4`üncü sanayi devriminde mesleki eğitim algısı

advertisement
AR&GE BÜLTEN
2017 MAYIS-HAZİRAN-SEKTÖREL
4’ÜNCÜ SANAYİ DEVRİMİNDE MESLEKİ EĞİTİM ALGISI
Melisa KORKMAZ
Giriş
Teknoloji, ticari bir değer elde etmek için gerçekleştirilen bilimsel uygulamalardır. Bir başka
tanıma göre ise yararlı ürünler üretmeye ve yeni ürünler tasarlamaya yarayan bilgiler bütünüdür.
En kısa ifade ile üretim bilgisi olarak da tanımlanan teknolojinin hızla gelişimi, işlerin yapılış biçimini
değiştirmekte; bu değişimlerin sonucunda da üretim süreçlerinde farklılıklar görülmektedir.
Sürekli gelişen teknoloji, üretkenliğin artmasına büyük katkı sağlamaktadır. Üretkenliğin özellikle
18. yüzyılın sonlarından günümüze kadar üç ana dalga çevresinde önemli ölçüde arttığı
görülmektedir.
Buhar gücüyle çalışan makinalar, elektriğin üretime girmesi ve 1970 sonrasında gittikçe
yaygınlaşan robotlu otomasyon sayesinde sanayide üç devrim yaşanmıştır.
Günümüzde ise artık dijital teknolojilerin öncülüğünde 4. sanayi devriminden söz edilmektedir.
Akıllı robotlar, büyük veri, nesnelerin interneti, 3-D baskı, bulut gibi teknolojilerin bu devrimin
meydana gelmesinde çok önemli rolü olduğu gözlemlenmektedir.
Sanayi 4.0
18. yüzyılın sonlarında fabrikalarda buhar gücüyle çalışan makineler kullanılmaya başlanmıştır. Bu
dönemde genel olarak üretim el ve beden emeğinden buharla çalışan makine gücüne doğru
gelişmiştir.
İngiltere’de başlayan sanayi devrimi, kısa sürede tüm Avrupa’ya ve ABD’ye yayılmıştır. Üretim
yapısındaki bu köklü değişim, ekonomi dünyasının ve toplumsal yapının değişmesine neden
olmuştur. Ortalama yaşam süresi uzamış; nüfusta artış görülmüştür.
Gündelik yaşam pratikleşmiş, bu sayede yaşam kalitesi artmıştır. Makinelerin kullanımı sonucu
pratikleşen üretim sayesinde üretilen ürün sayısında ve çeşidinde de artış görülmektedir.
1840’lı yıllardan itibaren teknolojinin ilerlemesiyle birlikte 2’nci sanayi devriminin de temelleri
atılmaya başlanmıştır. Elektrik teknolojisi gelişmiş, üretim hatları kullanılmaya başlanmıştır. Buhar
gücünden çok daha güçlü olan bu yeni ve üstün teknoloji, makinelerin gelişmesine ve üretimin
artmasına yardımcı olmuştur. Seri üretim kavramı bu dönemde ortaya çıkmıştır.
1950’li yıllarda dijital teknolojinin gelişmesiyle 3’üncü sanayi devrimi başlamıştır. Bilgisayara kadar
uzanan dijital gelişmelerin üretim süreçlerindeki etkileri gözlemlenmiş ve süper bilgisayarın üretimi
ile birlikte iletişim teknolojilerinde gelişme yaşanmıştır.
Üretim süreçlerinde bilgisayar ve iletişim teknolojilerinin kullanılmasıyla çok daha küçük, mekanik
ve pratik ürünler gündelik hayatımıza girmiştir. Bu sayede beden gücüne daha az ihtiyaç
duyulmaya başlanmıştır.
19
AR&GE BÜLTEN
2017 MAYIS-HAZİRAN-SEKTÖREL
Günümüzde ise, siber-fiziksel sistemler ve dinamik veri işleme ile sanayi devriminin dördüncü
evresi yaşanmaktadır. Bu dönemde kendini yönetebilen üretim süreçlerinin bulunduğu akıllı
fabrikaların hayata geçirilmesi gündemdedir.
Siber-fiziksel adı verilen birbirleri ile bağlaşık sistemler, birbirleriyle etkileşebilmekte; verileri analiz
ederek hataları öngörebilmekte, parametreler tanımlayabilmekte ve değişen şartlara uyum
sağlayabilmektedirler.
Sanayi 4.0 döneminde bu sistemlerin yaygın bir şekilde kullanılması ile daha hızlı, esnek ve verimli
süreçler oluşması sağlanacak ve daha yüksek kalitedeki mallar, daha düşük maliyetle
üretilebilecektir.
Söz konusu yapısal değişikliklerin sonucunda üretimde verimlilik artarken sanayide büyüme hız
kazanacak ve bu da ihtiyaç duyulan işgücü profillerinin değişmesine neden olacaktır.
4’üncü Sanayi Devriminde Mesleki Eğitim
Teknolojinin son derece önemli olduğu bu yeni dönemde yeni teknolojilerin gelişimi ile birlikte
işlerin yapılış biçimi değişmektedir. Bu değişimler sonucunda da üretim süreçlerinde önemli
farklılıklar ortaya çıkmaktadır.
İçinde bulunduğumuz teknolojik dönüşüm ihtiyaç duyulan işgücü yeteneklerinin de değişmesine
neden olmuştur. Ülkemizin küresel rekabet ortamında geri sıralarda kalmaması ve yaşanan bu
teknolojik dönüşüme uyum sağlanabilmesi için işgücü piyasasındaki yetenek uyumsuzluğunun
çözümü çerçevesinde beşeri sermayenin dönüşümünün verimli bir şekilde sağlanabilmesi
gerekmektedir.
Yeni dönemde artık rutin ve kodlanabilen görevler içeren işler artık daha ekonomik ve hızlı bir
şekilde bilgisayarlar tarafından gerçekleştirilebilmektedir. Yapay zeka ve robotik alanlarda yaşanan
gelişmeler sonucunda bu sürecin daha da hızlanması söz konusu olabilecektir.
Bu aşamada, yaşanan teknolojik değişimle; teknolojiyi kullanarak değer üretebilen, doğru
yeteneklere sahip olan çalışanların daha etkin bir şekilde çalışmalarının sağlanması
sağlanabilecektir.
Bununla birlikte, bu yeni dönemde, rutin görevleri başarı ile tamamlamaya yönelik eğitim almış ve
bu yönde tecrübeye sahip işgücüne duyulan talepte bir düşüş yaşanabilecektir.
2013 yılında gerçekleştirilen bir çalışmada önümüzdeki 50 yıl içinde Amerika’daki işlerin %47’sinin
bilgisayarlar tarafından gerçekleştirilebileceği öngörülmektedir.
İhtiyaç duyulan işgücü yeteneklerinde yaşanan dönüşüm, öğrencilere bahsi geçen yetenekleri
kazandıracak yeni bir eğitim sistemi ihtiyacını da beraberinde getirmektedir.
Eğitim sisteminin verimli bir şekilde uygulanabilmesi ise uygun vasıflara sahip eğiticilerin varlığı ile
mümkün olacaktır. Bu çerçevede eğiticilerin eğitimi de dikkate alınması gereken bir husustur.
Halihazırda işgücü piyasasında çalışan yetişkinlerin yetenek düzeyinin alacakları eğitim ile sanayinin
ihtiyaç duyduğu düzeye getirilmesi de çözüm olarak görülmektedir. Ancak yetişkinlerin
eğitiminden, kullanılan teknolojiye hakim olunamaması gibi nedenlerden dolayı gençlerin
eğitimindeki gibi verim alınamayacağı düşünülmektedir.
20
AR&GE BÜLTEN
2017 MAYIS-HAZİRAN-SEKTÖREL
Bu nedenle mesleki eğitimde gerçekleştirilecek olan reform ile mezunlar işgücü piyasasında daha
hızlı ve verimli bir şekilde yer alabileceklerdir.
Ancak mesleki eğitimde reformlar planlanırken sadece kısa vadeli sorunların çözümü değil uzun
dönemde ortaya çıkabilecek ihtiyaçların da göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Bunun
nedeni teknolojinin ve üretim şekillerinin eğitim sisteminden çok daha hızlı değişmesi ve
gelişmesidir.
Ülkemizde yaşanan bir diğer sorun da mesleki eğitimin TEOG’dan düşük puan alan öğrenciler
tarafından tercih edilmeleridir. Ailelerin başarısız olarak gördükleri çocuklarını mesleki eğitime
yönlendirmeleri de bir başka sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
İçinde bulunduğumuz dönemde ülkemizde hakim olan olumsuz mesleki eğitim algısının
bilinçlendirme çalışmaları ile değiştirilmesi gerekmektedir.
Sonuç ve Öneriler
Yeni sanayi devrimine uyum sağlamak için eğitim, tasarımı, üretimi ve bilgisayar programlarını
yazabilmeyi de içermelidir.
Bunun için de eğitim programlarının, özellikle mesleki eğitime yönelik programların, yenilenmesi
gerekmektedir. Bu yenilenen eğitim programlarını en nitelikli şekilde öğrencilere aktarılması ise
ancak uygun vasıflı eğiticiler ile mümkün olacaktır.
Öğrencilerin mesleki eğitimi tercih etmesine yönelik planlı bir rehberlik hizmeti sağlanmalıdır.
Öğrencilerin velilerinin mesleki eğitim hakkında doğru bir şekilde bilgilendirilmeleri de başarılı
öğrencilerin mesleki eğitime yönlendirilmesinde önemli bir adımdır.
Mesleki eğitim için yeni bir sistem oluşturulmalıdır. Bu yeni sistemde öğrencilere hem özel
sektörün ihtiyacı olan mesleki ve analitik yetenekler, hem de yaşanan ekonomik dönüşüm ile
birlikte ortaya çıkabilecek yeni ihtiyaçlara cevap verebilecek esneklik kazandırılmalıdır.
Bu durumda mesleki eğitim, mesleki yeteneklere ek olarak temel öğrenme yeteneklerini ve
öğrenmeyi sürdürülebilir kılacak sosyal yetenekleri de barındırmalıdır.
Einstein “Eğitim bilgi vermek ve sadece gerçeklerin öğretilmesi değildir; eğitim düşünmek için
aklın eğitilmesidir.” demiştir. Günümüz hızla değişen teknoloji dünyasında bireylerin düşünmesini
ve üretmesini teşvik edecek eğitim programlarına ihtiyaç duyulmaktadır.
Kaynaklar:
 “Türkiye’de Bilim Teknoloji Politikaları ve İktisadi Gelişmenin Yönü” T.C. Başbakanlık
Devlet Planlama Teşkilatı
 “Türkiye’nin Küresel Rekabetçiliği İçin bir Gereklilik Olarak Sanayi 4.0 Gelişmekte Olan
Ekonomi Perspektifi” TÜSİAD
 “Mesleki Eğitim Sanayide Dönüşümün Neresinde” İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi
Dergisi, s:38
 Abbas Güçlü, “4. Sanayi Devrimi” Milliyet Gazetesi
21
Download