endodontik tedavi yapılmış dişlerde inley/onley/overlay restorasyonlar

advertisement
TC
Ege Üniversitesi
Diş Hekimliği Fakültesi
Endodonti Anabilim Dalı
ENDODONTİK TEDAVİLİ DİŞLERDE İNLEY/ONLEY/OVERLAY
RESTORASYONLAR
BİTİRME TEZİ
Stj. Diş Hekimi Tuba AKÇAKUŞ
Danışman Öğretim Üyesi: Yard. Doç. Dr. Ilgın AKÇAY
İZMİR-2014
ÖNSÖZ
Bu tez çalışmamda benden yardım ve telkinlerini esirgemeyen sayın hocam
Yrd. Doc. Dr. Ilgın Akçay’a ve maddi manevi desteklerini her zaman yanımda
hissettiğim çok sevdiğim aileme teşekkürlerimi borç bilirim.
Stj. Diş Hekimi Tuba AKÇAKUŞ
İÇİNDEKİLER
1.ENDODONTİK TEDAVİNİN DİŞ DOKUSU ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ ..................... 2
2.KANAL TEDAVİLİ DİŞİN RESTORASYONUNU ETKİLEYEN FAKTÖRLER ........ 4
2.1.Kök Kanal Dolgusunun Kalitesi ..................................................................... 4
2.2.Endodontik tedavinin dişin fiziksel özelliklerine etkisi ................................ 4
2.3.Koroner Diş Yapısının Zayıflaması ................................................................ 5
2.4.Kök Kanal Tedavisinin Korunması ................................................................ 6
3.RESTORASYON SEÇENEKLERİ .......................................................................... 7
3.1.Kompozit Rezin Restorasyonlar .................................................................... 7
3.2. Amalgam Restorasyonlar .............................................................................. 7
3.3.Postlar .............................................................................................................. 9
3.4.Fiberle Güçlendirilmiş Kompozit ................................................................... 9
3.5.Kuron Restorasyon ....................................................................................... 10
3.6.Koroner yapının güçlendirilmesi .................................................................. 11
3.6.1.Tüberkül Kaplama ................................................................................... 11
3.6.2.Fiber post ................................................................................................. 12
3.6.3.Fiber ağ .................................................................................................... 12
3.7.İnley-Onley- Overlay Restorasyonlar ........................................................... 13
OLGU SUNUMU ...................................................................................................... 22
SONUÇ..................................................................................................................... 26
KAYNAKLAR ........................................................................................................... 27
ÖZGEÇMİŞ .............................................................................................................. 33
GİRİŞ VE AMAÇ
Endodontik tedavi görmüş dişlerin restorasyonu kapsamlı bir şekilde üzerinde
çalışılan fakat buna rağmen birçok açıdan tartışmalı olan bir konudur. Ne yazık ki
yayınlanan makalelerde çelişkili sonuçlar bulunmakta ve hekimleri en uygun tedavi
seçeneğinden uzaklaştırmaktadır. Endodontik tedavi görmüş dişlerin başarısı sadece
iyi bir endodontik tedaviye değil kalan sağlam dentin dokusu miktarına ve sonrasında
uygulanacak daimi restorasyonun seçimine bağlıdır.
Kök kanal dolgusu yapılan dişlerin tedavisinin son kritik basamağı daimi
restorasyondur. Yapılmış çok sayıda in vitro ve in vivo çalışmaya karşın, yapılacak
restorasyonun seçimi hala klinisyenler arasında netlik kazanmamıştır. Kalan diş
yapısını korumak endodontik tedavinin uzun dönem başarısı için önemli bir faktördür.
Koroner restorasyon tamamlanıncaya dek kök kanal dolgusu yapılmış dişin tedavisi
tamamlanmış olarak düşünülmemelidir.
Bu tezin amacı yeni materyaller ve teknikler sayesinde eski problemlere farklı
bakış açısı ile yaklaşıp yenilikçi çözümler aramak ve bu çözüm tekniklerinden olan
inley/onley/overylay restorasyonların avantaj ve dezavantajlarını değerlendirmektir.
1. ENDODONTİK
TEDAVİNİN
DİŞ
DOKUSU
ÜZERİNDEKİ
ETKİLERİ
Dişler, travma, yaygın çürük ya da başarısız restorasyonlar sonucunda
endodontik tedavi gerektirebilir ve buna bağlı olarak dentinde görülen su ve kollajen
dokusu kaybının dişlerin kırılganlığının artmasına neden olduğu bildirilmiştir.1
Randow
ve
Glantz2
pulpanın
koruyucu
bir
görevinin
bulunduğunu
ve
uzaklaştırılmasıyla birlikte dişlerin kırılganlığının arttığını belirtmişlerdir.
Ancak kanal tedavisinin dişlerin kırılganlığında artışa neden olmayacağını ve
kanal
tedavisi
sonrası
dehidratasyonun,
dentinin
sıkışma
ya
da
gerilme
dayanıklılığını zayıflatmayacağını bildiren farklı çalışmalar da bulunmaktadır.3
Bazı araştırmacılar dentindeki değişimlerden çok, endodontik giriş ve kök
kanalının şekillendirilmesi sonucunda ortaya çıkan diş dokusu kaybının dişlerin
kırılganlığını artırdığını bildirmişlerdir.5,6 Reeh7 sağlam insan dişlerinde endodontik ve
restoratif işlemlerin tüberküllerin dayanıklılığı üzerindeki etkisini karşılaştırmıştır.
Endodontik işlemlerin göreceli dayanıklılığı sadece %5 oranında azalttığını buna
karşın okluzal kavite preparasyonunun tüberkül dayanıklılığında %20 azalmaya,
MOD kavite preparasyonunun ise %63 azalmaya neden olduğunu bildirmiştir. Yine
Reeh ve ark.5 tarafından yapılan farklı bir çalışmada dayanıklılıktaki değişimden esas
olarak marjinal sırt kaybının sorumlu olduğu gösterilmiştir. Oliveira ve ark. 6 özellikle
endodontik tedavili küçük azıların dayanıklılığını etkileyen en önemli faktörün kalan
diş dokusu miktarı olduğunu belirtmişlerdir.
Bu konuda yapılan çalışmalarda belirtildiği üzere endodontik tedavi; dişin
direncini %5 oranında azaltmaktadır. Bunun yanı sıra MOD kavite preperasyonu ise
%63lük direnç azalmasına neden olmaktadır. Özellikle çürükle alakalı olarak pulpada
meydana gelen değişiklikler sonucunda kan akımında azalma, kollajen fibrillerin
dejenerasyonu ve dehidrasyonuna bağlı olarak dişte %14’lük bir zayıflama meydana
gelmektedir. Bu değişim özellikle mandibuler arkta ve ön kesicilerde daha fazla
görülmektedir. Kanal tedavisi sırasında pulpa tavanının kaldırılması dişin fonksiyon
altında daha fazla esnemesine yol açmakta ve kırılmasına neden olmaktadır. 8
2
Vital ve devital dişler arasında kollajen yapısında farklılıklar vardır. Devital
dişlerde olgunlaşmamış kollajen fibril sayısı, olgun fibril sayısına göre oldukça
fazladır. Bu da gerilme direncini azaltmakta kırılganlığı arttırmaktadır.9
Genel kanı endodontik tedavi geçiren dişlerin, su ve kollajen çapraz bağ
kaybına bağlı olarak daha kırılgan hale geldiği yönündedir.10 Huang ve ark. (1991),
vital ve endodontik tedavili farklı nem oranlarını kıyaslamışlar ve ne dehidratasyonun
ne de endodontik tedavinin, dentinin fiziksel ve mekanik özellikleri üzerinde belirgin
bir olumsuz etkilerinin olmadığını belirtmişlerdir. Sedgley ve Messer (1992), 23
endodontik tedavi geçirmiş dişi 10 yıl boyunca takip etmiş ve arkın diğer tarafındaki
vital dişler ile kıyaslamışlardır. Devital dişlerin sertliklerinde çok az bir azalma
olduğunu ancak değerlerin yakın olduğunu belirtmişlerdir.11
Kanal aletlerinin kanal içinde rahatlıkla ilerleyebilmesi ve hareket edebilmesi
için endodontik giriş kavitelerinin açılması gerekir. Bu da uygun çalışma ve kanalın
temizlenmesi
amacıyla
sağlam
diş
dokusunun
uzaklaştırılmasına
neden
olabilmektedir.
Yapılan çalışmalar, kullanılan kanal dolgusu maddelerinin de dentinin yapısını
etkilediğini göstermiştir.12
Çalışmalar, endodontik tedaviden çok yapılan preparasyonun dişin dayanımını
azalttığını göstermektedir.13 Özellikle açılan giriş kaviteleri, tüberkül yapısında
bozulmaya ve fonksiyon sırasında kırılmalara neden olmaktadır.12
3
2. KANAL TEDAVİLİ DİŞİN RESTORASYONUNU ETKİLEYEN
FAKTÖRLER
2.1.KÖK KANAL DOLGUSUNUN KALITESI
Kemomekanik genişletmenin düzgün yapıldığı kök kanal tedavilerinde başarı
oranı yüksektir. Vital pulpalı dişlerde %90’ın üzerinde, kanal tedavisinin yenilendiği
periapikal lezyonlu dişlerde ise %61 oranında başarı elde edildiği bilinmektedir.13a
Devital dişlerde daimi restorasyondan önce dişe iyi bir kanal tedavisi yapılmalıdır.
Dişin periapikal durumunu ilgilendiren bir belirsizlik yoksa koroner restorasyonun
hemen yapılması tercih edilir. Bu her zaman mümkün değildir ve tedavi periapikal
doku iyileşmesinin gerçekleşmeye başlamasının radyolojik olarak kanıtlanmasına
kadar ertelenirse koroner sızıntı14, çürük, diş kırığı ve periodontal hastalıklar gibi
sorunlar ortaya çıkabilir. Dişin restoratif tedavisi uzun ve pahalı olabilir, bu bakımdan
kök
kanal
dolgusu,
periapikal
durum,
klinik
ve
radyografik
olarak
iyi
değerlendirilmelidir. Dişin uzun dönemli prognozunun yorumlanması önemlidir. Şayet
kök kanal dolgusunun prognozu ile ilgili bir şüphe varsa o zaman kök kanal tedavisi
yenilenmelidir. Dişe uygulanacak restoratif seçenekler kanal tedavisi sırasında
düşünülmelidir.13
2.2.ENDODONTIK TEDAVININ DIŞIN FIZIKSEL ÖZELLIKLERINE ETKISI
Protetik tedavi uygulanan kanal tedavili dişlerdeki başarısızlık oranının, vital
dişlerden daha yüksek olduğu bilinmektedir.15 Uzun bir süre, kök kanal tedavisinde pulpanın
çıkartılması sonucunda dentin dokusunun dehidrasyona uğradığı bunun sonucunda da
dişlerin kırılmaya yatkınlığının arttığı görüşü benimsenmiştir.16 Pulpanın kaybını takiben
dentinin su içeriğinde bir miktar azalma olacaktır. Yapılan çalışmalarda, kanal dolgulu ve
minimal dentin kaybı olan dişlerin vital dişten daha kırılgan olmadığı,17 dentin sertliğinin
değişmediği, dehidrasyonun dentin yapısını zayıflatmadığı tespit edilmiştir.18
4
Pulpası çıkartılmış dişler ile, canlı pulpaya sahip dişlerin nem oranlarını
karşılaştıran bir çalışmada pulpanın olmadığı dişlerin %9 daha az nem içerdiği tespit
edilmiştir. 19
Başka bir çalışmada vital dişlerde nem oranı %12,4, kanal tedavili dişlerde ise
bu oran %12,1 olarak hesaplanmış ve istatistiksel olarak anlamlı bir fark
saptanmamıştır.20
Pulpaları çıkartılan dişlerin elastik modülünde, sertliğinde ve kırılmaya karşı
duyarlılığında değişiklik olmadığı farklı bir çalışmada iddia edilmiştir.21 Kırılmaya
yatkınlığı etkileyen tek faktör sertlik değildir, dentinin içindeki mikro çatlaklar da
kırılganlığı arttırır. Bu tür çatlaklar tedaviyi izleyen restorasyonda ortaya çıkabileceği
gibi kök kanal preparasyonu sırasında da meydana gelebilir.
Bu çalışmaların sonuçlarına dayanarak kanal tedavili dişlerdeki kırılma
insidansının yüksek oluşunun ana nedeninin dişlerin koroner yapısının çürük, travma,
restoratif veya endodontik işlemler sonucu güçsüzleşmesi olduğu söylenebilir. Ayrıca
bu dişlerde ağrı ve algılamanın olmamasından dolayı herhangi bir koruyucu yanıta
sahip değillerdir ve sonuçta daha fazla yük altında kalmaktadırlar.18
2.3.KORONER DIŞ YAPISININ ZAYIFLAMASI
Diş kuvvetinin zayıflaması sadece dişin fiziksel ve kimyasal özelliklerindeki
değişimlerle ilgili olmayıp aynı zamanda geri kalan sağlam diş dokusunun miktarına
da bağlıdır. Geri kalan koroner doku miktarı ile dişin okluzal kuvvetlere karşı olan
dayanıklılığı arasında direkt bir ilişki bulunmuştur.22,23
Kök kanal tedavisinden sonra dişin sertliğindeki değişimler araştırılmış sonuçta
sadece giriş kavitesinin dişi %5, okluzal kavitenin %20, MOD kavitenin ise %61
oranında dişi zayıflattığı tespit edilmiştir.24
Kanal tedavili dişin sertliği dişi restore etmek için kullanılan maddelere göre
değişebilir. Örneğin amalgam dişin sertliğini %65 oranında azaltırken, altın onley
sertliği arttırır. Kompozit rezin ise bozulmamış bir dişin sertliğini %67 oranında
arttırır.25
5
Geriye kalan koroner diş dokusunun korunması kırıkların önlenmesi açısından
önemlidir. Bu aşağıdaki yollarla sağlanabilir:
Restoratif maddenin diş yapısına yapıştırılması
Tüberkül içeren ovderlay döküm restorasyonlarla dişin restore edilmesi
Diş yapısının üstünde bulunan ve dişin çevresini kavrayan “bilezik”
olarak
adlandırılan
bir
metal
uygulaması
ile
olabilmektedir. 26
2.4.KÖK KANAL TEDAVISININ KORUNMASI
Kök kanal tedavisindeki önemli başarısızlık nedenlerinden biri de koroner
sızıntıdır.11 Bu nedenle, iyi bir daimi restorasyon ile mikrosızıntının önüne geçilebilir.
Kanal tedavili dişlerde koroner sızıntı miktarında üç ay sonra artış olduğu
tespit edilmiştir.27 Bu yüzden kanal tedavili bir diş üç ay içinde restore edilmemişse
kalıcı daimi restorasyon uygulanmadan önce kanal tedavisi yenilenmelidir. İyi
kondanse
edilmiş
ideal
bir
kanal
tedavisinde
dahi
tüm
kanal
tedavisinin
son
kritik
boyunca
mikroorganizmalar ilerleyebilir.28,29
Kısaca özetleyecek olursak;
Kök
kanal
dolgusu
yapılan
dişlerin
basamağı
restorasyondur ve yapılacak restorasyonun seçimi hala klinisyenler arasında netlik
kazanmamıştır. Kök kanal tedavili diş, sağlıklı bir dişle karşılaştırıldığında bazı önemli
farklılıklar gösterir. Tüberkül, sırt ve pulpa odasının tavanı gibi anatomik yapılarda
kayıp, dentin elastikiyetinde azalma, kanal tedavisi sırasında ve sonrasında diş
dokularında oluşacak çatlaklar tedavinin başarısızlığına neden olabilirler. Kalan
sağlam diş dokusunu korumak uzun dönemde endodontik tedavinin başarısında
önemlidir.
Endodontik tedavili dişlerin daimi koroner restorasyonlarında döküm metal
kuron, inley, onley, overlay, kompleks amalgam restorasyonlar, kompozit materyaller
ya da seramikler kullanılmaktadır.
6
3. RESTORASYON SEÇENEKLERİ
3.1.KOMPOZIT REZIN RESTORASYONLAR
Kompozitlerin sıkışma dayanıklılığına ve kırılmaya karşı yeterli dirence sahip
olduğu gösterilmiştir.30 Ancak polimerizasyon büzülmesi, polimerizasyon sonrası su
absorbsiyonu,
hidroskopik
ekspansiyon,
tekrarlayan
yükler
altında
plastik
deformasyon gibi bazı olumsuz özelliklere sahiptir . Sıcaklık değişimlerine ve suya
dayanıksız oldukları için mekaniksel özellikleri zamanla azalmaktadır. Pulpal
tabandaki dentine adezyon genellikle koroner dentine olduğu kadar güçlü ve güvenilir
değildir.31
Son yıllarda adeziv teknolojinin ilerlemesi sonucu yeni güçlü adeziv
materyaller ve kompozitler ile dişe daha iyi bağlanabilen konservatif, estetik
restorasyonlar yapmak mümkün olmuştur. Bu restorasyonların yapımı daha pratik,
daha ucuz ve bazı durumlarda diğer tekniklerden daha az invazivdir. Ancak
polimerizasyon büzülmesi aşırı madde kaybına uğramış dişlerde direkt kompozit
restorasyonlar için sorun olmaya devam etmektedir. 32
Tüm bu özelliklerine karşın kompozit ve adeziv sistemleri estetik özellikleri,
mine ve dentine bağlanabilmeleri, teorik olarak diş-restorasyon kompleksinin
bütünlüğünü artırmaları nedenleriyle geniş bir alanda kullanılmaktadırlar.33
3.2. AMALGAM RESTORASYONLAR
Amalgam dayanıklı, fiziksel ve mekanik özellikleri iyi bir materyaldir. Yüksek
basınç bölgelerinde kullanılabilir. Isısal genleşme katsayısı dentinin yaklaşık iki
katıdır ve su varlığında oldukça stabildir. Mikrosızıntıya karşı dirençlidir. Amalgamın
doğal adezyon özelliği yoktur ancak dayanıklılık sağlamak ve sızıntıyı azaltmak için
dişe bağlayıcı ajanlarla birlikte uygulanabilir. Amalgam ve metal inleylerde bağlayıcı
ajanların
kullanılması,
preparasyon
yapılmış
savunulmaktadır.34,35
7
dişlerin
güçlendirilmesinde
Üç ya da daha fazla tüberkül kaybına uğramış molarların çeşitli postlar ve
amalgamla restorasyonu mümkün olmasına rağmen, diş detaylı bir şekilde
değerlendirilmelidir. Nayyar ve ark.’ları pin ya da post gerektirmeyen bir amalgam
restorasyon için 2-4 mm pulpa odası derinliğinin yeterli retansiyonu sağladığını
göstermişlerdir.36
Sadece
tam
döküm
kaplamanın
gereken
korumayı
sağlayacağı
ve
restorasyonun başarısını garantileyeceği bir kısım araraştırmacı tarafından iddia
etmiştir.37
Bir kısım araştırmacı ise pulpasız posterior dişlerin restorasyonunda, uzun
yıllar kullanılabilen kompleks amalgam restorasyonları önermektedir.38,39 Kompleks
amalgam restorasyonlar oldukça ucuzdur ve yapılmaları için gereken klinik süre
azdır. Hansen ve ark, Linn ve Messer tamamen amalgamla kaplanan tüberküllerin
kalan diş dokusunu en iyi şekilde desteklediğini bildirmişlerdir. Üstelik gingival
retraksiyon tekniklerine genellikle ihtiyaç duyulmamaktadır.40
Kompozit ve amalgamı karşılaştıracak olursak;
Amalgam ile restore edilen dişlerde stres değeri daha yüksek gözlenmiştir.
Bunun
temel
nedeninin
ise
uygulanan
diğer
materyallerin
diş
dokularına
bağlanabilmesi olduğunu belirtmişlerdir.41 Diş dokularına bağlanamayan materyaller
ile
restore
edilen
dişlerde,
diş
dokuları
ve
restoratif
materyal
monoblok
oluşturamadığı için gelen kuvvet hem restoratif materyalde hem de diş dokularında
kırıklara neden olabilir. Ayrıca yine aynı sebeple restore edilen dişin tüberkül ve
servikal bölgelerinde yoğun stress alanları oluşabilir. Bu şekilde eşit stres dağılımı
göstermeyen diş dokularında kırık eğiliminde artış meydana gelmektedir. Yapılmış bir
çalışmada kompozit rezin grupları ile dental seramik arasında istatistiksel olarak
anlamlı bir farklılık olmasa da kompozit rezin gruplarında daha az stres oluşumu
gözlendiği bildirilmiştir. K ompozit rezinin elastikiyet modülünün dentinin elastikiyet
modülüne yakın olmasının buna neden olduğu ifade edilmiştir.42
8
Farklı bir çalışmada endodontik tedavi görmüş üst küçük azı dişler amalgam,
bağlayıcı ajan/amalgam veya kompozit rezin ile restore edilerek dişlerin kırılma
direnci değerlendirilmiştir.43 Sonuç olarak bağlayıcı ajan/amalgam ile kompozit rezin
arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık görülmemiştir. Fakat amalgam ile
restore edilen dişlerin kırılma direncinin bu iki restoratif yaklaşım ile restore edilen
dişlerin kırılma direncinden istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde düşük çıktığı
belirtilmiştir.43
3.3.POSTLAR
Postlar büyük miktarda koroner diş dokusu kaybına uğramış dişlerde kor’un
dişe retansiyonunu sağlar. Maksiller molarlarda palatinal kanala, mandibuler
molarlarda distal kanala post yerleştirilmelidir. Ancak post-kor ve kuron uygulaması
dişte zayıflamaya ve perforasyona neden olabilir, fraktür riskiyle birlikte endodontik
tedavinin yenilenmesi daha komplike hale gelmektedir.44
Mentink ve ark.45 postlarla restore edilen dişlerde 10 yıl sonra %82 başarı
yüzdesi bildirmişlerdir. Torbjorner ve ark.46 yıllık %2.1 başarısızlık yüzdesi
saptamışlardır. Nanayakkara ve ark.47 ise postlarla restore edilen dişlerin ortalama
klinik ömürlerini 17.4 yıl olarak bildirmişlerdir.
3.4.FIBERLE GÜÇLENDIRILMIŞ KOMPOZIT
Teknolojinin gelişmesi ile beraber aşırı madde kaybına uğramış dişlerde
büzülmesi daha az, fiberle güçlendirilmiş kompozit (FRC) materyallerinin kullanımı
artırmaktadır. Rezindeki fiberlerin varlığı deformasyon ve büzülmeyi azaltarak mikro
çatlaklara dayanımı arttırır. FRC’nin tam ve parsiyel kuronların ve periodontal
splintlerin yapımında da kullanıldığı rapor edilmiştir. FRC ağızda başarıyla fonksiyon
görecek kadar bükülme direncine ve elastik modüle sahiptir.48,49
9
3.5.KURON RESTORASYON
Endodontik
tedavili
dişlerde
başarısızlıklar
genellikle
kırılma
şeklinde
gözlenmektedir. Bu probleme yükü kurondan köke iletecek ve içsel bir kuvvet
verecek postların kullanımı çözüm olabilir. Ancak bu, her endodontik tedavi görecek
dişin postla dayanıklılığının artacağı anlamına gelmez. Post-kor sistemleri farklı
rijiditelerde komponentlere sahiptir. Daha rijit olan komponent kuvvetlere karşı
distorsiyona uğramadan direnme kabiliyetine sahip olduğundan stresin daha az rijit
olan materyale iletilmesi beklenir ve bundan dolayı da dentin dokusu ile post
materyali arasındaki elasatiklik modülü farklı kök yapısında stres oluşumuna neden
olabilir.
Yapılan araştırmalar mineye benzer özelliklere sahip diş dokusuna daha iyi
bağlanabilen restorasyonların elde edilmesine yöneliktir. Seramiğin yaygın olarak
kullanılmasını sağlayan avantajları:
-mükemmel estetik
-dayanıklılık
-mükemmel biyouyumdur
İdeal anatomik yapının kolaylıkla sağlanabilmesi, ışık geçirgenliğinin ve fiziksel
özelliklerinin doğal dişe benzer olması da diğer avantajlarıdır.
Sabit restorasyonların başarısında etkili olan en büyük faktörlerden birisi de
restorasyonun marjinal bütünlüğüdür. Uygun preparasyon marjin dizaynının seçimi ile
kök kanal tedavisi nedeniyle zayıflamış ve kuvvetlere daha hassas hale gelmiş olan
geniş köklü dişlerde biyomekanik olarak daha dayanıklı bir yapı elde edilebilir.
Ancak kuron kaplama gibi sabit restorasyonlar için dişin preparasyonu
gerekmektedir. Giriş kavitesi açılmış, pulpa odası kaldırılmış dişlerde kalan dentin
kuron preparasyonu için uzaklaştırılırsa haliyle dişin dayanıklılığı azalır.
10
3.6.KORONER YAPININ GÜÇLENDIRILMESI
Endodontik tedavi sonrası dişlerin kırılma direncini artırmak ve kalan diş
dokularına destek olmak için farklı yaklaşımlar uygulanmıştır. Yapılan çalışmalarda
koroner yapının güçlendirilmesi için genellikle tüberkül kaplama,fiber post, fiber ağ ve
bu uygulamaların farklı kombinasyonları değerlendirilmiştir.
3.6.1.TÜBERKÜL KAPLAMA
Endodontik tedavi sonrası uygulanan restorasyonda tüberküllerin kaplanması
dişlerin kırılma direncini arttırmak ve stres oluşumunu azaltmak amacıyla kullanılan
bir yöntemdir. Tüberkül kaplama, tedavi sonrası tüberküllerde bir miktar aşındırma
yapılarak elde edilen boşlukların restoratif materyal ile doldurulmasıdır. Bu işlem
sadece fonksiyonel tüberküllere uygulanabileceği gibi iki tüberküle de uygulanabilir.
Yapılan birçok çalışmada endodontik tedavi sonrası tüberkül kaplamanın kırılma
direnci üzerine etkisi değerlendirilmiştir.50
Mondelli ve ark.51 yaptıkları çalışmada endodontik tedavi görmüş küçük azı
dişlerde tüberkül kaplamanın dişlerin kırılma direnci üzerine etkisini değerlendirmiştir.
Çalışmada kullanılan dişlere endodontik tedavi uygulandıktan sonra MOD kavite
açılmış ve daha sonra dişler iki gruba ayrılmıştır. Bu gruplardan birinde dişler
tüberküllerden 2 mm’lik aşındırma yapılarak kompozit rezin ile restore edilmiş, diğer
grupta ise standart kompozit rezin restorasyon yapılarak dişlerin kırılma direnci
karşılaştırılmıştır. Sonuç olarak tüberkül kaplama yapılan dişlerin kırılma direnci
standart kompozit restorasyon yapılan dişlerden daha yüksek çıktığı rapor edilmiştir.
11
3.6.2.FIBER POST
Postlar, endodontik tedavi sonrası aşırı kuron harabiyeti gösteren dişlerde kök
kanal
sisteminden
destek alarak
kor yapının
oluşturulması için
kullanılan
materyallerdir. Klasik yaklaşımda post uygulanan diş kuron veya köprü ile restore
edilir. Günümüzde endodontik tedavi sonrası dişlerin konservatif restorasyonlarında
da koroner yapının güçlendirilmesi için postlar kullanılmaktadır.50 Bu amaçla postların
değerlendirildiği çalışmalarda genellikle tüberkül kaplama seçenekleri de kombine
edilmiştir.52
3.6.3.FIBER AĞ
Fiber ağ, 1990’lı yılların sonunda geliştirilmiş bir materyaldir. Bu materyaller
genellikle polietilen fiber ve cam fiberden üretilmektedir. Fiber ağlar ışık geçirgenliği
olan, estetik ve kolay uygulanabilen materyallerdir. Biyouyumlu oldukları için güvenilir
bir şekilde kullanılabilecekleri belirtilmiştir. 53
Fiber ağ periodontal tedavide dişlerin splintlenmesinde, konservatif kompozit
restorasyonların güçlendirilmesinde, tek diş eksikliğinde (özellikle üst 2. keser diş)
kompozit köprülerin yapımında, hareketli protezlerin kaidelerinin güçlendirilmesinde
ve ortodontik tedavide dişlerin splintlenmesinde kullanılmaktadır.53
Şengün ve ark.54 yaptıkları çalışmada endodontik tedavi görmüş ve MOD
kavite açılmış alt küçük azı dişlerde fiber ağ kullanımının kırılma direnci üzerine
etkisini değerlendirmişlerdir. Çalışmada bukkal ve lingual tüberküllerde fiber ağın
yerleştirileceği boşluklar hazırlanarak tüberküller fiber ağ ile birbirine bağlanmıştır.
Sonuç olarak normal kompozit restorasyon ile fiber ağ kullanılan örnekler
arasında kırılma direnci bakımından anlamlı bir farklılık olmadığı bildirilmiştir. Fakat
kırılma tipleri değerlendirildiğinde fiber ağ kullanılan örneklerde kullanılmayanlara
göre daha restore edilebilir kırıklar oluştuğu belirtilmiştir.
12
3.7.İNLEY-ONLEY- OVERLAY RESTORASYONLAR
İndirekt hazırlanan intrakoroner restorasyonlar, kavitenin şekline göre inley,
onley veya overlay olarak adlandırılırlar.
İnleyler, okluzo gingival ve proksimal lezyonların restorasyonlarında kullanılan
en basit simante restorasyonlardır. Dişin çiğneme yüzeyinin tamamı restorasyon
materyali ile örtülmez. Eğer çiğneme yüzeyinin tamamı restorasyon materyali ile
örtülüyorsa onley, bukkal ve lingual yüzeyler de örtülüyorsa overlay restorasyon
adını alırlar.
Eğer bir kavite direkt restoratif tekniği kontrendike kılacak kadar büyükse ve
estetik restorasyon düşünülmekteyse; seramik veya laboratuvar işlemlerinden
geçirilmiş kompozit inleyler endike olur. Seramik ve indirekt kompozit inleyler ağız
dışında hazırlandıklarından polimerizasyon büzülmesi sorun olmaktan çıkar. Okluzal
anatomi ve proksimal temas daha başarılı bir şekilde sağlanabilir. Ayrıca daha ideal
koşullarda hazırlandıkları için direkt kompozit restorasyonlardan daha iyi fiziksel
özelliklere sahiptirler.55
İnley/onley/overlay restorasyonlar; altın, kompozit veya seramikten olabilir.
Altın kullanılarak yapılan restorasyonlar en iyi kenar uyumunu sağlamaktadır.
Ayrıca soy metal olmaları nedeniyle herhangi bir şekilde korozyona uğramazlar.
Oligodinamik etkileri nedeniyle bakteri birikimine de izin vermezler. Biyouyumu son
derece iyi olan bu materyalin pahalı olmasının yanı sıra en büyük dezavantajı estetik
olmamasıdır. Günümüzde ciddi önem teşkil eden estetik endişeler nedeniyle tercih
edilmemektedirler.
13
İndirekt kompozit rezin inley/onley/overlayler ise kolay yapım teknikleri, düşük
maliyetleri, tamir edilebilmeleri gibi avantajlarının yanında düşük aşınma direnci ve
renklenme gibi dezavantajlara sahiptir. Marjinler ve kontaklar doğru oluşturulur,
maksimum
aşınma
dayanıklılığı
elde
edilebilir,
kompozitin
polimerizasyon
büzülmesinin olumsuz etkileri azaltılabilir ve restorasyonun fiziksel ve mekaniksel
özelliklerinin daha iyi kontrol edilmesi sağlanır.56 Fakat yine de kompozitin yapısı
nedeniyle zaman içerisinde mikro çatlaklar oluşabilir ki bu da bir süre sonra
mikrosızıntı olabileceği anlamına gelmektedir.
Seramik inley restorasyoların yapılması 19.yüzyılın ikinci yarısına kadar gider.
1856’da prefabrike seramik inleyler estetik dolgu amacıyla kullanılmışlardır. 1882’de
Almanya’da Herbst fırınlanan seramik inley tekniğini geliştirmiştir. 1888’de Land,
platin folyo üzerinde fırınlama yapmıştır. Seramik inleyler, diş hekimliğine 1985
yılında yani amalgamdan önce sunulmuştur. Ancak materyalin zayıflığı, kırılganlığı,
iyi bir marjinal bütünlük sağlanamaması ve bunun sonucunda mikrosızıntı,
simantasyon sorunlarıyla birleşince daha başlangıçta bu tür restorasyonları başarısız
kılmıştır.57 Ancak 1980’lerden sonra seramiği sağlamlaştırma sistemlerindeki
gelişmeler ve porselenin diş dokularına çok daha iyi tutunmasını sağlayan adeziv
sistemler sayesinde günümüzde bu tür restorasyonların kullanımı oldukça artmıştır.58
14
Seramik İntrakoroner Restorasyonların Endikasyonları
Hasta tarafından estetik olarak restore edilmesi istenen çürük ya da
başka sebeplerle madde kaybına uğramış dişler
Kavite büyüklüğünün kompozit uygulamalar için önerilen sınırları aştığı
olgular
Okluzyonun düzeltilmesi gereken vakalar.
Retantif bir form oluşturmanın güç olduğu dişler. Kuron boyu uzatma,
post retansiyonu sağlama amacıyla endodontik tedavi yapma gibi daha
agresif tedavi yöntemlerine alternatif olarak düşünülebilir
Antagonist dişte seramik bir restorasyonun olduğu durumlar: Porselen
restorasyonlarda aşınmaya neden olduğu için porselen inley endike
olur.
Metal allerjisi olan hastalar
15
Seramik İntrakoroner Restorasyonların Kontrendikasyonları
Bruksizm ve diş sıkma gibi parafonksiyonel alışkanlıkları olan ve dişleri
aşırı aşınma gösteren olgular
Ağız hijyeninin kötü olduğu hastalar. Böyle hastalarda tam kuron
yapmak daha uygun olur.
Kavite derinliğinin 1,5mm den az olduğu dişler. Böyle dişlerde seramik
yeterli dayanıklılıkta olmayacağı için direkt kompozit restorasyonlar
endikedir.
Karşısında altın veya kompozit olan dişler. Bu dişlerde seramik
inley/onley /overlay karşısında aşırı aşınmalar meydana gelebilir.
Restorasyonun tutunabileceği yeterli diş dokusunun olmadığı olgular
Aşırı undercut’lı hazırlanmış kaviteler
Nem kontrolünün sağlanamadığı durumlar
16
Seramik İntrakoroner Restorasyonların Avantajları
Daha estetiktirler. Diş renginde oluşları ve komşu dişteki renk
karışımlarını aynen sağlayabilmeleri mükemmel bir estetik elde
edilmesine imkan tanır. Ayrıca renk stabilitesi vardır, boya içeren gıda
ve içecekler karşısında boyanmaya dirençlidir.
Dişe sağlamlık kazandırırlar. Bunu sağlamak için adeziv bonding
sistemler ile simante edilmelidirler.
Eğer reçine tipi simanlarla birlikte kullanılırlarsa mükemmel bir kenar
uyumu elde edilir ve mikrosızıntı minumuma iner.
Periodontal sağlığa olumlu katkıda bulunurlar. Diğer intrakoroner
restorasyon (amalgam, kompozit gibi) tiplerine göre, seramikte daha az
plak birikir. Ayrıca tam kuron restorasyonlara göre dişlerin doğal
anatomisini korudukları için periodantal sağlığın devamı sağlanırr.
Doku dostudur. Dişe, pulpaya ve çevre dokulara zararlı değildirler.
Aşınmaya dirençlidirler.
Su emilimi olmaz. Yani boyutsal stabilite vardır.
Isı iletkinlikleri kötüdür.
17
Seramik İntrakoroner Restorasyonların Dezavantajları
Seramik inley/onley/overlay uygulamaların en büyük dezavantajları
seramiğin kırılgan yapısı nedeniyle restorasyonlarda görülen erken ya
da geç kırılmalardır.
Zamana bağlı olarak kenarlarda renklenmeler olabilir.
Teknik hassasiyet gerektirdiği için bu restorasyonların yapılmasından
takılmasına kadar harcanan zaman ve dikkat, diğer alternatiflere göre
daha fazladır. Özellikle yapıştırırken nem kontrolü ve yapıştırma
işlemleri oldukça problemlidir.
Yukarıdaki nedenler ve laboratuvar işlemlerinin fazla oluşu bu
restorasyonları diğerlerinden daha pahalı hale getirir.
Simante edilmemiş restorasyonların sağlamlığı, simante edilmişler
kadar fazla olmadığı için prova edilirken kırılabilir.
Karşıt dişte aşınmaya neden olabilir. Bu yüzden parafonksiyonel
alışkanlıkları olan hastalarda kontrendikedir.
18
Dişin Preparasyonu:
Ne türlü preparasyon yapılırsa yapılsın Black’in keskin kavite kenarı
isteyen prensibi kontrendikedir. Tüm köşe ve kenarların yuvarlatılması
gerekmektedir.
Metal inley için mine kenarına yapılacak bizotaj, porselen inleylerde
kontrendikedir. Çünkü porselen restorasyonun kenarlarının ince
olmasına ve sonuç olarak kırılma riskinin artmasına eden olur.
Porselen preparasyonunda kalan diş dokusunun korunması ana
prensiptir. Bunun için kavitenin gereksiz yere genişletilmesinden veya
derinleştirilmesinden kaçınılmalıdır.
Seramik inley restorasyonlarda olduğu gibi onley ve overlay
restorasyonlarda da simantasyonda adeziv kullanılacağından,
restorasyonun retansiyon ve direncini arttırmak amacıyla gereksiz
preparasyondan kaçınılmalıdır. Böylece desteksiz olan tüberküllerin
kırılmasının önüne geçilmiş olacaktır.
Preparasyonun mümkün olduğu kadar konservatif olmasına, iç ve dış
kenar ve köşelerin yuvarlatılmasına ve kenarlarda bizotaj
yapılmamasına özellikle dikkat edilmelidir.
Preparasyon yapılırken sentrik okluzyonda karşıt dişle en az 1,5-2mm
aralık kalacak şekilde tüberkül yüksekliği azaltılmalıdır.
Restorasyonun okluzal yüzeyinde, lateral hareketler esnasında karşıt
diş ile hiç temas olmayacak ya da minimal temas sağlayacak şekilde
ayarlamalar yapılmalıdır.
19
Ölçü
Ölçü, kuron-köprü yapımında kullanılan elastomerik ölçü maddelerinden biriyle
alınabilir. Preparasyon supragingival olduğu için retraksiyona gerek yoktur. Ancak
aproksimalde dişeti papilinin itilmesi için retraksiyon ipi gerekebilir.
Ağız İçi Uygulama
Tercih edilen seramik sistemine göre yapılan inley/onley/overlay restorasyon
labaratuvardan iç yüzeyi hidroflorik asit veya amonyum biflorid’le prüzlendirilmiş
olarak gelir. Hasta ağzında denenmeden önce model üzerinde denenerek kenar
uyumlarının iyi olup olmadığı kontrol edilmelidir. İnteraproksimal temasların yerleri ve
boyutlarının kontrolü, bukkolingual ve okluzagingival olarak yapılmalıdır.
Restorasyonun iç yüzeyine bakarak labaratuvarda asitle pürüzlendirmenin iyi
yapılıp yapılmadığı kontrol edilmelidir. Bütün iç yüzey, kenarlara kadar her tarafta
opak veya buzlu gibi görünmeli, parlak alan olmamalıdır.
Simantasyon
Bilindiği üzere yapılan restorasyonun dayanıklılığının ve devamlılığının
sağlanmasında, restorasyon maddesinin fiziksel özellikleri ve kalınlığı önemlidir.
Bunun yanı sıra restorasyon ile diş dokusu arasında kenar sızıntısının önlenmesi de
retorasyonun ağız içindeki devamlılığında önemli bir etkendir.
Seramik restorasyonlar asitle pürüzlendirilebildikleri için, adeziv bonding
sistemlerinden
biriyle
yapıştırılabilirler.
Yapılan
çalışmalarda,
adeziv
simanların inley/onley restorasyonlarda kenar sızıntısını önlediği gösterilmiştir.
20
reçine
59,60
Seramik inley/onley/overlaylerin yapıştırılmasında çinko fosfat ve cam
iyonomer simanların uygun olmadığı sonucuna varılmıştır.61 Kimyasal yolla sertleşen
kompozit reçine siman ve reçine modifiye cam iyonemer simanlar bu amaçla
kullanılabilse de en çok tercih edilen dual-cure kompozit reçine simanlardır.62,63
Simantasyondan sonra okluzyon kontrol edilir ve gerekirse hassas okluzal
ayarlamalar yapılır. İnce grenli kompozit cila frezleri ve cila lastikleri kullanılır.
CAD/CAM Teknolojisi
Seramik restorasyonlar laboratuvarda ya da CEREC sistem (Sirona Dental
Systems GmbH, Bensheim, Germany) gibi CAD/CAM sistemler (computer assisted
design/computer assisted machining) ile feldspatik seramik blokların işlenmesiyle
yapılabilir. 64
CAD/CAM sistemlerde endüstriyel olarak optimize edilmiş feldspatik seramik
kullanılır ve laboratuvarda işlenmiş dental seramik materyaller ile karşılaştırıldığında
daha iyi yapısal homojeniteye ve fraktür dayanıklılığına sahiptir. 65 Ayrıca restorasyon
tek seansta bitirilebilir, iyi marjinal uyum elde edilir ve estetiktir.64
21
OLGU SUNUMU
Üst sol 1. Premolar dişini çektirmek amacıyla fakültemize başvuran 22
yaşındaki erkek hastadan aldığımız anamnezde daha önce 24 no’lu dişine kanal
tedavisi yapıldığı ancak şikayetlerinin geçmediği bu nedenle retreatment yapıldığı.
retreatment tedavisi sırasında rubber dam klempi takılırken dişin kuronunun bukkal
kısmının kırıldığı saptandı. Ağız hijyeni değerlendirilen hastaya dişinin kompozit
overlay ile tedavi edilebileceğini belirttik.
22
Ağız içi başlangıç görüntüleri
23
Overlay yapılmasının uygun olduğunu düşünerek ölçü aldık labaratuvara
gönderdik. 3 gün sonra laboratuvardan gelen restorasyonu hastaya simante ettik.
2 yıl boyunca takibini yaptığımız hastada her hangi bir şikayete rastlamadık.
24
Ağız içi bitiş görüntüleri
25
SONUÇ
Endodontik tedavi görmüş dişlerin sağlıklı dişlere göre daha kırılgan olduğu
birçok bilimsel çalışmada ortaya konmuştur. Gerek restoratif yaklaşımın seçiminde
gerekse hastaların bilgilendirilmesinde bu gerçek göz ardı edilmemelidir.
Günümüzde %100 ideal, mükemmel restorasyon materyalleri mevcut değildir.
Yapılan araştırmalarda her materyalin avantajlarının yanı sıra dezavantajlarının da
bulunduğu gösterilmiştir.
Endodontik tedavili dişlerin klinik başarısını etkileyen en önemli faktör olarak
kalan koroner diş dokusu miktarı gösterilmektedir. Bu nedenle sağlam koroner diş
dokusu, restorasyon için tutuculuk ve dayanıklılık sağlanması amacıyla korunmalı,
fonksiyonel ve estetik gereksinimleri karşılayacak şekilde desteklenmelidir.
Doğru endikasyon, yukarıda anlatılan prensiplere uygun davranışlar, hassas
laboratuvar tekniği, uygun seramik kalınlığı, kullanılacak siman tipi ve adeziv bonding
sisteminin doğru uygulanması ile seramik inley/onley/overlay restorasyonlar son
derece başarılı sonuçlar verebilmektedir.
Özellikle estetik beklentinin yüksek olduğu durumlarda seramik interkoroner
restorasyonlar iyi birer alternatiftir.
Günümüzde hızla gelişen teknoloji de göz önünde bulundurulduğunda seramik
inley/onley/overlaylerin kanal tedavili dişler için iyi birer üst yapı seçeneği olduğu
söylenebilir.
26
KAYNAKLAR
1. Helfer AR, Melnick S, Schilder H. Determination of the moisture content of vital
and pulpless teeth. Oral Surg Oral Med Oral Pathol 1972, 34, 661-670
2. Randow K, Glanz P. On Cantilaver loading of vital and nonvital teeth. Acta Odontol
Scand 1986, 44, 271-277
3. Huang TJ, Schilder H. Nathanson D. Effects of moisture content and endodontic
treatment some mechanical properties pf human dentin. J Endodon 1992, 18, 209215
4. Papa J, Cain C, Messer HH. Moisture content of vital vs endodontically treated
teeth. Endod Dent Traumatology 1994, 10, 91-93
5. Reeh ES, Douglas WH, Messer HH. Stiffness of endodontically treated teeth
related to restoration technique. J Dent Res 1989, 68, 1540-154
6. Oliveira FdC, Denehy GE, Boyer DB. Fracture resistance of endodontically
prepared teeth using various restorative materials. J Am Dent Assoc 1987, 115, 5760
7. Reeh ES. Reduction in tooth stiffness as a result of endodontic restorative
procedures. J Endodon 1989, 15, 512-516
8. Demarchi, M.G, Sato EF. Leakage of interim post and cores used during
laboratory fabrication of custom posts. J. Endod 2002, 28, 329-9
9. Oskoee PA, Ajami AA, Navimipour EJ, Oskoee SS, Sadjadi J. The effect of three
composite fiber insertion techniques on fracture resistance of root-filled teeth. J
Endod 2009, 35, 413-6
10. Helfer AR, Melnick S, Schilder H. Determination of the moisture content of vital
and pulpless teeth. Oral Surg Oral Med Oral Pathol 1972, 34, 661-670
11. Sedgley CM, Messer HH: Are Endodontically treated teeth more brittle? J Endod
1992, 18, 332
27
12. Abramovitz L, Huang R, Fuss Z, Metzger Z, The Unpredictability of seal after post
space preparation; a luqid transport study. J. Endod 1991, 27, 292-295
13. Saunders WP. Restoration of the root filled tooth In: Orstavik D. Pitt Ford TR eds.
Essential Endodontology Blackwell Sci 1998, S:56-330
13a. Çalışkan MK. Nonsurgical retreatment of teeth with periapical lesions previously
managed by eeither endodontic or surgical intervention. Oral Surg Oral Med Oral
Pathol 2005, 100, 242-8
14. Saunders WP. Saunders EM. Coronal leakage as a cause of failure in root canal
terapy; a rewiew. Endod Dent Traumatology 1994, 10, 105
15. Roberts DH. The failure of retainers in bridge prosteses. An analysis of 2000
retainers. Br Dent J 1970, 128, 117
16. Healey HJ. Endodontics, St. Louis, Mosby 1960, S: 267-68
17. Stokes AN. Post crowns: a rewiew. Int Endod J. 1987, 20, 1
18. Sedgley CM, Messer HH. Are Endodontically treated teeth more brittle? J Endod
1992, 18, 332
19. Helfer AR, et al. Determination of the moisture content of vital and pulpess teeth.
Oral Surg Oral Med Oral Pathol 1972, 34, 661
20. Papa J, et al. Determination of the moisture content of vital vs. endodontontically
treated teeth. Endod Dent Traumatology 1994, 10, 91
21. Fusayama T, Maeda T, Effect of pulpectomy on dentin hardness. J Dent Res
1972, 48, 452
22. Larson TD, et al. Effect of prepared cavities on the strength of teeth. Oper Dent
1981, 6, 2
23. Mondelli J, et al. Fracture srength of human teeth with cavity preparations. J
Prosth Dent 1980, 43, 419
28
24. Reeh ES, et al. Reduction in tooth stifness as a result of endodontic and
restorative procedudures. J Endod 1989, 15, 512
25. Reeh ES, et al. Stiffness of endodonticially-treated teeth releated to restoration
technique. J Dent Res 1989, 68, 540
26. Çalışkan MK, Endodontide Tanı ve Tedaviler 2006, 16, S: 465
27. Swanson K, Madison S, An evaluation of coronal microleakage in endodontically
treated teeth. Part I. Time periods. J Endod 1987, 13, 56
28. Khayat A, et al. Human saliva penetration of coronally unsealed obturated root
canals. J Endod 1993, 19, 558
29. Ray HA, Trope M. Periapical status of endodontically treated teeth in relation to
technical quality of the root filling and the coronal restoration. Int Endod J, 1995, 28,
12
30. Baraban DJ. Immediate restoration of pulpless teeth. J Prosthet Dent 1972, 28(6)
S:607-612
31. Kijsamanmith K, Timpawat S, Harnirattisal C, Messer HH. Microtensile bond
strengths of bonding agents to pulpal floor dentine. Int Endod J 2002, 35, 833-839
32. De Gee AJ, Feilzer AJ, Davidson CL. True linear polymerisation shrinkage of
unfilled resins and composites determined with a linometer. Dental Materials 1993, 9,
11–14
33. Wendt SL Jr. Microleakage and cusp fracture resistance of heat-treated
composite resin systems. Am J Dent 1991, 4, 10-14
34. Gorucu J, Ozgunaltay G. Fracture resistance of teeth with Class II bonded
amalgam and new tooth colored restorations. Oper Dent 2003, 28, 501-507
35. Zidan O, Abdel-Keriem U. The effect of amalgam bonding on the stiffness of
teeth weakened by cavity preparation. Dent Mater 2003, 19, 680-685
29
36. Nayyar A, Walton RE, Leonard LA. An amalgam coronalradicular dowel and core
technique for endodontically treated posterior teeth. J Prosthet Dent 1980, 43, 511515
37. Hudis SI, Goldstein GR. Restoration of endodontically treated teeth: a review of
the literature. J Prosthet Dent 1986, 55, 33-38
38. Hansen EK, Asmussen E, Christiansen NC. In vivo fractures of endodontically
treated posterior teeth restored with amalgam. Endod Dent Traumatology 1990, 6,
49-55
39. Smales RJ, Hawthorne WS. Long-term survival of extensive amalgams and
posterior crowns. J Dent 1997, 25, 225-227
40. Starr CB. Amalgam crown restorations for posterior pulpless teeth. J Prosthet
Dent 1990, 63, 614-619
41. Monga P, Sharma V, Kumar S. Comparison of fracture resistance of
endodontically treated teeth using different coronalrestorative materials: An in vitro
study. J Conserv Dent 2009, 12, 154-9
42. Soares PV, Santos-Filho PC, Gomide HA, Araujo CA, Martins LR, Soares CJ.
Influence of restorative technique on the biomechanical behavior of endodontically
treated maxillary premolars. Part II: strain measurement and stress distribution. J
Prosthet Dent 2008, 99, 114-22
43. Monga P, Sharma V, Kumar S. Comparison of fracture resistance of
endodontically treated teeth using different coronalrestorative materials: An in vitro
study. J Conserv Dent 2009, 12, 154-9
44. Sorensen JA,Martinoff JT. Endodontically treated teeth as abutments. J Prosthet
Dent 1985; 5, 631-636
45. Mentink AGB, Meeuwissen R, Kayser AF, Mulder J. Survival rate and failure
characteristics of the all metal post and core restoration. J Oral Rehabil 1993, 20,
455-461
30
46. Torbjorner A, Karlsson S, Omdan P. Survival rate and failure characteristics of
two post designs. J Prosthet Dent 1995, 73, 439-444
47. Nanayakkara L, McDonald A, Setchell DJ. Retrospective analysis of factors
affecting the longevity of post crowns [abstract932]. J Dent Rest 1999, 78, 222
48. Vallittu PK (1998) The effect of glass fiber reinforcement on the fracture
resistance of a provisional fixed partial denture. Journal of Prosthetic Dentistry 79,
125–30
49. Freilich MA, Meiers JC, Duncan JP, Goldberg AJ. Fiber Reinforced Composites
in Clinical Dentistry. Chicago,IL: Quintessence Publishers, pp.1999; 49–70
50. Bitter K, Meyer-Lueckel H, Fotiadis N, Blunck U, Neumann K, Kielbassa AM, et
al. Influence of endodontic treatment, post insertion, and ceramic restoration on the
fracture resistance of maxillary premolars. Int Endod J 2010, 43, 469-77
51. Mondelli RF, Ishikiriama SK, de Oliveira Filho O, Mondelli J. Fracture resistance
of weakened teeth restored with condensable resin with and without cusp coverage.
J Appl Oral Sci 2009, 17, 161-5
52. Mohammadi N, Kahnamoii MA, Yeganeh PK, Navimipour EJ. Effect of fiber post
and cusp coverage on fracture resistance of endodontically treated maxillary premolars directly restored with composite resin. J Endod 2009, 35, 1428-32
53. Belli S, Cobankara FK, Eraslan O, Eskitascioglu G, Karbhari V. The effect of fiber
insertion on fracture resistance of endodontically treated molars with MOD cavity and
reattached fractured lingual cusps. J Biomed Mater Res B Appl Biomater 2006, 79,
35-41
54. Sengun A, Cobankara FK, Orucoglu H. Effect of a new restoration technique on
fracture resistance of endodontically treated teeth. Dent Traumatology 2008, 24, 2149
55. Ferrari M, Vichi A, Feilzer AJ. Materials and luting cements for indirect
retorations. In: Roulet JF, Wilson NHF, Fuzzi M: Advences in Operative Dentistry. Vol
1. Quintessence Publishing Co. 2001, 95-107
31
56. White SN. Posterior restorations: change, challenge and controversy. J Calif Dent
Assoc 1996, 24, 14-16
57. Garbeer DA, Goldstein RE. Porelain and Composite Inlays and Onlays, 1st ed.
Ouintessence Publishing Co. 1994 S: 23-103
58. Qualtrough AJE, Wilson NHF, Smith GA. The porcelain inlay: a historical review.
Operative Dentistry 1990, 15, 61-70
59. St_Georges AJ, Sturdevant JR, Swift Jr EJ, Thompson JY. Fracture resistance of
prepared teeth restored with bonded inlay restorations. Journal of Prosthetic
Dentistry 2003, 89, 551-57
60. Walton JN. Esthetic alternavies for poterior teeth: porcelain and loratoryprocessed composite resins. Journal of Canadian Dental Association 1992, 58, 82023
61. Malament KA, Socransky SS. Survival of Dicor glass-ceramic dental restorations
over 14 years: Part 1. Survival of Dicor complete coverage restorations and effect of
internal surface acid etching, tooth position, gender and age. Journal of Prosthetic
Dentistry 1999, 81, 23-32
62. Fradeani M. Aquilano A, Bassein L. Longitudinal study of pressed glaa-seramic
inlays for four and half yeard. Journal of Prosthetic Dentistry 1997, 78, 346-53
63. Hayashi M, Tsuchitani Y, Miura M. Takshige F, Ebisu S. 6-year clinical evaluation
of fired ceramic inlays. Operative Dentistry 1998, 23, 318-26
64. Jedynakiewicz NM, Martin N. CEREC: science, research and clinical application.
Compend Contin Educ Dent 2001, 22, 7-13
65. Tinschert J, Zwez D, Marx R, Anusavice KJ. Structural reliability of alumina-,
feldspar-, leusite-,mica- and zirconia-based ceramics. J Dent 2000, 28, 529-535
32
ÖZGEÇMİŞ
6 Ağustos 1990’da Antalya’da doğdum. Eğitimime Gazi Mustafa Kemal Atatürk
İlköğretim Okulu’nda başladım. Özel Antalya Toros İlköğretim Okulu’ndan mezun
olarak Antalya Yusuf Ziya Öner Fen Lisesi’ni kazandım. 2008 yılında Ege
Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’ni kazandım.
33
Download