale başlık sayfasında belirtilmesi koşulu ile kabul edilir. 5. Dergiye gönderilen makaleler biçimsel esaslara uygun ise, editör/editör yardımcıları ve en az 2 danışmanın incelemesinden sonra gerek görüldüğünde istenen değişiklikler yazar/ yazarlarca yapıldıktan sonra yayımlanır. 6. Makale bilimsel değerlendirme için işleme alındıktan sonra yayın hakları devir formu’nda belirtilen yazar isimleri ve sırası esas alınır. Bu aşamadan sonra; Makaleye hiçbir aşamada yayın hakları devir formunda im- zası bulunan yazarlar dışında yazar ismi eklenemez ve yazar sırası değiştirilemez. Makale yazarlarından herhangi birinin isminin makaleden çıkartılması için, konuyla ilgili tüm yazarların, açıklamalı, yazılı izinleri alınmalı ve yayınevine bildirilmelidir. ETİK VE BİLİMSEL SORUMLULUK Tüm yazarların gönderilen makalede akademik-bilimsel olarak doğrudan katkısı olmalıdır. Yazar olarak belirlenen isim aşağıdaki özelliklerin tamamına sahip olmalıdır: Makaledeki çalışmayı planlamalı veya yapmalı, Makaleyi yazmalı veya revize etmeli, Son halini kabul etmelidir. * Makalelerin bilimsel kurallara uygunluğu yazarların sorumluluğundadır. 3 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Dergi, “İnsan” öğesinin içinde bulunduğu tüm ça- danışma kurulu üyeleri topluma açık bir şekilde lışmalarda Helsinki Deklerasyonu Prensipleri’ne makaleleri tartışamazlar. Danışmanlar gözden ge- uygunluk(http://www.wma.net/ çirmelerini bitirdikten sonra makaleleri online ola- en/30publications/10policies/b3/ index.html) ilke- rak editöre gönderirler. Yazar ve editör izni olma- sini kabul eder. Bu tip çalışmaların varlığında ya- dan danışmanların gözden geçirmeleri basılamaz ve zarlar, makalenin GEREÇ VE YÖNTEMLER bö- açıklanamaz. Danışmanların kimliğinin gizli kal- lümünde bu prensiplere uygun olarak çalışmayı masına özen gösterilir. Bazı durumlarda Editörün yaptıklarını, kurumlarının etik kurullarından ve kararı ile danışmanların makaleye ait yorumları çalışmaya katılmış insanlardan “Bilgilendirilmiş aynı makaleyi yorumlayan diğer danışmanlara gön- olur” (informed consent) aldıklarını belirtmek zo- derilerek danışmanların bu süreçte aydınlatılması rundadır. Vaka sunumlarında da hastanın kimliği- sağlanabilir. nin ortaya çıkmasına bakılmaksızın hastalardan YAYIN HAKKI “Bilgilendirilmiş olur” (informed consent) alınma- Yayımlanmak üzere kabul edilen yazıların her türlü lıdır. yayın hakkı dergiyi yayımlayan kuruma aittir. Ya- Hastalardan izin alınmadan mahremiyet bozula- zılardaki düşünce ve öneriler tümüyle yazarların maz. Hastaların ismi, isimlerin baş harfleri ya da sorumluluğundadır. Makale yazarlarına, yazıları hastane numaraları gibi tanımlayıcı bilgiler, fotoğ- karşılığında herhangi bir ücret ödenmez. raflar ve soyağacı bilgileri vb. bilimsel amaçlar Yazarlar, www.ndthd.org internet adresinden ula- açısından çok gerekli olmadıkça ve hasta (ya da şacakları “Yayın Hakları Devir Formu”nu doldu- anne-baba,yada vasisi) yazılı “Bilgilendirilmiş rup, yukarıda belirtilen adreslere makale ile birlikte olur” (informed consent) vermedikçe basılamazlar. göndermelidir. Eğer makalede direkt-indirekt ticari bağlantı veya YAZIM KURALLARI çalışma için maddi destek veren kurum mevcut ise Makaleler A4 sayfasının bir yüzüne 12 punto Mic- yazarlar; kullanılan ticari ürün, ilaç, firma… ile rosoft Word Programında, Times New Roman yazı ticari hiçbir ilişkisinin olmadığını ve varsa nasıl bir karakterinde, 1.5 satır aralığında ve sayfanın tüm ilişkisinin olduğunu (konsültan, diğer anlaşmalar), kenarlarında 2.5 cm boşluk olacak şekilde yazılma- editöre sunum sayfasında bildirmek zorundadır. lıdır. Makalede “Etik Kurul Onayı” alınması gerekli Kullanılan kısaltmalar yazı içerisinde ilk geçtiği ise; alınan belge e-mail olarak, yukarıda verilen yerde, parantez içinde açık olarak yazılmalıdır. adreslere , makale ile birlikte gönderilmelidir. Özel kısaltma yapılmamalıdır. Yazı içerisinde 1-10 Editör, yazar(lar) ve danışmanlarla ilişkiler: arası sayısal veriler yazı ile (bir,iki gibi), 10 ve üstü Editör makalelerle ilgili bilgileri (makalenin alın- rakamla (12, 25 gibi) belirtilmeli, cümle başındaki ması, içeriği gözden geçirme sürecinin durumu, rakamlarda yazı ile yazılmalıdır. Paragraf başında hakemlerin eleştirileri ya da varılan sonuç) yazarlar kısaltma ve rakam kullanılmamalıdır. ya da hakemler dışında kimseyle paylaşmaz. Editör Yazı Çeşitleri; danışmanlara gözden geçirme için gönderilen ma- Orijinal Araştırma: Kliniklerde yapılan prospektif kalelerin, yazarların özel mülkü olduğunu ve bunun -retrospektif ve her türlü deneysel çalışmalar ya- imtiyazlı bir iletişim olduğunu açıkça belirtir. Dergi yımlanabilmektedir. 4 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Yapısı: EDİTÖRE SUNUM SAYFASI: Gönderilen ma- Özet (Ortalama 200-250 kelime; amaç, gereç ve kalenin kategorisi, daha önce başka bir dergiye yöntemler, bulgular ve sonuç bölümlerinden olu- gönderilmemiş olduğu, varsa çalışmayı maddi ola- şan, Türkçe ve İngilizce) rak destekleyen kişi ve kuruluşlar ve varsa bu kuru- Giriş luşların yazarlarla olan ilişkileri belirtilmelidir. Gereç ve Yöntemler KAPAK SAYFASI: Makalenin başlığı (Türkçe ve Bulgular İngilizce), tüm yazarların ad-soyadları, akademik Tartışma ünvanları, kurumları, iş telefonu-GSM, e-posta ve Sonuç yazışma adresleri belirtilmelidir. Makale daha önce Teşekkür tebliğ olarak sunulmuş ise tebliğ yeri ve tarihi belir- Kaynaklar tilmelidir. Derleme: Doğrudan veya davet edilen yazarlar ÖZETLER: YAZI ÇEŞİTLERİ bölümünde belir- tarafından hazırlanır. Dergi yayın alanlarında belir- tilen şekilde hazırlanarak, makale metni içerisine tilen her türlü konu için son literatürü de içine ala- yerleştirilmelidir. cak şekilde hazırlanabilir. Yazarın o konu ile ilgili ANAHTAR KELİMELER: basılmış yayınlarının olması özellikle tercih nede- En az üç en fazla 6 adet, Türkçe ve İngilizce ya- nidir. zılmalıdır. Kelimeler birbirlerinden noktalı virgül (;) ile ay- Yapısı: Özet (Ortalama 200-250 kelime, bölümsüz, rılmalıdır. İngilizce anahtar kelimeler “Medical Subject Türkçe ve İngilizce) Konu ile ilgili başlıklar Headings (MESH)”e uygun olarak verilmelidir Kaynaklar (Bkz: www.nlm.nih.gov/mesh/MBrowser.html). Türkçe anahtar kelimeler Türkiye Bilim Terimleri Vaka Sunumu: Nadir görülen, tanı, tedavi ve bakımda farklılık gösteren makalelerdir. Yeterli sayı- (TBT)’ne uygun olarak da fotoğraflarla ve şemalarla desteklenmiş olmalı- (Bkz:www.bilimterimleri.com). verilmelidir dır. ŞEKİL, RESİM, TABLO VE GRAFİKLER: Yapısı: Şekil, resim, tablo ve grafiklerin metin içinde Özet (ortalama 100-150 kelime; bölümsüz; Türk- geçtiği yerler, ilgili cümlenin sonunda belirtilme- çe ve İngilizce) lidir. Giriş Şekil, resim/fotoğraflar ayrı birer dosya olarak Olgu Sunumu sisteme eklenmelidir. Tartışma İçerisinde renkli şekil, resim, tablo ve grafik bu- Kaynaklar lunan yayına kabul edilmiş makalelerden, basım Editöryel Yorum/Tartışma: Yayımlanan orijinal aşamasında renkli baskı ücreti istenebilir. araştırma makalelerinin, araştırmanın yazarları dı- Kullanılan kısaltmalar şekil, resim, tablo ve gra- şındaki, o konunun uzmanı tarafından değerlendi- fiklerin altındaki açıklamada belirtilmelidir. belir- rilmesidir. İlgili makalenin sonunda yayımlanır. tilmelidir. 5 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Daha önce basılmış şekil, resim, tablo ve grafik Türkçe kitaplar için; kullanılmış ise yazılı izin alınmalıdır ve bu izin Akoğlu E, Akpolat T. Böbrek Hastalıklarında Be- açıklama olarak şekil, resim, tablo ve grafik açık- lirti ve Bulgular. Akpolat T, Utaş C, eds. Hemodi- lamasında belirtilmelidir. yaliz Hemşiresi El Kitabı. 2. Baskı. İstanbul: Güzel Resimler/fotoğraflar renkli, ayrıntıları görülecek Sanatlar Matbaası A.Ş; 2001. s. 5-11. derecede kontrast ve net olmalıdır. Yazar ve editörün aynı olduğu kitaplar için; Ya- TEŞEKKÜR: Eğer çıkar çatışması, finansal des- zar(lar)ın/editörün soyad(lar)ı ve tek, bağış ve diğer bütün editöryal (istatistiksel ana- isim(ler)inin başharf(ler)i, bölüm başlığı, kitap is- liz, İngilizce/Türkçe değerlendirme) ve/veya teknik mi, kaçıncı baskı olduğu, şehir, yayınevi, yardım varsa, metnin sonunda sunulmalıdır. yıl ve sayfalar belirtilmelidir. KAYNAKLAR: Makalede geçiş sırasına göre ya- Örnek: zılmalı ve metinde cümle sonunda parentez içinde Yabancı dilde yayımlanan kitaplar için; numaralandırılarak belirtilmelidir. Birbirini takip Bashir K, Whitaker JN. Epidemiology of Multiple eden kaynaklar ilk ve son kaynak arasına tire (-) Sclerosis. Handbook of Multiple Sclerosis. 2nd ed. işareti konularak verilmelidir (2-6 gibi). Philadelphia: Lippincott Williams & Wilkins: Kaynaklar bölümünde; makalede bulunan yazar 2001. p. 28-42. sayısı 5 veya daha az ise tüm yazarlar belirtilmeli, 6 Türkçe kitaplar için; ve daha fazla ise ilk 5 isim yazılıp “et al.” ya da “ Coşkun A. Genetik Danışmanlık. Coşkun A, ed. ve ark.” şeklinde yazılmalıdır. Doğum ve Kadın Hastalıkları Hemşireliği El Kita- KAYNAKLARIN YAZIMI İÇİN ÖRNEKLER bı.1. Baskı. İstanbul: Birlik Ofset Ltd. Şti.; 1996. (Lütfen noktalama işaretlerine dikkat ediniz): s.23-30. Makale için; Yazar(lar)ın soyad(lar)ı ve isim(ler) Kongre kitabında yayımlanan bildiriler için: inin başharf(ler)i, makale ismi, dergi ismi, yıl, cilt, Yazar(lar)ın soyad(lar)ı ve isim(ler)inin başharf sayı, sayfa no’su belirtilmelidir. (ler)i, bildiri başlığı, kongre ismi, yıl, şehir ve say- Örnek: falar belirtilmelidir. Karadakovan A. Kronik böbrek yetmezliği olan Örnek: hastada hemşirelik yönetimi. Nefroloji Hemşireliği Albayrak CA, Çınar S. Ölçek geliştirme çalışması: Dergisi 2004; 1(1): 61-66. hemodiyaliz hastalarında sıvı kontrolü. 23. Ulusal Kitap için; Yazar(lar)ın soyad(lar)ı ve isim(ler)inin Böbrek Hastalıkları, Diyaliz ve Transplantasyon başharf(ler)i, bölüm başlığı, editörün(lerin) ismi, Hemşireliği Kongresi, 2013, Antalya, 74. kitap ismi, kaçıncı baskı olduğu, şehir, yayınevi, yıl ve sayfalar belirtilmelidir. İLETİŞİM ADRESİ Örnek: Tel : 0212 291 90 18 Yabancı dilde yayımlanan kitaplar için; E-posta : Pfeifer KA. Pathophysiology. In: Otto SE, ed. e-mail: [email protected] Oncology Nursing. 4th ed. Philadelphia: Mosby; e-mail: [email protected] 2001. p. 3-20. e-mail: [email protected] 6 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Editörden ————————————————————————————————————Değerli meslektaşlarım, Nefroloji Hemşireliği Dergisi, nefroloji, diyaliz ve tranplantasyon hemşireliği alanında yapılan araştırma ve derleme makalelerin yayımlandığı süreli bir yayındır. Dergimiz 2005 yılından bu yana yayımlanmakta olup nefroloji hemşireliği alanındaki bilimsel verilerin meslektaşlarımıza ulaşmasını sağlamaktadır. Yaptığınız araştırmalar, nefroloji hemşireliği alanındaki kanıta dayalı uygulamalara katkı sağlayacaktır. Bu araştırmaların dergimizde yayımlanması ve meslektaşlarımızla paylaşılması, klinik alandaki uygulamalara yön verecek ve aynı zamanda yeni araştırmalara da rehberlik edecektir. Bu nedenle, yaptığınız araştırmaları dergimizde yayımlayarak meslektaşlarımızla paylaşmanız önemlidir. Tüm yazarlara, bu derginin hazırlanmasında emeği geçen danışma ve yayın kurulu üyelerine ve yayınevi çalışanlarına çok teşekkür ederim. Gelecek sayıda yeni çalışmalarınızı görmeyi umut eder, en içten sevgilerimi sunarım. Doç. Dr. Sezgi ÇINAR PAKYÜZ 7 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Editör-Editor Doç. Dr. Sezgi ÇINAR PAKYÜZ (Manisa) Yardımcı Editör-Associate Editor Doç. Dr. Belgüzar KARA (Ankara) Uzm. Hem. Ayten KARAKOÇ (İstanbul) Yayın Kurulu-Editorial Board Uz. Hem. Ayfer Ayaz (İstanbul) Uz. Hem. Zehra Aydın (İstanbul) Uz. Hem. Rahime Korkmaz (Bursa) Uz. Hem. Şenay Özer Özkan (İstanbul) Uz. Hem. Dürdane Yalçın (İstanbul) Müşerref Albaz (İstanbul) Selma Çiçek (İzmir) Rukiye Dolgun Kasap (İstanbul) Gülbahar Kirikçi (İstanbul) Rabia Papila (İstanbul) Emine Ünal (Antalya) Ferda Ülker (Antalya) Danışma Kurulu-Advisory Board Prof. Dr. Süheyla ALTUĞ ÖZSOY (İzmir) Prof. Dr. Nesrin AŞTI (İstanbul) Prof. Dr. Zuhal BAHAR (İstanbul) Prof. Dr. Didar Zümrüt BAŞBAKKAL (İzmir) Prof.Dr.Zerrin BİCİK (Düzce) Prof. Dr. Soner DUMAN (İzmir) Prof. Dr. Asiye DURMAZ AKYOL (İzmir) Prof. Dr. Ekrem EREK (İstanbul) Prof. Dr. Fatma ETİ ASLAN (İstanbul) Prof. Dr. Çiçek FADILOĞLU (İzmir) Prof. Dr. Sevgi HATİPOĞLU (Ankara) Prof. Dr. Ayfer KARADAKOVAN (İzmir) Prof. Dr. Nermin OLGUN (İstanbul) Prof. Dr. Rukiye PINAR (İstanbul) Prof. Dr. Necmiye SABUNCU (İstanbul) Prof. Dr. Mehmet Şükrü SEVER (İstanbul) Prof. Dr. Sabire YURTSEVER (Mersin) Doç. Dr. Aysel BADIR (İstanbul) Doç. Dr. Gülbeyaz CAN (İstanbul) Doç. Dr. Aysel GÜRKAN (İstanbul) Doç. Dr. Adalet KOCA KUTLU (Manisa) Doç. Dr. Dilek ÖZMEN (Manisa) Doç. Dr. Deniz ÖZTEKİN (İstanbul) Doç. Dr. Leman ŞENTURAN (İstanbul) Doç. Dr. Dede ŞİT (İstanbul) Doç. Dr. Nazan TUNA ORAN (İzmir) Doç. Dr. Serap ÜNSAR (Edirne) Doç. Dr. Önder YAVAŞCAN (İzmir) Doç. Dr. Emel YILMAZ (Manisa) Doç. Dr. Mualla YILMAZ (Mersin) Doç. Dr. Mürvet YILMAZ (İstanbul) Yrd. Doç. Dr. Satı BOZKURT (İzmir) Yrd. Doç. Dr. Zeynep KOÇ (İstanbul) Yrd. Doç. Dr. Özden DEDELİ (Manisa) Yrd. Doç. Dr. Dilek ÇEÇEN (Manisa) Yrd. Doç. Dr. Azime KARAKOÇ KUMSAR (İstanbul) Yrd. Doç. Dr. Nurgül G. TAVŞANLI (Manisa) Yrd. Doç. Dr. Gülbahar KESKİN (İstanbul) Yrd. Doç. Dr. Besey ÖREN (İstanbul) Yrd. Doç. Dr. Derya ÖZCANLI ATİK (K. Maraş) Yrd. Doç. Dr. Eylem TOPBAŞ (Amasya) Yrd. Doç. Dr. Sevgi TÜRKMEN (Manisa) Uz.Dr.Caner ALPARSLAN (İzmir) Uz. Dr. Mesut KÖSEM (İstanbul) Dr. Nilüfer ALÇALAR (İstanbul) Dr. Zeynep ERDOĞAN (Zonguldak) Dr. Adem SEZEN (İstanbul) 8 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ İçindekiler/ Contents Arteriovenöz Fistül Kanülasyon İşlemi Sırasında Kullanılan Giriş Tekniklerinin Ağrı Düzeyine Olan Etkisinin Saptanması Prof. Dr. Asiye DURMAZ AKYOL, Hem. Ayfer MERTBİLEK, Yük Hem. Leyla KARA, Yük. Hem. Deniz KARADENİZ Hemodiyaliz Hastalarının Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışlarının Değerlendirilmesi Uzm. Hemş. Seher BAŞARIR, Doç. Dr. Sezgi ÇINAR PAKYÜZ Diyaliz Tedavisi Alan Hasta ve Ailesinin Bakımında Transkültürel Hemşirelik Yaklaşımı Doç. Dr. Mualla YILMAZ Böbrek Yetmezliğinde Tamamlayıcı Tedaviler Prof. Dr. Nimet OVAYOLU, Doç. Dr. Özlem OVAYOLU, Yrd. Doç. Dr. Zeynep GÜNGÖR MÜŞ, Yrd. Doç. Dr. Gülendam KARADAĞ Nefroloji Hemşireliğinde Kanıta Dayalı Uygulamalar Doç. Dr. Nesrin NURAL Kronik Böbrek Hastalığının Önemi, Evreleri ve Evrelere Özgü Bakımı Yrd. Doç. Dr. Eylem TOPBAŞ Yaşlı Diyaliz Hastalarında Düşmeler Yrd. Doç. Dr. Özden DEDELİ, Doç. Dr. Sezgi ÇINAR PAKYÜZ Son Dönem Böbrek Yetmezliği Olan Hastalarda Cinsel Fonksiyon Bozukluğu ve Hemşirelik Bakımı Yrd. Doç. Dr. Songül GÖRİŞ, Arş. Gör. Nevin Bilgi 9 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Arteriovenöz Fistül Kanülasyon İşlemi Sırasında Kullanılan Giriş Tekniklerinin Ağrı Düzeyine Olan Etkisinin Saptanması Prof. Dr. Asiye Durmaz AKYOL , Baş Hem. Ayfer Mertbilek , Yük Hem. Leyla Kara , Yük Hem. Deniz Karadeniz EÜ Hemşirelik Fakültesi İç Hastalıkları Hemşireliği Bölümü, İzmir , EÜ Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Diyaliz Ünitesi , İzmir Özet Amaç: Bu çalışma, arteriovenöz (AV) fistül kanülasyon işlemi sırasında fistül iğnelerinin keskin ucunun yukarı ve aşağı yönde oluşunun ağrı düzeyine etkisini belirlemek amacıyla deneysel olarak planlanmıştır. Gereç-Yöntem: Araştırma bir üniversite hastanesinin diyaliz ünitesinde Temmuz 2011-Ağustos 2012 tarihleri arasında yürütülmüştür. Araştırma kapsamına belirtilen tarihler arasında diyalize giren hemodiyaliz (HD) hastaları ile yürütülmüş, araştırmanın evrenini kronik HD programına devam eden 32 hasta oluşturmuştur. Araştırmada örneklem seçimine gidilmeyip hastaların tamamı araştırma örneklemini oluşturmuştur. Araştırmaya gönüllü olarak katılmayı kabul eden, kronik HD programına devam eden, otolog AV fistülü olan, AV fistülünde daha önce hematom, stenoz gelişme öyküsü olmayan, AV fistülü iki aydan önce açılmış olan, ağrı değerlendirmesini yapmayı engelleyen psikolojik bir durumu olmayan, rahat iletişim kurulabilen hemodiyaliz hastaları ile yürütülmüştür. Araştırmanın verileri 14 soruyu içeren sosyodemografik bilgiler, sözel kategori ölçeği (SKÖ) ve Görsel kıyaslama ölçeği (GKÖ) kullanılarak elde edilmiştir. Araştırmada elde edilen verilerin değerlendirilmesinde sayı, yüzde ve ortalama değerleri ile Wilcoxon, McNemar-Bowker ve iki ortalama arasındaki farkın önemlilik testi kullanılmıştır. Bulgular: Hastaların %28.1’i 55-64 yaş grubunda ve yaş ortalamasının 50.44±16.23 olduğu, % 62.5’inin erkek, %68.8’inin evli,% 25.0’ının ev hanımı ve %34.4’ünün ilkokul mezunu olduğu saptanmıştır. Hastalarda ağrının SKÖ sonuçları değerlendirildiğinde; iğne ucu yukarı (IUY) uygulamasında % 65.6’sının, iğne ucu aşağı (IUA) uygulamasında ise %65.3’ünün şiddetli ağrısı olduğu belirlenmiştir. 10 Summary Purpose of Study: This experimental research planned to determine the effect on pain level when the fistula needle’s sharp head move upwards and downwards. Materials and Methods: Research has been made in the University hospital’s Dialysis Unit dates in July 2011 to August 2012. Study conducted with hemodialysis patients, and the universe of project includes 32 chronic patients which continue the treatment in HD program. There was no sampling selection in the study, all the patients created sampling part of the study. Patients who involved the research were volunteers, still continues to HD program, have autolog AV Fistula, had no story of AV Fistula hematoma or stenosis before, AV fistula opened two months ago, have psychological condition which didn’t effect the evaluation of pain, and have convenient communication. The data collected by using 14 questions of socio-demographic information, descriptive verbal scale (DVS) and Visual Analogue Scale (VAS). Evaluation of the data obtained from the study of number, percentage, average of values and significance of the difference between Wilcoxon signed-rank, McNemar-Bowker, and Student's t-test. Results:28.1% of the patients’ age group was 55 -64 and the average age was 50.44 ± 16.23 years, 62.5% male, 68.8% were married, 25% were housewives and 34.4% were primary school graduates. When the results are evaluated pain in patients with DVS , the tip of the needle up in 65.6%, down to the tip of the needle in 65.3% had severe pain. Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Hastalarda ağrının GKÖ sonuçları değerlendirildiğinde; en çok iğne ucu yukarı uygulamasında % 18.8’inin 40mm, iğne ucu aşağı uygulamasında ise %25.0’ının ağrısı olmadığı tespit edilmiştir. Sonuç ve Öneriler: Araştırma kapsamına alınan hastaların SKÖ sonuçlarının, İUY girişimde, İUA olana göre daha düşük olduğu, GKÖ sonuçlarının iğne ucu girişimde, İUA olana göre daha düşük olduğu ancak istatistiksel olarak anlamlı bir farklılığın olmadığı saptanmıştır. Benzer çalışmaların örneklem sayısı arttırılarak tekrarlanması, ağrıyı azaltmada etkisi olan buttonhole tekniği gibi farklı tekniklerle karşılaştırılmalı çalışmaların planlanması önerilmektedir. Anahtar Kelimeler: Ağrı; Kanülasyon; Nefroloji hemşiresi When the patients VAS results were evaluated, the highest degree of needle tip-up in 18.8% of the 40mm, the tip of the needle is in the down 25% had no pain. Conclusion and Recommendations; Based on DVS results of the patients who involved the study showed us; up attempt tip of the needle create less pain than down attempt tip of needle. On the other hand, based on VAS results of patients who involved the study showed us; up attempt tip of the needle create less pain than down attempt tip of needle; however when the results are identified, there were no significant statistical differences between them. Repetition of similar works by increasing the sample size, the effect of reducing pain compared with different techniques, such as the “buttonhole” work planning technique is recommended. Keywords: Pain; Cannulation; Nephrology nurses. Son dönem böbrek yetmezliği (SDBY) bir- ve gereklidir (4-8). Kronik HD programına alınan çok nedenle ortaya çıkan, böbrek fonksiyonlarının SDBY’li bir hastada AV fistül kanülasyon işlemi kaybı ve üremik sendrom ile sonuçlanan, geriye vasküler girişi sağlayan altın standart yöntemlerden dönüşü olmayan kompleks tedavileri ve yüksek biridir (2,6) ve yılda ortalama 300 kez yapılmakta- ekonomik giderleri dolayısıyla ülkemiz için ciddi dır (9,10). AV fistül üzerine tekrarlayan sayılarda kronik bir sağlık sorunudur (1,2). Türk Nefroloji yapılan kanülasyon işlemleri, fistül iğnelerinin giriş Derneği’nin verilerine göre; Türkiye’de kronik böb- açısı, çapı ve giriş teknikleri ağrı oluşumuna yol rek yetmezliği hastalarının %82.3’üne hemodiyaliz açmaktadır (HD) uygulanmaktadır. Düzenli HD uygulanan has- fistül iğneleri ile oluşturulan delme işlemi ağrıya ta sayısı 1998 yılında 11.330 iken, 2011 yılında bu hassas sinir uçlarının yer aldığı dokularda ağrıya yol rakam 49.404’e ulaşmıştır (3). SDBY olan hastalar- açmaktadır. Ayrıca fistül iğneleri işlem sırasında da tedavi tıbbi tedavi ve diyaliz yöntemleri ile yürü- doku içine ilerletilmesi de ağrı hissedilmesine neden tülmektedir. Diyaliz hemodiyaliz (HD) ve periton olmaktadır. Fistül iğnelerinin kanülasyon işlemi diyalizi ( PD) olmak üzere iki şekilde yapılmaktadır sırasında keskin ucunun yukarı olması ağrı oluşu- (1).Kronik HD programına alınması planlanan has- munu arttırırken, keskin ucun aşağı yönde girişi ise tanın yüksek volümlü kan akımının sağlanabilmesi azaltmaktadır (9). Bu görüş AV greftli ve fistüllü için hastanın damar yapısına uygun olan arterio- hastalarda ayrı zamanlarda yapılan deneysel iki ça- venöz (AV) fistül, greft ya da tunnel kateter seçimi lışmada kanıtlanmıştır (9). (5, 9,11). AV fistül üzerindeki deride yapılır. HD girişi sağlayan bu yollardan birinin seçi- Hemodiyaliz işleminin yeterli olarak mi ve yeterli şekilde yapılması, HD işleminin sürek- yapılmasında AV girişim yollarının sağlıklı ol- liliğini ve yeterliliğini sağlamada, son derece önemli ması hayati önem taşımaktadır. 11 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Bu nedenle nefroloji/ HD hemşiresinin AV fis- olmamasını,1:hafif ağrı ,2:Şiddetli ağrı 3:Çok Şid- tül ve greftlerin ömürlerinin uzun olması tek- detli ağrı, 4:dayanılmaz ağrıyı yansıtacak şekilde rarlı işlemlerde belirlenen rehberler doğrultu- ağrısını 0-4 arasında değerlendirmesi söylenir (16). sunda bakım ve izlemini yapmanın yanında iş- Görsel Kıyaslama Ölçeği (GKÖ): Ölçek, 100 mm boyunda bir yatay çizgiden ibarettir. Çizginin sol lem sırasında hastanın konforunu sağlayan ve ba- ucunda “Ağrı yok”veya “Ağrı tümüyle geçti” ibare- kım ile izlemin kalitesini olumlu yönde etkileyen si yer alırken sağ ucunda ise “Dayanılmaz ağrı” sonuçları kanıtlanmış hemşirelik girişimlerini bakı- veya “Ağrıda hiç azalma yok” ibaresi yer alır. Has- ma yansıtma sorumluluğu da bulunmaktadır (8,13- taya çizgi üzerinde, kendi ağrısını doğru şekilde 15). yansıtacak bir noktayı işaretlemesi söylenir. Hasta- Bu çalışma, AV fistül kanülasyon işlemi sırasında nın işaretinin sol uca uzaklığı ölçülür. Genellikle fistül iğnelerinin keskin ucunun yukarı ve aşağı milimetre olarak ölçülen bu uzaklık “puan” olarak yönde oluşunun ağrı düzeyine etkisini belirlemek bildirilir (9,16) amacıyla deneysel olarak planlanmıştır. Araştırma Materyal ve Yöntemi Çalışmanın yürütülmesi aşamasında hastalara araş- Araştırma bir Üniversite Hastanesi’nin Diyaliz tırma hakkında bilgi verilmiş ve yazılı onamları Ünitesi’nde Temmuz 2011-Ağustos 2012 tarihleri alındıktan sonra sosyodemografik verileri içeren arasında yapılmıştır. Araştırma kapsamına belirti- anket formu yüzyüze görüşme tekniği ile uygulan- len tarihler arasında diyalize giren hemodiyaliz has- mıştır. Veri toplama araçlarının uygulanması yakla- taları ile yürütülmüş, araştırmanın evrenini kronik şık 10-15 dk sürmüştür. HD işlemi yapılacak ve HD programına devam eden 32 hasta oluşturmuş- araştırmanın örneklemine alınan hastalara aynı tur. Araştırmada örneklem seçimine gidilmeyip hemşire tarafından AV fistül iğneleri ile girişim hastaların tamamı araştırma örnekleme alınmıştır. yapılmıştır. Haftanın ilk seansında aynı hemşire Araştırmaya gönüllü olarak katılmayı kabul eden, tarafından hastaya fistül iğnelerinin keskin ucu yu- kronik HD programına devam eden, otolog AV karı şekilde, ikinci seansta keskin ucu aşağı şekilde fistülü olan, AV fistülünde daha önce hematom, işlem yapılmıştır (Şekil 1a,b)(9,17). Her iki stenoz gelişme öyküsü olmayan, AV fistülü iki ay- kanülasyon işleminin hemen sonrasında ikinci dan önce açılmış olan, ağrı değerlendirmesini yap- hemşire tarafından SKÖ ve GKÖ uygulanmış ve mayı engelleyen psikolojik bir durumu olmayan, ağrı değerlendirmesi yapılmıştır. İşlem sırasında rahat iletişim kurulabilen hemodiyaliz hastaları ile hastanın iğne uçlarının yönlerini izlemesi engellen- yürütülmüştür. miştir. Araştırmanın verileri 14 soru içeren Araştırmanın yürütülebilmesi için kurumdan gerek- sosyodemografik bilgileri içeren anket formu, sözel li izin alınmış ve hastalara yazılı onam formu imza- kategori ölçeği (SKÖ) ve Görsel Kıyaslama Ölçeği latılmıştır. Araştırmada elde edilen verilerin değer- (GKÖ) kullanılarak elde edilmiştir. lendirilmesinde sayı, yüzde ve ortalama değerleri Sözel Kategori Ölçeği (SKÖ): Bu ölçekte hastanın ile Wilcoxon, McNemar-Bowker ve iki ortalama ağrı durumunu tanımlayan en uygun kelimeyi seç- arasındaki farkın önemlilik testi (Student t testi) mesine dayanır. Buna göre hastaya 0’ın hiç ağrı kullanılmıştır (18). 12 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Bulgular 65.6’sının, iğne ucu aşağı (IUA) uygulamasında ise Hastaların %28.1’i 55-64 yaş grubu arasında ve yaş %65.3’ünün şiddetli ağrısı olduğu saptanmıştır ortalamasının 50.44±16.23 olduğu, %62.5’inin er- (Grafik 1). Hastalarda ağrının GKÖ sonuçları değer- kek, %68.8’inin evli, % 25’i ev hanımı ve % lendirildiğinde; en yüksek oranda İUY uygulama- 34.4’ünün ilkokul mezunu olduğu saptanmıştır. sında % 18.8’nin 40mm, İUA uygulamasında ise % Araştırma kapsamına alınan hastaların büyük ço- 25’inin ağrısı olmadığı saptanmıştır (Grafik 2). ğunluğunun 0-5 yıldır (%65.4),% 40.8’inin 4 saat,3 Araştırma kapsamına alınan hastaların SKÖ sonuç- kez diyalize girdiği,%25’inin ailesinde böbrek has- larının, IUY girişimde, IUA olana göre daha düşük talığı olduğu ve bu kişilerin anne (%6.3) ve kardeş olduğu, GKÖ sonuçlarının IUY girişimde, IUA ola- (%6.3), % 87.5’inin bir işte çalışmadığı belirlenmiş- na göre olana göre daha düşük olduğu ancak istatis- tir (Tablo 1,2). tiksel olarak anlamlı bir farklılığın olmadığı saptan- Hastalarda ağrının SKÖ sonuçları değerlendirildi- mıştır (p>0.05)(Tablo 3). ğinde; iğne ucu yukarı (IUY) uygulamasında % Tablo 1:Hastaların Sosyo-demografik Özelliklerine Göre Dağılımı Sosyo-demografik Özellikler n % Yaş grubu 18-24 25-34 35-44 45-54 55-64 65-74 75 yaş ve üzeri 3 3 7 3 9 6 1 9.4 9.4 21.4 9.4 28.1 18.8 3.1 12 20 37.5 62.5 22 10 68.8 31.2 8 1 2 7 8 1 3 2 2 1 11 5 6 7 25.0 3.1 6.2 21.9 25.0 3.1 9.4 6.2 6.3 3.1 34.4 15.6 18.8 21.9 32 100.0 Cinsiyet Kadın Erkek Medeni durum Evli Bekar Yaptığı İş/Meslek Ev hanımı Memur Mühendis Serbest Emekli Öğrenci Sağlık İşçi Eğitim durumu Okuryazar değil Okuryazar İlkokul Ortaokul Lise Fakülte/Yüksekokul Toplam 13 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Tablo 2: Hastaların Hastalıklarına İlişkin Özelliklerine Göre Dağılımı Hastalığa İlişkin Özellikler Diyalize giriş yılı 0-5 yıl 6-12 yıl 13 ve üzeri yıl Haftada giriş saati, adet 5 saat-3 kez 4 saat ,3 kez 8 saat, 3 kez 6 saat,3 kez 4saat,2 kez Ailede böbrek hastalığı olma durumu Olan Olmayan Böbrek hastalığı olan aile üyesi Anne Kardeş Çocuk II. derece akrabalar (halaoğlu, amca) Bir işte çalışma Çalışan Çalışmayan Kronik hastalığı olma durumu Olan Olmayan Acil servise gelme durumu Gelen Gelmeyen n 18 8 6 % 56.4 24.9 18.7 12 13 1 5 1 37.5 40.8 3.1 15.6 3.1 8 24 25.0 75.0 2 2 1 3 6.3 6.3 3.1 9.3 4 28 12.5 87.5 19 13 59.4 40.6 13 19 40.6 59.4 3 2 2 1 1 1 1 1 1 23.0 15.4 15.4 7.7 7.7 7.7 7.7 7.7 7.7 32 100.0 Acil servise geliş nedeni (n=13) Bulantı-kusma Kanama Nefes darlığı Enfeksiyon Kaşıntı HT Kuvvet kaybı Hipoglisemi Ağrı Toplam Grafik 1: Hastaların Fistüle İğne Giriş Tekniği ile SKÖ’ne Göre Ağrı Düzeyi Sonuçlarının Dağılımı 14 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Grafik 2: Hastaların Fistüle İğne Giriş Tekniği ile GKÖ’ne Göre Ağrı Düzeyi Sonuçlarının Dağılımı Tablo 3: Hastaların Arteriovenöz Fistüle İğne Giriş Tekniği ve Ağrı Düzeyi Sonuçlarının Dağılımı İğne Giriş Tekniği Ağrı Düzeyi/ Ölçekler Sözel kategori ölçeği Hiç ağrı yok Hafif ağrı Şiddetli ağrı Çok şiddetli ağrı Dayanılmaz McNemar-Bowker Test İğne ucu yukarı n % 8 21 2 1 0 25 65.6 6.3 3.1 0.0 9 18 4 1 0 8.1 56.3 12.5 3.1 0.0 8 1 5 5 6 1 2 3 1 25.0 3.1 15.6 15.6 18.8 3.1 6.3 9.4 3.1 3.000 p Görsel kıyaslama ölçeği Ağrı yok 5 10 20 25 30 40 50 60 Ortalama İğne ucu aşağı n % 0.39 8 0 4 5 1 4 6 2 2 25.0 0.0 12.5 15.6 3.1 12.5 18.8 6.3 6.3 23.13±22.6 23.28±18.9 Z p -0.41 0.67 15 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Şekil 1: Arteriovenöz Fistüle İğne Giriş Teknikleri a. İğne ucu aşağı b. İğne ucu yukarı Tablo 3. Arteriovenöz Girişim Uygulamasında Kullanılan Giriş Tekniklerinin Bazı Bağımsız Değişkenlerle Olan İlişkisinin Değerlendirilmesi Değişkenler Cinsiyet Kadın Erkek (n=12) (n=20) Yaş grubu 18-20 21-23 24-26 (n=237) (n=313) (n=33) Giriş yılı 0-5 yıl (n=18) 6-12 yıl (n=8) 13 ve üzeri yıl (n=6) Haftada giriş saati 5 saat-3 kez (n=12) 4 saat ,3 kez (n=13) 8 saat, 3 kez (n=1) 6 saat,3 kez (n=5) 4saat,2 kez (n=1) Kronik hastalık Var (n=19) Yok (n=13) IUY--SKÖ IUA---SKÖ IUY---GKÖ IUA----GKÖ X²=1.42 p= 0.70 X²=3.20 p= 0.36 U= 119,00 p= 0.96 U= 105.00 p= 0.56 X²=2.96 p= 0.40 X²=2.17 p= 0.53 U= 76.50 p= 0.06 U= 105.00 p= 0.47 X²=6.55 p= 0.88 X²= 4.54 p= 0.97 X²= 2.19 p= 0.70 X²= 4.2 p= 0.37 X²=6.55 p=0.88 X²= 4.54 p=0.97 X²= 2.19 p=0.70 X²= 4.2 p=0.37 X²= 3.17 p=0.36 X²= 1.94 p=0.58 U= 122.50 p=0.96 U= 119.50 p=0.87 IUY:Iğne ucu yukarı, IUA:İğne ucu aşağı, SKÖ: Sözel kategori ölçeği, GKÖ: Görsel kıyaslama ölçeği Hastaların yaş grubu, diyalize giriş yılı, cinsiyet, diyalize haftadaki giriş saati ve kronik hastalığa sahip olma durumu ile AV girişim uygulamasında kullanılan giriş tekniklerine göre ağrı değerlendirmesi arasında yapılan istatistiksel analizde anlamlı bir farkın olmadığı saptanmıştır (p>0.05)(Tablo3). 16 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Tartışma Soğutucu spreyin EMLA krem kadar AV girişim Arteriovenöz fistül kanülasyon işlemi sırasında fis- sırasında ılımlı ve orta derecedeki ağrıyı azaltmada tül iğnelerinin keskin ucunun yukarı ve aşağı yönde etkili olduğu saptanmıştır (2). Crespo Montero ve oluşunun ağrı düzeyine etkisini belirlemek amacıyla ark. (9) İUY girişimde GKÖ skorunun, İUA işlem- planlanan araştırmanın sonucunda; araştırma kapsa- den daha yüksek olduğunu saptarken, başka bir mına alınan hastaların SKÖ sonuçlarının, İUY giri- çalışmada iki girişim uygulaması arasında fark şimde, İUA olana göre daha düşük olduğu, GKÖ olmadığını belirlenmiştir. Buttonhole tekniği ile sonuçlarının iğne ucu girişimde, İUA olana göre yapılan kanülasyonda hastaların işlemi daha kon- daha düşük olduğu ancak istatistiksel olarak anlamlı forlu ve daha az ağrılı değerlendirdikleri saptan- bir farklılığın olmadığı saptanmıştır (p>0.05). mıştır. Yapılan çalışmada bu tekniğin ağrıyı azalt- Kanülasyon işlemi sırasındaki ağrı diyaliz ekibi ta- tığı sonucunu desteklediği, ancak sonuçların ista- rafından çözümlenememiş bir konudur. Hemşirele- tistiksel yönden anlamlı olmadığı saptanmıştır. rin kanülasyon işlemi sırasında hastanın ağrısını Ayrıca bu tekniğin hastaların ağrılarının % 70 az azaltan farklı stratejileri denemeye gereksinimleri olmasını sağlamanın hasta memnuniyetini arttırdı- bulunmaktadır. Haftanın belirli gün ve saatinde di- ğı belirlenmiştir (10). yalize giren hastalarda ağrının tekrarlayıcı ancak Arteriovenöz fistül kanülasyonunda doğru girişim kronik olmadığı unutulmamalıdır (6,9). AV fistül iyi HD seanslarının yapılmasını sağlayan temel kanülasyon işlemi sırasında ağrı algılamasını azalt- faktörlerden biridir. Kanülasyon girişim işlemleri- mada az sayıda da olsa stratejiler kullanılmasına nin sık olması kanama ve kan kayıplarına yol aç- rağmen bu sorun devam etmekte ve genel kullanım- maktadır. Düzenli HD programında kan kayıpları- da yaygınlaştırılamamaktadır (2,6,9). nın nasıl olduğunun bilinmesi, doğru giriş teknik- Arteriovenöz fistül iğnelerinin giriş bölgesindeki lerinin kullanılmasını zorunlu ve gerekli hale getir- vasküler dokuda ve fistül iğnelerinin çıkarılması mektedir (19). Uluslararası rehberlerde hemodiya- sonrası giriş bölgesinde oluşan küçük delinmeler liz işlemine gereksinimi olan hastalarda vasküler trombüs ile kapatılmaktadır. Bunun sonucunda giriş girişim için AV fistül “altın standart” olarak kabul bölgesinde ve onu çevreleyen deride skar dokusu edilmektedir (20). Bu nedenle HD hemşirelerinin oluşması stenoz ve anevrizmaya yol açabilmektedir. AV fistül kanülasyon işlemi ile ilgili teknik geliş- Bu nedenle dokuda oluşan hasarlar İUA yönteminin meleri yakından izlemesi için eğitim programları- kullanılması ile azaltılabilir, doku elastikiyetinin na dâhil edilmesi önem taşımaktadır. Bunun bir kaybolması geciktirilebilir ve girişim bölgelerinin sonucu olarak Avrupa’da 2003 yılında ilk çalışma kullanım sürelerinin uzatılması sağlanabilir (9). başlatılmış ve bu program hasta sonuçlarını olum- Fistül girişinde oluşan ağrı azaltılmasında bölgeye lu hale getirmek için genişletilmiştir (20,21). Araş- anestezik krem kullanılması etkili olmuş, ancak böl- tırmamızda hastaların sosyo-demografik değişken- gede lokal reaksiyonlara yol açması, maliyetin yük- lerinin ağrı değerlendirmesi sonuçlarını anlamlı sek olması kullanımı sınırlandırmıştır (9).Bir başka olarak çalışmada lokal anestezik krem (EMLA krem) ve Figueiredo ve ark. (10) yaptıkları çalışmada, ka- soğutucu sprey uygulanan orta ağrı şiddeti olan has- dınların erkeklere göre ağrı algılama puanlarının ta grubunda sonuçlar benzer bulunmuştur. daha yüksek olduğu ancak istatistiksel olarak an- etkilemediği (p>0.05) lamlı olmadığı saptanmıştır. 17 . saptanmıştır. Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Çelik ve ark. (2) çalışmasında, GKÖ skorları ile yaş, Management I:An Overwiew. J. Renal Care 2008; cinsiyet, sigara içme arasında anlamlı bir ilişki olma34(2):77-84. dığı belirtilmiştir. 8. Carrion J .Vascular access devices for dialysis. OR Nurse 2012;6(1): 28-32. Sonuç ve Öneriler Hastaların AV girişim uygulamalarında kullanılan 9. Crespo Montero R, Rivero Arellano F, Contreras Abad MD, Martinez Gomez A, Fuentes Galan MI, giriş tekniklerinin ağrı oluşumunda etkili olduğu, Pain degree and skin damage during arterioancak kullanılan teknikler arasında anlamlı farklılık venous fıstula Puncture. EDTNA/ERCA,XXX olmadığı saptanmıştır (p>0.05). Hemodiyaliz işlemi2004; 4:208-12. nin yeterli olarak yapılmasında AV girişim yollarının 10.Figueiredo A, Monteiro V, Figueiredo P. sağlıklı olması hayati önem taşımaktadır. Bu nedenle Research into pain perception with arteriovenous nefroloji/ HD hemşiresinin AV fistül ve greftlerin fistula (AVF) cannulation. Journal of Renal Care ömürlerinin uzun olması, tekrarlı işlemlerde belirle2008; 34(4):169- 72. nen rehberler doğrultusunda bakım ve izlemini yapmanın yanısıra işlem sırasında hastanın konforunu 11.Ünver S, Emir G. AV kanülasyon tekniklerinin avantaj ve dezavantajları yönünden incelenmesi. sağlayan ve bakım ile izlemin kalitesini olumlu yön20.Ulusal Böbrek Hastalıkları, Diyaliz ve Transde etkileyen sonuçları kanıtlanmış hemşirelik giriplantasyon Hemşireliği Kongresi, 2010,117. şimlerini bakıma yansıtma sorumluluğu da bulunmaktadır (14,15). Tüm bunlardan yola çıkılarak, 12.……... Guidelines for Vascular Access.http// www.kidney.org (Erişim tarihi:13.01.2011) benzer çalışmaların örneklem sayısı arttırılarak tekrarlanması, ağrıyı azaltmada etkisi olan buttunhole 13.Rushing J. Caring for a patient’s vascular access for hemodialysis. Nursing 2010; 40(10): 53. tekniği gibi farklı tekniklerle karşılaştırmalı çalışma14.Ball L. Improving arteriovenous fistula ların planlanması önerilmektedir. cannulation skills. Nephrology Nursing Journal 2005; 32(6):1-7. Kaynaklar 15.Mapes D. Nurses’impact on the choice and 1. Akyol A.Üriner Sistem Hastalıklarında Bakım. longevity of vascular access. Nephrology Nursing Böbrek Hastalıkları, Diyaliz ve Transplantasyon Journal 2005; 32(6): 670-74. Hemşireleri Derneği Yayınları No:4 Birinci Ba16. Aslan FE. Ağrı Değerlendirilmesi ve Ölçümü. sım, Meta Yayıncılık,2005,112–132. Ağrı Doğası ve Kontrolü. Birinci Basım İstanbul: 2. Çelik G, Özbek O,Yılmaz M, Duman İ,Özbek S, Avrupa Tıp Kitapçılık Ltd.Şti; 2006:66-99. et al. Vapocoolant Spray vs Lidocaine /Prilocaine 17. Candiotti K, Rodriguez Y, Koyyalamudi P, Curia cream for reducing the pain of venipuncture in L, Arbeart K et al. .The effect of needle bevel hemodialysis patients. A randomized, placeboposition on pain for subcutaneous lidocaine controlled, crossover study. Int J Med Sci 2011; 8 injection. J PeriAnesthesia Nurs 2009; 24(4): 241 (7): 623-27. -43. 3. Süleymanlar G, Altıparmak MR, Seyahi N, 18. Bahar Z. Verilerin Çözümlenmesinde İstatistikTrabulus S (Ed). Türkiye’de Nefroloji –Diyaliz sel Yöntemler. Hemşirelikte Araştırma İlke, Süve Transplantasyon- Registry 2011. İstanbul: Türk reç ve Yöntemler. İstanbul: Odak Ofset; Nefroloji Derneği Yayınları; 2012. 2002:189–250. 4. Waterhouse D.Vascular access: A role for a renal 19. Rodrigues LG, Martins N, Ademar A, Moreira nurse clinician. EDTNA ERCA J 2002; 28(2): 64PJ, Brizida H et al. Puncture of the 6. arteriovenous fistula: bevel upward or bevel 5. Hentschel D. Vascular access for hemodialysis. downward? EDTNA/ERCA Journal XXIX 2003; www.nephrologyrounds.org. Erişim tarihi: 2008. 2:104. 6. Sabitha PB, Khakha DC, Mahajan S, Gupta S, Agarwal M et al. Effect of cryotherapy on 20. McCann M, Einarsdottir H, Van Waeleghem JP, Murphy F, SedgwickJ. Vascular access arteriovenous fistula puncture-related pain in management II: AVF/AVG cannulation hemodialysis patients. Indian J of Nephrol.2008; technıques and complications. Journal of Renal 18(4):155-158. Care 2009; 35(2):90-98. 7. McCann M, McCann M, Einarsdottir H, 21. Fistula First .Change concepts.http://www.fıstula Waeleghem J, Murphy F. Vascular access first.org (Erişim tarihi:14.10.2012). 18 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Hemodiyaliz Hastalarının Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışlarının Değerlendirilmesi Uzm.Hemş. Seher BAŞARIR, Doç.Dr. Sezgi ÇINAR PAKYÜZ Özet S Bu çalışma; kronik hemodiyaliz hasta- This study was conducted to investigate healthy larının sağlıklı yaşam biçimi davranışlarını de- lifestyle behavior in chronic hemodialysis patients as ğerlendirmek amacı ile tanımlayıcı ve kesitsel descriptive and cross-sectional. The study was olarak yapıldı. Araştırma üç özel diyaliz merke- performed on 365 hemodialysis patients recruited zinde 365 hemodiyaliz hastası ile yapıldı. Araş- from three private dialysis centers. The study data was tırma verileri Hasta Tanıtım Formu ve Sağlıklı collected via The Patient Information Form and Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği-II (SYBDÖ- Healthy Lifestyle Behavior Scale (HLBS)-II. Student t II) ile toplandı. Verilerin istatistiksel analizinde -test, Mann Whitney-U test, ANOVA, Kruskal Wallis t-testi, Mann Withney-U, ANOVA, Kruskal variance vnalysis and Pearson’s correlation cnalysis Wallis varyans analizi ve Pearson’s korelasyon were used for statistical analysis of data. Physical analizleri kullanıldı. Kadınların fiziksel aktivi- activity, nutrition, spiritual growth, interpersonal te, beslenme, manevi gelişim stres yönetimi alt relations, stress management subscale scores and total ölçek puanları ve toplam SYBDÖ-II puanları- scores of HLBS-II of females were lower than males. nın erkeklerden daha düşüktü. Bekar hastaların It was found that physical activity scores of non- fiziksel aktivite puanları evlilerden daha yük- married cases were lower than that married cases, and sek, evlilerin ise beslenme puanları bekarlardan nutrition subscale scores of married cases were higher daha yüksek olduğu belirendi. Sigara kullanan than that of non-married cases. Physical activity hastaların fiziksel aktivite puanları sigara kul- subscale scores of smoker dialysis patients were lower lanmayanlara göre daha düşüktü. Alkol kulla- compared to non-smokers. Total scores and physical nan hastaların toplam SYBDÖ-II ve fiziksel activity subscale scores of patients consuming alcohol aktivite puanları alkol kullanmayanlara göre were lower compared to non-consumers. There were daha düşüktü. Hasta yaşı ile fiziksel aktivite, negative correlations between patients’ age with manevi gelişim ve kişilerarası ilişki alt ölçek scores of physical activity, spiritual growth and puanları arasında negatif korelasyon bulundu. interpersonal relations subscales. There were negative Serum potasyum ve açlık kan şekerinin düzey- correlations between body weight with scores of leri ile SYBDÖ-II toplam puanları, fiziksel ak- physical activity subscale and teher were positive tivite, beslenme ve manevi gelişim alt ölçek correlation between body weight with scores of puanları arasında negatif ilişki bulundu. Buna nutrition subscales. There were negative correlations göre; sağlıklı yaşam biçimi davranışlarında me- among levels of serum potassium and fasting blood deni durumun ve sigara, alkol gibi alışkanlıkla- glucose with scores of HLBS-II, physical activity, rın etkili olduğu, sağlıklı yaşam biçimi davra- nutrition and spiritual growth subscales. In this case, it nışların da kan biyokimyasını etkilediği söyle- has been suggested that marital status have effects on nebilir. healthy lifestyle behaviors and healthy lifestyle Anahtar Kelimeler: Hemodiyaliz, u behaviours m effect m on blood a r y biochemistry. Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları, Kan Biyo- Key Words: Hemodialysis, healthy lifestyle behavior, kimyası. 19 biochemistry. blood Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Giriş Hemodiyaliz, son dönem böbrek yetmezliği (SDBY)’nde uygulanan yerine koyma tedavilerindendir (1,2). Türkiye’de SDBY nedeni ile hemodiyaliz tedavisi alan 48.900 hasta bulunmaktadır (3). Hemodiyaliz yaşam kurtaran bir tedavi yöntemi olmakla birlikte hastaların normal yaşam düzenini ve yaşam kalitesini önemli ölçüde etkilemektedir (2). Kronik bir hastalığın varlığı ve düzenli diyaliz tedavisinin ortaya çıkardığı zorluklar hastanın yaşam kalitesini fizyolojik, psikolojik ve sosyal alanlarda olumsuz etkilemektedir (2,4). Düzenli hemodiyaliz tedavisi alan hastalar, hastalığın belirtileri ile başetmek, bir diyet programına uymak, beden imgesindeki değişikliklere uyum sağlamak, kişisel, toplumsal ve mesleki amaçlarını yeniden gözden geçirmek durumunda kalırlar. Bu durum, bireyleri sosyal, ekonomik ve psikolojik açıdan etkiler (3,5). Kuruma ve hemodiyaliz makinasına bağımlı olmanın yanı sıra hastalığın ve tedavinin getirdiği kısıtlamalar hastanın alışkanlıklarından vazgeçmek zorunda kalmasına neden olur (2). Hemodiyaliz hastalarının yaşam kalitesinin artırılmasında tedaviye uyumlarının sağlanması ve sağlıklı yaşam biçimi davranışlarının kazandırılması önemlidir (2,6). Sağlıklı yaşam biçimi, bireyin sağlığını etkileyebilen tüm davranışlarını kontrol etmesi ve günlük aktivitelerini düzenlemede sağlık durumuna uygun davranışları seçerek düzenlemesi biçiminde tanımlanmaktadır (7,8). Hastalıklardan korunmada, erken tanı konulmasında ve sağlığın sürdürülmesinde sağlığı geliştirici davranışlar oldukça önemlidir. Sağlığı geliştirme davranışları, hastalıkların ortaya çıkış sıklığını ve mortaliteyi azaltmaktadır (9,10). Günümüzde sağlık kavramı, sağlığı koruma ve geliştirme üzerine odaklanmıstır. Sağlığı koruma bir davranışı yapmama ve sakınmayı ifade eden dengeli ve durağan bir süreç iken, sağlığı geliştirme sağlığı olumlu yönde geliştirmeyi hedefleyen dinamik bir süreç olarak açıklanmıştır (11). Sağlığı geliştirme, bireyin sağlığını koruyup, geliştireceğine inandığı ve hastalıkları asemptomatik dönemde ortaya çıkartarak, önlemeye yardımcı olacak her türlü tutum ve davranışı içermektedir. Bireylere olumlu sağlık davranışı kazandırmak için, bireyin bir davranışı yapıp 20 yapmadığı ve etkileyen faktörlerin tanınması gerekmektedir. Bu nedenle davranış sürecini değerlendiren birçok model geliştirilmiştir. Bu modellerden biri, Sağlığı Geliştirme Modeli (Health Promotion Model) dir (11,12). Pender tarafından 1982-1984 yılları arasında geliştirilen ve sosyal öğrenme teorisinden kaynaklanan model, sağlığı geliştiren davranışları açıklamaya yönelik geliştirilmiştir. Modelde sağlığı geliştiren davranışları etkileyen bileşenler; bilişsel algılama faktörleri, değiştirilebilir faktörler ve davranışın oluşmasını etkileyen değişkenler olarak açıklanmaktadır. Davranışsal faktörler, bireyin bilişsel ve psikomotor beceri düzeyinin gelişmesinde, sağlıklı yaşam biçimi davranışlarının kazandırılmasında etkili olmaktadır (12). Sağlıklı yaşam biçimi, bireyin sağlığını etkileyebilen tüm davranışlarını kontrol etmesi ve günlük aktivitelerini düzenlemede kendi sağlık düzeyine uygun davranışları seçerek düzenlemesi olarak tanımlanmıştır (12). Bireyler sağlıklı bir yaşam biçimini benimseyerek daha sağlıklı beslenmekte, kalp-damar hastalıklarından korunmakta, bireylerin entelektüel kapasiteleri artmakta, bağışıklık sistemini güçlendirmekte, normal beden ağırlığını korumakta ve stresle uygun bir şekilde baş edebilmelerini sağlamaktadır (13,14,15). Sağlıklı yaşam biçimi davranışlarını etkileyen birçok faktör vardır. Bunlar arasında demografik özellikler, sosyo-ekonomik durum, davranışsal, durumsal faktörler, biyolojik özellikler ve kişilerarası etkileşim sayılabilir (16). Yapılan çalışmalarda eğitim, gelir ve mesleki durumun (17), yaş ve medeni durumun (18) sağlıklı yasam biçimi davranışlarının uygulanmasında ve sürdürülmesinde etkili olduğu bildirilmiştir. Hemşireler, hastaların sağlık düzeyine uygun günlük aktiviteleri planlamalı ve sürdürülmesini sağlamalıdır. Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği’nin sağlığı geliştirme davranışlarının belirlenmesinde ve bu amaca yönelik planlanacak programların etkinliğini değerlendirilmesinde kullanılabileceği belirtilmiştir (12). Bu çalışma; kronik hemodiyaliz hastalarının sağlıklı yaşam biçimi davranışlarını değerlendirmek amacı ile yapıldı. Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ stres yönetimidir (madde 5,11,17,23,29,35,41,47). Gereç ve Yöntem Araştırma; Ocak-Mayıs 2011 tarihleri arasında Ölçeğin derecelendirmesi 4’lü likert tipte olup, hiçyapıldı. Araştırmanın örneklemini, az bir yıldır he- bir zaman “1”, bazen “2”, sık sık “3” ve düzenli “4” modiyaliz tedavisi alan ve iletişim sorunu olmayan olarak puanlanmaktadır. Ölçeğin tamamı için en 365 kronik hemodiyaliz hastası oluşturdu. düşük puan 52, en yüksek puan 208’dir. Revize edi- Veri toplama araçları: Veriler Hasta Tanıtım For- len ölçeğin sağlığı geliştirme davranışlarının belirmu ve Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği-II lenmesinde ve bu amaca yönelik planlanacak progile yüzyüze görüşme yöntemi kullanılarak araştırma- ramların etkinliğini değerlendirilmesinde kullanılacı tarafından toplandı. Her bir hasta için görüşme ve bileceği belirtilmiştir (8). Ölçeğin Cronbach alfa güvenirlik katsayısı top- verileri toplama süresi ortalama 30 dakikadır. Hasta Tanıtım Formu: Araştırmacı tarafından lam ölçek için 0.94 olup, altı alt faktörler için 0.79hazırlanan bu formda hastaların yaş, cinsiyet, mede- 0.87 arasında değişim göstermektedir (19). Yapılan ni durum, çalışma durumu gibi sosyodemografik bu çalışmada Cronbach alfa güvenirlik katsayısı topözellikleri, antropometrik ölçümleri, tanı ile ilgili lam ölçek için 0.91 olarak bulundu. Verilerin Değerlendirilmesi: Çalışmadan elde bilgileri, periton diyalizi ve transplantasyon öyküsü, tam kan sayımları ve diğer biyokimyasal parametre- edilen tüm veriler bilgisayarda Statistical Packages for the Social Science (SPSS) 11.5 kullanılarak deleri yer almaktadır. Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği: ğerlendirildi. Tanımlayıcı istatistiksel analizler yaWalker, Sechrist and Pender (1987) tarafından oluş- pıldıktan sonra (frekans, yüzde dağılımı, ortalama ± turulan orijinal ölçek, ülkemizde Esin (1997) tara- standart sapma), sürekli değişkenlerin normal dağılıfından geçerlik ve güvenirliği yapılmıştır. Bireyin ma uygunluğu Shapiro Wilks Testi ile değerlendirildi. Sürekli değişkenlerin, sosyodemografik veya sağlıklı yaşam biçimi ile ilişkili olarak sağlığı geliş- tiren davranışlarını ölçer (7). Orjinal ölçek, alt grup- klinik özelliklere göre oluşturulan gruplarda fark t ları gözden geçirilip, daha yüksek alfa etkinlik sevi- testi, ANOVA, Pearson’s korelasyon analizi, normal yeleri oluşturmak için yenilenmiştir (19). Yenilenen dağılıma uymayan verilerde ise Kruskal Wallis Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği-II Varyans Analizi ve Mann-Whitney U testi kullanıldı. Veriler %5 yanılma düzeyinde, p<0.05 değeri (Health Promotion Lifestyle Profile II), ülkemizde Bahar, Beşer, Gördes, Ersin ve Kıssal (2008) tara- istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Araştırmanın Etik Yönü: Araştırmalarda; hasta fından güvenirlik ve geçerliği yapılmıştır (8). bireylerin bireysel hakları korumak, bireyin sağlığı- Bu ölçek 52 madde ve altı alt boyuttan oluşmak- tadır. Bunlar; manevi gelişim, kişilerarası ilişkiler, nı ön planda tutmak, zarar vermemek ve insana özgü beslenme, fiziksel aktivite, sağlık sorumluluğu ve değerlerle bilim arasında denge sağlamak gerekmekstres yönetimidir. Ölçeğin alt boyutları; sağlık so- tedir. Çalışmada rehber alınan bu etik düşünceler rumluluğu (madde 3,9,15,21,27,33,39,45,51), fizik- ‘insana zarar vermeme’ kuralından yola çıkarak sel aktivite (madde 4,10,16,22,28,34,40,46), beslen- ‘önce yarar’ ilkesine dayandı. Araştırmada göz me (madde 2,8,14,20,26,32,38,44,50), manevi geli- önünde bulundurulan diğer bir ilke ‘özerkliğe saygı’ şim (madde 6, 12, 18, 24, 30, 36, 42, 48, 52), kişile- ve ‘insana ve insanın karar verme hakkına saygı’ idi. rarası ilişkiler (madde 1,7,13,19,25,31,37,43,49) ve 21 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Katılımcılara özgür ve bağımsız olarak kendi Bulgular başına karar verme hakkı olduğu için araştırmaya Çalışmaya alınan 365 hemodiyaliz hastasının % katılmaya istekli olanlar seçildi. Özerkliğe saygı 53.4’ü erkek, %86.8’i evli, %56.4’ü ilkokul mezu- ilkesine göre; araştırmacı veri toplamadan önce nu, %45.5’i emekli (Tablo 1) olup, yaş ortalaması kendini tanıttı, araştırmanın amacı, planı beklenen 56.56 ±14.49 (17-90) yıldır. Hastaların %4.1 (n=)’ yararları, katılanların bilgilerinin saklı kalacağını, inin daha önce böbrek nakli olduğu, %5.8 (n=)’inin istedikleri zaman araştırmadan çıkabileceklerini de periton diyalizi uyguladığı %83.3 (n=304)’ünün açıkladı ve katılımcılardan sözel bilgilendirilmiş sigara kullanmadığı, %97.3 (n=355)’ünün de alkol onam alındı. kullanmadığı belirlendi. Beden kütle indeksi (BKİ) Araştırmanın yürütüleceği kuruma; araştırmanın amacı, planını belirten ve araştırmada kullanılacak veri toplama araçlarının da ek olarak yer aldığı başvuru dosyası ile müracaat edilerek araştırma için izin alındı. ortalaması 24.90±5.33 (13-43) kg/m2’dir. Çalışmaya alınan hastaların primer böbrek hastalıkları Tablo 1’de verildi. Tablo 1. Sosyodemografik Özellikler ve Primer Böbrek Hastalıkları n % Kadın Cinsiyet 170 46.6 Erkek 195 53.4 Medeni Durum Evli Bekar 317 48 86.8 13.2 Okur-Yazar Değil Okur-Yazar İlköğretim Mezunu Lise Mezunu Üniversite Mezunu 64 15 206 50 30 17.5 4.1 56.4 13.7 8.2 Emekli 166 45.5 Memur İşçi 5 2 1.4 0.5 Serbest Meslek Sahibi 32 8.8 Ev Hanımı 160 43.8 Eğitim Durumu Çalışma Durumu Primer Tanı Diyabetik Nefropati Hipertansif Nefropati Glomerülonefrit Piyelonefrit Polikistik Böbrek Diğer 22 97 104 69 21 28 46 26.6 28.5 18.9 5.8 7.7 12.6 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Kan basıncı ve laboratuvar verileri Tablo 2’de gösterildi. Tablo 2. Kan Basıncı ve Biyokimyasal Veriler (n=365) SKB (mmHg) DKB (mmHg) Sodyum (mEq/L) Potasyum (mEq/L) Kalsiyum (mg/dl) T.Protein (mg/dl) Albumin (g/dl) T.Kolesterol (mg/dl) Trigliserid (mg/dl) AKŞ (mg/dl) Hb (g/dl) Hct (%) Ort 118.60 70.29 135.84 5.12 9.00 6.67 4.08 168.46 193.56 124.62 11.29 34.97 SS 24.93 13.86 10.36 0.84 0.92 0.62 0.39 46.34 116.08 63.97 1.64 5.13 Min 60.00 40.00 1.39 3.10 3.00 4.20 2.80 75.00 37.00 49.00 5.50 18.10 Maks 220.00 140.00 145.00 10.10 13.70 9.00 6.80 358.00 746.00 444.00 16.40 49.80 Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği (SYBDÖ)-II ve alt boyut puan ortalamaları Tablo 3’de gösterildi. Tablo 3. Toplam SYBDÖ-II ve Alt Boyut Puanları (n=365) SYBDÖ-II Ort SS Min Maks Sağlık Sorumluluğu Fiziksel Aktivite Beslenme Manevi Gelişim Kişilerarası İlişkiler 27.18 13.39 25.50 31.92 31.37 4.22 4.63 3.43 3.68 3.87 11.00 8.00 15.00 16.00 16.00 76.00 29.00 36.00 36.00 36.00 Stres Yönetimi Toplam SYBDÖ Puanı 27.38 156.72 3.63 15.53 14.00 107.00 32.00 223.00 Kadın ve erkek hemodiyaliz hastaları arasında SYBDÖ-II ölçeğindeki sağlık sorumluluğu ve kişiler arası ilişkiler alt boyut puanları açısından anlamlı fark bulunmazken (p>0.05), toplam SYBDÖ-II puanları, fiziksel aktivite, beslenme, manevi gelişim ve stres yönetimi alt boyut puanları açısından anlamlı fark bulundu (p<0.01, p<0.01, p<0.01, p<0.05 ve p<0.01). Kadınların toplam SYBDÖ-II puanları, fiziksel aktivite, beslenme, manevi gelişim ve stres yönetimi alt ölçek puanları erkeklerin puanlarından daha düşüktü (Tablo 4). 23 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Tablo 4. Cinsiyete Göre Toplam SYBDÖ-II ve Alt Boyut Puanları Farkı Kadın Ort SS Sağlık Sorumluluğu Fiziksel Aktivite Beslenme Manevi Gelişim Kişilerarası İlişkiler Stres Yönetimi SYBDÖ Erkek Ort SS U 27.16 3.19 27.19 4.95 0.831 16362.5 12.20 24.96 4.00 3.19 14.42 25.97 4.89 3.56 0.001** 0.003** 31.36 3.82 32.41 3.49 0.003** 31.35 3.73 31.39 4.00 0.747 26.93 3.74 27.78 3.50 0.022* 153.89 14.81 159.16 15.76 0.001** 11964.5 13623 13601. 5 16252. 5 14284. 5 13207. 5 Evli Sağlık Sorumluluğu Fiziksel Aktivite Beslenme Manevi Gelişim Kişilerarası İlişkiler Stres Yönetimi Toplam SYBDÖ p Bekar Ort SS Ort SS p U 27.27 4.34 26.56 3.24 0.212 6764.5 13.09 25.76 31.85 4.46 3.32 3.69 15.33 23.81 32.37 5.25 3.69 3.60 0.005* 0.001* 0.295 5692.5 5122 6899 31.45 3.69 30.88 4.94 0.856 7485 27.45 156.84 3.61 15.59 26.94 155.90 3.80 15.26 0.381 0.765 7015 7381 Not: Mann Whitney-U testi kullanıldı. *p<0.05, **p<0.01. Evli ve bakar hastalar arasında toplam SYBDÖ-II puanları, fiziksel aktivite ve bes- SYBDÖ-II puanları, sağlık sorumluluğu, manevi lenme alt ölçek puanları diğer eğitim gruplarından gelişim, kişilerarası ilişkiler ve stres yönetimi puan- daha ları açısından anlamlı fark bulunmazken (p>0.05), KW=41.038, p<0.01 ve KW=16.582, p<0.01). Lise fiziksel aktivite ve beslenme puanları açısından an- mezunlarının sağlık sorumluluğu alt ölçek puanları lamlı fark bulundu (p<0.01ve p<0.01). Bekarların diğerlerinden daha yükskti (KW=9.795, p<0.05). fiziksel aktivite puanları bekarlardan daha yüksek Okur-yazar olmayanların ise manevi gelişim, kişile- iken, evlilerin beslenme alt boyut puanları bekarlar- rarası ilişkiler ve stres yönetimi alt ölçek puanları dan daha yüksekti (Tablo 4). diğerlerinden daha düşüktü (KW=41.476, p<0.01; yüksek bulundu (KW=46.653, p<0.01; KW=9.973, p<0.05 ve KW=28.697, p<0.01). Eğitim durumlarına göre toplam SYBDÖ-II puanı ve tüm alt boyut puanları istatistiksel olarak anlamlı faklılık gösterdi. Üniversite mezunlarının toplam 24 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Sigara içen ve içmeyen hastalar arasında toplam tadır (Tablo 5). SYBDÖ-II puanı, sağlık sorumluluğu, beslenme, Diyaliz hastalarının sistolik ve diyastolik kan manevi gelişim, kişilerarası ilişkiler ve stres yöneti- basınçları ile toplam SYBDÖ-II puanı ve alt boyut- mi alt ölçek puanları açısından istatistiksel olarak larının hiç biri arasında anlamlı korelasyon bulun- anlamlı fark bulunmazken (p>0.05), fiziksel aktivite madı (p>0.05), (Tablo 5). Benzer şekilde serum alt ölçek puanları açısından anlamlı fark bulundu sodyum, total kolesterol, trigliserid, hemoglobin (U=5888, p<0.01). Sigara kullanan hastaların fizik- (Hb) ve hematokrit (Htc) düzeyleri ile toplam sel aktivite alt ölçek puanları sigara kullanmayan SYBDÖ-II puanı ve alt boyutları arasında da anlam- hastaların puanlarından daha düşüktü. lı korelasyon bulunmadı (p>0.05), (Tablo 5). Alkol kullanan ve kullanmayan hastalar arasında Serum potasyum düzeyi ile sağlık sorumluluğu, sağlık sorumluluğu, beslenme, manevi gelişim, kişi- kişilerarası ilişkiler ve stres yönetimi arasında an- lerarası ilişkiler ve stres yönetimi alt boyut puanları lamlı korelasyon bulunmazken (p>0.05), toplam açısından anlamlı fark saptanmazken (p>0.05), top- SYBDÖ-II puanı, fiziksel aktivite, beslenme ve ma- lam SYBDÖ-II puanı ve fiziksel aktivite alt boyut nevi gelişim puanları arasında pozitif yönde anlamlı puanları açısından anlamlı fark saptandı (U=950, korelasyon bulundu (p<0.01, p<0.05, p<0.05 ve p<0.05 ve U=1079.5, p<0.05). Alkol kullanan has- p<0.01). Buna göre; sağlıklı yaşam biçimi davranış- taların toplam SYBDÖ-II ve fiziksel aktivite puan- ları, fiziksel aktivite, beslenme ve manevi gelişim ları alkol kullanmayanlardan daha düşüktü. arttıkça serum potasyum düzeyi azalmaktadır (Tablo 5). Hasta yaşı ile sağlık sorumluluğu, beslenme ve stres yönetimi puanları arasında istatistiksel olarak Total protein düzeyi ile sadece stres yönetimi anlamlı korelasyon bulunmazken (p>0.05), toplam puanları arasında negatif yönde (p<0.01), serum SYBDÖ-II puanı, fiziksel aktivite, manevi gelişim albümin düzeyi ile toplam SYBDÖ-II puanı, fiziksel ve kişilerarası ilişkiler puanları arasında negatif aktivite, manevi gelişim ve kişilerarası ilişkiler pu- yönde anlamlı korelasyon bulundu (p<0.01, p<0.01, anları arasında pozitif yönde anlamlı korelasyon p<0.01 ve p<0.01). Buna göre; yaş arttıkça toplam bulundu (p<0.01, p<0.05, p<0.05 ve p<0.01). Buna sağlıklı yaşam biçimi davranışları, fiziksel aktivite, göre; stres yönetimi arttıkça total protein düzeyi manevi gelişim ve kişilerarası ilişkiler azalmaktadır azalmakta, sağlıklı yaşam biçimi davranışları, fizik- (Tablo 5). sel aktivite, manevi gelişim ve kişilerarası ilişkiler arttıkça serum albümin düzeyi de artmaktadır Beden kitle indeksi (BKI) ile sağlık sorumlulu- (Tablo 5). ğu, beslenme ve kişilerarası ilişkiler puanları arasında anlamlı korelasyon bulunmazken (p>0.05), top- Açlık kan şekeri (AKŞ) düzeyi ile toplam lam SYBDÖ-II puanı, fiziksel aktivite, manevi geli- SYBDÖ-II puanı, fiziksel aktivite ve manevi geli- şim ve stres yönetimi arasında negatif yönde anlam- şim puanları arasında negatif yönde anlamlı ilişki lı korelasyon bulundu (p<0.01, p<0.01, p<0.01 ve bulundu (p<0.05, p<0.01 ve p<0.05). Buna göre; p<0.05). Buna göre; toplam sağlıklı yaşam biçimi sağlıklı yaşam biçimi davranışları, fiziksel aktivite davranışları, fiziksel aktivite, manevi gelişim ve ve manevi gelişim arttıkça açlık kan AKŞ azalmak- stres yönetimi arttıkça beden kitle indeksi azalmak- tadır (Tablo 5). 25 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Tablo 5. Toplam SYBDÖ-II ve Alt Boyut Puanları ile Yaş, BKİ ve Kan Basıncı Arasındaki İlişkiler (n=365). Yaş (yıl) BKİ (kg/m2) SKB (mmHg) DKB (mmHg) Sodyum (mEq/L) Potasyum (mEq/L) Kalsiyum (mg/dl) Protein (mg/dl) Albumin (g/dl) Kolesterol (mg/dl Trigliseri d (mg/dl) AKŞ (mg/ dl) Hb (g/dL) Hct (%) Sağlık Sorumluluğu -0.058 0.266 Fiziksel Aktivite -0.396 0.001** 0.067 p r Beslenme 0.005 0.921 Kişilerarası İlişkiler -0.151 0.004** -0.280 0.086 -0.162 -0.038 -0.156 -0.131 0.202 0.001** 0.099 0.002** 0.472 0.003** 0.012* 0.017 0.023 -0.008 -0.089 -0.069 -0.081 -0.047 p r 0.742 0.669 0.886 0.090 0.189 0.123 0.372 0.023 0.097 0.030 -0.039 -0.004 -0.044 0.021 p r 0.663 0.065 0.561 0.453 0.946 0.405 0.684 0.023 -0.084 -0.081 -0.076 -0.029 -0.092 -0.084 p r 0.668 0.110 0.121 0.148 0.579 0.080 0.108 -0.002 0.172 0.110 0.128 0.053 0.101 0.144 0.967 0.001** 0.036* 0.014* 0.314 0.054 0.006** -0.070 0.029 -0.004 -0.026 0.065 -0.035 -0.010 0.183 0.585 0.943 0.617 0.216 0.509 0.846 -0.095 0.098 0.034 -0.087 -0.063 -0.207 -0.073 p r 0.068 0.062 0.520 0.098 0.229 0.001** 0.164 0.048 0.327 0.069 0.113 0.122 -0.010 0.180 p r 0.356 0.001** 0.186 0.031* 0.019* 0.845 0.001** -0.055 -0.103 -0.004 -0.050 -0.048 -0.037 -0.079 0.294 0.050 0.943 0.343 0.365 0.478 0.133 -0.010 -0.028 0.013 0.005 -0.014 0.065 0.006 0.848 0.590 0.799 0.926 0.790 0.214 0.911 -0.033 -0.218 0.038 -0.116 -0.091 -0.010 -0.118 p 0.535 0.001** 0.468 0.026* 0.082 0.852 0.025* r p r p 0.050 0.342 0.009 0.865 0.078 0.138 0.069 0.190 -0.034 0.517 -0.070 0.181 0.090 0.087 0.092 0.079 0.013 0.808 0.023 0.661 -0.031 0.551 0.002 0.976 0.046 0.380 0.036 0.498 r p r p r p r p r p r Stres Yöneti-0.041 0.434 Toplam SYBDÖ Manevi Gelişim -0.300 0.001** -0.251 0.001** Tartışma Dünya Sağlık Örgütü bireylerin sağlık kalitelerinin Sağlıklı yaşam biçimi davranışlarının mortalite %60’ının davranış ve yaşam tarzına bağlı olduğuna ve morbidite yanında, yaşam kalitesi üzerine de işaret etmektedir (21). olumlu etkilerde bulunmaktadır (20). 26 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Yaptığımız çalışmada, toplam SYBDÖ-II ortala- nımı gibi doğrudan sağlıklı yaşam biçimi ile ilişkili ma puanları 156.72 ± 15.53 olarak bulundu. davranışlar, böbrek yetmezliği riskini de artırmaktaSYBDÖ-II’nin alt boyutlarının puan ortalamaları dırlar (30). Sözü edilen durumların çoğu, böbrek ise; sağlık sorumluluğu 27.18±4.22, fiziksel aktivite hastalıkları açısından hem altta yatan neden hem de 13.39±4.63, beslenme 25.50±3.43, manevi gelişim yetersizliğe katkısı olan faktörler olarak sınıflandırı31.92±3.68, kişilerarası ilişkiler 31.37±3.87, stres labilir. Bu nedenle, böbrek hastalıkları riskini artıran yönetimi 27.38±3.63’dür. hastalıkların yaşam tarzı değişiklikleriyle önlenmesi ve/veya böbrek hastalıklarının gidişi sırasında hasta- Literatürde hemodiyaliz hastalarının sağlıklı ya- lık üzerine olumsuz etkileri olan eş tanıların uygun şam kalitesini değerlendiren benzer çalışmaya rast- bir biçimde tedavi edilmesi, son dönem böbrek yet- lanmamıştır ve çalışmamız, Türkiye’de diyalize de- mezliği sıklığında ve diyaliz gereksinimi olan hasta vam eden hastalarda sağlıklı yaşam biçimi davranış- sayısında azalma sağlayacaktır. Böbrek hastalığı larını değerlendiren ilk çalışmadır. Gelecekte konu olan bireylerin önerilen yaşam tarzı değişiklerine ile ilgili yapılacak başka çalışmalara temel oluştur- uymakta güçlük çektikleri ve buna bağlı olarak ması ve uygulanacak eğitim programlarında sağlıklı prognozun kötüleştiği bilinmektedir (31). yaşam biçimi davranışlarına dikkat çekmesi açısından önemlidir. Yaptığımız çalışmada; erkek diyaliz hastalarının kadınlara göre daha fazla egzersiz yaptıkları ve bes- Kronik hastalıklarla ilişkilendirilen sağlıksız ya- lenme alışkanlıkları, manevi gelişim ve stres yöneti- şam biçimi davranışları arasında dengesiz beslenme, mi açısından daha olumlu davranışlara sahip olduk- beden kütle indeksinin fazla olması, sigara kullanımı ları belirlendi. Kadının hem evdeki ve/veya işdeki ve sedanter yaşam yer almaktadır (23). Obezitedeki sorumlulukları dikkate alındığında, ülkemizdeki er- artış ve daha sedanter yaşam diyabetin yaş profilini kek egemen kültürel yapının baskınlığı bağlamında değiştirmiştir. Diyabet, günümüzde geriatrik bir so- örneklemimizdeki kadınların planlı egzersiz yapa- run olarak değerlendirilmemekte ve başlangıç yaşı- mamaları, stres yönetiminde yetersiz kalmaları daha nın giderek düştüğü gözlenmektedir (24). Çok sayı- anlaşılır hale gelmektedir. Bu nedenle, kadın diyaliz da çalışma sonuçları, diyabetin önlenmesinde yaşam hastalarının daha fazla egzersize yönlendirilmesi ve tarzı değişikliklerinin (diyet ve fiziksel aktivite gibi) stresle baş etme becerilerinin aratırılmasına yönelik önemini göstermiştir (25,26). Aynı biçimde, hiper- girişimlerde bulunulması daha önemli hale gelmek- tansiyonu olan bireylerde yaşam tarzı değişiklikleri- tedir nin hastalığın önlenmesi ve tedavisinde çok önemli olduğu vurgulanmıştır (27). Yaşam tarzı değişiklik- Sağlık çalışanları, rutin olarak kronik hastalığı leri, obezitenin önlenmesi ve azaltılması amacıyla olan birçok erişkine fiziksel aktivite önerilerinde sı klı kl a kul lanı lan gi r i şi ml erdir ( 28). bulunmaktadırlar. Fiziksel aktivitenin sağlık ve iyi- Kardiyovasküler hastalıklar, diyabet ve kronik böb- lik hali (well-being) üzerine etkileri fark edilmiş rek hastalıkları biri diğerinin komplikasyonu olabi- olmasına karşın, kronik hastalığı olan çoğu erişkin len hastalıklardır. Sonuç olarak, bu kronik hastalık- sedanter bir yaşam sürmektedir (32). O’Hare ve arların birlikte bulunma olasılıkları yüksektir. Ayrıca, kadaşları (2003) tarafından yapılan çalışmada, bu hastalık grupları fazla kilolu veya obez olma, sedanter diyaliz hastalarının bir yıllık mortalite riskötü beslenme ve fiziksel aktivite azlığı ya da yoklu- kinin bir biçimde fiziksel aktiviteye katılan bireylerğu gibi bazı risk faktörlerini de bulundurmaktadırlar den daha yüksek olduğu gösterilmiştir (33). (29). Fiziksel aktivite, obezite, sigara ve alkol kulla27 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Im ve arkadaşları (2011) tarafından yapılan kü- lanmış bir duruma dönüşmektedir. çük ölçekli bir çalışmada, kadınların fiziksel ve zi- Sigara kullanımı, genel olarak tedaviye uyum- hinsel sağlıkları için fiziksel aktivitenin gerekliliğini suzluğun göstergelerindendir (39). Alkol kullanımı- kabul ettikleri ancak, çoğu kadının fiziksel aktivite- nın ise glomerüler hasar, hipertansiyon ve sini artırmak konusunda eyleme geçemediği bulun- hipertansif nefrosklerozis için potansiyel bir risk muştur (34). faktörü olduğu bildirilmiştir (40). Yaptığımız çalışmada; evli hastaların bekarlara Çalışmamızda, sigara kullanmayan hastalara gö- göre daha fazla egzersiz yaptıkları ve daha iyi bes- re sigara kullananların fiziksel aktivitelerinin daha lenme alışkanlıklarına sahip oldukları belirlendi. az olduğu, alkol kullanmayan hastalara göre alkol Çok sayıda araştırmacı, aile yaşamının ve arkadaşla- kullananların fiziksel aktivitelerinin ve sağlıklı ya- rın fiziksel aktivite davranışı üzerine olumlu etkileri şam tarzı davranışlarının yetersiz olduğu saptandı. olduğu bildirilmiştir (35,36). SDBY, hem hastayı Sigara ve alkol kullanan hastaların özellikle sağlık hem de ailesini etkileyen bir durumdur. Hasta veya sorumluluğu açısından kullanmayanlardan farklı eş ile ilişkiler, bir teselli veya destek kaynağı olarak olmaması şaşırtıcıdır. Bunun nedeni, sigara ve/veya kabul edilmelidir. Çoğu çift, emosyonel destek sağ- alkol kullanan hasta sayısının azlığı olabilir. lamak için tutarlı bir yol geliştirmiş, günlük aktivitelerin birlikte yapıldığı, çatışmaların giderildiği Çalışmamıza dahil edilen olguların BKİ ortala- yaklaşımları uygulama becerisi kazanmıştır. Böyle- ması 24.90 ± 5.33 kg/m2 idi. Buna göre hemodiyaliz ce, hastalığa bağlı sorunlar azalmış ve çiftin yaşam hastalarının fazla kilolu olduğu söylenebilir. Örnek- doyumları artmıştır (37). Bizim çalışmamızda da, lemimizde BKİ, total kolesterol ve açlık kan şekeri bu bulguyu destekler nitelikte sonuçlar elde edilmiş- ile sağlıklı yaşam biçimi davranışları arasında nega- tir. Ancak, medeni durumun sağlık sorumluluğu, tif ilişki bulunması beklenen bir sonuçtur. Buna manevi gelişim, kişilerarası ilişkiler ve stres yöneti- ileveten, obezite, diyabet, hipertansiyon ve mi üzerine etkisi olmadığı yönünde bulgular elde hiperlipidemi kronik böbrek hastalıkları riskini artı- ettik. Evliliğin, sağlıklı yaşam biçimi davranışları- ran durumlardır (30). nın tüm boyutlarında etkili olmaması bizim için şa- Serum potasyum düzeyi, uygulanan tedavi şırtıcı oldu. Bunun nedeni, çalışmamızda değerlen- rejimine uyumun bir göstergesi olarak kullanılmak- dirilen olguların evlilik uyumlarının düzeyi ve çift- tadır (41,42). Bu bilgi ile uyumlu olarak bizim çalış- lerin birbirlerine destek düzeyleri ile ilişkili olabilir. mamızda da, sağlıklı yaşam biçimi davranışları, fiziksel aktivite, beslenme ve manevi gelişim arttıkça Yaptığımız çalışmada eğitim düzeyi arttıkça sağlıklı yaşam biçimi davranışlarının da artma olduğu- serum potasyum düzeyinin azaldığı bulundu. Buna nu görüldü. Literatürdeki bulgular da, eğitimin eg- göre, hemodiyaliz hastaları potasyum ile ilgili diyet zersiz alışkanlıkları üzerine olumlu etkisi olduğunu kısıtlamalarına uyum göstermektedir. göstermektedir (38). Bu bağlamda, eğitimin sağlıklı bir yaşamın sürdürülmesi açısından önemini kavramayı kolaylaştırdığı söylenebilir. Toplumun eğitim düzeyi arttıkça, sağlıkla ilişkili algısı da daha yapı28 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Sonuç ve Öneriler Kadınların toplam SYBDÖ-II puanları, fiziksel aktivite, beslenme, manevi gelişim ve stres yönetimi puanları erkeklerden daha düşük, bekarların fiziksel aktivite puanları evlilerden daha yüksek iken, evlilerin beslenme puanları bekarlardan daha yüksek, lise mezunların sağlık sorumluluğu puanları daha yüksektir. Sigara kullanan hastaların fiziksel aktivite puanları sigara kullanmayanlara göre daha düşük ve alkol kullanan hastaların toplam SYBDÖ-II ve fiziksel aktivite puanlarının alkol kullanmayanlara göre daha düşüktür. Hasta yaşı arttıkça toplam sağlıklı yaşam biçimi davranışları, fiziksel aktivite, manevi gelişim ve kişilerarası ilişkiler azalmaktadır. Toplam sağlıklı yaşam biçimi davranışları, fiziksel aktivite, manevi gelişim ve stres yönetimi arttıkça beden kitle indeksi azalmakta, sağlıklı yaşam biçimi davranışları, fiziksel aktivite, beslenme ve manevi gelişim arttıkça serum potasyum düzeyi azalmakta, sağlıklı yaşam biçimi davranışları, fiziksel aktivite ve manevi gelişim arttıkça açlık kan AKŞ azalmaktadır. Buna göre; sağlıklı yaşam biçimi davranışlarında sosyodemografik özelliklerin ve sigara, alkol gibi alışkanlıkların etkili olduğu, bu davranışların da kan biyokimyasını etkilediği söylenebilir. Bu sonuçlar doğrultusunda; kadınların, bekarların, okur-yazar olmayanların, ileri yaşta olanların, alkol kullananların ve fiziksel aktivitesi az olanların sağlıklı yaşam biçimi davranışları kazanmaları yönünde daha fazla desteklenmesi önerilmektedir. Sorumlu yazar: Doç.Dr. Sezgi Çınar E-posta: [email protected] 29 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Kaynaklar 1. Aydın M. Kronik Böbrek Yetmezliği ve Renal Replasman Tedavileri. İçinde: Türkmen F, ed. Hemodiyaliz Seminerleri. 1. Baskı. İstanbul: Deniz Ofset Matbaacılık. 2002. s.11-22. 2. Çınar MS. Hemodiyaliz Hastalarında Optimal Yaşam Kalitesinin Sağlanması. İçinde: Akoğlu E, ed. Hemodiyaliz Hemşireliği El Kitabı, Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü. Ankara: Takav Matbaacılık Yayıncılık. 2000. s. 61-6. 3. Süleymanlar G, Altıparmak MA, Seyahi N, Trabulus S. Türkiye’de Nefroloji, Diyaliz ve Transplantasyon Registry 2012. Ankara: Türk Nefroloji Derneği Yayınları. 2013. s.1. 4. Kuzeyli YY, Fadıloğlu Ç. Diyaliz hastalarında progresif gevşeme yöntemlerinin kaygı düzeyi ve yaşam kalitesine olan etkisinin incelenmesi. Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi 2005; 21: 33-45. 5. Mittal SK, Ahern L, Flaster E, Maesaka JK, Fishbane S. Self-assessed physical and mental function of haemodialysis patients. Nephrol Dial Transplant 2001; 16: 1387-94. 6. Çınar S. Hemodiyaliz hastalarında psikososyal uyum ve etkileyen faktörlerin belirlenmesi. Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2009; 22-8. 7. Esin N. Endüstriyel alanda çalışan işçilerin sağlık davranışlarının saptanması ve geliştirilmesi. Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi, İstanbul. 1997. 8. Bahar Z, Beşer A, Gördes N, Ersin F, Kıssal A. Sağlıklı yaşam biçimi davranışları ölçeği II’nin geçerlik ve güvenirlik çalışması. C.Ü. Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi 2008;12(1):1-13. 9. Sanci LA, Coffey CM, Veit FC, Carr-Gregg M, Patton GC, Day N, Bowes G. Evaluation of the effectiveness of an educational intervention for general practitioners in adolescent health care: randomised controlled trial. BMJ 2000; 320: 224-30. 10. Wainwright P, Thomas J, Jones M. Health promotion and the role of the school nurse: a systematic review. J Adv Nurs 2000; 32: 108391. 11. Akça Ay F. Mesleki Temel Kavramlar. Sağlık Uygulamalarında Temel Kavramlar ve Beceriler. İstanbul: Nobel Tıp Kitabevleri. 2012. s. 221. 12. Pender NJ, Barkauskas VH, Hayman L, Rice VH, Anderson ET. Health promotion and disease prevention: toward excellence in nursing practice and education. Nursing Outlook 1992; 40(3): 106-112. 13. Edelman C, Mandle CL. Health promotion throught the lifespan. Philidelphia, USA: Mosby Company. 2002. 14. Gordon E, Golanty E, Brown KM. Health and Wellness: Physical Activity for Health and Well -Being. Boston: Jones and Barlett Publishers. 2002. 15. Özdinç SA. Yaşlanma ve egzersiz. Sağlık ve Toplum 2003; 13: 18-22. 16. Maurer F, Smith C. Community Health Nursing Theory and Practice. WB Saunders Company. 2000. 17. Bottorff JL, Johnson JL, Ratner PA, Hayduk LA. The effects of cognitive-perceptual factors on health promotion behavior maintenance. Nurs Res 1996; 45: 30-6. 18. Sayan A, Erci B. Çalışan kadınların sağlığı geliştirici tutum ve davranışları ile öz-bakım gücü arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi. Atatürk Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi 2001; 4: 11-9. 19. Walker SN, Hill-Polerecky DM. Psychometric evaluation of the Health Promoting Lifestyle Profile II. Unpublished manuscript. University of Nebraska Medical Center. 1996. 20. Li C, Ford ES, Mokdad AH, Jiles R, Giles WH. Clustering of multiple healthy lifestyle habits and health-related quality of life among U.S. adults with diabetes. Diabetes Care 2007; 30: 1770-6. 21.The WHO cross-national study of health behavior in school-aged children from 35 countries: Findings from 2001-2002. J Sch Health 2004; 74: 204-6. 22. Wainwright P, Thomas J, Jones M. Health promotion and the role of the school nurse: a 30 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ 23. Sherwood NE, Jeffery RW. The behavioral determinants of exercise: implications for physical activity interventions. Annu Rev Nutr 2000; 20: 21-44. 24. Ludwig DS, Ebbeling CB. Type 2 diabetes mellitus in children: primary care and public health considerations. JAMA 2001; 286: 142730. 25. Tuomilehto J, Lindstrom J, Eriksson JG, Valle TT, Hamalainen H, Ilanne-Parikka P, KeinanenKiukaanniemi S, Laakso M, Louheranta A, Rastas M, Salminen V, Uusitupa M. Prevention of type 2 diabetes mellitus by changes in lifestyle among subjects with impaired glucose tolerance. N Engl J Med 2001; 344: 1343-50. 26. Diabetes Prevention Program Research Group. Reduction in the incidence of type 2 diabetes with lifestyle intervention or metformin. N Engl J Med 2002; 346: 393-403. 27. Lenz TL, Monaghan MS. Lifestyle modifications for patients with hypertension. J Am Pharm Assoc 2008; 48(4): 92-9. 28. Keener D, Goodman K, Lowry A, Zaro S, Kettel Khan L. Recommended community strategies and measurements to prevent obesity in the United States: Implementation and measurement guide. Atlanta, U.S: Department of Health and Human Services, Centers for Disease Control and Prevention. 2009. 29. Tong B, Stevenson C. Comorbidity of cardiovascular disease, diabetes and chronic kidney disease in Australia. Cardiovascular Disease Series 28. Australian Institute of Health and Welfare Canberra. 2007. p. 1-13. 30. Stengel B, Tarver-Carr ME, Powe NR, Eberhardt MS, Brancati FL. Lifestyle factors, obesity and the risk of chronic kidney disease. Epidemiology 2003; 14: 479-87. 31. Denhaerynck K, Manhaeve D, Dobbels F, Garzoni D, Nolte C, De Geest S. Prevalence and consequences of nonadherence to hemodialysis regimens. Am J Crit Care 2007; 16: 222-35. 32. Conn VS, Hafdahl AR, Brown SA, Brown LM. Meta-analysis of patient education interventions to increase physical activity among chronically 31 ill adults. Patient Educ Couns 2008; 70: 157-72. 33. O'Hare AM, Tawney K, Bacchetti P, Johansen KL. Decreased survival among sedentary patients undergoing dialysis: results from the dialysis morbidity and mortality study wave. Am J Kidney Dis 2003; 41: 447-54. 34. Im EO, Lee B, Chee W, Stuifbergen A. Attitudes toward physical activity of white midlife women. J Obstet Gynecol Neonatal Nurs 2011; 40: 312-21. 35. Buckworth J, Dishman R. Exercise psychology. Champaign, IL: Human Kinetics. 2002. 36. Giles-Corti B, Donovan RJ. Relative influences of individual, social environmental, and physical environmental correlates of walking. Am J Public Health 2003; 93: 1583-9. 37. Gee CB, Howe GW, Kimmel PL. Couples coping in response to kidney disease: a developmental perspective. Semin Dial 2005; 18: 103-8. 38. King AC, Castro C, Wilcox S, Eyler AA, Sallis JF, Brownson RC. Personal and environmental factors associated with physical inactivity among different racial-ethnic groups of U.S. middle-aged and older-aged women. Health Psychol 2000; 19: 354-64. 39. Saran R, Bragg-Gresham JL, Rayner HC, Goodkin DA, Keen ML, Van Dijk PC, Kurokawa K, Piera L, Saito A, Fukuhara S, Young EW, Held PJ, Port FK. Nonadherence in hemodialysis: associations with mortality, hospitalization, and practice patterns in the DOPPS. Kidney Int 2003; 64: 254-62. 40. White SL, Polkinghorne KR, Cass A, Shaw JE, Atkins RC, Chadban SJ. Alcohol consumption and 5-year onset of chronic kidney disease: the AusDiab study. Nephrology Dialysis Transplantation 24(8): 2464-72. 41. Çınar S, Dilaver S, Uraz M. Hemodiyaliz hastalarının diyaliz programına, ilaç tedavilerine ve diyete uyumlarının değerlendirilmesi. Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2005; 28-33 42. Kammerer J, Garry G, Hartigan M, Carter B, Erlich L. Adherence in patients on dialysis: strategies for success. Nephrol Nurs J 2007; 34: Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Diyaliz Tedavisi Alan Hasta ve Ailesinin Bakımında Transkültürel Hemşirelik Yaklaşımı Doç.Dr. MUALLA YILMAZ Mersin Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu, Mersin Özet: Abstract: Kültür, doğanın yarattıklarına karşılık Culture involves everything that the bireylerin ortaya koyduğu her şeydir. Kültür individual has produced against what the yaşamın dokusudur ve her bireyin sahip oldu- nature has created. Culture is the texture of ğu bir kültürü vardır. Her bireyi kendi kültü- life and every individual has a culture. We rel özellikleri ile tanımak, farklılıklarla ve need to learn about every individual with benzerliklerle birlikte yaşamayı öğrenmemiz their own cultural characteristics and to live gerekmektedir. Kültürel çeşitlilikleri zengin- with their differences and similarities. We lik olarak kabul ederek kültüre duyarlı bakım also need nephrology nurses who recognize verecek yeterliliği olan nefroloji hemşireleri- cultural diversity as a source of richness and ne gereksinimiz vardır. Bu derlemede, diyaliz are able to provide culturally sensitive care. tedavisi alan hasta ve ailesine kültüre özgü This study reviews the literature on the hemşirelik bakımı vermenin önemine ilişkin importance of providing patients receiving literatür gözden geçirilmekte ve konuyla ilgili dialysis treatment and their families with güncel bilgiler sunulmaktadır. culturally specific care, and it presents up-to Anahtar Kelimeler: -date information about this subject. Transkültürel Key Words: Transcultural nursing, nephrology nurses, hemodialysis, patient and family hemşirelik, nefroloji hemşiresi, hemodiyaliz, hasta ve aile Kültür geçmişten günümüze kadar aktarılan gıladığını bilmek gerekir (3). Kültür, kişinin na- ve toplumdaki bireyler arasında köprü oluşturan ya- sıl düşüneceği, hangi dili konuşacağı, nasıl giyi- zılı olmayan bir bağdır ve toplumların yaşama biçi- neceği, nasıl inanacağı, hastalarını nasıl tedavi midir (1,2). Kültürlerin kuşaktan kuşağa aktarılma- edeceği, ölülerine ne yapacağı, nasıl besleneceği sında gelenek, inanç ve değerlerin etkisi vardır ve gelenek, inanç ve değerler tüm kültürlerin temel yapılarıdır. Eğer bir hasta bileğine mavi boncuklardan oluşan bir bilezik takıyorsa, bir erkek ameliyattan konularında etkilidir. Yeni tanı yöntemlerinden hastalıkların seyrine, semptom örüntülerinden neyin hastalık olup neyin olmadığının belirlen- önce vücudundaki kılların tıraş edilmemesi için tep- mesine dek pek çok düzeyde etkilidir (1,4). kide bulunuyorsa ya da bir kadın doğumdan sonra Toplumun sağlık yapısı kültürel açıdan iyi bilin- banyo yapmayı reddediyorsa, kültürel özelliklerin- melidir. Bireylerin değer ve tutumları yaşadıkla- den dolayı bu davranışları yapıyor olabilir (1). Her rı sosyal çevreden yani kültürden etkilenmekte- bireyin, dünyayı kendi kültür penceresinden al- dir (5). 32 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Her birey, kendisini başkalarından ayıran mediklerini belirtebilmektedirler. Hatta dini açıdan düşünce ve uygulamaları geliştirir, zaman içinde aşırı muhafazakâr olan kadın, sonucu ne olursa ol- kültürünü oluşturur. Kültür varlığını tutum, eylem sun erkek sağlık çalışanından hizmet almayacağını ve örneklerin öğrenilmesi ve öğretilmesi yolu ile ifade edebilmektedir. 21. Yüzyılın ilk yarısında hala korur. Kültür, kişiliğin şekillenmesinden ana-baba sağlık hizmeti alımında bu tür tutumların olması tutumlarına, çocuk yetiştirme biçimlerinden kullanı- sağlığın korunması ve geliştirilmesi açısından lan dile kadar, insan yaşamının pek çok yönünü et- önemli bir risk teşkil etmektedir (9). Bireylerin kül- kiler. Bireyler yıllardır belli kültürel özelliklerini türel inançları meme kanseri erken tanı uygulamala- sürdürebilmek için çaba göstermişlerdir. Bu inanış rına yönelik yarar ve engel algısını, dolayısı ile er- sağlık davranışlarına da yansımış ve sağlık sorunları ken tanı davranışlarını sürdürmelerini etkilemekte- ile karşılaşan bireyler çareyi kültürel yaşamlarında dir. Benzer şekilde bireylerin kültürel inançları kro- aramışlardır (6). Kültürel faktörler bireylerin davra- nik böbrek yetmezliği olan hastaların erken tanı nış değişiminde hem engel hem de kolaylaştırıcı davranışlarını etkileyebilir (7). olarak karşımıza çıkmaktadır. Türk toplumunda gö- Sürekli bir toplumsal hareketlilik içinde rülen “Kadercilik” kaderci yaklaşım davranış deği- olan ve gerek geçmişte, gerekse bugün çok çeşitli şimini etkileyen önemli bir faktördür (7). Periton kültürlerin sürekli etkileri altında bulunan Türkiye diyalizi tedavisi alan hastaların hastalığı kader ola- gibi bir ülkede kültürel duyarlılık konusu çok önem- rak algıladığı ve her şeyin Allah’tan geldiğine ina- lidir (10). İletişim çağında dünyanın beş kıtasında narak şükrettikleri belirtilmektedir (8). Kadere ve olup bitenlerden, çevremizden anında haberdar ol- hastalığın Allah’tan geldiğine inanmak hastalıkla duğumuz bu süreçte dünyadaki farklılıklarla ve ben- baş etmeyi kolaylaştırırken, bazı kişilerde bu kader- zerliklerle birlikte yaşamayı öğrenmemiz gerekmek- ciliğin aşırı olması hastalığın tedavisine yönelme- tedir. Kültürlerin varlığındaki çeşitlilik bireylere mesine neden olabilmektedir (1). Bu durum kültürel zenginlikler sunmaktadır. Amaç o çeşitliliği ortadan faktörlerin davranış değişiminde ne kadar önemli kaldırmak değil, koruyarak birliği, sürekliliği sağla- olduğunun bir göstergesidir. Böyle bir durumda maktır. Dünya’da çeşitli kültürler vardır, ama bu nefroloji hemşirelerinin hastalara kaderci yaklaşı- küreselleşme süreci içerisinde onun nasıl korunabi- mın sağlığı geliştirmedeki olumsuz yönlerini açık- leceğini ve korumak için yapılması gerekenleri bil- larken kültürel duyarlılık konusunu çok iyi bilmesi mek durumundayız. Burada önemli olan, dünyayı ve uygulaması gerekir . kendimize benzetmek değil, bize benzemeyen dün- Hastalık nedenlerinin nazara bağlanması yada yerimizi almak, birlik içinde çeşitlilik, çeşitli- erken teşhis ve tedaviyi geciktirmesi açısından is- lik içinde birliği sağlayabilmektir. Çeşitliliği orta- tenmedik bir sonuçtur. Büyü İslam dininde kabul dan kaldırmamak gerekir. Her kültür ürününde yüz- edilmeyen bir durum olmasına rağmen kültürün bir yıllarca, binlerce yıllık emek vardır. Yalnız toplum- parçası olmaya devam etmektedir. Kadınlar dini lar değil, dinler, mezhepler, tarikatlar, dünyayı bir- inançları, toplumun yapısı ve karar verici durumda birinden farklı bir şekilde tanımlamaktadır ve olmadıkları için karşı cins sağlık çalışanından, er- nefroloji hemşireleri de bu farklı olayları, bu farklı kekler ise dini inançları ve toplumun yapısından uygulamaları önce bilmeli, sonra hoşgörülü olmalı, dolayı kadın sağlık çalışanından hizmet almak iste- ondan sonra karar vermelidir (11). 33 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Küreselleşmenin kaçınılmaz olduğu günü- etkilediğini anlamalı ve biomedikal sistem ile farklı müzde, transkültürel bakım uygulamalarına ilişkin kültürdeki bireylere yönelik verilen bakım arasında çalışmalar, hem ülkemiz hem de dünya hemşireleri bir köprü görevi oluşturabilmelidirler. Nefroloji için ufuk açıcı olacaktır. İnsanların inanç ve uygula- hemşireleri farklı kültürlerle çalışırken o kültürleri maları, içinde yaşadığı toplumun kültürünün bir tanımalı ve hastaya ya da kendisine kültür şoku ya- parçasıdır. Kültürel özellikler sağlık ve hastalığın şatmamalı, hizmet verdikleri grubun kültürüne karşı dinamik bir etkeni olarak görülmelidir. Daha iyi duyarlı olmalıdırlar (6). Kültüre özgü bakım, bireye sağlık hizmeti verebilmek için bakım verilen grubun hastanede kaldığı süre içinde uymak ya da yapmak hastalık ve sağlığı nasıl algıladıklarını ve buna nasıl durumunda olduğu dini uygulamaları olup olmadı- tepki verdiklerini, davranışlarının arkasında hangi ğını sormaktan başlayıp, hastanedeki levhaları iki kültürel etmenlerin yer aldığını bilmek, en azından dilde yazmaya kadar geniş bir yelpazede düşünül- anlamaya çalışmak gerekmektedir. Transkültürel melidir (1,4). Kültüre özgü bakım vermek, hastanın yaklaşım, her düzeyde sağlık hizmeti veren kurum- tedaviye uyum sürecini olumlu olarak etkileyebilir. larda uygulanabilir; fakat hemşireler bu yaklaşımda Yapılan bir çalışmada Avrupa, Japonya ve Ameri- ayrıcalıklı bir konumdadır. Leininger’in modeline ka'da kültürel ve uygulamayla ilgili özelliklerin te- göre, transkültürel sağlık hizmetlerini ancak hemşi- daviye uyumu etkilediği belirtilmektedir (12). reler sağlayabilir. Çünkü hemşireliğin amacı, insan- Amerikan Hemşireler Birliği, hasta hemşire ların kültürel değerlerine ve yaşam tarzına saygılı, ilişkisinde bireyin (hastanın) kültürü, hemşirenin insana yakışır bir bakım hizmeti sağlamaktır. Hem- kültürü ve ortamın kültürü olmak üzere karşılıklı üç şireler, bireylere kültürel yönden günün koşullarına etkileşimden söz etmektedir: Bireyin (hastanın) kül- uygun, kabul edilebilir bir bakım sunmalıdır. türü sağlığa ilişkin inançları, geçmişteki hastalık/ Leininger’e göre hemşireler, hareketli ve değişen sağlık deneyimleri ile bir bütündür ve bireylerin koşullarda dünyanın her tarafından insanlarla etkile- sağlıklarını geliştirmede yaşamsal bir rol oynar şim halinde bulunabilir, göçmenlere, savaşta yaralı- (1,4). Türk halkı, sağlık sorunlarına “geçici davranış lara yardıma çağrılabilirler (4). Bu nedenle nefroloji kalıpları” geliştirerek yaklaşmaktadır. Örneğin; cid- hemşireleri hastaların, hastalıkla baş edebilmesi, di sağlık sorunları olan birisi, hastanede olduğu sü- sağlığı yükseltebilmesi ve korumaya yönelik davra- rece kendisine azami özenin gösterilmesi için bek- nışları anlayabilmesi için kültürel veri toplamaları lenti içerisinde olabilmektedir (13). gerekmektedir. Zararlı bulunan kültürel bir davranış Geleneksel toplumlarda kadının her koşulda değiştirilmeye çalışılırken o davranışın yerini doldu- sağlık hizmeti almasına engel olarak gösterilen dini racak, kültürlere ters gelmeyecek bir davranış seçi- inançlar ve toplumun kültürel yapısı kadınları daha lebilmelidir. Bakım verenler için, hastaların en zor çok geleneksel uygulamalara yönlendirmektedir. karşılanan gereksinimleri kültür farklılıklarından Kadınlar ya geleneksel uygulamalar yoluyla ya da kaynaklanan gereksinimlerdir. Nefroloji hemşireleri kendi kendilerine iyileşme yoluyla erken tanıdan 2014’lü yıllarda bakım verirken toplumun kültürel uzaklaşmakta ve erken tedavi şansını kaybetmekte- yapısını göz ardı etmemeli, çok kültürlü toplumlar- dirler (9). da kültürel içerikli bakımı sağlayan yeni yollar araştırmalı, kültürün hastalık-sağlık tanımlarını nasıl 34 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Hemşirenin kültürü kavramı ise, hasta- ya da sağlık kurumunun normlarına hastasının uy- hemşire ilişkisini etkileyen tek unsurun, hasta olma- masını beklediği zamanlarda ortaya çıkar. Hemşire yıp, hemşirelerin kendi gelenek, inanç ve değerleri- “burada benim hastanemdesin ve bizim yöntemleri- nin de transkültürel ilişki içinde oldukça fazla önem mize uymak zorundasın” diye bir ifade kullanıyorsa taşıdığını ifade etmektedir. Hemşirenin kendini an- hemşire kültürel empoze yapıyor demektir. laması, kültürel olarak hastayı anlamak için başlan- Kültürel çatışma: Hemşire, hasta ve ailesi farklı de- gıç noktası olabilir. Kültürel çatışma yaşayan hem- ğerlere sahip olduklarında, farklı davranışlar sergi- şire, kültürel çatışmanın nedenini anlayabilmesi lediklerinde, inanç ve geleneklerinin farklılığı duru- için, öncelikle kendi bilinçaltındaki kültürel davra- munda çatışma yaşayabilir. nışının farkına varmalıdır. Transkültürel üçlünün Hemşireden beklenen profesyonel tavır, sonuncu öğesi “ortamın kültürü”dür. Çevre, kültü- kültürel relativizmdir. Kültürel relativizm, bireyi rün ayrılmaz bir parçasıdır. İnsan, fiziksel, ekolojik, kültürü, kendi yapısı içinde, başka değer yargıları sosyopolitik ve kültürel varlık olarak çevresiyle kar- kullanmadan tanımak ve anlamaktır. Hastasına kül- şılıklı etkileşim halindedir. (1,4). türel relativizm ile yaklaşan hemşire kültürün özel- Nefroloji Hemşiresinin Kültürel Çatışma liklerine, inanç çeşitliliğine ve değişik çevrelerde, Yaşadığında Gösterdiği Olumsuz Tepkiler değişik sosyal ihtiyaçlar sonucu oluşan uygulamala- Etnosantrizm: Kişinin kendi kültürünü temel alarak, ra açık bir bakış açısına sahiptir (1,4). diğer kültürleri kendi kültürü açısından değerlendir- Başka bir kültürden gelen bir bireyin ya da mesidir. Etnosantrizm, genelde bir şeyin başka top- ailenin etkili bir hemşirelik bakımı alması ve kültü- lumlardaki yapılma şeklinin, aynı şeyin kendi toplu- rel açıdan güvenlikli uygulamaların kişi ya da aile munda yapılma şeklinden daha geri olduğunu varsa- tarafından belirlenmesi kültürel güvenlik olarak yan bir yaklaşımdır. Hemşirenin ait olduğu kendi açıklanabilir. Sağlık bakım hizmeti alan birey, hem- kültür grubunun inanç ve değerlerini en iyi, en ka- şire ile olan etkileşimde kendini güvende hissetmek bul edilir görmesi, bakım alanların inançlarını ve ister. Bu güven sadece fiziksel ve ruhsal anlamda değerlerini engeller. Bu etnik merkezli olma değil, aynı zamanda kültürel anlamda bir güveni de etnosantrizm biçiminde ifade edilir (3,4). içinde barındırmaktadır. Bireyin kültürel tutum ve Stereotip: Bireysel farklılıklar göz önüne alınmadan inançlarını herhangi bir tehdit hissetmeden ifade bireylerin ya da grup üyelerinin özelliklerinin aynı edebilmesi ve uygulayabilmesi ve bulunduğu ortam- olduğunun kabul edilmesidir. Stereotip davranış, dan terapotik anlamda yararlanabilmesi için hemşi- hemşirenin hastasının farklılıklarını ve bireysel relik uygulamalarının kültürel olarak güvenli olması özelliklerini tanımasına engel olabilecek bir yakla- önemlidir (14). Kültürel model ve rehberlerin kullanılması şımdır. Kültürel körlük: Kültürel farklılığın ifade edilmesi- son derece önemli bir konudur. Çünkü bu model ve ne önem vermemenin bir belirtisidir. Hemşire, has- rehberler, hemşirelerin bakım verdikleri toplumun tanın farklı yönlerini önemsemez, bunları yok sayıp, kültürel özelliklerini değerlendirmesinde, kültürel tedaviye devam ederse kültürel körlük denilen du- verilere daha sistematik ve standardize yollarla ulaş- rum ortaya çıkar. masında ve kültürlerarası hemşirelik alanında bilgi Kültürel empoze: Hemşire kendi kültür normlarına birikiminin artmasında yararlı olmaktadır. 35 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Böylece hemşireler bakım verdikleri birey- ve Biyolojik Değişkenler gibi alt kültürel boyutları lerin sağlık ve hastalık davranışlarının arkasındaki vardır. Kültüre uygun bakım modellerinden teorik kültürel faktörleri bilir ve bakım verdikleri kişilerle ve kavramsal olarak elde edilmiş bilgiyi kullanmak aralarında gelişebilecek ve bakıma olumsuz yansı- hemşireler yacak bir algılama ya da davranış yaşanması engel- transkültürel modeli bireylerin kültürel miraslarını lenir. Bunların sonucunda hemşirelerin bireylere inançlarını, tutum ve davranışlarını anlamamızı sunduğu bakımın kalitesi yükselir. Türkiye’de yapı- mümkün kılmaktadır. Bu model kültürel olarak lan bir çalışmada hemşirelik öğrencilerinin özellikle farklı bireylere uzman bir hemşirelik bakımı verilir- iletişim, dini inanç ve yaşam biçimi kendisininkin- ken bireylerin değerlendirilmelerine yardımcı ol- den farklı olan bireylere bakım verirken güçlük ya- maktadır (16). için gereklidir. Giger-Davidhizar şadığı belirlenmiştir. Yeterli kültürel veri toplaya- Çok kültürlü toplumlarda, sağlık bakım pro- mayan hemşire, bakım verdiği bireyin davranışları- fesyonellerinin kültürel yeterliğe sahip olmaları ge- nın altında yatan kültürel nedenleri analiz edeme- rekmektedir ve bu gereklilik toplum tarafından bek- mekte ve bireylerin sağlık hizmetini kabul etmeme, lenmektedir. Kültürel yeterlik; farklı değerleri, kül- hizmetten etkili yararlanmama nedenlerini değerlen- türel adetleri bilmeyi, toplumların geleneklerine dirilememektedir. Hemşirelerin, bireyleri kendi kül- uygun olmayı ve bireylerin bakımında duyarlı olma- türel kalıplarında incelemeleri ve hemşirelik yakla- yı içermektedir (17). Sağlık personelinin bireyin şımında da bunu göz önünde bulundurmaları gerek- kültürünü iyi anlayamaması, tanımaması, iletişim mektedir. Hemşireler, bireylerle ilk iletişim kurduk- bozukluklarına, çatışmalara, sağlık bakımında eşit- ları zaman kültürel değerlendirme yapmalıdırlar. Bu sizliklere, ayrımcılığa, ırkçılığa, kalıplaşmış yargıla- değerlendirme derinlemesine olacağı gibi daha son- malara neden olur. Bu durum bakımın niteliğini ve ra yapılabilecek derinlemesine bir değerlendirmeye bireyin sağlığını olumsuz etkiler (2,3). Bakım, bi- zemin de oluşturabilir. Böylece hemşire topladığı reylerin bilgilerle etkili bir iletişime geçme olanağı bulur. uyumlandırılmalıdır (7). Yeni Zelanda’da yapılan Yurt dışında başta Leininger olmak üzere Spector, bir çalışmada hemşirelerin farklı kültürden gelen Giger, Davidhizar, Purnell gibi birçok uzman hem- bireye bakım verirken, farklılıkla yüz yüze gelme şire kültürel model ve rehber geliştirmişlerdir. Tür- durumunda gerginlik yaşadıkları belirtilmektedir. kiye’de son yıllarda kültürel bakımın ve kültürel Farklı kültürden gelen hastaların bakımında kültürel veri toplamanın önemine yönelik farkındalık artmış- yeterliliğin eksikliği olabilmektedir. Kültürel yeter- tır. Nefroloji hemşirelerinin de daha kısa zamanda, liliğin eksikliği, hatalı anlama, güven eksikliği, ileti- daha fazla kültürel veri toplayarak bakımda ortak şim ve olumlu ilişkinin kurulmasında engellerle so- bir dil oluşturup kültürel değerlendirme yapmalarına nuçlanan, etnik merkezli odaklanmanın bir sonucu katkı sağlayacak bir rehbere gereksinimleri vardır olarak kültürel çatışmaya neden olabilir (17). Gerek (15). Giger ve Davidhizar’s Transkültürel değerlen- bakım alanlar gerekse bakım veren sağlık personeli dirme modeline göre yapılan bir çalışmada; çocuk arasında giderek artan kültürel çeşitlilik, bakımda nefroloji kliniğinde yatan bir çocuk hastada bu mo- niteliği etkilemektedir. Tüm bu nedenlerle hemşire- del uygulanmıştır. Giger ve Davidhizars' modelinde, ler farklı kültürden bireylere geleneksel değil, bü- her birey benzersiz olarak kabul edilir ve İletişim, tüncül ve kültürlerarası yaklaşımla bakım vermek Alan, Sosyal Organizasyon, Zaman, Çevre Kontrol durumundadır (18). 36 yaşam şekline ve değerlerine göre Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Hemşireler kültürel yeterlilik içindeki ge- anksiyete, ağrı, ümitsizlik, uykusuzluk gibi birçok rekli bilgi ve becerileri kazanmalıdırlar. Böylece sorunun tanılanmasında hemşirenin, hastanın yüz kültürel yeterli hemşirelik bakımı hasta memnuniye- ifadelerini anlaması gerekir. Ayrıca hasta ve hemşi- tine ve olumlu sonuçlar sağlamaya yardımcı olacak- renin aynı dili konuşmadığı durumlarda da yüz ifa- tır (16). delerini tanıma kişilerin birbirlerini anlamasında Böbrek nakli yapılan hastaların birçoğu yeni önemli role sahiptir. Hemşireler iletişim sırasında organın beyinlerini, duygularını, kişiliklerini nasıl yalnızca bakım verdikleri bireylerin bedenlerinden etkileyeceğini merak edebilir. Örneğin, bir kadının gelen mesajlara değil, aynı zamanda kendi beden böbreğini alan bir erkek hasta “kadınlaşır mıyım” mesajlarının iletişim kurdukları bireyler tarafından endişesi taşıyabilir. Bireylerde beden imajına, kimli- nasıl algılandığına ve nasıl değerlendirildiğine de ğe ve özlük duygusuna ilişkin sorunlar da gündeme dikkat etmek zorundadır. Hemşirenin duygusal tep- gelebilmektedir (19). Yukarıda organ bağışı ile ilgili kilerinin, yüz ifadelerinin bakım verdiği bireyler verilen örnekte bu hastanın içinde yaşadığı kültürün tarafından doğru değerlendirilememesi de iletişimde cinsiyete ve özellikle, o kültürde erkeklerin kadınla- güçlükler yaşamasına yol açabilir. Japon’ların duy- ra göre daha güçlü olarak görüldüğü anlaşılmakta- gularını maskelemeye çalıştıkları, Amerika’lıların dır. duyguları anlamaya çalışırken daha çok ağız hareFarklı kültürel özelliklere sahip bireylerin ketlerine, Japon’ların ise göz ve bakışlara odaklan- duygusal yüz ifadelerini anlama düzeylerinin karşı- dığı belirtilmektedir. Mutluluk, üzüntü, öfke ve kor- laştırıldığı bir çalışmada, bireylerin kendi kültürle- ku gibi duyguların yansıtılmasının ve anlaşılmasının rinden olanların duygularını daha iyi anladığı ve bebeklik dönemlerinde gelişmeye başladığı, kültürel kültürler arasında duygusal yüz ifadelerini anlama ve diğer bireysel ve çevresel faktörlerden daha az bakımından farklılıklar olduğu belirtilmektedir. Kü- etkilendiği, tiksinme, küçük görme ve hayret etme reselleşme ile birlikte hemşireler çok kültürlü or- gibi duyguların ve bunları açığa çıkaran ifadelerin tamlarda ve farklı kültürlere sahip bireylerle daha kültürden ve diğer etmenlerden daha fazla etkilendi- fazla karşılaşmaktadırlar. Farklı kültürel geçmişe ği belirtilmektedir. Nefroloji hemşireleri bakım ve- sahip bireylerle çalışmak önemli güçlüklere neden rirken ve bireylerle iletişim içindeyken, kültürün olabilmektedir. Bu güçlükler arasında ilk sırayı ileti- yüz ifadelerinin anlaşılmasında etkili olabileceğini şim sırasında yaşanan güçlükler almaktadır. Hemşi- ve bakım verdikleri bireylerin ve toplumun kültürel re sözel ve sözel olmayan iletişim yoluyla bireyin özelliklerini göz önünde bulundurmaları gerekmek- yaşadıklarını anlamaya çalışırken kendini doğru tedir (20). Toplumun kültürel özelliklerini tanıma- ifade edebilmeli, bir bakım verici olarak bakımı nın yanı sıra hemşireler geleneksel ilaçları, ibadet alan kişi ile etkili bir iletişim kurabilmelidir. Bu yerlerini, kutsal sayılan yerleri ve bunun gibi orga- nedenle hemşireler, bireylere bakım verirken kültü- nizasyonları tanımalı, eğer olanak varsa hizmet gru- rel farklılıklar ve benzerlikler hakkında daha fazla bunu tanımak amacıyla bu gibi yerleri ziyaret etmeli bilgiye gereksinim duymaktadırlar. Kültürel yapı ve gözlem yapmalıdır (6). içinde özellikle iletişimi etkileyebilen özelliklerin Hemodiyaliz hasta ve ailesi için kayıp ve bilinmesi önemlidir. Kültürel farklılıkları olan bi- yaşam şekli değişiklikleri önemlidir ve bu değişik- reyler arasında beden dilinin ortaya koyduğu anlam- likler ailenin stres ve anksiyete yaşamasına neden lar iletişimin aksamasına neden olabilir. Korku, olabilir. ilintilidir. 37 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Bu hasta ve ailelerin yaşadıkları sorunlarla emosyonel dışavurumların erkekler tarafından zayıf- başa çıkma kapasiteleri kültürel özellikleriyle doğ- lık olarak görülmesi kültürel etmenlerle ilgilidir rudan kültürel farklılıkları ve benzerlikleri ortaya (22). çıkaran çalışmaların yapılması diyaliz hasta ve aile- Nefroloji Hemşireleri Hasta ve Ailesine lerinin tepkilerinin anlaşılmasına ışık tutabilir. Mek- Bakım Verirken; sikalı Amerika’lıların kültüründe günahların karşılığında ceza yada kader olarak hastalığın ortaya çıktığı düşüncesi vardır. Hastalığın Tanrı’dan ya da bir davranışın sonucunda doğa ya da doğaüstü güçlerden gelen bir ceza olduğuna inanılmaktadır. Meksikalı Amerika’lılarda aile kavramının anlamı birey için son derece önemlidir. Aile ilişkileri, Kore kültüründe de çok önemlidir. Kore toplumunun geleneksel yapısında duyguların baskılanması söz konusudur. Koreli Amerika’lılar arasında diğer etnik gruplara kıyasla daha yüksek bir depresyon olduğu bildirilmiştir. Kore’liler nadiren depresyon ya da diğer psikolojik problemleri vardır, çünkü ruhsal hastalık damgalayıcı ve tehdit edici bir deneyim olarak görülmektedir. Güney Koreli hastalarda son dönem böbrek yetmezliği ve hemodiyalize bağlı olarak ortaya çıkan rol değişikliği nedeniyle bu hastaların diğer etnik gruplardaki hastalara oranla daha fazla stres yaşamaları sonucu çeşitli ruhsal sorunlarının olduğu belirtilmektedir. Kore kültüründe, psikolojik belirtilerin ifadesine karşı bir tabu olduğundan belki de kronik hastalık ile ilişkili duygusal sıkıntıyı ifade etmede güçlük yaşanabilmektedir. Diğer bir deyişle, kronik hastalıkların ciddi psikolojik etkileri vardır. Kronik hastalığı olan bireyler daha fazla stres oluşturacağı için tartışmaktan kaçınabilmektedir. Asya kültürünün çoğunda ciddi kronik hastalıklar ‘utanma nedeni, hayatta önceden yapılmış hatta atalarının yaptığı kötü şeylerin sonucu olarak görülebilmektedir. Bireylerin stres yönetimine yardımcı olmak için aile ve arkadaşlarından yardım aramak için tereddüt etmesi kaygı vericidir. Bu bulgu özellikle kronik hastalığı olan bireyler için zaman içinde sosyal destekte azalma olması açısından önemlidir. Bu çalışmanın bulguları hasta ve ailesinin diyaliz deneyimine tepkisinde kültürel farklılıklar olduğunu açıkça göstermektedir (21). Porto Riko’luların ruhsal hastalıkları stigmatize etmeye meyilli olmaları, 38 1-Hizmet verdiği topluma ilişkin bilgi sahibi olmalı, 2-Hizmet verdiği toplumun okul, hastane, ibadethane gibi sosyal birliktelik ortamlarını tanımalı, 3-Kültürel değerlendirme öncesinde odaklanmak istediği özel alanları tanımalı, 4-Kültürel verileri toplamada kendisine yardımcı olabilecek stratejileri belirlemeli, 5-Kültürler arasında köprü olabilecek öğeleri tanımlamalı, 6-Bireyleri incitmeksizin uygun soru sormayı bilmeli, 7-Meslektaşları ve diğer sağlık çalışanları ile işbirliğine girmeli, 8-Toplumda kabul gören toplum liderleriyle görüşmeli, 9-Bireylere ve kendisine karşı dürüst, açık ve samimi olmalı, 10-Bakım öncesinde gerek objektif, gerekse subjektif veri toplamalı ve bu verilerin doğruluğundan emin olmalı, 11-Kültürel bakımda da belirtildiği gibi sağlığı koruma ve geliştirmede öncelikle toplum tanılanmalı ve bireylerle görüşmeler yapılmalı, 12-Bakım verdiği birey ve ailesine ilişkin kültürel farklılıklar ve benzerlikler hakkında bilgi sahibi olmalı ve duyarlı davranılmalı, 13-Nefroloji hemşireleri farklı kültürlere ait bilgisini arttırarak, bireylerle kendi kültürlerine uygun ve önyargıdan uzak görüşmeler yapmalı, böylece kültürel şoku engellemelidir. 13-Nefroloji hemşireleri farklı kültürlere ait bilgisini arttırarak, bireylerle kendi kültürlerine uygun ve önyargıdan uzak görüşmeler yapmalı, böylece kültürel şoku engellemelidir. Belirli bir kültürde bireyin yaşamı ve deneyimlerinin (bütünün bir parçası olarak), o toplumun kültürünü yansıttığı bilinmelidir. Bütün bunların yanı sıra hemşireler az da olsa toplumda çok yaygın olarak kullanılan ve bakım verirken iletişimi kolaylaştıracak kelime ve cümleleri de öğrenmelidirler (2,7). Sonuç olarak; kültürel özellikleri dışlayan bir hemşirelik bakımının, hasta, aile ve toplum tara- Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Bu gerçekle, nefroloji hemşiresi bakım verdiği birey, 12.White RB. Adherence to the dialysis prescription: aile ve topluma yönelik kaliteli bir bakım vermeyi partnering with patients for improved outcomes. hedefliyorsa o toplumun kültürünü çok iyi tanımak Nephrol Nurs J 2004; (31):432-435. zorundadır. 13.Taşcı S. Sağlık ve Hastalığı Etkileyen Kültürel Faktörler. Seviğ Ü, Tanrıverdi G, ed. Kültürlerara- Kaynaklar 1. Bolsoy N, Sevil N. Sağlık-hastalık ve kültür etkile- sı Hemşirelik Kitabı. 2012. s.19-44 şimi. Atatürk Üniversitesi Hemşirelik Yüksekoku- 14.Yılmaz EB. Bakımda Kültürel Güvenlik. Seviğ lu Dergisi 2006; 9(3):78-87. Ü, Tanrıverdi G, ed. Kültürlerarası Hemşirelik Ki- 2. Öztürk E, Öztaş D. Transkültürel hemşirelik. Yaşam Bilimleri Dergisi 2012; 1(1):293-300. tabı. 2012.s.445-481. 15.Tanrıverdi G, Seviğ Ü, Bayat M, Birkök M.C. 3. Temel A.B. Kültürlerarası (çok kültürlü) hemşire- Hemşirelik bakımında kültürel özellikleri tanılama lik eğitimi. Atatürk Üniversitesi Hemşirelik Yük- rehberi. Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi sekokulu Dergisi 2008;11(2):92-101. 2009;6(1):793-806. 4. Şahin NH, Bayram GO, Avcı D. Kültürlere duyarlı 16.Karabudak SS, Tas F, Başbakkal Z. Giger and yaklaşım: transkültürel hemşirelik. Hemşirelikte Davidhizar’s transcultural assessment model: a Eğitim ve Araştırma Dergisi 2009; 6(1):2-7. case study in Turkey. Health Science Journal 5. Kılıç M, Apay SE, Beji NK. İnfertilite ve kültür. İ.U.F.N. Hemşirelik Dergisi 2011;19(2): 109-115. 2013;7(3):342-345. 17.İz FB, Temel AB. Hemşirelikte kültürel yeterlik. 6. Tortumluoğlu G, Okanlı A. Özer N. Hemşirelik Aile ve Toplum Eğitim Kültür ve Araştırma Dergi- bakımında kültürel yaklaşım ve önemi. Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi 2004; 1-12. si 2009;5(17):51-57. 18.Temel AB. Hemşirelik araştırmalarına kültürel 7. Ersin F, Bahar Z. Odak grup görüşmeleri ve kültü- yeterli yaklaşım. Seviğ Ü, Tanrıverdi G, ed. Kül- rel bakım farklılık-evrensellik teorisi ilişkisi. Do- türlerarası Hemşirelik Kitabı. 2012.s.409-442. kuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu 19.Özdemir Ü, Taşçı S. Kronik hastalıklarda Elektronik Dergisi 2013; 6(3):165-168. psikososyal sorunlar ve bakım. Erciyes Üniversite- 8. Yılmaz M, Özaltın G. The sexual behaviors of si Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi 2013;1(1):57- patients receiving peritoneal dialysis treatment. Sexuality and Disability 2011; 29(1): 21–32. 72. 20.Akpınar RB. Moğol ve Türk katılımcıların duy- 9. Tanrıverdi, G, Bedir E, Seviğ Ü. Cinsiyetin sağlık- gusal yüz ifadelerini tanıma becerileri. Anadolu la ilgili bazı davranış ve görüşler üzerindeki etkisi. Hemşirelik ve Sağlık Bilimleri Dergisi 2010;13 TSK Koruyucu Hekimlik Bülteni 2007;6(6):435- (3):1-6. 440. 21.White N, Richter J, Koeckeritz J, Lee Y AE, 10.Babaoğlu AN. Transkültürel psikiyatri. Düşünen Munch KL. A cross-cultural comparison of family Adam. Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Dergisi resiliency in hemodialysis patients. Journal of 2012; (2):33-36. Transcultural Nursing 2002;13(3): 218-227. 11.Güvenç B. Sağlık ve Hastalık Kültürleri. Kültür 22.Şahin M.Ö, Türkçan A.S, Belene A, Yeşilbursa ve Hemşirelik Sempozyum Kitabı, 2003. 4-5 Temmuz, Kapadokya; 1-15. D, Yurt E. Somatizasyonda kültürel ve sosyolojik faktörler. Yeni Sempozyum Psikiyatri, Nöroloji ve 39 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Böbrek Yetmezliğinde Tamamlayıcı Tedaviler Prof. Dr. Nimet OVAYOLU , Doç. Dr. Özlem OVAYOLU , Yrd. Doç. Dr. Zeynep GÜNGÖRMÜŞ , Yrd. Doç. Dr. Gülendam KARADAĞ Gaziantep Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü, Gaziantep Özet Abstract Kronik böbrek yetmezliği olan hastalar, zarar ver- Although potential for harm exists, patients with me potansiyeli bulunmasına rağmen birçok ne- chronic renal failure apply to complementary denle tamamlayıcı tedavilere başvurmaktadır. En therapies for many reasons. The most commonly sık başvurulan tamamlayıcı yöntemler arasında; used complementary methods, herbal products, bitkisel akupunktur, relaxation, acupuncture, acupressure, yoga, mas- akupressüre, yoga, masaj, müzik, refleksoloji ve sage, reflexology, music and aromatherapy. aromaterapi yer almaktadır. Hastalar bu yöntem- When patients using this method, they are un- leri kullanırken, olası zararlı etkilerin neler ola- able to predict what might happening possible bileceğini tahmin edememekte ve çoğunlukla kul- harmful effects and commonly they do not share landıkları yöntemi sağlık ekibi ile paylaşmamak- the methods they use to with healthcare team. tadır. Bu nedenle bu tedavilerin farkında olun- Thus, it behooves us to become conversant in malı, hastalarla sürekli iletişim kurulmalı, yararlı these therapies so that we may hold open dia- ve zaralı etkileri açısından hastalar izlenmelidir. logues with our patients, and monitoring them Anahtar kelimeler: Böbrek yetmezliği; tamamla- for effects, both beneficial and harmful. yıcı tedaviler. Key words: Complementary therapies, renal ürünler, relaksasyon, failure. Son yıllarda tıp ve teknolojideki gelişmeler yaşamı tehdit eden durumlarda hastalığın kontrolü- böbrek yetmezliği olan hastaların yaşam süresini nü sağlamak, standart tedavilerine destek olmak, uzatmıştır. Yaşam süresinin uzaması ile beraber immün sistemlerini güçlendirmek, fiziksel, bilişsel, hastalığın seyri sırasında ortaya çıkan ve yaşamı duygusal, sosyal ve ruhsal yönden kendini iyi his- tehdit eden akut durumlar, komorbid hastalıklar, setmek (4), diyalize girmeyi geciktirmek, böbreği kronik diyaliz tedavisine bağlı ortaya çıkan fiziksel korumak, diyalizdeki yaşam kalitesini arttırmak ve ve psikososyal semptomlar, genel iyilik hali ile ya- ölüm korkusunu yenmek için tamamlayıcı yöntem- şam kalitesini olumsuz etkilemektedir (1). Bu ne- lere başvurmaktadır. Özellikle diyaliz tedavisine denle kronik böbrek hastalarının hastalığın veya henüz başlamamış olan hastalar kullandıkları ta- tedavinin yol açtığı sorunlar ile baş etme yöntemi mamlayıcı tıp uygulamasının kendisini diyalizden olarak tamamlayıcı tıp uygulamalarını tercih etme kurtarabileceğini düşünürken, diyaliz tedavisi altın- oranları her geçen gün artmaktadır (2). Hastalar, da olan hastalar hastalık veya tedaviden kaynakla- hastalık semptomlarını gidermek (özellikle yorgun- nan komorbidite semptomlarını hafifletebilecekleri- luk, kaşıntı, anksiyete, depresyon, kardiyovasküler ni düşünerek tamamlayıcı tıp uygulamalarını kullan- risk faktörleri) (3), mayı tercih etmektedir (2). 40 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Günümüzde tamamlayıcı tıp, kronik hastalıkla- hipersensitivite reaksiyonlarına neden olabilmekte- rın getirdiği umutsuzluğa karşı bir çıkış yolu olarak dir (10, 14,15). Özellikle bitkisel ürünlerin kullanı- düşünülmektedir. Kronik böbrek yetmezliği hastala- mı tübüler nekroz, akut/kronik intestisiyel nefrit, rı da tanı konmasından itibaren birçok çıkış noktası hipokalemi, aramakta (2) ve tamamlayıcı yöntemlere başvur- nefrolithiazis, üriner retansiyon gibi renal sendrom- maktadır. Ancak son dönem böbrek yetmezliği olan lara yol açmaktadır (16). Bitkisel ürünler böbrek hastaların tamamlayıcı yöntem kullanma durumları dışında deri, karaciğer, gastrointestinal, pulmoner, ile ilgili veriler yeterli değildir (5-8). Uçan ve arka- kardiyovasküler, endokrinal, hematolojik, nörolojik daşları (4) hemodiyaliz hastalarının %49,6’sının, sorunlara yol açabilir ve tüm organ ve sistemleri Nowack ve arkadaşları (5) %49,6’sının, Hess ve tutabilir (17). Tamamlayıcı yöntem kullanan hasta- arkadaşları (6) renal transplantasyon yapılan hasta- larda ortaya çıkan sorunları değerlendiren bir çalış- ların %11,8’inin tamamlayıcı yöntemlere başvurdu- mada, hastalarda en sık dehidratasyon, kusma, ğunu belirtmiştir. Böbrek yetmezliği olan hastaların diyare, bilinç değişikliği, oligüri gözlenmiştir. Ayrı- sıklıkla başvurduğu tamamlayıcı yöntemler arasın- ca hastaların %76’ında renal disfonksiyon, % da, bitkisel ürünler, relaksasyon, hipnoz, akupunk- 48’inde karaciğer disfonksiyonu gözlenmiştir (18). tur, akupres, yoga, masaj, müzik, refleksoloji ve hiperkalemi, hipertansiyon, Bütün bu yan etkilere rağmen böbrek yet- aromaterapi yer almaktadır mezliği olan hastalar farklı amaçlarla bitkisel ürün- Bitkisel ürünler leri tercih edebilmektedir. Örneğin; kan basıncını düşürebilmek için kullanılan sarımsak günümüzde, Bitkisel ürünler, tarih boyunca hastalıkları önle- antihipertansif, mek ve tedavi etmek amacıyla kullanılmıştır (9). antilipidemik, antikanser, antibakteriyel, antiplatelet etkileri nedeniyle dünya- Böbrek yetmezliği gibi kronik veya tamamen tedavi da en yaygın kullanılan 12 bitki arasında yer almak- edilemeyen sağlık sorunu olan hastalar hipertansi- tadır. Ancak, sarımsağın bu özelliklerini kanıtlayan, yon, uykusuzluk, kas krampları gibi bazı semptom- etkinlik ve güvenliğini gösteren bilimsel verilerin ları gidermek için “doğal” çareler olarak düşündük- yetersiz olduğu belirtilmektedir. Bu nedenle Dünya leri bitkisel ürünlere başvurabilmektedir. Kronik Sağlık Örgütü tarafından, sarımsağın rutin bir böbrek yetmezliği hastaları çoğunlukla prediyaliz antihipertansif tedavi seçeneği olarak önerilemeye- dönemdeyken, “doğal” ve “güvenilir” olduğuna ceği açıklanmıştır. Ayrıca sarımsağın hipoglisemi, inandıkları bitkisel ürünlerle, hastalığın ilerlemesini midede yanma, bulantı, kusma, diyare, alerjik reak- azaltmaya ve semptomları gidermeye çalışmaktadır siyonlar, nefes ve vücutta hoş olmayan bir koku (4,10,11). Bitkisel ürünlerin böbrek yetmezliği olan yaratması gibi birçok yan etkisi vardır. Sarımsak, hastalarda farmakokinetiği (emilimi, dağılımı, me- antikoagülan (aspirin, varfarin, heparin gibi), antiplatelet ve nonsteroidal anti-inflamatuvar ilaç- tabolizması, atılımı) tam olarak bilinemediği ve larla etkileşime girerek, kanama riskini artırabil- toksik yan etkileri nedeniyle kullanımı önerilme- mektedir. Bunun için böbrek hastalarının sarımsak mektedir (11-13). Bu ürünler özellikle diyaliz hasta- kullanmaları uygun görülmemektedir (10). Ginkgo larında, rezidüel böbrek fonksiyonları, kan basıncı, biloba preparatları vazodilatasyon yapabildiğinden kan glikozu ve koagülasyonda tahmin edilemeyen ve pıhtılaşmayı azalttığından iç kanamaya yol açma etkiler, elektrolit dengesizlikleri, ilaç etkileşimleri, olasılığı bulunmaktadır. akut proteiüniri, zehirlenmeler, kanserojen etki ve 41 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Ginkgo biloba preparatları vazodilatasyon Ekinezyanın bulantı-kusmaya yol açabildiği, pıhtıyapabildiğinden ve pıhtılaşmayı azalttığından iç ka- laşmayı etkileyebileceği belirtilmektedir. endorfin namaya yol açma olasılığı bulunmaktadır. salınımını artırır. Vücudun doğal ağrı kesici ve ruh- Tablo 1. Bazı bitkilerin etkileşimde bulunabileceği ilaçlar Bitkiler İlaçlar Ginkgo biloba (Japon eriği) Aspirin, antikoagülanlar, varfarin (kumadin), heparin, tiklopidin (tiklid), klopidogrel (plavix), dipiridamol (persantin), NSAIİ, antikonvülsanlar Hypericum perforatum (Binbir delik otu) Ephedra (Efedra) Ginseng Antidepresanlar, demir ilaçları Kafein, dekonjestanlar, stimulanlar Antikoagülanlar, varfarin, heparin, aspirin, NSAID’lar, kortikosteroidler, östrojen, digoksin, antidiyabetikler Antikoagülanlar, demir ilaçları Anabolik steroidler, amiodaron, metotreksat, ketokonazol, immünodepresanlar, kortikosteroidler, siklosporin NSAİİ, antikoagülanlar, demir ilaçları Antikoagülanlar Sedatifler, uyku hapları, antipsikotikler Uyku hapları Matricaria chamomilla (Sarı papatya) Echinacea purpurea (Ekinezya) Tanacetum parthenium (Koyun gözü) Sarımsak, zencefil Piper methysticum (Kava) Valeriana officinalis (Kedi otu) Aromaterapi olan endorfinin salınımı sonucunda ağrı, anksiyete Günümüzde, birçok ülkede hasta bakımının azalır ve algılama üzerine olumlu etki yapar (9). bir parçası olarak kabul edilen, noninvaziv, ucuz ve Müzik terapinin bağımsız bir hemşirelik girişimi rahatlatıcı bir yöntemdir (9, 19, 20). Fiziksel ve olarak hastaların, emosyonel, fiziksel ve psikolojik psikolojik iyilik sağlamak için bitkilerden elde edi- ihtiyaçları için kullanılabileceği belirtilmektedir. len esansiyel yağların tedavi amacıyla kullanılması- Cantekin ve arkadaşları (26)’nın çalışmasında müzi- dır. Bitkisel öz yağlar, solunum ve deri ve yolu ile ğin hemodiyaliz hastalarının anksiyete ve stresi, uygulanmaktadır. Esansiyel yağlar düşük dozlarda, Pothoulaki ve arkadaşları (27)’nın çalışmasında da masaj için ya da çevreye güzel koku sağlamak ama- müziğin hastaların anksiyete ve ağrılarını azalttığı cıyla kullanılabilmektedir (9). Böbrek yetmezliği saptanmıştır. Lin ve arkadaşları (28)’nın hemodiya- olan hastalarla yapılan çalışmalarda aromaterapinin lize giren yaşlı bireylerle yaptığı çalışmada ise mü- kaşıntıyı, depresyon ve anksiyeteyi azalttığı belir- ziğin hastaların stresini, diyaliz sırasında yaşanabi- lenmiştir (21-25). lecek problemlerin sıklığını ve şiddetini azalttığı, hastaların iyilik halini olumlu etkilediği belirlenmiş- Müzik Terapi tir. Ayrıca hastaların diyalize uyumunu ve diyaliz Müzikle tedavinin tarihi tıp tarihi kadar es- yeterliliğini de etkileyebileceği ifade edilmiştir. kiye dayanmaktadır. Çünkü insanlar tedavi araçları ile müziği çoğu kez bir arada kullanmışlardır. Müzik terapi uygulaması, hipofiz bezini uyararak 42 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ A k u p u n k t u tesini iyileştirdiği (37), yaşam kalitesini olumlu et- r kilediği tespit edilmiştir (39). Klasik Çin Tıbbı’nın önemli dallarından biri olan akupunktur, vücuttaki belli noktalara iğne batı- Relaksasyon (gevşeme) rarak veya ona eş değer başka yöntemler kullanarak Hastalara eğitim verilerek kademeli olarak gerçekleştirilen ve iki- üç bin yıldır uygulanan bir kasları germe ve gevşetmeleri sağlanır, bunun sonu- tedavi yöntemidir (9, 20). Hem hastalığın hem de cunda bazı semptomlar kontrol altına alınmaya çalı- tedavilerin yol açtığı sorunların kontrolünde kulla- şılır (20). Diyalize giren hastalarla yapılan çalışma- nılmaktadır (20, 29). Hemodiyalize giren hastaların larda, progresif gevşeme egzersizlerinin hastaların semptom yönetiminde güvenle kullanılabilecek bir anksiyete düzeyini (40), ağrı ve yorgunluğu (41) yöntem olduğu belirtilmektedir (30). Kim ve arka- azalttığı, yaşam kalitesini olumlu yönde etkilediği daşları (31)’nın hemodiyaliz hastaları ile yaptıkları saptanmıştır (40, 41). Ayrıca böbrek yetmezliği olan çalışmada, akupunkturun postmenapozal dönemdeki hastalarda egzersizin etkisin araştıran çalışmalarda sıcak basmalarını azalttığı, başka bir çalışmada ise da hafif düzeyde yapılan egzersizin diyalizin etkin- erektil disfonksiyona yararlı etkilerinin olduğu be- liğini (42), iyilik hali ve genel sağlığını arttırdığı lirlenmiştir (32). Che-Yi ve arkadaşları (33)’nın (43), güvenli ve etkili bir tamamlayıcı yöntem oldu- çalışmasında ise akupunkturun üremik kaşıntıda ğu tespit edilmiştir (42). güvenli ve etkili bir şekilde kullanılabileceği ifade Hipnoz edilmiştir (33). Tıpta farklı alanlarda kullanılan (44), dikka- A k u p r e s tin belirli bir noktaya odaklaşmasını ve fiziksel ra- Bu uygulamanın aslı akupunktura dayanır. hatlamayı sağlayan bir yöntemdir (20). Untas ve Akupres, iğnesiz akupunktur da denilmektedir. İğne arkadaşları (44)’nın hemodiyaliz hastalarında hip- kullanmayı gerektirmediğinden acısız, ağrısız, zah- nozun etkinliğini değerlendirdikleri çalışmada, hip- metsiz, güvenli, etkili, ekonomik, yan etkisi olma- nozun hastaların anksiyete, depresyon, yorgunluk ve yan, öğrenilmesi ve uygulaması kolay olan, iyi bir uykusuzluğunu olumlu etkilediği ve bu yöntemin eğitimle kişinin kendisinin bile uygulayabileceği bir kolaylıkla nefroloji hastalarının bakımına dahil edi- tedavi yöntemidir (34). Bedenin belli bölgelerindeki lebileceği belirtilmiştir (44). noktalara basınç uygulanarak semptomlar yok edil- Yoga meye çalışılır (20). Vücutta enerji taşıyan meridyen- Solunum teknikleri, fiziksel duruş ve medi- ler üzerinde akupunktur noktalarına parmaklar, avuç tasyondan oluşan (20), kan basıncı, nabız gibi fizyo- içi, tenis topları, küçük tanecikler veya özel lojik parametreleri kontrol altına alabilen ve klinikte stimülasyon cihazlarıyla basınç uygulayarak yapıl- terapotik bir girişim olarak kullanılabilen bir yön- maktadır. Böbrek hastalarında da depresyon, uyku- temdir (45). Yurtkuran ve arkadaşları (46)’nın he- suzluk, yorgunluk, bulantı-kusma, kas krampları ve modiyaliz hastaları ile yaptıkları çalışmada, yoga kaşıntı kontrolünde temelli yapılan egzersizin hastaların ağrı, yorgun- akupres’in kullanılabileceği belirtilmektedir (34). luk, uykusuzluk, kreatinin ve kolesterol düzeyini Hemodiyaliz hastaları ile yapılan çalışmalarda azalttığı saptanmıştır (46). gibi birçok semptomun akupres’in kaşıntıyı (35), susuzluk şiddetini (36), yorgunluğu, depresyonu azalttığı (37, 38) uyku kali43 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Refleksoloji Sağlık Bilimleri Enstitüsü Halk Sağlığı Anabilim Bakımda sıklıkla kullanılan (47), vücudun Dalı Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2009; 1-9. spesifik noktalarına, genellikle el ve ayaklara basınç 3. Markell uygulayarak yapılan tamamlayıcı bir yöntemdir. Bu of complementary medicine modalities in patients spesifik noktaların iç organlara karşılık geldiği dü- with chronic kidney disease. Adv Chronic Kidney şünülmektedir (20). Hemodiyaliz hastalarında yor- Dis 2005; 12(3): 292-299. gunluk, ağrı ve kramp şiddetini azaltmak ve bu 4. Uçan Ö, Ovayolu N, Pehlivan S. Hemodiyaliz semptomları azaltarak, yaşam kalitesinin yükseltil- hastalarının alternatif tedavi yöntemlerine ilişkin mesini sağlamak için refleksolojinin, eğitimli kişiler uygulamaları. Sağlık ve Toplum Dergisi 2007; 17 tarafından farmakolojik yöntemlerle beraber kulla- (3): 56-60. nılması önerilmektedir (47). 5. Nowack MS.Potential R, Balle benefits C, Birnkammer F, Koch Bilindiği üzere nefroloji hemşirelerinden W, Sessler R. et al. Complementary and alternative son dönem böbrek yetmezliği olan bireylerde semp- medications consumed by renal patients in southern tomları tanılama ve yönetme, bakımı planlama, aile/ Germany. J Ren Nutr 2009; 19(3): 211-219. bakım verenlerin gereksinimlerini kapsamlı bir şe- 6. Hess S, De Geest S, Halter K, Dickenmann kilde değerlendirmesi beklenmektedir (1). Bu ne- M, Denhaerynck K. Prevalence and correlates of denle özellikle nefroloji hemşireleri, hastaların ta- selected alternative and complementary medicine in mamlayıcı yöntem kullanıp kullanmadığını araştır- adult renaltransplant patients. Clin Transplant 2009; malı ve bu yöntemler hakkında yeterli bilgiye sahip 23(1): 56-62. olmalıdır. 7. Duncan HJ, Pittman S, Govil A, Sorn L, Bissler Bu yöntemlerin olası riskleri, yararları ve G. et al. Alternative medicine use in dialysis kısıtlamaları gibi konularda hastalarını tam olarak patients: potential for good and bad. Nephron Clin bilgilendirmeli, onların sorularını yanıtlayabilmeli, Pract 2007; 105(3): 108-113. açık bir iletişim kurmalı, hastaları bu yöntemlerin 8. Akyol AD, Yildirim Y, Toker E, Yavuz B. The etkileri açısından izlemelidir (3, 4). Özellikle bitki- use sel ürünleri kullanma ve bu ürünlerin tüketimi sıra- medicine among chronic renal failure patients. J sında gelişen etkileri de sorgulanarak, hastalara da- Clin Nurs 2011; 20(7-8): 1035-1043. nışmanlık hizmeti ve bitkisel ürünlerin böbrek has- 9. Akça NK, Taşçı S. Kaşıntı kontrolünde kullanı- talığına etkisi ile ilgili eğitim verilmelidir. Ancak lan nonfarmakolojik yöntemler. TAF Prev Med Bull yanlış geleneksel ve yaygın uygulamaların tam ola- 2013; 12(3): 359-364. rak önlenmesinin, yasal, ekonomik ve toplumsal 10. Kara B. Kronik böbrek yetmezliğine bitkisel olarak gerçekleştirilebileceği unutulmamalıdır (4). of complementary and alternative ürünlerin etkisi. Gülhane Tıp Dergisi 2006; 48: 189- Kaynaklar 193 1. Akyol AD. Son dönem böbrek yetmezliği 11. DahlNV (SDBY) olan hastada palyatif bakım. Cumhuriyet Herbs and supplements in dialysis patients : Hemşirelik Dergisi 2013; 2(1): 31-41. panacea or poison? Semin Dial 2001; 14(3): 186- 2. Özdemir AA. Kronik böbrek hastalarında ta- 192. mamlayıcı tıp uygulamaları. Başkent Üniversitesi 44 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ 12. Biçen C, Erdem E, Kaya C, Karataş A, Elver Ö. 22. Ro YJ, Ha HC, Kim CG, Yeom HA.The effects et al. Kronik böbrek hastalarında bitkisel ürün of aromatherapy on pruritus in patients kullanımı. Türk Nefroloji Diyaliz ve Transplan- undergoing hemodialysis. Dermatol Nurs 2002; tasyon Dergisi 2012; 21(2): 136-140. 14(4): 231-4. 13. Chan TY, Tam HP, Lai CK, Chan AY. A 23. Itai T, Amayasu H, Kuribayashi M, Kawamura multidisciplinary approach to the toxicologic N, Okada M. et al. Psychological effects problems associated with the use of herbal of aromatherapy on medicines. Ther Drug Monit 2005; 27(1): 53-57. hemodialysis patients. 14. Luyckx VA. Nephrotoxicity of alternative medicine practice. Adv Chronic chronic Psychiatry Clin Neurosci 2000; 54(4): 393-7. Kidney 24. Karadağ E, Kılıç SP, Karatay G, Metin O. Dis 2012; 19(3): 129-141. Effect of baby oil on pruritus, sleep quality, and 15. Dugo M, Gatto R, Zagatti R, Gatti P, Cascone quality of life in hemodialysis patients: Pretest– C. Herbal remedies: nephrotoxicity and drug post-test model with control groups. Japan interactions. G Ital Nefrol 2010; 27(52): 5-9. Journal of Nursing Science 2013; 1-10 16. Isnard Bagnis C, Deray G, Baumelou A, Le 25. Jeong SK, Park HJ, Park BD, Kim IH. Quintrec M, Vanherweghem JL. Herbs and the Effectiveness of topical chia seed oil on pruritus kidney. Am J Kidney Dis 2004; 44(1): 1-11. of end-stage renal disease (ESRD) patients and 17. Erdem S, Eren PA. Tedavi amacıyla kullanılan healthy volunteers. Ann Dermatol 2010; 22(2): bitkiler ve bitkisel ürünlerin yan etkileri. Türk 143-8. Hijyen ve Deneysel Biyoloji Dergisi 2009; 66 26. Cantekin I, Tan M. The influence of music (3): 133-141. therapy on perceived stressors and anxiety 18. Luyckx VA, Steenkamp V, Rubel JR, Stewart levels of hemodialysis patients. Ren Fail 2013; MJ. Adverse effects associated with the use of 35(1): 105-9. South African traditional folk remedies. Cent 27. Pothoulaki Afr J Med 2004; 50(5-6): 46-51. P, Stamataki M, Macdonald RA, Flowers E, Filiopoulos V, Stamatiadis 19. Gül A, Aslan FE. Ağrı kontrolüne kanıt temelli D, Stathakis ChP. An investigation of the effects yaklaşım; masaj ve aromaterapi. Türkiye Klinik- of music on anxiety and pain perception in leri Dergisi 2012; 4(1): 30-6. patients undergoinghaemodialysis treatment. J 20. Ovayolu Ö, Ovayolu N. Semptom yönetiminde Health Psychol 2008; 13(7): 912-20. kanıt temelli tamamlayıcı yöntemler. Erciyes 28. Lin YJ, Lu KC, Chen CM, Chang CC. The Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi effects of music as therapy on the overall well- 2013; 1(1): 83-98. being 21. Shahgholian M, Gholami N, Dehghan F, Valiani of aromatherapy on pruritus M, Mortazavi M. relief of elderly patients on maintenancehemodialysis. Biol Res Nurs 2012; Effect 14(3): 277-85. in 29. Paley CA, Johnson MI, Tashani OA, Bagnall hemodialysis patients. Iran J Nurs Midwifery AM. Acupuncture for cancer pain in adults. Res 2010; 15(4): 240-4. Cochrane Database Syst Rev 2011; 19(1): 1-28. 45 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ 30. Kim KH, Kim TH, Kang JW, Sul JU, Lee MS. life in patients with end-stagerenal disease. J et al. Acupuncture for symptom management in hemodialysis patients: a Adv Nurs 2003; 42(2): 134-142. prospective, 40. Yildirim YK, Fadiloglu C.The effect observational pilot study. J Altern Complement progressive Med 2011; 17(8): 741-748. anxiety levels and quality of life in dialysis 31. Kim KH, Na SY, Lee MS, Kim SH, Jung SY. et al. Acupuncture for flashes on patients. EDTNA ERCA J 2006; 32(2): 86-88. in 41. Kaplan E, Ovayolu N, Ovayolu Ö. Diyaliz has- hemodialysis-dependent talarına uygulanan progresif gevşeme egzersiz- women: two case reports. J Altern Complement lerinin ağrı, yorgunluk ve yaşam kalitesine etki- Med 2010; 16(8): 915-918. si. 22. Ulusal Böbrek Hastalıkları, Diyaliz ve postmenopausal hot muscle relaxation training of 32. Kim KH, Kim TH, Kang JW, Lee MS, Kim JI. Transplantasyon Hemşireliği Kongresi, Poster et al. Acupuncture for erectile dysfunction in a Bildiri, Antalya, 2012. non-diabetic haemodialysis patient: a case 42. Mohseni R, Emami Zeydi A, Ilali E, Adib- report. Acupunct Med 2011; 29(1): 58-60. Hajbaghery M, Makhlough A. The effect of 33. Che-Yi C, Wen CY, Min-Tsung K, Chiu-Ching intradialytic aerobic exercise H. Acupuncture in haemodialysis patients at the on dialysis efficacy in hemodialysis patients: a Quchi (LI11) acupoint for refractory uraemic randomized controlled trial. Oman Med J 2013; pruritus. Nephrol Dial Transplant 2005; 20(9): 28(5): 345-349. 1912-1915. 43. Ling KW, Wong FS, Chan WK, Chan SY, Chan 34. Akça NK, Taşçı S. Kaşıntı kontrolünde kullanı- EP. et al. Effect of a home exercise program lan nonfarmakolojik yöntemler. Maltepe Üni- based on tai chi in patients with end- versitesi Hemşirelik Bilim ve Sanatı Dergisi stage renal disease. Perit Dial Int 2003; 23(2): 2011; 4(1): 190-196. 99-103. 35. Kiliç Akça N, Taşçi S, Karataş N. Effect of acupressure on patients A, Chauveau P, Dupré-Goudable Turkey C, Kolko A, Lakdja F. et al. The effects uremic of hypnosis on anxiety, depression, fatigue, and pruritus. Altern Ther Health Med 2013; 19(5): sleepiness in people undergoinghemodialysis: a 12-18. clinical report. Int J Clin Exp Hypn 2013; 61(4): receiving hemodialysis treatment in 44. Untas for 36. Yang LY, Yates P, Chin CC, Kao TK. Effect of 475-483. acupressure on thirst in hemodialysis patients. 45. Gordon L, McGrowder DA, Pena YT, Cabrera Kidney Blood Press Res 2010; 33(4): 260-265. E, Lawrence-Wright 37. Tsay SL, Cho YC, Chen ML. Acupressure and MB. Effect of yoga exercise therapy on oxidative stress Transcutaneous Electrical Acupoint Stimulation indicators in onhemodialysis. Int J Yoga 2013; 6(1): 31-38. improving fatigue, sleep quality and depression in hemodialysis patients. Am J Chin with end-stage renal disease 46. Yurtkuran M, Alp A, Yurtkuran M, Dilek KA. Med 2004; 32(3): 407-416. Modified yoga-based exercise program in 38. Cho YC, Tsay SL. The effect of acupressure hemodialysis patients: a randomized controlled with massage on fatigue and depression in study. Complement Ther Med 2007; 15(3): 164- patients with end-stagerenal disease. J Nurs 171. Res 2004; 12(1): 51-59. 47. Ozdemir G, Ovayolu N, Ovayolu O. The effect 39. Tsay SL, Rong JR, Lin PF.Acupoints massage of reflexology applied on haemodialysis patients in improving the quality of sleep and quality of with fatigue, pain and cramps. Int J Nurs 46 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Nefroloji Hemşireliğinde Kanıta Dayalı Uygulamalar Doç. Dr. Nesrin NURAL Karadeniz Teknik Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Trabzon Özet Summary Bir problem çözme yaklaşımı olan kanıta da- Evidence-based practice which is a problem- yalı uygulama, hastanın tercihleri ve değerle- solving approach, is a delivery of health care ri, kinik uzman deneyimleri, hasta bakımı ve- that integrates the best evidence from studies rileri ve çalışmalardan elde edilen en iyi ka- and patient care data with clinician expertise nıtların entegrasyonu ile sunulan sağlık hiz- and patient preferences and values. The metidir. Destekleyici örgüt kültürü ve kanıt supportive organizational culture and the temelli yaklaşım hasta sonuçlarını iyileştirir, evidence-based bakımın kalitesini ve hemşire memnuniyetini highest quality of care and best patient artırır. outcomes and nurse satisfaction Anahtar Kelimeler: Nefroloji hemşireliği, ka- Key Words: Nephrology nursing, evidence nıta dayalı uygulama based practice approach is improved Hemşirelikle ilgili araştırmalar Kırım Savaşı (1856) sırasında, Florence Nightingale’in askerlerin aldığı yaradan çok sıtma ve bulaşıcı hastalıklardan öldüğüne tanık olmasıyla başladı. Nightingale yaralı askerlere verilen bakım sürecinde aldığı önlemlerle, hastanede ölüm oranlarını azaltarak dünyada kanıtı kullanan ilk hemşire oldu (1). 1980’li yıllarda kanıta dayalı uygulamalar artmaya Hemşirelik eğitimi 1900-1940 yılları arasında araştırma çalışmalarına odaklanmaya başlamış, hemşireler yaşam kalitesi, ağrı, dekibütüs başlamıştır. ülseri, üriner inkontinans gibi spesifik konularla 1970’li yıllarda kanıta dayalı uygulama (KDU) ha- ilgilenmeye başlamışlardır. 1990’lı yıllarda, sağlık reketi ilk olarak İngiliz Hekim Epidomiyolog bakım maliyetleri, örneğin; kalite, sağlık olanakları- Archie Cochrane tarafından başlatıldı. Aynı yıllarda na erişim gibi sağlık reformlarına öncelik verildi Amerika Birleşik Devletleri’nde doktoralı hemşire- (2). Türkiye’de ilk defa 2000 yılında kanıta dayalı lerle birlikte bakımın kalitesini arttırmak için araş- hemşirelik (KDH) Platin tarafından, “Ülkemizde tırma projeleri başlatılmış, ancak kalitatif çalışma- kanıta dayalı hemşireliğin uygulama engelleri” ko- lardan çok tanımlayıcı özellikteki çalışmalara yer nusu ele alınarak gündeme getirilmiştir (3). verilmiştir. 47 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Bu hareketin hızlanmasında sağlık sistemleri ve da iletişim kurarak karar verilmesini sağlar. Klinik profesyonel örgütlerin taleplerinin yanı sıra tıbbi deneyimin yanında, araştırma bulgularının uygulama hatalarında (malpractice) artış belirleyici bireylere uygulanması, hastaların değerlerine olmuştur. KDU temelinde klinik uygulamalarda ve ilişkin bilgiyi gerektirmektedir. Hastaların değerleri, hasta sonuçlarında fark yaratmak, bakım kalitesini hastaların beraberlerinde getirdikleri beklentilerini, ve bakım sonuçlarını iyileştirmek, bakımı standardi- endişelerini, tercihlerini, hastalık ile ilgili deneyim- ze etmek ve tüm bu sonuçlara bağlı olarak da hem- lerini kapsar (11,12). şire memnuniyetini arttırmak yatmaktadır (4,5). Kanıta dayalı uygulama yeni gelişmeleri güncel tut- Kanıta dayalı uygulama özenli ve dürüstçe yayın- ma ve hemşireliğe uzmanlık kimliğini kazandırma lanmış, açık, net doğru kararların ortaya çıkardığı yoludur. Problem odaklıdır ve sağlık hizmetinin araştırma sonuçlarının hasta bakımında kullanılma- verildiği alanlarda yer alır. Sağlık hizmetlerinin sıdır (6). Sackett’e (1996) göre hasta bakımında alı- amacı var olan kaynakları en etkin biçimde kullana- nan kararların en akıllıca ve makul bir şekilde kulla- rak yeni kaynak oluşturmaktır. Diğer taraftan toplu- nımıdır (7). Tranmer ve arkadaşları (1998) sağlık mun/bireyin en üst düzeyde sağlık hizmeti almasını bakım sistemindeki karar vericilerin ulaşabildiği, sağlamaktır. Sağlık hizmetinde elde edilen kanıtlar uygulamanın bilimsel değerlendirilmesine dayanan klinik etkinliğini arttırmaya, sağlık hizmetinde bulu- bilgi olarak tanımlamaktadır (8). Epstein (1999) nanlar için protokol/klavuz oluşturmaya, daha kali- “uygulamacının karar verme sürecinde kullandığı teli hizmet/bakım sağlamaya ve elde edilen sonuçla- bilgi, beceri, değerler, deneyim de bir çeşit kanıttır” rı değerlendirmeye yarayacaktır (13). Protokol/ şeklinde ifade etmektedir (9). kılavuz geliştirme ve araştırma sorusu oluşturma, Kanıta dayalı uygulama farklı hasta gruplarından tasarım ve çalışma seçim kriterleri belirlemede reh- elde edilen kanıtların, klinik uzman görüşü ve bilgi- berlik eder. Bu çalışmalar, etkili klinik uygulama ya lerinin bir arada değerlendirilerek hastalara en iyi da karar almada ve bu alandaki gelişmeleri takip bakım vermek için bir araya getirme olarak tanımla- etmede çok önemlidir (13,14). Klinik kılavuzlar nabilir. Bu doğrultuda hastalara en iyi bakımı vere- klinik uygulamalar sırasında yenilenen kanıta dayalı bilmek için uygun kaynakları, hasta tercihlerini, bilgilerin bileşimidir. Klinik kılavuzların ana amacı klinik uzman görüşü ve hasta değerlerini ve en iyi en iyi kanıtlardan elde edilen bilgi ve uygulamalar- araştırma kanıtlarını bir araya getirmek gerekir la, tıbbi davranışı tanımlamak ve hasta sonuçlarını (5,10,11). iyileştirmektir. Yüksek kaliteli KDU kılavuzları iyi En iyi araştırma kanıtı; iyi randomize edilmiş düzenlenmiş sistematik incelemeler ve meta analiz- kontrollü çalışmalardan oluşur, çoğunlukla ni- ler temel alınarak yapılır (15). Kanıt kalitesinin ve cel göstergelere dayanır ancak, nicel verilerin önerilerin derecelendirilmesi tablo 1’de gösteril- yanında vaka çalışmaları da kullanılır. Klinik uz- mektedir (16). man kavramı; profesyonel ve klinik eğitim sonucunda elde elden yeterlilik ve profesyonel karar verme yetisidir. Hastaların sağlık durumlarını, teşhisini, kişisel risk faktörlerini ve girişimlerden alacakları potansiyel yararları, hasta ve uygulayıcılar arasın48 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Tablo1: Kanıtların ve önerilerin derecelendirilmesi Derece Kanıt Anlamı Kalitesi A B Yüksek Orta Gerçek etkinin, ön görülen etkiye yakın olduğuna inanma Gerçek etkinin ön görülen etkiye yakın olması çok olası, fakat ondan önemli ölçüde farklı olma olasılığının olma C D Düşük Gerçek etki ön görülen etkiden önemli ölçüde farklı olabi- Çok düşük lir. Etki ön görülenden oldukça belirsizdir ve sıklıkla gerçek etkiden oldukça uzaktır. Önerinin Gücü Düzey I Önerilir Düzey II Önerilir Teknolojideki hızlı değişim ve dünyadaki Bu açıdan sistematik derlemeler, uygulayıcıla- bilgiye hızlı erişim sağlık çalışanlarının çözüm ara- ra, konu ile ilgili araştırma bulgularını sun- ma, karar verme ve gelişmeleri izleme sürecini ko- makla kalmamakta, aynı zamanda yöntem- laylaştırmıştır. Sistematik analiz/meta analiz çalış- sel açıdan güçlü olan araştırmaları ortaya malarına kapsamlı bir şekilde ulaşabilmek için siste- koymakta, uygulayıcıların daha geçerli ve güveni- matik eğilimli kütüphaneleri kullanmak gerekir. En lir olan kanıta ulaşmalarına da yardımcı olmaktadır sıklıkla kullanılan MEDLİNE ve EMBASE veri (14). tabanlarıdır. Diğer önemli kaynak yıllık olarak ya- Kronik böbrek yetmezliği ve renal hastalıklarla ile yınlanan “Nursing Research” dergisidir. Bu dergi ilgili randomize kontrollü çalışmalar (RKÇ), iç has- tez çalışmalarını ve önemli klinik çalışmaları içerir talıkları ve diğer alanlarda yapılan çalışmalarla kar- (14). şılaştırıldığında kalite ve sayı olarak hasta yararına Sistematik analiz birden fazla bağımsız çalış- elde edilen kanıtların en az düzeyde olduğu görül- manın klinik ve araştırma problemlerini organize ve mektedir (17,18,19). Murray ve arkadaşlarının yapılandırılmış bir şekilde değerlendirilmesidir. Var (2009) kronik böbrek yetmezliği ile ilgili yaptığı olan delilleri raporlama işlemidir. sistematik analiz sonuçları tablo 2’de verilmiştir (20). 49 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Tablo 2: Kronik böbrek yetmezliği ilgili çalışma bulgularının özetleri ve kanıt düzeyleri Çalışma Yöntem Kanıt düVeri kaynakları Tanımlanan faktörler zeyi Orsino et al. TanımZayıf 197 Renal Tedavi ile ilgili durumlar (diyaliz türü 2003; Kanalayıcı replasman tedave programı, fiziki görünüme etkisi, da visi alan SDBY cinsel aktivite, çalışma ve sosyal yahastası şam, diyalizden çekilme kararı), transplantasyona ilişkin sorunlar (transplantasyonun psikolojik etkileri, riskleri/yararları/canlı donörin iyileşme süreci/bağış nedenleri/deneyimler/ riskler/yararlar) Wuerth et al. TanımGüçlü 40 hasta (20 PD, Doktor ve aile görüşleri, 2002;USA layıcı 20 HD) diyaliz başladıktan 6 ay Tedaviye ilişkin zorluklar/kolaylıklar sonra Ashby et al. Kalitatif Zayıf 16 hasta ya da Yaşam kalitesi; sağlık algısı, kendilik 2005; bakım verenler algısı…. Astrailia Hasta/doktor etkileşimi Calvin. Kalitatif Güçlü 20 HD hastası Kontrolün sürdürülmesi; diğerleriyle 2004;USA (11 erkek, 19 iletişim; iletişim becerileri kadın, yaş ort:56) Davison, Kalitatif Orta 24 SDBY hastası Kontrol, diğerleriyle sağlanan etkili ile2006; Kanatişimin yaşam kalitesi üzerine etkisi da Son dönem böbrek yetmezliği (SDBY), hemodiyaliz maları takip etmek için kullanılır ve alternatif teda(HD), periton diyalizi (PD) vilerin etkinliğini değerlendirmede altın standartlar “Hemşirelikte elde edilebilir en iyi kanıt nedir” olarak kabul edilir. Ön yargıların minimize edilmesorusu henüz yeterince yanıt bulamamıştır. Mc sini sağlar. Tedaviler arasında gözlenen farklılıklaPheeters (1999), 21. yüzyılın hemşireliğin kanıta rın açıklanmasına olanak verir. Hastalar açısından dayalı uygulamaları şekillendireceğini ön görmektekabul kriterlerinin oluşmasına, sınırlılıkların belirdir (21). 1993 yılında Oxford’ta nefrolojiyle lenmesine rehberlik eder (23,24). Örneğin SDBY ilgili sistematik analiz grupları, 1997 yılında da hastalarının tedavisinde periton diyalizi ya da hemoCochrane merkezinde renal inceleme grubu oluştudiyaliz tedavisini seçmeye ilişkin farklılık ya da bir ruldu. Bu grup daha çok renal tıp ve sağlık bakımı tedavi seçeneğinin yararları ya da riskleri konusunda ile ilgili konular ve küçük hasta gruplarını içermekbelirsizlikler olabilir. Ya da SDBY hastaların tedaviteydi. Cochrane kütüphanesinde son dönem böbrek sinde kullanılan bir yöntemin daha etkili ancak daha yetmezliği (SDBY) yönetimi ile ilgili yapılan ulusyüksek maliyetli olması sonucunu getirebilir (22). lar arası çalışmalar arasında yer alan sistematik analizleri içeren 12000 özet değerlendirildi. Bu çalışma- Böbrek hastalığı ile ilgili en iyi bilgi, metodolojisi ların 2085’i (%18) randomize ya da yarı randomize iyi tanımlanmış ve kanıtların sentezlenmesiyle hakontrollü çalışmalar idi. Ancak bu çalışmaların zırlanmış klinik klavuzlarda (The Joint National içinden 39 çalışma değerlendirilmeye uygun görüldü Committee ve Kidney Disease Outcomes Quality (22). Initiative/ KDOQI ) yer almaktadır. Örneğin; Randomize kontrollü çalışmalar iyi klinik uygula- KDOQI’e göre kronik böbrek yetmezliği 50 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ (KBY) için önerilen kan basıncı hedefi < 130/80 Böbrekler fonksiyonları nedeniyle, vücudun tüm mmHg’dir. Ancak klinik çalışmalardan elde edilen hücrelerini ve tüm organlarını etkilemektedir. Dola- kanıtlara göre bu önerinin desteklenip desteklenme- yısıyla nefroloji, kardiyoloji, göğüs hastalıkları, diği tartışmalıdır. Son sistematik analizler diyabeti transplantasyon, psikiyatri, psikoloji, epidemiyoloji ve proteinürisi olmayan, sadece KBY tanısı olan ve enfeksiyon kontrolü, yoğun bakım, onkoloji, nö- hastalar için bu hedefi önermektedir (19). roloji ve gerontoloji vb. diğer spesifik alanları ve Nefroloji ile ilgili hasta bakımı uygulamaları geniş hemşireliğini değişkenlik gösterebilmektedir. KBY kronik bir nefrolojiyi anlaması için hemşirelik ve klinik gerek- hastalık olduğu kadar komorbit komplikasyonları sinimlerin yanısıra diğer disiplinleri de araştırma nedeniyle de yaşam boyu devam eden bir hastalık- kapsamına alması gerekir (26). tır. KBY diyabet, dislipidemi, kardiyovasküler Hemşirelerin Nefroloji ile ilgili alanlarda çalışan hemşirelerin hastalıklar için de bir risk faktörüdür. Dolayısıyla bakmakla yükümlü oldukları hastaların özellikleri KBY’nin yönetimi böbrek hastalığı, vasküler biyo- nedeniyle, hemşirelik girişimlerinin kanıta dayandı- loji, kardiyoloji, diyabet, temel ve klinik araştırma- rılma gereği vardır. Hemşirelik uygulamalarının cılar tarafından ele alınmalıdır (25). kanıta dayandırılması, bakım kalitesinin yükseltil- Nefroloji ile ilgili, sistematik analiz /meta analiz mesine ve dolayısıyla da hastaların yaşam kalitesi- çalışma sonuçları “güvenli ve etkili ilaç tedavisi, nin yükselmesinde önemli bir etken olacaktır. KDU Human Immunodeficieny Virus (HIV) infeksiyonlu tüm sağlık ekibi tarafından daha fazla hasta gereksi- hastalar, KBY eritropoezisini stimule eden ajanlar, nimlerinin giderilmesi, aynı zamanda örgüt desteği- hemodiyaliz hastalarında aneminin yönetiminde askorbik asit, kapsamaktadır. nin de alınmasına katkı sağlar. Ortak dili geliştirir, katetere bağlı enfeksiyonlarda mesleki gelişimi arttırır, hemşirelik uygulamalarının profilaksiye yönelik antibiyotikler, eser elementler, tanımlanmasında yardımcı olur. İlgili sağlık alanın- renal sonuçları iyileştirmede statinler, yeni popüler da öncelikli sorulara cevap verir ve bilimsel çerçe- tedavi uygulamaları, böbrek yetmezliği ve post veye katkı sağlar (23). operatif mortalite ya da mortaliteyi arttıran tüm risk Hemşireliğe ilişkin uygulamaların bilimsel olabil- faktörleri, klinikte bazı prosedurler ile ilgilidir (14). mesi için, önce uygulamaların tanımlanabilmesi, Amerikan Nefroloji Hemşireleri Derneği (ANNA), ölçülebilmesi ve de sınıflandırılabilmesi gerekir. Bu araştırma önceliklerini; şekilde elde edilen bilgilerin hemşireliğe ilişkin 1-Vasküler erişim yolları enfeksiyonlarını önlemek alanlarda uygulama düzeyi yüksektir. Hemşirelik için hemşirelik girişimleri, teorisini ve uygulamalarını geliştirmekle sorumlu 2-Vasküler erişim açıklığını korumak için hemşire- olan hemşireler, uygun araştırma yöntemleri ve bu lik girişimleri, yöntemlerde kullanacağı teknikleri, veri toplama 3-Hasta ve ailenin gereksinimlerine yönelik eğitim, araç ve gereçlerini belirleyebilmeli, yoksa yeni araç 4-Hemşirelerin yeterlilik düzeyleri ve hasta sonuçla- ve gereçler geliştirmelidir. Hemşireler sağlık sonuç- rı üzerindeki etkisi ve hemşirelik girişimleri, larını etkilemede, bilimsel kanıtları yorumlayabil- 5- Başarılı hasta sonuçları üzerindeki hemşirelik me, kanıta dayalı politika geliştirme ve analiz için, girişimlerini doğrulama olarak beş alanda toplamış- hemşirelik eğitimi politika ve programlarını oluştur- tır (25). mada ve sistematik analizde daha aktif bir rol üstlenmelidir (27). 51 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Kaynaklar 1.Donald L. Florence Nightingale and the early origins of evidence-based nursing. Evid Based Nurs 2001; 4: 68-69. 2.Webb J.J. Nursing research and evidence-based practice. http: // evolve. elsevier . com / Cherry.Erişim tarihi:10.12.2012. 3.Babadağ K., Kara M. Kanıta dayalı hemşirelik ve meslekleşme. Atatürk Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu Dergisi 2004; 7(2):112-11. 4.Thurston N.E., King K.M. Implementing evidence -based practice: walking the talk. Applied Nursing Research 2004;17( 4): 239-247 5.Bennet C. Nursing interventions and patient outcomes: A meta-analysis of studies. Nursing Research 2006; 37(5): 303-307 6.Liberati A., Telaro E., Perna A. Evidence-Based medicine and its horizons; a useful tool for nephrologists? Nephrol Dial Transplant 1999;14 (3): 46-52. 7.Sackett D.L., Rosenberg W. M. C., Gray J.A.M., Haynes R.B., Richardson W.S. Evidence based medicine: what it is and what it isn't. BMJ 1996;312. 8.Tranmer J.E., Squires S., Brazil K. Factors That Influence Evidence-Based Decision-Making, National Forum on Health Canadian Health Action: Building on the Legacy, 1998, 5:3-92’den aktaran French, 2002 9.Epstein R.M. Mindful Practice. JAMA,1999,282 (9),833-839’den aktaran Polat,2005 10.Scott K., McSherry R. Evidence-based nursing: clarifying the concepts for nurses in practice. Journal of Clinical Nursing 2008; 18: 1085–1095. 11.French P., What is the evidence on evidence based nursing? An eppistemological concern. Journal of Advanced Nursing 2002; 37(3): 250257 12.Polat G., Kanıta dayalı sosyal hizmet uygulaması. Sağlık ve Toplum Dergisi 2010; 15-18. 13.Levin A. Practice guidelines do ımprove patient outcomes: association or causation? Blood Purif 2008; 26: 67–72. 14.Bello A.K., Wiebe N, Garg A.X., Tonelli M. Basics of systematic reviews and meta-analyses for the nephrologist. Nephron Clin Pract. 2011; 119(1): 50-60. 15.Colyer H., Kamath P. Evidence-based practice. A philosophical and political analysis: some materials for consideration by professional practitioners. J Adv Nurse 1999; 29(1): 188-193. 16.Kidney Disease: Improving Global Outcomes (KDIGO) Transplant Work Group. KDIGO clinical practice guideline for the care of kidney transplant recipients. Am J Transplant 2009; 9 (3): 1-155 17.Strippoli G.F., Craig J.C., Schena F.P. The number quality and coverage of randomized controlled trials in nephrology. J Am Soc Nephrol 2004;15: 411–419. 18.Samuels J. A., Molony D. A. Randomized Controlled Trials in Nephrology: State of the Evidence and Critiquing the Evidence. Advances in Chronic Kidney Disease 2012; 19 (1): 40-46. 19.Vassalotti J.A. Navigating the challenges of evidence-based chronic kidney disease care. European Nephrology 2012; 6(1): 10–4. 20.Murray M. A., Brunier G., Chung J. O., Craig L.A., Mills C. et al., A Systematic review of factors influencing decision-making in adults living with chronic kidney disease. Patient Education and Counseling 2009; 76: 149–158. 21.McPheeters M., Lohr K. Evidence-based practice and nursing: commentary outcomes. Management For Nursing Practice 1999; 3(3): 99101. 22.Campbell M.K., Daly C., Wallace S.A., Cody D.J., Donaldson C. et al. Evidence-based medicine in nephrology: identifying and critically appraising the literature. Nephrol Dial Transplant 2000; 15(12): 1950-1955. 23.Sackett D.L., Rosenberg W. M. C. The need for evidence-based medicine. J R Soc Med 1995; 88: 620-624. 24.Vedelo T. W., Lomborg K. Reported challenges in nurse-led randomised controlled trials: an integrative review of the literature. Scand J Caring Sci 2011; 25; 194–200. 25.Lewis S.L., Cooper C.L., Cooper K.G., Bonner P.N., Parker K. et al. Research priorities for nephrology nursing: American Nephrology Nurses' Association's Delphi Study ANNA J. 1999; 26(2): 215-25. 26.Allison, M. M. Mapping the literature of nephrology nursing. J Med Libr Assoc 2006; 94(2) 74-79 52 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Kronik Böbrek Hastalığının Önemi, Evreleri Ve Evrelere Özgü Bakımı Yrd. Doç. Dr. Eylem TOPBAŞ Özet Türkiye’de her altı kişiden birinde kronik Summary It is stated that one in every six people böbrek hastalığı (KBH)’nın olduğu belirtilmekte- in Turkey has chronic kidney disease (CKD). dir. Bu nedenle KBH’nda evrelerinin bilinmesi, Therefore, it is important to have knowledge risk grubundaki kişilerin tespit edilmesi son dö- about the phases of CKD and to detect those nem böbrek yetmezliğinin gelişmesini önlemek ve people in the risk group in order to prevent the occurrence of end stage renal failure and delay diyaliz endikasyonunu geciktirmek açısından önemlidir. Bu derlemede KBH’nın evreleri ve her the indication of dialysis. This review discusses evreye özgü bakım tartışılmıştır. the phases of CKD and the necessary care specific to each phase. Anahtar kelimeler: Kronik böbrek hastalığı, ba- Key words: Chronic Kidney Diseases, kım, hemşirelik care, nursing Böbrek Vakıfları Federasyonu (IFKF) öncülüğünde Kronik Böbrek Hastalığı ve Önemi 90 aşkın ülkede “Dünya Böbrek Günü” kutlanmakKronik böbrek hastalığı (KBH); Ulusal Böb- tadır. Bu konunun önemini Serdengeçti (4) KBY rek Vakfı-Böbrek Hastalığı Sonuçları Kalite Girişi- görülme sıklığında yıllık %12 orandaki artış nedeni mi (NFK-DOQI) tanımlama sisteminde böbreğe ait ile diyalizdeki hasta sayısının önümüzdeki 6 yıl bozukluk olmaksızın glomerül filtrasyon hızı içinde 110,000’e yaklaşacağını ve bütçe yükünün de (GFH)’nın 3 aydan uzun bir sürede 60 ml/ 2,5-3 milyar doları bulacağını, bu artışın kontrolsüz dk/1,73m2’den düşük olması veya GFH’nda azalma kalmış diyabet ve hipertansiyon (HT) ile ilgili oldu- olsun olmasın böbrekte 3 aydan uzun süren yapısal ğunu ve bu hastalıkların erken yakalanıp tedavi edi- ve işlevsel bozukluk olarak tanımlanmaktadır lirse böbrekleri bozmasının mümkün olmayacağını, (1,2,3). bunun sonucunda da diyaliz ihtiyacı olan KBY’li hasta sayısının kendiliğinden %50’ye varan oranda Son zamanlarda nefroloji otoriterleri KBH’na neden olan faktörlerin erken tanımlanmasının öne- azalacağını belirtmektedir. mine ve özel girişimlerle hastalık sürecinin yavaşla- Diğer taraftan KBY’ye neden olan birçok böbrek tıp durdurulabileceğine dikkat çekmektedirler. Çün- hastalığının da erken yakalandığında tamamen iyi- kü KBH tüm dünyada önemli bir sağlık sorunu ola- leştirilebileceği ya da ilerlemesinin yavaşlatılıp dur- rak kabul edilmektedir. 2006 yılından beri KBH ve durulabileceği üzerinde durulmaktadır (4). özellikle bunların sonucunda ortaya çıkan kronik böbrek yetmezliği (KBY) hakkında dünya kamuoyunu aydınlatmak ve bilinçlendirmek amacıyla Uluslararası Nefroloji Derneği (ISN) ve Uluslararası 53 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Utaş (5) ise Serdengeçti’nin (4) yaptığı KBY ait alan hasta sayısı 48,900 olup yıllık artış devam et- vurgulara ek olarak renal replasman tedavilerinin mektedir. PD tedavisi alan hasta sayısı 4,777 olup ülke ekonomisine getirdiği yüke dikkat çekmekte- hasta sayısında geçen yıla göre (5,105) azalma dik- dir. Utaş’ın belirtiğine göre ülkemizde periton diya- kati çekmektedir (8). Transplantasyon yapılan hasta lizi (PD)’nin maliyeti hemodiyaliz (HD)’ye kıyasla sayısı 2014 yılı Sağlık Bakanlığı verilerine göre hasta başına yıllık 500 Amerikan doları daha azdır. 2,662 (9) Türk Nefroloji Derneği kayıt sistemi veri- Bu durumu hastaların ilaç kullanımları da göz önün- lerine göre ise 8000’dır (8). HD tedavisi alan hasta- de bulundurulduğunda PD hastalarında eritropoetin, larda en önde gelen etiyolojik neden: Diabetus demir ve fosfor bağlayıcı ilaç kullanımının HD’ye Mellitus (DM) (%36,5), bunu sırasıyla HT (% göre daha az olduğu ile açıklanmaktadır. Ayrıca 27,45), glomerülonefrit (%7,32), polikistik böbrek Nefroloji Derneği kayıtlarındaki ilaç kullanım oran- hastalığı (%4,24), tübülointertisyel nefrit (%2,69), ları baz alınarak yapılan hesaplamada, PD’deki bir amiloidoz (%1,85) ve diğer nedenler izlemektedir. hastanın yıllık maliyeti 17,779 dolar iken HD hasta- PD hastalarında en önde gelen etiyolojik neden: HT sı için 23,342 dolardır. Her iki diyaliz modalitesi (%34,94), arasındaki fark 5,563 dolardır (5). glomerülonefrit (%8,13), polikistik böbrek hastalığı bunu sırasıyla DM (%28,57), (%3,30), tübülointertisyel nefrit (%2,42), amiloidoz Kronik Böbrek Hastalığı Epidemiyoloji ve (%1,32) ve diğer nedenler izlemektedir (8). Etyolojisi Türkiye’de genel yetişkin popülasyonundaki KBH oranı %15,7’dir. Diğer bir deyişle yetiş- Dünyadaki bazı ülkelerdeki durum ise: 2013 kin 6 kişiden birisinde KBH’lığı vardır. Düşük GFH Amerikan böbrek kayıt sistemi (USDRS) atlasında <60 ml/dk olan hasta oranı ise %5,1 olup her 20 SDBY insidans oranları pmp; Tayvan 527 pmp, yetişkinin birisinde kritik düzeyde KBH olduğu sap- Jalisco-Meksika 362 pmp ve ABD 295 pmp’dir. tanmıştır. Hastalığı Aynı yıldaki milyon nüfus başına prevelansları ise; Prevelansı Araştırması (CREDIT) çalışmasında Japonya 2,309 pmp, ABD 1,924 pmp, Portekiz KBH’nın bayanlarda (%18,4) erkeklere (%12,8) 1,662 ve Singapur 1,661 gibi yüksek oranlardadır oranla daha fazla görüldüğü, yaşla birlikte riskin (10). USDRS 2013 raporunda Amerika’da 2011 belirgin bir şekilde arttığı, kırsal kesimde yaşayan- yılında diyaliz ve transplantasyon yapılan hasta sa- larda riskin daha fazla olduğu, ayrıca Marmara ve yısı 615,899, SDBY’li yeni vaka sayısının ise Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaşayanlarda KBH 155,643 olduğu, SDBY nedenlerinin ise; diyabet riskinin daha fazla olduğu bildirilmiştir (6). Tablo 718 pmp; hipertansiyon 477 pmp; glomerulonefrit 1’de 18 yaşın üstündeki popülasyonda KBH/KBY 274 pmp ve kistik böbrek hastalığının olduğu belir- prevelansı verilmiştir. Bu tabloda 18 yaş ve üzeri tilmektedir (11). İngiltere’de 2008 yıl sonu itibariyle popülasyon 46,54,409 olarak hesaplanmış ve Böb- 47,525 hasta renal replasman tedavisi (RRT) almak- rek Hastalığı Sonuçları Kalite Girişimi (K/DOQI) ta ve prevelansı ise milyon nüfus başına 774’dür. 2002 ile CREDIT çalışmasının karşılaştırması buna Bu durum yaklaşık olarak %4,4 bir artışı temsil et- göre yapılmıştır (7). mektedir (12,13). İngiltere’de 2008 yılında yapılan Türkiye Kronik Böbrek böbrek nakli sayısı 2486, 2007 yılında 2,218 ve 2012 yıl sonu itibariyle 61,667 hastanın renal 2006 yılında ise 2,067’dir (13). replasman tedavisi aldığı tespit edilmiştir. Son dönem böbrek yetmezliği (SDBY) prevelansı milyon nüfus başına (per million population -pmp) 816, insidansı ise 139 olarak hesaplanmıştır. HD tedavisi 54 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ 2007 yılı sonunda seçilmiş 19 ülkenin nokta hastalarda daha erken başlanabilir (17). prevalansında en düşük Bangledeş 99 pmp iken Kronik Böbrek Hastalığının Evrelere en yüksek Amerika, Tayvan ve Japonya oluş- Göre Belirtileri, Tedavi ve Bakımı turmaktadır. RRT prevelansı yıllık ortalama NFK-DOQI klavuzları KBH olan hasta- artışı %3,9’dur. Malezya’da yıllık ortalama ların, tanısı (böbrek hastalığı tipi), eşlik eden prevelans %9,7, Yeni Zellenda’da ise yılda % başka bir hastalığı var mı, böbrek işlev düzeyi- 2,5’dir, 19 ülkenin ortalama insidansları ise 136 yle ilgili değerlendirilen hastalığın ağırlığı ve pmp ‘dir (14). komplikasyonların varlığı (ör:anemi), böbrek işlev kaybı, kardiyovasküler risk açısından de- Kronik Böbrek Hastalığı Evreleri Geçmişte KBH’nı ğerlendirilmesini önermektedir. Tedavisinde derecelendirilirken ise; tanıya dayalı özgül tedavi, eşlik eden hafif, orta yada ağır biçiminde tanımlanırken hastalık durumlarının değerlendirilmesi ve kon- günümüzde artık NFK-DOQI tarafından öneri- trol altına alınmasını (ör:DM), böbrek işlev len ve klinisyenler arasında ortak dili oluşturan kaybını önlemeye yönelik; kan basıncı kon- sınıflama (15). trolü, sigara bıraktırılması, egzersiz, lipit kon- KBY’nin varlığı, tanı ne olursa olsun, böbrek trolü ve nefrotoksik ajanlardan kaçınılması gibi hasarının varlığına ve böbrek işlev düzeyine sağlıklı yaşam stilinin geliştirilmesi, böbrek dayanarak belirlenmelidir. KBH olanlarda evre yetmezliği gelişmiş üremi belirtileri var ise de; tanı dikkate alınmaksızın NFK-DOQI sınıflama renal replasman tedavileri olan PD, HD ve renal sistemine göre Tablo 2’deki gibi belirlenmelidir transplantasyona (16). içeren bir tedavi planının geliştirilmesini öner- sistemi kullanılmaktadır Avrupa En İyi Uygulama Klavuzunda GFH de- mektedir 2 hastanın (16). Renal yönlendirilmesini replasman tedavi ğerinin 15 ml/dk/1,73m ’nin altına gerile- (RRT)’lerinin yaşamı uzattığı kanıtlanmasına diğinde hasta muayeneleri sıkılaştırılarak ayda rağmen yinede önemli derecede morbidite ve bir civarına çıkarıltılması ve HT kontrolüne, mortalite söz konusudur. Seçilecek diyaliz şekli sıvı yüklenmesine, biyokimyasal anormalliklere ideal olarak maliyet yararlılığı yüksek olmalı, (üremi vb.) ve malnütrisyon tedavisine özellikle en düşük morbidite ve mortalite ilişkili olmalı dikkat edilmesi gerektiği ve damar yolu cerra- ve hisi planlanması üzerinde durulmaktadır. Ay- sağlamalıdır (18). Tablo 3’de KBH tedavisi rıca bu klavuza göre mutlaka GFH 6 ml/ görülmektedir (19). 2 dk/1,73m ’nin altına düşmeden diyalize başlanmalıdır. GFH 6 ml/dk/1.73m2’nin altına düşmeden önce diyalize başlamış olmayı garantiye almak için, diyalizin GFH 8-10 ml/dk arasında iken başlatılması düşünülmelidir. Diyabetik 55 en yüksek düzeyde yaşam kalitesi Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Sonuç olarak; hemşireler KBH insidansının giderek artığını göz önüne alarak verilmesinin yanı sıra hastalar psikososyal açıhastalığın gelişimini ve ilerlemesini önlemek dan değerlendirilmeli ve kendi bakımlarında soiçin evrelere göre bakımı bilmeli ve klinik uygu- rumluluk almaları için desteklenmelidirler. Aylamalarında bu bilgileri yansıtabilmelidirler. rıca KBH’nin tüm evrelerinde hastalara aile KBH’nin semptom yönetiminde bire özgü tıbbi örüntülerini içeren bütüncü bir hemşirelik bakıbakımın mı da verilmelidir. Tablo 1: KBH/KBY Prevelansı GFH <15 ml/dak/1,73m2 15-29 ml/dak/1,73m2 30-59 ml/dak/1,73m2 ABD 2002, n 300,000 400,000 7,600,000 Türkiye 2009, n (%) 68,815 (%0.15) 125,667 (%0.27) 2,173,577 (%4.67) 60-89 ml/dak/1,73m2 5,300,000 2,396,985 (%4.67) >90 ml/dak/1,73m2 5,900,000 2,527,307 (%4.67) Tablo 2: NKF-DOQI Sınıflama Sistemine Göre Kronik Böbrek Hastalığı Evreleri Evre 0 1 2 3 4 5 Tanım Risk faktörü var Böbrek hasarı var,GFH normal Böbrek hasarı ve GFH hafif derecede azalma GFH’ında orta derecede azalma GFH’ında ciddi derecede azalma Böbrek Yetmezliği (Diyaliz/Transplantasyon) 56 GFH (ml/dak/1,73m2) ≥ 90 ≥ 90 60-89 30-59 15-29 < 15 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Tablo 3: Kronik Böbrek Hastalığının Evrelere Göre Belirtileri, Tedavi ve Bakımı Evre Belirtiler Tedavi-Bakımı Evre 1 KBH’nın bu evresi belirti vermez. GFH’da düşme dışında klinik ve laboratuvar bulgusu yoktur (1). *KBH tanımlanır ve uygun tedavi seçeneği sunulur. *Kardiyovasküler risk faktörleri belirlenir, çünkü GFR hızında hızlı bir bozulma olur. *Kan basıncı ölçümlerinde dikkatli olunmalı. *Glikoz kontrolü sağlanır, kilo takibi ve uygun kilo planlaması yapılır ve kolesterol seviyesi ölçülür. *Yıllık GFR ölçülmeli. *Eğer stikle ölçümde protein varsa yıllık idrarda PKÖ (protein-kreatin ölçüm), AKÖ (albumin-kreatin ölçüm) bakılır. *Sağlığı koruyucu davranışların gelişmesi sağlanmalı (sigara, alkol, nefrotoksik ajanlardan (ilaç ve bitkiler vb.) uzak durması, Evre 2 NFK-DOQI’ye göre (GFH 60-89 ml/ dk/1.73m2) hastanın ısrarlı mikroalbüminüri (albümin/kreatin oranı ile ölçülür), ısrarlı proteinüri (diğer nedenler dışlandıktan sonra ör:ürolojik), ısrarlı hematüri, böbreğin yapısal anormallikleri, biyopsi ile kanıtlanmış glomerülonefriti yoksa KBH’lı olarak kabul edilmemeli veya daha fazla araştırma konusu yapılmamalı. GFH’nın değişiklik oranı, hastalığın ilerlemesi dikkate alındığında önemlidir ve sevke gerek vardır. Altı ay yada üstündeki bir süre boyunca GFH’de < 2 ml/dk/1.73m2’lik bir düşme varsa GFH stabil kabul edilir. NFK-DOQI’nın Evre 2’deki hastaları KBH’na dahil etme nedeni önemli ölçüde böbrek hasarına karşın GFH’nin normal yada artmış düzeylerde sürdürülebileceği ve böbrek hasarı olan kişilerin, böbrek yetmezliği ve kardiyovasküler hastalık gelişimi açısından yüksek risk altında olmasındandır (16). *Glikoz kontrolünün iyi ayarlanması, kan basıncı tedavisi ve izlenmesi. *Kendi öz bakım gücü ve yaşam stili değişiklikleri konusunda hastalar cesaretlendirilmeli (düzenli egzersiz yapma, sigara ve alkolu bırakma vb). *Kolesterol seviyesi izlenmeli. *Yıllık GFR ölçülmeli. *İlaç tedavisine uyumları sağlanmalı. 57 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Evre 3 GFH ≥3 ay boyunca 60 ml/dk/1.73m2 veya daha altına inmesi bu hastaların böbrek işlev düzeyinin yarısının yada daha fazlasının kaybolduğunu gösterir (16). Çınar (1) bu evrede fonksiyonel kayıpların biyokimyasal olarak belirginleştiğini (noktirü, poliüri, anemi, BUN ve kreatinde artış, idrar konsantrasyonunda azalma vb.) belirtmektedir. Evre 4 GFH’ındaki düşmeyle birlikte üremik semptomlar belirginleşir. Hiperfosfatemi, hipokalsemi, renal osteodistrofi, metabolik asidoz, anemi, gastrointestinal (bulantı, kusma, iştahsızlık, kanama) ve nörolojik bulgular (üremik nöropati, üremik ensefalopati) görülür. Evre 5 Üremik semptomlar şiddetlenir, idrar miktarı azalır, tüm organ ve sistemlerle ilgili bulgular ortaya çıkar ve renal replesman tedavilerine ihtiyaç duyulur (2). 58 *Kan basıncı iyi kontrol edilmeli. *6 ayda bir GFR, Hb, Ca, P ve K kontrolü yapılmalı. *Eğer GFR’de hızlı bir düşme, mikroskopide hematüri varsa, TA kontrol edilemiyorsa, idrarda PKÖ 45 mg/mmol ve AKÖ >30 mg/mmol ise rutin olarak nefroloji servisine gidilmeli. *Tekrarlayan grip ve pnömoni önlenmeli. *Bütün ilaçları gözden geçirilmeli uygun doz ayarlanmalı. *Nefrotoksik ilaçlara karşı uyarılmalı. Ör: Nonsterid ve antienflamatuar ilaçlar. *Malnütrosyonu önleyen diyet önerilmeli. *Psikolojik destek sağlanmalı. *Hastalar renal replasman tedavi seçenekleri konusunda bilgilendirilmeli. *Kilo ve ödem takibi yapılmalı. *Diyabetik hastalarda proteinüriyi önlemek için hastaların kan basıncı ve kan glikoz seviyesi kontrol altına alınmalı, ilaçlarını düzenli alması, diyetine dikkat etmesi sağlanmalı. *3 ayda bir hem GFR ölçülmeli hem de evre 3’deki kan ölçümlerine ek olarak bikarbonat ve PTH seviyesi ölçülmeli. *Hepatit B aşısı tekrarlanmalı (Anti-HBs titresi <10 mlU/ml). *Hastalar renal replasman tedavisine hazırlanmalı ve dikkatli yönetilmeli. *Primer ve sekonder bakım arasında etkili bağlantı sağlanmalı. *Devamlı diyaliz tedavisi sağlanmalı. *Kardiyovasküler komplikasyonların ve kemik hastalıklarının yönetilmesi çok önemlidir. *Diyetisyen, sosyal hizmet uzmanı ve eczacı ekibe alınmalı. *Renal anemi ve renal kemik hastalığı tedavi edilmeli. *Evre 4’tekiler aynen yapılır. *Renal replasman tedavisine başlanmalı ve dikkatli tedavi yaklaşımı sağlanmalı. *Malnitrüsyon önlenmeli. *Genel sağlık ve iyilik hali sağlanıp, korunmalı. Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ 10. h t t p : / / w w w . u s r d s . o r g / 2 0 1 3 / p d f / Kaynaklar 1. Çınar S. Kronik böbrek v2_ch12_13.pdf, Erişim Tarihi:29.11.2014. hastalıklarından 11. h t t p : / / w w w . u s r d s . o r g / 2 0 1 3 / p d f / korunma: Erken tanı, önlemler ve hemşirelik v2_00_intro_13.pdf, Erişim Tarihi:29.11.2014. bakımı. Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2007;1 12. Byrne C, Steenkamp R, Casteline C, Ansell D, (1):1-8. 2. 3. Levey AS, Coresh J, Balk E, Kausz AT, Levin Feehally J. A, et al. National kidney foundation practice report (December 2009): Chapter 4 UK ESDR guidelines for chronic kidney disease: evalu- prevelant rates in 2008:national and centre- tion, classification, and stratification. Annals of specific analyses. Nephron Clinical Practice İnternal Medicine 2003;139(2):137-147. 2010:115(1), c41-c67. Levey AS, Eckardt KU, Tsukamoto Y, Levin 13. Thomson CR. UK renal registry 12th annual A, Coresh J, et al. Defination and classification report (December 2009): Chapter 1 summary of of chronic kidney disease: A position statement findings in the 2009 UK renal registry report. from Kidney Disease: Improving Global Out- Nephron Clinical Practice 2010;115(1):c1-c2. 14. Donovan K, Ford D, van Schalkwyk D, Ansell comes (KDIGO). Kidney İnternational 2005;67 4. 5. (6):2089-2100. D. UK renal registry 12th annual report Serdengeçti K. Türk nefroloji derneği ve dünya (December 2009): Chapter 16 international böbrek günü. Türk Nefroloji Diyaliz ve comparisons with the UK RRT programme. Trasplantasyon Dergisi 2010;19(1):1-2. Nephron Clinical Practice 2010;115(1):c309- Utaş C. Diyaliz uygulamalarında maliyet anali- c320. 15. Nurol A, Dilek M. Nefropratik Kronik Böbrek zi. Türk Nefroloji Diyaliz ve Trasplantasyon 6. Dergisi 2007;16(2):73-76. Yetmezliği: Önlenebilir mi?, Roshe Yayınları, Süleymanlar G, Utaş C, Arınsoy T, Ateş K, 2006;2-20. Altun B, et al. A Population-based survey of 16. Mohan A, Jenkins K. (Ed.). Kronik Böbrek Chronic Renal Disease In Turkey-the CREDIT Hastalığı (Evre 1-3) Klinik Uygulama Klavuzu. study. Nephrology Dialysis Transplantation İstanbul: Golden Medya:2007.p.36-38. 17. ERA/EDTA 2010:26(6);1862-1871. 7. 8. (Aralık). Periton Diyalizinde Süleymanlar G.Türkiye kronik böbrek hastalığı “Avrupa En İyi Uygulama” Klavuzu. 2005;20, prevelansı araştırması, Chronic REnal Disease ix1-ix7. İn Turkey CREDIT, Erişim 29.11.2014, http:// 18. Cunnıngham R. Henrich WL. Diyaliz Prensip- www.tur khipertansi yon.or g/ konge2010/ leri ve Uygulaması. Kronik Böbrek Yetmezliği gultekin_suleymanlar.pdf Olan Hastada En İyi Diyaliz Tercihlerinin Süleymanlar G, Altıparmak M.R., Seyahi N, Seçilmesi. 3th ed. İstanbul: Düzey Matbacılık: Trabulus S. Türkiyede diyaliz ve transplantas- 2006.p.103-110. 19. Redmond, A. ve McClelland, H. Chronic yon registry 2012, Türk Nefroloji Derneği Ya9. UK renal registry 12th annual yınları 2012, İstanbul. kidney disease: risk factors, assesment and https://organ.saglik.gov.tr/web/Content.aspx? nursing care. Nursing Standart 2006;21(10):48 menu=(3)nakil_performansi, -55 Erişim Tari- hi:29.11.2014. 59 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Yaşlı Diyaliz Hastalarında Düşmeler Yrd. Doç. Dr. Özden DEDELİ, Doç. Dr. Sezgi ÇINAR PAKYÜZ Celal Bayar Üniversitesi Manisa Sağlık Yüksekokulu, Manisa Özet Summary Düşmeler ve kırılganlıkla ilgili kırıklar kronik Falls and fragility associated with fractures böbrek yetersizliği nedeni ile diyaliz tedavisi alan are major cause of morbidity and mortality in yaşlı bireylerde mortalite ve morbiditenin önemli older persons receiving dialysis treatment related bir nedenidir. Diğer yaşlı bireylere göre, yaşlı diya- to chronic renal failure. The older dialysis liz hastalarında düşmelere bağlı kırık riski daha faz- patients have higher risk of fracture causing falls ladır. Aynı zamanda düşmeler, yaşlı diyaliz hastala- than other older persons. At the same time, falls rında ciddi yaralanmalara, başkasına bağımlı olma- lead ya, hastane ve bakım evlerine yatırılmalarına neden hospitalization and institutionalization in older olmaktadır. Yaşlı diyaliz hastalarında düşmenin dialysis patients. The preventing of falls in older önlenmesi hemşireler için önemli bir sağlık bakım dialysis patients is a important health care target hedefidir. Bu makalenin amacı, yaşlı diyaliz hasta- for nurses. The aim of this article was to larında düşme etyolojisi, tanılanması ve önlenmesi investigate recent literatures on the etyology, üzerine güncel literatürlerin incelenmesidir. assessment and preventing of falls in older Anahtar kelimeler: Diyaliz, düşmeler, yaşlı to serious injury, dependence, dialysis patients. Giriş yaşayan yaşlılardaki düşmeler, toplum içinde yaşa- Yaşlı bireylerde bilişsel, davranışsal ve fonksi- yanlara göre daha sık görülmekte ve daha olumsuz yonel bozukluklar nedeniyle “düşme” sık görülen sonuçlara neden olmaktadır. 75 yaş üzerindeki bi- bir durumdur. Düşme, bireyin dikkatsizliği nedeniy- reylerde de yıllık düşme oranı, %50’ye çıkmaktadır. le, bulunduğu seviyeden daha aşağıda hareketsiz Düşme öyküsü olan yaşlı bireylerde tekrar eden hale gelmesi şeklinde tanımlanmaktadır. Düşme düşme oranı ise %60’tır (1). Yaşlı bireylerin düşme sonrası ise yaşlılarda ciddi olarak tanımlanabilecek eğilimlerinin yüksek olmasıyla birlikte osteoporoz, travma ve yaralanmalar meydana gelmekte ve ölüm kardiyovasküler hastalıklar, nörolojik hastalıklar oranlarında da artışa neden olmaktadır. Yaşlı birey- gibi komorbid durumlar, koruyucu reflekslerin azal- lerde düşmeler, tıbbi ve ekonomik sonuçlar açısın- ması gibi fizyolojik değişiklikler basit bir düşmeyi dan büyük bir sağlık sorunu olarak karşımıza çık- tehlikeli noktalara getirebilmektedir. Özellikle kro- maktadır (1). Düşmeye bağlı en yüksek mortalite ve nik böbrek yetersizliği (KBY) gibi tüm organ ve yeti kaybı yaşlı grupta bildirilmekte; yaşın ilerleme- sistemleri etkileyen kronik hastalıklarda fonksiyonel siyle de düşme olasılığı artmaktadır (2). 65 yaş ve kayıplar ve aktivite kapasitesindeki azalma kronik üzeri, sağlıklı ve toplum içinde yaşayanlarda kişi böbrek yetmezliğinin başladığı ilk andan itibaren başı yıllık düşme oranı %30–40 iken, uzun dönem görülmektedir. bakım merkezlerinde yaşayanlarda bu oran % 50’lere yükselmektedir. Hastane ve bakımevinde 60 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Son yıllarda, diyalize giren hastaların demogra- mortalite ve morbiditeye neden olmaktadır (8). Yaş- fik özelliklerindeki dramatik değişiklikler tüm dün- lı diyaliz hastalarında düşmeleri inceleyen sınırlı yada oldukça dikkat çekicidir. Bu durum, diyalize sayıda çalışma bulunmaktadır. Bir çalışmada, 308 giren hastalara verilen sağlık hizmetinin ve kalitesi- diyaliz hastası 8 hafta boyunca prospektif olarak nin artışı ile ilgilidir. Diyaliz hastalarını birçok ye- takip edilmiş %13’ünün en az bir kere düştüğü ve tersizliği ve karmaşık komorbid durumu olan daha düşmelerin %80’inin evde meydana geldiği bildiril- yaşlı hastalar oluşturmaktadır. Kanada’da 75 yaş miştir. Gözlem periyodu sonlandırıldıktan sonra 12 üstü diyaliz hastalarının insidansı tüm diyaliz hasta- ay içinde hastaların %4’ünde düşme ile ilgili kırık larının dörtte birini oluşturduğu belirtilmektedir (3). şikayetinin olduğu gözlenmiştir. Düşme nedenleri Ülkemizde 2013 yılı verilerine göre; 53.677 diyaliz incelendiğinde; ileri yaş, diyabet varlığı, çoklu ilaç hastası bulunmakta olup bu hastaların %46.05’i 65 kullanımı ve özellikle antidepresan ilaç kullanımı ve yaş ve üzerindedir (4). fonksiyonel kapasitenin azalması olarak bildirilmiş- Diyaliz tedavisi alan KBY’li yaşlı hastalar fi- tir (9). Başka bir çalışmada 78 diyaliz hastası genç ziksel, emosyonel ve sosyal faktörler nedeniyle (65 yaş altı) ve yaşlı (65 yaş ve üzeri) olarak iki gru- fonksiyonel olarak kısıtlanmaktadır. Yaşlı diyaliz ba ayrılarak, 6 ay boyunca izlenmiştir. Her iki grup- hastalarında birçok komorbid durumun böbrek yet- ta da %80’inde baş dönmesi, %50’sinde pre-senkop, mezliğine eşlik etmesi ve ilerleyen yaşla birlikte % 20-30’unda senkop olduğu ve düşme oranının fonksiyonel kapasitede azalma gözlenmektedir. 65 (yaşlı diyaliz hastalarında %38, genç grupta %4) yaş ve üzeri diyalize giren hastalarda fiziksel kısıtlı- yaşlı grupta daha yüksek olduğu gözlenmiştir. lık oldukça yaygın olup, genel bir kuvvetsizlik ve Yaşlı hastalarda düşme hızı (hasta/yıl) 1.76 ardından günlük yaşam aktivitelerinde başkalarına olarak belirlenmiş olup, bu hız yaşlı bakım evlerin- bağımlılığa neden olmaktadır (5). Evans et al (1985) de bildirilen hızdan daha yüksek olduğu görülmüş- 65 yaş ve üzeri hemodiyaliz hastalarının genç hasta- tür. Yaşlı diyaliz hastalarında düşmeler olmadan da lara göre daha belirgin fonksiyonel bozukluklara ciddi sonuçlar meydana gelebilmektedir. Kalça kı- sahip olduğunu bildirmişlerdir. Ayrıca bu hastalarda rıkları genel nüfusa göre diyaliz hastalarında 3-4 kat fonksiyonel kısıtlılıkların emosyonel sıkıntı ve dep- daha fazla görülmektedir. Diyaliz hastalarında ke- resyonu arttırarak yaşlıların yaşam kalitesini de mik mineral yoğunluğunun azalması, düşme riskini azalttığını belirtmişlerdir (6). Hemodiyalize giren arttırmakla birlikte düşmeye bağlı olmayan kırıklara yaşlı bireylerin hareket kapasitesi, kognitif fonksi- da neden olabilmektedir. Kalça kırığı olan diyaliz yonları ve duygu durumlarının iyi olmasının, fonk- hastalarında bir yıllık mortalite oranı %40-60 olarak siyonel sağlıkları ile ilişkili olduğu bildirilmiştir (7). bildirilmektedir (10). Düşmenin en önemli etkileri Bu veriler doğrultusunda, sağlık profesyonellerinin ve sonuçları; baş yaralanmaları, laserasyon, kırıklar fonksiyonel yetersizliği ve komorbid durumu olan (kalça, vertebra ve diğer), yumuşak doku yaralan- yaşlı diyaliz hastalarına daha dikkatli sağlık bakım maları, düşme korkusu, aktivitelerde azalma ve hizmeti vermesi gerektiği söylenebilir. fonksiyonel gerilemedir (8). Düşmeler ve düşmelere bağlı önemli yaralanma olarak nitelendirilen kırık ve yumuşak doku yaralanmaları KBY olan yaşlı bireylerde ciddi 61 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ düşme Yaşlı diyabet hastalarında yapılan çalışmalar, nedenleriYaşlılarda düşme nedenleri; ekstrinsik HA1c düzeyinin %7’nin altına düşmediği sürece (çevresel) ve intrinsik (diğer özel nedenler) faktörler yaşlı bireylerde de düşmelerin önlenemeyeceği bil- olarak iki grupta toplanabilir. Ekstrinsik faktörlere dirilmektedir (8). Yaşlı diyaliz hastalarında ıslak ve kaygan zeminler, yetersiz aydınlatma, pü- İlaç kullanımı rüzlü ve dengesiz yüzey ve merdivenler dahil edile- Yaşlı popülasyonda kronik hastalık prevalansı bilmektedir. Intrinsik faktörlere ise ilaç kullanımı, ve çoklu ilaç kullanımı fazladır. Bu grupta reçetesiz hipotansiyon, düşük 25(OH) vitamin D düzeyi, gör- ilaç kullanımı da oldukça sıktır. Çoklu ilaç kullanı- mede bozulma, duruş ve denge sorunları, kas güç- mı yaşlılarda daha çok yan etki ve ilaç etkileşimleri- süzlüğü, demans, depresyon, senkop, nöbetler dahil ne neden olmaktadır (11). İlaçların en sık görülen edilebilmektedir. Diyaliz tedavisine özgü düşme yan etkilerinden biri de düşmelerdir ve çok sayıda nedenleri; üremik ensefalopati, diyaliz demansı, ilaç kullanımı ve düşme arasındaki ilişki kesin ola- üremik ensefalopati, diyaliz dengesizlik sendromu rak bilinmektedir. Düşmelerle en çok ilişkisi olduğu olarak sayılabilmektedir. Yaşlılarda böbrek hastalık- gösterilen ilaçlar; kardiyovasküler ilaçlar (nitratlar, ları ile ilgili düşme nedenleri Tablo 1’de belirtilmiş- antihipertansifler, antikonvülzanlar, Tablo 1. Yaşlılarda böbrek hastalıkları ile ilgili düşme nedenleri antiartitmikler), antidepresanlar, sedatif/ hipnotikler, nonsteroidal antiinflamatuvar ilaçlar, Kas güçsüzlüğü Yaş Besin kısıtlamaları ile ilgili hipotansiyon Çevresel faktörler Aterosklerotik hastalıklar (senkop) Çoklu ilaç kullanımı Diyabet Sistolik kan basıncı (diyaliz öncesinde düşük olması) Ortostatik hipotansiyon Denge sorunları D vitamini eksikliği (< 30 ng/ml) Deliryum veya diyaliz dengesizlik sendromu tir diüretikler, antipsikotikler, dopamin agonistleri ve propoksifendir (8,12,13). Kan basıncı anormallikleri Postüral hipotansiyon, düşmeler için önemli bir nedendir. Her hangi bir baş dönmesi olmadan da hipotansiyon meydana gelebilmektedir. Bu nedenle yaşlı diyaliz hastalarında kan basıncı diyaliz öncesi, diyaliz sonrası ve ayakta durur pozisyonda düzenli (8). olarak ölçülmelidir (8). Sistemik kan basıncının dü- Deliryum zenlenmesi, dik duruşun sürdürülmesinde önemli Deliryum, diyaliz tedavisine başlayan her han- katkı sağlamaktadır. Özellikle yaşlılar hipotansiyo- gi bir hastada aniden gelişebilen ve düşmeye neden na eğilimi olduklarından, dik duruşu sağlamada zor- olabilen ilaçlar, luklarla karşılaşabilmektedirler. Yaşlıda kan basıncı infeksiyon, beynin oksijenlenmesini azaltan durum- düştüğünde, kalp hızını artıran barorefleks duyarlılı- lar (pulmoner emboli, miyokart infarktüsü, anemi, ğında (ortostatik ve postprandial hipotansiyon) ve strok, dehidratasyon, subdural hematom vb), B 12 vücut toplam sıvısında azalma nedeniyle hipotansi- vitamin eksikliği, hipotirodizm, tiamin eksikliği gibi yon meydana gelebilir. Vücut sıvısı, susama hissi- metabolik anormallikler, diyaliz dengesizlik sendro- nin azalması, diyaliz tedavisi, diüretik kullanımı ve mu, emosyonel durum ve üremik ensefalopati gibi sıcak hava gibi nedenlerle azalabilmektedir. Bazal birçok nedeni vardır (8). ve uyarılmış renin düzeylerinde ilerleyen azalma da bir durumdur. Deliryumun Diyabet aldesteron salınımını düşürerek sıvı kaybına katkıda 62 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Postüral hipotansiyon, beyin kan akımında azalma- nılanmalıdır (8). ya yol açarak düşme riskini artırabilmektedir. Yaşlı- Düşme korkusu ların yaklaşık %30’unda postüral hipotansiyon gö- Düşme korkusu, düşme sonrasında potansiyel rüldüğü bildirilmiştir. Özellikle ortostatik hipotansi- zayıflama olarak tanımlanan bir anksiyete sendro- yonun da sabah saatlerinde sık görüldüğü bilinmek- mudur. Düşme korkusu “temel günlük yaşam aktivi- tedir. Antikolinerjik ilaç kullanımı, anemi, uzamış telerini yerine getirirken düşmekten korunmada yatak istirahati, dehidratasyon, yetersiz tuz alımı, kendini yetersiz hissetme” olarak tanımlanmıştır protein enerji malnütrisyonu, adrenal yetersizlik, (15). Bu durumda yaşlı, düşme korkusu ile hareket- diyabetle ilişkili otonom nöropati, Parkinson Hasta- lerini kısıtlayarak kaslarında zayıflamaya neden lığı ve çoklu sistem atrofileri de ortostatik hipotansi- olmakta, bunun sonucunda postür ve yürüyüşte bo- yona neden olmaktadır. Birçok yaşlının özgeçmişin- zukluk ve düşme riski artmaktadır. Düşme korkusu- de, istirahat beyin kan akımını etkileyen bir damar nun yaşlı popülasyonun %30’unda görüldüğü bildi- hastalığı vardır. Kan basıncında hafif azalma, düş- rilmiştir (15,16). me ve senkopu da içeren belirtilere yol açabilmekte- D Vitamini dir (1). Diyaliz öncesinde 8’inde ortostatik hipotan- Aktif D vitamini [25 (OH) D vitamini] eksikli- siyon olduğu bilinen 23 yaşlı diyaliz hastası ile yü- ği böbrek yetersizliği olan hastalarda oldukça sık rütülen bir çalışmada, diyaliz sonrasında 16 yaşlı görülür. Yapılan bazı çalışmalarda 25 (OH) D vita- diyaliz hastasında ortostatik hipotansiyonun düşme- mini düzeyinin < 75 nmol/L (30 ng/ml) olması düş- lerin yanı sıra strok (inme), miyokard infarktüsü, me nedeni olarak gösterilmiş ve düşmelerin önlen- senkop ve ölüme neden olduğu bulunmuştur (14). mesinde kalsidiol ile tedavi önerilmiştir (8). Postprandial hipotansiyon genellikle yemekten bir Düşen veya düşme riski olan yaşlı diyaliz iki saat sonra ortaya çıkabilmekte, diyabetik ve di- hastalarının değerlendirilmesi yabetik olmayan yaşlıların %25’inde görülmektedir. Postprandial hipotansiyona bağlı Düşme etiyolojisi çok çeşitli olduğu için düş- düşmelerin meye neden olan ve riski artıran faktörler belirlen- senkop, strok, miyokard infarktüsü ve ölümle ilişkili meli ve gerekli durumlarda uygun müdahaleler ya- olduğu bildirilmiştir. Postprandial hipotansiyonun pılmalıdır. Yaşlı diyaliz hastalarının değerlendiril- önlenmesi için karbonhidrat içeriği kısıtlı yiyecekler mesinde geriatrist, nefrolog ve nefroloji hemşireleri ile sık ve az miktarda beslenme önerilmektedir (8). rol almalıdır. Yaşlı hastalar genellikle düşme konu- Bilinç kaybı sunda kendiliğinden bilgi vermedikleri için diyaliz Senkop ya da nöbet geçiren yaşlılarda bilinç seansları sırasında düşme öyküsü sorulmalı, hasta kaybına bağlı düşmeler gelişebilmektedir. Yaşlı bi- denge ve yürüme problemleri açısından değerlendi- reylerin yarısından fazlasında parsiyel kompleks rilmelidir. Düşen veya düşme riski olan yaşlı hasta- nöbet geçirmektedir. Bu nöbetlerin tanılanması yaşlı ların değerlendirilmesi aşağıdaki şekilde yapılmalı- bireylerde neredeyse iki yılı bulmaktadır. Senkop dır (17,18,19). geçiren yaşlı bireylere bradikardiyi uyardığı için karotis sinüs masajı gerekebilir. Yaşlı birey bir kere senkop geçirdiğinde nadiren tanılanabilir ve birden çok senkop gelişme öyküsü varsa kayıt edilerek ta63 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ depresyon açısından değerlendirilmelidir. 1. Daha önceki düşmenin değerlendirilmesi: Düştüğü çevre (kaygan veya düz olmayan yürüme 7. Kas-iskelet sistemi değerlendirilmesi: Has- yüzeyleri, zayıf aydınlatma), düştüğü dönemde has- tanın eklemleri değerlendirilmeli ve ayak muayenesi tanın yardımcı cihaz kullanıp kullanmadığı, düşme yapılmalıdır. öncesi baş dönmesi olup olmadığı, yaralanmanın 8. Kardiyovasküler değerlendirme: Yaşlı tipi sorgulanmalıdır hastanın senkop, aritmi ve koroner arter hastalığı 2. İlaç öyküsünün değerlendirilmesi: Hastaya öyküsünü sorgulanmalıdır. Prekordiyal ve boyun reçeteli veya reçetesiz kullanılan tüm ilaçlar detaylı oskültasyonuyla üfürüm-yayılımı ve ritim değerlen- sorulmalı, ilaç sayısı saptanmalı, dört ve üzerinde dirilmelidir. Karotis sinüs hipersensitivitesi değer- ilaç kullanımının düşme riskini artırdığı unutulma- lendirilirken malı, yüksek risk grubunda olan ilaçlara özellikle monitorizasyona dikkat edilmesi önerilmektedir. dikkat edilmelidir. damar yolunun açık ve 9. Ev içi tehlikelerin değerlendirilmesi: Az 3. Görmenin değerlendirilmesi: Hekim tara- aydınlatılmış ortam, kaygan zemin, banyoda güvenli fından görme keskinliği, derinliği ve kontrast duyar- olmayan eşyaların kullanımı gibi düşmeye neden lılığını kapsayan görme muayenesi yapılmalı, kata- olabilecek faktörler değerlendirilmelidir (17,18). rakt açısından mutlaka değerlendirilmelidir. Evde yaşayan yaşlılarda düşme riskinin değerlendi- 4. Postural kan basıncı ölçümü: Hasta en az 5 rilmesi için toplumumuz için geçerlik ve güvenilirli- dakika düz yatar pozisyonda dinlendikten sonra ilk, ği sınanmış bir ölçüm aracı geliştirilmiştir. Bu öl- hemen ayağa kalktıktan sonra ikinci ve 3 dakika çüm aracı “Ev Güvenliği Kontrol Listesi” olarak ayakta bekledikten sonra üçüncü kan basıncı ölçüm- tanımlanmaktadır. Yaşlıların düşme risklerinin, gü- leri yapılmalıdır. Ayağa kalktıktan hemen veya 3 venli ev koşulları, güvenli davranışlarının belirlen- dakika sonra sistolik kan basıncında ³20 mm Hg mesi ve gerekli önlemlerin alınması için yaşlı sağlı- (veya ğının korunmasında kullanılabilecek önemli bir araç ³%20) düşme semptomatik veya asemptomatik olsun postural hipotansiyon olarak olarak sağlık personellerine önerilmektedir (19). kabul edilmelidir. Hekim baş dönmesini değerlendi- Düşmeyi Önleme Yaklaşımları rirken Dix-Hallpike manevrasını uygulaması öneril- Düşmelerin önlenmesine yönelik önlemler an- mektedir. cak kazalar ve fonksiyonel bozukluklar oluştuktan 5. Denge ve yürümenin değerlendirilmesi: sonra alınabilmektedir. Düşmeleri önlemeye yönelik Denge ve yürümenin değerlendirilmesinde pratik bir yaklaşımda ilk yapılması gereken hastaya düşme test olan kalk ve yürü testi kullanılabilir. Bu test öyküsünün, yürüme ve denge problemlerinin sorul- yapılırken hastaya ellerini ve kollarını kullanmadan ması ve düşmeye yol açabilecek risk faktörlerinin oturduğu sandalyeden kalkması, birkaç metre yürü- belirlenmesidir (17,18). mesi ve geriye dönmesi söylenir. Kalk ve yürü testi- Düşmeyi önleme ve sıklığını azaltmada, tıbbi nin 14 saniyeden daha uzun sürede yapılması düşme girişimler, çevresel düzenlemeler, eğitim ve egzer- riskinde belirgin artışa neden olmaktadır. siz programları ile yardımcı aletler kullanılmaktadır. 6. Nörolojik değerlendirme: Yaşlı hastanın Bu girişimlerdeki amaç tekrarlayan düşme sayısını kas kuvveti ve tonusu, serebeller koordinasyon, azaltıp, hastalık ve ölüm oranlarını düşürmektir. kognitif fonksiyonlar, derin tendon refleksleri ve 64 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Yaşlıda düşmeye yol açan risk faktörlerinin azalttığı bildirilmektedir (21). Yapılan çalışmalarda, çoğunluğunun düzeltilebilmesi hemşirenin rolünü D vitamini kullanımının kas gücünü arttırarak yaşlı- daha önemli hale getirmektedir. Diyaliz hemşireleri, larda düşme sayısını azalttığı, özellikle kadın hasta- yaşlı diyaliz hastalarını yakından takip ederek risk larda daha yararlı olduğu gösterilmiştir (22). faktörlerinin belirlenmesi ve ortadan kaldırılmasını Adinamik sağlayarak, düşme oranını azaltabilmektedir (17,18). biofosfonat ve testosteron, kadınlarda da raloksifen Yaşlı diyaliz hastasının ilaçları hekim tarafından kullanımı önerilmektedir (8). kemik hastalıklarında erkeklerde değerlendirilerek düşmelerle ilgili olduğu bilinen Çevresel düzenlemeler, yalnızca yaşlı diyaliz ilaçların mümkünse kesilmesi önerilmektedir. Yaşlı hastalarında değil tüm yaşlılarda düşmeyi önlemek bireylerde ilaç sayısının azaltılması, özellikle sayı- için önemlidir. Bu çerçevede, ev içindeki emniyetin nın dördün altına indirilmesinin düşme riskini belir- sağlanması için yerlerde az tüylü halılar kullanılma- gin olarak azalttığı bildirilmektedir (8,12,13,20). lı, özellikle banyolarda kaymayan karolar, küvet, Postüral hipotansiyon tanısı alan yaşlılarda etiyoloji- lavabo ve tuvalet yakınında bulunan yer zemininde nin araştırılması, yaşlının kullandığı ilaçların göz- kaymayan örtüler ve yapışkan şeritler kullanılmalı- den geçirilmesi, aşırı tuz ve sıvı kısıtlaması yapılan dır. yaşlının düzenlenmesi, konulması tavsiye edilebilir. Kaymayan yapışkan dehidratasyonun ve aneminin önlenmesi varsa teda- lastik bantları olan altlıkların küvet zeminine yerleş- vi edilmesi önerilmektedir. Postüral hipotansiyonu tirilmesi, küvet ve duş içine tutunma barları konul- olan hastalara yatak başının yükseltilmesi, yataktan ması, bir duş sandalyesi ve denge bozukluğu olanlar yavaş kalkması ve dorsifleksiyon egzersizler yap- için elle tutulan fleksibl duş başlığı kullanılması ması, diyaliz hemşiresinin kan basıncı takibini önerilebilir. Merdiven, banyo ve yatak odasında iyi prediyaliz, postdiyaliz ve hasta ayakta iken yapması aydınlatılmalıdır. Gündüz aşırı ışığı ve parlaklığı önerilir. Yaşlı diyaliz hastası antihipertansif bir ilaç önemek için pencerelere koyulaştırıcı boyalı mater- kullanıyorsa gerektiğinde kullandığı hipertansiyon yal kullanılmalıdır. Gece ve/veya karanlıkta görüş ilacı başka grup bir ilaçla değiştirilmesi ve bu müda- sıkıntısı olabileceğinden, merdivenlerin üst ve alt haleler yetersiz kalırsa, fludrokortizon ve mitodrine kısmına elektrik düğmeleri yerleştirilmeli, gece lam- ile farmakolojik tedavi uygulanması önerilmektedir baları ile ışıklandırmalı, basamak kenarlarına kay- (8). mayan renkli yapışkan şeritler yerleştirilmeli ve ba- diyetinin yeniden Tuvaletin yanındaki duvara tutunma barları Kronik böbrek yetersizliği olan hastalarda ke- samak yüksekliği en fazla 15 cm olmalıdır. Basa- mik mineral yoğunluğunun azalmasına bağlı olarak makların her iki yanına silindirik, uç kısımları içe renal osteodistrofi gelişebilmektedir. Düşük kemik dönük, kolayca kavramayı sağlayabilen ve basamak mineral yoğunluğu diyaliz hastalarında kırılganlığı bitiminde bir miktar devam eden tırabzanlar konul- (fragility) arttırarak, kalça, vertebra ve diğer bölge malıdır. Yatak yüksekliği için patelladan yere olan kırıkları için riski arttırmaktadır. Bu nedenle yaşlı mesafe ölçü alınmalıdır. Yatağın kenarları, oturma diyaliz hastaları kemik mineral yoğunluğu ölçülme- pozisyonundaki bir kişi için çökme oluşmadan ye- li, gerekli farmakolojik ve farmakolojik olmayan terli desteği verecek kadar sert olmalıdır. Alçak san- tedaviler önerilmelidir. Yüksek riskli hastalarda kal- dalyeler daha uygun olanlarıyla değiştirilmelidir. ça koruyucuların kullanımının kalça kırığı riskini Sık olarak kullanılan mutfak ve klozet eşyalarının 65 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Düşme riski olan hastada, eğitim programları Kaynaklar (riskler hakkında hasta ve yakınlarına bilgi verme, 1. Naharcı İM, Doruk H. Yaşlı populasyonda düşmedenge-yürüme eğitimi, işitme yardımcısı eğitimi giye yaklaşım. TAF Prev Med Bull 2009; 8(5): 437bi), egzersizler (alışkanlık, denge, kas kuvvetlendir- 44. me ve direnç egzersizleri, gözlem altında egzersiz) 2. Tinetti ME. Performance oriented assessment of ve yardım edici aletlerden (sert tabanlı uygun ölçüde mobility problems in the elderly patient. J Am ayakkabı, yürüteç, kalça koruyucuları) klinik pratikte Geriatr Sos 1989; 34: 119-26. sıklıkla faydalanılmaktadır (1). Egzersizin hemodi- 3. Cook WL, Tomlinson G, Donaldson M, et al. yaliz hastalarında fiziksel kapasiteyi arttırdığı bunun Falls and fall-related injuries in older dialysis yanında anksiyete ve depresyonu azalttığı, sosyal patient. Clin J Am Soc Nephrol 2006; 1: 1197iletişimi arttırdığı, emosyonel durumu ve yaşam kali- 1204. tesi ile ilgili diğer göstergeleri geliştirdiği bilinmek- 4. Süleymanlar G, Altıparmak MA, Seyahi N, tedir (23,24,25). Bu hastalarda rehabilitasyonun Trabulus S. Türkiye’de Nefroloji, Diyaliz ve amacı fiziksel fonksiyonunu arttırıp, psikolojik ve Transplantasyon Registry 2012. Ankara: Türk sosyal destek sağlanarak yaşam kalitesini arttırmak olmalıdır. Özellikle yaşlı Nefroloji Derneği Yayınları. 2013. diyaliz hastalarının 5. Levendoğlu F, Altıntepe L, Uğurlu H. Yaşlı hekardiyovasküler ve kas iskelet sisteminin dayanıklılımodiyaliz hastalarında disabilite, depresyon ve ğı geliştirecek egzersiz programları uygulanmalıdır. yaşam kalitesi. Türk Geriatri Dergisi 2004; 7(4): Böylelikle düşmelerin önlenmesinin yanı sıra günlük 195-8. yaşamda bağımlı hale gelmeleri engellenmiş ve ya- 6. Evans RW, Manninnen DL, Garrison LP, et al. şam kalitelerinin de yükselmesi sağlanacaktır The quality of life patients with end stage renal (23,24,25,26). disase. N J Med 1985; 312:553-59. Sonuç ve Öneriler 7. Kutner NG, Brogan D, Hall WD, Haber M, Yaşlı diyaliz hastalarında düşmeler oldukça sık Daniels. Functional impairment, depression, and görülen bir sağlık sorundur. Düşmeyi önleme prog- life satisfaction among older hemodialysis patients ramları kardiyovasküler ve kas-iskelet sistemini güç- and age-matched controls: A prospective study. lendirici, ortostazı önleyici egzersizler, ilaçların göz- Arch Phys Med Rehabil 2000; 81: 453-459. den geçirilmesi, dehidratasyon, hipotansiyon, anemi- 8. Morley JE. Falls in elderly patients with kidney nin tedavi edilmesi ve önlenmesi, kemik mineral disease. J Am Soc Nephrol (2009). http:// yoğunluğunun www.asn-online.org/education_and_meetings/ izlenerek, osteoporoz ve osteodistrofinin tedavi edilmesi, çevresel önlemleri geriatrics/Chapter33.pdf içermektedir. Tüm bu sağlık bakım hizmetinin yaşlı 9. Desmet C, Beguin C, Swine C, Jadoul M. Falls in diyaliz hastalarına sunulması, düzenlenmesi ve izlen- hemodialysis patients: prospective study of mesi için multidisipliner bir sağlık bakım ekibi ge- incidence, risk factors, and complications. Am J rekmektedir (26). Kidney Dis 2005; 45: 148–53. 10.Roberts R, Jeffrey C, Carlisle G, Brierly E. Prospective investigation of the incidence of falls, dizziness and syncop in haemodialysis patients. 66 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ 11. Dökmeci D. Yaşlıda polifarmasi ve toksisite. dose of vitamin D reduces the risk of falls in Turkiye Klinikleri J Surg Med Sci 2006; 2(46): nursing home residents: a randomized, multiple- 53-8 dose study. J Am Geriatr Soc 2007; 55: 234-39. 12. Field TS, Gurwitz JH, Avorn J, et al. Risk 22. Bischoff-Ferrari HA, Orav EJ, Dawson-Hughes factors for adverse drug events among nursing B. Effect of cholecalciferol plus calcium on home residents. Arch Intern Med 2001; 161: falling in ambulatory older men and women: a 3 1629-34. -year randomized controlled trial. Arch Intern 13. Leipzig RM, Cumming RG, Tinetti ME. Drugs Med 2006; 166: 424-30. and Falls in Older People: A Systematic Review 23. Heiwe S, Tollback A, Clyne N. Twelve weeks and Meta-analysis. I. Psychotropic Drugs. J Am of exercise training ıncreases muscle function Geriatr Soc 1999; 47: 30-9. and walking capacity in elderly predialysis 14. Roberts RG, Kenny RA, Brierley EJ. Are patients and healthy subjects. Nephron 2001; 88: elderly hemodialysis patients at risk of falls and 48-56. postural hypotension? Int Urol Nephrol 2003; 24. Carney RM, McKevitt PM, Goldberg AP, 35: 415-21. Hagberg J, Delmez JA, Harten HR. 15. Tinetti ME, Richman D, Powell. Falls efficacy Psychological effects of exercise training in as a measure of fear of falling. J Gerontol 1990; hemodialysis patients. Nephron 1983; 33: 179- 45(6): 239-43. 81. 16. Bruce DG, Devine A, Prince RL. Recreational 25. Goldberg AP, Hagberg J, Delmez JA, Carney physical activity levels in healthy older women: RM, McKevitt PM, Ehsani AA, et al. The the importance of fear of falling. J Am Geriatr metabolic and psychological effects of exercise Soc. 2002; 50: 84-9. training in hemodialysis patients. Am J Clin 17. Uyanık M, Karaduman AA, Can F. Yaşlılarda Nutr 1980; 33(7): 1620-28. Düşmeler, Kırıklar ve Önlenmesi, Osteoporoz 26. Cook WL, Sarbjit JV. Prevalance of falls among Rehabilitasyonu. In: Arıoğlu S (ed). Geriatri ve seniors maintained on hemodialysis. Int Urol Gerontoloji 1. Baskı İstanbul: MN Medi- Nephrol 2005; 37: 649-52. kal&Nobel Ltd Şti. 2006; p. 339-52. 18. Sarıdoğan M. Düşmeler. In: Gökçe-Kutsal Y (ed). Temel Geriatri Ankara: Güneş Tıp Kitabevi. 2007; p.253-59. 19. Uysal A, Ardahan M, Ergül Ş. Evde yaşayan yaşlılarda düşme risklerinin belirlenmesi. Türk Geriatri Dergisi 2006; 9(2): 75-80. 20. Kannus P, Parkkari J, Neimi S, et al. Prevention of hip fracture in elderly people with use of a hip protector. N Engl J Med 2000; 343: 1506– 13. 21. Broe KE, Chen TC, Weinberg J, et al. A higher 67 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Son Dönem Böbrek Yetmezliği Olan Hastalarda Cinsel Fonksiyon Bozukluğu ve Hemşirelik Bakımı Yrd. Doç. Dr. Songül GÖRİŞ, Arş. Gör. Nevin Bilgi Erciyes Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Kayseri Özet Summary Son dönem böbrek yetmezliği (SDBY) olan Sexual dysfunction is one of the most common hastalarda en sık karşılaşılan sorunlardan biri cinsel problems in patients with end-stage renal failure fonksiyon bozukluklarıdır. Yapılan çalışmalarda, (ESRD). In the studies, the incidence of sexual SDYB’li hastalarda cinsel fonksiyon bozukluğu dysfunction have been reported in 60%-87% in görülme sıklığı % 60- % 87 arasında bildirilmiştir. patients with ESRD. Sexual dysfunction, in Cinsel fonksiyon bozuklukları, kadınlarda; cinsel women; consists of problems such as the reduction istekte azalma, cinsel tiksinti bozukluğu, uyarılma of sexual arousal and sexual aversion disorder, lack ve orgazm bozukluğu, disparanoya ve vajinismus, of sexual desire, orgasmic disorder, dyspareunia erkeklerde ise; cinsel istek azlığı, cinsel tiksinti bo- and vaginismus, in males; lack of sexual desire, zukluğu, erektil disfonksiyon (ED), erken boşalma sexual aversion disorder, erectile dysfunction (ED), ve diğer boşalma bozuklukları gibi sorunlardan premature ejaculation and ejaculation disorders. A oluşmaktadır. Cinsel fonksiyon bozukluğunun de- multidisciplinary team approach is required in the ğerlendirilmesinde multidisipliner bir ekip yaklaşı- evaluation of sexual dysfunction. Nurses have an mı gerekmektedir. Bu ekip içerisinde hemşireler important role to promotion and protection of cinsel sağlığın korunması ve geliştirilmesinde sexual health in this team. Nursing approaches for önemli bir role sahiptir. Hastaların cinsel sorunları- patients with sexual problems, comprises the steps na yönelik hemşirelik yaklaşımları; cinsel sağlığın which değerlendirilmesi, sorunun belirlenmesi, uygun identification of problem, analysis problem with hemşirelik girişimleri ile sorunun çözümlenmesi ve appropriate nursing interventions and maintenance cinsel sağlığın sürdürülmesi aşamalarını içermekte- of sexual health. All these stages of the nursing dir. Tüm bu aşamalardaki hemşirelik girişimlerinin interventions aim to strengthen the sexual health of amacı, hastaların cinsel sağlığını güçlendirmek, patients, to determine the causes of sexual cinsel sorunların nedenlerini ve özelliklerini belirle- problems and characteristics, to take appropriate mek, belirlenen sorunların çözümü için uygun giri- measures for the solution of determined problems şimlerde bulunmak ve yaşam kalitesini yükseltmek- and to improve the quality of life. tir. Key words: End-stage renal failure; sexual Anahtar kelimeler: Son dönem böbrek yetmezliği; dysfunction; nursing care are assessment of sexual health, cinsel fonksiyon bozukluğu; hemşirelik bakımı Giriş metabolik-endokrin fonksiyonlarını gerçekleştirmede Dünya’da ve ülkemizde önemli bir sağlık so- yetersiz kalması sonucu hastalığın etkilerinin tüm runu olan son dönem böbrek yetmezliği (SDBY), organ sistemlerinde görüldüğü karmaşık bir durumdur (1). böbreğin sıvı-elektrolit dengesini sağlama ve 68 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Son dönem böbrek yetmezliği olan bireyler, antogonistleri ve diüretiklerin cinsel fonksiyonlar hastalığın yarattığı olumsuz etkilerin yanı sıra uygu- üzerinde olumsuz etkilerinin olduğu yapılan çalış- lanan tedaviler nedeniyle birçok fiziksel ve psiko- malarla da kanıtlanmıştır (11,12). Ayrıca hastalarda sosyal sorun yaşamaktadır (2). Hastalarda sık karşı- meydana gelen üremi tablosunun hem kadın hem de laşılan fiziksel sorunlar arasında; sıvı elektrolit den- erkek hastalarda cinsel işlevler üzerinde olumsuz gesizlikleri, iştahsızlık, bulantı, kusma, yorgunluk etkileri bulunmaktadır (13). ve anemi vb. gibi durumlar gelirken, psiko-sosyal Psikolojik Faktörler sorunlar arasında; depresyon, tedaviye uyumsuzluk, Cinsel işlev bozukluklarının organik nedenle- rehabilitasyonda zorluklar ve cinsel fonksiyon bo- rinin yanında psikolojik nedenleri de bulunmakta- zuklukları yer almaktadır (3). dır. Özellikle depresyon ve anksiyete cinsel fonksi- Cinsel fonksiyon bozuklukları, kadınlarda; yon bozukluğuna yol açabilmektedir (4). Hemodi- cinsel istekte azalma, cinsel tiksinti bozukluğu, uya- yalize giren hastalarda normal popülasyona göre rılma ve orgazm bozukluğu, disparanoya ve psikiyatrik ve depresif hastalıklar önemli derecede vajinismus, erkeklerde ise; cinsel istek azlığı, cinsel daha sık görülmektedir (3). tiksinti bozukluğu, erektil disfonksiyon (ED), erken Çelik ve arkadaşlarının yaptıkları çalışmada hemo- boşalma ve diğer boşalma bozuklukları gibi sorun- diyalize giren hastaların %15.3’ünün şiddetli düzey- lardan oluşmaktadır (4). Yapılan çalışmalarda, de depresyonu olduğu belirtilmiştir (14). Ünal ve SDYB’li hastalarda cinsel fonksiyon bozukluğu arkadaşları ise hemodiyaliz hastalarının yüksek dü- görülme sıklığının % 60-% 87 arasında olduğu bil- zeyde psikolojik distres yaşadıklarını saptamışlardır dirilmiştir (15). Depresyon, libidoda ve koitus sıklığında azal- (5-7). Böbrek Yetmezliğinde Cinsel Fonk- maya neden olarak cinsel fonksiyon bozukluğuna siyon Bozukluğuna Neden Olan Faktör- neden olabilmektedir (13). Ayrıca, erkek hastalarda ler görülen iş kaybına bağlı olarak aile içindeki rolün tersine dönmesi ve idrar yapma fonksiyonunun kay- Cinsel sorunların kökeninde organik ve psikolojik bı cinsel fonksiyon bozukluğuna katkıda bulunmak- nedenler yer almaktadır (8). SDBY’li bireylerde tadır (3,16). meydana gelen endokrin değişiklikler, kullanılan Erkek Hastalarda Cinsel Fonksiyon çeşitli ilaçlar, psikososyal faktörler ve depresyon Bozukluğu çeşitli oranlarda cinsel işlevleri bozmaktadır (9). Son dönem böbrek yetmezliği olan erkekler- Organik Faktörler SDYB’li hastalar çoğu zaman bir veya daha de görülen cinsel fonksiyon bozuklukları; libidoda fazla ek kronik hastalığa sahiptir. Yapılan bir çalış- azalma, infertilite, ereksiyon ve ejekülasyon prob- mada SDBY’li hastaların % 35.3’ünün herhangi bir lemleridir. Hastalarda meydana gelen üremik tablo, kronik hastalığa sahip olduğu gösterilmiştir (10). Bu total ve serbest testosteron düzeylerinin belirgin nedenle bu hastaların kullandıkları ilaç sayılarının olarak düşmesine yol açarak, erkek hastalarda sık- da fazla olması beklenmektedir. Kullanılan beta lıkla libido azalması, blokerler, disfonksiyon yakınmalarına neden olmaktadır (17) alfa vazodilatörler, blokerler, antidepresanlar, sempatolitikler, H₂ (Tablo 1). reseptör 69 impotans ve erektil Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Hastalık sürecinin bir sonucu olarak, birçok cinsel fonksiyonlarının daha iyi düzeyde olduğu sistemin etkilendiği üremik erkek hastaların büyük gösterilmiştir (25). bir kısmında, birçok faktöre bağlı olarak, cinsel iliş- Kadın Hastalarda Cinsel Fonksiyon Bo- ki için gerekli sertleşmeyi sağlama ve sürdürmede zukluğu yetersizlik olarak tanımlanan erektil disfonksiyon (ED) ortaya çıkabilmektedir (12,13). Son dönem böbrek yetmezliği olan kadınlarda genel Hastalarda olarak görülen cinsel fonksiyon bozuklukları; libido meydana gelen arteriyel kan akımında azalma, peni- azalması, menstrual siklus bozuklukları, vajinal sin düz kaslarının fonksiyonundaki değişiklik, lubrikasyonda hormonal bozukluklar ve kullanılan ilaçların yan orgazm bozukluğu, vajinusmus, disparanoya ve infertilitedir. Bu sorun- etkileri ED’ye zemin hazırlamaktadır (17). Özellik- ların nedeni çok yönlü olmakla birlikte, hastalığın le SDBY’li hastalarda en yaygın kullanılan ilaç türü neden olduğu yorgunluğun mental etkileri ile olan antihipertansif ilaçlar da ED’ye yol açmaktadır hipotalamus ve hipofiz bezindeki değişikliklerden (18). Yapılan çalışmalarda SDYB’li erkek hastalar- kaynaklanmaktadır (26) (Tablo 1). Son dönem böb- da ED sıklığı % 58- % 87.5 arasında bulunmuştur rek yetmezliği olan kadınlarda menstrual düzensiz- (19-21). SDBY, testiküler hasar ve yetersiz likler çok yaygındır (17,27). Üremik kadınlarda spermatogenezle birlikte seyretmektedir. Semen analizi sıklıkla; azospermi, hipospermi, yetersizlik, ovülasyondaki azalma, menstural düzensizliklere ve ejakülat amenoreye neden olan en önemli faktördür. Bu has- volümünün ve sperm hareketlerinin azaldığını gös- talarda amenoreye % 50-100 oranında rastlanmakta- termektedir (22). Bu durum sıklıkla infertiliteye dır. Menstürasyonu olan kadın hastaların çoğunda neden olmaktadır. ise polimenore, menoraji veya oligomenore görül- Cinsel işlev bozukluğu olan üremik hastalar- mektedir (17). Erken menapoza, KBY’li kadınlarda da tedavinin ilk basamağı diyaliz dozunun arttırıl- daha fazla rastlanmaktadır (28). Ayrıca diyalize gi- ması, empotansa neden olabilecek ilaçların kullanı- renlerde serumda östrodiol seviyesinin düşüklüğüne mının kesilmesi ve KBY’nin neden olduğu anemi- bağlı olarak cinsel ilişki sırasında rahatsızlığa yol nin düzeltilmesidir (12). Literatürde böbrek trans- açan vajinal atrofi, vajinal kuruluk, pubik bölgedeki plantasyonu sonrası ED’nin önemli derecede düzel- tüylerde azalma ve kaşıntı görülebilmektedir (17). diğine yönelik çalışmalar yer almaktadır (20,23-25). Östrojen tedavisi veya vajinal kayganlaştırıcılar bu Ülkemizde yapılan bir çalışmada; böbrek nakli son- hastalarda yarar sağlayabilmektedir (27). rasında hastaların % 26’sında ereksiyon kalitesinde Son dönem böbrek yetmezliği olan hastaların iyileşme saptanmış ve nakil öncesi uzamış hemodi- kullandıkları ilaçlar; erkeklerde olduğu gibi kadın- yaliz süresinin ED ile ilişkili olduğu saptanmıştır larda da cinsel fonksiyonlar üzerinde olumsuz etki- (23). lere Akbari ve arkadaşlarının çalışmasında renal neden olabilmektedir. Özellikle antidepresanların, kadınlarda cinsel istekte azalma, transplantasyon sonrası erkek hastaların böbrek uyarılamama veya yetersiz uyarılma, vajinal kay- fonksiyonlarındaki düzelmeye bağlı olarak, sperm ganlığın yetersiz olması, vajinal anestezi, orgazmda hareketliliğinde ve testesteron seviyesinde önemli gecikme ya da orgazm olamama gibi sorunlara ne- derecede artış olduğu (24), başka bir çalışmada da; den olduğu belirtilmektedir (29). böbrek nakli olan hastaların, diyaliz hastalarına göre 70 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Montejo ve arkadaşlarının depresyon te- 62’sinde cinsel istekte azalma, %52’sinde davisi alan ve öncesinde normal cinsel fonksi- vajinal lubrikasyonda azalma, %60’ında or- yona sahip olan hastalarla yaptıkları çalışmada, gazm yetersizliği ve %4’ünde disparanoya ol- antidepresan ilaç kullanımı sonucu gelişen cin- duğu saptanmıştır (35). Santos ve arkadaşları- sel fonksiyon bozukluğu görülme sıklığının % nın 59 olduğu gösterilmiştir (30). Antihipertansif disfonksiyonlu kadın hastaların yaşam kalitele- ilaçların da kadın hastalarda klitoral ve vajinal rinin fiziksel boyutu, diğer hastalara göre daha damar yapısında değişime, pelvik bölgedeki düşük bulunmuştur (33). Ülkemizde yapılmış kan akımında azalmaya, vajinal duvar ve olan bir çalışmada ise periton diyalizi olan ka- klitoral düz kaslarda incelmeye yol açtığı, (11) dın hastaların %94.1’inde, hemodiyalize giren- oluşan bu değişikliklerin kadınların cinsel iliş- lerin ise tamamında cinsel fonksiyon bozukluğu kide ağrı duyma, orgazm olamama, yetersiz saptanmış ve yaşam kalitelerinin daha düşük uyarılma ve cinsel isteksizlik gibi sorunlar ya- olduğu gösterilmiştir (36). çalışmasında hemodiyalize giren cinsel şamalarında etkili olduğu belirtilmektedir (31). Tablo 1. Erkek ve kadın hastalarda görülen cinsel fonksiyon bozuklukları (17, 26) Erkek hastalarda görülen cinsel fonksiyon Kadın hastalarda görülen cinsel fonksiyon bozuklukları bozuklukları Libidoda azalma Libidoda azalma Ereksiyon problemleri Vajinal lubrikasyonda yetersizlik Ejekülasyon problemleri Orgazm bozukluğu İnfertilite Vajinusmus veya disparanoya İnfertilite Kronik böbrek yetmezliği olan hastalarda Cinsel Fonksiyon Bozuklukları ve Hemşi- cinsel fonksiyon bozukluğuna ilişkin çalışmalar relik Bakımı daha çok erkek hastalar üzerinde yapıldığı için Cinsel fonksiyon bozukluğu, fizyolojik, biyolo- kadın hastalarla ilgili literatür yetersizdir. jik, psikolojik, sosyal ve kültürel bileşenleri Yapılan çalışmalarda SDBY’li kadınlarda cin- olan çok yönlü bir sağlık sorunu olup, değerlen- sel fonksiyon bozukluğu %65- % 84 olarak bil- dirilmesinde multidisipliner bir ekip yaklaşımı dirilmiştir (6, 32, 33). Laumann ve arkadaşları- gerektirmektedir. Bu ekip içerisinde hemşireler nın çalışmasında da cinsel fonksiyon bozuklu- de cinsel sağlığın korunması ve geliştirilmesin- ğunun kadınlarda (%43), erkeklerden (%31) de önemli roller üstlenmektedir. Cinsel fonksi- daha sık görüldüğü belirtilmiştir (34). Başka yon bozukluklarının değerlendirilmesinde, ay- bir çalışmada hemodiyalize giren ve cinsel rıntılı tıbbi öykü almak ve detaylı fizik muaye- fonksiyon bozukluğu olan kadın hastaların; % ne yapmak gerekmektedir (29,37). 71 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ Cinsellik bütüncül sağlık bakım kavramının bilmeleri için cesaretlendirmek, cinsel sorunların önemli bir parçası olarak kabul edilmesine karşın, nedenlerini ve özelliklerini belirlemek, belirlenen hastalarla en çok vakit geçiren ve onları doğru bir sorunların çözümü için uygun girişimlerde bulun- biçimde gözlemleyebilen hemşirelerin çok azı bu mak ve yaşam kalitesini yükseltmektir (29). konuda değerlendirme yapabilmekte ve uygun giri- Holistik hemşirelik bakımında hastaların, fiziksel, şimlerde bulunabilmektedir. Bu duruma neden ola- psikolojik, sosyal ve emosyonel açıdan bir bütün rak, hemşirelerin cinsellikle ilgili danışmanlık için olarak ele alınması beklenmektedir. Bu doğrultuda yeterli bilgiye sahip olmadıklarına inanmaları, utan- böbrek yetmezliği olan hastalara bakım veren hem- maları, önemsememeleri, iş yoğunluğu, cinselliğe şirelerin cinsel fonksiyon bozukluğu tanısını koyar- ilişkin kişisel baskıcı tutumları ve cinsellikle ilgili ken hastayı tüm yönleriyle ele alarak bakımı plan- konuları tartışırken anksiyete yaşamaları gibi faktör- lanmaları gerekmektedir. ler gösterilmektedir (38,39). Sonuç Hemşirelerin, hasta- ların cinsel sorunlarına çözüm bulabilmeleri için Son dönem böbrek yetmezliği olan kadın ve erkek sahip olması gereken özellikler aşağıda sıralanmış- hastalar birçok nedene bağlı olarak cinsel fonksiyon tır: bozukluğu yaşamaktadır. Yaşamın bir parçası olan Bireye özel cinselliği tanımlayabilmeli cinselliğin hastalar açısından nasıl değerlendirildiği, Cinsel konularda rahat olmalı hastalıklarının cinsellik üzerine olan olumsuz etkile- iyi bir dinleyici olmalı, yargılayıcı bir tutum ri ile nasıl baş ettiklerinin değerlendirip bu sorunlara içinde olmamalı uygun hemşirelik girişimlerini planlamaları hemşi- Danışmanlık yapabilme becerisi gelişmiş ol- relerin önemli sorumluluklarından biridir. Bu ne- malı denle hemşirelerin cinsel fonksiyonları koruma ve Hastalarla cinsel konularla ilgili tartışmalarda geliştirme konusunda eğitimlerinin attırılarak, hasta- iletişim yeteneklerini geliştirmeli ların uygun koşullar altında hizmet alması sağlan- Cinsellik konusunu kabul etmeli ve bu konu malıdır. ile ilgili kendini rahat hissetmeli Cinsellik ve cinsel fonksiyonlar konusunda bilgi sahibi olmalı Cinsellik konusunda inanç, değer ve tutumların farkında olmalı Yaşam döngüsü içinde cinselliğin gelişimsel durumunu iyi bilmelidir (29,40). Hastaların cinsel sorunlarına yönelik hemşirelik yaklaşımı; cinsel sağlığın değerlendirilmesi, sorunun belirlenmesi, uygun hemşirelik girişimleri ile sorunun çözümlenmesi ve cinsel sağlığın sürdürülmesi aşamalarını içermektedir. Tüm bu aşamalardaki hemşirelik girişimlerinin amacı, hastaların cinsel sağlığını güçlendirmek, cinsel sorunlarını ifade ede72 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ treated with antihypertensive or antidepressive Kaynaklar medications: results from the DOPPS. Nephrol 1. Feehally J, Floege J, Johnson RJ, Editors. Dial Transplant 2007; 22: 1163–1170. Comprehensive clinical nephrology (3nd ed). 12.Ateş F. Kronik böbrek yetmezliği, diyaliz ve böb- Philadelphia: Mosby; 2007. rek naklinin cinsel ve üreme işlevleri üzerindeki 2. Tanrıverdi MH, Karadağ A, Hatipoğlu EŞ. Kro- etkileri. Gülhane Tıp Dergisi 2010; 52: 229-236. nik böbrek yetmezliği. Konuralp Tıp Dergisi 13.Palmer BF. Sexual dysfunction in uremia. J Am 2010; 2(2): 27-32. 3. Akpolat T, Utaş C. Hemodiyaliz hastasında sık Soc Nephrol 1999; 10: 1381-1388. karşılaşılan sorunlar. http://www.tsn.org.tr, Erişim 14.Çelik HC, Acar T. Kronik hemodiyaliz hastalarında depresyon ve anksiyete düzeylerinin çeşitli Tarihi: 28.02.2014. 4. İncesu C. Cinsel işlevler ve cinsel işlev bozukluk- değişkenlere göre incelenmesi. Fırat Tıp Dergisi 2007;12(1):23-27. ları. Klinik Psikiyatri 2004; Ek3:3-13. 5. Messina LE, Claro JA, Nardozza A, Andrade E, 15.Ünal G, Bilge A. Hemodiyaliz tedavisindeki son dönem böbrek yetmezlikli hastaların ruhsal duOrtiz V et al.. Erectile dysfunction in patients with chronic renal failure. Int Braz J Urol 2007; 33: rumlarının ve yaşam kalitelerinin değerlendirilme- 673-678. si. Ege Tıp Dergisi 2005; 44(1): 35-38. 6. Strippoli GFM. Sexual dysfunction in women 16.Küçük, L. Diyaliz hastalarında sık karşılaşılan ruhsal sorunlar. Turk Neph Dial Transpl 2005; 14 with ESRD requiring hemodialysis. Clin J Am (4): 166-170. Soc Nephrol 2012; 7: 974–981. 7. Mumtaz A, Anees M, Barki MH, Sami W, 17.Rathi M, Ramachandran R. Sexual and gonadal dysfunction in chronic kidney disease: Hussain S et al. Erectile dysfunction in hemodialysis patients. J Ayub Med Coll pathophsiology. Indian Journal of Endocrinology and Metabolism 2012: 16(2): 214-219. Abbottabad 2009;21(2): 4-7. 8. Neto AF, Rodrigues MA, Fittipaldi JA, Moreira 18.Grimm RH Jr, Grandits GA, Prineas RJ, McDonald RH, Lewis CE et al. Long-term effects ED. The epidemiology of dysfunction and its correlates in men with chronic failure on on sexual function of five antihypertensive drugs hemodialysis in Londrina, Southern Brazil. Int J and nutritional hygienic treatment in hypertensive Impot Res 2002; 26(2): 19-26. men and women. Treatment of Mild Hypertension 9. Şahin D, Ertekin E. Fiziksel hastalıklar ve cinsel Study (TOMHS). Hypertension. 1997; 29: 8-14. işlev bozukluğu. Klinik Gelişim. 2009; 22(4): 75- 19.Arslan D, Aslan G, Sifil, A, Cavdar, C, Celebi I et al. 79. Sexual dysfunction in male patients on 10.Sağduyu A, Şentürk V, Sezer S, Emiroğlu R, hemodialysis: assessment with the International Özel S. Hemodiyalize giren ve böbrek nakli yapı- Index of Erectile Function (IIEF). Int J Impot Res lan hastalarda ruhsal sorunlar, yaşam kalitesi ve 2002; 14: 539-542 tedaviye uyum. Türk Psikiyatri Dergisi 2006; 17 20.Mehrsai A, Mousavi S, Nikoobakht M, Khanlarpoor T, Shekarpour L et al.Improvement of (1): 22-31. 11.Bailie GR, Elder SJ, Mason NA, Asano Y, Cruz erectile dysfunction after kidney transplantation: JM et al. Sexual dysfunction in dialysis patients the role of the associated factors. Urol J 2006; 3: 73 Nefroloji Hemşireliği Dergisi 2015 _______________________________________________________________________________________________ 21.Makarem AR, Mohammad Yasin Karami MY, Zekavat OR. Erectile dysfunction of psychotropic- related sexual dysfunction. J among Clin Psychiatry 2001; 62(3): 10-21. hemodialysis patients. Int Urol Nephrol. 2011; 43 31.Demirezen E. Hipertansif kadınlarda cinsel ya- (1): 117-123. şam. Androloji Bülteni, 2006; 26: 261-263. 22.Palmer BF. Sexual dysfunction in men and 32.Seethala S, Hess R, Bossola M, Unruh ML, women with chronic kidney disease and end- Weısbord SD. Sexual function in women stage kidney disease. Adv Ren Replace Ther receiving maintenance dialysis. Hemodialysis 2003; 10: 48-60. International 2010; 14:55-60. 23.Şahin AF, Cihan A, Akgül K, Demir Ö, Gürkan 33.Santos PR, Capote JR Jr, Cavalcanti JU, Vieira A et al. Erkek hastalarda böbrek nakli sonrası CB, Rocha AR et al. Quality of life among cinsel işlevler. Türk Üroloji Dergisi 2009; 35(1): women with sexual dysfunction undergoing 23-27 hemodialysis: a cross-sectional observational 24.Akbari F, Alavi M, Esteghamati A, Mehrsai A, study. Health and Quality of Life Outcomes Djaladat H et al.Effect of renal transplantation on 2012; 10:103. sperm quality and sex hormone levels. BJU Int 34.Laumann EO, Paik A, Rosen RC. Sexual 2003; 92: 281-283. 25.Tavallaii SA, dysfunction in the United States. prevalence and Mirzamani M, Behzadi AH, predictors. JAMA 1999; 281(6): 537-544. Assari S, Vishteh HRK et al. Sexual Function. A 35.Asadifard F, Mohamadi SZ, Heidari TBB. Comparison Between Male Renal Transplant Sexual function of women with chronic renal Recipients and Hemodialysis Patients, failure undergoing hemodialysis and factors J Sex Med 2009; 6:142-148. related to it. Iran J Crit Care Nurs 2013; 5(4): 204 26.Palmer BF. Management of sexual dysfunction -213. in uremic patients. Dialysis & Transplantation 36.Yazici R, Altintepe L, Guney I, Yeksan M, Ata- September 2010; 39(9): 370-372. lay H et al. Female sexual dysfunction in 27.Ghazizadeh S, Pezeshki ML. Reproduction in peritoneal dialysis and hemodialysis patients. Ren women with end-stage renal disease and effect of Fail 2009; 31(5): 360-364. kidney transplantation. Iran J Kidney Dis 2007; 37.Ohl 1:12-15. Essentials of Female Sexual Dysfunction from a Sex Therapy Perspective. 28.Song YS, Yang HJ, Song ES, Han DC, Moon C Urologic Nursing 2007; 27(1): 57-63. et al. Sexual function and quality of life in korean women LE. with hemodialysis: chronic renal Case-Control failure Study. 38.Steinke on E, Counseling Urology Patterson-Midgley Following Acute P. Sexual Myocardial Infarction. Clin Nurs Res 1996; 5(4): 462-472. 2008; 71(2): 243–246. 39.Parish WL, Luo Y, Laumann EO, Kew M, Yu Z. 29.Kütmeç C. Kadınlarda cinsel fonksiyon bozuklu- Unwanted sexual activity among married women ğu ve hemşirelik bakımı. Fırat Sağlık Hizmetleri in urban China. J Sex Res 2007;44(2):158-171. Dergisi 2009; 4(12): 111-136. 40.Karakoyunlu FB, Öncel S. Cinsel fonksiyon bo- 30.Montejo AL, Llorca G, Izquierdo JA, Rico- zukluklarında kadına ait hemşirelik bakım süreci Villademoros F. Incidence of sexual dysfunction örneği. Atatürk Üniversitesi Hemşirelik Yükse- associated kokulu Dergisi 2009; 12(3): 82-92. prospective with antidepressant multicenter study agents: of a 1022 outpatients. Spanish working group for the study 74