kuruluş devri (1299–1453)

advertisement
KURULUŞ DEVRİ (1299–1453)
OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ
1. Osmanlı tarihi, Anadolu Türkiye tarihinin 4. dönemini
oluşturur.
2. Tek bir hanedanın hüküm sürdüğü en uzun ömürlü devlettir.
3. Türk devletleri içinde en uzun süre yaşayan ve en geniş
sınırlara ulaşanıdır.
4. Türk devletleri içinde merkezi otoritesi en güçlü olanıdır. Bu
yönü ile Orta Asya Türk devletleri ve Selçuklulardan farklılık
gösterir.
5. Kültür ve uygarlık alanında en ileri olan Türk devletidir.
6. Mutlak egemenlik haklarını hükümdar kullanır. Ancak, I.Ahmet
dönemine kadar veraset yasası belirgin değildir.
7. Şeriat hukuku ile yönetildiğinden teokratik, mutlak egemenlik
haklarını hükümdar kullandığından monarşik devlet yapısı
görülür.
8. Fetih temeline dayandığından askeri; etnik yapısı çeşitli
olduğundan çok uluslu bir imparatorluktur. Ancak sömürgeci
olmamıştır.
9. Fetih politikası, dinsel (cihat) ve ekonomik (ganimet) amaçlı
olmuştur.
10. Balkanlara İslamiyet’i yaymıştır.
OSMANLI TARİHİNİN DÖNEMLERE AYRILMASI
Osmanlı Siyasi Tarihinin Dönemlere Ayrılması
Ülke sınırlarının genişlemesi veya daralması ile devlet
teşkilatındaki gelişmeler dikkate alınmıştır.
1) Kuruluş (1299–1453) Osmanlı Devleti’nin kuruluşu
2) Yükselme (1453–1579) İstanbul’un fethi
3) Duraklama (1579–1683) Sokullu’nun ölümü
4) Gerileme (1699–1792) Karlofça Antlaşması
5) Dağılma -Yıkılış (1792–1922) Yaş Antlaşması-Saltanatın
kaldırılması
Osmanlı Kültür Tarihinin Dönemlere Ayrılması:
1- Klasik Dönem
2- Tanzimat Dönemi
3- Meşrutiyet Dönemi
Önemli Olaylara Göre
1- Fetret Dönemi (1402–1413 )
2- Lale Dönemi (1718–1730)
3- Tanzimat Dönemi
a) I.Dönem (1839 – 1856)
b) II. Dönem (1856 – 1876)
4- Meşrutiyet Dönemi
a) I.Meşrutiyet ( 1876- 77)
b) İstibdat Dönemi (1877 – 1908)
c) II. Meşrutiyet (1908 – 1918)
Padişah olmamasına karşınn tarihin akışını değiştiren önemli
kişilere göre
1) Sokulu Dönemi (1564- 1579)
2) Köprülüler Dönemi (1656 -1683)
KURULUŞ SIRASINDA ANADOLU VE ÇEVRESİ
@ Kayı boyu Söğüt’e geldiğinde Anadolu'da Beylikler dönemi
başlamıştı.
@ Anadolu Selçuklu Devleti henüz yıkılmamış fakat İlhanlı
Devleti'nin egemenliği altına girmişti.
@ IV. Haçlı seferi sırasında İstanbul'dan kaçan Rumlar Karadeniz
Bölgesi'nde Trabzon Rum Devleti'ni kurmuştu.
@ Batı Anadolu ve Marmara Bölgesi Bizans hâkimiyetindeydi.
@ Moğol istilası nedeniyle Anadolu'ya Türkmen akını başlamıştı.
@ Türkmen göçleri sonunda Anadolu'daki Hıristiyan nüfus azaldı,
Hıristiyanlar şehirlere yerleşti.
@ Türkmenler Selçuklu etkisinden kurtardıkları mistik liderleriyle
tarikatlar kurmuştu.
@ Zanaat loncaları yani ahiler zamanla güçlenerek, halkı askeri ve
siyasal kargaşaya karşı korumu�tu.
@ Türkmenlerin çoğu köylere yerleşerek tarım ve hayvancılıkla
uğraşıyorlardı.
@ Göçebe yaşam sürdüren boylar daha çok Güney Anadolu'da,
Torosların eteklerine ve Çukurova'ya yerleşmişti.
1
@ Ege, Marmara ve Doğu Karadeniz’de Rumlar, Kayseri ve
Sivas’ta Moğollar, Çukurova ve Doğu Anadolu’da Ermeniler
yaşamaktaydı.
@ Anadolu’nun Kuzey Doğu’sunda Altın ordu Devleti hüküm
sürmekteydi.
@ Doğu Anadolu ve İran Bölgesi’nde İlhanlılar bulunmaktaydı.
@ Trakya Bölgesi ve Marmara’nın güneyi ile Batı Anadolu’da
Bizans egemendi.
@ Yakın Doğu’da en önemli siyasi güç Memluk Devleti idi.
@ Balkanlar’da derebeylik rejimi ile yönetilen, Sırp Krallığı,
Bulgar Krallığı, Arnavut Beyliği, Macar Krallığı, Eflak ve Boğdan
Beylikleri, Mora Despotluğu, Bosna ve Hersek Beylikleri, Erdel
Beyliği bulunmaktaydı.
Balkanlarda mezhep savaşları yaşanmaktaydı.
OSMANLI DEVLETİ’NİN KISA ZAMANDA
BÜYÜMESİNİN SEBEPLERİ
1) Merkeziyetçi
bir devlet anlayışına sahip olması
*Hâkimiyetin tek elde toplanması, ülke topraklarının hanedan
üyeleri arasında paylaşılma geleneğine itibar edilmemesi
*Ülke diğer Türk devletlerinden farklı olarak hanedan üyeleri
arasında bölünmemiştir.
2) Coğrafi konumunun uygunluğu ve bir UC BEYLİĞİ olması
(Gaza sebebiyle diğer beyliklerden destek görmüştür, beylikler
arasındaki mücadeleye başlangıçta katılmamıştır.)
3) Osmanlı Devlet teşkilatının mükemmel oluşu
4) Sürekli cihat ve gaza ile politikası gütmeleri.
*Osmanlı kuruluş devrinde Gaza=Cihat=Genişleme siyaseti
izlemiş, 1. hedefi Bizans, 2. hedefi Balkanlar, 3. hedef ise
Anadolu’da Türk birliğini sağlamak olmuştur.
5) Başlangıçta Anadolu beylikleri ile mücadele etmemeleri
Bunun sebepleri ise;
a)Anadolu’daki diğer Türk beylikleri ile dostluk ilişkileri
kurulması ve kardeş kanı dökülmek istenmemesi
b) Rumeli’nin kendi içindeki kargaşa ve çekişmelerden dolayı
savunmasız olması
6) Bizans’ın, Balkanların ve Anadolu’nun karışıklık içinde
bulunması.(siyasi birliğin olmayışı )
*Bizans’la sınır komşusu olunması ve Bizans’taki taht ve mezhep
kavgalarından yararlanılması
*Bizans’ta taht kavgalarının olması ve tekfurların (Bizans
imparatorluğunda bağımsız valiler ve Anadolu’daki Hıristiyan
valiler) bağımsız hareket etmeleri ve birbirleri ile mücadele
etmeleri
*Balkanlarda siyasi birliğin olmaması
7) İngiltere ve Fransa arasında Yüzyıl Savaşlarının
(1337–1453) olması.
8) Osmanlı Devlet adamlarının yetenekli olması
9) Osmanlıların kısa sürede Rumeli’ye geçmeleri sonucu geniş
topraklara sahip olmaları
10) Fethedilen yerlerde Türkleştirme politikasının izlenmesi
(Osmanlı’nın izlediği iskân ve istimalet politikası )
11) Fethedilen bölgelerde halka karşı adil davranılması ve dini
hoşgörünün olması
12) Fethedilen toprakların tasarrufunun (kullanımının)
savaşta yararlılık gösterenlere verilmesi
13) Ahilerin, şeyhlerin, erenlerin desteğini almaları.
Osman Bey’den itibaren “Ahilik” örgütünün desteğini almaları.
14) Türkmenlerin sempatisini kazanmaları ve sürekli
doğudan gelen Türkmen göçleriyle nüfusunun ve askeri
gücünün artması
15) Kuruluş dönemi padişahlarının çok yetenekli ve tecrübeli
olması
16) Güçlü ve disiplinli bir ordunun Orhan Beyden
oluşturulması ve sürekli hazır tutulması
17) Osmanlı kurulurken iç siyasette adalet, hoşgörü ve
merkezi otoriteye önem vermiştir
KURULUŞ DEVRİ HÜKÜMDARLARI:
1)
2)
3)
4)
5)
6)
7)
I.Osman
Orhan Bey
I.Murat
I.Bayezid(Yıldırım)
1.Mehmet(Çelebi)
II.Murat
II.Mehmet(Fatih) in ilk iki yılı
(1281–1326)
(1326–1362)
(1362–1389)
(1389–1402)
(1413–1421)
(1421–1451)
(1451–1453…)
OSMAN BEY DÖNEMİ (1281–1326)
ÖNEMLİ OLAYLAR:
Beyliğin ilk devirlerinde Kastamonu Uc beylerinden
Çobanoğullarına bağlı bir sancak beyi durumunda idi
Not:Osmanlı tarihinin ilk savaşı Bursa’nın İnegöl kazasına 10
km uzaklıkta bulunan Hamza Bey köyünde gerçekleşen
ERMENİ-BELİ SAVAŞIDIR (1284)
**Karacahisar’ı (1288)Bizans’tan almış, bu başarısından dolayı
Türkiye Selçuklu Sultanı tarafından Uc beyliğine atanmıştır.
Not: Osmanlının Bizans’tan aldığı ilk önemli kale
Karacahisar Kalesi’dir. (<ilk kale; Kulacahisar)
a) Osman Bey, bilhassa Karacahisar’ın fethinden sonra siyasî bir
şahsiyet kazanmış sayılmaktadır
b) Bu başarısndan dolayı Türkiye Selçuklu Sultanı II. Gıyaseddin
Mesut tarafından Uc beyliğine atandı, beylik sembolleri
gönderildi.
c) Anadolu Selçuklu Sultanı Osman Gazi’ye Eskişehir ve İnönü’yü
de verdi.
d) İlk Osmanlı kadısı Karamanlı Dursun Fakih de buraya tayin
edildi
**Bilecik, Yarhisar’ı fethetti(1298).
Bilecik, Osmanlıların ilk büyük başkenti oldu.
@ Türkiye Selçuklu hükümdarı III. Alaadin Keykubat’ın
İlhanlı hükümdarının yanına götürülmesi üzerine, 1299 yılında
bağımsızlığını ilan etti.
**Köprühisar ve Yenişehir’i fethetti(1300)
NOT: Yenişehir’i devletin merkezi yaptı.
AÇIKLAMA: Yapılan bu fetihler sonunda Bizans’ın Bursa ile
İznik arasındaki kara ulaşımı kontrol altına alındı.
Bizans Tekfurlarını KOYUNHİSAR (BAPHEON) SAVAŞI
(1302) ile yendi.
Koyunhisar savaşının sebebi: Osmanlıların İzmit’i kuşatması
üzerine Bizans imparatorunun Bizans Tekfurları ile anlaşarak
Osmanlılar üzerine yürümesi.
Sonucu: Mudanya fethedilmiş, Bursa kuşatılmıştır.
Önemi: Bizans ile Osmanlı arasındaki ilk büyük savaştır.
OSMAN BEY HAKKINDA:
1. Önce Söğüt’e sonra da vasiyeti üzerine Bursa’ya defnedildi. (Bursa
Gümüşlü Kümbet)
2. Ahi Şeyhi Edibali’nin kızı ile evlenerek Anadolu’daki Ahilerin ve
Türkmenlerin desteğini aldı.
3. Osmanlı Ordusu gönüllülerden oluşmaktadır.
4. Osman Gazi babası Ertuğrul Gazi’den 4800 km2 olarak devraldığı
toprakları oğluna 16000 km2 olarak devretti.
5. Osman Bey küçük bir aşireti güçlü bir beylik haline getirmiş ve devletin
temellerini atmıştır.
DEVLET TEŞKİLATI ALANINDAKİ GELİŞMELER:
 Osmanlı Ordusu gönüllülerden oluşmaktadır.
 İlk Osmanlı parası (Bakır para-Mangır) bastırılmıştır.
 İlk Osmanlı vergisi toplandı. (BAC-I BAZARİ)
 İlk para bastırıldı. (Bakır Para – Mangır)
ORHAN BEY DÖNEMİ(1326–1362)
ÖNEMLİ OLAYLAR:
1) Bursa alındı(1326)
2) Maltepe (Palekanon) Savaşı (1329) yapıldı.
3) İznik ve Kocaeli fethedildi.
4) Karesioğulları Beyliği Osmanlılara
katıldı.(1345)
5) Rumeli’ye geçildi (1353)
1) BURSA'NIN FETHİ (1326): Osman Gazi döneminde
başlayan kuşatma, tekfurun şehri teslimiyle son buldu.(1326).
Sonuçları:
1)Beyliğin merkezi Bursa’ya taşındı.
2)Anadolu’daki Moğol idaresine olan şekli bağlılık tamamen
koptu.
3)Böylece Osmanlılar, bir Uc beyliğinden başkenti,sınırları ve
yerleşik hayatı olan gerçek bir devlete dönüşmeye başladı.
2) MALTEPE
(ESKİHİSAR- PALEKANON) SAVAŞI
(1329):
Sebep: Osmanlıların Kocaeli Yarımadasındaki fetihleri ve İznik'i
kuşatmaları.
Savaş: Bizans imparatoru III.Andreanikos ile Osmanlı hükümdarı
Orhan Bey arasında yapıldı (1329).Yenilen Bizans imparatoru
İstanbul’a kaçtı.
Sonuçları ve Önemi:
1)O güne kadar dikkat çekmeyen Osmanlılar ön plana çıktı.
2)Bizans Anadolu’daki askeri direnişlere ve Bizans şehirlerine
yardımdan vazgeçti.
3- İZNİK(1331) VE GEMLİK’İN(1333) FETHİ: Maltepe
savaşından sonra İznik fethedildi, bu arada zahire ambarı
konumundaki Gemlik’te alındı.
4) İZMİT’İN FETHİ(1337):İzmit’in fethi ile Kocaeli
yarımadasının tamamı Osmanlıların eline geçti.
5) KARESİOĞULLARI BEYLİĞİNİN ALINMASI(1345):
Karesi Bey'in ölümüyle, oğulları arasındaki taht kavgasından
yararlanan Orhan Bey Balıkesir çevresine sahip olan bu beyliği
Osmanlı sınırlarına kattı.
Sonuçları:
1-Osmanlılar Karesi topraklarına sahip olarak, Marmara kıyılarına
ve Çanakkale boğazına ulaştılar.
2*Osmanlılar Karesi Donanmasına sahip oldular. Osmanlı
denizcilik tarihi başladı.
3-Hacı İlbey, Evrenus Bey, Ece Halil gibi değerli Karesi
komutanları Osmanlı hizmeti girdiler.
Önemi: Karesioğulları beyliğinin Osmanlılara katılmasıyla
Anadolu Tiirk birliğini sağlama yolunda ilk adım atılmıştır.
Osmanlılara kendi isteği ile
katılan beylikler
Osmanlılara ilk katılan
beylik
Osmanlılara son katılan
beylik
Osmanlıları en çok
uğraştıran beylik
Topraklarını çeyiz olarak
Osmanlıya veren
Topraklarını parayla
Osmanlıya satan
Ankara Savaşından sonra
yeniden kurulmayanlar
Türkçeyi resmi dil ilan eden
Karesioğulları,
Germiyanoğulları
Karesioğulları
Ramazanoğulları
Karamanoğulları
Germiyanoğulları
Hamitoğulları
Karesioğulları
Eretna Devleti
Karamanoğulları
Karamanoğlu Mehmet Bey
6)
ANKARA’NIN ALINMASI(1345):Alaattin Eratna’nın
ölümü ile başlayan iç karışıklıklar sonucu beyliğin en batı
ucundaki Ankara’yı oğlu Süleyman Paşa aldı(1345).
Not: Ankara’nın alınması ile Osmanlılar Karamanoğulları ile
komşu olmuştur.
7) RUMELİ'YE GEÇİŞ:
RUMELİ'YE GEÇİŞİ KOLAYLAŞTIRAN SEBEPLER:
1) Osmanlıların Karesi topraklarına ve Donanmasına sahip
olması.
2)- Osmanlıların Hıristiyanlara ait topraklara sahip olma ideali
3)- Türkmenlere yurt bulma ihtiyacı.
4)- Bizans'ın Balkan milletlerine karşı Orhan Beyden yardım
istemesi.
OLAY: Bizans İmparatoru Kantakuzen,Yuannis’in Sırp ve
Bulgar desteğine karşı imparator olmak için önce Aydınoğlu
Umur Bey’den sonra da Orhan Bey’den yardım istedi. Edirne'yi
kuşatan Sırp ve Bulgarlara karşı Orhan Bey oğlu Süleyman
Paşa'yı yardıma gönderdi. Edirne'yi kuşatan Sırp ve Bulgarları
yenen Süleyman Paşa'nın yardımlarına karşılık Bizans Gelibolu
Yarımadası'ndaki ÇİMPE kalesini Osmanlılara verdi.(1353)
Osmanlıların Rumeli’de elde ettiği ilk toprak
parçası Çimpe kalesidir. Bu kale Osmanlıların Balkanlardaki
fetihleri için önemli bir üs olmuştur.
ORHAN BEY DÖNEMİNDE RUMELİ'DEKİ FETİHLER:
Orhan bey'in oğlu Süleyman Paşa Gelibolu'yu ele
geçirerek Keşan, Malkara, Tekirdağ, Çorlu ve Lüleburgaz'ı
fethetmiştir. Süleyman Paşa’nın ölümü ile fetihler iki yıl
durakladı. Türkmenler bu bölgeye yerleştirildi.
ORHAN BEY DEVRİNDE DEVLET TEŞKİLATINDAKİ
GELİŞMELER:
1-Geçici (ilk) divan teşkilatı kuruldu. İlk vezirlik makamı
oluşturuldu. İlk vezir.
2-Yaya ve Müsellem adıyla ilk düzenli ordular oluşturuldu.
3-İznik’te ilk Osmanlı Medresesi kuruldu(1331).
İlk müderris.
4-İlk donanma oluşturuldu.
5-İlk vakıf örgütü oluşturuldu.
6-İlk subaşı ve kadı ataması
7-Karamürsel’de ilk tersane kuruldu.
8-İlk gümüş para bastırıldı. (Akçe)
ÖNEMLİ NOT:
GENEL DURUM: Orhan Gazi Dönemini devlet
teşkilatlanması açısından genel olarak “BEYLİKTEN
DEVLETE GEÇİŞ DÖNEMİ “ olarak nitelendirebiliriz.
ÖNEMLİ NOT: 1336’da İlhanlılara ödenen vergi kesilerek
devlet tam bağımsızlığa kavuştu.
OSMANLILARIN RUMELİ’DEKİ İSKÂN SİYASETİ
(İstimalet politikası)
**Fethedilen bölgelere Anadolu’dan Türk göçmenler yerleştirildi.
Bundaki amaç göçmenleri yerleşik hayata zorlamak ve fethedilen
yerlerin Türkleşmesini sağlamaktı.. Bu göç gönüllü ve sürgün
olmak üzere iki şekilde gerçekleştirildi.
**Göçmenler, iskân yerlerine yakın bölgelerden seçilirdi. İklim
şartlarının aynı olmasına dikkat edilirdi. Böylece halkın yeni yere
uyumu daha kolay olurdu.
**Göçmen aileler seçilirken özellikle anlaşmazlık içinde olan
ailelerden birisi seçilirdi. Bundaki amaç kan davalarını
engellemekti.
**Göç eden ailelere toprak verilir ve bir süre vergi alınmazdı. Göç
edenler yeni yerleşim yerlerini terk edemezlerdi.
**Fethedilen yerlerdeki yerli halktan ayaklanma çıkarma ihtimali
olanlar başka yerlere göç ettirilirdi.
**Bir yerden göçmen alınırken o yerin üretim ve düzeninin
bozulmamasına dikkat edilirdi.
İstimalet sisteminin amacı: Fethedilen yerlerde Türk nüfusunu
arttırmak ve Türk kültürünü yaymaktı.
İSKÂN: Sözlük Anlamı “yerleştirme” demektir.
Osmanlı Devleti’nin Rumeli’de takip ettiği iskân siyasetinin
sonuçları:
& Göçebe Türklerin yerleşik hayata geçmeleri sağlandı..
& Fethedilen yerlere Türklerin yerleşmesi sağlanarak o
bölgenin elde tutulması kolaylaştı.
& Fethedilen yerlere Türk-İslam kültürü yayıldı.
& Gayrimüslim halka hoşgörülü bir tavır sergilenerek
Osmanlıya bağlılıkları sağlandı.
I. MURAT DÖNEMİ
(1362–1389)
I.Murat kardeşlerini öldürerek tahta geçen ilk Osmanlı padişahıdır.
Osmanlı tarihinde ilk kez sultan unvanını kullanmıştır.
ANADOLU FAALİYETLERİ
Ankara’nın Yeniden Alınması(1362):
Orhan Beyin ölümü ve 1.Murat’ın tahta geçmesini fırsat
bilerek Eratna beyinin Karamanoğullarının teşviki ile Ankara’yı
kendi hakimiyetine alması üzerine 1.MURAT’IN İLK İŞİ,
Ankara’yı Eratna Beyliğinden /Ahilerden geri almak olmuştur.
Germiyanoğulları İle Akrabalık (1381):Karamanoğulları ile
savaştığı için zor durumda kalan Germiyan oğlu Süleyman Bey
Osmanlı Devleti’nin yardımını sağlayabilmek için kızı Devlet
Hatun’u Şehzade Beyazıd’e verdi.Çeyiz olarak da Kütahya, Emet,
Tavşanlı, Simav’ı Osmanlılara verdi.
Bu yerlerin Osmanlıların idaresine girmesi ile
Osmanlılar ile Hamitoğulları sınır komşusu oldular.
Hamitoğullarından Toprak Satın Alınması(1381):Karamanoğulları
ile sınır anlaşmazlığı yanında Osmanlılar ile anlaşamayacağını
anlayan Hamitoğulları I.Murat’ın teklifi ile Akşehir, Beyşehir,
Karaağaç, Yalvaç, Isparta, Seydişehir Ve Eğirdir gibi şehirlerini
Osmanlılara sattılar.
Karamanoğulları İle Akrabalık Ve Mücadele: Karamanoğulları
kendilerini Anadolu Selçuklu Devleti’nin mirasçısı iddiasında
bulunarak Osmanlıların Anadolu’da ilerlemesine karşı koymakta
idiler. Osmanlı-Karaman rekabeti Osmanlıların Eratna
Beyliğinden
Ankara’yı
alması
ile
başlamıştır.1.Murat
çatışmamaya girmemek için kızı Nefise Sultan’ı Karamanoğlu
Beyi Alaadin Ali Bey ile evlendirdi.Böylece rahatça Rumeli
fetihlerine devam edecekti.
Ancak Sırbistan, Venedik ve Papalık’ın tahriki ile Alaadin
Ali Bey,1386’da Osmanlıların elindeki Hamitoğulları toprakları
almak isteyerek harekete geçti.
Anadolu’daki prestijini korumak ve arkasını sağlama almak
isteyen I.Murat, Sırp Kralı Lazar’ın oluşturduğu tehlikeyi bir yana
bırakarak süratle Anadolu’ya geldi ve Karaman toprağına girerek
Ali Beyi yendi(1387). Ve Konya kalesini kuşattı. Alaadin Ali
Beyin barış isteğini I. Murat kabul etti. Böylece Karamanoğulları
Osmanlıların üstünlüğünü kabul etti .
Not: Karamanoğulları ile ilk mücadele bu olayla
başlamıştır.(1387) Bu olay, Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan
itibaren özenle takip ettiği “Beyliklerle dost geçinme
politikası”nı terk ettiği ilk hadise olması bakımından önem
taşır.
I.MURAT DÖNEMİNDE BALKANLARDA GELİŞMELER:
 Sazlıdere Savaşı(1362) ve Edirne ile Filibe'nin Fethi,
 Sırpsındığı Savaşı (1364)
 Çirmen Savaşı (1371):
 I. Kosova Savaşı (1389)
1) SAZLIDERE SAVAŞI (1362)
Taraflar: Osmanlı X Bizans + Bulgar ittifak güçleri
Sebebi: Osmanlıların Edirne’yi fethetmek istemesi.
Sonuç: 1- Edirne alındı. 2- Bizans’ın Bulgar ve Sırplarla olan
bağlantısı kesildi. 3-Balkanlarda fetih yolları açıldı. 4-Gümülcine
ve Filibe alınarak Çatalca’ya kadar ulaşıldı.
NOT: Edirne'nin Fethinin Önemi:
Bizans’la bağlantısı kesildi.
Sırp ve Bulgarların
2) SIRPSINDIĞI SAVAŞI (1364):
Sebep: Edirne ve Filibe'nin Osmanlıların eline geçmesi Sırp ve
Bulgarları rahatsız etmiş, bunların papaya başvurmaları üzerine
Balkan Devletlerinden oluşan (Sırp, Bulgar, Macar, Eflak-Boğdan
ve Bosnalılar) Sırp kralı 1.Layoş komutasında bir Haçlı ordusu
kurulmuştur.
Savaş: Haçlı Ordusunu HACI İLBEY komutasındaki bir akıncı
birliği ani bir baskın sonucu yok etmiştir.
Sonuçları:
Bu zaferle Balkan Devletleri üzerindeki Macarların etkisi
kırılmış, Türklerin Balkanlardaki ilerlemeleri hız kazanmıştır.
Tuna nehrine kadar olan yerler Türklerin eline geçmiştir.
Zaferden sonra Edirne başkent yapılmıştır.
Önemi: Sırp Sındığı Savaşı Osmanlıların Balkanlarda haçlılar
ile yaptığı ilk savaştır.
3) ÇİRMEN SAVAŞI(1371):
Sebep: 1-Türkleri Balkanlardan atmak 2-Bulgar krallığının
Osmanlı hâkimiyetinden kurtulmak istemesi.3-Osmanlıların
Makedonya’yı ele geçirmek istemesi.
Savaş: Makedonya bölgesini almakla görevlendirilen Evranos
Beye karşı Sırplar birleştiler. Çirmen Savaşı ile düşmanı
yenilgiye uğrattı
Sonuçları:
1-Makedonya’nın yolu Osmanlı’ya açıldı. .2- Sırp kralı Osmanlı
hakimiyetini tanıdı.3-Bundan sonraki fetihlerle Batı Trakya ve
Makedonya’nın bir kısmı alındı. Evranos Beye bağlı akıncı
kuvvetleri Kavala, Drama, Serez ve Selanik gibi şehirler aldılar.
4)PLOŞNİK BOZGUNU (1388):
Osmanlıların Anadolu’da Karamanoğulları ile mücadelesini fırsat
bilen Haçlı ordusu, Osmanlı ordusunu Morova kıyısındaki
Ploşnik’te müthiş bir bozguna uğrattılar.(1388).Bunun üzerine
Timurtaş Paşa,Güney Sırbistan’ı terk edip Niş’e kadar çekildi.
Önemi Ve Sonuçları:
Ploşnik bozgunu Hıristiyanların Türklere karşı kazandığı ilk
büyük zaferdir. Ploşnik Bozgunu I.Kosova Savaşı’nın sebebidir.
5) I. KOSOVA SAVAŞI (1389):
Sebep:
* Haçlıların Sultan Murat’ın Anadolu’da Karamanoğulları ile
uğraşmasını fırsat bilmeleri
*Ploşnik bozgunu sonucu Osmanlıların Balkanlarda ilerleyişini
durdurmak için Sırp Kralı LAZAR'ın öncülüğünde Haçlı
Ordusunun kurulması.
Sonuçları:
I. Murat komutasındaki Osmanlı Ordusunun zaferiyle
sonuçlandı. I. Murat şehit oldu, yerine oğlu Yıldırım Bayezıd
geçti.
Tuna’ya kadar topraklar Osmanlıların eline geçti.
Osmanlıların karşısında Balkanlarda sadece Macar kralı kaldı.
Osmanlı Devleti ilk kez bu savaşta düşmanı korkutmak için
top kullandı.
Türklerin İslam dünyasındaki önemi arttı.
Önemi: Haçlılar ile yapılan ilk büyük meydan savaşıdır.
I.
MURAT
DÖNEMiNDE
DEVLET
TEŞKİLATINDAKİ
GELİŞMELER
*Balkanlarda sınırların genişlemesi üzerine Manastır merkezli Rumeli
Beylerbeyliğini kurdu. Lala Şahin Paşa Rumeli beylerbeyi tayin edilmiştir.
* Padişah unvanını ilk kez kullandı. ("Sultan" unvanını kullanan ilk
Osmanlı Padişahıdır.)
*Saltanat sistemini değiştirerek, “ülke hanedan üyelerinin ortak
malıdır” anlayışı yerine “ülke sultan ve çocuklarının ortak malıdır”
anlayışını getirdi.
@ Böylece merkezi otoriteyi güçlendirmiştir.
*Fethedilen toprakların Sultan (Devlet) adına kaydına başlandı.
* Tımar sistemi ilk kez uygulandı.
* İlk kez mali teşkilat kuruldu (defterdarlık).
* Kazaskerlik makamı oluşturuldu.
* Kazaskerlik, Veziriazamlık, nişancılık gibi makamları kurdu.
@ Böylece Divan teşkilatı genişletildi.
* Şehzadelerin yönetim ve askeri alanda daha iyi eğitim almaları, askeri ve
halkı tanımaları için “Sancağa Çıkma” usulü getirildi.
* Edirne’de saray okulu ( Enderun ) açıldı.
* Venedik ile ilk ticaret anlaşması yapıldı.
*İlk kez Topçu ocağı oluşturuldu Bu ocağın ilk önemli başarısı I.Kosova
savaşında görüldü
*Acemi oğlanlar ve Yeniçeri ocağını kurdu. Gelibolu’ya Acemi oğlanlar
Ocağı açılarak Yeniçeri Ocağının temeli atıldı (1363)
Pençik sistemiyle Kapıkulu askeri ocağının temeli atıldı. Çandarlı Kara
Halil Paşa bu işin kurmaylığını yapmıştır.
I.Murat döneminde Osmanlılar, teşkilatlanmasını tamamlayarak tam bir
devlet haline gelmiştir.
DEVŞİRME SİSTEMİ
**Osmanlı Ordusunun temeli sayılan Yeniçeri ocağı başlangıçta Pençik
(Balkanlardaki esir Hıristiyan çocuklarının alınması) sistemine göre
kurulmuştur.
** Yeniçeri yasalarına Kanun-i Kadim denir.
Devşirme sistemi uygulanması ile
1) Balkanlardaki Hıristiyan halk denetim altına alınmıştır.
2) Ülke savunmasına ve fetihlere katkıda bulunacak sürekli ve düzenli bir
askeri güç oluşturulmuştur.
3) Merkezi otorite güçlendirilmek istenmiştir.
4) Türkleştirmeye ve İslamlaştırmaya katkıda bulunulmak
amaçlanmıştır.
YILDIRIM BAYEZIT DÖNEMİ (1389 - 1402)
Sultan Murad’ın savaş meydanında ölümüyle, babasının vasiyeti
üzerine tahta çıkarıldı.
ANADOLU TÜRK BİRLİĞİNİN SAĞLANMASI:
Yıldırım Bayezid Anadolu birliğini sağlamak için iki sefer düzenledi.
Yıldırım Bayezid beraberindeki Sırp kuvvetleriyle birlikte Anadolu'ya
girdi ve başkaldıran beyliklerin topraklarını tek tek ele geçirdi.
Bu seferler sonucunda:
1- Batı Anadolu'daki beyliklerden Germiyan, Aydın, Saruhan, Menteşe
beyliklerine son verildi (1390)
2- 1392’de Hamitoğulları ve Candaroğullarının Kastamonu kolunu
ortadan kaldırdı. İsfendiyar Bey ise Osmanlı hâkimiyetini kabul etti.
3- Kadı Burhanettin Beyliği (Eretna devleti) ile yapılan KIRKDİLİM
savaşında Osmanlı kuvvetleri yenildi. Şehzade Ertuğrul şehit oldu.
Kadı Burhaneddin'in Akkoyunlu Devletiyle yaptığı savaşta ölmesi üzerine
(1398) Sivas'ı aldı.
@ Osmanlı Devleti ile Akkoyunluların arası bu nedenle açıldı. Sivas’tan
sonra, Tokat ve Kayseri ele geçirildi.
4- 1398’de Erzincan ve Dulkadiroğulları Beyliği'nin merkezi Elbistan'ı
ele geçirdi. 1399'da Memlûklara ait olan (Memluk Devleti’ne bağlı olan
Dulkadir beyliğinin elindeki) Malatya'yı aldı.
@ Malatya ve Elbistan'ın alınması, Osmanlılar ile Memlûkların arasını
açtı.
5- Karamanoğulları hem Beyşehir'i işgal etmişler, hem de Saruhan,
Menteşe, Aydın ve Germiyan Beyliklerini kışkırtmışlardı.1392’de Batı
Anadolu’daki beylikleri ortadan kaldırması üzerine Karamanoğulları
üzerine yürüyen Yıldırım, Konya’yı kuşattı. Barış isteği üzerine; Beyşehir
başta olmak üzere bazı şehirler Osmanlı Devleti’ne bırakılmak şartı ile
barış imzalandı.
6-1401 yılında Karaman oğulları beyliğinden Konya, Karaman, Niğde,
Develi ve Karahisar alındı. Karamanoğulları beyliğine son verildi.
Anadolu’daki Fetihlerinin Sonuçlar�:
1) Yıldırım döneminde Fırat Nehri’ne kadar olan Anadolu toprakları
alınarak Anadolu Türk siyasi birliği ilk defa sağlandı.
2) Yıldırımın ele geçirdiği beyliklerin liderlerinin Timur’a sığınmaları
Ankara Savaşına neden oldu.
@ Osmanlı Devleti’nin doğuya doğru genişleme siyaseti izlemesi Timur
ile Yıldırım’ı karşı karşıya getirdi.
@ Dulkadiroğulları topraklarını (Malatya ve Elbistan) ele geçirmesi
Memluk D. ile arasını açtı.
3) Aydınoğulları ve Menteşeoğulları Beyliklerinin alınması denizcilik
alanındaki faaliyetleri geliştirdi.
@ Osmanlı Devletinin denizcilik alanındaki ilk önemli faaliyetleri bu
dönemde oldu. Sakız ve Eğriboz adaları ile Ege denizindeki
Venedik sahillerine baskınlar düzenlendi.
@ Yıldırım Bayezid, ayrıca İstanbul Galata'da bulunan Ceneviz Kolonisi
ile de savaştı.
4) Germiyanoğullarının alınması üzerine Kütahya merkezli Anadolu
Beylerbeyliği kuruldu. Kara Timurtaş Paşa Anadolu Beylerbeyliğine
atandı. Böylece beylerbeylik sayısı ikiye çıktı.
İSTANBUL KUŞATMALARI
*Yıldırım Bayezıd, İstanbul’u kuşatan ilk Osmanlı
hükümdarıdır.
-1391–1400 yılları arasında İstanbul'u dört kez kuşatmış, bu
amaçla boğazın en dar yerinde 2.kuşatmasında Güzelce Hisar’ı
(Anadolu Hisarı) yapmıştır.
I.Kuşatma
(1391)
Büyük ve
kuvvetli toplar
olmadığından,
kuşatma abluka
niteliğinde oldu.
Macarların Türk
topraklarına
girmesiyle
kuşatma kalktı.
II.Kuşatma
(1395)
Haçlıların
Niğbolu
Kalesini
kuşatması
üzerine
kaldırıldı.
III.Kuşatma
(1399)
Karamanoğullarının
Osmanlı
topraklarına
saldırması üzerine
Bizans ile antlaşma
yapılarak kaldırıldı
IV.Kuşatma
(1401)
Timur’un
Anadolu’ya
girmesi
üzerine
kuşatma
kaldırıldı.
İstanbul-Bizans Antlaşması :
1. İstanbul Sirkeci’de bir Türk Mahallesi kurulacak ve cami
yapılacak
2. Türkler, ticari amaçla İstanbul’a serbestçe girip çıkabilecekler
3. İstanbul’da Türklerin davalarına bakmak üzere bir kadı
bulunacak (bir İslam Mahkemesi)
4. Bizans yılda 10.000 duka altın vergi verecek.
5. Silivri’ye kadar olan yerler Osmanlı Devleti’ne bırakılacak
Önemi
1) Bizans, Osmanlıların üstünlüğünü kabul etti.
2) Bu antlaşma ile Bizans adeta Osmanlı devletine bağlı bir devlet
haline gelmişti
3) İstanbul’u almak amacıyla ilk defa Gelibolu’da büyük bir
tersane açıldı.
5) Türk kültürü İstanbul’da yerleşmeye başladı.
NİĞBOLU SAVAŞI (1396):
Sebep: 1-Osmanlıların İstanbul’u kuşatmaları. 2-Osmanlıların Bulgar
krallığına son vermiş olmaları.3-Ege’de Osmanlı donanmasının Venedik
çıkarlarına zarar vermesi. 4-Osmanlıların Bosna ve Arnavutluk’a
yerleşmesini engellemek. 5-Osmanlı sınırlarının Macaristan’a kadar
dayanması.
Haçlıların amaçları;
1) Türkleri Balkanlardan atmak
2) Hıristiyanlığın doğudaki son kalesi olan İstanbul’u kurtarmak
Savaş: Avrupa Devletlerinin ordularından oluşan (Macar, Fransız,
Alman, İngiliz, Venedik, İskoç, Avusturya, İtalya, İsviçre,
Lehistan) Haçlı ordusu Niğbolu kalesini kuşattı. Kale kumandanı
Doğan Bey, Yıldırım Bayezıd komutasındaki Osmanlı Ordusu
yetişinceye kadar kaleyi başarıyla savundu. Yıldırım Bayezid
İstanbul kuşatmasını kaldırarak, Niğbolu önlerinde Macar kralı
Sigismund komutasındaki Haçlı ordusunu büyük bir bozguna
uğrattı.
@ İlk kez Avrupa'nın büyük devletlerinin de katıldığı, Orta
Çağ’da Osmanlı'ya karşı düzenlenen en büyük ve en geniş
katılımlı Haçlı Seferidir.
Sonuç:
1)Bu zaferden sonra Bulgaristan tamamen Türk topraklarına
katıldı.
2)Bu zafer Anadolu Türk Birliğinin sağlanmasında da etkili oldu.
3)Mısır'daki halife Yıldırım'a "Rum Diyarının Sultanı"
unvanını verdi.(Sultan-ı İklim-i Rum)
4)Haçlılar, uzun süre yeni Haçlı Seferi düzenleyememiştir. (1444
Varna Savaşına kadar)
ANKARA SAVAŞI (1402)
Sebepleri:
1) Asıl neden Türk-İslam dünyasında üstün ve lider olma mücadelesidir.
(Her iki hükümdarın da birbirlerine karşı üstünlük sağlamak istemesi )
2) Yıldırım tarafından toprakları alınan Anadolu Beylerinin Timur'a
sığınarak, onu kışkırtmaları.
3) Timur tarafından toprakları alınan Irak: Bağdat hükümdarı Celayiroğlu
Ahmet ve Azerbaycan’da devlet kurmuş olan Kara koyunlu hükümdarı
Kara Yülük Osman'ın Yıldırım 'a sığınmaları
Timur’un İstekleri:
a) Kemah’ın Erzincan Emiri’ne geri verilmesi
b) Anadolu Beylerinin topraklarının iade edilmesi,
c) Celayiroğlu Ahmet ve Kara Yülük Osman'ın kendisine teslim
edilmesi,
d) Osmanlı Devletinin kendisine bağlılık bildirmesi (Timur adına
para bastıracak) ,
e) Bir şehzadenin Timur’a rehin olarak teslim edilmesi
Savaş:İki ordu arasında savaş, 28 Temmuz 1402’de Ankara
Çubuk ovasında yapıldı. Yıldırım Bayezıt ile oğullarından Musa
ve Mustafa Çelebi esir düştü.
Yıldırım Bayezıd esir düşen ilk ve tek Osmanlı padişahıdır.
Ankara Savaşını Osmanlıların Kaybetmesinin Nedenleri:
a) Osmanlı ordusundaki Anadolu beylikleri askerleri ve Kara
Tatarların Timur tarafına geçmesi,
b) Yardımcı Sırp kuvvetlerinin ve şehzadelere bağlı kuvvetlerin
savaştan erken çekilmesi
d) Osmanlıların teknik ve taktik yanılgıları,
e) Timur’un ordusunun sayısal üstünlüğü,
f) Timur ordusunun güçlü, yorulmamış ve fillerle destekleniyor
olması,
Ankara Savaşı ile ilgili Y.Bayezid’in hataları:
1- Malatya’yı ele geçirerek Memlukler ile arasını açması ve savaş
sırasında Memluklerden destek alamaması.
2- Savaşı dağınık bölgede kabul etmemesi. Timur’un fillerle donatılmış
ordusunun dağlarda şansı olamazdı.
3- Ankara’ya geldiğinde Timur’un ordusunun hazırlıksız olduğunu
gördüğü halde saldırmaması. Timur’un ordusuna toparlanmak için fırsat
vermesi.
Ankara Savaşının Sonuçları:
1) Anadolu Türk siyasi birliği bozuldu.
@ Bu durum savaşın en önemli sonucudur. Çünkü Timur
tarafından Yıldırım tarafından toprakları alınan beylikler yeniden
kurulmutur. (Karesi ve Kadı Burhaneddin beylikleri hariç)
@ Ankara Savaşı ile dağılan Türk birliği ancak I.Selim
döneminde tekrar kurulmuştur.
2) Anadolu'yu ele geçiren Timur, İzmir’e kadar ilerlemiş ve
burayı Haçlılar'dan almıştır.
3) Osmanlı Devleti 11 yıl sürecek Fetret devrine (1402- 1413)
girdi.
4) Merkezi otorite bozularak Yıldırımın oğulları arasındaki taht
kavgası döneminde (fetret devrinde- Fasıla-i Saltanat) devlet,
dağılma tehlikesi geçirdi.
5) Osmanlı
geciktirdi.
Devleti’nin
imparatorluk
aşamasına
geçişini
6) İlk ve son kez bir Osmanlı padişahı savaşta esir düştü ve 8 ay
sonra esaret altında Akşehir’de öldü (1403) .
7) Balkanlar'da Osmanlı ilerleyişi bir süre durdu, hatta bazı
topraklar kaybedildi. Arnavutluk boşaltıldı.
8) İstanbul’un fethi ve Bizans'ın yıkılması 50 yıl gecikti.
Bizans kendini toplama imkânı buldu.
9) Bizans, şehzadeleri kışkırtarak Osmanlının iç işlerine karışma
imkânı elde etmiştir.
10) Karakoyunlu ve Akkoyunlu
Osmanlılara rakip hale geldiler
devletleri
güçlenerek
11) Osmanlı hazinesi ve arşivleri yağmalandı.
4) Timur'un Çin'e yapacağı sefer öncesinde batısında (arkasında) güçlü bir
devlet bırakmak istemeyişi.
@ Kuruluş dönemi
nedenlerindendir.
5) Timur’un Sivas ve çevresini alarak halkı kılıçtan geçirmesi,
12) Timur’un önünden kaçan Türkmenler Anadolu’ya göç
hareketini başlattılar. Bunun sonucunda Anadolu’nun nüfusunda
büyük bir artış meydana geldi.
6 Yıldırım’ın Timur’a ait Erzincan’ı yakıp yıkması,
7) İki hükümdar arasında sert hatta hakarete varan mektuplaşmalar
8) Timur'un savaşın sorumluluğunu Yıldırım Beyazıt’a yüklemek için
kabul edilemez istekleri:
ile
ilgili
bilgilerimizin
azlığının
13) Yıldırım’ın oğlu Şehzade Mustafa, Timur tarafından rehin
alınarak Semerkant’a götürüldü.
Ankara Savaşı ile Osmanlı büyük bir sarsıntı geçirmesine
rağmen yıkılmamıştır. Bunun nedenleri:
a) Devlet örgütlenmesinin sağlam temeller üzerine oturtulmuş olması.
b) Topraklarının bir kısmının, başkentinin (Edirne) Avrupa yakasında
olması, Timur'un boğazlardan geçemeyişi.
c) Niğbolu Zaferinin kalıcı etkiler oluşturması.
d) Osmanlıya karşı Avrupa’nın bir araya gelecek durumda olamayışı.
e) Osmanlının adaletli yönetimi
Türklerin Batıya İlerleyişini Erteleyen Olaylar
1) 1096 – 1270 Haçlı Seferleri
2) 1243 Kösedağ Savaşı
3) 1402 Ankara Savaşı
Türklerin Batıya İlerleyişini Durduran Olay: 1683 II. Viyana Bozgunu
FETRET DEVRİ - Şehzadeler Mücadelesi
(1402–1413)
Timur'un Anadolu'dan çekilmesinden sonra Yıldırım Bayezid’in
4 oğlu arasında başlayan ve Çelebi Mehmet’in yönetimi tek
başına aldığı tarihe (1402 – 1413 ) kadar geçen 11 yıllık
şehzadeler mücadelesi dönemine Osmanlı Tarihinde FETRET
DEVRİ denir.
Timur'un asıl amacı kendisine rakip olabilecek büyük bir Osmanlı
Devleti'nin oluşmasını engellemekti. Bu nedenle savaşı
kazandıktan sonra Anadolu Beylerinin topraklarını geri vererek,
Anadolu Türk birliğini parçaladı. Osmanlı ülkesini Yıldırım 'ın
oğullarına bıraktı.
1- Süleyman Çelebi Edirne’de,
2- İsa Çelebi Bursa’da,
3- Mehmet Çelebi Amasya’da,
4- Musa Çelebi Balıkesir’de hükümdarlık ilan ettiler.
Not:Mustafa Çelebi Timur tarafından Semerkant’a götürüldü.
Timur'un Anadolu'dan çekilmesinden sonra, kardeşler arasında
ilk mücadele İsa Çelebi ile Musa Çelebi arasında oldu. Musa
Çelebi başarılı olarak Bursa’da hükümdarlığını ilan etti. Edirne’de
Süleyman Çelebi’yi de yendi. Ancak Edirne’de zevk ve eğlenceye
düşmesi üzerine devlet adamlarının daveti ile Musa Çelebiyi
yenen Mehmet Çelebi ülkede birliği sağladı.
Bu karışıklık dönemde Rumeli’de Osmanlı yönetimine karşı
önemli bir ayaklanma olmamıştır. Aynı zamanda Osmanlı
Devleti bu dönemde ciddi bir toprak kaybına uğramamıştır
(Eflak hariç) .
Bunun sebepleri:
1) Osmanlı Devleti’nin Balkanlarda uyguladığı hoşgörülü ve
adaletli yönetim.
2) Timur’un Osmanlı ordusunu tamamen imha edememesi
3) Halkın çapulculara karşı güvenliğinin sağlanması
4) Uç beylerinin başarılı çalışmaları,
5) Niğbolu savaşının etkisi,
6) Avrupa’daki Yüzyıl Savaşları (1337–1453) nedeniyle büyük bir
karışıklık yaşanması
7) Tımar ve tahrir sistemi nedeniyle bölgede gelirin ve refahın
artması,
I. MEHMET(ÇELEBİ) DÖNEMİ
(1413–1421)
Amacı: Anadolu
güçlendirmek.
birliğini
yeniden
sağlayarak
devleti
1. Ankara Savaşının olumsuz ortamını sona erdirip, birliği
yeniden sağlamış, devleti yeniden kurmuştur. (II. Kurucu)
2. Eflak Osmanlılara yeniden bağlandı.
3. Venediklilerle İlk Deniz Savaşı yapıldı.(1416) (Ancak bu savaşı
Venedikliler kazandı.)
4. Samsun bölgesi egemenlik altına alındı. Böylece Karakoyunlu
ve Akkoyunlularla komşu olundu.
5. Anadolu Türk birliğini kurma çalışmalarını sürdürdü.
@ Saruhan ve Menteşeoğulları beylikleri tekrar Osmanlı
egemenliğine girdiler.@ Candaroğulları Osmanlılara bağlandı.@
Karamanoğulları beyliği üzerine sefer yapıldı.
6. Şeyh Bedreddin ve Mustafa Çelebi isyanları bastırıldı.
VENEDİKLİLERLE İLK DENİZ SAVAŞI (1416)
Ege denizinde Venediklilere ait adalardan Anadolu kıyılarına
saldırılar oldu.1415’te Ege denizine açılan 30 parçalık Osmanlı
donanması Türk ticaret gemilerine zarar veren Venedik
gemilerinden birkaçını esir almıştır.
1416’da Gelibolu açıklarında Venediklilerle yapılan ilk büyük
deniz savaşını Venedikliler kazandı. Donanma komutanı Çalı Bey
savaşta şehit duştu. Venedik komutanının da yaralanması üzerine
Türk donanması takip edilemedi. Bizans imparatoru Manuel’in
araya girmesi ile antlaşma yapıldı
ŞEYH BEDREDDİN İSYANI(1418–1420)
Fetret Devrinde Şehzade Musa'nın kazaskerliğe kadar yükselmiş olan daha
sonra İznik'te göz hapsinde tutulan Şeyh Bedreddin (Batıni mezhebinden),
mülkiyetin ortak olduğu şeklinde fikirlerle ve İslam'a aykırı düşüncelerle
etrafına çok sayıda mürit topladı.
Bedreddin’in düşüncelerinin etkisi ile Börklüce Mustafa İzmir
dolaylarında, Torlak Kemal ise Manisa'da isyan başlattı.
Sadrazam Beyazıt Paşa bu ayaklanmaları bastırarak Börklüce Mustafa ve
Torlak Kemal’i öldürttü.
Faaliyetleri Osmanlı yönetimini rahatsız etmeye başlayınca Şeyh Bedrettin
Rumeli'ye geçmiş, sapık fikirlerini yayarak yeni bir saltanat kurma
iddiasıyla Fetret döneminin oluşturduğu siyasi ve ekonomik
bozukluklardan yararlanarak isyan etmiştir (1419).
İznik’ten Rumeli'ye kaçan Şeyh Bedreddin Silistre, Dobruca ve
Deliorman dolaylarından çok sayıda taraftar topladı. Şeyh Bedreddin'in
Deliorman'da başlattığı ayaklanma kısa zamanda bastırıldı. Şeyh
Bedreddin yakalandı ve Serez'de idam edildi (1420).
Önemi:
1)Şeyh Bedrettin’in isyan etmesinin temel sebebi, Fetret Devrinde,
devletin parçalanmış halini görüp hükümdarlığa heveslenmesidir.
2) Bu isyan, Osmanlılardaki ilk dini, siyasi ve sosyal nitelikli isyandır.
3) Şeyh Bedreddin İsyanı devletin gücünü sarsan, Anadolu Selçuklu
Devleti döneminde meydana gelen BABA İSHAK isyanına benzer.
8) Fetihlerde yumuşak bir politika izlenmesi
5- ŞEHZADE (DÜZMECE ) MUSTAFA ÇELEBİ İSYANI
9)İskan ve istimalet politikası ile Balkanların ve Rumeli’nin büyük
ölçüde Türkleştirilmiş olması
*Timur Ankara Savaşından sonra Yıldırım Beyazıt’ın oğlu Şehzade
Mustafa Çelebiyi rehin alarak yanında Semerkant'a götürmüştü.
Not: Bu dönemde Şehzade Musa tarafından İstanbul
kuşatılmıştır.
Not: Ankara Savaşından sonra Osmanlı Devletine katılan ilk
beylik Saruhanoğulları’dır (1410) . Saruhanoğullarının, Osmanlı
Devleti’ne katılmasıyla Anadolu’da Türk siyasi birliğini sağlama
faaliyetleri yeniden başladı.
*Timur'un ölümüyle serbest kalarak Anadolu'ya gelen Mustafa'nın gerçek
Mustafa olup olmadığı bilinmediğinden "Düzmece Mustafa" da
denilmiştir. (Diğer görüşe göre ise halkın desteğini almasını önlemek için
“Düzmece” denilmiştir)
*Anadolu’ya gelerek Bizans’la anlaşan Mustafa Çelebi, kardeşi Mehmet
Çelebi'ye karşı taht kavgasına girmiş, ancak yenilerek Bizans'a sığınmıştır.
*Çelebi Mehmet Mustafa'nın gözaltında tutularak kontrol edilmesi için
Bizans'la anlaşmıştır. (II. Murat devrinde tekrar ayaklanacaktır.)
II. MURAT DÖNEMİ
(1421–1451)
II. DÜZMECE MUSTAFA İSYANI(1422): Çelebi Mehmet
döneminde giriştiği mücadeleyi kaybeden Mustafa Çelebi, II.
Murat döneminde, Bizans imparatoru tarafından Aydın oğlu
Cüneyt Bey’le birlikte taht mücadelesi için Gelibolu’ya
gönderildi.
**Gelibolu'ya giden Mustafa Çelebi, Rumeli'deki halk ve askerler
tarafından padişah olarak tanındı. Bu arada Anadolu Beylikleri de
Osmanlılara karşı saldırıya geçtiler.
**Osmanlı Devleti tehlikeli bir döneme girdi. Mustafa Çelebi,
Gelibolu’ya çıkarak Gelibolu kalesinin alınması için Aydın oğlu
Cüneyt Beyi burada bıraktı. Kendisi de Edirne üzerine yürüdü.
Rumeli Beylerbeyi Beyazıt Paşa, Mustafa Çelebi'nin üzerine
gönderildi. Ancak, Beyazıt Paşa, Mustafa Çelebi'nin yanına geçti.
**Bu gelişmeler karşısında Gelibolu Kalesi teslim oldu. Bizans
imparatoru Manuel Gelibolu’yu kendisine teslim etmeyen
Mustafa Çelebi’den desteğini çekti.
**II. Murat, Rumeli askerlerini ve uç beylerini kendi tarafına
çekmeyi başardı. Cüneyt Beye de İzmir ve Aydın ilini vaat ederek
Mustafa Çelebi’den ayrılmasını sağladı.
**Ulubat civarında yapılan savaşı kaybeden Mustafa Çelebi
Edirne’ye çekildi. Eflâk’a kaçma girişiminde bulunan Mustafa
Çelebi Edirne'de yakalandı ve hanedandan olmadığı ilan edilip,
idam edildi (1422).
İSTANBUL KUŞATMASI (1422) :II. Murat, Mustafa Çelebi
olayı nedeniyle, İmparator Manuel'i cezalandırmak için İstanbul'u
kuşattı (1422).
İmparator Manuel, bu kuşatmadan kurtulmak amacıyla, II.
Murat'ın 13 yaşındaki kardeşi Şehzade Mustafa Çelebi'yi isyana
kışkırttı.
KÜÇÜK MUSTAFA İSYANI (1423).Bizans’ın elinde rehin bulunan
Şehzade Mustafa Çelebi, Karamanoğulları ve Germiyan oğulları’ndan
aldığı kuvvetlerle Bursa'yı kuşattı.
**Halkın rica ve hediyeleri sonunda Bursa'yı almaktan vazgeçen Şehzade
Mustafa Çelebi, İznik'e geldi ve kenti aldı.
** II.Murat, bu olay üzerine İstanbul kuşatmasını kaldırırken, Bizans, bir
kez daha amacına ulaşmış oluyordu. İznik üzerine yürüyen II. Murat,
şehzadenin yakın adamlarını elde ederek kardeşini yakaladı ve idam
ettirdi (1423) .
ANADOLU’DAKİ OLAYLAR
Sultan II. Murat Anadolu’da Anadolu Türk birliğini sağlamak için
mücadeleyi sürdürdü.
1- Aydınoğulları, Menteşeoğulları ve Hamitoğulları beyliğine son verildi.
2- Candaroğlu ve Karamanoğulları beyliğine ait bazı topraklar alındı.
3- Germiyanoğlu beyliğinin toprakları Yakup Beyin ölümü üzerine
vasiyeti yolu ile Osmanlılara geçti.
BALKANLAR'DAKİ ÖNEMLİ OLAYLAR
Balkanlardaki egemenliği güçlendirmek için Rumeli’ye yöneldi. Sırbistan
ve Macaristan üzerine seferler düzenlendi. Belgrat kuşatıldı ise de
alınamadı.
1- EDİRNE-SEGEDİN ANTLAŞMASI(1444):
Antlaşma Maddeleri
1. Sırp krallığı Osmanlılara vergi vermek koşuluyla bağımsız olacak
2. Eflak, Osmanlılara vergi vermek koşuluyla Macaristan’a bağlanacak
3. Tuna nehri iki devlet arasında sınır olacak
4. İki taraf birbiri ile on yıl savaşmayacak.
Önemi ve Sonuçları
1) Osmanlıların Balkanlarda haçlılar (Macarlar) ile imzaladığı ilk
antlaşmadır.
2) Osmanlıların Balkanlarda rahatlanmasını ve yeniden toparlanmasını
sağladı.
3) Balkanlarda Osmanlı üstünlüğünü sarsmıştır.
4) Osmanlılar bir miktar toprak kaybetmiştir.
5) İlk defa sınır kavramı ortaya çıkmış ve Osmanlılar ile Haçlılar arasında
Tuna nehri sınır olmuştur.
6) II. Murat’ın itibarı sarsıldı. II. Murat tahtı 12 yaşındaki oğlu II.
Mehmet’e bıraktı.
NOT: II. Murat, tahtı kendi isteği ile bırakan tek Osmanlı Padişahıdır.
II. Murat’ın Tahttan Ayrılmasındaki Etkenler
a) Balkanlarda üst üste alınan yenilgiler
b) Devlet büyüklerinden alınan tepkiler
c) Oğlu Alaaddin’in ölümü
d) Asker, devlet adamları ve halk üzerindeki etkisini kaybetmesi
e) Yaşlılığını ve hastalığını ileri sürmesi
@ Segedin Antlaşması sonrası, II. Murat’ın tahtı oğlu II. Mehmet’e
bırakması biri Osmanlı içinde diğeri de Avrupa olmak üzere iki önemli
sonuç doğurdu.
1- Osmanlı Yönetimindeki Etkisi: Küçük yaştaki bir şehzadenin tahta
çıkarılması Osmanlı Devleti içinde bir buhrana neden oldu. Devlet
adamları arasında( Türk- devşirme) nüfuz mücadelesi başladı. Bu
mücadele Çandarlı sülâlesinin Fatih tarafından yönetimden
uzaklaştırılmasına kadar devam etmiştir.
2-Avrupa’daki Etkisi: Osmanlı tahtına çocuk yaştaki bir hükümdarın
geçmesi Avrupa'da yeni bir ümit doğurdu. Papalığın Segedin Barışının
kabul edilemeyeceğini bildirmesi, üzerine Türklere karşı yeni bir haçlı
seferi hazırlıklarına başlandı.
NOT: Osmanlı tarihinde imzalanan ancak yürürlüğe konulmayan dört
anlaşma vardır.
1) 1444 Edirne Segedin Antlaşması
2) 1732 Ahmet Paşa antlaşması (İran ile)
3) 1878 Ayestefanos Antlaşması (Yerine Berlin Ant.)
4) 1920 Sevr Antlaşması (Yerine Lozan Antlaşması )
2- VARNA SAVAŞI (1444):
Savaş: Haçlıların sınırı geçip Varna önlerine gelmesi üzerine II. Murat,
devlet adamlarının ve askerlerinin desteği ile tahta ikinci kez geçti. Haçlı
ordusunu Varna'da yendi. Macar kralı Ladislas öldürüldü.
Sonuçları
1) Osmanlıların daha önceki yenilgilerinin izleri ortadan kalktı.
2) Yunanistan ve Bulgaristan doğrudan Osmanlı Devletine bağlanmıştır.
3) Osmanlı Devletinin Balkanlardaki hâkimiyetini pekiştirdi.
4) Ankara Savaşı'ndan sonra Osmanlıların eski gücüne ulaştığını gösteren
ilk olaydır.
5) II. Murat bir müddet sonra tahtı oğluna bırakarak Manisa’ya çekildi.
BUÇUKTEPE İSYANI( 1446) VE II. MURAT'IN 3.KEZ TAHTA
GEÇMESİ: Para ayarının düşüklüğü ve cülus bahşişinin verilmemesi
gerekçesiyle 1446’da Edirne BUÇUKTEPE’DE yeniçeri isyanı çıktı.
Bu isyanın asıl amacı ise Çandarlı Halil Paşa’nın etkisiyle yeniçerilerin
II. Murat’ın tekrar padişah olmasını sağlamaktır.
İsyan, yeniçerilerin maaşına zam yapılarak bastırıldı.
*Yeniçerilerin devlete karşı yapmış oldukları ilk isyandır.
Mora despotunun da faaliyetler de bulunması üzerine II. Murat üçüncü
defa tahta geçti (1446) .
II. KOSOVA SAVAŞI (1448):
Nedenleri
1) Türkleri Balkanlar'dan atma düşüncesi 2) Bizans'ın ve papanın
kışkırtması 3) Macar Kralı Jan Hünyad’in (Hünyadi Yanoş’un) Varna
Savaşının intikamını almak istemesi. 4) Macar kralı Hunyadi Yanoş’un
haçlıları toplayarak Türkleri Balkanlardan atmak istemesi.
Savaş: Osmanlılar ile Erdel, Eflak, Bohemya, Alman, Macar Ve
Polonyalılardan oluşan Haçlılar arasında oldu. Savaşı Osmanlılar kazandı.
Sonuçları
1) Balkanlar'ın kesin bir Türk yurdu olduğu ve Türklerin
Balkanlar'dan atılamayacağı anlaşılmıştır.
2) Bir dönüm noktası özelliğindedir. Haçlıların son taarruzu, Osmanlıların
son savunmasıdır.
3) II. Viyana kuşatmasına kadar Türkleri Balkanlardan atmak için yapılan
Haçlı seferleri durdu.
4) Balkanlar, Türklerin Orta Asya ve Anadolu’dan sonra üçüncü yurdu
oldu.
5) Haçlıların İstanbul’u kurtarmak amacıyla düzenledikleri son sefer oldu.
İstaanbul'un fethi kolaylaştı. (Fatih'in kuşatmasında Bizans, Avrupa’dan
beklediği yardımı bulamadı.)
6) Osmanlıların İslam dünyasındaki saygınlığı arttı.
7) Selanik, Yanya, Serez Venedik’ten alındı.
8) Bu zafer ile Tuna nehrinin güneyindeki Osmanlı egemenliği
sağlamlaşmıştır. Osmanlıları Balkanlardan atacak güç kalmadı.
NOT: İkinci Kosova savaşı İslâm'ın ilk yıllarında Müslümanların son
savunma savaşı olan Hendek(627), Anadolu Selçuklu Devletindeki
Miryekefelon (1176),Kurtuluş Savaşındaki Sakarya savaşları gibi
savunmadan taarruza geçilen savaşlara benzer.
1451 tarihinde II. Murat’ın ölümü üzerine yerine oğlu II. Mehmet geçti.
OSMANLI KÜLTÜR VE MEDENİYETİ
OSMANLIDA DEVLET ANLAYIŞI
OSMANLI ORDUSU:
Padişahlık, Osman Bey'in erkek soyundan gelenlere özgüdür. Fatih
döneminde egemenlik hakları, hanedana değil, yalnızca padişah
olan hanedan üyesine tanınmış olup padişah ölünce yerine yalnızca
oğullarından birinin geçmesi kuralı konmuştur.
I.Ahmet döneminde egemenlik hakları, hanedanın en büyük ve
aklıbaşında olan erkeğine verilmiştir (ekber ve erşed).
Osman Bey
Orhan Bey
Ülke hükümdar ailesinin ortak malıdır.
I.Murat
Ülke padişah ve oğullarınındır.
II.Mehmet
Ülke padişahındır.
I.Ahmet
Padişah ekber ve erşed olandır.
Padişah oğulları, sancak valisi olarak yönetim deneyimi
kazanırken, kendilerini yetiştirecek bir görevlide (Iala) yanlarında
bulunmuştur (önemli şehzade sancakları: Amasya, Kütahya,
Konya, Trabzon, Manisa, Antalya, Sivas, Aydın ve Balıkesir'dir –
Not:Sancağa Çıkma Usulü ile yetiştirilen ilk padişah I.Bayezıt
son padişah ise III.Mehmet’tir
Not:Sancağa çıkma usulü I.Ahmet döneminde kaldırılmış,
Kafes Usulüne geçilmiştir.
Bu durumun doğurduğu sonuçlar:
*Şehzadelerin psikolojik sorunlar yaşamasına
*Yönetim tecrübesi kazanamamalarına
*Halktan kopuk yaşamalarına ve halkın sorunlarını fark
etmemelerine sebep olmuştur.
Not:Şehzadeler ‘’cülus töreni’’ ile tahta çıkar ve ‘’kılıç alayı’’
düzenlenirdi.
Hükümdarlık belirtileri şunlardır: Sancak, tuğ, hutbe; para
bastırma, kılıç alayı, cülus bahşişi dağıtma
Hükümdarlık ünvanları da şöyle sıralanabilir: Padişah, Han,
Sultan, Hakan, Imparator, Halife.
Egemenlik; dine, verasete, kişisel güç ve yeteneklere bağlıdır.
Dinsel nitelikli olan padişah, Yavuz Selim'den itibaren "Halifelik"
ünvanının kullanılmasıyla resmen dini nitelikli bir hale gelmiştir
(Teokratik monarşi).
Devlet işleri yürütülürken müftüden (şeyhülislam) "fetva" alınırdı.
Müftüyü göreve getiren de padişahtı. Fetva makamı, padişahı
sınırlıyor olsa da padişahın denetimi ve emri altında idi. Padişah
keyfi davranamaz; davranırsa da bunu kurala uydurmak zorunda
idi. Meşruti dönemlerde bile padişahın egemenlik hakkı
korunmuştu. Osmanlılarda tam bir merkeziyetçilik vardı.
PADİŞAHLARIN YETKİLERİ:
Padişahın yetkileri sınırsızdır. (Şeriat ve geleneklerin dışına
çıkamamak kaydıyla) Ancak dağılma döneminde padişahın
yetkilerine bir takım sınırlamalar getirilmiştir.
BELGE
1)KAPIKULU ASKERLERİ
A)KAPIKULU PİYADELERİ
1)ACEMİ OĞLANLAR OCAĞI:
&Yeniçeri ve diğer Kapıkulu ocaklarına asker yetiştirmek için
kurulmuştur.
&Türk ailelerinin yanından gelen devşirme çocukları burada
yapılan askeri eğitimden sonra sınavdan geçirilir, başarılı olanlar
Enderun’a alınırdı.
&Diğerleri Kapıkulu ocaklarına dağıtılırlardı.
2)YENİÇERİ OCAĞI:
&Kapıkulu ocaklarının en önemlisidir.
&Savaş zamanında merkezde bulunur ve padişahı korurlardı.
&Barışta ise Divan muhafızlığı yapmak, İstanbul'un güvenliğini
sağlamak,
sınırlardaki kalelerde muhafızlık yapmak gibi
görevleri vardı.
&Yeniçerilere üç ayda bir "Ulufe" denilen maaş, padişah tahta
çıktığında "Culüs Bahşişi", ilk sefere çıktığında da "Sefer
Bahşişi" verilirdi.
&Yeniçerilerin komutanına "Yeniçeri Ağası" denilirdi.
3)CEBECİLER:
&Komutanlarına "Cebecibaşı" denilirdi.
&Yeniçerilerin silahlarını ve zırhlarını yapar,
ambarlarında muhafaza ederlerdi.
onarır ve silah
4) TOPÇU OCAĞI
&Bu ocağın görevi top dökmek ve topları kullanmaktı.
&Osmanlılar topu ilk defa I.Kosova Savaşında kullandılar
5)TOP ARABACILARI OCAĞI:
&Top arabalarını yapan ve topları taşıyan ocaktı.
&Komutanlarına "Arabacıbaşı" denirdi.
SINIRLANDIRMA ŞEKLİ
Sened-i İttifak
Sözleşme ile
Tanzimat-Islahat
Fermanla (Kendi kendini)
I. ve IIMeşrutiyet
Kanun-i Esasi ile
NOT: Padişahın yetkilerini en üst düzeye çıkaran belge
Kanunname-i Ali Osman’dır.
Padişah yetkilerini aşağıdaki yollarla kullanırdı;
Kulluk Sistemi: Devşirmeler padişahın kuludur. Padişah bunların
üzerinde ölüm hakkına dahi sahiptir. Müsadere uygulanır.
Müsadere: Kişinin malına devlet tarafından el konmasıdır. (II.
Mahmut döneminde kaldırılmıştır.)
Ferman: Padişah buyruğudur.
Berat: Padişah tarafından verilen bir şeye sahip olma veya bir
şeyi yapma yetkisi.
6)HUMBARACILAR OCAĞI:
&Havan denilen toplarla, humbara denilen gülleleri hazırlayan ve
kullanan ocaktı.
&Komutanına "Humbaracıbaşı" denirdi.
&Bu ocağa Kumbaracı ocağı da denilmektedir.
7)LAĞIMCILAR OCAĞI
&Kale kuşatmalarında, hendek kazarak veya fitil döşeyerek
surları yıkan teknik bir sınıftı.
&Komutanına "Lağımcıbaşı" denirdi.
8)SAKALAR:
&Kapıkulu askerlerinin sularını taşırdı.
&Komutanına "Sakabaşı" denirdi.
B)KAPIKULU SÜVARİLERİ(ATLILARI)
Altı Bölük halkı da denirdi. Derece ve maaş yönünden
Kapıkulu Piyadelerinden üstündüler.
1)Sipahi 2)Silahtar 3)Sağ Garipler 4)Sol Garipler
5)Sağ Ulufeciler
6)Sol Ulufeciler
Sipahi ve silahtarlar :Savaş sırasında padişahın çadırını koruyan
özel askerlerdir.
Sağ ve Sol ulufeciler Saltanat sancaklarını koruyan görevlilerdir.
Sağ ve sol garipler; Ordunun ağır silahları, topları ile askeri araç
gereçleri ve hazineyi korurlardı
2)EYALET ASKERLERİ
1)TIMARLI SİPAHİLER:
&Tımar sistemi daha önceki Müslüman Türk devletlerinde
gördüğümüz Ikta sisteminin Osmanlılar tarafından geliştirilmiş
şekliydi.
&Tımarlı Sipahiler kendilerine Dirlik verilen kişilerin beslemek
zorunda oldukları tamamı Türklerden meydana gelen atlı
askerlerdi. (Cebelü)
&Savaş sırasında ordunun sağ ve sol kanatlarında durarak, ordu
merkezini yanlardan gelecek saldırılara karşı korurlardı.
&Kanuni Sultan Süleyman'ın son zamanlarına kadar devletin en
önemli ve en büyük askeri gücüydü.
NOT: Kanuni döneminde 12 bin yeniçeriye karşılık, 100–150
bin kadar tımarlı sipahi vardı.
2)AKINCILAR:
&Sınır boylarında oturan Türklerden meydana gelen hafif süvari
kuvvetleriydi.
&Başlıca görevleri; ordunun keşif hizmetlerini görmek, kaçan
düşmanı kovalamak, düşmanı oyalamaktı.
3)YARDIMCI KUVVETLER:
Bir savaş zamanında bağlı hükümetlerin(Kırım, Eflak-Boğdan)
askerleri de Osmanlı ordusuna yardım ederlerdi.
NOT:Bunlar içinde en önemlisi Kırım kuvvetleriydi.
B)DENİZ ORDUSU(DONANMA):
&Osmanlılar Orhan Bey zamanında Karesi Beyliğini ele geçirince
bu beyliğin donanmasına da sahip olmuşlardır.
&Yıldırım Bayezid tarafından Gelibolu'da bir tersane yapılmıştır.
&Fatih zamanında gelişmeye başlayan donanma, II. Bayezid
zamanında Kemal Reis'in, Kanunî zamanında da Barbaros
Hayrettin Paşa'nın Osmanlı hizmetine girmesiyle Akdeniz'de en
üstün güç haline gelmiştir.
&Donanma komutanına Kaptan-ı Derya veya Kaptan Paşa,
deniz askerlerine ise “Levent” denirdi.
&Gemi yapımı ve diğer tersanelerin diğer hizmetlerini yerine
getirmek Tersane Emini’nin göreviydi.
&Barbaros Hayrettin Paşa, Turgut Reis, Salih Reis, Piri Reis,
Murat Reis, Seydi Ali Reis, Kılıç Ali Reis meşhur Türk
denizcileridir.
&Donanmanın bütün gemileri Gelibolu, Haliç, Rusçuk ve
Suveyş tersanelerinde yapılırdı.
&16 yy sonlarına kadar Osmanlı donanmasının esasını “Çekdiri”
sınıfından gemiler (kürekle çekilen gemiler) oluşturdu.
&Bunların en önemlileri; Kadırga, Fırkate, Karamürsel, Kütük,
Kalite, Mavna ve Baştarde idi.
NOT:Kaptan-ı Derya’nın bindiği büyük kadırga gemisine
BAŞTARDE denirdi
OSMANLI TOPRAK SİSTEMİ
3)AZAPLAR:
Kelime anlamı bekâr demektir.
Masrafları kendi şehir ve kasaba halkı tarafından karşılanan
gönüllü kuvvetlerdi.
Henüz evlenmemiş genç erkekler azap yazılabilirlerdi.
Gönüllülerden oluşan yayalardır.
Savaşta ordunun en önünde yer alırlardı.
Yerleşim birimlerinin güvenliğinin sağlanması, kalelerin
savunulması gibi görevleri yerine getirirlerdi.
4) DELİLER:
&Asıl olarak kendilerine kılavuz, rehber manasına gelen delil ismi
verilmesine karşın, cesur ve korkusuzca düşmana atılmaları
nedeniyle halk arasında deli olarak anılmışlardır.
&Üzerlerine ayı veya sırtlan postundan kılları dışarıda şalvarlar
giyerlerdi.
&Başlarında tüylü bir miğfer, ellerinde de yine tüylü bir kalkan
bulunurdu. Ayaklarında mahmuzlu çizmeleri vardı.
&Deli adını almalarının sebebi gönüllü 20-25 yaş arası gençlerden
oluşmalarıydı ve savaşlarda ordunun en ön saflarında
çarpışmalarıydı.
&Bayraklarında "Kaderde ne varsa o gelir başa" yazılıydı.
5)GÖNÜLLÜLER:
&Sınırdaki kasaba ve şehirleri korumakla görevliydiler.
6)BEŞLİLER:
Her beş haneden bir kişi alınarak oluşturulan bu birlikler sınırdaki
kalelerin korunmasında görevlendirilirdi.
7)YAYA VE MÜSELLEMLER
Ordunun önünde giderek yolları ve köprüleri onarırlardı.
8)TURNALAR
Savaş sırasında ordunun haberleşmesini sağlayan birliklerdir.
A)MÜLK ARAZİ: Mülkiyeti kişilere ait topraklardır. İki
bölümde incelenebilir:
1)ÖŞRIYYE (ÖŞÜR TOPRAKLAR): Bu topraklar, fethedildiği
zaman Müslümanlara verilmiş veya fethedildiğinde Müslümanlara
ait olan topraklardır. Bu gibi topraklar sahiplerinin malı olup,
dilediği gibi kullanırlar, satabilirler, vakfedebilirler ya da
çocuklarına miras olarak bırakabilirlerdi.
NOT: Bu toprakların sahipleri arazi vergisi olarak “Çift
Resmi”, ürün vergisi olarak da "Öşür" vergisini verirlerdi.
2)HARACIYE (HARACÎ TOPRAKLAR): Bu topraklar bir
yerin fethinden sonra Gayrimüslim halkın elinde bırakılan, onlara
mülk olarak verilen topraklardır.
Sahipleri, dilediği gibi
kullanırlar, satabilirler, vakfedebilirler ya da çocuklarına miras
olarak bırakabilirlerdi.
Not:Bu toprakların sahipleri arazi vergisi olarak “Harac-I
Muvazzaf” ürün vergisi olarak da “Harac-I Mukassem”
vergisini verirlerdi.
B)MİRİ ARAZİ: Mülkiyeti devlete ait olan arazilerdir.
1)Vakıf Arazisi: Geliri cami, medrese, kervansaray, bedesten ve
şifahane gibi hayır kurumları için ayrılan topraklardır. (Satılamaz,
devredilemez, miras bırakılamaz)
2)Paşmaklık Arazi: Geliri padişah eşlerine, kızlarına ve
annelerine verilen topraklardır.
3)Malikane Arazi: Devlet yönetiminde üstün hizmetleri bulunan
kişilere verilirdi.
Not: Bu topraklar artık o şahısların mülkü olduğundan
çocuklarına miras bırakabilirdi
4)Mukataa Arazi: Geliri doğrudan doğruya hazineye bırakılan
topraklardır. Bu toprağı işleyen halk iltizam yoluyla vergilerini
hazineye öderdi.
5)Yurtluk Arazi: Sınır boylarında görev yapan komutanlara ve
akıncı beylerine verilirdi.
6)Ocaklık Arazi: Geliri tersane giderleri için ayrılan arazilerdir.
Ayrıca kale muhafızlarına da verilirdi.
NOT:Ocaklık sahibi kumandanlar aldıkları toprağı miras
bıakabilirdi.
7)Dirlik Arazi: Has, Zeamet ve Tımar olmak üzere üçe ayrılır.
Tımar Arazi şu kısımlardan oluşur:
a)Hizmet Tımarı: Saray görevlilerine verilir.
b)Mustahfaz Tımarı: İmam ve müezzin gibi din adamlarına
verilir.
c)Eşkinci Tımarı:
komutanlara verilir.
Savaşta
yararlılık
gösteren
asker
ve
DİRLİK (TIMAR) SİSTEMİNİN YARARLARI NELERDİR?
Devlet bazı görevlilerine maaş vermekten kurtuluyor
Devlet asker yetiştirmekten kurtuluyor
Üretimin devamlılığı ve artışı sağlanır
Tımarlı sipahiler bulundukları yerlerde güvenliği sağlıyor.
Vergilerin toplanması kolaylaşıyor.
Göçebelerin yerleşik hayata geçmesi sağlanmıştır.
Not: En önemlisi toprakların mülkiyeti devlete ait olduğu için
Avrupa’daki gibi feodal bir toprak yapısı görülmemiş; toprak
ağalarının ve köle çiftçi sınıfının ortaya çıkması engellenmiştir.
TIMAR SİSTEMİNİN BOZULMASININ MEYDANA
GETİRDİĞİ SONUÇLAR:
1)Devlet ulûfeli tüfekli kapıkulu askerinin sayısını artırmak
zorunda kaldı.
2)Sayıları çoğalan kapıkullarına ulûfe yetiştirmek güçleşti.
Hazinenin yükü arttı.
3)Eyaletlerdeki tımarlı sipahiler ile kapıkulu birbirine karşı denge
unsuru idiler. Tımarlı sipahiler kalkınca, kapıkulları devlete
hükmeder hale geldiler.
4)Kapıkulu askeri ihtiyacı artınca "devşirme sistemi" de bozuldu.
Devşirme olmayan kişiler de kapıkulu askeri yapıldı.
5)Köylü kapıkulu askeri olmak isteyince toprağını bıraktı. Bu
yüzden üretimde azaldı.
OSMANLI EKONOMİSİNDE TARIM
Osmanlı ekonomisinin en önemli sektörü tarımdır. 17. yüzyılın başlarına
kadar Osmanlı devleti tarım ürünleri bakımından kendine yeten bir ülkeydi.
Ancak, zaman zaman karşılaşılan kuraklık, sel, isyanlar, göçler ve tımar
sisteminin bozulması üretim kayıplarına neden olmuştur. Özellikle
hububat, bağ-bahçe ziraatı ön plandayken, 18. yüzyıldan itibaren Avrupa'da
sanayinin gelişmesi doğrultusunda tütün, pamuk gibi sanayi bitkilerinin
üretimi önem kazanmıştır. Ayrıca Avrupa'nın tarım ürünü ihtiyacı artınca
Osmanlı Devletinde geçimlilik düzeyde üretimden Pazar Ekonomisi'nin
ihtiyaçlarını karşılayacak bir üretim düzeyine gelinmiştir.
OSMANLI EKONOMİSİNDE HAYVANCILIK
Hayvancılığın Osmanlı ekonomisine katkıları şunlardı:
Tarım alanında: Toprakları ekmek için öküz, manda gibi
hayvanlardan yararlanılıyordu.
Gıda alanında: Etinden yağından, sütünden yararlanılıyordu.
Sanayi alanında: Yünü ve derisi giyim, dokuma ve ayakkabı
üretiminde hammadde olarak kullanılıyordu.
Ulaşım alanında: At, katır, eşek gibi hayvanlar taşıma ve
ulaştırmada kullanılıyordu.
Maliye alanında: Hayvanlardan ve hayvansal ürünlerden alınan
vergiler devletin başlıca gelir kaynaklarını oluşturuyordu.
OSMANLILARDA TİCARET
ANADOLU'DA TİCARET YOLLARI:
Sağ Kol: İstanbul'dan (Üsküdar) başlayan bu yol, Konya, Adana
üzerinden Halep'e uzanıyordu.
Orta Kol: İstanbul’dan (Üsküdar) başlayan bu yol, Diyarbakır’a
buradan da Musul ve Bağdat’a kadar uzanıyordu.
Sol Kol: İstanbul'dan (Üsküdar) başlayan bu yol, Erzurum ve
Kars'a uzanıyordu.
RUMELİ'DE TİCARET YOLLARI:
Sağ Kol: İstanbul'dan Bulgaristan, Eflak-Boğdan ve Erdel'e
uzanıyordu.
Orta Kol: İstanbul'dan Edirne,Belgrad üzerinden Avrupa içlerine
uzanıyordu.
Sol Kol: İstanbul'dan Edirne, Selanik üzerinden Mora'ya
uzanıyordu.
OSMANLI TİCARET GELİRLERİNİ ETKİLEYEN
FAKTÖRLER:
*Ticaret yollarının değişmesi(Ümit Burnu)
*Kapitülasyonlar
*1838 Balta Limanı Antlaşması
&Şehirlere gelen mallar, bedesten, çarşı ve kapan hanlarında
satışa sunulurdu.
Not: İlk bedesten Orhan Bey zamanında Bursa’da açılan İpek
Hanı’dır
Bedesten: kıymetli kumaşlar, mücevherler ve buna benzer eşyanın
satımına mahsus üstü kapalı, mahfuz çarşıların bütününe verilen
addır.
Kapan Hanı: Her biri tek bir cins ticaret maddesinin toptan satışı
ya da dağılımının yapıldığı kapalı Pazar yerleridir. Kapan hanları,
dağıtımı yapılan malın adıyla anılırdı. Unkapanı, Yağkapanı… gibi
&Kapalı Pazar yerleri dışında büyük şehirlerde açık Pazar yerleri
de vardı. Bu Pazar yerleri haftanın belli günlerinde açılan ve
satılan ürünlerin adıyla anılan yerlerdir. Saman Pazarı, Et Pazarı…
Not:Osmanlıda ticari yerleri denetleyen görevli “Muhtesip” tir
ESNAF TEŞKİLATI
Esnaf birliklerinin kökleri Ahiliğe kadar uzanmaktadır.
Ahiliğin temeli de Abbasiler döneminde görülen Fütüvvet Birliklerine
dayanır.
Ahiler üzerinde merkezi yönetiminin denetimi artınca esnaflar LONCA
adı verilen teşkilat çevresinde örgütlenmiştir.
LONCA TEŞKİLATI
Osmanlı toplumunda esnaflar “Lonca” adı verilen teşkilatlara
sahiptiler. Her esnaf muhakkak bir loncaya kayıtlı olur, loncasının
koruması ve denetimi altında bulunurdu.
Bugünkü tabipler odası,
mimarlar odası, şoförler cemiyeti gibi... Dükkân açma hakkına GEDİK
denilirdi. Gedik'e sahip olmak için çıraklık, kalfalık yapıp, ustalık
belgesini almak gerekirdi.Loncalarda mesleki eğitim verilirdi
Her esnaf kendi loncasına üye olur, loncanın denetimi ve koruması altında
bulunurdu.
16. yy kadar Müslüman ve Hıristiyanlar aynı loncaya üye olabilirken, daha
sonra loncalar ayrıldı.
Her loncada yaşlılardan oluşan bir kurul bulunur, kurulun en yaşlı kişisi
başkan olur ve Şeyh unvanı taşırdı.
Loncanın günlük işleri, şeyhin Kethüda denilen yardımcısı tarafından
yürütülürdü.
LONCANIN GÖREVLERİ:
Çıraklıktan kalfalığa, kalfalıktan ustalığa geçecekleri belirlemek
Üye sayısını, üretilen ürünlerin kalitesini ve fiyatını belirlemek
Esnaf ile hükümet arasındaki ilişkileri düzenlemek
Üyelerin zararlarını karşılamak, kredi vermek
FATİH SULTAN MEHMET DÖNEMİ
(1451-1481)
İSTANBUL'UN FETHİ (29 MAYIS 1453):
İSTANBUL'UN FETHİNİ GEREKTİREN
SEBEPLER:
1)- Bizans'ın Osmanlı şehzadelerini koruyarak ve
kışkırtarak, taht kavgalarına neden olması,
2)- Bizans'ın Osmanlı'ya karşı düzenlenen Haçlı seferlerini
teşvik etmesi,
3)- Osmanlı toprak bütünlüğünü bozan bir konumda olması
(Osmanlı topraklarıyla çevrili bir ada görünümündeydi.
Osmanlı'nın
Anadolu'dan
Rumeli'ye,
Rumeli'den
Anadolu'ya geçişi zordu)
4)- İstanbul'un boğaza hakim bir konumda olması ve bu
yüzden Karadeniz Akdeniz su yolunun anahtarı konumunda
olması.
5)Hz Muhammed’in Hadisi
FATİH'İN FETHİ KOLAYLAŞTIRMAK İÇİN
ALDIĞI TEDBİRLER:
1)Bizans'a denizden gelebilecek yardımı önlemek amacıyla
Anadolu Hisarı'nın karşısına Rumeli hisarını yaptırdı.
2)Bizans'a Balkanlardan gelebilecek muhtemel Haçlı
yardımını önlemek için sınır boylarına akıncı birlikleri
gönderdi.
3)Surlara karşılık, Şahi adı verilen büyük toplar döktürdü.
4)Haliçteki zincire karşılık donanmayı güçlendirdi.
gemileri karadan yürüterek Haliç'e soktu.
İSTANBUL'UN
FETHİNİ
KOLAYLAŞTIRAN
NEDENLER:
1)Bizans ordu ve donanmasının zayıf oluşu,
2)Kuşatma sırasında Avrupa'dan yardım alamaması.
NOT: Bizans kuşatma sırasında sadece Venedik ve
Cenevizlilerden yardım alabilmiştir.
NOT: Cenevizliler kuşatma sırasında ticari kaygılarından
dolayı hem Osmanlılara, hem de Bizans'a yardım
etmişlerdir.
İSTANBUL'UN FETHİNİN DÜNYA TARİHİ
BAKIMINDAN SONUÇLARI:
1)Bin yıllık Bizans imparatorluğu(Doğu Roma İmp.) tarihe
karışmıştır.
2)Ortaçağ kapanmış, Yeniçağ başlamıştır.
3)İstanbul'dan kaçan Bizanslı bilim adamları Avrupa'da
Rönesans ve reform hareketlerinin başlamasında etkili
olmuşlardır.
4)Surların büyük toplarla yıkılabileceği anlaşılınca
Feodalite(derebeylik)
sistemi
çözülmeye
başlamış,
Krallıklar güçlenmiştir
5.Ticaret yolları Osmanlıya geçince Avrupalılar Coğrafi
Keşifleri başlattı.
İSTANBUL'UN FETHİNİN TÜRK TARİHİ
BAKIMINDAN SONUÇLARI:
1)Osmanlı Devleti Yükselme dönemine girmiştir.
2)Başkent Edirne'den İstanbul'a taşınmıştır.
3)Osmanlı toprak bütünlüğü sağlanmıştır. Osmanlı'nın
Anadolu - Rumeli geçişi kolaylaşmıştır.
4)-Osmanlı toprakları arasında sürekli sorun çıkaran bir
fitne yuvası ortadan kaldırılmıştır.
5)Karadeniz - Akdeniz deniz ticaret yolunun denetimi
Osmanlılara geçmiştir.
6)Osmanlı Devleti İslam dünyasında haklı bir şöhret ve
itibara kavuşmuştur.
7)İstanbul başkent yapıldı.
8)Devlet, imparatorluğa dönüştü
FATİH DÖNEMİ ÖNEMLİ OLAYLARI
1)-BALKANLARDA FETİHLER
a)- Belgrat hariç bütün Sırbistan fethedildi,
b)- Arnavutluk fethedildi.
c)- Bosna-Hersek fethedildi
d)- Eflak-Boğdan fethedildi.
e)- Mora Yarımadası fethedildi.
2)-DENİZLERDE FETİHLER VE SEFERLER
a)Bazı Ege adaları alındı. Eğriboz adaları alındı.Rodos
adası kuşatıldı, fakat alınamadı.
b)- Kırım Hanlığı Osmanlılara bağlandı.
c)- Otranto (İtalya Seferi) yapıldı.
3)- ANADOLU'DA FETİHLER
a)- Cenevizlilerden Amasra alındı
b)- Candaroğullarından Sinop alındı
c)- Karamanoğullarından Konya ve Karaman alındı
d)- Trabzon Rum İmparatorluğuna son verildi.(1461)
e)- Otlukbeli Savaşı yapıldı.(1473) (Akkoyunlu Devleti
hükümdarı Uzun Hasan ile Fatih Sultan Mehmet arasındaki
bu savaşı Osmanlılar kazandı.)
FATİH DÖNEMİNDE YAPILAN FETİHLERİN
YORUMU:
Fatih Sultan Mehmet fetihlerini rasgele değil, belirli
amaçlar doğrultusunda yapmıştır. Bu amaçları şöyle
sıralayabiliriz:
1)Karadeniz Ticaretine Egemen Olmak,
2)Anadolu Türk Birliğini sağlamak,
3)Anadolu'da Faaliyet Gösteren Devletleri Etkisiz Kılmak,
4)Ege ve Akdeniz Ticaretine Egemen Olmak,
5)Bizans'ın Yeniden Dirilmesini Önlemek,
6)Katolik Roma'yı Ele Geçirmek.
KIRIM HANLIĞININ OSMANLILARA
BAĞLANMASI:
Hatırlanacağı
gibi
Altınorda
Devletinin
parçalanmasıyla kurulan Türk Hanlıklarından biri de Kırım
Hanlığıdır. Fatih döneminde Kırım Hanının ölümü üzerine
oğulları arasında taht kavgaları başlamış, Kırım Halkı
Fatih'ten yardım istemiştir. Fatih Gedik Ahmet Paşa
komutasındaki Osmanlı
Donanmasını Kırım'a göndererek bu hanlığı Osmanlılar'a
bağlamıştır. Böylelikle:
1- Karadeniz bir Türk gölü haline gelmiştir.
2- Kırım Ordusu Osmanlıların Avrupa'ya yaptığı
seferlerde yardımcı kuvvet olarak büyük yararlar
sağlamıştır.
3- Osmanlı Devleti Kırım Hanlığı sayesinde Orta Asya
Türkleriyle temas sağlamıştır.
2)- ANADOLU TÜRK BİRLİĞİNİ SAĞLAMAK İÇİN
NELER YAPMIŞTIR?
Candaroğullarından Sinop'u alarak bu beyliğe son
vermiştir. Ayrıca Karamanoğullarından Konya ve
Karaman'ı alarak büyük ölçüde Anadolu Türk birliğini
gerçekleştirmiştir.
3)ANADOLU'DA
FAALİYET
GÖSTEREN
DEVLETLERİ ETKİSİZ KILMAK İÇİN NELER
YAPMIŞTIR?
IV. Haçlı Seferi sırasında 1204 yılında kurulan Trabzon
Rum İmparatorluğunu ortadan kaldırdı. Doğu Anadolu'da
hakimiyet kurmak isteyen AKKOYUNLU devletini
1473'te Otlukbeli Savaşında yendi.
4)- EGE VE AKDENİZ TİCARETİNE EGEMEN
OLMAK İÇİN NERELERİ ALDI?
Venedikliler'in elinde bulunan Ege adalarını (İmroz,
Taşoz, Limni,Bozcaada,Semadirek,Midilli,Eğriboz) aldı.
Rodos adası kuşatıldı,ancak alınamadı. Akdeniz'deki
Kefolonya, Zanta ve Ayamavra adalarını aldı. Böylece
Karadeniz'de faaliyet gösteren Cenevizlilerden sonra,
Akdenizde faaliyet gösteren Venedik ticaretine de büyük
darbe vurdu.
OSMANLI-VENEDİK DENİZ SAVAŞLARI
Sebepleri:
Osmanlıların;
İstanbul'u
fethetmeleri,
Karadeniz ve Ege ticaretini denetimleri altına almalarının
Venedik ticaretine darbe vurması.
Sonuç
:
Venedik
donanmasının
Osmanlı
donanmasından güçlü olmasından dolayıVenedikliler'e
karşi bir üstünlük sağlanamamıştır. Fatih olası bir Haçlı
ttifakını engellemek amacıyla 1479'da Venedikliler'e ticari
ayrıcalıklar vermiştir.
NOT: Osmanlı Devletinden ilk ELÇİ bulundurma
hakkını ve ilk ticari ayrıcalıkları elde eden devlet
Venedik'dir.
5)- FATİH'İN HIRISTIYANLIK MÜCADELESİ
NASILDI?Hırıstiyanlığın iki merkezi vardı. Biri
Katolikliğin merkezi Roma(Vatikan), diğeri de
Ortodoksluğun
merkezi
İstanbul(Fener
Rum
Patrikhanesi) idi.
Fatih İstanbul'u alarak, buradaki Ortodoks cemaati dini
inanç ve ibadetinde serbest bırakmış ve tüm Ortodoks
Hıristiyanların
koruyuculuğunu
üslenmiş,
böylece
hırıstiyan dünyasındaki mezhep birliğini engellemiştir.
(İstanbul'un Fethinden önce Katolik ve Ortodoks
mezhepleri birleşmeye çalışıyorlardı.)
Fatih Katoliklerin merkezi Vatikan'ı da(Roma) ele
geçirmek istiyordu. Bu yüzden Gedik Ahmet Paşa
komutasındaki Osmanlı donanması İtalya'nın güneyine
çıkarma yapmış ve buradaki Otranto kalesini ele
geçirmiştir.
Not:Otranto Seferi, Fatih’in son seferidir.
FATİH DÖNEMİNDE DEVLET TEŞKİLATINDAKİ
GELİŞMELER:
1) Osmanlı Devleti'nin ilk altın parası bastırılmıştır.
2) Topkapı Sarayı yapılmıştır.
3) İstanbul'da Sahn-ı Seman Medresesi kurulmuştur.
4) Kanunname-i Ali Osman hazırlanmıştır.
5)Divana Sadrazam başkanlık etmeye başlamıştır.
6)Osmanlı - Memlûk ilişkileri bozulmuştur.
7)Klasik Osmanlı mimarisi ortaya çıktı
GENEL DURUM: Devlet yönetimi “Mutlak Merkeziyetçi Bir
İmparatorluk” şeklini almıştır
II. BAYEZIT DÖNEMİ (1482-1512)
1)CEM SULTAN OLAYI: Fatih'in ölümüyle oğulları II.
Bayezıt ve Cem Sultan arasında taht kavgası başlamış, Cem
Sultan Bayezıt'a yenilmiş ve Mısır'daki Memlük Devletine
sığınmıştır. Bir süre sonra yeniden Anadolu'ya gelen Cem
Sultan tekrar taht mücadelesine girişmiş, ancak yine
başarısız olarak, bu defa da Rodos adasına kaçarak,
buradaki SAİNT JEAN ŞÖVALYELERİNE sığınmıştı.
Şövalyeler Cem'i Papaya teslim etmişler, daha sonra
Fransa'ya gönderilen Cem burada ölmüştür.
CEM OLAYININ OSMANLI DEVLETİNE ETKİLERİ:
1)Cem'in Hıristiyanların eline geçmesi, batılı devletlerin
Osmanlı Devleti'nin iç işlerine karışmasına neden olmuştur.
2)Osmanlıların batıdaki fetihlerinin
olmuştur.
3)Cem Sultan'ın Memlükler'e sığındığı
tarafından padişah gibi karşılanıp,
Osmanlı-Memlük ilişkilerinin daha da
olmuştur.
durmasına neden
dönemde bu devlet
himaye görmesi,
bozulmasına sebep
2)OSMANLI-İRAN İLİŞKİLERİ:
İran'da Akkoyunlu Devleti'nin yerine Safevi Devleti
kurulmuştu. Safeviler:
a)Doğu Anadolu'yu ele geçirmek istiyorlardı.
b)Anadolu'ya gönderdikleri dervişlerle Şii mezhebini
Anadolu'da yaymaya çalışıyorlardı. Safevilerin bu
faaliyetleri sonucu 1511 yılında Anadolu'da Şah Kulu
İsyanı çıktı. O sırada Trabzon valisi olan Şehzade Selim
(Yavuz), babası II. Bayezıt'ın Safevi ve Şii tehlikesine
karşı yeterli önlem almaması üzerine yeniçerilerin
desteğiyle babasını tahttan indirerek padişah oldu.
4)II. BAYEZIT DÖNEMİNDE OSMANLI MEMLÜK
İLİŞKİLERİ:
Osmanlı Memlük ilişkilerinin bozulma sebepleri:
a)- Fatih Döneminde Hicaz suyolları meselesi. (Fatih
Memlük Sultanına Mekke yolunda gerekli önlemlerin
alınarak hacıların rahatça seyahat etmelerinin sağlanmasını
rica etmişti. Ancak Memluklar bu isteği iç işlerine karışma
şeklinde yorumlamışlardı.)
b) Memlükler'in Cem Sultan'ı himaye etmeleri,
c)Osmanlı Devleti ile Memluk Devleti arasında yer alan
Güneydoğu
Anadolu'daki
DulkadiroğullarıBeyliği
yüzünden iki devletin çekişmesi.
SONUÇ: Osmanlı Devleti ile Memlükler arasında 8 yıl
süren savaş yaşandı. Bu savaş süresince iki taraf
birbirlerine karşı üstünlük sağlayamadılar.
5)- KARAMANOĞULLARI BEYLİĞİNE SON
VERİLMESİ:
II. Bayezıt döneminde Cem olayına karıştığı için bu
beylik kesin olarak ortadan kaldırıldı.
*Kili ve Akerman kaleleri alınarak Boğdan'ın fethi
tamamlanmıştır.
Sonuçları:
Osmanlı'nın Kırım ile Balkan toprakları birleşti, ilk
Osmanlı -Lehistan ilişkisi başladı. Ve Karadeniz tam
anlamıyla bir Türk gölü haline gelmiştir.
OSMANLILARDA MERKEZİ YÖNETİM
DİVAN-I HÜMAYUN
SARAY:
Padişahın hem özel hayatının geçtiği, hem de devletin yönetildiği
yerdi. Saray ENDERUN ve BİRUN olmak üzere iki bölümden
oluşuyordu.
NOT:Bu iki bölüm BAB'ÜS-SAADE(Orta kapı) denilen kapıyla
birbirine bağlanmıştı.
1)ENDERUN
Padişahın özel hayatının geçtiği sarayın iç bölümüdür. Burada
padişahın hizmetine bakan güvenilir kimselerin bulunduğu
hizmet ve eğitim odaları ve harem bulunuyordu.
Bugünkü Bakanlar Kurulu gibi çalışan Divan-ı Hümayun
önceleri DİVANHANE’de toplanırken, Kanuni zamanında
yapılan KUBBEALTI denilen yerde
toplanmaya
başlamıştır
NOT:Divan teşkilatı ilk defa Orhan Bey zamanında
kurulmuş, II.Mahmut döneminde kaldırılmıştır
NOT:Fatih’e kadar divan başkanlığını padişah
yaparken ondan sonra vezir-i azam yapmaya başladı.
Divanın toplandığı salonun üstünde kafes (KASR-I
ADİL)denilen bir pencere vardı ve padişah bu pencerenin
arkasından arzu ettiği takdirde divandakilerin haberi
olmadan toplantıları takip edebilirdi. Böylece divan üyeleri
toplantı esnasında kendilerini daima padişahın kontrolünde
hissederlerdi.
İlk kurulduğunda divan üyeleri, padişah, vezir ve Bursa
kadısıydı.I. Murat zamanında vezir sayısı üçe çıktı.
Birinci vezire Vezir-i Azam denildi.Fatih’e kadar her gün
toplanan divan Fatih’ten sonra haftada 4 gün toplanmıştır.
17. yy. ortalarında haftada 2 güne indirildi.
NOT:Divanda
tamamlanamayan
görüşmelere
sadrazamın konağında devam edilir, buna İKİNDİ
DİVANI denirdi Burada saraydaki divanda bitmeyen
işler görüşülür şikayetler dinlenirdi. Padişaha arza
gerek görülmeyen konular İkindi Divanı’nda karara
varılırdı.
HASODA:Padişahın günlük hizmetine bakarlardı.
Has Odabaşı:Padişahın giyinip kuşanmasından sorumlu
kişi
Silahtar: Padişahın silahlarından sorumlu olan kişi
Çuhadar: Padişahın dış giyiminden sorumlu kişi
Tülbentçi: Padişahın saray içi giyiminden sorumlu kişi
Rikabdar: Padişahın ayakkabılarından sorumlu kişi
HAZİNE ODASI:Padişahın özel hazinesine bakarlardı.
KİLER ODASI:Yemek ve sofra hizmetlerini yaparlardı.
SEFERLİ ODASI:Berber,terzi,müzisyen gibi görevliler
bulunurdu.
Devşirme usulüyle toplanan oğlanlar, Acemi oğlanlar ocağına
götürülmeden önce, içlerinden seçilenler Topkapı sarayına
alınarak, sıkı bir disiplin altında yetiştirilirlerdi. Bunlara dini
bilgiler, Arapça, Farsça gibi dersler ve pratik el sanatları
öğretilirdi.Bunlara İÇOĞLANI denilirdi.
Amaç saraya alınan bu içoğlanlarını gerçek bir dindar, devlet
adamı, asker ve seçkin nitelikli bir kişi olarak yetiştirmekti.
Hasoda,kiler odası,hazine ya da seferli odalarında hem hizmet
ederler, hem de eğitim ve öğretimlerini sürdürürlerdi.
Daha sonra ÇIKMA denilen bir atama usulüyle Birun da
görevlendirilir,bu odaların başındaki ağalar da sancak beyliği gibi
önemli görevlere tayin edilirlerdi.
HAREM:
Sarayda kadınların yaşadığı bölüme denirdi. Saraya alınan kızlar
tıpkı iç oğlanları gibi sıkı bir eğitim görürlerdi.
Eğer padişah tarafından sarayda tutulmazlarsa Çıkma ile saray
dışında görevlendirilen Kapıkullarıyla evlendirilirlerdi.
DİĞER DİVANLAR:
Sefer Divanı: Vezir-i azam sefere çıkarken toplanan divan
Ulufe Divanı: Yeniçeri maaşları için toplanan divan
Galebe Divanı: Yabancı elçilerin kabulü sırasında toplanır
Ayak Divanı: Olağanüstü durumlarda toplanan divan.
At Divanı: Sefer sırasında at üzerinde yapılan toplantı.
DİVANIN YAPISI:
Osmanlılarda padişahın yetkilerini kullanmak yâda
emirlerini uygulamak için görevlendirilmiş üç temel sınıf
bulunuyordu. Bu sınıfların en üst yetkilileri divanda temsil
edilirdi.
HAREM KADINLARI:
ACEMİ: Saraya ilk girenlere denilirdi.Acemiler
yeteneklerine göre Cariye, Şakird, Usta, Gedikli gibi
ünvanlar alırlardı.
HASEKİ:En yüksek dereceli cariyedir.
KADINEFENDİ:Padişahın hanımlarına denir.
VALİDE SULTAN: Padişahların annelerine denir.
2)BİRUN:
Sarayın dış bölümüne denirdi. Bîrûnda geniş bir yönetici kadro
yer alırdı Bîrûndaki görevliler ve teşkilatları şunlardı:
Yeniçeriler
Altı Bölük halkı (sipahiler,silahdar,sağ ve sol garipler,sağ ve sol
ulûfeciler.)
Topçular ve Cebeciler
Mehterler
Müteferrikalar:(Enderun’dan çıkma içoğlanlar,
çocukları,devlet ileri gelenlerinin çocukları.)
beyzade
Padişah Hocası:Şehzadelerin eğitimiyle meşgul olur.
Hekimbaşı:Cerrahbaşı da denilen doktor.
Çavuşlar ve Çavuşbaşı: Haberleşme ve elçilik görevini yapar.
Ayrıca Müneccimbaşı,Mimarbaşı,seyisler,okçular, rikabdarlar,
Darphane emini vb...
1)SEYFİYE (EHL-İ KILIÇ= EHL-İ ÖRF= ÜMERA)
Osmanlı Devletinde yönetim ve askerlik görevini yerine
getiren zümrelere denirdi.
Divan-ı hümayundaki temsilcileri :
1)Vezir-i Azam
2)Kubbealtı Vezirleri
3)Kaptan-ı Derya
4)Yeniçeri Ağasıdır
Divan dışında beylerbeyleri, sancak beyleri, kapıkulu
askerleri, tımarlı sipahiler bu grubun içindedir.
KAZASKERLER (KADIASKERLER):
Adalet, eğitim, kültür ve din işlerine bakar, kadı ve
müderrisleri tayin ederdi.
Anadolu ve Rumeli olmak üzere 2 tanedir. (Fatih’ten sonra)
Türk ve Müslüman kökenlilerden seçilir. (Rumeli
Kadıaskeri daha üstündür.)
NOT: XVI. yy.dan itibaren görevlerinin çoğunu
şeyhülislama devretmiştir.
ŞEYHÜLİSLAM:
SADRAZAMIN GÖREVLERİ:
Bugünkü başbakan durumunda olan veziri azam, padişahın
vekili olarak görev yapardı
Padişahın altın mührünü taşırdı.
Divana başkanlık eder(Fatih’ten sonra)
Padişah sefere katılmıyorsa ordunun başına geçer, bu
görevi sırasında SERDAR-I EKREM sıfatıyla padişahın
bütün yetkilerini kullanırdı.
Padişahın en büyük yardımcısı olan vezir-i azamın sözü
padişahın buyruğu kabul edilirdi
Devletin iç ve dış siyasetini yürütmek ve bununla ilgili
politikanın belirlenmesi vezir-i azamın yetkisi altındadır.
KUBBEALTI VEZİRLERİ
İlk Osmanlı Divanı’nda tek bir vezir vardı. Daha sonra 1.
Murat döneminde vezir sayısı artınca 1. vezire vezir-i azam
denmiştir.
I.Murat döneminde vezir sayısı 3’e Kanuni döneminde ise
vezir sayısı 7’ye yükselmiştir.
Vezirler divan üyesi olarak devlet işlerinde vezir-i azama
yardımcı olurlardı.
Vezirler yargılama yetkisine sahiptiler ve idam cezası dahil
olmak üzere bazı kararlar verebilirlerdi.
Ayrıca halkın şikâyetlerini dinleyip hüküm verme yetkileri
de vardı.
KAPTAN- DERYA:
* Yükselme devrinde divan üyesi olmuştur.
* Donanma İstanbul’da olduğu zaman divana katılırdı.
YENİÇERİ AĞASI:Gerektiğinde çağrılırdı
2)İLMİYE (EHL-İ ŞER, ULEMA)
Medreselerde iyi eğitim görmüş, devletin adalet, eğitim ve
yargı görevlerini üstlenen gruptu.
Ulema da denilen bu grubun üç önemli görevi vardı:
1)Tedris Görevi: Eğitim-Öğretim görevidir. Bu görevi
müderris, muallim gibi kişiler yürütürdü.
2)Kaza Görevi: Yargı görevidir. Bu görev kadılar
tarafından yürütülürdü. Kadılar İslam hukukuna göre
davalara bakar ve karar verirlerdi.
3)İfta Görevi: Fetva görevidir. Yapılanların şeriata uygun
olup olmadığı konusunda fikir beyan etme görevidir.
NOT:Fetva verme yetkisine sahip olanlara MÜFTİ
denilirdi.
En
üst
müftiler
Şeyhülislam
ve
Kazaskerlerdir.
İLMİYE SINIFININ DİVANDAKİ TEMSİLCİLERİ:
1)Şeyhülislam
2)Kazaskerler (Kadıaskerler)
Diğer Görevliler: Kadılar, Müderrisler, Padişah Hocaları,
Seyyid Ve Şerifler, İmamlar, Müezzinler, Müneccimler,
Hekimler veTarikat Şeyhleri
Yükselme devrinde divan üyesi oldu.
Divana katılan fakat oy kullanmayan
protokoldeki sırası veziri azamla aynıydı.
Padişahın ve divanın aldığı kararların
uygunluğunu denetler ve ‘’fetva’’ verirdi.
şeyhülislamın
İslam
hukukuna
Türk ve Müslümanlar arasından seçilirdi.
Hem ilmi kişiliği, hem de fetva verme yetkisi dolayısıyla
şeyhülislama büyük saygı gösterilirdi.
Bayramlaşma sırasında padişah sadece şeyhülislamın karşısında
ayağa kalkardı.
Önemli devlet işleri hatta padişahların görevden alınması için
şeyhülislamın fetvası gerekiyordu.
Şeyhülislam idam cezasına çarptırılamaz, tutuklanamaz ve
hapsedilemezdi.
17. yüzyıla kadar görevden alınması bile söz konusu değildi.
Tanzimat’tan sonra şeyhülislamların yönetimdeki önemi azalmaya
başladı.
KADILARIN GÖREVLERİ:
Merkezden gelen emirleri halka iletmek, halkın
şikâyetlerini merkeze bildirmek.
Her türlü davaya(miras, ticaret, ceza) bakarak karar
vermek.(Yargıçlık)
Nikâh sözleşmesi, şirket kurulması, Vakıf kurulması gibi
sözleşmeleri yapardı.(Noterlik)
Avarız denilen olağanüstü durumlardaki vergileri toplar,
merkeze gönderirdi.
3)KALEMİYE(Ehli Kalem):
Günümüzde bürokrasi diye adlandırılan sınıftır.
KALEMİYE
SINIFININ
DİVANDAKİ
TEMSİLCİLERİ:
1)Defterdarlar
2)Nişancı
3)Reis’ül Küttap
NİŞANCI
Divandan çıkarılan belgelerin üstüne padişahın nişanolan Tuğra
'yı çektiği için Tuğracı da denirdi
Nişancı kendisine bağlı Reisül Küttab başkanlığında çeşitli
kalemler vasıtasıyla merkez bürokrasisinin her türlü işlemlerini
yapardı.
NİŞANCININ GÖREVLERİ:
Divanda yapılan görüşmelerin kayıtlarını tutarak
MÜHİMME DEFTERİNE(Divan Defteri) kaydetmek.
Ferman,berat gibi belgeleri hazırlamak.
Sadrazam ve padişah arasındaki ve dış ülkelerle olan
yazışmaları hazırlamak.
Tapu Tahrir Defterlerini tutmak.
Belgelerin altına padişahın tuğrasını çekmek
DEFTERDARLAR:
&Osmanlı Devletinde bütün mali işlerden ve hazineden
sorumlu en üst görevlilerdi.
&Osmanlılarda İç ve Dış Hazine olmak üzere iki tür hazine
vardı.İç hazinede padişahın özel serveti ve değerli eşyaları
saklanırdı. Dış hazine ise devletin maliye teşkilatını
oluştururdu
& İlk dönemde defterdar sayısı bir iken, sonraları mâli
işlerin artmasından dolayı sayıları ikiye yükselmiştir.
& Bunlar; Rumeli defterdarı ve Anadolu Defterdarı idi.
&Rumeli Defterdarı Baş defterdar idi.(ŞIKK-I EVVEL)
& Anadolu Defterdarı: (ŞIKK-I SANİ)
DEFTERDARIN GÖREVLERİ
Hazine ile ilgili işlerde hüküm yazmak
Rütbe ve dirlik verilecek kimseleri hükümdara teklif etmek
Akçenin değerini korumak
Bütçeyi hazırlayarak hükümdara sunmak
2)Özel Yönetimi Olan Eyaletler (Salyaneli)
Bu eyaletlerde tımar sistemi uygulanmazdı.
Vergiler yıllık olarak toplanırdı. (İltizam sistemi ile)
Mısır, Habeş, Bağdat, Basra, Yemen, Tunus, Cezayir,
Trablus salyaneli eyaletlerdendi.
İLTİZAM SİSTEMİ:
İltizam devlete ait bir gelirin ihale yoluyla şahıslara
verilmesidir. 16. yüzyıldan sonra uygulamaya konulan bu
sistemde devlete ait bir gelir genellikle 3 yıllık bir süre için
açık artırmaya çıkarılır, en yüksek bedeli verene
devredilirdi. Bu ihaleyi kazanan kişiye Mültezim denirdi.
Mültezimlere dirlik sahiplerine verilen haklar tanınmıştı.
NOT: Bu sistemin en önemli yararı devletin acil para
ihtiyacını karşılamasıdır.
NOT: Zaman içinde tımar toprakların MUKATAA
haline getirilip mültezime verilmesi yaygınlaşmıştır.
ÜLKE YÖNETİMİ
PAYITAHTIN YÖNETİMİ:
Başkent olmasından dolayı İstanbul’un yönetimi ayrıca
düzenlenmişti.
Şehrin genel düzen ve güvenliği doğrudan sadrazamın
sorumluluğundaydı.
Sadrazam, sefere çıktığında İstanbul’la ilgilenmek üzere bir
Sadaret Kaymakamı bırakırdı.
Şehrin güvenliği, yeniçeri ağası, subaşı ve asesbaşı
tarafından sağlanırdı.
Belediye hizmetlerinden şehremini,
3)Bağlı Hükümet ve Beylikler (İmtiyazlı Eyaletler)
Osmanlı devletinin hâkimiyetini tanıyan Kırım Hanlığı,
Mekke Emirliği, Eflak, Boğdan ve Erdel Beylikleri, Sakız
Cumhuriyeti imtiyazlı yönetimlerdi.
Bunlar iç işlerinde serbest olup, yöneticileri Osmanlı
tarafından kendi soyluları arasından atanırdı.
Bu eyaletlerden yıllık vergi ve savaş zamanlarında asker
alınırdı.
Adalet işlerinden taht kadısı sorumluydu.
2)SANCAKLAR:
& Kazaların birleşmesiyle meydana gelmişti.
& En üst dereceli yöneticisi SANCAK BEYİ'dir.
&Sancaklarda asayiş subaşı ve Yasakçılar(asesler), Kalenin
korunması da kale dizdarları tarafından yapılırdı.
Sivil kuralları çiğneyen yeniçeriler ve diğer askerler
arasında düzeni Muhzır Ağa sağlardı,
İstanbul’daki her türlü ticaret faaliyetlerinin denetlenmesi
"muhtesip" in göreviydi.
TAŞRA VE EYALET YÖNETİMİ
İDARİ TEŞKİLAT:
Osmanlı ülkesi idari bakımdan EYALETLERE, eyaletler
SANCAKLARA, Sancaklar KAZALARA, kazalar da
TIMARLI NAHİYELERİNE ayrılmıştı.
I. Murat zamanında Rumeli Beylerbeyliği, Yıldırım Bayezıt
zamanında ise Anadolu Beylerbeyliği kurulmuştur.
Rumeli Beylerbeyliğinin merkezi Manastır
Anadolu Beylerbeyliğinin merkezi Kütahya
1)EYALETLER (BEYLERBEYİLİK):
Eyaletlerin başında Beylerbeyi bulunuyordu.
NOT:Eyalet içinde beylerbeyinin bulunduğu sancak
PAŞA SANCAĞI adıyla anılırdı.
Osmanlı Devletinde Eyaletler 3 Kısma Ayrılır.
1)Merkeze Bağlı Eyaletler (Salyanesiz)
Tımar(dirlik) sisteminin uygulandığı eyaletlerdir.
Bu eyaletlerdeki topraklar has, zeamet ve tımar olarak
ayrılmıştır.
Merkeze yakın eyaletlerdir.
Rumeli, Budin, Anadolu, Karaman, Dulkadir, Sivas,
Erzurum, Diyarbakır, Halep, Şam, Trablusşam salyanesiz
eyaletlerdendir.
NOT:(Kırım Hanlığından sadece asker
Hicaz’dan ise vergi de asker de alınmazdı.)
alınır,
3)KAZALAR:
& Hem adlî hem de idarî birimdir.
& Kazaların başında yönetici olarak kadı bulunurdu.
TAŞRA TEŞKİLATINDAKİ DİĞER GÖREVLİLER:
Muhtesip: Çarşı ve pazar denetlemesi yapardı. Satılan mal
ve fiyatları kontrol ederlerdi.(zabıta)
Kapan Emirleri: Şehirlere gelen sebze-meyvenin
toplandığı yerlere "kapan" denirdi. Kapan emiri buraya
gelen malın vergilendirilmesini sağlardı.(Hal müdürü)
Beytülmal Emini: Herhangi bir yerleşim yerinde kamuya
ait çıkarları korumakla görevliydi.
Gümrük ve Bac Eminleri: Kasaba ve şehirlerde sanat ve
ticaretle ilgili vergileri toplarlardı.
İdari Birim
EYALET
SANCAK
(LİVA)
KAZA
KÖY
Yönetici
Beylerbeyi
Asayiş
Subaşı
Adliye
Kadı
Sancak
Beyi
Subaşı
Kadı
(Mutasarrıf)
Kadı
Kethüda
Subaşı
Yiğitbaşı
Kadı
Kadı Naibi
OSMANLIDA EĞİTİM:
Osmanlı Devleti, kişinin topluma yararlı ve meslek sahibi
bir insan olmasını, kanunlara uymasını hedefleyen bir
eğitim anlayışı uygulamıştır.
XVII yy.a Kadar Mevcut Örgün Eğitim Kurumları:
Sivil Eğitim Kurumları: Sıbyan Mektepleri, Medreseler,
Enderun Mektebi, Camiler, Tekkeler
Askeri Eğitim Kurumlar: Acemioğlanlar Ocağı, Yeniçeri
Ocağı, Topçu Ocağı
Mesleki Eğitim; Loncalar
Not: ASD’deki Ahilik teşkilatı Osmanlı Devletinde
Lonca şeklinde devam etmiştir.
Not: Çıraklık, kalfalık ve ustalık eğitimi loncalarda verilir;
ustalık belgesi almaya icazet denirdi. İcazet alanlar
loncanın verdiği gedikle dükkan açabilirdi.
ENDERUN
*Devlet memuru, idareci, komutan ve sanatkâr yetiştirmek
amacıyla kurulan bu saray okulu ilk olarak II. Murat döneminde
Edirne Sarayında açılmıştı,
*İstanbul’un
fethinden
sonra
Topkapı
Sarayı'nda
faaliyetlerine devam etti. 1833'te yeni düzenlemeler yapılan
okul 1910'da kapatıldı.
*Devşirme sistemiyle toplanan çocuklar, burada iyi bir Müslüman, güvenilir ve nitelikli bir devlet adamı veya usta sanatkâr
olarak yetiştirilirdi.
*Osmanlılara tâbi olan ülkelerin rehine olarak gönderdiği
çocuklar da Enderun'da eğitilirdi. Daha sonraları Enderun'a
Müslüman çocukları da alındı.
MEDRESELER
Osmanlı Devleti'nin dayandığı sistemlerin temel
düşüncesini veren eğitim ve öğretim sisteminin temel kurumu
medresedir.
Eğitimin ilk basamağı Sıbyan Mektebi (mahalle mektebi) idi.
Hemen hemen her mahallede ve cami yanında Sıbyan Mektebi
vardı. Burada öğrencilere Kur'an okutulur, İslâm dininin ilk
bilgileri verilirdi. Yeteneklilere okuma-yazma öğretilirdi.
*daha sonra medrese eğitimine geçilirdi.
* Medreselerde müftü, kadı, müderris, hekim, astronomlar ve
matematikçiler yetiştirilirdi.
MEDRESE ÇEŞİTLERİ:
Darüttıp Medreseleri: Tıp eğitimi verilir, hekim yetiştirilirdi.
Darülhadis Medreseleri: Hadis alanında ileri düzeyde eğitim
verilirdi.
Darülkurra Medreseleri: Kur’an-ı Kerim’i ezberleyen ve
tecvitli okuyan hafızlar yetiştirilirdi.
Darülhendese Medreseleri: matematik ve Astronomi
alanında eğitim verilirdi.
Not: Medreselerin içinde öğrenciler için yurt, aşevi,
kütüphane, alışveriş mekânları, hamamlar… vb. gibi sosyal
kurumlar da bulunursa bu büyük medreselere “Külliye” adı
verilirdi.
Osmanlının En Önemli Külliyeleri:
Fatih Sultan Mehmet
>> Sahn-ı Seman Külliyesi
Kanıni Sultan Süleyman >> Süleymaniye Külliyesi
Osmanlı Medreselerinin Bozulma Nedenleri
HAREM:
Haremde padişahın eşleri, çocukları ve cariyeleri yaşardı.
1)Müspet bilimlerin giderek okutulmaması
Padişahın yaşadığı bölüme “Hünkar Dairesi” denirdi.
3)Medrese ile ilgisi olmayanlara müderrislik verilmesi ve ulema çocuklarına daha beşikte iken müderrislik payesi verilmesidir.
Hareme alınan cariyeler, kalfaların sıkı disiplini altında
eğitilirdi. Bu cariyeler özel yeteneklerine göre müzik, resim,
edebiyat, örgü gibi dersler alır; bu arada dini bilgileri
öğrenmelerine de önem verilirdi.
Belirli günlerde özel öğretmenler haremde saz dersleri
verirdi.
Harem halkı günlerini kitap okumakla özellikle tarih
öğrenerek geçirir, ayrıca musiki ile ilgilenirlerdi.
Not:Şehzadelerin saray içinde eğitildikleri okullara
“Şehzadegan Mektebi” denirdi.
ASKERİ EĞİTİM KURUMLARI:
TOPHANE: Top döküm ve yapımı ile ilgili askeri sanat
mektebidir.
HUMBARAHANE: Havan toplarını ve el bombalarını
yapan askeri sanat mektebidir.
TÜFEKHANE: Tüfenk yapımı, bakımı ve onarımı ile ilgili
askeri sanat mektebidir.
KILIÇHANE: Kılıç ve kesici silahların yapımı ile ilgili
askeri sanat mektebidir.
MEHTERHANE: Askeri mızıka mektebidir.
Not:Padişahların zaman zaman düzenledikleri sürek
avları da tatbikat niteliğinde eğitim çalışmalarıdır.
2)Kanunlara aykırı olarak medreselere müdahale edilmesi
DİNİ KURUMLARDAKİ EĞİTİM.
Halkın dini eğitim aldıkları yerler camiler, tekkeler ve
zaviyelerdir.
Camiler: İbadet için toplanan halka dini öğütler ve
toplumsal ahlak kuralları anlatılırdı. Tefsir, fıkıh, hat, tezhip
ve hadis dersleri verilirdi.
Mahalle Mektepleri (Sıbyan Mektepleri) çoğu zaman
caminin içerisinde veya yanındaydı. Herkesin katılabildiği
dersler yapılırdı.
Tekke ve Zaviyeler: Tarikatlara bağlı tekke ve zaviyelerde
Tefsir, fıkıh, hadis gibi derslerin yanında müritlere Arapça
ve Farsça da öğretilirdi.
Loncalar: Üyelerine dini eğitim ve iş ahlakı konusunda
dersler verilirdi.
COĞRAFİ KEŞİFLER
&Orta Çağ boyunca Avrupa’nın yönetim biçimi olan
Feodalite XV. yüzyıldan itibaren zayıflamaya başladı.
Avrupa’da Feodaliteyi Zayıflatan Gelişmeler:
&Haçlı Seferleri esnasında çok sayıda derebeyi ve senyörün
ölmesi
&İstanbul’un fethi ile güçlü surların yıkılabileceğinin
anlaşılması,
&Yeni kıtalara yapılan göçler ve savaşlar sonrasında
nüfusun azalması
Not: Fransa Kralı XI. Lui, Yüzyıl Savaşları sonucu soyluların
zayıflamasından yararlanarak feodaliteye son verdi
Not: İngiltere’de ise Çifte Gül Savaşları feodaliteyi zayıflatmış
ve mutlakıyet rejimi ortaya çıkmıştır.
& Feodalitenin bölünmüşlüğünden en çok yararlanan kurum
Katolik Kilisesi idi. O yüzden bu rejim değişikliği kilisenin
işine gelmiyordu.
& Orta Çağ’da Papalık dini merkez olmasının yanında bir
de çok önemli bir siyasi güçtü.
& Feodal sistemin zayıflaması ile güçlenen kralların kiliseye
karşı üstünlük sağlaması Avrupa’da dengeleri değiştirdi.
Krallar daha da güçlenmek için coğrafi keşifler ve bilimsel
faaliyetleri desteklediler.
& Avrupa’da teknolojik gelişmelere etki eden en önemli
unsur Haçlı Seferleri sonucu Avrupa’ya taşınan kâğıt,
matbaa, barut ve pusulanın geliştirilmesidir.
15.yüzyıl sonlarında başlayarak 16.yüzyılda da
devam eden, Dünyanın tanınmasını sağlayan büyük
seyahatlere Coğrafi Keşifler denir.
Coğrafi Keşiflerin Nedenleri
 İpek ve Baharat yollarının Türklerin ve Müslümanların
eline geçmesi,
 Avrupalıların Çin ve Hindistan gibi doğu ülkeleriyle
doğrudan ticaret yapabilecekleri yeni yollar aramaları,
 Marko Polo gibi gezginlerin Uzak Doğu ülkelerinin
zenginliklerinden söz ederek Avrupa'da büyük merak
uyandırmaları, Avrupalıların bu zenginliklere doğrudan
ulaşmak istemeleri,
 Siyası ve ekonomik yönden güçlenmek isteyen kralların
keşif hareketlerini desteklemeleri,
 Coğrafya bilgisinde ilerlemelerin olması. Yeni ve daha
doğru haritaların çizilmesi,
 Pusulanın geliştirilmesi. Bu sayede, gemicilerin büyük
denizlere ve okyanuslara açılmaya başlaması,
 Okyanuslara dayanıklı, büyük , sağlam ve hızlı
gemilerin yapılması,
 Dünya'nın yuvarlak olduğu fikrinin yaygınlaşması, hep
batıya giderek doğuya ulaşılabileceğine inanan gemicilerin
yetişmesi
 Hurafelere inanmayan cesur gemicilerin yetişmesi,
 Avrupalıların dünyayı tanıma ve Hıristiyanlığı yaymak
istemesi.
Keşifler
Coğrafi Keşifleri ilk başlatanlar denizcilik ve teknik
alandaki gelişmeleri yakından izleyen Portekizliler oldu.
Onları İspanyollar takip etti.
Amerika'nın Keşfi
Kristof Kolomp Dünya'nın yuvarlak olduğuna, sürekli
olarak batıya gidildiğinde doğuya ulaşılacağına inanıyordu.
Kolomp'un bu düşüncesi İspanya kralı tarafından kabul
edilip desteklendi. Kralın desteğini alan Kristof Kolomp,
1492'de İspanya'dan Atlas Okyanusu'na açıldı. Amerika'nın
doğusundaki Bahama adalarına ulaştı. Ancak burayı
Hindistan'ın batısındaki adalar sandı. Yeni bir kıt'a
keşfettiğini fark edemedi (1492).
Daha sonra aynı yolu takip eden İtalyan denizci
Ameriko Vespuçi buranın yeni bir kıt'a olduğunu anladı.
Bu kıtaya onun adı verildi.
Ümit Burnu'nun Keşfi
Bartelmi Diyaz Afrika'nın güneyini dolaşarak Fırtınalar
Burnu'na vardı. Gemicilerin cesaretini kırmamak için
biraya Ümit Burnu adını verdi. Böylece Hindistan'a ulaşma
umudu doğdu.
Daha sonra da Portekizli gemici Vasko dö Gama Ümit
Burnu'nu aşarak Hindistan'a ulaştı. Böylece Hint Deniz
Yolu bulunmuş oldu.
Macellan'ın Dünya'yı Dolaşması
Portekizli bir gemici olan Macellan hep batıya giderek
Çin ve Hindistan'a ulaşabileceğine inanıyordu. Alman
imparatoru Şarlken'in desteğini alan Macellan, yolculuğuna
ispanya'dan başladı. Amerikanın en güneyinden dolaştı.
Büyük Okyanus'u geçip Filipinlere ulaştı. Burada yerlilerle
yaptığı bir savaşta öldü. Yerine geçen Del Kano Dünyanın
çevresini dolaşarak İspanya'ya döndü. Böylece Dünya'nın
yuvarlak olduğu ispatlanmış oldu. Ayrıca okyanuslar
hakkında da geniş bilgiler edinilmesi sağlandı.
COĞRAFİ KEŞİFLERİN SONUÇLARI
 Keşifler Dünya'nın bilinmeyen yerlerinin tanınmasını sağladı.
Dünya'yla ilgili yeni ve doğru bilgiler edinildi.
 Yeni kıtalar ve adalar ile yeni ticaret yolları bulundu.
 Keşfedilen ülkelerde yeni ırklar, hayvanlar ve bitkilerin varlığı
görüldü (domates, patates, tütün, kakao gibi).
 Hint Deniz Yolu'nun bulunmasından ve Amerika'nın keşfinden
sonra ticaret yolları Akdeniz'den Atlas Okyanusu'na kaydı. Atlas
Okyanusu kıyısındaki limanlar önem kazandı.
 İpek ve Baharat yollarının önemi azaldı. Buna bağlı olarak
Akdeniz limanları ve ticareti önemini kaybetti. İslam dünyası
fakirleşmeye başladı. Bu durumdan en çok zarar gören devletler
Osmanlı Devleti, Venedikliler ve Cenevizliler oldu.
 Keşfedilen yerlerin altın ve gümüş gibi zenginlikleri
Avrupa'ya taşındı. Böylece Avrupalılar zenginleşti. Ticaretle
uğraşan (burjuva sınıfı) zengin bir sınıf oluştu.
 Avrupalılar, keşfettikleri yerlerde sömürge imparatorlukları
kurdular.
 Ticaretle uğraşarak zenginleşen burjuva sınıfı soyluların
topraklarını satın aldılar. Böylece soyluların eski güçleri kaybetti.
 Afrika'dan getirilen zenciler Amerika'ya yerleştirildi. Köle
ticareti başladı.
 Keşfedilen yerlere, özellikle Amerika'ya Avrupa'dan göçler
yaşandı. Bunun sonunda; Avrupa kültür ve uygarlığı yeni yayılma
alanları buldu.
 Keşfedilen yerlerde Hıristiyanlık yayıldı. Ancak dünyanın düz
olduğu gibi birçok yanlış bilgi aktaran kiliseye ve din adamlarına
duyulan güven azaldı.
RÖNESANS
Rönesans'ın kelime anlamı “yeniden doğuş”
demektir. Geniş anlamda ise 15. ve 16. yüzyıllarda
Avrupa'da bilim, sanat ve edebiyat alanındaki değişme
ve gelişmeleri ifade etmektedir
&Rönesansın temelinde “Hümanizm” düşüncesi
vardır.
Hümanizm: Orta Çağ Avrupa’sının baskıcı skolastik
düşüncesine karşı çıkarak insan ve doğa sevgisini
temel alan düşünce sistemidir.
&Hümanistler Eski Yunan ve Latin eserlerini
inceleyerek özgür insan tipini ortaya koydular.
&Hümanizm, İtalya’da edebiyatta ortaya çıkmıştır.
Daha sonra edebiyatla sınırlı kalmamış; mimari ve
güzel sanatları da etkilemiştir.
Rönesans’ın İtalya’da Başlama Sebepleri
& İtalya'da özgürlüklerin daha fazla olması,(şehir devletleri)
&İtalyan tüccarların Müslümanlardan etkilenmeleri (ticaret)
&İtalya'nın eski Yunan ve Roma uygarlığına ait eserleri
barındırması,
&Papalığın burada olması .
Rönesans'ın Nedenleri
 Haçlı seferleri ile doğu uygarlığındaki bilim ve
teknik alanındaki gelişmelerin batıya taşınması,
 Kağıdın bollaşıp ucuzlaması ve matbaanın da
bulunmasıyla yeni düşüncelerin her tarafa kolayca
yayılması,
 Coğrafi Keşiflerle zenginleşen Avrupa halklarının
yaşam seviyesinin yükselmesi. Bunun sonucunda
düşünce ve sanat eserlerine değer veren, bunları
destekleyen bir sınıfın ortaya çıkması,
 Avrupa'da üstün yetenekli sanat ve düşünce
adamlarının ortaya çıkması.
 Antik çağ (ilk Çağ'da Yunan, iyon, Roma)
eserlerinin Avrupa dillerine çevrilmesi. Bu eserlerin
okunması ve incelenmesi sonucu Avrupa düşünce
hayatında değişikliklerin ortaya çıkması,
RÖNESANSA İSLAM MEDENİYETİNİN ETKİSİ
&Müslümanlar, Avrupa’dan yüzyıllar önce Yunan ve
Roma uygarlıklarına ait eserleri tercüme ederek pozitif
bilimlerde çok ileri bir düzeye ulaşmışlardı.
&Endülüs Emevi Devleti ve Ben-i Ahmer Devleti
sayesinde Avrupalılar bu eserlerle tanıştılar.
&Avrupalılar bu eserleri öğrenmek için Arapça
öğrenmeye başladılar.
&XII. yy boyunca Arapçadan Latinceye yoğun şekilde
tercümeler yapılmıştır.
&Avrupa’da açılan üniversitelerde İbn-i Sina’nın “ElKanun Fi’t Tıp” adlı eseri ile İbn-i Heysem’in fizik ve
astronomi kitapları ders kitabı olarak okutuldu.
&Avrupalılar seri kağıt üretimini de XIII. Yyda
İtalyan tüccarlar aracılığı ile Müslümanlardan
öğrendiler
RÖNESANSIN ÜLKELERE GÖRE GELİŞİMİ
& Sanat alanında ön plana çıktı.
& Leonardo Da Vinci dönemin en
ünlü sanatçısıdır. (Mona Lisa tablosu
İTALYA
ve Son Akşam Yemeği tablosu)
& Michelangelo ve Rafael diğer önemli
sanatçılardır.
&Erasmus, Röklen ve Martin Luthter gibi
hümanistler dini metinleri inceledi.
ALMANYA & M. Luther, İncil’i Almancaya
çevirdi.Bu çalışmalar Reforma zemin
hazırladı.
& Edebiyat alanında ortaya çıktı.
İNGİLTERE & William Shakespeare dönemin en
ünlü edebiyatçısıdır. (Hamlet, Makbet,
Othello, Kral Lear en önemli eserleridir.)
& Kralların desteğiyle başlayan Rönesans
FRANSA
hareketi ile Eski Yunan ve Roma eserleri
tercüme edildi.
& Montaigne (Denemeler)
& Daha çok bilimsel alanda etkili oldu.
POLONYA & Kopernik, dönemin en ünlü bilim
adamıdır. (Dünya’nın yuvarlak olduğunu
ve Güneş’in etrafında döndüğünü
açıklamıştır.)
İSPANYA
& Edebiyat alanında ortaya çıktı.
& Cervantes (Don Kişot)
RÖNESANS'IN SONUÇLARI
 Kutsal ve tartışılmaz kabul edilen düşüncelerin
yerini bilimsel düşünceler aldı. Deney ve gözleme
dayalı bilgiler yerleşirken akılcılık ön plana çıkmaya
başladı.
 Düşüncede
serbest
bir
ortam
meydana
geldi.İnsanlar düşüncelerini özgürce ifade etmeye
başladılar. Bunun sonucunda skolastik düşünce
yıkıklı.
 Avrupa'da bilim, teknik, sanat ve edebiyat alanında
yeni görüş ve düşünceler ortaya çıktı ve yayıldı.
 İnsan vücudu ve tabiat olaylarıyla ilgili yeni
araştırmalar yapıldı. Bu konuda yeni bilgilere ulaşıldı.
 İncil'in Avrupa dillerine tercüme edilmesi ve
yeniden
incelenmesi,
Reform
hareketlerinin
başlamasına neden oldu.
 Pozitif düşüncenin gelişmesi ile kutsal kitaplar ve
din adamları eleştirilerek Reform hareketlerinin
doğuşuna ortam hazırlandı.
 Eğitim ve öğretime önem verildi. Bilimdeki
gelişmeler sanayinin gelişmesine ortam hazırladı.
 Bu döneme kadar bilim, sanat ve edebiyat
alanlarında Türk ve İslam ülkeleri öncülük yaparken,
Rönesans hareketleriyle Avrupa ülkeleri öne geçti.
YAVUZ SULTAN
SELİM DÖNEMİ
MISIR SEFERİ(MEMLÜK SEFERİ)
Sebepleri:
Fatih döneminde başlayan Hicaz su yolları meselesi
(1512-1520)
Babası II. Beyazıt’ın doğudaki Safevi tehlikesine karşı
önlem almaması üzerine, Yavuz Sultan Selim yeniçerilerin
desteğiyle babasını tahttan indirerek padişah oldu.
(Karıştıran Savaşı)
NOT: Bu olay Yeniçerilerin bir şehzadenin tahta
geçmesinde doğrudan rol oynadıkları ilk gelişmedir.
Memlukların Cem Sultan'ı himaye etmeleri
Osmanlılar ile Memluklar arasında Dulkadiroğulları ve
Ramazanoğulları yüzünden çekişme.
Memlukların Şah İsmail ile ittifak kurmaları.
Yavuz'un Memluk topraklarını ele geçirerek Baharat
yolunu denetim altına almak istemesi.
Her iki devletinde Türk-İslam dünyasının lideri olma
mücadelesi.
YAVUZ DÖNEMİNİN ÖNEMLİ OLAYLARI:
1-Şehzadeler Sorunu
Savaşlar:
2-İran Seferi ve Çaldıran Savaşı(1514)
3-Turnadağ savaşı(1515)
4-Mısır Seferi(Memluk Seferi)
ŞEHZADELER SORUNU:
Yavuz Sultan Selim babasının yerine tahta geçtikten sonra,
ağabeyleri Ahmet ve Korkut'un tahtı ele geçirmelerini
engellemek amacıyla Fatih Kanunnamesine dayanarak
şehzadeleri etkisiz hale getirdi.
NOT: Böylece Yavuz, Cem olayına benzer bir olayın
yaşanması ve Avrupa’nın işe karışmasını engellemiş oldu.
İRAN SEFERİ VE ÇALDIRAN SAVAŞI(1514)
Sebep: Şah İsmail Safevi devletini kurunca Şiiliği resmi
mezhep haline getirmişti. Ajanlar vasıtasıyla Şiiliği
Anadolu’da yaymaya çalışıyordu. Trabzon valiliği sırasında
Yavuz bu durumu görmüş ve babasının yumuşak
politikasını onaylamadığından mücadeleye girişmişti. Tahta
çıktıktan sonra İran sorunu ile ilgilenmeye başladı.
Not:Yavuz’un amacı ilişki kurduğu Orta Asya hanlıkları ile
aradaki Safevi engelini kaldırmak ticaret yollarına tamamen
hâkim olmaktı.
Savaş: 1514 yılında Safevi Devleti hükümdarı Şah İsmail
ile Osmanlı Hükümdarı Yavuz arasında Çaldıran Ovasında
yapıldı. Savaşı Osmanlılar kazandı.
Önemi: Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da Şiilik tehlikesi geçici
olarak ortadan kalktı.
ÇALDIRAN SAVAŞININ SONUÇLARI
Doğu Anadolu Osmanlı hâkimiyetine girdi.
Şii sorunu bu dönem için çözüldü.
Anadolu’da ki Şii propagandası sona erdi.
Turnadağ savaşı (1515) ile Dulkadiroğulları beyliğine son
verildi.
İran’ın hazinesi ve zenginlikleri İstanbul’a getirildi.
İranlı önemli bilginler İstanbul’a getirildi.
TURNADAĞ SAVAŞI(1515)
Bu
savaşla
Anadolu
Beyliklerinin(Dulkadir
Ramazanoğulları) siyasi varlığı kesin olarak sona erdi.
Böylece Anadolu Türk Birliği sağlandı.,
ve
DİKKAT;Dulkadiroğlu Beyliğine Son Verilmesi ile
1-Osmanlılar Memlukla komşu oldu.
2-Osmanlı-Memluk ilişkilerinde gerginlik yeniden başladı.
Mercidabık Savaşı (1516)
Osmanlı Devleti x Memluk Devleti
(Yavuz)
(Kansu Gavri)
Yer: Suriye’deki Halep şehrinin kuzeyi.
Sonuç: Osmanlı Devleti savaşı kazandı. Memluk
hükümdarı Kansu Gavri öldü. Suriye ve Filistin alındı
Not: Savaştan sonra Yavuz, İstanbul’a dönmeyerek kışı
Şam’da geçirdi.
Ridaniye (Reydaniye) Savaşı (1517)
Osmanlı Devleti x Memluk Devleti
(Yavuz)
(Tomanbay)
Yer: Mısır (Ridaniye)
Sonuç: Osmanlı kazandı. Mısır ve Hicaz alındı.
MISIR SEFERİNİN SONUÇLARI:
a. Memluk Devletinin ortadan kalkmasıyla bu devletin
toprakları Osmanlılara katıldı.( Suriye, Filistin,
Hicaz,Mısır)
b. Baharat yolunun denetimi Osmanlı Devletine geçti.
Not: Osmanlı Devleti Baharat yolundan beklenen ticari
kazancı elde edemedi. Çünkü Avrupalıların Ümit Burnu'nu
bulmalarıyla Coğrafi yollar değişmiştir.
c. Halifelik ve İslam'ın kutsal emanetleri Osmanlılara geçti.
(Böylece Osmanlı Devleti İslam Dünyasının Lideri
oldu.) (Teokratik Devlet Yapısı)
Not 1: İlk Osmanlı Halifesi Yavuz Sultan Selim'dir.
Not 2: Halifeliğin Osmanlı'ya geçmesiyle, Osmanlı Devleti
İslam Dünyasının tartışmasız lideri olmuştur
d. Venedikliler Kıbrıs Adası için Memluklara verdikleri
vergiyi Osmanlılara vermeye başladılar.
.
Not: Bu dönemde I.Selim devamlı doğuya sefer yaparak
Müslümanları Osmanlı Devleti çatısı altında toplamak
istemiştir (İslam birliği).
Not: Yavuz,batıya hiç sefer yapmamıştır.
Not: Yavuz'un İran ve Mısır seferleri sonucunda burada
bulunan kültürel eserler ile bilim adamları ve sanatçılar
İstanbul'a getirilmiş, böylece Osmanlı Kültüründe doğunun
etkisi artmıştır.
YAVUZ SULTAN SELİM'İN DOĞU SİYASETİ:
Yavuz Sultan Selim'in amacı bütün Türkleri ve
Müslümanları tek bayrak altına toplayarak Türk-İslam
birliğini sağlamaktı.
OSMANLI DEVLETİ EKONOMİK GELİŞMELER
& Osmanlı ekonomisi büyük ölçüde tarıma dayalıdır.
Tarımda da tımar sistemi uygulanmaktaydı.
& Tımar Sistemi sayesinde araziler boş kalmıyor ve
üretimin devamlılığı sağlanıyordu.
& Her bölge öncelikle kendi ihtiyacını karşılar; ancak
İstanbul gibi büyük şehirlere diğer bölgelerden ürün
getirilirdi.
& Üretilen mal, ihtiyacı karşılamazsa ithal edilirdi.
& XV. ve XVI yüzyıllarda tarımın yanında ticaret de ön
plana çıktı. İpek ve Baharat Yolunu kontrol etmek için
birçok fetih yapıldı.
ÖRFİ VERGİLER: Padişahın iradesiyle konulan
vergilerdi.
Çift Resmi: Reayanın sipahiye ödediği toprak vergisi
Ticareti Geliştirmek İçin Kurulan Teşkilatlar:
Menzil Teşkilatı: Osmanlı topraklarından geçen yol ağının
her biriminde taşımacılığın en hızlı şekilde yapılmasını
sağlayan teşkilat
Derbentçiler: Ana yollar üzerindeki geçitlerin denetimini
yapan ve güvenliğini sağlayan teşkilat
Mekkari Taifesi: Ticaret yolları üzerinde taşımacılık
yaparlardı.
Resm-i Bennak: Evlilerden alınan bir vergidir.
Çift Bozan Resmi: Toprağını izinsiz olarak terk eden veya üç
yıl üst üste ekmeyenlerden alınan vergi.
Avarız: Olağanüstü hallerde, divanın kararı ve padişahın
emri ile toplanan vergilere denirdi.
Adet-i Ağnam: Hayvan vergisidir. Sipahiler tarafından toplanan bu
verginin miktarı, hayvan sayısı ile orantılı olarak belirlenirdi.
Bâc-i Bâzari: Pazaryerlerinden alınan bir vergidir.
Resm-i Mücerret: Bekârlardan alınan vergidir.
Resm-i Arus: Sipahiler tarafından, tımar arazilerinde yaşayan
kadınların evlenmeleri esnasında kocalarından alınan vergilerdir.
Niyabet Rüsumu: Yöneticilerin halktan aldığı bir vergi çeşididir. Suçlulardan alınan Cerimeler de bu vergiye dahil edilen
vergidir. Bu vergilere Bâd-ı Hava vergileri de denilmiştir.
OSMANLI TOPLUM YAPISI
Ticareti Geliştirmek İçin Alınan Önlemler:
1-Ticaret yollarının güvenliği tam olarak sağlandı.
2-Güvenlik eksiği nedeniyle zarara uğrayan tüccarların
zararı karşılanırdı.
3-Yeni ticaret yolları yapılarak bu yollar üzerine çok sayıda
han ve kervansaray inşa edildi. Şehirlere bedestenler,
çarşılar açıldı.
4-Bazı Avrupa ülkelerine Osmanlı topraklarında ticaret
yapabilme ve serbest dolaşım hakkı verildi. (Kapitülasyon)
Osmanlı Gelir Kaynakları:
& Şer’i ve Örfi Vergiler
& Savaş Ganimetleri
& Gümrük Gelirleri
& Orman, maden ve tuzla gelirleri
& Bağlı devletlerden alınan yıllık vergiler
Not: Mısır’ın alınmasıyla Osmanlı hazinesi en parlak
dönemini yaşadı.
Osmanlı Devletinin Giderleri;
& Savaşlara yapılan harcamalar
& Saray masrafları
& Maaşlar
& Bayındırlık ve imar hizmetleri
OSMANLI VERGİ SİSTEMİ
Osmanlı Devletinde vergiler
1.Şer’i vergiler,
2.Örfi vergiler olmak üzere ikiye ayrılıyordu:
ŞER’İ VERGİLER: Bunların şeriatın emrettiği vergilerdi.
Öşür: Müslümanlardan alınan toprak ürünü vergisidir.
Elde edilen ürünün onda biri vergi olarak alınırdı.
Haraç: Müslüman olmayanlardan alınan vergiydi. ikiye
ayrılıyordu:
Harac-ı Mukassem: Elde edilen üründen alınırdı.
Haracı Muvazzaf: Toprak vergisiydi.
Cizye: Müslüman olmayan erkeklerden, askerlik görevi
karşılığı alına vergidir.
OSMANLI MİLLET SİSTEMİ
&Osmanlı Devletinin toplumsal, hukuki, siyasi ve idari
yapısı ırk esasına göre değil “Millet Sistemi” denen inanç
sistemine göre şekillenmiştir.
& Osmanlı devleti gayrimüslimlere hoşgörülü davranmış
inançlarına müdahale etmemiştir.
Osmanlı Ülkesinde Ermeniler:
& Fatih, 1461’de Ermenilerin yönetim ve dini işlerini
düzenlemeleri için “Ermeni Gregoryen Patrikhanesi”ni
kurdu.
& Bursa Metropoliti Ovakim, ilk Ermeni patriği olarak
atandı.
& Bu gelişmeler sonucu Fatih döneminde İstanbul’a yoğun
bir Ermeni göçü yaşandı.
& Yavuz döneminde Suriye ve Mısır’ın fethi ile Kudüs
Ermeni Patrikhanesi de Osmanlıya bağlandı.
& Kanuni döneminde Ermenilere yeni ayrıcalıklar verildi.
&XVIII. Yüzyılda Katolik ve Ortodoks Ermeniler arasında
çatışmalar yaşandı. Bu çatışmaları önlemek için 1831’de
Katolik Ermeni Patrikhanesinin kurulmasına izin verildi.
& Islahat Fermanından sonra her çeşit devlet
memurluğunda bulundular.
Not: Ermenilerden Osmanlı idaresinde 33 mebus, 22
bakan, 29 general, 7 büyükelçi, 1 konsolos, 17 öğretim
üyesi, 41 yüksek dereceli memur görev yapmıştır.
&Abdülmecit döneminde Haziney-i Hassa Amirliği
Ermenilere verildi.
& 1567’de Apkar Tıbir, İstanbul’da ilk ermeni matbaasını
açtı
Osmanlı Ülkesinde Yahudiler:
&Kuruluş döneminde Yahudi sayısı çok azdır.
&1492’de II.Bayezıt, İspanya’da zulme uğrayan Yahudileri
kurtarıp İstanbul’a yerleştirdi.
&İstanbul’da Hahamlık kurmalarına ve sinagog açmalarına
izin verildi.
& Kısa sürede ticaretle zenginleştiler.
& Osmanlı saray doktorlarının çoğu Musevilerden
çıkmıştır.
Osmanlı Ülkesinde Süryaniler:
&Süryaniler Roma’nın uyguladığı baskılar nedeniyle bu
kiliseden ayrılarak 543 yılında Antakya Patrikliği adıyla
Suryani Yakubi Patrikliğini kurdular
&Romanın baskısının artması üzerine Antakya’yı terk
ederek G.doğu Anadolu’ya geldiler.
&En zor dönemlerini Bizans hakimiyeti altında yaşadılar.
&Bizansın Suryanileri asimile etme politikası zamanla
katliama dönüştü.
&Selçuklular ve Osmanlılar ise Suryanilere inanç
özgürlüğü tanıdılar.
&Suryanilere ait kiliseler Ermeni Patrikhanesine
bağlanarak devletle ilişkileri düzene bağlandı
&I.Dünya Savaşında Rusların kışkırtmalarıyla Osmanlıya
karşı ayaklanan Süryaniler başarısız olunca büyük kısmı
Anadolu’dan ayrıldı.
&İngiltere ise 1924’te Süryanileri ayaklandırdı. Hakkari
valisini esir alan İsyancıların başlattığı ayaklanma güçlükle
bastırıldı. Bu ayaklanmadan sonra Nasturiler Türkiye’yi
tamamen terk etti.
&Süryaniler günümüzde yoğunlukla Mardin ve çevresinde
yaşamaktadır.
İDARİ AÇIDAN OSMANLI TOPLUMU
1)Yönetenler (Askeriler): Yönetenler Seyfiye, İlmiye ve
Kalemiye sınıfındaki görevlilerdir. Ayrıca saray halkı da bu
sınıftadır.
&Askeriler devlete vergi ödemezdi.
2)Yönetilenler (Reaya): Osmanlı Devletinde askeri sınıf
dışındaki herkes bu sınıftadır.
&Bu sınıf geçimini tarım, ticaret ve sanayi alanlarında
üretim yaparak sağlardı.
&Vergi vermekle yükümlü olan reaya din,dil,mezhep
farklılıkları olan Osmanlı halkından oluşurdu.
OSMANLI VAKIF SİSTEMİ
&Kişilerin kendilerine ait menkul ,gayrimenkul mallarını
veya paralarını toplum yararına oluşturulacak eğitim, din,
sağlık, bayındırlık gibi sosyal ve kültürel alanlarda daimi
kamu hizmeti verecek kuruluşlara bağışlaması veya
oluşturulmasına vakıf denir.
VAKIFLARDAN HANGİ ALANLARDA YARARLANILIR?
1) İskân faaliyetlerinde
2) Yerleşim yerlerinin sosyo-kültürel ihtiyaçları için
3) Yol, han, kervansaray gibi binaların yapım ve işletilmesinde
4) Sağlık, eğitim-öğretim alanlarında
5) İhtiyacı olan tüccarlara kredi verilmesi
OSMANLI TOPLUM YAPISI
İDARİ ACIDAN
DİNİ AÇIDAN
MÜSLÜMANLAR
YÖNETİLENLER
(REAYA)
GAYRİMÜSLİMLER
MESLEKLER AÇISINDAN
ESNAFLAR
TÜCCARLAR
KÖYLÜLER
YÖNETENLER
A)SARAY HALKI: Padişah ve ailesidir.
B)SEYFİYE: Yönetim görevini üstlenen sınıftır. Vezirler, beylerbeyi, sancakbeyleri
C)KALEMİYE: Devletin yazışma işlerini, maliye ve dışişlerini üstlenen sınıftır. Defterdar, nişancı ve reisülküttaplar
D)İLMİYE: Eğitim, Adalet ve fetva işlerini gerçekleştirirler. Kazasker, Şeyhülislam, Müderrisler ve Kadılar
KANUNİ SULTAN
SÜLEYMAN DÖNEMİ
(1520-1566)
Yavuz Sultan Selim'in Şark Çıbanı hastalığından
ölmesi üzerine oğlu I. Süleyman herhangi bir taht
kavgasına girmeden padişah olmuştur. Çünkü Yavuz'un
hayattaki tek oğluydu.
DÖNEMİN OLAYLARI VE ÖZELLİKLERİ
A)İÇ İSYANLAR:
Canberdi Gazali İsyanı: Yavuz tarafından Suriye Valiliğine
atanan eski Memluk komutanlarından Canberdi Gazali, Yavuz'un
ölümünü fırsat bilerek ayaklanmış ve ortadan kaldırılmıştır.
Ahmet Paşa İsyanı: Kanuni tarafından Mısır'a vali olarak
gönderilen Ahmet Paşa ayaklanmış ve ortadan kaldırılmıştır.
NOT: Bu iki isyan Memluk Devletini yeniden kurmak amacıyla
ortaya çıkmıştır.
Baba Zünnun İsyanı: Yozgat’ta arazi meselesinden çıkmış gibi
gösterilen bir Şii ayaklanmasıdır
Kalenderoğlu İsyanı: Konya'da Hacı Bektaş-ı Veli soyundan
geldiğini ileri süren Kalenderoğlu tarafından çıkarılmış bir şii
ayaklanmasıdır.
AVRUPA İLE İLİŞKİLER
Belgrat'ın Alınması(1521): Macarlardan Belgrat'ın alınmasıyla
Orta Avrupa'nın kapıları Osmanlılara açıldı.
MOHAÇ MEYDAN SAVAŞI(1526):
Açıklama: Bu sırada Avrupa'da Kutsal Roma Germen
İmparatorluğu(Alman
İmp.)
ve
başında
da
Şarlken
bulunmaktaydı. Şarlken Avrupa birliğini sağlamak amacıyla
İspanya'yı ele geçirmiş, Fransa Kralı Fransuva'yı esir almıştı.
Fransuva'nın annesinin isteği üzerine, Kanuni Fransa'ya destek
olmak için II. Macaristan seferine çıktı ve Macarları Mohaç
ovasında yendi. Mohaç Meydan Savaşı: Macar ordusuyla yapılan
savaşı Osmanlı Devleti kazandı. (1526)
Önemi:
*Macaristan Osmanlı himayesine alınarak tampon bir devlet
haline getirildi.
*Osmanlı’nın Orta Avrupa’daki hakimiyeti pekişti.
*Osmanlı –Avusturya mücadelesi başladı.
*Fransa, Şarlken’in baskısından kurtularak, I.Fransuva Madrit
Antlaşmasıyla serbest bırakıldı.
I. Viyana Kuşatması(1529):
Bu sırada Avusturya'nın başında Şarlken'in kardeşi Ferdinand
bulunmaktaydı. Ferdinand Osmanlı himayesindeki Macaristan'a
saldırınca Kanuni Sultan Süleyman harekete geçerek Viyana'yı
kuşattı.Ancak;
& Kış mevsiminin yaklaşması,
& Ağır topların getirilmeyişi,
& Erzağın ve yiyeceğin yetersiz oluşu...
kuşatmayı kaldırarak İstanbul'a geri döndü.
 Önemi: Bu antlaşma Osmanlı Devleti'nin Orta Avrupa'daki
üstünlüğünün bir kanıtıdır.
 NOT: Bu üstünlük 1606 yılında yine Osmanlı Devleti ve
Avusturya arasında imzalanacak olan Zitvatorok Antlaşmasıyla
sona erecektir.
MACARİSTAN’IN OSMANLILARA KATILMASI (1541) :
Macar Kralı Yanoş ölünce yerine küçük yaştaki oğlu Sigismund
geçti.Ferdinand ,Sigismund’un krallığını tanımayarak yapmış
olduğu antlaşmayı bozdu ve Budin’i kuşattı.bunun üzerine Kanuni
tekrar Macaristan üzerine sefere çıktı.Budin’i aldı.Ferdinand’ın
barış isteği kabul edilerek tekrar barış yapıldı.
Macaristan üç bölgeye ayrıldı.
1) Kuzey Macaristan Avusturya’ya,
2) Orta Macaristan Erdel Beyliği adı altında Osmanlı
himayesindeki Sigismund’a,
3) Güney Macaristan ise Budin eyaleti olarak doğrudan
Osmanlılara bağlandı.
Avusturya ile antlaşma yapılmasına rağmen Osmanlı-Avusturya
mücadelesi devam etti.Ferdinand 1551’de yeniden Erdel’in iç
işlerine karıştı.Osmanlı-Avusturya savaşları ,1562’de yeniden
barış sağlanıncaya kadar sürdü.
ZİGETVAR SEFERİ (1566) :
Kanuni Sultan Süleyman Avusturya’nın barışı bozarak Erdel’e
saldırması üzerine Sadrazam Sokulu Mehmet Paşa ile yaşının
ilerlemiş olmasına rağmen sefere çıktı.Zigetvar kalesi
kuşatıldı.Kuşatma sırasında padişah öldü(1566). Padişahın ölümü
askerden gizlendi.Kuşatmaya devam edilerek kale alındı.Zigetvar
Seferi ,Kanuni’nin son seferi oldu.
Osmanlı-Fransız İlişkileri Ve Kapitülasyonlar (1535)
İlk Osmanlı-Fransız ilişkisi Fransa kralı I. Fransuva'nın
Almanya İmparatoru (Kutsal Roma Germen) Şarlken ile yaptığı
savaşta esir düşmesiyle başlamıştı. Bunun üzerine Fransuva'nın
annesi dönemin en güçlü devleti Osmanlı Devletinden yardım
istemişti(1525). Bunun üzerine Kanuni Macaristan seferine
çıkarak Mohaç'da Macarları yenmiş, sonrada Avusturya ve
Almanya seferlerine çıkmıştı. Kapitülasyonlar: Ticaret, hukuk,
gümrük gibi alanlarda devletlerin birbirlerine tanıdıkları
imtiyazlardır.
Kanuni Sultan Süleyman 1535'de Fransızlarla Kapitülasyon
antlaşması imzalamıştır.
KAPİTÜLASYON:Bir devletin yabancı bir devlete tanımış
olduğu siyasi ,hukuki,mali ayrıcalık.
Kanuni’nin Amaçları;
1) Fransa’yı kendi yanına çekerek Avrupa Hıristiyan birliğini
parçalamak
2) Coğrafi Keşiflerle önemini kaybeden Akdeniz ticaretini
canlandırmak
Kapitülasyonlarla İlgili Önemli Notlar:

İlk ticari
verilmiştir.

Bu antlaşma süresiz değildi. İki hükümdarın yaşadığı
dönemde geçerli olacaktı. Ancak Kanuni'nin ölümünden
sonra Fransızların isteğiyle 5 kez yenilenmiş ve I. Mahmut
döneminde 1740'da sürekli hale getirilmiştir.

Devletin gücünü koruduğu dönemlerde önemli bir sorun
yaratmayan kapitülasyonlar, devletin gücünün azalmasına
paralel olarak ve Avrupa'da sanayinin gelişmesiyle önemli bir
sorun olmuştur.

Başlangıçta sadece Fransızlara verilen bu haklar
genişletilerek, diğer Avrupa devletlerine de verilmiştir.

1923 Lozan
kaldırılmıştır.
gibi sebeplerle
Almanya Seferi(1532)
Sebebi: Avusturya Kralı Ferdinand'ın Kanuni'nin İstanbul'a geri
dönmesinden sonra tekrar Macaristan'a saldırması.
Sefer: Kanuni Ferdinand ve Şarlkenle bir meydan savaşı yapmak
umuduyla Almanya içlerine kadar ilerledi. Ancak Şarlken ve
Ferdinand karşısına çıkma cesareti gösteremeyince İstanbul'a
döndü.
İstanbul Antlaşması(1533) (İbrahim Paşa Ant.):
Ferdinand'ın barış isteği üzerine İlk Osmanlı-Avusturya
Antlaşması İstanbul'da imzalandı(1533).
Maddeleri:
 Avusturya kralı protokol bakımından Osmanlı
sadrazamına denk olacak.
 Avusturya elinde tuttuğu Macar toprakları için
Osmanlılara vergi verecek.
ayrıcalıklar
Fatih
Antlaşmasıyla
döneminde
Venediklilere
Kapitülasyonlar
tamamen
DENİZLERDE GELİŞMELER:
Rodos Adasının Fethi(1522): Rodos Sain Jean Şövalyelerinin
elinde buluyordu. Şövalyeler Akdeniz'deki Türk ticaret gemilerine
büyük zararlar veriyorlardı. Bu adanın alınmasıyla bu tehdit
ortadan kalktı.
Barbaros
Hayrettin
Paşa'nın
Osmanlı
Hizmetine
Girmesi(1533):
Barbaros Akdeniz'de faaliyet gösteren bir Türk korsanı idi. Kuzey
Afrika'da başarılar kazanmış ve Osmanlılardan aldığı destek
kuvvetlerle Cezayir’e sahip olmuştu. Osmanlı Donanması, kara
ordusu kadar güçlü değildi. Bu yüzden Kanuni Sultan Süleyman,
Barbaros'u Osmanlı Hizmetine girmeye çağırdı. Barbaros'un bu
teklifi kabul etmesiyle Osmanlı donanması güçlenirken, Cezayir
de Osmanlı topraklarına katılmış oldu.
PREVEZE
DENİZ
SAVAŞI(1538):Barbaros
Hayrettin
Paşa
komutasındaki Osmanlı donanmasıyla, Andrea Dorya komutasındaki
Haçlı donanması arasında yapılan bu deniz savaşını Osmanlı Devleti
kazandı.
Önemi: Preveze deniz zaferiyle Akdeniz’deki Osmanlı Egemenliği
kesinlik kazanmış, Akdeniz bir Türk gölü haline gelmiştir.
NİCE(NİS) KUŞATMASI(1541): Bu arada Fransa ile Şarlken arasında
savaşlar devam ediyordu. Barbaros Fransa'ya yardım amacıyla Fransız
donanmasıyla birleşerek Nis'i kuşattı ve kaleyi ele geçirdi.
TRABLUSGARP'IN ALINMASI(1551): Sinan Paşa ve Turgut Reis
1551 yılında Malta Şövalyelerinin elindeki Trablusgarp'ı aldı.
CERBE DENİZ SAVAŞI (1559): Andrea Dorya komutasındaki Haçlı
Donanması ile Turgut Reis ve Piyale Paşa'nın komutalarındaki Osmanlı
kuvvetleri arasındaki bu deniz savaşını Osmanlılar kazandı. Önemi: Bu
zaferle Akdeniz’deki Osmanlı egemenliği pekişti.
MALTA KUŞATMASI (1565):Şarlken’in desteğini alarak Osmanlı
gemilerine saldırıyorlardı..Cezayir ve Trablusgarb’ın güvenliği için
alınması gerekliydi.Ada kuşatıldı .Fakat başarılı olunamadı,kuşatma
esnasında
Turgut
Reis
şehit
düştü.
SAKIZ ADASI’NIN ALINMASI (1566) : Ege denizindeki Sakız adası
Cenevizlilerin elinde bulunuyordu .Vergilerini ödemeyince Kanuni Sultan
Süleyman Zigetvar seferine çıkarken ,Kaptanı derya Piyale Paşa’yı Sakız
adasının fethi için gönderdi.Ada alındı,böylece Batı Akdeniz ve boğazların
güvenliği sağlanmış oldu.
HİNT DENİZ SEFERLERİ (1538–1553)
Doğu-Batı ticaret yollarının Osmanlı kontrolüne geçmesi üzerine
Avrupa devletleri yeni yollar aramaya başladılar.16.yüzyılın
başlarında Portekizliler Ümit Burnu’nu geçerek doğrudan
Kızıldeniz ve Hint Okyanusu’na ulaştılar.
Portekizliler, sömürgeler kurarak Müslüman ülkelerin ticaretine
engel olmuş, Kızıldeniz yoluyla giden hacılara saldırmış,
Hindistan’daki Müslüman devletlerden birçoğunu işgal etmişti.
Gücerat Hanının Osmanlıdan yardım istemesi üzerine seferlere
çıkıldı.
I.Hint Deniz Seferi(1538): Mısır Valisi Süleyman Paşa,
II. Hint Deniz Seferi (1551): Piri Reis
III. Hint Deniz Seferi (1552): Murat Reis,
IV. Hint Deniz Seferi (1553) : Seydi Ali Reis
Not: Piri Reis ilk dünya atlası niteliğinde olan “Kitab-ı
Bahriye”yi hazırlamıştır. Seydi Ali Reis “Mirat’ül –Memalik”
adlı coğrafya eserinin yazarıdır.
Hint Deniz Seferlerinde Başarısızlığın Nedenleri :
& Hint deniz seferlerinin ekonomik değerinin yeterince
anlaşılamaması,batı
seferlerinin
daha
karlı
olduğunun
düşünülmesi.
& Osmanlı donanmasının okyanus şartlarına uygun olmaması.
&
Portekiz
donanmasının
daha
güçlü
olması.
&Bölgedeki Müslüman devletlerin gereken desteği vermemesi.
Hint Deniz Seferlerinin Sonuçları :
& Baharat Yolu ve Hint ticareti elden çıktı.
& Asya ticareti Ümit Burnuna kaydı. Akdeniz limanları önemini
kaybetti.
& Arap yarımadası ve Kızıldeniz denetim altına alındı.
& Sudan sahilleri, Habeşistan’ın bazı kısımları, Yemen, Umman
ve Eritre Osmanlı nüfuzu altına girdi.
OSMANLI-İRAN İLİŞKİLERİ :
Yavuz döneminde Çaldıran zaferi ile Safevi devletine darbe vurulmuş
fakat ortadan kaldırılamamıştı. Safeviler öteden beri Anadolu’ya göz
dikmiş ve Osmanlı topraklarında yaşayan Şiileri kışkırtıyordu. Şah İsmail
ölünce yerine oğlu Tahsmab geçti.
Şah Tahsmab;
--- Şiileri kışkırtmaya devam etti.
--- Macaristan’a elçiler göndererek Şarlken’le ittifak kurmaya çalıştı.
--- Kanuni’nin tahta çıkışını kutlamadı.
--- Osmanlı’nın Bitlis valisi Şeref Han’ın İran’a,İran’ın Azerbaycan valisi
Ulama Han’ın ise Osmanlıya sığınması ilişkileri iyice bozdu.
Kanuni İstanbul antlaşmasıyla batıdaki sınırlarını güven altına aldıktan
sonra İran üzerine üç sefer yaptı.
a) Irakeyn Seferi (1534): Azerbaycan’a girilerek Hamedan’a kadar
ilerlendi. Tebriz ve Bağdat alındı. Basra ticaret yolu denetim altına
alındı.İpek yolu üzerindeki Osmanlı hakimiyeti pekişti.Bu sefer sonunda
Kanuni “Bağdat Fatihi “ olarak anıldı.
b) İkinci İran Seferi (1548) : Safevi hükümdarı Şah Tahsmab ile kardeşi
arasında taht mücadelesi başladı.İran şahının kardeşi Osmanlı devletine
sığınmak zorunda kaldı.Kanuni bu sırada Avusturya savaşları ile
uğraşıyordu,İran kuvvetleri Tebriz ve Van’ı ele geçirdi.Yeniden İran
üzerine sefere çıkmak zorunda kalan Kanuni Doğu Anadolu ve
Azerbaycan’ı yeniden Osmanlı hakimiyeti altına aldı.
c) Nahcıvan Seferi (1554) : İran Osmanlı-Avusturya savaşlarını fırsat
bilerek yeniden harekete geçti.Muş’a kadar ilerledi.Kanuni İran üzerine
üçüncü kez sefere çıkmak zorunda kaldı.Erivan(Revan),Nahcıvan ve
Karabağ alındı.Kanuni dönüşte kışı Amasya’da geçirdi.Osmanlının
yeniden harekete geçeceğini zanneden şah ,barış teklifinde
bulundu.Kanuni Avusturya sorununu çözümlemek istediği için bu teklifi
kabul etti.
AMASYA ANTLAŞMASI(1555):
& Tebriz,Irak-ı Arab(Bağdat,Musul,Basra) ve Doğu Anadolu Osmanlıda
kalacak.
& Sınır bölgelerinde karşılıklı olarak saldırılar durdurulacak.
& İlk üç halifeye ve sahabeye dil uzatılmayacak.
Sonuç ve Önemi :
& İran’la imzalanan ilk resmi antlaşmadır. İran sorunu antlaşmayla bir
süre için çözümlendi.
& Bağdat alınarak Basra körfezine ulaşıldı.Böylece Hint Okyanusu ile
bağlantı kuruldu.
DÖNEMİN GENEL ÖZELLİKLERİ:
& Kanuni en uzun süre başta kalan Osmanlı padişahıdır.(46 yıl).
& Kanuni’nin Hürrem Sultanla evlenmesi, haseki sultanların
devlet yönetiminde etkisini arttırdı.
& Şehzade Mustafa,Cihangir ve Bayezid öldürüldü.Tahtın varisi
olarak Şehzade Selim kaldı.
& Vezir sayısı dörtten yediye çıkarıldı.
& Kaptan-ı Derya divana üye yapıldı.
& Bir çok alanda hukuki düzenleme yapıldı.
( Bu nedenle I.Süleyman’a “Kanuni” denmektedir)
SOKOLLU DÖNEMİ
& Bu dönemde Kurtoğlu Hızır Reis tarafından bir kez daha Hint Seferi
düzenlendi ise de başarılı olunamadı.
&Kıbrıs'ın Fethi (1570-1571): Lala Mustafa Paşa
Venediklilerden alındı.Doğu Akdeniz’in güvenliği sağlandı.
tarafından
& İnebahtı (Lepanto) Yenilgisi (1571): Kıbrıs’ın intikamını aldılar.
& Tunus'un Fethi (1574) :İspanyollardan Kılıç Ali Paşa tarafından
alındı.
&Lehistan Osmanlı himayesine alındı (1575)
&Fas'ın Osmanlıya Bağlanması (1577-1578): Portekizlilerle yapılan
Vadi-üs Seyl (Sebil) savaşı sonunda Portekizliler yenildi. Fas, Osmanlı
himayesine girdi.
&Sokullu Dönemi Kanal Projeleri
1) Don- Volga Projesi: Karadeniz – Hazar Denizi
2)Suveş Kanalı Projesi: Akdeniz – Kızıldeniz
3) Sakarya – Marmara Projesi: Marmara Denizi - Karadeniz
&Sokullu döneminde Avusturya ve İngiltere’ye de kapitülasyonlar verilmiştir (1568-1578).
OSMANLI’DA HUKUK; İkiye ayrılır:
A) ŞER’İ HUKUK: İslam inancına göre düzenlenmiş
kurallardır. Şer’i hukuka sadece Müslümanlar uyardı.
Not: Gayrimüslimler şer’i vergileri ödemek zorundaydılar.
Not: Şer’i kanunları çıkarma ve yorumlama işi Şeyhülislam,
müfti ve kadılar tarafından yapılırdı.
B) ÖRFİ HUKUK: Şer’i hukuk kurallarına uymak kaydıyla
eski Türk geleneklerinden gelen fethedilen yerlerdeki devam
eden kurallardan oluşur.
Osmanlı Devleti’nde kanunlar ilk kez Fatih döneminde
yazılı hale gelmiştir. Fatih, kendinden önce gelen kanunları da
Kanunname-i Ali Osman adı ile bir araya toplamıştır.
Kanuni döneminde çıkarılan kanunnameler de “sosyal
düzenlemeler, askeri düzenlemeler, reaya hak ve görevleri,
tımarların dağıtım esasları, idari düzenlemeler” gibi konular
yer almıştır.
Osmanlı Devleti adaleti düzenli bir şekilde dağıtımında
kadılar önemli bir rol oynar. Kadıların Yargı Görevleri;
Evlenme, boşanma, nafaka ve miras işleri ile ticaret
davalarında karar vermek ve vergilerin düzenli olarak toplanıp
hazineye aktarılmasıdır.
Kadıların Diğer Görevleri;
Kaza yöneticiliği, noterlik ve Avarız vergilerini toplamak
2. BİLİM VE TEKNOLOJİ
Yükselme döneminde başlayan siyasi ve sosyal gelişmeler
bilimsel yaşamda da etkili oldu. Bu dönemde, pozitif bilimleri
padişahların da bizzat kendisi desteklemesiyle, Osmanlı
Devleti’nin başkenti İstanbul bir kültür merkezi haline geldi.
Fatih zamanında Sahnıseman Medresesi açılmıştır. Kanuni
döneminde Süleymaniye Medresesi çok önemli eğitim
kurumudur.
Tıp Alanında;
Osmanlı Devleti’nin ilk tıp medresesi Yıldırım Beyazit
tarafından Bursa’da kurulmuştur.
Fatih zamanında Sabuncuoğlu Şerafettin Türkçeye çevirdiği
Cerrâhiyetü’l Hâniyye’de cerrahi teknikleri göstermiştir.
Bunun dışında Mücerrebname adlı eserinde tedavide
kullanılan malzemeleri anlatan pratik el kitabıdır.
Sabuncuoğlu Şerafettin Türkiye’de farmakolojinin ilk
öncüsü sayılır.
Kanuni zamanında açılan Süleymaniye Medresesi bir tıp
medresesiydi.
Coğrafya ve Astronomi Alanında;
Piri Reis, Ali Kuşçu, Seydi Ali Reis, Matrakçı Nasuh önemli
bilim adamlarıydı. Kanuni döneminde ünlü coğrafyacı Piri
Reis, Kitab-ı Bahriye adlı eserinde, dünyanın yuvarlaklığı,
gelgit olayı, pusulanın kullanımı, Amerika kıtasının varlığı
gibi konulara değinmiştir
Matematik Alanında;
Molla Lütfi, Sinan Paşa ve Müslihüddin bin Sinan, II. Beyazit
döneminin matematik bilginleridir. Matematikçi ve astronom
Takiyüddin Mehmet, İstanbul’da bir rasathane kurmuştur.
Osmanlılarda otomatik makineler üzerine ilk eseri de
Takiyüddin Mehmet yazmıştır.
Tarih Alanında;
Enverî, Amasyalı Şükrullah, Tursun Bey, Kemal Paşazade,
Âşık Paşazade, Hoca Saadettin, Neşri ve Mustafa Selanikî XV.
ve XVI. yüzyılın en önemli tarihçileridir.
3. EDEBİYAT
Divan Edebiyatı: İran ve Arap edebiyatlarından etkilenerek
saray ve medrese çevrelerinde gelişen edebiyat türüdür. XV.
ve XVI. yüzyılın en önemli divan şairleri; Nesimi, Ahmedi,
Baki, Fuzuli ve Ruhi’dir.
Halk Edebiyatı: Sözlü masallar ve destanlarla başlamış,
bunlara koşma, mani, türkü, ağıt vb. türler eklenince geniş bir
edebiyat oluşmuştur. Daha çok taşrada ve yüksek tahsilli
olmayan halk arasında rağbet gördüğü için adına halk
edebiyatı denmiştir. Dönemin en ünlü şairi Mahremi’dir.
Tasavvuf Edebiyatı: Dini içerikli bu tür nazım şekli açısından
halk edebiyatına daha yakındır. Önemli temsilcileri Hacı
Bektaşı Veli, Kaygusuz Abdal, Akşemsettin, Eşrefoğlu Rumi
ve Kemal Ümmi’dir. XVI. yüzyılda ise Abdürrahim Tırsi,
İbrahim Gülşeni ve Pir Sultan Abdal’dır.
4. GÜZEL SANATLAR
Minyatür Sanatı: El yazması eserleri süslemek ve metnin
aydınlatılmasını sağlamak için perspektif olmadan yapılan
resimlere minyatür denir. Minyatür sanatçısına nakkaş denir.
Matrakçı Nasuh, Nakkaş Osman, Nigari ünlü nakkaşlardır.
Hat Sanatı: Güzel yazı yazma sanatı olan hat Türklerin
İslamiyet’i kabul etmesiyle önem kazanmıştır. Bu sanatla
uğraşanlara hattat denir. Amasyalı Şeyh Hamdullah, Ahmt
Karahisarı önemli hattatçılardır.
Tezhip: El yazması kitapları süsleme sanatıdır. Kara Mehmet.
Ciltçilik: El yazması eserlerin dağılmasını engellemek için
yapılan ve çeşitli malzemelerle süslenen sanat türüdür.
Ebru: Kağıt süsleme sanatıdır.
Kakmacılık: Ahşap, taş ve metal üzerine belirli bir desen
şekillendirerek açılan oyuklara gümüş, sedef, altın gibi
madenlerin gömülerek yapıldığı süsleme sanatıdır.
Çinicilik: özel olarak hazırlanmış toprağın sırlanarak çeşitli
nakışlarla süslenip pişirilmesiyle ortaya çıkan süsleme
sanatıdır. İznik, Kütahya, Diyarbakır, Bursa ve İstanbul’da çini
atölyeleri açılmıştır. Bursa Yeşil Cami, Yeşil Türbe ve
Topkapı Sarayı çini sanatının en güzel örneklerinin verildiği
yerdir.
5. MİMARİ
XV. ve XVI. yüzyılda sivil mimari en güzel örneği Topkapı
Sarayı’dır. Ayrıca Topkapı içindeki Bağdat ve Revan Köşkleri
önemlidir. Askeri Mimari da Yıldırım döneminde yapılan
Anadoluhisarı ve Fatih zamanında yapılan Rumelihisarı ve
Topkapı Sarayı ünlüdür.
Mimar Sinan’ın çıraklık eseri; Şehzadebaşı Cami - İstanbul
Mimar Sinan’ın kalfalık eseri; Süleymaniye Cami - İstanbul
Mimar Sinan’ın ustalık eseri; Selimiye Cami - Edirne
6. OSMANLILARDA OYUN, EĞLENCE VE ŞENLİK
Osmanlı halkının dinlendiği ve toplu olarak eğlendikleri
en önemli mekânlar mesire yerleridir. İstanbul’un çeşitli
yerlerinde ailece gidilen mesire yerleri bulunmaktaydı.
Bundan başka hamamlar, kahvehane, bozhane gibi kapalı
mekânlarda bir tür eğlence yeridir.
Padişah çocuklarının doğumları, hanedan mensuplarının
evlilikleri, padişahların tahta çıkış törenleri (cülus),
şehzadelerin ilk derse başlamaları, kazanılan askeri
zaferler, ordunun sefere çıkması, esnaf bayramları ve
şehzadelerin sünnet törenleridir. At Meydanı’nda
düzenlenen cirit ve atlı okçuluk gösterilerinde askerler
becerilerini sergilerdi.
REFORM HAREKETLERİ
16. yüzyıla gelinceye kadar Hıristiyanlığın biri
Ortodoks, diğeri Katolik olmak üzere iki mezhebi
vardı.
Ortodoks mezhebinin merkezi İstanbul'daki Fener
Patrikhanesiydi. Ortodoksların dini liderine patrik
denirdi.
Katolik mezhebinin merkezi ise Roma'da bulunan
Vatikan idi. Katoliklerin dini liderine papa denirdi.
Orta Çağ'da Hıristiyanlığın Katolik mezhebinde
büyük bozulmalar oldu. Yeni Çağ başlarındaki
gelişmeler bu bozulmaların sorgulanmasını sağladı.
Bunun sonunda Katolik mezhebinde önemli
değişiklik ve düzenlemeler yapıldı. Bu düzenlemelere
reform denir.
Bu karar üzerine Saksonya dükü Frederik, Luther’i
korudu. Luther’in İncil’i Almanca’ya çevirmesi ile
Protestanlığın hem Almanya’da hem de hem de
Avrupa’da yayılmasına neden oldu. Papalık ve
Katolikliği savunan Roma-Germen İmparatoru
Şarlken ile Luther’i savunan Alman prenslikleri
arasında yaşanan çatışmalar sonunda Katolikler
Augsburg (Ogsburg) Antlaşması’yla (1555) Protestan
mezhebinin varlığı resmen tanındı.

Şarlken
1555
Augusburg
antlaşması ile Protestanlığı tanıdı.

Fransa’da Kalvin Kalvenizm’i kurdu. 1572’de
Bartolomeus (Bartelmi) gecesinde 40 bin
Kalvenist
öldürüldü.
Mezhep
çatışmaları
Fransa’da 1598’de Nant Fermanı ile son buldu.

Reformu İngiltere’de Kral VIII. Henri başlattı.
Anglikan Kilisesi’ni kurarak Katolik Roma
Kilisesi ile bağlarını kopardı. İngiltere’de
Anglikanizm kabul edildi.

İskoçya’da Presbiteryenlik, İsveç, Norveç,
Danimarka’da, Protestanlık mezhebi kabul edildi.
Reform'un Nedenleri
 Kağıdın bollaşıp ucuzlaması ve matbaanın
bulunması başta İncil olmak üzere dini kitapların
çeşitli dillere çevrilerek basılmasını sağladı.
 Halk dini bilgileri doğrudan öğrenme imkanına
kavuştu. Bu durum din adamlarının söylemleri ile
kutsal kitaplarda yazanlar arasında büyük farklar
olduğunun anlaşılmasını sağladı.
 Rönesans'ın etkisi ile özgür düşüncenin yayılması,
din kurumlarının da sorgulanmasını sağladı.
(Ogusburg)
REFORM'UN SONUÇLARI
 Katolik kilisesinin Hristiyanlığın amaçlarından
uzaklaşması. Din adamlarının zevk ve eğlence içinde
yaşamaya başlaması.
 Avrupa'da mezheb birliği bozuldu. Katolik kilisesi
parçalandı. Protestanlık, Kalvenizm ve Anglikanizm
gibi yeni mezhepler ortaya çıktı.
 Katolik kilisenin bozulması ve kilisenin bazı
grupların çıkarlarına uygun hareket etmeye başlaması,
 Papalara ve din adamlarına olan saygı ve güven
azaldı.
 Kilisenin dini ticaret haline getirerek Endülüjans
adlı af belgesi sayesinde zenginleşmesi.
 Katolik mezhebinin etkisi azaldı.
 Kilisenin aşırı zenginleşmesi. Buna karşılık halkın
çok fakir olması. Fakirleşen halkın kilise mallarına
göz dikmesi.
Reform hareketi ilk olarak Almanya'da başladı.
Bu hareketin önderi Alman din adamı Martin
Luther'dir.
Martin Luther kilisenin uygulamalarına karşı Çıktı.
Papa ve din adamlarının lüks ve israf içinde
yaşamasını, para karşılığı günah bağışlama geleneğini
eleştirdi. Luther, kilisenin uygulamalarını eleştiren 93
maddelik bir bildiri hazırladı.
Bunun üzerine papa Luther'i afaroz etti. Luther'in
düşünceleri pek çok taraftar topladı. Luther'den yana
olanlara Protestan denildi. Luther'in Almanya'da
başlattığı bu hareket, diğer Avrupa ülkelerine de hızla
yayıldı. Papa Martin Luther'i afaroz ederek
öldürülmesini istedi. Bunun üzerine Papa, Luther’i
aforoz etti. Luther’in aforoz kâğıdını halkın önünde
yakması üzerine, papalık Luther’in yakılarak
öldürülmesi kararını verdi.
 Katolik kilisesi kendisini yenilemek ve düzenlemek
zorunda kaldı.
 Avrupa'nın birçok yerinde okullar kilisenin elinden
alınarak halka verildi.
 Kilisenin eğitim ve kültür üzerindeki baskısı
önemli ölçüde ortadan kalktı. Laik eğitim kurumları
ortaya çıktı.
 Kültürel ve bilimsel gelişmelerde daha serbest bir
ortam oluştu.
 Kilise baskısının ve etkinliğinin azalmasıyla
bilimsel gelişmelerde daha serbest bir ortam oluştu.
 Katolik kilisesinden ayrılan ülkelerde kilisenin
malları, yağmalandı, topraklarına el konuldu.
 Dini inançlarda baskı yerine hoşgörü egemen
olmaya başladı.
III. ÜNİTE: ARAYIŞ YILLARI
DURAKLAMANIN NEDENLERİ
16. yüzyılın ikinci yarısı ve 17. yüzyıllarda Osmanlı Devleti'nin durumuna
kısaca bakıldığında devletin sorunlarının iç ve dış nedenlerden
kaynaklanmakta olduğu görülür.
A- İÇ NEDENLER
1) Devlet idaresinin Merkezi yönetimin bozulması
2) Askeri teşkilatın bozulması
3) İlmiyenin(eğitimin) bozulması
4) Maliyenin(Ekonomi) bozulması
5) Toplum yapısının bozulması
6) Coğrafi keşifler sonucu Osmanlı ticaret gelirlerinin azalması,
Avrupa’daki altının çoğalmasıyla Akçenin değer kaybetmesi
7) Toprak sisteminin bozulması
8) Eyalet yönetiminin bozulması
9) Toplum yapısının bozulması
10) Osmanlı toplumunun kozmopolit yapısı
B- DIŞ NEDENLER
1) Devletin doğal sınırlarına ulaşması(Doğuda İran, Kuzeyde
Rusya,Batıda Avusturya)
2) Avrupa da merkezi krallıkların kurulması(Topun
kullanılması,Feodalitenin çözülmesi)
3) Avrupa’da Rönesans ve Reform sonucu bilim ve tekniğin gelişmesi
4) Avrupa’nın coğrafi keşifler ile zenginleşmesi(Altın ve gümüş
Avrupa’yı zenginleştirdi)
arasındaki savaşlar ise 1639 Kasrışirin Antlaşması ile sona
ermiştir. 
NOT: Osmanlı Devleti’nin İran ve Avusturya ile yaptığı
savaşlar ülkede askeri yapının ve ekonomik düzenin
bozulmasına neden olmuştur.
3. İÇ İSYANLAR
İç İsyanların Genel Nedenleri
1. Veraset sistemindeki değişiklikler (Siyasi)
2. Yönetimde saray adamlarının ve valide sultanların etkili olması
(Siyasi)
3. Rüşvet ve adam kayırmanın artması (Siyasi)
4. Yeniçeri ocağının bozulması (Askeri)
5. Halktan ağır vergiler alınması ve köylünün toprağının terk
etmesi (Ekonomik)
6. Tarımsal üretimin azalması (Ekonomik)
7. Tımar sistemin bozulması (Askeri ve Ekonomik)
8. Ordunun bozulması (Askeri)
9. Savaşların uzun sürmesi ve masrafların artması (Ekonomik)
XVII. YÜZYILDA AVRUPA, ASYA VE OSMANLI DEVLETİ’NİN
DURUMU
a. Avrupa’nın Genel Durumu
XVII. yüzyılda Avrupa devletlerinde yönetim şekli olarak mutlak monarşi
hâkimdi. Coğrafi keşiflerin etkisiyle ekonomik yönden zenginleşen ve
gelişen Avrupa’da İngiltere, Fransa, İspanya, Hollanda, Portekiz
sömürgecilik yarışı içine girdiler.
Uzak Doğu ve Hindistan bölgesi ile Atlas Okyanusu limanları bu dönemde
Avrupa devletlerinin yeni paylaşım bölgeleri olmuştur. Bu rekabet Avrupa
devletleri arasında savaşlara neden olmuştur. (Otuz Yıl Savaşları)
b. Asya’nın Genel Durumu
XVII. yüzyılda Rusya, Asya’da güçlü bir devlet olarak ortaya çıkmıştır.
Altın Orda Devleti’nin yıkılmış ve bu devletin toprakların üzerinde
Özbekler güçlenmiştir. Yine bu dönemlerde Kazak Hanlığı, Kırgız, Kaşgar
ve Babür Devleti özellikle Orta Asya ve Hindistan’da hem önemli bir
siyasi güç olmuşlar hem de Türk kültürünün bu bölgede yaşamasına ve
yayılmasına katkıda bulunmuşlardır.
XVII. YÜZYILDA OSMANLI-AVUSTURYA VE OSMANLI-İRAN
İLİŞKİLERİ
A. OSMANLI-AVUSTURYA İLİŞKİLERİ
Kanuni döneminde oluşturulan barış ortamı 1593’te sınır ihlalleri
ve vergi yüzünden ilişkiler bozuldu. III. Mehmet döneminde 1596
Haçova Meydan Muharebesi’nde Osmanlı ordusu Avusturya’yı
yendi.
Not: Haçova Meydan Savaşı Osmanlının büyük bir devlete
karşı kazandığı son büyük meydan savaşıdır.
Kanije ve Estergon Kaleleri alındı. 1606 yılına kadar süren
savaşlar sonunda 1606 Zitvatorok Antlaşması imzalandı. Buna
göre;
* Eğri, Kanije ve Estergon Kaleleri Osmanlı Devleti’ne bırakıldı.
* Avusturya savaş tazminatı ödedi.
* Avusturya arşidükası bundan böyle Osmanlı padişahına eşit
sayılacak ve kendisine ceasar (imparator) denecekti. 
A. İSTANBUL AYAKLANMALARI
İstanbul isyanları kapıkulu askerlerinden yeniçeriler ve sipahiler
tarafından çıkarılmıştır.
Temel Nedeni: Merkezi otoritenin zayıflamasıdır.
Diğer Nedenleri:
1. Devlet yönetimindeki otorite boşluğundan yararlanan yeniçeri
ağaları ve saray kadınlarının yönetimi olumsuz yönde etkilemeleri
2. Kapıkulu sisteminin değişmesi ve ocağa askerlikle ilgisi
olmayan kişilerin alınması
3. Kapıkulu askerlerinin maaşlarının zamanında ödenmemesi veya
ayarı düşük paralarla ödenmesi
4. Yeniçerilerin cülus bahşişi almak için sık sık padişah
değiştirmek istemeleri
5. Devlet yönetiminde etkin olmak isteyen devlet adamlarının
yeniçerileri kışkırtması
6. Yeniçeri ve sipahilerin çıkarları doğrultusunda hareket etmeyen
padişah ve devlet adamlarını görevden uzaklaştırmak istemeleri
7. Kapıkulu askerlerinin disiplin altında tutulamaması
8. “Ocak devlet içindir” anlayışının yerine “Devlet ocak içindir”
anlayışının hâkim olması.
gibi nedenler etkili olmuştur.
İstanbul isyanları devlet düzenini değiştirmeye yönelik
olmayıp, yönetimdeki şahıslara karşı yapılmıştır.
İstanbul isyanları Fatih döneminde başlamış III. Murat, II. Osman,
IV. Murat ve IV. Mehmet dönemlerinde de çıkmıştır.
Sonuçları:
Osmanlı Devleti 1533 İstanbul Antlaşması ile Avusturya’ya
1. Merkezi otorite zayıfladı.
karşı kazandığı açık siyasi üstünlüğü kaybetmiştir.
Osmanlının antlaşmayı imzalama sebepleri:
* Celali ayaklanmaları
* İran ile yapılan savaşların devam etmesidir.
2. Yönetimde ordunun etkisi arttı.
3. Islahat hareketleri başarılı olamadı.
4. Sık sık idareciler değişti.
5. Padişahların yönetimdeki etkisi azaldı.
1555 SONRASI OSMANLI-İRAN İLİŞKİLERİ
1590 Ferhatpaşa Antlaşması ile Osmanlı Devleti Doğu’da en
geniş sınırlara ulaşmıştır.
XVII. Yüzyılda I. Ahmet, II. Osman ve IV. Murat dönemlerinde
İran ile mücadele edilmiştir. 1603-1612 yılları arasında yapılan
savaşlar 1612 Nasuh Paşa Antlaşması ile, 1614-1618 yılları
arasındaki savaşlar 1618 Serav Antlaşması ile 1635-1639 yılları
6. Halkın orduya karşı olan güveni azaldı.
7. İstanbul’da huzur ve güven bozuldu.
B.CELALİ AYAKLANMALARI
XVII. yüzyılda Anadolu’da çıkan isyanlara “Celali İsyanları”
denilmiştir.
Temel Nedeni: Ekonominin bozulmasıdır.
Diğer Nedenleri:
1. Eyaletlerde devlet yönetiminin bozulması ve vergi toplamada
adaletsiz davranılması
2. Dirlik sisteminin bozulması ve dirliklerin dağıtımında
haksızlıkların yapılması
3. XVII. Yüzyılda savaşların uzun sürmesi ve yenilgiyle
sonuçlanmasından dolayı askerden kaçanların Anadolu’da
eşkıyalığa başlaması
4. Devşirme asıllı
kaynaşamamaları
devlet
adamlarının
Anadolu
halkıyla
5. Merkezi otoritenin zayıflaması
6. Kadı ve sancak beylerinin kanunlara aykırı hareket ederek halkı
zor duruma düşürmeleri
7. Uzun süren Osmanlı-İran ve Osmanlı-Avusturya savaşlarının
halkı yıpratması
NOT: İlk Celali isyanı Yavuz döneminde meydana
geldi.(Bozoklu Celal İsyanı)
Celali isyanları içinde devleti en çok uğraştıranlar:
Karayazıcı, Canbolatoğlu, Kalenderoğlu, Kör Mahmut,
Katırcıoğlu ve Gürcü Nebi isyanları.
Sonuçları:
1. Vergiler düzenli toplanamadığı için devlet gelirleri düştü.
2. Kırsal kesimde güvenlik kalmadı, köylü toprağını terk etti.
3. Üretim azaldı, tarım ve hayvancılık geriledi.
4. Anadolu’nun büyük bir kısmı harabe haline geldi.
kaldı. Gümrük vergilerinin düşürülmesi, ticarette serbestlik içeren
bu kapitülasyonlar sonunda vergi gelirlerinde kayıplar oldu.
Piyasaya ucuz Avrupa malları hâkim oldu. Avrupa mallarının
Osmanlı coğrafyasında yaygınlaşması Osmanlı üreticisine büyük
darbe indirdi.
c. Yeni Ekonomik Model: Merkantilizm
Coğrafi keşifler neticesinde XVII. Yüzyıl Avrupa’sında yeni bir
ekonomik model ortaya çıktı. Gelirlerini daha çok artırabilmek
için Avrupalı devletlerin geliştirdiği merkantilizme göre bir ülke
ne kadar çok madene ve paraya sahipse o kadar zengin
sayılıyordu. Zengin devlet statüsünde yer almak isteyen Avrupalı
devletler iç ve dış ticarete önem verdiler. Yeni yollar bulma ve
sömürgeler sayesinde ham madde ve Pazar sahibi olma isteğinin
altında yatan etken de budur. Bir diğer etkense gelir düzeyini ve
tüketim isteğini artırmaktır.
Osmanlı Devleti’nin Avrupalı devletlere tanımış olduğu
kapitülasyonlar sonucunda Osmanlı piyasası Avrupalı mallara
dolmaya başladı. Osmanlı’da üretim çökerken ithal mallar
Osmanlı piyasasını ele geçirdi. Ortaya çıkan yeni ekonomik model
merkantilizm ile gelişirken, gelişmeleri takip Osmanlı Devleti
süratle çökmeye başladı.
XVII. YÜZYIL ISLAHATLARI
1. II. OSMAN (GENÇ OSMAN) DÖNEMİ VE
ISLAHATLARI
Islahatlar
* Şeyhülislam’ın fetva vermek dışındaki yetkilerini elinden aldı.
Böylece ilmiye sınıfının devlet işlerine karışmasını önlemiştir.
* Maliyeye önem verdi. Din adamlarına ve askerlere fazladan
verilen paraları kesti.
5. İsyancılardan, askerlerden ve halktan birçok insan hayatını
kaybetti.
* Genç Osman, saray dışı evlilik yaparak sarayı halka açmaya
çalışmıştır. Genç Osman bu yönü ile sosyal alanda ıslahat yapan
ilk padişahtır.
6. Avusturya ve İran savaşlarını olumsuz yönde etkiledi.
* Başkenti İstanbul’dan Anadolu’ya taşımayı düşünmüştür.
C. EYALET AYAKLANMALARI
Merkezi otoritenin zayıflamasından faydalanan eyalet yöneticileri
imparatorluktan ayrılmak amacıyla Yemen, Bağdat, Basra,
Trablusgarp, Kırım, Eflak, Boğdan ve Erdel’de çıkan isyanlardır.
Devlet bu isyanları zorlukla bastırdı.
4. AVRUPA’NIN GELİŞİMİNE SEYİRCİ KALAN
OSMANLI
Günümüz Avrupa’sının siyasi, ekonomik, kültürel ve sosyal
temelleri, XV. yüzyıldan başlayarak atılmaya başlamıştır. İnsan
hakları ve demokratikleşme çabaları, özellikle İngiltere ve
Fransa’nın başını çektiği devletlerarasında yarış başlamıştır.
Reform ve Rönesans, Avrupa’da köklü değişikliklere yol açmış,
özgür düşünce ve bilim alanındaki çalışmalar devletlerin
gelişmesini sağlamış ve Avrupalı devletlerarasında rekabete yol
açmıştır.
Avrupalı devletlerarasında rekabet Coğrafi Keşiflerin başlamasına
sömürgecilik faaliyetlerinin başlamasına yol açmıştır. Coğrafi
keşifler sonucunda ticaret yolları yön değiştirmiştir. Osmanlı
devleti iç çalkantılar ve dış savaşlar nedeniyle gelişmelere
ilgisiz kalmıştır.
a. Coğrafi Keşiflerin Osmanlı Devleti’ne Etkileri
Coğrafi keşifler nedeniyle ticaret yollarının yön değiştirmesi
Akdeniz ticaretinin önemini kaybetmesine yol açmıştır. Coğrafi
keşifler sonucunda Avrupa’ya bol miktarda altın ve gümüş
girmiştir. Altın ve gümüşün Osmanlı piyasasında kullanılmaya
başlanması ile Osmanlı ekonomisi büyük zarar görmüştür.
Piyasada pahalılık ve enflasyon yaşanmasına neden olmuştur.
b. Avrupa’ya Tavizler Verilmesi
Coğrafi keşiflerle birlikte Avrupalı devletler denizcilik alanında
geliştiler. Keşiflerle beraber gelen ekonomik zenginlik deniz
ticaretinin gelişmesine, gelişen deniz ticareti de Avrupalı
devletlerin ekonomik anlamda daha da güçlenmesine neden
olmuştur.
Osmanlı Devleti deniz ticaretini canlı tutmak ve ekonomik kaybı
önlemek için Avrupalı devletlere kapitülasyonlar vermek zorunda
* İlk kez Yeniçeri Ocağını kaldırmayı düşünmüştür. Bunu haber
alan yeniçeriler Genç Osman’ı öldürmüşlerdir.
Siyasi Olaylar
Lehistan’ın Osmanlı Devleti’ne bağlı Boğdan’ın iç işlerine
karışması üzerine sefere çıkan II. Osman Hotin Kalesi’ni kuşattı.
Ancak yeniçerilerin disiplinsizliği yüzünden alınamadı ve
Lehistan ile 1621 Hotin Antlaşması imzalandı. Buna göre;
* İki taraf birbirinin topraklarına saldırmayacak
* Lehistan, Osmanlı’ya bağlı Kırım Hanlığı’na vergi vermeye
devam edecek
Not: II. Osman Hotin Seferi’nden sonra Yeniçeri Ocağı’nı
kaldırma fikrini ilk kez ortaya atmıştır. II. Osman bu fikri
duyan yeniçeriler tarafından öldürülmüştür.
2. IV. MURAT DÖNEMİ (SİYASİ OLAYLARISLAHATLAR)
Islahatlar
* Devletin kötü gidişinin nedenleri ve bu kötü gidişin
durdurulması için alınabilecek tedbirlere ilişkin devletin ileri
gelenlerine raporlar hazırlattı. (Koçi Bey Risalesi bu alanda en
önemlisidir.)
* IV. Murat, başta annesi Kösem Sultan olmak üzere ıslahatların
önündeki engelleri ortadan kaldırdı.
* Yeniçeri içindeki zorbaları ortadan kaldırdı ve fazla olan
yeniçeri sayısını azalttı. Böylece gücünü arttırarak askeri itaat
altına aldı.
* Hak etmeyenlerden dirlikleri geri aldı.
* İçki ve tütün yasağı getirdi. Birlikte gece sokağa çıkma yasağını
uyguladı.
Siyasi Olaylar
Venedik, Lehistan ve İran ile savaşlar yapılmıştır. İran, OsmanlıAvusturya savaşlarını ve iç isyanları fırsat bilerek sık sık Osmanlı
topraklarına saldırmaya devam ediyordu. Bu nedenle IV. Murat,
İran üzerine bir 1635 diğeri ise 1638’de olmak üzere iki sefer
düzenledi. Yapılan seferler sonunda Revan ve Bağdat alındı.
IV. Murat Bağdat Fatihi olarak anıldı. İran’ın isteği üzerine
1693’da Kasrışirin Antlaşması imzalandı. Buna göre;
* Bağdat Osmanlı’ya, Revan ve Azerbaycan’a İran’a bırakıldı.
* Zağros Dağları iki ülke arasında sınır oldu.
ÖNEMİ: Kasrışirin Antlaşması bugün de geçerli olan
Türkiye-İran sınırını büyük ölçüde belirlemiştir.
TIMAR SİSTEMİNİN BOZULMASI
Temel Nedeni: Tımarların hak eden kişilere değil de rüşvet
karşılığında başkalarına verilmesidir.
Merkezi otoritenin zayıfladığı bu dönemde tımar dağıtımındaki
adaletsizlikler birçok tımar sahibinin dirliğini kaybetmesine neden
oldu. Tımarlarına kaybeden pek çok dirlik sahibi ayaklanmalar
çıkartmış ve Celali ayaklanmalarına sebep olmuştur.
Tımar Sisteminin Bozulması ile;
*Üretim azalmıştır.
*Üretimin azalması nedeniyle devlet halktan yeterince vergi
toplayamadı. Bu nedenle halka ağır vergiler koymak zorunda
kaldı.
*Devletin koyduğu ağır vergileri
topraklarını terk ederek göç etmiştir.
karşılamayan
köylüler
*Toprağı terk eden köylülerin şehirlere göç etmesiyle şehirlerde
asayiş problemleri arttı.
*Sistem sayesinde hazineden para harcanmadan hazır ordu
kuruluyordu. Sistem bozulunca devlet ücretli asker olmak zorunda
kaldı. Sekban adı verilen ücretli askerler savaş zamanı asker,
barış zamanı işsizdi. İşsiz kalan sekbanlar halktan haraç
alıyorlardı.
*Tımar sistemi sayesinde ülkenin en uç bölgelerine dahi devlet
otoritesi ulaştırıyorken tımar sisteminin bozulmasıyla bu asayiş ve
otorite ortamı da yok oldu
İLTİZAM VE MUKATAA
Fatih sultan Mehmet zamanında tımar dışında kalan bölgelerin
vergilerini toplamak için getirilen bir düzendir. Bir bölgenin
kanunla belirlenmiş vergisini toplayıp hazineye yatırma işidir.
İhale ile belirlenen sistemde vergi kaynağı araziye Mukataa, ihale
sistemine iltizam, bu işi yapan kişilere de mültezim denirdi.
İltizam Sisteminin Yararı
Devlet, Mültezimlerden bölgenin vergilerini peşin olarak alırdı.
Böylece nakit sıkıntısı giderilirdi.
İltizam Siteminin Zararları
Mültezimler devlete verdiği verginin kat be kat fazlasını halktan
alabiliyordu. Halk mültezim baskıları nedeniyle vergi
ödeyemeyince toprağını terk etmek zorunda kalıyordu. Bu da
üretimin düşmesine neden oluyordu.
XVII. YÜZYILDA AVRUPA’DA SİYASİ DURUM
OTUZ YIL SAVAŞLARI (1618 - 1648)
Bu savaşlar Reform hareketlerinin sonuçlarına bağlı olarak
doğmuştur. Katolik Alman imparatoru ile Protestan Alman
prensleri arasında başlayan savaşlara; İsveç, Fransa, Danimarka ve
İspanya da katılmıştır. Fransa Katolik olmasına rağmen
Almanya'nın güçlenmesini önlemek için Almanya'nın karşısında
yer almıştır. İspanya ise bu savaşlar sırasında müttefiki Almanya
ile birlikte hareket etmiştir. Bu savaşlar sonunda Katolik Alman
imparatorluğu yenilmiştir.
1648 Westfelya Antlaşması ile 30 Yıl Savaşları sona ermiştir.
Westfelya Antlaşmasına göre;
1. Protestanlık resmen tanınırken, halka da mezhep özgürlüğü
verildi.
2. Almanya, Prusya Dükalığı çevresinde birçok prensliğe bölündü.
3. Alsas - Loren Bölgesi Fransa'ya bırakıldı.
4. 1609'da kurulmuş olan Hollanda ve İsviçre'nin
bağımsızlıkları onaylandı.
5. İspanya ile de 1639'da Pirene Antlaşması yapılmıştır.
de
XVII. YÜZYILDA AVRUPA’DA BİLİM VE TEKNİK
ALANDAKİ GELİŞMELER
Avrupa’da Rönesans ve Reform ile modern düşünce ortamı
oluşurken akıl ön plana çıkmıştır. Bu sayede modern bilimin
temelleri atıldı.
XVII. Yüzyılda Bilime Yön Veren Bilim İnsanları
Kopernik: Polonyalı astronom ve matematikçidir. Dünyanın ve
diğer gezegenlerin güneş etrafında döndükleri kuralını
açıklamıştır.
Galile:
Modern
kurucularındandır.
fiziğin
ve
teleskopik
astronominin
Bacon (Beykın): İngiliz filozof ve devlet adamıdır.
Kepler: Alman gök bilimci, fizikçi ve matematikçidir.
Pascal (Paskal): Fransız matematikçi, fizikçi ve düşünürdür.
1642’de bir hesap makinesi icat etti.
Newton (Nivtın): İngiliz fizikçi, matematikçi ve astronomdur.
Yer çekimini kanunu bulmuştur.
Yapılan bilimsel çalışmalar sonunda bu dönem, Akıl Çağı olarak
nitelendirilmiştir. Bu dönemdeki çalışmalar Avrupa’da sanayinin
hızla gelişmesini sağladı. Gelişen sanayi bir sonraki yüzyılda
yaşanacak olan Sanayi İnkılâbı’nın da zeminini hazırlamıştır.
Sanayisi gelişen Avrupa devletleri, dünya siyasetinde daha sözü
geçen bir güç haline geldi.
IV. MEHMET DÖNEMİ (1648-1688)
1. IV. MEHMET DÖNEMİ ISLAHAT ÇALIŞMALARI
IV. Mehmet çocuk yaşta iken (6 yaşında) tahta geçmiştir. Kendisi
yönetecek yaşa gelince kadar ülkeyi IV. Mehmet’in annesi (Hatice
Tarhan Sultan) ve vezirler yönetmiştir.
IV. MEHMET DÖNEMİ SİYASİ OLAYLARI
IV. Mehmet’in Görevlendirdiği Bazı Devlet Adamları ve
Yaptıkları Islahatlar Şunlardır:
Tarhuncu Ahmet Paşa
asraflarını kıstı ve hediyeler verilmesini azalttı.
Modern anlamda ilk kez bütçe çalışması yaptı.
tahsilât yaptı.
Köprülü Mehmet Paşa
iplin altına aldı.
Köprülü Fazıl Ahmet Paşa
XVII. YÜZYIL ISLAHATLARININ GENEL
ÖZELLİKLERİ
1. Kuvvet ve şiddet yolu ile ülkede asayişin sağlanması yoluna
gidilmiştir. Sorunların kökenine inilmediği için başarılı
olunamamıştır.
2. Islahatlarda Avrupa örnek alınmamıştır.
3. Yeniçeri, ulema ve halkın tepkisi ile karşılaşmıştır.
4. Yönetim, hukuk ve teknik alanlarda ıslahat yapılmamıştır.
5. Islahatların ağırlık noktasını ordu ve ekonomi oluşturur.
6. Islahatların öncülüğünü padişah ve devlet adamları yapmış ve
ıslahatlar şahıslara bağlı kalmıştır.
OSMANLI-VENEDİK İLİŞKİLERİ
Osmanlı-Venedik ilişkileri 17. yüzyılda Girit adası yüzünden
bozuldu.
Nedenleri:
● Girit teki korsanların Osmanlı gemilerine saldırması
● Girit’in önemli bir konumda bulunması
Osmanlı Devleti Venedik’e savaş açarak adayı kuşattı. Kuşatma
1645-1669 yılları arasında sürdü. 1669’da Girit’in fethedilmesi
ile; Doğu Akdeniz ve Çanakkale Boğazının güvenliği sağlandı.
Not 1: Kuşatmanın uzun sürmesi hem Osmanlı maliyesini
hem de donanmayı olumsuz etkiledi.
Not 2: Girit fethinin uzaması Osmanlı donanmasının eski
gücünde olmadığını gösterdi.
OSMANLI-AVUSTURYA İLİŞKİLERİ
Nedeni: Avusturya’nın Erdel Beyliğinin içişlerine karışmasıdır.
Sonucu: Köprülü Fazıl Ahmet Paşa, Uyvar Kalesini ele geçirdi.
Avusturya’nın isteği üzerine 1664 Vasvar Antlaşması imzalandı.
Buna göre;
1. Uyvar ve Neograd Kaleleri Osmanlı’ya bırakıldı.
2. Avusturya savaş tazminatı ödedi.
3. Erdel, Osmanlı Devleti’ne bırakıldı.
C. OSMANLI-LEHİSTAN İLİŞKİLERİ
Lehistan’ın Osmanlı’ya bağlı Ukrayna Kazaklarına saldırmaları
üzerine IV. Mehmet ve Fazıl Ahmet Paşa ordunun başında sefere
çıktı Lehistan yenilmiştir. Bunun üzerine Lehistan ile 1672 Bucaş
Antlaşması imzalandı. Buna göre;
● Podolya Osmanlı’ya bırakılacak
● Lehistan Osmanlı’ya vergi verecek
● Ukrayna, Osmanlı egemenliğindeki Kazaklara bırakıldı.
Önemi:
● Bu antlaşma, Osmanlı Devletinin topraklarına toprak kattığı son
antlaşmadır.
● Osmanlı Devleti Batı’da en geniş sınırlara ulaştı.
D.OSMANLI-RUSYA İLİŞKİLERİ
Osmanlı Devleti ile Rusya arasına yapılan ilk antlaşma 1678
Bahçesaray (Çehrin) Antlaşmasıdır. Bu antlaşmaya göre; Özi
(Dinyeper) Nehri iki devlet arasında sınır oldu.
II. VİYANA KUŞATMASI (1683)
Katolik Avusturya Kralı I. Leopold, Protestan Macarları mezhep
değiştirmeye zorluyordu. Macarlar Tököli İmre önderliğinde isyan
ederek Osmanlı Devleti’nden yardım istediler. Merzifonlu Kara
Mustafa Paşa, padişah IV. Mehmet’i ikna ederek Avusturya
meselesini halletmek için Avusturya üzerine sefere çıktı ve
Viyana’yı kuşattı (1683). Viyana kuşatmasının uzun sürmesi
üzerine Papa’nın desteği ile Fransız, Alman ve Lehlerden oluşan
bir Haçlı ordusu Avusturya’nın yardımına geldi. Tuna nehrini
tutmakla görevli Kırım Hanı Leh kuvvetlerine engel olmayınca
Osmanlı ordusu yenildi. Merzifonlu, padişahın emri ile burada
idam edildi.
Kutsal İttifak
Bu durumdan yararlanmak isteyen Papa’nın gayretleriyle
Avusturya, Lehistan, Venedik, Rusya ve Malta kuvvetlerinden
oluşan “Kutsal İttifak” kuruldu. Bu ittifak karşısında Osmanlı
ordusu başarısız oldu. Osmanlı Devleti Karlofça Antlaşmasını
imzaladı.
Malta
Avusturya
Lehistan
Venedik
e
Rusya
KARLOFÇA ANTLAŞMASI (1699)
Maddeleri:
Avusturya’ya bırakılacak
ı Venedik’e
bırakılacak
Karlofça Antlaşması’nın Sonuçları
kaybettiği ila antlaşmadır.
lı Devleti’ne karşı savunmadan saldırıya geçti
1921 Sakarya Meydan
Muharebesine kadar geriye çekiliş başladı
İSTANBUL ANTLAŞMASI (1700)
Rusya ile de Karlofça Antlaşmasını tamamlayıcısı İstanbul
Antlaşması imzalandı.
Maddeleri
Önemi: İstanbul Antlaşması ile Ruslar Azak Kalesi’ni alarak
Karadeniz’e inme politikasında ilk adımını atmış oldular.
XVII. YÜZYILDA OSMANLI DEVLETİ’NDE KÜLTÜR,
BİLİM, SANAT VE MİMARİ
Sultanahmet Camii (1609-1616)
Sultan I.Ahmet döneminde yapılmıştır.
Mimarı Sedefkâr Mehmet Ağa’dır.
Avrupalılarca Mavi Cami olarak da adlandırılmaktadır.
Caminin en dikkat çeken yanı 20.000 aşkın İznik çinisiyle
bezenmiş olmasıdır.
Sultanahmet Cami, Türkiye’nin altı minareli ilk cami olma
özelliğini taşımaktadır.
SANATÇILAR VE BİLİM İNSANLARI
Evliya Çelebi: XVII. yüzyılda yaşamış ünlü Türk gezgindir.
Seyahatname adındaki 10 ciltlik eserinde gezip gördüğü ülkelerin
coğrafyası, gelenek ve görenekleri hakkında bilgi verir.
Kâtip Çelebi: Tarih, coğrafya, felsefe alanında çalışmalar
yapmıştır. En önemli eseri Cihannüma’dır.
Nâbî: Toplum ve sosyal hayatla ilgili şiirler yazmıştır. Hayrabad
ve Tuhfetü’l Harameyn en önemli eserleridir.
Naima: Osmanlı Devleti’nin ilk resmi tarihçisidir. Eseri Naima
Tarihi’dir.
Nef’i: Türk edebiyatının en önemli hiciv şairlerindendir. Siham-ı
Kaza önemli bir eseridir.
Karacaoğlan: Aşk, gurbet, doğa, sıla özlemi ve ölüm üzerine
şiirler yazmış halk ozanıdır. Şiirlerini hece ölçüsü ve yaşadığı
bölgenin konuşma diliyle yazmıştır.
DİPLOMASİ VE DEĞİŞİM
Osmanlı Tarihinde Karlofça Antlaşması’ndan Yaş Antlaşması’na
kadar geçen süreye (1699- 1792) Gerileme Devri denir. Gerileme
Devrinde dış siyasette temel amaç Karlofça ve İstanbul
Antlaşmaları ile kaybedilen toprakları geri almaktır. Bu amaçla
Venedik, Avusturya, Rusya , İran ve Fransa ile 18.yüzyılda savaştı
(VARİF ) Ancak Osmanlı Devleti 18.yüzyılda kaybedilen
topraklar geri alınamadığı gibi ,yeni topraklar kaybetti. Bu
nedenle 1718 Pasarofça antlaşması ile eldeki toprakları koruma
siyasetini izledi.
Osmanlı- Rus İlişkileri: PRUT SAVAŞI VE ANT. (1711)
Çar I. Petro Rusya’yı büyük bir devlet yapmak için şu
hedefleri (PANİSLAVİZM) belirlemiştir:
1) Rusya’yı bir Avrupa devleti yapmak
5) Avusturya'nın Karlofça Antlaşmasının garantörü olarak
Mora'nın ve Dalmaçya kıyılarını Venediklilere geri verilmesini
istemesi
6) Osmanlı Devletinin Avusturya'nın isteklerine karşı çıkması
Savaş: Silahtar Ali Paşa Mora'yı geri aldı (1715).Korfu adası
kuşatıldı. Ayrıca Dalmaçya kıyılarında yeniden toprak kazandı. Karlofça Antlaşması’nın bozulduğunu ileri süren Avusturya
Osmanlı Devleti’ne savaş açtı.Osmanlı ordusu Macaristan'da
yapılan Petervaradin Savaşını kaybetti (1716). Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa barış yapılmasını uygun gördü.
İngiltere ve Felemenk (Hollanda) hükümetlerinin araya girmesiyle
Venedik ve Avusturya ile PASAROFÇA ANTLAŞMASI
imzalandı (1718).
2) Azak denizine ve Kırım’a yerleşmek ve Karadeniz’e çıkarak
etkili hale gelmek
Pasarofça Antlaşmasının Maddeleri:
3) Boğazları ele geçirmek.
1- Mora yarımadası ve Girit limanı Osmanlılarda kalacak
4) Açık ve sıcak denizlere inmek.
5) Osmanlı
geçirmek.
hâkimiyetindeki
Ortodoksların
liderliğini
ele
2- Belgrat, Temeşvar, Küçük Eflak ve Kuzey Sırbistan Avusturya'ya verilecek
6) Kapitülasyonlardan yararlanmak
3- Dalmaçya ve Arnavutluk
Venediklilerin olacak
7) Lehistan’ı hâkimiyet altına almak.
4- Antlaşma 24 yıl yürürlükte kalacak
8) Orta Asya ve Kafkaslarda hâkimiyet alanın genişletmek.
9) Bütün Slavları birleştirerek (Panislavizm) büyük bir Rus
İmparatorluğu oluşturmak
Sebepleri:
 Ruslar (Çar Deli Petro) denizlere inme politikasının sonucu
olarak Baltık Denizi kıyıları için İSVEÇ ile savaşmış, Ruslara
1709 Poltova Savaşı’nda yenilen İsveç kralı "DEMİRBAŞ (XII.)
ŞARL" Osmanlı Devletine sığınmıştı.
1- Rusya’nın emelleri
2- İsveçlileri takip eden Rus kuvvetlerinin Osmanlı topraklarına
girerek tahrip etmeleri,
3- Osmanlı Devletinin 1700 İstanbul Antlaşmasında Ruslara
verdiği AZAK Kalesi'ni geri almak istemesi.
4- Rusya'nın Osmanlı Ortodokslarını (Eflak , Boğdan , Karadağ ve
Sırp) ayaklanmaya teşvik etmesi.
5- Demirbaş Şarl’ın Osmanlı’yı savaşa teşvik etmesi.
6- Kırım Hanı’nın Rusya’nın Osmanlı Devleti üzerindeki
emellerini içeren bir rapor hazırlayarak Padişaha göndermesi.
Savaş: 1711 yılında Baltacı Mehmet Paşa komutasındaki Osmanlı
ordusu Rus ordusunu Prut nehri yakınlarında kuşattı. Yeniçerilerin
disiplinsiz tutumu ve Avrupa’da Osmanlı’ya karşı yeniden kutsal
ittifak oluşmasından çekinen Baltacı Mehmet Paşa, zor durumda
kalan Çar I.Petro’nun isteğini kabul ederek PRUT
ANTLAŞMASI imzalandı.(1711).
Maddeleri:
1- Ruslar Azak Kalesini geri verecek ve İstanbul'da elçi
bulunduramayacak
2- İsveç Kralı ülkesine rahatça geri dönebilecek
3- Ruslar Kırım ve Lehistan işlerine karışmayacaklar.
Önemi ve Sonuçları: :
1) 1700 İstanbul Ant. İle verilen yerler ve haklar geri alındı.
2) Toprak kazanmaya yönelik politikanın ilk adımı olumlu
sonuç verdi.
3) Askeri üstünlüğe rağmen diplomatik kayıptır.
1715–1718 OSMANLI - VENEDİK + AVUSTURYA
SAVAŞLARI
Nedenleri:
1) Osmanlı’nın Karlofça Antlaşması ile kaybettiği yerleri geri
almak istemesi
2) Venediklilerin Akdeniz’deki Osmanlı gemilerine saldırmaları
ve Karadağ’da isyan çıkarmaları
3) Katolik Venedik baskısına uğrayan Mora’daki Ortodoks Rum
halkının Osmanlı’dan yardım istemesi
4) Rusya’nın Prut’ta yenilmesinin ve Avusturya’nın da
Avrupa’daki veraset savaşlarından yorgun çıkmasının
Osmanlı’ya verdiği cesaret
kıyılarındaki
bazı
limanlar
Önemi ve Sonuçları:
1) Toprak kazanma isteği toprak kaybıyla sonuçlandı.
2) Orta Avrupa’daki Osmanlı varlığı tehlikeye düştü. Belgrat’ın
elden çıkmasıyla Avusturya’nın Balkanlardaki etkinliği
artmıştır.
3) Bunun üzerine Osmanlı Devleti şu önlemleri almıştır: Eflak ve
Boğdan’ı Osmanlı’ya daha bağımlı hale getirmek için Fener’li
Rumların ileri gelenleri yönetici olarak atanmıştır. Sınır
boylarına seraskerler tayin edilmiştir. Balkan halkının vergi
yükü hafifletilmiştir. Kaleler tamir edilerek sınır güvenliği
sağlanmıştır.
4) Batı’da savunma durumuna geçildi ve batıda kaybettiği yerleri
telafi etmek için fetih yönünü doğuya çevirdi.
5) Avrupa devletlerinin yenilemeyeceği anlaşıldı. Osmanlı
aydınının batıya bakışı değişti. Batının askeri ve teknik
üstünlüğü kabul edilerek ilk batılılaşma hareketi (Lale Devri)
başladı
6) Arabuluculuk rollerinden dolayı Hollanda’ya bazı ticari
ayrıcalıklar verildi.
OSMANLI - İRAN SAVAŞLARI (1722–1746):
Nedenleri:
1) İran’da iç karışıklıkların çıkması.
2) Şah Hüseyin’in Sünni halka baskı yapması. Kafkasya ve
Azerbaycan Sünnilerinin Osmanlı’dan yardım istemesi.
3) Rusya'nın, Kafkasya'yı işgal ederek İran’ın içişlerine karışması
4) Batı'daki toprak kayıplarının Doğu'dan telafi edilmek istenmesi.
Osmanlı ve Rus kuvvetlerinin aynı anda Kafkaslarda bulunması,
ayrıca Rusya’nın Hazar Denizi kıyılarını işgal ederek Şah
Hüseyin’in oğlu Tahmasb’ı himayesine alması iki devlet
arasındaki işliklerin gerginleşmesine neden oldu. Fransa’nın
aracılığıyla, sorun diplomatik yolla çözümlendi.
Rusya
ile
Osmanlı
arasında
1724'DE
İSTANBUL
ANTLAŞMASI imzalandı. (İran Mukasemenamesi)
Maddeleri:
1- Dağıstan ve Hazar kıyıları Rusya'nın olacak
2- Azerbaycan, Karabağ, Revan, Tebriz ve Gence Osmanlıların
olacak.
Önemi: Osmanlı-ile Rusya arasındaki ilk ittifak antlaşmasıdır.
Böylece Osmanlı ile Rusya, İran’ın kuzey ve batı taraflarını kendi
aralarında paylaşacaklardı. Yeni İran Şahı II. Tahmasb, İstanbul
Antlaşması'nı tanımayarak savaş ilan etti. Bu arada, Damat
İbrahim Paşa'nın sorunun çözümünü uzatması Patrona Halil
İsyanı1nın çıkmasına neden oldu. III. Ahmet baştan alınarak
yerine l.Mahmut getirilmesi ile etkisini artıran Osmanlı ordusu
İran’ın eline geçen Tebriz ve Hemedan’ı geri aldı. Şah II.
Tahmasb’ın barış teklifi üzerine Iran ile 1732’DE AHMET
PASA ANTLAŞMASI imzalandı.
Maddeleri:
1- Osmanlı Kafkasya'yı (Gence, Tiflis ve Dağıstan) alacak,
2- Tebriz, Hemedan ve Kirmanşah İran’a verilecek
Antlaşma İran’da tepkiyle karşılanmış ve Afşarların başında
bulunan Nadir Han ayaklanarak II.Tahmasb’ın hükümdarlığına
son vermiştir. Nadir Şah Kerkük, Musul ve Bağdat’a saldırdı.
Savaşın uzaması her iki taraf için de yıpratıcı oldu. Nadir Han’ın
isteği ile 1746'da, Kasr-ı Şirin'i esas alan Kerden (II.Kasr-ı
Şirin) Antlaşması yapıldı. Bu antlaşma ile 1639 Kasr-ı Şirin
Antlaşmasının sınırları kabul edilmiştir.
Sonuç:
1) Osmanlı Devleti, Batı'da kaybettiği topraklan geri alamayınca,
Doğu'ya yönelerek toprak kazanmaya çalışmıştı. Fakat önemli
bir başarı sağlanamadı ve doğu sınırında herhangi bir değişiklik
yapılmadı.
2) Osmanlı doğudan da toprak kazanamayacağını anladı. Doğu
sınırında da savunma politikası başlatıldı. Bu tarihten itibaren
İran ile önemli bir savaş yapılmadı ve günümüze kadar devam
eden bir barış dönemi oluştu.
3) Iran savaşlarının uzaması ve yöneticilerin zevk ve eğlenceye
yönelmesi Osmanlı'da iç huzurun bozulmasına ve Patrona Halil
İsyanı’nın çıkmasına neden oldu.
4) İran savaşları, Osmanlı - Rus savaşlarının yeniden başlamasına
da zemin hazırladı.
5) Kafkaslarda Rus tehlikesinin artması üzerine Osmanlı ile İran
Rusya'ya karşı dayanışma gereği duydular.
III. AHMET DÖNEMİ ISLAHATLARI
LALE DEVRİ ISLAHATLARI (1718-1730)
1718 Pasarofça Antlaşmasından 1730 Patrona Halil İsyanı'na
kadar geçen zamana Lâle Devri denir.
Bu dönemin padişahı III. Ahmet, Sadrazamı Nevşehirli Damat
İbrahim Paşa'dır.Şairi Nedim, minyatürcüsü Levni, eseri ise
Sadabat Köşkü’dür.
ISLAHATLAR:
1. Bu dönemde, Haliç ve Boğaziçi kıyılarında birçok eğlence yeri
ve köşk yapıldı. Bunların en önemlisi, Sâdâbât köşkü ve
bahçesiydi.
2. İlk kez Avrupa devletlerinin önemli merkezlerine geçici elçiler
gönderildi. Yirmi sekiz Çelebi Mehmet de Paris'e elçi atandı.
Elçilere, Avrupa'nın incelenmesi ve Türkiye'de uygulanması
mümkün yeniliklerin yazılması bildirildi.
3. Avrupa'dan alınan ilk teknik araç, matbaa oldu. Yirmi sekiz
Çelebi Mehmet, Paris'e giderken oğlu Sait Efendi'yi
götürmüştü. Sait Efendi, orada matbaayı tanıdı. Türkiye'ye
dönünce, Macar asıllı İbrahim Müteferrika ile birlikte
matbaanın açılması çalışmalarına başladılar. Sadrazam
Nevşehirli İbrahim Paşaya, matbaanın yararları üzerine bir
rapor sundular. Böylece ilk Türk matbaası açılmış oldu (1727).
Matbaada ilk olarak, Vanlı Mehmet'in Sihah-î Cevheri adındaki
sözlüğü (Vankulu Sözlüğü) basıldı.
4. Lâle Devrinde İstanbul'un imarına çalışıldı. Fransız mimarîsi
(Barok ve Rokoko tarzı) örnek ılınarak birçok yapı inşa edildi.
Bu dönemde yapılan eserlerin en özgün olanı III. Ahmet
Çeşmesi'dir.
5. İbrahim Paşa, çiniciliğin kaybolmakta olduğunu görerek bu
sanatı geliştirmeye çalıştı. İznik ve Kütahya'dan ustalar
getirilerek İstanbul'da çini imalâthanesi açıldı.
6. Yeniçerilerden itfaiye bölüğü (Tulumbacılar) kuruldu.
7. Tercüme heyeti oluşturularak Doğu klâsiklerinden ve
Aristo'dan tercümeler yapıldı.
8. Dış ticaretin geliştirilmesine ve bu yolla ülkeye para girmesine
çalışıldı.
9. Yalova'da bir kâğıt fabrikası kuruldu.
10. İlk kez çiçek aşısı uygulandı,lale çiçekleri getirildi.
11. İstanbul’da yeni kütüphaneler açıldı.
12. Askeri alanda esaslı bir ıslahat görülmedi.Sınırda bazı kaleler
ve istihkamlar yaptırıldı.Ayrıca İstanbul surları onarıldı.
NOTLAR:
1- Avrupa’nın etkisiyle yapılan ilk ıslahat hareketidir.
2- Askeri alanda ıslahat yapılmamıştır.
3- Bu dönemde Avrupa ile savaş yaşanmamış, barış içinde
yaşamak fikri ortaya çıkmıştır.Sadece İran ile savaşılmıştır.
İlk kez bu dönemde Avrupa’nın üstünlüğü kabul edilerek
Avrupa’daki yeniliklerden faydalanılma yoluna gidilmiştir.
AVRUPA’DA GELİŞMELER
1- Akıl ve Aydınlanma Çağı: Avrupa da Rönesans Hareketleriyle
birlikte Skolastik düşünce yıkıldı. Yerini Akıl, deney ve gözlem
almaya başladı. Bu yüzden 17. yüzyıla Akıl çağı , 18. yüzyıla da
Aydınlanma Çağı denir.
Akıl ve Aydınlanma Çağının genel özellikleri şunlardır.
a- Aklın kullanılmasıyla birlikte her şeyin temelinin maddeye
dayandıran Materyalizm(Maddecilik) felsefesi aldı.
b- Mutlakiyet yönetimlerinin yerini Meşrutiyet daha sonrada
Demokrasi yönetimleri aldı.
c- Laiklik anlayışı gelişti.
d- Sanayi Devrimi ortaya çıktı.
e- İşçi sınıfı ortaya çıktı.
f- Kapitalizm , Liberalizm , Sosyalizm ve Komünizm gibi
ekonoımik ve siyasi akımlar ortaya çıktı.
2- Sanayi Devrimi: Her türlü üretim faaliyetinde insan ve hayvan
gücünün yerini makine gücünün almasına sanayi devrimi denir.
Sanayi devrimi Denis Papin ve James Watt ın Buhar makinesini
bulması ile İngiltere e başladı. İngiltere de başlamasının nedeni
Buhar makinesinin kömürle çalışması ve İngiltere de kömür
madeninin bol olmasıdır. Sanayi devrimi daha sonra Almanya,
Fransa Hollanda gibi Avrupa ülkelerine yayıldı.
Sanayi Devriminin sonuçları şunlardır.
a- Sanayileşen Avrupa devletleri zenginledi ve dünya siyasetinde
söz sahibi olmaya başladılar.
b- Buhar makinesinin gemi ve trenlerde kullanılmasıyla ulaşım ve
nakliyecilik arttı.
c- Büyük sermayeli şirketler, bankacılık ve sigortacılık ortaya
çıktı.
d- Fabrikalaşma ile birlikte tarımın yerini sanayi almaya başladı.
e- Üretim ve nüfus arttı. Şehirleşme başladı ve sosyal güvence
kavramları ortaya çıktı.
f- Hammadde ve Pazar ihtiyacı ortaya çıktı. Dolayısıyla
sömürgecilik ortaya çıktı.
Materyalizm: Her şeyin temelini maddeye dayandıran ve
maddenin ezeli ve ebedi olduğunu savunan fikir akımıdır.
Mutlakıyet: Tek bir kişinin yönetiminde bulunan(Krallık,
İmparatorluk, Sultanlık gibi) idare şeklidir.
Meşrutiyet: Hükümdar veya kralın yanında bir meclis açılarak
halkın kısmende olsa yönetime katıldığı idare şeklidir.
Hammadde ve Pazar: Sanayi inkılabı ile birlikte fabrikaların
üretim yapabilmeleri için gerekli olan malzemelere Hammadde(
Örneğin dokuma fabrikasının hammaddesi pamuk , yün , tiftik
ipek vs.) , fabrikada üretilen malların satılacağı ülke ve yerlere de
Pazar denir.
Sömürge: Bir devletin kendi ülkesi dışında egemenlik kurarak
yönettiği ve ekonomik ve siyasi çıkar sağladığı ülke ve yerlere
sömürge denir. Yani bir ülkenin başka bir ülkenin yer altı ve
yerüstü kaynaklarını karşılıksız olarak alıp kullanmasıdır. Başlıca
sömürge devletleri ; İngiltere , Fransa , Hollanda , İspanya ,
Portekiz , Almanya , Belçika , İtalya , ABD , Rusya , Danimarka
ve Japonya dır.
3- Sanayi Devriminin Osmanlıya Etkileri: Avrupa da ortaya
çıkan Sanayi devrimi Osmanlı devletini olumsuz etkilemiş ve
Osmanlı Devleti sanayileşememiştir. Osmanlı Devletinin
sanayileşemem nedenleri
a- Avrupa’daki gelişmelerin takip edilememesi
b- ekonomisinin tarıma dayalı oluşu.
c- Lonca sisteminin varlığı
d- Sömürgelerinin olmayışı
e- Kapitülasyonların varlığı
RUSYA’NIN GENİŞLEME POLİTİKASI, OSM-RUS
İLİŞKİLERİ
1736–1739 OSMANLI - AVUSTURYA+RUSYA SAVAŞLARI
Savaşın Nedenleri
1) Rusya ve Avusturya'nın Osmanlı topraklarını ele geçirmek için
aralarında gizli anlaşma yapmaları
2) Rusya'nın Kırım'ı almak ve Osmanlı Ortodokslarını kendisine
bağlamak istemesi
3) Avusturya'nın Sırbistan'ı ve Bosna ve Hersek'i almayı
amaçlaması
4) Rusya'nın, Osmanlılara İran savaşı için yardıma giden Kırım
kuvvetlerini engellemesi
5) Rusya'nın Kırım'a saldırmaları ve Lehistan'a egemen olmayı
amaçlaması
6) Osmanlı’nın pasarofça ile kaybettiği toprakları geri almak
istemesi
Savaş: Osmanlı Rusların Kırım'a girmeleri üzerine, Rusya'ya
savaş ilân etti. Osmanlı birlikleri Rusları Kırım'dan çıkardılar.
Karadeniz’de bulunan Rus donanması imha edildi. Diğer taraftan
Bosna'yı almak isteyen Avusturya yenilgiye uğradı. Osmanlılar
karşı taarruzla Belgrat'ı geri aldılar. Fransa'nın araya girmesiyle
Avusturya ve Rusya ile Belgrat Antlaşmaları imzalandı.
Avusturya İle İmzalanan Belgrat Antlaşması (1739) :
Avusturya Temeşvar dışında Pasarofça antlaşması ile
Osmanlılardan aldığı yerleri geri verdi.
Rusya Avusturya'nın savaştan çekilmesiyle yalnız kaldı. Bu sırada
İsveç'te Osmanlı devletinden yana savaşa hazırlandı. Bu durum
karşısında Rusya Fransa'nın aracılığıyla İkinci Belgrat
Antlaşması imzalandı (1739). Maddeleri:
1- Azak kalesi yıkılacak, fakat Azak Rusya'nın olacak
2- Rusya, Karadeniz'de savaş ve ticaret gemisi bulundurmayacak
3- Rus çarı protokol bakımından Osmanlı padişahına, Avusturya
imparatoruna ve Fransa kralına eşit sayılacak
4- Antlaşma 27 yıl geçerli olacak
Önemi ve Sonuçları:
alamayan Kırım, Rus işgaline uğradı. 1771 yılında Baltık denizine
de hazırlanan Rus donanması İngilizlerin yardımıyla Akdeniz’e
gelerek Mora Rumlarını ayaklandırdı, isyan bastırılınca Ege
Denizinde Osmanlı donanmasını yaktılar
(Çeşme Baskını – 1771- 2. yakılış ).
Ruslar Ege Denizine egemen oldular. Prusya Kralı II. Frederik
savaşa son vermek için Rusya ile görüşmelere başladı. Ancak
anlaşma sağlanmayınca savaş yeniden başladı. Ruslar, Rusçuk ve
Silistre’yi işgal ettiler, Akdeniz’deki donanmaları da Mısır'da
isyancılara yardım etti. III. Mustafa üzüntüden öldü, yerine I.
Abdülhamit geçti. Ruslar Şumnu yöresinde Osmanlı ordusunun
üzerine yürüdüler. Sadrazam Muhsinzade Mehmet paşa güçlü Rus
ordularına karşı konulmayacağını gördü. Barış istemek zorunda
kaldı. Küçük Kaynarca Antlaşması imzalandı. (1774) )
(I.Abdülhamit Dönemi)
KÜÇÜK KAYNARCA ANTLAŞMASI MADDELERİ (1774)
1- Kırım'a bağımsızlık verilecek, Kırım sadece dini bakımdan
halifeye(padişah) bağlı kalacak.
√ İlk defa halkı tamamen Türk ve Müslüman olan bir toprak
kaybedildi.
√ Rusya Kırım’ı elde etmek için önemli bir adım attı.
√ Osmanlı Devleti ilk defa siyasi ilişkilerde halifeliğin
gücünden yararlanmaya başladı. Böylece Kırım ile dini ve
kültürel bağını devam ettirmeyi amaçladı.
2- Azak kalesi, Kabartay bölgesi, Yenikale, Kerç, Kılburun
kaleleri Dinyeper ile Buğ ırmakları arasındaki araziler
Ruslara bırakılacak
√ 1. ve 2. maddelerle Osmanlı Devleti, Karadeniz kıyılarını bir
daha alamamak üzere kaybetti.
3- Rusya, Osmanlı yönetimindeki Ortodokslarla Eflak ve
Boğdan beylerinin haklarını koruyabilecek.
√ Osmanlı Devleti Ortodoksların koruyuculuğunu Ruslara
bıraktı
√ Rusya Osmanlı Devleti’nin içişlerine karışma hakkı elde etti.
√ Rusların Panslavizm politikasına zemin hazırlandı
1) Karadeniz Rusya'ya kapatıldı. Karadeniz’in Türk gölü olduğu
son kez onaylandı.
4- Rusya Karadeniz’de donanma bulundurabilecek ve ticaret
gemileri serbestçe boğazlardan Akdeniz’e geçebilecekti.
2) Rusya'nın Avrupa'nın güçlü devletlerinden biri olduğunu
Osmanlı kabul etti.
√ Karadeniz Türk gölü olma özelliğini kaybetti. Karadeniz’in
kuzey sahilleri Rus denetimine girdi.
3) Belgrat Antlaşması Osmanlı Devletinin Batıda imzaladığı son
kazançlı antlaşmadır.
√ Ruslar ilk defa boğazlardan sıcak denizlere inme imkânı elde
ettiler.
4) Belgrat antlaşmaları sırasında Fransa Osmanlıların lehine
arabuluculuk yapmıştı. Bunun karşılığı olarak 1740 yılında I.
Mahmut tarafından Fransa'ya verilen KAPİTÜLASYONLAR
"sürekli" hale getirildi.
√ Rusların güney yönünde genişlemesine zemin hazırladı.
5) Humbaracı Ahmet Paşa’nın ilk defa Avrupa’daki gelişmelerden
etkilenerek yaptığı ıslahatların faydalarını görmüştür.
6) Belgrat’ın alınması ile Osmanlı’nın Balkanlardaki güvenliği
yeniden sağlanmıştır.
1768 – 1774 OSMANLI - RUS SAVAŞI
Nedenleri
1) Çariçe II.
izlemesi.
Katerina'nın
Petro'nun
yayılmacı
politikasını
2) Rusya’nın Lehistan’ın içişlerine karışması ve egemenliğine
almak istemesi
3) Leh yurtseverlerinin Rusya'nın kendinden yana kral
seçtirmesine karşı Rusya'ya direniş göstermeleri, Osmanlıdan
yardım istemeleri.
4) Lehli yurtseverlerin Osmanlı topraklarına sığınmaları ve
Rusların izlemek bahanesiyle Osmanlı topraklarına girmesi.
5) Rusların Osmanlılara bağlı olan Bosna ve Hersek’i Osmanlılar
aleyhine kışkırtmaları
Savaş: Rus kuvvetleri Kafkasya, Gürcistan, Ukrayna ve Basarabya üzerine yürüdü. Hotin kalesini alarak Eflak, Boğdan’ı
istila ettiler, Yaş ve Bükreş’i aldılar. Osmanlıdan yardım
5- Rusya, kapitülâsyonlardan yararlanacak,
√ Rusya ilk defa kapitülasyonlardan yararlanma hakkını elde
etti.
6- Rusya, İstanbul'da devamlı elçi bulundurabilecek ve gerekli
gördüğü yerlerde konsolosluk açabilecekti.
7- Osmanlı Devleti, Rusya'ya savaş tazminatı ödeyecekti.
√ Osmanlı Devleti tarihinde ilk defa savaş tazminatı ödedi.
8- Rusya savaş sırasında işgal ettiği Eflak, Boğdan ,Beserebya ve
Akdeniz’deki adarlı Osmanlı Devletine geri verecekti.Osmanlı
Devleti de buralarda genel af ilan edecek,halktan bir süre
vergi almayacak,halk istediği yere göç edebilecekti.Rus
Hıristiyanları kutsal yerleri ziyaret edebilecekti.
√ Rusya bununla bu bölgelerin halkını kendine bağlamayı
amaçlamıştır.
Önemi ve Sonuçları:
1) Dünyanın sayılı devletlerinden olma özelliğini kaybetti.
2) 18.Yüzyılda en ağır antlaşmayı imzaladı.
3) Diplomasi bakımından yardım ettiği için Avusturya’ya
Bukovina arazisi verildi.
4) Bu antlaşma ile Kırım, Osmanlı toprağı olmaktan çıktı ve
Balkanlar, Rus tehlikesine açık bir duruma geldi.
1779 AYNALIKAVAK TEHKİHNAMESİ (I.
ABDÜLHAMİT )
Bağımsız kalan Kırım’ın hanını halk seçecekti. Rus taraftarları
Kırım’da Devlet Giray’a karşı isyan çıkardılar. Rus ordusu
Kırım’a girdi ve Rus taraftarı olan Şahin Giray’ın Kırım tahtına
çıkmasını sağlamıştır. Halk Şahin Giray’a isyan etti. Osmanlı
devleti, Kırım halkının yardım istedi. Osmanlı Devleti, anlaşmaya
aykırı olarak Rusların faaliyetlerine seyirci kalamayacağını
Ruslara bildirdi. Fransa’nın arabuluculuğu ile Aynalıkavak
Tehkihnamesi ( düzenlemesi) imzalandı.
Maddeleri:
1- Ruslar Kırım’dan askerini üç ay içinde çekecek.
2- Osmanlı devleti Şahin Giray’ın hanlığını tanıyacak.
Şahin Giray’ın Rusya ile birlikte hareket etmesi üzerine Kırım
halkı isyan etti. Şahin Giray Rusya’ya sığındı. Kırım’daki isyanı
bahane eden II. Katerina,Kırım’a ordu göndererek Kırım’ı
Rusya’ya kattığını ilan etti (1783).Savaşacak gücü olmayan
Osmanlı Devleti bu olaya ses çıkaramadı.
ABD’NİN KURULMASI VE FRANSIZ İHTİLALİ
Yedi Yıl Savaşları (1756-1763)
Yedi yıl savaşları sonunda Fransa zayıflamış, İngiltere toprak
bakımından çok genişlemişti. Bu savaşlar Fransa'da ihtilalının
başlamasına, İngiltere’de ise Amerika'da bulunan 13 kolonisi ile
arasının açılmasına neden oldu. Prusya ise Avrupa’nın en güçlü
kara devleti haline geldi.
ABD’nın Kuruluşu
Amerika kıtası 18.yüzyılda coğrafi keşifler ile bulunmuştur.
Kuzey Amerika İngiliz ve Fransız sömürgesi durumundaydı.Yedi
yıl savaşları sırasında İngiltere Fransız sömürgelerini ele
geçirmiştir.Savaş sırasında ekonomik kayba uğrayan İngiltere
sömürgelerindeki vergileri arttırdı.Bu durum üzerine Amerikan
kolonileri İngiliz sömürgesine isyan ederek I.Filedelfiya
kongresini topladı.(1774).
Bu kongrede koloni meclislerinin onayı olmadan vergi
toplanamaması kararı alındı.
1775 yılında II.Filadelfiya kongresini toplanarak insan hakları
sözleşmesi ilan etti,.
1776'da Amerika bağımsızlığını ilan etti. Fransa, İspanya,
Hollanda, İngiltere’ye karşı Amerika'yı destekledi.1783'de
İngiltere ile Versay antlaşması imzalandı.
Maddeleri:
1-İngiltere, Amerikan kolonilerinin bağımsızlığını tanıdı.
2-Florida ve Minorka adası İspanyaya bırakıldı.
3-Kanada sınırında Misisipi nehrine kadar olan bölge Amerika’ya
bırakılacak.
4-Antillerden bazı adalar ve Senegal İngiltere’ye bırakılacak.
5-Bağımsızlığını ilan eden eyaletler iç işlerinde serbest olmak
şartıyla Amerika Birleşik Devletlerini kurdular. (1787)
Monrea Doktrini:
Amerikan başkanı Monrea (1817-1825) bir bildiri yayımlayarak
Amerika’nın Avrupa’nın siyasi işlerine karışmayacağını
Avrupa’nın da Amerika kıtasına müdahalelerine izin
vermeyeceğini ilan etti.
Amerika bu doktrinle yalnızlık politikası uygulamıştır.
Avrupa’daki kargaşaya karışmayıp ekonomisini güçlendirmiş,
Orta ve Güney Amerika’da etkisini artırmıştır.
FRANSIZ İHTİLALİ (1789)
1789 yılında, Fransa’da monarşiye karşı aydınların öncülüğünde
gerçekleşen bir hareketti.
Nedenleri
1)
Krallığın halka aşırı baskısı
2)
Halkın çeşitli sınıflara ayrılmış olması ve bu sınıflar arasında
aşırı derecede gelir dağılımında meydana gelen dengesizlik
ve sosyal adaletsizlik. Bu sınıflar ise şunlardır.Soylular
(Asiller) , Rahipler (Din Adamları) Burjuvalar ,Köylüler
3)
Fransız aydınlarının etkisi. Bu aydınlar; Monteskio, Volter,
Jan Jak Russo, Diderot
4)
Halktan ağır vergilerin alınması ve devletin mali zorluğu
5)
Amerikan bağımsızlık savaşının etkisi ve bu savaşa katılan,
su-bayların özgürlük fikirlerinden etkilenmeleri
6)
Amerikan Bağımsızlık savaşına destek verdiğinden Fransız
maliyesinin bunalıma girmesi
İHTİLALİN BAŞLAMASI
Fransız halkı 14 Temmuz 1789 yılında siyasi tutukluların
bulunduğu Bastil hapishanesini basarak aydınları serbest
bıraktılar. Kral, Meclisi toplantıya çağırarak sorunları çözmeye
çalıştı.
Fransız İhtilalin Sonuçları
1)
Soylular ve Rahiplerin ayrıcalıkları kaldırılarak eşitlik
sağlandı.
2)
Mutlak monarşi yıkılarak egemenlik halka verildi.
3)
Milliyetçilik, eşitlik, özgürlük, adalet, yurttaşlık ve laiklik
gibi demokrasi’nin ilkeleri benimsendi.
4)
Milliyetçiliğin yayılmasıyla imparatorluklar yıkıldı. Milli
devletler kuruldu.
5)
Sonuç bakımından evrensel olduğundan yeniçağ bitti,
yakınçağ başladı.
6)
İnsan Hakları Bildirgesi kabul edilerek dünyaya yayıldı.
Fransız ihtilali’nin yaydığı fikirlere karşı Avrupa’da ihtilal
savaşları başladı. (1792-1815) Fransa’ya karşı önceleri
Avusturya ve Prusya savaştı. Sonraları İngiltere ve Rusya’da
savaşa katıldı. Napolyon’un yenilmesi ile bu dönem sona
erdi. (1815)
Viyana Kongresi (1815)
Napolyon’un yenilmesiyle Galip devletler, Avrupa dengesini
sağlamak için Viyana’da topladılar. Kongreye Avusturya
başbakanı Meternich başkanlık etti. Kongre’ye İngiltere, Fransa,
Avusturya, Rusya ve Prusya katıldı.
Kongrenin sonuçları ise;
1) Belçika ile Hollanda; İsveç ile Norveç birleştirildi.
2) Bütün Alman prensleri birleştirilerek Germen Federasyonunu
kuruldu.
UYARI: Meternich sistemine göre; Avrupa’nın herhangi bir
yerinde milliyetçilik ve azınlık isyanları çıktığında müttefikler
ortak bir şekilde karşı çıkacaklar.(1815-1830 Restorasyon Devri)
Not: Viyana Kongresi kararlarına tepki olarak Avrupa’da 1830 ve
1848 İhtilalleri yaşanmıştır.
7)
III.SELİM DÖNEMİ
1787- 1792 OSMANLI - RUSYA+AVUSTURYA
SAVAŞLARI:
Sebepler:
1- Osmanlı Devleti'nin Kırım'ın Ruslar tarafından işgalini
unutamaması.
2- Osmanlı’nın Rusya’nın genişlemesine engel olmak istemesi
3- Rusların antlaşmalara uymaması, İngiltere ve Prusya’nın
Osmanlı’yı kışkırtması
4- Rusya ve Avusturya Osmanlı Devletinin Balkan topraklarını
paylaşma konusunda anlaştılar
(Grek ve Dakya Projesi) .Buna göre; a) Eflak ve Boğdan’da bir
Daçya devleti kurulacak, b) Sırbistan, Bosna ve Hersek
Avusturya’ya bırakılacak, c) Bizans İmparatorluğu yeniden
kurulacaktı.
Savaş: Bu gelişmeler Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğünden
yana olan İngiltere’yi endişelendirdi. Anlaşmayı haber alan
Osmanlı Devleti zaten Kırım'ın acısını unutamadığından İngiltere
ve Prusya’nın da kışkırtması ile Rusya'ya savaş ilan etti.
Avusturya'da savaşa katılınca Osmanlı Devleti her ikisine karşı
savaşmak zorunda kaldı. Ruslar; Yaş, Hotin ve Özi kalelerini
alarak bölgedeki halkı katlettiler. Bu dürüme çok üzülen
I.Abdülhamit vefat etti. III. Selim yenilikler yapılması gerektiğine
inanıyor idi.Bu nedenle barış ortamı sağlamak istiyordu.Bu sırada
Lehistan halkı da Osmanlı Devleti’ne karşı ayaklanmıştı.
Prusya’nın Osmanlı Devleti’ne yakınlaşması ve Fransa’da ihtilalin
meydana gelmesi ile Avusturya’da olumsuz etkilerinin görülmesi
ve Osmanlı Devleti’nin Prusya ve İsveç’le ittifak yapması üzerine
Avusturya Osmanlı Devletiyle ZİŞTOVİ ANTLAŞMASI’NI
imzalayarak (1791) Rusya'yı yalnız bıraktı.
Maddeleri: 1- Avusturya savaştan önceki sınırlarına çekilecek 2Osmanlı –Rus Savaşlarında Avusturya tarafsız kalacak
NOT: Bundan sonra Avusturya ile Osmanlı Devleti arasında ciddi
bir savaş olmamış, hatta I. Dünya Savaşında Osmanlı Devletiyle
birlikte savaşmıştır.
NOT: Fransız İhtilalinin yaydığı "Milliyetçilik" akımından en çok
etkilenen iki devlet Avusturya ve Osmanlı Devleti'dir.
 Ziştovi Antlaşmasından sonra tek başına kalan Rusya ile savaş
1792'ye kadar sürdü. Sonuçta YAŞ ANTLAŞMASI
imzalandı(1792).
Maddeleri:
1- Osmanlı Devleti Kırım'ın Rusya'ya ait olduğunu kabul etti.
2- Dinyester nehri iki devlet arasında sınır olacak ( Akkerman
,Kili ve İsmail kaleleri Osmanlıların , Özi kalesi Rusların )
3- Gürcistan Rusya’nın egemenliğinde olacak
 Yaş Antlaşması Osmanlı Devletinin Dağılma Döneminin
başlangıcı sayılır.
III.SELİM DÖNEMİ ISLAHATLARI (NİZAM-I CEDİT
DEVRİ)
√ III. Selim, 1791 Ziştovi Antlaşması'nın imzalanmasından sonra,
Avrupa hakkında bilgi sahibi olmak amacıyla, dönemin bilim
adamlarından Ratıp Efendiyi, elçi olarak Viyana'ya gönderdi.
Ratıp Efendi, Avusturya'da görüp incelediklerini bir rapor
hâlinde, III. Selim'e sundu. Bu raporda, güçlü bir devlet
olabilmenin iyi bir yönetim ve yetkili bir kadroya sahip olmak
dış ülkelerle iyi ilişkiler kurmak, halkın refahının sağlanması ve
dolu bir hazine ile mümkün olabileceği belirtiliyordu.
1) III. Selim, ilk olarak Yeniçeri Ocağı'nı ele aldı. Yeniçerilere,
haftanın belirli günlerinde eğitim zorunluluğu getirildi.
Yeniçerilerin sayısında azaltma yapılıp ücretleri yükseltildi.
2)
Topçu, humbaracı ve lâğımcı ocakları, ordunun teknik
sınıfları durumuna getirildi.
3)
Mühendishane-i Berri Hümayun ve Mühendishane-i Bahri
Hümayun geliştirildi.
4)
Nizam-ı Cedit ordusu kuruldu. Bu orduyu eğitmek için
Fransa, Prusya ve İngiltere'den danışmanlar getirildi. Yeni
ordunun giderlerini karşılamak için İrâd-ı Cedit hazinesi
kuruldu.Bu birliğin eğitimi için Selimiye ve Levent Kışlaları
kuruldu.
5)
Denizciliğe önem verildi. Tersaneler yeni baştan ele alınarak,
onarıldı ve çalışır duruma getirildiler.
6)
Resmi devlet matbaası kuruldu.
7)
İdarî alanda düzenlemeler yapıldı. Avrupa devletleriyle
ilişkilerde, ittifaklar ve denge sisteminin önemi anlaşıldı.
8)
Londra, Paris, Viyana ve Berlin'de sürekli elçilikler kuruldu.
9)
Halkın yerli malı kullanması için Avrupalıların, ülke içinde
ticaret yapmaları yasaklandı.
10) Osmanlı ticaret filosunun çoğaltılması için önlemler alındı.
11) İlmiye sınıfının ıslahı için çalışıldı.Yeni kitaplar tercüme
edildi.
12) Fransızca devletin ilk resmi yabancı dili haline getirildi.
1798–1801 OSMANLI - FRANSA SAVAŞI (MISIR'IN
İŞGALİ)
Sebepler:
1) Fransızların Akdeniz’i Fransız gölü haline getirmek ve
İngilizlerin Hindistan’a giden sömürge yollarını kesmek
istemeleri
2) Napolyon’un merkezden uzaklaştırılmak istenmesi
3) Fransızların Yedi Yıl Savaşları (1756–1763) sonunda Amerika
ve Okyanuslarda İngiltere’ ye kaptırdığı yerleri telafi etmek
istemesi
4) Fransa’nın Mısır’ın zenginliklerinden ve ticari imkânlarından
yararlanmak istemesi.
1789 yılında Fransız İhtilali meydana gelmişti. Fransa
Arnavutluk'taki bazı kıyıları ele geçirince Osmanlı Devleti ile
komşu oldu. Fransızlar hem Osmanlı'nın Balkan Milletlerini
bağımsız olmaya teşvik ediyor, hem de sömürgecilik faaliyetine
başlıyorlardı.
Savaş: Napolyon Bonapart yönetimindeki Fransız kuvvetleri,
1798'de İskenderiye'ye çıktı ve Osmanlı kuvvetlerini yenerek
Kahire'yi işgal ettiler. Osmanlı Devleti, bu durum üzerine,
İngiltere ve Rusya ile bir anlaşma yaparak Fransa'ya savaş ilân
etti. Rus donanması tarihinde ilk defa Boğazlardan geçti.İngiliz ve
Rus donanmaları Akdeniz'e girdi. Amiral Nelson komutasındaki
İngiliz donanması, anî bir baskınla, İskenderiye limanı
yakınlarındaki Ebukır denilen yerde, Fransız donanmasını yaktı
(1798).Donanması yok olan Napolyon, Osmanlı Devleti'ni barışa
zorlamak için Suriye üzerine yürüdü. Burada Akka Kalesi'ni
kuşatan Napolyon, Cezzar Ahmet Paşa komutasındaki Nizâm-ı
Cedit askerleri tarafından yenilgiye uğratıldı. Bu yenilgi üzerine
Napolyon, yerine General Kleber'i bırakarak gizlice Fransa'ya
gitti. Bir süre sonra Osmanlı ordusu Mısır'a girdi. 1802'de Fransa
EL- ARİŞ ANTLAŞMASI’nı (1801) imzalamak zorunda kaldı.
Maddeleri: 1- Fransızlar Mısır’ı boşaltarak Osmanlı Devleti’ne
iade edecekler 2- Mısır’daki Fransa askerleri İngiliz gemileriyle
Fransa’ya taşınacak
Sonuçları:1)Fransa Mısır seferinden istediği sonucu alamadı
2)İngiltere Hindistan sömürge yollarının güvenliğini
kuvvetlendirdi.3)Rusya ilk defa boğazlardan savaş gemilerini
geçirdi ve Balkan milletleri üzerinde etkinlik kazandı 4)III.
Selim’in yaptığı ıslahatların başarılı olduğu
görüldü.5)Topraklarını tek başına koruyamayacağını gören
Osmanlı Devleti denge politikası izlemeye başlamıştır. 6) Bu
olaydan sonra Osmanlı Devleti Avrupa’da sürekli elçilik açmaya
başladı.
18. YÜZYIL ISLAHAT
HAREKETLERİ
18. YÜZYIL ISLAHATLARININ GENEL ÖZELLİKLERİ
1) Osmanlı Devleti, Avrupa’nın gerisinde kaldığını anlamış ve
Avrupa’yı örnek alarak yenilikler yapmıştır. Pasarofça
Antlaşması’ndan sonra Osmanlı aydınının batıya bakışı değişti.
Batı’nın askeri ve teknik üstünlüğü kabul edilerek, ilk kez
batılılaşma hareketi başladı.
2) Islahatlar padişah ve devlet adamları tarafından yapılmış, halkın
ıslahatlar konusunda bir isteği ve desteği olmamıştır.
3) Savaşların yenilgiyle sonuçlanması ve toprak kayıplarının
devam etmesi, ıslahatların askeri alanda yapılmasına neden
olmuştur.
4) Islahatlar, gösterilen tepkiler yüzünden (özellikle yeniçerilerin)
devamlı olmamıştır.
5) XVII. yüzyıl ıslahatlarına göre daha esaslı ıslahatlar yapılmıştır.
Ancak, ıslahatlarla amaçlanan hedefler gerçekleştirilememiş ve
devlet çöküntüden kurtarılamamıştır.
6) Yenilik çalışmalarında ilk kez batılı uzmanlardan
faydalanılmaya başlandı.
7) Islahat hareketleri padişah ve devlet adamlarının öncülüğünde
yürütülmeye çalışıldı.
8) 18. yüzyılın ıslahatçıları, gerilemenin nedenleri üzerinde
durdular; daha köklü ve kalıcı ıslahatlar düşündüler. Bu amaçla
çeşitli Avrupa ülkelerine elçiler gönderilip onlardan bu konuda
raporlar hazırlamaları istendi. Özellikle askerî alanda yapılacak
ıslahatlar için Avrupa ülkelerinden uzmanlar getirildi.
9) Islahat, çoğunlukla tepeden geldiğinden, halka mal
edilemediğinden ve birçok kimsenin (yeniçeriler, esnaf, bazı
din adamları, illerdeki valiler) çıkarına dokunduğundan,
tepkiyle karşılandı ve ayaklanmalar çıktı. Bu nedenle devleti
güçlendirmeyi, toplumu geliştirmeyi amaçlayan 18. yüzyıl
ıslahatlarından da istenilen sonuç alınamadı.
10) 17.yüzyıl ıslahatlarına göre daha esaslı ıslahatlar yapılmıştır.
Ancak ıslahatlarla amaçlanan hedefler gerçekleştirilememiş ve
devlet çöküntüden kurtarılamamıştır.
11) Yönetim ve hukuk alanında ıslahat yapılmamıştır
I.MAHMUT DÖNEMİ ISLAHATLARI
 Bu sırada Osmanlı hizmetine giren ve aslen Fransız olan
Humbaracı Ahmet Paşa (Kont Dö Boneval) Osmanlı ordusunun
ıslahına çalıştı.

1) Humbaracı Ahmet Paşa ,Humbaracı Ocağı'nı kurdu.
2) Humbaracı Ahmet Paşa ,ordunun ıslahı için raporlar hazırladı.
Not:Humbaracı Ahmet Paşanın hazırladığı rapor ve plânlar, 1736
yılında Osmanlı-Avusturya savaşında uygulandı ve başarı
kazanıldı.
3) Subay
yetiştirmek
amacıyla
Hendesehane
(Kara
Mühendishanesi)’ni kurdu (1734). (Avrupa tarzında ilk teknik
okul).
4) Emrindeki kıtaları Avrupa ordularının düzenine göre
örgütledi.Bölük,tabur ve alay örgütlerini kurdu.
NOT: Osmanlı Devleti’nde Avrupa tarzında ilk askeri ıslahatlar
bu dönemde yapıldı.
III. MUSTAFA DÖNEMİ ISLAHATLARI
(Sadrazam Koca Ragıp Paşa ve Baron Dö Tot)
√ Islahatlar Sadrazam Koca Ragıp Paşa ve Macar asıllı Baron
Dö Tot’un öncülüğünde yapıldı.
1) İlk defa bu dönemde iç borçlanma sistemi (ESHAM )
uygulandı.
2) Fransızca’dan matematik ve astronomiye ait kitaplar tercüme
edildi.
3) Avrupa'daki gelişmeleri öğrenmek amacıyla Fransa'ya ve
Almanya'ya elçiler gönderildi.
4) III. Mustafa, Baron do Tot'u, Topçu Ocağının ıslahı ile
görevlendirdi. Baron do Tot, tophaneyi ıslah edip ağır toplar
yerine hafif toplar döktürdü.
5) Artan top ihtiyacının karşılanması için Hasköy'de modern bir
top dökümhanesi kuruldu.
6) Sürat Topçuları adında yeni bir ocak kuruldu.
7) Çeşme faciasından sonra donanma da ele alındı, gemi inşaatı
hızlandırıldı.
8) Deniz Mühendishanesi (Mühendishane-i Bahrî-i Hümâyun)
açıldı. (1773).
I. ABDÜLHAMİT DÖNEMİ ISLAHATLARI
Önemli Siyasi Olayları:
√ I. Abdülhamit'e, Sadrazam Halil Hamit Paşa ve Kaptanıderya
Cezayirli Gazi Hasan Paşa yardımcı oldular.
2) Cezayirli Gazi Hasan Paşa, modern gemi yapımı ve çağdaş
denizci yetiştirme amacına yönelik çalışmalar yapmak için
Haliç, Karadeniz ve Ege kıyılarında yeni tersaneler inşa ettirdi.
3) Denizcilik meslek durumuna getirildi. Levent teşkilatına son
verilerek Anadolu’dan denizci asker yazımına son verilmiştir.
Ege ve Akdeniz köylerinden toplanan gençler, tersane
kışlasında, Sinop ve Midilli'de eğitilerek denizci yetiştirildiler.
4) Sadrazam Halil Hamit Paşa, kara ordusunun ıslahına önem
verdi. Rumeli'de sınır kalelerini onartıp yenilerini yaptırdı.
5) Baron do Tot'un kurduğu sür'at topçuları birliği canlandırıldı.
6) İstihkam Okulu açıldı.
7) Kara ve Deniz kuvvetlerin ıslah etmek için Avrupa’dan çok
sayıda mühendis ve uzman getirildi.
*Yeniçerilerin sayımı yapıldı.Eğitim ve disiplin kabul etmeyen
yeniçeriler, ocaktan atıldı. Ulufe alım-satımı yasaklandı.
8) Paranın değerini yükseltmek ve fiyatları dondurmak için
emirler çıkarıldı.
9) Yerli mal tüketimi özendirildi.
V. ÜNİTE: EN UZUN YÜZYIL
II. MAHMUT ISLAHATLARI
a) İdari Alandaki Islahatlar
a) Osmanlı Devleti'nin kuruluşundan beri devlet ve merkez yönetiminin
temeli olan "Divan-ı Hümayun" kaldırıldı.
b) Divan örgütünün yerine bugünkü anlamda "bakanlıklar" kuruldu.
c) Devlet memurları Dahiliye ve Hariciye olarak ikiye ayrıldı.
d) Memurlar için Rütbe ve Nişan sistemi kabul edildi.
e) Müsadere yöntemi kaldırılarak mülkiyet hakkı tanındı.
f) Sened-i İttifak ile ayanların varlığı kabul edildi.
• Sened-i İttifak (1808)
XIX. Yüzyıl başında Anadolu ve Rumeli'de ayanlar türemişti. Alemdar
sarsılan devlet düzenini yeniden kurabilmek amacıyla bütün ayanları
İstanbul'da topladı. Ayanların ve devlet adamlarının katılımıyla büyük bir
toplantı yapıldı. Yapılan görüşmeler sonunda hükümet ile ayanlar
arasında "Sened-i İttifak" yapıldı (1808).
1) Devlet, ayanların varlığını kabul etti.
2) Ayanlar devlet otoritesini kabul edecekler, verilen emirlere
uyacaklardı.
3) Ayanlar yapılan ıslahatlara bağlı kalacaklardı.
4) Ayanlar kendi bölgelerindeki halka adaletli davranacaklardı.
5) İstanbul'da isyan çıkaracak olursa ayanlar, İstanbul'a gelerek isyan
bastıracaklardı.
Önemi:
1) Sened-i İttifak, Osmanlı tarihinde başka örneği olmayan bir belgedir.
2) Osmanlı Devleti ayanların varlıklarını tanıyarak onları hukuki hale getirmiştir.
3) Bu belge, Osmanlı Devleti'nin ayanlara söz geçiremeyecek kadar zayıf duruma
düştüğünü göstermektedir.
4) Osmanlı tarihinde ilk defa padişah kendi otoritesi dışında bir güç olara
ayanları
kabul etmiştir.
g) II. Mahmut devletçe din ve mezhep ayrımı yapılmayacağını Tebaamdan
Müslümanları ancak camide, Hıristiyanları kilisede, Musevileri de havrad
tanımak
isterim" diyerek ifade etmiştir.
h) İller, merkeze bağlandı.
ı) Ayanlık kaldırılarak, ayanlarla mücadele edildi.
k) Askeri amaçlı olarak ilk defa Anadolu ve Rumeli'de nüfus sayımı
yapıldı.
I) Askeri işleri düzenlemek için "Dar-ı Şurayı Askeri", adalet işlerini
düzenlemek için "Meclis-i Valâyı Ahkâm-ı Adliye", devlet memurlarını
(bürokrasi) düzenlemek için "Dar-ı Şurâyı Babıâli" gibi meclisler kuruldu.
m) Tımar ve zeamet kaldırılarak, devlet memurları maaşa bağlandı.
n) Köy ve mahallelere "muhtarlar" tayin edildi.
b) Askeri Alandaki Islahatlar
a) III. Selim döneminde kurulan III. Selim'in tahttan indirilmesiyle
dağıtılan Nizam-ı Cedit ordusu yerine aynı özellikte "Sekban-ı Cedit"
adıyla yeni bir ordu kuruldu. Fakat yeniçeriler bu ordudan da kuşkulandılar. Alemdar Mustafa Paşa'nın sadrazamlığı döneminde kurulan bu ordu,
Alemdar'ın ölümüyle sonuçlanan olayla ortadan kaldırıldı.
b) II. Mahmut, Sekban-ı Cedit'in yerine her yeniçeri ortasından 150 kişi
alarak "Eşkinci Ocağı"nı kurdu. Ocağa kaydedilen yeniçerilerin "Biz
talim istemeyiz" diyerek ayaklanmaları üzerine bu ocak kaldırıldı.Bu
olaya "Vakay-ı Hayriye" denildi.
Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılmasıyla:
• Padişahlar, devlet üzerindeki otoritelerini yeniden kurdular.
• Yeniliklere engel olan önemli bir kurum ortadan kaldırıldı.
• Yeniçeri teşkilatının kaldırmamasından sonra Bektaşilik tarikatı
yasaklandı.
d) Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılmasından sonra yerine "Asâkir-i Mansure-i
Muhammediye" adıyla yeni bir ordu kuruldu. Günümüz ordularının
temelini oluşturan bu ordu, Avrupa usulünde düzenlendi. Tümen, tabur ve
bölüklere ayrıldı.
C) Kültürel Alandaki Islahatlar
a) Medreselerin yanı sıra, yeni tarz eğitim kurumları açıldı. Yüksek
öğretime öğrenci yetiştirmek için "Rüşdiye (ortaokul)", "Mekteb-i Ulüm-u
Edebiye" gibi orta dereceli okullar açıldı. Devlet memurları için "Mektebi Maarif-i Adliye", askeriye için "Mekteb-i Harbiye" açıldı. Yine bu
dönemde "Mekteb-i Tıbbiye", "Mızıka-yı Hümayun" gibi yüksek okullar
açıldı.
* Medreselerin yanında bu okulların açılması, toplumda kültür
çatışmasına neden oldu.
b) İlk defa Avrupa'ya öğrenci gönderildi.
c) Takvim-i Vekayi" adıyla ilk defa gazete çıkarıldı.
d) II. Mahmut bir fermanla ilköğretimin mecbur olduğunu ilân etti.
e) Memurlara fes ve pantolon giyme şartı getirildi.
f) Posta, polis ve karantina teşkilatları kuruldu.
g) Avrupai tarz müzik serbest bırakıldı.
h) II. Mahmut, Avrupa hükümdarları gibi seyahate çıkarak denetimde
bulundu.
ı) Yurtdışına çıkışta pasaport uygulaması başladı.
D) Ekonomi Alanındaki Islahatlar
a) Ekonomik kalkınma açısından önem taşıyan yol yapımına önem verildi.
b) Yerli malların kullanılması teşvik edildi.
c) Bir çuha fabrikası kuruldu.
d) Osmanlı tüccarının Avrupa mallarıyla rekabet edebilmesini sağlamak
için gümrük kolaylıkları getirildi.
* Ekonomi alanındaki ıslahatlara en büyük darbe, 1838 yılında yapılan
Balta Limanı Ticaret Antlaşması oldu. Bu antlaşma ile Osmanlı ülkesinde
Tekel sistemi ve iç gümrük yöntemi kaldırıldı. Diğer devletlere de bu
imtiyazlardan yararlanma hakkı tanındı. İngilizlere verilen bu
imtiyazlardan daha sonra diğer devletlerin de yararlanması Osmanlı
ekonomisinin çöküşünü hızlandırdı.
II. MAHMUT DÖNEMİ SİYASİ OLAYLARI
1806 – 1812 OSMANLI - RUS SAVAŞI VE
BÜKREŞ ANTLAŞMASI:
Sebepler:
1) Rusların Sırp isyanını desteklemesi ve Balkan Milletlerini
kışkırtması.
2) Rusya'nın Eflak-Boğdan'ı işgal etmesi.
Savaş:Rusların Eflak-Boğdan'ı işgal etmesi karşısında Fransa'nın
etkisiyle Osmanlı Devleti Rusya'ya savaş ilan etti.
Osmanlı-Fransız yakınlaşması karşısında İngiltere Rusya'nın
yanında yer aldı.İngilizler Ruslara destek için donanmalarını
İstanbul'a gönderdiler. İstanbul'a sadece denizden yapacakları bir
saldırıyla başarılı olamayacaklarını anlayarak geri döndüler.
Bu defa Mısır'a saldıran İngilizleri Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa
püskürttü.Fransa 1807'de Rusya ile "Tilsit Antlaşmasını"
imzalayarak, dostluk kurdu.
Yalnız kalan Osmanlı Devleti İngiltere’ye yaklaştı. İngiltere ile "
Çanakkale (Kale-i Sultaniye)" antlaşmasını imzaladı.
Not: Çanakkale Antlaşması boğazlarla ilgili ilk antlaşmadır
Bu arada Ruslar Osmanlı topraklarında ilerliyordu. Avrupa’da
siyasi ortam yeniden değişti. Fransa ile Rusya'nın arası yeniden
açıldı. Rusya'ya silahlarını çeviren Fransa bu defa Osmanlı
Devleti'nin yanında yer aldı. Fransa'ya güvenemeyen Osmanlı
Devleti Rusya ile BÜKREŞ ANTLAŞMASINI imzalayarak
savaşı sona erdirdi.
1812 Bükreş Antlaşması Maddeleri
1- Besarabya, Rusya'ya bırakılacak
2- Eflak ve Boğdan Osmanlı Devleti'ne geri verilecek
3- Prut Nehri ve Tuna Nehri iki devlet arasında sınır olacak
4- Sırplara içişlerinde bazı imtiyazlar (ayrıcalıklar) tanınacak
5- Osmanlı Devleti Bosna'dan ve Eflak'tan iki yıl boyunca vergi
almayacak
Önemi:Osmanlı Devleti ilk kez bu antlaşmayla, kendi içindeki
bir azınlığa ayrıcalıklar vermiştir. Bu durum diğer azınlıkları da
cesaretlendirmiş,
özellikle
Rumların
isyan
etmelerini
hızlandırmıştır.
OSMANLI
DEVLETİ'NDE
MİLLİYETÇİLİK
HAREKETLERİ
SIRP İSYANI
√ Osmanlı Devleti’nde milliyetçilik düşüncesiyle isyan eden ilk
toplum Sırplardır
Nedenleri
1) Milliyetçilik akımı
2) Sırp topraklarının sürekli olarak savaş alanı haline gelmesi ve el
değiştirmesi
3) Avusturya, Rusya ve Fransa'nın Sırpları desteklemeleri
4) Merkezden gönderilen yöneticilerin halka baskı yapmaları
İsyan:1804'te Kara Yorgi denen bir isyancı önderliğinde Sırplar
ayaklandılar. Ancak, bu sırada sürmekte olan 1806 - 1812
Osmanlı - Rus Savaşı nedeniyle Sırplara müdahale edilmesi
gecikti. 1812 Bükreş Antlaşması ile Sırplara ayrıcalıklar
tanınarak isyan geçici olarak bastırıldı. Ancak Sırplar, Miloş
Obronoviç liderliğinde yeniden ayaklanınca Osmanlı Devleti,
Miloş Obronoviç'i Sırp prensi olarak ilan etti. Böylece, Rusya'nın
Osmanlı içişlerine müdahale etmesinin önüne geçmiş oldu. Fakat
Sırp isyanı daha sonra yeniden başladı. 1829 Edirne
Antlaşması'nda Sırbistan'a özerklik verildi. 1878 Berlin
Antlaşması'nda ise Sırplar bağımsız oldular.
YUNAN İSYANI (Megali-İdea)
Nedenleri:
1) Milliyetçilik akımının yaygınlaşması
2) Rusların kışkırtmaları
3) Ticaret sayesinde zenginleşen Rumların, Osmanlı Devleti'ne
ekonomik bağımlılıklarının kalmaması
4) Etnik-i Eterya Cemiyeti'nin kurulması
5) Avrupalı devletlerin Yunan kültürüne hayranlık derecesinde
yakınlık duymaları ve Rumları desteklemeleri
6) Osmanlı Devletindeki otorite boşluğu
7) Avrupa’da eğitim görev Yunan aydınların etkisi.
İsyan:Rumların ilk isyanı 1820'de Eflak'ta çıktı. Ancak, Eflak
halkından gereken yardımı alamadıkları için Eflak'taki isyan
Osmanlı Devleti tarafından kısa sürede bastırıldı.Fakat Rumlar bu
kez 1821'de Mora'da isyan çıkarttılar. Padişah II. Mahmut, bu
isyanı bastırabilmek için,Osmanlı Devleti'nin Mısır Valisi olan
Kavalalı Mehmet Ali Paşa'dan yardım istedi. Bunun üzerine Mısır
donanması, Osmanlı donanmasıyla birlikte hareket etmeye
başladı. Osmanlı kuvvetlerinin hem denizden, hem de karadan
yürüttükleri faaliyetler, Rumları zor durumda bıraktı. Fakat, bu
durumdan çıkarları zedelenen Rusya, Fransa ve İngiltere, Osmanlı
Devleti'nin Mora'dan çekilmesini istedi.Osmanlı Devleti bunu
kabul etmeyince İngiltere, Fransa ve Rusya Osmanlı Devleti'ne
karşı birlikte harekete geçti. 1827'de Navarin Limanı'nda bulunan
Osmanlı -Mısır donanmaları, ani bir baskınla imha edildi.
Osmanlı Devleti, yanan donanmanın tazminatını isteyince
Fransızlar, Osmanlı Devleti'ne karşı Mora'ya asker çıkardılar,
İngiltere, Mısır donanmasını İskenderiye limanına taşıdı. Rusya
ise bu durumdan yararlanmak amacıyla Osmanlı Devleti'ne savaş
açtı.
NOT: Yunan isyanı’nın başarılı olmasında Avrupalı Devletlerin
desteği ve Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu olumsuzluklar
önemli etkendir.
1828 -1829 OSMANLI - RUS SAVAŞI
Savaş: Bu sebeplerden Rusya’nın saldırısıyla savaş başladı.
Ancak Osmanlı Devleti böyle bir savaşa hazır değildi.Çünkü:
1) Donanması Navarin'de yakılmıştı.
2) 1826'da Yeniçeri Ocağı kaldırılmış, Asakir-İ Mansure-İ
Muhammediye ordusu yeni kurulmuştu.
3) Yunan ayaklanmasından dolayı bütün Avrupa Osmanlının
karşısındaydı.
Sonuç: Rusların ilerleyerek doğuda Erzurum'a, batıda Edirne'ye
kadar gelmeleri üzerine Osmanlı devleti barış istedi. Rusya’yla
EDİRNE ANTLAŞMASI imzalandı.(1829)
1829 Edirne Antlaşması Maddeleri:
1- Mora Yarımadası'nda bağımsız bir Rum Devleti kuracak.
2- Eflak ve Boğdan'a imtiyazlar verilecek.
3- Sırbistan'a özerklik tanınacak.
4- Rus ticaret gemilerinin İstanbul ve Çanakkale Boğazları'ndan
serbestçe geçebilmelerine izin verilecek.
5- Tuna Nehri ağzındaki adalar Rusya'ya bırakılacak.
6- Osmanlı D.Rusya’ya savaş tazminatı ödeyecek.
Önemi
1) Yunanistan, milliyetçi isyanlar sonucunda bağımsız olan ilk
devlet oldu.
2) Mora'nın kaybedilmesi, Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali
Paşa'nın isyan etmesine ortam hazırlamıştır.
NOT: Osmanlının Yunan isyanı ve Rus savaşıyla uğraşmasını
fırsat bilen Fransa 1830' da Cezayir’i işgal etmeye başladı.Bu
işgal 1847 yılında tamamlanmış, Osmanlı Devleti ise bu durumu
kabul etmek zorunda kalmıştır.Osmanlı Devleti'nin Kuzey
Afrika'da kaybettiği ilk toprak parçası Cezayir olmuştur.
ŞARK MESELESİ:Şark Meselesi, ilk olarak Viyana
Kongresi'nde (1815) siyasî bir terim olarak kullanıldı. Şark
Meselesi'nin temelinde, Avrupa-Türk (Osmanlı Devleti) ilişkileri
yatmaktadır. Şark Meselesi görünüşte, Osmanlı egemenliği altında
yaşayan Hristiyan toplulukların, büyük devletler tarafından
savunulmasıdır.Şark Meselesi, 19. yüzyılın ilk yarısında Osmanlı
Devleti'nin toprak bütünlüğünün korunması, aynı yüzyılın ikinci
yarısında Avrupa'daki topraklarının paylaşılması, 20. yüzyılda ise
bütün toprakların paylaşılması anlamında kullanıldı.
Avrupa devletleri tarafından ulaşılmak istenen hedefler şunlardı:
1) Balkanlardaki Hıristiyan ulusları Osmanlı egemenliğinden
kurtarmak; bunu sağlamak için Hıristiyan toplulukları isyana
teşvik etmek; onların önce özerkliğini, daha sonra
bağımsızlıklarını sağlamak,
2) Türkleri Balkanlardan atmak,
Devleti ile Rusya
imzalanmıştır.
Maddeleri
arasında
Hünkar
İskelesi
Antlaşması
1- Osmanlı Devleti bir saldırıya uğrarsa, Rusya yardım amacıyla
ordu gönderecek, ancak masraflar Osmanlı Devleti tarafından
karşılanacak
2- Rusya'ya bir saldırı olursa Osmanlı Devleti boğazları
kapayacak
3- Antlaşma 8 yıl yürürlükte kalacak
Önemi
1) Rusya'nın Karadeniz'deki güvenliği artmıştır.
2) Denge siyaseti uygulayan Osmanlı Devleti, saldırılara karşı
kendisini güven altına almıştır.
3) Osmanlı Devleti'ne, Asya toprakları üzerinde yaşayan azınlıklar
lehine reformlar yaptırmak; onları, özerkliklerine veya
mümkünse bağımsızlıklarına kavuşturmak,
3) "Boğazlar Sorunu"nun ortaya çıkmasına neden olmuştur.
4) Anadolu'yu paylaşmak, Türkleri
İstanbul'u Türklerden almak.
5) İngiltere ve Fransa'nın Doğu Akdeniz'deki çıkarları tehlikeye
düşmüştür.
Anadolu'dan
çıkarmak,
MISIR SORUNU VE MEHMET ALİ PAŞA İSYANI
(Denize düşen yılana sarılır.)
Sebepleri:
1) 1820’deki Yunan isyanının bastırılmasında II. Mahmut'a
yardım eden Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'ya vaat
edilen yerlerin verilmemesi (Mora kaybedilince Suriye
valiliğini istedi)
2) Mehmet Ali Paşa'nın Navarin olayından sonra padişahtan izin
almadan ordu ve donanmasını geri çekmesi.
3) 1828-1829 Osmanlı-Rus savaşında yardım istenildiği halde
Mehmet Ali Paşa'nın yardım göndermemesi
İsyan: II.Mahmut Mehmet Ali Paşa'yı görevden almak için
hazırlanırken Mehmet Ali Paşa, oğlu İbrahim Paşa komutasındaki
Mısır ordusunu Suriye üzerine gönderdi.Üzerine gönderilen
Sadrazam Reşit Paşa komutasındaki Osmanlı ordusunu Konya’da
yenerek Kütahya’ya kadar ilerledi. Bu sırada İngiltere ve
Fransa'dan yardım alamayan Osmanlı Devleti, Rusya'dan yardım
istedi. Çar I.Nikola, Osmanlı Devleti'ne yardım etmek için
İstanbul'a donanma gönderince İngiltere ve Fransa arabuluculuk
yaparak Mehmet Ali Paşa'nın isyanını durdurmayı başardılar.
Bunun sonucu olarak Mehmet Ali Paşa ile Osmanlı Devleti
arasında 1833'te Kütahya Antlaşması imzalandı.
1833 Kütahya Antlaşması Maddeleri
1- Mehmet Ali Paşa'ya Mısır valiliğine ek olarak Suriye valiliği
verildi.
2- Mehmet Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa'ya Cidde valiliğine ek
olarak Adana valiliği verildi.
Önemi
1) Mısır sorunu geçici olarak çözümlenmiştir. Fakat iki tarafta bu
anlaşmadan memnun olmamıştır.
2) Bu antlaşma, Osmanlı Devleti'nin Mehmet Ali Paşa'nın
isteklerini kabul etmek zorunda kaldığını göstermektedir.
3) Mehmet Ali Paşa, bu antlaşmadan dolayı iyice cesaretlenmiş ve
Fransa'nın da desteğini alarak bağımsızlık amacıyla isyan
etmenin yollarını aramaya başlamıştır.
4) II. Mahmut bu antlaşmayı istemeyerek de olsa kabul etmek
zorunda kalmıştır. Fakat Osmanlı ordusunun ne kadar güçsüz
bir durumda olduğunun görülmesi,II. Mahmut'u yeni bir ittifak
arayışına sürüklemiştir.
5) İngiltere ve Fransa, Rusya'nın Osmanlı Devleti ve boğazlar
üzerinde herhangi bir ayrıcalık kazanmasını istemedikleri için,
bu antlaşmanın imzalanmasında arabuluculuk yapmışlardır.
6) Osmanlı Devleti'nin bir iç sorunu olan Mısır Sorunu, Avrupalı
devletlerin karışmasıyla, Avrupa sorunu haline gelmiştir.
BOĞAZLAR SORUNU
1833 Hünkar İskelesi Antlaşması:II. Mahmut, Mısır isyanı
sırasında İngiltere ve Fransa'nın çıkarcı tutumları ve Osmanlı
ordusunun içinde bulunduğu zor durum nedeniyle, Rusya ile
ittifak yapmaya karar vermiştir. Bunun sonucunda, Osmanlı
4) Osmanlı Devleti son kez bu antlaşmada boğazlar üzerindeki
egemenlik hakkını tek başına kullanmıştır.
6) Bu antlaşmadan sonra özellikle İngiltere, Osmanlı Devleti'ne
karşı bir saldırı olmamasına yönelik bir politika izlemek
zorunda kalmıştır.
1838 Balta Limanı Ticaret Antlaşması: Osmanlı Devleti,
Hünkâr İskelesi Antlaşması'nı imzalayarak sınırlarını güven altına
almayı başarmıştı. Fakat yine de İngiltere ve Fransa'yı tamamen
küstürmek istemiyordu. Fransa, Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali
Paşa'yı destekliyor ve Doğu Akdeniz'de Mehmet Ali Paşa'nın
gücünü kullanmak istiyordu. İngiltere ise Osmanlı Devleti'nin
varlığını sürdürmesinden yanaydı. Güçsüz bir Osmanlı Devleti'nin
bölgedeki varlığını sürdürmesi İngiltere'nin siyasi ve ekonomik
çıkarları için gerekliydi. İngiltere, Osmanlı Devleti'nin içinde
bulunduğu zor durumu da kullanarak 1838 Baltalimanı Ticaret
Antlaşması'nı imzalatmayı başardı. Bu antlaşmayla, İngiliz
mallarının Osmanlı pazarına girmesi kolaylaşmış, Osmanlı
toprakları İngilizler için bir açık pazar haline gelmiştir. Osmanlı
Devleti, İngiltere’ye ekonomik ayrıcalıklar vererek herhangi bir
sorun karşısında İngiltere'nin desteğini almayı amaçlamıştır.
1840 LONDRA KONFERANSI:Kavalalı Mehmet Ali Paşa,
Fransa'dan aldığı desteğe de güvenerek 1839'da yeniden
ayaklandı. Nizip Savaşı'nda Osmanlı ordusunu yenerek ilerlemeye
başladı. Bu sırada II. Mahmut öldü, yerine Abdülmecit padişah
oldu. Osmanlı Devleti, Mısır ordusunu durduracak güçte değildi.
Bu durum, Hünkâr İskelesi Antlaşması gereğince, Rusya'nın
Osmanlı Devleti'ne yardım göndermesine imkân sağlıyordu. Fakat
İngiltere buna gerek kalmaması için hemen arabuluculuk yaparak
Mısır Sorunu'nu çözümlemek için diğer Avrupalı devletlerin de
katılacağı uluslararası bir konferans toplanmasını sağladı.
Fransa'nın katılmadığı 1840 Londra Konferansı'na İngiltere,
Rusya, Prusya, Avusturya ve Osmanlı Devleti katıldı. Maddeleri
1- Mısır valiliği, babadan oğula geçmek kaydıyla Mehmet Ali
Paşa ve oğullarına verilecek
2- Adana ve Suriye valilikleri Mehmet Ali Paşa ve İbrahim
Paşa'dan geri alınacak
3- Mısır'da vergiler Osmanlı padişahı adına toplanacak ve dörtte
biri İstanbul'a gönderilecek
Önemi
1) Kavalalı Mehmet Ali Paşa, Fransa'ya güvenerek bu antlaşmayı
kabul etmek istemedi. Fakat İngiliz ve Osmanlı
donanmalarının Mısır'ı ablukaya alması üzerine kabullenmek
zorunda kalmıştır.
2) Mısır sorunu çözümlendi.Mısır fiili olarak Osmanlı’nın elinden
çıktı.
3) Osmanlı
Devleti'nin,
bir
valisinin
ayaklanmasını
bastıramayacak
kadar
güçsüz
olduğu
anlaşıldı.Bu
durum,Avrupalı devletlerin Osmanlı içişlerine karışmasını
kolaylaştırmıştır.
4) Osmanlı Devleti M.Ali Paşa’nın isyanı sırasında Avrupa’nın
desteğini sağlamak amacıyla Tanzimat Fermanı’nı ilan etmiştir
(3 Kasım 1839)
5) İngiltere, Mehmet Ali Paşanın Mısır'da güçlü bir devlet
kurmasını önleyerek Hint deniz yolunu korumuş oldu
1841 LONDRA BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ
1841'de Hünkâr İskelesi Antlaşması'nın süresinin dolması üzerine
İngiltere ve Fransa'nın çalışmalarının sonucunda "Boğazlar
Sorunu"nu görüşmek üzere Londra'da uluslararası bir konferans
toplandı.
Osmanlı Devleti, İngiltere, Fransa, Prusya ve Avusturya'nın
katıldığı 1841 Londra Konferansı'nda boğazların kullanılmasını
düzenleyen bir sözleşme imzalandı.
Maddeleri
1- Boğazlar, Osmanlı egemenliğinde olacak
2- Savaş zamanında boğazlar savaş gemilerinin geçişine
kapanacak
3- Bu durum Avrupalı devletlerin garantisi altında bulunacak
Önemi:
1) Boğazlar uluslar arası bir statü kazandı.
2) Osmanlı Devleti’nin boğazlar üzerindeki mutlak egemenliği
sona ermiştir.
3) Rusya,Hünkar İskelesi Antlaşması ile elde ettiği imkanları
kaybetti.
4) İngiltere,
Doğu
Akdeniz'deki
çıkarlarını
korumayı
başarmıştır.Osmanlı Devleti'nin, toprak bütünlüğünü tek başına
koruyamayacağı bir kez daha görüldü. Bu durum,Avrupalı
devletlerin Osmanlı içişlerine karışmasını kolaylaştırmıştır.
TANZİMAT’TAN MEŞRUTİYET’E
TANZİMAT FERMANI (GÜLHANE HATT-I HÜMAYUNU)
(3 KASIM 1839)
Sadrazam Mustafa Reşit Paşa tarafından hazırlanarak
I.Abdülmecit döneminde Gülhane Parkı'nda yayınlanmıştır..
Yayınlanmasının Nedenleri:
1)Osmanlı Devleti’ni yıkılmaktan kurtarmak.
2)Avrupa devletlerinin Osmanlı’nın iç işlerine karışmasını
engelleyerek toprak bütünlüğünü korumak
3)Azınlıkların devlete olan bağlılığını arttırmak.
4)Mısır (Kavalalı Mehmet Ali Paşa) Meselesi’nin çözümünde
İngiltere’nin desteğini kazanmak.
Maddeleri
1- Müslüman ve gayrimüslim halkın canı ve malı devlet güvencesi
altında olacak
2- Kanun önünde herkes eşit olacak
3- Rüşvet ve iltimas önlenecek
1) Padişah, kendi yetkilerini kısıtlamıştır.
2) Batılılaşma hareketleri hızlanmıştır.
3) Osmanlıcılık fikrinin doğmasına zemin hazırlanmıştır.
4) "Kavalalı Mehmet Ali Paşa İsyanı" ve "Boğazlar Sorunu"
konularında Avrupalı devletlerin desteği sağlanmıştır.
5) Tanzimat Fermanı, halkın istekleriyle değil, padişahın isteğiyle
hazırlanmıştır. Halka benimsetilmesi için çalışmalar
yapılmasına rağmen başarılamamıştır.
6) Tanzimat Fermanı, azınlık isyanlarının sona ermesini de
sağlayamadığı için, sorunlara kesin çözüm getirememiştir.
7) Kırım Savaşı'nda Avrupalılar, Osmanlı'yı desteklemiştir.
Not :Tanzimat Fermanı’nın yayınlanmasında Avrupalı devletlerin
açık bir baskısı yoktur.
KIRIM SAVAŞI (1853 - 1856)
Nedenleri
1) Rusya'nın, Osmanlı Devleti'nin güçlenmesini ve Avrupa'dan
destek almasını istememesi
2) Rusya'nın, boğazlardaki etkinliğini artırmak ve sıcak denizlere
inmek istemesi
3) Rusya'nın, "Kutsal Yerler Sorunu"nu çıkararak Osmanlı Devleti
üzerinde yaptırım uygulamak istemesi
4) İstanbul’a resmi bir ziyaret yapan Rus prensi Mençikof'un
Osmanlı Devleti'ni küçük düşürücü davranışlarda bulunması
Savaş: 1853'te Rusya, Osmanlı Devleti'ne savaş açarak Eflak ve
Boğdan'ı işgal etmeye başladı. Bunun üzerine İngiliz ve Fransız
donanmaları Osmanlı Devleti'ne destek vermek amacıyla İstanbul
Boğazı'na geldiler. Rusya, İngiltere ve Fransa'nın 1841 Londra
Boğazlar Sözleşmesi kararlarına uymadığını ileri sürerek
misilleme olarak Sinop açıklarında bir Osmanlı filosunu
yaktı.Sinop baskını sonrasında İngiltere ve Fransa 1854'te
Osmanlı Devleti'nin yanında savaşa girdi. Hemen ardından
Avusturya ve Piyemonte (İtalya) de Osmanlı Devleti'nin yanında
savaşa katıldı. Müttefikler, Rusya'yı barışa zorlamak amacıyla
Kırım'a asker çıkardılar ve Sivastopol'ü ele geçirdiler. Bu sırada
Çar l.Nikola ölümü üzerine tahta geçen II.Aleksandr , yenilgiyi
kabul ederek barış yapmak istedi.Bunun üzerine 1856'da Osmanlı
Devleti, İngiltere, Avusturya, Prusya, Piyemonte ve Rusya'nın
katıldığı Paris Konferansı toplanarak Paris Antlaşması imzalandı.
4- Vergiler herkesin gelirine göre, düzenli bir şekilde toplanacak
5- Müsadere kaldırılacak, herkes malına ve mülküne sahip olacak,
miras bırakabilecek
6- Mahkemeler herkese açık olacak ve hiç kimse haksız yere
cezalandırılmayacak
7- Askerlik OCAK görevinden, VATAN görevi haline getirilecek.
Azınlıklar da askere alınacak.
Önemi
1) Din, dil, ırk ayrımı gözetmeden halk arasında eşitlik
sağlanmaya çalışılmıştır.
2) Kanun üstünlüğü kabul edilmiştir. Bu nedenle Tanzimat
Fermanı, Osmanlı Devleti'nde anayasallaşma sürecinin
başlangıcı kabul edilir.
3) Vergilerin toplanmasındaki adaletsizlikler giderilmek
istenmiştir.
4) Merkezi otoritenin güçlenmesi ve halkın devlete olan
güveninin artması amaçlanmıştır.
5) Özel mülkiyet hakkı devlet garantisi altına alınmıştır.
6) Padişahın yetkileri kanunlarla sınırlandırılmıştır.
7) Avrupa tarzı hukuk kuralları Osmanlı ülkesinde geçerli
olmaya başlamıştır.
8) Askerlik vatan görevi haline getirilmiştir.
9) Gayrimüslimlere de askerlik yükümlülüğü getirilerek
askerliğin süresi belirlenmiştir.
10) Tanzimat Fermanı Anayasacılığa ve Demokrasiye(hukuk
devletine, yani hukukun üstünlüğü esasına dayanan devlet
anlayışına)geçişin (Batılılaşmanın) ilk aşamasıdır.
Tanzimat Fermanı'nın Sonuçları
1856 Paris Antlaşması Maddeleri
1- Osmanlı Devleti, Avrupa Devleti sayılacak ve Avrupa devletler
hukukundan yararlanacak. Osmanlı toprak bütünlüğü Avrupalı
devletlerin garantisi altında olacak.
√ Osmanlı Devleti'nin kendi topraklarını koruyamayacak kadar
güçsüz olduğu anlaşılmıştır.
√ İngiltere ve Fransa, Osmanlı toprakları üzerindeki çıkarlarını
korumuşlardır.
2- Karadeniz, tarafsız hale getirilerek, sadece ticaret gemilerine
açık olacak, Osmanlı Devleti ve Rusya, Karadeniz'de donanma
ve tersane bulundurmayacak
√ Osmanlı Devleti savaşta galip gelmiş olmasına rağmen
antlaşmanın bu maddesi ile askeri sınırlamaları kabul etmiştir.
√ Osmanlı Devleti bu madde ile savaşı kazanmasına rağmen
yenik bir devlet durumuna düşmüştür.
√ Bu madde ile, Karadeniz'de İngiltere ve Fransa lehine
düzenleme yapılmıştır.
3- İki taraf da savaşta aldıkları yerleri geri verecek.
√ Osmanlı Devleti savaşta aldığı Sivastopol'ü geri vermiştir.
√ Savaşı kazanmasına rağmen aldığı yerleri geri vermesi
Osmanlı
Devleti'nin yenik devlet durumuna düştüğünü
göstermektedir.
4- Boğazlar konusunda 1841'deki Londra Boğazlar Sözleşmesi'nin
hükümleri yürürlükte kalacak
√ Boğazlar üzerindeki uluslararası statü devam etmiştir.
5- Eflak ve Boğdan'a yeni ayrıcalıklar tanınacak, bu beyliklerin ve
Sırbistan'ın hakları Avrupalı devletlerin garantisi altında olacak
√ Avrupalı devletler, Osmanlı Devleti'nin içişlerine karışarak
egemenlik haklarını sınırlandırmıştır.
6- Tuna Nehri'nde ulaşım serbest olacak
7- Osmanlı Devleti'nin ilan ettiği Islahat Fermanı, bir iyi niyet
göstergesi olarak görülecek ve bu nedenle Osmanlı Devleti'nin
içişlerine karışılmayacak
√ Islahat Fermanı'nın antlaşmada yer alması, Osmanlı Devleti'ni
bu konuda yükümlülük altında bırakmıştır. Avrupalı devletler
bu durumu kullanarak Osmanlı Devleti’nin içişlerine
karışacaklardır.
Kırım Savaşı'nın Sonuçları:
1) Rusya'nın Balkanlar'dan güneye inmesi önlenmiş, bunun
üzerine Rusya, doğu politikasına önem vererek Asya'da
genişleme siyaseti izlemeye başlamıştır.
2) Islahat Fermanı'yla ilgili madde sayesinde Rusya, Osmanlı
Devleti'nde yaşayan Ortodokslarla ilgili söz söyleme hakkını
kaybetmiştir.
3) Osmanlı Devleti, ilk kez bu savaş sırasında dış borç almıştır.
4) Piyemonte, savaşta İngiltere ve Fransa'nın yanında yer alarak
bu devletlerin desteğini kazanmış ve İtalya’da 1870 yılında
siyasi birliği sağlamayı başarmıştır.
5) Osmanlı Devleti ilk kez bu konferansta kapitülasyonların
kaldırılmasını gündeme getirmiş, fakat başaramamıştır.
NOT: İnebahtı Deniz Savaşı (1571),Çesme Baskını
(1770),Navarin Baskını (1827) ve Sinop (1853) olayları ile
Osmanlı donanması yakılmıştır.
ISLAHAT FERMANI (28 ŞUBAT 1856)
Yayınlanması'nın Nedenleri:
1) Tanzimat Fermanı’nın eksikliklerini gidermek.
2) Osmanlı Devleti’ni parçalanmaktan kurtarmak.
3) Azınlıkların devlete olan bağlılığını güçlendirmek.
4) Avrupa devletlerinin iç işlerimize karışmasını engellemek.
5) Paris Konferansı’nda azınlık hakları ile ilgili kararlar
verilmesine engel olabilmek.
Islahat Fermanı’nın Bazı Maddeleri:
1- Halk içinde din ve mezhep özgürlüğü sağlanacak,
2- Okul, kilise, hastane gibi binalar tamir veya yeniden inşa
edilebilecektir.
3- Hıristiyan ve Musevilere karşı küçük düşürücü sözler
kullanılmayacaktır.
4- Hıristiyan ve Museviler, devlet memuru olabilecek,istedikleri
okula girebileceklerdir.
5- İşkence, dayak ve kötü muamele kaldırılacaktır.
6- İltizam usulü kaldırılacaktır.
7- Vergiler herkesin gelirine göre toplanacaktır.
8- Cizye kaldırılacak, gayrimüslimlerin askerlik yükümlülüğü
karşılığında bir defaya mahsus, nakdi bedel alınacaktır.
9- Gayrimüslimler, il meclislerine üye olabilecektir.
10-Yabancı uyruklular, vergilerini ödemek şartıyla, Osmanlı
ülkesinde mal ve mülk sahibi olabileceklerdir.
10-Mahkemeler açık yapılacak, herkes kendi dinine göre yemin
edecektir.
11-Patrikhane meclislerinin aldığı kararlar, Bab-ı Âlî tarafından
onaylandıktan sonra yürürlüğe girecektir.
12-Tarım ve ticaret işleri yeniden düzenlenecek, gayrimüslimler
de şirket, banka gibi ticari kurumlar açabilecektir.
13-Hukuk kuralları, azınlık dillerine tercüme edilecek.
Önemi
1) Gayrimüslimler,
tanınan
ayrıcalıklar
sayesinde
Müslümanlardan daha üstün hale gelmişlerdir. Bu da
Müslümanların tepkisine neden olmuştur.
2) Gayrimüslimlerin ekonominin yanında, siyasi konularda da
güçlenmesine neden olmuştur.
3) Gayrimüslimlerin çoğunlukta olduğu yerlerin yönetimi
gayrimüslimlerin denetimine geçmiştir. Bu durum,azınlık
isyanlarının güçlenmesine neden olmuştur. Azınlıkların
millileşme süreci hız kazanmıştır.
4) Azınlıklar, elde ettikleri hakları Osmanlı aleyhine
kullanmışlardır.
Islahat Fermanı'nın Sonuçları
1) Gayrimüslimlerin daha fazla haklara sahip olması toplumsal
huzursuzlukları daha da artırmıştır.
2) Avrupalı devletlerin Osmanlı Devleti'nin içişlerine daha fazla
karışmasına neden olmuştur.
3) Azınlıklara verilen ayrıcalıklar kötüye kullanıldığı için,
Osmanlı Devleti'nin parçalanma süreci hızlanmıştır.
4) Osmanlı Devleti istediği sonuca ulaşamamıştır.
Not 1 :Islahat Fermanı’nın yayınlanmasında Avrupalı
devletlerin baskısı vardır.
Not 2 :Tanzimat ve Islahat fermanları I.Abdülmecit döneminde
yayınlanmıştır.
TANZİMAT DÖNEMİ (1839 - 1876)YENİLİKLERİ :
- Islahat Fermanı ilan edilmiştir (1856)
- İl genel meclisleri kurulmuştur.
- İltizam yolu ile aşar vergisi toplama usulü kaldırılmış, maliye
bakanlığı tarafından toplanması kararlaştırılmıştır.
- Cizye miktarının belirlenmesi işi patrikhaneye verilmiştir.
- İlk kağıt para basılmıştır. (Kaime – 1844)
- İlk dış borç İngiltere’den alınmıştır. (Kırım Harbi esnasında –
1854)
- İlk demiryolu hattı kurulmuştur. (İzmir – Aydın hattı)
- İlk telgraf okulu açılmıştır.
- Eğitim bakanlığı kurulmuş, okullar ilk, orta, lise ve yüksekokul
diye kısımlara ayrılmıştır.
- Öğretmen okulları ve mülkiye mektebi açılmıştır.
- Kız öğrenciler ilk kez okullara alındı.
- Şer’i kanunların yanında Avrupai tarz kanunlar yapılmış bu da
hukukta ikilik ortaya çıkmasına sebep olmuştur.
ABDULAZİZ DÖNEMİ
1)-Rusya'nın Balkanlarda panslavizm idealini yaymaya
başlamasıyla isyanlar başlamıştır.
(Sırp, Karadağ, Bosna-Hersek, Romen (Eflak-Boğdan) ve Bulgar
isyanları ortaya çıkarak "Balkan Bunalımı"na zemin hazırlandı.
2)-Girit'teki Rumlar ayaklanarak Yunanistan'a bağlanmak
istediler. Avrupalıların duruma müdahalesiyle
Osmanlı Devleti HALEPA FERMANI'nı ilan etmiş ve Giritlilere
vergi muafiyeti getirilmiştir.
3)-Mısır Hidivi(valisi) İsmail Paşa'nın gayretleri ve Fransa'nın
desteğiyle 1869'da Süveyş Kanalı açılmış, böylece coğrafi
keşiflerle önemini yitiren Mısır ve Akdeniz yeniden canlanmıştır.
NOT: Bu durum Avrupalı devletlerin Mısıra sahip olma arzunu
artırmıştır.
4)-Beylerbeyi ve Çırağan sarayları yapılmıştır.
Not: Ahmet Cevdet Paşa tarafından Osmanlının ilk medeni
kanunu olan “ Mecelle” hazırlandı
5)-Avrupalı Devletler azınlıklarla ilgili ağır istek ve tehditlerden
oluşan Berlin Memarandumu’nu ilan ettiler.
6)-Avrupada önemli gelişmeler görülmüş, İtalya(1870) ve
Almanya(1871) siyasi birliklerini tamamlayarak siyasi güç olarak
ortaya çıktılar.
7)-Abdülaziz, GENÇ OSMANLILAR tarafından tahttan
indirilmiş, yerine V.MURAT getirilmiştir. (Abdülaziz tahttan
indirildikten sonra Feriye Sarayı'nda hapis hayatı yaşadı. Burada
damarları kesik vaziyette bulundu.)
I. MEŞRUTİYET'İN İLANI VE KANUN-I ESASİ
Osmanlı Devleti'nde Balkan Bunalımı'nın yaşandığı, taht
değişikliklerinin görüldüğü bunalımlı bir dönemde Avrupalı
devletlerin Osmanlı içişlerine karışmak amacıyla İstanbul
Konferansı'nı topladıkları sırada Meşrutiyet idaresi ilan edilmiştir.
Meşrutiyet'in İlan Edilmesinin Nedenleri
1) Genç Osmanlılar Cemiyeti'nin, II.Abdülhamit'e Meşrutiyet'in
ilan edilmesi için baskı yapması.
2) Avrupalı
devletlerin
Osmanlı
Devleti'nin
karışmalarının engellenmek istenmesi.
içişlerine
3) İstanbul Konferansı'nda Osmanlı Devleti'nin
olabilecek kararlar alınmasını engelleme düşüncesi.
aleyhinde
4) Azınlıklara yönetim alanında haklar tanıyarak Osmanlı
Devleti'nin dağılmasının önlenmek istenmesi.
5) Balkan Bunalımı'nı sona erdirme düşüncesi.
23 Aralık 1876'da I.Meşrutiyet ilan edildi ve seçimlerin yapılması
için çalışmalar hemen başlatıldı. Seçimlerin sonucunda Mebusan
Meclisi 20 Mart 1877'de Dolamabahçe Sarayı’nda ilk genel
oturumunu gerçekleştirdi. Meclis-i Mebusan’ın ilk başkanı
Ahmet Vefik Efendi idi.Bu mecliste azınlık milletvekilleri de
bulunmaktaydı. Bu durum demokratik bir yönetim sergilenmesi
için uygun bir ortam oluşturmaktaydı. Fakat Osmanlı Devleti'nde
hem devlet yönetim anlayışı, hem de toplumsal yapı buna alışık
olmadığı için azınlıklar yine dış baskılara göre hareket ettiler.
Meclisin etnik ve kültürel farklılıkları tek bir çatı altında
birleştirme düşüncesi başarılı olamadı.
l.Meşrutiyet Dönemi'nde meclisin çalışma şekli ve padişahın
yetkileri, Kanun-ı Esasi ile belirlenmiştir. Kanun-ı Esasi, Prusya
ve Belçika Anayasaları'nın incelenmesi sonucunda hızlanmıştır.
√ Kanun-i Esasi Mithat Paşa tarafından hazırlanmıştır.
Kanun-ı Esasi'nin Bazı Maddeleri
1-
Yasama görevi, Ayan Meclisi ve Mebusan Meclisi'ne aittir.
2-
Ayan Meclisi üyeleri padişah tarafından belirlenir.
3-
Mebusan Meclisi üyeleri ise dört yılda bir yapılan seçimlerle,
halk tarafından belirlenir.
4-
Yürütme (hükümet) yetkisi, başında padişahın bulunduğu
Bakanlar Kurulu'na aittir.
5-
Kanun teklifi sadece hükümet tarafından verilir.
6-
Meclisi açmak ya da kapamak yetkisi padişaha aittir.
7-
Hükümet icraatlarında
sorumludur.
8-
Meclise
değil,
padişaha
karşı
Padişah, devlet güvenliğini bozduğu gerekçesiyle polis
araştırması yaptırabilir ve suçlu gördüğü kişileri sürgüne
gönderebilir.
Kişi eğitim, öğretim, basın özgürlüğü, mülkiyet hakkı, yasal
eşitlik ve vergi eşitliği gibi temel haklar devletin garantisi
altındadır.
Kanun-ı Esasi'nin Önemi
1) Osmanlı halkı ilk kez seçme - seçilme hakkını kullanmış ve
Osmanlı Devleti'nde ilk kez halk padişahın yanında yönetime
ortak olmuştur.
2) Osmanlı Devleti'nde ilk kez parlamenter sisteme geçilmiştir.
3) Mebusan Meclisi'nin yetkileri kısıtlı tutulmuş ve danışma
meclisi durumuna düşürülmüştür.
4) Padişahın yetkileri Meclis'ten daha üstün tutulmuştur.
5) Kişisel haklar, anayasanın garantisi altına alınmıştır.
6) Kanun-ı Esasi, Türk tarihinin ilk anayasası olmuştur.
9-
1878'de Osmanlı - Rus savaşı sonrasında II. Abdülhamit, Kanun-ı
Esasi'nin verdiği yetkilere dayanarak l. Meşrutiyet yönetimine son
verdi (14 Şubat 1878). Ancak, Kanun-ı Esasi'nin meclisin işleme
şekliyle ilgili maddelerinin dışındaki hükümler yürürlükte kaldı.
1877-1878 OSMANLI-RUS SAVAŞI (93 HARBİ)
Sebepleri:
1) İstanbul(Tersane) ve Londra Konferansı kararlarının Osmanlı
tarafından kabul edilmemesi
2) Rusya'nın Panslavist politikası ve sıcak denizlere inme çabası.
Rusya bu sebeplerden birincisini gerekçe göstererek Osmanlı
Devletine savaş ilan etti.
Savaş: Ruslar doğuda Erzurum'a kadar ilerlediler. Rus ordusu
Aziziye Tabyalarında Gazi Ahmet Muhtar Paşa tarafından
durduruldu.Balkanlarda ise Ruslar Tuna'yı aşıp Plevne önlerine
geldiler. Plevne'de Gazi Osman Paşa önemli başarılar kazandı.
Ancak daha sonra Plevne düştü. Ruslar Edirne’yi alarak Çatalca
önlerine kadar geldiler.Osmanlı Devleti barış istemek zorunda
kaldı.
İki
taraf
arasında
AYESTEFANOS(Yeşilköy)
ANTLAŞMASI imzalandı.
Ayastefanos Antlaşması (1878) Maddeleri
1- Büyük Bulgaristan Krallığı kurulacak
2- Sırbistan, Karadağ ve Romanya bağımsız olacak
3- Kars, Ardahan, Batum ve Doğu Beyazıt Rusya'ya bırakılacak
4- Bosna - Hersek'e muhtariyet verilecek
5- Girit'te ve Ermenilerin yaşadığı bölgelerde ıslahatlar
yapılacak
6- Osmanlı Devleti Rusya'ya savaş tazminatı ödeyecek
Önemi
1) Panslavizm politikası başarılı oldu.
2) Bulgaristan Devleti'nin kurulması ile, Rusya'nın etki alanı
Ege Denizi'ne kadar ulaştı.
3) Ermeni sorunu ilk kez bir antlaşmada yer aldı.
4) II. Abdülhamit, savaş sırasında ve sonrasında azınlıkların
Ruslara yardım etmesi nedeniyle Osmanlı Mebusan
Meclisi'ni kapatarak I. Meşrutiyet'e son verdi.
Avrupalı Devletlerin Tutumu:Rusya'nın aldığı topraklar
sayesinde Balkanlar'daki ve Ortadoğu'daki etkinliğinin artması
Avrupalı devletlerin çıkarlarına ters düşmekteydi. Rusya'nın
Balkanlar'da güçlenmesini Avusturya ve Almanya istemiyordu.
Rusların Basra Körfezi'ne yaklaşması ise İngiltere’yi tedirgin
ediyordu.Bu
nedenle
Avrupalı
devletler,
Ayastefanos
Antlaşması'nın uygulanmasına karşı çıkarak 1878'de Berlin
Konferansı'nı topladılar. Rusya, bu devletlerle savaş yapmayı
göze alamadığı için yeni bir antlaşma yapılmasını kabul etti.
Böylece, Osmanlı Devleti, Rusya, İngiltere, Avusturya, Fransa,
İtalya ve Almanya'nın katıldığı bu konferans sonucunda Berlin
Antlaşması imzalandı.
Berlin Antlaşması (1878) Maddeleri
1- Bulgaristan üçe ayrılacak:
a)
Asıl Bulgaristan, Osmanlı Devleti'ne bağlı bir prenslik
olacak
b)
Doğu Rumeli'ye muhtariyet verilecek
c)
Makedonya, ıslahat
Devleti'ne bırakılacak
yapılması
kaydıyla
Osmanlı
2- Sırbistan, Karadağ ve Romanya bağımsız olacak
3- Kars, Ardahan ve Batum Rusya'ya verilecek,Doğu Beyazıt ise
Osmanlı Devleti'nde kalacak
4- Girit'te ve Ermenilerin yaşadığı yerlerde ıslahatlar yapılacak
5- Bosna - Hersek Osmanlı toprağı sayılacak, fakat geçici olarak
Avusturya tarafından yönetilecek
6- Osmanlı Devleti savaş tazminatı ödeyecek
Önemi
1) Osmanlı Devleti'nin tek toprak kazancı Doğu Beyazıt oldu.
2) Balkanlar'da Osmanlı Devleti'nin otoritesi göstermelik
olarak devam ettirilerek, Rusya'nın Balkanlardaki etkinliği
azaltıldı.
3) Ermeni sorunu uluslararası bir sorun haline geldi.
4) Avrupalı devletler, Berlin Antlaşması'yla, Osmanlı
topraklarının parçalanması girişimlerine katılmışlardır. Bu
tarihten sonra Osmanlı Devleti'nde dağılma süreci daha da
hızlanmıştır.
BERLİN ANTLAŞMASI'NDAN SONRA OSMANLI
DEVLETİ (1878 - 1908)
1. Ermeni Sorunu başladı.
2.Kıbrıs'ın Kaybedilmesi (1878): Osmanlı Devleti'nin
Ayastefanos Antlaşması ile içine düştüğü zor durumdan
yararlanmak isteyen İngiltere, Kıbrıs'ın kendisine üs olarak
verilmesini teklif etti. Böylece Rusya'nın Akdeniz'e inmesini
engellemeyi ve Süveyş Kanalı'nı kontrol altında tutmayı
amaçlıyordu. 4 Haziran 1878'de imzalanan bir antlaşmayla Kıbrıs,
İngiltere’ye üs olarak verildi.1914'te Osmanlı Devleti'nin
İngiltere’ye karşı l. Dünya Savaşı'na girmesi üzerine İngiltere,
Ada'yı işgal ettiğini açıkladı.
3.Tunus'un Fransızlar Tarafından İşgal Edilmesi (1881):
İngiltere ve Almanya'nın desteğini alan Fransa, 1881'de Tunus'u
işgal etti.
DUYUN-U UMUMİYE (1881)
Osmanlı Devleti’nin ekonomisi ciddi olarak bozulmuş
ve bu doğrultuda devlet ilk olarak 1854’te İngiltere’den borç
almıştır.
1880 yılına gelince devletin bütçe açığı yaklaşık olarak 25 milyon
akçeyi bulmuş ve devlet bunu ödeyemeyecek duruma düşmüştü.
Osmanlı Devleti alacaklı Avrupalı devletlerle anlaşarak
Muharrem Kararnamesini yayınlamıştır. Bu kararnameye göre
Avrupalı devletler Duyun-u Umumiye İdaresi’ni (Genel Borçlar
İdaresi) kuracaklar ve borçlarını kendileri tahsil edeceklerdir.
Bu doğrultuda alacaklı devletler tütün, pul, tuz, ispirto
ve orman gelirlerine el koymuştur.
4.Mısır'ın İngilizler Tarafından İşgal Edilmesi (1882): Mısır,
İngiltere'nin Hint Okyanusu'ndaki sömürgeleri için önemli bir
bölgeydi. 1869'da bir Fransız şirketi tarafından Süveyş Kanalının
açılması, Mısır'ın ekonomik ve siyasi önemini artırmıştır.
Mısır'daki karışıklıkları bahane eden İngiltere, ani bir kararla
Mısır'ı işgal etmiştir (1882).
5.Doğu Rumeli Sorunu: 1878 Berlin Antlaşması ile Doğu
Rumeli, ıslahat yapılması koşuluyla Osmanlı Devleti'ne
bırakılmıştı. Yine bu antlaşma ile burada Osmanlı Devleti'ne bağlı
bir Bulgar Prensliği kurulmuştu. 1885'te Filibe'de ayaklanan
Bulgarlar, Doğu Rumeli'nin Bulgaristan'a bağlandığını ilân
ettiler. Osmanlı Devleti, yeni bir suçlama ile karşı karşıya
gelmemek için, müdahale etmekten kaçındı ve bu durumu kabul
etmek zorunda kaldı. Böylece, Bulgaristan Krallığı kurulmuş
oldu. Bulgaristan, Osmanlı Devleti'nin II. Meşrutiyetin ilânı ile
içine düştüğü karışık durumundan yararlanarak bağımsızlığını ilân
etti (1905).
6.Girit Sorunu Ve Osmanlı - Yunan Savaşı:Girit 1669'da
Osmanlı Devleti tarafından alındıktan sonra yapılan iskan
çalışmalarına rağmen adadaki Hıristiyan Rum nüfusu çoğunlukta
kalmıştır. 1866'da, Yunanistan'ın desteğiyle ayaklanan Girit'li
Rumlar Yunanistan'a bağlanmak istediklerini açıkladılar. Avrupalı
devletlerin olaya karışmasını istemeyen Osmanlı Devleti, 1878'de
Halepa Fermanı'nı yayınlayarak Girit'li Rumlara ayrıcalıklar
vermiştir. Böylece isyan geçici olarak bastırılmıştır.1894'te Yunan
subayları tarafından kurulan Etnik-i Eterya Cemiyeti'nin
kışkırtmaları sonucunda 1896'da Girit'te yeniden isyan çıktı.
Yunanistan'ın isyana yardım ettiği açıkça ortaya çıkınca Osmanlı Yunan savaşı başladı (1897). Osmanlı orduları büyük bir hızla
ilerleyerek Dömeke Meydan Savaşı'nı kazandılar ve Mora'ya
girdiler. Bunun üzerine Avrupalı devletler duruma müdahale
ederek savaşı bitirdiler. Osmanlı Devleti'yle Yunanistan arasında
İstanbul Antlaşması imzalandı (1897).
1897 İstanbul Antlaşması Maddeleri:
1- Yunanistan, Girit'teki askerlerini geri çekecek ve Osmanlı
Devleti’ne savaş tazminatı ödeyecek.
2- Girit'e özerklik verilecek, Yunan kraliyet ailesinden bir
prens, Girit'i yönetecek.
Önemi:
1) 1897 İstanbul Antlaşması'yla Girit, fiilen Osmanlı yönetiminden
çıkmıştır.
2) II. Meşrutiyet'in ilanı sırasındaki karışıklıklardan yararlanan
Girit isyan ederek Yunanistan'a bağlandığını ilan etmiştir
(1908).
7.Avusturya'nın
Bosna
Hersek'i
İşgal
Etmesi
(1908):1878'deki Berlin Antlaşması'yla, Bosna - Hersek'in
yönetimi geçici olarak Avusturya'ya bırakılmıştı. Balkanlar'da en
güçlü devlet olmak isteyen Avusturya, 1908'de II. Meşrutiyet'in
ilanı nedeniyle çıkan isyanlardan yararlanan Avusturya, Bosna Hersek'i topraklarına kattı.
II.
MEŞRUTİYET
VE
KANUN-I
ESASİ'DEKİ
DEĞİŞİKLİKLER
√ II. Abdülhamit’in 1878'de Mebusan Meclisi'ni kapatmasından
1908 yılına kadar geçen dönemde tekrar mutlakıyete
dönülmüştür. Bu dönemde bazı özgürlükler kısıtlanmış ve
isyanlara neden olduğu gerekçesiyle bazı düşünürler sürgüne
gönderilmiştir. Ama bütün bunlara rağmen Meşrutiyet
yönetimini isteyenlerin çalışmaları engellenememiştir.
√ Genç Osmanlılar (Jön Türkler), İttihat ve Terakki Cemiyeti'ni
kurmuştur(1889).
√ Rusya ve İngiltere Reval Görüşmesi’nde Boğazlar Meselesi’ni
ve Balkanlar’ın durumunu görüşmüşlerdir (8-9 Haziran
1908).İngiltere Kralı VII.Edwart ile Rus Çarı II.Nikolas
görüşmeler sonunda yayınladıkları bildiride Makedonya’da
ıslahat yapılmasını istediler.İngiltere Almanya’ya karşı
Rusya’nın dostluğuna ihtiyaç duyduğundan Osmanlı
Devleti’nin toprak bütünlüğünü koruma politikasından
vazgeçmiştir.(HASTA ADAM).Bu buluşmada alınan karara
göre,Ruslar
İstanbul
ve
Boğazlar’ı
elde
edebileceklerdi.İngilizlerin Reval’deki politika değişikliği
Balkan Savaşları’na da etkisi olmuştur.Balkan politikasında
serbest klan Ruslar,Balkan toplulukları Osmanlı’ya karşı
kışkırtmışlardır.
√ İttihatçılar Osmanlı’nın parçalanacağından endişe etmişler,
II.Abdülhamit’e meşrutiyeti ilan etmesi için baskı yapmışlar ve
Rumeli'de
ayaklanmışlardır
(Kolağası
Niyazi
Bey
Manastır’da,Enver Bey ise Selanik’te).
√ II.Abdülhamit baskılar sonucu meşrutiyeti ilan etmiştir (23
Temmuz 1908).
√ 17 Aralık 1908’de Ayan ve Mebuslar Meclisi açıldı.
√ II.Meşrutiyet döneminin en güçlü siyasi kuruluşu olan ve
“Osmanlıcılık” anlayışını bırakarak “Türkçülük” anlayışına
sarılan İttihat Terakki Cemiyeti’nde Talat Paşa parti başkanı
olmuştur.
√ İttihatçıların meşrutiyet yönetimi için ciddi bir hazırlığı
olmadığından beklenen sonuçlar alınamamıştır.
√ Meşrutiyete geçişte iktidar boşluğu ve kargaşa yaşanmıştır.
II.Meşrutiyet’in Sonuçları;
1) Bulgaristan bağımsızlığını ilan etmiştir ( 5 Ekim 1908).
2) Avusturya-Macaristan
topraklarına katmıştır.
İmparatorluğu,
Bosna-Hersek’i
3) Girit, Yunanistan’a bağlanma kararı almıştır (1908).
4) Osmanlı Devleti’nde ilk siyasi partiler kurulmuştur; İttihat ve
Terakki Partisi,Hürriyet ve İtilaf Partisi,Ahrar (Hürler)
Partisi,Fedakaranı Millet Cem.,İttihadı Muhammedi Fırkası,
5) Osmanlı'da ilk kez parlamenter sistemin denemeleri yapılmıştır.
6) Meşrutiyete karşı olan İstanbul'daki avcı taburları 31 MART
OLAYI’NI ÇIKARMIŞLARDIR (13 Nisan 1909). İsyancılar
sadrazamın ve meclis başkanının istifa etmesini istemişler, bazı
İttihatçıları öldürmüş ve gazete binalarını bastırmışlardır.
II.Abdülhamit isyanı bastırmakta başarılı olamamıştır.
Komutanlığını Mahmut Şevket Paşa’nın, Kurmay Başkanlığı’nı
Mustafa Kemal’in yaptığı Hareket Ordusu Selanik’ten
İstanbul’a gelerek, 31 Mart Ayaklanması’nı bastırmıştır.
II.Abdülhamit tahttan indirilmiş, V.Mehmet Reşat tahta
çıkarılmıştır ( 27 Nisan 1909).
7) İlk kez kızlar için yükseköğrenim kurumları açılmıştır.
8) Kanun-i Esasi'de değişiklikler yapılmıştır.
Kanun-i Esasi'de Yapılan Bazı Değişiklikler:
1) Bakanlar, Mebusan Meclisi'ne karşı sorumlu olmuştur.
Böylece, Meclis'in hükümeti denetleyebilmesi sağlanmış ve
padişahın yetkileri sınırlanmıştır.
2) Barış antlaşmalarını Mebusan Meclisi'nin onaylaması
kararlaştırılmıştır.
3) Padişahın meclisi açma, kapama ve üyeleri sürgüne
gönderme yetkileri kısıtlanmıştır.
4) Basına geniş özgürlükler verilmiş, sansür kaldırılmıştır.
5) Hükümet üyelerini sadrazam seçmeye başlamıştır.
Siyasi partiler kurulmuştur.Meclis'in padişahı değiştirebilme
yetkisi kabul edilmiştir.
Not 1:31 Mart Olayı Türk tarihinde rejime karşı yapılan ilk
isyandır. Cumhuriyet rejimine karşı yapılan Şeyh Said İsyanı ile
benzerlik gösterir.
6)
Not 2:II.Meşrutiyet'ten
kazanmıştır.
sonra
Türkçülük
politikası
II. Meşrutiyet Dönemi, I.Meşrutiyet'e göre daha demokratik bir
yönetimin kurulmasını sağlamasına rağmen, ittihat ve Terakki,
I.Balkan Savaşı sonucu Londra Görüşmeleri devam ederken
İttihatçılar, “Bâb-ı Âlî” Baskını'nı gerçekleştirmiş ve yönetime
hakim olmuşlardır (1913).Bu da Osmanlı Devleti'nin yıkılış
sürecini hızlandırmıştır.
OSMANLI TOPLUMUNDA DÜŞÜNCE AKIMLAR
1) OSMANLICILIK
Osmanlıcılık akımı, Tanzimat Dönemi’nde doğmuştur.
akımını
Genç
Osmanlılar
(Jön
Not 2:Atatürk Türkiye Cumhuriyeti'ni kurarken Türkçülük ve
Batıcılık akımlarından etkilenmiş, inkılâpları da Türkçülük ve
Batıcılık akımları doğrultusunda gerçekleştirmiştir.
önem
Not 3: II.Meşrutiyet döneminde Osmanlı-Almanya yakınlaşması
başlamıştır.
Osmanlıcılık
savunmuştur.
Not 1:Türkçüler, iç politikada Türkçü, dış politikada Batıcı
davranmıştır.
Türkler)
Tüm halka aynı hak ve yetkilerin verilmesini istemişlerdir.
I.Meşrutiyet’in ve Kanun-i Esasi’nin ilan edilmesinde etkili
olmuşlardır.
Osmanlıcılık düşüncesi Berlin Antlaşması ile zayıflamış (1878),
Balkan Savaşları ile etkisi kaybolmuştur.
2) İSLAMCILIK
İslamcılık akımı I.Meşrutiyet’ten sonra önem kazanmıştır.
XIX. YY. OSMANLI DEVLETİNDE KÜLTÜREL
DEĞİŞİMLER
1. TOPLUM YAPISINDA DEĞİŞİM
* Nüfus yapısında önemli değişimler olmuştur. Kaybedilen
topraklardan gelen göçle Anadolu’da ve özellikle İstanbul’da
nüfus yoğunluğu arttı.
* Müslüman nüfusun Gayrimüslim nüfusa oranı arttı. (% 60’dan
%80’e)
* 1848 İhtilallerinde Avusturya baskısından kaçan Macar
Mülteciler Osmanlıya sığındı. Osmanlının Macarları himaye
etmesi Avrupa’daki prestijini artırdı.
* Köyden kente göç ve dış göçün artmasıyla şehirleşme hızlandı.
*Tren ve buharlı gemiler ulaşımda kullanılmaya başladı.
*İstanbul’da elektrik kullanılmaya başlandı. Elektrikli tramvay ve
otomobil ile tanıştılar.
* Telefon ve telgraf kullanılmaya başlandı.
* Demiryolu yapımına önem verildi.
* Büyükşehirlerde Avrupa yaşam tarzı örnek alınmaya başlandı.
(Üst düzey yöneticiler arasında)
*Alafranga denen bu yeni yaşam tarzının oluşmasında Kırım
Savaşında beraber savaştığımız İngiliz ve Fransız askerler çok
etkili olmuştur.
* Yabancı dil bilmek önem kazandı. Yabancı dil öğrenmek ve
çocuk yetiştirmek için yabancı mürebbiyeler kullanıldı.
*Beyoğlu ve Pera kadın ve erkeklerin birlikte eğlendiği merkezler
haline geldi.
II.Abdülhamid döneminde İslamcılık, devletin resmi politikası
haline gelmiştir.
İslamcılık akımının savunucuları; Mehmet Akif, Said Halim Paşa,
Cemaleddin Afgani, Musa Kazım ve M.Şemseddin’dir.
İslamcılık düşüncesi
kaybetmiştir.
I.Dünya
Savaşı
sonunda
etkisini
3) TÜRKÇÜLÜK
Türkçülük akımı Rus işgalinden kaçan Türk göçmenlerin etkisiyle
başlamıştır.
Türkçülük akımının en büyük savunucusu Ziya Gökalp’tir.
II.Meşrutiyet’ten sonra gelişme göstermiştir.
Osmanlı sınırları içindeki Türkler arasında birlik kurulmasına
Türkçülük, tüm dünyada yaşayan Türkler arasında kurulacak
birliğe ise Turancılık denmiştir.
BASIN- YAYIN HAYATINDA GELİŞMELER:
*Osmanlıda ilk resmi gazete II. Mahmut zamanında çıkarılan
Takvimivekayi’dir.
Bu
gazete
Abdulmecit
zamanında
Cerideihavadis adını aldı.
* Osmanlıda ilk özel gazete Şinasi tarafından çıkarılan
Tercümanıahval’dir. Şinasi daha sonra Tasviriefkar adlı
gazeteyi çıkardı.
* İlk Türk dergisi 1850’de yayınlanan Vekayıtıbbiye’dir.
*İlk mizah dergisi 1872’de Teodor Kasap tarafından çıkarılan
Diyojen’dir.
* Osmanlı, 1864’te basın yayın hayatını düzenlemek için
“Matbuat Nizamnamesi”ni çıkardı. Bu kanun ile gazete kapama,
para ve hapis cezaları getirildi.
Türkçülük akımı, Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında etkili
olmuştur.
*I. Meşrutiyet kaldırılınca Avrupa’ya kaçan Genç Osmanlılar (Ali
Suavi, Namık Kemal, Ziya Paşai Agah Efendi) “ Muhbir, Ulum,
Hürriyet , İttihat” adlı gazeteler çıkararak Osmanlı yönetimini
eleştirdiler.
4) BATICILIK
* II. Meşrutiyet’ten sonra basın hayatı yeniden canlandı. Tevfik
Fikret, Hüseyin Cahit, Hüseyin Kazım Tanin Gazetesini çıkardı.
Batıcılık akımı II.Meşrutiyet’ten sonra gelişme göstermiştir.
Batıcılık akımının savunucuları; Abdullah Cevdet, Süleyman
Nazif, Celal Nuri’dir.
Kadın özgürlüğü, medeni kanun, laiklik, Latin alfabesi, tekke ve
zaviyelerin kapatılması gibi düşünceleri savunmuşlardır.
Türkçüler’in Turancılık akımına karşılık, Batıcılar İrfancılık
idealini savunmuştur.
5) ADEM-İ MERKEZİYETÇİLİK
Merkezi yönetimin yetkilerinin azaltılması, yerinden yönetime
önem verilmesi savunulmuştur.
Devlet içindeki değişik unsurların yönetime katılması istenmiştir.
Savunucusu Prens Sebahattin’dir.
Liberal ekonomi modeli benimsenmiştir.
* İttihatçılara karşı olanlar ise Volkan adlı bir gazete çıkardı
* Osmanlıda ilk kadın dergisi 1869’da çıkan
muhadderat (Kadınların yükselişi)’dir.
Terakki-
* Sahibi ve yazarları kadın olan ilk dergi Şükufezar (Çiçek
Bahçesi)’dır.
* en uzun soluklu kadın gazetesi Hanımlara Mahsus Gazete’dir.
* Dönemin önemli kadın yazarları: Fatma Aliye, Halide Edip,
İsmet Hakkı, Şair Nigar, Emine Semiye, Fatma Fahrünnisa,
Fatma Kevser, Gülistan İsmet ve Fatma Müzehher’dir.
*Halide Edip’i ön plana çıkaran 1905’te yayınlanan Demet adlı
dergidir.
EĞİTİM ALANINDA DEĞİŞİMLER
*Ahmet Cevdet Paşa tarafından Encümenidaniş kuruldu. Görevi;
ders kitaplarını seçmek ve fen dersleri ile ilgili çeviri yapmaktı.
*1856’da bugünkü MEB’in görevini yapan Maarifi Umumiye
Nezareti kuruldu. Tıbbıye, Harbiye ve Bahriye dışındaki tüm
okullar bu kuruma bağlandı.(1861)
*1868’de Galatasaray Sultanisi açıldı.
* 1869’da Maarifi Umumiye Nizamnamesi çıkarıldı. Her mahalle
ve köyde sıbyan mektebi açılması kararlaştırıldı.
*1870’de Darülfünun açıldı. Üç defa kapanıp açılan okul
1900’de Darulfununuşahane adıyla yenide açıldı. (Bugünkü
İstanbul Üniv.)
*II. Abdulhamit döneminde çeşitli meslek okulları açıldı. (Baytar
Mektebi, Orman ve Maden Mektebi, Telgraf Mektebi, Kadostro
Mektebi, Dişçi Mektebi)
*II. Meşrutiyetin ilanından sonra kız mekteplerinin sayısı arttı.
AZINLIKLAR VE YABANCI OKULLAR
*Tanzimat döneminden itibaren yabancı okul sayısı ciddi oranda
artmıştır.
*Rumlar, 1844’te papaz yetiştirmek için Heybeliada Ruhban
Okulu’nu açtı.
*Yahudiler 1854’te Musevi Asri Mektebi’ni kurdular.
* Çok sayıda Ermeni okulu açıldı.
* Yabancı okullar Osmanlının kuyusunu kazan zararlı
cemiyetlerle birlikte hareket ettiler.
* Yabancı okulların çoğunun petrol bölgesi olan G.doğu And. Ve
Filistin’de açılması dikkat çekicidir.
* Çocuklarını yabancı okula gönderen ilk Türk Muşir Fuat
Paşa’dır. (8 çocuğunu Saint-Joseph Kolejine gönderdi.)
* İlk yabancı kız koleji 1871’de açılmış sonradan Arnavutköy
Amerikan Kız Koleji adını almıştır.
KÜLTÜR,
SANAT
GELİŞMELER
VE
MİMARİ
ALANINDA
*Osman Hamdi Bey ve Şeker Ahmet Paşa ilk önemli
ressamlarımızdır.
Not: Osmanlıda müzeciliğin
Bey’dir.(Müzeyihümayun)
kurucusu
Osman
Hamdi
*İlk ressam padişah Abdulaziz’dir.
*Osmanlıda resim eğitimi veren ilk okul Osman Hamdi Bey’in
kurduğu Sanayiinefise Mektebi’dir.
*Osmanlı’da XX. Yüzyılın önemli ressamları ise Şevket Dağ,
İbrahim Çallı ve Feyhaman Duran’dır.
*Mimaride Seçmeci (Eklektik) tarzı kullanılmaya başlandı.
Beylerbeyi ve Çırağan Saraylari ile Yıldız Camii, Hamidiye Camii
ve Aksaray Valide Camii bu tarzın önemli eserleridir.
* II. Abdulhamit’in kurdurduğu Arkeoloji Müzesi (Asarıatika),
Osmanlı arkeolojisini geliştirdi.
* Ortaköy Camii, Dolmabahçe Sarayı, II.Mahmut Türbesi ve
Nusretiye Camii ise Ampir Usulü ile yapılan ender eserlerdir.
*XX.yy başlarından itibaren Osmanlı mimarisinde öze dönüş
başladı. Bu döneme Neoklasik Dönem denir. Bostancı ve Bebek
Camileri ile Haydarpaşa İskelesi bu dönemin ürünüdür
MÜZİK, EĞLENCE VE SPOR ALANINDA GELİŞMELER
*Osmanlıda müzik eğitiminin başlamasını sağlayan okul II.
Mahmut döneminde açılan Mızıkayıhümayun’dur.
Not: Avrupa’dan getirilen Donazetti ilk askeri bandoyu kurdu.
*Abdulmecit döneminde Osmanlı saraylarında Batı operaları
seslendirildi.
* Dede Efendi, Arif Dede ve Hacı Arif Bey dönemin ünlü Türk
musikisi sanatçılarıdır.
*İlk Osmanlı tiyatrosu
(Abdulmecit Dön.)
Güllü
Agop
tarafından
*İlk tiyatro eseri Şinasi’nin yazdığı Şair Evlenmesi’dir.
* 1903’TE BEŞİKTAŞ, 1905’te gs, 1907’de fb kuruldu.
kuruldu.
*1908’de Selim Sırrı (Tarcan) tarafından Osmanlı Milli
Olimpiyat Cemiyeti kuruldu.
* Osmanlı Devleti ilk kez 1912 Stockholm Olimpiyatlarına
katıldı.
XX.YY OSMANLI DEVLETİ VE SAVAŞLAR
TRABLUSGARP SAVAŞI (1911-1912)
Nedenleri:
1) Siyasi birliğini geç kuran İtalya’nın sömürgecilik
faaliyetlerine girişmesi.
2) İtalya’nın Habeşistan’a saldırması ve başarılı olamaması.
3) İtalya’nın Habeşistan yenilgisi üzerine yeni yerlere göz
dikmesi.
4) İtalya’nın diğer Avrupa devletleri ile anlaşması.
5) Trablusgarp’ın İtalya’ya yakın ve savunmasız olması.
6) Trablusgarp’ın ticaret yolları üzerinde bulunması ve zengin
maden yataklarına sahip olması.
Savaş:İtalya, Rusya ile Racconigi Antlaşması’nı yapmış, Rusya
boğazlara karşılık İtalya’nın Trablusgarp’ı işgal etmesini
desteklemiştir (1909). İtalya, Osmanlı Devleti’nin Trablusgarp’ı
gelişmişlikte geri bıraktığı ve bölgedeki İtalyanlara kötü
davrandığı iddiasıyla Osmanlı’ya ültimatom çekmiştir. Osmanlı
Devleti’nin görüşme isteğine rağmen İtalya, Trablusgarp’ı işgal
etmiştir. Mustafa Kemal Trablusgarp ve Derne’de, Enver Bey de
Bingazi’de başarılar kazanmıştır. Savaşın uzun sürmesi İtalya’yı
maddi sıkıntıya sokmuş, savaşın bitmesini isteyen halkın tepkisi
üzerine İtalya, Osmanlı’yı barışa zorlamak için Oniki Ada’yı işgal
etmiştir. Bu sırada I.Balkan Savaşı başlaması, Osmanlı’yı zor
durumda bırakmış ve Osmanlı Devleti İtalya ile Uşi Antlaşması’nı
imzalanmıştır.
Uşi Antlaşması (18 Ekim 1912)
1- Trablusgarp ve Bingazi İtalya’ya bırakılacak.
2- Oniki Ada, Balkan Savaşı’ndan sonra geri alınmak üzere
geçici olarak İtalya’ya bırakılacak.
3- İtalya, kapitülasyonların kaldırılması konusunda Osmanlı’ya
yardım edecek.
4- Trablusgarp ve Bingazi’nin Duyun-u Umumiye İdaresi’ne
ödediği borçları İtalya ödeyecek.
5- Trablusgarp ve Bingazi dini bakımdan Osmanlı halifesine
bağlı kalacak.
Sonuçları:
1) Osmanlı Devleti’nin Kuzey Afrika’da toprağı kalmamıştır.
2) İtalya Ege Denizi’ne yerleşmiştir.
3) İtalya Doğu Akdeniz’de önemli bir güç olmuştur.
4) Osmanlı Devleti’nin zayıfladığı anlaşılmıştır.
5) Oniki Ada geri alınamamış.
Not 1:Uşi Antlaşması, halifelik makamının kullanılması yönü ile
1774 Küçük Kaynarca Antlaşması’na benzer.
Not 2:Oniki Ada, Sevr’de ve Lozan’da İtalya’ya bırakılmıştır.
II.Dünya Savaşı’ndan sonra İtalya, Oniki Ada’yı Yunanistan’a
vermiştir (1947).
BALKAN SAVAŞLARI (1912-1913)
Nedenleri:
1) Balkan devletlerinin kendi arasında Osmanlı’ya karşı ittifak
yapması ve Osmanlı Devleti topraklarını ele geçirmek
istemeleri.
2) Rusya’nın Balkanlar’da takip ettiği politika.
3) Rusya’nın Boğazlar’a yerleşme planı.
4) Rusya ve İngiltere arasında yapılan Reval Görüşmeleri
(1908).
5) Trablusgarp Savaşı’nın çıkması (1911).
I.Balkan Savaşı (1912)Formül: Ka Sa Ba Ya :Karadağ'ın
Osmanlı'ya savaş açmasıyla başlamıştır. Karadağ'dan sonra
Sırbistan, Bulgaristan ve Yunanistan Osmanlı Devleti’ne savaş
açmıştır. Bulgar ordusu, Edirne’yi kuşatmış, Kırklareli ve
Lüleburgaz’ı da alıp Çatalca’ya kadar ilerlemiştir. Yunanlar Ege
adalarına asker çıkarmıştır. Osmanlı Devleti, Osmanlı ordusu
içindeki siyasi çekişmeler yüzünden savaşı kaybetmiştir. Osmanlı
Devleti Londra Barış Antlaşması’nı imzalamıştır.
Londra Antlaşması (1913)
1- Osmanlı’nın Batı sınırı Midye-Enez hattı olacak.
2- Yunanistan; Selanik, Güney Makedonya ve Girit’i alacak.
Bulgaristan; Kavala, Dedeağaç ve bütün Trakya’yı alacak.
Sırbistan; Orta ve Kuzey Makedonya’yı alacak.
Arnavutluk ve Ege adalarının geleceği büyük devletlere
bırakılacak.
I.Balkan Savaşı’nın Sonuçları:
1) Arnavutluk savaş sırasında bağımsızlığını ilan etmiştir.
2) Arnavutluk, Balkanlar’da Osmanlı’dan ayrılan son devlet
olmuştur.
3) Londra Görüşmeleri devam ederken Bâb-ı Âlî Baskını
gerçekleşmiştir (1913).
4) Bulgaristan Ege Denizi’ne ulaşmıştır.
5) Osmanlı Devleti’nin batıda yalnızca Bulgaristan’la sınırı
kalmıştır.
6) Osmanlıcılık fikri sona ermiştir.
7) Balkanlar’dan kaçan Türkler Anadolu’ya göç etmiştir.
8) M.Kemal’in; “Ordu siyasete karışmamalıdır” sözünün
doğruluğu anlaşılmıştır.
9) Not :
Arnavutluk,
Balkanlar’da
Osmanlı’dan
ayrılarak bağımsız olan son devlettir.
II.Balkan Savaşı (1913)Formül: Bi - Ya Ra Sa Nedenleri:
1) Bulgaristan’ın çok güçlenmesi.
2) Osmanlı Devleti’nden alınan Balkan topraklarının
paylaşılamaması.
Savaş:Balkanlar’daki tüm devletler Bulgaristan’a saldırmıştır.
Daha sonra cephe değişmiş, Bulgaristan ile Romanya, Yunanistan
ile Sırbistan arasında savaş olmuştur. Osmanlı Devleti Edirne ve
Kırklareli’yi geri almıştır. Bulgaristan mağlup olmuştur. Balkan
devletleri, aralarında Bükreş Antlaşması’nı imzalayarak savaşa
son vermiştir (10 Ağustos 1913). Antlaşmaya göre Bulgaristan;
Yunanistan, Sırbistan ve Romanya’ya toprak vermiştir.
Osmanlı Devleti’nin II.Balkan Savaşı sonunda imzaladığı
antlaşmalar şunlardır:
1) İstanbul Antlaşması (29 Eylül 1913 - Bulgaristan ile
imzalanmıştır )
1- Kırklareli, Dimetoka ve Edirne Osmanlı’da kalacak.
2- Meriç Nehri batı ile sınır olacak.
3- Bulgaristan’daki Türkler dört yıl içinde göç edebilecek.
4- Bulgaristan’da kalan Türkler din ve mezhep hürriyetinden
yararlanabilecek.
5- Türkler’in okuduğu ilk ve orta dereceli okullarda eğitim dili
Türkçe olacak.
6- Türkler’in mülkiyet hakkına saygılı olunacak.
2) Atina Antlaşması (14 Kasım 1913 Yunanistan ile
imzalanmıştır)
1- Girit; Yunanistan’a bırakılacak.
2- Yunanistan’da kalan Türkler’in hakları güvence altına
alınacak.
3- Ege adalarının geleceğini büyük devletler belirleyecek.
3) İstanbul Antlaşması (13 Mart 1914 Sırbistan ile
imzalanmıştır):Sırbistan’da kalan Türkler’in hakları güvence
altına alınacaktır.
Not 1:Osmanlı Devleti’nin Sırbistan ile sınırı olmadığından
antlaşmada sınır problemi yaşanmamıştır.
Not 2:İmroz, Bozcaada, Meis ve Kaş adaları dışındaki tüm adalar
Yunanistan’a verilmiştir.
I.DÜNYA SAVAŞI (1914-1918)
Nedenleri:
1) Avrupalı devletlerin sömürgecilik faaliyetleri, hammadde ve
pazar rekabeti.
2) Almanya ve İtalya’nın sömürgeciliğe başlamaları.
3) İngiltere ve Fransa’nın, Almanya’ya karşı silahlanmaya
başlaması.
4) Rusya’nın ideallerini gerçekleştirme isteği.
5) Balkanlar’da Slav - Germen çekişmesi.
6) Fransız İhtilali’nin doğurduğu milliyetçilik akımı.
7) Fransa’nın Alsace-Loraine’i Almanya’dan almak istemesi.
8) Avusturya-Macaristan prensinin Saraybosna’da bir Sırp
milliyetçi tarafından öldürülmesi (28 Haziran 1914).
I.Dünya Savaşı’nda Oluşan Bloklar
İttifak (Bağlaşma) İtilaf
(Anlaşma)
(1883)
Bloğu (1907)
S.Önces Almanya,Avustury İngiltere,Fransa,Rus
i
a-Macaristan
ya
,İtalya
345-
Savaş
Sırası
Osmanlı
,Bulgaristan
İtalya,ABD,Romany
a
Japonya,Yunanistan.
.
Not 1:İtalya, İttifak grubunda iken Antalya ve çevresinin
kendisine bırakıldığı gizli Londra Antlaşması ile İtilaf Grubu’na
geçmiştir.
Not 2:Bulgaristan Çanakkale Savaşı’ndan sonra İttifak Grubu’na
katılmıştır.
Osmanlı Devleti’nin I.Dünya Savaşı’na Girme Nedenleri
1) İttihatçıların Almanlar’a sempati duyması.
2) Alman desteği ile devletin kurtulacağına inanılması.
3) Osmanlı Devleti’nin Almanya ile gizli bir anlaşma yapması
(2 Ağustos 1914).
4) Osmanlı Devleti’nin siyasi yalnızlıktan kurtulmak istemesi.
5) Osmanlı Devleti’nin, İngiltere ve Fransa’nın ekonomik
baskılarından kurtulmak istenmesi.
6) Osmanlı Devleti’nin kaybettiği toprakları geri almak
istemesi.
7) Osmanlı coğrafyasının jeopolitik önemi.
Almanya’nın Osmanlı Devleti’ni I.Dünya Savaşı İçine
Çekme Nedenleri
1) Almanya’nın halifelik makamını kullanarak İngiliz ve Fransız
sömürgelerindeki müslümanları ayaklandırmak istemesi.
2) Almanya’nın yeni cepheler açarak İtilaf devletlerinin kendi
üzerindeki baskısını hafifletmek istemesi.
3) Almanlar’ın, İngilizler’in Osmanlı toprakları üzerinden geçen
Uzak Doğu sömürge yollarını ele geçirmek istemesi.
4) Almanya’nın Musul-Kerkük petrollerinden yararlanmak
istemesi.
5) Almanya’nın, İtilaf devletlerinin Boğazlar yoluyla Rusya’ya
yardım göndermesini önlemek istemesi.
6) Almanlar’ın İngilizler’den kaçan Goben ve Breslav adlı
gemileri Osmanlı Devleti’ne sığınmıştır.
7) Osmanlı, gemileri satın aldığını açıklamış ve gemilerin adlarını
Yavuz ve Midilli olarak değiştirmiştir.
8) Bu gemiler, Rusya’nın Sivastopol ve Odesa limanlarını
bombalamıştır.
9) Ruslar Karadeniz sahillerine ve Doğu Anadolu'ya saldırmıştır.
OSMANLI
DEVLETİ’NİN
I.DÜNYA
SAVAŞI’NDA
SAVAŞTIĞI CEPHELER
Kafkas Cephesi- Cephenin Açılma Nedenleri :
1) İttihatçıların Orta Asya’daki Türkler’i birleştirme ve
Hindistan’a kadar toprakları genişletme isteği.
2) Almanlar’ın Bakû petrollerini ele geçirmek için Osmanlı’yı
kışkırtması.
Savaş:Ruslar’ın Doğu Anadolu’ya saldırmasıyla mücadele
başlamıştır (1 Kasım 1914). Enver Paşa Sarıkamış’ta Ruslar’a
karşı cephe açmıştır. 90.000 asker Allahuekber Dağları’nda
soğuktan donarak şehit olmuştur (Sarıkamış Faciası). Ruslar,
Doğu Anadolu’yu işgal etmiştir. M.Kemal Muş ve Bitlis’i
Ruslar’dan geri almıştır (1914). Rusya’da Bolşevik İhtilali
çıkmıştır (1917). Rusya Brest Litowsk Antlaşması ile I.Dünya
Savaşı’ndan çekilmiş; Kars, Ardahan ve Batum’u Osmanlı
Devleti’ne bırakmıştır (3 Mart 1918).
Kanal Cephesi
Cephenin Açılma Nedenleri :
1) Osmanlı Devleti’nin Mısır’ı İngilizler’den geri alma
düşüncesi.
2) Osmanlı Devleti’nin, İngilizler’in Uzak Doğu sömürgeleriyle
olan bağlantısını kesmek ve Süveyş Kanalı’nı ele geçirmek
istemesi.
Savaş:Cephede mücadele 3 Şubat 1915’te başlamıştır.
Almanya’nın desteği ile iki kez harekat düzenlenmiştir. Osmanlı
Devleti başarılı olamamıştır (1916).
Suriye ve Filistin Cephesi -Cephenin Açılma Nedeni :
1) Osmanlı Devleti’nin İngilizler’in Süveyş’ten kuzeye doğru
ilerleyişini durdurmak istemesi.
Savaş:İngilizler Halep’e kadar ilerlemiştir (1918). Yıldırım
Orduları Komutanı M.Kemal Paşa, İngilizler’i Halep’in kuzeyinde
durdurmuştur. Misak-ı Milli’nin Suriye sınırı çizilmiştir.
Irak Cephesi Cephenin Açılma Nedenleri :
1) İngilizler’in Rusya’ya yardım ulaştırmak istemesi.
2) İngilizler’in Musul-Kerkük petrollerine sahip olmak istemesi.
İngilizler’in Hint deniz yolunun güvenliğini sağlamak
istemesi.
Savaş:İngilizlerin Basra’ya çıkarma yapmasıyla başlamıştır. Türk
ordusu Kut-ül Amare’de başarılı olmuş ise de, İngilizler Bağdat’ı
ele geçirmiştir (11 Mart 1917).
Çanakkale CephesiCephenin Açılma Nedenleri :
1) İtilaf Devletleri’nin Rusya’ya yardım göndermek istemesi.
2) İtilaf Devletleri’nin Boğazlar’ı ele geçirerek, Osmanlı’nın
İttifak Devletleri ile bağlantısını kesmek ve Osmanlı’yı saf
dışı etmek istemesi.
3) İtilaf Devletleri’nin Balkan devletlerini yanlarına çekmek
istemesi.
4) Osmanlı’nın Kafkas ve Kanal cephelerinden çekilmesinin
sağlanmak istenmesi.
Savaş:İngiliz ve Fransız donanmaları Çanakkale Boğazı’na
saldırmış, savaş başlamıştır (19 Şubat 1915). Mayınlı boğazlardan
İtilaf Devletleri geçememiştir. İtilaf Devletleri Gelibolu
Yarımadası’na ve boğazın iki yakasına asker çıkarmıştır. Türk
askeri Gelibolu, Conkbayırı, Anafartalar’da başarı elde etmiştir
M.Kemal bu cephede başarılar kazanmıştır. Düşman askerleri
sekiz ay sonra savaştan çekilmek zorunda kalmıştır (9 Ocak
1916).
Çanakkale Savaşı’nın Sonuçları :
1) I.Dünya Savaşı’nda Osmanlı, yalnız bu cephede başarılı
olmuştur.
2) Çanakkale Savaşı, I.Dünya Savaşı’nın uzamasına neden
olmuştur.
3) 500.000 insan ölmüştür.
4) M.Kemal; önce albay, daha sonra da general olmuş, yurt
içinde ve dışında tanınmıştır.
5) Bulgaristan İttifak Devletleri yanında savaşa katılmıştır.
6) Rusya’da Bolşevik İhtilali olmuş, SSCB kurulmuştur.
7) Kafkas Cephesi kapanmıştır.
8) Zafer, tutsak milletlere bağımsızlık mücadelesinde bir örnek
oluşturmuştur.
3)
Hicaz-Yemen Cephesi Cephenin Açılma Nedeni :
1) Osmanlı Devleti’nin kutsal yerleri İngilizler’den korumak
istemesi.
2) İngilizler Araplar’ı Osmanlı aleyhine kışkırtmıştır.
Savaş:Fahrettin Paşa İngilizler’le ve Mekke Emiri Şerif Hüseyin
ile mücadele etmiş, başarılı olunamamıştır.
Galiçya, Romanya ve Makedonya Cephesi
Cephenin Açılma Nedeni :Osmanlı Devleti’nin; müttefiklerine
(özellikle Almanlara) yardım etmek istemesi.
Savaş:Osmanlı; Rusya, Romanya ve Fransa ile mücadele etmiş,
fakat başarılı olamamıştır.
Not 1:M.Kemal; Kafkas, Çanakkale ve Suriye-Filistin cephelerine
katılmıştır.
Not 2:Kafkas ve Kanal cepheleri taarruz cepheleridir ve bu
cephelerin açılmasında Almanya’nın isteği etkili olmuştur. Kanal
cephesinde Almanlar cephane yardımı da yapmışlardır.
Not 3:Osmanlı Devleti Galiçya, Romanya ve Makedonya
Cephesi’nde kendi sınırları dışında savaşmıştır.
Not 4:Brest-Litowsk Antlaşması ile Osmanlı Devleti, Berlin
Antlaşması ile Rusya'ya verdiği Kars, Ardahan ve Batum'u geri
almıştır.
Not 5:Osmanlı'nın kazandığı tek cephe Çanakkale'dir.
Not 6:Başta kazanılmaya çalışılıp kaybedilen cephe Irak'tır.
ATEŞKES ANTLAŞMALARI Formül: Bi ------ Se Ma Ve R
1. Rusya; Brest-Litowsk Antlaşması ile (3 Mart 1918).
2. Bulgaristan Selanik Antlaşması ile (29 Eylül 1918).
3. Osmanlı Devleti Mondros Ateşkes Antlaşması ile (30
Ekim 1918).
4. Avusturya Villa Gusti Antlaşması ile (3 Kasım 1918).
5. Almanya ise Rethondes Antlaşması ile (11 Kasım 1918)
savaştan çekilmişlerdir.
I.DÜNYA SAVAŞI’NI BİTİREN BARIŞ ANTLAŞMALARI
Formül: Ve Sa Na T Sa
√ Savaşı bitiren barış antlaşmalarının metni Paris Barış
Konferansı’nda hazırlanmıştır (18 Ocak 1919).
Versailles Barış Antlaşması (28 Haziran 1919) Almanya ile
imzalanmıştır.Almanya;
Alsace-Loraine’i Fransa’ya bırakmıştır.
Bir kısım topraklarını Belçika ile yeni kurulan Litvanya,
Polonya ve Çekoslovakya’ya bırakmıştır.
3- Sömürgeleri galip devletler arasında paylaşılmıştır.
4- Avusturya ile haberleşmeme sözü vermiştir.
5- Zorunlu askerlik kaldırılmıştır.
6- Ağır silahlara sahip olması yasaklanmıştır.
7- Savaş tazminatı ödemeyi kabul etmiştir.
Saint-Germain Barış Antlaşması (10 Eylül 1919) Avusturya ile
imzalanmıştır.
1- Avusturya-Macaristan İmparatorluğu iki ayrı devlet
olmuştur.
2- Avusturya; Macaristan, Yugoslavya ve Çekoslovakya’nın
bağımsızlığını tanımıştır.
3- Avusturya’da zorunlu askerlik kaldırılmıştır.
4- Avusturya, Milletler Cemiyeti’nin onayını almadan Almanya
ile birleşmemeyi kabul etmiştir.
Neuilly Barış Antlaşması (27 Kasım 1919) Bulgaristan ile
imzalanmıştır.Bulgaristan;
1- Güney
Dobruca’yı
Romanya’ya,
Batı
Trakya’yı
Yunanistan’a, bir kısım topraklarını ise Yugoslavya’ya
bırakmıştır.
2- Bulgaristan’da zorunlu askerlik kaldırılmıştır.
3- Deniz ve hava kuvveti bulunmayacak, orduda asker sayısı
25.000 kişiyi geçmeyecek.
Trianon Barış Antlaşması (4 Haziran 1920) Macaristan ile
imzalanmıştır.Macaristan;
1- Topraklarının büyük kısmını Romanya, Çekoslovakya ve
Yugoslavya’ya bırakmıştır.
2- Macaristan’da zorunlu askerlik kaldırılmıştır.
3- Deniz ve hava kuvvetleri bulunmayacaktır.
√ Sevr Barış Antlaşması (10 Ağustos 1920) Osmanlı Devleti
ile imzalanmıştır.
Mebusan Meclisi kapalı olduğundan anlaşma onaylanmamış ve
uygulanamamıştır.
Osmanlı Devleti'nin imzaladığı son antlaşmadır.
Not 1:Versailles Antlaşması, II.Dünya Savaşı’nın nedeni
olmuştur.Not 2:Saint-Germain Antlaşması ile AvusturyaMacaristan İmparatorluğu iki ayrı devlet olmuştur.Not 3:Neuilly
Antlaşması ile Bulgaristan’ın Ege Denizi ile bağlantısı kesilmiştir.Not
12-
4:Tarianon Antlaşması, ileride çıkacak azınlıklar meselesinin zeminini
hazırlamıştır.Not 5:Sevr Antlaşması Osmanlı’nın imzaladığı son
antlaşmadır, Mebusan Meclisi dağıtıldığından onaylanmamış ve
uygulanmamıştır.
I.DÜNYA SAVAŞI’NIN SONUÇLARI
1) Savaştan en karlı devlet İngiltere çıkmış ve Avrupa’nın bir numaralı
devleti olmuştur.
2) Fransa, Almanya’nın etkisinden kurtularak ikinci güçlü devlet haline
gelmiştir.
3) İtalya, Avusturya’dan toprak almış ve Oniki Adalar’a hakim
olmuştur.
4) Rus, Alman, Avusturya-Macaristan ve Osmanlı imparatorlukları
yıkılmış yeni milli devletler kurulmuştur.
5) Litvanya, Letonya, Estonya, Finlandiya, Yugoslavya, Çekoslovakya,
Polonya, Macaristan, SSCB kurulan yeni devletlerdir.
6) Avrupa’da denge boşluğu meydana gelmiştir.
7) Yenilen devletlerde rejim değişikliği olmuştur.
8) Dünya barışını sağlamak için merkezi Cenevre’de olan Milletler
Cemiyeti kurulmuştur.
9) Sömürgeciliğin yerini manda ve himayecilik almıştır.
10) Sınırlar çizilirken “milliyetçilik” ilkesi dikkati alınmadığından
“azınlıklar” meselesi çıkmıştır.
11) I.Dünya Savaşı’nı bitiren antlaşmalar II.Dünya Savaşı’nın zeminini
hazırlamıştır.
Download