Cinsel istismara uğrayan çocuk ve ergenlerde

advertisement
294
Cinsel istismara uğrayan çocuk ve ergenlerde psikopatoloji ve ilişkili risk etkenleri
_____________________________________________________________________________________________________
Araştırma / Original article
Cinsel istismara uğrayan çocuk ve ergenlerde
psikopatoloji ve ilişkili risk etkenleri
Hande AYRALER TANER,1 Fatih Hilmi ÇETİN,2 Yasemen IŞIK,3 Elvan İŞERİ4
_____________________________________________________________________________________________________
ÖZET
Amaç: Bu çalışmada cinsel istismara uğrayan çocuklarda istismar ile ilgili özellikler, istismar sonrası erken dönemde gelişen psikiyatrik bozukluklar ve psikiyatrik bozukluklarla ilişkili etkenlerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Yöntem: Bu çalışmaya 2011 ve 2012 yıllarında adli makamlar tarafından değerlendirme amacıyla doğrudan Gazi
Üniversitesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na doğrudan gönderilen çocuk ve ergen
cinsel istismar olgularına ait veriler geriye dönük olarak dosya taramasıyla değerlendirilmiştir. Olgulara konulmuş
olan tanılar DSM-IV-TR sistemine göre belirlenmiştir. Sonuçlar: Araştırmaya 107 istismar mağduru çocuk ve ergen
alınmıştır. Olguların 90’ı (%84.1) kız, 17’si (%15.9) erkektir. İstismar öncesi olguların 26’sının (%24.2) psikiyatrik
öyküsünün olduğu saptanmıştır. Olguların istismar sonrası aldıkları tanılar değerlendirildiğinde, %77.6’sın en az bir
psikiyatrik tanı konmuş olduğu belirlenmiştir. İstismar öncesi psikiyatrik bozukluğu bulunması, istismarcının aile dışı
önceden tanınan biri olması, ensest, istismarın birçok kez gerçekleşmesi, penetrasyonun bulunması ve fiziksel
şiddetin etmesinin psikopatoloji gelişimi arasında artı yönde ilişkili olduğu saptanmıştır. Çoklu lojistik regresyon
analizinde cinsel istismar öncesi herhangi bir psikiyatrik tanı almış olma, yineleyen istismara uğramış olma ve cinsel
istismara fiziksel şiddetin eşlik etmesi durumlarının birlikte görüldüğü durumlarda istismar sonrası herhangi bir
psikopatoloji gelişme riskinin 175 kat arttığı saptanmıştır. Tartışma: Çocukluk çağı cinsel istismarı sıklıkla ruhsal
sorunlara neden olan bir travmadır. Bununla ilişkili etkenlerin belirlenmesi çocuk cinsel istismar olgularının izleme
ve tedavisinde yön gösterici olacaktır. (Anadolu Psikiyatri Derg 2015; 16(4):294-300)
Anahtar sözcükler: Çocuk istismarı, çocuk cinsel istismarı, ensest, psikopatoloji
Psychopathology in abused children and
adolescents and related risk factors
ABSTRACT
Objective: The aim of this study was to investigate the factors releated to sexual abuse, developing early psychopathologies after sexual abuse and the factors releated to these psychopathologies. Methods: In this study, the
sexually abused children and adolescents who were referred to Gazi University Child and Adolescent Psychiatry
Department for criminal reports between 2011 and 2012 were assesed retrospectively. Psychiatric diagnosis were
made by using DSM-IV-TR diagnostic criterias. Results: The study included 107 sexually abused children. The
sample consisted of 90 girls (84.1%) and 17 boys (15.9%). The number of participants who had a history of sexual
abuse was 26 (24.2%). After the abuse, 77.6% of the patients were found to have a psychiatric diagnosis. It was
also determined that having a psychiatric disorder history before the abuse, being abused by a known person out
of the family, incest, multiple abuses, sexual abuse with penetration and accompanying physical violence is positively releated to having a psychopathology after the abuse. It was detected in multipl logistic regretion analysis that
cases which had all of these three factors as having any psychiatric diagnosis before sexual abuse, being abused
repeatedly and accompanying physical violence with sexual abuse, had the risk of having a psychopathology after
the abuse 175 times higher than the others. Discussion: Early childhood sexual abuse often leads to mental health
problems. Determining the factors associated with child sexual abuse and psychiatric disorders will be guiding at
the follow-up and treatment of child sexual abuse cases. (Anatolian Journal of Psychiatry 2015; 16(4):294-300)
_____________________________________________________________________________________________________
Uzm.Dr. Kastamonu Dr. Münif İslamoğlu Devlet Hastanesi, Kastamonu
Dr., 3 Doç.Dr., 4 Prof.Dr., Gazi Üniversitesi Çocuk veErgen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları ABD, Ankara
Yazışma adresi / Correspondence address:
Uzm.Dr. Hande AYRALER TANER, Dr. Münif İslamoğlu Devlet Hastanesi Ek Hizmet Binası, Candaroğulları Mah. Alparslan
Türkeş Bulv. No.19 37100 Kastamonu
E-mail: [email protected]
Geliş tarihi: 29.05.2014, Kabul tarihi: 17.07.2014, doi:
1
2
Anatolian Journal of Psychiatry 2015; 16:294-300
Ayraler Taner ve ark.
295
_____________________________________________________________________________________________________
Key words: child abuse, sexual abuse of child, incest, psychopathology
_____________________________________________________________________________________________________
GİRİŞ
Erişkinlerin veya yaşça büyük bir başka kişinin
kendi cinsel doyumunu sağlamak amacıyla,
karşı tarafın rızası olmadan veya kandırarak
çocuğa yaptıkları tüm davranışlar cinsel istismar
olarak tanımlanır. Bu davranışlar oral seks, genital seks, el ile genital, rektal ve göğüs bölgesine
temas, cinsel organların gösterilmesi veya gösterilmesine zorlanması, çocuğa pornografik
görüntüler izletilmesi ve çocuğun pornografik
görüntülerde kullanılmasını kapsar.1
Cinsel istismar birçok toplumda istismara uğrayan kişi tarafından gizlenmektedir. Bu nedenle
cinsel istismar olgularının büyük kısmı adli
makamlara bildirilmemektedir.2 Avrupa’daki verilerin derlendiği bir çalışmada, 16 yaşından önce
cinsel istismar sıklığı kızlarda %6-16, erkeklerde
%1-15 olarak saptanmıştır.3 Türkiye’de 389 lise
öğrencisiyle yapılan bir çalışmada öğrencilerin
%16.5’inin ihmal, %15.8’inin duygusal istismar,
%13.5’inin fiziksel istismar ve %10.7’sinin cinsel
istismara uğradığı saptanmıştır.4 Türkiye’de erişkinlerde yapılan geriye dönük bir çalışmada,
çocukluk çağı cinsel istismarı oranı %2.5 olarak
belirlenmiştir.5 Yirmi iki ülkenin verilerin değerlendirildiği bir meta-analiz çalışmasında, cinsel
istismarın kızlardaki oranının %19.7, erkeklerdeki %7.9 olduğu bildirilmiştir.6
Cinsel istismarın daha çok kız ve ergen olgularda yoğunlaştığı bilinmektedir.7 Türkiye’de
yapılan bir çalışmada, cinsel istismar olgularının
yaş ortalamasının 10.8 olduğu saptanmış, olguların %43’ünün ergen yaş grubunda (12-16 yaş)
olduğu görülmüştür.8 Bunun yanı sıra kız cinsiyet, engelli olmak, anne-baba kaybı, üvey baba,
annenin fiziksel hastalığı/alkol madde kullanımı/
kişilik bozukluğu, evlilik çatışmaları gibi etkenlerin cinsel istismar riskini artırdığı belirtilmiştir.2,9
Çocukluğunda cinsel istismara uğramış 250 erişkin ile yapılan bir çalışmada, bu kişilerin istismar
öyküsü olmayanlara göre daha sık psikiyatrik ve
psikosomatik hastalıklara sahip oldukları, daha
fazla intihar düşüncelerinin olduğu, beden algılarının daha bozuk olduğu ve sosyal işlevselliklerinin daha kötü olduğu saptanmıştır.10 Çocukluğunda cinsel istismara uğrayanların ileri yaşlarda istismara uğramayanlara göre 3.65 kat
daha sık ruh sağlığı hizmetleri için başvurdukları
ve bu kişilerde eksen I ve eksen II psikiyatrik
bozuklukların daha sık görüldüğü saptanmıştır.11
Toplumda çocukluk çağı cinsel istismarının
tarandığı bir diğer çalışmada, çocukluğunda
cinsel istismara uğrayanlarda eksen I bozukluklarının ve intihar girişimi oranının olmayanlara
göre daha yüksek olduğu saptanmıştır.12 Çocuğun cinsel istismarı sadece çocukluk ve ergenlik
döneminde değil, yaşamın tüm dönemlerinde
çeşitli patolojilere yol açmaktadır.
Bu çalışmada cinsel istismara uğrayan çocuklarda istismar ile ilgili özellikler, istismar sonrası
erken dönemde gelişen psikiyatrik bozukluklar
ve psikiyatrik bozukluklarla ilişkili etkenlerin
değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Bu nedenle
cinsel istismara uğrayan çocuk/ergenlere ait
sosyodemografik veriler, istismar ve istismarcı
ile ilgili etkenler, mağdurlara istismar öncesi
konmuş olan psikiyatrik tanılar ile istismar sonrası erken dönemde ortaya çıkan psikopatolojiler
ve bu etkenlerin ilişkisi araştırılmıştır.
YÖNTEM
Bu çalışmada 2011 ve 2012 yıllarında adli değerlendirme amacıyla Gazi Üniversitesi Çocuk ve
Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na gönderilen tüm çocuk ve ergen cinsel istismar
olgularına ait veriler geriye dönük dosya taraması yöntemiyle incelenmiştir. Tüm olguların psikiyatrik değerlendirilmesi bir araştırma görevlisi ve
konsültan öğretim üyesi tarafından yapılmıştır.
Ayrıca tüm olgularda mutlaka olgu dışı bir aile
üyesi/kurum görevlisi ile görüşme yapılmıştır.
Olguya istismar öncesinde herhangi bir psikiyatrik tanı konup konmadığı geriye dönük olarak
sorgulanmıştır. Bu çalışma için 112 olgunun dosyası geriye dönük olarak incelenmiş, beşi dosya
bilgilerinde eksiklik olması nedeniyle çalışma
dışı bırakılmıştır. Klinik ön tanılarına yönelik olarak psikometrik ölçekler verilmiştir. Olguların
22’sine Çocuklar için Depresyon Ölçeği, 67’sine
Beck Depresyon Ölçeği, 39’una Durumluk ve
Sürekli Anksiyete Ölçeği (STAI) verilmiştir. Ruhsal durum muayenesinde zeka geriliği (ZG)
şüphesi bulunan 12 olgu Wechsler Çocuklar için
Zeka Ölçeği Yeniden Gözden Geçirilmiş Formu
(WISC-R) ile değerlendirilmiştir.13,14 En az 45
dakikalık değerlendirme sonrasında olguların
DSM-IV-TR tanı sistemine göre konan tanılar
saptanmış, izlenmesi kararı alınan olgulara tedavi başlanmış ve izlemeye alınmıştır.
Çalışmanın istatistiksel değerlendirmesi bilgisayar ortamında SPSS 15.0 paket programı kullanılarak yapılmıştır. Tanımlayıcı veriler aritmetik
ortalama±standart sapma, frekans ve yüzde
dağılımları olarak sunulmuştur. İlişkili etkenler ve
Anadolu Psikiyatri Derg 2015; 16:294-300
296
Cinsel istismara uğrayan çocuk ve ergenlerde psikopatoloji ve ilişkili risk etkenleri
_____________________________________________________________________________________________________
Odds oranları tek değişkenli lojistik regresyon
analizi ile belirlenmiştir. Ek olarak tüm ilişkili
etkenlerinin birlikte etkilerini değerlendirmek için
çoklu lojistik regresyon analizi (Backward LR
yöntemi ile) uygulanmıştır. Çalışmada istatistiksel anlamlılık düzeyi p<0.05 kabul edilmiştir.
BULGULAR
Araştırmaya toplam 107 istismar mağduru çocuk
ve ergen alınmıştır. Olguların genel yaş ortalaması 13.9±2.9’dur. Mağdurların annelerinin yaş
ortalamasının 37.8±6 ve babalarının yaş ortalamasının 42.5±6.3 olduğu belirlenmiştir. Beş
(%4.7) olgunun ailesinde alkol madde kullanımı
saptanmıştır. Olgular ile ilişkili sosyodemografik
veriler Tablo 1’de sunulmuştur.
Olguların dosyalarının ayrıntılı incelenmesi ve
mağdur ve yakınlarından alınan öykü ışığında
istismar öncesi olguların 26’sına (%24.2) en az
bir psikiyatrik tanı konduğu belirlenmiştir. İstismar öncesinde bir psikiyatrik tanı konup konmaması ve alınan tanıların dağılımı Tablo 2’de
sunulmuştur.
likler Tablo3’te sunulmuştur. DSM-IV-TR tanı
sınıflandırmasına göre 83 (%77.6) olguya en az
bir psikiyatrik tanı konduğu belirlenmiş, konulan
tanılar ve oranları Tablo 4’te sunulmuştur.
İstismar öncesi psikiyatrik tanıya sahip olma,
istismarcının aile içinden biri olması, istismarcının aile içi olmayan ancak tanıdık biri olması,
istismarın penetrasyon içermesi, yineleyen cinsel istismara uğrama, fiziksel şiddetin eşlik etmesi gibi özellikler ile istismar sonrası psikopatoloji
gelişimi arasında pozitif yönde bir ilişkili olduğu
saptanmıştır. İstismar ile ilişkili etkenlerin psikopatoloji üzerine etkilerini değerlendirmek için
kurulan tek değişkenli lojistik regresyon modelleme sonuçları Tablo 5’te sunulmuştur. Cinsel
Tablo 2. Cinsel istismar öncesi psikiyatrik tanılar
_______________________________________________
Psikiyatrik tanı
%
Sayı
_______________________________________________
Tablo 1. Sosyodemografik özellikler
Psikiyatrik tanı yok
Psikiyatrik tanı var
Zeka geriliği
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu
Depresyon
Davranım bozukluğu
Madde kullanım bozukluğu
Kekemelik
Özgül öğrenme güçlüğü+Enürezis
_______________________________________________
_______________________________________________
Olguların yaşamış oldukları cinsel istismar ile
ilişkili etkenler değerlendirilmiş ve ayrıntılı özel-
Özellikler
Sayı
81
26
11
4
4
4
1
1
1
75.8
24.2
10.2
3.7
3.7
3.7
0.9
0.9
0.9
%
_______________________________________________
Tablo 3. İstismar ve istismarcı ile ilgili bulgular
Yaş (Ort.±SS)
Kız
14.2±0.29
Erkek
12.4±0.85
Cinsiyet
Kız
90 84.1
Erkek
17 15.9
Yaşadığı şehir
Ankara içi
100 93.5
Ankara dışı
7
6.5
Kiminle yaşıyor
Anne ve baba ile
74 69.2
Sadece anne ile
18 16.8
Sadece baba ile
6
5.6
Aile dışında
4
3.7
Anne ve üvey baba ile
3
2.8
Baba ve üvey anne ile
2
1.9
Eğitim durumu
İstismar öncesi okula devam eden
32 29.9
İstismar öncesi okula devam etmeyen 75 70.1
İstismar sonrası okulu bırakan
16 21.3
Annenin iş durumu
Çalışan anne
19 17.8
Ev kadını
88 82.2
Babanın iş durumu
İşsiz
7
6.5
Çalışıyor
100 93.5
___________________________________________
_______________________________________________
Anatolian Journal of Psychiatry 2015; 16:294-300
Özellikler
Sayı
%
___________________________________________
İstismarcı
Tanıdık - aile dışı
Yabancı
Ensest
Cinsel istismar tipi
Penetrasyon var
Penetrasyon yok
İstismarcı sayısı
Bir
Birden fazla
Cinsel istismar sayısı
Bir kez
Birden çok kez
Cinsel istismar sonrası gebelik
Gebelik var
Gebelik yok
Başka mağdur/mağdurlar
Başka mağdur var
Başka mağdur yok
Fiziksel şiddet
Fiziksel şiddet var
Fiziksel şiddet yok
55
38
14
51.4
35.5
13.1
51
56
47.6
52.4
91
16
85.0
15.0
53
54
49.5
50.5
6
101
5.6
94.4
22
85
20.6
79.4
31
76
29.0
71.0
___________________________________________
Ayraler Taner ve ark.
297
_____________________________________________________________________________________________________
Tablo 4. Cinsel istismar sonrası psikiyatrik tanılar
_____________________________________________
Psikiyatrik tanı
Sayı
%
_____________________________________________
Psikiyatrik tanı yok
Psikiyatrik tanı var
TSSB
Depresyon
TSSB+Depresyon
Yaygın anksiyete bozukluğu
Akut stres bozukluğu
Davranım bozukluğu
Depresyon+Davranım bozukluğu
ZG+TSSB
ZG+Davranım bozukluğu
ZG+Depresyon
DEHB+Yaygın anksiyete bozukluğu
Diğer
24
83
25
12
9
7
7
3
3
3
3
2
2
7
22.4
77.6
23.4
11.2
8.4
6.5
6.5
2.8
2.8
2.8
2.8
1.9
1.9
6.5
_____________________________________________
TSSB: Travma sonrası stres bozukluğu, ZG: Zeka
geriliği, DEHB: Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu
istismar sonrası psikopatoloji gelişimi üzerine
etkili bulunan faktörlere çoklu lojistik regresyon
analizi sonuçları Tablo 6’da sunulmuştur. İstismar öncesi herhangi bir psikiyatrik tanı konmuş
olma, yineleyen cinsel istismara uğrama ve
cinsel istismarla birlikte fiziksel şiddete uğramanın birlikte olduğu durumda psikopatoloji gelişme
riskinin 175 kat arttığı saptanmıştır.
TARTIŞMA
Cinsel istismar, ileriki dönemlerde ortaya çıkabilecek ruh sağlığı sorunlarıyla ilişkilidir.15 Çocukluğunda cinsel istismara uğrayanların değerlendirildiği 43 yıllık bir izleme çalışmasında bu kişilerde alkol-madde kötüye kullanımı, travma
sonrası stres bozukluğu (TSSB), kişilik bozuklukları, psikotik bozukluklar, affektif bozukluklar
ve diğer anksiyete bozukluklarının görülme oranının arttığı saptanmıştır.11 Bu nedenle çocukluk
çağı cinsel istismarının önlenmesi ve istismar
sonrasında mağdurların psikiyatrik değerlendirmeleri, tedavileri ve izlemeleri toplum ruh sağlığı
açısından önem taşımaktadır. Özellikle istismar
sonra ruhsal patoloji ile ilişkili özelliklerin belirlenmesi, bu olguların değerlendirilmesinde ve
takibinde klinisyenlere yol gösterici olabilecektir.
Bu nedenlerle çalışmamızda çocukluk çağı cinsel istismar olgularında istismar sonrası gelişen
psikopatolojilerle ilişkili etkenlerinin belirlenmesi
amaçlanmıştır.
Bu çalışmada cinsel istismara uğrayan kızların
sayısının erkeklerden daha yüksek olduğu ve
cinsel istismara uğrayan kızların yaş ortalamasının erkeklerden daha yüksek olduğu gözlen-
miştir. Ülkemizde yapılan adli değerlendirme
amacıyla ruh sağlığı kliniklerine yönlendirilen
cinsel istismar mağduru çocuk ve ergenlerin
incelendiği bir çalışmada da değerlendirmeye
alınan kızların sayıların (%74.4) erkeklerin sayısından (%25.6) daha fazla olduğu saptanmıştır.
Aynı çalışmada cinsel istismara uğrayan kızların
yaş ortalamasının erkeklerden daha yüksek
olduğu bildirilmiştir.16 Erkek olguların cinsel istismarı çeşitli korkuları nedeniyle daha az çevresine anlatması, erkek olguların yaşlarının daha
küçük olması gibi sebepler kız ve erkek cinsel
istismar oranları arasındaki farkı açıklayabilir.17
Değerlendirmeye alınan olguların %24.2’sine
istismar öncesinde bir psikiyatrik tanı konmuş
olduğu saptanmıştır. Bu tanıların sıklığa göre
sırasıyla ZG, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB), depresyon, davranım bozukluğu,
madde kullanım bozukluğu, kekemelik, enürezis
olduğu görülmüştür. ZG olgularının cinsellikle
ilgili bilgilerinin az olduğu, kendilerini cinsel istismardan korumakta zorlandıkları ve sıklıkla istismara uğradıkları bilinmektedir.18 ZG olan çocuklar cinsel istismar açısından önemli bir risk
grubunu oluşturmaktadır. Bu çocuklar cinsellik
konusunda bilgilendirilmeli ve bu çocuklara
kendilerini cinsel istismardan nasıl koruyacakları
öğretilmelidir.
İncelenen olgulara en sık konmuş olan psikiyatrik tanılar TSSB, depresyon ve TSSB-depresyon birlikteliği olarak saptanmıştır. Türkiye’de
yapılan benzer bir çalışmada cinsel istismar
sonrası en sık konulan tanının (%54.5) TSSB
olduğu görülmüştür.19 Türkiye’de yapılan bir
başka çalışmada ise, istismar sonrası ilk bir yılda
yapılan psikiyatrik değerlendirme sonucunda bu
grupta en sık görülen psikiyatrik bozuklukların
TSSB, yaygın anksiyete bozukluğu ve depreşyon olduğu bulunmuştur.20 Yapılan diğer çalışmalarda da cinsel istismar sonrası TSSB ve
depresyon oranının arttığı bildirilmiştir.21 Cinsel
istismara uğramış çocuk ve ergenler depresyon
ve TSSB açısından risk taşımaktadırlar. Cinsel
istismara uğramış olguların istismar sonrasında
çocuk psikiyatrisi kliniklerince izleme ve tedavisi
bu olguların ruh sağlıklarının iyileştirilmesinde
büyük önem taşımaktadır.
Cinsel istismar sonrası çeşitli ruhsal bozukluklar
gelişmektedir. Bu durumu etkileyen mağdura,
istismarın tipine ve istismarcıya ait çeşitli etkenler bulunmaktadır. Çocukluk çağı cinsel istismarı
kız ve erkek çocuklarda benzer ruhsal bozukluklara veya ileriki yaşamda benzer sorunlara
neden olabilmektedir.22 Bu çalışmada da kızlar
ve erkekler arasında istismar sonrası gelişen
Anadolu Psikiyatri Derg 2015; 16:294-300
298
Cinsel istismara uğrayan çocuk ve ergenlerde psikopatoloji ve ilişkili risk etkenleri
_____________________________________________________________________________________________________
Tablo 5. Cinsel istismar sonrası psikopatoloji gelişimini etkileyen olası etkenler
______________________________________________________________________
Etkenler
Psikopatoloji
Var (s) Yok (s)
p
Olasılık
Güven
oranı aralığı (%95)
______________________________________________________________________
Cinsiyet
Kız
70
Erkek
13
Yaş
0-14
11
15-18
72
İstismar öncesi okula devam etme
Evet
57
Hayır
26
Annenin iş durumu
Ev kadını
70
Çalışan anne
13
Babanın iş durumu
İşsiz
7
Çalışıyor
76
İstismar öncesi psikiyatrik tanı
Var
25
Yok
58
İstismarcı
Tanıdık aile dışı
46
Aile içi (ensest)
13
Tanıdık değil
24
İstismar penetrasyon içeriyor
Evet
44
Hayır
39
İstismar sayısı
Bir kez
36
Yineleyen
47
İstismarcı sayısı
Bir kişi
69
Birden fazla
14
Fiziksel şiddet
Var
29
Yok
54
Başka mağdur
Var
15
Yok
68
Gebelik
Var
4
Yok
79
0.906
0.929
0.27-3.16
0.671
1.30
0.37-4.55
0.551
1.30
0.48-3.84
0.292
1.70
0.59-5.37
0.141
*
*
0.009
10.40
1.34-81.9
9
1
14
0.023
0.032
2.90
7.50
1.12-7.88
0.89-64.33
7
17
0.039
2.70
1.02-7.30
17
7
0.018
3.20
1.18-8.46
22
2
0.302
2.20
0.47-10.5
2
22
0.011
5.90
1.29-26.9
7
17
0.236
1.80
0.65-0.53
2
22
0.510
1.70
0.30-10.4
20
4
4
20
18
6
18
6
0
24
1
23
______________________________________________________________________
* 2x2 tabloda bir değer “0” olduğu için bu oranlar hesaplanamamıştır.
Tablo 6. Cinsel istismar sonrası psikopatoloji gelişimini etkileyen etkenler: Çok değişkenli inceleme
________________________________________________________________________________________
Etkenler
Olasılık oranı
Güven aralığı (%95)
p
________________________________________________________________________________________
Önceden psikiyatrik tanının olması
Yineleyen istismar olması
Fiziksel şiddetin olması
9.55
2.75
6.68
1.18-77.38
0.97-7.82
1.41-31.61
0.034
0.058
0.017
________________________________________________________________________________________
psikopatolojiler açısından herhangi bir farklılık
ek bir ruhsal bozukluk gelişme ile ilişkili olduğu
saptanmamıştır. İstismar öncesinde herhangi bir
saptanmıştır. Öncesinde özgül öğrenme güçlüğü
psikiyatrik tanının varlığının istismar sonrasında
ve enürezis olan bir hasta dışında, istismar önceAnatolian Journal of Psychiatry 2015; 16:294-300
Ayraler Taner ve ark.
299
_____________________________________________________________________________________________________
sinde herhangi bir psikiyatrik tanısı bulunan tüm
olguların istismar sonrasında ek bir psikopatoloji
geliştirdiği saptanmıştır. İstismar öncesi en sık
bulunan tanıların ZG, DEHB ve depresyon olduğu görülmüştür. Türkiye’de yapılan benzer bir
çalışmada da ZG olan çocukların cinsel istismar
sonrasında daha sık psikiyatrik bir bozukluk
geliştirdiği saptanmıştır.16 Bunun nedenleri arasında ZG olan çocukların istismar yaşantısını
anlamlandırmada zorlanmaları bulunabilir.23
İstismar yaşantısından önce bir psikiyatrik
bozukluğu bulunan çocuklar kendilerini diğer
çocuklara göre daha çaresiz hissedebilirler. Olay
sonrasında diğer çocuklar kadar güçlü başa
çıkma düzeneklerine sahip olamayabilirler. Bu
durum da onları istismar sonrasında gelişebilecek psikopatolojilere daha açık bir duruma getirmektedir, şeklinde yorumlanabilir.
İstismar ile ilişkili etkenler de sonrasında gelişebilecek psikiyatrik bozuklukları etkilemektedir.
Türkiye’de yapılan dört ayrı bölgeden toplanan
verilerin değerlendirildiği bir çalışmada, mağdurların %76.7’sinin fiziksel şiddet kullanılarak
cinsel istismara zorlandığı bildirilmiştir.24 Bizim
çalışmamızda mağdurların %29’unun cinsel
istismarla birlikte fiziksel şiddete uğradığı ve
cinsel istismar ile birlikte fiziksel şiddetin bulunmasının sonrasında ruhsal bozukluk gelişimi
arasında pozitif yönde bir ilişki olduğu görülmüştür. Bunun yanı sıra birçok kez cinsel istismara
maruz kalma ile istismar sonrası ruhsal bozukluk
gelişimi arasında da ilişki saptanmıştır. Soylu ve
arkadaşları tarafından yapılan benzer bir çalışmada da birçok kez istismara uğrama ve cinsel
istismarla birlikte fiziksel şiddetin bulunmasının
istismar sonrasında mağdurun ruh sağlığını etkilediği saptanmıştır.16 Ayrıca istismarın tipi de
sonrasında gelişen psikopatolojleri etkileyebilmektedir. Penetrasyon içeren bir cinsel istismarın ileride görülen TSSB belirtileri için belirleyici
olduğu saptanmıştır.25 Bir başka çalışmada da
penetrasyon içeren bir istismara maruz kalanlarda depresyon puanlarının daha yüksek olduğu
saptanmıştır.26 Çalışmalarda istismarın sıklığı,
istismarla birlikte şiddetin bulunması ve istismarın penetrasyon içermesi cinsel istismar sonrasında gelişen uzun dönem kötü sonuçlarla ilişkili
bulunmuştur.27 Bizim çalışmamızda da penetrasyon içeren bir cinsel istismara uğrama ve
ruhsal bozukluk gelişimi arasında ilişki saptanmıştır. Bu bağlamda istismarın penetrasyon
içerdiği, fiziksel şiddet kullanılarak gerçekleştiği
ve/veya birçok kez yinelendiği olgularda istismar
sonrası psikopatoloji gelişimi açısından büyük
risk olduğu bilinmeli, izlemede buna yönelik
önlemler alınmalıdır. Bunun yanı sıra, yapılan
çoklu lojistik regresyon analizinde istismar öncesinde herhangi bir psikiyatrik tanı konmuş olma,
yineleyen istismara uğramış olma ve istismar ile
birlikte fiziksel şiddet uygulanması gibi etkenlerin
birlikte olduğu durumlarla cinsel istismar sonrası
ruhsal bozukluk gelişimi arasında güçlü bir ilişki
olduğu saptanmıştır. Özellikle bu üç özelliğe
birden sahip olguların psikiyatrik izlemesinde
daha da dikkatli olunması, gelişmesi olası psikopatolojilerin saptanması ve tedavisi açısından
faydalı olacaktır.
Bunların yanı sıra istismarcılara ait özellikler de
istismar sonrasında gelişebilecek psikopatolojilerle ilişkili olabilmektedir. Bushnell ve arkadaşları, yaptıkları çalışmada aile içi cinsel istismarın
erişkin dönem ruhsal sorunları ile ilişkili olduğunu bildirmişlerdir.28 Yakından tanıdığı kişiler tarafından cinsel istimara uğrayanlarda intihar girişimi oranı yakından tanımadığı kişiler tarafından
istismara uğrayanlardan daha yüksek olarak
saptanmıştır.29 Bizim çalışmamızda aile içinden
biri tarafından istismara uğrama ve aile dışından
ancak tanıdığı biri tarafından istismara uğrama
durumları ile cinsel istismar sonrası ruhsal
bozukluk gelişimi arasında ilişki saptanmıştır.
Ensest olgularının sıklıkla disfonksiyonel ve
sağlıksız aile ortamlarında yaşadıkları bildirilmiştir.30 Bu durum onların başa çıkma kapasitelerini
azaltıp, onları ruhsal bozukluklara daha yatkın
bir duruma getirebilir. Bu nedenle psikiyatrik izlemede ensest olgularına önem verilmeli, gerekirse sosyal hizmet desteği alınarak olgunun karşılaştığı psikososyal zorlanmalarla başa çıkması
kolaylaştırılmalıdır.
Çalışmanın çeşitli sınırlılıkları bulunmaktadır.
Kesitsel bir araştırma olması nedeniyle nedensonuç ilişkisinin kurulması olası olmamıştır.
Bunun yanı sıra sadece erken dönemde gelişen
psikopatolojiler değerlendirilmiştir. İstismar sonrası ilerleyen zamanlarda ortaya çıkması olası
psikopatolojiler ile ilişkili bir değerlendirme yapılamamıştır. Olgular geriye dönük, dosya taraması yöntemiyle değerlendirilmiştir; herhangi bir
yapılandırılmış/yarı-yapılandırılmış bir görüşme
ölçeği kullanılmamıştır. Bu çalışmada sadece
adli değerlendirme amacıyla yönlendirilen olguların verileri değerlendirilmiştir. Cinsel istismar
olgularının ancak küçük bir kısmının adli makamlara bildirildiği bilinmektedir. Bunun yanı sıra aile
ile ilişkili çeşitli etkenler de (ailedeki duygusal
atmosfer, istismar sonrası ailenin tepkisi) istismar sonrası psikopatoloji gelişimi etkilemektedir.31 Bu nedenle tüm toplumda cinsel istismar
olgularının tarandığı, istismar öncesi ve sonrası
aile içi dinamiklerin incelendiği çalışmalar bu
Anadolu Psikiyatri Derg 2015; 16:294-300
300
Cinsel istismara uğrayan çocuk ve ergenlerde psikopatoloji ve ilişkili risk etkenleri
_____________________________________________________________________________________________________
yöndeki bilgilerimize ışık tutacaktır.
Sonuç olarak cinsel istismarın birçok kez yinelenmesi, fiziksel şiddetin eşlik etmesi, istismar
öncesinde herhangi bir psikiyatrik tanının varlığı,
istismarın penetrasyon içermesi ve istismarcının
tanıdık olması özellikle aile içinden biri olması
durumlarının istismar sonrası psikopatoloji gelişimi ile ilişkili olduğu saptanmıştır. Cinsel istismar öncesinde bir psikiyatrik tanı konmuş olma,
yineleyen istismara uğramış olma ve cinsel istismara fiziksel şiddetin eşlik etmesi durumlarının
birlikte görüldüğü olgularda istismar sonrası
herhangi bir psikopatoloji gelişimi arasındaki
ilişkinin çok daha güçlü olduğu saptanmıştır.
Tüm çocuk ve ergen cinsel istismar olguları
çocuk ve ergen psikiyatrisi kliniklerince izlenmeli,
belirtilen özelliklere sahip olguların izlemesinde
daha dikkatli olunmalıdır.
TEŞEKKÜR
İstatistiksel analizdeki desteklerinden dolayı Doç.Dr. S. Kenan KÖSE’ye teşekkür ederiz.
KAYNAKLAR
1. Johnson CF. Child sexual Abuse. Lancet 2004; 364:462-470.
2. Taner Y, Gökler B. Child abuse and neglect: Psychiatric aspects.
Hacettepe Tıp Dergisi 2004; 35:82-86.
3. Lampe A.The prevalence of childhood sexual abuse, physical
abuse and emotional neglect in Europe. Z Psychosom Med
Psychother 2002; 48:370-380.
4. Zoroğlu SS, Tüzün, Şar V, Kora M, Eröcel M, Alyanak B. Probable
results of childhood abuse and neglect. Anadolu Psikiyatri Derg
2001; 2:69-78.
5. Akyüz G, Şar V, Kuğu N, Doğan O. Reported childhood trauma,
attempted suicide and self mutilative behavior among women in
general population. Eur Psychiatry 2005; 20:268-273.
6. Pereda N, Guilera G, Forns M, Gomez-Benito J. The prevalence
of child sexual abuse in com-munity and student samples: a meta
analysis. Clin Psychol Rev 2009; 29:328-338.
7. Çengel-Kültür E, Çuhadaroğlu-Çetin F, Gökler B. Demographic
and clinical features of child abuse and neglect cases. Turk J
Pediatr 2007; 49:256-62.
8. Göker Z, Aktepe E, Tural Hesapcıoğlu S, Kandil S. Referral types
of sexually abused children and their clinic an sociodemographic
features. S.D.Ü. Tıp Fak Derg 2010; 17:15-21.
9. Putnam FW. Ten-year research update review: Child sexual
abuse. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry 2003; 42:269-278.
10. Nickel MK, Tritt K, Mitterlehner FO, Leiberich P, Nickel C,
Lahmann C, et al. Sexual abuse in childhood and youth as
psychopathologically relevant life occurrence: Cross-sectional
survey. Croat Med J 2004; 45:483-489.
11. Cutajar MC, Paul ME, Ogloff JRP, Thomas SD, Wells DL, Spataro
J. Psychopathology in a large cohor of sexually abused children
followed up to 43 years. Child Abuse Negl 2010; 34:813-822.
12. Perez-Fuentes G, Olfson M, Villegas L, Morcillo C, Wang S,
Blanco C. Prevalence and correlates of child sexual abuse: a
national study. Compr Psychiatry 2013; 54:16-27.
13. Wechsler D. WISC-R Manual for the Wechsler Intelligence Scale
for Children-Revised. New York: Psychological Corporation,
1974.
14. Savaşır I, Şahin N. Wechsler Çocuklar için Zeka Ölçeği [Wechsler
Intelligence Scale for Children-Revised Manual (WISC-R)]. İkinci
basım, Ankara: Türk Psikologlar Derneği, 1995.
15. Fergusson DM, Boden JM, Horwood LJ. Exposure to childhood
sexual and physical abuse and adjustment in early adulthood.
Child Abuse Negl 2008; 32:607-619.
16. Soylu N, Şentürk Pilan B, Ayaz M,Sönmez S. Study of factors
affecting mental health in sexually abused children and adolescent. Anadolu Psikiyatri Derg 2012; 13:292-298.
17. Aktepe E. Childhood sexual abuse. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar 2009; 1:95-119.
Anatolian Journal of Psychiatry 2015; 16:294-300
18. Eastgate G, Van Driel ML, Lennox NG, Scheermeyer E. Women
with Intellectual disabilities-a study of sexuality, sexual abuse and
protection skills. Aust FAm Physician 2011; 40:226-230.
19. Bahalı K, Akçan R, Tahiroğlu AY, Avci A. Child sexual abuse:
seven years in practice. J Forensic Sci 2010; 55:633-636.
20. Ozbaran B, Eremis S, Bukusoglu N, Bildik T, Tamar M, Ercan ES,
et al. Social and emotional outcomes of child sexual abuse: a
clinical sample in Turkey. J Interpers Violence 2009; 24:14781493.
21. Senn TE, Carey MP, Vanable PA. Childhood and adolescent
sexual abuse and subsequent sexual risk behavior: evidence
from controlled studies, methodological critique, and suggestions
for research. Clin Psychol Rev 2008; 28:711-735.
22. Dube SR, Anda RF, Whitfield CL, Brown DW, Felitti VJ, Dong M
et al. Long-term consequences of childhood sexual abuse by
gender of victim. Am J Prev Med 2005; 28:430-438.
23. Hershkowitz I, Lamm ME, Horowitz D. Victimization of children
with disabilities. Am J Ortho-psychiatry 2007; 77:629-635.
24. Erdoğan A, Tufan E, Karaman MG, Atabek MS, Koparan C,
Özdemir E, et al. Characteristic features of perpetrators of sexual
abuse on children and adolescents in four different regions of
Turkey. Anadolu Psikiyatri Derg 2011; 12:55-61.
25. Glover DA, Loeb TB, Carmona JV, Sciolla A, Zhang M, Myers HF,
et al. Childhood sexual abuse severity and disclosure predict
posttraumatic stres symptoms and biomarkers in ethnic minority
women. J Trauma Dissociation 2010; 11:152-173.
26. Sciolla A, Glover DA, Loeb TB, Zhang M,Myers HF, Wyatt GE.
Childhood sexual abuse severity and disclousure as predictors of
depression among adult African-American and Latina women. J
Nerv Ment Dis 2011; 199:471-477.
27. Beitchman JH, Zucker KJ, Hood JE, daCosta GA, Akman D. A
review of the short-term effects of child sexual abuse. Child
Abuse Negl 1991; 15:537-556.
28. Bushnell JA, Wells JE, Oakley-Browne MA. Long-term effects of
intrafamilial sexual abuse in childhood. Acta Psychiatr Scand
1992; 85:136-142.
29. Gökçe İmren S, Ayaz AB, Yusufoğlu C, Rodopman Arman A.
Clinical features and risk factos related with suicide attempts in
sexually abused children and adolescents. Marmara Medical
Journal 2013; 26:11-16.
30. Kim HS, Kim HS. Incestuous experience among Korean adolescents: prevalence, family problems, perceived family dynamics
and psychological characteristics. Public Health Nursing 2005;
22:472-482.
31. Lange A, de Beurs E, Dolan C, Lachnit T, Sjollema S, Hanewald
G. Long-term effects of childhood sexual abuse: objective and
subjectve characteristics of the abuse and psychopathology in
later life. J Nerv Ment Dis 1999; 187:150-158.
Download