1 1. GİRİŞ Süt işletmelerinde ISO 9000`den Toplam kalite yöntemine

advertisement
1. GİRİŞ
Süt işletmelerinde ISO 9000’den Toplam kalite yöntemine geçiş uzun ve
feragatli bir çalışmadan sonra olabilmektedir. Bu çalışmada TKY’inde başarıya giden
yolda aşılması için yoğun bir çalışma gerektiren basamaklar açıklanmıştır. Bugün
Türkiye’deki ve Dünya’daki süt işletmeleri baz olarak alırsak çok az sayıda işletme bu
yolu seçmektedir. İşletmelerin bir çoğu bu çalışmaları yapmaktadır fakat direk Toplam
kalite yöntemi bu çalışmaları istiyor diye değil, ülkelerinde yürürlükte olan gıda
kodeksleri veya gıda mevzuatları bunu gerektirdiğinden ve ayrıca bu işlemler
yapılmadığı takdirde cezai - muayede uygulanacağı veya işletmeleri kapatılacağı içindir.
Araştırmanın genel amacı süt işletmelerinin ISO 9000’den Toplam Kalite’ye
geçiş aşamasında yapmış olduğu özel çalışmaların incelenmesiyle birlikte Türkiye ve
Dünya’daki hayvansal üretim ve hayvan varlığına ilişkin istatiki çalışmaların derlenip
bunların birarada değerlendirilmesiyle ortaya TKY’ne kaynak olabilecek bir çalışma
amaçlanmıştırç.
ISO 9000 sertifikalandırma çalışmalarından
sonra işletmelerin üzerinde
çalışmak zorunda oldukları HACCP, GMP, TPM ( Total Productive Maintenance),
hijyen uygulamaları, müşteri memnuniyeti, şirket içi eğitimler ve çalışanların
memnuniyeti vb. üzerine olan çok kapsamlı çalışma içine girmesi lazımki şirket
içerisindeki ürün kalitesinden tutunda toplam verimliliğe kadar bir çok konunun
TKY’nin istediği seviyeye çekilebilsin. Bu çalışmalarda örnek işletme olarak Birleşik
Krallıkta TKY yöntemini uygulayan bir süt işletmesinin bu konu üzerine yapmış olduğu
çalışmalar bir yol gösterici kılavuz gibi kullanılarak konu bu noktadan hareketle daha da
genelleştirilmeye çalışılmıştır.
TKY konusu işletmenin verimliliğinin artması, çalışanların işletme içerinde
kaliteyi iyileştirme çabalarının yükselmesi, müşteri memnuniyetinin öneminin
yükselmesi, şirket içi eğitimlerin ve daha da ilerisi için şirketin dünya pazarındaki
prestijini arttırma yolunda oldukça önemli olan kalite ödüllerinin kazanılması açısından
oldukça önemli bir çalışmadır.
Türkiye’deki ve Dünya’ki çeşitlere göre hayvan sayıları, süt verimleri, süt
tüketimi vb. tablolar halinde açıklanılmaya çalışılmıştır. Buradaki amaç sütün ne kadar
1
önemli bir gıda maddesi olduğunun anlatılmak istenmesidir. Bu noktadan haraketle
TKY’nın neden bir kez daha çok önemli bir kavram olduğu anlatılmaya çalışılacaktır.
Sonuç olarak TKY pratikte uygulanması biraz karmaşık gibi gözüksede başarılı
bir şekilde kurulduğu zaman verimlilik yönünden çok etkili bir yöntemdir. Bu yöntemin
verimliği tüm kademe çalışanlarının bu programa katılımıyla daha etkili bir şekilde
uygulanıp en yüksek verim alınacağı gayet açıktır. TKY görünüşte karmaşık ve pahalı
bir yöntem gibi görünse de uzun dönemde konunun böyle olmadığı bu çalışmayla
anlatılmaya çalısılmıştır.
2. KONU İLE İLGİLİ YAPILAN ÇALIŞMALAR
Süt sanayi sektöründe işletmelerin faaliyet ve çalışmalarını inceleyen birçok
araştırma yapılmasına rağmen özellikle ISO 9000 uygulamalarından Toplam Kaliteye
geçişe ilişkin çalışmalar genellikle envanter düzeyinde kalmakta, ekonomik anlamda
ayrıntılı çalışmalara rastlanılmamaktadır.
Bu konuda daha önce yapılmış çalışmalar hakkında bilgiler verilmiştir. Konu ile
ilgili çalışmalar yurtdışı ve yurtiçinde yapılan çalışmalar olarak iki bölüme ayrılarak
incelenmiştir.
2.1. Konu İle İlgili Yurtdışında Yapılan Bazı Çalışmalar
Konu ile ilgili yurtdışında yapılan bazı önemli çalışmalar aşağıda sıralanmıştır:
Conti Tito, 1997, “Kurumsal Özdeğerlendirme” isimli çalışmada kaliteye şirket
içi özdeğerlendirmesi bakış açısıyla yaklaşıyor. Eğer şirketin amacı sadece kalite ödülü
almaksa veya başka şirketlerle bir karşılaştırma yapmak ise, odak noktası olabildiğince
yüksek not almak olacaktır; yoksa zayıf noktaları teşhiş etmek olmayacaktır.
Nec Yamaguchi, TPM Eğitim Notları, Mayıs 28, 1997, “NEC Yamaguchi
TPM Education Material” isimli çalışmada; üretim faktörleri açısından sıfır hata payı
hedeflenmiştir. Bütün saptanan şartlar altında hangi hatalar ortaya çıkmaz ve yerine
getirilen bütün gerekliliklere rağmen hatalar çıkıyorsa nasıl bir çözüm bulunabilir.
Bütün çalışmalar kalite bakımına, özerk bakıma, bireysel gelişmeye, bakım planına,
başlangıç bakımına, verilen eğitimlere ve diğer bir takım faktörlere dayalı olarak tekrar
gözden geçirilmesine dayanan çalışmalardan ibarettir. Avrupanın en büyük üretim
kapasiteli dondurma tesisinde yapmış olduğu toplam bakım yönetimiyle ilgili
çalışmalarından yararlanılmiştir.
Terry G, Vavra, 1999 “Müşteri Tatmin Ölçümlerinizi Geliştirmenin Yolları”
isimli çalışmada; müşteri tatmini ölçüm teknolojileri konusünün sınırları belirlemek ve
bunu yaparkende uygulamacılara ve öğrencilere iyi ve etkili müşteri tatmini
araştırmalarının uygulanması, incelenmesi ve raporlamasına ilişkin her konuda yardımcı
olabilecek araştırmalar ortaya koymuştur.
Schmidt, S. K. Kiemala, M. J. 1999 ( Air Academy Assoiceties). Uzun yıllar
Toplam kalite yönteminde başarılı olmak için milyonlarca dolar harcayan Amerikan
şirketleri haklı olarak yatırımlarının geri dönmesini beklemektedirler. Fkat bazı
şirketlerin bu istekleri gerçekleşmemiştir. Bu noktadan haraketle olusturulan bu
makalede bu başarısızlığın sebebi araştırılmaya çalışılmıştır.
Amerikan şirketlerinin yurtdişindaki pazar kayıpları ve iş kayıplarının sebebi
olarak düşük kaliteli ürünler gösterilmekte ve Toplam kalite yöntemini uygulamadaki
Amerikan şirketlerinin başarısızlığı anlatılmaktadır.
David Chaudron, (PhD), 1999. TKY ile ilgili olarak verilen eğitimlerdeki
aksaklıklardan ve gecikmelerden doğan iş zamanı kayıpları üzerine yazılmış bir
makaledir. Ayrıca işletmelerdeki ekipmanların yeniden dizaynının Toplam kalite
yöntemi üzerine olan negatif ve pozitif etkilerine değinilmiştir.
Joiner, B.L. Scholtes, P.R ( Kasım 2001). Makalede Amerika’nın gelecekteki
ticaretinin diğer gelişmekte olan ülkeler tarafından çok büyük bir tehlike ve risk altında
olduğuna ilşkin bir makaledir. Bu çıkmaza saplanmamak için yeni yollar ve metodlar
geliştirilmesi veya halen geçerliliği olan ve başarısı ispatlanmış Toplam kalite yöntemi
gibi sistemlerin uygulanması gerektiğine öneren bir çalışmadır.
Warrell, J ( Eylül 2002). Geçmişteki onbeş yıl boyunca, şirketlerde ve
endüstrilerde meydana gelen Toplam kalite yöntemi ve Kalite geliştirme programlarıyla
ilgili yazılmış bir makaledir. Bu makalede kısaca, çalışanlar tarafından kalite yönetimi,
sisteme girişin zorluğu, kalitenin herkesin işi olduğu ve kalitenin stratejisi konularında
araştırmacının görüşleri belirtilmiştir.
2.2 Konu İle İlgili Yurt İçinde Yapılan Bazı Çalışmalar .
Arsan, ( 1991 ),“Süt ve Süt Ürünleri Sanayii” konulu çalışmada tarım
sektörünün GSMH içindeki payı %17,5 civarinda iken, tarıma dayalı endüstri
ürünlerinin ülke ihracatindaki payını %3 olarak hesaplamıştır. Gıda tüketiminde; gıda
değeri kadar, ürünün hijyenik şartlarda üretilip tüketiciye ulaştırılmasında önem
taşıdiğini belirtmıştır.
Akdere, F. Hamzapolat , M. Aksoy, H. M. Psaropulus, M.
Candan,
E.
(Eylul 1994), Toplam Kalite Yönetiminde Türkiye Perspektifi, adlı sempozyum
kitabında değişik sektörlerdeki işletmelerin Toplam Kalite`ye geçiş konusunda yapmış
oldukları çalışmalar örneklerle beraber açıklanmıştır. Bu değişik sektörler içerisinde süt
sektörüde bulunmaktadır.
İnan, H. I. ve Ark.( 1995 ), “Süt Sanayiniin Durumu, Sorunları ve Çözüm
Önerileri” konusunda yaptığı araştırmada süt sanayiinin mevcut durumu, karşılaşılan
sorunlar ve bunlara ilişkin çeşitli çözüm önerileri verilmiştir. Nufus artış hızı yüksek
olan ülkemizde buna orantılı olarak sağlıklı beslenmek için süt ve süt ürünleri
sanayiinin geliştirilmesinin ana hedef olması gerektiği belirtilmiştir.
Metin, K ( 1996 ), “Süt Teknolojisi ” adlı ders kitabında sütün temiz ve sağlıklı
elde edilmesi ile kaliteli ürün üretmeye katkı sağlanacağını belirterek, sütün üretildiği,
işlendiği ve sütün işleyenlerdeki hijyen ve sanitasyonun önemine değinmıştır.
Özaydın, S. Arıcı, M. Demirci, M. (Eylul 1999) “Süt Endüstürisinde
HACCP`in Önemi ve Prensipleri” isimli çalışmada kısaca, gıda endüstirisi, tarım
ürünlerinin yetiştirilmesi, taşınması, işlenmesi ve hazırlanması gibi işlemler sırasında
patojen mikroorganizmalarıda içine alan gıda kaynaklı tehlikeleri mevcut teknolojiler
içerisinde belli limitler arasında tutmaktan sorumludur. Bu görevleri başarmada“Kritik
Kontrol Noktalarında Tehlike Analizleri Sistemi” ( HACCP ) geliştirılmıştır. HACCP
gıda firmalarına güvenilir ürünler elde etmede yardımcı olan mevcut en iyi sistemdir
Oraman Yasemin, ( Ekim 2000 ). Gıda sanayilerinde TKY `nin temel ilke ve
hedeflerini hayata geçirmek amacıyla kullanılan araç ve teknikler .( ISO ve HACCP
Uygulamaları vb.) açıklanmıştır .Bu açıklamalar temel amaç ve gereksinimleri de
içermektedir..
Tokuç, K ve Görker, T. (Ekim 2001),“Dondurma Endüstrisinde HACCP
Uygulamaları” isimli çalışmada Algida Dondurma tesislerinde HACCP üzerine yapılan
projeler özetlenmiştir. Uygun şekilde tasarlanıp hayata geçirilen HACCP çalışmaları
sayesinde, gıda güvenliğini tehlikeye atabilecek riskler minumuma indirilecektir. Kritik
kontrol noktalarının tespiti ile hataların bulunması ve gıda güvenliğinin sağlanması,
daha ekonomik ve etkin yöntemdir. Böylece problemlerin kaynağı önceden
farkedilerek, ürünün ilk seferde doğru olarak üretilmesi ve yeniden değerlendirme
maliyetlerinin azaltılması sağlanır. HACCP sistemi mutlaka ISO 9000 kalite yönetim
prensiplerine bağlı sistemlerle desteklenmelidir.
Kahraman Hüseyin, (Kasım 2001), “Süt ve Süt Ürünleri Sektörü`nde Temizlik
ve Hijyen Güvencesinin Sağlanması” isimli çalışmasında Diverseylever gıda hijyen
grubunun süt işletmelerinde yapmış olduğu çalışmalar anlatılmıştır. Süt ve süt ürünleri
sektöründe kimyasallarla temizlik ve hijyen sağlanması
maliyet, kalite, uygulama
kolaylığı ve esneklığı düşünüldüğünde tercih sebebi sayılır. Süt işletmelerinde
proseslerin çeşitliliği, temizlikte kullanılan kimyasalların doğru, kontrollü ve güvenli
kullanılmasını gerektirir. Bu da ancak sistem, proses ve ürün bilgisi olan uzman
kişilerce ve yetişmiş personelle sağlanır. Bu çalışmada, süt işletmelerinde temizlik ve
hijyenin güvenilir kimyasallarla ve sistemlerle nasıl irdelendiği incelenmiştir.
Yetişmeyen, A. ve Deveci, O ( 2001 ), “Üçüncü Bin Yılın Başında Türkiye Süt
Sektörünün Durumu ve Avrupadaki Konumu”. adlı çalışmada Türkiye`de çiğ süt
üretiminde, dolayısıyla süt ürünleri tüketiminde önemli bir açık vardır. Süt ürünleri en
ilkel mandıralardan en modern fabrikalara kadar geniş bir sanayi yelpazesinde
işlenmektedir. Avrupa birliği`nde çiğ süt ve süt ürünleri üretim ve tüketim değerleri
hemen hemen bir stabiliteye ulaşmıştır. Türkiye, Avrupa Birliği`ne kabul edilmesi
aşamasında gereken görev ve sorumlulukları yerine getirilmesi anlatılmaktadır.
Gıda Işletmelerinde HACCP Sistemi Kurulması, ( 2001 ), Gıda
işletmelerinde hazırlanması zorunlu tutulan HACCP çalışmalarında danışmanlık
yapmak üzere Okyanus Danışmanlık adlı şirketin yapmış olduğu, gıda firmalarıyla ilgili
yapılan çalışmalardır.
Kovancı Ahmet, (Subat 2003), “Toplam Kalite Yönetimi, Fakat Nasıl?“adlı
çalışmada, her seviyedeki yöneticiler için TKY uygulama rehberi olarak hazırlanmıştır.
TKY`nin başarılı bir şekilde uygulanabilmesi için yapılan çalışmalar detaylı bir şekilde
açıklanmaya çalışılmiştir.
3. MATERYEL ve YÖNTEM
3.1. Materyel
Araştırmaya ait orjinal verilerin önemli bir bölümü İngiltere`de faaliyet gösteren
bir dondurma işletmesinin TKY konusunda yapmış olduğu çalışmaları oluşturmaktadır.
Tesisin üretim ortamında sıfır hataya ulaşabilmek için
Japon NEC Yamaguchi
firmasıyla ortaklaşa gerçekleştirdiği TPM konusundaki çalışmaları araştırmanın temel
veri kaynaklarını oluşturmaktadır.
Araştırma kapsamında gerek Türkiye gerekse İngiltere’deki süt ve süt ürünleri
sektöründe ISO 9000 ve TKY uygulamaları çerçevesinde yürütülen uygulamaların
değerlendirilmesinde ikincil verilerden yararlanılmiştir. HACCP, TKY, ISO 9000
uygulamaları çerçevesinde süt işletmelerinde yapılmış çeşitli yayınlar, dergi, internet
kayıtları, müşteri memnuniyet çalışmaları, ekip çalışmaları, çalışanlara verilen
eğitimler, vs gibi ilgili konularda yapılmış yerli ve yabancı literatürler araştırmanın
ikincil veri kaynaklarını oluşturmaktadır.
Ayrıca çeşitli kamu ve özel kuruluşlarla, tüzel kişilerden temin edilen bilgilerden
de geniş ölçüde yararlanılmiştir.
3.2 Yöntem
Araştırmanın ana materyalini İngiltere`de faaliyet gösteren uluslararası bir
firmanın dondurma üretimi yapan şirketlerinden birinde diğer bir deyişle uygulanan
TPM ( Total Protective Management) çalışmalarının incelenmesi sonucu elde edilen
vaka çalışması verileri oluşturmaktadır. Ayrıca TPM ve TKY uygulamaları kapsamında,
örnek işletmede yararlanılan ceşitli dökümanların Türkçe`ye tercümesindende geniş
ölçüde yararlanılmiştir. Bu bulgular direk TKY olmamakla beraber TKY geçiş
aşamasında basamaklardan sadece biri kabul edilebilir.
Yerli ve yabancı literatür taranarak elde edilen araştırmanın diğer önemli bir
bölümünu oluşturan müşteri memnuniyeti, çalışanların TKY`ne katkısı, HACCP
çalışmaları, ISO 9000 çalışmaları, Türkiye`deki süt ve süt ürünleri sanayinin genel
yapısı ile ilgili sonuçlar vb. gerekli durumlarda, ilgili kuruluşların yetkilileriyle
karşılıklı görüşmelerden çıkan sonuçlardan yararlanılmiştir. Elde edilen veriler
bilgisayar ortamına yüklenerek ve elde edilen bulgular çeşitli çizelgelere dökülerek
grafiklerle beraber yorumlanmıştır.
4. TÜRKİYE`DEKİ SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜ
4.1 Türkiye`de Hayvancılık ve Üretim
Hayvansal üretim faaliyeti, yeterli ve dengeli beslenme, tarımsal işletmelerde
üretim kaynaklarının etkin bir düzeyde kullanımı ve üreticilere düzenli gelir sağlaması
açısından, Türkiye ekonomisinde içinde oldukça önemli bir yere sahiptir. Buna rağmen
son yıllarda yapılan çalışmalarda bitkisel üretim ile hayvansal üretim arasındaki
dengenin, hayvansal üretim aleyhine ilerlediği gözlenmektedir. 1950`li yıllarda tarım
sektöründe bitkisel üretimin payı %65, hayvansal üretimin payı %35 iken günümüzde
bu oran %25’e, % 75 değerine kadar hayvancılık açısından gerilemıştır. İzlenen yetersiz
tarım politikaları nedeniyle hayvancılık gerilemiş, bitkisel üretim artmıştır. Oysa
gelişmiş ülkelerin çoğu bitkisel üretimin önemli bir bölümünu hayvansal üretimi
artırmak amacıyla hayvan beslemede kullanmaktadır. Bu ülkelerde hayvancılığın
tarımsal üretim içindeki payı % 50 `nin üzerindedir. ( Azabağaoglu ve ark, 2002 ).
Hayvansal üretim payının düşük olmasının nedenlerinden biri süt hayvancılığı
konusunda
ihtisaslasma olayınin olamamasıdır. Türkiye`de hayvancılık, genellikle
bitkisel üretim yanında tali bir üretim olarak yürütülmekte olup aile ihtiyaçını
karşılamaya yönelıktır. Ülke genelinde büyük baş hayvancılığa yer veren işletmelerin
%67.9`unda sürü büyüklüğünün 10 başın altında olması bunun bir göstergesidir.
Türkiye`de tarımsal işletmelerin %72.2 `si bitkisel ve hayvansal faaliyeti birlikte
sürdürürken, % 24.4 `u yalanızca bitkisel faaliyet ve % 3.4 `u yalanızca hayvancılık
faaliyetinde bulunmaktadır. Türkiye`de sütçülük sektöründe üretim düzeyinin düşük
olmasının en önemli sebebi hayvancılık işletmelerinin oldukça küçük ölçekli olması ve
rekabet gücüne sahip olmamalarıdır. Hayvancılık işletmelerinin %22.8 `inde hiç
büyükbaş hayvan bulunmazken işletmelerin % 67.9`unda
1-10 arasında büyükbaş
hayvan %9.3 `unde ise10 ve üzeri büyükbaş hayvan bulunmaktadır.
Türkiye`de süt sığırı yetıştırıcıliği ve ihtisaslaşmıs süt sığırı işletmeleri Batı
bölgelerinde ve ana nufus merkezleri etrafında yoğunlaşmıştır ve entansif yetıştırıcılik
yapmaktadır. Genellikle yarı entansif ve ekstansif yetiştiricilik yapılan Doğu ve Orta
Anadolu`daki işletmelerde kültür ırkı süt hayvanı daha az sayıdadır. Yerli ırk hayvan
varlığı sayısal olarak yüksek olmasına rağmen, toplam süt üretimindeki payı düşüktür.
Ülkemiz süt hayvanı sayısı bakımından diğer ülkelere göre ön sıralarda yer
aldığı halde, hayvan başına verim yönünden oldukça gerilerde bulunmaktadır. İnek
başına verim AB ülkelerinde 5775 kg/yıl iken Türkiye`de bu değer 1500-2000kg/yıl dir.
Bu değer İsvec , Hollanda ve Danimarka gibi verimi yüksek olan ülkelere 7000 kg
kadar çıkmaktadır. AB `deki verim en düşük olan İrlanda ve Yunanistan'da bile inek
başına verim 4500kg/yıl olup Türkiye`nin 3 katıdır ( Anonim 2001).
Çizelge 4.1 : Türkiye`nin Büyükbaş Hayvan Varlığı (Baş)
1.279.000
714,000
709,000
615,000
534,000
490,000
373,000
Toplam
11.377.000
11.789.000
11.886.000
11.185.000
11.031.000
11.054.000
10.761.000
Sığır
Kültür +
Melez
4.683.000
6.478.000
6.704.000
6.405.000
6.428.000
6.608.000
6.544.000
Yerli
6.694.000
5.311.000
5.182.000
4.780.000
4.603.000
4.446.000
4.217.000
346,000
10.584.000
6.474.000
4.074.000
Yıllar
Toplam
Koyun
Kıl
Keçisi
Tiftik
Keçisi
1990
1995
1996
1997
1998
1999
2000
40.553.000
33.791.000
33.072.000
30.238.000
29.435.000
30.256.000
28.492.000
9.698.000
8.397.000
8.242.000
7.761.000
7.523.000
7.284.000
6.828.000
2001
26.972.000
6.670.000
Kaynak : T.C. Tarım ve Köy işleri Bakanlığı Internet sitesi Kayıtları, 2
Çizelge 4.1 incelendiğinde hayvan sayılarında yıllar itibariyla düşüş olduğu
gözlenmiştir. 1990 `dan bu yana bu düşüş oranı inekte yaklaşık % 7, koyunda %33, kıl
keçişinde %31, tiftik keçişinde %73`dur. Koyun ve keçi üretimindeki olumsuz düşüş süt
üretiminide olumsuz yönde etkilemıştır. Tüm hayvanlardaki bu düşüşe rağmen kültür +
melez ırklarda düşüş görülmemıştır.
Türkiye genelinde küçükbaş hayvancılıkta meydana gelen bu gerilemenin temel
sebebi, büyükbaş hayvancılıkta bakım ve beslenmenin daha kolay olması ve
verimliliğin daha yüksek olmasıdır. Bu konuda çayır ve meraların gün geçtikçe
yokolması, yapağı ve kıl yerine diğer sanayi ürünlerinin daha yaygın kullanılması da
küçükbaş hayvancılığın gerilemesinde etkili unsurlardır.
Çiğ süt üretimine baktığımızda ise inek sütünde 1996`ya kadar yaklaşık %19`luk
bir artış gözlenmiş 1996`da sonra ise izlenmiş olan yanlış politikalar dolayısıyla
yaklaşık % 10`luk düşüş olmuştur. Koyun ve keçi üretiminde 1990`dan bu yana
sırasıyla % 36.8 ve % 34.8`lik düşüş gözlenmiştir.
Çizelge 4.2 Türkiye`de Süt Üretimi ( ton ) ve Verimi ( kg / yıl / baş )
Yıllar
1990
1993
1994
1995
1996
1997
1998
1999
2000
2001
Inek Sütü
7.690.640
8.904.350
9.128.820
9.275.310
9.465.620
8.914.176
8.832.000
8.966.000
8.732.041
8.489.082
Koyun
Sütü
1.145.015
1.047.325
991,670
934.495
921,660
826,348
813,000
805,000
774,380
723.346
Keçi
Sütü
337.535
313.975
296,710
277.205
265.455
249.302
246,000
236,000
220.211
219.795
İnek
Sütü
Verimi
1351
1476.2
1500.9
1575.9
1586
1593.4
1609
1619
1653
1669
Koyun Sütü
Verimi
48.3
48.6
48.4
48.5
48.8
48.1
48.5
48.9
48.6
48.7
Keçi
Sütü
Verimi
56.1
57.5
57.3
56.5
56.2
56.6
57.9
57.8
58.1
58.2
Kaynak : FAO Internet Sitesi Kayıtları , www.fao.org. 2002
Ülkemizde hayvan başına düşen süt veriminin düşük olmasının en önemli sebebi
sığır populasyonunun büyük bir bölümünün süt verimi düşük olan yerli ırklardan
oluşmasıdır. Ülkemizdeki sığırların %61`i kültür + melez ırklardan % 39`u yerli
ırklardan oluşmaktadır. Fakat son 10 – 15 yıldan beri kültür ve kültür melezi ırkların
oranı gittikce artmaktadır.
Türkiye`deki toplam süt üretimının % 89.8`i inek sütü ve az da olsa manda sütü,
%7.9`u koyun sütü , % 2.3`u ise keçi sütüdur..( DIE, 2001 )
Çizelge 4.3 : Toplam Süt Üretimının Süt Hayvanına Göre Dağılımı.
Süt Hayvanı
( % ) Oran
İnek
89,9
Koyun
7,9
Keçi
2,3
Kaynak : DIE, 2001
Türkiye`de üretimin % 50`si yoğurt, % 22`si işlenmiş içme sütü , %13`u beyaz
peynir, %8 `i tereyağı, %7 `si diğer peynirlerdir.
Türkiye`de yıllar itibariyle süt ve süt ürünleri üretimi Çizelge 4.4`de verilmiştir.
Çizelge 4.4 : Yıllar itibariyle Süt ve Süt Ürünleri Üretimi ( 1000 ton )
Ürünler
1996
1997
1998
1999
2000
İşlenmiş Içme Sütü
278
320
325
340
353
Yoğurt
680
735
775
800
845
Beyaz Peynir
179
190
195
200
220
Kaşar Peynir
44
47
50
52
54
123
124
132
Tereyağı
122
122
Kaynak : DPT , Yıllık Çalışma Raporları, 2001
2000 yıli itbariyla işlenmiş içme sütü üretimi 350 bin ton , yoğurt 845 bin ton,
peynir üretimi 220 bin ton, tereyağı 130 bin ton`dur.
4.2. Türkiye`de İşleme
Türkiye`de sütçülük faaliyetinde bulunan işletmelerin genelde küçük ve dağınık
birimlerden oluşması, üreticilerin örgütlenmemesi, çeşitli hizmetlere ulaşımını ve sütün
pazarlanmasını zorlaştırmaktadır. Ayrıca dağınık ve küçük üretim birimlerinde üretilen
sütün toplanması ve dağıtılmasında karşılaşılan zorluklar sütün üretildiği birimlerde
tüketilen miktarını önemli ölçüde arttırmaktadır. Türkiye`de üretilen çiğ sütün %25`i
kaynağında tüketilmekte, %10`u hayvanlara içirilmekte, %5`i fire vermekte ve %60 ise
pazarlanmaktadır. Pazara inen sütün sadece % 10`u modern işletmelerde işlenmekte
%50`si mandıra denilen basit ve küçük işletmelerde işlenmekte, geriye kalan %40 `lik
bölüm ise herhangi bir işleme tabi tutulmadan çiğ süt (sokak sütü) olarak tüketiciye
ulaşmaktadır. Gelişmiş ülkelerde ise kaynakta tüketim, hayvana içirilen ve fire toplam
% 2 - 3, pazarlanan çiğ süt % 97 - 98, işlem görmeden tüketiciye ulaşan süt %0,5 –
0,6, modern işletmelerde işlenen çiğ süt %99,5`dir .
Türkiye`de sütçülük sektöründe bir taraftan AB standartlarına uygun nitelikte
üretim yapan ve en gelişmiş teknolojileri kullanan süt işleme tesisleri, diğer taraftan
hijyenik koşullara uymayan ve kayıt dışı çalışan ilkel imalathaneler, birlikte üretim
faaliyetinde bulunmaktadır. Süt ürünleri üreten ünitelere bakıldığında, mandıra
kooperatif işletmeleri ve fabrikalarda; uygulanan üretim, sanitasyon yöntemleri ve
teknolojik düzeyleri, hem birbirleri hem de gruplar içinde değişiklik göstermektedir. Bu
farklılıklar ürün maliyetleri üzerinde etkili olmakta ve haksız rekabete sebeb
olmaktadır.Ülkemizdeki işletmelerin büyük çoğunluğünün küçük boyutlu oluşu oto
kontrol sistemin kurulmasını ve sanitasyon standartlarına uygun ekipman kullanılmasını
güçleştirmektedir. Küçük işletmelerin çoğunda, üretimde uygulanan teknolojiden
kaynaklanan çeşitli kalite sorunları bulunmakta ve ekonomik kayıplar meydana
gelmektedir. Büyük işletmelerin önemli bir kısmında standartlara uygun üretim
yapılmaktadır. Fakat kalite ve hijyen bakıminda uygun standartlarda üretim yapan
işletmelerin sayışinda 1980`li yıllardan itibaren %19, kapasite bakımından ise %75
oranında bir artış meydana gelmiştir.
Türkiye`de 24000 adet dolayında gıda maddesi üreten işletmelerin yaklaşık
%16`si süt ve süt ürünleri üreten işletmelerdir. Bunların sadece 1300 tanesi 1000 ton/yıl
kapasiteye sahiptir. Bunlardan 20 tanesi AB `ye ihracat yapacak nitelikte olup,
yalanızca 13 tanesının AB ülkelerine ihracat yapmak için onay aldığı bilinmektedir
( DPT, 2000 ).
Bu işletmelerin bir kısmı Avrupa standartları normlarnda çok sağlıklı üretim
yapmaktadır. Eğer Türkiye`de üretilen ve tüketilen süt miktarları çokluğu baz alınırsa
Avrupa standarlarında üretimin önemi bir kez daha anlaşılacaktır. Kalite bir standart
olmamalı ulasılmasi gereken bir hedef olarak şirket içinde herkesin yoğunlasacağı bir
amaç olmalıdır.
Türkiye`de 1000 ton / yıl kapasiteli , süt ve süt ürünleri işletmelerinin sayısı ve
kapasite miktarları bakımından coğrafik dağılımı Çizelge 4.5 `de verilmiştir.
Çizelge 4.5: Süt ve Süt Ürünleri Işletmelerinin Coğrafik Dağılımı
Bölgeler
1992 İşletme
Sayısı
( Adet )
Kapasite
( ton / yıl )
1999
İşletme Sayı
( Adet )
Kapasite
( ton / yıl )
Ortakuzey
101
385.02
106
583.878
Ege
518
2.014.359
505
2.050651
Marmara
Akdeniz
401
82
1.959.476
345.544
344
82
1.740.115
374.273
Kuzeydoğu
38
122,690
34
242.583
Güneydoğu
21
124.195
19
109.938
Karadeniz
36
204.259
68
395.42
Ortadoğu
8
78,220
17
109.274
Ortagüney
103
510.957
125
556.643
1308
5.724.720
1300
6.153.775
Türkiye
Kaynak: DPT, 2000
1992 ile 1999 yıllarını karşılastırdığımızda, işletme sayısı olarak Ege, Marmara,
Kuzeydoğu, Güneydoğu tarım bölgelerinde düşüş , Akdeniz bölgesi hariç, diğer tarım
bölgelerinde ise artış olmuştur. Ege ve Kuzeydoğu tarım bölgelerinde işletme
sayılarında düşüş olmasına karşılık kapasite kullanımında artış gözlenmiştir.Toplam
işletme sayışinda %0.6`lik azalışa karşılık kapasitede %7.5`lik artış olduğu
gözlenmiştir. Süt ürünlerindeki kapasite kullanımı Çizelge 4.6 `da gösterilmiştir.
Çizelge 4.6 Bazı süt ürünlerinin kapasite kullanım oranları ( % ) ( 8 saat / gün )
Ürün
1988
1990
1994
1996
Pastorize Süt
Sterilize Süt
34.5
88.3
33.3
117.3
11.7
38,0
19.4
60.4
Beyaz Peynir
16.6
18.8
16.1
14.9
Kasar Peynir
15.6
17.2
8.9
22.1
Yoğurt
13.8
32.5
33.7
37.4
Dondurma
13.7
12.4
32.6
27.2
Tereyağı
28.1
12.2
31.1
21.2
Kaynak : DPT 1990 , 1995, 2000.
Çizelge 4.6 incelendiğinde, yoğurt kapasite kullanım oranında düzenli bir artış
olmasına karşılık diğer ürünlerde yıllar itibariyle bir dalgalanma olduğu görülmektedir.
Fakat genel olarak, bazı yıllar ve ürünler hariç kapasite kullanım oranının çok düşük
olduğu görülmektedir. Sterilize sütün kapasite kullanım oranının diğer ürünlere göre
yüksek oluşünün nedeni bu ürünün dayanıklı olmasından dolayı raf ömrünün uzunlüğü,
oda sıcaklığında muhafaza edilebilmesi, üretim hattıda kayıpların azlığı, taşıma
kolaylığı kapasitesisini yükselten nedenlerdir.
Ülkemizde süt ve süt ürünleri tüketimi gelişmiş ülkelerin tüketimi ile
karşılaştırıldığında oldukça düşük düzeyde bulunması .( yoğurt dışında ), sektörde
yabancı yatırımların yapılmasına neden olmuştur. Bu yatırımlar ağırlıklı olarak ortaklık
düzeyinde gerçekleşmektedir. Bunun
sebebi yabancı firmaların iç pazara rahat
girebilmek için yerli firmalar tarafından kurulan dağıtım ağlarından faydalanmayı tercih
etmeleri olduğu düşünülmektedir. Özellikle dondurma üretiminde yabancı sermayeli
yatırımlar ağırlıkta olup, üretimin büyük bir bölümünü gerçekleştirmektedir. Pazarin
doymamış
olması
sebebiyle
yerli
firmalarda
bu
konudaki
yatırımlarını
hızlandırmıslardır. Bunun yanı sıra yerel çeşitlerin (Maras dondurması gibi) üretimide
giderek önem kazanmaktadır.
Süt tüketim alışkanlığının daha da yaygın hale getirilmesi için üretici firmalar
AR –GE faaliyetlerine hız vererek iç pazara yeni ürünler ( Laktoz şekeri içermeyen süt,
belirli yaş gruplarının ihtiyaçlarını yönelik hazırlanmış süt vb.) sunmaya başlamışlardır.
Bir başka gelişme de geleneksel ürünlerimizin ( Ayran , kaymak ve geleneksel
peynir çeşitleri ) modern işleme yöntemleri ile işlenerek pazara sunulmalarıdır. Bunun
yanı sıra batı ülkelerinde tüketimi yaygın olan süt ürünleri de günümüzde bir çok firma
tarafından ülkemizde üretilmeye başlanmıştır. Bu ürünler arasında özellikle meyveli
yoğurt ve mozeralla peyniri yıllar itibariyle tüketim açısından giderek artan bir trend
göstermektedir.
4.3. Türkiye`de Pazarlama
Süt, doğal yapısı dolayısıyla tarım ürünleri arasında pazarlanması en güç
ürünlerden birisi konumunda bulunmaktadır. Sütün, sıvı formda bulunması ve ağır
olması ve taşınmayada çok elverişli bir konumda bulunmaması bu güçlüğü doğuran en
önemli nedenlerin başında sayılabilir. Diğer taraftanda bakteri üretimine son derece
elverişli bir ortam teşkil etmesi ve bununla etkili olarakda hızla bözülabilir olması, başta
üretici olmak üzere süt pazarındaki tüm faktörler için göz önünde bulundurulması
gereken ürün yapısına bağlı risk faktörleridir. Sütün bu özellikleri onun toplama, işleme
ve dağıtım sırasında özel olarak muamele görmesini gerektirmekte ve pazarlama
masraflarını artırmaktadır.( Yavuz ve ark., 2001 )
Sütün pazarlama süreci sütün sağımı ile es zamanlı olarak işletme avlusunda
başlamaktadır. Süt üretiminde karşılaşılan en önemli sorun, sütün toplanmasıdır.
Toplama işlemindeki aksaklıklar ve geçikmeler sütün kalitesi üzerinde olumsuz bir
etkiye sahiptir. Türkiye`de üretici geneline yayılmış bir etkin toplama ağı bulunmadığı
ve sütün soğuk depolanmasında geçikme yaşandığı için sütün içinde hızlı bir
mikrobiyolojik faaliyet olmakta ve sütün kalitesi düşmektedir. Buna sağım esnasındaki
hijyenik önlemlerin yetersizliği de eklenince sütteki bakteri oranı standartların çok
üzerinde seyretmektedir.
Hayvancılık işletmelerinde çiğ sütün toplama merkezlerine ulaştırılması plastik
bidon, aluminyum güğümler ve çelik tanklar yoluyla yapılmaktadır. Türkiye çapında
yapılan araştırmada üteticilerin %61`inin aliminyum güğüm, %26 `sını plastik bidon,
%13`ünün de çelik tank kullandığı saptanmıştır ( Yavuz ve ark. 2001 ).
Çiğ süt pazarlanmasında en önemli konulardan biride fiyat oluşumüdür. Batı
bölgelerinde fiyatlar, kooperatif birliklerinin yaptığı ihalelerde süt sanayicilerinin teklif
vermesi şeklinde belirlenirken, Doğu bölgelerinde daha küçük ölçekli sanayi içi ve
mandıraların pazarlık usulü ile belirlediği fiyatlar geçerlidir. Süt pazarlamasında fiyat
oluşmasından sonra fiyatlarla yakın ilişkisi olması nedeniyle üzerinde durulacak diğer
bir faktör ise pazarlama marjıdır. Pazarlama marjı, son tüketicinin söz konusu tarım
ürünü için ödediği fiyat içerisinde pazarlama hizmetlerinin oluşturduğu payı ifade
etmektedir.
Sanayicilerin % 31 `lik bölümü işledikleri sütün bizzat üreticiden almayı, kaliteli
süt alabilme, maliyetleri düşürme, aracı kullanmak istememeleri ve güçlü bir
organizasyon olamamaları sebebiyle tercih etmektedir. % 16`lik bölümü ise işledikleri
sütü aracılarda, nakliye masraflarından kurtuldukları, önceden sözleşmeleri bulunması,
güçlü bir organizasyon olmamaları ve karşılarında tek muhatap bulma fırsatını
yakaladıkları için tercih etmektedirler. %53`luk kısım ise işledikleri sütü kooperatifler
ve damızlık sığır yetıştırıcı birliklerden almayı, sürekli alım yapılabilmesi, sütün
randımanlı oluşu, üreticilerden oluşması ve karşılarında tek muhattap olması
nedenlerinden dolayı tercih etmektedirler ( Yavuz ve ark, 2001).
4.4. Türkiye`de ve Dünya`da Tüketim
Çizelge 4.7 : Türkiye ve Bazı Ülkelerde Kişi Başına Yıllık Süt ve Süt Ürünleri
Tüketimi ( kg)
Ülkeler
Türkiye
Arjantin
Avustralya
AB
Rusya
ABD
İçme Sütü
Tereyağı
Peynir
30.0
61.4
108.4
95,0
94.4
95.3
1.3
1.3
3.2
4.5
3.5
1.3
12.5
10.8
10.3
15.2
2.6
13,0
Yoğurt/
Ayran
35,0
-
Süttözü
0.5
3.5
3.4
3.5
1.3
1.5
Kaynak : Fapri, 1998; Tan Ertürk , 1999
Türkiye`de kişi başına süt ve süt ürünleri tüketim miktari kg olarak 30,
tereyağında 1.3, peynirde 12.5, yoğurtta 35, süttözünda 0.5 `dir. Diğer ülkelerde ise
içme sütü tüketimi Türkiye`nin yaklaşık 3 katı, süttözü tüketimi ise 6 -7 katıdır
Diğer bir süt ürünü çeşidi olan dondurma dünyadaki paketlenmiş gıda
sektöründe 10. sırada yer almaktadır. Dondurma pazarını doyuran pazarlar Kuzey
Amerika, Batı Avrupa ve Avusturalya pazarlarıdır. Bu kıtalarda dondurmalar
uluslararası firmalar vasıtasıyla satılmaktadır. Global dondurma satış tahminleri 2000
ile 2005 arasında yaklaşık %2.3’lük artış beklemektedir.
Dondurma satışının artmasına sebeb olacak anahtar faktörler sırasıyla;
¾ Müşterilerin dışarıda yemek yeme alışkalıklarının zaman içeriisinde artan bir
trend içerisine girmesi.
¾ Zaman içerisinde diet, yağsız dondurma üretimine fokuslanılması.
¾ Sezonluk olmayan dondurma talebi.
¾ Değişik yaş gruplarına hedefelenmek değişik ürün çeşitleriyle beraber.
Bütün bu faktörler dondurmaya olan talebin artmasına sebeb olamakta ve
dondurmanın çok iyi bir konumda dünya pazarında yer
tutmasına sebeb
olmaktadır.(Global Market dondurma için, Aralık 2001).
Türkiye`de standart ve kalitenin düşük olmasının yanı sıra, süt ve süt ürünlerinin
tüketim miktarlarının yetersizliğide ayrı bir problemdir. Bir taraftan en gelişmiş
teknolojileri kullanarak AB normlarına uygun nitelikte üretim yapmaya çalışan tesisler,
diğer taraftan hiçbir hijyenik koşula uymayan, en ilkel yöntemlerle üretim yapmaya
çalışan kayıt dışı mandıralar, birlikte üretim faaliyetinde bulunmaktadır.
Ayrıca
tüketiciler bu konuda yeterince bilinçlenmemis olup, tüketicilerin yarıya yakını
sanayiden geçmemiş hiçbir standarda uymayan , sağlık yönünden son derece sakıncalı,
süt ve süt ürünlerini tercih ettikleri bilinmektedir. (DPT, 2000 ).
Çizelge 4.8 : Bölgelere Göre Dağılım İtibariyla Süt ve Süt Ürünleri Toplam
Tüketim Miktarı(ton)
Bölgeler
Toplam Süt
İçme
Sütü
Peynir
Tereyağı Yoğurt
Süttözü
Ortakuzey
1.292.196
225.319
96.915
9.691
315.029
6.491
Ege
1.414.666
249.204
106.767
10.677
347.163
4.449
Marmara
2.322.371
406.415
174.178
17.418
551.563
7.291
Akdeniz
1.364.465
240.283
102.979
9,440
326.356
4.291
Kuzeydoğu
384.079
67.214
29.286
2.641
91.291
1,200
Güneydoğu 990.58
173.351
74.293
7.429
283.358
3,096
Karadeniz
877.861
153.626
65.84
6.584
215.076
2.743
Ortadoğu
610.37
107.498
46.833
4.607
150.097
1.919
Ortagüney
780.585
136.602
59.032
5.854
190.268
2.439
Türkiye
10.037.171
1.759.511
756.122
74,340
2.425.200 33.856
Kaynak : TEAE Hesaplamaları, Mart 2001
Türkiye`de süt ve süt ürünlerinde kalite ve standardizasyönla ilgili olarak TSE
tarafından 112 adet standart çıkartılmış olup, bunlardan sadece 5 tanesının uygulaması
zorunlu tutulmuştur. Diğerleri ise isteğe bağlı olarak uygulanmaktadır ayrıca ( ISO )
Uluslararası Standardizasyon Örgütu’nün yayınladığı ISO 9000 standartları da bazı
işletmelerde uygulanmaktadır. 4 firma TS – EN ISO 9001 tasarım ve 28 firmada TS –
EN ISO 2002 üretim belgesine sahiptir ( DPT , 2000 ).Ayrıca ISO 9000 standardına ek
olarak bazı süt işletmelerinde ise TPM konusunda çalışmaların yapıldığı bilinmektedir.
4.5. Türkiye`de ve Dünya`da Süt Ürünlerinin Üretimi
İnsan beslenmesinde çok önemli yeri bulunan sütün dünyada üretimi yıllar
itibarıyla artış göstermektedir. 1996 – 2002 yılları arasında süt üretimi yaklaşık olarak
50.7 milyon ton artış göstermiştir. AB ülkelerinde aşırı üretimin önüne geçilmesi için
uygulanan politikalar süt üretimini 125 milyon ton seviyesinde sınırlandırmıştır.
Türkiye`de ise uygulanan yanlış politikalar süt üretimının düşmesine neden olmuştur.
Bu düşüş % 11.7 oranında gerçekleşmiştir. Gelişmiş ülkelerde %3.2, gelişmekte olan
ülkelerde ise %19`luk artış olmuştur.
Çizelge 4.9. Ülkeler Bazında Toplam Süt Üretimi
Toplam Sut
Uretimi (ton )
Çin
Dünya
Gelismis Ulkeler
Gelismekte O.L
AB ( 15 )
Arjantin
Avustralya
Brezilya
Kanada
Cek Cumhuriyeti
Macaristan
Hisdistan
Japonya
Meksika
Yeni Zellanda
Polonya
Romanya
Isvicre
Turkiye
ABD
Yillar
1999
1996
1997
1998
2000
2001
2002
10.191.387
10.094.204
10.516.726
11.244.319
12.373.705
14.490.113
14.756.650
547.962.088
553.625.226
563.133.985
570.700.239
579.713.149
588.757.688
598.686.560
342.147.578
340.857.893
342.775.724
342.533.974
345.021.932
347.609.023
353.314.179
205.814.510
212.767.333
220.358.261
228.146.265
234.691.217
241.148.665
245.372.381
126.186.428
125.595.953
125.736.761
125.593.861
125.284.479
125.834.703
125.616214
9.139.815
9.371.790
9.841.926
10.649.200
10.121.330
9.865.640
8.200.000
8.986,000
9.316.000
9.732.000
10.494.000
11.183.000
10.875.000
11.610.000
19.230.400
19.385.656
19.414.424
19.802.220
20.520.998
21.283.800
22.773.000
7.890,000
8.100.000
8.200.000
8.164.000
8.090.000
8.106.000
8.130.000
3.153.485
2.805..001
2.733.113
2.834.761
2.805.118
2.796.954
2.740.018
2.007.192
2.019.096
2.141.009
2.141.755
2.150.014
2.195.633
2.291.200
67.258,000
71.097.002
75.200.000
78.100.000
81.000.000
82.700.000
85.000.000
8.657,000
8.645.455
8.572.421
8.459.694
8.497.000
8.301.000
8.380.000
7.944.525
8.211.928
8.433.455
9.008.312
9.442.621
9.612.163
9.744.843
10.010,000
11.058.000
11.380.000
10.881.408
12.235.392
13.161.724
14.078.500
11.697.452
12.124.648
12.597.041
12.285.428
11.890.331
11.885.082
12.201.100
5.062.508
5.008.654
4.866.605
4.702.704
4.622.760
4.781.023
4.750.000
3.878.000
3.877.400
3.904.100
3.874.400
3.906.800
3.987.500
3.959.300
10.760.915
10.076.526
9.971.000
10.082.000
9.793.962
9.495.550
9.495.550
69.855.000
70.801.000
71.414.000
73.804.000
76.023.000
74.980.000
77.021.296
Kaynak : FAO Internet Sitesi Kayıtları, www.fao.org.2003
5. ISO 9000 ve TKY KAVRAMLARI
5.1 ISO 9000 (Kalite Sistem Belgesi)
Dünya’da iç ve dış pazarda kalıcı ve güvenilir yer edinmek isteyen üretici
firmaların hedeflerinin ilk sırasında kalite gelmektedir. Uluslararası Standardizasyon
Teşkilati (ISO)`nin yayımladığı ISO 9000 serisi standartlar bir çok ülke gibi AB
tarafındanda kabul edilmiştir. Türkiye`de ise bu standartlar TS EN ISO 9000 serisi
standartları olarak uygulanmaktadır. Son iki yılda ülkemizde süt ve süt ürünleri
sanayinde “ Proje ve Üretime “ ilişkin TS EN ISO 9001 belgesi alan 4 firma ( Pınar/
İzmir, Mis/Gönen, Mis/İstanbul, Algida/Çorlu ) “ üretim “ e ilişkin TS EN ISO 9002
belgesını alan 28 firma bulunmaktadır.
Çizelge 5.1 Süt ve Süt Ürünleri Sanayinde TS EN ISO 9001 veya 9002 Belgesi
Alan Firmalar.
(1)
Pınar
Süt
Mamulleri
Sanayi
A.Ş.
Akbel Süt ve Süt
Ürünleri Tic. ve San
A.Ş.
S.S. Tonya ve Bütün
Köyleri
Tarımsal
Kalkınma Koop.
Yorsan
Gıda
Mamulleri San. ve
Tic. A.Ş.
Çukurova Süt Gıda
İth. Mad. San. Tic.
Ltd.Sti
Bayram
Vakum
Yoğurt Sanayi.
Odesan Oderoğlu Süt
San.ve
Gıda
Maddeleri Tic. A.Ş.
Enka Süt ve Gıda
Mamulleri San ve Tic.
A.Ş.
(1) Mis Süt Sanayi (1) Mis Süt Sanayi (1)Unilever Sanayi ve
A.Ş.Gönen Tesisleri
A.Ş.İstanbul Tesisleri Tic. Türk AŞ. Algida
Kuzucu Süt ve Gıda Ketas Gıda San. ve
Mamulleri Nakliyat Tic. A.Ş.
San. Tic .A.Ş.
Van Süt A.Ş.
SEK Süt Endüstrisi
Kurumu San. ve Tic.
A.Ş.
Kars Karper Peynir ve Güngor Gıda Kollektif
Gıda San. Tic. A.Ş.
Şirketi
S.S Işıklar ve Çevre
Köyleri
Tarımsal
Kalkınma Koop.
Sütaş A.Ş.
Birsen Güven Gıda
San ve Tic. A.S
Mamsan Gıda San. ve Dimes Gıda San. ve Okuyucu
Tic.A.S
Tic. .A.Ş.
Mamulleri San.
Akova Süt ve Gıda
Mamulleri San ve Tic.
A.Ş.
Yenipazar
Süt
Ürünları İmalat ve
Satış
Ayyıldız
Süt
Mamulleri Imalat ve
Pazarlama
Süt
Balkan Süt Ürünleri Osman
Güroğlu
San. ve Tic. Ltd Şti
Oğulları Koll. Şti. Süt
Sanayi
Teksüt Süt Mamulleri Yayla Süt Fabrikası
San ve Tic.. A.Ş.
Türünoğlu Süt ve Gülsüt Süt Ürünleri
Gıda Mamulleri San Tekstil San ve Tic.
A.Ş.
A.Ş.
(1) TS EN ISO 9001 alan firmalar
Kaynak : DPT 2000
ISO
9000
Uluslararası
Standartlar
Organizasyonu
olup
(International
Standardisation Organisation) merkezi Brüksel`dedir. ISO `nun 176 numaralı teknik
komitesi, 1987 yılında kalite kontrol sistemleri hakkındaki çeşitli ülkelerin milli
standarlarını bir araya getirerek beş adet uluslararası kalite standardı yayınlamıştır.
ISO’nun 9000 serisinden başka standartlarda mevcuttur. Türk Standartları Enstitüsü bu
standartları TSE/ ISO 9000 olarak aynen kabul etmiştir.
ISO 9000 serileri bir firmanın kalite sistemini geliştirmesini, belgelemesini ve
çalıstırmasını ister, yanı firma içinde yönetimin kalite tetkik uygulamaları için sahip
olduğu sorumluluktan, satın alma politikalarından, eğitime kadar uzanan kalite yönetimi
uygulamalarının tümünü kapsar ( Sanders, D.A 1994 )
ISO 9000’in kalite sistemleri içindeki yerini belirtmeden önce ürün ve sistem
kelimesi arasındaki farkı belirtmekte fayda var. Kalite güvence sistemleriyle ürün kalite
sertifikalarının direk bir ilişkisi yoktur. (Dar anlamda birbirlerini tamamladıkları kabul
edilir.) Ürün sertifikaları söz konusu ürünün belli spesifikasyönlara uygunluğunun
güvencesidir. Kalite güvence sertifikaları ise bu ürünü üreten sistemin kalite üzerinde
etkisi olabilecek her türlü faaliyeti ve bu faaliyetlerin organizasyonuyla ilgilenir. Burada
kalitenin anlamını, tekrarlamak gerekirse, kalite; müşterilerin sürekli olarak ihtiyaçlarını
ve beklentilerini anlamak, kabul etmek, karşılamak ve hatta bunları aşmaktır. Kalite
güvence sertifikaları bir organizasyonun sürekli olarak müşterilerin beklentilerini tam
olarak giderilmesi için gerekli yapıyı kurmuş olduğunun güvencesidir. Oysa ürün kalite
sertifikaları, bir kurumun organizasyonunun kalitesi hakkında hiçbir şey ifade
etmemektedir. Ürün sertifikası “statik kaliteyi”, kalite sistem sertifikası ise sürekli
“dinamik kaliteyi” ifade etmektedir.
Kalite yönetim sisteminin benimsenmesi, kuruluşun üst yönetimi tarafından
oluşturulan bir stratejik karar olmalıdır. Kuruluşun kalite yönetim sisteminin tasarımı ve
uygulanması, çeşitli ihtiyaçlardan, özel hedeflerden, sunulan ürünlerden, çalışan
proseslerden, kuruluşun büyüklüğü ve yapısından etkilenir. Bu standart sekiz kalite
yönetim prensibine dayanır. Bununla birlikte, kalite yönetim sisteminin yapısındaki
veya dökümantasyondaki düzenliliğin sağlanması bu standardın amacı değildir.
Bir kuruluşun amacı;
Rekabet avantajı elde etmek ve bunu etkin ve verimli şekilde yapmak için
müşterilerin ve diğer ilgili tarafların ihtiyaçlarını ve beklentilerini tanımlamak,
karşılamaktır.
Kuruluşun genel performansını ve kapasitesini başarmak, sürdürmek ve
iyileştirmektir.
Kalite yönetim prensiblerinin uygulanması sadece doğrudan faydalar sağlamaz,
aynı zamanda maliyet ve risk yönetimine önemli katkılar yapar. Fayda, maliyet ve risk
yönetimi hususları, kuruluş, müşterileri ve diğer ilgili taraflar için önemlidir.
Kuruluşun genel perfonmansı üzerinde etkili olabilen hususlar aşağıda
verilmiştir.
¾ Müşteri temayülü,
¾ Tekrar edilen işler,
¾ Gelir ve pazar payı gibi kuruluşun aldığı sonuçlar,
¾ Pazar imkanlarına esnek ve hızlı cevaplar,
¾ Kaynakların etkin ve verimli kullanımı sırasında maliyetler ve çevrim
süreleri,
¾ Arzulanan sonuçların alınmasında en iyi olacak proseslerin düzenlenmesi
¾ İyileştirilmiş kuruluş kapasitelerinin rekabet avantajları,
¾ Sürekli iyileştirmeye katılım kadar, kuruluşun amaçları ve hedeflerine
yönelik olarak çalışanların motivasyonu ve anlaması,
¾ Kuruluşun performansı, ürün hayat çevrimi ve isimden gelen malı ve sosyal
faydalar ile gösterildiği gibi, kuruluşun etkinliği ve veriminde ilgili tarafların
gizliliği,
¾ Değisen pazarlara ortak (birlikte) cevap verme hızı ve esneklik kadar
maliyetlerin ve kaynakların optimizasyonu ile kuruluşu ve onun tedarikçileri
için değer yaratma yeteneği.
Kısaca dünyada iç ve dış pazarda kalıcı ve güvenilir yer edinmek isteyen üretici
firmaların hedeflerinin ilk sırasında kalite gelmektedir. Uluslararası Standardizasyon
Teşkilati ( ISO ) nin yayımladığı ISO 9000 serisi standartlar bir çok ülke gibi AB
tarafındanda kabul edilmiştir.
En basit olarak, ISO 9000 İmalat ve Hizmet endüstrilerinde kalite güvencesi için
kurulmuş, kapsamlı bir standartlar kümesidir. ISO 9000 serileri, bir firmanın kalite
sistemini geliştirmesini, belgelemesini ve çalıştırılmasını ister, yani firma içinde
yönetimin kalite teknik uygulamaları için sahip olduğu sorumluluktan, satın alma
politikalarından, eğitime kadar uzanan kalite yönetimi uygulamalarının tümünü kapsar.
Temmuz 1992 itibariyle, uygulanmakta olan beş adet ISO 9000 serisi bulunmaktadır.
5.1.1. ISO 9000 Standardının Ana Hatları
ISO 9000 serisinin " bayraktarı" olan ISO 9000 "Kalite Yönetimi ve Kalite
Güvencesi Standartları"nin seçimi ve kullanımı için bir rehberdir. Bu standardın ne
anlama geldiğini açıklamak için gerekli olan 5 kalite kavramını (Kalite Politikası, Kalite
Yönetimi, Kalite Sistemi, Kalite Kontrol, Kalite Güvencesi) tanımlanır. Bu tanımlar
ISO 8402`deki tanımların tekrarıdır.
ISO 9000 açıkça "Uluslarası standartların bu serinin amacının, organizasyonlar
tarafından uygulanan kalite sistemlerini standartlaştırmak olmadığını ifade eder. ( ISO
9000 ; 1987 ( E ) paragraf 1 Notu ). Başka bir deyişle kalite sistemleri ve kalite
yönetimi firmadan firmaya değisecektir. Bir firma kaliteye etkisi olan faaliyetleri yapan
kişilerin eğitim ihtiyaçını tanımlamak ve sonra bu eğitimi temin etmek için prosedürler
kurmalı ve korumalıdır. ISO 9001 bu gereksinmeye genel olarak değinmekte, ISO 9002
ise " Üretim sırasıda ve çalıştırma sırasında " kaliteye etkisi olan faaliyetleri yapan
insanlar için bunu bir hedef olarak belirtmektedir.
ISO 9003 'de ise bu gereksinmenin kapsamı dahada sınırlıdır ve " son muayene
ve testi yapan personelin yeterli deneyimi ve / veya eğitimi olacaktır. " ifadesi
kullanılmaktadır.
5.1.2. ISO 9001
Ürünün geliştirilmesi ve tasarımdan, üretim, ürünün kurulup çalıştırılması
(tesisi) ve servis işlemlerine kadar imalatın tüm hususları ile ilgili firmalar için Kalite
Güvencesi standardıdır. Standart büyüklüğe değil fonksiyona dayanır. Örneğin; sadece
90 işçi çalıştıran bir firmada yukarıdaki fonksiyonlara sahipse ISO 9001'e başvurabilir.
ISO 9001 12 maddeden oluşur.
5.1.3.ISO 9002
Bir ürünün üretimi ve kurulması ile ilgilenen ve özellikle uzun tek bir prosesi
veya çok sayıda prosesi olan firmaların Kalite Güvencesi standardıdır. AR-GE
fonksiyonu olmayan kimyasal ürün imalatçısı, veya nakliye, paketleme, dağıtım ve
taşıma gibi işler yapan hizmet firmaları bu standart için başvurabilirler. ISO 9002
onsekiz madde içinde açıklanmaktadır.
5.1.4.ISO 9003
Nispeten basit ve düzgün bir imalati olan veya müşterilerine üretim süreçlerine
ilişkin kalite güvencesi vermek isteyen firmalar için ve sadece test aşamalarını içeren bir
Kalite Güvencesi standardıdır.
5.1.5.ISO 9004
Bu standart yukarıdaki 3 standarttan, " standartın istediği hususları kontrol eden
bir liste" ( ISO 9004 : 1987 E, sayfa 2 ) olarak sunulmaması bakımından farklıdır.
Daha çok ISO 9000 başvurusunda temel olması gereken, kalite yönetim felsefesi
ve politikaları için rehberlik yapacak olan hususları açık bir şekilde ifade eder. ISO
9004 hataları önleme, müşteriye yönelme, maliyet hususları, proses kontrol, belgeleme,
satınalma, istatiksel araçların
(Kontrol Şemaları) kullanılması, eğitim ve hatta
çalışanların motivasyonu gibi temel kalite kavramları üzerinde yoğunlaşmıştır. Bu
standart, ISO 9001, 9002 veya 9003 'e başvuran herkes tarafından okunmalı, anlaşılmalı
ve uygulanmalıdır.
5.1.6. ISO 8402
ISO 8402, 9000 serişinin resmi bir parçası olmamakla birlikte, standartların
anlaşılması bakımından önemlidir. ISO 9000 serisi içinde kullanılan önemli kelime ve
kavramların, genel sözlüklerde bulunmayan daha özel tanımlarını vermek üzere
hazırlanmıştır. ISO 8402 ayrıca, kalite ile ilgili diğer hususlara ilişkin birçok kavrama
açıklık verir.
5.1.7. ISO `nun Zamanı ve Amacı
Bu günün kalite zorunluluğu, müşteriye ve pazara yönelik olmaktır. Bu
zorunluluğun tarihi gelişmesi dünyada halihazır kullanılabilir kaynaklar bakımından en
büyük potansiyel pazar olan Avrupa Topluluğunun ortaya çıkışında incelenmelidir.
5.1.8.Kalite Kontrol ( KK )
Birleşik devletlerde en yaygın kullanımı olarak
KK, ürün ve hizmetlerin
kalitesini güvence altına almak için yapılan son ( imalat hattı sonunda ) muayene ve
testler anlamına gelmektedir. Üzerinde "34 tarafından Muayene edilmiştir" veya " Carol
tarafından muayene edilmiştir " şeklinde işaret taşıyan bir ürün, büyük olasılıkla bir K.K
sisteminin altında üretilmiştir.
Bir muayene sisteminde gerçekten ve istatiksel olarak bazı hatalı ürünler gözden
kaçabilir. Kalite kontrol sistemine dayanan bir firma, prosesin kusurlu ürettiğini kabul
eder ve bu günün bilgili müşterisi de bunun anlamının, firmanın istatiksel olarak hatalı
ürünlerin bir kısmını satışa sevk ettiğinin bilincindedir. Bazı firmalar da, tam olarak
müşteri spesifikasyönlarına uygun imalat yaptiklarını ve dolayısıyla hatalı ürün sevk
etmediklerini söyleyerek bu gerçeğe itiraz ederler.
Bugun hatasız ürün sevk amacı, İstatiksel Proses Kontrol uygulamaları yoluyla
gerçeklenmektedir.
5.1.9. Kalite Güvence (Quality asssuarence: QA)
Kalite Güvencesi müşterinin hatalı hiç bir ürün almamasını garanti etmek
üzerine eğilir, fakat bu ürün kontrolü yoluyla değil, proses kontrolü yoluyla yapılır.
Kalite güvencesi; "Kontrol Altında Tutmayı Önerir "
Kalite güvencesi sistemlerinde prosesin kontrol altında olmasını garanti etmek
için imalat prosesının atölye düzeyindeki kritik tüm birleşme noktalarında, ayrı ayrı
kontrol şemaları kullanılır.
"Kalite Güvencesi Para Tasarrufudur". Prosesin kontrol altında tutulması sadece
müşteri standartları ile ilgili ürün paremetrelerine olan uygunluğu garanti etmekle
kalmaz, aynı zamanda ürün imalati için çok daha ekonomik bir yoldur.
5.1.10. ISO Kaydı
ISO 9000 kaydı niçin ortaya çıkmıştır? Bu sorunun cevabı; "Avrupa`da ve
uluslararası pazarlarda ve Birleşik Devletler`deki yüksek kaliteli ithal malları ile başarılı
bir şekilde rekabet etmek için"dir. Bu sorunun ardındanda " Nasıl" sorusu gelmektedir.
Bir firma kalite standartlarını, en azından asgari ölçüde karşıladıklarını nasıl
belirtebilirler? ISO 9000 ile uyumlu bir Kalite Güvencesi sistemi ilk atılmış adımdır.
5.1.11. Kayıt Sürecine Bir Bakış
İlk adımda, firma ISO 9004 ile uyumlu bir sürekli iyileşme ve kalite güvencesi
programına başlamalı ve (9001, 9002, 9003) standartlarından hangişine başvuracağına
karar vermelidir. Hemen ardından da, bu standartlarda uygun olacak şekilde belgeleme
işlemlerine başlanmalıdır.
5.1.12. Doğru Standardın Seçilmesi
Hangi standardın kullanılacağına karar vermeden önce ele alınması gereken
başka hususlarda vardır. Örneğin, ISO 9001' i 9002 'den ayıran, tasarım ve / veya
geliştirme fonksiyonu konusudur. Yani ürün veya hizmet için, tasarım veya geliştirme
yapılması anlasmaya bağlanmış ise, firma mutlaka ISO 9001'i kullanacak demek
değildir. Kararın verilmesi için, hem müşteriye, hem de satıcı firmaya olan maliyetler,
uygunluğunun olmaması nedeniyle oluşacak tahmini veya bilinen maliyetlere karşı
değerlendirilmelidir.
5.1.13.Kalite Elkitabı
Kalite elkitabının gerçek karekteristiği, belgelendiği kalite sistemine göre
değisir. Kalite elkitabının geliştirilmesinde özen ve dikkat göstermek gereklidir. Çünkü,
bir kalite sisteminin tetkikinde ilk adım, kalite elkitabının gözden geçirilmesi olacaktır.
Bu tetkikte tetkikçi, sistemin bekleneni karşılamadığı sonucuna varacak olursa, firmanın
ISO 9000 'e kayıt şansı çok küçük olacaktır.
5.1.14.Kayıt Edecek Kurumun Seçimi
ISO 9000 Kalite el kitabi hazırlandıktan sonra ve bu el kitabını destekleyen
prosedür ve belgeleme sistemine sahip olunca, bir sonraki adım bir kayıt firmasının
seçilmesi ve temas kurulmasıdır.
5.1.15.Kalite Politikası ve Kalite Yönetimi
Kalite politikası; üst yönetimin kalite ile ilgili genel misyon ve hedefinin formal
ifadesidir.
Kalite yönetimi; firmanın kalite politikasını yorumlayan ve uygulayan genel
yönetim fonksiyonunu gösterir. Stratejik planlama, kaynak tahsisi ve özellikle kaliteye
ilişkin konulara yönelik işletme faaliyetlerini içerir.
5.1.16.Kalite Sistemi
Firmanın kalite sisteminin belgelenmesi söz konusu olduğu zaman, iki soru ile
karşılaşılır. Firmanın kalite sistemi tam olarak neyi içerecektir ve firma hangi
fonksiyonları belgelemelidir? Bir kalite sistemi en azından aşağıdaki elemanlardan
bazılarını içermelidir.
5.1.16.1. Müşteri ihtiyaçları
ISO 'nun, müşteri ihtiyaçlarının karşılanması olarak tanımlanan kalite sisteminin
amacı, kalite sisteminin müşterinin ifade edilen veya beklenen ihtiyaçlarını tespit eden
bir yapıda olmasını gerektirir.
5.1.16.2. Araştırma, Tasarım ve Geliştirme
Bu fonksiyon tanımlanan veya beklenen müşteri ihtiyaçlarına karşılık vermek
için bir yol bulunca, bu metodla kaynakların veya hammaddenin satılabilir ürün veya
hizmetlere dönüstürülmesi gerekir.
5.1.16.3. Satın Alma
Bu fonksiyon kalite sisteminin bir kılit elemanı olarak dikkat çeker. Hammadde
veya kaynaklar ürün veya hizmetlerin maliyeti ve kalitesi üzerine büyük etkiye sahiptir.
5.1.16.4.Üretim
ISO kalite sistemlerindeki üretim fonksiyonu, genellikle nezaret şekli, proses
yönetimi uygulamaları, üretim kontrol, metroloji ( ölçme teçhizatının doğruluğunu
koruma ve kanıtlama ) ve uygun olmayan malzemenin uzaklaştırılmasını içerir.
5.1.16.5.Üretim Sonrası Fonksiyonlar
Paketleme, taşıma, depolama, teslim ve satış sonrası hizmetler son mamulün
görünen toplam kalitesine etki eden hususlardır.
5.1.16.6.İnsan ile ilgili Konular
Kalite sistemine ve prosedürlerine % 100 uyum sağlamak için Kalite Elkitabı,
kalitenin insan ile ilgili hususlarınıda belirtilmelidir.
5.1.16.7.Belgelemenin Önemi
Firmanın
kalite
sistemi
operasyonlarının
belgelenmesi
çok
önemlidir,
geciktirilemez. Kalite el kitabına ilişkin her şey çok açık da olsa belgelenmelidir.
5.1.17. Kayıt işleminden sonra yapılan işlemler
Firma ISO 9000 kaydını yapan kurum tarafından belki 4 ayda bir veya 2 'kez
ziyaret edilir (Bazı tetkik firmaları ziyaretlerini bildirmeden yaparlar). Eksiksiz yeniden
değerlendirmelerde her üç yılda bir yapılmalıdır.
5.1.18. Proses Yaklaşımı
ISO 9000 standartları, kalite yönetim sisteminin geliştirilmesi, uygulaması ve
etkinliği ile veriminin iyileştirilmesinde ilgili tarafların şartlarının yerine getirilmesi
yoluyla ilgili tarafların memnuniyetinin arttırılması için proses yaklaşımının
benimsenmesini teşvik eder.
Bir kuruluşun etkin ve verimli çalışması için, kuruluş bir çok bağlantılı
faaliyetleri tanımlamalı ve yönetmelidir. Kaynaklar, kullanılan ve girdilerin, çıktılara
dönüşümünün sağlanması için yönetilen faaliyet, proses olarak değerlendirilir.
Genellikle bir prosesin çıktısı bir sonrakine doğrudan girdi oluşturur.
Kuruluş içinde prosesler sistemin uygulanması, bu proseslerin tanımlanması,
etkilesimleri ve yönetimi ile birlikte “ proses yaklaşımı “olarak adlandırılabilir. Kalite
yönetim sisteminde kullanıldığında, böyle bir yaklaşım;
¾ Şartların anlaşılmasının ve yerine getirilmesinin
¾ Proseslere değer katma açısından değerlendirme gereksinimının
¾ Proses performans ve etkinliğinin sonuçlarının elde edilmesi
¾ Objektif ölçümlere dayandırılarak proseslerin sürekli iyileştirilmesinin
önemini vurgular.
5.2 Toplam Kalite Yönetimi
1950`li yıllarda Japonya`da, 1980 yılların başında ABD`de, ikinci yarısında
Avrupa ülkelerinde ve 1990`li yılların hemen başında da Türkiye`deki işletmelerin
büyük bir kısmı Toplam Kalite Yönetimi ( TKY ) ilgi duymuştur. Çünkü günümüz
işletmelerine, uluslarası kalite düzeyinde üretim yapamadıkları takdirde ihracat, en az
rakiplerinin sahip olduğu kalite düzeyinde mal ve hizmetler sunamadıkları takdirde de
yerli pazar kapılarının kapanacağı hemen her seviyedeki yönetici tarafından
değerlendirilebilmektedir.
ABD`de doğup Japonya`da gelişme imkanı bulan TKY felsefesi kalite kavramına
çok geniş boyutlar katarken, onu teknik bir kavramdan öte adeta varolmayı ve sağlıklı
yaşamayı şekillendiren her bir kavramla özdeşleştirmeyi başarabilmiştir. Sonuç olarak,
bir yaşam felsefesi haline getirilmesi amaçlanan TKY`nin temel ilkelerinin
oluşturulmasında da bu hususun üzerinde özenle durulmuştur.
Ülkemizde de 1990 yılından bu yana hükümetin değişik kurumları ile özel
sektördeki sanayi ve hizmet kuruluşlarından bazıları TKY olarak adlandırılan bu
yönetim felsefesini uygulamaya başlarken bazılarıda kararsız kalmaktadır. Çünkü ABD
ve Japonya`da, bu yönetim felsefesini büyük beklentilerle uygulamaya başladıktan
belirli bir süre sonra, arzu etttklerini elde edemedikleri gerekcesi ile geleneksel yönetim
prensiplerine sıkı sıkıya sarılan işletmelerin sayısı az değildir.
Japonlar, Amerikalılar`dan aldıkları bilgileri işletmedeki herkesin katılımına
sağlayacak ve yapılanların sorumluluğunu paylaştıracak hale getirip yeniden
şekillendirdiler ve yönetim felsefesi haline getirerek bu topyekün faaliyeti “ Toplam
Kalite Yönetimi (TKY) Felsefesi” olarak adlandırdılar.
TKY, amaçları geliştirmek için ortam hazırlamak, gelişimi sağlayabilmek için
faaliyetleri formüle etmek, gelişimi ölçmek üzere bir kıstas geliştirmek, yönlendirmek
ve bu faaliyetlerin işe yarayıp yaramadığını görmek için kıstasları kontrol etmektir.
TKY, gruplar oluşturmak ve eğitmek, çalışanların tanıma programlarını geliştirmek,
çalışanların fikirlerini harekete geçirip bir araya getirecek mekanizmayı geliştirmek ve
istatiksel proses kontrol uygulamak gibi faaliyetler değildir. Bu, TKY`nin bu ve diğer
birçok metottan faydalanamacağı anlamına gelmez. Bunun anlamı, bu metodların
TKY`nin amacınını oluşturmadığı sadece bir araç olduğudur.
Bu kısa girişten sonra bazı kavram karısıklıklarını ve yanlış anlamaları ortadan
kaldırabilmek için öncelikle TKY`nin ne olmadığını vurgulamaya çalışalım;
¾ TKY, moda bir yönetim uygulaması, geçiçi bir heves değildir.
¾ Japonlara özgü bir yönetim felsefesi değildir.
¾ Felsefesi Türk toplumuna, özel yönetime, kamu yönetimine farklı sektörlere
farklı ve uygulanmaz değildir.
¾ ISO 9000, ISO 14000, SA 8000 vb. sistem standartları değildir.
¾ Tepe yönetim tarafından alt kademelere devredilecek bir uygulama değildir.
¾ Tepeden verilen kararların direktiflere dönüştürülerek, kökten bir değişim
yapmak değildir.
¾ Kalite çemberleri, beyin fırtınası, balık kılçiği vb. tekniklerden herhangi biri
değildir.
¾ Temeli 1950`ye dayanan eskimiş bir anlayış değildir.
¾ İşletmelerde oluşturulacak kalite koordinatörlüğü, kalite yürütme kurulu vb.
organların sorumluluğuna bırakılacak bir uygulama değildir.
TKY, ürün ve hizmetlerin sistematik gelişimi için bir metottur. Satıştan sonra
müşteriye hizmeti de kapsar. Bütün çalışanları yapılanlara dahil eden, katılımcı bir
tekniktir. Tamamen müşteriye odaklanmış bir işletme kültürünü oluşturan tam bir
yönetim sistemidir. İşletmenin var oluşuna ilişkin bir olgudur.
TKY; sürekli gelişmeyi ve rekabet avantajıni sağlamak için bütünleşik bir
yaklaşımı kullanan, topyekün bir kültürün içine yayılan bir felsefedir. Çünkü; TKY`nin
ilgilendiğı nokta , hem geniş tabanlı hem de uzun vadeli bir perspektiftir.
Diğer bir deyişle, kademe farkı gözetmeksizin tüm çalışanların, fikrini ve
önerilerini
rahatça
söyleyebilecegi
yönetime
ve
yönetimin
alacağı
kararlara
katılabilecegi bir ortam yaratılmasıdır.
TKY temel amaç edindığı sürekli gelişmeye; stratejiyi teknolojiyi, iletişimi, insan
kaynaklarını ve diğer kaynaklar ile bunlara yön veren yönetim fonksiyonlarını etkin bir
şekilde kullanarak ulaşmayı öngörür.
TKY `nin alt yapısı , organizasyondaki her işin bir süreç olarak görüldüğü temel
varsayımı üzerine kurulmuştur. Ayrıca her iş, kesinlikle bir amaca yönelik olmalıdır.
TKY ile gerek maliyet yönünden gerekse hata oranlarının düşmesi yönünden
önerilen yararlı bir sistemdir. Bu sebebten ötürü bir çok işletmede başarıyla
uygulanmaktadır.
Şekil 5.1 : Kalite kavramlarının birbirleri ile olan ilişkileri
TOPLAM KALİTE
YÖNETİMİ ( TKY )
•
•
•
•
•
•
KALİTE
MALİYETLERİ
FELSEFE
YAŞAM
BİÇİMİ
KATILIMCI
YÖNETİM
MÜŞTERİ
ODAKLI
GRUP
CALIŞMASI
SÜREKLİ
GELİŞİM
KALİTE GÜVENCE
SİSTEMLERİ
•
•
ISO 9000
AQAP
İSTATİKSEL
KALİTE KONTROL
•
ÖNLEYİCİ
YAKLAŞIM
KALİTE
KONTROL
HER
AŞAMADA
ÖNLEME
KALİTE
İYİLEŞTİRME
GRUPLARI
Kaynak: Toplam Kalite Yönetimi ( A Kovancı )
TKY değişim için dizayn edilmiştir. TKY, kurallar ve araçlardan oluşan bir sistem
değil, işin yapılması ile ilgili bir düşünce şekli ve yönetim felsefesidir. TKY , kısa
vadede işletmeleri başarıya ulaştıracak bir reçete olmamakla beraber, uygulama kararı
alınamayacak kadar da zor bir uygulama ya da yönetim felsefesi değildir. TKY, bir
ortaklıktır; bir işletmenin tüm çalışanları , tedarikçileri, pazarlamacıları, servısleri,
dağıtıcıları kısacası ürünün herhangi bir noktasında emeği geçen her bir birim ve
çalışanın ortaklığı söz konusudur. Bu ortaklıkta en güçlü hisse ortak amaçtır ve bu
hissedeki herkesin payı eşittir. Bu hissenin temelini de müşterilerin tam ve sürekli
tatmin edilmesi oluşturmalıdır.
5.2.1 Toplam Kalite Yöntemine Gösterilen İlginin Nedenleri
Yöneticilerin
çoğu,
hali
hazırda
uyguladıkları
yöntemlerden
memnun
olmadıkları, mevcut yönetim sistemlerini çok yönlü olarak gözden geçirmeye ihtiyaç
duydukları, köklü bir değişim istemeleri vb. nedenlerden dolayı TKY yöntemini
incelemeye karar vermektedirler.
Pek çok yönetici de TKY`ne geçildikten sonra, işletmelerin değişik bir yönetim
anlayışına sahip olduklarını, süreç iyileştirmeye daha fazla ilgi gösterildiğini,
maliyetleri düşürülmesine rağmen kalitenin yükseldiğini, daha yaratıcı ve yenilikçi
olduklarını, müşteri tatmin oranının yükselerek sadık müşteri sayışinda artış olduğunu,
tedarikçilerle daha uzun süreli ve sağlıklı ilişkiler kurduklarını, pazar paylarını
artırdıklarını vb. ifadeleri TKY uygulayan işletme yöneticisi ve çalışanlarından,
başından,
seminer
vb.
faaliyetlerden
duydukları
için
TKY
felsefesine
ilgi
duymaktadırlar. TKY uygulayan işletmelerden alınan mesajlar TKY oldukça cazip hale
gelmiştir.
Bu mesajlardan bazılarını şöyle sıralıyabiliriz:
¾ Yatırımların geri dönme oranlarının % 40 artması,
¾ Üretim maliyetlerinin % 20 - % 50 oranında azalması,
¾ İlave kaynaklar kullanmaksızın çıktının % 20 artması,
¾ İlave kaynaklar kullanmaksızın AR – GE çıktılarının % 20 artması,
¾ Kaynaklardan % 25 dolayında tasarruf edilmesi,
¾ Üretim çevrimi zamanında % 60- 70 arasında azalma,
¾ Güçlü bir müşteri sadakatinin oluşturulması,
¾ Değişik ve sorumluluklara açık, istekli çalışma gücüne sahip, yeni bir
örgütsel kültüre erişilmis olmasıdır.
İşletme yönetiminde hali hazırda bölümler arası karşılaştırma ve birbirlerine
üstünlük sağlama tartışmaları ve uğraşları verilirken TKY felsefesinde, işletmeyi bir
bütün olarak görme ve bunu uygulamaya koyma çabası gündeme gelmiştir.
Bu felsefenin en önemli mesajlarından birisi “ beraberliktir” tir. Şirketi bir aile
havasına sokup beraber planlıyalım, beraber çalışalım, beraber yönetelim, beraber
kazanalım, beraber gelişelim, beraber eğlenelim, beraber sevinelim, beraber üzülelim
vb. gibi mesajlar son zamanlarda her kademedeki çalışanın dikkatini çekmektedir. Bu
mesajları temelinde yatan takım ruhunun gelişmesi, “ ben “ kavramının yerini “ biz “
kavramına terk etmeye başlaması TKY`ye gösterilen ilginin başında gelmiştir.
TKY`yi uygulayan işletmeleri önemli bir övünç noktası, verimin önemli ölçüde
artmasına rağmen kimsenin işini kaybetmemiş olmasıdır. Bunun yanında TKY
işletmenin kalitesini artırdıkça daha fazla müşteri kazanılacak, pazar payı artacak ve
daha fazla iş olanağı yaratılacaktır.
Günümüz piyasa ekonomisinin özü ve gücü kararların piyasaya ve müşteriye en
yakın yerde oluşturulmasını gerekli kılmaktadır. TKY`nin hedefinin ve ortaya çıkış
nedeninin de bu olduğu düşünüldüğünde piyasa ekonomisini bugünkü şartlarını
sağlamada biçilmiş kaftan olduğu gözlenecektir.
Geleneksel yönetim atmosferi, iş gücünün bordrodaki maaştan başka bir şey
istemeyen, zihisel becerilerini kullanamayan kişilerden oluştuğunu farz ve kabul eder.
TKY, bu düşünce yapısını kökten ve tamamen değiştirmiştir. Çünkü bireysel çabaların
karşılığının pek çok yolla ödeneceği ve bunlardan sadece birinin finansal ödeme olduğu
benimsenen bir görüştür.
TKY, bireylerin sarf ettikleri eforları ölçebilecek yeni yolları devreye sokar.
Bunu yanında işgücünü eşşiz ve zengin bir bilgi olarak görür ve işinizi geliştirebilmek,
yanı kari artırmak ve maliyetleri azaltmak için iyi bir fırsat olarak değerlendirir. İlk
kademeki çalışanların kendilerini, kazanan bir takımın elemanı gibi hisstmeleri
önemlidir. TKY
felsefesi, uzman işgücünü harekete geçirerek mükemmel bilgi ve
beceriyi herkesin işine yarayacak şekilde karşılıklı çıkarlar gözeterek yaymaktadır.
Rekabetçi bir işletmenin sahip olması gereken temel özelliklerden bazılarını
şöyle sıralıyabiliriz: Müşteri odaklı, katılımcı, hedef birliği içinde, yüksek
motivasyonlu, kaliteli iş gücü, bilgi bazlı, planlı, programlı, dinamik sorumluluğunu
bilincinde olan olan bir yönetim. Bütün bu özelliklere ulaşılması yönündeki çabaları
kapsadığı içindir ki TKY`ne gösterilen ilgi her geçen gün artmaktadır.
5.2.2 ToplamKaliteYönetimi Felsefesinin Diğer Yönetim Modellerinden
Farkı
Geleneksel yönetim tarzını uygulayan yöneticiler, içinde bulundukları stresli
yaşam biçimine o denli alışmışlardır ki.bu sorunları çözüp, işletmelerinin değişik
bölümlerinde birbiri ardına çıkan yangınları söndürmeyi genellikle en önemli görevleri
olarak benimsemektedirler. Oysa yöneticilerin yaşadığı sorunların temel nedeni,
uyguladıkları yönetim tarzıdır. Bu yönetim tarzlarının bir uzantısı da doğal olarak
işletmelerin kalite faaliyetlerinde de pek çok olumsuz etkileşimlere neden olmuştur.
Çizelge 5.2. Toplam Kalite Anlayışı ile TKY Anlayışının Karşılaştırılması
Toplam Kalite Anlayışı ile TKY Anlayışının Karşılaştırılması
1
KLASİK YÖNETİM ANLAYIŞI
TKY ANLAYIŞI
2
" Muayeneye" dayalı kalite
" Önlemeye" dayalı kalite
3
Yüksek kalite ile artan maliyet
Yüksek kaliye ile düşen maliyet
4
Optimum stok.
Sıfır stok
5
Spesifikasyon limitleri arası üretim
Hedef değerde üretim
6
Sorunlar çıktıkça çözüm gerektiren
yönetim
Olası sorunları düşünup, bunları
önleyen yönetim
7
Fonksiyonların kesin ayrımına dayalı
organizasyon
İşin ideal biçimde yürütülmesine
dayalı esnek organizasyon
8
"Kabul edilebilir hata düzeyi" ni
hedefleyen üretim
" Sıfır hata"yi hedefleyen üretim
9
Ödül ve cezaya dayalı motivasyon
Onurlu çalışmayı ve bunun takdir
edilmesine dayalı motivasyon
10
Hiyerarşiye dayalı öncelikler
Müşteri tatminine dayalı öncelikler
11
Rekabete dayalı tedarik sistemi
Karşılıklı güvene dayalı tedarik
sistemi
12
Kar maksimizasyonunu hedefleyen
güdümleme
Kalıcı performansı hedefleyen
güdümleme
Ulusal/Uluslararası standartlara göre
ürün kalitesi
Müşteri beklentilerine cevap veren
ürün kalitesi
Kalite Kontrol fonksiyonunun
sorumluluğunda kalite güvencesi
Işi yapanların sorumluluğunda kalite
güvencesi
15
AR-GE ve pazarlamanın
sorumluluğunda ürün tasarımı
Üretenlerin ve satış yapanların da
katkısı olan ürün geliştirme
16
Optimum fire ve ya yeniden işleme
Sıfır fire veya yeniden işleme
17
Evrimsel hızla gelişme
Devrimsel hızla gelişme
18
Yüksek verimli proseslerle sağlanan
randıman artışları
"Robüst" ürün tasarımı ile sağlanan
randıman artışları
19
İşbaşı eğitimi ile sağlanan bilgi ve
beceri
İşbaşı eğitimi kadar temel eğitimle
de geliştirilen bilgi ve beceri
21
Fayda - maliyet analizine dayalı yatırım
/ işletme kararları
İşi en iyi bilenin o işi yöneten olduğuna
inanan anlayış
Kaliteyi geliştiren her uygulama ve
yatırımi benimseyen yönetim
anlayışı
İşi yapanın o işi en iyi bildiğine
inanan yönetim
22
Hatalı uygulamaları önlemek için
prosedürler geliştiren yönetim
Çalışanların fikirlerinden
yararlanarak hataları önleyen
yönetim
13
14
20
Kaynak : Toplam Kalite Yönetimi ( A Kovancı )
Eski yönetim anlayışının terk edilerek TKY anlayışı benimsendiğinde, köklü ve
bir kültür ve zihniyet değişiklığıne duyulduğu yukarıda belirtilmişti. Buna göre,
geleneksel anlayıştan doğan katı ve hiyerarşik ilkelere göre örgütlenmiş, çok kademeli
bürokrat bir yapıya sahip ve karar süreçleri ağır işleyen işletmelerin, kendilerinin yatay
örgütlenmeye dayalı, esnek değişime açık, inisiyatif kullanımına ve ekip çalışmasına
olanak sağlayan yönde yeniden yapılandırılmaları gerekmektedir.
Bu yönde sağlanabilecek bir dönüşümun, yüksek performans sağlayan bir
organizasyon modeli olacağı açıktir. Şekil 5 .3 incelendiğinde aradaki farklar daha net
bir şekilde görülebilir.
Çizelge. 5.3 Geleneksel Organizasyon Yapısı ile TKY Organizasyon Yapısının
Karşılaştırılması.
GELENEKSEL
ORGANIZASYON
TKY ORGANIZASYONU
Çok kademeli
Yatay
Otokratik
Inisiyatif sağlayıcı
Emredici karar alma
Fikir birliği
Rekabetçi
Işbirlikci
Bana ne yapacağım söylensin
anlayışı
Daha iyiyi nasıl yapacağımizi biliriz
anlayışı hakim
Yapılması gereken bir iş
Bu benim işim
Bir konuda uzmanlasma
Çeşitli konularda uzmanlasma
Yeniliğe kapalı
Yenilikçi
Değişime karşı direnc
Değişime açık
Kurallara bağlı ve yavaş
Işleri doğru yapmak
Esnek ve hızlı
Doğru işleri yapmak
Organizasyon odaklı
Müşteri odaklı
Kırılmadıkça tamir etmeye gerek yok
anlayışı hakim
Sürekli iyileştirme zihniyetinin doğal
sonucu Ile önleyici yaklaşım
Nezaretciler tarafından yapılan
denetim
Oto kontrol
Kabul edilebilir hata oranı
Sıfır hata
Önce teknoloji
Önce insan
Kaynak : Toplam Kalite Yönetimi ( A Kovancı )
5.2.3 Toplam KaliteYönetiminde Eğitim Yöntemleri
Eğitim sistemi insanlara, kişisel yeteneklerini geliştirmede ve takım olarak etkili
bir birliktelik içinde çalışmada yardımcı olmalıdır. Özellikle çalışanlar, müşterilerin
isteklerini nasıl tanımlayacaklarını, bu ihtiyaçları teknik gereksinimlere nasıl
donüstüreceklerini ve sürekli bir gelisim sürecinde olan organizasyon yapısına nasıl
uyacaklarını da öğrenmelidir. Bununla birlikte temel olan, onların istatiksel düşünceyi
kavramaları, karar verirken fikirler ve varsayımlardan öte gerçek verileri ve bilgileri
referans almalıdır.
İki çeşit bilgi vardır; davranışsal ve davranışsal olmayan. Bu bilgi türleri,
organizasyon yapısının gelişiminde önemli rol oynamaktadır. Davranışsal bilgiler, özel
ii ilişkili görevler için nasıl bir davranış gösterilmesi gerektiğını belirtir. Bu tür bilgiler,
tarihsel süreçte ilk kademe çalışanlarının eğitımının bel kemigini oluşturmuş, görev ve
sorumlulukların doğru olarak tamamlanmasını sağlamıştır. Davranışsal bilgi türünü
içeren, tekdüzü yaklaşımlar olduğu halde sık sık çevreyle ilgili ve belirli ihtiyaçlara
temel oluşturmuştur. Diğer yönden davranışsal olmayan bilgi türü, devamlı gelişmeyi
ve süregelen öğrenmeyi sağlayan bir bilgi türüdür.
Kalite eğitiminde kolay öğrenmeyi sağlayan birkaç hususu aşağıdaki gibi
sıralayabiliriz.
¾ Eğitime katılacak kişilere, eğitim hakkındaki genel bilgileri kapsayan ve
kolayca anlaşılan bir mektup, eğitime başlanmadan iki hafta önce
yollanmalıdır.
¾ Eğitime katılacak kişilere, bu eğitime hangi beklentilerle gelmesi gerektiğine
dair bilgi verilmelidir. Bu, kişilerin eğitime adamalarına adamalarına
yardımcı olur.
¾ Eğitim salonunda verilecek eğitimin amaçları, rahatça okunacak bir yerde
asılı olmalı ve eğitim bitene kadar orada kalmalıdır.
¾ Eğitimci, eğitime katılanları iyi karşılamalı ve eğitim süresince birlikte
çalışacakları diğer personeli ve görevlerini tanıtmalıdır.
¾ Eğitime katılanlara, eğitimin başlangıç konuşmasında, eğitim boyunca
itaatkar bir tavır sergileyerek sessiz kalmamaları, sadece anlatılanları
öğrenmek değil, anlatılanlara katkıda bulanabilecekleri katılımcı yönetim
tekniklerinin benimsendiği belirtilmelidir.
¾ Katılımcılara, işlerin daha iyi yapılmasında kendi kişisel katkılarının ne
kadar önemli olduğunu hissettirecek ifadeler kullanılmalıdır.
¾ Gerçek ihtiyaçları karşılayacak bir eğitim seti hazırlanmalı, kolay anlaşılmalı
ve sonuçlar ölçülmelidir. Bilinmeyen gizemli şeyler olmamalıdır.
¾ Her eğitimde kullanılacak metaryal, eğitim yapılacak yere önceden
getirilmelidir.
¾ Eğitimler zamanında başlamalı ve bitmeli, herhangi bir herhangi bir sebeble
kesilmemelidir.
¾ Eğitim oturumları, maksimum bir saat olmalıdır. Her oturum sonunda,
katılımcılara 10 dakikalik ve birbirlerini tanıma süreleri verilmelidir.
¾ Maximum öğrenme sağlamak amacıyla, bilgi aktarımı sınıflarda olduğu
kadar iş başında da yapılmalıdır.
¾ Eğitime
katılanlara,
bireysel
veya
grupça
yapabilecekleri
ödevler
verilmelidir. Ödev katılımcıları, meşgul etmek için değil, öğrenilenleri
pekiştirmek ve öğrenilecekleri kolaylaştırmak için verilmelidir.
¾ Katılımcıların, örnek olaylarda belirtilen sorunlara, kendilerine göre bir
çözüm bulmaları istenmelidir. Tüm katılımcılar aynı işletmeden ise bu görev
bir gruba verilebilir.
¾ Eğitim sonunda bir değerlendirme yapılarak başarılı olanlara burada
harcadıkları zamanı hatırlatmak amacıyla sertifika, plaket rözet vb.
verilmelidir.
¾ Verilen eğitim, işletme teknolojisine uyum sağlamalıdır.
5.2.3.1 Teorik Eğitim ( Dersane Eğitimi )
Yöneticilerin, teorik eğitimin beceri eğitiminden daha az zaman aldığını ve
eğitimin ilk adımını oluşturduğunu anlamaları gereklidir. Ancak iyi bir teorik eğitim ile
uygulamalı eğitimin sürekli kalite iyileştirmesini destelemek için gerekli değişimleri
yaratabileceğini bilmelidirler.
Bu
eğitim,
istenilen
yönde
davranış
değişiklığı
sağlanana
kadar
sürdürülmelidir.Yoğun bir teorik kalite eğitımının ardından edinilen bilgilerin
uygulamaya aktarım oranı oldukça düşük olmaktadır. Örneğin bir çok yönetici kalite
iyileştirme konularına temel teşkil edecek öğrenimlere tabi tutulurlar. Fakat gerçek
kalite iyileştirme sürecinde bulunmazlar bir takım istatiksel metodlar öğrenirler, fakat
bunu uygulama imkanı bulamazlar gerçek iş yaşamı koşullarında. Oysa temel amacı
davranış değişiklığı yaratılmasıdır. Gerçekten de eğitim, kişilerin davranışlarında
değişiklik yapabilme olanağını sağlayabilmek ve buna yardım etmektir. Bunun
sağlanabilmesi yolu da eğitimin gerçek iş koşullarında yapılmasından geçmektedir.
5.2.3.2 Görev Başı Eğitim ( GBE )
Batılı iş eğitimi, insanın ve fiziksel kaynakların yönetimini esas alır. Buna
karşın, Japon iş eğitimi ise genelde iş başındaki deneyime dayanır ve iş eğitimi sırasında
işletme kaynaklarının nasıl kullanılacağını öğretir. Değişim hızının artışına bağlı olarak
paralel çalışanlar, okullarda aldıkları eğitimin ardından iş yerlerinde tekrar eğitilmek
zorunda kalmaktadırlar.
Yakın bir geçmise kadar eğitim iş dışında yürütülen bir faaliyet olarak
algılanmaktaydı. Yanı insanlar, birtakım okullara gider eğitilir ve sonrada işe başlarlar
şeklinde anlayış hakimdi. Oysa günümüz iş ortamı, çalışanların iyi bir eğitim almış
olmasına rağmen, yapacağı işin üzerinde bizzat uygulamalı eğitimin verilmesini zorlar
hale gelmiştir. Bu gerekliliğe kulak asılmayan işletmelerde, çalışanlar çoğu kez
kendilerinden önce çalışmaya başlayan kişilerden yapacakları işi öğrenmektedirler.
Kendi teknik seviyesını ve anlayışını geliştirmeye çalışan ilk kademe
yöneticiler, aynı zamanda kendilerine bağlı çalışanların eğitimi için de bir plan
yapmalıdır. Bu plan şunları içermelidir.
¾ Işletme politikasına uygun olarak, yeni teknoloji ve vasıfların eskileri ile
değiştirilmesi.
¾ Çalışanların bilgi ve becerilerinin, kalite, maliyet ve teslimat hedeflerinin
gerçekleşmesi için yükseltilmesi.
¾ Çalışanların eğitim alma isteklerini ve arzularını özendirmek için gelişme, terfi
ve daha yüksek yaşam standardına eriştirilmesinin özendirilmesi.
Görev başı eğitim (GBE) metodunda, çalışanlar işlerinin başındayken
eğitildikleri için bu en etkin ve önemli bir eğitim metodudur. İlk kademe yönetici,
çalışanlarının planlı bir şekilde eğitiminden sorumludur.
GBE `nin gerekli hususları şunlardır:
¾ Görevleri yerine getirmek için yollar aramak.
¾ Çalışanlara, bireysel çalışma hedeflerine ulaşmada yardımcı olmak.
¾ Çalışanlara işin nasıl yapılması gerektiği hususunda yol göstermek.
¾ Eğitim iş sonrası veriliyorsa, çalışanlara öğrendikleriyle ilgili pekiştirici görevler
vermek.
¾ Çalışanların, toplantılara, çalışma gruplarına katılmaları ve iş gezilerine
çıkmaları için
¾ Çalışanların başarılı deneyimler yaşamalarını sağlamak. Bazen başarısız olursa
onların hatalarından ne gibi dersler alabileceklerini anlamalarını sağlamak.
5.2.3.3 Grup ( Ekip ) Eğitimi
Grup eğitimlerinin yararları çift yönlüdür. Eğitime başarı ile tamamlayanlar
sorunların belirlenmesinde, nedenlerin analizinde ve çözümlerin bulunmasında aktif
olarak yer alırlar. Ayrıca bu çalışanlar, zamanla öğrendiklerini günlük faaliyetlerinde de
uygulamaya başlarlar. Grup eğitimleri, işletme içerisinde ortak bir dilin gelişmesini
destekleyen pozitif ve etkili bir araç ve özelliktir. Ortak dil, bu yolla tüm işletmeye
yayılır. Faaliyet olarak birbiri ile direkt ilişkisi olmayan bölüm çalışanları bile ortak
kavramlar kullanmaya başlar.
Grup üyeleri için eğitim, hoş bir deneyimden daha fazla şey ifade etmektedir.
Problem çözümü eğitimi çalışmaları sırasında her grup bir projeyle görevlendirilmelidir.
Bu, iş başında öğrendiklerini hemen uygulamada ve kendilerini bunları kullanarak
geliştirmeyi düşünen kişilerin amaçlarına ulaşmada yardımcı olur.
5.2.4 Toplam Kalite Yönetiminde Yaratıcılık
İşletmelerin yaratıcılığını destekleyerek düşünce fabrikaları haline gelebilmeleri
için, yeni bilgilerin yaratıldığı ve yayıldığı bir organizasyon yapısı oluşturmaları
gerekmektedir. İşletmeler, yaratıcı düşünceyi, çalışanlarını risk almada cesaretlendirerek
ve farklı işler yapma özgürlüğü vererek artırabilirler. Çalışanları yaratıcı düşünceler
üretebileceklerine inandırmak için onlara yardım edecek bir rehbere ihtiyaçları
olacaktır. Yaratıcı düşünce ve fikirlerle bağlantı kuran ve onları cesaretlendiren
organizasyonlar TKY mesafe kat edeceklerdir.
Yaratıcılıktan fedakarlık ederek elde edilen verim, sağlıksız sonuçlar doğurur.
Başarılı işletmeler yaratıcılık üzerine yoğunlaşırlar. Bir işletmenin düşünce fabrikası
haline getirilebilmesinde üst yönetimin üzerinde önemle durması gereken konulardan
bazılarına aşağıda kısaca değinilmiştir.
¾ Yönetimin Desteğinin Sağlanması: Bir işletme genel müdürü, yaratıcı fikirleri
geliştirme ve bunu uygulayanları da fark etme becerişine sahip olmalıdır. İyi
fikirleri anlamakta en fazla başarı gösteren yöneticiler, kulaga çok garip de
gelse bu fikirleri oturup dinleyenlerdir. Bu da yöneticilerin fikirleri bitmiş
haliyle değil, ama taslak halinde kabul etmesi anlamına gelir. Yaratıcı fikirler ilk
kez su yüzüne çıktıklarında ender olarak son şekliyle açıklanırlar. Yöneticiler
bunları kabul ederken, neden olacakları rahatsızlığa katlanmayı bilmelidirler.
Yeni fikirleri kullanmak, alışılmış uygulamaların geri çevrilmesi, riski yüksek
olan yatırımlar, duygusal yönden tatminkar işlemlerin bir kenara bırakılması
anlamına gelecegi için bu gibi fikirler huzursuzluğa neden olur. Bunlara rağmen
bir yöneticinin yaratıcı kişilerin fikirlerini dinlemeyi öğrenmesi gereklidir.
¾ Hiyerarşinin Kırılması: İşletmenin, kademeler arası iletişimi önleyecek kadar
katı bir hiyerarşiye sahip olması fikir alışverişini de önleyecektir. Ayrıca, bu
durum çalışanların fikir ve duygu yönünden tanınmalarına engel olmanın yanı
sıra, sorumluluk ve inisiyatif almalarını da kısıtlayacaktır. Ayrıca hiyerarşik
üstünlük rastlantısal olmamalı ve meslekteki etkinlikle ilgisi olmayan güçlerin
oyuncağı haline gelmemelidir. Hiyerarşik kademelerin azaltılmasına kadar, bu
kademelerin kimlerin işgal ettiğide önemlidir. Nitelıksız ve yerini kaybetme
korkusu yaşayan kişilerin bağları yaratıcıklarını engelliyecektir. Başka bir
deyimle, “ Hürmet edilene değil, hürmete layık olana hürmet edilmelidir.”
¾ İletişimin Yoğunlaştırılması: Yaratıcı işletmelerin iletişim sistemleri açıktir,
böylece kişilerle ilişki kurmak kolaylaşır. Ancak böyle bir işletme tartışma
özgürlüğü içinde çalışabilen alışagelmişlikten uzak insan tiplerinin ortaya
çıkmasına neden olur. Örnek olarak yemekhanelerdeki dörder kişilik masalar
yerine askeri yemekhanelerdeki gibi uzun masaların, asansör yerine yurüyen
merdivenlerin
kullanılması,
bölümlere
göre
ayrılan
sosyal
tesislerin
genelleştirilmesi yönetim kademelerinde görevli kişilerin ayrı merdiven veya
asansör kullanmaktan vazgeçerek herkesin dilediği asansör veya merdiven
kullanılabilmesi gibi yapılacak fiziki düzenlemelerle kişiler arası Iletişim daha
yoğun hale getirilebilir. (ahmet kovancı subat 2003)
¾ Çalışanlara İşletmenin Tanıtılması: Araştırma laboratuvarının bir köşesine
atılmış mühendisler ile diğer çalışanların, müşterilerin gereksinimlerini
anlamada, başarısızlığa uğramalarına şaşırmamak gerekir. İşletmede herkesin
her bölümde çalışması mümkün olmasa bile belirli dönemlerde düzenlenecek
eğitim programlarıyla işletmenin bir bütün olarak faaliyetleri hakkında
çalışanların bilgilendirilmesi; onların düşünce ve ufuklarını genişletecek ve
birbirinden kopuk ve bağımsızmış gibi görünen faaliyetler birleştirilerek bir
bütünun meydana getirilmesinde yardımcı olacaktır.
¾ Başarısızlığın Hoş Görülmesi: Yaratıcıların çoğu, çoğunlukla başarısızlığa
uğrarlar. Fakat yapılan araştırmalar göstermektedir ki, tek deneme için başarı
şansı nedenli düşük olursa olsun, deneme sayısı arttıkça başarı şansı artmaktadır.
(Kovancı, 2003)
5.2.5. Yardımsever ve Rahat Bir İşyeri Yaratma
Bir işletmede iletişim başarısı, grup sayılarının artması, hatıraların sayısı, ilan
panolarındaki renkli tablolar veya öneri kutularının sayısı ile ölçülemez. İyi iletişim,
yönetim şeffaflığı ve dürüstlüğünün bir fonksiyonudur. Başarılı iletişim için her şeyden
önce, iletişimin önemının benimsenmesinin gerekmektedir. Ayrıca, dürüst, erişilebilir,
seffaf ve istekli olunmalıdır.( Caudron, 1993 )
Dürüstlüğün anlamı, insanlara saygılı davranmaktır. İşletmede çalışan insanları,
eşit ve tanıdıkları şekilde kabul etmelişiniz. İnsanlarla konuşurken isimleri veya
hoşlarına gidiyorsa takma isimleri ıle hitap etmek, çalışma ortamını yumuşatacak ve
onlar ile daha rahat iletişim kurulmasına neden olacaktır.
Üzerinde durulması gereken diğer bir iletişim kuralı da, iş yerinin sosyal bir
ortam olduğudur. Haftanın beş günü aynı yerde tanımlanan işleri yapmak, haftanın beş
gününde aynı insanlarla aynı partiye gitmeye benzer.
Bu durumun bir yaşam tarzı olduğunun kabullenilmesine yardım edebilmek
amacıyla, çalışanların aileleri hakkında da bir şeyler öğrenilmesi onların işlerine
bağlılğını artıracaktır. Bu yakın ilgi de TKY uygulamalarına ivme kazandıracaktır.
Yöneticiler açısından şeffaflık, makam odasının dışında ve işyerinin herhangi bir
yerinde olmak demektir. Çalışanlar açısından ise çalışanların yöneticilerini olduğu gibi
görmelerine izin vermek demektir. Çalışanlar, yöneticilerinde sinirli, sevinçli, üzüntülü
anlarının olabileceğini görebilmelidirler. Şeffaf olmak, yöneticilerin çalışanlara vereceği
cevapların daha kolay anlaşılmasına neden olacaktır.
Yöneticiler mümkünse her gün, işin yapıldığı yerlerde dolaşmalıdır. Böylece
çalışanlar, yöneticileri kendilerine yakın görebilecekler ve kalitede sürekli iyileşme
sağlıyabilmek için devamlı sorular sorabileceklerdir. Bu soruların çokluğu ve çeşitliliği
seffaflığın iyi bir göstergesi olacaktır.
Çalışma arzusu, üretilen ürün, üretim metodu ve yeri ile ilgili heyecan
duymaktır. Çalışanlar, sürece katılımlardan ve ürünün müşteriye sağladığı yararlardan
dolayı gurur duymalıdır.
Çalışanlar ile iletişim kurarken, düzeltilmesi gereken olumsuz bir durum olsa
bile, bu durumu düzeltmek ve tekrarını önlemek için yapılacak uyarıda ses tonunda da
bir isteklilik bulunmalıdır. Bu hatadan neler öğrenildiği vurgulanmalı ve tekrarını
önleyecek adımlar tartışılmalıdır.
Tartışmalarda dikkat edilmesi gereken diğer bir önemli husus da hiç kimseyi
hatasından dolayı, yönettiği kişilerin önünde uyarmamaktır. Ileriki dönemlerde,
çalışanların kaliteyi geliştirmeye yönelik önerilerinde, bir azalma olmaması için tüm
tartışmaların olumlu bitirilmesine özen gösterilmelidir. ( Kovancı Subat 2003 )
5.2.6. Toplam Kalite Yönetiminde Sürekli İyileştirme ( Kaizen )
Kaizen, Japon yönetiminde başlı başına önemli bir kavram olup Japonya`nın
rekabetteki başarısının bir anahtarıdır. Kaizen sürekli iyileştirme demektir. Sürekli
iyileştirme her kademedeki yönetici ve diğer tüm çalışanları kapsayan her türlü
faaliyetleri içermektedir.
Genel felsefesi ise, mevcut durumlarla yetinmeyip, küçük küçük de olsa sürekli
iyileştirme ile daha iyisini yapmak ve “ Yeterince iyi yeterli değidir” yaklaşımından
haraketle her faaliyetin sürekli iyiletirmeye ihtiyacı olduğunu vurgulamaktadır.
En genel anlamda ise sürekli kalitede iyileştirme ise “ Standart kaliteden daha
iyi yapmanın yollarını bulmak” şeklinde tanımlanabilir. ( Akin ,1989 ). Kalite
iyileştirme yeni bir olgu değildir, fakat özellikle bu günlerde evrensel nitelikte başarı
kazanmada bir numaralı etken olmaktadır.
Kalite iyileştirme, maliyetlerin düşmesi, verimliliğin artması, yöntemlerin
basitleştirilmesi, üründe standardizasyon ve ilk kademedeki çalışanların yaptığı işten
gurur duyması gibi olumlu sonuçlar yaratmaktadır.
Sürekli iyileştirme bir işletmenin veya bir grup insanın planlanan bir işi doğru
yapmadığını ya da başaramadığını ifade etmez. Basit olarak anlamı, ekipçe yapılan her
işte en iyi olmaya caba sarfederek sürekli iyileştirmeyi gerçekleştirebilemektir. Bu
yaklaşım uzun süreli işlerdeki başarının temelini oluşturmaktadır. Sürekli iyileştirmenin
başka bir özelliği de herkesin kişisel çabasını gerektirmektedir.
Sürekli iyileştirme faaliyetlerini gerçekleştirmek için seçilebilecek yollardan
birkaçını şöyle sıralıyabiliriz:
¾ Çalışanların iş yapma tarzını değiştirmek.
¾ Ekipmanları iyileştirmek.
¾ Sistem ve prosedürleri iyileştirmek.
¾ Yukarıdaki üc yolu aynı anda uygulamak ( Kovancı Subat 2003 )
5.2.7. Katılımcı Yönetimin Karşılaştığı Engeller
Bir işletmenin tepe yöneticisi katılımcı yönetime geçmeye karar verdiğinde ilk
kademedeki çalışanların ve sendikanin engel olacağı endişesini taşır. Oysa işin aslı, ilk
kademedeki çalışanların ördeğin suya atlamaları gibi atlamaları, ilk ve orta kademedeki
yöneticilerin ise ayaklarını suya değdirmekten bile korktuklarını ortaya çıkarmaktadır.
İlk ve orta kademe yöneticiler katılımcı yönetime karşı çıkarlar çünkü buna
alışkın değillerdir ve belirsizliği karşılamak onlara rahatsiz edici gelir. Onlar için sadece
kendi yönetim stilleri vardır. Değişim kelimesi onlar için yüksek risk anlamına gelir.
Yapılan bir araştırmaya göre; işlerine , yaşlarına ve temellerine bakılmaksızın
bütün ilk ve orta kademe yöneticilerin katılımcı yönetim uygulamasına ilişkin aşağıda
sıralanan endişeleri duydukları gözlenmiştir. ( Cole R Robert,1989 ).
¾ İş güvenliği kaybı.
¾ Güç ve otarite kaybı.
¾ İş yükünün artması.
¾ Değerlendirme amacıyla yapılan sorumluluk ve ölçümlerin kaybı.
¾ Yönetici ve çalışan arasındaki bire bir ilişki erozyonu.
¾ Üst yönetimin desteğinden şüphelenme.
¾ Başarısızlık korkusu.
Yukarıda sıralanan konular hakkındaki korku ve endişelerin ciddi bir şekilde
değerlendirilmesi gereklidir. Çünkü organizasyon yapısında uygulamaya konulacak
yeni felsefe ve tekniklerin , öncelikle seviyedeki yöneticiler tarafından benimsenmesi
gerekmektedir. Bu sağlanmadığında yönetim kademeleri arasında yaşanabilecek
kopukluklar yukarıda sıralanan endişeleri ortaya çıkaracaktır.
5.2.8. Kalite Ödülleri
Üç tane çok bilinen kalite ödülü bulunmaktadır Bunlar; The Deming Prıze, The
National Baldrige National Award ve The EFQM Excellence Model’dir. Japon
(Deming) , Amerika ( The Malcolm Baldrige ) ve Batı Avrupa ( The EFQM ) başarı
ödüllerini vermektedir her sene başarılı olan şirketlere. ( Slack, Chambers, ve Johnston,
2001 )
6. ARAŞTIRMA BULGULARI
İngiltere`de dondurma üretimi yapan bir kuruluşun yaptığı çalışmalar gözönüne
alınarak ISO 9000 uygulamalarından TKY geçiş aşamasında yapılan çalışmaların
anlatıldığı bu bölümde ISO 9000 `in tamamlayıcısı olarak belirlenen GMT, HACCP,
müşteri memnuniyeti, ve TPM vb. konulardaki çalışmalar anlatılmıştır. İşletme verileri
elde edilerek aşağıda açıklanmıştır;
¾ Üretim kapasitesi 125 milyon litre/yıldır.
¾ 620 elemanı degişik depatmalarda çalışmaktadır.
¾ Fabrika toplam olarak 182000 mt2’ lik alan üzerinde hizmet vermektedir.
¾ Fabrikanın sahip olduğu depatmanlar kısaca;
Personnel,
Commercial,
Logistics,
Occupational Health,
Site Services,
Cold Store,
Mix Departmant,
General Factory Floor,
Quality Assuarance,(QA)
Devolopment ( Product, Process and Packaging ),
IT Centre, Safety,
Drawing Office,
Engineers Department,
Laboratories,
Training Centre.
¾ Üretim üniteleri sırasıyla;
Tunnel 1: Cornetto
Tunnel 2: Calippo
Tunnel 3: Vienatta
Tunnel 7 : Carte D’or
Tunnel 8 : 2 Litre Vanila, Muddy pig, Cornish, and 5 lt Carte D’or
SL1
: Magnum Sillim Fast
SL2
: Solero’s: Red fruit, Orange, Exotic.
RIA 1
: Feast, Super split Choc ice.
RIA 2
: Rocet, Solero ice, Festini.
RIA 3
: 5 On a stick, Festini.
OMNI 2 : Twister.
6.1. Süt ve Süt Ürünleri Sektörü`nde Temizlik ve Hijyen Güvencisinin
Sağlanması
Temizlik ve hijyen, her türlü gıda üreten işletme için önemlidir. Gıda üreticileri,
ürettikleri ürünlerin ve üretim proseslerinin niteliklerine göre temizlik yaparlar.
Temizlikte ve hijyen sağlanmasında amaç; istenmeyen kirlerin üretim alanlarından
uzaklaştırılması ve ürüne zarar verecek olan mikroorganizmaların, zarar vermeyecek hale
indirgenmesi ya da tamamen yokedilmesidir.
Süt ve süt ürünleri sektöründe faaliyet gösteren üreticiler, sütün yapısı gereği,
temizlik ve hijyene diğer gıda maddelerinden daha fazla önem verirler. Bu nedenle, sütün
hammadde olarak işletmeye girişinden, satışa hazır mamul olana kadar geçen tüm
adımlar için ayrı ayrı temizlik programlarına ihtiyaç vardır. Bu programlar, mamullerin
ve proseslerin farklılıkları bulundurularalarak düzenlenmeli ve uygulanmalıdır.
Süt ve süt ürünleri sektöründe markalı kimyasalla temizlik ve hijyen sağlanması,
maliyet, kalite. uygulama kolaylığı ve esneklığı düşünüldüğünde tercih edilir. Süt
işletmelerindeki proseslerin çeşitliliği, temizlikte kullanılan kimyasalların doğru,
kontrollü ve güvenli kullanılmasını gerektirir. Bu da ancak sistem, proses ve ürün bilgisi
olan uzman kişilerce ve yetişmiş personelle sağlanır. Bu çalışmada, süt işletmelerinde
temizlik ve hijyenin güvenilir kimyasallarla ve sistemlerle sağlanması irdelenecektir.
(Kahraman, Kasım 2001)
6.1.1.Sütün Genel Özelliği
Süt memeli hayvanların yavruları için bedenlerinde ürettikleri beyaz renkli
besleyici bir sıvıdır diye tanımlanabilir. Eski çağlardan beri, süt insanların temel besin
maddesi olarak kullanılmaktadır. İnek, koyun, manda ve benzeri hayvanlardan sağılan
süt, yüzyıllar boyu insanoğlunun tükettiği bir ürün olmuştur.
Süt, çok kompleks bir madde olup, içerisinde 100,000 çeşit molekul vardır. Sütün
yapısına kabaca bakıldığında, %87.3 su ( %85.5 ile %88,7 ) arası , %3.9 ( % 2.4 ile % 5.5
arası) yağ ve değişik vitaminlerden enzimlere, minarellere ve proteine kadar birçok
maddenin oluşturduğu % 8.8 (%7.9 ile %10.0) arası kuru madde görülmektedir
(www.foodsci.uoguelph.ca/dairyedu/chem)
Süt hammadde olarak hayvandan ürün hale gelene kadar bir çok safhadan
geçmektedir. Sütün işlenmesi safhasında ekipmanın, üretim alanının ve işlemin farklılığı,
söz konusu bölümlerin temizlenmesi şeklinide değiştirir. Bu safhaların hepsinin kendine
has özellikleri vardır. Bunların bazılarında süt soğuk, bazılarında sıcaktır. Sütün ısısal
durumuna göre fiziksel ve kimyasal farklılığı, ekipmanların temizleme aşamasında önem
kazanmaktadır. .( Kahraman,Kasım 2001)
6.1.2. Süt ve Süt Ürünleri Sektöründe Görülen Kirler
Süt ve süt ürünleri sektöründe görülen kirler üretilen ürüne, üretim koşullarına ve
hatta sütü veren hayvana göre değişik yapıda olabilirler. Sütteki başlıca maddeler şeker (
suda çözülür ), yağ, protein ( hem suda çözülen, hamde çözülmeyen tipler) ve minareller
veya küldür. Ürünün kendi yapısı ile üretimde kullanılan ısı, bırakılan kir konusunda en
büyük rolü oynar.
Soğuk süt kirlerinde büyük oranda şeker (çoğunlukla laktoz) ve yağ bulunurken,
sıcak kirlerde bunlardan sadece izler görülür. Şeker ve yağ artan ısıyla daha fazla suda
çözülür hale gelir ve bu yüzden, soğuk kirlerde sıcak kirlere göre daha fazla oranda
bulunur. Yağlar yüksek ısılarda eridiklerinden, solüsyondan çıkıp yüzeylere ulaşmaları
güçtür. Ulaşsalar bile, daha kolay temizlenirler. Hem soğuk, hem de sıcak süt kirlerinin
önemli bir bölümünü proteinlerden oluşur. Bunun nedeni proteinlerin büyüklüğünün
yanısıra, minerallerle, şeker ve yağlarla birleşme özellikleridir.
Bilindiği gibi, sütte başlıca iki tip protein vardır. Peyniraltı suyu proteinleri suda
çözülür, ama 65 oC `nin üzerindeki sıcaklıklarda değişime uğrarlar. Kazein proteinleri
suda çözülmezler ve minarellerle, enzimlerle ya da ısıyla kolaylıkla çökerler. Bunun
nedeni, nıspeten suda çözülmez olmalarıdır.
Sıcak süt kirleri, üretim ısısına ve işlem süresine göre büyük farklılıklar gösterir.
Genelde üretim makinelerinin daha sıcak olan kısımlarında diğerlerine oranla daha fazla
kir bulunur. Üretim ısısı arttıkça kirin içerdiği minarel miktari ( taş ) da artar ve yağ
içerigi azalır. Daha yüksek ısılarda minareller solüsyonun dibine çökerler ve daha çok kir
haline gelirler. Proteinlerle birleşip onları daha inatçı hale getirirler. Daha önce
belirtildiği gibi, proteinler ısındıkça açılırlar, yüzeylere yapışmaları dahada kolaylaşır.
Bunun anlamı ise, ısıtılan yüzeylerde protein kökenli kirlerin yüzeyden daha zor
uzaklaştırılacağıdır. Süt ve süt ürünleri sektöründe görülen bir başka kir ise, süttaşıdır.
Süttaşı, hem sıcak, hem de soğuk kirli yüzeylerde görülebilir. Yapısı çoğunlukla
minareldir. Süttaşının yanısıra, süt ürünlerinden kaynaklanan kirlerin çoğu organik
yapıdadir.
Bu noktaya kadar süt ve süt ürünleri sektöründeki kir ve çeşitleri genel olarak
incelenmiştir. Sektördeki kirliliğin bir başka nedeni ise, ülkelerin içinde bulunduğu
şartlardır. Türkiye, gelişmiş ülkelerle karşılaştırıldığında, tarım bakanlığının 1990 yılı
verilerine göre, işletmelerin % 61`inde 1 ile 9 adet sığır bulunduğu; bu rakamın örneğin
İngiltere`de 80, Hollanda`da 69 olduğu görülmektedir. Günümüzde de rakamların çok
değişiklik gösterdiği söylenemez. Bu açıdan bakıldığında, çiğ sütün mikrobiyolojik yükü
( toplam bakteri/ ml) ülkemizde milyönlarla ifade edilirken, AT ülkelerinde 1 Ocak
1997`den itibaren 100,000 adet/ml olarak sınırlanması konunun önemini daha açık ortaya
koymaktadır. Çiğ süt kalitesindeki bu yüksek risk, sütün prosesinde temizlik ve hijyenin
ön plana çıkmasına neden olmaktadır.
`Kötü hammaddeden iyi mamul üretilmesinin güç olması` mantığıyla, iyi mamul
üretmek için güvenli temizliğin komple ürünler ve sistemlerle yapılması tercih
edilmelidir. Hijyen seviyesi düşük ürünler ile girebilecek pazarlarda halk sağlığı, marka
ve işletme imaji riskleri gözönüne alındığında, bilinçli ve sistemli temizliğin kaçınılmaz
olduğu düşünülmelidir. Mikrobiyolojik yüklerin ve risklerin daha az olduğu gelişmiş
ülkelerde bile süt ve süt ürünleri işletmelerinin temizlikte hammadde yerine komple ürün
ve sistemlerin kullanıldığı düşünülürse, ülkemizin bu yüksek risk düzeyinde yapılan
komplo temizlik ürün ve sistemleri için kesin ve güvenilir çözüm olduğu açıktır.(
Kahraman,Kasım 2001)
6.1.3 Süt ve Süt Ürünleri Sektöründe Temizlik ve Dezenfeksiyon Uygulama
Alanları
Sütün soğuk yada sıcak olmasına göre farklı özellikler gösterdiği yukarıdaki
açıklamalarda yer almaktadır. Sütün bu şekilde yapısal değişiklik göstermesi temizlik
açısından oldukça önemlidir. Süt ve süt ürünleri sektöründe temizlik, sanitasyon ve
dezenfeksiyon uygulama alanları aşağıdaki şekilde guruplanabilir, bunlar;
1. Süt çiftlikleri ve toplama merkezleri,
1.1. Süt ekipmanları ve stok tanklarının temizliği, klor bazlı veya QAC bazlı
alkali sanitasyon ürünleri ile her kullanım sonrası, asidik bir ürün ile haftada iki kez
temizleme yapılır.( Örnek Titan 336 veya Titan 321, asidik ürün Titan 475).
1.2. Süt ekipmanları ve tankların dış yüzeyleri, çevre temizliği ve sanitasyonu,
basınçlı makina ile köpüklü klor bazlı veya QAC bazlı alkali sanitasyon ürünleri ile
ekipmanlar kirlendikçe yapılır. ( Örnek Titan 336 veya Titan 321, asidik ürün Titan 475).
2. Süt taşıma araçları ve süt kabul ünitesi,
2.1. Güğümlerin yıkanması ve sanitasyonu,
Klor bazlı alkali sanitasyon ürünü ile her kullanım sonrası yapılır.(Örnek Titan
336)
2.2. Süt tankerleri, stok tankları, seperatörler, boruların kapalı alanları,
2.2.1. Çift basamaklı temizlik ve dezenfeksiyon,
Klor bazlı alkali sanitasyon ürünü ile ya da alkali bir ürünle alkali temizlik
yapılır, daha sonra asidik ürünler, tanklar temizlenir, ara durulamadan sonra klor bazlı ya
da parasetik asit bazlı dezenfektan ile dezenfeksiyon yapılır. Asidik yıkama haftada 2
defa, dezenfeksiyon ise haftada 3 defa yapılması tavsiye edilir. ( Örnek Titan 336 veya
Titan 156, Titan 475, dezenfeksiyon için ise Divosan Hypo veya Titan 389).
2.2.2. Tek basamaklı temizlik ve dezenfeksiyon,
Her kullanım sonrası komplo ürün ( alkali ve asidik temizliği tek seferde yapan )
ile temizlik, durulama sonrası klor ya da perasetik asit bazlı dezenfektanla dezenfeksiyon
yapılır. ( Örnek Titan 559, Divosan Hypo veya Titan 389).
2.3. Kabul ünitesi pastörizatör temizliği,
2.3.1. Çift basamaklı temizlik.
Alkali bir ürün ile alkali yıkama, durulama ve sonra nitrik asit / fosforik asit bazlı
bir ürün ile asidik yıkama yapılır.( Örnek Titan 156,Titan 475 )
2.3.2. Tek basamaklı temizlik,
Her kullanım sonrası komplo ürün ( alkali ve asidik temizliği tek seferde yapan)
ile temizlik yapılır. ( Örnek Titan 561 )
2.4. Ekipmanların dış yüzeylerinin temizliği ve sanitasyonu,
Klor veya QAC bazlı köpüklü ya da jelli bir ürün ile temizlik ve sanitasyon
yüzeyler kirlendikçe yapılır. ( Örnek Titan 727, Hypofoam veya Titan 616).
3. İçme sütü işleme bölümü,
3.1.Stok tankları, boru hatlarının kapalı alan temizliği, sanitasyonu veya
dezenfeksiyonu,
3.1.1.Tek basamaklı temizlik veya sanitasyon ve dezenfeksiyon,
Komplo ürün ( alkali ve asidik temizliği tek safhada yapan ) ürün ve klor veya
perasetik asit bazlı dezenfektan ile dezenfeksiyon( Örnek Titan 559 ve Divosan Hypo
veya Titan 389).
3.1.2. Çift basamaklı temizlik veya sanitasyon ve dezenfeksiyon,
Alkali bir ürün ile ya da klor bazlı sanitasyon ürünü ile alkali temizlik, duruma
nitrik asit/fosforik asit bazlı bir ürün ile asidik yıkama , ara durulama ve klor veya
perasetikasıt asit bazlı bir dezenfektan ile dezenfeksiyon yapılır ( Örnek Titan 156 veya
Titan 336, Titan 475, Divosan Hypo veya Titan 389).
3.2. Pastörizatör , Sterilizator, Homejenizer kapalı alan temizliği,
3.2.1. Çift basamaklı temizlik,
Alkali temizlik, durulama ve asidik temizlik yapılır ( Örnek Titan 156 ve Titan
475).
3.2.2. Tek basamaklı temizlik,
Komplo ürün (alkali ve asidik temizlik tek safhada yapan ) ürün temizlik yapılır
(Örnek Titan 561)
3.3. Dolum makinasi kapalı alan temizliği,
3.3.1. Tek basamaklı temizlik veya sanitasyon ve dezenfeksiyon,
Komple ürün ( alkali ve asidik temizliği tek safhada yapan ) ürün ve klor veya
perasetik asit bazlı dezenfektan ile dezenfeksiyon ( Örnek Titan 559, Divosan Hypo veya
Titan 389 ).
3.3.2 Çift basamaklı temizlik veya sanitasyon ve dezenfeksiyon,
Alkali bir ürün ile ya da klor bazlı sanitasyon ürünü ile alkali temizlik, durulama
ve nitrik asit/fosforik asit bazlı bir ürün ıle asidik yıkama, ara durulama ve klor veya
perasetik asit bazlı bir dezenfektan ile dezenfeksiyon yapılır. ( Örnek Titan 156 ve Titan
475, Divosan Hypo veya Titan 389).
3.4 Dolum makinasi dış yüzeyler ve dolum başlıkları temizliği ve
dezenfeksiyonu,
Dolum makinasi dış yüzeyleri, yumuşak metallere uygun tetrapak üniteleri için
özel temizlik ürünü ile temizlik, ara durulama sonrası QAC veya alkol bazlı
dezenfektanla dezenfeksiyon yapılır ( Örnek Titan 118, Titan 393 Sumaquick)
3.5. Ekipmanları dış yüzey ve çevre temizliği ve sanitasyonu,
Dış yüzeyler haftada bir yumuşak metallere zarar vermeyen köpüklü ürün ile ya
da QAC bazlı sanitasyon ürünü ile temizlik ve sanitasyon yapılır ( Örnek Titan 931 veya
Titan 616 ).
3.6. Taşıyıcı bantların kaydırılması,
Sabun bazlı veya nötral dezenfektanlı bant kaydırıcılarla bantral daldırma veya
spreyleme şeklinde kaydırılır. ( Örnek Titan 853).
3.7. Geri dönüşümlu şişelerin yıkanması ve dezenfeksiyonu,
Komple şişe yıkama ürünü ile şişeler yıkanır ve son durulamada klor bazlı
dezenfektan ile dezenfekte edilir. ( Örnek Titan 953 ve Divosan hypo).
4. Fermante süt işleme alanı,
Aşağıdaki 8 bölümün temizliği daha önce açıklanan benzer bölümler şeklinde
yapılır.
4.1. Stok tankları, boru hatlarının kapalı alan temizliği,
4.2. Fermante tankı, asit stoklama tankı, soğutucu kapalı alan temizliği,
4.3. Pastörizatör, homejenizer kapalı alan temizliği,
4.4 Dolum makinasi kapalı alan temizliği,
4.5. Dolum makinasi dış yüzeyler ve dolum başlıkları temizliği,
4.6. Ekipmanların dış yüzey temizliği,
4.7. Dolum makinasi bantlarının kaydırılması,
4.8. Şişe yıkama( makina)
4.9. Peynir kalıpları yıkama(makina)
Peynir kalıpları içinde potasyum hidroksit olan klor bazlı alkali bir ürünle yıkanır
ve sanitasyon yapılır. Haftada bir kez fosforik asit bazlı asidik bir ürünle temizlenir
(Örnek Titan 336 ve haftada bir Titan 467).
4.10. Peynir rafları temizliği,
Peynir rafları içinde potasyum hidroksit olan klor bazlı alkali bir ürünle yıkanır ve
sanitasyon yapılır. (Örnek Titan 336)
4.11. Peynir bezleri temizliği,
Peynir bezleri (cendere) içinde potasyum hidroksit olan klor bazlı bir ürünle
yıkanır ve sanitasyon yapılır. (Örnek Titan 336)
5.Tereyağ üretim alanları temizliği,
5.1. Stok tankları, krema tankları ve hatların kapalı alan temizliği,
Bu bölümün temizliği daha önce açıklanan benzer bölümler şeklinde yapılır.
5.2. Yayık ve paketleme makinasi kapalı alan temizliği,
Yayık ve paketleme makinasi, içinde potasyum hidroksit olan klor bazlı alkali bir
ürünle yıkanır ve sanitasyon yapılır.( Örnek Titan 336).
5.3. Krema pastörizatörü kapalı alan temizliği,
5.3.1. Tek basamaklı temizlik ve dezenfeksiyon,
Komple ürün (Alkali ve asidik temizliği tek safhada yapan) ürün ve klor veya
perasetik asit bazlı dezenfektan ile dezenfeksiyon (Örnek Titan 561, Divosan Hypo veya
Titan 389)
5.3.2. Alkali bir ürün ile ya da klor bazlı sanitasyon ürünü ile alkali temizlik,
durulama ve nitrik asit/fosforik asit bazlı bir ürün asidik yıkama, ara durulama ve klor
veya paresatik asit bazlı bir dezenfektan ile dezenfeksiyon yapılır (Örnek Titan 156,
Titan 475, Divosan Hypo veya Titan 389).
5.4. Ekipmanların dış yüzey ve çevre temizliği ve sanitasyonu,
Klor bazlı köpüklü veya QAC bazlı jelli alkali ürünle temizliği ve sanitasyonu
kirlendikçe, haftada bir jelli asidik bir ürünle temizlik yapılır ( Örnek Tutan 156, Titan
475, Divosan Hypo veya Titan 389).
6. Toz ürün üretim alanı temizliği,
Aşağıdaki ilk 3 bölümün temizliği, sanitasyonu ve dezenfeksiyonu, yukarıdaki
benzerleri gibi yapılmaktadır.
6.1. Konsantre tankları, kristalizasyon tankları kapalı alan temizliği,
6.2. Ön ısıtıcı, süt evaperatörü kapalı alan temizliği,
6.3. Whey evaperatörü kapalı alan temizliği,
6.4. Membrane ( Nano Filtrasyon) kapalı alan temizliği,
Nano filtrasyon temizliği, asidik bir ürün, ara durulama, alkali ürünle karıştırılan
enzim bir ürün, ara durulama ve asidik son temizleme şeklinde yapılır. Ya da alkali
ürünle karıştırılan enzimli bir ürünle temizlik, ara durulama ve asidik temizlik şeklinde
yapılır (Örnek Divos 2 , Divos 100 + Divos 80-4, Divos2).
6.5. Membrane ( Utra Filtrayon) kapalı alan temizliği,
Asidik ürün, durulama,UF için özel olarak geliştirilmiş alkali ürüne klor bazlı
dezenfektan katılarak yapılan ara temizlik, ara durulama, asidik ürün, ara durulama, ara
durulama ve asidik ürün şeklinde yapılır. Ya da UF için geliştirilmiş alkali ürün, ara
durulama, özel alkali ürüne klor bazlı dezenfektan katılarak yapılan temizlik, ara
durulama ve asidik temizlik ve son durulama şeklinde yapılır. Filtre üzerine koruyucu
tabaka oluşturulması istenirse asidik ürüne özel formüllü bir ürün ilave edilir ( Örnek
Divos 2, Divos 110+Divosan Hypo, Divos 2 veya Divos 110)
6.6. Membrane ( Reserve Ozmosis ) kapalı alan temizliği,
Asidik temizlik, ara durulama, alkali yıkama, ara durulama, asidik temizlik
şeklinde bir yıkama programı ya da alkali, durulama, alkali temizlik şeklinde bir program
ile yıkama yapılır. Alkali ürünlere özel formüle edilmiş katkı maddesi ilave edilir ( Örnek
Divos 2, Divos 122, Divos 2).
6.7. Toz kulesi kapalı alan temizliği,
6.7.1. Tek basamaklı temizlik ve dezenfeksiyon,
Komple ürün ( Alkali ve asidik temizliği tek safhada yapan) ürün ve klor veya
perasetik asit bazlı dezenfektan ile dezenfeksiyon yapılır ( Örnek Titan 559, Divosan
Hypo veya Titan 389).
6.7.2.Çift basamaklı temizlik ve dezenfeksiyon,
Alkali bir ürün ile ya da klor bazlı sanitasyon ürünü ile alkali temizlik, durulama
nitrik asit/ fosforik asit bazlı bir ürün ile asidik yıkama, ara durulama ve klor veya
perasetik asit bazlı bir dezenfektan ile dezenfeksiyon yapılır ( Örnek Titan 559, Titan
475, Divosan Hypo veya Titan 389).
6.8. Ekipmanların dış yüzeyleri ve çevre temizliği.
Klor bazlı köpüklü veya QAC bazlı jelli alkali ürünle temizliği ve sanitasyonu
kirlendikçe, haftada bir jelli asidik bir ürünle temizlik yapılır. ( Örnek Titan 932 veya
Titan 616).
7. Çocuk maması üretim alanı temizliği,
Aşağıdaki ilk 2 bölümün temizliği, sanitasyonu ve dezenfeksiyonu, yukarıdaki
benzerleri gibi yapılmaktadır.
7.1. Hammadde, manuel madde silo tankları, karıştırıcı ve eleklerin kapalı alan
temizliği,
7.2. Pastörizatör kapalı alan temizliği,
7.3. Kurutma .elek, karıştırıcıların kapalı alan temizliği,
Potasyum hidroksit içeren klor bazlı alkali bir ürünle yıkanır ve sanitasyon
yapılır, alkol bazlı bir ürünle durulama gerektirmeden dezenfeksiyon yapılır ( Örnek
Titan 336 ve Titan 393 Sumaquick).
7.4. Kurutma, elek, karıştırıcılar, paketleme açık alan temizliği,
Klor bazlı köpüklü veya QAC bazlı jelli alkali ürünle temizliği ve sanitasyonu
kirlendikçe, haftada bir jelli asidik ürünle temizlik yapılır. (Örnek Titan 932 veya Titan
616). ( Kahraman,Kasım 2001)
6.1.4.
Süt
ve
Süt
Ürünleri
Sektöründe
Temizlik,
Sanitasyon
Dezenfeksiyonda Kullanılan Diverseylever Sistemleri ve Hizmet Anlayışı.
Divos 2: UF, NF, RO membran temizliği için geliştirilmiş asidik CIP ürünü,
Divos 100: UF , NF ve RO membran temizliği için alkali CIP ürünü,
Divos. 110: UF membranlar için geliştirilmiş alkali CIP ürünü,
Divosan Hypo: Klor bazlı dezenfektan,
Titan 118: Hassas metaller için geliştirilmiş orta dereçeli alkali sıvı deterjan,
Titan 156: Çift safhalı alkali temizlik ürünü,
Titan 319: QAC bazlı dezenfektan,
Titan 321: QAC bazlı dezenfektan deterjanı,
Titan 336 : Klor bazlı, potasyum hidroksit içeren alkali CIP ürünü,
ve
Titan 389:%15 PAA bazlı dezenfektan,
Titan 393: Alkol bazlı dezenfektan,
Titan 467: Fosforik asit bazlı asidik
Titan 475: Çift safhalı asidik temizlik ürünü,
Titan 559: Kapalı sistem, ısıtmaz alet ve ekipmanların tek safhalı temizliğinde
kullanılan alkali komple ürün,
Titan 561: Kapalı sistem, ısıtmalı alet ve ekipmanların tek safhalı temizliğinde
kullanılan komple ürün,
Titan 616: QAC bazlı jel temizleyici,
Titan 727 : ( Hypofoam ) : Klor bazlı köpüklü açık alan temizleyicisi,
Titan 853 : Sabun bazlı bant kaydırıcı,
Titan 931: Yumuşak metallare uygun köpüklü temizleyici,
Titan 932: Klor bazlı, köpüklü temizleyici,
Titan 943: Komple toz şişe yıkama ürünü,
Titan 953: Komple sıvı şişe yıkama ürünü. ( Kahraman,Kasım 2001)
Temizlik ve hijyen, devamlılığı olan konulardır. Süt işletmelerinde bu iki
konunun istenilen seviyeye ulaşması, bu seviyede tutulması eğitimle gerçekleşebilir.
1997 yılında yayınlanan ve yürürlüğe giren Gıda kodeksi`nde de belirtildiği gibi, tüm
gıda üreticileri çalışanlarını temizlik ve hijyen konusunda sürekli eğitmelidirler.
Sonuç olarak, süt ve süt ürünleri sektöründe temizlik, sanitasyon ve
dezenfeksiyon yukarıda açıklandığı şekilde sistemler ve uygulama alanları mantığında
yapılırsa ve bu amaçla formüle edilmiş kimyasallar kullanılırsa, istenilen hijyen
seviyesine ulaşılır. Bu noktada, süt üreticisi işletmelerin çalışanlarının eğitimi sistemin
önemli bir parçasıdır.
6.2 TPM ( Toplam Bakım Yönetimi )
6.2.1 TPM `in Temel Görüşleri ve Amacı
Üretilen ürünlerin kalitesini garanti edebilmek için öncelikle üreticiler kesinlikle
doğru üretim şartlarına sahip olduklarından emin olmalıdırlar. Doğru üretim
şartlarından bahsedilmesindeki amaç üretilen ürünün iyi koşullar altında %100 kalitede
olmasıdır. %100 kalitedeki ürüne ulaşırken üretimin planlanması, ürün dizaynı, prosesi
ve ekipmanların dizaylarıda dikkate alınmalıdır.
Endüstiriyel ürünler güngeçtikçe dahada yükselen bir hızla günlük hayatın içine
girmeye devam etmektedirler. Bu nedenle yüksek kapasiteli üretim sistemleri daha fazla
kullanılmaya
başlanmıştır.
Bügünlerde,
makinalar
insanlardan
daha
fazla
kullanılmaktadırlar imalat içerisindeç. Bunun anlamı kaliteli mamül maddelerin bir
çoğu makinalar tarafından
üretilmektedir.Yüksek derecedeki mekaniklileşme,
otomasyan bu ekipmanları ve üretim hatlarını dahada karmaşık hale getirmektedir. Bu
karmaşıklık içerisinde kullanılan makina ve ekipmanlarından en yüksek verimi elde
edebilmek için makinalar, makinaları kullanan operatörler için iyi bir bakım ve kullanım
prosedürü oluşturulmalıdır. Bu noktadan hareketle karşımıza TPM çıkmaktadır.
Makinaların en yüksek verimde çalışabilmesi, teknik bir takım aksaklıkların
önceden
farkedilip
üretimi
aksatmadan
önlenebilmesiö
makinaları
kullanan
operatörlerin makina üzerindeki becerilerini arttırmalarına yardımcı olan ve harkesin bir
sorumluluğunun olduğunu hatırlatan TPM (toplam bakım yöntemi) kullanılmaya
başlanmıştır.
Türkiye’de bu sistem Algida ve Eti firmaları tarafından kullanılmaktadır.
Firma genelinde TPM`de başarıya giden yolda aşağıda bahsedilen maddeler
etkili olmaktadır.
¾ Maksimum verimin yakalanabilmesi için üretim hattında herkesin birlik
halinde başarıyı hedeflenmesi gereklidir.
¾ Çalışma alanlarında kurulmuş olan makinaları kontrol altında tutabilmek ve
genel kayıpları önleyebilmek için,
“Sıfır Ağrıza”
“Sıfır Eksiklik”
“Sıfır Kaza ” hedeflenmelidir.
¾ Üretim, AR-GE, satış, ve yönetim içindeki tüm görüşlere başvurmalıdır.
¾ Tüm çalışanları kapsamalıdır, en üst yönetimden üretimdeki operatörlere
kadar.
¾ Sıfır kayıp hedeflendiği için bütün küçük grup çalışmaları firma içinde bir
bütünluk çatısı altında birleştirilmelidir.
TPM`in temel amaçları sırası ile
¾ Yeteliliği ve verimi bütün üretim sistemi içerisinde takip eder.
¾ Üretim sisteminin içeriğini geliştirip anlamayı kolaylaştırır.
¾ Girdilerle - çıktılar arasında bir birlikteliği tanımlar.
¾ TPM`in ne maksatla kullanıldığı konusunda herkesin fikir sahibi olmasına
yardımcı olur .
¾ TPM, yaratılan organizasyonel yapıyı geliştirir.
Üretim sistemine ait çalışma yapısı. bir tablo halinde açıklanmaya çalışılmiştir.
Bu tablo yol gösterici bir düzenek olarak kabul edilir.Japon Yamaguchi firması
tarafından aşağıdaki şekilde dizayn edilen bu düzenek süt işletmesindeki hat
sorumlularına sistemin daha rahat bir şekilde anlaşılması maksadıyla seminerler halinde
açıklanmış ve bir el kitapçiği şeklinde tüm çalışanlara verilmiştir.( Caudron, 1993 )
Şekil 6 .1 Üretim Sisteminin İmalat Yapısı.
Operatörün
Hünerleri
Bilgi ve
Hüner
Operasyon
Operasyonun
Standartları
Eğitimleri
Prosedürler
ve
Verimlilik
Nakliye
Methodlar
Nicelik
Girdiler
Çıktılar
Metaryel
İMALAT
Ürünler
Enerji
Servısler
Bilgi
Bilgiler
Çevre
Imalatta
Kullanılanlar
Temizlik
Düzen
Electirik
Derece
Tüketilenler
Ekipmanlar
Ses
Yağlamak
Makinalar
Parlaklik
Kskin Yağlar
Ölçüm aletleri
Rutubet
Diğerleri
Diğer Alet.
Gaz
Buhar
Su
Kompresorlu
hava
TPM`in tutturmak istediği hedefler aşağıda maddeler halinde anlatılmıştır. TPM,
ekipmanları geliştirmek, çevredekileri ve birinci hattaki operatörleri, mühendisleri ve
müdürlerin davranışlarını bir işbirliği kültüru içinde arttırmayi amaçlamaktadır.
Fiziksel yetenekleri geliştirmenin önemi ve insan kaynaklarının rolü maddeler
halinde aşağıda belirtilmiştir. Fiziksel yetenekleri geliştirmek için verilen eğitimler
kullanılan ekipmanların başarısızlığına karşı alınan önlemlerden biri olabilir:
¾ Operatörler: Yeteneklerini kullanmalılar, özerk makina bakımlarındaki
ihtiyaçlara cavap verebilmelidirler.
¾ Bakım mühendisleri: Yeteneklerin kullanmalılar, çok karmaşık bakım
işlemlerinde ihtiyaçlara cevap verebilmeliler.
¾ Üretim mühendisi: Yeteneklerini kullanarak makina bakım planları
geliştirmeliler.
Diğer
önemli
konu,
ekipmanların
dizaynı
ve
yapısı
üretime
göre
ayarlanabilmelidir. Kısaca,
¾ Yeniden bakım ve dizaynı yapılan makinalardan daha fazla verim elde
ediler.
¾
Restore edilmelidirler, yerlerine yenileri alınmadan önce.
¾
Yeni ekipmanlar ile minumum “yaşam devir maliyeti” amaçlanmalıdır.
TPM `in tanımı aşağıdaki gibi değişik yollarla yapabilir:
1.
TPM = Total Productive Management = Toplam Verimlilik Yönetimi
2.
TPM = Total Productive Manufacturing = Toplam Üretim Verimi
3. TPM = Total Perfect Manufacturing = Toplam Mükemmel Yönetim
4. TPM = Total Productive Maintanence = Toplam Verimli Bakım
Dort temel Aktivite Vardır “Sıfır Hataya” Ulaşabilmek için,
1. Ekipmanalardaki
tanımlanmalıdır..
eksik
yönler
çok
iyi
şekilde
anlaşılmalı
ve
2. Kusurlar bulunup ortadan kaldırmalı ve eksik yönler tamamlanmalıdır.
3. Herkes yeteneklerini artırarak bunun bir başarı koprüsü olduğu herkese
anlatılıp tüm çalışanlar buna dahil edilmelidir..
Küçük grup aktivitilerini bir araya getilip bu herkesi kapsıyacak şekilde yeniden
düzenlenebilir. ( Slack, . Chambers, .ve Johnston, . 2001 )
TPM`in Temel Aktivitesi ve İçerikleri;
Tüm sistemin kayıpsız bir şekilde calışıp en yüksek verimin elde edilebilmesi
için, tüm çalışanların gerekli sorumlulukları üzerlerine alarak kayıpların önceden
engellenmesi amacıyla tüm bakımları yapmaları gerekmektedir( Slack, . Chambers, .ve
Johnston, . 2001 ):
Tüm ekipmanların maksimim etkisi => Büyük Kayıplar Sıfır Derecesine
Kadar Azaltılmalı
Kuruluştaki Toplam Koruyucu Bakım Sistemi =>Problemlerin Acığa
Çıkmadan Engellenmesi,
Makinaların Çalışırken Çıkarabilecekleri Zararlar Önleme Aşamasında,
¾ Her departmanda yapılan özel aktiviteler bir plan içerisinde ayrılmalıdır.=>
Operatörler tarafından özerk bakımlar yapılması teşvik edilmelidir.
¾ Bütün çalışanların bu aktivitelere katılması teşvik edilmelidir
kademelerinde müdürler ve çalışanlar buna dahildir.
¾ TPM Dünya Çapında Bir Üretim Sağlar
TPM ile ilgili olarak iki örnek söz söylenmiştir,
1.
“ Geçmisteki başarılar gelecekteki başarılar için garanti olamaz.”
2. “ Gelecek büyük bir olasılıkla geçmişin devamı olmayacak”
tüm üretim
Bu noktadan hareketle TPM gerektiği şekilde uygulanması ve TPM ‘in istediği
gerekliliklerin mutlaka tam anlamıyla yerine getirilmesi sağlanmalıdır. Geçmişte
kazanılan başarıların devamı icin toplam bakım çok önemlidir ve bunun önemi imalat
içerisinde ilerleyen zamanlarda daha belirgin şekilde ortaya çıkacaktır.
Şekil 6.2. TPM ile geleneksel bakım yöntemin karşılaştırılması
Eski Düşünce
“Ben makinayi çalıştırırım, siz tamir edersiniz”
“Biz tamir ederiz, siz dizayn edersiniz”
Biz dizayn ederiz, siz makinayi çalıştırırsınız”
TPM `in Düşüncesi
“Bizler tüm ekipmanlardan her türlü koşul altında tam sorumluyüz”
TPM Farklı Yaklaşımlar Ister Hedeflere Ulaşma Yolunda:
¾ Yöneticiler ekipmanlarla ilgili kararları ve sorumluluğu teknik yönetime
bırakmalıdırlar.
¾ TPM ile yöneticiler ekipmanların yönetimini, işletim tarzlarını ve sonuçlarını
değiştirme ihtiyacı duyarlar.
¾ TPM her vardiyada, vardiyanın kendine özerk bakım listelerini ister. ( Slack, .
Chambers, .ve Johnston, . 2001 )
Şekil 6.3 Toplam Bakımin Diğer Yöntemlerle Karşılaştırılması
Müşterinin Zevki
Yeniden yaratma kaybı ve kayıp ,Ağrızaları ve Zararları Sıfırlamak, Zamanlama.
Toplam
Bakimin
Sergilenmesi
Tam
Zamanında
Uygulamasi
Toplam Kalite Kontrolu
Devamli Gelistirme
Yönetimin Desteklemesi ve Taahütler
Şekil 6.4. Yapı, TPM`in yerine getirmesi gereken gereklilikler bakımından
Aktivite : Bütünüyle iş ortamının geliştirilmesi, çevresel kondisyon ve insani
ekipmanlar
Kuruluş: Geliştirme aktivitelerinin temel sütünları
Hedefler: Hedeflerin kurulması gerekirlidir oluşan aktivitelere karşı
Katılanlar:Aynı işletme içinde değişik kademelerde çalışan herkesin işletme içi
aktivetelere katılması sağlanmalıdır.
Özel Aktiviteler :Geleneksel hedeflerle ile özel hedeflerin birbirleriyle akrabalıkları
başarıya giden yolda
Kaynak : TPM ders notları – Autonomous Maintenance
Şekil 6.5 TPM `de temel kayıpların sınıflandırılması ( Slack, . Chambers, .ve
Johnston, . 2001 )
Isletmelerde Yedi Temel Kayıp
Düşük zamanlı kayıplar:
1. Ekipman kayıpları ( 10 dakika veya fazla )
2. Yeniden ayar yapma ve hazırlama
3. Aletlerin bakımi veya biçakların bilenmesi
4. Az ürün elde edilmesi makinanin başlangıç zamanında
Hız kaybı:
5.
Kısa duraklamalar ( 10 dakika ve daha az )
6. .Hızın azaltılması
Kusurlu kayıplar
7. Üretim ve geri dönüşümden kaynaklanan hatalar
Kaynak:Autonomous Maıntenanca , TPM (1.25)
TPM Geliştirme Aktivitelerinde Yedi Temel Görüş
1. Bireysel ekipman bakım kapasitesinin geliştirilmesi.
2. Özerk bakımlar.
3. Bakımların geliştirilmesi.
4. Gerekli eğitimlerle operatörlerin bakım yeteneklerinin geliştirilmesi.
5. Kaliteli bakım ıle koruyucu bakım bir arada uygulanmalıdır.
6. Korunmus bakım ve erken ekipman yönetim programı.
TPM’in kayıt alanı ( Slack, . Chambers, .ve Johnston, . 2001 )
Makina Bakım Listeleri:
¾ Tanımlama:
Kalıp veya model, başarıya giden yolda yaratılmış kurallar ve yapılan kullanıma
ilişkin sınırlamaların listesi,
¾ Bakım listelerinin efektleri:
Bilinçsizce toplanmış
veya çarpıtılmış bilgilerden oluşan veriler genel
deneyimlerden oluşan bilgileri oluştururken sorun çıkarır.
¾ Sıfır kuralına geri dönüş:
Vardiya başında makinaların bakım listeleri takip edilirken listenin en başından
itibaren takip edilmesini ister.,
¾ Bakım listelerinin esneklığınin promasyonu,
Yapılması en zor olan işin dahi yapılmasını ister eğer yapılabilmesi mümkünse,
verimliliği artırmak şartıyla değişikliğe açık bir sistemdir.
Şekil 6.6 Kronik kayıpların karakteristiği
Problem
Problem
Problem
Problem
Problem
Problem
Yalnız problem
Seri halindeki problem
Problem
Problem
Kompleks bir yapıya sahip
çok sayıdaki problem
Anlaması ve çözümü zor olan problemler
PROBLEMLERIN İYİ BIR ŞEKİLDE ANLAŞILMASI
Kaynak:Autonomous Maıntenanca , TPM (1.28)
Kalite Bakımı ve Eğitimler
İmalat içerisinde çalısan personelin kullandıkları ekipmanlar üzerindeki
aktivitelerini artırmak ve onları makinalarla ilgili bir uzman haline getirmek için gerekli
olan eğitimler verilmeli ve makinaları kullananların makinalarla ilgili sorumlulukları
tekrar gözden geçirilmelidir en iyi verimin elde edilmesi ve sıfır hataya ulaşma
aşamasında.
TPM toplam kaliteye amaçlandığı uzun yolda sadece basamaklardan birisi
olarak kabul edilir, burada amaç üretimdeki makinaların verimini artırmak ve
beklenilmedik süprizlere karşı hazırlıklı olunmayı amaçlamaktadır. Bu yolda herkesin
üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi , makinaların her zaman kontrol altında
tutulması gerektiğini belirtir karşılaşılması muhtemel bir takım problemlerden önce.
(Caudron, 1993)
Şekil 6.7 . Kaliteli bakıma temel yaklaşım
Excel dekı sekıl konulacak
Excel dekı sekıl konulacak
Excel dekı sekıl konulacak
Excel dekı sekıl konulacak
Excel dekı sekıl konulacak
Excel dekı sekıl konulacak
Excel dekı sekıl konulacak
Excel dekı sekıl konulacak
Excel dekı sekıl konu
Excel dekı sekıl konulacak
Excel dekı sekıl konulacak
6.3. Dondurma Endüstrisinde HACCP Uygulamaları
6.3.1 HACCP Tarihcesi & HACCP Takımının oluşturulması
HACCP konusundaki temel çalışmalar, 1959 yılında NASA`nın uzay
programları için tedarik ettiği gıdalardaki uygulamalarla başlamıştır. NASA bu çalışma
ile uzaya astronotlar ile birlikte gönderdiği gıdaların % 100 güvenliğini sağlamayı
amaçlamıştır.
1971 yılında Dr. Howard Bauman ` Gıdaların Korunması` konulu uluslararası
konferansta HACCP konsepti hakkında ilk sunuşu yapmıştır. Endrüstirideki ilk HACCP
uygulamaları 1975 yılında Amerika`da yer alan et fabrikalarında başlamıştır. Daha
sonraki yıllarda bu çalışmalar, ABD ve Avrupa ülkelerindeki gıda endüstrileri tarafından
yaygın bir şekilde kullanılmaya başlanmıştır. Gıda endüstirisinde HACCP uygulamaları
1993 yılında Avrupa Birliği ülkelerinin kanunlarına girmiş (93/43EEC Gıda Maddeleri
Hijyen Direktifi) ve 1996 yılından itibaren de yasal bir zorunluluk haline gelmiştir.
Türk gıda sanayiinde ise HACCP uygulamalarına, 1997 yılında yürürlüğe giren
Türk Gıda Kodeksi ile zorunluluk getirılmıştır. Gıdaların Üretim, Tüketim ve
Denetlenmesine ilişkin Yönetmelik (09.06.1998 / 23397 sayılı Resmi Gazete)
hükümlerine göre; 60 beygir gücünün üzerinde motor gücü bulunan et, süt
ve su
ürünleri işleyen işyerlerinde engeç 2 yıl, 60 beygir gücünün altında motor gücü bulunan
et, süt ve su ürünleri işleyen işyerlerinde en geç 4 yıl, bunun dışında kalan yerlerde 60
beygir gücünün üzerinde motor gücü bulunan diğer gıda işletmelerinde ise en geç 3 yıl,
60 beygir gücünün altında motor gücü bulunan diğer gıda işleyen işyerlerinde ise en geç
6 yıl içerisinde HACCP çalışmalarını uygulamak zorundadır ( Tokuç ve Görker).
HACCP takımının oluşturulması öncesinde, yönetim ve her seviyede personelin
HACCP anlayışına (sorunların oluşmadan önlenmesi, oluştuğunda yapılacakların
önceden belirlenmesi) yürekten inanması ve desteklenmesi gerekmektedir. Firmanın
bütününün desteği olmadan HACCP`nin uygulaması oldukça zordur.
Dondurama tarihcesi 13.yüzyıla kadar uzanan sağlıklı, besleyici, enerji ve
vitamin deposu olan zevkle tüketilen bir gıda maddesidir. 21. yüzyıla girdiğimiz şu
günlerde korumacılığın azalması, ekonomının libarelleşmesi ve tüm olumsuzluklara
rağmen uluslarlarası ticaretin yaygınlasması ile şirketler artan ölçüde global stratejiler
izlemeye başlamışlardır. Teknolojik gelişmenin henüz başlangıç dönemlerindeki rekebet
gücünün temel öğesi olan üretim üstünlüğü ve 1970`li yıllardaki düşük maliyetle rekabet
dönemi yeni paradoksal gelişmelerden nasibini alarak, 1980 `li yılllarda yerini yeni
boyut olan kalite dönemine bırakmıştır.
1990`li yıllarda rekabete yeni bir unsur olan hız faktörü ve müşteri tatmini
eklenmiştir. Müşteriler kaliteli (amaca uygun) ürünleri ve hizmetleri kanımsamaya
başlarken, kalitenin ikinci boyutu olan tasarım ön plana çıkmıştır.
Yukarıda bahsedilen gelişmeler sonucunda firmalar arasındaki rekabet artmış,
bunun sonucu olarakta tüketici beklentilerini karşılayabilecek nitelikte güvenilir ürünler
hedef olarak seçilmiştir. Bu amaçla gıdanın tüketiciye ulaşıncaya kadar geçireceği tüm
basamaklarda karşılaşılabilecek olan risk faktörleri ve ürün güvenirliğini tehlikeye
sokacak noktalar belirlenerek, bu noktalarda gerekli olan tedbirlerin alınması için
HACCP (Hazard Anlysis Critical Control Point) çalışmaları başlatılmıştır. Firmaları
HACCP çalışmalarına iten temel nedenler:
¾ Müşterilerin, tedearikçilerden HACCP uygulamalarını istemeleri,
¾ HACCP çalışmalarının ISO 9001 içerisinde önemli bir yer tutması,
¾ İhracatta birçok ülke tarafından HACCP uygulamalarının ve sertifikalarının
istenmesi,
¾ Yasal zorunluluklar gereği,
¾ Toplam kalite çalışmalarında giden yolda basamaklardan biri olarak kabul
edilmesi.
HACCP gıda üretimi yapan tüm firmalarda, kendi üretim ve dağıtım koşullarına
uygun olarak uygulanması Kanada, ABD, Avrupa Birliği, Avusturalya, Yeni Zelanda ve
çeşitli diğer ülkelerde zorunlu hale gelmiştir.
HACCP`da kullanılan bazı tanımlar aşağıda açıklanmıştır:
Proses akışı – (Process
flow): İstenilen ürünü elde edebilmek için tüm
hammaddenin izlediği aşama sırası,
Akış Diyagrami – ( Flow Diagram) : Proses akışının şematik gösterimi,
Proses Aşaması – (Process Step): Belirlenmiş koşullarda yiyecek yada
hammaddeyi, belirli bir zaman dilimi içinde, bir dilimden başka bir dilime çeviren
işlemler bütünü,
İşlenmiş Gıdalar – (Processed foods ): Konserve yapılmış, pişirilmiş, kurutulmus,
soğutulmus, dondurulmuş veya diğer işlemlerle korunmus her türlü et, sebze, meyve,
yumurta, süt, bal yada reçel gibi ürünlerdir.
Tehlike Analızı – (Hazard Analaysis): Tehlikeleri belirleme, bu tehlikeler ile
bunların olası nedenleri hakkındaki bilgileri ve tehlikelerin önemli bir risk oluşturup
oluşturmadığını değerlendirme süreci,
Kontrol Önlemi – (Control measure): Bir tehlikenin veya olası nedenlerinin
önlenebilmesi veya yokedilebilmesi, yada kabul edilebilir seviyelere indirilebilmesi için
yapılan işlem, süreç veya faaliyet.
Kritik Kontrol Noktası- KKN – (Crıtical Control Point – CCP):
a) Bir tehlikenin veya olası nedenlerin önlenebilmesi veya yokedilebilmesi, yada
kabul edilebilir seviyelere indirilebilmesi için kontrollü önlemlerinin uygulandığı süreç
aşaması.
b) Kontrolü kaybedildiğinde olası sağlık risklerinin oluşabileceği gıda sistemindeki
herhangi bir nokta.
Karar Agaçı – (Decision Tree): Belirlenen bir tehlikenin proses akışı içinde
kontrol edileceği kontrol noktasını bulmak üzere kullanılan mantıksal soru dizisi.
Düzeltici Faaliyet – (Corrective Action): İzleme sonuçlarının, bir proses
aşamasında kontrolün kaybedildiğini veya kaybedilme trendine girdiğini göstermesiyle
uygulanacak faaliyetler.
Sapma Yörüngesi: Sapma oluştuğunda uygulanan önceden belirlenmiş ve yazılı
çeşitli düzeltici faaliyetler.
HAACP Planı: İlgili ürünün üretim zincirindeki gıda güvenliği için önemli olan
tehlikelerin kontrolünden emin olmak için HACCP ilkelerine uygun olarak hazırlanmış
döküman,
Tehlike: Olası zarar nedeni. Tehlikeler biyolojik, kimyasal ve fiziksel olabilir.
İzleme Yönergesi – (Monitoring Procedure): Belirlenen KKN`ların kontrol altında
olup olmadığını ve gerektiğinde düzeltici faaliyetleri başlatmak ve doğrulama
çalışmalarında kullanılmak üzere yapılan planlı ve dökümante edilmiş, gözlemler,
ölçümler veya gıda yada hammaddesinde yapılan testler ile bunların kayıtlarıdır.
Risk: Oluşması olası tehlikelerin öngörümü.
Doğrulama – (Verification): Uygulamaların HACCP planına uygunluğunun
belirlenmesi çeşitli yöntem, yönerge, test ve diğer denetim araçlarının kullanımı.
(Ananymous 2003 )
6.3.2 HACCP Uygulamanın Yararları
Endüstiriyel dondurma üretiminde, HACCP yararlarını şöyle sıralıyabiliriz:
¾ Ürün güvenilirliğinin garanti altına alınması
¾ Tüm tedarik zincirinde güvenin sağlanması,
¾ Olası ekonomik kayıpların önüne geçilerek, ürünün ilk seferde doğru olarak
üretilmesinin sağlanması,
¾ Potansiyel tehlikelerin etkin bir şekilde incelenerek risk faktörlerinin ortadan
kaldırılması,
¾ Yatırım gereksinimi olan alanların belirlenmesi,
¾ Oto kontrol sisteminin geliştirilmesi,
¾ Yasalara uyum sağlanması,
¾ Etkin bir proses imkanının sağlanması,
¾ Yeni pazar alanlarının oluşturulması ve ihracat kolaylıkları.
6.3.3. HACCP Çalışması Öncesi Uygulanan Programlar
HACCP çalışmalarını uygulamaya başlamadan önce güvenilir gıdaların
üretimının gerçekleştirilmesi amacı ile bir dizi ön çalışma ve programların uygulanması
gereklidir. Endüstriyel dondurma üretimının her aşamasında, güvenilir dondurmaların
üretimi için gerekli koşullar sağlanmalıdır. Bu koşulların sağlanmasına imkan veren
GMP ( Good Manufacturing Practice ) dışında, temel çevre ve operasyonel şartların
sağlanmasıda gerekmektedir.
¾ Kimyasal Kontrol,
¾ Pest Kontrol, (Güvenlikle ilgili bölümlerin dışında, işyerinde kesinlikle hayvan
bulundurulmamalıdır. Hayvan bulunan güvenlik bölümleri üretim ve depolama
tesislerinden ayrı olmalıdır. İşyeri sahibi/yöneticisi tarafından hijyen kontrol
programları yapılmalı, bütün alanların temizlenmesinin yanı sıra kritik alanlar,
alet ve ekipmanın temizlik ve dezenfeksiyon şekli ve sıklığı önceden
belirlenmelidir.
¾ Ekipman, (Işletmelerde kullanılan ekipmanların gıda üretimi için tasarlanmış
olması, ve ekipmanların kurulması ve bakımının gıdalara bulaşmasını önleyecek
şekilde yapılması gerekmektedir. Ekipman ve aletler paslanmaya dayanıklı
malzemelerle yapılmalıdır. Gıdayla temas eden yüzeyler, emici olmayan, toksit
olmayan, pürüzsüz, gıdadan etkilenmeyen, ve sürekli temizleme ve sanitasyona
dayanıklı olmalıdır.)
¾ Muhafaza ve depolama,
¾ GMP ( Good Manufacturing Practice), ( GMP önlemleri vasıtasıyla kontrol
edilen olası tehlikeler için GMP kontrolünün, gıda güvenliği açısından etkili
olduğu kanıtlanmalıdır. GMP önlemlerinin gerekli şekilde uygulamaya konması
ve etkili olmasını sağlamak için kuruluş, yazılı hale getirilmiş prosedürler,
talimatlar ve şartnameleri oluşturmalıdırlar.GMP önlemleri, liderlik, çalışanların
eğitimi, uyarı ve duyurular, teşvik edici programlar, vb. gibi bir çok farklı yolla
uygulamaya konabilir ve etkili olabilir. Kuruluş ayrıca, GMP önlemlerinin
uygulamaya konmasını yazılı hale getirmek için hangi kayıtların gerekli
olduğunu belirlemelidir. GMP önlemleri, HACCP ekibinin ilgili üyeleri
tarafından onaylanmalıdır.)
¾ Sanitasyon,( Yazılı sanitasyon programı, gıda güvenliğini sağlamak üzere gıda
işletmelerinde kontrol edilmesi gereken paremetreleri belirtmelidir. Cihazlar,
aletler, yapılar, yerler, tavanlar, kanallar, aydınlatmalar, soğutucular ve gıda
güvenliğini etkileyebilecek her türlü yapı için sanitasyon iş kuralları/yönergeler
olamalıdır.)
¾ Personel hijyeni, (Üretim tesisine giren bütün çalışanlar ve diğer şahıslar, kişisel
hijyen kurallarına uymalıdır.)
¾ Distribütör kontrolleri,
¾ Personel eğitimler, (Bütün çalışanlar, kişisel hijyen, GMP, temizlik ve sıhhi
prosedürler, kişisel güvenlik, sıhhi prosedürler ve HACCP programındaki
rollerine ilişkin yazılı hale getirilmiş eğitime tabi tutulmalıdır.)
¾ İzlenebilirlilik ve geri çağırma, (Gıda üreten bütün işletmelerde, tamamen ve
hızlı bir şekilde, herhangi bir parti gıdaların geri çağrılmasını sağlayan geri
çağırma sistemi bulunmalıdır.)
1- Ürün kodlama sistemiyle ilgili yazılı yönerge bulunmalıdır. Bütün ürünler,
üretim tarihi ve üretim partisiyle tanımlanmalıdır. Kullanılan kodlama sistemi yeterli
olmalı ve yazılı geri çağırma programında açıklanmalıdır. Kodlama sistemi hatasız
tanımlamayı sağlamalı ve etkin bir geri çağırma yürütülmesini kolaylaştırmalıdır.
2 – Bitmiş ürün dağıtım kayıtları belirli bir süre boyunca saklanmalıdır. Bu süre
ürünün raf ömrünü aşmalı ve en azında ürün denetim yönergeleri veya mevzuatta
yazıldığı kadar olmalıdır. Kayıtlar, ürünün nerede olduğunu kolayca belirleyecek şekilde
tasarlanmalı, saklanmalı ve gerektiğinde gösterilmelidir.
3- Sağlık ve güvenlik şikayet dosyası bulunmalıdır. Kayıtlar, sağlık ve güvenlik
şikayetleri ile yapılanları içermelidir.
4- Geri çağırma takımından sorumlu kişilerin ev ve iş telofonları listelenmelidir.
Sorumlular her birinin, yokluğunda karar verebilecekler belirlenmelidir.
5- Tehlikeden etkilenebilecek tüketicilere uyarıcı bilgilerin uygun bir şekilde
nasıl ulaştıralacağı tanımlanmalıdır. Ürünlerin geri izlenmesinde ve bütün etkilenen
ürünlerin geri çağrılmasında kullanılacak iletişim kanalları ( faks, telefon, radyo, mektup
veya diğer) tanımlanmalıdır.
6- Geri çağrılan ürünler ile etkilenen ancak satışa sunulmamış ürünlerin kontrol
yöntemleri tanımlanmalıdır. Varolan tehlikeye göre kontrol ve etkilenen ürünleri elden
çıkarılması yöntemleri tanımlanmalıdır.
7-Geri çağırma işlemının değerlendirilme ve etkinliğini olçme sistemleri
tanımlanmalıdır.
Bu çalışmaların hayata geçirilebilmesi için, yönetim tarafından eğitim ve
uygulama için gerekli olan kaynakların sağlanması gereklidir. Yapılan yatırım ve
kaynaklardan sonra uygulanacak HACCP planının geliştirilmesi gereklidir. Bu amaçlada
bir dizi yöntem izlenmelidir:
¾ HACCP takımının oluşturulması,
HACCP sistemi kurmanın ilk aşaması HACCP`nin kurulması hakkında bilgisi,
tecrübesi, uzmanlığı olan ekibin oluşturulmasıdır. Ekip üyeleri, gıda mikrobiyolojisi,
üretim, sanitasyon, kalite kontrol, mühendislik ve denetim alanlarından seçilmelidir.
Ekipte günlük üretimin içinde olan, üretimin değişkenliği ve yapılabileceklerin
sınırları konusunda bilgisi olan kişilerden oluşmalıdır. Bu kişilerin ekipte bulunması,
HACCP planının sahiplenilmesinede katkı sağlayacaktır. HACCP ekibi danışmana
ihtiyaç duyabilir. Ancak tamamen danışman tarafından geliştirilecek olan HACCP
planına firma çalışanlarının destek vermesi zor olacaktır.
Ekibin oluşturulmasında dikkat edilmesi gereken hususlar aşağıda belirtilmiştir:
1. Tehlike tanımlanmasında yer alacak kişiler,
2. KKN`ların tanımlanmasında yer alacak kişiler,
3. KKN`ları izlenmesinde rol alacak kişiler,
4. KKN noktalarındaki uygulamaların doğrulanmasında yer alacak kişiler,
5. Örnekleri inceleyecek ve doğrulama yönergelerini uygulayacak kişiler.
HACCP sisteminin kurulmasında ekip üyelerinin ihtiyaç duyduğu bilgiler
aşağıda belirtilmiştir:
1. Üretim hattında kullanılan teknoloji ile cihazlar hakkında bilgi,
2. Gıda işleme teknolojisi hakkında pratik bilgiler,
3. Süreçlerin akışı ve teknolojisi hakkında bilgi,
4. Uygulamalı gıda mikrobiyolojisi,
5. HACCP ilkeleri ve teknikleri hakkında bilgiler.
¾ Ürünün tanımlanması,
¾ Ürünün kullanılacağı alanların ve tüketicisinin tanımlanması,
¾ Akış diyagramının oluşturulması,
¾ Akış diyagramının doğrulanması.
Seçilen her bir tehlikenin özelliğine göre bir HACCP çalışma takımı
oluşturulması gerekmektedir. HACCP takımı ürün ve proses hakkında spesifik bilgi ve
deneyime sahip bir ekipten oluşmalıdır. HACCP planının oluşturulması ve çalışmanın
sonuçlandırılması bu takımın sorumluluğudur. Bu ekip üretim, muhendislik, hijyen,
kalite güvence ve mikrobiyoloji gibi farklı disiplinlere sahip kişilerden oluşmalıdır. Ekip
içerisinde aynı zamanda çalışmanın yapılacağı hat veya ekipmandan sorumlu olan
operatörlerde yer almalıdır. Yapılacak HACCP çalışmasının özelliğine bağlı olarak
dışarıdan da konu ile ilgili deneyimleri olan kaynaklardan da yardım alınabilir. Bununla
birlikte HACCP çalışmalarının tamamının dış kaynaklar aracıliği ile yapılması,
çalışmanın güvenilirliği ve etkinliği açısından kabul edilemez bir yaklaşımdir. Örnek
olarak alınan dondurma tesisinde HACCP çalışma takımı genellikle 5 ila 7 kişiden
oluşmaktadır.
Çalışma takımı kısaca:
¾ Ekip lideri,
¾ Kalite Güvence Mühendisi,
¾ Üretim uzmanı,
¾ Microbiolog (Özellikle mikrobiyolojik HACCP çalışmalarında)
¾ Hat operatörü,
¾ Teknik uzman,
¾ Araştırma ve Geliştirme Uzmanı,
¾ Teknik sekreter`den oluşur.
Çalışma takımını oluşturulmasından sonra, bu ekibe yapılacak çalışma
konusunda genel eğitimler verilerek sonrasında HACCP planı oluşturulur. Yapılan
planda, çalışmada izlenecek yol ve zaman konusunda bilgilere yer verilir. HACCP
sisteminin başarısı etkili bir eğitim sistemine bağlıdir. Eğitim ile HACCP takımına,
HACCP sistemi ve endüstriyel dondurma üretim zincirindeki tüm potansiyel tehlike
kaynakları anlatılmalıdır. Aynı zamanda çalışma talimat ve prosedürlerin yazılması
CCP`lerin izlenmesi gibi konularla ilgili olarak spesifik eğitimler ile HACCP takımı
desteklenmelidir. (Tokuç ve Göker, Ekim 2001)
6.3.4. HACCP Prensipleri
HACCP sistemi, gıda maddesinin üretiminden tüketimine kadar geçen süre
içerisinde ortaya çıkabilecek olan tehlikeleri tanımlayan ve analiz eden, bu tehlikelerin
ortadan kaldırılabilmesi için yapilacak düzeltici faaliyetleri belirleyen ve bu faaliyetlerin
uygulanıp uygulanmadığını kontrol eden bir sistemdir. HACCP uygulamaları için
başlıca 7 prensip mevcut olup, bunlar;
1.
Tesisteki tehlikeli noktaların belirlenmesi ve risk analizi,
2. Tesisteki kritik kontrol noktalarının belirlenmesi,
3. Tehlike limitlerinin belirlenmesi,
4. Monitörleme( İzleme sisteminin oluşturlması),
5. Düzeltici faaliyetler,
6. Doğrulama,
7. Kayıt işlemleri, olarak adlandırılmaktadır.
6.3.5. Tehlikenin belirlenmesi ve Risk Analizi
Dondurma üretiminde tedarikçinin hammadde ve ambalaj malzemesi tedarik
edilmesi ile başlayıp tüketime kadar oluşabilecek tüm potansiyel tehlikeler belirlenmeli
ve bu tehlikelere karşı HACCP çalışmaları başlatılamalıdır.
Öncelikle, HACCP takımının ürünlerde kullanılan bileşenleri, ürünlerin hangi
proses şartlarında ve hangi ekipman kullanılarak üretildiği, bitmiş ürün özellikleri,
depolama ve distirübütor şartları gibi detaylı bilgilere ihtiyaç vardır. Bu amaçla bir
kontrol listesi kullanılabilir. Kontrol listesi ürün ve proses bilgilerini içerecek şekilde
dizayn edilmelidir. Kontrol listesi; bileşenler, ürünün fiziksel özellikleri, proses şartları,
kullanılan prosedürler, mikrobiolojik performans, işletme koşulları, malzeme ve personel
akışı, ekipman dizaynları, kullanılan koruyucu sistemler, paketleme özellikleri, temizlik
sistemleri, çalışanların sağlığı,ambalaj malzemeleri, hammadde ve depolama şartları,
satış ve tüketim bilgileri gibi bilgiler içermelidir. Bu basamaklardan sonra endüstriyel
dondurma üretiminde HACCP çalışma konusu olarak seçilecek tehlikeler belirlenir,
tanımlanan tehlikeler ele alınarak HACCP takımı beyin fırtınası esasları düzenler. Bu
tehlikelere örnek olarak;
¾ Mikrobiyoloji; Mikrobiyolojik kontaminasyon, mikrobiyolojik üreme ve
mikrobiyolojik oluşumun yok edilememesi,
¾ Kimyasal; ambalaj atıkları, makina yağları ve deterjen kalıntıları,
¾ Fiziksel; cam, metal, sinek , toz , saç vb.
¾ Pest kontrol; fare ,sinek , böcek vb.
¾ Alerji; fındık ,fıstık, laktoz, vb.
HACCP`nin kurulmasına yardımcı olabilecek kaynaklar aşağıda özetlenmiştir.
HACCP`nin kurulmasında ürün ve üretime özgü kaynaklarda kullanılmalıdır. Ayrıca
bilimsel yada aktüel gıda dergilerinde, web sitelerinde yayınlanan makaleler HACCP
kurulmasında başvurulacak kaynaklar arasında yer almaktadır. Bilimsel makale ve
kitaplara araştırma merkezleri/ kuruluşları yada universite kütüphanelerinde yada
internet aracılığıyla ulaşılabilecektir. HACCP`nin kurulması yön verecek diğer bir bilgi
de gıda kaynaklı hastalıklarla ilgili epidemiolojik bilgilerdir.
Bu bilgiler:
¾ IAMFES, Procedures to implement the HACCP System, 1991, Iowa
500106666, USA.
¾ ICMSF, HACCP in Microbiologiçal Safety and Quality, 1989, Blackwell
Scientific Publications, Boston Mas, USA
¾ NRC , Committee on Food Protection, An Evaluation of the Role of
Microbiologic Critria for Foods and Food ingredients, 1985, National
Academy Press , Washington, DC, USA.
¾ ICMSF Microorganism in Foods 1- Their Signafance and Methods of
Emuration, 1978, University of Toronto Press , Toronto Ont.
¾ Gould. W.A CGMP `s / Food Plant Satitation, 1990 . CTI Publicitions Inc.
Baltimore Md. USA.
¾ Marrıott N.G. Princibles of Food Plant Sanitation, 1989, Van Nostrand
Rheinhold, New York, USA .
HACCP takımının HACCP kurulmasında kullanacakları temel bilgilere
ulaşmaları çok önemlidir. Ancak bu süreç çok zaman alıcı olduğundan aşağıda
belirtilenlerin tanımlanmasıyla sınırlandırılabilir: Çeşitli tehlikelerin oluşma olasılığı,
kötü/yanlış uygulamaların olabileceği yerler; sık olarak tehlike /bulaşma nedeni/aracı
olarak tanımlananlar; tehlike /bulusmalara etki eden nedenler. (Tokuç ve Göker, Ekim
2001)
6.3.6. Kritik Kontrol Noktalarının Belirlenmesi
KKN`larının belirlenmesi: HACCP in ikinci ilkesidir. KKN, bir tehlikenin
önlenebildiği, yokedilebildiği, yada kabul edilebilir seviyelere indirilebildiği bir nokta,
aşama yada süreç olarak tanımlanmaktadır.
KKN`ların
belirlenmesi
tehlikenin
şiddet
ve
gerçekleşme
olasılığının
değerlendirilmesi yoluyla yapılmaktadır. Ayrıca ilgili işlem basamağında tehlikeyi
önleme , yoketme yada azaltma yöntemlerinin/koşullarının tanımlanması gerekmektedir.
KKN`ların seçilmesi işlemi temelinde:
¾ Belirlenmiş tehlikeler ve tehlikelerin gerçekleşme olasılıği ile kabul edilemez
bulaşmanın oluşma nedeni,
¾ Ürüne üretim/işleme ve hazırlama sırasında uygulanan işlemler,
¾ Ürünün kullanım yeri vardır.
Her bir tehlike için ayrı bir KKN`sının tanımlanmasına gerek yoktur. Ancak
tehlikelerin önlenmesi, yok edilmesi veya azaltılması için gerekli önlemlerin alınması
gereklidir. Ancak üretim koşul/yöntemleri değişirse, tehlike analizinin yeniden yapılması
ve KKN`ların yeniden tanımlanması gerekebilir.
KKN olabilecek aşamalar arasında pişirme, soğutma ve formülasyon kontrolü
sayılabilir. Ayrıca mikrobiyolojik açıdan yüksek duyarlılığı olan bölgelerde özellikle
hijyen uygulamaları KKS`si olabilir.
Kurulan HACCP akış diyağrami üzerinde , karar agacı sorgulanmasına göre
(Çizelge 6.5) kritik kontrol noktaları ( KKP ) tespit edilir. (Tokuç ve Göker, Ekim 2001)
6.3.7. Tehlike Limitlerinin Belirlenmesi
Seçilen risk faktörünün maksimum ve / veya minumum limitleri belirlenir. Bu
limitler uygulanan koruyucu önlemlerle ulaşılacak ve tolere edilecek değerler olarak,
ölçülebilecek nitelikte olmalıdır( sıcaklık, zaman, nem düzeyi, Ph, su aktivitesi,
vizkozite vb,). Kritik kontrol noktası olarak seçilen basamaklarda, en az iki parametrenin
kritik limit olarak alınması daha güvenilir sonuçların elde edilmesine olanak tanır. Kritik
limitler bilimsel verilere dayanmalıdır. Gözleme dayalı olarak belirlenen kritik limitler
için neyin kabul edilebilir veya kabul edilemez olduğu açıkça belirlenmelidir. Herhangi
bir ölçümde, limit dışında değere rastlandığında, belirlenen önleyici ve düzeltici
faaliyetler devreye girerek riskler ortadan kaldırılmalıdır.
Kritik limitler kabul edilebilirle kabul edilemezi ayırmak üzere tanımlanmalıdır.
Bu parametreler sınırları içinde tutulduğunda gıda güvenliğini pekiştirecektir.
Kritik limitler yasal düzenlemeleri, şirket standartları ve diğer bilimsel bilgilerin
gereksinimlerini karşılamalarıdır. Kritik limitler yasal düzenlemelerden daha hassas
belirlenebilir.
Belirlenmiş tehlikeyi kontrol etmek üzere bir yada daha fazla kritik limit
belirlenebilir. Sıcaklık, zaman, fiziksel boyutlar, su aktivitesi ve nem miktari vb. için
kritik limitler belirlenebilir.
6.3.8. Monitörleme & İzleme Yörüngelerinin Oluşturulması
Belirlenen KKN planın doğru işleyip işlemediğini, alınan önlemlerin yeterli olup
olmadığını anlamak için yapılan rutin analizler ile risk faktörü limitleri karşılaştırılarak
değerlendirme yapılır. Bu değerlendirmeler ve düzeltici etkinlikler ile sistemin
sürekliliği ve gelişmesi sağlanır. İzleme bir KKN`sının kontrol altında olup olmadığının
belirlenebilmesi için ilgili kontrol parametrelerinin planlı olarak gözlenmesi, ölçülmesi
ve sonuçlarının kayıt altına alınmasıdır.
Her bir KKN`si için izleme gereksinimleri ve KKN`sının limitler arasında
kalmasını sağlayacak yöntemler tanımlanmalıdır. İzleme yönergeleri genellikle online
ölçümleri, hızlı testleri, görsel denetimleri, dökümantasyon takibini, (örneğin ürün
speklerini) veya diğer uygun yöntemleri kapsar.
İzleme, işlemlerin takibini sağlıyarak kontrolün kaybolduğu veya kaybolma
eğiliminde olduğunun tespit edilmesini ve böylelikle düzeltimlerin zamanında
yapılabilmesini sağlar. Kritik limitlerin dışına çıkılması sapma olarak adlandırılmaktadır.
Bu durum tehlikeli veya güvenli olmayan ürünlerin üretilmesi anlamına gelmektedir. Bu
nedenle yeterli ve etkin izleme yönergelerinin oluşturulması ve uygulaması çok
önemlidir. Bir çok KKN`da izlemelerin hızlı olması gerekebilir. Uzun süreler gerektiren
analizlerin sonuçlarının beklenmesi için yeterli zaman olmayabilir. Sıcaklık, zaman, pH,
nem miktari ve su aktivitesi gibi fiziksel, kimyasal veya görsel muayeneler tercih
edilmelidir. Bütün izleme cihazları süreçlerin doğru kontrolü açısından kalibre
edilmelidir.
KKN `ları izlemek için bir çok yol vardır. İzleme sürekli veya aralıklı yapılabilir.
Uygun olduğu durumlarda sürekli yöntemler tercih edilmelidir. İzleme sıklığı tehlikenin
kontrol edilmesinin sağlayacak kadar olmalıdır. İzlemeden sorumlu kişi açık olarak
belirlenmeli, izlemenin nasıl yapılacağı konusunda eğitilmeli, izlemenin amaç ve önemi
anlatılmalıdır. Sorumlular izleme işlemi için her an hazır olmalı ve raporlama sırasında
yansız davranabilmeli ve sonucu doğru olarak raporlanmalıdırlar.
KKN noktalarının izlenmesiyle ilgili bütün kayıt ve dökümanlar doğru olarak
doldurulmalı, izlemeyi yapan insan tarafından imzalanmalı ve yetkili insan tarafından
onaylanmalıdır.
Akış şeması aşağıdaki hususları içermelidir:
¾ Üretim prosesindeki bütün basamakların sırası ve aralarındaki ilişki,
¾ Ham maddelerin ve ara ürünlerin üretim prosesine katıldığı yer,
¾ Dış kaynaklı prosesler,
¾ Yeniden işleme ve geri dönüşümün olduğu yerler,
¾ Ara ürünler, yan ürünlerin, atıkların ve kanalizasyon atıklarının uzaklaştırıldığı
yerler.
Akış şemasındaki her bir proses basamağı için ilgili parametrelerin veya bu
parametrelerin açıklandığı kaynakların belirtildiği, ürünlere uygulanan işlemlerin bir
açıklaması yapılabilmelidir. Proses basamağı açıklamaları, şüpheye yer bırakmayacak
şekilde akış şeması ile bağlantılı olmalı ve HACCP ekibinin olası tehlikeleri
değerlendirebilmesi ve kontrol edilebilmesi için yeterince ayrıntılı verilmelidir. ( Tokuç
ve Göker, Ekim 2001 )
Şekil 6.8. Karar Agaçı Soruları
Karar Agacı
Soru 1 : Koruyucu Onlem(ler) Mevcut mu?
EVET
HAYIR
Ürün veya Proses Basamağı Degiştir.
EVET
Bu basamakta güvence için gerekli kontrol
ve önlem varmı?
HAYIR
KKN iyi belirlenmemiş
DUR
Soru 2: Olası tehlikenin, tolere edilebilir düzeye doğru
azaltılması veya tamamen ortadan
kaldırılması için özgün önlemler geliştirilmiş mi?
EVET
HAYIR
Soru 3: Tehlike yaratacagi saptanan kontaminasy
Tolere edilebilir duzeyi asmis mi veya bu yonlu
bir artis gostermesi olasiligi varmi?
EVET
HAYIR
KKN iyi belirlenmemis
DUR
Soru 4 : Takip eden kontrol basamağı, belirlenen
tehlikeyi yok edebilecek veya tolere edilebilir
düzeye indirecek nitelikte mi?
EVET
HAYIR
KKN iyi belirlenmemiş
KRİTİK KONTROL NOKTASI
DUR
Belirlenen proses basamaklarına göre ileriki etaplarda tehlikenin tanımı
yapılabilmelidir.
Monitörleme işlemi başlıca üç amaç için gerçekleştirilmelidir. Birincisi, güvenilir
ürünlerin üretilmesinde temel olan operasyonun takibini sağlamaktadır. Monitörleme
sonuçlarından, kritik limitlerin aşıldığı yönünde bir bilgi alınırsa, problemin çözümü için
salınımın başladığı noktanın belirlenmesinde monitörlemenin önemi büyüktur. İkinci
olarak, monitörleme karar verme aşamasında CCP `lerin ve kritik limitlerin takibi
açısından önemlidir. Eğer kritik kontrol noktasındaki limit değerlerinde sapmalar
meydana gelirse en kısa sürede düzeltici ve önleyici aksiyonlar alınmalıdır. Üçüncüsü,
monitörleme ile elde edilen bilgiler, yazılan döküman ve talimatların doğrulanması
amacı ile kullanılır.
6.2.9. Düzeltici Faaliyetler
İzleme sisteminde belirli bir kontrol noktasında istenmeyen bir durum gözlendiği
zaman etkin önlemler alınmalıdır. Düzeltici ve önleyici faaliyetlerde amaç, oluşabilecek
hataların, ürünün tüketiciye ulaşmadan önce tespit edilerek problemin giderilmesidir.
Düzeltici ve önleyici faaliyetler için takip edilmesi gereken yol:
¾ Uygunsuzluğun nedeni bulunur ve düzeltilir.
¾ Uygunsuz ürünün özellikleri belirlenir.
¾ Alınan düzeltici ve önleyici faaliyetler kayıt edilir.
Düzeltici ve önleyici faaliyeti alan kişinin, proses, ürün özellikleri ve HACCP
planı hakkında bilgiye sahip olması gereklidir. (Tokuç ve Göker, Ekim 2001)
6.2.10. Doğrulama
Doğrulama işlemi monitörlemeden farklı olarak sistemin HACCP planına göre
çalışıp çalışmadığını kontrol eder. Kontrol sisteminin etkili bir biçimde, ilave testler ve
işlemler ile desteklenmelidir. Etkin bir HACCP sisteminde, az sayıda bitmiş ürün analizi
yapılır. HACCP sistemi sayesinde ürünler, üretim aşamasında yapılan analizlerle tasarım
kalitesine uygun olarak güvenli şekilde üretilir. Bitmiş ürünlerin güvenilirliğinden emin
olmak için, HACCP planının belli periyotlerde gözden geçirilmesi, HACCP sisteminin
plana uygunluğunun araştırılması, kritik kontrol noktalarının izlenmesi, düzeltici ve
önleyici faaliyet kayıtlarının gözden geçirilmesi gereklidir. (Tokuç ve Göker, Ekim
2001)
6.3.11. Kayıt
Tüm bu aşamalarla ilgili kayıtların ve uygulanan işlemlerin yer aldığı bir
dökümantasyon sistemi oluşturulmalıdır. Bu amaçla aşağıda yazılı olan detaylı bilgilere
ihtiyaç vardır:
¾ Tehlike analizlerinin özet çalışmaları,
¾ HACCP planı,
¾ HACCP özet tablosu,
¾ Kayıtların, planlanan operasyonu desteleyecek düzeyde tutulması, HACCP
çalışmalarının uygulama amaçları incelendiğinde; müşteri taleplerini arttırmak,
dış ticaret işlemlerinin daha kolay hale getirilmesini sağlamak, yasal
zorunluluklara uymak ve şirket operasyonlarında gıda güvenilirliğini sağlamak
ön plana çıkmaktadır.
Yapılan
tüm
çalışmaların
sonucunda
etkin
bir
HACCP
sisteminin
oluşturulabilmesi amacı ile prosedür, talimat ve formlar yazılması ve
uygulanması sağlanmalıdır.
HACCP sisteminin süreklilğinın ve gelişmenin sağlabilmesi amacı ile aşağıda
yazılı olan durumlarda çalışmanın yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir.
1. Hammadde ve spesifikasyon değiştiğinde,
2. Proses şartları değiştiğinde,
3. Fabrika atmosferi değiştiğinde,
4. Proses ekipmanı değiştiğinde,
5. Temizleme ve dezenfeksiyon uygulamaları değiştiğinde,
6. Paketleme – depolama ve dağıtım sistemi değiştiğinde ,
7. Personel sayısı ve sorumlulukları değiştiğinde,
8. Satış noktalarından ürünle ilgili şikayet geldiğinde,
9. Tüketici sayısı azaldığında. (Tokuç ve Göker, Ekim 2001)
6.2.12. HACCP Sisteminin ISO 9001 Sistemine Entegrasyonu
Endüstriyel dondurma üretiminde, ürün kalitesinin güvence altına alınması amacı
ile, kalite güvence sistemi kurularak, gerekli faaliyetler planlı ve sistematik olarak
uygulamalara dönüstürülmelidir. Bu faaliyetler ile ilgili kural ve yöntemler, kalite
sistemi içinde yazılı prosedürler ve talimatlarla belirlenmelidir. Bu sistemlerin sağlıklı
olarak işleyebilmesi içinde ISO 9000 Kalite Güvence Sistemi şarttır.
Kalite sisteminin en önemli özelliği, hata ve uygunsuzlukları oluşmadan
önlenmesidir. Gıda sektöründe önleyici faaliyetler olarak kullanılabilecek en etkin
yöntemde HACCP çalışmalarıdır. ISO 9001 standartlarının maddeleri incelenecek
olursa, HACCP ve ISO 9001 standartlarının ne kadar uyumlu ve tamamlayıcı olduğu
görülmektedir.
HACCP açısından ISO 9001 incelendiğinde; planlı faaliyetlerin uygulamadaki
etkinliğinin ve düzeltici faaliyet sonuçlarının denetlenmesi. HACCP uygulamalarının
Kalite politikası ile duyrulup, kalite hedeflerinin set edilmesi, HACCP ile ilgili prosedür,
talimat ve planların oluşturulması. Tedarikçi ile yapılan anlaşmalarla HACCP `in tüm
gıda
zincirine
uygulanması.
Ürün
tasarımı
aşamasında,
katkı
maddeleri
ve
hammaddelerin seçiminde HACCP çalışmalarının etkisi. Tedarikçi girdi kontrol
analizlerinin uygulanması. Ürün tanımı ve izlenebilirliğinin sağlanması. Ürün
spesifikasyönlarının
doğrulanması
ve
çıkan
uygunsuzluklara
göre
HACCP
çalışmalarının yenilenmesi. HACCP çalışmalarında kullanılan ölçüm cihazlarının
doğruluk düzeyinin saptanması. Uygunsuz ürünlerin uygun ürünlerden ayrılmasının
sağlanması. Uygunsuz ürünlerin ayrıldıktan sonra imha edilmesi veya elden çıkarılması
konularının HACCP planlarında yer alması. HACCP planlarının uygulanması ve gerekli
düzeltici ve önleyici aksiyonların alınması. Sevkiyat şartlarının HACCP planlarında yer
alması. Yapılan çalışmaların doğrulanması amacı ile kayıtların tutulması. HACCP
planlarının etkin bir şekilde uygulanıp uygulanmadığını tespit etmek için tetkiklerin
yapılması. Çalışan personele, yapılan HACCP çalışmaları konusunda eğitimlerin
verilmesi. Proses şartlarının izlenebilmesi
ve yorumlanabilmesi amacı ile istatiksel
tekniklerin uygulanması konularının benzer olduğu açıkca görülebilmektedir.
Uygun şekilde tasarlanıp hayata geçirilen HACCP çalışmaları sayesinde, gıda
güvenliğini tehlikeye atabilecek riskler minumuma indirilecektir. Kritik kontrol
noktalarının tespiti ile hataların bulunması ve gıda güvenilirliğinin sağlanması , daha
ekonomik ve etkin bir yöntemdir. Böylece problemlerin kaynağı önceden tespit edilerek,
ürünün ilk seferde doğru olarak üretilmesi ve yeniden değerlendirme maliyetlerinin
azaltılması sağlanır. HACCP sistemi mutlaka ISO 9000 kalite yönetim prensiblerine
bağlı sistemlerle desteklenmesi gerekmektedir. (Tokuç ve Göker, Ekim 2001)
7. SONUÇ
Bu çalışmada süt işletmelerinde ISO 9000 uygulamalarından TKY geçişe yönelik
çalışmalardan bahsedilmiştir Bu basamaklar TKY üzerinde tek başına direk etkisi
olmayan fakat beraber kullanıldıkları zaman işletme içerisinde TKY
geçilmesine
yardımcı olan çalışmalardır.
Süt firmalarının bir çoğu Türk Gıda Kodeks`ininde yapılması şart koşulan
HACCP ve ISO 9000 çalışmalarını uygulamaktadır Yalnız bütün iş bunları uygulamakla
bitmemektedir. Bu çalışmaların yanında şirket içi eğitimler, araştırma geliştirme, kısaca
insana yapılan yatırımlarda çok önemlidir.
Üzerinde durulması gereken diğer bir konuda iletişimdir. Bu noktadan hareketle
iş yerinin sosyal bir ortam olduğu kanısının uyandırılması gereklidir. Bu olayda, haftanın
beş günü aynı yerde tanımlanan işleri yapmak, haftanın beş gününde aynı insanlarla aynı
partiye gitmeye benzer.
Bu durumun bir yaşam tarzı olduğunun kabullenilmesine yardım edebilmek
amacıyla, yöneticilerin, çalışanlarının aileleri hakkında bir şeyler öğrenmesi onların
işlerine bağlılığını artıracaktır. Bu yakın ilgi de dolayısıyla TKY uygulamalarına ivme
kazandıracaktır.
Yöneticiler açısından şeffaflık, makam odasının dışında ve işyerinin herhangi bir
yerinde olmak demektir. Çalışanlar açısından ise çalışanların yöneticilerini olduğu gibi
görmelerine izin vermek demektir. Çalışanlar, yöneticilerinde sinirli, sevinçli, üzüntülü
anlarının olabileceğini görebilmelidirler. Seffaf olmak, yöneticilerin çalışanlara verecegi
cevapların daha kolay anlaşılmasına neden olacaktır.
Yöneticiler mümkünse her gün, işin yapıldığı yerlerde dolaşmalıdır. Böylece
çalışanlar, yöneticileri kendilerine yakın görebilecekler ve kalitede sürekli iyileşme
sağlıyabilmek için devamlı sorular sorabileceklerdir. Bu soruların çokluğu ve çeşitliliği
seffalığın iyi bir göstergesi olacaktır.
Çalışma arzusu, üretilen ürün, üretim metodu ve yeri ile ilgili heyecan duymaktır.
Çalışanlar, sürece katılımlarından ve ürünün müşteriye sağladığı yararlardan dolayı
gurur duymalıdır.
Çalışanlar ile iletişim kurarken, düzeltilmesi gereken olumsuz bir durum olsa
bile, bu durumu düzeltmek ve tekrarını önlemek için yapılacak uyarıda ses tonunda da
bir isteklilik bulunmalıdır. Bu hatadan neler öğrenildiği vurgulanmalı ve tekrarını
önleyecek adımlar tartışılmalıdır.
Bir işletmede iletişim başarısı, grup sayılarının artması, hatıraların sayısı, ilan
panolarındaki renkli tablolar veya öneri kutularının sayısı ile ölçülemez. İyi iletişim,
yönetim şeffaflığı ve dürüstlüğünün bir fonksiyonudur. Başarılı iletişim için her şeyden
önce, iletişimin öneminin benimsenmesini gerekmektedir. Ayrıca , dürüst, erişilebilir,
seffaf ve istekli olunmalıdır.( Caudron, 1993 )
İşletmenin, kademeler arası iletişimi önleyecek kadar katı bir hiyerarşiye sahip
olması fikir alışverişini de önleyecektir. Ayrıca, bu durum çalışanların fikir ve duygu
yönünden tanınmalarına engel olmanın yanı sıra, sorumluluk ve inisiyatif almalarını da
kısıtlayacaktır. Ayrıca hiyerarşik üstünlük rastlantısal olmamalı, likayit ve meslekteki
etkinlikle ilgisi olmayan güçlerin oyuncağı haline gelmemelidir.
Hiyerarşik kademelerin azaltılmasına kadar, bu kademelerin kimlerin işgal
ettiğide önemlidir. Niteliksiz ve yerini kaybetme korkusu yaşayan kişiler bağları
yaratıcıklarını engelliyecektir. Başka bir deyimle, “ Hürmet edilene değil, hürmete layık
olana hürmet edilmelidir.”
Diğer bir önemli konuda kalite iyileştirme konusu üzerinedir, kalite iyileştirme
maliyetlerin düşmesine, verimliliğin artmasına, yöntemlerin basitleştirilmesine, üründe
standardizasyon ve ilk kademedeki çalışanların yaptığı işten gurur duyması gibi olumlu
sonuçlar yaratmaktadır. Bu da TKY atesleyen en önemli nedenlerden biri olarak kabul
edilebilir.
TPM `de Dünya`daki ve Türkiye`deki kalbur üstü gıda işletmelerinde sıfır hataya
ulaşabilmek, üretimde meydana gelen kayıpları azaltmak, çalışanların işletmedeki
içindeki payını arttırmak amacıyla uygulanan toplam bakım yönetiminin dığer adıdır.
Esas amaç üretimde kullanılan makinaların düzenli bir şekilde bakımını sağlamak,
makinayi kullanan operatörlerin makinayi kullanırken hakimiyetlerini arttırmak ve bunla
beraber verimliliği arttırmaktır. Bazı işletmeler çalışanların fikirleriyle yönetime
katılmalarını sağlamak amacıyla fikir yarışmaları düzenlemekte ve ödüllendirme
sistemiyle en iyi fikri ödüllendirmektedirler.
Geleneksel yönetim tarzını uygulayan yöneticiler, içinde bulundukları stresli
yaşam biçimine o denli alışmışlardırki bu sorunları çözüp, işletmelerinin değişik
bölümlerinde birbiri ardına çıkan yangınları söndürmeyi genellikle en önemli görevleri
olarak benimsemektedirler. Oysa yöneticilerin yaşadığı sorunların temel nedeni,
uyguladıkları yönetim tarzıdır. Bu yönetim tarzlarının bir uzantısı da doğal olarak
işletmelerin kalite faaliyetlerinde de pek çok olumsuz etkileşimlere neden olmuştur.
İşletme yönetiminde hali hazırda bölümler arası karşılaştırma ve birbirlerine üstünlük
sağlama tartışmaları ve uğraşları verilirken TKY felsefesinde, işletmeyi bir bütün olarak
görme ve bunu uygulamaya koyma çabası gündeme gelmiştir.
Bu felsefenin en önemli mesajlarından birisi “ beraberliktir” tir. Şirketi bir aile
havasına sokup beraber planlıyalım, beraber çalışalım, beraber yönetelim, beraber
kazanalım, beraber gelişelim, beraber eğlenelim, berabar sevinelim, beraber üzülelim vb.
gibi mesajlar son zamanlarda her kademedeki çalışanın dikkatini çekmektedir. Bu
mesajları temelinde yatan takım ruhunun gelişmesi, “ ben “ kavramının yerini “ biz “
kavramına terk etmeye başlaması TKY`ye gösterilen ilginin başında gelmiştir.
TKY`yi uygulayan işletmeleri önemli bir övünç noktası, verimin önemli ölçüde
artmasına rağmen kimsenin işini kaybetmemiş olmasıdır. Bunun yanında TKY
işletmenin kalitesini artırdıkça daha fazla müşteri kazanılacak, pazar payı artacak ve
daha fazla iş olanağı yaratılacaktır.
Günümüz piyasa ekonomisinin özü ve gücü kararların piyasaya ve müşteriye en
yakın yerde oluşturulmasını gerekli kılmaktadır. TKY`nin hedefinin ve ortaya çıkış
nedeninin de bu olduğu düşünüldüğünde
piyasa ekonomisinin bugünkü şartlarını
sağlamada biçilmiş kaftan olduğu gözlenecektir.
Geleneksel yönetim atmosferi, iş gücünün bordrodaki maaştan başka bir şey
istemeyen, zihisel becerilerini kullanamayan kişilerden oluştugunu farz ve kabul eder.
TKY, bu düşünce yapısını kökten ve tamamen değiştirmiştir. Çünkü bireysel çabaların
karşılığının pek çok yolla ödeneceği ve bunlardan sadece birinin finansal ödeme olduğu
benimsenen bir görüştur.
TKY, bireylerin sarf ettikleri eforları ölçebilecek yeni yolları devreye sokar.
Bunun yanında işgücünü eşşiz ve zengin bir bilgi olarak görür ve işinizi geliştirebilmek,
yanı kari artırmak ve maliyetleri azaltmak için iyi bir fırsat olarak değerlendirir. İlk
kademeki çalışanların kendilerini, kazanan bir takımın elemanı gibi hissetmeleri
önemlidir. TKY felsefesi , uzman işgücünü harekete geçirerek mükemmel bilgi ve
beceriyi herkesin işine yarayacak şekilde karşılıklı çıkarlar gözeterek yaymaktadır.
TKY, gıda işletmelerinde uygulanması biraz zaman alıcak meşakatli bir yol
fakat uygulandığı takdirde en üstün verimi verecek bir sistemdir. Bunun en önemli
sebebi TKY’ne giden yolda bir basamak olarak kabul edilen GMP, HACCP, ISO 9000
ve TPM gibi metodların toplam verimi artırmadaki etkileri söylenebilir..
Toplam kalite yönteminin bir maliyeti vardır. Bu maliyet, işletmenin geleceğine
ilişkin yatırım maliyeti olarak değerlendirilmelidir. İşletmelerin uzun vedeli başarılarını
güvence altına almaları TKY yapacakları yatırımlarla doğru orantılıdır. Kaliteyi
iyileştirip toplam maliyeti düşürmek, müşterileri memnun etmek ve bunları sürekli hale
getirebilmek dinamik bir sorundur.
Bir TKY programının değeri, müşteri tatmini ve işletmenin karlılığına yaptığı
katkının derecesi ile belirlenir. Karlılığın temel kaynağı olan kalite maliyetleri, etkin bir
TKY sisteminin tamamlayıcısıdır.
TKY ile birlikte kalite maliyetleri kavramını geliştirmek için kalite maliyetleri ile
kalite bölümü maliyetleri arasındaki farklılık tam olarak ortaya konmalıdır. Maliyet
boyutunu incelemeden, kalite kavramını tam olarak anlamak ve değerlendirmek
mümkün değildir. Çünkü, piyasada ürünler, kalite ve maliyete bağlı olarak oluşan
fiyatlarıyla rekebet etmektedirler. Dolayısıyla, kalitede üstünlük sağlayarak rekabet gücü
kazanma amacı, maliyetlerde gerçekleştirilebilecek bir azaltma ile daha da güçlenecektir.
Hemen hemen bütün işletmeler için düşük kalitenin maliyeti, en azından satış
gelirlerinin %20 – 25’ i gibi bir orandadır. Bu nedenle
düşük kalite maliyetinin
azaltılması için vakit kaybedilmeden çalışmalara başlanılması gereklidir. Düşük kalite
maliyet
oranının
sürekli
olarak
düsürülmesi
ve
bunun
belirli
periyotlarla
değerlendirilmesi Toplam kalite yönteminin başarı seviyesi hakkında oldukça önemli bir
şekilde fikir sahibi olmamıza yardımcı olacaktır.
Kalite ve maliyet birbirini zıt olmayan, tam tersine birbirini tamamlayan işletme
amaçlarıdır. Uzun yıllar işletmeler, kalite ve maliyetler arasında bir seçim yapmak
zorunda olduklarını düşünmüşlerdir. Ancak deneyimler göstermiştir ki bu düşünce doğru
değildir. Tam tersine yüksek kalite, temel olarak daha iyi kaynak kullanımına ve sonuç
olarak yükesek verimlilik ve çok düşük kalite maliyetleri,ne sebeb olmaktadır. Yönetim
tüm çalışanlarına şunu açıkça belirtmelidir ki onlardan beklenen, hem kaliteli hem de
düşük maliyetli ürünlerdir. Toplam Kalite Yönetimi çalışmaları uzun orta ve uzun
vadede maliyet azaltmaya yöneliktir. Sadece bir külfet ve harcama değildir. Çünkü kötü
ürünün maliyeti çok daha pahalıya mal olabilir. ABD’de yapılan araştırmada
endüstrideki kalite maliyetleri şöyle dağılmaktadır:
%70 hata maliyetleri, %25
değerlendirme maliyetleri, %5 önleme maliyetleridir. ( Kovancı, Şubat 2003 )
Hataları önleme faaliyetlerine hataları bulma faaliyetinden daha fazla yatırım
yapılmalıdır. Çünkü hataların ölçülebilen maliyetleri, ölçülemeyen maliyetlerinden daha
az olmaktadır. ‘Kalite buz dağı’ analojisi ile ifade edilen ve ölçülemeyen maliyetlerin
etkisi kendisini hemen beli etmez. Fakat zaman içerisinde anlaşılamayan bir şekilde
müşteri kaybı olarak kendini belli eder. Toplam kalite yöntemi kaliteyi bir bütün olarak
kabul hataları en aza indirmeyi amaçlar.
Araştırma sonunda yukarıda bahsedilen aşamaların başarıyla şirket içinde tatbik
edilmesinden sonra Toplam kalite yöntemine geçişin mümkün olduğuna karar
verilmiştir. Toplam kalite yönteminin ilk aşamada pahalı bir yatırım gibi gözükmesine
rağmen ilerleyen aşamalarda artan ürün kalitesiyle ve düşen ürün maliyetleriyle doğru
orantılı olarak, kurulum aşamasında yapılan masraflar giderek düşmekte ve ileriye doğru
kazanca dönüştüğü sonucuna varılmıştır
8. ÖNERİLER
Tez
çalışmasından
çıkarılan
sonuçları
diğer
yapılan
çalışmalarla
karşılaştırdığımızda kısaca aşağıdaki sonuçlara ulaşabiliriz.
Değişik konularda yapılmış TKY ilgili çalışmalara ve genel literatür ağırlıklı
Toplam Kalite Yönetimi konulu çalışmalara ulaşmak gayet kolay olduğu halde direk
olarak süt işletmeleriyle ilgili olan çalışmalara ulaşmak o kadar kolay olmamaktadır. Bu
noktadan hareketle en mantıklı çözümün Türkiye’deki ve Dünya’da değişik noktalarda
faaliyetlerine devam eden
ve devamlı kalite iyileştirme çalışmalarını bünyeleri
içerisinde uygulamaya çalışan pilot işletmeler seçip bunların üzerinde yoğunlaşmak
olacaktır bu çalışmada oluşturulmak istenen çalışma gibi.
ISO 9000’den Toplam kalite yöntemine giden yol gayet uzun bir yol ve aynı
anda bir çok aşama gerektiren ve tamamlanması gereken bir çok değişik çalışmadan
oluşmaktadır. Bu çalışmada bu basamaklar açıklanıp literatür çalışması, şirket
yöneticilerinin deneyimleri kullanılmıştır.
Bu çalışmadan ulaşılan sonuçlarla ilgili bir kısa açıklama yapmak gerekirse,
TKY uzun bir çalışmanın sonucunda işveren ve çalışanlar için varılan tatminkar bir
sonuçtur. TKY, Türkiye’deki süt işletmelerinde pek de yaygın olmasa bile gelişen
ekonomi ve AB uyum çalışmalarıyla birlikte gelecekte başvuralacak kalite geliştirme
yöntemlerinin başında geleceği gayet açıktır.
Süt işletmelerinde ISO 9000 uygulamalarından Toplam kalite yöntemine geçişle
ilgili çalışma yapmayı isteyen kuruluslar için dikkate alınması gereken kriterler kısaca;
Kendilerine bu konuda çalışmalar yapmış bir pilot tesis bulup, bu tesisteki
yönetimin ne gibi çalışmalar yaptığının incelenmesi bu işe başlamada ilk basamak olarak
kabul edilebir. Toplam kalite yöntemine giden yolda uygulanan ara basamaklarla ilgili
kaynak ve literatür takibinde genelde seçilen pilot tesisin kütüphanesi yeterli gelmektedir
fakat bunun yanında seçilen konula ilgili olarak internet ve diğer kaynaklarda
kullanılabilir.
Bu konuda çalışma yapacak işletmelere yapılacak en uygun öneri direk olarak
pilot tesis üzerinde yoğunlaşmaları ve yapılan çalışmalarla, insanların bu konular
hakkındaki düşüncelerini ortaya çıkartıp, bu düşünceler üzerinde çalışma yapmaları
olabilir.
Diğer bir önemli konuda seçilmiş olan konu hakkında deneyim ve bilgisi olan ve
size yol gösterebilecek iyi bir danışmana sahip olmanızdan geçmektedir. Bunu kısaca
açmak gerekirse Toplam kalite yöntemi çok geniş bir konu olduğundan direk bizim
seçmiş olduğumuz konuyla ilgili konuların farklı sektörlerde üretim yapan firmalarla
ilgili TKY çalışmalarından ayrılması aşamasında rehberlik etmesi amacı ile.
TKY, bir kültür değişimidir, kültür değişimi, organızasyondaki insanların namına
toplu bir davranış değişimini ifade eder. Değişim gereklidir, gerçekleştirilmelidir ve
sürekli olmalıdır. Üst yönetimin bunu kabul etmesi gereeklidir TKY üzerine çalışmalara
başlamadan önceç Kültür, bir işletmeden diğer işletmeye ve hatta çoğunlukla aynı
işletmenin içinde bile büyük farklılıklar gösterebilir. Bu nedenledir ki, TKY
çalışmalarının sürekli bir desteğe ve yenilenmeye ihtiyacı vardır.Dış çevre şartlarının
her gün değişiyor olması nedeniyle, kalite yöneticilerinin, işletmenin amacına
ulşabilmesi için gereken her şeyi değiştirmek zorunda olduklarını bilmeleri
gerekmektedir. Çünkü hayatta kalabilme, değişim kabiliyetine bağlıdır. İşletme
kültürünün değismesi, ihtiyaçtan doğan normal bir gelişmedir.
Organizasyon gelişen ve değişen ihtiyaçlar doğrultusunda haraket kabiliyetine
sahip olmalıdır. Çünkü pazar, müşteriler, ürünler ve rekabet ortam sürekli değişebilir.
TKY’ini etkin ve süreli kılabilmek için bir işletmenin kendini sürekli olarak yenilemesi
ve değişimden korkmaması gerekmektedir. Sürekli olarak değişim sürecini çalışanlarına
hissettirebilmelidir.
Bu değişimin gerçekleşebilmesi için üst yönetimden başlanarak, işletmedeki
herkese liderlik, takım calısması, kalite ve servis konularında eğitim verilmelidir.
Kendilerini yenileme ve geliştirme sürekli olarak teşvik edilmelidir.
Hiçbir işletme, eğitim ve öğretim yatırımı yapmadan çalışanlarını gerekli
malzeme ve bilgiyle donatmadan başarılı bir kalite iyileştirme süreci elde edemez.
Başarı için iki temel faktör; bilinç ve eğitim öğretimdir. Bilinç, TKY uygulamalarını
harekete geçirmenin, eğitim ve öğretim ise onu hızlandırmanın yolu olmaktadır.
Hali hazırda ülkemizde ne yazık ki, bazı işletmeler makina ve teçhizat üzerine
yapılan yatırımı karlı görürken, eğitim ve öğretime yapılan yatırımlar hafife alınmaktadır
bu sebebten ötürü TKY’ini işletemelerinde uyglamak isteyen tesislerin yöneticileri
eğitime önem vermelidirler.
Diğer bir önemli nokta TKY’inde kalite bilincini yerleştirmektir. TKY
felsefesinin organizasyon için neden gerekli olduğunu anlamak, TKY’ inin
gerçekleştirilmesinde ilk ve belkide en önemli basamaktır. İşletmedeki herkes sürekli
gelişmenin TKY’inin sonuçta vaat ettiklerinin çeşitli metodolijelerin ve gelişmeye uygun
tekniklerin bilincinde olmalıdır. Bilinç, TKY’nin potansiyeline açılan kapıdır.
Geleceğin başarılı işletmeleri,statik düşünceli ve tutucu örgütler yerine öğrenen
organizasyonlar olmalıdır. Bunun için organizasyonlar ve
çalışanlarına, daha iyi
öğrenciler olmaları için yardım etmenin yollarını bulmalılar. 2000 yılların başsrılı
işletmeleri, bilginin süratle edinildiği ve geliştirildiği işletmeler olacaktır. Çünkü ancak
bu işletmeler, sürekli kalite iyileştirme fırsatlarını yakalayıp değerlendirebileceklerdir.
TKY üzerine çalışma yapmak isteyen şirketlere bu yol üzerinde çalışma yapmaları
tavsiye edilir.
Kalite kavramının, diğerlerine oranla daha önceden değer kazandığı işletmelerde,
kalite kontrol bölümü çalışanlarına özel bir ilgi gösterilmiş, özel kurslar, eğitimler
verilmeli ve çalışma ortamı ergonomik özelliklere uygun hale getirilmelidir.
TKY felsefesinde insanın artan önemi, insana yapılan yatırımın da artmasına
neden olucaktır. Müşteri tatmini hedef alındığında bu yönetim felsefesinde tatmin olmuş
sürekli müşteriler elde etme yolunun, tatmin olmuş, sürekli aynı işletmede çalışmayı
düşünen
çalışanlardan
oluşan,
personel
devrinin
minumum
düzeyde
kaldığı
işletmelerden geçtiği fikri benimsenmelidir.
Çalışanların işlerinden zevk almalarının sağlanması, daha fazla mücadele isteyen,
yaratıcılık ve tanınmaya fırsat tanıyan yapılarak desteklenmelidir. Özellikle alt
kademelerde çalışanların potansiyel olarak motive olmuş, ilgili ve kalite faaliyetlerinde
etkin rol oynama isteklerindeki artışa paralel olarak yönetimin bu istekleri karşılayacak
fırsatlar yaratması gereklidir.
İşletmede kalite bilincinin yerleştirilmesi ilgili çalışmalar sürdürülürken, yatay ve
dikey iletişm hatlarınında kurulmaya başlanması gereklidir. Dürüst ve açık iletişim,
başarılı bir TKY çevresinin yaratılmasında çok önemlidir. Böyle bir iletişimin
gelişmesini sağlamak uzun zaman alabilir.
Yoğun rekabet ortamı içinde artık işletmeler ürünlerinin kaliteli olduğunbu ifade
etmelerinin yanında, kalitenin doğrudan işletme politikası içinde yer aldığını da açık bir
şekilde belirtme ihtiyacı duymaktadır. Bu amaçla, slogan adı verilen açık, kısa, etkili ve
özlü ifadeler kullanılmalıdır.
KAİZEN, kelime olarak sürekli iyileştirme anlamına gelmektedir. Bu sebebten
dolayı sirket sahip olduğu kaliteyle yetinmeyip sürekli bir iyileştirme politikası içinde
olmalıdırç Kısaca, ‘ Ben bunun daha iyisini nasıl yapabilirim anlayışı hakim olmalıdır’.
Kaliteyi sürekli geliştirmek için çalışmaşar yapılmalıdır.
TKY sahip olmak isteyen bir işletme sahip, Toplam kalite yöntemine geçmeye
karar verdiği zaman, şirket içindeki çalışanların ve şirketin
tamamlamak zorunda
oldukları uygulamalar üzerine odaklanmalıdırlar. Yukarıda bahsedlen bu konular kısaca,
Toplam Bakım Yöntemi.(TPM) HACCP, Gıda hijyenin sağlanması aşamasında
uygulanan metodlar ve kimyasallar üzerine yapılan çalışmalar olarak sıralanabilir.
Bu araştırmala başarıyla şirket içinde tatbik edilmesinden sonra Toplam kalite
yöntemine geçişin mümkün olduğuna karar verilmiştir. Toplam kalite yönteminin ilk
aşamada pahalı bir yatırımmış gibi gözükmesine rağmen ilerleyen aşamalarda artan ürün
kalitesiyle ve düşen ürün maliyetleriyle doğru orantılı olarak, TKY’nin kurum
aşamasında yapılan masrafların düşen ürün maliyetleriyle peryodik olarak azalarak
ileriye doğru kazanca dönüştüğü sonucuna varılmıştır ve bu sebepten dolayı önerilen bir
sistemdir.
Toplam kalite yöntemini şirketleri içerisinde başarıyla tatbik etmek isteyen
isteyen firmaların tüm çalışanlarının bu amaca ulaşabilmek için ortak bir düşüncede ve
ortak bir istek ile çalışmalarını bu amaç için birleştirmeleri önerilmektedir. Bu önerideki
amaç Toplam kalite yönteminin başarıya giden yolda herkese ihtiyaç duyulduğunu
belirtmesi gösterilebilir.
Toplam Kalite Yönetimi konusunda çalışma yapmak isteyen şirketler,
kendilerinden daha iyi olduklarını düşündükleri veya kalite konusundaki başarıları resmi
veya özel kuruluşlarca onaylanan işletmeleri kendilerine referans alarak, onlarla kendi
faaliyetlerini karşılaştırarak kendi eksikliklerini gidermeye çalışmalıdırlar. Bu şekilde
sürekli gelişme konusunda çalışmalara katılmış olurlar. Bu yaklaşıma göre her tür ürün
ve hizmet, kısacası her şey daha iyisiyle, hatta en iyisiyle karşılaştırılıp kıyaslanabilir.
Son olarak en önemli konulardan biride Toplam kalite yöntemi ile anlatılamak
istendiğinin ve bu aşamaya gelirken arada ne gibi çalışmalara ihtiyacımız olduğunun
doğru olarak saptanması ve daha çalışmanın başlangıç anından itibaren doğru yolun
takip edilmesi ve gerekli çalışmaların yapılması amaçlanmalıdır.
Bir Toplam kalite yönteminin değeri, müşteri tatmini ve işletmenin karlılığı
yaptığı katkının derecesi ile belirlenirç Karlılığın temel kaynağı olan kalite maliyetleri,
etkin bir Toplam Kalitre Yönetimi sisteminin tamamlayıcısıdır.
9. REFERANSLAR
Akao, Y, Hoşhin Kanrı – Policy Deployment For Successful TQM Productivity
Press Inc s 78-82-83, Second Edition, 1991
Akdere, F. Hamzapolat , M. Aksoy, H. M. Psaropulus, M. Candan, E.
(Eylul 1994), Toplam Kalite Yönetiminde Türkiye Perspektifi, 1 Baskı, Eylül 1994
Aquayo R, Deming. Dr, Japonlara Kaliteyi Öğreten Amerikalı, Japon
Mucizesinın Mimari, 1994.
Bağrıaçık A, Belgelerle Uygulamalı ISO 9000, Kalder Basımevi 1.Baskı, s 55 56, 1995.
Burton, H., Deposit from Whole Milk in Heat Treatment Plantö A Review and
Discussionö s 317 – 330, 1968
Conti T, Kurumsal Özdeğerlendirme, Kalder Basımevi, 1. Baskı, Ekim 1998.
Cumber S, Management Organisation and People, TQM with gurrus, s 1-2,
October 1989
Dobbins R.D., “ A Failure of Methods, Not Philosophy” Quality Progress July
1995.s31
HACCP Training Course UNILEVER Research Laboratory, The Netherlend,
2000.
Hunt V.D. Managing For Quality, Integrating Quality and Business Strategy,
1993 s-116-119
Imai. M, KAIZEN: Japonlar`in Rekabetteki Başarısının Anahtari, 2. edition
sayfa 99-104, 1994.
İnan ve Ark. “Süt Sanayiniin Durumu , 1995
Kahraman Hüseyin,
“Süt ve Süt Ürünleri Sektörü`nde Temizlik ve Hijyen
Güvencisinin Sağlanması” , Unilever, s 201- 209 Kasım 2001
Kartin T.J. Principles and Practises of TQM, ASQC 1993 s.29-30.
Kovancı A, “Toplam Kalite Yönetimi, Fakat Nasıl?“ 2. Basım, Şubat 2003
Kovancı. A, “ Başarılı Bir Toplam Kalite Yönetimının Oluşturulmasında Tepe
Yönetimının Anahtar Rolü” 1. Ankara, 1995.
Moe, J. L. “ What does Employee Involvement Mean?”, Quality Progress July
1995.
Mizuno S, Company – Wide Total Quality Control , Asian Productivity
Organisation, 1992
Nec Yamaguchı,TPM Eğitim Notları, Unilever, Mayıs 28, 1997
Özaydın. S, Arıcı M, Demirci M,(Eylül 1999) , Süt endüstrisinde HACCP `in
önemi ve prensipleri, Süt M,crobiyolojisi ve Katkı Maddeleri Ⅵ. Süt ve Süt Ürünleri
Sempozyum Tebliğler Kitabı, s 186-192, Tekirdağ 2000
Pekdemir M.I. İşletmelerde Kalite Yönetimi: Kavramlar, Kalite İyileştirme
Süreci, Vakalar, İstanbul, 1992,
Raeley,J.B. “How to Make TQM and CI Programs Work” Quality Work,
October 1992, S 94-95-96
Stowell, D.M. “ Innovative Approachs to Quality and Downsizing”, Quality
Digest, April 1994, s 94 - 95
Saba,D.W. “ Taking Neccesery Steps to Motivate Quality Programs” , Fırst
Publishing,1993
Rowe A.J. & Boulgarides J.D. Managerial Decision Making A Guide To
Successful Busines Decision, Mc Millian Publishing Company Inc,1992. s 45-46-24
Sasaki N, The Japanese Approach To Product Quality, Pergamon Press, 1984.
Slack N, Chambers S, ve Johnston R. Operation Management, Prentice Hall
basımevi, Third Edition 2001. S 673-700-701.
Tokuç K. ve Görker T “Dondurma Endüstrisinde HACCP Uygulamaları”,
Tekirdaği s 192-200, (Ekim 2001),
Vavra G.T. Müşteri Tatmini Ölçümlerininizi Geliştirmenin yolları, KALDER
Basımevi, 1. Baskı, Kasım 1999.
Werner,J.G Managing the Process The People, and Yourself: A Primer For
Operatıons Man, First Publising, 1993 s 78.
Yetişmeyen A ve
Deveci O,
“Üçüncü Bin Yılın Başında Türkiye Süt
Sektörünün Durumu ve Avrupadaki Konumu” , Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi
Süt Teknolojisi Bölümü, s 1-15, 2001.
Yenersoy. G, Toplam Kalite Yönetimi: Mükemmeli Arayış Yolculuğuna İlk
Adım, Rota Yayınları, Mart 1997.
10.TEŞEKKÜR
Yoğun çalışma programına rağmen yardımlarını hiç eksik etmeyen tez
danışmanım Sayın Yrd. Doç. Dr.Yasemin Oraman’a öncelikle sonsuz teşekkürlerimi
bildirmek isterim. Çalışmanın oluşma aşamasında kaynak yardımı gördüğüm Bird’s Eye
Walls- UK dondurma fabrikasının QA Müdürü Sayın Chris Ing, Sayın meslektaşın
Cherie Skidmore ve aynı firmanın bir başka çalışanı olan Sayın M. Kamil Coşkun’a,
aynı zamanda tezin basım aşamasında katkıları olan ve hatalarımı her zaman direk
suratıma karşı söyleyen Projet Elektronik Limited Şirketinin Genel Müdürü ve sevgili
abim Sayın Haluk Acar’a ve çok sevdiğim okul arkadaşım ve ileride meslektaşım
olacak olan Ali’ye ve İngiltere’den arkadasim Görkem Ataç`a yardımları için bir kez
daha teşekkürlerimi bildirmek isterim.
Bana her seferinde moral olarak çok destek veren Annem, Babam ve Kardeşim,
son olarak yapmış olduğum çalışmanın son aşamasında ilgilerini ve yardımlarını eksik
etmeyen Figen ve Ömer hocayıda unutmayarak teşekkürlerimi bir kez daha bildirmek
isterim.
Benim İngiltere’de bulunduğum süre içerisinde okulumla ilgili prosedürleri takip
edip hiçbir zaman yardımını esirgemeyen çok sevdiğim rahmetli dayım sayın Sefer
Arlı’yıda bu noktada unutmak istemiyorum. Kendine teşekkürlerimi buradan birkez daha
bildirmek ister ve bu anı fırsat bilerek bir kez daha kendisine allahtan rahmet dilerim.
11. ÖZGEÇMİŞ
24 Temmuz 1977 İstanbul-Bakırköy doğumluyum. İlk ve orta dereceli eğitimimi
sırasıyla Küçükçekmece İlkokulu, Yeşilköy Muhsin Adil Binal Ortaokulu, ve lise
eğitimimi Yeşilköy 50. yıl Lisesinde tamamladım. Üniversite eğitimimi Trakya
Üniversitesi Gıda Mühendisliği bölümünde, Türkiye’deki Yüksek Lisans Eğitimimi ise
Trakya Ünivesitesi Fen Bilimleri Enstitüsü’nün Tarım Ekonomisi Bölümü’nde
tamamladım. Şu an halen İngiltere’de University of East London’ da MBA eğitimime
devam ediyorum.
Lisans eğitimimi bitirdikten sonra bir yıl süre ile Çorlu - Kars Karper Peynir ve
Gıda San.A.Ş. Üretim - Kalite Güvence mühendisi olarak çalıştım. Çorlu’daki bir yılımı
tamamladıktan sonra 09-2000 tarihinden itibaren eğitimim dolayısıyla İngiltere’de
yaşamaktayım.
İngiltere’de bir yıldan biraz uzun bir süre Bird’s Eye Walls ( Gloucester ) –
Unilever firmasının dondurma fabrikasının QA Departmanında çalıştım. Şu an halen
Meera Social Service Ltd – (Londra). şirketinde HACCP ve Food Hygine Certificate
(Gıda Hijyen Sertifikaları) konusu üzerine gıda mühendisi olarak çalışmaktayım ve
MBA eğitimime devam etmekteyim.
M. ERÇİN
Gıda Yük. Mühendisi
28. 01. 2004
Download