İLETİŞİM AHLAKI Değerli Kardeşlerim! Teknoloji alanında baş

advertisement
İLİ
: ANKARA
AY-YIL : OCAK-2012
TARİH : 27/01/2012
İLETİŞİM AHLAKI
Değerli Kardeşlerim!
Teknoloji alanında baş döndürücü gelişmeler
yaşanmaktadır. Bu vesileyle iletişim büyük bir ivme
ve güç kazanmıştır. Öyle ki bir mesajla büyük
kitlelere
anında
ulaşabilmekte,
duygu
ve
düşüncelerimizi
çok
geniş
kitlelerle
paylaşabilmekteyiz. Hemen herkesin bir şekilde
meşgul olduğu sosyal ağlar, farklı coğrafyadaki
kardeşlerimizle tanışmaya ve insanlarla nice
dostluklara zemin hazırlamaktadır. Her satırı
gönülden yazılmış bir mesaj ile sevinç ve
mutluluklara ortak olunabilmekte, zor zamanlarda bir
selam veya hoş bir ileti yüreklere su serpebilmektedir.
Aziz Kardeşlerim!
Hakikat âlemindeki iletişimde bizden beklenen
edep, nezaket, saygı gibi güzel hasletler, hangi
iletişim ortamında bulunursak bulunalım imanımızın
ve ahlakımızın bir gereği olarak tezahür etmelidir.
Oysa sosyal medyada çoğu defa bu tür dini ve
ahlaki hasletler sorumsuz bir şekilde göz ardı
edilebilmektedir. Zamanı ve dahası ömrü israf, gıybet,
dedikodu, yalan, su-i zan, koğuculuk, iftira gibi birçok
gayri ahlaki tutum ve davranışlar adeta bu ortamların
galibi konumundadır. Oysa yüce kitabımızda; “İnsan
hiç bir şey söylemez ki onun yanında yaptıklarını
gözetleyen ve kaydeden hazır bir melek
bulunmasın.”1 ayetiyle bizim her daim Yüce
Yaratanın murakabesi altında olduğumuz ifade
edilmektedir.
Mümin, elinden, dilinden, bütün uzuvlarından
sadır olan davranışlardan sorumlu olduğu bilinciyle
hareket etmelidir. Nitekim, “O gün biz onların
ağızlarını mühürleriz. Elleri bize konuşur,
ayakları da kazandıklarına şahitlik eder.”2ayeti
kerimesi bu hakikati gayet veciz bir şekilde beyan
etmektedir.
Onun da ötesinde Yüce Yaratıcı; “İnsan,
kendisinin başıboş bırakılacağını mı zanneder?”3
buyurmak suretiyle amaçsız, gayesiz bir konumda
yaratılmadığımızı ifade etmektedir.
Kerim kitabımızın bir başka ayetinde ise, huzur
ve mutluluğu yakalayan müminlerden bahsedilirken;
onların dünya ve ahiretlerine, kendilerine ve insanlığa
faydası olmayan boş ve anlamsız şeylerden uzak
durduklarına vurgu yapılır.4
Efendimiz(s.a.s.) de; “Bir kimsenin lüzumsuz
ve boş şeyleri terk etmesi iyi bir Müslüman
oluşundandır.”4 sözüyle hislerimize tercüman olur.
Muhterem Kardeşlerim!
Sosyal ağlarla ulaştığımız imkânı, bilgi, görgü
ve duygu paylaşımı olarak hayır ve yararımıza
kullanmak mümkün olduğu gibi, kötüye kullanmak da
bizim irademiz ve elimizdedir.
Rabbimiz;
“İyilik
ve
takva
üzere
yardımlaşın ama günah ve düşmanlık üzere
yardımlaşmayın.”5 buyurarak, günah ve kötülük
hususunda değil, güzel hasletlere sahip olma ve
bunların paylaşımı konusunda yardımlaşmamız
gerektiğini ifade etmektedir.
Unutulmamalıdır ki; sosyal ağlarla elde
ettiğimiz devasa imkânları iyi yönde ve amacına
uygun şekilde kullanmak gerçekte irademizin
merkezindedir.
Kardeşlerim!
Sınırsız imkânlar dünyasında, inancının,
ahlakının, âdâbının kendine yüklemiş olduğu
sorumluluk gereği kendi kendini kontrol edebilen
dirayetli kişiliklere birey ve toplum olarak ihtiyacımız
vardır. Bizi hakikat dünyasından koparmayacak, sanal
ortamlara mahkûm etmeyecek muktedir bir bilinç,
disiplinli bir benlik oluşturmalıyız.
Şunu bilelim ki Rabbimiz, bize şah
damarımızdan da yakındır. Gizli-aşikar her sırrımıza
şahittir. Bu itibarla; hangi ortamda bulunursak
bulunalım bu bilinç ve duyarlılıkla adabımızı,
ahlakımızı,
ahvalimizi,
akvâlimizi
O’nun
huzurundaymış gibi muhafaza etmeliyiz.
Allah’ın bize birer nimet olarak verdiği
imkânların, şerre değil hayra hizmet için
kullanılmasını
ve
gönüller
arası
muhabbet
köprülerinin inşasına zemin hazırlamasını diliyor,
Efendimizin bir hadisiyle hutbemi bitiriyorum:
“Müslüman, elinden ve dilinden insanların
emin olduğu kimsedir.”6
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
Kaf, 50/18
Yâsîn, 36/65
Kıyâme, 75/36
Mü’minûn, 23/3
İbn Mâce, Fiten: 21
Mâide, 5/2
Tirmizî, Îmân, 12
Hazırlayan ve Redaksiyon:
Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü
Related documents
Download