Şubat/Mart 2016 February/March Sayı 3 “Şifa sunan ele vefa” Engelsiz bir yaşam “Fidelity for the caring hand” A life free from handicaps Ruh ve sinir hastalarının topluma entegrasyonunda yenilikçi çözümler Innovative solutions for the integration of mental and neurological disordered patients to the society . ConvaTec Kolostomi, Ileostomi, Ürostomi Torbaları, Adaptörleri ve Bakım Ürünleri içindekiler / index 7 Bu yıl daha iyi olacak This year will be better 8 Sağlık Bakanlığı’ndan anne ve baba adaylarına web hizmeti Web service for expectant mothers and fathers from the Ministry of Health 10 Denetlenen 825 kozmetik ürününden 215’i güvensiz 215 out of 825 cosmetic products inspected are not safe 12 Sağlıkta yenilik rüzgarı Wind of novelty in health 16 Antalya’daki kongre zirveye dönüştü The congress in Antalya turned into a summit 20 28 “Hekimlere pozitif ayrımcılık uygulanmalı” “Positive discrimination must be exercised in favor of doctors” Cilt bakımı ve uygulamalarında yeni dönem A new era in skin care and applications 32 “Şifa sunan ele vefa” “Fidelity for the caring hand” 40 28 bini aşkın kişi organ nakli bekliyor Over 28 thousand people waiting for organ transplant 42 Engelsiz bir yaşam A life free from handicaps 48 FAO gıda israfına karşı harekete geçti FAO takes action against waste of food 50 Yabancı hastaların tercihi “Örümcek Ağı Estetiği” Foreign patients prefer “Spider Web Aesthetic Procedure” 52 Tüm sağlık bilgileri artık hep yanınızda You can keep all medical information at hand now 56 MR’da kalma süresi azalıyor Time spent in MR lessens 60 Ruh ve sinir hastalarının topluma entegrasyonunda yenilikçi çözümler Innovative solutions for the integration of mental and neurological disordered patients to the society Hizmet yarışında önde Frontrunner in the Services 64 Öfkemizi kontrol altına nasıl alabiliriz? How do we keep our anger under control? 70 Yeni yılda 40 KETEM hizmete açılacak 40 KETEMs will be put into service in the new year 74 Ölümle yüz yüze çalışmak Working face to face with death 76 Kirlenmiş gıda ölüm saçıyor Contaminated food spreads death 79 Tıbbi görüntüleme teknolojilerindeki yenilikler hız kesmiyor Non-stop innovations in medical imaging technologies 80 İnsanlık tarihi kadar eski bir hastalık: Cüzzam Leprosy: A disease as old as the history of humanity 84 Popüler egzersiz programı: “Klinik Pilates” Popular exercise program: “Clinical Pilates” 87 Ostomi sistemlerinde öncü kuruluş Leading company in Ostomy systems 88 Kaya tuzu sağlığı tehdit ediyor Rock salt threatens health 92 Evde bakım ve sosyal hizmetler Home care and social services 94 Estetik bir profil için “Total Yüz Yenileme” “Total Face Renewal” for an aesthetical profile 98 Türkiye’de bireylerin çoğu “hareketsiz” yaşıyor Most people in Turkey lead “inactive” lives 100 Ağız ve diş sağlığı, genel sağlığı etkiliyor Oral and dental health affects general health 102 Etimesgut Devlet Hastanesi yeniden inşa ediliyor Etimesgut Public Hospital is being reconstructed 106 “RAS” proteini kontrol altında “RAS” protein under control 108 5 künye / identity CNR Holding Sektörel Yayınlar CNR Holding Sectoral Publishing CNR Sağlık Dergisi Yıl 2 / Sayı 3 CNR Healt Magazine Year 2 / Issue 3 Sahibi / Owner CNR Holding A.Ş. Adına Yönetim Kurulu Başkanı Chairman of the board Ceyda Erem ry/March 6 Februa art 201 Şubat/M Sayı 3 Genel Yayın Yönetmeni Editor-In-Chief İlhan Erem Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Responsible of Publications Mehmet Zengin Muhabir Reporter Mert Torun Foto Muhabiri Photo Reporter Mert Saraç Grafik Tasarım Graphic Designer İsmail Kavak Kreatif Direktör Creative Director Erdoğan Emir Akademik Paydaş SADEFE Academic Stakeholders SADEFE Reklam Müdürü Advertising Manager İlker Mumcuoğlu [email protected] Reklam Satış Uzmanı Advertising Sales Specialist Kerem Yaman [email protected] Reklam Satış Temsilcisi Advertising Sales Representative Onur Gezgin [email protected] Reklam Rezervasyon Advertising Reservation Tel: +90 212 465 74 74 Faks: +90 212 465 74 76 Yönetim Yeri ve Yazışma Adresi : Office & Post Adress CNREXPO Fuar Merkezi Atatürk Havalimanı Karşısı Yeşilköy 34149, İstanbul www.cnrexpo.com 6 nan “Şifa su ele vefa” g r the carin fo y lit “Fide hand” Engelsiz m bir yaşa e from A life fre ps handica larının Ruh hastama toplu a yonund entegras zümler i çö yenilikç ions lut so ive Innovat ration of in integ nts in the patie mental ity commun This year will be better Bu yıl daha iyi olacak 2015 turned out to be a challenging year. Parliamentary elections on the one hand and the regional conflicts around our country on the other hand disturbed the economy and all sectors. However, even during such a difficult year, our country still exhibited a successful performance considering the ‘growth, exportation, achievements in major sectors such as real estate and automotive and good macro data results’. 2015 zor bir yıl oldu. Bir taraftan içerideki seçimler, bir taraftan ülkemizin çevresindeki bölgesel çatışmalar ekonomiyi ve tüm sektörleri tedirgin etti. Ancak bu zor yılda bile ülkemiz ‘büyüme, ihracat, konut ve otomotiv gibi temel sektörlerdeki başarılar ve makro verilerdeki iyi sonuçlar’ dikkate alındığında yine de başarılı bir performans sergiledi. Ülkemizin siyasi ve ekonomik istikrarının uzun süre stabil kalacağı görülüyor. En azından önümüzdeki 4 yıl boyunca bir seçim stresimiz yok. Rusya, Suriye, Irak, Libya ve İran gibi tüm sektörlerimizi yakından ilgilendiren sorunlu pazarlara baktığımızda ise artık dip noktalara gelindiği, bundan sonra çözümlere ve çıkışa daha yakın olduğumuzu görüyoruz. İşte bu nedenlerle 2016 kesinlikle 2015’ten daha iyi bir yıl olacak. Biz de tüm sektörlerimiz için daha çok umutluyuz. It seems that our Turkey will maintain its political and economic stability for a while. At least, we will not have any election-related stress for the next 4 years. Looking at the problematic markets that are a particular concern to our sectors such as Russia, Syria, Iraq, Libya and Iran, we see that we have arrived at the trough and now are closer to solutions and an exit. Therefore, 2016 will definitely be a better year than 2015. We are more hopeful about all of our sectors. Turizm ve sağlık Tourism and health Terör ne yazık ki en başta turizm sektörünü etkiliyor. Son olarak, Sultanahmet Meydanı’ndaki menfur saldırının doğrudan Türk turizmini hedef aldığı apaçık ortada. Öyle ki Türkiye, turizmde Akdeniz çanağında çift haneli büyüme başarısı gösterebilen ender ülkelerden ve bu, her şeye rağmen devam edecek. Çünkü en yeni tesisler bizde. Yüksek hizmet kalitesi ve tarihi doğal güzellikler açısından rekabet avantajımız çok iyi durumda. Bu nedenle genel olarak turizmdeki ‘turist sayısı ve turizm geliri’ artışımız daha uzun yıllar devam edecek. Ancak bundan da önemlisi sağlık turizminde çok daha hızlı ve güçlü bir çıkış bekliyoruz. Çünkü, hükümetimizin özellikle ‘şehir hastaneleri’ komplekslerine yönelik yatırım stratejisi ortaya çok büyük ve nitelikli bir ‘sağlık hizmeti’ altyapısı çıkarıyor. Bu altyapı her yıl daha da rekabetçi bir şekilde geniş bir coğrafya için ‘sağlık turizmi’ açısından cazibesini artırıyor. Türkiye’nin sağlık turizminde rakiplerine göre başka bir avantajı da bu konudaki yatırım ve hizmetlerin hem kamu hem de özel sektör tarafından uyumlu şekilde sürdürülmesidir. Kültür ve Turizm Bakanlığı’mızca hazırlanan “Sağlık Turizmi Stratejisi ve Eylem Planı”na göre halen yıllık 4 milyar dolar seviyelerinde olan sağlık turizmi gelirlerimizin Cumhuriyetimizin 100’üncü yılı olan 2023’te 20 milyar dolara çıkarılması hedefleniyor. Unfortunately, terror particularly affects our tourism sector. It is clear as day that the latest atrocious attack in Sultanahmet Square targeted the Turkish tourism. In fact, Turkey is one of the unique countries that have achieved growing in double digits in tourism within the Mediterranean basin, and this will continue to be so in spite of everything. It is because we have all the new facilities. We have high competition advantage in terms of high-quality service and historical natural beauties. Therefore, the general increase in ‘the number of tourists and the tourism revenue’ in our country will last for years to come. However and most importantly, we are waiting for a much faster and stronger boom in health tourism. This is because our government’s investment strategy particularly for ‘city hospitals’ complexes brings out a huge and qualified ‘health service’ infrastructure. Each year, such infrastructure becomes more competitively more attractive in terms of ‘health tourism’ for a larger geography. Another advantage of Turkey over her competitors in the health sector is that the investments and services in this area are continued in harmony by both the public and the private sectors. According to the “Health Tourism Strategy and Action Plan” prepared by our Ministry of Culture and Tourism, it is expected to increase our health tourism revenues, which is still around 4 billion dollars per year, to 20 billion dollars in 2023, which is the 100th anniversary of our republic. Şimdi sağlık turizminde çeşitlenmeye ve hedef pazarlarda hangi gelir gruplarına dönük pazarlama yapılacağına dair daha detaylı çalışmalara odaklanmalıyız. Now, we must focus on more detailed works to diversify the health tourism and determine which income groups will be our marketing target in the target markets. 7 yenilik / innovation Sağlık Bakanlığı’ndan anne ve baba adaylarına web hizmeti Web service for expectant mothers and fathers from the Ministry of Health Sağlık Bakanlığı Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürlüğü tarafından, anne ve bebek ölümlerini en aza indirmek için sürdürülen çalışmalar kapsamında hazırlanan “www.annevebebek.gov.tr” internet sitesi yayına başladı. The Ministry of Health General Directorate of Health Promotion has launched “www.annevebebek.gov. tr” designed within the frame of the studies conducted to minimize maternal and infant deaths. Sağlık Bakanlığı, anne ve baba adayları için internet sitesi kurdu. Sitede uzman hekimler tarafından hazırlanan videolarla gebeliğe hazırlık ve gebelik sürecine ilişkin animasyonlar paylaşılıyor. The Ministry of Health has built a website for expectant mothers and fathers. The website features videos prepared by specialist doctors and animations related to getting prepared for pregnancy and about the pregnancy period. Sağlık Bakanlığı Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürü Ömer Tontuş, uygulamanın anne ve baba adaylarına katkı sağlayacağına dikkati çekerek, web sitesi hakkında şunları söyledi: “Sitede; umutlarla beklenen bir bebek için bu süreçte hem ailenin hazırlanması hem de annenin ve bebeğin sağlığı için yapılması gerekenler anlatılıyor. Burada temel hedef; hamilelik dönemi, öncesi, sonrası, doğum ve doğumdan sonra bebeğin ilk yılları. Site, bu dönemler için sağlık okuryazarlığını artırmak, kişilerin hem kendilerine hem de doğacak olan bebeğe bilinçli olarak yapacakları işleri sağlamak adına kurgulandı. Web sitesinde 800 başlık altında videolar bulunuyor. Konunun uzmanları, mutlaka ilgili bilim kurulları tarafından onaylanmış içeriklere dayalı olarak bilgiler paylaşıyorlar. Buradaki bütün konuşmalar akreditedir ve mutlaka bilimsel gerçeklere dayanır. Sitedeki başlıklar altında gebelikte egzersiz, gebe mutfağı, bebek bakımı, emzirme, anne sütü, baba olmak, babalığın getirdiği sorumluluklar gibi farklı konular iş- 8 Omer Tontus, General Director of Health Promotion under the Ministry of Health, noted that the application would help expectant mothers and fathers and stated the following about the website: “The website contains information about what to do when getting prepared as a family during pregnancy when the new family is waiting for the baby’s arrival and what to do for the health of both the mother and the baby. The key focus here is the pregnancy period, preconception and post-conception periods, the birth and the first years of the baby after birth. The website has been designed to increase health literacy regarding these periods and raise awareness among parents about what to do when they are waiting and how to treat the baby in general after birth. The website contains videos under 800 headings. Specialists share information based on contents, which are always approved by relevant scientific boards. All statements included on the website are accredited and based on scientific facts. yenilik / innovation “www.annevebebek.gov.tr” web sitesinde bilim kurulları tarafından onaylanan içeriklere yer veriliyor. “www.annevebebek.gov.tr” contains information approved by scientific boards. leniyor. Hazırlık aşamasında anne ve babalara gebelik sürecini çok geniş bir yelpazede sorduk. Yaşanan sorunları hekim olarak görmek başka bir şey, hasta olarak görmek başka bir şey. Öğrenmek istediklerini, bilmek istediklerini sorduk. Bu soruların cevaplarına göre de videoları farklı konularda organize ettik.” “www.annevebebek.gov.tr” adresinde yer alan ana kategoriler; “TV programları, gebelikte beslenme, gebe egzersizleri, aile olmak, gebelik ve doğum animasyonları, gebe eğitimleri, uzmana sor, skeçler ile bunları biliyor musunuz?” bölümlerinden oluşuyor. Among others, the headings on the website include exercise during pregnancy, pregnancy diet, baby-care, breast-feeding, breast milk, becoming a father and the responsibilities of being a father. We directed a wide range of questions about pregnancy to expectant mothers and fathers. It is one thing to see the problems experienced as a doctor; it is another thing to see them as a patient. We asked them about the things they wanted to learn and know. We organized the videos under different subjects according to the answers to these questions”. The main categories available at “www.annevebebek. gov.tr” are “TV programs, pregnancy diet, pregnancy exercises, becoming a family, pregnancy and birth animations, pregnancy trainings, ask a specialist, sketches and did you know about these?”. 9 denetim / control Denetlenen 825 kozmetik ürününden 215’i güvensiz 215 out of 825 cosmetic products inspected are not safe Sağlık Bakanlığı’nın denetime tabi tuttuğu 825 üründen 215’i güvensiz çıktı. Tespit edilen ürünlerin arasında ıslak mendil ve lensler de bulunuyor. 215 out of 825 products inspected by the Ministry of Health are not safe. Products detected to be unhealthy include wet wipes and contact lenses. Sağlık Bakanlığı, 2015’in Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarını kapsayan kozmetik ürün denetim sonuçlarını açıkladı. Denetlenen 825 üründen 215’inin, “teknik düzenlemeye aykırı” ve “güvensiz” olduğu açıklandı. Ministry of Health published the results of the inspection on cosmetic products for the months July, August and September of 2015. It is reported that 215 out of 825 products inspected are “in violation of the technical regulation” and “unsafe”. Mikrobiyal üreme tespit edilen ürünlerin arasında ıslak mendil ve lensler de var. Güvensiz ve düzenlemeye aykırı bulunan ürünleri piyasaya süren firmalara 919 bin 307 TL para cezası kesildi. Güvensiz ürünler arasında tüy dökücü krem ve idrar torbası da bulunuyor. Islak mendiller için, “Analiz sonucunda mikrobiyal üreme tespit edilmiştir” denildi. Wet wipes and contact lenses are among the products, in which microbial reproduction is observed. Companies that marketed unsafe products in violation of the regulation were imposed penalty fines of TL 919 thousand 307. Unsafe products also include depilatory creams and urine bags. Regarding wet wipes, it was stated, Sağlık Bakanlığı denetlenen 825 üründen 215’inin, “teknik düzenlemeye aykırı” ve “güvensiz” olduğunu açıkladı. Ministry of Health reported that 215 out of 825 products inspected are “in violation of the technical regulation” and “unsafe”. 10 denetim / control Tespit edilen ürünlerin arasında ıslak mendil ve lensler de bulunuyor. Products detected to be unhealthy include wet wipes and contact lenses. Uyari Takip Sistemi Bakanlık, güvensiz ve uygunsuz ürünleri barkodlama ve ürün takip sistemi ile daha iyi denetlemek için de harekete geçti. Tıbbi cihazlar ve kozmetik ürünleri için olumsuz etki bildirimi yapılan Uyarı Takip Sistemi’nin (UTS) geliştirilmesi kararı alındı. Verilerin sisteme zamanında ulaştırılması ve düzenli bir şekilde kayıt altına alınması için firma, sağlık personelleri ve ürün kullanıcıları aynı platformda yer alacak. Sağlık Bakanlığı, 2015’in ilk 6 aylık döneminde de 2 bin 12 ürünü denetlemişti. Bu ürünlerin 745’i teknik düzenlemeye aykırı ve güvensiz bulunmuştu. Firmalara, 1 milyon 137 bin 349 TL ceza kesilmişti. Geçen yıl denetlenen 4 bin 311 kozmetik ürününün ise 2 bin 873’ü güvensiz çıkmıştı. Ürünlerin 1092’sine “Teknik düzenlemeye aykırı” damgası vurulurken, güvensiz ve teknik olarak aykırı ürünler için firmalara 1 milyon 547 bin 663 TL para cezası uygulanmıştı. Uzmanların yaptığı denetimlerde, öncelikle ithal edilen tıbbi ürünler incelenmişti. “microbial reproduction was detected as a result of the analysis”. Warning Tracking System The Ministry took action to better inspect unsafe and non-conforming products through barcoding and product tracking system. It is decided to improve the Warning Tracking System (UTS) that is used to report the medical devices and cosmetic products that have adverse effects. Companies, healthcare personnel and product users will be in the same platform to ensure timely delivery of the data to the system and regular recording of the same. Ministry of Health inspected 2 thousand 12 products within the first 6 months of 2015. 745 products were detected to be in violation of the technical regulation and unsafe. Companies were imposed penalty fines of TL 137 thousand 349. 2 thousand 873 out of 4 thousand 311 products inspected last year were unsafe. Whereas 1092 of the products were branded as “in violation of the technical regulation”, penalty fines of TL 1 million 547 thousand 663 were imposed on companies for unsafe products in violation of the technical regulation. During the inspections conducted by experts, primarily imported medical products were analyzed. 11 fuar / fair Sağlık sektörünün kalbi CNR EXPO’da İstanbul Health Expo Fuarı’nda attı. Heart of the health sector beats at CNR EXPO Istanbul Health Expo. Sağlıkta yenilik rüzgarı Wind of novelty in health Uluslararası arenada adından söz ettiren Türk sağlık sektörü, İstanbul Health Expo’da dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçileri CNR EXPO çatısı altında bir araya getirdi. SADEFE Başkanı Opt. Dr. Orhan Koç, “İstanbul Health Expo bir nevi sağlık sektörünün Ar-Ge çalışmasının yapıldığı platforma dönüştü. Fuarda Bosna Hersek, Suriye, Irak, Moldova, Ukrayna ve Belçika gibi pek çok ülkeyle ciddi bağlantılar kurduk. Türk medikal sektörü olarak, Çin’e mal verilmez algısını kırdık” dedi. Turkish health sector, which has made an impression in the international arena, convened visitors from all around the world under CRN EXPO during Istanbul Health Expo. SADEFE Chairman Surgeon Orhan Koc, MD stated, “Istanbul Health Expo has become a platform where R&D studies of the health sector are conducted. We made contacts with many countries such as Bosnia Herzegovina, Syria, Iraq, Moldova, Ukraine and Belgium. We shattered the perception, ‘You cannot sell to China’”. Medikal ve sağlık sektöründeki yeni teknolojilere ve uygulamalara ev sahipliği yapan “İstanbul Health Expo-3. Medikal Cihaz Fuarı, Bütünleşik Sağlık Hizmetleri, Uluslararası Sağlık Kongreleri ve Sempozyumları” “Istanbul Health Expo – the 3rd Medical Devices Expo, Integrated Health Services, International Health Congresses and Symposiums”, which hosted new technolo- SADEFE Başkanı Opt. Dr. Orhan Koç, İstanbul Health Expo’nun sağlık sektöründe Ar-Ge çalışmasının yapıldığı platforma dönüştüğünü söyledi. Surgeon Orhan Koc, MD, the President of SADEFE, stated that Istanbul Health Expo has become a platform where R&D studies of the health sector are conducted. 12 fuar / fair İstanbul Health Expo’da dünyanın dört bir yanından gelen sağlık profesyonelleri CNR EXPO çatısı altında bir araya geldi. Istanbul Health Expo convened healthcare professionals from all around the world under CRN EXPO. 21-23 Ekim 2015 tarihleri arasında düzenlendi. CNR EXPO Yeşilköy’de yapılan fuar, CNR Holding organizasyonu ile Sağlık ve Sosyal Hizmetler Dernekleri Federasyonu (SADEFE) iş birliğinde gerçekleşti. Organizasyonda sağlık çalışanlarına spesifik konularda kongre ve kurslar düzenlenirken, üretici firmaların sağlık alanındaki ürün ve projeleri de yabancı alıcılarla buluştu. Yoğun ilgiyle karşılanan İstanbul Health Expo’da 3.500 sağlık profesyoneli, 1.500 sağlık çalışanı kursiyerleri ile yerli ve yabancı ziyaretçiler ağırlandı. Sağlık çalışanlarına ücretsiz kurs ve kongre İstanbul Healt Expo ve sektörle ilgili bilgi veren SADEFE Başkanı Opt.Dr. Orhan Koç, “Sağlık sektörüne ve ülkeye önemli bir katma değer sağlamak amacıyla, gerçekleştirdiğimiz organizasyon ile hem üretici firmalarımızı yabancı alıcılarla buluşturduk hem de kongre ve kurslar düzenledik. Türk sağlık profesyonellerinin yanı sıra Amerika’dan ve Avrupa’dan davet ettiğimiz sektör profesyonellerinin verdiği kurslara da ilgi büyük oldu. 1.500 kursiyerimizi kongre ve kurslarımızda ücretsiz olarak bilgilendirip, sertifikalandırdık” diye konuştu. Kronik yaradan, beslenmeye, enfeksiyona ve simülasyona kadar pek çok konuda kurslar düzenlediklerini gies and applications in the medical and health sectors, was organized during October 21-23, 2015. CNR Holding organization and the Federation of Health and Social Services Associations (SADEFE) cooperated in the organization of the expo that was held in CNR EXPO Yesilkoy. The organization included congresses and courses in specific areas intended for healthcare workers whereas it brought together products and projects of manufacturing companies in health sector with foreign buyers. Istanbul Health Expo, which drew great interest, hosted 3,500 healthcare professionals, 1,500 healthcare workers, trainees and local and foreign visitors. Healthcare workers were offered free courses and congresses Surgeon Orhan Koc, MD, the President of SADEFE, gave information on Istanbul Health expo and the sector and noted, “We helped local manufacturing companies meet with foreign buyers and held congresses and courses through this organization we carried out in order to provide the health sector and our country with an important added value. The courses offered by Turkish health professionals in addition to the professionals of the sector from the United States and Europe drew great interest. We trained 1,500 course attendees and given them certificates free of charge”. 13 fuar / fair İstanbul Health Expo’nun dördüncüsü 05-07 Ekim 2016 tarihleri arasında CNR EXPO Yeşilköy’de düzenlenecek. The 4th Istanbul Health Expo will be organized in CNR EXPO Yesilkoy during October 05-07, 2016. ifade eden Koç, “Organizasyonumuz sağlık çalışanlarımıza katkı sağlamanın yanında, sektörün Ar-Ge platformuna dönüştü” dedi. “Yerli üreticileri Çin pazarı için destekleyeceğiz” Dünyada nüfus yoğunluğu en fazla olan ülke konumundaki Çin’de medikal alanda ciddi bir pazar olduğunu ifade eden Koç, “ Sektörümüzün algısında Çin’in ithalatçı ülke olduğu ve ucuza mal aldığı imajı var. Bu da Çin’e girilmez havasını oluşturdu. Burada gördük ki medikal sektörü olarak, pek çok pazarda varız. Çin pazarında da olmalıyız. İstanbul Health Expo’da Çin’e mal verilmez algısını kırdık” diyerek, Çin’deki kullanıcıların beğenisini kazanabilecek yerli üreticileri bir an önce destekleyeceklerini söyledi. “Bosna Hersek’e rol model olacağız” İstanbul Health Expo’da, Bosna Hersek, Suriye, Irak, Moldova, Ukrayna ve Belçika gibi pek çok ülkeyle ciddi bağlantılar kurduklarını anlatan Orhan Koç, şöyle konuştu: “Bosna Hersek Sağlık Bakanı ile Bosna Hersek’te sağlık, sosyal hizmetler ve eğitim alanlarında model oluşturma konusunda ön görüşmelerimizi yaptık. Bosna Hersek’e bu alanlarda rol model olacağız. Yakında sistemlerimizi Bosna Hersek’e kuracağız.” 14 Stating that a wide range of courses were organized in areas from chronic scar to nutrition, infection and simulation, Koc further noted, “Our organization has turned into the R&D platform of the sector apart from contributing in our healthcare workers”. “We will support local manufacturers r egarding the Chinese market” Indicating that China, which has the heaviest population in the world, has a significant medical market, Koc further says, “Our sector perceives China as an exporter country which purchases goods at low prices. In turn, this makes the sector believe China is impenetrable. In this organization, we have seen that we have a presence in many markets as a medical sector. We must attain a place in China, as well. In Istanbul Health Expo, we shattered the perception, ‘You cannot sell to China’”. Koc also said they would support local manufacturers who could gain appreciation of Chinese users in no time. “We will be a role model for Bosnia Herzegovina” Stating that they made serious contacts with many countries such as Bosnia Herzegovina, Syria, Iraq, Moldova, Ukraine and Belgium during Istanbul Health Expo, Orhan Koc further said: fuar / fair Irak’ta hastane ekipmanlarına ihtiyaç var Koç, Irak’tan gelen heyetle yaptıkları görüşmede de hastane ekipmanları konusunda ciddi bir ihtiyaç olduğunu tespit ettiklerini belirterek, bu konuda iş birliği yapacaklarını vurguladı. Suriye’den gelen sağlık profesyonelleri ile de görüştüklerini anlatan Orhan Koç, Suriye’de de özellikle kanser tedavisi cihazlarında yeni bir hizmet başlatılması gerektiği konusunda mutabık kaldıklarını kaydetti. “Türk doktorları, dünyaya örnek oldu” Suriye Hükümeti Geçici Sağlık Bakanı Mohamed Wajih de, “Türkiye’nin sağlık çalışanları 9,5 milyon Suriyeliyi muayene etti. 285 hastayı da ameliyat yaptı. Çok hayat kurtardılar” diye konuşarak, Türk doktorlarının dünyaya örnek olduğunu söyledi. Wajih, “Türkiye Suriyelileri bağrına bastı, dünya tarihine adını yazdırdı” ifadesini kullandı. CNR Holding kuruluşlarından Sektörel Fuarcılık Genel Müdürü Mustafa Tokatlı ise Türkiye’nin, son 10 yılda uluslararası arenada medikal ve sağlıkta adından söz ettirir hale geldiğine dikkati çekerek şunları söyledi: “Türkiye’de sağlıkta reform sayılacak gelişmeler yaşadık. İstanbul Health Expo da sektörde yaşanan bu reformların sergilendiği önemli bir platform oldu. Fuarımızda aralarında bakan, müsteşar ve üst düzey yöneticilerin de bulunduğu İngiltere, Fransa, Suudi Arabistan, Irak, Katar, İran, Suriye, İtalya, İsviçre, Bosna Hersek, Tunus, Mısır, Etipyopya ve Fas gibi pek çok ülkeden sağlık profesyonellerini ağırladık” dedi. Tokatlı İstanbul Health Expo ile medikal cihazı sektöründe yapılan ihracatın katma değerinin yükseltilmesine ve sektör rekabetinin artırılmasına katkı sağladıklarını vurguladı. İstanbul Health Expo’da ameliyathane cihazlarından tek kullanımlık ürünlere, hastane mobilyalarından fizik tedavi ve rehabilitasyon cihazlarına kadar çok sayıda ürün grubu sergilendi. “We conducted early negotiations with the Minister of Health of Bosnia Herzegovina regarding becoming a role model in health, social services and education areas in Bosnia Herzegovina. We will be a role model for Bosnia Herzegovina in these areas. We will soon build our systems in Bosnia Herzegovina”. Iraq needs hospital equipment Koc stated that the committee from Iraq and they detected a serious need for hospital equipment in Iraq and they would cooperate with Iraq in this subject matter. Orhan Koc told about their meeting with health professionals arriving from Syria and said that they agreed on the need for launching a new service in Syria, particular in cancer treatment. “Turkish doctors set an example for the world” Mohamed Wajih, Syrian Interim Government Minister of Health said, “Healthcare workers from Turkey examined 9,5 million Syrians and operated on 285 patients. They saved many lives”. He further stated that Turkish doctors set an example for the world. “Turkey has embraced Syrians and made a world history”, said Wajih. Mustafa Tokatli, General Manager of Sektorel Fuarcilik A.S. from CNR Holding companies, emphasized that Turkey has made an impression in medical and health sectors in the international arena for the last 10 years and added: “We have experienced developments in Turkey, which can be considered as reforms. Istanbul Health Expo has become an important platform where these reforms made in the sector are exhibited. We have hosted healthcare professionals including ministers, undersecretaries and senior executives from many countries such as Britain, France, Saudi Arabia, Iraq, Qatar, Iran, Syria, Italy, Bosnia Herzegovina, Tunisia, Egypt, Ethiopia and Morocco in our expositions. Tokatlı further emphasized that they have contributed in increasing the added value of the exports in the medical device sector and enhance the sector’s competitiveness thanks to Istanbul Health Expo. A wide range of product groups were displayed in Istanbul Health Expo from operating room equipment to disposable products, hospital furniture, physical therapy and rehabilitation devices. 15 kongre / congress Antalya’daki kongre zirveye dönüştü The congress in Antalya turned into a summit 4. Uluslararası Evde Sağlık ve Sosyal Hizmetler Kongresi, Sağlık ve Sosyal Hizmetler Dernekleri Federasyonu (SADEFE) tarafından Antalya’da düzenlendi. The 4th International Home Healthcare and Social Services C ongress was held by Federation of Healthcare and Social Services Associations (SADEFE) in Antalya. Dördüncüsü 03-05 Aralık 2015 tarihleri arasında gerçekleşen “Evde Sağlık ve Sosyal Hizmetleri Kongresi” zirveye dönüştü. SADEFE Yönetim Kurulu Başkanı Op. Dr. Orhan Koç, Türkiye’de uygulanan sağlık projelerine dikkati çekti. Kongrede; Sağlık Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı başta olmak üzere çok sayıda bakanlık, kamu kurumları, yerel yönetimler, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları bir araya geldi. Etkinlikte sağlık alanındaki gelişmeler değerlendirildi. The second “Home Healthcare and Social Services Congress” organized during December 03-05, 2015 turned into a summit. Surgeon Dr. Orhan Koc, Chairman of SADEFE, called attention to the healthcare projects implemented in Turkey. The congress gathered various ministries, particularly the Ministry of Health and the Ministry of Family and Social Policies, public organizations, local governments, private sector members and non-governmental organizations. During the International Health and Social Services Summit, developments in health sector were evaluated. Sağlık ve Sosyal Hizmetler Dernekleri Federasyonu (SADEFE) tarafından; sağlık sektöründe öne çıkan konularla ilgili olarak; “Evde Sağlık ve Sosyal Hizmetler Kongresi, Tıbbi Sosyal Hizmetler Kongresi, Palyatif Bakım Sempozyumu, Uluslararası Toplum Ruh Sağlığı Sempozyumu, Ulusal Çalışan Hakları ve Güvenliği Sempozyumu ve Beslenme, Mobbing Temel Danışmanlık, Palyatif Bakım, Yara ve Ostomi Bakımı, Kardiyopulmoner Egzersiz, KBRN, Uygulamalı Hipnoz, Sağlık İletişimi, Tıbbi Nebevi ve 1.Basamak Evde Sağlık Hizmetleri” kursları gerçekleşti. Kongre ve kurslar sağlık çalışanlarına büyük katkı sağladı. 3 gün boyunca devam eden kongrede sağlıkta dönüşüm programı ve sosyal alandaki reformlar da tartışıldı. 16 Federation of Healthcare and Social Services Associations (SADEFE) carried out “Home Healthcare and Social Services Congress, Medical Social Services Congress, Palliative Care Symposium, International Community Mental Health Symposium, National Employees’ Rights and Safety Symposium” addressing the prominent subjects in the healthcare sector and courses for “Nutrition, Mobbing Basic Consultation, Palliative Care, Wound and Ostomy Care, Cardiopulmonary Exercises, CBRN, Applied Hypnosis, Health Communication, Cupping Therapy and Primary Home Health Services”. During the sum- kongre / congress Antalya’daki kongre zirveye dönüştü The congress in Antalya turned into a summit Geniş kitlelere hitap eden kongre ve kursların konu başlıkları Kongre Başkanlığını Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl’ün yaptığı 4. Uluslararası Evde Sağlık ve Sosyal Hizmetler Kongresi’ne katılım yüksekti. Üç gün boyunca devam eden kongrede on iki oturum düzenlendi. Evde sağlık hizmetlerinden, din psikolojisi ve manevi bakıma kadar pek çok konu gündeme geldi. Kongrede, evde sağlık hizmetleri konusunda her türlü ayrıntı ele alındı. Mehmet Atasever ve Hulusi Armağan Yıldırım’ın başkanlığında gerçekleşen 2.Ulusal Tıbbi Sosyal Hizmetler Kongresi iki gün sürdü. Programda, “Tıbbi Sosyal Hizmetler” alanındaki tüm gelişmeler değerlendirildi. Toplumun ve özellikle sağlık ekibinin, palyatif bakım hizmetiyle ilgili farkındalığının artırılması konusunda ise Uzm. Dr. Elif Kazancı ve Doç. Dr. Murat Gültekin’in başkanlığında 2.Palyatif Bakım Sempozyumu da gerçekleşti. 2. Ulusal Toplum Ruh Sağlığı Sempozyumu ise Uzm. Dr. Gazi Alataş, Uzm. Dr. Elif Güler Kazancı ve Uzm. Dr. Bekir Keskinkılıç’ın başkanlığında yapıldı. 12 oturumda gerçekleşen sempozyum iki gün sürdü. Ülkemizde uygulanmaya başlayan “Toplum Temelli Ruh Sağlığı” modelini paydaşlara ve uygulayıcılara duyurmak amacıyla düzenlenen sempozyuma ilgi yoğundu. 2. Ulusal Çalışan Hakları ve Güvenliği Sempozyumu da Dr. Muhammet Örnek ve Salih Akyüz’ün başkanlığında gerçekleşti. Sempozyumda ele alınan konu başlıkları mit that lasted for 3 days, “Transformation in Health Program” and social reforms were also included among discussion topics. The topics of the congresses and courses that address large masses The attendance was high in the 4th International Home Healthcare and Social Services Congress organized at the helm of Prof. Dr. Cevdet Erdol, Rector of Health Sciences University. During the congress that lasted for 3 days, twelve sessions were organized. Many topics were discussed from home healthcare services to religion psychology and spiritual care. The congress addressed all kinds of details about home healthcare services. The 2nd International Medical Social Services Congress organized at the helm of Mehmet Atasever and Hulusi Armagan Yildirim lasted for 2 days. The program addressed all developments in “Medical Social Services” area. The 2nd Palliative Care Symposium was conducted at the helm of Specialist Dr. Elif Kazanci and Assoc. Prof. Dr. Murat Gultekin addressing increasing the palliative care awareness among the community and especially healthcare teams. The 2nd International Community Mental Health Symposium was conducted under the leadership of Specialist Dr. Gazi Alatas, Specialist Dr. Elif Guler Kazanci and Specialist Dr. Bekir Keskinkilic. The symposium that was organized in 12 sessions lasted for two days. There was 17 kongre / congress ise, “Temel Haklar Işığında Çalışan Hakları ve Güvenliği, Çalışan Hakları ve Güvenliğine Özellikli Birim Boyutunda Bakış ile Çalışan Hakları ve Güvenliğine Sektörel Bakış” şeklinde idi. SADEFE’nin ev sahipliğini yaptığı zirvede, sağlık sektörünün öne çıkan konularıyla ilgili olarak da 11 kurs düzenlendi. İşte yoğun katılım ve ilginin olduğu o kurslar: 2.Evde Sağlıkta Beslenme Kursu: Doç. Dr. Mutlu Doğanay, Doç Dr. Gülistan Bahat Öztürk, Op. Dr. İdris Kurtuluş’un başkanlığında gerçekleşen kurs 5 saat sürdü. Kursta, “Evde Sağlık Hizmetlerinde Beslenme”nin tüm detayları ele alındı. 2. Mobbing Temel Danışmanlık Kursu: Doç. Dr. İbrahim Yakut’un başkanlığında gerçekleşti. Mobbing kavramı hem avukat, hem mobbing uzmanları, hem de sağlık çalışanları ile en ince ayrıntısına kadar değerlendirildi. 2.Palyatif Bakım Kursu: Uzm. Dr. Fatih Göksel ve Dr. Emre Yatman’ın başkanlığında düzenlendi. Doktor, diyetisyen, hemşire, ebe, sağlık memuru ve yaşlı bakım teknisyenlerinin de katıldığı kurs yoğun ilgi gördü. Palyatif Bakım’da ağrının sınıflanması, değerlendirilmesi ve tedavi prensiplerine de değinildi. 2.Yara ve Ostomi Bakım Kursu: Doç. Dr. Halil Alış ile Prof. Dr. Ahmet Çınar Yastı başkanlığında gerçekleşti. Yara iyileşmesi fizyolojisi ile ilgili tüm konular alanında uzman eğitimciler eşliğinde, katılımcılarla paylaşıldı. Kardiyopulmoner Egzersiz Testleri Kursu: Prof. Dr. Tevfik Özlü ve Yrd. Doç. Dr. Halit Çınarka başkanlığında yapıldı. Yurt dışından gelen eğitimci kadrosu ile a deep interest in the symposium that was organized to inform the stakeholders and practitioners regarding the “Community-based Mental Health” model. The 2nd National Employees’ Rights and Safety Symposium was conducted under the leadership of Dr. Muhammet Ornek and Salih Akyuz. The topics addressed during the symposium include “Employees’ Rights and Safety in the Light of Civil Liberties, Sectoral Look on the Employees’ Rights and Safety with a Look on Employees’ Rights and Safety as a Specific Dimension”. 11 courses were also organized regarding the prominent issues in the health sector during the summit hosted by SADEFE... The courses that attracted keen attendance and interest are as follows: The 2nd Course for Nutrition in Home Healthcare: The course organized under the leadership of Assoc. Prof. Dr. Mutlu Doganay, Assoc. Prof. Dr. Gulistan Bahar Ozturk, and Surgeon Dr. Idris Kurtulus lasted for 5 hours. The course addressed all details of “Nutrition in Home Healthcare Services”. The 2nd Mobbing Basic Consultation Course: The course was organized under the leadership of Assoc. Prof. Dr. Ibrahim Yakut. The term mobbing was evaluated down to the last detail with lawyers, mobbing specialist and healthcare workers. The 2nd Palliative Care Course: It was organized under the leadership of Specialist Dr. Fatih Goksel and Dr. Emre Yatman. Doctors, dieticians, nurses, midwives, medical assistants and elderly care technicians attended the SADEFE Yönetim Kurulu Başkanı Op. Dr. Orhan Koç, Türkiye’de uygulanan sağlık projelerine dikkati çekti. Surgeon Dr. Orhan Koc, Chairman of SADEFE, called attention to the healthcare projects implemented in Turkey. 18 kongre / congress course that attracted deep interest. The Palliative Care course addressed the classification and evaluation of pain and the principles of treating it. The 2nd Wound and Ostomy Care Course: It was organized under the leadership of Assoc. Prof. Dr. Halil Alis and Prof. Dr. Ahmet Cinar Yasti. Expert instructors shared all aspects of wound healing physiology with the participants. Cardiopulmonary Exercise Tests Course: It was organized under the leadership of Prof. Dr. Tevfik Ozlu and Assistant Prof. Dr. Halit Cinarkaya. Healthcare personnel working at Cardiopulmonary Exercise Tests Units showed keen interest in the course that was conducted by a team of instructors coming from abroad. gerçekleşen kursa, Kardiyopulmoner Egzersiz Testleri Ünitesi’nde görev yapan sağlık personellerinin ilgisi yoğun oldu. 2. Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik, Nükleer Temel Eğitim Kursu: Dr. Muhammed Bayram ve Dr. Fatih Saçkan başkanlığında gerçekleşti. Kursta, kimyasal biyolojik radyolojik ve nükleer tehlikeler ele alındı. Uygulamalı Hipnoz Kursu: Yrd. Doç. Dr. Kenan Taştan’ın başkanlığında düzenlendi. Her branştan katılımın olduğu kursa ilgi yoğun oldu. Kursta ayrıca pratik uygulamalı hipnoz da yapıldı. Sağlık İletişimi Kursu: Ali Özhan ile Mine Tuncel başkanlığında düzenlendi. Hem basın hem de bakanlık sektöründen alanında uzman eğitimcilerin olduğu kursta sağlık iletişiminde medya kampanyaları ve sağlık haberciliği konuları ele alındı. Tıbbi Nebevi Kursu: Fetal Dolaşım ve Doğum Sonrası Adaptasyon, Akupunktur ve Bioenerji, Helal ve Sağlıklı Gıdalar, Kupa Terapileri gibi konular ele alındı. 1.Basamak Evde Sağlık Hizmetleri Yönetimi Kursu: Prof. Dr. G. Nurhan İnce başkanlığında gerçekleşti. Katılımcılara, Evde Sağlık Hizmeti Mevzuatı- Sağlık Bakanlığı Kurum Vizyonu konuları ile ilgili eğitim verildi. Zirvenin son gününde de 2. Din Psikolojisi ve Manevi Bakım Çalıştayı düzenlendi. Çalıştaya, Sağlık Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı. The 2nd Chemical, Biological, Radiological and Nuclear Basic Training Course: It was organized under the leadership of Dr. Muhammed Bayram and Dr. Fatih Sackan. The course addressed chemical, biological, radiological and nuclear hazards. Applied Hypnosis Course: It was organized under the leadership of Assistant Prof. Dr. Kenan Tastan. The course attracted great interest from every branch. An applied hypnosis was also performed during the course. Health Communication Course: It was organized under the leadership of Ali Ozhan and Mine Tuncel. Expert specialist from the press and the ministerial sector participated in the course that addressed media campaigns in health communication and health reporting. Cupping Therapy: The course addressed certain topics such as Fetal Circulation and Postnatal Adaptation, Acupuncture and Bioenergy, Halal and Healthy Foods and Cupping Therapy. Primary Home Health Services Management Course: It was organized under the leadership of Prof. Dr. G. Nurhan Ince. The participants were offered training on Home Health Services Legislation – Ministry of Health Institutional Vision. On the last day of the summit, the 2nd Religion Psychology and Spiritual Care Workshop was organized. Representatives of the Ministry of Health, ministry of Family and Social Policies, Directorate of Religious Affairs and non-governmental organizations attended the workshop. 19 röportaj / interview “Hekimlere “Positive pozitif ayrımcılık discrimination uygulanmalı” must be Gönüllü üyelerden oluşan Hekim exercised in Hakları Derneği, kurulduğu 1990 yılından bu yana hekim haklarının favor of doctors” korunmasına yönelik faaliyetlerde bulunuyor. Derneğin Başkanı Prof. Dr. Adem Akçakaya’dan dernek çalışmalarına ilişkin bilgiler alarak sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin önlenmesindeki önerilerini sorduk. Akçakaya, hekimlere pozitif ayrımcılık yapılması gerektiğini düşünüyor. Derneğiniz hakkında bilgi alabilir miyiz? Hekim Hakları Derneği evrensel, milli ve manevi değerleri gözeten, hekimlerin yaşadıkları sorunlarla ilgili destek alabildikleri, bilimsel ve sosyal ortak çalışmalar üretebildikleri, sağlık politikalarının belirlenmesinde söz sahibi oldukları, diğer sağlık çalışanlarının ve hastaların haklarını önemseyen ve gelecek kuşaklara önderlik edebilecek düzeyde bir sivil toplum kuruluşu olmak amacıyla 1990 yılında bir grup hekimin bir araya gelmesi ile kuruldu. Biz, ‘önce hekim’ anlayışı ile yola çıktık ve şu an yaklaşık 2 bin civarında üyemizle çok güçlü bir alt yapı oluşturduk. Derneğimiz, bir siyasi görüşü temsil etmemekte olup dil, din ve siyasi görüşüne bakmaksızın hekimlerimizin hakları için mücadele etmeye gönül vermiş üyelerinden oluşan bir yapıdır. Her geçen gün daha da güçlenmektedir. Doktor olarak ne gibi sıkıntılar yaşadınız? Sizi böyle bir örgütlenmeye iten neydi? Hekimler, bu ülkenin en çalışkan ve en üretken topluluklarından biridir ve yıllardan beri sınavlarda en yüksek puanla öğrenci alan okullardan yetişmişlerdir. Mezun olan her bir meslektaşımız, ülkemizin ve hatta yolu dahi olmayan dünyanın en ücra köşelerinde görev almakta bir saniye bile tereddüt etmemektedirler. Bu kadar özverili çalışan meslektaşlarımızın haklarının ne yazık ki göz ardı edildiğini, hekimlerin meslek örgütünün ise yetersiz kalmaları üzerine yeni bir yapılanmaya ihtiyaç olduğunu düşündük. Böylece Hekim Hakları Derneği doğmuş oldu. 20 Doctors’ Rights Association, formed of voluntary members, has carried out activities intended to protect the rights of doctors since it was founded in 1990. Prof. Dr. Adem Akcakaya, the President of the Association, illuminated us on the activities of the association, and we asked him about his suggestions regarding what to do to prevent the violence against healthcare workers. Akcakaya is of the opinion that there is a need to discriminate positively in favor of doctors. Could you please tell us about your Association? Doctors’ Rights Association was founded in 1990 when a group of doctors came together in order to form a non-governmental organization that can guide the generations to come, observes national and moral values, provides doctors with support regarding the problems they experience, cares about the rights of other healthcare workers and patients, where doctors can co-produce social studies and have a say in defining health policies. When we started out, our understanding was that ‘doctors came first’; and now, we have a very strong infrastructure with nearly 2 thousand members. Our Association is not affiliated to any political views; it is an organization consisting of members who put their hearts and souls into the fight for the rights of our doctors from all languages, religions and political views. As a doctor, what kind of problems have you gone through? What was it that pushed you into such an organization? Doctors constitute one of the most hardworking and productive communities of a country, and they receive röportaj / interview Prof.Dr. Adem Akçakaya Türkiye, hekimlere şiddetin sık sık görüldüğü ülkeler arasında. Bunu neye bağlıyorsunuz? Hekim ve sağlık çalışanlarına karşı dünyanın birçok ülkesinde olumsuz davranışlar görülmektedir. Ne yazık ki ülkemizde de sağlık çalışanlarına karşı fiziki ve sözel şiddet azımsanmayacak kadar çoktur. Sağlıkta olduğu gibi ülkemizde hemen her alanda şiddet mevcuttur. Şiddet, birçok faktörün birleşimi sonucu ortaya çıkar. Tek bir nedenle bağlantı kurmak bilimsel değildir. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet son zamanlarda gerek sağlık camiasında, gerek medyada, gerekse uluslararası platformlarda çokça tartışılan bir konudur. Bununla ilgili ülkemiz genelinde bazı çalışmalar yapılmış, şiddeti yönetme konusunda adımlar atılmıştır. Türü ne olursa olsun şiddet, çalışma yaşamı ve motivasyonunu bozan, verimi azaltan, güveni zedeleyen, işlevselliği düşüren bir olgudur. Şiddeti önleyici politikalar ile çok daha kaliteli bir sağlık hizmeti sunulacağı, hasta ve çalışan memnuniyetinin artacağı unutulmamalıdır. Hekimlere yönelik şiddetin en yoğun olduğu branş hangisidir? Hemen her bölümde olabilmesine rağmen şiddeti en çok “Acil Servis”lerde görüyoruz. Beklenti yüksek, verilen hizmet standart ise kişi isyan ediyor. Oysa isyanında education in the schools which accept the students that score the highest in exams. Each of our graduating colleague never hesitates and will never hesitate for a second to serve in remoter parts of our country and even the world, where there are even no roads. We thought that the rights of such self-sacrificing colleagues were ignored unfortunately and doctors needed a new structuring since the professional organization of doctors fell behind the expectations. This is how the Doctors’ Rights Association was born. Turkey is a country where violence against doctors is seen quite often. Why do you think this happens? We see negative behaviors against doctors and healthcare workers in various countries in the world. Unfortunately, the physical and verbal violence against healthcare workers is quite substantial in our country. The violence experienced in health sector exists in almost all spheres in our country. Violence is a result of the combination of many factors. It is not scientific to relate it to a single reason. Violence against healthcare workers is a recently much debated topic in health world, media and international platforms. Certain efforts have been made across our country regarding 21 röportaj / interview “Hekim Hakları Derneği olarak sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti asla kabul etmiyoruz.” “Even though violence is seen in almost all branches, we mostly see it in emergency services.” çok da haklı olmuyorlar genellikle. Örneğin, bir haftadır kaşıntısı olan ve bu süre içerisinde polikliniğe dahi başvurmayan bir hasta gece yarısı acil servise geldiğinde, doğal olarak hastaya polikliniğe gitmesi söyleniyor. Ancak kişi kendini kaybedip sağlık çalışanlarına sözel ya da fiziki şiddette bulunabiliyor. Kanunlar ve ahlaki değerler yoluyla, sağlık çalışanlarının çalışma şevkini kıran bu gibi kişilere gereken yaptırımı uygulamalıdır. this issue, and steps were taken in relation to violence management. Regardless of its form, violence is a phenomenon that disrupts the work life and motivation, decreases productivity, impairs trust and lowers functionality. It must be kept in mind that anti-violence policies will ensure a higher quality health service offering and increase the satisfaction of patients and healthcare workers. Çalışma şartları zaten oldukça zor olan hekimlerin bu ortamdan etkilenmemeleri için neler yapıyorsunuz? What are the branches in which doctors are exposed to the most intensive violence? Hekim Hakları Derneği olarak sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti asla kabul etmiyoruz. Tüm meslektaşlarımıza olay durumunda bize doğrudan ulaşabileceği iletişim kanallarımızı açtık. Hemen hukuki süreci başlatıyoruz. Hastane yöneticileri ile görüşüp lokal önlemler alınmasını talep ediyoruz. Şiddet ile karşılaşan sağlık çalışanına hukuki ve sosyal destek sağlanmalıdır. Bunun için oluşturulmuş mevzuat eksiksiz bir biçimde uygulanmalıdır. Hukuki destek konusunda ilgili kurum ve kuruluşlar aktif bir çalışma izlemelidir. “Acil Sağlık Hizmetleri“ çalışanları için çalışma alanlarında acil çıkış kapıları, şifreli giriş kapıları oluşturulmalı, ambulans içi ve dışında hasta mahremiyetini ihlal etmeyecek kamera sistemleri kurulmalıdır. Genel ve sağlık personelinin kusuru bu- 22 Even though violence is seen in almost all branches, we mostly see it in emergency services. If the expectation is high and what is offered is standard, people get frustrated. However, they are not quite right in their frustration. For example, when a patient, who has suffered from itching for a week and has not even consulted a polyclinic during such period, comes to the Emergency service in the middle of the night, he is naturally told to go to a polyclinic. However, that person may lose himself and inflict verbal or physical violence on healthcare workers. Such people who discourage healthcare workers from working must face the consequences of their actions by the hand of both the government through laws and the society through moral values. röportaj / interview lunmadığı açıkça belli olan şikayetler değerlendirmeye alınmamalıdır. Sağlık yöneticileri ve siyasetçiler, sağlık çalışanına yönelik şiddeti kınayan ve sağlık çalışanlarının verdiği hizmetin önemini ve vazgeçilmezliğini vurgulayan söylemler geliştirmelidir. Sağlık çalışanının itibarı artırılmalıdır. Şiddet olayları sonrasında Bakanlıkça belirlenen yetkili ve yetkin kişilerce kamuoyuna bilgilendirici demeçler verilmesi sağlanmalıdır. Yerine getirdikleri kamu görevi nedeniyle sağlık çalışanlarına karşı işlenen suçlarda, herhangi bir şikayet olmadan doğrudan kamu davası açılması sağlanmalıdır. Cezaların artırılması ve ertelenmemesi sağlanmalıdır. Özel sağlık sektöründe hizmet veren sağlık çalışanlarının da hizmet sunarken “kamu görevlisi” olarak tarif edilmesi gerekmektedir. Sağlık çalışanının tehdit altında olduğu durumlarda; sağlık çalışanı ve ailesinin korunmasına yönelik yasal düzenlemeler getirilmelidir. Hastane polislerinin her türlü şiddet olayına müdahale etmeleri sağlanmalıdır. Tüm bunlarla birlikte öncelikle toplumsal şiddeti azaltmaya yönelik politikalar oluşturulmalı ve uygulanmalıdır. “Şiddete Sıfır Tolerans” söylemi bir “devlet politikası” haline getirilmelidir. Şiddete maruz kalan tüm sağlık personelinin ‘hizmet sunmama hakkı’nın olduğu konusunda halkın bilgilendirilmesi de gerekmektedir. Sağlık çalışanlarına yönelik olarak işlenen suçlar ile ilgili verilen mahkûmiyet kararları kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Medyada sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti teşvik edici, şiddeti bir sorun çözme yolu olarak gören yayınlardan kaçınılmalıdır. Sağlık kurumları ve sağlık çalışanları konusunda doğru mesajlar veren kamu spotları oluşturulmalı, şiddeti önlemeye yönelik eğitici yayınlar yapılmalı, sağlık çalışanlarının azalan itibarı yeniden artırılmalıdır. Bilgilendirici kamu spotlarında “hasta sorumlulukları” da anlatılmalıdır. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet konusuna hutbe ve vaazlarda da yer verilmeli, sağlık çalışanlarının fedakârca çalıştıkları vurgulanmalıdır. Ayrıca tüm sağlık çalışanlarına sağlık meslek lise-yüksek okul ve üniversite yıllarından itibaren “iletişim” dersleri verilmeli ve meslek yaşantıları boyunca hizmet içi eğitimlerle devam ettirilmelidir. Çünkü anlaşmazlıkların temelinde en önemli nedenlerden birinin de iletişim bozukluğu olduğuna inanıyoruz. Hekim Hakları Derneği olarak sadece şiddet olayları ile mi ilgileniyorsunuz? Hekimlerin yaşadığı diğer zorluklar nelerdir? Bu sorunuza yanıtımız ‘tabi ki hayır’. Mesleki koşullar anlamında ya da emekliliğimiz döneminde birçok zorluklarımız var. Özlük haklarımızda yetersizlikler var. Biz hekimlerin daha güvenli ve kabul edilebilir koşullarda What do you do / what can be done so that such environment does not influence doctors working under difficult conditions? As the Doctors’ Rights Association, we never condone violence against healthcare workers. We have direct communication channels that all colleagues can use to reach us in case of an incident. We immediately initiate the legal process. We meet with hospital managers and ask them to take local measures. A healthcare worker who is exposed to violence must be offered legal and social support. The legislation prepared for this must be enforced precisely. Relevant institutions and establishments must actively work towards legal support. Emergency exits and password-protected entrance doors must be installed in working environments of emergency health care workers, and camera systems must be installed inside and outside ambulances without violating the privacy of patients. Complaints, which clearly do not involve any fault on the part of general and healthcare workers, must not be evaluated. Health administrators and politicians must work towards discourses that condemn the violence against healthcare workers and emphasize the importance and indispensability of the services offered by healthcare workers. Healthcare workers must be respected more. Authorized and competent people appointed by the Ministry must make informative public statements. Necessary arrangements must be made to facilitate directly filing a public lawsuit without seeking a complaint in case of crimes committed against healthcare workers due to the public service they fulfill. Punishments must be more severe and should not be subject to postponement. Healthcare workers serving in the private sector must also be described as “public servants” when offering services. Legal arrangements must be made intended to protect healthcare workers and their families in case of a threat against healthcare workers. Hospital polices must be able to intervene in all kinds of violence. Furthermore, policies must be prepared and implemented first to decrease the social violence. The discourse “Zero Tolerance to Violence” must become a “government policy”. The public must be made aware that any healthcare worker who is exposed to violence has the ‘right to not serve’. The sentence rulings on the cases of violence committed against healthcare workers must be shared with the public. The media must avoid broadcasting or publishing materials that encourage violence against healthcare workers or reflect violence as a way of solution. Public service announcements must be pre- 23 röportaj / interview çalışmasını istiyoruz. Öncelikle T.C. Anayasası, 657 sayılı DMK, Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği ile 4857 sayılı İş Kanunu ve Postalar Halinde İşçi Çalıştırılarak Yürütülen İşlerde Çalışmalara İlişkin Özel Usul ve Esasalar Hakkında Yönetmelik’in birbirleriyle uyumlu hale getirilmesi çok daha sağlıklı olacaktır. Bir diğer asıl konu mevcutta 657 sayılı DMK’ya göre memur statüsündeki hekimlere haftalık 40 saat çalışma öngörülmüş olmasına rağmen aynı maddede gerekli düzenlemelerle farklı çalışma süreleri belirlenebileceği ifade edilmektedir. Bu nedenle sağlık çalışanları haftada 45 saat çalışmaktadırlar. Ancak S.B.’nın 2014/1 genelgesinde, öğle arası yemek iznini kullanamayan birimlerde çalışanlara bir saat önceden mesai tamamlama hakkı tanınmaktadır. Biz özelde ya da kamudaki sağlık çalışanlarının yemek süresi dahil haftalık 40 saatten fazla çalışmamasını savunuyoruz. Ülke çapında sağlık çalışanının dağılımı düzenlenmeli ve sayısal yetersizliği giderilmelidir. Hastalara ayrılan süre artırılmalıdır. Tabii dinlenmek de çalışma motivasyonunun önemli faktörlerindendir. Hastanelerde ya da sağlık merkezlerinde hekimlerin dinlenebileceği sosyal alanların yapılandırılması önemlidir. Çalışanların mesai ve nöbetleri düzenlenmeli, uzun çalışma sürelerinden kaçınılmalıdır. Ne yazık ki nöbet ertesi çalışmak zorunda kalıyoruz. Bu da bizi sinirli, huzursuz ve hataya açık hale getiriyor. Hekimlerin en fazla çalışabileceği sürelerin belirlenmesi ve hekimin kendi istese dahi kesinlikle fazla çalışma sürelerine izin verilmemesi gerekir. Nöbet ücretlerinin hekimlerimizin nöbete isteyerek gelmelerini teşvik edecek şekilde düzenleme yapılması sağlanmalıdır. Acil servislerdeki yığılmanın önüne geçebilmek için gerekirse “Akşam Poliklinikleri” oluşturulmalı, 24 pared to give the right messages about health institutions and healthcare workers, educational publications/ broadcastings must be offered to prevent violence and the impaired credibility of healthcare workers must be restored. Informative public service announcements should also explain the “responsibilities of patients”. Additionally, sermons must be preached about the violence against healthcare workers, and these sermons should emphasize the self-sacrificing services offered by healthcare workers. Moreover, all healthcare workers must be offered “communication” courses starting from medical vocational high schools and in colleges and universities, and such courses should be continued through in-service trainings during their professional lives. It is because we believe that lack of communication is one of the most important reasons that underlie the disagreements. As Doctors’ Rights Association, do you only concentrate on violence? What are the other challenges experienced by doctors? My answer to your question is, ‘of course not’. We face many challenges in terms of professional conditions or during retirement. Our personal benefits are lacking in certain aspects. We want doctors to work under safer and more acceptable conditions. First, it is necessary to accord the Constitution of the Republic of Turkey, DMK (Public Servants Law) no. 657, the Regulation on Operating Inpatient Treatment Institutions, the Labor Law no. 4857 and the Regulation on Special Working Procedures and Principles on the Businesses Operated through Employing Workers by Posts. Another issue is that, even though DMK no. 657 stipulates 40 work hours per week for doctors who hold public servant status, the same article in the Law indicates that different work hours can be defined by way of required arrangements. Therefore, healthcare workers work 45 hours a week. However, the Circular no. 2014/1 of the Ministry of Health entitles those workers, who work at departments where it is not possible to use a lunch break, to finish their shift one hour earlier. We advocate that healthcare workers employed in private sector or public sector should not work for more than 40 hours a week including the lunch breaks. The distribution of healthcare workers across the country must be arranged, and the insufficiency in number must be eliminated. Patients must be spared more time. Of course, recreation is one of the important factors regarding the work motivation. It is important to arrange social facilities in hos- röportaj / interview burada gönüllülük esasına göre görev alan hekimlerin çalışması gündüz mesaisinden sayılmamalı ve tatminkar bir ücretlendirme yapılmalıdır. Böylece hem sağlık çalışanları hem de halkımızın memnuniyeti sağlanmış olacaktır. Tüm hekimlerin (akademik olsun ya da olmasın) mesleki bilgi kaynaklarına erişimi ücretsiz ve hızlı olmalıdır. Örneğin haftalık çalışma saati sağlık çalışanları dışında 40 iken, sağlıkta 45 saattir. Deprem, sel, kar, sis, yağmur vb. nedenlerle çeşit izinler sağlık çalışanları dışında her çalışana verilmektedir. Ama bizler her daim görevde olmak zorundayız. Bu nedenle, maaşlarımızın belirlenmesinde hekimlere pozitif ayrım yapılmalıdır. Ek ödeme sisteminin adilane bir şekilde yeniden gözden geçirilmesini ve emekliliğe tamamının yansıtılması iyi olacaktır. Emekli hekimlerin geçim sıkıntısı nedeniyle çalışmak zorunda bırakılmamaları ve hekimlik onuruna ve statüsüne uygun maaş ve haklarına kavuşturulması önceliklerimizdendir. Çünkü emekli bir doktorun İstanbul gibi bir yerde hayatını idame ettirmesi çok zordur. Yıllık izin, mazeret izni, rapor, görevlendirme, kongre vb. gibi durumlarda ek ödemelerimiz kesintiye uğramaktadır. Bunların hiçbiri keyfi değil hepsi de zorunluluk (sağlık raporu, görevlendirme, vb.) ya da yasal hakkımızdır (yıllık izin, kongre, vb.). Özel sağlık sektöründe çalışan hekimlerimizin de cumartesi günlerinde izinli sayılmasını talep ediyoruz. Özel sağlık sektöründe hekimlerin sendikal haklarına engel olunmamalıdır. Kamuda tam zamanlı çalışan hekimlerimiz, istedikleri takdirde özel sektörde de yarı zamanlı çalışabilmeliler. Muayenehane hekimliğinin üzerindeki baskı kaldırılmalı, hekimlerimizin SGK ile bireysel anlaşma yapabilmesinin önü açılmalıdır. Hekimlerimizin iş yükü çok ağırdır ve iş riskleri de bir o kadar fazladır. Bu nedenle pitals or health centers where doctors can spend recreational time. Day shifts and night shifts of workers must be regulated, and long working hours must be avoided. Unfortunately, we have to work day shifts following night shifts. We want work shifts of doctors to be regulated by defining the maximum amount of time they can work and doctors to be not allowed to work overtime even though they want to. It is clear that this requires a legal regulation. We demand that night shift pays be regulated in a manner that will encourage our doctors to work the night shifts. “Evening Polyclinics” must be opened, if necessary, in order to prevent the queuing of patients in emergency services; the day shifts must not be inclusive of the services offered in such polyclinics by doctors on a voluntary basis, and such services must be remunerated satisfactorily. Thus, both our healthcare workers and the public will be contended. All doctors (either academicians or not) must be provided with free and quick access to professional information sources. For example, the Law stipulates 45 work hours per week for health sector but 40 work hours per week for other sectors. All workers are entitled to the right to take time off from work in case of earthquake, floor, snow, fog, rain, etc. except for healthcare workers. However, we must always be on duty. Therefore, positive discrimination must be exercised in favor of doctors when defining our salaries. We ask that extra pay system be reviewed fairly and it be recognized in the retirement. It is among our priorities to ensure that retired doctors are not obligated to work due to financial difficulty and are entitled to salaries and rights suited for the dignity and status of medical practice since, for example, it is very challenging for a retired doctor to live on in a city like Istanbul. Our extra pays are subjected to deductions in case of annual leaves, casual leaves, sick leaves, assignments and congresses, etc. None of these are arbitrary but obligatory (sick leaves and assignments, etc.) or our legal rights (annual leaves and congresses, etc.). We demand that the doctors employed in the private sector also be considered on leave on Saturdays. Our doctors working in the private sector should not be deprived of their union rights. Doctors working at full-time jobs in the public sector should also be able to hold part-time jobs in the private sector if they like. The pressure on clinical practice must be removed, and doctors must be allowed to make individual agreements with the SGK (Social Security Institution). Our doctors have a very heavy workload along with the high professional risks. Therefore, we demand that a regulation on the attri- 25 röportaj / interview yıpranma payı ve fiili hizmet zammı düzenlemesinin bir an önce hayata geçirilmesi de önemli bir konudur. tion rate and actual service salary increase be realized as soon as possible. Hekimlerin daha sağlıklı ve uygun bir ortamda çalışması için topluma, STK’lara, medyaya ve yasa koyuculara ne gibi görevler düşüyor? What are the roles of the society, NGOs, the media and the lawmakers in providing a healthier and safer working environment for doctors? Sağlık o kadar önemli bir kavramdır ki o olmadığında diğer şeylerin hiç önemi kalmamaktadır. Birey sağlıklı değilse üretemez, üretemezse topluma yararlı olamaz, yararı olmazsa ülke ve millet geriler, yok olur. İşte tüm bunları sağlayacak olanların başında sağlık çalışanları gelmektedir. Genelde sağlık çalışanları özelde ise hekimlerin sivil toplum kuruluşları bazında örgütlenmeleri maalesef yeterli değil. Tabip odamız maalesef hekim haklarını savunmak için gayret etse de başarılı olamamaktadır. Bu sorun bence meslek odalarının yapısını değiştirip nisbi temsil sistemine geçilerek ve tüm görüşlerin odada temsil edilmesi ile mümkün olabilir. Hekimlerin art niyetli olmadığı ön koşulu ile yaklaşımını belirlemeli ve hekimlerine bu ilkeye göre davranmalıdır. Sevgi ve saygısını kaybeden bir toplum her şeyini kaybeder. Sağlık çalışanları ve hekimler bu ülkenin ve milletin en önemli değerlerindendir. Son söz olarak şunu belirtmek istiyorum “lütfen milletimiz bu değerlere sahip çıksın”. Sağlıklı toplumlar için rahat huzurlu ve kaygılarından arındırılmış sağlık çalışanlarına ihtiyaç olduğunu unutmayalım. Health is such an important concept that other things have no significance when we are deprived of it. If an individual is not healthy, he cannot produce; if he cannot produce, he will be no good to the society; if he is no good to the society, the country and the people will regress and disappear. You see, healthcare workers are the first people who will ensure such things. Unionization is not sufficient among healthcare workers in the public sector and among doctors in the private sector. Our Chamber of Doctors strains at defending doctors’ rights, but it is not successful. I think this issue can be solved if we change the structure of professional chambers and switch to proportional representation and if all points of view are represented via the chamber. An approach must be defined with the prerequisite that doctors are not ill intentioned and doctors must be treated according to such principle. A society that has lost its love and respect will lose everything. Healthcare workers and doctors are among the most important values of this country and society. Finally, I would like to say this to our government and people, “please protect and look after these values”. We must keep in mind that healthy societies need peaceful healthcare workers freed from concerns. Biyografi Prof.Dr. Adem Akçakaya 1966 yılında Kayseri Bünyan ilçesi Akmescit kasabasında doğdu. İlkokulu burada okuduktan sonra ortaokulu Ankara, liseyi İstanbul Şehremini Lisesi’nde tamamladı. 1990 yılında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Vakıf Gureba Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde genel cerrahi ihtisasını yaptı. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde endoskopi ve ERCP eğitimi aldı. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde biyoistatistik ve demografi alanında yüksek lisans okudu. Beykent Üniversitesi Hastane ve Sağlık Kurumları Yönetimi’nde de yine yüksek lisans eğitimi aldı. Erasmus Üniversitesi’nde laparoskopik canlı böbrek nakli kursu, Yale Üniversitesi’nde transplantasyon merkezinde transplantasyon eğitimi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde böbrek transplantasyonu eğitimi, Mayo Klinik’te endosonografi eğitimlerini tamamladı. 2005 yılında Vakıf Gureba Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde başasistan, 2007 yılında ise genel cerrahi doçenti oldu. 2008 yılında Şişli Etfal Eğitim ve 26 Biography Prof.Dr. Adem Akçakaya He was born in 1966 in Akmescit town of Bunyan district in Kayseri city. Having completed his primary school education there, he went to middle school in Ankara and received his high school education in Istanbul Sehremini High School. Having graduated from Cerrahpasa Medical Faculty in 1990, he completed his surgical specialization in Vakif Gureba Training and Research Hospital. He received endoscopy and ERCP trainings in Istanbul University Medical Faculty. He did a master’s degree in biostatistics and demography in Cerrahpasa Medical Faculty. He did a master’s degree also in Hospital and Health Institutions Management in Beykent University. He received laparoscopic live kidney transplantation course in Erasmus University, transplantation training in transplantation center of Yale University, kidney röportaj / interview “Sağlık çalışanları ve hekimler bu ülkenin ve milletin en önemli değerlerindendir.” “Healthcare workers and doctors are among the most important values of this country and society.” Araştırma Hastanesi’nde genel cerrahi klinik şefliği görevinde bulundu. 2009 -2010 yılları arasında Vakıf Gureba Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 1.Genel Cerrahi Klinik Şefliği görevini yürüttü. 2003-2005 arası Vakıf Gureba EAH Başhekim Yardımcılığı, 2005-2008 yılları arası Eğitimden Sorumlu İstanbul İl Sağlık Müdür Yardımcılığı görevlerinde bulundu. 2008’de Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne başhekim oldu. 2012 yılından itibaren Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı’nda Öğretim Üyesi olarak görev yapmaktadır. 2013 Nisan ayı itibariyle de Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Koordinatörü olarak görevini sürdürmektedir. 2014 yılından bu yana kurucu üyesi olduğu Hekim Hakları Derneği’nin başkanıdır. transplantation training in Cerrahpasa Medical Faculty and endosonography training in Mayo Clinic. He became the chief assistant in Vakif Gureba Training and Research Hospital in 2005 and Associate Professor of General Surgery in 2007. He served as the clinical chief of general surgery in Sisli Etfal Training and Research Hospital in 2008. He served as the 1st Chief of General Surgery in Vakif Gureba Training and Research Hospital between the years 2009 and 2010. He acted as the Assistant Chief Physician in Vakif Gureba Training and Research Hospital during 2003-2005 and Deputy Director responsible for Education in Istanbul Provincial Directorate of Health during 2005-2008. He became the chief physician of Okmeydani Training and Research Hospital in 2008. As of 2012, he is an Assistant Professor in the Department of Surgery in Bezmialem Foundation University Medical Faculty. He has been also serving as the General Coordinator of Bezmialem Foundation University Medical Faculty since April 2013. He is a founding member of the Doctors’ Rights Association and its president since 2014. 27 estetik / esthetic Eğitim ve araştırma hastanelerinde kozmotolojik işlemlere de başlandı. Training and research hospitals have started to offer cosmetology services. A new era in Cilt bakımı ve uygulamalarında skin care and applications yeni dönem 28 İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde hizmete açılan kozmotoloji merkezinden vatandaşlar yararlanabilecekler. Merkezde cilt bakımı, botox, kimyasal peeling, PRP, mezoterapi ve lazer işlemleri yapılıyor. Citizens will now benefit from the cosmetology department opened in Istanbul Training and Research Hospital. The services offered in the center include skin care, Botox, chemical peeling, PRP, mesotherapy and laser procedures. Kozmetik ve estetik işlemlerin eğitim ve araştırma hastanelerinde gerçekleştirilebilmesi amacıyla Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan düzenlemenin ardından, Fatih Bölgesi Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği bünyesindeki İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi dermatoloji kliniğinde kozmotoloji merkezi kuruldu. Merkeze, dermatoloji polikliniğine başvuran ve hekimi tarafından kozmotolojik işlemler için uygun olduğu düşünülen hastalar yönlendiriliyor. Following the regulation put into effect by the Ministry of Health in order to ensure practice of cosmetic and aesthetical procedures in training and research hospitals, a cosmetology center was opened in Istanbul Training and Research Hospital operating within the body of the Secretariat General of Fatih Region Public Hospitals Association. Patients who consult to dermatology department and are considered suitable for cosmetology procedures by the doctor are referred to the center. Genel sağlık durumumuzu yansıtan cildimiz, yıllar içinde kırışıklık, sarkma ve kahverengi lekeler gibi yaşlanma belirtileri gösterebiliyor. Günümüzde ciltteki yaşlanma belirtilerinin bazıları bilinçli uygulamalarla engellenebilirken bazıları da uygun yöntemlerle tedavi edilebiliyor. Over the years, signs of aging such as wrinkles, sagging and brown spots may appear on our skin, which reflects our health in general. While some of the signs of aging can be prevented with informed applications while others can be treated with appropriate methods. İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kozmotoloji Merkezi’nde tüm işlemler, dermatoloji ve plastik cerrahi uzmanlarının kontrolünde yapılıyor. Kozmetik işlemler doğru ellerde, doğru ortamlarda ve kurallara uygun yapılmadığı takdirde, deride kalıcı hasarlar oluşabiliyor. Bu nedenle işlemlere başlanmadan önce muhakkak bilgi edinilmesi, uygulamayı yapacak doktorla olası yan etkiler ve beklenen faydalar konusunda konuşulması gerekiyor. All procedures in Istanbul Training and Research Hospital’s Cosmetology Center are performed under the control of dermatologists and plastic surgeons. Unless cosmetic procedures are performed by the right hands in the right environments and according to rules, the skin may be permanently damaged. Therefore, it is necessary to get informed about the cosmetic procedures before undergoing them and consult the operating doctor about the possible side effects and expected advantages of the procedure. Kozmotoloji merkezinde verilen hizmetlerden bazıları: Cilt bakımı: Profesyonel cilt bakımında kullanılacak ürünler, kişinin yaşına, cilt tipine, herhangi bir cilt problemi varsa o problemi çözmeye odaklı olmalıdır. Kimyasal peeling (soyma): Deriye uygulanan bazı kimyasal ajanlarla derinin kontrollü olarak soyulmasıdır. Some of the services offered in the cosmetology center: Skin care: The products to be used in professional skin care must be suitable for the age and skin type of the person and focus on solving the skin problem, if any. Chemical peeling: It is a controlled peeling of the skin using certain chemicals applied onto the skin. Peelings estetik / esthetic İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi dermatoloji kliniğinde kozmotoloji merkezi kuruldu. A cosmetology center was opened in Istanbul Training and Research Hospital. Ciltteki sorunlar göz önüne alınarak yüzeysel, orta derinlikte ve derin peeling olarak uygulanır. Genellikle akne ve akne izlerini yok etmek, güneşe bağlı ya da gebelikte oluşan lekeleri gidermek, kırışıklıkları hafifletmek, cildi canlandırıp, nemlendirmek için kullanılır. are applied as surface, medium deep and deep peeling considering the problems of the skin. Peelings are generally used for eliminating acne and acne scars, sunspots or pregnancy spots, alleviate wrinkles, invigorate and moisten the skin. Botox: Botox, clostridyum botulinum adlı bakteriden elde edilen bir toksindir. Sinir uçlarından kaslara iletimi sağlayan maddeleri engelleyerek kas kasılmasını durdurur. Kasılamayan kaslar sayesinde kırışıklar düzelir. Kişinin yüz kasları yaptığı mimiklerle devamlı kasılır ve yıllar içinde kasların üzerindeki deride çizgilenmeler başlar. Botox etkisi, uygulamadan yaklaşık olarak bir hafta sonra başlar ve etki ortalama altı ay devam eder. Botox ayrıca hiperhidroz (aşırı terleme) tedavisinde, koltuk altı, avuç içi ve ayak tabanına da uygulanabilir. Botox: Botox is a toxin derived from the bacterium called clostridium botulinum. It prevents the agents providing for transmission from nerve endings to the muscles, and thus, stops muscle contractions. Wrinkles visually improve when muscles cannot contract. Face muscles always contract when a person uses mimics, and lines start to appear on the skin above the muscles over the years. The effect of Botox starts approximately one week after the procedure and the effect lasts approximately six weeks. Botox can also be applied in the treatment of hyperhidrosis (extreme sweating) on armpits, palms and soles. Mezoterapi: Çeşitli maddeleri deri içine mikroenjeksiyonla verme işlemidir. Yüz gençleştirme, saç dökülmesi, selülit tedavisi başlıca kullanım alanlarıdır. Her kullanım alanı için farklı maddelerden oluşan mezoterapi ürünleri hazırlanır, mezoterapi iğneleri veya mezoterapi tabancalarıyla cilt altına verilir. Uygulamalarda sonuç alabilmek için işlemi belirli aralıklarla tekrarlamak gereklidir. PRP: Kişinin kendisinden alınan kanın bazı özel işlemlerden geçirildikten sonra büyüme faktörlerinden zengin kısmının tekrar kişiye verilmesi işlemidir. Özellikle cilt gençleştirme, ince kırışıklıkların tedavisi, hacim ka- Mesotherapy: It is a procedure that involves intradermal microinjection of a variety of agents. The areas of use include face rejuvenation, hair loss and cellulite treatment. For each area of use, different mesotherapy products containing different agents are prepared. Mesotherapy is applied subcutaneously using mesotherapy needles or guns. The procedure must be repeated at certain intervals in order to get results. PRP: It is a procedure that involves drawing blood from the person and subjecting it to certain procedures be- 29 estetik / esthetic Kozmotoloji merkezinde tüm işlemler, dermatoloji ve plastik cerrahi uzmanlarının kontrolünde yapılıyor. All procedures in the Cosmetology Center are performed under the control of dermatologists and plastic surgeons. zandırmak, akne ve yara izi tedavisi, saç dökülmesi ve kapanmayan yaralarda uygulanan başarılı bir yöntemdir. Ortalama bir ay arayla birkaç seans olarak planlanır. Uygulama uzun etkilidir, kişinin kendi serumu olduğu için allerji riski taşımaz. Lazer: Lazer enerjisi yoğun bir ışık demetidir. Farklı dalga boylarında, derideki su, renkli maddeler, hemoglobin tarafından emilir ve etkilerini bu sayede gerçekleştirir. Epilasyon damarsal lezyonları silmek cilt lekelerini temizlemek dövme silmek ve cilt gençleştirmek için birçok lazer aleti geliştirilmiştir. İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kozmotoloji Merkezi’nde yapılan uygulamaların ücretleri Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenmekte olup hasta tarafından karşılanıyor. fore its component that is enriched from growth factors is reintroduced to the person. It is a successful method particularly used for skin rejuvenation, treatment of fine lines, giving volume, treatment of acne and scars, hair loss and non-healing wounds. It is planned as a couple of séances at approximately one-month intervals. The procedure has a long-lasting effect and has no risk of allergy since it is a serum prepared from the person’s own blood. Laser: Laser energy is an intensive light beam. At different wavelengths, the water in the skin and pigments are absorbed by hemoglobin, and this is how the procedure takes effect. A wide range of laser instruments have been developed for epilation, erasing vascular lesions, removing skin spots, removing tattoos and rejuvenating the skin. The prices of the procedures performed in Istanbul Training and Research Hospital’s Cosmetology Center is determined by the Ministry of Health and covered by patients. 30 31 röportaj / interview “Şifa sunan ele vefa” “Fidelity for the caring hand” Tedavi gören hastalar ve sağlık çalışanlarına yönelik hizmetlerde bulunan Hasta ve Çalışan Hakları ve Güvenliği Derneği, önemli projelerde yer alıyor. Diğer sivil toplum kuruluşları ile de ortak çalışmalar yapan derneğin hedeflerini, Başkan Salih Akyüz’e sorduk. Akyüz, son dönemde yapılan yasal düzenlemelerle birlikte sağlık alanında sivil toplum kuruluşlarına (STK) daha çok görev düştüğünü söyledi. Offering services to patients and healthcare workers, the Patient and Worker Rights and Security Association takes part in important projects. We asked Salih Akyuz, the President of the Association, about the objectives of the association that also cooperates with other non-governmental organizations. Akyuz indicated that the non-governmental organizations in the health sector now have greater responsibilities with the recent legal regulations in place. Hasta ve Çalışan Hakları ve Güvenliği Derneği ne zaman kuruldu, kuruluş amacı nedir? Derneğimiz 2012 yılında Aydın’da kuruldu. 2013 Nisan ayında derneğimizi Ankara’ya taşıdık ve çalışmalarımıza burada devam ettik. Çağdaş dünyanın gereklerine uygun, hakkaniyet ve eşitlik ilkesine bağlı olarak yataklı tedavi kurumlarında tedavi gören hastalar ile bu kişilere hizmet sunan sağlık çalışanlarının hakları ve güvenliği faaliyetlerinin etkinleştirilmesini, geliştirilmesini sağlamak ve bu konuda çalışmalar yapan kişi-kuruluşlara eğitim ve destek vermek amacıyla hareket etmekteyiz. İş birliği içinde olduğunuz üst birlik ve STK’lar hangileridir? Yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz? Derneğimiz Sağlık ve Sosyal Hizmetler Dernekleri Federasyonu (SADEFE)’nun kurucu üyesidir. SADEFE olarak ve biz de sağlığın, “sadece hastalık ve sakatlık durumunun olmayışı değil kişinin bedenen ruhen ve sosyal yönden tam bir iyilik hali” tanımından yola çıkarak ki bu tanım dünya sağlık örgütü tanımıdır, hasta olduktan sonra değil, hastalanmadan da koruyucu tedbirleri almalıyız. STK olarak her branşa yetişmemiz mümkün 32 When was the Patient and Worker Rights and Security Association founded and what is its objective? Our association was founded in 2012 in Aydın. We moved our association to Ankara in April 2013 and continued our operations here. We work towards enabling and improving the activities regarding the rights and security of inpatients and the healthcare workers who offer services to such patients according to the needs of the modern world and bound by the principle of fairness and equality, and providing training and support to people and establishments working in this area. What are the higher units and NGOs you cooperate? Could you please tell us about your activities? Our Association is the founding member of the Federation of Health and Social Services Associations (SADEFE). As SADEFE, we believe we must take protective measures not only after but also before getting sick based on the World Health Organization’s definition of health, “a complete state of physical, mental and social well-being, and not merely the absence of disease or in- röportaj / interview değildir. Bu alanda yetişmiş sadece gönüllülük esasına dayanan her sivil toplum kuruluşu ile iş birliği yapıyoruz. CNR İstanbul HEALTH EXPO fuar ve kongresine geçen yıl olduğu gibi bilimsel desteğimizi SADEFE olarak vereceğiz. SADEFE olarak hem özel sektör hem sağlık ve sosyal hizmet sunucularını bir araya getirmek ve hastalarımıza hizmet veren hizmet sağlayıcılarının kaynaşmasını hedeflemekteyiz. firmity”. As NGOs, it is not possible for us to reach out to all branches. We cooperate with all non-governmental organizations working on a voluntary basis in this area. As SADEFE, we will give scientific support to HEALTH EXPO fair and congress as in last year. As SADEFE, it is our goal to unite the private sector and healthcare and social services providers and ensure socialization among the service providers of our patients. Bir Çin atasözü vardır: “Bir yıl sonrasını düşünüyorsan tohum ek; on yıl sonrasını düşünüyorsan ağaç dik; yüz yıl sonrasını düşünüyorsan insan yetiştir”. Biz, insan yetiştirmeyi bilgi ve donanımını artırmayı hedefliyoruz. Bilgili sağlık çalışanı hastasına daha nitelikli sağlık hizmeti sunacaktır. There is a Chinese proverb, “If you want a crop for one year, grow grain; if you want a crop for ten years, grow a tree; if you want a crop for a hundred years, grow men”. Our goal is to raise men and increase their knowledge. Informed healthcare workers will offer higher quality services to their patients. Yaşlılar bizim için yaşayan çınarlarımızdır. SADEFE olarak kimsesizlere ses olmak için Gönül Komşum Projesi’ne imza attık. Adanmış hayatlara bir ışık olma gayretindeyiz. 22 yaşına kadar siz ve ben gibi sağlıklı olan bir kardeşimiz düğün gecesi bir serseri kurşun ile yatağa bağlı hale gelebiliyor ve tek dünyası penceresinin önünden sokağı izlemek oluyor. Bu kişiyi ve anne ile babasını düşününce bizlerin daha yapacak çok işi olduğu açıkça görülüyor. Elder people are our living plane trees. As SADEFE, we initiated the Neighbors of Hearts Project to support people who have no one to take care of them. We are trying to be a light to dedicated lives. A healthy person who was like you and me until age 22 might get shot by a stray bullet at a wedding night and get bedridden, so his whole life becomes watching the street from his window. It is clear that we have a lot work to do when we think of that person and his mother and father. STK olarak hayata geçirdiğiniz projeleriniz var mı? Are there any projects you have carried out as a NGO? Derneğimiz 2015 yılında İçişleri Bakanlığı Dernekler Daire Başkanlığı’nın desteklediği “Hastam Emin Ellerde” projesini yürütmektedir. Projenin amacı ülkemizde ihtiyaç duyulan yaşlı ve hasta refakatçisi yetiştirmektir. Our association conducts My Patient is in Safe Hands project supported by the Ministry of Interior Affairs Department of Associations in 2015. The purpose of the project is to raise companions for elder people and patients to fill the great need in our country. Bu kapsamda yaşlı ve hasta bakım elemanı yetiştirme kursu, yaşlı ve hastaların bilgili ellerde bakılarak toplum ve aile sağlığına bedenen-ruhen ve sosyal yönden olumlu etkide bulunmayı ve sağlıklı toplum gelişimine yardımcı olmayı amaçlıyor. Etrafımızda sürekli duyarız “Hastam - yaşlım var güvenilir bir bakıcı tanıdığınız var mı?” diye. Ülkemizde hasta bakıcı olarak maalesef büyük sorunlar yaşanmakta olup yabancı uyruklu ve eğitim niteliklerini bilmediğimiz veya hasta bakıcı şirketleri vasıtası ile sosyoekonomik olarak zayıf olan vatandaşlarımızın evlerde ve hastane koridorlarında dolaştığını görmekteyiz. Yaşlı ve hasta bakım elemanı yetiştirme kursu, 3 ay boyunca teorik ve uygulamalı eğitim ile kursiyerleri yeterli donanıma ulaştıracak. Eğitimini tamamlayan kursiyerler, bakımevleri, evde bakım hizmetleri, hastaneler ve huzurevlerinde bakıma ihtiyaç duyulan hasta ve hasta Elder people and patient caretaking course is intended to ensure that elder people and patients are cared for by informed people, to have a positive physical, spiritual and social effect in social and family health and to help in the development of a healthy society. We always hear people saying, “I have a patient, an elderly. Do you know a reliable caretaker”? Unfortunately, we have major caretaker problems in our country; our citizens who are economically challenged can only afford to be taken care of by foreign caretakers whose educational skills are unknown to us or through caretaker companies, and we come across these citizens wandering in their homes and hospital corridors. Elder people and patient caretaking course will allow trainees to get well equipped through 3-month theoretical and practical training. Trainees who have completed their course will be able to offer services to patients and 33 röportaj / interview Akyüz, “Şifa veren ele vefa” projesinin 2015 yılında tüm yurda yayıldığını söyledi. Akyüz said that “Fidelity for the Caring Hand” project has started to be implemented across the whole country in 2015. yakınlarına hizmet sunabileceklerdir. 2016 yılında ise yabancı dil bilen bakım elemanı yetiştirmeyi hedefliyoruz. Hizmet içi eğitim, kongre ya da sempozyum gibi organizasyonlar yapıyor musunuz? İçeriğinden bahseder misiniz? 13-14 Haziran 2012 tarihinde Ankara’da “Sağlıkta Enerji Verimliliği ve Kaynak Geliştirme Çalıştayı” düzenlenmiştir. Bu çalıştayın organizasyonunda görev aldık. Çalıştaya; Sağlık Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, EPDK, TOKİ, Ankara Büyükşehir Belediyesi ve Türkiye Kalkınma Bankası gibi Türkiye’nin önde gelen kuruluşları katılmıştır. Çalıştayda alternatif enerji tedarik yöntemleri, yakıt/ısıtma sistemleri, ısı yalıtım sistemleri, elektrik ve aydınlatma sistemleri, yenilenebilir enerji kaynakları ana başlıklarında birçok konuya değinilmiş ve çalıştay sonucunda sonuç raporu oluşturulmuştur. 17-18 Haziran 2013 tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirilen “Bulaşıcı Olmayan Hastalıkların Önlenmesi ve Kontrolü Programı Ülke Değerlendirilmesi” toplantısı yapılmıştır. Söz konusu toplantıya Dünya Sağlık Örgütü, Sağlık Bakanlığı merkez ve bağlı kuruluşlarından yetkililer ile sivil toplum kuruluşlarından katılımlar olmuştur. Dernek olarak söz konusu toplantıda çalı- 34 patient relatives in need of care in nursing homes, home care service facilities and hospitals. We are planning on training foreign language speaking caretakers in 2016. Do you conduct organizations such as in-service training, congresses or symposiums? Could you please tell us about their contents? “Energy Efficiency in Health and Resource Development Workshop” was organized in Ankara during June 13-14, 2012. Our association took part in the organization of this workshop. Ministry of Health, Ministry of Energy and Natural Resources, Ministry of Environment and Urbanization, Energy Market Regulation Board, Housing Development Administration of Turkey, Ankara Metropolitan Municipality, Turkish Development Bank and other leading institutions of Turkey attended the workshop. During the workshop, various subjects were discussed such as alternative energy supply methods, fuel/heating systems, thermal insulation systems, electricity and lightning systems and renewable energy sources, and a final report was prepared at the end of the workshop. During June 17-18, 2013, “Country Evaluation for Prevention and Control of Non-contagious Diseases Program” meeting was held in Ankara. The subject meeting röportaj / interview şan hakları ile ilgili toplantı gruplarına önerilerde bulunduk. Toplantıda Dünya Sağlık Örgütü’ne çalışmalar hakkında bilgi verildi. Bu çalışmanın devamı 12-14 Ekim 2015 tarihinde yine Ankara’da düzenlendi. Birinci basamak sağlık hizmetlerinin bulaşıcı olmayan hastalıklardaki rolünün artırılması için atılacak adımlar noktasında ciddi katkılarımız oldu. Önerilerimizi toplantının haricinde Türkiye Halk Sağlığı Kurumu’nun ilgili dairesine de ilettik. Genel anlamda baktığımızda çıkacak eylem planına önemli bir paydaş olmuş durumdayız. Deneyimlerimizi paylaşarak sivil toplum kuruluşu olarak eylem planına çok önemli bakış açıları getireceğimizi düşünüyoruz. Yapılacak eylem planında hem hastaların hem de çalışanların taleplerini iyi bir şekilde harmanlayıp, planın daha güçlü uygulanması adına önemli katkılar sağlayacağımızı düşünüyoruz. Yine 04 Temmuz 2013 tarihinde Ankara’da Çalışan Hakları ve Güvenliği Sempozyumu yapıldı. Sağlık Bakanlığı, Kamu Hastane Birlikleri Genel Sekreterlikleri, Halk Sağlığı Kurumu ve İl Müdürlükleri, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatından, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan yaklaşık 450 kişi sempozyuma katılım sağladı. Farklı kurumlardan bunca kişiyi bir araya getirdik ve sinerji oluşturmaya çalıştık. Bunda da başarılı olduğumuzu düşünüyorum. Yeri gelmişken şunu da belirtmekte fayda var. Dernek olarak sağlık çalışanlarının güvenli ortamda çalışmasını önemsiyoruz. Bu vesile ile Güneydoğu Anadolu’da yaşanan ve sağlık çalışanlarının hayatına kast eden eylemleri şiddetle kınıyoruz. 2014 yılında Ankara’da evde sağlık hizmetlerinde çalışanlara yönelik güvenliği sempozyumu düzenledik. Güvenlik deyince aklımıza hemen silahlı ya da silahsız unsurlarla yapılan güvenlik geliyor. Oysa çalışanlara yönelik uygulanan mobbing başlı başına bir güvenlik sorunudur. Mobbing sorununu derneğimiz önemsemekte olup 2015 yılında SADEFE ile ortak düzenlediğimiz Bütünleşik Sağlık Hizmeti Kongresi’nde ve İstanbul’da CNR EXPO’daki Health Expo fuar ve kongresinde mobbing kursu düzenledik. Çalışanlarımıza mobbing hakkında detaylı bilgi verdik ve 2016’da bu bilgilendirme kurslarımız, derneğimizin merkezinde ve düzenleyeceğimiz kongre, kurslar ve çeşitli etkinliklerde dile getireceğiz. Bununla ilgili derneğimizin uhdesinde bir Mobbing danışma kurulu kurduk. 17 Şubat 2014 tarihinde Nevşehir Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği ve Kritik Bakım Derneği, Evde Sağlık ve Sosyal Hizmetler Derneği iş birliği ile took place with the participation of officials from the World Health Organization, central and provincial organizations of the Ministry of Health and non-governmental organizations. As an association, we proposed suggestions about worker rights to the meeting groups. We informed the World Health Organization on the operations conducted. The sequel of this organization was held again in Ankara on October 12-14, 2015. We greatly contributed in the steps to be taken to increase the role of primary healthcare services in non-contagious diseases. Aside from the meeting, we communicated our suggestions also to the relevant department of the Turkish Public Health Institution. Overall, we have become an important stakeholder of the action plan to be implemented. We believe that, as a non-governmental organization, we will introduce important perspectives to the action plan by sharing our experiences. We think that we will make important contributions to a stronger implementation of the action plan by blending the demands of patients and workers during the action plan to be implemented. Again, Worker Rights and Security Symposium was held in Ankara on June 04, 2013. Approximately 450 people attended the symposium from Ministry of Health, Secretariats General of Public Hospitals Association, Public Health Institution and Provincial Directorates, central and provincial organizations of the Ministry of Family and Social Policies and Ministry of Labor and Social Security. We gathered that many people from different institutions and tried to create a synergy. I believe we were successful at it. By the way, I would like to stress one thing out. As an association, we believe in the importance of a safe working environment for healthcare workers. We fiercely condemn the events that take place in the southeast which threaten the lives of healthcare workers. We organized the home healthcare workers security symposium in 2014 in Ankara. When we say security, what comes first to our mind is the armed or unarmed security. However, mobbing against workers is a security issue all by itself. Our association places emphasis on the mobbing issue. In 2015, we organized mobbing courses during the integrated health service congress co-organized with SADEFE and HEALTH EXPO fair and congress in CNR EXPO in Istanbul. We provided detailed information on mobbing to our workers. In 2016, we will talk about these informative courses at the headquarters of our association and during the 35 röportaj / interview ‘’Toksikoloji Günleri Nevşehir Sempozyumu’’ düzenlendi. Sempozyumda “Toksikolojik Maruziyetler ve İnsan Sağlığı, Toksit Maruziyetler ve Toplum Sağlığı, Bölgede Yoğunlaşan Toksikolojik Aciller ve Karbonmonoksit Zehirlenme Olguları” başlıklarına değinildi. Bu da önemli bir farkındalık çalışması olarak yerini aldı. 24 Aralık 2014’te “Evde Sağlıkta Hasta ve Çalışan Hakları ve Güvenliği” konulu özellikli bir sempozyum gerçekleştirdik. Son dönemde “Sağlıkta Dönüşüm” programının öncü konularından olan evde sağlık hizmetlerinde karşılaşılan sorunları ve çözüm önerilerini ele aldık. Hasta ve çalışan hakları ve güvenliği hizmetlerinin geliştirilmesi maksadıyla yapılacak yasal düzenlemelere ilişkin Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere diğer kamu kurumlarımıza önerilerde bulunuyoruz. Yönetmelik, yönerge, genelge ya da daha üst düzeyde yapılacak yasal düzenlemelere katılım sağlıyoruz. Görüşlerimizi iletiyoruz. Evde sağlık hizmetlerinde çalışanları ve diğer sağlık personellerimizin radyasyon güvenliği, tıbbi atık güvenliği ve şiddete karşı uygulanacak güvenlik tedbirlerini 2016 yılında da dile getirmeye gayret edeceğiz. Hasta ve çalışan hakları ve güvenliği hizmeti sunan kişi ve birimler arasında koordinasyonu sağlamak ve iş birliğine teşvik etmek amacıyla Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı ile görüşmelerimiz sürmektedir. Çalışanların motivasyonlarını artırmak için hastanelere ziyaretler gerçekleştirmekteyiz. Görüşmelerimizden ortaya çıkan olumlu ve olumsuz bildirimleri üst düzeye iletmeye devam edeceğiz. Hastalar için yaptığınız çalışmaları anlatır mısınız? Bir dönem Kamu Hastaneleri Kurumu Müşterek Sağlık Hizmetleri Daire Başkanlığı’nda görev aldım. Dairenin yürüttüğü hizmetler daha çok sosyal içerikli idi. O dönem hem kamu alanında hem STK olarak yapılan çalışmalara katkı verdik. Halen, yapılan çalışmaları daha üstlere taşıma gayretindeyiz. Bir zamanlar hayalini bile kuramadığımız bir çok uygulama hayata geçti. Örneğin hekim seçme hakkı. Yeterli bilgiye sahip her birey farklı tedavi yöntemleri ve tedaviyi verecek kişiler arasında seçim yapma hakkına sahip oldu. Hasta, hangi teşhis ve tedavi yönteminin kullanılacağı; doktor, uzman veya hastane seçimi konularında karar verme hakkına sahip oldu. Sağlık hizmetleri, bu tedaviyi uygulayan diğer sağlık ku- 36 congresses, courses and various activities we will organize. We also organized a mobbing advisory board within the body of our association. “Toxicology Days Nevsehir Symposium” was organized on February 17, 2014 with the cooperation among General Secretariat of Nevsehir Public Hospitals and Critical Care Association, Home Health and Social Services Association. During the symposium, Toxicological Exposures and Human Health, Toxicological Exposures and Public Health, Toxicological Emergencies Concentrated in the Region and Carbon monoxide Poisoning Cases were addressed. This is also considered as one of the important awareness activities. We carried out a special symposium on December 24, 2014 about Patient and Worker Rights and Security in Home Health Services. We addressed the problems experienced in home health service, which is recently among the key concepts of transformation in health program, and the solution offers for these problems. We forward our suggestions primarily to the Ministry of Health and other public institutions regarding the legal regulations to be adopted to improve patient and worker rights and security services. We get involved in creation of regulations, directives, circulars or higher-level legal regulations. We forward our opinions. We will try to talk about radiation safety and medical waste safety of our home health workers and other healthcare workers and security measures against violence in 2016, as well. We continue holding meetings with the Ministry of Family and Social Policies, the Ministry of Labor and Social Security and the Ministry of Health in order to ensure coordination among the people and divisions that offer patient and worker rights and security services and encourage them to cooperate. We visit hospitals to increase the motivation of workers. We will keep communicating positive and negative feedbacks we receive from our meetings to the senior level. Could you please tell us about the activities you conduct regarding patients? I used to work at the Public Hospitals Institution Joint Healthcare Services Department. The services conducted by the department had rather social contents. During that time, we contributed in both public works and NGO works. We are still trying to improve the activities conducted. Many practices, which we once could not röportaj / interview Salih Akyüz, bilgili sağlık çalışanlarının hastasına daha nitelikli sağlık hizmeti sunacağını vurguladı. Salih Akyuz pointed out that informed healthcare workers would offer higher quality services to their patients. rumları, doktorlar ve başarı durumu hakkında bilgi vererek hastaya seçme hakkını tanıdığını göstermelidir. Bu hakkın kullanımını kısıtlayan tüm engeller kaldırılmalıdır. Ayrıca her birey; sağlık durumu, konulan teşhis ve yapılan tedavi konularındaki bilgilerinin yanı sıra özel ziyaretlerinin gizli tutulmasını talep etme hakkına sahip oldu. Bir bireyin sağlık durumuna veya ona uygulanan tedaviye ilişkin bilgileri ve verileri gizli olmalı, muhafaza edilmelidir. Tıbbi müdahale süresince hastanın kişisel mahremiyetine saygı gösterilmeli, işlem uygun bir ortamda yapılmalı ve gerçekten orada bulunması gerekli olan kişiler nezdinde yapılmalıdır. Tedavisi ile ilgili olmayan kişileri (ziyaretçiler dâhil) kabul etmeme hakkı vardır. Bu durum fiilen uygulanmaya başlandı. Her birey zarar gördüğünde şikâyette bulunma hakkına sahiptir. Hastalarla ilgilenen tüm çalışanlar, hastalara sahip oldukları haklar konusunda bilgi vermelidir. Şikâyet, iletildikten belli bir süre sonra Hasta Hakları Birimi yetkilileri tarafından sözlü ya da yazılı olarak cevaplandırılmalıdır. Çözülemeyen şikâyetler ile ilgili 6023 sayılı kanun gereğince ilgili meslek kuruluşları ve mahkemelere başvuru hakkı yönünce ciddi revizyonlar yapıldı. Sağlık tedavisi sırasında fiziksel, manevi veya psikolojik zarar gören bireyin kısa sürede tazminat alma hakkı even dream of, have been realized such as the right to choose doctors. Every individual who has sufficient knowledge now has the right to choose from different treatment methods and the people who will administer the treatment. Patients now have the right to decide on which diagnosis and treatment method will be used and choose the doctor, specialist or the hospital. Healthcare services should inform the patient about other healthcare organizations which offer the same treatment, doctors and the success rate to show that the patient is given the right to choose. All obstacles that restrict patients from exercising this right should be eliminated. Furthermore, every individual now has the right to demand confidentiality regarding his health status, his diagnosis and the treatment he receives in addition to his private visits. An individual’s health status or the treatment he receives should be considered confidential and should not be disclosed. Personal privacy of the patient should be respected during the medical intervention, the procedure should be performed in a suitable environment and before people who really need to be present there. Patients have the right to not accept in the room the people who are irrelevant to the treatment (including visitors). This has started to be implemented in health institutions. 37 röportaj / interview var mesela. Sağlık hizmetleri, sorumluluğun gerçekte kimde olduğu tespit edilemese bile, zararın nedeni ve önemi ne olursa olsun, tazminat hakkının her zaman var olduğunu bilmelidir. Hastalar ve yakınları, tüm bu haklarını anlayabilmek ve kullanabilmek için bilgilendirilme ve gereken desteğe ulaşma hakkına sahip. Bunların yanı sıra hiçbir hasta ve hasta yakınının sağlık personeline şiddet uygulama hakkı yoktur. Bizler bir yanda hastalarımızın yanındayken diğer yandan da çalışanımızın yanındayız. Sağlıkta Haklar bir bütün içinde değerlendirmelidir. Çalışmalarımızı sağlıkta hakların birbirinin karşıtı değil birbirinin tamamlayıcısı olduğu bilinciyle gerçekleştirmekteyiz. Zira hak ve sorumluluk, birbirini tamamlayan biri olmazsa, diğerinin anlamı olmayacak kavramlardır. Hastalar sorumluluklarını yerine getirmeden hak talep etmemeli, çalışanlar da üzerlerine düşen sorumluluklarını yerine getirmelidir. Bu iki kavram birbirini tamamladığı zaman hizmetin üretilmesinde hiçbir aksama olmayacağı ve böylece hizmetin etkin bir şekilde sunulacağı düşünmekteyiz. Bu maksat ile bizler sağlık çalışanına şiddet değil, “Şifa sunan ele vefa” olmalı diyoruz. Ankara’da bu amaçla 2014 yılında ilk sempozyumumuzu gerçekleştirdik. SADEFE henüz kurulmamıştı ama SADEFE’yi oluşturan STK’larla birlikte hareket etme imkânımız vardı. Bartın Genel Sekreteri Dr. Osman Açıkgöz’ün Sinop’ta başlatmış olduğu projeyi biz de vefa borcu olarak gündeme taşıdık. Dönemin proje uygulayıcılarını, Sayın Valimiz Ahmet Cengiz ve Dr. Ülgen Güllü’yü Ankara’ya davet ederek 5 sivil toplum kuruluşu bir araya geldik ve “şiddete dur” dedik. Ankara’ya taşıdığımız “Şifa veren ele vefa” projesi şu an Sağlık Bakanlığı tarafından benimsenerek 2015 yılında tüm yurdumuza yayılmıştır. Bu da bizi mutlu etmektedir. Farkındalık etkinliklerimizi yapmaya devam edeceğiz. Millet olarak yapılan iyilikleri hayırla yâd ederiz. Sağlığımıza kavuşmamıza vesile olan tüm sağlık personeline uygulana şiddeti kınıyor ve onlara hasta ve hasta yakınları olarak vefa duymanın gerekli olduğu bilincini taşıyoruz. Eklemek istedikleriniz? Son dönemde yapılan yasal düzenlemelerle birlikte STK’lara daha çok görev düşmektedir. Bu bilinçle çalışmalı ve kendimizi dişlinin bir parçası olarak görmeliyiz. Sorunları ne kadar çok göz değerlendirirse o kadar etkin bir sonuç alınacağı kanaatindeyiz. Derneğimiz bu çerçevede hem hastaların hem de çalışanlarının haklarını korunması için çalışmakta ve haklarının gerekle- 38 Every individual has the right to complain if he is injured. All workers caring for patients must inform patients on the rights they are entitled to. Complaints must be replied verbally or in writing by the officials of Patient Rights Division within a certain period after the complaint is filed. Serious revisions have taken place regarding applications to relevant professional organizations and courts for unsolved complaints as per the Law no. 6023. For example, an individual who is injured physically, spiritually or psychologically during treatment is entitled to recover damages in a short while. Healthcare services should always know that patients are always entitled to recover damages whether the person who is responsible for such injury is detected or not or whatever the reason or importance of such injury is. Patient and their relatives are entitled to be informed and obtain the necessary assistance to understand and exercise all these rights. Furthermore, no patient or relative has the right to use violence against healthcare workers. We support our patients on the one hand and support our workers on the other hand. Rights in Health must be considered as a whole. We must work knowing that rights in health do not oppose but complement each other. It is because rights and responsibilities are complementary concepts; if one of them is missing, the other will not have a meaning. Patients should not claim their rights before fulfilling their responsibilities, and workers should fulfill their responsibilities. We believe that service production will not be interrupted and services will be offered effectively when these two concepts complement each other. To that end, we advocate that there must be “fidelity for the caring hand”, not violence against healthcare workers. For this, we organized our first symposium in 2014 in Ankara. SADEFE was not established then, but we had the opportunity to cooperate with the NGOs that compose SADEFE. The project “Fidelity for the Caring Hand” was initiated in Sinop by Dr. Osman Acikgoz who is still our Secretary General in Bartin. We invited our esteemed Governor Ahmet Cengiz and Dr. Ulgen Gullu, who brought up the project as a duty of fidelity and who were then the project implementers, to Ankara, and we gathered as 5 non-governmental organizations and said stop to violence and will continue to do so. “Fidelity for the Caring Hand” project we brought to Ankara has currently been adopted by the Ministry of Health, and it has started to be implemented across the whole country in 2015. This is a source of happiness for röportaj / interview us. We will continue to organize awareness events. As a nation, we remember the goodness with gratitude. We condemn the violence used against all healthcare personnel who have a part in our recoveries, and we, as patients and patient relatives, are aware of the necessity of feeling fidelity for them. Is there anything you would like to add? rinin yerine getirilmesi için sivil toplum örgütü olarak üstüne düşen sorumluluğu almaktadır. Sizlerin aracılığı ile tüm sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarımıza yönetiminde olmaktan mutluluk duyduğum dernek ve federasyon adına teşekkür ediyorum. Biyografi Salih Akyüz 1982 yılında Trabzon’da doğdu. Lisans eğitimini 2007 yılında Hacettepe Üniversitesi Sağlık İdaresi Bölümü’nde tamamladı. Yüksek lisans eğitimini 2014 yılında Gazi Üniversitesi Hastane İşletmeciliği Bölümü’nde tamamladı. 2010’da Eskişehir Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümü’nü de lisans derecesiyle tamamladı. 2003 yılında Erzincan İl Sağlık Müdürlüğü’nde memuriyet hayatına başladı. 2003-2004 yıllarında Ankara İl Sağlık Müdürlüğü, 2005-2007 yılları arasında Polatlı İlçe Tarım Müdürlüğü ve Ankara İl Tarım Müdürlüğü’nde görev yaptı. 2007-2009 yılları arasında ise Ankara Meslek Hastalıkları Hastanesi, Ankara İl Sağlık Müdürlüğü, Ankara-Hekimevi’nde görev aldı. 2009-2011 yılları arasında Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nde, 2011-2014 yılları arasında ise Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu’nda görev yaptı. 2015 yılında Sincan Dr. Nafiz Körez Devlet Hastanesi’nde İdari Mali İşler Müdürü olarak çalıştı. Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde İdari Mali İşler Müdürü olarak görev yapmaktadır. The non-governmental organizations in the health sector now have greater responsibilities with the recent legal regulations in place. We must work with this in mind and think of it as a part of the whole. We believe that the more people evaluate a problem, the more effective the result will be. Our association works towards protecting the rights of both patients and workers, and assumes its share of the responsibility as a non-governmental organization in doing what is necessary to ensure the exercise of the rights. As the president of the association and the federation that I happily serve, I would like to thank all our healthcare and social service workers through you. Biography Salih Akyuz He was born in 1982 in Trabzon. He received his bachelor’s degree in 2007 in Hacettepe University Health Administration Department. He completed his master’s degree education in 2014 in Gazi University Hospital Management Department. In 2010, he completed his bachelor’s degree in Eskisehir Anadolu University Business Administration Department. He started working as a civil servant in 2003 at Erzincan Provincial Health Directorate. We worked at Ankara Provincial Health Directorate during 2003-2004, Polatli District Agriculture Directorate and Ankara Provincial Agriculture Directorate during 2005-2007. We worked at Ankara Professional Diseases Hospital, Ankara Provincial Health Directorate and the Doctor’s Lodge in Ankara during 2007-2009. He worked at the Ministry of Health General Directorate for Treatment Services during 2009-2011 and Turkish Public Hospitals Institution during 2011-2014. He worked as the Administrative Financial Affairs Manager at Sincan Dr. Nafix Korez Public Hospital in 2015. He works as the Administrative Financial Affairs Manager at Ankara Ataturk Training and Research Hospital as of 15.12.2015. 39 istatistik / statistics 28 bini aşkın kişi organ nakli bekliyor Türkiye’de 28 bini aşkın kişi organ nakli bekleme listesinde yer alıyor. Böbrek, karaciğer ve kornea nakli en çok gereksinim duyulan organ nakli operasyonları arasında bulunuyor. Sağlık Bakanlığı verilerine göre, listede bulunanların 22 bin 146’sı böbrek, 2 bin 934’ü kornea, 2 bin 223’ü karaciğer, 623’ü kalp, 265’i pankreas, 51’i akciğer, 5’i ince bağırsak ve 4’ü kalp kapağı için gereksinim duyan hastalardan oluşuyor. Sağlık Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Arif Kapuağası, “Her yıl bekleme listesine yaklaşık 4 bin kişi ekleniyor. Kadavradan organ bağışındaki yetersizlik nedeniyle yılda yaklaşık 2 bin kişi organ nakli olamadan hayatını kaybediyor. Geçen yıl beyin ölümü gerçekleşen 1.606 kişiden sadece 376’sının ailesinden organ nakli için izin alınabilirken, 28 bin 251 kişi yapılacak bir organ bağışıyla hayata tutunmayı istiyor” dedi. Over 28 thousand people waiting for organ transplant Over 28 thousand people in Turkey are on the waiting list for organ transplant. Organs demanded most for transplant operations include kidneys, livers and corneas. According to the data from the Ministry of Health, 22 thousand 146 patients are on the list waiting for kidney transplant followed by 2 thousand 934 people, 2 thousand 223 people, 623 people, 256 people, 51 people, 5 people and 4 people waiting for corneas, livers, hearts, pancreases, lungs, small intestines and cardiac valve, respectively. Arif Kapuagasi, Assistant General Manager for Healthcare Services, stated, “Every year, nearly 4 thousand people are added to the waiting list. Due to inadequacy of organ donations from cadavers, nearly 2 thousand people lose their lives without organ transplant every year. Whereas families of only 376 out of 1.606 brain-dead patients gave consent for organ transplant last year, 28 thousand 251 people wanted to hold on to life with an organ donation”. Türkiye’de 28 bini aşkın kişi organ nakli bekleme listesinde yer alıyor. Over 28 thousand people in Turkey are on the waiting list for organ transplant. 40 istatistik / statistics TODBS’ye kayıtlı gönüllü bağışçı sayısı 150 bine ulaştı. The number of voluntary donors registered with TODBS has reached 150 thousand. Kornea naklinde artış Increase in cornea transplant Organ bağışına duyulan ihtiyacın artmasıyla birlikte yapılan organ nakli sayısında da artış görülüyor. Buna göre, 2011’de, 2 bin 952 böbrek, 96 kalp, 906 karaciğer, 5 akciğer, 2 ince bağırsak, 1 kalp kapağı, 27 pankreas ve 6 kornea nakli gerçekleştirildi. Ekim 2015 itibariyle ise 2 bin 580 böbrek, 71 kalp, 965 karaciğer, 26 akciğer, 3 ince bağırsak, 6 pankreas ve 2 bin 472 kornea nakli yapıldı. Together with the increase in the need for organ transplant, the number of organ transplants also tends to increase. Accordingly; 2 thousand 952 kidneys, 96 hearts, 906 livers, 5 lungs, 2 small intestines, 1 cardiac valve, 27 pancreases and 6 corneas were transplanted in 2011. As of October 2015, 2 thousand 580 kidneys, 71 hearts, 965 livers, 26 lungs, 3 small intestines, 6 pancreases and 2 thousand 472 corneas were transplanted. “Bağışçı sayımız 150 bine ulaştı” Sağlık Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Arif Kapuağası, 09 Şubat 2013’te gönüllü organ bağışçısı bilgilerinin kayıt altına alındığı Türkiye Organ ve Doku Bağış Bilgi Sistemi’nin (TODBS) devreye sokulduğunu hatırlattı. Kapuağası, “Sistemimizde TODBS’ye kayıtlı gönüllü bağışçı sayımız 150 bine ulaştı” diye konuştu. “Number of donors has reached 150 thousand” Arif Kapuagasi, Assistant General Manager for Healthcare Services, reminded that Turkish Organ and Tissue Donation Information System (TODBS), which is the database of voluntary organ donors, was launched on February 09, 2013. Kapuagasi stated that, “The number of voluntary donors registered with TODBS in our system has reached 150 thousand”. 41 röportaj / interview Engelsiz bir yaşam A life free from handicaps Türkiye’de yakın zamanda “Engelli Hakları” ile ilgili önemli çalışmalar yapıldı. Sektör yetkilileri, son yıllarda yapılan değişikliklerle birlikte Türkiye’nin bu konuda en iyi mevzuata sahip ülke olduğunu söylüyorlar. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Müşaviri ve Toplum Ruh Sağlığı Derneği (TORSAD) Başkanı Uzm. Dr. Gazi Alataş, Engelli Hakları Kanunu’nda yapılan değişiklikleri ve gelişmeleri değerlendirdi. “Disability rights” is a term that must be sensitively emphasized. Significant works have been conducted in Turkey recently in this area. Officials of the sector indicate that Turkey has the best legislation regarding the subject matter. Specialist Dr. Gazi Alatas, Ministry of Family and Social Policies Consultant and the President of Social Mental Health Association (TORSAD), commented on the revisions and improvements in the Disability Rights Law. “Bir gün hepimiz engelli olabiliriz…” sözüne katılıyor musunuz? ‘Bir gün hepimiz engelli olabiliriz. Bu yüzden engelli hakları hepimiz için çok önemlidir’ ifadesi çok doğruymuş gibi geliyor ama bu söze katılmıyorum. Engelli haklarını biz, bir gün engelli olabiliriz mantığıyla savunmamalıyız. İyi niyetli söylenmiş bir söz ama biraz düşünüldüğünde eksik. Engelli haklarını ve engelli ayrımcılıklarını konuşurken temel bazı metinler var. Bunlardan en önemlisi Birleşmiş Milletler Engelli Hakları’na ait sözleşmedir. Sözleşmede ayrımcılığın yapılmaması ve eşitlikle ilgili noktalar var. Örneğin madde 5’te, “Taraf devletlerin, engellilerde ayrımcılığa karşı eşit ve etkin bir şekilde korunmasını güvence altına almak” deniyor. Burada eşit koruma ve hukuktan, eşit yararlanma hakkının altı çizilmiş. Taraf devletler, makul düzenleme yapılması diye yeni bir tanım getirmiş ve engellilerle ilgili makul bir düzenleme istiyor. Burada yapılan özel tedbirlerin kendisi bir ayrımcılık değildir. Ayrımcılık genelde negatif anlamda kullandığımız bir kelimedir. Pozitif ay- 42 Do you agree with the statement “Any of us can be disabled one day…”? The statement, ‘Any of us might be disabled one day. Therefore, disability rights are highly important for all of us’ seems to be genuinely true, but I do not agree with this statement. If we were to support disability rights bearing in mind that any of us could be disabled one day, a question would come to mind: are we going to support children’s rights believing that we could all be children one day? It is a saying pronounced in good faith, but when you think about it, it seems to be somewhat shortcoming. There are certain basic texts when talking about disability rights and disability discriminations. The most important of these is the United Nations Convention on the Rights of Persons with Disabilities. The Convention contains provisions on non-discrimination and equality: Article 5 – “States Parties shall prohibit all discrimination on the basis of disability and guarantee to persons with disabilities equal and effective legal protection against discrimination on all ground”. röportaj / interview Alataş, engelliler için “Özel gereksinimi olan birey” ifadesinin daha şık ve insancıl olduğunu düşünüyor. Alatas believes that the phrase “individual with a specific need” is a more elegant and humane usage when referring to people with disabilities. rımcılık da bir ayrımcılıktır ya da öyle midir? diye bir tartışma hep var. Zannediyorum bu tartışma bir süre daha devam etmek zorunda. Yani kadın hakları, çocuk hakları, engelli hakları, hayvan hakları ve diğer özel haklar ya da tüm ayrımcılıkla ilgili özel düzenlemeler bertaraf edilene kadar kalması gereken uygulamalar gibi duruyor. Ülkemizde “Engelli Hakları Kanunu”nda yapılan düzenleme ve gelişmeler hakkında bilgi alabilir miyiz? Engelli Hakları Kanunu’nda 2005’te bir düzenleme yapılmıştı. Yalnız en son 2014’te de yeni bir düzenleme getirildi ve kanun baştan aşağı değiştirildi. Madde 3’te “doğrudan ayrımcılık” tanımlanmış durumda ve engellilere yönelik doğrudan ayrımcılıkta her türlü farklı muameleyi ifade ediyor. Dolaylı ayrımcılıkta ise engellilere yönelik dolaylı ayrımcılık tanımlanmış durumda. Bunlar bizim mevzuatımıza aslında yeni giren kavramlar. Önceki tanıma kıyasla aslında bir kişinin engelli olması demek onun kendi suçu gibi görmemek gerektiğini ve diğer bireylerle birlikte yaşama tam, etkin katılımını kısıtlayan tutum ve çevre koşullarına da etkilenen bireyi ifade ediyor. Yani kişinin engelli olması kendisine ait bir özellik değil, çevresel koşulların ve yaşam koşullarının sonucudur gibi bir yaklaşım... 2014 yılında yapılan mevzuat değişikliği ile şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki Türkiye’de mevzuat açısından 2014 Şubat ayı itibariyle dünyadaki en iyi mevzuata sahibiz. Kanun anlamında engelliliğin tanımı ve yaklaşımı ba- The right to equal protection and equality before and under the law are underlined. Here, states parties introduce a new definition as reasonable arrangement and seek for a reasonable arrangement related to people with disabilities. Specific measures defined therein are not discrimination on their own. Discrimination is a word we generally use to connote a negative meaning. It is always debated, ‘Positive discrimination is also a kind of discrimination, or is it?’. I think this will have to continue for a while longer. I mean, women’s rights, children’s rights, disability rights, animal rights and other specific rights or all regulations on all kinds of discrimination must be considered as regulations that need to be in place until they are ruled out. Could you tell us about the regulation and developments in the “Disability Rights Law” in our country? Disability Rights Law was revised in 2005. However, the law was completely revised in 2014. Article 3 defines “direct discrimination” and includes a definition that goes, direct discrimination involves any treatment that prevents, restricts or obstructs people with disabilities. As for indirect discrimination, it is defined in relation to people with disabilities. Actually, these terms have just entered our legislation. Compared to the previous definition, the current definition connotes that if a person has a disability this should not 43 röportaj / interview kımından Birleşmiş Milletler sözleşmesinin ruhunu bir maddesi hariç iç mevzuatına en iyi şekilde aktarmış ve bu konuda, çalışan herkesin mevzuat açısından takdir ettiği bir ülkeyiz. Aynı kanunun engellilere yönelik genel esaslarında “Engelliye dayalı ayrımcılık yapılamaz, ayrımcılıkla mücadele engellilere yönelik politikaların temel esasıdır” diye bir esas var. Bu genel esaslarda fırsat eşitliğinin sağlanmasının altı çizilmiş ve engellilerin bağımsız yaşayabilmelerini topluma tam etkin katılmaları için erişilebilirliğin sağlanması temel alınmış. Bu maddede engelliye dayalı her türlü ayrımcılık yasak diye çok net belirlenmiş ve sözleşmede geçen makul düzenlemelerin yapılması için gerekli tedbirler alınmış. Bu makul düzenlemeler nelerdir? Örneğin, beşinci katta oturan engelli bir kişinin tekerlekli sandalye kullanması gerekiyor ama apartmanda asansör yok ve o kişinin sosyal hayata katılması için aslında asansör isteme hakkı var. 10 daireli bir apartmanda asansör düşünülmemiş. Bu tip durumlarda makul düzenleme kavramı gerekiyor. Mutlaka bir çözüm getirilmesi gerekir. Yine kanunda da sözleşmeye uygun olarak özel tedbirler ayrımcılık olarak değerlendirilmez diye yazıyor. 44 be perceived as his own fault, and it describes the individual that is influenced by attitudes and environmental conditions that limit his active and complete involvement in life together with other individuals. In other words, such description does not ascribe the disability to the individual but sees it as kind of a result of environmental and living conditions… I can sincerely say that the revision of the legislation in 2014 has rendered the Turkish legislation as the best in the world as of February 2014. In terms of the legal definition of and approach to disability, we are a country that has best internalized the spirit of the UN Convention in its internal legislation except for one article and that is appreciated by all involved in this scope of work. The general principles of the same Law related to people with disabilities regulates that “discrimination on the basis of disabilities is not allowed and the fight against discrimination constitutes the basis of the policies related to people with disabilities”. Such general principles underline the delivery of equality of opportunity and allowing accessibility to ensure complete and active involvement of people with disabilities in the society and so that they can lead their lives independently. Any discrimination on the basis of disabilities is strictly prohibited as per this article, and necessary measures röportaj / interview Şimdi bizde durum ne? Aslında 2014’deki düzenlemelerden önce 2012’de yeni bir düzenleme yapılmıştı. Bütün mevzuattaki 100’den fazla kanunda geçen sakat, özürlü kelimesini engelliye çevirdik. Çok ciddi bir çabaydı. Binlerce madde tek tek incelenip yapıldı. Daha önceden sakat diyorduk. Fakat “sakat” kelimesinin negatif yükünden dolayı özürlü demeye başladık. Bir süre sonra özürlü kelimesinin de bir ayrımcılık içerdiği düşünüldü. Bunu da engelliye çevirdik. Bu tip değişikliklerin süresi yaklaşık 5-7 yıl arasındadır. Bu demek ki 2020 yılında engelli kelimesinin negatif yükünü ve ayrımcılığa sebep olduğunu konuşmaya başlayacağız ve o yıllarda da engelli yerine yeni bir kelime bulacağız ve onu kullanacağız. Görme engellilere daha önceden âmâ diyorduk, kör diyorduk. Karşılıyor mu bu durumu? Bence karşılamıyor. Kanunda bu değişikliklere dikkat edildi. Böyle durumlarda kelimelerin tam anlamını karşılayıp karşılamadığı tartışılır. Siz karşınızdaki insana negatif bir anlam yüklüyorsanız o kavramı adlandırdığınız kelime bir süre sonra negatifleşecektir. Bu yüzden temeldeki değişikliğin iyi olduğunu düşünüyorum. Engelli kelimesi ana amacına hizmet etmedi ama en azından engellilerle ilgili bir farkındalık oluştu. Bu anlamda ciddi katkısı oldu. Doğrudan engelli demek de aslında bir ayrımcılıktır. Biz önce bireyi söyleyip ne yazık ki sonra da özelliğini düzgün bir Türkçe’de söyleyemiyoruz. Ama “Özel gereksinimi olan birey” ifadesi çok şık ve çok insancıl geliyor bana. Muhtemelen 2020’de devrim yapacağız ve engelli birey yerine özel gereksinimi olan birey diye tüm kanunlarda değişiklik yapacağız. are taken in order to carry out the reasonable arrangements specified in the Convention. What are these reasonable arrangements? For example, a person with a disability residing on the fifth floor needs to use a wheelchair, but there is no elevator in the apartment building and that person actually has the right to seek an elevator in order to get involved in the social life. It is a serious problem to install an elevator in a 10-apartment building where no elevator shaft is designed. In these cases, reasonable arrangements must step in. A solution is necessary. The Law also states that specific measures in line with the convention cannot be considered as a discrimination. So, what is the state of affairs in our country? Actually, a revision was made in the legislation in 2012 prior to the revisions in 2014. We replaced the word disabled with people with disability in more than 100 laws in the whole legislation. It was a serious effort. Thousands of articles were checked and corrected one by one. We used to prefer the word handicapped before; but due to the negative connotations of the word “handicapped” we started using the word “disabled”. After a while, people believed that the word “disabled” involved a sort of discrimination. Therefore, we replaced it with people with disabilities. The duration of such changes vary between 5 and 7 years. This means that, in 2020, we will start discussing the negative implications of the phrase “people with disabilities” and that it causes discrimination; we will come up with a new term and start using it. We used to call visually impaired people blind. Does the phrase compensate the meaning? I do not think it does. This is a disability, but I am not blind. The law pays attention to such changes. Alternatively, do terms deaf and hearing-impaired have the same meanings? Then, we started using “psychiatric patient”; now we use the term people with intellectual disabilities. At this point, it is debatable whether these terms fully compensate the meaning. If you ascribe a negative meaning to a person, the word you use to denominate the meaning will insinuate negativity. Therefore, I believe the change in principle is good. The term people with disabilities do not serve the main purpose, but it has raised awareness of people with disabilities. In this sense, it has made a serious contribution. 45 röportaj / interview Engelli olmayanlar için görme engelliler her zaman en zor grup olarak düşünülür. Engelli gruplarla çok çalıştım ve hepsini tanıma fırsatı buldum. En dezavantajlı grup işitme engelliler… Çok ciddi sıkıntıları var. Bizler kendi bakış açımızla anlamaya çalışıyoruz. Tamamen bilmediğimiz ama öğrenmemiz gereken bir dünya. Çünkü bu hayatı beraber paylaşıyoruz. Zihinsel ve ruhsal engelliler başlı başına bir konu. Zihinsel ve ruhsal engelliler yardım nesnesi mi hukuk öznesi mi tartışılır. Mesela onların muhakeme yeteneğine yapılan bir vurgu var ve muhakeme yeteneği olmadığı için onlar hukuk öznesi değil. Şöyle ki Medeni Kanun’da madde 13’e baktığınızda akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olamayan herkes ayırt etme gücüne sahiptir. Madde 14’te de ayırt etme gücü bulunmayanların, küçüklerin ve kısıtlılarının fiili ehliyeti yoktur. Yani burada temelde şöyle bir sıkıntı var. Biz Birleşmiş Milletler Sözleşme’sini imzalamış bir ülkeyiz. Bizim hukuk sistemimizde fiili ehliyet ve hak ehliyeti olmak üzere iki ayrı ehliyet var. Ama sözleşmenin metninde “hukuk ehliyeti” diye bir kavram var. Yani ikiye ayırmıyor ve bu metnin yazıldığı ülkelerde tekli sistem Directly using the word disabled is a sort of discrimination. In Turkish, we are not able to properly denote the individual and his specific condition afterwards. I feel “individual with a specific need” is an elegant and humane usage. We will probably revolutionize in 2020 and revise all laws replacing the phrase people with disabilities with people with specific needs. It is also open to discussion how realistic it is to dwell on words to such degree. People with visual impairment are considered as the most difficult group for people without disabilities. As an individual without a disability, I have cooperated a lot with all groups of people with disabilities and had the chance to know all of them. People with hearing impairment are the most disadvantageous group… They have serious problems. We are trying to understand them from our own perspective. It is a world we know nothing of but must learn about because together we share this life. People with mental disabilities are another thing. It is open to discussion whether people with mental disabilities are an object of assistance or a subject of law. For example, there is an emphasis on their ability to hear; and since they do not have it, they are not considered as subjects of law. In the light of Article 12 of the Civil Code, anybody who is not deprived of the ability to behave reasonable has the power of discernment. As Article 14 stipulates, those who are deprived of the power of discernment, minors and those under legal disability lack de facto capacitas. In other words, there is such a problem in principle. We are a state party to United Nations Convention. Our law system includes two different capacitas, which are de facto capacitas and rights capacitas. The text of the convention only includes the word “capacitas”; it does not subcategorize the term. However, we have a binary system. The nations where this text was written have a single system. Legal capacitas is written in the main text as capacitas; and the language of the main text prevails in such conventions; translation does not prevail. Our friends translated the legal capacitas as the rights and legal capacitas back in the day when translating the convention; people with disabilities are irrevocably entitled to the rights capacitas; and rights capacitas apply in our law system. Countries such as ours have reservations about Article 12 of the convention; because when you agree to it, in other words when you define the legal capacity, you need to have recognized both 46 röportaj / interview var. “Legal kapasiti” hukuk diye ana metinde yazıyor ve bu sözleşmelerde ana metnin dilidir esas. Çeviri esas değildir. Bizdeki arkadaşlar bu sözleşmeyi çevirirken zamanında o “legal kapasiti”yi hukuk hak ehliyeti diye çevirmişler. Hukuk sitemimizde de hak ehliyeti geçerli. Bizim gibi ülkelerde sözleşmenin 12.maddesinde çekince var. Çünkü siz bunu onayladığınız zaman hak ehliyetini ve fiil ehliyetini ikisini birden tanımış olmanız gerekiyor. Başta da demiştim bir madde hariç hepsini içselleştirdik o madde 12. madde, bu söylediğim madde idi. Bunu biz İsviçre’den aldık. İsviçre 2013 yılında bu maddeyi değiştirdi. Hak ve fiil ehliyeti 6 basamaklı ayrı bir sisteme geçirildi. Bu madde üzerinde de tekrar çalışılması gerekiyor. Engellilere yönelik birçok hak sağlandı. Bu haklar nelerdir? Maaş veriyoruz, 470 bin kişiye bakım yardımı yapıyoruz. Ücretsiz seyahat hakkı da tanınıyor. Peki olmalı mı? Bence gerek yok. Engelliler aslında bundan rahatsızlar. Çünkü hepsi otobüse bindiğinde beleşçi muamelesi görüyor. Hepsi de bu muameleden rahatsız. Bizde önceleri ayrı eğitim vardı. Örneğin; görme engelliler okulu, işitme engelliler okulu… Biz ayrı eğitim modelinden adı kaynaştırma olan eğitim modeline geçtik ama uygulamaya çalıştığımız şey bütünleşik eğitim. En ileriyi uygulamaya çalışıyoruz. Engellilere yaklaşımın doğrusu nedir? Sempatik mi olunmalı, empati mi kurulmalı? Kendimizi onların yerine koymamalı, bir empati asla olmamalı… Yani acımak, sevmek ve empati, yapabileceğimiz bir şey değil. Engelliler de bir insandır. Bunu bu şekilde anlayalım, başka da bir şeye gerek yok… the rights capacitas and the de facto capacitas; however, this is not possible. The reason is we suggest that people with disabilities have no de facto capacitas. As I said earlier, we have internalized the convention entirely except for one article, which is Article 12. There are serious problems with this article. We have adopted it from Switzerland, and Switzerland changed this article in 2013. The rights capacitas and de facto capacitas were transferred to a separate system with 6 steps. This article needs to be revised. People with disabilities have been entitled with numerous rights. What are these rights? We pay them a salary; we offer care benefits to 470 thousand people. They are entitled to free travel. Should they be entitled to such right? I think it is not necessary. Actually, people with disabilities are not comfortable with this; because when they get on a bus, they are treated as freeloaders. They are all uncomfortable with this treatment. We use to have a separated education system. For example, schools for visually impaired, schools for hearing impaired… We switched from separated education model to inclusive education model; yet, the method we are trying to implement is integrated education. We are trying to implement the most advanced. What is the right approach towards people with disabilities? Should we sympathize or empathize with them? We should not walk in their shoes; we must not empathize with them… Pity, affection and empathy are not things we can feel. People with disabilities are also people. Let’s think of it this way, and then, we do not need to do anything else… 47 gıda israfı / food waste FAO gıda israfına karşı harekete geçti FAO takes action against waste of food Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), gıda israfının önlenmesi amacıyla G20 ülkelerince yapılan çağrının ardından teknik bir platform oluşturdu. Food and Agriculture Organization of the United Nations (FAO) has established a technical platform following the call of G20 nations for prevention of waste of food. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü, Türkiye’nin girişimiyle G20 ülkelerinin gıda israfı ve kaybının azaltılması çağrısına yönelik olarak, dünyada gıda israfının ölçülmesi ve sorunun önlenebilmesi için ülkeler arasında bilgi paylaşımını temel alan girişim başlattı. İstanbul’da 2015 Mayıs ayında yapılan G20 ülkelerinin tarım bakanları toplantısında, küresel bazda bütün gıda unsurlarının israfının önlenmesi için yapılan “FAO harekete geçsin” çağrısı, örgüt tarafından dikkate alındı. Food and Agriculture Organization of the United Nations has launched an initiative that is intended for sharing information and knowledge among countries to measure waste of food and get ahead of the problem following the call of G20 nations for prevention of waste and loss of food with the initiative of Turkey. During the convention of the ministers of agriculture of G20 nations in May 2015 in Istanbul, they called FAO to “take action” in order to prevent waste of all food products on a global scale, and the organization has taken this call into consideration. FAO Director Jose Graziano da Silva, representatives from Turkey, the previous chairman of G20 and from China, the current chairman of G20, attended the ceremony held at FAO headquarters in Rome. FAO Direktörü Jose Graziano Da Silva, G20’nin önceki dönem başkanı Türkiye’nin ve mevcut dönem başkanı Çin’in temsilcileri, merkezi Roma’da bulunan FAO’da yapılan törene katıldılar. Törende, Uluslararası Gıda 48 gıda israfı / food waste FAO, gıda israfının ölçülmesi ve önlenebilmesi için ülkeler arasında bilgi paylaşımını temel alan girişim başlattı. FAO has launched an initiative that is intended for sharing information and knowledge among countries to measure and prevent waste of food. Politikası Araştırma Enstitüsü (IFPRI) ve CGIAR Araştırma Enstitüsü’nce gıda kaybını ve israfını küresel bazda ölçmek, bu sorunun önüne geçebilmek için ülkeler arasında deneyim ile bilgi paylaşımını esas alan teknik bir platform oluşturuldu. FAO Direktörü Da Silva törende yaptığı konuşmada, G20 ülkelerinin çağrısıyla oluşturulan platformun, G20 ülkelerinde ve düşük gelirli ülkelerde besin kaybı ile atıklarını ölçme kapasitesini artıracağını ifade ederek, “Bu platform, ülkelerin iyi uygulama ve bilgi ihtiyacına da yanıt verecektir” dedi. IFPRI Genel Direktörü Shenggen Fan da, “Biz, gıda kaybını ve israfını azaltmak için küresel çabaları koordine etmeliyiz. Bugün atılan adım da bu yönde” diye konuştu. Türkiye’nin Roma Büyükelçiliği Müsteşarı Sinem Mingan da Türkiye’nin gıda kaybı ve israfını önleme konusundaki perspektifi ile hayata geçirilen önlemlere ve alınan sonuçlara değindi. G20 ülkelerinin FAO’ya yaptığı çağrının temelinde, Türkiye’nin ekmek israfına yönelik tüketici farkındalığını artıran kampanyasının etkili olduğu belirtildi. During the ceremony, International Food Policy Research Institute (IFPRI) and CGIAR Research Institute established a technical platform that is intended for measuring the loss and waste of food at the global level and sharing experience and information among countries in order to get ahead of this problem. In his speech in the ceremony, FAO Director Da Silva stated that the platform established upon the call of G20 nations would enhance the capacity to measure the loss and waste of food in G20 nations and low-income countries and further indicated, “This platform will respond to countries’ need for the best practice and knowledge”. IFPRI General Director Shenggen Fan stated, “We must coordinate global efforts in order to minimize food loss and waste. This platform is a critical step in this direction”. Sinem Mingan, Undersecretary of the Embassy of the Republic of Turkey in Rome, addressed the measures taken with Turkey’s perspective on preventing loss and waste of food and the results obtained. It was indicated that Turkey’s campaign that raised awareness among consumers about bread waste was effective in the call made by G20 nations to FAO. 49 röportaj / interview Yabancı hastaların tercihi “Örümcek Ağı Estetiği” Foreign patients prefer “Spider Web Aesthetic Procedure” Ameliyatsız cilt germe tekniği olarak 2014 yılına damgasını vuran “Örümcek Ağı Estetiği” yeni yılda da cilt germe teknikleri içinde favoriler arasında yer alıyor. “Örümcek Ağı Estetiği”ni geliştiren Op. Dr. Bülent Cihantimur, bu teknik hakkındaki tüm ayrıntıları CNR Sağlık ile paylaştı… Leaving its mark on the year 2014 as a non-surgical facial lifting technique, “Spider Web Aesthetical Procedure” is also counted among the favorite face lifting techniques for the new year. Plastic Surgeon Bulent Cihantimur, MD who developed the Spider Web Aesthetical Procedure shared all the details of this technique with CNR Health… Örümcek Ağı Estetiği yurt dışından da ilgi görüyor mu? Örümcek Ağı Estetiği sınırları aştı. Ameliyatsız ve son derece konforlu bir cilt gençleştirme tekniği olan Örümcek Ağı Estetiği için, yabancı hastalar ülkemize geliyorlar. Sağlık turizmi, küreselleşen dünya içerisinde en fazla talep gören pazarlardan birisi olmaya başladı. Hastalar hem gezmek, hem de tedavi olmak amacıyla ülkemizi tercih ediyorlar. Bu tekniğin sürecini anlatır mısınız? “Örümcek Ağı Estetiği” için ülkemize gelen hastalar, yüzlerindeki yorgunluk ifadesinden ve başlayan mimik çizgilerinden şikayetçi olarak bize başvuruda bulunuyorlar. Kendileri henüz ülkelerindeyken, operasyon planlamaları yapılıyor. Yüzlerinin operasyon sonrası nasıl gözükeceğine dair dijital simülasyon tekniği ile bilgilendirmede bulunuluyor. Hastalarımız havalimanında karşılanırlar ve kliniklerimize gelirler. Zaten bütün planlama yapılmıştır ve hiçbir aksama yaşanmadan süreç işler… Sınır ötesi hastalar sonuçtan oldukça memnun kalıyorlar. 50 Does Spider Web Technique also receive demand from abroad? Spider Web Aesthetical Procedure has went beyond borders. Foreign patients come to our country to have the Spider Web Aesthetic Procedure, which is a non-surgical and extremely comfortable skin rejuvenation technique. Health tourism has started to become one of the most demanded markets in the globalizing world. Patients come to our country both to visit Turkey and to receive treatment. Could you please tell us about the process that this technique involves? Patients who come to our country for Spider Web Aesthetical Procedure consult to us complaining about a fatigue expression on their face and mimic lines starting to appear. We plan the operations when our patients are still in their country. We inform them using the digital simulation technique showing them how their face will look after the operation. We welcome our patients röportaj / interview Op.Dr. Bülent Cihantimur, Örümcek Ağı Estetiği’nin yurt dışından yoğun ilgi gördüğünü belirtti. Plastic Surgeon Bulent Cihantimur, MD states that Spider Web Aesthetic Procedure receives high demand from abroad. Örümcek Ağı Estetiği ciltte nasıl bir değişim oluşturuyor? Cilt altına iğneler vasıtasıyla tıpkı örümcek ağı gibi yerleştirilen iplerle yapılan “Örümcek Ağı Estetiği”, günden güne tazelenen bir cilt armağan ediyor. İşlem ameliyatsız, acısız ve sonrasında morarma - şişlik gibi yan etkiler oluşturmadığı için çok tercih ediliyor. İpler 6 ay içerisinde eriyor ama vücut biyolojik ağ ile yenilenmeye devam ediyor. Cilt geriliyor, mimik çizgileri ve form kayıpları yok oluyor. Teknik özellikle ameliyatsız bir şekilde uygulanabildiği gibi içerisine “Yağ Transfer Tekniği” de eklenerek operasyon şeklinde yapılabiliyor. Neden yağ enjeksiyonu da yapılıyor? Çünkü içerisinde kök hücre var. Kök hücre de bu isteklerimizi cevaplayabilecek bir yapıya sahip olarak en verimli halde yağ hücrelerinde bulunuyor. Hastamızın genellikle göbek ya da kalça bölgesinden bir miktar yağ alıyoruz ve bunu kök hücreden zengin hale getiriyoruz. Bu haliyle “Total Yüz Yenileme” olarak, muhteşem bir değişime imza atıyoruz. at the airport and take them to our clinics. All stages are already planned; so we proceed with the process without any hiccups… Foreign patients are highly content with the results. How does Spider Web Aesthetical Procedure change the skin? Conducted with strings placed in the shape of a spider web under the skin using needles, Spider Web Aesthetic Procedure offers you a skin that rejuvenates day by day. The technique is highly popular since it is non-surgical, painless and has no side effects such as bruises-swellings after the procedure. The strings melt within 6 months, but the body continues rejuvenating thanks to the biological web it has formed. The skin is tightened, and mimic lines and form losses disappear. The technique is especially non-surgical, but it can also be performed as an operation when we include the “Fat Transfer Technique”. Why fat injection is also conducted? Because it involves stem cells. Having a structure that may answer all our demands, the stem cell is found in its richest form in fat cells. We extract a little fat generally from the belly or thigh of the patient and enrich it using stem cell. This way, we perform a wonderful change known as “Total Face Renewal”. 51 makale / article Tüm sağlık bilgileri artık hep yanınızda Haftanın yedi günü, günün her saati sağlık! Dr. Mahir ÜLGÜ Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdürü Vatandaşların tüm sağlık kayıtlarını kendi istekleri doğrultusunda paylaşabildikleri ve her zaman yanlarında taşıyabildikleri e-Nabız Kişisel Sağlık Sistemi hızla büyüyor. Henüz 8 ay önce hizmete alınan e-Nabız’da şu ana kadar 2,5 milyonun üzerinde profil oluşturuldu. e-Nabız Kişisel Sağlık Sistemi, Sağlık Bakanlığı’nın son zamanlarda en çok ses getiren projelerinden biri olarak görülen bir sistem. e-Nabız ile tüm vatandaşlar laboratuvar tahlilleri, radyolojik görüntüleri, kullandığı reçete ve ilaç bilgileri, acil durum bilgileri, konulmuş teşhis, verilmiş her türlü rapor, kısaca muayenelerine ait her tür detay bilgileri içeren sağlık kayıtlarına cep telefonlarından, tabletlerinden, bilgisayarlarından 7 gün 24 saat erişebiliyor, dilerse belirlediği kurallar çerçevesinde tümünü ya da bir kısmını istediği süre kadar hekimleri ya da yakınlarıyla paylaşabiliyorlar. Vatandaşın sağlığını kesintisiz olarak kontrol altında tutmasını sağlayan, ilacını içme zamanı geldiğinde hatırlatan e-Nabız, kapsamının genişliği itibariyle dünyada benzeri olmayan bir proje olarak biliniyor. 52 You can keep all medical information at hand now Health: seven days a week and around the clock! Dr. Mahir ÜLGÜ General Director for Health Information Systems Allowing citizens to share all of their health records and keep them at hand as they wish, e-Pulse Personal Health System is rapidly growing. Initiated only 8 months ago, e-Pulse has more than 2.5 million profiles as of now. E-Pulse Personal Health System is regarded as one of the most distinguished projects of the Ministry of Health recently. All citizens can reach their laboratory results, radiological images, prescriptions and medications they use, emergency information, diagnoses, reports issued; in short, all their health records containing all kinds of details of their examinations via their mobile phones, tablets and computers 24/7 and share all or a part of them with their doctors, relatives or friends within the frame of the rules and for a period of time they have defined. E-Pulse, which allows citizens to control their health uninterruptedly and reminds them when to take their medications, is known as an unprecedented project in the world due to its extensive scope. Kısaca e-Nabız… E-Pulse in short… Sağlık Bakanlığı’nın, tüm sağlık kuruluşlarının bilgi sistemlerini birbirine entegre ettiği e-Nabız, vatandaşların kişisel sağlık kayıtlarına, hem kendilerinin hem de yetkileri doğrultusunda ilgili sağlık personelinin erişebileceği bir platform olarak hizmet veriyor. E-Pulse, in which the Ministry of Health integrated information systems of all healthcare establishments, serves as a platform where citizens can access their personal health records and allow relevant healthcare personnel to access them as per their authorizations. e-Nabız sayesinde vatandaşlar, sağlık kurum ve kuruluşlarında gerçekleştirilen tüm muayene, tetkik ve operasyonlarını, yetki vererek Türkiye’nin 81 ilindeki tüm sağlık kuruluşlarındaki hekimleriyle paylaşabiliyorlar. e-Nabız, tablet bilgisayarlar ve akıllı telefonlar için geliştirilen mobil uygulama ile kolayca kullanılabiliyor. Böylece vatandaşlar kendilerine ait tüm sağlık bilgilerini artık yanlarında taşıyabiliyorlar. Thanks to e-Pulse, citizens can share all of their examinations, analyses and operations performed in healthcare institutions and establishments with their doctors in any healthcare institution located in 81 cities of Turkey upon giving them authorization. E-Pulse is easy to use with the mobile application developed for tablet computers and smart phones. Thus, citizens can carry all their health information on them. makale / article Dr. Mahir ÜLGÜ Sağlık Bilgi Sistemleri Genel Müdürü General Director for Health Information Systems e-Nabız’da vatandaşlar, Merkezi Hekim Randevu Sistemi’ne bağlanarak randevu alabiliyor, hekimiyle geçmiş sağlık kayıtlarını paylaşıp tedavi süreçlerine hız katabiliyorlar. Bununla birlikte giyilebilir teknolojileri ya da GSM operatörlerinin mobil uygulamalarını kullanarak adım, nabız, kalori, tansiyon ve şeker gibi sağlık verilerini sisteme kaydedebiliyorlar. Bunların istatistiklerini inceleyebildikleri gibi hekimiyle paylaşabiliyorlar. Hekimine göstermek istediği alerjik durumlarının fotoğraflarını sisteme kaydedebildiği gibi çocuklarının sağlık kayıtlarına 15 yaşına kadar erişebiliyorlar. Vatandaşlar, organ bağışı ve kan bağışı bildirimlerinde bulunabildiği gibi sistemin mobil uygulamasında bulunan 112 acil butonunu kullanarak acil durumlarda konum bilgisinin ve acil sağlık verilerinin sağlık ekiplerine ulaşmasını sağlayabiliyorlar. In e-Pulse, citizens can make appointments connecting to Central Doctor Appointment System, share their past health records with their doctors and speed up the treatment processes. Moreover, they can enter their health data in the system such as steps, pulse, calories, blood pressure and glucose using wearable technologies or mobile applications of GSM operators. They can view their statistics and share them with their doctors. They can upload to the system the photograph of their allergic conditions they want to show to the doctor and access health records of their children aged 15 and under. Citizens can give notifications of organ and blood donations, and share the location of emergencies and emergency health data with healthcare teams using the 112 emergency button located in the mobile application of the system. e-Nabız her geçen gün geliştiriliyor E-Pulse is being improved each passing day Henüz 8 ay önce hizmete girmesine rağmen kullanıcı sayısı 2,5 milyonu aşmış olan e-Nabız’a her geçen gün yeni özellikler ekleniyor. Çalışmaları devam eden Sporcu Sağlığı Bilgi Sistemi ile sporcuların ilaç-gıda etkileşimleri ve doping etkisine yol açacak çapraz etkileşim bilgilerine erişmeleri sağlanacak, böylelikle bilinçsiz ilaç kullanımı ve söz konusu ilaç-gıda etkileşimleri kaynaklı doping vakaları da öngörülebilecek. Ayrıca, Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı sağlık ekipleri hac ve umreye giden vatandaşların sağlık bilgilerine erişim sağlayarak Even though it was launched only 8 months ago, more and more features are added to e-Pulse which has more than 2 and a half million users. With the Athlete Health Information System that is under construction, athletes will be able to access drug-food interactions and information of cross interaction, which may cause doping effect; this way, uninformed drug usage and doping cases resulting from such drug-food interactions may be foreseen. In addition, healthcare teams operating under Directorate of Religious Affairs will be able to 53 makale / article e-Nabız, tüm vatandaşların sağlık kayıtlarını tek bir platformda toplayarak erişim ve kontrol kolaylığı sunuyor. E-Pulse gathers health records of all citizens in a single platform and provides citizens with the means to access and control them. orada yapılan işlemleri e-Nabız’a gönderebilecekler. Diğer işlemler gibi bu da hac ve umreye giden vatandaşların izin vermeleri şartıyla mümkün olabilecek. Milli Eğitim Bakanlığı ile koordinasyon kurulacak, bulaşıcı hastalığa yakalanmış öğrenciler tespit edilecek ve söz konusu öğrencilerin okul ve sınıf bilgileri ışığında bulaşıcı hastalığın yayılması da engellenecek. Bütün bunlara ek olarak e-Nabız, hamileler için gebelik takibine yönelik bilgilendirme ve hatırlatma mesajları, aşı takip bilgileri ve büyüme eğrileri, hekim randevularına ilişkin bilgilendirme mesajları gibi özelliklerle geliştirilecek. Bu özelliklere yönelik çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor. Hizmete sunulan ve sunulması planlanan tüm bu özellikleriyle e-Nabız, vatandaşların sağlık kayıtlarını tek bir platformda topluyor, zaman ve mekândan bağımsız olarak vatandaşın erişimine ve kontrolüne sunuyor. Bütün bu yönleriyle e-Nabız, sağlık hizmet sunumunda maksimum kalite, hız ve performans sağlayacak, Türkiye’nin sağlık hizmetinde bir devrim yaşatacak. 54 access health information of citizens going on hajj and umrah, and the treatments and procedures performed there may be sent to e-Pulse. Like other operations, this will be possible provided authorized by the citizens going on hajj and umrah. In coordination with the Ministry of National Education, students with contagious diseases will be detected and contagious diseases will be prevented from spreading in the light of the school and classroom details of these students. Furthermore, e-Pulse will be improved with features such as notification and reminder messages intended for expectant mothers to follow up pregnancy, vaccination follow-up information and growth curves and notification messages related to doctor appointments. These features are being developed at full speed. With all of its features launched or planned to be launched, e-Pulse gathers health records of all citizens in a single platform and provides citizens with the means to access and control these records independently from time and space. With all these features, e-Pulse will offer maximum quality, speed and performance in healthcare services and revolutionize the healthcare services of Turkey. 55 proje / project MR’da kalma süresi azalıyor Time spent in MR lessens ASELSAN ve Bilkent Üniversitesi tarafından yürütülecek projeyle, hastaların Manyetik Rezonans (MR) cihazında geçirdiği süreler ve çekim maliyetleri önemli ölçüde azalacak. The project co-conducted by ASELSAN and Bilkent University will substantially decrease the period of time the patients spend in Magnetic Resonance (MR) device and the imaging costs. ASELSAN ve Bilkent Üniversitesi, Türkiye’nin katma değeri yüksek yeni nesil teknolojiler geliştirme çabasına tıbbi görüntüleme cihazları alanında katkıda bulunmak için güçlerini birleştirdi. Kalkınma Bakanlığı desteğiyle kurulan Bilkent Üniversitesi Ulusal Manyetik Rezonans Araştırma Merkezi (UMRAM) ile ASELSAN Araştırma Merkezi, Sıkıştırılmış Algılayıcı MR Görüntüleme Teknikleri ve Hesaplama Mimarisi Geliştirme Projesi’ne yönelik iş birliği yapacak. Böylece ASELSAN Araştırma Merkezi’nde yürütülmekte olan çalışmalar UMRAM ile imzalanan sözleşmeyle hız kazanacak. Proje kapsamında, MR çekimlerini yaklaşık 5 kat hızlandırabilen “sıkıştırılmış algılama” tekniklerinin, klinik kullanımı mümkün kılacak şekilde hayata geçirilmesi hedefleniyor. ASELSAN and Bilkent University joined forces in an attempt to contribute in Turkey’s efforts to develop new generation technologies with high added value in medical imaging devices sector. Bilkent University National Magnetic Resonance Research Center (UMRAM) founded with the support from the Ministry of Development and ASELSAN Research Center will cooperate on the Compressed Sensing MR Imaging Techniques and Calculation Architecture Development Project. Thus, studies conducted in ASELSAN Research Center will gain momentum upon the agreement signed with UMRAM. The objective of the project is to introduce “compressed sensing” techniques, which may make MR imaging 5 times faster, allowing clinical usage. Yılda 9 milyon kişiye MR çekimi MR imaging for 9 million people per year Türkiye’de bine yakın MR cihazında her yıl toplam 9 milyon kişi MR çektiriyor. Cihaz başına günlük hasta yükü ortalama 25-30 kişiyi buluyor. MR çekimlerinin hızlandırılmasıyla yarım saat süren bir MR çekiminin 5-6 dakikada gerçekleştirilmesi mümkün olacak. Hastaların MR cihazında geçirdiği sürelerin azalmasıyla bir cihazdan daha fazla sayıda hasta yararlanabilecek ve MR çekim maliyetleri önemli ölçüde düşecek. Bu teknolojinin sağladığı olanaklarla kapalı alanda uzun süre kalamayan yetişkin hastaların ve çocukların MR çekimleri de daha kolay gerçekleştirilebilecek. ASELSAN Araştırma Merkezi’nde şirketin, savunma alanında rekabetçi konumunu artırmasını hedefleyen diğer “sıkıştırılmış algılama” uygulamalarına yönelik çalışmalar da sürdürülüyor. A total of 9 million people per year benefit from nearly a thousand MR devices for MR imaging Turkey. Daily patient load per device can be as high as 25-30 people. Acceleration of MR imaging will decrease imaging period from half an hour to 5-6 minutes. Such decrease in the time spent in MR device will allow more patients to benefit from the same device and decrease MR imaging costs to a great extent. The opportunities introduced by this technology will facilitate MR imaging of adult patients and children who cannot spend a long time in closed areas. Studies towards other “compressed sensing” applications are conducted in ASELSAN Research Center in order to take the company to a higher competitive ground in the defense sector. UMRAM, MR araştırmaları konusunda yapılan araştırma projelerini teşvik etmek, desteklemek ve gerçekleştirmek amacıyla Bilkent-Cyberpark içerisinde 2009’da kuruldu. Merkez, MR görüntüleme teknolojisini kullanan ve geliştiren multi-disipliner grupları bir araya getiriyor. “Açık kapı politikasıyla” faaliyet göste- 56 UMRAM was founded in 2009 within Bilkent-Cyberpark in order to encourage, support and conduct research projects in MR research field. The Center brings together multidisciplinary groups that use and develop MR imaging technology. Researchers can use the equipment in the center and get help from personnel when collecting data in UMRAM that operates with an “open door policy”. proje / project MR, kanser tanısında çok etkili bir inceleme yöntemi olarak tercih ediliyor. MR is preferred as a highly effective examination method in cancer diagnosis. ren UMRAM’da, araştırmacılar, merkezdeki ekipmanları kullanabiliyor, gerekirse veri toplamak için personelden yardım alabiliyor. Radyolojideki gidişatı değiştirecek Türk Manyetik Rezonans Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Muhteşem Ağıldere, MR çekim süresini kısaltacak bir çalışmanın çok önemli sonuçları olacağını söyledi. Bu çabaların başarıya ulaşmasının radyolojideki gidişatı değiştireceğini vurgulayan Ağıldere, “Görüntülemede bilgisayarlı tomografi (CT) ve MR yöntemleri yaygın olarak kullanılıyor. Tomografi hızlı ama radyasyonlu bir yöntem. Süre kısaldığında MR çok daha büyük bir avantaj elde edecek” dedi. Ağıldere, görüntü kalitesinin korunarak çekim süresinin kısaltılmasının, MR teknolojisinin önünü daha da açacağını ifade etti. Dernek olarak bu tür çabaları desteklediklerini, yıllık toplantılarla mühendis, fizikçi ve doktorları bir araya getirerek teknolojik gelişmeleri değerlendirdiklerini de anlatan Ağıldere, şunları kaydetti: “MR teknolojisi çok hızlı gelişen bir teknoloji. Son yıllarda da bu gelişimini sürdürüyor. Buna karşın radyasyonlu yöntemler aynı şekilde gelişmiyor. MR çekim süresinin kısalması dünyada büyük bir devrim olur. Buradaki en önemli unsurlardan birisi de farklı It will change the course of radiology Prof. Dr. Muhtesem Agildere, Chairman of Turkish Magnetic Resonance Association, stated that a study that will shorten the period of MR imaging would have dramatic results. Stressing that these attempts will change the course of radiology, Agildere further says, “Computer tomography (CT) and MR methods are widely used in imaging. Tomography is a fast but radiant method. When the period is lessened, MR will have a greater advantage”. Agildere stated that shortening the duration of imaging but maintaining the image quality would further pave the way for MR technology. Expressing that, as an association, they were supportive of these studies and they evaluated technological advancements bringing together engineers, physicists and doctors in annual conventions, Agildere stated: “MR is a technology that advances really fast. It has also continued advancing in the last years. On the other hand, radiation methods do not exhibit the same advancement. Shortening the duration of MR imaging would be a revolution in the world. One of the most important factors here is the convention and cooperation of scientists from different fields of science. We 57 proje / project Türkiye’de bine yakın MR cihazında her yıl toplam 9 milyon kişi MR çektiriyor. A total of 9 million people per year benefit from nearly a thousand MR devices for MR imaging Turkey. alanlardan bilim insanlarının bir araya gelerek çalışma yapmaları. Ülkemizde bu tür çabaları yaygınlaştırabilirsek atılım yapabiliriz.” Hayati rahatsızlıklara tanı konuluyor MR görüntüleme cihazları, organların, yumuşak dokuların, kemiklerin ve diğer tüm iç yapıların görüntülenmesinde kullanılıyor. Bu işlemler sırasında güçlü bir manyetik alan ve radyo dalgaları kullanıldığından radyasyon içermiyor. Oluşturulan görüntüler radyolog tarafından değerlendirilip, raporlanıyor. MR, yumuşak doku hastalıklarında, beyin-omurilik, boyunla ilgili hastalıklarda, kas-iskelet sitemi ile ilişkili rahatsızlıklarda, karaciğer, pankreas gibi karın içi organların görüntülenmesinde, kalp ve damar hastalıklarında kullanılıyor. Kalp ve kardiovasküler sistem hastalıklarının tanısında hızlı, yan etkisiz bir seçenek oluşturan MR, kanser tanısında da çok etkili bir inceleme yöntemi olarak tercih ediliyor. 58 may leap forward if we were able to make these studies more widespread”. Diagnosis for life-critical ailments MR imaging devices are used in imaging of organs, soft tissues, bones and all the other internal structures. These procedures do not involve radiation since they use a very powerful magnetic field and radio waves. Images generated are assessed and reported by radiologists. MR is used in soft tissue diseases, cerebrospinal and cervical diseases, imaging of intra-abdominal organs such as liver and pancreas and cardiovascular diseases. As a fast option that has no adverse effects in diagnosis of heart and cardiovascular diseases, MR is also preferred as a highly effective examination method in cancer diagnosis. Deneyimli kadromuzun, kaliteli ve taze malzemelerle hijyenik koşullarda hazırladığı gıdaları; katılımcı ve ziyaretçilerimizin beğenisine sunuyoruz. “MENŞEİNİ BİLMEDİĞİNİZ YİYECEKLERİ TÜKETMEYİNİZ” DÜNYA GIDA HİZMETLERİ 59 röportaj / interview Ruh ve sinir hastalarının topluma entegrasyonunda yenilikçi çözümler Kronik psikotik bozukluğu bulunan hastaların topluma kazandırılması yönündeki çalışmalar son dönemlerde büyük bir ivme kazandı. Fatih Toplum Ruh Sağlığı Merkezi’nden Psikiyatr Dr. Gamze Sönmez ile ruh hastalıkları, tedavi yöntemleri ve sosyal faaliyetler üzerine konuştuk. Tedavisi süren hastaların, hayattan kopmamaları ve sosyalleşmeleri gerektiğinin önemini vurgulayan Sönmez, Fatih ve çevre ilçelerden gelen 350 kadar hastayı, yatış vermeden tedavi ettiklerini söyledi. Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri (TRSM) hakkında bilgi verir misiniz? Dünya genelinde hastane odaklı tedavi yaklaşımından toplum temelli tedavi yaklaşımına geçiş süreci var. Dünya Sağlık Örgütü’nün de bununla ilgili çalışmaları mevcut. Sağlık Bakanlığı’nın projesi kapsamında ülkemizde de hastaları yatarak tedavi etmekten ziyade evlerinde, iş yerlerinde ve bulundukları ortamlarda tedaviyi hedefleyen toplum temelli ruh sağlığı anlayışının yaygınlaştırılması için önemli adımlar atıldı. Bu adımlar mevcut olan hastane odaklı tedavi yaklaşımından toplum temelli tedavi yaklaşımı modeline geçiş yönündedir. Tabii burada ağır ruhsal bozukluğu (şizofreni vs.) olan hastalardan bahsediyoruz. “Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri” yaygınlaşıyor diyebilir miyiz? Elbette… Artık birçok noktada toplum ruh sağlığı merkezleri açılıyor. İstanbul’da TRSM’lerin sayısı 18’e yükseldi. Bu sayının daha da yukarılara taşınması hedefleniyor. 60 Innovative solutions for the integration of mental and neurological disordered patients to the society Recently, activities intended to integrate patients suffering from chronic psychotic disorders into the community have rather gained momentum. We talked about mental disorders, therapy methods and social activities with Psychiatrist Dr. Gamze Sonmez from Fatih Community Mental Health Center. Underlining how important it is for patients receiving home therapy to become social and not to get estranged from life, Sonmez indicates that they have treated nearly 350 patients coming from Fatih and neighboring districts without committing them to the center. Could you please tell us about Community Mental Health Centers? There is a tendency to switch from hospital-based therapy approach to community-based therapy approach all around the world. The World Health Organization conducts studies regarding this issue. In our country, important steps are taken to promote community-based mental health approach that aims to provide therapy to patients at their homes, work places and their own environments instead of admitting them to hospitals within the scope of the project of the Ministry of Health. These steps are taken to shift from hospital-based therapy approach to community-based therapy approach. Of course, we are talking about patients with severe mental disorders (schizophrenia, etc.). Bu merkezlerin amacı nedir? Could we say that Community Mental Health Centers are becoming widespread? Amaçları şöyle sıralayabiliriz: Kronik psikotik bozukluğu olan hastaları kayıt altına Of course… Now, there are community mental health centers being opened in many locations. The number of röportaj / interview Psikiyatr Dr. Gamze Sönmez, Fatih ve çevre ilçelerden gelen 350 kadar hastayı, yatış vermeden tedavi ettiklerini söyledi. Psychiatrist Dr. Gamze Sonmez indicates that they have treated nearly 350 patients coming from Fatih and neighboring districts without committing them to the center. almak. Bu hastaları aile ortamlarında, evlerinde ve gerekirse iş yerlerinde ziyaret etmek. Ailelerinin sosyal güvenceleri yoksa bunlara sosyal güvence açısından yardımcı olmak. Hastaları ve ailelerini konu hakkında bilgilendirmek. En önemlisi de hastalara düzenli ilaç kullandırma alışkanlığı kazandırmak. Çünkü hastalar düzenli bir şekilde ilaçlarını kullandığı zaman hastaneye yatışlarında azalmalar oluyor. Yatış sayıları azalınca maliyet açısından olumlu tablo ortaya çıkıyor. Daha da önemlisi hastaların işlevsellikleri artıyor. Böylelikle topluma adaptasyonları ivme kazanıyor. Bu merkezlerde tedavi aşamasında hastaların işlevselliğinin artmasından bahsettiniz. Konuyu biraz daha açabilir misiniz? İşlevsellik dediğimiz zaman hastaların düzenli ilaç kullanımından, öz bakımlarını, çevrelerindeki insanlarla iletişimlerini, sosyal hayata entegrasyonlarını ve hatta yeniden hastalık durumlarına göre çalışabilir hale gelmelerinden bahsediyorum. Düzenli ilaç kullanma alışkanlığı edindikleri zaman hastane yatışları azalıyor, dolayısıyla iş bulabiliyorlar, topluma karışıp hayata entegre oluyorlar. Hastalar evde sürekli yatmanın dışında topluma kazandırılıyorlar ki bu, çok önemli bir nokta. Az önceki sorunuzun aslında en net karşılığı bu. Bizler hastaların, hayatlarının kısıtlanmadan tedavi olmasını amaçlıyoruz. Bundan dolayı psikotik bozukluğu olan hastalar artık toplum ruh sağlığı merkezleri sayesinde kendilerini hayattan dışlanmış bireyler olarak değil, toplumun bir parçası olarak görmekte ve hayatlarına devam etmekteler. TRSMs has increased to 18 in Istanbul. It is planned to further increase this number. What is the objective of these centers? Our objectives are to register patients with chronic psychotic disorders and visit them in their family environments, homes and work places, if necessary, help families who have no social security, inform patients and their families and get patients to take their medications regularly. If patients take their medications regularly, the rate of hospital admission decreases. When such number decreases, it positively contributes to the costs and, most importantly, the functionality of patients. This way, their adaptation to the society is accelerated. You have just spoken of the increasing functionality of patients in these centers at the therapy stage. Could you please elaborate on the subject? What I mean by functionality is the patients’ habit of taking their medication regularly, their ability to care for themselves, their communication with the people in their environments, integration into the social life and even becoming functional depending on the level of their disorders. When patients make a habit of taking their medication, the rate of hospital admission decreases, and therefore, they can find a job and get integrated into the life getting mingled with the society. Patients are adapted into the society instead of letting them constantly stay in bed at home, and this has a rath- 61 röportaj / interview Sosyalleştirme faaliyetleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz? Merkezimizde grup terapisi yapıyoruz. Bu terapilerde hastalarımız rahatsızlıkları hakkında bilgilenip bir taraftan da günlük yaşam içinde karşılaştıkları sorunları paylaşıyor ve fikir alışverişinde bulunuyorlar. Ayrıca halk eğitim merkezlerinden ve İSMEK’ten de öğretmenlerimiz geliyor. Sosyalleşme amacıyla resim ve takı gibi el becerilerini geliştirmeye yönelik çalışmalar yapıyoruz. Ayrıca müzik de önemli bir yer kaplıyor. Halk eğitimden müzik öğretmenimiz geliyor ve bir müzik grubu kurarak etkinlik yapıyoruz. Sonuçta dışarıda insanlarla merhabalaşmayan, içine kapanık kişiler buraya geldiği zaman, konuşabilir ve iletişim kurabilir hale geliyorlar. Şehir içi ve şehir dışı gezileri de düzenliyoruz. Piknik, mutfak faaliyeti ve kermes de sosyal faaliyetlerin arasında yer alıyor. Hastalar ve hasta yakınları size nasıl ulaşıyorlar? Bazı hastanelerden bizlere, Fatih bölgesi ve çevresinde oturanların adresleri ve telefonları geliyor. Ancak sadece psikoz gurubunun bilgilerini alıyoruz. Telefon ile arayıp merkezimize çağırıyoruz. Gelmeyen hastaları evlerinde ziyaret ediyoruz. Her hastamızı en az 1 kere er critical importance. This is indeed the clearest answer to your previous question. We intend to treat patients without restricting their lives. Therefore, patients with psychotic disorders now see themselves as part of the society instead of feeling rejected and continue their lives thanks to community mental health centers. Could you please tell us about your socialization activities? We conduct group therapies in our center. During these therapies, our patients get informed on their disorders, share the problems they experience in their daily lives and exchange ideas. Additionally, we have instructors coming from community training centers and ISMEK. We carry out activities to improve their hand skills such as painting and jewelry design to help their socialization. Furthermore, music plays an important role. We have an instructor coming from the community training center, and we have activities with the music band we have formed. As a result, when introverted people who cannot even say hi to other people outside come here, we help them talk and communicate easily. We organize visits to locations within and outside the city. We also carry out kitchen and charity bazaar activities. Sönmez, İstanbul’da TRSM’lerin sayısının 18’e yükseldiğini ifade etti. Sonmez says that the number of TRSMs has increased to 18 in Istanbul 62 röportaj / interview Sönmez, dünya genelinde hastane odaklı tedavi yaklaşımından toplum temelli tedavi yaklaşımına geçiş süreci olduğunu belirtti. Sonmez states that there is a tendency to switch from hospital-based therapy approach to community-based therapy approach all around the world. evinde ziyaret ediyoruz. Aile ortamlarına bakıyoruz. Bu, bizim için önemli. Evin temizliği nasıl, yiyecekleri var mı, maaş alıyorlar mı gibi durumları tespit ediyoruz. Evin hijyenik ve yaşam şartları müsait değilse belediye ile temasa geçiyoruz. Maaşları yoksa sosyal hizmet uzmanımız aracılığıyla sosyal hizmetlerle irtibat kurmalarına vesile oluyoruz. İhtiyacı olan hastalarımızın, bakım evlerine yerleşmesine yardımcı oluyoruz. Tabii sadece biz hastalara ulaşmıyoruz. Merkezimiz tanındıkça müracaatlar artıyor. Şu anda 380 kayıtlı hastamız var. Toplum ruh sağlığı merkezlerinde mutlaka tedaviyi biz yapacağız diye bir kural da yok. Başka bir doktora ya da üniversite hastanelerine de gidiyor olabilirler. Amaç onları kayıt altına alıp takip etmek. Çünkü bu hastalıkların grubu kronik hastalıklar sınıfına girdiğinden ömür boyu tedavi ve takip edilmesi, tıbbi tedavinin kesintisiz yapılması gerekiyor. Bu hizmetler hasta ve hasta yakınlarının yaşam kalitesinin artırılması açısından önemlidir. How do patients and their relatives contact you? Some hospitals send us the addresses and telephone numbers of people residing in Fatih region and the neighboring districts. However, we only record the information of patients included in the psychosis group. We call them on the phone and invite them to our center. When they do not come to our center, we visit them at their homes. We observe their family environment. This is important to us. We observe the cleanliness of the house; whether they have food and earn income, etc. If the house is not hygienic and does not have suitable living conditions, we contact the municipality. If they do not earn incomes, we help them contact the social services through our social services specialist. We help our patients in need be admitted to care homes. Of course, we are not the only ones that reach the patients. The applications we receive increases as our center gains recognition among the society. Currently, we have 380 registered patients. There is no rule in community mental health centers that we will be the ones who treat the patients. Patients may choose to see another doctor or university hospitals. Our goal is to record and follow them. The reason is that this group of disorders requires lifelong therapy, follow-up and uninterrupted medical therapy since they are chronic disorders. These services are important to increase the quality of life of the patients and their families and friends. 63 sağlık hizmetleri / health care Hizmet yarışında önde Frontrunner in the Services Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Bakırköy Bölgesi Genel Sekreterliği geniş yelpazede sunduğu hizmetleriyle dikkati çekiyor. Turkish Public Hospitals Institution Secretariat General of Bakirkoy Region attracts attention with its wide range of services. Sağlık Bakanlığı’nın kuruluşlarından olan Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Bakırköy Bölgesi Genel Sekreterliği, sağlığın tüm klinik branşları ve yan dallarında verdiği özellikli sağlık hizmetleri ile öne çıkıyor. Genel sekreterliğin bünyesinde 4 eğitim ve araştırma hastanesi, 3 devlet hastanesi ve 3 ağız diş sağlığı merkezi olmak üzere toplamda 10 hastane ve merkez yer alıyor. Bu kurumlarda ise 10 bin çalışan bulunuyor. Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Bakırköy Bölgesi Genel Sekreterliği böylelikle Bakırköy, Güngören, Bahçelievler, Esenler ve Bağcılar’da yaklaşık 2 milyon 400 bin kişiye hizmet sağlıyor. One of the institutions of the Ministry of Health, Turkish Public Hospitals Institution Secretariat General of Bakirkoy Region attracts attention with the specific health services it offers in all clinical branches and sub-branches of health. The Secretariat General includes 10 hospitals in total consisting of 4 training and research hospitals, 3 public hospitals and 3 oral and dental health centers and nearly 10 thousand employees. Turkish Public Hospitals Institution Secretariat General of Bakirkoy Region offers services to approximately 2 million and 400 thousand people in Bakirkoy, Gungoren, Bahcelievler, Esenler and Bagcilar. Bakırköy Bölgesi Genel Sekreterliği bünyesindeki hastaneler, verdikleri özellikli hizmetlerle dikkatleri üzerine topluyor. “İnme merkezleri, Girişimsel ve Nöroradyoloji, Kadına Yönelik Şiddet Tanı ve Rehabilitasyon The hospitals affiliated to the Secretariat General of Bakirkoy Region come to the fore in the public and private health sector with the specific services they offer. Such Bağcılar EAH yanık merkezi ekibi. Bagcilar Training and Research Hospital burn center and its staff. 64 sağlık hizmetleri / health care Lokomat robot. Merkezi, Palyatif Bakım Hizmetleri, Erişkin, Çocuk, Yenidoğan, Nöroloji, Yoğun Bakım Hizmetleri, Yanık Merkezi, KBRN Üniteleri, Toplum Temelli Ruh Sağlığı Hizmetleri (TRSM) ve Çocuk İzlem Merkezi (ÇİM), Lokomat Robot Hizmeti, Ortez-Protez Atölyesi ile ülkenin ilk ve tek Ruh Sağlığı Müzesi, bu özellikli hizmetler arasında yer alıyor. Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Bakırköy Bölgesi Genel Sekreterliği bünyesindeki hastaneler tarafından verilen hizmetlerin bazıları şöyle: İnmeli hastalara zaman ve yaşam kalitesi kazandıran sağlık hizmetleri İnme (stroke), zamanında doğru müdahale yapılmadığı takdirde hastanın yaşam kalitesini tamamen değiştiren bir sağlık durumudur. Bu hastalarda ilk 5 saat içinde yapılacak olan yerinde ve doğru müdahale, hastanın ilerideki yaşam kalitesini etkileyen önemli bir faktördür. Bakırköy Dr. Sadi Konuk EAH Nöroloji Kliniği bünyesindeki “İnme Merkezi” ve yine aynı hastanedeki girişimsel radyoloji, kalp ve damar cerrahi ile nöroşirurji kliniklerinde inme hastalarına 7 gün 24 saat kesintisiz hizmet sunuluyor. Aynı şekilde Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeki nöroloji kliniklerinde de specific services include Stroke centers, Interventional and Neuroradiology, Violence to Women Diagnosis and Rehabilitation Center, Palliative Care Services, Adult, Children, Neonatal, Neurology, Intensive Care Services, Burn Center, CBRN units, Community-based Mental Health Services (TRSM) and Children Observation Center (CIM), Lokomat Robot Services, Orthesis-Prosthesis Atelier in addition to the first and only Mental Health Museum of our country. Brief information on some of the services offered by the hospitals affiliated to the Turkish Public Hospitals Institution Secretariat General of Bakirkoy Region: Health services that offer time and quality of life to patients suffering from strokes Stroke is a health issue that completely changes a patient’s quality of life unless treated properly at the right time. The on-site and proper intervention in these patients that will be performed within the first 5 hours is an important factor that affects the patient’s quality of life in the future. The “Stroke Center” affiliated to Bakirkoy Dr. Sadi Konuk Research and Training Hospital Neurology Clinic and the Interventional Radiology consisting experienced personnel in Neuroradiology within the same hospital, Cardiovascular Surgery, Neurosurgery Clinics 65 sağlık hizmetleri / health care Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri. Community Mental Health Centers. inmeli hastalara hizmet veriliyor. İki hastanedeki merkezlerde, hasta tedavilerinin yanı sıra uzman ekipler tarafından, 112 Acil Sağlık hizmeti çalışanları ve klinik çalışanları da belli dönemlerde, erken müdahalenin önemine dair eğitime tabi tutuluyor. “Kadına Yönelik Şiddet Tanı ve Rehabilitasyon Merkezi” “Kadına Yönelik Şiddet Tanı ve Rehabilitasyon Merkezi” birlik hastanelerinden Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesinde 2013’ten bu yana hizmet veriyor. Merkez, bir adli tıp uzmanı, iki uzman psikolog ve bir avukat kadrosuyla şiddet mağduru kadınların rehabilitasyonlarının sağlanması, kadınların hukuki hakları konusunda bilinç düzeyinin artırılması ve toplumsal cinsiyet bilinci oluşturulması amaçlarıyla hizmet sağlıyor. Merkezin en önemli özelliği, hem hukuki hem de psikolojik destek hizmetinin bir arada sunuluyor olması. Tıbbi, hukuki ve psikolojik desteğe ihtiyacı olan tüm şiddet mağduru kadınlar, ön koşul aranmaksızın ve ücret talep edilmeksizin merkeze kabul ediliyorlar. Palyatif sağlık hizmetleri Palyatif sağlık hizmetleri alanında Bakırköy Genel Sekreterliği bünyesindeki dört hastanede (Bakırköy Dr. Sadi Konuk, Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Bahçelievler Devlet Hastanesi ve Esenler Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi) toplam 35 yatakla özellikle son dönem kanser hastalarına destek sağlanıyor. Bu birimlerde hastaların hem tedavileri hem de bakımları yapılırken iş - uğraş tedavisiyle de psiko- 66 offer uninterrupted services to stroke patients on 24/7 basis. Likewise, the Neurology Clinics in Bakirkoy Prof. Dr. Mazhar Osman Mental Health and Neurological Diseases Training and Research Hospital offer services to patients who suffer from strokes. In the centers of both hospitals, trainings are offered, aside from treating patients, by specialist teams on the importance of early intervention for the personnel of 112 Emergency Health services and the personnel of the clinics they coordinate with. Violence to Women Diagnosis and Rehabilitation Center Violence to Women Diagnosis and Rehabilitation Center has been operating since 2013 as a part of Bakirkoy Dr. Sadi Konuk Training and Research Hospital affiliated to the association. A forensic specialist, two specialist psychologists and a lawyer on staff in the center offer services to rehabilitate women suffering from violence, raise awareness among women regarding their legal rights and awareness of social gender. The most important feature of the center is that it offers legal and psychological support services together. All women suffering from violence and in need of medical, legal and psychological support are admitted to the center without any preconditions or charging a fee. Palliative Health Services Palliative health services are offered in four hospitals affiliated to Secretariat General of Bakirkoy Region (Bakirkoy Dr. Sadi Konuk, Bagcilar Training and Research Hospital, Bahcelievler Public Hospital and Esenler Gyne- sağlık hizmetleri / health care lojik destek sunuluyor. Bu birimlerde çalışan anestezi/ ağrı yönetim uzmanı, psikiyatrist, sosyal hizmet uzmanı, fizyoterapist ve hemşireden oluşan ekiple hastaların son dönemlerini daha rahat geçirmelerine olanak tanınıyor. Bu merkezlerde, hasta refakat ve yakınlarının dinleneceği - zaman geçireceği sosyal alanlar da yer alıyor. Geniş kapsamlı ve bütünsel yoğun bakım hizmetleri Bakırköy Bölgesi Genel Sekreterliği bünyesindeki birimlerde gerek yaş olarak (yeni doğan, çocuk, yetişkin) gerekse branş olarak (erişkin, nöroşirurji, nöroloji, koroner, kalp-damar cerrahisi, yeni doğan ve çocuk yoğun bakım) çeşitli ve özellikli yoğun bakım hizmeti verilebiliyor. İstanbul’da Avrupa yakası başta olmak üzere 148 erişkin, 81 yenidoğan ve 9 çocuk olmak üzere toplam 238 yoğun bakım yatağı bulunuyor. Yanık merkezi Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde bulunan yanık merkezi, 10 servis yatağı, altı yoğun bakım yatağı ve ameliyathanesiyle İstanbul’un Avrupa yakasının tek yanık merkezi olarak hastalarını kabul ediyor. Merkez, 2016 Şubat ayından itibaren yanık hastalarının yanı sıra, yoğun bakım hastalarını da kabule hazırlanıyor. KBRN üniteleri Ülkemizde KBRN birimlerinin kurulması; herhangi bir kimyasal, biyolojik, radyolojik veya nükleer kaza-saldırı durumunda maruz kalanlara, yerinde ve doğru olarak müdahale edilmesi amacıyla planlanmıştır. Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi KBRN Dekontaminasyon Ünitesi Ağustos 2015 tarihinden itibaren aktif olarak hizmettedir. Dekontaminasyon ünitesi erkek ve kadın olmak üzere planlanmış soyunma, yıkanma ve giyinme bölümlerinden oluşmaktadır. Bahçelievler Devlet ve Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastaneleri’nde ise KBRN Dekontaminasyon Üniteleri yapım aşamasındadır. 2016 yılı içinde faaliyete geçmesi planlanmaktadır. Toplum Temelli Ruh Sağlığı Merkezi (TRSM ) hizmetleri Toplum temelli ruh sağlığı yaklaşımında hastalar kendi sosyal ortamlarında, uzman ekipler tarafından klinik ve uğraş terapi yaklaşımları ile tedavi ediliyorlar. TRSM hizmetleri, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Bakırköy Bölgesi Genel Sekreterliği bünyesinde ülkemizin en büyük ruh sağlığı hastanesi olan BRSHH koordina- cology and Pediatrics Hospital) with a total of 35-bed capacity for purposes of supporting cancer patients especially in the terminal stage. Patients receive treatment and care in addition to psychological support through occupational therapies. Anesthesiologists/ pain management specialists, psychiatrists, social services specialists, physiotherapists and nurses working in these units help patients spend their last days under more comfortable conditions. These centers have been designed also considering the comfort of the relatives of patients. There are social facilities created for attendants and relatives of patients to rest and spend time. Wide-ranging and holistic intensive care services Wide-ranging and specific intensive care services are offered in the Secretariat General of Bakirkoy Region either with respect to age (neonatal, children, adult) or branches (adult, neurosurgery, coroner, cardiovascular surgery, neonatal and children intensive care). There are a total of 238 intensive care beds including 148 for adults, 81 for newborns and 9 for children especially in the European side of Istanbul. Burn center The burn center in Bagcilar Training and Research Hospital consisting of 10 service beds, six intensive care beds and an operating room admits its patients as the single burn center in the European side of Istanbul. The center is getting ready to admit intensive care patients in addition to regular burn patients as of February 2016. CBRN units It has been planned to open CBRN units in our country as part of healthcare facilities in order to ensure on-site and proper intervention in people who get exposed to any chemical, biological, radiological or nuclear accidents-attacks. The CBRN Decontamination Unit in Bakirkoy Dr. Sadi Konuk Training and Research Hospital was commissioned in August 2015. The decontamination unit consists of planned undressing, bathing and dressing sections for men and women. The CBRN Decontamination Units in Bahcelievler Public Hospital and Bagcilar Training and Research Hospital are under construction and planned to be put into service in 2016. Community-based Mental Health Center (TRSM) services In community-based mental health approach, patients are treated in their own social environments by a team 67 sağlık hizmetleri / health care Palyatif Bakım Merkezleri. Palliative Care Centers. törlüğünde yürütülüyor. Toplam 6 TRSM merkezinde; bilişsel, yönetsel ve sosyal beceri alanlarında yeti kaybı ile giden şizofreni ve benzeri hastalıklar, duygu durum bozuklukları gibi kronik ruhsal hastalıklara sahip hastalara bireysel işlevi iyileştirmeye dönük etkin tedaviler sunulurken, psikososyal destek hizmetleri de veriliyor. Bakırköy, Zeytinburnu, Güngören, Bağcılar, Esenler ve Bahçelievler TRSM olmak üzere 6 merkezde toplam 2.680 hastaya hizmet sağlanıyor. ÇİM (Çocuk İzlem Merkezi) Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde İstanbul içindeki ikinci ÇİM olarak, Aralık 2015 itibariyle aktif olarak hizmet vermeye başladı. ÇİM’lerin kuruluş amacı psikolojik ve fiziksel travmaya uğrayan çocuklara hukuki, tıbbi, ruhsal ve sosyal açıdan destek vermek, ikincil örselenmelerini asgariye indirmek, adli ve tıbbi işlemlerin bu alanda eğitimli kişilerin yer aldığı merkezde tek seferde gerçekleştirilmesini sağlamaktır. Merkezde, kız-erkek çocuk dinlenme odaları, adli görüşmeci odası, aile görüşme odası, fizik muayene odası, mutfak, doktor odası gibi bölümler yer alıyor. Adli görüşmeci, hemşire, adli tıp uzmanı kadrosuyla sürekli olarak hizmet veriliyor. Gerekli durumlarda savcı, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nden sosyal çalışmacı ve avukat desteğiyle 2012/20 Başbakanlık Genelgesi’ne göre hizmet sunuyor. 68 of specialists using clinical and occupational therapy approaches. TRSM services are coordinated by BRSHH, which is the largest mental health hospital of our country, affiliated to Turkish Public Hospitals Institution Secretariat General of Bakirkoy Region. Total of 6 TRSM centers offer effective therapy and psychosocial support services intended to improve individual functioning for patients suffering from schizophrenia and similar disorders that take place with loss of competence in cognitive, administrative and social skills and patients suffering from chronic mental disorders such as mood disorders. 2,680 patients in total are offered services in 6 centers, which are Bakirkoy, Zeytinburnu, Gungoren, Bagcilar, Esenler and Bahcelievler TSRMs. CIM (Child Observation Center) The CIM in Bakirkoy Prof. Dr. Mazhar Osman Mental Health and Neurological Diseases Training and Research Hospital was put into service in December 2015 as the second CIM in Istanbul. The purpose of opening CIMs is to offer legal, medical, mental and social support to children who suffer from psychological and physical traumas, minimize secondary disturbance and ensure performance of legal and medical procedures at the center and at once by specialists trained in these areas. The center includes units such as recreation rooms for girls-boys, a legal consultant room, a family meeting room, a physical examination room, a kitchen and a doctor’s room. Services are offered constantly with the legal consultant, nurses and forensics specialists on staff. The center offers services as per the Prime Ministry Circular no. 2012/20 with the supports of public prosecutors, social workers from the Provincial Directorate for Family and Social Policies and lawyers. 69 röportaj / interview Öfkemizi kontrol altına nasıl alabiliriz? How do we keep our anger under control? Günlük yaşantımızda birçok aksilikle karşılaşıyoruz. Bu aksiliklerde de hemen öfkeleniyor, tepkimizi sözlü ifadelerden başlayıp fiziksel şiddete kadar götürebiliyoruz. Bu süreçte de hem kendimize hem de karşımızdakilere zarar verebiliyoruz. Öfke kontrolünü sağlamak, hayatı cehenneme çevirmek yerine daha güzel yaşamak anlamına geliyor. Böylece yaşadığımız kötü olaylar unutulan anılara dönüşebiliyor. Klinik Refleksolog ve Psikolog Ömer Yalçın ile öfke üzerine konuştuk. Yalçın, öfkenin yönetilmesi gereken bir duygu olmadığını, öfkeyi oluşturan duyguların doyurulması ve farkındalığın sağlanması ile öfkenin zararsız hale dönüşebileceğini söyledi. Many things may go wrong in our daily lives. If something goes wrong, we may get angry right away, start to express our reaction in words and even take it to another level, which is physical violence. In the process, we may hurt both those around us and ourselves. Anger management means living a better life instead of turning it into a living hell. Thus, those misfortunate incidents we experience might turn into forgotten memories. We had a chat about anger with Clinical Reflexologist and Psychologist Omer Yalcin. Yalcin states that anger is not a feeling that needs to be managed and it may be transformed into a harmless feeling if the feelings that build up the anger are satiated and awareness is raised among people. Öfke nedir? What is anger? Öfke bir duygudur. Öfkenin değişik tanımları vardır. Bunların hepsini inceleyip zihnimizde daha kapsamlı bir harita çizmemiz, öfkeyi anlamamız açısından faydalı olacaktır: Anger is a feeling. It has many different definitions. Looking into all of these definitions and drawing a more extensive map in our minds will help us understand anger: • • 70 “Gerçek veya hayali bir zarar görme sonucunda ortaya çıkan intikam ve cezalandırma etkilerinin de sıklıkla refakat ettiği kuvvetli bir memnuniyetsizlik hissidir.” “Engellenme, saldırıya uğrama, tehdit edilme, yoksun bırakma, kısıtlama vb. durumlarda hissedilen ve genellikle neden olan şeye ya da kişiye yönelik şu ya da bu biçimde saldırgan davranışlarla sonuçlanabilen oldukça yoğun olumsuz bir duygudur.” • • • “It is a strong feeling of dissatisfaction accompanied with the impulses of revenge and punishment resulting from a real or perceived harm”. “It is an extremely intense negative feeling experienced in situations such as frustration, assault, threat, deprival, restriction, etc. and which may generally result in offensive behaviors one way or the other towards the causative thing or person.” “It is a strong and negative feeling that disturbs the individual, the person confronted and the other people around”. röportaj / interview Öfke karşımızdakini değersizleştirme davranışıdır. Anger is an act of making the person we confront less worthy. • “Bireyin hem kendisini, hem yöneltilen kişiyi, hem de çevredeki diğer insanları rahatsız eden şiddetli ve olumsuz bir duygudur.” İnsan neden öfkelenir? Öfke tanımlarının içeriğinde neden öfkelendiğimize dair ipuçları var ama bu konuyu şöyle özetleyebiliriz: Yetersizlik, acizlik, kıskançlık, korku, endişe, yalnızlık, itilmişlik ve anlaşılamamak öfkeyi ortaya çıkaran duygulardır. Bu duyguların doyurulması ve farkındalığın sağlanması ile öfke zararsız bir hale dönüşebilir. Amacımız öfkenin yok edilmesi değil, aktarımın bize ve çevremize zarar vermesini engellemektir. Öfke kontrolü nasıl sağlanır? Öfke kontrolü aslında popülerleşmiş bir isim fakat tam olarak doğru olduğu düşünülemez. Öfke, yönetilmesi gereken bir duygu değildir. Amaç, ego açığının meydana çıkardığı öfke sorununun, değer yargılarımıza sadakat yoluyla azaltılması, bize ve çevremize zararsız hale getirilmesidir. Why people get angry? There are clues about why we get angry in the definitions of anger, but we can summarize the subject this way: Inadequacy, helplessness, jealousy, anxiety, loneliness, alienation and not being understood are among the feelings that result in anger. Satiation of these feelings and raising awareness may help turn anger into a harmless feeling. Our purpose is not to make anger disappear but prevent it from hurting those around us and ourselves. How is anger managed? In fact, anger management is a term that has become popular; however, it cannot be considered that the term is exactly right. Anger is not a feeling that needs to be managed. The purpose is to alleviate the anger issue resulting from the flawed ego through our value judgments and devotion and prevent it from hurting those around us and ourselves. Could you tell us about the practical methods we can use to manage anger in our daily lives? Öfke denetiminde günlük hayatta uygulanabilir yöntemler hakkında bilgi alabilir miyiz? The following methods can be tried to become aware of getting angry in a healthy manner and to make this bad habit go away: Sağlıklı öfkelenme için farkındalık kazanmak ve bu kötü huyumuzu ortadan kaldırmak için şu yöntemler denenebilir: • Do not forget that anger is a defense mechanism. You can feel insecure and unworthy one way or the other. Such awareness will help you understand 71 röportaj / interview • • • • • • Öfkenin bir savunma mekanizması olduğunu unutmayın. Çünkü bir şekilde kendinizi güvensiz ve değersiz hissediyorsunuz. Bu farkındalık konunun biraz da sizinle ilgili olduğunu anlamanızı sağlayacaktır. Öfkeli hissettiğiniz zaman kendinizi değerli hissettirecek bir şey düşünün ya da yapın. Dikkatinizi öfkeye değil bu alana kaydırmanız daha doğru olacaktır. Öfkeliyken yaptığınız değerlendirmelere güvenmeyin. Öfke gerçekçi değerlendirme yapmanızın önüne geçerek sorunun sadece olumsuz yönlerini güçlendirip büyümesine neden olacaktır. Öfkeli iken bir savunma mekanizması olarak salgıladığımız hormonlar bizi bu düşünceye iter. Konunun karmaşıklığını görmeye çalışın. Öfke anında bakış açımız daralacak ve çözüm yollarını görme yeteneğimiz azalacaktır. İçinde bulunduğunuz durumun farkında olmalı ve bakış açınızı daraltmadan olaya çok yönlü bakabilmeyi denemelisiniz. Öfkenin getireceği zararları hatırlayın. Öfke sonrası yaşayabileceğimiz pişmanlık, kendini daha çok değersiz hissetme, sağlık sorunları ve moral bozukluğu gibi olumsuz etkilerinin olacağını bilerek bu durumdan uzaklaşmanız gerektiğinin farkına varabilirsiniz. Diğer insanların bakış açılarını anlamaya çalışmalıyız. Öfkeliyken bütün varsayımlarımız konunun en kötü ve negatif yönlerine odaklanacaktır. Kendinize rol model olabilecek birisini belirleyerek ‘’O bu durumda ne yapardı?’’ gibi düşünerek bakış açınızı genişletebilirsiniz. Yalçın, öfkenin yönetilmesi gereken bir duygu olmadığını belirtti. Yalcin states that anger is not a feeling that needs to be managed. 72 • • • • • that the issue is a little bit related to you. When you feel angry, try to think about or do something that will make you feel worthy. It would be the right thing to do to shift your attention to such areas instead of your anger. Do not trust in your judgment when you are angry. Anger prevents you from passing realistic judgment and strengthens and heightens the negative aspects of the issue. When we are angry, the hormones we secrete as a defense mechanism push us towards thinking this way. Try to see the complexity of the issue. When we are angry, our perspective will get narrowed down and we will be less likely to see the ways out. You must be aware of the state that you are in and try to see the situation from different angles without narrowing your perspective down. Remember the damages that anger will cause. You can realize that you need to avoid putting yourself in such a situation keeping in mind that you may feel adverse effects such as regret, feeling less worthy, health problems and feeling depressed following an anger tantrum. We must try to understand the viewpoints of other people. When we are angry, our assumptions will focus on the worst and negative aspects of an issue. You can choose a role model for yourself and broaden your perspective thinking, “What would he or she do in such a situation”. röportaj / interview Öfke daha çok yorgun, aç, hasta, şaşkın, endişeli ve saplantılı zamanlarımızda ortaya çıkar. Anger appears at times when we are very tired, hungry, sick, confused, anxious and obsessed. • • • • • Öfkenizi haklı çıkartmayın. Bunun yerine o vakte odaklanmayı bırakıp uzun vadeli çıkarlarınızı ve kazanımlarınızı düşünme yoluna gidebilirsiniz. Anlık öfkenizin bu kazanımlarınıza zarar vereceğini aklınıza getirmeniz, durumu daha sakin karşılamanızı sağlayacaktır. Fiziksel ve zihinsel durumunuzun farkında olun. Öfke daha çok yorgun, aç, hasta, şaşkın, endişeli ve saplantılı zamanlarımızda ortaya çıkar. İçinde bulunduğunuz durumun sağlıklı düşünmenize engel olduğunun farkında olmak, sakinleşmenize destek olacaktır. Suçlamaya odaklanmak yerine durumu iyileştirmeye ve onarmaya odaklanın. Suçlama olmadan öfkeli kalmak zordur ve durumu düzeltme çabası içerisindeyken de öfkelenmek zordur. Odak noktamızı durumu daha da zorlaştırmaya değil, çözüm yollarına çevirmemiz öfke halinden kurtulmamıza yardımcı olacaktır. Öfkeliyken değer yargılarınızı hatırlayın. Öfke karşımızdakini değersizleştirme davranışıdır ve bu muhtemelen değer yargılarımız ile örtüşmeyecektir. Bunu aklımıza getirmek durumu düzeltmeye yarayacaktır. Öfkenin geçici bir durum olduğunu bilin. Öfkenin içinizdeki problem çözme, merhamet, sevgi ve iyilik gibi değer - yeteneklerinizle savaş halinde olduğunun farkında olun. • • • • • Do not justify your anger. Instead, you may try to think about your interests and gains in the long run rather than focusing on that moment. Remembering that your momentary anger will harm your gains will help you handle the situation in a calmer manner. Be aware of your physical and mental state. Anger appears at times when we are very tired, hungry, sick, confused, anxious and obsessed. Being aware that the state you are in will prevent you from thinking straight will help you get calm. Focus on making things right instead of focusing on blaming. It is hard to stay angry without blaming just as it is hard to get angry when attempting to make things right. Focusing on the ways out instead of making things difficult will help us get out of the state of anger. Remember your value judgments when you are angry. Anger is an act of making the person we confront less worthy, which will probably not sit right with your value judgments. Keeping this in mind will help us put things on the right track. Know that anger is a temporary state of mind. Be aware that anger is at war with your values – abilities such as problem-solving, mercy, love and kindness. 73 kanserle mücadele / struggling with cancer Yeni yılda 40 KETEM hizmete açılacak Sağlık Bakanlığı Kanser Daire Başkanlığı, kanserle mücadele kapsamında 40 yeni Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi (KETEM) açmayı hedefliyor. Türkiye genelindeki 24’ü mobil olmak üzere toplam 197 Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi (KETEM) sayısı, 2016 yılında 40 merkezin daha yapılmasıyla 237’ye çıkarılacak. Kanserle mücadelede çok önemli adımlar atan Türkiye, bu kapsamda kanser taramaları ve erken teşhise ağırlık veriyor. KETEM’lerde “Erken teşhis, hayat kurtarır” prensibiyle meme, kolorektal ve serviks kanserlerine karşı tarama hizmetleri ücretsiz alınabiliyor. Sağlık Bakanlığı Kanser Daire Başkanlığı yetkililerinden alınan bilgiye göre, KETEM sayısı her ilde en az bir adet olmak üzere 2015 yılı itibarıyla toplam 197’ye ulaştı. Bu merkezler içinde 24’ü mobil hizmet veriyor. Önümüzdeki dönemde Şırnak-Cizre; Aydın-Söke; Afyonkarahisar-Dinar, Bolvadin; Muğla-Bodrum, Fethiye; Balıke- 40 KETEMs will be put into service in the new year Ministry of Health Department of Cancer plans on opening 40 new Early Diagnosis for Cancer, Screening and Training Centers (KETEM) in an effort to fight against cancer. The number of Early Diagnosis for Cancer, Screening and Training Centers (KETEM) will be increased from 197, including 24 mobile centers, to 237 with the construction of 40 more centers in 2016. Taking crucial steps towards fighting cancer, Turkey focuses on cancer screenings and early diagnoses. Breast, colorectal and cervical cancer screening services are available for free in KETEMs that adopt the principle, “Early diagnosis saves lives”. According to the information received from the officials of the Ministry of Health Department of Cancer, the number of KETEMs has reached 197 in total in 2015 with each city having at least one center. Among these Kayıtlara göre, yılda en az 5 milyon vatandaşa kanser taraması yapılıyor. According to the records, at least 5 million people are screened for cancer every year. 74 kanserle mücadele / struggling with cancer 2016’da 40 merkezin daha yapılmasıyla KETEM sayısı 237’ye çıkacak. The number of KETEMs will increase from 197 to 237 with the construction of 40 more centers in 2016. sir-Bandırma ve Edremit gibi büyük nüfuslu şehirlere bağlı ilçelerde de KETEM’ler açılacak. Yeni 10 mobil KETEM de İstanbul, Bursa, Adana, Konya, Malatya, Sivas, Trabzon ve Uşak’ta hizmet verecek. Yılda 5 milyon kişi kanser taramasından geçiyor Vatandaşların kanser taramalarına ulaşımını kolaylaştırmak için daha kolay uygulanabilir ve daha hızlı sonuç veren yöntemsel değişikliklere (HPV, DNA testleri, merkezi mamografi okuma birimleri, gezici kanser tarama araçları gibi) ilişkin çalışmalar da tamamlandı. Kayıtlara göre, yılda en az 5 milyon vatandaşa kanser taraması gerçekleştiriliyor. Kanser taramalarında KETEM’lerle birlikte saha çalışmaları yapan “Toplum Sağlığı Merkezleri” ve “Aile Sağlığı Merkezleri” de aktif görev alıyor. Meme kanseri taramalarında kullanılan cihazlar son teknolojiyle yenilenirken, dijitalizasyonu tamamlanan tüm KETEM’lerde mamografilerin merkezi okunmasını sağlayacak birim oluşturulmak üzere çalışmalar sona erdirildi. Bu birimin yeni yılda hizmete girmesi öngörülüyor. centers, 24 of them offer mobile services. In the forthcoming months, KETEMs will be opened in certain towns of largely populated cities such as Cizre in Sirnak, Soke in Aydin, Dinar and Bolvadin in Afyonkarahisar, Bodrum and Fethiye in Mugla and Bandirma and Edremit in Balikesir. 10 new mobile KETEMs will serve in Istanbul, Bursa, Adana, Konya, Malatya, Sivas, Trabzon and Usak. 5 million people are screened for cancer every year Studies on procedural changes are also completed for easier applications and faster results (such as HPV, DNA tests, central mammography reading units and mobile cancer screening vehicles, etc.) to facilitate accessibility by citizens. According to the records, at least 5 million people are screened for cancer every year. “Public Health Centers” and “Family Health Center” are also actively involved in the process cooperating with KETEMs in field operations. The devices used in breast cancer screenings are replaced with the latest technology devices, and the studies intended to set up units that will enable reading of mammograms within a center have been completed in all KETEMs that have been digitalized. This unit is expected to be launched in the new year. 75 makale / article Ölümle yüz yüze Working face to çalışmak face with death Prof. Dr. İsmet Kırpınar Prof. Dr. Ismet Kirpinar Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi Bezmialem Foundation University, Tıp Fakültesi Psikiyatri Medical Faculty, Psychiatry Department Modern zamanların tıp uygulamalarında, sağlık bakım sistemleri daha çok tanı ve akut tedavi yönetimlerine odaklandığından ölüme yaklaşan hastaların ihtiyaçlarına uzun süre yeterli dikkat gösterilmemiştir. Halbuki, geçtiğimiz yüzyıl boyunca gerçekleşen bilimsel ve tıbbi ilerlemeler, yaşamı uzatıp kolaylaşmasını sağlarken, ölümü geciktirmiştir. Biyomedikal ve klinik tıptaki ilerlemeler, birçok hastalığın önlenmesini ya da tedavisini olanaklı hale getirmiştir. Tedavi yöntemlerindeki gelişmeler daha önceden insanların kısa sürede ölmelerine neden olan birçok hastalıkta yaşam sürelerinin uzamasını sağlamıştır. Hasta bir yandan acı çekmek istemezken, diğer taraftan yaşam süresinin uzamasını da arzular. Ölüm, yaşam sürecinin doğal bir parçasıdır. Ancak yaşamın sonlanmasını önleyici tıbbi ve teknolojik gelişmeler ölümü kişisel ve manevi bir olay olmaktan çıkarıp mücadele edilmesi gereken tıbbi bir olay haline getirmiştir. Gelişmiş toplumlarda ölüm; bilinmeyen korkusunun yaşandığı, yadsınan, reddedilen ve karşı konulan bir olgudur. Bu durum, ölümün gerçekleşmesinin tıbbi başarısızlık olarak yorumlanmasına ve sağlık çalışanlarının suçluluk duymasına zemin hazırlayabilmektedir. Bu toplumun bir üyesi olarak sağlık çalışanları da ölmekte olan hastalara nasıl yardım edeceklerini bilememekte ve onlarla destekleyici bir ilişki kurmada yetersiz kalmaktadırlar. Hem toplum hem de sağlık personeli, ölümü yadsımakta ve ölmekte olan bireylerin kaçınılmaz sonunu görmezden gelip hasta bireyler olarak tedavi etme çabası göstermektedir. Since healthcare systems mostly focus on diagnosis and acute treatment managements in modern medicinal practice, the needs of patients who are in terminal stages have not been sufficiently regarded for a long term. However, scientific and medicinal advancements in the last century have extended and facilitated life and retarded death. Progresses in biomedical and clinical medicine have made it possible to prevent or cure many diseases. Developments in treatment methods have extended the lifespan of people in the face of many forms of diseases that formerly resulted in death in a short time. On the one hand, patients do not want to suffer, and on the other hand, they want to live longer. Death is a natural part of life. However, due to medical and technological developments that prevent termination of life, death has ceased to be a personal and spiritual phenomenon and become rather a medical one that needs to be intervened. In developed societies, death is a phenomenon that causes the fear of the unknown, is denied, rejected and confronted. This may result in interpreting death as a medical failure and trigger guilt on the part of healthcare workers. As members of society, healthcare workers might not know to help terminally ill patients and fail to establish a supportive relationship with them. Both the society and healthcare personnel reject death and ignore the inevitable end of terminally ill patients; thus, try to treat them as sick individuals. Terminal evredeki hasta, yaşamının son günlerini yaşayan, ölmek üzere olan hasta anlamına gelir. Hayatın tehdit altında olduğunu hissettiren bir hastalık teşhis edildiğinde hastaların çoğu sıkıntılı bir mutsuzluk, ka- 76 A terminally ill patient means a patient living the last days of his life and who is about to die. When patients are diagnosed with a disease that makes them feel their life is threatened, most of them go through a shock in distress, unhappiness, frustration and sorrow. A terminally ill patient unavoidably goes through makale / article İçtenlik, koşulsuz saygı ve empatik anlayış; hastanın kendisini önemli, değerli hissetmesine ve duygusal acı hissinin azalmasına yol açar. Sincerity, unconditional respect and empathetic understanding will make the patient feel important, worthy and experience less emotional pain. dere yanma ve kederle belli bir şok yaşarlar. Terminal dönemdeki hasta, hastalığı ile savaşma çabasındayken zorunlu olarak birçok aşamadan geçer (Kübler-Ross, 1995). Bu aşamalar inkar, öfke, pazarlık, depresyon ve kabullenme olarak sıralanmıştır. Düzenli bir şekilde tanımlanan bu evreler, terminal dönemdeki tüm bireylerde aynı şekilde yaşanmayabilir. Hatta hastaların çoğunluğu iki ya da üç evreyi aynı zamanda yaşayabilirler. Ölümle karşı karşıya kalan hastanın en azından anlaşılmaya, semptomatik de olsa rahatlamaya ve hayatının son anlarını daha huzurlu geçirmeye hakkı ve ihtiyacı olduğu açıktır. İlk basamak; sağlık çalışanlarının hastalarını anlaması, onlara saygı duyması ve onlara nezaket göstermeleridir. Bir hastaya onu anladığını, ona saygı duyduğunu ve nezaket içerisinde yaklaştığını göstermenin, özellikle beden dili aracığıyla sayısız yöntemi vardır. Örneğin hastaya nazik bir dokunuş, hastanın yatak kenarında oturarak kısa süreli vakit geçirme gibi… Bütün bunlar hastaya şu mesajı iletir: “Sen -bir bütün olarak- benim zamanımı ve saygımı hak ediyorsun…”. İçtenlik, koşulsuz saygı ve empatik anlayış; hastanın kendisini önemli, değerli hissetmesine ve duygusal acı hissinin azalmasına yol açar. many stages when he is struggling with his sickness (Kübler-Ross, 1995). These stages are listed as denial, anger, bargaining, depression and acceptance. These stages that are defined in order may not occur in all individuals in terminal stage. Most patients even go through two or more stages at the same time. It is clear that a patient facing death at least needs and has the right to be understood, get relieved even if symptomatically and spend the last moments of his life in peace. The first step is to show understanding, respect and kindness to patients on the part of healthcare workers. There are countless ways of showing a patient that he is understood, respected and treated kindly, in particular through body language, such as a kind touch and spending a while with the patient sitting beside his bed… All of these will convey this message, “You, as a whole, are worthy of my time and respect…” Sincerity, unconditional respect and empathetic understanding will make the patient feel important, worthy and experience less emotional pain. Terminally ill patients naturally tend to experience psychological distress. Each patient exhibits psychiatric 77 makale / article Ölümle karşı karşıya gelen hastalar doğal olarak psikolojik sıkıntılar yaşamaya eğilim gösterirler. Terminally ill patients naturally tend to experience psychological distress. Ölümle karşı karşıya gelen hastalar doğal olarak psikolojik sıkıntılar yaşamaya eğilim gösterirler. Her hastada farklı şiddet, düzey ve çeşitte psikiyatrik belirti ve bozukluklar görülür. Psikolojik sıkıntılar ile iş, ekonomi ve aile alanlarındaki problemler çok sık görülür. Bu tutumlar aşırı olur ve hastanın gündelik faaliyetlerini çok etkilerse mutlaka psikososyal destek gerekir. Terminal dönem hastalarında major psikiyatrik bozuklukların sıklığı da yüksektir ve özellikle ilerlemiş hastalığı olanlarla tedavi edilmeyen ağrısı olanlarda bu daha da belirgindir. Bu hastaların yaklaşık yarısı, DSM tanı ölçütlerine göre; uyum bozukluğu, major depresyon, fobiler, panik ve diğer anksiyete bozuklukları veya deliryum gibi psikiyatrik bozukluk tanıları alırlar. Uyum bozuklukları en sık görülen psikiyatrik tanılardır. Ölmek üzere olan hastada psikiyatrik durumlara müdahale sadece psişik morbiditeyi ve psikolojik acıyı azaltmakla kalmaz, aynı zamanda uyumu sağlayarak yaşam kalitesini artırmak, kaygı, yalnızlık ve izolasyonu önlemek, ağrı ve diğer fizyolojik semptomlarla baş etmeye yardım etmek, hastanın tedaviye etkin katılımını sağlamak ve hastanın umutlarını destekleyip güçlendirmek gibi temel amaçlara da hizmet eder. 78 symptoms and disorders at different severities, levels and forms. Psychological distress, problems at work, in family and economic problems are rather common. If such attitude is extreme and has a significant effect on daily activities, psychosocial support is necessary. Major psychiatric disorders are also highly frequent in terminally ill patients and more significant in patients whose disease has progressed and who suffer from untreated pain. According to DSM diagnosis criteria, nearly half of these patients are diagnosed with psychiatric disorders such as adjustment disorder, major depression, phobias, panic and other anxiety disorders or delirium. Adjustment disorders are the most common psychiatric diagnosis. Intervention in psychiatric conditions in terminally ill patients not only decreases psychic morbidity and psychological suffering but also increases quality of life by ensuring adjustment, prevents anxiety, loneliness and isolation, helps cope with pain and other physiological symptoms, ensures patient’s active participation in the treatment and supports and increases hopes of the patient. gıda kaynaklı hastalıklar / foodborne diseases Kirlenmiş gıda ölüm saçıyor Dünya Sağlık Örgütü(WHO), “kirlenmiş gıda”ların neden olduğu hastalıklardan, her yıl 125 bini çocuklar olmak üzere 420 bin kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Dünya Sağlık Örgütü’nün, gıda kaynaklı hastalıkların küresel yüküne ilişkin raporu yayımlandı. Rapora göre kimyasallar, bakteri, virüs, parazit ve toksin gibi maddelerle kirlenen gıdaların tüketilmesi sonucu, her yıl 600 milyon kişi hastalanıyor. Bu da dünyada her 10 kişiden birinin “kirlenmiş gıda” tüketimi nedeniyle hastalandığı anlamına geliyor. Rapor, “kirlenmiş gıda”ların yol açtığı ölümleri de ortaya koydu. Bu tür gıdaların yarattığı hastalıklar nedeniyle her yıl 420 bin kişinin hayatını kaybettiği belirtilen rapor da, “kirlenmiş gıdalar”dan özelikle de dünya nüfusunun %9’unu oluşturan 5 yaş altı çocukların etkilendiği belirtildi. Buna göre, “kirlenmiş gıda”lardan ölen 420 bin kişinin 125 binini beş yaş altı çocuklar oluşturuyor. İshalli hastalıklar her yıl 230 bin ölüme neden oluyor Rapora göre, “kirlenmiş gıda” tüketimi sonucu her yıl 550 milyon kişide ishal vakaları görülüyor. Bunlar sonucunda da 96 bini çocuklar olmak üzere 230 bin kişi ishal nedeniyle hayatını kaybediyor. Gıda kaynaklı hastalıklar ve ölümler, en çok Afrika ve Güneydoğu Asya’da gözlemleniyor. Contaminated food spreads death World Health Organization (WHO) states that 420 thousand people including 125 thousand children die from diseases caused by “contaminated food” every year. World Health Organization issued its report on the global load of food-induced diseases. According to the report, 600 million people get sick every year due to consumption of food products contaminated by chemicals, bacteria, viruses, parasites and toxins. This means that one in every 10 people in the world gets sick due to consumption of “contaminated food”. The report also reveals the deaths caused by “contaminated food”. Indicating that 420 thousand people die every year due to the diseases induced by contaminated food, the report shows that particularly children aged under 5, which consist 9% of the world population, are affected by “contaminated food”. Accordingly, 125 thousand out of 420 thousand people who lose their lives due to “contaminated food” are children aged under five. Diarrheal diseases result in 230 thousand deaths every year According to the report, 550 million people suffer from diarrheal diseases due to consumption of “contaminated food” every year. As a result, 230 thousand people including 96 thousand children lose their lives due to diarrhea. Food-induced diseases and deaths are mostly encountered in Africa and the Southeast Asia. 79 röportaj / interview Tıbbi görüntüleme teknolojilerindeki yenilikler hız kesmiyor Son yıllarda tıbbi görüntüleme teknolojilerinde büyük gelişmeler yaşanıyor. Görüntüleme teknolojilerinde maliyetler değişken olsa da tıp ve tanı merkezleri yeni cihazlarla hizmet yelpazelerini genişletiyorlar. 1992 yılında ‘Doppler Ultrasonografi’ muayenehanesi olarak hizmete başladıklarını belirten Sonomed Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Serdar Mutlu, hizmette çözüm üretici olmanın başarının en önemli nedenleri arasında yer aldığını söylüyor. Mutlu, hem tıbbi görüntüleme merkezi hem de tıbbi tahlil laboratuvarının bir arada olduğu JCI belgesi alan tek tanı merkezi olduklarını ifade ediyor. Kuruluşunuzun büyüme süreci hakkında bilgi alabilir miyiz? 1992 yılında Kadıköy Bahariye’de Doppler Ultrasonografi muayenehanesi olarak hizmet vermeye başladık. Esasen Kadıköy’e ‘Doppler’i getiren ekip Sonomed ekibidir diyebilirim. Kuruluşumuz bu konuda ciddi çalışmalar yapmış ve yoğun bir emek harcamıştır. 1996’da ise şu anki yerimize geçerek tüm görüntüleme modalitelerini kurduk. Sürekli daha iyiye daha güzele ulaşmayı hedefleyen ekibimiz, gerek teknoloji açısından gerekse nitelikli ve spesifik işgücüyle hep liderliği hedeflemiştir. Şimdi daha da güçlü olduğumuzu ve yakın gelecekte, “Dünyanın en aranılan markası” olacağımıza inanıyoruz. Bu kararlılıkla yolumuza devam ediyoruz. Tanı merkezinizde ne tür tetkikler yapılabiliyor? İki adet MR, 64 kesitli CT, 5 adet renkli Doppler US, digital röntgen, kemik dansitometresi, full dijital mamog- 80 Non-stop innovations in medical imaging technologies In recent years, there have been great developments in medical imaging technologies. Even though the costs in imaging technologies tend to be variable, medical and diagnosis centers expand the range of their services through new devices. Dr. Serdar Mutlu, Chairman of Sonomed founded in 1992 as a ‘Doppler Ultrasonography’ clinic, indicates that being a solution maker in the service is among the most important reasons of being successful. Mutlu says that they are the only diagnosis center having a JCI certificate where medical imaging center and medical analysis laboratory exist together. Could you please tell us about the growth process of your company? We started our services in 1992 in Kadikoy-Bahariye as a Doppler Ultrasonography clinic. Indeed, I could say that it was Sonomed team who brought ‘Doppler’ to Kadikoy. Our company has carried out serious studies and exerted great effort in this field. In 1996, we moved to our current address and installed all imaging modalities. Our team has always aimed for attaining the best and the most beautiful in practice and for the leadership with technology and qualified and specific workforce. We believe we are stronger today and we will be the “most wanted brand of the world” in the near future. We keep going with this in mind. What type of analyses can be conducted in your diagnosis center? We have two MRI units, 64-Slice CT scanner, 5 colored Doppler US scanners, digital x-ray, bone densitometry, full digital mammography, nuclear medicine (Scintigraphy) and an advanced medical analysis laboratory; and röportaj / interview Dr. Serdar Mutlu rafi, nükleer tıp (sintigrafi) ve gelişmiş tıbbi tahlil laboratuvarı bulunmakta olup, gerek US eşliğinde (prostat, tiroid, meme gibi) ve gerekse de CT eşliğinde (torax) biopsiler de yapmaktayız. Kuruluş olarak bir önemli özelliğimiz de başka çoğu merkezde yapılamayan bazı özellikli çekimlerin bizde yapılıyor olmasıdır. Yine en önemli farkımız da tüm modaliteler bir arada olduğu için sorunun çözülüp hastanın mutlu olarak ayrılmasıdır. Uzman hekim arkadaşlarımızın hepsi de yaptıkları işe odaklı çok spesifik çalışmaktadırlar. Tıbbi tahlil laboratuvarımız da en son teknoloji ile en doğru sonucu vermekte ve evden kan alma ekiplerimiz de bu hizmeti yaygınlaştırmaktadırlar. Yine görüntülemede olduğu gibi laboratuvar hizmetlerinde de lider olmayı hedefliyoruz. Tıbbi görüntüleme teknolojileriyle ilgili neler söylemek istersiniz? Tıbbi görüntüleme teknolojileri hızla ilerliyor ve yatırım giderleri çok yüksek. Bakım giderleri de çok ciddi harcamalar gerektiriyor. Şu anda PET MR teknolojisi geldi ama bunun da maliyeti 3.5-4 milyon Euro düzeylerinde. Takdir edersiniz ki böyle bir yatırım yapmak tanı merkezleri açısından bugünkü konjonktürde imkansıza we conduct biopsies with the aid of either US (Prostate, Thyroid, Breast) or CT (Thorax). One of the distinctive features of our company is that we can conduct certain specific imaging procedures that cannot be performed in many other centers. Our most important difference is our ability to solve the problems and leave the customers contented since we have all the modalities together. Our medical analysis laboratory provides the most accurate results using the latest technology, and our home phlebotomy teams are promoting this service. We also aim to become the leader in laboratory services as we do so in the imaging. What would you like to say on medical imaging technologies? Medical imaging technologies progress fast and investment costs are very high. Aside from investment, the maintenance of the technology requires very serious expenses. Right now, we have PET MRI technology; however, it costs over Euros 3.5-4 million. As you know, making such an investment is nearly impossible and not feasible for diagnosis centers considering the current conjuncture. I believe the prices will reasonably drop after a certain period. Besides, the most important prob- 81 röportaj / interview yakın ve fizibil değil. Fiyatların bir süre sonra makul rakamlara ineceğini düşünüyorum. Bir de en önemli sorun bu teknolojiyi arz eden firmalarda da teknik ekip sayısının maalesef yetersiz oluşu. Tüm ülkeye servis sağladıkları düşünülürse onlar da kendilerince haklı olabilirler ancak diğer taraftan da işin durmasını engelleyici önlemleri almaları yani teknik ekiplerini güçlendirmeleri şart. Yine bir diğer sorun da bu teknolojilerle ilgili olarak firmalar maalesef yedek parça bulundurmuyorlar. Parça gerektiğinde yurt dışından tedarik ediyoruz ve beklemek zorunda kalıyoruz. Bu sürece nasıl adapte oldunuz, ne gibi önlemler aldınız? How did you adapt yourself to this process, what kind of measures did you take? 20 yılı aşkın süredir bu işin içinde olmamız nedeniyle açıkçası çok ciddi bir sıkıntı yaşamıyoruz. Örneğin bizde iki MR, 5 US olduğu için hiçbir zaman iş durmuyor. Grubumuz son yıllarda daha da genişlediğinden bir başka kuruluşumuzdan da gerekli desteği alabiliyoruz. We do not experience serious problems since we have been active in this business for more than 20 years. For example, our operations never stop since we have two MRI and 5 US units. Since our group has expanded recently, we can get assistance from one of our other establishments. Geleceğe yönelik hedef ve planlamalarınızdan söz eder misiniz? Could you please tell us about your future objectives and plans? Uluslararası akreditasyon kuruluşu olan JCI’a müracaat ettik ve yeni yıla girmeden önce de 23 Aralık 2015 tarihi itibariyle akredite olmayı başardık. Yani artık dünya markası olma yolunda çok önemli bir adım attığımızı gururla söyleyebilirim. Ülkemizde bu belgeyi alan ilk ve tek tanı merkezi olduğumuz gibi dünyada da hem tıbbi görüntüleme merkezi hem de tıbbi tahlil laboratuvarının bir arada olduğu JCI belgesi alan tek tanı merkeziyiz. Bu da hem şirketimiz hem de ülkemiz adına gurur verici. We applied to JCI, which is an International Accreditation Body, and managed to get accredited as of December 23, 2015 before entering the new year. In other words, I can proudly say that we have taken a huge step towards becoming a world brand. We are both the first and only diagnosis center that has been awarded this certificate in our country and the only diagnosis center to have obtained the JCI certificate as an integrated medical imaging and medical analysis laboratory in the world. This is both sublime for our company and our country. Diğer taraftan da tıbbi tahlil laboratuvarımızı daha da geliştirip büyütmeye devam edeceğiz. Zira tıbbi görüntülemede olduğu gibi tıbbi laboratuvar alanında da 18 yıllık bir tecrübeye sahibiz. Son olarak şunu söyleyebilirim ki yaptığınız işe gerçekten hakim olmanız ve doğru yapmanız gerekir. İyi niyetliyseniz, sorun çözüyorsanız ve çevrenizle ilişkileriniz de iyi ise insanlar mutlaka sizi buluyorlar ve başarınızın önünde hiçbir engel kalmıyor. 82 lem is the lack of technical personnel, who will intervene in any malfunctions experienced, in the companies that offer such technology. They may be right in their own opinion considering that they offer service across the entire country; however, they are required to take measures to prevent operational interruptions, namely strengthen their technical teams. Another problem is that companies unfortunately do not keep spare parts available for these technologies. When we need spare parts, we have to wait for them to come from abroad. On the other hand, we will continue improving and expanding our medical analysis laboratory since we have 18-year experience in medical laboratory field just as we are experienced in medical imaging. Finally, I must say that if you have a good command of your profession and do it right, have good intentions and solve problems and have good relations with the people in your circle, it is certain that you will come across good people and have nothing to prevent you from success. 83 kronik enfeksiyon / chronic infection Leprosy: A İnsanlık tarihi disease as old kadar eski bir hastalık: Cüzzam as the history of humanity Tedavi edilmediği zaman ömür boyu süren ağır hasarlarla uğraşılması gereken bir hastalık olan cüzzam (lepra), insanlık tarihi kadar eski bir hastalık. Bu hastalığa yakalanan kişilerin tıbbi ve sosyal yönden desteklenmesi gerekiyor. 1876’da Gerhard Armauer Hansen tarafından bulunan “Lepra Basili’nin sebep olduğu hastalık, kronik seyirli bir enfeksiyon olarak tarihe geçti. İstanbul Lepra Hastanesi Yöneticisi-Başhekim Op. Dr. Ali Kemal Güler’, hastalıkla ilgili süreçleri CNR Sağlık’a anlattı… “İnsanlık tarihi kadar eski olan bu hastalığın günümüz dünyasında bilinirliği, sahiplenilmesi ve desteklenmesi hâlâ yeterli değildir. Türkiye’de kayıtlı eski hasta sayısı 2000 civarında olup bu hastaların takip ve olası sorunlarıyla ilgilenilmesi gerekmektedir. Lepra özelindeki iş ve işlemler yıllarca bir grup gönüllü tarafından yapılmış ve o grubun doğal süreçte azalması nedeniyle unutulmuş (yetim ) hastalıklar sınıfında kalmıştır. Prof.Dr. Türkan Saylan ve arkadaşları tarafından kendi özel ilgi ve araştırmalarıyla toplanan hastaların tetkik, tedavi ve cerrahi girişimleri ağırlıklı olarak İstanbul Lepra Hastanesi’nde yapılmıştır. Hastaların sosyal yönden tüm sorunlarıyla da aynı ekip ilgilenmiştir. Maddi ve manevi yönden sahiplenilen bu hastalar, İstanbul başta olmak üzere Elazığ ve Ankara’daki hastanelerde muhatap bulmuş ve tedavi imkanları olmuştur. Yeni hastalığın çıkmadığı veya yılda 1-2 yeni hastanın çıktığı görülünce hastalık unutulmaya yüz tutmuş ,Elazığ ve Ankara’daki hastaneler ile Türkiye genelindeki cüzzam (lepra) ve Frengi dispanserlerinin kapanmasıyla tek adres olarak İstanbul Lepra Hastanesi kalmıştır. Lepra, bir kez alındı ve tedavi edilmedi mi ömür boyu ortaya çıkacak ağır hasarlarla uğraşılması gereken bir hastalıktır. Hastalık, evdeki lepralı bir hastadan bulaştıktan uzun süre sonra (7-10 yıl ) ortaya çıkabilmek- 84 Leprosy (lepra), which requires dealing with severe damages for life unless treated, is a disease as old as the history of humanity. People suffering from this disease must be provided with medical and social support. The disease, which is caused by “Lepra Basili” discovered by Gerhard Armauer Hansen in 1876, went down in history as a chronic infection. Surgeon Dr. Ali Kemal Guler, ManagerChief Physician of Istanbul Lepra Hospital, told CNR Health about the processes related to the disease… “This disease, which is as old as the history of humanity, is still not known, embraced and supported enough in today’s world. The number of registered patients in Turkey is around 2000, and it is necessary to follow up these patients and deal with their possible problems. Studies and works related to leprosy was conducted by a group of volunteers for years, and the disease became one of the forgotten (orphan) diseases since that group of volunteers decreased in number in the natural process. The examinations, treatments and surgical interventions for the patients who were gathered together by Prof Dr. Turkan Saylan and her colleagues through their own particular interest and researches were mostly conducted in Istanbul Lepra Hospital. The same healthcare team also addressed all social problems of the patients. These patients, who were protected materially and morally, were admitted to hospitals particularly in Istanbul and in Elazig and Ankara and had the opportunity to get treatments. The disease began to be forgotten due to the lack of incidence or 1-2 new cases seen in a year; so, the hospitals in Elazig and Ankara were shut down along with the leprosy (lepra) and Syphilis dispensaries across Turkey, and only Istanbul Lepra Hospital was left as the single address. kronik enfeksiyon / chronic infection İstanbul Lepra Hastanesi Yöneticisi Op. Dr. Ali Kemal Güler. Surgeon Dr. Ali Kemal Guler, Manager-Chief Physician of Istanbul Lepra Hospital. tedir. Yakınında cüzzam hastası olup döküntü, burun tıkanıklığı ve hissizlik gibi görülebilen şikayetlerde en başta hekimin şüphelenerek lepra için gerekli tetkikleri yaptırmasının sonrasında adını koyabileceğimiz bir vaka olması, işin en zor kısmını oluşturmaktadır. Her yıl 200.000 yeni hastanın ortaya çıktığı dünyada, ülkemizde yeni vaka nadir de olsa görülmekte olup bunlar teşhis edildiği takdirde, 2 yıl ilaç tedavisi verilerek bu hastalıktan tamamen kurtulmak mümkün olmaktadır. Bu hastalığın teşhis ve tedavisinde, müthiş bir kurum hafızası olan İstanbul Lepra Hastanesi’nin devam etmesi gerekliliği tartışma götürmez bir gerçektir. Sağlık Bakanlığı’nın ve hastanemizi de bünyesinde barındıran Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu’nun bu konudaki yaklaşımı her zaman yapıcı ve destekleyici olmuştur. Ömür tanısı konulamamış ve bu hastalığa yakalanmış tüm yurttaşlarımızın, tıbbi ve sosyal yönden desteklenmesi gerekmektedir. Filmlere ve korkunç hikayelere konu olmuş lepra hastalığının tedavi edilebilir ve hastalarının da toplum tarafından dışlanmaması gerektiğine inanarak farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz. Leprosy is a disease that requires dealing with severe damages that will occur for the rest of a patient’s life when it is contracted once and not treated. The disease may reveal itself after a long period (7-10 years) after it is contracted from leprous patient at home. The hardest part of the work is that leprosy is a disease that can be diagnosed only after carrying out the necessary examinations when especially a doctor suspects of leprosy in case of complaints such as rash, nasal congestion and numbness. The incidence of new leprosy cases in the world is 200.000 every year. Leprosy cases are also seen in our country, even though rarely; however, it is possible to get rid of this disease completely when it is diagnosed and the patient receives medication for 2 years. It is an indisputable fact that Istanbul Lepra Hospital, which has an excellent institutional memory, should continue diagnosing and treating this disease. The Ministry of Health and the Turkish Public Hospitals Institution, to which our hospital is affiliated, have always been constructive and supportive of this matter. All our citizens who have contracted this disease and not given a life diagnosis must be supported medically 85 kronik enfeksiyon / chronic infection Lepra sadece bir hastalık olup eski inanışlardaki gibi lanet değildir. Unlike the old beliefs, leprosy is not a curse but only a disease. Tarih boyunca toplum tarafından değişik inanç ve efsanelerle uzaklaştırılmış bu hastalarla bir arada yaşamamız gerekmektedir. Lepra sadece bir hastalık olup eski inanışlardaki gibi lanet değildir. Türk İslam tarihinde her hastalıkta olduğu gibi bu hastalara da gereken özen gösterilmiş, lepra hastalarının maddi ve manevi tüm ihtiyaçları devletin ve toplumun iş birliğiyle karşılanmıştır. Biyografi Op. Dr. Ali Kemal Güler 1967 yılında Ordu’da dünyaya geldi. 6 kardeşinin 4’ü gibi tıp eğitimini seçti. KTÜ Tıp Fakültesi’nden mezun oldu.1992 yılında ziyaret için geldiği Lepra Hastanesi’nde “Lepra Hastalığı” ve bu işe gönül vermiş insanlarla tanışınca, lepra gönüllüsü oldu.1998 yılında İhtisas için Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne başladı. Lepra serüveni, 1999 yılında, Prof.Dr. Türker Özkan’ın başkanlığında Lepra Deri ve Zührevi Hastalıkları Hastanesi’ndeki ameliyatlara girerek başladı. 2003’te beyin ve sinir cerrahisi uzmanı oldu. Mesleki çalışmaları devam ederken idari organizasyonlarda görev aldı. 2015’te Lepra Hastanesi’ne Yönetici-Başhekim olarak atandı. 86 and socially. We are trying to raise awareness for leprosy, which has been mentioned in movies and horror stories, saying that it is a treatable disease and believing that patients must not be cast out of society. We must live side by side with these patients who have been cast out by the society due to different beliefs and legends throughout the history. Unlike the old beliefs, leprosy is not a curse but only a disease. Throughout the Turkish-Islamic history, these patients have been provided with the necessary care just like in other diseases, and the material and moral needs of leprous patients have been met through the cooperation of the government and the people. Biography Surgeon Dr. Ali Kemal Guler He was born in 1967 in Ordu. He chose to study medicine just like 4 of his 6 siblings. He graduated from Karadeniz Technical University Medical Faculty. When he became acquainted with the “Leprosy Disease” and the people who put their hearts and souls in this effort in Lepra Hospital that he visited in 1992, he volunteered for leprosy. He started working at Bakirkoy Mental and Psychiatric Hospital for specialization in 1998. His leprosy adventure started in 1999 when he began participating in the procedures performed under the leadership of Prof. Dr. Turker Ozkan in Lepra Dermatological and Venereal Diseases Hospital. He became a brain and nerve surgeon in 2003. He took part in administrative organizations while continuing his professional works. He was appointed as the Manager-Chief Physician of Lepra Hospital in 2015. klinik plates / clinical Pilates Popüler egzersiz Popular exercise programı: program: “Klinik Pilates” “Clinical Pilates” Son yılların popüler egzersiz programı “Klinik Pilates”, omurga sağlığını korumak ve mevcut omurga hastalıklarını ortadan kaldırmaya yönelik bir tedavi yöntemi olarak dikkati çekiyor. Joseph Pilates tarafından geliştirilen egzersiz sistemi olan pilates, vücut kaslarını güçlendirmek ve esneklik kazandırmak amacıyla kullanılıyor. Ayrıca karın ve sırt bölgelerini güçlendirerek sağlam bir iskelet yapısı oluşturuyor. Kasları da bir bütün halinde çalıştırıyor. Fizyoterapist Emre Uçar “Klinik Pilates”in, kişinin omurga sağlığını korumak ve mevcut hastalıklarını ortadan kaldırmaya yönelik bir tedavi yöntemi olduğunu belirtti. Uçar şöyle konuştu: “Omurganın düzgün kullanılmadığı, vücut dengesinin sağlıklı olmadığı duruş bozuklukları, yanlış oturuş pozisyonlarında uzun süre kalınması ya da bu pozisyonlarda sürekli olarak tekrarlanan hareketler ile kaslarda gerilme, yorgunluk, stress ve bazı meslekler de vücudumuzda hasar bırakabilir. Boyun fıtığı, bel fıtığı ile skolyoz gibi sırt, boyun ve omurga rahatsızlıkları, duruş bozuklukları ve buna bağlı ağrılar, ortopedik ameliyatlar, omuz, kalça ve diz eklem problemleri ‘Klinik Pilates’in tedavi etmeye yönelik çalıştığı rahatsızlara örnektir.” Fizyoterapist Emre Uçar, “Klinik Pilates”in, belirtileri (semptomları) tekrarlayan veya kronik kas-iskelet sisteminde ağrısı ya da yaralanması olan pek çok kişi için uygun olduğunu söylüyor. Uçar bu yöntemin, doğum öncesiyle doğum sonrasında kadınlarda pelvik taban gücü, alt sırt pelvik ağrı dindirilmesinde, önleme ile kontrolün artırılmasında ve vücudun yeniden şekillendirilmesinde kullanıldığını vurguladı. “Clinical Pilates”, a popular exercise program of recent years, stands out as a method of treatment intended to protect spinal health and eliminate existing spinal diseases. Pilates, an exercise system developed by Joseph Pilates, is used to strengthen body muscles and give them flexibility. In addition, it strengthens abdomen and back muscles and creates a robust skeletal structure. It works up the muscles as a whole. Physiotherapist Emre Ucar states, “Clinical Pilates is a method of treatment intended to protect one’s spinal health and eliminate existing spinal diseases”. Ucar indicates that, “When the spine is not correctly used, posture problems may develop if the body is not properly balanced; and prolonged periods of wrong posture or movements continuously repeated in such postures may lead to contraction of muscles, fatigue, stress and damage in some professions. Diseases that Clinical Pilates targets to treat include cervical disc hernia, spinal disc herniation, problems in the back, neck and spine such as scoliosis, posture disorders and associated pain, orthopedic surgeries, problems in shoulders, hips and knees”. Physiotherapist Emre Ucar says that “Clinical Pilates” is suitable for many people who suffer from recurring indications (symptoms) or chronic pain or wounds in the musculoskeletal system. Ucar emphasizes that it is used in women to strengthen the pelvic floor before and after birth, alleviate lower back pelvic pains, increase the control by prevention and reshape the body. 87 röportaj / interview Ostomi sistemlerinde öncü kuruluş Leading company in Ostomy systems İki parçalı ostomi sistemlerinin dünyadaki ilk üreticilerinden olan ConvaTec, sadece ürenleriyle değil sunduğu hizmetlerle de fark oluşturmaya çalışıyor. Merkezi ABD’de Greensboro’da bulunan firma; ostomi, yara ve yanık bakımı, kontinans, yoğun bakım ve infüzyon sistemleri alanlarında, 30 yılı aşkın süredir faaliyet gösteriyor. 90’dan fazla ülkede aktif olan kuruluşun Türkiye’deki çalışmalarını değerlendiren Ülke Müdürü İrem Taşpınar, CNR EXPO’da düzenlenen İstanbul Health Expo’nun da sağlık teknolojileri ve sektörün iletişimi açısından önemli bir platform olduğunu söyledi… One of the first manufacturers of twopiece ostomy systems in the world, ConvaTec tries to be different with not only its products but also the services it offers. Headquartered in Greensboro in the United States, the company has been active for more than 30 years in areas of ostomy, wound and burn care, continence, intensive care and infusion systems. Irem Taspinar, Turkey Manager of the company that operates in more than 90 countries, indicated that Istanbul Health Expo organized in CNR EXPO is an important platform in terms of health technologies and the communication within the sector… Görev yaptığınız firmanın Türkiye’deki faaliyetleri hakkında bilgi alabilir miyiz? 1990’lı yılların başından itibaren çeşitli temsilciler aracılığı ile Türkiye’de ostomi ürünlerimiz başta olmak üzere belirli ürünlerimiz bulunmakta idi. ConvaTec olarak 2009 yılında aracısız direkt ticaret kararı alarak çalışma şeklimizi yeniledik. Türkiye yapılanmamızda, ana işimiz olan ostomi ürünlerine erişimin kolaylaştırılmasını kendi ofislerimiz aracılığı ile sağlamaya karar verdik. Bu karar doğrultusunda İstanbul, Ankara ve İzmir’de kendi satış ofislerimizi açtık. Bunun dışındaki illerde de, standartlarımıza uyan yetkili bayilerimiz ile yapılanmamızı genişlettik. Son olarak da, 2013 yılında Adana satış ofisimizi hizmete açtık. 88 Could you please tell us about the operations of the company you work for in Turkey? Since the beginning of 1990s, we had a presence in Turkey through various agents with certain products especially our ostomy products. As ConvaTec, we renewed our ways of operation in 2009 by deciding to deal directly without agents. Regarding our structuring in Turkey, we decided to ensure accessibility to ostomy products, which are our main field of work, through our own offices. Accordingly, we opened our own sales offices in Istanbul, Ankara and Izmir. We extended our organization in certain cities through authorized dealers meeting our standards. Finally, we opened our sales office in Adana in 2013. Ürün ve hizmetlerinizi anlatır mısınız? Could you tell us about your products and services? Dünyada genelinde iki parçalı ostomi sistemlerinin ve modern yara bakım ürünlerinin de ilki olan hidrokolloid örtülerin ilk üreticisiyiz. Ayrıca ‘İngiltere Kraliyet Teknoloji Ödüllü’ Hydrofiber teknolojisi ile üretilen yara-yanık bakım ürünlerinde de global firmalar arasındayız. Ayrıca, sıvı/yarı sıvı fekal inkontinans yönetimi için geliştirilmiş, FlexiSeal isimli fekal diversiyon We are the first manufacturer of two-piece ostomy systems and hydrocolloid dressings, which are also the first in modern wound care products in the world. As of late, we are among the global leading companies operating in this field with our wound and burn care products produced with Hydrofiber Technology awarded the United Kingdom’s Royal Award for Technology. In addition, we röportaj / interview Taşpınar, İstanbul Health Expo’nun sağlık teknolojilerindeki yenilikler ve iletişim açısından önemli bir platform olduğunu söyledi. Taspinar indicates that Istanbul Health Expo is an important platform in terms of innovations in the health technologies and communication. sistemi ile yine bu alanda, faaliyet gösteren öncü kuruluşlardanız. Ostomi ürünlerinde (kolostomi, ileostomi, ürostomi ürünleri) sadece ürünlerle değil, sunulan hizmetlerle de insanların hayatında fark yaratmak isteği ile çalışıyoruz. Bu anlamda Türkiye’de ostomili bireylere hizmet veren ilk çağrı merkezini 3 yıl önce hizmete sunduk. Ostomili bireylerin ürünler konusunda her türlü bilgiyi alabilecekleri hemşiremiz sadece geçen yıl içerisinde 2.000’den fazla yeni ostomi ameliyatı geçirmiş hastaya ulaşarak sorularına cevap verdi. Bunun yanı sıra, yine ülkemizde bir ilk olarak sadece ostomililere yönelik ‘Kontak’ isimli ostomili birey dergisi çıkarıyoruz. Bu dergi ile amacımız, yeni ameliyat olmuş hastalara genel bilgiler vermek, merak ettikleri konularda değerli hocalarımızdan röportajlar sunmak ve tabii ki hizmet alabilecekleri stoma terapi ünitelerini tanıtmaktır. Gurur duyduğumuz projelerimizden biri de “Benim Hikayem” sosyal sorumluluk projesi… Faaliyet gösterdiğimiz tüm ülkelerde uygulanan projenin amacı daha önce ameliyat olmuş ve hayatına kaldığı yerden devam ederek stomasını ikinci bir şansa çeviren kişilerin hayat are also one of the leading companies operating in this field with our fecal diversion system called FlexiSeal developed for liquid/semi liquid fecal incontinence management. We work with the desire to create a difference in the lives of patients not only with ostomy products (Colostomy, Ileostomy, Urostomy products) but also through the services offered. In this sense, we commissioned the first call center that offered services to individuals suffering from ostomy in Turkey 3 years ago. Our nurse who could give all kinds of information about the products to ostomy patients reached out to more than 2,000 new patients who recently had ostomy surgeries and answered their questions. Furthermore, we issue an ostomy magazine called ‘Kontak’ (Contact) intended for only the people with ostomy, again as a first in our country. Our objective to issue this magazine is to provide general information to patients who has recently had surgeries, provide interviews made with our esteemed surgeons about the topics they wonder and introduce the stoma therapy units where they can receive services. One of the projects we are proud of is “My Story” social responsibility project… The purpose of the project im- 89 röportaj / interview “Türkiye, inovatif ürünlere erişimin hem mevzuatsal, hem sektörel olarak iyi olduğu ülkelerden.“ “Turkey is one of the countries where accessibility to innovative products is good in terms of both legislation and the sector.” hikayelerini paylaşmak, yeni ameliyat olacak kişilere ilham vermek. Bir çok hasta göz korkutucu olabilecek bu deneyimi, birebir yaşamış insanlardan dinleyince stomalı yaşama bakış açıları değişiyor, hayata tekrar bağlanıyorlar. Teknolojik ve idari açıdan, sağlık sektörü son yıllarda nasıl bir aşama kaydetti? Türkiye, inovatif ürünlere erişimin hem mevzuatsal, hem sektörel olarak iyi olduğu ülkelerden. Türkiye’de sağlık sektörü son yıllarda, “Sağlıkta Dönüşüm” projeleri ile her alanda oldukça olumlu gelişmeler yaşıyor. Sağlık Bakanlığı’nın özellikle tıbbi malzemelerin satışı ve tanıtımı alanlarında uygulamaya koyduğu regülasyonların, Türkiye’deki sağlık sektörüne olumlu etkileri olacağı fikrindeyiz. İstanbul Health Expo hakkındaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz? Yeni teknolojileri takip etmek, birçok hastane ve kurum yetkilisiyle birebir görüşerek kendimizi ifade etmek açısından çok önemli bir fuar. plemented in all countries where we operate is to share the life stories of people who has previously had surgeries, then resumed their lives, and turned their stoma into a second chance and to inspire those people who will undergo surgeries. People change the way they see the life with stoma and hold onto life when they hear the stories of people who have personally had such experience, which may be frightening for most patients. To what extent the health sector has progressed recently in technological and administrative terms? Turkey is one of the countries where accessibility to innovative products is good in terms of both legislation and the sector. The health sector has experienced rather positive developments in each area with the recent “Transformation in Health” projects. We are of the opinion that the regulations enforced by the Ministry of Health especially in the sales and promotion of medical equipment will have positive effects on the health sector in Turkey. Could you please tell us about your opinions on Istanbul Health Expo? It is a very important expo to follow up new technologies and express ourselves through one-one-one meetings with the officials of many hospitals and institutions. 90 91 Sağlık Bakanlığı raporu / The Ministry of Health reports Kaya tuzu sağlığı Rock salt tehdit ediyor threatens health Sağlık Bakanlığı’nın raporuna göre, kaya tuzunda atom bombasında kullanılan, sağlık açısından çok riskli “Plütonyum” ile radyasyon içeren “Talyum” ve “Radyum” gibi maddeler var. Kaya tuzunun 84 ayrı mineral içerdiği bilgisi de doğru değil… According to the report of the Ministry of Health, rock salt contains “Plutonium”, which is also used in atomic bomb and a great risk for health, “Thallium” and “Radium”, which contain radiation. It is also not true that rock salt contains 84 different minerals… Sağlık Bakanlığı, bileşeninde 84 ayrı mineral bulunduğu iddia edilen ve son dönemde sofraların vazgeçilmezi haline gelen kaya tuzunu mercek altına aldı. “Kaya Tuzu Hakkında Gerçekler” başlıklı bir rapor hazırlayan bakanlık, kaya tuzunun bileşenlerinde atom bombasının yapımında da kullanılan ve insan sağlığı için çok riskli görülen “Plütonyum” maddesinin yer aldığını açıkladı. The Ministry of Health has put rock salt under the scope, which is claimed to contain 84 different minerals and has become an indispensable element on dinner tables. In its report “Truths about the Rock Salt”, the Ministry explains that rock salt contains “Plutonium”, which is also used in atomic bomb and considered as a great risk for health. Sodyumun insanlar için önemli bir mineral olduğu belirtilen raporda, günlük 184-230 mg. tüketmenin gerekli olduğu ifade edildi. Raporda tüketimi önemli oranda artan kaya ve Himalaya tuzlarının, 84 adet mineral içerdiği ve sağlık açısından önemli olduğu yönündeki değerlendirmelerin doğru olmadığı belirtildi. Tuzun birçok hastalığın önlenmesinde yararlı olduğu görüşü de doğrulanmadı. Stating that sodium is an important mineral for humans, the report indicates that sufficient daily consumption of sodium is 184-230 mg. The report also indicates that beliefs such as rock salt and Himalaya salt, which are increasingly consumed, contain 84 different minerals and are very important for health are not true. The report does not verify the opinion that salt is helpful in preventing many forms of diseases. Sağlık Bakanlığı’nın raporunda kaya tuzunun 84 ayrı mineral içermediği belirtiliyor. The report of the Ministry of Health indicates that rock salt does not contain 84 different minerals. 92 Sağlık Bakanlığı raporu / The Ministry of Health reports Sağlık Bakanlığı’nın “Kaya Tuzu Hakkında Gerçekler” başlıklı raporunda çarpıcı veriler bulunuyor. The report “Truths about Rock Salt” by the Ministry of Health contains striking data. Kaya tuzlarının bileşimi hakkında bilgiler verilen raporda, şunlar paylaşıldı: Providing information on the composition of rock salts, the report also shares the following details: • • • • • • İnsan sağlığı açısından çok riskli olduğu bilinen Plütonyum (atom bombası yapımında kullanılıyor) bulunuyor. ”Talyum” ve “Radyum” (radyasyon yani ışın içerir ki radyasyonun kanser yapıcı etkisi çok iyi bilinmektedir) gibi maddeler de bileşende yer alıyor. Kaya tuzunun esas maddesini yüzde 97.35 oranında “Sodyum” oluşturuyor. Sodyum’un da sofra tuzu gibi fazla tüketilmesi kalp ve damar sağlığı açısından kötüdür. Kaya tuzlarının sağlık üzerinde olumlu etkilerini gösteren hiçbir bilimsel yayın bulunmamaktadır. • • • • It contains Plutonium, which is known to pose many risks against human health (used in manufacturing atomic bombs). The composition also includes elements such as “Thallium” and “Radium” (contains radiation, which is well-known for its carcinogenic effects). The main component of rock salt is “Sodium” by 97.35 percent. Consumption of Sodium as table salt is bad for cardiovascular health. There are no scientific publications showing the positive effects of rock salts on health. 93 makale / article Evde bakım ve Home care and sosyal hizmetler social services Mehmet Keleş Düzce Belediye Başkanı Türkiye Belediye Başkanları Birliği Genel Başkanı “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.” Şüphesiz ki, sağlıklı yaşam sürmek insanlar için başka hiçbir şeyle ölçülemeyecek kadar değerlidir. Özellikle yaşlılar için, engelliler için, kronik rahatsızlıkları olanlar için bu durum bir kat daha fazla önem arz etmektedir. Cihan Sultanı Kanuni yukarıdaki dizelerde bunu ne kadar güzel anlatmış. Yine Yüce Peygamberimiz (S.A.V.) bir hadisi şerifinde “ Beş şey gelmeden, beş şeyin kıymetini biliniz.” hadisini buyurmuşlardır. Bunlardan birisi “Hastalık gelmeden önce sağlığın kıymetinin bilinmesi gerektiğidir.” Belediye Başkanı olarak şehri yönetirken ve insanların birçok alanda ihtiyaçlarını karşılarken sadece yol, kaldırım, asfalt, su, kanalizasyon vb. fiziki hizmetleri değil özellikle sosyal alanda da birçok hizmeti de beraber düşünmek zorundayız. Yaşlıları, düşkünleri, engellileri, çocukları, hastaları ayrı ayrı düşünmeli ve daha huzurlu bir hayat sürebilmelerini temin edici çalışmalara en az diğer faaliyetler kadar önem vermeliyiz. Bu kapsamda Düzce Belediyesi olarak gerçekleştirdiğimiz sosyal çalışmalardan birisi de bakanlıklar düzeyinde imzalanan “Evde Sağlık, Bakım ve Sosyal Destek Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Protokol” çerçevesinde, ilimizde İl Halk Sağlığı Müdürlüğü, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü ve belediyemiz tarafından imzalanan ve hayata geçirilen protokoldür. Bu kapsamda hizmet satın alma yönetimiyle Düzce’de üç önemli araştırma çalışması gerçekleştirildi. İlk aşamada evde bakım ve manevi bakım projesi mevcut durum analiz raporu hazırlandı. İkinci aşamada bütünleşik 94 Mehmet Keles Mayor of Duzce General President of Union of Mayors in Turkey “There is no other thing a society respects more than its government; isn’t the government like a sigh of health in the world.” There is no doubt that living a healthy life is by far the most valued thing by people when compared to all the other things. In particular, this is still more important for the elderly and people with disabilities or chronic diseases. How beautifully Suleiman the Magnificent expressed this in the verses above. Once more, Prophet Mohammad (S.A.V. [Peace be upon him]) wills in one of his hadiths, “Know the value of five things before such five things happen”. One of them is that “we must appreciate the value of health before illness strikes”. As Mayors, we must also think about various services and particularly social services aside from physical services such as roads, pavements, asphalts, water, canalization, etc. when administering a city and meeting a wide range of needs of people. We must think of the elderly, the needy, people with disabilities, children and the sick separately and prioritize works that facilitate a more peaceful life for them as much as other activities. One of the social works we conduct as Duzce Municipality is the protocol signed and put into effect among the Provincial Directorate of Public Health, Provincial Directorate of Family and Social Policies and our municipality within the frame of the “Protocol on Offering Health at Home, Home Care and Social Support Services”. Three important research studies were conducted in Duzce with service purchasing method. At the first stage, we prepared a status analysis report for home care and spiritual care project. At the second stage, we conduct- makale / article bakım modellemesi çalışması gerçekleştirildi. Üçüncü aşamada ise yapılan bu çalışmalar teknik şartnameye dönüştürüldü. Çalışmalar bu kapsamda gelişerek devam etmektedir. Düzce Belediyesi’nin evde bakım ve manevi bakım konusunda geliştirdiği çalışmalar ve bu konuya bakış açısı başlıklar halinde aşağıda ifade edilmeye çalışılmıştır. Yapılan çalışmaların tüm bu konuda çalışma yapmak isteyen belediyelere örnek olması temennisiyle… Düzce Belediyesi Evde Bakım ve Manevi Bakım Projesi ed an integrated care modelling. At the third stage, we shaped these studies into technical specifications. Our works are improvingly continuing within such scope. We tried to describe the works conducted by Duzce Municipality in terms of home care and spiritual care and its perspective on this matter under the headings below. We hope that the works conducted set an example for all municipalities that want to work towards this matter… Duzce Municipality Home Care and Spiritual Care Project Belediyelerin görevleri sadece altyapı, üstyapı ve çevre düzenlemesi çalışmaları değildir. Yerel yönetimlerde sosyal hizmetler üretme anlayışı aslında sosyal devlet ilkeleri ile yakından ilgilidir. Bilindiği gibi sosyal devlet, güçsüzleri, fakirleri, yardıma ve bakıma muhtaç kişileri korur. Bu hizmetleri de ihtiyaç sahiplerine götürebilmek için, sosyal kurumlarını tesis eder, koruyucu tedbirler vasıtasıyla toplumun sorunlarını olabildiği kadar önlemeye ve gidermeye çalışır. Yerel yönetimlerin özellikle de belediyelerin görevi sadece altyapı, çevre düzenlemesi, imar, asfalt v.s. işler yapmak değil, sosyal anlamda o yerleşim yerinde yaşayan halkın her türlü sorunlarıyla ilgilenmektir. Duties of municipalities are not only infrastructure, superstructure and landscaping works. In local governments, the concept of producing social services is actually closely related to the principles of a social state. As is known, social state protects the weak, the economically disadvantaged and people in need of assistance and care. It institutes its social institutions in order to deliver these services to those in need and tries to prevent and eliminate the social problems to the extent possible through protective measures. The duties of local governments and particularly municipalities are not only conducting works such as infrastructure, landscaping, zoning, asphalting, etc. but also addressing all kinds of social problems of the residents. Sosyal alanda en önemli görev evde bakım hizmetleridir Home care services are the most important duty in the social sphere. Yerel yönetimlerin sosyal alanda en önemli görevlerinden birisi de evde bakım hizmetleridir. Evde bakım, gerek teşhis ve tedavi sonrası bakım sürecinde, gerek kronik bir hastalığın takibinde, gerekse herhangi bir sağlık problemi olmaksızın koruyucu sağlık ve tetkik hizmetlerinin verilmesi süreçlerinde, ihtiyaç sahiplerine kendi ortamlarında sağlık bakımı hizmetlerinin verilmesidir. One of the most important social duties of local governments is home care services. Home care involves offering healthcare services to those in need in their own environments during diagnosis or after treatment, or follow-up of a chronic disease or when offering protective healthcare and examination services when there is no health problem. Yaşlılar ev ortamında tedavi görmeyi tercih ediyor Elderly people prefer receiving treatment at home. Hastanın ya da yaşlının ailesiyle birlikte ve kendi ev ortamında bulunması, bu hizmeti birey için cazip kılan en önemli faktörlerdendir. Bunların ötesinde yaşlıların çok büyük bir bölümü kendi ev ortamında kalmayı tercih etmektedir. Tüm bu faktörler yaşlıların ev ortamında bakımını gündeme getirmiştir. Presence of the patients or the elderly at their home together with their family is one of the most important factors that make this service desirable. Furthermore, majority of elder people prefer staying at their homes. All these factors have brought forward the need for home care services for the elderlies. Evde bakım hastanın yaşam kalitesini yükseltmektir Home care improves life quality of patients. Evde bakım hizmetinde amaç, hastanın günlük yaşam şartlarını en az etkileyerek en doğru tedaviye ulaşmak The objective of home care services is to minimize the effects of disease and incapacity and improve the quality of life through attaining the best treatment that 95 makale / article yolu ile hastalığın ve yetersizliğin etkilerini en aza indirmek ve aynı zamanda yaşam kalitesini yükseltmektir. Bu hizmet ayrıca; evde kalmayı tercih eden ve tedavisi, bakımı devam eden ancak yakın aile çevresi ve arkadaşları tarafından bakımı gerçekleştirilemeyenler için gereklidir. would least effect the daily living conditions of patients. In addition, this service is necessary for those who prefer staying home and who are still being treated and cared for but whose care cannot be undertaken by their family and friends. Yeni Türkiye’yi doğru okumalıyız We must accurately read the new Turkey. 2016 Türkiye’sinde biz de yeniçağı, yeni Türkiye’yi doğru okumak ve her alanda olduğu gibi sağlık ve sosyal alanda insanımızın hayatını kolaylaştırıcı yeni çözümler üretmek zorundayız. Ülkemizde yerel sosyal hizmet uygulamaları her geçen gün yeni bir ivme kazanarak iyileşmektedir. Sosyal devletin ve belediyeciliğin bir getirisi olan bu yaklaşım son zamanlar tüm yerel yönetimlerin gündemindedir. In 2016’s Turkey, we have to accurately read the new age, the new Turkey and produce new solutions that facilitate lives of our people in healthcare and social services as in all the other areas of life. In our country, local social service practices are increasingly improving day by day. This approach, which is introduced by social state and municipal work, has been an item included the agenda of all local governments recently. Sosyal belediyeciliği hükümet politikamızla uyumlu kılıyoruz We render social municipal work in harmony with our government’s policy. Çalışmalarımızı bugünden ufka bakarak değil, hayal edilmiş bir gelecekten bugüne ve insanlara, insanların gelecek beklentilerine bakarak şekillendiriyoruz. Günlük yaşamı kolaylaştırmak amacı ile fiziki şartlarını yenilediğimiz Düzce’mizde, sosyal hizmet anlayışına da farklı bir bakış açısı getirerek hükümet politikaları ile de desteklenen ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın öncülüğünde sürdürülen evde bakım hizmetleri konusunda çalışmalarımıza hız kazandırıyoruz. We shape our works not looking at the horizon as of this moment but seeing today, people and their expectations from an envisaged future. In our city Duzce, where we have renewed the physical conditions to facilitate daily lives, we introduce a different perspective to understanding of social services and speed up our works regarding home care services supported by government policies and continued under the leadership of the Ministry of Family and Social Policies. Düzce Belediyesi olarak ihtiyaç duyan hastalara ulaşacağız As Duzce Municipality, we will reach out to patients in need. 96 makale / article Sosyal hizmetlere önem veriyoruz We place emphasis on social services. Düzce Belediyesi olarak ihtiyaç duyan hastalara ulaşacağız As Duzce Municipality, we will reach out to patients in need. Bu anlamda geçtiğimiz günlerde Düzce Belediyesi, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü ve İl Halk Sağlığı Müdürlüğü arasında imzalanan protokol ile “Evde Sağlık Bakım Hizmeti” uygulaması hayata geçmiştir. Paydaşlarımızla yapılan protokol ile evde sağlık bakım hizmeti sahada çalışan personelin vereceği bilgi akışı çerçevesinde yürütülecektir. Düzce Belediyesi olarak evde bakım hizmetine ihtiyaç duyan hasta, engelli ve yaşlılara ulaşarak, sıcak yemek, bakım-tamirat ve kuaförlük hizmetlerinin yanı sıra pek çok kolaylıkla vatandaşlara ulaşmayı hedefliyoruz. Sahada çalışacak ekibimiz kişisel bakımını sağlayamayan bireylerin, kişisel bakımlarını gerçekleştirip, hastaların yaşadıkları ortamı sağlık koşullarına uygun hale getirerek, evlerinde her türlü temizlik, bakım, onarım ve tadilat işlemlerini gerçekleştirecektir. Evde bakım hizmeti alan vatandaşların faydalanacağı çalışmalar ilerleyen günlerde yapılacak planlamalar ile daha geniş kitlelere de ulaşacaktır. Accordingly, we have recently initiated “Home Healthcare Services” with the protocol signed among Duzce Municipality, Provincial Directorate of Family and Social Policies and Provincial Directorate of Public Health. Thanks to the protocol signed with our stakeholders, home healthcare services shall be conducted within the scope of the information flow to be provided by the personnel on the field. We are aiming to reach out to patients, people with disabilities and elderly people who are in need of home care services and provide them with warm foods, maintenance and repair works and hairdressing services in addition to many other conveniences. Our field personnel shall care for those individuals who are not able to care for themselves, render the living environments of patients suitable for conditions of health and perform cleaning, maintenance, repair and alteration works in their homes. The services that will be offered to those citizens who are currently benefitting from the services shall be extended to reach out to larger groups with a new planning in the forthcoming days. Sosyal hizmetlere önem veriyoruz Yerel yönetimlerin, özellikle de belediyelerin halkımızın ihtiyaç ve memnuniyet durumlarını dikkate alması gerektiğinden hareketle sosyal hizmetlere ağırlık verilmesi gerektiğini görmekteyiz. Düzce Belediye Başkanı olarak büyük mimari projeler üretirken, sağlık ve sosyal hizmetlere önem vermemiz gerektiğine inanıyorum. We place emphasis on social services. We see that social services must be the focus considering that local governments and particularly municipalities must pay attention to the needs and contentedness of our people. As Mayor of Duzce, I believe we must place emphasis on healthcare and social services when producing major architectural projects. 97 röportaj / interview Estetik bir profil “Total Face Renewal” for için “Total Yüz an aesthetical Yenileme” Profiloplasty olarak da bilinen “Total Yüz profile Yenileme” cerrahisi, yüz kontüründen ve profilinden memnun olmayanlara canlı, dinamik ve estetik bir görüntü kazandırıyor. Op. Dr. Yücel Sarıaltın, bireylerin genel yüz harmonisine ve profiline uyumlu bir şekilde yüzlerinin yeniden yapılandırılmasına olanak sağlayan profiloplasty (Total Yüz Yenileme Estetiği) ile ilgili detayları CNR Sağlık ile paylaştı. Total Yüz Yenileme Estetiği hakkında bilgi alabilir miyiz? Total Yüz Yenileme Estetiği, evrensel bir modele uygun hale getirmek amacıyla yapılan bir cerrahi girişim değildir. Aksine, bireylerin yüz bütününe uyum sağlamayan yüz hatlarını, özüne uyumlu ve çok daha estetik hale getirme işlemidir. “Total Yüz Yenileme”de yüz üzerinde pek çok işlem yapılabilir. Kişinin kendi yağından elde ettiğimiz kök hücreden zengin yağ transferi uygulamasıyla, elmacık kemikleri geliştirilebilir, dudak dolgusu yapılabilir, çene ve kontür hattı belirgin hale getirilebilir. Göz ve çevresine müdahale edilebilir. Eğer hastanın burnuyla ilgili herhangi bir estetik sorunu varsa, sadece burun ucuna yönelik bir işlem olan “Basit Burun Estetiği” ile burun ucu kaldırılabilir veya burun estetiği cerrahisi yapılabilir. Kısaca adı üzerinde, yüze bir bütün olarak yaklaşım esastır. Bu uygulamanın temel prensipleri nelerdir? Aslında yüzü yeni bir görüntüye kavuşturmaktan ziyade, bir nevi yüz özelliklerini geliştirip, ilgili işlevsellik 98 “Total Face Renewal” also known as profiloplasty gives a lively, dynamic and aesthetical look to those who are not content with their face contour and profile. Plastic Surgeon Yucel Sarialtin, MD talked to CNR Health about the details of profiloplasty (Total Face Renewal operation) that allows for reconstruction of faces of individuals matching with their general face harmony and profile. Can you tell us about Total Face Renewal Operation? Total Face Renewal Surgery is not an operation performed to give a look matching with a universal model. On the contrary, it is a procedure performed give a much more aesthetical look to the features of the individual, which do not harmonize with the entirety of the face, and make them suitable to the essence. Many procedures may be performed on the face in “Total Face Renewal”. Cheekbones may be improved, lip filling may be performed, jaw and contour line may be rendered more prominent with the method of transferring the rich fat from the stem cell derived from the person’s own fat. Operation can be performed on and around the eye. If the patient has an aesthetical problem with his or her nose, the tip of the nose may be lifted using “Simple Nose Procedure”, which is an operation performed only on the nose, or rhinoplasty may be performed. In short, as the name suggests, the approach involves the entirety of the face. röportaj / interview What are the basic principles of this procedure? In fact, rather than giving a new look to the face; we improve the features of the face in the most natural proportioning and in an authentic way sticking to its functionality requirements. This way, patients gain a perfect revitalization and aesthetical appearance, but they do not look totally different. The basic principle of “Total Face Renewal Operation” is to have an authentic and natural profile without transformation. Do you also benefit from stem cells? The method of transferring the fat enriched from stem cells is the most beneficial step for us when attaining naturalness and authenticity. A certain amount of regional fat we obtain from the patient is enriched from stem cells and used in “Total Face Renewal Operation”. Since no foreign substance is introduced to the body, the operation is highly aesthetical; and the fast adaptation capability of the stem cell brings along a fast recovery. Almost all of our patients who have undergone Total Face Renewal procedure receive positive feedbacks, which definitely make us very content. Everybody aged 18 or older can undergo this surgery. şartlarına bağlı kalarak özgün bir biçimde ve en doğal oranlamalarla bu işlemi yapıyoruz. Bu haliyle muazzam bir canlanma ve estetik duruş kazandırılıyor. Hasta kesinlikle bambaşka birisine dönüşmüyor. “Total Yüz Yenileme Estetiği”nin temel prensibi, başkalaştırmadan özgün ve doğal bir profile ulaşmak. Kök hücreden de yararlanılıyor mu? Doğallığı ve özgünlüğü yakalamamızda bize en fazla faydayı sağlayan da, kök hücreden zengin hale getirdiğimiz yağ transferi uygulamasıdır. Hastanın bölgesel yağından aldığımız bir miktar yağı, kök hücreden zengin hale getirip “Total Yüz Yenileme Estetiği”nde kullanıyoruz. Bedene, yabancı bir madde girmediğinden işlem son derece estetik oluyor ve kök hücrenin hızlı adaptasyon yeteneği, hızlı iyileştirme sürecini de beraberinde getiriyor. Total Yüz Yenileme yaptığımız hastalarımızın tamamına yakını bu işlemden son derece iyi geri dönüşler alıyorlar. Elbette bu da bizi çok mutlu ediyor. Bu uygulama 18 yaşını doldurmuş herkese yapılabilir. 99 etkinlik / activity Türkiye’de bireylerin çoğu “hareketsiz” yaşıyor Sağlık Bakanlığı’nın “Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması”nın sonuçlarına göre, Türkiye’deki bireylerin %71,9’u hareketsiz yaşıyor. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu ile Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen “Yeterli ve Dengeli Beslenme”, “Fiziksel Aktivite ve Sağlık Etkileri” konulu okullar arası resim, video ve fotoğraf yarışmasının ödül töreni gerçekleştirildi. Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Başkanı(vekaleten) Prof. Dr. İrfan Şencan, törende yaptığı konuşmada fiziksel aktivitenin önemini vurgulayarak, insanların fiziksel ve ruhsal sağlığının bozulmasında önemli bir risk faktörünün de “hareketsizlik” olduğunu söyledi. Dünya Sağlık Örgütü(WHO)’ne göre, Avrupa’da her 3 yetişkinden birinin yeterli fiziksel aktivite yapmadı- Most people in Turkey lead “inactive” lives According to the results of the “Turkish Diet and Health Research” conducted by the Ministry of Health, 71.9% of the Turkish population leads an inactive life. The award ceremony of interschool drawing, video and photograph contest on “Sufficient and Balanced Nutrition” and “Physical Activity and Health Effects” organized by the Ministry of Health Turkish Public Health Institution and the Ministry of National Education was carried out. Prof. Dr. Irfan Sencan, Acting President of Turkish Public Health Institution, emphasized the importance of physical activity during his speech in the ceremony and said that “inactivity” was an important risk factor in the deterioration of physical and mental health of people. Indicating that one in every 3 adults in Europe did not get engaged in sufficient physical activity according to the World Health Organization (WHO), Sencan further Prof.Dr. İrfan Şencan 100 etkinlik / activity Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması’nın sonuçlarına göre, Türkiye’deki bireylerin %71,9’u hareketsiz yaşıyor. According to the results of the Turkish Diet and Health Research, 71.9% of the population in Turkey leads an inactive life. ğını anlatan Şencan, “Bakanlığımızca gerçekleştirilen ‘Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması’nın yayımlanmamış rapor sonuçlarına göre, ülkemizde bireylerin %71,9’unun hareketsiz yaşadığı belirlenmiştir. Aynı çalışmada, 06-11 yaş grubu çocukların % 58,4’ünün düzenli egzersiz yapmadığı saptanmıştır” diye konuştu. said, “According to the unpublished report results of the ‘Turkish Diet and Health Research’ conducted by our Ministry, 71.9% of the population in Turkey leads an inactive life. As a result of the same study, it was detected that 58.5% of the children aged 06-11 did not regularly exercise”. Fiziksel hareketsizliğin çocuklar ve gençler için de ciddi sağlık riski taşıdığına dikkati çeken Şencan, bebeklik çağından itibaren çocuklarda hareketin artırılması ve gün içinde hareketsiz geçen sürenin azaltılmasının önemli olduğunu kaydetti. Pointing out that physical inactivity bears serious health risks for children and youngsters, Sencan noted the importance of increasing activity in children starting from babyhood and decreasing the time of inactivity during day. Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Muhterem Kurt da dengeli beslenmenin ve fiziksel aktivitenin önemine dikkati çekerek, günümüzde televizyonun beslenme üzerindeki etkilerini anlattı. Muhterem Kurt, Vice Undersecretary for the Ministry of National Education, emphasized the importance of a balanced diet and physical activity and talked about the effects of television in our diets today. Konuşmaların ardından yarışmada dereceye giren ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerinin resim - fotoğrafları sergilendi. Öğrencilerin çektiği videolar gösterildikten sonra ödül olarak bisiklet hediye edildi. Following the speeches, drawings-photographs of the ranking students from primary, secondary and high schools were exhibited. After the screening of the videos shot by students, they were awarded with bicycles. 101 röportaj / interview Ağız ve diş sağlığı, genel sağlığı etkiliyor Oral and dental health affects general health Ağız ve diş sağlığı, genel sağlığı etkileyen faktörler arasında yer alıyor. Yapılan araştırmalar ağız ve diş sağlığının bazı hastalıkların kaynağı ve habercisi olduğunu ortaya koyuyor. Ağız ve Diş Sağlığı Uzmanı Dr. Serdar Sütçü diş eti hastalıklarının kalp rahatsızlığı, felç, diyabet, erken doğum ve düşüklerde etken olabileceğini söyledi. Sütçü, CNR Sağlık’ın sorularını yanıtladı. Oral and dental health is among the factors that affect general health. Researches carried out reveal that oral and dental health is the source and sign of certain diseases. Oral and Dental Health Specialist Dr. Serdar Sutcu expressed that gum diseases may be a factor in heart conditions, paralysis, diabetes, premature birth and miscarriage. Sutcu answered the questions of CNR Health. Günümüzde diş ve diş eti hastalıklarının genel sağlığı etkilediğine dair çok fazla açıklamalar, yayınlar görüyoruz. Bu konuda sizin görüşlerinizi alabilir miyiz? Son 10-15 yıla kadar hep derdik ki diyabet (şeker hastalığı) diş eti hastalıklarını etkiler, şiddetlenmesine yol açar. Ama bugün diyoruz ki bu ilişki tek taraflı değildir. Diş eti iltihapları da vücudun glisemik kontrolünü bozar. Yani diyabet üzerinde olumsuz etki yapar. Bir başka deyişle de çift taraflı bir olumlu ya da olumsuz ilişki var. Diş eti iltihabı varsa diyabet yıkımı şiddetlendiriyor. Diş eti iltihabını tedavi ettiğinizde ise glisemik kontrol üzerine olumlu etki yapıyorsunuz. O zaman şunu diyebilir miyiz diş ve dişeti rahatsızlıkları sadece ağzımızı ilgilendiren hastalıklar değildir? Kesinlikle evet. Diş eti hastalıkları sadece ağzımızı ilgilendiren hastalıklar değildir. Vücudun birçok sistemi 102 Today, we see a lot of statements and reports that periodontal diseases affect general health. Could you please tell us your opinions on the subject? Up until 10-15 years ago, we used to say diabetes affects and exacerbates gum diseases. Yet today, we say that this is not a one-way relationship. Gum diseases also disrupt the glycemic control of the body. In other words, it has a negative effect on diabetes. In e sense, there is a positive or negative two-way relationship. If a gum disease exists, diabetes exacerbates degradation. When the gum disease is treated, this has a positive effect on glycemic control. Then, can we say that dental and gum diseases do not only concern our oral health? Definitely, yes. Gum diseases do not only concern our oral health. They have effects on many systems in our body. For example, they lead to cardiovascular diseases, paralyses, diabetes, respiratory tract and genitourinary röportaj / interview Dr. Serdar Sütçü, çocuklara bırakılacak en güzel miraslardan birinin ağız bakımı alışkanlığının kazandırılması olduğunu söyledi. Dr. Serdar Sutcu said that one of the best things we can pass to our children who are the future is to help them acquire brushing habit. üzerine etkileri vardır. Örneğin; kalp hastalıkları, felçler, diyabet, solunum sistemi ve genito-ürüner sistem enfeksiyonların oluşmasına neden olmaktadır. Genito-üriner sistem hastalıklarında en önemli nokta, erken doğum ve düşük bebek doğurma riskidir. Yani diş eti iltihabı hamilelik için risktir diyorsunuz… Evet… Diş eti iltihapları erken doğum ve düşük doğumlar için risk faktörüdür. Ağız hijyeni kötü olan, gingivitis ve periodontitis olarak tanımlanan diş eti hastalıklarına sahip annelerde düşük, sıklıkla görülen bir durumdur. Dolayısıyla anne adaylarının hamile kaldıkları günden itibaren ağız bakımına daha fazla özen göstermeleri ve diş hekimlerine de kontrollere gitmeleri gerekir. Etkilenen diğer vücut dokuları da var mı? Ağız hijyeni kötü olan kişilerde koroner kalp hastalığı gelişme riski 2-3 kat artmaktadır. Ağız hijyeni kötü olan kişilerde diş eti iltihapları oluşur. Bunun en önemli belirtisi de diş eti kanamasıdır. Ağızda kanama olduğu zaman pıhtılaşma oluşacak, bu arada kanda pıhtılaşma faktörleri yükselecektir. Kanın vizkozitesi (yoğunluğu) artacak ve bu da kalp hastalıkları ile felce sebep olabilecektir. O açıdan geçmişte felç hikayesi olan kişilerde de tekrarlayan ataklardan korunmak için mutlaka diş eti enfeksiyonları tedavi edilmelidir. Diş eti iltihabına bağlı kemik kaybı olan kişilerde KOAH oluşma riski %70 oranında daha fazladır. system infections. The most important aspect in genitourinary system diseases is the risk of premature birth or miscarriage. So, you say that gum diseases are a risk to pregnancy… Yes… Gum diseases are a risk factor for premature birth and miscarriages. Miscarriage is common in mothers who have poor oral hygiene and gum diseases defined as gingivitis and periodontitis. Therefore, expectant mothers must care for their oral hygiene starting from the first day of conception and see a dentist for controls. Are there any other body tissues that are affected? The risk of developing coronary heart disease is 2-3 times higher for people who have poor oral hygiene. Gum inflammations occur in people with poor oral hygiene. The most important symptom of this is gum bleeding. When there is a bleeding in the mouth, coagulation will occur and this will result in an increase in the coagulation factors in the blood. Viscosity of blood will increase, which may result in heart diseases and paralysis. Therefore, people who have paralysis history must definitely have their gum infections treated in order to prevent recurring attacks. The risk of COPD is higher by 70% in people who suffer from bone loss due to gum inflammation. Here is another important thing; the bleeding that occurs during routing oral care in people who suffer from gum bleeding is a similar risk factor. 103 röportaj / interview Burada önemli bir noktada şudur; diş eti iltihabı olan kişilerde rutin ağız bakımı esnasında oluşan kanama da aynı şekilde risk faktörüdür. Ağız sağlığı için önerileriniz nelerdir? Öncelikle sabah-öğlen ve akşam dişler en az 3 dakika fırçalanmalıdır. Dişlerimizin hem iç, hem de dış yüzeylerinde her bir dişe 8-10 kez değmek üzere bu işlem yapılmalıdır. Tabii ki fırça ara yüzeylere tam olarak ulaşamadığı için ara yüzeylerin temizliği de önemli. Buralarda da diş ipi, ara yüz fırçası veya tek kıl demetli fırçaları kullanabiliriz. Herkesin ağız yapısı, dişler ve diş etlerinin durumu aynı olmadığı için diş hekimimizin gösterdiği, önerdiği şekilde bu uygulamaları doğru bir şekilde yapmalıyız. Diş macunları hakkında ne önerirsiniz? Burada temizlikte temel olan fırça kıllarının mekanik etkisidir. Yani fırça kıllarının yaptığı temizlik önemli olandır. Macunlar bir ferahlık, temizlenmiş hissi yaratır ve bunu da çok küçük (mercimek büyüklüğü) oranlarda kullanabiliriz. Ama esas olan fırça kıllarının temizliğidir. Piyasada hassasiyet giderici macunlar da var. Diş eti çekilmesi olan ve diş hassasiyetleri olan kişilerde kullanılabilir. Son yıllarda tedavi edici katkısının olduğu macunlar da vardır. Ama bunların ezbere değil mutlaka bir diş hekimi önerisinde kontrollü kullanılması gerekir. Eklemek istedikleriniz… Diş çürükleri ve diş eti hastalıkları önlenebilir hastalıklardır. Diş kayıpları sonucu fonksiyon, estetik ve konuşma ile ilgili sıkıntılar yaşanabilir. Ama en önemlisi genel sağlığımız bozulabilir. Onun için diyoruz, ağız diş sağlığı sorunları sadece ağzımızı ilgilendiren sorunlar değildir. Genel sağlığımızı ilgilendiren sorunlardır. Hamilelik döneminden itibaren anne adayları bilgilendirilmeli, bu bilinç kazandırılmalıdır. Doğumdan sonra da çocukları diş bakımları hakkında eğitmek gerekir. Kişilere diş fırçalama alışkanlığı çocuk yaşlarda kazandırılmalıdır. Rutin diş hekimi kontrolleri flour vernik uygulanmalarını önleme açısından çok önemlidir. Yarının geleceği olan çocuklarımıza bırakacağımız en güzel miras, ağız bakımı alışkanlığının kazandırılmasıdır. Bu, sağlıklı yaşamın da anahtarıdır. 104 What do you recommend for oral health? First, we must brush our teeth in the morning, at noon and in the evening for at least 3 minutes. This must be performed by brushing inner and outer surfaces of our teeth by touching each tooth for at least 8-10 times. Since a toothbrush cannot reach the area between the teeth, it is important that we clean these surfaces, as well. We can use dental floss, interdental brush or single-tuft toothbrushes to clean these areas. Since everybody does not have the same oral structure, teeth and gum health, we must perform these steps accurately as instructed and recommended by our dentist. What do you recommend regarding toothpastes? The important factor in cleaning our teeth is the mechanical effect of the brush bristles. In other words, the important thing is the cleaning performed by brush bristles. Toothpaste leaves you with a fresh and clean feeling, and we can use toothpastes in very little amounts (as small as a lentil). However, we say that the most important thing is the cleaning performed by brush bristles. There are toothpastes for sensitive teeth available on the market. People who suffer from gingival recession and sensitivity may use these products. Recently, toothpastes with treating properties have been released to the market. However, we should not use these products without knowing but under control and as recommended by a dentist. Is there anything you would like to add? Dental caries and gum diseases can be prevented. Teeth loss may result in problems in functioning, aesthetic appearance and speaking. However, the most important of all, they may deteriorate our health in general. Therefore, we say that oral and dental health problems do not only concern our mouth. They also concern our general health. Starting from conception, expectant mothers should be informed and made aware of these matters. After birth, children should be educated about their dental care. People should acquire brushing habit in their childhood. This is important for routine dentist controls and preventing fluoride varnish applications.The best thing we can pass to our children who are the future is to help them acquire brushing habit. This is also the key to a healthy life. 105 sahadan haberler / news from the field Etimesgut Devlet Etimesgut Public Hastanesi yeniden Hospital is being reconstructed inşa ediliyor Etimesgut’ta talebi karşılayamayan devlet hastanesi için yeni bir proje hazırlandı. 1930’lu yıllardan kalan binalarda hizmet veren hastane tamamen yıkılarak yerine 350 yataklı modern bir sağlık yerleşkesi yapılacak. Son yıllarda hızla gelişen Etimesgut’ta ihtiyacı karşılamayan devlet hastanesinin yenilenmesi için harekete geçildi ve ilk temel atıldı... Etimesgut Devlet Hastanesi’nin temel atma töreni, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Prof.Dr. Eyüp Gümüş, Kamu Hastaneleri Kurumu Başkanı Hakkı Yeşilyurt, Ankara 3.Bölge Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Doç.Dr. Halil İbrahim Yakut, Tıbbı Hizmetler Başkanı Uzm.Dr. Mustafa Sırrı Kotanoğlu, Prof.Dr. Celal Ertuğ Etimesgut Devlet Hastane Yöneticisi Op. Dr. Orhan Koç ve çok sayıda üst düzey yetkilinin katılımıyla gerçekleşti. Etimesgut’ta yeni hastanesinin temel atma töreni Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın katılımıyla yapıldı. The groundbreaking ceremony of the new hospital in Etimesgut was performed with the participation of the Vice Prime Minister Yalcin Akdogan. 106 A new project has been prepared for the public hospital in Etimesgut, which fails to meet the demand. The hospital offering services in a building dating back to 1930s will be completely demolished, and a modern healthcare compound of 350-bed capacity will be constructed instead. The renewal works have been initiated for the public hospital, which fails to meet the demand in Etimesgut that has undergone a rapid development in recent years, and the first foundation of the premises has been laid… The groundbreaking ceremony of Etimesgut Public Hospital took place with the participation of the Vice Prime Minister Yalcin Akdogan, Ministry of Health Undersecretariat Prof. Dr. Eyup Gumus, President of Public Hospitals Institution Hakki Yesilyurt, General Secretary for Ankara Region 3 Public Hospitals Association Assoc. sahadan haberler / news from the field Türkiye’nin sağlık konusunda devrim niteliğinde büyük dönüşümler gerçekleştirdiğini belirten Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, 757 yeni hastane yapıldığını ve şehir hastanelerinin kurulduğunu anlattı. Akdoğan, Etimesgut Devlet Hastanesi’nden 500 bin kişinin sağlık hizmeti alacağı bilgisini de paylaştı. Konuşmasının ardından Etimesgut Devlet Hastanesi ile Etimesgut Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nin açılışını gerçekleştiren Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, burada hastane yetkililerinden bilgi aldı. Yeni yapılacak Prof. Dr. Celal Ertuğ Etimesgut Devlet Hastanesi, 250 yatak kapasitesine sahip olmakla birlikte rezerve yatak sayısıyla birlikte 350 yatak kapasitesine ulaşacak. Hastanenin toplam arsa alanı 37.181 metrekare ve kapalı alanı ise 34.164 metrekare olacak. Hastane binasında, poliklinik odalarının dışında, yeni birimler de hizmete açılacak. Yapılacak hastane, hızla gelişen ve göç alan Etimesgut ilçesinde yaşayan 500 binden fazla vatandaşa sağlık hizmeti sunacak. Yeni hastanenin iki yılda bitirilmesi hedefleniyor. Prof. Dr. Halil İbrahim Yakut, President of Medical Services Specialist Dr. Mustafa Sirri Kotanoglu, Prof. Dr. Celal Ertug Etimesgut Public Hospital’s Manager Surgeon Orhan Koc, MD and many other senior officials. Stating that Turkey has brought about major revolutionary transformations in health sector, Vice Prime Minister Yalcin Akdogan further said that 757 new hospitals are under construction and city hospitals are being built. Akdogan also expressed that 500 thousand people would receive healthcare services from Etimesgut Public Hospital. Vice Prime Minister Yalcin Akdogan, who performed the opening ceremony of Etimesgut Public Hospital and Etimesgut Oral and Dental Health Center, received information from the hospital offices present there following his speech. Prof. Dr. Celal Ertug Etimesgut Public Hospital to be constructed will have a 250-bed capacity and it a total of 350-bed capacity together with the reserved beds. The total land area of the hospital will be 37,181 square meters, and it will have an indoor area of 34,164 square meters. The hospital building will also include new units aside from the polyclinic rooms. The hospital to be constructed will offer services to more than 500 thousand citizens residing in Etimesgut district, which undergoes a rapid development and receives new population. The anticipated completion time of the construction of the hospital is two years. 107 kanser çalışmaları / cancer studies “RAS” proteini kontrol altında “RAS” protein under control Kanada’da Toronto Üniversitesi uzmanları, kanser vakalarının %30’undan sorumlu “RAS” proteinini devre dışı bırakacak bir ilaç üzerinde ilerleme kaydettiklerini bildirdiler. Experts from Toronto University, Canada report that they have made a progress on a drug that will inactivate “RAS” protein, which is responsible for 30% of cancer cases. Henüz sadece hayvanlar üzerinde denenen ilaçta bulunan SHP2 proteini, RAS proteinini öldürüyor. Deneylerde SHP2 proteini sayesinde tümörlerin %80 oranında küçüldüğü görüldü. SHP2 protein found in a drug, which has only been experimented in animals yet, kills RAS protein. Experiments revealed that tumors shrink by 80% due to SHP2 protein. RAS proteini normalde hücrelerin büyümesini sağlıyor. Ancak bu protein kontrolden çıktığında kansere yol açıyor. Ras proteininin kanserdeki rolü 30 yıldır biliniyordu. Ancak bugüne kadar yapılan araştırmalarda bu proteini devre dışı bırakacak bir yöntem geliştirilememişti. SHP2 proteininin kanserli hücreleri küçültmedeki başarısı daha da artırılırsa insanlar üzerinde denemeler başlayacak. Ancak yeni bir kanser ilacının geliştirilmesinin birkaç yıl alabileceği belirtiliyor. RAS protein normally facilitates growth in cells. However, this protein causes cancer when it is out of control. The role of RAS protein in cancer has been known for 30 years. Nevertheless, no method could be developed to inactivate this protein in the studies carried out up to date. If SHP2 protein proves to be more successful in shrinking the size of cancerous cells, human trials will be initiated. However, it may reportedly take a couple of years to develop a new cancer drug. SHP2 proteni sayesinde tümörlerin %80 oranında küçüldüğü görüldü. It is seen that tumors shrink by 80% due to SHP2 protein. 108 109 Biz Sizi Düşündük... 110 Ağaç İşleri Bölümü Mahmudiye Mah.24.Mob Sok No:1/A İnegöl/BURSA Tel:0 224 711 31 69 www.lidyamobilya.com 111 Dünya Standartlarında Sağlıkla, Daha Mutlu Yarınlara... 24 yıllık birikimle her zaman yanınızda olduk. Sizlere sunduğumuz dünya standartlarında sağlık hizmeti şimdi JCI akreditasyonuyla daha da anlam kazandı. Sonomed Görüntüleme Merkezi ve Laboratuvarı her zaman olduğu gibi bugün de dünyanın takip ettiği sağlık reformlarını sizlere ulaştırmaya devam ediyor. www.sonomed.com.tr Fahrettin Kerim Gökay Cad. Poyraz Sok. No:7 Ziverbey/Kadıköy/İstanbul (Kadıköy Evlendirme Dairesi Karşısı) - 0 (216) 349 51 00