“Şifa sunan ele vefa” “Fidelity for the caring hand”

advertisement
Şubat/Mart 2016 February/March
Sayı 3
“Şifa sunan
ele vefa”
Engelsiz
bir yaşam
“Fidelity for
the caring hand”
A life free from
handicaps
Ruh ve sinir
hastalarının topluma
entegrasyonunda
yenilikçi çözümler
Innovative solutions
for the integration of
mental and neurological
disordered patients to
the society
.
ConvaTec Kolostomi, Ileostomi, Ürostomi
Torbaları, Adaptörleri ve Bakım Ürünleri
içindekiler / index
7
Bu yıl daha iyi olacak
This year will be better
8
Sağlık Bakanlığı’ndan anne ve
baba adaylarına web hizmeti
Web service for expectant mothers
and fathers from the Ministry of Health
10
Denetlenen 825 kozmetik
ürününden 215’i güvensiz
215 out of 825 cosmetic products
inspected are not safe
12
Sağlıkta yenilik rüzgarı
Wind of novelty in health
16
Antalya’daki kongre zirveye dönüştü
The congress in Antalya turned into a summit
20
28
“Hekimlere pozitif ayrımcılık uygulanmalı”
“Positive discrimination must be exercised in
favor of doctors”
Cilt bakımı ve uygulamalarında yeni dönem
A new era in skin care and applications
32
“Şifa sunan ele vefa”
“Fidelity for the caring hand”
40
28 bini aşkın kişi organ nakli bekliyor
Over 28 thousand people waiting for organ
transplant
42
Engelsiz bir yaşam
A life free from handicaps
48
FAO gıda israfına karşı harekete geçti
FAO takes action against waste of food
50
Yabancı hastaların tercihi
“Örümcek Ağı Estetiği”
Foreign patients prefer
“Spider Web Aesthetic Procedure”
52
Tüm sağlık bilgileri artık hep yanınızda
You can keep all medical information
at hand now
56
MR’da kalma süresi azalıyor
Time spent in MR lessens
60
Ruh ve sinir hastalarının topluma
entegrasyonunda yenilikçi çözümler
Innovative solutions for the integration
of mental and neurological
disordered patients to the society
Hizmet yarışında önde
Frontrunner in the Services
64
Öfkemizi kontrol altına nasıl alabiliriz?
How do we keep our anger under control?
70
Yeni yılda 40 KETEM hizmete açılacak
40 KETEMs will be put into
service in the new year
74
Ölümle yüz yüze çalışmak
Working face to face with death
76
Kirlenmiş gıda ölüm saçıyor
Contaminated food spreads death
79
Tıbbi görüntüleme teknolojilerindeki
yenilikler hız kesmiyor
Non-stop innovations in medical
imaging technologies
80
İnsanlık tarihi kadar
eski bir hastalık: Cüzzam
Leprosy: A disease as old
as the history of humanity
84
Popüler egzersiz programı: “Klinik Pilates”
Popular exercise program: “Clinical Pilates”
87
Ostomi sistemlerinde öncü kuruluş
Leading company in Ostomy systems
88
Kaya tuzu sağlığı tehdit ediyor
Rock salt threatens health
92
Evde bakım ve sosyal hizmetler
Home care and social services
94
Estetik bir profil için “Total Yüz Yenileme”
“Total Face Renewal” for
an aesthetical profile
98
Türkiye’de bireylerin çoğu
“hareketsiz” yaşıyor
Most people in Turkey lead “inactive” lives
100
Ağız ve diş sağlığı, genel sağlığı etkiliyor
Oral and dental health affects general health
102
Etimesgut Devlet Hastanesi
yeniden inşa ediliyor
Etimesgut Public Hospital is being
reconstructed
106
“RAS” proteini kontrol altında
“RAS” protein under control
108
5
künye / identity
CNR Holding Sektörel Yayınlar
CNR Holding Sectoral Publishing
CNR Sağlık Dergisi Yıl 2 / Sayı 3
CNR Healt Magazine Year 2 / Issue 3
Sahibi / Owner
CNR Holding A.Ş. Adına
Yönetim Kurulu Başkanı
Chairman of the board
Ceyda Erem
ry/March
6 Februa
art 201
Şubat/M
Sayı 3
Genel Yayın Yönetmeni
Editor-In-Chief
İlhan Erem
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Responsible of Publications
Mehmet Zengin
Muhabir
Reporter
Mert Torun
Foto Muhabiri
Photo Reporter
Mert Saraç
Grafik Tasarım
Graphic Designer
İsmail Kavak
Kreatif Direktör
Creative Director
Erdoğan Emir
Akademik Paydaş
SADEFE
Academic Stakeholders
SADEFE
Reklam Müdürü
Advertising Manager
İlker Mumcuoğlu
[email protected]
Reklam Satış Uzmanı
Advertising Sales Specialist
Kerem Yaman
[email protected]
Reklam Satış Temsilcisi
Advertising Sales Representative
Onur Gezgin
[email protected]
Reklam Rezervasyon
Advertising Reservation
Tel: +90 212 465 74 74
Faks: +90 212 465 74 76
Yönetim Yeri ve Yazışma Adresi :
Office & Post Adress
CNREXPO Fuar Merkezi
Atatürk Havalimanı Karşısı
Yeşilköy 34149, İstanbul
www.cnrexpo.com
6
nan
“Şifa su
ele vefa”
g
r the carin
fo
y
lit
“Fide
hand”
Engelsiz
m
bir yaşa
e from
A life fre ps
handica
larının
Ruh hastama
toplu
a
yonund
entegras zümler
i çö
yenilikç
ions
lut
so
ive
Innovat ration of
in integ nts in the
patie
mental
ity
commun
This year will
be better
Bu yıl daha iyi
olacak
2015 turned out to be a challenging
year. Parliamentary elections on the
one hand and the regional conflicts
around our country on the other
hand disturbed the economy and
all sectors. However, even during
such a difficult year, our country still
exhibited a successful performance
considering the ‘growth, exportation, achievements in major sectors
such as real estate and automotive
and good macro data results’.
2015 zor bir yıl oldu. Bir taraftan içerideki
seçimler, bir taraftan ülkemizin çevresindeki bölgesel çatışmalar ekonomiyi ve tüm
sektörleri tedirgin etti. Ancak bu zor yılda
bile ülkemiz ‘büyüme, ihracat, konut ve
otomotiv gibi temel sektörlerdeki başarılar
ve makro verilerdeki iyi sonuçlar’ dikkate
alındığında yine de başarılı bir performans
sergiledi. Ülkemizin siyasi ve ekonomik istikrarının
uzun süre stabil kalacağı görülüyor. En azından önümüzdeki 4 yıl boyunca bir seçim stresimiz yok. Rusya, Suriye,
Irak, Libya ve İran gibi tüm sektörlerimizi yakından ilgilendiren sorunlu pazarlara baktığımızda ise artık dip noktalara gelindiği, bundan sonra çözümlere ve çıkışa daha yakın
olduğumuzu görüyoruz. İşte bu nedenlerle 2016 kesinlikle
2015’ten daha iyi bir yıl olacak. Biz de tüm sektörlerimiz için
daha çok umutluyuz. It seems that our Turkey will maintain its political and economic
stability for a while. At least, we will not have any election-related stress for the next 4 years. Looking at the problematic markets that are a particular concern to our sectors such as Russia,
Syria, Iraq, Libya and Iran, we see that we have arrived at the
trough and now are closer to solutions and an exit. Therefore,
2016 will definitely be a better year than 2015. We are more
hopeful about all of our sectors.
Turizm ve sağlık
Tourism and health
Terör ne yazık ki en başta turizm sektörünü etkiliyor. Son
olarak, Sultanahmet Meydanı’ndaki menfur saldırının doğrudan Türk turizmini hedef aldığı apaçık ortada. Öyle ki
Türkiye, turizmde Akdeniz çanağında çift haneli büyüme
başarısı gösterebilen ender ülkelerden ve bu, her şeye rağmen devam edecek. Çünkü en yeni tesisler bizde. Yüksek
hizmet kalitesi ve tarihi doğal güzellikler açısından rekabet avantajımız çok iyi durumda. Bu nedenle genel olarak
turizmdeki ‘turist sayısı ve turizm geliri’ artışımız daha uzun
yıllar devam edecek. Ancak bundan da önemlisi sağlık turizminde çok daha hızlı ve güçlü bir çıkış bekliyoruz. Çünkü,
hükümetimizin özellikle ‘şehir hastaneleri’ komplekslerine
yönelik yatırım stratejisi ortaya çok büyük ve nitelikli bir
‘sağlık hizmeti’ altyapısı çıkarıyor. Bu altyapı her yıl daha da
rekabetçi bir şekilde geniş bir coğrafya için ‘sağlık turizmi’
açısından cazibesini artırıyor. Türkiye’nin sağlık turizminde
rakiplerine göre başka bir avantajı da bu konudaki yatırım ve
hizmetlerin hem kamu hem de özel sektör tarafından uyumlu şekilde sürdürülmesidir. Kültür ve Turizm Bakanlığı’mızca
hazırlanan “Sağlık Turizmi Stratejisi ve Eylem Planı”na göre
halen yıllık 4 milyar dolar seviyelerinde olan sağlık turizmi
gelirlerimizin Cumhuriyetimizin 100’üncü yılı olan 2023’te
20 milyar dolara çıkarılması hedefleniyor. Unfortunately, terror particularly affects our tourism sector. It
is clear as day that the latest atrocious attack in Sultanahmet
Square targeted the Turkish tourism. In fact, Turkey is one of
the unique countries that have achieved growing in double
digits in tourism within the Mediterranean basin, and this will
continue to be so in spite of everything. It is because we have
all the new facilities. We have high competition advantage in
terms of high-quality service and historical natural beauties.
Therefore, the general increase in ‘the number of tourists and
the tourism revenue’ in our country will last for years to come.
However and most importantly, we are waiting for a much faster and stronger boom in health tourism. This is because our
government’s investment strategy particularly for ‘city hospitals’ complexes brings out a huge and qualified ‘health service’
infrastructure. Each year, such infrastructure becomes more
competitively more attractive in terms of ‘health tourism’ for a
larger geography. Another advantage of Turkey over her competitors in the health sector is that the investments and services
in this area are continued in harmony by both the public and the
private sectors. According to the “Health Tourism Strategy and
Action Plan” prepared by our Ministry of Culture and Tourism,
it is expected to increase our health tourism revenues, which is
still around 4 billion dollars per year, to 20 billion dollars in 2023,
which is the 100th anniversary of our republic.
Şimdi sağlık turizminde çeşitlenmeye ve hedef pazarlarda
hangi gelir gruplarına dönük pazarlama yapılacağına dair
daha detaylı çalışmalara odaklanmalıyız. Now, we must focus on more detailed works to diversify the
health tourism and determine which income groups will be
our marketing target in the target markets.
7
yenilik / innovation
Sağlık
Bakanlığı’ndan
anne ve baba
adaylarına web
hizmeti
Web service
for expectant
mothers and
fathers from the
Ministry of Health
Sağlık Bakanlığı Sağlığın Geliştirilmesi
Genel Müdürlüğü tarafından, anne
ve bebek ölümlerini en aza indirmek
için sürdürülen çalışmalar kapsamında
hazırlanan “www.annevebebek.gov.tr”
internet sitesi yayına başladı.
The Ministry of Health General
Directorate of Health Promotion has
launched “www.annevebebek.gov.
tr” designed within the frame of the
studies conducted to minimize maternal
and infant deaths.
Sağlık Bakanlığı, anne ve baba adayları için internet sitesi kurdu. Sitede uzman hekimler tarafından hazırlanan videolarla gebeliğe hazırlık
ve gebelik sürecine ilişkin animasyonlar paylaşılıyor.
The Ministry of Health has built a website for expectant
mothers and fathers. The website features videos prepared by specialist doctors and
animations related to getting
prepared for pregnancy and
about the pregnancy period.
Sağlık Bakanlığı Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürü Ömer
Tontuş, uygulamanın anne ve
baba adaylarına katkı sağlayacağına dikkati çekerek, web sitesi
hakkında şunları söyledi:
“Sitede; umutlarla beklenen
bir bebek için bu süreçte hem
ailenin hazırlanması hem de
annenin ve bebeğin sağlığı için
yapılması gerekenler anlatılıyor. Burada temel hedef;
hamilelik dönemi, öncesi, sonrası, doğum ve doğumdan sonra bebeğin ilk yılları. Site, bu dönemler için sağlık okuryazarlığını artırmak, kişilerin hem kendilerine
hem de doğacak olan bebeğe bilinçli olarak yapacakları işleri sağlamak adına kurgulandı. Web sitesinde 800
başlık altında videolar bulunuyor. Konunun uzmanları, mutlaka ilgili bilim kurulları tarafından onaylanmış
içeriklere dayalı olarak bilgiler paylaşıyorlar. Buradaki
bütün konuşmalar akreditedir ve mutlaka bilimsel gerçeklere dayanır.
Sitedeki başlıklar altında gebelikte egzersiz, gebe mutfağı, bebek bakımı, emzirme, anne sütü, baba olmak,
babalığın getirdiği sorumluluklar gibi farklı konular iş-
8
Omer Tontus, General Director
of Health Promotion under the
Ministry of Health, noted that
the application would help expectant mothers and fathers
and stated the following about
the website:
“The website contains information about what to do when getting prepared as a family during pregnancy when the
new family is waiting for the baby’s arrival and what to
do for the health of both the mother and the baby. The
key focus here is the pregnancy period, preconception
and post-conception periods, the birth and the first
years of the baby after birth. The website has been designed to increase health literacy regarding these periods and raise awareness among parents about what to
do when they are waiting and how to treat the baby in
general after birth. The website contains videos under
800 headings. Specialists share information based on
contents, which are always approved by relevant scientific boards. All statements included on the website are
accredited and based on scientific facts.
yenilik / innovation
“www.annevebebek.gov.tr” web sitesinde
bilim kurulları tarafından onaylanan
içeriklere yer veriliyor.
“www.annevebebek.gov.tr” contains information approved by scientific boards.
leniyor. Hazırlık aşamasında anne ve babalara gebelik
sürecini çok geniş bir yelpazede sorduk. Yaşanan sorunları hekim olarak görmek başka bir şey, hasta olarak
görmek başka bir şey. Öğrenmek istediklerini, bilmek
istediklerini sorduk. Bu soruların cevaplarına göre de
videoları farklı konularda organize ettik.”
“www.annevebebek.gov.tr” adresinde yer alan ana kategoriler; “TV programları, gebelikte beslenme, gebe
egzersizleri, aile olmak, gebelik ve doğum animasyonları, gebe eğitimleri, uzmana sor, skeçler ile bunları biliyor musunuz?” bölümlerinden oluşuyor.
Among others, the headings on the website include
exercise during pregnancy, pregnancy diet, baby-care,
breast-feeding, breast milk, becoming a father and the
responsibilities of being a father. We directed a wide
range of questions about pregnancy to expectant
mothers and fathers. It is one thing to see the problems experienced as a doctor; it is another thing to see
them as a patient. We asked them about the things they
wanted to learn and know. We organized the videos
under different subjects according to the answers to
these questions”.
The main categories available at “www.annevebebek.
gov.tr” are “TV programs, pregnancy diet, pregnancy
exercises, becoming a family, pregnancy and birth animations, pregnancy trainings, ask a specialist, sketches
and did you know about these?”.
9
denetim / control
Denetlenen
825 kozmetik
ürününden 215’i
güvensiz
215 out of 825
cosmetic products
inspected are not
safe
Sağlık Bakanlığı’nın denetime tabi
tuttuğu 825 üründen 215’i güvensiz
çıktı. Tespit edilen ürünlerin arasında
ıslak mendil ve lensler de bulunuyor.
215 out of 825 products inspected by
the Ministry of Health are not safe.
Products detected to be unhealthy
include wet wipes and contact lenses.
Sağlık Bakanlığı, 2015’in Temmuz, Ağustos ve Eylül
aylarını kapsayan kozmetik ürün denetim sonuçlarını
açıkladı. Denetlenen 825 üründen 215’inin, “teknik düzenlemeye aykırı” ve “güvensiz” olduğu açıklandı.
Ministry of Health published the results of the inspection on cosmetic products for the months July, August
and September of 2015. It is reported that 215 out of
825 products inspected are “in violation of the technical
regulation” and “unsafe”.
Mikrobiyal üreme tespit edilen ürünlerin arasında ıslak
mendil ve lensler de var. Güvensiz ve düzenlemeye aykırı bulunan ürünleri piyasaya süren firmalara 919 bin
307 TL para cezası kesildi. Güvensiz ürünler arasında
tüy dökücü krem ve idrar torbası da bulunuyor. Islak
mendiller için, “Analiz sonucunda mikrobiyal üreme
tespit edilmiştir” denildi.
Wet wipes and contact lenses are among the products,
in which microbial reproduction is observed. Companies
that marketed unsafe products in violation of the regulation were imposed penalty fines of TL 919 thousand
307. Unsafe products also include depilatory creams
and urine bags. Regarding wet wipes, it was stated,
Sağlık Bakanlığı denetlenen 825 üründen 215’inin, “teknik düzenlemeye aykırı” ve “güvensiz” olduğunu açıkladı.
Ministry of Health reported that 215 out of 825 products inspected are “in violation of the technical regulation” and “unsafe”.
10
denetim / control
Tespit edilen ürünlerin arasında ıslak mendil ve lensler de bulunuyor.
Products detected to be unhealthy include wet wipes and contact lenses.
Uyari Takip Sistemi
Bakanlık, güvensiz ve uygunsuz ürünleri barkodlama
ve ürün takip sistemi ile daha iyi denetlemek için de
harekete geçti. Tıbbi cihazlar ve kozmetik ürünleri için
olumsuz etki bildirimi yapılan Uyarı Takip Sistemi’nin
(UTS) geliştirilmesi kararı alındı. Verilerin sisteme zamanında ulaştırılması ve düzenli bir şekilde kayıt altına
alınması için firma, sağlık personelleri ve ürün kullanıcıları aynı platformda yer alacak.
Sağlık Bakanlığı, 2015’in ilk 6 aylık döneminde de 2 bin
12 ürünü denetlemişti. Bu ürünlerin 745’i teknik düzenlemeye aykırı ve güvensiz bulunmuştu. Firmalara,
1 milyon 137 bin 349 TL ceza kesilmişti. Geçen yıl denetlenen 4 bin 311 kozmetik ürününün ise 2 bin 873’ü
güvensiz çıkmıştı. Ürünlerin 1092’sine “Teknik düzenlemeye aykırı” damgası vurulurken, güvensiz ve teknik
olarak aykırı ürünler için firmalara 1 milyon 547 bin 663
TL para cezası uygulanmıştı. Uzmanların yaptığı denetimlerde, öncelikle ithal edilen tıbbi ürünler incelenmişti.
“microbial reproduction was detected as a result of the
analysis”.
Warning Tracking System
The Ministry took action to better inspect unsafe and
non-conforming products through barcoding and
product tracking system. It is decided to improve the
Warning Tracking System (UTS) that is used to report
the medical devices and cosmetic products that have
adverse effects. Companies, healthcare personnel and
product users will be in the same platform to ensure
timely delivery of the data to the system and regular
recording of the same.
Ministry of Health inspected 2 thousand 12 products
within the first 6 months of 2015. 745 products were
detected to be in violation of the technical regulation
and unsafe. Companies were imposed penalty fines of
TL 137 thousand 349. 2 thousand 873 out of 4 thousand
311 products inspected last year were unsafe. Whereas
1092 of the products were branded as “in violation of
the technical regulation”, penalty fines of TL 1 million
547 thousand 663 were imposed on companies for unsafe products in violation of the technical regulation.
During the inspections conducted by experts, primarily
imported medical products were analyzed.
11
fuar / fair
Sağlık sektörünün kalbi CNR EXPO’da
İstanbul Health Expo Fuarı’nda attı.
Heart of the health sector beats at
CNR EXPO Istanbul Health Expo.
Sağlıkta yenilik
rüzgarı
Wind of novelty
in health
Uluslararası arenada adından söz
ettiren Türk sağlık sektörü, İstanbul
Health Expo’da dünyanın dört bir
yanından gelen ziyaretçileri CNR EXPO
çatısı altında bir araya getirdi. SADEFE
Başkanı Opt. Dr. Orhan Koç, “İstanbul
Health Expo bir nevi sağlık sektörünün
Ar-Ge çalışmasının yapıldığı platforma
dönüştü. Fuarda Bosna Hersek, Suriye,
Irak, Moldova, Ukrayna ve Belçika
gibi pek çok ülkeyle ciddi bağlantılar
kurduk. Türk medikal sektörü olarak,
Çin’e mal verilmez algısını kırdık” dedi.
Turkish health sector, which has made
an impression in the international
arena, convened visitors from all
around the world under CRN EXPO
during Istanbul Health Expo. SADEFE
Chairman Surgeon Orhan Koc, MD
stated, “Istanbul Health Expo has
become a platform where R&D studies
of the health sector are conducted. We
made contacts with many countries
such as Bosnia Herzegovina, Syria, Iraq,
Moldova, Ukraine and Belgium. We
shattered the perception, ‘You cannot
sell to China’”.
Medikal ve sağlık sektöründeki yeni teknolojilere
ve uygulamalara ev sahipliği yapan “İstanbul Health
Expo-3. Medikal Cihaz Fuarı, Bütünleşik Sağlık Hizmetleri, Uluslararası Sağlık Kongreleri ve Sempozyumları”
“Istanbul Health Expo – the 3rd Medical Devices Expo,
Integrated Health Services, International Health Congresses and Symposiums”, which hosted new technolo-
SADEFE Başkanı Opt. Dr. Orhan Koç, İstanbul Health Expo’nun sağlık sektöründe
Ar-Ge çalışmasının yapıldığı platforma dönüştüğünü söyledi.
Surgeon Orhan Koc, MD, the President of SADEFE, stated that Istanbul Health Expo
has become a platform where R&D studies of the health sector are conducted.
12
fuar / fair
İstanbul Health Expo’da dünyanın dört bir yanından gelen sağlık profesyonelleri CNR EXPO çatısı altında bir araya geldi.
Istanbul Health Expo convened healthcare professionals from all around the world under CRN EXPO.
21-23 Ekim 2015 tarihleri arasında düzenlendi. CNR
EXPO Yeşilköy’de yapılan fuar, CNR Holding organizasyonu ile Sağlık ve Sosyal Hizmetler Dernekleri
Federasyonu (SADEFE) iş birliğinde gerçekleşti. Organizasyonda sağlık çalışanlarına spesifik konularda
kongre ve kurslar düzenlenirken, üretici firmaların
sağlık alanındaki ürün ve projeleri de yabancı alıcılarla buluştu. Yoğun ilgiyle karşılanan İstanbul Health Expo’da 3.500 sağlık profesyoneli, 1.500 sağlık
çalışanı kursiyerleri ile yerli ve yabancı ziyaretçiler
ağırlandı.
Sağlık çalışanlarına ücretsiz kurs ve kongre
İstanbul Healt Expo ve sektörle ilgili bilgi veren SADEFE
Başkanı Opt.Dr. Orhan Koç, “Sağlık sektörüne ve ülkeye önemli bir katma değer sağlamak amacıyla, gerçekleştirdiğimiz organizasyon ile hem üretici firmalarımızı yabancı alıcılarla buluşturduk hem de kongre ve
kurslar düzenledik. Türk sağlık profesyonellerinin yanı
sıra Amerika’dan ve Avrupa’dan davet ettiğimiz sektör
profesyonellerinin verdiği kurslara da ilgi büyük oldu.
1.500 kursiyerimizi kongre ve kurslarımızda ücretsiz
olarak bilgilendirip, sertifikalandırdık” diye konuştu.
Kronik yaradan, beslenmeye, enfeksiyona ve simülasyona kadar pek çok konuda kurslar düzenlediklerini
gies and applications in the medical and health sectors,
was organized during October 21-23, 2015. CNR Holding organization and the Federation of Health and Social Services Associations (SADEFE) cooperated in the
organization of the expo that was held in CNR EXPO Yesilkoy. The organization included congresses and courses in specific areas intended for healthcare workers
whereas it brought together products and projects of
manufacturing companies in health sector with foreign
buyers. Istanbul Health Expo, which drew great interest,
hosted 3,500 healthcare professionals, 1,500 healthcare
workers, trainees and local and foreign visitors.
Healthcare workers were offered
free courses and congresses
Surgeon Orhan Koc, MD, the President of SADEFE, gave
information on Istanbul Health expo and the sector
and noted, “We helped local manufacturing companies meet with foreign buyers and held congresses and
courses through this organization we carried out in order to provide the health sector and our country with
an important added value. The courses offered by Turkish health professionals in addition to the professionals
of the sector from the United States and Europe drew
great interest. We trained 1,500 course attendees and
given them certificates free of charge”.
13
fuar / fair
İstanbul Health Expo’nun dördüncüsü 05-07 Ekim 2016 tarihleri arasında CNR EXPO Yeşilköy’de düzenlenecek.
The 4th Istanbul Health Expo will be organized in CNR EXPO Yesilkoy during October 05-07, 2016.
ifade eden Koç, “Organizasyonumuz sağlık çalışanlarımıza katkı sağlamanın yanında, sektörün Ar-Ge platformuna dönüştü” dedi.
“Yerli üreticileri Çin pazarı için
destekleyeceğiz”
Dünyada nüfus yoğunluğu en fazla olan ülke konumundaki Çin’de medikal alanda ciddi bir pazar olduğunu ifade eden Koç, “ Sektörümüzün algısında Çin’in ithalatçı
ülke olduğu ve ucuza mal aldığı imajı var. Bu da Çin’e
girilmez havasını oluşturdu. Burada gördük ki medikal
sektörü olarak, pek çok pazarda varız. Çin pazarında da
olmalıyız. İstanbul Health Expo’da Çin’e mal verilmez
algısını kırdık” diyerek, Çin’deki kullanıcıların beğenisini kazanabilecek yerli üreticileri bir an önce destekleyeceklerini söyledi.
“Bosna Hersek’e rol model olacağız”
İstanbul Health Expo’da, Bosna Hersek, Suriye, Irak,
Moldova, Ukrayna ve Belçika gibi pek çok ülkeyle ciddi
bağlantılar kurduklarını anlatan Orhan Koç, şöyle konuştu:
“Bosna Hersek Sağlık Bakanı ile Bosna Hersek’te sağlık,
sosyal hizmetler ve eğitim alanlarında model oluşturma konusunda ön görüşmelerimizi yaptık. Bosna Hersek’e bu alanlarda rol model olacağız. Yakında sistemlerimizi Bosna Hersek’e kuracağız.”
14
Stating that a wide range of courses were organized in
areas from chronic scar to nutrition, infection and simulation, Koc further noted, “Our organization has turned
into the R&D platform of the sector apart from contributing in our healthcare workers”.
“We will support local manufacturers r
egarding the Chinese market”
Indicating that China, which has the heaviest population in the world, has a significant medical market,
Koc further says, “Our sector perceives China as an exporter country which purchases goods at low prices.
In turn, this makes the sector believe China is impenetrable. In this organization, we have seen that we have
a presence in many markets as a medical sector. We
must attain a place in China, as well. In Istanbul Health
Expo, we shattered the perception, ‘You cannot sell to
China’”. Koc also said they would support local manufacturers who could gain appreciation of Chinese users in no time.
“We will be a role model for
Bosnia Herzegovina”
Stating that they made serious contacts with many
countries such as Bosnia Herzegovina, Syria, Iraq, Moldova, Ukraine and Belgium during Istanbul Health Expo,
Orhan Koc further said:
fuar / fair
Irak’ta hastane ekipmanlarına ihtiyaç var
Koç, Irak’tan gelen heyetle yaptıkları görüşmede de
hastane ekipmanları konusunda ciddi bir ihtiyaç olduğunu tespit ettiklerini belirterek, bu konuda iş birliği
yapacaklarını vurguladı. Suriye’den gelen sağlık profesyonelleri ile de görüştüklerini anlatan Orhan Koç,
Suriye’de de özellikle kanser tedavisi cihazlarında yeni
bir hizmet başlatılması gerektiği konusunda mutabık
kaldıklarını kaydetti.
“Türk doktorları, dünyaya örnek oldu”
Suriye Hükümeti Geçici Sağlık Bakanı Mohamed Wajih
de, “Türkiye’nin sağlık çalışanları 9,5 milyon Suriyeliyi
muayene etti. 285 hastayı da ameliyat yaptı. Çok hayat
kurtardılar” diye konuşarak, Türk doktorlarının dünyaya örnek olduğunu söyledi. Wajih, “Türkiye Suriyelileri
bağrına bastı, dünya tarihine adını yazdırdı” ifadesini
kullandı.
CNR Holding kuruluşlarından Sektörel Fuarcılık Genel
Müdürü Mustafa Tokatlı ise Türkiye’nin, son 10 yılda
uluslararası arenada medikal ve sağlıkta adından söz
ettirir hale geldiğine dikkati çekerek şunları söyledi:
“Türkiye’de sağlıkta reform sayılacak gelişmeler yaşadık. İstanbul Health Expo da sektörde yaşanan bu
reformların sergilendiği önemli bir platform oldu.
Fuarımızda aralarında bakan, müsteşar ve üst düzey
yöneticilerin de bulunduğu İngiltere, Fransa, Suudi
Arabistan, Irak, Katar, İran, Suriye, İtalya, İsviçre, Bosna Hersek, Tunus, Mısır, Etipyopya ve Fas gibi pek çok
ülkeden sağlık profesyonellerini ağırladık” dedi. Tokatlı İstanbul Health Expo ile medikal cihazı sektöründe
yapılan ihracatın katma değerinin yükseltilmesine ve
sektör rekabetinin artırılmasına katkı sağladıklarını
vurguladı.
İstanbul Health Expo’da ameliyathane cihazlarından
tek kullanımlık ürünlere, hastane mobilyalarından fizik
tedavi ve rehabilitasyon cihazlarına kadar çok sayıda
ürün grubu sergilendi.
“We conducted early negotiations with the Minister of
Health of Bosnia Herzegovina regarding becoming a
role model in health, social services and education areas in Bosnia Herzegovina. We will be a role model for
Bosnia Herzegovina in these areas. We will soon build
our systems in Bosnia Herzegovina”.
Iraq needs hospital equipment
Koc stated that the committee from Iraq and they detected a serious need for hospital equipment in Iraq and
they would cooperate with Iraq in this subject matter.
Orhan Koc told about their meeting with health professionals arriving from Syria and said that they agreed on
the need for launching a new service in Syria, particular
in cancer treatment.
“Turkish doctors set an example for the world”
Mohamed Wajih, Syrian Interim Government Minister
of Health said, “Healthcare workers from Turkey examined 9,5 million Syrians and operated on 285 patients.
They saved many lives”. He further stated that Turkish
doctors set an example for the world. “Turkey has embraced Syrians and made a world history”, said Wajih.
Mustafa Tokatli, General Manager of Sektorel Fuarcilik
A.S. from CNR Holding companies, emphasized that
Turkey has made an impression in medical and health
sectors in the international arena for the last 10 years
and added:
“We have experienced developments in Turkey, which
can be considered as reforms. Istanbul Health Expo has
become an important platform where these reforms
made in the sector are exhibited. We have hosted
healthcare professionals including ministers, undersecretaries and senior executives from many countries
such as Britain, France, Saudi Arabia, Iraq, Qatar, Iran,
Syria, Italy, Bosnia Herzegovina, Tunisia, Egypt, Ethiopia
and Morocco in our expositions. Tokatlı further emphasized that they have contributed in increasing the added value of the exports in the medical device sector and
enhance the sector’s competitiveness thanks to Istanbul Health Expo.
A wide range of product groups were displayed in Istanbul Health Expo from operating room equipment to
disposable products, hospital furniture, physical therapy and rehabilitation devices.
15
kongre / congress
Antalya’daki
kongre zirveye
dönüştü
The congress in
Antalya turned
into a summit
4. Uluslararası Evde Sağlık ve Sosyal
Hizmetler Kongresi, Sağlık ve Sosyal
Hizmetler Dernekleri Federasyonu
(SADEFE) tarafından Antalya’da
düzenlendi.
The 4th International Home
Healthcare and Social Services C
ongress was held by Federation
of Healthcare and Social Services
Associations (SADEFE) in Antalya.
Dördüncüsü 03-05 Aralık 2015 tarihleri arasında gerçekleşen “Evde Sağlık ve Sosyal Hizmetleri Kongresi”
zirveye dönüştü. SADEFE Yönetim Kurulu Başkanı Op.
Dr. Orhan Koç, Türkiye’de uygulanan sağlık projelerine
dikkati çekti. Kongrede; Sağlık Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı başta olmak üzere çok sayıda
bakanlık, kamu kurumları, yerel yönetimler, özel sektör
ve sivil toplum kuruluşları bir araya geldi. Etkinlikte
sağlık alanındaki gelişmeler değerlendirildi.
The second “Home Healthcare and Social Services Congress” organized during December 03-05, 2015 turned
into a summit. Surgeon Dr. Orhan Koc, Chairman of SADEFE, called attention to the healthcare projects implemented in Turkey. The congress gathered various ministries, particularly the Ministry of Health and the Ministry
of Family and Social Policies, public organizations, local
governments, private sector members and non-governmental organizations. During the International Health
and Social Services Summit, developments in health
sector were evaluated.
Sağlık ve Sosyal Hizmetler Dernekleri Federasyonu
(SADEFE) tarafından; sağlık sektöründe öne çıkan konularla ilgili olarak; “Evde Sağlık ve Sosyal Hizmetler Kongresi, Tıbbi Sosyal Hizmetler Kongresi, Palyatif Bakım
Sempozyumu, Uluslararası Toplum Ruh Sağlığı Sempozyumu, Ulusal Çalışan Hakları ve Güvenliği Sempozyumu
ve Beslenme, Mobbing Temel Danışmanlık, Palyatif Bakım, Yara ve Ostomi Bakımı, Kardiyopulmoner Egzersiz,
KBRN, Uygulamalı Hipnoz, Sağlık İletişimi, Tıbbi Nebevi
ve 1.Basamak Evde Sağlık Hizmetleri” kursları gerçekleşti. Kongre ve kurslar sağlık çalışanlarına büyük katkı sağladı. 3 gün boyunca devam eden kongrede sağlıkta dönüşüm programı ve sosyal alandaki reformlar da tartışıldı.
16
Federation of Healthcare and Social Services Associations (SADEFE) carried out “Home Healthcare and Social
Services Congress, Medical Social Services Congress,
Palliative Care Symposium, International Community
Mental Health Symposium, National Employees’ Rights
and Safety Symposium” addressing the prominent subjects in the healthcare sector and courses for “Nutrition,
Mobbing Basic Consultation, Palliative Care, Wound and
Ostomy Care, Cardiopulmonary Exercises, CBRN, Applied Hypnosis, Health Communication, Cupping Therapy and Primary Home Health Services”. During the sum-
kongre / congress
Antalya’daki kongre zirveye dönüştü
The congress in Antalya turned into a summit
Geniş kitlelere hitap eden kongre ve
kursların konu başlıkları
Kongre Başkanlığını Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl’ün yaptığı 4. Uluslararası Evde
Sağlık ve Sosyal Hizmetler Kongresi’ne katılım yüksekti. Üç gün boyunca devam eden kongrede on iki oturum
düzenlendi. Evde sağlık hizmetlerinden, din psikolojisi
ve manevi bakıma kadar pek çok konu gündeme geldi.
Kongrede, evde sağlık hizmetleri konusunda her türlü
ayrıntı ele alındı.
Mehmet Atasever ve Hulusi Armağan Yıldırım’ın başkanlığında gerçekleşen 2.Ulusal Tıbbi Sosyal Hizmetler
Kongresi iki gün sürdü. Programda, “Tıbbi Sosyal Hizmetler” alanındaki tüm gelişmeler değerlendirildi.
Toplumun ve özellikle sağlık ekibinin, palyatif bakım
hizmetiyle ilgili farkındalığının artırılması konusunda
ise Uzm. Dr. Elif Kazancı ve Doç. Dr. Murat Gültekin’in
başkanlığında 2.Palyatif Bakım Sempozyumu da gerçekleşti.
2. Ulusal Toplum Ruh Sağlığı Sempozyumu ise Uzm.
Dr. Gazi Alataş, Uzm. Dr. Elif Güler Kazancı ve Uzm. Dr.
Bekir Keskinkılıç’ın başkanlığında yapıldı. 12 oturumda
gerçekleşen sempozyum iki gün sürdü. Ülkemizde uygulanmaya başlayan “Toplum Temelli Ruh Sağlığı” modelini paydaşlara ve uygulayıcılara duyurmak amacıyla
düzenlenen sempozyuma ilgi yoğundu.
2. Ulusal Çalışan Hakları ve Güvenliği Sempozyumu da
Dr. Muhammet Örnek ve Salih Akyüz’ün başkanlığında
gerçekleşti. Sempozyumda ele alınan konu başlıkları
mit that lasted for 3 days, “Transformation in Health
Program” and social reforms were also included among
discussion topics.
The topics of the congresses and
courses that address large masses
The attendance was high in the 4th International Home
Healthcare and Social Services Congress organized at
the helm of Prof. Dr. Cevdet Erdol, Rector of Health
Sciences University. During the congress that lasted for 3
days, twelve sessions were organized. Many topics were
discussed from home healthcare services to religion psychology and spiritual care. The congress addressed all
kinds of details about home healthcare services.
The 2nd International Medical Social Services Congress organized at the helm of Mehmet Atasever and
Hulusi Armagan Yildirim lasted for 2 days. The program addressed all developments in “Medical Social
Services” area.
The 2nd Palliative Care Symposium was conducted at
the helm of Specialist Dr. Elif Kazanci and Assoc. Prof.
Dr. Murat Gultekin addressing increasing the palliative
care awareness among the community and especially
healthcare teams.
The 2nd International Community Mental Health Symposium was conducted under the leadership of Specialist Dr. Gazi Alatas, Specialist Dr. Elif Guler Kazanci and
Specialist Dr. Bekir Keskinkilic. The symposium that was
organized in 12 sessions lasted for two days. There was
17
kongre / congress
ise, “Temel Haklar Işığında Çalışan Hakları ve Güvenliği, Çalışan Hakları ve Güvenliğine Özellikli Birim Boyutunda Bakış ile Çalışan Hakları ve Güvenliğine Sektörel
Bakış” şeklinde idi.
SADEFE’nin ev sahipliğini yaptığı zirvede, sağlık sektörünün öne çıkan konularıyla ilgili olarak da 11 kurs düzenlendi. İşte yoğun katılım ve ilginin olduğu o kurslar:
2.Evde Sağlıkta Beslenme Kursu: Doç. Dr. Mutlu Doğanay, Doç Dr. Gülistan Bahat Öztürk, Op. Dr. İdris Kurtuluş’un başkanlığında gerçekleşen kurs 5 saat sürdü.
Kursta, “Evde Sağlık Hizmetlerinde Beslenme”nin tüm
detayları ele alındı.
2. Mobbing Temel Danışmanlık Kursu: Doç. Dr. İbrahim
Yakut’un başkanlığında gerçekleşti. Mobbing kavramı
hem avukat, hem mobbing uzmanları, hem de sağlık
çalışanları ile en ince ayrıntısına kadar değerlendirildi.
2.Palyatif Bakım Kursu: Uzm. Dr. Fatih Göksel ve Dr.
Emre Yatman’ın başkanlığında düzenlendi. Doktor, diyetisyen, hemşire, ebe, sağlık memuru ve yaşlı bakım
teknisyenlerinin de katıldığı kurs yoğun ilgi gördü. Palyatif Bakım’da ağrının sınıflanması, değerlendirilmesi
ve tedavi prensiplerine de değinildi.
2.Yara ve Ostomi Bakım Kursu: Doç. Dr. Halil Alış ile
Prof. Dr. Ahmet Çınar Yastı başkanlığında gerçekleşti.
Yara iyileşmesi fizyolojisi ile ilgili tüm konular alanında
uzman eğitimciler eşliğinde, katılımcılarla paylaşıldı.
Kardiyopulmoner Egzersiz Testleri Kursu: Prof. Dr.
Tevfik Özlü ve Yrd. Doç. Dr. Halit Çınarka başkanlığında yapıldı. Yurt dışından gelen eğitimci kadrosu ile
a deep interest in the symposium that was organized
to inform the stakeholders and practitioners regarding
the “Community-based Mental Health” model.
The 2nd National Employees’ Rights and Safety Symposium was conducted under the leadership of Dr. Muhammet Ornek and Salih Akyuz. The topics addressed
during the symposium include “Employees’ Rights and
Safety in the Light of Civil Liberties, Sectoral Look on
the Employees’ Rights and Safety with a Look on Employees’ Rights and Safety as a Specific Dimension”.
11 courses were also organized regarding the prominent issues in the health sector during the summit hosted by SADEFE... The courses that attracted keen attendance and interest are as follows:
The 2nd Course for Nutrition in Home Healthcare: The
course organized under the leadership of Assoc. Prof.
Dr. Mutlu Doganay, Assoc. Prof. Dr. Gulistan Bahar Ozturk, and Surgeon Dr. Idris Kurtulus lasted for 5 hours.
The course addressed all details of “Nutrition in Home
Healthcare Services”.
The 2nd Mobbing Basic Consultation Course: The course
was organized under the leadership of Assoc. Prof. Dr.
Ibrahim Yakut. The term mobbing was evaluated down
to the last detail with lawyers, mobbing specialist and
healthcare workers.
The 2nd Palliative Care Course: It was organized under
the leadership of Specialist Dr. Fatih Goksel and Dr. Emre
Yatman. Doctors, dieticians, nurses, midwives, medical
assistants and elderly care technicians attended the
SADEFE Yönetim Kurulu Başkanı Op. Dr. Orhan Koç, Türkiye’de uygulanan sağlık projelerine dikkati çekti.
Surgeon Dr. Orhan Koc, Chairman of SADEFE, called attention to the healthcare projects implemented in Turkey.
18
kongre / congress
course that attracted deep interest. The Palliative Care
course addressed the classification and evaluation of
pain and the principles of treating it.
The 2nd Wound and Ostomy Care Course: It was organized under the leadership of Assoc. Prof. Dr. Halil
Alis and Prof. Dr. Ahmet Cinar Yasti. Expert instructors
shared all aspects of wound healing physiology with the
participants.
Cardiopulmonary Exercise Tests Course: It was organized under the leadership of Prof. Dr. Tevfik Ozlu and
Assistant Prof. Dr. Halit Cinarkaya. Healthcare personnel working at Cardiopulmonary Exercise Tests Units
showed keen interest in the course that was conducted
by a team of instructors coming from abroad.
gerçekleşen kursa, Kardiyopulmoner Egzersiz Testleri
Ünitesi’nde görev yapan sağlık personellerinin ilgisi
yoğun oldu.
2. Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik, Nükleer Temel Eğitim Kursu: Dr. Muhammed Bayram ve Dr. Fatih Saçkan
başkanlığında gerçekleşti. Kursta, kimyasal biyolojik
radyolojik ve nükleer tehlikeler ele alındı.
Uygulamalı Hipnoz Kursu: Yrd. Doç. Dr. Kenan Taştan’ın başkanlığında düzenlendi. Her branştan katılımın olduğu kursa ilgi yoğun oldu. Kursta ayrıca pratik
uygulamalı hipnoz da yapıldı.
Sağlık İletişimi Kursu: Ali Özhan ile Mine Tuncel başkanlığında düzenlendi. Hem basın hem de bakanlık sektöründen alanında uzman eğitimcilerin olduğu kursta
sağlık iletişiminde medya kampanyaları ve sağlık haberciliği konuları ele alındı.
Tıbbi Nebevi Kursu: Fetal Dolaşım ve Doğum Sonrası
Adaptasyon, Akupunktur ve Bioenerji, Helal ve Sağlıklı
Gıdalar, Kupa Terapileri gibi konular ele alındı.
1.Basamak Evde Sağlık Hizmetleri Yönetimi Kursu:
Prof. Dr. G. Nurhan İnce başkanlığında gerçekleşti. Katılımcılara, Evde Sağlık Hizmeti Mevzuatı- Sağlık Bakanlığı Kurum Vizyonu konuları ile ilgili eğitim verildi.
Zirvenin son gününde de 2. Din Psikolojisi ve Manevi
Bakım Çalıştayı düzenlendi. Çalıştaya, Sağlık Bakanlığı,
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.
The 2nd Chemical, Biological, Radiological and Nuclear
Basic Training Course: It was organized under the leadership of Dr. Muhammed Bayram and Dr. Fatih Sackan.
The course addressed chemical, biological, radiological
and nuclear hazards.
Applied Hypnosis Course: It was organized under the
leadership of Assistant Prof. Dr. Kenan Tastan. The
course attracted great interest from every branch. An
applied hypnosis was also performed during the course.
Health Communication Course: It was organized under
the leadership of Ali Ozhan and Mine Tuncel. Expert
specialist from the press and the ministerial sector participated in the course that addressed media campaigns
in health communication and health reporting.
Cupping Therapy: The course addressed certain topics
such as Fetal Circulation and Postnatal Adaptation, Acupuncture and Bioenergy, Halal and Healthy Foods and
Cupping Therapy.
Primary Home Health Services Management Course: It
was organized under the leadership of Prof. Dr. G. Nurhan
Ince. The participants were offered training on Home
Health Services Legislation – Ministry of Health Institutional Vision.
On the last day of the summit, the 2nd Religion Psychology and Spiritual Care Workshop was organized.
Representatives of the Ministry of Health, ministry of
Family and Social Policies, Directorate of Religious Affairs and non-governmental organizations attended the
workshop.
19
röportaj / interview
“Hekimlere
“Positive
pozitif ayrımcılık discrimination
uygulanmalı”
must be
Gönüllü üyelerden oluşan Hekim
exercised in
Hakları Derneği, kurulduğu 1990
yılından bu yana hekim haklarının
favor of doctors”
korunmasına yönelik faaliyetlerde
bulunuyor. Derneğin Başkanı Prof.
Dr. Adem Akçakaya’dan dernek
çalışmalarına ilişkin bilgiler alarak
sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin
önlenmesindeki önerilerini sorduk.
Akçakaya, hekimlere pozitif ayrımcılık
yapılması gerektiğini düşünüyor.
Derneğiniz hakkında bilgi alabilir miyiz?
Hekim Hakları Derneği evrensel, milli ve manevi değerleri gözeten, hekimlerin yaşadıkları sorunlarla ilgili
destek alabildikleri, bilimsel ve sosyal ortak çalışmalar
üretebildikleri, sağlık politikalarının belirlenmesinde
söz sahibi oldukları, diğer sağlık çalışanlarının ve hastaların haklarını önemseyen ve gelecek kuşaklara önderlik edebilecek düzeyde bir sivil toplum kuruluşu olmak
amacıyla 1990 yılında bir grup hekimin bir araya gelmesi ile kuruldu. Biz, ‘önce hekim’ anlayışı ile yola çıktık ve
şu an yaklaşık 2 bin civarında üyemizle çok güçlü bir alt
yapı oluşturduk. Derneğimiz, bir siyasi görüşü temsil
etmemekte olup dil, din ve siyasi görüşüne bakmaksızın hekimlerimizin hakları için mücadele etmeye gönül
vermiş üyelerinden oluşan bir yapıdır. Her geçen gün
daha da güçlenmektedir.
Doktor olarak ne gibi sıkıntılar yaşadınız? Sizi
böyle bir örgütlenmeye iten neydi?
Hekimler, bu ülkenin en çalışkan ve en üretken topluluklarından biridir ve yıllardan beri sınavlarda en
yüksek puanla öğrenci alan okullardan yetişmişlerdir.
Mezun olan her bir meslektaşımız, ülkemizin ve hatta
yolu dahi olmayan dünyanın en ücra köşelerinde görev
almakta bir saniye bile tereddüt etmemektedirler. Bu
kadar özverili çalışan meslektaşlarımızın haklarının ne
yazık ki göz ardı edildiğini, hekimlerin meslek örgütünün ise yetersiz kalmaları üzerine yeni bir yapılanmaya ihtiyaç olduğunu düşündük. Böylece Hekim Hakları
Derneği doğmuş oldu.
20
Doctors’ Rights Association, formed
of voluntary members, has carried out
activities intended to protect the rights
of doctors since it was founded in 1990.
Prof. Dr. Adem Akcakaya, the President
of the Association, illuminated us on
the activities of the association, and
we asked him about his suggestions
regarding what to do to prevent the
violence against healthcare workers.
Akcakaya is of the opinion that there is a
need to discriminate positively in favor
of doctors.
Could you please tell us about
your Association?
Doctors’ Rights Association was founded in 1990 when
a group of doctors came together in order to form a
non-governmental organization that can guide the generations to come, observes national and moral values,
provides doctors with support regarding the problems
they experience, cares about the rights of other healthcare workers and patients, where doctors can co-produce social studies and have a say in defining health
policies. When we started out, our understanding
was that ‘doctors came first’; and now, we have a very
strong infrastructure with nearly 2 thousand members.
Our Association is not affiliated to any political views; it
is an organization consisting of members who put their
hearts and souls into the fight for the rights of our doctors from all languages, religions and political views.
As a doctor, what kind of problems have you
gone through? What was it that pushed you
into such an organization?
Doctors constitute one of the most hardworking and
productive communities of a country, and they receive
röportaj / interview
Prof.Dr.
Adem Akçakaya
Türkiye, hekimlere şiddetin sık sık görüldüğü
ülkeler arasında. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Hekim ve sağlık çalışanlarına karşı dünyanın birçok ülkesinde olumsuz davranışlar görülmektedir. Ne yazık
ki ülkemizde de sağlık çalışanlarına karşı fiziki ve sözel
şiddet azımsanmayacak kadar çoktur. Sağlıkta olduğu
gibi ülkemizde hemen her alanda şiddet mevcuttur.
Şiddet, birçok faktörün birleşimi sonucu ortaya çıkar.
Tek bir nedenle bağlantı kurmak bilimsel değildir. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet son zamanlarda gerek
sağlık camiasında, gerek medyada, gerekse uluslararası platformlarda çokça tartışılan bir konudur. Bununla
ilgili ülkemiz genelinde bazı çalışmalar yapılmış, şiddeti
yönetme konusunda adımlar atılmıştır. Türü ne olursa
olsun şiddet, çalışma yaşamı ve motivasyonunu bozan,
verimi azaltan, güveni zedeleyen, işlevselliği düşüren
bir olgudur. Şiddeti önleyici politikalar ile çok daha
kaliteli bir sağlık hizmeti sunulacağı, hasta ve çalışan
memnuniyetinin artacağı unutulmamalıdır.
Hekimlere yönelik şiddetin en yoğun olduğu
branş hangisidir?
Hemen her bölümde olabilmesine rağmen şiddeti en
çok “Acil Servis”lerde görüyoruz. Beklenti yüksek, verilen hizmet standart ise kişi isyan ediyor. Oysa isyanında
education in the schools which accept the students that
score the highest in exams. Each of our graduating colleague never hesitates and will never hesitate for a second to serve in remoter parts of our country and even
the world, where there are even no roads. We thought
that the rights of such self-sacrificing colleagues were
ignored unfortunately and doctors needed a new structuring since the professional organization of doctors
fell behind the expectations. This is how the Doctors’
Rights Association was born.
Turkey is a country where violence against
doctors is seen quite often. Why do you think
this happens?
We see negative behaviors against doctors and healthcare workers in various countries in the world. Unfortunately, the physical and verbal violence against
healthcare workers is quite substantial in our country.
The violence experienced in health sector exists in almost all spheres in our country. Violence is a result of
the combination of many factors. It is not scientific to
relate it to a single reason. Violence against healthcare
workers is a recently much debated topic in health
world, media and international platforms. Certain efforts have been made across our country regarding
21
röportaj / interview
“Hekim Hakları Derneği olarak sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti asla kabul etmiyoruz.”
“Even though violence is seen in almost all branches, we mostly see it in emergency services.”
çok da haklı olmuyorlar genellikle. Örneğin, bir haftadır kaşıntısı olan ve bu süre içerisinde polikliniğe dahi
başvurmayan bir hasta gece yarısı acil servise geldiğinde, doğal olarak hastaya polikliniğe gitmesi söyleniyor.
Ancak kişi kendini kaybedip sağlık çalışanlarına sözel
ya da fiziki şiddette bulunabiliyor. Kanunlar ve ahlaki
değerler yoluyla, sağlık çalışanlarının çalışma şevkini
kıran bu gibi kişilere gereken yaptırımı uygulamalıdır.
this issue, and steps were taken in relation to violence
management. Regardless of its form, violence is a
phenomenon that disrupts the work life and motivation, decreases productivity, impairs trust and lowers
functionality. It must be kept in mind that anti-violence
policies will ensure a higher quality health service offering and increase the satisfaction of patients and
healthcare workers.
Çalışma şartları zaten oldukça zor olan
hekimlerin bu ortamdan etkilenmemeleri
için neler yapıyorsunuz?
What are the branches in which doctors are
exposed to the most intensive violence?
Hekim Hakları Derneği olarak sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti asla kabul etmiyoruz. Tüm meslektaşlarımıza
olay durumunda bize doğrudan ulaşabileceği iletişim
kanallarımızı açtık. Hemen hukuki süreci başlatıyoruz.
Hastane yöneticileri ile görüşüp lokal önlemler alınmasını talep ediyoruz. Şiddet ile karşılaşan sağlık çalışanına hukuki ve sosyal destek sağlanmalıdır. Bunun için
oluşturulmuş mevzuat eksiksiz bir biçimde uygulanmalıdır. Hukuki destek konusunda ilgili kurum ve kuruluşlar aktif bir çalışma izlemelidir. “Acil Sağlık Hizmetleri“
çalışanları için çalışma alanlarında acil çıkış kapıları, şifreli giriş kapıları oluşturulmalı, ambulans içi ve dışında
hasta mahremiyetini ihlal etmeyecek kamera sistemleri kurulmalıdır. Genel ve sağlık personelinin kusuru bu-
22
Even though violence is seen in almost all branches,
we mostly see it in emergency services. If the expectation is high and what is offered is standard, people
get frustrated. However, they are not quite right in
their frustration. For example, when a patient, who
has suffered from itching for a week and has not even
consulted a polyclinic during such period, comes to
the Emergency service in the middle of the night, he
is naturally told to go to a polyclinic. However, that
person may lose himself and inflict verbal or physical
violence on healthcare workers. Such people who discourage healthcare workers from working must face
the consequences of their actions by the hand of both
the government through laws and the society through
moral values.
röportaj / interview
lunmadığı açıkça belli olan şikayetler değerlendirmeye
alınmamalıdır. Sağlık yöneticileri ve siyasetçiler, sağlık
çalışanına yönelik şiddeti kınayan ve sağlık çalışanlarının verdiği hizmetin önemini ve vazgeçilmezliğini
vurgulayan söylemler geliştirmelidir. Sağlık çalışanının
itibarı artırılmalıdır. Şiddet olayları sonrasında Bakanlıkça belirlenen yetkili ve yetkin kişilerce kamuoyuna
bilgilendirici demeçler verilmesi sağlanmalıdır. Yerine
getirdikleri kamu görevi nedeniyle sağlık çalışanlarına
karşı işlenen suçlarda, herhangi bir şikayet olmadan
doğrudan kamu davası açılması sağlanmalıdır. Cezaların artırılması ve ertelenmemesi sağlanmalıdır. Özel
sağlık sektöründe hizmet veren sağlık çalışanlarının da
hizmet sunarken “kamu görevlisi” olarak tarif edilmesi
gerekmektedir. Sağlık çalışanının tehdit altında olduğu durumlarda; sağlık çalışanı ve ailesinin korunmasına yönelik yasal düzenlemeler getirilmelidir. Hastane
polislerinin her türlü şiddet olayına müdahale etmeleri
sağlanmalıdır. Tüm bunlarla birlikte öncelikle toplumsal şiddeti azaltmaya yönelik politikalar oluşturulmalı
ve uygulanmalıdır. “Şiddete Sıfır Tolerans” söylemi bir
“devlet politikası” haline getirilmelidir. Şiddete maruz
kalan tüm sağlık personelinin ‘hizmet sunmama hakkı’nın olduğu konusunda halkın bilgilendirilmesi de gerekmektedir. Sağlık çalışanlarına yönelik olarak işlenen
suçlar ile ilgili verilen mahkûmiyet kararları kamuoyu
ile paylaşılmalıdır. Medyada sağlık çalışanlarına yönelik
şiddeti teşvik edici, şiddeti bir sorun çözme yolu olarak gören yayınlardan kaçınılmalıdır. Sağlık kurumları
ve sağlık çalışanları konusunda doğru mesajlar veren
kamu spotları oluşturulmalı, şiddeti önlemeye yönelik
eğitici yayınlar yapılmalı, sağlık çalışanlarının azalan
itibarı yeniden artırılmalıdır. Bilgilendirici kamu spotlarında “hasta sorumlulukları” da anlatılmalıdır. Sağlık
çalışanlarına yönelik şiddet konusuna hutbe ve vaazlarda da yer verilmeli, sağlık çalışanlarının fedakârca çalıştıkları vurgulanmalıdır. Ayrıca tüm sağlık çalışanlarına
sağlık meslek lise-yüksek okul ve üniversite yıllarından
itibaren “iletişim” dersleri verilmeli ve meslek yaşantıları boyunca hizmet içi eğitimlerle devam ettirilmelidir.
Çünkü anlaşmazlıkların temelinde en önemli nedenlerden birinin de iletişim bozukluğu olduğuna inanıyoruz.
Hekim Hakları Derneği olarak sadece şiddet
olayları ile mi ilgileniyorsunuz? Hekimlerin
yaşadığı diğer zorluklar nelerdir?
Bu sorunuza yanıtımız ‘tabi ki hayır’. Mesleki koşullar
anlamında ya da emekliliğimiz döneminde birçok zorluklarımız var. Özlük haklarımızda yetersizlikler var. Biz
hekimlerin daha güvenli ve kabul edilebilir koşullarda
What do you do / what can be done so that
such environment does not influence doctors
working under difficult conditions?
As the Doctors’ Rights Association, we never condone
violence against healthcare workers. We have direct
communication channels that all colleagues can use to
reach us in case of an incident. We immediately initiate
the legal process. We meet with hospital managers and
ask them to take local measures. A healthcare worker
who is exposed to violence must be offered legal and
social support. The legislation prepared for this must be
enforced precisely. Relevant institutions and establishments must actively work towards legal support. Emergency exits and password-protected entrance doors
must be installed in working environments of emergency health care workers, and camera systems must be
installed inside and outside ambulances without violating the privacy of patients. Complaints, which clearly do
not involve any fault on the part of general and healthcare workers, must not be evaluated. Health administrators and politicians must work towards discourses
that condemn the violence against healthcare workers
and emphasize the importance and indispensability of
the services offered by healthcare workers. Healthcare
workers must be respected more. Authorized and competent people appointed by the Ministry must make
informative public statements. Necessary arrangements must be made to facilitate directly filing a public
lawsuit without seeking a complaint in case of crimes
committed against healthcare workers due to the
public service they fulfill. Punishments must be more
severe and should not be subject to postponement.
Healthcare workers serving in the private sector must
also be described as “public servants” when offering
services. Legal arrangements must be made intended
to protect healthcare workers and their families in case
of a threat against healthcare workers. Hospital polices
must be able to intervene in all kinds of violence. Furthermore, policies must be prepared and implemented first to decrease the social violence. The discourse
“Zero Tolerance to Violence” must become a “government policy”. The public must be made aware that any
healthcare worker who is exposed to violence has the
‘right to not serve’. The sentence rulings on the cases
of violence committed against healthcare workers must
be shared with the public. The media must avoid broadcasting or publishing materials that encourage violence
against healthcare workers or reflect violence as a way
of solution. Public service announcements must be pre-
23
röportaj / interview
çalışmasını istiyoruz. Öncelikle T.C. Anayasası, 657 sayılı DMK, Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği ile 4857 sayılı İş Kanunu ve Postalar Halinde İşçi
Çalıştırılarak Yürütülen İşlerde Çalışmalara İlişkin Özel
Usul ve Esasalar Hakkında Yönetmelik’in birbirleriyle
uyumlu hale getirilmesi çok daha sağlıklı olacaktır. Bir
diğer asıl konu mevcutta 657 sayılı DMK’ya göre memur statüsündeki hekimlere haftalık 40 saat çalışma
öngörülmüş olmasına rağmen aynı maddede gerekli
düzenlemelerle farklı çalışma süreleri belirlenebileceği ifade edilmektedir. Bu nedenle sağlık çalışanları
haftada 45 saat çalışmaktadırlar. Ancak S.B.’nın 2014/1
genelgesinde, öğle arası yemek iznini kullanamayan
birimlerde çalışanlara bir saat önceden mesai tamamlama hakkı tanınmaktadır. Biz özelde ya da kamudaki
sağlık çalışanlarının yemek süresi dahil haftalık 40 saatten fazla çalışmamasını savunuyoruz. Ülke çapında
sağlık çalışanının dağılımı düzenlenmeli ve sayısal yetersizliği giderilmelidir. Hastalara ayrılan süre artırılmalıdır. Tabii dinlenmek de çalışma motivasyonunun
önemli faktörlerindendir. Hastanelerde ya da sağlık
merkezlerinde hekimlerin dinlenebileceği sosyal alanların yapılandırılması önemlidir. Çalışanların mesai ve
nöbetleri düzenlenmeli, uzun çalışma sürelerinden kaçınılmalıdır. Ne yazık ki nöbet ertesi çalışmak zorunda
kalıyoruz. Bu da bizi sinirli, huzursuz ve hataya açık hale
getiriyor. Hekimlerin en fazla çalışabileceği sürelerin
belirlenmesi ve hekimin kendi istese dahi kesinlikle fazla çalışma sürelerine izin verilmemesi gerekir. Nöbet
ücretlerinin hekimlerimizin nöbete isteyerek gelmelerini teşvik edecek şekilde düzenleme yapılması sağlanmalıdır. Acil servislerdeki yığılmanın önüne geçebilmek için gerekirse “Akşam Poliklinikleri” oluşturulmalı,
24
pared to give the right messages about health institutions and healthcare workers, educational publications/
broadcastings must be offered to prevent violence and
the impaired credibility of healthcare workers must be
restored. Informative public service announcements
should also explain the “responsibilities of patients”.
Additionally, sermons must be preached about the violence against healthcare workers, and these sermons
should emphasize the self-sacrificing services offered
by healthcare workers. Moreover, all healthcare workers must be offered “communication” courses starting
from medical vocational high schools and in colleges
and universities, and such courses should be continued
through in-service trainings during their professional
lives. It is because we believe that lack of communication is one of the most important reasons that underlie
the disagreements.
As Doctors’ Rights Association, do you only
concentrate on violence? What are the other
challenges experienced by doctors?
My answer to your question is, ‘of course not’. We face
many challenges in terms of professional conditions or
during retirement. Our personal benefits are lacking in
certain aspects. We want doctors to work under safer
and more acceptable conditions. First, it is necessary
to accord the Constitution of the Republic of Turkey,
DMK (Public Servants Law) no. 657, the Regulation on
Operating Inpatient Treatment Institutions, the Labor
Law no. 4857 and the Regulation on Special Working
Procedures and Principles on the Businesses Operated
through Employing Workers by Posts. Another issue
is that, even though DMK no. 657 stipulates 40 work
hours per week for doctors who hold public servant status, the same article in the Law indicates that different
work hours can be defined by way of required arrangements. Therefore, healthcare workers work 45 hours a
week. However, the Circular no. 2014/1 of the Ministry
of Health entitles those workers, who work at departments where it is not possible to use a lunch break,
to finish their shift one hour earlier. We advocate that
healthcare workers employed in private sector or public
sector should not work for more than 40 hours a week
including the lunch breaks. The distribution of healthcare workers across the country must be arranged, and
the insufficiency in number must be eliminated. Patients must be spared more time. Of course, recreation
is one of the important factors regarding the work motivation. It is important to arrange social facilities in hos-
röportaj / interview
burada gönüllülük esasına göre görev alan hekimlerin
çalışması gündüz mesaisinden sayılmamalı ve tatminkar bir ücretlendirme yapılmalıdır. Böylece hem sağlık
çalışanları hem de halkımızın memnuniyeti sağlanmış
olacaktır. Tüm hekimlerin (akademik olsun ya da olmasın) mesleki bilgi kaynaklarına erişimi ücretsiz ve hızlı
olmalıdır. Örneğin haftalık çalışma saati sağlık çalışanları dışında 40 iken, sağlıkta 45 saattir. Deprem, sel, kar,
sis, yağmur vb. nedenlerle çeşit izinler sağlık çalışanları
dışında her çalışana verilmektedir. Ama bizler her daim
görevde olmak zorundayız. Bu nedenle, maaşlarımızın
belirlenmesinde hekimlere pozitif ayrım yapılmalıdır.
Ek ödeme sisteminin adilane bir şekilde yeniden gözden geçirilmesini ve emekliliğe tamamının yansıtılması
iyi olacaktır. Emekli hekimlerin geçim sıkıntısı nedeniyle çalışmak zorunda bırakılmamaları ve hekimlik onuruna ve statüsüne uygun maaş ve haklarına kavuşturulması önceliklerimizdendir. Çünkü emekli bir doktorun
İstanbul gibi bir yerde hayatını idame ettirmesi çok
zordur. Yıllık izin, mazeret izni, rapor, görevlendirme,
kongre vb. gibi durumlarda ek ödemelerimiz kesintiye
uğramaktadır. Bunların hiçbiri keyfi değil hepsi de zorunluluk (sağlık raporu, görevlendirme, vb.) ya da yasal
hakkımızdır (yıllık izin, kongre, vb.). Özel sağlık sektöründe çalışan hekimlerimizin de cumartesi günlerinde
izinli sayılmasını talep ediyoruz. Özel sağlık sektöründe hekimlerin sendikal haklarına engel olunmamalıdır.
Kamuda tam zamanlı çalışan hekimlerimiz, istedikleri
takdirde özel sektörde de yarı zamanlı çalışabilmeliler. Muayenehane hekimliğinin üzerindeki baskı kaldırılmalı, hekimlerimizin SGK ile bireysel anlaşma yapabilmesinin önü açılmalıdır. Hekimlerimizin iş yükü çok
ağırdır ve iş riskleri de bir o kadar fazladır. Bu nedenle
pitals or health centers where doctors can spend recreational time. Day shifts and night shifts of workers must
be regulated, and long working hours must be avoided.
Unfortunately, we have to work day shifts following
night shifts. We want work shifts of doctors to be regulated by defining the maximum amount of time they can
work and doctors to be not allowed to work overtime
even though they want to. It is clear that this requires
a legal regulation. We demand that night shift pays be
regulated in a manner that will encourage our doctors
to work the night shifts. “Evening Polyclinics” must be
opened, if necessary, in order to prevent the queuing of
patients in emergency services; the day shifts must not
be inclusive of the services offered in such polyclinics by
doctors on a voluntary basis, and such services must be
remunerated satisfactorily. Thus, both our healthcare
workers and the public will be contended. All doctors
(either academicians or not) must be provided with free
and quick access to professional information sources.
For example, the Law stipulates 45 work hours per week
for health sector but 40 work hours per week for other sectors. All workers are entitled to the right to take
time off from work in case of earthquake, floor, snow,
fog, rain, etc. except for healthcare workers. However,
we must always be on duty. Therefore, positive discrimination must be exercised in favor of doctors when defining our salaries. We ask that extra pay system be reviewed fairly and it be recognized in the retirement. It is
among our priorities to ensure that retired doctors are
not obligated to work due to financial difficulty and are
entitled to salaries and rights suited for the dignity and
status of medical practice since, for example, it is very
challenging for a retired doctor to live on in a city like
Istanbul. Our extra pays are subjected to deductions in
case of annual leaves, casual leaves, sick leaves, assignments and congresses, etc. None of these are arbitrary
but obligatory (sick leaves and assignments, etc.) or our
legal rights (annual leaves and congresses, etc.). We demand that the doctors employed in the private sector
also be considered on leave on Saturdays. Our doctors
working in the private sector should not be deprived of
their union rights. Doctors working at full-time jobs in
the public sector should also be able to hold part-time
jobs in the private sector if they like. The pressure on
clinical practice must be removed, and doctors must be
allowed to make individual agreements with the SGK
(Social Security Institution). Our doctors have a very
heavy workload along with the high professional risks.
Therefore, we demand that a regulation on the attri-
25
röportaj / interview
yıpranma payı ve fiili hizmet zammı düzenlemesinin bir
an önce hayata geçirilmesi de önemli bir konudur.
tion rate and actual service salary increase be realized
as soon as possible.
Hekimlerin daha sağlıklı ve uygun bir
ortamda çalışması için topluma, STK’lara,
medyaya ve yasa koyuculara ne gibi görevler
düşüyor?
What are the roles of the society, NGOs,
the media and the lawmakers in providing a
healthier and safer working environment for
doctors?
Sağlık o kadar önemli bir kavramdır ki o olmadığında
diğer şeylerin hiç önemi kalmamaktadır. Birey sağlıklı
değilse üretemez, üretemezse topluma yararlı olamaz,
yararı olmazsa ülke ve millet geriler, yok olur. İşte tüm
bunları sağlayacak olanların başında sağlık çalışanları
gelmektedir. Genelde sağlık çalışanları özelde ise hekimlerin sivil toplum kuruluşları bazında örgütlenmeleri
maalesef yeterli değil. Tabip odamız maalesef hekim
haklarını savunmak için gayret etse de başarılı olamamaktadır. Bu sorun bence meslek odalarının yapısını
değiştirip nisbi temsil sistemine geçilerek ve tüm görüşlerin odada temsil edilmesi ile mümkün olabilir. Hekimlerin art niyetli olmadığı ön koşulu ile yaklaşımını
belirlemeli ve hekimlerine bu ilkeye göre davranmalıdır. Sevgi ve saygısını kaybeden bir toplum her şeyini
kaybeder. Sağlık çalışanları ve hekimler bu ülkenin ve
milletin en önemli değerlerindendir. Son söz olarak
şunu belirtmek istiyorum “lütfen milletimiz bu değerlere sahip çıksın”. Sağlıklı toplumlar için rahat huzurlu
ve kaygılarından arındırılmış sağlık çalışanlarına ihtiyaç
olduğunu unutmayalım.
Health is such an important concept that other things
have no significance when we are deprived of it. If an
individual is not healthy, he cannot produce; if he cannot produce, he will be no good to the society; if he is
no good to the society, the country and the people will
regress and disappear. You see, healthcare workers are
the first people who will ensure such things. Unionization is not sufficient among healthcare workers in the
public sector and among doctors in the private sector.
Our Chamber of Doctors strains at defending doctors’
rights, but it is not successful. I think this issue can be
solved if we change the structure of professional chambers and switch to proportional representation and if
all points of view are represented via the chamber. An
approach must be defined with the prerequisite that
doctors are not ill intentioned and doctors must be
treated according to such principle. A society that has
lost its love and respect will lose everything. Healthcare
workers and doctors are among the most important values of this country and society. Finally, I would like to
say this to our government and people, “please protect
and look after these values”. We must keep in mind that
healthy societies need peaceful healthcare workers
freed from concerns.
Biyografi
Prof.Dr. Adem Akçakaya
1966 yılında Kayseri Bünyan ilçesi Akmescit kasabasında doğdu. İlkokulu burada okuduktan sonra ortaokulu
Ankara, liseyi İstanbul Şehremini Lisesi’nde tamamladı.
1990 yılında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Vakıf Gureba Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde genel cerrahi ihtisasını yaptı. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde endoskopi ve ERCP eğitimi aldı.
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde biyoistatistik ve demografi alanında yüksek lisans okudu. Beykent Üniversitesi
Hastane ve Sağlık Kurumları Yönetimi’nde de yine yüksek lisans eğitimi aldı. Erasmus Üniversitesi’nde laparoskopik canlı böbrek nakli kursu, Yale Üniversitesi’nde
transplantasyon merkezinde transplantasyon eğitimi,
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde böbrek transplantasyonu eğitimi, Mayo Klinik’te endosonografi eğitimlerini
tamamladı. 2005 yılında Vakıf Gureba Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde başasistan, 2007 yılında ise genel
cerrahi doçenti oldu. 2008 yılında Şişli Etfal Eğitim ve
26
Biography
Prof.Dr. Adem Akçakaya
He was born in 1966 in Akmescit town of Bunyan district
in Kayseri city. Having completed his primary school education there, he went to middle school in Ankara and
received his high school education in Istanbul Sehremini
High School. Having graduated from Cerrahpasa Medical Faculty in 1990, he completed his surgical specialization in Vakif Gureba Training and Research Hospital.
He received endoscopy and ERCP trainings in Istanbul
University Medical Faculty. He did a master’s degree in
biostatistics and demography in Cerrahpasa Medical
Faculty. He did a master’s degree also in Hospital and
Health Institutions Management in Beykent University.
He received laparoscopic live kidney transplantation
course in Erasmus University, transplantation training in transplantation center of Yale University, kidney
röportaj / interview
“Sağlık çalışanları ve hekimler bu ülkenin ve
milletin en önemli değerlerindendir.”
“Healthcare workers and doctors are among the
most important values of this country and society.”
Araştırma Hastanesi’nde genel cerrahi klinik şefliği görevinde bulundu. 2009 -2010 yılları arasında Vakıf Gureba Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 1.Genel Cerrahi Klinik Şefliği görevini yürüttü. 2003-2005 arası Vakıf
Gureba EAH Başhekim Yardımcılığı, 2005-2008 yılları
arası Eğitimden Sorumlu İstanbul İl Sağlık Müdür Yardımcılığı görevlerinde bulundu. 2008’de Okmeydanı
Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne başhekim oldu. 2012
yılından itibaren Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı’nda Öğretim Üyesi
olarak görev yapmaktadır. 2013 Nisan ayı itibariyle de
Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Koordinatörü olarak görevini sürdürmektedir. 2014 yılından
bu yana kurucu üyesi olduğu Hekim Hakları Derneği’nin başkanıdır.
transplantation training in Cerrahpasa Medical Faculty
and endosonography training in Mayo Clinic. He became the chief assistant in Vakif Gureba Training and
Research Hospital in 2005 and Associate Professor of
General Surgery in 2007. He served as the clinical chief
of general surgery in Sisli Etfal Training and Research
Hospital in 2008. He served as the 1st Chief of General
Surgery in Vakif Gureba Training and Research Hospital
between the years 2009 and 2010. He acted as the Assistant Chief Physician in Vakif Gureba Training and Research Hospital during 2003-2005 and Deputy Director
responsible for Education in Istanbul Provincial Directorate of Health during 2005-2008. He became the chief
physician of Okmeydani Training and Research Hospital
in 2008. As of 2012, he is an Assistant Professor in the
Department of Surgery in Bezmialem Foundation University Medical Faculty. He has been also serving as the
General Coordinator of Bezmialem Foundation University Medical Faculty since April 2013. He is a founding
member of the Doctors’ Rights Association and its president since 2014.
27
estetik / esthetic
Eğitim ve araştırma hastanelerinde
kozmotolojik işlemlere de başlandı.
Training and research hospitals have
started to offer cosmetology services.
A new era in
Cilt bakımı ve
uygulamalarında skin care and
applications
yeni dönem
28
İstanbul Eğitim ve Araştırma
Hastanesi’nde hizmete açılan
kozmotoloji merkezinden vatandaşlar
yararlanabilecekler. Merkezde cilt
bakımı, botox, kimyasal peeling, PRP,
mezoterapi ve lazer işlemleri yapılıyor.
Citizens will now benefit from the
cosmetology department opened in
Istanbul Training and Research Hospital.
The services offered in the center include
skin care, Botox, chemical peeling, PRP,
mesotherapy and laser procedures.
Kozmetik ve estetik işlemlerin eğitim ve araştırma hastanelerinde gerçekleştirilebilmesi amacıyla Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan düzenlemenin ardından, Fatih Bölgesi Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği
bünyesindeki İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi
dermatoloji kliniğinde kozmotoloji merkezi kuruldu.
Merkeze, dermatoloji polikliniğine başvuran ve hekimi
tarafından kozmotolojik işlemler için uygun olduğu düşünülen hastalar yönlendiriliyor.
Following the regulation put into effect by the Ministry
of Health in order to ensure practice of cosmetic and
aesthetical procedures in training and research hospitals, a cosmetology center was opened in Istanbul Training and Research Hospital operating within the body of
the Secretariat General of Fatih Region Public Hospitals
Association. Patients who consult to dermatology department and are considered suitable for cosmetology
procedures by the doctor are referred to the center.
Genel sağlık durumumuzu yansıtan cildimiz, yıllar içinde kırışıklık, sarkma ve kahverengi lekeler gibi yaşlanma belirtileri gösterebiliyor. Günümüzde ciltteki
yaşlanma belirtilerinin bazıları bilinçli uygulamalarla
engellenebilirken bazıları da uygun yöntemlerle tedavi
edilebiliyor.
Over the years, signs of aging such as wrinkles, sagging
and brown spots may appear on our skin, which reflects
our health in general. While some of the signs of aging
can be prevented with informed applications while others can be treated with appropriate methods.
İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kozmotoloji
Merkezi’nde tüm işlemler, dermatoloji ve plastik cerrahi uzmanlarının kontrolünde yapılıyor. Kozmetik işlemler doğru ellerde, doğru ortamlarda ve kurallara uygun
yapılmadığı takdirde, deride kalıcı hasarlar oluşabiliyor.
Bu nedenle işlemlere başlanmadan önce muhakkak bilgi edinilmesi, uygulamayı yapacak doktorla olası yan
etkiler ve beklenen faydalar konusunda konuşulması
gerekiyor.
All procedures in Istanbul Training and Research Hospital’s Cosmetology Center are performed under the
control of dermatologists and plastic surgeons. Unless
cosmetic procedures are performed by the right hands
in the right environments and according to rules, the
skin may be permanently damaged. Therefore, it is necessary to get informed about the cosmetic procedures
before undergoing them and consult the operating
doctor about the possible side effects and expected advantages of the procedure.
Kozmotoloji merkezinde verilen hizmetlerden bazıları:
Cilt bakımı: Profesyonel cilt bakımında kullanılacak
ürünler, kişinin yaşına, cilt tipine, herhangi bir cilt problemi varsa o problemi çözmeye odaklı olmalıdır.
Kimyasal peeling (soyma): Deriye uygulanan bazı kimyasal ajanlarla derinin kontrollü olarak soyulmasıdır.
Some of the services offered in the cosmetology center:
Skin care: The products to be used in professional skin
care must be suitable for the age and skin type of the
person and focus on solving the skin problem, if any.
Chemical peeling: It is a controlled peeling of the skin
using certain chemicals applied onto the skin. Peelings
estetik / esthetic
İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi dermatoloji kliniğinde kozmotoloji merkezi kuruldu.
A cosmetology center was opened in Istanbul Training and Research Hospital.
Ciltteki sorunlar göz önüne alınarak yüzeysel, orta
derinlikte ve derin peeling olarak uygulanır. Genellikle akne ve akne izlerini yok etmek, güneşe bağlı ya da
gebelikte oluşan lekeleri gidermek, kırışıklıkları hafifletmek, cildi canlandırıp, nemlendirmek için kullanılır.
are applied as surface, medium deep and deep peeling considering the problems of the skin. Peelings are
generally used for eliminating acne and acne scars, sunspots or pregnancy spots, alleviate wrinkles, invigorate
and moisten the skin.
Botox: Botox, clostridyum botulinum adlı bakteriden
elde edilen bir toksindir. Sinir uçlarından kaslara iletimi
sağlayan maddeleri engelleyerek kas kasılmasını durdurur. Kasılamayan kaslar sayesinde kırışıklar düzelir.
Kişinin yüz kasları yaptığı mimiklerle devamlı kasılır ve
yıllar içinde kasların üzerindeki deride çizgilenmeler
başlar. Botox etkisi, uygulamadan yaklaşık olarak bir
hafta sonra başlar ve etki ortalama altı ay devam eder.
Botox ayrıca hiperhidroz (aşırı terleme) tedavisinde,
koltuk altı, avuç içi ve ayak tabanına da uygulanabilir.
Botox: Botox is a toxin derived from the bacterium
called clostridium botulinum. It prevents the agents
providing for transmission from nerve endings to the
muscles, and thus, stops muscle contractions. Wrinkles
visually improve when muscles cannot contract. Face
muscles always contract when a person uses mimics,
and lines start to appear on the skin above the muscles
over the years. The effect of Botox starts approximately
one week after the procedure and the effect lasts approximately six weeks. Botox can also be applied in the
treatment of hyperhidrosis (extreme sweating) on armpits, palms and soles.
Mezoterapi: Çeşitli maddeleri deri içine mikroenjeksiyonla verme işlemidir. Yüz gençleştirme, saç dökülmesi, selülit tedavisi başlıca kullanım alanlarıdır. Her
kullanım alanı için farklı maddelerden oluşan mezoterapi ürünleri hazırlanır, mezoterapi iğneleri veya
mezoterapi tabancalarıyla cilt altına verilir. Uygulamalarda sonuç alabilmek için işlemi belirli aralıklarla
tekrarlamak gereklidir.
PRP: Kişinin kendisinden alınan kanın bazı özel işlemlerden geçirildikten sonra büyüme faktörlerinden zengin kısmının tekrar kişiye verilmesi işlemidir. Özellikle
cilt gençleştirme, ince kırışıklıkların tedavisi, hacim ka-
Mesotherapy: It is a procedure that involves intradermal microinjection of a variety of agents. The areas of
use include face rejuvenation, hair loss and cellulite
treatment. For each area of use, different mesotherapy products containing different agents are prepared.
Mesotherapy is applied subcutaneously using mesotherapy needles or guns. The procedure must be repeated at certain intervals in order to get results.
PRP: It is a procedure that involves drawing blood from
the person and subjecting it to certain procedures be-
29
estetik / esthetic
Kozmotoloji merkezinde tüm işlemler, dermatoloji ve plastik cerrahi uzmanlarının kontrolünde yapılıyor.
All procedures in the Cosmetology Center are performed under the control of dermatologists and plastic surgeons.
zandırmak, akne ve yara izi tedavisi, saç dökülmesi ve
kapanmayan yaralarda uygulanan başarılı bir yöntemdir. Ortalama bir ay arayla birkaç seans olarak planlanır.
Uygulama uzun etkilidir, kişinin kendi serumu olduğu
için allerji riski taşımaz.
Lazer: Lazer enerjisi yoğun bir ışık demetidir. Farklı dalga boylarında, derideki su, renkli maddeler, hemoglobin tarafından emilir ve etkilerini bu sayede gerçekleştirir. Epilasyon damarsal lezyonları silmek cilt lekelerini
temizlemek dövme silmek ve cilt gençleştirmek için
birçok lazer aleti geliştirilmiştir.
İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kozmotoloji
Merkezi’nde yapılan uygulamaların ücretleri Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenmekte olup hasta tarafından
karşılanıyor.
fore its component that is enriched from growth factors
is reintroduced to the person. It is a successful method
particularly used for skin rejuvenation, treatment of
fine lines, giving volume, treatment of acne and scars,
hair loss and non-healing wounds. It is planned as a couple of séances at approximately one-month intervals.
The procedure has a long-lasting effect and has no risk
of allergy since it is a serum prepared from the person’s
own blood.
Laser: Laser energy is an intensive light beam. At different wavelengths, the water in the skin and pigments are
absorbed by hemoglobin, and this is how the procedure
takes effect. A wide range of laser instruments have
been developed for epilation, erasing vascular lesions,
removing skin spots, removing tattoos and rejuvenating
the skin.
The prices of the procedures performed in Istanbul
Training and Research Hospital’s Cosmetology Center is
determined by the Ministry of Health and covered by
patients.
30
31
röportaj / interview
“Şifa sunan
ele vefa”
“Fidelity for the
caring hand”
Tedavi gören hastalar ve sağlık
çalışanlarına yönelik hizmetlerde
bulunan Hasta ve Çalışan Hakları ve
Güvenliği Derneği, önemli projelerde
yer alıyor. Diğer sivil toplum kuruluşları
ile de ortak çalışmalar yapan
derneğin hedeflerini,
Başkan Salih Akyüz’e
sorduk. Akyüz, son
dönemde yapılan yasal
düzenlemelerle birlikte
sağlık alanında sivil
toplum kuruluşlarına
(STK) daha çok görev
düştüğünü söyledi.
Offering services to patients and
healthcare workers, the Patient and
Worker Rights and Security Association
takes part in important projects.
We asked Salih Akyuz, the President
of the Association, about
the objectives of the
association that also
cooperates with other
non-governmental
organizations. Akyuz
indicated that the
non-governmental
organizations in the
health sector now have
greater responsibilities
with the recent legal
regulations in place.
Hasta ve Çalışan Hakları ve
Güvenliği Derneği ne zaman
kuruldu,
kuruluş amacı nedir?
Derneğimiz 2012 yılında Aydın’da
kuruldu. 2013 Nisan ayında derneğimizi Ankara’ya taşıdık ve çalışmalarımıza burada devam ettik.
Çağdaş dünyanın gereklerine uygun,
hakkaniyet ve eşitlik ilkesine bağlı olarak yataklı tedavi kurumlarında tedavi gören hastalar ile bu kişilere
hizmet sunan sağlık çalışanlarının hakları ve güvenliği
faaliyetlerinin etkinleştirilmesini, geliştirilmesini sağlamak ve bu konuda çalışmalar yapan kişi-kuruluşlara
eğitim ve destek vermek amacıyla hareket etmekteyiz.
İş birliği içinde olduğunuz üst birlik
ve STK’lar hangileridir? Yaptığınız
çalışmalardan bahseder misiniz?
Derneğimiz Sağlık ve Sosyal Hizmetler Dernekleri Federasyonu (SADEFE)’nun kurucu üyesidir. SADEFE olarak ve biz de sağlığın, “sadece hastalık ve sakatlık durumunun olmayışı değil kişinin bedenen ruhen ve sosyal
yönden tam bir iyilik hali” tanımından yola çıkarak ki
bu tanım dünya sağlık örgütü tanımıdır, hasta olduktan sonra değil, hastalanmadan da koruyucu tedbirleri
almalıyız. STK olarak her branşa yetişmemiz mümkün
32
When was the Patient and Worker Rights and Security Association
founded and what is its objective?
Our association was founded in
2012 in Aydın. We moved our association to Ankara in April 2013
and continued our operations here.
We work towards enabling and improving the activities
regarding the rights and security of inpatients and the
healthcare workers who offer services to such patients
according to the needs of the modern world and bound
by the principle of fairness and equality, and providing
training and support to people and establishments
working in this area.
What are the higher units and NGOs you
cooperate? Could you please tell us about
your activities?
Our Association is the founding member of the Federation of Health and Social Services Associations (SADEFE). As SADEFE, we believe we must take protective
measures not only after but also before getting sick
based on the World Health Organization’s definition of
health, “a complete state of physical, mental and social
well-being, and not merely the absence of disease or in-
röportaj / interview
değildir. Bu alanda yetişmiş sadece gönüllülük esasına
dayanan her sivil toplum kuruluşu ile iş birliği yapıyoruz. CNR İstanbul HEALTH EXPO fuar ve kongresine geçen yıl olduğu gibi bilimsel desteğimizi SADEFE olarak
vereceğiz. SADEFE olarak hem özel sektör hem sağlık
ve sosyal hizmet sunucularını bir araya getirmek ve
hastalarımıza hizmet veren hizmet sağlayıcılarının kaynaşmasını hedeflemekteyiz.
firmity”. As NGOs, it is not possible for us to reach out to
all branches. We cooperate with all non-governmental
organizations working on a voluntary basis in this area.
As SADEFE, we will give scientific support to HEALTH
EXPO fair and congress as in last year. As SADEFE, it
is our goal to unite the private sector and healthcare
and social services providers and ensure socialization
among the service providers of our patients.
Bir Çin atasözü vardır: “Bir yıl sonrasını düşünüyorsan
tohum ek; on yıl sonrasını düşünüyorsan ağaç dik; yüz
yıl sonrasını düşünüyorsan insan yetiştir”. Biz, insan yetiştirmeyi bilgi ve donanımını artırmayı hedefliyoruz.
Bilgili sağlık çalışanı hastasına daha nitelikli sağlık hizmeti sunacaktır.
There is a Chinese proverb, “If you want a crop for one
year, grow grain; if you want a crop for ten years, grow a
tree; if you want a crop for a hundred years, grow men”.
Our goal is to raise men and increase their knowledge.
Informed healthcare workers will offer higher quality
services to their patients.
Yaşlılar bizim için yaşayan çınarlarımızdır. SADEFE olarak kimsesizlere ses olmak için Gönül Komşum Projesi’ne imza attık. Adanmış hayatlara bir ışık olma gayretindeyiz. 22 yaşına kadar siz ve ben gibi sağlıklı olan
bir kardeşimiz düğün gecesi bir serseri kurşun ile yatağa bağlı hale gelebiliyor ve tek dünyası penceresinin
önünden sokağı izlemek oluyor. Bu kişiyi ve anne ile babasını düşününce bizlerin daha yapacak çok işi olduğu
açıkça görülüyor.
Elder people are our living plane trees. As SADEFE, we
initiated the Neighbors of Hearts Project to support
people who have no one to take care of them. We are
trying to be a light to dedicated lives. A healthy person
who was like you and me until age 22 might get shot
by a stray bullet at a wedding night and get bedridden,
so his whole life becomes watching the street from his
window. It is clear that we have a lot work to do when
we think of that person and his mother and father.
STK olarak hayata geçirdiğiniz
projeleriniz var mı?
Are there any projects you have
carried out as a NGO?
Derneğimiz 2015 yılında İçişleri Bakanlığı Dernekler
Daire Başkanlığı’nın desteklediği “Hastam Emin Ellerde” projesini yürütmektedir. Projenin amacı ülkemizde
ihtiyaç duyulan yaşlı ve hasta refakatçisi yetiştirmektir.
Our association conducts My Patient is in Safe Hands
project supported by the Ministry of Interior Affairs Department of Associations in 2015. The purpose of the
project is to raise companions for elder people and patients to fill the great need in our country.
Bu kapsamda yaşlı ve hasta bakım elemanı yetiştirme
kursu, yaşlı ve hastaların bilgili ellerde bakılarak toplum ve aile sağlığına bedenen-ruhen ve sosyal yönden
olumlu etkide bulunmayı ve sağlıklı toplum gelişimine
yardımcı olmayı amaçlıyor. Etrafımızda sürekli duyarız “Hastam - yaşlım var güvenilir bir bakıcı tanıdığınız
var mı?” diye. Ülkemizde hasta bakıcı olarak maalesef
büyük sorunlar yaşanmakta olup yabancı uyruklu ve
eğitim niteliklerini bilmediğimiz veya hasta bakıcı şirketleri vasıtası ile sosyoekonomik olarak zayıf olan
vatandaşlarımızın evlerde ve hastane koridorlarında
dolaştığını görmekteyiz.
Yaşlı ve hasta bakım elemanı yetiştirme kursu, 3 ay boyunca teorik ve uygulamalı eğitim ile kursiyerleri yeterli
donanıma ulaştıracak. Eğitimini tamamlayan kursiyerler, bakımevleri, evde bakım hizmetleri, hastaneler ve
huzurevlerinde bakıma ihtiyaç duyulan hasta ve hasta
Elder people and patient caretaking course is intended
to ensure that elder people and patients are cared for
by informed people, to have a positive physical, spiritual
and social effect in social and family health and to help
in the development of a healthy society. We always
hear people saying, “I have a patient, an elderly. Do you
know a reliable caretaker”? Unfortunately, we have major caretaker problems in our country; our citizens who
are economically challenged can only afford to be taken
care of by foreign caretakers whose educational skills
are unknown to us or through caretaker companies, and
we come across these citizens wandering in their homes
and hospital corridors.
Elder people and patient caretaking course will allow
trainees to get well equipped through 3-month theoretical and practical training. Trainees who have completed
their course will be able to offer services to patients and
33
röportaj / interview
Akyüz, “Şifa veren ele vefa” projesinin 2015 yılında tüm yurda yayıldığını söyledi.
Akyüz said that “Fidelity for the Caring Hand” project has started to be implemented across the whole country in 2015.
yakınlarına hizmet sunabileceklerdir. 2016 yılında ise yabancı dil bilen bakım elemanı yetiştirmeyi hedefliyoruz.
Hizmet içi eğitim, kongre ya da sempozyum
gibi organizasyonlar yapıyor musunuz?
İçeriğinden bahseder misiniz?
13-14 Haziran 2012 tarihinde Ankara’da “Sağlıkta Enerji Verimliliği ve Kaynak Geliştirme Çalıştayı” düzenlenmiştir. Bu çalıştayın organizasyonunda görev aldık.
Çalıştaya; Sağlık Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, EPDK, TOKİ,
Ankara Büyükşehir Belediyesi ve Türkiye Kalkınma
Bankası gibi Türkiye’nin önde gelen kuruluşları katılmıştır. Çalıştayda alternatif enerji tedarik yöntemleri,
yakıt/ısıtma sistemleri, ısı yalıtım sistemleri, elektrik ve
aydınlatma sistemleri, yenilenebilir enerji kaynakları
ana başlıklarında birçok konuya değinilmiş ve çalıştay
sonucunda sonuç raporu oluşturulmuştur.
17-18 Haziran 2013 tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirilen “Bulaşıcı Olmayan Hastalıkların Önlenmesi ve
Kontrolü Programı Ülke Değerlendirilmesi” toplantısı
yapılmıştır. Söz konusu toplantıya Dünya Sağlık Örgütü, Sağlık Bakanlığı merkez ve bağlı kuruluşlarından
yetkililer ile sivil toplum kuruluşlarından katılımlar
olmuştur. Dernek olarak söz konusu toplantıda çalı-
34
patient relatives in need of care in nursing homes, home
care service facilities and hospitals. We are planning on
training foreign language speaking caretakers in 2016.
Do you conduct organizations such as in-service training, congresses or symposiums?
Could you please tell us about their contents?
“Energy Efficiency in Health and Resource Development Workshop” was organized in Ankara during June
13-14, 2012. Our association took part in the organization of this workshop. Ministry of Health, Ministry of
Energy and Natural Resources, Ministry of Environment
and Urbanization, Energy Market Regulation Board,
Housing Development Administration of Turkey, Ankara Metropolitan Municipality, Turkish Development
Bank and other leading institutions of Turkey attended
the workshop. During the workshop, various subjects
were discussed such as alternative energy supply methods, fuel/heating systems, thermal insulation systems,
electricity and lightning systems and renewable energy
sources, and a final report was prepared at the end of
the workshop.
During June 17-18, 2013, “Country Evaluation for Prevention and Control of Non-contagious Diseases Program” meeting was held in Ankara. The subject meeting
röportaj / interview
şan hakları ile ilgili toplantı gruplarına önerilerde bulunduk. Toplantıda Dünya Sağlık Örgütü’ne çalışmalar
hakkında bilgi verildi. Bu çalışmanın devamı 12-14 Ekim
2015 tarihinde yine Ankara’da düzenlendi. Birinci basamak sağlık hizmetlerinin bulaşıcı olmayan hastalıklardaki rolünün artırılması için atılacak adımlar noktasında ciddi katkılarımız oldu. Önerilerimizi toplantının
haricinde Türkiye Halk Sağlığı Kurumu’nun ilgili dairesine de ilettik.
Genel anlamda baktığımızda çıkacak eylem planına
önemli bir paydaş olmuş durumdayız. Deneyimlerimizi
paylaşarak sivil toplum kuruluşu olarak eylem planına
çok önemli bakış açıları getireceğimizi düşünüyoruz.
Yapılacak eylem planında hem hastaların hem de çalışanların taleplerini iyi bir şekilde harmanlayıp, planın
daha güçlü uygulanması adına önemli katkılar sağlayacağımızı düşünüyoruz.
Yine 04 Temmuz 2013 tarihinde Ankara’da Çalışan Hakları ve Güvenliği Sempozyumu yapıldı. Sağlık Bakanlığı, Kamu Hastane Birlikleri Genel Sekreterlikleri, Halk
Sağlığı Kurumu ve İl Müdürlükleri, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatından, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan yaklaşık 450 kişi
sempozyuma katılım sağladı. Farklı kurumlardan bunca
kişiyi bir araya getirdik ve sinerji oluşturmaya çalıştık.
Bunda da başarılı olduğumuzu düşünüyorum.
Yeri gelmişken şunu da belirtmekte fayda var. Dernek
olarak sağlık çalışanlarının güvenli ortamda çalışmasını önemsiyoruz. Bu vesile ile Güneydoğu Anadolu’da
yaşanan ve sağlık çalışanlarının hayatına kast eden eylemleri şiddetle kınıyoruz. 2014 yılında Ankara’da evde
sağlık hizmetlerinde çalışanlara yönelik güvenliği sempozyumu düzenledik. Güvenlik deyince aklımıza hemen
silahlı ya da silahsız unsurlarla yapılan güvenlik geliyor.
Oysa çalışanlara yönelik uygulanan mobbing başlı başına bir güvenlik sorunudur. Mobbing sorununu derneğimiz önemsemekte olup 2015 yılında SADEFE ile ortak
düzenlediğimiz Bütünleşik Sağlık Hizmeti Kongresi’nde
ve İstanbul’da CNR EXPO’daki Health Expo fuar ve
kongresinde mobbing kursu düzenledik. Çalışanlarımıza mobbing hakkında detaylı bilgi verdik ve 2016’da bu
bilgilendirme kurslarımız, derneğimizin merkezinde ve
düzenleyeceğimiz kongre, kurslar ve çeşitli etkinliklerde dile getireceğiz. Bununla ilgili derneğimizin uhdesinde bir Mobbing danışma kurulu kurduk.
17 Şubat 2014 tarihinde Nevşehir Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği ve Kritik Bakım Derneği,
Evde Sağlık ve Sosyal Hizmetler Derneği iş birliği ile
took place with the participation of officials from the
World Health Organization, central and provincial organizations of the Ministry of Health and non-governmental organizations. As an association, we proposed
suggestions about worker rights to the meeting groups.
We informed the World Health Organization on the operations conducted. The sequel of this organization was
held again in Ankara on October 12-14, 2015. We greatly contributed in the steps to be taken to increase the
role of primary healthcare services in non-contagious
diseases. Aside from the meeting, we communicated
our suggestions also to the relevant department of the
Turkish Public Health Institution.
Overall, we have become an important stakeholder of
the action plan to be implemented. We believe that, as
a non-governmental organization, we will introduce important perspectives to the action plan by sharing our
experiences. We think that we will make important contributions to a stronger implementation of the action
plan by blending the demands of patients and workers
during the action plan to be implemented.
Again, Worker Rights and Security Symposium was held
in Ankara on June 04, 2013. Approximately 450 people
attended the symposium from Ministry of Health, Secretariats General of Public Hospitals Association, Public
Health Institution and Provincial Directorates, central
and provincial organizations of the Ministry of Family
and Social Policies and Ministry of Labor and Social Security. We gathered that many people from different
institutions and tried to create a synergy. I believe we
were successful at it.
By the way, I would like to stress one thing out. As
an association, we believe in the importance of a
safe working environment for healthcare workers.
We fiercely condemn the events that take place in
the southeast which threaten the lives of healthcare
workers. We organized the home healthcare workers
security symposium in 2014 in Ankara. When we say
security, what comes first to our mind is the armed or
unarmed security. However, mobbing against workers
is a security issue all by itself. Our association places
emphasis on the mobbing issue. In 2015, we organized
mobbing courses during the integrated health service
congress co-organized with SADEFE and HEALTH EXPO
fair and congress in CNR EXPO in Istanbul. We provided detailed information on mobbing to our workers.
In 2016, we will talk about these informative courses
at the headquarters of our association and during the
35
röportaj / interview
‘’Toksikoloji Günleri Nevşehir Sempozyumu’’ düzenlendi. Sempozyumda “Toksikolojik Maruziyetler ve İnsan
Sağlığı, Toksit Maruziyetler ve Toplum Sağlığı, Bölgede
Yoğunlaşan Toksikolojik Aciller ve Karbonmonoksit Zehirlenme Olguları” başlıklarına değinildi. Bu da önemli
bir farkındalık çalışması olarak yerini aldı.
24 Aralık 2014’te “Evde Sağlıkta Hasta ve Çalışan Hakları ve Güvenliği” konulu özellikli bir sempozyum gerçekleştirdik. Son dönemde “Sağlıkta Dönüşüm” programının öncü konularından olan evde sağlık hizmetlerinde
karşılaşılan sorunları ve çözüm önerilerini ele aldık.
Hasta ve çalışan hakları ve güvenliği hizmetlerinin geliştirilmesi maksadıyla yapılacak yasal düzenlemelere
ilişkin Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere diğer kamu
kurumlarımıza önerilerde bulunuyoruz. Yönetmelik,
yönerge, genelge ya da daha üst düzeyde yapılacak
yasal düzenlemelere katılım sağlıyoruz. Görüşlerimizi
iletiyoruz.
Evde sağlık hizmetlerinde çalışanları ve diğer sağlık
personellerimizin radyasyon güvenliği, tıbbi atık güvenliği ve şiddete karşı uygulanacak güvenlik tedbirlerini 2016 yılında da dile getirmeye gayret edeceğiz.
Hasta ve çalışan hakları ve güvenliği hizmeti sunan
kişi ve birimler arasında koordinasyonu sağlamak ve
iş birliğine teşvik etmek amacıyla Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
ve Sağlık Bakanlığı ile görüşmelerimiz sürmektedir.
Çalışanların motivasyonlarını artırmak için hastanelere
ziyaretler gerçekleştirmekteyiz. Görüşmelerimizden
ortaya çıkan olumlu ve olumsuz bildirimleri üst düzeye
iletmeye devam edeceğiz.
Hastalar için yaptığınız
çalışmaları anlatır mısınız?
Bir dönem Kamu Hastaneleri Kurumu Müşterek Sağlık
Hizmetleri Daire Başkanlığı’nda görev aldım. Dairenin
yürüttüğü hizmetler daha çok sosyal içerikli idi. O dönem hem kamu alanında hem STK olarak yapılan çalışmalara katkı verdik. Halen, yapılan çalışmaları daha
üstlere taşıma gayretindeyiz. Bir zamanlar hayalini bile
kuramadığımız bir çok uygulama hayata geçti. Örneğin
hekim seçme hakkı. Yeterli bilgiye sahip her birey farklı tedavi yöntemleri ve tedaviyi verecek kişiler arasında
seçim yapma hakkına sahip oldu. Hasta, hangi teşhis ve
tedavi yönteminin kullanılacağı; doktor, uzman veya hastane seçimi konularında karar verme hakkına sahip oldu.
Sağlık hizmetleri, bu tedaviyi uygulayan diğer sağlık ku-
36
congresses, courses and various activities we will organize. We also organized a mobbing advisory board
within the body of our association.
“Toxicology Days Nevsehir Symposium” was organized
on February 17, 2014 with the cooperation among General Secretariat of Nevsehir Public Hospitals and Critical
Care Association, Home Health and Social Services Association. During the symposium, Toxicological Exposures
and Human Health, Toxicological Exposures and Public
Health, Toxicological Emergencies Concentrated in the
Region and Carbon monoxide Poisoning Cases were addressed. This is also considered as one of the important
awareness activities.
We carried out a special symposium on December 24,
2014 about Patient and Worker Rights and Security
in Home Health Services. We addressed the problems
experienced in home health service, which is recently
among the key concepts of transformation in health
program, and the solution offers for these problems.
We forward our suggestions primarily to the Ministry of
Health and other public institutions regarding the legal
regulations to be adopted to improve patient and worker rights and security services. We get involved in creation of regulations, directives, circulars or higher-level
legal regulations. We forward our opinions.
We will try to talk about radiation safety and medical
waste safety of our home health workers and other
healthcare workers and security measures against violence in 2016, as well.
We continue holding meetings with the Ministry of
Family and Social Policies, the Ministry of Labor and Social Security and the Ministry of Health in order to ensure coordination among the people and divisions that
offer patient and worker rights and security services
and encourage them to cooperate. We visit hospitals to
increase the motivation of workers. We will keep communicating positive and negative feedbacks we receive
from our meetings to the senior level.
Could you please tell us about the activities
you conduct regarding patients?
I used to work at the Public Hospitals Institution Joint
Healthcare Services Department. The services conducted by the department had rather social contents. During that time, we contributed in both public works and
NGO works. We are still trying to improve the activities
conducted. Many practices, which we once could not
röportaj / interview
Salih Akyüz, bilgili sağlık çalışanlarının hastasına daha nitelikli sağlık hizmeti sunacağını vurguladı.
Salih Akyuz pointed out that informed healthcare workers would offer higher quality services to their patients.
rumları, doktorlar ve başarı durumu hakkında bilgi vererek hastaya seçme hakkını tanıdığını göstermelidir. Bu
hakkın kullanımını kısıtlayan tüm engeller kaldırılmalıdır.
Ayrıca her birey; sağlık durumu, konulan teşhis ve yapılan tedavi konularındaki bilgilerinin yanı sıra özel ziyaretlerinin gizli tutulmasını talep etme hakkına sahip
oldu. Bir bireyin sağlık durumuna veya ona uygulanan
tedaviye ilişkin bilgileri ve verileri gizli olmalı, muhafaza edilmelidir. Tıbbi müdahale süresince hastanın kişisel mahremiyetine saygı gösterilmeli, işlem uygun bir
ortamda yapılmalı ve gerçekten orada bulunması gerekli olan kişiler nezdinde yapılmalıdır. Tedavisi ile ilgili
olmayan kişileri (ziyaretçiler dâhil) kabul etmeme hakkı
vardır. Bu durum fiilen uygulanmaya başlandı.
Her birey zarar gördüğünde şikâyette bulunma hakkına
sahiptir. Hastalarla ilgilenen tüm çalışanlar, hastalara
sahip oldukları haklar konusunda bilgi vermelidir. Şikâyet, iletildikten belli bir süre sonra Hasta Hakları Birimi
yetkilileri tarafından sözlü ya da yazılı olarak cevaplandırılmalıdır. Çözülemeyen şikâyetler ile ilgili 6023 sayılı
kanun gereğince ilgili meslek kuruluşları ve mahkemelere başvuru hakkı yönünce ciddi revizyonlar yapıldı.
Sağlık tedavisi sırasında fiziksel, manevi veya psikolojik zarar gören bireyin kısa sürede tazminat alma hakkı
even dream of, have been realized such as the right
to choose doctors. Every individual who has sufficient
knowledge now has the right to choose from different
treatment methods and the people who will administer the treatment. Patients now have the right to decide on which diagnosis and treatment method will be
used and choose the doctor, specialist or the hospital.
Healthcare services should inform the patient about
other healthcare organizations which offer the same
treatment, doctors and the success rate to show that
the patient is given the right to choose. All obstacles
that restrict patients from exercising this right should
be eliminated.
Furthermore, every individual now has the right to demand confidentiality regarding his health status, his diagnosis and the treatment he receives in addition to his
private visits. An individual’s health status or the treatment he receives should be considered confidential and
should not be disclosed. Personal privacy of the patient
should be respected during the medical intervention,
the procedure should be performed in a suitable environment and before people who really need to be present there. Patients have the right to not accept in the
room the people who are irrelevant to the treatment
(including visitors). This has started to be implemented
in health institutions.
37
röportaj / interview
var mesela. Sağlık hizmetleri, sorumluluğun gerçekte
kimde olduğu tespit edilemese bile, zararın nedeni ve
önemi ne olursa olsun, tazminat hakkının her zaman
var olduğunu bilmelidir. Hastalar ve yakınları, tüm bu
haklarını anlayabilmek ve kullanabilmek için bilgilendirilme ve gereken desteğe ulaşma hakkına sahip.
Bunların yanı sıra hiçbir hasta ve hasta yakınının sağlık
personeline şiddet uygulama hakkı yoktur. Bizler bir
yanda hastalarımızın yanındayken diğer yandan da çalışanımızın yanındayız. Sağlıkta Haklar bir bütün içinde
değerlendirmelidir. Çalışmalarımızı sağlıkta hakların
birbirinin karşıtı değil birbirinin tamamlayıcısı olduğu
bilinciyle gerçekleştirmekteyiz. Zira hak ve sorumluluk,
birbirini tamamlayan biri olmazsa, diğerinin anlamı olmayacak kavramlardır. Hastalar sorumluluklarını yerine getirmeden hak talep etmemeli, çalışanlar da üzerlerine düşen sorumluluklarını yerine getirmelidir. Bu
iki kavram birbirini tamamladığı zaman hizmetin üretilmesinde hiçbir aksama olmayacağı ve böylece hizmetin
etkin bir şekilde sunulacağı düşünmekteyiz.
Bu maksat ile bizler sağlık çalışanına şiddet değil, “Şifa
sunan ele vefa” olmalı diyoruz. Ankara’da bu amaçla
2014 yılında ilk sempozyumumuzu gerçekleştirdik.
SADEFE henüz kurulmamıştı ama SADEFE’yi oluşturan
STK’larla birlikte hareket etme imkânımız vardı. Bartın
Genel Sekreteri Dr. Osman Açıkgöz’ün Sinop’ta başlatmış olduğu projeyi biz de vefa borcu olarak gündeme
taşıdık. Dönemin proje uygulayıcılarını, Sayın Valimiz
Ahmet Cengiz ve Dr. Ülgen Güllü’yü Ankara’ya davet
ederek 5 sivil toplum kuruluşu bir araya geldik ve “şiddete dur” dedik. Ankara’ya taşıdığımız “Şifa veren ele
vefa” projesi şu an Sağlık Bakanlığı tarafından benimsenerek 2015 yılında tüm yurdumuza yayılmıştır. Bu
da bizi mutlu etmektedir. Farkındalık etkinliklerimizi
yapmaya devam edeceğiz. Millet olarak yapılan iyilikleri hayırla yâd ederiz. Sağlığımıza kavuşmamıza vesile
olan tüm sağlık personeline uygulana şiddeti kınıyor ve
onlara hasta ve hasta yakınları olarak vefa duymanın
gerekli olduğu bilincini taşıyoruz.
Eklemek istedikleriniz?
Son dönemde yapılan yasal düzenlemelerle birlikte
STK’lara daha çok görev düşmektedir. Bu bilinçle çalışmalı ve kendimizi dişlinin bir parçası olarak görmeliyiz.
Sorunları ne kadar çok göz değerlendirirse o kadar etkin bir sonuç alınacağı kanaatindeyiz. Derneğimiz bu
çerçevede hem hastaların hem de çalışanlarının haklarını korunması için çalışmakta ve haklarının gerekle-
38
Every individual has the right to complain if he is injured.
All workers caring for patients must inform patients on
the rights they are entitled to. Complaints must be replied
verbally or in writing by the officials of Patient Rights Division within a certain period after the complaint is filed.
Serious revisions have taken place regarding applications
to relevant professional organizations and courts for unsolved complaints as per the Law no. 6023.
For example, an individual who is injured physically,
spiritually or psychologically during treatment is entitled to recover damages in a short while. Healthcare
services should always know that patients are always
entitled to recover damages whether the person who
is responsible for such injury is detected or not or whatever the reason or importance of such injury is. Patient
and their relatives are entitled to be informed and obtain the necessary assistance to understand and exercise all these rights.
Furthermore, no patient or relative has the right to use
violence against healthcare workers. We support our
patients on the one hand and support our workers on
the other hand. Rights in Health must be considered as
a whole. We must work knowing that rights in health do
not oppose but complement each other. It is because
rights and responsibilities are complementary concepts;
if one of them is missing, the other will not have a meaning. Patients should not claim their rights before fulfilling their responsibilities, and workers should fulfill their
responsibilities. We believe that service production will
not be interrupted and services will be offered effectively when these two concepts complement each other.
To that end, we advocate that there must be “fidelity
for the caring hand”, not violence against healthcare
workers. For this, we organized our first symposium in
2014 in Ankara. SADEFE was not established then, but
we had the opportunity to cooperate with the NGOs
that compose SADEFE. The project “Fidelity for the Caring Hand” was initiated in Sinop by Dr. Osman Acikgoz
who is still our Secretary General in Bartin. We invited
our esteemed Governor Ahmet Cengiz and Dr. Ulgen
Gullu, who brought up the project as a duty of fidelity
and who were then the project implementers, to Ankara, and we gathered as 5 non-governmental organizations and said stop to violence and will continue to do
so. “Fidelity for the Caring Hand” project we brought to
Ankara has currently been adopted by the Ministry of
Health, and it has started to be implemented across the
whole country in 2015. This is a source of happiness for
röportaj / interview
us. We will continue to organize awareness events. As a
nation, we remember the goodness with gratitude. We
condemn the violence used against all healthcare personnel who have a part in our recoveries, and we, as patients and patient relatives, are aware of the necessity
of feeling fidelity for them.
Is there anything you would like to add?
rinin yerine getirilmesi için sivil toplum örgütü olarak
üstüne düşen sorumluluğu almaktadır. Sizlerin aracılığı
ile tüm sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarımıza yönetiminde olmaktan mutluluk duyduğum dernek ve federasyon adına teşekkür ediyorum.
Biyografi
Salih Akyüz
1982 yılında Trabzon’da doğdu. Lisans eğitimini 2007
yılında Hacettepe Üniversitesi Sağlık İdaresi Bölümü’nde tamamladı. Yüksek lisans eğitimini 2014 yılında
Gazi Üniversitesi Hastane İşletmeciliği Bölümü’nde tamamladı. 2010’da Eskişehir Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümü’nü de lisans derecesiyle tamamladı. 2003
yılında Erzincan İl Sağlık Müdürlüğü’nde memuriyet
hayatına başladı. 2003-2004 yıllarında Ankara İl Sağlık
Müdürlüğü, 2005-2007 yılları arasında Polatlı İlçe Tarım Müdürlüğü ve Ankara İl Tarım Müdürlüğü’nde görev yaptı. 2007-2009 yılları arasında ise Ankara Meslek
Hastalıkları Hastanesi, Ankara İl Sağlık Müdürlüğü, Ankara-Hekimevi’nde görev aldı.
2009-2011 yılları arasında Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nde, 2011-2014 yılları arasında ise Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu’nda görev
yaptı. 2015 yılında Sincan Dr. Nafiz Körez Devlet Hastanesi’nde İdari Mali İşler Müdürü olarak çalıştı. Ankara
Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde İdari Mali
İşler Müdürü olarak görev yapmaktadır.
The non-governmental organizations in the health sector now have greater responsibilities with the recent legal regulations in place. We must work with this in mind
and think of it as a part of the whole. We believe that
the more people evaluate a problem, the more effective the result will be. Our association works towards
protecting the rights of both patients and workers, and
assumes its share of the responsibility as a non-governmental organization in doing what is necessary to
ensure the exercise of the rights. As the president of
the association and the federation that I happily serve, I
would like to thank all our healthcare and social service
workers through you.
Biography
Salih Akyuz
He was born in 1982 in Trabzon.
He received his bachelor’s degree in 2007 in Hacettepe
University Health Administration Department. He completed his master’s degree education in 2014 in Gazi
University Hospital Management Department. In 2010,
he completed his bachelor’s degree in Eskisehir Anadolu University Business Administration Department.
He started working as a civil servant in 2003 at Erzincan Provincial Health Directorate. We worked at Ankara
Provincial Health Directorate during 2003-2004, Polatli
District Agriculture Directorate and Ankara Provincial
Agriculture Directorate during 2005-2007. We worked
at Ankara Professional Diseases Hospital, Ankara Provincial Health Directorate and the Doctor’s Lodge in Ankara during 2007-2009.
He worked at the Ministry of Health General Directorate for Treatment Services during 2009-2011 and Turkish Public Hospitals Institution during 2011-2014. He
worked as the Administrative Financial Affairs Manager at Sincan Dr. Nafix Korez Public Hospital in 2015. He
works as the Administrative Financial Affairs Manager
at Ankara Ataturk Training and Research Hospital as of
15.12.2015.
39
istatistik / statistics
28 bini
aşkın kişi
organ nakli
bekliyor
Türkiye’de 28 bini aşkın kişi organ
nakli bekleme listesinde yer alıyor.
Böbrek, karaciğer ve kornea nakli en
çok gereksinim duyulan organ nakli
operasyonları arasında bulunuyor.
Sağlık Bakanlığı verilerine göre, listede bulunanların
22 bin 146’sı böbrek, 2 bin 934’ü kornea, 2 bin 223’ü
karaciğer, 623’ü kalp, 265’i pankreas, 51’i akciğer, 5’i
ince bağırsak ve 4’ü kalp kapağı için gereksinim duyan
hastalardan oluşuyor. Sağlık Hizmetleri Genel Müdür
Yardımcısı Arif Kapuağası, “Her yıl bekleme listesine
yaklaşık 4 bin kişi ekleniyor. Kadavradan organ bağışındaki yetersizlik nedeniyle yılda yaklaşık 2 bin kişi
organ nakli olamadan hayatını kaybediyor. Geçen yıl
beyin ölümü gerçekleşen 1.606 kişiden sadece 376’sının ailesinden organ nakli için izin alınabilirken, 28 bin
251 kişi yapılacak bir organ bağışıyla hayata tutunmayı istiyor” dedi.
Over 28 thousand
people waiting for
organ transplant
Over 28 thousand people in Turkey are
on the waiting list for organ transplant.
Organs demanded most for transplant
operations include kidneys, livers and
corneas.
According to the data from the Ministry of Health, 22
thousand 146 patients are on the list waiting for kidney
transplant followed by 2 thousand 934 people, 2 thousand 223 people, 623 people, 256 people, 51 people, 5
people and 4 people waiting for corneas, livers, hearts,
pancreases, lungs, small intestines and cardiac valve,
respectively. Arif Kapuagasi, Assistant General Manager for Healthcare Services, stated, “Every year, nearly 4
thousand people are added to the waiting list. Due to
inadequacy of organ donations from cadavers, nearly
2 thousand people lose their lives without organ transplant every year. Whereas families of only 376 out of
1.606 brain-dead patients gave consent for organ transplant last year, 28 thousand 251 people wanted to hold
on to life with an organ donation”.
Türkiye’de 28 bini aşkın kişi organ nakli bekleme listesinde yer alıyor.
Over 28 thousand people in Turkey are on the waiting list for organ transplant.
40
istatistik / statistics
TODBS’ye kayıtlı gönüllü bağışçı sayısı 150 bine ulaştı.
The number of voluntary donors registered with TODBS has reached 150 thousand.
Kornea naklinde artış
Increase in cornea transplant
Organ bağışına duyulan ihtiyacın artmasıyla birlikte
yapılan organ nakli sayısında da artış görülüyor. Buna
göre, 2011’de, 2 bin 952 böbrek, 96 kalp, 906 karaciğer,
5 akciğer, 2 ince bağırsak, 1 kalp kapağı, 27 pankreas ve
6 kornea nakli gerçekleştirildi. Ekim 2015 itibariyle ise
2 bin 580 böbrek, 71 kalp, 965 karaciğer, 26 akciğer, 3 ince
bağırsak, 6 pankreas ve 2 bin 472 kornea nakli yapıldı.
Together with the increase in the need for organ transplant, the number of organ transplants also tends to increase. Accordingly; 2 thousand 952 kidneys, 96 hearts,
906 livers, 5 lungs, 2 small intestines, 1 cardiac valve, 27
pancreases and 6 corneas were transplanted in 2011.
As of October 2015, 2 thousand 580 kidneys, 71 hearts,
965 livers, 26 lungs, 3 small intestines, 6 pancreases and
2 thousand 472 corneas were transplanted.
“Bağışçı sayımız 150 bine ulaştı”
Sağlık Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Arif Kapuağası, 09 Şubat 2013’te gönüllü organ bağışçısı bilgilerinin kayıt altına alındığı Türkiye Organ ve Doku Bağış
Bilgi Sistemi’nin (TODBS) devreye sokulduğunu hatırlattı. Kapuağası, “Sistemimizde TODBS’ye kayıtlı gönüllü bağışçı sayımız 150 bine ulaştı” diye konuştu.
“Number of donors has reached
150 thousand”
Arif Kapuagasi, Assistant General Manager for Healthcare Services, reminded that Turkish Organ and Tissue
Donation Information System (TODBS), which is the database of voluntary organ donors, was launched on February 09, 2013. Kapuagasi stated that, “The number of
voluntary donors registered with TODBS in our system
has reached 150 thousand”.
41
röportaj / interview
Engelsiz bir
yaşam
A life free from
handicaps
Türkiye’de yakın zamanda “Engelli
Hakları” ile ilgili önemli çalışmalar
yapıldı. Sektör yetkilileri, son yıllarda
yapılan değişikliklerle birlikte
Türkiye’nin bu konuda en iyi mevzuata
sahip ülke olduğunu söylüyorlar.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı
Müşaviri ve Toplum Ruh Sağlığı Derneği
(TORSAD) Başkanı Uzm. Dr. Gazi
Alataş, Engelli Hakları Kanunu’nda
yapılan değişiklikleri
ve gelişmeleri
değerlendirdi.
“Disability rights” is a term that must
be sensitively emphasized. Significant
works have been conducted in Turkey
recently in this area. Officials of
the sector indicate that Turkey has
the best legislation regarding the
subject matter. Specialist Dr. Gazi
Alatas, Ministry of Family and Social
Policies Consultant and the President
of Social Mental Health Association
(TORSAD), commented
on the revisions and
improvements in the
Disability Rights Law.
“Bir gün hepimiz engelli
olabiliriz…” sözüne
katılıyor musunuz?
‘Bir gün hepimiz engelli olabiliriz. Bu yüzden engelli hakları hepimiz için çok önemlidir’ ifadesi
çok doğruymuş gibi geliyor ama
bu söze katılmıyorum. Engelli haklarını biz, bir gün engelli
olabiliriz mantığıyla savunmamalıyız. İyi niyetli söylenmiş bir
söz ama biraz düşünüldüğünde
eksik. Engelli haklarını ve engelli ayrımcılıklarını konuşurken
temel bazı metinler var. Bunlardan en önemlisi Birleşmiş
Milletler Engelli Hakları’na ait
sözleşmedir. Sözleşmede ayrımcılığın yapılmaması ve eşitlikle
ilgili noktalar var.
Örneğin madde 5’te, “Taraf devletlerin, engellilerde
ayrımcılığa karşı eşit ve etkin bir şekilde korunmasını
güvence altına almak” deniyor.
Burada eşit koruma ve hukuktan, eşit yararlanma hakkının altı çizilmiş. Taraf devletler, makul düzenleme yapılması diye yeni bir tanım getirmiş ve engellilerle ilgili
makul bir düzenleme istiyor. Burada yapılan özel tedbirlerin kendisi bir ayrımcılık değildir. Ayrımcılık genelde
negatif anlamda kullandığımız bir kelimedir. Pozitif ay-
42
Do you agree with the
statement “Any of us can
be disabled one day…”?
The statement, ‘Any of us might
be disabled one day. Therefore,
disability rights are highly important for all of us’ seems to be
genuinely true, but I do not agree
with this statement. If we were
to support disability rights bearing in mind that any of us could
be disabled one day, a question
would come to mind: are we going to support children’s rights
believing that we could all be
children one day? It is a saying
pronounced in good faith, but
when you think about it, it seems
to be somewhat shortcoming.
There are certain basic texts when talking about disability rights and disability discriminations. The most important of these is the United Nations Convention on
the Rights of Persons with Disabilities. The Convention
contains provisions on non-discrimination and equality:
Article 5 – “States Parties shall prohibit all discrimination on the basis of disability and guarantee to persons
with disabilities equal and effective legal protection
against discrimination on all ground”.
röportaj / interview
Alataş, engelliler için “Özel gereksinimi olan birey”
ifadesinin daha şık ve insancıl olduğunu düşünüyor.
Alatas believes that the phrase “individual with a specific need” is a more elegant and humane usage when
referring to people with disabilities.
rımcılık da bir ayrımcılıktır ya da öyle midir? diye bir tartışma hep var. Zannediyorum bu tartışma bir süre daha
devam etmek zorunda. Yani kadın hakları, çocuk hakları,
engelli hakları, hayvan hakları ve diğer özel haklar ya da
tüm ayrımcılıkla ilgili özel düzenlemeler bertaraf edilene kadar kalması gereken uygulamalar gibi duruyor.
Ülkemizde “Engelli Hakları Kanunu”nda
yapılan düzenleme ve gelişmeler hakkında
bilgi alabilir miyiz?
Engelli Hakları Kanunu’nda 2005’te bir düzenleme yapılmıştı. Yalnız en son 2014’te de yeni bir düzenleme
getirildi ve kanun baştan aşağı değiştirildi. Madde 3’te
“doğrudan ayrımcılık” tanımlanmış durumda ve engellilere yönelik doğrudan ayrımcılıkta her türlü farklı muameleyi ifade ediyor. Dolaylı ayrımcılıkta ise engellilere
yönelik dolaylı ayrımcılık tanımlanmış durumda. Bunlar
bizim mevzuatımıza aslında yeni giren kavramlar. Önceki tanıma kıyasla aslında bir kişinin engelli olması
demek onun kendi suçu gibi görmemek gerektiğini ve
diğer bireylerle birlikte yaşama tam, etkin katılımını
kısıtlayan tutum ve çevre koşullarına da etkilenen bireyi ifade ediyor. Yani kişinin engelli olması kendisine
ait bir özellik değil, çevresel koşulların ve yaşam koşullarının sonucudur gibi bir yaklaşım... 2014 yılında
yapılan mevzuat değişikliği ile şunu gönül rahatlığıyla
söyleyebilirim ki Türkiye’de mevzuat açısından 2014
Şubat ayı itibariyle dünyadaki en iyi mevzuata sahibiz.
Kanun anlamında engelliliğin tanımı ve yaklaşımı ba-
The right to equal protection and equality before and
under the law are underlined. Here, states parties introduce a new definition as reasonable arrangement
and seek for a reasonable arrangement related to
people with disabilities. Specific measures defined
therein are not discrimination on their own. Discrimination is a word we generally use to connote a negative meaning. It is always debated, ‘Positive discrimination is also a kind of discrimination, or is it?’. I think
this will have to continue for a while longer. I mean,
women’s rights, children’s rights, disability rights, animal rights and other specific rights or all regulations
on all kinds of discrimination must be considered as
regulations that need to be in place until they are
ruled out.
Could you tell us about the regulation and
developments in the “Disability Rights Law”
in our country?
Disability Rights Law was revised in 2005. However,
the law was completely revised in 2014. Article 3 defines “direct discrimination” and includes a definition
that goes, direct discrimination involves any treatment
that prevents, restricts or obstructs people with disabilities. As for indirect discrimination, it is defined
in relation to people with disabilities. Actually, these
terms have just entered our legislation. Compared to
the previous definition, the current definition connotes that if a person has a disability this should not
43
röportaj / interview
kımından Birleşmiş Milletler sözleşmesinin ruhunu bir
maddesi hariç iç mevzuatına en iyi şekilde aktarmış ve
bu konuda, çalışan herkesin mevzuat açısından takdir
ettiği bir ülkeyiz. Aynı kanunun engellilere yönelik genel esaslarında “Engelliye dayalı ayrımcılık yapılamaz,
ayrımcılıkla mücadele engellilere yönelik politikaların
temel esasıdır” diye bir esas var. Bu genel esaslarda
fırsat eşitliğinin sağlanmasının altı çizilmiş ve engellilerin bağımsız yaşayabilmelerini topluma tam etkin katılmaları için erişilebilirliğin sağlanması temel alınmış.
Bu maddede engelliye dayalı her türlü ayrımcılık yasak
diye çok net belirlenmiş ve sözleşmede geçen makul
düzenlemelerin yapılması için gerekli tedbirler alınmış.
Bu makul düzenlemeler nelerdir?
Örneğin, beşinci katta oturan engelli bir kişinin tekerlekli sandalye kullanması gerekiyor ama apartmanda
asansör yok ve o kişinin sosyal hayata katılması için
aslında asansör isteme hakkı var. 10 daireli bir apartmanda asansör düşünülmemiş. Bu tip durumlarda makul düzenleme kavramı gerekiyor. Mutlaka bir çözüm
getirilmesi gerekir. Yine kanunda da sözleşmeye uygun olarak özel tedbirler ayrımcılık olarak değerlendirilmez diye yazıyor.
44
be perceived as his own fault, and it describes the
individual that is influenced by attitudes and environmental conditions that limit his active and complete
involvement in life together with other individuals. In
other words, such description does not ascribe the disability to the individual but sees it as kind of a result of
environmental and living conditions… I can sincerely
say that the revision of the legislation in 2014 has rendered the Turkish legislation as the best in the world
as of February 2014. In terms of the legal definition of
and approach to disability, we are a country that has
best internalized the spirit of the UN Convention in its
internal legislation except for one article and that is
appreciated by all involved in this scope of work. The
general principles of the same Law related to people
with disabilities regulates that “discrimination on the
basis of disabilities is not allowed and the fight against
discrimination constitutes the basis of the policies related to people with disabilities”. Such general principles underline the delivery of equality of opportunity
and allowing accessibility to ensure complete and active involvement of people with disabilities in the society and so that they can lead their lives independently.
Any discrimination on the basis of disabilities is strictly
prohibited as per this article, and necessary measures
röportaj / interview
Şimdi bizde durum ne? Aslında 2014’deki düzenlemelerden önce 2012’de yeni bir düzenleme yapılmıştı.
Bütün mevzuattaki 100’den fazla kanunda geçen sakat, özürlü kelimesini engelliye çevirdik. Çok ciddi bir
çabaydı. Binlerce madde tek tek incelenip yapıldı. Daha
önceden sakat diyorduk. Fakat “sakat” kelimesinin negatif yükünden dolayı özürlü demeye başladık. Bir süre
sonra özürlü kelimesinin de bir ayrımcılık içerdiği düşünüldü. Bunu da engelliye çevirdik.
Bu tip değişikliklerin süresi yaklaşık 5-7 yıl arasındadır.
Bu demek ki 2020 yılında engelli kelimesinin negatif
yükünü ve ayrımcılığa sebep olduğunu konuşmaya başlayacağız ve o yıllarda da engelli yerine yeni bir kelime
bulacağız ve onu kullanacağız.
Görme engellilere daha önceden âmâ
diyorduk, kör diyorduk. Karşılıyor mu bu
durumu?
Bence karşılamıyor. Kanunda bu değişikliklere dikkat
edildi. Böyle durumlarda kelimelerin tam anlamını karşılayıp karşılamadığı tartışılır. Siz karşınızdaki insana
negatif bir anlam yüklüyorsanız o kavramı adlandırdığınız kelime bir süre sonra negatifleşecektir. Bu yüzden
temeldeki değişikliğin iyi olduğunu düşünüyorum. Engelli kelimesi ana amacına hizmet etmedi ama en azından engellilerle ilgili bir farkındalık oluştu. Bu anlamda
ciddi katkısı oldu.
Doğrudan engelli demek de aslında bir ayrımcılıktır. Biz
önce bireyi söyleyip ne yazık ki sonra da özelliğini düzgün bir Türkçe’de söyleyemiyoruz. Ama “Özel gereksinimi olan birey” ifadesi çok şık ve çok insancıl geliyor
bana. Muhtemelen 2020’de devrim yapacağız ve engelli birey yerine özel gereksinimi olan birey diye tüm
kanunlarda değişiklik yapacağız.
are taken in order to carry out the reasonable arrangements specified in the Convention.
What are these reasonable arrangements?
For example, a person with a disability residing on
the fifth floor needs to use a wheelchair, but there is
no elevator in the apartment building and that person actually has the right to seek an elevator in order
to get involved in the social life. It is a serious problem to install an elevator in a 10-apartment building
where no elevator shaft is designed. In these cases,
reasonable arrangements must step in. A solution is
necessary. The Law also states that specific measures
in line with the convention cannot be considered as a
discrimination.
So, what is the state of affairs in our country? Actually,
a revision was made in the legislation in 2012 prior to
the revisions in 2014. We replaced the word disabled
with people with disability in more than 100 laws in the
whole legislation. It was a serious effort. Thousands
of articles were checked and corrected one by one.
We used to prefer the word handicapped before; but
due to the negative connotations of the word “handicapped” we started using the word “disabled”. After
a while, people believed that the word “disabled” involved a sort of discrimination. Therefore, we replaced
it with people with disabilities.
The duration of such changes vary between 5 and 7
years. This means that, in 2020, we will start discussing
the negative implications of the phrase “people with
disabilities” and that it causes discrimination; we will
come up with a new term and start using it.
We used to call visually impaired people blind.
Does the phrase compensate the meaning?
I do not think it does. This is a disability, but I am not
blind. The law pays attention to such changes. Alternatively, do terms deaf and hearing-impaired have the
same meanings? Then, we started using “psychiatric
patient”; now we use the term people with intellectual
disabilities. At this point, it is debatable whether these
terms fully compensate the meaning. If you ascribe a
negative meaning to a person, the word you use to denominate the meaning will insinuate negativity. Therefore, I believe the change in principle is good. The term
people with disabilities do not serve the main purpose,
but it has raised awareness of people with disabilities. In
this sense, it has made a serious contribution.
45
röportaj / interview
Engelli olmayanlar için görme engelliler her zaman en
zor grup olarak düşünülür. Engelli gruplarla çok çalıştım ve hepsini tanıma fırsatı buldum.
En dezavantajlı grup işitme engelliler… Çok ciddi sıkıntıları var. Bizler kendi bakış açımızla anlamaya çalışıyoruz. Tamamen bilmediğimiz ama öğrenmemiz gereken
bir dünya. Çünkü bu hayatı beraber paylaşıyoruz.
Zihinsel ve ruhsal engelliler başlı başına bir konu. Zihinsel ve ruhsal engelliler yardım nesnesi mi hukuk
öznesi mi tartışılır. Mesela onların muhakeme yeteneğine yapılan bir vurgu var ve muhakeme yeteneği olmadığı için onlar hukuk öznesi değil. Şöyle ki Medeni
Kanun’da madde 13’e baktığınızda akla uygun biçimde
davranma yeteneğinden yoksun olamayan herkes ayırt
etme gücüne sahiptir. Madde 14’te de ayırt etme gücü
bulunmayanların, küçüklerin ve kısıtlılarının fiili ehliyeti yoktur. Yani burada temelde şöyle bir sıkıntı var. Biz
Birleşmiş Milletler Sözleşme’sini imzalamış bir ülkeyiz.
Bizim hukuk sistemimizde fiili ehliyet ve hak ehliyeti
olmak üzere iki ayrı ehliyet var. Ama sözleşmenin metninde “hukuk ehliyeti” diye bir kavram var. Yani ikiye
ayırmıyor ve bu metnin yazıldığı ülkelerde tekli sistem
Directly using the word disabled is a sort of discrimination. In Turkish, we are not able to properly denote
the individual and his specific condition afterwards. I
feel “individual with a specific need” is an elegant and
humane usage. We will probably revolutionize in 2020
and revise all laws replacing the phrase people with
disabilities with people with specific needs. It is also
open to discussion how realistic it is to dwell on words
to such degree.
People with visual impairment are considered as the
most difficult group for people without disabilities. As
an individual without a disability, I have cooperated a lot
with all groups of people with disabilities and had the
chance to know all of them.
People with hearing impairment are the most disadvantageous group… They have serious problems. We are
trying to understand them from our own perspective.
It is a world we know nothing of but must learn about
because together we share this life.
People with mental disabilities are another thing. It is
open to discussion whether people with mental disabilities are an object of assistance or a subject of law. For
example, there is an emphasis on their ability to hear;
and since they do not have it, they are not considered
as subjects of law. In the light of Article 12 of the Civil
Code, anybody who is not deprived of the ability to behave reasonable has the power of discernment. As Article 14 stipulates, those who are deprived of the power
of discernment, minors and those under legal disability
lack de facto capacitas. In other words, there is such a
problem in principle. We are a state party to United Nations Convention. Our law system includes two different capacitas, which are de facto capacitas and rights
capacitas. The text of the convention only includes the
word “capacitas”; it does not subcategorize the term.
However, we have a binary system. The nations where this
text was written have a single system. Legal capacitas is
written in the main text as capacitas; and the language
of the main text prevails in such conventions; translation
does not prevail. Our friends translated the legal capacitas as the rights and legal capacitas back in the day when
translating the convention; people with disabilities are
irrevocably entitled to the rights capacitas; and rights capacitas apply in our law system. Countries such as ours
have reservations about Article 12 of the convention; because when you agree to it, in other words when you define the legal capacity, you need to have recognized both
46
röportaj / interview
var. “Legal kapasiti” hukuk diye ana metinde yazıyor
ve bu sözleşmelerde ana metnin dilidir esas. Çeviri
esas değildir. Bizdeki arkadaşlar bu sözleşmeyi çevirirken zamanında o “legal kapasiti”yi hukuk hak ehliyeti
diye çevirmişler. Hukuk sitemimizde de hak ehliyeti geçerli. Bizim gibi ülkelerde sözleşmenin 12.maddesinde
çekince var. Çünkü siz bunu onayladığınız zaman hak
ehliyetini ve fiil ehliyetini ikisini birden tanımış olmanız
gerekiyor. Başta da demiştim bir madde hariç hepsini
içselleştirdik o madde 12. madde, bu söylediğim madde idi. Bunu biz İsviçre’den aldık. İsviçre 2013 yılında bu
maddeyi değiştirdi. Hak ve fiil ehliyeti 6 basamaklı ayrı
bir sisteme geçirildi. Bu madde üzerinde de tekrar çalışılması gerekiyor.
Engellilere yönelik birçok hak sağlandı.
Bu haklar nelerdir?
Maaş veriyoruz, 470 bin kişiye bakım yardımı yapıyoruz. Ücretsiz seyahat hakkı da tanınıyor. Peki olmalı mı?
Bence gerek yok. Engelliler aslında bundan rahatsızlar.
Çünkü hepsi otobüse bindiğinde beleşçi muamelesi görüyor. Hepsi de bu muameleden rahatsız.
Bizde önceleri ayrı eğitim vardı. Örneğin; görme engelliler okulu, işitme engelliler okulu… Biz ayrı eğitim modelinden adı kaynaştırma olan eğitim modeline geçtik
ama uygulamaya çalıştığımız şey bütünleşik eğitim. En
ileriyi uygulamaya çalışıyoruz.
Engellilere yaklaşımın doğrusu nedir?
Sempatik mi olunmalı, empati mi kurulmalı?
Kendimizi onların yerine koymamalı, bir empati asla
olmamalı… Yani acımak, sevmek ve empati, yapabileceğimiz bir şey değil. Engelliler de bir insandır. Bunu bu
şekilde anlayalım, başka da bir şeye gerek yok…
the rights capacitas and the de facto capacitas; however,
this is not possible. The reason is we suggest that people
with disabilities have no de facto capacitas. As I said earlier, we have internalized the convention entirely except for
one article, which is Article 12. There are serious problems
with this article. We have adopted it from Switzerland, and
Switzerland changed this article in 2013. The rights capacitas and de facto capacitas were transferred to a separate
system with 6 steps. This article needs to be revised.
People with disabilities have been entitled
with numerous rights. What are these rights?
We pay them a salary; we offer care benefits to 470
thousand people. They are entitled to free travel.
Should they be entitled to such right? I think it is not
necessary. Actually, people with disabilities are not
comfortable with this; because when they get on a bus,
they are treated as freeloaders. They are all uncomfortable with this treatment.
We use to have a separated education system. For example, schools for visually impaired, schools for hearing impaired… We switched from separated education model
to inclusive education model; yet, the method we are trying to implement is integrated education. We are trying
to implement the most advanced.
What is the right approach towards people
with disabilities? Should we sympathize or empathize with them?
We should not walk in their shoes; we must not empathize with them… Pity, affection and empathy are not
things we can feel. People with disabilities are also people. Let’s think of it this way, and then, we do not need
to do anything else…
47
gıda israfı / food waste
FAO gıda
israfına karşı
harekete geçti
FAO takes action
against waste
of food
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım
Örgütü (FAO), gıda israfının önlenmesi
amacıyla G20 ülkelerince yapılan
çağrının ardından teknik bir platform
oluşturdu.
Food and Agriculture Organization
of the United Nations (FAO) has
established a technical platform
following the call of G20 nations for
prevention of waste of food.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü, Türkiye’nin
girişimiyle G20 ülkelerinin gıda israfı ve kaybının azaltılması çağrısına yönelik olarak, dünyada gıda israfının
ölçülmesi ve sorunun önlenebilmesi için ülkeler arasında bilgi paylaşımını temel alan girişim başlattı. İstanbul’da 2015 Mayıs ayında yapılan G20 ülkelerinin tarım
bakanları toplantısında, küresel bazda bütün gıda unsurlarının israfının önlenmesi için yapılan “FAO harekete geçsin” çağrısı, örgüt tarafından dikkate alındı.
Food and Agriculture Organization of the United Nations
has launched an initiative that is intended for sharing information and knowledge among countries to measure
waste of food and get ahead of the problem following
the call of G20 nations for prevention of waste and loss
of food with the initiative of Turkey. During the convention of the ministers of agriculture of G20 nations in
May 2015 in Istanbul, they called FAO to “take action” in
order to prevent waste of all food products on a global
scale, and the organization has taken this call into consideration. FAO Director Jose Graziano da Silva, representatives from Turkey, the previous chairman of G20
and from China, the current chairman of G20, attended
the ceremony held at FAO headquarters in Rome.
FAO Direktörü Jose Graziano Da Silva, G20’nin önceki
dönem başkanı Türkiye’nin ve mevcut dönem başkanı
Çin’in temsilcileri, merkezi Roma’da bulunan FAO’da
yapılan törene katıldılar. Törende, Uluslararası Gıda
48
gıda israfı / food waste
FAO, gıda israfının ölçülmesi ve önlenebilmesi
için ülkeler arasında bilgi paylaşımını temel alan
girişim başlattı.
FAO has launched an initiative that is intended for
sharing information and knowledge among countries to measure and prevent waste of food.
Politikası Araştırma Enstitüsü (IFPRI) ve CGIAR Araştırma Enstitüsü’nce gıda kaybını ve israfını küresel
bazda ölçmek, bu sorunun önüne geçebilmek için ülkeler arasında deneyim ile bilgi paylaşımını esas alan
teknik bir platform oluşturuldu.
FAO Direktörü Da Silva törende yaptığı konuşmada,
G20 ülkelerinin çağrısıyla oluşturulan platformun, G20
ülkelerinde ve düşük gelirli ülkelerde besin kaybı ile
atıklarını ölçme kapasitesini artıracağını ifade ederek,
“Bu platform, ülkelerin iyi uygulama ve bilgi ihtiyacına
da yanıt verecektir” dedi.
IFPRI Genel Direktörü Shenggen Fan da, “Biz, gıda kaybını ve israfını azaltmak için küresel çabaları koordine
etmeliyiz. Bugün atılan adım da bu yönde” diye konuştu.
Türkiye’nin Roma Büyükelçiliği Müsteşarı Sinem Mingan da Türkiye’nin gıda kaybı ve israfını önleme konusundaki perspektifi ile hayata geçirilen önlemlere ve
alınan sonuçlara değindi.
G20 ülkelerinin FAO’ya yaptığı çağrının temelinde, Türkiye’nin ekmek israfına yönelik tüketici farkındalığını
artıran kampanyasının etkili olduğu belirtildi.
During the ceremony, International Food Policy Research Institute (IFPRI) and CGIAR Research Institute
established a technical platform that is intended for
measuring the loss and waste of food at the global level
and sharing experience and information among countries in order to get ahead of this problem.
In his speech in the ceremony, FAO Director Da Silva stated that the platform established upon the call of G20
nations would enhance the capacity to measure the loss
and waste of food in G20 nations and low-income countries and further indicated, “This platform will respond
to countries’ need for the best practice and knowledge”.
IFPRI General Director Shenggen Fan stated, “We must
coordinate global efforts in order to minimize food loss
and waste. This platform is a critical step in this direction”.
Sinem Mingan, Undersecretary of the Embassy of the
Republic of Turkey in Rome, addressed the measures
taken with Turkey’s perspective on preventing loss and
waste of food and the results obtained.
It was indicated that Turkey’s campaign that raised
awareness among consumers about bread waste was
effective in the call made by G20 nations to FAO.
49
röportaj / interview
Yabancı
hastaların tercihi
“Örümcek Ağı
Estetiği”
Foreign patients
prefer “Spider
Web Aesthetic
Procedure”
Ameliyatsız cilt germe tekniği olarak
2014 yılına damgasını vuran “Örümcek
Ağı Estetiği” yeni yılda da cilt germe
teknikleri içinde favoriler arasında
yer alıyor. “Örümcek Ağı Estetiği”ni
geliştiren Op. Dr. Bülent
Cihantimur, bu teknik
hakkındaki tüm
ayrıntıları CNR Sağlık
ile paylaştı…
Leaving its mark on the year 2014 as
a non-surgical facial lifting technique,
“Spider Web Aesthetical Procedure” is
also counted among the favorite face
lifting techniques for the new year.
Plastic Surgeon Bulent
Cihantimur, MD who
developed the Spider
Web Aesthetical
Procedure shared
all the details of this
technique with CNR
Health…
Örümcek Ağı Estetiği
yurt dışından
da ilgi görüyor mu?
Örümcek Ağı Estetiği sınırları
aştı. Ameliyatsız ve son derece
konforlu bir cilt gençleştirme
tekniği olan Örümcek Ağı Estetiği için, yabancı hastalar ülkemize geliyorlar. Sağlık turizmi,
küreselleşen dünya içerisinde
en fazla talep gören pazarlardan birisi olmaya başladı.
Hastalar hem gezmek, hem de
tedavi olmak amacıyla ülkemizi
tercih ediyorlar.
Bu tekniğin sürecini anlatır mısınız?
“Örümcek Ağı Estetiği” için ülkemize gelen hastalar,
yüzlerindeki yorgunluk ifadesinden ve başlayan mimik
çizgilerinden şikayetçi olarak bize başvuruda bulunuyorlar. Kendileri henüz ülkelerindeyken, operasyon
planlamaları yapılıyor. Yüzlerinin operasyon sonrası
nasıl gözükeceğine dair dijital simülasyon tekniği ile
bilgilendirmede bulunuluyor. Hastalarımız havalimanında karşılanırlar ve kliniklerimize gelirler. Zaten bütün planlama yapılmıştır ve hiçbir aksama yaşanmadan süreç işler… Sınır ötesi hastalar sonuçtan oldukça
memnun kalıyorlar.
50
Does Spider Web
Technique also receive
demand from abroad?
Spider Web Aesthetical Procedure has went beyond borders. Foreign patients come
to our country to have the Spider Web Aesthetic Procedure,
which is a non-surgical and
extremely comfortable skin
rejuvenation technique. Health
tourism has started to become
one of the most demanded markets
in the globalizing world. Patients come to our country
both to visit Turkey and to receive treatment.
Could you please tell us about the process
that this technique involves?
Patients who come to our country for Spider Web Aesthetical Procedure consult to us complaining about a fatigue expression on their face and mimic lines starting
to appear. We plan the operations when our patients
are still in their country. We inform them using the digital simulation technique showing them how their face
will look after the operation. We welcome our patients
röportaj / interview
Op.Dr. Bülent Cihantimur, Örümcek Ağı Estetiği’nin yurt dışından yoğun ilgi gördüğünü belirtti.
Plastic Surgeon Bulent Cihantimur, MD states that
Spider Web Aesthetic Procedure receives high demand from abroad.
Örümcek Ağı Estetiği ciltte nasıl bir değişim
oluşturuyor?
Cilt altına iğneler vasıtasıyla tıpkı örümcek ağı gibi
yerleştirilen iplerle yapılan “Örümcek Ağı Estetiği”,
günden güne tazelenen bir cilt armağan ediyor. İşlem
ameliyatsız, acısız ve sonrasında morarma - şişlik gibi
yan etkiler oluşturmadığı için çok tercih ediliyor. İpler
6 ay içerisinde eriyor ama vücut biyolojik ağ ile yenilenmeye devam ediyor. Cilt geriliyor, mimik çizgileri
ve form kayıpları yok oluyor. Teknik özellikle ameliyatsız bir şekilde uygulanabildiği gibi içerisine “Yağ
Transfer Tekniği” de eklenerek operasyon şeklinde
yapılabiliyor.
Neden yağ enjeksiyonu da yapılıyor?
Çünkü içerisinde kök hücre var. Kök hücre de bu isteklerimizi cevaplayabilecek bir yapıya sahip olarak en verimli halde yağ hücrelerinde bulunuyor. Hastamızın genellikle göbek ya da kalça bölgesinden bir miktar yağ
alıyoruz ve bunu kök hücreden zengin hale getiriyoruz.
Bu haliyle “Total Yüz Yenileme” olarak, muhteşem bir
değişime imza atıyoruz.
at the airport and take them to our clinics. All stages are
already planned; so we proceed with the process without any hiccups… Foreign patients are highly content
with the results.
How does Spider Web Aesthetical Procedure
change the skin?
Conducted with strings placed in the shape of a spider
web under the skin using needles, Spider Web Aesthetic
Procedure offers you a skin that rejuvenates day by day.
The technique is highly popular since it is non-surgical,
painless and has no side effects such as bruises-swellings after the procedure. The strings melt within 6
months, but the body continues rejuvenating thanks
to the biological web it has formed. The skin is tightened, and mimic lines and form losses disappear. The
technique is especially non-surgical, but it can also be
performed as an operation when we include the “Fat
Transfer Technique”.
Why fat injection is also conducted?
Because it involves stem cells. Having a structure that
may answer all our demands, the stem cell is found in its
richest form in fat cells. We extract a little fat generally
from the belly or thigh of the patient and enrich it using stem cell. This way, we perform a wonderful change
known as “Total Face Renewal”.
51
makale / article
Tüm sağlık
bilgileri artık
hep yanınızda
Haftanın yedi günü, günün
her saati sağlık!
Dr. Mahir ÜLGÜ
Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdürü
Vatandaşların tüm sağlık kayıtlarını kendi istekleri doğrultusunda paylaşabildikleri ve her zaman yanlarında
taşıyabildikleri e-Nabız Kişisel Sağlık Sistemi hızla büyüyor. Henüz 8 ay önce hizmete alınan e-Nabız’da şu
ana kadar 2,5 milyonun üzerinde profil oluşturuldu.
e-Nabız Kişisel Sağlık Sistemi, Sağlık Bakanlığı’nın son
zamanlarda en çok ses getiren projelerinden biri olarak görülen bir sistem. e-Nabız ile tüm vatandaşlar laboratuvar tahlilleri, radyolojik görüntüleri, kullandığı
reçete ve ilaç bilgileri, acil durum bilgileri, konulmuş
teşhis, verilmiş her türlü rapor, kısaca muayenelerine
ait her tür detay bilgileri içeren sağlık kayıtlarına cep
telefonlarından, tabletlerinden, bilgisayarlarından 7
gün 24 saat erişebiliyor, dilerse belirlediği kurallar çerçevesinde tümünü ya da bir kısmını istediği süre kadar
hekimleri ya da yakınlarıyla paylaşabiliyorlar. Vatandaşın sağlığını kesintisiz olarak kontrol altında tutmasını sağlayan, ilacını içme zamanı geldiğinde hatırlatan
e-Nabız, kapsamının genişliği itibariyle dünyada benzeri olmayan bir proje olarak biliniyor.
52
You can keep
all medical
information at
hand now
Health: seven days a week
and around the clock!
Dr. Mahir ÜLGÜ
General Director for Health Information Systems
Allowing citizens to share all of their health records and
keep them at hand as they wish, e-Pulse Personal Health
System is rapidly growing. Initiated only 8 months ago,
e-Pulse has more than 2.5 million profiles as of now.
E-Pulse Personal Health System is regarded as one of the
most distinguished projects of the Ministry of Health
recently. All citizens can reach their laboratory results,
radiological images, prescriptions and medications they
use, emergency information, diagnoses, reports issued;
in short, all their health records containing all kinds of
details of their examinations via their mobile phones,
tablets and computers 24/7 and share all or a part of
them with their doctors, relatives or friends within the
frame of the rules and for a period of time they have
defined. E-Pulse, which allows citizens to control their
health uninterruptedly and reminds them when to take
their medications, is known as an unprecedented project in the world due to its extensive scope.
Kısaca e-Nabız…
E-Pulse in short…
Sağlık Bakanlığı’nın, tüm sağlık kuruluşlarının bilgi sistemlerini birbirine entegre ettiği e-Nabız, vatandaşların kişisel sağlık kayıtlarına, hem kendilerinin hem de
yetkileri doğrultusunda ilgili sağlık personelinin erişebileceği bir platform olarak hizmet veriyor.
E-Pulse, in which the Ministry of Health integrated information systems of all healthcare establishments, serves
as a platform where citizens can access their personal
health records and allow relevant healthcare personnel
to access them as per their authorizations.
e-Nabız sayesinde vatandaşlar, sağlık kurum ve kuruluşlarında gerçekleştirilen tüm muayene, tetkik ve
operasyonlarını, yetki vererek Türkiye’nin 81 ilindeki
tüm sağlık kuruluşlarındaki hekimleriyle paylaşabiliyorlar. e-Nabız, tablet bilgisayarlar ve akıllı telefonlar
için geliştirilen mobil uygulama ile kolayca kullanılabiliyor. Böylece vatandaşlar kendilerine ait tüm sağlık
bilgilerini artık yanlarında taşıyabiliyorlar.
Thanks to e-Pulse, citizens can share all of their examinations, analyses and operations performed in healthcare institutions and establishments with their doctors
in any healthcare institution located in 81 cities of Turkey upon giving them authorization. E-Pulse is easy to
use with the mobile application developed for tablet
computers and smart phones. Thus, citizens can carry
all their health information on them.
makale / article
Dr. Mahir ÜLGÜ
Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdürü
General Director for Health Information Systems
e-Nabız’da vatandaşlar, Merkezi Hekim Randevu Sistemi’ne bağlanarak randevu alabiliyor, hekimiyle geçmiş
sağlık kayıtlarını paylaşıp tedavi süreçlerine hız katabiliyorlar. Bununla birlikte giyilebilir teknolojileri ya da
GSM operatörlerinin mobil uygulamalarını kullanarak
adım, nabız, kalori, tansiyon ve şeker gibi sağlık verilerini sisteme kaydedebiliyorlar. Bunların istatistiklerini
inceleyebildikleri gibi hekimiyle paylaşabiliyorlar. Hekimine göstermek istediği alerjik durumlarının fotoğraflarını sisteme kaydedebildiği gibi çocuklarının sağlık
kayıtlarına 15 yaşına kadar erişebiliyorlar. Vatandaşlar,
organ bağışı ve kan bağışı bildirimlerinde bulunabildiği
gibi sistemin mobil uygulamasında bulunan 112 acil butonunu kullanarak acil durumlarda konum bilgisinin ve
acil sağlık verilerinin sağlık ekiplerine ulaşmasını sağlayabiliyorlar.
In e-Pulse, citizens can make appointments connecting to Central Doctor Appointment System, share their
past health records with their doctors and speed up the
treatment processes. Moreover, they can enter their
health data in the system such as steps, pulse, calories,
blood pressure and glucose using wearable technologies or mobile applications of GSM operators. They can
view their statistics and share them with their doctors.
They can upload to the system the photograph of their
allergic conditions they want to show to the doctor and
access health records of their children aged 15 and under. Citizens can give notifications of organ and blood
donations, and share the location of emergencies and
emergency health data with healthcare teams using the
112 emergency button located in the mobile application of the system.
e-Nabız her geçen gün geliştiriliyor
E-Pulse is being improved each passing day
Henüz 8 ay önce hizmete girmesine rağmen kullanıcı
sayısı 2,5 milyonu aşmış olan e-Nabız’a her geçen gün
yeni özellikler ekleniyor. Çalışmaları devam eden Sporcu Sağlığı Bilgi Sistemi ile sporcuların ilaç-gıda etkileşimleri ve doping etkisine yol açacak çapraz etkileşim
bilgilerine erişmeleri sağlanacak, böylelikle bilinçsiz ilaç
kullanımı ve söz konusu ilaç-gıda etkileşimleri kaynaklı doping vakaları da öngörülebilecek. Ayrıca, Diyanet
İşleri Başkanlığı’na bağlı sağlık ekipleri hac ve umreye
giden vatandaşların sağlık bilgilerine erişim sağlayarak
Even though it was launched only 8 months ago, more
and more features are added to e-Pulse which has more
than 2 and a half million users. With the Athlete Health
Information System that is under construction, athletes
will be able to access drug-food interactions and information of cross interaction, which may cause doping
effect; this way, uninformed drug usage and doping
cases resulting from such drug-food interactions may
be foreseen. In addition, healthcare teams operating
under Directorate of Religious Affairs will be able to
53
makale / article
e-Nabız, tüm vatandaşların sağlık kayıtlarını tek bir platformda
toplayarak erişim ve kontrol kolaylığı sunuyor.
E-Pulse gathers health records of all citizens in a single platform and
provides citizens with the means to access and control them.
orada yapılan işlemleri e-Nabız’a gönderebilecekler.
Diğer işlemler gibi bu da hac ve umreye giden vatandaşların izin vermeleri şartıyla mümkün olabilecek. Milli Eğitim Bakanlığı ile koordinasyon kurulacak, bulaşıcı
hastalığa yakalanmış öğrenciler tespit edilecek ve söz
konusu öğrencilerin okul ve sınıf bilgileri ışığında bulaşıcı hastalığın yayılması da engellenecek.
Bütün bunlara ek olarak e-Nabız, hamileler için gebelik
takibine yönelik bilgilendirme ve hatırlatma mesajları,
aşı takip bilgileri ve büyüme eğrileri, hekim randevularına ilişkin bilgilendirme mesajları gibi özelliklerle geliştirilecek. Bu özelliklere yönelik çalışmalar tüm hızıyla
devam ediyor.
Hizmete sunulan ve sunulması planlanan tüm bu özellikleriyle e-Nabız, vatandaşların sağlık kayıtlarını tek
bir platformda topluyor, zaman ve mekândan bağımsız olarak vatandaşın erişimine ve kontrolüne sunuyor.
Bütün bu yönleriyle e-Nabız, sağlık hizmet sunumunda maksimum kalite, hız ve performans sağlayacak,
Türkiye’nin sağlık hizmetinde bir devrim yaşatacak.
54
access health information of citizens going on hajj and
umrah, and the treatments and procedures performed
there may be sent to e-Pulse. Like other operations, this
will be possible provided authorized by the citizens going on hajj and umrah. In coordination with the Ministry
of National Education, students with contagious diseases will be detected and contagious diseases will be
prevented from spreading in the light of the school and
classroom details of these students.
Furthermore, e-Pulse will be improved with features
such as notification and reminder messages intended
for expectant mothers to follow up pregnancy, vaccination follow-up information and growth curves and
notification messages related to doctor appointments.
These features are being developed at full speed.
With all of its features launched or planned to be
launched, e-Pulse gathers health records of all citizens in a single platform and provides citizens with
the means to access and control these records independently from time and space. With all these features, e-Pulse will offer maximum quality, speed and
performance in healthcare services and revolutionize
the healthcare services of Turkey.
55
proje / project
MR’da kalma
süresi azalıyor
Time spent in
MR lessens
ASELSAN ve Bilkent Üniversitesi
tarafından yürütülecek projeyle,
hastaların Manyetik Rezonans (MR)
cihazında geçirdiği süreler ve çekim
maliyetleri önemli ölçüde azalacak.
The project co-conducted by ASELSAN
and Bilkent University will substantially
decrease the period of time the
patients spend in Magnetic Resonance
(MR) device and the imaging costs.
ASELSAN ve Bilkent Üniversitesi, Türkiye’nin katma değeri yüksek yeni nesil teknolojiler geliştirme çabasına
tıbbi görüntüleme cihazları alanında katkıda bulunmak
için güçlerini birleştirdi. Kalkınma Bakanlığı desteğiyle
kurulan Bilkent Üniversitesi Ulusal Manyetik Rezonans
Araştırma Merkezi (UMRAM) ile ASELSAN Araştırma
Merkezi, Sıkıştırılmış Algılayıcı MR Görüntüleme Teknikleri ve Hesaplama Mimarisi Geliştirme Projesi’ne
yönelik iş birliği yapacak. Böylece ASELSAN Araştırma
Merkezi’nde yürütülmekte olan çalışmalar UMRAM ile
imzalanan sözleşmeyle hız kazanacak. Proje kapsamında, MR çekimlerini yaklaşık 5 kat hızlandırabilen “sıkıştırılmış algılama” tekniklerinin, klinik kullanımı mümkün kılacak şekilde hayata geçirilmesi hedefleniyor.
ASELSAN and Bilkent University joined forces in an
attempt to contribute in Turkey’s efforts to develop
new generation technologies with high added value in
medical imaging devices sector. Bilkent University National Magnetic Resonance Research Center (UMRAM)
founded with the support from the Ministry of Development and ASELSAN Research Center will cooperate
on the Compressed Sensing MR Imaging Techniques
and Calculation Architecture Development Project.
Thus, studies conducted in ASELSAN Research Center
will gain momentum upon the agreement signed with
UMRAM. The objective of the project is to introduce
“compressed sensing” techniques, which may make MR
imaging 5 times faster, allowing clinical usage.
Yılda 9 milyon kişiye MR çekimi
MR imaging for 9 million people per year
Türkiye’de bine yakın MR cihazında her yıl toplam 9 milyon kişi MR çektiriyor. Cihaz başına günlük hasta yükü
ortalama 25-30 kişiyi buluyor. MR çekimlerinin hızlandırılmasıyla yarım saat süren bir MR çekiminin 5-6 dakikada gerçekleştirilmesi mümkün olacak. Hastaların MR
cihazında geçirdiği sürelerin azalmasıyla bir cihazdan
daha fazla sayıda hasta yararlanabilecek ve MR çekim
maliyetleri önemli ölçüde düşecek. Bu teknolojinin
sağladığı olanaklarla kapalı alanda uzun süre kalamayan yetişkin hastaların ve çocukların MR çekimleri de
daha kolay gerçekleştirilebilecek. ASELSAN Araştırma Merkezi’nde şirketin, savunma alanında rekabetçi
konumunu artırmasını hedefleyen diğer “sıkıştırılmış
algılama” uygulamalarına yönelik çalışmalar da sürdürülüyor.
A total of 9 million people per year benefit from nearly a thousand MR devices for MR imaging Turkey. Daily
patient load per device can be as high as 25-30 people.
Acceleration of MR imaging will decrease imaging period from half an hour to 5-6 minutes. Such decrease in
the time spent in MR device will allow more patients to
benefit from the same device and decrease MR imaging
costs to a great extent. The opportunities introduced
by this technology will facilitate MR imaging of adult
patients and children who cannot spend a long time in
closed areas. Studies towards other “compressed sensing” applications are conducted in ASELSAN Research
Center in order to take the company to a higher competitive ground in the defense sector.
UMRAM, MR araştırmaları konusunda yapılan araştırma projelerini teşvik etmek, desteklemek ve gerçekleştirmek amacıyla Bilkent-Cyberpark içerisinde
2009’da kuruldu. Merkez, MR görüntüleme teknolojisini kullanan ve geliştiren multi-disipliner grupları bir
araya getiriyor. “Açık kapı politikasıyla” faaliyet göste-
56
UMRAM was founded in 2009 within Bilkent-Cyberpark
in order to encourage, support and conduct research
projects in MR research field. The Center brings together
multidisciplinary groups that use and develop MR imaging technology. Researchers can use the equipment in
the center and get help from personnel when collecting
data in UMRAM that operates with an “open door policy”.
proje / project
MR, kanser tanısında çok etkili bir inceleme yöntemi olarak tercih ediliyor.
MR is preferred as a highly effective examination method in cancer diagnosis.
ren UMRAM’da, araştırmacılar, merkezdeki ekipmanları kullanabiliyor, gerekirse veri toplamak için personelden yardım alabiliyor.
Radyolojideki gidişatı değiştirecek
Türk Manyetik Rezonans Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Muhteşem Ağıldere, MR çekim süresini
kısaltacak bir çalışmanın çok önemli sonuçları olacağını
söyledi. Bu çabaların başarıya ulaşmasının radyolojideki gidişatı değiştireceğini vurgulayan Ağıldere, “Görüntülemede bilgisayarlı tomografi (CT) ve MR yöntemleri
yaygın olarak kullanılıyor. Tomografi hızlı ama radyasyonlu bir yöntem. Süre kısaldığında MR çok daha büyük
bir avantaj elde edecek” dedi.
Ağıldere, görüntü kalitesinin korunarak çekim süresinin kısaltılmasının, MR teknolojisinin önünü daha da
açacağını ifade etti. Dernek olarak bu tür çabaları desteklediklerini, yıllık toplantılarla mühendis, fizikçi ve
doktorları bir araya getirerek teknolojik gelişmeleri değerlendirdiklerini de anlatan Ağıldere, şunları kaydetti:
“MR teknolojisi çok hızlı gelişen bir teknoloji. Son
yıllarda da bu gelişimini sürdürüyor. Buna karşın
radyasyonlu yöntemler aynı şekilde gelişmiyor. MR
çekim süresinin kısalması dünyada büyük bir devrim
olur. Buradaki en önemli unsurlardan birisi de farklı
It will change the course of radiology
Prof. Dr. Muhtesem Agildere, Chairman of Turkish
Magnetic Resonance Association, stated that a study
that will shorten the period of MR imaging would
have dramatic results. Stressing that these attempts
will change the course of radiology, Agildere further
says, “Computer tomography (CT) and MR methods
are widely used in imaging. Tomography is a fast but
radiant method. When the period is lessened, MR will
have a greater advantage”.
Agildere stated that shortening the duration of imaging
but maintaining the image quality would further pave
the way for MR technology. Expressing that, as an association, they were supportive of these studies and
they evaluated technological advancements bringing
together engineers, physicists and doctors in annual
conventions, Agildere stated:
“MR is a technology that advances really fast. It has
also continued advancing in the last years. On the other hand, radiation methods do not exhibit the same
advancement. Shortening the duration of MR imaging
would be a revolution in the world. One of the most
important factors here is the convention and cooperation of scientists from different fields of science. We
57
proje / project
Türkiye’de bine yakın MR cihazında her yıl toplam 9
milyon kişi MR çektiriyor.
A total of 9 million people per year benefit from
nearly a thousand MR devices for MR imaging Turkey.
alanlardan bilim insanlarının bir araya gelerek çalışma
yapmaları. Ülkemizde bu tür çabaları yaygınlaştırabilirsek atılım yapabiliriz.”
Hayati rahatsızlıklara tanı konuluyor
MR görüntüleme cihazları, organların, yumuşak dokuların, kemiklerin ve diğer tüm iç yapıların görüntülenmesinde kullanılıyor. Bu işlemler sırasında güçlü
bir manyetik alan ve radyo dalgaları kullanıldığından
radyasyon içermiyor. Oluşturulan görüntüler radyolog
tarafından değerlendirilip, raporlanıyor. MR, yumuşak
doku hastalıklarında, beyin-omurilik, boyunla ilgili hastalıklarda, kas-iskelet sitemi ile ilişkili rahatsızlıklarda,
karaciğer, pankreas gibi karın içi organların görüntülenmesinde, kalp ve damar hastalıklarında kullanılıyor.
Kalp ve kardiovasküler sistem hastalıklarının tanısında hızlı, yan etkisiz bir seçenek oluşturan MR, kanser
tanısında da çok etkili bir inceleme yöntemi olarak
tercih ediliyor.
58
may leap forward if we were able to make these studies
more widespread”.
Diagnosis for life-critical ailments
MR imaging devices are used in imaging of organs, soft
tissues, bones and all the other internal structures.
These procedures do not involve radiation since they
use a very powerful magnetic field and radio waves.
Images generated are assessed and reported by radiologists. MR is used in soft tissue diseases, cerebrospinal and cervical diseases, imaging of intra-abdominal
organs such as liver and pancreas and cardiovascular
diseases.
As a fast option that has no adverse effects in diagnosis of heart and cardiovascular diseases, MR is also preferred as a highly effective examination method in cancer diagnosis.
Deneyimli kadromuzun, kaliteli ve taze malzemelerle
hijyenik koşullarda hazırladığı gıdaları;
katılımcı ve ziyaretçilerimizin
beğenisine sunuyoruz.
“MENŞEİNİ BİLMEDİĞİNİZ YİYECEKLERİ TÜKETMEYİNİZ”
DÜNYA GIDA HİZMETLERİ
59
röportaj / interview
Ruh ve sinir
hastalarının
topluma
entegrasyonunda
yenilikçi çözümler
Kronik psikotik bozukluğu bulunan
hastaların topluma kazandırılması
yönündeki çalışmalar son dönemlerde
büyük bir ivme kazandı. Fatih Toplum
Ruh Sağlığı Merkezi’nden Psikiyatr
Dr. Gamze Sönmez ile ruh hastalıkları,
tedavi yöntemleri ve sosyal faaliyetler
üzerine konuştuk. Tedavisi süren
hastaların, hayattan kopmamaları ve
sosyalleşmeleri gerektiğinin önemini
vurgulayan Sönmez, Fatih ve çevre
ilçelerden gelen 350 kadar hastayı, yatış
vermeden tedavi ettiklerini söyledi.
Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri (TRSM)
hakkında bilgi verir misiniz?
Dünya genelinde hastane odaklı tedavi yaklaşımından
toplum temelli tedavi yaklaşımına geçiş süreci var.
Dünya Sağlık Örgütü’nün de bununla ilgili çalışmaları
mevcut. Sağlık Bakanlığı’nın projesi kapsamında ülkemizde de hastaları yatarak tedavi etmekten ziyade
evlerinde, iş yerlerinde ve bulundukları ortamlarda tedaviyi hedefleyen toplum temelli ruh sağlığı anlayışının
yaygınlaştırılması için önemli adımlar atıldı. Bu adımlar
mevcut olan hastane odaklı tedavi yaklaşımından toplum temelli tedavi yaklaşımı modeline geçiş yönündedir. Tabii burada ağır ruhsal bozukluğu (şizofreni vs.)
olan hastalardan bahsediyoruz.
“Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri”
yaygınlaşıyor diyebilir miyiz? Elbette… Artık birçok noktada toplum ruh sağlığı merkezleri açılıyor. İstanbul’da TRSM’lerin sayısı 18’e yükseldi. Bu sayının daha da yukarılara taşınması hedefleniyor.
60
Innovative solutions
for the integration
of mental and
neurological
disordered patients
to the society
Recently, activities intended to
integrate patients suffering from
chronic psychotic disorders into
the community have rather gained
momentum. We talked about mental
disorders, therapy methods and social
activities with Psychiatrist Dr. Gamze
Sonmez from Fatih Community Mental
Health Center. Underlining how
important it is for patients receiving
home therapy to become social and
not to get estranged from life, Sonmez
indicates that they have treated
nearly 350 patients coming from Fatih
and neighboring districts without
committing them to the center.
Could you please tell us about
Community Mental Health Centers?
There is a tendency to switch from hospital-based therapy approach to community-based therapy approach all
around the world. The World Health Organization conducts studies regarding this issue. In our country, important steps are taken to promote community-based
mental health approach that aims to provide therapy to
patients at their homes, work places and their own environments instead of admitting them to hospitals within
the scope of the project of the Ministry of Health. These
steps are taken to shift from hospital-based therapy
approach to community-based therapy approach. Of
course, we are talking about patients with severe mental disorders (schizophrenia, etc.).
Bu merkezlerin amacı nedir?
Could we say that Community Mental Health
Centers are becoming widespread? Amaçları şöyle sıralayabiliriz:
Kronik psikotik bozukluğu olan hastaları kayıt altına
Of course… Now, there are community mental health
centers being opened in many locations. The number of
röportaj / interview
Psikiyatr Dr. Gamze Sönmez, Fatih ve çevre
ilçelerden gelen 350 kadar hastayı, yatış
vermeden tedavi ettiklerini söyledi.
Psychiatrist Dr. Gamze Sonmez indicates that
they have treated nearly 350 patients coming
from Fatih and neighboring districts without
committing them to the center.
almak. Bu hastaları aile ortamlarında, evlerinde ve gerekirse iş yerlerinde ziyaret etmek. Ailelerinin sosyal
güvenceleri yoksa bunlara sosyal güvence açısından
yardımcı olmak. Hastaları ve ailelerini konu hakkında
bilgilendirmek. En önemlisi de hastalara düzenli ilaç
kullandırma alışkanlığı kazandırmak. Çünkü hastalar
düzenli bir şekilde ilaçlarını kullandığı zaman hastaneye yatışlarında azalmalar oluyor. Yatış sayıları azalınca
maliyet açısından olumlu tablo ortaya çıkıyor. Daha
da önemlisi hastaların işlevsellikleri artıyor. Böylelikle
topluma adaptasyonları ivme kazanıyor.
Bu merkezlerde tedavi aşamasında hastaların
işlevselliğinin artmasından bahsettiniz.
Konuyu biraz daha açabilir misiniz?
İşlevsellik dediğimiz zaman hastaların düzenli ilaç kullanımından, öz bakımlarını, çevrelerindeki insanlarla
iletişimlerini, sosyal hayata entegrasyonlarını ve hatta
yeniden hastalık durumlarına göre çalışabilir hale gelmelerinden bahsediyorum. Düzenli ilaç kullanma alışkanlığı edindikleri zaman hastane yatışları azalıyor, dolayısıyla iş bulabiliyorlar, topluma karışıp hayata entegre
oluyorlar. Hastalar evde sürekli yatmanın dışında topluma kazandırılıyorlar ki bu, çok önemli bir nokta. Az önceki sorunuzun aslında en net karşılığı bu. Bizler hastaların,
hayatlarının kısıtlanmadan tedavi olmasını amaçlıyoruz.
Bundan dolayı psikotik bozukluğu olan hastalar artık
toplum ruh sağlığı merkezleri sayesinde kendilerini hayattan dışlanmış bireyler olarak değil, toplumun bir parçası olarak görmekte ve hayatlarına devam etmekteler.
TRSMs has increased to 18 in Istanbul. It is planned to
further increase this number.
What is the objective of these centers?
Our objectives are to register patients with chronic psychotic disorders and visit them in their family environments, homes and work places, if necessary, help families who have no social security, inform patients and
their families and get patients to take their medications
regularly. If patients take their medications regularly,
the rate of hospital admission decreases. When such
number decreases, it positively contributes to the costs
and, most importantly, the functionality of patients.
This way, their adaptation to the society is accelerated.
You have just spoken of the increasing functionality of patients in these centers at the
therapy stage. Could you please elaborate on
the subject?
What I mean by functionality is the patients’ habit of
taking their medication regularly, their ability to care
for themselves, their communication with the people
in their environments, integration into the social life
and even becoming functional depending on the level
of their disorders. When patients make a habit of taking their medication, the rate of hospital admission decreases, and therefore, they can find a job and get integrated into the life getting mingled with the society.
Patients are adapted into the society instead of letting
them constantly stay in bed at home, and this has a rath-
61
röportaj / interview
Sosyalleştirme faaliyetleriniz
hakkında bilgi alabilir miyiz? Merkezimizde grup terapisi yapıyoruz. Bu terapilerde
hastalarımız rahatsızlıkları hakkında bilgilenip bir taraftan da günlük yaşam içinde karşılaştıkları sorunları
paylaşıyor ve fikir alışverişinde bulunuyorlar. Ayrıca halk
eğitim merkezlerinden ve İSMEK’ten de öğretmenlerimiz geliyor. Sosyalleşme amacıyla resim ve takı gibi el
becerilerini geliştirmeye yönelik çalışmalar yapıyoruz.
Ayrıca müzik de önemli bir yer kaplıyor. Halk eğitimden
müzik öğretmenimiz geliyor ve bir müzik grubu kurarak
etkinlik yapıyoruz. Sonuçta dışarıda insanlarla merhabalaşmayan, içine kapanık kişiler buraya geldiği zaman, konuşabilir ve iletişim kurabilir hale geliyorlar. Şehir içi ve
şehir dışı gezileri de düzenliyoruz. Piknik, mutfak faaliyeti ve kermes de sosyal faaliyetlerin arasında yer alıyor.
Hastalar ve hasta yakınları size nasıl
ulaşıyorlar? Bazı hastanelerden bizlere, Fatih bölgesi ve çevresinde oturanların adresleri ve telefonları geliyor. Ancak
sadece psikoz gurubunun bilgilerini alıyoruz. Telefon
ile arayıp merkezimize çağırıyoruz. Gelmeyen hastaları
evlerinde ziyaret ediyoruz. Her hastamızı en az 1 kere
er critical importance. This is indeed the clearest answer
to your previous question. We intend to treat patients
without restricting their lives. Therefore, patients with
psychotic disorders now see themselves as part of the
society instead of feeling rejected and continue their
lives thanks to community mental health centers.
Could you please tell us about
your socialization activities? We conduct group therapies in our center. During
these therapies, our patients get informed on their
disorders, share the problems they experience in their
daily lives and exchange ideas. Additionally, we have
instructors coming from community training centers
and ISMEK. We carry out activities to improve their
hand skills such as painting and jewelry design to help
their socialization. Furthermore, music plays an important role. We have an instructor coming from the community training center, and we have activities with the
music band we have formed. As a result, when introverted people who cannot even say hi to other people
outside come here, we help them talk and communicate easily. We organize visits to locations within and
outside the city. We also carry out kitchen and charity
bazaar activities.
Sönmez, İstanbul’da TRSM’lerin sayısının 18’e yükseldiğini ifade etti.
Sonmez says that the number of TRSMs has increased to 18 in Istanbul
62
röportaj / interview
Sönmez, dünya genelinde hastane odaklı tedavi yaklaşımından toplum temelli tedavi yaklaşımına geçiş süreci olduğunu belirtti.
Sonmez states that there is a tendency to switch from hospital-based therapy approach to community-based therapy approach all around the world.
evinde ziyaret ediyoruz. Aile ortamlarına bakıyoruz.
Bu, bizim için önemli. Evin temizliği nasıl, yiyecekleri
var mı, maaş alıyorlar mı gibi durumları tespit ediyoruz. Evin hijyenik ve yaşam şartları müsait değilse belediye ile temasa geçiyoruz. Maaşları yoksa sosyal hizmet uzmanımız aracılığıyla sosyal hizmetlerle irtibat
kurmalarına vesile oluyoruz. İhtiyacı olan hastalarımızın, bakım evlerine yerleşmesine yardımcı oluyoruz.
Tabii sadece biz hastalara ulaşmıyoruz. Merkezimiz
tanındıkça müracaatlar artıyor. Şu anda 380 kayıtlı
hastamız var. Toplum ruh sağlığı merkezlerinde mutlaka tedaviyi biz yapacağız diye bir kural da yok. Başka
bir doktora ya da üniversite hastanelerine de gidiyor
olabilirler. Amaç onları kayıt altına alıp takip etmek.
Çünkü bu hastalıkların grubu kronik hastalıklar sınıfına
girdiğinden ömür boyu tedavi ve takip edilmesi, tıbbi
tedavinin kesintisiz yapılması gerekiyor. Bu hizmetler
hasta ve hasta yakınlarının yaşam kalitesinin artırılması açısından önemlidir.
How do patients and their
relatives contact you? Some hospitals send us the addresses and telephone
numbers of people residing in Fatih region and the
neighboring districts. However, we only record the information of patients included in the psychosis group. We
call them on the phone and invite them to our center.
When they do not come to our center, we visit them at
their homes. We observe their family environment. This
is important to us. We observe the cleanliness of the
house; whether they have food and earn income, etc.
If the house is not hygienic and does not have suitable
living conditions, we contact the municipality. If they do
not earn incomes, we help them contact the social services through our social services specialist. We help our
patients in need be admitted to care homes. Of course,
we are not the only ones that reach the patients. The
applications we receive increases as our center gains
recognition among the society. Currently, we have 380
registered patients. There is no rule in community mental health centers that we will be the ones who treat the
patients. Patients may choose to see another doctor
or university hospitals. Our goal is to record and follow
them. The reason is that this group of disorders requires
lifelong therapy, follow-up and uninterrupted medical
therapy since they are chronic disorders. These services
are important to increase the quality of life of the patients and their families and friends.
63
sağlık hizmetleri / health care
Hizmet
yarışında önde
Frontrunner in
the Services
Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu
Bakırköy Bölgesi Genel Sekreterliği
geniş yelpazede sunduğu hizmetleriyle
dikkati çekiyor.
Turkish Public Hospitals Institution
Secretariat General of Bakirkoy Region
attracts attention with its wide range of
services.
Sağlık Bakanlığı’nın kuruluşlarından olan Türkiye Kamu
Hastaneleri Kurumu Bakırköy Bölgesi Genel Sekreterliği, sağlığın tüm klinik branşları ve yan dallarında verdiği
özellikli sağlık hizmetleri ile öne çıkıyor. Genel sekreterliğin bünyesinde 4 eğitim ve araştırma hastanesi, 3 devlet
hastanesi ve 3 ağız diş sağlığı merkezi olmak üzere toplamda 10 hastane ve merkez yer alıyor. Bu kurumlarda
ise 10 bin çalışan bulunuyor. Türkiye Kamu Hastaneleri
Kurumu Bakırköy Bölgesi Genel Sekreterliği böylelikle
Bakırköy, Güngören, Bahçelievler, Esenler ve Bağcılar’da
yaklaşık 2 milyon 400 bin kişiye hizmet sağlıyor.
One of the institutions of the Ministry of Health, Turkish
Public Hospitals Institution Secretariat General of Bakirkoy Region attracts attention with the specific health
services it offers in all clinical branches and sub-branches
of health. The Secretariat General includes 10 hospitals
in total consisting of 4 training and research hospitals,
3 public hospitals and 3 oral and dental health centers
and nearly 10 thousand employees. Turkish Public Hospitals Institution Secretariat General of Bakirkoy Region
offers services to approximately 2 million and 400 thousand people in Bakirkoy, Gungoren, Bahcelievler, Esenler and Bagcilar.
Bakırköy Bölgesi Genel Sekreterliği bünyesindeki hastaneler, verdikleri özellikli hizmetlerle dikkatleri üzerine topluyor. “İnme merkezleri, Girişimsel ve Nöroradyoloji, Kadına Yönelik Şiddet Tanı ve Rehabilitasyon
The hospitals affiliated to the Secretariat General of Bakirkoy Region come to the fore in the public and private
health sector with the specific services they offer. Such
Bağcılar EAH yanık merkezi ekibi.
Bagcilar Training and Research Hospital burn center and its staff.
64
sağlık hizmetleri / health care
Lokomat robot.
Merkezi, Palyatif Bakım Hizmetleri, Erişkin, Çocuk, Yenidoğan, Nöroloji, Yoğun Bakım Hizmetleri, Yanık Merkezi, KBRN Üniteleri, Toplum Temelli Ruh Sağlığı Hizmetleri (TRSM) ve Çocuk İzlem Merkezi (ÇİM), Lokomat
Robot Hizmeti, Ortez-Protez Atölyesi ile ülkenin ilk ve
tek Ruh Sağlığı Müzesi, bu özellikli hizmetler arasında
yer alıyor.
Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Bakırköy Bölgesi
Genel Sekreterliği bünyesindeki hastaneler tarafından
verilen hizmetlerin bazıları şöyle:
İnmeli hastalara zaman ve yaşam kalitesi
kazandıran sağlık hizmetleri
İnme (stroke), zamanında doğru müdahale yapılmadığı
takdirde hastanın yaşam kalitesini tamamen değiştiren
bir sağlık durumudur. Bu hastalarda ilk 5 saat içinde
yapılacak olan yerinde ve doğru müdahale, hastanın
ilerideki yaşam kalitesini etkileyen önemli bir faktördür. Bakırköy Dr. Sadi Konuk EAH Nöroloji Kliniği bünyesindeki “İnme Merkezi” ve yine aynı hastanedeki girişimsel radyoloji, kalp ve damar cerrahi ile nöroşirurji
kliniklerinde inme hastalarına 7 gün 24 saat kesintisiz
hizmet sunuluyor. Aynı şekilde Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve
Araştırma Hastanesi’ndeki nöroloji kliniklerinde de
specific services include Stroke centers, Interventional
and Neuroradiology, Violence to Women Diagnosis and
Rehabilitation Center, Palliative Care Services, Adult,
Children, Neonatal, Neurology, Intensive Care Services, Burn Center, CBRN units, Community-based Mental Health Services (TRSM) and Children Observation
Center (CIM), Lokomat Robot Services, Orthesis-Prosthesis Atelier in addition to the first and only Mental
Health Museum of our country.
Brief information on some of the services offered by
the hospitals affiliated to the Turkish Public Hospitals
Institution Secretariat General of Bakirkoy Region:
Health services that offer time and quality of
life to patients suffering from strokes
Stroke is a health issue that completely changes a patient’s quality of life unless treated properly at the right
time. The on-site and proper intervention in these patients that will be performed within the first 5 hours is an
important factor that affects the patient’s quality of life
in the future. The “Stroke Center” affiliated to Bakirkoy
Dr. Sadi Konuk Research and Training Hospital Neurology Clinic and the Interventional Radiology consisting experienced personnel in Neuroradiology within the same
hospital, Cardiovascular Surgery, Neurosurgery Clinics
65
sağlık hizmetleri / health care
Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri.
Community Mental Health Centers.
inmeli hastalara hizmet veriliyor. İki hastanedeki merkezlerde, hasta tedavilerinin yanı sıra uzman ekipler
tarafından, 112 Acil Sağlık hizmeti çalışanları ve klinik
çalışanları da belli dönemlerde, erken müdahalenin
önemine dair eğitime tabi tutuluyor.
“Kadına Yönelik Şiddet Tanı ve
Rehabilitasyon Merkezi”
“Kadına Yönelik Şiddet Tanı ve Rehabilitasyon Merkezi”
birlik hastanelerinden Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim
ve Araştırma Hastanesi bünyesinde 2013’ten bu yana
hizmet veriyor. Merkez, bir adli tıp uzmanı, iki uzman
psikolog ve bir avukat kadrosuyla şiddet mağduru kadınların rehabilitasyonlarının sağlanması, kadınların
hukuki hakları konusunda bilinç düzeyinin artırılması ve
toplumsal cinsiyet bilinci oluşturulması amaçlarıyla hizmet sağlıyor. Merkezin en önemli özelliği, hem hukuki
hem de psikolojik destek hizmetinin bir arada sunuluyor
olması. Tıbbi, hukuki ve psikolojik desteğe ihtiyacı olan
tüm şiddet mağduru kadınlar, ön koşul aranmaksızın ve
ücret talep edilmeksizin merkeze kabul ediliyorlar.
Palyatif sağlık hizmetleri
Palyatif sağlık hizmetleri alanında Bakırköy Genel Sekreterliği bünyesindeki dört hastanede (Bakırköy Dr.
Sadi Konuk, Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi,
Bahçelievler Devlet Hastanesi ve Esenler Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi) toplam 35 yatakla özellikle son dönem kanser hastalarına destek sağlanıyor. Bu birimlerde hastaların hem tedavileri hem
de bakımları yapılırken iş - uğraş tedavisiyle de psiko-
66
offer uninterrupted services to stroke patients on 24/7
basis. Likewise, the Neurology Clinics in Bakirkoy Prof. Dr.
Mazhar Osman Mental Health and Neurological Diseases
Training and Research Hospital offer services to patients
who suffer from strokes. In the centers of both hospitals, trainings are offered, aside from treating patients,
by specialist teams on the importance of early intervention for the personnel of 112 Emergency Health services
and the personnel of the clinics they coordinate with.
Violence to Women Diagnosis and
Rehabilitation Center
Violence to Women Diagnosis and Rehabilitation Center
has been operating since 2013 as a part of Bakirkoy Dr.
Sadi Konuk Training and Research Hospital affiliated
to the association. A forensic specialist, two specialist
psychologists and a lawyer on staff in the center offer
services to rehabilitate women suffering from violence,
raise awareness among women regarding their legal
rights and awareness of social gender. The most important feature of the center is that it offers legal and
psychological support services together. All women suffering from violence and in need of medical, legal and
psychological support are admitted to the center without any preconditions or charging a fee.
Palliative Health Services
Palliative health services are offered in four hospitals
affiliated to Secretariat General of Bakirkoy Region (Bakirkoy Dr. Sadi Konuk, Bagcilar Training and Research
Hospital, Bahcelievler Public Hospital and Esenler Gyne-
sağlık hizmetleri / health care
lojik destek sunuluyor. Bu birimlerde çalışan anestezi/
ağrı yönetim uzmanı, psikiyatrist, sosyal hizmet uzmanı, fizyoterapist ve hemşireden oluşan ekiple hastaların son dönemlerini daha rahat geçirmelerine olanak
tanınıyor. Bu merkezlerde, hasta refakat ve yakınlarının dinleneceği - zaman geçireceği sosyal alanlar da
yer alıyor.
Geniş kapsamlı ve bütünsel yoğun
bakım hizmetleri
Bakırköy Bölgesi Genel Sekreterliği bünyesindeki birimlerde gerek yaş olarak (yeni doğan, çocuk, yetişkin)
gerekse branş olarak (erişkin, nöroşirurji, nöroloji, koroner, kalp-damar cerrahisi, yeni doğan ve çocuk yoğun
bakım) çeşitli ve özellikli yoğun bakım hizmeti verilebiliyor. İstanbul’da Avrupa yakası başta olmak üzere 148
erişkin, 81 yenidoğan ve 9 çocuk olmak üzere toplam
238 yoğun bakım yatağı bulunuyor.
Yanık merkezi
Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde bulunan
yanık merkezi, 10 servis yatağı, altı yoğun bakım yatağı
ve ameliyathanesiyle İstanbul’un Avrupa yakasının tek
yanık merkezi olarak hastalarını kabul ediyor. Merkez,
2016 Şubat ayından itibaren yanık hastalarının yanı
sıra, yoğun bakım hastalarını da kabule hazırlanıyor.
KBRN üniteleri
Ülkemizde KBRN birimlerinin kurulması; herhangi bir
kimyasal, biyolojik, radyolojik veya nükleer kaza-saldırı
durumunda maruz kalanlara, yerinde ve doğru olarak
müdahale edilmesi amacıyla planlanmıştır. Bakırköy
Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi KBRN
Dekontaminasyon Ünitesi Ağustos 2015 tarihinden
itibaren aktif olarak hizmettedir. Dekontaminasyon
ünitesi erkek ve kadın olmak üzere planlanmış soyunma, yıkanma ve giyinme bölümlerinden oluşmaktadır.
Bahçelievler Devlet ve Bağcılar Eğitim ve Araştırma
Hastaneleri’nde ise KBRN Dekontaminasyon Üniteleri
yapım aşamasındadır. 2016 yılı içinde faaliyete geçmesi
planlanmaktadır.
Toplum Temelli Ruh Sağlığı Merkezi
(TRSM ) hizmetleri
Toplum temelli ruh sağlığı yaklaşımında hastalar kendi
sosyal ortamlarında, uzman ekipler tarafından klinik
ve uğraş terapi yaklaşımları ile tedavi ediliyorlar. TRSM
hizmetleri, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Bakırköy Bölgesi Genel Sekreterliği bünyesinde ülkemizin
en büyük ruh sağlığı hastanesi olan BRSHH koordina-
cology and Pediatrics Hospital) with a total of 35-bed
capacity for purposes of supporting cancer patients
especially in the terminal stage. Patients receive treatment and care in addition to psychological support
through occupational therapies. Anesthesiologists/
pain management specialists, psychiatrists, social services specialists, physiotherapists and nurses working
in these units help patients spend their last days under
more comfortable conditions. These centers have been
designed also considering the comfort of the relatives
of patients. There are social facilities created for attendants and relatives of patients to rest and spend time.
Wide-ranging and holistic intensive
care services
Wide-ranging and specific intensive care services are
offered in the Secretariat General of Bakirkoy Region
either with respect to age (neonatal, children, adult) or
branches (adult, neurosurgery, coroner, cardiovascular
surgery, neonatal and children intensive care). There
are a total of 238 intensive care beds including 148 for
adults, 81 for newborns and 9 for children especially in
the European side of Istanbul.
Burn center
The burn center in Bagcilar Training and Research Hospital consisting of 10 service beds, six intensive care
beds and an operating room admits its patients as the
single burn center in the European side of Istanbul. The
center is getting ready to admit intensive care patients
in addition to regular burn patients as of February 2016.
CBRN units
It has been planned to open CBRN units in our country
as part of healthcare facilities in order to ensure on-site
and proper intervention in people who get exposed
to any chemical, biological, radiological or nuclear accidents-attacks. The CBRN Decontamination Unit in
Bakirkoy Dr. Sadi Konuk Training and Research Hospital was commissioned in August 2015. The decontamination unit consists of planned undressing, bathing
and dressing sections for men and women. The CBRN
Decontamination Units in Bahcelievler Public Hospital
and Bagcilar Training and Research Hospital are under
construction and planned to be put into service in 2016.
Community-based Mental
Health Center (TRSM) services
In community-based mental health approach, patients
are treated in their own social environments by a team
67
sağlık hizmetleri / health care
Palyatif Bakım Merkezleri.
Palliative Care Centers.
törlüğünde yürütülüyor. Toplam 6 TRSM merkezinde;
bilişsel, yönetsel ve sosyal beceri alanlarında yeti kaybı
ile giden şizofreni ve benzeri hastalıklar, duygu durum
bozuklukları gibi kronik ruhsal hastalıklara sahip hastalara bireysel işlevi iyileştirmeye dönük etkin tedaviler
sunulurken, psikososyal destek hizmetleri de veriliyor.
Bakırköy, Zeytinburnu, Güngören, Bağcılar, Esenler ve
Bahçelievler TRSM olmak üzere 6 merkezde toplam
2.680 hastaya hizmet sağlanıyor.
ÇİM (Çocuk İzlem Merkezi)
Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir
Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde İstanbul
içindeki ikinci ÇİM olarak, Aralık 2015 itibariyle aktif
olarak hizmet vermeye başladı. ÇİM’lerin kuruluş amacı
psikolojik ve fiziksel travmaya uğrayan çocuklara hukuki, tıbbi, ruhsal ve sosyal açıdan destek vermek, ikincil
örselenmelerini asgariye indirmek, adli ve tıbbi işlemlerin bu alanda eğitimli kişilerin yer aldığı merkezde
tek seferde gerçekleştirilmesini sağlamaktır. Merkezde, kız-erkek çocuk dinlenme odaları, adli görüşmeci
odası, aile görüşme odası, fizik muayene odası, mutfak,
doktor odası gibi bölümler yer alıyor. Adli görüşmeci,
hemşire, adli tıp uzmanı kadrosuyla sürekli olarak hizmet veriliyor. Gerekli durumlarda savcı, Aile ve Sosyal
Politikalar İl Müdürlüğü’nden sosyal çalışmacı ve avukat desteğiyle 2012/20 Başbakanlık Genelgesi’ne göre
hizmet sunuyor.
68
of specialists using clinical and occupational therapy
approaches. TRSM services are coordinated by BRSHH,
which is the largest mental health hospital of our country, affiliated to Turkish Public Hospitals Institution Secretariat General of Bakirkoy Region. Total of 6 TRSM
centers offer effective therapy and psychosocial support services intended to improve individual functioning for patients suffering from schizophrenia and similar disorders that take place with loss of competence
in cognitive, administrative and social skills and patients
suffering from chronic mental disorders such as mood
disorders. 2,680 patients in total are offered services in
6 centers, which are Bakirkoy, Zeytinburnu, Gungoren,
Bagcilar, Esenler and Bahcelievler TSRMs.
CIM (Child Observation Center)
The CIM in Bakirkoy Prof. Dr. Mazhar Osman Mental
Health and Neurological Diseases Training and Research
Hospital was put into service in December 2015 as the
second CIM in Istanbul. The purpose of opening CIMs
is to offer legal, medical, mental and social support to
children who suffer from psychological and physical
traumas, minimize secondary disturbance and ensure
performance of legal and medical procedures at the
center and at once by specialists trained in these areas. The center includes units such as recreation rooms
for girls-boys, a legal consultant room, a family meeting
room, a physical examination room, a kitchen and a doctor’s room. Services are offered constantly with the legal consultant, nurses and forensics specialists on staff.
The center offers services as per the Prime Ministry Circular no. 2012/20 with the supports of public prosecutors, social workers from the Provincial Directorate for
Family and Social Policies and lawyers.
69
röportaj / interview
Öfkemizi
kontrol altına
nasıl alabiliriz?
How do we keep
our anger under
control?
Günlük yaşantımızda birçok aksilikle
karşılaşıyoruz. Bu aksiliklerde
de hemen öfkeleniyor, tepkimizi
sözlü ifadelerden başlayıp fiziksel
şiddete kadar götürebiliyoruz. Bu
süreçte de hem kendimize hem de
karşımızdakilere zarar
verebiliyoruz. Öfke
kontrolünü sağlamak,
hayatı cehenneme
çevirmek yerine daha güzel
yaşamak anlamına geliyor.
Böylece yaşadığımız
kötü olaylar unutulan
anılara dönüşebiliyor.
Klinik Refleksolog ve
Psikolog Ömer Yalçın ile
öfke üzerine konuştuk.
Yalçın, öfkenin yönetilmesi
gereken bir duygu
olmadığını, öfkeyi oluşturan
duyguların doyurulması
ve farkındalığın sağlanması ile
öfkenin zararsız hale dönüşebileceğini
söyledi.
Many things may go wrong in our daily
lives. If something goes wrong, we may
get angry right away, start to express
our reaction in words and even take
it to another level, which is physical
violence. In the process, we may
hurt both those around
us and ourselves. Anger
management means living
a better life instead of
turning it into a living hell.
Thus, those misfortunate
incidents we experience
might turn into forgotten
memories. We had a
chat about anger with
Clinical Reflexologist and
Psychologist Omer Yalcin.
Yalcin states that anger is
not a feeling that needs to
be managed and it may be
transformed into a harmless
feeling if the feelings that build up the
anger are satiated and awareness is
raised among people.
Öfke nedir?
What is anger?
Öfke bir duygudur. Öfkenin değişik tanımları vardır.
Bunların hepsini inceleyip zihnimizde daha kapsamlı
bir harita çizmemiz, öfkeyi anlamamız açısından faydalı
olacaktır:
Anger is a feeling. It has many different definitions. Looking into all of these definitions and drawing a more extensive map in our minds will help us understand anger:
•
•
70
“Gerçek veya hayali bir zarar görme sonucunda ortaya çıkan intikam ve cezalandırma etkilerinin de
sıklıkla refakat ettiği kuvvetli bir memnuniyetsizlik
hissidir.”
“Engellenme, saldırıya uğrama, tehdit edilme,
yoksun bırakma, kısıtlama vb. durumlarda hissedilen ve genellikle neden olan şeye ya da kişiye
yönelik şu ya da bu biçimde saldırgan davranışlarla sonuçlanabilen oldukça yoğun olumsuz bir
duygudur.”
•
•
•
“It is a strong feeling of dissatisfaction accompanied with the impulses of revenge and punishment
resulting from a real or perceived harm”.
“It is an extremely intense negative feeling experienced in situations such as frustration, assault,
threat, deprival, restriction, etc. and which may
generally result in offensive behaviors one way or
the other towards the causative thing or person.”
“It is a strong and negative feeling that disturbs the
individual, the person confronted and the other
people around”.
röportaj / interview
Öfke karşımızdakini değersizleştirme davranışıdır.
Anger is an act of making the person we confront less worthy.
•
“Bireyin hem kendisini, hem yöneltilen kişiyi, hem
de çevredeki diğer insanları rahatsız eden şiddetli
ve olumsuz bir duygudur.”
İnsan neden öfkelenir?
Öfke tanımlarının içeriğinde neden öfkelendiğimize
dair ipuçları var ama bu konuyu şöyle özetleyebiliriz:
Yetersizlik, acizlik, kıskançlık, korku, endişe, yalnızlık,
itilmişlik ve anlaşılamamak öfkeyi ortaya çıkaran duygulardır. Bu duyguların doyurulması ve farkındalığın
sağlanması ile öfke zararsız bir hale dönüşebilir. Amacımız öfkenin yok edilmesi değil, aktarımın bize ve çevremize zarar vermesini engellemektir.
Öfke kontrolü nasıl sağlanır?
Öfke kontrolü aslında popülerleşmiş bir isim fakat tam
olarak doğru olduğu düşünülemez. Öfke, yönetilmesi
gereken bir duygu değildir. Amaç, ego açığının meydana çıkardığı öfke sorununun, değer yargılarımıza sadakat yoluyla azaltılması, bize ve çevremize zararsız hale
getirilmesidir.
Why people get angry?
There are clues about why we get angry in the definitions
of anger, but we can summarize the subject this way:
Inadequacy, helplessness, jealousy, anxiety, loneliness,
alienation and not being understood are among the feelings that result in anger. Satiation of these feelings and
raising awareness may help turn anger into a harmless
feeling. Our purpose is not to make anger disappear but
prevent it from hurting those around us and ourselves.
How is anger managed?
In fact, anger management is a term that has become
popular; however, it cannot be considered that the
term is exactly right. Anger is not a feeling that needs
to be managed. The purpose is to alleviate the anger
issue resulting from the flawed ego through our value
judgments and devotion and prevent it from hurting
those around us and ourselves.
Could you tell us about the practical methods
we can use to manage anger in our daily lives?
Öfke denetiminde günlük hayatta
uygulanabilir yöntemler hakkında bilgi
alabilir miyiz?
The following methods can be tried to become aware
of getting angry in a healthy manner and to make this
bad habit go away:
Sağlıklı öfkelenme için farkındalık kazanmak ve bu
kötü huyumuzu ortadan kaldırmak için şu yöntemler
denenebilir:
•
Do not forget that anger is a defense mechanism.
You can feel insecure and unworthy one way or the
other. Such awareness will help you understand
71
röportaj / interview
•
•
•
•
•
•
Öfkenin bir savunma mekanizması olduğunu unutmayın. Çünkü bir şekilde kendinizi güvensiz ve değersiz hissediyorsunuz. Bu farkındalık konunun biraz
da sizinle ilgili olduğunu anlamanızı sağlayacaktır.
Öfkeli hissettiğiniz zaman kendinizi değerli hissettirecek bir şey düşünün ya da yapın. Dikkatinizi öfkeye değil bu alana kaydırmanız daha doğru olacaktır.
Öfkeliyken yaptığınız değerlendirmelere güvenmeyin. Öfke gerçekçi değerlendirme yapmanızın
önüne geçerek sorunun sadece olumsuz yönlerini
güçlendirip büyümesine neden olacaktır. Öfkeli
iken bir savunma mekanizması olarak salgıladığımız hormonlar bizi bu düşünceye iter.
Konunun karmaşıklığını görmeye çalışın. Öfke anında bakış açımız daralacak ve çözüm yollarını görme
yeteneğimiz azalacaktır. İçinde bulunduğunuz durumun farkında olmalı ve bakış açınızı daraltmadan
olaya çok yönlü bakabilmeyi denemelisiniz.
Öfkenin getireceği zararları hatırlayın. Öfke sonrası
yaşayabileceğimiz pişmanlık, kendini daha çok değersiz hissetme, sağlık sorunları ve moral bozukluğu
gibi olumsuz etkilerinin olacağını bilerek bu durumdan uzaklaşmanız gerektiğinin farkına varabilirsiniz.
Diğer insanların bakış açılarını anlamaya çalışmalıyız. Öfkeliyken bütün varsayımlarımız konunun en
kötü ve negatif yönlerine odaklanacaktır. Kendinize rol model olabilecek birisini belirleyerek ‘’O bu
durumda ne yapardı?’’ gibi düşünerek bakış açınızı
genişletebilirsiniz.
Yalçın, öfkenin yönetilmesi gereken bir duygu olmadığını belirtti.
Yalcin states that anger is not a feeling that needs to be managed.
72
•
•
•
•
•
that the issue is a little bit related to you.
When you feel angry, try to think about or do something that will make you feel worthy. It would be
the right thing to do to shift your attention to such
areas instead of your anger.
Do not trust in your judgment when you are angry.
Anger prevents you from passing realistic judgment and strengthens and heightens the negative
aspects of the issue. When we are angry, the hormones we secrete as a defense mechanism push us
towards thinking this way.
Try to see the complexity of the issue. When we are
angry, our perspective will get narrowed down and
we will be less likely to see the ways out. You must
be aware of the state that you are in and try to see
the situation from different angles without narrowing your perspective down.
Remember the damages that anger will cause. You
can realize that you need to avoid putting yourself
in such a situation keeping in mind that you may
feel adverse effects such as regret, feeling less
worthy, health problems and feeling depressed following an anger tantrum.
We must try to understand the viewpoints of other
people. When we are angry, our assumptions will
focus on the worst and negative aspects of an issue. You can choose a role model for yourself and
broaden your perspective thinking, “What would
he or she do in such a situation”.
röportaj / interview
Öfke daha çok yorgun, aç, hasta, şaşkın, endişeli ve saplantılı zamanlarımızda ortaya çıkar.
Anger appears at times when we are very tired,
hungry, sick, confused, anxious and obsessed.
•
•
•
•
•
Öfkenizi haklı çıkartmayın. Bunun yerine o vakte
odaklanmayı bırakıp uzun vadeli çıkarlarınızı ve kazanımlarınızı düşünme yoluna gidebilirsiniz. Anlık
öfkenizin bu kazanımlarınıza zarar vereceğini aklınıza getirmeniz, durumu daha sakin karşılamanızı
sağlayacaktır.
Fiziksel ve zihinsel durumunuzun farkında olun.
Öfke daha çok yorgun, aç, hasta, şaşkın, endişeli ve
saplantılı zamanlarımızda ortaya çıkar. İçinde bulunduğunuz durumun sağlıklı düşünmenize engel
olduğunun farkında olmak, sakinleşmenize destek
olacaktır.
Suçlamaya odaklanmak yerine durumu iyileştirmeye ve onarmaya odaklanın. Suçlama olmadan
öfkeli kalmak zordur ve durumu düzeltme çabası içerisindeyken de öfkelenmek zordur. Odak
noktamızı durumu daha da zorlaştırmaya değil,
çözüm yollarına çevirmemiz öfke halinden kurtulmamıza yardımcı olacaktır.
Öfkeliyken değer yargılarınızı hatırlayın. Öfke karşımızdakini değersizleştirme davranışıdır ve bu muhtemelen değer yargılarımız ile örtüşmeyecektir.
Bunu aklımıza getirmek durumu düzeltmeye yarayacaktır. Öfkenin geçici bir durum olduğunu bilin.
Öfkenin içinizdeki problem çözme, merhamet,
sevgi ve iyilik gibi değer - yeteneklerinizle savaş
halinde olduğunun farkında olun.
•
•
•
•
•
Do not justify your anger. Instead, you may try to
think about your interests and gains in the long
run rather than focusing on that moment. Remembering that your momentary anger will harm your
gains will help you handle the situation in a calmer
manner.
Be aware of your physical and mental state. Anger
appears at times when we are very tired, hungry,
sick, confused, anxious and obsessed. Being aware
that the state you are in will prevent you from
thinking straight will help you get calm.
Focus on making things right instead of focusing
on blaming. It is hard to stay angry without blaming just as it is hard to get angry when attempting
to make things right. Focusing on the ways out instead of making things difficult will help us get out
of the state of anger.
Remember your value judgments when you are angry. Anger is an act of making the person we confront less worthy, which will probably not sit right
with your value judgments. Keeping this in mind
will help us put things on the right track. Know that
anger is a temporary state of mind.
Be aware that anger is at war with your values –
abilities such as problem-solving, mercy, love and
kindness.
73
kanserle mücadele / struggling with cancer
Yeni yılda 40
KETEM hizmete
açılacak
Sağlık Bakanlığı Kanser Daire
Başkanlığı, kanserle mücadele
kapsamında 40 yeni Kanser Erken
Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi
(KETEM) açmayı hedefliyor.
Türkiye genelindeki 24’ü mobil olmak üzere toplam
197 Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi
(KETEM) sayısı, 2016 yılında 40 merkezin daha yapılmasıyla 237’ye çıkarılacak. Kanserle mücadelede çok
önemli adımlar atan Türkiye, bu kapsamda kanser taramaları ve erken teşhise ağırlık veriyor. KETEM’lerde
“Erken teşhis, hayat kurtarır” prensibiyle meme, kolorektal ve serviks kanserlerine karşı tarama hizmetleri
ücretsiz alınabiliyor.
Sağlık Bakanlığı Kanser Daire Başkanlığı yetkililerinden
alınan bilgiye göre, KETEM sayısı her ilde en az bir adet
olmak üzere 2015 yılı itibarıyla toplam 197’ye ulaştı. Bu
merkezler içinde 24’ü mobil hizmet veriyor. Önümüzdeki dönemde Şırnak-Cizre; Aydın-Söke; Afyonkarahisar-Dinar, Bolvadin; Muğla-Bodrum, Fethiye; Balıke-
40 KETEMs
will be put into
service in the
new year
Ministry of Health Department of
Cancer plans on opening 40 new Early
Diagnosis for Cancer, Screening and
Training Centers (KETEM) in an effort to
fight against cancer.
The number of Early Diagnosis for Cancer, Screening
and Training Centers (KETEM) will be increased from
197, including 24 mobile centers, to 237 with the construction of 40 more centers in 2016. Taking crucial
steps towards fighting cancer, Turkey focuses on cancer screenings and early diagnoses. Breast, colorectal
and cervical cancer screening services are available for
free in KETEMs that adopt the principle, “Early diagnosis
saves lives”.
According to the information received from the officials of the Ministry of Health Department of Cancer,
the number of KETEMs has reached 197 in total in 2015
with each city having at least one center. Among these
Kayıtlara göre, yılda en az 5 milyon
vatandaşa kanser taraması yapılıyor.
According to the records, at least 5 million
people are screened for cancer every year.
74
kanserle mücadele / struggling with cancer
2016’da 40 merkezin daha yapılmasıyla KETEM sayısı 237’ye çıkacak.
The number of KETEMs will increase from 197 to 237 with the construction of 40 more centers in 2016.
sir-Bandırma ve Edremit gibi büyük nüfuslu şehirlere
bağlı ilçelerde de KETEM’ler açılacak. Yeni 10 mobil KETEM de İstanbul, Bursa, Adana, Konya, Malatya, Sivas,
Trabzon ve Uşak’ta hizmet verecek.
Yılda 5 milyon kişi kanser
taramasından geçiyor
Vatandaşların kanser taramalarına ulaşımını kolaylaştırmak için daha kolay uygulanabilir ve daha hızlı sonuç veren yöntemsel değişikliklere (HPV, DNA testleri, merkezi mamografi okuma birimleri, gezici kanser
tarama araçları gibi) ilişkin çalışmalar da tamamlandı.
Kayıtlara göre, yılda en az 5 milyon vatandaşa kanser taraması gerçekleştiriliyor. Kanser taramalarında
KETEM’lerle birlikte saha çalışmaları yapan “Toplum
Sağlığı Merkezleri” ve “Aile Sağlığı Merkezleri” de aktif görev alıyor.
Meme kanseri taramalarında kullanılan cihazlar son
teknolojiyle yenilenirken, dijitalizasyonu tamamlanan
tüm KETEM’lerde mamografilerin merkezi okunmasını sağlayacak birim oluşturulmak üzere çalışmalar
sona erdirildi. Bu birimin yeni yılda hizmete girmesi
öngörülüyor.
centers, 24 of them offer mobile services. In the forthcoming months, KETEMs will be opened in certain towns
of largely populated cities such as Cizre in Sirnak, Soke
in Aydin, Dinar and Bolvadin in Afyonkarahisar, Bodrum
and Fethiye in Mugla and Bandirma and Edremit in Balikesir. 10 new mobile KETEMs will serve in Istanbul, Bursa, Adana, Konya, Malatya, Sivas, Trabzon and Usak.
5 million people are screened
for cancer every year
Studies on procedural changes are also completed for
easier applications and faster results (such as HPV, DNA
tests, central mammography reading units and mobile
cancer screening vehicles, etc.) to facilitate accessibility by citizens. According to the records, at least 5 million people are screened for cancer every year. “Public
Health Centers” and “Family Health Center” are also actively involved in the process cooperating with KETEMs
in field operations.
The devices used in breast cancer screenings are replaced with the latest technology devices, and the studies intended to set up units that will enable reading of
mammograms within a center have been completed in
all KETEMs that have been digitalized. This unit is expected to be launched in the new year.
75
makale / article
Ölümle yüz yüze Working face to
çalışmak
face with death
Prof. Dr. İsmet Kırpınar
Prof. Dr. Ismet Kirpinar
Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi
Bezmialem Foundation University,
Tıp Fakültesi Psikiyatri
Medical Faculty, Psychiatry Department
Modern zamanların tıp uygulamalarında, sağlık bakım
sistemleri daha çok tanı ve akut tedavi yönetimlerine
odaklandığından ölüme yaklaşan hastaların ihtiyaçlarına uzun süre yeterli dikkat gösterilmemiştir. Halbuki,
geçtiğimiz yüzyıl boyunca gerçekleşen bilimsel ve tıbbi ilerlemeler, yaşamı uzatıp kolaylaşmasını sağlarken,
ölümü geciktirmiştir. Biyomedikal ve klinik tıptaki ilerlemeler, birçok hastalığın önlenmesini ya da tedavisini olanaklı hale
getirmiştir. Tedavi yöntemlerindeki gelişmeler daha önceden
insanların kısa sürede ölmelerine neden olan birçok hastalıkta yaşam sürelerinin uzamasını
sağlamıştır. Hasta bir yandan acı
çekmek istemezken, diğer taraftan yaşam süresinin uzamasını
da arzular. Ölüm, yaşam sürecinin
doğal bir parçasıdır. Ancak yaşamın sonlanmasını önleyici tıbbi ve
teknolojik gelişmeler ölümü kişisel ve manevi bir olay olmaktan
çıkarıp mücadele edilmesi gereken tıbbi bir olay haline getirmiştir.
Gelişmiş toplumlarda ölüm; bilinmeyen korkusunun
yaşandığı, yadsınan, reddedilen ve karşı konulan bir olgudur. Bu durum, ölümün gerçekleşmesinin tıbbi başarısızlık olarak yorumlanmasına ve sağlık çalışanlarının
suçluluk duymasına zemin hazırlayabilmektedir. Bu
toplumun bir üyesi olarak sağlık çalışanları da ölmekte
olan hastalara nasıl yardım edeceklerini bilememekte
ve onlarla destekleyici bir ilişki kurmada yetersiz kalmaktadırlar. Hem toplum hem de sağlık personeli, ölümü yadsımakta ve ölmekte olan bireylerin kaçınılmaz
sonunu görmezden gelip hasta bireyler olarak tedavi
etme çabası göstermektedir.
Since healthcare systems mostly focus on diagnosis and
acute treatment managements in modern medicinal
practice, the needs of patients who are in terminal stages have not been sufficiently regarded for a long term.
However, scientific and medicinal advancements in the
last century have extended and facilitated life and retarded death. Progresses in biomedical and clinical
medicine have made it possible to
prevent or cure many diseases. Developments in treatment methods have extended the lifespan of
people in the face of many forms
of diseases that formerly resulted
in death in a short time. On the
one hand, patients do not want
to suffer, and on the other hand,
they want to live longer. Death
is a natural part of life. However,
due to medical and technological
developments that prevent termination of life, death has ceased
to be a personal and spiritual phenomenon and become rather a
medical one that needs to be intervened. In developed societies, death is a phenomenon
that causes the fear of the unknown, is denied, rejected
and confronted. This may result in interpreting death as
a medical failure and trigger guilt on the part of healthcare workers. As members of society, healthcare workers might not know to help terminally ill patients and
fail to establish a supportive relationship with them.
Both the society and healthcare personnel reject death
and ignore the inevitable end of terminally ill patients;
thus, try to treat them as sick individuals.
Terminal evredeki hasta, yaşamının son günlerini yaşayan, ölmek üzere olan hasta anlamına gelir. Hayatın
tehdit altında olduğunu hissettiren bir hastalık teşhis
edildiğinde hastaların çoğu sıkıntılı bir mutsuzluk, ka-
76
A terminally ill patient means a patient living the last
days of his life and who is about to die. When patients
are diagnosed with a disease that makes them feel
their life is threatened, most of them go through a
shock in distress, unhappiness, frustration and sorrow. A terminally ill patient unavoidably goes through
makale / article
İçtenlik, koşulsuz saygı ve empatik anlayış; hastanın kendisini önemli,
değerli hissetmesine ve duygusal acı hissinin azalmasına yol açar.
Sincerity, unconditional respect and empathetic understanding will make
the patient feel important, worthy and experience less emotional pain.
dere yanma ve kederle belli bir şok yaşarlar. Terminal
dönemdeki hasta, hastalığı ile savaşma çabasındayken
zorunlu olarak birçok aşamadan geçer (Kübler-Ross,
1995). Bu aşamalar inkar, öfke, pazarlık, depresyon
ve kabullenme olarak sıralanmıştır. Düzenli bir şekilde
tanımlanan bu evreler, terminal dönemdeki tüm bireylerde aynı şekilde yaşanmayabilir. Hatta hastaların çoğunluğu iki ya da üç evreyi aynı zamanda yaşayabilirler.
Ölümle karşı karşıya kalan hastanın en azından anlaşılmaya, semptomatik de olsa rahatlamaya ve hayatının
son anlarını daha huzurlu geçirmeye hakkı ve ihtiyacı
olduğu açıktır. İlk basamak; sağlık çalışanlarının hastalarını anlaması, onlara saygı duyması ve onlara nezaket
göstermeleridir. Bir hastaya onu anladığını, ona saygı
duyduğunu ve nezaket içerisinde yaklaştığını göstermenin, özellikle beden dili aracığıyla sayısız yöntemi
vardır. Örneğin hastaya nazik bir dokunuş, hastanın yatak kenarında oturarak kısa süreli vakit geçirme gibi…
Bütün bunlar hastaya şu mesajı iletir: “Sen -bir bütün
olarak- benim zamanımı ve saygımı hak ediyorsun…”.
İçtenlik, koşulsuz saygı ve empatik anlayış; hastanın
kendisini önemli, değerli hissetmesine ve duygusal acı
hissinin azalmasına yol açar.
many stages when he is struggling with his sickness
(Kübler-Ross, 1995). These stages are listed as denial,
anger, bargaining, depression and acceptance. These
stages that are defined in order may not occur in all
individuals in terminal stage. Most patients even go
through two or more stages at the same time. It is
clear that a patient facing death at least needs and has
the right to be understood, get relieved even if symptomatically and spend the last moments of his life in
peace. The first step is to show understanding, respect
and kindness to patients on the part of healthcare
workers. There are countless ways of showing a patient
that he is understood, respected and treated kindly, in
particular through body language, such as a kind touch
and spending a while with the patient sitting beside his
bed… All of these will convey this message, “You, as a
whole, are worthy of my time and respect…” Sincerity,
unconditional respect and empathetic understanding
will make the patient feel important, worthy and experience less emotional pain.
Terminally ill patients naturally tend to experience psychological distress. Each patient exhibits psychiatric
77
makale / article
Ölümle karşı karşıya gelen hastalar doğal olarak psikolojik sıkıntılar yaşamaya eğilim gösterirler.
Terminally ill patients naturally tend to experience psychological distress.
Ölümle karşı karşıya gelen hastalar doğal olarak psikolojik sıkıntılar yaşamaya eğilim gösterirler. Her hastada
farklı şiddet, düzey ve çeşitte psikiyatrik belirti ve bozukluklar görülür. Psikolojik sıkıntılar ile iş, ekonomi
ve aile alanlarındaki problemler çok sık görülür. Bu tutumlar aşırı olur ve hastanın gündelik faaliyetlerini çok
etkilerse mutlaka psikososyal destek gerekir. Terminal
dönem hastalarında major psikiyatrik bozuklukların sıklığı da yüksektir ve özellikle ilerlemiş hastalığı olanlarla
tedavi edilmeyen ağrısı olanlarda bu daha da belirgindir.
Bu hastaların yaklaşık yarısı, DSM tanı ölçütlerine göre;
uyum bozukluğu, major depresyon, fobiler, panik ve diğer anksiyete bozuklukları veya deliryum gibi psikiyatrik
bozukluk tanıları alırlar. Uyum bozuklukları en sık görülen psikiyatrik tanılardır. Ölmek üzere olan hastada psikiyatrik durumlara müdahale sadece psişik morbiditeyi
ve psikolojik acıyı azaltmakla kalmaz, aynı zamanda uyumu sağlayarak yaşam kalitesini artırmak, kaygı, yalnızlık
ve izolasyonu önlemek, ağrı ve diğer fizyolojik semptomlarla baş etmeye yardım etmek, hastanın tedaviye
etkin katılımını sağlamak ve hastanın umutlarını destekleyip güçlendirmek gibi temel amaçlara da hizmet eder.
78
symptoms and disorders at different severities, levels
and forms. Psychological distress, problems at work, in
family and economic problems are rather common. If
such attitude is extreme and has a significant effect on
daily activities, psychosocial support is necessary. Major
psychiatric disorders are also highly frequent in terminally ill patients and more significant in patients whose
disease has progressed and who suffer from untreated
pain. According to DSM diagnosis criteria, nearly half
of these patients are diagnosed with psychiatric disorders such as adjustment disorder, major depression,
phobias, panic and other anxiety disorders or delirium.
Adjustment disorders are the most common psychiatric
diagnosis. Intervention in psychiatric conditions in terminally ill patients not only decreases psychic morbidity
and psychological suffering but also increases quality
of life by ensuring adjustment, prevents anxiety, loneliness and isolation, helps cope with pain and other physiological symptoms, ensures patient’s active participation in the treatment and supports and increases hopes
of the patient.
gıda kaynaklı hastalıklar / foodborne diseases
Kirlenmiş gıda
ölüm saçıyor
Dünya Sağlık Örgütü(WHO), “kirlenmiş
gıda”ların neden olduğu hastalıklardan,
her yıl 125 bini çocuklar olmak üzere
420 bin kişinin hayatını kaybettiğini
açıkladı.
Dünya Sağlık Örgütü’nün, gıda kaynaklı hastalıkların
küresel yüküne ilişkin raporu yayımlandı. Rapora göre kimyasallar, bakteri, virüs, parazit
ve toksin gibi maddelerle kirlenen gıdaların tüketilmesi sonucu, her yıl
600 milyon kişi hastalanıyor. Bu
da dünyada her 10 kişiden birinin “kirlenmiş gıda” tüketimi
nedeniyle hastalandığı anlamına geliyor. Rapor, “kirlenmiş gıda”ların yol açtığı ölümleri de ortaya koydu. Bu tür
gıdaların yarattığı hastalıklar
nedeniyle her yıl 420 bin kişinin
hayatını kaybettiği belirtilen rapor
da, “kirlenmiş gıdalar”dan özelikle de
dünya nüfusunun %9’unu oluşturan 5 yaş
altı çocukların etkilendiği belirtildi. Buna göre,
“kirlenmiş gıda”lardan ölen 420 bin kişinin 125 binini
beş yaş altı çocuklar oluşturuyor.
İshalli hastalıklar her yıl 230 bin
ölüme neden oluyor
Rapora göre, “kirlenmiş gıda” tüketimi sonucu her yıl
550 milyon kişide ishal vakaları görülüyor. Bunlar sonucunda da 96 bini çocuklar olmak üzere 230 bin kişi ishal
nedeniyle hayatını kaybediyor.
Gıda kaynaklı hastalıklar ve ölümler, en çok Afrika ve
Güneydoğu Asya’da gözlemleniyor.
Contaminated
food spreads
death
World Health Organization (WHO)
states that 420 thousand people
including 125 thousand children die
from diseases caused by “contaminated
food” every year.
World Health Organization issued its
report on the global load of food-induced diseases. According to the
report, 600 million people get
sick every year due to consumption of food products
contaminated by chemicals,
bacteria, viruses, parasites and
toxins. This means that one in
every 10 people in the world
gets sick due to consumption
of “contaminated food”. The report also reveals the deaths caused
by “contaminated food”. Indicating that
420 thousand people die every year due to
the diseases induced by contaminated food, the report
shows that particularly children aged under 5, which
consist 9% of the world population, are affected by
“contaminated food”. Accordingly, 125 thousand out of
420 thousand people who lose their lives due to “contaminated food” are children aged under five.
Diarrheal diseases result in
230 thousand deaths every year
According to the report, 550 million people suffer from
diarrheal diseases due to consumption of “contaminated
food” every year. As a result, 230 thousand people including 96 thousand children lose their lives due to diarrhea.
Food-induced diseases and deaths are mostly encountered in Africa and the Southeast Asia.
79
röportaj / interview
Tıbbi
görüntüleme
teknolojilerindeki
yenilikler hız
kesmiyor
Son yıllarda tıbbi görüntüleme
teknolojilerinde büyük gelişmeler
yaşanıyor. Görüntüleme
teknolojilerinde maliyetler değişken
olsa da tıp ve tanı merkezleri yeni
cihazlarla hizmet yelpazelerini
genişletiyorlar. 1992 yılında ‘Doppler
Ultrasonografi’ muayenehanesi
olarak hizmete başladıklarını belirten
Sonomed Yönetim Kurulu Başkanı Dr.
Serdar Mutlu, hizmette çözüm üretici
olmanın başarının en önemli nedenleri
arasında yer aldığını söylüyor. Mutlu,
hem tıbbi görüntüleme merkezi hem
de tıbbi tahlil laboratuvarının bir arada
olduğu JCI belgesi alan tek tanı merkezi
olduklarını ifade ediyor.
Kuruluşunuzun büyüme süreci hakkında bilgi
alabilir miyiz?
1992 yılında Kadıköy Bahariye’de Doppler Ultrasonografi muayenehanesi olarak hizmet vermeye başladık.
Esasen Kadıköy’e ‘Doppler’i getiren ekip Sonomed
ekibidir diyebilirim. Kuruluşumuz bu konuda ciddi çalışmalar yapmış ve yoğun bir emek harcamıştır. 1996’da
ise şu anki yerimize geçerek tüm görüntüleme modalitelerini kurduk. Sürekli daha iyiye daha güzele ulaşmayı hedefleyen ekibimiz, gerek teknoloji açısından
gerekse nitelikli ve spesifik işgücüyle hep liderliği hedeflemiştir. Şimdi daha da güçlü olduğumuzu ve yakın
gelecekte, “Dünyanın en aranılan markası” olacağımıza
inanıyoruz. Bu kararlılıkla yolumuza devam ediyoruz.
Tanı merkezinizde ne tür tetkikler
yapılabiliyor?
İki adet MR, 64 kesitli CT, 5 adet renkli Doppler US, digital röntgen, kemik dansitometresi, full dijital mamog-
80
Non-stop
innovations in
medical imaging
technologies
In recent years, there have been great
developments in medical imaging
technologies. Even though the costs
in imaging technologies tend to be
variable, medical and diagnosis centers
expand the range of their services
through new devices. Dr. Serdar Mutlu,
Chairman of Sonomed founded in
1992 as a ‘Doppler Ultrasonography’
clinic, indicates that being a solution
maker in the service is among the most
important reasons of being successful.
Mutlu says that they are the only
diagnosis center having a JCI certificate
where medical imaging center and
medical analysis laboratory exist
together.
Could you please tell us about the growth process of your company?
We started our services in 1992 in Kadikoy-Bahariye as
a Doppler Ultrasonography clinic. Indeed, I could say
that it was Sonomed team who brought ‘Doppler’ to
Kadikoy. Our company has carried out serious studies
and exerted great effort in this field. In 1996, we moved
to our current address and installed all imaging modalities. Our team has always aimed for attaining the best
and the most beautiful in practice and for the leadership with technology and qualified and specific workforce. We believe we are stronger today and we will be
the “most wanted brand of the world” in the near future. We keep going with this in mind.
What type of analyses can be conducted in
your diagnosis center?
We have two MRI units, 64-Slice CT scanner, 5 colored
Doppler US scanners, digital x-ray, bone densitometry,
full digital mammography, nuclear medicine (Scintigraphy) and an advanced medical analysis laboratory; and
röportaj / interview
Dr. Serdar Mutlu
rafi, nükleer tıp (sintigrafi) ve gelişmiş tıbbi tahlil laboratuvarı bulunmakta olup, gerek US eşliğinde (prostat,
tiroid, meme gibi) ve gerekse de CT eşliğinde (torax)
biopsiler de yapmaktayız. Kuruluş olarak bir önemli
özelliğimiz de başka çoğu merkezde yapılamayan bazı
özellikli çekimlerin bizde yapılıyor olmasıdır. Yine en
önemli farkımız da tüm modaliteler bir arada olduğu
için sorunun çözülüp hastanın mutlu olarak ayrılmasıdır. Uzman hekim arkadaşlarımızın hepsi de yaptıkları
işe odaklı çok spesifik çalışmaktadırlar.
Tıbbi tahlil laboratuvarımız da en son teknoloji ile en
doğru sonucu vermekte ve evden kan alma ekiplerimiz
de bu hizmeti yaygınlaştırmaktadırlar. Yine görüntülemede olduğu gibi laboratuvar hizmetlerinde de lider
olmayı hedefliyoruz.
Tıbbi görüntüleme teknolojileriyle ilgili neler
söylemek istersiniz?
Tıbbi görüntüleme teknolojileri hızla ilerliyor ve yatırım giderleri çok yüksek. Bakım giderleri de çok ciddi
harcamalar gerektiriyor. Şu anda PET MR teknolojisi
geldi ama bunun da maliyeti 3.5-4 milyon Euro düzeylerinde. Takdir edersiniz ki böyle bir yatırım yapmak tanı
merkezleri açısından bugünkü konjonktürde imkansıza
we conduct biopsies with the aid of either US (Prostate,
Thyroid, Breast) or CT (Thorax). One of the distinctive
features of our company is that we can conduct certain
specific imaging procedures that cannot be performed
in many other centers. Our most important difference is
our ability to solve the problems and leave the customers contented since we have all the modalities together.
Our medical analysis laboratory provides the most accurate results using the latest technology, and our home
phlebotomy teams are promoting this service. We also
aim to become the leader in laboratory services as we
do so in the imaging.
What would you like to say on medical imaging technologies?
Medical imaging technologies progress fast and investment costs are very high. Aside from investment, the
maintenance of the technology requires very serious
expenses. Right now, we have PET MRI technology;
however, it costs over Euros 3.5-4 million. As you know,
making such an investment is nearly impossible and not
feasible for diagnosis centers considering the current
conjuncture. I believe the prices will reasonably drop after a certain period. Besides, the most important prob-
81
röportaj / interview
yakın ve fizibil değil. Fiyatların bir süre sonra makul rakamlara ineceğini düşünüyorum. Bir de en önemli sorun bu teknolojiyi arz eden firmalarda da teknik ekip
sayısının maalesef yetersiz oluşu. Tüm ülkeye servis
sağladıkları düşünülürse onlar da kendilerince haklı
olabilirler ancak diğer taraftan da işin durmasını engelleyici önlemleri almaları yani teknik ekiplerini güçlendirmeleri şart. Yine bir diğer sorun da bu teknolojilerle
ilgili olarak firmalar maalesef yedek parça bulundurmuyorlar. Parça gerektiğinde yurt dışından tedarik ediyoruz ve beklemek zorunda kalıyoruz.
Bu sürece nasıl adapte oldunuz, ne gibi
önlemler aldınız?
How did you adapt yourself to this process,
what kind of measures did you take?
20 yılı aşkın süredir bu işin içinde olmamız nedeniyle
açıkçası çok ciddi bir sıkıntı yaşamıyoruz. Örneğin bizde
iki MR, 5 US olduğu için hiçbir zaman iş durmuyor. Grubumuz son yıllarda daha da genişlediğinden bir başka
kuruluşumuzdan da gerekli desteği alabiliyoruz.
We do not experience serious problems since we have
been active in this business for more than 20 years. For
example, our operations never stop since we have two
MRI and 5 US units. Since our group has expanded recently, we can get assistance from one of our other establishments.
Geleceğe yönelik hedef ve
planlamalarınızdan söz eder misiniz?
Could you please tell us about your future objectives and plans?
Uluslararası akreditasyon kuruluşu olan JCI’a müracaat ettik ve yeni yıla girmeden önce de 23 Aralık 2015
tarihi itibariyle akredite olmayı başardık. Yani artık
dünya markası olma yolunda çok önemli bir adım attığımızı gururla söyleyebilirim. Ülkemizde bu belgeyi
alan ilk ve tek tanı merkezi olduğumuz gibi dünyada
da hem tıbbi görüntüleme merkezi hem de tıbbi tahlil
laboratuvarının bir arada olduğu JCI belgesi alan tek
tanı merkeziyiz. Bu da hem şirketimiz hem de ülkemiz
adına gurur verici.
We applied to JCI, which is an International Accreditation Body, and managed to get accredited as of
December 23, 2015 before entering the new year. In
other words, I can proudly say that we have taken a
huge step towards becoming a world brand. We are
both the first and only diagnosis center that has been
awarded this certificate in our country and the only
diagnosis center to have obtained the JCI certificate
as an integrated medical imaging and medical analysis
laboratory in the world. This is both sublime for our
company and our country.
Diğer taraftan da tıbbi tahlil laboratuvarımızı daha da
geliştirip büyütmeye devam edeceğiz. Zira tıbbi görüntülemede olduğu gibi tıbbi laboratuvar alanında da 18
yıllık bir tecrübeye sahibiz.
Son olarak şunu söyleyebilirim ki yaptığınız işe gerçekten hakim olmanız ve doğru yapmanız gerekir. İyi niyetliyseniz, sorun çözüyorsanız ve çevrenizle ilişkileriniz
de iyi ise insanlar mutlaka sizi buluyorlar ve başarınızın
önünde hiçbir engel kalmıyor.
82
lem is the lack of technical personnel, who will intervene in any malfunctions experienced, in the companies
that offer such technology. They may be right in their
own opinion considering that they offer service across
the entire country; however, they are required to take
measures to prevent operational interruptions, namely
strengthen their technical teams. Another problem is
that companies unfortunately do not keep spare parts
available for these technologies. When we need spare
parts, we have to wait for them to come from abroad.
On the other hand, we will continue improving and expanding our medical analysis laboratory since we have
18-year experience in medical laboratory field just as
we are experienced in medical imaging.
Finally, I must say that if you have a good command of
your profession and do it right, have good intentions
and solve problems and have good relations with the
people in your circle, it is certain that you will come
across good people and have nothing to prevent you
from success.
83
kronik enfeksiyon / chronic infection
Leprosy: A
İnsanlık tarihi
disease as old
kadar eski bir
hastalık: Cüzzam as the history of
humanity
Tedavi edilmediği zaman ömür boyu
süren ağır hasarlarla uğraşılması
gereken bir hastalık olan cüzzam
(lepra), insanlık tarihi kadar eski bir
hastalık. Bu hastalığa yakalanan
kişilerin tıbbi ve sosyal yönden
desteklenmesi gerekiyor. 1876’da
Gerhard Armauer Hansen tarafından
bulunan “Lepra Basili’nin sebep olduğu
hastalık, kronik seyirli bir enfeksiyon
olarak tarihe geçti. İstanbul Lepra
Hastanesi Yöneticisi-Başhekim Op.
Dr. Ali Kemal Güler’, hastalıkla ilgili
süreçleri CNR Sağlık’a anlattı…
“İnsanlık tarihi kadar eski olan bu hastalığın günümüz
dünyasında bilinirliği, sahiplenilmesi ve desteklenmesi
hâlâ yeterli değildir. Türkiye’de kayıtlı eski hasta sayısı
2000 civarında olup bu hastaların takip ve olası sorunlarıyla ilgilenilmesi gerekmektedir. Lepra özelindeki iş
ve işlemler yıllarca bir grup gönüllü tarafından yapılmış
ve o grubun doğal süreçte azalması nedeniyle unutulmuş (yetim ) hastalıklar sınıfında kalmıştır.
Prof.Dr. Türkan Saylan ve arkadaşları tarafından kendi
özel ilgi ve araştırmalarıyla toplanan hastaların tetkik,
tedavi ve cerrahi girişimleri ağırlıklı olarak İstanbul
Lepra Hastanesi’nde yapılmıştır. Hastaların sosyal yönden tüm sorunlarıyla da aynı ekip ilgilenmiştir. Maddi
ve manevi yönden sahiplenilen bu hastalar, İstanbul
başta olmak üzere Elazığ ve Ankara’daki hastanelerde
muhatap bulmuş ve tedavi imkanları olmuştur.
Yeni hastalığın çıkmadığı veya yılda 1-2 yeni hastanın
çıktığı görülünce hastalık unutulmaya yüz tutmuş ,Elazığ ve Ankara’daki hastaneler ile Türkiye genelindeki
cüzzam (lepra) ve Frengi dispanserlerinin kapanmasıyla tek adres olarak İstanbul Lepra Hastanesi kalmıştır.
Lepra, bir kez alındı ve tedavi edilmedi mi ömür boyu
ortaya çıkacak ağır hasarlarla uğraşılması gereken bir
hastalıktır. Hastalık, evdeki lepralı bir hastadan bulaştıktan uzun süre sonra (7-10 yıl ) ortaya çıkabilmek-
84
Leprosy (lepra), which requires dealing
with severe damages for life unless
treated, is a disease as old as the history
of humanity. People suffering from this
disease must be provided with medical
and social support. The disease, which
is caused by “Lepra Basili” discovered by
Gerhard Armauer Hansen in 1876, went
down in history as a chronic infection.
Surgeon Dr. Ali Kemal Guler, ManagerChief Physician of Istanbul Lepra
Hospital, told CNR Health about the
processes related to the disease…
“This disease, which is as old as the history of humanity,
is still not known, embraced and supported enough in
today’s world. The number of registered patients in Turkey is around 2000, and it is necessary to follow up these
patients and deal with their possible problems. Studies
and works related to leprosy was conducted by a group
of volunteers for years, and the disease became one of
the forgotten (orphan) diseases since that group of volunteers decreased in number in the natural process.
The examinations, treatments and surgical interventions for the patients who were gathered together by
Prof Dr. Turkan Saylan and her colleagues through their
own particular interest and researches were mostly
conducted in Istanbul Lepra Hospital. The same healthcare team also addressed all social problems of the patients. These patients, who were protected materially
and morally, were admitted to hospitals particularly in
Istanbul and in Elazig and Ankara and had the opportunity to get treatments.
The disease began to be forgotten due to the lack of
incidence or 1-2 new cases seen in a year; so, the hospitals in Elazig and Ankara were shut down along with
the leprosy (lepra) and Syphilis dispensaries across Turkey, and only Istanbul Lepra Hospital was left as the
single address.
kronik enfeksiyon / chronic infection
İstanbul Lepra Hastanesi
Yöneticisi
Op. Dr. Ali Kemal Güler.
Surgeon Dr. Ali Kemal Guler,
Manager-Chief Physician of
Istanbul Lepra Hospital.
tedir. Yakınında cüzzam hastası olup döküntü, burun
tıkanıklığı ve hissizlik gibi görülebilen şikayetlerde en
başta hekimin şüphelenerek lepra için gerekli tetkikleri yaptırmasının sonrasında adını koyabileceğimiz bir
vaka olması, işin en zor kısmını oluşturmaktadır.
Her yıl 200.000 yeni hastanın ortaya çıktığı dünyada, ülkemizde yeni vaka nadir de olsa görülmekte olup bunlar teşhis edildiği takdirde, 2 yıl ilaç tedavisi verilerek bu
hastalıktan tamamen kurtulmak mümkün olmaktadır.
Bu hastalığın teşhis ve tedavisinde, müthiş bir kurum hafızası olan İstanbul Lepra Hastanesi’nin devam
etmesi gerekliliği tartışma götürmez bir gerçektir.
Sağlık Bakanlığı’nın ve hastanemizi de bünyesinde
barındıran Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu’nun bu
konudaki yaklaşımı her zaman yapıcı ve destekleyici
olmuştur.
Ömür tanısı konulamamış ve bu hastalığa yakalanmış
tüm yurttaşlarımızın, tıbbi ve sosyal yönden desteklenmesi gerekmektedir. Filmlere ve korkunç hikayelere
konu olmuş lepra hastalığının tedavi edilebilir ve hastalarının da toplum tarafından dışlanmaması gerektiğine
inanarak farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz.
Leprosy is a disease that requires dealing with severe damages that will occur for the rest of a patient’s life when it is
contracted once and not treated. The disease may reveal
itself after a long period (7-10 years) after it is contracted from leprous patient at home. The hardest part of the
work is that leprosy is a disease that can be diagnosed only
after carrying out the necessary examinations when especially a doctor suspects of leprosy in case of complaints
such as rash, nasal congestion and numbness.
The incidence of new leprosy cases in the world is
200.000 every year. Leprosy cases are also seen in our
country, even though rarely; however, it is possible to
get rid of this disease completely when it is diagnosed
and the patient receives medication for 2 years.
It is an indisputable fact that Istanbul Lepra Hospital,
which has an excellent institutional memory, should
continue diagnosing and treating this disease. The Ministry of Health and the Turkish Public Hospitals Institution, to which our hospital is affiliated, have always
been constructive and supportive of this matter.
All our citizens who have contracted this disease and
not given a life diagnosis must be supported medically
85
kronik enfeksiyon / chronic infection
Lepra sadece bir hastalık olup eski inanışlardaki gibi lanet değildir.
Unlike the old beliefs, leprosy is not a curse but only a disease.
Tarih boyunca toplum tarafından değişik inanç ve efsanelerle uzaklaştırılmış bu hastalarla bir arada yaşamamız gerekmektedir. Lepra sadece bir hastalık olup eski
inanışlardaki gibi lanet değildir.
Türk İslam tarihinde her hastalıkta olduğu gibi bu hastalara da gereken özen gösterilmiş, lepra hastalarının
maddi ve manevi tüm ihtiyaçları devletin ve toplumun
iş birliğiyle karşılanmıştır.
Biyografi
Op. Dr. Ali Kemal Güler
1967 yılında Ordu’da dünyaya geldi. 6 kardeşinin 4’ü
gibi tıp eğitimini seçti. KTÜ Tıp Fakültesi’nden mezun
oldu.1992 yılında ziyaret için geldiği Lepra Hastanesi’nde “Lepra Hastalığı” ve bu işe gönül vermiş insanlarla tanışınca, lepra gönüllüsü oldu.1998 yılında İhtisas için Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne
başladı. Lepra serüveni, 1999 yılında, Prof.Dr. Türker
Özkan’ın başkanlığında Lepra Deri ve Zührevi Hastalıkları Hastanesi’ndeki ameliyatlara girerek başladı.
2003’te beyin ve sinir cerrahisi uzmanı oldu. Mesleki
çalışmaları devam ederken idari organizasyonlarda
görev aldı. 2015’te Lepra Hastanesi’ne Yönetici-Başhekim olarak atandı.
86
and socially. We are trying to raise awareness for leprosy, which has been mentioned in movies and horror
stories, saying that it is a treatable disease and believing
that patients must not be cast out of society.
We must live side by side with these patients who have
been cast out by the society due to different beliefs and
legends throughout the history. Unlike the old beliefs,
leprosy is not a curse but only a disease.
Throughout the Turkish-Islamic history, these patients
have been provided with the necessary care just like in
other diseases, and the material and moral needs of leprous patients have been met through the cooperation
of the government and the people.
Biography
Surgeon Dr. Ali Kemal Guler
He was born in 1967 in Ordu. He chose to study medicine
just like 4 of his 6 siblings. He graduated from Karadeniz
Technical University Medical Faculty. When he became
acquainted with the “Leprosy Disease” and the people
who put their hearts and souls in this effort in Lepra Hospital that he visited in 1992, he volunteered for leprosy.
He started working at Bakirkoy Mental and Psychiatric
Hospital for specialization in 1998. His leprosy adventure started in 1999 when he began participating in the
procedures performed under the leadership of Prof. Dr.
Turker Ozkan in Lepra Dermatological and Venereal Diseases Hospital. He became a brain and nerve surgeon in
2003. He took part in administrative organizations while
continuing his professional works. He was appointed as
the Manager-Chief Physician of Lepra Hospital in 2015.
klinik plates / clinical Pilates
Popüler egzersiz Popular exercise
programı:
program:
“Klinik Pilates” “Clinical Pilates”
Son yılların popüler egzersiz
programı “Klinik Pilates”, omurga
sağlığını korumak ve mevcut omurga
hastalıklarını ortadan kaldırmaya
yönelik bir tedavi yöntemi olarak
dikkati çekiyor.
Joseph Pilates tarafından geliştirilen egzersiz sistemi
olan pilates, vücut kaslarını güçlendirmek ve esneklik
kazandırmak amacıyla kullanılıyor. Ayrıca karın ve sırt
bölgelerini güçlendirerek sağlam bir iskelet yapısı oluşturuyor.
Kasları da bir bütün halinde çalıştırıyor. Fizyoterapist Emre Uçar
“Klinik Pilates”in, kişinin omurga
sağlığını korumak ve mevcut hastalıklarını ortadan kaldırmaya yönelik bir tedavi yöntemi olduğunu belirtti. Uçar şöyle konuştu:
“Omurganın düzgün kullanılmadığı, vücut dengesinin sağlıklı olmadığı duruş bozuklukları, yanlış
oturuş pozisyonlarında uzun süre
kalınması ya da bu pozisyonlarda
sürekli olarak tekrarlanan hareketler ile kaslarda gerilme, yorgunluk, stress ve bazı meslekler
de vücudumuzda hasar bırakabilir. Boyun fıtığı, bel fıtığı ile skolyoz gibi sırt, boyun ve omurga rahatsızlıkları, duruş bozuklukları ve
buna bağlı ağrılar, ortopedik ameliyatlar, omuz, kalça
ve diz eklem problemleri ‘Klinik Pilates’in tedavi etmeye yönelik çalıştığı rahatsızlara örnektir.”
Fizyoterapist Emre Uçar, “Klinik Pilates”in, belirtileri
(semptomları) tekrarlayan veya kronik kas-iskelet sisteminde ağrısı ya da yaralanması olan pek çok kişi için
uygun olduğunu söylüyor. Uçar bu yöntemin, doğum
öncesiyle doğum sonrasında kadınlarda pelvik taban
gücü, alt sırt pelvik ağrı dindirilmesinde, önleme ile
kontrolün artırılmasında ve vücudun yeniden şekillendirilmesinde kullanıldığını vurguladı.
“Clinical Pilates”, a popular exercise
program of recent years, stands out
as a method of treatment intended
to protect spinal health and eliminate
existing spinal diseases.
Pilates, an exercise system developed by Joseph Pilates, is used to strengthen body muscles and give
them flexibility. In addition, it strengthens abdomen
and back muscles and creates a robust skeletal structure. It works up the muscles as
a whole. Physiotherapist Emre
Ucar states, “Clinical Pilates is a
method of treatment intended
to protect one’s spinal health and
eliminate existing spinal diseases”. Ucar indicates that, “When
the spine is not correctly used,
posture problems may develop
if the body is not properly balanced; and prolonged periods
of wrong posture or movements
continuously repeated in such
postures may lead to contraction
of muscles, fatigue, stress and
damage in some professions. Diseases that Clinical Pilates targets
to treat include cervical disc hernia, spinal disc herniation, problems in the back, neck and spine
such as scoliosis, posture disorders and associated pain, orthopedic surgeries, problems in shoulders, hips and knees”.
Physiotherapist Emre Ucar says that “Clinical Pilates” is suitable for many people who suffer from
recurring indications (symptoms) or chronic pain or
wounds in the musculoskeletal system. Ucar emphasizes that it is used in women to strengthen the pelvic floor before and after birth, alleviate lower back
pelvic pains, increase the control by prevention and
reshape the body.
87
röportaj / interview
Ostomi
sistemlerinde
öncü kuruluş
Leading
company in
Ostomy systems
İki parçalı ostomi sistemlerinin
dünyadaki ilk üreticilerinden olan
ConvaTec, sadece ürenleriyle
değil sunduğu hizmetlerle de fark
oluşturmaya çalışıyor. Merkezi ABD’de
Greensboro’da bulunan firma; ostomi,
yara ve yanık bakımı, kontinans,
yoğun bakım ve infüzyon sistemleri
alanlarında, 30 yılı aşkın süredir
faaliyet gösteriyor. 90’dan fazla ülkede
aktif olan kuruluşun Türkiye’deki
çalışmalarını değerlendiren Ülke
Müdürü İrem Taşpınar, CNR EXPO’da
düzenlenen İstanbul Health Expo’nun
da sağlık teknolojileri ve sektörün
iletişimi açısından önemli bir platform
olduğunu söyledi…
One of the first manufacturers of twopiece ostomy systems in the world,
ConvaTec tries to be different with not
only its products but also the services
it offers. Headquartered in Greensboro
in the United States, the company has
been active for more than 30 years
in areas of ostomy, wound and burn
care, continence, intensive care and
infusion systems. Irem Taspinar, Turkey
Manager of the company that operates
in more than 90 countries, indicated
that Istanbul Health Expo organized in
CNR EXPO is an important platform in
terms of health technologies and the
communication within the sector…
Görev yaptığınız firmanın Türkiye’deki
faaliyetleri hakkında bilgi alabilir miyiz?
1990’lı yılların başından itibaren çeşitli temsilciler aracılığı ile Türkiye’de ostomi ürünlerimiz başta olmak
üzere belirli ürünlerimiz bulunmakta idi. ConvaTec olarak 2009 yılında aracısız direkt ticaret kararı alarak çalışma şeklimizi yeniledik. Türkiye yapılanmamızda, ana
işimiz olan ostomi ürünlerine erişimin kolaylaştırılmasını kendi ofislerimiz aracılığı ile sağlamaya karar verdik.
Bu karar doğrultusunda İstanbul, Ankara ve İzmir’de
kendi satış ofislerimizi açtık. Bunun dışındaki illerde de,
standartlarımıza uyan yetkili bayilerimiz ile yapılanmamızı genişlettik. Son olarak da, 2013 yılında Adana satış
ofisimizi hizmete açtık.
88
Could you please tell us about the operations
of the company you work for in Turkey?
Since the beginning of 1990s, we had a presence in Turkey through various agents with certain products especially our ostomy products. As ConvaTec, we renewed
our ways of operation in 2009 by deciding to deal directly without agents. Regarding our structuring in Turkey, we decided to ensure accessibility to ostomy products, which are our main field of work, through our own
offices. Accordingly, we opened our own sales offices in
Istanbul, Ankara and Izmir. We extended our organization in certain cities through authorized dealers meeting our standards. Finally, we opened our sales office in
Adana in 2013.
Ürün ve hizmetlerinizi anlatır mısınız?
Could you tell us about your
products and services?
Dünyada genelinde iki parçalı ostomi sistemlerinin ve
modern yara bakım ürünlerinin de ilki olan hidrokolloid örtülerin ilk üreticisiyiz. Ayrıca ‘İngiltere Kraliyet
Teknoloji Ödüllü’ Hydrofiber teknolojisi ile üretilen
yara-yanık bakım ürünlerinde de global firmalar arasındayız. Ayrıca, sıvı/yarı sıvı fekal inkontinans yönetimi için geliştirilmiş, FlexiSeal isimli fekal diversiyon
We are the first manufacturer of two-piece ostomy systems and hydrocolloid dressings, which are also the first
in modern wound care products in the world. As of late,
we are among the global leading companies operating
in this field with our wound and burn care products produced with Hydrofiber Technology awarded the United
Kingdom’s Royal Award for Technology. In addition, we
röportaj / interview
Taşpınar, İstanbul Health Expo’nun sağlık teknolojilerindeki yenilikler ve iletişim açısından
önemli bir platform olduğunu söyledi.
Taspinar indicates that Istanbul Health Expo is
an important platform in terms of innovations
in the health technologies and communication.
sistemi ile yine bu alanda, faaliyet gösteren öncü kuruluşlardanız.
Ostomi ürünlerinde (kolostomi, ileostomi, ürostomi
ürünleri) sadece ürünlerle değil, sunulan hizmetlerle
de insanların hayatında fark yaratmak isteği ile çalışıyoruz. Bu anlamda Türkiye’de ostomili bireylere hizmet
veren ilk çağrı merkezini 3 yıl önce hizmete sunduk.
Ostomili bireylerin ürünler konusunda her türlü bilgiyi
alabilecekleri hemşiremiz sadece geçen yıl içerisinde
2.000’den fazla yeni ostomi ameliyatı geçirmiş hastaya
ulaşarak sorularına cevap verdi.
Bunun yanı sıra, yine ülkemizde bir ilk olarak sadece ostomililere yönelik ‘Kontak’ isimli ostomili birey dergisi
çıkarıyoruz. Bu dergi ile amacımız, yeni ameliyat olmuş
hastalara genel bilgiler vermek, merak ettikleri konularda değerli hocalarımızdan röportajlar sunmak ve
tabii ki hizmet alabilecekleri stoma terapi ünitelerini
tanıtmaktır.
Gurur duyduğumuz projelerimizden biri de “Benim
Hikayem” sosyal sorumluluk projesi… Faaliyet gösterdiğimiz tüm ülkelerde uygulanan projenin amacı daha
önce ameliyat olmuş ve hayatına kaldığı yerden devam
ederek stomasını ikinci bir şansa çeviren kişilerin hayat
are also one of the leading companies operating in this
field with our fecal diversion system called FlexiSeal developed for liquid/semi liquid fecal incontinence management.
We work with the desire to create a difference in the
lives of patients not only with ostomy products (Colostomy, Ileostomy, Urostomy products) but also through
the services offered. In this sense, we commissioned
the first call center that offered services to individuals
suffering from ostomy in Turkey 3 years ago. Our nurse
who could give all kinds of information about the products to ostomy patients reached out to more than 2,000
new patients who recently had ostomy surgeries and
answered their questions.
Furthermore, we issue an ostomy magazine called ‘Kontak’ (Contact) intended for only the people with ostomy, again as a first in our country. Our objective to issue this magazine is to provide general information to
patients who has recently had surgeries, provide interviews made with our esteemed surgeons about the topics they wonder and introduce the stoma therapy units
where they can receive services.
One of the projects we are proud of is “My Story” social
responsibility project… The purpose of the project im-
89
röportaj / interview
“Türkiye, inovatif ürünlere erişimin hem mevzuatsal, hem sektörel olarak iyi olduğu ülkelerden.“
“Turkey is one of the countries where accessibility to innovative products is good in terms of both legislation and the sector.”
hikayelerini paylaşmak, yeni ameliyat olacak kişilere
ilham vermek. Bir çok hasta göz korkutucu olabilecek
bu deneyimi, birebir yaşamış insanlardan dinleyince
stomalı yaşama bakış açıları değişiyor, hayata tekrar
bağlanıyorlar.
Teknolojik ve idari açıdan, sağlık sektörü son
yıllarda nasıl bir aşama kaydetti? Türkiye, inovatif ürünlere erişimin hem mevzuatsal,
hem sektörel olarak iyi olduğu ülkelerden. Türkiye’de
sağlık sektörü son yıllarda, “Sağlıkta Dönüşüm” projeleri ile her alanda oldukça olumlu gelişmeler yaşıyor.
Sağlık Bakanlığı’nın özellikle tıbbi malzemelerin satışı
ve tanıtımı alanlarında uygulamaya koyduğu regülasyonların, Türkiye’deki sağlık sektörüne olumlu etkileri
olacağı fikrindeyiz.
İstanbul Health Expo hakkındaki
düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
Yeni teknolojileri takip etmek, birçok hastane ve kurum yetkilisiyle birebir görüşerek kendimizi ifade etmek açısından çok önemli bir fuar.
plemented in all countries where we operate is to share
the life stories of people who has previously had surgeries, then resumed their lives, and turned their stoma
into a second chance and to inspire those people who
will undergo surgeries. People change the way they see
the life with stoma and hold onto life when they hear
the stories of people who have personally had such experience, which may be frightening for most patients.
To what extent the health sector has
progressed recently in technological and
administrative terms?
Turkey is one of the countries where accessibility to
innovative products is good in terms of both legislation and the sector. The health sector has experienced
rather positive developments in each area with the recent “Transformation in Health” projects. We are of the
opinion that the regulations enforced by the Ministry of
Health especially in the sales and promotion of medical
equipment will have positive effects on the health sector in Turkey.
Could you please tell us about your opinions
on Istanbul Health Expo?
It is a very important expo to follow up new technologies and express ourselves through one-one-one meetings with the officials of many hospitals and institutions.
90
91
Sağlık Bakanlığı raporu / The Ministry of Health reports
Kaya tuzu sağlığı Rock salt
tehdit ediyor
threatens health
Sağlık Bakanlığı’nın raporuna göre,
kaya tuzunda atom bombasında
kullanılan, sağlık açısından çok riskli
“Plütonyum” ile radyasyon içeren
“Talyum” ve “Radyum” gibi maddeler
var. Kaya tuzunun 84 ayrı mineral
içerdiği bilgisi de doğru değil…
According to the report of the
Ministry of Health, rock salt contains
“Plutonium”, which is also used in
atomic bomb and a great risk for health,
“Thallium” and “Radium”, which contain
radiation. It is also not true that rock salt
contains 84 different minerals…
Sağlık Bakanlığı, bileşeninde 84 ayrı mineral bulunduğu
iddia edilen ve son dönemde sofraların vazgeçilmezi
haline gelen kaya tuzunu mercek altına aldı. “Kaya Tuzu
Hakkında Gerçekler” başlıklı bir rapor hazırlayan bakanlık, kaya tuzunun bileşenlerinde atom bombasının
yapımında da kullanılan ve insan sağlığı için çok riskli
görülen “Plütonyum” maddesinin yer aldığını açıkladı.
The Ministry of Health has put rock salt under the scope,
which is claimed to contain 84 different minerals and
has become an indispensable element on dinner tables.
In its report “Truths about the Rock Salt”, the Ministry
explains that rock salt contains “Plutonium”, which is
also used in atomic bomb and considered as a great risk
for health.
Sodyumun insanlar için önemli bir mineral olduğu belirtilen raporda, günlük 184-230 mg. tüketmenin gerekli
olduğu ifade edildi. Raporda tüketimi önemli oranda artan kaya ve Himalaya tuzlarının, 84 adet mineral
içerdiği ve sağlık açısından önemli olduğu yönündeki
değerlendirmelerin doğru olmadığı belirtildi. Tuzun
birçok hastalığın önlenmesinde yararlı olduğu görüşü
de doğrulanmadı.
Stating that sodium is an important mineral for humans,
the report indicates that sufficient daily consumption
of sodium is 184-230 mg. The report also indicates that
beliefs such as rock salt and Himalaya salt, which are increasingly consumed, contain 84 different minerals and
are very important for health are not true. The report
does not verify the opinion that salt is helpful in preventing many forms of diseases.
Sağlık Bakanlığı’nın raporunda kaya tuzunun 84 ayrı mineral içermediği belirtiliyor.
The report of the Ministry of Health indicates that rock salt does not contain 84 different minerals.
92
Sağlık Bakanlığı raporu / The Ministry of Health reports
Sağlık Bakanlığı’nın “Kaya Tuzu Hakkında Gerçekler” başlıklı raporunda çarpıcı veriler bulunuyor.
The report “Truths about Rock Salt” by the Ministry of Health contains striking data.
Kaya tuzlarının bileşimi hakkında bilgiler
verilen raporda, şunlar paylaşıldı:
Providing information on the composition of rock
salts, the report also shares the following details:
•
•
•
•
•
•
İnsan sağlığı açısından çok riskli olduğu bilinen
Plütonyum (atom bombası yapımında kullanılıyor)
bulunuyor.
”Talyum” ve “Radyum” (radyasyon yani ışın içerir ki
radyasyonun kanser yapıcı etkisi çok iyi bilinmektedir) gibi maddeler de bileşende yer alıyor.
Kaya tuzunun esas maddesini yüzde 97.35 oranında “Sodyum” oluşturuyor.
Sodyum’un da sofra tuzu gibi fazla tüketilmesi
kalp ve damar sağlığı açısından kötüdür.
Kaya tuzlarının sağlık üzerinde olumlu etkilerini
gösteren hiçbir bilimsel yayın bulunmamaktadır.
•
•
•
•
It contains Plutonium, which is known to pose many
risks against human health (used in manufacturing
atomic bombs).
The composition also includes elements such as
“Thallium” and “Radium” (contains radiation, which
is well-known for its carcinogenic effects).
The main component of rock salt is “Sodium” by
97.35 percent.
Consumption of Sodium as table salt is bad for cardiovascular health.
There are no scientific publications showing the
positive effects of rock salts on health.
93
makale / article
Evde bakım ve
Home care and
sosyal hizmetler social services
Mehmet Keleş
Düzce Belediye Başkanı
Türkiye Belediye Başkanları Birliği Genel Başkanı
“Halk içinde muteber bir nesne
yok devlet gibi, olmaya devlet
cihanda bir nefes sıhhat gibi.”
Şüphesiz ki, sağlıklı yaşam sürmek insanlar için başka hiçbir
şeyle ölçülemeyecek kadar değerlidir. Özellikle yaşlılar için,
engelliler için, kronik rahatsızlıkları olanlar için bu durum
bir kat daha fazla önem arz etmektedir.
Cihan Sultanı Kanuni yukarıdaki
dizelerde bunu ne kadar güzel
anlatmış. Yine Yüce Peygamberimiz (S.A.V.) bir hadisi şerifinde
“ Beş şey gelmeden, beş şeyin
kıymetini biliniz.” hadisini buyurmuşlardır. Bunlardan birisi “Hastalık gelmeden önce
sağlığın kıymetinin bilinmesi gerektiğidir.”
Belediye Başkanı olarak şehri yönetirken ve insanların
birçok alanda ihtiyaçlarını karşılarken sadece yol, kaldırım, asfalt, su, kanalizasyon vb. fiziki hizmetleri değil
özellikle sosyal alanda da birçok hizmeti de beraber
düşünmek zorundayız. Yaşlıları, düşkünleri, engellileri,
çocukları, hastaları ayrı ayrı düşünmeli ve daha huzurlu
bir hayat sürebilmelerini temin edici çalışmalara en az
diğer faaliyetler kadar önem vermeliyiz.
Bu kapsamda Düzce Belediyesi olarak gerçekleştirdiğimiz sosyal çalışmalardan birisi de bakanlıklar düzeyinde imzalanan “Evde Sağlık, Bakım ve Sosyal Destek
Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Protokol” çerçevesinde, ilimizde İl Halk Sağlığı Müdürlüğü, Aile ve Sosyal
Politikalar İl Müdürlüğü ve belediyemiz tarafından imzalanan ve hayata geçirilen protokoldür.
Bu kapsamda hizmet satın alma yönetimiyle Düzce’de
üç önemli araştırma çalışması gerçekleştirildi. İlk aşamada evde bakım ve manevi bakım projesi mevcut durum analiz raporu hazırlandı. İkinci aşamada bütünleşik
94
Mehmet Keles
Mayor of Duzce
General President of Union of Mayors in Turkey
“There is no other thing a society
respects more than its government; isn’t the government like a
sigh of health in the world.”
There is no doubt that living a
healthy life is by far the most
valued thing by people when
compared to all the other things.
In particular, this is still more important for the elderly and people with disabilities or chronic
diseases.
How beautifully Suleiman the
Magnificent expressed this in the
verses above. Once more, Prophet Mohammad (S.A.V. [Peace be
upon him]) wills in one of his hadiths, “Know the value of five things before such five
things happen”. One of them is that “we must appreciate the value of health before illness strikes”.
As Mayors, we must also think about various services
and particularly social services aside from physical services such as roads, pavements, asphalts, water, canalization, etc. when administering a city and meeting a
wide range of needs of people. We must think of the
elderly, the needy, people with disabilities, children and
the sick separately and prioritize works that facilitate a
more peaceful life for them as much as other activities.
One of the social works we conduct as Duzce Municipality is the protocol signed and put into effect among the
Provincial Directorate of Public Health, Provincial Directorate of Family and Social Policies and our municipality
within the frame of the “Protocol on Offering Health at
Home, Home Care and Social Support Services”.
Three important research studies were conducted in
Duzce with service purchasing method. At the first stage,
we prepared a status analysis report for home care and
spiritual care project. At the second stage, we conduct-
makale / article
bakım modellemesi çalışması gerçekleştirildi. Üçüncü
aşamada ise yapılan bu çalışmalar teknik şartnameye
dönüştürüldü. Çalışmalar bu kapsamda gelişerek devam etmektedir.
Düzce Belediyesi’nin evde bakım ve manevi bakım konusunda geliştirdiği çalışmalar ve bu konuya bakış açısı
başlıklar halinde aşağıda ifade edilmeye çalışılmıştır.
Yapılan çalışmaların tüm bu konuda çalışma yapmak isteyen belediyelere örnek olması temennisiyle…
Düzce Belediyesi Evde Bakım
ve Manevi Bakım Projesi
ed an integrated care modelling. At the third stage, we
shaped these studies into technical specifications. Our
works are improvingly continuing within such scope.
We tried to describe the works conducted by Duzce Municipality in terms of home care and spiritual care and its
perspective on this matter under the headings below.
We hope that the works conducted set an example for all
municipalities that want to work towards this matter…
Duzce Municipality Home Care
and Spiritual Care Project
Belediyelerin görevleri sadece altyapı, üstyapı ve çevre düzenlemesi çalışmaları değildir. Yerel yönetimlerde
sosyal hizmetler üretme anlayışı aslında sosyal devlet
ilkeleri ile yakından ilgilidir. Bilindiği gibi sosyal devlet,
güçsüzleri, fakirleri, yardıma ve bakıma muhtaç kişileri
korur. Bu hizmetleri de ihtiyaç sahiplerine götürebilmek için, sosyal kurumlarını tesis eder, koruyucu tedbirler vasıtasıyla toplumun sorunlarını olabildiği kadar
önlemeye ve gidermeye çalışır. Yerel yönetimlerin
özellikle de belediyelerin görevi sadece altyapı, çevre
düzenlemesi, imar, asfalt v.s. işler yapmak değil, sosyal
anlamda o yerleşim yerinde yaşayan halkın her türlü
sorunlarıyla ilgilenmektir.
Duties of municipalities are not only infrastructure,
superstructure and landscaping works. In local governments, the concept of producing social services is actually closely related to the principles of a social state. As
is known, social state protects the weak, the economically disadvantaged and people in need of assistance
and care. It institutes its social institutions in order to
deliver these services to those in need and tries to prevent and eliminate the social problems to the extent
possible through protective measures. The duties of local governments and particularly municipalities are not
only conducting works such as infrastructure, landscaping, zoning, asphalting, etc. but also addressing all kinds
of social problems of the residents.
Sosyal alanda en önemli görev
evde bakım hizmetleridir
Home care services are the most
important duty in the social sphere.
Yerel yönetimlerin sosyal alanda en önemli görevlerinden birisi de evde bakım hizmetleridir. Evde bakım, gerek teşhis ve tedavi sonrası bakım sürecinde, gerek kronik bir hastalığın takibinde, gerekse herhangi bir sağlık
problemi olmaksızın koruyucu sağlık ve tetkik hizmetlerinin verilmesi süreçlerinde, ihtiyaç sahiplerine kendi
ortamlarında sağlık bakımı hizmetlerinin verilmesidir.
One of the most important social duties of local governments is home care services. Home care involves offering healthcare services to those in need in their own
environments during diagnosis or after treatment, or
follow-up of a chronic disease or when offering protective healthcare and examination services when there is
no health problem.
Yaşlılar ev ortamında tedavi
görmeyi tercih ediyor
Elderly people prefer receiving
treatment at home.
Hastanın ya da yaşlının ailesiyle birlikte ve kendi ev
ortamında bulunması, bu hizmeti birey için cazip kılan
en önemli faktörlerdendir. Bunların ötesinde yaşlıların
çok büyük bir bölümü kendi ev ortamında kalmayı tercih etmektedir. Tüm bu faktörler yaşlıların ev ortamında bakımını gündeme getirmiştir.
Presence of the patients or the elderly at their home
together with their family is one of the most important
factors that make this service desirable. Furthermore,
majority of elder people prefer staying at their homes.
All these factors have brought forward the need for
home care services for the elderlies.
Evde bakım hastanın yaşam kalitesini
yükseltmektir
Home care improves life quality of patients.
Evde bakım hizmetinde amaç, hastanın günlük yaşam
şartlarını en az etkileyerek en doğru tedaviye ulaşmak
The objective of home care services is to minimize the
effects of disease and incapacity and improve the quality of life through attaining the best treatment that
95
makale / article
yolu ile hastalığın ve yetersizliğin etkilerini en aza indirmek ve aynı zamanda yaşam kalitesini yükseltmektir. Bu
hizmet ayrıca; evde kalmayı tercih eden ve tedavisi, bakımı devam eden ancak yakın aile çevresi ve arkadaşları tarafından bakımı gerçekleştirilemeyenler için gereklidir.
would least effect the daily living conditions of patients.
In addition, this service is necessary for those who prefer staying home and who are still being treated and
cared for but whose care cannot be undertaken by their
family and friends.
Yeni Türkiye’yi doğru okumalıyız
We must accurately read the new Turkey.
2016 Türkiye’sinde biz de yeniçağı, yeni Türkiye’yi doğru okumak ve her alanda olduğu gibi sağlık ve sosyal
alanda insanımızın hayatını kolaylaştırıcı yeni çözümler
üretmek zorundayız. Ülkemizde yerel sosyal hizmet
uygulamaları her geçen gün yeni bir ivme kazanarak
iyileşmektedir. Sosyal devletin ve belediyeciliğin bir
getirisi olan bu yaklaşım son zamanlar tüm yerel yönetimlerin gündemindedir.
In 2016’s Turkey, we have to accurately read the new
age, the new Turkey and produce new solutions that
facilitate lives of our people in healthcare and social
services as in all the other areas of life. In our country,
local social service practices are increasingly improving
day by day. This approach, which is introduced by social
state and municipal work, has been an item included
the agenda of all local governments recently.
Sosyal belediyeciliği hükümet
politikamızla uyumlu kılıyoruz
We render social municipal work in
harmony with our government’s policy.
Çalışmalarımızı bugünden ufka bakarak değil, hayal
edilmiş bir gelecekten bugüne ve insanlara, insanların gelecek beklentilerine bakarak şekillendiriyoruz.
Günlük yaşamı kolaylaştırmak amacı ile fiziki şartlarını
yenilediğimiz Düzce’mizde, sosyal hizmet anlayışına da
farklı bir bakış açısı getirerek hükümet politikaları ile
de desteklenen ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın öncülüğünde sürdürülen evde bakım hizmetleri
konusunda çalışmalarımıza hız kazandırıyoruz.
We shape our works not looking at the horizon as of
this moment but seeing today, people and their expectations from an envisaged future. In our city Duzce,
where we have renewed the physical conditions to facilitate daily lives, we introduce a different perspective
to understanding of social services and speed up our
works regarding home care services supported by government policies and continued under the leadership of
the Ministry of Family and Social Policies.
Düzce Belediyesi olarak ihtiyaç duyan hastalara ulaşacağız
As Duzce Municipality, we will reach out to patients in need.
96
makale / article
Sosyal hizmetlere önem veriyoruz
We place emphasis on social services.
Düzce Belediyesi olarak ihtiyaç
duyan hastalara ulaşacağız
As Duzce Municipality, we will
reach out to patients in need.
Bu anlamda geçtiğimiz günlerde Düzce Belediyesi,
Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü ve İl Halk Sağlığı Müdürlüğü arasında imzalanan protokol ile “Evde
Sağlık Bakım Hizmeti” uygulaması hayata geçmiştir.
Paydaşlarımızla yapılan protokol ile evde sağlık bakım
hizmeti sahada çalışan personelin vereceği bilgi akışı
çerçevesinde yürütülecektir. Düzce Belediyesi olarak
evde bakım hizmetine ihtiyaç duyan hasta, engelli ve
yaşlılara ulaşarak, sıcak yemek, bakım-tamirat ve kuaförlük hizmetlerinin yanı sıra pek çok kolaylıkla vatandaşlara ulaşmayı hedefliyoruz. Sahada çalışacak
ekibimiz kişisel bakımını sağlayamayan bireylerin, kişisel bakımlarını gerçekleştirip, hastaların yaşadıkları
ortamı sağlık koşullarına uygun hale getirerek, evlerinde her türlü temizlik, bakım, onarım ve tadilat işlemlerini gerçekleştirecektir. Evde bakım hizmeti alan
vatandaşların faydalanacağı çalışmalar ilerleyen günlerde yapılacak planlamalar ile daha geniş kitlelere de
ulaşacaktır.
Accordingly, we have recently initiated “Home Healthcare Services” with the protocol signed among Duzce
Municipality, Provincial Directorate of Family and Social Policies and Provincial Directorate of Public Health.
Thanks to the protocol signed with our stakeholders,
home healthcare services shall be conducted within
the scope of the information flow to be provided by
the personnel on the field. We are aiming to reach out
to patients, people with disabilities and elderly people
who are in need of home care services and provide them
with warm foods, maintenance and repair works and
hairdressing services in addition to many other conveniences. Our field personnel shall care for those individuals who are not able to care for themselves, render the
living environments of patients suitable for conditions
of health and perform cleaning, maintenance, repair and
alteration works in their homes. The services that will be
offered to those citizens who are currently benefitting
from the services shall be extended to reach out to larger groups with a new planning in the forthcoming days.
Sosyal hizmetlere önem veriyoruz
Yerel yönetimlerin, özellikle de belediyelerin halkımızın ihtiyaç ve memnuniyet durumlarını dikkate alması gerektiğinden hareketle sosyal hizmetlere ağırlık
verilmesi gerektiğini görmekteyiz. Düzce Belediye
Başkanı olarak büyük mimari projeler üretirken, sağlık ve sosyal hizmetlere önem vermemiz gerektiğine
inanıyorum.
We place emphasis on social services.
We see that social services must be the focus considering that local governments and particularly municipalities must pay attention to the needs and contentedness
of our people. As Mayor of Duzce, I believe we must
place emphasis on healthcare and social services when
producing major architectural projects.
97
röportaj / interview
Estetik bir profil “Total Face
Renewal” for
için “Total Yüz
an aesthetical
Yenileme”
Profiloplasty olarak da bilinen “Total Yüz profile
Yenileme” cerrahisi, yüz kontüründen
ve profilinden memnun olmayanlara
canlı, dinamik ve estetik bir görüntü
kazandırıyor. Op. Dr. Yücel Sarıaltın,
bireylerin genel yüz harmonisine ve
profiline uyumlu bir şekilde yüzlerinin
yeniden yapılandırılmasına olanak
sağlayan profiloplasty
(Total Yüz Yenileme
Estetiği) ile ilgili
detayları CNR Sağlık ile
paylaştı.
Total Yüz Yenileme Estetiği
hakkında bilgi alabilir miyiz?
Total Yüz Yenileme Estetiği, evrensel bir modele uygun hale
getirmek amacıyla yapılan bir
cerrahi girişim değildir. Aksine,
bireylerin yüz bütününe uyum
sağlamayan yüz hatlarını, özüne uyumlu ve çok daha estetik
hale getirme işlemidir. “Total Yüz
Yenileme”de yüz üzerinde pek
çok işlem yapılabilir. Kişinin kendi yağından elde ettiğimiz kök
hücreden zengin yağ transferi
uygulamasıyla, elmacık kemikleri geliştirilebilir, dudak dolgusu
yapılabilir, çene ve kontür hattı belirgin hale getirilebilir. Göz ve çevresine müdahale edilebilir. Eğer hastanın burnuyla ilgili herhangi bir estetik sorunu varsa,
sadece burun ucuna yönelik bir işlem olan “Basit Burun
Estetiği” ile burun ucu kaldırılabilir veya burun estetiği
cerrahisi yapılabilir. Kısaca adı üzerinde, yüze bir bütün
olarak yaklaşım esastır.
Bu uygulamanın temel prensipleri nelerdir?
Aslında yüzü yeni bir görüntüye kavuşturmaktan ziyade, bir nevi yüz özelliklerini geliştirip, ilgili işlevsellik
98
“Total Face Renewal” also known as
profiloplasty gives a lively, dynamic and
aesthetical look to those who are not
content with their face contour and
profile. Plastic Surgeon Yucel Sarialtin,
MD talked to CNR Health about the
details of profiloplasty
(Total Face Renewal
operation) that allows
for reconstruction of
faces of individuals
matching with their
general face harmony
and profile.
Can you tell us about Total
Face Renewal Operation?
Total Face Renewal Surgery is not
an operation performed to give a
look matching with a universal
model. On the contrary, it is a procedure performed give a much
more aesthetical look to the features of the individual, which do
not harmonize with the entirety
of the face, and make them suitable to the essence. Many procedures may be performed on the
face in “Total Face Renewal”. Cheekbones may be improved, lip filling may be performed, jaw and contour
line may be rendered more prominent with the method
of transferring the rich fat from the stem cell derived
from the person’s own fat. Operation can be performed
on and around the eye. If the patient has an aesthetical
problem with his or her nose, the tip of the nose may
be lifted using “Simple Nose Procedure”, which is an
operation performed only on the nose, or rhinoplasty
may be performed. In short, as the name suggests, the
approach involves the entirety of the face.
röportaj / interview
What are the basic principles of this procedure?
In fact, rather than giving a new look to the face; we improve the features of the face in the most natural proportioning and in an authentic way sticking to its functionality requirements. This way, patients gain a perfect
revitalization and aesthetical appearance, but they do
not look totally different. The basic principle of “Total
Face Renewal Operation” is to have an authentic and
natural profile without transformation.
Do you also benefit from stem cells?
The method of transferring the fat enriched from stem
cells is the most beneficial step for us when attaining
naturalness and authenticity. A certain amount of regional fat we obtain from the patient is enriched from
stem cells and used in “Total Face Renewal Operation”.
Since no foreign substance is introduced to the body,
the operation is highly aesthetical; and the fast adaptation capability of the stem cell brings along a fast recovery. Almost all of our patients who have undergone Total Face Renewal procedure receive positive feedbacks,
which definitely make us very content. Everybody aged
18 or older can undergo this surgery.
şartlarına bağlı kalarak özgün bir biçimde ve en doğal
oranlamalarla bu işlemi yapıyoruz. Bu haliyle muazzam
bir canlanma ve estetik duruş kazandırılıyor. Hasta kesinlikle bambaşka birisine dönüşmüyor. “Total Yüz Yenileme Estetiği”nin temel prensibi, başkalaştırmadan
özgün ve doğal bir profile ulaşmak.
Kök hücreden de yararlanılıyor mu?
Doğallığı ve özgünlüğü yakalamamızda bize en fazla
faydayı sağlayan da, kök hücreden zengin hale getirdiğimiz yağ transferi uygulamasıdır. Hastanın bölgesel
yağından aldığımız bir miktar yağı, kök hücreden zengin
hale getirip “Total Yüz Yenileme Estetiği”nde kullanıyoruz. Bedene, yabancı bir madde girmediğinden işlem
son derece estetik oluyor ve kök hücrenin hızlı adaptasyon yeteneği, hızlı iyileştirme sürecini de beraberinde
getiriyor. Total Yüz Yenileme yaptığımız hastalarımızın
tamamına yakını bu işlemden son derece iyi geri dönüşler alıyorlar. Elbette bu da bizi çok mutlu ediyor. Bu uygulama 18 yaşını doldurmuş herkese yapılabilir.
99
etkinlik / activity
Türkiye’de
bireylerin çoğu
“hareketsiz”
yaşıyor
Sağlık Bakanlığı’nın “Türkiye Beslenme
ve Sağlık Araştırması”nın sonuçlarına
göre, Türkiye’deki bireylerin %71,9’u
hareketsiz yaşıyor.
Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu ile Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen “Yeterli ve
Dengeli Beslenme”, “Fiziksel Aktivite ve Sağlık Etkileri”
konulu okullar arası resim, video ve fotoğraf yarışmasının ödül töreni gerçekleştirildi.
Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanı(vekaleten) Prof.
Dr. İrfan Şencan, törende yaptığı konuşmada fiziksel
aktivitenin önemini vurgulayarak, insanların fiziksel ve
ruhsal sağlığının bozulmasında önemli bir risk faktörünün de “hareketsizlik” olduğunu söyledi.
Dünya Sağlık Örgütü(WHO)’ne göre, Avrupa’da her
3 yetişkinden birinin yeterli fiziksel aktivite yapmadı-
Most people
in Turkey lead
“inactive” lives
According to the results of the “Turkish
Diet and Health Research” conducted
by the Ministry of Health, 71.9% of the
Turkish population leads an inactive life.
The award ceremony of interschool drawing, video
and photograph contest on “Sufficient and Balanced
Nutrition” and “Physical Activity and Health Effects” organized by the Ministry of Health Turkish Public Health
Institution and the Ministry of National Education was
carried out.
Prof. Dr. Irfan Sencan, Acting President of Turkish Public
Health Institution, emphasized the importance of physical activity during his speech in the ceremony and said
that “inactivity” was an important risk factor in the deterioration of physical and mental health of people.
Indicating that one in every 3 adults in Europe did not
get engaged in sufficient physical activity according to
the World Health Organization (WHO), Sencan further
Prof.Dr. İrfan Şencan
100
etkinlik / activity
Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması’nın sonuçlarına göre, Türkiye’deki bireylerin %71,9’u hareketsiz yaşıyor.
According to the results of the Turkish Diet and Health Research, 71.9% of the population in Turkey leads an inactive life.
ğını anlatan Şencan, “Bakanlığımızca gerçekleştirilen
‘Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması’nın yayımlanmamış rapor sonuçlarına göre, ülkemizde bireylerin
%71,9’unun hareketsiz yaşadığı belirlenmiştir. Aynı
çalışmada, 06-11 yaş grubu çocukların % 58,4’ünün düzenli egzersiz yapmadığı saptanmıştır” diye konuştu.
said, “According to the unpublished report results of
the ‘Turkish Diet and Health Research’ conducted by
our Ministry, 71.9% of the population in Turkey leads an
inactive life. As a result of the same study, it was detected that 58.5% of the children aged 06-11 did not
regularly exercise”.
Fiziksel hareketsizliğin çocuklar ve gençler için de ciddi sağlık riski taşıdığına dikkati çeken Şencan, bebeklik çağından itibaren çocuklarda hareketin artırılması
ve gün içinde hareketsiz geçen sürenin azaltılmasının
önemli olduğunu kaydetti.
Pointing out that physical inactivity bears serious health
risks for children and youngsters, Sencan noted the importance of increasing activity in children starting from
babyhood and decreasing the time of inactivity during
day.
Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Muhterem
Kurt da dengeli beslenmenin ve fiziksel aktivitenin
önemine dikkati çekerek, günümüzde televizyonun
beslenme üzerindeki etkilerini anlattı.
Muhterem Kurt, Vice Undersecretary for the Ministry
of National Education, emphasized the importance of a
balanced diet and physical activity and talked about the
effects of television in our diets today.
Konuşmaların ardından yarışmada dereceye giren ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerinin resim - fotoğrafları
sergilendi. Öğrencilerin çektiği videolar gösterildikten
sonra ödül olarak bisiklet hediye edildi.
Following the speeches, drawings-photographs of the
ranking students from primary, secondary and high
schools were exhibited. After the screening of the videos shot by students, they were awarded with bicycles.
101
röportaj / interview
Ağız ve diş
sağlığı, genel
sağlığı etkiliyor
Oral and dental
health affects
general health
Ağız ve diş sağlığı, genel sağlığı
etkileyen faktörler arasında yer
alıyor. Yapılan araştırmalar ağız ve diş
sağlığının bazı hastalıkların kaynağı
ve habercisi olduğunu ortaya koyuyor.
Ağız ve Diş Sağlığı Uzmanı Dr. Serdar
Sütçü diş eti hastalıklarının kalp
rahatsızlığı, felç, diyabet, erken doğum
ve düşüklerde etken olabileceğini
söyledi. Sütçü, CNR Sağlık’ın sorularını
yanıtladı.
Oral and dental health is among the
factors that affect general health.
Researches carried out reveal that
oral and dental health is the source
and sign of certain diseases. Oral and
Dental Health Specialist Dr. Serdar
Sutcu expressed that gum diseases
may be a factor in heart conditions,
paralysis, diabetes, premature birth
and miscarriage. Sutcu answered the
questions of CNR
Health.
Günümüzde diş ve diş
eti hastalıklarının genel
sağlığı etkilediğine dair
çok fazla açıklamalar,
yayınlar görüyoruz.
Bu konuda sizin
görüşlerinizi alabilir
miyiz?
Son 10-15 yıla kadar hep derdik ki diyabet (şeker hastalığı)
diş eti hastalıklarını etkiler,
şiddetlenmesine yol açar.
Ama bugün diyoruz ki bu ilişki
tek taraflı değildir. Diş eti iltihapları da vücudun glisemik
kontrolünü bozar. Yani diyabet üzerinde olumsuz etki yapar. Bir başka deyişle de çift
taraflı bir olumlu ya da olumsuz ilişki var. Diş eti iltihabı
varsa diyabet yıkımı şiddetlendiriyor. Diş eti iltihabını
tedavi ettiğinizde ise glisemik kontrol üzerine olumlu
etki yapıyorsunuz.
O zaman şunu diyebilir miyiz diş ve dişeti
rahatsızlıkları sadece ağzımızı ilgilendiren
hastalıklar değildir?
Kesinlikle evet. Diş eti hastalıkları sadece ağzımızı ilgilendiren hastalıklar değildir. Vücudun birçok sistemi
102
Today, we see a lot
of statements and
reports that periodontal
diseases affect general
health. Could you please
tell us your opinions on
the subject?
Up until 10-15 years ago, we
used to say diabetes affects
and exacerbates gum diseases. Yet today, we say that this
is not a one-way relationship.
Gum diseases also disrupt the
glycemic control of the body.
In other words, it has a negative effect on diabetes. In e
sense, there is a positive or
negative two-way relationship.
If a gum disease exists, diabetes exacerbates degradation. When the gum disease is
treated, this has a positive effect on glycemic control.
Then, can we say that dental and gum diseases do not only concern our oral health?
Definitely, yes. Gum diseases do not only concern our
oral health. They have effects on many systems in our
body. For example, they lead to cardiovascular diseases,
paralyses, diabetes, respiratory tract and genitourinary
röportaj / interview
Dr. Serdar Sütçü, çocuklara bırakılacak en güzel miraslardan birinin ağız bakımı alışkanlığının kazandırılması olduğunu söyledi.
Dr. Serdar Sutcu said that one of the best things we can pass to our children who are the future is to help them acquire brushing habit.
üzerine etkileri vardır. Örneğin; kalp hastalıkları, felçler, diyabet, solunum sistemi ve genito-ürüner sistem
enfeksiyonların oluşmasına neden olmaktadır. Genito-üriner sistem hastalıklarında en önemli nokta, erken
doğum ve düşük bebek doğurma riskidir.
Yani diş eti iltihabı hamilelik
için risktir diyorsunuz…
Evet… Diş eti iltihapları erken doğum ve düşük doğumlar için risk faktörüdür. Ağız hijyeni kötü olan,
gingivitis ve periodontitis olarak tanımlanan diş eti
hastalıklarına sahip annelerde düşük, sıklıkla görülen
bir durumdur. Dolayısıyla anne adaylarının hamile kaldıkları günden itibaren ağız bakımına daha fazla özen
göstermeleri ve diş hekimlerine de kontrollere gitmeleri gerekir.
Etkilenen diğer vücut dokuları da var mı?
Ağız hijyeni kötü olan kişilerde koroner kalp hastalığı gelişme riski 2-3 kat artmaktadır. Ağız hijyeni kötü
olan kişilerde diş eti iltihapları oluşur. Bunun en önemli
belirtisi de diş eti kanamasıdır. Ağızda kanama olduğu
zaman pıhtılaşma oluşacak, bu arada kanda pıhtılaşma
faktörleri yükselecektir. Kanın vizkozitesi (yoğunluğu)
artacak ve bu da kalp hastalıkları ile felce sebep olabilecektir. O açıdan geçmişte felç hikayesi olan kişilerde
de tekrarlayan ataklardan korunmak için mutlaka diş
eti enfeksiyonları tedavi edilmelidir. Diş eti iltihabına
bağlı kemik kaybı olan kişilerde KOAH oluşma riski %70
oranında daha fazladır.
system infections. The most important aspect in genitourinary system diseases is the risk of premature birth or
miscarriage.
So, you say that gum diseases
are a risk to pregnancy…
Yes… Gum diseases are a risk factor for premature birth
and miscarriages. Miscarriage is common in mothers
who have poor oral hygiene and gum diseases defined
as gingivitis and periodontitis. Therefore, expectant
mothers must care for their oral hygiene starting from
the first day of conception and see a dentist for controls.
Are there any other body tissues
that are affected?
The risk of developing coronary heart disease is 2-3 times
higher for people who have poor oral hygiene. Gum inflammations occur in people with poor oral hygiene. The
most important symptom of this is gum bleeding. When
there is a bleeding in the mouth, coagulation will occur
and this will result in an increase in the coagulation factors in the blood. Viscosity of blood will increase, which
may result in heart diseases and paralysis. Therefore,
people who have paralysis history must definitely have
their gum infections treated in order to prevent recurring attacks. The risk of COPD is higher by 70% in people
who suffer from bone loss due to gum inflammation.
Here is another important thing; the bleeding that occurs during routing oral care in people who suffer from
gum bleeding is a similar risk factor.
103
röportaj / interview
Burada önemli bir noktada şudur; diş eti iltihabı olan
kişilerde rutin ağız bakımı esnasında oluşan kanama da
aynı şekilde risk faktörüdür.
Ağız sağlığı için önerileriniz nelerdir?
Öncelikle sabah-öğlen ve akşam dişler en az 3 dakika
fırçalanmalıdır. Dişlerimizin hem iç, hem de dış yüzeylerinde her bir dişe 8-10 kez değmek üzere bu işlem
yapılmalıdır. Tabii ki fırça ara yüzeylere tam olarak ulaşamadığı için ara yüzeylerin temizliği de önemli. Buralarda da diş ipi, ara yüz fırçası veya tek kıl demetli fırçaları kullanabiliriz.
Herkesin ağız yapısı, dişler ve diş etlerinin durumu aynı
olmadığı için diş hekimimizin gösterdiği, önerdiği şekilde bu uygulamaları doğru bir şekilde yapmalıyız.
Diş macunları hakkında ne önerirsiniz?
Burada temizlikte temel olan fırça kıllarının mekanik
etkisidir. Yani fırça kıllarının yaptığı temizlik önemli
olandır. Macunlar bir ferahlık, temizlenmiş hissi yaratır
ve bunu da çok küçük (mercimek büyüklüğü) oranlarda
kullanabiliriz. Ama esas olan fırça kıllarının temizliğidir.
Piyasada hassasiyet giderici macunlar da var. Diş eti
çekilmesi olan ve diş hassasiyetleri olan kişilerde kullanılabilir. Son yıllarda tedavi edici katkısının olduğu
macunlar da vardır. Ama bunların ezbere değil mutlaka
bir diş hekimi önerisinde kontrollü kullanılması gerekir.
Eklemek istedikleriniz…
Diş çürükleri ve diş eti hastalıkları önlenebilir hastalıklardır. Diş kayıpları sonucu fonksiyon, estetik ve konuşma ile ilgili sıkıntılar yaşanabilir. Ama en önemlisi genel
sağlığımız bozulabilir.
Onun için diyoruz, ağız diş sağlığı sorunları sadece ağzımızı ilgilendiren sorunlar değildir. Genel sağlığımızı ilgilendiren sorunlardır. Hamilelik döneminden itibaren
anne adayları bilgilendirilmeli, bu bilinç kazandırılmalıdır. Doğumdan sonra da çocukları diş bakımları hakkında eğitmek gerekir. Kişilere diş fırçalama alışkanlığı
çocuk yaşlarda kazandırılmalıdır. Rutin diş hekimi kontrolleri flour vernik uygulanmalarını önleme açısından
çok önemlidir. Yarının geleceği olan çocuklarımıza bırakacağımız en güzel miras, ağız bakımı alışkanlığının
kazandırılmasıdır. Bu, sağlıklı yaşamın da anahtarıdır.
104
What do you recommend for oral health?
First, we must brush our teeth in the morning, at noon
and in the evening for at least 3 minutes. This must be
performed by brushing inner and outer surfaces of our
teeth by touching each tooth for at least 8-10 times.
Since a toothbrush cannot reach the area between the
teeth, it is important that we clean these surfaces, as
well. We can use dental floss, interdental brush or single-tuft toothbrushes to clean these areas.
Since everybody does not have the same oral structure,
teeth and gum health, we must perform these steps accurately as instructed and recommended by our dentist.
What do you recommend
regarding toothpastes?
The important factor in cleaning our teeth is the mechanical effect of the brush bristles. In other words,
the important thing is the cleaning performed by
brush bristles. Toothpaste leaves you with a fresh and
clean feeling, and we can use toothpastes in very little amounts (as small as a lentil). However, we say that
the most important thing is the cleaning performed by
brush bristles. There are toothpastes for sensitive teeth
available on the market. People who suffer from gingival recession and sensitivity may use these products.
Recently, toothpastes with treating properties have
been released to the market. However, we should not
use these products without knowing but under control
and as recommended by a dentist.
Is there anything you would like to add?
Dental caries and gum diseases can be prevented. Teeth
loss may result in problems in functioning, aesthetic appearance and speaking. However, the most important
of all, they may deteriorate our health in general.
Therefore, we say that oral and dental health problems
do not only concern our mouth. They also concern our
general health. Starting from conception, expectant
mothers should be informed and made aware of these
matters. After birth, children should be educated about
their dental care. People should acquire brushing habit
in their childhood. This is important for routine dentist
controls and preventing fluoride varnish applications.The
best thing we can pass to our children who are the future
is to help them acquire brushing habit. This is also the key
to a healthy life.
105
sahadan haberler / news from the field
Etimesgut Devlet Etimesgut Public
Hastanesi yeniden Hospital is being
reconstructed
inşa ediliyor
Etimesgut’ta talebi karşılayamayan
devlet hastanesi için yeni bir proje
hazırlandı. 1930’lu yıllardan kalan
binalarda hizmet veren hastane
tamamen yıkılarak yerine 350 yataklı
modern bir sağlık yerleşkesi yapılacak.
Son yıllarda hızla gelişen Etimesgut’ta ihtiyacı karşılamayan devlet hastanesinin yenilenmesi için harekete
geçildi ve ilk temel atıldı... Etimesgut Devlet Hastanesi’nin temel atma töreni, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Prof.Dr. Eyüp
Gümüş, Kamu Hastaneleri Kurumu Başkanı Hakkı Yeşilyurt, Ankara 3.Bölge Kamu Hastaneleri Birliği Genel
Sekreteri Doç.Dr. Halil İbrahim Yakut, Tıbbı Hizmetler
Başkanı Uzm.Dr. Mustafa Sırrı Kotanoğlu, Prof.Dr. Celal Ertuğ Etimesgut Devlet Hastane Yöneticisi Op. Dr.
Orhan Koç ve çok sayıda üst düzey yetkilinin katılımıyla
gerçekleşti.
Etimesgut’ta yeni hastanesinin temel atma töreni Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın katılımıyla yapıldı.
The groundbreaking ceremony of the new hospital in
Etimesgut was performed with the participation of the
Vice Prime Minister Yalcin Akdogan.
106
A new project has been prepared
for the public hospital in Etimesgut,
which fails to meet the demand. The
hospital offering services in a building
dating back to 1930s will be completely
demolished, and a modern healthcare
compound of 350-bed capacity will be
constructed instead.
The renewal works have been initiated for the public
hospital, which fails to meet the demand in Etimesgut
that has undergone a rapid development in recent
years, and the first foundation of the premises has been
laid… The groundbreaking ceremony of Etimesgut Public Hospital took place with the participation of the Vice
Prime Minister Yalcin Akdogan, Ministry of Health Undersecretariat Prof. Dr. Eyup Gumus, President of Public
Hospitals Institution Hakki Yesilyurt, General Secretary
for Ankara Region 3 Public Hospitals Association Assoc.
sahadan haberler / news from the field
Türkiye’nin sağlık konusunda devrim niteliğinde büyük
dönüşümler gerçekleştirdiğini belirten Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, 757 yeni hastane yapıldığını
ve şehir hastanelerinin kurulduğunu anlattı. Akdoğan,
Etimesgut Devlet Hastanesi’nden 500 bin kişinin sağlık hizmeti alacağı bilgisini de paylaştı. Konuşmasının
ardından Etimesgut Devlet Hastanesi ile Etimesgut
Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nin açılışını gerçekleştiren
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, burada hastane
yetkililerinden bilgi aldı.
Yeni yapılacak Prof. Dr. Celal Ertuğ Etimesgut Devlet
Hastanesi, 250 yatak kapasitesine sahip olmakla birlikte rezerve yatak sayısıyla birlikte 350 yatak kapasitesine ulaşacak. Hastanenin toplam arsa alanı 37.181
metrekare ve kapalı alanı ise 34.164 metrekare olacak.
Hastane binasında, poliklinik odalarının dışında, yeni
birimler de hizmete açılacak.
Yapılacak hastane, hızla gelişen ve göç alan Etimesgut
ilçesinde yaşayan 500 binden fazla vatandaşa sağlık
hizmeti sunacak. Yeni hastanenin iki yılda bitirilmesi
hedefleniyor.
Prof. Dr. Halil İbrahim Yakut, President of Medical Services Specialist Dr. Mustafa Sirri Kotanoglu, Prof. Dr. Celal Ertug Etimesgut Public Hospital’s Manager Surgeon
Orhan Koc, MD and many other senior officials.
Stating that Turkey has brought about major revolutionary transformations in health sector, Vice Prime
Minister Yalcin Akdogan further said that 757 new
hospitals are under construction and city hospitals are
being built. Akdogan also expressed that 500 thousand
people would receive healthcare services from Etimesgut Public Hospital. Vice Prime Minister Yalcin Akdogan,
who performed the opening ceremony of Etimesgut
Public Hospital and Etimesgut Oral and Dental Health
Center, received information from the hospital offices
present there following his speech.
Prof. Dr. Celal Ertug Etimesgut Public Hospital to be
constructed will have a 250-bed capacity and it a total
of 350-bed capacity together with the reserved beds.
The total land area of the hospital will be 37,181 square
meters, and it will have an indoor area of 34,164 square
meters. The hospital building will also include new units
aside from the polyclinic rooms.
The hospital to be constructed will offer services to
more than 500 thousand citizens residing in Etimesgut district, which undergoes a rapid development and
receives new population. The anticipated completion
time of the construction of the hospital is two years.
107
kanser çalışmaları / cancer studies
“RAS” proteini
kontrol altında
“RAS” protein
under control
Kanada’da Toronto Üniversitesi
uzmanları, kanser vakalarının
%30’undan sorumlu “RAS” proteinini
devre dışı bırakacak bir ilaç üzerinde
ilerleme kaydettiklerini bildirdiler.
Experts from Toronto University,
Canada report that they have made a
progress on a drug that will inactivate
“RAS” protein, which is responsible for
30% of cancer cases.
Henüz sadece hayvanlar üzerinde denenen ilaçta bulunan SHP2 proteini, RAS proteinini öldürüyor. Deneylerde SHP2 proteini sayesinde tümörlerin %80 oranında
küçüldüğü görüldü.
SHP2 protein found in a drug, which has only been
experimented in animals yet, kills RAS protein. Experiments revealed that tumors shrink by 80% due to SHP2
protein.
RAS proteini normalde hücrelerin büyümesini sağlıyor.
Ancak bu protein kontrolden çıktığında kansere yol açıyor. Ras proteininin kanserdeki rolü 30 yıldır biliniyordu. Ancak bugüne kadar yapılan araştırmalarda bu proteini devre dışı bırakacak bir yöntem geliştirilememişti.
SHP2 proteininin kanserli hücreleri küçültmedeki başarısı daha da artırılırsa insanlar üzerinde denemeler başlayacak. Ancak yeni bir kanser ilacının geliştirilmesinin
birkaç yıl alabileceği belirtiliyor.
RAS protein normally facilitates growth in cells. However, this protein causes cancer when it is out of control.
The role of RAS protein in cancer has been known for
30 years. Nevertheless, no method could be developed
to inactivate this protein in the studies carried out up
to date. If SHP2 protein proves to be more successful
in shrinking the size of cancerous cells, human trials will
be initiated. However, it may reportedly take a couple
of years to develop a new cancer drug.
SHP2 proteni sayesinde tümörlerin
%80 oranında küçüldüğü görüldü.
It is seen that tumors shrink by 80%
due to SHP2 protein.
108
109
Biz Sizi Düşündük...
110
Ağaç İşleri Bölümü Mahmudiye Mah.24.Mob Sok
No:1/A İnegöl/BURSA
Tel:0 224 711 31 69
www.lidyamobilya.com
111
Dünya Standartlarında Sağlıkla,
Daha Mutlu Yarınlara...
24 yıllık birikimle her
zaman yanınızda olduk.
Sizlere sunduğumuz dünya
standartlarında sağlık
hizmeti şimdi JCI
akreditasyonuyla daha da
anlam kazandı. Sonomed
Görüntüleme Merkezi ve
Laboratuvarı her zaman
olduğu gibi bugün de
dünyanın takip ettiği
sağlık reformlarını sizlere
ulaştırmaya devam ediyor.
www.sonomed.com.tr
Fahrettin Kerim Gökay Cad. Poyraz Sok. No:7 Ziverbey/Kadıköy/İstanbul
(Kadıköy Evlendirme Dairesi Karşısı) - 0 (216) 349 51 00
Download