OBSESSİF KOMPULSİF BOZUKLUĞU OLAN BİR OLGUDA

advertisement
Obsessif Kompulsif Bozukluğu Olan Bir Olguda
Patolojik Kıskançlık
Dr. S. Halime ASLAN
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı, KAHRAMANMARAŞ
ÖZET
Patolojik kıskançlığı tanımlamada ve sınıflamada önemli sorunlar vardır. Patolojik kıskançlık genelde
sanrısal kıskançlık ve sanrısal olmayan kıskançlık olarak sınıflandırılmaktadır. Sanrısal olmayan
kıskançlığın obsesif kompulsif bozuklukla ilişkili ya da obsesif kompulsif bozukluğun bir varyantı olabileceği
ileri sürülmektedir. Bu makalede patolojik kıskançlığı olan bir obsesif kompulsif bozukluk olgusu
tartışılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Patolojik kıskançlık, obsesif kompulsif bozukluk.
GİRİŞ
Patolojik kıskançlık (PK) kendi başına bir tanı
olmaktan çok diğer ruhsal hastalıkların bir belirtisi
olarak sınıflandırılmaktadır. PK’nin genellikle
birlikte görüldüğü üç tür ruhsal hastalık sınıfı;
organik beyin sendromları (alkol/madde bağımlılığı,
demans gibi), fonksiyonel psikozlar (şizofrenik
bozukluk, paranoid bozukluk, psikotik özellikli
duygudurum bozuklukları gibi) ve nörotik
bozukluklarla kişilik bozukluklarıdır17.
PK kişinin, eşinin ya da cinsel partnerinin
sadakatinden
duyduğu
şüphe
ya
da
sadakatsizliğine dair taşıdığı inanç olarak
tanımlanabilir. Genellikle gerçek bir temele
dayanan, anlaşılabilir, mantıklı bir tehdide karşı
duyulan
kıskançlık
“normal”
olarak
kabul
edilmektedir. Ancak eşin sadakatsizliğiyle uğraşıp
durma belli bir temele ve gerçeğe dayanmıyorsa
PK söz konusudur. PK kişinin iş ve toplumsal
işlevlerinde bozulmaya yol açar ve kişinin içinde
yaşadığı toplumun kültür değerlerini aşar13,17.
PK’nin temel nesnesi “eş”dir ve davranışsal,
duygusal ve bilişsel olmak üzere üç boyutu vardır.
Duygular sıklıkla öfke, elem, keder ve utançtır.
Kişinin eşini yitireceği korkusu ve endişesi öfke ve
keder, eşini bir rakibe kaptıracağı ve böylelikle
çevrenin gözünde yetersiz duruma düşeceği
korkusu ve endişesi ise utanç duygusuna yol
açmaktadır4,12. Bilişsel boyutu tipik olarak kişinin
eşinin davranışlarını yorumlamasıyla ilgilidir. Bu
yorumlar sıklıkla “Artık bana dikkat etmiyor”,
“Eşimin başka bir kişiyle ilişkisi var” biçimindedir.
Davranışlar ise sıklıkla eşi sorgulama, suçlama,
değişik biçimlerde eşin özgürlüğünü denetleme ve
eşi gözetleme davranışlarından, şiddetle tehdit
etme ve şiddet uygulamaya dek varabilmektedir4.
Eşin
sadakatsizliğiyle
ilgili
kıskançlık
düşünceleri sanrısal düzeye ulaşanlara sanrısal
bozukluk-kıskançlık tipi tanısı konulmaktadır1. Bazı
yazarlara göre bu düşünceler, aşırı değer verilmiş
düşüncelerle ilişkili olan bozukluklar içinde
sınıflandırılmıştır. Aşırı değer verilmiş düşünce, bir
inancın nesnel olarak doğrulanmaksızın ve
direnilmeksizin kabul edilmesidir. Bu düşünce
güçlü duygusal tepkilerle birlikte olan ve diğer tüm
zihinsel etkinliklere baskın çıkan izole bir sanıdır11.
Bazı hastalarda görülen PK ise obsesif kompulsif
bozukluk (OKB) belirtileriyle benzerlik gösterebilir
ya da birlikte olabilir7,15. Bu grup hastalardaki eşin
sadakatsizliği ile ilgili düşünceler yineleyici,
istenmeden geldiği biçiminde algılanan, mantıksız
40
Cilt 26 Yıl 2001
Obsessif kompulsif bozukluğu olan bir olguda...
nedeniyle aşırı kaygı duyuyor, bunların kansere yol
açabileceğini düşünüyormuş. Sık sık memelerini
kontrol ediyor, kanser olmaktan korkuyormuş.
Kansere önlem olarak düşündüğü, sürekli kepekli
yiyecekler yeme alışkanlığı geliştirmiş. Yaklaşık bir
yıldır komşularının, kendisini “kötü kadın” gibi
düşündüğünden şüpheleniyormuş; gözünün önüne
komşularının kocalarıyla seviştiği sahneler geliyor,
olarak yorumlanan, kişiyi rahatsız edici, ısrarlı ve
dirençli
yapılarıyla
obsesyonlara
benzemektedir7,8,15. Bu hastalardaki kıskançlık
düşüncelerine sıklıkla kontrol davranışları da eşlik
etmektedir; hasta yineleyici bir biçimde eşinin
dakikası dakikasına nerede, kimlerle birlikte
olduğunu sorgular, işyerine telefonlar eder, ani
ziyaretlerde bulunur, eşinin giysilerini, özel
eşyalarını kontrol eder, mektuplarını okur17. Bu
hastalardaki PK belirtileri, OKB’dekine benzer
biçimde serotonin geri alım inhibitörlerine (SSRI)
yanıt verebilir8,15,19.
Bu yazıda OKB tanısı konan bir olgudaki PK
belirtileri, OKB ile ilişkisi açısından ele alınarak
tartışılacaktır.
bundan aşırı utanç ve suçluluk duyuyormuş.
Eşi memur olarak çalışırken son üç yıldır
geceleri bir arkadaşının çalıştığı taksi durağında
kendi özel arabasıyla müşteri kabul etmeye
başlamış. Kaçak çalıştığı için gerektiğinde taksici
arkadaşı evden cep telefonuyla arayıp haber
veriyormuş. Bu işe başladığından beri, hasta
eşinden kuşkulanıyor, geceleri aslında onun
kadınlarla
çıktığını,
kendisini
aldattığını
düşünüyormuş. Eşinin sözlerini, davranışlarını bu
açıdan yorumluyor, biraz gecikse ya da hasta
geciktiğini düşünse aşırı kıskançlığa kapılıyormuş.
Kıskançlığını aşırı ve gereksiz buluyor, zaman
zaman trafiğin tıkanabileceğini, üstelik eşinin
kazandığı parayı kendisine verdiğini, onu
kıskanması için bir neden olmadığını kendi kendine
söylüyormuş. Bu düşünce onu biraz rahatlatsa da
bir süre sonra eşinin kendisini aldattığı düşüncesi
ağır basıyormuş. Eşinin giysilerinin ceplerini kontrol
ediyor, telefonlarını dinliyor, kendisiyle birlikte
olmaksızın geçirdiği zamanlarda yaptıklarını
dakikası dakikasına anlatmasını istiyormuş. Bu
davranışlarıyla eşini sıktığının, bunalttığının ve
ilişkilerinin zarar gördüğünün ayırdında olmasına
karşın kendisini engelleyemiyormuş.
Yaklaşık bir yıldır yaşamdan hiç zevk alamaz
olmuş,
sıkıntı,
huzursuzluk
içindeymiş,
komşularıyla daha az görüşmeye başlamış,
istesizliği, uykusuzluğu oluyormuş. Ne suç işleyip
de Tanrı’nın kendisine bu hastalığı verdiğini
düşünüyor, doğumundan beri talihsiz bir insan
olduğunu kurup duruyormuş.
Özgeçmişinde, ailenin tek çocuğu olup, 2
yaşındayken babasını, 3 yaşındayken annesini
kaybetmiş. Hiç evlenmeyen teyzesinin yanında
büyümüş. Üç yaşındayken, teyzesinin evinde, sol
OLGU SUNUMU
Bayan T.Ç. 46 yaşında, evli, 2 çocuklu, ilkokul
çıkışlı, evhanımı, İstanbul’da yaşıyor.
Polikliniğimize
sıkıntı,
huzursuzluk,
karamsarlık, zevk alamama, isteksizlik, aşırı
temizlik, titizlik, kendine ve yakınlarına zarar verme
korkuları ile başvurdu. Aşırı temizlik ve titizliği 7-8
yaşlarından beri süregeliyormuş. Zarar verme
korkuları ise yaklaşık 20 yaşından beri varmış;
yüksek bir yere çıksa kendini aşağı atacağından,
bir bıçak görse alıp eşine saplayacağından
korkarmış. Son yıllarda bu korkuları daha çok
bakımını üstlendiği torununa yönelmiş, ellerini 4
kez yıkıyor, dişlerini iki kez fırçalıyor, saymadan
yaparsa
torununun
başına
kötü
birşey
geleceğinden korkuyormuş. Çay, kahve yapacak
olsa elindeki kaynar suyu çocuğun üzerine
dökeceğinden, onu kucağından düşüreceğinden
korkuyormuş. Bir mağazaya girse hırsızlık
yapacağından, bir resmi daireye gitse ellerini
titriyor gibi duyumsayıp, madde kullandığının
düşünüleceğinden korkuyormuş. Bir polis görse
kendini suçlu gibi duyumsuyormuş. Bu korkularının
anlamsızlığının ayırdında olmasına karşın, tüm
gününü bu düşüncelerle geçiriyor, gözünün önüne
bu sahneler geliyor, dehşete düşüyormuş. Çevre
kirliliği, atıklar, evde kullandığı temizlik maddeleri
41
Aslan
Ç.Ü. Tıp Fakültesi Dergisi
haftadan itibaren hem obsesif kompulsif, hem de
PK belirtilerinde önemli düzelmeler kaydedildi.
ayağına ve bacağına kaynar su dökülmesi sonucu
yanmış; halen sol bacağında geniş bir yanık izi
vardı. Hasta yaşamı boyunca bu yanık izini sorun
etmiş, sürekli onu kapatacak giysiler seçmeye özen
göstermiş. Eşi, yanık izini sorun olarak görmez, bu
izin “nazar boncuğu” olduğunu söyler, ona büyük
bir sevgi ve bağlılık duyarmış. Evlendikten sonra
da yanık iziyle ilgili düşünceleri değişmemiş, sürekli
pantalon giyerek izin dikkati çekmemesini
sağlarmış.
5-6 yaşlarındayken, annesinin dayısının oğlu
birkaç kez hastanın elini pantalonunun içine
sokturarak, penisini okşattırmış.
Ruhsal bakısında, yaşında gösteriyordu.
TARTIŞMA
Sunulan olgunun kıskançlıkla ilgili düşünce ve
davranışlarının obsesif kompulsif yapıda olduğu
düşünülmektedir. Kıskançlıkla ilgili düşünceleri
benliğe yabancı nitelikte olup, hasta bu düşünce ve
davranışından yakınmaktadır ve yardım arama
davranışına girmiştir19. DSM-IV’e1 göre OKB tanısı
konan bu olgudaki kıskançlık düşünceleri ısrarlı ve
dirençlidir ve mantıksız olarak yorumlanmaktadır.
Obsesyonel türdeki kıskançlıkta sık görülen kontrol
davranışları hastamızda da görülmekte; eşinin
ceplerini kontrol etmekte, onu uzun uzun sorguya
çekmektedir.
Ancak
bu
davranışlar
onu
rahatlatmamakta, tatmin etmemektedir. PK’deki
kontrol davranışları da OKB’dekilere benzer
biçimde gelecekte gerçekleşmesi istenmeyen bir
olaya karşı duyulan korku nedeniyle önlem olarak
yapılmaktadır. Ancak bu davranışlar yine OKB’deki
gibi korunulması tasarlanan şeyle gerçekçi bir
biçimde ilişkili olmayıp, açıkça çok aşırı
1
düzeydedir . Bu düşünce ve davranışlar hastanın
iş ve toplumsal işlevlerinde bozulmaya, yoğun
sıkıntı, elem, keder, öfke ve utanç yaşamasına yol
açmaktadır12,15.
Obsesyonel
kıskançlığın
sağaltımında
antipsikotiklere yanıt alınamadığı, OKB’dekine
benzer
biçimde
SSRI’lara
yanıt
alındığı
bildirilmektedir8,15,19. Ayrıca OKB’de uygulanan
davranışçı yöntemler de PK’de sağaltıma yanıtı
olumlu etkilemektedir15. Olgumuzdaki PK belirtileri
de SSRI grubundan bir ilaç olan fluoksetine yanıt
vermiş, sağaltımda üzerine gitme-tepki geciktirme
yöntemlerinden yararlanılmıştır.
OKB
ile
PK
belirtileri
görüngüsel
(fenomenolojik) ve sağaltıma yanıt açısından
benzerlikler gösterse de, obsesyonlardan farklı
olarak PK’de kişiler arası bir boyut da
bulunmaktadır. OKB’deki belirtiler çoğu zaman
yalnızca kişinin kendisiyle ilgili, kendi içinde olup
biterken
(intrapersonal),
PK’deki
belirtilerin
kişilerarası bir yönü (interpersonal) de vardır15.
Kendisine olan ilgi ve bakımı yerinde, özenli ve
temiz giyimliydi. Çağrışımları düzenli, duygulanımı
zaman zaman elemli zaman zaman kaygılıydı.
Algı, bellek ve yönelim kusuru yoktu.
İlk başvurusunda istenen tiroid hormon
düzeyleri, rutin biyokimya incelemeleri ve EEG
sonuçları normaldi. Öyküsünde alkol ya da madde
kullanımı yoktu. Uygulanan Beck Depresyon
Ölçeği’nden 156, Spielberger Sürekli Kaygı
Ölçeği’nden 4914, Maudsley Obsesif Kompulsif
Soru Listesi’nden 26 puan aldı5. Yale-Brown
Obsesyon Kompulsiyon Skalası’sında (Y-BOCS)
ise hastada saldırganlık, kirlenme ve cinsel
obsesyonların yanı sıra eşyaların simetrikliği ve
düzeniyle ilgili obsesyonlarla hastalıkla ilgili
(somatik) obsesyonların da olduğu belirlendi. YBOCS’sına göre hastada temizleme/yıkama
kompulsiyonları ve tekrarlayıcı törensel davranışlar
vardı18.
Klinik gidiş ve sağaltım: Hastaya fluoksetin
20 mg/gün başlandı. Gerek OKB gerekse PK
belirtileri için davranışçı sağaltım yöntemlerinden,
üzerine gitme ve tepki geciktirme uygulandı.
Kısançlıkla ilgili davranışlarını harekete geçiren söz
ve davranışların üzerine gitmesi ve kararlaştırılan
süreyi doldurmadan kontrol davranışlarını (eşinin
ceplerini kontrol etme gibi) yapmaması sağlandı.
Özellikle eşini ve kendisini rahatsız eden, bir kez
başladığında durduramadığı sorularına karşı
direnmesi, üzerine gitmesi önerildi. Sekizinci
42
Cilt 26 Yıl 2001
Obsessif kompulsif bozukluğu olan bir olguda...
Obsesyonlar genellikle diğerlerine zarar
vereceği düşünceleriyle ilişkiliyken, PK’deki
obsesyonel yapıdaki zihinsel uğraşlar eşin
sadakatsizliği üzerinde odaklanmaktadır. PK’deki
temel korku OKB’dekine benzemeyen bir biçimde,
diğerlerine zarar vermekten çok, eşin bir rakibe
kaptırılması ve ilişkinin yitirilmesi korkusudur9,10.
SUMMARY
Pathological Jealousy in a Case With
Obsessive-Compulsive Disorder
There are important problems in defining and
classifing pathological jealousy. Pathological
jealousy, generally, was classified as delusional
jealousy. There is a suggestion that nondelusional
jealousy may be related to or a variant of
obsessive compulsive disorder. In this article, a
case with obsessive disorder and has pathological
jealousy will be discussed.
PK’de olayların ve uyaranların yanlış
yorumlanmasına yol açan bilişsel şemalar cinsel ve
duygusal ilişkiler çerçevesinde gelişmektedir. Bu
şemalar
kişinin
geçmiş
yaşantılarıyla
biçimlenmekte, düşük benlik saygısı, öz güven
eksikliği, yetersizlik, değersizlik ve aşağılık
duyguları ile etkileşmektedir2,3,13,17. Bu kişiler bir tür
bağlanma sorunu yaşamakta, daha çok kaygılı
bağlanma biçimi gösterip, reddedilme ve
terkedilmeye karşı daha çok korku, endişe ve tehdit
algısı yaşamaktadırlar. PK’si olan kişilerin geçmiş
yaşantılarında güven duygusunu zedeleyebilecek
erken ayrılıklar, anne-baba ilişkisinde sorunlar
olduğu bildirilmektedir4,15. Olgumuz bu görüşler
doğrultusunda değerlendirildiğinde, erken yaşta
yaşadığı anne-baba yitimi ve cinsel kötüye
kullanımın erişkin yaşamdaki bağlanma nesnesiyle
(eşiyle) ilişkisinde derin bir güvensizlik duygusu
yarattığı düşünülebilir4,15.
Ayrıca, bacağındaki geniş yara izinin, yaşamı
boyunca
diğer
kadınlar
gibi
giyinmesini
engellediğini, eşinin kendisini bu izle bile kabul
ettiği için onunla evlendiğini belirten hastamızda,
düşük benlik saygısı ve aşağılık duygularının
temelinin bu kaza ile atıldığı ileri sürülebilir.
Sonuç olarak, her ne kadar PK’deki zihinsel
uğraşların ve kontrol davranışlarının OKB ile ilişkili
olabileceği ileri sürülse de, altta farklı psikodinamik
ve bilişsel temeller yatmakta gibi görünmektedir.
Nörobiyolojik, nöroradyolojik açılardan ise; iki
bozukluğu karşılaştıran bir çalışma kaynaklarda yer
almamaktadır. PK ile OKB’yi ilişkilendirmek için tek
tek olgu sunumlarından öte, kapsamlı, geniş
örneklemle yapılacak çalışmalara gereksinim
olduğu düşünülmektedir.
Key Words: pathological jealousy, obsessivecompulsive disorder.
KAYNAKLAR
1. American Psychiatric Association: Diagnostic and
Statistical Manual of Mental Disorders, Fourth
Ed.APA, Washington DC, 1994.
2. Aune KS, Comstock J. Experience and expression of
jealousy:
Comparison between friends and
romantics. Psychol Rep 1991; 69: 315-319.
3. DeMoja CA. Anxiety, self-confidence, jealousy and
romantic
attitudes
toward
love
in
Italian
undergraduates. Psychol Rep 1986; 58:138.
4. DeSilva P. Jealousy in couple relationships: nature,
assessment and therapy. Behav Res Ther 1997; 35:
973-985.
5. Erol N, Savaşır I. Maudsley obsesif kompulsif soru
listesi. 24. Ulusal Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler
Kongresi, Ankara, 1988.
6. Hisli N. Beck depresyon envanterinin geçerliği
üzerine bir çalışma. Psikoloji Dergisi 1988; 6: 118122.
7. Josephson SC, Brandolo E. Pathological jealousy in
Hollander E (ed): Obsessive-Compulsive-Related
Disorders. Washington DC: American Psyhiatric
Press, 1993, p.223-224.
8. Lawrie SM. Attacks of jealousy that responded to
clomipramine, J Clin Psychiatry 1998; 59: 317-318.
9. Mathes EW, Adams HE, Davies RM. Jealousy: Loss
of relationship rewards, loss of self-esteem,
depression, anxiety and anger. J Pers Soc Psychol
1985; 48: 1552-1561.
10. McIntosh E, Tate DT. Characteristics of the rival and
the experience of jealousy. Percept Mot Skills 1992;
74: 369-370.
43
Aslan
Ç.Ü. Tıp Fakültesi Dergisi
16. Sharpsteen DJ, Kirkpatrick LA. Romantic jealousy
and adult romantic attachment. J Pers Soc Psychol
1997; 72: 627-640.
11. McKenna PJ. Disorders with overvalued ideas. Br J
Psychiatry 1984; 145: 579-585.
12. Mullen PE. A Phenomenology of jealousy. Aust N Z
J Psychiatry 1990; 24: 17-28.
17. Tarrier N, Beckett R, Harwood S et al. Morbid
jealousy: a review and cognitive-behavioural
formulation. Br J Psychiatry 1990; 157: 319-326.
13. Mullen PE. Jealousy: The pathology of passion. Br J
Psychiatry 1991; 158: 593-601.
18. Tek C, Uluğ B, Rezaki BG et al. Yale-Brown
Obsessive-Compulsive Scale and US National
Institute of Mental Health Global ObsessiveCompulsive Scale in Turkish: reliability and validity.
Acta Psychiatr Scand 1995; 91: 410-413.
14. Öner N, LeCompte A. Durumluk-Sürekli Kaygı
Envanteri El Kitabı. İstanbul: Boğaziçi Üniversitesi
Yayınları, 1985, ed 2.
15. Parker G, Barrett E. Morbid jealousy as a variant of
obsessive-compulsive disorder. Aust N Z J
Psychiatry 1997; 31: 133-138.
19. Tezcan AE, Ülkeroğlu F. Patolojik bir kıskançlık
vakası. Düşünen Adam 1995; 8: 15-17.
Yazışma Adresi:
Doç.Dr.Halime ASLAN
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi
Tıp Fakültesi
Psikiyatri Anabilim Dalı
KAHRAMANMARAŞ
44
Download