tc gazġ ünġversġtesġ sosyal bġlġmler enstġtüsü kamu hukuku

advertisement
T.C.
GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ
SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ
KAMU HUKUKU ANABĠLĠM DALI
KAMU HUKUKU BĠLĠM DALI
ULUSLARARASI HUKUKUN EMREDĠCĠ NORMLARINDAN DOĞAN
YÜKÜMLÜLÜK ĠHLALLERĠNDEN DEVLETĠN SORUMLULUĞU
DOKTORA TEZĠ
Hazırlayan
Ümmühan Elçin Ertuğrul
Tez DanıĢmanı
Prof. Dr. Enver Bozkurt
Ankara-2011
T.C.
GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ
SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ
KAMU HUKUKU ANABĠLĠM DALI
KAMU HUKUKU BĠLĠM DALI
ULUSLARARASI HUKUKUN EMREDĠCĠ NORMLARINDAN DOĞAN
YÜKÜMLÜLÜK ĠHLALLERĠNDEN DEVLETĠN SORUMLULUĞU
DOKTORA TEZĠ
Hazırlayan
Ümmühan Elçin Ertuğrul
Tez DanıĢmanı
Prof. Dr. Enver Bozkurt
Ankara-2011
3
ONAY
Ümmühan Elçin Ertuğrul tarafından hazırlanan “Uluslararası Hukukun Emredici
Normlarından Doğan Yükümlülük Ġhlallerinden Devletin Sorumluluğu” baĢlıklı bu
çalıĢma, 13 Eylül 2011 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oybirliği ile
baĢarılı bulunarak jürimiz tarafından Kamu Hukuku Anabilim dalında Doktora tezi
olarak kabul edilmiĢtir.
Prof. Dr. Attila ÖZER (BaĢkan)
Prof. Dr. Enver BOZKURT (DanıĢman)
Prof. Dr. Ġlyas DOĞAN
Prof. Dr. Ender Ethem ATAY
Prof. Dr. Murat SEZGĠNER
ONAY
Ümmühan Elçin Ertuğrul tarafından hazırlanan “Uluslararası Hukukun Emredici
Normlarından Doğan Yükümlülük Ġhlallerinden Devletin Sorumluluğu” baĢlıklı bu
çalıĢma, 13 Eylül 2011 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oybirliği ile
baĢarılı bulunarak jürimiz tarafından Kamu Hukuku Anabilim dalında Doktora tezi
olarak kabul edilmiĢtir.
Prof. Dr. Attila ÖZER (BaĢkan)
Prof. Dr. Enver BOZKURT (DanıĢman)
Prof. Dr. Ġlyas DOĞAN
Prof. Dr. Ender Ethem ATAY
Prof. Dr. Murat SEZGĠNER
5
anneme ve babama…
ÖNSÖZ
Akademik yaĢantının önemli bir aĢamasını oluĢturmak yanında insan
hayatının belli bir oranını da dolduran doktora dönemi, Tez yazarının tek
baĢına altından kalkmakta zorlanacağı bir dönem. Benim de, Doktora
Tezimde, pek çok kiĢinin emeği, sabrı ve desteği mevcut. Burada adlarını
saymayı unuttuklarım beni affetsinler.
Devletin sorumluluğu konusunda tez yazma kararımı teĢvik eden ve
yardımlarını esirgemeyen ilk tez danıĢmanım ve daha sonraki dönemde de
Tez Ġzleme Kurulunda yer alan ve her durumda desteğini esirgemeyen Prof.
Dr. Ġlyas Doğan'a teĢekkür ederim. Ayrıca, Tez Ġzleme Kurulunda
çalıĢmalarımı kolaylaĢtıran Prof. Dr. Attila Özer'e teĢekkür ederim. Yine,
devletin
sorumluluğu
konusunda
çalıĢmamı
öğütleyen
ve
gönüllü
danıĢmanlığımı yürüten Prof. Dr. Mehmet Emin Çağıran' a teĢekkür ederim.
Yüksek Lisans'ta da tez danıĢmanım olan, titizliği, bütün uluslararası hukuk
sahasına hakimiyeti dolayısı Tezimi kolaylaĢtıran, her tür sorunlu durumda
yardım eden danıĢmanım Prof. Dr. Enver Bozkurt'a teĢekkür ederim.
Devletin sorumluluğu konusunda çalıĢmayı planladığımda spesifik tez
konum, Uluslararası Hukukun Emredici Normlarından Doğan Yükümlülük
Ġhlallerinden Devletin Sorumluluğu değildi. Ancak, devletin sorumluluğu
konusunda tümdengelim metoduyla çalıĢmam, bu yöntemin spesifik konuya
ve yan alanlara hakimiyet faydaları yanında, tez konusu belirleme
hususundaki bir kısım olumsuzlukları da en aza indirgedi. Ġlk baĢladığımda
hacmini tam kestiremediğim bu konunun, yurt dıĢında Ģahit olduğum önemi
beni Ģevklendirdi. Universita Di Bologna, Facolta Di Giurisprudenza'dan Prof.
A. Tanzi'nin davetlisi olarak üç ay Bologna'da uluslararası hukuk derslerine
ve devletin sorumluluğu konusundaki çalıĢmalara katıldım. A. CICU Hukuk
Kütüphanesinden ve Johns Hopkins SAIS Bologna Centre Kütüphanesinden
yararlandım. Bu süreçte, bütün devletin sorumluluğu alanı içinde tez konumu
özgünleĢtirdim ve çalıĢmalarını bu doğrultuda Ģekillendirdim. Ġtalya'dan Dr.
ii
Elisa Baroncini ve Maria Del Pilar Rodriguez'in adlarını anmadan
geçmemeliyim belki, arkadaĢlıkları ve akademik yetileriyle yanımda oldukları
için. Ayrıca, Uluslararası Hukuk Komisyonunun devletin sorumluluğu
konusundaki son Özel Raportörü
iliĢkilenmemi
sağlayarak,
J. Crawford, Cambridge University ile
Lauterpacht
Centre
for
International
Law,
Cambridge Library ve Cambridge University Squire Law Library'e ulaĢmama
vesile oldu. Cambridge'de bulunduğum süreç içerisinde, tez konumla ilgisi
olup olmadığını gözetmeden Lauterpacht Centre for International Law'da
bütün sunumlara katıldım. Orada iken tez konum ile ilgili en yeni kaynaklara
ve konu ile ilgili temel eserlere ulaĢabildim. Oradaki araĢtırmalarım, Tezimin
bel kemiğini kuvvetlendirdi. Elbette ki, her dönemde Gazi Üniversitesi
Kütüphanesi, on-line veri tabanları konusundaki zenginliği, personeli,
üniversiteler arası iĢbirliği ve sair kanallarla yükümü ve tezin maliyetini
hafifletti.
ÇalıĢmalarımın yurtdıĢı ayağı konusunda, Didem Tekeli'nin katkısı,
destek ya da yardım lafını hafif
bırakır. Didem olmasaydı,
Cambridge Üniversitelerine gitmeyi baĢarabileceğimden
Bologna ve
emin değilim.
Didem'e müteĢekkirim, tabir yerinde ise benimle yurt dıĢına geldiği için. Yine
bu konuda, Selçuk Arı'ya teĢekkür etmeliyim, tavsiyeleri, desteği ve
yardımları için. Ecehan Somuncuoğlu' na teĢekkür etmeliyim, Siyasal ve
Hukuk Kütüphanelerini benim için yol eylediğinden. Ayrıca, dostluğundan ve
oda arkadaĢlığından onur duyduğum Doç. Dr. Mehmet Akif Okur'a teĢekkür
ederim.Bu uzun ve zorlu doktora sürecinde yardımlarını esirgemeyen,
varlıklarıyla güven veren arkadaĢlarım, hocalarım, Prof. Dr. Yadigar Ġzmirli'
ye, Prof. Dr. Hasan Tunç'a, Doç. Dr. Mehmet Akif Kütükçü' ye, Yard. Doç. Dr.
Fatma TaĢdemir' e, AraĢtırma Görevlisi ĠrĢad Sarıalioğlu' na, AraĢtırma
Görevlisi Dr. Murat Saraçlı'ya, AraĢtırma Görevlisi Hatice Metin Altınok'a,
Yargıtay Üyesi Ġbrahim Zengin'e, Hakim Albay Sedat Çelenlioğlu' na,
Konsolos Cemal Sangu'ya, Av. A. Tuba Ayan'a, Av. Mehmet Emin Bağcı'ya,
Av. Aytül Kaplan'a teĢekkür ederim.
iii
Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. F.Rifat
Ortaç'a, Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Altan Çetin'e ve Enstitü'nün bütün
personeline bürokratik yükümü hafiflettikleri ve samimiyetleri için teĢekkür
borçluyum.
Ailemin her üyesine, hep yanımda olduklarından ve her zaman
yanımda olacakları güvenini verdiklerinden dolayı ne kadar teĢekkür etsem
az olacak. TeĢekkürün yanında, yeğenim Erdem Ertuğrul Çimendağ'dan özür
de dilemeliyim belki. Küçücük zihnini, ben uçakta iken yağmur yağdığında
saçlarımın ıslanması gibi envai çeĢit kaygıyla yorduğum
yaĢında
yüreğine
özlem
gibi
ağır
bir
yükü
için ve erken
yüklediğim
için.
ĠÇĠNDEKĠLER
ÖNSÖZ ........................................................................................................................................... Ġ
ĠÇĠNDEKĠLER .............................................................................................................................. ĠĠ
KISALTMALAR ........................................................................................................................... V
BĠRĠNCĠ BÖLÜM .......................................................................................................................... 2
EMREDĠCĠ NORMLARLA ĠLGĠLĠ SORUMLULUK DÜZENLEMESĠNĠN HUKUKĠ
ZEMĠNĠ .......................................................................................................................................... 2
1.1.
ULUSLARARASI HUKUK TEORĠLERĠ ......................................................................... 3
1.2.
ULUSLARARASI TOPLUM ........................................................................................... 6
1.3.
ULUSLARARASI SORUMLULUK TEORĠLERĠ .......................................................... 19
1.3.1.
Hukuki Sorumluluk ........................................................................................................ 19
1.3.2.
Cezai Sorumluluk ........................................................................................................... 22
1.4.
ULUSLARARASI HUKUK KOMĠSYONU VE DEVLETĠN SORUMLULUĞU ............ 34
1.4.1.
Uluslararası Sorumluluğun Kaynağı ................................................................................ 42
1.4.1.1.
Uluslararası Yükümlülüğün Ġhlali ................................................................................... 43
1.4.1.2.
Uluslararası Yükümlülük Ġhlalinin Devlete Atfedilmesi ................................................... 45
1.4.2.
Uluslararası Sorumluluğun Sonuçları .............................................................................. 47
1.4.2.1.
Ġhlal Edilen Yükümlülüğü Yerine Getirme Ödevinin Devam Etmesi ................................ 48
1.4.2.2.
Ġhlale Son Verme ve Tekrar Etmeme Yükümlülüğü ......................................................... 49
1.4.2.3.
Giderim Yükümlülüğü .................................................................................................... 52
1.4.2.3.1. Eski Hale Ġade Yükümlülüğü .......................................................................................... 55
1.4.2.3.2. Tazminat Yükümlülüğü .................................................................................................. 58
1.4.2.3.3. Tatmin Yükümlülüğü...................................................................................................... 65
ĠKĠNCĠ BÖLÜM........................................................................................................................... 78
ULUSLARARASI HUKUKUN EMREDĠCĠ NORMLARI VE CĠDDĠ ĠHLALLERĠ ................ 78
2.1.
ULUSLARARASI HUKUKTA EMREDĠCĠ NORMLAR ............................................... 79
2.1.1.
Emredici Kural - Jus Cogens ........................................................................................... 85
2.1.1.1.
Jus Cogens Kural Örnekleri ............................................................................................ 95
2.1.1.1.1. Kuvvet Kullanımının Yasaklanması ................................................................................ 95
2.1.1.1.2. Self Determinasyon Hakkı .............................................................................................. 99
2.1.1.1.3. Temel Ġnsan Hakları ..................................................................................................... 102
2.1.1.1.4. Çevre Hukuku .............................................................................................................. 107
2.1.1.2.
Uluslararası Hukukta Jus Cogens Kabul Edilmeyen Emredici Kural Örnekleri ............... 109
2.1.2.
Emredici Kural-Erga Omnes ......................................................................................... 111
iii
2.1.3.
Emredici Kural- Uluslararası Suç .................................................................................. 118
2.1.3.1.
Devletin Sorumluluğu Bağlamında Uluslararası Suç...................................................... 126
2.1.3.2.
Uluslararası Suç ve Jus Cogens Kural ĠliĢkisi ................................................................ 136
2.1.3.3.
Uluslararası Suç ve Erga Omnes Yükümlülük ĠliĢkisi .................................................... 139
2.1.3.4.
BirleĢmiĢ Milletler Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması SözleĢmesinin
Devletin Sorumluluğu Açısından Değerlendirilmesi ...................................................... 141
2.1.4.
Uluslararası Hukuk Komisyonu ve Uluslararası Hukukun Emredici Normlarından Doğan
Yükümlülüklerin Ġhlali.................................................................................................. 149
2.2.
EMREDĠCĠ NORMLARDAN DOĞAN YÜKÜMLÜLÜK ĠHLALLERĠNĠN CĠDDĠLĠĞĠ
..................................................................................................................................... 152
2.2.1.
Nihai Metin'de Uluslararası Hukukun Emredici Normlarından Doğan Yükümlülüklerin
Ġhlalinin Ciddiliği ......................................................................................................... 153
2.2.2.
Uluslararası Suçların Ciddiliği ...................................................................................... 155
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ..................................................................................................................... 158
ULUSLARARASI HUKUKUN EMREDĠCĠ NORMLARINDAN DOĞAN
YÜKÜMLÜLÜKLERĠN CĠDDĠ ĠHLALLERĠNĠN ÖZEL SONUÇLARI ................................ 158
3.1.
NĠHAĠ METĠN'DE ULUSLARARASI HUKUKUN EMREDĠCĠ NORMLARINDAN
DOĞAN YÜKÜMLÜLÜKLERĠN CĠDDĠ ĠHLALLERĠNĠN ÖZEL SONUÇLARI ........ 162
3.1.1.
Uluslararası Hukukun Emredici Normlarından Doğan Yükümlülüklerin Ciddi Ġhlallerine
Hukuka Uygun Yollarla Son Vermek Ġçin ĠĢbirliği Ġçinde Olma Yükümlülüğü .............. 166
3.1.2.
Uluslararası Hukukun Emredici Normlarından Doğan Yükümlülüklerin Ciddi Ġhlallerinin
Meydana Getirdiği Durumu Tanımama ve Yardımda BulunmamaYükümlülükleri ......... 168
3.1.2.1.
Ciddi Ġhlal OluĢturan Durumu Hukuka Uygun Olarak Tanımama Yükümlülüğü ............ 168
3.1.2.2.
Ciddi Ġhlal OluĢturan Duruma Yardımda Bulunmama Yükümlülüğü ............................. 175
3.1.3.
ĠĢbirliği Ġçinde Olma, Tanımama ve Yardımda Bulunmama Yükümlülüklerinin Yerine
Getirilmesinde Uygulamada KarĢılaĢılan Zorluklar ....................................................... 180
3.2.
ULUSLARARASI HUKUKUN EMREDĠCĠ NORMLARINDAN DOĞAN
YÜKÜMLÜLÜKLERĠN CĠDDĠ ĠHLALLERĠNĠN ÖZEL SONUÇLARI
DÜZENLEMESĠNĠN ÖN AġAMASI ........................................................................... 182
3.2.1.
Taslak Maddeler'in Ġlk Okuma'sında Uluslararası Suç TeĢkil Eden Haksız Fiillerin Ciddi
Ġhlallerinin Özel Sonuçları ............................................................................................ 183
3.2.1.1.
Zarar Gören Devlete ĠliĢkin Özel Sonuçlar .................................................................... 189
3.2.1.1.1. Zarar Gören Devletin Eski Hale Getirmeye ĠliĢkin Yetkisi ............................................. 190
3.2.1.1.1.1. 43/c Maddede Düzenlenen Sınırlamalar Olmaksızın Eski Hale Ġade .............................................. 191
3.2.1.1.1.2. 43/d Maddede Düzenlenen Sınırlamalar Olmaksızın Eski Hale Ġade.............................................. 192
3.2.1.1.2. Zarar Gören Devletin Tatmine ĠliĢkin Yetkisi ................................................................ 193
3.2.1.2.
Bütün Devletler Ġçin Getirilen Yükümlülükler ............................................................... 195
iv
3.2.2.
Uluslararası Hukuk Komisyonunda Önerilen Ancak Nihai Metin'de ya da Taslak
Maddeler'in Ġlk Okuma'sında Yer Almayan Özel Sonuçlar............................................. 197
3.2.2.1.
BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢmasının Sağladığı Tedbirler .................................................. 197
3.2.2.2.
Uluslararası Toplum Üyesi Olmaktan Doğan Hak ve Ġmtiyazların Askıya Alınması ve
BirleĢmiĢ Milletler Örgütünden Ġhraç ............................................................................ 203
3.3.
EMREDĠCĠ NORMLARDAN DOĞAN YÜKÜMLÜLÜKLERĠN CĠDDĠ ĠHLALLERĠNDE
SORUMLULUĞUN UYGULANMASI ........................................................................ 204
3.3.1.
Doğrudan Zarar Gören Devlet Tarafından Sorumluluğa BaĢvurulması ........................... 205
3.3.2.
Doğrudan Zarar Gören Devletten BaĢka Devlet Tarafından Sorumluluğa BaĢvurulması . 210
3.3.3.
Doğrudan Zarar Gören Devletten BaĢka Devletler Tarafından Alınan Tedbirler ............. 218
3.3.4.
Uluslararası Hukukun Emredici Normlarına Saygı ........................................................ 224
SONUÇ ....................................................................................................................................... 229
KAYNAKÇA .............................................................................................................................. 234
ÖZET .......................................................................................................................................... 272
ABSTRACT ................................................................................................................................ 274
KISALTMALAR
BM
: BirleĢmiĢ Milletler
ILC
: International Law Commission
UAD
: Uluslararası Adalet Divanı
PCIJ
: Permanent Court of International Justice
ICJ
: International Court of Justice
ICTY
: International Criminal Tribunal for the Former Yugoslavia
ITLOS
: International Tribunals for the Law of the Sea
ECHR
: European Court of Human Rights
Inter-Am.Ct.H.R
: Inter-American Court of Human Rights
RIAA
: Reports of International Arbital Awards
UHK
: Uluslararası Hukuk Komisyonu
EJIL
: European Journal of International Law
Akron L.Rev.
: Akron Law Review
AÜHF
: Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
AÜSBF
: Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi
EJIL
: European Journal of International Law
Mich. J. Int'l L.
: Michigan Jounal of International Law
Am. J.Int'l L.
: American Journal of International Law
Int'l L.F.D
: International Law Forum du Droit International
J. Int'l Crim. Just. : Journal of International Justice
a.g.e.
: Adı geçen makale
a.g.m.
: Adı geçen makale
(Ed.)
: Editör
Çev.
: Çeviren
Haz.
: Hazırlayan
s.
: sayfa
vi
para.
: paragraf
GĠRĠġ
Uluslararası hukukun emredici normlarından doğan yükümlülüklerin
ciddi ihlallerinden doğan sorumluluk uluslararası hukuk alanında bir evrimin
sonucudur. Uluslararası hukukun geçirdiği evrim yeni ya da sırf uluslararası
hukuka özgü değildir. Bu durum, uluslararası hukukun geliĢmeye açık
olduğunun bir göstergesidir. Hayatın yansıması kabul edilen hukukun,
mütemadi değiĢimlerin tesirinde kalması elbette ki doğaldır. Ancak, hukukun
değiĢimi aynı hızda hukuk kurallarına yansımaz. Hukuk kuralları, ancak
geçici bir sosyal durumu tesbit eder ve çok çabuk eskir. ĠĢte, doğal ve
kaçınılmaz olan uluslararası hayatın değiĢikliğe uğraması, onu idare eden
hukukun da doğal ve kaçınılmaz değiĢikliğini doğurmuĢtur. 1
Uluslararası
hukukun
evrimi,
ahlaki
olarak
bağlayıcı
normlar
bütününden oluĢan ve ancak insanlar tarafından keĢfedilebilen doğal hukuk
anlayıĢı ve insanlar tarafından yaratılan pozitif hukuk anlayıĢları ile
iliĢkilendirilmiĢtir.2 Pek çok çeĢidi bulunan hukuki pozitivizm, genellikle doğal
hukuk anlayıĢına muhalif olarak değerlendirilmiĢtir. Ancak, süreç içerisinde
doğal hukuk ile hukuki pozitivizm arası ayrım giderek törpülenmiĢtir. Doğal
hukuk ve hukuki pozitivizm anlayıĢlarını birbirine yaklaĢtıran nedenlerden biri
hukuk ve ahlak arası ayrımdaki geliĢmeler olmuĢtur. Ġnsan haklarının
geliĢmesi, mahkeme kararlarında ve hukukun yorumlanmasında ahlak
ilkelerine
yapılan
göndermeler
hukuki
pozitivizmi,
doğal
hukuka
yaklaĢtırmıĢtır.3
Uluslararası hukukun bu kaçınılmaz ve doğal değiĢikliğinde,siyasal
söylemlerin ve gücün tesirinde muğlak uluslararası hukuk alanı için kesin
verilere ulaĢmak bir hayli zor olsa da, belli baĢlı olaylar yol gösterici olarak
genel kabul görmüĢtür. Vestfalya BarıĢ AnlaĢmasından sonra, uluslararası
hukuka uzun dönem hakim olan egemenlik kavramındaki değiĢikliğin hem
1
Nicolas Politis, "Devletlerarası Hukukun Geçirmekte Olduğu Tekamül", (Çev. Ġlhan Lütem) AÜHF
Dergisi, III, 2, 1946, s.567
2
Gülriz Uygur, "Hukuki Pozitivizmin DeğiĢen Yüzü mü?", AÜHF Dergisi, LII, 3, 2003, s.147
3
Uygur, a.g.m., s.145-146
2
çok göze battığını, hem de diğer sahaları etkilediğini söylemek mümkündür.
Devletlerin içiĢlerinde olduğu gibi dıĢ iĢlerinde de, kendi iradeleri ile kabul
ettikleri sınırlamalardan baĢka sınırlama kabul etmeksizin hareket etme
mutlak
iradesinin
yansıması
olan
egemenlik,
süreç
içerisinde
sınırlandırılmıĢtır. Dünya SavaĢları, uluslararası anlaĢmalar, uluslararası
örgütler ve hatta bireylerin uluslararası hukuk alanında varlıkları, devletlerin
uluslararası hukukun tek sujesi olma tekelini kırmıĢ, uluslararası toplum
kavramı, uluslararası kamu düzeni ve onun araçları ihtiyacı devlet
egemenliğini ve uluslararası hukuku etkilemiĢtir. Devlet egemenliğinin, devlet
iradesi dıĢında sınırlandırıldığının en büyük göstergelerinden biri uluslararası
hukukun emredici kuralları olmuĢtur. Yine, uluslararası hukukun en önemli
aktörü devletler kabul edilse de, uluslararası toplum kavramının geliĢmesi ve
ayrıca hak ve yükümlülük ehliyetinin tartıĢılması devlet egemenliğini
merkezden çepere doğru itmiĢtir.
Uluslararası sorumluluk, uluslararası hukuk ile birlikte ciddi bir evrim
geçirirken, uluslararası toplumu etkileyen geliĢmelerin de bir sonucu olarak
daha karmaĢık ve daha çeĢitli hale gelmiĢtir.
4
Uluslararası hukukun kalbi
kabul edilen uluslararası sorumluluk, uzun süre Doğal Hukuk anlayıĢı
çerçevesinde uygulanmıĢtır. Buna göre, zarar veren devletin, verdiği zararı
gidermesi temelli "hukuki sorumluluk" olarak adlandırılan klasik sorumluluk
anlayıĢıyla değerlendirilmiĢ ancak bu anlayıĢ zamanla ihtiyaçlara cevap
vermekte yetersiz kalmıĢtır. Zira, uluslararası hukuk düzeninin bir devlet
tarafından ihlali halinde, bozulan hukuk düzenini tamir etme görevinin
doğacağı gerekçesiyle uluslararası hukuk düzeni bizatihi korunmaya değer
bir kavram olarak görülmüĢtür. 5 Dolayısıyla, çağdaĢ uluslararası hukukta,
uluslararası sorumluluğun iĢlevine, uluslararası kamu düzeni ve uluslararası
hukuk kurallarının korunması da eklenmiĢ, uluslararası yükümlülüğün ihlali
4
Alain Pellet, "The Definition of Responsibility in International Law" (Ed.) James Crawford, Alain
Pellet, Simon Olleson, The Law of International Responsibility, Oxford University Press, 2010, s.3
5
Dionisio Anzilotti, "La Responsibility Intemationaie des Etats a Raison des Dommages Soufferts par
des Strangers", RCDIP (1906),s.13 aktaran Pierre- Marie Dupuy," Dionisio Anzilotti and the Law of
International Responsibility of States, EJIL, Vol.3, 1992, s.145
3
münhasıran "hukuki zarar" olarak kabul edilmiĢtir.6 Bunun sonucu olarak da,
uluslararası hukukun bütün ihlalleri için kabul edilen sorumluluğun tekliği
ilkesini korumak güçleĢmiĢtir.7 Uluslararası arenada görünen devlet sayısının
fazlalaĢması, Dünya SavaĢlarının ve ciddi kayıpların yaĢanması, silahın ve
silahlanmanın geliĢmesi, devletlerin birbirleriyle iletiĢim, etkileĢim ve karĢılıklı
muhtaçlıklarının artması, çok taraflı ve çok boyutlu uluslararası anlaĢmaların
yapılması, katı devlet egemenliği anlayıĢının zayıflaması, uluslararası
örgütlerin doğması ve uluslararası hukuk sujesi olarak kabul edilmeleri,
uluslararası toplum, uluslararası kamu düzeni, uluslararası hukukun emredici
kuralları gibi "düzen" kavramı, asgari ortak kural ve ilkelerin varlığı
8
,
uluslararası suç gibi kavramların geliĢmesi yukarıda bahsedilen yalnız zarar
veren ve zarar gören devlet arası, zarar veren devletin ortaya çıkan zararı
gidermekle yükümlü olduğu iki taraflı sorumluluk iliĢkisinin hem taraflarını
hem de kapsamını geniĢletmiĢtir.
Sorumluluğun taraflarının geniĢlemesi,
devlet odaklı, ademi-merkez yapıdaki uluslararası hukuk alanında, klasik
sorumluluk anlayıĢından sapmalar meydana getirmiĢtir. Uluslararası hukukun
farklı nitelikteki ihlallerinin, farklı sorumluluk rejimini doğuracağı özellikle Ġkinci
Dünya SavaĢından sonra ağırlık kazanmıĢ, soykırım iĢlememe, saldırı ve ırk
ayrımcılığı fiillerinden kaçınma yükümlülüğü gibi özellikle bir bütün olarak
uluslararası toplum için temel önemdeki yükümlülüklerin ciddi ihlalleri için
klasik iki taraflı sorumluluk rejiminin yetersizliği, bu anlayıĢtan sapmanın bir
diğer gerekçesi olmuĢtur. Uluslararası hukukun belli nitelikli ihlalleri çoğu
zaman
"uluslararası
uluslararası
suç"
sorumluluğu
konusunu
gündeme
alanında,
uluslararası
getirmiĢtir.
suç
9
Devletin
kavramlarının
geliĢmesiyle, uluslararası ceza sorumluluğunun varlığı ya da devletlerin
6
Attila Tanzi, "Is Damage a Distinct Condition for the Existence of an International Wrongful Act?"
United Nations Codification of State Responsibility, (Ed. Marina Spinedi and Bruno Simma),
Ocena Publications, INC., London, New York, Rome, 1987, s. 8
7
André Nollkaemper, "Constitutionalization and the Unity of the Law of International
Responsibility", Indiana Journal of Global Legal Study, Vol.16, No. 2, 2009, s.535
8
Mehmet Emin Çağıran, Uluslararası Hukukta Devletin Tek Taraflı ĠĢlemleri, Platin Yayınları,
Ankara, 2005, s.164
9
A/CN.4/SER.4/1976/Add.1(Part 2), Yearbook of the International Law Commission, Vol.II, Part
Two, 1976, s. 99, (EriĢim)
http://untreaty.un.org/ilc/publications/yearbooks/Ybkvolumes(e)/ILC_1976_v2_p2_e.pdf, 12 Ekim
2009
4
cezalandırılması en çok tartıĢılan konulardan olmuĢtur. Yine bu bağlamda,
uluslararası toplum, uluslararası kamu düzeni ve uluslararası hukukta
emredici kural tartıĢmaları uluslararası hukuka riayeti sağlama konusunu
ceza sorumluluğuna dahil etmiĢtir. Teknolojik ve küresel geliĢmelerle birlikte
devletin hukuka uygun faaliyetlerinden sorumluluğunun anılması devletin
uluslararası sorumluluğuna hukuki ve cezai sorumluluk tartıĢmalarının
yanında bir açı daha eklemiĢtir. Devletin hukuka uygun faaliyetlerinden ötürü
risk ya da objektif sorumluluğu getirmiĢtir. Kökleri Roma Hukukuna dayanan,
fiil-kusur-zarar-illiyet bağı çerçevesinde kusur sorumluluğunun devletin
uluslararası sorumluluğuna iliĢkin tesiri yadsınamaz. Ancak, Uluslararası
Hukuk Komisyonu çalıĢmalarında zarar, sorumluluğun doğmasının unsuru
olmaktan
çıkarılmıĢtır.
Tezde,
kusur
sorumluluğuna
ya
da
objektif
sorumluluğa değinilmemiĢtir.
Uluslararası suç kavramının anılması,- Uluslararası Hukuk Komisyonu
metinlerinden
silindikten
sonra
bile
uluslararası
"hukukun
emredici
normlarından doğan yükümlülüklerin ihlali" tabiri yerine uygulamada ve
teoride uluslararası suç tabiri çoğu zaman tercih edilmiĢtir.- 10
cezai
sorumluluğun varlığı-yokluğu ya da uygulanması tartıĢmalarının ötesinde,
uluslararası toplum kavramı uluslararası normlar hiyerarĢisi ile yakın
bağlantılı düĢünülmüĢtür. Emredici normların varlığının kabulü gibi normlar
arası hiyerarĢi, sorumluluk konusunda da bir hiyerarĢinin varlığına iĢaret
etmiĢtir. Ġhlalin niteliği ve sorumluluğu arasında doğru orantı kurularak,
"ağırlaĢtırılmıĢ",
"özel",
"ilave"
sorumluluk
rejimlerinin
önerilmesi,
sorumluluğun tekliği klasik ilkesini sorgulatmıĢtır. Ġki savaĢ arası dönemde,
bu "geleneksel" görüĢün geçerliliği ile ilgili Ģüpheler, özellikle Ġkinci Dünya
SavaĢından sonra tamamen iki farklı sorumluluk rejiminin uygulanması
konusundaki görüĢler kuvvet kazanmıĢtır.
Saldırıdan kaçınma, soykırım
iĢlememe ya da ırk ayrımcılığı yapmama gibi bazı yükümlülüklerin devlet
tarafından ihlalleri, bir bütün olarak uluslararası toplum için temel önemde
10
Nigel D. White, " Responses of Political Organs to Crimes by States" System Criminality in
International Law, (Ed.) André Nollkaemperand Harmen van der Wilt, Cambridge University Press,
Cambridge, 2009, s. 314
5
olduğu, dolayısı ile buna benzer fiiller için farklı sorumluluk rejiminin gerekliliği
üzerinde durulmuĢtur.
11
Farklı sorumluluk rejimi düĢüncesinde, cezai
sorumluluk ya da nev'i Ģahsına münhasır bir uluslararası sorumluluk anlayıĢı
en çok taraftar bulan rejimlerden olmuĢtur.
Uluslararası Hukukun Emredici Normlarından Doğan Yükümlülüklerin
Ciddi
Ġhlallerinden
Sorumluluğun
incelendiği
Tez,
yukarıda
belirtilen
geliĢmeler ıĢığında değerlendirilmiĢtir.
Uluslararası Hukuk Komisyonu tarafından BirleĢmiĢ Milletler Genel
Kuruluna sunulan ve Aralık 2001 tarihinde Genel Kurul tarafından kabul
edilen "Uluslararası Haksız Fiillerden Devletin Sorumluluğu" adındaki metin
esas alınmıĢ ve Tez'de "Nihai Metin" olarak adlandırılmıĢtır. Ancak, belli
durumlarda,
konunun
anlaĢılırlığı
açısından
Uluslararası
Hukuk
Komisyonunun devletin sorumluluğu konusundaki çalıĢması çerçevesinde
önceki Taslak Maddeler ile birlikte incelenmiĢtir.
Ġlk Bölümde, Tez konusunun üzerine Ģekillendiği yapı hakkında bilgi
verilmiĢtir. Bu bağlamda, uluslararası hukuk teorilerine, uluslararası toplum
kavramı ve uluslararası kamu düzenine, Tez ile ilgisi oranında uluslararası
sorumluluk teorilerine değinilmiĢ ve uluslararası haksız fiillerden devletin
sorumluluğu
konusunda
Uluslararası
Hukuk
Komisyonu
tarafından
hazırlanan Metin kısaca anlatılmıĢtır. Uluslararası haksız fiilin sonuçları ile
uluslararası haksız fiil kabul edilen emredici norm ihlallerinin sonuçları
kıyaslanmıĢtır.
Uluslararası hukukun emredici kuralları kabul edilen devletlerin
müĢterek çıkarlarını korumayı amaçlayan erga omnes yükümlülükler ve jus
cogens kurallar, uluslararası hukuk sisteminin temel özelliklerini tanımlamaya
yardımcı olan anayasal kurallar olarak kabul edilmiĢlerdir.12 Bir hukuk düzeni
11
Draft Articles on State Responsibility with Commentaries Thereto Adopted by the International
Law Commission on First Reading, 1997,s. 107, (EriĢim)
http://untreaty.un.org/ilc/texts/instruments/english/commentaries/9_6_1996.pdf , 19 Mayıs 2009
12
Michael Byers," Conceptualising the Relationship Between Jus Cogens and Erga Omnes Rules"
Nordic Jounal of International Law, Kluwer Law International, 66, 1997, s. 239
6
varlığının göstergesi kabul edilen13 ve anayasal değer atfedilen bu kuralların
varlıklarının kabulü, bunların ihlalleri halinde de aynı değer atfının sonucunu
gerektirmiĢtir. Tezimizin esası da, bu sorun etrafında ĢekillenmiĢtir. Bu
nedenle, Tezin Ġkinci Bölümünde, uluslararası hukukta normlar hiyerarĢisinin
varlığı, emredici norm, erga omnes yükümlülük ve uluslararası suç
kavramları incelenmiĢ, müĢterek ve ayrı noktalarına dikkat çekilmiĢtir. Yine,
uluslararası hukukun emredici normlarından doğan yükümlülük ihlallerinin
ciddiliği ile uluslararası suçların ciddiliği, uluslararası suç kavramının
uluslararası ceza sorumluluğunu doğurduğu tartıĢmalarına ve uluslararası
suç ile uluslararası hukukun emredici normlarının benzerliğinden ötürü
sorumluluk rejimine açıklık getirmesi amacıyla incelenmiĢtir.
Tezin
Üçüncü
Bölümünde,
uluslararası
hukukun
emredici
normlarından doğan yükümlülüklerin ciddi ihlallerinin sonuçlarına yer
verilmiĢtir. Buna göre, uluslararası hukukun emredici normlarından doğan
yükümlülüklerin ciddi ihlallerine son vermek için iĢbirliği içinde olma, bu
ihlallerden doğan sonuçları hukuka uygun olarak tanımama ve ihlallerin
meydana getirdiği durumun sürdürülmesi için yardım etmeme konusunda
bütün
devletlere
getirilen
yükümlülükler
anlatılmıĢtır.
Her
ne
kadar
uluslararası hukukun emredici normlarından doğan yükümlülüklerin ciddi
ihlalleri için özel sonuç olarak düzenlenmiĢ olsa da, gerçekte bu düzenleme
uluslararası hukukta "emredici normların ciddi ihlallerini" ve sıradan norm
ihlallerinden ayırmaya yetmemektedir. Örneğin, soykırım suçunu hukuka
uygun tanınmazken, ikili ticaret anlaĢmasının ihlalinin hukuka uygun olarak
tanınabilmesi ihtimali, süreç içerisinde uluslararası hukukun geldiği nokta ile
uyuĢmamaktadır. Zira, uluslararası toplum kavramının zorunlu kıldığı
uluslararası hukuk düzeni, hiç zarar doğmasa dahi, sırf bir uluslararası hukuk
kuralı ihlal edilmiĢ olmasına da belli sonuçlar bağlamıĢtır. Ayrıca bu
13
Jus cogens kural ile ilgili Viyana AndlaĢmalar Hukukuna iliĢkin Konferansta, jus cogens 'in bir
hukuk düzeninin varlığına açıkça iĢaret ettiği belirtilmiĢtir. A/CONF.39/11, United Nations
Conference on the Law of Treaties, Official Records, United Nations Publications, Sales Number.
E.68, V.7, Meetings of the Committee of the Whole ,1969,Fifth-Second Meeting, s.295, para.18,
(EriĢim)http://untreaty.un.org/cod/diplomaticconferences/lawoftreaties-1969/vol/english/1st_sess.pdf,
25 Ekim 2010
7
düzenleme, ihlalin niteliği ile sorumluluğun ağırlığı arasında uygunluğu
sağlamamaktadır. Uluslararası hukukun emredici normlarından doğan
yükümlülüklerin
ciddi
ihlalleri
için
öngörülen
özel
sonuçların
devlet
uygulamasına bakıldığında, bu düzenlemenin uluslararası hukukun sıradan
normları için bile tesiri ciddi Ģekilde sorgulanır. Örneğin,
yükümlülük ihlalinin "hukuka uygun olarak tanınmaması"
uluslararası
uygulamada bir
sonuç doğurmaz. Hukuka uygun olarak tanınmayan haksız fiilleri iĢleyen
devletin hukuki, ekonomik hiçbir iliĢkisini etkilemez. Aynı Ģekilde, haksız fiilin
meydana getirdiği sonucun devamı için yardım etmeme yükümlülüğü aynı
derecede muğlak ve tesirsizdir.
Uluslararası hukukun emredici normlarının ihlalleri, uluslararası
suçlardan hem Tezde, hem de literatürde ayrı görülmediğinden uluslararası
suçlara iliĢkin sonuçlar da Tezin Üçüncü Bölümünde incelenmiĢtir. Bu
sayede, uluslararası sorumluluk rejimini değerlendirmek de mümkün
olmuĢtur. Sorumluluk rejimi ile ilgili Doğrudan Zarar Gören Devlet ve
Doğrudan Zarar Gören Devletten BaĢka Devletlerin Sorumluluğa BaĢvurma
ve Tedbir Alma Hakları, Uluslararası Hukukun Emredici Normlarına Saygı
gibi baĢlıklara yer verilmiĢtir.
Tezde, hem haksızlığı ortadan kaldıran durum olarak, hem de devletin
uluslararası uygulanması bölümünde ayrı bölüm olarak düzenlenen "karĢı
tedbirler" konusuna iki nedenden ötürü yer verilmemiĢtir. Bunlardan biri,
uluslararası haksız fiilden doğrudan zarar görmeyen devletlerin karĢı
tedbirlere baĢvurması konusundaki ihtilafın çözülememiĢ olmasıdır. Diğer
sebebi ise, haksızlığı ortadan kaldıran durumların emredici normlara
uygulanamayacağı hükmünün karĢı tedbirleri de kapsamasıdır. Ancak, Tezin
Üçüncü Bölümünde, Doğrudan Zarar Gören Devletten BaĢka Devletlerin
Alacağı Tedbirler baĢlığı altında kısmen yer verilmiĢtir.
Devletin sorumluluğu ile bağlantılı, uluslararası toplumun temsili,
uluslararası ceza hukukunun varlığı ya da uygulanması, uluslararası kamu
düzeni açısından uluslararası hukuka riayetin sağlanması gibi konularda
8
BirleĢmiĢ Milletler en çok tartıĢılan kurum olmuĢtur. BaĢlıca, "uluslararası
hukukun anayasallaĢması" ya da "hegemonya aracı" temelinde Ģekillenen
BirleĢmiĢ Milletler ile ilgili farklı görüĢler Tez'in farklı bölümlerinde dağınık
Ģekilde aktarılmıĢtır.
Hukuki metinlerin yorumlarında, "hazırlık çalıĢmalarının" bilimsel
değeri konusunda Ģüphe yoktur. Bu nedenle Tez'de, hazırlık çalıĢması olarak
nitelenebilecek Taslak Maddelere ve özel raportörlerin raporlarında yer alan
madde önerilerine bazen alt baĢlık Ģeklinde, bazen de münhasır baĢlık
ayırmaksızın konu içinde değinilmiĢtir.
Uluslararası hukuk alanındaki pek çok kavram ulusal hukuklarda yer
bulmasına rağmen, Tez'de uluslararası hukuk kavramlarının ulusal hukuk
görünümlerine yer verilmemiĢtir.
Tezin çoğu yerinde, yabancı dildeki ifadeye bağlı kalınmaya
çalıĢılmıĢtır. Bu durum, söz öbeklerindeki yeknesaklığı ortadan kaldırmıĢtır.
Çevirilerde, kavramların hukuksal etkileri bakımından paralellikleri aranmıĢtır.
Uluslararası Hukuk Komisyonu, zaman zaman "Komisyon" olarak
adlandırılmıĢ ya da UHK Ģeklinde kısaltılarak da kullanılmıĢtır.
Yine aynı
Ģekilde, BirleĢmiĢ Milletler Güvenlik Konseyi, yalnız "Güvenlik Konseyi"
olarak, Uluslararası Adalet Divanı "UAD" ya da "Divan" , Uluslararası Daimi
Adalet Divanı "UDAD" ya da "Daimi Divan" olarak anılabilmiĢtir.
Tezde esas alınan, 2001 tarihli "Uluslararası Haksız Fiillerden Devletin
Uluslararası Sorumluluğu" Nihai Metin'nin, uluslararası hukuk alanında
BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢması ve 1969 Viyana AndlaĢmalar Hukuku
SözleĢmesinden sonra en önemli üçüncü metin olacağı ifade edilmiĢtir.14 Bu
nedenle, Metin'in "Ģekil" açısından Türkçe'ye çevirisinde bu belgeler esas
alınmıĢ, orijinal Metin'deki "part" ifadesi "kısım", "chapter" ifadesi "bölüm"
olarakçevrilmiĢtir.
14
A/62/63, 9 Mart 2007, United Nations General Assembly, Sixty-Second Session, s.4, (EriĢim)
http://daccess-dds-ny.un.org/doc/UNDOC/GEN/N07/267/06/PDF/N0726706.pdf?OpenElement, 12
Mart 2010,Portekiz'in yorumu,
9
Uluslararası Hukuk Komisyonunun 2001 tarihli Taslak Maddeler' indeki
Ģekliyle
"Uluslararası
Hukukun
Emredici
Normlarından
Doğan
Yükümlülüklerin Ciddi Ġhlalleri" ibaresinde yer alan "ciddilik" in Tez'in
BaĢlığındaki varlığı, tez savunması sırasında eleĢtirilmiĢ, bu sebepten ötürü
Tez'in BaĢlığından çıkarılmıĢtır. Ancak, Tez Metni içinde çoğu zaman orijinal
Ģekle
uygun
olarak
anılmıĢtır.
BĠRĠNCĠ BÖLÜM
EMREDĠCĠ NORMLARLA ĠLGĠLĠ SORUMLULUK DÜZENLEMESĠNĠN
HUKUKĠ ZEMĠNĠ
Uluslararası hukukun emredici normlarından doğan yükümlülüklerin
ciddi ihlallerinden sorumluluk, Nihai Metin'in Ġkinci Kısım, Üçüncü Bölümünde
düzenlenmiĢtir. Elbette ki, her hukuki düzenleme, bağımlı ve bağımsız pek
çok
değiĢkenin
sonucudur.
Tezde,
normlarından doğan
yükümlülüklerin
uluslararası
teorilerinin,
hukuk
uluslararası
hukukun
ciddi ihlallerinden
uluslararası
emredici
sorumluluğun,
sorumluluk
teorilerinin,
uluslararası toplumun evrimine ve uluslararası haksız fiil ve sonuçlarına bağlı
bir zeminde husule geldiği kabul edilmiĢ ve konu yalnız bu açılardan
incelenmiĢtir.
Tezde incelenen sorumluluk hukuku, uluslararası hukukun münhasır
bir hukuk alanı olarak bile kabul edilmediği dönemden, süreç içerisinde
Kant'ın, Ebedi BarıĢ'ının müteradifi 15 olarak kabul gördüğü bir değiĢim
üzerinde doğmuĢtur. Yine, verilen zararı gidermeye yönelik, iki tarafı zarar
veren-zarar gören arası klasik sorumluluk iliĢkisinden, uluslararası toplumun
da taraf olduğu, uluslararası kamu düzeninin ve uluslararası hukuka riayetin
sağlanması, belli yükümlülükleri ihlal eden devletler için giderimin ötesindeki
amaçları hedefleyen sorumluluk anlayıĢından etkilenmiĢtir.
Uluslararası hukukun emredici normlarından doğan yükümlülüklerin
ciddi ihlallerine iliĢkin sorumluluk düzenlemesi, farklı sorumluluk rejimlerinin
izlerini taĢımaktadır. ġüphesiz bu durum, uluslararası hukukla birlikte
sorumluluk evriminin bir yansımasıdır. Bu açılardan sorumluluk teorilerine
değinilmesi zorunlu olmuĢtur. Elbette ki, sorumluluk teorilerinin değiĢmesi ya
da çeĢitlenmesi, uluslararası hukuk teorilerinin, uluslararası hukuk sujelerinin
15
E. HirĢ, " Kant'ın Ebedi BarıĢ Üzerindeki Felsefi Denemesi" AÜHF Dergisi, III, 2, 1946, s. 269.
Kant, "Ebedi BarıĢ"ı, hukuk düzeni ile eĢ anlamlı kullanmıĢtır.
3
değiĢiminin bir sonucudur. Bu nedenle, en azından varlıklarından haberdar
olmak, potansiyelleri hakkında fikir sahibi olmak açısından önemlidir.
Yine aynı Ģekilde, uluslararası hukukun geliĢimi, uluslararası toplum
kavramını doğurmuĢ ve onun uluslararası hukuk kiĢiliğini tartıĢmaya açmıĢtır.
Uluslararası sorumluğu, uluslararası toplum konusundan ayırmak mümkün
olmadığı gibi, düzenlemede " uluslararası toplum" a, emredici norm, jus
cogens kural, erga omnes yükümlülük, uluslararası suç, zarar gören devlet
dıĢındaki devletlerin sorumluluğu baĢlatma hakları, emredici normlardan
doğan yükümlülüklerin ciddi ihlalleri sorumluluğunda iĢbirliği yükümlülüğü,
uluslararası kamu düzeni gibi pek çok konuda doğrudan atıf yapılması
sebebiyle,
uluslararası
toplum
anlatılmaksızın
konunun
gereği
gibi
anlaĢılması zor olduğundan, uluslararası toplum ve onun uluslararası hukuk
kiĢisi olma özelliğine tez konusunu etkileyen zemin içinde yer verilmiĢtir.
Uluslararası hukukun emredici normlarından doğan yükümlülüklerin
ciddi ihlallerine iliĢkin sorumluluğun, "özel" bir sorumluluk Ģekli olduğu kabul
edilmiĢtir. Bu özel nitelik, hem "emredici norm" ifadesi ile emredici olmayan
norm ayrımından, hem de "ciddi ihlal" ifadesi ile ciddi olmayan ihlal
ayrımından anlaĢılır. Uluslararası hukukun emredici normlarından doğan
yükümlülüklerin ciddi ihlalleri, uluslararası hukukun sıradan norm ihlalleri ve
hatta
uluslararası
suçlar
dahi
"uluslararası
haksız
fiil"
olarak
adlandırıldığından ve emredici normlardan doğan yükümlülüklerin ciddi
ihlallerine iliĢkin olarak Nihai Metin'in ilgili Bölümünde genel sorumluluk
düzenlemesini hariç tutmadığından konunun incelenmesi gerekli olmuĢtur.
1.1.
ULUSLARARASI HUKUK TEORĠLERĠ
Bir teori yapmak, bir toplum yapmaktır. Bir teoriye baskın olmak,
sosyal güce baskın olmaktır. Teoriyi yenmek, gücün altyapısını yenmektir.
Teoriyi değiĢtirmek toplumunu değiĢtirmektir. Bütün sosyal çekiĢmeler, aynı
zamanda bir teorinin de çekiĢmesidir. Her toplumun sosyal iĢleyiĢi bütün
olarak, teorinin ağırlığının kontrolü için bir çekiĢmeyi içerir. Her toplumun
4
tarihi,
aynı zamanda o toplumun teorilerinin de tarihidir. Uluslararası
toplumun tarihi yani bütün toplulukların toplumunun tarihi, aynı zamanda
uluslararası toplum içinde var olan bütün toplumların teorilerinin tarihidir.16 Bu
söylemin doğruluğu uluslararası hukuk için tartıĢmasızdır.
Uluslararası hukuk ancak 18. ve 19. yüzyıllarda, teoloji ve felsefeden
ayrı bir teknik ve disiplin gerektiren modern devletlerin iĢbirliğinden doğan
kuralların ayrı bir kurumu olarak tanınmıĢtır. 17 Uluslararası hukuk teorisinin
geliĢmesi ve yapılanması, olağanüstü politik, kültürel çeĢitlilik ve alandaki
evrensel ayrımlar dolayısı ile hiç kolay değildir. Uluslararası hukuk alanının
geniĢliğinden doğan kontrol kaybı, uluslararası hukukun belli iç alanlarında
uzmanlaĢması ve parçalara bölünmesi disiplin içindeki teorik düzeydeki
çalıĢmaları ciddi Ģekilde ağırlaĢtırmıĢtır.
18
Bu uzmanlaĢma ve ayrılma,
getirdiği belli zorluklara rağmen, disiplin içinde entelektüel sofizm düzeyinde
dramatik geliĢmelerle ifade edilen önemli katkılar da sağlamıĢtır. Süreç
içerisinde geliĢen sosyal farkındalık ile Ģekillenen insancıl ve etik eğilimlere
sahip olmuĢtur. 18. ve 19. yüzyıllarda devletin bağlı olduğu kuralların
kaynağını tanımlayan uluslararası toplum teorileri doğal hukuktan uzaklaĢıp,
pozitif hukuka doğru yönelmiĢtir.19
20.
yüzyılın
sonunda,
uluslararası
hukukun
felsefe,
insanilik,
entelektüelliğin bilimsel Ģeklinin varlığı ile disipline aĢırı uç farklı yaklaĢımlar
girmiĢtir. 20. yüzyılın önemli yazarlarından çoğu bu üç alanda yerlerini
almıĢlardır. Örnek olarak, Kelsen, Verdross ve Verzijl gösterilebilecektir. Bu
örnekler, uluslararası hukukun teoriye iliĢkin felsefi yaklaĢımları olarak
tanımlanmıĢtır.
Lauterpacht
ve
Jenks,
disiplinin
insancıl
geleneğinin
takipçileri olarak düĢünülmüĢtür. Schwarzengerber, Friedman ve Stone,
uluslararası
16
hukuk
teorisine
uyumlarında
birincil
bilimseller
olarak
Philip Allot, Eunomia, New Order for a New World, Second Edition, Oxford University Press,
Oxford, 2001, s.194
17
Hedley Bull, The Anarchical Society, A Study of Order in World Politics, Macmillan Education
Ltd., Houndmills, London, 1992,s.37
18
R.St. J. Macdonald and Douglas M. Johnston, "International Legal Theory: New Frontiers of the
Discipline" (Ed.) R.St. J. Macdonald&Douglas M. Johnston, The Structure and Process of
International Law, Hague, Nijhoff, 1983,s.3
19
Bull, a.g.e. ,s.35
5
sınıflandırılmıĢtır. Elbette ki, bu sınıflandırma çoğu zaman zor olmuĢtur.
Örneğin, McDougal ve Lasswell, uluslararası hukukta bilimsel yaklaĢım
sınıfına dahil edilmiĢ, fakat onların çalıĢmalarından çoğu insancıl geleneği
temel almıĢtır. 20
Uluslararası hukuka iliĢkin olarak uluslararası toplumda hukuki
konuların politize olması nedeniyle günümüzde sınıflandırma yapmak eskiye
oranla daha zordur. Uluslararası hukuk alanındaki önceki teorisyenlerin
politik farkındalıkları konusunda Ģüphe yoktur. Ancak, o zaman dünyanın
göreceli olarak daha homojenliği ya da en azından bugün geçmiĢe
bakıldığında homojen görüntüsünü göz ardı etmemek gereklidir. Bugün
dünya toplumunda umulmadık farklılıklar görülür. Günümüz problemleri,
uluslararası hukukçuların yardımlarıyla, neredeyse her politik kültür ve
hükümet sisteminde evrensel kabuller çerçevesinde çözülmek zorundadır.
Uluslararası hukukta yeni çeĢit felsefeler çoğu zaman eskilerinden çok
farklıdır ve birbiri ile uyumlu değildir. Ġlk modern hukukçular arasında yer
alan Alvarez ve Roling, uluslararası hukuk bilimselliğinde felsefenin bu politik
çeĢidine ihtiyaç olduğunu ifade etmiĢtirler. Tunkin ve Falk, temel olarak
disipline politik yaklaĢan çağdaĢ uluslararası hukukçular olarak tanınabilirler.
McDougal ve Lasswell, esas eğilimleri bilimsel ve insancıl hukukun
uyumlaĢtırılması olmasına rağmen kısmen uluslararası hukuk teorisine politik
yaklaĢan hukukçular olarak görülebilirler.21 Allot, "Language, Method and the
Nature of International Law" adlı eserinde, yukarıda sayılan bazı görüĢleri
örnek göstererek günümüz modern uluslararası hukuk doktrinini, doğal
hukukun, pozitif hukukun, uzlaĢmacı yaklaĢımın, gayri-uzlaĢmacı yaklaĢımın,
teolojik görüĢün, uygulamacı, politik, mantıki ve olgusal argümanların
karıĢımı olarak değerlendirmiĢtir. 22 Koskenniemi ise daha sonraki yıllarda
Allot'un bu doktrinel karıĢımını Norm, Politik, ġüpheci ve Ġdeal YaklaĢımlar
20
Macdonald and Johnston, a.g.m. , s.4
Macdonald and Johnston, a.g.m. , s.4,5
22
Philip Allot, "Language, Method and the Nature of International Law" Brit. Y.B. Int'l L., Vol.45,
1971, s.123-125
21
6
temelinde değerlendirmiĢtir.23 Pozitif ve doğal hukuk teorileri, süreç içerisinde
birbirlerine karĢı olmaktan çok tamamlayıcı hale gelmiĢlerdir. Uluslararası
hukukun çağdaĢ geliĢimi, bu teorileri birleĢtirerek kompleks bir bütün haline
geldiğini gösterir. 24
1.2.
ULUSLARARASI TOPLUM
Uluslararası hukuk alanı içinde herhangi bir konudan bahsetmek,
uluslararası toplumdan bahsetmeyi zorunlu kılar. Zira, uluslararası hukukun
varlığı, uluslararası topluma bağlıdır.
25
Uluslararası hukukun emredici
normlarından doğan yükümlülüklerin ciddi ihlallerinden sorumluluk ise,
uluslararası toplum bizatihi uluslararası hukuk sujesi kabul edilsin ya da
edilmesin uluslararası toplumdan ayrıca söz etmeyi gerektirir. ġöyle ki,
uluslararası hukukun emredici normlarının uluslararası toplumun temel
değerlerini korumaya yönelik kurallar olduğu, bunların ihlallerinin bütün
uluslararası
toplumu
ilgilendirdiği,
uluslararası
toplumun
varlığının
uluslararası kamu düzenini gerekli kıldığı ve bu düzenin korunmasında bütün
devletlerin menfaatlerinin olduğu gerçektir.
Uluslararası toplum (international community), literatürde bazen dünya
toplumu (world community), bazen de küresel toplum (global community)
kavramlarıyla eĢ anlamlı kullanılmıĢtır.26
Uluslararası toplumun varlığı için, uluslararası sosyal bilincin varlığı
Ģart koĢulmuĢtur.
Buna göre, insanların iradelerinden doğan uluslararası
sosyal vicdan olmaksızın, uluslararası toplum olamaz. Allot,
toplum
oluĢturma bilinci olmaksızın dünyadaki yaklaĢık iki yüz devletin, otoparktaki
iki yüz araba ya da kitaplıktaki iki yüz kitaptan ayrı olmadığını, insani bilinç
olmaksızın bu sayılanların metal, kağıt ve hayvani bir enerji olduğunu ifade
23
Martti Koskenniemi, "The Politics of International Law" EJIL, No 1, 1999, s. 9-13
Harold J. Berman, " Toward an Integrative Jurisprudence: Politics, Morality, History", California
Law Review, Vol.76, No.4, July 1988, s. 779-780
25
Muammer RaĢit Sevig, Devletler Umumi Hukuku, Sulhi Garan Matbaası, Ġstanbul, 1958, s.4
26
Edward Kwakwa," Uluslararası Topluluk, Uluslararası Hukuk ve ABD: Üçü Bir Arada, Ġkisi Birine
KarĢı ya da Hepsi de Bir?" ABD Hegemonyası ve Uluslararası Hukukun Temelleri, (Eds. Michael
Byers, Georg Nolte) (Çev.Erdem Denk), Phoenix Yayınevi, Ankara, 2007 s.31
24
7
etmiĢtir. 27 Uluslararası Adalet Divanı Yargıçlarından Mosler de, uluslararası
toplumun varlığını bir yerde var olan organize, belli sayıda bağımsız topluma
ve bütün bu birimlerin yükümlülüklerin yerine getirilmesi ve hakların
tanınması ile ilgili kuralların kabulü, karĢılıklı bağlayıcılığı konusunda genel
inanç Ģeklindeki psikolojik unsura bağlamıĢtır. 28 Yazarlar tarafından ileri
sürülen psikolojik unsur ya da toplum olma bilinci, esasen uluslararası
toplumun uluslararası hukuk kiĢisi olması ile ilgilidir. Klasik devletler hukuku,
devletler camiasını hukuk sujesi saymamıĢtır. Uluslararası andlaĢmalar genel
olarak iki taraflı yapılmıĢ ve uluslararası uyuĢmazlıklar münhasıran
andlaĢmanın taraflarını ilgilendirmiĢtir. Ancak gidiĢat bunu desteklememiĢtir.
Süreç içinde devletler camiası hak ve görevler edinmiĢtir. Kolektif
andlaĢmaların çoğalması, devletler hukukunda iki taraflılığı bertaraf etmiĢtir. 29
Bu açılardan uluslararası toplumun evriminin, uluslararası sorumluluk evrimi
ile paralel seyrettiği konusunda Ģüphe yoktur. AĢağıda, kısmen kronolojik sıra
ile zamanların uluslararası toplum algıları verilmiĢtir. Özellikle son zamanlara
kadar, uluslararası toplum nitelemesinde, "uluslararası toplum bilinci" nin var
olduğunu düĢünmek belki hatalıdır.
18.yüzyılda, uluslararası toplum üyeleri devletler ve milletlerdir.
Devlet, hukuki ve ahlaki hak ve görevlerin yüklenicisi kabul edilmiĢtir. 30 18.
yüzyıl düĢünürlerinden Vattel, insanlığın evrensel toplumunu, hak ve
yükümlülükler açısından insan doğasının kurumsallaĢmıĢ hali olarak
görmüĢtür. 31
1880'lerde Ġskoçyalı James Lorimer kitabında, uluslararası toplumu
devletlerden oluĢturmuĢ ancak her devleti eĢit görmemiĢtir. Ġnsanlığı medeni
olanlar ile barbarlar ve yabaniler arasında bölmüĢ, medeni insanlığın Avrupa
27
Philip Allot, " Reconstituting Humanity- New International Law" EJIL, 3, 1992, s.250
Hermann Mosler, The International Society as a Legal Community, Sijthoff&Noordhoff, Alphen
aaden Rijn, The Netherlands, 1980, s.2
29
Quincy Wright, "Devletler Hukukunda Yeni DeğiĢiklikler", (Çev. Hikmet Belbez) AÜHF Dergisi,
VII, 3, 1950, s.117
30
Bull, a.g.e.,s.39
31
E. De Vattel, The Law of Nations or the Principles of Natural Law, Translation of the Edition of
1758 by Charles G. Fenwick, Published by the Carnegie Institution of Washington, Washington,
1916, s.5
28
8
ve Amerikalı milletlerden oluĢtuğunu belirtmiĢtir. Türkiye, Ġran, Siam, Çin,
Japonya gibi Asya'daki bağımsız devletleri de "Barbar" sınıfına dahil etmiĢtir.
Medeni toplumların tamamı, uluslararası toplum üyesi olarak tanınmıĢken,
barbar toplumların uluslararası toplum üyeliği kısmen kabul edilmiĢtir. 32
Birinci Dünya SavaĢına kadar, uluslararası toplum, ulus-devlet olarak
anılan devletler grubu kabul edilmiĢtir. Bu ulus devletler grubu, kapanık bir
toplum özelliği göstermiĢtir. Zira Amerikalıların egemen devletler olarak
kabulünden sonra bile, Avrupa'da 16, Asya'da 13, Güney ve Kuzey
Amerika'da 20 ve Afrika'da 5 olmak üzere dünya çapında toplam 54 devlet
vardır. Ġkinci Dünya SavaĢının eĢiğinde, egemen devlet sayısı 60'a
yükselmiĢtir.
Ġkinci Dünya SavaĢından sonra, uluslararası toplumun alt yapısında
belirgin değiĢiklikler görülmüĢtür. Modern toplum, çok sayıda yeni devleti,
uluslararası örgütleri, süper güç devletleri ve bireyleri kapsar hale gelmiĢtir.
Sömürgeciliğin bitmesi -ya da Ģekil değiĢtirmesi- ve milliyetçilik akımları
sonucu pek çok devlet kurulmuĢtur. Bugün BirleĢmiĢ Milletlere üye devlet
sayısı 192'ye33 ulaĢmıĢtır. Yeni devletlerden çoğu, nüfus, ekonomik ve sosyal
geliĢme açısından farklılık gösterse de, uluslararası toplumun önceki
çağlardaki önemli unsurlarını hala korumaktadırlar.
Modern uluslararası toplumda, ikinci önemli rolü, örgütsel unsurlar
üstlenmiĢtir. UAD, 11 Nisan 1949 tarihinde, BirleĢmiĢ Milletler görevlilerinin
hizmetlerini ifa ederken sebep oldukları zararların nasıl karĢılanacağına
iliĢkin DanıĢma GörüĢünde uluslararası örgütlerin uluslararası hukuk kiĢisi
olduklarını kabul etmiĢtir.34 1972 yılında, uluslararası hükümetler arası örgüt
sayısı 280 'dir. 35 1980'li yıllarda 378'e ulaĢan bu rakam, 2000'lerin sonlarında
32
Bull, a.g.e.,s.38
(EriĢim) http://www.un.org/en/members/index.shtml, 24 ġubat 2011
34
Reparation for Injuries Suffered in the Service of United Nations, ICJ, Advisory Opinion of April
11th 1949, Reports of Judgments, Advisory Opinions and Orders, Sales Number. 17, 1949, s.178,
(EriĢim) http://www.icj-cij.org/docket/files/4/1835.pdf, 25 Ekim2011, Ġlyas Doğan, Devletler
Hukuku:Genel Ġlkeler, Soykırımından Sorumluluk, Tehcir, Seçkin Yayıncılık San. ve Tic. A.ġ.,
Ankara, 2008, s.30
35
Mosler, a.g.e., s.11-14
33
9
1987 olmuĢtur.36 Uluslararası Örgütler Yıllığında, 2000'li yıllarda uluslararası
hükümet-dıĢı örgüt sayısı ise 9988 olarak belirlenmiĢtir.37
Belirli ekonomik geliĢmiĢliğe ve siyasal güce sahip "Büyük Güçler"
olarak adlandırılan devletler, modern toplumun önemli bir parçası olarak
görülmüĢlerdir. Dünya üzerindeki geleneksel baskın rolleri Milletler Cemiyeti
Döneminde hukuki ayrıcalığa dönüĢmüĢ, BirleĢmiĢ Milletler Döneminde bu
ayrıcalık daha da güçlendirilmiĢtir. Büyük güç olarak tabir edilen bu devletler,
günümüzde
Güvenlik Konseyi Daimi Üyesi Devletler ile uluslararası
konjonktüre göre dünya politikalarını etkileyen devletler olarak kendi arasında
ikiye ayrılmıĢtır. Bilindiği gibi, Güvenlik Konseyi Daimi Üyesi Devletler kendi
aralarında eĢit haklara sahiptirler. Yine, belli devletlerin uluslararası topluma
tesirleri ile ilgili olarak,
uluslararası toplumla eĢ anlamlı kullanılan dünya
toplumunun kendine has bir kimliği olmadığı, ancak belli ulusların tarihsel
süreç içerisinde sadece kültürle tanımlanmayacak Ģekillendirmelerinden ve
yönlendirmelerinden bahsedilmiĢtir. 38 Ancak zamanla, uluslararası toplumun
unsuru iken uluslararası toplumun bütününe tesir eden belli güçlerin
tekelinden, bütün insanlığın ortak ahlaki değerlerinin zaferlerine uluslararası
toplum sayesinde ulaĢılacağı belirtilmiĢ ve bu güçler için zamanında verilen
ayrıcalıkların tehlikesi sezilmiĢtir.39
Bireylerin modern uluslararası toplumun ögesi olarak kabulleri
ise
nispeten yenidir. 1966 BirleĢmiĢ Milletler Medeni ve Siyasal Haklar
SözleĢmesi ile Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar SözleĢmesi, Avrupa
Ġnsan Hakları SözleĢmesi gibi sözleĢmeler yanında Yugoslavya ve Ruanda
Uluslararası Ceza Mahkemeleri ve Uluslararası Ceza Mahkemesi de,
36
Ġlyas Doğan, Parçalayan KüreselleĢme: Devlet ve Toplum Kuramlarına Yeni YaklaĢımlar
KüreselleĢme Çağında Uluslararası Sistem, Yetkin Basım, Yayım ve Dağıtım A.ġ., Ankara, 2006,
s.387
37
Edith Brown Weiss, "Invoking State Responsibility in the Twenty-First Century", The American
Journal of International Law, Vol. 96, 2002, s. 798
38
Doğan, Parçalayan KüreselleĢme, s.34
39
Prosper Weil, " Towards Relative Normativity in International Law", The American Journal of
International Law, Vol. 77, 1983, s.441
10
bireylerin uluslararası toplumun bir ögesi olarak uluslararası hukuk kiĢiliğine
sahip olduğunu belirtmiĢtir. 40
Uluslararası Hukuki Metinlerde Uluslararası Toplum Kavramı
Uluslararası
toplum
kavramı
ile
ilgili
uluslararası
metinlere
baktığımızda, uluslararası toplumun farklı içeriklere sahip olduğunu görürüz.
Uluslararası toplum kavramının, uluslararası hukukun doğasındaki
dönüĢüm yanında jus cogens ya da emredici norm olarak nitelenen
uluslararası kamu düzeni kurallarının varlığının kabulünden doğduğu ileri
sürülmüĢtür.
41
Jus cogens kural ile ilgili Viyana AndlaĢmalar Hukuku
SözleĢmesinin 53. maddesinde ".. devletlerin milletlerarası toplumunun.."
ifadesiyle
uluslararası
kullanılmıĢtır.
toplum
yalnızca
devletleri
ifade
etmek
için
42
BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢması Doğrultusunda Devletler Arasında
Dostça ĠliĢkiler ve ĠĢbirliğine ĠliĢkin Uluslararası Hukuk Ġlkeleri Konusundaki
Bildirge'de "uluslararası toplumun eĢit üyeleri" tabiriyle, uluslararası toplumun
yalnız devletlerden oluĢtuğu ima edilmiĢtir.
Uluslararası Adalet Divanı Statüsünün 38. maddesinde, "medeni
milletlerce kabul edilen genel hukuk ilkelerinin" uluslararası hukukun
kaynakları arasında sayılması
43
uluslararası toplumun, medeni milletler
olarak kabul edildiği sonucunu vermektedir. Belki bu hüküm, 20. yüzyılda
uluslararası toplumun, küresel ya da dünya çapında düĢünülüp özellikle
Avrupa olarak kabul edildiği tezini doğrulamıĢtır.44
40
Mosler, a.g.e., s.11-14
Juan Antonio Carrillo Salcedo," Reflections on the Existence of a Hierarchy of Norms in
International Law" EJIL, 8, 1997, s.590
42
André de Hoogh, Obligations Erga Omnes and International Crimes: A Theoretical Inquiry
into the Implementation and Enforcemant of the International Responsibility of States, Kluwer
Law International, London, 1997, s.46
43
Bull, a.g.e.,s.38-39
44
Bull, a.g.e.,s.38
41
11
Uluslararası
Ceza
Mahkemesi
Roma
Statüsünün
hem
GiriĢ
bölümünde, hem de 5. maddesinde, "uluslararası toplumu bir bütün olarak
ilgilendiren en ciddi suçlar..", ifadesi, uluslararası toplumu yalnız devletlere
münhasır saymamıĢtır.
Uluslararası Adalet Divanının Barcelona Traction Davasında " bir
bütün olarak uluslararası topluluğa.." ifadesinde de devletlerle sınırlı olmayan
bir uluslararası toplum kast edilmiĢtir.
Uluslararası Adalet Divanı, Namibya DanıĢma GörüĢü'nde, bütün
devletlerin uluslararası topluma dahil olduğu fakat bunun sadece devletlerle
sınırlı olmadığını ifade etmiĢtir.
BirleĢmiĢ
Milletler
Genel
Kurulu,
Nikaragua'nın
Yeniden
Yapılandırılması, Yoksulluğun Ortadan Kaldırılması gibi çoğu kararında
uluslararası toplumu, devletlerle sınırlamamıĢtır.45
Tokyo ve Nuremberg SavaĢ Suçları Mahkemesi ve Ġnsan Hakları
Evrensel Beyannamesinde uluslararası toplum kavramı, bireyleri de içine
alarak geniĢlemiĢtir.
Uluslararası Hukuk Komisyonunun sorumluluk ile ilgili çalıĢmalarında,
Slovakya, bir bütün
olarak uluslararası toplum kavramının yalnız devletleri ya da uluslararası
hukukun diğer sujelerini de kapsayıp kapsamadığının belli olmadığını,
devletin uluslararası sorumluluğu ile ilgili düzenlemede, Viyana AndlaĢmalar
Hukuku SözleĢmesinde olduğu gibi "bir bütün olarak devletlerin uluslararası
toplumu"
ifadesinin
kullanılmasını
önermiĢtir.
46
Hollanda,
devletin
sorumluluğu konusundaki metinde, "uluslararası toplum" yerine, "devletlerin
uluslararası toplumu" ifadesinin kullanılmasını sınırlayıcı yorum getirebileceği
45
Kwakwa, a.g.m., s.32-34
A/CN.4/515, International Law Commission, Fifty-Third Session, Geneva, 23 April-1 June and
2 July-10 August 2001, s.44, (EriĢim) http://daccess-ddsny.un.org/doc/UNDOC/GEN/N01/292/18/PDF/N0129218.pdf?OpenElement, 29 Ekim 2010
46
12
gerekçesi ile uygun bulmamıĢ ve "uluslararası toplum" tabirinin korunmasını
desteklemiĢtir.47
Günümüzde, uluslararası toplumun baĢlıca unsuru devletler olmak
üzere uluslararası örgütleri, sivil toplum örgütlerini, bireyleri kapsadığı
konusunda geniĢ bir uzlaĢma vardır. Bruno Simma, James Crawford, Aslan
Gündüz, Philip Allot' unda aralarında bulunduğu pek çok yazar bu konuda
aynı fikirdedir. 48
Uluslararası hukuktan ayıramayacağımız, uluslararası iliĢkiler alanında
uluslararası
toplum,
onu
meydana
getiren
unsurlardan
ayrı
olarak
algılanmıĢtır. Uluslararası iliĢkiler alanında "uluslararası toplum" kavramını
ortaya atan Ġngiliz Okulu'nun kurucusu kabul edilen Martin Wight'in,
Makyavelci ya da Hobbescu gerçekçilik, Kantcı devrimcilik, Grotuscu akılcılık
olarak adlandırmasını, aynı okulun mensubu Hedley Bull belli derecede farklı
nitelemiĢtir. 49 Bull,
aynı kavramları Hobbesian ya da gerçekçi gelenek,
Kantian ya da evrenselist gelenek, Grotian ya da uluslararasıcı gelenek
olarak ifade etmiĢ ve modern devletler tarihi boyunca, uluslararası toplumla
ilgili, bu üç geleneksel düĢüncenin birbiri ile yarıĢtığını ileri sürmüĢtür.
Adlandırmalarda ufak ayrımlar görülebilse de, içerikte farklılık yoktur.
Hobbesian gelenekte, uluslararası politikalar bir savaĢ ifadesi olarak
görülmüĢtür. 50 Bu zeminde, uluslararası toplumda istikrar ve barıĢ nizamının
sağlanmasında hukuk ve ahlakın rolü son derece sınırlıdır. Bunun nedeni
olarak,
47
uluslararası
iliĢkilerde
yaptırım
mekanizmasının
yokluğu
A/CN.4/515, s.50
Jessup'u da, uluslararası toplumla ilgili olarak doğrudan ifade etmese de, transnasyonal konuların,
devletleri, devlet gruplarını, korporasyonları, bireyleri ilgilendirebileceği görüĢünden yola çıkarak bu
gruba dahil edebiliriz.Philip Jessup, Transnational Law, Yale University Press, New Haven,
1956,s.3, James Crawford, Jacqueline Peel, Simon Olleson, “The ILC’s Articles on Responsibility of
States for Internationally Wrongful Acts: Completion of the Second Reading” EJIL 2001, Vol.12
No.5, s.974, Aslan Gündüz, Milletlerarası Hukuk: Temel Belgeler Örnek Kararlar, Beta Basım
Yayım Dağıtım A.ġ., 5. Bası, Ġstanbul, 2009,s.1,
49
Balkan Devlen, Özgür Özdamar: "Uluslararası ĠliĢkilerde Ġngiliz Okulu Kuramı: Kökenleri,
Kavramları ve TartıĢmaları" , Uluslararası ĠliĢkiler Dergisi, VII, 25, Bahar 2010,s. 44
50
Bull, a.g.e.,s. 24
48
13
gösterilmiĢtir. 51 E.H. Carr, Raymond Aron, Hedley Bull, Robert Cox gibi
düĢünürler saf realizm yaklaĢımında değiĢikliklere yol açmıĢlardır.52
Kantian gelenek, uluslararası politikada insanlığın potansiyel bir
toplumunu görmüĢtür.
53
Devletler arasında birbirine hükmetmesini itaat
ettirmek suretiyle önleyecek devletler hukukunun varlığında, emretme yetkisi
ya
da
alt-üst
iliĢkisi
olmaksızın
bir
dünya
cumhuriyeti
oluĢturmak
hedeflenmiĢtir. Yeryüzünün bütün insanlığa ait olduğunun kabulü, bu
geleneğin uluslararası toplum sınırlarının bilinmesi açısından önemlidir. 54 Bu
toplumda da, silahlanma önemlidir ancak savunma amaçlıdır. Devletler, var
olan devletler hukukuna itaat zorunluluğu hissederler.
55
Uluslararası
toplumda düzen ve otoritenin kural aracılığıyla sağlanacağı fikri hakimdir.
Uluslararası toplum ancak kendi tarafından kabul edilen kurala tabi olabilir. 56
Grotian gelenekte ise, uluslararası politikalar uluslararası toplum içinde
yer almıĢ olarak görülür.
57
Grotian gelenek, Hobbesian ve Kantian
gelenekleri arasında bir görüĢ ileri sürer. Uluslararası politikayı, uluslararası
toplum ya da devletlerin toplumu açısından tanımlar. Hobbesian geleneğin
aksine, Grotian gelenekte olduğu gibi devletler, arenada gladyatör benzeri bir
kavganın içinde değildirler. Bir diğeri ile çekiĢmesi müĢterek kurumlar ve
kurallar ile sınırlıdır. Kantian geleneğe karĢı Grotian gelenek, Hobbesian
geleneğin devletler ya da egemenlerin uluslararası politikanın temel gerçeği
olduğu fikrini kabul eder. Buna göre, uluslararası toplumun asıl üyeleri
insanlardan ziyade devletlerdir. Grotian gelenekte uluslararası politikalar, ne
devletler arası çıkarların çatıĢması ne de çıkarların tamamlanmasıdır. Grotian
gelenekte, Hobbesian'da olduğu gibi sıfır toplamlı oyun ya da Kantian'da
51
Allot, " Reconstituting Humanity", s.219
Richard A. Falk, Dünya Düzeni Nereye?, (Çev. NeĢenur Domaniç, Nusret Arhan), Metis
Yayınları, Ġstanbul, 2004, s.31
53
Bull, a.g.e.,s.24
54
Enver Bozkurt, "Kant'ın Ebedi BarıĢ Üzerine Denemesinin Günümüze Yansıması", Anayasa
Yargısı 24, Anayasa Mahkemesi Yayınları:56, Ankara, 25-26 Nisan 2007, s. 514-515
55
E. HirĢ, " Kant'ın Ebedi BarıĢ Üzerindeki Felsefi Denemesi" AÜHF Dergisi, III,1, 1946, s. 29,31
56
Mehmet Emin EriĢirgil, Kant ve Felsefesi, Ġnsan Yayınları, Ġstanbul, 1997, s. 243
57
Bull, a.g.e.,s.24
52
14
olduğu gibi hiç sıfır toplamı veremeyen oyun olarak değil zaman zaman sıfır
toplamlı bazen de sıfır toplamı vermeyen oyun gibi olduğu ifade edilmiĢtir.
58
20.yy' da, toplumun unsurları konusundaki tereddütlerin büyük oranda
ortadan kalkmasından sonra uluslararası toplumun geliĢmesi ve reform
edilmesi fikri üzerine yoğunlaĢılmıĢ, uluslararası toplumun baĢlıca kurumları
olarak Milletler Cemiyeti, BirleĢmiĢ Milletler ve diğer genel uluslararası
örgütlerin
tartıĢılmıĢtır.
uluslararası
59
kamu
düzeninin
korunmasındaki
iĢlevleri
Uluslararası toplumun, uluslararası kamu çıkarlarına
yöneltilmiĢ, yani bütün insanlığın yaĢaması ve geliĢmesi için bir altyapı
sistemi
oluĢturması
düĢünülmüĢtür.
60
Uluslararası
toplumun
kamu
çıkarlarına yönelmesi, bütün insanlığın yaĢaması ve geliĢmesi için bir altyapı
oluĢturması onun uluslararası hukuk kiĢisi olma tartıĢmalarına hız vermiĢtir.
Uluslararası hukukta, hukuk kiĢiliği ile ilgili olarak üç özellik kabul görmüĢtür.
Bunlar;
-
uluslararası
hukuka
riayet
etmediği
durumlarda
hukuki
sorumluluğunun doğması,
-
haklardan yararlanmayı talep etme hakkı ve kullanma iktidarı,
-
baĢka kiĢi ya da kiĢilerle hukuki iliĢkiye girme ehliyetidir.61
Uluslararası toplumun, uluslararası hukuk kiĢiliği bu ilkeler çerçevesinde
değerlendirilmelidir. Uluslararası toplumun, devletler, uluslararası örgütler,
bireylerden oluĢtuğu konusu genel olarak kabul görse de, uluslararası
toplumun bir bütün olarak unsurlarından ayrı hak ve fiil ehliyetine sahipliği
tartıĢmalıdır. Bu konudaki ciddi tezlerden biri, uluslararası toplumun, toplum
olma
bilinci
içinde
haklarını
nasıl
kullanacağı
ve
borçlarını
nasıl
yükümleneceğidir. Ayrıca, uluslararası toplum organlarının varlığı konusu da
tartıĢmalıdır. Nihai Metin'de, "bir bütün olarak uluslararası toplum" adına
58
Bull, a.g.e.,s.26-27
Bull, a.g.e.,s.40
60
Allot, " Reconstituting Humanity" , s.250
61
Gündüz, a.g.e.,s.3
59
15
hareket etme, hak sahibi olma ya da yükümlülükler konusunda devletler
münhasıran yetkili kılınmıĢsa da, hareket usulleri konusunda bir açıklık
yoktur.
Nihai
Metin'de
kullanılmasında,
münhasıran
devletlere
verilen
yetkilerin
BirleĢmiĢ Milletler ile iliĢkilendirilmesini savunan yazarlar
olduğu gibi Ģiddetle karĢı çıkanlar da vardır.
Modern uluslararası hukukta, pek çok kavram uluslararası toplumla
iliĢkilendirilmiĢtir. Her devletin uluslararası hukuka saygı göstermesinde
uluslararası toplumun menfaati görülmüĢtür. Bu durum, devletin sorumluluğu
konusuna da yansımıĢ, herhangi bir zarar doğmamıĢ olsa bile sırf
uluslararası hukuk kuralını ihlal etmekten dolayı devletlerin sorumlu
olacakları düĢüncesi, sorumluluğu hem zarar, hem de sorumluluk iliĢkisinin
tarafları açısından klasik sorumluluk hukukundan uzaklaĢtırmıĢtır.
Uluslararası hukukta kabul edilen emredici normların varlık amacının,
uluslararası toplumu korumak olduğu ifade edilmiĢtir. Bir normun emredici
karakterini belirlemede,
devletlerin bireysel menfaatlerinden ayrı olarak
toplum çıkarlarını korumak anahtar rolü oynamıĢtır. Lachs, Tunkin, Batos,
Luna gibi yazarlar, bu tür kuralların, bir bütün olarak uluslararası toplumun
menfaatine ve uluslararası iliĢkilerin düzeni açısından gerekli olduğu
görüĢünü savunan yazarlardan sadece bazılarıdır. 62
Uluslararası toplum kavramının yakın bağlantılı görüldüğü konulardan
biri de, uluslararası kamu düzenidir. Kamu düzeninin, ahlak ve hukuk
sistemlerinde kabul edilen ahlaka mugayir fiilleri hukuka aykırı nitelendirme
iĢlevi üzerine kurulu olduğu düĢüncesi geniĢ Ģekilde kabul görmüĢtür. Kamu
düzeni hem pozitif hukuk kurallarına, hem de pozitif hukukun bir parçası
olması Ģart olmayan ahlakın genel kabul gören ilkelerine gönderme yapılarak
açıklanmıĢtır.
62
63
Uluslararası
kamu
düzeninin,
istisnasız
belli
temel
Alfred Verdross, "Jus Dispositivum and Jus cogens in International Law", The American Journal
of International Law, Vol. 60, 1966, s.57, 58
63
Alexander Orakhelashvili, Peremptory Norms in International Law, Oxford University Press,
2006, s.49
16
yükümlülüklere bütün devletlerin kesin itaatini gerektirdiği ifade edilmiĢtir.
Bunun için de en az üç unsura ihtiyaç belirtilmiĢtir;
- söz konusu yükümlülükler bütün devletler için bağlayıcı olmalıdır,
- devletler, bu yükümlülüklere riayet etmemek için anlaĢma ya da tek
taraflı hukuki iĢlemleri ile ihlal yoluna gitmemelidirler,
- devletler, rıza haricinde haksızlığı ortadan kaldıran durumlara
baĢvurmak gibi fiili yollarla bu yükümlülükleri ihlal etmemelidirler.64
Jus cogens kural ya da emredici normlar uluslararası kamu düzeni
kuralları olarak kabul görmüĢ, bunlara normlar hiyerarĢisinde en üst sıra
verilmiĢ ve uluslararası kamu düzeni anayasası kavramları ile birlikte
anılmıĢtır. 65
Uluslararası kamu düzeni, geleneksel uluslararası hukukun
devletler arası iki taraflı hak-yükümlülük üzerine kurulu
"hukuki" iliĢkinin
yetersizliğini ortaya çıkarmıĢtır. Uluslararası hukukun devlet-devlet arası ikili
hukuki iliĢkinin yetersiz bulunması, bir bütün olarak uyumlu organize
uluslararası hukuk sistemi oluĢturma ve bütün insanlık için küresel ölçekte
müĢterek hukuk kuralları ile uluslararası kamu düzeni kurma isteğinin
uluslararası hukukun "anayasallaĢtırılması" na götüreceği ya da planlanmıĢ
hegemonik düĢünceyi kabul etmek anlamına geleceği ihtimalleri ileri
sürülmüĢtür.
66
Uluslararası kamu düzeni için Anayasanın, bütün diğer
normların geçerliliklerinin bağlı olduğu, pozitif hukuk sisteminin temel normu
olan Kelsen'in temel normunun bir baĢka ifade Ģekli olduğu belirtilmiĢtir.
Uluslararası hukukun sui generis olup iç hukuklarla kıyaslanmasının
yanlıĢlığını savunan görüĢ, uluslararası hukukta, iç hukuklara benzer Ģekilde
anayasacılığın savunulamayacağını kabul eder. Buna göre, uluslararası
hukukta anayasa, anayasa hukuku kurallarına göre değerlendirildiğinde,
uluslararası hukukta bütün küresel iliĢkileri ve politik faaliyetleri düzenlemesi,
64
Kyoji Kawasaki, "International Jus Cogens in the Law of State Responsibility" In.Law.,1, 2007,
s.21
65
Salcedo, a.g.m.,s.590
66
Bruno Simma, "Universality of International Law From the Perspective of a Practitioner" The
European Journal of International Law, Vol. 20, No.2, 2009, s.266-268
17
hukuka aykırılıkları kontrol etmesi, kamu çıkarlarını bireysel çıkarlardan üstün
tutması unsurlarını sağlaması gerektirdiğini öne çıkarır. Bu açıdan,
uluslararası hukukta anayasanın, uluslararası hukukun belli organize ilkelerini
ifade etmek için kullanıldığını vurgulamıĢtır.
67
Uluslararası toplum, uluslararası kamu düzeni, uluslararası hukukun
emredici kuralları, uluslararası toplum anayasası gibi kavramların birbirinden
türediği, aynı durumun farklı yansımaları olduğu ya da aralarındaki iliĢkinin
yakınlığı savunulmuĢ olsa da, bu kavramları belli noktalarda farklılaĢtıran
savunucuları da vardır. Örneğin, Verdross ve Simma, temel hukuki değerler
ve amaçları anayasaya ait görmeyip "uluslararası kamu düzeni" Ģeklinde
ifade
etmiĢlerdir.
BirleĢmiĢ Milletler
AndlaĢmasını
uluslararası
kamu
düzeninin anayasası kabul etmiĢlerdir.68 Mosler, uluslararası toplumun kamu
düzeni ve jus cogens arasında çok yakın bağlantının varlığını farz etmiĢ fakat
bu iki kavramı özdeĢ görmemiĢtir. Uluslararası toplumun kamu düzenini jus
cogens' ten daha geniĢ görmüĢtür.
69
Verdross ve Simma'nın aksine Mosler,
BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢmasını, anlaĢma olması ve rıza göstermeyen
devletler için bağlayıcı olmaması nedeniyle uluslararası hukukun anayasal
anlamda bir parçası kabul etmemiĢtir. Ancak, BirleĢmiĢ Milletler üyesi
olmayanlar için de, uluslararası barıĢ ve güvenliğin ciddi Ģekilde tehlikeye
girdiği durumlarda BirleĢmiĢ Milletlerin müdahalesini kabul etmiĢtir.
70
Tomuschat, uluslararası toplumu bir anayasa tarafından yönetilen hukuki bir
kurum olarak nitelemiĢ, uluslararası toplum ve anayasasının BirleĢmiĢ
Milletler
AndlaĢması
desteklendiğini
tarafından
belirtmiĢtir.
71
belli
Verdross,
müĢterek
değerler
Schwarzenberger'in,
konusunda
BirleĢmiĢ
Milletler Örgütünün hala eksik olduğunu, yine de BirleĢmiĢ Milletler
67
Nollkaemper, a.g.m., s.539-541
Bardo Fassbender,"The United Nations Charter As Constitution of the International Community"
Columbia Journal of Transnational Law, Vol.36, 1998, s.547, 550
69
Mosler, a.g.e.,s. 19
70
Mosler, a.g.e.,s. 27, Fassbender, a.g.m, s.547
71
Christian Tomuschat, "Obligations Arising for States Without or Against Their Will", 241 Rec. Des
Cours 195, 216 (1993-IV) 'ten alıntı Fassbender, a.g.m, s.548
68
18
AndlaĢmasının temel ilkelerinin mevcut uluslararası toplumun anayasasının
en önemli parçası olduğu kabulüne taraf olmuĢtur.72
1966 BirleĢmiĢ Milletler Medeni ve Siyasi Haklar SözleĢmesi, Sosyal
ve
Kültürel
Haklar
SözleĢmesi,
Soykırım
Suçunun
Önlenmesi
ve
Cezalandırılması SözleĢmesi, Viyana Diplomatik ĠliĢkiler SözleĢmesi, Deniz
Hukuku SözleĢmesi, uluslararası kamu düzeninin anayasal öncülleri olarak
kabul edilmiĢ ve bu anlaĢmalara BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢmasının belli
ilkelerinin yansıdığı ifade edilmiĢtir. 73
Pellet, uluslararası toplumun anayasası konusunda bir açıklama
yapmadan, uluslararası sorumluluğun uluslararası toplumun anayasası
olarak düĢünülen Ģeyin önemli bir bölümü olduğunu ifade etmiĢtir.74
Uluslararası toplum ve uluslararası kamu düzenini hegemonya
düzleminde
değerlendiren
görüĢ mensupları,
uluslararası
toplum ve
uluslararası kamu düzenini uluslararası politikadan ayrı düĢünmemiĢlerdir.
Buna göre, hukuki gibi görünen bu kavramların, uluslararası güçlerin çok
kolay aracı haline gelebildiğini savunmuĢlardır. Koskenniemi, E.H.Carr' ın
"uluslararası düzen" ve "uluslararası dayanıĢma" nın esasen bunları empoze
etme gücünü kendinde bulanların sloganları olduğu ifadesine yer verdiği
yorumunda, uluslararası toplum fikrinin arkasında hegemonya mantığına
iĢaret etmiĢtir. Yine, Schmitt' in, insanlık, uluslararası topluluk, jus cogens ya
da uluslararası toplumun bütününe karĢı yükümlülüklerden bahsetmenin
hegemonun "kandırma" niyetini açık ettiği görüĢünü desteklemiĢtir.
75
Kendi
çağında Vattel, kardeĢlik içinde birlikte yaĢamaktan bahsederken, gerçekte
milletlerin büyük çoğunluğunun, baskı kurmak ve boyunduruk altına almak
için güçlenmek ve zenginleĢmek istediklerini ifade etmiĢtir.76
72
Verdross, "Jus Dispositivum and Jus cogens ", s. 61
Fassbender, a.g.m, s.550
74
Pellet, "The Definition of Responsibility" ,s.3
75
Martti Koskenniemi, "Yorumlar", ABD Hegemonyası ve Uluslararası Hukukun Temelleri, (Ed.)
Michael Byers, Georg Nolte), (Çev.Erdem Denk), Phoenix Yayınevi, Ankara, 2007 s.106,107,110
76
Vattel, a.g.e., s.118
73
19
Tezde,
incelenen
konular
itibari
ile
uluslararası
hukukun
anayasallaĢması ya da hegemon güçlerin aracı olma tartıĢmalarına
girilmemiĢtir. Ancak,
günümüzde münhasıran uluslararası hukuk sujesi
haline gelmemiĢ olsa da, devletler, uluslararası örgütler, hükümet dıĢı
kurumlar ve bireyler gibi unsurlardan teĢekkül eden uluslararası toplumun var
olduğunu kabul etmek gereklidir. Yine, tam tanımını vermek zor olsa da, tüzel
kiĢiliğe sahip olup olmadığına bakmaksızın uluslararası toplumun varlığını,
belli kuralların uluslararası toplumun menfaatlerini korumaya iliĢkin ve kamu
düzeni kuralları olarak kabul edilmesini, belli örgüt ve yapıların kamu
düzeninin korunmasına iliĢkin yetkilerinin tartıĢılmasını, uluslararası kamu
düzeninin varlığına iĢaret ettiği Ģeklinde yorumlayabiliriz.
1.3.
ULUSLARARASI SORUMLULUK TEORĠLERĠ
Sorumluluk teorileri aĢağıda açıklanan hukuki sorumluluk ve cezai
sorumluluk ile sınırlı değildir. Tez konumuz olan Uluslararası Hukukun
Emredici
Normlarından
Doğan
Yükümlülüklerin
Ciddi
Ġhlallerinden
Sorumluluk da yalnız bu iki teoriden etkilenmese de en çok tartıĢılan teoriler
olmaları itibari ile sadece bu teorilere yer verilmiĢtir. Bizim de tarafı
olduğumuz görüĢe göre, devletin uluslararası sorumluluğu kodifikasyonu
çalıĢmaları bağlamında kabul edilen sorumluluk, bütünüyle hukuki ya da
bütünüyle cezai sorumluk olmayıp, sui generis yapıdadır. Buna iliĢkin kısa
bilgi Ceza Sorumluluk baĢlığının altına eklenmiĢtir.
1.3.1. HUKUKĠ SORUMLULUK
Devletler ya da kiĢiler arası verilen zararı giderme temelli klasik
sorumluluk anlayıĢının tarihi, ahlakın tarihi kadar eskiye dayandırılmıĢ, bu
20
duruma, Eski Ahit'teki "göze göz, diĢe diĢ" anlayıĢı, hem bireylerin hem de
milletlerin sorumluluğu için delil gösterilmiĢtir. 77
17.yy'da sorumluluk, devletin diğer devletlerle hukuki iliĢkisinin doğal
sonucu kabul edilmiĢtir.78 Grotius, devlet ve bireylerin sorumlulukları arasında
ayrım yapmanın zorluğunu belirterek hem bireyler için hem de devletler için
"eğer bir Ģey/hata yapmıĢsan, zararın giderilmesi için doğal hukuka göre
sorumluluk doğar" ilkesinin geçerliliğini savunmuĢtur. Bu sorumlulukta,
sorumlu devletin kusurlu davrandığı, zararın varlığı ve zararın giderilmesi
gereği açıktır.
79
Grotius'un bu formülü neredeyse son zamanlara kadar
uluslararası sorumluluğun en temel kuralı olmuĢtur. Vattel, açık olarak bu
Ģekilde ifade etmese de, sorumluluğu giderim yapma yükümlülüğü ile
sınırlandırmıĢtır. 80 Anzilotti de, bu klasik sorumluluk teorisinin savunucuları
arasında yer almıĢtır. 81
Eagleton, sorumluluğu, sorumlu devlet tarafından verilen zararın
doğurduğu
herhangi
bir
uluslararası
yükümlülüğü olarak tanımlamıĢtır.
82
hukuk ihlalinin giderim yapma
Visscher, devletin sorumluluğunu
tanımlayan uluslararası sorumluluğun, bir devlete hukuka aykırı fiilin
sonuçlarını ortadan kaldırma görevi yüklediğini ifade etmiĢtir.
77
83
Clyde Eagleton, The Responsibility of States in International Law, The New York University
Press, Washington Square East, New York City, 1928, s.16,17
78
Martti Koskenniemi, "Doctrines of State Responsibility" (Ed.) James Crawford, Alain Pellet, Simon
Olleson,The Law of International Responsibility, Oxford University Press, 2010, s.47
79
Hugo Grotius, SavaĢ ve BarıĢ Hukuku (De Iure Belli Ac Pacis):Seçmeler, Çev. Seha L. Meray,
Ankara Üniversitesi Basımevi, 1967, s.122, Marjorie M. Whiteman, Damages in International Law,
Vol.II, United State Government Printing Office, Washington, 1937, s. 829
80
Vattel, a.g.e., Vattel, sorumluluk tabirini kullanmamıĢ, geleneksel kullanıma uygun olarak giderim
yükümlülüğü kavramını kullanmıĢtır. Pellet, "The Definition of Responsibility ", s.5
81
Dionisio Anzilotti, Devletler Hukuku, (Tercüme Eden, Sahir Erman) Birinci Cilt,:GiriĢ- Genel
Teoriler, Ġsmail Akgün Matbaası, Ġstanbul, 1946, s. 375
82
Eagleton,a.g.e., s.22
83
G.I.Tunkin,Theory of International Law, (Ed. L.N.Shestakov), (Translated, Ed. William E.
Butler), Wildy, Simmonds&Hill Publishers Ltd., 1974, s.428
21
Uluslararası Daimi Adalet Divanı, Factory at Chorzow Davasında
verdiği Kararında , sorumluluğu giderim yükümlülüğü ile sınırlandırmıĢtır.
84
1929 yılında, Uluslararası Hukukun Kodifikasyonu Konferansı Hazırlık
Komitesinde devletin sorumluluğu, uluslararası yükümlülüğe aykırı olarak
meydana gelen zararı giderme yükümlülüğü ile ilgili olarak tanımlanmıĢtır.
Uluslararası yükümlülüğün ihlali olan haksız fiilin sonucunun giderimle
telafisindeki iliĢki, yalnız giderim yapmakla yükümlü devlet ile yerine
getirilmeyen yükümlülüğün muhatabı ve giderim talep edebilecek olan devlet
arasında kurmuĢtur.
Geleneksel
sorumlulukta,
sadece
haksız
fiilden
doğrudan zarar gören devlet bir takım haklara sahiptir. BaĢka devletlerin
hakları ya da yükümlülükleri söz konusu değildir. 85 Bu ikili hak-görev iliĢkisi
içinde hukuki sorumluluk yaklaĢımı, yalnız devletlerarası iliĢkide egemen
devletlerin yarıĢtığı "Vestfalyan" uluslararası toplumun talepleri için uygun
bulunmuĢtur. Devlet merkezli bir uluslararası toplumda, devletlerin egemenlik
fikri, herhangi bir cezai sorumluluğu hariç tutmuĢtur. 86
Batı Hukukunun
temelinde sorumluluk kavramı, giderim yükümlülüğü olarak anlaĢılmıĢtır. 87
Batılı Devletler, devletin sorumluluğu düzenlemelerini bu temel çerçevesinde
değerlendirmiĢlerdir.
Ġleride
görüleceği
üzere,
devletin
sorumluluğu
hukukunda uluslararası suç kavramına yönelen eleĢtirilerin büyük bölümü,
uluslararası
84
suçun
hukuki
sorumluluğun
ötesinde
cezai
sorumluluk
Factory at Chorzow, (Germany- Poland), Publications of the Permanent Court of International
Justice Series A, No. 17, Collection of Judgments A.W. Sijthoff 's Publishing Company ,
Leyden,1928, para 73,
(EriĢim) http://www.worldcourts.com/pcij/eng/decisions/1928.09.13_chorzow1.htm, 22 Kasım
2010,para.73, (EriĢim) http://www.icjcij.org/pcij/serie_A/A_09/28_Usine_de_Chorzow_Competence_Arret.pdf, 22 Kasım 2010, Pellet,
"The Definition of Responsibility ", s.5
85
Pierre-Marie Dupuy, "The International Law of State Responsibility: Revolotion or Evolution?"11
Mich. J. Int'l L. , 1989-1990, s.106, 107
86
Pellet, "The Definition of Responsibility" ,s.5
87
Karoly Hagy, "The Problem of Reparation in International Law", (Ed.) Hanna Bokor-Szegö,
Questions of International Law,Vol.III, Martinus Nijhoff Publishers, 1986,s.173
22
kavramlarını
çağrıĢtırdığından
olamayacaklarından ötürüdür.
ve
devletlerin
cezaen
sorumlu
88
1.3.2. CEZAĠ SORUMLULUK
Hukuki sorumluluğa itirazlar, cezai sorumluluğu düĢündürmüĢtür. cezai
sorumluluğu düĢündürmüĢtür. Hukuki sorumluluğa yöneltilen eleĢtirilerin
ekseriyeti, bu sorumluluk iliĢkisinin tarafları olan zarar gören ile zarar veren
noktasında
iki
taraflı
iliĢkiye
olmuĢtur.
1878
yılında,
Bluntschli'nin,
uluslararası hukukun ihlalinin, yalnızca mağdur devletleri ilgilendiren değil,
bütün diğer devletlere de tesir eden evrensel bir tehlike oluĢturacağı,
dolayısıyla hukukun korunması ve yeniden kurulmasında hepsinin menfaati
olacağı tezi uluslararası ceza sorumluluğunun ilk iĢaretlerinden kabul
edilmiĢtir.89 1900'lü yılların baĢlarında, uluslararası toplum kavramı ile birlikte
hukuki sorumluluk anlayıĢından sapmalar, bu geliĢmenin devamı niteliğinde
görülmüĢtür. 1916 yılında Root, uluslararası düzeni ve barıĢı tehlikeye atan
haksızlıkların bütün milletlerin hukuklarının ihlali olduğunu ileri sürerken,
klasik hukuki sorumluluğun taraflarını geniĢletmiĢtir. 90 Benzer Ģekilde, klasik
uluslararası sorumluluğun iki taraflılığını kabul etmeyen görüĢ, bütün
sorumlulukların objektif hukuk düzeninin ihlalini içerdiğini ve haksız fiil iĢleyen
devlet ile sadece Grotius'un naturalizminin değil, aynı zamanda daha sonra
geliĢen sosyolojik ve analitik yargının metodolojik bireyciliğini içeren ilgili
kamu hukuku arası bir iliĢki olduğu savunmuĢtur. 91
88
Avusturalya, ABD, Ġrlanda, Ġngiltere, Fransa Portekiz gibi ülkeler, uluslararası suç düzenlemesinin Eski 19. maddenin- ceza sorumluluğu öngördüğünü düĢündüklerinden bu maddeye karĢı olmuĢlardır.
desteklemiĢlerdir. Marina Spinedi, "Internatinal Crimes of State: The Legislative History", s.50,
A/CN.4/490, para.52, Crawford, First Report on State Responsibility, International Law Commission,
Fiftieth session, Geneva, 20 April-12 June 1998, New York, 27 July-14 August 1998, (EriĢim)
http://daccess-dds-ny.un.org/doc/UNDOC/GEN/N98/115/04/PDF/N9811504.pdf?OpenElement,25
Ekim 2010
89
I.I.Karpetz, "International Criminal Law and International Crimes" Touro Journal of
Transnational Law, Vol.1, 1988-1990, s. 325
90
Commentaries on First Reading, s.123, 124
91
Koskenniemi, "Doctrines of State Responsibility" s.48
23
Uluslararası sorumluluk tartıĢmalarında Kelsen, en eski hukukun ceza
hukuku olduğunu ifade etmiĢ ve hukuki sorumluluktan farkını yalnız
"yaptırım" da görmüĢtür. Süreç içerisinde cezaya ek olarak, hukuki edim
olarak bilinen özel bir hukuki yaptırımın geliĢtiğini belirtmiĢtir. Bu hukuki edim
ya da özel hukuki yaptırım, hukuka aykırı olarak neden olunan zararı
gidermek ya da tazmin etmek için malvarlığından zorla yoksun bırakmadır.
Böylece ceza hukukuna ek olarak sivil hukuk geliĢmiĢtir. Kelsen, hukuki
yaptırımı, özellikle malvarlığı yönüyle cezalandırması açısından cezai
yaptırımdan ayırmıĢtır. Ona göre, hukuki yaptırımın amacı giderim, cezai
yaptırımın amacı önlemedir. 92
1920'lerden
itibaren,
genel
olarak
devletlerin
uluslararası
sorumluluğunun yaygın Ģekli olan giderim yanında, devletlerin uluslararası
cezai sorumluluğunun kodifikasyonu ve cezai sorumluluğu ayırma eğilimi
olmuĢtur. ġöyle ki, devlet suçluluğu, yargı kararlarında, hükümet dıĢı kurum
görüĢlerinde, iki dünya savaĢı arası belli anlaĢmalarda, BirleĢmiĢ Milletler' in
Uluslararası Ceza Konvansiyonu Taslak TartıĢmalarında ve özellikle UHK'nın
çalıĢmalarında yer bulmuĢtur. 93 Devletin cezai sorumluluğunun doğması için
pek çok neden gösterilmiĢtir. Egemen devlet, fiil ehliyetine sahip bir kurum
olarak kabul edilmiĢtir. Fiil ehliyetine sahip uluslararası hukuk sujelerinin
sorumlulukları,
sadece gerekli değil aynı zamanda görev olarak kabul
edilmiĢtir. 94
1925 yılında yayınlanan eserinde V.V. Pella, uluslararası hukukta
devletin cezai sorumluluğunun zaten varlığını ve cezai sorumluluğun
tanınmasının uluslararası hukukun etkinliğinin artmasında önemli olduğunu
ifade etmiĢtir. 1946 yılında yayımlanan La Guerre- Crime Et Les Criminels De
Guerre adındaki eserine Ġkinci Dünya SavaĢından önce hazırladığı
Uluslararası Ceza Ġlkeleri Planını eklemiĢtir. Pella, diplomatik iliĢkilerin
92
Hans Kelsen, Law and Peace: in International Relations, Harvard University Press, Cambridge,
Massachusetts, 1942, s.8
93
Farhad Malekian, The System of International Law- Formation, Treaties, Responsibility,
Printed in Sweden by Uppsala University, Uppsala, 1987, s.147
94
Malekian, a.g.e., s.146
24
kesilmesi, uyarma, konsolosluk beratlarının feshedilmesi gibi diplomatik
yaptırımları, devlet uyruğunun mallarına el konulması gibi hukuki yaptırımları,
ekonomik abluka, ambargo, boykot gibi ekonomik yaptırımları ve bir devlet
ülkesinin kısmen ya da tamamen iĢgali, ceza, kınama gibi diğer yaptırımları
cezai yaptırımın kapsadığını ifade etmiĢtir.
95
Bazı yazarlar ise, cezai
görünen tedbirlerin hukuki olduğunu savunup, "misilleme " ya da "karĢı
tedbirler" in uluslararası hukuk ihlalleri için ceza niteliğinde değil giderim
yükümlülüğü ile uyumlu uygulama metodları olarak kabul etmiĢlerdir.96
Ġkinci Dünya SavaĢını takip eden dönemde, Ġngiltere'de H. Lauterpacht
fiilin ağırlığına bağlı olarak, devletin uluslararası haksız fiilleri arasında iki
farklı kategori yapmayı düĢünmüĢtür. Lauterpacht, devletin uluslararası cezai
sorumluluğunun taraftarları arasında olmuĢ, sıradan anlaĢma ihlallerinden
ayrı, genel olarak suça varan uluslararası hukuk ihlalleri için parasal tazminat
gibi hukuki sorumluluk sonuçlarından daha fazlasını gerektirdiğini ifade
etmiĢtir. 97 Aynı zamanda ABD'li hukukçu Jessup da, sorumluluğu ayırmıĢ,
bütün
devletlerin
koruyacağı
bir
hukukun,
uluslararası
ihlallerinden bütün devletlerin etkileneceğini ifade etmiĢtir.
suça
varan
98
1950'lerin baĢlarında, "ceza hukuku" düĢüncesi yeniden nüksetse de o
dönemin hukuk literatürü "devletin sorumluluğu teorilerinin "geleneksel"
görünümüne özel ilgi göstermiĢtir. ÇalıĢmalar, uluslararası haksız fiillerin
çeĢitli sonuçlarına önemli katkı sağlamıĢtır. Bu çalıĢmalarda, özellikle giderim
ve ceza arası ayrım incelenmiĢtir. Uluslararası haksız fiilin, ihlal edilen
yükümlülüğe bağlı olarak ikili bir ayrımı yapılmamıĢ gibi görünse de, kuvvet
kullanmama yükümlülüğü ihlali diğer ihlallerden ayrı tutulmuĢtur. 99
95
Tunkin,a.g.e., s.438- 441
Pellet, "The Definition of Responsibility" ,s.13, AyĢe Nur Tütüncü de, misilleme baĢlığında kabul
ettiği karĢı tedbirleri esasen haksızlığı ortadan kaldıran durumlar içinde değerlendirmiĢ, düĢmanın
dikkatini çekmek amacı ile uygulanabileceğini, intikam için yapılamayacağını ifade etmiĢtir. AyĢe
Nur Tütüncü, Ġnsancıl Hukuka GiriĢ, Beta Basım Yayım Dağıtım A.ġ., Ġstanbul, 2006, s. 156-157
97
Tunkin,a.g.e.,s.441
98
Commentaries on First Reading, s.123, 124
99
Bu görüĢ, saldırı durumunda, saldırgan devlete karĢı misilleme hakkı ile ilgili belli ayrıcalıkları
savunmuĢtur. Saldırıdan doğan sorumluluk rejimindeki farklılık üç Ģekilde düzenlenmiĢtir. Buna göre;
96
25
1960'larda Wilfred Jenks'in "aĢırı tehlikeli faaliyetler" in neden olduğu
potansiyel zararlardan yükümlülük iddiası, devletin klasik sorumluluğu
teorisinin bozulmaya baĢladığının bir diğer iĢareti kabul edilmiĢtir.100
1960'lar ve 1970'lerde, ihlal edilen yükümlülüğün önemine göre,
uluslararası haksız fiillerin iki farklı çeĢidi akademik olarak uluslararası
hukukçular tarafından ĢekillendirilmiĢtir. Bu konuda Sovyet yazarlar öncü
olmuĢtur.
Tunkin' in 1962 yılında yayınlanan eserinde,
her biri ayrı
sorumluluk içeren hukuk ihlallerinin iki kategorisi arası ayrım yapmıĢtır. BarıĢı
tehdit eden haksız fiiller dıĢında, bütün haksız fiiller aynı kategoriye dahil
edilmiĢtir.101 1966 yılında, neredeyse aynı terimlerle D.B. Levin tarafından,
Tunkin'in uluslararası suçlar ve basit ihlaller arası ayrımı geliĢtirilmiĢtir.
Benzer noktalara, Almanya Demokratik Cumhuriyeti vatandaĢı yazarlar J.
Kirsten, B. Graefrath ve P.A. Steiniger tarafından da temas edilmiĢtir.102
Uluslararası yargı, devletlerin cezai sorumlulukları konusunda teoriden
daha tutucu olmuĢtur.
1946 yılında, Nuremberg Uluslararası Askeri Ceza Mahkemesi,
uluslararası suçların soyut kurumlar tarafından değil, kiĢiler tarafından
iĢlenebileceğini,
bu
tür
suçları
iĢleyen
bireylerin
cezalandırılmasının
- Saldırıya uğrayan devlet, saldırgan devlete karĢı o devletin haklarını ihlal eden tedbirleri
almak için yetkilendirilmiĢtir. Ġstisnai olarak, saldırıya uğrayan devletin ilk önce giderim talep etmiĢ
olması gerekli değildir.
- Saldırıya uğrayan devletin alacağı tedbirler meĢru müdafaada silahlı kuvvet kullanımına
kadar geniĢleyebilecektir. Burada giderim reddedilse bile, karĢı tarafın uluslararası haksız fiiline
tepkinin diğer durumlarında kuvvet kullanımı izni söz konusu değildir.
- Uluslararası haksız fiilin bütün diğer durumlarının aksine, üçüncü devletler, saldırıya
uğrayan devlete yardımda bulunabilecekler ve yardımları sırasında silahlı güce baĢvurabileceklerdir.
100
Dupuy, "Revolotion or Evolution?", s.113
101
Tunkin, 1974 yılında yayınlanan eserinde, çağdaĢ uluslararası hukukun, hem bireyler hem de
devletler için sorumluluk doğuran fiilleri barıĢa karĢı suçlar, savaĢ suçları ve insanlığa karĢı suçlar
olarak ifade etmiĢtir.Tunkin,a.g.e.,s.422
102
Graefrath'ın görüĢleri hakkında geniĢ bilgi için, Bernhard Graefrath, "International Crimes- A
Specific Regime of International Responsibility of States and its Legal Consequences" (Eds. Joseph
H.H. Weiler, Antonio Cassese, Marina Spinedi),Internatonal Crimes of State: A Critical Analysis
of the ILC's Draft Article 19 on State Responsibility, Walter de Gruyter, 1989, Bernhard Graefrath,
"International Crimes and Collective Security" (Ed.) Karel Wellens, International Law: Theory and
Practice, Essay in Honour of Eric Suy, Martinus Nijhoff Publishers, 1987,Commentaries on First
Reading, s.125,
26
uluslararası hukuk ilkesi olduğuna iliĢkin kararında devletlerin cezai
sorumluluklarının olamayacağını ifade etmiĢtir. 103
Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi Temyiz Dairesi Blaskic
Davasında, mevcut uluslararası hukuka göre, devletlerin ulusal ceza
sistemlerindekine benzeyen cezai yaptırımların konusu olamayacaklarını
ifade etmiĢtir. 104
Uluslararası Ceza Mahkemesinin Roma Statüsünde bir bütün olarak
uluslararası toplumla ilgili en ciddi suçlar için yapılacak yargılama yalnız
"gerçek kiĢi"lerle sınırlı tutulmuĢ ve bireylerin cezai sorumluluğunun,
uluslararası hukuka göre devletin sorumluluğunu etkilemeyeceği hüküm
altına alınmıĢtır. 105
Devletlerin
cezai
sorumluluğu
ile
ilgili
devlet
uygulamalarına
bakıldığında, devletlerin suçlu bulunabildiği ancak cezalandırma konusunda
çekimser davranıldığı görülmüĢtür. Örneğin, Belçika hukukuna göre bir
kurum, suç iĢleyebilecektir fakat cezai yaptırımın konusu olamayacaktır.
Fransız hukukuna göre devlet, kamu yararının koruyucusu olarak özel
görevinden dolayı diğer kurumların bağlı olduğu ceza kurallarından
bağımsızdır. 106 Asya'da, teorik olarak devlet cezalandırabilmesine rağmen
uygulamada örneği görülmemiĢtir. Örneğin, Japon Hukukuna göre, devlet,
özgün bir hukuk kuralı ile yükümlülükten bağımsız tutulmamıĢsa devletin
sorumluluğu söz konusudur. Ancak, devletin cezalandırıldığı bir örneğe
rastlanmamıĢtır. Son zamanlarda, Hollanda, kamu ve devlet kuruluĢlarının
103
Bu tür kararlar verilmesine rağmen, Tokyo ve Nuremberg Askeri Mahkemelerinde, yetkileri
dahilinde suç iĢleyen bireyleri ne Almanya ne de Japonya cezaen sorumlu tutmamıĢtır.
103
James Crawford, The International Law Commission's Articles on State Responsibility,
Cambridge University Press, 2002, s. 243
104
Prosecutor-Tihomir Blaskic, ICTY,Case No: IT-95-14-A, Judgement,29 July 2004, (EriĢim)
http://www.icty.org/x/cases/blaskic/acjug/en/bla-aj040729e.pdf ,25 Ekim 2010
105
Uluslararası Ceza Mahkemesi Statüsü Madde 25/1,
Mahkeme, bu Statü gereğince gerçek kiĢiler üzerinde yargı yetkisine sahiptir.
Draft Articles on Responsibility of States for Internationally Wrongful Acts with Commentaries,
2001, Yearbook of the International Law Commission, Vol. II, Part Two, 2001, s.82, (EriĢim)
http://untreaty.un.org/ilc/texts/instruments/english/commentaries/9_6_2001.pdf, 25 Ekim 2010
106
Nina H.B.Jorgensen, The Responsibility of States for International Crimes, Oxford
Monographs in International Law, Oxford University Press, 2000, s.78
27
belli fiillerini cezalandırmak için giriĢimde bulunmuĢtur. Devlet suçlu
bulunmasına rağmen cezalandırılmamıĢtır.
107
Uluslararası hukuk tarihi boyunca, günümüzde devlet suçu olarak
görülen fiillerin, devlet yetkisi altında bireyler tarafından iĢlendiği ve bireylerin
suçu olarak kabul edildiği belirtilmiĢtir. Buna göre, devlet yetkisi altında
uluslararası suç iĢleyen pek çok birey diğer devletlerce kolayca sığınmacı
kabul edilmiĢ ve uluslararası cezadan kaçabilmiĢtir. Ġç hukuklarınca da, zaten
serbest bırakılmıĢlardır. Birinci ve Ġkinci Dünya SavaĢlarında pek çok suç
cezasız kalmıĢtır. Bu bağlamda, devletin uluslararası cezai sorumluluğunun
tanınması ve uluslararası ceza hukukuna göre cezalandırılması için önemli
pek çok neden sayılmıĢtır. Bunlardan bazıları;
- devletin ömrü bir insan ömründen daha uzundur,
- devlet, bireylerden daha kolaylıkla uluslararası suç iĢlediğinde
uluslararası suçlu olarak tanınabilir,
- devlet, bireylerden daha iyi Ģekilde verdiği zararı telafi edebilir,
- devlet, bir baĢka devlete kaçamaz ya da sığınmacı olarak kabul
edilemez.108
Bu durumu, uluslararası hukuka riayet ve uluslararası kamu düzeni ile
iliĢkilendirmek mantıklıdır. Yukarıda sayılanlar haklı görünse de, devletin
cezai sorumluluğu için belli unsurlar aranmıĢtır. Bunlar;
- devletin uluslararası suçları doğru bir Ģekilde tanımlanmalıdır (nullum
crimen sine lege),
107
Jorgensen, The Responsibility of States for International Crimes, s.78-79
Hollanda, Limburg Davasında, ayrı bir idare askeri havaalanı içine uçan uçakların güvenliğini
artırmak için ormanın bir bölümünü kesmekten sorumlu tutulmuĢtur. Devlet suçlu bulunmasına
rağmen cezalandırılmamıĢtır. 1992'de Volkel askeri havaalanına büyük miktarda gazın yayılması ve
suçun tekrar eden doğasından dolayı devlete dava açılmıĢtır.Savunma olarak, kamu organlarının
kamu
görevlerini yerine getirirken yalnızca politik sorumluluğu yükümleneceği ve dava
açılamayacağı ileri sürülmüĢtür. Süreç sonunda, devlet suçlu bulunmuĢ fakat ceza uygulanmamıĢtır.
108
Malekian, a.g.e.,s.150
28
- bir bütün olarak uluslararası toplum adına yapılacak tetkik için uygun
usul sağlanmalıdır,
- devlete karĢı suç iĢleme konusunda itham sistemiyle ilgili uygun usuli
garantiler sağlanmalıdır,
- uluslararası suç iĢlendiğinde uluslararası toplum adına uygun
yaptırıma karar verme konusu gereğince tanımlanmalıdır. (nulla poena sine
lege)
- suçlu devleti aklama sistemi olmalıdır. 109
Devletin suç iĢleyebildiği ve cezalandırılması gereği için haklı nedenler
olsa da, devletlere cezanın uygulanması bizatihi önemlidir. Zira iç hukuklarda
tüzel kiĢilerin cezalandırılması ile belli durumlarda örtüĢmemektedir. Örneğin,
tüzel kiĢilerin varlıklarının feshedilmesi hem ciddi hem de olağan bir ceza
iken, devletler için bu durum söz konusu değildir.
110
Uluslararası cezai fiilleri için devletin uluslararası cezalandırılması
aĢağıdaki Ģekilde sınıflandırılabilir.
a. devletin uluslararası cezai nitelikte haksız fiil iĢlemesinde etkin
tesiri olan bütün resmi statüsü olan bireylerin uluslararası
cezalandırılması,
b. suçlu devletin, uluslararası suç iĢlemesinde etkisi olan bütün
kurumlarının uluslararası ceza açısından cezalandırılması,
c. devletin uluslararası ekonomik yaptırımlarla cezalandırılması,
d. suçlu devletin bütün silahlı güçlerinin uluslararası cezalarla
cezalandırılması.
109
A/CN.4/490/Add.3, para. 90-92, Crawford, First Report on State Responsibility, International
Law Commission Fiftieth Session ,Geneva, 20 April-12 June 1998, New York, 27 July-14 August
1998, (EriĢim), http://untreaty.un.org/ilc/documentation/english/a_cn4_490_add3.pdf, 6 Mart 2011
110
Jorgensen, The Responsibility of States for International Crimes, s.78
29
Mevcut
uluslararası
hukuk
sisteminde
devletin
ceza
sorumluluğunun uygulanması ile ilgili olarak;
Devletlerin ceza sorumluluğu hakkında en çok tartıĢılan hususlardan
biri , uluslararası hukuk alanında bu sorumluluğu uygulayacak kurumlar
konusudur. Uluslararası hukuk sistemindeki mevcut ya da muhtemel
kurumların uygunlukları tartıĢılmıĢtır.
Uluslararası hukukun, iç hukukta olduğu gibi cezaya karar vermek için
bir yargı makamının varlığına ihtiyaç duyduğu, uluslararası hukukun tedrici
geliĢmesi bağlamında, özellikle ciddi ihlallerin suçlusu devletler için cezai
tazminat ödeme yükümlülüğü getirilebileceği ifade edilmiĢtir.111 Uluslararası
hukukta, iç hukuklarda olduğu gibi cezalandırma için karar ve infaz kurumları
eksikliği konusunda belli öneriler sunulmuĢtur.
Dupuy, devletlerarası sistemin en önemli temsilcisi olarak BirleĢmiĢ
Milletler Genel Kurulunu görmüĢ,
Genel Kurulun ceza fiilleri için devletin
sorumluluğuna karar verecek bir yargısal organ kurabileceğini ifade etmiĢtir.
Genel Kurulun, Güvenlik Konseyinden daha demokratik olmasını, temsil
gücünü, Güvenlik Konseyi gibi sürekli "veto" tehdidi altında bulunmamasını
avantaj olarak değerlendirmiĢ ve sorumluluk konusunda Güvenlik Konseyi ile
birlikte çalıĢmasını önermiĢtir. Buna göre, Genel Kurul uluslararası suç
durumunda Güvenlik Konseyinin harekete geçmesini isteyebileceği bir
mekanizma kurabilecektir. Genel Kurul üyesi devletlerden herhangi biri,
suçlanan devletin suçluluğunun oylanmasını isteyebilecektir. Bundan sonra
Güvenlik Konseyi belirlenen fiilleri takip edecektir. 112
Graefrath, uluslararası hukukun temel ilkelerinin netleĢmesi ve jus
cogens
111
kuralların
tanınması
ile
bağlantılı
evrensel
barıĢ
düzeninin
Marina Spinedi, "Internatinal Crimes of State: The Legislative History", (Eds. Joseph H.H.
Weiler, Antonio Cassese, Marina Spinedi),Internatonal Crimes of State: A Critical Analysis of the
ILC's Draft Article 19 on State Responsibility, Walter de Gruyter, 1989, s.50-51
112
Pierre-Marie Dupuy, "Implications of the Institutionalization of International Crimes of States"
(Eds. Joseph H.H. Weiler, Antonio Cassese, Marina Spinedi),Internatonal Crimes of State: A
Critical Analysis of the ILC's Draft Article 19 on State Responsibility, Walter de Gruyter, 1989,
s.182
30
oluĢturulmasında ve bu çağdaĢ uluslararası hukukun temel değerlerinin
korunmasının her devletin görevi olduğu anlayıĢının normatif yansıması
olarak BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢmasını görmüĢtür. Yazara göre, uluslararası
sorumluluk için özel bir rejim aramaya gerek yoktur. Cezai sorumluluğu
doğuracak uluslararası suçlar ya da uluslararası hukukun emredici
normlarından doğan
yükümlülüklerin
ciddi ihlalleri
BirleĢmiĢ Milletler
AndlaĢmasına göre, uluslararası barıĢı tehdit edeceğinden, mevcut yapıda
Güvenlik Konseyinin yetkisi dahilindedir. Güvenlik Konseyi BirleĢmiĢ Milletler
AndlaĢması VII. Bölümüne göre cezai sorumluluk gerektiren fiiller için tedbir
alabilecektir. 113
Quigley de, cezai
sorumluluk gerektiren uluslararası
suçların,
uluslararası barıĢa tehdit oluĢturacağından BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢması VII.
Bölümündeki usulün uygulanmasını gerektiğini savunmuĢtur. 114
Yukarıda belirtilenlere karĢılık, Güvenlik Konseyinin cezai sorumluluk
bağlamında BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢmasının VII. Bölümüne uygun olarak
alacağı
tedbirlerin
"zorlama
tedbiri"
olacağı,
sorumluluk
hukukunda
uygulanamayacağı ileri sürülmüĢtür. Güvenlik Konseyi ile ilgili ileri sürülen bir
baĢka husus, onun politik organ olması dolayısıyladır. Politik organların suç
iĢlenip iĢlenmediği gibi yargısal bir karar vermeyi düzenleyen "quasi-judicial
activity (yarı yargısal faaliyet)"115 tezine göre, Güvenlik Konseyi, Yugoslavya
ve Ruanda Mahkemelerinin kurulmasına iliĢkin kararları yargısal nitelikte
görülmüĢtür.116Geleneksel görüĢ, Güvenlik Konseyinin hukuk yaratma gibi bir
iĢlevi olmadığını, onun yalnız mevcut kuralları uygulayıp yorumlayacağını
113
Graefrath, " A Specific Regime of International Responsibility of States and its Legal
Consequences", s.162
114
John Quigley, "The International Law Commission's Crime-Delict Distinction: A Toothless
Tiger?", International Law Review , vol. 66, No. 2, 1988, pp. 117–161, A/.CN.4/L.490/Add.7, s.74
Crawford, First Report on State Responsibility, Yearbook of the International Law Commission,,
Vol.II, 1, 1998, (EriĢim) http://untreaty.un.org/ilc/documentation/english/a_cn4_490_add7.pdf, 19
Mayıs 2010
115
Elihu Lautepacht, Aspects of the Administration of International Justice, Grotius Publication
Ltd., Cambridge, 1991, s. 37, Elihu Lauterpacht, Kitabının "Quasi-Judicial Activity of Security
Council (Güvenlik Konseyinin Yarı-Yargısal Faaliyetleri)" Bölümünde, Güvenlik Konseyinin saldırı,
barıĢın bozulması ve tehdidi durumlarında aldığı kararları yarı-yargısal nitelikte değerlendirmiĢtir.
116
Jorgensen, The Responsibility of States for International Crimes, s.213
31
savunmuĢtur. Daha az geleneksel olan görüĢ ise, yargısal inceleme ve
Ģeffaflığın yokluğunda Güvenlik Konseyine belli görevlerin verilmesinin
çözümden çok problem doğuracağı yönündedir. Ancak, Soğuk SavaĢın
bitiĢinden itibaren Güvenlik Konseyinin veto yetkisini kullanmadığını,
yetkilerini
BirleĢmiĢ
Milletler
AndlaĢması
VII.
Bölümü
çerçevesinde
uluslararası barıĢ ve güvenliğin korunması ile sınırlı tutsa da, uluslararası
barıĢ ve güvenliğin oldukça geniĢ tutulduğu ve Güvenlik Konseyinin yetkilerini
böylelikle geniĢlettiği ifade edilmiĢtir.117 Yukarıda bahsi geçen Mahkemelerin
kurulmasının bu çerçevede değerlendirilmelidir. Ayrıca, ceza yargısının
tarafsızlık ve duruĢma yapma gibi temel gerekleri vardır. Güvenlik
Konseyinin, bu ihtiyaçlara cevap vermesi de söz konusu değildir. Bu amaç
için Genel Kurul ya da Güvenlik Konseyi tarafından bağımsız yargıçlar
komitesi atanabileceği önerilse de, devletlerin cezai sorumluluklarının
uygulanması için kurumsal çatının kurulmasında kilit, yargısal bağımsızlık ve
politik organlar arası doğru denge olduğu unutulmamalıdır.118
Pellet,
cezai
sorumluluğu
uluslararası
hukuk
alanında
cezai
yaptırımların varlığına karar verecek bir mahkeme kurulsa bile bu yargının
devletler açısından zorunlu olamayacağı yönüne dikkat çekmiĢtir.119
Çağıran,
ceza
sorumluluğu
kavramının
merkezileĢmiĢ
hukuk
sistemlerinde mümkün olabileceği, ademi merkez yapıdaki uluslararası hukuk
sisteminde devletlerin cezai sorumluluğun olamayacağı ileri sürülmüĢtür.120
117
Alan Boyle and Christine Chinkin, The Making of International Law, Oxford University Press,
Oxford, 2007, s.109
118
Jorgensen, The Responsibility of States for International Crimes, s.214-215
Uluslararası AnlaĢma ile kurulan Uluslararası Ceza Mahkemesi Statüsünün 16. maddesinde
düzenlenen Güvenlik Konseyi'nin , VII. Bölüm çerçevesinde aldığı karara dayanak, Uluslararası Ceza
Mahkemesinden talepte bulunur ve 12 aydan fazla zaman geçmesine rağmen hiçbir soruĢturma veya
dava açılamaz veya açılan bir davaya devam edilemediği durumlarda, Güvenlik Konseyinin zorlama
mahiyetli talebini yenilemesi eleĢtirilmiĢtir.
119
Pellet, "The Definition of Responsibility", s.14
120
Mehmet Emin Çağıran, " Uluslararası BarıĢ ve Güvenlik Hukukunda Sorumluluk AnlayıĢı ve
Klasik Sorumluluk Rejimi", Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, I, 1,, 2006, s. 17
Uluslararası hukukun her alanında olmasa da, uluslararası barıĢ ve güvenlik hukuku alanında
uluslararası hukukun merkezi yapıda olduğu, özellikle Soğuk SavaĢ sonrası Güvenlik Konseyinin
yeniden iĢlevsel hale gelmesiyle, aksinin iddia edilemeyeceği ileri sürülmüĢtür. BarıĢ ve güvenlikle
ilgili genel yükümlülükleri ihlal eden devletlere karĢı Güvenlik Konseyi zorlama tedbirlerinin
32
Hukuki ve cezai sorumlulukların farklı olduğunun savunucuları,
ayrımlarını devletlerin özel menfaatlerinin korunması ya da toplumun
menfaatlerinin önceliğine önem vermesi nedenleriyle temellendirmiĢler ve
uluslararası sorumluluğun farklılaĢmasını, uluslararası hukukun evriminin
kaçınılmaz sonucu olarak görmüĢlerdir.
121
Uluslararası hukukta, hukuki ve
cezai sorumluluk arası ayrım olmadığını savunan bu görüĢ, ortak menfaatleri
üstlenen bir otoritenin yokluğu teziyle desteklenmiĢtir. 122 Konuda, Kelsen'in
düĢüncesi geniĢ kabul görmüĢtür. Uluslararası hukuk ile ulusal hukuk, kamu
hukuku ile özel hukuk arasında fark görülmeyip bunların tekliği savunulmuĢ,
sorumluluk konusunda da "tekçi (monist)" yaklaĢım sürdürülmüĢtür.
123
Hukuki ve cezai sorumluluğunun ayrılığını savunanların özel menfaat-kamu
menfaati ayrımını kabul edilmeyerek, özel menfaatin korunmasında kamu
menfaati görülmüĢtür. Bu açıdan, devletin sorumluluğu ne hukuki, ne de
cezaidir. 124 Pellet, devletin sorumluluğuna iliĢkin geleneksel hukukun, "özel
hukuk" ya da "hukuki" karakterli olduğunu, ancak zorlayıcı uygulama
metodlarının giderim yükümlülüğü ile uyumlu olduğunu, karĢı tedbir olarak
anılan misillemenin cezalandırma amacı gütmediğini ifade etmiĢ, devletin
sorumluluğu konusunun hem hukuki hem de cezai unsurları birlikte içerdiğini
ileri sürmüĢtür. 125 Pellet, "uluslararası sorumluluk ne "hukuki" ne de "cezai"
dir, o sadece "uluslararası" dır." 126 olarak ifade ettiği sorumluluğu, hukuki
sorumluluğa oranla daha az cezai görmüĢtür. 127 Malekian, tarihsel olarak,
hukuki ve cezai sorumluluk arasında bir ayırımın varlığını kabul etmemiĢtir.
cezalandırma amaçlı uygulanabileceği öngörülmüĢtür. Ancak, ceza uygulamasının tek unsurunun
"merkezi yapı" olmadığı unutulmamalıdır.
121
Çağıran, " Uluslararası BarıĢ ve Güvenlik Hukukunda Sorumluluk AnlayıĢı ", s. 12
122
Çağıran, " Uluslararası BarıĢ ve Güvenlik Hukukunda Sorumluluk AnlayıĢı ", s. 12
123
Muvaffak Akbay, "Kelsen'in Hukuk ve Devlet Teorisi", AÜHF Dergisi, IV, 1, 1947, s.34-35
124
International Law: Being the Collected Papers of Hersch Lauterpacht, Systematically
Arranged and Edited by E. Lauterpacht, Q.C., Vol.II, Part I, Cambridge University Press, Cambridge,
2004, s. 412
125
Kelsen için uluslararası sorumluluk, savaĢ ya da misilleme gibi cezai unsurlar çağrıĢtıran
yaptırımlar gerektirse de, devletin sorumluluğunu cezai nitelikte değildir.
Pellet, "The Definition of Responsibility " ,s.13
126
"International responsibility is neither civil, nor penal, it is simply 'international'", Alain Pellet,
"Can a State Commit a Crime? Definitely, Yes!" EJIL, Vol.10, No.2, 1999, s. 433,
127
Pellet, "Can a State Commit a Crime? " ,s. 434, Pellet'e göre uluslararası sorumluluk, daha az
cezai nitelikler gösterir çünkü, cezai sorumluluk, yargı yetkisine sahip bağımsız mahkemelerin
varlığını gerektirir. Bu Ģart uluslararası hukukta yerine getirilemez.
33
Sorumluluğun, hatanın giderilmesi ya da cezalandırma gerektirdiğinin açık
olmadığını, her ikisinin de "giderim görevi" kavramının ayrılmaz parçaları
olduğunu ifade etmiĢtir. 128 Devletin sorumluluğu konusunda, Uluslararası
Hukuk Komisyonu Özel Raportörlerinden Garcia Amador, sorumluluk yönüyle
uluslararası hukuku iç hukuka benzeterek, meydana gelen zararın giderilmesi
yanında belli uluslararası yükümlülüklerin yerine getirilmemesi yahut ihlalleri
durumunda cezalandırılabilmeyi getirdiğini, "sorumluluk" teriminin hem
"hukuki" hem de "cezai" sorumluluğu kapsadığını ilk raporunda belirtmiĢtir.
129
Özel Raportör Arangio-Ruiz de, uluslararası yükümlülüğün hukuki ve
cezai unsurları barındırdığını, sorumluluğa iliĢkin davaların büyük çoğunlukla
giderim yapma yükümlülüğü içermesi nedeniyle "hukuki", belli durumlarda
hukuk düzeninde kamu ya da yargı makamlarının hukuk ihlalleri için
"yaptırım"
görmüĢtür.
olarak
karĢı
tedbirlere
baĢvurulmasını
"cezai"
nitelikte
130
Uluslararası Hukuk Komisyonunda, uluslararası suçlara iliĢkin madde
tartıĢmaları sırasında, devletin sorumluluğunu hukuki ya da cezai nitelikte
görülmeyip, sui generis kabul edilmiĢtir. 131
Kanaatimizce de, uluslararası hukukun, hukuki sorumluluk ile cezai
sorumluluk, ceza ile tazminat arasında bir fark görmeyip yalnız haksızlığa
karĢı tepki verdiğini, bu tepkinin ihlal edilen normun mahiyetine ve ağırlığına
göre değiĢik Ģekillerde meydana geleceğini, bu Ģekillerin, ulusal hukuklardaki
ceza ve tazminat arası fark gibi bir ayrımı olmadığını, bütün Ģekillerde,
haksızlığın cezalandırılması ile giderilmesinin bir arada bulunduğunu, farkın
128
Malekian, a.g.e., s.146
A/CN.4/96, Amador, Report on State Responsibility, Yearbook of the International Law
Commission, II, 1956, s.180. para 35, (EriĢim)
http://untreaty.un.org/ilc/publications/yearbooks/Ybkvolumes(e)/ILC_1956_v2_e.pdf, 24 Mayıs 2010
130
A/CN.4/453, Arangio-Ruiz, Fifty Report on State Responsibility, Yearbook of the International
Law Commission, II, 1, 1971, , s. 56, para. 256, (EriĢim)
http://untreaty.un.org/ilc/documentation/english/a_cn4_453.pdf, 03 Mart 2010
131
Commentary to Draft Article 19, Yearbook of the International Law Commission, II, 2, 1976, s.
103, 104, para. 21,
(EriĢim)http://untreaty.un.org/ilc/publications/yearbooks/Ybkvolumes(e)/ILC_1976_v2_p2_e.pdf, 26
Mayıs 2010
129
34
ceza ile giderim arası oranda olduğunu kabul etmek gereklidir.132 Dolayısıyla,
devletin sorumluluğu konusunda, hukuki ya da cezai olduğuna iliĢkin kaygılar
yersiz olup, devletin sorumluluğunu kendine özgüdür.
1.4.
ULUSLARARASI HUKUK KOMĠSYONU VE DEVLETĠN
SORUMLULUĞU
Uluslararası hukukun kodifikasyonu fikri nispeten yenidir. 133 Belli süre
yalnız doktrinel bir esinlenme olarak kalmıĢtır. 134 Devletin sorumluluğu
konusu, uluslararası hukukun kodifikasyonu ve tedrici geliĢmesi bağlamında
kendi özel tarihine sahiptir. 1924 yılında Milletler Cemiyeti Meclisinin,
kodifikasyon yapma kararından sonra, 1924-1927 arası dönemde, Uzmanlar
Komitesi çeĢitli hükümetlere projeler sunarak ve sorular hazırlayarak konuları
seçme giriĢimi baĢlatmıĢlardır. Merkezi bir organizmanın yokluğunda
baĢlatılan kodifikasyon giriĢimi, özellikle hükümetlerle gerekli iletiĢimin
kurulması noktasında baĢarısız olmuĢtur.135
132
Anzilotti, Devletler Hukuku, s. 379
Grotius'un "SavaĢ ve BarıĢ Hukuku "adlı eseri uluslararası hukukun ilk kodifikasyonu kabul
edilmiĢtir. Mehmet Gönlübol, Uluslararası Politika:Ġlkeler-Kavramlar-Kurumlar, Attila Kitabevi,
Ankara, 1993, s. 414, Kodifikasyon (taknin), teamüli (örf-adet) hukuk kurallarının yazılı hukuk
biçimine dönüĢtürülmesi iĢlemidir. Uluslararası hukukun kodifikasyonu, bu alandaki hukuk
kurallarının büyük bölümünün örf-adet kuralı olması nedeniyle özel önem taĢır. Uluslararası hukukun
kodifikasyonu çalıĢmalarına özellikle 19.yy'ın ikinci yarısından itibaren önem verilmiĢ, 1899 ve 1907
La Haye Konferansları ve Milletler Cemiyetinin çalıĢmalarından sonra BirleĢmiĢ Milletler nezdinde
bu konu daha ciddi ele alınmıĢtır.
134
Alain Pellet, "Between Codification and Progressive Development of the Law: Some Reflections
from the ILC" 6 Int'l L.F.D, 2004, s.15
135
Charles de Visscher, " Stages in the Codification of International Law, The Hague 1930, Genova
1958, Vienna 1969" (Eds.) Wolfgang Friedman, Louis Henkin, Oliver Lissitzyn, Transnational Law
in an Changing Society, Colombia University Press, New York and London, 1972, s.17-18
133
Deneyimler göstermiĢtir ki, kodifikasyon çalıĢmaları bir alt yapı gerektirir fakat bu alt yapı 1930
kodifikasyonu için oluĢmuĢ değildir. Yeterli olgunluk düzeyine ulaĢan tabiiyet, karasuları yanında
devletin sorumluluğu konusu da ele alınmıĢtır. Ancak, konuyu hazırlayan Komisyon baĢarısız
olmuĢtur.
35
Milletler Cemiyetinden baĢka, Amerikalılar Arası Örgütler, Uluslararası
Hukuk Derneği ve hükümet dıĢı kurumlarca da devletin sorumluluğu
konusunda çalıĢma yapılmıĢtır.136
1930 Kodifikasyon Konferansının baĢarısızlığının neden olduğu hayal
kırıklığı, BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢmasının 13. maddesine Genel Kurulun
görevleri arasına uluslararası hukukun tedrici geliĢmesi ve kodifikasyonu
amacıyla öneri sunma ve birlikte çalıĢma yapma görevini getirmiĢtir. 1947
yılında BirleĢmiĢ Milletler Genel Kurulu alt organı Uluslararası Hukuk
Komisyonu (UHK) kurulmuĢtur.
137
UHK, mevcut uluslararası hukuk
kurallarını derleyip yazılı hale getirmek yanında, tedrici geliĢmeyi sağlama
görevi
ile
ilgili
olarak
bu
kuralları
değiĢtirebilecek
ve
yenilerini
ekleyebilecektir. 138
UHK' nın 1949 yılındaki ilk oturumunda, uluslararası hukukun
kodifikasyonu amacıyla seçtiği on dört konudan biri devletin sorumluluğu
olmuĢtur. UHK’nın bir alanda çalıĢması, örf-adet hukuku sürecinin bir parçası
olarak değerlendirildiğinden, devletin uluslararası sorumluluğu konusundaki
136
Philip Allot, "State Responsibility and the Unmaking of International Law", Harvard
International Law Journal, Vol.29, No 1, Winter 1988, s.2
137
BirleĢmiĢ Millerler Genel Kurulunun 21 Kasım 1947 tarih, 174(II) sayılı kararı ile kurulmuĢtur.
A/3623, Report of the International Law Law Commission Covering the Work of its Ninth Session,
23 April-28 June 1957, Yearbook of the International Law Commission, Vol.II, 1957, s.131,
(EriĢim) http://untreaty.un.org/ilc/publications/yearbooks/Ybkvolumes(e)/ILC_1957_v2_e.pdf, (23
Ocak 2009) Visscher, a.g.m., s.20-21
138
Uluslararası Hukuk Komisyonu, kodifikasyon ve tedrici geliĢme bağlamında, devletin sorumluluğu
yanında , devletlerin hakları ve ödevleri, teamülü uluslararası hukuk belgelerinin daha kolay el altında
bulundurulması, Nuremberg Uluslararası Ceza Mahkemesinin uyguladığı ilkelerin belirlenmesi,
Uluslararası Ceza Mahkemesi kurulması, çok taraflı anlaĢmalarda çekince sorunu, insanlığın barıĢ ve
güvenliğine karĢı iĢlenecek suçlar, saldırının tanımlanması, uyruksuzluğun (tabiiyet) azaltılması,
uluslararası hakemlik yöntemi, deniz hukuku, diplomatik koruma, anlaĢmalar hukuku, devletlerle
uluslararası örgütler arası iliĢkiler, sınıraĢan sulardan ulaĢım dıĢı amaçlarla yararlanma, devletlerin
halef olması, en fazla müsaadeye mazhar ulus kaydı, devletlerle uluslararası örgütler arasında yapılan
anlaĢmalar gibi konularda çalıĢmıĢtır.UHK'nın halen devam eden kodifikasyon çalıĢmalarını kendi
internet sayfasından takip edebilmek mümkündür. (EriĢim) http://www.un.org/law/ilc/, 19 Mayıs
2011
Uluslararası hukukun kodifikasyonu ve tedrici geliĢmesi, diğer alanlarda olduğu gibi sorumluluk
alanında da, uluslararası gücün tesirinde kalabilmiĢtir. Uluslararası alanda ekonomik ve politik olarak
güçlü devletler, UHK çalıĢmaları ile ilgili kendi menfaatleri doğrultusunda, söz konusu kuralların
uluslararası örf -adet kuralı olmaması nedeniyle kodifiye edilemeyeceğini ya da uluslararası örf-adet
kuralı olamayan kural taleplerini tedrici geliĢme olarak kabul edilmesini ileri sürebilmiĢlerdir.
36
çalıĢmaların önemi konusunda bilgi verecektir.
139
UHK, kendi çalıĢma
mantığı içinde konu ile ilgili olarak çalıĢmak üzere özel raportörler atamıĢtır.
Bu raportörler, ister istemez kendi ülkelerinin ya da Ģahıslarının deneyim ve
görüĢleri doğrultusunda raporlar hazırlamıĢlar ve UHK' ya sunmuĢlardır.
1955 yılında, Küba'dan Francisco V. Garcia Amador ilk özel raportör
olarak atanmıĢtır. Amador, 1956-1961 yılları arası dönemde, yabancıların
Ģahıs ve mallarına verilen zararlardan doğan sorumluluk konusuyla ilgili
olarak altı rapor sunmuĢtur. 140
1962 yılında, Ġtalya'dan Roberto Ago özel raportör olarak atanmıĢtır.
Ago, 1969-1979 arası dönemde sekiz rapor sunmuĢtur. GörüĢmelerde Ago,
özellikle barıĢın korunması yükümlülükleriyle ilgili haksız fiiller için ayrı bir
kategori oluĢturma konusunu vurgulamıĢtır. 1969 oturumunun sonunda
Taslak Maddeler' de, bir devletin uluslararası haksız fiillerinin meydana
gelmesi Ģartları ve haksız fiilin sonuçlarının düzenlenmesi konusunda fikir
birliğine varılmıĢtır.141 Sonunda UHK' da, ihlalin ciddiliğinin az ya da çokluğu
ile ihlal edilen yükümlülüğü doğuran kuralın uluslararası toplum için az ya da
çok önemini tanımlama konusunda genel bir uzlaĢma olmuĢtur. 142 1975
yılında UHK, Taslak Maddelerin alt yapısını oluĢturmaya karar vermiĢtir.
Buna göre, sorumluluğun kökeni, uluslararası sorumluluğun içeriği, Ģekli ve
derecesi, uygulanması ve uyuĢmazlıkların çözümü konularının tartıĢılması
konusunda karar alınmıĢtır.
1980 yılında UHK, bir devletin uluslararası haksız fiillerinin meydana
gelmesi Ģartlarına iliĢkin çalıĢmasını tamamlamıĢ ve hükümet yorumlarına
sunmuĢtur. Ancak, hükümetlerin yorum katkısı beklenenin altında olmuĢtur.
139
James Crawford, “The ILC’s Articles on Responsibility of States for Internationally Wrongful Ac
ts: A Retrospect” 96 Am. J. Int’l L., Vol. 96, 2002, s.889
140
A/CN.4/490, para.1, Max Huber, 1928 tarihli Palmas Adası Tahkiminde, devlet egemenliğinin ,
diğer devletlerin ve yabancıların Ģahıs ve malvarlıklarını olduğu kadar, kendi vatandaĢlarını ve onların
malvarlıklarını da koruma görevini içerdiğini ifade etmiĢtir. Koskenniemi, "Doctrines of State
Responsibility" s.47
141
A/CN.4/490, para.2-4
142
James Crawford," International Crimes of States", (Ed.) James Crawford, Alain Pellet, Simon
Olleson, The Law of International Responsibility, 2010, s.406
37
1980 yılında, Hollanda'dan Willem Riphagen özel raportör olarak
atanmıĢtır. Komisyon haksız fiilin sonuçları ile ilgili çalıĢmalarına baĢlamıĢtır.
1980-1986 yılları arasında Riphagen, uluslararası sorumluluğun içeriği, Ģekli
ve derecesi ile ilgili altı, uluslararası sorumluluğun uygulanması ve
uyuĢmazlıkların çözümü ile ilgili de iki rapor sunmuĢtur. 143
1987 yılında, Ġtalya'dan Gaetano Arangio-Ruiz özel raportör olarak
atanmıĢtır. 1987-1996 yılları arasında sekiz rapor sunmuĢtur.144
6 Mayıs-26 Haziran 1996 tarihleri arasında, Uluslararası Hukuk
Komisyonu
Devletin
Sorumluluğu
konusunda
Taslak
Maddeler'in
Ġlk
Okuma'sını geçici olarak kabul etmiĢtir. O dönemde Taslak Maddeler, 3
bölüm ve 60 maddeden oluĢmuĢtur. Birinci Bölüm, 1-35. maddeler arasında
devletin sorumluluğunun kaynağını düzenlemiĢtir. 145 Ġkinci Bölüm, 36-53.
maddeler
arasında
uluslararası
sorumluluğun
kapsamını,
Ģeklini
ve
derecelerini düzenlemiĢtir. Üçüncü Bölüm, 54-60 maddeler arasında, 1983
yılından 1996 yılına kadar geçici olarak kabul edilen ve 1996 yılında bazı
değiĢikliklerle ilk okuması yapılan uyuĢmazlıkların çözüm usulleri ile ilgili iki
ek ile birlikte uyuĢmazlıkların çözümünü düzenlemiĢtir. Ġlk Okuma'da bazı
zıtlıklar doğmuĢ ve devletlerin büyük çoğunluğunca desteklenmemiĢtir.
Hükümetlerden
gelen
yorumların
ekseriyeti,
uluslararası
haksız
fiil-
uluslararası suç, karĢı tedbirler ve uyuĢmazlıkların çözümü konularına iliĢkin
olmuĢtur.146 Bunlar dıĢında, pek çok devlet, sorumluluğun doğma felsefesini,
Taslak Maddeler' in konusunu, BirleĢmiĢ Milletler Genel Kurulunun hukuk
konularının görüĢüldüğü ve BirleĢmiĢ Milletler üyesi bütün devletlerin temsilci
gönderebildikleri 6. Komitesini ve UHK’yı eleĢtirmiĢtir.
143
A/CN.4/490, para.5
A/CN.4/490, para.6
145
Ġlk Okumada, devletin sorumluluğunu düzenleyen Birinci Bölüm Maddeleri 1973 yılından 1980
yılına kadar geçici olarak kabul edilmiĢ ve bu Maddelerin 1980 yılında bazı değiĢikliklerle Ġlk
Okuması yapılmıĢtır.
146
A/52/10, Report of the International Law Commission on the Work of its Forty-Ninth session (12
May-18 July 1997), Yearbook of the International Law Commission, Vol.II (2), 1997, s.11,
(EriĢim) http://untreaty.un.org/ilc/publications/yearbooks/Ybkvolumes(e)/ILC_1997_v2_p2_e.pdf , 19
Mayıs 2009
144
38
1997 yılında, Ġngiltere'den James Crawford özel raportör olarak
atanmıĢtır. Aynı yıl, Devletin Sorumluluğu konusunun Ġkinci Okuması ile ilgili
olarak bir çalıĢma grubu kurulmuĢtur. Crawford, dört rapor sunmuĢtur. 147
2001
yılında
UHK,
Taslak
Maddeler'
in
Ġkinci
Okuma'sını
tamamlamıĢtır. Sonuç olarak Maddeler,1996'daki orijinal Ģeklinin dıĢında
yeniden ĢekillendirilmiĢtir ya da en azından içeriklerine yeniden bakılmıĢtır.
UHK tarafından kabul edilen Metin, BirleĢmiĢ Milletler Genel Kuruluna
sunulmuĢtur. Genel Kurul 12 Aralık 2001 tarih, 56/83 sayılı kararı ile Taslak
Maddeler'i oylama olmaksızın kabul etmiĢtir. Bu Metin, Tez'de "Nihai Metin"
olarak adlandırılmıĢ ve Tez içeriğinde esas alınmıĢtır. Nihai Metin, 4 Kısım,
59 maddeden oluĢan “Uluslararası Haksız Fiiller Ġçin Devletin Sorumluluğu
üzerine Taslak Maddeler” adı altında devletler tarafından ayrıca incelenmek
üzere Genel Kurul tarafından tevdi edilmiĢtir. 148 Nihai Metin'de, hükümetler
ve diğerleri tarafından yapılan yorumlara bütünüyle ve açıkça bir cevap
arandığı izlenimi doğmuĢtur. Esas itibari ile bütün noktalar üzerinde mühim
uzlaĢma ve oylama olmaksızın kabul edilmiĢtir. Bu durum, UHK'nın uzayan
tartıĢma ve görüĢmeleri içindeki görüĢ dengesinin bir yansıması olarak
görülmüĢtür.149
Nihai Metin'in ilk Kısmı, 27 maddeden oluĢmuĢ ve uluslararası
sorumluluğun unsurları, sorumluluğu devlete atfedildiği durumlar ile haksızlığı
ortadan kaldıran durumlar olarak bilinen genel savunma halleri ve
uluslararası sorumluluğun doğası ile ilgili genel ilkelerden meydana gelmiĢtir.
Ġkinci Kısım, devletin uluslararası sorumluluğunun kapsamı ile ilgilidir
ve bir bütün olarak uluslararası toplumun sorumluluğuna yol açan
uluslararası hukukun ciddi ihlalleri ile sonuçlanan hallere dikkati çekmiĢtir.
Üçüncü
sorumluluğu
147
Kısım,
nasıl
haksızlığa
uğrayan
baĢlatabilecekleri
ve
devlet
haksızlığa
ya
da
devletlerin
uğramayan
Crawford, The International Law Commission’s Articles, s.347
Martin Dixon, International Law, Fifth Edition, Oxford University Press, 2005, s.228
149
Crawford, Peel, Olleson, "Completion of the Second Reading", s. 25-26
148
diğer
39
devletlerin de sorumluluğu baĢlatmaları ile ilgilidir. Bu ayrım, haksız fiil
iĢleyen devlete karĢı alınacak tedbirlerin tipi için önemlidir.
Dördüncü
Kısım,
özellikle
tamamlanmamıĢ
iĢlerle
ilgili
olup,
uluslararası hukukun ihlali hallerinde söz konusu Maddeler'in varlığının,
bireysel sorumluluğa, uluslararası örgütlerin sorumluluğuna ve BirleĢmiĢ
Milletler AndlaĢması hükümlerine halel getirmeyeceğini düzenlemiĢtir.
Nihai Metin'de, uluslararası hukukun emredici normlarından doğan
yükümlülüklerin ciddi ihlalleri için UHK, uluslararası hukukun ciddi ihlallerine
daha hafif ihlallerinden farklı sonuçlar yüklemek suretiyle bir ayrım yapma
yoluna gitmiĢtir. Buna göre, uluslararası hukukun emredici normlarının ciddi
Ģekilde ihlal edilmesi uluslararası toplumun bir bütün olarak haklı tepkisine
yol açabilecektir. Bu tepkinin, doğrudan zarar gören devletin tepkisinden
daha ağır olduğu varsayılmıĢtır. Bu sonuçlar, sadece doğrudan zarar gören
devlet dıĢındaki devletlerin yükümlülükleri ile ilgili olup, bu devletlerin ya da
doğrudan zarar gören devletlerin haklarına iliĢkin olmadığı gibi, sorumlu
devlete de iliĢkin değildir.150
UHK'nın devletin sorumluluğu ile ilgili çalıĢmaları sonucunda, zarar,
ihlalin sorumluluğu doğurması için Ģart olmaktan çıkarılmıĢ ve kavramsal
birlik kaybedilmiĢtir.
151
Sorumluluğun ön Ģartı olarak zararın çıkartılıp,
uluslararası haksız fiiller için sorumluluğun objektifleĢtirilmesi, öncekinden
daha iyi entegre olan ve daha az sadece devletler-arası karaktere sahip
uluslararası
toplumda,
giderim
üzerine
kurulu
sorumluluk
iĢlevinin
dönüĢümünün temeli kabul edilmiĢtir. 152 Uluslararası sorumluluk, yalnızca
tazmin ya da giderim mekanizmasının rol oynadığı hukuki sorumluluk
modelinden uzaklaĢmıĢtır. Hukuki sorumluluk yanında, yükümlülüklerin
uluslararası hukuk sujeleri tarafından ihlallerinin kınanmasını, bir bütün olarak
uluslararası toplumun menfaatine olan uluslararası hukuka saygıyı ve
uluslararası
150
meĢruiyeti
yeniden
düzenlemeyi
Dixon,a.g.e., s.228
Pellet, "The Definition of Responsibility " , s.6
152
Pellet, "The Definition of Responsibility ", s.15
151
içeren
bir
mekanizma
40
istenmiĢtir. Uluslararası hukuka saygıyı doğuran bu mekanizma ile ilgili
olarak, kırmızı ıĢıkta geçen sürücünün, hiçbir zarar vermemiĢ olsa dahi, sırf
hukuku ihlal ettiğinden dolayı sorumluluğu örnek gösterilmiĢtir. Buna benzer
Ģekilde, uluslararası yükümlülüklerinden birini ihlal eden devletin de, bir
baĢka devlete zarar vermemiĢ olsa dahi sorumluluğu öngörülmüĢtür. Bir
bütün olarak uluslararası toplumun menfaatine her devletin uluslararası
hukuka saygı yükümlülüğü ifade edilmiĢtir. Zarar ile birlikte, hukuki
sorumluğun bir diğer unsuru olan kusura da yer verilmemiĢtir. Uluslararası
hukuka riayet edilmediği durumlarda sorumluluğun doğması için devletlerin
kusurlu olup olmadıklarına önem atfedilmemiĢtir.
2001 yılında kabul edilen Maddelerin pek çok ilkesi bu yeni ya da yeni
keĢfedilen iĢleve yansımıĢtır. Örneğin, 29. maddede uluslararası haksız fiilin,
sorumlu devletin yükümlülüğünü yerine getirme görevinin devam etmesine
engel olmayacağı, 30. maddede sorumlu devletin, gerekirse tekrar etmeme
teminatı teklif etmesi, 48. maddede doğrudan zarar gören devletten baĢka
devletlerin sorumluluğa baĢvurma haklarının olması yukarıda sayılan
uluslararası hukuka saygıya, uluslararası hukukiliğin düzenlenmesine,
ihlallerin kınanmasına hizmet ettiği kabul edilmiĢtir. 153
Uluslararası toplum, uluslararası hukuka saygı gibi kavramlar dolayısı
ile uluslararası sorumluluğu hukuki ya da cezai olarak nitelemenin
yanlıĢlığına Özel Raportörler Amador 154 , Arangio-Ruiz
155
olduğu gibi, Özel
Raportör Ago tarafından da dikkat çekilmiĢtir. Tarafımızca da, bu görüĢ kabul
edilmiĢtir. Ago' ya göre, ihlalin ağırlığından yansıyan dıĢında sorumluluğun iki
türü
arası
ayrım yapmak
anlamsızdır.
Emredici
normlardan
doğan
yükümlülüklerin ciddi ihlalleri için haksızlığı ortadan kaldıran durumların
(madde
26)
kabul edilmemesi,
kolektif olarak tanımama,
yardımda
bulunmama, tekrar etmeme, durdurma, sonlandırma yükümlülükleri ve bu
yükümlülüklerin yerine getirilmesi talepleri (madde 42, 48) uluslararası
153
Pellet, "The Definition of Responsibility" s.15
bkz. s. 33, dipnot 129, A/CN.4/96,s.180. para 35
155
bkz. s. 33, dipnot 130, A/CN.4/453, s. 56, para. 256
154
41
hukukun emredici normları ile sıradan normları arası ayrımına iliĢkin
görülmüĢtür. Yine, 54. maddede doğrudan zarar görmeyen devletler
tarafından tedbir alınması hakkındaki ihtilaflı durumun, ilerideki geliĢmelere
açık kapı bıraktığı kabul edilmiĢtir. Bu açıdan, Nihai Metin hem "iki taraflılık
(bilateralism)" ın, hem de "çok taraflılık"156 (communitarizm)" ın zaferi olarak
algılanmıĢtır.157
BirleĢmiĢ Milletler Genel Kurulunun 2 Aralık 2004 tarih, 59/35 sayılı
Kararı ile BirleĢmiĢ Milletler Genel Sekreterinden, Maddeler ile ilgili yazılı
yorumları ve uygulamaları ile ilgili bilgi sunmaları için hükümetleri davet
etmesi, uluslararası mahkeme ve diğer kurumların kararlarını toplaması
istenmiĢtir. BirleĢmiĢ Milletler Genel Kurulunun 2007 yılı 62. oturumunda ve
2010 yılı 65. oturumunda benzer kararlar alınmıĢtır. En son, 11 Kasım 2010
tarihli 65. oturumda, konu benzer Ģekilde 68. Oturuma talik edilmiĢtir.
Uluslararası Haksız Fiillerden Devletin Sorumluluğuna ĠliĢkin Metin'in
Geleceği
Uluslararası Haksız Fiillerden Devletin Sorumluluğuna iliĢkin Metin'in
geleceği muğlaktır. 158 Caron' nın deyimiyle "paradoks"tur. Konunun, çok
taraflı anlaĢma olması ya da UHK metni olarak kalması halindeki etkisi
konusundaki görüĢler çeliĢiktir.
UHK'nın 59 maddeden oluĢan anlaĢma
benzeri bir metni Genel Kural'a göndermiĢ fakat bu maddelerin anlaĢma
olarak kabulü için Genel Kurula öneri sunulmamıĢtır.
159
Ancak, UHK'nın
çalıĢma stilinde andlaĢma taslakları sıkça görüldüğünden, herhangi bir
uluslararası kural koyucu metin için en uygun yolun, diplomatik konferansı
anlaĢmanın takip etmesi ve bunun da hükümetler tarafından onaylanması
156
"Communitarism" kavramı, Latince "halk", "topluluk" kökünden gelse de, tarafımızdan yapılan
çeviride kelimenin lafzından ayrı olarak "çok taraflılık" ifadesi tercih edilmiĢtir.
157
Koskenniemi, "Doctrines of State Responsibility", s.49
158
UHK'nın normal çalıĢma Ģekline göre tamamlanmamıĢ metinlerin akıbetleri konusunda fikir
yürütmek yersiz gibi görünse de, ilgili metnin uluslararası hukuk kaynağı olarak alacağı son Ģekil, o
metnin içerik ve kapsamın belirlenmesindeki dikkat ve özeni etkileyeceği
gözden uzak
tutulmamalıdır.
159
David D. Caron, "The ILC Articles on State Responsibility: The Paradoxical Relationship Between
Form and Authority" The American Journal of International Law, Vol. 96, 2002, s. 857, 862
42
olduğundan,
bu
yaklaĢımın
pek
çok
açıdan
açıkça
tercih
edilir
göründüğünden uluslararası andlaĢma ihtimalinin ağırlıklı olduğu yönünde
yorum yapabiliriz. Son dönemdeki, Uluslararası Ceza Mahkemesi Statüsü
buna örnek gösterebilir. 160 Taslak Maddeler'in uluslararası andlaĢma olması
ile ilgili, ya görüĢmelere uluslararası konferans olarak devam edilecek ya da
özel bir konferans toplamak için BirleĢmiĢ Milletler Genel Sekreterine
sorulacaktır. Bunun sonucunda Taslak Maddeler, imza ve onaya bağlı
andlaĢma haline gelecek ve tarafları için bağlayıcı olacaktır. 161 Elbette ki,
diplomatik konferansı müteakip uluslararası andlaĢma ile kabul edilen hukuki
metinlerin, iç hukuklarda uygulanmasının sağlanması konusu da önemlidir.
162
Nihai Metin'in, BirleĢmiĢ Milletler Genel Kurul Kararı olarak kalması da söz
konusudur. Bu durumda, kural olarak bağlayıcı olmayacaktır. Ancak Nihai
Metin'in,
uluslararası
örf-adet
kuralı
olarak
kabul
görmesi
halinde,
bağlayıcılığı uluslararası örf-adet kuralına göre Ģekillenecektir.
Meksika, Ġtalya ve Ġskandinav Ülkeleri gibi bazı devletler, sarahaten ya
da zımnen devletin sorumluluğu konusunda sözleĢme lehine görüĢ bildirirken
içinde Ġngiltere ve Avusturya' nın da bulunduğu bazı devletler sözleĢme
yapılması konusuna sıcak bakmamıĢlardır. ABD, Çek Cumhuriyeti, Almanya,
Fransa, Arjantin gibi devletler devletin sorumluluğu konusunda bir sözleĢme
hazırlanması ya da genel kurul kararı olması konusunda görüĢ beyan
etmemiĢlerdir. 163
1.4.1. ULUSLARARASI SORUMLULUĞUN KAYNAĞI
Uluslararası
Hukuk
Komisyonunun
1949
yılında,
konuyu
ele
almasından bu yana uluslararası sorumluluğun kaynağının haksız fiil olduğu
konusunda Ģüphe yoktur. Yine, uluslararası hukukun emredici normlarından
160
Crawford, “A Retrospect”, s.889
Allot, "Unmaking of International Law",s.2
162
Crawford, “ A Retrospect” , s.889
163
A/CN.4/490, para.40
161
43
doğan yükümlülüklerin ciddi ihlalleri ve uluslararası suçların da, haksız fiil
oldukları tereddütsüz kabul edilmiĢtir.
Devletin sorumluluğu, bir devletin yükümlülüğünü ihlal ettiği zaman
ortaya çıkar. Nihai Metin'in 1. maddesine göre, bir devletin uluslararası
haksız fiilleri o devletin uluslararası sorumluluğunu doğurur. Haksız fiil tanımı,
iç hukuk tesirinden 3. madde ile kurtarılmıĢtır. Buna göre, iç hukuka
uygunluk, uluslararası sorumluluğunu ortadan kaldırmayacaktır.
Devletin sorumluluğunun kaynağı olan uluslararası haksız fiil,
anlaĢmaya, örf-adete ya da yargı kararına uymamaktan doğabilir. Benzer
Ģekilde, bir devletin,
baĢka bir devletin vatandaĢına kötü muamelesi
durumunda ya da Güvenlik Konseyi kararlarına uymamak gibi uluslararası
örgütlerin kararlarına aykırı hareket edildiğinde de sorumluluk doğabilecektir.
Uluslararası yükümlülüğün özelliği ya da kaynağı önemli değildir.
164
Sorumluluğun meydana gelmesi açısından, uluslararası sıradan hukuk
kurallarına, uluslararası anlaĢma ya da uluslararası örf-adet hükümlerine ya
da uluslararası yargı kararlarına riayet etmemek ile uluslararası hukukun
emredici normlarından doğan yükümlülüklere uymamak arasında bir fark
yoktur.
Haksız Fiilin Varlık ġartları
Uluslararası yükümlülük ihlal edilmiĢ ve bu ihlal devlete atfedilmiĢ ise
uluslararası sorumluluğu doğuracak nitelikte uluslararası haksız fiil meydana
gelecektir.
1.4.1.1.
Uluslararası Yükümlülüğün Ġhlali
Oppenheim,
devletlerin
ulusal
hukuklarda,
egemen
yetkilerini
kullanarak, ulusal düzenlemelerle kendisini sorumluluktan kurtarabileceğini,
164
Dixon, a.g.e., s.229
44
ancak uluslararası hukukta bunun mümkün olmayacağını, uluslararası
görevlerini yerine getirmeyen devletin sorumluluktan kurtulamayacağını ifade
ederek, uluslararası yükümlülük ihlalini sorumluluğun kaynağı kabul etmiĢtir.
165
Devletlerin uluslararası sorumluluğu için yükümlülüğün kaynağının
önemini yoktur. Yükümlülük, uluslararası örf-adet hukukunun bir kuralının
ihlalinden
kaynaklanabileceği
gibi,
bir
anlaĢmadan,
hukukun
genel
ilkelerinden, devletlerin tek taraflı iĢlemlerinden ya da uluslararası hukukun
diğer kurallarından da kaynaklanabilecektir.
166
Cassese, yükümlülük
kaynakları arasında fark görmese de, nitelik olarak yükümlülükler ayırmıĢ ve
UHK'nın üç kademeli bir yükümlülük tasarladığını ifade etmiĢtir. Bunlar,
doğası gereği iki taraflı olan akitsel yükümlülük, erga omnes yükümlülük ve
emredici normlardan doğan yükümlülüklerdir. 167 Bu yükümlülüklerin ihlalleri
arasında,
uluslararası
haksız
fiili
meydana
getirme
açısından
fark
görülmemiĢtir.
Devletin uluslararası yükümlülüğünün ihlali terimini, Uluslararası Daimi
Adalet Divanı tarafından Factory at Chorzow Davasında kullanılmıĢtır. 168
Uluslararası Adalet Divanı, Reparation for Injuries Davasında yükümlülüğün
ihlali ifadesine açıkça gönderme yapmıĢtır. 169 Rainbow Warrior için ilgili
Tahkim Mahkemesinde, bir devlet tarafından herhangi bir yükümlülüğün
herhangi bir Ģekilde ihlaline atıf yapılmıĢtır.170
165
L. Oppenheim, International Law a Treatise, (Ed. H. Lauterpacht), Vol.1, Seventh Edition,
Longmans, Green and Co.Ltd., London, 1948, s. 305
166
Crawford, The International Law Commission’s Articles, s. 126, J.G. Starke, Introduction to
International Law, Butterworth & Co.(Publishers) Ltd., 1977, London, s. 319, Tunkin,a.g.e.,s.423 ,
(Tunkin, yalnız uluslararası anlaĢma ve uluslararası örf-adet ayrımına gitmiĢtir.)
167
Antonio Cassese, " The Character of the Violated Obligation" (Ed.) James Crawford, Alain Pellet,
Simon Olleson, The Law of International Responsibility, Oxford University Press, 2010, s. 416
168
Factory at Chorzow, Jurisdiction, PICJ, Publications of the Permanent Court of International
Justice, Series A, No.9, July 26th ,1927, s. 21, (EriĢim) http://www.icjcij.org/pcij/serie_A/A_09/28_Usine_de_Chorzow_Competence_Arret.pdf, 22 Kasım 2010
169
Reparation for Injuries Suffered in the Service of the United Nations, I.C.J. Reports, 1949, p. 174,
184
170
Rainbow Warrior Case,(New Zeland-France), RIAA, Vol. XX, 1990, s. 251, para.75, (EriĢim)
http://untreaty.un.org/cod/riaa/cases/vol_XX/215-284.pdf, 06 Mart 2009,
Crawford, The International Law Commission’s Articles, s.83
45
Uluslararası yükümlülüğü yerine getirmemekten doğan sorumluluğa
devletlerin ihmali ya da icrai davranıĢları kaynaklık edebilecektir.171 Örneğin
bir devlet, komĢusu olan bir baĢka devlete karĢı askeri gücünü hukuka aykırı
kullandığında sorumlu olabileceği gibi, komĢusu olan devlete karĢı hukuka
aykırı silahlı saldırıda ülkesini kullanan silahlı grupları önlemede baĢarısız
olduğunda da sorumlu olabilecektir. Bu durum, 2. maddede ve belli yargı
kararlarında da doğrulanmıĢtır. 1949 tarihli, Ġngiltere-Arnavutluk arası Korfu
Kanalı Davası172 buna örnek gösterilebilir.173
Yükümlülük ihlalinin, uluslararası hukukun sıradan normlarından ya da
emredici normlarından doğan yükümlülüklerden doğması arasında ayrım
olmadığı gibi yükümlülük ihlali sonucunda zararın doğup doğmadığı da
önemli değildir. Sorumluluk için, kaynağına bakmaksızın yükümlülük ihlalinin
devlete yüklenebilmesi yeterlidir. Örneğin, I’m Alone Davasında, BirleĢik
Tahkim Komisyonu ABD’nin Kanada’dan özür dilemesine, I’m Alone’un
batmasının hukuka aykırı olduğunu tanımasına karar vermiĢtir ancak gerçek
zarar için tazminata hükmetmemiĢtir.174
1.4.1.2.
Uluslararası Yükümlülük Ġhlalinin Devlete Atfedilmesi
Bireyler ya da kurumlar tarafından iĢlenen icrai ya da ihmali fiillerin
devlete atfedilip atfedilemeyeceği tıpkı haksız fiillerde olduğu gibi uluslararası
hukukun konusudur. Yani, haksız fiilin ilgili devletin ulusal hukukuna göre
devletin fiili kabul edilip edilmemesinin önemi yoktur.Uluslararası hukuk,
171
Starke, a.g.e., s.319
Corfu Channel Case, (Albania-United Kingdom of Great Britain- Northern Ireland), Merits, I.C.J
,Judgment of April 9th 1949,Reports of Judgment, Advisory Opinions and Orders, 1949, Sales No. 15,
s.23, (EriĢim) http://www.icj-cij.org/docket/files/1/1645.pdf, 22 Kasım 2010
Doğan, Devletler Hukuku, s.118
Ġngiltere ve Arnavutluk arası Davada, UAD uluslararası hukukun genel bir ilkesi olan, barıĢ
zamanlarında devletlerin kendi karasularını diğer devletlerin menfaatlerine aykırı kullanmama
yükümlülüğünü ihlali ve Arnavutluk'un karasularına mayın döĢediğini diğer devletlere bildirmemesi
nedeniyle sorumluluğuna karar verilmiĢtir.
173
Dixon, a.g.e., s.229
174
S.S. I'm Alone Case, (Canada-United States of America), RIAA, Vol. III, No. XLIII, 30 June 1933
and 5 January 1935, s. 1609-1618, (EriĢim)http://untreaty.un.org/cod/riaa/cases/vol_III/1609-1618.pdf
,23 Ocak 2009
172
46
bireylerin ve organların statülerini tanımlarken iç hukuk kurallarından
yararlanabilecek ancak nihai karar uluslararası hukuka göre belirlenecektir.175
Nihai Metin'de, 4-11. maddeler arası düzenlenen;
- devlet organlarının davranıĢları (madde 4),
- kamu gücü yetkilerini kullanan kiĢi ya da birimin davranıĢı (madde 5),
- bir baĢka devlet emrine verilmiĢ bir organın davranıĢı (madde 6),
- yetki aĢılarak ya da talimatlara aykırı davranıĢ (madde 7),
- devletin yönlendirmesi ya da kontrolü altında gerçekleĢen davranıĢ
(madde 8),
- resmi otorite yokluğunda ya da yetersizliği durumunda gerçekleĢen
davranıĢ (madde 9),
- isyan hareketleri ya da benzer davranıĢlar (madde 10),
- devlet tarafından, kendi davranıĢı olarak tanınan ve benimsenen
davranıĢlar (madde 11)
sorumluluk bağlamında devletin fiilleri olarak kabul edilmiĢtir. 16-18 maddeler
arası düzenlenen;
- uluslararası haksız fiilin meydana gelmesine yardım etme (madde
16),
- uluslararası haksız fiilin yapılmasında talimat verme ve denetleme
(madde 17),
- bir baĢka devleti zorlama (madde 18)
fiilleri de bir baĢka devletin fiilinden dolayı devlete atfedilen ve sorumluluk
doğuran haksız fiiller olarak düzenlenmiĢtir.
175
Dixon, a.g.e., s.232
47
Uluslararası hukukun sıradan kurallarının ya da uluslararası hukukun
emredici normlarının ihlallerinde devlete atfedilmesi hususunda bir ayrım
yoktur. Uluslararası hukukun hem sıradan haksız fiilleri hem de emredici
normlardan doğan yükümlülük ihlallerinin devlete atfedilmesi noktasında aynı
kurallar
geçerlidir.
Uluslararası
Adalet
Divanı
Davasında,
Genocide
soykırımın özel niteliğinin, uluslararası hukuka göre atfedilmenin normal
ölçütünden ayrılmayı haklı göstermeyeceği yönünde hüküm tesis etmiĢtir. 176
1.4.2. ULUSLARARASI SORUMLULUĞUN SONUÇLARI
Uluslararası Hukukun Emredici Normlarından Doğan Yükümlülüklerin
Ciddi Ġhlalleri adı altında düzenlenen Nihai Metin'in Ġkinci Kısım, Üçüncü
Bölümünün bu ihlallerin özel sonuçlarını düzenleyen 41. maddede, Devletin
Sorumluluğunun
Kapsamı
sorumluluk
sonuçlarının
Crawford,
Uluslararası
adı
altındaki
uygulanmasına
Hukukun
Ġkinci
cevaz
Emredici
Kısımda
verilmiĢtir.
düzenlenen,
177
Normlarından
Ayrıca,
Doğan
Yükümlülüklerin Ciddi Ġhlalleri için yapılan düzenlemeyi "ilave" olarak
adlandırmıĢtır. Söz konusu sorumluluk sonucunun "ilave" olması, anlaĢılırlık
açısından "asıl"ın incelenmesini gerektirir. Yine, iddia edilen sorumluluk
anlayıĢının
evrimini
ve
giderim yükümlülüğü
üzerine
kurulu
"klasik
sorumluluk" anlayıĢından sapmayı görebilmek için sorumluluğun genel
sonuçlarından giderim konusuna ve giderim Ģekillerine göz atmak elzem hale
gelmiĢtir. Uluslararası hukukun emredici normlarından doğan yükümlülüklerin
ciddi ihlalleri ile ilgili olarak doğrudan zarar gören devlet dıĢındaki devletlerin
sorumluluğa baĢvurmalarını düzenleyen 48. maddede, bu devletlerin hakları,
sorumlu devletten uluslararası haksız fiile son verilmesini, haksız fiilin tekrar
176
Case Concerning the Application of the Convention on the Prevention and the Punishment of the
Crime of Genocide (Bosnia and Herzegovina v. Serbia and Montenegro), ICJ, Judgment of 26
February 2007, Reports of Judgments, Advisory Opinions and Orders,Sales Number 921, (EriĢim)
http://www.icj-cij.org/docket/files/91/13685.pdf , 15 Ağustos 2010, Nollkaemper, a.g.m., s.553,
177
Madde 41/3. "Bu madde, bu Kısımda öngörülen diğer sonuçları ve uluslararası hukuka göre bir
ihlale bu Bölümün uygulanmasında oluĢabilecek ek sonuçları engellemez." Buna göre, Nihai Metin'in
Ġkinci Kısım'ında düzenlenen, "Uluslararası Haksız Fiilin Hukuki Sonuçları" adı altında yükümlülüğü
yerine getirme , ihlale son verme ve tekrar etmeme ve giderim ödevleri, uluslararası hukukun emredici
normlarından doğan yükümlülüklerin ciddi ihlalleri durumunda da geçerli olacaktır.
48
edilmeyeceğine iliĢkin güvence ve garantiler isteme ile zarar gören ya da ihlal
edilen yükümlülükten yararlananlar lehine giderim yükümlülüğünün yerine
getirilmesini talep etme olarak düzenlenmiĢtir. Bu nedenle de, söz konusu
kavramların incelenmesi yerinde olacaktır.
Nihai Metin'de Ġkinci Kısım, Devletin Uluslararası Sorumluluğunun
Kapsamı adı altında düzenlenmiĢtir. Genel Ġlkelerin düzenlendiği Birinci
Bölümünde, "yükümlülüğü yerine getirme ödevinin devam etmesi", "haksız
fiile son verme" ve "giderim" yükümlülükleri düzenlenmiĢtir. Zararın Giderimi
baĢlıklı Ġkinci Bölümünde, giderim Ģekilleri olarak, "eski hale iade", "tazminat"
ve "tatmin" e yer verilmiĢtir. Tez Konumuz olan, Genel Uluslararası Hukukun
Emredici Normlarından Doğan Yükümlülüklerin Ciddi Ġhlalleri" baĢlıklı Üçüncü
Bölümünde ise 40. maddede söz konusu Bölümün Uygulanması, 41.
maddede ise 40. madde uyarınca Yükümlülüğün Ciddi Ġhlallerinin Özel
Sonuçları düzenlenmiĢtir.
1.4.2.1.
Ġhlal Edilen Yükümlülüğü Yerine Getirme Ödevinin Devam
Etmesi
Nihai Metin'in 28. maddesine göre devletin uluslararası sorumluluğu,
29. maddede düzenlenen, sorumlu devletin ihlal edilen yükümlülüğü yerine
getirmeye devam etmesi ödevini, 30. maddede düzenlenen sorumlu devletin
uluslararası haksız fiile son verme ve tekrar etmeme ödevini ve 31. maddede
düzenlenen giderim ödevini kapsamaktadır.
29.madde;
Bu Bölümde öngörülen bir uluslararası haksız fiilin hukuki sonuçları, sorumlu
devletin ihlal edilen yükümlülüğü yerine getirme ödevinin devam etmesini etkilemez.
Ģeklinde düzenlenmiĢtir. Madde metninden de açıkça anlaĢılacağı üzere,
sorumlu devletin, ihlal edilen yükümlülüğü yerine getirme ödevi devam
edecektir. Daha önce de ifade edildiği gibi, uluslararası haksız fiil, haksız fiili
iĢleyen devlet ile söz konusu haksız fiilden zarar gören devlet ya da devletler
49
arasında yeni bir hukuki iliĢki meydana getirmektedir. Bu durum, önceden
kurulu olan hukuki iliĢkinin bittiği anlamında değildir. Sorumlu devlet, haksız
fiili durdursa ya da haksız fiilin neden olduğu zararı giderse dahi ihlal edilen
yükümlülüğü yerine getirme görevinden kurtulamaz. Elbette ki, istisnaları da
vardır. Örneğin, iki taraflı bir anlaĢmanın ihlalinden zarar gören devlet, o
anlaĢmayı bitirmeyi seçebilir. Viyana AndlaĢmalar Hukuku SözleĢmesinin 60.
maddesine göre, iki taraflı bir anlaĢmanın akit taraflarından birinin anlaĢmayı
esaslı Ģekilde ihlali, anlaĢmanın diğer tarafına anlaĢmayı sona erdirme ya da
yürürlüğünü kısmen ya da tamamen askıya alma hakkı tanımaktadır. Söz
konusu Maddenin metninden de anlaĢıldığı üzere bu bir seçenektir. Hakkı
ihlal edilen devlet, anlaĢmayı sonlandırmayı çıkarlarına uygun görmeyebilir.
1.4.2.2.
Ġhlale Son Verme ve Tekrar Etmeme Yükümlülüğü
Nihai Metin'in 30. maddesinde, haksız fiile son verme ve haksız fiili
tekrar etmeme yükümlülükleri düzenlenmiĢtir. Buna göre;
uluslararası haksız fiilden sorumlu devlet
a. Ģayet fiil devam ediyorsa, bu fiile son vermek
b. koĢullar gerektiriyorsa ihlalin tekrar edilmeyeceğine dair güvenceler sunmak
yükümlülüğü altındadır.
Maddede, birbiriyle bağlantılı olan iki ayrı uluslararası yükümlülük söz
konusudur. Hem ihlale son vermek, hem de ihlalin tekerrür etmeyeceğine
iliĢkin güvenceler sunmak, ihlalin etkilediği hukuki iliĢkiyi tamire yöneliktir.
178
Haksız fiili durdurma yükümlülüğü, hem icrai hem de ihmali fiiller için söz
konusudur.
178
Commentaries 2001, s.88
50
Haksız fiilin durdurulması için bu fiilin "devam eden" karakterde olması
gereklidir.
Rainbow Warrior Davasında da bu Ģart, ihlal edilen kuralın
yürürlükte olmasıyla birlikte aramıĢtır. 179
Durdurma,
odaklanmıĢtır.
uluslararası
yükümlülüğü
ihlal
eden
davranıĢa
Durdurma yükümlülüğünün iĢlevi, uluslararası hukukun
ihlaline son vermektir. Sorumlu devletin, haksız fiili durdurma yükümlülüğü
hem zarar gören devlet ya da devletlerin menfaatlerini, hem de hukuk
kurallarının güvencesi altında bir bütün olarak uluslararası toplumun
menfaatini korumaktadır.180
Durdurma, sıklıkla giderimle, özellikle eski hale iade ile yakın bağlantılı
doğmaktadır. Rehinelerin serbest bırakılması ya da müsadere edilen Ģeylerin
geri verilmesi örneklerinde olduğu gibi durdurma yükümlülüğünün, eski hale
iade
yükümlülüğünden
ayırt
edilemediği
durumlarda
söz
konusu
olabilmektedir. Rainbow Warrior Davası, durdurma yükümlülüğünü, eski hale
iade yükümlülüğünden ayırt etmenin güçlüğünü gösteren örneklerden biri
olarak kabul edilmiĢtir.
181
Ancak belli özellikler, bu iki kavramın ayırt
edilmesine yardımcıdır. Eski hale iadenin aksine, durdurma yükümlülüğünde,
oranlılık söz konusu değildir.
Nihai Metin'in 30/b maddesinde, eğer koĢullar gerektiriyorsa, sorumlu
devletin tekrar etmeme garantisi vermesi ve uygun güvenceleri teklif etmesi
yükümlülüğü düzenlenmiĢtir. Garanti ve güvenceler, durdurmadan çok daha
esnek olmasına ve her zaman istenmemesine rağmen bir iliĢkinin devam
etmesinde güvenin yeniden tesisi ile ilgilidir. Zarar gören devletin, önceki
durumun güvenli bir Ģekilde tesis edilmesine inanmasını sağlamaktadır.182
179
Rainbow Warrior Case, s.270, para 114
Commentaries 2001, s.89
181
Rainbow Warrior Case, s. 265-266, para 105, Karar uyarınca, Hao Adasında 3 yıl kalması gereken
ajanlar, Fransız yetkililerce, ajanların sağlık sorunları gerekçesiyle Yeni Zelanda'nın rızası olmaksızın
alınmıĢtır. Hakem Mahkemesi, ajanların adaya gönderilmesinden itibaren 3 yıl sürenin tamamlanması
nedeniyle, -fiilen 3 yıldan az adada kalmalarına rağmen- tekrar adaya gönderilmelerine karar
vermemiĢtir. Durdurma ve eski hale iade, ilgili devletlerin yükümlülükleri açısından önemli sonuçlar
doğurabilmektedir. Commentaries 2001, s.89
182
Commentaries 2001, s.89
180
51
Tekrar etmeme garantisi potansiyel ihlallerle ilgilidir ve giderimden
ziyade önleme üzerine odaklanmıĢtır. Tekrar etmeme garantisi verme
yükümlülüğünün, uluslararası haksız fiilin hukuki sonucu olup olmadığı
konusu La Grand Davasında tartıĢılmıĢtır.
Davada Almanya, ABD'nin
Konsolosluk ĠliĢkileri Hakkında Viyana SözleĢmesinin 36. maddesinin 183
aksine vatandaĢlarının tutuklanmasından haberdar edilmediğini ileri sürmüĢ
ve gelecekte SözleĢme'ye uyularak, tekrar etmeme garantisinin verilmesini
talep etmiĢtir. Divan'ın bu konuda yetkisi ile ilgili itirazlar olsa da, sonuçta
Divan, ABD'nin önlemlerinin, Almanya'nın talebini karĢılayacağına karar
vermiĢtir. 184
Tekrar etmeme garantisi, tatmin Ģekli olarak görülebilse de, tekrar
etmeme garantisini, ihlalden etkilenen hukuki iliĢkinin tamiri ve devamı
açısından düĢünmek daha uygundur. Zira bu yükümlülük gelecek odaklıdır
ve Nihai Metin'in 48. maddesi bağlamında doğrudan zarar gören devletten
baĢka devletler ile de ilgilidir.
185
Tekrar etmeme garantisi, durdurma
yükümlülüğü ile birlikte, zararın gideriminden çok hukukiliğe yönelme ile
ilgilidir.186
Tekrar etmeme garantisi verme yükümlülüğünün belli bir Ģekli yoktur
ve uygulamada genellikle sözlü olarak ifade edilmiĢtir. Uluslararası Adalet
Divanı,
La
Grand
Davasında,
bu
yükümlülüğün
çeĢitli
Ģekillerde
gerçekleĢtirilebileceğinin altını çizmiĢtir. 187
183
Madde 36/b. Ġlgili talep ettiği takdirde, kabul eden Devlet'in yetkili makamları gönderen Devlet'in
bir uyruğunun gönderen Devlet Konsolosluğu görev çevresinde tutuklanmasından, hapsedilmesinden,
veya önleyici mahiyette veya herhangi bir Ģekilde göz altına alınmasından vakit geçirmeksizin söz
konusu konsolosluğu haberdar edeceklerdir. TutuklanmıĢ, hapsedilmiĢ veya önleyici mahiyette veya
herhangi bir Ģekilde gözaltına alınmıĢ olan kiĢiden konsolosluğa hitaben sadır olmuĢ her türlü haber,
kaza, anılan makamlarca derhal konsolosluğa intikal ettirilecek ve yine bu makamlar, bu bentle
tanınmıĢ olan haklar hakkında ilgili kiĢiye gecikmeksizin bilgi vereceklerdir.
184
La Grand Case (Germany-United States of America), Judgment, I.C.J.Reports 2001, s.484-485,
para. 46-48, (EriĢim) http://www.icj-cij.org/docket/files/104/7736.pdf, 23 Ocak 2011
Commentaries 2001, s.90, geniĢ bilgi için, Christian Tams, "Recognizing Guarantees and Assurances
of Non-Repetition: La Grand and The Law of State Responsibility" Yale Journal of International
Law, Vol. 27, 2002
185
Commentaries 2001, s.90
186
Nollkaemper, a.g.m., s.546
187
La Grand Case, s.513, para.125,Commentaries 2001, s.90
52
1.4.2.3.
Giderim Yükümlülüğü
Giderim kurumu, uluslararası hukukta 19. yüzyıldan 20.yüzyılın
ortalarına kadar bir devletin yabancılara ya da diğer devletlere karĢı
yükümlülüğünü ihlal etmesinden doğan zararın ödenmesi ile ilgili olarak
hukukun yükümlülük teorisinde önemli bir rol oynamıĢtır. Bugünün Batı
Hukukunun temelinde sorumluluk kavramı, giderim yükümlülüğü olarak
anlaĢılmıĢtır188 Hagy, Batılı devletler ile Doğulu ya da sosyalist devletlerdeki
sorumluluk algısının farklılığını ileri sürmüĢtür.
Eagleton'un giderim yorumu, uluslararası hukukta bir üst otoritenin
olmaması nedeniyle zorlama kuvvetinin yokluğunda, bu yükümlülüğün hukuki
olmayıp yalnızca iyi niyetin göstergesi olduğu Ģeklindedir. 189 Giderimin iyi
niyet göstergesi olarak kabul edilmesi, uluslararası hukukta sorumluluk
kurumunun iĢlerliğini azaltacaktır. Uygulamada, giderimin iyi niyet göstergesi
olmaktan
fazlası
olduğunu
söylemek
mümkündür.
Giderim,
devletin
sorumluluğunun en yaygın sonucudur. Nihai Metin'in 31. maddesine göre,
zarar gören devlet ya da devletlerin haklarından ziyade, ihlalden dolayı
sorumlu devletin sorumluluğunun doğrudan sonucu olarak düzenlenmiĢtir.
Buna göre;
a. sorumlu devlet haksız fiilin neden olduğu bütün zararı gidermek
zorundadır.
b. zarar, devletin uluslararası haksız fiilinin sonucu olan maddi ve
manevi bütün kayıpları kapsar
Bu düzenleme, örf-adet hukukunun bir kuralıdır ve "sorumlu devleti
uluslararası haksız fiillerin neden olduğu zararları bütünüyle giderme
yükümlülüğü altına sokmayı” Ģart koĢmuĢtur.
188
189
Hagy, "The Problem of Reparation", s.173
Eagleton, a.g.e.,s.11
53
Uluslararası Daimi Adalet Divanı, Factory at Chorzow Davasında,
uluslararası haksız fiilin sonuçlarının genel ilkesinin giderim yükümlülüğü
olduğunu ifade etmiĢtir.
Yükümlülüğün ihlalinin, eşit şekilde giderim yapmayı gerektirdiği uluslararası
hukukun bir ilkesidir. Bundan dolayı giderim, sözleşmenin uygulanmamasının
ayrılmaz parçasıdır ve bunun sözleşmede ifade edilmesi gerekli değildir.
Sözleşmenin uygulanmaması nedeniyle giderim ile ilgili farklılıklar, sonuç olarak
başvuru ile ilgili farklılıklardır. 190
Uluslararası Adalet Divanı, Ġran Rehineleri ile ilgili olarak Ġran Ġslam
Cumhuriyeti Hükümetinin, 4 Kasım 1979 olayları ve bunu müteakip
durumlarda neden olduğu zararlar için ABD Hükümetine karĢı giderim
yükümlülüğü olduğuna karar vermiĢtir.191
Sorumlu devletin doğrudan zarar gören devlete karĢı giderim görevi,
uluslararası hukukun klasik hukuki sorumluluğunun unsurudur ve daha önce
de ifade edildiği üzere klasik hukuki sorumlulukta giderim, yalnız zarar gören
devlet ile zarar veren devlet arasındadır. Ancak, süreç içerisinde uluslararası
hukukun emredici kurallarının doğumuyla zarar gören ve zarar veren arası
klasik ikili iliĢkide değiĢim meydana gelmiĢtir.
Emredici normların varlığı,
haksız fiil iĢleyen devletin giderim yükümlülüğünü, yalnız doğrudan zarar
gören devlete ya da devletlere karĢı olmaktan çıkarıp, bir bütün olarak
uluslararası topluma yaymıĢtır.192
Sorumlu devletin giderim yükümlülüğü, uluslararası haksız fiilin neden
olduğu zarar ile ilgilidir. 31/2 maddede düzenlenen zarar, maddi ve manevi
190
Factory at Chorzow, Judgment No. 8, No. 9, s. 21,
United States Diplomatic and Consular Staff in Tehran Case, (United States of America-Iran)
1980, Judgment, ICJ, s.45, para.5, Bu hükümle ilgili olarak, Mahkeme BaĢkanı Waldock, BaĢkan
Yardımcısı Elias, Yargıçlar Forster, Gros, Nagendra Singh, Ruda, Mosler, Oda, Ago, El-Erian, SetteCamara ve Baxter olumlu oy kullanırlarken, Yargıçlar Lachs, Morozov ve Tarazi olumsuz oy
kullanmıĢtır.(EriĢim) http://www.icj-cij.org/docket/files/64/6291.pdf, 16.06.2011
Bu dava, özel kiĢilerin uluslararası hukuka aykırı bir fiilin devlete atfedilmesi açısından da önemlidir.
Bilgi için, Martin Dixon&Robert McCorquodale, Cases&Materials on International Law, Oxford
University Press, Oxford, 4th Edition, 2003, s.413-415
Dupuy, "Revolotion or Evolution?", s.112
192
Orakhelashvili, a.g.e., s.242
191
54
zararı kapsayacak Ģekilde geniĢ, ihlalden etkilenmeyen devletin genel ve
soyut çıkarlarını hariç tutacak kadar da sınırlı düĢünülmüĢtür.
193
Maddi ya da
manevi zararın içerikleri kesin belli değildir. Ancak maddi zarar, genellikle
devletin ya da uyruğunun malvarlığı ya da mali değer biçilebilen diğer
menfaatlerinin zararı ile ilgili görülürken manevi zararın, birinin mesken ya da
özel hayatına davetsiz olarak girme ile birlikte Ģahsına hakaret ya da
sevdiklerinin kaybı, kiĢisel olarak acı ve üzüntü veren Ģeyleri içereceği ifade
edilmiĢtir.194
Giderim ile ilgili olarak, ihlalden doğan bütün kayıpların giderilmesi
genel ilkedir. Dolayısıyla, giderimin ihlalin ağırlığıyla oranlı olması gereklidir.
Ancak, "oranlılık" kavramı, aĢağıda sayılan giderim Ģekilleri için farklı
uygulanmaktadır.
Nihai Metin'in 34. maddesinde giderim Ģekilleri, müĢtereken ya da
müstakilen;
- eski hale iade
- tazminat
- tatmin
olarak sayılmıĢtır. Giderim, kapsamlı bir terimdir ve uluslararası hukukun ihlal
edildiği durumlarda pek çok çözüm yolunu kapsar. 195 Nihai Metin'in 35-39.
maddelerinde bu giderim Ģekillerinin ayrıntısı verilmiĢtir.
Zarar gören devletin, giderim Ģekillerini seçim hakkı vardır. Buna iliĢkin
hüküm Nihai Metin'de yer almıĢtır.196
193
Commentaries 2001, s.91, 92
Commentaries 2001, s.92
195
Christian Tomuschat, "Individual Reparation Claims in Instances of Grave Human Rights
Violations" (Ed. Ranlzhofer&Tomuschat) State Responsibility and the Individual: Reparation in
Instances of Grave Violations of Human Rights, Martinus Nijhoff, The Hague,1999, s. 8
196
Nihai Metin Madde 43/2-b. Mağdur devlet, Ġkinci Kısım hükümlerine göre giderim Ģeklini
belirtebilir.
194
55
1.4.2.3.1.
Eski Hale Ġade Yükümlülüğü
Eski hale iade 35. maddede;
Uluslararası haksız fiilden sorumlu devlet, haksız fiil iĢlenmeden önceki
durumu yeniden tesis edecek Ģekilde
(a) maddi olarak imkansız değilse,
(b) tazminat yerine eski hale iadeden doğan fayda oransız bir yük
doğurmazsa
eski hale iade yükümlülüğü altındadır.
Eski hale iade kavramı tek tip tanımlanmamıĢtır. Bir tanıma göre,
haksız fiil iĢlenmeden önceki status qou ante 'yi yeniden kurmayı içerirken,
bir baĢka tanıma göre, haksız fiil iĢlenmemiĢ olsaydı, var olacak durum nasıl
olacak idiyse eski hale iade o durumu tesis etmelidir. Önceden giderim, zarar
gören tarafın kayıplarını tazmin etmeye kadar geniĢlemezken, daha
sonraları, giderimin diğer unsurlarını eski hale iade kapsamı içinde
eritmiĢlerdir.
35. madde haksız fiil meydana gelmemiĢ olsaydı meydana gelecek
varsayımsal durumdan ziyade, fiili durum değerlendirmesine odaklanmanın
avantajlarına sahip daha dar tanımı kabul etmiĢtir. Tazminat ile ilgili maddede
de açıkça görüleceği üzere, 35. maddenin kabul ettiği dar tanım, meydana
gelen zararı tamamen gidermek için tazminat ile tamamlanmasını aramıĢtır.
Yine de, genel ilkelere en uygun olanı, sorumlu devletin, eğer haksız fiil
iĢlenmemiĢ olsaydı var olacak olan durumu yeniden kurarak, haksız fiilin
bütün maddi ve hukuki sonuçlarını ortadan kaldırma zorunluluğudur.197
Uluslararası Daimi Adalet Divanı Factory at Chorzow Davasında,
sorumlu devletin esasen eski hale iade yükümlülüğünü vurgulamıĢ, ancak bu
mümkün olmadığında tazmin edilmesinden bahsetmiĢtir. Chorzow Kararında
Verzijl, eski hale iadeyi, haksız fiil mağdurları tarafından uygun görülüp
istendiğinde, eski hale iadeyi öncelikli giderim Ģekli olarak görmüĢtür.
197
Commentaries 2001, s.96
56
Jimenez de Arechaga da, eski hale iade konusunda, maddeten ya da
hukuken
imkansızlık
içermeyen
durumlar
için
Verzijl'in
görüĢüne
katılmıĢtır.198
Eski hale iadenin öncelikli giderim Ģekli olması konusunda, Brownlie
aynı fikirde değildir. Yazara göre, baĢvuru Ģartları konusunda kesinlik yoktur
ve
eski
hale
iadeye
taraflar
arasında
bir
anlaĢma
yoksa
baĢvurulamayacaktır. 199 Bazı davalarda, tarafların eski hale iadeden çok
tazminat yönünde anlaĢtıkları görülmüĢtür. Örneğin Walter Fletcher Smith
Davasında, eski hale iade uygunken Hakem'in tarafların ve kamunun
menfaatine tazminat yönündeki takdiri "anlaĢma" olarak yorumlanmıĢtır. 200
Animoil Tahkiminde, taraflar Kuveyt'in imtiyazının iptalini takiben status quo
ante'nin yeniden tesisi konusunda anlaĢmıĢlardır.201
Eski hale iadede "maddi" ve "hukuksal" ayrımı yapılmıĢtır. Maddi
açıdan eski hale iade, tutukluların serbest bırakılması, gemilerin ya da diğer
çeĢit
malların
iadesi,
sertifikaların,
sanat
eserlerinin
ve
belgelerin
paylaĢılması gibi durumları içerebilir. Hukuksal açıdan eski hale iade,
sorumlu devletin hukuk sistemi içinde ya da zarar gören devlet ile iliĢkilerinde
hukuki durumun değiĢtirilmesi gibi durumları kapsayabilmektedir. 202 Bu gibi
durumlarda uluslararası hukuk kuralını ihlal eden kanun ilkelerinin ya da
anayasa maddelerinin iptal edilmesi ya da uygun ekler getirilmesi,
yenilenmesi, yabancıların mal ve Ģahıslarına hukuka aykırı muameleyi
198
Factory at Chorzow, PICJ,Merits No. 13, Series A, No. 17, Collection of Judgments, Publications
of the Permanent Court of the International Justice, s. 47,48, (EriĢim) http://www.icjcij.org/pcij/serie_A/A_17/54_Usine_de_Chorzow_Fond_Arret.pdf , 22 Kasım 2010
"..Giderim mümkün olduğunca hukuka aykırı fiilin bütün sonuçlarını ortadan kaldırmalıdır ve her
halde fiil iĢlenmemiĢ olsaydı, gerçek anlamda mevcut olacak durumu yeniden kurmalıdır. Aynen eski
hale iade mümkün olmazsa, değerine karĢılık gelen meblağda ödeme.."
Commentaries 2001, s.97, 198 Ian Brownlie, System of the Law of Nations:State Responsibility, Part
I, Claderon Press, Oxford, 1983, s.221
199
Brownlie, State Responsibility, s.221
200
Walter Fletcher Smith Claim (Cuba- United States of America), RIAA, Vol.II, 1929, s. 913,
(EriĢim)http://untreaty.un.org/cod/riaa/cases/vol_II/913-918.pdf, 01 Ocak 2010
201
Aminoil Case, (The Government of the State of Kuwait - The American Independent Oil
Company, (Aminoil-Kuwait), British Institute of International and Comparative Law, 1982,
http://www.biicl.org/files/3938_1982_kuwait_v_aminoil.pdf, Commentaries 2001, s.97
202
Enver Bozkurt, M. Akif Kütükçü, Yasin Poyraz, Devletler Hukuku, Nobel Yayın Dağıtım,
Ankara, 2003,s.281
57
içerebilecek anlaĢmaların iptali ya da yargısal ve idari tedbirlerin yeniden
gözden geçirilmesini kapsayabilmektedir. Yine uluslararası mahkemelerin
tarafların hukuki durumları hakkındaki kararları da, hukuki eski hale iade
Ģeklidir.203 Ancak, çoğu olayda maddi ve hukuki eski hale iadeler birlikte talep
edilmiĢ olması bu ayrımın uygulamada önemsizliğine iĢaret eder.
Libya'daki Fransız Büyükelçiliğinin göstericiler tarafından ateĢe
verilmesi olayında, Libyalı yetkililerin önleme yükümlülüklerini tam olarak
yerine getirmedikleri gerekçesiyle Libya sorumlu bulunmuĢtur. Libya'nın, hem
maddi hem de hukuken eski hale getirme yükümlülüğünü yerine getirmediği
ifade edilmiĢtir.204
Eski hale iade açısından gerekli olan Ģeyler, ihlal edilen temel
yükümlülüğün kapsamına da bağlı olabilecektir. Eski hale iade, özellikle
emredici norm ihlallerinde ve devam eden ihlal durumlarında önem arz
etmektedir. Örneğin bir devletin hukuka aykırı olarak ülkesine toprak
eklemesi, iĢgalci devletin, iĢgal güçlerini geri çekmesi, haksız surette toprak
kazandıran emrin geçersiz sayılması eski hale iadeden ziyade durdurma ya
da haksız fiile son verme olarak görülebilir.
Eski hale iade yükümlülüğü, "oranlılık" ve "fiilen mümkün olma"
durumları ile sınırlandırılmıĢtır. Fiili imkansızlık durumlarında eski hale iade
Ģart değildir. Bununla ilgili olarak, malvarlığının daimi olarak kaybedilmesi,
değerini kaybedecek kadar yıkılması, çürümesi durumları örnek gösterilmiĢtir.
Sorumlu devletin, eski hale iade için aĢırı emek sarf edecek olması, "fiilen
imkansız" olarak değerlendirilmesine izin vermeyecektir.
Maddi imkansızlığın ileri sürüldüğü Forest of Central Rhodopia
Davasında, ormanların paylaĢılması ile ilgili olarak, ormanların yerine getirme
203
204
Commentaries 2001, s.97
Dupuy, "Revolotion or Evolution?", s.121
58
zamanındaki durumu maddi imkansızlık olarak değerlendirilmiĢ ve eski hale
iade reddedilmiĢtir. 205
Eski hale iade yükümlülüğü konusunda bir diğer sınırlama oranlılıktır.
Eski hale iadeden kazanılacak menfaat, sorumlu devlete olan maliyeti ile
oranlı olmalıdır. Özellikle, tazminat yerine eski hale iadeden doğan fayda
oransız bir yük oluĢturacak ise eski hale iade talep edilemeyecektir. Bu
durumda sorumlu devletin eski hale iadeyi gerçekleĢtirdiği zamandaki yükü
ile eski hale iadeden zarar gören devletin elde edeceği fayda arası ciddi
oransızlık vardır. 206 Ciddi oransızlık haksız fiilden zarar gören devlet ile
sorumlu devlet arası eski hale iade bağlamında denge, kaçınılmaz Ģekilde
zarar gören devlet lehinedir.207
1.4.2.3.2.
Tazminat Yükümlülüğü
Madde 36'ya göre;
1. uluslararası haksız fiilden sorumlu olan devlet, haksız fiilden doğan zararı
eski hale iade ile gideremediği kadarıyla tazmin etme yükümlülüğü altındadır.
2. Tazminat, ekonomik değere sahip zararı ve tesbit edildiği kadarıyla yoksun
kalınan karı kapsar.
36. madde haksız fiilin neden olduğu zararın tazmini ile ilgilidir ki, bu
zarar eski hale iade ile giderilememiĢtir. Tazminat, ekonomik değere sahip
olan zarar ve tesbit edilebildiği kadarıyla yoksun kalınan karı kapsayacaktır.
205
A/CN.4/507/Add.1, s. 8, para.c, Crawford, Third Report on State Responsibility, 2001, (EriĢim)
http://untreaty.un.org/ilc/documentation/english/a_cn4_507_add1.pdf, 15 Ocak 2010
Commentaries 2001, s.98, Forest of Central Rhodopia,(Greece-Bulgaria), RIAA, Vol. III, 1931,
s.1389-1403, Bu Hakem Kararı, BirleĢmiĢ Milletlerin resmi internet sitesinde yalnız Fransızca olarak
yazılmıĢtır.(EriĢim)http://untreaty.un.org/cod/riaa/cases/vol_III/1389-1403.pdf, 15 Ocak 2010
206
J.H.W.Verzijl, International Law in Historical Perspective, Sitjhoff, Leiden, 1973, s. 744
207
Bu durum, Haksız Fillerden Devletin Sorumluluğu Konusundaki Taslak Maddelerin Ġlk
Okumasında, uluslararası suçları ilgilendiren "Özel Sonuçlar" ı düzenleyen 52. maddede, 43. maddede
düzenlenen eski hale iade sınırlamalarının uluslararası suçlarla ilgili durumlarda söz konusu
olmayacağı düzenlenmiĢtir. ÇalıĢmamızın Ġkinci Bölümünde konu ile ilgili ayrıntı verilmiĢtir.
59
Mali ya da ekonomik değer ifadesi ile "manevi zarar" hariç tutulmak
istenmiĢtir.
Gabcikovo Nagymaros Projesi Davasında UAD,
Haksız fiilin neden olduğu zarardan dolayı, zarar gören devletin, haksız fiilin
sorumlusu devletten tazminat istemesi, uluslararası hukukun ilkesidir.
Ģeklinde karar vermiĢtir.208
Eski hale iade giderim konusunda temel ilke olarak kabul edilmesine
rağmen çoğu zaman mümkün olmayıĢı ya da yetersizliği tazminatı, en çok
baĢvurulan giderim Ģekli yapmıĢtır. Eski hale iade, maddeten mümkün olsa
yada oranlılık ilkesi gereği aĢırı yük oluĢturmasa dahi zarar gören devletler
çoğu zaman tazminatı tercih edebilmektedirler. Ayrıca, eski hale iadenin tam
olarak giderimi sağlayamadığı durumlarda tazminat, bu boĢluğu doldurucu bir
rol de üstlenmektedir. Lusitania Davasında209 tazminatla ilgili olarak;
Tazminat kavramının temeli, kaybın giderilmesidir. Yargısal olarak, haksızlık
için tazminat belirlenir. Tazminat, kayba eşit olmalıdır ki, zarar gören kaybını
tamamen giderebilmelidir.
yargısında bulunulmuĢtur.
Benzer Ģekilde, Uluslararası Daimi Adalet Divanı Factory at Chorzow
Davasında, eski hale iadenin mümkün olmadığı durumlarda, onun yerine
ödeme yapılmasını kararında belirtmiĢtir.
210
Uluslararası Adalet Divanı
yanında, Uluslararası Deniz Hukuku Mahkemesinin, Ġran-ABD Tazminat
Mahkemesinin, Ġnsan Hakları Mahkemeleri ile diğer organların ve Devletler
Arası
Yatırım
UyuĢmazlıklarının
Çözümü
çerçevesinde
kurulan
mahkemelerin tazminat ile ilgili kararları mevcuttur. 211 Uluslararası Deniz
208
Case Concerning The Gabchikovo Nagymaros Project, (Hungary-Slovakia), Judgement of 25
September 1997, ICJ, Reports, Sales No. 692, 1997, s.81 para 152, (EriĢim), http://www.icjcij.org/docket/files/92/7375.pdf, 25 Ekim 2010
209
Lusitania Cases, (United States of America-Germany), RIAA, Vol.VII, 1923, s.39,
(EriĢim)http://untreaty.un.org/cod/riaa/cases/vol_VII/32-44.pdf, 25 Ekim 2010
210
Factory at Chorzow, Merits No. 13,No. 17, s. 47,
211
Commentaries 2001, s.99
60
Hukuku Mahkemesinin tazminata iliĢkin kararına M/V Sagia Davası örnek
gösterilebilir. Davada, Saint Vincent ve Grenadinler gemi siciline kayıtlı Saiga
gemisinin Gine tarafından tutulması ve mürettebatının tutuklanmasından
doğan tazminat, adı geçen geminin tamir masrafı, geminin kira kontratı
nedeniyle doğan kayıplar, geminin tutulmasıyla ilgili maliyet, geminin kaptanı
ve mürettebatının tutuklanmasından doğan zararlardan oluĢmaktadır.
Tazminat,
haksız fiilin neden olduğu "gerçek"
213
212
zararlar için
istenebilecektir. Tazminatın sorumlu devleti cezalandırma amacı yoktur.
Tazminat genellikle parasal ödemeyi gerektirir ancak anlaĢma halinde baĢka
değer Ģekilleri ile uygulanması mümkündür. Parasal ödeme, tatmin için de
söz konusu olmasına rağmen, iĢlevsel olarak farklıdır. Parasal tazminatın
amacı,
ihlalden
zarar
gören
devletin
zararını
olabildiği
kadarıyla
karĢılamaktır.214
Tazminatla ilgili olarak, devletler için zarar tipleri, meblağ belirleme
Ģekilleri ve telafi edilebilirlikleri ile ilgili örnekler çeĢitlidir. Devletin zararı, bir
geminin batırılmasından, uçağın düĢürülmesinden, diplomatik bina ve
müĢtemilatları ile diplomatik personele saldırıdan, kamu mallarına zarar
verilmesinden, doğal kaynakların kirletilmesinden ya da haksız fiilden zarar
gören görevlilerin sağlık ve sair giderlerinin ödenmesi gibi durumlardan
doğabilir. Elbette ki bu sayılanlar, örnek kabilindendir ve sınırlayıcı değildir.215
Tazminat istenen durumlara iliĢkin kararlar da çeĢitlidir. Örneğin, Korfu
Kanalı Davasında Ġngiltere, tazminat talebini üç baĢlıkta toplamıĢtır. Bir
212
M/V Saiga, (Saint Vincent ve Grenadines -Guinea ), ITLOS Reports 1999 , No.2, Judgment, s.65
para. 167-177,
Geminin hukuka aykırı tutulmasından dolayı gelir kaybı ve kaptan ve mürettebatın tutuklanması
nedeniyle yapılan harcamalara iliĢkin iddialar reddedilmiĢtir. Mahkeme, Saint Vincent ve Grenada'nın
delillerini yeterli bulmamıĢtır. Harcamaları, bir bayrak devletinin normal iĢlevinin sonucu olduğundan
geri alınamaz bulmuĢtur.
213
"gerçek" ibaresi "kayıp", "eksiklik" anlamında kullanılmıĢtır. Mali olarak değeri tesbit edilebilecek
nitelikte olmalıdır.
214
Commentaries 2001, s.99
215
Commentaries 2001, s.100
61
muhribin bütünüyle zarar gördüğünden ötürü yenisiyle değiĢtirilmesi gideri
ile bir diğer muhribin 217
216
tamir masraflarının karĢılanması ve ölen ve
yararlanan denizcilerin gördüğü zararların tazmin edilmesini istemiĢtir. 218
Diplomatik
binalara
saldırı
nedeniyle
talep
edilen
tazminatlar
genellikle, zarar veren ve zarar gören devletler arasında doğrudan görüĢme
yoluyla çözülmüĢtür. Yol, alt yapı gibi kamu mallarına verilen zararlar da
tazminat konusu olmuĢtur. Bunlarla ilgili pek çok durumda tazminat
ödemeleri, herhangi bir sorumluluk baĢvurusu olmadan ex gratia
219
olarak
gerçekleĢmiĢtir.
Devletlerin tazminat istediği bir baĢka zarar çeĢidi, çevre kirliliğinden
ya da çevrenin tahribinden doğan zarar maliyetidir. Örneğin, 1978 yılında
Soviet Cosmos 954 adındaki Sovyet uydusunun Kanada topraklarına
düĢmesi sonucu, Kanada Sovyetler Birliği’nden radyoaktif kirlenmenin
ölçülmesi, etkilenen alanın temizlenmesi için yapılan masrafları talep
etmiĢtir.220 1981 yılında taraflar ex gratia ödeme konusunda anlaĢmıĢlardır.
216
"Saumarez" adındadır. Orijinal metindeki "destroyer" tabiri Türkçe' ye "muhrip" olarak
çevrilmiĢtir.
217
"Volage" adındadır.
218
Corfu Channel Case, (Albania-United Kingdom of Great Britain- Northern Ireland), Assesment of
the amount of Compensation, Judgment,I.C.J. Report, 1949, Sales No. 28, s.248, 249, (EriĢim)
http://www.icj-cij.org/docket/files/1/1663.pdf, 22 Kasım 2010
Uluslararası Adalet Divanı, Ġngiltere'nin tazminat talebiyle ilgili olarak, tazmin değerlerinin tesbiti için
bir uzman atamıĢtır. Yenisiyle değiĢtirilecek muhrip için, tazminatın doğru ölçüsünü ve kayıp
zamanındaki maliyeti araĢtırmıĢ ve Ġngiltere'nin talep ettiği 700,087£ 'ı haklı bulmuĢ ve o yönde karar
tesis etmiĢtir. Zarar gören ve tamir masrafı istenen muhrip için atanan uzman, Ġngiltere'nin talep ettiği
93,812£'tan söz konusu tazminat için daha biraz daha düĢük değer bildirmiĢtir. Ölen yada yaralanan
denizcilerin sağlık giderleri, emekli maaĢları ve yakınları için Ġngiltere'nin talep ettiği 50,048£'a
hükmedilmiĢtir.
219
Lütuf ödemesi. Tazminat kapsamına girip girmediği tartıĢmalı olan ancak iyi iliĢkileri korumak
için yapılan ödemedir. Tazminat niteliğinde bir ödeme sayılmaz, halefiyet söz konusu değildir.
220
Cosmos 954, ( Union of Soviet Socialist Republics- Canada) 1978, ILM, vol. 18 (1979), s. 899
ex gratia ödeme, talep edilenin yaklaĢık yarısı olan Üç Milyon Kanada Doları olarak gerçekleĢmiĢtir.
geniĢ bilgi için, Eilene Galloway, " Nuclear Powered Satellites: The U.S.S.R. Cosmos 954 and The
Canadian Claim" 12 Akron L. Rev., 1978-1979, s. 401 vd.
62
Çevresel zarar ile ilgili olarak, Ġngiliz petrol Ģirketi BP' nin, Meksika
Körfezi açıklarındaki Deepwater Horizon Petrol Tablası'nın 21 Nisan 2010
tarihinde patlaması sonucu petrol sızıntısı tazminata konu olabilecektir. 221
Çevresel zarar ve doğal kaynaklardan yoksunluk çerçevesinde
Kuveyt'in hukuka aykırı olarak Irak tarafından iĢgali olayında tazminat talebi,
2 Ağustos 1990 tarihinden 2 Mart 1991 tarihine kadar olan süre içinde, Irak'ın
askeri operasyonlarında ya da operasyon tehdidi altında ölenler, yaralananlar
ve göç edenler için, Irak Hükümeti ya da Irak'ın kontrolü altındaki kurumların,
memurlarının, görevlilerinin fiillerinden doğan zararlar, Kuveyt'te hukuk
düzeninin bozulmasından doğan zararlar, hukuka aykırı tutuklama ya da
rehin almadan doğan zararları kapsamaktadır. Bunun için, BirleĢmiĢ Milletler
Tazminat Komisyonu talepleri gruplara ayırmıĢ ve ödemeleri zamana
yaymıĢtır.
222
Madde metninde, yoksun kalınan kar da, tazminat kapsamına dahil
edilmiĢtir. Yoksun kalınan kar, öteden beri benzer amaçlara hizmet etmiĢtir.
Anzilotti, yoksun kalınan karı, giderim içinde değerlendirmiĢ ve giderimin,
gelecekteki muhtemel zararları ve yoksun kalınan karın ödenmesini
kapsayacağını ancak bunun sorumlu devletin cezalandırması anlamına
gelmeyeceğini ifade etmiĢtir. 223
221
Olaydan sonra 15 Temmuz 2010 tarihine kadar 780.000 metreküp ham petrol denize sızmıĢtır.
Olayın önlendiği bu tarihe kadar günlük 62.000 varil petrolün denize sızdığı tahmin edilmiĢ, 19 Eylül
2010 tarihinde Federal Hükümet sızmanın tamamen durdurulduğunu bildirmiĢtir. Körfez'in balıkçılık,
turizm endüstrisi kadar doğal yaĢamı da etkilenmiĢtir.
222
S/AC.26/1991/7/Rev.1, 17 March 1992,
United Nations Compensation Commission Governing Council, Fifth Session, Geneva, 16-20 March
1992- (EriĢim)http://www.uncc.ch/decision/dec_07r.pdf, 25 Ekim 2009
BirleĢmiĢ Milletler Güvenlik Konseyi tarafından oluĢturulan BirleĢmiĢ Milletler Tazminat
Komisyonu, Körfez SavaĢı'nın doğurduğu zararlar için ödenecek tazminatı, Irak'ın sattığı petrol ve
petrol ürünlerinden elde ettiği gelirden aldığı %30'luk paydan karĢılamaktadır.
BirleĢmiĢ Milletler Tazminat Komisyonu, 1990-91 Körfez SavaĢı ile ilgili Türkiye'de bulunan
tazminat hak sahiplerinden ödeme yapılamayanlar ile ilgili olarak 26 Eylül 2006 tarihini son mehil
tayin etmiĢ ve ödeme yapılamayan kiĢilere Büyükelçilikler vasıtası ile duyurmuĢtur.
223
Dioniso Anzilotti, Teoria Generale Della Responsibilita Dello Stato Nel Diritto Internazionale,
1902, s. 96, aktaran Tunkin,a.g.e.,s.426,
Anzilotti, gelecekteki muhtemel zararlar kavramının geliĢmesini, bir hakkın ihlalinin sonucu olarak
devletler arasında gerçekleĢen yargısal iliĢkilere bağlamıĢ ve cezalandırma amacı gütmediğini açıkca
belirtmiĢtir.
63
Cape Horn Pigeon Davasında, Saphire International Petroleums Ltd.
ile National Iranian Oil Company arasındaki Davada, Libyan American Oil
Company, Norwegian Shipowner's Claims, The Amoco Finance, Factory at
Chorzow, Oscar Chinn, Asian Agricultural Products ve bazı uluslararası çok
uluslu Ģirketlerin tahkimine iliĢkin davalarda yoksun kalınan kar ile ilgili
hükümlere rastlanmıĢtır.224
Diplomatik koruma alanı ile ilgili zararların tazmini konusu tartıĢmalıdır.
Diplomatik koruma alanında, mallara el koyma ve fiziksel yaralamalarla ilgili
uygun tazminat standardı, değer biçme yöntemleri ile ilgili pek çok emsalle
karĢılaĢılmıĢtır. Tazmin edilecek değerler yalnız maddi kayıplar değil,
öğrenme yetisinin kaybı ve öğrenme güçlüğüne yol açmadan ötürü doğan
harcamalar ve hastane masrafları da olabilmiĢtir. Örneğin Lusitania
Davasında Hakem, duyguların incinmesi, ruhsal bozukluklar, utanç, itibar ya
da sosyal statü kaybı gibi durumlar için uluslararası hukukta tazminata
hükmedilebileceğini düĢünmüĢtür. 225 Bazı yazarlar, bir devletin kendisi için
olabileceği gibi, aynı olayda uyruğunun ya da çalıĢanının kiĢisel zararları için
tazminat talep edebileceğini, tazmin edilebilir kiĢisel zararların maddi kayıp
olabileceği gibi maddi olmayan kayıplarla da birleĢebileceğini kabul
etmiĢlerdir. Maddi olmayan zararlardan genellikle, sevilen kiĢi kaybından
dolayı acı çekme, hakaret edilmesi ya da meskenine ve özel yaĢamına
tecavüz edilmesi gibi olaylar anlaĢılmıĢtır. Maddi olmayan zararlara da, mali
olarak değer biçilebileceği ve tazminata konu olabileceği ileri sürülmüĢtür. 226
Bunun için de yine Lusitania Davasını örnek göstermek mümkündür. Hakem,
bununla ilgili tazminatı belirlerken, müteveffanın yaĢı, cinsiyeti, sağlığı,
yaĢam standardı, muhtemel yaĢam süresi, geliri gibi durumların göz önünde
bulundurulması gereğini belirtmiĢtir. Söz konusu Dava'da Hakem Parker,
hem hukuka aykırı ölümler, hem de özgürlükten mahrumluk olaylarındaki
tazminatlarla
224
ilgili
olarak,
yaĢayan
varis
ve
haleflerin
kayıplarının
Tez konusu ile ilgisi sınırlı olduğundan dolayı, hem yoksun kalınan kar, hem de ilgili davalar
hakkında ayrıntı verilmemiĢtir.
225
Lusitania Cases, s.40
226
Bozkurt, Kütükçü, Poyraz, Devletler Hukuku, s.283,
Commentaries 2001, s.102
64
değerlendirilmesi gereği üzerinde durmuĢ, müteveffa öldürülmemiĢ olsaydı,
Ģikayetçilere olacak katkıları, müteveffanın, Ģikayetçilere bakım, eğitim,
danıĢma gibi Ģahsi hizmetleri, ölüm dolayısıyla Ģok ya da ruhsal acıların
tazmini
yönlerin
toplamına
göre,
tahmini
bir
meblağa
ulaĢılacağını
belirtmiĢtir.227
Bir baĢka görüĢe göre, bir devletin vatandaĢlarının ya da memurlarının
öldürüldüğü durumlarda zararın ödenmesi, ölen kiĢi dolayısı ile dul ve
yetimlerin destekten yoksun kalmasını en aza indirgemek maksadı ile yapılan
ödence tazminat değildir. 228
Uluslararası Mahkemelerde, özellikle kiĢisel zararlar için pek çok
tazminat hükmüne rastlanır. Örneğin, M/V Saiga Davasında Mahkeme,
mürettebatın tutuklanması, kötü muamele yapılması yanında mürettebatın
fiziksel yaralanmaları için de tazminata hükmetmiĢtir.229
Fiziksel yaralanmalar ya da kiĢisel zararlar için tazminat kararlarına
Avrupa Ġnsan Hakları Mahkemesi, Amerikalılar Arası Ġnsan Hakları
Mahkemesi gibi insan hakları organları tarafından da hükmedilmiĢtir.
Tazminat hükmü, maddi kayıpları, maddi olmayan zararları kapsamıĢtır.
ġimdiye kadar, bu kurumlar tarafından hükmedilen tazminat ya da önerilen
zarar miktarı ılımlıdır. Ġnsan hakları kurumlarının tazminat kararları,
uluslararası hukukun giderim ilkelerine göre olmuĢtur.
230
ABD'nin askeri faaliyetleri sırasında meydana gelen kazalar dolayısı
ile ABD, Belgrat’ta NATO için yaptığı faaliyetler sırasında Çin Büyükelçiliğinin
bombalanması sonucu meydana gelen ölüm ve yaralanmalar için tazminat
ödemiĢtir. Yine, ABD askeri uçağı tarafından vurulan Ġtalyan gondol
sahiplerinin ailelerinin zararlarını tazmin etmiĢtir. Ayrıca Ġkinci Dünya savaĢı
227
Lusitania Cases, s.35
Hagy,a.g.m., s.187
229
M/V Saiga, s.65 para. 170
230
GeniĢ bilgi için editörlüğünü Albrecht Randelzhofer ve Christian Tomuschat'ın yaptığı; State
Responsibility and the Indiviaual- Reparation in Instances of Grave Violations of Human
Rights, Martinus Nıfhoff Publishers, The Hague, London, Boston, 1999
Commentaries 2001, s.102
228
65
sırasında, ABD kamplarına kapatılan ve Amerikan olmayan Japon ataları için
de tazminat ödemiĢ, bu SavaĢ sırasında Almanya'da Nazi rejiminin yaptığı
yargılamalardan dolayı kendi uyrukları için tazminat talep etmiĢtir. 231
1.4.2.3.3.
Tezde,
232
Tatmin Yükümlülüğü
"tatmin"
tabiri,
Nihai
Metin'in
orijinalinde
"satisfaction"
kelimesinin karĢılığı olarak kullanılmıĢtır. Bunun tercih edilmesindeki
neden, bu iki terimin birbirine karĢılık olarak kullanılma sıklığı ve devletin
sorumluluğu bağlamında diğer terimlere oranla daha uygun olacağı
kanaatidir. Örneğin, "suç iĢlemiĢ bireyleri cezalandırma yükümlülüğü" nü,
manevi tazminat ya da tarziyenin alıĢılmıĢ kapsamında değerlendirmek zor
olurken, "tatmin" in özel bir Ģekli olarak kabulü konusunda sıkıntı yoktur.233
"Satisfaction" terimi, sorumluluk konusunun iĢlendiği Türkçe kitaplarda,
"manevi onarım", "manevi tazminat", "tarziye", "manevi tatmin" gibi muhtelif
231
Sean D. Murphy, United States Practice in International Law, Vol.1, 1999-2001, Cambridge
University Press, 2002, s. 95
232
"satisfaction" tabiri, Ġngilizce ve Fransızca Sözlüklerde, tatmin etmek, bir borç, talep vesaireyi is'af
etmek, ödeme ve ifa suretiyle itfa etmek, borcu tesviye etmek anlamında kullanılırken, "tatmin"
kelimesinin Ġngilizce ya da Fransızca karĢılığı olarak en önde "satisfaction" ya da ondan türeyen
kelimelerle tabir edilmiĢtir. Arapça kökenli "tatmin" kelimesi, inandırma, gönüllü inandırma ,
güvenilir duruma çıkarma, imtinan verme, mutmain etme, manen doyum, manen rahatlama kalbe
emniyet verme, insanın yüreğini rahatlandırma, ma'nen doyurma kavramları ile ifade edilmiĢtir.
Mustafa Ovacık, Ġngilizce-Türkçe Hukuk Sözlüğü, Banka ve Ticaret Hukuku AraĢtırma Enstitüsü
Yayınları 182, Ankara, 1986, s. 284, Pars Tuğlacı, Büyük Türkçe- Ġngilizce Sözlük, Sermet
Matbaası, Ġstanbul, 1966, s. 813, Türkçe- Ġngilizce Büyük Lugat: Comprehensive TurkishEnglish Dictionary, (haz. Tarhan Kitabevi) Ankara, 1959, s. 976, Redhouse Büyük El Sözlüğü:
Türkçe-Ġngilizce, Ġngilizce-Türkçe, Redhouse Yayınevi, Ġstanbul, 1994, s. 726, Fono Büyük
Sözlük: Fransızca-Türkçe, Türkçe-Fransızca, (Haz. Birsen Çankaya, Cecil Bouchot vd.) Melisa
Matbaacılık, Ġstanbul, 2004,s. 1334, Yalçın Kocabay, Türkçe-Fransızca Büyük Sözlük,
GeniĢletilmiĢ 2. Baskı, Tisa Matbaacılık, Ankara, 1968, s. 1043, Ferit Devellioğlu, OsmanlıcaTürkçe Ansiklopedik Lugat: Eski ve Yeni Harflerle, DoğuĢ Ltd. ġti. Matbaası, Ankara, 1962, s.
1244, Ali ġafak, Ansiklopedik Hukuk Sözlüğü, Selim Kitabevi, 4. Baskı, Ankara, 2002, s. 571,
Mustafa Nihat Özön, Büyük Osmanlıca-Türkçe Sözlük, Inkilap Kitabevi Yayın San. ve Tic. A.ġ., 8.
Basım, Ġstanbul, 1997, s.820, Ali Nazima- Faik ReĢat, Mükemmel Osmanlı Lügati, (Haz. Necati
Birinci, Erol Ülgen, Kazım YetiĢ, vd.) Atatürk Kültür , Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Türk Dil
Kurumu Yayınları 802, Ankara, 2005,s. 494, Mehmet Kanar, Örnekli Etimolojik Osmanlı Türkçesi
Sözlüğü, Derin Yayınları, Ġstanbul, 2003, s. 1448, Bilal Eren, Osmanlıca Türkçe Sözlük, TÜRDAV,
Ġstanbul, 1997, s.432
233
Andreas Zimmermann and Michael Teichmann, "State Responsibility for international Crimes"
(Ed.) Andre Nollkaemperand Harmen van der Wilt,System Criminality in International
Law,Cambridge University Press, Cambridge, 2009, s.299-300
66
Ģekillerde kullanılmıĢtır.
234
Bazı uluslararası hukuk kitaplarında, giderim
Ģekilleri olarak yalnızca eski hale iade ve tazminattan bahsedilmiĢtir.235 Bazı
kitaplarda ise ahlaki zararın doğduğu durumlar için, giderim ve özür dileme
sorumluluğun sonucu olarak kabul edilmiĢtir.
236
Tatmin, 37. maddede düzenlenmiĢtir. Buna göre;
1. Uluslararası haksız fiilden sorumlu devlet, bu haksız fiilin
neden olduğu zararı eski hale iade ya da tazminat ile
gideremediği ölçüde tatmin yükümlülüğü altındadır.
2. Tatmin, ihlalin kabul edilmesi, piĢmanlığın bildirilmesi, resmi
olarak özür dileme ya da diğer uygun Ģekillerde olabilir.
3. Tatmin, zarara oransız ve sorumlu devleti küçük düĢürücü
nitelikte olmamalıdır.
Devletlerin egemen eĢitliği ve onurları gibi uluslararası hukukun temel
ilkelerine saygının olağan sonucu ve bu ilkelerin ihlallerine çözüm
getirmesinden dolayı tatminin, gerçekte giderimin temel Ģekli olduğu ifade
edilmiĢtir.237 Ancak, Nihai Metin'de istisnai nitelikte bir çözüm olarak görülür.
ġöyle ki, Madde metninde, haksız fiilden doğan zararın, eski hale iade ya da
tazminat ile giderilemediği kadarıyla tamamen giderim ilkesi gereği tatmin
yükümlülüğü doğacağı ifade edilmiĢtir.
37. madde her biri tatminin ayrı bir boyutunu gösteren üç paragrafa
bölünmüĢtür. Birinci paragraf, varsayılan zararın tipini ve tatminin hukuki
karakterini göstermektedir. Ġkinci paragraf, tadadi olarak bazı tatmin Ģekillerini
234
ġakir Berki, Devletler Umumi Hukuku, Yargıçoğlu Matbaası, Ankara, 1968, s.104.
Hüseyin Pazarcı, Uluslararası Hukuk Dersleri, III. Kitap, Turhan Kitabevi Basım-Yayın Tic. Ltd.
ġti, Ankara, 1999, s.189, Bozkurt, Kütükçü, Poyraz, Devletler Hukuku, s.283,284, Doğan, Devletler
Hukuku, s.323,324, Hakkı Hakan Erkiner, Devletin Haksız Fiilinden Kaynaklanan Uluslararası
Sorumluluğu, On Ġki Levha Yayıncılık A.ġ., Ġstanbul, 2010, s. 214, Elif Uzun, Milletlerarası
Hukuka Aykırı Eylemlerinden Dolayı Devletin Sorumluluğu, Beta Basım A.ġ., Ġstanbul, 2007, s.
103,104
235
ġeref Ünal, Devletler Hukukuna GiriĢ, Yetkin Yayınları, Ankara, 2003, s.166
236
Seha L. Meray,Uluslararası Hukuk ve Uluslararası Örgütler, Ankara Üniversitesi Basımevi,
Ankara, 1977, s. 169
237
Orakhelashvili, a.g.e., s.257
67
saymıĢtır. Üçüncü paragraf ise makul olmayan Ģekilleri için söz konusu
yükümlülüğü sınırlamıĢtır.
Giderim konusunun düzenlendiği 31/2 maddeye göre, haksız fiilden
sorumlu devlet, bu haksız fiilden doğan maddi ya da manevi/ahlaki zararı
tamamen gidermekle yükümlüdür. Uluslararası haksız fiilden doğan maddi ya
da manevi zararın tazminata konu olabilmesi için normalde ekonomik olarak
değeri biçilebilmelidir. Ancak, bir devleti küçük düĢüren zararların tatmini için
ise, zarara mali değer biçilmesi söz konusu değildir. Bu zararlar ekseriyetle
sembolik
niteliklidir.
Bunlar,
maddi-olmayan
zararlar
olarak
da
adlandırılmıĢtır. Örneğin, Rainbow Warrior Tahkiminde,
Uluslararası yükümlülük ihlallerinde giderim şekli olarak tatmin, devlet
uygulamasında ve uluslararası mahkemelerde uzun zamandır uygulanmaktadır. Bu
uygulama, uluslararası sorumluluk içeren kişilere verilen zararın aksine, özellikle
doğrudan Devlete yapılan hukuki ya da ahlaki/manevi zarar durumuyla ilgilidir.
Ģeklinde karar tesis edilmiĢtir.238
Bir devletin uluslararası haksız fiilinin, bir diğer devlete maddi-olmayan
nitelikte
zarar
verdiği
durumlarda
karĢılaĢılır. 239 Bu örnekler,
tatmin
istenen
pek
çok
örnekle
devlet ya da hükümet baĢkanlarına, elçilik,
konsolosluk temsilcilerine ya da diğer korunan kiĢilere yahut onların bina ve
eklentilerine kasıtlı saldırı, gemi ya da uçaklara saldırmak suretiyle ülkesel
bütünlük ve egemenliğin ihlali, bayrak gibi devlet sembollerine hakaret
edilmesi gibi durumlar olarak kaydedilmiĢtir. 240
Madde 37/2 de tatminin, ihlalin kabul edilmesi, piĢmanlık ifadesi, resmi
olarak özür dilenmesi ya da baĢka uygun Ģekillerden oluĢabileceği ifade
edilmiĢtir.
Tatminin uygun Ģekilleri, önceden belirtilmemiĢ olup, spesifik
duruma göre belirlenecektir. Tatminin içerik ve kapsamı ile ilgili bir
238
Rainbow Warrior Case, s.272-273, para 122,
Bozkurt, Kütükçü, Poyraz, Devletler Hukuku, s.283
240
Commentaries 2001, s.106
239
68
uluslararası hukuk kuralı olmaması, zarar gören tarafından ya da tek taraflı
olarak ya da tahkim makamları tarafından karar verilmesini gerektirmiĢtir.
241
Manevi zarar gören devletin bayrağını selamlama, zarar veren devlet
görevlisinin idari ve hukuki müeyyidelere çarptırılmasına, uygulamada tatmin
Ģekli olarak rastlanmaktadır. 242
Yine, Almanya'da okul ders kitaplarında
Yahudi soykırımına yer verilmesi ya da devlet televizyonlarında ilgili
soykırıma iliĢkin program yapılması yükümlülüğü örnek gösterilebilir. 243
Ayrıca, tekrar etmeme garantisi verme, uygulamada tatmin Ģekli olarak da
görülmektedir. Uygulamada, devletin maddi olmayan ya da ahlaki/manevi
zararları durumunda hukuka aykırılığın bir mahkeme ya da yetkili organ
tarafından bildirilmesine tatmin Ģekli olarak sıkça rastlanmıĢtır. Örneğin,
Uluslararası Adalet Divanının Korfu Kanalı Davası Kararında, Ġngiliz
Donanmasının mayın tarama iĢlemini hukuka aykırı bulmuĢ ve Kararın
duyurulmasını tatmin yanında uluslararası hukuka saygıyı sağlama yolu
olarak da görmüĢtür.244
Uygulamada, sık rastlanan bir baĢka tatmin Ģekli, yetkili kiĢilerce, sözlü
ya da yazılı özür dilenmesidir. I’m Alone245, Rainbow Warrior246, La Grand247
Davalarında özür dileme ve piĢmanlık ifadeleri yer almıĢtır. I'm Alone
Davasında, ABD vatandaĢlarına ait bir Kanada Gemisinin ABD Kıyı
Güvenliğince batırılması ile ilgili olarak,
kayıpları
için
herhangi
bir
tazminata
Komisyon görevlileri geminin
hükmetmemiĢtir.
Ancak,
ABD
görevlilerince geminin batırılmasının hukuka aykırılığı, bunun ABD tarafından
da kabul edilip, Kanada hükümetinden özür dilenmesinin yanında 25.000$
ödenmesine karar verilmiĢtir.
241
248
Sayılanlarla beraber, parasal bedelin maddi
Hagy, a.g.m., s.185
Bozkurt, Kütükçü, Poyraz, Devletler Hukuku, s.283
243
Doğan, Devletler Hukuku, s.327
244
Corfu Channel Case, (United Kingdom of Great Britain and Northern Ireland-Albania), Merits, s.
35,
"Arnavutluk'un ülkesel egemenliğini ihlal eden Ġngiliz Donanmasının mayın tarama iĢleminin hukuka
aykırılığını Divan uluslararası hukuka saygıyı sağlamak için bildirmelidir."
245
S.S. I'm Alone Case, s. 1618
246
Rainbow Warrior Case, s.228, 244, 262, 273,
247
La Grand Case, para.74
248
S.S. I'm Alone Case, s. 1618
242
69
zararın hesaplanmaksızın takdiri onun da bir tatmin aracı olduğuna iĢaret
etmektedir. Yine, Rainbow Warrior Davasında Yeni Zelanda, Fransa'dan özür
dilemesini ve maddi kayıplarını aĢacak Ģekilde para ödemesini talep
etmiĢtir.249
Uygulamada tatmine olan eğilim, tazminat ya da eski hale iade gibi
giderimin maddeten tazmin edici Ģekillerinden farklı olsa da, bu ayrım, mutlak
değildir. Tatmin, cezai nitelikte olmamasına rağmen haksız fiilin meydana
gelmesini önleme ya da caydırma özelliğinin varlığı inkar edilmemiĢtir.250
Tatminin uluslararası hukukta "ceza" ile iliĢkilendirildiği durumlar da
olmuĢtur. Bu nedenden dolayı, tatminin devletler toplumunun altyapısıyla ya
da onun meydana gelmesiyle uyumlu olmadığı ve devletlerin egemen
eĢitliğine karĢı olduğu tartıĢılmıĢtır. Uluslararası hukukta, devletler için cezai
sorumluluk bağlamındaki tezler, tatmin için ileri sürülmüĢ ve uluslararası
hukuk sisteminde cezai özellik gösteren tatminin uygulanmasına kurumsal
eksiklik dolayısı ile ihtimal verilmemiĢtir. 251 Bir baĢka açıdan ise, uluslararası
hukukun, devletler tarafından iĢlenen suçların cezalandırılması, yargılanması
gibi iĢlevleri yürütme yeteneği olmayan kurumlardan yoksunluğu, hafifletici
çözümlere baĢvuruyu daha gerekli kılabileceği bunun da tatminin uygulanma
sahasını artırdığı ileri sürülmüĢtür. Tatmin, devlet egemenliğine aykırı olarak
görülmemiĢ, bir gönül alma Ģekli olarak düĢünülmüĢtür. Uluslararası haksız
fiilin sonucunu eski hale iade ya da tazminat ile sınırlamak, ahlaki, politik,
yargısal hatalar için bazı özel çözümlerin gerekliliğini görmezden gelmek
anlamına
geleceği
tatmin
taraftarlarının
önemsediği
noktalardan
biri
olmuĢtur.252 Tatminin, esasen ahlaki/manevi zararı giderme yöntemleri
arasında olduğu, bu açıdan tatminin sembolik özelliği ile cezanın suça iliĢkin
Commentaries on First Reading, s.297-298
249
Rainbow Warrior Case, s. 275
Commentaries on First Reading, s.299, 300, Fransa, Davadaki sorumluluğunu kabul etmiĢ ancak
talep edilen 10 milyon $' ı ödemeyi reddetmiĢtir. BirleĢmiĢ Milletler Genel Sekreterine sunulan
Davada, Fransa'nın Yeni Zelanda'ya 7 milyon $ ödemesi gerekli bulunmuĢtur
250
Commentaries on First Reading, s.300
251
Commentaries on First Reading, s.301
252
Commentaries on First Reading, s.301
70
cezai boyutları kolayca kıyaslanabileceğinden cezai nitelikte olmadığı
vurgulanmıĢtır.253
Arangio-Ruiz, tatminin çeĢitli Ģekillerinin uluslararası hukukta yargı ve
özellikle diplomatik alanda varlığını ve doktrinde zarar gören devletin ahlaki,
politik ve hukuki zararlarını gidermek için tatminin cezalandırıcı yönüne bir
eğilim
olduğunun
doğrulandığını
Raporunda
belirtmiĢtir.
Tatminin
cezalandırıcı ve tazmin edici Ģekilleri arası ayrımın mutlak olmadığını ancak
tamamen tazmin edici olmasa ve cezalandırma amacı gütmese de, haksız
fiilin meydana gelmesini önleme ya da caydırma iĢlevini yürüttüğünü
eklemiĢtir.254
UHK, devletler arası iliĢkilerde, tatmin Ģekillerinden bir ya da daha
fazlasına baĢvurunun gittikçe artan Ģekilde uygulanmasını tatminin olumlu
iĢlevi olarak görmüĢtür. Çünkü tatmin Ģekillerini ya da tatmini haksız fiilin
ağırlığına göre uyarlamak mümkündür. Bu durum, devletin sorumluluğu
alanındaki kodifikasyon ve özellikle tedrici geliĢme konusunda önemlidir. Zira,
uluslararası hukuk normları arasında bir hiyerarĢinin kabulü, onların ihlalinin
sonuçlarında da bir hiyerarĢiyi kendiliğinden doğurmaktadır. Dolayısıyla,
tatminin uluslararası haksız fiile göre uyarlanabilmesi bu açıdan önemli
görülmüĢtür. Ayrıca, UHK, tatminin diplomatik uygulama yönündeki önemine
de dikkat çekmiĢ, devletler tarafından suiistimalinin nadirliğini vurgulayarak
tatminin olumlu yönlerini pekiĢtirmiĢtir. Güçlü devletlerin, haksız fiil iĢleyen
devletin onurunu ya da eĢitlik ilkesini zedeleyici tatmin Ģekli uygulamalarını
önlediği pek çok yazar tarafından da kabul edilmiĢtir.
253
255
Antonie Ollivier, "International Criminal Responsibility of the State" (Eds.) James Crawford,
Alain Pellet, Simon Olleson, The Law of International Responsibility,Oxford University Press,
2010, s. 708
254
A/CN.4/425 and Add.1, s.40, para. 136, Arangio-Ruiz, Second Report on State Responsibility,
Yearbook of the International Law Commission, 1989 , Vol.(II) 1, (EriĢim)
http://untreaty.un.org/ilc/publications/yearbooks/Ybkvolumes(e)/ILC_1989_v2_p1_e.pdf, 15 Ağustos
2010
255
J. C. Bluntschli, Das moderne Volkerrecht der civilisirten Statenals Rechtsbuch dargestellt,
3rd ed., Nb'rdlingen, 1878; A. J. P. Tammes, "Means of Redress in the General International Law
71
Emredici Normlar ve Giderim Yükümlülüğü
Emredici normların uluslararası hukuktaki etkisi,
bu normların
ihlallerine izin verilmemesi ve mutlak olarak geçerlilikleri yönüyle bu
normların ihlalleri halinde sorumlululuk sonucu açısından da önem taĢır.
Normalde, iki taraflı iliĢkide hukuka aykırılık göreceli ve Ģartlara bağlı
olabilirken, uluslararası toplumu bir bütün olarak ilgilendiren emredici
normlardan doğan yükümlülüklerin ve bu kuralların ihlalleri Ģarta bağlı
olmaksızın objektif olarak hukuka aykırı olacaktır. Objektif hukuka aykırılık
kavramı, emredici normlarda vücut bulan uluslararası toplumu koruma
ihtiyacından doğmuĢtur. Bundan dolayı, emredici norm ihlallerinde giderim
yapma yükümlülüğü bütün dünyada objektif olarak uygulanacaktır. Bu objektif
yükümlülük, anlaĢma temelli kurumsal sistem içinde hükmedilen giderimle
aynı değildir. Bu durum özellikle insan hakkı ihlallerinde en çok göze batar.
Örneğin, bu kurumsal sistemler, insan hakları ihlalleri mağdurlarına eĢit
tazminat teklifinde sıklıkla hataya düĢeceklerdir. Mahkemelerde, farklı olaylar
için getirilen çözümler eĢit olmayacaktır. Avrupa Ġnsan Hakları Mahkemesi
hakimlerinden Bonello, konuyla ilgili olarak, yalnızca yaĢam hakkının
korunmasını üstlenen bir devletin, bir küçük araba parasına insanları
baĢından atabileceğini ve hiç düĢünmeden onların hayatlarını talan etme
hakkına sahipliğini vurgulamıĢtır.
256
Reisman, Avrupa Ġnsan Hakları
Mahkemesini, insan hayatlarıyla ilgili pazarlıkların yapılabildiği bir pazara
benzetmiĢtir. Yükümlülük doğuran bir normun doğasını, çözümüne karar
vermede önemli görmüĢ, bunun sonucu olarak da, emredici normların ihlal
of Peace", Essays on the Development of the International Legal Order, Alphen aan den Rijn,
Sijthoff and Noordhoff, 1980, s. 7-8; B. Graefrath, "Responsibility and Damages Caused: Relationship
Between Responsibility and Damages", Collected Courses of The Hague Academy of International
Law. 1984-11 ,The Hague, Nijhoff, 1985, vol. 185, s. 95; J. Person naz, La reparation da prejudice
en Droit International Public, Paris, Sirey, 1939, s. 83 , Commentaries on First Reading, s.301'den
aktarıldı.
256
Orakhelashvili, a.g.e., s.242, 243
72
edilemezliği özelliğinin, onun ihlalinin meydana getirdiği haksız fiilin giderim
sonuçlarına yansıması gerektiğini savunmuĢtur.257
1942 yılında, Uluslararası ĠliĢkilerde Hukuk ve BarıĢ adlı kitabında
Kelsen, zarar gören devletin istediği yaptırım Ģeklini seçebilme konusunu
"uluslararası hukukun en büyük eksikliği" olarak tanımlamıĢtır.
258
Benzer
itirazlar ve tesbitler olsa da, anlaĢma temelli hukuk ihlallerinde, tarafların
haksız fiilin sonucu konusunda anlaĢabilecekleri görülür. Emredici norm
ihlallerinden doğan sorumlulukta ise tarafların sorumluluk konusunda
anlaĢmaları engellenmeye çalıĢılmıĢtır. 1985 yılında UHK, uluslararası
hukukun emredici normlarının aksine olmamak kaydıyla, uluslararası haksız
fiil ilgililerinin karĢılıklı anlaĢma ile farklı sonuçları kabul edilebileceklerini
ifade etmiĢtir. Bu husus, daha sonra benzer Ģekilde UHK'nın, jus cogens
normlara karĢı lex specialis yapılamayacağı, yalnız, emredici norm olmayan
kural ihlalleri için karĢılıklı anlaĢma ile sorumluluk sonucu düzenlenebileceği
görüĢünü desteklemiĢtir. 259
Uluslararası toplumun menfaatlerini koruyan normların ihlallerinde
giderimin, normun ve dolayısıyla onun ihlalinin doğası ile uyumlu olmasına,
Tomuschat
260
vermiĢtir.
da,
Bireyler
ve
Devletin
Sorumluluğu"
eserinde
destek
Van Bowen ve Bassiouni de, giderimin, zarar ve ihlalin ağırlığı ile
oranlı olmasını eserlerinde vurgulamıĢlardır. Giderimin, ihlalin ağırlığına
uygun olması, Amerikalılar Arası Ġnsan Hakları Mahkemesinin Aloeboetoe
Davasında 261 da yer bulmuĢtur.
Miliani 262 , Stevenson 263 , ve Lusitania
264
Tahkimlerinde verilen hükümlerde, benzer durumlara rastlanmıĢtır. Bu
Davalarda, zarar gören devletin haklarının ağır ihlali durumunda doğan zarar
257
Orakhelashvili, a.g.e., s.242, 243
Kelsen, a.g.e., s.106
259
Commentaries 2001, s.140
260
Tomuschat, "Individual Reparation Claims ", s.21
261
Aloeboetoe at al. Case, Inter-Am.Ct.H.R , Judgment of September 10 1993, (Ser.C), No.15, 1994,
para. 85-91, (EriĢim)http://www1.umn.edu/humanrts/iachr/b_11_15b.htm, 25 Ekim 2009
262
Miliani Case, RIAA, Vol.X, 1903,s.587, (EriĢim) http://untreaty.un.org/cod/riaa/cases/vol_X/584591.pdf, 19 Mayıs 2009
263
Stevenson Case, RIAA, Vol.IX, 1903, s.386, (EriĢim)
http://untreaty.un.org/cod/riaa/cases/vol_IX/385-387.pdf, 19 Mayıs 2009
264
Lusitania Cases, s.38,39, 42,
258
73
istisnai nitelikte kabul edilmiĢtir. Tazyik ya da Ģiddetle ağırlaĢtırılan haksız fiil
iĢlendiğinde, gerçek kaybın ötesinde zararlar için istisnai tatmin istenmiĢtir.265
Ġhlal ve giderimin uyumu, bir bütün olarak uluslararası toplumla ilgili
görülmüĢtür. Emredici normlar, ÇalıĢmamızın Ġkinci Bölümünde de ayrıntıları
görüleceği üzere, Viyana AndlaĢmalar Hukuku SözleĢmesi 53. maddesi
gereği "kendisinden hiçbir surette sapmaya müsaade edilmeyen" normlardır.
Bu nedenle emredici normların aksine tarafların sözleĢme yapma serbestisi
yoktur. Bu durum, emredici norm ihlallerinden doğan sonuçlara da
yansımıĢtır. Uluslararası hukukun emredici normunun ihlali halinde bunun
eski hale iadesi mümkünse, eski hale iadenin reddedilmesine izin
verilmeyecektir. Saldırı, soykırım, insan haklarının ciddi ihlalleri,
mümkün
olduğu ölçüde eski hale iadeyi gerektirir. Bu tür durumlarda parasal tazminat
ikincil tedbir olarak görülmüĢtür. Emredici norm ihlalleri durumunda, eski hale
iade yerine otomatik olarak tazminat ödenmesi bu normların amacına ters
düĢecektir. 266 Ancak, daha önce de ifade edildiği gibi soykırım, insan
haklarının ciddi ihlalleri gibi durumlarda çoğu zaman eski hale iade mümkün
değildir.
Crawford, zorla iĢgal ve ilhak, kiĢilerin hukuka aykırı tutuklanması gibi
durumlarda zarar gören devletin eski hale iadeden feragat ederek tazminatı
tercih edemeyeceğine iĢaret etmiĢtir.
Arangio-Ruiz, emredici kural ihlali durumlarında eski hale iade
sarfınazar edilemeyeceğini, böyle durumlarda sadece gerekçeli bir çözümün,
devletin aynen eski hale iadeyi sağlama görevinin yerine geçebileceği ifade
etmiĢtir.267 Graefrath da, sıradan haksız fiil durumlarında tarafların giderim
yükümlülüğünün içeriğine serbestçe karar verebileceklerini, ancak emredici
265
Commentaries on First Reading, s.299
Orakhelashvili, a.g.e., s.250
267
A/CN.4/416. Add.1, Arangio-Ruiz, Preliminary Report on State Responsibility, Yearbook of the
International Law Commission, 1988, II(1) s.37, (EriĢim)
http://untreaty.un.org/ilc/publications/yearbooks/Ybkvolumes(e)/ILC_1988_v2_p1_e.pdf, 09 Ocak
2010
266
74
normların ihlali durumlarında hukuki eski hale iadenin, giderim ödevinin bir
zorunlu parçası olduğu ve bundan feragat edilemeyeceği görüĢündedir.268
Açık uçluluğu nedeniyle tatmin, uluslararası hukukun emredici
normlarıyla da iliĢkisi en çok tartıĢılan giderim Ģekli olmuĢtur. UHK, tatmin
kapsamında, ihlalin ağırlığından yansıyan tazminat olarak, maddi ya da
gerçek kaybın üstünde paraya hükmedilebileceğini düĢünmüĢ ve yukarıda
verilen
örnekleri
gözönünde
bulundurmuĢtur.
maddenin -36. madde- yorumunda,
UHK,
tazminata
iliĢkin
tazminatın, zarar gören devlet ya da
uyruğunun mali olarak ölçülebilir zararına karĢılık geleceğini, sorumlu devleti
cezalandırma ile ilgili olmadığını belirtmiĢtir. Devamında, parasal ödemenin,
tazminattan ayrı iĢlevde, tatmin olarak adlandırılabileceğini, tatminin maddi
olmayan zararla ilgili parasal bir değer olarak daha yüksek ya da yaklaĢık
olarak takdir edilebileceğini ifade etmiĢtir. 269 Ölçülebilen maddi zarardan
bağımsız, tatmin Ģekli olan bu tazminatın, hem emredici normların ciddi
ihlalleri için özel bir sonuç olması, hem de sıradan haksız fiiller için tatmin
Ģekli olarak uygulanıp uygulanamayacağı tartıĢılmıĢtır. Bununla ilgili olarak,
UHK' da da baĢ gösteren terminolojik sıkıntı, Tez'de bu konuda tartıĢmalara
geniĢ yer vermenin zorluğu ve sair sebeplerle doğal olarak katlanmıĢtır.
Konuya iliĢkin Raporlarda ve hükümet yorumlarında, "punitive damages" ,
"exemplary damages" ya da "damages reflecting the gravity of the
infringement " terimleri arasında tercih sıkıntısı yaĢanmıĢtır. 270 "Punitive
268
Graefrath, "A Specific Regime of International Responsibility of States and its Legal
Consequences" , s.165
269
Commentaries 2001, s.106
270
A/CN.4/414. Comments and Observations of Governments on Part 1 of the Draft Articles on State
Responsibility for International Wrongful Acts, Yearbook of the International Law Commission,
1988, II(1), s.37s.11,12, (EriĢim),
http://untreaty.un.org/ilc/publications/yearbooks/Ybkvolumes(e)/ILC_1988_v2_p1_e.pdf, 22 Kasım
2009, Punitive damages, exemplary damages'e eĢit görülmemiĢ, konut dokunulmazlığı ya da özel
yaĢamın ciddi ihlalleri durumunda exemplary damages'e hükmedilebileceği ancak bunun punitive
olmayacağı ifade edilmiĢtir. A/CN.4/ SER.A./2000, 2635th meeting- 9 June 2000, Yearbook of the
International Law Commission, 2000, Vol. I, s. 118,
(EriĢim)http://untreaty.un.org/ilc/publications/yearbooks/Ybkvolumes(e)/ILC_2000_v1_e.pdf, 25
Ekim 2010 Crawford, iki kavram arası fark görmüĢ ve exemplary düzenlemesini önermiĢtir. A/CN.4/
SER.A./1992, 2288th meeting- 20 July 1992, Yearbook of the International Law Commission
1992, Vol. I, s.221. para.58, para. 59,
75
damages" ve "exemplary damages" terimleri Türkçe' ye "cezai tazminat"
olarak çevrilmiĢtir. Ancak, sözlüklerde "exemplary damages" de "uyarma
niyeti" nin varlığı göze çarpmıĢtır.271 Doktrin ve uygulamada, bu kavramların
içeriklerine iliĢkin bir uzlaĢma olmadığı nedeniyle Tezde, yararlanılan
kaynaklarda, "punitive damages" ya da "exemplary damages" olarak ifade
edildiğine bakmaksızın bu kavramların her ikisi de "cezai tazminat" olarak
ifade edilmiĢtir.
Cezai
terminolojik
tazminat
kavramının
problemlerinin
ötesinde
uluslararası
Ġngilizce
uygulanmasında,
literatürdeki
içeriğinde
ve
kökeninde de fikir ayrılıkları vardır. Cezai tazminatın, bazen ahlaki tazminatla
örtüĢtüğü, bu tazminatın devlet suçluluğu ya da emredici norm ihlalleri ile
bağlantılı olarak düĢünülebileceği ve devletler üzerinde ceza yargısı
kurumlarının eksikliğinin neden olduğu uluslararası toplumun eksikliklerini
gidermeye yardımcı olacağı ifade edilmiĢtir. 272 Oppenheim, cezai nitelikte
tazminatı uluslararası hukuk ihlalinin ağırlığı ile ilgili görmüĢtür. 273 Cezai
tazminatı,
zaman
zaman
ahlaki
tazminatla
örtüĢtüren
Lauterpacht
takipçilerinin aksine doktrinde, cezai tazminatın ahlaki zararlar ya da
devletlerin prestij kayıpları için talep edilemeyeceği de savunulmuĢtur.
274
Uyruklarının zarara uğramaksızın aĢağılayıcı muameleye maruz kalmaları
sebebiyle devletlerin prestij kayıpları için cezai tazminata hükmedilmiĢtir.
Bunun için, Aerial Incident Davası gösterilmiĢtir.
Olayda, Bulgar hava
sahasında, Ġsrail uçağı Bulgar makamlarca vurulmuĢ, bundan doğan
zararlardan ötürü Divan'a pek çok baĢvuru yapılmıĢtır. ABD, uçaktaki ABD
(EriĢim)http://untreaty.un.org/ilc/publications/yearbooks/Ybkvolumes(e)/ILC_1992_v1_e.pdf , 25
Ekim 2010
271
Oxford Advanced Learners's Dictionary, Oxford University Press, Oxford, New York, 2000, s.403
(EriĢim) http://dictionary.cambridge.org/dictionary/british/exemplary, 30 Mayıs 2010
Wittich, caydırma ve uyarma gayesini "exemplary damages"e değil, "punitive damages" e özgü
görmüĢtür. Kökenini common law'a bağladığı punitive damages'in kayıtsızlık, garez, hile, eziyet ile
iĢlenen fiiller için gerçek zarara ek olarak zararın ödenmesini içerdiğini, fiili iĢleyeni kusurlu
davranıĢtan caydırmanın hedeflendiğini belirtmiĢtir. "Exemplary damages" i ise zarar veya önemli
kayıpları tazmin etmek amaçlı görmüĢtür. Stephan Wittich, "Punitive Damages", The Law of
International Responsibility, (Eds.) James Crawford, Alain Pellet, Simon Olleson, Oxford
University Press, 2010, s.667
272
Jorgensen, The Responsibility of States for International Crimes, s.205
273
Oppenheim, a.g.e., s.321
274
Hagy, a.g.m., s.187
76
yolcuları zarara uğramamasına rağmen Bulgar makamlarının fiillerinden
dolayı davaya müdahil olmuĢtur.275 Doktrinde, Divan'ın ABD lehine tesis ettiği
Kararı destek bulmuĢ ve uyruğuna kötü muamele edilen devlete, onur kırıcı
muamelenin ve piĢmanlığı ifadesi olarak cezai tazminata hükmedilebileceği
savunulmuĢtur. 276
"damages reflecting the gravity of the infringement" ifadesi bazen farklı
kelimelerle ifade edilmiĢ olsa da, "ihlalin ağırlığından yansıyan zarar" olarak
çevirisi çok tereddütlü değildir. Ancak çoğu kaynakta, ihlalin ağırlığından
yansıyan tazminat da "cezai tazminat" olarak nitelendirilmiĢ ve bu üç kavram
genellenmiĢtir. Gerçekte, Ġlk Okuma'da ihlalin ağırlığından yansıyan zarar bir
"tatmin" çeĢidi olarak kabul edilmiĢtir.277
Cezai tazminatın uluslararası hukukta kabul edilemeyeceğine iliĢkin
çeĢitli tezler sunulmuĢtur. Cezai tazminatın pozitif uluslararası hukukta
tanınan bir kavram olarak görülmediği ifade edilmiĢtir ve Amerikalılar Arası
Ġnsan Hakları Mahkemesi Valesquez-Rodriguez Kararı örnek gösterilmiĢtir.278
Cezai tazminatın, "cezai" niteliği dolayısıyla devletlerin egemen eĢitliği
ilkesine aykırı olacağı ileri sürülmüĢtür. Ayrıca, cezai uygulamalar için zorunlu
yargı ve gerekli yargısal mekanizmalar uluslararası hukukta eksikliği ciddi bir
engel olarak kabul edilmiĢtir. Yine, cezai tazminat kriterinin üçüncü tarafın
değerlendirmesine ihtiyaç duyup duymadığına karar verme konusu, cezai
tazminatın kabul edilebilirliği açısından önemli bir kısıtlama aracı olarak
görülmüĢtür.
275
279
"Cezalandırma hakkı" bağlamında,
bir devletin haksız
Aerial Incident Case, (Bulgaria- United States of America), Merits,I.C.J. Report, 1955,( 2, XII, 58),
(EriĢim)http://www.icj-cij.org/docket/files/36/10995.pdf ,15 Ağustos 2009, Malekian, a.g.e.,s.143
276
Wittich, a.g.m., s. 670
277
Commentaries on First Reading, s.296
278
Valesquez-Rodriguez Case, (Valesquez-Rodriguez -Honduras), Inter-American Court of Human
Rights ,Series C, No. 7, 1989,(EriĢim), http://www1.umn.edu/humanrts/iachr/C/7-ing.html, 23 Ocak
2010, Commentaries 2001, s.99, A/CN.4/515, s.49- Japonya'nın görüĢü ve Andreas Zimmermann and
Michael Teichmann, a.g.m.,s. 306
279
Wittich, a.g.m., s. 669
77
fiilinden dolayı diğer devletlerin cezalandırma haklarının olmadığı ileri
sürülmüĢtür.280
Cezai tazminatın, uluslararası hukukun emredici normlardan doğan
yükümlülüklerin özel sonuçları arasında yer alması ile ilgili olarak da, yine
farklı görüĢler söz konusudur. Cezai tazminat, jus cogens normların belli
ihlalleri için kaçınılmaz unsur olarak görülmüĢ, cezai tazminatın, zararın
ağırlığı ve ihlal edilen normun doğası ile ilgisinin barizliği belirtilmiĢtir. 281
Devletin sorumluluğunda cezai tazminat uygulamasını destekleyenler, cezai
tazminatın cezalandırma amacı gütmeyip, fiilin zalimane doğasının neden
olduğu ciddi acının tatmin edilmesi ile ilgisini ileri sürmüĢler ve caydırıcı etkisi
üzerine yoğunlaĢmıĢlardır. 282
Devletin sorumluluğu konusunun pek çok problemli alanı içerisinde
önemli yer tutan ihlalin ağırlığından yansıyan ya da cezai tazminat
konusunda
aynı
kiĢiler,
farklı
dönemlerde
farklı
düĢüncelere
sahip
olabilmiĢlerdir ve tereddüt olmaksızın herhangi bir yargıya varmak mümkün
olmamıĢtır. Örneğin, Özel Raportör Crawford, Raporunda,
özel bir rejimin
tasarlanmadığı devletin sorumluluğunda, cezai tazminat için bir otorite ve
haklılık gerekçesi olmadığını ifade etmiĢtir.283
280
Whiteman, a.g.e., s. 857
Orakhelashvili, a.g.e., s.260
282
Orakhelashvili, a.g.e., s.263
283
A/CN.4/507/Add.1,Crawford, Third Report on State Responsibility, s.40, para.190
281
ĠKĠNCĠ BÖLÜM
ULUSLARARASI HUKUKUN EMREDĠCĠ NORMLARI VE CĠDDĠ ĠHLALLERĠ
Devletin sorumluluğu bağlamında, uluslararası hukukun emredici
normlarından 284 doğan yükümlülüklerin ihlallerine yalnızca sorumlu devlet
açısından değil, bütün devletler için bu normların ihlalinden doğan durumu
hukuka uygun tanımama, meydana gelen durumun devamı için yardımda
bulunmama ve bu halin hukuka uygun yollarla ortadan kaldırılması için
iĢbirliği içinde olma gibi ilave sonuçlar getirilmiĢ ve bunlardan doğacak
sorumluluğu baĢlatma yetkisi bir bütün olarak uluslararası toplum adına
bütün devletlere tanınmıĢtır. Bu nedenle, Nihai Metin'de bahsedilen "emredici
norm"ların ve "emredici normlardan doğan yükümlülüklerin" ihlalleri ve ihlalin
"ciddi"liğinin incelenmesini gerektirmiĢtir.
Uluslararası hukuk, süreç içerisinde münhasır bir hukuk dalı olarak
kabul edilmiĢ ve geçirdiği evrim içinde, bu hukukun sujeleri değiĢmiĢtir.
Uluslararası hukuk sujeliği ya da ayriyeten tüzel kiĢiliği tartıĢmalı olan
uluslararası toplum kavramı, uluslararası hukuk alanında, devletlerle olan
iliĢkisi münasebetiyle önemli bir yer iĢgal etmiĢtir. Uluslararası toplum ve
uluslararası kamu düzeni son zamanların en çok tartıĢılan konularından
olmuĢlardır. TartıĢmaların ötesinde, tam tekemmül etmemiĢ olsa da,
varlıklarını ya da emarelerini kabul ettiğimiz uluslararası toplum ve
uluslararası kamu düzeni uluslararası hukuk alanında iliĢkileri düzenleyecek
belli kuralların varlığını gerektirmiĢtir. Emredici norm baĢlığı altında
toplayabileceğimiz jus cogens kural ve erga omnes yükümlülük için pek çok
husus tartıĢmalı olsa da, bunların uluslararası toplumun temel düzenini
sağlamaya yönelik kamu düzeninin unsurları oldukları konusunda Ģüphe
284
Nihai Metin'in Ġngilizce orijinalinde "peremptory norm" tabiri, Tez'de, "emredici norm" olarak
çevrilmiĢ, bu çeviri konu ile ilgili Türkçe uluslararası hukuk kitap ve makalelerine aykırılık
oluĢturmamıĢtır. Örneğin, Gündüz,a.g.e.,s. 35, Hüseyin Pazarcı, "Uluslararası Hukukta Jus cogens
Kavramı", Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, No 417, Prof. Dr. Bülent N. Esen'e
Armağan, Ankara, 1977, s.365,
79
yoktur. Yine, ileriki sayfalarda da görüleceği üzere, UHK' da tartıĢılan
"uluslararası suç" mantık olarak emredici normlardan doğan yükümlülük
ihlallerinden ayrı olmadığı gibi, Ģeklen de uluslararası hukukun emredici
normlarından doğan yükümlülük ihlallerinin "uluslararası suç"a karĢılık geldiği
Nihai Metin'deki Maddelerin Tarihçesinde görülmüĢtür.
285
Tezde, uluslararası hukuk kuralları arasında bir hiyerarĢi olduğu ya da
uluslararası toplum ya da uluslararası kamu düzeni gibi mefhumların
uluslararası hukuk kuralları arasında bir hiyerarĢiyi gerektirdiği peĢinen kabul
edilmiĢtir. Bu Bölümde, uluslararası hukuk kuralları arası hiyerarĢinin
olduğuna iliĢkin ön kabulün gerekçeleri açıklanmıĢtır. Bölümde, "uluslararası
suç" konusuna ayrıca yer ayrılmasının diğer bir nedeni, hem uluslararası
hukukun emredici normlarının ciddi ihlallerinin, uluslararası suç ile iliĢkisini
göstermek, hem de konunun "hazırlık çalıĢmaları" nı incelemektir. Bu
sayede, uluslararası sorumluluk rejiminin bazı kırılma noktalarına değinmek
fırsatı da elde edilmiĢtir.
Nihai Metin'de uluslararası hukukun emredici normlarından doğan
yükümlülükler için düzenlenen sorumluluk rejimi için, bu normların "ciddi"
olmaları aranmıĢtır. Bu nedenle, bu Bölümde, uluslararası hukukun emredici
normlarından doğan yükümlülüklerin "ciddi"liğine iliĢkin bilgi verilmiĢ ve
uluslararası suçlar için aranan "ciddilik" ile kıyaslanmıĢtır.
2.1.
ULUSLARARASI HUKUKTA EMREDĠCĠ NORMLAR
Uluslararası Hukukta Normlar HiyerarĢisi
Devletler arası iliĢkide, kurallar arası hiyerarĢiye iĢaret eden üstün
hukuk ya da zorunlu hukuk fikri, doğal hukuk anlayıĢına mensup yazarlar
tarafından geliĢtirilmiĢtir.286 Grotius, Roma Hukukunda jus strictum (zorunlu
285
Crawford, The International Law Commission's Articles, s. 329
Çoğu uluslararası hukuk kaynağında, uluslararası hukuk kavramları, ulus- devlet sistemlerinin
baĢlangıcından incelenmeye baĢlanmıĢ olsa da, bazı normların diğerlerinden daha üstünlüğü
286
80
hukuk) ve jus dispositivum (iradi hukuk) ayrımını yapmıĢtır.287 Wolff, milletler
için zorunlu bir hukuk önermiĢtir. Ona göre, doğanın hukuku değiĢmez
olduğundan milletlerin zorunlu hukukları da mutlak değiĢmez olacaktır ve
bütün milletler hem kendileri için, hem de diğer milletler için zorunlu olarak bu
hukuka uyacaklardır.288 Grotius'a benzer Ģekilde Vattel de, "le Droit des Gens
Naturel, ou Necessaire" ve "le Droit Volontaire" ayrımını yapmıĢtır. Vattel'e
göre de, bu üstün hukuka riayet mutlaktır ve değiĢikliğe konu olmaz. 289
Doğal hukuk teorisinin savunucuları, emredici norm kavramıyla ilgili
uluslararası hukuktaki normlar hiyerarĢisini iyi ahlak ve kamu düzeni ile
tanımlamıĢlardır. 290 Örneğin Heffter,
ahlaken imkansız bütün anlaĢmaları
geçersiz kabul etmiĢ ve ahlaki imkansızlığı konu edinen anlaĢmaların
dünyanın etik değerlerine aykırılığını savunmuĢtur.
291
Doğal hukukçuların iyi ahlak ve kamu düzeninden kaynaklandırdıkları
bu normlar hiyerarĢisi, devletlerin iradelerinin bir ürünü olmadığından ötürü
katı pozitivist yaklaĢımla açıklanamamıĢtır. 292 Herhangi bir üstün hukuk,
ütopya olarak değerlendirilmiĢtir.293 Normlar hiyerarĢisinin varlığının, pozitivist
yaklaĢımın yeniden incelenmesini gerektireceği ifade edilmiĢtir. Bu husus,
pozitivist yaklaĢımda uluslararası kamu düzenine karĢı olanlar tarafından da,
benzer Ģekilde doğrulanmıĢtır. 294 Süreç içerisinde, normlar hiyerarĢisinin
düĢüncesinin kökleri daha eskiye dayanır. Örneğin, Hunlarda, karĢı taraftan kötü niyetli bir giriĢim
olmazsa barıĢ hali, uyuĢmazlıkların barıĢcıl çözümleri ve ahde vefa emredicidir. Yine, Ġslam
anlayıĢında, ahde vefa ilkesi, iyi niyet, savaĢ esirliği dıĢında köleliğin ve uluslararası iliĢkilerde meĢru
müdafaa dıĢında cihat olgusunun yasaklanmasına iliĢkin kuralların diğer kurallardan üstünlüğü kabul
edilmiĢtir.
Ġrem Karakoç, "Uluslararası Hukukta Emredici Kural (Jus cogens = Peremptory Norms) Olgusuna
Tarihsel Bir YaklaĢım" Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, VIII, 1, 2006, s.97, 101
287
Byers, a.g.m., s. 213
288
Christian Wolff, The Law of Nations Treated according to a Scientific Method, Classics of
International Law, Oxford, 1934, s. 10 aktaran Orakhelashvili, a.g.e., s,36
289
Vattel, a.g.e., s.4, "...it is necessary, because Nations are absolutely bound to observe it.."
290
Uluslararası jus cogens için doğal hukuk desteği, Nuremberg SavaĢ Suçları Mahkemesinde
gösterilmiĢtir.
291
Verdross, "Jus Dispositivum and Jus cogens ", s. 56
292
1968 yılında Waldock, AnlaĢmalar Hukuku Viyana Konferansında, UHK'nın jus cogens
konusuna yaklaĢımının doğal hukuktan ziyade pozitif hukuk temeline dayandığını öne sürmüĢtür.
293
Jorgensen, The Responsibility of States for International Crimes, s.86-87
294
Jus cogens, büyük oranda doğal hukuk ekolünden geliĢtiğinden, doğal hukuk benzeri değerler
felsefesine dayanmadığı sürece tamamlanmayacağı iddia edilmiĢtir. Bruno Simma, "The Contribution
of Alfred Verdross to the Theory of International Law" 6 EJIL, 1995, s.53
81
doğal hukukun tekeline bırakılamayacağı, milletler toplumu içinde ve milletler
toplumunun tarihsel müĢterek fikirlerinden yansıyan ortak hukuk kurallarının
olduğu kabul edilmiĢtir.295 Pozitif hukuka ahlak, kamu düzeni gibi kavramların
giriĢiyle uluslararası hukukta üstün nitelikli normların kabulü yönündeki eğilim
kuvvetlenmiĢtir.
Pozitif
hukukta
bu
yönelim,
üstün
kabul
edilen
yükümlülüklerin bağlayıcılığı ile ilgili ahlak ya da anayasal kapsamda
hukukun evriminin kökeni 19.yüzyıla götürülmüĢtür. 1864 Birinci Cenevre
SözleĢmesi ve yüzyılın dönümünde La Haye Konferansında kölelik ve köle
ticaretinin yasaklanmasına iliĢkin kurallar üst norm olarak kabul edilmiĢtir. Bu
dönemde
bazı
hukukçular
uluslararası
kamu
düzenine
üstünlük
tanımıĢlardır.296
Uluslararası hukuk alnında, doğal hukuk ve pozitivizmi sentezleyenler
tarafından da, bazı normların üstünlüğü kabul edilmiĢtir. Örneğin, Verdross,
bazı normların bağlayıcı etkileri olduğunu, bunların hilafına anlaĢma
yapmanın mümkün olmadığını ifade etmiĢtir.297
1953 yılında Lauterpacht, üstün ilkeleri, uluslararası kamu düzeni
meydana getiren ve uluslararası ahlakın güçlü ilkeleri olarak kabul
edilebileceğini ifade etmiĢtir. 298
1960'ların sonlarında Sosyalist Ülkeler ve onların güçlü destekçisi pek
çok Üçüncü Dünya ülkesi, uluslararası yasama alanında bir giriĢim
baĢlatmıĢlardır. Sosyalist Ülkeler ve onların müttefikleri, bazı kurallara
295
Orakhelashvili, a.g.e., s.38
Stefan Kadelbach, "Jus Cogens, Obligations Erga omnes and other Rules-The Identification of
Fundamental Norms"The Fundamental Rules of the International Legal Order, (Eds. Christian
Tomuschat, Jean-MarcThouvenin), Martinus Nijhoff Publishers, Leiden/Boston, 2006, s.21
297
Simma, Verdross'u doğal hukuk ve pozitivizm sentezinin ustalarından saymıĢtır. GeniĢ bilgi için,
Simma, "The Contribution of Alfred Verdross to the Theory of International Law", Alfred Verdross,
"Forbidden Treaties in International Law", 31 Am. J.Int'l L..1937, s.571, Verdross, uluslararası
hukukun modern pozitivist doktrininde konuyla ilgili yerleĢik görüĢ bulunmadığını, sadece az sayıda
yazarın konuyla ilgilendiğini, uluslararası hukuk kitaplarında disposititivum ve jus cogens 'in eksik
olduğunu, kendisinin bu terimlere, Kelsen,Bin Cheng, Schwarzengerber, Dahm, Quadri ve Tunkin'in
çalıĢmalarında rastladığını belirtmiĢtir. Verdross, "Jus Dispositivum and Jus cogens " , s. 55-56
298
A/CN.4/63, Report by Mr. H. Lauterpacht, Law of Treaties, Yearbook of the International Law
Commission, Vol.II, 1953, s.155,
(EriĢim)http://untreaty.un.org/ilc/publications/yearbooks/Ybkvolumes(e)/ILC_1953_v2_e.pdf,21
Mayıs 2010,Jorgensen, The Responsibility of States for International Crimes, s.87
296
82
anlaĢma ve örf-adet gibi sıradan kurallardan ayrı olarak daha yüksek statü
verilmesini talep etmiĢlerdir. Soykırım, ırk ayrımcılığı, kölelik, saldırının
yasaklanması, halkların self determinasyonu gibi hak ve yükümlülükleri de bu
üst norma örnek göstermiĢlerdir.299
1969 Viyana AndlaĢmalar Hukuku SözleĢmesinin kesinleĢmemiĢ
tasarısının görüĢmeleri sırasında, uluslararası hukuk düzeninde üstün
kuralların olmasına Lüksemburg dıĢında kesin olarak itiraz eden bir devlet
olmamıĢtır. 300
1969 Viyana AndlaĢmalar Hukuku SözleĢmesinden sonra, normlar
hiyerarĢisinin tepesindeki normları ifade etmek için kullanılan emredici norm
tabiri, jus cogens ile eĢ anlamlı kullanılmaya baĢlamıĢtır.
Uluslararası hukuk alanında normlar hiyerarĢisi ile ilgili olumsuz
yansımalar da görülmüĢtür. Diğer normlardan daha üstün nitelikli normun,
devletlerin uluslararası toplumu için alternatif bir yasama gücünün varlığına
ihtiyaç duyduğu ifade edilmiĢtir. Bunun için, bütün dünya halklarını temsil
eden, dünyanın her bir hükümetinin demokratik olarak yansıtıldığı bir organ
ihtiyacı belirtilmiĢtir. 301
Scwarzenberger, uluslararası hukukta jus cogens 'i uluslararası kamu
ilkelerine anlamdaĢ görmüĢ, jus cogens'in dar anlamda kamu hukuku
varlığında söz konusu olabileceğinden söz etmiĢtir. 302 Yazar,
egemenlik,
rıza, tanıma, iyi niyet, uluslararası sorumluluk, denizlerin serbestliği ve meĢru
müdafaa konularının uluslararası örf-adet, uluslararası anlaĢmalar ve
uluslararası hukukun genel ilkelerinde tam olarak özümsenirse, uluslararası
hukukta
299
jus cogens nitelikte herhangi bir kurala
rastlanmayacağını
Antonio Cassese, International Law in a Divided World, Clarendon Press, Oxford, 1986, s.175
Denk, a.g.m., s.47,1969 Viyana AndlaĢmalar Hukuku SözleĢmesinin kesinleĢmemiĢ tasarısının
görüĢmeleri sırasında Lüksemburg 'un jus cogens 'e itirazı, uluslararası toplumda siyasi ve hukuk
otoritenin olmadığını, bu nedenle bu kuralların bazı devletlerin adalet ve ahlak anlayıĢlarını
dayatmalarına fırsat vereceği yönünde olmuĢ ve uluslararası hukukun mevcut durumunda bu tür
kuralların söz konusu olamayacağını ileri sürmüĢtür.
301
Allot, "Unmaking of International Law" s.20-21
302
Georg Schwarzenberger, "International Jus Cogens ?" Texas Law Review, Vol.43, 1965, s.455,
456
300
83
belirtmiĢtir.
303
Schwarzenberger, jus cogens kuralların uygulanmasında,
milletler üstü bir otorite ya da merkezileĢmiĢ bir gücün uluslararası toplumda
olmadığını, uluslararası toplumun örgütlenmemiĢ olduğunu ve kural koyucu
bir üst otoriteye sahip olmadığını, bunu devletlerin suiistimal edeceğini
belirtmiĢtir.
304
Ayrıca, emredici normun, istisnai durumlarda devletlerin
güçlerini sınırlamakta ikna edici olmadığı ileri sürülmüĢtür. Uluslararası
hukukun mevcut durumunda devlet adına hareket eden hükümetlerin gücü
kötüye kullanmalarına karĢı, emredici normun çok az güvence verdiği de
uluslararası hukukta emredici normun kabul edilemezliğinin delili olarak
sunulmuĢtur.305
Combacau,
uluslararası
normların
kapsamlarının
devletlerin
yorumlarına göre olduğundan göreceli olduğunu ifade etmiĢtir. Uluslararası
normlar, geçerlilikleri ve etkileri yönünden farksız olup, onlar arasında bir
hiyerarĢi olmadığını belirtmiĢtir.306
Uluslararası hukukta, emredici normun nasıl meydana geldiği, kurallar
hiyerarĢisinin en üst düzeyine ulaĢtığı konusunda bilim adamları arasında bir
fikir birliği yoktur. Bu anlaĢmazlığın temel nedeni, felsefi önermeler arası
farklılıklar ve önemli bilim adamlarının görüĢlerindeki metodoloji farklılıklarına
bağlanmıĢtır. Bu farklılıklar, dünya düzenini ve temel insan haklarını korumak
gibi değer odaklı, evrenselliğin uygunluğu ya da yetersiz olup olmadığı gibi
unsurları, kaynakları ve kapsamı konusundadır 307
Aksi tezler olsa da, uluslararası hukukta normlar hiyerarĢisinin varlığı
ve bu hiyerarĢinin en tepesinde yer alan normların emredici norm olarak
adlandırıldığı, uluslararası uygulamada, ulusal ve uluslararası mahkeme
303
Georg Schwarzenberger, The Fundamental Principles of International Law, 87 Academie De
Droit International , Recueil Des Cours 195, (1955) den aktaran Schwarzenberger, "International Jus
Cogens ?" s.457, Ġrem Karakoç, a.g.m., s.95
304
Georg Schwarzenberger, International Law and Order, Praeger Publishers, New York,
Washington 1971, s. 39-40, Erdem Denk, "Uluslararası AntlaĢmalar Hukukunda Jus cogens
Kurallar" AÜSF Dergisi, LVI, 2, 2001, s. 45
305
Allot, "Unmaking of International Law", s.20-21
306
J. Combacan and S. Sur, Droit International Public , 1995, s. 26. aktaran Salcedo, a.g.m.,s.584
307
M. Cherif Bassiouni, "International Crimes: Jus Cogens and Obligatio Erga Omnes ", Law and
Contemporary Problems, Vol. 59, No. 4, 1996, s. 67
84
yargılarında ve hukuk doktrininde büyük ölçüde kabul edilmiĢtir. 308 UHK'nın
uluslararası hukukta normlar hiyerarĢisini ve emredici normu kabul ettiği
konusunda Ģüphe yoktur. UHK Raporlarında, bazı temel normların yalnızca
çeĢit olarak değil aynı zamanda derece olarak da farklılığı ifade edilerek
uluslararası hukuk alanında normlar hiyerarĢisinin varlığını kabul edilmiĢtir.309
Emredici norm, özellikle Viyana AndlaĢmalar Hukuku SözleĢmesinden
sonra
jus
cogens
ile
eĢ
anlamlı
kullanılmıĢ
olsa
da,
yukarıdaki
açıklamalardan da anlaĢılacağı ve daha önce de ifade edildiği üzere,
emredici norm üstün kabul edilen kurallar için bir çatı kavram olarak kabul
edilmiĢtir. Uluslararası normlar hiyerarĢinin en üst basamağındaki emredici
normların belli baĢlıları olarak "uluslararası suçlar", "jus cogens" ve "erga
omnes " sayılmıĢ, bu kavramların ortak özelliği olarak tanımlanmalarındaki
güçlük görülmüĢtür.
310
Alt baĢlıklarda inceleyeceğimiz jus cogens kural ya da erga omnes
yükümlülüklerin varlıklarını kabul etmek, bizatihi uluslararası hukuk alanında
normlar hiyerarĢisinin varlığını kabul etmek anlamındadır. Bu görüĢümüzün
kaynağı, Simma'nın, erga omnes yükümlülük doğuran üstün nitelikli jus
cogens ya da emredici normların varlığının, iki çeĢit norm sınıfının varlığına
iĢaret ettiğine iliĢkin tesbitidir. 311
308
Commentaries 2001, s.112
A/CN.4/490/Add.2, Crawford, First Report on State Responsibility, International Law
Commission, Fiftieth session, Geneva, 20 April-12 June 1998,New York, 27 July-14 August 1998,
para.71,(EriĢim) http://daccessods.un.org/access.nsf/Get?OpenAgent&DS=A/CN.4/490/Add.2&Lang=E, 29 Ekim 2010
310
Antti Korkeakivi, "Consequences of 'Higher' International Law: Evaluating Crimes of State and
Erga Omnes", Journal of International Legal Studies, Vol.2., 1996, s.81, Kemal BaĢlar,
"Uluslararası Hukukta 'Erga Omnes' Kavramı",Milletlerarası Hukuk ve Milletlerararası Özel
Hukuk Bülteni, Prof.Dr. Ergin Nomer'e Armağan, Yıl.22, 2, 2002, s.82
311
Simma, "Universality of International Law" s.272
309
85
2.1.1. EMREDĠCĠ KURAL - JUS COGENS
Jus cogens, Viyana AndlaĢmalar Hukuku SözleĢmesi ile pozitif
hukukun parçası haline gelmiĢ312 ve "jus cogens " terimi ilk kez resmi olarak
Fitzmaurice tarafından, AndlaĢmalar Hukuku Kodifikasyonu için Uluslararası
Hukuk Komisyonu'na sunulan anlaĢmalar hukuku üzerine izah edici düsturda
kullanılmıĢtır. 313 Daha önce de ifade edildiği gibi, jus cogens, uluslararası
hukuk kuralları arasında hiyerarĢide üstün nitelikli kabul edilen "emredici
norm" terimi ile eĢ anlamlı kullanılmıĢtır. 314 Jus cogens'in pozitif uluslararası
hukuk sahasına giriĢi, Viyana AndlaĢmalar Hukuku SözleĢmesi ile olsa da,
sırf bu alana münhasır değildir ya da süreç içinde bu odaktan geniĢlemiĢtir.
Bunu, Janis'in, jus cogens 'in uluslararası toplumun kamu düzeninin temel
kuralları yerine konulduğu, uluslararası hukukun modern kavramlarından
olduğu ve en belirgin Ģekilde Viyana AndlaĢmalar Hukuku SözleĢmesinin 53.
maddesinde iĢaret edildiği ifadesi destekler. 315 Jus cogens
'in yalnız
andlaĢmalar hukukuna iliĢkin olmadığı, Yugoslavya Uluslararası Ceza
Mahkemesinin Furundzija Kararında, Pinochet Ugarte Kararında, UAD'nin
Nükleer Silah Tehdidi ya da Kullanımının Hukuka Uygunluğu Kararlarında da
açıkça ifade edilmiĢtir.316 Ayrıca, Viyana AndlaĢmalar Hukuku SözleĢmesinin
312
Sir Robert Jennings, jus cogens kavramının pozitif hukuka giriĢinin uluslararası hukukun
geliĢmesini daha ileri bir basamağa taĢıdığını iĢaret etmiĢtir.Jennings, Nullity and Effectiveness in
International Law, Cambridge Essays in International Law, 1965, s. 74, Orakhelashvili, a.g.e.,
s.33
313
A/CONF.39/11, s.295, para.18
314
Janis, "peremptory norm" ve " jus cogens " terimlerinin aynı olduğunu ifade etmiĢtir. Mark W.
Janis, "The Nature of Jus cogens ", Connecticut Journal of International law, Vol.3, 1987-1988, s.
360.
Commentaries on First Reading, s.112, Nihai Metin'in Ġngilizce orijinalinde "peremptory norm" tabiri,
Tezde, "emredici norm" olarak çevrilmiĢ, bu çeviri konu ile ilgili Türkçe uluslararası hukuk kitap ve
makalelerine aykırılık oluĢturmamıĢtır. Örneğin, Gündüz,a.g.e.,s. 35, Hüseyin Pazarcı, "Uluslararası
Hukukta Jus cogens Kavramı", s.365,
Jus cogens için Viyana AndlaĢmalar Hukuku SözleĢmesinde "emredici norm" tabiri tercih edilmiĢ,
bunun dıĢında jus cogens
yerine,"buyruk kural", "amir hüküm","emredici norm","temel",
"vazgeçilemez", "asıl", "esas" ya da "baskın ilke" gibi terimler de sıklıkla kullanılmıĢtır. Bu ifadeler,
Türkçe çevirilerde biri diğerine ikame olabilen, yakın anlamlarda kullanılmıĢtır. Ġngilizce literatürde,
"peremptory norm", "fundamental", "inalienable", "inherent", "essential", "overriding principles"
terimleri ile ifade edilmiĢtir
315
Janis, a.g.m., s. 359
316
Furundzija Case, ICTY, 10 Dec. 1998, Case No.: IT-95-17/1-T , British House of Lords in ReginaBow Street Metropolitan Stipendiary Magistrate and Others, ex parte Pinochet Ugarte (No. 3),
ILR, vol. 119., Legality of the Threat or Use of Nuclear Weapons, Advisory Opinion, I.C.J. Reports
1996, s. 257 para. 79, Commentaries 2001, s.85
86
73. maddesinde 317 , Viyana AndlaĢmalar Hukuku SözleĢme hükümlerinin
devletlerin uluslararası sorumluluğu ile ilgili ortaya çıkabilecek herhangi bir
soruna
halel
getirmeyeceği
düzenlenmiĢtir.
ÇalıĢmamızda,
sayılan
nedenlerle, jus cogens' in yalnız andlaĢmalar hukukuna özgü olmadığı kabul
edilse de, Viyana AndlaĢmalar Hukuku SözleĢmesi hükümlerinde ilk kez
pozitif hukuka girdiği düĢüncesiyle bu hükümlerden yola çıkılmıĢtır.
Jus cogens, insanlığın hukuk bilincinde, uluslararası toplumda birlikte
yaĢamak için mutlak olarak lazım geldiği farz edilen ilkelerden kaynaklanan
kurallar olarak tanımlanmıĢtır.318 Jus cogens 'i tanımlama çabaları, maddi,
usule etkisi ve dünya düzeni açısından olmak üzere üç sınıfa ayrılmıĢtır.319
Uluslararası hukuk düzeninin yapısını esas alan yaklaĢıma göre, uluslararası
hukuk düzeni bölünemez doğadadır ve bu nedenle, pacta sund servanda,
tanıma, rıza, iyi niyet jus cogens kuraldır.320 Hatta Anzilotti, bu jus cogens
kurallar arasında da bir hiyerarĢi yaratmıĢ ve pacta sund servanda prensibini,
uluslararası hukuk düzeninin en yüksek kuralı addetmiĢtir.321
Fitzmaurice, jus cogens karakterdeki uluslararası hukuk kurallarını
saymanın mümkün olmadığını ancak müĢterek özelliklerinin sayılabileceğini
317
Madde 73- Devletin halefiyeti, Devletin sorumluluğu ve muhasamanın çıkması durumları
Bu SözleĢmenin hükümleri bir andlaĢma ile ilgili olarak Devletlerin halefiyeti veya bir Devletin
Milletlerarası sorumluluğu veya Devletler arasında ortaya çıkabilecek herhangi bir soruna halel
getirmeyecektir.
318
Meksika Temsilcisi Suarez'in tanımı, A/CONF.39/11, s.294, para. 5-7,
Philip Allot, uluslararası toplumda temel haklar yerine emredici normlar olduğunu, bu emredici
normların, iç hukuklardaki temel halklar ile aynı özelliklere sahipliği olduğunu ifade etmiĢtir.
Allot,"Unmaking of International Law", s.20-21,
319
Karen Parker, "Jus Cogens: Compelling the Law of Human Rights", Hastings Int'l &Comp. L.
Review, Vol.12, 1988-1989, s.414. Parker, Jus cogens 'in maddi açıdan tanımına yönelik geniĢ bilgi
için; Tunkin, "The Contemporary Theory of Soviet International Law", 31 Current Legal Problems,
1978, s.177, 185, Fitzmaurice, "The Future of Public International Law and of the International Legal
System in the Circumstances of Today", Institut De Droit International, 1973, s.323, jus cogens 'in
usulü açıdan tanımına yönelik geniĢ bilgi için; Abi-Saab, Introduction in the Concept of Jus cogens
in International Law:Papers and Proceedings, 1966, s. 10 kaynaklarını göstermiĢtir.
320
Orakhelashvili, a.g.e., s,44-45
321
"...Beynelmilel hukuk nizamını temyiz eden husus, bu nizamda pacta sund servanda prensibinin,
dahili hukukta olduğu gibi, daha üstün bir kaideye istinat eylememesi keyfiyetidir; en yüksek kaide
bizzat bu prensiptir..." Anzilotti, Devletler Hukuku, s. 37
87
ifade etmiĢtir.322 Fitzmaurice' den sonra Özel Raportör atanan Waldock, jus
cogens'in içeriğini örnekleyici bir liste ile belirttiği öneri taslağına göre;
bir anlaĢmanın amacı ve icrası
a. BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢması ilkelerinin aksine kuvvet kullanmayı ve
tehdidini içeriyorsa,
b. Uluslararası hukuka göre uluslararası suç olarak nitelenen ihmali ya
da icrai bir fiil içeriyorsa,
c. Her devletin uluslararası hukuk tarafından iĢbirliğine çağrıldığı
önlemeyi ya da cezalandırmayı gerektiren ihmali ya da icrai bir fiil
içeriyorsa uluslararası hukuka aykırıdır ve geçersizdir. 323
Bu yaklaĢım, UHK tarafından iki nedenden ötürü reddedilmiĢtir.
Birincisi, bazı örnekler diğer ilgililer için yanlıĢ anlamaya yol açabilecektir.
Ġkincisi ise, UHK, jus cogens nitelikteki kurallar listelenmeye baĢlanırsa,
anlaĢmalar
hukuku
konusundaki
maddelerin
kapsamının
yetkisini
aĢacağından ve çalıĢmanın uzamasından dolayıdır. Ancak, jus cogens
tanımlanmadan self-determinasyon hakkı, devletlerin eĢitliği, insan haklarını
ihlal eden anlaĢmalar gibi örnekleri UHK'nın madde yorumunda yer
almıĢtır.324
322
Yunanistan Temsilcisi Evrigenis'de, jus cogens
'in
soyut ya da kazuistik metodla
tanımlanabileceğini, kazuistik metodun uygulamamada tatbik kabiliyetinin neredeyse olmadığını, bu
Ģekilde saymanın teorik olarak sınırı olmadığını belirtmiĢtir. Yine, pozitif uluslararası hukukun belli
kurallarının jus cogens olarak evrensel kabul gördüğünü bildirmiĢtir.A/CONF.39/11, s.295, para.18,
323
A/CN.4/SER.A/1963/Add.1, Yearbook of the International Law Commission, 1963, Vol.II, s.52
(13. madde),
(EriĢim)http://untreaty.un.org/ilc/publications/yearbooks/Ybkvolumes(e)/ILC_1963_v2_e.pdf, 2
ġubat 2011, Jorgensen, The Responsibility of States for International Crimes, s.89
324
1966 yılında yayınlanan UHK yorumlarına göre, yukarıda bahsi geçen, 1969 Viyana AndlaĢmalar
Hukuku SözleĢmesinin 53. maddesine karĢılık gelen hüküm 50. madde içinde düzenlenmiĢtir. O
dönem madde;
"Article 50. Treaties conflicting with a peremptory norm of general international law (jus cogens )
A treaty is void if it conflicts with a peremptory norm of general international law from which no
derogation is permitted and which can be modified only by a subsequent norm of general international
law having the same character " Ģeklindedir.
Draft Articles on the Law of Treaties with Commentaries,1966, Yearbook of the International Law
Commission, Vol.II, s.248.
(EriĢim)http://untreaty.un.org/ilc/publications/yearbooks/contents/1966_v2_e.pdf, 25 Ekim 2009,
Jorgensen, The Responsibility of States for International Crimes, s.89-90
88
1969 Viyana AndlaĢmalar Hukuku SözleĢmesi 53. maddesinde jus
cogens ya da emredici norm,
milletlerarası genel hukukun emredici bir normu, bir bütün olarak Devletlerin
milletlerarası toplumunun, kendisinden hiçbir surette sapmaya müsaade edilmeyen
ve ancak aynı nitelikte olan daha sonraki bir milletlerarası genel hukuk normu ile
değiştirilebilecek olan bir norm olarak kabul ettiği ve tanıdığı bir normdur.
325
Ģeklinde tanımlanmaya çalıĢılmıĢtır. Buna göre jus cogens;
- bir bütün olarak devletlerin uluslararası toplumu tarafından emredici
olarak tanınmalı ve kabul edilmelidir.
- ihlaline izin verilmemelidir.
-yalnızca,
uluslararası
hukukun
aynı
nitelikteki
sonraki
normu
tarafından değiĢtirilebilmelidir.
Maddede, jus cogens 'in içeriğine iliĢkin bilgi yer almaz. Bu Ģekildeki
düzenleme,
UHK'nın
"soyut"
benimsemesinin bir sonucudur.
ve
326
"genel"
tanımlama
yöntemini
Jus cogens kuralın, diğer kurallardan
üstün tutulduğuna iliĢkin bir veri de yoktur. Yalnızca, Ģekilci bir yaklaĢımla,
ihlaline izin verilmeyen bir norm olduğu belirtilmiĢtir.
Jus cogens'in "bir bütün olarak devletlerin uluslararası toplumu
tarafından tanınmalı ve kabul edilmeli" unsuruna "dünyanın ulusal ve
bölgesel hukuk sistemleri tarafından müĢterek olarak tanınmalı" ekinin
getirilmesini önerisi reddedilmiĢtir. 327 Yine, yalnızca "kabul edilme" ibaresinin
çıkarılmasına,
UAD
Statüsünün
38/1
maddesine
uyumu
gerekçe
gösterilmiĢtir. Madde 38/1'e uyumlu olarak, uluslararası sözleĢmelerin ve
hukukun genel ilkelerinin "tanınması" ve uluslararası örf-adet hukukunun
325
Enver Bozkurt, Türkiye'nin Uluslararası Hukuk Mevzuatı, Nobel Yayın Dağıtım, 2003, s.568,
Enver Bozkurt, Türkiye'nin Uluslararası Hukuk Mevzuatı, Asil Yayın Dağıtım Ltd.ġti,
Ankara,2011,s.730
326
A/CONF.39/11, s.295, para.19,
327
Ragazzi, a.g.e., s.52
89
"kabul edilmesi"
açıklaması getirilmiĢtir. 328 "Bir bütün olarak devletlerin
uluslararası toplumu" tabirinin ise ayrı ayrı her devletin meydana getirdiği
topluluk anlamına gelmediği, bir normun jus cogens olarak kabulü için bütün
devletlerin oybirliği ile rızalarına ihtiyaç olmadığı ifade edilmiĢtir. Bu ifade
daha sonra, uluslararası suçlarla ilgili olarak Ago tarafından netleĢtirilmiĢtir.
Buna göre, bir normun jus cogens olarak tanınması ve kabul edilmesi için
farklı kıtalara ait olan devletler, geliĢmiĢ ve geliĢen devletler, Doğulu ve Batılı
Devletleri içeren uluslararası toplumun temel bileĢenlerinin kastedildiği ifade
edilmiĢtir.
329
Jus cogens' e münhasıran belli devlet ya da devletler grubu
tarafından karar verilmesi durumunda UHK'da suiistimale açık olacağı ifade
edilmiĢtir. 330
Bir bütün olarak devletlerin uluslararası toplumu tarafından tanınma ve
kabul edilme ilkesi, emredici normun meydana gelmesinde, uluslararası örfadet hukukunda bir kuralın yaratılmıĢ olmasını gerektirmektedir. Bu açıdan
emredici normun meydana gelmesi iki aĢamada olmalıdır. Birinci aĢama,
uluslararası örf-adet hukukunun bir kuralının meydana gelmesi, ikinci aĢama
ise uluslararası hukukta emredici norm olarak tanınması ve kabul edilmesidir.
Bir bütün olarak devletlerin uluslararası toplum tarafından tanınma ve kabul
edilme ile ilgili olarak, uluslararası toplum bahsinde de geçtiği üzere,
normların emredici karakterine karar vermede, uluslararası toplumun temel
aktörü olarak devletlerin kastedildiği ifade edilmiĢtir. 331
Viyana AndlaĢmalar Hukuku SözleĢmesinin 64. maddesi332,yeni bir jus
cogens kuralın ortaya çıkması ile ilgilidir. Buna göre, yeni bir jus cogens
kural ortaya çıkarsa ve bir andlaĢma bu yeni jus cogens kural ile çatıĢırsa,
çatıĢan mevcut andlaĢma batıl hale gelecektir.
328
Ragazzi, a.g.e., s.52,53
Ragazzi, a.g.e., s.56
330
A/CONF.39/11, s.295, para.17
331
A/CONF.39/11, s.304, para.58, "bir bütün olarak devletlerin uluslararası toplumu" ifadesinde, "bir
bütün olarak" tabiri Viyana AndlaĢmalar Hukukuna iliĢkin Konferansta, Finlandiya, Yunanistan ve
Ġspanya'nın önerisi UHK'nın anlaĢmalar hukuku ile ilgili taslaklarına dahil olmuĢtur.
332
Madde 64- Milletlerarası genel hukukunun yeni bir emredici normunun ortaya çıkması eğer
milletlerarası genel hukukun yeni bir emredici normu ortaya çıkarsa, bu normla çatıĢan mevcut
herhangi bir andlaĢma batıl hale gelir ve sona erer.
329
90
Yine, 53. maddede, jus cogens kuralların özelliklerinden biri olan
"ihlaline izin verilmeme" konusunun uluslararası toplumun genel ve müĢterek
çıkarlarını korumaya yönelik olduğu konusunda Ģüphe yoktur. Ancak,
uluslararası toplumun genel ve müĢterek çıkarlarının tanımı yapılmıĢ
değildir.333
AndlaĢmalar
Hukuku
çalıĢmaları
sırasında
UHK'da,
bir
anlaĢmaya jus cogens nitelikte bir ilke getirildiğinde, anlaĢmanın taraflarının,
bu ilkenin ihlaline izin verilmesi konusunda anlaĢma yapamayacakları ifade
edilmiĢtir.334 Abi-Saab, jus cogens
'in niçin ihlal edilemeyeceğinin açık bir
nedeni olması gerektiğini, bu fikrin muhtemelen devlet uygulamalarında
müsaadenin üst sınırını ima ettiğini belirtmiĢtir.
335
Ġhlal edilmezliğin, jus
cogens kuralın bir özelliği olduğunu, anlaĢmalar arası belli iliĢkileri
düzenlemek için teknik bir kavram olarak kullanıldığını,
emredici normun
336
temel doğasına uymasının gerekli olmadığı ifade edilmiĢtir.
Uluslararası kamu hukukunda jus cogens' in varlığı ve öneminin,
devlet uygulamasında, ulusal ve uluslararası mahkemelerde, istisnasız
uluslararası anlaĢma ve sözleĢmelerde, andlaĢmalar hukukunda ve hukuk
teorisinde tanındığı konusunda genel bir uzlaĢı vardır.337
Jus cogens ilkesi, 1986 yılında, Devletler ve Uluslararası Örgütler
Arası ya da Uluslararası Örgütler Arası AnlaĢmalar Hukuku Viyana
SözleĢmesinde de kabul edilmiĢtir.
338
Simma'ya göre, jus cogens kavramı toplumun menfaatinden doğan
normlar ile çatıĢan hukuki fiilleri geçersiz kılmak için ortadan kaldırma ehliyeti
333
Hoogh, a.g.e., s.45
Law of Treaties with Commentaries, s.248, Ian Scobbie, "The Invocation of Responsibility for the
Breach of 'Obligations under Peremptory Norms of General International Law'", EJIL, Vol.13, No.5,
2002, s. 1210.
335
Orakhelashvili, a.g.e., s.43-44
336
Eric Wyler, "From 'State Crime' to Responsibility for ' Serious Breaches of Obligations under
Peremptory Norms of General International Law", European Journal of International Law, Vol.12,
No.5, 2002, s.1156
337
Jorgensen, The Responsibility of States for International Crimes, s.89, Commentaries 2001,
s.112
338
Jorgensen, The Responsibility of States for International Crimes, s.87
334
91
verir.
339
etmiĢtir.
Abi-Saab, jus cogens kuralların etkileriyle tanımlanmasını tavsiye
340
Brownlie ve Meron, jus cogens kategorisinin onun içeriğinden
daha kolay olduğunu ifade etmiĢlerdir. Emredici normları ve onların sınıflarını
tanımlama konusunda uluslararası toplumun isteksiz olduğunu, bunun
nedeninin de,
bu normları tahdidi Ģekilde listelemek için kamu düzeni
varlığını zorunlu kılması olarak açıklamıĢlardır.341
Bassiouni, korsanlık, kölelik, kölelik ile ilgili uygulamalar ve insan
ticareti, savaĢ suçları, insanlığa karĢı suçlar, soykırım, saldırı, iĢkence,
cezalandırıcı kötü muamele, gayri insani davranıĢlar, hukuka aykırı insan
deneyleri, ırk ayrımcılığı gibi suçları jus cogens'in bir parçası olarak
görmüĢtür. Yazar, nükleer terörizm, uluslararası korunan belli çevre
unsurlarına karĢı hukuka aykırı hareket, uyuĢturucu trafiği ve uyuĢturucu ile
ilgili suçlar, ulusal hazinelerin çalınması ve tahribi, uluslararası deniz
güvenliğine karĢı hukuka aykırı fiiller ve uçak kaçırma, postanın hukuka aykırı
kullanımı, uluslararası korunan kiĢilere karĢı kuvvet kullanımı ve tehdidi,
sivillerin rehin alınması, nükleer maddelerin çalınması, açık denizde güvenli
sahaların ve deniz ulaĢımının güvenliğine karĢı hukuka aykırı fiiller, BirleĢmiĢ
Milletler personeline karĢı suçlar, patlayıcı kullanımı, terörü desteklemek,
organize
suçlar
gibi
durumları
potansiyel
jus
cogens
olarak
değerlendirmiĢtir.342
Viyana AndlaĢmalar Hukuku SözleĢmesinin 71. maddesinin
343
ÇalıĢmamızın Üçüncü Bölümünde de görüleceği üzere, devletin sorumluluğu
339
Bruno Simma, "From Bilateralism to Community Interest" 250 RdC,1994,s. 285, Orakhelashvili,
a.g.e., s.32
340
Orakhelashvili, a.g.e., s.43-44
341
Orakhelashvili, a.g.e., s.40-41
342
M. Cherif Bassiouni, "International Crimes: The Ratione Materie of International Criminal Law"
(Ed. M. Cherif Bassiouni) International Law, Sources, Subjects and Contents, Vol.1, Martinus
Nijhoff Publishers, 2009, s.138,139
343
Madde 71- Genel milletlerarası hukukun emredici bir normu ile çatıĢan bir andlaĢmanın
geçersizliğinin sonuçları
1. 53. maddeye göre batıl olan bir andlaĢma durumunda taraflar:
a- genel milletlerarası hukukun emredici bir normu ile çatıĢan herhangi bir hükme güvenerek
icra edilen herhangi bir iĢlemin sonuçlarını mümkün olduğu ölçüde bertaraf edeceklerdir;
ve
92
konusunda yansıması görülür. Bu maddeye göre taraflar batıl olan
andlaĢmaya göre yapılan iĢlemin sonuçlarını mümkün olduğunca ortadan
kaldıracaklardır. Taraflar, karĢılıklı iliĢkilerini jus cogens norma uygun hale
getireceklerdir. Eğer mevcut bir andlaĢma var ve yeni meydana gelen jus
cogens norm bu andlaĢmayı batıl hale getirmiĢse, tarafların andlaĢmaya
uyma yükümlülükleri ortadan kalkacaktır. Ancak, andlaĢmanın batıl hale
gelmesinden önceki ifaları nedeniyle, kazandıkları hakları, borçlandıkları
yükümlülükleri ve hukuki durumları jus cogens ile çatıĢmadığı takdirde
etkilenmeyecektir.
Sorumluluk bağlamında devletin tek taraflı fiilleri için emredici norm
ihlalinin sonuçlarına gidilip gidilemeyeceği tartıĢılmıĢtır. Bununla ilgili olarak,
emredici normların büyük bölümünün yasaklayıcı karakterde olması dolayısı
ile bu fiillerin aksine davranıĢların uluslararası sorumluluğu doğuracağı ileri
sürülmüĢtür. Bu durumun, uluslararası suçlar ve uluslararası haksız fiiller
arası
ayrım ve
uluslararası
hukukun
emredici
normlarından
doğan
yükümlülük ihlallerinin özel sonuçları açısından farklılık yaratmayacağı ifade
edilmiĢtir. 344 Zira, jus cogens kurallar erga omnes yükümlülük doğuracaktır.
Viyana AndlaĢmalar Hukuku SözleĢmesinin 65. maddesinde 345, jus
cogens kural ile çatıĢan andlaĢmanın geçersizliği durumunda izlenecek usul,
b- karĢılıklı iliĢkilerini genel milletlerarası hukukun emredici normuna uygun hale
getireceklerdir.
2. 64 . maddeye göre batıl olan ve sona eren bir andlaĢma halinde, andlaĢmanın sona ermesi,
a- tarafları andlaĢmayı bundan sonra icra etme konusunda herhangi bir yükümlülükten
kurtarır;
b- tarafların andlaĢmanın sona ermesinden önceki icrası suretiyle doğan herhangi bir hak,
yükümlülük veya hukuki durumlarını etkilemez, Ģu kadar ki bu hak, yükümlülük veya
durumların daha sonra muhafaza edilmeleri genel milletlerarası hukukun emredici
normu ile çatıĢmadığı oranda mümkündür.
344
Hoogh,a.g.e., s. 48,49
Bir andlaĢmanın geçersizliği, sona ermesi, andlaĢmadan çekilme veya hükümlerini askıya alma
konusunda izlenecek usul
1. Bu sözleĢmeye göre gerek bir andlaĢma ile bağlanma rızasındaki bir sakatlığa, gerekse bir
andlaĢmanın geçersizliği, sona erdirilmesi, andlaĢmadan çekilme veya yürürlüğünün askıya
alınmasıyla ilgili bir sebebe dayanan bir taraf, diğer tarafları, iddiasından haberdar etmek zorundadır.
Bildirim, andlaĢmayla ilgili olarak alınması önerilen tedbirleri ve sebeplerini belirtir.
345
93
devletin sorumluluğu ile ilgili olarak sorumluluğa baĢvurma konularında da
izlenmiĢtir. Maddeye göre, anlaĢmanın geçersizliğini ileri süren taraf, bu
durumdan diğer tarafları haberdar etme yükümlülüğü altındadır. AnlaĢmanın
tarafı,
anlaĢmanın
geçersizliğine
itiraz
etmiĢse
BirleĢmiĢ
Milletler
AndlaĢmasına göre uyuĢmazlıkların barıĢcıl çözümü çerçevesinde çözüm
bulmaya çalıĢacaktır.
maddesinde
347
346
, Viyana AndlaĢmalar Hukuku SözleĢmesinin 66.
, jus cogens kural ihlali nedeniyle anlaĢmanın geçersizliğini
ileri süren tarafa, anlaĢmanın karĢı tarafının süresi içinde itiraz ettiği ve 12
aylık süre içinde bir çözüm bulunmadığı durumlarda, tarafların anlaĢmanın
geçersizliği ya da ona iliĢkin usul ile ilgili olarak anlaĢmanın tarafları ihtilafı
UAD ya da hakeme götürebilecekler ya da BirleĢmiĢ Milletler Genel
Sekreterinden çözüm için talepte bulunabileceklerdir.
Viyana AndlaĢmalar Hukuku SözleĢmesine göre, emredici norm ile
çatıĢan anlaĢmanın geçersizliği otomatik olarak gerçekleĢmeyip, bunun
geçersizliğini
yalnızca
anlaĢmanın
tarafları
ileri
sürebileceklerdir.
AndlaĢmaların teamül hukukuna göre, emredici norm ile çatıĢan andlaĢmanın
2. Acil durumlar dıĢında, bildirimin alınmasından en az üç aylık bir sürenin geçmesinden
sonra hiçbir taraf herhangi bir itiraz ileri sürmediyse, bildirimi yapan taraf önerdiği tedbiri 67.
maddede öngörüldüğü tarzda yerine getirebilir.
3. Ancak, diğer herhangi bir taraf itiraz etmiĢse, taraflar BirleĢmiĢ Milletler ġartı'nın 33.
maddesinde belirtilen araçlarla bir çözüm bulmaya çalıĢacaktır.
4. AĢağıdaki paragraflarda yer alan hiçbir hüküm tarafların ihtilafların çözümü hususunda
kendilerini bağlayan yürürlükteki herhangi bir hükme göre sahip oldukları hak ve yükümlülükleri
etkilemeyecektir.
5. Kırk beĢinci maddeye halel gelmemek üzere, bir Devletin 1. paragrafta açıklanan bildirimi
daha önce yapmamıĢ olması andlaĢmanın icrasını talep eden veya ihlal edildiğini ileri süren diğer
tarafa cevaben böyle bir bildirimde bulunmasına engel teĢkil etmez.
346
Madde 33
1. Süregitmesi uluslararası barıĢ ve güvenliğin korunmasını tehlikeye düĢürebilecek nitelikte bir
uyuĢmazlığa taraf olanlar, her Ģeyden önce görüĢme, soruĢturma, arabuluculuk, uzlaĢma, hakemlik ve
yargısal çözüm yolları ile, bölgesel kuruluĢ ya da anlaĢmalara baĢvurarak veya kendi seçecekleri
baĢka yollarla buna çözüm aramalıdırlar.
2. Güvenlik Konseyi, gerekli gördüğünde tarafları aralarındaki uyuĢmazlığı bu gibi yollarla çözmeye
çağırır.
347
65. maddenin 3. paragrafına göre itirazın ileri sürüldüğü tarihten itibaren 12 aylık bir süre içinde
hiçbir çözüme varılamadıysa, aĢağıdaki usul izlenecektir:
a- 53 . ve 64. maddenin uygulanması veya yorumu ile ilgili bir ihtilafın taraflarından herhangi
birisi, yazılı bir dilekçe ile, ihtilafı Milletlerarası Adalet Divanı'nın kararına sunabilir, meğer
ki taraflar müĢterek rızalarıyla ihtilafı hakeme havale etmekte mutabık kalsınlar.
b- Bu SözleĢmenin Kısım V. Kısım'ında yer alan diğer maddelerin herhangi birisinin veya
yorumu ile ilgili bir ihtilafın taraflarından herhangi birisi BirleĢmiĢ Milletler Genel
Sekreteri'ne bir talepte bulunmak suretiyle bu SözleĢmenin Ek'inde belirtilen usulü harekete
geçirebilir.
94
geçersizliğini herhangi bir devletin ileri sürebilmesinin dikkate alınması
gereklidir. Eğer, ihlaline izin verilmeyen emredici norm ile aksine özel
anlaĢma
yapılabilen kural ihlali,
sorumluluk açısından
aynı
sonucu
doğuruyorsa burada bir çeliĢki vardır. Emredici olarak tanımlanan ve
uluslararası toplumun bütünü için çok önemli kuralların ihlali durumunda da
sorumluluk iliĢkisi yalnızca bu fiillerden doğrudan zarar gören devlet ile jus
cogens kuralları ihlal eden devlet arasında kurulmaya devam edecektir.
348
Viyana AndlaĢmalar Hukuku Konferansında çoğu temsilci, emredici norm ile
çakıĢan anlaĢmanın geçersizliğini herhangi bir devletin ileri sürebilmesini
istemiĢtir. 349 Jus cogens'e aykırılık teĢkil eden anlaĢmanın geçersizliğine
iliĢkin süreci baĢlatma yetkisinin taraf devletlerden ziyade üçüncü devletlere
ya da uluslararası toplumun temel değerlerinin korunmasında uluslararası
toplumu temsil edecek bir örgüt ya da yargı organına verilmesi jus cogens 'in
özüne daha uygun bulunmuĢtur.350
Bazı pozitivist yazarlarca, jus cogens 'in uluslararası hukuk alanına
giriĢini bu boyutuyla eleĢtirmiĢtir. Buna göre, bir devlete jus cogens
niteliğinde bir kuralı ihlal ettiği gerekçesiyle, baĢka devletler haksız yere
müdahalede bulunabilecektir. Aynı Ģekilde, devletlerin tek taraflı iĢlemleri için
de bu durum söz konusu olacak ve devletler de bu jus cogens kurallara
sürekli ve istikrarlı Ģekilde itiraz edeceklerdir. Hatta bu itirazlar, her zaman
hakça olmayıp,
dıĢ politika malzemesi de olabilecektir. 351 ÇalıĢmamızın,
"Temel Ġnsan Hakları" BaĢlığında da görüleceği üzere, insan hakları
anlaĢmalarının taraflardan biri tarafından esaslı Ģekilde ihlali halinde,
anlaĢmanın diğer tarafları bu ihlale dayanarak anlaĢmaya son veremeyecek
ya da yürürlüğünü durduramayacaktır.
348
A/CN.4/291 and Add.1 & 2 and Corr.1, Ago, Fifth report on State Responsibility,Yearbook of the
International Law Commission, 1976, vol. II, Part One, s.32, para. 99, (EriĢim)
http://untreaty.un.org/ilc/documentation/english/a_cn4_291.pdf, 3 Mart 2009
349
Hoogh,a.g.e., s. 48
350
Denk, a.g.m., s.67
351
GüneĢ, bu görüĢ için Weil ve Stein'i referans göstermiĢtir. Weil, " Towards Relative Normativity ",
Ted Stein, “The Approach of the Different Drummer; The Principle of Persistent Objector in
International Law,” Harvard International Law Journal, 26/2, 1985, s.481,ġule Anlar GüneĢ,
"Uluslararası toplumun Ortak Değerleri Sorunu, Çevrenin Korunması ve Jus cogens Doktrini"
AÜSBF Dergisi, LIX, 4, 2004, s. 130
95
2.1.1.1.
Jus Cogens Kural Örnekleri
Uluslararası
hukukta
jus
cogens
kuralların
kesin
tanımı
yapılamadığından, örnekleri de muğlaktır. Ancak, bir kısım örnekler
konusundaki belirsizlik doktrin ve yargı kararlarında ciddi oranda dağılmıĢtır.
Bazıları ise hala tartıĢmalıdır. Uluslararası hukukun emredici kurallarının ve
bu kuralların ihlalinden doğan sorumluluğun anlaĢılırlığı ve sorumluluk
hukukunda sürecin kavranması ve uluslararası suçların düzenlendiği Eski
19. madde ile kıyaslama kolaylığı açısından
ayrı baĢlıklarda belirtilme
ihtiyacı hissedilmiĢtir.352
2.1.1.1.1.
Kuvvet Kullanımının Yasaklanması
Kuvvet kullanımının yasaklanması, savaĢ hakkının kısıtlanmasının son
noktasıdır. Önceleri, egemen devletlerin hakkı olarak görülen savaĢ için
herhangi bir Ģart aranmazken, süreç içerisinde "haklı" nedenin varlığı
aranmıĢtır. Her devletin kendi inisiyatifinde olan bu haklı savaĢ nedeni, Antik
Yunan ve Roma'da, ateĢkes ihlali, Roma'nın bir müttefikine karĢı saldırıda
bulunulması, bir elçinin haksız yere reddedilmesi, askerlerin zararsız
geçiĢlerinin reddi gibi örnekler olabilmiĢtir. Daha sonra, savaĢ için haklı
nedenin yanında savaĢın "ilan edilmesi" Ģartı getirilmiĢ, sonrasında da bu
unsurlara "savaĢan tarafın iyi niyeti" eklenmiĢtir.
353
Ancak bunlar, örgütlü
olmayan uluslararası toplumda, devlet egemenliğinin gölgesinde çok anlam
ifade etmemiĢtir. Birinci Dünya SavaĢından sonra kurulan Milletler Cemiyeti
352
UHK, Ġlk Okuma'da kabul edilen uluslararası suç; ...
a.saldırının yasaklanması gibi uluslararası barıĢ ve güvenliğin korunması için esaslı öneme
sahip olan uluslararası yükümlülüğün ciddi ihlali
b. koloni dominyonlarının yetkisiyle korumanın yasaklanması gibi halkların self
determinasyon haklarının korunması için esaslı öneme sahip olan uluslararası yükümlülüğün ciddi
ihlali,
c.ırk ayrımcılığı, kölelik ve soykırımın yasaklanması gibi insanlığı korumak için esaslı
öneme sahip olan uluslararası yükümlülüğün geniĢ ölçekte ciddi ihlali,
d. denizlerin ya da atmosferin büyük ölçekte kirliliğini yasaklamak gibi insan çevresinin
korunması ve muhafazası için esaslı öneme sahip olan uluslararası yükümlülüğün ciddi ihlali
353
Funda Keskin, Uluslararası Hukukta Kuvvet Kullanma:SavaĢ, KarıĢma ve BirleĢmiĢ
Milletler, Mülkiyeliler Birliği Vakfı Yayınları :20, Ankara, 1998, s. 25-27
96
ve onun Misakı kuvvet kullanma yasağı konusunda önemli bir adımdır ancak
savaĢı bütünüyle önleyen bir düzenleme getirmemiĢtir. Misak, savaĢ ya da
savaĢ tehdidinin Milletler Cemiyetini ilgilendirdiğini, 354 Cemiyet üyelerinin
anlaĢmazlıkları halinde belli Ģartlar oluĢmadan savaĢa baĢvurulamayacağını
düzenlemiĢtir. 355 1928 Briand-Kellog Paktı, Milletler Cemiyeti Misakından
daha ileri bir adım atmıĢ, anlaĢmaya taraf devletler arasında savaĢı kesin
olarak yasaklamıĢ ve taraf devletlerin uyuĢmazlıklarını barıĢcıl yollarla
çözmelerini düzenlemiĢtir. Ancak, bu Pakt'a taraf devletlerin savaĢa
varmayacak ölçüde kuvvet kullanabilecek olmaları, taraf devletlere kuralın
ihlali yönünde kapı açmıĢtır. Briand-Kellog Paktı halen yürürlükte olsa da,
günümüzdeki kuvvet kullanma ve yasağının temelini BirleĢmiĢ Milletler
AndlaĢması
oluĢturmuĢtur.
BirleĢmiĢ
Milletler
AndlaĢmasının
2/4.
maddesinde bütün üye devletlerin uluslararası iliĢkilerinde, bir baĢka devletin
toprak bütünlüğüne, siyasal bağımsızlığına karĢı ya da BirleĢmiĢ Milletlerin
amaçlarına aykırı olacak Ģekilde kuvvet kullanma ve kuvvet kullanma tehdidi
yasaklanmıĢtır.356 Yalnız,
354
Madde 11.
1. Cemiyet Üyelerinden birine doğrudan doğruya dokunsun ya da dokunmasın, her savaĢın ya da
savaĢ tehdidinin bütün Cemiyet'i ilgilendirdiği ve Cemiyet'in ulusların barıĢını etkin bir biçimde
korumaya özgü önlemleri almakla yükümlü olduğu kesin olarak açıklanır. Böyle bir durumda,
Cemiyet'in herhangi bir Üyesinin istemesi üzerine, Genel Sekreter, Konseyi hemen toplantıya çağırır.
2. Bundan baĢka, Cemiyet'in herhangi bir Üyesinin, uluslararası iliĢkileri etkileyecek nitelikte olan ve
sonuç olarak uluslar arasındaki barıĢı ve bansın dayandığı iyi geçinmeyi bozacak bir durum üzerine
Genel Kurulun ya da Konseyin dikkatini dostça çekmek hakkı olduğu da açıklanır.
355
Madde 12.
1. Cemiyet'in bütün üyeleri, aralarında iliĢkilerin kesilmesine varabilecek nitelikte bir anlaĢmazlık
çıkarsa, bu anlaĢmazlığı ya hakemliğe ya da Konseyin incelemesine sunmayı kabul etmektedirler.
Cemiyet Üyeleri, hakemlerin kararından ya da Konseyin raporundan sonra üç aylık bir süre geçinceye
kadar, hiçbir durumda savaĢa baĢvurmamağı da kabul ederler.
2. Bu maddede öngörülen bütün durumlarda, hakemlerin kararının akla yatkın bir süre içinde
verilmesi ve Konsey raporunun, anlaĢmazlık Konseye sunulduğu günden baĢlayarak, altı ay içinde
hazırlanmıĢ bulunması gerekir.
356
Madde 2/4.
Tüm üyeler, uluslararası iliĢkilerinde gerek herhangi bir baĢka devletin toprak bütünlüğüne ya da
siyasal bağımsızlığına karĢı, gerek BirleĢmiĢ Milletlerin amaçları ile bağdaĢmayacak herhangi bir
biçimde kuvvet kullanma tehdidine ya da kuvvet kullanılması baĢvurmaktan kaçınırlar.
Kuvvet kullanma yasağı, BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢmasından sonra, BirleĢmiĢ Milletler ile ilgili pek
çok hukuki metinde yer almıĢtır. Örneğin, 24.10.1970 tarihli, BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢmasına
Uygun Olarak Devletler Arasında ĠĢbirliğine ve Dostça ĠliĢkilere ĠliĢkin Uluslararası Hukuk Ġlkeleri
Bildirisinde, " ..bütün devletlerin, uluslararası iliĢkilerinde herhangi bir devletin ülke bütünlüğü ya da
siyasi bağımsızlığına karĢı güç kullanma tehdidinde bulunma ya da güç kullanmaktan ya da BirleĢmiĢ
97
- meĢru müdafaa halinde kuvvet kullanma
- BirleĢmiĢ Milletler Güvenlik Konseyi tarafından kuvvet kullanma
- Güvenlik Konseyi faaliyete geçmeden beĢ daimi üyenin kuvvet
kullanması,
-
Ġkinci
Dünya
SavaĢındaki
düĢman
devletlere
karĢı
kuvvet
kullanılması kuvvet kullanma yasağının istisnaları olarak kabul edilmiĢtir.357
UHK,
BirleĢmiĢ
Milletler
AndlaĢmasına
göre
kuvvet
kullanma
yasağının jus cogens karaktere sahip olduğunu Viyana AndlaĢmalar Hukuku
SözleĢmesi ile ilgili görüĢmelerinde iĢaret etmiĢtir.358
Kuvvet kullanma yasağını, jus cogens
'in özellikleri açısından
değerlendirirsek; bir fiilin jus cogens kuvvet kullanma yasağının kapsamına
girebilmesi için, bir bütün olarak devletlerin uluslararası toplumu tarafından
bu yasağın tanınması ve kabul edilmesi gerekir. Buna göre, uluslararası
toplumun bir kısmı tarafından hukuka uygun kabul edilen bir fiil, jus cogens
kuvvet kullanma yasağı kapsamına dahil olmayacaktır. Yine, devletler bir fiilin
kuvvet kullanma yasağına girdiğini kabul etmekle beraber aksine düzenleme
yapabiliyorlarsa, kuvvet kullanma yasağı jus cogens sayılmayacaktır. 359
Kuvvet kullanma yasağı ile ilgili olarak "kuvvet" in niteliği tartıĢılmıĢtır.
BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢmasında ve uluslararası örf-adette yasaklanan
kuvvet kullanmanın yalnız "silahlı kuvvet" olduğu ya da "ekonomik baskı" ve
Milletlerin amaçlarıyla uyumlu olmayan herhangi bir biçimde davranmaktan kaçınmalarının zorunlu
olduğunu göz önünde tutarak..."
357
Enver Bozkurt, BirleĢmiĢ Milletler Sisteminde Kuvvet Kullanma, Nobel Yayın Dağıtım Ltd.
ġti, Ankara, 2003, s. 20, Keskin, kuvvet kullanma yasağının istisnaları konusunda Bozkurt ile aynı
fikirdedir. Keskin, a.g.e., s. 41-63, BaĢeren, kuvvet kullanma yasağının istisnası olarak yalnız meĢru
müdafaayı kabul etmiĢtir. Sertaç Hami BaĢeren, Uluslararası Hukukta Devletlerin Münferiden
Kuvvet Kullanmalarının Sınırları, Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara, 2003, s.47
358
Reports of the Commission to the General Assembly, Yearbook of the International Law
Commission, 1966, Vol.II, s. 247,
(EriĢim)http://untreaty.un.org/ilc/publications/yearbooks/Ybkvolumes(e)/ILC_1966_v2_e.pdf, 26
ġubat 2010
359
BaĢeren, a.g.e., s. 76
98
"siyasi baskı" nın da kuvvet kullanma yasağı kapsamında değerlendirilmesi
gereği taraftar bulmuĢtur.
Nikaragua Davasında UAD, BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢmasına göre
kuvvet kullanma yasağına iliĢkin hükmün jus cogens niteliğini teyit etmiĢtir.360
UAD, Korfu Kanalı Davasında, Arnavutluk'un Ġngiliz gemilerine ateĢ etmesi
nedeniyle Ġngiliz gemilerinin Korfu Kanalı'ndan ateĢe hazır halde geçmelerini,
zararsız geçiĢe aykırı görse de, hukuka aykırı kuvvet kullanma tehdidi olarak
kabul etmemiĢtir. 361
UAD, Nükleer Silah Tehdidi ve Kullanımına iliĢkin danıĢma görüĢünde,
uluslararası hukuk alanında nükleer silah tehdidi ya da kullanımına iliĢkin
herhangi bir kapsamlı ya da evrensel yasak olmadığını, nükleer silah tehdidi
ya
da
kullanımının
BirleĢmiĢ
Milletler
AndlaĢması
uyarınca
meĢru
müdafaanın bütün Ģartlarını yerine getirmezse kuvvet kullanma yasağını ihlal
ettiği yönünde karar vermiĢtir. 362
Kuvvet kullanma yasağının istisnası kabul edilen meĢru müdafaa, hem
sivil hukukta hem de ceza hukukunda, haksızlığı ya da cezayı ortadan
kaldıran nedenler arasında sayılmıĢtır. Nihai Metin'in 21. maddesinde de,
BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢmasına göre meĢru müdafaanın haksızlığı ortadan
kaldıracağı düzenlenmiĢtir.
MeĢru müdafaa hakkı, BirleĢmiĢ Milletler
AndlaĢması 51. maddede, BirleĢmiĢ Milletler üyelerinden herhangi birinin
silahlı saldırıya uğraması halinde, Güvenlik Konseyi uluslararası barıĢ ve
güvenliğin korunması için gerekli önlemleri alıncaya kadar, silahlı saldırıya
uğrayan devletin bireysel ya da kolektif meĢru müdafaa hakkının varlığı
düzenlenmiĢtir.363 MeĢru müdafaa karĢılık bir kuvvet kullanma fiilidir, önceki
360
Case Concerning Military and Paramilitary Activities in and Against Nicaragua (Nicaragua-United
States of America) , ICJ,Merits, Judgment of 27 June 1986, s.100-101, (EriĢim) http://www.icjcij.org/docket/files/70/6503.pdf, 24Ocak 2011
361
Corfu Channel Case, (Albania-United Kingdom of Great Britain- Northern Ireland), Merits, s.31,
Keskin, a.g.e., s.37
362
Legality of the Threat or Use of Nuclear Weapons, ICJ, Advisory Opinion of 8 July 1996, Reports
of Judgments, Advisory Opinions and Orders, Sales Number. 679, 1996, s.246-247,
(EriĢim)http://www.icj-cij.org/docket/files/95/7495.pdf, 24 Ocak 2010
363
Madde 51-
99
bir silahlı saldırıya karĢılık yapılır. Uygulamada, ilk silahlı saldırı fiilini tesbit
etmek zor olmuĢtur. Örneğin, Mısır ve Ġsrail arasında 1950'lerin baĢlarında
yaĢanan savaĢ durumunda, çatıĢmasız geçen iki buçuk yıldan sonra Mısır'ın
fiillerini
meĢru
müdafaa
olarak
savunması
Güvenlik
Konseyince
reddedilmiĢtir. 364 Bu bağlamda, bir devletin yakın silahlı saldırı tehdidine
dayanarak, herhangi bir silahlı saldırı olmaksızın meĢru müdafaa olarak
kısaca tanımlanabilen önleyici meĢru müdafaanın hukukiliği tartıĢmalıdır. 365
MeĢru Müdafa, mevcut silahlı saldırıyı savuĢturmak amacıyla yapılmalıdır ve
silahlı saldırı fiiline oranlı olmalıdır. MeĢru Müdafaa fiillerinden Güvenlik
Konseyi haberdar edilmeli366 ve Güvenlik Konseyinin tedbir almasıyla meĢru
müdafaa fiillerine son verilmelidir.367 Kuvvet kullanma yasağı ile ilintili olarak
devletlerin meĢru müdafaa hakları da jus cogens olarak kabul edilmiĢtir.
2.1.1.1.2.
Self Determinasyon Hakkı
Self determinasyon hakkı, kısaca halkların geleceklerini tayin hakkı
olarak tanımlanır. Self determinasyon hakkının sujesi, tanımı tartıĢmalı olan
halktır ve bu hak topluluğa iliĢkindir.
368
Bu hakkın, 1789 Fransız Ġhtilalı
Bu AndlaĢmanın hiçbir hükmü, BirleĢmiĢ Milletler üyelerinden birinin silahlı bir saldırıya hedef
olması halinde, Güvenlik Konseyi uluslararası barıĢ ve güvenliğin korunması için gerekli önlemleri
alıncaya dek, bu üyenin doğal olan bireysel ya da ortak meĢru savunma hakkına halel getirmez.
Üyelerin bu meĢru savunma hakkını kullanırken aldıkları önlemler hemen Güvenlik Konseyine
bildirilir ve Konseyin iĢbu AntlaĢma gereğince uluslararası barıĢ ve güvenliğin korunması ya da
yeniden kurulması için gerekli göreceği biçimde her an hareket etme yetki ve görevini hiçbir biçimde
etkilemez.
364
SC/RES 95 of 1 September 1951 (S/ 2322), (EriĢim) http://daccess-ddsny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/072/14/IMG/NR007214.pdf?OpenElement, 19 Mayıs 2010
365
GeniĢ bilgi için, Fatma TaĢdemir, Uluslararası Terörizme KarĢı Devletlerin Kuvvete BaĢvurma
Yetkisi, USAK Yayınları:10, Ankara, 2006, BaĢeren, a.g.e., 124-129
366
UAD, Nikaragua Davasında, meĢru müdafa kapsamında alınan tedbirlerin Güvenlik Konseyine
bildirilmemesinin meĢru müdafaa iddiasında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu yönünde karar
vermiĢtir. Case Concerning Military and Paramilitary Activities in and Against Nicaragua, s.105,
para.200, BaĢeren, a.g.e., s.140
367
Güvenlik Konseyinin tedbir alması ve meĢru müdafaa ile ilgili olarak en spesifik örneklerden biri
Irak'ın Kuveyt'i iĢgali ile ilgili olandır. Bunun için, Enver Bozkurt, BirleĢmiĢ Milletler Sisteminde
Kuvvet Kullanımı ve Körfez Krizi Örneği, Atlas Kitabevi, Konya, 1996., BaĢeren, a.g.e., s.140144
368
"...halkların kendi kaderini belirlemesi hakkı isminden de anlaĢılacağı üzere bireysel bir hak
değildir; bir topluluk hakkıdır. Dolayısıyla, hukuki manada insan hakları kavramının içinde mütalaa
edilmemesi gerekir. .." Mehmet Emin Çağıran, Uluslararası Alanda Ġnsan Hakları, Platin
Yayınları, Ankara, 2006, s. 100
100
tesirindeki "Milliyetler Prensibi" akımıyla doğduğu kabul edilir. 1918 Wilson
Prensiplerinde de yer alan self-determinasyon hakkı, BirleĢmiĢ Milletler
AndlaĢmasının da temel ilke ve amaçları ile ilgili 1/2 369 ve uluslararası
ekonomik ve sosyal iĢbirliği ile ilgili 55.370 maddelerinde yer almıĢtır. BirleĢmiĢ
Milletler Genel Kurulu, 14.12.1960 tarihli, Sömürge Yönetimi Altındaki
Ülkelere ve Halklara Bağımsızlık Verilmesine ĠliĢkin Bildiri, 371 14.12.1962
tarihli Doğal Kaynaklar Üzerinde Sürekli Egemenlik Bildirisi, 372 24.10.1970
tarihli, BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢmasına Uygun Olarak Devletler Arasında
ĠĢbirliğine ve Dostça ĠliĢkilere ĠliĢkin Uluslararası Hukuk Ġlkeleri Bildirisi 373 ile
self determinasyon hakkını teyit etmiĢtir. Yine, BirleĢmiĢ Milletler, KiĢisel ve
Siyasal Haklar SözleĢmesi ile BirleĢmiĢ Milletler Ekonomik Toplumsal ve
Kültürel
Haklar
SözleĢmelerinin
1.
determinasyon hakkına yer verilmiĢtir.
Namibya'da
369
Güney
Afrika'nın
Sürekli
müĢterek
374
maddelerinde
self-
Uluslararası Adalet Divanı
Varlığı
Konusundaki
DanıĢma
Uluslar arasında, halkların hak eĢitliği ve kendi geleceklerini kendilerinin belirlemesi ilkesine saygı
üzerine kurulmuĢ dostça iliĢkiler geliĢtirmek ve dünya barıĢını güçlendirmek için diğer uygun
önlemleri almak, BirleĢmiĢ Milletlerin amaçları arasında sayılmıĢtır.
370
Uluslararasında halkların hak eĢitliği ve kendi yazgılarını kendilerinin belirlemesi ilkesine saygı
üzerine kurulmuĢ barıĢçı ve dostça iliĢkiler sağlanması için gerekli istikrar ve refah koĢullarını
yaratmak üzere BirleĢmiĢ Milletler:
a. YaĢam düzeylerinin yükseltilmesini, tam istihdamı, ekonomik ve sosyal alanlarda ilerleme ve
geliĢme koĢullarını,
b. Ekonomik, sosyal alanlarla sağlık alanındaki uluslararası sorunların ve bunlara bağlı baĢka
sorunların çözümünü, kültür ve eğitim alanlarında uluslararası iĢbirliğini ve
c. Irk, cinsiyet, dil ya da din ayrımı gözetmeksizin herkesin insan haklarına ve temel
özgürlüklerine bütün dünyada etkin bir biçimde saygı gösterilmesini kolaylaĢtıracaktır.
371
A/RES/1514(XV), General Assembly, Fifteenth Session, 947th Plenary Meeting, 14 December
1960, (EriĢim)http://daccess-ddsny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/152/88/IMG/NR015288.pdf?OpenElement, 23 Nisan 2010
372
A/RES/1803(XVII), General Assembly, Seventeenth Session, 1194th Plenary Meeting, 14
December 1962, (EriĢim)http://daccess-ddsny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/193/11/PDF/NR019311.pdf?OpenElement, 23 Nisan 2010
373
A/RES/2625 (XXV), General Assembly, Twenty-Fifth Session, 1883rd Plenary Meeting, 24
October 1970, (EriĢim)http://daccess-ddsny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR048/90/IMG/NR034890.pdf?OpenElement, 23 Nisan 2010
374
1. Bütün halklar kendi kaderlerini tayin hakkına sahiptir. Bu hak vasıtasıyla halklar kendi siyasal
statülerini serbestçe tayin edebilir ve ekonomik, sosyal ve siyasal geliĢmelerini serbestçe
sürdürebilirler.
2. Bütün halklar uluslararası hukuka ve karĢılıklı menfaat ilkesine dayanan uluslararası ekonomik
iĢbirliği yükümlülüklerine zarar vermemek koĢuluyla, doğal kaynakları ve zenginlikleri üzerinde
kendi yararına serbestçe tasarrufta bulunabilir. Bir halk sahip olduğu maddi kaynaklardan hiç bir
koĢulda yoksun bırakılamaz.
3. Kendini Yönetemeyen ve Vesayet altındaki Ülkelerden sorumlu olan Devletler de dahil bu
SözleĢmeye Taraf bütün Devletler, kendi kaderini tayin hakkının gerçekleĢtirilmesi için çaba gösterir
ve BirleĢmiĢ Milletler Ģartının hükümlerine uygun olarak bu hakka saygı gösterir.
101
GörüĢünde self determinasyon hakkının sömürge rejimleri altındaki halkları
kapsayacağı
ifade
edilmiĢtir.
375
Batı
Sahara
Konusundaki
DanıĢma
GörüĢünde, UAD self determinasyon hakkını teyit etmiĢtir. 376 Doğu Timor'a
iliĢkin kararında, Namibya, Batı Sahara ilgili kararlarına atıfta bulunarak,
halkların self-determinasyon haklarının varlığından söz etmiĢtir.377
Self determinasyon ilkesinin iki boyutunun olduğu, bunlardan birinin
devletlerin iç örgütlenmelerine iliĢkin olup, halkın dilediği yönetim biçimini
serbestçe seçme hakkını ifade ettiği, diğer boyutunun ise halkın bağımsız bir
devlet kurmak dahil istediği devlete bağlanma hakkını ifade ettiği kabul
edilmiĢtir.378
1991 yılında Sovyetler Birliği'nin, 1992 yılında da Yugoslavya'nın
dağılması ile birlikte, self determinasyon ilkesinin sömürgeler dıĢında
uygulanması gündeme gelmiĢtir. Buna göre, federe devlet olup, önceki devlet
anayasasında yer alan ilke gereği self determinasyon hakları olduğu
öngörülmüĢtür. Buna karĢın, BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢmasına Uygun Olarak
Devletler Arasında ĠĢbirliğine ve Dostça ĠliĢkilere ĠliĢkin Uluslararası Hukuk
Ġlkeleri Bildirisine 379 göre, tüm toplumun temsil edildiği devletlerde self
determinasyon hakkının kullanılamayacağı görüĢü savunulmuĢtur.
Self-determinasyon ilkesinden doğan, doğal kaynaklar üzerinde daimi
egemenlik hakkı gibi belli durumlar da, jus cogens kabul edilmiĢtir. Brownlie,
375
Legal Consequences for States of the Continued Presence of South Africa in Namibia (South West
Africa), ICJ, Advisory Opinion of 21 June 1971, Reports of Judgments, Advisory Opinions and
Orders, Sales Number. 352, 1971, s.31, para.52, (EriĢim)http://www.icjcij.org/docket/files/53/5595.pdf, 23 Nisan 2010
376
Western Sahara, ICJ, Advisory Opinion of 16 October 1975, Reports of Judgments, Advisory
Opinions and Orders, Sales Number. 414, s.12, 30,31 vd. (EriĢim)http://www.icjcij.org/docket/files/61/6195.pdf, 14 Ekim 2010
377
Case Concerning East Timor, ( Portugal-Australia), ICJ, Judgment of 30 June 1995, Reports of
Judgments, Advisory Opinions and Orders, Sales Number.661, s.102, para.29,
(EriĢim)http://www.icj-cij.org/docket/files/84/6949.pdf, 14 Kasım 2010
378
Hüseyin Pazarcı, Uluslararası Hukuk Dersleri, II. Kitap, Turhan Kitabevi Basım-Yayın Tic. Ltd.
ġti, Ankara, 1999, s.8-12
379
"... yukarıda tanımlanmıĢ bulunan halkların eĢit hakları ve kendi geleceğini tayin etmesi ilkesine
uygun olarak kendilerini yöneten ve böylece ırk, inanç ya da renk ayrımı yapmadan ülkede yaĢayan
bütün halkı temsil eden bir yönetimi bulunan egemen ve bağımsız Devletlerin toprak bütünlüğü ya da
siyasal birliğini tamamen ya da bir kısmı ile parçalayacak ya da bozacak olan herhangi bir harekete
izin veriyormuĢ ya da bunu teĢvik ediyormuĢ gibi yorumlanamaz ..."
102
Doğal Kaynaklar Üzerinde Daimi Egemenlik ile ilgili BirleĢmiĢ Milletler Genel
Kurulunun 1803 sayılı kararındaki ilkelerin, emredici norm sınıfının parçasını
oluĢturmayı önermiĢtir. Fakat Sztucki ve Schrijver gibi yazarlar, bir devletin
daimi egemenlik hakkının emredici olmadığını ileri sürmüĢlerdir. 380 Daimi
egemenliğin emredici olmama iddiasına karĢı, daimi egemenlik hakkının selfdeterminasyon ilkesinin ayrılmaz parçası olduğu ve BirleĢmiĢ Milletler Genel
Kurulu tarafından bu Ģekilde kabul edildiği belirtilmiĢtir. 381
2.1.1.1.3.
Temel Ġnsan Hakları
Ġnsan hakları, ırk, dil, din, toplumsal statü gibi özelliklerden bağımsız
olarak, sırf insan olunması dolayısı ile sahip olunan haklardır.Bu haklar,
evrensel ve vazgeçilemezdir. Yalnız insan olunması dolayısı ile tanınan bu
haklar, onun evrenselliğinin bir göstergesidir ve herhangi bir ayrım
yapmaksızın herkes için geçerlidir. 382
UAD'nin Güney Batı Afrika'ya iliĢkin yargısında Yargıç Tanaka
sunduğu karĢı görüĢünde, bazı ülke anayasalarında, insan haklarının
"kutsal", "baki", "devredilemez","ihlal edilemez" gibi sıfatlarla nitelendirildiğini,
temel hak ve özgürlüklerinin garantilerinin anayasal üstü öneme sahip
olduklarını vurgulamıĢ, jus cogens adıyla, uluslararası hukuka bir kategori
dahil olacaksa, bunun kesinlikle insan haklarına iliĢkin olması gerektiğini
insan hakları konusunda herhangi bir ayrım yapmaksızın ifade etmiĢtir. 383
Verdross da benzer Ģekilde, jus cogens karakterde normlar grubunun, insani
380
Hoogh, a.g.e., s.47
BirleĢmiĢ Milletler Genel Kurulunun 1803 sayılı kararında, doğal kaynaklar üzerindeki daimi
egemenlik hakkının , self determinasyon hakkının temel bileĢeni olduğu ifade edilmiĢtir. "...the status
of permanent sovereignty over natural wealth and resources as a basic constituent of the right
to self- determination.." Orakhelashvili, a.g.e., s.53
382
Çağıran, Uluslararası Alanda Ġnsan Hakları, s. 30, 40,
383
South West Africa (Liberia- South Africa), ICJ, Judgment of 18 July 1966, Dissenting Opinion,
s.296, (EriĢim)http://www.icj-cij.org/docket/files/47/4969.pdf, 14 ġubat 2011
"..If we can introduce in the international field a category of law, namely jus cogens , recently
examined by the International Law Commission, a kind of imperative law which constitutes the
contrast to the jus dispositivum, capable of being changed by way of agreement between States,
surely the law concerning the protection of human rights may be considered to belong to the jus
cogens..."
381
103
amaç için yaratılan genel uluslararası hukukun bütün kurallarından meydana
geleceğini ifade etmiĢtir. 384
Çoğu yerde, insan hakları ile ilgili kararlarda insan haklarına iliĢkin
spesifik ayrımlara gidilmeden genel ifadeler kullanılmıĢ olsa da, bütün insan
hakları emredici hukukun bir parçası kabul edilmemiĢtir. Belli insan haklarının
dikkatlice incelendikten sonra jus cogens kabul edilmeleri gerektiği ifade
edilmiĢtir. Yine, Ġnsan Hakları Evrensel Beyannamesinde belirtilen bütün
hakların jus cogens olmadığı ileri sürülmüĢtür. Sosyal ve ekonomik hakların,
Ġnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin temel insan hakları kabilinden bir
parçası olması münasebetiyle emredici nitelikleri tartıĢılmıĢtır. 385 Scheuner,
bütün insan haklarının jus cogens olmadığı yalnız insan yaĢamı, onuru,
kiĢisel ve ruhsal özgürlüğü, eĢitlik, aile hakları gibi temel kuralların jus
cogens'e aidiyetini savunmuĢtur. Higgins, iĢkence ve kölelikten kurtulma ve
yaĢam hakkı gibi yalnız belli hakların temel haklardan olduğunu ve ihlal
edilemeyeceğini ifade etmiĢtir. 386 Ancak bu öneriler, belli durumlarda kendi
içlerinde çeliĢir. Örneğin, yaĢam hakkının ihlal edilmezliği, ölüm cezasının
yasaklanmasını gerektirirken, uluslararası toplumda emredici kabul edilerek
ölüm cezasının tamamen kaldırıldığını söylemek yanlıĢ olur.387Avrupa Ġnsan
Hakları SözleĢmesi'nde, savaĢ ya da ulusun varlığını tehdit eden baĢka bir
genel tehlike halinde tarafların, ancak durumun gerektirdiği ölçüde ve
uluslararası hukuktan doğan baĢka yükümlülüklere ters düĢmemek Ģartıyla
SözleĢme'de
öngörülen
yükümlülüklere
aykırı
tedbirler
alabileceği
düzenlenmiĢtir. 388 Buna göre, savaĢ ya da bir ulusun varlığının tehlikede
384
Verdross, "Jus Dispositivum and Jus cogens ", s.59
Orakhelashvili, a.g.e., s.60
386
Orakhelashvili, a.g.e., s.56
387
Doğan, Devletler Hukuku, s.275
388
Madde:15- Olağanüstü Durumda Yükümlülük Azaltma
1. SavaĢ veya ulusun varlığını tehdit eden baĢka bir genel tehlike halinde her Yüksek
SözleĢen Taraf, ancak durumun gerektirdiği ölçüde ve uluslar arası hukuktan doğan baĢka
yükümlülüklere ters düĢmemek Ģartıyla bu SözleĢmede öngörülen yükümlülüklere aykırı
tedbirler alabilir.
2. Yukarıdaki hükme dayanılarak, meĢru savaĢ fiilleri sonucunda meydana gelen olum
olayları dıĢında ikinci madde ile üçüncü ve dördüncü maddeler (fıkra-1) ve yedinci madde
385
104
olduğu durumlarda, yaĢama, iĢkence yasağı ve köleliğin yasaklanması
dıĢında kalan hak ve özgürlükler sınırlanabilecektir.389
Ġnsan haklarından hangilerinin jus cogens kural olduğuna, jus cogens
'in niteliklerine göre karar verilecektir. Buna göre, söz konusu insan hakları
münferit olarak devletlerin menfaatlerini aĢan nitelikte toplumun menfaatini
koruyup korumadığı, bunun uluslararası toplum tarafından "emredici" olarak
tanınması ve kabul edilmesi ile ilgili olmalıdır. 390 Yine, bu haklarla ilgili olarak
taraflar
anlaĢarak
düzenleme
yapamamalıdırlar.
Örneğin,
insanlığın
korunması ile Martens ġartı391 gibi ahlak ile doğrudan etkileĢim içinde olan
insani hukuk standartlarının uluslararası örf-adet kuralı olduğu ve bir bütün
olarak devletlerin uluslararası toplumu tarafından tanındığı kabul edilmiĢtir.
Yine, Cenevre SözleĢmelerine göre korunan kiĢilerin garanti edilen hakları
devredilemez haklardır ve bu hakların ihlallerinin bir sonucu olarak sınırlama
ya da reddetme söz konusu değildir. SözleĢmede tanımlandığı gibi, hiçbir
özel anlaĢma korunan kiĢilerin durumlarını olumsuz etkilemeyecektir. Bunun
gibi SözleĢmelerin pek çok hükmü, korunan kiĢilerin haklarının emredici
niteliğini doğrulamaktadır. Cenevre SözleĢmeleri ilkelerinin ihlal edilmezliği
söz
konusudur
ve
ihlal
edilmezlik,
üstün
hukuki
statüden
kaynaklanmaktadır. 392 Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi, insan
hakları
ile
ilgili
olarak,
iki
taraflı
yükümlülük
uygulanamayacağını,
yükümlülüklerin bir bütün olarak uluslararası topluma karĢı olduğunu
vurgulamıĢtır.
Soykırım, insanlığa karĢı suçlar ve savaĢ suçları içinde
sayılan gibi pek çok insani normu emredici saymıĢtır. Ġnsan hakları
normlarında
karĢılıklılığın
yokluğu,
Viyana
AndlaĢmalar
Hukuku
SözleĢmesine göre, bir andlaĢmanın ihlal edilmesi sonucu ilgili anlaĢmanın
hiçbir suretle ihlal edilemez..." SözleĢme'nin 2. maddesi yaĢam hakkına, 3. maddesi iĢkence yasağı
hakkına, 4. maddesi kölelik ve zorla çalıĢtırma yasağı hakkına ve 7. maddesi kanunsuz ceza olmaz
ilkesine iliĢkindir.
389
Pazarcı, "Uluslararası Hukukta Jus Cogens Kavramı", s.376
390
Orakhelashvili, a.g.e., s.59
391
Uluslararası hukuk tarafından öngörülmeyen durumlarda siviller ve savaĢanlar, uluslararası örfadet kuralları, insani ilkeler ve kamu düzeni gereklerinden kaynaklanan, insan hakları ilkelerinin
koruması ve egemenliği altındadırlar.
392
Orakhelashvili, a.g.e., s.61, 62
105
sona erdirilmesi ya da yürürlülüğünün durdurulması ile ilgilidir. Buna göre,
insan hakları anlaĢmalarının anlaĢmanın taraflarından biri tarafından esaslı
Ģekilde ihlali, anlaĢmanın diğer taraflarına anlaĢmayı sona erdirme ya da
yürürlüğünü durdurma hakkı vermeyecektir.393
UAD, Soykırım SözleĢmesine Çekince konusuyla ilgili DanıĢma
GörüĢünde, Soykırım SözleĢmesi ilkeleri neredeyse evrensel olarak kabul
gördüğünden, sözleĢmesel herhangi bir yükümlülük olmasa bile medeni
milletler tarafından devletleri bağlayıcı olarak tanındığından, soykırımı jus
cogens olarak kabul etmiĢtir. 394 Divan, Kararında, Soykırım SözleĢmesinin
GiriĢ'inde de belirtilen, "soykırımın, Birleşmiş Milletlerin ruhuna ve amaçlarına
aykırı olan ve uygar dünya tarafından lanetlenen, uluslararası hukuka göre bir suç
olarak beyan edilmesini dikkate alarak, tarihin her döneminde soykırımın insanlık
için büyük kayıplar meydana getirdiğini kabul ederek, insanlığı bu tür bir iğrenç
musibetten kurtarmak için Uluslararası işbirliğinin gerekli olduğuna kanaat getirerek..
" ifadesine dikkat çekmiĢtir. 2006 yılında UAD, Kongo-Ruanda kararlarında
soykırım yasağının jus cogens nitelikte olduğu açıkça ifade edilmiĢtir.395 UAD
2007 yılında Bosna-Hersek ile Yugoslavya Cumhuriyeti arasında Soykırım
Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması SözleĢmesi ile ilgili baĢvuruda
soykırım yasağının jus cogens olarak tanındığını tekrar etmiĢtir.396
Irk ayrımcılığı yasağı, jus cogens kural olma konusunda en az
tartıĢılan konulardan biridir. Her Tür Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına
ĠliĢkin BirleĢmiĢ Milletler Bildirisi, 1963 yılında BirleĢmiĢ Milletler Genel
393
Madde 60. "... insani nitelikteki andlaĢmalarda yer alıp kiĢilerin korunmasıyla ilgili hükümlere,
bilhassa bu gibi andlaĢmalarla himaye edilen kiĢilere karĢı herhangi bir misilleme Ģeklini yasaklayan
hükümlere uygulanmaz." Orakhelashvili, a.g.e., s.64
394
Reservations to the Convention on the Prevention and Punishment of the Crime of Genocide
Advisory Opinion, ICJ, Reports of Judgments Advisory Opinions and Orders, Sales Number 59, 28
May 1951, s. 23, (EriĢim)http://www.icj-cij.org/docket/files/12/4283.pdf, 11 Ocak 2011, Jorgensen,
The Responsibility of States for International Crimes, s.88
395
Armed Activities on the Territory of the Congo (New Application : 2002), (Democratic Republic
of the Congo-Rwanda), ICJ, Judgment of 3 February 2006, Reports of Judgments, Advisory Opinions
and Orders, Sales Number. 911, para.64, (EriĢim)http://www.icj-cij.org/docket/files/126/10435.pdf,
11Ocak 2011
396
Case Concerning the Application of the Prevention and Punishment of the Crime of Genocide,
(Bosnia and Herzegovina-Serbia and Montenegro), ICJ, Judgment of 26 Febr. 2007, s.60-61,
para.161, (EriĢim)http://www.icj-cij.org/docket/files/91/13685.pdf, 12 Ocak 2011,Simma,
"Universality of International Law " , s.272
106
Kurulunda kabul edilmiĢtir.397 SözleĢmeye göre, "ırk ayrımcılığı" terimi, siyasi,
ekonomik, sosyal, kültürel veya toplumsal yaĢamın herhangi bir alanında,
insan hakları ve temel özgürlüklerin tanınmasını, uygulanmasını, bu hak ve
özgürlüklerden yararlanılmasını ortadan kaldırmak veya zayıflatmak amacına
ya da etkisine yönelik, ırk, renk, soy ya da ulusal veya etnik kökene dayalı
her türlü ayrım, dıĢlama, kısıtlama ya da tercih anlamında kullanılmıĢtır. Buna
göre, insanlar arası barıĢ ve güvenliği bozabilen bir unsur olarak, ırk, renk,
etnik köken gibi hususlarda ayrım yapılmamalıdır.
ĠĢkence yasağı, devletler tarafından aksi kararlaĢtırılamayacağı
vurgulanarak jus cogens sayılmıĢtır. 398 BirleĢmiĢ Milletler Genel Kurulunun
10 Aralık tarih ve 39/46 sayılı kararı ile kabul ettiği ĠĢkence ve Diğer
Zalimane, Gayri Ġnsani veya Küçültücü Muamele veya Cezaya KarĢı
SözleĢme'ye
399
bütün devletler taraf olmamasına ve taraf olmayanlar
açısından anlaĢmaların bağlayıcı olmamasına rağmen uluslararası toplum
için emredici kabul edilmiĢtir. 400 Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi
1998 yılında Furundzija Kararında401, Avrupa Ġnsan Hakları Mahkemesi 2001
yılında Al-Adsani Kararında402 iĢkence yasağını jus cogens olduğu yönünde
hüküm tesis etmiĢtir.
397
A/RES/1904(XVIII), 1261st Plenary Meeting, 20 November 1963, (EriĢim)http://daccess-ddsny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/185/79/PDF/NR018579.pdf?OpenElement, 14 Ocak 2011
398
Doğan, Devletler Hukuku, s. 274
399
A/RES/39/46, 93rd Plenary Meeting, 10 December 1994, (EriĢim)http://daccess-ddsny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/460/23/IMG/NR046023.pdf?OpenElementhttp://www.tbm
m.gov.tr/komisyon/insanhaklari/pdf01/37-51.pdf, 14 Ocak 2011
400
Salcedo, a.g.m.,s.594
401
Furundzija Case, ICTY, 10 Dec. 1998, Case No.: IT-95-17/1-T , s.58-59, para.153,
(EriĢim)http://www.icty.org/x/cases/furundzija/tjug/en/fur-tj981210e.pdf, 15 Ocak 2011
402
Case of Al-Adsani-The United Kingdom, ECHR, Judgment, 21 November 2001, Application No.
35763/97, para. 61, 55,56,
(EriĢim)http://cmiskp.echr.coe.int/tkp197/view.asp?item=1&portal=hbkm&action=html&highlight=A
l-Adsani&sessionid=71222497&skin=hudoc-en, 14 Ocak 2011
107
Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi, Kupreskic Davasında,
insan haklarının temel normlarının emredici niteliğini, 1949 Cenevre
SözleĢmelerine gönderme yaparak vurgulamıĢtır. 403
Dördüncü Cenevre SözleĢmesinin 49. maddesine göre, iĢgal edilen
ülkeye yerleĢme yasağı,
jus cogens kabul edilmiĢtir. BirleĢmiĢ Milletler
Genel Kurulu 2949(XXVII) sayılı kararı ile Cenevre SözleĢmelerine aykırı
olarak, iĢgal edilen topraklara Ġsrail’in giriĢinin hükümsüz olduğu ve Ġsrail
silahlı kuvvetlerinin iĢgal etikleri Filistin topraklarından çekilmeleri yönünde
karar vermiĢtir.404 Bu hükümsüzlük vurgusu, SözleĢmelerin ilgili normlarının
emredici karakterinin altını bir kez daha çizmiĢtir.405
2.1.1.1.4.
Çevre Hukuku
Uluslararası çevre,1972 yılında toplanan BirleĢmiĢ Milletler Çevre
Konferansı Bildirisine göre, hava, su, toprak, dünyanın bitki örtüsü ve
hayvansal varlığı olarak kabul edilmiĢtir.406 UAD, Nükleer Silahların Tehdidi
ya da Kullanımı iliĢkin DanıĢma GörüĢünde, çevrenin soyut bir kavram
olmadığını, yaĢam alanlarını, yaĢam kalitesini, doğmamıĢ nesilleri de
kapsayacak Ģekilde insanoğlunun sağlığını temsil ettiğini ifade etmiĢtir. 407
Ġnsan çevresinin büyük ölçekte kirletilmesinin yasaklanması adıyla,
çevre hukukunun belli normlarına delil eksikliğine rağmen emredici karakter
atfedilmiĢtir.408 Çevrenin korunması, insan haklarına iliĢkin hiyerarĢide, birinci
kuĢak kabul edilen medeni ve siyasi haklar, ikinci kuĢak kabul edilen sosyal,
403
Kupreskic Case, ICTY, 14 Jan. 2000, Case No.: IT-95-16-T , s.200-201, para.517,
(EriĢim)http://www.icty.org/x/cases/kupreskic/tjug/en/kup-tj000114e.pdf,14 Ocak 2011,
Orakhelashvili, a.g.e., s.244
404
A/RES/2949(XXVII), General Assembly, Twenty-Seventh Session, 2105th Plenary Meeting, 8
December 1972,(EriĢim) http://daccess-ddsny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/269/79/IMG/NR026979.pdf?OpenElement, 24 Mart 2011
405
Alexander Orakhelashvili, a.g.e., s.64
406
Pazarcı, Uluslararası Hukuk Dersleri, III. Kitap, s.468
407
Legality of the Threat or Use of Nucleer Weapons, Advisory Opinion of 8 July 1996, Reports of
Jugment, Advisory Opinions and Orders, Sales Number. 679, s. 241, (EriĢim)http://www.icjcij.org/docket/files/95/7495.pdf, 24 Mart 2011
408
Alexander Orakhelashvili, a.g.e., s.65
108
kültürel ve ekonomik haklardan sonra üçüncü kuĢak haklara örnek
gösterilmiĢtir. Bu yönüyle, jus cogens kural olma özelliği medeni ve siyasi
haklar ile sosyal, kültürel ve ekonomik haklara göre daha tartıĢmalıdır. 409
Ancak, Abi-Saab, çevrenin korunmasına iliĢkin kuralları, jus cogens kural
olmaları konusunda en az tereddüt edilen kuvvet kullanımının yasaklanması
ya da halkların self-determinasyon hakkı ile kıyaslamıĢ, çevre dengesinin
muhafazasını insanlığın varlığı için uluslararası barıĢ ve güvenliğin
korunmasından daha elzem görmüĢtür.
410
Bu doğrultuda, çevre ile ilgili
hususlara jus cogens kural niteliği tanıma yönünde geliĢmelere dikkat
çekilebilir. Örneğin, Trail Smelter Tahkiminde ifade edilen zararı önleme
ilkesi, iki taraflılıktan bir bütün olarak uluslararası topluma karĢı çevresel
zararı önleme yükümlülüğüne evrilmiĢtir.411 1992 Rio Deklarasyonu ile bütün
devletlere çevresel zararı önleme yükümlülüğü getirilmiĢtir. 412 UAD, Nükleer
Denemeler Davasında, Güney Pasifik atmosferindeki nükleer denemelerin
durdurulmasını uluslararası toplumla ilgili görmüĢtür.
413
-Bu sayılanların, bir
sonraki baĢlıkta inceleyeceğimiz erga omnes yükümlülük ile ilgili olması, jus
cogens kural olma yönündeki geliĢmeleri olumsuz etkilememekte, bilakis
erga omnes yükümlülüklerin jus cogens kuralı kapsadığı yönündeki iddiamızı
desteklemektedir.Çevrenin korunması, ilgili belli devletlerin menfaatleri yerine topluluk
menfaatlerini
409
korumaktadır.
Ġnsan
çevresine
gelecek
zararı
önleme
Thedor Meron, "On a Hierarchy of the International Human Rights", The American Journal of
International Law, Vol.80, No.1, 1986, s.2
410
Georges Abi-Saab," The Concept of 'International Crimes' and Its Place in Contemporary
International Law"(Eds. Joseph H.H. Weiler, Antonio Cassese, Marina Spinedi),Internatonal Crimes
of State: A Critical Analysis of the ILC's Draft Article 19 on State Responsibility, Walter de
Gruyter, 1989, s.144
411
Trail Smelter Case, (United States of America-Canada), (16 April 1938 , 11 March 1941) RIAA,
Vol.III, 2006, s 1905-1982, (EriĢim) http://untreaty.un.org/cod/riaa/cases/vol_III/1905-1982.pdf , 24
Mart 2011
412
Rio Deklarasyonu Madde 2.Devletler, BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢması ve uluslararası hukuk
prensipleri doğrultusunda, kendi çevre ve kalkınma politikalarına uygun olarak kendi doğal
kaynaklarını kullanma hakkına sahiptirler ve kendi yetki ve kontrolleri dahilindeki faaliyetlerin diğer
ülkelere zarar vermemesini sağlamakla sorumludurlar. Alexander Orakhelashvili, a.g.e., s.65,
413
Nuclear Tests Case, (Australia-France), ICJ, Judgment of 20 December 1974, Reports of
Judgments, Advisory Opinions and Orders, Sales Number.400, s.269, 270, para.51, (EriĢim)
http://www.icj-cij.org/docket/files/58/6093.pdf,24 Mart 2011
109
yükümlülüğü yalnızca iki taraflı değil, bir bütün olarak uluslararası toplumun
faydasınadır.414 1961 yılında BirleĢmiĢ Milletler Genel Kurulu, nükleer silah
kullanımının, insanlığa ve medeniyete karĢı yıkım oluĢturduğu, uluslararası
hukuku ve BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢmasını ihlal ettiği gibi, BirleĢmiĢ
Milletlerin amaçlarının lafzına ve ruhuna aykırılık oluĢturduğu yönünde bir
karar almıĢtır.
415
UAD, Gabchikovo Nagymaros Davasında, çevre hukuku
normlarının jus cogens niteliğine iĢaret etmiĢtir. Karara göre, taraflar arası
uyuĢmazlıkla ilgili olarak 1977 AnlaĢmasından beri çevre hukukunda
emredici yeni bir norm meydana gelmediği, bu nedenle Viyana AndlaĢmalar
Hukuku SözleĢmesinin 64. madde kapsamının incelenmesine gerek olmadığı
ifade edilmiĢtir. Bilindiği gibi, Viyana AndlaĢmalar Hukuku SözleĢmesinin 64.
maddesi hükmü, uluslararası hukuk alanında yeni bir emredici normun ortaya
çıkması durumunda, bu normla çatıĢan mevcut herhangi bir anlaĢmanın batıl
olacağına iliĢkindir. Divan, bu kararı ile bu konuda jus cogens kuralın varlığını
üstü örtülü biçimde kabul etmiĢtir. 416
Üçüncü Deniz Hukuku Konferansı sırasında, ġili "insanlığın ortak
mirası " kavramı ile ilgili olarak, BirleĢmiĢ Milletler Deniz Hukuku
SözleĢmesinin IX. Bölümündeki düzenlemelerin, jus cogens niteliğinde kabul
edilmesi gerektiğine iliĢkin önerisi kabul edilmese de, uluslararası toplumun
dikkatini çekmiĢtir.417
2.1.1.2.
Uluslararası Hukukta Jus Cogens Kabul Edilmeyen Emredici
Kural Örnekleri
Jus cogens terimi, daha önce de ifade edildiği gibi, Viyana
AndlaĢmalar Hukuku SözleĢmesinde "emredici norm" tabiri ile eĢ anlamlı
kullanılmıĢtır. Uluslararası hukuk alanında jus cogens , "buyruk kural", "amir
414
Alexander Orakhelashvili, a.g.e., s.65
A/RES/1653(XVI), General Assembly Sixteenth Session, 1063rd Plenary Meeting, 24 November
1961,(EriĢim) http://daccess-ddsny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/167/06/IMG/NR016706.pdf?OpenElement, 12 ġubat 2011
416
Case Concerning The Gabchikovo Nagymaros Project, s.62, 67, para.112, Denk, a.g.m., s.50
417
GüneĢ, a.g.m., s.146-147
415
110
hüküm", "temel norm", "vazgeçilemez kural", "asıl norm", "esas norm" ya da
"baskın ilke" gibi terimlerle de sıklıkla ifade edilse de, kavram karmaĢası
çözülmüĢ olmaz. Sorunun kaynağını, "emredicilik" ifade ya da vasfının hem
üst kimlik hem de özellik olması oluĢturur. Jus cogens kural ya da emredici
normun tam tanımı yapılamamıĢ olsa da daha önceki sayfalarda bazı
özelliklerine değindik. Bilindiği gibi, uluslararası toplumun temel ve müĢterek
çıkarlarını koruyan jus cogens kural, bir bütün olarak devletlerin uluslararası
toplumu tarafından tanınmalı ve kabul edilmeli, ihlaline izin verilmemeli,
ancak aynı nitelikteki bir norm tarafından değiĢtirilebilmeli ve uluslararası
hukukta emredici norm olarak kabul edilmelidir. Uluslararası hukuk alanında
hükümler vardır ki, bunlar jus cogens kuralın bütün özelliklerini taĢımamakla
beraber "emredici" kılınmıĢtır. Örneğin, Wimbledon Davasında Daimi Divan,
Versay BarıĢ AndlaĢmasının 380. maddesine göre Kiel Kanalından geçiĢ
hakkını "emredici " kabul etmiĢtir.
418
UAD Statüsü 34/1 maddede,
Uluslararası Adalet Divanı önüne gelen davalara yalnız devletlerin taraf
olacağı emredici bir kuraldır.419 Benzer Ģekilde, bütün Cenevre SözleĢmeleri
için müĢterek ilkelerde, her bir SözleĢme tarafından korunan kiĢilerin
kendilerine sağlanmıĢ olan haklardan, kısmen ya da tamamen feragat
edemeyeceği
emredici nitelikte
kabul
edilmiĢtir.
Yine,
SözleĢmelerin
müĢterek 1. maddelerinde taraf devletlerin bütün durumlarda söz konusu
sözleĢmelere
uyacakları
hükmü
emredicidir.
Cenevre
SözleĢmeleri
ilkelerinden bazılarının jus cogens olduğu konusunda Ģüphe yok iken bazıları
ise jus cogens kural olmayıp yalnızca emredicidir. 420
418
Wimbledon Case, PCIJ, Series A, No. 1, Judgment of 17 Aug.1923, s.21, (EriĢim)http://www.icjcij.org/pcij/serie_A/A_01/03_Wimbledon_Arret_08_1923.pdf, 12 Mart 2011
419
Ian Scobbie, a.g.m., s. 1210
420
(EriĢim) http://www.icrc.org/ihl.nsf/FULL/365?OpenDocument,12 Mart 2011
(EriĢim) http://www.icrc.org/ihl.nsf/WebART/370-580004?OpenDocument, 12 Mart 2011
(EriĢim) http://www.icrc.org/ihl.nsf/WebART/375-590004?OpenDocument, 12 Mart 2011
(EriĢim) http://www.icrc.org/ihl.nsf/WebART/380-600004?OpenDocument, 12 Mart 2011
Ian Scobbie, a.g.m., s. 1211
111
2.1.2. EMREDĠCĠ KURAL-ERGA OMNES
Latince "erga omnes " teriminin anlamı "herkese karĢı" dır. 421 1969
Viyana AndlaĢmalar Hukuku SözleĢmesinde jus cogens kavramının yer
almasından çok kısa süre sonra, UAD Barcelona Traction Davasında erga
omnes yükümlülüğe gönderme yapmıĢtır.422 UAD, bununla ilgili olarak;
bir devletin, bir başka devlete karşı diplomatik koruma alanında doğan
yükümlülüğü ile bir bütün olarak uluslararası topluma karşı yükümlülüğü arasında
esaslı bir ayrım yapılmalıdır. O devletin bir bütün olarak uluslararası topluma karşı
olan yükümlülüğü ile bütün devletler ilgilidir ve erga omnes olarak adlandırılan bu
yükümlülüklerin korunmasında bütün devletlerin hukuki menfaatleri vardır.
Bu yükümlülükler, örneğin, soykırım, hukuka aykırı saldırı, ırk ayrımcılığı,
kölelikten korumayı içeren insanlığın temel hak ve ilkelerinden de kaynaklanabilir.
Ģeklinde ifade etmiĢtir.423
Divan'ın Kararı, devletin sorumluluğu ile ilgili olarak uluslararası
toplumu bir bütün olarak borçlandıran belli yükümlülüklerin içerdiği "hakların
önemi" ile ilgili görülmüĢtür ki, bu hakların korunmasında bütün devletlerin
hukuki menfaatleri vardır. UAD' ye göre, uluslararası hukukun emredici
normlarından doğduğu genel olarak kabul edilen bütün yükümlülükler, bir
bütün olarak uluslararası topluma karĢıdır. 424 Her devlet, ihlalden hemen ve
421
Erga omnes terimi 1970 Barcelona Traction Davası hükmünde yer almadan önce, 1957 yılında,
Viyana AndlaĢmalar Hukuku Konferansında, üçüncü devletler üzerinde andlaĢmaların hukuki etkisi
ile ilgili olarak ve ondan bir kaç yıl sonra da yine Viyana AndlaĢmalar Hukuku ile ilgili olarak UHK
üyesi Lach tarafından, andlaĢmaların üçüncü devletlere getirdiği hak ve yükümlülükler ile ilgili olarak
zikredilmiĢtir. Ragazzi, a.g.e., s.1-8
422
Michael Byers, a.g.m., s. 229
423
Case Concerning The Barcelona Traction, Light and Power Company, Limited, (Belgium-Spain),
Second Phase, ICJ,Judgment of 5 February 1970, Reports of Judgments, Advisory Opinions and
Orders, Sales Number. 337, s.32, para. 33-35, (EriĢim)http://www.icj-cij.org/docket/files/50/5387.pdf
12 Aralık 2009
424
A/CN.4/SER.A/2001.Add.1,(Part 2), Report of the Commission to the General Assembly
on the Work of its Fifty-Third Session, Yearbook of the International Law Commission, 2001,
Vol.II, Part 2, s. 111,
(EriĢim)http://untreaty.un.org/ilc/publications/yearbooks/Ybkvolumes(e)/ILC_2001_v2_p2_e.pdf, 12
Nisan 2009
112
doğrudan
etkilenmese
bile
sorumluluğunu baĢlatabilmelidir.
uluslararası
haksız
fiil
iĢleyen
devletin
425
Barcelona Traction Yargısında, erga omnes yükümlülüğün iki özelliği
tanımlanmıĢtır. Bunlardan birincisi, "evrensellik" özelliğidir ki, erga omnes
yükümlülükler, istisnasız bütün devletler için bağlayıcıdır. Ġkinci özelliği ise,
"dayanıĢma" dır. Erga omnes 'in korunmasında her devletin hukuki menfaati
vardır. DayanıĢma, daha çok uygulama ile ilgilidir. Uluslararası literatürde
gereğinden fazla ihmal edilen evrensellik, erga omnes bağlamında çözümü
zor teorik problemler doğurmuĢtur. Özellikle, kavramsal temelde kural olarak
bağımsız kurumlardan meydana gelen uluslararası toplum ile ilgili olan bu
unsurda uzlaĢı zor görünür. Erga omnes yükümlülük kavramı, rıza üzerine
kurulu devletler arası karĢılıklılık iliĢkisini aĢar niteliktedir.
426
Zaten, erga
omnes yükümlülük mantığında iki taraflılığa son vermeye niyetlenilmiĢtir.427
UAD'nın bu kararından sonra pek çok uluslararası metinde erga
omnes yükümlülük kavramına gönderme yapılmıĢ ve uluslararası topluma
karĢı yükümlülük konusu vurgulanmıĢtır. UAD, 1974 yılında, Nükleer
Deneme Davasında, Fransız Hükümet memurlarının bazı tek taraflı
ifadelerinin çözümlemesinde hukuken bağlayıcı erga omnes kavramına iĢaret
etmiĢtir.
428
1995 yılında Doğu Timor Davasında, BirleĢmiĢ Milletler
uygulaması ve BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢmasından doğan, halkların selfdeterminasyon haklarının erga omnes niteliğinden söz edilmiĢtir.429 Soykırım
Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması SözleĢmesinin Uygulanmasına
ĠliĢkin Dava' nın ilk itirazlar aĢamasında, Soykırım SözleĢmesinden doğan
hak ve yükümlülüklerin erga omnes hak ve yükümlülükler olduğu, SözleĢme
tarafından herhangi bir ülkesel sınırlama yapılmaksızın, soykırım suçunu
önleme ve cezalandırmanın her devletin yükümlülüğü olduğu
425
ifade
A/CN.4/291 and Add.1 & 2 and Corr.1, s.29, para. 89
Ragazzi, a.g.e., s.17
427
Jorgensen, The Responsibility of States for International Crimes, s.96
428
Nuclear Tests Case, s.269. para.50
429
Case Concerning East Timor, s.102, para.29,Michael Byers, a.g.m., s. 230, Juan Antonio Carrillo
Salcedo, a.g.m.,s.594
426
113
edilmiĢtir. 430
Medeni ve Siyasal Haklar Uluslararası SözleĢmesine göre
kurulan Ġnsan Hakları Komitesi 24 Kasım 1994 tarihli Genel Mütalaasında,
çağdaĢ uluslararası hukukun jus cogens nitelikli genel bir ilkesi olarak
iĢkencenin yasaklanmıĢ olduğunu ve bu nedenden ötürü bütün devletlerin
1984 tarihli SözleĢme'ye taraf olup olmadığına bakmaksızın bu yasağa
uymakla yükümlü kılınması gerektiği yönünde görüĢ bildirmiĢtir. 431 2005
yılında Justitia Et Pace Institut de Droit Internal' da Özel Raportör Gaja,
saldırı ve soykırımın yasaklanması, insan haklarının korunması, selfdeterminasyon ve çevre ile ilgili yükümlülükleri, temel değerlerden yansıyan
yükümlülükler olarak kabul etmiĢ ve bunlardan bazılarının devletler yanında
uluslararası hukukun diğer sujelerine karĢı da olduğunu ifade etmiĢtir.432
Devletin sorumluluğu bağlamında, Crawford Raporunda, Nihai Metin'in
41. maddesinde düzenlenen "uluslararası hukukun emredici normlarından
doğan yükümlülük" ün özünün "bir bütün olarak uluslararası toplumu
borçlandıran yükümlülük" olduğu ve bunun Barcelona Traction yargısında
"erga omnes " olarak zikredildiğini ancak kendisinin Latince kullanmaktansa
kendi anadilinde bir ifadeyi yeğlediğini ifade etmiĢtir. Ayrıca, UAD' nin, erga
omnes tabirini, belli durumlarda baĢka Ģeyleri anlatmak için de kullandığını
böylelikle karıĢma riskinin olduğunu da eklemiĢtir.433 Ago, Barcelona Traction
Davasında UAD' nin, erga omnes kavramını kullanırken, esasen uluslararası
topluma karĢı yükümlülükten bahsettiğini, bugün bazı yansımaları var olan ve
430
Case Concerning the Application of the Convention on the Prevention and Punishment of the
Crime of Genocide ( Bosnia and Herzegovina- Yugoslavia), ICJ, Preliminary Objections, Judgment of
11 July 1996, Reports of the Judgments, Advisory Opinions and Orders, 1996, Sales Number.680,
s.616, (EriĢim)http://www.icj-cij.org/docket/files/91/7349.pdf, 17 Ağustos 2010
431
General Comment No.24: Issues Relating to Reservations Made upon Ratification or Accession to
the Covenant or the Optinal Protocols Thereto, or in Relation to Declarations under Article 41 of the
Covenant , Fifth-second Session, 04.11.1994.,CCPR/C/21/Rev.1/Add.6, General Comment No. 24.
(General Comments),
(EriĢim)http://www.unhchr.ch/tbs/doc.nsf/(Symbol)/69c55b086f72957ec12563ed004ecf7a?Opendocu
ment, 18 Ekim 2010
Juan Antonio Carrillo Salcedo, a.g.m.,s.594
432
M. Giorgio Gaja, "Obligations Erga Omnes in International Law", Justitia Et Pace Institut De
Droit International, Krakow Session, Fifth Commission, 2005
433
A/CN.4/517. Crawford, Fourth Report on State Responsibility ,International Law Commission,
Fifty-Third Session, Geneva, 23 April -1 June and 2 July-10 August 2001, s.19, 20,
(EriĢim)http://daccess-ddsny.un.org/doc/UNDOC/GEN/N01/316/56/PDF/N0131656.pdf?OpenElement, 12 Kasım 2009
114
uluslararası toplum olarak adlandırılan, hak ve yükümlülük sahibi üyelerinden
farklı ve üyeleri ile hukuki iliĢkiye girebilen bir varlıktan bahsetmek istediğini
ifade etmiĢtir.
omnes
434
teriminin
Ago, Barcelona Traction Davasında ifade edilen erga
yanıltıcı
olduğunu,
gerçekte
uluslararası
örf
adet
hukukundaki yükümlülüklerin neredeyse tamamının bütün devletlere karĢı
olduğunu, örneğin diplomatların bağıĢıklığına saygı gösterme yükümlülüğünü
her devletin bütün diğer devlete karĢı borçlu olduğunu ancak böyle bir
yükümlülük ihlalinin bu yükümlülüğü ihlal eden devlet ile bundan zarar gören
devlet arasında iki taraflı bir iliĢki kuracağını ifade etmiĢtir.
435
Crawford,
Raporunun devamında, uluslararası toplum için yükümlülük doğuran ya da
emredici olduğu düĢünülen uluslararası hukukun az sayıda kuralından dolayı
erga omnes yükümlülük ile emredici normun en azından geniĢ bir alanda
örtüĢtüğünü ve aslında her iki kavramın farklı Ģeyleri vurguladığını bildirmiĢtir.
Ona göre, emredici normun vurgusu, onun ihlal edilemez ya da üstün statü
ile temel kural olmasındadır ki, bu o norm için çekince ileri sürememe ve
andlaĢmaların
geçerliliği
ile
ilgilidir.
Uluslararası
toplumla
ilgili
yükümlülüklerdeki vurgu ise onun evrenselliği ile ilgili olup, bütün devletlerin
ve uluslararası toplumun diğer sujelerinin borçlandırılmasıyla alakalı
doğrudan zarar gören devletten baĢka devletlerin sorumluluğu baĢlatmaları
ile ilgilidir. 436 Erga omnes ile ifade edilmek istenen Ģey, en genel olarak ihlal
edilen hukuk kuralarının sadece ilgili devletler
arasında sorumluluk
doğurmasının ötesinde, özel ilgisi olmayan devletlerin de söz konusu ihlalden
dolayı dava hakkının olmasıdır.437
Erga omnes yükümlülük, jus cogens ile birlikte uluslararası kamu
düzeni ile iliĢkilendirilmiĢtir. Buna göre, hem jus cogens kuralın, hem de erga
omnes yükümlülüğün amacının, uluslararası örf-adet hukuku tarafından
korunan değerleri serbestçe tasarruf eden devlete karĢı korumak olduğu
434
Roberto Ago, "Obligations Erga omnes and the International Community", (Eds. Joseph H.H.
Weiler, Antonio Cassese, Marina Spinedi),Internatonal Crimes of State: A Critical Analysis of the
ILC's Draft Article 19 on State Responsibility, Walter de Gruyter, 1989, s. 237-238
435
Ago, "Obligations Erga omnes and the International Community", s. 237-238
436
A/CN.4/517, s.19, 20
437
Kemal BaĢlar, "Uluslararası Hukukta 'Erga omnes' Kavramı",Milletlerarası Hukuk ve
Milletlerararası Özel Hukuk Bülteni, Prof.Dr. Ergin Nomer'e Armağan, Yıl.22, 2, 2002, s. 82
115
belirtilmiĢtir.
438
Burada, her iki kavram, uluslararası hukuk alanında,
uluslararası kamu düzeniyle ilintili olarak devlet egemenliğini sınırlamaları
yönüyle değerlendirilmiĢtir. 439 Ago, erga omnes yükümlülük fikrini,
daha
organize bir uluslararası toplumun varlığına bağlamıĢ, bu konuda BirleĢmiĢ
Milletlerin baĢarılı olduğunu söyleyemese de onun organize uluslararası
toplum yapmaya çalıĢtığını ifade etmiĢtir.440 Uluslararası hukuku, uluslararası
hukuki kiĢiliğe sahip sujeler arası iki taraflı iliĢkiler toplamı olarak gören ve
üstün egemenin olmadığı uluslararası toplumun üstün nitelikte kural tesis
edemeyeceğini
savunan
pozitivistler,
erga
omnes
yükümlülüklerin
olamayacağını, belli yükümlülüklerle bağlanmanın devletlerin iradelerinden
kaynaklanacağını ya da örf-adet ile mümkün olabileceğini ima etmiĢlerdir.441
Simma'ya göre, eğer uluslararası toplum varsa, belli müĢterek değerlerden
kurulu usul ve ilkelerle, bütün üyeleri için müĢterek menfaatleri olacaktır.
Ancak o, uluslararası toplum teriminin bazı yazarlarca, bütün uluslararası
sistem içinde, uluslararası hukukun sujeleri ve onların uluslararası iliĢkilerini
tanımlamak için kullanıldığını fakat uluslararası toplumun, münferiden
devletlerin menfaatlerinin toplandığı klasik iki taraflı bir iliĢki gibi göründüğünü
belirtmiĢtir. 442 Uluslararası toplum ve uluslararası kamu düzenine eleĢtirel
bakan Byers, Simma gibi yazarlar jus cogens ve erga omnes arası bağlantıyı
da gevĢek görmüĢlerdir. Örneğin Simma, jus cogens kural ile erga omnes
yükümlülük arasında kesinlikle bir bağlantı olduğuna ancak aradaki iliĢkinin
net olmadığını ifade etmiĢtir. 443 Byers, erga omnes ve jus cogens ile ilgili
olarak, aynı kavramın farklı açılardan görünümleri olduklarını belirtmiĢtir.444
Cassese, en azından uluslararası örf-adet hukukunu ilgilendirdiği kadarıyla
jus cogens norm ve erga omnes yükümlülük kategorilerinin kesiĢtiği ifade
etmiĢtir. 445 Buradan Cassese'in jus cogens ile erga omnes'i bütünüyle
438
Antonio Cassese, " The Character of the Violated Obligation", s. 418
Fassbender, a.g.m, s.547
440
Ago, "Obligations Erga Omnes and the International Community", s.238
441
Byers, a.g.m., s.231
442
Bruno Simma and Andreas L. Paulus, " The 'International Community:Facing the Challenge of
Globalizations", EJIL, Vol.9, 1998, s.268
443
Simma, "Universality of International Law " , s. 272, 274
444
Byers, a.g.m., s. 230
445
Cassese, " The Character of the Violated Obligation", s. 417
439
116
örtüĢtürmediği sonucunu çıkarabiliriz. Abi-Saab'a göre, her erga omnes
yükümlülük, jus cogens normdan kaynaklanmaz ve buna örnek olarak da,
uluslararası boğazlardan geçiĢ hakkının erga omnes yükümlülük olduğunu
ancak jus cogens normdan kaynaklanmadığını ifade etmiĢtir.446 Abi-Saab'ın
örneğine ek olarak, devletlerin, anlaĢma, uzun süre devam eden ve
çekiĢmesiz bir uygulama ya da uluslararası mahkeme kararları ile saptanan
ülke sınırlarının, üçüncü kiĢi durumundaki devletlere de ileri sürülecek Ģekilde
erga
omnes
yükümlülüğü,
niteliğinden
jus
cogens
bahsedebiliriz.
normun
447
Malanzcuk,
uygulanabilme
erga
kabiliyeti
omnes
ile
ilgili
görmüĢtür.448
UHK, jus cogens kurallar ve erga omnes yükümlülüklere gönderme
yapan bir bütün olarak devletler toplumuna karĢı yükümlülükler arası ayrım
yapılmasını önermiĢ, jus cogens norm ve erga omnes yükümlülüklerin farklı
kapsamlarına dikkat çekilmiĢtir. 449 Erga omnes yükümlülük, uluslararası
hukuk sujeleri ile ilgili görülürken, jus cogens kural anlaĢmalar vasıtasıyla
ihlal edilemeyen normatif güç ile ilgili görülmüĢtür.
Erga omnes yükümlülük, aslında jus cogens kural ihlallerinden çok
farklı olmayan uluslararası suçun sonucu olarak görülmüĢtür. 450 Haksız fiilin
uluslararası suçu meydana getirmesi durumunda, zarar gören devletin bütün
diğer devletleri kapsayacağı madde taslağı olarak sunulmuĢtur. Gaja, erga
omnes yükümlülüklerin, uluslararası suçları kapsadığı görüĢündedir. Yazar,
uluslararası suçları, müĢterek menfaatlerin korunması için uygulanan bazı
uluslararası yükümlülüklerin ciddi ihlalleri olarak görmüĢtür. 451 Erga omnes
yükümlülük kavramının, uluslararası ceza hukukunu geliĢtireceği ya da onun
446
Georges Abi-Saab," The Uses of Article 19", EJIL,10, 1999, s.348
Sevin Toluner, Milletlerarası Hukuk Dersleri: Devletin Yetkisi, Beta Basım Yayım Dağıtım
A.ġ., 5. Bası, Ġstanbul, 1996, s.30
448
Peter Malanczuk, " Counter Measures and Self -Defence as Circumtances Precluding
Wrongfulness in the International Law Commission's Draft Articles on State Responsibility"United
Nations Codification of State Responsibility, (Eds. Marina Spinedi, Bruno Simma), Oceana
Publications, New York vd., 1987,s.231
449
Kadelbach, a.g.m., s.28
450
Bassiouni, "International Crimes: Jus cogens and Obligatio Erga Omnes ", s. 72
451
Gaja, "Obligations Erga Omnes , International Crimes and Jus cogens : A Tentative Analysis of
Three Related Concepts", s.157
447
117
için kapı açacağı tezi ileri sürülmüĢ olsa da, uluslararası sorumluluk hukuku
ile ulusal ceza hukuku ve ulusal hukukta sorumluluğun farklılaĢması
konularıyla paralellik kurmanın belli nedenlerle hatalı olduğu, uluslararası
hukukta üstün merkezi bir otoritenin yokluğu ve uluslararası hukuk sujelerinin
eĢit haklara sahipliği açılarından itiraz edilmiĢtir. 452
UHK'da erga omnes konusunda hükümet yorumları da çeĢitli olmuĢtur.
Örneğin Fransa, belli durumlar için erga omnes kavramını bütünüyle inkar
etmemiĢ, ancak eleĢtirel davranmıĢtır. Çok taraflı anlaĢmaların ihlali
durumlarında, zarar gördüğü farz edilen devletin hukuki zarardan öte maddi
ya da manevi zarar görebileceğini ama her halde uluslararası hukuk ihlalleri
halinde devletlerin hukuken zarar göreceklerini bildirmiĢtir. Bu durum, belli
normlarla ilgili bütün devletlerin hukuki menfaatlerini tesis etmek için erga
omnes yükümlülük ihtimalini inkar etmek gibi görünebilir. Almanya, devletin
sorumluluğu alanında özellikle uluslararası suç konusunun çözümlenmesinde
jus cogens kural ve erga omnes yükümlülük kavramlarının netleĢtirilmesini ve
incelenmesini istemiĢtir.
ABD, uluslararası toplum ile ilgili insan hakları
anlaĢmaları gibi anlaĢma sınıfını kabul ederken, çok taraflı anlaĢma
ihlallerinde zarar gören devlet sınıfının daraltılmasını desteklemiĢ, erga
omnes yükümlülük bağlamında hareket eden zarar gören devletin, hukuka
aykırı davranıĢı yalnızca durdurma hakkına sahip olduğunu, bu ihlal
nedeniyle giderim hakkı olmayacağını ifade etmiĢtir.
Ġngiltere, ABD gibi
kavrama çok taraflı anlaĢma ihlalinde zarar gören devlet açısından yaklaĢmıĢ
ve Viyana AndlaĢmalar Hukuku SözleĢmesinin 60/2-c maddesinde çok taraflı
anlaĢma ihlallerinde bütün taraflara, anlaĢmadan doğan yükümlülüklerinin
ifasını köklü biçimde etkilediği durumlarda anlaĢmanın yürürlüğünü askıya
alabileceğinden bahsetmiĢtir. 453
Örnek kabilinden sayılan erga omnes yükümlülükler ile jus cogens
kabul edilen kuralların ve bir alt baĢlıkta düzenlenen Eski 19. maddede
452
Graefrath, "A Specific Regime of International Responsibility of States and its Legal
Consequences", s.163
453
A/CN.4/490, s. 6-7, para.21-26
118
sayılan uluslararası suç örneklerinin benzerliği, Nihai Metin'de "uluslararası
hukukun emredici normlarından doğan yükümlülük" ün sınırları konusunda
bir fikir vermiĢtir. Aslında, uluslararası suç, jus cogens kural ve erga omnes
yükümlülüklerin aynı özde birleĢtikleri, kökeni, kapsamı tartıĢmalı olsa da,
uluslararası hukuka aykırı kuvvet kullanma, self determinasyon hakkının
inkarı, soykırım gibi örneklerinde görülür.
2.1.3. EMREDĠCĠ KURAL- ULUSLARARASI SUÇ
Nihai Metin'de, uluslararası hukukun emredici normları, uluslararası
suç yerine kullanılmıĢtır.454 Daha önce de belirtildiği gibi, Viyana AndlaĢmalar
Hukuku ile ilgili UHK' da özel raportör atanan Waldock Raporunda, jus
cogens
'in, "uluslararası suç olarak nitelenen" ihmali ya da icrai bir fiil
içereceğini belirtmiĢtir. 455 Buradan, jus cogens
kapsayacağı
anlamı
çıkmaktadır.
Yine,
'in uluslararası suçları
uluslararası
suçun,
normlar
hiyerarĢisinin kavramsal olarak tepe noktası kabul edilmesi münasebetiyle de
uluslararası hukukun emredici normlarına benzerliği ortadadır. 456 Bunun
ötesinde, devletin sorumluluğu konusunda, uluslararası suç kavramının
zikredilmesi uluslararası cezai sorumluluk rejiminin getirildiği tartıĢmaları alan
içinde önemli yer tutmuĢtur. Bu nedenle, uluslararası hukukun emredici
normlarından doğan yükümlülüklerin ciddi ihlalleri için sorumluluk rejimini
tesbit etmek amacıyla konunun hazırlık çalıĢmalarını oluĢturan uluslararası
suç kavramının incelenmesi kaçınılmaz olmuĢtur.
Tezde, "uluslararası suç" kavramı ile devletin uluslararası suçları kast
edilmiĢtir.
454
Crawford, The International Law Commission's Articles on State Responsibility kitabının
sonunda, Nihai Metin'in geçmiĢini ek olarak sunmuĢtur. Bu ek düzenlemede, "emredici
yükümlülüklerin ciddi ihlalleri" kavramının eski 19. maddedeki "uluslararası suçlar" kavramına
karĢılık geldiğini açıkça göstermiĢtir. Crawford, The International Law Commission's Articles, s.
329
455
A/CN.4/SER.A/1963/Add.1, s.52, Jorgensen, The Responsibility of States for International
Crimes, s.89
456
Nina H.B. Jorgensen, The Responsibility of States for International Crimes, s.92
119
Uluslararası suçlar, "uluslararası hukuka göre suçlar", "uluslararası
suç", "geniĢ anlamda uluslararası suçlar", "dar anlamda uluslararası suçlar",
"ulusların arasında suçlar", "uluslararası haksız fiiller", "jus cogens suçlar",
"savaĢ suçları", "insanlığa karĢı suçlar" ve soykırım anlamında "suçların
suçu" gibi uluslararası suçların alt ayrımlarına da giden, çeĢitli tanımı belirsiz
ifadeler içerir. Adlandırmadaki bu çeĢitliliğin nedenleri arasında, sosyal
çıkarlara bağlı olan uluslararası suç sınıfları arası ayrım ve uluslararası
cezanın unsurları konusunda bilim adamlarının anlaĢmamaları görülmüĢtür.
Uluslararası suç, en basit tanımıyla uluslararası toplumun temel
değerlerinin ihlali olarak kabul edilmiĢ, önlenmesinde evrensel bir menfaat
görülmüĢtür.
457
Bu kavramın, Roma Hukukundaki jus naturale ve jus
gentium'un sonucu olduğu söylenebilir. Jus gentium ve jus naturale' de,
evrensel değerlerin ve evrensel insan toplumunun varlığı farz edilir. ÇağdaĢ
uluslararası toplum kavramı o dönemdekinden çok farklı olsa da, jus gentium
halk ve milletler hukukunun ihlali kadar belli evrensel değerlerin varlığının
delili olmuĢ ve bu değerlerin ihlalinde söz konusu hukuk uygulanmıĢtır. 1648
Vestfalya BarıĢ AndlaĢmasından sonra, hukuk düzeni giderek değiĢmiĢtir.
Vestfalyan hukuk düzeni, ulus devletlerin çıkarlarının tanınması ile uzlaĢılan
belli müĢterek değerleri varsaymıĢ,
ulus devlet düzeninde bu değerlerin
ihlalleri için belli sonuçlar öngörülmüĢtür. Egemen ulus devletlerin bu
değerlere uyacağı farz edilmiĢ ve devletlerin menfaatleri sınırlandırılarak
olası çekiĢmeler azaltılmıĢtır. MüĢterek paylaĢılan değerlerden ve çıkarlardan
kaynaklanan normlarla, söz konusu uluslararası toplumda katılımcılarının
çıkarlarını sağlama amaçlanmıĢtır. Tarihi süreçte, bildiriden tanımlayıcıya,
tanımlayıcıdan yasaklayıcı kurallar hem geçici, hem de geliĢigüzel olmuĢtur.
Uluslararası hukuk alanında bir yasama organı ya da üst otoritenin olmaması
uluslararası suça ya da uluslararası suç sınıflarına iliĢkin hususları geliĢigüzel
457
Uluslararası toplumun huzur ve düzenini bozduğu için uluslararası toplumu bir bütün olarak
mağdur ettiği düĢünülen fiiller uluslararası suç kabul edilmiĢtir. DurmuĢ Tezcan, Mustafa Ruhan
Erdem, R. Murat Önok, Uluslararası Ceza Hukuku, Seçkin Yayıncılık San. ve Tic. A.ġ., Ankara,
2009, s.42, Alain Pellet, " Can a State Commit a Crime? Definitely, Yes!" EJIL, Vol.10, No 2, 1999,
s.428-429, Antonio Cassese, International Criminal Law, Oxford University Press, Oxford, 2003,
s. 23
120
ve geçici kılmıĢtır.
ġimdiye kadar uluslararası suçlar, uluslararası suçu
meydana getiren Ģeyin tanımı, uluslararası suçluluğun ölçütleri konusunda
tam uzlaĢma olmaksızın geliĢtirilmiĢtir. 458
Uluslararası suçların çoğu, önce uluslararası örf adet hukukunda
doğmuĢ, sonrasında akdi uluslararası hukukta vücut bulmuĢtur.
Uluslararası suçluluk için kabul edilebilir beĢ kriter sayılmıĢtır. Bunlar;
1. özellikle uluslararası barıĢ ve güvenliği tehlikeye atan önemli
uluslararası çıkarları etkileyen biçimde hareket etme,
2. insanlığın vicdanını Ģok eden ve dünya toplumunun müĢtereken
paylaĢtığı değerlere ciddi Ģekilde saldıran davranıĢlarda bulunma,
3. planlama, meydana getirme, hazırlama konusunda uluslararası
niteliklere sahip olma,
4. uluslararası korunan kiĢi ya da çıkarlara zarar verme,
5. 1. ve 2. maddedeki düzeye varmayan fakat yine de uluslararası
korunan çıkarları ihlal eden davranıĢlardır. 459
Cassese, uluslararası suçun unsurlarını;
- uluslararası anlaĢma ya da uluslararası örf-adet hükümleri ihlal
ederler,
- bu suçları yasaklayan kurallar bütün uluslararası toplum tarafından
önemli sayılan değerleri korumaya yöneliktir, bu nedenle bütün devletleri ve
bireyleri bağlar,
- bu suçları cezalandırmada evrensel müĢterek menfaat vardır ve belli
koĢullara bağlı olmak Ģartıyla bu suçları iĢleyenler herhangi bir devlet
tarafından yargılanabilir,
- bu suçlar için yargı bağıĢıklığı söz konusu değildir.
458
459
Bassiouni, " International Crimes: The Ratione Materie of International Criminal Law", s. 129-131
Bassiouni, " International Crimes: The Ratione Materie of International Criminal Law", s. 133
121
Ģeklinde saymıĢ ve bu sayılanlara göre somut biçimde belirlenebileceğini
ifade etmiĢtir.460
Crawford, uluslararası suç ile ilgili olarak,
- devletin uluslararası suçları doğru bir Ģekilde tanımlanmalıdır.
(nullum crimen sine lege)
- bir bütün olarak uluslararası toplum adına yapılacak tetkik için uygun
usul sağlanmalıdır,
- devlete karĢı suç iĢleme konusunda itham sistemiyle ilgili uygun
usulü garantiler sağlanmalıdır,
- uluslararası suç iĢlendiğinde uluslararası toplum adına uygun
yaptırıma karar verme konusu gereğince tanımlanmalıdır (nulla poena sine
lege),
- suçlu devleti aklama sistemi olmalıdır, aksi halde suç damgası
sonraki nesilleri etkileyecektir. 461
Ģartlarını aramıĢtır.
Uluslararası hukuk alanında, uluslararası suçun varlığından ve
cezalandırılmasından
söz
edebilmek
için
aĢağıda
belirtilen
10
Ģart
bulunmalıdır;462
1. uluslararası suçu meydana getiren davranıĢ, açıkça ya da zımnen
tanımlanmalı, (nullum crimen sine lege)
460
Cassese, International Criminal Law, s. 23, Tezcan, Erdem, Önok, a.g.e., s.42,
A/CN.4/490/Add.3, para. 90-92
462
Crawford, Raporunun devletlerin cezai sorumluluğuna iliĢkin bölümünde uluslararası suça iliĢkin
bir kısım özellikleri de saymıĢtır. Benzerlik gösteren bu unsurlar;
-devletin uluslararası suçları doğru bir Ģekilde tanımlanmalıdır. (nullum crimen sine lege)
- bir bütün olarak uluslararası toplum adına yapılacak tetkik için uygun usul sağlanmalıdır
- uluslararası suç iĢlendiğinde uluslararası toplum adına uygun yaptırıma karar verme konusu
gereğince tanımlanmalıdır. (nulla poena sine lege),A/CN.4/490/Add.3, para. 90-92. Bkz. dipnot 109
461
122
2. yasaklanan, önlenen, yargılanan, cezalandırılan vb. için bir görev
oluĢturarak fiilin cezai doğasının tanınması,
3. yasaklanmıĢ davranıĢın suç oluĢturması,
4. yargılama hak ve görevi,
5. yasaklanmıĢ davranıĢı cezalandırma hak ve görevi,
6. suçluyu iade hak ve görevi,
7. yargısal yardımı da içeren ceza ve yargılamada iĢbirliği hak ve
görevi,
8. cezai yargılama zemininin oluĢturulması,
9. cezai özellikleri olan uluslararası divan ya da uluslararası ceza
mahkemesinin kurulması,
10. amirlerin emirlerinin savunulmazlığı
bulunmalıdır. Bu sayılanlardan bir ya da daha fazlasını içeren 267 adet
uluslararası sözleĢme vardır. Bu sözleĢmelerin içerisinde, Nuremberg,
Tokyo,
Control
Council
Law No.10,
Yugoslavya
Uluslararası
Ceza
Mahkemesi, Ruanda Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Uluslararası Ceza
Mahkemesi Statüleri de yer almaktadır. Bu Statülerin,
"suçun kanuniliği"
ilkesine göre suç yaratıp yaratmadığı ve uluslararası suçların varlığını bildirip
bildirmediği tartıĢmalıdır.
463
Suçun kanuniliğine iliĢkin bu sayılanlar için
dünyada iki sistemin varlığından söz etmek yanlıĢ olmaz. Kıta Avrupası
Hukuku sisteminde sıkı kanunilik prensibi benimsenirken, Common Law
sistemini uygulayan ülkelerde suç tiplerinin yazılı olması her zaman
aranmayıp, içtihatta suç olarak kabul edilmesi yeterli görülmüĢtür.
Son
zamanlarda, sıkı kanunilik ilkesinin esnemesi ile ilgili olarak, Avrupa Ġnsan
Hakları Mahkemesinin 17.01.2006 tarihli Kolk and Kislyiy/Estonya Kararı
463
Bassiouni, " International Crimes: The Ratione Materie of International Criminal Law" , s.134
123
örnek gösterilebilir.464 Ġncelenen 267 adet SözleĢmede 28 tane uluslararası
suç öngörülmüĢtür. Bu suçlar;
1. saldırı,
2. paralı askerlik465
3. soykırım,
4. insanlığa karĢı suçlar,
5. savaĢ suçları,
6. nükleer terörizm,
7. nükleer materyallerin çalınması,
8. kölelik ve kölelikle ilgili uygulamalar,
9. ırk ayrımcılığı,
10. iĢkence ve kötü davranıĢların diğer çeĢitleri, gayri insani davranıĢlar
ya da alçaltıcı muamele,
11. hukuka aykırı insan deneyleri,
12. korsanlık,
13. hava aracı kaçırma ya da uluslararası hava güvenliğine karĢı hukuka
aykırı fiiller,
14. deniz ulaĢımı güvenliğine ve açık deniz katmanlarının güvenliğine
karĢı hukuka aykırı fiiller,
464
1949 yılında, SSCB'den kiĢilerin nakillerinden dolayı Kolk ve Kislyiy'in insanlığa karĢı suçun faili
olarak cezalandırılmasına iliĢkin açılan davada, anılan zamanda söz konusu suçlara açıkça yer
verilmemesine rağmen, ceza hukuku kurallarının geriye yürümezliği kuralına aykırı bulunmamıĢtır.
Dava hakkında geniĢ bilgi için; Antonio Cassese, "Balancing the Prosecution of Crimes against
Humanity and Non-Retroactivity of Criminal Law: The Kolk and Kislyiy v. Estonia Case before the
ECHR" J. Int'l Crim. Just., Vol.4, 2006, pp. 410-418, Tezcan, Erdem, Önok, a.g.e., s.451
465
Yararlanılan kaynakta ifade "mercanarism" Ģeklindedir. "Adam kiralamak suretiyle suç iĢleme" ya
da "paralı askerlik" gibi anlamlara gelmektedir. Bassiouni, "International Crimes: The Ratione
Materie of International Criminal Law", s. 134
124
15. uluslararası korunan kiĢilere karĢı kuvvet kullanma ya da tehdidi,
16. BirleĢmiĢ Milletlere ve iĢbirliği yapan personele karĢı suçlar,
17. sivillerin rehin alınması,
18. patlayıcı kullanımı,
19. postanın hukuka aykırı kullanımı,
20. terörü finanse etmek,
21. hukuka aykırı uyuĢturucu ticareti ve uyuĢturucu ile ilgili suçlar,
22. organize suçlar,
23. ulusal zenginliklerin çalınması ya da harap edilmesi,
24. çevrenin belli uluslararası korunan unsurlarına karĢı hukuka aykırı
fiiller,
25. müstehcen materyallerin uluslararası kaçırılması,
26. sahtecilik ve kalpazanlık,
27. denizaltı kablolara hukuka aykırı müdahale,
28. yabancı kamu görevlilerine rüĢvet vermek.466
Uluslararası Ceza Hukuku Derneği, Parlamentolar Arası Birlik ve
Uluslararası Hukuk Derneği için bazı yazarlar tarafından da Uluslararası
Ceza Ġlkeleri konusunda öneriler sunulmuĢtur. Uluslararası Ceza Ġlkeleri
Planında, aĢağıda gösterilen Ģekilde devlet suçları sınıfı oluĢturulmuĢtur.
Buna göre;
466
Uluslararası suçların çoğu, ilk kez uluslararası örf-adet hukukunda geliĢtirilmiĢ daha sonra akdi
uluslararası hukukta vücut bulmuĢtur. 1600'lü yılların baĢlarında, korsanlık pek çok denizcilikle
uğraĢan devlet tarafından ilk uluslararası suç olarak kabul edilmiĢtir. 1800'lü yılların baĢlarında
kölelik ve köle ticareti erken dönemde tanınan uluslararası suçlardan olmuĢtur. Bassiouni, "
International Crimes: The Ratione Materie of International Criminal Law", s. 129, 134-135
125
- bir baĢka devlete savaĢ ilan etmek, savaĢ ilanıyla ya da savaĢ ilanı
olmaksızın bir baĢka devletin ülkesine silahlı güçlerin girmesi, bir baĢka
devlet ülkesindeki hava ve deniz araçlarına savaĢ ilan ederek ya da etmeden
havadan, karadan ya da denizden saldırı düzenlemek, bir baĢka devletin kıyı
ve limanlarını abluka altına almak, bir baĢka devletin ülkesindeki silahlı
kuĢatmayı destekleme fiillerinden birinin gerçekleĢmesi durumunda savaĢ
suçları;
- yasaklanan savaĢ araçlarının kullanımı, üretimi, satıĢı ya da diğer
savaĢ hukuku ya da örfünü ihlali,
- belirlenmiĢ beklenmedik olayları aĢacak Ģekilde silahlı güçlerin
yaratılması ya da eğitilmesi,
- savaĢ ya da barıĢ zamanında, dini, ırki ya da politik nedenlerle halkın
belli gruplarının köleleĢtirilmesi, öldürülmesi ya da eziyet edilmesi,
- bir baĢka devletin ülkesel bütünlüğüne ve politik bağımsızlığına karĢı
suçlar için önleme tedbirlerinin alınmasında baĢarısız olunması,
- yabancı devlet baĢkanı ve hükümet üyelerine suikast gibi bir baĢka
devletin menfaatlerine karĢı devlet suçlarını ülkesi üzerinde hazırlayan örgüt
ve kiĢilere yardım etme ya da yardımlarını kabul etme,
- bir baĢka devletin iç politik çekiĢmelerine müdahale,
- bir baĢka devlete karĢı müphem kuvvet kullanma tehdidi,
- askeri gösteri amaçlı manevra yapma ya da hareket etme,
- yabancı diplomatik temsilcilerin bağıĢıklıklarının iptali,
- sahte para basma ve bir baĢka devlete zarar verme amaçlı baĢka
ihanet fiilleri,
- uluslararası iliĢkilere zarar veren baĢka fiilleri
126
devlet suçu olarak kabul edilmiĢtir. 467
Uluslararası hukukun baki sorunları devletin uluslararası suçları ile ilgili
olarak da ileri sürülmüĢtür. Örneğin, bir devletin uluslararası suç iĢlediğine
resmi Ģekilde karar verildiğinin örnekleri net olmadığından, devletin
uluslararası suçları için mevcut uluslararası hukuk yeterli görülmemiĢtir.468
Hem uluslararası
suç
unsurlarının,
hem de
uluslararası
suç
örneklerinin bunaltıcı Ģekilde gereksiz sayılmasının nedeni, aslında belli
özelliklerin
literatürde
ifade
Ģekillerini
göstermektir
ve
tanımı
tam
yapılamayan, örnekleri çeĢitli olan uluslararası hukukun emredici normları ve
ihlallerinin temel çerçevesinin çizilebilmesidir.
2.1.3.1.
Devletin Sorumluluğu Bağlamında Uluslararası Suç
Devletin sorumluluğu bağlamında uluslararası suç, daha önce de ifade
edildiği gibi, Ago'nun, "salt haksız fiiller" ve "ceza gerektiren/cezalandırılabilir
haksız fiiller" ayrımına dayanır. 469 Ago'nun, Ġlk Okuma'da 19. maddede yer
verdiği "uluslararası suç",
"ciddi doğada uluslararası haksız fiil", "istisnai
nitelikte ciddi uluslararası haksız fiil" gibi kavramlarla da ifade edilmiĢtir. Bu
tercihin nedenleri çeĢitlidir. Bunlardan biri, cezai çağrıĢımları önleme olarak
görülmüĢtür.470 Bu iddia ile ilgili olarak Abi-Saab, "haksız fiil" i, ceza hukuku
ile haddinden fazla bağlantılı görmüĢtür.
geleneksel
uluslararası
hukukta,
471
Tercihin bir baĢka nedeni ise,
devletlerin
uluslararası
suçlarının
olamayacağıdır. Bunun için, Nuremberg Mahkemesinde, uluslararası suçların
kiĢiler tarafından iĢlenebileceği ve bu suçlardan ötürü yalnız bireylerin
cezalandırılabileceği, soyut kurumların suç iĢleyemeyeceği Ģeklinde ifade
edildiği, uluslararası suça iliĢkin anlaĢmalarda da, devletlerin "suçlu" olarak
467
Tunkin,a.g.e.,s.438- 441
A/CN.4/490/Add.3, para. 90-93
469
Uluslararası suç ve uluslararası haksız fiil arası ayrım 1976-1980 döneminde, devletlerin büyük
çoğunluğu tarafından desteklenmiĢ ancak ciddi ve daha az ciddi uluslararası haksız fiiller arası
ayrımın desteği daha büyük olmuĢtur. A/CN.4/SER.4/1976/Add.1,s.119, 120, para.62
470
M. Giorgio Gaja, "Should All References to International Crimes Disappear from the ILC Draft
Articles on State Responsibility", EJIL, Vol.10, No 2, 1999, s. 366
471
Abi-Saab," The Concept of 'International Crimes' ", s.146
468
127
görülmediği delil gösterilmiĢtir. 472 Nihai Metin'de tabir edilen "uluslararası
hukukun emredici normlarından doğan yükümlülükler", "uluslararası suç" u
ifade etmek için kullanılmıĢtır. 473
Ancak, uluslararası hukukun emredici
normlarından doğan yükümlülüklerin herhangi bir ihlalini uluslararası suç
olarak kabul etmek hatalı olabilir. Çoğu zaman bu normlardan doğan
yükümlülüklerin ihlali uluslararası suçu meydana getirir ancak bu durum
mutlak
değildir.
Uluslararası
suç ve
uluslararası
hukukun
emredici
normlarından doğan yükümlülük ihlallerinin birbirine yakınlığı inkar edilemez
ancak kavramsal olarak aynılığı kabul edilebilir görülmez.474
Ago,
Ġlk Okuma'da 19. maddede uluslararası suçları da haksız fiil
kabul etmesine rağmen, uluslararası suçları salt haksız fiillerden ayırmıĢtır.
Ago, uluslararası suçlar ve uluslararası haksız fiil ayrımı yönündeki ısrarını
iki nedene bağlamıĢtır. Birincisi, UAD'nin 1970 yılında Barcelona Traction
Davasında erga omnes yükümlülükler ile ihlalinde iki taraflı iliĢki doğuran
yükümlülükler arası ayrım yapmasıdır. 475 Ġkincisi ise, BirleĢmiĢ Milletler
AndlaĢmasının saldırı, barıĢın bozulması gibi belli fiiller için bireysel ya da
kolektif bir tepki mekanizması yaratan özel bir sistem öngörmüĢ olmasıdır. 476
19. madde düzenlemesi Ģu Ģekildedir;
1. uluslararası yükümlülüğün ihlalini meydana getiren bir devletin fiili, ihlal
edilen fiilin konusuna bakmaksızın uluslararası haksız fiildir.
2. bir bütün olarak uluslararası toplum tarafından suç olarak tanınan,
uluslararası toplumun temel çıkarlarının korunmasında çok esaslı bir yükümlülüğün
ihlali sonucunda meydana gelen uluslararası haksız fiil uluslararası suçu meydana
getirir.
472
A/CN.4/490/Add.2, s.2
Bkz. dipnot 454
474
A/CN.4/SER.4/1976/Add.1,s.119, 120, para.62
475
Case Concerning The Barcelona Traction, s.32, para. 33-35
Dupuy, "Implications of the Institutionalization of International Crimes of States", s.171
476
BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢmasındaki kolektif tepkiler, AndlaĢmanın 2/4 maddesinde düzenlenen
kuvvet kullanma yasağı ilkesinin sonucu olarak görülen, VII. Bölüm altında düzenlenmiĢtir.
473
128
3. 2. paragrafa konu olan ve uluslararası hukuk kuralının yürütülmesi
temelinde, uluslararası suç sonuçlanabilir, inter alia
a.saldırının yasaklanması gibi uluslararası barıĢ ve güvenliğin korunması için
esaslı öneme sahip olan uluslararası yükümlülüğün ciddi ihlali
b. koloni dominyonlarının yetkisiyle korumanın yasaklanması gibi halkların
self determinasyon haklarının korunması için esaslı öneme sahip olan uluslararası
yükümlülüğün ciddi ihlali,
c.ırk ayrımcılığı, kölelik ve soykırımın yasaklanması gibi insanlığı korumak
için esaslı öneme sahip olan uluslararası yükümlülüğün geniĢ ölçekte ciddi ihlali,
d. denizlerin ya da atmosferin büyük ölçekte kirliliğini yasaklamak gibi insan
çevresinin korunması ve muhafazası için esaslı öneme sahip olan uluslararası
yükümlülüğün ciddi ihlali,
4. 2. paragrafa göre uluslararası suç olmayan uluslararası haksız fiiller
uluslararası haksız fiili meydana getirir.
UHK, "uluslararası haksız fiil" ve "uluslararası suç" arası ayrım yapan
taslak 19. maddeyi oybirliği ile kabul etmiĢtir.
Uluslararası suçun meydana gelebilmesi için Maddede üç unsur
belirlenmiĢtir.
- Uluslararası suç haksız fiildir, bu ifade gayet nettir ve daha fazla
incelenme ihtiyacı duyurmaz,
- bu haksız fiil, uluslararası toplumun temel çıkarlarının korunması için
önemli olan yükümlülüklerin ihlalinden doğar,
-
bu
haksız
fiil
uluslararası
toplum
tarafından
suç
olarak
tanınmalıdır.477
19. maddede, önce devlet yükümlülükleri ile ilgili çağdaĢ uluslararası
hukuk içinde özel bir alan belirlenmiĢtir. Bu yükümlülüklerin ihlalleri
477
Pellet, "Can a State Commit a Crime? " s.427
129
uluslararası suç olarak adlandırılmıĢ, uluslararası toplum tarafından tipik suç
olarak düĢünülen fiiller bu spesifik alan içindeki yükümlülüklerin bir ya da
daha fazlası örnek olarak verilmiĢtir. "gibi" ifadesi ile diğerleri arasında
sadece bir örnek olduğunu bir kez daha belirtilmek istenmiĢtir.478 Saldırı suçu
vurgulansa da Maddede uluslararası suçlar arasında hiyerarĢik bir ayrım
yapılmamıĢtır.479
19/3 maddenin (a), (b), (c) ve (d) alt paragraflarında, uluslararası barıĢ
ve güvenliğin korunması, self determinasyon hakkının güvencesi, insan
çevresinin korunması ve güvencesi gibi dört temel amaç belirtilmiĢtir. Bu dört
temel kategoriden doğan yükümlükler uluslararası toplumun temel çıkarlarını
korumak için diğerlerinden daha önemli uluslararası hukuk kuralları olarak
kabul edilmiĢtir. Bu kurallar, çağdaĢ uluslararası hukuk düzeninde jus cogens
sıralamasına dahil edilmiĢtir. 480 Sayılan uluslararası suç örneklerinin hayali
olduğu ve spesifik olarak belirtilmediği ileri sürülmüĢtür.
amacının bu olmamasına rağmen,
saydığı belirtilmiĢtir.
481
19/3 maddenin,
uluslararası hukukun temel kurallarını
Bir baĢka görüĢe göre, UHK, uluslararası toplumun
esas meĢgalesi ve uzun zamandan beri varlık gayesi olarak uluslararası
barıĢ ve güvenliğin korunmasını kabul etmiĢ ve bu doğrultuda uluslararası
yükümlülüklerin örneklerini listelemiĢtir. Devletlerin hukuk düĢüncesinde, bu
yükümlülüklerin
ihlalleri
en
ciddi
uluslararası
suçları
temsil
ettiği
düĢünülmüĢtür. Bu alanda uluslararası suçun en spesifik örneğinin saldırı
suçu olduğu ileri sürülmüĢtür ve UHK' da saldırı kavramı ile ilgili olarak,
BirleĢmiĢ Milletler Genel Kurulunda oybirliği ile kabul edilen 3314(XXIX) sayılı
478
Commentaries on First Reading, s.130
Wyler, a.g.m., s.1155, Ancak Ago, Raporunda, bütün suçların eĢit ağırlıkta olmadığını, cezalarının
aynı olamayacağını, saldırının her zaman suç olduğunu ancak insanlığın müĢterek kaynaklarının
serbestçe kullanımının engellenmesi ya da bu konuda ayrım yapılmasının belli ağırlığa ulaĢmadıkça
uluslararası suç sayılmasının doğru olmadığını ifade etmiĢtir. A/CN.4/291 and Add.1 and 2., Ago,
Fifth Report on State Responsibility, Yearbook of the International Law Commission,Vol.II, No.1,
1976, para. 150,
(EriĢim)http://untreaty.un.org/ilc/publications/yearbooks/Ybkvolumes(e)/ILC_1976_v2_p1_e.pdf , 12
Aralık 2010
480
Commentaries on First Reading, s.130
481
A/CN.4/490/Add.1, para. 49, Crawford, First Report on State Responsibility, Addendum,
International Law Commission Fiftieth session, Geneva, 20 April-12 June 1998, New York, 27 July14 August 1998, (EriĢim)http://daccess-ddsny.un.org/doc/UNDOC/GEN/N98/119/45/PDF/N9811945.pdf?OpenElement , 15 Ağustos 2009
479
130
Saldırının Tanımına iliĢkin kararına gönderme yapılmıĢtır. UHK üyelerinden
bazıları, "saldırı" kavramını, silahlı kuvvet kullanma yanında ekonomik
saldırıyı
da
algılamıĢlardır.
kapsayacak
482
Ģekilde
tanımlanandan
daha
geniĢ
olarak
Ancak, sayılan diğer örneklerle kıyaslandığında saldırı
suçunun kapsamından öte, UAD' nin Nikaragua'ya iliĢkin kararına uygun
olarak saldırının kuvvet kullanma eyleminin daha ağır Ģekli olduğu esasından
hareket edildiği, "ciddilik" ilavesinin bunu pekiĢtirdiği düĢünülebilir. Saldırı
suçu konusunda tartıĢılmayacak kadar kesin olan husus, kuvvet kullanma
yasağına aykırı olduğudur. 483
BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢmasında düzenlenen BirleĢmiĢ Milletlerin
amaçlarından, halkların self-determinasyon hakkını koruma konusundaki
temel yükümlülüğüne Komisyon ikinci sırada yer vermiĢtir. Sömürge
yönetimlerinin kuvvet kullanarak sürdürülmesi ya da kurulmasını yasaklayan
yükümlülük ihlalinin uluslararası suç örneği olduğu tartıĢmasız kabul
edilmiĢtir."Kuvvet kullanarak" ifadesi halkın isteğine silahla direnerek karĢı
olma olarak tanımlanmıĢtır. Komisyon üyelerinden bazıları bu ifadenin
silinmesini önermiĢler ancak reddedilmiĢtir.484
BirleĢmiĢ Milletlerin amaçlarından olan, "dil,din, ırk ve cinsiyet ayrımı
olmaksızın insan hakları ve temel özgürlüklere saygı" ilkesini UHK, insanlığın
korunması yükümlülüğünü uluslararası suçlara iliĢkin olarak ele almıĢ ve bu
ihlallerin uluslararası suç olarak nitelenebilmesi için geniĢ ölçekte olmasını
aramıĢtır.
485
UHK, insan çevresinin korunması ve garanti edilmesi ile ilgili
uluslararası son geliĢmelere yer vermiĢtir. Bu alanda, atmosfer ve denizlerin
482
Bahsi geçen UHK üyeleri için, A/CN.4/SER.A/Add.1, Document A/6309/Rev.l: Reports of the
International Law Commission on the Second Part of its Seventeenth Session and on its Eighteenth
Session, Yearbook of the International Law Commission, 1966, Vol. II, s.246, Commentaries on First
Reading, 131
483
Case Concerning Military and Paramilitary Activities in and Against Nicaragua, s. 101,
Tezcan, Erdem, Önok, a.g.e., s.593
484
Ġfadenin silinmesi isteyen Komisyon üyeleri konusunda bilgi verilmemiĢtir.Commentaries on First
Reading, 131
485
Commentaries on First Reading, 131
131
aĢırı kirliliğini yasaklayan yükümlülüğün ihlali örnek gösterilmiĢtir. Bazı
Komisyon üyeleri, verilen kirlilik örneği ile ilgili çekincelerini ifade etmiĢler,
gerekçe olarak da diğer örnekler kadar belirgin tanımlama yapılmadığını
belirtmiĢlerdir. 486
19/4 maddede, "uluslararası suç" un özel kategorisi içinde olmayan
bütün haksız fiilleri kapsayacak bir tanım yapılmaya çalıĢılmıĢtır. Bu Ģekilde
bir
tanımlama,
bazı
Komisyon
üyelerince
kesin
gerekli
olarak
düzenlerken
Viyana
düĢünülmemiĢtir.487
Ago,
19.
maddede
uluslararası
suçları
AndlaĢmalar Hukuku SözleĢmesinin 53. maddesinden esinlenmiĢ ancak bu
maddedeki düzenleme Ģeklinden baĢka biçim benimsemiĢtir.488 Bu açıdan,
adlandırmanın emredici norm, jus cogens kural, erga omnes yükümlülük ya
da uluslararası suç olması arasında fark yoktur. Söz konusu madde, Viyana
AndlaĢmalar Hukuku SözleĢmesi 53. maddeden esinlenmiĢ olsa da,
düzenleme biçiminin farklılığı açıktır. 19. madde, Viyana AndlaĢmalar Hukuku
SözleĢmesinin 53 ve 64. maddelerinden yansıyan saf soyut metodla
kıyaslandığında avantajlı görülmüĢtür. Bu düzenleme ile esaslı kurallar
tanımlanmamıĢtır 489 Madde'de, ihlal edilen norm tarafından korunan çıkarın
temel
özelliğine
çalıĢılmıĢtır. 490
gönderme
yapılarak
uluslararası
suç
tanımlanmaya
Ancak, 19. madde, uluslararası suç olarak uluslararası
yükümlülüğün herhangi bir özel ihlalini tanımlamaktan kaçınmıĢtır. UHK,
uluslararası ceza kanununun ana hatlarını ya da uluslararası suç olarak belli
fiilleri
486
tanımlamayı
kendisine
görev
olarak
görmemiĢtir.
Yürürlükteki
Çekinceleri olan Komisyon üyeleri ile ilgili bilgi verilmemiĢtir. Commentaries on First Reading,
131
487
Commentaries on First Reading, 131
488
A/CN.4/191 and Add. 1and 2., Ago, Fifth Report on State Responsibility, Yearbook of the
International Law Commission, Vol.II, Part One, 1976, s. 153,
(EriĢim)http://untreaty.un.org/ilc/publications/yearbooks/Ybkvolumes(e)/ILC_1976_v2_p1_e.pdf 12
Aralık 2010,Paola Gaeta," The Character of the Breach" (Ed.) James Crawford, Alain Pellet, Simon
Olleson: The Law of International Responsibility, Oxford University Press,2010, s. 422
489
Manfred Mohr, "The ILC's Distintion Between 'International Crimes' and ' International Delict' and
Its Implications, United Nations Codification of State Responsibility, (Ed. Marina Spinedi and
Bruno Simma), Ocena Publications, INC., London, New York, Rome, 1987, s.123
490
Abi-Saab," The Concept of 'International Crimes' ", s.143-145
132
uluslararası hukuka ve BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢmasına ve diğer çok taraflı
andlaĢmaları da içeren daha özel belli akdi araçlara gönderme yapmak için
çaba sarf etmiĢtir. 491
UHK' da kabul edilen uluslararası suç düzenlemesi, uluslararası
düzenin korunması ve sukuneti adına önemli bir baĢarı kabul edilmiĢtir.492 Bu
düzenleme, uluslararası haksız fiilin ağırlığı ve doğasına uygun sorumluluk
rejimi sağlama ihtiyacından doğmuĢ olup, uluslararası haksız fillerin farklı
kategorileri arası teorik ve soyut ayrıma dayalı değildir. Ago, yaptığı
sınıflandırmada uluslararası suçlar için, o zaman iki taraflı ya da bireysel
tepki yerine kolektif bir kamu tepkisini öngörmüĢtür. 493 Ago'nun, uluslararası
suç düzenlemesinin, hem erga omnes yükümlülüklerden, hem de jus cogens
kuraldan özümsenerek oluĢturulduğunu söyleyebiliriz.
Ġlk Okuma'da yer alan uluslararası suç düzenlemesi, uluslararası
hukuka cezai boyut kazandırmamak ve bundan doğacak iç hukuk
kıyaslamalarını engellemek amacıyla çıkartılmıĢtır. 494 Wyler, Ago tarafından
tasarlanan uluslararası suçlara iliĢkin düzenlemenin, devletlerin kolektif
müdahalesi
fikri
üzerine
kurulduğunu,
bu
sistemde
birincil
amacın
cezalandırmak değil uluslararası hukuka riayeti garanti etmek olduğunu ifade
etmiĢtir.495 Abi-Saab, 19. maddenin varlığını, devletler için ceza hukukunun
yansıması olarak görmemiĢ, fakat uluslararası suçu meydana getiren ihlaller
için daha ciddi sonuçların olması gerektiği teziyle eleĢtirmiĢtir.496 Uluslararası
suç düzenlemesinin, ulusal hukuklarla ya da uluslararası hukukun baĢka
alanları ile kıyaslanma yahut karıĢtırılma ihtimali doğurması yönüyle
eleĢtirilmiĢtir. 497 Pellet, devletlerin sorumlulukları için, iç hukuklardaki hukuki
ya da cezai sorumlulukla kıyaslamanın söz konusu olamayacağını,
491
Commentaries on First Reading, s.130
T.O.Elias, " Introduction to the Debate" (Eds. Joseph H.H. Weiler, Antonio Cassese, Marina
Spinedi),Internatonal Crimes of State: A Critical Analysis of the ILC's Draft Article 19 on State
Responsibility, Walter de Gruyter, 1989,193
493
Cassese, " The Character of the Violated Obligation", s. 416
494
Graefrath, "International Crimes and Collective Security", s. 238,
495
Wyler, a.g.m., s.1150, 1151
496
Abi-Saab," The Concept of 'International Crimes' ", s.146
497
A/CN.4/490/Add.3, para. 81
492
133
devletlerin
sorumluluğunun,
kullanılan
"uluslararası" olduğunu ifade etmiĢtir.
498
ifadelerden
bağımsız
olarak
Yazar, uluslararası suç kavramını,
çağdaĢ uluslararası hukukta ve uluslararası haksızlığın farklı tiplerini
farklılaĢtırma ihtiyacı için kaçınılmaz olarak görmüĢtür. Bir bütün olarak
uluslararası topluma karĢı iĢlenen soykırım suçunun, ticaret anlaĢması ihlali
gibi uluslararası hukukun sıradan ihlaline benzer Ģekilde düĢünülemeyeceğini
ifade etmiĢtir.499
AĢağıda,
uluslararası
suç ile ilgili hükümet
görüĢlerine
diğer
konulardan ayrı olarak geniĢ yer verilmesinin sebebi, tarafımızca konunun
uluslararası sorumluluk açısından kırılma noktası olarak görülmesidir.
Dünyanın farklı kompartımanlarına ait olan devletlerin görüĢleri sorumluluğun
bugününe ıĢık tutacağı gibi, gelecekteki potansiyel değiĢiklikler konusunda
da fikir verebilecektir.
Avusturalya, ABD, Fransa Portekiz gibi ülkeler, 19. maddenin ceza
sorumluluğu öngördüğünü düĢündüklerinden bu maddeye karĢı olmuĢlardır.
Ukrayna, Polonya, Hollanda, Almanya Demokratik Cumhuriyeti, Bulgaristan
gibi zamanının sosyalist devletleri 19. maddenin cezai doğadaki sorumluluk
Ģekillerini
gerektirmedikleri
kanısıyla
19.
maddenin
varlığını
500
desteklemiĢlerdir.
ABD, Ġngiltere, Kuzey Ġrlanda uluslararası suç düzenlemesine,
uluslararası örf-adet hukukunda yeri olmadığı ve bir bütün olarak devletin
sorumluluğu
rejiminin
etkinliğini
desteklemediği
gerekçeleriyle
karĢı
çıkmıĢlardır. 19. maddedeki soyut ve muğlak bir dil ile düzenlenen
uluslararası suç kavramının, uluslararası ceza mahkemesi gerektirdiği ve
Güvenlik Konseyi ve onun alt organlarının bu konudaki iĢlevleri yönüyle de
"kurumsal gereksizlik" e yol açacağı ifade edilmiĢtir. 501 ABD, uluslararası suç
kavramının uluslararası sorumluluk ile metinden çıkarılması yönünde görüĢ
498
Pellet, "Can a State Commit a Crime? " s.433
Pellet, "Can a State Commit a Crime? " s.426
500
Spinedi, "Internatinal Crimes of State: The Legislative History", s.50
501
A/CN.4/490, para.52
499
134
bildirmiĢ ve haksız fiiller arasında nitelik ayrımı görmemiĢtir. Bunlara iliĢkin
uluslararası kurumlar ve rejimlerin var olduğunu ifade etmiĢtir.
502
Fransa, 19. maddeden, uluslararası hukuktaki giderim ve tazminat
vurgusunun aksine uluslararası kamu hukukuna "cezai" nitelikte yanlıĢ bir
izlenim vermesinden ötürü Ģikayetçi olmuĢtur.
Fransız Hükümetinin
görüĢünün, devletin sorumluluğunun cezai ya da hukuki olmayıp "sui generis"
olduğu ifade edilmiĢtir. Uluslararası suç ve uluslararası haksız fiil ayrımının
uluslararası sorumluluk hukukunun birliği geleneğini bozduğu, devlete cezai
sorumluluğun atfedilmesinin sonucu olarak uluslararası düzeyde yasama,
yargı ya da polis gücünün olmadığı vurgulanmıĢtır. 180'in üzerinde egemen
devletin bulunduğu toplumda, her bir devletin ceza uygulamak için
yetkilendirilmesinin zor olduğu belirtilmiĢtir. BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢması VII.
Bölümü çerçevesinde Güvenlik Konseyi tarafından alınan tedbirlerin
"cezalandırma" amacı taĢımadığı, uluslararası barıĢ ve güvenliğin tesisi için
"zorlama" tedbiri olduğu ayrıca görüĢlerine eklenmiĢtir.
503
Almanya, uluslararası hukukta, uluslararası suçun aksine erga omnes
yükümlülük ve jus cogens'in daha güçlü bir temele sahip olduğunu ve
UHK'nın bunu dikkate almasını ifade etmiĢtir.504 Uluslararası suç kavramının,
ceza sorumluluğunun Ģahsiliği ilkesini zayıflatabileceğine ve devletlerin
eĢitliği ilkesi ile uyumsuzluğuna dikkat çekmiĢtir. Mevcut sistemde özellikle
BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢması VII. Bölümü çerçevesinde, kınanan fiillere
karĢı evrenselliğine uygun olarak, devletler toplumunun eĢit, hukuki ve politik
tepkisinin gösterilebileceğini belirtmiĢtir.
Avusturya, 19. maddenin ve uluslararası suçun özel sonuçlarının
birlikte silinmesini önermiĢtir.
502
A/CN.4/515, s.51, 52
A/CN.4/490, para.52
504
Almanya, 19. maddede düzenlenen uluslararası suç fiillerinin BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢmasının
VII. Bölümü çerçevesinde değerlendirilebileceğini belirtmiĢtir. A/CN.4/490, para.52
503
135
Ġrlanda,
19.
maddenin,
bireylerin
suç
fiilleri
için
devletin
sorumluluğundan ayrı olarak devletin cezai sorumluluğunun tanınması ile ilgili
Ģüphelerinden bahsetmiĢtir. Barcelona Traction Davasında erga omnes
yükümlülükler
getirildiğini
ancak,
19.
maddenin
devletlerin
cezai
sorumlulukları ile ilgili önemli bir sıçrama yaĢadığını ifade etmiĢtir.
Uluslararası hukukun tedrici geliĢmesi amacının bunu desteklemeyeceğini
bildirmiĢtir. Devletleri cezalandırmanın, çoğu zaman o suçun kurbanı olan o
devlet halkını cezalandırma anlamına geleceğini bu nedenle haklı ve uygun
olmayacağı görüĢünde olmuĢtur. 505
Moğolistan, uluslararası haksız fiil ve uluslararası suç ayrımını
desteklemiĢ ve uluslararası yargı kurumlarının devletin cezai yükümlülüğüne
karar verebileceğini savunmuĢtur. 506
Özbekistan, 19. maddenin,
uluslararası barıĢ ve güvenliği ve
devletlerin ve halkların serbest geliĢmelerini ihlal eden istisnai ağırlıkta
uluslararası haksız fiiller konusuna da odaklanmasını önermiĢtir. 507
Ġskandinav Ülkeleri adına Danimarka, saldırı ve soykırım gibi suçlar
için
devletin
onurunu
etkileyen
tedbirler
ya
da
cezai
tazminatın
istenebileceğini ifade etmiĢtir. 508
Arjantin, uluslararası kamu düzeninin bireylerin uluslararası ceza
sorumluluğu ve devletlerin uluslararası sorumluluğu arası açık bir ayrım
yapma eğiliminde olduğunu fakat bunlar için kullanılan terminolojinin uygun
olmadığını bildirmiĢtir. Farklı ihlaller için farklı sonuçların düzenlenmesi
gerektiğini vurgulamıĢtır.509
Ġtalya, bir bütün olarak uluslararası toplumu menfaatlerini etkileyen en
ciddi haksız fiiller ile diğer haksız fiiller arası ayrımın gerekli olduğunu ve bu
505
A/CN.4/490, para.52
A/CN.4/490, para.54
507
A/CN.4/490, para.55
508
A/CN.4/490, para.56
509
A/CN.4/490, para.57
506
136
fiillerin hem maddi hem de usulü sonuçlarının ayrıma uygun olarak daha
geliĢmiĢ Ģekilde yapılmasını ifade etmiĢtir. 510
1998 yılında UHK'nın, "devletin uluslararası suçları" düzenlemesini bir
kenara ayırması, devletin sorumluluğu rejimini hukuki ve cezai yükümlülük
Ģeklinde ayırmadan, sorumluluk rejimini farklılaĢtırmaması olarak kabul
edilmiĢtir.
511
Her ne kadar, Ago'nun uluslararası suç düzenlemesine
doktrinde ve devlet görüĢlerinde uluslararası ceza sorumluluğu açısından
yaklaĢılmıĢ olsa da, düzenlemenin ceza hukukunun temel kavramları olan,
"suçlu" ve "mağdur" açılarından yaklaĢılmayıp özellikle "ihlal" ve "yükümlülük"
konularının düzenlenmesi dikkat çekicidir. Bu nedenle, uluslararası suç
düzenlemesine uluslararası kamu düzeni ve uluslararası hukuka riayet
açılarından yaklaĢılması kanımızca da yerindedir.512
2.1.3.2.
Uluslararası Suç ve Jus Cogens Kural ĠliĢkisi
Uluslararası hukukun emredici normlarından doğan yükümlülüklerin Ġlk
Okuma'da
düzenlenen
uluslararası
suç
düzenlemesine
karĢılık
geldiği
uluslararası suç ile jus cogens kural arasında bir iliĢkinin varlığının
göstergesidir. Bu iki kavramın, birbirlerinin özelliklerinden yola çıkılarak
tanımlanmaya çalıĢıldığı da önceki baĢlıklarda görülmüĢtür. Jus cogens kural ve
uluslararası suçun bizatihi muzdarip olduğu belirsizlikler bu kavramlar arası
iliĢkinin niteliğinin ve derecesinin tesbitini zorlaĢtırmaktadır.
Jus cogens kural ve uluslararası suç uluslararası toplumun belli ahlaki
değerlerinin ve emirlerinin korunması noktasında örtüĢür. Jus cogens kural
ve uluslararası suçun belli örnekleri aynı olsa dahi jus cogens kural,
potansiyel olarak uluslararası suçtan daha geniĢtir. Teoride, uluslararası
hukuk düzeninin bütün temel değerlerinin jus cogens kural niteliğine
yükselebileceği ifade edilmiĢ, bunun için BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢması,
510
A/CN.4/490, para.58
White, a.g.m.,s. 315
512
Wyler, a.g.m., s.1150
511
137
silahlı çatıĢma durumunda insancıl hukuk ilkeleri, çoğu temel insan hakkı
kuralları, uzay boĢluğunun barıĢcıl kullanımı ya da denizlerin serbestisi örnek
gösterilmiĢtir. 513 Uluslararası suçlardan, saldırı suçu, insanlığa karĢı suçlar,
savaĢ suçları, korsanlık, kölelik ve iĢkence gibi suçlarının jus cogens
karakterde olduğunun kabulü, mefhumu muhalifinden jus cogens olmayan
uluslararası suçların varlığına iĢaret etmektedir.
514
Bassiouni, örnek
vermeksizin barıĢ, güvenliği tehdit eden ve insanlığının vicdanını Ģok eden
bütün suçları jus cogens kabul etmiĢ ve bunun için yasal zeminin yeterli
olduğunu ileri sürmüĢtür. Buna göre;
- uluslararası suçlar uluslararası örf-adet önemli bir parçası olarak
kabul edilmekten yansıyan uluslararası tefhim,
- uluslararası hukukta suçların daha yüksek statüsüne iĢaret eden
anlaĢma ya da anlaĢma ilkelerinin giriĢi,
- suçlarla ilgili anlaĢmaları onaylayan çok sayıda devletin varlığı
- suç iĢleyenlerin yargılanması ve soruĢturulması için ad hoc yapıların
oluĢturulması,
suçların jus cogens kural kabul edilmesini sağlayan hukuki zemini meydana
getirmektedir.515 Pellet de, uluslararası suç-jus cogens iliĢkisinde, uluslararası
suçu, jus cogens kuralın ihlali olarak tanımlamıĢ ve uluslararası suçun,
- uluslararası haksız fiil olacağını
- bir bütün olarak uluslararası topluma karĢı temel yükümlülükleri ihlal
ettiğini,
-subjektif ya da psikolojik unsurun, uluslararası toplumun bütünü
tarafından tanınan jus cogens kural olmaya devam edeceğini bildirmiĢtir. 516
Pellet' in, jus cogens kural ihlalinin uluslararası suçu meydana getireceği tezine
karĢı, Anzilotti' nin pacta sund servanda ilkesini jus cogens kabul etmesi ve
dolayısı ile ahde vefasızlığın uluslararası suçu meydana getirmemesi ileri
513
Jorgensen, The Responsibility of States for International Crimes, s.91
Tezcan, Erdem, Önok, a.g.e., s. 40
515
Bassiouni, "International Crimes: Jus cogens and Obligatio Erga Omnes ", s. 68
516
Pellet, " Can a State Commit a Crime? ", s.428-429
514
138
sürülebilir. 517 Bu konuda, Bokor-Szego'nun, jus cogens kuralların bütün ihlalleri,
uluslararası suç meydana getirmezken, uluslararası suç durumunda jus cogens
kural ihlali vardır tezi, destek niteliğindedir. 518 Abi-Saab, uluslararası suç ile jus
cogens arasındaki farkı en az düzeyde görmüĢ ve uluslararası suç tabirini,
ihlalin sonucu olan hukuki etkiye iĢaret etmesi nedeniyle jus cogens tanımından
daha iyi bulmuĢtur.519
Jus cogens kural ve uluslararası suçun, belli değerlerin korunmasında
rolleri olsa da, bu kavramların farklı amaçlara hizmet etmek üzere uluslararası
hukukun farklı alanlarına ait olduğu ifade edilerek, jus cogens kuralın aslında
andlaĢmalar hukukuna iliĢkin olduğu vurgulanmıĢtır.
520
Ancak,
Viyana
AndlaĢmalar Hukuku SözleĢmesi ile jus cogens 'in pozitif hukukun bir parçası
haline gelse de, bütün uluslararası hukuk alanına yayıldığı unutulmamalıdır.
Yine, uluslararası suçlar ve jus cogens birbirine benzer görülmüĢ, iki kavram
arası en önemli ayrımın jus cogens kuralın aynı nitelikteki sonraki kural
tarafından önceki kuralın değiĢtirilmesi olgusu olduğu belirtilmiĢtir.521
Daha önce de ifade edildiği gibi, uluslararası suç ve jus cogens kural
belli noktalarda örtüĢse de, iki kavramın aynı olduğu sonucuna varmak doğru
değildir. Jus cogens kural kavramının daha geniĢ göründüğü aĢikardır.
Uluslararası hukukun emredici normlarından doğan yükümlülük ile uluslararası
suçların sorumluluk açısından sonuçlarına baktığımızda, Tez'de iddia ettiğimiz
günümüz uluslararası hukuk alanı içinde, emredici normlardan doğan
yükümlülüklerin ciddi ihlallerinden sorumluluk için düzenlemelerin ayırıcı
niteliğinin olmadığı ve yetersizliği, jus cogens kuraldan doğan yükümlülük ya da
uluslararası suçtan doğan yükümlülük olma noktasında önemsizdir. Çünkü
517
Anzilotti, Devletler Hukuku, s. 37
H. Bokor-Szego, " Short Comments on the Concept of Crimes of States and Some Related
Notions", (Eds. Joseph H.H. Weiler, Antonio Cassese, Marina Spinedi),Internatonal Crimes of
State: A Critical Analysis of the ILC's Draft Article 19 on State Responsibility, Walter de
Gruyter, 1989, s. 239
519
Abi-Saab," The Concept of 'International Crimes' ", s.143-145
520
Jorgensen, The Responsibility of States for International Crimes, s.91,
521
Jorgensen, The Responsibility of States for International Crimes, s.92
518
139
Üçüncü Bölümde özel sorumluluk sonucu olarak getirilen düzenlemeler,
uluslararası hukuk düzeni açısından belli nitelikli yükümlülüklere uygulanma
açısından ayrıcalıklı değildir.
2.1.3.3.
Uluslararası Suç ve Erga Omnes Yükümlülük ĠliĢkisi
Jus cogens kural, uluslararası suç ve erga omnes yükümlülük
kavramının müĢterek özellikleri,
temel ahlaki değerlerin ve devletlerin
müĢterek menfaatlerinin korunması için düzenlenmiĢ olmalarıdır. Erga omnes
yükümlülükte, iki taraflılığa son vermeye niyetlenilmiĢ, belli yükümlülüklerin
korunmasında bütün uluslararası toplumun menfaati olduğu düĢüncesiyle, bu
yükümlülüklerin ihlaline bütün uluslararası toplum taraf kabul edilmiĢtir. 522
Devletin sorumluluğu bağlamında uluslararası suçun tanımı, özellikleri
kadar uluslararası suçun sonucuna da önem atfedilmiĢ, bir uluslararası
haksız fiil uluslararası suç kabul edilmiĢ ise, "bütün diğer devletler" in zarar
gördüğü farz edilmiĢtir. Gaja, zarar gören devlet kavramını geniĢ yorumlamıĢ
ve herhangi bir erga omnes yükümlülük ihlal edildiği zaman ihlalin
uluslararası
suç meydana
getirip
getirmediğine
devletlerin zarar gördüğünü ifade etmiĢtir.
bakılmaksızın
bütün
Ancak buradaki, erga omnes
yükümlülük ihlalinin sonuçlarının, uluslararası toplumun herhangi bir çıkarını
etkileyecek nitelikte olmasını vurgulamıĢtır.
523
Bu durum, erga omnes
konusunda bahsi geçen Ago'nun, diplomatların bağıĢıklığına saygı gösterme
yükümlülüğünün her devletin borcu olacağı ancak buna benzer yükümlülük
ihlallerinin bu yükümlülüğü ihlal eden devlet ile bundan zarar gören devlet
arasında sadece iki taraflı bir iliĢki doğacağı yargısına zıtlık oluĢturmaz. Ago,
erga omnes yükümlülük için, daha ileri düzeyde kurumsallaĢmıĢ bir
uluslararası toplum yapısı aramıĢtır. 524
Uluslararası suç durumunda, uluslararası toplumun temel çıkarlarının
korunması için önemli yükümlülüklerin ihlali uluslararası suçu oluĢturduğu,
522
Jorgensen, The Responsibility of States for International Crimes, s.96
Gaja, "Should All References to International Crimes", s. 365
524
Bkz. dipnot 440
523
140
uluslararası suçun, erga omnes nitelikte bir yükümlülük doğurduğu
sonucundan yola çıkarak, uluslararası suç erga omnes yükümlülük ihlali
olarak görülmüĢtür. Ancak, emredici normların bütün ihlalleri, uluslararası
suç meydana getirmezken, uluslararası suç durumunda emredici normun
ihlali vardır. 525 Belki bunu, Ģu Ģekilde Ģematize etmek mümkündür;
erga omnes yükümlülük
jus cogens
kural
uluslararası
suç
526
Bu Ģemanın doğruluğu destekleyen bazı yazarlar dipnotta gösterilmiĢtir.
En dıĢ daire erga omnes yükümlülüğü, ortadaki daire jus cogens kuralı en
içteki daire ise uluslararası suçu göstermektedir. Her uluslararası suç, jus
cogens kural ve erga omnes yükümlülük ihlali olurken, her jus cogens kural
ihlali uluslararası suçu oluĢturmamaktadır. Yine, her jus cogens kural ihlali
erga omnes yükümlülük doğururken, her erga omnes yükümlülük jus cogens
525
Bokor-Szego, a.g.m., s. 239
M. Cherif Bassiouni, " International Crimes: The Ratione Materie of International Criminal Law"
(Ed. M. Cherif Bassiouni) International Law, Sources, Subjects and Contents, Vol.1, Martinus
Nijhoff Publishers, 2009, s.138,139, A/CN.4/SER.A/1963/Add.1, s.52, Jorgensen, The
Responsibility of States for International Crimes, s.89, Gaja, "Should All References to
International Crimes ", s. 365, Gaja, "Obligations Erga Omnes , International Crimes and Jus cogens :
A Tentative Analysis of Three Related Concepts", s.157, Ago, "Obligations Erga omnes and the
International Community", s. 237-238, Bokor-Szego, a.g.m., s. 239, Jorgensen, The Responsibility of
States for International Crimes, s.97
526
141
kural olmayabilmektedir.
527
Örneğin zararsız geçiĢ hakkı erga omnes
yükümlülüktür ancak jus cogens değildir, yine pacta sund servanda jus
cogens kuraldır ancak bu ilkenin ihlali uluslararası suç oluĢturmaz. Bu üç
kavram, uluslararası temel değerlerin korunması ve bir bütün olarak
uluslararası toplumun menfaati bağlamında belli örneklerde müĢterektirler.
Örneğin, soykırım, uluslararası suçtur, jus cogens kural ihlalidir ve erga
omnes yükümlülük doğurur.
2.1.3.4.
BirleĢmiĢ Milletler Soykırım Suçunun Önlenmesi ve
Cezalandırılması SözleĢmesinin Devletin Sorumluluğu
Açısından Değerlendirilmesi
Soykırım yasağının, emredici norm, erga omnes yükümlülük ve
soykırım fillerinin uluslararası suç oluĢturması konusunda tereddüt olmaması,
Ġkinci Dünya SavaĢı sonrası ceza hukuku sözleĢmelerinin ilki olması
münasebeti ve Irk Ayrımcılığının Yasaklanması SözleĢmesi gibi bir takım
sözleĢmelere örnek teĢkil etmesi nedeniyle, BirleĢmiĢ Milletler Soykırım
Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması SözleĢmesi 528 devletin sorumluluğu
bağlamında
incelenmeye
değer
görülmüĢtür.
Soykırımdan
devletin
sorumluluğuna iliĢkin herhangi bir sonuç, jus cogens, erga omnes ve
uluslararası suç müĢterekleri için de örnek olacaktır. Yugoslavya ve Bosna
Hersek'in
Soykırımın
Suçunun
Önlenmesi
SözleĢmesinin Uygulanmasına ĠliĢkin Dava
527
529
ve
Cezalandırılması
çerçevesinde, Soykırım
Jorgensen, The Responsibility of States for International Crimes, s.97
9 Aralık 1948 tarihinde kabul edilmiĢ ve 12 Ocak 1951'de yürürlüğe girmiĢtir.
529
Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması SözleĢmesinin Uygulanmasına ĠliĢkin Dava,
Federal Yugoslavya'nın dağılmasından sonra, Bosna-Hersek ve Yugoslavya (Sırbistan ve Karadağ'dan
oluĢan Yugoslavya Federal Cumhuriyeti) arasında olmuĢtur. 20 Mart 1993 tarihinde, Bosna Hersek,
Yugoslavya'nın Soykırım SözleĢmesini ihlal ettiği iddiasıyla UAD' ye baĢvurmuĢtur. Divan, 1996
yılında ilk itirazlara iliĢkin karar verilmiĢtir. Bunun için, . Case Concerning the Application of the
Convention on the Prevention and Punishment of the Crime of Genocide ( Bosnia and HerzegovinaYugoslavia), ICJ, Preliminary Objections, Judgment of 11 July 1996, Reports of the Judgments,
Advisory
Opinions
and
Orders,
Sales
Number.680,1996.
(EriĢim)http://www.icjcij.org/docket/files/91/7349.pdf, 24 Ocak 2011. Dava, Sırbistan ve Karadağ'dan oluĢan Yugoslavya
Federal Cumhuriyeti'nde ayrılığın gerçekleĢmesinden sonra, Bosna-Hersek ve Sırbistan ile Karadağ
arasında görülmüĢ ve 2007 yılında karar verilmiĢtir. Bunun için, Case Concerning the Application of
the Convention on the Prevention and Punishment of the Crime of Genocide ( Bosnia and
528
142
SözleĢmesine göre, soykırım suçunun devlet suçu olarak kabul edilip
edilmeyeceği,
devlet
suçu
olarak
kabul
edildiği
takdirde
doğacak
sorumluluğun niteliği açılarından tartıĢılmıĢtır.
Soykırım SözleĢmesinin 1. maddesinde 530 , soykırımın uluslararası
hukuka göre suç olduğu teyit edilmiĢtir.
Bu madde ile soykırım suçunun
önlenmesi ve cezalandırılması konusunda devletler yükümlü kılınmıĢtır.
SözleĢme'nin 2. maddesinde531
ulusal, etnik, dini ya da ırksal bir grubu
kısmen ya da tamamen ortadan kaldırmak amacıyla soykırım oluĢturan fiiller,
3. maddesinde532 cezalandırılacak eylemler sayılmıĢtır. 2. maddede sayılan
eylemler soykırım suçunun maddi unsurunu, "..tamamen ya da kısmen
ortadan kaldırmak.." amacı da özel kast olarak adlandırılan manevi unsurunu
meydana getirmektedir.
Bosna Hersek ile Yugoslavya Cumhuriyeti arasındaki Soykırım
Davasında, SözleĢme'nin 9. maddesinin533, soykırım suçu açısından devletin
Herzegovina- Serbia and Montenegro), ICJ, Judgment of 26 February 2007, General List 91,2007
(EriĢim)http://www.icj-cij.org/docket/files/91/13685.pdf.24 Ocak 2011,Dava, Soykırım Davası olarak
kısaltılmıĢtır.
530
1. Madde . Önleme ve cezalandırma görevi
SözleĢmeci Devletler, ister barıĢ zamanında isterse savaĢ zamanında iĢlensin, önlemeyi ve
cezalandırmayı taahhüt ettikleri soykırımın uluslararası hukuka göre bir suç olduğunu teyit eder.
531
2. Madde. Soykırım OluĢturan Fiiller
Bu SözleĢme bakımından, ulusal, etnik, ırksal veya dinsel bir grubu, kısmen veya tamamen
ortadan kaldırmak amacıyla iĢlenen aĢağıdaki fiillerden her hangi biri, soykırım suçunu oluĢturur.
a) Gruba mensup olanların öldürülmesi;
b) Grubun mensuplarına ciddi surette bedensel veya zihinsel zarar verilmesi;
c) Grubun bütünüyle veya kısmen, fiziksel varlığını ortadan kaldıracağı hesaplanarak, yaĢam
Ģartlarını kasten değiĢtirmek;
d) Grup içinde doğumları engellemek amacıyla tedbirler almak;
e) Gruba mensup çocukları zorla bir baĢka gruba nakletmek;
532
3. Madde . Cezalandırılacak Fiiller
AĢağıdaki eylemler cezalandırılır:
a) Soykırımda bulunmak;
b) Soykırımda bulunulması için iĢbirliği yapmak;
c) Soykırımda bulunulmasını doğrudan ve aleni surette kıĢkırtmak;
d) Soykırımda bulunmaya teĢebbüs etmek;
e) Soykırıma iĢtirak etmek;
533
Madde 9.
SözleĢmeci devletler arasında, bu sözleĢmenin yorumlanması, uygulanması veya yerine getirilmesi ve
ayrıca soykırım fiillerinden veya üçüncü maddede belirtilen fiillerin herhangi birinden bir devletin
143
sorumluluğunu spesifik olarak sağladığı ileri sürülmüĢtür ki, Madde'de,
devletin sorumluluğu ile ilgili uyuĢmazlıklarda Divan'a baĢvurulabileceği
düzenlenmiĢtir. Bu iddiaya karĢılık Divan, 1996 yılındaki ilk itirazlara iliĢkin
yargısında,
cezalandırılacak
fiiller
ya
da
soykırım
için
devletin
sorumluluğunun herhangi bir Ģeklini hariç bırakmayacağı, soykırım suçunu
önleme yükümlülüğünün, zorunlu olarak soykırım iĢlememe yasağını
beraberinde getireceği yönünde karar vermiĢtir.534
Divan'ın 2007 yılı Kararında, SözleĢme'nin 1. maddesinde, soykırımın
uluslararası suç olduğu, devletlerin savaĢ ve barıĢ zamanında bu suçu
önlemeyi ve cezalandırmayı taahhüt ettikleri/yükümlendikleri ifadesinde
geçen , "taahhüt etme/yükümlenme"
535
ifadesinin, yükümlülüğü kabul etme
noktasında resmi bir söz verme anlamına geldiğini, bu tabirin sözleĢmeci
taraflara yükümlülük yükleyen sözleĢmelerde düzenli olarak kullanıldığını
ifade etmiĢ, bunun için Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına
ĠliĢkin Uluslararası SözleĢme ve Medeni ve Siyasi Haklara ĠliĢkin Uluslararası
SözleĢme' lerinin 2. maddelerini örnek göstermiĢtir. Bu tabirin, önleme ve
cezalandırma
taahhüdünden
ayrı
yükümlülükler
de
doğuracağını,
SözleĢme'nin amacının bunu desteklediğini belirtmiĢtir. Yine, 9. maddenin,
soykırım iĢlememeyi teyit ettiğini ifade etmiĢtir.536 Divan, bu Ģekilde devletleri
soykırım iĢlememe yasağından sorumlu tutarken ve Srebrenika'da iĢlenen
fiillerin soykırım olduğunu kabul ederken 537 , Sırbistan'ın yalnız soykırım
sorumluluğu ile ilgili olarak çıkan uyuĢmazlıklar, uyuĢmazlığın taraflarından birinin talebi üzerine
Uluslararası Adalet Divanı önüne götürülür.
534
Yugoslavya, 9. maddenin soykırımı önleme ve cezalandırma yükümlülüğünü yerine getirmeyen
devlet için uygulanacağını ileri sürmüĢtür. Case Concerning the Application of the Convention on the
Prevention and Punishment of the Crime of Genocide, Preliminary Objections, Judgment of 11 July
1996, s. 605, 614, 615-617
535
undertaking
536
Case Concerning the Application of the Convention on the Prevention and Punishment of the
Crime of Genocide, Judgment of 26 February 2007, para. 162, 168, 169
537
Case Concerning the Application of the Convention on the Prevention and Punishment of the
Crime of Genocide, Judgment of 26 February 2007, para. 297
144
suçunun önleme
ve
cezalandırma
sorumluluğuna karar vermiĢtir.
yükümlülüğünün ihlalinden
dolayı
538
Divan'a göre, devlet memurları ya da davranıĢları devlete atfedilen
özel kiĢiler tarafından soykırım fiilleri iĢlenmiĢse, soykırım iĢlememe
yükümlülüğü ihlal edilmiĢ olur. Eğer hiç soykırım fiili iĢlenmemiĢse, devletin
de soykırımı önleme ve cezalandırma yükümlülüğü doğmayacaktır. Divan,
yalnız Srebrenika'da iĢlenen fiilleri soykırım gördüğünden, devletin önleme ve
cezalandırma yükümlülüğünü yalnız bu durumla ilgili görmüĢtür. 539
Yugoslavya, devletin soykırım suçunu iĢleyemeyeceğine iliĢkin olarak,
SözleĢme'nin 4. maddesinde540 soykırımdan sorumlu tutulacaklar konusunda
tahdidi bir sayım yapıldığını, bu sınıflandırmanın gerçek kiĢilerle sınırlı
olduğunu ileri sürmüĢtür. Divan, 4. maddeye gönderme yaparak, Soykırım
SözleĢmesinin soykırım suçu iĢlemede devletleri hariç bırakmadığını ifade
etmiĢtir. 541 Gaeta, Soykırım SözleĢmesinin, uluslararası hukukun temel
değerlerinin ulusal cezai yaptırımlar vasıtasıyla uygulanmasını istediğini ve
bu SözleĢme'nin soykırımdan devletlerin sorumlu tutulmaları için akdi hukuki
temelini de oluĢturduğunu ifade etmiĢtir.542
538
Paola Gaeta, "On What Conditions Can a State Be Held Responsible for Genocide?" The
European Journal of International Law, Vol. 18, No. 4, 2007, s.648
539
Case Concerning the Application of the Convention on the Prevention and Punishment of the
Crime of Genocide, Judgment of 26 February 2007, para. 131, Gaeta, "On What Conditions Can a
State Be Held Responsible for Genocide?", s. 637-638
540
4. Madde. KiĢilerin cezalandırılması
Soykırım suçunu veya üçüncü maddede gösterilen fiillerden birini iĢleyenler, anayasaya göre yetkili
yöneticiler veya kamu görevlileri veya özel kiĢiler de olsa cezalandırılır.
541
Case Concerning the Application of the Convention on the Prevention and Punishment of the
Crime of Genocide, Judgment of 26 February 2007, para. 171,John Quigley, The Genocide
Convention, An International Law Analysis, Ashgate Publishing Limited, Hampshire, 2006, s.234
542
Gaeta, "On What Conditions Can a State Be Held Responsible for Genocide?" s. 635, Gaeta
bununla ilgili olarak örnek kabilinden Ģu olayı aktarmıĢtır; Buna göre,bir devlet sınırları içinde bir
polisin yabancı diplomatı öldürmesi olayında, polis suçlu olacak ve iç hukuka göre cezalandırılacaktır.
Yabancı diplomat öldürmek, uluslararası bir sözleĢme ile yasaklanırsa polis uluslararası bir suç
iĢlemiĢ olacaktır. Ġlgili devlet de, yabancı diplomatları koruma yükümlülüğünü, bu suçun iĢlenmesini
önleme ve cezalandırma yükümlülüğünü yerine getirmemiĢ olacaktır. Atfedilme kurallarına göre,
polisin iĢlediği yabancı diplomat öldürme suçu o devlete atfedildiğinde, devletin kendisinin diplomat
öldürmüĢ olduğu söylenemez. Ġlgili devletin, uluslararası ceza kuralından dolayı sorumluluğu
doğacaktır. Yani, bir uluslararası ceza hukuku kuralı, bireysel cezai sorumluluk ve devletin
uluslararası sorumluluğunu doğuracaktır. Devletin bu sorumluluğu, yabancı diplomatları
145
Soykırım SözleĢmesinin 2. maddesinde543 düzenlenen "niyet" ile ilgili
olarak, niyetin kiĢinin zihniyle ilgili bir kavram olduğu, devletler için suç iĢleme
niyetinin söz konusu olamayacağı ifade edilmiĢtir. Bu nedenle, Soykırım
SözleĢmesine göre bir devletin soykırım suçunun sorumlusu olan bir kurum
olarak anlaĢılmaması gerektiği savunulmuĢtur.
544
Divan, 2007 Kararında,
soykırım suçu için sunulan delillerden özel kastın varlığı konusunda ikna
olmadığını, kitlesel öldürmelerin insanlığa karĢı suç ya da savaĢ suçu
olabileceğini ancak Divan'ın buna karar verme yetkisinin de olmadığını
belirtmiĢtir.
545
Srebrenika için soykırım yapıldığına kabul etmiĢ 546 , ancak
sorumluğun devlete atfı ile ilgili olarak Divan, ilgili devlet makamlarının de
jure makamlar olması gerektiğini ama incelediği olayda Yugoslavya
Cumhuriyeti'nin de jure makamları olduğunun tam ispat edilemediğini,
bunların de facto olduğuna karar vermiĢ dolayısı ile söz konusu fiilleri
Yugoslavya'ya atfetmemiĢ ve soykırım fiillerinden sorumlu tutmamıĢtır. 547
Ancak Divan, Yugoslavya'nın, Bosna Hersek' teki de facto Sırp Ordusuna ve
Sırp liderlere askeri ve mali yardım sağlama konusunda Ģüphesi olmadığını
bildirmiĢ, sorumluluk hukuku ile ilgili olarak Nihai Metin'in 16. maddesi 548
koruyamamaktan ya da yabancı diplomat öldürenleri cezalandırmamaktan dolayı değil bizatihi
yabancı diplomatın katlinden dolayı olacaktır.
543
2. Madde. Soykırım oluĢturan eylemler
Bu SözleĢme bakımından, ulusal, etnik, ırksal veya dinsel bir grubu, kısmen veya tamamen
ortadan kaldırmak amacıyla iĢlenen aĢağıdaki fiillerden her hangi biri, soykırım suçunu oluĢturur.
a) Gruba mensup olanların öldürülmesi;
b) Grubun mensuplarına ciddi surette bedensel veya zihinsel zarar verilmesi;
c) Grubun bütünüyle veya kısmen, fiziksel varlığını ortadan kaldıracağı hesaplanarak, yaĢam
Ģartlarını kasten değiĢtirmek;
d) Grup içinde doğumları engellemek amacıyla tedbirler almak;
e) Gruba mensup çocukları zorla bir baĢka gruba nakletmek
544
Quigley, The Genocide Convention, An International Law Analysis, s. 235
545
Case Concerning the Application of the Convention on the Prevention and Punishment of the
Crime of Genocide, Judgment of 26 February 2007, para. 277
546
Case Concerning the Application of the Convention on the Prevention and Punishment of the
Crime of Genocide , Judgment of 26 February 2007, para. 297
547
Case Concerning the Application of the Convention on the Prevention and Punishment of the
Crime of Genocide, Judgment of 26 February 2007, para. 395
548
Bir baĢka devletin uluslararası haksız fiiline yardım eden devlet, uluslararası haksız fiilin
koĢullarının bilincinde hareket ediyorsa ve fiil bu devlet tarafından yapılsaydı dahi uluslararası haksız
fiil oluĢturacaksa sorumludur. Madde hakkında geniĢ açıklama, Tezin 3. Bölümünde Uluslararası
Hukukun Emredici Normlarından Doğan Yükümlülüklerin Ciddi Ġhlallerinin Özel Sonuçlarıyla ilgili
Yardımda Bulunmama Yükümlülüğü içinde yapılmıĢtır.
146
bağlamında değerlendirilmesi gerektiğini, yani iĢtirakten sorumluluk için,
yardım ve destek verenin, iĢlenen fiilin bilincinde olması gerektiğini, bu
nedenle Yugoslavya'nın iĢtirak bağlamında sorumlu olmadığına karar
vermiĢtir.549
Soykırım suçunun iĢlenebilmesi için, soykırımın devlet politikası olması
aranmazken, devletin soykırımdan uluslararası sorumluluğu için devletin
soykırım politikasının varlığı zorunlu kılınmıĢtır.550
Soykırım suçunun önlenmesi ve cezalandırılmasından sorumluluk
bağlamında, Divan, bu suçu iĢleyen kiĢileri cezalandırmak ve bu cezaların
etkin olmasını sağlamayı aramıĢtır. Divan, yakın bağlantılı olmalarına rağmen
önleme
ve
cezalandırma
görevlerini ayrı
tutarak değerlendirmiĢ ve
Yugoslavya'nın Soykırım SözleĢmesinden doğan önleme ve cezalandırma
yükümlülüğünü
yerine
getirmede
sorumluluğuna karar vermiĢtir.
baĢarısız
olduğundan
uluslararası
551
Devlet, desteklediği ya da yardımda bulunduğu kiĢilerden soykırım
iĢlediklerini bilmelerine rağmen yardım ve desteğini çekmiyorsa bu yalnızca
soykırımı önleme yükümlülüğünün ihlali olarak değil, soykırım fiillerinin
iĢlenmesine yardım ve desteği düzenleyen Nihai Metin'in 16. maddesi 552
bağlamında değerlendirilmesi gerektiği ifade edilmiĢtir.
549
553
Case Concerning the Application of the Convention on the Prevention and Punishment of the
Crime of Genocide, Judgment of 26 February 2007, para. 388, Gaeta, "On What Conditions Can a
State Be Held Responsible for Genocide?" s. 647
550
Case Concerning the Application of the Convention on the Prevention and Punishment of the
Crime of Genocide, Judgment of 26 February 2007, para. 419-424, Gaeta, "On What Conditions Can
a State Be Held Responsible for Genocide?" , s. 631
551
Case Concerning the Application of the Convention on the Prevention and Punishment of the
Crime of Genocide,Judgment of 26 February 2007, para. 425-451, Bilgi için, Verda Neslihan Akün, "
Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılmasına Dair SözleĢme'nin Uygulanmasına ĠliĢkin Dava
(26 ġubat 2007 Tarihli Karar)" (Ed. Tütüncü, ġimĢek, Uzun, vd.) Milletlerarası Adalet Divanı
Kararları (1990-2007), Beta Basım A.ġ., Ġstanbul, 2008, s.24-37,
552
Bir baĢka devletin uluslararası haksız fiiline yardım eden devlet, uluslararası haksız fiilin
koĢullarının bilincinde hareket ediyorsa ve fiil bu devlet tarafından yapılsaydı dahi uluslararası haksız
fiil oluĢturacaksa sorumludur. Madde hakkında geniĢ açıklama, Tezin 3. Bölümünde Uluslararası
Hukukun Emredici Normlarından Doğan Yükümlülüklerin Ciddi Ġhlallerinin Özel Sonuçlarıyla ilgili
Yardımda Bulunmama Yükümlülüğü içinde yapılmıĢtır.
553
Antonio Cassese, “Criminal Law Notions and State Responsibility for Genocide,” Journal of
International Criminal Justice, Cilt 5, 2007, s. 887, aktaran Ozan Değer, "Soykırım Suçu ve Devletin
147
Soykırım SözleĢmesi'ndeki Sorumluluğun Hukuki ya da Cezai
Olması ile Ġlgili;
Crawford,
Soykırım SözleĢmesinde, sorumluluğun herhangi bir
Ģeklinin gösterilmediğini ifade etmiĢtir.
554
Quigley, Soykırım SözleĢmesini
analiz ettiği eserinde Crawford ve UHK'nun diğer üyelerinin Soykırım
SözleĢmesinin 9.maddesini hukuki sorumluluk için gerekçe gösterdiklerini
bildirmiĢtir. 9. madde ile ilgili olarak Antonio Planzer'in de, "bu sorumluluğun
cezai olmayan doğası üzerinde herhangi bir muhtemel Ģüphe giderek
görünmez olmuĢtur" ifadesi ile Soykırım SözleĢmesindeki sorumluluğu,
hukuki sorumluluk saydığını, Josef L. Kunz'un, 9. madde ile ilgili aynı sonuca
vardığını, iç hukukta bireylerin soykırım suçundan sorumlu olabileceklerini
ancak bunun uluslararası sayılamayacağını, kendi vatandaĢlarına karĢı
soykırım suçu iĢleyen devletin uluslararası sorumlu olacağını ancak bu
uluslararası sorumluluğun da cezai olmadığını ifade etmiĢtir.555
1996 yılında Divan, 9. maddede düzenlenen devletin sorumluluğunda
cezai bir karakter görmemiĢ, 2007 yılında, devletin sorumluluğu nitelemesinin
"cezai" olduğunu açıkça reddetmiĢtir. SözleĢme'nin sırf insani ve medeni
amaçlarla devletlerin, soykırımı önleme yükümlülüğünün konusu olduğu,
SözleĢme'nin 3. maddesinin (b) ve (e) paragraflarında kullanılan özellikle
"iĢtirak" gibi kavramların ceza hukukuna gönderme yaptığı ancak bunun
yalnız bireylere karĢı cezai yaptırım uygulamasında kabul edildiğini
belirtmiĢtir.556
Devletin sorumluluğunun cezai olamayacağı ile ilgili olarak, Divan'ın
bir ceza mahkemesi olmayıp, soykırım suçu faillerinin yargılanmasına iliĢkin
bir davaya bakamayacağı ifade edilmiĢtir. UAD'nin yalnız bir devletin
sözleĢmeyi ihlal edip etmediğinin tesbit edilmesi ile ilgili davalara bakmaya
Sorumluluğu: Uluslararası Adalet Divanı'nın Bosna-Hersek v. Sırbistan-Karadağ Kararı",
Uluslararası ĠliĢkiler, VI, 22, Yaz 2009, s. 91,
554
A/CN.4/490. Add.2, para.63
555
Quigley,The Genocide Convention, An International Law Analysis, s.231
556
Case Concerning the Application of the Convention on the Prevention and Punishment of the
Crime of Genocide, Judgment of 26 February 2007, para. 167
148
yetkili olduğu, bununla ilgili olarak da yalnız dört baĢvurunun yapıldığı
belirtilmiĢtir. Divan'ın devletlerin cezai yükümlülüğü ile ilgili askeri, diplomatik
ya da ekonomik yaptırımlar gibi çözümleri uygulama yetkisine sahip olmadığı
eklenmiĢ, Divan'ın, yargıyı uygulamak için cezai tipte yaptırım baĢlatma
yetkisi teorik olarak Güvenlik Konseyi ile iliĢkili görülmüĢtür. BirleĢmiĢ
Milletler AndlaĢmasının 94. maddesine göre, BirleĢmiĢ Milletler' in her üyesi,
taraf olduğu tüm uyuĢmazlıklarda, Divan' ın kararlarına uymayı yükümlenir.
Eğer, uyuĢmazlığın taraflarından biri Divan'ın verdiği hükme göre kendisine
düĢen yükümlülükleri yerine getirmezse öbür taraf Güvenlik Konseyine
baĢvurabilir. Güvenlik Konseyi gerekli görürse, hükmün yerine getirilmesi için
tavsiyelerde bulunabilir ya da alınacak önlemleri kararlaĢtırabilir.
Bu
düzenlemenin varlığı devam etmesine rağmen uygulamada hükmü yoktur.
UAD kararlarının yerine getirilmediğine iliĢkin pek çok örnek olmasına
rağmen, uygulamada Güvenlik Konseyi'nin UAD kararlarına uyumu sağlamak
için yaptırım uyguladığı görülmemiĢtir. Divan'ın, herhangi bir zorlayıcı hüküm
içeren kararını uygulamak için görevlendirilen bir muhafıza sahip olmadığı
ifade edilmiĢtir. Ayrıca, hukuki davalarda mahkemenin emirlerini uygulamak
için
zorlayıcı
bir
mekanizmanın
varlığı
ceza
davaları
için
uygun
557
görülmemiĢtir.
Jorgensen ise, Soykırım SözleĢmesinde düĢünülen sorumluluğun
hukuki sorumluluk olsa bile, devletlerin cezai sorumluluğu kavramının örfadet hukuku tarihinden beri süregelen geliĢmelerde, 9. maddenin cezai
sorumluluğu gerektirecek Ģekilde yeniden yorumlanabileceğini ifade etmiĢtir.
Yazar, bununla ilgili olarak, Divan'ın 1996 tarihli, 9. maddenin devletin
sorumluluğunun herhangi bir Ģeklini hariç bırakmayacağı kararına gönderme
yapmıĢtır.558
Yugoslavya
Uluslararası
Ceza
Mahkemesi
Temyiz
Dairesi,
Prosecutor-Blaskic Davasında, iddia edilen suçun devlete atfedilmesi ile ilgili
557
Quigley,The Genocide Convention, An International Law Analysis, s.231
Case Concerning the Application of the Convention on the Prevention and Punishment of the
Crime of Genocide,Preliminary Objections, Judgment of 11 July 1996, s. 616, Jorgensen, The
Responsibility of States for International Crimes, s.271
558
149
olarak verdiği kararında, Uluslararası Mahkemenin bir devlete karĢı tedbir
alma yetkisine sahip olmadığını, mevcut uluslararası hukukun bir devletin,
BirleĢmiĢ Milletler ya da diğer uluslararası örgütler gibi organize uluslararası
toplum kanalıyla diğer devletlerce yaptırım ya da tedbir uygulanmasına konu
olabileceğini bildirmiĢtir. 559
ÇalıĢmamızda yer verdiğimiz, Soykırım SözleĢmesi ile ilgili olarak
Soykırımın
Suçunun
Uygulanmasına
ĠliĢkin
Önlenmesi
Dava'da,
ve
Cezalandırılması
Divan,
devletin
SözleĢmesinin
soykırım
suçunu
iĢleyebileceğini ve sorumluluğunu kabul etmiĢ ancak sorumluluğu konusunda
cezai olarak nitelendirilemeyeceği açıkça ifade etmiĢtir. Bundan, devletin
soykırım suçundan sorumluluğunun "hukuki" olduğu sonucu çıkarılmıĢ olsa
da tarafımızca, devletin sorumluluğu konusunda "hukuki" ya da "cezai"
ayrımının yapılmayıp yalnızca "uluslararası" olduğu bu spesifik durumda da
savunulmuĢtur. Hukuki sorumluluk içinde cezai unsurların, cezai sorumluluk
içinde hukuki unsurların varlığı düĢüncesi de bu yargıda etkili olmuĢtur. Yine,
soykırım gibi suçların suçu kabul edilen bir durumun elbette ki, uluslararası
barıĢ ve güvenliği bozacağı ancak bunun devletin sorumluluğu konusundan
ayrık tutulması kanaati hasıl olmuĢtur.
2.1.4. ULUSLARARASI HUKUK KOMĠSYONU VE ULUSLARARASI
HUKUKUN EMREDĠCĠ NORMLARINDAN DOĞAN
YÜKÜMLÜLÜKLERĠN ĠHLALĠ
Uluslararası hukukun emredici normlarından doğan yükümlülük,
uluslararası toplum ve jus cogens kavramlarının geliĢmesi, Ago'nun
uluslararası suç düzenlemesini, uluslararası yükümlülük ve ihlal üzerine
Ģekillendirmesi, uluslararası haksız fiillerin meydana gelmesi için zarar
kavramının unsur olmaktan çıkarılması klasik giderim anlayıĢı yanında
559
A/CN.4/490. Add.2, para.63
150
meĢruluk ve gayri-meĢruluk tartıĢmalarının sorumluluk hukukuna girmeye
baĢlamasının bir sonucudur. 560
UHK, sorumluluk düzenlemesinde, uluslararası haksız fiili iĢleyenin
kusuru ve zarar kavramlarına yer vermemiĢtir. Bu durum doğal olarak,
sorumluluk alanında yükümlülüğün ağırlığını artırmıĢtır.
yükümlülük
haksız fiil iĢleyen
kusur
haksız fiilden
zarar gören
zarar
Yükümlülüğün ağırlığı artıkça, yani ikizkenar üçgenin tepe açısı
küçüldükçe haksız fiil iĢleyen ile kusuru arası mesafe ve haksız fiilin mağduru
ile zarar arası mesafe açılacaktır. 561 Yükümlülüğün ve ihlalinin üzerine
odaklanan bu sistem, müĢterek menfaat olarak özellikle uluslararası kamu
düzenini
korumayı
amaçlamıĢtır.
Uluslararası
toplumun
yetersiz
bütünleĢmesinde, hukuka riayetin sağlanmasında bütün devletlerin hukuki
menfaatleri
söz
konusu
olduğundan
"zarar"
önemsizleĢtirilmiĢtir.
Bu
dönüĢüm, zararın giderilmesini amaçlayan iki taraflı sorumluluk sisteminden,
uluslararası toplumun bütün devletlerini kapsayan çok taraflı sisteme geçiĢi
amaçlamıĢtır. Daha önce, uluslararası suç kavramının bu dönüĢüm sürecine
katkısı düĢünülmüĢken, uluslararası suç ile ilgili belli çekinceler yüzünden
uluslararası suç kavramı yerine emredici normlardan doğan yükümlülük
kavramının getirilmesinin sorumluluğun ağırlık merkezinde benzer bir değiĢim
meydana getireceği tasarlanmıĢtır.562 Crawford, uluslararası suç kavramının
yeniden adlandırılması ile ilgili olarak, bu yeniden adlandırmanın jus cogens
560
Wyler, a.g.m., s.1150
Wyler, a.g.m., s.1152, 1153
562
Wyler, a.g.m., s.1152, 1153
561
151
kural ve erga omnes yükümlülük gibi bir bütün olarak uluslararası toplumun
belli normlarının varlığına iĢaret etmesini ve alternatif olarak uluslararası
haksız fiiller konusunda farklılığı yansıtabilmesini ve yalnızca suç kavramını
telaffuz etmeye cesaret edemeyenler için onu gizleyebilmesine değinmiĢtir.
Jus cogens kural ve erga omnes yükümlülüğün varlığına iĢaret eden bir
adlandırma seçildiğinde, bunlarla ilgili özel fiiller için sonuçlardan ayrı olarak
erga omnes ya da jus cogens ihlalleri için ayrı bir sorumluluk rejiminin
varlığına iĢaret etmeyeceği, uluslararası suç kavramını gizleyen yeni bir
adlandırmanın ise yalnızca kozmetik bir uygulama olacağını buna gerek
olmadığını ifade etmiĢtir.
563
Uluslararası suç yerine, emredici normlardan
doğan yükümlülük ihlali kavramını getirilmesi çok radikal bir değiĢiklik olarak
görülmemiĢtir. 564
Bu doğrultuda, Nihai Metin'de 40. madde için, kanımızca
jus cogens kural, erga omnes yükümlülük ve uluslararası suçları da
kapsayacak Ģekilde "uluslararası hukukun emredici normlarından doğan
yükümlülük" tabiri tercih edilmiĢtir. Bu sayede, hem uluslararası hukuk
normları arası bir hiyerarĢinin varlığına dikkat çekilmiĢ ve sorumluluk
rejiminde farklılaĢma yolunun açılacağı amaçlanmıĢ hem de uluslararası
suçun
çağrıĢtırdığı
iddia
edilen
cezai
yansımalardan
kurtulunduğu
varsayılmıĢtır.
UHK, uluslararası hukukun emredici normlarına iliĢkin 40. madde ile
ilgili yorumunda; saldırı ve kuvvetin hukuka aykırı kullanımının, köleliğin, köle
ticaretinin, soykırımın, ırk ayrımcılığının, iĢkencenin, uluslararası insancıl
hukukun temel kurallarına aykırılığın yasaklanmasının ve self determinasyon
hakkının
jus
cogens
norm
özelliğini,
Viyana
AndlaĢmalar
Hukuku
SözleĢmesinin 53. maddesi ile bağlantılı olarak benimsemiĢtir. 565 UHK
yukarıda örnekleri verilen jus cogens normlara ek olarak, ulusal ve
uluslararası yargı kararlarında da teyit edilen, doğal kaynaklar üzerinde daimi
egemenlik ilkesi, korsanlığın yasaklanması, insanlığa karĢı suçlar ve zulüm,
gayri insani muamelenin yasaklanmasını da jus cogens kural olarak kabul
563
A/CN.4/490. Add.3, para.87
Wyler, a.g.m., s.1160
565
Commentaries 2001, s.112
564
152
etmiĢtir.566 Bu örneklerin tahdidi olmadığı, ancak ilgili Madde metninde ifade
edilen emredici normların, Viyana AndlaĢmalar Hukuku SözleĢmesi 53.
maddeye uygun örneklerden daha fazla olduğunu söylemenin uygun
olmadığı belirtilmiĢtir.567
Tezde, uluslararası hukukta bir normlar hiyerarĢisinin varlığı kabul
edilirken,
erga omnes yükümlülük, jus cogens kural ve 19. madde
bağlamında uluslararası suç kavramları münhasıran ele alındığında, erga
omnes yükümlülüğün, jus cogens kural ve uluslararası suçu ve jus cogens
kuralın da, uluslararası suçu kapsadığı ancak, devletin sorumluluğu
bağlamında jus cogens kural, erga omnes yükümlülük ya da uluslararası suç
arasında bu Ģekilde bir ayrım yapılmayıp, uluslararası hukukun emredici
normlarından doğan yükümlülük kavramının bu üç kavramın müĢtereklerine
iĢaret ettiği kabul edilmiĢtir. Bu kavramların uluslararası hukukun emredici
normları adı altında birleĢtirilmesine, uluslararası toplum ve kamu düzeninde
uluslararası hukuka riayeti sağlama amaçlarının müĢterekliği sebep olmuĢtur.
Bu
sebeple,
"uluslararası
suç"
tabirinin, uluslararası
hukukta
cezai
sorumluluğu çağrıĢtırdığı ya da bu sorumluluk çeĢidinin giriĢine sebep
olacağı kaygısı yersiz bulunmuĢtur.
2.2.
EMREDĠCĠ NORMLARDAN DOĞAN YÜKÜMLÜLÜK
ĠHLALLERĠNĠN CĠDDĠLĠĞĠ
"Ciddi ihlal" kavramının uluslararası hukuk alanına giriĢi, 1949
Cenevre SözleĢmeleri ile olmuĢtur. 568 BirleĢmiĢ Milletler Genel Kurulu ve
Sosyal ve Ekonomik Konsey tarafından kabul edilen Ġnsan Hakları Evrensel
566
Stefan Talmon, "The Duty Not to 'Recognize as Lawful' a Situation Created by the Illegal Use of
Force or Other Serious Breaches of a Jus Cogens
Obligation: An Obligation without Real
Substance?" The Fundamental Rules of the International Legal Order, (Eds. Chiristian
Tomuschat& Jean-Marc Thouvenin), Martinus Nijhoff Publishers, Leiden/Boston, 2006, s.99
567
Commentaries 2001, s.112, 113
568
"grave breach "olarak ,12 Ağustos 1949, I. Cenevre SözleĢmesi, 49. ve 50. maddelerde, II.
Cenevre SözleĢmesi, 50. ve 51. maddelerde, III. Cenevre SözleĢmesi 129. ve 130. maddelerde, IV.
Cenevre SözleĢmesi 146. ve 147. maddelerde ,"serious breach" olarak III. Cenevre SözleĢmesi
13.maddede yer almıĢtır. SözleĢme ve Ek Protokollerin madde metinleri ve yorumları için, (EriĢim)
http://www.icrc.org/ihl.nsf/CONVPRES?OpenView ,23 Ekim 2010. Stefan Kadelbach, a.g.m., s.37
153
Beyannamesi, Medeni ve Siyasi Haklara ĠliĢkin Uluslararası SözleĢme,
Sosyal, Ekonomik ve Kültürel Haklara ĠliĢkin Uluslararası SözleĢmelerde ve
diğer belgelerdeki olan hak ve özgürlüklerin ihlalleri ile ilgili bu Organlar
tarafından alınan Kararlarda sıklıkla "sistematik", "devamlı" ya da "ısrarlı"
uygulamalara ya da hak ve özgürlüklerin " ağır", "muazzam", "aĢikar"
ihlallerine atıfta bulunularak anlatılmaya çalıĢılmıĢtır.569
2.2.1. NĠHAĠ METĠN'DE ULUSLARARASI HUKUKUN EMREDĠCĠ
NORMLARINDAN DOĞAN YÜKÜMLÜLÜKLERĠN
ĠHLALĠNĠN CĠDDĠLĠĞĠ
Nihai Metin'in 40. maddesine göre, uluslararası hukukun emredici
normlarından doğan yükümlülüklerin yerine getirilmesinde, sorumlu devletin
ağır ve sistematik olarak yükümlülüğünü yerine getirmekten kaçınması
halinde söz konusu yükümlülük ihlali ciddi kabul edilmiĢtir.
Madde,
uluslararası
hukukun
emredici
normlarından
doğan
yükümlülüklerin ciddi ihlallerini, diğerlerinden ayırmaya hizmet etmektedir.
Burada ikili bir ayrım söz konusudur. Uluslararası hukukun emredici normları
ile emredici nitelikte olmayan normları ayrıldığı gibi, emredici normlardan
doğan yükümlülüklerin ciddi ihlalleri ile ciddi olmayan ihlalleri arasında da bir
ayrım yapılmıĢtır. 570
Madde'nin yorumunda "ciddilik" kavramının, ihlalin büyüklüğünü
belirttiği, önemsiz ihlallerin ciddi olarak değerlendirilemeyeceği belirtilmiĢtir.
Bu yükümlülük ihlallerinin ciddi olmadığının tesbiti konusunda bir açıklık
569
Örneğin, A/RES/2144(XXI)A-B, Question of the Violation of Human Rights and Fundamental
Freedoms, Including Policies of Racial Discrimination and Segregation and of Apartheid, in all
Countries, with Particular Reference to Colonial and other Dependent Countries and Territories,
1452nd Plenary Meeting, 26 October 1966, (EriĢim)http://daccess-ddsny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/004/47/IMG/NR000447.pdf?OpenElement, 02 Ocak 2011,
A/RES/2547(XXIV)B, Measures for Effectively Combating Racial Discrimination and the Policies of
Apartheid and Segregation in Southern Africa, 1829th Plenary Meeting, 11 December 1969,
(EriĢim)http://daccess-ddsny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/256/81/IMG/NR025681.pdf?OpenElement,02 Ocak 2011
Commentaries on First Reading, s.120
570
Commentaries 2001, s.112
154
getirilmemiĢtir. 571 Gerçekte, ciddiliğin hem kendisi hem de unsurları subjektif
kavramlardır. Ciddiliğe karar vermek için, fiilin doğasına, iĢleyenin kastına,
sonuçlarına ya da bu unsurların tamamına bakılmalıdır. 572 Maddede ise
bunlara iliĢkin bir açıklık olmaksızın, ciddi ihlal için ağır ve sistematik
olunması birlikte aramıĢtır. Maddenin yorumunda, kasten iĢlenen ihlaller
"sistematik" olarak değerlendirilmiĢtir. Sistematiklik, aynı zamanda tekrar
etme fiilini çağrıĢtırmaktadır.573 "Ağır" tabiri ile ihlalin yoğunluğuna ve etkisine
gönderme yapılmıĢtır. Norm tarafından korunan değerin açıkça tecavüzü ve
doğrudan ihlali, bariz ihlal olarak kabul edilmiĢtir. Madde yorumunda bu
Ģekilde belirtilmesine rağmen, ciddi ihlaller için hem sistematik hem de ağır
tabirleri birlikte kullanılmıĢtır.
Ġhlalin ciddiliğinin, ayrı ayrı ihlallerin sayısı ve kapsamı ile ilgili olduğu
ancak, soykırım, saldırı gibi fiillerin doğaları gereği büyük ölçekte ve kasıtlı
oldukları tartıĢma olmaksızın kabul edilmiĢtir. Çünkü emredici norm
ihlallerinin ciddi olmayan durumları da öngörülmüĢ ve sistematik ya da daha
ciddi ihlaller için bu bölümün kapsamını sınırlandırma ihtiyacı duyulmuĢtur.
Uluslararası hukukun emredici normlarından doğan yükümlülüklerin
ciddi ihlalleri için özel sonuçlar öngörülmüĢtür. Bir sonraki Bölümde ayrıntılı
incelenecek sonuçlar;
- ciddi ihlali uluslararası hukuka uygun yollarla sona erdirmek için
iĢbirliği yükümlülüğü
- ciddi ihlal tarafından meydana getirilen hukuka aykırı durumu hukuka
uygun olarak tanımama yükümlülüğü
- yaratılan hukuka aykırı durumun devam ettirilmesi yönünde sorumlu
devlete yardım etmeme yükümlülüğü olarak kabul edilmiĢtir.
571
Commentaries 2001, s.113
Jorgensen,The Responsibility of States for International Crimes, s.106
573
Wyler, a.g.m., s.1159
572
155
Uluslararası hukukun emredici normlarından doğan yükümlülüklerin
hepsinin ciddi olmayacağı öngörülmüĢtür. Bu durumlara örnek olarak da,
silahlı saldırıya varmayan silahlı gücün sınırlı kullanımında devletler, ihlal
tarafından yaratılan durumu hukuka uygun olarak tanıma serbestisi ya da bu
durumun devamı için devletlerin yardım etmelerine izin verilmesinin söz
konusu
olabileceği
ileri
sürülmüĢtür.
574
Aynı
Ģekilde,
halkların
self
determinasyon hakları ya da insan haklarının korunması gibi jus cogens
kuralların ciddi olmayan ihlalleri içinde yukarıda sayılan yükümlülükler söz
konusu olmayacaktır.
40. maddede, iĢlenen ihlalin ciddi olup olmadığına karar verme
konusunda herhangi bir prosedür öngörülmemiĢtir. 575 Madde yorumunda,
münferit durumlarla ilgili yeni kurumsal usul oluĢturulmasının ilgili maddenin
iĢlevi olmadığı belirtilmiĢtir. Ġhlalin ciddiliğine karar verilmesi ile ilgili olarak
BirleĢmiĢ Milletler Genel Kurulu ve Güvenlik Konseyi adres gösterilmiĢ,
saldırı durumunda BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢması gereği Güvenlik Konseyi
zaten özel görevli olduğu savunulmuĢtur. 576
2.2.2. ULUSLARARASI SUÇLARIN CĠDDĠLĠĞĠ
Eski 19. maddede, uluslararası suçların ciddi olması aranmıĢtır.
Mükerrer olsa da, 19. maddede sayılan suç örnekleri,
a. saldırının
yasaklanması
gibi uluslararası barıĢ
ve
güvenliğin
korunması için esaslı öneme sahip olan uluslararası yükümlülüğün
ciddi ihlali
b. koloni dominyonlarının yetkisiyle korumanın yasaklanması gibi
halkların self determinasyon haklarının korunması için esaslı öneme
sahip olan uluslararası yükümlülüğün ciddi ihlali
574
Gaeta," The Character of the Breach" , s.426
Ciddilik ve gayri ciddilik ayrımda objektif bir yol belirtilmediğinden, örneğin Avusturya özellikle
insan hakkı ihlalleri ve çevrenin korunması konularında ciddi ve ciddi olmayan ihlal arası sınırın
belirlenmesinin zor olacağını ifade etmiĢtir. A/CN.4/515, s.48
576
A/CN.4/SER.A/2001.Add.1, s. 112
575
156
c. ırk ayrımcılığı, kölelik ve soykırımın yasaklanması gibi insanlığı
korumak için esaslı öneme sahip olan uluslararası yükümlülüğün
geniĢ ölçekte ciddi ihlali.
d. denizlerin ya da atmosferin büyük ölçekte kirliliğini yasaklamak gibi
insan çevresinin korunması ve muhafazası için esaslı öneme sahip
olan uluslararası yükümlülüğün ciddi ihlali
Temel
önemdeki
uluslararası
yükümlülüğün
ciddi
ihlallerinin
uluslararası suçu meydana getireceği UHK' da sıklıkla tekrarlanmıĢtır.
Maddenin lafzından, temel önemdeki yükümlülüklerin ciddi olmayan ihlalleri
ya da temel önemde olmayan yükümlülüklerin ciddi ihlallerinin bu Ģartlarda
uluslararası suçu meydana getirmeyeceği görülür. Yalnız Maddede belirtilen
temel değerlerin dört kategorisini koruyan uluslararası yükümlülüğün ciddi
ihlalleri, suçu meydana getirebilecektir. Fakat bu kategorilerin her birine ait
olan uluslararası yükümlülük ihlallerinin doğal olarak ciddi addedileceğinden,
suçun "ciddiliği" vurgusu gereksizdir. 577 Örneğin,
"saldırının yasaklanması gibi uluslararası barış ve güvenliğin korunması için
esaslı öneme sahip olan uluslararası yükümlülüğün ciddi ihlali"
ifadesine göre, bu fiil ciddi olmazsa uluslararası suç meydana gelmeyecektir.
Bu tür örnekler için ciddilik ibaresine gerek olmayacağı aĢikardır. Madde
lafzından sanki kölelik, soykırım ve ırk ayrımcılığının yaygın fiillerinin sanki
ciddi olmayan durumları varmıĢ gibi ya da denizlerin ve atmosferin büyük
ölçüde kirliliği daima ciddi olmayabilirmiĢ gibi bir anlam çıkmaktadır.
578
Bu
örnekler, doğaları gereği büyük ölçekte kasıtlı ihlallerdir ve onların ihlalleri
ister istemez ciddi olduğu belirtilmiĢtir.
Uluslararası suçların ciddiliğine karar verme konusunun net olmaması
nedeni ile bunun kararının subjektif ve politik olacağı ileri sürülmüĢtür.Bazı
devlet yorumlarında konu ile açıklık görülmezken, bazıları belli zorluklarına
577
578
Wyler, a.g.m., s.1157
Gaeta," The Character of the Breach" , s.424
157
iĢaret etmiĢtir. 579 Örneğin uluslararası suçların ciddiliği ile ilgili düzenlemeyi
Kanada benimsediğini bildirmiĢtir. 580 Ġsveç ise, uluslararası suçlarla ilgili
yapılan ayrımın faydası konusunda Ģüpheleri olduğunu, uygulamada büyük
sıkıntı olabileceğini ifade etmiĢtir.581
Uluslararası
suçların
ya
da
uluslararası
hukukun
emredici
normlarından doğan yükümlülüklerin ihlallerinin ciddiliği, uluslararası hukukun
yerleĢik eksikliklerinden payını alır. Örneğin ciddi olmayan saldırı suçunun
düĢünülemeyeceğine iliĢkin eleĢtirilerin haklılık payı olduğu gibi, her münferit
olayın aynı değerlendirilmesi de hukuk düĢüncesini rencide edecektir. Yine,
ciddiliğe karar verecek bir makamın olmaması, buna iliĢkin ölçütlerin belirsiz
olması ve değerlendirmelerin subjektif ve politik olma ihtimalinin yüksekliği
konunun diğer sorunlarıdır.
579
Mohr, a.g.m., s.123
A/CN.4/328 and Add. 1-4, Observations and Comments of Governments on Chapters I, II and III
of Part I of the Draft Articles on State Responsibility for Internationally Wrongful Acts, Yearbook of
the International Law Commission, 1980, Vol.II(1), s.94, para.5,
(EriĢim)http://untreaty.un.org/ilc/documentation/english/a_cn4_328.pdf, 5 ġubat 2011,
(EriĢim)http://untreaty.un.org/ilc/publications/yearbooks/Ybkvolumes(e)/ILC_1980_v2_p1_e.pdf, 5
ġubat 2011
581
A/CN.4/342 and Add.1-4, Comments of Governments on Part One of the Draft Articles on State
Responsibility for Internationally Wrongful Acts, Yearbook of the International Law Commission,
1981, Vol.II(1), s.78, (EriĢim)http://untreaty.un.org/ilc/documentation/english/a_cn4_342.pdf, 6 ġubat
2011
580
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
ULUSLARARASI HUKUKUN EMREDĠCĠ NORMLARINDAN DOĞAN
YÜKÜMLÜLÜKLERĠN CĠDDĠ ĠHLALLERĠNĠN ÖZEL SONUÇLARI
Devletin sorumluluğunun devlet-devlet arası iki taraflı temele oturması,
uluslararası
hukuka
değerlendirilmiĢ
ve
çağdıĢı
statik
eleĢtirilmiĢtir.
yaklaĢımların
Uluslararası
yansıması
sistemde,
olarak
uluslararası
sorumluluğu baĢlatmak için katılımcıların dünya çapında geniĢletilmesi
önerilmiĢtir. Bunu, Nihai Metin’in 33. madde hükmünün sağladığı ileri
sürülmüĢtür. 582 Devletin uluslararası yükümlülüğünün kapsamı ile ilgili olarak
33. maddede
583
yükümlülüğün niteliğine, içeriğine ve ihlal ediliĢ Ģartlarına
göre sorumlu devlet bir baĢka devlete, devletler grubuna ya da bir bütün
olarak uluslararası topluma karĢı sorumlu olabilecektir.
UHK, sorumluluk düzenlemesini, daha önceki bölümlerde de ifade
edildiği üzere, zarar ya da kusur boyutundan uzaklaĢtırıp yükümlülük
eksenine oturtmuĢtur. Zarar ya da kusurun, sorumluğun doğması için unsur
olmaktan çıkartılması, sorumluluk rejimini objektifleĢtirmiĢ ve giderim temelli
iki taraflı klasik hukuk sorumluluğundan uzaklaĢtırmıĢtır. Zira, uluslararası
sorumluluk hukukunun amacı, zarar gören tarafın subjektif haklarını
korumanın yanında, uluslararası hukuku ihlal eden fiillere karĢı uluslararası
hukuk düzenini koruma yönünde geniĢlemiĢtir. Uluslararası kamu düzeni ve
uluslararası hukuka riayetin sağlanması amacı, bu sorumluluk sapmasını
desteklemiĢtir. 584
582
Crawford, “ A Retrospect” , s.886
Madde 33
1. Sorumlu devletin bu bölümde düzenlenen yükümlülükleri, ihlal edilen uluslararası
yükümlülüğün niteliğine, içeriğine ve ihlal ediliĢ Ģartlarına bağlı olarak bir baĢka devlete,
belli devletlere ya da bir bütün olarak uluslararası topluma karĢı olabilir.
2. Bu bölüm, bir devletin uluslararası sorumluluğunun, bir devletten baĢka bir kiĢi ya da kurum
lehine doğrudan doğabilecek herhangi bir hakka halel getirmez .
584
Nollkaemper, a.g.m., s.546
583
159
Nihai Metin'in 33. maddesi, aslında UHK'nın yükümlülükler ve
sonuçlarına iliĢkin görüĢünün anahtarı niteliğindedir. UHK, üç kademeli bir
yükümlülük tasarlamıĢtır. Bunlar;
1. doğası gereği iki taraflı olan akitsel yükümlülük,
2. erga omnes yükümlülük,
3. emredici normlardan doğan yükümlülüktür.585
Bu yapı, birinden diğerine geçiĢlerle geniĢleyen, yükümlülüklerin ciddi
ihlallerine üçüncü devletler tarafından hukuka uygun tepki bağlamında
piramitseldir. Buna göre, iki taraflı yükümlülük ihlali üçüncü devletlerin
herhangi bir fiilini gerektirmez. Ġki taraflı yükümlülük ihlallerinde doğrudan
zarar gören devlet, haksız fiili iĢleyen devletten, yükümlülüğünü devam
ettirmesini (madde 29), ihlali sonlandırmasını ve tekrar etmeme garantisi
vermesini (madde 30) ve uluslararası haksız fiilin doğurduğu zararı bütünüyle
gidermesini (madde 31) isteme hakkına sahiptir. Ġki taraflı akitsel yükümlülük
ihlalinin klasik hukuki sorumluluk iliĢkisi doğurduğu barizdir.
Erga omnes yükümlülük ihlalleri, iki taraflı akitsel yükümlülük ihlalini
kapsayacak Ģekilde erga omnes yükümlülüğe iliĢkin olarak, bütün devletlerin
menfaatine olacak Ģekilde düzenlenmiĢtir. Buna göre, doğrudan zarar gören
devletin, haksız fiil iĢleyen devletten, akitsel yükümlülük taleplerine ek olarak,
bütün devletler de, sorumlu devletten zarar gören devlet ya da ihlal edilen
yükümlülüğün hak sahiplerinin menfaatine giderim yükümlülüğünün yerine
getirilmesini (madde 48/2) ve ihlalin durdurulmasını sağlamak için hukuka
uygun tedbirler alma ve giderim isteme (54. madde) haklarına sahip
olacaklardır.
Emredici
sonuçlar,
normlardan
yukarıda
kaynaklanan
belirtilenlere
ek
yükümlülük ihlallerine
olarak
bütün
devletler
iliĢkin
için
ek
yükümlülükler getirmiĢtir. Buna göre, doğrudan zarar gören devletin akitsel,
bütün devletlerin erga omnes yükümlülükten doğan haklarına ek olarak,
585
Cassese," The Character of the Violated Obligation" , s. 416
160
bütün devletler için, uluslararası hukukun emredici normlarından doğan
yükümlülüklerin ciddi ihlallerini hukuka uygun yollarla sonlandırmak için
iĢbirliği içinde olma (41/1 madde), bu ihlalleri hukuka uygun olarak tanımama
ve bu ihlallerden doğan durumun sürdürülmesinde, söz konusu haksız fiili
iĢleyen devlete yardımda bulunmama yükümlülükleri
(madde 41/2)
getirilmiĢtir. 586
Jus cogens kural ve erga omnes yükümlülüğe iliĢkin olarak,
Uluslararası Suç-Erga Omnes Yükümlülük ĠliĢkisi baĢlığında, erga omnes
yükümlülüğün jus cogens kural ve uluslararası suçu, jus cogens kuralın
uluslararası suçu kapsayacağına iliĢkin bir Ģema oluĢturulmuĢtu.
587
Bunun
aksine sayılabilecek Ģekilde, Crawford, "uluslararası hukukun emredici
normlarından doğan yükümlülük" ün özünün "bir bütün olarak uluslararası
toplumu borçlandıran yükümlülük" olduğu ve bunun Barcelona Traction
yargısında "erga omnes " olarak zikredildiğini, UAD' nin, erga omnes tabirini,
belli durumlarda baĢka Ģeyleri anlatmak için de kullandığını ifade etmiĢtir.588
Cassese, yukarıda emredici normdan doğan yükümlülüğün, erga omnes
yükümlülüğü kapsadığına iĢaret etmiĢtir. Burada, emredici norm ile jus
cogens kural eĢ anlamlı kabul edilmiĢ olsa da emredici normdan doğan
yükümlülük ile jus cogens kuraldan kaynaklanan yükümlülük arası fark
görülmüĢtür. ġöyle ki, emredici normlardan doğan yükümlülükler, hem bütün
uluslararası hukuk sujelerini borçlandıran erga omnes yükümlülükleri hem de
iki ya da çok taraflı anlaĢmalarla ihlal edilemeyen emredici normdan doğan
yükümlülükleri kapsar Ģekilde ele alınmıĢtır. Uluslararası hukuk sujeleri
açısından erga omnes yükümlülük ile normatif güç açısından jus cogens 'ten
doğan
ve
anlaĢmadan
kaynaklanan
yükümlülükler
aracılığıyla
ihlal
edilemeyen yükümlülük uluslararası hukukun emredici normlarından doğan
yükümlülük adı altında birleĢtirilmiĢtir. 589 Ancak, daha önce de ifade ettiğimiz
gibi, bir bütün olarak uluslararası toplumun temel çıkarlarını koruma
586
Cassese, " The Character of the Violated Obligation", s. 416
Bkz. s. 140, dipnot 526
588
A/CN.4/517, s.19, 20
589
Cassese, " The Character of the Violated Obligation", s. 415, 416
587
161
noktasında bu unsurlar arası fark görülmez. Cassese'in, uluslararası hukukun
emredici normlarından doğan yükümlülükler için öngördüğü, bu normların
ihlallerini hukuka uygun yollarla ortadan kaldırmak için iĢbirliği içinde olma, bu
ihlallerden doğan durumu hukuka uygun olarak tanımama ve söz konusu
durumun sürdürülmesinde bu ihlalleri iĢleyen devlete yardımda bulunmama
yükümlülüklerini Gaja Uluslararası Hukuk Enstitüsü Sonuç Raporunda erga
omnes yükümlülükler için öngörmüĢtür.
590
bağlamında,
yerine
bu
kavramların
birbirinin
Bu durum da, sorumluluk
geçebileceğine
ya
da
adlandırmanın önemsizliğine iĢaret etmektedir.
Tez'de, erga omnes yükümlülük ve jus cogens kural konusunda
kavramsal tartıĢmalardan ari, özü ve iĢaret ettiği ya da koruduğu değerler
noktasındaki müĢtereklikten hareket edilmiĢ olduğu pek çok kereler ifade
edilmiĢti. Bu nedenle, uluslararası hukukun emredici normlarından doğan
yükümlülüklerin ihlalleri konusunda kavramsal tartıĢmaya gidilmemiĢ, Nihai
Metin düzenlemesi esas alınmıĢtır.
Uluslararası hukukun emredici normlarından doğan yükümlülüklerin
ciddi ihlallerini ve özel sonuçlarını düzenleyen Nihai Metin'in 40 ve 41.
maddelerinde getirilen ilkelerin, uluslararası haksız fiillerin sorumluluğuna
"ilave" kabul edilmesi, 41/3. maddesinin, sıradan norm ihlallerinden doğan
sonuçları hariç tutmaması nedeniyle sıradan haksız fiillerin sonuçlarına daha
önceden değinilmiĢti.
590
Gaja, "Obligations Erga Omnes in International Law", madde 5
162
3.1.
NĠHAĠ METĠN'DE ULUSLARARASI HUKUKUN EMREDĠCĠ
NORMLARINDAN DOĞAN YÜKÜMLÜLÜKLERĠN CĠDDĠ
ĠHLALLERĠNĠN ÖZEL SONUÇLARI
Ġhlalin ciddiliği ile tepkinin ciddiliği arasında kabaca olgusal bir denge
görüntüsünün varlığı "oranlılık" iĢareti verir ya da en azından ikisi arasında
oransızlık belirtisinin yokluğunu gösterir. 591
Nihai Metin'de, uluslararası hukukun emredici normlarından doğan
yükümlülüklerin ciddi ihlallerinin özel sonuçları, doğaldır ki, bir sürecin
sonucudur.
Daha öncede ifade edildiği gibi, Ago, Eski 19. madde ile
uluslararası suçları sıradan haksız fiil ihlallerinden ayrı tutmuĢ ve uluslararası
suçlar için "özel" bir sorumluluk rejimi öngörmüĢtür. Riphagen, uluslararası
suçların "özel hukuki sonuçları" olduğunu ifade etmiĢtir. 592
UHK, Eski 19. maddeyi Taslak'tan çıkarmıĢ ve onun yerine
"uluslararası hukukun emredici normlarından doğan yükümlülüklerin ciddi
ihlalleri" adı altında oluĢturduğu kategori için, sıradan sorumluluğa "ek"
sorumluluk getirmiĢtir.
Uluslararası hukukta emredici norm ihlallerinin özel sonuçları, daha
önce de bahsedildiği gibi 1969 Viyana AndlaĢmalar Hukuku SözleĢmesinin
71. maddesine uygunluk gösterir. Buna göre, devletler, uluslararası hukukun
emredici bir normu ile çatıĢan bir fiilin sonuçlarını hukuka uygun yollarla
ortadan kaldıracak ve karĢılıklı iliĢkilerini uluslararası hukukun emredici
normu ile uyumlu hale getireceklerdir. Buna benzer ilk düzenlemeyi Riphagen
yapmıĢtır. Halefi Arengio-Ruiz 'in raporlarında da, bu yükümlülükler
varlıklarını devam ettirmiĢ ve son olarak Crawford, söz konusu 2001 tarihinde
onaylanan Nihai Metin' nin 41. maddesinde bu yükümlülüklere, -önceki
raportörlerin düzenlemelerinden belli eksikle- yer vermiĢtir.
591
Riphagen, " State Responsibility: New Theories of Obligation in Interstate Relations" , s. 600
A/CN.4/354 and Corr.1 and Add.1 & 2, Riphagen, Third Report on the Content, Forms and
Degrees of International Responsibility (part 2 of the draft articles), Yearbook of the International
Law Commission, Vol.II, Part 1, 1982, s.44, (EriĢim)
http://untreaty.un.org/ilc/documentation/english/a_cn4_354.pdf ,5 ġubat 2011
592
163
Uluslararası hukukun emredici normlarından doğan yükümlülüklerin
ciddi ihlallerinin özel sonuçlarıyla ilgili olarak, 41. madde;
1. 40. madde bağlamında, her tür ciddi ihlale son vermek için devletler
hukuka uygun yollarla iĢbirliği içinde olacaklardır
2. Hiçbir devlet, 40. madde bağlamında ağır ihlalden doğan durumu
hukuka uygun olarak tanımayacak ve bu durumun sürdürülmesi için
yardımda bulunmayacaktır.
3. Bu madde, bu bölümde öngörülen diğer sonuçları ve uluslararası
hukuka göre bir ihlale bu bölümün uygulanmasından oluĢabilecek
ilave sonuçları engellemez.
Bu düzenleme, konunun devamında görüleceği üzere uluslararası
suçlar için getirilen özel sorumluluk rejiminin bir parçasını oluĢturmuĢtur.593
Jus cogens kural, erga omnes yükümlülük, uluslararası suç ya da
emredici norm adı ne olursa olsun, uluslararası hukuk kuralları arasında bir
hiyerarĢinin olduğu, bazı kuralların diğerlerine göre daha üstün tutulduğu
günümüz uluslararası hukuku açısından çok tartıĢmalı değildir. Bu kuralların
uluslararası toplum kavramının geliĢmesinden, uluslararası kamu düzeninin
varlığından doğduğu ya da bu kuralların varlığının uluslararası toplumu ya da
uluslararası kamu düzenini meydana getirdiği konusu çözümsüzdür. Bilinen,
uluslararası toplum olarak adlandırılan bir mefhumun ve uluslararası hukuk
kuralları arası bir hiyerarĢinin varlığıdır. Farklı nitelikli kuralların farklı nitelikli
sonuçlar doğurması en basit mantık kuralıdır. Devletlerin görüĢleri de bu
yönde olmuĢtur. Örneğin, Kore Cumhuriyeti, uluslararası hukukun emredici
normlarının ve erga omnes yükümlülük ihlallerinin, daha az ciddi yükümlülük
ihlallerine göre daha katı muameleyi hak ettiğini bildirmiĢtir594 Hollanda, belli
yükümlülük ihlallerini diğerlerinden ayırma noktasında spesifik örnekler
vererek, ihlalin
ağırlığından
yansıyan tazminatın özel
sonuç olarak
korunmasını hatta cezai tazminatın giderim Ģekli olarak kabul edilebileceğini
593
Erga omnes yükümlülüklere iliĢkin Uluslararası Hukuk Enstitüsü Sonuç Raporunda da, benzer
hükümlere rastlanmıĢtır.Gaja, "Obligations Erga Omnes in International Law", madde 5
594
A/CN.4/515, s.51
164
belirtmiĢtir. Ayrıca, eski hale iade ve tatminden ayrı bir seçenek olarak maddi
zararın tazminini aĢan mali sonuçlar ya da uluslararası örgüt üyeliğinden
doğan hakların sınırlanması yahut kontrolü gibi kurumsal tedbirlerin
alınabileceğini ifade etmiĢtir.595
Ancak,
uluslararası
hukukun
emredici
normlarından
doğan
yükümlülüklerin ciddi ihlalleri için getirilen "özel" sonuçlar, gerçekte
uluslararası hukuk kuralları arası hiyerarĢiyi desteklemez. Madem ki, bir
uluslararası hukuk düzeni vardır, buna iliĢkin kurallar basit ya da emredici
nitelikte olsalar da, bu kuralların ihlali uluslararası hukuka aykırılık teĢkil
etmektedir, o zaman basit ya da emredici nitelikteki kural ihlalleri olsalar da,
bunların hukuka uygun olarak tanınmaması, bu ihlale son verilmesi için
iĢbirliği yapılması ve ihlalin devamı için yardımda bulunulmaması gerekir.
Crawford dahi, ilk raporunda, uluslararası suçlar ile ilgili "uluslararası suç
tarafından meydana getirilen durumu hukuka uygun olarak tanımama"
yükümlülüğü hakkında, eğer tanımama yükümlülüğü uluslararası suç için
getirilen bir sonuç ise,
bunun ne kadar ciddi olursa olsun haksız fiillerin
hukuka uygun olarak tanınabileceği anlamına geldiğini, dolayısı ile
uluslararası
suçları
uluslararası
haksız
fiillerden
ayırma
noktasında
yetersizliğine iĢaret etmiĢtir. 596
Ġlgili madde, hem iki taraflı akitsel yükümlülüklerin hem de emredici
normlardan doğan yükümlülüklerin ihlallerinde uygulanmalıdır. Uluslararası
sorumluluğun hukuki olduğu, bunun cezai sorumluluğa dönüĢmesi ya da
meyletmesi kaygıları ile uluslararası hukukun emredici normlarından doğan
yükümlülüklerin ciddi ihlallerini, diğerlerinden ayırma noktasında yetersiz
kalmıĢtır. Halbuki, uluslararası sorumluluk alanında, cezai sorumluluğun
uygulanamayacağı, iç hukuk menĢeili bu kavramın uluslararası hukuka
595
A/CN.4/515, s.53
A/CN.4/490/Add.1, para. 51
Gaeta, uluslararası hukukun emredici normlarından doğan yükümlülüklerin ciddi ihlallerinden
sorumlulukta, Nihai Metin'in 40/2 maddesindeki tanıma göre, emredici norm ihlallerinin hepsinin
ciddi olmayacağını dolayısı ile emredici normlardan doğan yükümlülüklerin ciddi ihlalleri için
getirilen tanımama, yardımda bulunmama ve ihlale hukuka uygun yollarla son vermek için iĢbirliği
içinde olma yükümlülüklerinin emredici normlardan doğan yükümlülüklerin ciddi olmayan ihlaller
için söz konusu olmayacağını ifade etmiĢtir. Gaeta, " The Character of the Breach", s.426
596
165
gönderilemeyeceği, aksi kabul edilse bile uluslararası hukukun bunun için en
temel araçlardan yoksun olduğu müteaddit kereler ifade edilmiĢtir.
nedenle,
uluslararası
sorumluluğu
"hukuki"
ya
da
"cezai"
O
olarak
sınırlamaksızın, ifade edildiği gibi yalnız "uluslararası" olarak kabul etmek,
bunu böyle kabul ederken de, uluslararası hukuk alanında varlığı konusunda
tereddüt edilmeyen normlar hiyerarĢisini, sorumluluğun sonuçları sahasına
doğru yansıtmak gereklidir. UHK çalıĢma sürecinde, belli nitelikli ihlaller için
belli nitelikli sorumluluk sonucu konusunda çalıĢmalar elbette ki söz konusu
olmuĢtur. Bunlar, uluslararası hukukun emredici normlarından doğan
yükümlülüklerin
ciddi
ihlallerinin
özel
sonuçlarına
belli
çekincelerle
yansıtılmamıĢtır. Tez'in ilerleyen sayfalarında gösterilen bu özel sonuçlar ve
çekinceleri yersiz değildir ancak 41. madde ve Nihai Metin'in emredici
normlardan doğan yükümlülüklerin ciddi ihlalleri için özel sonuç getirmediği
gerçeğini örtmemektedir.
Özel sonuçlar, emredici normlardan doğan yükümlülükleri ciddi Ģekilde
ihlal eden devlet için bu ihlalin sonucu olarak herhangi bir ek yükümlülük
öngörmemesi açısından da yetersizdir. "Özel sonuçlar"
olarak getirilen
düzenleme bütünüyle "diğer devletlerle" ilgilidir.597
UHK,
uluslararası
hukukun
emredici
normlarından
doğan
yükümlülüklerin ciddi ihlalleri için özel sorumluluk rejimi kurmaktaki
baĢarısızlığı Nihai Metin'e yansımıĢtır. 598 Yalnız söz konusu haksız fiili
iĢleyen devlet dıĢındaki devletlere yükümlülük yükleyen ve uluslararası
hukukun her tür ve nitelikteki hukuka aykırı fiilleri için uygulanabilecek
sonuçlar aĢağıda gösterilmiĢtir.
597
Daniel Bodansky and John R. Crook, "Introduction and Overview" The American Journal of
International Law, Vol.96, No.4, 2002, s.785
598
Koskenniemi, "Doctrines of State Responsibility", s.48
166
3.1.1. ULUSLARARASI HUKUKUN EMREDĠCĠ NORMLARINDAN
DOĞAN YÜKÜMLÜLÜKLERĠN CĠDDĠ ĠHLALLERĠNE
HUKUKA UYGUN YOLLARLA SON VERMEK ĠÇĠN
ĠġBĠRLĠĞĠ ĠÇĠNDE OLMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ
Uluslararası hukukun emredici normlarından doğan yükümlülüklerin
ciddi ihlalleri halinde devletler, söz konusu normlardan doğan yükümlülüklerin
ciddi ihlallerine hukuka uygun yollarla son vermek için iĢbirliği içinde
olacaklardır. Süreç içerisinde, silahların geliĢmesi, nükleer enerjinin devletler
arası mücadele sahasında kullanılması, atom silahı ve kıtalar arası füze
tekeli gibi geliĢmeler yanında ticaret ve bilgi etkileĢiminden doğan karĢılıklı
bağımlılık, devletleri iĢbirliği yapmaya zorlamıĢtır.
599
Yine, uluslararası
hukukta, özellikle uluslararası ceza hukuku alanında yasa koyan üstün
yetkilerle donatılmıĢ bir organın, hiyerarĢik bir düzenin olmayıĢı, bu alanın
egemen devletlerin hukuksal eĢitliğine dayalı olması devletler arası iĢbirliğinin
sebebidir. 600
ĠĢbirliği yükümlülüğü, BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢması Doğrultusunda
Devletler Arasında Dostça ĠliĢkiler ve ĠĢbirliğine ĠliĢkin Uluslararası Hukuk
Ġlkeleri için ad hoc Özel Komite'nin çalıĢmalarında tartıĢılmıĢtır. Uluslararası
Hukuk Enstitüsünün Erga Omnes Yükümlülüklere ĠliĢkin Sonuç Raporunda,
erga omnes yükümlülüklerin ciddi ihlalleri durumunda bütün devletlerin,
BirleĢmiĢ
Milletler
AndlaĢmasına
göre
hukuka
uygun
sonlandırma konusunda iĢbirliği içinde olmaları düzenlenmiĢtir.
yollarla
ihlali
601
Madde metninde, hukuka uygun yollarla haksız fiili sonlandırmak için
iĢbirliği içinde olma yükümlülüğü getirilmiĢ, ancak bu iĢbirliğinin nasıl olacağı
konusunda
bir
açıklama
verilmemiĢtir.
Bu
iĢbirliği
yükümlülüğünün
uygulanmasına iliĢkin olarak da, devletlerin özellikle BirleĢmiĢ Milletler gibi
uluslararası bir örgütün himayesinde iĢbirliği içinde olacakları, üçüncü
599
V. Toprak, Milletlerarası Politika: Ders Notları, 1970, s. 156
Tezcan, Erdem, Önok, a.g.e., s.54
601
Gaja, "Obligations Erga Omnes in International Law", madde 5
600
167
devletlerin bireysel yükümlülüklerine gönderme yapılmadığı iddia edilmiĢtir.602
BirleĢmiĢ Milletlerin fiilleri "hukuka uygun yollarla" husule gelecektir ve haksız
fiile de bu vesile ile son verilecektir. Ancak, Güvenlik Konseyi kararlarıyla
iĢbirliği yükümlülüğü baĢarılamazsa devletlerin tedbir almalarına açık kapı
bırakıldığı da anlaĢılabilir. Bu yoruma iliĢkin olarak UAD' nin Filistin
Topraklarında Duvar ĠnĢasının Hukuki Sonuçları'na iliĢkin Kararı örnek
gösterilmiĢtir.
603
Bunun yanında, Madde'nin kurumsallaĢmamıĢ iĢbirliği
ihtimalini de barındırdığı, buna göre her devletin herhangi bir örgütlü karar
olmaksızın iĢbirliği içinde olacakları ya da bölgesel örgütler kanalıyla
iĢbirliğinin sağlanacağı yorumları da yapılmıĢtır. 604
ĠĢbirliğinin, uluslararası örgütler özellikle BirleĢmiĢ Milletler çatısında
örgütlenebileceğine iliĢkin görüĢler ağırlıklıdır.605
ĠĢbirliği yükümlülüğünde, devletlerin ciddi ihlalden bireysel olarak
etkilenip etkilenmedikleri açık değildir. Ciddi ihlal ile karĢılaĢma durumunda
istenen Ģey, bu ihlallerin etkisine karĢı durmak için bütün devletler tarafından
iĢbirliği içinde çaba ve katılımdır. Uluslararası hukukun iĢbirliği konusundaki
pozitif görevi tanımlayıp tanımlamadığı ve Maddenin uluslararası hukukun
tedrici geliĢmesini yansıtabilmesi konuları sorguya açıktır. ĠĢbirliği konusu,
özellikle uluslararası örgütler çatısındaki iĢbirliği, uluslararası hukukun ağır
ihlallerine tepki ve bu sıklıkla etkin çözüm sağlamanın tek yolu olacağı ifade
edilmiĢtir. ĠĢbirliği yükümlülüğü, söz konusu ciddi ihlale uygun cevabı vermek
için
602
bütün
devletlerin
katılacağı
var
olan
iĢbirliği
mekanizmasını
Crawford," International Crimes of States", s. 412
ĠĢgal EdilmiĢ Filistin Ülkesine Duvar ĠnĢasının Hukuki Sonuçlarına iliĢkin danıĢma görüĢünde
Uluslararası Adalet Divanı, üçüncü devletlerin tanımama ve yardım ve destekte bulunmama
görevlerine iĢaret ettikten sonra, BirleĢmiĢ Milletlerin özellikle Güvenlik Konseyi ya da Genel Kurul
gibi organlarının, söz konusu DanıĢma GörüĢünü dikkate alarak, ortak rejime ve Duvarın yapımından
doğan hukuka aykırı duruma son verme konusunda gereğini yapacağı kanaatinde olmuĢtur. Legal
Consequences of the Construction of a Wall in the Occupied Palestinian Territory, ICJ, Advisory
Opinion of 9 July 2004, Reports of Judgments, Advisory Opinions and Orders, Sales Number 883,
para.159-160, (EriĢim)http://www.icj-cij.org/docket/files/131/1671.pdf, 25 Ekim 2010
604
Nina HB Jorgensen," The Obligation of Non-Assistance to the Responsible State" (Eds.) James
Crawford, Alain Pellet, Simon Olleson: The Law of International Responsibility, Oxford University
Press, 2010, s.697
605
Örneğin Hollanda, UHK'ya sunduğu iĢbirliği yükümlülüğü konusundaki görüĢünde, Hollanda,
BirleĢmiĢ Milletlerin kolektif güvenlik sistemi aracılığı ile kolektif tepki olarak kabul etmiĢtir.
A/CN.4/515, s.58
603
168
güçlendirmeyi gözetmektedir. Ancak bunun yöntemine iliĢkin bir açıklık
yoktur.
ĠĢbirliği
yükümlülüğü,
yardımda
bulunmama
ve
tanımama
yükümlülüklerinde olduğu gibi esasen Riphagen'in 6. maddesinden temel
almıĢtır. BirleĢmiĢ Milletler ile ilintili halde anılmasına da, yine Riphagen'in 6/2
ve 6/3. maddelerindeki düzenlemeler sebep olur. 6/2 maddede, tanımama,
yardımda bulunmama ve uluslararası suçun doğurduğu sonucu ortadan
kaldırmak için iĢbirliği yükümlülükleri uluslararası hukuk ilkelerine göre
gerçekleĢtirilemezse, BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢmasının, uluslararası barıĢ ve
güvenliğin korunmasına iliĢkin VII. Bölümü ilkelerine uygun olarak çözüleceği
düzenlenmiĢtir. 41/1 maddenin yorumlanmasında bu durumun tesiri olmuĢtur.
Devletler, ciddi ihlale son vermek için iĢbirliği yapmak gibi olumlu bir
görev yapmak durumundadırlar. Olası durumların çeĢitliliğinden dolayı
iĢbirliğinin Ģeklinin detaylarını tanımlamamıĢtır.
3.1.2. ULUSLARARASI HUKUKUN EMREDĠCĠ NORMLARINDAN
DOĞAN YÜKÜMLÜLÜKLERĠN CĠDDĠ ĠHLALLERĠNĠN
MEYDANA GETĠRDĠĞĠ DURUMU TANIMAMA VE
YARDIMDA BULUNMAMA YÜKÜMLÜLÜKLERĠ
Nihai Metin'in 41/2 maddesinde, uluslararası hukukun emredici
normlarından doğan yükümlülüklerin ciddi ihlallerinden doğan durumu
hukuka uygun olarak tanımama ve husule gelen devamın sürdürülmesine
yardım etmeme yükümlülüklerine birlikte yer verilmiĢtir.
3.1.2.1.
Ciddi Ġhlal OluĢturan Durumu Hukuka Uygun Olarak
Tanımama Yükümlülüğü
Tanımama
yükümlülüğü,
pasif
bir
hukuki
tepkidir.
Tanımama
yükümlülüğü konusunda Nihai Metin gerekli netliği sağlamaz. Eğer kolektif bir
169
kararın sonucunda tanımama kararı alınmıĢsa bu bir yükümlülük olacaktır.
Aksi halde, her devlet iĢlenen haksız fiilin değerlendirmesini kendisi
yapacaktır ki, klasik uluslararası hukuk göstergesidir.606
Tanımama yükümlülüğü, uluslararası hukuk düzeninin ortak değer ve
ilkelere sahip bir uluslararası kamu düzenine dönüĢmeye baĢlamasının
iĢareti olarak kabul edilmiĢtir.607 Bu yükümlülüğe, uluslararası örf adet kuralı
olarak, devlet uygulamalarında, uluslararası mahkeme kararlarında ve
BirleĢmiĢ Milletler organlarının aldığı kararlarda rastlanır.
Tanımama yükümlülüğü, UAD'nin Filistinlilerin Ülkesine ĠnĢa Edilen
Duvar Hakkındaki DanıĢma GörüĢü' nde özel önem kazanmıĢtır. Divan,
Doğu Kudüs'ü de içine alacak Ģekilde Filistin Ülkesinde, Ġsrail tarafından
duvar inĢasını uluslararası hukuka aykırı olarak görmüĢtür. Ġsrail'in, Filistin
halkının self-determinasyon hakkına saygı gösterme yükümlülüğünü içeren
belli erga omnes yükümlülüklerini, silahlı çatıĢmada insancıl hukukun belli
kurallarını ve Dört Cenevre SözleĢmesi için müĢterek olan 1. maddesini ihlal
ettiğini, bütün devletler için Filistin Ülkesini iĢgal eden duvarın yapımından
doğan hukuka aykırı durumun tanınmama yükümlülüğü doğurduğunu ifade
etmiĢtir. Ayrıca, Divan yine bu DanıĢma GörüĢünde uluslararası örf-adet
hukukundan yansıyan kuvvet kullanma ya da tehdidi ile ülke kazanmayı
hukuka uygun olarak tanımamayı da teyit etmiĢtir. 608
BirleĢmiĢ Milletler
Genel Kurulunda da, Ġsrail'in Filistin ülkesini iĢgali Cenevre SözleĢmeleri
gereğince hükümsüz kabul edilmiĢ ve bütün devletleri Ġsrail iĢgalini
tanımamaya davet edilmiĢtir.609
UAD, Namibya ile ilgili 1971 yılındaki DanıĢma GörüĢünde, Güney
Afrika
Cumhuriyeti'nin
Namibya'daki
varlığını
hukuka
aykırı
olarak
değerlendirmiĢ ve BirleĢmiĢ Milletlere üye devletlerin, Namibya'da Güney
606
Abi-Saab," The Concept of 'International Crimes' ", s.149
Çağıran, Devletin Tek Taraflı ĠĢlemleri, s.183
608
Legal Consequences of the Construction of a Wall in the Occupied Palestinian Territory, para.155159, Talmon, a.g.m., s.100
609
A/RES/2949(XXVII)
607
170
Afrika
Cumhuriyetinin
varlığını
ve
yükümlülükleri olduğunu ifade etmiĢtir.
idaresini
tanımaktan
kaçınma
610
41/1 maddenin yorumundan, UAD'nin Nikaragua'ya KarĢı Askeri ve
Yarı-Askeri
Faaliyetler
Davasında,
BirleĢmiĢ
Milletler
AndlaĢması
Doğrultusunda Devletler Arasında Dostça ĠliĢkiler ve ĠĢbirliğine ĠliĢkin
Uluslararası Hukuk Ġlkeleri ve Konusundaki Bildirge ile bağlantılı olarak
tanımama yükümlülüğü getirdiğini kabul etmek mümkündür.611
Kuvvet kullanımı yasağının ve diğer jus cogens yükümlülüklerin ciddi
ihlali tarafından yaratılan durumun kolektif olarak tanınmamasının devlet
uygulamasındaki örnekleri olarak; 11 Mart 1932 yılında Çin ve Japonya arası
Mançurya çatıĢmasının sonucunda, Milletler Cemiyeti Genel Kurulu, Milletler
Cemiyetine üye devletlerin Paris Paktı ya da Milletler Cemiyeti SözleĢmesine
aykırı herhangi bir durum, anlaĢma ya da sözleĢmeyi tanımama görevleri
olduğuna iliĢkin karar almıĢtır.
612
Bu olayla ilgili olarak, o dönem ABD
DıĢiĢleri Bakanı Stimson' un kuvvet kullanma yasağının ihlali sonucunda fiili
toprak kazanımlarının tanınmamasının bildirilmiĢtir.613
BirleĢmiĢ Milletler Genel Kurulu, 1967 tarih, 2253-2254 sayılı kararları
ile Ġsrail'in, Kudüs'e yerleĢmesi ile ilgili olarak,
Kudüs'ün statüsünü
değiĢtirecek herhangi bir hareketten derhal vazgeçilmesi, alınan bütün
tedbirlerin feshedilmesini istemiĢtir. Genel Kurul,1972 tarih ve 2946(XXVII)
sayılı614 Güney Rodezya ile ilgili kararında, bütün devletlere, illegal rejimlere
meĢruiyet görüntüsü verecek herhangi bir fiilden kaçınmalarını ifade etmiĢtir.
Genel Kurul, Batustanlardan biri olan Transkeilerin, bağımsız olarak
610
Legal Consequences for States of the Continued Presence of South Africa in Namibia (South West
Africa) Notwithstanding Security Council Resolution 276, ICJ, 1970 , Advisory Opinion of 21 June
1971, Reports of Judgments, Advisory Opinions and Orders, Sales Number 352, para.124-127,
(EriĢim)http://www.icj-cij.org/docket/files/53/5595.pdf,3 ġubat 2011 Talmon, a.g.m., s. 100
611
Case Concerning Military and Paramilitary Activities in and Against Nicaragua, s.99-100, para.188
Commentaries 2001, s.114
612
Talmon, a.g.m., s.101,
613
Aslan Gündüz,a.g.e., s.15
614
A/RES/ 2946 (XXVII), 2102nd Plenary Meeting, 7 December 1972, (EriĢim)http://daccess-ddsny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/269/76/IMG/NR026976.pdf?OpenElement, 5 Kasım 2010
171
tanınmaması yönünde karar tesis etmiĢtir. 615 Yine, Genel Kurul 1972 tarih
2949(XXVII) sayılı karar616 ile iĢgal edilen Arap Ülkelerindeki Ġsrail tarafından
alınan tedbir ve yapılan değiĢikliklerin tanınmamasını istemiĢtir.
BirleĢmiĢ Milletler Güvenlik Konseyi, Güney Afrikalı Batustanlar,
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti617 ve Irak'ın Kuveyt'i ilhakında618 olduğu gibi
hukuka aykırı devletleri, yabancı iĢgal güçleri tarafından kurulan hükümetleri
ve kazanılan toprakları, iĢgal gücünün varlığı ve idaresini, hatta seçim
sonuçlarının meĢruluğunu dahi tanımamaya çağırmıĢtır.
619
Ancak, bu
örnekler değerlendirilirken Güvenlik Konseyinin politik bir organ olduğu, hem
kendi içinde hem de örgüt temelinde meĢruiyeti gözden ırak tutulmamalıdır.
Ġslam Konferansı Örgütü, Arap Ligi, Bağlantısızlar Hareketi, Avrupa
Topluluğu ve Ġskandinav Ülkeleri de, iĢgal sonucu kazanılan toprakların
tanınmaması yönünde benzer tepkiler vermiĢlerdir. 620
1949 tarihli, Devletlerin Hakları ve Görevleri ile ilgili Taslak
Deklarasyonun 11. maddesinde 621 , her devlete, kuvvet kullanma ya da
kuvvet kullanma tehdidi yasağını ihlal ederek kazanılan ülkeleri tanımaktan
kaçınma görevi getirilmiĢtir.
615
Martin Dawidowicz, "The Obligation of Non-Recognition of an Unlawful Situation",(Eds.) James
Crawford, Alain Pellet, Simon Olleson, The Law of International Responsibility,Oxford University
Press, 2010, s.680-681
616
A/RES/2949 (XVII), 2105th Plenary Meeting, 8 December 1972, (EriĢim) http://daccess-ddsny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/269/79/IMG/NR026979.pdf?OpenElement 21 Mart 2011
2010
617
SC/RES/541 of 18 Nov. 1983, (EriĢim) http://daccess-ddsny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/453/99/IMG/NR045399.pdf?OpenElement, 5 Kasım 2010
BirleĢmiĢ Milletler Güvenlik Konseyinin 1983 tarih, 541 sayılı kararı ile Kıbrıs Cumhuriyeti'nden
baĢka herhangi bir Kıbrıs Devletinin tanınmaması istenmiĢtir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin
kurulması 1960 Garanti AnlaĢmalarına aykırı bulunarak hukuka aykırı görülmüĢtür. Türkiye'nin
müdahalesi , 1974 yılında Yunanistan destekli hükümet darbesinin gerçekleĢmesi ve anayasal düzenin
yıkılması sonucu, Garanti AnlaĢmasında Garantör Devletlere verilen yetki dahilinde gerçekleĢmiĢtir.
618
SC/RES/661 of 6 Aug. 1990, 9-b. iĢgal gücü tarafından kurulan herhangi bir rejimi tanımama
tavsiye edilmiĢtir. (EriĢim)http://daccess-ddsny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/575/11/IMG/NR057511.pdf?OpenElement, 5 Kasım 2010
619
Talmon, a.g.m., s. 101-102
620
Dawidowicz, a.g.m., s.682
621
Article 11.Every State has the duty to refrain from recognizing any territorial acquisition by
another State acting in violation of article 9.
(EriĢim)http://untreaty.un.org/ilc/texts/instruments/english/draft%20articles/2_1_1949.pdf, 3 Ocak
2011
172
1970 tarihli, Uluslararası Güvenliğin Güçlendirilmesi Deklarasyonu 622,
1974 tarihli Saldırının Tanımı 623 , 1975 tarihli, Avrupa Güvenlik ve ĠĢbirliği
Konferansı Helsinki Sonuç Bildirgesi 624, 1987 tarihli, Uluslararası ĠliĢkilerde
Kuvvet Kullanma ya da Tehdidinden Kaçınma Ġlkesinin Etkinliğinin Artırılması
Deklarasyonunda
625
ve
1970
tarihli,
BirleĢmiĢ
Milletler
AndlaĢması
Doğrultusunda Devletler Arasında Dostça ĠliĢkiler ve ĠĢbirliğine ĠliĢkin
Uluslararası Hukuk Ġlkeleri ve Konusundaki Bildirge'de626 kuvvet kullanımı ya
da
tehdidi
ile
kazanılan
toprakların
hukuka
uygun
olarak
kabul
edilmeyeceğine iliĢkin hüküm bulunmaktadır.627
UHK' nın, yukarıda örnekleri verilen saldırı ve hukuka aykırı kuvvet
kullanımı ve tehdidinin ihlalleri sonucu meydana gelen durumu hukuka uygun
olarak tanımama yükümlülüğünü uluslararası hukukun emredici normlarından
doğan yükümlülüklerin ciddi ihlalleri için geniĢlettiği ifade edilmiĢtir. Irk
ayrımcılığının yasaklanması ve halkların self-determinasyon haklarının ciddi
ihlallerinin doğurduğu sonuçları hukuka uygun olarak tanımama ile ilgili bazı
devlet uygulamalarına rastlanırken, uluslararası insancıl hukukun temel
kuralları, insanlığa karĢı suçlar, iĢkence, zulüm ve gayri insani muamele,
soykırım, köle ticareti ve köleliğin yasaklanması gibi diğer jus cogens
normların ciddi ihlalleri ile ilgili yaratılan durumu hukuka uygun olarak
tanımama uygulaması görülmez. Bu durumlarda devlet uygulamasının
eksikliği, jus cogens kuralların ciddi ihlallerinin yarattığı durumların hepsi için
tanımama görevinin uluslararası örf-adet hukukunda olup olmadığı haklı
sorusunu akla getirir. 628
622
(EriĢim)http://www.un-documents.net/a25r2734.htm, 3 Ocak 2011
(EriĢim)http://www.un-documents.net/a29r3314.htm, , 3 Ocak 2011, 5/3. madde
624
(EriĢim)http://www.tbmm.gov.tr/komisyon/insanhaklari/pdf01/439-444.pdf, 3 Ocak 2011
625
(EriĢim)http://www.un.org/documents/ga/res/42/a42r022.htm, 3 Ocak 2011
626
BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢması Doğrultusunda Devletler Arasında Dostça ĠliĢkiler ve ĠĢbirliğine
ĠliĢkin Uluslararası Hukuk Ġlkeleri ve Konusundaki Bildirge ve Eki "...Güç tehdidi ya da güç
kullanılması sonucunda sağlanan hiçbir toprak kazanımı yasal olarak kabul edilmeyecektir. "
(EriĢim)http://daccess-ddsny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/348/90/IMG/NR034890.pdf?OpenElement, 3 Ocak 2011
627
Talmon, a.g.m., s., 102-103
628
Talmon, a.g.m., s. 103
623
173
Hukuk literatürü, emredici normlardan doğan yükümlüklerin ciddi
ihlallerinden doğan durumu hukuka uygun olarak tanımama yükümlülüğünün
içeriğini açıklamada çok katkı sunmamıĢtır.
Tanımama yükümlülüğünün izleri 1889 Amerikalılar Arası Konferans'a
kadar gitse de, ilk kez BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢması Doğrultusunda Devletler
Arasında Dostça ĠliĢkiler ve ĠĢbirliğine ĠliĢkin Uluslararası Hukuk Ġlkeleri için
ad hoc Özel Komite'nin çalıĢmalarında ciddi Ģekilde tartıĢılmıĢtır. O dönem
için tanımama yükümlülüğünün kapsamı, yalnız, saldırı ya da kuvvet
kullanmak suretiyle toprak kazanma durumları ile sınırlı olmuĢtur. Sonuçta,
BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢması Doğrultusunda Devletler Arasında Dostça
ĠliĢkiler ve ĠĢbirliğine ĠliĢkin Uluslararası Hukuk Ġlkeleri ve Konusundaki
Bildirgesi 10. paragrafında "...güç tehdidi ya da güç kullanılması sonucunda
sağlanan hiçbir toprak kazanımı yasal olarak kabul edilmeyecektir. "
Ģeklindeki düzenleme yapılmıĢtır. 1974 tarihli Saldırının Tanımına ĠliĢkin
BirleĢmiĢ Milletler Genel Kurulunun 3314(XXIX) sayılı kararında
629
,
Bağlantısız Ülkelerin "mutlak tanımama" yönündeki talepleri kabul görmeyip,
madde de jure tanımamayı içine alacak Ģekilde, "saldırıdan kaynaklanan
hiçbir
ülkesel
kazanım ya
da
özel
avantaj hukuka
uygun
olarak
tanınmayacaktır" Ģeklinde düzenlemiĢtir.
Tanımama yükümlülüğü, UHK 'da ilk Riphagen'in 1980 tarihli,
Uluslararası Sorumluluğun Ġçeriği, ġekli ve Derecesine ĠliĢkin Ön Raporunda
ve 1982 tarihli Üçüncü Raporunun 6/1 maddesinde uluslararası suç teĢkil
eden haksız fiillerin sonucu olarak yer alır. Riphagen, tanımamayı
uluslararası haksız fiil meydana getiren olayın kaçınılmaz sonuçlarını
reddetmek olarak tanımlamıĢtır.
tanımama
yükümlülüğünü
"hukuka
Riphagen'in halefi Arangio-Ruiz'de,
uygun
olarak
tanımama"
olarak
yorumlamıĢtır.
629
A/RES/3314(XXIX), 2319th Plenary Meeting, 14 December 1974, (EriĢim)http://daccess-ddsny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/739/16/IMG/NR073916.pdf?OpenElement, 14 Aralık 2010
174
41/2 maddenin yorumunda, uluslararası hukukun emredici normlardan
doğan yükümlülüklerin ciddi ihlallerini tanımama yükümlülüğü hem resmi hem
de zımni kabul etmesine rağmen maddenin lafzından bu durum anlaĢılmaz.
UHK,
madde
yorumunda
kolektif
tanımama
yükümlülüğünden
bahsetmiĢtir.630
Daha önce de ifade edildiği gibi,
tanımama yükümlülüğü devlet
uygulamasında, saldırı ya da hukuka aykırı kuvvet kullanımı sonucu toprak
kazanmanın tanınmaması iken UHK bu durumu emredici normlardan doğan
yükümlüklerin ciddi ihlallerine de teĢmil etmiĢtir. Tanımama yükümlülüğü,
devlet uygulamalarında Ģimdiye kadar anlam ifade etmemiĢtir. Örneğin,
Ġsrail'in Filistin ülkesine inĢa ettiği duvar ve bunun sonucunun hukuka uygun
olarak tanımaması Ġsrail ile diğer devletlerin iliĢkilerini etkilememiĢtir. Bu
sebepten
ötürü,
hiçbir
devlet
Ġsrail
Hükümeti
ile
iliĢki
kurmaktan
çekinmemiĢtir. Sadece, Avrupa Birliği, Avrupa Topluluğu-Ġsrail Ortaklık
AnlaĢması gereği Ġsrail kaynaklı ürünlere ayrıcalıklı tarife uygulaması, de
facto
Duvar
dolayısı
ile
Filistin
tarafından
gelen
ürünler
için
uygulanmamıĢtır.631
Uluslararası hukukun emredici normlarının ciddi Ģekilde ihlali sonucu
meydana gelen hukuka aykırı devletleri, tanımama yükümlülüğün sonucu
olarak, o devletin hakları ve bağıĢıklıkları tanınmayabilir. O devlet ile iki ya da
taraflı çok taraflı anlaĢmalar yapılmayabilir, uygulanmayabilir ya da o devlete
diplomatik ya da özel temsilci göndermekten imtina edilebilir yahut olanlar
geri çağrılabilir. Ekonomik ve diğer iliĢkileri kesilebilir, o ülke menĢeili ürünler
için özel düzenlemeler getirilebilir. 632
BirleĢmiĢ Milletler Genel Kurulu ve Güvenlik Konseyi kararlarında,
tanımama yükümlülüğüne ek olarak iĢgal, self determinasyon hakkının ihlali
gibi durumlarda bu fiillerin tanınmasını doğuracak yardım fiillerinden
630
Commentaries 2001, s.114
Talmon, a.g.m., s. 119-120
632
Talmon, a.g.m., s. 118-119
631
175
kaçınmaya, diplomatik temsilcileri geri çekmeye, ilgili devletler tarafından
düzenlenen pasaport ya da yolculuk belgelerini tanımamaya, uluslararası
örgütlerden
taleplerini
reddetmeye
iliĢkin
düzenlemeler
getirse
de,
uygulamada tesiri olmamıĢtır.
3.1.2.2.
Ciddi Ġhlal OluĢturan Duruma Yardımda Bulunmama
Yükümlülüğü
Portekiz sömürge yönetimi ve Güney Afrika ırk ayrımcılığı rejiminden
doğan durumun sürdürülmesinde yardım ve desteğin yasaklanmasına iliĢkin
Güvenlik Konseyi Kararları633 söz konusu ciddi ihlaller tarafından yaratılan
bütün
durumlara
uygulanabilen
genel
bir
düzenleme
olarak
kabul
edilmiĢtir.634 1990-1991 Irak ve Kuveyt arası çatıĢmada, Güvenlik Konseyi
Irak'a yardımda bulunulmaması yönünde karar vermiĢtir.635
UAD, Ġsrail tarafından inĢa edilen ve Filistinlilerin ülkesini iĢgal eden
Duvar hakkındaki 2004 tarihli DanıĢma GörüĢünde, Ġsrail'in Duvar inĢasını
Filistinlerin self-determinasyon hakkına saygı yükümlülüğünü içeren belli erga
omnes yükümlülükleri ihlal ettiğini, Duvar inĢasından doğan hukuka aykırı
durumun tanınmaması ile birlikte bu durumun sürdürülmesinde yardım ve
destekte bulunmama yükümlülüğünü de ifade etmiĢtir.636 Divan, Namibya'da
Güney Afrika'nın varlığını devam ettirmesiyle ilgili DanıĢma GörüĢünde bu
yükümlülüğe, tanımama yükümlülüğü ile birlikte yer vermiĢtir.
637
Yine,
BirleĢmiĢ Milletler Genel Kurulu, bütün devletlerden, Ġsrail'in Filistin ülkesinin
633
SC/RES/ 218 of 23 Nov. 1965, (EriĢim) http://daccess-ddsny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/222/89/IMG/NR022289.pdf?OpenElement, 3 Ocak 2011,
Nina HB Jorgensen," The Obligation of Non-Assistance to the Responsible State", s. 691
634
Commentaries 2001, s.115
635
SC/RES/661 of 6 Aug. 1990, (EriĢim) http://daccess-ddsny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/575/11/IMG/NR057511.pdf?OpenElement, 5 Mayıs 2010
636
Legal Consequences of the Construction of a Wall in the Occupied Palestinian Territory, para.155159, Talmon, a.g.m., s.100
637
Legal Consequences for States of the Continued Presence of South Africa in Namibia (South West
Africa) Notwithstanding Security Council Resolution 276, para.124-127, Talmon, a.g.m., s. 100
176
iĢgalini tanımamaları ile birlikte, iĢgali tanımayı oluĢturacak yardım fiillerinden
kaçınmalarını istemiĢtir.638
Ciddi ihlal oluĢturan duruma yardımda bulunmama yükümlülüğü
yukarıda da görüldüğü üzere çoğu zaman, tanımama yükümlülüğü ile birlikte
anılmıĢ, tanımama yükümlülüğünün mantıki uzantısı olarak kabul edilmiĢtir.
Emredici norm ihlalinden sorumlu olan devlete yardımda bulunarak
iĢbirliği içinde bulunmama yükümlülüğü, ihlal tarafından yaratılan durumun
korunmasındaki yardım fiilleri ile sınırlandırılmıĢtır. Mefhumu muhalifinden,
emredici norm ihlali ile ilgili olmayan alanlarda bu fiillerden sorumlu devlet ile
iĢbirliği yapılabileceği sonucu çıkmaktadır.639
Sorumlu
devlete
yardımda
bulunmama
yükümlülüğü,
BirleĢmiĢ
Milletler AndlaĢması Doğrultusunda Devletler Arasında Dostça ĠliĢkiler ve
ĠĢbirliğine ĠliĢkin Uluslararası Hukuk Ġlkeleri ve Konusundaki Bildirge ve
BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢması göre dayanıĢma ve bağlılık kavramlarını
kapsar. ĠĢbirliği ya da tanımama yükümlülüğü için söz konusu olan
belirsizlikler, yardımda bulunmama yükümlülüğü için de geçerlidir. Buna göre,
bu yükümlülükleri ifasının, BirleĢmiĢ Milletler ya da onun organları gibi belli
derecede organize toplumun çatısı altında olacağı ya da her devletin bu
yükümlülükleri münferiden yerine getireceği konusu belirsizdir.
Emredici normdan doğan yükümlülüğü ciddi Ģekilde ihlal eden sorumlu
devlete, yardımda bulunmama, ağırlaĢtırılmıĢ sorumluluk rejiminin bir
yansıması olduğu ileri sürülmüĢ olsa da,
teorik olarak diğer ihlal
sonuçlarından ayırıcı bir niteliği olmadığını daha önce ifade etmiĢtik
Uluslararası Haksız Fiilin Meydana Gelmesinde Yardım
638
639
A/RES/2949(XXVII)
Jorgensen," The Obligation of Non-Assistance to the Responsible State", s. 691
177
Uluslararası hukukun emredici normlarından doğan yükümlülüklerin
ciddi ihlallerinden doğan sorumluluğun sonuçlarından biri olan yardımda
bulunmama yükümlülüğü ile uluslararası haksız fiilin meydana gelmesine
yardım durumu birbirine karıĢtırılmamalıdır.
Uluslararası haksız fiilin meydana gelmesine yardım Nihai Metin'in 16.
maddesinde düzenlenmiĢtir. Buna göre;
Bir baĢka devletin uluslararası haksız fiiline yardım eden devlet
a) uluslararası haksız fiilin koĢullarının bilincinde hareket ediyorsa,
b) fiil, o devlet tarafından yapılsaydı dahi uluslararası haksız fiil olacak idiyse
yardımda bulunan devlet sorumludur.
Bir
baĢka
devletin
fiillerinden
ötürü,
devletin
sorumluluğu
kapsamındadır. Bir baĢka devlet tarafından, bir devletin uluslararası haksız
fiil oluĢturulmasına yardım uluslararası haksız fiil olarak muamele görmüĢtür.
Maddede yardımın Ģekli konusunda herhangi bir açıklık yoktur. Uluslararası
hukukta belli yardım fiilleri ayrıca yasaklanmıĢtır. Örneğin, BirleĢmiĢ Milletler
AndlaĢmasında, "..tüm üyeler, Örgütün iĢbu AndlaĢma gereği giriĢtiği bütün
faaliyetlerde örgüte her türlü yardımı yaparlar ve BirleĢmiĢ Milletler tarafından
aleyhinde önleme ya da zorlama eylemine giriĢilen herhangi bir devlete
yardım etmekten kaçınırlar." 640
Saldırının tanımına iliĢkin Genel Kurul
Kararında, ".. ülkesini bir baĢka devlet emrine veren devletin, ülkesinin o
devlet tarafından üçüncü bir devlete saldırı amacıyla kullanımına izin
vermesi.."
641
BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢması Doğrultusunda Devletler
Arasında Dostça ĠliĢkiler ve ĠĢbirliğine ĠliĢkin Uluslararası Hukuk Ġlkeleri ve
Konusundaki Bildirge'nin muhtelif maddelerinde belli fiillerin iĢlenmesine
yardım
etmeme
öğütlenmiĢtir.
Herhangi
bir
kuralda
açıkça
ifade
edilmemesine rağmen, bir baĢka devletin uluslararası haksız fiil iĢlemesine
yardım eden devletin yardım fiilleri de, uluslararası haksız fiil meydana
640
641
BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢması madde 2/5
BirleĢmiĢ Milletler Genel Kurulunun 3814 (XXIX) sayılı ve 1974 tarihli Kararı, 3-f maddesi
178
getirmektedir. Yardım edilen fiilin, uluslararası haksız fiil, uluslararası suç ya
da emredici norm ihlalinden doğan bir haksız fiil olup olmadığı önemli
olmaksızın, yardım fiilleri bizatihi uluslararası haksız fiil oluĢturmaktadır.
Bunun için yardım eden devletin, söz konusu fiilin iĢlenmesinde iĢbirliği niyeti
yeterlidir.642
Yardımda bulunan devlet, bir baĢka devlet tarafından uluslararası
haksız fiilin iĢlenmesine gönüllü olarak yardımda bulunmaktadır. Uluslararası
suyollarının
kapatılması,
yabancı
topraklarda
adam
kaçırmanın
kolaylaĢtırılması ya da üçüncü bir devlet uyruğunun malvarlığına zarar
verilmesine yardım etmek örnek olarak gösterilmiĢtir.
Uluslararası haksız fiilin iĢlenmesine yardım, uluslararası haksız fiilin
iĢlenmesine iĢtirak ve katılma fiillerinden ayrıdır. Uluslararası haksız fiil
iĢleyen devletin sorumluluğu ile karıĢtırılmamalıdır. Yardım eden devletin
sorumluluğu, bir baĢka devletin uluslararası haksız fiil iĢlemesine katkı
sunmak ya da neden olmak dolayısı ile ayrıca bir sorumluluktur.
16. maddeye göre, bir uluslararası haksız fiilin meydana gelmesine
yardım üç Ģekilde gerçekleĢmektedir. Yardım eden kurum ya da ilgili devlet
organı uluslararası haksız fiile yardım ettiğini farkında olmalıdır, yardım fiilleri,
uluslararası hakız fiillerin iĢlenmesini kolaylaĢtırmalıdır ve iĢlenen uluslararası
haksız fiil yardım eden devlet tarafından yapılsaydı dahi uluslararası haksız
fiil olmalıdır.
Yardım eden devlet, yaptığı fiillerin bilincinde olmalıdır. Bir baĢka
devlete maddi ya da ekonomik yardım sağlayan devletin fiilleri uluslararası
haksız fiilin meydana gelmesinde normal olarak risk oluĢturmaz. Eğer yardım
eden
devlet,
yardımının
bir
uluslararası
kolaylaĢtıracağının farkında değilse,
sorumluluğu yoktur.
642
A/CN.4/498/Add.1. para. 167-172
haksız
fiil
iĢlenmesini
yardım eden devletin uluslararası
179
Yardım fiilleri, uluslararası haksız fiilin iĢlenmesini kolaylaĢtırmalıdır.
Uluslararası
haksız
fiilin
iĢlenmesini
ya
da
meydana
gelmesini
kolaylaĢtırmazsa, yine yardım eden devletin sorumluluğu doğmayacaktır.
Yardım fiilleri, yardım eden devlet ile ilgilidir. Yardım eden devlet
kasten bir baĢka devletin haksız fiil iĢlemesini sağlamamalıdır. Bir devlet,
üçüncü bir devlete karĢı bir baĢka devletin yükümlülükleri ile bağlı değildir. Bu
ilke, devletlerin rızaları olmaksızın bir anlaĢmadan yükümlü tutulmayacakları
ile ilgili olarak
Viyana AndlaĢmalar Hukuku SözleĢmesinin 34 ve 35.
maddelerinde de yer bulmuĢtur.643
Uluslararası haksız fiilden zarar gören
devlete yardımın, yardım eden devletin sorumluluğunu doğurmayacağı
açıktır.
Uluslararası haksız fiilin iĢlenmesine yardım eden devletin fiilleri
haksız fiil olarak kendisine atfedilebiliyorsa, yardım eden devlet ayrıca kendisi
uluslararası haksız fiilden sorumlu olacaktır. 644
Devlet uygulamasının, bir baĢka devletin uluslararası haksız fiil
iĢlemesine yardım eden devletin uluslararası sorumluluğunu desteklediği
görülür.Örneğin, 1984 yılında, Ġran Ġslam Cumhuriyeti, Ġngiltere'nin Irak'a
karĢı mali ve askeri yardım sağlamasını protesto etmiĢtir. Ġngiltere'nin, Ġran
askerlerine karĢı saldırı da kullanılan kimyasal silahları sağlamak suretiyle
Irak'ın saldırı fiillerini kolaylaĢtırdığı ileri sürülmüĢtür. 645
Bir baĢka örnekte, yardım eden devletin, üçüncü bir devlete karĢı
silahlı saldırı yürütmek için bir baĢka devlet tarafından ülkesinin kullanımına
izin vermek suretiyle kuvvet kullanmama yükümlülüğünün ihlal edildiği ileri
sürülmüĢtür. Almanya Federal Cumhuriyeti Hükümeti tarafından, Lübnan'da
ABD müdahalesi ile ilgili Almanya'daki havaalanlarını ABD askeri uçaklarının
kullanımına izin vererek Almanya'nın silahlı saldırıya katıldığı iddia edilmiĢtir.
643
Madde 34- Üçüncü Devletlerle ilgili genel kural
Bir andlaĢma, rızası olmadan üçüncü bir Devlet için ne hak ne de yükümlülük yaratır. Madde 35Üçüncü Devletler için yükümlülükler öngören AndlaĢmalar
Bir andlaĢmanın tarafları bu andlaĢmanın bir hükmünün bir üçüncü Devlet için bir yükümlülük aracı
olmasını kast ettiyse ve üçüncü Devlet o yükümlülüğü açıkça yazılı bir Ģekilde kabul ettiyse, bu
andlaĢma hükmünden üçüncü bir Devlet için bir yükümlülük ortaya çıkar
644
Commentaries 2001, s.66
645
Commentaries 2001, s.66
180
Yine,
1986
yılında,
Libya
Arap
Cemahiriyesi'
nin
Tripoli
ġehrinin
bombalanması ile ilgili olayda Ġngiltere'nin suçlaması örnek verilebilir. Libya,
ülkesindeki belli hedeflerin ABD uçakları tarafından vurulması ile ilgili olarak
Ġngiltere’nin havaalanlarını ABD uçaklarına kullandırmasının Ġngiltere'nin
baskından dolayı sorumluluğuna yol açacağını ileri sürmüĢtür.
646
Uluslararası haksız fiil iĢlenmesine yardım etmeme yükümlülüğü, bir
baĢka devletin kuvvet kullanma yasağı ile sınırlı değildir. Örneğin, Güvenlik
Konseyi tarafından alınan tedbiri bozmak ya da insan hakkı ihlalleri için
baĢka devlete yardım durumlarında da sorumluluğu doğabilecektir. Bu
açılardan BirleĢmiĢ Milletler Genel Kurulunun insan haklarını ihlal eden
devletlere
yardım
edilmemesi
konusunda
pek
çok
hatırlatması
bulunmaktadır. 647
3.1.3. ĠġBĠRLĠĞĠ ĠÇĠNDE OLMA, TANIMAMA VE YARDIMDA
BULUNMAMA YÜKÜMLÜLÜKLERĠNĠN YERĠNE
GETĠRĠLMESĠNDE UYGULAMADA KARġILAġILAN
ZORLUKLAR
Emredici normlardan doğan yükümlülüklerin ciddi ihlalleri sonucunda,
uluslararası
topluma
atılı
yukarıda
açıklanan
yükümlülükler ile ilgili
uygulamadaki en büyük sorunlardan biri uluslararası hukuk alanında
sorumluluk kurumlarının eksikliğinde yatmaktadır.
1980'lerde UHK, özel nitelikli ihlale son vermek için iĢbirliği içinde
bulunma, ihlali hukuka uygun olarak tanımama ve ihlalin meydana getirdiği
durumun sürdürülmesine yardımda bulunmama yükümlülüklerini, uluslararası
barıĢ
ve
güvenliğin
korunması
çerçevesinde
BirleĢmiĢ
Milletler
ile
iliĢkilendirirken, Nihai Metin yorumlarında bu bağlantı görülmez. 41.
maddede, emredici norm ihlalleri ile karĢılaĢıldığında uluslararası desteğin
varlığı farz edilir. Ġhlale karĢı bütün devletlerin kolektif tepkisi vereceği
646
647
Commentaries 2001, s.67
Commentaries 2001, s.67
181
düĢünülür. Ancak, bu tepkinin nasıl olacağı konusu Ģüphelidir. Bu kolektif
tepkinin, BirleĢmiĢ Milletler koordinatörlüğünde olmasını savunan yazarlar
kadar aksinin destekçileri de vardır.
648
BirleĢmiĢ Milletler Genel Kurul
kararlarının bağlayıcı olmadığı ve Güvenlik Konseyinin politik doğası çekince
kaynağıdır.
Bir bütün olarak uluslararası toplumun temel çıkarlarına halel
geldiğinde, bir devlet ya da belli devletler grubunun buna karĢı tepkisi, diğer
devletler ile iĢbirliği yapılmadığı takdirde ihlali durdurmaya yetmeyecektir.
Uluslararası toplum adına sorumluluk bağlamında iĢbirliğini sağlayacak bir
mekanizmanın olmadığı da gerçektir. 41/1 maddede ve yorumunda bu
evrensel iĢbirliğinin nasıl sağlanacağına iliĢkin bir hüküm yoktur.
Tanımama yükümlülüğü de, uygulamada pek çok zorluk taĢır.
Öncelikle, tanımama yükümlülüğünün ne zaman doğacağı belirsizdir.
Yardımda bulunmama ve iĢbirliği içinde olma yükümlülükleri ile iliĢkisi
belirsizdir. Yine yükümlülüğün uygulanmasının, otomatik olarak kendiliğinden
yahut BirleĢmiĢ Milletlerin organlarının kararları sonucu olup olmayacağı da
muğlaktır.
Tanımama yükümlülüğü ile ilgili bir baĢka güçlük, iĢgal, selfdeterminasyon hakkının ihlal edildiği durumlarda, hukuka aykırı yönetimler
tarafından yapılan resmi iĢlemlerin tanınmamasında görülmektedir. Ġllegal
yönetimler tarafından gerçekleĢtirilen doğum, ölüm kayıtları gibi resmi
iĢlemlerin tanınmasında bir mahzur görülmezken,
uluslararası hukuk
bağlamında resmi iĢlem kapsamı sorun olabilmektedir. 649 Örneğin, selfdeterminasyon haklarının inkarının tanınmaması yükümlülüğünün, selfdeterminasyonların resmi ya da yarı resmi bildirimlerle ilan edilmesi
nedeniyle sorun olabilecektir.650
648
Talmon, a.g.m., s. 121
Crawford,The International Law Commission's Articles, s. 251
650
Crawford," International Crimes of States", s. 412
649
182
Uluslararası hukukun emredici normlarından doğan yükümlülüğün
ciddi Ģekilde ihlalinin meydana getirdiği durumun sürdürülmesine yardımda
bulunmama yükümlülüğünün, haksız fiilin iĢlendiği sırada yapılan yardım ile
karıĢma ihtimali, süregelen ihlal nedeniyle küçümsenecek boyutta değildir.
3.2.
ULUSLARARASI HUKUKUN EMREDĠCĠ NORMLARINDAN
DOĞAN YÜKÜMLÜLÜKLERĠN CĠDDĠ ĠHLALLERĠNĠN
ÖZEL SONUÇLARI DÜZENLEMESĠNĠN ÖN AġAMASI
Uluslararası hukukun emredici normlarının, jus cogens kural, erga
omnes yükümlülük ve devletin sorumluluğu bağlamında önerilen devletin
uluslararası suçlarını kapsadığı ya da ayrıĢtırılamayacak kadar yakın
bağlantılı olduğu daha önce pek çok kereler ifade edilmiĢti. Nihai Metin'in
Emredici
Normlardan
Doğan
Yükümlülüklerin
Ciddi
Ġhlallerinden
Sorumluluğun Özel Sonuçları düzenlemesinin de, daha önceki uluslararası
suçtan doğan sorumluluğun sonuçları incelenmeden layıkıyla anlaĢılması güç
görünür. Zira, konu ile ilgili yapılan yorumlarda, önceki düzenlemelerin tesiri
oldukça fazladır. Bu açıdan, hem 1996 yılındaki Devletin Sorumluluğu
Konusundaki Taslak Maddeler'in Ġlk Okuma'sında, uluslararası suçlar için
düzenlenen sorumluluğu hem de daha önceki yıllarda UHK'ya sunulan
uluslararası sorumluluk sonuçlarına iliĢkin maddeleri incelemek, Nihai
Metin'deki emredici normlardan doğan yükümlülüklerin ciddi ihlallerinden
doğan sorumluluğun özel sonuçlarını kavramayı kolaylaĢtıracağı gibi,
emredici normların ihlalleri konusunda UHK'nın geçirdiği sorumluluk evrimini
göstermesi ve nihayetinde ileri sürdüğümüz emredici norm ihlallerinin
yetersiz özel düzenlemesindeki eksiklikleri göstermesi açısından önemlidir.
183
3.2.1. TASLAK MADDELER'ĠN ĠLK OKUMA'SINDA
ULUSLARARASI SUÇ TEġKĠL EDEN HAKSIZ FĠĠLLERĠN
CĠDDĠ ĠHLALLERĠNĠN ÖZEL SONUÇLARI
Ġlk Okuma'da, Uluslararası Sorumluluğun Ġçeriği, ġekli ve Derecesi adı
altındaki Ġkinci Kısım'ının, Uluslararası Suçlar adıyla düzenlenen Dördüncü
Bölümünde;
- "Uluslararası Suçun Sonuçları" adıyla 51. maddesi
- " Özel Sonuçlar" adıyla 52. maddesi
- "Bütün Devletler Ġçin Yükümlülükler" adıyla 53. maddesi
konu ile ilgilidir. Maddelere baktığımızda;
Madde 51-Bir uluslararası suç, herhangi bir uluslararası haksız fiilin bütün
yasal sonuçlarını ve 52 ve 53. maddelerde düzenlenen özel sonuçları içerir.
Madde 52-Madde devletin uluslararası suçları durumunda,
(a) zarar gören devlet, 43. maddenin (c) ve (d) paragraflarındaki sınırlamalar
olmaksızın aynen eski hale iadeyi isteme yetkisine sahiptir.
(b) zarar gören devlet, 45. maddenin 3. paragrafındaki sınırlamalar
olmaksızın tatmin isteme yetkisine sahiptir.
Madde 53- Uluslararası bir suç iĢlendiğinde, her devlet bütün diğer devletler
için;
(a) suç tarafından yaratılan durumu hukuka uygun olarak tanımama
(b) suçun yarattığı durumun sürdürülmesinde suç iĢleyen devlete yardımda
bulunmama
(c) (a) ve (b) paragraflarına göre yükümlülükleri yerine getirmede diğer
devletlerle iĢbirliği içinde olma
(d) suçun sonuçlarını ortadan kaldırmak için düzenlenen tedbirlere
baĢvuruda diğer devletlerle iĢbirliği içinde olma
yükümlülükleri getirilmiĢtir.
184
51. maddede adı geçen, herhangi bir haksız fiilin bütün yasal
sonuçları, Nihai Metin'de düzenlenen uluslararası haksız fiilin hukuki sonuçlar
ile benzerlik gösterdiğinden ve Tez'in Birinci Bölümünde bahsedildiğinden
ayrıca yer verilmemiĢtir. Yine, 53. maddede düzenlenen;
- suç tarafından yaratılan durumu hukuka uygun olarak tanımama
- suçun yarattığı durumunun sürdürülmesinde suç iĢleyen devlete
yardımda bulunmama
- suçun sonuçlarını ortadan kaldırmak için düzenlenen tedbirlere
baĢvuruda diğer devletlerle iĢbirliği içinde olma yükümlülükleri, Nihai Metin'de
Uluslararası Hukukun Emredici Normlarından Doğan Yükümlülüklerin Ciddi
Ġhlallerinin Özel Sonuçları kısmında değinildiğinden, bu kısımda ayrıca yer
verilmemiĢtir. Yalnız, suç tarafından yaratılan durumu hukuka uygun olarak
tanımama ve suçun yarattığı durumun sürdürülmesinde suç iĢleyen devlete
yardımda bulunmama yükümlülüklerini yerine getirmede iĢbirliği içinde olma
sonucuna yer verilmiĢtir.
Eski 19. madde düzenlemesinin, uluslararası sorumluluk hukukundaki
yansımaları çeĢitlidir. En çok tartıĢılan konulardan biri, uluslararası suçun
uluslararası sorumluluk hukukuna cezai sorumluluğun giriĢini sağlayıp
sağlamadığıdır. Farklı boyut ve açılardaki tartıĢmalar esasen bu odak
etrafında dönmüĢtür. Avusturalya, ABD, Fransa, Portekiz gibi ülkeler,
uluslararası sorumluluk hukukunda ceza sorumluluğunun olamayacağı
gerekçesi ile uluslararası suç düzenlemesine karĢı çıkmıĢlardır. Eski 19.
maddenin destekçileri, Ukrayna, Polonya, Hollanda, Almanya Demokratik
Cumhuriyeti, Bulgaristan gibi sosyalist ülkeler ise Eski 19. maddenin, cezai
doğadaki sorumluluk Ģekillerini gerektirmediğini ifade etmiĢlerdir.651
Cezai sorumluluğun, Eski 19. madde ile sorumluluk hukukuna dahil
olduğunu savunan yazarlar, cezai sorumluluğun, uluslararası toplumun
evriminin etik ve sosyolojisi ile aynı zamana rastladığını ifade etmiĢlerdir.
Cezai sorumluluğun, uluslararası kamu düzeni normlarının tanınmasına bağlı
651
A/CN.4/490, para.52-58, Spinedi, "Internatinal Crimes of State: The Legislative History", s.50
185
olarak, sadece caydırıcı etkisi olsa bile "temel yükümlülükler" e saygıyı
garantilediğini ileri sürmüĢlerdir. 652
Uluslararası toplumun, hak ve fiil ehliyeti ile bağlantılı ayrıca tüzel
kiĢiliğinin olup olmadığı probleminden bağımsız olarak, BirleĢmiĢ Milletlerin
uluslararası örgüt olması münasebetiyle uluslararası toplumun unsurlarından
birini teĢkil etmesi ve uluslararası barıĢ ve güvenliğin sağlanması konusunda
ana çatıyı oluĢturması nedeniyle önemi tartıĢmasızdır. Ancak, BirleĢmiĢ
Milletlerin bu yetkilerinin uluslararası sorumluluk hukukuna teĢmil edilip
edilmeyeceği de, sorumluluk alanının en çekiĢmeli konularından birini
oluĢturmuĢtur.
Günümüzde olduğu gibi, Ġlk Okuma Döneminde de BirleĢmiĢ Milletlerin
sorumluluk hukuku ile bağlantısı en önemi sorunlardan biri olmuĢtur.
Uluslararası toplumun en temel yükümlülüklerinin ihlal edildiği uluslararası
suç durumunda sorumluluk ile ilgili olarak, BirleĢmiĢ Milletler yetkisi ve
BirleĢmiĢ Milletler ile uyumlu karar alma konularındaki tezleri tamamen kabul
etme
ya
da
tamamen
reddetme
konusunda
tereddüt
yaĢanmıĢtır.
Uluslararası suç durumunda, uluslararası suçtan bütün devletlerin zarar
gördüğü gerekçesiyle, iki taraflı bir iliĢki olmadığı ve doğrudan ilgili devletlerin
iç iĢi olarak düĢünülemeyeceği belirtilmiĢtir. Bu nedenden ötürü, devletlerin iç
iĢlerine müdahale etmeme ilkesinin burada iĢlemeyeceği ve ihlali durdurmak
için alınacak tedbirler konusu önemli olmuĢtur. Dolayısıyla uluslararası
hukukta, özü itibari ile devletlerin içiĢlerine karıĢılamayacağı kuralının
iĢlerliğinin kalmadığı ifade edilmiĢtir. Ayrıca, uluslararası suçun, uluslararası
bir konu olması münasebeti ile uluslararası suç iĢleyen devlet için herhangi
bir bağıĢıklığın söz konusu olamayacağı
belirtilmiĢtir. Bu durumlar,
uluslararası hukukta egemen eĢitliğin uluslararası suçu meydana getiren
fiillerin kalkanı olarak ileri sürülemeyeceği sonucuna ulaĢılmıĢtır. 653 Bu
sonuçlar, uluslararası sorumluluk hukukuna BirleĢmiĢ Milletler müdahalesine
652
Dupuy, "Implications of the Institutionalization of International Crimes of States", s.173
Graefrath, "A Specific Regime of International Responsibility of States and its Legal
Consequences",s.164
653
186
kapı açan unsurlar olarak kabul edilmiĢtir. Buna göre, uluslararası suçların
sonuçları ile ilgili olarak, Güvenlik Konseyinin BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢması
VII. Bölümü çerçevesinde yetkili olduğu savunulmuĢtur. Uluslararası suç
fiilleri, BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢması 39. maddede tanımlanan saldırı fiilleri,
uluslararası barıĢın bozulması ve tehdidi fiilleridir. Güvenlik Konseyi,
BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢması 40. madde kapsamında geçici tedbirler ile 41.
ve 42. madde bağlamındaki tedbirleri almaya yetkilidir. Uluslararası suçtan
doğrudan zarar gören devlet de, ihlale karĢı gerekli tedbirleri acilen alma
hakkına sahiptir. Suçun kurbanı olan devletin bu tepkisi, Güvenlik Konseyi ya
da uluslararası organların o fiilleri uluslararası suç olarak nitelemelerine bağlı
değildir.654
Daha önce de ifade edildiği gibi, uluslararası suç durumunda giderim
talebi, hukuken eski hale iadeyi kapsar. Uluslararası haksız fiilin aksine,
uluslararası
suç
durumunda
taraflar
giderimin
kapsamını
belirleme
konusunda serbest değildirler ve giderimin kapsam ve içeriğinden doğrudan
etkilenen devlet, haklarından feragat edemez. Uluslararası suç durumunda,
uluslararası suçtan doğrudan etkilenen devletin giderim talebi, bütün diğer
devletlerin taleplerinden daha geniĢtir ve genel olarak, zarar gören devletin
ihlali durdurmak ve giderim almak için yaptığı harcamaları da içerir.
Uluslararası suçun sorumluluk rejimi farklılığının bir baĢka boyutunun
da, uluslararası haksız fiil durumunda dar anlamda yaptırıma(misilleme)
baĢvurmadan önce en azından uyuĢmazlıkların barıĢcıl çözümüne iliĢkin
uluslararası prosedür uygulanmasına iliĢkindir. Uluslararası suç durumunda,
uyuĢmazlıkların barıĢıl çözümüne öncelikle baĢvurmaya gerek yoktur. 655
Uluslararası suç durumunda, doğrudan zarar gören devlet, haksız fiilin
tekrar etmemesini ya da devam etmemesi için uygun garantileri talep
654
Graefrath, "A Specific Regime of International Responsibility of States and its Legal
Consequences",s.164-165
655
Graefrath, "A Specific Regime of International Responsibility of States and its Legal
Consequences",s.165
187
edebileceği gibi bu garantilerin verilmesini sağlamak için yaptırıma da
baĢvurabilecektir. 656
Bir suçtan doğrudan etkilenmeyen devletlerin, hukuken eski hale
getirmenin ihlalinin durdurulmasını isteyebilecekleri ve bu amaç için karĢı
tedbir ya da yaptırıma baĢvurup baĢvuramayacakları sorusuna cevap vermek
oldukça güçtür. Bununla ilgili olarak Greafrath'ın görüĢü, bu konuda BirleĢmiĢ
Milletler içinde ve uygulamada evrensel bir uzlaĢmanın olduğudur. Saldırı
suçunda ifade edildiği gibi 51. maddeye göre bütün devletler kolektif meĢru
müdafaa kapsamında kurban devlet ile birlikte bütün gerekli yaptırımlara
baĢvurma hakkına sahiptirler. Bu istisnai durum, Güvenlik Konseyi kararı
olmaksızın saldırgana karĢı askeri tedbir almayı dahi içerir ki, bu süre
Güvenlik Konseyi karar alıncaya kadardır.
Devletler, uluslararası suçun
varlığına karar vermek için, uluslararası barıĢın korunması yönünde temel
olan uluslararası yükümlülüklere uymaya ve evrensel saygıyı sağlamak için,
uluslararası haksız fiilin devamını durdurmaya yönelik gerekli tedbirleri almak
için Güvenlik Konseyine yetki vermiĢlerdir.
BirleĢmiĢ Milletler üyesi
yetkilendirilen bütün devletler yaptırıma baĢvurabilirler. Bütün üye devletler
BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢması uyarınca Güvenlik Konseyi kararlarını kabul
etme ve uygulama konusunda görüĢ birliğine varmıĢlardır. 657 Yine, BirleĢmiĢ
Milletlerin bütün üyeleri ya da bazıları, Güvenlik Konseyinin uluslararası barıĢ
ve güvenliğin korunması konusundaki kararlarının yürütülmesi için gerekli
önlemleri alabileceklerdir.
yükümlülüklerin,
658
herhangi
BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢmasından doğan
bir
uluslararası
anlaĢmadan
doğan
yükümlülüklerden üstün olduğu 659 ve BirleĢmiĢ Milletler üyelerinin Güvenlik
656
Graefrath, "A Specific Regime of International Responsibility of States and its Legal
Consequences",s.166-167
657
Madde 25
658
Madde 48
1. Güvenlik Konseyinin uluslararası barıĢ ve güvenliğin korunması konusundaki kararlarının
yürütülmesi için gerekli önlemler, BirleĢmiĢ Milletlerin tüm üyeleri ya da bunlardan bazıları
tarafından alınır.
2. Bu kararlar, BirleĢmiĢ Milletler üyeleri tarafından doğrudan doğruya ve üyesi bulundukları
uluslararası kuruluĢlar içindeki eylemleriyle yürütülürler.
659
Madde 103
188
Konseyinin kararlaĢtırdığı tedbirlerin yürütülmesinde birbirlerine karĢılıklı
yardımcı olmak için iĢbirliği içinde olacaklarına iliĢkin düzenlemelerin varlığı
ifade edilmiĢtir.660 .Bu sistemin çok etkin olduğu söylenemez. Fakat yine de
vardır ve uluslararası toplumun barıĢ içinde olması ve temel olan bazı
yükümlülüklerin özel olarak korunması için belirlenen, bütün devletleri
etkileyen ciddi ihlallerin bir grubunu çağdaĢ uluslararası hukukta gösterir.Bu
sistem ile ilgili Rodezya ile ilgili kararlarda, Güney Afrika'daki ırk ayrımcılığı
rejimi ve Namibya'nın illegal iĢgali örnek olarak gösterilebilir. 661
Saldırı dıĢındaki uluslararası suçlardan doğrudan etkilenmeyen
devletlerin genel olarak olanakları, hukuki durumun yeniden iadesi ve haksız
fiilin durdurulmasını gerektiren giderim talebi ile sınırlıdır. Bu iddialar
BirleĢmiĢ Milletler içinde olabileceği gibi bir uluslararası mahkeme önünde de
olabilir. Mahkeme yargısı, ilgili tarafların rızasına bağlıdır ve uluslararası suç
durumunda doğrudan zarar görmeyen devlet, kendi haklarının zarar
görmesinden dolayı da talepte bulunabilir.662
Uluslararası
suçtan
doğrudan
misillemeye bağımsız baĢvuru,
etkilenmeyen
devlet
tarafından
kolektif meĢru müdafaanın kapsamı
dıĢındadır. Buna iliĢkin bölgesel örgüt kararlarını Güvenlik Konseyi kararı
yerine koymak mümkün değildir.663
Uluslararası suç için 51-53. maddelerde düzenlenen sonuçlar
arasında, uyumsuzluğa ve uluslararası suçlar ile ilgili usuli garantilerin
eksikliği ile karĢı tedbirler konusundaki usuli garantilerin Ģiddeti konularına da
BirleĢmiĢ Milletler üyelerinin iĢbu AndlaĢmadan doğan yükümlülükleri ile baĢka herhangi bir
uluslararası anlaĢmadan doğan yükümlülüklerinin çatıĢması durumunda, iĢbu AndlaĢmadan doğan
yükümlülükler üstün gelecektir.
660
Madde 49
BirleĢmiĢ Milletler üyeleri, Güvenlik Konseyinin kararlaĢtırdığı önlemlerin yürütülmesinde
birbirlerine karĢılıklı yardımcı olmak için iĢbirliği yaparlar.
661
Graefrath, "A Specific Regime of International Responsibility of States and its Legal
Consequences",s.167-168
662
Graefrath, "A Specific Regime of International Responsibility of States and its Legal
Consequences", s.167
663
Graefrath, "A Specific Regime of International Responsibility of States and its Legal
Consequences", s.168
189
dikkat
çekilmiĢtir.
Ayrıca,
uluslararası
suçlar
için
Ġlk
Okuma'daki
düzenlemelerin, suç için "cezai" tazminat öngörmediği, cezai nitelikli ya da
baĢka yaptırımlara izin vermediği, suç iĢlenip iĢlenmediğine iliĢkin karar
verme makamları için herhangi bir usul getirmediği
velhasıl uluslararası
suçlar için düzenlenen özel sonuçların oldukça minimal olduğu ifade
edilmiĢtir. 664
19. madde ilk kabul edildiği zaman, Güvenlik Konseyi devletin
uluslararası suçlarına karĢı tepki konusunda ciddi bir rol oynaması
düĢünülmemiĢtir ve BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢması VII. Bölümüne göre sınırlı
bir rolü vardır. 19. madde yorumlarında uluslararası barıĢ ve güvenliğin
korunması ile ilgili AnlaĢma ilkelerinin niteliği ya da ihlaline iĢaret
edilmemiĢtir. Ancak, BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢması ile iliĢkiyi düzenleyen ilgili
maddenin 665 kabulü öncesi ve sonrasında konu gündeme gelmiĢtir. Buna
göre,
devletin uluslararası haksız fiilinin sonuçları, uluslararası barıĢ ve
güvenliğin korunması ile ilgili BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢmasının usul ve
ilkelerine uygun olacaktır. Ayrıca,
Madde ile ilgili hükümet yorumlarının
çoğunda da, BirleĢmiĢ Milletlere gönderme yapılmıĢtır. Getirilen yorumlar,
BirleĢmiĢ Milletleri yalnız saldırı durumu için değil bütün uluslararası suçlar
için dahil etmiĢtir. 66619. madde ile ilgili ikinci sorun, uluslararası, ulusal hukuk
sistemlerinde kullanılan terimlerin karıĢıklığa yol açmasıdır. UHK'da, devletin
uluslararası suçları sınıfı önerildiğinde oldukça geniĢ ve bilinmeyen bir alana
girilmiĢtir.
3.2.1.1.
Zarar Gören Devlete ĠliĢkin Özel Sonuçlar
Zarar gören devlete iliĢkin özel sonuçlar, Eski 52. maddede
düzenlenmiĢtir. Uluslararası suç durumunda bütün devletlerin zarar gördüğü
kabul edilmiĢ, ancak "zarar gören devlet" tanımında, farklı hukuki çıkarlar
doğrultusunda " doğrudan zarar gören devlet" ve "dolaylı zarar gören devlet"
664
A/CN.4/490, para.51
Madde 39
666
A/CN.4/490. Add.3, para.79-81
665
190
ayrımına gidilmiĢtir. Riphagen, subjektif çıkarları zarar gören devletleri
"doğrudan zarar gören devletler" olarak adlandırmıĢtır. Bunlar, maddi ya da
manevi olarak suçun meydana gelmesinden kiĢisel zararı olan devletlerdir.
Örneğin, saldırgan devlet tarafından ülkesi iĢgal edilen devlet doğrudan zarar
gören devlettir. Objektif çıkarları zarar gören devletler ise "dolaylı zarar gören
devlet" olarak adlandırılmıĢtır. Uluslararası suç durumunda, devletlerin
uluslararası toplumun bir üyesi olarak gördükleri zarar, objektif çıkarın ihlali
olarak görülmüĢtür. 667
3.2.1.1.1.
Zarar Gören Devletin Eski Hale Getirmeye ĠliĢkin Yetkisi
Eski hale iade konusunda, daha önce de ifade edildiği gibi en çok
kabul gören tanım, haksız fiil iĢlenmeden önceki durumun geri getirilmesidir.
Devletin Sorumluluğu Konusundaki Taslak Maddelerin Ġlk Okumasında
43. maddede "Aynen Eski Hale Ġade" baĢlığındaki düzenleme ile Nihai
Metnin 35. maddesinde
"Eski Hale Ġade" baĢlıklı düzenleme paralellik
gösterir. Ġlk okumanın 43. maddesi;
Zarar gören devletin, uluslararası haksız fiil iĢleyen devletten, haksız fiil
iĢlenmeden önceki durumu yeniden tesis edecek Ģekilde
aynen eski hale iade
isteme yetkisi vardır. Eski hale iade;
a. maddi olarak imkansız değilse,
b. uluslararası hukukun emredici normundan doğan yükümlülüğün ihlalini
içermezse,
c. zarar gören devletin tazminat yerine aynen eski hale iadeden edineceği
menfaat oransız bir yük oluĢturmazsa,
667
A/CN.4/380, Riphagen, Fifth report on the Content, Forms and Degrees of International
Responsibility (Part 2 of the Draft Articles), Yearbook of the International Law Commission, Vol.
II, Part One, 1984, s.1-5,
(EriĢim)http://untreaty.un.org/ilc/publications/yearbooks/Ybkvolumes(e)/ILC_1984_v2_p1_e.pdf, 19
Mayıs 2010, Dupuy, "Implications of the Institutionalization of International Crimes of States", s.179180
191
d. aynen iade gerçekleĢmezse, zarar gören devlet benzer Ģekilde
etkilenmezken, haksız fiil iĢleyen devletin ekonomik istikrarı ya da politik
bağımsızlığını ciddi Ģekilde tehlikeye atmazsa
sağlanmalıdır.
668
Ģeklinde düzenlenmiĢtir. Hatırlanacağı üzere, Nihai Metin'in 35. maddesinde
benzer Ģekilde düzenlenen eski hale iadenin, yalnız maddi imkansızlık ve
orantısızlık durumlarında uygulanmayacağı belirtilmiĢtir.
Uluslararası suç durumunda 43/c ve 43/d maddelerdeki sınırlamalara
riayet edilmeyebilecektir. Eski 43/c ve 43/d maddelerdeki sınırlamalar
olmaksızın eski hale iade talebinin, uluslararası suç durumunda giderimin
kapsamını
belirleme
konusunda
tarafların
serbest
olmadıklarının
bir
yansıması olduğu ifade edilmiĢtir.
3.2.1.1.1.1.
43/c Maddede Düzenlenen Sınırlamalar Olmaksızın Eski
Hale Ġade
Ġlk Okuma'da, uluslararası suçun özel sonucu olarak,
52/a maddede
43/c maddedeki sınırlama olmaksızın aynen eski hale iadenin talep
edilebileceği düzenlenmiĢtir.
Eski 43/c maddede, zarar gören devletin tazminat yerine aynen eski
hale iade istemesi,
haksız fiil iĢleyen devlete bütünüyle oransız bir yük
getirirse, zarar gören devlet aynen eski hale iadeyi isteyemeyecektir. Ancak
uluslararası suçlar için bu sınırlandırma özel sonuç bağlamında kaldırılmıĢtır.
Dolayısı ile uluslararası suçtan doğrudan zarar gören devlet, uluslararası suç
iĢleyen devletten aynen eski hale iade oransız yük oluĢtursa dahi eski hale
iadeyi isteyebilecektir. Daha önce de ifade edildiği gibi, uluslararası suç
durumunda zarar gören devletin giderime iliĢkin serbestisi yoktur.
668
669
Commentaries on First Reading, s.282
Commentaries on First Reading, s.282
669
192
Zarar gören devletin tazminat yerine, aynen eski hale iade istemesi
haksız fiil iĢleyen devletin eski hale iade sorumluluğu ve zarar gören devletin
tazminattan ziyade aynen eski hale iadeden kazanacağı fayda arası eĢitlik
dengesini sağlama, makullük ve eĢitlik temeline kuruludur. Pek çok yazar,
zarar gören devletin talep ettiği giderim Ģeklinin, haksız fiil iĢleyen devlete
oransız yük getirdiği durumlarda, hata parasal tazminatla telafi edilse bile söz
konusu giderimin makul olmadığı görüĢündedir.
670
uygulamada kanıtlanmasının zorluğundan bahsetmiĢtir.
UHK, bu durumun
671
1930 yılında, Alman Uluslararası Hukuk Derneği tarafından hazırlanan
Yabancıların Mallarına ve ġahıslarına Verilen Zarardan Dolayı Devletin
Sorumluluğuna ĠliĢkin Taslak SözleĢmede de bu yaklaĢım görülür. Ġlgili
madde;
Talep makul değilse ve özellikle yeniden tesis etmenin zorluğu, zarar gören
kiĢi lehine oransız ise yeniden tesis etme talep edilemez.
672
Ģeklindedir. 43/c madde de, benzer Ģekilde, haksız fiil iĢleyen devlet ve zarar
gören devletin durumları arasında kıyas üzerine temellenmiĢtir. Kıyasın
haksız fiilden doğrudan zarar gören ve haksız fiil iĢleyen devlet arasında
değil, haksız fiilin ağırlığı ve haksız fiili iĢleyen devletin yükü arasında olduğu
ileri sürülmüĢtür. Bu görüĢe göre, yükün sınırlanması, giderim talep edilen
haksız fiilin nitelik ve niceliğine göre farklı boyutta olabilecektir. Saldırı,
soykırım gibi çok ciddi haksız fiil durumlarında, bu fiilleri iĢleyen devletin
giderim yükünde eĢitlik aranmayacaktır.673
3.2.1.1.1.2.
43/d Maddede Düzenlenen Sınırlamalar Olmaksızın Eski
Hale Ġade
Ġlk Okuma'nın 43/d maddesinde, uluslararası haksız fiilden zarar gören
devletin aynen eski hale iadeyi isteme yetkisi, haksız fiil iĢleyen devletin
ekonomik istikrarını ya da politik bağımsızlığını ciddi Ģekilde tehlikeye
670
Commentaries on First Reading, s.286
Commentaries on First Reading, s.287
672
Verzijl, a.g.e., s. 744
673
Commentaries on First Reading, s.287
671
193
atmama ile sınırlandırılmıĢken, uluslararası suç durumunda bu sınırlama
kaldırılmıĢtır. Yani, uluslararası suçtan zarar gören devlet, uluslararası suç
iĢleyen devletin politik bağımsızlığını ya da ekonomik istikrarını ciddi Ģekilde
tehlikeye atsa dahi aynen eski hale iadeyi isteyebilecektir.
Haksız fiil iĢleyen devletin, aynen eski hale iade yükümlülüğünü yerine
getirmesi, onun ekonomik istikrarını ya da politik bağımsızlığını ciddi olarak
tehlikeye atacaksa, haksız fiil iĢleyen devlet aynen eski hale iadeye mecbur
değildir. Bu maddede, doğrudan zarar gören devletin menfaati ile haksız fiil
iĢleyen devletin menfaati arasında bir kıyas yapılmamıĢtır. Eğer bir kıyas söz
konusu olacaksa, zarar gören devletin menfaatinin üstün geleceği madde
metninde ima edilmiĢtir. UHK yorumlarında, bu maddenin iki taraflı yatırım
anlaĢmalarıyla ilgili bir tedbir olduğu konusuna vurgu yapmıĢtır.
Yatırım
anlaĢmaları sahasında, BirleĢmiĢ Milletler Genel Kurulunun pek çok kararının
etkisi altında bile oldukça önemli bir evrim gerçekleĢtiği, hukuka uygun ve
aykırı kamulaĢtırmalar ile bağlantılı açıklamalar getirilmiĢtir.674
3.2.1.1.2.
Zarar Gören Devletin Tatmine ĠliĢkin Yetkisi
Devletin Sorumluluğu Konusunda Taslak Maddelerin Ġlk Okuması 52/b
maddesinde, uluslararası suç durumunda, zarar gören devletin tatmin
talebinin 45/3 maddedeki sınırlamalara konu olmayacağı düzenlenmiĢtir. 45.
madde;
1. Zarar gören devlet, uluslararası haksız fiilin neden olduğu özellikle
manevi zarar durumunda, uluslararası haksız fiil iĢleyen devletten
tamamen giderimi sağlamak için gerekli ölçüde zararın tatminini
istemeye yetkilidir.
674
Örneğin, A/RES/1803( XVII), Permanent Sovereignty Over Natural Resources, 1194th Plenary
Meeting, 14 December 1962, (EriĢim)http://daccess-ddsny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/193/11/PDF/NR019311.pdf?OpenElement, 24 Ocak 2010,
A/RES/3281(XXIX),Charter of Economic Rights and Duties of States, 2315th Plenary Meeting, 12
December 1974, (EriĢim)http://daccess-ddsny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/738/83/IMG/NR073883.pdf?OpenElement, 24 Ocak
2010,Commentaries on First Reading, s.287
194
2. Tatmin aĢağıdakilerden biri ya da birkaçı Ģeklinde olabilir.
(a) özür dileme
(b) göstermelik tazminat
(c) zarar gören devletin haklarının ağır ihlalleri durumunda, ihlalin
ağırlığından yansıyan tazminat675
(d) memurların ağır kusurlu davranıĢlarından ya da memurların yahut
özel kiĢilerin ceza gerektiren davranıĢlarından doğan uluslararası
haksız
fiil
durumlarında
bu
kiĢilerin
sorumluluk
bağlamında
suçlanması ya da disiplin cezası verilmesi
3. Zarar gören devletin tatmin hakkı, uluslararası haksız fiil iĢleyen
devletin onurunu zedeleyici talepleri haklı göstermez.
Uluslararası haksız fiil durumunda baĢvurulacak temel çözüm eski
hale iade
iken ve en yaygın giderim Ģekli tazminat olurken, doktrin ve
uygulamada, uluslararası iliĢkilerin tazminat ve aynen eski hale iade gibi çok
tipik iki sonucundan iĢlevsel olarak ayrı bir sonuç öngörülmüĢtür.
Devletlerin, onur, Ģeref ve prestijlerinin herhangi bir haksız fiilin konusu
olduğu zamanlarda bu durum ahlaki/manevi zarar olarak değerlendirilmiĢtir.
Bazı yazarlara göre, bu çeĢit zararların temel görünümlerinden biri, daha
spesifik zararı dikkate almaksızın herhangi bir haksız fiilde devletin hakkının
ihlalidir. Anzilotti, devletler arası iliĢkinin temel unsurunun ekonomik unsur
olmadığını, onur, Ģeref ve etik değerlerin ekonomik değerlerden daha üstün
olduğunu ifade etmiĢtir. 676
Uluslararası haksız fiilden etkilenen devletin, onur, Ģeref ve prestijine
verilen zarar "ahlaki ve politik zarar" olarak da ifade edilmiĢtir. Buradaki
"politik" ifadesiyle ahlaki zararın "kamu" vurgusunu amaçlamıĢtır. Genel
675
Ġhlalin ağırlığından yansıyan tazminat konusunda Tezin Birinci Bölümü, "Emredici Normlar ve
Giderim Yükümlülüğü" BaĢlığında bilgi verilmiĢtir.
676
Commentaries on First Reading, s.297
195
anlamda ahlaki zarar, uluslararası haksız fiilin sonucu olarak maddi olmayan
zararı iĢaret etmek için kullanılmıĢtır.677
Rainbow Warrior Davasında, bir devletin onur, Ģeref ve prestiji gibi
maddi olmayan menfaatlerine karĢı hukuka aykırı fiillerin, ilgili devleti maddi
ya da parasal açıdan kayba uğratmasa bile bu devlete uygun bir giderim
isteme konusunda yetki vereceğine karar verilmiĢtir. 678
Uyruklarından birine kötü muamele sonucu hükmedilen manevi
tazminat, o devlete karĢı onur kırıcı muamelesinin piĢmanlığının ifadesi
olarak kabul edilmiĢtir. 679
3.2.1.2.
Bütün Devletler Ġçin Getirilen Yükümlülükler
Devletin Sorumluluğu Konusunda Ġlk Okuma 53. maddede uluslararası
suçlar ile ilgili bütün devletlere yükümlülükler getirilmiĢtir. 53. madde;
Uluslararası bir suç iĢlendiğinde her devlet bütün diğer devletler için;
a. suç tarafından yaratılan durumu hukuka uygun olarak tanımama
b. suçun yarattığı durumun sürdürülmesinde suç iĢleyen devlete yardımda
bulunmama
c. (a) ve (b) paragraflarına göre yükümlülükleri yerine getirmede diğer
devletlerle iĢbirliği içinde olmak
d. suçun sonuçlarını ortadan kaldırmak için düzenlenen tedbirlere baĢvuruda
diğer devletlerle iĢbirliği içinde olmak
680
Ģeklindedir.
677
Case Concerning the Difference Between New Zealand and France concerning the Interpretation or
Application of Two Agreements, Concluded on 9 July 1986 Between the Two States and which
Related to the Problems Arising from the Rainbow Warrior Affair, (New Zeland-France),RIAA, 30
April 1990, Vol.XX, para.109, (EriĢim) http://untreaty.un.org/cod/riaa/cases/vol_XX/215-284.pdf, 30
Ekim 2010
678
Commentaries 2001, s.93
679
Wittich, a.g.m., s. 670
680
Bu madde Nihai Metin'de " Devletler, 40. madde kapsamında herhangi bir ciddi ihlale hukuka
uygun yollarla son vermek için iĢbirliği içinde olacaklardır." Ģeklinde ifade edilmiĢ olsa da, hüküm
özü itibari ile aynıdır.
196
Nihai Metin'de Uluslararası Hukukun Emredici Normlardan Doğan
Yükümlülüklerin Ciddi Ġhlallerinin Özel Sonuçlarına iliĢkin olarak 41. maddede
anlatıldığından ve Eski 53. maddedeki "uluslararası suç" ibaresi 41.
maddedeki
"uluslararası
hukukun
emredici
normlarından
doğan
yükümlülüklerin ciddi ihlalleri" ne karĢılık geldiğinden, burada ayrıca yer
verilmemiĢtir. Ancak, Maddenin (c) paragrafında, uluslararası suç oluĢturan
durumun hukuka uygun olarak tanınmaması, uluslararası suçun meydana
getirdiği durumun sürdürülmesinde suç iĢleyen devlete yardım ve destekte
bulunma konusunda iĢbirliği içinde olma
yükümlülüğü konusunda, Nihai
Metin'in 41. maddesinde düzenlenmeğinden kısaca bahsetmek yerinde
olacaktır.
Tanımama ile yardımda bulunmama yükümlülükleri sorumlu devlet ve
diğer
devletler
arasında
bir
iliĢki
iken,
bu
yükümlülüklerin
yerine
getirilmesinde iĢbirliği içinde olma bütünüyle diğer devletler arası bir iliĢkidir.
Bu iĢbirliği yükümlülüğü, sorumlu devlete karĢı üçüncü devletlerin karĢı tedbir
alma haklarından açıkça ayrılmıĢtır.
681
Uluslararası suç tarafından oluĢturulan durumu hukuka uygun olarak
tanımama ve uluslararası suçun meydana getirdiği durumun sürdürülmesinde
suç iĢleyen devlete yardımda bulunmama konusunda diğer devletlerle iĢbirliği
içinde olma yükümlülüğü pozitif bir yükümlülüktür.
uluslararası
suç
durumunda,
uluslararası
Bu yükümlülük,
desteğin
varsayımına
dayandırılmıĢtır. Uluslararası suça karĢılık olarak, bütün devletlerin kolektif
tepkisinin gerekli olduğunu kabul etmekten kaynaklanmıĢtır. Uygulamada, bu
durumdaki kolektif tepkiyi de muhtemelen BirleĢmiĢ Milletlerin yetkili
organlarının koordine edeceği düĢünülmüĢtür.
Crawford,
bir
bütün
olarak
uluslararası
toplumu
borçlandıran
yükümlülüğün ciddi ihlallerinde bu yükümlülüğü diğerlerinden ayırarak,
önerileri arasında yer vermemiĢtir.
681
Nina HB Jorgensen," The Obligation of Cooperation", (Eds.) James Crawford, Alain Pellet, Simon
Olleson: The Law of International Responsibility, Oxford University Press, 2010,s.696
197
3.2.2. ULUSLARARASI HUKUK KOMĠSYONUNDA ÖNERĠLEN
ANCAK NĠHAĠ METĠN'DE YA DA TASLAK MADDELER'ĠN
ĠLK OKUMA'SINDA YER ALMAYAN ÖZEL SONUÇLAR
3.2.2.1.
BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢmasının Sağladığı Tedbirler
Riphagen, 1982 yılında hazırladığı Üçüncü Raporunda, Uluslararası
Sorumluluğun Kapsamı, ġekilleri ve Dereceleri Ġle Ġlgili Taslak Maddeler
önermiĢtir. Bunlardan 6. madde, uluslararası suç meydana getiren devletin
uluslararası haksız fiiline karĢı bütün diğer devletlerin yükümlülüklerini
düzenlememiĢtir. Bu maddeye göre;
1. uluslararası suç meydana getiren devletin uluslararası haksız fiiline karĢı
bütün diğer devletlerin yükümlülükleri
a. böyle bir fiil tarafından yaratılan durumu hukuka uygun olarak
tanımama,
b. böyle bir fiil tarafından yaratılan durumun sürdürülmesinde bu fiili
iĢleyen devlete yardımda bulunmama,
c. (a) ve (b) paragraflarındaki yükümlüklerin yerine getirilmesine
müĢterek yardım sağlamada diğer devletlere katılmak
2. Birinci paragrafta ifade edilen yükümlülüklerin yerine getirilmesi, ilgili
uluslararası hukuk kuralları tarafından yapılmadığı takdirde, uluslararası
barıĢ ve güvenliğin korunması için BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢmasındaki
usule mutatis mutandis682 konu olur.
3. BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢmasının 103. maddesine bağlı olarak, yukarıdaki
1. ve 2. paragraflara göre bir devletin yükümlülükleri ile o devletin
uluslararası
682
hukukun
herhangi
bir
kuralına
göre
hakları
ve
Latince kullanılan kelime, hukuk alanında "gerekli değiĢikliklerin yapılması Ģartıyla" ifadesine
karĢılık olarak kabul edilmiĢtir.
198
yükümlülüklerinin çatıĢması durumunda iĢbu madde yükümlülükleri geçerli
olacaktır.
6.madde 1(a), 1(b) ve 1 (c) paragraflarında düzenlenen "tanımama" ve
"yardımda bulunmama" yükümlülüklerinden daha önceki baĢlıklarda söz
edilmiĢtir.
Riphagen'in, bir bütün olarak uluslararası toplum tarafından meydana
getirilecek olan hak ve yükümlülüklere açık kapı bıraktığı ifade edilmiĢtir. 683
Yukarıdaki 6. maddenin 2. paragrafında düzenlenen "Birinci paragrafta
ifade edilen yükümlülüklerin yerine getirilmesi, ilgili uluslararası hukuk
kuralları tarafından yapılmadığı takdirde, uluslararası barıĢ ve güvenliğin
korunması için BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢmasındaki usule mutatis mutandis
konu olur" hükmü, BirleĢmiĢ Milletler sistemine baĢvuru ile kıyas yaparak 1.
paragrafı da kapsamaktadır. Tanımama ve yardımda bulunmama, haksız fiili
sonlandırma konusunda iĢbirliği içinde bulunma yükümlülükleri yerine
getirilmediği takdirde BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢmasındaki uluslararası barıĢ
ve güvenliğin yerine getirilmesindeki usul uygulanacaktır.
Bu düzenleme BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢmasının 49. maddesinde
düzenlenen Güvenlik Konseyinin kararlaĢtırıldığı önlemlerin yürütülmesinde
birbirlerine karĢılıklı yardımcı olmak için iĢbirliği içinde olacaklarına iliĢkin
hükümden esinlenmiĢtir. Bu durum, hem haksız fiili iĢleyen devlet ile iliĢkide
hem de aynı tedbiri alan devletlerin kendi arasında söz konusu olacaktır.
MüĢterek yardımlaĢmanın, bir bütün olarak uluslararası toplumun önemli
menfaatlerinin ihlali durumunda dayanıĢmayı haklı ve gerekli göstereceği
kabul edilmiĢtir. Yine, 2. paragraftaki usul, müĢterek yardımlaĢmanın Ģekil ve
kapsamını belirtmiĢtir.
684
Bu düzenleme ile BirleĢmiĢ Milletler Organlarının
yetkisi içindeki bir durum, uluslararası hukuk kuralları ile BirleĢmiĢ Milletler
683
Spinedi, "Internatinal Crimes of State: The Legislative History", s. 96
A/CN.4/354 and Add.1and 2, Riphagen, Third Report on State Responsibility, Yearbook of the
International Law Commission, Vol.II, Part 1, 1982, s.49,
(EriĢim)http://untreaty.un.org/ilc/publications/yearbooks/Ybkvolumes(e)/ILC_1982_v2_p1_e.pdf, 19
Mayıs 2009
684
199
AndlaĢması ilkelerinin birleĢmesinden doğan "ikili bir karaktere"
685
olmuĢtur.
sahip
BirleĢmiĢ Milletler Organlarının "yetkileri" dahilindeki "ikili
karakter" BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢmasının 103. maddesi açısından, bu
organların
kararları
"iĢbu
AndlaĢmadan
doğan
yükümlülükler"
yaratamayacağı tartıĢılabilir. 6. maddenin 1. paragrafından doğrudan
kaynaklanan yükümlülük bu Ģekilde nitelendirilemez. Öte yandan diğer
yükümlülüklerin yerine getirilmesi ve dolayısı ile hakların kullanılması
sözleĢmelerde
belirtilmeyen
uluslararası
hukukun
kuralları
ve
diğer
sözleĢmelerdeki hak ve yükümlülüklerle çeliĢebilir. 686
6.maddenin 3. paragrafı, BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢması 103. maddede
Ģart koĢulan yükümlülük ile 1.ve 2. paragraflardaki hak ve yükümlülükler
arası arabulucu bir durum oluĢturur.687
Söz konusu madde ile ilgili BirleĢmiĢ Milletler organlarının görev ve
yetkilerini geniĢletmek mevcut Devletin Sorumluluğu Konusundaki Taslak
Maddeler' in iĢlevi olmadığı hatırlatılmıĢtır. UHK'nın, organize uluslararası
toplumdaki devletlerin herhangi bir kolektif tepkisinden farklı olarak, bütün
devletler tarafından suç için belli tepkileri kabul ettiği ifade edilmiĢtir. 688
Riphagen, 1984 yılındaki BeĢinci Raporunun 4. maddesinde;
ĠĢbu Bölümde düzenlenen bir devletin uluslararası haksız fiilinin yasal
sonuçları, uluslararası barıĢ ve güvenliğin korunması ile bağlantılı BirleĢmiĢ Milletler
ġartının ilke ve usulüne uygundur.689
Riphagen BeĢinci Raporunun 14. maddesinde;
1. uluslararası suç, uluslararası haksız fiilin bütün yasal sonuçlarına ek
olarak, bir bütün olarak uluslararası toplum tarafından uygulanabilir
kurallar olarak kabul edilen hak ve yükümlülükleri de içerir.
685
A/CN.4/354 and Add.1and 2, s.50
A/CN.4/354 and Add.1and 2, s.50
687
A/CN.4/354 and Add.1and 2, s.50
688
Commentaries on First Reading, s. 349-350
689
A/CN.4/380, s.3, Madde, 1983 yılında Uluslararası Hukuk Komisyonunca geçici olarak kabul
edilmiĢ, 1985 yılında 5.Madde olarak yeniden numaralandırılmıĢtır.
686
200
2. uluslararası suç meydana getiren devletin uluslararası haksız fiiline
karĢı bütün diğer devletlerin yükümlülükleri
a. böyle bir fiil tarafından yaratılan durumu hukuka uygun olarak
tanımama,
b. böyle bir fiil tarafından yaratılan durumun sürdürülmesinde bu fiili
iĢleyen devlete yardımda bulunmama,
c. (a) ve (b) paragraflarındaki yükümlüklerin yerine getirilmesine
müĢterek yardım sağlamada diğer devletlere katılmak
3. birinci paragrafta ifade edilen yükümlülüklerin yerine getirilmesinde
ilgili uluslararası hukuk kuralları tarafından yapılmadığı takdirde,
uluslararası barıĢ ve güvenliğin korunması için BirleĢmiĢ Milletler
AndlaĢmasındaki usule mutatis mutandis konu olur.
4. BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢmasının 103. maddesine bağlı olarak,
yukarıdaki 1. ve 2. paragraflara göre bir devletin yükümlülükleri ile o
devletin uluslararası hukukun herhangi bir kuralına göre hakları ve
yükümlülüklerinin çatıĢması durumunda iĢbu madde yükümlülükleri
geçerli olacaktır.
Fark edileceği üzere 14/1 madde dıĢında diğer hükümler Üçüncü
Raporun 6. maddesi ile aynıdır. Bu sebeple, maddeler hakkında mükerrer
açıklamaya
gerek
duyulmamıĢtır.
14/1
madde
de,
yoruma
ihtiyaç
duymayacak kadar açıktır.
Riphagen, BeĢinci Raporunun 15. maddesinde saldırı suçunu diğer
uluslararası suçlardan ayrı tutmuĢtur. Bu maddeye göre;
Saldırı fiilleri, uluslararası suçun bütün yasal sonuçlarına ek olarak BirleĢmiĢ
Milletler AndlaĢmasına binaen ya da BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢmasında öngörülen
hak ve yükümlülükleri içerir.
690
A/CN.4/380, s.4
690
201
Riphagen'e göre, uluslararası suçlar, uluslararası barıĢın bozulması,
saldırı, barıĢın bozulması tehdidi olmadığı zamanlarda dahi BirleĢmiĢ
Milletlerin yetkili organlarının görev alanına girer. Sorumluluğun bu çeĢidi,
saldırı, uluslararası barıĢın bozulması ya da barıĢın bozulma tehdidi
durumlarında Güvenlik Konseyi karar ya da önerileri gibi BirleĢmiĢ Milletlerin
VII. Bölüm çerçevesinde kolektif tedbirler tarafından meydana getirilir.Saldırı
durumu için BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢması 51. madde bağlamında kuvvet
kullanmayı da kapsayan meĢru müdafaa söz konusu olacaktır.
691
Riphagen, uluslararası suçlara karĢı, kolektif meĢru müdafaaya benzer
bir tedbirin alınabileceği görüĢünde olmuĢtur. Ona göre, özel durum ve
düzenlemelere ilaveten, doğrudan zarar görmeyen devletlere organize
devletler toplumu çatısı altında yeni haklar verilebilecek ve yeni yükler
getirilebilecektir. 692 Riphagen’in bu formül ile ne kastettiği çok açık olmasa
da, büyük ihtimalle BirleĢmiĢ Milletlere gönderme yaptığı kabul edilmiĢtir.
Ancak, mutadis mutandis tabiri ile gerekli değiĢikliklerin yapılması Ģart
koĢulduğundan sadece BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢması uluslararası barıĢ ve
güvenlik usulünün uygulanması olmayacaktır ya da uluslararası haksız fiilin
yasal sonuçlarının BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢmasında uluslararası barıĢ ve
güvenliğin korunması ilke ve usulüne uygunluğunu arayan maddesi -4.
madde- ile örtüĢmeyecektir.693
BirleĢmiĢ Milletler hukuku temelinde, uluslararası haksız fiilin bir
sınıfını ayırma konusunda fikir birliği yoktur. Bu konuda Ģu tezler ileri
sürülmüĢtür.
1. BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢması 41 ve 42. madde bağlamında
alınan tedbirler hukuki değil politiktir. 41 ve 42. maddedeki
tedbirlerin
691
amacı
uluslararası
barıĢ
ve
güvenliğin
Spinedi, "Internatinal Crimes of State: The Legislative History", s.97
Andrea Gattini, "A Return Ticket to 'Communitarisme', Please", EJIL, Vol.13, No.5, 2002, s.1182
693
Gattini, a.g.m., s.1182
692
202
korunmasıdır. Bu tedbirler uluslararası hukuka saygıyı
sağlamaz. Bu tedbirler haksız fiil iĢlemeyen devletlere karĢı
bile alınabilir. Bu tedbirler BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢmasının
2/4 maddesini ihlal eden, saldırgan, uluslararası barıĢı
bozan ya da tehdit eden devletlere karĢı alınabilir. 2/4.
maddenin ihlali gibi bir haksız fiil iĢleyen devlete karĢı
alındığında sorumluluk tedbiri alma ihtimalini önlemez.
Gerçekte bunu uluslararası haksız fiilin yasal sonuçlarında
görmek mümkündür.694
2. Sorumluluk için alınacak tedbirler, haksız fiil iĢleyen devletin
haksız fiilini durdurmaya ikna etme amacı taĢımalıdır. 41 ve
42.
maddelerdeki
tedbirleridir.
tedbirler
sorumluluk
değil,
zorlama
695
Sorumluluk tedbirlerinin amacı haksız fiilin durdurulmasıdır.
Zarar
gören devlet tarafından yapılan misillemenin amacı ya da amaçlarından biri
de budur.
UHK tarafından düĢünülen sorumluluk kavramı kabul edilirse, Güvenlik
Konseyinin 41 ve 42. maddelere göre tedbir alma görevinin kaçınılmaz
olduğu eklenmelidir.696
Dupuy,
meĢru
müdafa
ve
BirleĢmiĢ
Milletler
AndlaĢmasının
41.maddesine göre alınan tedbirleri bir sorumluluk uygulaması ya da bir
yaptırım olarak kabul etmemiĢtir. BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢmasının 41 ve 42.
maddelerinin politik müdahale sağladığını ve haksız fiil iĢleyeni bireysel
olarak cezalandırmayı amaçlamayan hukuki bir tedbir olmadığını ileri
sürmüĢtür. BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢması 41 ve 42. maddelerinin, barıĢın
694
Spinedi, "Internatinal Crimes of State: The Legislative History", s.126
Spinedi, "Internatinal Crimes of State: The Legislative History", s.127
696
Spinedi, "Internatinal Crimes of State: The Legislative History", s.127
695
203
bozulması ya da tehdidine son verilmesini sağlasa da uluslararası hukukun
kontrol tedbirlerinden biri olarak değerlendirilemeyeceğini savunmuĢtur. 697
Yine, bazı UHK üyeleri Taslak Maddelerin BirleĢmiĢ Milletler
AndlaĢması ile ilgisinin makul olmadığını görüĢündedirler. Taslak Maddeler
ile BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢmasının tam olarak uyumlaĢtırılamayacağını,
hatta bunun uluslararası barıĢ ve güvenliğin sağlanması gibi hassas
konularda tehlikeli olabileceğini ifade etmiĢlerdir. Onlara göre, Taslak
Maddelerin BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢması ile ilintili olmasına gerek de yoktur.
Eğer
istenirse
Taslak
Maddelere
Maddeler
ile
ek
hükümler
konabileceğini
ileri
698
sürmüĢlerdir.
Taslak
BirleĢmiĢ
Milletler
AndlaĢmasının
iliĢkilendirilmesini savunanlar, Devletin Sorumluluğuna iliĢkin kodifikasyon
kurallarının tamamlanmadığını, BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢmasına göre
öngörülen sorumluluk Ģekillerinin Taslak maddelerde ihmal edildiğini ileri
sürmüĢlerdir.
BirleĢmiĢ
Milletler
AndlaĢması
ilkelerinin
çeĢitliliğinden
kaçınmak için BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢması ilkelerinin yorumlarına yer
vermeksizin adlarının basitçe tekrar edilebileceği ifade edilmiĢtir.
3.2.2.2.
Uluslararası Toplum Üyesi Olmaktan Doğan Hak ve
Ġmtiyazların Askıya Alınması ve BirleĢmiĢ Milletler
Örgütünden Ġhraç
Uluslararası toplumun temel çıkarlarının korunması için temel
önemdeki yükümlülüklerin ciddi ihlalleri durumlarında örgüt üyesi olmaktan
doğan hak ve imtiyazların askıya alınması ve örgütten ihraç sorumluluğun
özel bir Ģekli olarak düĢünülmüĢtür.
699
Nihai Metin'de açıkça yer almasa da, uluslararası hukukun emredici
normları ya da uluslararası suçlar için sorumluluk mekanizmasında BirleĢmiĢ
697
Dupuy, "Implications of the Institutionalization of International Crimes of States", s.176
Spinedi, "Internatinal Crimes of State: The Legislative History", s.130
699
Spinedi, "Internatinal Crimes of State: The Legislative History", s.125
698
204
Milletlere ve onun yetkili organlarına özel görevler yüklediği ileri sürülmüĢtür.
Taslak Maddeler'in Ġlk Okuma'sında uyuĢmazlıkların barıĢcıl çözümüne iliĢkin
olarak ve uluslararası suç kategorisinde saldırı suçu ile ilgili olarak BirleĢmiĢ
Milletlere ayrıca önem verilmiĢtir. Örgütteki hakların askıya alınması ve
üyelikten ihraç durumları da BirleĢmiĢ Milletler gözetilerek alınan tedbirlerdir.
Buna iliĢkin çözüm, BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢmasının kendi içinde 5. ve 6.
maddelere dayanılarak getirilmiĢtir.
BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢmasının 5. maddesine 700 göre, Güvenlik
Konseyi tarafından aleyhine bir önleyici ya da zorlayıcı önlem alınmıĢ olan bir
BirleĢmiĢ Milletler üyesi, üyelik sıfatından doğan hak ve ayrıcalıkları
kullanmaktan, Güvenlik Konseyinin tavsiyesi üzerine Genel Kurul tarafından
alıkonabilir. Güvenlik Konseyinin bu hak ve ayrıcalıkları kullanmasına
yeniden izin verebileceği yine aynı maddede düzenlenmiĢtir.
AndlaĢması
Milletler
6.
maddeye
701
göre
ise,
BirleĢmiĢ
BirleĢmiĢ
Milletler
AndlaĢmasındaki ilkeleri ısrarla çiğneyen BirleĢmiĢ Milletler üyesi devletin
Güvenlik Konseyinin tavsiyesi üzerine Genel Kurul kararı ile örgütten
çıkarılması düzenlenmiĢtir.
3.3.
EMREDĠCĠ NORMLARDAN DOĞAN YÜKÜMLÜLÜKLERĠN
CĠDDĠ ĠHLALLERĠNDE SORUMLULUĞUN UYGULANMASI
Uluslararası hukukun emredici normlarından doğan yükümlülüklerin
ciddi ihlalleri durumunda, bütün devletler için, bu ihlale hukuka uygun yollarla
son vermek için iĢbirliği içinde olma, ihlalin doğurduğu durumu hukuka uygun
olarak
tanımama
ve
o
durumun
sürdürülmesine
yardım
etmeme
yükümlülükleri getirilmiĢtir. Ancak, Nihai Metin'de, doğrudan zarar gören ve
doğrudan zarar gören devlet dıĢındaki devletlerin sorumluluğa baĢvurmaları,
700
BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢması madde 5.Güvenlik Konseyi tarafından aleyhinde bir önleyici ya da
zorlayıcı önlem alınmıĢ bulunan bir BirleĢmiĢ Milletler üyesi, üyelik sıfatından doğan hak ve
ayrıcalıklarını kullanmaktan, Güvenlik Konseyinin tavsiyesi üzerine Genel Kurul tarafından alınabilir.
Güvenlik Konseyi bu hak ve ayrıcalıkların kullanılmasına yeniden izin verebilir.
701
Madde 6.
ĠĢbu AndlaĢmada belirtilen Ġlkeleri ısrarla çiğneyen bir BirleĢmiĢ Milletler üyesi, Güvenlik
Konseyi.nin tavsiyesi üzerine Genel Kurul tarafından örgütten çıkarılabilir.
205
doğrudan zarar gören devlet dıĢındaki devletlerin tedbir alma hakları
ve
emredici normlara saygı adı altında haksızlığı ortadan kaldıran durumların
emredici normlar için geçerli olmaması konuları uluslararası hukukun
emredici normlarından doğan yükümlülüklerin ciddi ihlallerinde sorumluluğun
uygulanması ile ilgili görülmüĢtür.
Doğrudan zarar gören ve doğrudan zarar gören devlet dıĢındaki
devletlerin sorumluluğa baĢvurması konularında "baĢvurma" tabiri dar
anlamda tanımlanmıĢtır. Buna göre "baĢvurma", uluslararası mahkemeye ya
da yargı organına gitmeden önce iĢlemlerin baĢlatılması ya da bir baĢka
devlete karĢı iddianın sunulması gibi belli derecede resmi nitelikte tedbir alma
olarak anlaĢılmalıdır. 702
3.3.1. DOĞRUDAN ZARAR GÖREN DEVLET TARAFINDAN
SORUMLULUĞA BAġVURULMASI
Doğrudan Zarar Gören Devlet Tarafından Sorumluluğa BaĢvurulması
adıyla 42. madde;
Doğrudan zarar gören devlet sıfatıyla bir devlet, baĢka bir devletin
sorumluluğuna, ihlal edilen yükümlülük Ģayet;
a. bu devlete karĢı bireysel olarak borç doğuruyorsa, ya da
b. kendisinin de parçası olduğu bir grup devlete karĢı ya da uluslararası
toplumun bütününe karĢı borç doğuruyor ise ve Ģayet yükümlülüğün ihlali
i.
özellikle bu devleti etkiliyorsa
ii.
niteliği gereği, yükümlülüğün sonraki uygulamasının kendilerine karĢı
yükümlülük oluĢturduğu diğer bütün devletlerin durumunu esaslı
olarak değiĢtiriyorsa, baĢvurabilir.
42/a madde, geleneksel iki taraflı kusur iliĢkisini düzenlemiĢtir.
Yükümlülüğün yerine getirilmesi ayrıca bir devlete karĢı borçlanılmıĢ ise o
702
Weiss, a.g.m., s.800
206
devlet sorumluluğa baĢvuracaktır. Ancak bu maddelerin amaçlarından biri, iki
taraflı sınırlamanın ötesine geçmektir. UHK, 42/b maddede geçen "bir grup
devlet" ibaresinin ayrı bir varlık ya da ayrı bir tüzel kiĢiliği kast etmediğini,
bazı kolektif amaçları gerçekleĢtirmek için belli bir bölgede ya da dünyadaki
devletlerin büyük çoğunluğunu ifade ettiğini açıklamıĢtır.
703
Kendisinin de parçası olduğu bir grup devlete karĢı ya da uluslararası
toplumun bütününe karĢı borç doğuran yükümlülüğün ihlalinin özellikle ilgili
devleti etkilediği durumlarda bu devletin doğrudan zarar gören devlet kabul
edileceği ile ilgili olarak, UHK yorumunda, yine Viyana AndlaĢmalar Hukuku
SözleĢmesinden etkilenildiği ifade edilmiĢ ve BirleĢmiĢ Milletler Deniz Hukuku
SözleĢmesinin 194. maddesi ihlalinde açık denizlerin kirletilmesi durumunda
zehirli atık ya da kıyı balıkçılığının sona ermesinden etkilenen devlet ya da
devletlerin "özellikle" etkilenen ve dolayısı ile doğrudan zarar gören devlet
örneği olarak verilmiĢtir. Bu durumda, deniz çevresinin korunmasında
SözleĢmeye taraf devletlerin herhangi bir genel çıkarlarından bağımsız
olarak, kıyısı olan taraf devletlerin ihlalden zarar gören devlet olarak
düĢüleceği ifade edilmiĢtir.704
Bir yükümlülüğün ihlali, devletin, kendisinin de parçası olduğu bir grup
devlete karĢı ya da uluslararası toplumun bütününe karĢı borç doğuruyor ve
niteliği gereği, diğer bütün devletlerin durumunu esaslı olarak değiĢtiriyorsa
doğrudan zarar gören devlet olarak kabul edilmiĢtir. UHK, bununla ilgili
yorumunda, silahsızlanma anlaĢmalarını, nükleer silahlardan arındırılmıĢ
bölge anlaĢmalarını yahut bütün tarafların etkin Ģekilde uygulayacakları
anlaĢmalara taraf olan devletleri doğrudan zarar gören devlet olarak kabul
etmiĢtir. Örneğin, Antarktika AnlaĢmasına taraf olan bir devletin, AnlaĢmanın
aksine Antarktika' nın belli alanlarında egemenlik iddiasında bulunması
halinde, anlaĢmaya taraf diğer devletlerin doğrudan zarar gören devlet olarak
kabul
703
704
edileceğini,
dolayısıyla
Commentaries 2001, s.118
Commentaries 2001, s.119
ihlalin
durdurulmasını,
tekrar
etmeme
207
garantisinin verilmesini ve eski hale iadesinin sağlanmasını talep edebileceği
ifade edilmiĢtir. 705
Uluslararası suç durumunda bütün diğer devletler "zarar gören" kabul
edilmiĢtir. 706 Bütün diğer devletlerin zarar gören kabul edilmesi haksız fiilin
ciddiliğine bağlı olmayıp, ihlal edilen yükümlülük ile ilgilidir. Eğer yükümlülük
ile bütün devletlere karĢı borçlanılmıĢsa, o yükümlülüğün ihlalinden bütün
devletler zarar görecektir. Barcelona Traction Davasında bu yükümlülükler
erga omnes olarak adlandırılmıĢtır. Dolayısı ile bütün diğer devletlerin zarar
gördüğü durumları, uluslararası suç ya da haksız fiillerin ciddiliği kavramı
yerine erga omnes yükümlülük ihlali ile iliĢkilendirmek gereklidir.
707
ÇalıĢmamızda, erga omnes yükümlülük ihlalleri ile emredici normlardan
doğan
yükümlülük
ihlallerinin
sorumluluk
sonucu
açısından
fark
görülmemiĢtir.
Doğrudan zarar gören devlet tarafından yapılacak bildirimin içeriği ile
ilgili olarak 43. maddede doğrudan zarar gören devletin;
- uluslararası haksız fiil devam ediyorsa, sorumlu devletin haksız fiile
son vermek için yapacağı davranıĢ
- giderim Ģeklini
bildirmesi olarak belirtilmiĢtir.
Talebin kabul edilirliğine iliĢkin olarak 44. maddede;
- talep, iddiaların milliyeti ile ilgili kurallara uygun olarak yapılmamıĢsa,
- talebin iç hukuk kurallarına uygun olarak yapılması gereken
durumlarda, iç hukuk yolları tüketilmemiĢse,
705
(EriĢim) http://www.antarcticconnection.com/antarctic/treaty/treaty-text.shtml, 01 Ocak 2011,
madde 4, Weiss, a.g.m., s. 801, Commentaries 2001, s.119
706
Crawford da,ilk raporunda, uluslararası suç durumunda bütün devletlerin zarar gören olarak
adlandırılmasını, uluslararası suçun tek ve en önemli sonucu olarak addetmiĢtir. A/CN.4/490/Add.1,
para. 51
707
Gaja, "Should All References to International Crimes ", s.367
208
devletin sorumluluğuna iliĢkin baĢvuru yapılamayacaktır.
Sorumluluğu baĢvurma hakkından vazgeçme ile ilgili olarak 45. madde
düzenlemesi;
- doğrudan zarar gören devlet geçerli olarak talepten vazgeçmiĢse,
- doğrudan zarar gören devletin kendi davranıĢı nedeniyle, talebin
yerine getirilmemesine katlanmak zorunda ise
devletin sorumluluğuna baĢvurulamayacaktır.
UHK'nın madde yorumuna göre, 42. maddeye göre zarar gören devlet,
çözüm için düĢünülen bütün yollara karĢı tedbirler de dahil olmak üzere
baĢvurma konusunda yetkilendirilmiĢtir.
42. maddedeki tanım, doktrinde de 1969 Viyana AndlaĢmalar Hukuku
SözleĢmesinin 60. maddesi 708 ile iki ilkenin amaçları ve kapsamları farklı
708
Madde 60 - Bir andlaĢmanın ihlal edilmesi sonucu sona erdirilmesi veya yürürlüğünün askıya
alınması
1. Ġki taraflı bir andlaĢmanın akit taraflardan birisi tarafından esaslı bir Ģekilde ihlali (material
breach), diğer tarafa andlaĢmayı sona erdirme veya tamamen veya kısmen yürürlüğünü askıya alma
gerekçesi olarak bu ihlale baĢvurma hakkını verir.
2. Çok taraflı bir andlaĢmanın akit taraflardan birisi tarafından esaslı bir Ģekilde ihlali
a- diğer tarafların oybirliği ile andlaĢmanın yürürlüğünü tamamen veya kısmen askıya
almalarını veya andlaĢmayı,
i- kendileriyle kusurlu Devlet arasındaki iliĢkiler bakımından, ya da,
ii- bütün taraflar arasında,
sona erdirme hakkını verir.
b- andlaĢma ile bilhassa etkilenen bir tarafa, kendisi ile kusurlu Devlet arasındaki iliĢkiler
bakımından andlaĢmanın yürürlüğünü tamamen veya kısmen askıya almasının gerekçesi
olarak bu ihlale baĢvurma hakkını verir.
c- kusurlu Devletten baĢka herhangi bir tarafa, andlaĢmanın yürürlüğünü kısmen veya
tamamen kendisi bakımından askıya alma gerekçesi olarak ihlale baĢvurma hakkı verir;
ancak bunun için andlaĢma öyle bir nitelikte olmalı ki, bir tarafın andlaĢma hükümlerini
esaslı bir Ģekilde ihlal etmesi her bir tarafın andlaĢmadan doğan yükümlülüklerini ifa etme
durumunu köklü bir biçimde değiĢtirsin.
3. Bu madde bakımından bir andlaĢmanın esaslı bir Ģekilde ihlali aĢağıdakilerden ibarettir:
a- andlaĢmanın, bu SözleĢmenin tasvip etmediği bir Ģekilde inkar edilmesi; veya
b- andlaĢmanın konu veya amacının gerçekleĢtirilmesi için elzem olan bir hükmün ihlal
edilmesi.
4. Yukarıdaki paragraflar bir ihlal halinde uygulanabilecek herhangi bir andlaĢma hükmüne
halel getirmez.
5. 1-3. paragraflar insani nitelikteki andlaĢmalarda yer alıp kiĢilerin korunmasıyla ilgili
hükümlere, bilhassa bu gibi andlaĢmalarla himaye edilen kiĢilere karĢı herhangi bir misilleme Ģeklini
yasaklayan hükümlere uygulanmaz.
209
olmasına rağmen yakın bağlantılı görülmüĢtür. Viyana AndlaĢmalar Hukuku
SözleĢmesinin 60. maddesi bir anlaĢmanın ihlali ile ilgili iken, 42. madde
uluslararası yükümlülüğün ihlali ile ilgilidir. 60. madde, anlaĢmaya son
verilmesi ya da askıya alınması ile ilgili olarak, bir baĢka tarafın ilgili
anlaĢmayı esaslı ihlali durumunda, anlaĢmanın tarafı olan devletin münhasır
hakkı ile ilgilidir. AnlaĢmanın ihlali yüzünden doğan sorumluluk ile ilgili
olmayıp, anlaĢmaların fiili ihlalleri ile sınırlandırılmıĢtır. Bu esaslı ihlal,
anlaĢmanın askıya alınması ya da sona erdirilmesi sebebi iken devletin
sorumluluğu
bağlamında
bir
anlaĢmanın
herhangi
bir
ihlali,
ihlalin
ağırlığından bağımsız olarak sorumluluğu doğuracaktır. Bu farklılıklara
rağmen, Viyana AndlaĢmalar Hukuku SözleĢmesinin 60. maddesi ile
kıyaslanması doğru bulunmuĢtur. 60. maddede devlet, anlaĢmaya taraftır ve
anlaĢmanın esaslı ihlali halinde anlaĢmayı askıya almak ya da sona erdirme
konusunda ayrıca hak sahibidir. Ġki taraflı anlaĢma durumunda bu hak
sadece diğer tarafa ait iken çok taraflı anlaĢma durumunda her tarafın hakkı
değildir. Diğer devletler ihlalden özel olarak ya da en azından anlaĢmanın
bozulmasından bireysel olarak etkilenmelidir.709 Viyana AndlaĢmalar Hukuku
SözleĢmesini esas alan yaklaĢım "iki taraflı/bilateralist" olarak kabul
edilmiĢtir. Bununla ilgili bir diğer yaklaĢıma göre ise, bazı anlaĢmaların,
anlaĢmaya taraf olan bütün devletlere herhangi bir ayrım yapmaksızın hak ve
yükümlülük getireceğidir. Ġlgili örnek olarak da, konunun baĢında belirtilen
1991 tarihli Antarktik AnlaĢması Çevre Koruma Protokolü ile 1963 tarihli
Deneme Yasaklama AnlaĢması gösterilmiĢtir.710 ÇalıĢmamızın jus cogens'e
iliĢkin bölümünde de belirtildiği üzere, Viyana AndlaĢmalar Hukuku
SözleĢmesine göre, emredici norm ile çatıĢan anlaĢmanın geçersizliği
otomatik olarak gerçekleĢmeyip, bunun geçersizliğini yalnızca anlaĢmanın
tarafları ileri sürebilir. Ancak anlaĢmaların teamül hukukuna göre, emredici
norm ile çatıĢan anlaĢmanın geçersizliğini herhangi bir devletin ileri
sürebilmesinin dikkate alınması gerekliliğine daha önce iĢaret etmiĢtik. Bu
durum sorumluluk açısından da söz konusudur. Zira, ihlaline izin verilmeyen
709
710
Commentaries 2001, s.117
Weiss, a.g.m., s.801
210
emredici norm ile aksine özel anlaĢma yapılabilen kural ihlali, sorumluluk
açısından aynı sonucu doğuruyorsa
bir çeliĢkinin olduğu muhakkaktır.
Emredici olarak tanımlanan ve uluslararası toplumun bütünü için çok önemli
kuralların ihlali durumunda sorumluluk iliĢkisi yalnızca bu fiillerden doğrudan
zarar gören devlet ile jus cogens kuralları ihlal eden devlet arasında
kurulmaya devam edecektir. 711 Sorumluluğa baĢvurma yetkisinin doğrudan
zarar gören devletlerin ötesine taĢınması uluslararası hukuk düzenine daha
uygun olacaktır. Ancak, bu durumun suiistimal edilebileceği de gözden uzak
tutulmamalıdır.712
3.3.2. DOĞRUDAN ZARAR GÖREN DEVLETTEN BAġKA DEVLET
TARAFINDAN SORUMLULUĞA BAġVURULMASI
Nihai Metin'de, Doğrudan Zarar Gören Devletten BaĢka Bir Devletin
Sorumluluğa BaĢvurması adıyla 48. madde;
1.
2. paragrafa göre, doğrudan zarar gören devletten baĢka herhangi bir
devletin sorumluluğu baĢlatma hakkı vardır. ġayet;
a. ihlal edilen yükümlülük, kendisinin de içinde bulunduğu bir grup
devlete yönelik ise ve yükümlülük, grubun kolektif bir menfaatini
korumak amacıyla konulmuĢsa, ya da
b. ihlal edilen yükümlülük, uluslararası toplumun geneline yönelik bir
yükümlülük ise 2. paragrafa uygun biçimde doğrudan zarar gören
devletten baĢka devletin, bir baĢka devletin sorumluluğunu baĢvurma
hakkı vardır.
2. 1. paragrafa göre, sorumluluğa baĢvurma hakkına sahip her devlet, sorumlu
devletten Ģunları isteyebilir.
a. 30. maddeye göre, uluslararası haksız fiile son verilmesini ve tekrar
edilmeyeceğine dair güvence ve teminat verilmesini ve
711
712
A/CN.4/291 and Add.1 & 2 and Corr.1, s.32, para. 99
Bkz. s.94 dipnot 350
211
b. önceki maddelere uygun olarak, doğrudan zarar gören devlet lehine
ya da ihlal edilen yükümlülükten yararlananların lehine giderim
yükümlülüğünün yerine getirilmesini,
c. 43., 44. ve 45.maddelerde, doğrudan zarar gören devlet tarafından
sorumluluğa baĢvurulmasına iliĢkin koĢullar, 1. paragrafa göre bunu
yapmaya
hakkı
olan
devletin
sorumluluğa
baĢvurmasına
da
uygulanır.
Madde, bir bütün olarak uluslararası toplumun ya da sorumluluk
baĢvurusunda bulunacak devletin de içinde bulunduğu bir devletler grubunun
kolektif
çıkarlarını
koruyan
spesifik
kuralların
ihlali
durumunda
söz
konusudur.
Birinci paragrafta "herhangi" bir devlet ifadesi ile devletlerin birlikte ya
da tek baĢlarına olduğunun vurgusundan kaçınılmak istenmiĢtir. Ayrıca, bu
devletlerin yetkilendirilmesi aynı haksız fiil için doğrudan zarar gören devlet
ile aynı zamana denk düĢebilecektir. 713
Maddenin görüĢülmesi esnasında, daha önce de ifade edildiği gibi
doğrudan zarar gören devlet ve sırf erga omnes yükümlülük ihlali dolayısı ile
daha teorik ya da hukuki düzeyde zarar gören devlet ayrımına gidilmiĢtir.
Doğrudan zarar gören devletten baĢka devletlerin sorumluluğa baĢvurmaları
sınırlı tutulmuĢtur. Sorumluluğa baĢvuru ile alakalı doğrudan zarar gören ve
diğer devlet ayrımları konusunda çekinceler sunulmuĢtur. 714 Uluslararası
Hukuk Enstitüsünün uluslararası hukukta erga omnes yükümlülüklere iliĢkin
2005 tarihli sonuç raporunda, erga omnes yükümlülük ihlallerinde, ihlalden
özel olarak etkilenmeyen devletlerin, sorumlu devletten uluslararası haksız
fiilin durdurulmasını, ihlalden özel olarak etkilenen kiĢi, kurum ya da devlet
menfaatine imkansız olmadığı takdirde giderim yükümlülüğünü yerine
getirmesi konusunda yetkilendirilmesi düzenlenmiĢtir.715
713
Commentaries 2001, s.126
Scobbie, a.g.m., s.1207
715
Gaja, "Obligations Erga Omnes in International Law",
714
212
48. madde ile ilgili UHK' da anlaĢmazlığa düĢülmüĢtür. Sorumluluğa
baĢvurma konusunda, bir grup “interested State (ilgili devlet)” kavramında
ısrar etmiĢ, baĢka grup ise, tanımın dar tutulmasını önermiĢtir. Talebi daha
az resmi hale getirmek için devlet dıĢı kurumların ve bireylerin hakları kadar
onun uluslararası yükümlülüğünü ihlal eden bir devlete daha az resmi
iddialarda bulunmak için “zarar görmeyen devlet”in hakkını UHK'nın
değiĢtirmeden muhafaza etmesi önerilmiĢtir. Gerçekte, bu ihtimale 33.
maddede cevaz verilmesine rağmen,
bu Madde'de devlet dıĢı kurumlar
tarafından sorumluluğun baĢlatılması düĢünülmemiĢtir.
716
48. madde
bağlamında sorumluluğa baĢvuracak ilgili devlet, herhangi bir zarara
uğramaktan
ziyade,
emredici
yükümlülüğün
ihlalinden
dolayı
yetkili
kılınmıĢtır.717
Doğrudan zarar gören devletten baĢka devletlerin sorumluluğa
baĢvurma hakkı, uluslararası haksız fiiller dolayısı ile farklı sorumluluk
rejimlerinin bir sonucu olarak görülmüĢtür. 718 Uluslararası hukukun temel
ilkelerinin berraklaĢması ve jus cogens kavramının tanınması ve geliĢmesi
evrensel barıĢ düzeni getirmenin görünümlerinden biri olarak anlaĢılması
gerektiği ifade edilmiĢtir. Bu ilkelerin çağdaĢ uluslararası hukukun temel
değerlerine de yansıdığı kabul edilmiĢtir. Bu temel değerlerin merkezini,
uluslararası barıĢın korunması ve güçlendirilmesine her devletin hakkı olduğu
düĢüncesi oluĢturmuĢ ve doğrudan zarar gören devlet dıĢındaki devletlerin
sorumluluğa baĢvurmaları kabul edilmiĢtir.
719
Daha önce de ifade edildiği gibi UAD, Barcelona Traction Davasında,
uluslararası toplumun menfaatini korumak için erga omnes yükümlülüklere
karar vermiĢtir. Divan'ın görüĢü, bir bütün olarak uluslararası toplum için
önemli durumlardaki yükümlülüklerin yerine getirilmesinde bütün devletlerin
716
Weiss, a.g.m., s. 802, 803, Crawford, “ A Retrospect” , s.881
Scobbie, a.g.m., s. 1207
718
Commentaries on First Reading,110
719
Graefrath, "A Specific Regime of International Responsibility of States and its Legal
Consequences",s.162
717
213
hukuki menfaatleri olduğudur.720Bu yükümlülüklerin ihlalleri durumunda her
devlet,
uluslararası
baĢvurabilecektir.
721
haksız
fiil
iĢleyen
devletin
sorumluluğuna
Crawford, bir bütün olarak uluslararası toplumu
borçlandıran yükümlülüklerin ihlalinde, haksız fiilin durdurulması için bütün
devletlere
yetki
Barcelona
Traction
etmiĢtir.
722
verilmesinin
Davası
oransız
görünmeyeceğini,
hükmünden
doğrudan
bu
durumun
yansıdığını
ifade
UHK da, madde yorumunda, zarar gören devletten baĢka
devletlerin sorumluluğa baĢvurmasını Barcelona Traction Davasında verilen
erga omnes yükümlülük ile iliĢkilendirmiĢtir.
723
Erga omnes yükümlülük ile
uluslararası hukukun emredici normlarından doğan yükümlülük de aynı
sonuçlara iĢaret etmektedir.
durumunda
bütün
devletler
724
Bu maddenin varlığı uluslararası suç
"zarar
gören"
olarak
kabul
edilmesine
bağlanmıĢtır. Ancak madde, zarar gören tanımında, "subjektif hakkı zarar
gören" ya da "objektif hakkı zarar gören" ayrımında objektif hakkı zarar gören
devletler ile ilgilidir. Örneğin, ülkesi hukuka aykırı olarak iĢgal edilen bir
devlet, bu uluslararası hukuka aykırı fiilden subjektif olarak zarar gören
devlet, üçüncü devletler ise objektif hakkı zarar gören devletler olarak
adlandırılmıĢtır. Burada hem devletlerden biri doğrudan zarar görmüĢ, hem
de hepsi için uluslararası hukuka aykırılık gerçekleĢmiĢtir. Haksız fiil iĢleyen
devlet ile hukuki olarak ilgili diğer devletler arasındaki yeni yasal iliĢki geniĢ
anlamda devletin sorumluluğu olarak tanımlanmıĢtır.
48/b madde, ihlal edilen yükümlülüğün, uluslararası toplumun geneline
yönelik bir yükümlülük olduğu durumlarda 2. paragrafa uygun biçimde
doğrudan zarar gören devlet dıĢındaki devletlerin de devletin sorumluluğuna
baĢvurma haklarını düzenlerken, belli sınırlamalar getirmiĢtir. Buna göre,
uluslararası toplum üyesi her devlet, sorumlu devletten 30. madde uyarınca;
- uluslararası haksız fiile son vermesini ,
720
Case Concerning The Barcelona Traction, s.32, para. 33-35
Commentaries on First Reading, s.109
722
A/CN.4/517, s. 16, para.41, Scobbie, a.g.m., s. 1204
723
Case Concerning The Barcelona Traction, s.32, para. 33-35
Commentaries 2001, s.126
724
Gaja, "Obligations Erga Omnes in International Law", madde 5
721
214
-haksız fiili tekrar etmeyeceğine dair güvenceler ve garantiler
vermesini ,
-mağdur devlet ya da ihlal eden yükümlülükten yararlananların lehine
olarak giderim yükümlülüğünün yerine getirilmesini talep edebilecektir.
Doğrudan zarar gören devletten baĢka devletlerin uluslararası haksız
fiilin durdurulması ve haksız fiilin tekrar etmeyeceğine iliĢkin garantiler
sunulması talebini, basit bir istekten ayırmak son derece zordur. Herhangi bir
ilave talep ya da hareketin varlığı konusunda Ģüphe duyulmuĢtur. Ġlave
talepler,
ihlal
için
tazminat
ya
da
spesifik
hareket,
uluslararası
mahkemelerden önce baĢvurunun tamamlanması, hatta karĢı tedbir alma gibi
ilgili devletin spesifik iddialarını gerektirir. Bu maddeye göre tazminat talebi,
ihlal edilen yükümlülükten yararlananlar ya da doğrudan zarar gören devletin
menfaatine önceki maddelere uygun olarak giderim yükümlülüğünün yerine
getirilmesi
ile sınırlıdır. UHK, bu ilkeyi tedrici geliĢme bağlamında değerlendirmiĢ,
toplumun ve kolektif çıkarların korunmasının tehlikede olduğu görüĢünü haklı
bulmuĢtur.
725
Bu durum, devletin sorumluluğunun iki taraflılığının ötesine
geçmesi olarak kabul edilmiĢtir. Doğrudan zarar gören devletin sorumluluğa
baĢvurmayıp, diğer devletlerin sorumluluğa baĢvurduğu durumlar için
devletlerden farklı tepkiler alınmıĢtır. Ġngiltere'nin bu konudaki görüĢü,
doğrudan zarar gören devletin sorumluluğa baĢvurma konusunda çekimser
davranmasının,
diğer
devletlerin
sorumluluğa
baĢvurma
konusundaki
yetkisinin feshedildiği anlamına gelen talepten feragat olduğudur.
726
Hollanda ve Kore'nin görüĢü ise, bir bütün olarak uluslararası toplumu
borçlandıran konularda, doğrudan zarar gören devletin feragati ya da talep
konusundaki
yönündedir.
727
çekimserliği
diğer
devletlerin
yetkisini
etkilemeyeceği
Bu konuda, UHK'nın niyeti, kolektif menfaatlerin yerine
getirilmesini sağlamakken, bir devlet adına bir diğerinin hareket etmesi
725
Scobbie, a.g.m., s. 1213, Commentaries 2001, s.126
A/CN.4/515, s.72
727
A/CN.4/515, s.67, 68
726
215
devletin özerkliğinin ve egemen eĢitliğin tahliye edilmesi olarak görülmüĢtür.
Zarar gören devletin, giderim isteme ya da sorumluluğu baĢlatma
yükümlülüğünün olmadığına dikkat çekilmiĢ, bir baĢka devlete, onun adına
hareket yetkisi vermenin herhangi bir hukuki temelden yoksun olduğu ifade
edilmiĢtir. Bu konudaki bir baĢka görüĢ ise, bir devletin bir baĢka devlet adına
giderim talep edebilmesinin o devletin rızasına bağlanmasıdır.
görüĢte,
Ancak, bu
hukuka aykırı müdahale gibi meĢru hükümetin bulunmayacağı
durumlarda zarar gören devletin rızasını açıklayacak "geçerli" temsilcinin
olmaması durumları için çözüm önerilmemiĢtir.
728
Doğrudan zarar gören devletin, sorumlu devletten herhangi bir iddiada
bulunmasının bir bütün olarak uluslararası toplumu borçlandıran emredici
norm ihlalleri için feragat anlamı taĢıyıp taĢımadığı tartıĢılmıĢtır. Doğrudan
zarar gören devletin talebinin olmaması feragat ise de, UHK'nın görüĢü,
uluslararası hukuka riayeti sağlama konusunda uluslararası toplumun
menfaatini etkilemeyeceği yönündedir. BaĢvurunun geçerli bir feragat
durumunda iddiadan daha fazlasını gerektirdiğinden dolayı, bu tez avantajlı
görülmemiĢtir. Benzer Ģekilde, bir devlet uyruğu menfaatine diplomatik
koruma isteyebilmesine rağmen, baĢka devletin uyruğu menfaatine talepte
bulunabilecek midir? Bu konu, iki taraflılığın ötesinde devletin sorumluluğunu
amaçlanmasına rağmen, doğrudan zarar gören devletten baĢka devletlerin
sorumluluğu baĢlatmalarına iliĢkin maddenin dıĢında görülmüĢtür.
Diplomatik korumaya
iliĢkin
UHK görüĢmelerinde,
729
jus
cogens
normların ciddi ihlallerinde ihlalin durdurulması konusunda herhangi bir
devletin, kendi uyruğu, haksız fiili iĢleyen devletin uyruğu ya da üçüncü bir
devletin uyruğu olup olmadığına bakılmaksızın sorumluluğa baĢvurabilmesi
ifade edilmiĢtir. 730
728
Scobbie, a.g.m., s. 1214
Scobbie, a.g.m., s. 1214, 215
730
A/CN.4/506.,John R. Dugard, First Report on Diplomatic Protection, International Law
Commission, Fifty-Second Session Geneva, 1 May-9 June and 10 July-18 August 2000, s.27-28, para.
75, 4. madde yorumunda,(EriĢim) http://daccess-ddsny.un.org/doc/UNDOC/GEN/N00/330/76/PDF/N0033076.pdf?OpenElement , 22 Mart 2011
729
216
Nihai Metin'in 48. maddesine göre, zarar gören devletten baĢka
devletler belli durumlarda haksız fiil iĢleyen devlet için sorumluluk
baĢlatabilirlerken,
ihlaller
için
kolektif
tepki
mekanizmasının
iĢlerliği
belirsizdir.731 Bu durum, ihlal konusunda kolektif ya da üçüncü tarafın kararı
olmadığından dolayı, uluslararası toplumun bir bütün olarak borçlandıran
yükümlülüğün ihlal edilip edilmediğine karar verme noktasında her devlete
yetki tanıdığından potansiyel olarak tehlikeli görülmüĢtür. 732
Doğrudan
zarar
görmeyen
devletler
tarafından
sorumluluğun
uygulanmasında üç temel tez ileri sürülebilir.
1. doğrudan zarar gören devletin çok ciddi haksız fiil ile tek
baĢına bırakılmaması,
2. çok ciddi haksız fiile tepki vermede BirleĢmiĢ Milletler çatısı
altında bireysel ve kolektif bir organın fiilleri bütün devletler
için doğaldır,
3. doğrudan zarar gören bir devlet olmayabilir. ( örn. self
determinasyon hakkını koruyan temel yükümlülüğün ihlali
durumunda ya da insanlığın korunması için)
Bu durumlarda, bu fiili iĢleyen devlete karĢı doğrudan zarar görmeyen
devletler sorumluluk ileri sürebileceklerdir. Doğrudan zarar görmeyen
devletlerin
sorumluluk
ileri
sürmede
suiistimal
etme
riskleri
vardır.
Uluslararası hukukun, karĢı tedbire baĢvurmamayı garantileme yetkisi yoktur.
Etiyopya ve Liberya Güney Batı Afrika’daki ırk ayrımcılığından bireysel
olarak zarar görmemelerine rağmen bütün Güney Batı Afrika halklarının zarar
gördüğü kabul edilmiĢtir.733
Sorumluluğun genel bir kuralı yoktur. Uluslararası hukukta kuralın
amacı
731
devletin
ya
da
uyruğunun
Pellet,"The Definition of Responsibility", s.14
Weiss, a.g.m., s. 805
733
Commentaries 2001, s.127, para.11
732
fiili
zararını
önlemedir.
Fakat
217
floroklorokarbon gazının hukuka aykırı salınımı gibi, bir ihlal durumunda iz
bırakmayan ve bilinemeyen zararların meydana geldiği belli kuralların
yanında fiili zarardan bağımsız olan davranıĢ kuralları olduğu tezleri bu
Madde'nin lehine sunulmuĢtur.734
Doğrudan zarar gören devletin sorumluluğa baĢvurmasına iliĢkin 43.,
44., ve 45. maddelerde düzenlenen koĢulların, doğrudan zarar gören devlet
dıĢındaki devletlerin sorumluluğa baĢvurmasında da uygulanacağı hüküm
altına alınmıĢtır. Buna göre, sorumluluğa baĢvuracak devlet, talebini sorumlu
devlete bildirecektir. Doğrudan zarar gören devletin sorumluluğa baĢvurması
konusunda yapılan açıklamalar burada da geçerlidir. Yani, doğrudan zarar
gören devlet dıĢındaki devlet, uluslararası haksız fiil devam ediyorsa, bunun
durdurulması için sorumlu devletin yapacaklarını ve giderim Ģeklini
bildirecektir. Doğrudan zarar gören devlet dıĢındaki devletin talebi, hak
iddialarının milliyeti konusuna iliĢkin kurallara uygun olarak yapılmamıĢsa ve
iç hukuk kurallarının tüketilmesi gereken durumlarda bu Ģarta uyulmamıĢsa
kabul edilmeyecektir.
Doğrudan zarar gören devlet dıĢındaki devlet, talebinden geçerli
biçimde vazgeçmiĢse veya kendi davranıĢı ile talepten vazgeçilmesine
katlanmak zorunda bırakılmıĢsa sorumluluğa baĢvuramayacaktır.
Uluslararası yargı kurumlarında, 48. madde doğrultusunda bir eğilimin
varlığını
gözlemlemek
mümkündür.
Örneğin
Avrupa
Ġnsan
Hakları
Mahkemesine baĢvuru için, doğrudan zarar görme Ģartı aranmamıĢtır.
SözleĢmeye taraf olan ve doğrudan zarar görmeyen devletler, SözleĢmeyi
ihlal eden devletlere karĢı iddiada bulunabileceklerdir. Yine, Ġnsan Hakları
Amerika SözleĢmesi, Afrika Ġnsan ve Halkların Hakları ġartı, Her Türlü Irk
Ayrımcılığının
Ortadan
Kaldırılmasına
ĠliĢkin
Uluslararası
SözleĢme,
Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar SözleĢmesi, ĠĢkence ve Diğer
Zalimane, Gayri Ġnsani veya Küçültücü Muamele veya Cezaya KarĢı
Önlemeye ĠliĢkin Uluslararası SözleĢme de benzer hükümler getirilmiĢtir. Bu
734
Crawford, “ A Retrospect”, s.878
218
örneklerin hepsinde, uluslararası anlaĢmaya riayet konusunda devletlerin
hukuki menfaatlerinin varlığı kabul edilmiĢtir.735 Burada da görüleceği üzere,
doğrudan zarar gören devletlere sağlanan talep yetkisi, uluslararası
anlaĢmaya, uluslararası hukuka riayeti sağlama noktasındadır. Uluslararası
hukuka yada anlaĢmaya riayet etme konusunda doğrudan zarar gören
devletten farklılık söz konusu değildir. Buna sorumluluk sahasından
baktığımızda
da
durum
değiĢmez.
Uluslararası
hukukun
emredici
normlarından doğan yükümlülüklerin ciddi ihlalleri için çok taraflılığı getirdiği
dolayısı ile bu ihlaller için ayırıcı nitelik oluĢturduğu düĢünülen doğrudan
zarar gören devlet dıĢındaki devletlerin sorumluluğa baĢvurma yetkisi esasen
uluslararası hukuka riayeti sağlamak içindir ve bütün uluslararası haksız fiil
ihlalleri için geçerli olmalıdır.
3.3.3. DOĞRUDAN ZARAR GÖREN DEVLETTEN BAġKA
DEVLETLER TARAFINDAN ALINAN TEDBĠRLER
Doğrudan Zarar Gören Devletten BaĢka Devletler Tarafından Alınan
Tedbirler adıyla 54. madde;
Bu Bölüm, ihlal edilen yükümlülükten doğrudan zarar gören ya da çıkarı olan
devletin menfaatine giderim ya da ihlalin durdurulmasını sağlamak için yükümlülüğü
ihlal eden devlete karĢı hukuka uygun tedbir alma konusunda, bir baĢka devletin
sorumluluğuna baĢvurmada 48/1 maddeye göre yetkilendirilen devletin hakkına
halel getirmez.736
Bu madde, Nihai Metin'de karĢı tedbirlerin düzenlendiği Bölüm içinde
yer almasına rağmen, BirleĢmiĢ Milletler Genel Kurulu tarafından kabul
735
(EriĢim) http://www.hrcr.org/docs/American_Convention/oashr.html,21 Mart 2011,
(EriĢim) http://www.africaunion.org/official_documents/treaties_%20conventions_%20protocols/banjul%20charter.pdf, 21 Mart
2011,
(EriĢim) http://www2.ohchr.org/english/law/cerd.htm,http://www2.ohchr.org/english/law/ccpr.htm ,
21 Mart 2011,
(EriĢim) http://www.un.org/ga/search/view_doc.asp?symbol=a/res/57/199, 21 Mart 2011,SözleĢmeyi
içeren BirleĢmiĢ Miletler Genel Kurul Kararı,Weiss, a.g.m., s. 806
219
edildiği Ģekliyle orijinal Ġngilizce metninde, karĢı tedbir olarak çevirdiğimiz
"countermeasures" olarak ifade edilmeyip, BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢması VII.
Bölüm düzenlemesine uygun olarak yalnız "measure" olarak ifade edilmiĢtir.
Dolayısı ile Nihai Metin'deki karĢı tedbirlere iliĢkin hükümlerden ayrı
düĢünülmeyi
gerektirir.
54.
maddede
tedbirin
amacı,
ihlal
edilen
yükümlülükten menfaati olan ya da doğrudan zarar gören devlet yararına
giderim ya da ihlalin durdurulmasını sağlamakla sınırlandırılmıĢtır. Ancak,
sözü edilen "tedbir" in neyi ifade ettiği ve sınırları belli değildir. Madde
düzenleniĢ mantığı itibariyle sosyalist ülkelerin sorumluluk konusundaki
yargılarına uygundur. Sosyalist ülkelerin sorumluluk anlayıĢında, sorumlu
devletin yükümlülüğünü yerine getirmesini sağlamak amacıyla yaptırıma 737
baĢvurulabilir.
738
Elbette ki, bu değerlendirmeler, "karĢı tedbir", "tedbir" ve
"yaptırım" ın ifade ettikleri anlamlarla doğrudan bağlantılıdır. "Tedbir" tabirinin
geniĢ anlamda, BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢması VII. Bölüm çerçevesinde,
uluslararası barıĢ ve güvenlik tehdidine karĢı olarak alınacak zorlayıcı
tedbirleri de kapsayacağı ifade edilmiĢtir.
739
Pella, diplomatik iliĢkilerin
kesilmesi, uyarma, konsolosluk beratlarının feshedilmesi gibi diplomatik
yaptırımları, devlet uyruğunun mallarına el konulması gibi hukuki yaptırımları,
ekonomik abluka, ambargo, boykot gibi ekonomik yaptırımları ve bir devlet
ülkesinin kısmen ya da tamamen iĢgali, ceza, kınama gibi diğer yaptırımları
cezai yaptırımın kapsadığını ifade etmiĢtir. Bir baĢka görüĢe göre, "misilleme"
ya da "karĢı tedbirler", uluslararası hukuk ihlalleri için ceza niteliğinde değil
giderim
yükümlülüğü
edilmiĢtir.
740
ile
uyumlu
uygulama
metodları
olarak
kabul
Ancak bu konuda, cezai yaptırımların içinde hukuki, hukuki
yaptırımların içinde de cezai boyut görmek, dolayısı ile bunlara bütüncül bir
çerçeveden bakmamak kanımızca daha uygun olacaktır.
737
Orijinal metninde "sanction" olarak ifade edilmiĢtir.
Hagy, a.g.m., s.174
739
Christian Hillgruber, "The Right of Third States to Take Counter Measures" The Fundamental
Rules of the International Legal Order: Jus cogens and Obligations Erga omnes , (Eds.
Christian Tomuschat, Jean-Marc Thouvenin), Martinus NijhoffPublishers, Leiden/Boston, 2006 s.265,
266
740
Pellet, "The Definition of Responsibility" ,s.13
738
220
UHK, 54. maddeyi, doğrudan zarar gören devletten baĢka devletlerin
sorumluluğa baĢvurmaları kapsamında 48. madde ile birlikte değerlendirmiĢ
ve çözümsüz ihlallere karĢı meĢru tepki hakkının ileri sürülmesini bu devletler
için geniĢletilmesi ile ilgili görmüĢtür.
Doğrudan
zarar
gören
741
devlet
dıĢındaki
devletlerin
durumlarındaki yetkilerine 19.yy'da da rastlanmıĢtır.
belli
ihlal
Ġsviçreli yargıç
Bluntschli, 1868 yılında toplumu tehlikeye atacak bir yanlıĢ yapıldığında
sadece doğrudan zarar gören devletin değil bütün devletlerin hukuku ve
düzeni korumak ve yeniden düzenlemek için gerekli yetkiye sahip olduğunu
ifade etmiĢtir. 742 1915 yılında E. Root, uluslararası hukukun iç hukuktakine
benzer Ģekilde, doğrudan zarar gören devleti ve bütün devletlerin toplumunu
etkileyen yanlıĢlar olmak üzere ikili ayrım yapılması görüĢünün doğal sonucu
olarak,
her
devletin
ceza
uygulama
konusunda
yetkilendirilmesini
savunmuĢtur.743 Cassese, uluslararası toplum ya da kamu değerlerine ciddi
saldırı durumlarında kolektif tepki verilebileceği gibi bireysel olarak üçüncü
devletlerin zorlayıcı olmayan karĢı tedbirleri alabileceğini ifade etmiĢtir. 744
Yükümlülüğün ihlaline karĢı, doğrudan zarar gören devlet dıĢındaki
devletlerin tedbir almakla yetkilendirilmesine bazı uluslararası anlaĢmalarda
ve nadir olarak niteleyebileceğimiz uluslararası örf adette rastlanmıĢtır.
ġüphesiz
bu,
kodifikasyon
çalıĢmalarının
bir
unsurudur.
Soykırım
SözleĢmesinin 1. maddesine 745 göre, sözleĢmeci taraflar soykırım suçunu
önleme ve cezalandırma ile yükümlenmiĢlerdir. SözleĢmeye göre doğrudan
zarar gören devlet dıĢındaki devletlerin tedbir alma hakları sözleĢme ile
düzenlenmiĢtir. Bununla ilgili olarak, bir devletin kendi ülkesinde kendi
vatandaĢlarına karĢı soykırım iĢlemesi durumunda doğrudan zarar gören
olmayacağı ve dolayısıyla doğrudan zarar gören devlet dıĢında devletlerin
741
Commentaries 2001, s.137
Commentaries on First Reading, s.121
743
Commentaries on First Reading, s.123
744
Cassese, bu durumu "ağırlaĢtırılmıĢ sorumluluk" çerçevesinde kabul etmiĢtir. Antonio Cassese,
International Law¸Oxford University Press, Oxford, 2005, s. 274
745
SözleĢmeci Devletler, ister barıĢ zamanında isterse savaĢ zamanında iĢlensin, önlemeyi ve
cezalandırmayı taahhüt ettikleri soykırımın Uluslararası hukuka göre bir suç olduğunu teyit eder.
742
221
tedbir
almasına
uygulanamayacağı
izin
verilmezse,
ifade
edilmiĢtir.
SözleĢmenin
746
Benzer
bir
ilgili
maddesi
durum,
Cenevre
SözleĢmeleri için söz konusudur. Cenevre SözleĢmelerinin hepsi için ortak
hükümde, devletler SözleĢme hükümlerine riayet etmek ve diğer devletlerin
riayet etmesini sağlamakla yükümlü kılınmıĢlardır.
747
Cenevre SözleĢmesi
Ek 1 Protokol'e göre, "sözleĢmenin ciddi ihlali" durumlarında taraflar tek
baĢlarına ya da birlikte harekete geçebileceklerdir. Bu durumda alınacak
tedbirler748, uluslararası hukuka saygıyı sağlamanın geleneksel bir yolu kabul
edilmiĢtir.749
Devlet uygulamalarına bakıldığında pek çok problemle karĢılaĢılır. Bu
sorunların en ciddileri, "tedbir" kavramının kapsamı ve ihlal edilen
yükümlülüğün nitelendirilmesi ile ilgilidir. Devlet uygulamalarında, ihlal edilen
yükümlülüğün
normdan
emredici
kaynaklanıp
kaynaklanmadığına
bakmaksızın sorumlu devlete karĢı üçüncü devletlerin kolektif karĢı tedbir
aldığının örneklerine rastlanır.750 Çoğu örnekte, hem tedbir çeĢitleri hem de
tedbir alma gerekçeleri farklılık arz eder. 1978 yılında ABD Kongresi,
Uganda'dan yapılacak ihracat ile teknoloji ve malların ithalatını yasaklayan
bir yasa çıkarmıĢtır.
Yasanın gerekçesi olarak Uganda hükümetinin
Ugandalılara karĢı soykırım suçu iĢlemesi gösterilmiĢ ve ABD'nin soykırım
suçu iĢleyen herhangi bir yabancı hükümetten uzaklaĢmaya iliĢkin tedbir
alacağı ifade edilmiĢtir.
751
Polonya Hükümetinin sıkıyönetim kararı üzerine
ABD ve diğer Batı Ülkeleri, Polonya ve Sovyetler Birliğine karĢı bazı
anlaĢmaları askıya almıĢlardır. 752 1980 yılında Surinam' da askeri hükümetin
yönetime el koyması üzerine Alman hükümeti mali destek anlaĢmalarını
askıya almıĢtır. Askıya alınmasına iliĢkin herhangi bir hüküm içermemesine
746
Christian Hillgruber, a.g.m., s. 278,279
Cenevre SözleĢmeleri ortak 1. maddede, devletlere Cenevre SözleĢmelerine riayeti sağlama
"yükümlülüğü" getirilmiĢ olsa da, doğrudan zarar gören devletlerin tedbir almaları "hak" olarak
kabul edilmiĢ, az sayıdaki örneğin bunu desteklediği ifade edilmiĢtir. Christian Hillgruber, a.g.m., s.
278,291
748
orijinal metinde "reprisal" olarak kullanılmıĢtır.
749
Hillgruber, a.g.m., s. 280
750
Antonio Cassese," The Character of the Violated Obligation", s. 418
751
Commentaries 2001, s.138
752
Commentaries 2001, s.138
747
222
rağmen Surinam'daki insan hakkı ihlallerinin anlaĢmaların askıya alınmasını
da içeren belli temel değiĢiklikleri doğuracağı ileri sürülmüĢtür. Durum,
üçüncü devletlerin tedbir alma hakkı içinde değerlendirilmeyip, rebus sic
stantibus753 ilkesi ile bağlantı kurulmuĢtur.754
Çok taraflı güç kullanımı ya da kolektif uygulamadaki bütün örneklerde
devletler, ihlalin emredici normun hükmüne karĢı olup olmadığına herhangi
bir vurgu yapmaksızın hata yapan devlete karĢı, karĢı tedbir almıĢlardır. Pek
çok durumda, haksız fiilden doğrudan etkilenmeyen devletler, BirleĢmiĢ
Milletler Genel Kurulu ya da Güvenlik Konseyi kararlarına göre kusurlu
devlete karĢı kuvvet kullanımını içermeyen zorlayıcı tedbir almıĢlardır.
Örneğin,
Güvenlik
Konseyi,
1966
yılında
Güney
Rodezya'nın
ırkçı
politikalarından dolayı Güney Rodezya'ya karĢı ekonomik tedbir alınmasını
önermiĢtir. 755
1980 yılında Güvenlik Konseyi kararına dayanarak Avrupa Topluluğu
Ġran'ın rehin alma filleri için, rehin alma iĢleminin baĢladığı 4 Kasım 1979
tarihinden sonra Ġran ile sözleĢmeci taraflarının bütün iliĢkilerini askıya alma
kararını çıkarmıĢ ve Ġran'a karĢı yaptırım kararı alınmıĢtır. Diplomatik ĠliĢkiler
Konusunda Viyana SözleĢmesine göre, üçüncü tarafların tedbir alma hakları
yoktur.756
Güvenlik Konseyinin, uluslararası barıĢ ve güvenliğin bozulduğu ya da
tehdit edildiği gerekçesiyle belli tedbir kararları vardır.1986 yılında ırkçılığa
karĢı Güney Afrika'ya757, 1990-91 tarihlerinde Irak'a karĢı758, 1992 yılında
753
değiĢen koĢullara uyum gösterme
Commentaries 2001, s.139, Hillgruber, a.g.m., s. 285
755
SC/RES/221 of 9 April 1966, Question Concerning the Situation in Southern Rodesia,
(EriĢim)http://daccess-ddsny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/227/44/IMG/NR022744.pdf?OpenElement, 23 Mart 2011
756
Hillgruber, a.g.m., s. 282
757
SC/RES/591 of 28 November 1986, The Question of South Africa, EriĢim)http://daccess-ddsny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/729/15/IMG/NR072915.pdf?OpenElement, 12 Mart 2011
758
SC/RES/661 of 6 August 1990, The Situation Between Iraq and Kuwait, (EriĢim)http://daccessdds-ny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/575/11/IMG/NR057511.pdf?OpenElement, 12 Mart
2011
754
223
Yugoslavya Federal Cumhuriyeti'ne (Sırbistan ve Karadağ) 759, 1992-99 yılları
arasında Libya'ya, 1993-94 tarihleri arasında Liberya'ya 760 , 1993 yılında
Haiti'ye 761 karĢı ekonomik ve diğer yaptırımların uygulanması kararlarını
kabul etmiĢtir. 762
Ayrıca, çoğu devlet, Güvenlik Konseyi'nin kararı olmaksızın dahi karĢı
tedbir aldıkları zaman, karĢı tedbirin emredici normdan kaynaklanan
yükümlülük ihlaline ya da erga omnes yükümlülük ihlaline tepki olarak yapılıp
yapılmadığı
belirtme
ihtiyacı
duymamıĢlardır.
Örneğin,
Sovyetlerin
Afganistan'a müdahalesinden sonra 1980-1981 yıllarında ABD, SSCB'ye
karĢı
ambargo
uygulamıĢtır.
1982
yılında,
Avrupa
Topluluğu,
Fakland(Malvinas) Adaları çekiĢmesi ile ilgili olarak, Arjantine karĢı, Güvenlik
Konseyi'nin iradesinin dıĢında Ada'ya saldırısı yüzünden Arjantin'den gelen
ithalatı askıya almıĢ ve zorlayıcı tedbir kabul etmiĢtir.763 1983 yılında Koreli
bir sivil uçağın, Sovyet askerleri tarafından düĢürülmesinde, Güvelik
Konseyindeki pek çok devlet, sivillerin yaĢamlarının ve güvenlikleri gibi
toplum değerlerini koruyan "sivil havacılık kurallarının açık ihlali"
olarak
düĢünmüĢtür. Bu olay ile ilgili herhangi bir Güvenlik Konseyi kararı yokken,
ABD, Kanada ve Japonya'nın da aralarında bulunduğu pek çok devlet
SSCB'ye karĢı, karĢı tedbir uygulamıĢtır. 1999 yılında, Yugoslavya Federal
Cumhuriyeti (Sırbistan ve Karadağ) tarafından kendi ülkesinde kendi
vatandaĢlarına karĢı iĢlenen katliamlar için NATO üyesi devletler (BirleĢmiĢ
Milletler AndlaĢması 2/4. maddenin açık ihlali olmasına rağmen) askeri güç
kullanarak tepki vermiĢtir.764 Kosova Krizinde, Avrupa Birliği üyesi devletler,
759
SC/RES/760 of 18 June 1992, Federal Republic of Yugoslavia, (EriĢim) http://daccess-ddsny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/011/19/IMG/NR001119.pdf?OpenElement, 12 Mart 2011
760
SC/RES/866 of 22 September 1993, Liberia, (EriĢim) http://daccess-ddsny.un.org/doc/UNDOC/GEN/N93/513/89/PDF/N9351389.pdf?OpenElement, 12 Mart 2011
761
SC/RES/867 of 23 September 1993, Haiti, (EriĢim) http://daccess-ddsny.un.org/doc/UNDOC/GEN/N93/515/30/PDF/N9351530.pdf?OpenElement, 12 Mart 2011
762
Cassese," The Character of the Violated Obligation", s. 419
763
Cassese, " The Character of the Violated Obligation", s. 419
764
Cassese, " The Character of the Violated Obligation", s. 419
224
iç savaĢ sırasında iĢlenen insan hakları ihlalleri için, cezai nitelikte tedbir
almıĢlardır.765
Ancak, Ģu unutulmamalıdır ki, BirleĢmiĢ Milletler erga omnes
yükümlülük ya da jus cogens ile ilgili olsa bile hukuku uygulamak için genel
bir yetkiye sahip değildir. BirleĢmiĢ Milletlerin, VII. Bölümü çerçevesindeki
yetkisi, barıĢı korumak ve yeniden tesis etmek ile sınırlıdır. Ayrıca,
uluslararası hukukun her ihlali uluslararası barıĢı tehlikeye atmayabilir. 766
Doğrudan zarar gören devletin kendisinin karĢı koymadığı ya da
doğrudan zarar gören devletlerden yardım istemediği ya da bu devletlerin
tedbir almasını açıkça istemediği durumlarda, üçüncü devletlerin tedbir
alması tartıĢılmıĢtır. Ancak, doğrudan zarar görmeyen devletlerin tedbir alma
hakları, doğrudan zarar gören devletin iznine bağlı olmadığı görüĢü daha
geniĢ destek bulmuĢtur. Örneğin, kendi vatandaĢlarına karĢı soykırım
uygulayan devletin, üçüncü devletlerin tedbir almasını istemeyeceği gibi. 767
3.3.4. ULUSLARARASI HUKUKUN EMREDĠCĠ NORMLARINA
SAYGI
Emredici Normlara Saygı adıyla 26. madde;
Bu Bölümün hiç bir hükmü, uluslararası hukukun emredici normlarından
doğan bir yükümlülüğe aykırı herhangi bir fiilin hukuka aykırılığını ortadan kaldırmaz.
Nihai Metin'in, Birinci Kısım, BeĢinci Bölümünde 20-26. maddeler
arasında Haksızlığı Ortadan Kaldıran Durumlar düzenlenmiĢtir. "Rıza",
"meĢru müdafaa", "karĢı tedbirler", "mücbir sebep", "zorunluluk"
765
768
ve
Hillgruber, a.g.m., s. 278,281
Hillgruber, a.g.m., s. 288
767
Hillgruber, a.g.m., s. 290
768
Zorunluluk olarak çevirdiğimiz haksızlığı ortadan kaldıran durum, orijinal metninde, "distress"
olarak ifade edilmiĢtir.Söz konusu kavram, "ıztırar", "zor durum" Doğan, Devletler Hukuku, s. 312,
"tehlike", Erkiner, Devletin Haksız Fiilinden Kaynaklanan Uluslararası Sorumluluğu, 414,
"zorunluluk", Uzun, Milletlerarası Hukuka Aykırı Eylemlerinden Dolayı Devletin Sorumluluğu,
s.54, Ģeklinde de ifade edilmiĢtir.
766
225
"zaruret hali" durumlarında iĢlenen uluslararası haksız fiillerden dolayı ilgili
devletin sorumluluğuna gidilemeyeceği düzenlenmiĢtir.
Bu durumların
haksızlığı ya da hukuka aykırılığı mı ortadan kaldırdığı, haksızlık ya da
hukuka aykırılığın devam edip cezasızlığı mı getirdiği hukukun diğer
alanlarında olduğu gibi burada da tartıĢmalıdır. Yine, bu kavramların bizatihi
kendilerinin kapsamları ve etkileri olduğu gibi, unsuru sayılabilecek "esaslı
menfaat", "ağır tehlike", "ani" gibi kavramların içerikleri özellikle uygulamada
sıklıkla gündeme gelmiĢtir. Ancak, girift tartıĢmaların ötesinde, haksızlığı
ortadan kaldıran durumların zihinlerde Ģekillenmesi için kısaca Ģunları
söylemek mümkün olabilir.
Bir devlet, bir baĢka devletten belirli bir davranıĢı için geçerli bir rıza
almıĢsa, söz konusu davranıĢın hukuka aykırılığı rızanın sınırları dahilinde
ortadan
kalkacaktır.
Örneğin,
bir
devlet,
baĢka
bir
devletin
kendi
karasularından ya da hava sahasından geçiĢine rıza gösterirse, bu fiiller
hukuka aykırı olmayacaktır. Rıza, fiilden önce ya da fiil ile eĢ zamanlı
olmalıdır. Aksi halde, fiilin iĢlenmesinden sonra gösterilen rıza, sorumluluğa
baĢvurma hakkından feragattir. 769
MeĢru müdafaa, BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢması ile iliĢkilendirilmiĢ ve
fiilin BirleĢmiĢ Milletler AndlaĢmasına göre hukuka uygun bir tedbir olduğu
durumlarda bu fiil hukuka aykırılığı önleyeceği düzenlenmiĢtir.
MeĢru
müdafaa hakkı hakkında bilgi, Tez'de, jus cogens kural örneklerinden, kuvvet
kullanma yasağı içerisinde verilmiĢti.770
Uluslararası haksız fiil nedeniyle alınan karĢı tedbirlerin haksızlığı
ortadan kaldıracaktır. Ancak bu karĢı tedbirlerin Nihai Metin'in Üçüncü
Kısım'ının Ġkinci Bölüm'üne uygun olması aranmıĢtır. Yargı kararları, doktrin
ve devlet uygulamasında belli maddi ve usuli Ģartların varlığında karĢı
tedbirlerin hukukiliği kabul edilmiĢtir. Örneğin, UAD, Gabcikovo-Nagymaros
Davasında, bir devletin önceki haksız fiiline karĢı olan hukuka aykırı
769
770
Commentaries 2001, s. 72, 73
Bkz. dipnotlar 357,363
226
davranıĢın karĢı tedbir olarak haklı olabileceğini açıkça ifade etmiĢtir.771 KarĢı
tedbirler, yalnız uluslararası haksız fiili iĢleyen devlet ve zarar gören devlet
arası iliĢkide haksızlığı ortadan kaldırsa da, bir bütün olarak uluslararası
toplumu borçlandıran yükümlülüğe riayet durumunda bütün devletlerin hukuki
çıkarları olduğu UAD tarafından da teyit edilmiĢtir.
772
Dolayısı ile karĢı
tedbirlerin uluslararası haksız fiilden sorumlu devlet ile bu fiilden zarar gören
devlet arasında söz konusu olacağı geniĢ yorumlanmalıdır. KarĢı tedbirler,
oranlı, geçici ya da geri döndürülebilir nitelikte olmalıdır.773
Bir devletin hukuka aykırı fiili, karĢı konulamaz, ansızın ortaya çıkan
bir kuvvete bağlı olan ya da devletin kontrolü dıĢında, öngörülemeyen,
dıĢarıdan gelen bir mücbir sebepten ötürü olmuĢsa ve bundan dolayı
meydana gelen yükümlülüğü yerine getirmek maddi olarak imkansız hale
gelmiĢse söz konusu fiilin haksızlığı ortadan kalkacaktır. Ancak, mücbir
sebep hali, bunu ileri süren devletin davranıĢından kaynaklanmıĢsa ya da
mücbir sebebi ileri süren devlet böyle bir durumdan meydana gelecek zararı
göze almıĢsa, bu durumda mücbir sebep haksızlığı ortadan kaldırmayacaktır.
Mücbir sebep yüzünden maddi imkansızlık hali, deprem, sel, hava Ģartları
gibi doğal ve fiziksel olaylardan olabileceği gibi ayaklanma nedeniyle ülkenin
bir kısmında kontrol kaybı gibi insan müdahalesinden ya da bunların
birleĢmesinden meydana gelebilir. Yükümlülüğün yerine getirilmesinin
zorlaĢması mücbir sebep değildir. Buna, politik ya da ekonomik krizler örnek
gösterilebilir. Uluslararası Daimi Adalet Divanı Serbian Loans and Brazilian
Loans Davasında774 mücbir sebebi hukukun genel ilkesi olarak kabul etmiĢtir.
775
Zorunluluk halinde, kendinin ya da hayatlarını korumakla yükümlü
olduğu kimselerin, hayatlarını kurtarmak için uygun baĢka bir imkanın
771
Case Concerning The Gabchikovo Nagymaros Project , s. 56, para. 85
Erga omnes yükümlülük adıyla, Case Concerning The Barcelona Traction, s.32, para. 33,
773
Commentaries 2001, s. 75, 76
774
Case Concerning the Payment of Various Serbian Loans Issued in France, Case Concerning the
Payment in Gold of Brazilian Federal LoansIssued in France, PCIJ, Series A, No.20/21, Publications
of the Permanent Court of International Justice, 1929, Judgment No.14, s.39-40,
(EriĢim)http://www.icj-cij.org/pcij/serie_A/A_20/62_Emprunts_Serbes_Arret.pdf , 13 Nisan 2011
775
Commentaries 2001, s. 76,77
772
227
bulunmadığı durumlarda, fiilin hukuka aykırılığı ortadan kalkacaktır. Ancak,
zorunluluk hali, tek baĢına ya da baĢka unsurlara bağlı olarak bunu ileri süren
devletin davranıĢından meydana gelmiĢse ya da söz konusu fiil eĢdeğer ya
da daha ağır bir durum yaratıyorsa söz konusu hal, fiilin haksızlığını ortadan
kaldırmayacaktır. Zorunluluk halinde bir tehlike söz konusudur ve yaĢam
kurtarmak için baĢka bir makul yolu yoktur. Madde, zorunluluk halini, insan
yaĢamının tehlikede olduğu durumlar ile sınırlandırmıĢtır. Uygulamada
zorunluluk hali çoğu zaman, kötü hava, deniz koĢulları ya da mekanik sıkıntı
durumlarında, hava ya da deniz aracının devlet ülkesine girmesi Ģeklinde
görülür. BirleĢmiĢ Milletler Deniz Hukuku SözleĢmesinin 18. maddesinde 776,
zorunluluk mazeret olarak kabul edilmiĢtir.777
Zaruret hali, devletin önemli bir çıkarını çok yakın ve ağır bir tehlikeye
karĢı korumak için tek yol ise ve yükümlülük altında oldukları devletin,
devletlerin ya da bir bütün olarak uluslararası toplumun önemli bir çıkarına
zarar vermiyorsa haksızlığı ortadan kaldıracaktır. Ancak, zaruret hali, söz
konusu yükümlülük zaruret halini ileri sürebilme olanağını engelliyorsa ya da
devlet zaruret halinin meydana gelmesine katkıda bulunmuĢsa haksızlığı
ortadan kaldıran sebep olarak ileri sürülemeyecektir. Zaruret hali, haksızlığı
ortadan kaldıran durumlar içerisinde belki en tartıĢmalı olanıdır. Devletlerin,
sivil halkın korunmasını sağlamak, varlıklarını muhafaza etmek, çevrenin
korunması gibi çok çeĢitli durumlar için ileri sürülmüĢtür. Suiistimali için bu
istisnai durumun Ģartlarının sınırlandırılması önerilmiĢtir.
778
Uluslararası hukukun emredici normlarından doğan yükümlülük
ihlalleri yukarıda sayılan haksızlığı ortadan durumlar içinde gerçekleĢse dahi
sorumlu
devletin
sorumluluğunu
ortadan
kaldırmayacaktır.
Devletin
Sorumluluğu Konusundaki Taslak Maddeler'in Ġlk Okuma’sında benzer bir
776
BirleĢmiĢ Milletler Deniz Hukuku SözleĢmesi Madde 18/2
GeçiĢ sürekli ve çabuk olacaktır.Bununla beraber, durma ve demirleme sadece seyrüseferin olağan
olaylarından olduğu veya mücbir sebep veya yardım ihtiyacı nedeniyle zorunlu olduğu veya tehlike
veya yardım ihtiyacı içinde bulunan kiĢilere, gemilere veya uçaklara yardım götürülmesi amacıyla
olduğu takdirde, geçiĢ durma ve demirlemeyi de içerir.
777
Commentaries 2001, s.78, 79
778
Commentaries 2001, s.80
228
hükme rastlanmaz. Ġlk Okuma'da haksızlığı ortadan kaldıran durumlar
açısından uluslararası suçlar ile uluslararası haksız fiiller arasında ayrım
yapılmamıĢtır. 779 Zarar gören devletin rızası, jus cogens norm ihlalinin
haksızlığını ortadan kaldırmaz. Kawasaki, "rıza" yı diğer haksızlığı ortadan
kaldıran durumlardan, haksız fiil iĢleyen devletin rıza aracılığıyla diğer
devletlerle hak, yükümlülük ya da herhangi bir hukuki iĢlem doğurabilmesi
yönüyle ayrı tutmuĢtur.780
Haksızlığı ortadan kaldıran durumların, emredici normların genel
menfaati
koruma
görevinin
bir
sonucu
olarak
781
sınırlandırılmasının bir gereği olduğu kabul edilebilir.
779
A/CN.4/490.Add.3, para. 83
Kawasaki, a.g.m., s.11
781
Kadelbach, a.g.m., s.37
780
iki
taraflılığın
SONUÇ
Uluslararası hukukun kalbi kabul edilen sorumluluk konusunda,
Uluslararası Hukuk Komisyonu gibi ehil bir kurum dahi uzun yıllar boyunca
çalıĢıp henüz bir sonuca varamamıĢken, konuya iliĢkin ÇalıĢmamız, bu
sürecin hem uzunluğundan hem de karmaĢıklığından etkilenmiĢtir.
Vestfalya
BarıĢından
sonra
dünya
düzeninde
ulus
devletlerin
görünmesi, süreç içerisinde teknolojik, askeri, bilimsel, ticari geliĢmeler, ulusdevlet sayısının, devletler arası iliĢkilerin sıklığının ve boyutunun artması,
uluslararası örgütlerin, bireylerin uluslararası hukukun sujesi haline gelmesi
uluslararası toplum kavramını ve bunun hukukunu karmaĢıklaĢtırmıĢ,
çeĢitlendirmiĢtir. Bu süreçten doğaldır ki, uluslararası sorumluluk hukuku da
etkilenmiĢtir.
Uluslararası hukukta devletin sorumluluğunun doğması, uluslararası
haksız fiil ve bu haksız fiilin devlete atfedilmesi Ģartına bağlanmıĢtır.
Uluslararası hukukun herhangi bir normunun ihlali uluslararası haksız fiil
olarak kabul edilmiĢtir. Ġhlal edilen normun uluslararası andlaĢmadan,
uluslararası örf-adetten ya da uluslararası hukukun diğer kaynaklarından
olması arasında nitelik farkı görülmemiĢtir. Yine, uluslararası sorumluluğun
doğması açısından uluslararası hukukun sıradan normları ile emredici
normlar arası ayrım yapılmamıĢ, emredici norm ihlalleri ve uluslararası suçlar
da haksız fiil olarak kabul edilmiĢtir. Farklılığın sorumluluk sonucu açısından
olması beklenmiĢtir.
Uluslararası haksız fiillerin sonuçları olarak, haksız fiile son verilmesi,
haksız fiilin tekrar etmeyeceğine iliĢkin garanti sunulması ve haksız fiilin
giderilmesi düzenlenmiĢtir. Haksız fiilin giderim Ģekilleri de, münhasıran ya da
birlikte gerçekleĢecek eski hale iade, tazminat ve tatmin olarak sayılmıĢtır.
Ancak, uluslararası hukuk sahasındaki bir takım geliĢmeler, uluslararası
hukukta normlar hiyerarĢisini ve bu hiyerarĢinin tepesindeki emredici
normların varlığını gündeme getirmiĢtir. ġöyle ki, unsurları, tüzel kiĢiliği,
temsili tartıĢmalı olsa da, uluslararası toplumun varlığı, uluslararası hukuk
230
içerisinde bir düzen sağlama ihtiyacını doğurmuĢtur. Hangi saikle kurulmuĢ
olursa olsun ya da ne kadar tekkemmül etmiĢ olursa olsun bu uluslararası
hukuk düzeni, uluslararası hukukun kendi unsurlarına karĢı da korunmasını
sağlayacak Ģekilde belli normları diğerlerinden üstün kılmıĢ, jus cogens kural,
erga omnes yükümlülük gibi kavramların varlığı, uluslararası hukuk normları
arasında bir hiyerarĢinin varlığına iĢaret etmiĢtir. Doğal hukuk temelli kurallar
hiyerarĢisi ve üst normların kabulü, pozitif hukuk anlayıĢı çerçevesinde, üst
norm tesis edecek bir kurumun yokluğundan dolayı eleĢtirilse de, yaygın
kanaat bunun aksi yönünde olmuĢ, uluslararası hukuk alanında emredici
norm kavramı, hukuk doktrininde, uluslararası yargıda ve uygulamada
tanınmıĢtır. 782 Uluslararası hukukta "emredici norm" tabiri 1969 Viyana
AndlaĢmalar Hukuku SözleĢmesi ile pozitif hukuka dahil olan jus cogens ile
eĢ anlamlı kullanılmıĢtır. 1969 Viyana AndlaĢmalar Hukuku SözleĢmesinde,
jus cogens kuralın, uluslararası toplumun emredici olarak kabul ettiği, ihlaline
izin verilmeyen ve ancak kendisine eĢ değer bir kural ile değiĢtirilebileceği
kabul edilmiĢtir. 1970 yılında, Uluslararası Adalet Divanının Barcelona
Traction Yargısında zikredilen erga omnes yükümlülüklerin korunmasında
bütün uluslararası toplumun menfaati görülmüĢ ve bu yükümlülükler ile ilgili
durumlarda
bütün
uluslararası
hukuk
sujeleri
taraf
kabul
edilmiĢtir.
Uluslararası Hukuk Komisyonunun devletin sorumluluğu ile ilgili Özel
Raportörlerinden Roberto Ago tarafından hazırlanan ve 19. madde olarak
zihinlere yerleĢen uluslararası suç, uluslararası toplumun temel önemdeki
kurallarının ihlali olarak görülmüĢtür. Jus cogens kural, erga omnes
yükümlülük ve uluslararası suça iliĢkin girift teknik tartıĢmalardan öte Tez'de
bunların müĢterek özellikleri ile ilgilenilmiĢ ve uluslararası hukukun emredici
normlarından doğan yükümlülük kavramı altında değerlendirilmiĢtir ki, bu
kavramların müĢterek özellikleri uluslararası toplumun temel değerlerinin ve
devletlerin müĢterek menfaatlerinin korunması için düzenlenmiĢ olmalarıdır.
783
Nihai Metin'de emredici normlardan doğan yükümlülükler, bütün bu
kavramları kapsar nitelikte kullanılmıĢtır. Jus cogens kuraldan esinlendiği,
782
783
A/CN.4/SER.A/2001.Add.1, s. 112
Jorgensen, The Responsibility of States for International Crimes, s.96
231
erga
omnes
yükümlülük
doğurduğu
konusunda
tereddüt
edilmeyen
uluslararası suçun, ceza hukuku anlamında suç olmadığı müteaddit kereler
resmi belgelerde ifade edilmiĢ olsa da, uluslararası hukuka cezai
sorumluluğu getirme eleĢtirisinden kurtulamamıĢ ve silinmiĢtir. Uluslararası
suça yöneltilen eleĢtirilerin bir bölümü ise, Nihai Metin'de emredici
normlardan doğan yükümlülüklerin ciddi ihlalleri için getirilen düzenlemeden
daha geniĢ olmasına rağmen, uluslararası suçtan doğan sorumluluk
sonucunun, sıradan haksız fiiller için getirilen sonuçtan ayırıcı nitelikte
olmaması dolayısıyladır.
784
Sırf terminolojik olsa bile, uluslararası suç
ibaresinin yerine emredici norm tabirinin getirilmesi, mevcut yapıda belki
isabetli olmuĢtur.
Uluslararası hukukta, emredici normlar, uluslararası toplum ve
uluslararası kamu düzeni ile yakın bağlantılı olmuĢ ve bu olgular uluslararası
hukuka riayeti sağlama noktasında birleĢmiĢlerdir. Bu durum, uluslararası
hukukta, zarar verenin zarar görenin zararını gidermekle yükümlü olduğu ikili
taraflı klasik hukuki sorumluluğun yetersizliğini su yüzüne çıkarmıĢtır. Tez'de,
uluslararası suç kavramının, cezai sorumluluğu çağrıĢtıracağı iddialarına
itibar edilmeyip, uluslararası sorumluluğun hukuki ya da cezai olmayıp
kendine özgü olduğu yönündeki eğilim kabul edilmiĢtir. Uluslararası hukukun,
hukuka aykırılığa tepki verdiği, tepki verirken de, hukuki sorumluluk ile cezai
sorumluluk ve bunların sonucu ceza ile tazminat arasında fark görmediği,
ihlal
edilen
normun
niteliğine
göre
verilen
bu
tepkide,
haksızlığın
cezalandırılması ile giderilmesini bir arada bulunduğu kabul edilmiĢtir.
785
Dolayısıyla, devletin sorumluluğunun, hukuki ya da cezai olduğuna iliĢkin
yargılar tarafımızca yersiz bulunmuĢtur. Giderimde cezai, yaptırımda tazmin
unsurlarının varlığının kabulü uluslararası sorumluluğun kendine özgü olduğu
784
785
A/CN.4/490/Add.1, para. 51
Anzilotti, Devletler Hukuku, s. 379
232
kararımızı kuvvetlendirmiĢtir. 786 Devlet uygulamasında, uluslararası haksız
fiilin sonuçları arasında hem yaptırım hem de giderim yer almıĢtır. 787
Tezde, emredici normların kabulünün, uluslararası hukukta normlar
arasında bir hiyerarĢinin varlığına iĢaret ettiği ve bu durum sorumluluk
noktasında da bir farklılaĢmayı zorunlu kılmıĢtır. Fakat Nihai Metin'de bu
sorumluluk farklılaĢması yaratılmamıĢtır. Bir bütün olarak uluslararası
topluma karĢı iĢlenen soykırım suçunun, ticaret anlaĢması ihlali gibi
uluslararası hukukun sıradan ihlaline benzer Ģekilde düĢünülmemesi gereği
açıktır. 788 Uluslararası hukukun emredici norm ihlalleri için Nihai Metin'de,
sıradan norm ihlallerinin sonuçlarına ilave olarak, bütün devletlere, emredici
normlardan doğan yükümlülüklerin ciddi ihlallerine son vermek için iĢbirliği
içinde olma, ihlal tarafından yaratılan durumu hukuka uygun olarak tanımama
ve bu durumun sürdürülmesine yardım etmeme yükümlülükleri getirilmiĢtir.
Bütün devletlere getirilen bu yükümlülüklerin, doğrudan zarar gören devletin
tepkisinden daha ağır olduğu varsayılmıĢtır
789
Ancak bu yükümlülükler,
uluslararası hukuka saygının sağlanması ve uluslararası kamu düzeni
açısından, emredici olup olmadığına bakmaksızın bütün norm ihlalleri için
geçerli olmalıydı. Bu açıdan, yapılan düzenleme yetersizdir. Çünkü
uluslararası sorumluluk hukukunun, sadece zarar gören devletin haklarını
korumakla kalmayıp, aynı zamanda uluslararası hukuku ihlal eden fiillere
karĢı uluslararası kamu düzenini de koruma görevi vardır. 790 Zira, kırmızı
ıĢıkta geçen araba, hiç kimseye zarar vermemiĢ olsa dahi, bir trafik kuralını
ihlal etmekten dolayı sorumludur ve bu durum herkes için hukuka aykırıdır.
Nihai
Metin'deki
bu
yetersiz
düzenlemenin
anlaĢılmasını
kolaylaĢtırmak için Uluslararası Hukuk Komisyonunun önceki kabulleri de
incelenmiĢtir. Önceki Düzenlemeler, Nihai Metin'e göre sorumlu devletin
aleyhine hükümler getirirken, uluslararası hukuktaki baki sorunların da altını
786
Wyler, a.g.m., s.1149
A/CN.4/291 and Add.1 & 2 and Corr.1, s.30, para. 95
788
Pellet, "Can a State Commit a Crime? ", s.426
789
Dixon, a.g.e., s. 228
790
Nollkaemper, a.g.m., s.546
787
233
çizmiĢtir. Uluslararası hukukta zorunlu bir yargı kurumunun olmaması, alınan
kararların yürütülmesindeki kurumsal eksiklikler nedeniyle o zaman için de
durum Ģimdikinden farklı görünmemiĢtir. Bunların çözümü tez konumuzun
dıĢında olup yalnız durumun tesbiti amaçlanmıĢtır.
Sorumluluğun uygulanması bağlamında doğrudan zarar gören devlet
dıĢındaki devletlerin herhangi bir zarara uğramadıkları halde sorumluluğa
baĢvurma konusundaki yetkileri, emredici yükümlülük ihlaline bağlansa da,
"zarar" kavramının sorumluluğun unsuru olmaktan çıkarıldığı bir Metin'de,
uluslararası hukuka riayetten sapmanın zarar olmadığını kabul etme
sonucunu doğurur ki,
bu durum uluslararası hukukun geldiği ya da
gelmesinin hedeflendiği noktaya zıtlık oluĢturmuĢtur.791
791
Scobbie, a.g.m., s. 1207
KAYNAKÇA
ABI-SAAB, Georges ," The Concept of 'International Crimes' and Its Place in
Contemporary International Law"(Eds. Joseph H.H. Weiler, Antonio Cassese,
Marina Spinedi),Internatonal Crimes of State: A Critical Analysis of the
ILC's Draft Article 19 on State Responsibility, Walter de Gruyter, 1989.
ABI-SAAB, Georges ," The Uses of Article 19", EJIL,10, 1999.
ABI-SAAB, Georges," The Concept of 'International Crimes' and Its Place in
Contemporary International Law"(Eds. Joseph H.H. Weiler, Antonio Cassese,
Marina Spinedi),Internatonal Crimes of State: A Critical Analysis of the
ILC's Draft Article 19 on State Responsibility, Walter de Gruyter, 1989.
ABI-SAAB, Georges, Introduction in the Concept of Jus Cogens in
International Law:Papers and Proceedings, 1966
AGO, Roberto, "Obligations Erga Omnes and the International Community",
"(Eds. Joseph H.H. Weiler, Antonio Cassese, Marina Spinedi),Internatonal
Crimes of State: A Critical Analysis of the ILC's Draft Article 19 on State
Responsibility, Walter de Gruyter, 1989
AKBAY, Muvaffak , "Kelsen'in Hukuk ve Devlet Teorisi", AÜHF Dergisi, IV, 1,
1947.
AKÜN,
Verda
Neslihan,
"
Soykırım
Suçunun
Önlenmesi
ve
Cezalandırılmasına Dair SözleĢme'nin Uygulanmasına ĠliĢkin Dava (26 ġubat
2007 Tarihli Karar)" (Ed. Tütüncü, ġimĢek, Uzun, vd.) Milletlerarası Adalet
Divanı Kararları (1990-2007), Beta Basım A.ġ., Ġstanbul, 2008.
ALĠ NAZĠMA-FAĠK REġAT, Mükemmel Osmanlı Lügati,
(Haz. Necati
Birinci, Erol Ülgen, Kazım YetiĢ, vd.) Atatürk Kültür , Sil ve Tarih Yüksek
Kurumu, Türk Dil Kurumu Yayınları 802, Ankara, 2005
235
ALLOT, Philip , "Language, Method and the Nature of nternational Law" Brit.
Y.B. Int'l L., Vol.45, 1971.
ALLOT, Philip, " Reconstituting Humanity- New International Law" EJIL, 3,
1992.
ALLOT, Philip, "State Responsibility and the Unmaking of International Law",
Harvard International Law Journal, Vol.29, No 1, Winter 1988.
ALLOT, Philip, Eunomia, New Order for a New World, Oxford University
Press, Second Edition, Oxford, 2001.
ANZILOTTI, Dionisio , Devletler Hukuku, (Tercüme Eden, Sahir Erman)
Birinci Cilt,:GiriĢ- Genel Teoriler, Ġsmail Akgün Matbaası, Ġstanbul, 1946.
ANZILOTTI, Dionisio, 'La responsibility intemationaie des Etats a raison des
dommages soufferts par des Strangers', RCDIP, 1906.
ANZILOTTI, Dioniso, Teoria Generale Della Responsibilita Dello Stato Nel
Diritto Internazionale, 1902
BASSIOUNI, M. Cherif,
" International Crimes: The Ratione Materie of
International Criminal Law" (Ed. M. Cherif Bassiouni) International Law,
Sources, Subjects and Contents, Vol.1, Martinus Nijhoff Publishers, 2009.
BASSIOUNI, M. Cherif, "International Crimes: Jus Cogens and Obligatio
Erga Omnes", Law and Contemporary Problems, Vol. 59, No. 4, 1996.
BAġEREN, Sertaç Hami, Uluslararası Hukukta Devletlerin Münferiden
Kuvvet Kullanmalarının Sınırları, Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara,
2003.
236
BAġLAR,
Kemal,
"Uluslararası
Hukukta
'Erga
Omnes'
Kavramı",Milletlerarası Hukuk ve Milletlerararası Öze Hukuk Bülteni,
Prof.Dr. Ergin Nomer'e Armağan, Yıl.22, 2, 2002.
BERKĠ, ġakir, Devletler Umumi Hukuku, Yargıçoğlu Matbaası, Ankara,
1968.
BERMAN Harold J., " Toward an Integrative Jurisprudence:
Politics,
Morality, History", California Law Review, Vol.76, No.4, July 1988.
BODANSKY, Bodansky and CROOK, John R., Introduction and Overview"
The American Journal of International Law, Vol.96, No.4, 2002.
BOKOR-SZEGO, H., " Short Comments on the Concept of Crimes of States
and Some Related Notions", (Eds. Joseph H.H. Weiler, Antonio Cassese,
Marina Spinedi),Internatonal Crimes of State: A Critical Analysis of the
ILC's Draft Article 19 on State Responsibility, Walter de Gruyter, 1989,
BOYLE, Alan and Christine CHINKIN, The Making of International Law,
Oxford University Press, Oxford, 2007.
BOZKURT, Enver, "Kant'ın Ebedi BarıĢ Üzerine Denemesinin Günümüze
Yansıması", Anayasa Yargısı 24, Anayasa Mahkemesi Yayınları:56, Ankara,
25-26 Nisan 2007.
BOZKURT, Enver, KÜTÜKÇÜ, M. Akif , POYRAZ, Yasin, Devletler Hukuku,
Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, 2003.
BOZKURT, Enver, Türkiye'nin Uluslararası Hukuk Mevzuatı, Asil Yayın
Dağıtım Ltd.ġti, Ankara,2011.
BOZKURT, Enver, Türkiye'nin Uluslararası Hukuk Mevzuatı, Nobel Yayın
Dağıtım, 2003.
237
BOZKURT, Enver ,
BirleĢmiĢ Milletler Sisteminde Kuvvet Kullanma,
Nobel Yayın Dağıtım Ltd. ġti, Ankara, 2003.
BOZKURT, Enver , BirleĢmiĢ Milletler Sisteminde Kuvvet Kullanımı ve
Körfez Krizi Örneği, Atlas Kitabevi, Konya, 1996.
BROWNLIE, Ian, System of the Law of Nations:State Responsibility, Part
I, Claderon Press, Oxford, 1983.
BULL, Hedley, The Anarchical Society, A Study of Order in World
Politics, Macmillan Education Ltd., Houndmills, London, 1992.
BYERS, Michael, " Conceptualising the Relationship Between Jus Cogens
and Erga Omnes Rules" Nordic Jounal of International Law, Kluwer Law
International, 66, 1997.
CARON, David D., "The ILC Articles on State Responsibility: The
Paradoxical Relationship Between Form and Authority" The American
Journal of International Law, Vol. 96, 2002.
CASSESE, Antonio, " The Character of the Violated Obligation" (Ed.) James
Crawford, Alain Pellet, Simon Olleson: The
Law of
International
Responsibility, Oxford University Press, 2010.
CASSESE, Antonio, "Balancing the Prosecution of Crimes against Humanity
and Non-Retroactivity of Criminal Law: The Kolk and Kislyiy v. Estonia Case
before the ECHR" J. Int'l Crim. Just., Vol.4, 2006.
CASSESE, Antonio, International Criminal Law, Oxford University Press,
Oxford, 2003.
CASSESE, Antonio, International Law in a Divided World, Clarendon
Press, Oxford, 1986.
238
CASSESE, Antonio, International Law¸Oxford University Press, Oxford,
2005.
CASSESE, Antonio, “Criminal Law Notions and State Responsibility for
Genocide,” Journal of International Criminal Justice, Vol. 5, 2007.
COMBACAN J. and S. Sur, Droit International Public , 1995
CRAWFORD, James, “The ILC’s Articles on Responsibility of States for
Internationally Wrongful Acts: A Retrospect”
96 Am. J. Int’l L., Vol. 96,
2002.
CRAWFORD, James, PEEL, Jacqueline, OLLESON, Simon, “The ILC’s
Articles on Responsibility of States for Internationally Wrongful Acts:
Completion of the Second Reading” EJIL, Vol.12 No.5, 2001.
CRAWFORD, James, The International Law Commission's Articles on
State Responsibility, Cambridge University Press, 2002.
CRAWFORD, James," International Crimes of States", (Ed.) James
Crawford, Alain Pellet, Simon Olleson: The
Law of
International
Responsibility, 2010.
ÇAĞIRAN, Mehmet Emin, " Uluslararası BarıĢ ve Güvenlik Hukukunda
Sorumluluk AnlayıĢı ve Klasik Sorumluluk Rejimi", Erciyes Üniversitesi
Hukuk Fakültesi Dergisi, I,1, 2006.
ÇAĞIRAN, Mehmet Emin, Uluslararası Hukukta Devletin Tek Taraflı
ĠĢlemleri, Platin Yayınları, Ankara, 2005.
ÇAĞIRAN, Mehmet Emin Çağıran, Uluslararası Alanda Ġnsan Hakları,
Platin Yayınları, Ankara, 2006.
239
DAWIDOWICZ, Martin, "The Obligation of Non-Recognition of an Unlawful
Situation",(Eds.) James Crawford, Alain Pellet, Simon Olleson, The Law of
International Responsibility,Oxford University Press, 2010.
DEĞER, Ozan, "Soykırım Suçu ve Devletin Sorumluluğu: Uluslararası Adalet
Divanı'nın Bosna-Hersek v. Sırbistan-Karadağ Kararı", Uluslararası ĠliĢkiler,
VI, 22, Yaz 2009.
DENK, Erdem, "Uluslararası AntlaĢmalar Hukukunda Jus cogens Kurallar"
AÜSB Fakültesi Dergisi, LVI, 2, 2001.
DEVELLĠOĞLU, Ferit,
Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lugat: Eski ve
Yeni Harflerle, DoğuĢ Ltd. ġti. Matbaası, Ankara, 1962.
DEVLEN, Balkan , ÖZDAMAR, Özgür, "Uluslararası ĠliĢkilerde Ġngiliz Okulu
Kuramı: Kökenleri, Kavramları ve TartıĢmaları" Uluslararası ĠliĢkiler
Dergisi, VII, 25, Bahar 2010.
DIXON Martin&Robert McCorquodale, Cases&Materials on International
Law, Oxford University Press, Oxford, 4th Edition, 2003
DIXON, Martin, International Law, Fifth Edition, Oxford University Press,
2005.
DOĞAN,
Ġlyas,
Devletler
Hukuku:Genel
Ġlkeler,
Soykırımından
Sorumluluk, Tehcir, Seçkin Yayıncılık San. ve Tic. A.ġ., Ankara, 2008.
DOĞAN, Ġlyas, Parçalayan KüreselleĢme: Devlet ve Toplum Kuramlarına
Yeni YaklaĢımlar KüreselleĢme Çağında Uluslararası Sistem, Yetkin
Basım, Yayım ve Dağıtım A.ġ., Ankara, 2006.
DUPUY, Pierre-Marie , "The International Law of State Responsibility:
Revolotion or Evolution?"11 Mich. J. Int'l L. , 1989-1990.
240
DUPUY, Pierre-Marie, "Implications of the Institutionalization of International
Crimes of States" (Eds. Joseph H.H. Weiler, Antonio Cassese, Marina
Spinedi),Internatonal Crimes of State: A Critical Analysis of the ILC's
Draft Article 19 on State Responsibility, Walter de Gruyter, 1989.
DUPUY,Pierre- Marie," Dionisio Anzilotti and the Law of International
Responsibility of States, EJIL, Vol.3, 1992.
EAGLETON, Clyde , The Responsibility of States in International Law,
The New York University Press, Washington Square East, New York City,
1928.
ELIAS, T.O., " Introduction to the Debate" (Eds. Joseph H.H. Weiler, Antonio
Cassese, Marina Spinedi),Internatonal Crimes of State: A Critical
Analysis of the ILC's Draft Article 19 on State Responsibility, Walter de
Gruyter, 1989.
ERDOĞMUġ, Belgin, Hukukta Latince Teknik Terimler Özlü Sözler,
Ġstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları 74, Ġstanbul, 2004.
EREN, Bilal, Osmanlıca Türkçe Sözlük, TÜRDAV, Ġstanbul, 1997.
ERĠġĠRGĠL, Mehmet Emin, Kant ve Felsefesi, Ġnsan Yayınları, Ġstanbul,
1997.
ERKĠNER,
Hakkı
Hakan,
Devletin
Haksız
Fiilinden
Kaynaklanan
Uluslararası Sorumluluğu, On Ġki Levha Yayıncılık A.ġ., Ġstanbul, 2010.
FALK, Richard A., Dünya Düzeni Nereye?, (Çev. NeĢenur Domaniç, Nusret
Arhan), Metis Yayınları, Ġstanbul, 2004.
241
FASSBENDER, Bardo,"The United Nations Charter As Constitution of the
International Community" Columbia Journal of Transnational Law, Vol.36,
1998.
FERNANDEZ, Lovell, "Reparation for Human Rights Violations Committed by
the Apartheid Regime in South Africa, (Eds.) Albrecht Randelzhofer and
Christian Tomuschat, State Responsibility and the Indiviaual- Reparation
in Instances of Grave Violations of Human Rights, Martinus Nıfhoff
Publishers, The Hague, London, Boston, 1999.
FITZMAURICE, "The Future of Public International Law and of the
International Legal System in the Circumstances of Today",
Institut De
Droit International, 1973.
Fono Büyük Sözlük: Fransızca-Türkçe, Türkçe-Fransızca, (Haz.) Birsen
Çankaya, Cecil Bouchot vd.) Melisa Matbaacılık, Ġstanbul, 2004.
GAETA, Paola," The Character of the Breach" (Ed.) James Crawford, Alain
Pellet, Simon Olleson: The Law of International Responsibility, Oxford
University Press,2010.
GAETA, Paola, " On What Conditions Can a State Be Held Responsible for
Genocide?" The European Journal of International Law, Vol. 18, No. 4,
2007.
GAJA, M. Giorgio, "Obligations Erga Omnes in International Law", Justitia Et
Pace Institut De Droit International, Krakow Session, Fifth Commission, 2005
GAJA, M. Giorgio, "Obligations Erga Omnes, International Crimes and Jus
Cogens: A Tentative Analysis of Three Related Concepts", (Eds. Joseph
H.H. Weiler, Antonio Cassese, Marina Spinedi),Internatonal Crimes of
State: A Critical Analysis of the ILC's Draft Article 19 on State
Responsibility, Walter de Gruyter, 1989.
242
GAJA, M. Giorgio, "Should All References to International Crimes Disappear
from the ILC Draft Articles on State Responsibility", EJIL,
Vol.10, No 2,
1999.
GALLOWAY, Eilene, " Nuclear Powered Satellites: The U.S.S.R. Cosmos
954 and The Canadian Claim" 12 Akron L. Rev., 1978-1979.
GATTINI, Andrea, "A Return Ticket to 'Communitarisme', Please", EJIL,
Vol.13, No.5, 2002.
GÖNLÜBOL, Mehmet, Uluslararası Politika:Ġlkeler-Kavramlar-Kurumlar,
Attila Kitabevi, Ankara, 1993.
GRAEFRATH, Bernhard, "International Crimes- A Specific Regime of
International Responsibility of States and its Legal Consequences" (Eds.
Joseph H.H. Weiler, Antonio Cassese, Marina Spinedi),Internatonal Crimes
of State: A Critical Analysis of the ILC's Draft Article 19 on State
Responsibility, Walter de Gruyter, 1989.
GRAEFRATH, Bernhard, "International Crimes and Collective Security" (Ed.)
Karel Wellens, International Law: Theory and Practice, Essay in Honour
of Eric Suy, Martinus Nijhoff Publishers, 1987.
GROTIUS, Hugo, SavaĢ ve BarıĢ Hukuku (De Iure Belli Ac Pacis) :
Seçmeler, (Çev. Seha L. Meray) Ankara Üniversitesi, Ankara, 1967.
GÜNDÜZ, Aslan, Milletlerarası Hukuk: Temel Belgeler Örnek Kararlar,
Beta Basım Yayım Dağıtım A.ġ., 5. Bası, Ġstanbul, 2009.
GÜNEġ, ġule Anlar , "Uluslararası toplumun Ortak Değerleri Sorunu,
Çevrenin Korunması ve Jus Cogens Doktrini" AÜSBF Dergisi, LIX, 4, 2004
243
HAGY, Karoly, "The Problem of Reparation in International Law", (Ed.)
Hanna Bokor-Szegö, Questions of International Law,Vol.III, Martinus
Nijhoff Publishers, 1986.
HILLGRUBER, Christian,
"The Right of Third States to Take Counter
Measures" The Fundamental Rules of the International Legal Order: Jus
Cogens and Obligations Erga Omnes, (Eds. Christian Tomuschat, JeanMarc Thouvenin), Martinus Nijhoff Publishers, Leiden/Boston, 2006.
HĠRġ, E., " Kant'ın Ebedi BarıĢ Üzerindeki Felsefi Denemesi" Ankara
Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, III,1, 1946.
HĠRġ, E., " Kant'ın Ebedi BarıĢ Üzerindeki Felsefi Denemesi" Ankara
Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, III, 2, 1946.
HOOGH, André de, Obligations Erga Omnes and International Crimes: A
Theoretical Inquiry into the Implementation and Enforcemant of the
International Responsibility of States, Kluwer Law International, London,
1997.
International Law: Being the Collected Papers of Hersch Lauterpacht,
Systematically Arranged and Edited by E. Lauterpacht, Q.C., Vol.II, Part I,
Cambridge University Press, Cambridge, 2004.
JANIS, Mark W. , "The Nature of Jus Cogens", Connecticut Journal of
International law, Vol.3, 1987-1988.
JENNINGS, Nullity and Effectiveness in International Law, Cambrdge
Essays in ınternational Law, 1965.
JESSUP, Philip, Transnational Law, Yale University Press, New Haven,
1956.
244
JORGENSEN, Nina H.B., The Responsibility of States for International
Crimes, Oxford Monographs in International Law, Oxford University Press,
2000.
JORGENSEN, Nina HB Jorgensen, " The Obligation of Non-Assistance to
the Responsible State" (Eds.) James Crawford, Alain Pellet, Simon Olleson:
The Law of International Responsibility, Oxford University Press, 2010.
KADELBACH, Stefan , "Jus Cogens, Obligations Erga Omnes and other
Rules-The Identification of Fundamental Norms"The Fundamental Rules of
the
International
Legal
Order,
(Eds. Christian
Tomuschat,
Jean-
MarcThouvenin), Martinus Nijhoff Publishers, Leiden/Boston, 2006.
KANAR, Mehmet, Örnekli Etimolojik Osmanlı Türkçesi Sözlüğü, Derin
Yayınları, Ġstanbul, 2003.
KARAKOÇ, Ġrem, "Uluslararası Hukukta Emredici Kural (Jus Cogens=
Peremptory Norms) Olgusuna Tarihsel Bir YaklaĢım"
Dokuz
Eylül
Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, VIII, 1, 2006.
KARPETZ, I.I., "International Criminal Law and International Crimes" Touro
Journal of Transnational Law, Vol.1, 1988-1990.
KAWASAKĠ, Kyoji, "International Jus Cogens in the Law of State
Responsibility" In.Law.,1, 2007.
KELSEN, Hans, Law and Peace: in International Relations, Harvard
University Press, Cambridge, Massachusetts, 1942.
KESKĠN, Funda, Uluslararası Hukukta Kuvvet Kullanma:SavaĢ, KarıĢma
ve BirleĢmiĢ Milletler, Mülkiyeliler Birliği Vakfı Yayınları :20, Ankara, 1998.
245
KOCABAY, Yalçın, Türkçe-Fransızca Büyük Sözlük, GeniĢletilmiĢ 2. Baskı,
Tisa Matbaacılık,Ankara, 1968.
KOSKENNIEMI, Martti, "Doctrines of State Responsibility" (Ed.) James
Crawford, Alain Pellet, Simon Olleson: The
Law of
International
Responsibility, Oxford University Press, 2010.
KOSKENNIEMI, Martti, "The Politics of International Law" EJIL, No 1, 1999
KOSKENNIEMI, Martti, "Yorumlar", ABD Hegemonyası ve Uluslararası
Hukukun Temelleri, (Eds. Michael Byers, Georg Nolte) (Çev.Erdem Denk),
Phoenix Yayınevi, Ankara, 2007.
KWAKWA, Edward," Uluslararası Topluluk, Uluslararası Hukuk ve ABD: Üçü
Bir Arada, Ġkisi Birine KarĢı ya da Hepsi de Bir?" ABD Hegemonyası ve
Uluslararası Hukukun Temelleri, (Eds. Michael Byers, Georg Nolte)
(Çev.Erdem Denk), Phoenix Yayınevi, Ankara, 2007.
LAUTERPACHT, Elihu, Aspects of the Administration of International
Justice, Grotius Publication Ltd., Cambridge, 1991.
LILLICH, Richard B., Daniel B. MAGRAV, David J. BEDERMAN, The IranUnited States Claims Tribunal:Its Contribution to the Law of State
Responsibility,Transnational Publishers, 1998.
MACDONALD, R.St. J. and JOHNSTON Douglas M., "International Legal
Theory: New Frontiers of the Discipline" (Ed.) R.St. J. Macdonald&Douglas
M. Johnston, The Structure and Process of International Law, Hague,
Nijhoff, 1983.
MALANCZUK,
Peter,
Circumtances
Precluding
Commission's
"
Counter
Measures
Wrongfulness
in
and
the
Self
-Defence
International
as
Law
Draft Articles on State Responsibility"United Nations
246
Codification of State Responsibility, (Eds. Marina Spinedi, Bruno Simma),
Oceana Publications, New York vd., 1987.
MALEKIAN, Farhad, The System of International Law- Formation,
Treaties, Responsibility, Printed in Sweden by Uppsala University,
Uppsala, 1987.
MERAY, Seha L., Uluslararası Hukuk ve Uluslararası Örgütler,Ankara
Üniversitesi Basımevi, Ankara, 1977.
MERON, Thedor , "On a Hierarchy of the International Human Rights", The
American Journal of International Law, Vol.80, No.1, 1986.
MOHR, Manfred, "The ILC's Distintion Between 'International Crimes' and '
International Delict' and Its Implications, United Nations Codification of
State Responsibility, (Ed. Marina Spinedi and Bruno Simma), Ocena
Publications, INC., London, New York, Rome, 1987.
MOSLER, Hermann, The International Society as a Legal Community,
Sijthoff&Noordhoff, Alphen aaden Rijn, The Netherlands, 1980.
MURPHY, Sean D., United States Practice in International Law, Vol.1,
1999-2001, Cambridge University Press, 2002.
NOLLKAEMPER, André, "Constitutionalization and the Unity of the Law of
International Responsibility", Indiana Journal of Global Legal Study,
Vol.16, No. 2, 2009.
OPPENHEIM, Lassa, International Law a Treatise, Vol.1, Seventh Edition,
(Ed. H. Lauterpacht MA, LLD) Longmans, Green and Co.Ltd., London, 1948.
247
OLLIVIER, Antonie , "International Criminal Responsibility
of the State"
(Eds.) James Crawford, Alain Pellet, Simon Olleson, The Law of
International Responsibility,Oxford University Press, 2010.
ORAKHELASHVILI, Alexander, Peremptory Norms in International Law,
Oxford University Press, 2006.
OVACIK, Mustafa, Ġngilizce-Türkçe Hukuk Sözlüğü, Banka ve Ticaret
Hukuku AraĢtırma Enstitüsü Yayınları 182, Ankara, 1986.
Oxford Advanced Learners's Dictionary, Oxford University Press, Oxford,
New York, 2000.
ÖZÖN, Mustafa Nihat, Büyük Osmanlıca-Türkçe Sözlük, Inkilap Kitabevi
Yayın San. ve Tic. A.ġ. ,8. Basım, Ġstanbul, 1997.
PAZARCI, Hüseyin, Uluslararası Hukuk Dersleri, III. Kitap, Turhan Kitabevi
Basım-Yayın Tic. Ltd. ġti, Ankara, 1999.
PAZARCI, Hüseyin , "Uluslararası Hukukta Jus Cogens Kavramı", Ankara
Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları, No 417, Prof. Dr. Bülent N. Esen'e
Armağan, Ankara, 1977.
PELLET, Alain , "Between Codification and Progressive Development of the
Law: Some Reflections from the ILC" 6 Int'l L.F.D, 2004.
QUIGLEY, John , "The International Law Commission's Crime-Delict
Distinction: A Toothless Tiger?", International Law Review, vol. 66, No. 2,
1988.
QUIGLEY, John, The Genocide Convention, An International Law
Analysis, Ashgate Publishing Limited, Hampshire, 2006.
248
PELLET, Alain, " Can a State Commit a Crime? Definitely, Yes!" EJIL,
Vol.10, No 2, 1999.
PELLET, Alain, "The Definition of Responsibility in International Law" (Ed.)
James Crawford, Alain Pellet, Simon Olleson: The Law of International
Responsibility, Oxford University Press, 2010.
POLITIS, Nicolas, "Devletlerarası Hukukun Geçirmekte Olduğu Tekamül",
(Çev. Ġlhan Lütem) AÜHF Dergisi, III, 2, 1946.
RAGAZZI, Maurizio , The Concepts of International Obligations Erga
Omnes, Oxford University Press, Oxford, 1997.
REISMAN, W. Michael,"Compensation for Human Rights Violations: The
Practice of the Past Decade in the Americas" (Eds.) Albrecht Randelzhofer
and Christian Tomuschat, State Responsibility and the IndiviaualReparation in Instances of Grave Violations of Human Rights, Martinus
Nıfhoff Publishers, The Hague, London, Boston, 1999.
SALCEDO, Juan Antonio Carrillo ," Reflections on the Existence of a
Hierarchy of Norms in International Law" EJIL, 8, 1997.
SCHWARZENBERGER, Georg, "International Jus Cogens?" Texas Law
Review, Vol.43, 1965.
SCHWARZENBERGER,
Georg,
The
Fundamental
Principles
of
International Law, 87 Academie De Droit International , Recueil Des Cours
195, 1955.
SCHWARZENBERGER, Georg, International Law and Order, Praeger
Publishers, New York, Washington,1971.
249
SCOBBIE, Ian, "The Invocation of Responsibility for the Breach of
'Obligations under Peremptory Norms of General International Law'", EJIL,
Vol.13, No.5, 2002.
SEVĠG, Muammer RaĢit, Devletler Umumi Hukuku, Sulhi Garan Matbaası,
Ġstanbul, 1958.
SIMMA, Bruno, "From Bilateralism to Community Interest" 250 RdC.1994.
SIMMA, Bruno, "Universality of International Law From the Perspective of a
Practitioner" The European Journal of International Law, Vol. 20, No.2,
2009.
SIMMA, Bruno, "The Contribution of Alfred Verdross to the Theory of
International Law" 6 EJIL, 1995.
SIMMA,
Bruno
and
Andreas
L.
PAULUS,
"
The
'International
Community:Facing the Challenge of Globalizations", EJIL, Vol.9, 1998, s.268
SPINEDI, Marina, "Internatinal Crimes of State: The Legislative History",
(Eds. Joseph H.H. Weiler, Antonio Cassese, Marina Spinedi),Internatonal
Crimes of State: A Critical Analysis of the ILC's Draft Article 19 on State
Responsibility, Walter de Gruyter, 1989.
STARKE,
J.G.,
Introduction
to
International
Law,
Butterworth
&
Co.(Publishers) Ltd., London, 1977
STEIN, Ted,
“The Approach of the Different Drummer; The Principle of
Persistent Objector in International Law,” Harvard International Law
Journal, 26/2, 1985
ġAFAK, Ali, Ansiklopedik Hukuk Sözlüğü, Selim Kitabevi, 4. Baskı,
Ankara, 2002.
250
TALMON, Stefan, "The Duty Not to 'Recognize as Lawful' a Situation
Created by the Illegal Use of Force or Other Serious Breaches of a Jus
Cogens Obligation: An Obligation without Real Substance?"
The
Fundamental Rules of the International Legal Order, (Eds. Chiristian
Tomuschat&
Jean-Marc
Thouvenin),
Martinus
Nijhoff
Publishers,
Leiden/Boston, 2006.
TAMS, Christian J., "Recognizing Guarantees and Assurances of NonRepetition: La Grand and The Law of State Responsibility" Yale Journal of
International Law, Vol. 27, 2002.
TAMS, Christians J., "Do Serious Breaches Give Rise to Any Spesific
Obligations of the Responsible State?" EJIL, vol.13, No.5, 2002.
TANZI, Attila, "Is Damage a Distinct Condition for the Existence of an
International Wrongful Act?" United Nations Codification of State
Responsibility, (Ed. Marina Spinedi and Bruno Simma), Ocena Publications,
INC., London, New York, Rome, 1987.
TAġDEMĠR, Fatma , Uluslararası Terörizme KarĢı Devletlerin Kuvvete
BaĢvurma Yetkisi, USAK Yayınları:10, Ankara, 2006.
TEZCAN, DurmuĢ, ERDEM, Mustafa Ruhan, ÖNOK, R. Murat, Uluslararası
Ceza Hukuku, Seçkin Yayıncılık San. ve Tic. A.ġ., Ankara, 2009.
TOLUNER, Sevin, Milletlerarası Hukuk Dersleri: Devletin Yetkisi, Beta
Basım Yayım Dağıtım A.ġ., 5. Bası, Ġstanbul, 1996.
TOMUSCHAT, Christian, "Individual Reparation Claims in Instances of Grave
Human
Rights
Violations"
(Eds.
Ranlzhofer&Tomuschat)
State
Responsibility and the Individual: Reparation in Instances of Grave
Violations of Human Rights, Martinus Nijhoff, The Hague,1999.
251
TOMUSCHAT, Christian, "Obligations Arising for States Without or Against
Their Will", 241 Rec. Des Cours 195, 216 (1993-IV)
TOPRAK, V., Milletlerarası Politika: Ders Notları, 1970.
TUĞLACI, Pars,
Büyük Türkçe- Ġngilizce Sözlük,
Sermet Matbaası,
Ġstanbul, 1966.
TUNKIN, G.I.,Theory of
International
Law, (Ed. L.N.Shestakov),
(Translated, Ed. William E. Butler), Wildy, Simmonds&Hill Publishers Ltd.,
1974.
TUNKIN, "The Contemporary Theory of Soviet International Law", 31
Current Legal Problems, 1978.
TÜTÜNCÜ, AyĢe Nur , Ġnsancıl Hukuka GiriĢ, Beta Basım Yayım Dağıtım
A.ġ., Ġstanbul, 2006.
Türkçe- Ġngilizce Büyük Lugat: Comprehensive Turkish- English
Dictionary, (haz. Tarhan Kitabevi) Ankara, 1959.
UYGUR,
Gülriz,
"Hukuki
Pozitivizmin
DeğiĢen
Yüzü
mü?",Ankara
Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, LII, 3, 2003.
UZUN, Elif, Milletlerarası Hukuka Aykırı Eylemlerinden Dolayı Devletin
Sorumluluğu, Beta Basım A.ġ., Ġstanbul, 2007.
ÜNAL, ġeref, Devletler Hukukuna GiriĢ, Yetkin Yayınları, Ankara, 2003.
VATTEL, E. De, The Law of Nations or the Principles of Natural Law,
Translation of the Edition of 1758 by Charles G. Fenwick, Published by the
Carnegie Institution of Washington, Washington, 1916.
252
VERDROSS, Alfred,
"Jus Dispositivum and Jus Cogens in International
Law", The American Journal of International Law, Vol. 60, 1966.
VERDROSS, Alfred , "Forbidden Treaties in International Law", 31 Am.
J.Int'l L..1937.
VERZIJL, J.H.W., International Law in Historical Perspective, Sitjhoff,
Leiden, 1973.
VISSCHER, Charles de, " Stages in the Codification of International Law,
The Hague 1930, Genova 1958, Vienna 1969" (Eds.) Wolfgang Friedman,
Louis Henkin, Oliver Lissitzyn, Transnational Law in an Changing Society,
Colombia University Press, New York and London, 1972.
WEIL,Prosper, " Towards Relative Normativity in International Law" The
American Journal of International Law , 77, 1983.
WEISS, Edith Brown, "Invoking State Responsibility in the Twenty-First
Century", The American Journal of International Law, Vol. 96, 2002.
WHITE, Nigel D., " Responses of Political Organs to Crimes by States"
System Criminality in International Law, (Ed.) Andre Nollkaemperand
Harmen van der Wilt, Cambridge University Press, Cambridge, 2009.
WHITEMAN, Marjorie M., Damages in International Law,
Vol.II, United
State Government Printing Office, Washington, 1937.
WITTICH, Stephan, "Punitive Damages", The Law of International
Responsibility, (Eds.) James Crawford, Alain Pellet, Simon Olleson, Oxford
University Press, 2010.
WRIGHT, Quincy, "Devletler Hukukunda Yeni DeğiĢiklikler", (Çev. Hikmet
Belbez) AÜHF Dergisi, VII. 3, 1950.
253
WYLER, Eric, "From 'State Crime' to Responsibility for ' Serious Breaches of
Obligations under Peremptory Norms of General International Law",
European Journal of International Law, Vol.12, No.5, 2002.
WOLFF, Christian, The Law of Nations Treated according to a Scientific
Method, Classics of International Law, Oxford, 1934.
ZIMMERMANN, Andreas and TEICHMANN Michael, "State Responsibility for
International Crimes" System Criminality in International Law, (Ed.) Andre
Nollkaemperand Harmen van der Wilt, Cambridge University Press,
Cambridge, 2009.
ULUSLARARASI MAHKEME VE HAKEM KARARLARI
S.S. I'm Alone, (Canada-United States of America), RIAA, Vol. III, No. XLIII,
30 June 1933 and 5 January 1935, s. 1609-1618,
http://untreaty.un.org/cod/riaa/cases/vol_III/1609-1618.pdf
Reparation for Injuries Suffered in the Service of United Nations, ICJ,
Advisory Opinion of April 11th 1949, Reports of Judgments, Advisory
Opinions and Orders, Sales Number. 17, 1949. http://www.icjcij.org/docket/files/4/1835.pdf,
Case Concerning the Payment of Various Serbian Loans Issued in France,
Case Concerning the Payment in Gold of Brazilian Federal LoansIssued in
France, PCIJ, Series A, No.20/21, Publications of the Permanent Court of
International Justice, 1929, Judgment No.14, s.39-40, http://www.icjcij.org/pcij/serie_A/A_20/62_Emprunts_Serbes_Arret.pdf
Case Concerning the Land, Island and Maritime FrontierDispute (El
Salvador-Honduras) Application by NacaraguaFor Permission to Intervene ,
254
ICJ, Judgment of 13 September 1990, Reports of Judgments, Advisory
Opinions and Orders, Sales Number. 584, http://www.icjcij.org/docket/files/75/6657.pdf
Case Concerning the Land and Maritime Boundary Between Camerun and
Nigeria (Cameroon- Nigeria) Application by Equatorial Guinea for Permission
to Intervene, ICJ, Order of 21 October 1999, Reports of Judgments, Advisory
Opinions
and
Orders,
Sales
Number.
765,http://www.icj-
cij.org/docket/files/94/7449.pdf
Case Concerning Application of The Convention on the Prevention and
Punishment of the Crime of Genocide, ( Bosna and HerzegovinaYugoslavia), ICJ, Preliminary Objections, Judgment of 11 July 1996,
Reports of Judgments, Advisory Opinions and Orders, Sales Number.680,
s.616, para. 31, http://www.icj-cij.org/docket/files/91/7349.pdf,
Case Concerning the Application of the Convention on the Prevention and
Punishment of the Crime of Genocide ( Bosnia and Herzegovina- Serbia and
Montenegro), ICJ, Judgment of 26 February 2007, General List 91,2007
http://www.icj-cij.org/docket/files/91/13685.pdf
Prosecutor-Tihomir Blaskic, ICTY,Case No: IT-95-14-A, Judgement,29 July
2004, http://www.icty.org/x/cases/blaskic/acjug/en/bla-aj040729e.pdf
Case Concerning The Barcelona Traction, Light and Power Company,
Limited, (Belgium-Spain), Second Phase, ICJ,Judgment of 5 February 1970,
Reports of Judgments, Advisory Opinions and Orders, Sales Number. 337,
s.32, para. 33-35, http://www.icj-cij.org/docket/files/50/5387.pdf
Nuclear Tests Case, (Australia-France), ICJ, Judgment of 20 December
1974, Reports of Judgments, Advisory Opinions and Orders, Sales
Number.400, s.269. para.50, http://www.icj-cij.org/docket/files/58/6093.pdf,
255
Case Concerning East Timor, ( Portugal-Australia), ICJ, Judgment of 30
June 1995, Reports of Judgments, Advisory Opinions and Orders, Sales
Number.661, s.102, para.29, http://www.icj-cij.org/docket/files/84/6949.pdf,
Legality of the Threat or Use of Nucleer Weapons, Advisory Opinion of 8 July
1996, Reports of Jugment, Advisory Opinions and Orders, Sales Number.
679. 1996. http://www.icj-cij.org/docket/files/95/7495.pdf
Case Concerning The Gabchikovo Nagymaros Project, (Hungary- Slovakia),
ICJ, Judgement of 25 September 1997, Sales Number. 692, Judgment,
I.C.J.Reports, 1997, s.62, http://www.icj-cij.org/docket/files/92/7375.pdf
Trail Smelter Case, (United States of America-Canada), (16 April 1938 , 11
March 1941) RIAA, Vol.III, 2006, s 1905-1982,
http://untreaty.un.org/cod/riaa/cases/vol_III/1905-1982.pdf
Case of Al-Adsani-The United Kingdom, ECHR, Judgment, 21 November
2001, Application No. 35763/97, para. 61, 55,56,
http://cmiskp.echr.coe.int/tkp197/view.asp?item=1&portal=hbkm&action=html
&highlight=Al-Adsani&sessionid=71222497&skin=hudoc-en
Armed Activities on the Territory of the Congo (New Application : 2002)
(Democratic Republic of the Congo-Rwanda), ICJ, Judgment of 3 February
2006, Reports of Judgments, Advisory Opinions and Orders, Sales Number.
911, para.64, http://www.icj-cij.org/docket/files/126/10435.pdf
Case Concerning the Application of the Prevention and Punishment of the
Crime of Genocide, (Bosnia and Herzegovina-Serbia and Montenegro), ICJ,
Judgment of 26 Febr. 2007. http://www.icj-cij.org/docket/files/91/13685.pdf
Kupreskic Case, ICTY, 14 Jan. 2000, Case No.: IT-95-16-T , 2000
http://www.icty.org/x/cases/kupreskic/tjug/en/kup-tj000114e.pdf
256
Aminoil Case, The Government of the State of Kuwait - The American
Independent Oil Company, (Aminoil-Kuwait), British Institute of International
and Comparative Law, 1982,
http://www.biicl.org/files/3938_1982_kuwait_v_aminoil.pdf
South West Africa (Liberia- South Africa), ICJ, Judgment of 18 July 1966,
Dissenting Opinion, http://www.icj-cij.org/docket/files/47/4969.pdf
Corfu Channel Case, (Albania-United Kingdom of Great Britain- Northern
Ireland), Assesment of the Amount of Compensation, Judgment,I.C.J.
Report, 1949, Sales No. 28.
Corfu Channel Case, (Albania-United Kingdom of Great Britain- Northern
Ireland), Merits, I.C.J ,Judgment of April 9th 1949,.Reports of Judgment,
Advisory Opinions and Orders, 1949, Sales No. 15, s.31, http://www.icjcij.org/docket/files/1/1645.pdf,
Factory at Chorzow, (Germany- Poland), PICJ, Publications of the
Permanent Court of International Justice, Series A, No. 17, Collection of
Judgments A.W. Sijthoff 's Publishing Company , Leyden,1928.
http://www.icjcij.org/pcij/serie_A/A_17/54_Usine_de_Chorzow_Fond_Arret.pdf
Factory at Chorzow, (Germany- Poland), PICJ,Jurisdiction, Judgment No. 8,
Series A, No. 9, 1927. http://www.icjcij.org/pcij/serie_A/A_09/28_Usine_de_Chorzow_Competence_Arret.pdf
Forest of Central Rhodopia Case,(Greece-Bulgaria), RIAA, Vol. III, 1931.
http://untreaty.un.org/cod/riaa/cases/vol_III/1389-1403.pdf
Case Concerning The Gabchikovo Nagymaros Project, (Hungary-Slovakia),
Judgement of 25 September 1997, I.C.J. Reports, Sales No. 692, 1997.
http://www.icj-cij.org/docket/files/92/7375.pdf
257
S.S. I'm Alone, (Canada-United States of America), RIAA, Vol. III, No. XLIII,
30 June 1933 and 5 January 1935, s. 1609-1618,
http://untreaty.un.org/cod/riaa/cases/vol_III/1609-1618.pdf
Aloeboetoe at al. Case, Inter-Am.Ct.H.R , Judgment of September 10 1993,
(Ser.C), No.15, 1994, http://www1.umn.edu/humanrts/iachr/b_11_15b.htm,
La Grand Case (Germany-United States of America), Judgment,
I.C.J.Reports 2001, http://www.icj-cij.org/docket/files/104/7736.pdf,
Lusitania Cases, (United States of America-Germany), RIAA., Vol.VII, 1923.
http://untreaty.un.org/cod/riaa/cases/vol_VII/32-44.pdf
M/V Saiga, (Saint Vincent ve Grenadines -Guinea ), ITLOS Reports , No.2,
Judgment, 1999.
Miliani Case, RIAA, Vol.X,1903,
http://untreaty.un.org/cod/riaa/cases/vol_X/584-591.pdf
Case Concerning the Difference Between New Zealand and France
concerning the Interpretation or Application of Two Agreements, Concluded
on 9 July 1986 Between the Two States and which Related to the Problems
Arising from the Rainbow Warrior Affair, (New Zeland-France),RIAA, 30 April
1990, Vol.XX, para.109, http://untreaty.un.org/cod/riaa/cases/vol_XX/215284.pdf
Stevenson Case, RIAA, Vol.IX, 1903
http://untreaty.un.org/cod/riaa/cases/vol_IX/385-387.pdf
Walter Fletcher Smith Claim (Cuba- USA), RIAA, Vol.II, 1929.
http://untreaty.un.org/cod/riaa/cases/vol_II/913-918.pdf
258
Furundzija Case, ICTY, 10 Dec. 1998, Case No.: IT-95-17/1-T , s.58,
http://www.icty.org/x/cases/furundzija/tjug/en/fur-tj981210e.pdf
Case Concerning Military and Paramilitary Activities in and Against
Nicaragua (Nicaragua-United States of America), ICJ, Merits, Judgment of 27
June 1986. http://www.icj-cij.org/docket/files/70/6503.pdf
Wimbledon Case, PCIJ, Series A, No. 1, Judgment of 17 Aug.1923, s.21,
http://www.icj-cij.org/pcij/serie_A/A_01/03_Wimbledon_Arret_08_1923.pdf
Case Concerning United States Diplomatic and Consular Staff in Tehran,
(United States of America-Iran), ICJ, Judgment of 24 May 1980, Sales
Number. 451, 1980 http://www.icj-cij.org/docket/files/64/6291.pdf
Legal Consequences for States of the Continued Presence of South Africa in
Namibia(South West Africa), ICJ, Advisory Opinion of 21 June 1971,
Reports of Judgments, Advisory Opinions and Orders, Sales Number. 352,
1971, http://www.icj-cij.org/docket/files/53/5595.pdf
Western Sahara, ICJ, Advisory Opinion of 16 October 1975, Reports of
Judgments, Advisory Opinions and Orders, Sales Number. 414, 1975.
http://www.icj-cij.org/docket/files/61/6195.pdf
Legal Consequences of the Construction of a Wall in the Occupied
Palestinian Territory, ICJ, Advisory Opinion of 9 July 2004, Reports of
Judgments, Advisory Opinions and Orders, Sales Number 883, 2004,
http://www.icj-cij.org/docket/files/131/1671.pdf
Cosmos 954, ( Union of Soviet Socialist Republics- Canada) 1978, ILM, vol.
18,1979.
259
ULUSLARARASI HUKUK KOMĠSYONU RAPORLARI, BĠRLEġMĠġ
MĠLLETLER GENEL KURUL VE GÜVENLĠK KONSEYĠ KARARLARI VE
ĠNTERNET KAYNAKLARI
Uluslararası Hukuk Komisyonu Raporları
A/CN.4/SER.4/1976/Add.1(Part 2), Yearbook of the International Law
Commission, Vol.II, Part Two, 1976.
(EriĢim)http://untreaty.un.org/ilc/publications/yearbooks/Ybkvolumes(e)/ILC_1
976_v2_p2_e.pdf, 12 Ekim 2009
A/CONF.39/11, United Nations Conference on the Law of Treaties,
Official Records, United Nations Publications, Sales Number. E.68, V.7,
Meetings of the Committee of the Whole ,1969,Fifth-Second Meeting,
(EriĢim)http://untreaty.un.org/cod/diplomaticconferences/lawoftreaties1969/vol/english/1st_sess.pdf, 25 Ekim 2010
A/CN.4/515, International Law Commission, Fifty-Third Session, Geneva, 23
April-1 June and 2 July-10 August 2001.
(EriĢim)http://daccess-ddsny.un.org/doc/UNDOC/GEN/N01/292/18/PDF/N0129218.pdf?OpenElement,
29 Ekim 2010
A/CN.4/490, para.52, Crawford, First Report on State Responsibility,
International Law Commission, Fiftieth session, Geneva, 20 April-12 June
1998, New York, 27 July-14 August 1998.
(EriĢim)http://daccess-ddsny.un.org/doc/UNDOC/GEN/N98/115/04/PDF/N9811504.pdf?OpenElement,2
5 Ekim 2010
A/CN.4/490/Add.3, Crawford, First Report on State Responsibility,
International Law Commission Fiftieth Session ,Geneva, 20 April-12 June
260
1998, New York, 27 July-14 August 1998,
(EriĢim),http://untreaty.un.org/ilc/documentation/english/a_cn4_490_add3.pdf
,
6 Mart 2011
A/.CN.4/L.490/Add.7,Crawford, First Report on State Responsibility,
Yearbook of the International Law Commission,, Vol.II, 1, 1998,
(EriĢim)http://untreaty.un.org/ilc/documentation/english/a_cn4_490_add7.pdf,
(19 Mayıs 2010) s.74
A/CN.4/96, Amador, Report on State Responsibility, Yearbook of the
International Law Commission, II, 1956.
(EriĢim)http://untreaty.un.org/ilc/publications/yearbooks/Ybkvolumes(e)/ILC_1
956_v2_e.pdf, 24 Mayıs 2010
A/CN.4/453, Arangio-Ruiz, Fifty Report on State Responsibility, Yearbook of
the International Law Commission, II, 1, 1971.
(EriĢim) http://untreaty.un.org/ilc/documentation/english/a_cn4_453.pdf,
03Mart 2010
A/3623, Report of the International Law Law Commission Covering the
Work of its Ninth Session, 23 April-28 June 1957, Yearbook of the
International Law Commission, Vol.II, 1957.
(EriĢim)http://untreaty.un.org/ilc/publications/yearbooks/Ybkvolumes(e)/ILC_1
957_v2_e.pdf, 23 Ocak 2009
A/52/10, Report of the International Law Commission on the Work of its
Forty-Ninth session (12 May-18 July 1997), Yearbook of the International
Law Commission, Vol.II (2), 1997.
(EriĢim)http://untreaty.un.org/ilc/publications/yearbooks/Ybkvolumes(e)/ILC_1
997_v2_p2_e.pdf , 19 Mayıs 2009
261
A/CN.4/507/Add.1, Crawford, Third Report on State Responsibility, 2001,
(EriĢim)http://untreaty.un.org/ilc/documentation/english/a_cn4_507_add1.pdf,
15 Ocak 2010
A/CN.4/425 and Add.1, s.40, para. 136, Arangio-Ruiz, Second Report on
State Responsibility, Yearbook of the International Law Commission,
Vol.(II) 1, 1989.
(EriĢim)http://untreaty.un.org/ilc/publications/yearbooks/Ybkvolumes(e)/ILC_1
989_v2_p1_e.pdf, 15 Ağustos 2010
A/CN.4/469, Add.1, Arangio-Ruiz, Seventh Report on State Responsibility,
Yearbook of the International Law Commission, II(1),
1995(EriĢim)http://untreaty.un.org/ilc/publications/yearbooks/Ybkvolumes(e)/I
LC_1995_v2_p1_e.pdf, 09 Ocak 2010
A/CN.4/414. s.37s.11,12, Comments and Observations of Governments on
Part 1 of the Draft Articles on State Responsibility for International Wrongful
Acts, Yearbook of the International Law Commission, 1988, II(1)
(EriĢim)http://untreaty.un.org/ilc/publications/yearbooks/Ybkvolumes(e)/ILC_1
988_v2_p1_e.pdf, 22 Kasım 2009.
A/CN.4/ SER.A./2000, 2635th meeting- 9 June 2000, Yearbook of the
International Law Commission, Vol. I, 2000.
(EriĢim)http://untreaty.un.org/ilc/publications/yearbooks/Ybkvolumes(e)/ILC_2
000_v1_e.pdf, 25 Ekim 2010
A/CN.4/ SER.A./1992, 2288th meeting-20 July 1992, Yearbook of the
International Law Commission, Vol. I, 1992.
(EriĢim)http://untreaty.un.org/ilc/publications/yearbooks/Ybkvolumes(e)/ILC_1
992_v1_e.pdf , 25 Ekim 2010
262
A/CN.4/63, Report by Mr. H. Lauterpacht, Law of Treaties, Yearbook of the
International Law Commission, Vol.II, 1953.
(EriĢim)http://untreaty.un.org/ilc/publications/yearbooks/Ybkvolumes(e)/ILC_1
953_v2_e.pdf,21 Mayıs 2010,
A/CN.4/490/Add.2, Crawford, First Report on State Responsibility, Yearbook
of the International Law Commission, Fiftieth session, Geneva, 20 April-12
June 1998,New York, 27 July-14 August 1998
(EriĢim) http://daccessods.un.org/access.nsf/Get?OpenAgent&DS=A/CN.4/490/Add.2&Lang=E
29 Ekim 2010
A/CN.4/SER.A/1963/Add.1, Yearbook of the International Law
Commission, Vol.II, 1963.
(EriĢim)http://untreaty.un.org/ilc/publications/yearbooks/Ybkvolumes(e)/ILC_1
963_v2_e.pdf, 2 ġubat 2011
A/CN.4/SER.A/2001.Add.1,(Part 2), Report of the Commission to the General
Assembly on the work of its fifty-third session, Yearbook of the
International Law Commission,Vol.II, Part 2, 2001.
(EriĢim)http://untreaty.un.org/ilc/publications/yearbooks/Ybkvolumes(e)/ILC_2
001_v2_p2_e.pdf, 12 Nisan 2009
A/CN.4/291 and Add.1 & 2 and Corr.1, Ago, Fifth report on State
Responsibility,Yearbook of the International Law Commission, Vol. II,
Part One, 1976.
(EriĢim) http://untreaty.un.org/ilc/documentation/english/a_cn4_291.pdf, 3
Mart 2009
263
A/CN.4/517. Crawford, Fourth Report on State Responsibility ,International
Law Commission, Fifty-Third Session, Geneva, 23 April -1 June and 2 July10 August 2001.
(EriĢim)http://daccess-ddsny.un.org/doc/UNDOC/GEN/N01/316/56/PDF/N0131656.pdf?OpenElement,
12 Kasım 2009
A/CN.4/291 and Add.1 and 2., Ago, Fifth Report on State Responsibility,
Yearbook of the International Law Commission,Vol.II, No.1, 1976.
(EriĢim)http://untreaty.un.org/ilc/publications/yearbooks/Ybkvolumes(e)/ILC_1
976_v2_p1_e.pdf , 12 Aralık 2010
A/CN.4/490/Add.1, Crawford, First Report on State Responsibility,
Addendum, International Law Commission Fiftieth session, Geneva, 20 April12 June 1998, New York, 27 July-14 August 1998.
(EriĢim)http://daccess-ddsny.un.org/doc/UNDOC/GEN/N98/119/45/PDF/N9811945.pdf?OpenElement ,
15 Ağustos 2009
A/CN.4/SER.A/Add.1, Document A/6309/Rev.l: Reports of the International
Law Commission on the Second Part of its Seventeenth Session and on its
Eighteenth Session, Yearbook of the International Law Commission, Vol.
II, 1966.
A/CN.4/380, Riphagen, Fifth report on the Content, Forms and Degrees of
International Responsibility (Part 2 of the Draft Articles), Yearbook of the
International Law Commission, Vol. II, Part One, 1984.
(EriĢim)http://untreaty.un.org/ilc/publications/yearbooks/Ybkvolumes(e)/ILC_1
984_v2_p1_e.pdf, 19 Mayıs 2010
A/CN.4/328 and Add. 1-4, Observations and Comments of Governments on
Chapters I, II and III of Part I of the Draft Articles on State Responsibility for
264
Internationally Wrongful Acts, Yearbook of the International Law
Commission, Vol.II(1), 1980.
(EriĢim)http://untreaty.un.org/ilc/documentation/english/a_cn4_328.pdf, 5
ġubat 2011
(EriĢim)http://untreaty.un.org/ilc/publications/yearbooks/Ybkvolumes(e)/ILC_1
980_v2_p1_e.pdf, 5 ġubat 2011
A/CN.4/342 and Add.1-4, Comments of Governments on Part One of the
Draft Articles on State Responsibility for Internationally Wrongful Acts,
Yearbook of the International Law Commission, Vol.II(1), 1981.
(EriĢim)http://untreaty.un.org/ilc/documentation/english/a_cn4_342.pdf, 6
ġubat 2011
A/CN.4/354 and Corr.1 and Add.1 & 2, Riphagen, Third Report on the
Content, Forms and Degrees of International Responsibility (part 2 of the
draft articles), Yearbook of the International Law Commission, Vol.II, Part
1, 1982.
(EriĢim)
http://untreaty.un.org/ilc/documentation/english/a_cn4_354.pdf ,5 ġubat 2011
A/CN.4/354 and Add.1and 2, Riphagen, Third Report on State Responsibility,
Yearbook of the International Law Commission, Vol.II, Part 1, 1982, s.49,
(EriĢim)http://untreaty.un.org/ilc/publications/yearbooks/Ybkvolumes(e)/ILC_1
982_v2_p1_e.pdf 19 Mayıs 2009
A/CN.4/506.,John R. Dugard, First Report on Diplomatic Protection,
International Law Commission, Fifty-Second Session Geneva, 1 May-9 June
and 10 July-18 August 2000.
(EriĢim) http://daccess-ddsny.un.org/doc/UNDOC/GEN/N00/330/76/PDF/N0033076.pdf?OpenElement ,
22 Mart 2011
265
Reports of the Commission to the General Assembly, Yearbook of the
International Law Commission, 1966, Vol.II, s. 247,
(EriĢim)http://untreaty.un.org/ilc/publications/yearbooks/Ybkvolumes(e)/ILC_1
966_v2_e.pdf, 26 ġubat 2010
Draft Articles on State Responsibility with Commentaries Thereto Adopted by
the International Law Commission on First Reading, 1997.
(EriĢim)http://untreaty.un.org/ilc/texts/instruments/english/commentaries/9_6_
1996.pdf , 19 Mayıs 2009
Draft Articles on Responsibility of States for Internationally Wrongful Acts
with Commentaries, 2001, Yearbook of the International Law
Commission, Vol. II, Part Two, 2001.
(EriĢim)http://untreaty.un.org/ilc/texts/instruments/english/commentaries/9_6_
2001.pdf, 25 Ekim 2010
Draft Articles on the Law of Treaties with Commentaries,1966, Yearbook of
the International Law Commission, Vol.II.1966
(EriĢim)http://untreaty.un.org/ilc/publications/yearbooks/contents/1966_v2_e.
pdf, 25 Ekim 2009
Commentary to Draft Article 19, Yearbook of the International Law
Commission, II, 2, 1976.
(EriĢim)http://untreaty.un.org/ilc/publications/yearbooks/Ybkvolumes(e)/ILC_1
976_v2_p2_e.pdf, 26 Mayıs 2010
A/CN.4/191 and Add. 1and 2., Ago, Fifth Report on State Responsibility,
Yearbook of the International Law Commission, Vol.II, Part One, 1976.
(EriĢim)http://untreaty.un.org/ilc/publications/yearbooks/Ybkvolumes(e)/ILC_1
976_v2_p1_e.pdf, 12 Aralık 2010
266
BĠRLEġMĠġ MĠLLETLER GENEL KURUL VE GÜVENLĠK KONSEYĠ
KARARLARI ĠNTERNET VE SAĠR KAYNAKLAR
A/62/63, 9 Mart 2007, United Nations General Assembly, Sixty-Second
Session, (EriĢim) http://daccess-ddsny.un.org/doc/UNDOC/GEN/N07/267/06/PDF/N0726706.pdf?OpenElement,
12 Mart 2010
A/RES/1514(XV), General Assembly, Fifteenth Session, 947th Plenary
Meeting, 14 December 1960.
(EriĢim)http://daccess-ddsny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/152/88/IMG/NR015288.pdf?OpenEle
ment23 Nisan 2010
A/RES/1803(XVII), General Assembly, Seventeenth Session, 1194th Plenary
Meeting, 14 December 1962.
(EriĢim)http://daccess-ddsny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/193/11/PDF/NR019311.pdf?OpenEl
ement, 23 Nisan 2010
A/RES/2625 (XXV), General Assembly, Twenty-Fifth Session, 1883rd
Plenary Meeting, 24 October 1970.
(EriĢim)http://daccess-ddsny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR048/90/IMG/NR034890.pdf?OpenElem
ent, 23 Nisan 2010
A/RES/1904(XVIII), 1261st Plenary Meeting, 20 November 1963,
(EriĢim)http://daccess-ddsny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/185/79/PDF/NR018579.pdf?OpenEl
ement, 14 Ocak 2011
267
A/RES/39/46, 93rd Plenary Meeting, 10 December 1994.
(EriĢim)http://daccess-ddsny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/460/23/IMG/NR046023.pdf?OpenEle
menthttp://www.tbmm.gov.tr/komisyon/insanhaklari/pdf01/37-51.pdf, 14 Ocak
2011
A/RES/2949(XXVII), General Assembly, Twenty-Seventh Session, 2105th
Plenary Meeting, 8 December 1972.
(EriĢim) http://daccess-ddsny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/269/79/IMG/NR026979.pdf?OpenEle
ment24 Mart 2011
A/RES/1653(XVI), General Assembly Sixteenth Session, 1063rd Plenary
Meeting, 24 November 1961.
(EriĢim) http://daccess-ddsny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/167/06/IMG/NR016706.pdf?OpenEle
ment12 ġubat 2011
A/RES/2144(XXI)A-B, Question of the Violation of Human Rights and
Fundamental Freedoms, Including Policies of Racial Discrimination and
Segregation and of Apartheid, in all Countries, with Particular Reference to
Colonial and other Dependent Countries and Territories, 1452nd Plenary
Meeting , 26 October 1966, (EriĢim)http://daccess-ddsny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/004/47/IMG/NR000447.pdf?OpenEle
ment02 Ocak 2011
A/RES/2547(XXIV)B, Measures for Effectively Combating Racial
Discrimination and the Policies of Apartheid and Segregation in Southern
Africa, 1829th Plenary Meeting, 11 December 1969.
(EriĢim)http://daccess-ddsny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/256/81/IMG/NR025681.pdf?OpenEle
ment02 Ocak 2011
268
A/RES/3314(XXIX), 2319th Plenary Meeting, 14 December 1974,
(EriĢim)http://daccess-ddsny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/739/16/IMG/NR073916.pdf?OpenEle
ment14 Aralık 2010
A/RES/1803( XVII), Permanent Sovereignty Over Natural Resources, 1194th
Plenary Meeting, 14 December 1962.
(EriĢim)http://daccess-ddsny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/193/11/PDF/NR019311.pdf?OpenEl
ement, 24 Ocak 2010,
A/RES/3281(XXIX),Charter of Economic Rights and Duties of States, 2315th
Plenary Meeting, 12 December 1974.
(EriĢim)http://daccess-ddsny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/738/83/IMG/NR073883.pdf?OpenEle
ment24 Ocak 2010,
A/RES/ 2946 (XXVII), 2102nd Plenary Meeting, 7 December 1972.
(EriĢim)http://daccess-ddsny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/269/76/IMG/NR026976.pdf?OpenEle
ment 5 Kasım 2010
A/RES/2949 (XVII), 2105th Plenary Meeting, 8 December 1972.
(EriĢim) http://daccess-ddsny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/269/79/IMG/NR026979.pdf?OpenEle
ment 21 Mart 2011
SC/RES/541 of 18 Nov. 1983.
(EriĢim) http://daccess-ddsny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/453/99/IMG/NR045399.pdf?OpenEle
ment5 Kasım 2010)
269
SC/RES/705 of 15 Aug. 1991,3004th Meeting
(EriĢim) http://daccess-ddsny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/596/41/IMG/NR059641.pdf?OpenEle
ment 15 Ağustos 2009
SC/RES 95 of 1 September 1951 (S/ 2322).
(EriĢim) http://daccess-ddsny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/072/14/IMG/NR007214.pdf?OpenEle
ment 19 Mayıs 2010
SC/RES/541 of 18 Nov. 1983.
(EriĢim) http://daccess-ddsny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/453/99/IMG/NR045399.pdf?OpenEle
ment5 Kasım 2010
SC/RES/ 218 of 23 Nov. 1965.
(EriĢim) http://daccess-ddsny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/222/89/IMG/NR022289.pdf?OpenEle
ment3 Ocak 2011,
SC/RES/661 of 6 Aug. 1990.
(EriĢim)http://daccess-ddsny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/575/11/IMG/NR057511.pdf?OpenEle
ment 5 Kasım 2010
SC/RES/221 of 9 April 1966, Question Concerning the Situation in Southern
Rodesia.
(EriĢim)http://daccess-ddsny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/227/44/IMG/NR022744.pdf?OpenEle
ment23 Mart 2011
270
SC/RES/591 of 28 November 1986, The Question of South Africa,
EriĢim)http://daccess-ddsny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/729/15/IMG/NR072915.pdf?OpenEle
ment12 Mart 2011
SC/RES/661 of 6 August 1990, The Situation Between Iraq and Kuwait,
(EriĢim)http://daccess-ddsny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/575/11/IMG/NR057511.pdf?OpenEle
ment12 Mart 2011
SC/RES/760 of 18 June 1992, Federal Republic of Yugoslavia.
(EriĢim) http://daccess-ddsny.un.org/doc/RESOLUTION/GEN/NR0/011/19/IMG/NR001119.pdf?OpenEle
ment12 Mart 2011
SC/RES/866 of 22 September 1993, Liberia.
(EriĢim) http://daccess-ddsny.un.org/doc/UNDOC/GEN/N93/513/89/PDF/N9351389.pdf?OpenElement,
12 Mart 2011
SC/RES/867 of 23 September 1993, Haiti.
(EriĢim) http://daccess-ddsny.un.org/doc/UNDOC/GEN/N93/515/30/PDF/N9351530.pdf?OpenElement
12 Mart 2011
General Comment No.24: Issues Relating to Reservations Made upon
Ratification or Accession to the Covenant or the Optinal Protocols Thereto, or
in Relation to Declarations under Article 41 of the Covenant , Fifth-second
Session, 04.11.1994.,CCPR/C/21/Rev.1/Add.6, General Comment No. 24.
(General Comments)
(EriĢim)http://www.unhchr.ch/tbs/doc.nsf/(Symbol)/69c55b086f72957ec1256
3ed004ecf7a?Opendocument, 18 Ekim 2010
271
S/AC.26/1991/7/Rev.1, 17 March 1992,
United Nations Compensation Commission Governing Council, Fifth Session,
Geneva, 16-20 March 1992
(EriĢim)http://www.uncc.ch/decision/dec_07r.pdf, 25 Ekim 2009
(EriĢim)http://www.un.org/en/members/index.shtml, 24 ġubat 2011
(EriĢim)http://www.un-documents.net/a25r2734.htm, 3 Ocak 2011
(EriĢim)http://www.un-documents.net/a29r3314.htm, , 3 Ocak 2011, 5/3.
madde
(EriĢim)http://www.tbmm.gov.tr/komisyon/insanhaklari/pdf01/439-444.pdf, 3
Ocak 2011
(EriĢim)http://www.un.org/documents/ga/res/42/a42r022.htm, 3 Ocak 2011
(EriĢim)http://www.antarcticconnection.com/antarctic/treaty/treaty-text.shtml,
21 Mart 2011
(EriĢim)http://www.hrcr.org/docs/American_Convention/oashr.html,21 Mart
2011,
(EriĢim) http://www.africaunion.org/official_documents/treaties_%20conventions_%20protocols/banjul
%20charter.pdf, 21 Mart 2011,
(EriĢim)http://www2.ohchr.org/english/law/cerd.htm,http://www2.ohchr.org/en
glish/law/ccpr.htm , 21 Mart 2011,
(EriĢim)http://www.un.org/ga/search/view_doc.asp?symbol=a/res/57/199, 21
Mart 2011
ÖZET
Ertuğrul,
Ümmühan
Elçin.
Uluslararası
Hukukun
Emredici
Normlarından Doğan Yükümlülük Ġhlallerinden Devletin Sorumluluğu,
Doktora Tezi, Ankara, 2011.
Devletin sorumluluğu, Uluslararası Hukuk Komisyonu'nun, uluslararası
hukukun tedrici geliĢmesi ve kodifikasyonu bağlamında seçtiği konulardan
biri olmuĢtur. Komisyon, konuyla ilgili olarak 1949 yılında çalıĢmalarına
baĢlamıĢ, 2001 yılında Nihai Metin olarak adlandırılan Taslak Maddeler,
BirleĢmiĢ
Milletler
Genel
Kurulunda
onaylanmıĢtır.
Nihai
Metin'de,
uluslararası haksız fiilin sonuçları olarak sorumlu devlete, yükümlülüğüne
devam etme, haksız fiile son verme, haksız fiilin tekrar etmeyeceğine iliĢkin
sunma
garantiler
ve
yüklenmiĢtir.Uluslararası
giderimde
hukukun
bulunma
emredici
yükümlülükleri
normlarından
doğan
yükümlülüklerin ciddi ihlalleri için ise, bu sonuçlara ek olarak bütün devletlere,
bu normların ihlallerini hukuka uygun yollarla sonlandırmak için iĢbirliği içinde
olma, bu normların ciddi ihlalleri tarafından yaratılan durumu hukuka uygun
olarak tanımama ve bu durumun sürdürülmesi için yardımda bulunmama
yükümlülükleri
yüklenmiĢtir.
ÇalıĢmamızda,
uluslararası
sorumluluğun,
uluslararası hukukla birlikte bir evrim geçirdiği, uluslararası toplum,
uluslararası kamu düzeni, normlar hiyerarĢisi, emredici normlar gibi
kavramların
geliĢtiği ve sorumluluğun iĢlevine uluslararası hukukun
korunmasının da eklendiği iddia edilmiĢtir. Bu nedenle, uluslararası hukukun
sıradan normlarının ihlalleri halinde de, devletlerin bu ihlale hukuka uygun
yollarla son vermek için iĢbirliği içinde olma, uluslararası hukukun sıradan
normlarının ihlallerini hukuka uygun olarak tanımama ve bu durumun
sürdürülmesine yardımda bulunmama yükümlülükleri olduğu savunulmuĢ,
dolayısı
ile
uluslararası
hukukun
emredici
normlarından
doğan
yükümlülüklerin ciddi sonuçları için getirilen ilave sonuçların yetersizliği
sonucuna ulaĢılmıĢtır. Nihai Metin'de, uluslararası hukukun emredici
normlarından doğan yükümlülüklerini ciddi Ģekilde ihlal eden sorumlu devlet
için
herhangi
bir
yükümlülük
getirilmemesi
tezimizi
desteklemiĢtir.
273
Uluslararası sorumluluğun uygulanması ile ilgili, doğrudan zarar gören devlet
dıĢındaki devletlerin sorumluluğu baĢlatma ve tedbir alma hakları aksi bir
yargı oluĢturmaya yetmemiĢtir. ÇalıĢmada, uluslararası toplum, uluslararası
kamu
düzeni,
sorumluluk
teorileri
incelenmiĢ,
devletin
uluslararası
sorumluluğunun nev'i Ģahsına münhasır olduğu sonucuna ulaĢılmıĢtır.
Anahtar Sözcükler
1. Devletin Sorumluluğu
2. Uluslararası Hukuk Komisyonu
3. Uluslararası Hukukun Emredici Normları
4. Uluslararası Suç
5. Uluslararası Toplum
ABSTRACT
Ertuğrul, Ümmühan Elçin, The Responsibility of States for Breaches of
Obligations under Peremptory Norms of International Law, PHd. Thesis,
Ankara, 2011
The subject of State responsibility was one of topic to progressive
development of international law and its codification selected by International
Law Commisssion. Commission started to work relating to the issue at 1949.
Draft Articles, as namely Final Text, were approved by General Assembly of
the United Nations at 2001. The continued duty of performance, cessation
and non-repetition , reparation as legal consequences of an internationally
wrongful act regulated in the Final Text. In addition of these to serious
breaches of obligations under peremptory norms of general international law
constituted obligations of cooperate to bring to an end through lawful means
any serious breach, recognize as lawful a situation created by a serious
breach and no render aid or assistance in maintaining a situation created by
a serious breach.In this thesis argued that international responsibility evolved
along with international law, were recognized
notions as international
community, international public order, hierarchy of norms and the functions
of responsibility were added protection of international law as well. Therefore,
the consequences of the serious breaches of obligations under peremptory
norms of general international law are insufficient because all states also
obligate being cooperate to bring to an end through lawful means, recognize
as lawful a situation created and no render aid or assistance in maintaining a
situation created in breaches of ordinary norms of international law . This
thesis has supported that responsible state, to be hold for serious breaches
of obligations under peremptory norms of general international law, has no
any liability in Final Text. The rights of taken measures and invocation of
responsibility by a State other than an injured State have no occured for
dissenting conviction in implementation of the international responsibility. In
this Thesis, International community, international public order and theories
275
of responsibility were analyzed and was concluded that state responsibility is
character of sui generis.
Key Words
1. State Responsibility
2. International Law Commission
3. Peremptory Norms of International Law
4. International Crimes
5. International Community
Download