Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müflavirler Odas› Chamber of Certified Public Accountants of Ankara 02-06 Mart 2008 VI Concorde De Luxe Resort Lara / ANTALYA MUVMS . Ankara, Mart 2008 V Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Bildiriler Yönetim Yeri ve Yaz›flma Adresi ANKARA SMMM ODASI Kumrular Caddesi No: 26 K›z›lay/ANKARA Tel: (0312) 232 33 77 Faks: (0312) 231 71 17 web: www.asmmmo.org.tr e-posta: [email protected] Copyright:Tüm haklar› sakl›d›r. Bu kitab›n tamam› ya da bir k›sm› 5846 Say›l› Fikir ve Sanat Eserleri Yasas›’n›n ilgili hükümleri uyar›nca, yazar›n izni olmaks›z›n elektronik, mekanik, fotokopi ya da herhangi bir kay›t sistemiyle ço¤alt›lamaz, özetlenemez, yay›nlanamaz, depolanamaz. Kaynak gösterilmek kofluluyla al›nt› yap›labilir. ANKARA SMMM ODASI Yay›n No: 59 Ankara, Mart 2008 Sayfa ve Kapak Tasar›m›: Candan ‹pekçi Bask›: Bizim Repro (0312) 341 10 20 Odam›z kitaplar›nda yer alan yaz›larda ileri sürülen görüfller yaln›zca yazarlar›na aittir. Yay›nc› kurulufl Ankara SMMM Odas›’n› ba¤lamaz. SUNUfi A nkara Serbest Muhasebeci Mali Müflavirler Odas› (ASMMMO) ola- rak, art›k gelenekselleflen “Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat›’’ sempozyumlar›ndan alt›nc›s›n› sizlerin katk› ve kat›l›mlar› ile düzenliyor olmaktan büyük bir mutluluk ve onur duymaktay›z. Muhasebe meslek mensuplar›n›n, iflletmelerin ticari faaliyetleri ile ilgili ürettikleri finansal bilgilerin, ilgili kesimlerin karar süreçleri üzerinde belirgin bir etkisi vard›r. Hem birer ekonomik karar birimi olan iflletmelerde, hem de genel ekonomi seviyesinde do¤ru kararlar›n al›nabilmesi için; benzer olaylar› benzer flekilde ifade eden, güvenilir, do¤ru, anlaml›, gerçe¤e uygun ve karfl›laflt›r›labilir finansal bilgilere ihtiyaç vard›r. Bu ihtiyaç, rekabetçi küresel koflullar›n yafland›¤›, h›zl› ve etkin kararlar›n verilmesinin gerekli oldu¤u günümüz koflullar›nda, her geçen gün artacak flekilde hissedilmektedir. ‹htiyaç duyulan finansal bilgilerin üretilmesi, uluslararas› kabul gören muhasebe veya finansal raporlama standartlar›n›n yön verdi¤i muhasebe uygulamalar›yla mümkün olabilecektir. Zaman zaman muhasebe uygulamalar› ile ilgili vergi mevzuat› aras›nda uzlaflma gerektiren noktalar da bulunmaktad›r. ‹lgili taraflar›n kat›l›m› ile düzenledi¤imiz Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumlar› bu amac›n gerçeklefltirilmesi için uygun bir platform olmaktad›r. ASMMMO olarak, meslek mensuplar›m›z›n yüksek mesleki bilgi ve standartlarla donat›lmas›n› bir misyon olarak belirlemifl oldu¤umuzu belirtmek isterim. Bu misyonun bir gere¤i olarak, küresel standartlar›n kabul edilmesi ve meslek mensuplar›m›z›n bu konularda bilgilendirilmesi için gereken ilgi ve deste¤imiz devam edecektir. Bu misyonun gerçeklefltirilmesinde meslektafllar›m›z›n gösterdi¤i yo¤un ilgi ve ö¤renme iste¤i en önemli deste¤imizdir. Dört oturum, bir özel oturum ve bir panelden oluflacak 6. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu’nda ele al›nacak konular, hem muhasebe uygulamalar› hem de vergi mevzuat› aç›s›ndan de¤erlendirilecek ve tart›fl›lacakt›r. Sempozyumda sunulmak üzere haz›rlanm›fl bu tebli¤ler, eminim ki Sempozyuma kat›lamam›fl olan akademisyen ve uygulamac›lar taraf›ndan da bir baflvuru metni olarak kullan›lacakt›r. Bildiri kitab›n›n tüm ilgili kesimlere yararl› olmas›n› diler, Sempozyum Bilim Kuruluna, Sempozyum Düzenleme Kuruluna, Sponsorlar›m›za, katk› ve kat›l›mlar›yla bu sempozyumun gerçeklefltirilmesini sa¤layan kifli ve kurulufllara teflekkür ederim. Ali Metin POLAT Ankara SMMM Odas› Baflkan› Bilim Kurulu Prof. Dr. Yüksel Koç YALKIN (Baflkan) Prof. Dr. Nalân AKDO⁄AN (Baflkent Üniversitesi) H. ‹brahim AKTAN (‹stanbul YMM Odas› Baflkan Yard›mc›s›) Halil BAfiA⁄AÇ (Ankara YMM Odas› Baflkan›) Prof. Dr. Ercan BAYAZITLI (Ankara Üniversitesi) Doç. Dr. Orhan ÇEL‹K (Ankara Üniversitesi) Prof. Dr. Cemal ‹B‹fi (Marmara Üniversitesi) Prof. Dr. fiükrü KIZILOT (Gazi Üniversitesi) Prof. Dr. Can fi›mga MU⁄AN (Orta Do¤u Teknik Üniversitesi) R›fat T. NALBANTO⁄LU (TÜRMOB Yönetim Kurulu Üyesi) Doç. Dr. Serdar ÖZKAN (Dokuz Eylül Üniversitesi) Nail SANLI (TÜRMOB Genel Sekreteri) Yrd. Doç. Dr. Masum TÜRKER (‹stanbul Ticaret Üniversitesi) Prof. Dr. Selçuk USLU (Baflkent Üniversitesi) Ali Metin POLAT (Ankara SMMM Odas› Baflkan›) Düzenleme Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müflavirler Odas› (Chamber of Certified Public Accountants of Ankara) 02-06 Mart 2008 Concorde De Luxe Resort Lara/ANTALYA ‹çindekiler Birinci Oturum Vergi Usul Yasas›ndaki De¤erleme Hükümlerinin TMS Kapsam›nda ‹ncelenmesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .1 Muhasebe Kâr›ndan Vergi Matrah›na Geçifl Tablosu Düzenlenmesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .33 ‹kinci Oturum TMS 12 Gelir Vergileri Standard› Uygulamas› ve Vergi De¤eri ile Muhasebe De¤eri Aras›ndaki Farkl›l›klar›n›n Analizi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .41 Transfer Fiyatlamas› ve Örtülü Kazançlar Uygulamalar›n›n TMS ve Vergi Uygulamalar› Aç›s›ndan Karfl›laflt›r›lmas› Üçüncü Oturum TMS Kapsam›nda Finansal Araçlar ve Vergi Uygulamalar› ile Karfl›laflt›r›lmas› . . . . . . . . . . . . . .65 TMS Kapsam›nda Koflullu Borçlar, Koflullu Varl›klar ve Vergi Uygulamalar› ile Karfl›laflt›r›lmas› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .91 Dördüncü Oturum Maddi Duran Varl›klarda De¤erleme Esaslar›’n›n TMS ve VUK Aç›s›ndan ‹ncelenmesi . . . . . . . . . . . . . .103 Maddi Duran Varl›klarda Yararl› Ömür ve Amortisman Uygulamas›n›n TMS ve VUK Aç›s›ndan ‹ncelenmesi . . . . . . . . . . . . . .131 TMS-18 Has›lat Standard› ve Vergi Uygulamalar› Aç›s›ndan De¤erlendirilmesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .163 Özel Oturum TMS ve TFRS Uygulamalar›n›n Tekdüzen Hesap Plan› Üzerine Etkileri ve Öneriler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .187 VI Birinci Oturum MUVMS . V Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Baflkan Mahmut VURAL Maliye Bakanl›¤› Hesap Uzmanlar› Kurulu Baflkan› Vergi Usul Yasas›ndaki De¤erleme Hükümlerinin TMS Kapsam›nda ‹ncelenmesi Konuflmac› Doç. Dr. Y›ld›z ÖZERHAN AKBULUT Gazi Üniversitesi Muhasebe Kâr›ndan Vergi Matrah›na Geçifl Tablosu Düzenlenmesi Konuflmac› Cemalettin TURAN Denet Yönetim Dan›flmanl›¤› YMM A.fi. VERGİ USUL KANUNUNDAKİ DEĞERLEME HÜKÜMLERİNİN TÜRKİYE FİNANSAL RAPORLAMA STANDARTLARI KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ Doç. Dr. Yıldız ÖZERHAN AKBULUT Gazi Üniversitesi Endüstriyel Sanatlar Eğitim Fakültesi Muhasebe-Finansman ABD, e-posta [email protected] 1. GİRİŞ Ekonomik varlık ve kaynaklar ile mali nitelikteki işlemlerin muhasebeye konu edilebilmesi için ortak bir ölçü birimi olan para ile ifade edilmeleri gerekir. Varlık ve kaynakların gerek ilk defa muhasebeleştirilmesinde, gerekse izleyen dönemlerde finansal tablolara yansıtılmasında esas alınacak parasal değerin belirlenmesi işlemi, muhasebenin en kapsamlı ve sorunlu alanı olan “değerlemenin” konusunu oluşturmaktadır. Değerlemenin amacı, işletmenin finansal durumu ve faaliyet sonucunu gerçeğe uygun bir şekilde tespit etmektir. Varlık ve kaynakların işletmeye girdiği tarihteki değeri çoğunlukla cari değerini yansıtmaktadır. Ancak, izleyen dönemlerde ekonomik hayattaki değişmeler, teknolojik gelişmeler, varlığın kullanımı gibi nedenlerden dolayı tarihi maliyet ile cari değer birbirinden farklılaşabilmektedir. Muhasebede işlem ve olayların maliyet esasına göre kaydedilmesi, çoğu zaman kayıtlar ile gerçek durumun birbirinden farklı olmasına, bu durum ise tarihi maliyet esasına göre düzenlenen finansal tabloların, işletmelerin gerçek durumunu yansıtamayacağı yönünde kaygılara neden olmaktadır. Muhasebe biliminde bu kaygıları giderebilmek amacıyla değişik değerleme ölçüleri geliştirilmiştir. Değerlemede birbirinden farklı ölçü ve esasların kullanılması bilanço ve gelir tablosunda sunulan bilgilerin farklılaşmasına neden olmakta ve doğrudan dönem karını etkilemektedir. Bu nedenle değerleme ile ilgili hükümler vergi kanunlarında ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır. Vergi kanunlarında değerlemeye vergi matrahının belirlenmesi açısından bakıldığı için, çoğu zaman vergi kanunlarındaki değerleme hükümleri ile muhasebe kuramındaki değerleme ölçüleri arasında farklılıklar ortaya çıkmaktadır. Çalışmanın amacı, vergi kanunlarındaki değerleme hükümlerini Türkiye finansal raporlama standartlarındaki değerleme hükümleri ile karşılaştırmak, birbirleriyle benzeyen ve çelişen noktaları ortaya koymaktır. 2. VERGİ USUL KANUNUNDAKİ DEĞERLEME HÜKÜMLERİ Değerleme, işletme faaliyetlerine, aktif ve pasiflere anlamlı parasal miktarların tayin edilmesi süreci, başka bir ifadeyle, işletme olaylarına, aktif VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 1 ve pasiflere parasal bir değer tayin edilmesi işlemidir (Akdoğan ve Aydın, 1987: 388). Ülkemizde değerleme ile ilgili hükümler Vergi Usul kanunun da geniş bir şekilde yer almaktadır. Kanunda değerlemenin tanımı yapılmış, değerleme ölçüleri açıklanmış ve iktisadi kıymetlerin hangi değerleme ölçüsüne göre değerleneceği tek tek açıklanmıştır. VUK’da değerleme, “vergi matrahlarının hesaplanmasıyla ilgili iktisadi kıymetlerin takdir ve tespiti” olarak tanımlanmaktadır (md. 258). Kanun, değerlemeyi vergi matrahının hesaplanması ile ilgili bir işlem olarak ele almış ve iktisadi kıymetin nevi ve mahiyetine göre kullanılacak sekiz değerleme ölçüsü tespit etmiştir. Bu değerleme ölçüleri şunlardır (md. 261): İ) Maliyet bedeli ii) Borsa rayici iii) Tasarruf değeri iv) Mukayyet değer v) İtibari değer vi) Vergi değeri vii) Rayiç bedel viii) Emsal bedeli ve ücreti 2.1. Maliyet Bedeli Kanunda maliyet bedeli, “iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle, bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamı” olarak tanımlanmaktadır (md. 262). Maliyet kavramı, bir varlığı edinmek için katlanılan giderlerin tamamını kapsayacak şekilde ve muhasebe kuramına uygun olarak tanımlanmıştır. VUK’a göre maliyet bedeli ile değerlenecek iktisadi kıymetler aşağıda açıklanmaktadır. a) Gayrımenkuller İktisadi işletmelere dahil bilumum gayrımenkuller maliyet bedelleri ile değerlenir. Ayrıca aşağıda yazılı kıymetler de gayrımenkuller gibi değerlenir (md. 269). i) ii) iii) iv) Gayrımenkullerin mütemmim cüzleri ve teferruatı, Tesisat ve makinalar, Gemiler ve diğer taşıtlar Gayrımaddi haklar Gayrımenkullerde maliyet bedeli, satın alma bedelinden başka makine ve tesisattan gümrük vergileri, nakliye ve montaj giderleri, mevcut bir binanın satın alınarak yıkılmasından ve arsasının tesviyesinden dolayı ortaya çıkan giderleri de kapsamaktadır. İşletmeler ayrıca isterlerse noter, mahkeme, 2 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO kıymet takdiri, komisyon ve tellaliye giderleri ile özel tüketim vergilerini maliyet bedeline ilave etmekte veya genel giderler arasında göstermekte serbest bırakılmışlardır (md. 270). İnşa edilen binalarda ve gemilerde, imal edilen makine ve tesisatta, bunların inşa ve imal giderleri, satın alma bedeli yerine geçer (md. 271). Gayrımenkuller ile ilgili olarak izleyen dönemlerde normal bakım, tamir ve temizleme giderleri dışında, gayrımenkulü genişletmek veya iktisadi kıymetini devamlı olarak artırmak amacıyla yapılan giderlerin maliyet bedeline ilave edileceği hükme bağlanmıştır. Yasada bu tür giderlere örnek olarak; bir geminin iktisap tarihindeki süratini fazlalaştırmak, yolcu ve eşya yükleme ve barındırma tertibatını genişletmek veya değiştirmek suretiyle iktisadi kıymetini devamlı olarak artıran giderler, bir motorlu kara nakil aracının kasa veya motorunun yenisi ile değiştirilmesi veya alımında mevcut olmayan yeni bir tertibatın eklenmesi için yapılan giderler sayılmaktadır (md. 272). b) Demirbaş Eşya Alet, edevat, mefruşat ve demirbaş eşya maliyet bedeli ile değerlenir. Maliyet bedeline, satın alma bedelinden başka, komisyon ve nakliye giderleri gibi özel giderler de dahil edilmektedir. Gayrımenkullerde olduğu gibi, imal edilen alet, edevat, mefruşat ve demirbaşlarda imal giderleri satın alma bedeli yerine geçmektedir (md. 273). c) Emtia Maliyet bedeli ile değerlenen bir diğer varlık grubu emtiadır. VUK’a göre, emtianın işletme tarafından imal edilmesi durumunda (mamul ve yarı mamuller) maliyet bedeli; mamulun üretilmesinde kullanılan iptidai ve hammaddelerin bedeli, mamule isabet eden işçilik, genel imal giderlerinden mamule düşen pay, genel yönetim giderlerinden mamule düşen pay (isteğe bağlı olarak), ambalajlı olarak piyasaya sunulması zorunlu olan mamullerde ambalaj malzemesinin bedelini kapsamaktadır (md. 275). Mamül ve yarı mamullerin maliyetlendirilmesinde tam maliyet yöntemi benimsenmiştir. Kanunda, emtianın maliyet bedeline nazaran değerleme günündeki satış bedeli %10 ve daha fazla bir düşüklük gösterdiği hallerde, maliyet bedeli yerine emsal bedeli ölçüsüne göre değerlenmesine izin verilmektedir. d) Zirai Mahsuller Zirai mahsuller maliyet bedeli ile değerlenir. Maliyet bedeli zirai mahsullerin özelliklerine göre, imal edilen emtiada olduğu gibi, Maliye Bakanlığınca tespit edilecek esaslara göre tespit edilmektedir (md. 276). VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 3 e) Hayvanlar Zirai işletmelere dahil hayvanlar maliyet bedeli ile değerlenir. Maliyet bedelinin tespitinin mümkün olmadığı durumlarda maliyet bedeli yerine emsal bedeli dikkate alınır. Bu hükmün uygulanmasında emsal bedeli, işletmenin bulunduğu yer (mahal) (Gezici hayvancılıkta kışlak) için zirai kazanç komisyonlarınca tespit edilmiş olan ortalama maliyet bedelidir (md. 277). 2.2. Borsa Rayici Borsa rayici, gerek menkul kıymetler ve kambiyo borsasına, gerekse ticaret borsalarına kayıtlı olan iktisadi kıymetlerin değerlemeden önceki son işlem gününde borsadaki işlemlerin ortalama değerlerini ifade eder (md. 263). VUK’a göre borsa rayici ile değerlenecek iktisadi kıymetler aşağıda açıklanmaktadır. a) Menkul Kıymetler Hisse senetleri ile fon portföyünün en az yüzde 51’i Türkiye’de kurulmuş bulunan şirketlerin hisse senetlerinden oluşan yatırım fonu katılma belgeleri alış bedeliyle, bunlar dışında kalan her türlü menkul kıymet borsa rayici ile değerlenir. Borsa rayici yoksa veya borsa rayicinin muvazaalı bir şekilde oluştuğu anlaşılırsa değerlemeye esas bedel, menkul kıymetin alış bedeline vadesinde elde edilecek gelirin (kur farkları dahil) iktisap tarihinden değerleme gününe kadar geçen süreye isabet eden kısmının eklenmesi suretiyle hesaplanır. Ancak, borsa rayici bulunmayan, getirisi ihraç edenin kar ve zararına bağlı olarak doğan ve değerleme günü itibariyle hesaplanması mümkün olmayan menkul kıymetler, alış bedeli ile değerlenir (md. 279). b) Yabancı Paralar Yabancı paralar borsa rayici ile değerlenir. Borsa rayicinin takarrüründe muvazaa olduğu anlaşılırsa bu rayiç yerine alış bedeli esas alınır (md. 280). Yabancı paranın borsada rayici yoksa, değerlemeye uygulanacak kur Maliye Bakanlığınca tespit edilir. c) Yabancı Paralı Alacaklar ve Borçlar Yabancı para ile olan senetli veya senetsiz alacaklar ve borçlar da yukarıdaki madde hükmü gereğince borsa rayici ile değerlenir. Vadesi gelmemiş senede bağlı alacak ve borçlar, değerleme günü kıymetine getirmek amacıyla reeskont işlemine tabi tutulabilir. Senette faiz oranının yazılı olmadığı durumlarda değerleme gününde geçerli olan Londra Bankalar Arası Faiz Oranı (LIBOR) esas alınır (md. 280). 4 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 2.3. Tasarruf Değeri Tasarruf değeri, bir iktisadi kıymetin değerleme gününde sahibi için arzettiği gerçek değerdir (md. 264). VUK’un “vadesi gelmemiş olan senede bağlı alacaklar değerleme gününün kıymetine irca olunabilir” hükmü gereği, senetli alacaklar tasarruf değeri ile değerlenebilmektedir. Bu takdirde, senette faiz oranı açıklanmış ise bu oran, açıklanmamışsa Merkez Bankasının resmi iskonto haddi uygulanmaktadır (md. 281). Vadesi gelmemiş olan senede bağlı borçlar da tasarruf değeri ile değerlenebilmektedir. Senette faiz oranı belirtilmişse bu oran, belirtilmemişse Merkez Bankasının resmi iskonto haddinde bir faiz uygulanır. Alacak senetlerini tasarruf değeri ile değerleyen mükellefler, borç senetlerini de aynı şekilde işleme tabi tutmak zorundadırlar (md. 285). 2.4. Mukayyet (Kayıtlı) Değer Mukayyet değer, bir iktisadi kıymetin muhasebe kayıtlarında gösterilen hesap değeridir (md. 265). VUK’da mukayyet değeri ile değerlenecek iktisadi kıymetler şöyle açıklanmaktadır. a) Alacaklar Alacaklar mukayyet değerleri ile değerlenir. Mevduat veya kredi sözleşmelerine müstenit alacaklar değerleme gününe kadar hesaplanacak faizleriyle birlikte dikkate alınır (md. 281). b) İlk tesis ve Taazzuv Giderleri (Kuruluş Giderleri) ve Peştemallikler Aktifleştirilen ilk tesis ve taazzuv giderleri mukayyet değerleri ile değerlenir. VUK’da ilk tesis ve taazzuv giderleri “kurumun tesis olunması veya yeni bir şubenin açılması veya bu işlerin devamlı bir surette genişletilmesi için yapılan ve karşılığında maddi bir kıymet iktisap olunmayan giderler” olarak tanımlanmaktadır. Kanun, bu tür giderlerin aktifleştirilmesi konusunda işletmeleri serbest bırakmıştır. İşletmeler isterlerse bu giderleri doğduğu anda gider olarak da kaydedebilmektedirler. Gerçek veya tüzel kişilerde peştemallıklar da mukayyet değerleriyle değerlenmektedir (md. 282). c) Aktif Geçici Hesap Kıymetleri (Peşin Ödenen Giderler ve Gelir Tahakkukları) Gelecek bir hesap dönemine ait olarak peşin ödenen giderler ile cari hesap dönemine ait olup da henüz tahsil edilmemiş olan hasılat, mukayyet değerleri üzerinden aktifleştirilmek suretiyle değerlenir. Zirai işletmelerde henüz idrak edilmemiş olan mahsuller için yapılan giderler (hazırlık işleri giderleri gibi) de bu madde hükmüne göre aktifleştirilerek değerlenir (md. 283). VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 5 d) Pasif Geçici Hesap Kıymetleri (Peşin Tahsil Edilen Gelirler ve Gider Tahakkukları) Gelecek hesap dönemlerine ait olarak peşin tahsil olunan hasılat ile cari hesap dönemine ait olup henüz ödenmemiş olan giderler mukayyet değerleri üzerinden pasifleştirilmek suretiyle değerlenir (md. 287). e) Borçlar Borçlar mukayyet değerleriyle değerlenir. Mevduat veya kredi sözleşmelerine müstenit borçlar değerleme gününe kadar hesaplanacak faizleriyle birlikte dikkate alınır (md. 285). f) Karşılıklar Gerçekleşen veya gerçekleşmesi beklenen fakat miktarı kesin olarak tespit edilemeyen ve işletme için bir borç niteliği taşıyan, belli bazı zararları karşılamak amacıyla hesaben ayrılan tutarlar karşılık olarak tanımlanmaktadır (md. 288). Karşılıklar mukayyet değerleriyle pasifleştirilmek suretiyle değerlenmektedir. 2.5. İtibari (Nominal) Değer İtibari değer, her nevi senetlerle esham ve tahvillerin üzerinde yazılı olan değerlerdir (md. 266). İtibari değerle değerlenecek olan kalemler aşağıda açıklanmaktadır. a) Kasa Mevcudu Yasada kasa mevcutlarının itibari değerleriyle değerleneceği hükme bağlanmıştır (md. 284). b) Çıkarılmış Tahviller Eshamlı şirketlerle iktisadi kamu müesseseleri çıkardıkları tahvilleri itibari değerleriyle değerlemeye mecburdurlar (md. 286). 2.6. Rayiç Bedel Rayiç bedel, bir iktisadi kıymetin değerleme günündeki normal alım satım değeridir (md. 266). VUK’un değiştirilmeden önceki 268. maddesinde vergi değeri, bina ve arazinin rayiç bedeli olarak tanımlanmakta idi ve rayiç bedel sadece vergi değerinin tanımında yer almakta idi. Ancak bu tanım 2002 yılında değiştirilmiştir. Dolayısıyla, mevcut kanunda halihazırda rayiç bedelle değerlenecek herhangi bir iktisadi kıymet bulunmamaktadır. 2.7. Emsal Bedeli ve Emsal Ücreti Emsal bedeli, gerçek bedeli olmayan veya bilinmeyen veyahut doğru olarak tespit edilemeyen bir malın, değerleme gününde satılması halinde 6 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO emsaline nazaran haiz olacağı değerdir (md. 267). Emsal bedeli ile değerlenmesine izin verilen iktisadi kıymetler aşağıda sıralanmıştır. a) Değeri Düşen Emtia Emtia esas itibariyle maliyet değeri ile değerlenir. Ancak emtianın maliyet bedeline nazaran değerleme günündeki satış bedelleri %10 ve daha fazla bir düşüklük gösterdiği hallerde mükellef, maliyet bedeli yerine emsal bedeli ölçüsünü uygulayabilmektedir. Bu hüküm mamuller için de geçerlidir (md. 274). b) Maliyet Bedelinin Tespiti Mümkün Olmayan Hayvanlar Yukarıda da açıklandığı gibi, zirai işletmelere dahil hayvanlar maliyet bedeli ile değerlenmektedir. Ancak, maliyet bedelinin tespiti mümkün olmayan durumda, maliyet bedeli yerine emsal bedeli dikkate alınır. Bu durumda emsal bedel, işletmenin bulunduğu mahal için zirai kazanç komisyonlarınca tespit edilmiş olan ortalama maliyet bedelidir (md. 277). c) Kıymeti Düşen Mallar Yangın, deprem ve su basması gibi afetler yüzünden veya bozulmak, çürümek, kırılmak, çatlamak, paslanmak gibi haller neticesinde iktisadi kıymetlerinde önemli bir azalış gerçekleşen emtia ile maliyetlerin hesaplanması mutat olmayan hurdalar ve döküntüler, üstüpü, deşe ve ıskartalar emsal bedeli ile değerlenir (md. 278). 2.8. Vergi Değeri Vergi değeri, bina ve arazinin Emlak Vergisi Kanununun 29. maddesine göre tespit edilen değeridir (md. 268). Vergi Usul Kanununun değerleme kısmında yazılı olmayan veya yazılı olup da kendi ölçüleriyle değerlenmesine imkan bulunamayan iktisadi kıymetlerden bina ve arazi vergi değerleriyle, diğerleri, varsa borsa rayici, yoksa mukayyet değerleri, o da yoksa emsal bedeliyle değerlenir (md. 289). 3. TMS/TFRS’ LERDEKİ DEĞERLEME ÖLÇÜLERİ Uluslararası Finansal Raporlama Standartlarının aynen benimsendiği Türkiye Muhasebe Standartları/Türkiye Finansal Raporlama Standartlarında birbirinden farklı değerleme ölçülerine yer verilmiştir. Türkiye Muhasebe Standartları Kurulunun yayınladığı kavramsal çerçevede ölçüm olarak ifade edilen değerleme kavramı “finansal tablolarda yer alan unsurların bilançoda ve gelir tablosunda tahakkuk ettirilecekleri ve gösterilecekleri parasal tutarların belirlenmesi işlemi” olarak tanımlanmaktadır. Bu işlem uygulanacak ölçüm esasının da seçilmesini içermektedir (Kavramsal çerçeve, md. 99). TMS/TFRS’lerde finansal tabloların amacı, çeşitli kullanı- VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 7 cıların ekonomik kararlar verirken faydalanmaları için işletmenin finansal durumu, performansı (faaliyet sonuçları) ve finansal durumundaki değişiklikler hakkında bilgi sağlamak (kavramsal çerçeve, md. 12) olarak ifade edilmektedir. Bilindiği gibi, finansal tablolarda sunulan bilgileri kullananlar; mevcut ve potansiyel yatırımcılar, çalışanlar, kreditörler, satıcılar, müşteriler, finansal analistler ve devlettir. Finansal tablolarda sunulan bilgilerin tüm kullanıcı kesimin bilgi ihtiyacını karşılaması gerekir. Finansal tabloların amacı açısından, vergi kanunları ile TMS/TFRS’ler arasında yaklaşım farklılığı bulunmaktadır. Vergi kanunlarında finansal tabloların düzenlenmesine vergi matrahının hesaplanması açısından bakılmaktadır. TMS/ TFRS’lerde ise yukarıda da belirtildiği gibi, çok daha geniş bir kullanıcı kesimin bilgi ihtiyacı açısından bakılmakta ve bu ihtiyacı karşılamaya yönelik düzenlemeler yapılmaktadır. Muhasebe standartlarında sık sık “gerçeğe uygun değer” kavramına vurgu yapılmakta, varlık ve borçların gerçeğe uygun bir şekilde ölçümlenmesi, değerlenmesi ve finansal tablolarda raporlanmasının, finansal tablo kullanıcılarının bilgi ihtiyacının en iyi bir şekilde karşılanmasına neden olacağı ifade edilmektedir. Bu kapsamda, finansal tablo unsurlarının değerlemesi ile ilgili olarak standartlarda beş temel ölçümleme esasına yer verilmiştir. Bunlar; i) Maliyet bedeli ii) Cari maliyet (Yenileme maliyeti) iii) Gerçekleşebilir değer iv) Gerçeğe uygun değer v)Kullanım değeri Finansal tabloların düzenlenmesinde işletmeler tarafından en çok kullanılan ölçüm esası tarihi maliyet olarak ifade edilen maliyet bedeli esasıdır. Maliyet bedeli esası diğer ölçüm esasları ile birlikte de kullanılabilmektedir. Örneğin, stoklar genellikle maliyet veya net gerçekleşebilir değerden düşük olanı ile, menkul kıymetler piyasa değeri ile, emeklilik borcu bugünkü değeri ile değerlenebilmektedir (Kavramsal çerçeve, md. 100-101). Bu değerleme ölçülerinden maliyet bedeli dışında kalanların tamamı cari değer ölçüsüdür. Aşağıda bu değerleme ölçüleri VUK ile karşılaştırmalı olarak açıklanmaktadır. 3.1. Maliyet Bedeli (Tarihi Maliyet) Tarihi maliyet kavramı kavramsal çerçevede varlıklar ve borçlar için ayrı ayrı tanımlanmıştır. Varlıkların tarihi maliyeti “varlıkların elde edildikleri tarihte alımları için ödenen nakit veya nakit benzerlerinin tutarları ile veya onlara karşılık verilen varlıkların piyasa değerleri ” olarak tanımlanmaktadır (Kavramsal çerçeve, md. 100). Borçların tarihi maliyeti ise, “borç 8 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO karşılığında elde edilenin tutarı ile veya işletmenin normal faaliyetlerinden kaynaklanan borçlarda, örneğin kurumlar vergisinde olduğu gibi, borcun kapatılması için gereken nakit veya nakit benzerlerinin tutarı ile gösterilir” şeklinde açıklanmaktadır. Mevcut TMS ve TFRS’lerde tarihi maliyet esasına atıfta bulunan ve maliyet bedeli ile değerlenmesi öngörülen varlıklar aşağıda açıklanmaktadır. a) Maddi Duran Varlıklar Maddi duran varlıkların değerlemesinde vergi usul kanunu ile TMS arasında bazı farklılıklar söz konusudur. Bu farklılıklar; aşağıda ilk muhasebeleştirme ve izleyen dönemlerde değerleme alt başlıklarında incelenmeye çalışılmıştır. • İlk muhasebeleştirmede Maddi duran varlıkların muhasebeleştirilmesine ilişkin konular TMS 16: Maddi Duran Varlıklar standardında yer almaktadır. Standartta maliyet kavramı “bir varlığın elde edilmesinde veya inşaatında ödenen nakit veya nakit benzerlerini veya verilen diğer bedellerin gerçeğe uygun değerini veya belli durumlarda ilk muhasebeleştirme sırasında ilgili varlığa atfedilen bedeli ifade eder” şeklinde tanımlanmaktadır. Maddi duran varlıkların maliyet bedeli aşağıdaki unsurlardan oluşmaktadır (TMS 16, md. 16): • Satın alma fiyatı, • Varlığın çalışabilir hale getirilmesine ilişkin her türlü giderler, • Varlığın sökülmesi ve taşınması ile yerleştirildiği alanın restorasyonuna ilişkin tahmini maliyetler. Bir maddi duran varlık kaleminin maliyetine, yönetimin amaçları doğrultusunda faaliyet gösterebilmesi amacıyla, gerekli duruma ve yere getirilmesi ana kadar ortaya çıkan giderler dahil edilmektedir. Bu noktadan sonra ortaya çıkan giderlerin ise, maddi duran varlığın maliyetine ilave edilmesine izin verilmemektedir. Maddi duran varlığın ilk muhasebeleştirilmesinden sonra ortaya çıkan günlük bakım maliyetleri doğduğu dönemde gider olarak kaydedilmekte, ancak, maddi duran varlığın parçalarının düzenli aralıklarla yenilenmesini gerektiren koşulların olması halinde, bu tür giderler varlığın maliyet bedeline ilave edilebilmektedir. Maddi duran varlıkların ilk muhasebeleştirilmeleri ve sonradan ortaya çıkan giderler ile ilgili olarak Standart ile VUK arasında çelişen bir uygulama söz konusu değildir. VUK’daki maliyet tanımı ile standartta geçen maliyet tanımı birbiri ile benzerlik göstermektedir. Ancak, borçlanma maliyetlerinin muhasebeleştirilmesi açısından VUK ile standart arasında bazı farklılıklar söz konusudur. TMS 23: Borçlanma Maliyetleri standardına göre, maddi duran varlığın edinimi ile doğrudan ilVI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 9 gili kredilerin faiz, komisyon, kur farkı gibi borçlanma maliyetlerinin dönem gideri olarak finansman giderlerinde muhasebeleştirilmesi gerekir. Temel yöntem olarak adlandırılan bu yöntemin tek istisnası maddi duran varlığın “özellikli varlık” niteliği taşıması durumudur. Maddi duran varlık “özellikli varlık” niteliği taşıyorsa bu durumda, yatırım döneminde bu giderler maliyet bedeline ilave edilmektedir. Özellikli varlık, amaçlanan kullanıma veya satışa hazır duruma getirilebilmesi zorunlu olarak uzun bir süreyi getiren varlıklardır. Özellikli varlığın satın alınması, inşaatı veya üretimi ile doğrudan ilgili borçlanma maliyetleri ilgili varlığın maliyetine ilave edilir (TMS 23, md. 11). VUK’da ise, maddi duran varlıkla doğrudan ilgili bir kredinin, o varlığın yatırım dönemine düşen kısmının duran varlığın maliyetine eklenmesi zorunludur. Varlık aktife girdikten sonra ise finansman giderlerinin varlığın maliyet bedeline ilave edilmesi veya dönem gideri olarak muhasebeleştirilmesi konusu mükelleflerin isteğine bırakılmıştır. • İzleyen dönemlerde değerleme Maddi duran varlıkların izleyen dönemlerde değerlemesi seçilen muhasebe politikasına bağlı olarak önemli farklılıklar göstermektedir. Standartta maddi duran varlıklar için izleyen dönemlerde iki değerleme modeline yer verilmiştir: oMaliyet modeli oYeniden değerleme modeli Standarda göre maddi duran varlıklar aktife alındıktan sonra, dönem sonlarında maliyet ve yeniden değerleme modellerinden birisi kullanılabilir. Yeniden değerleme modeli enflasyon muhasebesi uygulamasına kadar Türkiye’de uygulanan MDV yeniden değerlemesine kısmen benzerlik gösteren bir uygulamadır. Bugün itibariyle vergi mevzuatında maddi duran varlıkların yeniden değerlemesine yer verilmemektedir. Standartta yer alan yeniden değerleme modeli “Gerçeğe Uygun Değer” ile değerleme kısmında ayrıca incelenecektir. Maliyet modelinde maddi duran varlığın değeri aşağıdaki biçimde belirlenir: Maddi duran varlığın tarihi maliyet değeri Birikmiş amortismanlar Birikmiş değer düşüklüğü karşılığı MDV Net Defter Değeri xxx (xx) (x) xx Vergi kanunları ile standart arasındaki en önemli farklılık, maddi duran varlıklar değer düşüklüğü karşılığı uygulamasında karşımıza çıkmaktadır. Tekdüzen muhasebe sisteminde ve kısmen vergi usul kanununda şüpheli alacaklar karşılığı, stok değer düşüklüğü karşılığı, menkul kıymetler değer düşüklüğü karşılığı vb. uygulaması bulunmaktadır. Ancak, maddi duran varlıklar için değer düşüklüğü karşılığı ayrılması işlemi yeni bir uygulama- 10 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO dır. Bir varlığın net defter değerinin geri kazanılabilir tutarını aşmış olması durumunda, o varlığın değer düşüklüğüne uğradığı kabul edilmektedir. Burada amaç; varlığın, geri kazanılabilir tutarından daha yüksek bir değerle izlenmesini önlemektir. Geri kazanılabilir tutar, bir varlığın veya nakit yaratan birimin satış maliyetleri düşülmüş gerçeğe uygun değeri ile kullanım değerinden yüksek olanıdır. Kullanım değeri ise, bir varlık veya nakit yaratan birimden elde edilmesi beklenen gelecekteki nakit akışlarının bugünkü değeri olarak ifade edilmektedir. Bir varlığın defter değeri geri kazanılabilir tutarından yüksekse o varlık değer düşüklüğüne uğramış demektir. Bu durumda değer düşüklüğü zararının muhasebeleştirilmesi gerekmektedir (Akbulut ve Marşap, 2006:) Geri kazanılabilir tutar stoklardaki net gerçekleşebilir değer gibi işlem görmektedir. Bir anlamda piyasa değeri gibi yorumlanabilir. Ancak maddi duran varlıkların özelliğinden dolayı kullanım değeri de değerleme sürecine dahil edilmiştir (Karakaya, 2007: 260). Maddi duran varlıklarda değer düşüklüğü hesaplanmadığı sürece VUK ile standart arasında bir farklılık bulunmamaktadır. Ancak, maddi duran varlıklar için değer düşüklüğü karşılığının hesaplanması ve kayıtlara alınması halinde, varlığın net defter değeri değişmekte, dolayısıyla izleyen dönemlerde ayrılacak amortisman tutarında da değişiklik olmaktadır. Bu durum ise, VUK ile standart arasında farklı uygulamaların ortaya çıkmasına neden olacaktır. Standart ile VUK arasında bir diğer farklılık da amortisman konusunda ortaya çıkmaktadır. Standarda göre, varlığın amortismana tabi tutulması, varlık kullanılabilir olduğunda, örneğin yönetim tarafından istenilen yer ve duruma getirildiği zaman başlamaktadır. Yani kıst esası geçerlidir. VUK’da ise, binek otomobiller hariç olmak üzere, varlığın aktife girdiği yıl dikkate alınmakta, örneğin varlık yılın sonunda işletmeye girmiş olsa dahi, yılın tamamını kapsayacak şekilde amortisman ayrılmaktadır. b) Yatırım Amaçlı Gayrımenkuller TMS’ye göre işletmelerin yatırım amaçlı gayrımenkullerini, maddi duran varlıklar grubundan ayrı olarak sınıflandırmaları ve TMS 40: Yatırım Amaçlı Gayrımenkuller standardında yer alan esaslara göre değerlemeleri gerekmektedir. Standartta yatırım amaçlı gayrımenkuller, kira geliri veya değer artış kazancı ya da her ikisini birden elde etmek amacıyla elde tutulan gayrımenkuller olarak tanımlanmaktadır. Bu varlıkların ilk muhasebeleştirme ve izleyen dönemlerde değerleme esasları aşağıda açıklanmaktadır. • İlk muhasebeleştirme Yatırım amaçlı gayrımenkuller başlangıçta maliyet bedeli ile ölçülür. Maliyet bedeline işlem maliyetleri de ilave edilir (TMS 40, md. 20). Buna göre maliyet bedeli aşağıdaki unsurlardan oluşmaktadır (TMS 40, md. 21). VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 11 • Satın alma fiyatı, • Satın alma fiyatı ile doğrudan ilişkilendirilebilen harcamalar (örneğin, avukatlık hizmetlerine ilişkin ödenen ücretler, gayrımenkul alım vergisi ve diğerişlem maliyetleri). Yatırım amaçlı gayrımenkule ilişkin ödemenin ertelenmesi durumunda (vadeli satın alınması), gayrımenkulün maliyeti eşdeğer peşin ödeme tutarıdır. Peşin değeri ile toplam ödemeler arasındaki fark (vade farkı), kredi süresi boyunca faiz gideri olarak muhasebeleştirilir (TMS 40, md. 24). VUK’da gayrımenkullerin yatırım amaçlı veya kullanım amaçlı şeklinde sınıflandırılması söz konusu değildir. İşletmenin sahip olduğu tüm gayrımenkuller maliyet bedeli ile değerlenmektedir. Dolayısıyla, peşin satın alınan gayrımenkullerin ilk muhasebeleştirmesi açısından standart ve VUK arasında herhangi bir farklılık bulunmamaktadır. Ancak, varlığın vadeli alınması durumunda maliyet bedeli vade farkı kadar farklılaşabilmektedir. • İzleyen dönemlerde değerleme Yatırım amaçlı gayrımenkullerin izleyen dönemlerde değerlemesi ile ilgili olarak standartta iki yönteme yer verilmektedir. Bunlar gerçeğe uygun değer yöntemi ve maliyet yöntemidir. Maliyet yöntemini seçen bir işletmenin, tüm yatırım amaçlı gayrımenkullerini TMS 16: Maddi Duran Varlıklar standardında belirtilen hükümler çerçevesinde değerlemesi gerekir. Buna göre yatırım amaçlı gayrımenkulün değeri aşağıdaki biçimde belirlenir: Yatırım amaçlı gayrımenkullerin tarihi maliyet değeri xxx Birikmiş amortismanlar (xx) Birikmiş değer düşüklüğü karşılığı Net Defter Değeri (x) xx Maddi duran varlıklarda olduğu gibi, yatırım amaçlı gayrımenkullerde de değer düşüklüğü karşılığı hesaplanabilmektedir. Varlıkta değer düşüklüğü olmaması halinde, VUK ile standart arasında herhangi bir farklılık bulunmamaktadır. Değer düşüklüğü karşılığının hesaplanması durumunda ise, amortisman tutarlarında farklılık ortaya çıkmaktadır. Ayrıca, değer düşüklüğü zararı da kanunen kabul edilmeyen gider niteliği taşımaktadır. c) Maddi Olmayan Duran Varlıklar Maddi olmayan duran varlıkların muhasebeleştirilmesine ilişkin konular TMS 38: Maddi Olmayan Duran Varlıklar standardında yer almaktadır. Maddi olmayan duran varlıklar, fiziksel niteliği olmayan tanımlanabilir parasal olmayan varlıklardır. Maddi olmayan duran varlıkların ilk muhasebeleştirme ve izleyen dönemlerde değerleme esasları aşağıda açıklanmaktadır. 12 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO • İlk muhasebeleştirmede Maddi olmayan duran varlıklar ilk muhasebeleştirmede maliyet bedeli ile değerlenmektedir. İşletmenin bir maddi olmayan duran varlığı ayrı olarak elde etmek için ödemiş olduğu fiyat o varlığın maliyet bedelini ifade etmektedir. Buna göre maddi olmayan duran varlığın maliyeti, • Satın alma fiyatı, • Varlığı amaçlanan kullanımına hazır hale getirmeye yönelik, doğrudan varlıkla ilişkilendirilebilen giderlerden oluşmaktadır (TMS 38, md. 25, 27). Örneğin; doğrudan, varlığın çalışabilir duruma getirilmesi sırasında oluşan, çalışanlara sağlanan fayda maliyetleri ve mesleki ücretler, varlığın düzgün çalışıp çalışmadığının testine yönelik maliyetler varlığın maliyet bedeline ilave edilmektedir (TMS 38, md. 28). Maddi olmayan duran varlığın kullanımında ya da tekrar düzenlenmesi sırasında oluşan maliyetler varlığın defter değerine dahil edilmemektedir (TMS 38, md. 30). VUK’da maddi olmayan duran varlıklar ile ilgili ayrı bir düzenleme yapılmamıştır. Kanunun 269. maddesinde gayrımenkullerin değerlemesi başlığı altında, gayrımaddi hakların da gayrımenkuller gibi maliyet bedeli ile değerleneceği hükmü yer almaktadır. Dolayısıyla maddi olmayan duran varlıkların ilk muhasebeleştirilmesindeki değerlemede standart ile VUK arasında bir farklılık bulunmamaktadır. • İzleyen dönemlerde değerleme Maddi olmayan duran varlıkların izleyen dönemlerde değerlemesi ile ilgili olarak, maddi duran varlıklar standardına benzer şekilde iki yönteme yer verilmiştir. Bunlar maliyet modeli ve yeniden değerleme modelidir. Maliyet modeline göre maddi olmayan duran varlığın değeri şöyle hesaplanır: Maddi olmayan duran varlığın tarihi maliyet değeri Birikmiş itfa payları Birikmiş değer düşüklüğü karşılığı Net Defter Değeri xxx (xx) (x) xx Vergi usul kanununda maddi olmayan duran varlıklar için değer düşüklüğü uygulaması söz konusu değildir. Maddi olmayan duran varlıkların itfasına ilişkin hususlar da Maliye Bakanlığının yayınlamış olduğu tebliğde ayrıntılı bir şekilde yer almaktadır. Buna göre, maddi olmayan duran varlık kapsamına giren bilgisayar yazılımları, haklar gibi varlıkların faydalı ömürleri ve normal amortisman oranları bakanlık tarafından tespit edilmiştir. Oysa, muhasebe kuramında varlıkların amortisman oranının faydalı ömür dikkate alınarak işletme tarafından tespit edilmesi gerekir. Maliye Bakanlı- VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 13 ğı ayrıca ilk tesis ve taazzuv giderleri, araştırma ve geliştirme giderleri gibi giderlerin aktifleştirilmesi durumunda bu giderlerin beş yıl içinde itfa edileceğini öngörmektedir. Halen ülkemiz uygulamasında maddi olmayan duran varlıklar kapsamında yer alan bu tür aktifleştirilmiş giderler, 38 nolu standarda göre maddi olmayan varlık olarak kabul edilmemektedir. Belirli koşullarda sadece geliştirme maliyetlerinin aktifleştirilmesine izin verilmektedir. d) Şerefiye TFRS 3: İşletme Birleşmeleri standardına göre, işletme birleşmesi sırasında ortaya çıkan şerefiye, maddi olmayan duran varlıklardan ayrı olarak muhasebeleştirilir. Şerefiye, birleşme maliyetinin, edinilen işletmenin tanımlanabilir varlık, yükümlülük ve koşullu yükümlülüklerinin gerçeğe uygun değerini aşan kısmını ifade eder, dolayısıyla ilk muhasebeleştirmede maliyet esasına göre ölçülür (TFRS 3, md. 51). VUK’da peştemallıklar olarak ifade edilen şerefiye mukayyet değeri (kayıtlı değer) ile değerlenmekte ve beş yıl içinde itfa edilmesi gerekmektedir (VUK, md. 262,326). 560 YTL’yi aşmayan Peştemallıklar istenirse doğrudan gider yazılabilmektedir (VUK, md. 313). Standartta ise, şerefiyenin itfa edilmesine izin verilmemektedir. Şerefiye izleyen dönemlerde düzenli olarak değer düşüklüğü testine tabi tutulmakta, varsa birikmiş değer düşüklüğü karşılığı indirildikten sonraki maliyeti ile değerlenmektedir (TFRS 3, md. 54). Şerefiyede ortaya çıkan değer düşüklüğü zararı doğrudan gelir tablosunda raporlanmakta, izleyen dönemlerde değer düşüklüğü karşılığının iptaline de izin verilmemektedir. Bir işletmenin satın alınması veya işletme birleşmelerinde negatif şerefiyede ortaya çıkabilmektedir. Negatif şerefiye, edinilen işletmenin tanımlanabilir varlıkları, yükümlülükleri ve koşullu yükümlülüklerinin net gerçeğe uygun değerindeki payının birleşme maliyetini aşan kısmı olarak tanımlanmaktadır (TFRS 3, md. 56). Negatif şerefiye doğduğu dönemde gelir olarak raporlanmaktadır. e) İştiraklerdeki Yatırımlar TMS 28: İştiraklerdeki Yatırımlar standardında iştirakler, yatırımcı işletmenin iş ortaklığı veya bağlı ortaklığı olmayan, ancak üzerinde önemli etkisinin bulunduğu işletmeler olarak tanımlanmaktadır. Önemli etkiden kasıt, yatırım yapılan işletmenin finansal ve faaliyetle ilgili politikalarının belirlenmesi kararlarına katılma gücüdür (TMS 28, md. 2). Yatırımcının doğrudan yada dolaylı olarak yatırım yapılan işletmenin oy hakkının %20 ya da daha fazlasını elinde tutması durumunda, aksi açıkça ortaya konulamadığı sürece, önemli etkisinin bulunduğu kabul edilmektedir (TMS 28, md. 6). İştirakler başlangıçta elde etme maliyeti ile muhasebeleştirilir, ik- 14 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO tisap tarihinden sonra ise, iştiraklerin değerlemesinde özkaynak yöntemi uygulanır. Bu yönteme göre, yatırımcının yatırım yapılan işletmenin kar ya da zararındaki payı finansal tablolara yansıtılmak üzere yatırımın defter değeri artırılır ya da azaltılır. Yatırımcının yatırım yapılan işletmenin kar ya da zararından alacağı pay, yatırımcının kar ya da zararı olarak muhasebeleştirilir. İştirakten alınan kar payı vb. dağıtımlar yatırımın defter değerini azaltır (TMS 28, md. 11). Konsolidasyon kapsamına alınmayan iştirakler ise, ya maliyet değerine göre, ya da borsa değerine göre (etkin bir borsanın olması ve borsa değerinin güvenilir olarak ölçüldüğü durumlarda) değerlenir. Değerleme sonucu ortaya çıkan kazanç veya kayıplar ise, özkaynaklar grubunda raporlanır. VUK’da iştirak, bağlı ortaklık gibi kavramlara yer verilmeksizin, menkul kıymetler başlığı altında hisse senetlerinin değerlemesi açıklanmaktadır. Kanımızca hisse senetleri alış bedeliyle değerlenir hükmü, hisse senetleri ile temsil edilen iştirak grubunu da kapsamaktadır. Standarda göre, ilk muhasebeleştirmede işlem masrafları elde etme maliyetine dahil edilmektedir. VUK’da ise bu giderler dönem gideri olarak kabul edilmektedir. İzleyen dönemlerde özkaynak yöntemine göre değerlemenin iştiraklerden elde edilen temettü gelirlerinin matrahtan indirilen bir gelir unsuru olması nedeniyle vergisel açıdan bir farklılık yaratacağı düşünülmemektedir. f) Stoklar (ilk muhasebeleştirmede) TMS 2: Stoklar standardına göre, stokların maliyeti; tüm satın alma maliyetlerini, dönüştürme maliyetlerini ve stokların mevcut durumuna ve konumuna getirilmesi için katlanılan diğer maliyetleri kapsamaktadır. Stokların satın alma maliyeti “satın alma fiyatı, ithalat vergileri ve diğer vergiler (firma tarafından vergi idaresinden iade alınabilecekler hariç) ve nakliye, yükleme, boşaltma maliyetleri ile mamul, malzeme ve hizmetlerin elde edilmesi ile doğrudan bağlantısı kurulabilen diğer maliyetleri içerir. Ticari iskontolar ve benzeri diğer indirimler, satın alma maliyetinin belirlenmesinde indirim konusu yapılır” (TMS 2, md. 11) şeklinde ifade edilmiştir. Stokların ilk muhasebeleştirilmesi ile ilgili olarak standart ile VUK arasında herhangi bir farklılık bulunmamaktadır. Ancak, stokların edinimi ile doğrudan ilgili borçlanmanın yapılması halinde farklı uygulamalar ortaya çıkmaktadır. TMS 23: Borçlanma Maliyetleri standardı gereğince finansman giderleri sınırlı koşullarda varlık maliyetine ilave edilebilmektedir. Buna göre özellikli varlık niteliğinde olan ve satılabilir duruma getirilebilmesi uzun bir süreyi gerektiren stoklar için katlanılan borçlanma maliyetleri stok maliyetine verilmektedir. Vergi mevzuatına göre ise, özellikli varlık ayırımı yapılmaksızın, stok alışı ile doğrudan ilgili kredi faizleri ve vade farklarının stok maliyetine dahil edilmesi gerekmektedir. Stok aktife girdikten sonra, VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 15 kur farklarının maliyete ilave edilmesi ise ihtiyaridir. Ayrıca, yine TMS-23’ göre vadeli satın alınan stoklarda, vade farklarının bir borçlanma maliyeti olarak satın alınan varlıkların maliyetine ilave edilmemesi gerekmektedir (Karakaya, 2007: 167). Oysa ülkemizdeki mevcut uygulamalarda ve vergi mevzuatı açısından vadeli alımlarda, stokların peşin değeri ile vadeli değeri arasında bir ayırım yapılmamakta, faturadaki tutar maliyet bedeli olarak kayıtlara alınmaktadır. Mamül üreten işletmelerde mamülün maliyetlendirilmesi açısından VUK ile standart arasında farklılık söz konusudur. VUK mamullerin maliyetlendirilmesinde tam maliyet yöntemini, standart ise normal maliyet yöntemi benimsemiştir. Standarda göre, sabit genel üretim giderlerinin dönüştürme maliyetlerine dağıtımı üretim faaliyetlerinin normal kapasitede olacağı varsayımına dayanır. Normal kapasite, planlanan bakım onarım çalışmalarından kaynaklanacak kapasite düşüklüğü de dikkate alınarak, normal koşullarda bir veya birkaç dönem veya sezonda elde edilmesi beklenen üretim miktarıdır. İşletmenin gerçek üretim düzeyi normal kapasiteye yakınsa, bu kapasite normal kapasite olarak kabul edilir. İşletmede kapasite düzeyinin düşük olması nedeniyle dağıtılmayan sabit genel üretim giderleri (boş kapasite giderleri), sonuç hesaplarına alınmakta, yani dönüştürme maliyetlerine dahil edilmemektedir (TMS 2, md. 13). Vergi mevzuatına göre tam maliyet yöntemi kullanıldığı için sonuç hesaplarına alınan boş kapasite giderlerine ilişkin matrah düzeltmesi söz konusudur. Maliyetlere yüklenmeyen boş kapasite giderlerinin konu olduğu dönemde üretilen mamullerin satışı aynı dönemde gerçekleşmiş ise böyle bir sorun kalmaz. Ancak satılmamış veya kısmen satılmış ise, stokta kalana isabet eden kısım kanunen kabul edilmeyen gider olarak matraha ilave edilmelidir (bu durumda ertelenmiş vergi varlığı doğmaktadır). Daha sonraki dönemlerde satış gerçekleştiğinde matrahtan indirim olarak dikkate alınır (Karakaya, 2007: 354). 3.2. Cari Maliyet Cari maliyetin esas alındığı ölçümleme biçiminde varlıklar, aynı varlığın veya bu varlıkla eşdeğer olan bir varlığın alınması için halihazırda gereken nakit veya nakit benzerlerinin tutarı ile gösterilirler. Borçlar, yükümlülüğün kapatılması için gereken nakit veya nakit benzerlerinin iskonto edilmemiş tutarları ile gösterilir (Kavramsal çerçeve, md. 100). TMS/TFRS’lerde cari maliyet kavramına (yenileme maliyeti) TMS 2: Stoklar standardında yer verilmiştir. Buna göre, üretimde kullanılan ilk madde ve malzemelerin net gerçekleşebilir değerinin tespitinde yenileme maliyeti kullanılabilmektedir. Standarda göre, ilk madde ve malzemelerin fiyatlarındaki azalış, mamullerin maliyetinin net gerçekleşebilir değerinden daha yüksek olacağını gösteriyorsa, ilk madde ve malzemelerin değeri net gerçekleşebilir değe- 16 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO rine indirgenir. Bu durumda ilk madde ve malzemelerin yenileme maliyeti, net gerçekleşebilir değeri yansıtan en iyi ölçü olabilir (TMS 2, md. 32). İlk madde ve malzeme giderleri satışa konu bir stok unsuru değildir. Normal şartlarda üretim faaliyetlerinde kullanılan bir stok grubudur. Bu nedenle, ilk madde ve malzeme stoklarının net gerçekleşebilir değerle değerlenmesinde yenileme değeri net gerçekleşebilir değer olarak dikkate alınır (Karakaya, 2007: 169). Yenileme maliyetine atıfta bulunan bir diğer standart 16 nolu maddi duran varlıklar standardıdır. Buna göre; maddi duran varlıklarını değerlemekte yeniden değerleme modelini seçen bir işletmenin, varlığın gerçeğe uygun değerini piyasa değerini esas alarak tespit etmesi gerekir. Ancak çeşitli nedenlerden dolayı varlığın gerçeğe uygun değerine ilişkin yeterli bilginin mevcut olmaması halinde, işletme gelir yaklaşımı veya yenileme maliyeti yaklaşımını kullanarak gerçeğe uygun değeri tahmin edebilir (TMS16, md. 33). 3.3. Gerçekleşebilir Değer Varlıklar, işletmenin normal faaliyet koşullarında, bir varlığın elden çıkarılması halinde ele geçecek olan nakit ve nakit benzerlerinin tutarıdır. Borçlar, işletmenin normal faaliyet koşullarında, kapatılmaları için ödenmesi gereken nakit ve nakit benzeri değerlerin iskonto edilmemiş tutarları ile gösterilir (Kavramsal çerçeve, md. 100). Net gerçekleşebilir değer ise, işin normal akışı içinde, tahmini satış fiyatından tahmini tamamlanma maliyeti ve satışı gerçekleştirmek için gerekli tahmini satış giderleri toplamının düşülmesiyle elde edilen tutarı ifade etmektedir. TMS ve TFRS’lerde net gerçekleşebilir değerle değerlenen varlık grubu olarak stoklara yer verilmiştir. • Stoklar TMS 2: Stoklar standardında stokların ilk muhasebeleştirilmelerinde maliyet bedeli esas alınmakta, izleyen dönemlerde değerlemede ise maliyet ve net gerçekleşebilir değerin düşük olanı dikkate alınmaktadır (TMS 2, md. 9-10). Net gerçekleşebilir değer, bir işletmenin, işin normal akışı içinde, tahmini satış fiyatından, tahmini tamamlanma maliyeti ve satışı gerçekleştirmek için gerekli tahmini satış giderleri toplamının düşülmesiyle elde edilen tutarı ifade eder. İşletmenin stokların satılmasından elde etmeyi beklediği net tutarı ifade etmektedir (TMS 2, md. 7). Dolayısıyla işletmeye özgü bir değerdir. Net gerçekleşebilir değer gerçeğe uygun değerden bu yönüyle farklılık göstermektedir. Stoklarda değer düşüklüğü; stokların zarar görmesi, kısmen veya tamamen kullanılmaz hale gelmesi yada satış fiyatlarının düşmesi gibi durum- VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 17 larda ortaya çıkmaktadır. Stok maliyetinin kullanım veya satış sonucu elde edilecek tutardan yüksek olması durumunda stok değer düşüklüğü karşılığı ayrılmakta, böylece stoklar net gerçekleşebilir değere indirgenmektedir (TMS 2, md. 28). Bu yaklaşım ihtiyatlılık ilkesine dayalı, en düşük değer yöntemidir. Stokların değeri maliyetinin altına düştüğü zaman, gerçeğe uygun değer kaygısı ortaya çıkmakta ve net gerçekleşebilir değer bu tür stokların gerçeğe uygun değeri olarak kabul edilmektedir. Maliyetini koruyan, yani piyasa değeri maliyet değerinin üzerinde olanlarda ise bu kaygı taşınmamaktadır (Şensoy, 2006:20). VUK’da stokların değerlemesi maliyet esasına göre yapılmakta, stokun maliyet bedeline nazaran değerleme günündeki satış bedelleri %10 ve daha fazla bir düşüklük gösterdiği hallerde emsal bedeli ölçüsünün kullanılmasına izin verilmektedir. VUK vergi ziyanına engel olmak amacıyla, emsal bedeli ölçüsünün kullanımını sıkı kurallara bağlamıştır. 3.4. Gerçeğe Uygun Değer Gerçeğe uygun değer, karşılıklı pazarlık ortamında, bilgili ve istekli gruplar arasında bir varlığın el değiştirmesi yada bir borcun ödenmesi durumunda ortaya çıkması gereken tutardır. Mevcut TMS/TFRS’lerin birçoğunda gerçeğe uygun değer kavramına atıfta bulunulmakta, varlık ve borçların birçoğunun değerlemesinde gerçeğe uygun değer olarak adlandırılan değerin kullanılması öngörülmektedir. Gerçeğe uygun değer, varlıkların özelliği de dikkate alınarak birbirinden farklı şekillerde tespit edilebilmektedir. Örneğin, gerçeğe uygun değer farkı kar zarara yansıtılan finansal varlıklar ve satılmaya hazır finansal varlıkların gerçeğe uygun değerinin tespitinde piyasa değeri esas alınırken, alacakların gerçeğe uygun değerinin tespitinde iskonto edilmiş maliyet değeri esas alınmaktadır. Gerçeğe uygun değerle değerlenen varlıklar aşağıda açıklanmaktadır. a) Yeniden Değerleme Modeline Göre Değerlenen Maddi Duran varlıklar TMS 16: Maddi Duran Varlıklar standardına göre maddi duran varlıklar aktife girdikten sonra, maliyet modeli veya yeniden değerleme modeline göre değerlenebilmektedir. Yeniden değerleme modelinde maddi duran varlık gerçeğe uygun değeri ile değerlenmektedir. Bu modelin uygulanabilmesi için, maddi duran varlığın gerçeğe uygun değerinin güvenilir bir şekilde ölçülebilmesi gerekir. Yeniden değerlenmiş tutar, yeniden değerleme tarihindeki gerçeğe uygun değerinden, müteakip birikmiş amortisman ve müteakip birikmiş değer düşüklüğü zararlarının indirilmesi suretiyle bulunan değerdir (TMS 16, md. 31). Yeniden değerleme sonucunda (Akbulut ve Marşap, 2006: ). 18 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO i. Değer artışı varsa, özkaynaklar grubunda yeniden değerleme değer artışı olarak raporlanır (TMS 16, md.39). ii. Değer azalışı varsa, gelir tablosunda raporlanır. iii.İzleyen dönemde, daha önceden değer azalışına uğramış bir maddi duran varlıkta, yeniden değerleme sonucunda bir değer artışı oluşmuşsa, bu değer artışını muhasebeleştirirken, önceki değer azalış tutarı kadar olan kısım gelir olarak muhasebeleştirilir, kalan tutar ise öz kaynaklarda raporlanır. iv.Tersi durumda daha önceden değer artışı nedeniyle değer artışı öz kaynaklarda raporlanmış olan varlık, daha sonra değer azalışına uğramışsa, bu durumda bu azalış, önce öz kaynak grubunda yer alan değer artış hesabından düşülür kalanı ise gider yazılır. Yeniden değerleme değer artışı, varlık bilanço dışı bırakıldığında veya kullanımdan vazgeçilmesi ya da elden çıkarılması durumlarında doğrudan geçmiş yıl karlarına aktarılabilir. Diğer taraftan işletmede kullanılmaya devam edildiği sürece varlığın yeniden değerlenmiş defter değeri üzerinden hesaplanan amortisman tutarı ile tarihi değeri üzerinden hesaplanan amortisman tutarı arasındaki farka isabet eden tutar da yeniden değerleme değer artışı hesabından geçmiş yıl karlarına aktarılabilmektedir (TMS 16, md.41). Yeniden değerleme uygulaması vergi kanunlarımızda yer almayan bir uygulamadır. Her ne kadar ülkemizde 2004 yılına kadar uygulanan maddi duran varlıklar yeniden değerleme uygulamasına benzese de, içerik olarak oldukça farklı bir uygulamadır. Önceki uygulamada ülkedeki enflasyon düzeyi dikkate alınarak bir katsayı tespit edilmekte ve tüm maddi duran varlıklar bu oranla çarpılarak yeni defter değerleri hesaplanmakta idi. Standartta ise, gerçeğe uygun değeri güvenilir bir şekilde tespit edilebilen maddi duran varlık sınıfı yeniden değerlemeye tabi tutulmaktadır. Yeniden değerleme yapıldıktan sonra, izleyen dönemlerde varlığın değerinde düşme meydana geldiğinde, varlığın defter değeri tekrar düzeltilmektedir. Yine, önceki uygulamada yeniden değerleme değer artış fonu sermayeye ilave edilmediği sürece, varlık elden çıkarıldığında kapatılan bir hesaptı. Yani, varlığın elden çıkarılması esnasında satış kar veya zararının hesaplanmasında dikkate alınıyordu. Standarda göre ise, yeniden değerleme değer artışları varlık elden çıkarıldığında veya kullanımdan vazgeçildiğinde geçmiş yıllar karlarına aktarılmaktadır. İşletmelerin maddi duran varlıklarını değerlemede yeniden değerleme modelini uygulamaları halinde, varlığın amortismana tabi tutarında artış meydana geleceği için, izleyen dönemlerde ayrılacak amortisman tutarı da artış gösterecektir. Bu durum ise, vergi uygulamaları ile standart arasında farklılıklara neden olacaktır. VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 19 b) Yeniden Değerleme Modeline Göre Değerlenen Maddi Olmayan Duran Varlıklar Maddi olmayan duran varlıklar aktife girdikten sonra maliyet modeli veya yeniden değerleme modeline göre değerlenebilmektedir. Ancak, yeniden değerleme yönteminin uygulanabilmesi için, varlığın aktif bir piyasasının olması şarttır. Gerçeğe uygun değer, aktif bir piyasa ile ilişkilendirilmek suretiyle belirlenmektedir (TMS 38, md. 75). Maddi olmayan duran varlıklar için aktif bir piyasa sıklıkla karşımıza çıkan bir durum değildir. Dolayısıyla, maddi olmayan duran varlıklarda yeniden değerleme modelinin uygulanması pek mümkün görünmemektedir. Modelin uygulanışı maddi duran varlıklardaki uygulama ile benzerlik gösterir. VUK’da gayrımaddi haklar olarak ifade edilen varlıklar, gerek ilk muhasebeleştirmede, gerekse sonraki dönemlerde maliyet bedeli ile değerlenmektedir. Maddi olmayan duran varlıkların yeniden değerleme modeline göre değerlenmesi halinde, vergi mevzuatı ile çelişen uygulamalar ortaya çıkacaktır. c) Gerçeğe Uygun Değerle Değerlenen Yatırım Amaçlı Gayrımenkuller TMS 40: Yatırım Amaçlı Gayrımenkuller standardında, iki değerleme yöntemine yer verilmiştir. Bunlar maliyet modeli ve gerçeğe uygun değer yöntemidir. Yatırım amaçlı gayrımenkullerin gerçeğe uygun değeri, karşılıklı pazarlık ortamında, bilgili ve istekli gruplar arasında bir varlığın el değiştirmesi ya da bir borcun ödenmesi durumunda ortaya çıkması gereken tutardır. Gerçeğe uygun değer yöntemi, yatırım amaçlı bir gayrımenkulün bilanço tarihindeki piyasa koşullarını yansıtır. Bu yöntemin uygulanması halinde, yatırım amaçlı gayrımenkulün gerçeğe uygun değerindeki değişimden kaynaklanan kazanç veya kayıp, oluştuğu dönemde kar veya zarara dahil edilmektedir (TMS 40, md. 35, 36, 38). VUK’da gayrımenkullerin değerlemesi ile ilgili olarak maliyet esası benimsenmiştir. Gerçeğe uygun değer yönteminin uygulanması halinde ortaya çıkan kayıplar VUK’a göre kanunen kabul edilmeyen gider, kazançlar ise vergiye tabi olmayan gelir olarak nitelendirilir. d) Satılmaya Hazır Finansal Varlıklar TMS 39: Finansal araçlar: Muhasebeleştirme ve Ölçme standardında, finansal varlıklar 4 grup altında sınıflandırılmıştır. (1)Gerçeğe uygun değer farkı kar veya zarara yansıtılan finansal varlıklar (2)Vadeye kadar elde tutulacak yatırımlar 20 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO (3)Kredi ve alacaklar (4)Satılmaya hazır finansal varlıklar Kredi ve alacak, vadeye kadar elde tutulacak yatırım veya gerçeğe uygun değer farkı kar veya zarara yansıtılan finansal varlık olarak sınıflandırılmayan türev olmayan finansal varlıklar, satılmaya hazır finansal varlıklar olarak tanımlanmaktadır (TMS 39, md. 9). Alım satım amaçlı olmayan ya da vadesi belirsiz olan ve likidite sıkıntısı ortaya çıktığında her an elden çıkarılabilecek durumda olan menkul kıymetler satılmaya hazır finansal varlıklar kapsamına girmektedir. Konsolidasyon kapsamına gerekli koşulları taşımadığı için alınamayan menkul kıymetler de bu gruba girmektedir (Akdoğan, 2001:64). Satılmaya hazır finansal varlıklar ilk muhasebeleştirilmeleri esnasında gerçeğe uygun değeri üzerinden ölçülerek kayıtlara alınır. Gerçeğe uygun değere varlığın edinimi ile doğrudan ilişkilendirilebilen işlem masrafları da dahil edilir (TMS 39, md. 43). Genellikle varlık edinimi için ödenen bedel gerçeğe uygun değerle aynı olmaktadır. Varlığı ilk defa kayda almada TMS ile VUK arasında işlem masraflarının muhasebeleştirilmesi açısından farklılık bulunmaktadır. Bilindiği gibi VUK, hisse senetleri ve en az %51’i hisse senetlerinden oluşan yatırım fonu katılma belgelerinin alış bedeliyle değerlenmesini öngörmektedir. Bunların dışında kalan menkul kıymetler ise borsa değeri ile değerlenmektedir. TMS ise, satılmaya hazır finansal varlıklar olarak nitelendirilen varlıkların tamamının ilk muhasebeleştirilmelerinde işlem masraflarının alış bedeline dahil edilmesini öngörmektedir. Satılmaya hazır finansal varlıklar ilk muhasebeleştirmeden sonraki dönemlerde de gerçeğe uygun değerleriyle değerlenir. Ancak, aktif bir piyasada fiyat kotasyonu bulunmayan ve gerçeğe uygun değeri güvenilir bir şekilde ölçülemeyen varlıklar elde etme maliyeti ile değerlenir (TMS 39, md.46). Standart, satılmaya hazır finansal varlıkların gerçeğe uygun değeri ile değerlenebilmesi için, bu varlıkların aktif bir piyasada işlem görüyor olmasını şart koşmuştur. Değerlemeden dolayı ortaya çıkan kazanç ve kayıplar, değer düşüklüğü zararları ve kur farkı kazanç ve kayıpları hariç olmak üzere, sözkonusu finansal varlık bilanço dışı bırakılıncaya kadar özkaynaklar grubunda raporlanır. İlgili finansal varlığın elden çıkarılması durumunda, özkaynaklar grubunda muhasebeleştirilmiş bulunan kazanç veya kayıplar, kar veya zararın hesaplanmasında dikkate alınır (TMS 39, md.55). Satılmaya hazır finansal varlıkların değerinin düştüğüne ilişkin tarafsız göstergelerin bulunması halinde, doğrudan özkaynaklarda muhasebeleştirilmiş bulunan toplam zarar, ilgili finansal varlık bilanço dışı bırakılmamış olsa dahi, özkaynaklardan çıkarılarak kar veya zararda muhasebeleştirilir (TMS 39, md. 67). Buna göre, satılmaya hazır finansal varlıklarda gerçeğe uygun değer maliyet değerinin altına inerse fark özVI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 21 kaynakları azaltıcı bir kalem olarak muhasebeleştirilir. Ancak değer düşüklüğünün sürekli hale gelmesi ve varlığın değer kaybettiğine dair nesnel göstergelerin bulunması halinde artık değer azalması bir zarar olarak değerlendirilir ve daha önce özkaynaklarda izlenen olumsuz farklar varlık bilanço dışına çıkartılmamış olsa bile sonuç hesaplarına aktarılır (Akdoğan ve Tenker, 2007: 100). Satılmaya hazır finansal varlıklar ile ilgili değerleme farklarının özkaynaklarda raporlanması dönem karını etkilememekte, dolayısıyla vergi mevzuatı açısından herhangi bir farklılığa neden olmamaktadır. Ancak, değer düşüklüğü zararlarının kar zarara yansıtılması durumunda, vergi mevzuatı açısından kanunen kabul edilmeyen gider ortaya çıkacaktır. Vergi mevzuatı varlığın elden çıkarılması durumunda realize olan zararları, zarar olarak kabul edilmektedir. e) Gerçeğe Uygun Değer Farkı Kar veya Zarara Yansıtılan Finansal Varlıklar Standarda göre, aşağıdaki koşullardan herhangi birisine sahip finansal varlıklar gerçeğe uygun değer farkı kar veya zarara yansıtılan finansal varlıklar olarak tanımlanmaktadır: • Alım satım amaçlı elde tutulan olarak sınıflandırılmıştır. Buna göre; yakın tarihte satılmak veya geri satın alınmak amacıyla edinilmiş, kısa vadede kar elde etme konusunda bariz bir model oluşturduğu yönde delil bulunan ve grup içinde yönetilen belirli finansal araçlardan oluşan bir portföyün parçası veya bir türev ürün niteliğine sahip varlıklar, alım satım amaçlı elde tutulan finansal varlıklar olarak sınıflandırılır. • İşletme daha başlangıçta, yani varlığı ilk defa kayda alırken bu şekilde bir sınıflandırma yapmıştır. Gerçeğe uygun değer farkı kar veya zarara yansıtılan finansal varlıklar dönen varlıklar grubunda raporlanır. Gerçeğe uygun değeri güvenilir bir şekilde ölçülemeyen ve aktif bir piyasada kayıtlı bir piyasa fiyatı bulunmayan özkaynağa dayalı finansal araçlara yapılan yatırımların bu gruba dahil edilmesine izin verilmemektedir (TMS 39, md. 9). Ülkemiz uygulaması açısından bakıldığında, bu grupta hisse senetleri, özel ve kamu kesimi tahvil, senet ve bonoları ve diğer finansal varlıklar yer almaktadır (Akdoğan ve Tenker, 2007: 102). Gerçeğe uygun değer farkı kar veya zarara yansıtılan finansal varlıklar ilk edinildiğinde gerçeğe uygun değeri ile ölçülür ve kayıtlara alınır. İşlem masrafları gerçeğe uygun değere ilave edilmez (TMS 39, md. 43). Standart ile VUK arasında çelişen bir durum söz konusu değildir. VUK’un 279. maddesine göre hisse senetleri ile fon portföyünün en az yüzde 51’i Türkiye’de kurulmuş bulunan şirketlerin hisse senetlerinden oluşan 22 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO yatırım fonu katılım belgeleri alış bedeliyle değerlenmektedir. Alış bedeli, işlem masraflarını kapsamamaktadır. Her iki düzenleme, varlığın ilk kayda alınması açısından farklılık göstermemektedir. Gerçeğe uygun değer farkı kar veya zarara yansıtılmayan finansal varlıklar izleyen dönemlerde de gerçeğe uygun değerleriyle değerlenir. Varlığın gerçeğe uygun değerinde meydana gelen değişiklikler nedeniyle ortaya çıkan kazanç ve kayıplar gelir tablosunda raporlanır (TMS 39, md. 55). Bu tür varlıklar aktif bir piyasada işlem gördüğü için, gerçeğe uygun değerin tespiti son derece kolaydır. Borsa değeri gerçeğe uygun değerin en uygun göstergesi olarak kabul edilir. İzleyen dönemlerde değerleme açısından VUK ile TMS arasında farklılık bulunmaktadır. VUK’da yukarıda da belirtildiği gibi, hisse senetleri ve en az %51'i hisse senetlerinden oluşan yatırım fonu katılma belgeleri alış bedeliyle değerlenir hükmü bulunmaktadır. Bu varlıkların gerçeğe uygun değeri (borsa değeri) ile değerlenmesi sonucu ortaya çıkan kar veya zararlar, realize oluncaya kadar gelir veya gider olarak kabul edilmemektedir. f) Nakit ve Nakit Benzeri Varlıklar TMS 32: Finansal Araçlar: Açıklamalar ve Sunum standardında nakit ve nakit benzeri varlıklar (banka mevduatı, alınan çekler, verilen çekler) finansal araç olarak kabul edilmektedir. Finansal araçların değerlemesine ilişkin hususlar ise 39 nolu standartta açıklanmaktadır. Nakit ve nakit benzeri varlıklar gerek ilk muhasebeleştirmede, gerekse izleyen dönemlerde gerçeğe uygun değerleriyle değerlenirler. Türk Lirası nakit mevcudunun gerçeğe uygun değerinin tespitinde itibari değer esas alınmaktadır. Yabancı para mevcutları ise borsa rayici esas alınarak değerlenmektedir. Standart ile VUK arasında, kullanılacak döviz kuru açısından farklılık doğabilmektedir. VUK’a göre, yabancı paraların değerlemesinde efektif alış kuru dikkate alınmaktadır. Standarda göre ise bilanço tarihi itibariyle döviz alış kuru kullanılmaktadır. Bankadaki mevduat, alınan çekler ve verilen çeklerin gerçeğe uygun değerinin tespitinde ise iskonto edilmiş maliyet değeri esas alınmaktadır. Vadeli mevduatların vadeleri sonunda elde edilecek faiz gelirleri, faiz oranı ile iskonto edilerek bilanço günündeki değerine ulaşılmaktadır. Vadesi geldiği halde henüz tahsil edilmeyen veya ödenmeyen çekler ise nominal değerleri ile değerlenecektir (Kaval, 2005: 211). g) Ticari ve Diğer Alacaklar Alacaklar, uygun faiz oranıyla saptanmış olan alacak tutarının bugünkü değerinden, gerekli ise tahsil edememe karşılığı ve tahsil masrafları düşülerek değerlenir (TFRS 3, md. B16(c)). Standardın bu hükmüne göre, senetli veya senetsiz olduğuna bakılmaksızın tüm alacakların bilanço günündeki değerine yani gerçeğe uygun değerine indirgenmesi gerekir. VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 23 Alacaklar TMS 39 nolu standarda göre bir finansal araçtır ve gerçeğe uygun değerini gösterebilmek için “iskonto edilmiş maliyet” bedelinin hesaplanması gerekir. İskonto edilmiş maliyet ise VUK’da yer alan tasarruf değeri ile benzerlik gösterir. Senetli alacakların değerlemesi konusunda VUK ve TMS arasında bir farklılık bulunmamaktadır. Her iki düzenlemede de senetli alacakların bilanço günündeki değerine indirilmesi esas alınmıştır. Yabancı paralı senetli alacakların değerlemesi konusunda da VUK ile TMS arasında bir farklılık bulunmamaktadır. Bu tür alacaklar ortaya çıktıklarında cari olan kur üzerinden hesaplara alınır. Dönem sonlarında değerleme kuru üzerinden değerlemeye tabi tutulur (Akdoğan ve Sevilengül, 2007: 105). Senetli alacakların reeskont tutarının hesaplanmasında VUK ile TMS arasında farklılık bulunmaktadır. VUK’ a göre reeskont tutarının hesaplanmasında varsa alacak senedinin üzerinde yazılı olan faiz oranı, yoksa merkez bankasının ilan ettiği resmi iskonto haddi uygulanır. Standarda göre ise, etkin faiz oranının uygulanması gerekir. Etkin faiz oranı, alacağın doğduğu andaki fiyatını, tahsil edilecek andaki fiyatına eşitleyen faiz oranıdır. Yani işletmenin işlemlerini vadeli yapması durumunda, peşin satış tutarı ile vadeli satış tutarı arasındaki farkın etkin faiz oranının hesaplanmasında dikkate alınması ve bileşik faiz yönteminin uygulanması gerekir. Vadeye bağlı ancak senetsiz olan alacaklarda ise yaklaşım farklılığı bulunmaktadır. VUK’a göre senetsiz alacaklara reeskont uygulaması mümkün değildir. TMS’de ise (TMS 18, md. 11) satış bedelinin gerçeğe uygun değere indirgenmesinde senetli-senetsiz ayırımı yapılmamaktadır. Dolayısıyla elde edilen satış gelirinden gelecek döneme ait olanın ayrılmasında ve gelecek döneme kadar bekletilmesinde alacağın senetli veya senetsiz olması değil, belirli bir vadeye bağlı olması esas alınmaktadır (Akdoğan ve Sevilengül, 2007: 108). Dönem sonlarında alacakları tahsil edememe riski ortaya çıktığında ayrıca karşılık ayrılması gerekir. VUK’da bir alacağın şüpheli alacak olarak kabul edilebilmesi bazı koşullara bağlanmıştır. Buna göre; ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla; (1) Dava veya icra safhasında bulunan alacaklar, (2) Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar, şüpheli alacak sayılır (VUK, md. 323). VUK ile TMS arasında yaklaşım farklılığı bulunmaktadır. Muhasebenin genel kabul görmüş kavramlarından ihtiyatlılık kavramına göre, gelecekte doğması muhtemel zararlar için karşılık ayrılması gerekir. Buna göre işletme her bilanço döneminde, alacaklarda değer azalışına ilişkin nesnel 24 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO göstergelerin bulunup bulunmadığı hususunu değerlendirmeli, böyle bir göstergenin bulunması durumunda değer düşüklüğü tutarını tespit etmelidir (TMS 39, md. 58). Eğer bir işletme alacağın tahsilini şüpheli görüyorsa, yukarıdaki koşulların doğmasını beklemeden de alacağı şüpheli olarak nitelendirebilir ve karşılık ayırabilir. Bu durumda ayrılmış olan karşılık tutarı kanunen kabul edilmeyen gider olarak kabul edilir ve matraha ilave edilir. h) Kıdem Tazminatı Karşılıkları TMS 19: Çalışanlara Sağlanan Faydalar standardına göre, kıdem tazminatı işçinin işten çıkarılması nedeniyle ödenen bir tazminat değildir. Standart, kıdem tazminatını işçinin çalışması karşılığı olduğunu ifade ederek, çalışma sonrası sağlanan faydalar grubu içinde yorumlamaktadır. Bu nedenle, işçi çalıştıkça kıdem tazminatı adı altında bir yükümlülük de doğmaktadır. Bu yükümlülüğün hesaplanarak finansal tablolara alınması gerekmektedir (Karakaya, 2007: 221). Kıdem tazminatı karşılıkları net bugünkü değeri ile değerlenmekte ve bilançoda raporlanmaktadır. Buna göre, çalışanın gelecekte ayrılacağı tarihte hak edeceği kıdem tazminatının bugün itibariyle kazanılmış olan kısmının net bugünkü değeri hesaplanmaktadır. Net bugünkü değerin hesaplanmasında kullanılacak iskonto oranı, bilanço tarihindeki yüksek kaliteli kurumsal senetlerin getirileri, bunun uygun olmadığı ülkelerde de devlet tahvillerinin piyasa getirileri dikkate alınarak tespit edilmektedir. Halen ülkemizdeki uygulamada kıdem tazminatı karşılıkları, çalışan bugün işten ayrılsa kendisine ne kadar kıdem tazminatı ödenir varsayımına göre hesaplanmaktadır. Çoğunlukla, standarda göre hesaplanan kıdem tazminatı karşılığı daha düşük çıkmaktadır. Ülkemizde uluslar arası finansal raporlama standartlarına uygun finansal tablo düzenleyen SPK’ya tabi işletmelerin, ilk geçiş bilançosunda kıdem tazminatı karşılıklarını 19 nolu standarda göre yeniden hesaplamaları sonucunda büyük düşüş olduğu gözlenmiştir. Vergi mevzuatı açısından, kıdem tazminatı karşılıkları fiilen gerçekleşinceye kadar kanunen kabul edilmeyen gider niteliği taşımaktadır. 3.5. Kullanım Değeri Bu değerleme ölçüsüne göre varlıklar, işletmenin normal faaliyet koşullarında, ileride yaratacakları net nakit girişlerinin bugünkü iskonto edilmiş değerleri ile gösterilirler. Borçlar, işletmenin normal faaliyet koşullarında, kapatılmaları için ileride ödenmesi gereken net nakit çıkışlarının bugünkü iskonto edilmiş değerleri ile gösterilir (Kavramsal çerçeve, md. 100). Kullanım değeri, esas itibariyle varlıkların geri kazanılabilir tutarlarını tespit etmekte kullanılan bir hesaplama biçimidir. Maddi duran varlıklar, maddi olmayan duran varlıklar ve maliyet modeline göre değerlenen yatırım amaçlı gayrımenkullerin geri kazanılabilir tutarının hesaplanmasında dikVI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 25 kate alınan bir ölçüm esasıdır. İşletmeye özgü bir değer olup, tamamıyla işletmenin geleceğe yönelik tahminlerine dayalı olarak hesaplanır. VUK ve TMS/TFRS’lerde yer alan değerleme ölçüleri aşağıdaki tabloda karşılaştırmalı olarak gösterilmektedir. Tablo:1- VUK ve TMS/TFRS’lerde Varlıkları Değerleme Ölçüleri 26 KALEMLER Kasa VUK İtibari Değer TMS/TFRS Gerçeğe uygun değer (İtibari değer) Yabancı paralar Borsa değeri Bankalar Mukayyet Değer Alınan çekler İtibari Değer Verilen Çekler İtibari Değer Gerçeğe uygun değer farkı karzarara yansıtılan finansal varlıklar Alış değeri/hisse senetleri dışındakiler borsa değeri Satılmaya hazır finansal varlıklar Alış değeri Vadeye kadar elde tutulacak finansal varlıklar Borsa değeri/borsa değeri yoksa işlemiş faiz hesaba katılır Alıcılar Mukayyet değer/belirli koşullarda değer düşüklüğü karşılığı ayrılabilir Gerçeğe uygun değer (borsa değeri) Gerçeğe uygun değer (iskonto edilmiş maliyet) Gerçeğe uygun değer (iskonto edilmiş maliyet) Gerçeğe uygun değer (iskonto edilmiş maliyet) Gerçeğe uygun değer (borsa değeri), değerleme farkı gelir tablosunda raporlanır. Gerçeğe uygun değer (borsa değeri), değerleme farkı özkaynaklarda raporlanır. Gerçeğe uygun değer (iskonto edilmiş maliyet)/değer düşüklüğü karşılığı ayrılabilir. Karşılık tutarı, gelecekteki tahmini nakit akışlarının, finansal varlığın orijinal faiz oranına göre iskonto edilecek bugünkü değeri ile defter değeri arasındaki fark kadardır. Gerçeğe uygun değerin güvenilir olarak tespit edilemediği durumlarda maliyet bedeli ile değerlenir. Gerçeğe uygun değer (iskonto edilmiş maliyet)/risk doğduğunda değer düşüklüğü karşılığı ayrılır. VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO Alacak Senetleri Stoklar İştirakler Maddi duran varlıklar Maddi olmayan duran varlıklar Yatırım amaçlı gayrımenkuller Şerefiye Tasarruf değeri/belirli koşullarda değer düşüklüğü karşılığı ayrılabilir Gerçeğe uygun değer (iskonto edilmiş maliyet)/risk doğduğunda değer düşüklüğü karşılığı ayrılır. Maliyet bedeli/belirli koşullarda İlk edinmede maliyet emsal bedeli kullanılabilir bedeli, İzleyen dönemlerde maliyet ve net gerçekleşebilir değerin düşük olanı ile değerlenir. Hisse senetleri ile temsil edilen iştirak İlk edinmede maliyet payları alış değeri ile diğerleri borsa bedeli değeri ile değerlenir. İzleyen dönemlerde özkaynak yöntemi uygulanır (konsolidasyon kapsamında olanlar) Konsolidasyon kapsamına alınmayanlar maliyet bedeli veya borsa değerine göre değerlenir (aktif piyasanın olması şarttır). İlk edinmede maliyet bedeli İlk edinmede maliyet İzleyen dönemlerde amorti edilmiş bedeli maliyet İzleyen dönemlerde maliyet modeli veya yeniden değerleme modeli seçilir. İlk edinmede maliyet bedeli İlk edinmede maliyet İzleyen dönemlerde itfa edilmiş bedeli maliyet İzleyen dönemlerde maliyet modeli veya yeniden değerleme modeli seçilir. İlk edinmede maliyet bedeli İlk edinmede maliyet İzleyen dönemlerde amorti edilmiş bedeli maliyet İzleyen dönemlerde maliyet modeli veya gerçeğe uygun değer yöntemi seçilir. İlk edinmede Mukayyet değer İlk edinmede maliyet İzleyen dönemlerde itfa edilmiş bedeli (mukayyet maliyet (5 yılda itfa edilir) değerle aynı) İzleyen dönemlerde değer düşüklüğü testine tabi tutulur, değer düşüklüğü karşılığının iptali ve itfa yasaklanmıştır. 4. İNŞAAT İŞLETMELERİNDE MUHASEBE UYGULAMALARI İnşaat işletmelerine ilişkin muhasebe uygulamaları TMS 11: İnşaat Sözleşmeleri standardında düzenlenmiştir. Standartta sözleşme kapsamında elde edilen gelir ve maliyetlerin inşaat işinin gerçekleştirildiği hesap VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 27 dönemlerine nasıl dağıtılacağına ilişkin konular yer almaktadır. İnşaat sözleşmesi, bir varlığın veya tasarım, teknoloji ve fonksiyon ya da nihai amaç veya kullanım açısından birbiriyle yakından ilişkili ya da birbirine bağımlı bir grup varlığın inşası için özel olarak yapılmış sözleşme olarak tanımlanmaktadır (TMS 11, md. 3). İnşaata ilişkin gelir ve maliyetler bilanço günü itibariyle sözleşmeye konu işin tamamlanma aşaması esas alınarak, gelir ve giderler olarak finansal tablolara yansıtılmaktadır (TMS 11, md. 22). Finansal tablolara yansıtılacak gelir ve giderlerin belirlenmesinde sözleşmenin tamamlanma aşamasının baz alınması “tamamlanma yüzdesi yöntemi” olarak adlandırılmaktadır. Bu yönteme göre sözleşme geliri ulaşılan tamamlanma aşamasına kadar katlanılan inşaat maliyetiyle eşleştirilerek, bitirilen işle orantılı gelir, gider ve karın raporlanması sağlanır. Sözleşme geliri işin yapıldığı hesap dönemlerinin gelir tablosunda gelir olarak gösterilir. Sözleşme maliyetleri ait oldukları işin yapıldığı hesap dönemlerinin gelir tablosunda gider olarak gösterilir (TMS 11, md. 25-26). Vergi mevzuatına göre inşaat işlerinde işin tamamlanma yöntemi geçerlidir. Buna göre, yıl içinde 740 nolu hesapta toplanan giderler, yansıtma hesabı aracılığı ile 170 Yıllara yaygın inşaat ve onarım işleri maliyetleri hesabında aktifleştirilmekte, kesin kabul ile birlikte (işin tamamlanması) bu hesapta biriken maliyetler satışların maliyeti hesabına yansıtılarak gelir tablosu ile ilişkilendirilmektedir. Geçici kabuller yapıldığında, geçici kabule istinaden düzenlenen faturalara ilişkin tutarlar 350 Yıllara yaygın inşaat ve onarım hak edişleri hesabına alacak, müşteri hesabına da borç kaydedilmektedir. Kesin kabulün yapılması ile birlikte hak ediş hesaplarında biriken bu tutarlar satış gelirleri hesabına aktarılarak gelir tablosu ile ilişkilendirilmektedir. TMS 11’e göre ise, yıllara sari projelere ait maliyetler ve hak ediş bedellerinin tamamlanma yüzdesine göre sonuç hesaplarına aktarılması gerekmektedir. VUK’dan farklı olarak, yapılan harcamalar ve alınan hak ediş bedelleri iş bitimine kadar aktif ve pasifte bekletilmemekte, sözleşmenin tamamlanma düzeyi esas alınarak maliyetlerin ve gelirlerin inşaat işlerinin gerçekleştiği hesap dönemine dağıtılması öngörülmektedir. Dönemsellik ilkesine uygun olan bu işlem, VUK ve TMS arasında farklı uygulamaların doğmasına neden olacaktır. 5. SONUÇ Değerlemenin amacı, işletmenin varlıkları, kaynakları ve faaliyet sonuçlarını gerçeğe uygun bir şekilde tespit etmektir. VUK ve TMS/TFRS’lerde değerlemenin amacına farklı açılardan yaklaşılmaktadır. VUK, değerlemeye ilişkin esasları, devletin çıkarlarını gözeterek ve vergi ziyanına engel olacak şekilde tespit etmiştir. TMS/TFRS’lerde ise tüm toplumun çıkarları gözetilmektedir. Dolayısıyla, değerleme ölçülerinde farklılıkların bulunması 28 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO son derece doğaldır. Bu farklılıklar, vergiye tabi mali karın tespitinde giderilebilmektedir. VUK ve TMS/TFRS’ler arasındaki benzerlik ve farklılıklar şöyle özetlenebilir: • Maliyet kavramı benzer şekilde tanımlanmıştır. Ancak, maddi duran varlıklar ve stokların edinimi ile doğrudan ilişkili borçlanma maliyetlerinin muhasebeleştirilmesi konusunda farklılık söz konusudur. Ayrıca, varlıkların vadeli satın alınması durumunda, maliyet bedeli vade farkı kadar farklılaşabilmektedir. • VUK’da yer alan tasarruf değeri ölçüsü, standartlardaki iskonto edilmiş maliyet değeri ölçüsü ile benzerlik gösterir. Ancak, hesaplamada dikkate alınan faiz oranı ve faiz formülü açısından farklılık söz konusudur. • VUK’a göre maddi duran varlıklar, maddi olmayan duran varlıklar, yatırım amaçlı gayrımenkuller ve şerefiye için değer düşüklüğü karşılığının ayrılması mümkün görünmemektedir. Belirli koşulların oluşması halinde, sadece stoklar ve ticari alacaklar için karşılık ayrılmasına izin verilmektedir. • Maddi ve maddi olmayan duran varlıkları değerlemede kullanılan yeniden değerleme modeli vergi mevzuatımızda yer almayan bir uygulamadır. • Standarda göre gerçeğe uygun değer farkı kar-zarara yansıtılan finansal varlıklar gerçeğe uygun değerle değerlenmekte, değerleme farkları gelir tablosunda raporlanmaktadır. Varlığı ilk defa kayda alma açısından standart ile VUK arasında farklılık bulunmamaktadır Varlığı edinirken ödenen alış bedeli genellikle gerçeğe uygun değeri yansıtmakta, alış giderleri ise dönem gideri olarak muhasebeleştirilmektedir. Ancak izleyen dönemlerde değerleme açısından farklılık bulunmaktadır. • Satılmaya hazır finansal varlıkların gerek ilk muhasebeleştirilmelerinde, gerekse izleyen dönemlerde değerlemesinde standart ile VUK arasında farklılık söz konusudur. • Şerefiyenin izleyen dönemlerde değerlemesi açısından standart ile VUK arasında farklılık bulunmaktadır. Standartta şerefiyenin itfası yasaklanmıştır. Şerefiyenin her yıl düzenli olarak değer düşüklüğü testine tabi tutulması gerekmektedir. VUK’da ise şerefiye istenirse aktifleştirilebilmekte ve beş yıl içinde itfası öngörülmektedir. • Standartlara göre amortismana tabi varlıkların amortisman oranının hesaplanmasında faydalı ömrün dikkate alınması gerekmektedir. Ülkemiz uygulamasında ise, amortisman oranlarının tespitinde Maliye Bakanlığı yetkili kılınmıştır. Dolayısıyla, amortisman oranları Maliye Bakanlığı tarafından belirlenmekte ve duyurulmaktadır. Ayrıca uygulanan amortisman yöntemlerinin de en azından, her hesap döneminin sonunda VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 29 gözden geçirilmesi gerekmektedir. VUK ise, yöntem değiştirmeyi kurala bağlamıştır. • Maddi duran varlıklar ve stoklar ile doğrudan ilişkili borçlanma maliyetlerinin muhasebeleştirilmesinde standart ile VUK arasında farklılık mevcuttur. • Amortismana bakış açısı oldukça farklıdır. Standartta faydalı ömür esas alınmakta, VUK’da ise Maliye Bakanlığının belirlediği oranlar dikkate alınmaktadır. Kıst amortisman uygulaması sadece binek otomobiller için geçerlidir. Yöntem değişikliğine sınırlı koşullarda izin verilmektedir. TMS/TFRS’lerde maliyet bedeli ölçüsünden gerçeğe uygun değer ölçüsüne doğru bir yöneliş olduğu gözlenmektedir. Gerçeğe uygun değer esas alınarak düzenlenecek finansal tabloların, kullanıcıların bilgi ihtiyacını daha iyi karşılayacağı yönünde bir eğilim söz konusudur. Ancak, gerçeğe uygun değerin nasıl tespit edileceğine ilişkin tartışmalar halen devam etmektedir. Aktif bir piyasada işlem gören varlıkların gerçeğe uygun değeri, bu piyasa ile ilişkilendirilerek kolaylıkla tespit edilebilmektedir. Ancak aktif piyasası olmayan varlıkların gerçeğe uygun değerinin tespitinde zorluklar bulunmaktadır. Bu nitelikteki varlıkların gerçeğe uygun değerinin tespitinde işletmenin varsayımları esas alınmakta, dolayısıyla subjektif değerlendirmeler ortaya çıkabilmektedir. Bu konu ile ilgili olarak Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulunun Amerikan Finansal Muhasebe Standartları Kurulu ile ortaklaşa yürüttüğü çalışmalar halen devam etmektedir. Bu kapsamda, kavramsal çerçevede değişiklik yapılması gündemdedir**. Çalışmalar sona erdiğinde, Türkiye Muhasebe Standartları Kurulunun da bu değişiklikleri esas alarak yeni düzenlemeler yapması gündeme gelecektir. KAYNAKÇA Akbulut, Yıldız ve Marşap Beyhan, “Maddi Duran Varlıklarda Değer Düşüklüğünün “TMS 36: Varlıklarda Değer Düşüklüğü” Standardı Kapsamında İncelenmesi ve İMKB’de İşlem Gören Şirketlerdeki Uygulamaların Değerlendirilmesi”, Muhasebe Bilim Dünyası Dergisi, Cilt: 8, Sayı: 4, Aralık 2006. Akdoğan, Nalan, “IAS 39 Nolu Standart Hükümlerine Göre Menkul Kıymetler ve Finansal Duran Varlık İşlemlerinde Uygulanacak Muhasebe İşlemleri”, G.Ü. İİBF Dergisi, Cilt:3, Sayı:3, Kış, Ankara. Akdoğan, Nalan ve Sevilengül, Orhan, Tekdüzen Muhasebe Sistemi Uygulaması, 12. Baskı, Gazi Kitabevi, 2007, Ankara. Akdoğan Nalan ve Tenker Nejat, Finansal Tablolar ve Mali Analiz Teknikleri, 11. Baskı, Gazi Kitabevi, 2007, Ankara. ** Bu konuda daha geniş bilgi için bakınız, Yıldız Akbulut, “Kavramsal Çerçevede Yapılması Düşünülen Değişiklikler”, Muhasebe Bilim Dünyası Dergisi, Eylül, 2007. Yıldız Akbulut,”Gerçeğe Uygun Değerin Ölçülmesine Yönelik Yeni Yaklaşımlar: FASB 157”, Muhasebe Bilim Dünyası Dergisi, 30 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO Akdoğan, Nalan ve Aydın, Hamdi, Muhasebe Teorileri, Gazi Üniversitesi İİBF yayınları, 1987, Ankara. Karakaya, Mevlüt, Maliyet Muhasebesi, Gazi Kitabevi, 2007, Ankara. Kaval, Hasan, Muhasebe Denetimi, 2. Baskı, Gazi Kitabevi, 2005, Ankara. Şensoy, Necdet, “UFRS’deki Değerleme Ölçüleri”, V. Muhasebe Uygulamaları ve Vergi Mevzuatı Sempozyumu, 2006, Antalya. Türkiye Muhasebe Standartları, TMSK Yayınları-1, 2007, Ankara. Vergi Usul Kanunu, Kanun No: 213, 1961. VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 31 KURUMLAR VERGİSİ BEYANNAMESİ ÜZERİNDE TİCARÎ BİLÂNÇODAN KURUMLAR VERGİSİ MATRAHINA GEÇİŞ TABLOSU Cemalettin TURAN Yeminli Mali Müşavir DENET YMM. A.Ş. MSUGT’ne Göre Çıkarılmış Ticari Bilânçodan Hareketle K.V. Matrahına Geçiş I. ADIM: TİCARİ BİLÂNÇO SONUCU 29 Ticarî Bilânço Kârı veya 30 Ticarî Bilânço Zararı (-) II. ADIM: İLAVELER (+) 31 Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler (+) • KVK Md.11’de yazılı KKEG’ler a) Öz sermaye üzerinden ödenen veya hesaplanan faizler Örtülü sermaye üzerinden ödenen ve hesaplanan faiz, kur b) farkı ve benzeri giderler Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kac) zançlar d) Vergi ve para cezası ile gecikme zam ve faizleri Menkul kıymetlerin itibari değerlerinin altında ihracından e) doğan zararlar ve ödenen komisyonlar ve benzeri giderler Esas faaliyet konusu ile ilgili olmayan yat, kotra, tekne, uçak, f) helikopter giderleri ve amortismanları Kurumun kendisi, ortak, yönetici ve çalışanların suçlarından g) doğan tazminat giderleri h) Basın, TV, radyo yayınlarından doğacak tazminat giderleri Alkol, alkollü içki, tütün ve mamulleri reklam giderlerinin i) %50 si • KVK Md.5/3 e göre K.V.nden istisna edilen kazançlara ilişkin gider ve zararlar • MTVK Md.14 e göre I,III ve IV sayılı tarifede yer alan otomobil, yat, kotra, uçak ve helikopter motorlu taşıt vergileri • Tahakkuk ettirilmiş ancak henüz ödenmemiş SSK primleri VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 33 • Cari yıla gider yazılmış gelecek dönem giderleri • Cari yıla gider yazılmış geçmiş dönem giderleri • Belgesiz gider veya maliyet kaydedilen harcamalar (Binde beş götürü gider hakkı kullanımına esas olacak nitelikteki belgelendirilemeyen giderler dahil) • KVK Md.7 ye göre kontrol edilen yabancı kurum kazancı payı • KVK Md.10/1 e göre, gider yazılmış, ancak matrah varsa indirilebilecek olan ; a) Sponsorluk harcamaları b) Bağış ve yardımlar c) Eğitim ve sağlık tesisleri ile yurt inşaatı bağışları d) Kültür ve turizm amaçlı bağış ve yardımlar e) B.K.K. uyarınca doğal afetler için bağış ve yardımlar • Gelir yazılmaksızın öz kaynaklarda kayda alınan, ancak K.V. beyannamesi üzerinde indirim konusu yapılacağı için matraha eklenmesi gereken kârlar ; a) KVK Md.5/1-ç Emisyon primleri b) KVK Md.5/1-e Gayrimenkul, iştirak hissesi, kurucu ve intifa senetleri, rüçhan hakları satış kârlarının %75 lik kısmı • VUK Md.258-Mük. 298 değerleme hükümlerinden kaynaklanan KKEG’ler a) MSUGT/SPK alınan vadeli çekler ve senetsiz alacaklar reeskontu b) VUK md.285’e göre, alacak senetlerinin reeskont edilmesine karşın, reeskont edilmemiş borç senetleri için haricen hesaplanacak reeskont tutarı c) VUK md.281 ve 283’e göre vadesi gelmemiş mevduat ve alacaklar için haricen hesaplanacak işlemiş faizi ç) Kıdem tazminatı karşılığı d) Hisse senetleri değer düşüklüğü karşılığı Portföyünün en az %51’i Türkiye’de kurulmuş şirket hisselerinden oluşan yatırım fonları katılma belgelerinin değer düşüklüğü karşılığı dahil e) VUK md.323 dışında ayrılan şüpheli alacak karşılığı f) VUK md.274 şartlarını taşımayan emtia değer düşüklüğü karşılığı g) VUK md.278 ve 267 şartlarına uymayan kıymeti düşen mal karşılığı 34 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO h) VUK md.288’e göre ayrılan karşılıklar (devam eden toplu iş sözleşmesi ile ilgili olanlar hariç) ı) Gider yazılmış bulunan VUK md.270’e göre gayrimenkul maliyetine girmesi gereken giderler i) Gider yazılmış bulunan VUK md.272’ye göre gayrimenkul maliyetini arttırıcı nitelikteki giderler j) Gider yazılmış olan emtia alımı ile ilgili finansman giderleri k) Gider yazılmış olan yatırımla ilgili finansman giderleri l) Gider yazılmış olan hisse senedi alımı ile ilgili finansman giderleri m) VUK’na uygun olmayan amortisman gideri fazlası • Diğer KKEG’ler a) Çalınan mal veya paralarla ilgili zararlar b) Birim başına yüksek değer taşıyan, firmanın faaliyet hacmi ve konusu ile ilgili olmayan, faaliyet hacmi ile mütenasip bulunmayan ve kimin için yapıldığı bilinemeyen, temsil, ağırlama, promosyon ve seyahat giderleri c) KKEG’lere ilişkin indirimi kabul edilmeyen KDV ç) Ticari kazancın elde edilmesi ile ilgisi bulunmayan giderler d) İhmal edilen faiz tahakkukları (Örtülü kazanç dağıtımı mahiyetinde olup muhasebeleştirilmemiş ortak cari hesabı vb. faiz gelirleri) e) SPK mevzuatı gereği Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden değerlenen döviz cinsiden borçlarla ilgili döviz satış-döviz alış kur farkı gideri. f) Amortismana tabi olmayan aktif kıymetlerin düzeltilmiş değerinin satılmasından doğan zararın 31.12.2003 bilançosu enflasyon düzeltmesinden kaynaklanan düzeltme farkına tekabül eden kısmı. 32 Önceki Yıl Ayrılan Finansman Fonu (+) III. ADIM: ZARAR OLSA DAHİ İNDİRİLECEK İSTİSNA VE İNDİRİMLER (-) • KVK Md.5/(1) de yazılı istisna ve indirimler (-) 33 a) İştirak kazançları (-) 34 b) Yurtdışı iştirak kazançları (-) 35 c) Tam mükellef A.Ş. lerin yurtdışı iştirak hisseleri satış kârı (-) 36 ç) Emisyon prim kazancı (-) 37 d) Yatırım fon ve ortaklıklarının kazançları (-) 1. Menkul kıymetler yatırım fon ve ort. portföy işletmeciliği kazançları VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 35 2. Portföyü altın ve kıymetli madene dayalı yatırım fon ve ortaklıklarının portföy işletmeciliği kazançları 3. Girişim sermayesi yatırım fon ve ortaklıklarının kazançları 4. Gayrimenkul yatırım fonları ve ortaklıklarının kazançları 5. Emeklilik yatırım fonlarının kazançları 6. Konut finansmanı fonları ile varlık finansmanı fonlarının kazançları 38 e) En az 2 yıl aktifte olan taşınmaz ve iştirak hisseleri ile kurucu ve intifa senetlerinin ve rüçhan haklarının satışından doğan kazancın %75’i (-) 39 f) Bankalara veya TMSF’ye borçlu durumda olan senetlerinin ve rüçhan haklarının kurumların taşınmaz veiştirak hisseleri ile kurucu ve intifa banka veya fona devrinden doğan kazançların %100’ü ile bankaların bu şekilde elde ettikleri değerlerin satışından doğan kazançlarının %75’i (-) 40 g) Yurtdışı şube kazançları (-) 41 h) Yurtdışı inşaat ve onarma işlerinden sağlanan kazançlar(-) 42 I) Egitim ve öğretim kurumları ve rehabilitasyon merkezlerinin ilk 5 yıllık kazançları (-) • Başka Kanunlarda yer alan istisnalar (-) 43 a) Serbest bölgelerde elde edilen kazançlar (-) (3218 s.k. Geç. Md.3/a) 44 b) Teknoloji geliştirme bölgelerinde elde edilen kazançlar (-) (4691 s.k. geç. Md.2) 45 c) Türk uluslar arası gemi siciline kayıtlı gemilerin işletilmesi ve devrinden elde edilen kazançlar (-) (4490 s.k.) 46 • Diğer İndirimler (-) a) MSUGT/SPK Gelir yazılmış verilen vadeli çekler ve senetsiz borçlar reeskont faiz geliri (-) b) Önceki dönem KKEG olarak vergilenmiş olan alınan vadeli çek ve senetsiz alacak reeskontu iptal geliri (-) c) VUK’a uygun olmayan reeskont iptalleri (-) ç) Önceki dönem KKEG olarak vergilenmiş olan ( konusu kalmayan) karşılıklar iptal geliri (-) - Kıdem tazminatı karşılığı iptali - Tahmini şüpheli alacak karşılığının iptali - Ticari olmayan şüpheli alacak karşılığının iptali - Menkul kıymet değer düşüklüğü karşılığının iptali - Emtia değer düşüklüğü karşılığı iptali d) Fiilen ödenmediği için önceki dönem KKE olarak vergilenen SSK priminden cari yılda ödenen tutar (-) e) Reel olmayan finansman giderinin (ROFM) itfa edilmemiş kısmı (-) 36 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO f) Vergi anlaşması uyarınca vergi dışı gelirler (-) g) VUK’a göre gelir sayılmayan gelir tahakkukları (-) h) Genel kurul kararıyla kapanan hesap dönemiyle ilgili olarak personele verilen temettü ikramiyesi (-) i) GVK 41/1 İhracat, yurtdışı inşaat, onarma, montaj ve taşımacılıkla ilgili matraha eklenen belgesiz KKEG’lerin binde 5’i (-) j) Sair vergi dışı gelirler (-) k) SPK mevzuatı gereği Merkez Bankası Döviz Satış Kuru üzerinden değerlenen döviz üzerinden borçlarla ilgili döviz satış-döviz alış kuru farkının önceki dönemde KKEG olarak matraha eklenen kısmı IV. ADIM: GEÇMİŞ YILLAR ZARAR MAHSUBU (-) 51 - Diğer geçmiş yıl zararı (-) 52 - İstisnadan yararlanan geçmiş yıl zararı (-) 53 - Mahsup Edilecek Toplam Geçmiş Yıl Zararları Toplamı (-) V. ADIM: KAZANCIN BLUNMASI HALİNDE İNDİRİLECEK İSTİSNA VE İNDİRİMLER (-) 55 Risturnlar KVK Md.5/1-i (-) 56 AR-GE İndirimi KVK Md.10/1-a (-) - Geçen dönemden kalan - Bu dönem harcamalarından hesaplanan 57 Sponsorluk Harcamaları KVK Md.10/1-b (-) 58 Bağış ve yardımlar KVK Md.10/1-c (-) 59 Eğitim ve sağlık tesisleri, yurt inşaat harcama ve bağışları KVK Md.10/1-ç (-) 60 Kültür ve Turizm amaçlı harcamalar ve bağışlar KVK Md.10/1-d 61 BKK uyarınca doğal afetler dolayısıyla yapılan bağışlar KVK Md.10/1-e (-) 62 Gerçekleşen Yatırım İndirimi (-) - Önceki yıllarda yapılan harcamalar nedeniyle yeni hükümlere göre (GVK mülga 19) hak kazanılan yatırım indiriminden bu döneme devreden ÜFE ile endekslenmiş yatırım indirimi - Önceki yıllarda yapılan harcamalar nedeniyle eski hükümlere göre (GVK mülga Ek 1-6 ) hak kazanılan yatırım indiriminden bu döneme devreden Yeniden değerleme oranında endekslenmiş yatırım indirimi - Cari yılda yeni hükümlere göre yapılan yatırım harcamalarından doğan - Cari yılda eski hükümlere göre teşvikli yatırım harcamalarından doğan 63 Öngörülen Yatırım İndirimi (-) VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 37 65 Diğer İndirimler (-) VI. ADIM: DÖNEM SAFİ KURUM KAZANCI (KV MATRAHI) 67 Dönem Safi Kurum Kazancı (KV Matrahı) 38 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO VI ‹kinci Oturum MUVMS . V Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Baflkan Prof. Dr. fiükrü KIZILOT Gazi Üniversitesi TMS 12 Gelir Vergileri Standard› Uygulamas› ve Vergi De¤eri ile Muhasebe De¤eri Aras›ndaki Farkl›l›klar›n›n Analizi Konuflmac› Dr. Ahmet KAVAK YMM - PricewaterhouseCoopers Vergi Direktörü Transfer Fiyatlamas› ve Örtülü Kazançlar Uygulamalar›n›n TMS ve Vergi Uygulamalar› Aç›s›ndan Karfl›laflt›r›lmas› Konuflmac› Mehmet YAfiAR Gelir ‹daresi Grup Baflkan› TMS 12 GELİR VERGİLERİ STANDARDI UYGULAMASI VE VERGİ DEĞERİ İLE MUHASEBE DEĞERİ ARASINDAKİ FARKLILIKLARIN ANALİZİ Dr. Ahmet Kavak Yeminli Mali Müşavir Pricewaterhouse Coopers Vergi Direktörü I. GİRİŞ İçinde bulunduğumuz yüzyılda globalleşme her alanda olduğu gibi, yatırım ve sermaye hareketlerinde de hız kesmeden süregelmekte ve bunun tabii sonucu olarak da işletmelerin mali tablolarının belirli standartlarda düzenlenmesi ve sunulması önem arz etmektedir. Bu cümleden olarak yirminci yüzyılın başlarından itibaren Anglo Saxon ülkelerdeki muhasebe mesleğinin bağımsız olarak örgütlenme yaklaşımı bütün dünyada kabul görmüş ve bu bağlamda Uluslararası Muhasebe Standartları (UMS), bir yandan Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde uygulamaya konulurken, diğer yandan dünyanın birçok ülkesinde de uygulamaya konulmuştur. Söz konusu UMS Türkiye’de öncelikle borsaya kayıtlı şirketler ile bankalar ve sigorta şirketleri tarafından uygulanmaya başlamış ve bu standartlar Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu (TMSK) tarafından aynen kabul edilerek Türkiye Muhasebe Standartları (TMS) olarak yayımlanmış ve 31.12.2005 tarihinden sonraki hesap dönemlerinde uygulanması öngörülmüştür. Hemen belirtelim ki, ülkemizden borsaya kayıtlı şirketler, bankalar ve sigorta şirketleri dışında kalan şirketlerin tamamına yakını Tek Düzen Muhasebe Sistemine göre muhasebe kayıtlarını tutmakta ve mali tablolarını buna göre düzenlemekte ve ticari karından hareketle mali kara ulaşarak, bu mali kar üzerinden ödenecek kurumlar vergisini hesaplamaktadır. Bu hesaplama sırasında yani, ticari ve mali karın hesabında, vergiden istisna edilmiş gelirler ve kanunen kabul edilmeyen giderlerin neden olduğu sürekli farklar dikkate alınmakta ancak dönemsellik ilkesi gereğince ortaya çıkan geçici farkların vergi etkisi dikkate alınmamaktadır. Bu sempozyumda ticari ve mali kar arasında dönemsellik gereği oluşan geçici farkların vergi etkilerinin hesaplanması ve mali tablolara yansıtılması zorunluluğunu getiren “TMS 12 GELİR VERGİLERİ” standardı tarafımdan ele alınarak uygulaması ve vergi değeri ile muhasebe değeri arasındaki farklılıkların analizi yapılmaya çalışılacaktır. Bu çalışma sırasında öncelikli olarak TMS 12’ in amacı, kapsamı ve bu standarda yer verilen kavramların tanımı üzerinde yeterli açıklamalar yapılacak ve ticari kar ile mali karın hesaplanmasında dönemsellik gereği VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 41 oluşan sürekli ve geçici farkların nelerden ibaret olduğu belirtilecek ve bunların vergi etkileri örneklerle hesaplanarak kayıtlara alınması ve mali tablolarda sunulması sonrasında genel bir örnek yardımıyla çalışmalarımız sonlandırılacaktır. II. TÜRKİYE MUHASEBE STANDARDI 12’ İN AMACI Bu standardın amacı, kurum kazancı üzerinden hesaplanan vergilerin muhasebeleştirilerek finansal tablolara yansıtılmasına ilişkin esasları belirlemektir. Kurum kazancı üzerinden hesaplanan vergilerinin muhasebeleştirilmesinde en önemli husus cari ve gelecek dönemlere ait vergisel sonuçların belirlenmesidir. Bir işletme, mali tablosunda yer alan varlıkların, defter değeri kadar fayda sağlayacağını, borçların ise defter değeri kadar ödemeye sebep olacağını bekler. Eğer varlıklar defter değeri kadar fayda sağlamazsa ve mali tablolarda gözüken borç defter değeri kadar ödemeye neden olmazsa, ortaya çıkan ertelenmiş vergi yükümlülüğünü ya da ertelenmiş vergi varlığını muhasebeleştirilmesi gerekir. Bu standardın asıl amacı da mali kar ile ticari kar arasında ortaya çıkan ve ertelenen vergi etkisi yaratan geçici farklardır. Bu farkların neden olduğu vergi etkilerinin hesaplanması durumunda dönem net kar veya zarar tutarının daha gerçekçi olarak hesaplanmasına ve ortaklara dağıtılacak karın doğru olarak belirlenmesine neden olacaktır. Bu işlemler ayrıca, piyasadaki kişi ve kuruluşların, işletmelerin kârlılığı hakkında doğru ve güvenilir bilgi edinmelerine ve işletmelerin geleceği konusunda sağlıklı karar vermelerine de katkı sağlayacaktır. III. TÜRKİYE MUHASEBE STANDARDI 12’ İN KAPSAMI Bu standart temelde, a. İşletmelerin yerli ve yabancı vergi mevzuatı çerçevesinde vergilendirilebilir kurum kazançları üzerinden hesaplanan vergiler, b. İştirak, bağlı ortaklık ve müşterek yönetime tabi teşebbüslerin kar dağıtımına bağlı olarak kaynakta kesinti yolu ile ödenen vergiler, hakkında uygulanır. Buna göre, TMS 12 standardı, yalnızca kurumlar vergisine tabi bulunan anonim şirketler, limited şirketler, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler ve ortak dışı işlem yapan kooperatifler ile tüketim ve taşımacılık kooperatifleri için uygulanacaktır. Dolayısı ile tek şahıs işletmeleri ile kollektif ve adi şirketler hakkında, gelirin şahsiliği prensibine göre ödenecek 42 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO gelir vergisinin şahsı ilgilendirmesi nedeniyle, bu standardın uygulanması söz konusu olmayacaktır. Ayrıca bu standart devlet teşviklerinden veya yatırımlara ilişkin vergi avantajlarından kaynaklanan zamanlama farklarının muhasebeleştirilmesi ile ilgili düzenlemeleri de içermektedir. IV. TÜRKİYE MUHASEBE STANDARDI 12’ DE YER ALAN KAVRAMLAR TMS 12 standardının uygulanabilmesini kolaylaştırmak için bu standartla Türk muhasebe literatürüne bir kısım yeni kavramlar getirilmiş olup, bu kavramlar aşağıda örnekler yardımıyla açıklanmaya çalışılmıştır. Muhasebe Karı (Muhasebe Zararı): Muhasebe kayıtlarında yer alan vergiden önceki dönem karını (zararını) ifade eder. Tek düzen hesap planına göre 690 Dönem Karı ve Zararı Hesabının bakiyesi olup, ticari kar veya zarar kavramı ile eş anlamlıdır. Vergiye Tabi Kar (Mali Zarar): Vergi mevzuatı kapsamında bir hesap dönemi için tespit edilen ve üzerinden kurumlar vergisi ödenen karı (zararı) ifade eder. Ticari kar veya zarara kanunen kabul edilmeyen giderlerin eklenmesi ve indirimler ile istisnaların düşülmesi sonucunda ulaşılan kar veya zarardır. Vergi Gideri: Cari dönemin vergi gideri ile ertelenmiş vergi giderini ifade eder. Vergi Geliri: Cari dönemin vergi geliri ile ertelenmiş vergi gelirini ifade eder. Ertelenen Vergiler Gider Etkisi: Dönemde meydana gelen vergilendirilebilir geçici farkların (VGF) vergi etkisi ile dönemde ortadan kalkan indirilebilir geçici farkların (İGF) vergi etkisini ifade eder. Ertelenen Vergiler Gelir Etkisi: Dönemde meydana gelen indirilebilir geçici farkların (İGF) vergi etkisi ile dönemde ortadan kalkan vergilendirilebilir geçici farkların (VGF) vergi etkisini ifade eder. Dönem Vergisi: Dönemin vergiye tabi kurum kazancı (mali karı) üzerinden ödenecek kurumlar vergisini ifade eder. Geçici Farklar : Bir varlığın veya borcun (yükümlülüğün) bilançodaki muhasebe değeri (MD) ile bunların vergi açısından taşıdıkları vergi değeri (VD) arasındaki farkları ifade eder. Geçici farklar aşağıda belirtildiği üzere iki şekilde olabilir. VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 43 a. Vergiye Tabi Geçici Farklar (Vergilendirilebilir Geçici Farklar) (VGF): Varlığın kayıtlı değeri işletme tarafından geri kazanıldığı veya yükümlüğün vadesi gelip ödendiği dönemlerde mali kar/zararın tespitinde vergi matrahına dahil edilecek geçici farklardır. b. İndirilebilir Geçici Farklar (İGF): Varlığın kayıtlı değeri işletme tarafından geri kazanıldı veya yükümlüğün vadesi gelip ödendiği dönemlerde mali kar/zararın tespitinde vergi matrahından indirilecek geçici farklardır. Ertelenmiş Vergi Borçları (Ertelenmiş Vergi Yükümlülükleri) (EVY): Vergiye tabi geçici farklar (VGF) nedeniyle gelecek dönemlerde ödenecek kurumlar vergisi tutarını ifade eder. Bu tutarlar gelecek dönemlerin kurum kazancı üzerinden hesaplanan kurumlar vergisine ilave edilecek tutarlardır. Ertelenmiş Vergi Alacakları (Ertelenmiş Vergi Varlıkları) (EVV): İndirilebilir geçici farklar (İGF) ve gelecek dönemlere devreden kullanılmamış mali zararlar ile delecek dönemlere devreden kullanılmamış vergi indirim ve istisnalar nedeniyle gelecek dönemlerde ödenecek kurumlar verginden indirilecek kurumlar vergisi tutarını ifade eder. Kurum kazancının yetersizliği nedeniyle ilgili dönemlerde indirilemeyen ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun geçici 69'uncu maddesinde yer verilen yatırım indirimi istisnası ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 10/1-a maddesinde yer alan Ar-Ge indirimi ve beş yılı geçmeyen mali zararların gelecek dönemlerde elde edilen kurum kazancından indirilerek, indirilen tutara isabet eden kurumlar vergisinin ödenmemesi sağlanmış olmaktadır. Vergiye Esas Değeri (VD) : Vergi düzenlemeleri kapsamında bir varlık veya yükümlülükle ilgili gelecek dönemlerde vergi matrahını etkileyecek tutarlardır. Buna göre; Bir varlığın vergi değeri (vergi matrahına dahil edilecek tutarı): Gelecekte bu varlıkla ilgili vergilendirilebilir ekonomik faydalar dolayısıyla vergi matrahından indirilebilir tutardır. Bu ekonomik faydaların gelecekte vergi matrahına dahil edilmemesi durumunda varlığın kayıtlı değeri vergiye tabi değerine eşittir. Bir yükümlülüğün vergi değeri: Yükümlülüğün kayıtlı değerinden gelecek dönemlerde söz konusu yükümlülük kapsamında vergilendirme bakımından indirilebilecek tutarın düşülmesiyle elde edilen tutardır. Peşin tahsil edilen gelirlerden kaynaklanan yükümlülüğün vergi değeri, yükümlülüğün kayıtlı değerinden gelecek dönemlerde vergiye tabi olmayacak kısmının indirilmesiyle bulunan tutardır. 44 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO Vergi mevzuatının daha sonraki bir tarihte bir gider olarak kabul edeceği bazı tutarlar bu standart uyarınca hazırlanmış finansal tablolarda bir varlık veya yükümlülük olarak yer almayabilir. Bu gibi durumlarda, vergiden indirilecek tutar ile ilgili varlığın bilançodaki kayıtlı değeri arasındaki fark indirilebilir geçici farkları oluşturmakta olup, bununla ilgili tutar ertelenmiş vergi varlığı olarak finansal tablolara alınır. Konsolide finansal tablolarda, geçici farklar, konsolide finansal tablolardaki varlık ve yükümlülüklerin kayıtlı değerlerinin, ilgili vergi değerleriyle karşılaştırılması suretiyle tespit edilir. İlgili vergi değerinin tespitinde, konsolidasyona dahil işletmelerin vergi beyannamelerini verdikleri ülkelerin mevzuatı dikkate alınır. Konuyu örnekler yardımıyla tekrar etmek yerinde olur sanırsam. Buna göre; Örnek 1. Faiz alacaklarının bilanço değeri 250.- YTL’dir. Faiz geliri tahsil esasına göre vergilendirilecektir. Vergi değeri nedir? - Faiz gelirinin vergi değeri (250.- – 250.-) = 0’ dır. Bu tutar gelecekte matraha eklenecektir. Örnek 2. Ticari alacakların bilanço değeri 1.500.- YTL’dir. Ticari alacağı oluşturan gelir vergiye tabi karın tespitinde dikkate alınmıştır. Bu alacağın vergi değeri nedir? - Ticari alacağı oluşturan gelir vergilendirilebilir karın içinde olduğu için vergi değeri 1.500.- YTL’dir. Örnek 3. Bir makinesinin maliyet değeri 175.000.- YTL’dir. Bu makine için bu güne kadar 25.000.- YTL tutarında amortisman ayrılmıştır. Vergi değeri nedir? - Bu makinenin vergi değeri (175.000.- – 25.000.-) = 150.000.- YTL’dir. Birikmiş amortisman önceki ve cari dönemde gider yazılmıştır ve net defter değeri de ileriki dönemlerde gider yazılacaktır. Bu makinenin yarattığı satış geliri de vergilendirilecektir. Örnek 4. Yapılan 500.- YTL’lik gider tahakkuku vergi hesaplamasında indirilmemiş yani kanunen kabul edilmeyen gider (KKEG) olarak dikkate alınmış olması durumunda, bu yükümlülüğün vergi değeri nedir? - Bu yükümlülüğün vergi değeri (500.- – 500.-) = 0’dır. Zira 500.- YTL gelecekte vergi matrahından indirilecektir. Örnek 5. Kredi borcunun defter değeri 375.- YTL olup, kredi borcunun geri ödenmesinde herhangi bir vergisel sonuç doğmayacaktır. Bu durumda kredinin vergiye esas değeri nedir? - Kredinin vergi değeri defter değerine eşittir. Yani 375.- YTL’dir. VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 45 Örnek 6. Bir bağlı ortaklıktan tahsil edilecek temettünün defter değeri 2.000.- YTL olup, bu tutar temettü geliri işletmede vergiye tabi değildir. Bu temettü alacağının vergi değeri nedir? - Temettü geliri vergilemede indirim olarak dikkate alınacağından vergiye esas değeri 2.000.- YTL’dir. Örnek 7. Kısa vadeli borçlar, defter değeri 300.- YTL olan tahakkuk ettirilmiş giderleri içermekte olup, vergi hesaplamasında gider olarak dikkate alınmıştır. Vergiye esas değeri nedir? - Tahakkuk ettirilmiş giderin vergiye esas değeri 300.- YTL’dir. Örnek 8. Finansal alacak olarak kaydedilmiş bulunan verilen bir borcun muhasebe değeri 400.- YTL olup, geri tahsil edildiğinde vergisel herhangi bir sonuç doğurmayacaktır. Bu alacağın vergi değeri nedir? - Bu alacağın vergi değeri 400.- YTL’dir ve muhasebe değerine eşittir. Örnek 9. Kısa vadeli borçların muhasebe değeri 250.- YTL olup, tahakkuk ettirilmiş vergi ziyaı cezası ve gecikme faizini içermektedir. Bu borcun vergi değeri nedir? - Tahakkuk ettirilen vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi ticari kar/zarar hesabında gider olarak yazılsa bile mal kar/zarar hesabında KKEG olarak dikkate alınacaktır. Bu nedenle bu borcun vergi değeri 250.-YTL olacaktır. Örnek 10. 2008 yılı içinde yapılan 2.500.-YTL geliştirme gideri aktifleştirilmiş ve takip eden yıllarda ticari kar/zararı hesabında amortismana tabi tutularak giderleştirilecek ise de, bu giderin tamamı 2008 yılı vergi karın tespitinde indirilmiştir. Bu giderin vergi değeri nedir? - İlgili geliştirme giderinin tamamı 2008 yılı vergi hesabında giderleştirilmiş olduğu için vergiye esas değeri sıfırdır. V. TİCARİ KAR İLE MALİ KAR ARASINDA OLUŞAN FARKLAR İşletmelerin Türk Muhasebe Standartlarına (TMS) göre hesaplamış oldukları vergi öncesi kar/zarar (ticari kar/zarar) ile vergi mevzuatı dikkate alınarak hesaplamış oldukları mali kar/zarar arasında genel olarak bir kısım farklılıklar meydana gelmektedir. Bu farklılıkların nedeni muhasebeleştirme ve ölçümlemelerden kaynaklanır ve bu farkların bir kısmı süreklilik arz ederken bir kısım farklar ise geçici farklardır. A. SÜREKLİ FARKLAR Süreklilik arz eden farklar vergi mevzuatına göre mali karın tespitinde hiçbir zaman kabul edilmeyen giderler ile hiçbir zaman vergilendirilmeyecek gelirlerden kaynaklanır ve bu farklar sonraki dönemlerde ortadan kalkması söz konusu olmadığından gelecek dönemlerin vergi gelir ve giderini etkilemez, dolayısıyla ertelenmiş vergi varlığı veya ertelenmiş vergi yükümlülüğü oluşturmaz. Bunun içindir ki sürekli faklar için herhangi bir muhasebesel işlem yapılmaz. 46 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO Bu gün için uygulanmakta olan vergi mevzuatımıza göre, mali karın tespitinde hiçbir zaman gider olarak indirilmesi kabul edilmeyen giderler (KKEG) ile hiçbir zaman vergilendirilmesi söz konusu olmayan gelirler (istisnalar) ilgili vergi kanunu ve madde numaraları ile aşağıda belirtilmiştir. a. Sürekli Farklılık Yaratan Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler; - 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 41’ inci maddesinde yer alan giderler. - 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 8’ inci maddesinde sayılan giderler. - 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 58’ inci maddesi hükmü uyarınca indirim konusu yapılabilen katma değer vergisi. - 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 30/d maddesi hükmü gereğince Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunu kapsamında kazancın tespitinde gider olara indirimi kabul edilmeyen yani kanunen kabul edilmeyen giderler için ödenen katma değer vergisi. - 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun 14’ üncü maddesinde yazılı taşıtların motorlu taşıt vergileri. - 6802 sayılı Gider Vergiler Kanununun 39’ uncu maddesi kapsamında ödenen özel iletişim vergileri. - 5602 sayılı Şans Oyunları Hasılatından Alınan Vergi Fon ve Payların Düzenlenmesi Hakkında Kanununun 6’ıncı maddesine istinaden ödenen şans oyunları vergisi. b. Sürekli Farklılık Yaratan Gelirler (İstisnalar); - 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 5’ inci maddesinde yer alan ve kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlar. - 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununun geçici 3’ üncü maddesi yer alan ve kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlar. - 4490 sayılı Türk Uluslar arası Gemi Sicili Kanununun 12’ inci maddesi kapsamında elde edilen ve kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlar. - 4691 sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunun geçici 2’ inci maddesi kapsamında elde edilen ve kurumlar vergisinden istisna edilen kazançlar. B. GEÇİCİ FARKLAR Geçici farklar iki ayrı durumda ortaya çıkar. 1. Gelir ve giderlerin doğma zamanı ile vergi mevzuatına göre tanınma zamanlarının farklı oluşuna bağlı olarak meydana gelen geçici farklar. Ki bu farklara zamanlama farkları da denilir. Bu farklar gelecek dönemlerde varlığın tahsili veya giderleşmesi veya borcun ödenmesi ya da gelir kaydedilmesi ile ortadan kalkarlar. Örneğin, kıdem tazminatı karşılığının ayrıldığı dönemde ticari karın tespitinde gider olarak yazmamıza rağmen mali karın tespitinde KKEG olarak dikkate alıyoruz ve kıdem tazminatının VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 47 ödendiği dönemde fark ortadan kalkmaktadır. Önceki dönemde indirimi kabul edilmediği için matraha ilave edilen karşılık gideri bir vergi varlığı yaratmakta, vergi yasalarınca indirilebilir duruma geldiğinde matrahtan düşülmektedir. Bir başka deyişle matraha ilave edildiği dönemde ödenen vergi, matrahtan indirildiği dönemde mahsup edilmektedir. Önceki yıllarda matraha ilave edilmesi nedeniyle peşin ödenen vergi niteliğindeki tutarlar, izleyen yıllarda matrahtan indirilebilir hale gelinceye kadar, bir vergi varlığı olarak nitelendirilir ve bu varlık bilanço aktifinde gösterilir. 2. Geçici farklar, zamanlama farlılıkları dışında aktif ve pasif kaleminin vergi yasalarına göre belirlenen değeri (vergi değeri) (VD) ile finansal tablolardaki muhasebe ilkelerine göre belirlenen değerinin (muhasebe değerinin) (MD) farklı oluşundan da kaynaklanabilir. Bir diğer değişle muhasebe standartları ve vergi yasaları arasında varlık ve kaynakların değerleme ölçülerinin aynı olmamasından kaynaklanan farklarda geçici farklardır. Geçici farklar neden kaynaklanmış olursa olsun belli bir zaman dilimi içerisinde kendiliğinden ortadan kalkmakta olup, söz konusu geçici farklar vergilendirilebilir geçici farklar (VGF) ve indirilebilir geçici farklar (İGF) olarak ikiye ayrılır. a. Vergilendirilebilir Geçici Farklar (VGF): Bilanço aktif kalemlerin muhasebe değerinin (MD), vergiye esas değerinden (VD) daha fazla olmasından (MD>VD) ortaya çıkan geçici farklarla, bilanço pasif kalemlerin muhasebe değerinin (MD) vergiye esas tutarından (VD) daha düşük olmasından (MD<VD) ortaya çıkan geçici farkların toplamıdır. Bir diğer ifade ile vergilendirilebilir geçici farklar (VGF); bir varlığın veya yükümlülüğün defter değeri (muhasebe değeri) (MD) ile vergi mevzuatı uyarınca belirlenen vergiye esas değeri (VD) arasında ortaya çıkan ve sonraki dönemlerde mali kar(zararın) hesabında dikkate alınan farklardır. Vergilendirilebilir geçici farklara ilişkin örneklere aşağıda yer verilmiştir. Örnek 1. 23 Temmuz 2007 tarihinde alınan 3 yıl vadeli özel sektör tahvili için 2.000.- YTL faiz elde edileceği hesaplanmış ve faiz geliri henüz tahsil edilmediği için de gelir tahakkukları hesabı 2.000.- YTL borçlandırılmıştır. Dönem sonu itibari ile bu hesabın muhasebe değeri 2.000.- YTL gözükürken, vergi değeri sıfır YTL olarak gözükür. Aradaki fark (2000.- - 0) = 2.000.- YTL vergilendirilebilir geçici fark olarak hesaplanır. Örnek 2. 5.000.- YTL’ye satın alınmış makine için muhasebe standartları gereğince %25 amortisman ayrılmıştır. Vergi kanunları ise amortisman oranını %33 olarak belirlemiş olsun. Bu durumda, makinenin net muhase- 48 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO be değeri (5.000.- – 1.250.-)= 3.750.- YTL iken, net vergi değeri (5.000.-1.650.-) =3.350.- YTL’dir. Makinenin muhasebe değeri, vergi değerinden yüksek olduğundan aradaki fark 400.- YTL vergilendirilebilir geçici fark olarak hesaplanacaktır. Örnek 3. 5.000.- YTL ödenerek yapılan geliştirme faaliyetleri önce aktifleştirilmiş ve dönem sonunda %20 amortismana tabi tutulmuştur. Vergiye tabi kar belirlenirken 5.000.- YTL’nin tamamı gider olarak kabul edilmiştir. Bu durumda, net değerler dikkate alındığında muhasebe değeri (5.000.- -1.000.-)= 4.000.- YTL iken, vergi değeri (5.000.- – 5.000.-) = 0 TYL çıkmaktadır. Muhasebe değeri ile vergi değeri arasındaki fark olan 4.000.- YTL ise vergilendirilebilir geçici olur. Örnek 4. 1.000.- YTL maliyetli duran varlık %50 oranında değer artışına tabi tutularak değeri 1.500.- YTL’ ya çıkartılmıştır. Vergi kuralları yeniden değerlemeyi kabul etmemektedir. Buna göre, duran varlığın muhasebe değeri 1.500.- YTL iken vergi değeri 1.000.- YTL olarak görünür. Aradaki 500.- YTL fark ise vergilendirilebilir geçici fark olarak belirlenir. Örnek 5. Peşin fiyatı 400.- YTL olan emtia aralık ayında vadeli olarak 600.- YTL satılmıştır. TMS göre 200.- YTL vade farkının gelecek yıla gelir kaydedilmesi gerekir. Bu durumda satışın muhasebe değeri 400.- YTL iken vergi değeri 600.- YTL olacaktır. Aradaki fark 200.- YTL vergilendirilebilir geçici farkı oluşturacaktır. Örnek 6. Araç satışından 2.000.- YTL kar sağlanmış ve bu tutar gelir olarak kayıtlara alınmayarak doğrudan yenileme fonu hesabına kaydedilmiştir. Muhasebe değeri 2.000.- YTL olup, vergi değeri sıfırdır ve vergilendirilebilir geçici fark tutarı 2.000.- YTL’dir. Vergilendirilebilir geçici farklar üzerinden hesaplanan vergiler, ertelenen vergi yükümlülükleri (EVY) olarak bilançoda gösterilir. Böylece muhasebe karı ile vergi karı arasındaki farkın neden olduğu etki bilançolara aktarılmış olur. b. İndirilebilir Geçici Farklar: Bilanço aktif kalemlerin muhasebe değerinin vergi değerinden küçük olması (MD<VD) durumunda ortaya çıkan geçici farklarla, bilanço pasif kalemlerin muhasebe değerinin vergi değerinden büyük olması (MD>VD) durumunda ortaya çıkan geçici farkların toplamıdır. Diğer bir ifade ile indirilebilir geçici farklar (İGF), bir varlığın veya bir yükümlülüğün kayıtlı değerinin geri kazanıldığı veya vadesi gelip ödendiği dönemlerde mali karın (mali zararın) hesaplanmasında vergi matrahını azaltacak geçici farklardır. VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 49 İndirilebilir geçici farklara ilişkin örneklere aşağıda yer verilmiştir. Örnek 1. Çalışmaya devam eden bir isçi için 2.500.- YTL yıllık kıdem tazminatı karşılığı ayrılmıştır. Ayrılan kıdem tazminatı karşılığın muhasebe değeri 2.500.- YTL’ dir. Ancak ödeme henüz yapılmadığı için bu karşılığın vergi değeri sıfır olarak kabul edilir. Bu durumda aradaki fark (2.500.- 0)= 2.500.- YTL indirilebilir geçici fark olarak belirlenir. Örnek 2. Vadesinde ödenmeyen 500.- YTL’lik alacak için 500.- YTL şüpheli alacak karşılık ayrılmıştır. Ancak bu alacak için henüz ihtar çekilmemiştir. Bu durumda, ayrılan karşılığın muhasebe değeri 500.- YTL iken vergi değeri sıfırdır. Aradaki fark (500.- - 0)= 500.- YTL indirilebilir geçici farkı oluşturur. Örnek 3. 1.200.- YTL maliyetli emtia, moda değişmesi nedeni ile piyasa değerinin 800.- YTL’ye düştüğü belirlenmiştir. Ancak, vergi kuralları gereğince takdir komisyonundan değer tespiti yapılmadığı için ayrılan karşılık vergi idaresince kabul edilmemektedir. Buna göre, ayrılan karşılığın muhasebe değeri 400.- YTL iken, vergi değeri sıfır olduğundan arada oluşan (400.- - 0)= 400.- YTL fark indirilebilir geçici farktır. Örnek 4. Bir işletme garanti giderleri karşılığı olarak 7.500.- YTL tahakkuk ettirerek muhasebeleştirmiş ve bu karşılık tutarını ticari kar/zarar hesabında gider olarak indirmiştir. Garanti giderleri vergi matrahında ödenmesi koşulu ile indirilmesi mümkün bulunmaktadır. Bu durumda ayrılan karşılığın muhasebe değeri 7.500.- YTL olmasına rağmen vergi değeri sıfır olduğundan ileride ödendiğinde vergi matrahından indirilecek geçici fark (7.500.- - 0)= 7.500.- YTL olacaktır. İndirilebilir geçici farklar üzerinden hesaplanacak vergiler ertelenen vergi varlığı (alacağı) (EVV) olarak bilançoda yer vermek suretiyle, muhasebe karı ile vergi karı arasındaki farkın neden olduğu etki bilançoda gösterilmiş olur. VI. ERTELENMİŞ VERGİ YÜKÜMLÜLÜĞÜ (EVY) ve ERTELENMİŞ VERGİ VARLIĞININ (EVV) ÖLÇÜLMESİ YANİ HESAPLANMASI Ertelenmiş vergi, vergilendirilebilir geçici farklar nedeniyle ilerideki dönemlerde ödenecek veya indirilebilir geçici farklar nedeniyle ilerideki dönemlerde indirim konusu yapılacak kurumlar vergisi tutarıdır. 50 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 1. Ertelenmiş Vergi Yükümlülüğünün Ölçülmesi/Hesaplanması: İşletmelerin vergilendirilebilir geçici farkları (ki bunlar aktif kalemlerin / varlıkların muhasebe değeri > vergi değeri ve pasif kalemlerin / yükümlülüklerin muhasebe değeri < vergi değeri olduğu durumlar) (VGF) üzerinden, vergilendirme döneminde geçerli olacak vergi oranı dikkate alınarak yapılan hesaplamada ilerideki dönemde ödenmesi gereken kurumlar vergi farkına ertelenmiş vergi yükümlülüğü (EVY) denir ve şu formül yardımıyla hesaplanır. Ertelenmiş Vergi Yükümlülüğü = Vergilendirilebilir Geçici Farklar x Dönemde Geçerli Olacak Vergi Oranı Örnek 1. Maliyet bedeli 1.500.- YTL olan bir kumaş kesme makinesinin net değeri 1.000.- YTL olup, kayıtlardaki birikmiş amortismanı 900.- YTL’dir. Vergi oranı %20’dir. Ertelenmiş vergi yükümlülüğünü ne olacaktır? - Bu varlığın muhasebe değeri (MD) 2.000.- YTL. - Varlığın vergi değeri (VD) (3.000.- – 1.800.-) = 1.200.- YTL. - Aktif kalemin MD > VD olduğu için fark vergilendirilebilir geçici farkı (VGF) oluşturur ve tutar (2.000.- – 1.200.-) = 800.- YTL’dir. - Ertelenmiş vergi yükümlülüğü = Vergilendirilebilir geçici fark x Vergi Oranı olduğuna göre, ertelenen vergi yükümlülüğü (800.- x %20) = 160.YTL’dir. Bu tutar şirketin ilgili makineyi sattığında elde edeceği 800.- YTL geliri nedeniyle gelecekte ödeyeceği vergi tutardır. Örnek 2. Satılan bir varlık nedeniyle elde edilen 3.000.- YTL kar yenileme fonu hesabına kaydedilmiş ve henüz satılan varlık benzeri varlık alınmamıştır. Vergi oranı %20’dir. Ertelenmiş vergi yükümlülüğünü ne olacaktır? -Varlığın muhasebe değeri (MD) 3.000.- YTL. - Varlığın vergi değeri 0 YTL. - Pasif kalemin MD>VD olduğu için fark vergilendirilebilir geçici farkı (VGF) oluşturur ve tutar (3.000.- – 0) = 3.000.- YTL’dir. - Ertelenmiş vergi yükümlülüğü = Vergilendirilebilir geçici fark x Vergi Oranı olduğuna göre, ertelenen vergi yükümlülüğü (3.000.- x %20) = 600.YTL’dir. Bu tutar şirketin üç yıl içinde benzer varlığı almadığında kurum kazancına ekleyeceği 3.000.- YTL üzerinden gelecekte ödeyeceği vergi tutardır. 2. Ertelenmiş Vergi Varlığının Hesaplanması: İşletmelerin indirilebilir geçici farkları (ki bunlar aktif kalemlerin/varlıkların muhasebe değeri < vergi değer ve pasif kalemlerin/yükümlülüklerin muhasebe değeri > vergi değeri olduğu durumlar ile cari dönem karının yetersizliği nedeniyle indirilemeyen ve gelecek dönemlere taşınan mali zarar ile vergi indirim ve istisnaların olduğu durumlar) (İGF) üzerinden, VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 51 vergilendirme döneminde geçerli olacak vergi oranı dikkate alınarak yapılan hesaplamada ilerideki dönemde indirilecek (ödenecek kurumlar vergisinden mahsup edilecek) kurumlar vergi farkına ertelenmiş vergi varlığı (EVV) denir ve şu formül yardımıyla hesaplanır. Ertelenmiş Vergi Varlığı = İndirilebilir Geçici Farklar x Dönemin Vergi Oranı Ertelenmiş vergi varlığının işletmelerde hesaplanabilmesi için, işletmenin gelecekte kar elde etmesinin beklenmesi ve işletmenin bu vergi avantajından yararlanma olanağının bulunması gerekir. Örneğin vergi mevzuatımıza göre beş yıla ilişkin mali zararların izleyen dönemlerde vergi matrahından indirilmesi mümkündür. Ancak işletmenin zararın oluştuğu yılı takip eden beş dönem içinde kurum kazancı beklenmiyor ve herhangi bir vergi mükellefiyeti oluşmayacak ise, söz konusu mali zararlar için ertelenmiş vergi varlığı hesaplanması mümkün olmayacaktır. Örnek 1. İşletme bilançosunda TMS'ye göre 2.500.- YTL garanti yükümlülüğü nedeniyle karşılık ayırmıştır. Bu tutar ticari kar/zarar hesabında giderleştirmiş ise de vergi hesabında KKEG olarak dikkate alınmıştır. Garanti gider karşılığı nedeniyle ertelenen vergi varlığı hesaplanması gerekir mi? - Bu varlığın muhasebe değeri (MD) 2.500.- YTL. - Varlığın vergi değeri (VD) 0 YTL. - Pasif kalemin MD > VD olduğu için fark indirilebilir geçici farkı (İGF) oluşturur ve tutar (2.500 – 0) = 2.500.- YTL’dir. - Ertelenmiş vergi varlığı = İndirilebilir geçici fark x Vergi oranı olduğuna göre, ertelenen vergi varlığı (2.500.- x %20) = 500.- YTL’dir. Bu tutar şirketin ilgili garanti yükümlülüğünü yerine getirdiği dönemin kurumlar vergisinden mahsup edeceği vergi tutardır. Örnek 2. Kurum 2007 yılını 150.000.- YTL mali zararla kapatmıştır. Bu zarar tutarı gelecek yıllarda kurum kazancından indirilebilecektir. Ertelenmiş vergi varlığının hesaplanması gerekir mi? - Mali zararın gelecek dönemlerde elde edilmesi beklenen karın varlığı halinde indirilmesi söz konusu olduğundan bu tutar geçici farkı (İGF) oluşturur ve ertenmiş vergi varlığının (EVV) hesaplanmasını zorunlu kılar. - Ertelenmiş vergi varlığı = İndirilebilir geçici fark x Vergi oranı olduğuna göre, örneğimizde hesaplanan ertelenen vergi varlığı (!50.000.- x %20) = 30.000.- YTL. olacaktır. - Bu tutar kurumlar vergisi mali zararın indirildiği dönemin kurumlar vergisinden mahsup edilecektir. Ertelenmiş vergi yükümlülüğü (EVY) ile ertelenmiş vergi varlıkları (EVV) arasındaki olumlu fark (EVY>EVV) vergi giderini oluşturur. 52 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO Ertelenmiş vergi yükümlülüğü (EVY) ile ertelenmiş vergi varlıkları (EVV) arasındaki olumsuz fark ise ( EVY< EVV) vergi gelirini oluşturur. Dönemin vergi karşılığı tutarına vergi giderini eklemek veya vergi gelirlerini düşmek suretiyle de toplam vergi karşılığı hesaplanmış olur. Bu işlemler sonrasında ertelenmiş vergi, varlık ve yükümlülüklerin netleştirilerek bilançoda yer alması sağlanmış olur. Bu açıklamaları formüle edecek olursak aşağıdaki şekilde gösterebiliriz. Toplam Vergi Karşılığı = Dönem Vergi Karşılığı + ­ Toplam Vergi Gideri veya Toplam Vergi Karşılığı = Dönem Vergi Karşılığı -­ Toplam Vergi Geliri Toplam vergi karşılığını dönem ticari kazancından indirdiğimizde vergi sonrası ticari kazanca ulaşmış oluruz. Bir diğer ifade ile, Vergi Sonrası Ticari Kar = Ticari Kar – Toplam Vergi Karşılığı VII. ERTELENMİŞ VERGİ YÜKÜMLÜLÜĞÜ (EVY) ve ERTELENMİŞ VERGİ VARLIĞININ (EVV) MUHASEBELEŞTİRİLMESİ Buraya kadar yapmış olduğumuz açıklamaları özetlemek gerekirse, 12 No.lu Türkiye Muhasebe Standardı sadece yasal vergi karşılıklarını değil, aynı zamanda vergilendirilebilir geçici farkların ve indirilebilir geçici farkların vergi etkisinin hesaplanmasını ve dönem net karının buna göre belirlenmesinin gerekliliğini ortaya koymuş olmaktadır. Bu uygulamadan beklenen temel düşünce dönemimin performansını doğru ölçmek yani dağıtılabilecek net ticari karı doğru olarak tespit edilmesi sağlamaktır. Bu cümleden olarak; a. Bağlı ortaklıklar, şubeler, iştirakler ve iş ortaklıklarındaki yatırımlar ile ilgili olarak ortaya çıkan vergiye tabi geçici farklarda dahil olmak üzere bütün vergilendirilebilir geçici farklar için ertelenmiş vergi yükümlülüğünün muhasebeleştirilmesi zorunludur. Ancak aşağıdaki durumlarda meydana gelen geçici farklar için ertelenmiş vergi yükümlülüğü muhasebeleştirilmez. - Şerefiyenin ilk defa muhasebe kayıtlarına alınmış olması durumunda. - İşletme birleşmesi niteliğinde olmayan işlemler sonucunda oluşan bir varlık veya borcun ilk defa muhasebeleştirilmesi halinde. - Oluşumu hep ticari kar/zararı ve hem de mali kar/zararı etkilemeyen varlık ve yükümlülüğün ilk defa muhasebeleştirilmesi halinde. b. Vergisel açıdan indirilebilir gider niteliğindeki bütün geçici farklar için, ileriki dönemlerde bu giderlerin indirilmesine yetecek kadar vergiye tabi VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 53 gelirin oluşacağının muhtemel olması koşuluyla ertelenmiş vergi varlığının muhasebeleştirilmesi zorunludur. Ancak, aşağıdaki durumlarda meydana gelen geçici farklar için ertelenmiş vergi varlığı muhasebeleştirilmez. - İşletme birleşmesi niteliğinde olmayan işlemler sonucunda oluşan bir varlık veya borcun ilk defa muhasebeleştirilmesi halinde, - Oluşumu hep ticari kar/zararı ve hem de mali kar/zararı etkilemeyen varlık ve yükümlülüğün ilk defa muhasebeleştirilmesi halinde, Burada hemen belirtelim ki, geçici farkları yaratan işlemler ve olaylar kar veya zararda muhasebeleştirilmiş ise, bunlarla ilgili vergi etkileri de kar zararda muhasebeleştirilir. İşlemler veya olaylar özkaynaklarda muhasebeleştirilmiş ise bunların vergi etkileri de özkaynaklarda muhasebeleştirilir. Örnek: Bir işletme fabrikasında bulunun bütün makinelerini (maddi duran varlıklarını), yeniden değerlemeye tabi tutmuş ve yapılan yeniden değerleme sonucunda maddi duran varlıklarında 35.000.-YTL artış olmuştur. Bu artış tutarı maddi duran varlıklarda yeniden değerleme fonu hesabına alınmıştır. Söz konusu artış tutarı 35.000.-YTL gelecek dönemlerde vergilendirilecek geçici farkı oluşturduğundan, ertelenmiş vergi yükümlülüğü hesaplanacaktır. Kurumlar vergisi oranı %20’dir. Buna göre geçici farkı oluşturan olay özkaynaklarda muhasebeleştirileceğinden vergi etkisi de özkaynaklarda muhasebeleştirilecektir. Ertelenmiş Vergi Yükümlülüğü=Vergilendirilebilir Geçici Fark x Vergi Oranı formülüne göre ertelenmiş vergi yükümlülüğü (35.000.- x %20)= 7.000.- YTL’dir. --------------------------------/-------------------------------------253 Maddi Duran Varlıklar Hesabı 35.000.- 522 MDV Yeniden Değerleme Artış Hesabı 35.000.- -------------------------------/------------------------------------------------------------------------/---------------------------------------253 MDV Yeniden Değerleme Fonu Hesabı 483 Ertelenmiş Vergi Yükümlülüğü 7.000.7.000.- ------------------------------/------------------------------------------Yukarıda açıklanan söz konusu çalışmaların muhasebeleştirilmesinde “Dönem Karı Vergi ve Yasal Yükümlülükler Karşılıkları” hesabı yanında tek düzen hesap planında yeni hesaplan açılmadığı sürece mevcut hesap planında yer alan hesaplar kullanılacaktır. Buna göre alt hesaplarda açılacak hesaplarla ertelenmiş vergi yükümlülüğüne neden olan vergilendirilebilir geçici farkların vergi tutarları yasal vergi karşılıklarına ilave edilecek, buna karşın indirilebilir ertelenmiş vergi varlığına neden olan geçici farkların 54 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO vergi tutarları yasal vergi karşılıklarından indirilecektir. Böylelikle bilançolarda, vergi oranlarında dönemler itibariyle farklılık göstermediği sürece dönemsel olarak vergilendirilebilir farkların ve indirilebilir farkların birlikte hesap edilerek netleştirilmek suretiyle gösterilmesi mümkün olacaktır. Diğer taraftan ayni ülkede faaliyette bulunan işletmelerin konsolide bilançolarında da yukarıda belirtildiği gibi gerekli netleştirme yapılarak kayıtlara almak mümkün olacaktır. Ancak farklı vergi mevzuatına tabi uygulamaların olması durumunda vergilendirilebilir geçici farkların ve indirilebilir geçici farkların vergi etkilerinin ayrı ayrı gösterilmesi daha uygun olacaktır. Ertelenmiş verginin muhasebe kayıtlarına alınmasına yönelik kullanılan hesaplar açıcından kesin bir belirleme olmamakla birlikte bu konuda söz sahibi yazarların kullandığı hesapların kullanılması tercih edilmiştir. Bu hesaplar şunlardır. - 691 Dönem Karı Vergi ve Yasal Yükümlülükler Karşılığı Hesabı 691.10 Yasal Vergi Karşılığı 691.20 Ertelenmiş Vergi Yükümlülüğü Gider Etkisi 691.30 Ertelenmiş Vergi Varlığı Gelir Etkisi - 283 Ertelenmiş Vergi Varlığı - 483 Ertelenmiş Vergi Yükümlülüğü - 370 Dönem Karı Vergi ve Yasal Yük. Karşılığı Hesabı Ertelenmiş vergi yükümlülüğü ve ertelenmiş vergi varlıklarının muhasebe kayıtları ile bu kayıtlar sonucuna göre dönem net ticari karı örnekler yardımla aşağıda gösterilmiştir. Örnek 1. Ticari karı 20.000.- YTL olan bir işletmenin dönem sonu itibariyle yasal vergi karşılığı (kapanan dönemin mali karı üzerinden hesaplanan kurumlar vergisi) 14.500.- YTL ve ertelenmiş vergi yükümlülüğünün de, 500.- YTL’dir. ------------------------------------------ /-----------------------------------------691 Dönem Karı Vergi ve Yasal Yük. Karşılığı Hesabı 15.000. 691.10 Yasal Vergi Karşılığı 14.500. 691.20 Ertelenmiş Vergi Yüküm. Gider Etkisi 500.370 Dönem Karı Vergi ve Yasal Yük. Karşılığı Hs. 14.500.483 Ertelenmiş Vergi Yükümlülüğü 500.------------------------------------------/- ----------------------------------------Örnek 2. Ticari karı 20.000.- YTL olan bir işletmenin dönem sonu itibariyle yasal vergi karşılığı (kapanan dönemin mali karı üzerinden hesaplanan kurumlar vergisi) 14.500.- YTL ve ertelenmiş vergi varlığı da, 500.YTL’dir. VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 55 ----------------------------------------/-------------------------------------------691 Dönem Karı Vergi ve Yasal Yük. Karşılığı Hesabı 14.500. 691.10 Yasal Vergi Karşılığı 14.500.283 Ertelenmiş Vergi Varlığı 500.- 370 Dönem Karı Vergi ve Yasal Yük. Karşılığı Hs. 14.500. 691 Dönem Karı Vergi ve Yasal Yük. Karşılığı Hs. 500. 691.30 Ertelenmiş Vergi Varlığı Gelir Etkisi 500.------------------------------------------/- ----------------------------------------Örnek 3. Yukarıdaki işletmenin dönem net ticari karı, ertelenmiş vergi yükümlülüğü ile ertelenmiş vergi varlığının olduğu durum ile ertelenmiş verginin yanı ertelenmiş vergi yükümlülüğü ve ertelenmiş vergi varlığının olmadığı duruma göre üç ayrı şekilde aşağıdaki gösterilmiştir. Ertelenmiş Vergi Hesaplanmadığında Dönem Karı Vergi Karşılığı Net Kar Ertelenmiş Vergi Yük. Ertelenmiş Vergi Varlığı Hesaplandığında Hesaplandığında 20.000.- YTL 20.000.- YTL 20.000.- YTL (14.500.-) YTL (15.000.-) YTL (14.000.-) YTL 5.500.- YTL 5.000.- YTL 6.000.- YTL VIII. TMS 12 UYGULAMASINA YÖNELİK GENEL BİR ÖRNEK ÇALIŞMA 1.Hisse senetleri İMKB’de işlem gören Burçak A.Ş’nin 31.12.2007 tarihli bilançosu aşağıdaki gibidir. Aktif BURÇAK A.Ş.31.12.2007 Tarihli Bilançosu Pasif -------------------------------------------------------------------------------------------------Kasa 500.Satıcılar 150.000.Banka 1.500.D. Kısa Vad. Borçlar 30.000.Menkul Kıymetler 20.000.Kıdem Taz. Karşılığı 35.000.Alacaklar (Net) 70.000.D.Uzun Vad. Borçlar 2.600.Stoklar 90.000.Sermaye 175.000.Diğer Dön. Varlıklar 4.000.Yedek Akçeler 25.000.Maddi Duran Varlıklar 200.000.Dönem Karı 50.000.B. Amortismanlar (-) 20.000.M. Olmayan D. Var.(Net) 41.600.TOPLAM 547.600.TOPLAM 547.600. 2. Şirketin menkul kıymetleri toplamı 20,000.-YTL olup, bu toplama, 2,000.-YTL tutarındaki hisse senetleri değer artışı dahildir. Menkul kıymetlere dahil edilen değer artışı tutarı dönem sonunda gelir kaydedilmiştir. 3.Ticari alacaklar, reeskont işlemine tabi tutularak 10,000.- YTL’lik reeskont hesaplanmış ve gider kaydedilmiştir. 56 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 4. Şirket dönem sonunda, modası geçen stokları nedeniyle toplam 30,000.- YTL değer düşüklüğü karşılığı ayırmıştır. Bu tutar, vergi mevzuatı açısından kanunen kabul edilmeyen giderdir. 5. 2007 yılında satın alınan makine ve ekipmanların maliyet bedeli 200,000.- YTL’dir. Makine ve ekipmanların yararlı ömürleri 10 yıldır. Şirket vergi avantajı sağlamak için maddi duran varlıklara %40 oranında hızlandırılmış amortisman yöntemini uygulamıştır. Ancak şirketin maddi duran varlıkları finansal tablolarda, yararlı ömürleri üzerinden normal amortismana tabi tutmuştur. 6. Şirket, yeni bir ürünün geliştirilmesine yönelik olarak 2007 yılında yaptığı harcamaların 52.000.-YTL’lik kısmını aktifleştirmiş ve yılsonunda bu hesap için 10.400.- YTL itfa payı ayırarak ilgili hesaplara gider kaydetmiş olmasına rağmen, harcamanın tamamını, vergi avantajı sağlamak amacıyla, vergilendirilebilir karın hesabında indirim konusu yapmıştır. 7. Şirket dövizli borçları nedeniyle yılsonunda açıklanan Merkez Bankası döviz satış kurunu dikkate alarak değerlemesini yapmış ve hesaplanan kur farkı tutarını gider kaydetmiştir. Ancak Vergi Usul Kanunu uyarınca dövizli borçlar döviz alış kuru ile değerleneceğinden, iki değerleme kuru arasındaki 14.000.- YTL’lik fark, kanunen kabul edilmeyen gider olarak kurum kazancına ilave edilmiştir. 8. Şirketin 31.12.2007 tarihi itibariyle 35.000.- YTL tutarında kıdem tazminatı karşılık ayrılmıştır. Bu tutar vergi hesabında indirim olarak kabul edilmemektedir. 9. 2007 yılı içerisinde 4,000.- YTL tutarında gecikme faizi ödenmiş ve bir okul derneğine 5.000.- YTL tutarında bağış ve yardımda bulunulmuştur. Her iki tutar ödemede kurum kazancının tespitinde gider olarak kabul edilmemektedir. 10. Bilanço tarihi itibariyle kurumlar vergisi oranı %20’dir. 11. Şirketin 31.12.2007 tarihi itibariyle raporlanan finansal tablolarındaki vergi öncesi dönem karı 50,000.- YTL olup, aşağıda bu kar üzerinden hesaplanan 11.800.- YTL tutarındaki kısım vergi karşılıkları hesabına kaydedilmiştir. Söz konusu kurumlar vergisi karşılığının hesaplaması aşağıda gösterilmiştir. - DÖNEM TİCARİ KARI - İLAVELER Gecikme Faizi 4.000. Bağış ve Yardım 5.000.-TOPLAM -VERGİ KARŞILIĞI (59.000.- x %20) 50.000.- YTL 9.000.-YTL 59.000.- YTL 11.800.- YTL VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 57 Yukarıda açıklanan veriler ışığında, aktif kalemler ile pasif kalelerin muhasebe değerleri ile vergi değerleri arasında oluşan vergilendirilebilir geçici farklar (VGF) ile indirilebilir geçici farkları (İGF) ve bu farklar üzerinden hesaplanan ertelenen vergi yükümlülükleri (EVY) ve ertelenen vergi varlıkları (EVV) aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. Bu hesaplamalarda aşağıdaki formüller kullanılarak gerekli hesaplar yapılacaktır. -Aktif varlıkların MD>VD ile pasif kalemlerin MD<VD toplamı=VGF -Aktif varlıkların MD<VD ile pasif kalemlerin MD>VD toplamı=İGF -EVY = VGF x %20 -EVV= İGF x %20 AKTİF 31.12.2005 BİLANÇO (YTL) Kasa Bankalar Menkul Değerler Alacaklar (Net) Stoklar D.Dönen Varlıklar Maddi Duran Varlıklar B.Amortismanlar (-) M. Ol. D. Varlık (Net) AKTİF TOPLAMI TMS DEĞERİ VERGİ DEĞERİ GEÇİCİ FARKLAR 500.1.500.20.000.70.000.190.000.4.000.200.000.20.000.41.600.507.600.- 500.1.500.18.000.80.000.220.000.4.000.200.000.80.000.0.444.000.- 0.0.(VGF) (İGF) (İGF) 0.0.(VGF) (VGF) (VGF) TMS DEĞERİ 150,000.11.800.30,000.35.000.42.600.175,000.25.000.38.200.507.600.- VERGİ DEĞERİ 136.000.11.800.30.000.0.42.600.175.000.25.000.11.800.432.200.- GEÇİCİ FARKLAR (İGF) 14.000.0.0.(İGF) 35.000.0.0.0.- ERTELENMİŞ VERGİ (EVV) 2.800.0.0.(EVV) 7.000.0.0.0.- (İGF) (EVV) 2.000.10.000.30.000.- 60.000.41.600.63.600.- ERTELENMİŞ VERGİ (EVY) (EVV) (EVV) 0.- 0.0.400.2.000.6.000.- 0.(EVY) 12.000.(EVY) 8.320.(EVY) 12.720.- PASİF 31.12.2005 BİLANÇO (YTL) Satıcılar Vergi Karşılıkları Diğer Kısa Vadeli Borçlar Kıdem Tazminatı Karşılığı Diğer Uzun Vadeli Borçlar Sermaye Yedek Akçeler Net Dönem Karı PASİF TOPLAMI 49.000.- 9.800.- Yukarıdaki tablo yardımı ile aşağıdaki işlemlerin yapılması sonrasında gerekli muhasebe kaydı yapılacaktır. Ertelenen Vergi Hesabı Aktif Farklar Toplamı – Pasif Farklar Toplamı = Net Geçici Fark (63.600.- - 49.000.-)= 14.600.- YTL Vergilendirilebilir Geçici Farktır. Ertelenmiş Vergi Yükümlülüğü = Vergilendirilebilir Geçici Fark x Vergi Oranı Ertelenmiş Vergi Yükümlülüğü =(14.600.- x %20) = 2.920.- YTL’dir. 58 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO Ödenecek Kurumlar Vergisi Hesabı TİCARİ KAR 50.000.- YTL İLAVELER 128.400.- YTL - Reeskont Gideri 10.000.- YTL - Stok Değer Düşüklüğü 30.000.- YTL - Amortisman Gideri 30.400.- YTL - Kur Farkı Gideri 14.000.- YTL - Kıdem Tazminat Karşılığı 35.000.- YTL - Bağış ve Yardımlar 5.000.- YTL - Gecikme Faizi 4.000.- YTL İNDİRİMLER (134.000.-) YTL - Hisse Senedi Değer Artışı 2.000.- YTL - Ar-Ge Giderleri 52.000.- YTL - Vergisel Amortisman Gideri 80.000.- YTL MALİ KAR 44.400.- YTL HESAPLANAN KURUMLAR VERGİSİ 8.880.- YTL (44.400.- x %20) Gelir Tablosu Vergi Karşılığı Hesabı VERGİ ÖNCESİ TİCARİ KAR 50.000.- YTL VERGİ KARŞILIĞI (11.800.-)YTL -ÖDENECEK KURUMLAR VERGİSİ 8.880.- YTL (44.400.- x %20) -ERTELENMİŞ VERGİ YÜKÜMLÜLÜĞÜ 2.920.- YTL VERGİ SONRASI TİCARİ KAR 38.200.YTL Vergi Karşılığı ile Ertelenmiş Vergi Yükümlülüğünün Muhasebe Kaydı -------------------------------------/---------------------------------691 Dönem Karı Vergi ve Yasal Yük. Karşılığı Hesabı 11.800.691.10 Yasal Vergi Karşılığı 8.800.691.20 Ertelenmiş Vergi Yüküm. Gider Etkisi 2.920. 370 Dönem Karı Vergi ve Yasal Yük. Karşılığı Hs. 8.800. 483 Ertelenmiş Vergi Yükümlülüğü 2.920.-----------------------------------/--------------------------------------- VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 59 IX. TMS 12 KAPSAMINDA KAMUYA AÇIKLANMASI GEREKEN BİLGİLER 12 No.lu Türkiye Muhasebe Standartları gereği işletmeler aşağıdaki bilgileri kamuya açıklamak zorundadırlar. 1. Vergi giderleri/gelirleri ile ilgili açıklamalar. a) Dönem vergi gideri /geliri, b) Dönem vergisinin ilgili olduğu dönemde önceki dönem vergileri ile ilgili olarak yapılan düzeltmeler; c) Bu dönemde meydana gelen veya bu dönemde tersine dönen zamanlama farklarının ertelenmiş vergi gideri/geliri tutarları, d) Vergi oranlarındaki değişiklikler veya yeni konulan vergiler nedeniyle meydana gelen ertelenmiş vergi gideri/geliri tutarları, e) Önceki dönemlerde muhasebeleştirilmemiş mali zarar, vergi avantajı veya geçici farkların bu dönemde muhasebeleştirilmesinin dönem vergi giderinde yarattığı vergi azalması tutarı, f) Ertelenmiş vergi varlığında, ilgili varlığın defter değerinde yapılan azaltmalar veya önceki defter değeri azaltmalarının bu dönem geri alınması nedeniyle meydana gelen değişikliklerin yarattığı ertelenmiş vergi giderinin tutarı, g) Muhasebe politikalarında yapılan değişiklikler ve hataların düzeltilmesi sonucunda, geriye dönük olarak muhasebeleştirilemedikleri için dönem gelir veya giderinde gösterilen tutarlarla ilgili ertelenmiş vergi gideri/gelir tutarları. 2.Aşağıda yer verilen hususlarda ayrı ayrı kamuoyuna açıklanmalıdır. a) Özkaynağa borç veya alacak olarak kaydedilen dönem vergisi ve ertelenmiş verginin toplam tutarı, b) Vergi gideri/geliri tutarı ve muhasebe kârı arasındaki ilişki; i.Vergi gideri/geliri ile muhasebe karının vergi oranı ile çarpılması sonucunda bulunan tutarın, uygulanan vergi oranı da belirtilmek suretiyle rakamsal mutabakatı, ii. Ortalama etkin vergi oranı ile normal vergi oranının, uygulanan vergi oranları da açıklanmak suretiyle rakamsal mutabakatı, şeklinde biri veya her ikisi birden kullanılarak belirtilmeli, c) Önceki hesap dönemi ile karşılaştırıldığında vergi oranlarında meydana gelen değişiklikler; 60 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO d) Bilançoda ertelenmiş vergi varlığı muhasebeleştirilmemiş olan indirilebilir geçici farkların, kullanılmamış birikmiş mali zararların ve birikmiş vergi avantajlarının tutarları (ve varsa zaman aşımı tarihleri); e) Bağlı ortaklıklar, şubeler ve iştirakler ile iş ortaklıklarındaki hisseler ile ilgili, henüz ertelenmiş vergi borcu muhasebeleştirilmemiş geçici farkların toplam tutarı; f) Her bir çeşit geçici fark, kullanılmamış mali zararlar ve vergi avantajları için; i.Bilançoya yansıtılmış olan ertelenmiş vergi varlığı ile borcunun sunumu yapılan dönemler itibariyle tutarları, ii. Bilançolardaki değişikliklerden açıkça anlaşılmıyorsa, gelir tablosuna yansıtılmış olan ertelenmiş vergi gelirinin/giderinin tutarı, g) Durdurulan faaliyetlere ilişkin olarak, vergi giderinin ilgili olduğu; i. Faaliyete son verme kârı veya zararı, ii. Durdurulan olağan faaliyetlerinden hesap döneminde ve sunumu yapılan diğer dönemlerde elde edilen kâr veya zarar, h) İşletmenin ortaklarına dağıtılması finansal tabloların yayımının onaylanmasından önce önerilen veya açıklanan, ancak finansal tablolarda borç olarak muhasebeleştirilmemiş olan temettülerin gelir vergisi açısından sonuçlarının tutarı. 3.Bir işletme, aşağıdaki durumlarda, ertelenmiş vergi varlığının tutarını ve muhasebeleştirilmesini destekleyen karineleri de kamuoyuna açıklar: a) Ertelenmiş vergi varlığının kullanılmasının gelecekte mevcut vergilendirilebilir geçici farkların tersine dönmesinin yaratacağı geliri aşacak tutarlarda gelir elde edilmesine bağlı olması halini, b) İşletmenin ertelenmiş vergi varlığının ilgili olduğu vergi idaresinin bulunduğu yerdeki faaliyetlerinin cari hesap döneminde veya bir önceki hesap döneminde zararlı olması halini, 4.Bir işletme, ortaklarına temettü dağıtmasının olası gelir vergisi etkilerinin niteliklerini ve buna ek olarak da, işletme, belirlenmesi mümkün olan olası gelir vergilerinin tutarını ve belirlenmesi mümkün olmayan gelir vergilerinin olup olmadığını da açıklar. X. SONUÇ Uluslararası Muhasebe Standartları (UMS) Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu (TMSK) tarafından aynen kabul edilerek Türkiye Muhasebe Standardı (TMS) olarak yayımlanmış ve 31.12.2005 tarihinden sonra başlayan hesap dönemleri için geçerli olmak üzere yürürlüğe konulmuştur. VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 61 Söz konusu standartlardan 12 No.lu Gelir Vergileri Standardı bu sempozyumda ele alınarak, amacı, kapsamı ve muhasebe literatürümüze bu standartla kazandırılmış yeni kavramlar yanında, bu standardın uygulanması ve varlık ve yükümlülüklerin vergi değeri ile muhasebe değeri arasındaki farkların analizi yapılarak ertelenmiş vergi yükümlülüğü ve ertelenmiş vergi varlığı hesapları yapılarak bunların muhasebeleştirilmesi işlemleri gerçekleştirilmiş ve tüm bu açıklamalar örnekler yardımıyla çok detaylı bir şekilde yukarıdaki ayrımlarda yapılmıştır. YARARLANILAN KAYNAKLAR 1. Prof. Dr. Nalan AKDOĞAN; UMS 12 Standart Hükümlerine Göre Dönem Karından İndirilecek Vergi Giderinin Hesaplanması ve Ertelenmiş Vergilerin Muhasebeleştirilmesi Eğitim Notları. 2. Prof. Dr. Nalan AKDOĞAN – Sami ÜSTÜNDAĞ; UMS 12 Gelir Vergisi Seminer Slaytları. 3. Prof. Dr. Nalan AKDOĞAN; Dönem Vergi Karşılığı Muhasebe Uygulamaları Seminer Slaytları. 4. Prof. Dr. Cemal İBİŞ; TMS – 12 Gelir Vergileri (Kurum Kazancı Üzerinden Hesaplanan Vergiler). İSMMMO Eğitim Notları. 5. Doç. Dr. İ.Ufuk MISIRLIOĞLU; Kurum Kazancı Üzerinden Hesaplanan Vergiler, 10 Şubat 2006 İSMMMO Seminer Slaytları. 6. Doç. Dr. İ.Ufuk MISIRLIOĞLU; Kurum Kazancı Üzerinden Hesaplanan Vergilerin Raporlanması, Mali Çözüm, İSMMMO, Sayı, 74, 2006. 7. Yrd. Doç. Dr. Engin DİNÇ; Muhasebe ve Vergi Kuralları Arasındaki İlişki ve Gelir Vergileri (TMS 12) Standardının Muhasebe Uygulamalarına Etkisi, Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Sayı 28, 2007. 8. Deloitte, UMS – 12 Gelir Vergisi Muhasebesi Seminer Slaytları. 9. Maliye Bakanlığı, 12 Numaralı Uluslararası Muhasebe Standardı ve Diğer Ülkelerdeki Uygulamaları Çerçevesinde Ertelenmiş Vergi ve Finansal Toblolara Yansıması, Seminer Slaytları. 10. Tesmer, TMS 12 Gelir Vergileri, Eğitim Slaytları 11. PricewaterhouseCoopers, UMS 12 – Kurum Kazancı Üzerinden Hesaplanan Vergiler, Seminer Slaytları. 12. Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu; Gelir Vergilerine İlişkin Türkiye Muhasebe Standardı (TMS12) Hakkında 31 Sıra No.lu Tebliğ ve eki TMS 12 Gelir Vergileri Standardı. 62 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO VI Üçüncü Oturum MUVMS . V Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Baflkan Yahya ARIKAN TÜRMOB Genel Baflkan Yrd. / ‹stanbul SMMMO Baflkan› TMS Kapsam›nda Finansal Araçlar ve Vergi Uygulamalar› ile Karfl›laflt›r›lmas› Konuflmac› Yrd. Doç. Dr. Volkan DEM‹R Galatasaray Üniversitesi TMS Kapsam›nda Koflullu Borçlar, Koflullu Varl›klar ve Vergi Uygulamalar› ile Karfl›laflt›r›lmas› Konuflmac› Hüseyin GÜRER DRT Ba¤›ms›z Denetim ve SMMM A.fi. TMS KAPSAMINDA FİNANSAL ARAÇLAR ve VERGİ UYGULAMALARI İLE KARŞILAŞTIRILMASI Yrd.Doç.Dr. Volkan DEMİR T.C. Galatasaray Üniversitesi “Bilimsel çalışmalar yapılırken yararlanılan yazılı ya da sözlü kaynakların gösterilmesi hem etik hem de yasal açıdan bir zorunluluktur. Ancak bütün bunlardan daha önemlisi, bilgilerinden yararlanılan kişilerin eserinin adını anmak bir insanlık borcudur ve aynı zamanda iyi insan olmanın gereğidir.” Prof.Dr. Ömer Barbars TEK (http://web.deu.edu.tr/baybars/kopyaa/etik.htm) GİRİŞ Türkiye Muhasebe ve Finansal Raporlama Standartları (TMS/TFRS), Uluslararası Muhasebe ve Finansal Raporlama Standartlarına (UMS/ UFRS) tam uyumlu bir şekilde yayınlanmıştır. Ulusal ve uluslararası gelişmeler ülkemizde ve dünyanın bir çok ülkesinde bu standartların uygulanma sürecini hızlandırmaktadır. Ülkemizde; Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) gibi düzenleyici kuruluşlar ile birlikte, Basel II ve Yeni TTK (tasarı) gibi birçok gelişmenin etkileri ile TMS ve TFRS’ler geniş bir uygulama alanı bulacaktır. Standartların uygulanmasında, Finansal Araçlar konusu önem taşımakta ve standart setinde finansal araçlar; TMS 32- Finansal Araçlar: Sunum, TMS 39- Finansal Araçlar: Muhasebeletirme ve Ölçme, TFRS 7- Finansal Araçlar: Aç›klamalar standartları olmak üzere 3 (üç) adet standart ile yer bulmaktadır. Finansal araçlar; bir işletmenin finansal varl›klar›n› art›r›rken başka bir işletmenin finansal borç veya özkaynak araçlar›n› art›ran sözleşme olarak tanımlanmaktadır ve işletmelerin finansal performanslarının ve finansal durumlarının raporlanmasında, finansal tablolar üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Finansal araçlar; finansal varlıklar, finansal yükümlülükler (borçlar) ve finansal varlıklar ile finansal yükümlülükler üzerinde bir hak ya da yükümlülük bulunması durumunu içeren sözleşmelerden (türev ürünler- türev finansal araçlar) oluşmaktadır. Bu çalışmanın amacı TMS ve TFRS’ler içerisinde geniş bir yer bulan finansal araçlar konusunun, ülkemizde vergi mevzuatı ile karşılaştırmalı bir şekilde incelenmesini sağlamaktır. Bu amaç doğrultusunda çalışma hazırlanırken, mevcut Tekdüzen Hesap Planı esas alınmış, ancak gerekli VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 65 yerlerde de hesap önerilerinde bulunulmuştur. Çalışma örneklerle daha açık hale getirilmeye çalışılmış ve örnekler işletmelerdeki genel uygulamalardan oluşturulmuştur. İşletmelerin finansal araç kapsamına giren özellikli ve/veya kendilerine özgü durumları dikkate alınmamıştır. 1. FİNANSAL ARAÇLARIN TANIMI VE KAPSAMI Finansal araçlar, standart seti içerisinde çok geniş bir yere sahiptir. Bu nedenle Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu (UMSK) tarafından finansal araçlara ilişkin konular öncelikle iki ayrı standart olarak çıkarılmış ve sonrasında da sadece finansal araçlara ilişkin açıklamaları içeren üçüncü bir standart daha oluşturulmuştur. Dolayısıyla, finansal araçların finansal tablolarda raporlanması ile ilgili üç adet standart yürürlükte bulunmaktadır: TMS 32 Finansal Araçlar: Sunum TMS 39 Finansal Araçlar: Muhasebeleştirme ve Ölçme TFRS 7 Finansal Araçlar: Açıklamalar TFRS ile finansal araçların sunulması, muhasebeleştirilmesi ve açıklanması, Avrupa Birliği ülkelerindeki mevcut uygulamalarda bazı temel değişikliklere neden olmuştur. Bu temel değişiklikler sadece riskten korunma muhasebesinin uygulanmasına değil, aynı zamanda riskten korunma muhasebesinin başarılı bir şekilde uygulanması için işletmenin risk yönetimini nasıl yapacağı noktasına odaklanmıştır (Moore, 2002: s.22). Mevcut şekliyle finansal araçlara ilişkin standartlar, finansal araçların sunulması, muhasebeleştirilmesi ve ölçülmesi ile açıklanmasını düzenlemektedir. Bu düzenlemeler özellikle işletmelerin riskten nasıl korundukları, risk yönetimindeki başarıları ve finansal tablo kullanıcılarının işletmedeki riski daha iyi algılamaları konularına odaklanmaktadır. TMS 32’de finansal araç şu şekilde tanımlanmıştır: “Bir finansal araç, bir iletmenin finansal varl›¤›nda ve di¤er bir iletmenin finansal borcunda ya da özkayna¤a dayal› finansal arac›nda art›a neden olan herhangi bir sözlemedir.” Finansal araç tanımından da anlaşılabileceği gibi, finan- sal araçlar sadece muhasebeleştirilmiş araçlar değil, muhasebeleştirilmemiş ancak belirli şartlar içeren bazı sözleşmeleri de kapsamaktadır (Dyckman ve diğerleri, 1998: s.674). Muhasebeleştirilmemiş finansal araçlara, TMS 39 kapsamında olmayan ancak TFRS’nin kapsamına giren finansal araçlar da (kredi sözleşmeleri gibi) dahildir (Epstein ve Jermakowicz, 2007: s.165). İşletmenin varlıklarında yer almayan ya da yükümlülük doğurmayan türev finansal araçlar (forward, swap sözleşmeleri gibi) bu tür finansal araçlara örnek olarak gösterilebilir. 66 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO araçlara, TMS 39 kapsamnda olmayan ancak TFRS’nin kapsamna giren finansal araçlar da (kredi sözleúmeleri gibi) dahildir (Epstein ve Jermakowicz, 2007, s.165). øúletmenin varlklarnda yer almayan ya da yükümlülük do÷urmayan türev finansal araçlar (forward, swap sözleúmeleri gibi) bu tür finansal araçlara örnek olarak Şekil 1: Finansal Araçlar gösterilebilir. 31.12..... TARøHLø BøLANÇO Aktif Pasif FøNANSAL VARLIKLAR Kasa Bankalar Alnan Çekler Alclar Alacak Senetleri Menkul Kymetler Kredi Alacaklar (Bankalar için) FøNANSAL BORÇLAR Mali Borçlar Ticari Borçlar Çkarlan Menkul Kymetler Mevduatlar (Bankalar için) TÜREV FøNANSAL ARAÇLAR Vadeli øúlem Sözleúmeleri (Forward Contracts) Seçimlik Hak Sa÷layan Sözleúmeler (Options Contracts) Organize Vadeli øúlem Sözleúmeleri (Futures Contracts) Vadeli Takas Sözleúmeleri (Swap Contracts) Vadeli øúleme Konu Ticari Mal Sözleúmeleri (Commodity Contracts) ùekil 1: Finansal Araçlar Yukarıda Şekil 1’de de görüldüğü gibi finansal araçlar; finansal varlıklar, Yukarda borçlar ùekil 1’de de görüldü÷ü ve gibitürev finansal araçlar; finansal varlklar,altında finansal finansal (yükümlülükler) finansal araçlar başlıkları incelenebilir. borçlar (yükümlülükler) ve türev finansal araçlar baúlklar altnda incelenebilir. Finansal araçlarınTFRS TFRSçerçevesinde çerçevesinde muhasebeleştirilmesi ve ölçülmesi Finansal araçlarn muhasebeleútirilmesi ve ölçülmesi ile vergi ile vergi mevzuatı çerçevesinde ölçülmesiarasnda (değerlemesi) farklımevzuat çerçevesinde ölçülmesi (de÷erlemesi) farkllklararasında bulunmaktadr. lıklar bulunmaktadır. 1.1.Vergi Mevzuatndaki Finansal Araçlarla ølgili De÷erleme Ölçüleri 1.1.Vergi Mevzuatındaki Finansal Araçlarla İlgili Değerleme Ölçüleri Maliyet Bedeli (VUK 262): “Maliyet bedeli, iktisadi bir kymetin iktisap edilmesi Maliyet Bedeli (VUK 262): “Maliyet bedeli, iktisadi bir k›ymetin iktisap veyahut de÷erinin artrlmas münasebetiyle yaplan ödemelerle bunlara müteferri edilmesi veyahut de¤erinin art›r›lmas› münasebetiyle yap›lan ödemelerbilimum giderlerin toplamn ifade eder.” le bunlara müteferri bilimum giderlerin toplam›n› ifade eder.” Borsa Rayici rayici, gerekgerek menkul kymetler ve kambiyo Borsa Rayici (VUK (VUK263): 263):“Borsa “Borsa rayici, menkul k›ymetler ve borsasna, borsas›na, gerekse ticaret borsalarna kaytl borsalar›na olan iktisadi kymetlerin de÷erlemeden kambiyo gerekse ticaret kay›tl› olan iktisadi evvelki son muamele gününde evvelki borsadaki muamelelerin de÷erlerini ifade k›ymetlerin de¤erlemeden son muamele ortalama gününde borsadaki eder.” muamelelerin ortalama de¤erlerini ifade eder.” Tasarruf Değeri (VUK 264): “Tasarruf de¤eri, bir iktisadi k›ymetin de¤erleme gününde sahibi için arz etti¤i gerçek de¤erdir.” 3 Mukayyet Değer (VUK 265): “Mukayyet de¤er, bir iktisadi k›ymetin muhasebe kay›tlar›nda gösterilen hesap de¤eridir.” İtibari Değer (VUK 266): “‹tibari de¤er, her nevi senetlerle esham ve tahvillerin üzerinde yaz›l› olan de¤erleridir.” Menkul Kıymetlerin Değerlemesi (VUK 279): “Hisse senetleri ile fon portföyünün en az yüzde 51’i Türkiye’de kurulmu bulunan ‹irketlerin hisse senetlerinden oluan yat›r›m fonu kat›lma belgeleri al› bedeliyle, VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 67 bunlar d››nda kalan her türlü menkul k›ymet borsa rayici ile de¤erlenir. Borsa rayici yoksa veya borsa rayicinin muvazaal› bir ekilde olutu¤u anla›l›rsa de¤erlemeye esas bedel, menkul k›ymetin al› bedeline vadesinde elde edilecek gelirin (kur farklar› dahil) iktisap tarihinden de¤erleme gününe kadar geçen süreye isabet eden k›sm›n›n eklenmesi suretiyle hesaplan›r. Ancak, borsa rayici bulunmayan, getirisi ihraç edenin kar ve zarar›na ba¤l› olarak do¤an ve de¤erleme günü itibariyle hesaplanmas› mümkün olmayan menkul k›ymetler, al› bedeli ile de¤erlenir.” Yabancı Para Cinsinden Kasa Mevcudu (VUK 280): “Yabanc› para cinsinden kasa mevcutlar› ise borsa rayici ile de¤erlenir. Yabanc› paran›n borsada rayici yoksa, de¤erleme Maliye Bakanl›¤› taraf›ndan aç›klanan kurlar ile yap›l›r.” Alacakların Değerlemesi ve Kıst Gelir (VUK 281): “Alacaklar mukayyet de¤erleriyle de¤erlenir. Mevduat veya kredi sözlemelerine müstenit alacaklar de¤erleme gününe kadar hesaplanacak faizleriyle birlikte dikkate al›n›r. Vadesi gelmemi olan senede bal› alacaklar de¤erleme gününün k›ymetine irca olunabilir. Bu takdirde, senette faiz nispeti aç›klanm› ise bu nispet, aç›klanmam›sa Cumhuriyet Merkez Bankas›n›n resmi iskonto haddi uygulan›r. Bankalar ve bankerler ile sigorta irketleri alacaklar›n› ya Cumhuriyet Merkez Bankas›n›n resmi iskonto haddi ya da muamelelerinde uygulad›klar› faiz haddi ile, de¤erleme günü k›ymetine irca ederler.” Borçların Değerlemesi ve Kıst Gider (VUK 285): “Borçlar mukayyet de¤erleriyle de¤erlenir. Mevduat veya kredi sözlemelerine müstenit borçlar de¤erleme gününe kadar hesaplanacak faizleriyle birlikte dikkate al›n›r. Vadesi gelmemi olan senede bal› borçlar de¤erleme günü k›ymetine irca olunabilir. Bu takdirde senette faiz nispeti aç›klanm›sa bu nispet, aç›klanmam›sa Cumhuriyet Merkez Bankas›n›n resmi iskonto haddinde bir faiz uygulan›r. Banka ve bankerler ile sigorta irketleri borçlar›n›, Cumhuriyet Merkez Bankas›na resmi iskonto haddi veya muamelelerinde uygulad›klar› faiz haddiyle, de¤erleme günü k›ymetine irca ederler. Alacak senetlerini de¤erleme gününün k›ymetine irca eden mükellefler, borç senetlerini de ayn› ekilde ileme tabi tutmak zorundad›rlar.” Tahvillerin Değerlemesi (VUK 286): “Eshaml› irketlerle iktisadi kamu müesseseleri ç›kard›klar› tahvilleri itibari de¤erleriyle de¤erlemeye mecburdurlar.” 68 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 1.2.TMS’lerde Finansal Araçlara İlişkin Değerleme Ölçüleri Maliyet Değeri: İşletmenin edindiği finansal varlıkların ve yükümlülüğe girdiği finansal borçların tutarıdır. Finansal varlıkların veya yükümlülüklerin maliyetine işlem maliyetleri (komisyon benzeri ödemeler) dahildir (Mirza ve diğerleri, 2007: s. 220). Maliyet değeri kavramı TMS 39’da açıkça tanımlanmamıştır. Ancak yine de bir çok paragrafta atıfta bulunulmaktadır (TMS 39 paragraf 44-46-47-57-60-61). Bununla birlikte TMS 39’un 54. ve 66. maddelerinde bu kavram yerine “elde etme maliyeti” kavramı kullanılmıştır. İtfa Edilmiş Maliyet Değeri: Finansal varlık veya finansal borcun ilk muhasebeleştirme sırasında ölçülen değerinden anapara geri ödemeleri düşüldükten, anılan ilk tutar ile vadedeki tutar arasındaki farkın etkin faiz yöntemi kullanılarak hesaplanan birikmiş itfa payı düşüldükten veya eklendikten ve değer düşüklüğü ya da tahsil edilememe durumuna ilişkin her türlü indirimin yapılmasından (doğrudan doğruya veya bir karşılık hesabı kullanılarak) sonra geriye kalan tutardır (TMS 39, paragraf 9). oEtkin Faiz Yöntemi: Finansal varl›k veya borcun itfa edilmi mali- yetlerinin hesaplanmas› ve ilgili faiz gelir veya giderlerinin ilikili oldu¤u döneme da¤›t›lmas› yöntemidir. o Etkin Faiz Oranı: Finansal arac›n beklenen ömrü boyunca veya uygun olmas› durumunda daha k›sa bir zaman dilimi süresince yap›lacak gelecekteki tahmini nakit ödeme ve tahsilatlar›n› tam olarak ilgili finansal varl›k veya borcun net defter de¤erine indirgeyen orand›r. Gerçeğe Uygun Değer (GUD): Karşılıklı pazarlık ortamında, bilgili ve istekli gruplar arasında bir varlığın el değiştirmesi ya da bir borcun ödenmesi durumunda ortaya çıkması gereken tutardır (TMS 32, paragraf 11 ve TMS 39, paragraf 9). Gerçeğe uygun değerin bulunmasında aşağıdaki unsurlar dikkate alınabilir (TMS 39, paragraf 48/A): o Aktif Bir Piyasa; borsadan, sat›c›dan, simsardan, sanayi grubundan, fiyatlama hizmeti yapan veya düzenleyici bir kurulutan elde edilmesinin mümkün olmas›d›r. o Son dönemlerde gerçekletirilen piyasa ilemlerinin bulunmas›. o Büyük ölçüde ayn› olan ba¤ka bir finansal araca ilikin gerçe¤e uygun de¤erin referans olarak al›nmas› o ‹skonto edilmi nakit ak›› analizlerinin kullan›lmas›. o Opsiyon fiyatlama modellerinin esas al›nmas›. Aşağıdaki tabloda bazı finansal varlık unsurlarının değerleme ölçüleri karşılaştırmalı olarak sunulmuştur: VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 69 Hesap No ve Hesap Adı 100 KASA (TL) 100 KASA (YP) 101 ALINAN ÇEKLER 102 BANKALAR (Vadesiz) 102 BANKALAR (Vadeli) 103 VERİLEN ÇEKLER 110 HİSSE SENETLERİ 112 KAMU KESİMİ TAHVİL SENET VE BONOLARI 120/220 ALICILAR 121/221 ALACAK SENETLERİ 300/400 BANKA KREDİLERİ 320/420 SATICILAR VUK Değerleme Ölçüsü TMS Değerleme Ölçüsü FARK İtibari Değer Borsa Rayici (yoksa MB) İtibari Değer Mukayyet Değer Kıst Gelir (VUK 281) İtibari Değer Maliyet DeğeriBorsa Rayici Gerçeğe Uygun Değer YOK Gerçeğe Uygun Değer YOK İtfa Edilmiş Maliyet Değeri Gerçeğe Uygun Değer İtfa Edilmiş Maliyet Değeri İtfa Edilmiş Maliyet Değeri VAR YOK VAR VAR Gerçeğe Uygun Değer VAR Kıst Gelir Mukayyet Değer Tasarruf Değeri (reeskont) Mukayyet Değer ise Gerçeğe Uygun Değer VEYA İtfa Edilmiş Maliyet Değeri İtfa Edilmiş Maliyet Değeri VAR VAR İtfa Edilmiş Maliyet Değeri YOK VAR Kıst Gider (VUK 285) İtfa Edilmiş Maliyet Değeri VAR Mukayyet Değer İtfa Edilmiş Maliyet Değeri VAR Tablo 1: Finansal Araçlar›n De¤erleme Ölçülerinin Kar›lat›r›lmas› 2. TMS ve VERGİ UYGULAMALARI KAPSAMINDA FİNANSAL VARLIKLAR 2.1. TMS Kapsamında Finansal Varlıklar TMS 32 kapsamında finansal varlıklar; nakit, başka işletmeden finansal varlık alma hakkı, başka işletme ile olası olumlu koşullarda finansal araç değişim hakkı ve başka işletmenin özkaynak aracına sahip olmak şeklinde tanımlanmıştır (TMS 32, paragraf 11). Nakit: İşletmenin kasa ve bankasında bulunan nakit parayı ifade etmektedir. Örnek: Kasa, Bankalar Başka İşletmeden Finansal Varlık Alma Hakkı: Bir işletmeye, başka bir işletmeye ait finansal araçları alma hakkı veren sözleşmelerin bulunması durumunda, bu tür sözleşmeler finansal varlık olarak nitelendirilmektedir. Bu tür finansal varlıklar işletmenin varlık veya yükümlülüğü olmayıp, bilanço dışı finansal varlıklar olarak türev finansal araçları oluşturmaktadır. Örnek: Türev Finansal Araçlar Başka İşletme İle Olası Olumlu Koşullarda Finansal Araç Değişim Hakkı: Bir işletmenin başka bir işletmeden sözleşmeye dayalı olarak nakit ya da işletmeye ekonomik fayda getirecek başka bir varlık isteme hakkının bulunmasını ifade etmektedir. Örnek: Alacaklar 70 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO Başka İşletmenin Özkaynak Aracına Sahip Olmak: Bu tür finansal varlıklar, başka bir işletmenin özkaynağına dayalı çıkardığı finansal araçları elinde bulundurmayı ifade etmektedir. Bunların içinde en yaygın olarak adi hisse senetleri kullanılabilir. Adi hisse senetleri dışında da, başka bir işletme tarafından ihraç edilmiş imtiyazlı hisse senetlerine sahiplik de finansal varlık olarak kabul edilmektedir (Mısırlıoğlu, 2005: 4). Örnek: Hisse Senetleri 2.2. TMS Kapsamında Finansal Varlıkların Sınıflandırılması ve Değerlemesi TMS 39 finansal varlıkları dört grupta sınıflandırmaktadır (TMS 39, paragraf 9). Gerçeğe Uygun Değer Farkı Kar (Zarar)’a Yansıtılan Finansal Varlıklar : Gerçeğe uygun değer ile değerlenir ve gerçeğe uygun değer farkı gelir tablosunda raporlanır. Vadeye Kadar Elde Tutulacak Yatırımlar : İtfa edilmiş maliyet değeri ile değerlenir. Kredi ve Alacaklar : İtfa edilmiş maliyet değeri ile değerlenir. Satılmaya Hazır Finansal Varlıklar : Gerçeğe uygun değeri saptanabilen finansal varlıklar GUD ile değerlenir ve gerçeğe uygun değer farkı özkaynaklarda raporlanır. Gerçeğe uygun değeri saptanamayan finansal varlıklar da, maliyet değeri ile raporlanır. 2.3. Finansal Varlıkların TMS ve Vergi Uygulamaları Karşılaştırması Yabancı para cinsinden olan finansal varlıkların değerlemesindeki uygulamalar birbirine benzemektedir. Vergi uygulamaları yönünden finansal varlıkların değerlemesinde VUK 280. maddesindeki hüküm geçerlidir. “Yabanc› para cinsinden kasa mevcutlar› ise borsa rayici ile de¤erlenir. Yabanc› paran›n borsada rayici yoksa, de¤erleme Maliye Bakanl›¤› taraf›ndan aç›klanan kurlar ile yap›l›r (VUK 280).” TMS’ler açısından da yabancı paralı finansal varlıkların finansal tabloların hazırlandığı tarihteki güncel (gerçeğe uygun değer) değerine getirilmesi esastır. Gerek vergi uygulamaları, gerekse TMS’lerin uygulamalarında yapılacak olan muhasebeleştirmelerde farklılık bulunmamaktadır. Bu nedenle de vergi uygulamaları ve TMS’lerin karşılaştırılmasında kur değerlemelerine ayrıca değinilmemiştir. VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 71 Finansal varlıklarda kur azalışı olması durumunda; ../../.... 656 Kambiyo Zararları XX Finansal Varl›klar XX Finansal varlıklarda kur artışı olması durumunda; ../../.... Finansal Varl›klar XX 646 Kambiyo Kârları XX Finansal varlıkların TMS ve Vergi Uygulamaları karşılaştırması uygulamada genellikle daha fazla kullanılan hesaplar ve işlemler üzerinde yapılmıştır. KASA YTL cinsinden kasa mevcutları itibari değeriyle değerlenir (VUK 284). Vergi uygulamaları ve mevcut muhasebe uygulamaları ile TMS arasında Türk Lirası cinsinden olan nakit kıymetler için bir fark bulunmamaktadır. Bilançodaki nakit kıymetlerin kayıtlı değeri, tahmini gerçeğe uygun değerlerini göstermektedir. Bu kıymetler itibari değerleri ile finansal tablolarda yer alacaktır. ALINAN ÇEKLER Türk Ticaret Kanunu’nun hükümlerine göre çekte vade bulunmamaktadır ve çekler görüldüğünde ödenmektedir. Ancak yargı kararları ve ülkemizdeki ticari uygulamalar dikkate alındığında çekte vade uygulamasının ticari yaşamın bir unsuru haline geldiği görülmektedir. Vergi uygulamaları açısından vade içermeyen çekler bilanço gününde itibari değerleriyle değerlenmektedir. Vergi uygulamalarına göre vadeli çeklerin, alacak senetleri gibi ihitiyari olarak reeskonta tabi tutulması mümkündür ancak, reeskont giderleri vergi kanunlarına göre kanunen kabul edilmeyen gider niteliğindedir ve ticari kardan mali kara geçişte dikkate alınmaktadır. Vergi uygulamaları ve TMS’ler açısından vadeli çeklerin bilanço günü itibariyle, Ticari Alacaklar hesap grubuna alınarak raporlanması daha uygundur. TMS uygulamaları açısından vadeli çekler işletme için vade içeren alacak niteliğindedir. Bu nedenle de vadeli çekler, TMS 39’a göre itfa edilmiş maliyet değeri ile değerlenecektir. Örnek: Acar Ticaret Ltd.Şti.’nin kasasında 31.12.2007 tarihi itibariyle aşağıdaki detaylarda toplam 70.000 YTL tutarında 3 adet müşteri çeki bulunmaktadır. 72 Keşide Eden Çekin Vadesi Tutarı ABC Pazarlama A.Ş. 31 Ocak 2008 10.000 YTL KLM Ticaret Ltd.Şti. 29 Şubat 2008 15.000 YTL ZTN Ticaret A.Ş. 31 Mart 2008 45.000 YTL VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO İşletme hazır değer hesap grubunda bulunan alınan çekler hesabının içerisindeki vadeli çekleri alacak senetleri hesabına aktarmalıdır. ../../.... 121 Alacak Senetleri 70.000 121.90 Vadeli Çekler 101 Alınan Çekler 70.000 Bu çekler TMS 39’a göre itfa edilmiş maliyet değeri ile değerlenmelidir. Keşide Eden Nominal Değer Vadeye Kalan Gün İskonto Tutarı İtfa Edilmiş Maliyet Değeri ABC Pazarlama A.Ş. 10.000 YTL 31 gün 128 YTL1 9.872 YTL KLM Ticaret Ltd.Şti. 15.000 YTL 60 gün 366 YTL2 14.634 YTL ZTN Ticaret A.Ş. 45.000 YTL 91 gün 1.644 YTL3 43.356 YTL 2.138 YTL 67.862 YTL Toplam 70.000 YTL ../../.... 657 Reeskont Faiz Giderleri 2.138 657.90 Vadeli Çeklerin Reeskontu 122 Alacak Reeskontu4 122.90 Vadeli Çekler Reeskontu 2.138 31.12.2007 tarihinde Vadeli Çeklerin Bilançoda Raporlanması 121 Alacak Senetleri 70.000 YTL (122 Alacak Reeskontu) (2.138 YTL) Alacak Senetleri (net) 67.862 YTL Vergi mevzuatı hükümlerine göre vadeli çeklerin reeskontundan doğan giderler (2.138 YTL) Kanunen Kabul Edilmeyen Gider (KKEG) niteliğindedir. BANKALAR Bankalarda bulunan vadesiz mevduat hesapları, vergi uygulamalarında ve TMS’ler uygulamalarında aynı şekilde değerlenmektedir. Ancak bankalardaki vadeli mevduat hesabının değerlemesi farklılık göstermektedir. Vergi uygulamalarında vadeli mevduat hesabı değerleme gününe kadar hesaplanacak faizleriyle birlikte dikkate alınır (VUK 281.madde). TMS 39’a göre bankalardaki vadeli mevduat hesabı itfa edilmiş maliyet değeri ile değerlenecektir. Örnek: Halk Ticaret Ltd.Şti. 14 Kasım 2007 tarihinde banka hesabındaki 30.000 YTL ile yıllık % 18 faiz oranından 3 ay (91 gün) vadeli mevduat hesabı açmıştır. Vade 14 Şubat 2008 tarihinde bitmektedir. Vergi Uygulamalarına Göre 1. 10.000 YTL – [(10.000*360)/(360+31*0,15)] = 128 YTL 2. 15.000 YTL – [(15.000*360)/(360+60*0,15)] = 366 YTL 3. 45.000 YTL – [(45.000*360)/(360+91*0,15)] = 1.644 YTL 4. 122 Alacak Senetleri Reeskontu hesabının Alacak Reeskontu hesabı olarak değiştirilmesi ya da bu grupda yeni bir (-) hesap açılması gerekmektedir. VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 73 VUK 281.maddesine göre; “..............mevduat veya kredi sözlemelerine müstenit alacaklar de¤erleme gününe kadar hesaplanacak faizleriyle birlikte dikkate al›n›r.” VUK’un bu hükmünden de anlaşılabileceği gibi işletmenin 31.12.2007 tarihinde bilançosu hazırlanırken 30.000 YTL’nin 2007 yılına isabet eden faizinin gelir olarak ticari kazancın tespitinde dikkate alması gerekmektedir. Buna göre yapılacak hesaplama şu şekildedir: Vade Bitimindeki Faizin Hesaplanması = (Anapara x Gün x Faiz) / 36.500 = (30.000 x 91 x 18) /36.500 = 1.346 YTL Günlük Faiz Geliri= 1.346 YTL / 91 gün = 14,80 YTL 2007 yılına isabet eden faiz geliri (kıst gelir) = 14,80 YTL x 47 gün = 696 YTL 31/12/07 181 Gelir Tahakkukları 181.01 Kıst Faiz Geliri Tahakkuku 696 642 Faiz Gelirleri 696 İşletme mevduatının vadesi geldiğinde de aşağıdaki kaydı yapacaktır. 15/02/08 102 Bankalar 1.144 193 Peşin Ödenen Vergi ve Fonlar 202 642 Faiz Gelirleri 650 181 Gelir Tahakkukları 696 TMS Uygulamalarına Göre TMS 39’a göre bankadaki vadeli mevduat “Vadeye Kadar Elde Tutulacak Yatırımlar” olarak sınıflandırılacaktır. Bu nedenle de itfa edilmiş maliyet değeri ile değerlenecektir. 31.12.2007 tarihli bilançonun hazırlanmasında 30.000 YTL’nin vade bitiminde işletmeye sağlayacağı nakitin bugünkü değerini (itfa edilmiş maliyet değeri) bulmak gerekmektedir. Vade Bitimindeki Faizin Hesaplanması = (Anapara x Gün x Faiz) / 36.500 = (30.000 x 91 x 18) /36.500 = 1.346 YTL Vade Bitimindeki Ana Para ve Faiz = 30.000 YTL + 1.346 YTL = 31.346 YTL İskonto Tutarı = 31.346 YTL – [(31.346*360)/(360+44*0,18)] = 675 YTL 31.346 YTL’nin 31.12.2007 tarihindeki değeri= 31.346 YTL – 675 YTL = 30.671 YTL 74 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO Bu hesaplamaya göre işletme TMS uygulamalarını esas alarak 671 YTL’yi faiz geliri olarak kaydedecektir ve bankalar hesabı ile birlikte sınıflandırıp raporlayacaktır. TMS uygulamalarına göre 2007 yılına isabet eden faiz geliri 31/12/07 102 Bankalar 671 642 Faiz Gelirleri 671 VERİLEN ÇEKLER İşletmeler tarafından keşide edilen çekler vade içermiyorsa hazır değerleri azaltıcı bir kalem olarak raporlanmakta ve genelde bir banka hesabı üzerine keşide edilmektedir. Ancak işletme, keşide ettiği çekin üzerindeki keşide tarihini ileri vadeli yazarsa, çeki bir vade aracı olarak kullanmaktadır. İşletmeler tarafından keşide edilen çekler vade içeriyorsa, özün önceliği kavramı ve TTK gereği bu çek kambiyo senedidir ve raporlama tarihinde 321 Borç Senetleri (vadesine göre 421 nolu hesap da olabilir) hesabına virmanlanmalıdır. 31/12/07 103 Verilen Çekler ve Ödeme Emirleri 321 Borç Senetleri XX XX Vergi uygulamalarına göre senetlere reekont uygulanması belli şartlara bağlıdır ve ihtiyaridir. Ancak alacak senetlerini reeskonta tabi tutan işletmelerin borç senetlerini de reeskonta tabi tutacağı da hükme bağlanmıştır (VUK, 281. madde). TMS uygulamalarına göre de, vade içeren çeklerin finansal borç (yükümlülük) olarak raporlanması gerekmektedir ve bu tür finansal borçlar da itfa edilmiş maliyet değeri ile değerlenmelidir. MENKUL KIYMETLER İşletmelerin aktiflerinde bulunan menkul kıymetler genellikle; hisse senetleri ve/veya devlet tahvili/hazine bonolarından oluşmaktadır. TMS 39’a göre menkul kıymetlerin sınıflandırılması ve değerlemesi, menkul kıymetin niteliğine göre farklılık göstermektedir. Menkul K›ymet Hisse Senedi ise; İşletmelerin aktiflerinde bulunan menkul kıymetler arasında hisse senetleri bulunuyorsa sınıflandırma aşağıdakilerden biridir. • Gerçeğe Uygun Değer Farkı Kar/Zarar’a Yansıtılan Finansal Varlıklar: Gerçeğe uygun değer ile değerlenmektedir. VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 75 • Satılmaya Hazır Finansal Varlıklar: Satılmaya hazır finansal varlıklar için iki ayrı değerleme ve muhasebeleştirme yöntemi vardır. De¤erleme ve Muhasebeletirme-1: Gerçeğe uygun değeri tespit edi- lebilen finansal varlıklar gerçeğe uygun değer ile değerlenir. Gerçeğe uygun değer farkı özkaynaklarda raporlanır. De¤erleme ve Muhasebeletirme-2: Gerçeğe uygun değeri tespit edilemeyen finansal varlıklar maliyet değeri ile değerlenir. Değerleme farkı (değer düşüklüğü durumunda) gelir tablosunda raporlanır. Menkul K›ymet Devlet Tahvili/Hazine Bonosu ise; İşletmelerin aktiflerinde bulunan menkul kıymetler arasında devlet tahvili/hazine bonusu bulunuyorsa sınıflandırma aşağıdakilerden biridir. • Gerçeğe Uygun Değer Farkı Kar/Zarar’a Yansıtılan Finansal Varlıklar: Gerçeğe uygun değer ile değerlenmektedir. • Vadeye Kadar Elde Tutulacak Yatırımlar: İtfa edilmiş maliyet değeri ile değerlenmektedir. Örnek: Tolga Ticaret A. ‘nin vergi mevzuatına göre 110 Hisse Senetleri hesabının detayları şu şekildedir. Hisse Senedi Nisoto A.Ş. Hamza Tic. A.Ş. Asya Paz.A.Ş. Edinme Tarihi Maliyet Değeri Değerleme Ölçüsü 31.12.2007 Değeri 18 Eylül 2007 8.000 YTL (Halka Açık) Borsa Değeri 12.000 YTL 5.000 YTL Maliyet Değeri 5.000 YTL 3.000 YTL Maliyet Değeri 3.000 YTL 14 Aralık 2006 14 Aralık 2006 20.000 YTL İşletmenin bu menkul kıymetleri elinde bulundurma amaçları ile ilgili işletmeden edinilen bilgiler şu şekildedir: • Nisoto A.Ş. halka açık bir işletmedir ve Tolga Ticaret A.Ş. bu şirketin hisselerini kısa süreli sermaye kazancı elde etmek amacıyla edinmiştir ve bu hisseleri borsanın yükselmesine bağlı olarak elinden çıkarabilecektir. • Hamza Ticaret A.Ş.’nin hisseleri ilmuhaber şeklindedir. Bu şirket kurulurken şirkete sermaye desteği sağlamak amacıyla bu hisseler elde edilmiştir. • Şirket Asya Paz.A.Ş.’nin % 5’ini elinde bulundurmaktadır. 15 Aralık 2007 tarihinde bu şirketin % 10’nuna sahip olan Aydın Ticaret A.Ş. bu hisseleri net 14.000 YTL’ye elinden çıkarmıştır. • Şirketin hisselerini elinde bulundurduğu üç şirkette de önemli etkinliği ve kontrol gücü bulunmamaktadır. 76 SINIFLANDIRMA • İşletme, Nisoto A.Ş.’nin hisse senetlerini alım-satım amaçlı elde VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO tuttuğundan bu hisseleri, Gerçe¤e Uygun De¤er Fark› Kar (Zarar)’a Yans›t›lan Finansal Varl›klar olarak sınıflandırmalıdır. • İşletme, Hamza Ticaret A.Ş.’nin hisselerini alım-satım amaçlı olarak elinde bulundurmamaktadır. Ayrıca bu hisse senetlerinin piyasa değerinin tespit edilebilmesini sağlayacak bir bilgi de bulunmadığından ve işletmenin bu hisse senetlerinin kısa vadede elinden çıkarabileceğine dair işletme yönetiminin bir kararı bulunmadığından, bu hisseler Sat›lmaya Haz›r Finansal Varl›klar olarak sınıflandırılmalıdır. • İşletme, Asya Paz.A.Ş.’nin hisse senetleri ile ilgili edindiği bilgiler ve bu hisse senetlerinin başka bir işletme tarafından karlı satışını da değerlendirerek bu hisse senetlerini elinden çıkarabileceğini düşünmektedir. Bu nedenlerle işletme bu hisseleri, Gerçe¤e Uygun De¤er Fark› Kar (Zarar)’a Yans›t›lan Finansal Varl›klar olarak sınıflandırmalıdır. Bu açıklamalar çerçevesinde TMS’lere göre ilgili menkul kıymetlerin sınıflandırması şu şekildedir: Hisse Senedi Sınıflandırma Nisoto A.Ş. GUD FARKI KAR (ZARAR)’A YANSITILAN FİNANSAL VARLIKLAR Hamza Tic. A.Ş. SATILMAYA HAZIR FİNANSAL VARLIKLAR Asya Paz.A.Ş. GUD FARKI KAR (ZARAR)’A YANSITILAN FİNANSAL VARLIKLAR DE⁄ERLEME Sınıflandırılan finansal varlıklar ile ilgili değerleme bilgileri şu şekildedir: Hisse Senedi Nisoto A.Ş. Hamza Tic. A.Ş. Asya Paz.A.Ş. Vergi Mevzuatına Göre Değerleme Ölçüsü Borsa Değeri TMS’na Göre Değerleme Ölçüsü GUD Maliyet Değeri Maliyet Değeri 5.000 YTL 5.000 YTL 0 Maliyet Değeri GUD 3.000 YTL 7.000 YTL 4.000 YTL 20.000 YTL 24.000 YTL 4.000 YTL Toplam Vergi Mevzuatına TMS’na Göre Göre Değerleme Değerleme Ölçüsü Ölçüsü 12.000 YTL 12.000 YTL Değerleme Farkı 0 MUHASEBELET‹RME Yukarıdaki menkul kıymetlerin muhasebeleştirilmesi esnasında mevcut Tekdüzen Hesap Planı’na bazı ilaveler ve değişiklikler yapılmasının gerekeceği TMSK tarafından çeşitli platformalarda dile getirilmiştir. Buna göre bu finansal varlıkların mevcut hesap planındaki ve değişiklikten sonra olması muhtemel hesap planındaki hesaplar ile görünümü şu şekildedir: Hisse Senedi Mevcut THP’deki Hesabı Yeni (Muhtemel) THP’deki Hesabı (Sınıflandırmaya Uygun Olması Beklenmektedir. GUD Farkı Kar (Zarar)’a Yansıtılan Finansal Varlıklar Nisoto A.Ş. 110 Hisse Senetleri Hamza Tic. A.Ş. 110 Hisse Senetleri Satılmaya Hazır Finansal Varlıklar Asya Paz.A.Ş. 110 Hisse Senetleri GUD Farkı Kar (Zarar)’a Yansıtılan Finansal Varlıklar VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 77 Nisoto A.. ile ilgili; Nisoto A.Ş. hisselerinin GUD’i borsada oluşan değer olduğundan, işletmenin Nisoto A.Ş. hisseleri ile ilgili Vergi Mevzuatı ve TMS’ler arasında bir değerleme farkı bulunmamaktadır. Hamza Tic. A.. ile ilgili; Hamza Tic. A.Ş. hisseleri borsada işlem görmediğinden ve bu hisselerin gerçeğe uygun değerini sağlıklı bir şekilde tespit edebilecek bir gösterge bulunmadığından, Satılmaya Hazır Finansal Varlıklar olarak sınıflandırılan bu hisselerin maliyet değeri ile değerlenmesi gerekmektedir. Bu hisseler ile ilgili Vergi Mevzuatı ve TMS’ler arasında bir değerleme farkı bulunmamaktadır. Ancak bu hisselerin Dönen Varlık hesaplarından çıkarılıp Duran Varlık hesaplarına nakledilmesi gerekmektedir. 31/12/07 240 Bağlı Menkul Kıymetler 5.000 240.10 Satılmaya Hazır Finansal Varlıklar 5.000 110 Hisse Senetleri Hisse Senetlerinin Sat›lmaya Haz›r Finansal Varl›k olarak s›n›fland›r›lmas› Asya Paz. A.. ile ilgili; Asya Paz. A.Ş. hisseleri de borsa da işlem görmemektedir. Ancak bu hisselerin gerçeğe uygun değerinin hesaplanmasına olanak tanıyan bir gösterge mevcuttur. Bu gösterge de, bu hisse senetlerinin yakın bir zamanda (yak›n bir zamanda kas›t ilemin gerçekleti¤i tarih ile de¤erleme yap›lan tarih aras›nda enflasyon ve(veya) faiz aç›s›nda paran›n zaman de¤erini çok fazla etkilemeyecek bir zaman dilimidir) başka bir işletme tarafından satılması dolayısıyla ortaya çıkan piyasa değeridir. Bu nedenle de bu hisselerin değerlemesinin yapılması gerekmektedir. 31/12/07 110 Hisse Senetleri 4.000 110.00 GUD Farkı K/Z’a Yansıtılan Finansal Varlıklar 645 Menkul Kıymet Satış Karları8 645.00 GUD Karlar› -Hisse Senetlerinin 4.000 De¤erlemesi- Tolga Ticaret A.Ş. 31.12.2007 tarihi itibariyle ilgili hisse senetlerinin bilanço görünümü şu şekildedir: 78 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO Tolga Ticaret A.Ş. 31.12.2007 Tarihi itibariyle TFRS Bilançosu 110 Hisse Senetleri 19.000 YTL GUD Farkı K/Z’a Yansıtılan Finansal Varlıklar Nisoto A.Ş. 12.000 YTL Asya Paz.A.Ş. 7.000 YTL 240 Bağlı Menkul Kıymetler Satılmaya Hazır Finansal Varlıklar Hamza Tic.A.Ş. 5.000 YTL 5.000 YTL Bu uygulamada borsada işlem görmeyen Asya Ticaret A.Ş.’nin GUD farkı, Vergi uygulamalarına göre vergi matrahından indirilecek gelirdir. ALICILAR TMS ve Vergi uygulamalarına göre senetsiz alacakların değerlemesi farklılık göstermektedir. Vergi mevzuatı senetsiz alacakların kayıtlı değerleri ile değerlenmesini belirtmekte iken TMS 39’a göre bu tür alacakların itfa edilmiş maliyet değerleri ile değerlenmeleri gerekmektedir. Örnek: Mert Pazarlama A.Ş.’nin alacaklarının yapısı aşağıdaki gibidir. Bu yapıya göre şirket, finansal varlıklarının bir parçası olan alacakları ile ilgili (1) karşılık hesaplamaları yapmalı ve (2) vadeli alacaklarının itfa edilmiş maliyet değerlerini hesaplamalıdır. Vadesi Geçmiş Alacaklar ABC Ticaret KLM Ticaret Toplam Alacak Vadesi Gelmemiş Alacaklar 1 - 30 gün 31 - 60 gün 61 - 90 gün 91-120 gün 120 günden fazla 100.000 100.000 - - - - - 30.000 - - 10.000 20.000 - - 130.000 100.000 - 10.000 20.000 Karşılık Oranı %1 % 35 % 60 - - % 80 % 95 (1)Karşılık hesaplamaları Şirket vadesi geçmiş alacakları için karşılık ayırıp ayırmayacağına, geçmiş verilerini dikkate alarak karar vermelidir. Örneğin, şirketin geçmiş verileri incelendiğinde, vadesi 30 güne kadar geçmiş alacaklarının % 99’unu, 31-60 gün arası geçen alacaklarının % 65’ini, 61-90 gün arası geçen alacaklarının % 40’ını, 91-120 gün arası geçen alacaklarının % 20’sini ve 120 günden fazla geçen alacaklarının % 5’ini tahsil edebildiği varsayılırsa; şirket tahsil edemeyeceğini tahmin ettiği kısma karşılık ayırmalıdır. Şirketin ayıracağı şüpheli ticari alacak karşılığı; 10.000 YTL x % 35 = 3.500 YTL VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 79 20.000 YTL x % 60 = 12.000 YTL Toplam Karşılık 15.500 YTL 31/12/07 128 Şüpheli Ticari Alacaklar 30.000 120 Alıcılar 30.000 31/12/07 770 Genel Yönetim Giderleri 15.500 129 Şüpheli Tic.Al. Karşılığı 15.500 Şirketin hesapladığı şüpheli ticari alacak karşılıları, Vergi Usul Kanunu’nun 323.maddesine göre aşağıdaki şartlara bağlıdır: o Ticari veya z›rai kazanc›n idame ettirilmesi ile ilgili olmas›, o Has›lat olarak kaydedilmesi o Dava ve icra safhas›nda olmas› o Yap›lan protestoya veya yaz› ile bir defadan fazla istenmesine ra¤men borçlu taraf›ndan ödenmemi bulunan dava ve icra takibine de¤meyecek derecede küçük olmas› gerekir. Şirketin ayırdığı karşılık bu özelliklere sahip olmadığı için, karşılık olarak kaydedilen 15.500 YTL ticari kazancın saptanmasında Kanunen Kabul Edilmeyen Gider (KKEG) olarak dikkate alınacaktır. (2)Alacakların itfa edilmiş maliyet değeri Vade Yapısı ABC Ticaret Toplam Vadeli Alacak 30 gün 100.000 YTL 20.000 YTL 45 gün 45.000 YTL 60 gün 35.000 YTL Şirket alacaklarına aylık % 2 vade farkı uyguladığı için, etkin faiz oranı % 2 olarak kabul edilmiştir. Alacak Tutarı 20.000 YTL 45.000 YTL 35.000 YTL 100.000 YTL 80 Gün 30 45 60 İskonto Tutarı 33 YTL 111 YTL 115 YTL 258 YTL İtfa Edilmiş Maliyet Değeri 19.96710 YTL 44.889 YTL 34.885 YTL 99.742 YTL VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 31/12/07 657 Reeskont Faiz Giderleri 122 Alacak Reeskontu 258 258 TMS’lere göre itfa edilmiş maliyet değeri hesaplanan (reeskonta tabi alacaklar) alacakların, vergi mevzuatına göre aşağıdaki şartlara bağlıdır: o Alacak veya borcun iktisadi iletme bünyesinde do¤mu olmas›, o Alacak veya borcun senede bal› olmas›, o Alacak veya borcun ba¤l› bulundu¤u senedin vade içermesi, o De¤erleme gününde, alacak veya borç senedinin vadesinin henüz gelmemi olmas›, o Alacak senetlerini reeskonta tabi tutan iletmelerin borç senetlerini de reeskont ilemine tabi tutmas› gerekir. Yukarıdaki VUK hükmünden de anlaşılabileceği gibi, senetsiz alacaklara reeskont uygulanamaz. Dolayısıyla da şirketin itfa edilmiş maliyet değerinin hesaplanmasında gider olarak kaydettiği 258 YTL, ticari kazancın saptanmasında Kanunen Kabul Edilmeyen Gider (KKEG) olarak dikkate alınacaktır. 3. FİNANSAL BORÇLARIN (YÜKÜMLÜLÜKLERİN) KARŞILAŞTIRILMASI 3.1. TMS Kapsamında Finansal Borçlar TMS 32 kapsamında finansal borçlar, işletmenin sözleşme ile ortaya çıkmış borcunu nakit olarak ödeme ya da bu borcu bir finansal varlığını vererek yerine getirmesi durumunda, ayrıca özkaynağa dayalı borçlanması durumunda ortaya çıkar (TMS 32, paragraf 11). Borcun Nakit Olarak ya da Bir Finansal Varlık Verilerek Ödenmesi: İşletmenin, borcunu nakit olarak ödeyecek olması veya nakit olarak ödemeyip borcunu kendisine ait başka bir finansal varlığı borçlu olduğu işletmeye vererek ödeyecek olmasıdır. Bu gruba kısa ve uzun vadeli yabancı kaynaklar hesap sınıflarında yer alan; Mali Borçlar Ticari Borçlar gibi borçlanma sağlayan araçlar girmektedir. Özkaynağa Dayalı Borçlanma: İşletmenin borcunu sahip olduğu özsermaye araçları ile ödeyecek olması, özsermayeye dayalı borçlanmadır (TMS 32, paragraf 11). VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 81 3.2. TMS Kapsamında Finansal Borçların Sınıflandırılması ve Değerlemesi Finansal borçlar şu şekilde sınıflandırılarak değerlenir: Gerçeğe Uygun Değer Farkı Kar (Zarar)’a Yansıtılan Finansal Borçlar: Gerçeğe uygun değer ile değerlenir ve gerçeğe uygun değer farkı gelir tablosunda raporlanır. Diğer Finansal Borçlar: İtfa edilmiş maliyet değeri ile değerlenir. 3.3. Finansal Borçların TMS ve Vergi Uygulamaları Karşılaştırması Finansal borçların TMS ve Vergi uygulamaları karşılaştırması uygulamada genellikle daha fazla kullanılan hesaplar ve işlemler üzerinde yapılmıştır. BANKA KREDİLERİ Banka kredileri vergi uygulamalarında VUK 285.maddesi hükmüne göre değerlenmektedir. Bu madde hükmüne göre bilanço tarihinde kıst faiz gideri hesaplanarak, finansman gideri tahakkuk ettirilmektedir. TMS uygulamalarına göre ise banka kredileri hesabı itfa edilmiş maliyet değeri ile değerlenmektedir. Örnek: Halk A.Ş.; 22.11.2007 tarihinde ERD Bankası’ndan 12 ay vadeli ve aylık % 1,65 faiz oranından 100.000 YTL kredi almıştır. Bu kredinin ödeme tablosu aşağıdaki gibidir: Kredi Tarihi : 22.11.2007 Bilanço Tarihi: 31.12.2007 Kredi Faiz Oranı: %1,65 Taksit Sayısı 1 82 Taksit Tarihi Taksit Tutarı Faiz KKDF BSMV Anapara 24.12.2007 9.301,30 1.650,00 0,00 82,50 7.568,80 2 22.01.2008 9.301,30 1.525,11 0,00 76,25 7.699,94 3 22.02.2008 9.301,30 1.398,06 0,00 69,90 7.833,34 4 24.03.2008 9.301,30 1.268,81 0,00 63,44 7.969,05 5 22.04.2008 9.301,30 1.137,32 0,00 56,86 8.107,12 6 22.05.2008 9.301,30 1.003,55 0,00 50,17 8.247,58 7 23.06.2008 9.301,30 867,47 0,00 43,37 8.390,46 8 22.07.2008 9.301,30 729,03 0,00 36,45 8.535,82 9 22.08.2008 9.301,30 588,19 0,00 29,40 8.683,71 10 22.09.2008 9.301,30 444,90 0,00 22,24 8.834,16 11 22.10.2008 9.301,30 299,14 0,00 14,95 8.987,21 12 24.11.2008 9.301,30 150,94 0,00 7,55 9.142,81 111.615,60 11.062,52 553,08 100.000,00 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO Vergi Uygulamalarına Göre • Şirket krediyi aldığında şu kaydı yapmıştır: 22/11/07 102 Bankalar 100.000,00 180 Gelecek Aylara Ait Giderler 300 Banka Kredileri 11.615,60 111.615,60 •Halk A.Ş., 1. taksidi ödemiş ve şu muhasebe kaydını yapmıştır. o Kredi 1.taksidinin tahakkuku 24/12/07 780 Finansman Giderleri 1.732,50 180 Gelecek Aylara Ait Giderler 1.732,50 o Kredi 1.taksidinin ödemesi 24/12/07 300 Banka Kredileri 9.301,30 102 Bankalar 9.301,30 • Halk A.Ş. 31.12.2007 tarihli bilançosunu hazırlarken “VUK 285: Borçlar mukayyet de¤erleriyle de¤erlenir. Mevduat veya kredi sözlemelerine müstenit borçlar de¤erleme gününe kadar hesaplanacak faizleriyle birlikte dikkate al›n›r” maddesine göre şu hesaplamaları ve muhasebe kaydını yapmıştır: o K›st Gider hesaplamas› yaparken 2.taksidin 2007 y›l›na düen k›sm›n› (7 gün) hesaplam›t›r. (1.525,11 YTL + 76,25 YTL) /30 gün x 7 gün = 373,65 YTL o K›st Giderin muhasebe kayd› u ekilde yap›lm›t›r: 31/12/07 780 Finansman Giderleri 373,65 180 Gelecek Aylara Ait iderler 373,65 Yapılan bu hesaplamalar ve muhasebe kayıtları sonrasında bazı hesaplar şu şekildedir: 780 Finansman Gideri 1.732,50 373,65 2.106,15 180 Gelecek Aylara Ait Giderler 11.615,60 1.732,50 373,65 9.509,45 300 Banka Kredileri 9.301,30 111.615,60 102.314,30 Vergi uygulamalarına göre, şirketin 2007 yılı içerisinde tahakkuk ettirdiği 2.106,15 YTL ticari karın tespitinde gider olarak dikkate alınacaktır. VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 83 TMS Uygulamalarına Göre Kredi Tarihi : 22.11.2007 Bilanço Tarihi: 31.12.2007 Kredi Faiz Oranı: %1,65 Taksit Sayısı A 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 Etkin Faiz Oranı11: Taksit Tarihi Nakit Giriş/Çıkışı B C -100.000,00 24.12.2007 9.301,30 22.01.2008 9.301,30 22.02.2008 9.301,30 24.03.2008 9.301,30 22.04.2008 9.301,30 22.05.2008 9.301,30 23.06.2008 9.301,30 22.07.2008 9.301,30 22.08.2008 9.301,30 22.09.2008 9.301,30 22.10.2008 9.301,30 24.11.2008 9.301,30 % 1,73 D E TMS uygulamalarına göre 31.12.2007 tarihinden sonraki kredi anapara ve faiz (BSMV dahil) ödemelerinin bugünkü değerleri hesaplanmış ve 31.12.2007 tarihinden sonraki kredi taksit ödemelerinin etkin faiz oran› ve etkin faiz yöntemi ile hesaplanmış itfa edilmi maliyet de¤eri şu şekilde bulunmuştur. Taksit Sayısı Taksit Tarihi Taksit Tutarı Faiz KKDF BSMV Anapara Faiz+BSMV Anaparanın itfa edilmiş itfa edilmiş maliyet maliyet değeri değeri 1 24.12.2007 9.301,30 1.650,00 0,00 82,50 7.568,80 2 22.01.2008 9.301,30 1.525,11 0,00 76,25 7.699,94 1.599,70 7.691,97 3 22.02.2008 9.301,30 1.398,06 0,00 69,90 7.833,34 1.464,30 7.813,83 4 24.03.2008 9.301,30 1.268,81 0,00 63,44 7.969,05 1.326,99 7.937,61 5 22.04.2008 9.301,30 1.137,32 0,00 56,86 8.107,12 1.187,85 8.064,12 6 22.05.2008 9.301,30 1.003,55 0,00 50,17 8.247,58 1.046,65 8.192,26 7 23.06.2008 9.301,30 867,47 0,00 43,37 8.390,46 903,37 8.321,65 8 22.07.2008 9.301,30 729,03 0,00 36,45 8.535,82 758,17 8.454,27 9 22.08.2008 9.301,30 588,19 0,00 29,40 8.683,71 610,80 8.588,21 10 22.09.2008 9.301,30 444,90 0,00 22,24 8.834,16 461,33 8.724,27 11 22.10.2008 9.301,30 299,14 0,00 14,95 8.987,21 309,75 8.862,89 12 24.11.2008 9.301,30 150,94 0,00 7,55 9.142,81 156,06 9.002,35 553,08 100.000,00 9.824,96 91.653,42 111.615,60 11.062,52 11. Etkin Faiz Oranı (bu kavrama iç verim oranı da denmektedir); 12 dönemde gerçekleşecek kredi taksit ödemelerini 100.000 YTL’ye eşitleyen orandır. Bu oranın hesaplanması Microsoft Excel’de IRR (Internal Rate of Return- İç Verim Oranı) formülüyle yapılmaktadır. Programda IRR formülü seçilir ve nakit giriş/çıkış sütunu seri olarak taranır (yukarıdaki tabloya bakınız) ve sonuç etkin faiz oranını [iç verim oranı, =IRR(C0:C12)] verir. 84 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO TMS Kayıtlarının Hesaplamaları: 31.12.2007 Anapara 92.431,20 YTL 91.653,42 YTL 777,78 YTL Kayıtlı Değeri İtfa Edilmiş Maliyet Değeri FARK 31.12.2007 Faiz ve BSMV 9.883,10 YTL 9.824,96 YTL 58,14 YTL Toplam 102.314,30 YTL 101.478,38 YTL 835,92 YTL İşletme bu hesaplamalardan sonra şu iki kayıttan birini yapabilir. 1 31/12/07 300 Banka Kredileri 835,82 180 Gelecek Aylara Ait Giderler 58,14 642 Faiz Geliri 777,78 2 31/12/07 322 Borç Reeskontları 835,82 180 Gelecek Aylara Ait Giderler 58,14 647 Reeskont Faiz Geliri 777,78 SATICILAR Vergi uygulamalarına göre senetsiz borçlar mukayyet (kayıtlı) değerleri ile değerlenirken (VUK 285), TMS uygulamalarına göre itfa edilmiş maliyet değeri ile değerlenmektedir. Örnek: SML Ticaret ve Pazarlama Ltd.Şti.’nin satıcılar hesabının vade yapısı şu şekildedir: Vade Yapısı Satıcı Toplam Vadeli Borçlar 31 gün 56 gün 90 gün 105 gün 120 gün XYZ Ticaret 25.000 YTL 3.500 YTL 5.500 YTL 8.000 YTL 3.000 YTL 5.000 YTL Şirket borçlanmalarında, tedarikçileri ile yaptığı anlaşmalar gereği % 5 vade farkına katlanmaktadır. Buna göre etkin faiz oranı % 5 kabul edilerek yapılan hesaplamada borçların vade yapılarına göre itfa edilmiş maliyet değerleri12.aşağıdaki gibidir: 12. Şirket, ticari borçlarının vade yapısını sağlıklı bir şekilde saptayamıyorsa ya da ticari borçları karışık bir yapıya sahipse ticari borç devir hızı yardımıyla ortalama ödeme süresi hesaplayabilir. Satıcılar hesabının ortalama vadesi hesaplanırken Borç Devir Hızı Oranından yararlanılabilir. Borç Devir Hızı = Vadeli Alımlar / Ort.Tic.Borçlar’dır. Bulunan borç devir hızı, ortalama Ticari Borç ödeme süresini hesaplamada kullanılabilir. Ortalama Ticari Borç Ödeme Süresi = 365 gün / Borç Devir Hızı=.......... gün VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 85 Borç Tutarı Gün İskonto Tutarı İtfa Edilmiş Maliyet Değeri 3.500 31 15 3.485 5.500 56 42 5.458 8.000 90 97 7.903 3.000 105 43 2.957 5.000 120 81 4.919 278 24.722 25.000 31/12/07 322 Borç Reeskontu13 278 278 647 Reeskont Faiz Geliri VUK hükümlerine göre, senetsiz borçlara reeskont uygulanamaz. Dolayısıyla da şirketin itfa edilmiş maliyet değerinin hesaplanmasında gelir olarak kaydedilen 278 YTL, ticari kazancın saptanmasında indirilecek gelir olarak dikkate alınacaktır. 4 TÜREV FİNANSAL ARAÇLARIN KARŞILAŞTIRILMASI 4.1. Türev Finansal Araçların Tanımlanması Türev finansal araçlar, işletmeler arası sözleşme ile bir finansal aracın bir veya daha fazla finansal riskini nakletme amacıyla şartlı ya da şartsız değişim hakkı tanıyan sözleşmelerdir (TMS 32, Uygulama Rehberi 15-16). Bir türev finansal araç, sözleşme yapan işletme taraflarından birine ödemenin nasıl yapılacağına ilişkin bir seçenek vermesi durumunda- ödeme alternatiflerinin aracın özkaynağa dayalı finansal araç olmasıyla sonuçlanması durumu olmadığı sürece -bir finansal varlık veya finansal borçtur (TMS 32, paragraf 26). Türev finansal araçlardan en s›k kullan›lanlar› u ekilde tan›mlayabiliriz: Vadeli İşlem Sözleşmeleri (Forward Contracts): Bir işletme vadeli işlem sözleşmesi satın aldığında, bugünden belirlenen bir fiyat üzerinden gelecekte varlığın belli bir zamanda ve belli bir yerde kendisine teslimini sağlayan anlaşmayı imzalamış olur. İşletme, teslim zamanında, satın almış olduğu varlığı elde ederse sözleşme fiyatını öder. İşletmenin teslim zamanındaki karı ya da zararı, varlığın piyasa değeri ve sözleşme fiyatı arasındaki farktır (Copeland ve Weston, 1992, s. 300,301). Organize Vadeli İşlem Sözleşmeleri (Futures Contracts): Organize vadeli işlem sözleşmesi vadeli işlem sözleşmesi ile benzer özellikler taşımak13. 322 Borç Senetleri Reeskontu hesabının Borç Reeskontu hesabı olarak değiştirilmesi ya da bu grupda yeni bir (-) hesap açılması gerekmektedir. 86 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO tadır. Ancak, aradaki tek fark organize vadeli işlem sözleşmesinde sözleşme fiyatındaki değişimlerin günlük olarak belirlenmesidir. Vadeli işlem sözleşmeleri ve organize işlem sözleşmeleri günlük hayatta da oldukça yaygın olarak kullanılmaktadır. Örneğin, işletme altı ay içinde teslim edilecek bir araba satın aldığında ileri vadeli bir sözleşme (futures contracts) satın almış olur (Copeland ve Weston, 1992, s. 301). Vadeli Takas Sözleşmeleri (Swap Contracts): Vadeli takas sözleşmeleri tarafların faizi ya da döviz cinsini değiştirmek suretiyle yaptıkları takas sözleşmesidir. Faiz oranı swapı faiz ödemelerinin hiçbir zaman ödenmediği ya da elde edilmediği hayali bir anaparaya bağlı olduğu sözleşmelerdir (Copeland ve Weston, 1992, s. 656). Döviz kuru swap’ında taraflar önceden anlaştıkları oran ve koşullarda belirli bir miktardaki dövizi takas ederler (Copeland ve Weston, 1992, s. 301). Vadeli İşleme Konu Ticari Mal Sözleşmeleri (Commodity Contracts): Gelecekte belirli bir tarihte, bir malı sözleşmede belirlenen fiyat üzerinden satın almayı veya satmayı zorunlu kılan sözleşmelerdir (http://www.kobifinans.com.tr/bilgi_merkezi/0217/9778, erişim 30 Mart 2007). 4.2. Türev Finansal Araçların Sınıflandırılması ve Değerlemesi Bir aracın türev finansal araç olarak tanımlanması için aşağıdaki üç özelliğin tamamını bulundurması gerekmektedir (TMS 39, paragraf 9): Sözleşmeye bağlanan bir finansal aracın değerinin bazı parametreler doğrultusunda (finansal aracın fiyatı, mal bedeli, döviz kuru, fiyat veya oran endeksi, kredi derecesi veya kredi endeksi) değişmesi gerekir. Türev finansal araçlara ilişkin bir sözleşme satın alınırken genelde nakit ya da başka bir finansal varlık ile ödeme yapılmaz veya diğer sözleşmelere göre daha düşük ödeme yapılır. Türev finansal araçlara ilişkin sözleşmeler ileri tarihlidir yani ödeme gelecekteki bir tarihte yapılacaktır. Türev finansal araçlar; işletmelerin kar elde etmek amacıyla ellerinde bulundurdukları sözleşmeleri ifade ettiğinde alım-satım amaçlı finansal araçlar olarak nitelendirilmektedir.Bu nedenle de değerleme ölçüsü gerçeğe uygun değerdir ve gelir tablosunda (kar/zarar) muhasebeleştirilir. Ancak türev finansal araçlar finansal riskten korunma amacıyla (hedging) edinildiğinde değerleme ölçüsü gerçeğe uygun değer olmasına karşın sınıflandırılması ve muhasebeleştirilmesi bazı unsurlara göre değişiklikler göstermektedir. Finansal riskten korunma aracının, etkin olan kısmı özkaynaklarda, etkin olmayan kısmı ise gelir tablosunda raporlanmaktadır. Vergi uygulamalarına göre ise, türev finansal araçlardan elde edilen kaVI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 87 zançlar gelir olarak adlandırılmakta iken, bu araçlarıdan dolayı katlanılan zararlar da ticari karın tespitinde gider olarak dikkate alınmaktadır. 5 FİNANSAL ARAÇLARIN DİPNOT AÇIKLAMALARININ KARŞILAŞTIRILMASI Vergi uygulamalarında, finansal araçlar ile ilgili dipnotlar kamuyu aydınlatma açısından son derece yetersizdir. Buna rağmen TFRS 7: Finansal Araçlar: Açıklamalar standardında işletmelerin finansal araçlar ile ilgili hangi unsurlarını kamuya açıklayacakları belirlenmiştir. Buna göre açıklanacak bazı unsurlar aşağıdaki gibidir: • Finansal araçların sınıflandırma kriterleri, • Finansal araçların değerleme ölçüleri, • Sınıflandırma ve değerlemeye ilişkin muhasebe politikaları, • Değerlenen finansal araçların gelir tablosunda mı , özkaynakda mı raporlandığı, • Finansal araçların gerçeğe uygun değerlerinin hangi kriterlere göre saptandığı, • Finansal riskten korunma ve finansal riskten korunma muhasebesi ile ilgili açıklamalar, • Risk ile ilgili açıklamalar. SONUÇ TFRS ve Vergi uygulamaları açısından finansal araçların değerlemesi, muhasebeleştirilmesi ve dipnotlarda açıklanması bir çok yönden farklılık göstermektedir. Finansal araçlar konusu, TFRS’lerde en fazla yer tutan konudur ve bu konunun önemi 3 (üç) ayrı standartta düzenlemesi ile de anlaşılabilir. İşletmelerin, TFRS’leri tam set olarak uygulamaları zorunluluktur. Ancak işletmeler standart setinde, kendi durumlarını ilgilendirmeyen konuları dipnotlarda belirterek uygulamamaktadır. Finansal araçlar, bütün işletmeleri ilgilendiren ve bütün işletmelerin faaliyetlerinin içerisinde birçok yönüyle ortaya çıkan bir konudur. Bu nedenle TFRS’lerin eğitim ve uygulanma sürecinde bu konunun üzerinde hassasiyetle durulmasında faydalı olacaktır. Ekonomik yaşam ve buna bağlı olarak finansal piyasalardaki gelişmeler gözlemlendiğinde, işletmeler riskten korunmak amacıyla ya da kısa vadede alım-satım kazançları sağlamak amacıyla türev ürünlere (türev finansal araçlar) yönelmekte ve bu işlemlerin finansal tablolara etkilerini yeterince doğru bir şekilde raporlayamamaktadır. TFRS’ler işletmeler için bu sıkıntıları gidermekte ve finansal tabloların gerçeğe uygun bir şekilde sunulmasını sağlamaktadır. Ülkemizde TFRS’lerin uygulama sürecinin yeni başlayacak olması, bugüne kadar özellikle finansal araçlar konusunda doğru değerleme hükümleri içerdiğine inanılmayan vergi 88 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO mevzuatının da yeniden gözden geçirilmesine fırsat oluşturacaktır. Bu fırsatları değerlendirmek için; Üniversiteler, Mödav, Türmob, TMSK, Maliye Bakanlığı, SPK, BDDK, EPDK gibi kurumlar birlikte çalışmaları desteklenmelidir. YARARLANILAN KAYNAKLAR AKDOĞAN, Nalan; SEVİLENGÜL, Orhan: Türkiye Muhasebe Standartları ile Uyumlu Tekdüzen Muhasebe Sistemi Uygulaması; İSMMMO Yayın No:7, 13. Baskı, Mart 2007 COPELAND, Thomas E.; WESTON, J. Fred: Financial Theory and Corporate Policy, Addison-Wesley Publishing Company, 1992 EPSTEIN, Bary J.; JERMAKOWICZ, Eva K.: IFRS 2007: Interpretation and Application of International Financial Reporting Standards, John Wiley & Sons Editions, 2007 IASB: IFRS-International Financial Reporting Standards, IASCF, London 2006 MIRZA, Ali Abbas; HOLT, Graham J.; ORRELL, Magnus: International Financial Reporting Standards- Workbook and Guide, John Wiley & Sons Editions, 2007 MISIRLIOĞLU, Ufuk: Finansal Araçların Finansal Tablolara Alınması ve Değerlemesine İlişkin Temel İlkeler, Muhasebe Bilim Dünyası Dergisi (MÖDAV), Mart 2005 TÜRKİYE MUHASEBE STANDARTLARI: Uluslararası Finansal Raporlama Standartları (IFRS/IAS) ile Uyumlu Türkiye Muhasebe Standartları, Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu Yayınları, 2007 http://www.kobifinans.com.tr/bilgi_merkezi/0217/9778; 30 Mart 2007 http://www.tmsk.org.tr http://www.iasb.org http://www.gib.gov.tr (213 sayılı Vergi Usul Kanunu) VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 89 TMS KAPSAMINDA KOŞULLU BORÇLAR, KOŞULLU VARLIKLAR VE VERGİ UYGULAMALARI İLE KARŞILAŞTIRILMASI Hüseyin Gürer Managing Partner DRT Bağımsız Denetim ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik A.Ş. Bir işletmenin faaliyet sonuçları ve finansal durumunun finansal tablo kullanıcılarına gerçeğe uygun bir şekilde sunulabilmesi, varlıklarının ve yükümlülüklerinin tam ve doğru olarak ölçülerek finansal tablolara yansıtılmasına bağlıdır. Varlık ve borçların gerçeğe uygun olarak yansıtılmasında ise mevcut kesinleşmiş durumların yanı sıra, belirli durumlarda kesinleşmesi gelecekte gerçekleşecek hususların karşılık olarak finansal tablolara yansıtılmasını gerektirebilmektedir. Karşılık ayrılması konusu, muhasebenin temel kavramlarından özellikle dönemsellik, ihtiyatlılık ve sosyal sorumluluk kavramlarının yerine getirilmesi açısından önem taşır. Karşılıklar, ait olduğu ödemeye ilişkin olarak gelecek bir tarihte yapılacak harcamanın zaman ve miktarının kesin olmaması nedeniyle, ticari borçlar ve tahakkuklar gibi diğer yükümlülüklerden ayırt farklıdırlar. Neredeyse her işletme faaliyetleri sırasında bir çok kez aşağıda sadece örnekleri sıralanan durumlarla karşılaşmaktadır: • Aleyhte açılan davalar. • Müşterilerin hatalı bir üründen dolayı tazminat talep etmesi. • İşletme tarafından ürünler için garanti verilmesi. • İşletme aleyhine vergi cezaları. • İşletmenin tazminat talepleri. Koşullu borç veya alacak olarak adlandırılan ve yukarıda örnekleri verilen hususların ortak özelliği işletmenin tam anlamıyla kontrolünde bulunmayan, bir veya daha fazla kesin mahiyette olmayan olayın ileride gerçekleşip gerçekleşmemesi ile mevcudiyeti teyit edilebilecek olan yükümlülük veya varlık olmalarıdır. Örneğin aleyhte açılan davaların sonucu işletmenin yükümlülük altına girmesi ancak davanın kesin olarak sonuçlanması ile mümkündür ve dava sürecinin nasıl sonuçlanacağı işletmenin tam anlamıyla kontrolü altında değildir. Aynı şekilde işletmenin satmış olduğu bir ürünle ilgili vermiş olduğu garantinin işletmeye kesin olarak bir yükümlülük getirmesi için satılan ürünün garanti kapsamında bir arıza yapması VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 91 gerekmektedir. Öte yandan işletmenin tazminat talebinin sonucunun kesinleşmesi ise karşı tarafın kabul etmesine, karşılıklı olarak anlaşılmasına veya hukuki sürecin tamamlanmasına bağlıdır. Bu çalışmamızda koşullu borçlar ve varlıkları Türkiye Muhasebe Standartları (“TMS”) açısından ve Ülkemiz vergi mevzuatı açısından olmak üzere iki kapsamda ele alacağız. 1. TMS AÇISINDAN KOŞULLU BORÇLAR VE VARLIKLAR TMS doğrultusunda düzenlenen finansal tablolar ticari bilançonun oluşumu ile ilgilidir. Burada kullanılan “finansal tablolar” sözü de genel amaçlar için hazırlanan finansal tabloları ifade etmektedir. Bu finansal tablolar en az yılda bir kez yıllık olarak hazırlanıp sunulmakta ve geniş bir kullanıcı yelpazesinin ortak ihtiyaçlarına cevap vermek durumundadırlar. İşletmelerin finansal tablolarını hazırlarken yukarıda örnekleri verilen koşullu borç veya varlıklar ortaya çıktığında nasıl bir muhasebeleştirme işlemi yapacakları TMS 37; “Karşılıklar, Koşullu Borçlar Ve Koşullu Varlıklar” (TMS 37) standardında düzenlenmektedir. TMS 37 özetle koşullu borç ve varlıkların tanımını yapmakta, hangi hallerde karşılık veya varlık olarak finansal tablolarda dikkate alınmaları gerektiğini veya hangi hallerde finansal tablo dipnotlarında açıklanmaları gerektiğini ve finansal tablo dipnotlarında yapılması gereken açıklamaları belirlemektedir. 1.1 Koşullu Borçlar TMS 37’ye göre bir karşılık, aşağıda yer alan koşulların tümünün varlığı halinde finansal tablolara yansıtılır: (a) Geçmiş bir olaydan kaynaklanan mevcut bir yükümlülüğün (hukuki veya zımni) bulunması; (b) Yükümlülüğün yerine getirilmesi için ekonomik fayda içeren kaynakların işletmeden çıkmalarının muhtemel olması, (c) Yükümlülük tutarının güvenli bir biçimde tahmin edilebiliyor olması. Geçmiş Bir Olaydan Kaynaklanan Mevcut Yükümlülük Geçmiş bir olaydan kaynaklanan mevcut yükümlülük ile ne denmek istendiğini örneklerle detaylandıralım: I. Bir otomobil üreticisi satm› oldu¤u otomobilde oluabilecek garanti kapsam›nda bir ar›za için sat› s›ras›nda vermi oldu¤u garantiden dolay› yasal yükümlülü¤ü bulunmaktad›r. Dolay›s›yla geçmite sat›lan araçlara verilmi garantilerden (geçmi bir olay) kaynaklanan ve bilanço tarihi itibariyle garanti süresi dolmam› otomobillere ilikin olarak yasal yükümlülük (mevcut yükümlülük) bulunmaktad›r. 92 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO II. Kimya sektöründe faaliyet gösteren bir iletme, faaliyet gösterdi¤i bir ülkede çevresel konular› düzenleyen bir mevzuat olmamas›na ra¤men, kirlenmesine sebep oldu¤u alanlar›n temizlenmesi politikas›n› uygulamaktad›r. Bu durumda alan›n kirlenmesi (geçmi bir olay) ve bilanço tarihi itibariyle iletmenin her ne kadar yasal yükümlülü¤ü olmasa bile genel politikas› gerei iletmenin kirlenmi alan›n temizlemesini yapaca¤›na dair di¤er taraflar nezdinde geçerli beklentiler yaratt›¤›ndan dolay› z›mni kabulden do¤an bir yükümlülü¤ü (mevcut yükümlülük) bulunmaktad›r. Yükümlülüğün yerine getirilmesi için ekonomik fayda içeren kaynakların işletmeden çıkmalarının muhtemel olması Herhangi bir borcun muhasebeleştirilmesinin uygun görülebilmesi için, ortada sadece mevcut bir yükümlülük olması değil, aynı zamanda söz konusu yükümlülüğü yerine getirmek amacıyla ekonomik fayda içeren kaynakların işletmeden çıkma olasılıklarının da bulunması gerekir. TMS 37’nin uygulanması açısından, bir olayın gerçekleşeceğinin beklendiği, örneğin belli bir olayın gerçekleşme olasılığının gerçekleşmeme olasılığından daha fazla olduğu durumlarda, kaynakların işletme dışına çıkmasının ya da diğer bir olayın gerçekleşmesinin olası olduğu kabul edilir. Mevcut bir yükümlülüğün var olmama olasılığının bulunduğu ve ekonomik fayda içeren kaynakların işletme dışına çıkmaları olasılığının düşük olmadığı durumlarda, söz konusu husus koşullu borç olarak finansal tablo dipnotlarında açıklanır. Örneğin: 2006 y›l›nda iletmenin aleyhine hatal› oldu¤u öne sürülen bir üründen dolay› tazminat talebiyle dava aç›lm›t›r. 31 Aral›k 2006 tarihi itibariyle olan finansal tablolar›n yay›mlanma tarihi itibariyle iletmenin avukatlar› davan›n sonunda iletmenin hatal› bulunmamas›n›n muhtemel oldu¤unu (%50’den daha fazla bir olas›l›k) düünmektedirler. Dolay›s›yla 31 Aral›k 2006 tarihi itibariyle ekonomik fayda sa¤layan kaynaklar›n iletmeden ç›kmalar›n›n muhtemel olmamas›ndan dolay› herhangi bir kar›l›k ayr›lmas›na gerek yoktur ancak finansal tablo dipnotlar›nda böyle bir koullu borcun oldu¤u aç›klanmal›d›r. Avukatlar›n iletmenin hatal› bulunmas›n›n düük ihtimal oldu¤unu düündü¤ü durumlarda ise finansal tablo dipnotlar›nda bir aç›klama yap›lmas›na gerek yoktur. 2007 y›l›na gelindi¤inde ise davan›n seyrindeki de¤iikliklerden dolay›, 31 Aral›k 2007 tarihi itibariyle olan finansal tablolar›n yay›mlanma tarihi itibariyle iletmenin avukatlar› davan›n sonunda iletmenin hatal› bulunmas›n›n muhtemel oldu¤unu (%50’den daha fazla bir olas›l›k) düünmektedirler. Dolay›s›yla 31 Aral›k 2007 tarihi itibariyle ekonoVI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 93 mik fayda sa¤layan kaynaklar›n iletmeden ç›kmalar›n›n muhtemel olmas›ndan dolay› finansal tablolarda kar›l›k ayr›lacakt›r. Yükümlülük tutarının güvenli bir biçimde tahmin edilebiliyor olması Karşılık olarak muhasebeleştirilen tutar, mevcut bir yükümlülüğü yerine getirmek için bilanço tarihi itibariyle yapılması gereken harcamaya ilişkin en gerçekçi tahmin olmalıdır. Tahminlerin kullanımı, finansal tabloların hazırlanmasının gerekli bir bölümüdür ve bunların güvenilirliklerini zayıflatmaz. Bu, özellikle, doğası gereği bilanço kalemlerinde yer alan diğer varlıklardan daha belirsiz olan karşılıklar açısından geçerlidir. Çok nadir durumlar dışında, bir işletme bir dizi olası sonuç belirleyebilme imkanına sahip olacaktır ve bu nedenle, yükümlülüğe ilişkin olarak karşılık ayrılması işleminde yeterince güvenilir bir biçimde kullanılabilecek bir tahminde bulunabilir. Güvenilir bir tahmin yapılamayan çok nadir durumlarda, finansal tablolara yansıtılmayan bir borç mevcut olabilir. Söz konusu borç, koşullu borç olarak finansal tablo dipnotlarında açıklanır. Karşılık olarak finansal tablolara yansıtılacak tutara ilişkin belirsizlikler koşullara bağlı olarak farklı araçlarla ele alınabilir. Değerleme konusu karşılığın çok sayıda kalemden oluştuğu durumda, ilgili yükümlülük her türlü getiriyi bunlara ilişkin olasılıklara göre ağırlıklandırmak suretiyle tahmin edilir. Söz konusu istatistiksel tahmin metodunun ismi, “beklenen değer”dir. Örne¤in, bir iletme, satm› oldu¤u otomobillerle ilgili, müterilerin al›m tarihinden itibaren ilk 2 y›l içerisinde görülen her türlü üretim hatas›na ilikin tamir maliyetlerini kar›lama garantisi alt›nda satmaktad›r. Sat›lm› olan tüm otomobillerde küçük hasarlar›n ortaya ç›kmas› durumunda, onar›m maliyetleri 30 milyon YTL’yi bulacakt›r. Sat›lm› olan tüm ürünlerde büyük hasarlar›n ortaya ç›kmas› durumunda, onar›m maliyetleri 90 milyon YTL’yi bulacakt›r. ‹letmenin önceki deneyimleri ve gelece¤e ilikin beklentileri, gelecek y›l sat›lan ürünlerin %70’inin hatas›z olaca¤›, %20’sinin küçük hatalar içerece¤i ve %10’unun ise büyük hatalar içerece¤ini göstermektedir. Bu durumda tamir maliyetinin beklenen de¤eri olan (%70x0)+(%20x 30 milyon YTL)+(%10x90 milyon YTL)=15 Milyon YTL tutar›nda kar›l›k ayr›lmal›d›r. Tek bir sorumluluğun ölçüldüğü durumlarda, tek başına olması en muhtemel sonuç borcun en gerçekçi tahmini olabilir. Örne¤in, iletme bir dava ile kar› kar›yad›r ve avukatlardan al›nan bilgilere göre dava ya iletme %40 olas›l›kla hakl› bulunup s›f›r maliyetle sonuçlanacakt›r yada %60 olas›l›kla iletme haks›z bulunup 1 Milyon YTL maliyetle sonuçlanacakt›r. Bu durumda beklenen de¤er 94 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO yöntemi 600,000 YTL ((%40x0)+(%60x1 Milyon YTL)) sonucunu vermekte ancak davan›n ya s›f›r yada 1 Milyon YTL maliyetle sonuçlanaca¤› düünüldü¤ünde, beklenen de¤er yöntemini kullanmak yerine tek ba›na olmas› en muhtemel sonuç olan 1 Milyon YTL kadar kar›l›k ay›rmak daha do¤rudur. Yukarıda anlatılan hususlar bir karar ağacıaúa÷daki olarak aşağıdaki şekilde özetYukarda anlatlan hususlar bir karar a÷ac olarak úekilde özetlenebilir. lenebilir. Yükümlülük do÷uran bir olay sonucu halihazrda yükümlülük? hayr Olas yükümlülük? evet Muhtemel kaynak çkú? evet hayr evet Uzak? hayr evet Güvenilir ölçüm? hayr hayr evet Karúlk Açklama Hiçbir úey yapma 1.2 Koúullu 1.2 KoşulluVarlklar Varlıklar øúletmenin tazminat talepleri veya ödenmiú vergilere yaplan itirazlar gibi örnek İşletmenin tazminat talepleri veya ödenmiş vergilere yapılan itirazlar gibi verilebilecek koúullu varlklarn finansal tablolarna yanstmaz. Koúullu varlklar, örnek verilebilecek koşullu varlıklarını finansal tablolarına yansıtmaz. Kogenellikle, ekonomik yararlarn iúletmeye giriúi olasl÷n do÷uran, planlanmamú veya di÷er beklenmeyen olaylardan oluúur. şullu varlıklar, genellikle, ekonomik yararların işletmeye girişi olasılığını doğuran, planlanmamış veya diğer beklenmeyen olaylardan oluşur. Koúullu varlklarn finansal tablolarda gösterilmeleri, belki hiçbir zaman elde edilemeyecek bir gelirin muhasebeleútirilmesi sonucunu do÷urabilece÷inden, sözü Koşullu varlıkların finansal belki hiçbir zaman edilen varlklar finansal tablolaratablolarda yanstlmaz.gösterilmeleri, Ancak, gelirin elde edilmesi neredeyse kesinedilemeyecek ise, ilgili varlk bir koúullu birmuhasebeleştirilmesi varlk de÷ildir ve finansal tablolara doğurabileyanstlmas elde gelirin sonucunu uygundur. ceğinden, sözü edilen varlıklar finansal tablolara yansıtılmaz. Ancak, gelirin eldevarlklar, edilmesi neredeyse kesiniúletmeye ise, ilgiligiriúleri varlık muhtemel koşullu bir varlık değildir Koúullu ekonomik faydalarn ise, finansal tablo dipnotlarnda açklanr. yansıtılması uygundur. ve finansal tablolara Örne÷in bir iúletme yaptrmakta oldu÷u bir inúaattaki gecikmeden dolay müteahhit Koşullu varlıklar, ekonomik faydaların işletmeye girişleri muhtemel ise, fifirmadan tazminat talebinde bulunmuútur. Müteahhit firma ile yaplan inúaat nansal tablo dipnotlarında sözleúmesi hükümleri böyle bir açıklanır. tazminat talebine izin vermektedir dolaysyla tazminatn hakl bulunmas muhtemeldir ancak TMS 37’ye göre tazminat elde ediliúi Örne¤in iletme yapt›rmakta oldu¤ubirbir inaattaki gecikmeden doneredeysebir kesin olana dek finansal tablolarda varlk olarak dikkate alnmaz ancak finansal tablo dipnotlarnda lay› müteahhit firmadanaçklanr. tazminat talebinde bulunmutur. Müteahhit firma ile yap›lan inaat sözlemesi hükümleri böyle bir tazminat talebine izin vermektedir dolay›s›yla tazminat›n hakl› bulunmas› muhtemeldir VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 95 ancak TMS 37’ye göre tazminat elde edilii neredeyse kesin olana dek finansal tablolarda bir varl›k olarak dikkate al›nmaz ancak finansal tablo dipnotlar›nda aç›klan›r. 1.3 TMS 37’nin Belli Durumlara Uygulanması TMS 37, belli durumlarda, yanlış yorumlamalara meydan vermemek için TMS 37’nin nasıl uygulanacağına açıklık getirmiştir. Bunlardan kısaca bahsetmek yararlı olacaktır: Gelecekteki faaliyet zararları Gelecekteki faaliyet zararları için karşılık ayrılmaz. Ekonomik açıdan dezavantajlı sözleşmeler Bir işletme ekonomik açıdan dezavantajlı olan bir sözleşmeye sahip ise, söz konusu sözleşmeye ilişkin mevcut yükümlülük karşılık olarak muhasebeleştirilir ve ölçülür. Birçok sözleşme (örneğin bazı satın alma siparişleri), diğer tarafa bedel ödemeksizin iptal edilebilir ve bu nedenle ortada herhangi bir yükümlülük olmaz. Diğer bazı sözleşmeler, sözleşmeye taraf olanların her biri için hak ve yükümlülükler doğurur. Olayların bu tür sözleşmeleri ekonomik açıdan dezavantajlı hale getirmeleri durumunda, ilgili sözleşme TMS 37 kapsamına girer ve finansal tablolara yansıtılması gereken bir borç oluşur. Yeniden yapılandırma Bir iş kolunun satışı veya sona erdirilmesi, bir ülke ya da bölgede yer alan iş yerlerinin kapatılması veya faaliyetlerin bir bölge ya da ülkeden diğerine taşınması, bir yönetim kademesinin kaldırılması gibi yönetim yapısındaki değişiklikler ve işletme faaliyetlerinin niteliğinde ve konusunda önemli etkileri olan temel değişiklikler yeniden yapılandırma olarak tanımlandırılmaktadır. Yeniden yapılandırmaya ilişkin zımni kabulden doğan bir yükümlülük sadece bilanço tarihi itibariyle işletmenin, yeniden yapılandırma işlemine ilişkin ayrıntılı ve resmi bir planının olması ve işletmenin, yeniden yapılandırmayı uygulamaya başlamak veya temel özelliklerini bundan etkileneceklere duyurmak suretiyle yeniden yapılandırmanın tamamlanacağına dair ondan etkilenenler nezdinde geçerli bir beklenti yaratmış olması halinde karşılık olarak kayıtlara alınır. 1.4 Tazminatlar Bir karşılığa ilişkin yükümlülüğün yerine getirilmesi için gerekli harcamaların bir kısmının veya tamamının diğer bir taraf tarafından tazmin edilmesi 96 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO beklendiğinde, ilgili tazminat ancak ve ancak, işletmenin yükümlülüğü yerine getirmesi durumunda tazminatın elde edileceğinin kesine yakın olması durumunda muhasebeleştirilir. Söz konusu tazminat, ayrı bir varlık gibi işleme tabi tutulur. Tazminata ilişkin olarak muhasebeleştirilen tutar karşılık tutarını geçemez. 2. VERGİ MEVZUATI AÇISINDAN KOŞULLU VARLIK VE BORÇLAR Vergi mevzuatı açısından konuya bakıldığında ise, karşılıkların Vergi Usul Kanunu’nun (VUKn) 288’inci maddesinde düzenlendiği görülmektedir. VUKn madde 288’de karşılıklarla ilgili olarak; “Hasıl olan veya husulü beklenen fakat miktarı katiyetle kestirilemeyen ve teşebbüs için bir borç mahiyeti arz eden belli bazı zararları karşılamak maksadıyla hesaben ayrılan meblağlara karşılık denir. Karşılıklar mukayyet değerleriyle pasifleştirilmek suretiyle değerlenir. Amortisman kayıtları hakkındaki özel hükümler mahfuzdur.” hükümlerine yer verilmiştir. Buna göre karşılık ayrılabilmesi için; gerçekleşen veya gerçekleşmesi muhtemel olan, kesin tutarı belirlenemeyen bir zararın bulunması ve işletme açısından yerine getirilmesi gereken bir yükümlülük niteliğinde olan bir zararın söz konusu olması gerekmektedir. Ayrıca değerleme açısından, bu karşılıklar mukayyet (kayıtlı) değerleri ile değerlenecektir. VUKn’nun yukarıda yer verilen hükmü çerçevesinde ayrılan karşılıkların vergi matrahından indirilip indirilemeyeceği hususunda ise hakim görüş; söz konusu genel tanımın yanında vergi kanunlarında ayrıca düzenleme yapılmış olması gerektiği yönündedir. Vergi mevzuatı kapsamında, Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği’nde bilanço ilkeleri kapsamında; “Bilançoda varlıkları, bilanço tarihindeki gerçeğe uygun değerleriyle gösterebilmek için, varlıklardaki değer düşüklüklerini göstererek karşılıkların ayrılması zorunludur. Dönen varlıklar grubu içinde yer alan menkul kıymetler, alacaklar, stoklar ve diğer dönen varlıklar içindeki ilgili kalemler için yapılacak değerleme sonucu gerekli durumlara uygun karşılıklar ayrılır. Bu ilke, duran varlıklar grubunda yer alan alacaklar, bağlı menkul kıymetler, iştirakler, bağlı ortaklıklar ve diğer duran varlıklardaki ilgili kalemler için degeçerlidir.” açıklamasına yer verilmektedir. Vergi mevzuatı kapsamındaki muhasebe düzenlemelerinde karşılıkların genel olarak varlıklara ilişkin ayrılması öngörülen karşılıklar ve borç ve gider karşılıkları olarak ayrıştırmak mümkündür. Varlıklara ilişkin ayrılması öngörülen karşılıklar her bir varlıkla ilgili olarak belirlenmiştir. Bu çalışmanın amaçları çerçevesinde, vergi mevzuatı kapsamında varlıkların değer düşüklüğüne ilişkin karşılıklardan ziyade, borç ve gider karşılıklarına değinilecektir. VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 97 2.1 Borç ve Gider Karşılıkları Borç ve gider karşılıkları, “bilanço tarihinde belirgin olarak ortaya çıkan ancak tutarının ne olacağı önceden kesin olarak bilinemeyen veya tutarı bilinmekle birlikte ne zaman tahakkuk edeceği önceden bilinemeyen borçlar ve giderler için ayrılan karşılık” olarak nitelendirilmekte olup; muhtemel borç niteliğindedirler. Borç ve gider karşılıkları ana grubu altında kısa ve uzun vadeli olarak; “Dönem Karı Vergi ve Diğer Yasal Yükümlülük Karşılıkları”, “Dönem Karının Peşin Ödenen Vergi ve Diğer Yükümlülükleri”, “Kıdem Tazminatı Karşılıkları”, “Maliyet Gider Karşılığı” ile “Diğer Borç ve Gider Karşılıkları” hesapları yer almaktadır. TMS 37’ye ilişkin bu çalışma açısından söz konusu olan bazı koşullu borçlar ve koşullu varlıklarla ilgili olarak TMS 37’nin vergi mevzuatı ile genel hatlarıyla karşılaştırması aşağıdaki gibidir: Konu Aleyhte açılan davalar Müşterilerin hatalı bir üründen dolayı tazminat talep etmesi İşletme tarafından ürünler için garanti verilmesi UMS 37 Açısından VUK Açısından Mevcut bir yükümlülük olması, ekonomik fayda içeren kaynakların işletmeden çıkmasının olası Dava kesinleşip ödeme yapıldığında olması ve kaynak çıkışının gider kaydedilebilir. (*) tutarının güvenilir şekilde tahmin ediliyor olması (“TMS 37 Kriterleri”) durumunda karşılık ayrılır. TMS 37 Kriterleri Tazminat kesinleşip ödeme yapıldığında karşılandığında karşılık ayrılır. gider kaydedilebilir. (*) TMS 37 Kriterleri Garanti ile ilgili ödeme gerçekleştiğinde karşılandığında karşılık ayrılır. gider kaydedilebilir. (*) Dava kesinleşip ödeme yapıldığında TMS 37 Kriterleri ancak gider Kanunen Kabul Edilmeyen karşılandığında karşılık ayrılır. Gider olarak kaydedilir. Çevresel Çevresel yükümlülüklerle ilgili TMS 37 Kriterleri harcamalar gerçekleştiğinde gider yükümlülüklere ilişkin karşılandığında karşılık ayrılır. olarak kaydedilebilir. (*) karşılıklar Yeniden yapılandırma ile Yeniden yapılandırma harcamaları Yeniden yapılandırma ilgili TMS 37 kriterleri gerçekleştiklerinde gider olarak masrafları karşılandığında karşılık ayrılır. kaydedilebilir. (*) Tazminat tutarı İşletmenin tazminat Tazminat tutarı kesinleştiğinde gelir kesinleştiğinde alacak talepleri olarak kaydedilir. kaydedilir. İşletme aleyhine vergi cezaları (*) Vergi uygulamalarında ödenen zarar, ziyan ve tazminatların ticari karın tespitinde indirim konusu yapılması konusundaki istisnalar (örneğin işletmenin suçlarından doğan tazminatlar gibi) olabilmektedir ancak bu istisnalar bu çalışmanın konusu değildir. 98 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO Ayrıca, “ödeme” kavramı fiili ödeme anlamına gelmemektedir. Ticari kazançlarda tahakkuk esası geçerlidir ve tahakkuk etmek koşuluyla fiilen ödenmese de ticari kazançtan indirilebilecek giderler kazancın tespitinde dikkate alınır. Yukarıda belirtildiği üzere, TMS 37 kapsamında ayrılan karşılıkların vergi mevzuatı açısından gider kabul edilebilmesi için kesinleşip tahakkuk etmeleri veya fiilen ödenmeleri beklenmelidir. Bu sebeple TMS 37 kapsamında ayrılan karşılıklar mali karın hesaplanmasında ticari kazançtan indirilmeleri mümkün olmamaktadır. VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 99 VI Dördüncü Oturum MUVMS . V Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Baflkan Feyzullah TOPÇU ‹zmir SMMMO Baflkan› Maddi Duran Varl›klarda De¤erleme Esaslar›’n›n TMS ve VUK Aç›s›ndan ‹ncelenmesi Konuflmac› Hüseyin FIRAT SMMM Maddi Duran Varl›klarda Yararl› Ömür ve Amortisman Uygulamas›n›n TMS ve VUK Aç›s›ndan ‹ncelenmesi Konuflmac› Doç. Dr. Beyhan GÜÇLÜ MARfiAP Gazi Üniversitesi TMS-18 Has›lat Standard› ve Vergi Uygulamalar› Aç›s›ndan De¤erlendirilmesi Konuflmac› Erdo¤an ARSLAN Maliye Bakanl›¤› Bafl Hesap Uzman› / YMM MADDİ DURAN VARLIKLARDA DEĞERLEME ESASLARININ TMS ve VUK AÇISINDAN İNCELENMESİ Hüseyin Fırat SMMM / İSMMMO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı 1. GİRİŞ Günümüzde özellikle yabancı ortaklı şirketlerin finansal tablolarının hazırlanmasında önemli rol oynayan muhasebe sistemleri, ülkelere göre farklılık arz etmekte bu durum da finansal tabloların hazırlayıcılarına ve kullanıcılarına büyük zorluklar doğurmaktadır. Ülkelerdeki farklı muhasebe sistemlerine uyma zorunluluğu, yabancı ortaklı şirketlere ayrıca ek maliyetler de getirmektedir. Bu nedenle, finansal bilgilerin gerek üretilmesi, gerekse ilgili kişi ve kuruluşlara sunulması sırasında “Muhasebe Standartları” adı verilen kurallar göz önünde bulundurulmalıdır. Muhasebe standartları dikkate alınmadan hazırlanan mali tablolar, nicelik ve nitelik yönünden yetersizlikleri nedeniyle yanlış değerlendirmelere ve kararlara yol açabilir. TBMM gündeminde olan 1535 maddelik Türk Ticaret Kanunu Tasarısı’nın yasalaşması halinde, 1957 yılından beri uygulanan Türk Ticaret Kanunu yürürlükten kalkacaktır. Bununla birlikte; Yeni Türk Ticaret Kanunu tüm şirketlere Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu tarafından yayımlanan muhasebe standartlarına göre defterlerini tutma zorunluluğunu getirmektedir. TTK Tasarısının yasalaşması ile çok geniş bir kesimi ilgilendirecek olan TMS düzenlemelerini 4 ana başlıkta toplayabiliriz. 1. Mali tabloların sunumu, 2. Değerleme, 3. Mali tablolara alınma, gelirin ve kazancın oluşması, 4. Sahip olunan vergi varlıklarının ve gelecekte karşılaşılabilecek vergi yükümlülüklerinin mali tablolara yansıtılması. TMS, Vergi Usul Kanunu’nda (VUK) yer alan değerleme ölçütlerine ilave yeni değerleme ölçütleri getirmektedir. Örneğin gerçeğe uygun değer TMS uygulamalarında ana ölçütlerden birisidir. Gerçeğe uygun değer ile hissedarların ve diğer okuyucuların mali tabloda gördükleri fotoğrafın, anı ve gerçeği yansıtması amaçlanmıştır. TTK Tasarısı’nın yasalaşması ile birlikte muhasebecilerin, şirket denetçilerinin ve işletmeyle ilgili tarafların TMS uygulamalarını bilme zorunluluğu doğmaktadır. VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 103 Ayrıca, TMS’ ye göre hesaplanan ticari kardan VUK’ na göre hesaplanacak mali kara geçiş, beyanname dönemlerinde uygulayıcılar tarafından daha kapsamlı bir çalışmanın yapılmasını gerektirecektir. Bu nedenle yapılan bu sempozyumların sunulan bildirilerin muhasebe mesleği açısından büyük önemi olacaktır. 2. AMAÇ Finansal tablo kullanıcılarının işletmenin maddi duran varlıklardaki yatırımını ve bu yatırımdaki değişimleri belirleyebilmelerini sağlayan maddi duran varlıklarla ilgili muhasebe işlemlerini düzenlemektir. Maddi duran varlıkların muhasebeleştirilmesindeki temel konular; varlıkların muhasebeleştirilmesi, defter değerlerinin belirlenmesi ve bunlarla ilgili olarak finansal tablolara yansıtılması gereken amortisman tutarları ile değer düşüklüğü zararlarıdır. 3. TEMEL KAVRAMLAR Defter değeri: Bir varlığın birikmiş amortisman ve birikmiş değer düşüklüğü zararları indirildikten sonra finansal tablolara yansıtıldığı tutarıdır. Maliyet: Bir varlığın elde edilmesinde veya inşaatında ödenen nakit veya nakit benzerlerini veya verilen diğer bedellerin gerçeğe uygun değerini veya belli durumlarda, (diğer TFRS‘lerin özel hükümleri uyarınca) ilk muhasebeleştirme sırasında ilgili varlığa atfedilen bedeli ifade eder. (örnek TFRS 2 Hisse Bazlı Ödemeler) Amortismana tabi tutar: Bir varlığın maliyetinden veya maliyet yerine geçen diğer tutarlardan kalıntı değerin düşülmesiyle bulunan tutarı ifade eder. Amortisman: Bir varlığın amortismana tabi tutarının, yararlı ömür süresince sistematik olarak dağıtılmasını ifade eder. İşletmeye özgü değer : Bir işletmenin bir varlığın devamlı kullanımından ve yararlı ömrünün sonunda elden çıkarıldığında elde edilmesi beklenen veya bir yükümlülüğün karşılanmasında oluşması beklenen nakit akışlarının bugünkü değerini ifade eder Gerçeğe uygun değer: Karşılıklı pazarlık ortamında, bilgili ve istekli gruplar arasında bir varlığın el değiştirmesi ya da bir borcun ödenmesi durumunda ortaya çıkması gereken tutardır. Değer düşüklüğü zararı : Bir varlığın defter değerinin geri kazanabilir tutarını aşan kısmını ifade eder. 104 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO Maddi duran varlıklar: a. Mal veya hizmet üretimi veya arzında kullanılmak, başkalarına kiraya verilmek veya idari amaçlar çerçevesinde kullanılmak üzere elde tutulan; ve b. Bir dönemden daha fazla kullanımı öngörülen, fiziki kalemlerdir. Geri kazanılabilir tutar: Bir varlığın net satış fiyatı ve kullanım değerinden büyük olanıdır. Bir varlığın kalıntı değeri: Bir varlık tahmin edilen yararlı ömrünün sonundaki durum ve yaşına ulaştığında elden çıkarılması sonucu elde edilmesi beklenen tutardan, elden çıkarmanın tahmini maliyetleri düşülerek ulaşılan tahmini tutardır. Yararlı ömür: a. Bir varlığın işletme tarafından kullanılabilmesi beklenen süreyi; veya b. İşletme tarafından ilgili varlıktan elde edilmesi beklenen üretim sayısı veya benzeri üretim birimini ifade eder. 4. MADDİ DURAN VARLIKLARIN VERGİ USUL KANUNDAKİ DEĞERLEME HÜKÜMLERİ VUK’ nın 258 ve 259. maddelerinde değerleme, “vergi matrahlarının hesaplanmasıyla ilgili iktisadi kıymetlerin vergi kanunlarında gösterilen gün ve zamanlardaki değerlerin tespiti ’’ şeklinde tanımlanmıştır. Vergi Usul Kanunu’nun 258 ve devam eden maddelerinde her bir aktif ve pasif kıymetin nasıl ve hangi değerleme ölçüsüne göre değerleneceği hüküm altına alınmıştır. VUK’ nın 260. maddesine göre ise; değerlemede iktisadi kıymetlerden her biri tek başını dikkate alınır. Teamülen aynı cinsten sayılan malların ve düşük kıymetli müteferrik eşyanın değerlenmesi topluca dikkate alınır. VUK’ nın 261. maddesinde iktisadi kıymetin değerlenmesinde kullanılacak değerleme ölçüleri;1 belirtilmiştir İktisadi işletmelere dahil bilumum gayrimenkuller VUK’ nın 269. maddesine göre; maliyet bedelleri ile değerlenir2. 1. 2. Değerleme, iktisadi kıymetin nevi ve mahiyetine göre, aşağıdaki ölçülerden biri ile yapılır: a. Maliyet bedeli; b. Borsa rayici; c. Tasarruf değeri: d. Mukayyet değer; e. İtibari değer; f. Vergi değeri; g. (2365 sayılı Kanunun 46’ncı maddesiyle eklenen bent) Rayiç bedel; h. (2365 sayılı Kanunun 46’ncı maddesiyle 7 numaralı bent 8 numaralı bent olmuştur). Emsal bedeli ve ücreti. Bu kanuna göre, aşağıdaki yazılı kıymetler gayrimenkuller gibi değerlenir: VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 105 VUK’nın 262. maddesine göre maliyet bedeli; İktisadi bir kıy­metin iktisap edilmesi veya değerinin artırılması münase­betiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri3 bilumum gider­leri ifade eder, şeklinde tanımlanmıştır. Maliyet bedeli ile değerlenecek iktisadi kıymetler; a. Gayrimenkuller, b. Demirbaş eşya, c. Özel maliyet bedeli dir. VUK’ nun 270 maddesi4 maddi duran varlıkların maliyetinin oluşumunu belirlemiştir; VUK’nun 271. maddesine göre, inşa edilen binalarda ve gemi­lerde, imal edilen makine ve tesisatta, bunların inşa ve imal giderleri, satınalma bedeli (maliyet bedeli) yerine geçer. İnşa ettirilen binalarda, bina inşaat vergileri emlak alım vergileri gibi istenirse inşa ettirilen binanın maliyet bedeline dahil edilebilir veya doğrudan doğruya gidere yazılabilir. Eğer inşa ettirilecek binanın yerinde işletmeye dahil eski bir bina varsa bu binanın yıkım masrafları yukarıda belirttiğimiz gibi yeni bi­nanın maliyet bedeline dahil edilecektir. Yıktırılan eski binanın henüz itfa edilmemiş değeri mevcut ise, bu bakiye net defter değerin de Maliye Bakanlığının görüşü ve Danıştay 4. Dairesinin kararlarına göre yeni gayrimenkulün maliyet bedeline dahil edilmesi gerekir. Yıktırılan binanın yıkıntı değerlerinin satılması veya yeni binada kullanılması durumunda elde edilen değer eski binanın itfa edilme­miş net defter değerinden fazla ise aradaki fark mali kazancın tespi­tinde vergiye tabi bir gelir olması gerekir. Danıştay 4. Dairesinin 1986 yılında aldığı bir kararda eğer inşaa­tın maliyet bedeli VUK hükümlerine göre tespit edilemezse VUK’ nun 289. madde hükmü uyarınca vergi değeri esas alınır. Maddi duran varlıkların değerlemesinde önem arz eden diğer hususta, a. Gayrimenkullerin mütemmim cüzüleri ve teferruatı; b. Tesisat ve makinalar; c. Gemiler ve diğer taşıtlar; d. Gayrimaddi haklar. 3. Müteferri gider; maliyet bedeline eklenmesi için yapılan giderlerden satınalma bedeline veya değer artışı sağlayan gidere bağlı olarak yapılanlarına müteferri gider denir. Bu doğrultuda dövizle satın alınan varlıklara ilişkin olarak sonradan ortaya çıkan kur farklarının ve faizlerin maliyet bedeline eklenmesi bu giderlerin müteferri gider olarak kabul edilmesinden kaynaklanmaktadır. İşletme tarafından satın almak suretiyle edinilen iktisadi kıymetlere ilişkin alış bedeli, taşıma ücreti, ödenen komisyonlar, taşıma sigorta giderleri varsa montaj giderleri ile gümrük vergisi ve gümrük giderleri bu kapsamda değerlendirilecek giderlerdir. 4. Gayrimenkullerde, maliyet bedeline, satınalma bedelinden başka, aşağıda yazılı giderler girer: a. Makine ve tesisattan gümrük vergileri, nakliye ve montaj giderleri; b. Mevcut bir binanın satın alınarak yıkılmasından ve arsasının tesviyesinden mütevellit giderler. (2365 sayılı Kanunun 49’uncu maddesiyle değişen fıkra) Noter, mahkeme, kıymet takdiri, komisyon ve tellaliye giderleri ile Emlak Alım ve (5035 Sayılı Kanunun 48/1-c maddesiyle değişen ibare. Geçerlilik:01.01.2004; Yürürlük:02.01.2004) Özel Tüketim Vergilerini(*) maliyet bedelini ithal etmekte veya genel giderler arasında göstermekte mükellefler serbesttirler. 106 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO maddi duran varlıkların alımında ortaya çıkan faiz ve kur farklarının durumudur. Çünkü, faiz ve kur farkları lehde ve aleyhte oluştuğu duruma göre, farklı uygulamalar içermektedir. Maddi duran varlıkların iktisabında ortaya çıkan faiz giderleri ve kur farklarının5 aktife alındığı, hesap döneminin sonuna kadar ki kısmı maddi duran varlıkların maliyetine dahil edilmesi zorunlu iken sonraki yıllarda doğan faiz giderleri ile kur farkı giderlerinin maliyete ilave edilmesi veya doğrudan gider yazılması ihtiyaridir. Aynı şekilde lehde oluşan kur farklarıda6 aktife alındıkları yılın sonuna kadar oluşanlar maliyetlerden indirilmesi zorunlu iken, sonraki yıllarda lehde oluşan kur farklarının maliyetten indirilmesi veya gelir yazılması ihtiyaridir. Bu konuda VUK daki hükümlerle TMS 23 Borçlanma maliyeti standardında belirtilen açıklamalar karşılaştırıldığında uygulamanın farklılığı açıktır. TMS 23 Borçlanma maliyeti standartına göre bir maddi duran varlık kaleminin maliyeti, muhasebeleştirme tarihindeki peşin fiyatın eşdeğer tutarıdır. Ödeme normal kredi vadelerinin ötesine erteleniyorsa, maliyet, gelecekteki ödemelerin bugünkü değeridir. TMS 23’te izin verilen alternatif yöntem çerçevesinde toplam ödeme tutarı ile peşin fiyatı arasındaki fark borçlanma maliyetleridir ve aktifleştirmeye izin verilen durumlar hariç faiz gideri olarak mali tablolara alınır. Burada satın alınan maddi duran varlığın bedelinin normal kredi vadelerinin ötesine ertelenmesi durumunda maddi duran varlığın aktifleştirilmesinde dikkate alınacak maliyetle ilgili iki alternatif yöntem söz konusudur. TMS 23 ‘te temel yöntem olarak kabul edilen peşin değeri ile maddi VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 107 duran varlığın aktifleştirilmesi ve oluşan vade farkının dönem gideri olarak muhasebeleştirilmesidir. TMS 23 ‘ün izin verdiği alternatif yöntemde ise bir özellikli varlığın satın alınması, inşaası veya üretimi ile doğrudan ilgisi bulunan borçlanmma maliyetleri ilgili varlığın maliyetine dahil edilir. Ancak bu alternatifin uygulanabilmesi için söz konusu duran varlığın “ özellikli varl›klar” tanımına uyması gerekir. 5. MADDİ DURAN VARLIKLARIN TÜRKİYE MUHASEBE STANDARTLARINDAKİ DEĞERLEME HÜKÜMLERİ Bir işletme muhasebe politikası olarak maliyet modelini ya da yeniden değerleme modelini seçer ve bu politikayı ilgili maddi duran varlık sınıfının tamamına uygular. 5.1. Maliyet Modeli Bir maddi duran varlık kalemi varlık olarak muhasebeleştirildikten sonra, finansal tablolarda maliyetinden birikmiş amortisman ve varsa birikmiş değer düşüklüğü zararları indirildikten sonraki değeri ile gösterilir. ÖRNEK : 5.1. Maliyet Modeli YZ AŞ. 01 Haziran 2005’te 60.000 YTL.’ye işletmede kullanmak üzere vinç satın almıştır. İşletme vinç için 5 yıllık faydalı ömür belirlemiş ve normal amortisman yöntemini uygulamayı tercih etmiştir. 31.01.2008 tarihi itibari Vinç’in 2.900 YTL değer düşüklüğüne uğradığı belirlenmiştir . Buna göre 31.12.2007 itibariyle; YILLAR DÖNEM AMORT. GİD 2005/ 7 ay 12.000x7/12= 7000.- 7000.- 2006 12.000.- 19.000.- 2007 12.000.- 31.000.- Maliyet Değeri 60.000.- B. Amortisman 31.000.- Defter Değeri 29.000.- B.AMORT. TUTARI %10 %10 6.000.3.100.- %10 Değer düşüklüğü 2.900.- Bu durumda TMS 36’ya göre defter değerinin 26.100 YTL’ ye olacaktır 31/12/07 257 Birikmiş Amortisman 3.100.- 654 Karşılık Giderleri 2.900.- 253 Mak.Tes. Cihaz 108 6.000.- VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO Yukarıdaki kayıttan sonra 31.12.2007 tarihli bilançoda vinç’in brüt değeri 54.000 YTL., birikmiş amortismanı ise 27.900 YTL. ve buna göre defter değeri de 26.100 YTL. olarak görülebilecektir. 5.2.Yeniden Değerleme Modeli Gerçeğe uygun değeri 7 güvenilir olarak ölçülebilen bir maddi duran varlık kalemi, varlık olarak muhasebeleştirildikten sonra, yeniden değerlenmiş tutarı üzerinden gösterilir. Yeniden değerlenmiş tutar, yeniden değerleme tarihindeki gerçeğe uygun değerinden, müteakip birikmiş amortisman ve müteakip birikmiş değer düşüklüğü zararlarının indirilmesi suretiyle bulunan değerdir. (TMS:16, madde 31) Yeniden değerleme modeli şirket değerlemelerinde de önem arz etmektedir. Şirketlerin defter değerlerinin sağlıklı bir şekilde saptanması açısından, yeniden değerleme yöntemi seçildiğinde maddi duran varlıklar gerçeğe uygun değerleriyle bilançoya yansıtılacaklarından herhangi bir düzeltme yapmaya gerek yoktur. Ancak, maliyet yöntemi kullanıldığında varlığın kayıtlı değeri geri kazanılabilir değerden düşükse bu varlıklar gerçeğe uygun değerlerine getirilmelidir8. ÖRNEK : 5.2. Yeniden Değerleme Modeli I YZ AŞ 01.01.2006 tarihinde faydalı ömrü 10 yıl olan makinasını 100.000 YTL’ ye satın almıştır. 31.12.2007 tarihinde makinanın birikmiş amortismanı 20.000 YTL dir. 31.01.2008 tarihinde makinadaki değer düşüklüğü % 25 olarak tespit edilmiştir. Makinanın 30.06.2008 tarihindeki gerçeğe uygun değeri 105.000.- YTL olduğu belirlenmiştir.. Makinenin aktife giriş ve amortisman kayıtları : 01/01/06 253 Tesis Makine ve cihazlar 100.000.- 102 Bankalar 100.000- 31/12/06 730 Genel Üretim Giderleri 257 B.Amortisman 10.000.10.000.- 8. Demir, Volkan; Bahadır, Oğuzhan: UFRS (TFRS)’deki Değerleme Ölçüleri Kapsamında Şirket Değerlemesinde Defter Değeri Yaklaşımı, Muhasebe ve Denetime Bakış Dergisi, Türmob, Sayı 23, Eylül 2007, s.74-75 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 109 31/12/07 730 Genel Üretim Giderleri 10.000.- 257 B.Amortisman 10.000.- Makinenin değer düşüklüğünün hesaplanması ve kayıtlar;9 a) İşletme değer düşüklüğü kaydını iki türlü yapabilir. İşletme, raporlama amacı ile daha basit olan şu kaydı yapabilir: (net defter değeri x 0,25 = 80.000 YTL x 0,25 = 20.000 YTL) 31/01/08 654 Karşılık Giderleri 257.02 Birikmi Amortismanlar ve Değer Düşüklüğü Karşılığı 20.000.20.000.- b) İşletme değer düşüklüğünü veri tabanında ve muhasebe sisteminde izlemek istiyorsa (tarafımızdan bu kayıt yöntemi önerilmektedir) şu hesaplama ile birlikte kayıt yapabilir: 100.000 YTL Gerçeğe Uygun Değeri 75.00010 YTL (20.000 YTL) (15.00011 YTL) = (5.000 YTL) 80.000 YTL 60.000 YTL = 20.000 YTL Net Defter Değeri 253 Tesis Makine Cihazlar 257 Birikmiş Amortismanlar Net Defter Değeri 31/01/08 654 Karşılık Giderleri 257 Birikmiş Amortismanlar Fark = 25.000 YTL 20.000.5.000.- 253 Tesis Makine Cihazlar 25.000.- 30.06.2008 tarihinde makinenin gerçeğe uygun değeri; İşletme 30.06.2007 tarihinde 6 aylık amortisman ayırmıştır. 75.000 YTL x 0,10 /12 ay x 6 ay= 3.750 YTL 30/06/08 730 Genel Üretim Giderleri 257 B.Amortisman 3.750.3.750.- Makinenin GUD de bir artış sözkonusudur. 110 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 253 Tesis Makine Cihazlar 257 Birikmiş Amortismanlar Net Defter Değeri Net Defter Değeri Gerçeğe Uygun Değeri Fark 75.000 YTL 140.00012 YTL = 65.000 YTL (18.750 YTL) (35.00013 YTL) = (16.250 YTL) 56.250 YTL 105.000 YTL = 48.750 YTL 30/06/08 253 Tesis Makine Cihazlar 65.000 257 Birikmiş Amortismanlar 16.250 522 Maddi DV Yen.Değ. 28.750 644 Konusu Kalmayan Karşılıklar 20.00014 Yeniden değerlemeler, bilanço tarihi itibariyle gerçeğe uygun değer kullanılarak bulunacak tutarın defter değerinden önemli ölçüde farklı olmasına neden olmayacak şekilde düzenli olarak yapılmalıdır. Arazi ve binaların gerçeğe uygun değeri genellikle, piyasa koşullarındaki kanıtların mesleki yeterliliğe sahip değerleme uzmanları tarafından değerlendirilmesi sonucu saptanır. Maddi duran varlık kalemlerinin gerçeğe uygun değeri genellikle değerleme yoluyla belirlenmiş piyasa değerleridir. (TMS:16, m, 32) Maddi duran varlık kaleminin özellikli niteliğinden kaynaklanan nedenlerle gerçeğe uygun değerine ilişkin yeterli bilgi mevcut değil ise, işletmenin bir gelir veya itfa edilen yenileme maliyeti yaklaşımı kullanarak gerçeğe uygun değeri tahmin etmesi gerekebilir. (TMS:16, m, 33) Gerçeğe uygun değerin tesbiti için yapılacak yeniden değerlemenin sıklığı, maddi duran varlığın gerçeğe uygun değerinde meydana gelen değişimlere bağlıdır. Bazı durumlarda yeniden değerleme yıllık olarak da yapılabilir. Ancak gerçeğe uygun değerinde önemli değişiklikler olmayan maddi duran varlıklara üç veya beş yılda bir yeniden değerleme yapılması yeterli görülmektedir. (TMS:16, m,34). Bir maddi duran varlık kalemi yeniden değerlendiğinde, yeniden değerleme tarihindeki birikmiş amortisman aşağıdaki yöntemlerden birine göre işleme tabi tutulur. a. Varlığın brüt defter değerindeki değişiklikle orantılı olarak düzeltilir ve böylece yeniden değerleme sonrasındaki varlığın defter değeri yeniden değerlenmiş tutarına eşit olur. Bu yöntem genellikle bir varlığın, itfa edilen VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 111 yenileme maliyetinin bir endeks uygulanarak yeniden değerlendiği durumlarda kullanılır. b. Varlığın brüt defter değeri ile netleştirilir ve net tutar yeniden değerleme sonrasındaki değere getirilir. Bu yöntem genellikle binalar için kullanılır (TMS:16, m, 35). ÖRNEK: 5.3. Yeniden Değerleme Modeli II YZ. AŞ 01.01.2004 tarihinde faydalı ömrü 5 yıl olan makinasını 50.000 YTL’ ye satın almıştır. Makinanın ekonomik ömrü 5 yıl olarak belirlenmiştir. 31.01.2007 tarihinde makinanın bürüt ikame maliyeti 80.000 YTL olarak belirlenmiştir. Makinenin net ikame maliyeti : (80.000 YTL x 2 yıl / 5 yıl ) = 32.000 YTL. dir. Makinenin defter değeri : 50.000 YTL-30.000 YTL = 20.000 YTL. dir 1.Yöntem; 31.01.2007 ‘de makine yeniden değerlendiğinde makinanın değerine 80.000 YTL – 50.000 YTL = 30.000 YTL eklenecektir. Bu durumda makinenin değerindeki; 30.000 YTL / 50.000 YTL= % 60 oran 30.000 YTL B.Amortismana da uygulanarak B.Amortisman 18.000 YTL artırılacak ve yeniden değerleme değer artışı ‘da 12.000 YTL olacaktır. 31/01/07 253 Tesis Makine ve cihazlar 30.000.- 257 B.Amortismanlar 522 Yeniden Değerleme Fonu Makineler 18.000.12.000.- M.D.V. Yeniden Değerleme Artışı Birikmiş Amortismanlar 50.000.- 30.000.- 12.000.- 30.000.- 18.000.- 80.000.- 48.000.- 2.Yöntem Bu yönteme göre ise 31 Ocak 2007 tarihine kadar birikmiş amortisman tutarı varlığın kayıtlı değerinden düşülür. Daha sonra varlık net ikame değerine çıkarılır ve varlığın eski net kayıtlı değeri ile yeni net ikame değeri arasındaki fark yeniden değerleme fonu olarak özkaynaklara kaydedilir. 112 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO Yeni net ikame değeri 32.000 YTL – Eski net ikame değeri 20.000YTL = 12.000 YTL artış 31 / 01/ 07 257 Birikmiş Amortismanlar 30.000.- 253 Tesis Makine ve Cihazlar 30.000.- 31 /01/ 07 253 Tesis Makine ve Cihazlar 12.000.- 522 Yeniden Değerleme Fonu Makineler 12.000.- Birikmiş Amortismanlar M.D.V. Yeniden Değerleme Artışı 50.000.- 30.000.- 30.000.- 30.000.- 12.000.- 12.000.- Bir maddi duran varlık kalemi yeniden değerleme modeline göre değer­ len­diğinde, o varlık sınıfında bulunan bütün maddi duran varlık kalemleri yeniden değerlenir (örneğin bir makine yeniden değerleme işlemine tabi tutulmuş ise bütün makine, tesis ve cihazlar yeniden değerleme işlemine tabi tutulur). (TMS:16, m, 37). Yeniden değerleme işlemi sonucunda varlığın defter değeri artmışsa, bu artış öz kaynak grubunda maddi duran varlık yeniden değerleme artışı (maddi duran varlığın brüt değerindeki artışla, birikmiş amortismanların değerinde meydana gelen artışın farkı) olarak kaydedilir. Maddi duran varlıkların değeri yeniden değerleme işlemi sonucunda azalmış ise, bu azalma gider olarak muhasebeleştirilir. Ancak söz konusu varlıkla ilgili olarak daha önce yeniden değerleme artışı olmuş ve öz kaynak grubunda değer artışları hesabında biriktirilmiş ise; değer azalışları önce yeniden değerleme artışlarından düşülür. Azalış tutarı, öz kaynaklardaki yeniden değerleme artışlarından fazla olması durumunda aradaki fark zarar yazılır. (TMS:16, m, 39). ÖRNEK: 5.4. Yeniden Değerleme Modeli III YZ. AŞ 01.07.2005 tarihinde faydalı ömrü 5 yıl olan makinasını 60.000 YTL’ ye satın almıştır. 31.12.2007 tarihinde makinanın birikmiş amortismanı 30.000 YTL dir. 31.01.2008 tarihinde makinanın yeniden değerlemeye tabi tutulmasına karar verilmiştir. Makinenin değeri % 30 oranında arttırığı tespit edilmiştir.. VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 113 60.000 YTL x 0,30 = 18.000 YTL 30.000 YTL x 0,30 = 9.000 YTL Yeniden Değerleme Artışı= 9.000 YTL YILLAR DÖNEM AMORT. GİD 2005/ 6 ay 12.000x6/12= 6000.- B.AMORT. TUTARI 6000.- 2006 12.000.- 18.000.- 2007 12.000.- 30.000.- 31/01/08 253 Tesis Makine ve cihazlar 18.000.- 257 B.Amortismanlar 522 MDV Yeniden Değerleme Artışları 9.000.9.000.- Birikmiş Amortismanlar M.D.V. Yeniden Değerleme Artışı 60.000.- 30.000.- 9.000.- 18.000.- 9.000.- 78.000.- 39.000.- Makineler İşletme makineye 31.12.2008 tarihi itibariyle 15.600 YTL amortisman ayırmış ve son amortisman listesi aşağıdaki gibi olmuştur. Makineler 60.000.- *39.000.- 27.300.- 39.000.15.600.- 18.000.- 27.300.- 78.000.- M.D.V. Yeniden Değerleme Artışı Birikmiş Amortismanlar 54.600.- 9.000.- 9.000.- İlgili Makinenin 31.01.2009 tarihinde değerinin % 50 düştüğü tespit edilmiş olup bürüt ikame değerinin 39.000 YTL’ birikmiş amortismanının ise 27.300 YTL olduğu belirlenmiştir. Bu durumda aşağıdaki kayıt yapılmalıdır. 01.11.07 654 Karşılık Giderleri 257 B.Amortismanlar 522 MDV Yeniden Değerleme Artışları 2.700.*27.300. 9.000.- 253 Tesis Makine ve Cihazlar 114 *39.000.- VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO Maddi duran varlık kalemi elden veya kullanımdan çıkarıldığında veya başka nedenlerle bilanço dışı bırakıldığında, öz kaynaklardaki yeniden değerleme artışları, geçmiş yıl kârlarına aktarılabilir. Aynı şekilde maddi duran varlıklar işletme tarafından kullanıldıkça, değer artışları geçmiş yıl kârlarına aktarılabilir. Geçmiş yıl kârlarına aktarılacak değer artışları tutarı, varlığın yeniden değerlenmiş defter değeri üzerinden hesaplanan amortisman ile orijinal maliyeti üzerinden hesaplanan amortisman arasındaki fark kadar olur. Standart, değer artış farklarının önce kâr-zarar hesabına sonra geçmiş yıl kârlarına aktarımına izin vermemektedir. Değer artış farkları doğrudan geçmiş yıl kârlarına aktarılır (TMS:16, m. 41). Maddi duran varlıkların muhasebe standartlarına göre yeniden değerlemesinden kaynaklanan değer artışları ile Vergi Usul Kanunu’ndaki değerleme hükümlerine göre yapılan değerleme işlemindeki değerleme artışları arasındaki farklar için “TMS:12 Gelir Vergileri Standardı”na göre ertelenmiş vergi etkisi hesaplanır ve öz kaynaklardaki değer artışı hesabından indirilir (TMS:16, m. 42). ÖRNEK: 5.5. Yeniden Değerleme Artışının Ertelenmiş Vergi Yükümlülüğü (örnek 5.3 )devamı 31.01.2007 ‘de makine yeniden değerlendiğinde makinanın değerine 80.000 YTL – 50.000 YTL = 30.000 YTL eklenecektir. Bu durumda makinenin değerindeki; 30.000 YTL / 50.000 YTL= % 60 oran 30.000 YTL B.Amortismana da uygulanarak B.Amortisman 18.000 YTL artırılacak ve yeniden değerleme değer artışı ‘da 12.000 YTL olacaktır. 31/01/07 253 Tesis Makine ve cihazlar 30.000.- 257 B.Amortismanlar 18.000.12.000.- 522 Yeniden Değerleme Fonu Burada yeniden değerleme artışının ertelenmiş vergiye etkisi 12.000 YTL x .20 Kurumlar Vergisi Oranı = 2.400 YTL olacaktır. 31/01/ 07 522 Yeniden Değerleme Fonu 483 Ertelenmiş Vergi Yükümlülüğü 2.400.2.400.- 5.3. Amortisman Vergi uygulamalarında amortisman konusu, VUK’un 313’üncü maddesinde tanımlanmıştır. VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 115 TMS 16 “ ya göre Bir maddi duran varlık kaleminin, toplam maliyetine göre önemli bir maliyeti olan herbir parçası ayrı ayrı amortismana tabi tutulur. Bir İşletme, maddi duran varlık kaleminin başlangıçta muhasebeleştirilmiş olan tutarını önemli parçalara ayırır ve her bir parçayı ayrı olarak amortismana tabi tutar. Örneğin, bir uçağın gövdesi ve motoru ister mülkiyete, ister finansal kiralamaya konu olsun, her ikisine de ayrı ayrı amortisman ayırmak uygun olabilir. Her bir döneme ilişkin amortisman gideri, başka bir varlığın defter değerine dahil edilmediği sürece, gelir tablosu ile ilişkilendirilir. Dönemin amortisman gideri genel olarak gelir tablosunda muhasebeleştirilir. Ancak, bazı durumlarda varlığa ilişkin gelecekteki ekonomik faydalar diğer varlıkların üretiminde kullanılır. Bu durumda, amortisman gideri diğer varlığın maliyetinin bir parçasını oluşturur ve defter değerine dahil edilir. amortismanı “TMS 38 Maddi Olmayan Duran Varlıklar” Standardı uyarınca muhasebeleştirilerek bir maddi olmayan duran varlığın maliyetine eklenebilir. 5.3.1. Amortismana Tabi Tutar ve Amortisman Dönemi Bir varlığın amortismana tabi tutarı yararlı ömrü boyunca sistematik olarak dağıtılır. Bir varlığın kalıntı değeri ve yararlı ömrü en azından her hesap dönemi sonunda gözden geçirilerek, beklentilerin önceki tahminlerden farklı olması durumunda, değişiklikler “TMS 8 Muhasebe Politikaları, Muhasebe Tahminlerindeki Değişikler ve Hatalar” Standardı uyrınca muhasebe tahmininde değişiklik olarak muhasebeleştirilir. Bir varlığın bakım ve onarımı, amortisman ayırma ihtiyacını ortadan kaldırmaz. Bir varlığın amortismana tabi tutarı, kalıntı değeri düşülerek belirlenir. Uygulamada, bir varlığın kalıntı değeri genellikle değersiz ve dolayısıyla amortismana tabi tutarın hesaplanmasında önemsizdir. Bir varlığın amortismana tabi tutulması, varlık kullanılabilir olduğunda, örneğin, yönetim tarafından istenilen yer ve duruma getirildiği zaman başlar. Amortisman ayırma işlemi, varlık tamamen itfa olmadıkça, atıl kaldığında ya da kullanımdan kaldırıldığında durmaz. Ancak, kullanıma göre amortisman metodu uygulanırken, amortisman gideri üretim olmadığı zamanlarda sıfır olabilir. 116 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO Bir varlığa ilişkin gelecekteki ekonomik yararlar, işletme tarafından esas olarak kullanım süresince tüketilir. Ancak, teknik ya da ticari değer yitirme ve bir varlığın boş kaldığı durumlardaki aşınma ve yıpranma çoğunlukla varlıktan elde edilecek ekonomik yararların düşmesine yol açar. Sonuç olarak, bir varlığın yararlı ömrünün belirlenmesinde a. Varlığın beklenen kullanımı b. Beklenen fiziksel aşınma ve yıpranması, c. Üretimdeki değişiklikler veya gelişmeler veya varlığın ürettiği ürün veya hizmetin pazar talebindeki değişiklikler nedeniyle teknik ya da ticari değer yitirmeye ve d. İlgili kiralama işlemlerinin geçersiz olacağı tarihler gibi, varlığın kullanımındaki yasal ya da benzeri kısıtlamalar dikkate alınır. Varlığın yararlı ömrü işletmenin varlıktan beklediği faydaya göre belirlenir. Bir varlığın yararlı ömrü ekonomik hizmet süresinden kısa olabilir. Bir varlığın yararlı ömrünün tahmini, işletmenin benzer varlıklara ilişkin tecrübelerine dayanan bir takdir meselesidir. VUK 320.maddesinde 17. kıst dönem uygulaması yalnız binek otomobillere uygulanırken diğer maddi duran varlıklar için uygulanmamaktadır. TMS 16 “da Varlığın yararlı ömrü işletmenin varlıktan beklediği faydaya göre belirlenmektedir. Arsa ve binalar birlikte alındıklarında dahi ayrılabilir maddi duran varlıklardır ve ayrı olarak muhasebeleştirilirler. Arsaların sınırsız yararlı ömrü vardır ve bu nedenle amortismana tabi tutulmazlar. Binaların sınırlı yararlı ömrü vardır ve bu nedenle amortismana tabi varlıktırlar. Bir binanın üzerinde bulunduğu arsanın değerindeki artış binanın amortismana tabi tutarını etkilemez. 5.3.2. Amortisman Yöntemi TMS 16 Maddii Duran Varlıklar Standardında i sözü edilen “normal amortisman yöntemi”, VUK’un 315. maddesinde de açıklanmıştır.18. aynı standartda belirtilen “Azalan Bakiyeler Usulüyle Amortisman Yöntemi” öteden beri vergi mev17. Amortisman süresi, kıymetlerin aktife girdiği yıldan başlar. Bu sürenin yıl olarak hesaplanması için (1) rakamı mükellefçe uygulanan nispete bölünür. (4108 sayılı Kanunun 6’ncı maddesiyle değişen fıkra) Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları binek otomobilleri hariç olmak üzere, işletmelere ait binek otomobillerinin aktife girdiği hesap dönemi için ay kesri tam ay sayılmak suretiyle kalan ay süresi kadar amortisman ayrılır. Amortisman ayrılmayan süreye isabet eden bakiye değer, itfa süresinin son yılında tamamen yok edilir.(*) Her yılın amortismanı ancak o yıla ait değerlemede nazara alınabilir. Amortismanın herhangi bir yıl yapılmamasından veya ilk uygulanan nispetten düşük bir hadle yapılmasından dolayı amortisman süresi uzatılamaz. 18. (5024 Sayılı Kanunun 3’üncü maddesiyle değişen madde: Yürürlük;01.01.2004) Mükellefler amortismana tâbi iktisadî kıymetlerini Maliye Bakanlığının tespit ve ilân edeceği oranlar üzerinden itfa ederler. İlân edilecek oranların tespitinde iktisadî kıymetlerin faydalı ömürleri dikkate alınır. VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 117 zuatımızda yer almaktadır. VUK mükerrer madde 315. maddesinde19. Kullanılan amortisman yöntemi, varlığın gelecekteki ekonomik yararlarına ilişkin olarak işletme tarafından uygulanması beklenen tüketim modelini yansıtır. Bir varlığa uygulanan amortisman yöntemi en azından, her hesap döneminin sonunda gözden geçirilir. Varlığın gelecekteki ekonomik yararlarının beklenen tüketim modelinde önemli bir değişiklik olması durumunda yöntem, değişmiş olan modeli yansıtacak şekilde değiştirilir. Böyle bir değişiklik, TMS 8 uyarınca muhasebe tahminindeki bir değişiklik olarak muhasebeleştirilir. Bir varlığın amortismana tabi tutarının yararlı ömrü boyunca sistematik olarak dağıtmak için çeşitli amortisman yöntemleri kullanılabilir. Bu yöntemler • Doğrusal amortisman yöntemi, • Azalan bakiyeler yöntemi, • Üretim miktarı yöntemi, Doğrusal amortisman yönteminde, varlığın kalıntı değeri değişmediği sürece, amortisman gideri yararlı ömrü boyunca sabittir. Azalan bakiyeler yönteminde, amortisman gideri yararlı ömür boyunca azalır. Üretim miktarı yönteminde beklenen kullanım ya da üretim miktarı üzerinden amortisman ayrılır. İşletme, varlığın gelecekteki ekonomik yararlarının beklenen tüketim biçimini en çok yansıtan yöntemi seçer. Seçilen yöntem gelecekteki ekonomik yararların beklenen tüketim biçiminde bir değişiklik olmadıkça dönemden döneme tutarlı olarak uygulanır. ÖRNEK: 5.6. Doğrusal (Normal Amortisman) Yöntemi Bu yöntemde, varlığın kalıntı değeri değişmediği sürece, amortisman gideri yararlı ömrü boyunca sabittir. Bu yönteme göre yıllık amortisman payı şu şekilde hesaplanır: 19. (205 sayılı Kanunun 19’uncu maddesiyle eklenen madde) Bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerden dileyenler, amortismana tabi iktisadi değerlerini, azalan bakiyeler üzerinden amortisman usulü ile yok edebilirler. Bu usulün tatbikinde; a. Her yıl, üzerinden amortisman hesaplanacak değer, evvelce ayrılmış olan amortismanlar toplamının tenzili suretiyle tespit olunur. (5024 Sayılı Kanunun 4’üncü maddesiyle eklenen hüküm:Yürürlük;01.01.2004) Enflasyon düzeltmesi yapılan dönemlerde, üzerinden amortisman ayrılacak değer, amortismana tâbi iktisadî kıymetin düzeltilmiş değerinden daha evvel ayrılmış olan amortismanların toplamının taşınmış değerleri indirilmek suretiyle tespit edilir. b. (5024 Sayılı Kanunun 4’üncü maddesiyle değişen bent:Yürürlük;01.01.2004)Bu usulde uygulanacak (5228 sayılı Kanunun 59/1-d maddesiyle değişen ibare. Yürürlük: 31.07.2004) amortisman oranı % 50’yi geçmemek üzere normal amortisman oranının iki katıdır.(*) c. Bu usulde amortisman süresi normal amortisman nispetlerine göre hesaplanır. Bu sürenin son yılına devreden bakiye değer, o yıl tamamen yok edilir. 118 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO Yıllık amortisman payı = Maliyet değeri – Kalıntı değer Tahmini yararlı ömür YZ AŞ 1 Şubat 2007’de 100.000 YTL.’ye bir makine satın almıştır. Makinenin ekonomik ömrü 10 yıl ve ekonomik ömrü sonundaki hurda değeri de 15.000 YTL. olarak tahmin edilmiştir. Söz konusu makine ile ilgili olarak işletmenin normal (doğrusal) amortisman yöntemlerinin uygulaması aşağıdaki gibidir. Amortismana Tabi Tutar = (Makinenin Maliyeti – Hurda Değeri) Amortismana Tabi Tutar = 1000.000 YTL. – 15.000 YTL. = 85.000 YTL. Yıllık Amortisman = (Makinenin Maliyeti – Hurda Değeri) / Ekonomik Ömür Yıllık Amortisman = 100.000 YTL- 15.000 YTL / 5 yıl = 17.000 YTL. / yıl Aylık Amortisman = 17.000 YTL: / 12 = 1.416,66 YTL. İlk yıl kıst dönem uygulanacak Şubat – Aralık arası = 11 ay Yıllar 2007 11 ay x 1.416.66 YTL. Amortisman Giderleri 15.583 YTL 2008 17.000 YTL 2009 17.000 YTL 2010 17.000 YTL 2011 17.000 YTL 2012 1 ay x 1416.66 Toplam 1.417 YTL 85.000 YTL ÖRNEK: 5.7. Azalan bakiyeler yöntemi (hızlandırılmış amortisman) Yöntemi Bu yöntemde, amortisman gideri yararlı ömür boyunca azalır. Bu yönteme göre yıllık amortisman payı şu şekilde hesaplanır: Yıllık amortisman payı = 2 x normal amortisman oranı x dönembaşındaki defter değeri (Örnekte 15.000 YTL.lik hurda de¤er söz konusu oldu¤undan hesaplamada varl›¤›n de¤eri 15.000 YTL.’lik hurda de¤ere ula›ld›¤›nda hesaplama kesilmelidir): VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 119 Yıllar 2007 100.000 YTL x %40 40.000 YTL. 2008 60.000 YTL x %40 24.000 YTL. 2000 36.000 YTL x %40 14.400 YTL. 2010 21.600 YTL 6.600 YTL* 2011 15.000 YTL 40.000 YTL x 11 ay /12 ay 40.000 YTL x 1 ay /12 ay 24.000 YTL x 11 ay /12 ay 24.000 YTL x 1 ay /12 ay 14.400 YTL x 11ay /12 ay 14.400 YTL x 1 ay / 12 ay 6.600 YTL x 11 ay / 12 ay 6.600 YTL x 1 ay / 12 ay Toplam Amortisman Giderleri 36.667 YTL 25.333 YTL 15.200 YTL 7.250 YTL 550 YTL 85.000 YTL *Ekonomik ömür sonunda kalan hurda değerin 15.000 YTL. olabilmesi için amortismana tabi tutar (21.600 YTL. – 15.000 YTL. = ) 6.600 YTL. olmalıdır ÖRNEK: 5.8. Miktarı Esas Alan Yöntem Bu yöntemde beklenen kullanım ya da üretim miktarı üzerinden amortisman ayrılır. Bu yönteme göre yıllık amortisman payı şu şekilde hesaplanır: Maliyet değeri – Kalıntı değer Amortisman oranı = Varlığın tahmini yararlı ömrü boyunca üreteceği tahmini üretim miktarı Yıllık amortisman payı = Amortisman oranı x yıllık üretim miktarı İşletme, varlığın gelecekteki ekonomik yararlarının beklenen tüketim biçimini en çok yansıtan yöntemi seçer. Seçilen yöntem gelecekteki ekonomik yararların beklenen tüketim biçiminde bir değişiklik olmadıkça dönemden döneme tutarlı olarak uygulanır. YZ Eğitim AŞ eğitimde kullanmak üzere 01.06.2006 tarihinde 3.000 YTL’ye 2.500 saat çalışma kapasitesi olan (lamba kullanım süresi) projeksiyon cihazı satın almıştır. Eğitim işletmesi programına göre 31.12.2006 tarihine kadar 500 saat 2007 yılında 1000 saat projeksiyon cihazını kullanmıştır. 2006 Yılı amortismanı 3.000/2.500x500 saat= 600 YTL 2007 Yılı amortismanı 3.000/2.500x1000 saat=1.200 YTL olacaktır. 31/12/06 740 Hizmet Üretim Maliyeti 257 Birikmiş Amortismanlar 120 600.600.- VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 31/12/07 740 Hizmet Üretim Maliyeti 1.200.- 257 Birikmiş Amortismanlar 1.200.- ÖRNEK:5.9. Varlığın Yararlı Ömrünün Değiştirilmesi YZ AŞ 1 Ocak 2005’ Tarihinde 50.000 YTL.’ye bir makine satın almıştır. Makinenin yararlı ömrü 10 yıldır. Makinenin ömrü sonunda herhangi bir hurda değerinin olmadığı düşünülmektedir. İşletme yönetiminin makineyle ilgili yapması gereken muhasebe kayıtları ve hesaplamalar aşağıdaki gibi olmalıdır: 01/01/05 253 Tesis Makine Cihazlar 50.000.- 102 Bankalar 50.000.- Yıllık amortisman = 50.000 YTL / 10 yıl = 5.000 YTL / yıl 31/01/05 730 Genel Üretim Giderleri 5.000.- 257 Birikmiş Amortismanlar 5.000.- 31/12/06 730 Genel Üretim Giderleri 5.000.- 257 Birikmiş Amortismanlar 5.000.- 31/12/07 730 Genel Üretim Giderleri 257 Birikmiş Amortismanlar 5.000.5.000.- YZ AŞ işletme yönetimi 2007 yılı sonunda makinenin yararlı ömrünü gözden geçirmiş ve makinenin teknik nedenlerden dolayı yıprandığını tespit etmiş ve kalan ömrünün 2 yıl olduğuna karar vermiştir. normal amortisman yöntemi uygulamaktadır. 31.12.2007’da makinenin defter değeri= 50.000 YTL – 15.000 YTL. = 35.000 YTL. VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 121 Yıllık amortisman = 35.000 YTL. / 2 yıl = 17.500 YTL. 31/12/08 730 Genel Üretim Giderleri 17.500.- 257 Birikmiş Amortismanlar 31/12/09 730 Genel Üretim Giderleri 17.500.17.500.- 257 Birikmiş Amortismanlar 17.500.- 5.4. Değer Düşüklüğü Duran varlıkların yeniden değerlenmiş miktarları ve maliyetleri normal olarak varlığın yararlı ömrü boyunca sistemli olarak geri kazanılır. Eğer bir kalemin veya bir grup kalemin hasar, teknik eskime veya diğer ekonomik faktörler nedeniyle değeri düşerse, geri kazanılabilir değer varlığın defter değerinden daha az olabilir. Böyle durumlarda varlığın değer düşüklüğünün muhasebeleştirilmesi gerekir. Duran varlıkların bir kalemi ya kullanılmaya sunulmadan önce ya da hizmet süresi boyunca belli bir süre kullanılmaz ise değer düşüklüğü meydana gelir ve bunun muhasebeleştirilmesi gerekebilir. Vergi Usul Kanununda da bu konuya paralel düzenlemelerin “fevkalade amortisman” adıyla yer aldığı bilinmektedir. (VUK’un 317. Maddesi )20. Vergi mevzuatımızda belli koşulların oluşması durumunda, varlıkların kıymetlerinin tamamen veya kısmen kullanılmaz hale gelmesi durumunda özel bir statüye tabi tutularak fevkalade amortisman yönteminin uygulanacağı belirtilmiştir. Varlıklarda değer düşüklüğü’ nün genel yapısı TMS 36’da belirlenmiştir. TMS 36 “Varlıklarda Değer Düşüklüğü” standardının amacı; varlıkların geri kazanılabilir tutarındandaha yüksek bir defter değeri ile izlenmemesini sağlamak amacıyla uygulanması gereken ilkeleri belirlemektir. TMS 36’ya göre, bir varlığın defter değerinin; kullanımı ya da satışı ile geri kazanılacak tutarından fazla olması durumunda, varlık geri kazanılabilir tutarından daha yüksek bir tutarla izlenmektedir. Bu durumda varlık değer düşüklüğüne uğramıştır. Standarda göre bu durumda, işletmenin değer düşüklüğü zararını muhasebeleştirmesi gerekir. Standart ayrıca, bir işlet20. 1. Yangın, deprem, su basması gibi afetler neticesinde değerini tamamen veya kısmen kaybeden; 2. Yeni icatlar dolayısiyle teknik verim ve kıymetleri düşerek tamamen veya kısmen kullanılmaz bir hale gelen; 3. Cebri çalışmaya tabi tutuldukları için normalden fazla aşınma ve yıpranmaya maruz kalan; Menkul ve gayrimenkullerle haklara, mükelleflerin müracaatları üzerine ve ilgili bakanlıkların mütalaası alınmak suretiyle, Maliye Bakanlığınca her işletme için işin mahiyetine göre ayrı ayrı belli edilen “Fevkalade ekonomik ve teknik amortisman nispetleri” uygulanır. 122 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO menin değer düşüklüğü zararını ne zaman iptal etmesi gerektiği ile kamuoyuna yapılması gereken açıklamaların da genel çerçevesini düzenlemektedir. Standart ayrıca, bir işletmenin değer düşüklüğü zararını ne zaman iptal etmesi gerektiği ile kamuoyuna yapılması gereken açıklamaları da düzenlemektedir. Bunların yanı sıra işletme, varlığın değer düşüklüğüne uğramış olabileceğini gösteren herhangi bir belirtinin bulunup bulunmadığını değerlendirirken, aşağıda yer alan işletme dışı ve içi bilgi kaynaklarını kullanması ve bunları gözden geçirmesi gerekmektedir. Bu unsular şunlardır; İşletme dışı bilgi kaynakları; Dönem içinde varlığın piyasa fiyatı, zamanın ilerlemesinden veya normal kullanımdan kaynaklanması beklenenden çok daha fazla azalmıştır. İşletmenin faaliyette bulunduğu teknolojik, ekonomik veya hukuki çevre ile pazarda veya varlığın tahsis edildiği piyasada işletme üzerinde olumsuz etkisi olan önemli değişiklikler dönem içerisinde gerçekleşmiş veya bu değişikliklerin yakın gelecekte gerçekleşmesi beklenmektedir. Dönem içerisinde, faiz oranları veya diğer yatırım karlılığı ile ilgili piyasa oranları artmış olup; söz konusu artışların, varlığın kullanım değerinin hesaplanmasında kullanılan iskonto oranını önemli ölçüde etkilemesi ve varlığın geri kazanılabilir tutarını büyük ölçüde azaltması muhtemeldir. İşletmenin net varlıklarının defter değeri piyasa değerlerinden daha yüksektir. İşletme içi bilgi kaynakları ise; Varlığın fiziksel hasara uğradığı veya değer yitirdiğine ilişkin kanıt bulunmaktadır. İşletmede, varlığın mevcut veya gelecek kullanım yöntemini etkileyecek, önemli olumsuz değişiklikler meydana gelmiş veya bunların yakın gelecekte meydana gelmesi beklenmektedir. Bu değişiklikler şunları içerir; varlık kullanım dışıdır; varlığın dahil olduğu faaliyetin sona erdirilmesi veya yeniden yapılandırılması planları vardır; varlığın beklenen tarihten önce elden çıkarılması planlanmaktadır; varlığın yararlı ömrünün sınırsız değil sınırlı olduğu sonucuna varılmıştır. İşletme içi raporlamada, varlığın ekonomik performansının beklenenden daha kötü olduğu veya olacağına ilişkin kanıt mevcuttur. Yeniden değerleme sonucunda varlığın kayıtlı değeri azalmışsa, bu azalma gider olarak mali tablolara alınır. Varlık yeniden değerlenmiş tutarı ile izlenmiyorsa, değer düşüklüğü derhal gelir tablosuna gider olarak yansıtılmalıdır. Ancak, söz konusu varlıkla ilgili olarak daha önce bir yeniden değerleme fonu oluşturulmuşsa, azalış ilk olarak söz konusu hesaptan VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 123 düşülür. Değer azalışının yeniden değerleme fonundan yüksek olması durumunda, artan kısım gelir tablosu ile ilişkilendirilir. TMS 36’ya göre; ÖRNEK: 5.10: MDV. Değerinde Artış Olup Daha Sonra Değer Düşüklüğü Oması YZ AŞ. 1 Ocak 2006’da 135.000 YTL’ye üretimde kullanmak üzere vida makinası satın almıştır. Makinanın faydalı ömrü 10 yıl olarak tahmin edilmiştir. Amortisman yöntemi olarak normal amortisman yöntemi seçilmiştir. 31.12.2006 ve 31.12.2007’de yeni makinenin amortismanı ile ilgili olarak aşağıda yer alan kayıtlar düzenlenmiştir. 31/12/06 730 Genel Üretim Giderleri 13.500 257 B. Amortismanlar 13.500 31/12/07 730 Genel Üretim Giderleri 13.500 257 B. Amortismanlar 13.500 Bu durumda 1 Ocak 2008 de makinenin net defter değeri 108.000 YTL olacaktır. 1 Ocak 2008 için varlığın amorti edilmiş ikame maliyeti 129.600 YTL olarak belirlenmiştir. Burada varlıkların değerinde % 20 lik artışın gerçekleştiği ortaya çıkmıştır. Bu artışın makinanın maliyetine, birikmiş amortismana ve yıllık amortisman payına yansıtılması gerekmektedir. Böylece varlığın net defter değeri amorti edilmiş ikame maliyetine getirilmiş olur. 01/01/08 253 Tesis Makine ve Cihazlar Borç 27.000 257 B. Amortismanlar Alacak 5.400 522 MDV Yen..Değ.Artışları 21.600 Yeni amortisman gideri 13.500+2.700 = 16.200 31/12/08 730 Genel Üretim Giderleri 16.200 257 B. Amortismanlar 124 16.200 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO Yeniden değerleme artışları hesabından birikmiş karlara aktarılacak tutar = (16.200 – 13.500 = 2.700) 31/12/08 522 MDV Yeniden Değ.Artışları 2.700 570 Geçmiş Yıllar Karları 2.700 Bir önceki örnekte 1 Ocak 2008 itibariyle varlığın maliyet bedeli 135.000 YTL, birikmiş amortismanı 32.400 YTL dir. 2008 yılı sonu amortisman payı 16.200 YTL olacaktır. Ayrıca geçmiş yıl karlarına aktarılmamış 2.700 YTL lik bir tutar bulunmaktadır. 2009’da makinenin kayıtlı değeri (net defter değeri) 113.400 YTL dir. Amorti edilmiş ikame maliyeti ise 28.350 YTL olarak tespit edilmiştir. Bir değer azalışı söz konusudur. 2009’ Yılında; … /…/09 654 Karşılık Gideri 66.150.- 257 B. Amortismanlar 36.450.- 522 MDV Yeniden Değ.Artışları 18.900.- 253 Tesis Makine ve Cihazlar Tesis, Makine ve Cihazlar. 135.000 27.000 121.500.40.500.- 162.000 Birikmiş Amortismanlar 36.450.13.500 13.500 12.150.5.400 16.200 121.500.- Yeniden Değerleme Fonu 2.700.18.900.- 21.600 21.600.- 21.600.- 162.000 48.600 48.600 Varlık başka TMS 16 Maddi Duran Varlıklar Standardındaki yeniden değerleme yöntemine göre yeniden değerlenmiş tutarı üzerinden gösterilmedikçe; değer düşüklüğü zararı derhal kar veya zararda muhasebeleştirilir. Yeniden değerlenmiş bir varlığa ilişkin değer düşüklüğü zararı, anılan diğer Standarda göre yeniden değerleme değer azalışı olarak dikkate alınır. Standarda göre işletme her bilanço tarihinde, sahip olmuş olduğu varlıklarda bir değer düşüklüğü olup olmadığını belirlemelidir. Eğer böyle bir belirti mevcutsa, işletme varlığın veya nakit üreten birimi oluşturan bir varlık grubunun, devam eden kullanımının varlığın maliyetini amorti etmeye VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 125 yeterli seviyede olup olmadığını göz önünde bulundurmalıdır. Gelecekteki indirgenmemiş nakit akımlarının yetersiz olmasının beklendiği durumda, kayıtlı değer azaltılmalıdır. TMS 36’ da gelecekteki nakit akışlarının tahmin edilme esasları aşağıdaki gibi belirlenmiştir. TMS 36 işletme nakit akış tahminlerini, ilgili varlığın geriye kalan yararlı ömrü boyunca var olacak ekonomik koşullara ilişkin yönetimin yaptığı en iyi tahminleri içeren mantıklı ve desteklenebilir varsayımlara dayandırarak yapacağını belirtmektedir. Nakit akış tahminleri, yönetim tarafından onaylanan en güncel finansal bütçelere/tahminlere dayandırılır. Bu bütçeleri/tahminleri esas alan projeksiyonlar, daha uzun bir dönemin kullanılması gerektiğine ilişkin haklı gerekçeler bulunmadığı sürece, en fazla 5 yıllık dönemi kapsar. En güncel bütçelerin/tahminlerin kapsadığı dönemin ilerisindeki dönemler açısından nakit akış projeksiyonlarını, artan bir oranın kullanılması gerektiğine ilişkin haklı gerekçeler bulunmadığı sürece; takip eden yıllarda sabit ya da azalan büyüme oranları uygulamak suretiyle mevcut bütçeler/tahminlere ilişkin olarak yapılan projeksiyonlar çerçevesinde tahmin eder. Anılan büyüme oranı, daha yüksek bir oranın kullanılması gerektiğine ilişkin haklı gerekçeler bulunmadığı sürece, işletmenin faaliyet gösterdiği ürünler, endüstriler, ülke veya ülkeler ya da varlığın kullanıldığı piyasalar için geçerli uzun vadeli ortalama büyüme oranlarını aşmaz. Yönetim, geçmişteki nakit akış projeksiyonları ile gerçekleşen nakit akışları arasındaki farkların sebeplerini inceleyerek, cari nakit akış projeksiyonlarının esas aldığı varsayımların uygunluğunu değerlendirir. Yönetim, cari nakit akış projeksiyonlarında esas alınan varsayımların; geçmişte nakit akışları gerçekleşirken mevcut olmayan sonradan gerçekleşen olay ve koşulların etkilerini de dikkate alarak, geçmişteki sonuçlarla tutarlı olduğundan emin olur. İskonto oranı (oranları), aşağıdaki unsurlara ilişkin cari piyasa değerlendirmesini yansıtan vergi öncesi oran (oranlar) olacaktır: a)Paranın zaman değeri; ve b)Gelecekteki nakit akış tahminlerinde dikkate alınmamış olan, varlığa özgü riskler. Paranın zaman değeri ile varlığa özgü risklere ilişkin cari piyasa değerlendirmesini yansıtan oran; yatırımcıların tutar, zaman ve risk profili açısından işletmenin varlıktan elde etmeyi beklediği nakit akışlarıyla aynı düzeyde nakit akışları yaratan bir yatırım yapmış olmaları durumunda elde etmeyi bekleyecekleri kazançtır. Bu oran, benzeri varlıklar için cari piyasa işlemlerindeki zımni bir oran üzerinden veya hizmet potansiyeli ve riskle- 126 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO ri açısından ilgili varlığa benzer bir varlığa (veya varlık portföyüne) sahip halka açık bir işletmenin ağırlıklı ortalama sermaye maliyeti üzerinden tahmin edilir. Ancak, varlığın kullanım değerini ölçmede kullanılan iskonto oranı (oranları), gelecekteki nakit akış tahminlerini düzeltmede dikkate alınan riskleri yansıtmayacaktır. Aksi takdirde, bazı varsayımların etkisi iki kez dikkate alınmış olacaktır. ÖRNEK:5.11: Maddi Duran Varlıklarda Değer Düşüklüğü21. YZ AŞ. 31.12.2007 itibariyle net defter değeri 200.000 YTL olan bir makinaya sahiptir. Üretim hattını oluşturan makinaların ekonomik ömürlerinin tamamlanmasına 5 yıl kalmıştır. İşletme yönetimi yine 31.12.2007 tarihi itibariyle bu makinayı elden çıkarmak istemesi durumunda toplam 90.000 YTL elde edebileceğini tespit ettirmiştir. Dolayısıyla işletmenin bu makine için değer düşüklüğü testi yapma gerekliliği mevcuttur. İşletme bu makina için değer düşüklüğü testi yaparken bu makineden kalan ömrü boyunca ürettiği ürünlerin satışından elde etmeyi beklediği gelir tutarları ile ve işletmenin bu gelirleri elde etmek için katlanması gereken maliyetleri aşağıdaki şekilde bütçelemiştir. Yıllar Bütçelenmiş Gelirler (a) (YTL) 60.000 140.000 120.000 90.000 80.000 490.000 2008 2009 2010 2011 2012 Toplam Bütçelenmiş Giderler (b) (YTL) 50.000 100.000 90.000 64.000 54.000 358.000 Öncelikle işletme 5 yıl boyunca elde etmeyi beklediği gelirlerin ve katlanmayı beklediği giderlerin bugünkü değerlerinden hareketle 5 yıl boyunca kendisine gelecek net nakit akımlarının bugünkü değerlerini bulmak durumundadır. Net Bugünkü Değer Faktörü** (YTL) (c) Net Bugünkü Değer (YTL) (d x c) 10.000 0,92593 9.259,30 100.000 40.000 0,85734 34.293,60 120.000 90.000 30.000 0,79383 23.814,90 2011 90.000 64.000 26.000 0,73503 19.110,80 2012 80.000 54.000 26.000 0,68058 17.695,08 490.000 358.000 132.000 104.174 Beklenen Gelir (YTL) (a) Giderler* (YTL) (b) 2008 60.000 50.000 2009 140.000 2010 Yıllar TOPLAM 21. Net Nakit Akışları (YTL) (d) (a – b) Özkan Serdar , Seçilmiş Türkiye Muhasebe Standartları Uygulamaları Türmob Tesmer Eğitim Notları VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 127 *Hesaplamaya dahil olan giderler iletmenin nakit olarak katland›¤› giderlerden olumaktad›r. Amortisman giderleri bir nakit olmayan gider türü oldu¤u için giderler toplam›na dahil edilmemitir. Ayr›ca tablodaki de¤erler yuvarlanm›t›r. ** Faiz oran› % 8 olarak al›nm›t›r. Net nakit akışlarının bugünkü değeri 104.174 YTL’ dir. Bu aşamadan sonra işletme bir karşılaştırma işlemi ile karşı karşıyadır. Makinelerin net defter değeri (DD) = 200.000 YTL Makinelerin satılması halinde elde edilecek tutar (PD) = 90.000 YTL. Makineden elde edilecek net nakit akışları (NBD) =104.174 YTL. DD > NBD > PD olduğundan işletme varlıklarının değerini 200.000 YTL’ den 104.174 YTL’ye düşürülmelidir. 200.000 – 104.174 = 95.826 YTL maddi duran varlık değer düşüklüğü olarak dönemin gelir tablosu ile ilişkilendirilmelidir. 01.01.2005 654 Karşılık Gideri 95.826.- 257.02 Birikmi Amortismanlar ve Değer Düşüklüğü Karşılığı 95.826.- 5.5. Bilanço Dışı Bırakma Bir maddi duran varlık kaleminin defter değeri aşağıdaki durumlarda bilanço dışı bırakılır: a. Elden çıkarıldığında veya, b. Kullanımından ya da elden çıkarılmasından gelecekte ekonomik yarar beklenmediği durumlarda. Bir maddi duran varlık kaleminin bilanço dışı bırakılmasından doğan kazanç veya kayıp ilgili kalem bilanço dışı bırakıldığında gelir tablosu ile ilişkilendirilir. Kazançlar, hasılat olarak sınıflandırılmaz. ÖRNEK: 5.12 : Maddi Duran Varlıkların Elden Çıkarılması I YZ AŞ’ maliyet bedeli 30.000 YTL. ve o ana kadar birikmiş amortismanı 24.000 YTL. olan duran varlığını 8.000 YTL.’ye peşin olarak 31.12.2007 tarihinde satmıştır. Buna göre aşağıdaki gibi bir muhasebe kaydı yapmalıdır: 128 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 31/12/07 8.000.- 100 Kasa 257 B. Amortismanlar 24.000.- 253 Makine Tesisi Ve Cihaz. Maddi Duran Varlık Satış karı 30.000.2.000.- ÖRNEK: 5.13: Maddi Duran Varlıkların Elden Çıkarılması II YZ A.Ş.’ kayıtlı değeri 30.000 YTL., o ana kadar birikmiş amortismanı 24.000 YTL. ve yeniden değerleme fonu 2.000 YTL. olan maddi duran varlığını 8.000 YTL.’ye peşin olarak 31.12.2010 tarihinde satmıştır. Buna göre aşağıdaki gibi bir muhasebe kaydı yapmalıdır: 31/12/10 100 Kasa 257 B. Amortismanlar 522 Yeniden Değerleme Fonu 253 Makine Tesis Ve Cihaz. Maddi Duran Varlık Satış karı 8.000.24.000.2.000.30.000.4.000.- 6. SONUÇ TBMM gündeminde olan 1535 maddelik Türk Ticaret Kanunu Tasarısı’nın yasalaşması halinde, 1957 yılından beri uygulanan Türk Ticaret Kanunu yürürlükten kalkacaktır. Bununla birlikte; Yeni Türk Ticaret Kanunu tüm şirketlere Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu tarafından yayımlanan muhasebe standartlarına göre muhasebe kayıtlarını tutma zorunluluğu getirmektedir. Bu nedenle şirketler bugüne kadar tekdüzen muhasebe sistemi ve VUK” göre uyguladıkları mevzuat hükümleriyle beraber standart hükümlerine görede raporlama yapacaklardır. Standartlarla ilgili uygulama başladığında şirketler uygulamanın başladığı bir önceki dönem başı itibarıyle bilançolarını TFRS 1 göre düzelteceklerdir. TMS 16 Maddi Duran Varlıklar Standardına göre maddi duran varlıkların kayıt altına alınmasında dikkat edilmesi gereken konular : • Maddi duran varlık ediniminde yüklenilen alış giderleri maliyete alınmalıdır. • Maddi duran varlık ediniminde yüklenilen borçlanma maliyetleri özellikli varlık dışında maliyet değil döneminde giderleştirilmelidir. • Yeniden değerlemede değer artışı ve değer düşüklüğü meydana gelebilir. Değer artışı özkaynaklar grubunda muhasebeleştirilirken değer VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 129 düşüklüğü gelir tablosuna yansıtılır. Ancak daha önce değer artışı olan maddi duran varlıkda daha sonra değer düşüklüğü meydana gelirse ozaman değer düşüklüğü öz kaynaklarla karşılaştırılır. • Faydalı ömür amortisman oranı ve yöntemi açısından önemlidir. Bazen aynı maddi duran varlık farklı işletmelerde kullanım açısından farklı faydalı ömüre sahip olabilir. VUK “da maddi duran varlıkların amortisman oranı belirtilmiştir. Her işlerme belirtilen oranı kullanmak zorundadır. • Bilanço dışı bırakmada maddi duran varlık satış zararı ve satış karı geçmiş yıl gelir ve gideri hesaplarında gösterilmelidir. KAYNAKÇA Akdoğan, Nalan . Sevilengül, Orhan: “Türkiye Muhasebe Standartlarına Uyum İçin Tekdüzen Hesap Planında Yapılması Gereken Değişiklikler”, Mali Çözüm, Sayı 84, Kasım-Aralık 2007 Demir, Volkan: Uluslararası Muhasebe Ders Notları, 2007 Demir, Volkan; Bahadır, Oğuzhan: “UFRS (TFRS)’deki Değerleme Ölçüleri Kapsamında Şirket Değerlemesinde Defter Değeri Yaklaşımı”, Muhasebe ve Denetime Bakış Dergisi, Türmob, Sayı 23, Eylül 2007 TMSK (2007) “ TMS 16 Maddi Duran Varlıklar” Uluslararası Finansal Raporlama Standartları ile uyumlu Türk,ye Muhasebe Standartları” Ankara TMSK yayınları, Özkan, Serdar: “Seçilmiş Türkiye Muhasebe Standartları Uygulamaları” Türmob Tesmer Eğitim Notları Ankara 2007 Vergi Usul Kanunu, (1961) Resmi Gazete Sayısı/Tarih, 1070310.01.1961 130 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO MADDİ DURAN VARLIKLARDA AMORTİSMAN UYGULAMASI ve YARARLI ÖMRÜN BELİRLENMESİ (Muhasebe Standartlar›, Vergi Usul Kanunu ve Çeitli Ülkelerdeki Durum) Doç. Dr. Beyhan MARŞAP Gazi Üniversitesi Ticaret ve Turizm Eğitim Fakültesi Muhasebe-Finansman ABD Öğretim Üyesi 1. AMORTİSMAN KAVRAMI ve ÇALIŞMA ÇERÇEVESİ Amortisman kavramını çeşitli disiplinler açısından farklı biçimlerde ifade etmek mümkündür. Amortisman, mühendislik açısından öncelikli olarak fiziksel yıpranmanın bir karşılığı olarak görülürken, finansal yönetim açısından bir fon kaynağı olarak ifade edilebilmektedir. Bu kısımda amortisman kavramı tamamen muhasebe disiplini açısından ele alınarak açıklanmaya çalışılmıştır. Tahakkuk esasına dayalı muhasebede, bir varlığın elde edilmesi için katlanılan maliyetin gidere dönüşümü, onun gelecekte sağlayacağı dönemsel faydaları ile ilişkilendirilmesini gerektirir. Bu ilişkilendirme muhasebe literatüründe, varlığın maliyetinin onun faydalı ömrüne dağıtılması olarak anlamlandırılmaktadır. Faydalı ömrün bir yıl ya da bir muhasebe döneminden daha uzun olması durumunda varlık maliyetinin her bir dönemde gidere dönüştürülen kısmı, amortisman kavramı ile ifade edilmektedir. Bir muhasebe döneminden daha fazla faydalı ömre sahip olan ve tahakkuk esası gereğince amortisman yoluyla giderleştirilmesi gereken varlıkların başında maddi duran varlıklar gelmektedir. Bu çalışmanın esasını da maddi duran varlıklarla ilgili amortisman uygulamaları oluşturmaktadır. Bir maddi duran varlığın belli bir döneme ait amortismanının hesaplanması varlıkla ilgili iki temel değişkene dayanmaktadır: i.Varlığın amortismana tabi değeri ii.Varlığın faydalı ömrü Bu iki değişkenin tanımlanmasındaki farklılıklar amortisman tutarlarının da farklı hesaplanmasına neden olabilmektedir. Bununla birlikte, amortisman hesaplamada farklı yöntem ya da esaslar da söz konusudur. Bunlar, muhasebe literatüründe amortisman hesaplama yöntemleri başlığında ifade edilmektedir. Farklı amortisman yöntemleri ve uygulma esasları da gerek finansal raporlama gerekse vergiye tabi karın belirlenmesinde farklı sonuçların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 131 Bu çalışmada amortisman uygulaması Türk Vergi Mevzuatı ve Türkiye Muhasebe Standartları açısından incelenmeye çalışılmıştır. Türk vergi mevzuatı denildiğinde başta Vergi Usul Kanunu (VUK) olmak üzere Gelir Vergisi Kanunu (GVK), Kurumlar Vergisi Kanunu (KVK), konuya ilişkin tebliğ ve benzerlerinin birlikte düşünülmesi gerekmektedir. Ancak bu çalışmada amortisman konusu bir sistem bütünlüğü içerisinde ele alındığından ve Türkiye Muhasebe Standartları ile karşılaştırma sağlayacak tarzda incelenmeye çalışıldığından dolayı Vergi Usul Kanunu ve bu kanuna dayalı olarak çıkarılan tebliğlerle sınırlı tutulmuştur. Bu nedenle de ağırlıklı olarak VUK’nun 313 – 321’inci maddeleri arasında yapılmış olan düzenlemeler ele alınmıştır. İncelemede, Türkiye Muhasebe Standardı-16’da yer alan maliyet modeli esas alınmıştır. Ayrıca, başta ABD olmak üzere bazı AB ülkelerindeki uygulamalar da vergi bağlantılı olarak verilmiştir. Muhasebe standartları ile Vergi Usul Kanunun farklı hükümlerinden kaynaklanan ve bu nedenle de “TMS-12 Gelir Vergilerinin Muhasebeleştirilmesi” standardı kapsamında ortaya çıkan “vergi varlığı” ve “vergi borcu” etkileri dikkate alınmamıştır. İnceleme, amortisman uygulamalarının temel çıkış noktaları olarak görülen; • Amortisman konusu ve amortisman ayırmanın temel şartları, • Amortismana tabi tutarın belirlenmesi • Yararlı ömür ve amortisman oranları, • Amortisman hesaplama yöntemleri ve seçimi, • Kıst amortisman uygulaması başlıkları altında yapılmıştır. 2. VERGİ USUL KANUNU VE TÜRKİYE MUHASEBE STANDARTLARINDA AMORTİSMAN 2.1.Amortismanın Konusu Ve Amortisman Ayırmanın Temel Şartları 2.1.1. Vergi Usul Kanununda Vergi mevzuatı amortisman kavramına vergiye tabi karın belirlenmesinde doğrudan ya da dolaylı olarak etki eden bir olgu olarak yaklaşmaktadır. Böyle bir yaklaşım içinde bulunması vergi mevzuatının amaç ve hedefleri açısından son derece normaldir. Vergi mevzuatı açısından yaklaşıldığında amortismanı şu şekilde ifade etmek mümkündür: “Amortisman; dönem matrahını etkileyen vergisel bir olgu olup vergi hukuku yönünden İşletme faaliyetlerinin yerine getirilmesinde ihtiyaç duyulan ve aktife kayıtlı olan işletme varlıklarının amortismana tabi değerlerinin Maliye Bakanlığınca belirlenen süreler ve oranlara göre hesaplanan kısımlarının itfa edilmesini ifade etmektedir.” (Yılmaz [email protected], www.muhasebenet.net, Erişim Tarihi: 9.11.2007). 132 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO Vergi Usul Kanunu (VUK)’ nun 313. maddesinde amortismanın konusu; “‹letmede bir y›ldan fazla kullan›lan ve y›pranmaya, a›nmaya veya k›ymetten dü¤meye maruz bulunan gayrimenkullerle, 269. madde gere¤ince gayrimenkul gibi de¤erlenen iktisadi k›ymetlerin, alet, edevat, mefruat ve sinema filmlerinin, birinci k›sm›ndaki esaslara göre tespit edilen de¤erlerinin, bu kanun hükümlerine göre yok edilmesi amortisman mevzuunu tekil eder.”, şeklinde ifade edilmiştir. VUK’ nun 313.maddesi gereğince; amortismanın konusuna giren varlıklar; i.Gayrimenkuller, ii. Gayrimenkullerin mütemmim cüzleri ve teferruatı, iii. Tesisat ve makinalar, iv.Gemiler ve diğer taşıtlar, v. Gayrimaddi haklar, vi. Alet, edevat, mefruşat, demirbaş eşyalar, vii.Sinema filmleri, olarak sayılmıştır. Ancak boş arsa ve araziler amortismana tabi olmamakla birlikte, arsa veya arazi üzerine inşa edilmiş olan her çeşit yollar, tarım tesisleri, yerüstü düzenleri ve haklar amortismana tabi tutulmaktadır. Yine üzerine bina yapılan bir arsanın maliyetinin binanın maliyetine dahil edilmesi ve dolayısıyla amortismana tabi tutulması uygulaması vergi mevzuatı açısından uygun görülmektedir. İlgili madde hükmünden hareketle, bir maddi duran varlık için amortisman ayrılabilmesinin temel şartlarını aşağıdaki biçimde saymak mümkündür: • İşletmenin aktifinde kayıtlı olması: İşletmede kullanma deyimi iktisadi kıymetin işletmenin mülkiyetinde olması ve envanterinde kayıtlı olması anlamına gelmektedir. Bu bağlamda da iktisadi kıymetin envantere kayıtlı olma koşulu iktisadi kıymetin işletmenin tasarrufunda bulunma koşulu ile birlikte değerlendirilmektedir (Seviğ, www.referansgazetesi.com, Erişim Tarihi: 09.11.2007). Bu durumda, mükellefler tarafından iktisap edilerek defter kayıtlarına geçirilen, değerleme gününde envantere dahil olan ve kullanılma şartı aranmaksızın kullanılmaya hazır halde bulunan iktisadi kıymetler için de amortisman ayrılabilmektedir. Hesap Uzmanları Kurulu’nun konuya ilişkin danışma komisyonu kararına göre, amortismana tabi iktisadi kıymetlerin aktife girme koşulu; i.İktisadi kıymetin dönem sonu itibariyle işletme envanterine dahil olması, VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 133 ii. İktisadi kıymetin kayıtlara intikal ettirilmiş bulunması, iii. İktisadi kıymetin kullanılmakta veya kullanılmaya hazır halde olması, hallerinin birlikte oluşması ile belirlenmektedir1. Bir maddi duran varlığın amortismana tabi tutulabilmesi için varlığın aktife alınmış olası yeterlidir. Fiilen kullanılması şartı aranmamaktadır. Finansal kiralama yoluyla edinilen maddi duran varlıklar işletme aktifine haklar olarak kaydedilerek, “haklar”ın tabi olduğu hükümler çerçevesinde amortismana tabi tutulmaktadır (Finansal Kiralama Kanunu’nda 4842 sayılı yasa ile yapılan değişiklik). • Bir yıldan fazla kullanılabilmesi: İşletme faaliyetlerinde kullanılmak üzere edinilen maddi duran varlıkların işletmede bir yıldan fazla kullanılabilir olması gerekmektedir. Dikkat edileceği gibi burada varlığın bir yıldan fazla kullanılması değil, kullanım ömrünün bir yıldan uzun olması şartı aranmaktadır. Buna göre; kullanım süresi teknik veya yasal açıdan bir yıldan fazla olması mümkün olmayan bir varlığın amortismana tabi tutulması şart koşulmamaktadır. Örneğin, kullanıldıkları süreç gereği faydalı ömürleri bir yıl olan alüminyum ekstrüzyon kalıplarının amortismana tabi iktisadi kıymet olarak dikkate alınmaması ve işletme malzemesi olarak değerlendirilip muhasebe kayıtlarına doğrudan gider olarak intikal ettirilmesi mümkün bulunmaktadır (365 sıra Sayılı VUK Genel Tebliği). İşletme aktifine kayıtlı olmakla birlikte, işletme faaliyetlerinde kullanılabileceği süre bir yıl veya daha kısa olan varlıkların tutarı ne olursa olsun amortismana tabi tutulmaları söz konusu değildir. • Maliyet bedelinin belirli bir tutarın üzerinde olması2: Maliyet bedelleri, belirlenen tutarın altında kalan peştemallıklar ile işletmede kullanılan alet, edevat, mefruşat, demirbaş eşyalar amortismana tabi tutulmaksızın doğrudan gider yazılabilmektedir. Buradaki temel amaç, bir yıldan daha uzun bir süre kullanımı söz konusu olmakla birlikte ekonomik açıdan önemli bir değere sahip olmayan varlıklara ilişkin maliyetlerin bir seferde ya da elde edildikleri dönemde giderleştirilebilmesine imkan sağlamaktır. Yani bu şart varlığın amortismana tabi tutulmasından ziyade, varlık maliyetinin satın alındığı dönemde gider yazılmasına ilişkin bir şarttır. Mükellefler diledikleri takdirde bu tür varlıkların maliyetini amortisman yoluyla giderleştirebilirler. Dikkat edileceği gibi bu mükellefler açısından bir seçimlik haktır. Bu seçimlik hakkın kullanılması varlığın aktife girdiği yılda kullanılmasını gerektirmektedir. 1. 2. 134 Hesap Uzmanları Danışma Kurulu’nun 18.4.1988 gün ve 276/2 sayılı kararı. 1.1.2008 tarihi itibariyle bu tutar 600 YTL olarak belirlenmiştir. VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO Varlığın doğrudan gider yazılması için aranan azami tutar şartı, iktisadi ve teknik açıdan bütünlük arzeden varlıklarda topluca dikkate alınmaktadır. İktisadi bütünlük, varlıkların bir arada kullanılması ile daha fazla verim ve faydanın sağlanabileceği durumu; teknik bütünlük ise, varlıkların teknik olarak birlikte kullanılmalarının zorunlu olduğu durumu belirtmektedir (Şeker 2004, 263). Bir restaurantta kullanılan kaşık, çatal ve bıçak seti iktisadi bütünlüğe, bilgisayar aletinin ayrı parçalarını oluşturan ancak birlikte kullanıldıklarında bir anlam ifade eden donanım, monitör, klavye ve fare teknik bütünlüğe örnek olarak verilebilir. İşletme aktifine kayıtlı olmakla birlikte, işletme faaliyetlerinde kullanılabileceği süre bir yıl veya daha kısa olan varlıkların tutarı ne olursa olsun amortismana tabi tutulma şartı aranmaz. •Yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz kalması: Bir maddi duran varlığın amortismana tabi tutulması için aranan diğer bir husus ise yıpranma, aşınma veya kıymetten düşmeye maruz kalmasıdır. Bir varlığın yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz kalması, onun sınırlı bir ömrünün olduğu anlamına gelmektedir. Bu nedenle VUK’nun 314.maddesi uyarınca sınırsız bir ömre sahip olduğu varsayılan boş arsa ve araziler amortismana tabi değildir. Bir varlığın yıpranma ve aşınma nedeniyle değer kaybetmesi, varlığın işletme faaliyetlerinde fiilen kullanılıyor olması anlamına gelebilir. Ancak, yıpranma ve aşınma her zaman, işletmelerde fiilen kullanılan amortismana tabi varlıkların gözle görülebilir bir eskimeye uğraması anlamına gelmeyebilir. Bununla birlikte, teknolojik gelişmeler nedeniyle demode olan varlıklar da değer kaybına uğrayabilir veya işletmede fiilen kullanılamaz hale gelebilir. Bu durumda söz konusu varlıklar için de amortisman ayrılması gerekmektedir. Kıymetten düşmeye maruz bulunma, yıpranma ve aşınma kavramlarına göre çok daha geniş bir kavramdır. Yasa amortismana tabi varlıklara ilişkin değer kaybının fiilen gerçekleşmiş olmasını değil, varlıkların değer kaybına maruz bulunmalarını yeterli görmektedir. Bunun anlamı ise, varlıkta herhangi bir değer kaybı olmasa dahi yasal oran üzerinden amortisman uygulamasının mümkün olduğudur (Devran ve Yakupçebioğlu, http://www.mevzuatdergisi.com/2006/08a/01.htm Erişim tarihi: 1.2.2008). 2.1.2.Türkiye Muhasebe Standartlarında Maddi duran varlıkların amortismana tabi tutulması konusu “TMS-16: Maddi Duran Varlıklara İlişkin Türkiye Muhasebe Standardı” nda ele alınmıştır. Standartta amortisman, “bir varlığın amortismana tabi tutarının, yararlı ömür süresince sistematik olarak dağıtılması” biçiminde tanımlanmıştır (TMS 16 md. 6 ve md 50). VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 135 Standart, maddi duran varlıklarla ilgili hususları bir bütün olarak ele almaktadır. Nitekim, standardın amacı; “Finansal tablo kullanıcılarının işletmenin maddi duran varlıklarındaki yatırımını ve yatırımdaki değişimleri belirleyebilmelerini sağlayan maddi duran varlıklarla ilgili muhasebe işlemlerini düzenlemektir.” şeklinde ifade edilmiş ve maddi duran varlık (TMS 16md. 6):” i.Mal ve hizmet üretimi veya arzında kullanılmak, başkalarına kiraya verilmek veya idari amaçlar çerçevesinde kullanılmak üzere elde tutulan; ve ii.Bir dönemden daha fazla kullanımı öngörülen, fiziki kalemlerdir” şeklinde tanımlanmıştır “TMS-16: Maddi Duran Varlıklara İlişkin Türkiye Muhasebe Standardı”ında nelerin maddi duran varlık kalemini oluşturduğu gibi bir ölçü birimi öngörülmemiştir. Muhasebeleştirme ilkelerinden hareketle işletmeye özgü şartlarda dikkate alınarak bir muhakemede bulunulması gerektiği ifade edilmektedir. Örneğin, işletme faaliyetlerinde kullanılan alet, edevat gibi tek başına önemsiz görülen araç ve gereçlerin toplanarak muhasebe ilkelerinin toplam değere uygulanmasının uygun bir yaklaşım olacağı da standartta belirtilmektedir (TMS 16 md. 9). Standartda, yeniden değerlemenin söz konusu olması durumunda o varlığın ait olduğu tüm maddi duran varlık sınıfının da yeniden değerlemeye tabi tutulacağında hareketle aşağıdaki varlık sınıfları örnek olarak verilmiştir (TMS 16 md. 37): i. Arazi, ii. Arsa ve binalar, iii.Makinalar, iv.Gemiler, v. Uçaklar, vi.Motorlu taşıtlar, vii.Mobilya ve demirbaşlar ve viii.Ofis gereçleri. Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı gibi, bir maddi duran varlığın amortismana tabi tutulabilmesi için; işletme faaliyetlerinde kullanılması ve bir muhasebe döneminden daha fazla kullanılmasının öngörülüyor olması gerekmektedir. Ayrıca, maddi duran varlığın işletme kayıtlarına alınmış olması gereği de aranmaktadır. Bu şart standardın 44. maddesindeki, “Bir işletme, maddi duran varlık kaleminin başlangıçta muhasebeleştirilmiş olan tutarını………. amortismana tabi tutar” şeklindeki ifadesi ile ortaya konmuştur. 136 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO Standartta, bir varlığın maddi duran varlık olarak tanımlanması ve amortismana tabi tutulması için belli bir ölçü öngörülmemiştir. Ancak, bu tür değerlendirmelerin işletmeye özgü bir durum olduğu belirtilerek muhasebe ilkelerinden hareket edilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Bu bağlamda, parasal açıdan tek başlarına önemsiz değere sahip olan araç ve gereçlerin birlikte dikkate alınarak değerlendirilmesinin de uygun bir yaklaşım olacağı ifadeler arasında yer almıştır (TMS 16 md. 9). Buradan hareketle teknik ve iktisadi açıdan bütünlük arz eden varlıkların birlikte dikkate alınmasının standarda da uygun bir yaklaşım olacağını söyleyebiliriz. Aynı şekilde ekonomik açıdan önemsiz olan ancak işletme faaliyetlerinde bir yıldan daha uzun bir süre kullanılması söz konusu olabilen varlıkların da doğrudan gider yazılabilmesinin mümkün olduğunu ifade edebiliriz. Bu tutar da hiç kuşkusuz muhasebe ilkeleri çerçevesinde belirlenmiş işletmeye özgü bir tutar olacaktır. Amortismana tabi varlıkların yıpranma, aşınma ve kıymetten düşmeye maruz olma şartı standartta da aranmaktadır. Bu amaçla, boş arsa ve arazilerin standarda göre amortismana tabi tutulması öngörülmemektedir. Bununla birlikte, standart amortismana tabi tutulacak bir maddi duran varlığın mutlaka kullanılıyor olması şartını aramamaktadır. Sadece kullanıma hazır halde olmasına bakmaktadır. Ancak, satış amacıyla kullanımdan çekilmiş ve TFRS 5 kapsamında olan maddi duran varlıklar için amortisman hesaplanmaması gerektiğini de ifade etmektedir (TMS 16 md.3). Bir maddi duran varlığın kullanımdan çekilip satış amaçlı bir varlık sınıfına alınması yönetim kararına dayalı bir durumdur. Böyle bir sınıflandırma yapılmamış ise maddi duran varlık kullanılmıyor olsa da amortisman ayırmaya devam edilmektedir. 2.2. Amortismana Tabi Tutarın Belirlenmesi Amortismana tabi tutulacak maddi duran varlığın tutarının ne olacağı amortisman hesaplamada önemli değişkenlerden bir tanesidir. 2.2.1. Vergi Usul Kanununda Türk vergi mevzuatında maddi duran varlıklar esas itibariyle vergi mevzuatına göre esas alınan değerleri üzerinden amortismana tabi tutulurlar. VUK’nun 269. maddesinde maddi duran varlıkların maliyet değerleri ile değerleneceği hüküm altına alınmıştır. Buna göre maddi duran varlık kapsamında yer alan gayrimenkuller (inşa edilenler dahil), demirbaşlar, tesisat ve makineler (imal edilenler dahil), gemiler ile diğer taşıtlar maliyet bedeli ile değerlenmektedir. Maliyet bedeli ise iktisadi kıymetin elde edilmesi veya değer artırıcı işlem yapılması nedeniyle ortaya çıkan giderlerin toplamını ifade eder (VUK md. 262). VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 137 Maddi duran varlığın maliyetinin belirlenmesinde önem arz eden bir kaç husus: i.Vergi Mevzuatına göre maddi duran varlıkların finansmanından kaynaklanan borçlanma maliyetlerinin aktife girdiği dönemin sonuna kadar maddi duran varlığın maliyetine eklenmesi zorunlu; aktife girdiği dönemden sonraki dönemlerde ortaya çıkan borçlanma maliyetlerinin ise ilgili bulundukları yıllarda doğrudan gider yazılması ya da maliyete eklenmesi mükellefin tercihine bırakılmıştır (163 nolu VUK Genel Tebliği). Ancak borçlanma maliyetlerinin varlık maliyetine dahil edilme zorunluluğu konusunda, karşı Danıştay kararları bulunmaktadır3. Buna göre varlığın elde edilmesi için kullanılan kredilere ilişkin finansman giderleri varlığın maliyetine dahil edilerek amortisman yoluyla giderleştirilebilmektedir. ii. Maddi duran varlıkların vadeli olarak satın alınması sırasında vade farkları da duran varlığın maliyetine dahil edilmektedir. Bu durumda da maddi duran varlığın satın alınması ile ilgili finansman maliyetleri amortisman yoluyla gider yazılmaktadır. iii.VUK’ nun 272’ nci maddesine göre, maddi duran varlıkların aktife alınmasından sonra bunlarla ilgili yapılan giderlerden; normal bakım, tamir ve temizleme giderleri dışında, gayrimenkulü genişletmek veya iktisadi kıymetini devamlı olarak artırmak maksadıyla yapılan giderler, maliyet bedeline eklenir. İktisadi kıymetlerin ömrünü uzatan giderler, aktifleştirildikleri yıldan başlayarak asıl iktisadi kıymetin uzayan ömrünün bitimine kadar olan sürede amortismana tabi tutulurlar. Bu giderler, iktisadi kıymetin ömrünü uzatmayıp, fonksiyonunu artırması halinde ise, maliyete dahil edilen giderler iktisadi kıymetin kalan süresi içerisinde, eşit tutarlarda amortismana konu edilirler. iv. Maddi duran varlığın maliyet bedelleri ile değerlenmelerinin mümkün olmadığı durumlarda, bina ve arazi, vergi değerleriyle; diğerleri, varsa borsa rayici, yoksa kayıtlı değerleri, o da yoksa emsal bedeliyle değerlenir. (VUK mad. 289) Belirlenen bu değer amortismana tabi değer olarak dikkate alınır. v. Boş arsa ve araziler üzerine bina veya tesis kurulması halinde arsa ve arazinin maliyeti bu bina veya tesislere ilave edilerek toplam değer üzerinden amortismana tabi tutulurlar. 2.2.2.Türkiye Muhasebe Standardında TMS-16’ya göre bir maddi duran varlık aktife alındıktan sonra, izleyen dönemlerde ya maliyet ya da yeniden değerleme modelinden birisi ile değerlenir ve izlenir. Buradaki açıklama ve değerlendirmelerde maliyet modeli esas alınmıştır. 3. 138 Danıştay 4.Dairesi 27.11.1998 gün ve E: 1997/5413; K;1998/4652 sayılı kararı VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO • Kalıntı değer uygulaması Standarda göre maddi duran varlıkların amortismana tabi tutarları esas itibariyle maliyet değerleridir. Bununla birlikte, maddi duran varlıkların kalıntı değerleri söz konusu ise amortismana tabi tutarın belirlenmesinde kalıntı değerin maliyet veya maliyet yerine geçen değerden düşülmesi gerekmektedir. Kalıntı değer, varlığın tahmin edilen yararlı ömrünün sonuna ulaşıldığında ve elden çıkarılması durumunda, elde edilmesi beklenen tutardan, elden çıkarmanın tahmini maliyetleri düşülerek ulaşılan, tahmini tutardır (TMS 16 md. 6). Kalıntı değerde zaman içerisinde meydana gelen değişmelerin dikkate alınması gerekmektedir. Kalıntı değerde meydana gelen azalmalar varlığın amortismana tabi tutarını artırırken, artmalar azaltacaktır. Kalıntı değerin artması ya da azalmasından dolayı amortismana tabi değerde meydana gelen değişmeler nedeniyle önceki dönemlerde ayrılmış olan amortismanlar üzerinde her hangi bir düzeltme yoluna gidilmez. Bu değişiklikler TMS-8 Standardına uygun bir şekilde dikkate alınır (TMS 16 md. 51). Değişiklik etkisi, içinde bulunulan döneme ve sonraki dönemlere yansıtılır. Örneğin 100.000 YTL maliyet değeri ve 20.000 YTL kalıntı değeri olan bir varlığın amortismana tabi tutarı 80.000 YTL olacaktır. Yararlı ömrün 5 yıl olduğunu varsaydığımızda da yıllık 16.000 YTL amortisman ayrılacaktır. 4. yılın sonunda amortisman ayrılmadan önce varlığın defter değeri 52.000 YTL, kalan amortismana tabi tutarı da 32.000 YTL (52.000-20.000) olacaktır. Yeni kalıntı değerin 10.000 YTL olarak tahmin edildiğini varsaydığımızda 4. yıl için ayrılacak amortisman 21.000 YTL olacaktır. Son yılda kalıntı değer tahmininde bir değişme olmadığında o yıl içinde 21.000 YTL amortisman ayrılacaktır. Amortisman, varlığın kalıntı değeri defter değerini aşmadığı sürece, gerçeğe uygun değerinin defter değerini aştığı durumlarda dahi finansal tablolara yansıtılır (md. 52). Bir varlığın kalıntı değeri, varlığın defter değerine eşit ya da daha fazla bir tutara yükselebilir. Bu durumda, varlığın amortisman gideri, kalıntı değeri sonradan varlığın defter değerinin altında bir değere düşene kadar, sıfıra eşit olur (TMS 16 md. 54). Diğer bir ifade ile varlığın defter değeri kalıntı değerinin altında kalırsa, o varlıkla ilgili dönem amortisman tutarı hesaplanamayacaktır şeklinde bir yorumda bulunabiliriz. Ancak uygulamada, bir varlığın kalıntı değeri genellikle değersiz ve dolayısıyla amortismana tabi tutarın hesaplanmasında önemsiz görülmektedir (TMS 16 md. 52). Bu durumda amortismana tabi varlık tamamen itfa olmadıkça, atıl kaldığında ya da kullanımdan kaldırıldığında dahi amortisman ayırma işlemine devam edilir (md. 55). Bir varlığın bakım ve onarımı, amortisman ayırma ihtiyacını ortadan kaldırmaz. VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 139 Vergi Usul Kanunu’ nda amortismana tabi tutarın belirlenmesinde hurda ya da kalıntı değer göz ardı edilmiştir. Bunun nedeni hurda ya da kalıntı değerin tahmine dayalı bir değer olması ve öznel bir nitelik taşımasıdır (Sevilengül 2007, 425). Vergi mevzuatı genel yaklaşım olarak kalıntı değerin öznel bir değerlendirme olacağından hareketle kalıntı değer bırakılması zorunluluğu getirmemiştir (Akdoğan, Sevilengül 2007, 322). Bu nedenle de böyle bir düzenleme VUK’ da yer almamıştır. • Değer düşüklüğü zararı Maddi duran varlık muhasebesi açısından standardın getirdiği en önemli farklılık maddi duran varlıkların değer düşüklüğü testine tabi tutulmasıdır. Başka bir ifadeyle standart maddi duran varlıklarda değer düşüklüğü olup olmadığının belirlenmesini ve kayıtlara alınmasını hüküm altına almaktadır. Bunun için “TMS-36 Varlıklarda Değer Düşüklüğü” Standardı hükümleri uygulanır. Standarda göre bir maddi duran varlık kaleminin finansal tablolarda aşağıdaki değerle gösterilmesi gerekmektedir (TMS-16/30). MDV Maliyet Değeri MDV Birikmiş Amortismanı MDV Birikmiş Değer Düşüklüğü Zararı MDV Defter Değeri xxx (xx) (x) xx Maddi duran varlığın değer düşüklüğü testine tabi tutulmasından önce o döneme ait amortisman hesaplanır ve kayıtlara alınır. Devam eden dönemlerde ise değer düşüklüğü zararı düşüldükten sonraki kalan değer amortismana tabi tutar olarak dikkate alınır ve kalan yararlı ömre göre amorti edilir (TMS 16 md. 36 ve 63). Örneğin, maliyet değeri 200.000 YTL, yararlı ömrü 8 yıl olan bir varlığın ikinci yılın sonunda gerçeğe uygun değeri 140.000 YTL olarak belirlenmiştir. Bu durumda değer düşüklüğü hesaplanmadan önce ikinci yılın amortismanı olan 25.000 YTL ayrılacaktır. Bundan sonra defter değeri 150.000 YTL (200.000 – 50.000) olarak belirlenecektir. Değer düşüklüğü ise 10.000 YTL (140.000-150.000) olarak hesaplanarak kayıtlara alınacaktır. Varlık ikinci yılın dönem sonu bilançosunda birikmiş amortisman (50.000 YTL) ve birikmiş değer düşüklüğü zararı (10.000YTL) düşüldükten sonra 140.000 YTL olan gerçek değeri ile raporlanmış olacaktır. 140.000 YTL ise kalan 6 yıllık yararlı ömre yıllık 23.333 YTL olarak dağıtılacaktır. Vergi Usul Kanununda maddi duran varlıklar için değer düşüklüğü zararı söz konusu değildir. Bununla birlikte, VUK’nda yer alan fevkalade amortisman uygulaması ile benzer yönlerinden bahsetmek mümkündür. 140 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO • Borçlanma maliyeti “TMS-23 Borçlanma Maliyetleri” standardına göre borçlanma yoluyla elde edilmiş olan maddi duran varlıklara ait borçlanma maliyetleri oluştukları dönemde gider olarak muhasebeleştirilirler. Eğer varlık “özellikli varlık” statüsünde ise bu durumda satışa ya da kullanıma hazır hale getirildiği tarihe kadar oluşan borçlanma maliyetleri aktifleştirilebilmektedir. Bu tarihten sonra oluşan borçlanma maliyetleri ise dönem gideri olarak muhasebeleştirilir (IAS 23, md.11). Burada dikkatlerden kaçırılmaması gereken husus, sadece varlığın finansmanı için mali kuruluşlardan alınan kredilere ait finansman giderleri değil, vadeli satın almadan kaynaklanan vade farkları da varlığın maliyetine eklenmemektedir. Bu durum amortismana tabi tutar açısından vergi mevzuatı ile önemli bir farklılık olarak karşımıza çıkmaktadır. Vergi Mevzuatında “özellikli varlık” kavramı yer almadığı için borçlanma maliyetlerinin maddi duran varlıklarla ilişkilendirilmesi açısından bir farklılık yoktur. Mevzuata göre maddi duran varlıkların finansmanından kaynaklanan borçlanma maliyetlerinin aktife girdiği dönemin sonuna kadar maddi duran varlığın maliyetine eklenmesi zorunlu; aktife girdiği dönemden sonraki dönemlerde ortaya çıkan borçlanma maliyetlerinin ise ilgili bulundukları yıllarda doğrudan gider yazılması ya da maliyete eklenmesi mükellefin tercihine bırakılmıştır. • Sonraki dönemlerde yapılan harcamalar Bir maddi duran varlıkla ilgili olarak yapılan günlük bakım maliyetleri varlığın maliyetine dahil edilmez (TMS 16 md.12). Bu giderler oluştukları dönemin gideri olarak muhasebeleştirilir. Maddi duran varlıklarda yenileme işlemleri yapıldığı zaman bunun için katlanılan maliyetler varlığın maliyetine dahil edilir. Bu yenileme işlemleri düzenli aralıklarla olabileceği gibi daha az sıklıkla veya bir kez de yapılabilir (TMS 16 md.13). Standart bu yenileme işlemlerine örnekler vererek konuyu açıklamaya çalışmıştır. Örneğin uçak iç döşemelerinin veya mutfağının yenilenmesi, bir fırının belirli bir saat kullanım sonrasında yeniden astarlanması, bir binanın iç duvarlarının değiştirilmesi gibi. Yenilenen parçanın itfa edilip edilmediğine bakılmaksızın eski parça kayıtlardan çıkarılır ve yenileme maliyeti, yeni parçanın maliyetinin bir göstergesi olarak kullanılabilir (md. 70). Sonraki dönemlerde yapılan ve maddi duran varlığın maliyetine eklenen harcamaların amortismana tabi tutulmasında iki durum söz konusu olabilir. i.Yapılan harcamaya konu olan unsur ayrı bir parça olarak izlenebilecek nitelikte ise tahmin edilen yararlı ömrüne göre amortisman tabi tuVI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 141 tulur. Yukarıdaki örnekte yenilenen uçağın mutfağının tamamen uçaktan bağımsız olarak düşünülmesi gerekmektedir. ii.Yapılan harcamaya konu unsur, ayrı bir parça olarak izlenmesi ve ayrı bir yararlı ömür tahmini söz konusu değilse, ilgili maddi duran varlığın kalan yararlı ömrü içerisinde amorti edilir. Sonraki dönemlerde yapılan büyük harcamaların amortismana tabi tutulmasında vergi mevzuatı ile önemli bir faklılığının olmadığını ifade etmek mümkündür. Standardın esas itibariyle varlıkları önemli parçalara ayırarak amortismana tabi tutma hükmü ise temel bir yaklaşım farklılığı olarak görülmelidir. 2.3. Yararlı Ömür Ve Amortisman Oranının Belirlenmesi Bu güne kadar varlıkların ömrü ile ilgili olarak üretilmiş, fiziksel ömür, ekonomik ömür, kullanım ömrü, yararlı ömür, hizmet süresi gibi birçok kavram bulunmaktadır. Bu kavramların bir kısmı aynı anlamları, bir kısmı ise farklı anlamları ifade etmektedir. Bir varlığın yararlı ömrü ile fiziksel ömrü genellikle aynı değildir. Bir makine ile yıllarca üretim yapılabilir. Ancak zaman geçtikçe bu makine ile üretim yapmaya devam etmek, yüksek üretim maliyetine neden olmaya başlamasından dolayı, artık uygun olmayabilir. Bu uygun olamamanın nedenleri iki faktöre bağlanabilir. Birincisi fiziksel, diğeri ise ekonomiktir. Fiziksel faktörler, kayıp veya son bulma ifadeleri ile açıklanabilen, varlığın çürüme, bozulma ve yıpranmış olma gibi nedenlerle çalışmasını süresiz olarak ortadan kaldıran durumlardır. Fiziksel ömür varlığın hizmet ömrünün son sınırını oluşturmaktadır (Kieso, Weygandt ve Warfield 2004, 521). Ekonomik faktörler ise yetersizlik, teknolojik eskime, modası geçme gibi nedenlerle açıklanabilir (Kieso, Weygandt ve Warfield 2004, 521): i.Varlığın işletme ihtiyaçlarına cevap veremez duruma gelmesi, örneğin işletmenin büyüme stratejisinden dolayı mevcut yönetim veya fabrika binasının yetersiz kalması nedeniyle daha büyük, daha modern bir bina ihtiyacının ortaya çıkması durumu; ii.Teknolojik gelişmeler nedeniyle daha etken ve ekonomik olan bir varlık ile diğer varlığın değiştirilmesi, örneğin yeni bir bilgisayar ile eskisinin değiştirilmesi, ekonomik faktörlere örnek olarak verilebilir. Fiziksel ömür bir varlığın teknolojik eskime, modası geçme vb. risklere sahip olmadığı durumlardaki kullanım ömrünü kapsamaktadır. Örneğin işletmeye bir bilgisayar satın alma kararı verilirken, o bilgisayarın hangi amaçla kullanılacağı, onun ömrünün hesaplanmasında belirleyici olacaktır. Şöyle ki, satın alınacak bilgisayar işletme faaliyetlerinde, sadece günlük 142 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO rutin işlerin takip edilmesinde mi, yoksa teknik tasarım, analiz vb. işlemlerin yapılmasında mı kullanılacaktır? Eğer teknoloji vb. durumlar, çalışmaların yapılmasında etken bir konumda ise bu durumda o bilgisayarın fiziksel ömrü değil yararlı ömrü dikkate alınacaktır. Yararlı ömür, amortismana tabi işletme varlıklarının beklenen kullanım süresi olarak tanımlanabilir. Bu kavram bir varlığın fiziksel olarak tüm kullanım ömründen daha dar bir anlamı ifade etmektedir. Maddi duran varlığın yararlı ömrü zaman veya kapasite ölçüsüne göre belirlenebilir (Karakaya 2007, 237). Zamanı esas alan bir ölçünün kullanılması durumunda varlığın işletme tarafından kullanılabileceği, genellikle yıl esasına dayalı, bir süre belirlenmektedir. Kapasiteyi esas alan bir ölçünün kullanılması durumunda ise varlıktan elde edilmesi beklenen üretim miktarı veya çalışma kapasitesi belirlenmeye çalışılır. Örneğin bir makinenin yararlı ömrünü belirlemede ölçü olarak 100.000 birim veya 10.000 saat çalışma, alınabilir. Yararlı ömrün belirlenmesi amortisman oranının belirlenmesi ile ilgili bir konudur. Dolayısıyla amortismana konu olan maddi duran varlıklara uygulanacak amortisman oranının belirlenebilmesi için o varlığa ait yararlı ömrün belirlenmesi gerekmektedir. 2.3.1.Vergi Usul Kanununda Vergi Usul Kanunu’ nun 315. maddesi uyarınca amortisman oranları iktisadi kıymetlerin yararlı ömürleri dikkate alınarak Maliye Bakanlığı tarafından belirlenmekte ve bu bağlamda da söz konusu iktisadi kıymetlerin kullanıldıkları yerler itibariyle iktisadi ömürleri ve amortisman oranları Vergi Usul Kanunu genel tebliğleri ile açıklanmaktadır. Maliye Bakanlığı 28.4.2004 tarihli Resmi Gazete’ de yayınlanan 333 nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile amortismana tabi varlıklar için mükelleflerce esas alınacak faydalı ömürleri ve amortisman oranlarını belirlemiş ve listeler halinde yayınlamıştır4. Faydalı ömür ve amortisman oranlarını gösteren liste esas itibariyle iki bölümden oluşmaktadır. Ana grup numarası 1’den başlayıp 6’ya kadar (6 dahil) genel, devam eden gruplar ise sektörel olarak hazırlanmıştır. Mükellefler varlıklarını amortismana tabi tutarken öncelikle sektörel bazda belirlenmiş olan oranları, burada bulunmayan varlıklar için ise genel sınıflandırmada belirtilmiş olan oranları kullanacaklardır. Mükelleflerin amortisman oranının belirlenmesinde varlıkların aktife giriş tarihlerini esas almaları gerekmektedir. Bununla birlikte 1.1.2004 tarihinden önce aktife girmiş olan iktisadi varlıklar önceki düzenlemelere tabidir. 4. Maliye Bakanlığı yayınladığı yeni tebliğler (339-365) ile bu listelerde değişiklikler yapmıştır. VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 143 VUK’ nun 320. maddesine göre her yılın amortismanı ancak o yıla ait değerlemede dikkate alınabilir. Amortismanın herhangi bir yıl ayrılmamasından veya ilk uygulanan orandan daha düşük bir oranla hesaplanmasından dolayı amortisman süresi uzatılamaz. Bu nedenle mükellefler yayınlanan bu oranlar üzerinden amortisman hesaplamak durumundadırlar. Çünkü daha düşük bir amortisman oranını uygulamaları halinde amortisman süresinin uzatılması mümkün değildir. Herhangi bir yılda başlangıçta belirlenenden daha az bir oran uygulanırsa, ayrılmayan kısım izleyen yıllarda vergi matrahından indirilemez. Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri ile tespit ve ilan edilen faydalı ömür ve amortisman oranlarının, yeni (daha önce hiç kullanılmamış) iktisadi kıymetler ile kullanılmış olarak iktisap edilmiş iktisadi kıymetler açısından farklılık gözetilmeksizin uygulanması gerekmektedir. Nitekim bir firmaya, Gelir İdaresi Başkanlığı-İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından 8.8.2006 tarihli mukteza ile, “yeni alınması planlanan eski bir helikopter için faydalı ömür süresinin daha uzun ve 16,66 olan amortisman oranının daha düşük uygulanıp uygulanamayacağı” konusunda şu cevap verilmiştir: “Vergi Usul Kanununun 320. maddesinde, amortisman süresi, kıymetlerin aktife girdiği yıldan başlar. Bu sürenin yıl olarak hesaplanması için (1) rakamı mükellefçe uygulanan nispete bölünür. Her yılın amortismanı ancak o yıla ait değerlemede nazara alınabilir. Amortismanın herhangi bir yıl yapılmamasından veya ilk uygulanan nispetten düşük bir hadle yapılmasından dolayı amortisman süresi uzatılamaz. Buna göre, mükelleflerin 333 ve 339 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde belirlenen amortisman oranlarından daha düşük amortisman oranlarını tercih etmeleri mümkün ise de yukarıda yer verilen kanun hükmü gereği, daha düşük amortisman oranlarının kullanılması amortisman süresini uzatmamalıdır. Öte yandan, 333 ve 339 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri ile tespit ve ilan edilen faydalı ömür ve amortisman oranlarının, yeni (daha önce hiç kullanılmamış) iktisadi kıymetler ile kullanılmış olarak iktisap edilmiş iktisadi kıymetler açısından farklılık gözetilmeksizin uygulanması gerekmektedir. Yukarıda yapılan açıklamalara göre; iktisap edilecek helikopter için 333 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin “6.12 Uçak ve Helikopterler bölümü” uyarınca faydalı ömrünün 6 yıl ve amortisman oranının % 16,66 olarak uygulanması gerekmektedir.” Herhangi bir yılda başlangıçta belirlenenden daha az bir oran uygulanırsa, ayrılmayan kısım izleyen yıllarda vergi matrahından indirilemez. Amortisman oranları Tebliğle belirlenen oranlardan fazla olamaz (Maliye Bakanlığı’nın 04.4.2006 tarih ve 24085 sayılı Özelgesi). 144 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 2.3.2.Türkiye Muhasebe Standardında Muhasebe standardına göre yararlı ömür (TMS 16, md. 6): i.Bir varlığın işletme tarafından kullanılması beklenen süreyi; veya ii.İşletme tarafından ilgili varlıktan elde edilmesi beklenen üretim sayısı veya benzeri üretim birimini ifade etmektedir. Bir varlığa ilişkin gelecekteki ekonomik yararlar, işletme tarafından esas olarak kullanım süresince tüketilir (TMS 16 md.56). Ancak, teknik ya da ticari değer yitirme ve bir varlığın boş kaldığı durumlardaki aşınma ve yıpranma çoğunlukla varlıktan elde edilecek ekonomik yararların azalmasına yol açar. Varlığın yararlı ömrü işletmenin varlıktan beklediği faydaya göre belirlenir. İşletmenin varlık yönetimi politikası, varlıkların belirli bir süre ya da gelecekteki ekonomik yararlarının belirli oranda tüketilmesinden sonra elden çıkarılmasını gerektirebilir. Bu nedenle, bir varlığın yararlı ömrü ekonomik hizmet süresinden kısa olabilir. Bir varlığın yararlı ömrünün tahmini, işletmenin benzer varlıklara ilişkin tecrübelerine dayanan bir takdir meselesidir (TMS 16 Md.57). İşletmenin benzer varlıkları için geçmişte uyguladığı süre, yeni varlığın yararlı ömrünün belirlenmesinde de esas alınabilir. TMS 16 nolu Standarda göre, amortismana tabi varlıkların yararlı ömürlerinin belirlenmesi işletmelerin takdirine bırakılmıştır (TMS 16 md. 75). Bu nedenle işletmelerce bir varlığın yararlı ömrünün belirlenmesinde aşağıdaki tüm faktörler dikkate alınır: • Varlığın beklenen kullanımı: Kullanım, varlığın beklenen kapasitesine ya da fiziksel üretimine bağlı olarak değerlendirilir. Varlığın yoğun bir üretim ortamında kullanılıp kullanılmayacağı onun verimliliğinde farklılık yaratabilir. İşletmenin bu yoğunluğa bağlı olarak, varlığı verimli bir şekilde ne kadar süre kullanabileceği dikkate alınarak kullanım süresinin belirlemesi gerekmektedir. • Beklenen fiziksel aşınma ve yıpranma: Beklenen fiziksel aşınma ve yıpranma, varlığın kullanıldığı vardiya sayısı, bakım onarım programı ve varlığın atıl kaldığı zamanlardaki tamirat ve bakım gibi operasyonel faktörlere bağlıdır. • Teknik ya da ticari değer yitirme: Yeni üretim tekniklerinin geliştirilmesi, daha gelişmiş makine, techizat vb.nin üretilmiş olması vb. nedenlerle varlığın, üretim kapasitesinde bir değişiklik olmamasına rağmen, teknolojik olarak eskimesine neden olabilir. VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 145 Diğer taraftan varlığın ürettiği ürün veya hizmetin pazar talebindeki değişiklikler de o varlıktan daha fazla üretim yapılmasını gerektirmeyeceği için varlığın kullanım süresini kısaltabilir. • Varlığın kullanımındaki yasal ya da benzeri kısıtlamalar: İlgili kiralama işlemlerinin geçersiz olacağı tarihler gibi, varlığın kullanımındaki yasal ya da benzeri kısıtlamalar. Amortisman tutarının belirlenmesinde en önemli değişkenin yararlı ömür olduğunu ifade etmek yanlış olmayacaktır. Bunun iki nedeni vardır. Birincisi işletme tarafından belirlenen ilgili varlığa özgüdür. İkincisi ise gelecekle ilgili bir tahmindir. Özellikle teknoloji yoğun faaliyetlerde bulunan işletmelerde yararlı ömür tahminleri dönemsel olarak amortisman tutarları üzerinde önemli etkiler yaratacaktır. Bu nedenle yararlı ömür tahmini belki de amortisman muhasebesinin en önemli tarafını oluşturmaktadır. Standart yararlı ömrün tahmini hususunu çok önemsemektedir. Amortismana tabi varlıkların sınıflandırılmasının dahi yararlı ömürlerine göre yapılmasından bahsedilmektedir. Bunun en belirgin vurgusu ise maddi duran varlıkların gerektiğinde bileşenlerine (parçalarına) ayrılarak amorti edilmesi gerektiği ifadesinde yapılmaktadır. Standart, bir maddi duran varlık kaleminin, toplam maliyetine göre önemli bir maliyeti olan herbir parçasının ayrı ayrı amortismana tabi tutulması gerektiğini ifade etmektedir. Standart, bu duruma örnek olarak; “bir uçağın gövdesi ve motoru ister mülkiyete, ister finansal kiralamaya konu olsun, her ikisine de ayrı ayrı amortisman ayırmanın daha uygun olabileceğini.…” belirtmektedir (TMS 16 md 44). Burada standardın amacı, bileşenlerin öylesine birbirinden ayrılması değil, farklı yararlı ömürlere sahip önemli parçaların ayrı amortismana tabi tutulmasını sağlamaktır. Yani, standard amortisman hesaplamada en önemli değişken olarak ifade ettiğimiz yararlı ömür yaklaşımının gerçek anlamda ve en uygun biçimde uygulamaya yansıtılmasını hedeflemektedir. Standartta bu konuda önemli bir vurgu da arsa ve üzerinde mevcut olan binalarla ilgilidir. Standart boş arsa ve arazilerin yararlı ömürlerinin sonsuz olduğu gerekçesiyle amortismana tabi tutulmayacağını ifade ederken, bunlar üzerinde bina olması halinde dahi binanın ayrı olarak amortismana tutulması gerektiğini ifade etmektedir. Standartta, “arsa ve binalar birlikte alındıklarında dahi ayrılabilir maddi duran varlıklardır ve ayrı olarak muhasebeleştirilirler” denilmektedir (TMS 16 md.58). Taş ocakları ve toprak doldurmak için kullanılan alanlar gibi bazı istisnalar hariç olmak üzere, arsaların sınırsız yararlı ömrü vardır ve bu nedenle amortismana tabi tutulmazlar. Ancak arsanın maliyetinin, alanın sökülme, kaldırma ve 146 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO restorasyon maliyetini içermesi durumunda, arsanın sözkonusu maliyetlere ilişkin bölümü, yararlanma süresi boyunca amortismana tabi tutulur. Bazı durumlarda, arsanın kendisinin kısıtlı bir yararlı ömrü olabilir, bu durumda, arsanın kullanımından sağlanacak faydaları yansıtacak şekilde amortisman ayrılır (TMS 16 md. 59). Binaların sınırlı yararlı ömrü vardır ve bu nedenle amortismana tabi varlıktırlar. Bir binanın üzerinde bulunduğu arsanın değerindeki artış binanın amortismana tabi tutarını etkilemez (TMS 16 md. 58). Yararlı ömür bir tahmin sonucu bulunduğu için zaman içerisinde çeşitli nedenlerden dolayı bu tahminlerde değişmeler söz konusu olabilir. Bu, varlığın kullanım şeklinin, yerinin ya da şartlarının değiştirilmiş olmasından kaynaklanabileceği gibi yeni bir yasal sınırlama ya da teknik bir değişimden de kaynaklanabilir. Örneğin bir makinenin yararlı ömrü iki vardiya çalışma şartlarına göre süre bazında yapılmışken ürüne olan talebin artması nedeniyle daha sonradan üçlü vardiyaya geçilmiş olabilir (Karakaya, 2007: 257). Standarda göre yararlı ömrün en azından her hesap dönemi sonunda gözden geçirilmesi gerekmektedir. Bir değişiklik olması halinde TMS-8 Standardına göre hareket edilir. TMS-8, yararlı ömürde meydana gelen değişmelerin esas itibariyle tahminde bir değişme olduğu ve özü gereğince de bir hata düzeltmesi olarak görmemektedir. Bu nedenle de yararlı ömür düzeltmelerinin geçmiş dönemlerle ilişkilendirilmeleri yoluna gidilmez (TMS 16 md.34). Yararlı ömürde bir değişme hem cari dönemin amortismanını hemde gelecek dönemlerin amortismanını etkiler. 2.4. Amortisman Hesaplama Yöntemleri Ve Seçimi Maddi duran varlıkların maliyetinin yararlı ömürleri boyunca ilgili oldukları dönemlere dağıtılmaları için birçok yöntem geliştirilmiştir. 2.4.1.Vergi Usul Kanununda VUK’ da mükelleflerin uygulayabilecekleri iki amortisman hesaplama yöntemi bulunmaktadır: i.Normal amortisman yöntemi (VUK md. 315) ii.Azalan bakiyeler yöntemi (VUK Mükerrer Md. 315) Normal ve azalan bakiyeler yöntemlerinin dışında iki konuda da özel amortisman uygulaması söz konusudur: i.Fevkalade amortisman (VUK md. 317) ii.Madenlerde amortisman (VUK md. 316) Normal amortisman yönteminde mükellefler amortismana tabi iktisadi kıymetlerini Maliye Bakanlığı tarafından tespit ve ilan olunan faydalı ömür VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 147 ve oranlar üzerinden itfa ederler. Bu yöntem doğrusal veya sabit yöntem olarak da ifade edilir. Normal amortisman yönteminde iktisadi kıymetin maliyet değeri ya da amortismana tabi değeri onun faydalı ömrüne eşit tutarlarda dağıtılmaktadır. Daha öncede ifade edildiği gibi Maliye Bakanlığı tarafından tespit ve ilan olunmuş faydalı ömür ya da amortisman oranlarının dışına çıkılması halinde; yani, fazla ayrılmış veya döneminde ayrılmamış olan amortismanların kanunen kabul edilmeyen gider olarak matraha eklenmesi gerekmektedir. Azalan bakiyeler yönteminin uygulanma biçimi VUK mükerrer 315. Maddesinde aşağıdaki gibidir: i. Her yıl, üzerinden amortisman hesaplanacak değer, evvelce ayrılmış olan amortismanlar toplamının tenzili suretiyle tespit olunur. ii. Bu usulde uygulanacak amortisman oranı % 50’yi geçmemek üzere normal amortisman oranının iki katıdır. iii.Bu usulde amortisman süresi normal amortisman nispetlerine göre hesaplanır. iv.Bu sürenin son yılına devreden bakiye değer, o yıl tamamen yok edilir. Azalan bakiyeler yöntemi bilanço esasında defter tutan mükellefler seçebilecekleri bir yöntemdir. Azalan bakiyeler yönteminin Türk Vergi Mevzuatındaki uygulaması, her yıl amortisman ayrılacak tutarı yarıya indiren (double declining) bir uygulama şeklidir. Literatürde azalan bakiyeler yönteminin farklı uygulama biçimleri de söz konusudur. VUK’ a göre mükellefler maddi duran varlıkları için normal ve azalan bakiyeler yöntemlerinden dilediklerini seçebilirler. Ancak, VUK’ nun mükerrer 320’nci maddesi gereğince, iktisadi ve teknik bakımdan bütünlük arz eden maddi duran varlıklara normal veya azalan bakiyeler yöntemlerinden yalnız birisi uygulanabilir. Örneğin teknik bir bütünlük arz eden bilgisayarın ana kasası için ayrı, ekranı için ayrı bir yöntem seçilmesi söz konusu değildir. Aynı madde hükmüne göre, bir maddi duran varlık için normal amortisman yöntemi seçilmiş ise uygulamaya başlandıktan sonra, bu yöntemden dönülememektedir. Bununla birlikte, azalan bakiyeler yöntemine göre amortisman ayrılmaya başlandıktan sonra, normal amortisman yöntemine geçilebilmektedir. Bu yönde bir yöntem değişikliği söz konusu olduğunda, o tarih itibariyle amorti edilmemiş kısmın kalan faydalı ömre bölünerek eşit tutarlarda amorti edilmesi gerekmektedir. Böyle bir yöntem değişikliğinin mutlaka ilgili yılın beyannamesinde veya beyannameye ekli bilançosunda belirtilmesi gerekmektedir. Fevkalade amortisman uygulaması bir amortisman yöntemi değildir. Amortisman yöntemi olabilmesi için varlık maliyetinin sistematik bir da- 148 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO ğıtım esasını belirliyor olması gerekir. Nitekim yasa da, bu ad altında özel durumlara özgü amortisman oranları belirleme için gerekli şartları saymıştır. Yasaya göre olağanüstü amortisman oranlarının uygulanabilmesi için amortismana tabi iktisadi kıymetin; i. Yangın, deprem, su basması gibi afetler nedeniyle değerini kısmen veya tamamen kaybetmesi; ii. Yeni icatlar dolayısıyla teknik verim ve kıymetleri düşerek kısmen veya tamamen kullanılmaz hale gelmeleri; iii.Cebri çalışmaya tabi tutulmalarından dolayı normalden fazla aşınma ve yıpranmaya maruz kalmaları; gerekmektedir. Bu durumlarda Maliye Bakanlığı’ nca her işletme için işin mahiyetine göre ayrı ayrı belirlenen “fevkalade ekonomik ve teknik amortisman oranları” uygulanmaktadır. Bir başka özel bir amortisman oranı belirleme alanı da madenler için söz konusudur. VUK’nun 316’ıncı maddesine göre, işletme sebebiyle içindeki cevherin azalmasından dolayı maddi değerini kaybeden madenlerin ve taş ocaklarının imtiyaz veya maliyet bedelleri, ilgililerin, müracaatları üzerine bunların büyüklük ve mahiyetleri gözönünde tutulmak ve her maden veya taş ocağı için ayrı ayrı olmak üzere Maliye ve Sanayi Bakanlıklarınca belli edilecek nispetler üzerinden yok edilir. 2.4.2.Türkiye Muhasebe Standardında “TMS-16 Maddi Duran Varlıklara İlişkin Türkiye Muhasebe Standardı” nda, bir varlığın amortismana tabi tutarının yararlı ömrü boyunca sistematik olarak dağıtımını gerçekleştirmek üzere çeşitli amortisman yöntemlerinin kullanılabileceği belirtilmektedir (TMS 16 md. 62). Standartta aşağıda sayılan üç amortisman yönteminden bahsedilmektedir (TMS 16 md. 62): i. Doğrusal amotisman yöntemi ii. Azalan bakiyeler yöntemi iii.Üretim miktarı yöntemi Standardın aynı maddesinde bu yöntemlere doğrudan alakalı şu açıklamalara yer verilmiştir: i. Doğrusal (normal) amortisman yönteminde, varlığın kalıntı değeri değişmediği sürece, amortisman gideri varlığın yararlı ömrü boyunca sabittir. ii. Azalan bakiyeler yönteminde, amortisman gideri varlığın yararlı ömrü boyunca azalır. iii.Üretim miktarı yönteminde, beklenen kullanım ya da üretim miktarı üzerinden amortisman ayrılır. VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 149 Standartta, azalan bakiyeler yönteminin uygulama biçimi ile ilgili özel bir belirleme yapılmamıştır. Sadece dönemsel olarak amortisman giderinin azalacağından bahsedilmiştir. Yani, uygulanacak oranın faydalı ömre göre bulunacak normal amortisman oranından ne kadar yüksek veya katının ne olacağına ilişkin bir belirleme söz konusu değildir. Üretim miktarı yönteminde ise temel ölçü olarak üretim miktarından başka, varlığın kullanım ölçüsünün de alınabileceği görülmektedir. Yani, bir makine için üretilen mamul veya üretim-iş çıktı birimi ölçü alınabileceği gibi makine ya da işçi çalışma saatleri de ölçü olarak alınabilir. Standartta amortisman yönteminin seçilmesi ve devam ettirilmesi ile ilgili olarak da şu ifadelere yer vermiştir (TMS 16 md. 62): i. İşletme, varlığın gelecekteki ekonomik yararlarının beklenen tüketim biçimini en çok yansıtan tüketim modelini seçer. ii. Seçilen yöntem, gelecekteki ekonomik yararların beklenen tüketim biçiminde bir değişiklik olmadıkça, dönemden döneme tutarlı olarak uygulanır. Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı gibi, standart, seçilecek amortisman yöntemi ve belirlenecek yararlı ömür konusunda sadece ilkeleri ortaya koymakta ve seçim işlemini işletmeye bırakmaktadır. Bu konudaki kilit ifade ise, “İşletme varlığın gelecekteki ekonomik yararlarının beklenen tüketim biçimini en çok yansıtan tüketim modelini seçer.”, ifadesidir. İşletmelerin amortisman yöntemini seçme işlemi aşağıdaki biçimde yapılabilir: i. Amortismana tabi varlığın gelecekteki ekonomik yararının ölçü birimi belirlenir. Bu, süre, üretim çıktısı veya varlık kullanım ölçüleri olabilir. ii. Bu ölçü birimine göre varlığın faydalı ömrü belirlenir. iii.Faydalı ömrün (gelecekteki ekonomik yararın) tükenme biçimine ilişkin bir projeksiyon yapılır. iv.Varlığın zaman esasına göre belirlenmiş olan gelecekteki ekonomik yararının tükenmesi, faydalı ömür boyunca dönemler itibariyle bir farklılık göstermiyorsa; doğrusal amortisman yöntemi, varlığın tüketim modelini yansıtan en uygun yöntem olarak seçilir. v. Varlığın zaman esasına göre belirlenmiş gelecekteki ekonomik yararının tükenmesi, faydalı ömür boyunca dönemler itibariyle azalan bir eğilim gösteriyorsa; eğilimin derecesine de uygun olarak dönemden döneme azalan bir tüketim modeli söz konusudur. Bu durumda da azalan bakiyeler yönteminin uygun bir uygulama biçimi seçilir. 150 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO vi.Varlığın yararlı ömrü kullanım veya üretim miktarına göre belirlenmiş ise, esas alınan ölçü birimi gerçekleşmesine göre amortisman ayırma modeli olan üretim miktarı yöntemi, en uygun tüketim modeli olarak seçilir. Standardın yöntem seçimi konusunda ortaya koyduğu temel ilke, varlığın gelecekteki yararlarının tüketimini en iyi yansıtacak tüketim modelinin yansıtılmasıdır. Bu nedenle de, standart bir varlığa uygulanan amortisman yönteminin en azından her hesap döneminin sonunda gözden geçirilmesini istemektedir. Varlığın gelecekteki ekonomik yararının beklenen tüketim modelinde önemli bir değişiklik olması durumunda, değişen duruma uygun tüketim modelini yansıtacak yöntemin seçilmesi gerekmektedir. Böyle bir değişikliğin muhasebeye yansıtılması ise TMS-8 Standardında muhasebe tahmininde meydana gelen bir değişiklik kapsamında yapılması gerekmektedir. Yani, geçmiş ile ilişkilendirme yapılmaksızın yeni durum cari ve gelecek dönemlere yansıtılır. 2.5. Kıst Amortisman Uygulaması 2.5.1.Vergi Usul Kanununda VUK’ nuna göre bir maddi duran varlığın envanterde (işletmede) mevcut olarak bulunması halinde, zaman kısıtlamasına gidilmeden yıllık amortisman ayrılmasına izin verilmektedir. Bunun sağlayacağı vergi avantajı da düşünüldüğünde, mükellefler yılın son günü aktife giren maddi duran varlıklar için dahi bir yıllık amortisman ayırma yoluna gitmektedirler. Ayrıca, amortisman ayırma süresi varlığın aktife girdiği yıl itibariyle başladığı için eksik ayrılan amortismanın sonraki dönemlerde gider yazılması ya da yararlı ömrün uzatılması da söz konusu değildir. VUK’ na göre kıst amortisman uygulaması işletme aktifine kayıtlı olan binek otomobiller için söz konusudur. Buna göre, “Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya değişik şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları binek otomobilleri hariç olmak üzere, işletmelere ait binek otomobillerinin aktife girdiği hesap dönemi için ay kesri tam ay sayılmak suretiyle kalan ay süresi kadar amortisman ayrılır. Amortisman ayrılmayan süreye isabet eden bakiye değer itfa süresinin son yılında tamamen yok edilir.” (VUK md.320). Binek otomobillerde aktife girdiği tarihten dönem sonuna kadar olan süre için amortisman hesaplanmaktadır. Aktife alındığı yıl kıst esası gereği ayrılmamış olan amortismanın yararlı ömrün son yılına ilave edilmesi aslında kıst esasını ortadan kaldırmaktadır. Bunun nedeni de yararlı ömrün ay bazında değil yıl bazında dikkate alınıyor olmasıdır. Kıst amortisman uygulaması ile ilgili bir başka husus da, varlığın yararlı VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 151 ömrünü tamamlamadan yıl içinde satılmış olması durumu ile ilgilidir. Ülkemizde, genellikle, yıl içerisinde satılan varlıklar için, varlığın yılın başından satıldığı tarihe kadar olan kıst dönem için amortisman ayırma yoluna da gidilmemektedir. Bunun önemli bir gerekçesi olarak da envanterde varlığın mevcut olmama durumu gösterilmektedir. 2.5.2.Türkiye Muhasebe Standardında Muhasebe standartlarında bir varlığın amortismana tabi tutulmasına, varlık kullanılabilir olduğunda, örneğin, yönetim tarafından istenilen yer ve duruma getirildiği zaman başlanacağı ifade edilmektedir (TMS md. 55). Varlığın yararlı ömrünün belirlenmesi ve varlığın gelecekteki ekonomik yararlarının tüketim modellerini yansıtacak amortisman hesaplama yöntemlerinin seçilmesine ilişkin hususlar ile ilgili esaslar bir bütün olarak dikkate alındığında, zaman esasına dayalı amortisman uygulamasında kıst esasının uygulanması gerektiği çok açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Bu durum diğer birçok standart açısından da bu şekilde yorumlanabilir. Standarda göre kıst amortisman uygulaması sadece varlığın satın alındığı dönemde değil yararlı ömrünü tamamlamadan satılması ya da satış amacıyla kullanımdan çekilmesi veya başka bir nedenle bilançodan çıkarılması durumunda da söz konusudur. 3. VERGİ USUL KANUNU VE TMS-16’NIN AMORTİSMAN UYGULAMASI AÇISINDAN KARŞILAŞTIRILMASI Vergi Usul Kanunu ve “TMS-16 Maddi Duran Varlıklara İlişkin Türkiye Muhasebe Standardı” nda yer alan amortisman uygulamasına ilişkin düzenlemelerin ana hatları ile karşılaştırması aşağıdaki tabloda yapılmıştır. Tablo 1: Vergi Usul Kanunu ve TMS-16’nın Amortisman Uygulaması Açısından Karşılaştırılması 152 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO Diğer Amortisman yöntemleri ve seçimi Yararlı Ömür Amortismana tabi tutarın belirlenmesi Amortisman ayırmanın temel şartları Kriter Açıklama Aktife kayıtlı olma VERGİ USUL KANUNU Var TMS-16 Var Kullanılma şartı Envantere dahil ve kullanıma ha- Kullanıma hazır olma şartı var. zır olması şartı var Satış amaçlı kullanımdan çekilenler için durdurulur. Var Var Var Var Var Yok (İşletmeye bırakılmış) Var Var Bir yıldan uzun ömür Faydalı ömürde sınır Belli bir tutar Ekonomik ve teknik bütünlük Maliyet değeri Evet Kalıntı değer Yok Varlığın elde edilmesindeki vade farkı Varlığın elde edilmesi için yapılan finansman gideri Dahil MDV değer düşüklüğü zararı Yok Var (Amortismana tabi tutarı etkiler) Varlığı önemli parça veya bileşenlerine ayırma Yok (Amortisman listesi esas alınır) Var Yararlı ömrü veya fonksiyonelliği artıran sonraki dönem harcamaları Dahil Dahil Yararlı ömrün tespiti Maliye Bakanlığı belirler İşletme belirler Yararlı ömür tahmininde değişme İşletme için böyle bir tahmin söz Dikkate alınmalıdır. Geçmişle konusu değildir. ilgili düzeltmeye gidilmez. Evet (Kalıntı değer yok ise) (Yeniden değerleme modeli seçilmiş ise gerçeğe uygun değer) Amortismana tabi tutar bulunurken düşülür. Dahil değil Dahil Özellikli varlıklar için aktife alı(Aktife alındıktan sonraki finans- nıncaya kadar olanlar söz koman giderinin varlık maliyetine nusu olabilir (TMS-23) eklenmesi isteğe bağlı) Yararlı ömrün faaliyet ölçüsüne Yoktur göre belirlenmesi Normal amortisman yöntemi Var Mümkündür Azalan bakiyeler yöntemi Var (Uygumla şekli belli) Var (Uygulama şekli işletmeye bırakılmış) Üretim miktarı yöntemi Fevkalade amortisman uygulaması Yöntem seçimi Yok Var (Otoritelere bağlı) Serbest Var Mümkün (Değer düşüklüğü) Yöntem değiştirme Azalan bakiyeler yönteminden normal amortisman yöntemine geçiş yapılabilir. Satın alınan dönem için kıst amortisman uygulaması Binek otomobiller için söz konusu. Son yıl kural bozulmaktadır. Yapılmalı Envanterden önce satılan varlıklar için kıst amortisman uygulaması Tartışmalı (Envanterde bulunma şartı açısından) Yapılmalı Döneminde ayrılmayan amortismanın sonraki dönemlerde gider yazılması Mümkün değil - Var Serbest değil (Varlığın gelecekteki ekonomik yararlarının tüketim modelini yansıtacak şekilde yöntemin seçilmesi gerekir) Tüketim modelindeki değişmeye bağlı olarak yapılması gereklidir. VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 153 Tablo 1 de özetlendiği üzere VUK ve TMS arasındaki en önemli farklılık; yararlı ömür ile ilgilidir: Bu farklılıkları ana hatları ile aşağıdaki biçimde ifade etmek mümkündür: Standart, yararlı ömürlerin belirlemesini işletmeye bırakmaktadır. Ayrıca, maddi duran varlıkların farklı yararlı ömre sahip önemli bileşenlerinin amortisman tutarlarının hesaplanmasında ayrı gruplandırılmasını istenmektedir. VUK ve buna bağlı çıkarılan tebliğlerde ise öncelikli olarak maddi duran varlığa sahip olan işletmenin faaliyet gösterdiği sektörü baz alarak hazırlamış olduğu amortisman listesinin kullanılmasını istemektedir. Sektörel listelerde bulunmayan maddi duran varlıklar için de listenin genel kısmından yararlanılması hüküm altına almıştır. Standartta yararlı ömrün değişen şartlara göre revize edilebileceği ifade edilmektedir. VUK’ nda maddi duran varlık için listede belirlenen yararlı ömrün değiştirilmesine izin verilmemektedir. Böyle bir değişiklik ancak olağanüstü durumlarda fevkalade amortisman uygulaması ile kısmen mümkün olabilir. Standartta yararlı ömrün değiştirilmesine izin verilmektedir. Muhasebe kuramı gereği, gerekli görüldüğü için döneminde ayrılmayan ya da fazla ayrılan amortisman gibi bir betimlemenin yapılması söz konusu değildir. VUK’ da döneminde ayrılmayan amortismanların daha sonraki dönemlerde gider yazılması mümkün değildir. Yani eksik ayrılan amortismanlar daha sonraki dönemlerde ayrılamayacağı gibi fazla ayrılan amortismanlar da daha sonraki dönemlerde matrahtan indirilememektedir. Standartta yararlı ömrün belirlenmesi süre bazlı olabileceği gibi faaliyet bazlı da olabilir. VUK’ da yararlı ömürler tamamen süre bazlıdır. Bu nedenle standarda göre faaliyet bazlı bir yararlı ömür seçilmesi durumunda faaliyetin durdurulduğu dönemde amortisman tutarı sıfır olabilir. VUK’ da ise böyle bir durum söz konusu değildir. Diğer farklılıkların önemli bir kısmı da yararlı ömrün belirlenmesi ve tüketim modelinin uygulamaya yansıtılması ile ilgilidir. 4. ÇEŞİTLİ ÜLKELERİN VERGİ MEVZUATLARINDA AMORTİSMAN 4.1.Amerika Birleşik Devletleri Bir gelirin elde edilmesi veya işletme faaliyetlerinde kullanılması amacıyla edinilmiş olan maddi duran varlıkların edinme maliyetlerinin, maddi duran varlığın yararlı bir ömrü varsa, alınan yıl içinde gider yazılması mümkün değildir. Bu varlığın maliyetinin her yıl bir kısmının düşürülmesi gerekir. Bir maddi duran varlığın amortismana tabi olabilmesi için aşağıdaki koşulları birlikte taşıması gerekmektedir (www.irs.gov/taxtopics/tc704.html): 154 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO i.İşletmeye ait olmalıdır. ii.Bir işletmede veya gelir yaratıcı bir faaliyette kullanılmalıdır. Eğer bir varlık sadece kişiler amaçlarla kullanılıyorsa bu varlığa amortisman ayrılmaz. Bir varlık hem kişisel hem de işletme amaçları için kullanılıyorsa kişisel amaç ile ilgili olan kısım için amortisman ayrılmaz. İşletme, yatırım ve kişisel amaçlı kullanımı gösteren kayıtların tutulması istenmektedir (www. irs.gov/publications/p946/ch01.html Erişim Tarihi: 3.1.2008, 5). iii.Tanımlanabilir yararlı bir ömre sahip olmalıdır. Bunun anlamı, o varlığın eskimeye, aşınmaya, modası geçmeye, bozulmaya ya da doğal nedenlerle değerini kaybetmeye uygun olmasıdır. iv.Bir yıldan daha uzun bir süre kullanılabileceği öngörülmelidir. Bir maddi duran varlık ister işletme faaliyetlerinde isterse gelir yaratıcı bir faaliyette kullanılacak olsun, mevcut ve kullanıma hazır olduğu andan itibaren amortisman uygulaması başlar. O varlık kullanılmıyor olsa dahi mevcut ve kullanıma hazır olması amortisman uygulamasının başlaması için yeterlidir (www.irs.gov/publications/p946/ch01.html Erişim Tarihi: 3/1/2008, 7). ABD de mükelleflerin birçok maddi duran varlıkları için amortisman ayrılabileceği belirtilmiştir. Örnek olarak aşağıdakiler sayılmıştır (www.irs. gov/publications/p946/ch01.html, Erişim Tarihi: 3.1.2008, 2): i. Binalar, ii. Makineler iii.Taşıtlar, iv.Mobilya ve ekipmanlar. Araziler için ise amortisman hesaplanmasına izin verilmemektedir. Çünkü arazilerin yıpranması, eskimesi kullanım dışı kalması vb. durumlar söz konusu değildir. Ancak işletme kullanımı için düzenlenen arazinin hazırlanması, düzeltilmesi, düzenlenmesi, peyzajı vb. için yapılan harcamalar amortismana tabidir. Bu maliyetler amorti edilebilir bir diğer varlık ile ilişkili olmalıdır. (www.irs.gov/publications/p946/ch01.html, Erişim tarihi: 3.1.2008, 6). ABD de 1981 yılında yeniden düzenlenen vergi yasasında (The Economic Recovery Tax Act of 1981) amortisman konusu ile ilgili olarak hızlandırılmış, maliyeti geri alma (geri kazanma) sistemi (Accelerated Cost Recovery System-ACRS) getirilmiş ve 1981 ile1986 yılları arasında satın alınan maddi varlıklara bu sistem uygulanmıştır. 1986 yılında Vergi Reform Yasası ile değişen hızlandırılmış, maliyeti geri alma (geri kazanma) yöntemi (modified accelerated cost recovery system-MACRS) getirilmiştir. Bu sistem 1987 yılı ve sonrasında elde edilen amorti edilebilir varlıklar VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 155 için uygulanmaktadır. ABD de vergisel açıdan amortisman kuralları neredeyse 2 yılda bir değişebilmektedir (Kieso, Weygandt, Warfield, 2004: 545). ABD vergi mevzuatında MARCS ye göre amortisman hesaplamasında: i.Genellikle ekonomik ömürden daha kısa olan zorunlu bir vergi ömrü belirlenmiştir. ii.Maliyetin gidere dönüşümü hızlandırılmış bir esasa bağlanmıştır. iii.Belirlenen kalıntı değer sıfırdır. iv. Maddi duran varlığın amortismana tabi tutulmasında varlığın maliyeti esas alınır. v.Kalıntı değer sıfır kabul edilmektedir. • Varlığın alınmasından sonraki dönemlerde varlığa yapılan harcamalar Varlığın tamir edilmesi ile ilgili harcamalar diğer işletme giderleri gibi işlem görür. Ancak varlığın değerini artırmak, daha kullanışlı hale getirmek veya ömrünü artırmak için yapılan harcamalar, ayrı bir amorti edilebilir varlık olarak kabul edilir ve amortismana tabi tutulur (www.irs.gov/publications/p946/ch01.html,). Örneğin bir binanın çatısının bir bölümünün tamir edilmesi ile ilgili giderler dönem gideri olarak muhasebeleştirilir. Çatının komple değiştirilmesi ise binanın hem değerini hem de ömrünü uzatan bir harcama olarak kabul edildiği için çatı maliyeti amortismana tabi tutulur. • Yararlı ömür belirlemesi ABD Vergi Mevzuatında varlıklarla ilgili olarak amorti edilebilir vergi ömürleri için bir tablo oluşturulmuş ve bu vergi ömürlerine göre varlıklar sınıflandırılmıştır. Diğer bir ifade ile varlıklar için 3, 5,7, 10, 15, 20, 25, 27.5 ve 39 yıllık ömür havuzları oluşturulmuş ve vergi idaresince belirlenen ömürlerine göre varlıklar bu havuzlara dağıtılmıştır ( tablo 2 ) (www.irs. gov/publications/p946, Erişim tarihi: 3/1/2008). Tablo 2: MACRS Yararl› Ömür Esas›na Göre Varl›k S›n›flar› Ömür (yıl) 3 5 7 10 15 20 25 27.5 39 156 Varlık örnekleri Örneğin: Yarış atları, küçük el aletleri, araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde kullanılan varlıklar Örneğin: Otomobil, otobüs, kamyon, bilgisayar ve ofis makineleri Örneğin: Ofis mobilyaları, zirai makine ve ekipmanlar Örneğin: Buhar kazanları, tekne, mavna, romörk vb. su ekipmanları Örneğin: Atık su arıtma tesisleri, arazi için yapılan harcamalar örneğin: Fundalık, çit, yol, köprü. Örneğin: Çiftlik binaları, elektrik nakil ve dağıtım işlemleri için arazide yapılan düzenlemeler Su hizmetleri ile ilgili varlıklar Örneğin: İkametgah amaçlı gayrimenkul İkametgah dışı gayrimenkul (ofis binaları, dükkan, mağaza) VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO • Amortisman yönteminin seçimi ABD Vergi Mevzuatında uygulanacak amortisman yöntemi varlıkların yararlı ömrü esas alınarak belirlenmiştir. Buna göre doğrusal ve hızlandırılmış amortisman yöntemleri kullanılmaktadır. Hızlandırılmış amortisman yöntemi normal amortisman yönteminin 1.5 ve 2 katı alınarak uygulanabilmektedir. Ancak bu yöntemlerin seçimi mükellefe bırakılmamıştır. Uygulanacak amortisman yöntemi MACRS’ e göre belirlenen varlık sınıfı için belirlenen yöntemdir. Yani ömre göre belirlenen bir amortisman yöntemi bulunmaktadır (Tablo 3). MACRS’ e göre amortisman gideri, verginin temel aldığı değer üzerinden (ki bu genellikle varlığın maliyet değeridir.) hesaplanmaktadır. Tablo 3: Çeşitli Varlık Sınıflarına Göre Amortisman Yöntemleri MACRS Varlık sınıfı 3, 5, 7, ve 10 yıl ömre sahip varlıklar 15 ve 20 yıl ömre sahip varlıklar 27.5 ve 39 yıl ömre sahip varlıklar Amortisman Yöntemi İki kat azalan bakiyeler yöntemi 1.5 kat azalan bakiyeler yöntemi Doğrusal amortisman yöntemi Mükellefler hızlandırılmış amortisman yöntemlerinden birini kullanmaya başladıklarından daha sonraki dönemlerde normal amortisman yöntemine geçiş yapabilmektedirler. ABD vergi yasalarına göre amortisman uygulamasında tüm maddi varlıklar için KIST esası geçerlidir. Örneğin bir varlık 10 Haziranda alınmış olmasına rağmen 5 Temmuzda hizmete hazırsa yani kullanılabilir duruma gelmişse bu tarihten itibaren amortisman uygulaması başlar. ABD vergi mevzuatında bir varlık hizmetten çekildiği ya da tamamıyla amorti edildiği anda da amortisman uygulaması sona erer. 4.2. AB Ülkeleri Vergi Mevzuatında Almanya vergi mevzuatında maddi duran varlıklar için doğrusal, azalan bakiyeler ve üretim esasına dayalı amortisman yöntemleri kabul edilmektedir (www.alloexpat.com/moving_to_germany_forum/doing-businessin-germany-germany-business-guide-t126.html Erişim Tarihi: 30.1.2008). Yıpranmaya, aşınıp eskimeye konu olan taşınabilir varlıklar ile binalarda, doğrusal ve azalan bakiyeler amortisman yöntemlerinden biri kullanılabilmektedir. Sadece ekonomik veya teknik nedenlerle doğrusal amortisman yönteminden hızlandırılmış amortisman yöntemine geçiş yapılabilir. Azalan bakiyeler yönteminden doğrusal amortisman yöntemine geçilebilmektedir. Bu değişiklik her zaman yapılabilmekle beraber genellikle doğrusal amortisman tutarının daha büyük olduğu zaman bu değişim yapılmaktadır. Tersi değişime ise asla izin verilmemektedir. Maksimum amortisman oranı %20 dir. VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 157 31.12.2000 tarihinden sonra edinilen taşınabilir varlıklar (demirbaşlar) için azalan bakiyeler oranı doğrusal amortisman oranının iki katı ya da %20 oranını geçemez. Her durumda iki orandan daha az bir oran kullanılır. 410 Avrodan düşük değere sahip olan varlıklar ise doğrudan gider yazılabilir. Almanya Maliye Bakanlığı, 2001 yılında (binalar ve demirbaşlar haricindeki) diğer varlıklar için daha gerçekçi yararlı ömür periyodları yayınlamıştır. Doğrusal amortisman oranının baz alındığı amortisman oranları ve varlık listesi aşağıda verilmiştir (www.worldwide-tax.com/germany/ger_reduc.asp, Erişim Tarihi: 30.1.2008) ( Tablo 4): Tablo 4: Almanya’da Varlık Sınıflarına Göre Amortisman Oranları Varlık sınıfı Tesis ve makineler Ofis ekipmanları Motorlu araçlar Uçak Bilgisayar Binalar (1.1.2001 den önce edinilen) Doğrusal Amortisman oranı % 6–10 6-14 16.6 5 33.3 4 İlk üç sınıflandırmada azalan bakiyeler yöntemi seçimlik olarak kullanılabilmektedir. Fransız Vergi Hukuku (www.alloexpat.com/moving_to_france_forum/ doing-business-in-france-france-business-guide-t203.html), amortisman uygulamaları ile ilgili katı kurallar içermektedir. Genel olarak normal amortisman yöntemi kullanılmaktadır. Yöntem, harcamaların varlığın tahmini yararlı ömrüne bölünmesi suretiyle uygulanmaktadır. Azalan bakiyeler yöntemi uygulamaları ise belli varlıklarla sınırlıdır. Bu varlıklar, makine bakım araçları, su ve hava arıtma tesisleri, güvenlik ve emniyet araçları, medikal ve sosyal tesisatlar, daktilo dışındaki ofis makineleri, araştırma araçları, otel ve otel ile ilgili araçlar, depo araç gereçleri, yararlı ömrü 15 yıldan az olan endüstriyel amaçlı binalar ve toplu taşımacılık için kullanılan taşıtları kapsamaktadır. Azalan bakiyeler yöntemi, yararlı ömrü üç yılın altında olan hiçbir varlık için kullanılamamaktadır. (örneğin, arabalar, sadece ticari amaçlı aletler, daktilolar, telefonlar, ofis mobilyaları…) maliyeti 375 Euro’nun altında olan bilgisayar yazılımları anında gider yazılabilmektedir. Azalan bakiyeler yönteminde, normal amortisman oranı yararlı ömür 3-4 yıl olduğunda 1,25 ile, 5-6 yıl olduğunda 1,75 ile ve 6 yıldan uzun olduğunda 2,25 ile çarpılmaktadır. Enerji tasarrufu araçlarında ve yenilenebilir enerji ile ilgili yatırımlarda katsayılar 2, 2,5 ve 3 olmaktadır. 1,5, 2 ve 2,5 katsayıları, AR&GE alımları için kullanılmaktadır. Ayrıca çevre koruma, enerji tasarrufu yatırımları için %100 amortisman 158 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO oranına izin verilmektedir (Güvemli 1998, 283). Bilimsel ve teknik araştırmalarda kullanılacak varlıklar için ise ilk yıl % 66.6 oranı uygulanıp izleyen yıldan itibaren normal amortisman oranına geçilmesi gerekmektedir Yunanistan vergi mevzuatında doğrusal amortisman yöntemi kabul edilmiş olup varlık sınıflarına göre amortisman oranları aşağıda verilmiştir( tablo ) Tablo 5: Yunanistan’da varlık sınıflarına göre amortisman oranları Varlık sınıfı Amortisman oranı % Ticari / ikametgah amaçlı binalar 5-8 Endüstriel binalar 8 Makine ve ekipmanlar 15 Bilgisayar 30 Kamyon ve otobüsler 20 Diğer taşıt araçları 15 Ofis mobilyaları ve ekipmanları 20 5. SONUÇ VE ÖNERİLER Amortisman uygulamalarına ilişkin VUK’da yapılan düzenlemeler ile TMS16’da yapılan düzenlemeler arasında önemli farklılıklar mevcuttur. Bu farklılıklar ağırlıklı olarak yararlı ömrün belirlenmesi ve varlıkların gelecekteki ekonomik yararlarının tüketim modelinin belirlenmesi ile ilgilidir. Görünürdeki birçok farklılığın temeli de buna dayanmaktadır. Standart bu konuyu belli kural ve ilkeler çerçevesinde işletmeye bırakırken, VUK’ na göre yararlı ömür otoritelerce belirlenmektedir. Vergi mevzuatı ve Uluslararası muhasebe standartları arasında farklılıkların olması son derece normaldir. Nasıl ki muhasebe standartlarının vergi mevzuatı ile bire bir uyumlu olmasını istemek doğru değilse, tersini istemek de doğru değildir. Vergi mevzuatında düzenlemeler yapılırken muhasebe değil, maliye politikalarının esas alınması son derece normal bir durumdur. İşletmelerin bu konudaki taleplerinin de muhasebe standartları, kuralları ya da ilkeleri bazında olmasının bir anlam ifade etmediğini belirtmek lazım. Bu nedenle de, bu çalışmada vergi mevzuatında yer alan ve muhasebenin ötesinde, çoğunlukla maliye politikalarına dayalı başka amaçları hedef almış amortisman uygulamalarını yönlendiren düzenlemeler için eleştirel bir yola gidilmemiştir. Örneğin, varlıkların yararlı ömürlerinin belirlenmesinin neden mükelleflere bırakılmadığı ya da kıst amortisman yönteminin neden uygulanmadığını muhasebe standart ya da ilkelerine dayanarak eleştirmek son derece yanlış olur. Azalan bakiyeler yönteminin vergi mevzuatında olup olmamasını muhasebe standardına uygunluğu açısından değil, işletmelerin yatırım yapmalarını teşvik olarak değerlendirmek daha doğru bir yaklaşım olur. Birçok ülke uygulaması VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 159 da benzer şekildedir. Burada önemli olan vergi mevzuatında yapılmış olan düzenlemelerin muhasebe standart veya kural ve ilkelerinin uygulanmasına engel olmamasıdır. Başka bir ifadeyle işletmelerin muhasebe uygulamalarını vergi bazlı bir uygulamaya zorlamamasıdır. Ülkemizdeki, özellikle de amortisman uygulamasına yönelik düzenlemeler, işletmelerin bu konuda muhasebe standart ya da kural ve ilkelerinin uygulanmasını engellemeye yönelik hükümler içermektedir. Örneğin, hiçbir işletmenin yıl sonunda aldığı bir varlık için bir yıllık amortismanı gider yazma imkanı varken, sadece muhasebe standartlarına uygun olsun diye kıst amortisman hesaplamasını beklememek gerekir. Aynı şekilde bir işletme azalan bakiyeler yöntemine göre amortisman ayırmanın sağladığı vergi avantajını bırakarak varlığın tüketim modelini en iyi yansıtan yöntem diye daha az bir amortisman giderine neden olacak başka bir yöntemi uygulamaz. Hatta, Maliye Bakanlığı tarafından belirlenmiş amortisman oranından daha düşük bir oran uygulanmak istenmesi halinde dahi, vergi mevzuatına göre eksik ayrılan amortismanın bir daha matrahtan indirilmesi söz konusu olamamaktadır. Bu örnekleri artırmak mümkündür. Buradaki sorun vergi ve muhasebe kuralları arasındaki farklılık değildir. Sorun, defterlere kaydedilecek amortismanların vergisel avantajlardan yararlanmanın defter kayıtlarına dayandırılıyor olmasıdır. Bu da doğal olarak; “en uygun tüketim modelini yansıtan amortisman uygulaması, vergi mevzuatına uygun olanıdır”, ifadesinin kabulüne neden olmaktadır. Ülkemizdeki amortisman konusundaki bu farklı yaklaşım, başta ABD olmak üzere incelenen AB ülkelerinde de mevcuttur. Yararlı ömrün belirlenmesi konusunda bu ülkelerin vergi mevzuatlarında da belirlemeler bulunmaktadır. Vergi mevzuatı uygulaması ile muhasebe standartları arasında sorun olarak tanımlanan durumun düzeltilmesi için önerimiz şudur: Mali tabloların düzenlenmesi ve sunulmasında amortismanlar muhasebe standartlarına uygun olarak dikkate alınmalı, döneme ait vergi matrahının tespitinde ise vergi mevzuatına uygun hareket edilmelidir. Böyle bir durumda işletmeler, yararlı ömürleri, oranları veya yöntemleri, varlığın tüketim modelini yansıtacak tarzda belirlerken, vergi mevzuatının izin verdiği ölçüde vergisel avantajlardan yararlanabilecektir. Aksi takdirde, tercihler vergi avantajlarından yana olmaktadır. Vergi mevzuatının bu yöndeki katı uygulamalarının kendisine bir katkı sağlamadığı gibi muhasebe uygulamalarına önemli ölçüde engel olmaktadır. Bu uygulama sadece TMS uygulamaları açısından değil, Tek Düzen Muhasebe Sistemi açısından da geçerlidir. Tek Düzen Muhasebe Sistemindeki en uygun amortisman ilkesi, düzenlemenin “V-Yapılan Düzenlemenin Vergi Mevzuatı ile İlişkisi ve 160 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO Yaptırımı” başlığı altındaki hükümlere rağmen hiçbir şekilde uygulamaya yansıtılamamıştır. Önerilen düzenlemenin yasal bir değişikliği gerektirdiği açıktır. Diğer taraftan Maliye Bakanlığının her bir maddi duran varlık kalemi için ayrı ayrı oran belirlemesi ve bu oranın dışında bir oranı vergisel açıdan kabul etmemesi, esnekliği ortadan kaldırmaktadır. İlan edilen oranların maksimum oran olarak belirlenmesi, işletmelere bu maksimum oran sınırları içerisinde esneklik sağlanması, varlıkların daha gerçekçi olarak yararlı ömürlerinin belirlenmesini sağlayabilir. 6. KAYNAKÇA Akdoğan, Nalan ve Orhan Sevilengül. 2007. Tekdüzen Muhasebe sistemi Uygulaması, 12.Baskı, Gazi Kitapevi, Ankara Devran, Ali ve Necdet Sıtkı Yakupçebioğlu, Türk Vergi Mevzuatı’nda Amortisman Muhasebesi, http://www.mevzuatdergisi.com/2006/08a/01. htm Erişim tarihi: 1.2.2008 Karakaya, Mevlüt. 2007. Maliyet Muhasebesi, Gazi Kitapevi, Ankara. Kieso, D., J.J. Weygandt, T.D.Warfield, 2004. Intermediate Accounting, Wiley International Edition. Seviğ, Veysi. www.referansgazetesi.com, Erişim tarihi 09.11.2007 Sevilengül, Orhan. 2007. Genel Muhasebe, Gazi Kitapevi, Ankara. Şeker, Sakıp. 2004. “Maddi ve Maddi OlmayanDuran Varlıkların aktife Alınması ve Amortismanı” Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası “Muhasebe Uygulamaları ve Vergi Mevzuatı Sempozyumu IV Bildirileri” Ankara SMMMO yayın no: 33. Yılmaz, İsa. 09.11.2007. [email protected], www.muhasebenet.net Erişim Tarihi: US Internal Revenue Service (IRS) www.irs.gov/publications/p946/, Erişim tarihi: 3.1.2008. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu 365 sıra Sayılı VUK Genel Tebliği 163 nolu VUK Genel Tebliği Maliye Bakanlığı’nın 04.4.2006 tarih ve 24085 sayılı Özelgesi). 16 nolu Türkiye Muhasebe Standardı. 2007. TMSK yayını VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 161 http://www.alloexpat.com/moving_to_germany_forum/doingbusiness-in-germany-germany-business-guide-t126.html, Erişim tarihi: 30.1.2008 www.worldwide-tax.com/germany/ger_reduc.asp, Erişim tarihi: 30.1.2008. www.alloexpat.com/moving_to_france_forum/doing-business-infrance-france-business-guide-t203.html 162 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO HASILATIN MUHASEBELEŞTİRİLMESİ VE VERGİLENDİRİLMESİ Erdoğan ARSLAN Baş Hesap Uzmanı I- GİRİŞ Hasılatın sözlük anlamı, “1.Ürün, 2.Gelir, kazanç”tır.1 Bu sözcük, genel olarak bir işten elde edilen sonuç anlamında, Arapça “hasıla” sözcüğünden türetilmiştir. İşletmecilikte hasılat, işletmenin olağan faaliyetleri sonucunda elde edilen gelirler anlamında kullanılmaktadır. Burada geçen gelir kavramı2, geniş anlamlı olup, muhatabına sunulan mal ve hizmetlerin parasal karşılığını (bedelini) ifade eder. Dolayısıyla bu karşılık, özü itibariyle işletme için mutlaka bir öz kaynak artışına yol açmayabilir; mal ve hizmet maliyetlerinden daha düşük elde edilen parasal karşılıklar, öz kaynak azalışına neden olurlar. Bu itibarla hasılatın muhasebeleştirilmesine ilişkin Standardın konusu da, işletmenin esas faaliyetleri sonucunda elde edilen geniş anlamdaki gelirlerin muhasebeleştirilmesine ilişkin belirlenmiş usul ve esaslardır. Uluslararası düzeyde hasılata ilişkin muhasebe standardının belirlenip kabul edilmesi, 80’li yılların başına tekabül etmektedir. Standardın ilk (taslak) metinleri, IASC tarafından Nisan 1981’de yayınlanmıştır. “Gelirin Tanımlanması” başlığı ile tartışmaya açılan taslak, 1.1.1984 tarihinde kabul edilerek yürürlüğe girmiştir. Standart, 1992-1993 yılları ile 1998 yılında olmak üzere iki kez gözden geçirilmiş ve nihai şekli 1.1.2001 tarihinde kabul edilmiştir. Ülkemizde ise bu Standart ilk olarak, TMUDESK tarafından, “TMS-4 Satışlar ve Diğer Olağan Gelirler” başlığı altında, 1.1.1997 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, yayınlanmıştır.3 Bu çalışmayı, SPK’nın “Sermaye Piyasasında muhasebe Standartları Hakkında Tebliğ” (Seri: XI, No: 25) başlığı altında yayınlanan düzenlemeleri izlemiştir.4 TMSK ise UMS-18’e koşut olarak “TMS-18 Hasılat” standardını (Bundan böyle kendisinden “Standart” olarak bahsedilecektir) 9.12.2005 tarihinde yayımlamıştır.5 1. Türkçe Sözlük, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu (Türk Dil Kurumu) İstanbul 1992 Milliyet Yayınları Cilt:1 s.614 2. Gelir, muhasebe döneminde, ekonomik yararlarda işletme bünyesine varlık girişi veya diğer şekillerdeki varlık çoğalmaları sonucundaki artışı veya öz kaynaklarda hissedarların yatırdıkları fonlar dışındaki kalemlerde artış meydana getiren borçlardaki azalmayı ifade eder.” Finansal Tabloların Hazırlanma ve Sunulma Esaslarına İlişkin Kavramsal Çerçeve Hakkında Tebliğ Sıra No: 1 Ek: Kavramsal Çerçeve/70a 3. TURMOB bünyesinde kurulan “Türkiye Muhasebe ve Denetim Standartları Kurulu” TMUDESK, Bu standarda ilişkin taslağı 14.4.1996 tarihinde tartışmaya açmıştır. Standardın hazırlanmasında UMS-18 belirlemelerinden yararlanılmıştır. Ancak ondan ayrılan yanları da bulunmaktadır. 4. 15.11.2003 tarihli ve 25290 sayılı mükerrer Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Tebliğin Beşinci Kısmında “Hasılat” başlığı altında 130-138. maddelerinde düzenlenmiştir. UMS-18 düzenlemelerine paralel niteliktedir. 5. 9.12.2005 tarihli ve 26018 sayılı mükerrer Resmi Gazetede yayımlanmıştır. UMS-18’in tıpkı Türkçe çevirisidir. VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 163 31.12.2005 tarihinden sonra başlayan hesap dönemleri için geçerli olmak üzere yayımlandığı tarihte yürürlüğe girmiştir.6 II-STANDART KAPSAMINA GİREN HASILAT VE UNSURLARI Hasılat kavramı, işletmelerin türleri ve faaliyetlerine bakılmaksızın, her türlü işletme ve faaliyetleri kapsamında elde edilecek gelirleri için kullanılabilecek nitelikte geniş bir içeriğe sahiptir. Standart, hasılat kavramını, “ortakların sermayeye katkıları dışında, öz kaynakta artışla sonuçlanan ve işletmenin dönem içindeki olağan faaliyetlerinden elde edilen brüt ekonomik fayda tutarıdır.” biçiminde tanımlamıştır.7 Bu tanım esas alındığında hasılatla ilgili şu açıklamalar yapılabilir. 1. Hasılat, işletmenin gerçekleştirdiği bir işlem nedeniyle kendi lehine aldığı bir tutardır. İşletmenin kendisine ait olmayan fakat işletme için emanet niteliği taşıyan tutarlar hasılat olarak nitelendirilemez. Örneğin işletmenin hasılatın bir unsuru gibi tahsil ettiği KDV, ÖTV gibi vergiler hasılat değildir. Bu tür vergiler işletmenin kendisine ait değildir, hazineye aittir. İşletme tarafından bu vergilerin tahsil edilmiş olması, işletmenin yasal yükümlülüğü olmasından kaynaklanır. 2.Hasılat, işletme için bir ekonomik faydayı ifade eder. İşletme amacına uygun faaliyetler yaparak karını arttırmak ister. Hasılat bu anlamda kar elde etmenin en önemli aracıdır. Bununla birlikte kar, ekonomik fayda olarak işletme için ana amaçsa da, işletmenin faaliyetlerini sürdürebilmesi için başka yan amaçları da vardır. Bu cümleden olarak, işletmenin hasılatla birlikte elde ettiği finansman imkanlar› da ekonomik fayda olarak nitelendirilebilir. 3.Hasılat, işletmenin olağan faaliyetlerinden elde edilen tutardır. İşletmenin esas faaliyeti, olağan faaliyettir. Ayakkabı ticareti ile uğraşan işletmenin hasılatı, ayakkabı satışlarından oluşur. Bir işletme için esas faaliyetin tek kalemden oluşması gerekmez. Birden fazla faaliyet türünden elde edilen tutarlar işletmenin hasılatlarını oluşturur. Bununla beraber, esas faaliyet dışında kalan işlemlerden elde edilen tutarlar hasılat olarak nitelendirilmez. Ancak, olağan faaliyetler işletmenin esas faaliyeti ile de sınırlı değildir. İşletmenin mal8 ve hizmet9 satışları ile işletme varlıklarının başkaları tarafından kullanılmasından sağlanan faiz,10 isim hakkı11 ve temettüler12 de olağan faaliyetler kapsamında değerlendirilir.13 6. Hasılata İlişkin Türkiye Muhasebe Standardı (TMS 18) Hakkında Tebliğ (Sıra No:10) md 5 7. TMS-18/7 8. Mallar, satış amacıyla işletme tarafından üretilen mamulleri ve bir perakendeci tarafından satın alınan emtia gibi işletme tarafından tekrar satmak üzere satın alınan ticari malları veya satış amaçlı elde tutulan arsa ve diğer taşınmazları içerir. (TMS 18/3) 9. Hizmet sunumu; üzerinde anlaşmaya varılmış sözleşmeye bağlı bir işin taraflarca belirlenmiş sürede işletme tarafından yapılmasını içerir. Hizmetler bir veya birden çok dönem içinde sunulabilir. (TMS 18/4) 10. Faiz, nakit veya nakit benzerlerinin kullandırılmasından ya da işletmeye borçlanılmış tutarlar üzerinden alınan gelirlerdir. (TMS 18/5a) 11. İsim hakları, patent, ticari marka, telif hakkı, yazılım programları gibi uzun vadeli işletme varlıklarının kullandırılması karşılığında alınan bedellerdir. (TMS 18/5b) 12. Temettüler, ortaklara sahip oldukları belli tertip sermaye ile orantılı olarak dağıtılan kârlardır. (TMS 18/5c) 13. TMS 18/1 164 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 4.Hasılat, genellikle işletmenin öz kaynaklarını arttırır. Ancak bu durum her zaman geçerli bir kural değildir. Zira, muhasebede gerçekleştirilen her hasılat kaydı, öz kaynakta artışa neden olmaz. İşletme için maliyetinden daha düşük bedelle satılan mal ve hizmetler, öz kaynakta artışa değil, azalışa neden olurlar. Ancak bu nitelikteki satış bedelleri de, işletme için bir hasılattır. Standarda göre hasılat, yalnızca, işletmenin kendi adına aldığı ve alacağı brüt ekonomik yarar akışlarını içerir. Üçüncü kişiler adına tahsil edilen satış vergileri, mal ve hizmet vergileri ve katma değer vergisi gibi tutarlar işletme tarafından elde edilen ekonomik yararlar değildir ve öz kaynakta artış yaratmaz. Bu nedenle bu tutarlar hasılat dışında bırakılır. Benzer şekilde, acente ilişkilerinde brüt ekonomik yarar akışları, işletme öz kaynaklarında artış yaratmayan, acentesi olunan işletme adına yapılan tahsilat tutarlarını da içerir. Acentesi olunan işletme adına yapılan tahsilat tutarları, hasılat değildir. Bu işletmelerde hasılat yalnızca faaliyetlerden doğan komisyon tutarıdır.14 Gelir ve hasılat kavramları muhasebe standartlarında eş anlamlı olarak kullanılırlar.15 Muhasebede gelirin “hasılat” ve “kazanç” kavramlarını kapsayan bir niteliğinin olduğu anlayışı hakimdir.16 Buna göre, hasılat işletmenin olağan faaliyetleri neticesinde ortaya çıkan satış, ücret, faiz, temettü, lisans ücreti ve kira gibi çeşitli gelir adlarını taşır. Kazançlar ise, olağan ve diğer faaliyetler ayrımına bakılmaksızın, gelir tanımına giren diğer kalemleri belirtir.17 Kazançlar da ekonomik yararlardaki artışları ifade ederler.18 Dolayısıyla kazanç kavramı, sabit bir varl›k sat››ndan do¤an gelirleri de kapsayabilir ki bu nitelikteki gelirler, hasılat tanımına girmezler. Standart, hasılatın muhasebeleştirilmesinde dikkate alınacak hasılat unsurlarını, 1. Mal satışları bedeli, 2. Hizmet ifaları bedeli, 3. İşletme varlıklarının başkaları tarafından kullanılmasından sağlanan faizler, isim hakları ve temettüler, olarak saymıştır.19 Bu kapsamda hasılat kaynağı olarak görülen mallar, 14. TMS 18/8 Sigorta acentesi tahsil ettiği yıllık 100 birim primin %5’ini komisyon olarak alıyorsa, hasılatı da 5 birim olacaktır. 15. Finansal Tabloların Sunuluşuna İlişkin Türkiye Muhasebe Standardı (TMS 1/81a)’da gelir, (hasılat) olarak değerlendirilmiştir. 16. Finansal Tabloların Hazırlanma ve Sunulma Esaslarına İlişkin Kavramsal Çerçeve Hakkında Tebliğ Sıra No: 1 md 74 17. Finansal Tabloların Hazırlanma ve Sunulma Esaslarına İlişkin Kavramsal Çerçeve Hakkında Tebliğ Sıra No: 1 md 75 Kazançlar genellikle ilgili giderler düşüldükten sonra kalan net tutarı ile raporlanırlar(md 76) 18. “Türkiye Muhasebe Standartları Uygulaması”, Saime Önce “Kavramsal Çerçeve” bölümü, Maliye ve Hukuk Yayınları Ankara 2007 s.25 19. TMS 18/1 Mal satış ve hizmet ifalarından kaynaklanan hasılat, aslında bu işlemlerde gerçekleşen bedeldir. Bunun böyle olduğu, TMS18/9 ve izleyen maddelerinde açıkça ifade edilmiştir. VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 165 emtia ve satış amaçlı taşınmazları20; hizmetler ise, işletmenin akdedilen sözleşme uyarınca belirlenmiş işi ifa etmesini ifade etmektedir.21 Bununla birlikte, muhasebeleştirilmeleri özellik taşıyan işletme tür ve faaliyetleri için, bu tür ve faaliyetlerin niteliklerine uygun özel muhasebe standartlarının belirlenmesinin benimsendiği durumlarda hasılatın elde edilmesi, ölçülmesi ve muhasebeleştirilmesine ilişkin özel ilke ve kurallar da belirlenmiş olduğundan, bu alanlar hasılatların muhasebeleştirilmesi standardı kapsamı dışında tutulmuştur. Bu cümleden olarak, Hasılat Standardı kapsamında olmayan hasılat ve gelirlerin saptanmasında esas alınacak ilke ve kuralların belirlendiği muhasebe standartları aşağıda bir tablo halinde özetlenmiştir. TABLO:1 HASILAT STANDARDI KAPSAMI DIŞINDA KALAN GELİRLER İlgili Olduğu Türkiye Muhasebe İlgili Olduğu Vergi Standartları Mevzuatı Finansal kiralama sözleşmeleri TMS-17 Kiralama İşlemleri VUK md mükerrer 290 Öz kaynak yöntemi ile muhaseTMS-28 İştiraklerdeki Yatırımlabeleştirilen yatırımlardan sağlaKVK md 5/1a ve b rın Muhasebeleştirilmesi nan temettüler Sigorta poliçeleri TFRS-4 Sigorta Sözleşmeleri Finansal varlık veya finansal yükümlülüklerin gerçeğe uygun TMS 39 Finansal Araçlar: MuhaVUK md 279 değerindeki değişmeler veya sebeleştirme ve Ölçme bunların elden çıkarılması Diğer dönen varlıkların değerindeki değişmeler Tarımsal faaliyetlere ilişkin canlı varlıkların ilk defa muhasebeGVK md 52-60 TMS 41 Tarımsal Faaliyetler leştirilmesi veya gerçeğe uygun VUK md 276,277 değerindeki değişmeler GVK md 52-60 Tarımsal ürünlerin ilk defa kayTMS 41 Tarımsal Faaliyetler da alınması VUK md 276,277 TFRS-6 Maden Kaynaklarının Madencilik faaliyetlerinden elde GVK md 37 Araştırılması ve DeğerlendirilVUK md 316 edilen hasılat mesi İnşaat sözleşmeleri TMS-11 İnşaat Sözleşmeleri GVK md 42-44 Hasılat Unsurları III-VERGİ HUKUKUNDA HASILAT Vergilendirmede hasılat kavramı, gerçekte mal ve hizmetlerin parasal nitelikteki değişim bedelini ifade eder. Buna göre, “elde edilen hasılat, tahsil olunan paralarla tahakkuk eden alacaklardan oluşur.22 Yani mal ve hizmetlerin bedeli karşılığında satışından hasılat elde edilmektedir. Dolayısıyla hasılatın kompozisyonu nakitten, alacaklardan, al›nan mal ve hizmetlerden veya borç ödemesinden oluşabilir. Bu niteliği ile hasılat, gelirden yada kazançtan farklıdır. Nitekim ticari kazanç, her hesap dönemi için elde edilen hasılat ile giderler arasındaki müspet farktır.23 20. TMS 18/3 21. TMS 18/4 22. GVK md 39/2, 46, 56, 67, KVK md 8. İşletme hesabı esasına göre tutulan işletme defterinin sağ tarafı hasılat kısmını teşkil eder. Hasılat kısmına, satılan mal bedeli veya yapılan hizmet karşılığı olarak tahsil edilen paralarla tahakkuk eden alacaklar ve işletme faaliyetinden elde edilen diğer bütün hasılat kaydolunur.(VUK md 194, 207, 210, 213,). 23. GVK md 39/1 166 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO Standart, hasılatı “brüt tutar” olarak nitelendirdiğinden, hasılat vergilendirmede kullanılan “gelir” kavramından farklıdır. Vergi hukukunda gelir, “bir takvim yılında elde edilen kazanç ve iratların safi tutarıdır”.24 Bu tanımlama, Standardın öngördüğü hasılat kavramından “dönemsellik”, “içerik” ve “safilik” bakımlarından ayrılmaktadır. Buna göre muhasebede hasılat, belli bir dönemle ilgili değil, gerçekleştirilen belli bir işlemle ilgilidir. Muhasebede mal ve hizmet satışından, bir varlığın kullandırılması işleminden hasılat elde edilir. Aslında bu durum vergilendirme için de geçerlidir. Hasılat, muhasebede ancak işletmenin olağan mal ve hizmet satışları yada faaliyetlerinden elde edilir; olağanüstü nitelik taşıyan “bir sabit kıymet satışından” hasılat elde edilmez. Vergilendirmede sabit kıymet satışlarından elde edilen tutarlar da hasılat sayılır. Standartta hasılat ve gelir kavramları eş anlamlı görülürler. Ancak bu kavramlar vergilendirmede eş anlamlı değildir. Hasılat satış ve kullandırma bedelini ifade ederken, gelir bu bedelle ilgili mal ve hizmet maliyetleri arasındaki olumlu farkı anlatır ki bu tutar ancak dönemsellik ilkesi çerçevesinde saptanır. Bununla birlikte, vergilendirmede hasılat kavramı ancak gelir üzerinden alınan vergiler için kullanılır. Bu vergilerde hasılat kavramı sadece vergilendirilecek gelirin hesaplanmasında dikkate alınan mutlak bir unsur olarak değil, gelir vergisi stopaj yönteminin uygulanmasında da üzerinden vergi kesintisi yapılacak (nakden veya hesaben) ödeme olarak dikkate alınır.25 Gelir vergisi tevkifatını düzenleyen hükümde, hasılat kavramına yer verilmez fakat, bu hükümde “avans olarak ödenenler dahil, nakden veya hesaben yapılan ödemeler” ifadesi kullanılarak bir anlamda dolaylı olarak “hasılat” tanımlanır.26 Bu hükme göre hasılat, mal ve hizmetler karşılığında yapılan her türlü ödemelerdir. Dolayısıyla burada hasılat kavramı, elde edeni yönünden değil, sağlayanı yönünden tanımlanmıştır. Bu durumda da hasılat, geliri sağlayanın kestiği vergi tutarı kadar düşük tutarda elde edilmiş olur ki aslında işletme adına tahakkuk eden hasılat tutarı vergi dahil tutar olarak dikkate alınmak durumundadır. Örneğin, işletmenin (A) Bankasındaki mevduatı nedeniyle adına tahakkuk ettirilen faiz tutarı 100 birim olmasına rağmen, %15 oranındaki vergi kesintisi nedeniyle 85 birim net faiz elde etmektedir. Fakat işletmenin hasılat olarak kayda geçireceği faiz tutarı 100 birim olacaktır. Zira, işletme adına ve hesabına tahakkuk eden faiz tutarı 100 birimdir. 15 birim vergi de işletmenin gelir/ kurumlar vergisine mahsup edilmek üzere Banka tarafından kesilmiştir. Kuşkusuz (A) Bankasının faiz tahakkukundan kestiği 15 birim vergi, (A) Bankasının Hazine lehine tahsil ettiği tutar olması nedeniyle, Banka için hasılat değildir. 24. GVK md1 Kuramsal olarak gelir, belli bir dönemde satın alma gücünde ortaya çıkan artıştır. 25. GVK md 53 hükmünde, “çiftçilerin elde ettikleri zirai kazançlar, bu Kanunun 94 üncü maddesine göre hasılatları üzerinden tevkifat yapılmak suretiyle vergilendirilir.” 26. Bu maddede geçen hesaben ödeme deyimi, vergi tevkifatına tabi kazanç ve iratları ödeyenleri istihkak sahiplerine karşı borçlu durumda gösteren her türlü kayıt ve işlemleri ifade eder. Vergi tevkifatı, ücretler dışında kalan ödemelerde gayri safi tutarlar üzerinden yapılır.(GVK md 96) VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 167 KDV’de vergiyi doğuran olay, mal teslimi yada hizmet ifasıdır.27 Teslim ve hizmet işlemlerinde matrah, bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedeldir.28 Bedel deyimi, mal› teslim alan veya kendisine hizmet yap›lan veyahut bunlar ad›na hareket edenlerden bu ilemler kar›l›¤›nda her ne suretle olursa olsun veya bunlarca borçlan›lan para, mal ve di¤er suretlerle sa¤lanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve de¤erler toplam›n› ifade eder.29 Anlaşılacağı üzere, KDV’deki bedel tanımı, aslında hasılat kavramını da tanımlamaktadır. Yani bedel ile hasılat eş anlamlı sözcükler olmasa da, tanımladıkları tutarlar itibariyle eşdeğerdir. Bu bedeller matrah kabul edilerek hesaplanan KDV, mal veya hizmet müşterisinden tahsil edilecek olmakla beraber, vergilendirme yönünden de işletmenin hasılatı olarak değerlendirilemez. Normalde bu durumun tersi de doğrudur. Yani, mal ve hizmet alımlarında işletme tarafından ödenmiş olan KDV tutarı da gider olarak değerlendirilemez; bu tutarlar indirilebilecek KDV olarak nitelendirilir. KDV için yukarıda yapılan açıklamalar, büyük ölçüde değer üzerinden alınmakta olan ÖTV için de geçerlidir. Taşıtların, gazlı ve alkollü içkilerin ve lüks tüketim maddelerinin tesliminden, ilk iktisabından ve ithalinden alınan ÖTV’nin matrahı, hesaplanacak özel tüketim vergisi hariç, KDV matrahını oluşturan unsurlardan teşekkül eder.30 Ancak ÖTV’de, KDV’de olduğu gibi bir indirim mekanizması yoktur; Dolayısıyla ÖTV tek aşamada ödenen ve gider yada maliyet kaydedilebilen bir vergidir.31 Bu vergi, KDV matrahına dahil edilmektedir.32 ÖTV’nin belgelerde ayrıca gösterilme mecburiyetinin bulunması, bu verginin hasılat kapsamında değerlendirilmesini engellemektedir.33 Diğer taraftan, banka, banker ve sigorta şirketlerinin her ne şekilde olursa olsun yapmış oldukları bütün muameleler dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paralar34 BSMV’ye tabidir.35 Bu hükümde BSMV konusu olan tutarlar da hasılat kavramını tanımlamaktadır. Sonuçta BSMV de, ilgili belgelerde sunulan hizmet bedellerinden ayrı olarak gösterilmektedir ve hasılata dahil edilen bir unsur değildir. 27. KDVK md10 28. KDVK md20/1 29. KDVK md20/2 30. ÖTVK md11/3 31. VUK md269 uyarınca, II sayılı listede yer alan taşıtlar, gayri menkuller gibi maliyet bedelleri ile değerlenirler. Bunların maliy et bedellerinin saptanmasında, satın alma bedelinden başka dikkate alınan unsurlar arasında gümrük vergileri, nakliye ve montaj giderlerinin de katılacağı belirlenmiş; noter, mahkeme, kıymet takdiri, komisyon ve tellaliye giderleri ile emlak ve taşıt alım giderlerinin maliyet bedeline dahil edilmesi mükelleflerin tercihlerine bırakılmıştır.(VUK md 270) 32. KDVK md24/b 33. ÖTVK md15 34. Kendileri veya başkaları hesabına menkul kıymet alıp satmayı, alım-satıma tavassut etmeyi veya alıp sattıkları menkul kıymet karşılığı borçları ödenmeyi taahhüt etmeyi meslek haline getirenlerin bu faaliyetleri dolayısıyla lehlerine kalan paralar ile mevduat faizi vermek veya sair adlarla faiz ve benzeri menfaatler sağlamak üzere devamlı olarak para toplama işiyle uğraşanların topladıkları paralarla sağladıkları gelir ve menfaatler üzerinden komisyon, ücret, hizmet karşılığı gibi adlarla aldıkları paralar da BSMV’nin konusuna girmektedir (Gider VK md28). 35. Gider VK md28 168 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO IV- HASILATIN ÖLÇÜLMESİ Standarda göre hasılat, hasılat olarak alınan yada alınacak olan bedelin gerçeğe uygun değeri ile ölçülür.36 Gerçeğe uygun değer ise, karşılıklı pazarlık ortamında, bilgili ve istekli gruplar arasında bir varlığın el değiştirmesi ya da bir borcun ödenmesi durumunda ortaya çıkması gereken tutardır.37 Bir işlemden doğan hasılat tutarı, genellikle bu işleme ilişkin taraflarca yapılan sözleşme ile belirlenir. Zira, bedel sözleşmenin esaslı unsurlarından biridir. Genellikle bedel, nakit cinsinden belirlenir. Ancak bedel tahsilatının ertelendiği yada bedelin avans olarak peşinen alındığı durumlarda, hasılatın gerçeğe uygun değeri belirleyici kavram olmaktadır. Örneğin, işletme alıcıya vade farksız bir satış yapabilir veya satış bedeli olarak alıcıdan piyasa faiz oranı altında olan bir alacak senedi alabilir. Anlaşma bir finansman işlemi niteliği taşıyorsa, satış bedelinin gerçeğe uygun değeri gelecekteki tüm tahsilatların emsal faiz oranı38 ile iskonto edilmesi yoluyla belirlenmesi (alacağın/borcun bugünkü değerine indirgenmesi) gerekir. Bu durumda satış bedelinin nominal tutarı ile gerçeğe uygun değeri arasındaki fark, faiz geliri olarak muhasebeleştirilir.39 Faiz tutarının hesaplanmasında basit faiz formülü değil, bileşik faiz formülüne göre iç iskonto yöntemi40 kullanılması önerilmektedir.41 Bu yöntem vergi mevzuatında uygulanandan farklı olduğu için, muhasebe karı ile mali kar arasındaki fark kadar geçici farklara42 neden olacaktır. Bütün vergiye tabi geçici farklar ertelenmiş vergi borcu; indirilebilir geçici farklar da ertelenmiş vergi varlığı olarak muhasebeleştirilirler.43 Aynı şekilde, işletme tarafından uygulanan ticari iskontolar ve miktar indirimleri de göz önünde tutularak, alınan veya alınacak olan bedelin gerçe36. TMS 18/9 37. TMS 18/7 38. Emsal faiz oranı, “benzer kredi derecelendirmesine sahip bir işletmenin benzer finansal araçları için geçerli olan faiz oranı” veya “finansal aracın nominal değerini ilgili mal veya hizmetin nakit satış fiyatına indirgeyen faiz oranı” olarak tespit edilebilir. (TMS 18/11. 39. TMS18/29, 30 ile TMS 39 Vadeli değer ile peşin değer arasındaki fark, Tekdüzen Hesap Planına göre “382/482 Ertelenmiş Gelirler Hesabı”nda yada 122 Alacak Reeskontları Hesabında izlenebilir. 40. Buna etkin faiz yöntemi de denmektedir. Örneğin, 1000 birim alacak 3 ay sonra tahsil edilecekse ve aylık %1 vade farkı uygulanacaksa, alacağın bugünkü değeri=1000/((1+0,01)3)=970,87 birim olacaktır. Bu durumda 29,13 birim faiz alacak reeskontu olarak muhasebeleştirilecektir. Bilanço tarihinde bu reeskontun 2 aylık kısmı faiz olarak tahakkuk etmişse, (1000/ (1+0,01)=990,09-970,87=19,22 birim faiz geliri elde edilmiş olacaktır. 41. TMS 39 uyarınca alacağın bugünkü değerine indirgenmesinde yada satışın peşin değerinin bulunmasında Peşin değer=Gelecek değer/(1+ iskonto oranı) (Vadeye kalan gün/365) bileşik faiz formülü kullanılır. İç İskonto Formülü: F=A x n x t/ 360+(nxt) F=reeskont Tutarı A=Senedin Nominal Değeri n=Faiz Oranı t=Vade (Değerleme günü itibariyle kalan gün sayısı) 42. Geçici (Zamanlama) Farklar (Temporary (Timing) Diferences), “bir varlığın veya borcun bilançodaki defter değeri ile bunların vergi açısından taşıdıkları değerler arasındaki farklar” olarak tanımlanmaktadır(TMS 12). Dipnot 41’deki örnekte bilanço gününde alacak reeskontunun bir aylık kısmı izleyen dönemde (kazanılmamış) faiz geliri olarak hasılat kaydedilecektir. Dolayısıyla bu kısım, indirilebilir geçici fark yaratacaktır ki bunun “ertelenmiş vergi varlığı” olarak muhasebeleştirilmesi gerekir. Daha ayrıntılı bilgi için bkz, “Erdoğan ARSLAN, “TMS 12 Gelir Vergileri”, “Türkiye Muhasebe Standartları Uygulaması” Maliye ve Hukuk Yayınları Ankara Mart 2007 s287-390 43. TMS 12 Vadeli satışlardan doğan alacaklar, senede bağlı alacak olmadığından, vergi mevzuatına göre reeskont işlemine tabi olamayacaktır. Bu durumda satış bedeli olan 1000 birim alacağın tamamı hasılat olarak kabul edilecektir. Dolayısıyla uygulanan reeskontun bakiyesi kadar bilanço gününde matrah eksik belirlenmiş olacaktır. Bunun matraha ilavesi gerekir. İzleyen dönemde matraha ilave edilen bu tutar matrahtan indirilecektir. Vadeli satıştan doğan alacağın senede bağlı olması halinde reeskont uygulanabilecek fakat alacağa iskonto oranı olarak TC Merkez Bankası avans faiz oranı uygulanacaktır. VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 169 ğe uygun değeri ile hasılat saptanır.44 Mal veya hizmetlerin benzer özelliklere ve değere sahip mal ya da hizmetlerle değiştirilmesi veya vadeli takasa (swap)45 konu edilmesi, hasılat yaratıcı işlem olarak değerlendirilmez.46 Zira yapılan şey, mal ticareti değil, malın zaman ve yer bakımından değişimi işlemidir. Belli yerleşim bölgesindeki talebi zamanında karşılamak üzere farklı yerlerdeki petrol ve süt ürünleri gibi stoklarını değiştiren veya vadeli takasa konu eden satıcılarda bu duruma sıkça rastlanır. Birbirinden farklı mal veya hizmetlerin değiştirilmesinde, takas (trampa)47 hasılat yaratıcı bir işlem olarak değerlendirilir. Bu durumda hasılat, alınan mal veya hizmetlerin gerçeğe uygun değerinden transfer edilen nakit ve nakit benzerleri tutarının düşülmesi suretiyle hesaplanır. Elde edilen mal veya hizmetlerin gerçeğe uygun değerinin güvenilir biçimde belirlenemediği durumlarda hasılat, elden çıkarılan mal veya hizmetlerin gerçeğe uygun değerine varsa transfer edilen nakit ve nakit benzerleri tutarının eklenmesi suretiyle hesaplanır.48 Anlaşılacağı üzere, muhasebede hasılat kavramının içeriği ile vergilendirmede kullanılan hasılat kavramının içeriği farklı anlamlara sahiptir. Muhasebede hasılat niteliğindeki alacakların tamamı paranın zaman değeri dikkate alınarak reeskonta tabi tutularak işletmeye mal edilmekte iken vergilendirmede bu husus dikkate alınmamaktadır. Bu itibarla mal ve hizmet satış bedelinin tamamı, vadeli satış niteliğinde olsun olmasın, hasılat kabul edilmektedir. Ortaya çıkan bu farklılığın nedeni, tek bir işlemin iki farklı hasılat unsuruna kaynaklık edebilmesidir. V- İŞLEMLERİN AYRIŞTIRILMASI Uygulamada bazen yapılan tek işlemle birden fazla sözleşme konusu ifa edilmiş olur. Aslında, özün önceliği ilkesi göz önüne alındığında, vadeli satışlarda hem satış hem de kredi sözleşmesi söz konusudur. Dolayısıyla tek bir satış işleminin gerçekte iki ayrı bileşeni vardır. Oysa Standart, hasılat kavramını işlemin tekil niteliği ile değerlendirmektedir. İçerisinde birden fazla (teslim/ifa) işlem bulunan satış işlemlerinde hasılatın muhasebeleştirilmesinde iki sorunla karşılaşılmaktadır; 1.Alıcı satışla ilgili diğer tüm işlemler(teslim/ifalar) gerçekleşmeden yapılan bir teslimden fayda sağlayamaması, 44. TMS 18/10 2+1 hediyeli satışlarda, hasılat 2x10= 20 birimdir; zira bir adedi hediyedir. Ancak satış maliyeti ise 3x5=15 birimdir. Muhasebeleştirme de bu anlayışa uygun yapılacaktır. Kuşkusuz hediye edilen mala KDV tahakkuk ettirilir(KDVK md 3/a). Ancak burada 20 birim hasılat 3 adet emtianın karşılığı olarak kabul edilir. 45. İngilizce kökenli “SWAP” kelimesinin Türkçe karşılığı “takas”, “değiştirme”, “değiş-tokuş”, “trampa etmek”, “bir şeyi bir şeyle takas etmek”tir. Swap, iki taraf arasında, önceden belirlenen bir sistem içerisinde, belirli bir finansal varlıktan kaynaklanan gelecekteki nakit akışlarının değiştirilmesi konusunda yapılan bir sözleşmedir. Değişime konu olan ödemeler, faiz, anapara veya hem anapara hem de faiz ödemeleri olabilir. 46. TMS 18/12 Aynı konuda ticaret yapanlar arasında yetersiz/fazla stok nevileri itibariyle yada işlenmiş/işlenmemiş stoklar arasındaki değişimler buna örnek verilebilir. 47. Malların değişimine takas değil, trampa denir. Takas ödeşme aracı iken trampa değişim aracıdır. 48. TMS 18/12 170 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 2.Paket fiyatlandırmalarda her işleme ait hasılat tutarının toplam hasılattan ayrıştırılamaması. Kuşkusuz işlemlerin ayrıştırılması sorunu, tüm teslimlerin aynı dönemde gerçekleştirilmesi halinde işlemlerin raporlanması bakımından, ortadan kalkar. Ancak, teslimlerin birden fazla döneme yayılması halinde, hangi döneme ne kadar hasılatın paylaştırılacağı konusu gündeme gelir. Bu gibi durumlarda muhasebeleştirme ilkelerini, işlemin özünü yansıtabilmek amacıyla, tek bir işlemin ayrıştırılabilir kısımlarına ayrı ayrı uygulamak gerekebilir. Örneğin, bir ürünün satış fiyatı ayrıştırılabilir nitelikteki satış sonrası servis tutarını da içeriyorsa, bu tutarın hasılat olarak muhasebeleştirilmesi ertelenerek, servis hizmetinin verildiği dönem boyunca hasılat olarak mali tablolara yansıtılır.49 Buna karşın, birbiriyle bağlantılı bir işlemler serisinin bir bütün olarak değerlendirilmediği, ticari etkisinin anlaşılamadığı durumlarda, muhasebeleştirilme ilkeleri, işlemler ayrıştırılmaksızın, iki veya daha çok işleme birlikte uygulanır. Örneğin, bir işletme mal satarken aynı anda bu işlemin etkisini ortadan kaldıracak biçimde malları ileri bir tarihte geri satın almak üzere ayrı bir anlaşma yapabilir; bu durumda iki işlem birlikte değerlendirilir.50 Bu cümleden olarak bir işlemin (teslimin/ifanın) bağımsız bir işlem (teslim/ifa) sayılarak muhasebeleştirilebilmesi için de şu şartlar gerekir;51 1.Teslim edilenlerin, alıcı için tek başına bir değer ifade etmesi,52 2.Henüz gerçekleşmemiş teslimlerin makul değerlerinin güvenilir bir biçimde belirlenmiş olması,53 3.Alıcıya teslim alınanı iade etme hakkının verilmesi durumunda, henüz gerçekleştirilmemiş teslimlerin satıcının kontrolünde olması. Dolayısıyla bir işlem bu koşulları taşıyorsa, bağımsız bir teslim olarak değerlendirilir ve muhasebeleştirilir. Bu teslimler (önemsiz teslimler54 hariç) diğer teslimlerle birleştirilerek toplu olarak muhasebeleştirilmezler. Ancak, yapılan fayda maliyet analizi sonucunda, işlemin bağımsız işlem ola49. İşletme sattığı mala 2 yıl satıştan doğan garanti, sonraki 2 yıl için de 10 birim bedelli garanti vermektedir. Burada 2 yıllık satıştan doğan garanti satış fiyatı içinde olduğundan ayrıştırılamaz. Ancak sonraki 2 yıllık verilen bedelli garanti hizmeti ayrıştırılabilir. Sonuçta 10 birim garanti bedeli gelecek yıllara ait gelir olarak kaydedilecek fakat dönem hasılatı kapsamında değerlendirilemeyecektir. Hasılat, ancak bedelli garantinin verildiği ilgili yıllar için kaydedilebilecektir. 50. TMS 18/13 51. FASB (Financial Accounting Standarts Board) Emerging Issues Task Force EITF 00-21, Revenue Arrangements With Multiple Deliverables paragraph 9a. 52. Teslim edilen malın pazarda başka satıcılar tarafından da satılıyor olması yada alıcı tarafından tekrar başkalarına satılabilir olması demektir. Bir bilgisayarın (başka firmalarca da satılmaktadır) 1 yıllık bakım garantisi ile birlikte satın alınması halinde bu bilgisayar alıcı için tek başına bir değer ifade eder. Sipariş edilerek imal ettirilen makinelerin montajının yapılmaması halinde, de bu alıcı için tek başına bir değer ifade etmez. 53. Teslimi yapılan her malın toplam hasılat içerisinden alacağı paylar makul değer olarak tanımlanmaktadır. Bu değerin belirlenmesinde teslim edilen malların maliyetleri, sözleşmede belirlenmiş satış fiyatları gibi araçlardan yararlanılır. 54. Fayda maliyet analizinin yapılması sonucunda bir teslimin bağımsız teslim olarak değerlendirilmesi yerine bir başka teslimle bir arada muhasebeleştirilmesinin uygun olduğu teslimler önemsiz teslim niteliğindedir. Bu teslim, diğer teslimleri fonksiyonel olarak bütünlüyorsa yada bu teslim gerçekleştirilmediğinde alıcı öncesinde teslim aldıklarını aide etme ve ödemeleri geri alma hakkına sahipse, bu teslim önemsiz teslim değildir(SEC Staff Accounting Bulletin No: 104 Revenue Recognition in Financial Statement, 13A3c). VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 171 rak değerlendirilmesi yerine başka işlemle birlikte muhasebeleştirilmesi daha uygun olabilir.55 İşlemlerin ayrıştırılmasında, hem satış sözleşmesi hükümlerinin, hem de taraflarca varılan genel nitelikli anlaşmaların (yan sözleşmelerin) dikkate alınması gereklidir. Ancak Standart, bu konuda ayrıntılı düzenlemelere ve açıklamalara sahip değildir. Bununla birlikte, Standardın ABD uygulamalarında farklı sözleşmelerin bir arada tek bir sözleşme olarak dikkate alınmasını sağlayan koşullar belirlenmiştir.56 Bu koşullar aşağıda bir liste halinde özetlenmiştir. *Sözleşmelerin kısa bir zaman aralığı içerisinde toplu halde pazarlık edilerek hazırlanması, bir sözleşmedeki işlemin kendinden önceki sözleşmede belirtilen işlemin başarısına bağlı olarak belirlenmiş olması. *Sözleşmelerin aynı müşteriyle imzalanmış olması. *Sözleşmede yer alan bileşenlerin aynı projenin yada işin parçaları olması. *Farklı bileşenlerin fonksiyon, teknoloji ve tasarım bakımından birbirleriyle yakın ilişki içerisinde olmaları. *Alıcının yada birden fazla sözleşmede belirtilen tutarları bir başka sözleşmede belirtilen işlemin başarısızlığına bağlı olarak geri isteme hakkının bulunması. *Bir sözleşmedeki bir yada daha fazla bileşenin bir başka sözleşmedeki bileşenlerden bağımsız olarak kullanılamıyor olmaları. *Sözleşmedeki ödeme koşullarının bir başka sözleşmenin başarısı ile ilişkili olması. Bu koşulları sağlayan birden fazla sözleşmeler, bir arada değerlendirilerek tek bir sözleşme imiş gibi dikkate alınırlar. Dolayısıyla sözleşmenin birden fazla bileşeni olması durumunda; hasılata ilişkin ilkeler, her bileşene ayrı ayrı uygulanır. Sonuçta, hasılat tutarı her bir bileşene ayrı ayrı paylaştırılır.57 VI-MAL SATIŞLARINDA HASILATIN GERÇEKLEŞMESİ 55. İşletme plazma TV satışlarında montajını da bedelsiz üstleniyorsa, teslim işyerinde yada müşterinin belirlediği yerde gerçekleştirilebilir. Müşteri TV’yi işyerinden teslim almışsa, montaj önemsiz teslim niteliğindedir ve bu tür satışların müşterinin belirlediği yerdeki TV teslimlerinden ayrılmasına gerek yoktur. Her iki tip satışlar hasılat tutarları birlikte muhasebeleştirilir. 56. AIPCA (American Institute of Certified Public Accountants), Technical Practice Aids, 5110.39 İndicators That Multiple Contracts Should Be Wiewed As Single Arrangements. Aktaran Serdar Özkan, “TMS 18 Hasılat Standardı ve ABD Düzenlemelerine Göre İşlemin Ayrıştırılması” Mali Çözüm, Yıl 2007 Sayı 82 s.61 Bu sözleşmeler örnek olarak, otel işletmesi ile seyahat acentesi arasındaki sezon boyunca 15 günlük devrelerde müşteri temini anlaşması ile birlikte bu müşterilerine kalite standardının altında hizmet verilmesinin şikayet konusu yapılması halinde acentenin konaklama bedellerini ödemeyeceğine dair anlaşmanın bulunması halinde, otel tarafından konaklama bedellerinin hasılat kaydının, ancak acente ile şikayetçi müşteri olmadığı konusunda mutabakat olması durumunda, yapılabilmesi verilmiştir. 57. Hasılatın birden fazla teslime dağıtılmasında “göreceli makul değer yöntemi” ve “kalan yöntemi” kullanılır. Hasılatın birden fazla teslime dağıtılmasında, göreceli makul değer yöntemi ve kalan yöntemi kullanılmaktadır. Bu yöntemlerin uygulanmasında hasılat yaratan işlemlerde alıcının gelecekteki davranışlarının hasılat tutarını etkilemeyeceği varsayılır. Bu yöntemlerin uygulanmasına ilişkin örnekler için bkz Serdar Özkan, “TMS 18 Hasılat Standardı ve ABD Düzenlemelerine Göre İşlemin Ayrıştırılması” Mali Çözüm, Yıl 2007 Sayı 82 s.57-76. 172 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO Standart, mal satışlarında şu koşullar varsa, hasılatın gerçekleştiğini kabul etmektedir.58 Aksine durumlardaki işlemler, satış olarak kabul edilmez ve bedeli hasılat olarak tahakkuk ettirilmez. *Malın mülkiyeti ile ilgili önemli risk ve getirilerin alıcıya devredilmiş olması. *Satılan mallar üzerinde etkin bir kontrol veya yönetim etkinliğinin sürdürülmesi.59 *Hasılatın güvenilir biçimde ölçülebilmesi.60 *Ekonomik yararların elde edilmesinin muhtemel olması.61 *Yüklenilen veya yüklenilecek olan maliyetlerin güvenilir biçimde ölçülebilmesi.62 Mal satışlarında bu mala ilişkin önemli risk ve getirilerin alıcıya devredilmesi, mülkiyet yada zilyetliğin alıcıya devri (teslimi)63 ile gerçekleşir. Perakende satışların çoğunda bu durum söz konusudur.64 Bununla birlikte, teslimle satış işlemi her zaman aynı anda gerçekleşmez. Satış işlemi fatura ile belgelendirilmiş olmasına rağmen, alıcının talebine uygun teslimat geciktirilmiş olabilir. Bu tür durumlarda, satışa konu malın teslime hazır olması ve satışla ilgili ödeme planının da uygulanması halinde satışın gerçekleştiği kabul edilir. Aynı şekilde, mülkiyet ve zilyetliğin devrine rağmen, malla ilgili önemli risklerin ve getirilerin hala taşındığını gösteren haller de vardır.65 Aşağıda örnekleri verilen bu durumlarda satış gerçekleşmemiş kabul edilir. *İşletmenin normal garanti hükümleri66 kapsamı dışında kullanıldığında ortaya çıkabilecek yetersiz performansa ilişkin yükümlülük taşıması (memnun kalınmadığında iade şartlı satışlar).67 58. TMS18/14 59. Satılan mallara ait yönetsel kararların verilememesi halinde, bu mallara ilişkin risk ve getirilerin de devredilmiş olduğu kabul edilir. 60. Hasılat tutarının belirsiz olması halinde hasılat kayda alınamaz. Aynı şekilde belli bir şartın gerçekleşmesine bağlanmış satışlar da gerçekleşmemiş sayılır. İhalenin kazanılması şartına bağlı olarak yapılan ön satım anlaşmaları buna örnek gösterilebilir. 61. İhracat bedelinin ilgili ülkedeki otoritenin iznine bağlı olduğu durumlarda, bu otoritenin ihracat bedelinin transferine izin vermesi halinde, satışla ilgili belirsizlik de ortadan kalkar. Dolayısıyla izin verilene kadar hasılat kaydı yapılamaz. 62. Satış sonrası için malla ilgili verilmiş önemli garantilerin maliyetleri güvenilir bir biçimde ölçülebiliyorsa , satışla ilgili hasılat kaydı yapılabilir. Satış sırasında maliyet ölçülemiyorsa, hasılat kaydı maliyet belirlenene kadar ertelenmelidir. 63. Mal teslimleri yada hizmet ifaları bir defada gerçekleştirilmişse tamamlanmış performans modeli; bunlar zamana yayılarak gerçekleştirilmişse parçalı performans modelinden bahsedilir. Satıcı malı alıcıya teslim ederken üzerine düşeni yapmakta; alıcı da elde edeceği değerlere bu şekilde ulaşmış olmaktadır. Mal satışlarında hasılat, mal satıcı işletmeden yola çıktığında mı yoksa alıcı işletmeye ulaştığında mı elde edilir? Uluslararası ticarette mallar alıcıya gönderildiğinde sahiplikten doğan riskler alıcının malları teslim alana kadar satıcının üzerinde ise hasılat teslim anında elde edilir. 64. ABD uygulamalarına göre mal satış hasılatının mali tablolara alınabilmesi için, sözleşmenin ikna edici bir kanıtı olmalıdır, teslimat yapılmış yada işletme üzerine düşeni yapmış olmalıdır, alım satıma ilişkin tutar belirlenmiş yada belirlenebilir olmalıdır, tahsilat kabul edilebilir ölçüde güvence altına alınmış olmalıdır. (Serdar Özkan, “UMS-18 Hasılat Standardı ve ABD Düzenlemeleri Işığında Mal Satış Hasılatının Kaydedilmesinde Sahiplikle İlgili Risk Ve Getirilerin Alıcıya Nakledilmesi Koşulunu İlişkin Açıklama Ve Örnekler” Mali Çözüm, sayı 72, s 67) 65. TMS 18/16 66. Malı yenisiyle değiştirme, malın tamir edilmesi gibi garantiler, verilmiş normal garantilerdir. Bunlar için geçmiş tecrübelerden yararlanılarak satış tutarların belli bir oranında “garanti karşılıkları” ayrılır. 67. Piyasa görülen Tıraş makinelerinde 60 günlük koşulsuz iade garantili satışlarda satışın ne zaman gerçekleştiğinin belirlenmesinde, tecrübelerle belirlenmiş iade riski önem taşımaktadır. Bu tür satışlarda %5 oranında iade gerçekleşiyorsa satış, VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 173 *Satış hasılatının işletme tarafından tahsil edilebilmesinin, alıcının söz konusu maldan üçüncü kişilere satmak suretiyle hasılat yaratması koşuluna bağlı olması (konsinye satışlar).68 *Satışın ilgili varlığın monte edilmesi koşuluyla yapılması ve sözleşmenin önemli bir bölümünü oluşturan montajın henüz işletme tarafından tamamlanmamış olması (montaj şartlı satışlar).69 *Alıcının satış sözleşmesi ile belirlenen bir gerekçeye dayanarak alımdan vazgeçme hakkının bulunması ve işletmenin söz konusu malların iade edilip edilmeyeceğinden emin olmaması (alıcıya iade hakkı veren satışlar).70 İşletmenin, sahiplikle ilgili önemsiz bir riski taşıması durumunda, işlem satış niteliğindedir ve hasılat olarak mali tablolara yansıtılır. Örneğin satıcı, yalnızca alacak tutarının tahsilatını güvence altına almak amacıyla, malın hukuki sahipliğini muhafaza edebilir.71 Eğer işletme böyle bir durumda sahiplikle ilgili önemli risk ve yararları devretmişse, işlem satış niteliğindedir ve hasılat olarak mali tablolara yansıtılır. İşletme tarafından sahipli¤e ilikin önemsiz risk ta›nmas›na dair bir başka örnek de, alıcının memnun kalmaması durumunda bedelin iade edilebileceği nitelikteki perakende satıştır.72 Bu gibi durumlarda hasılat, satıcının gelecekteki mal iadelerini güvenilir biçimde tahmin edebilmesi73 ve bunlar için geçmiş deneyimler ve diğer ilgili veriler çerçevesinde bir karşılık ayırması koşuluyla, satışın satış anında gerçekleşmiş kabul edilir; fakat %5’lik iadeler için maliyet tutarında karşılık ayrılması gerekir. 68. Konsinye satışlarda hasılat, mal sahibi adına satış yapan tarafından malın gerçek müşterisine satışı gerçekleştiğinde hasılat kaydedilir. 69. UMS18/eklerine göre, satılan malın monte edilmesi basit bir süreçse, malın teslim edildiği anda hasılat muhasebeleştirilebilir. ABD uygulamasında, montajın nasıl yapıldığı, montajı yapılan ekipmanın özelliklerini ve kapasitesini etkileyebilecek yada ekipmanın kullanılacağı binanın elektrik vb bağlantılarında değişiklik yapılmasını gerektirebilecek düzeyde ise veya montaj işlemi satıcı işletme dışındaki işletmeler tarafından yapılamıyorsa, montaj önemlidir. Satılan ekipman standart mamulse, montaj işlemi ekipmanın kapasitesini etkilememekteyse, montaj işlemi başka işletmeler tarafından da gerçekleştirilebiliyorsa, montaj önemsizdir. 70. Kusurlu malların iadesi tüketici haklarından kaynaklanır. Bu türdeki satışlarda hasılat satış anında kaydedilir; ancak bu tür olaylar için karşılık ayrılır. Şu koşullar birlikte sağlandığında satış anında hasılat kaydedilir; 1.Alıcı için satış tutarı belirlenmiş yada belirlenebilir ise, 2.tahsilat malın alıcı tarafından üçüncü kişilere satılmasına bağlanmamışsa, 3.Malın çalınma, bozulma vb riskleri alıcıya geçmişse, 4.Alıcı ile satıcı bağımsız ekonomik birimlerse, 5.Alıcının malları üçüncü kişilere satması konusunda satıcının sorumluluğu yoksa, 6.İadelerle ilgili maliyetler güvenilir bir şekilde tahmin edilebiliyorsa (Serdar Özkan, “UMS-18 Hasılat Standardı ve ABD Düzenlemeleri Işığında Mal Satış Hasılatının Kaydedilmesinde Sahiplikle İlgili Risk Ve Getirilerin Alıcıya Nakledilmesi Koşulunu İlişkin Açıklama Ve Örnekler” Mali Çözüm, sayı 72, s 77). 71. Mülkiyeti muhafaza kaydıyla yapılan satışlar buna örnektir. 72. 60 gün memnuniyet garantili satışlar buna örnektir. Alıcı iadeleri temelde 2 nedene dayanır; 1.Alıcıya ihtiyacı olmayan bir malın teslim edilmiş olması 2.teslim edilen malın alıcının istediği özelliklere sahip olmaması. Bu durumlarda satış gerçekleşmediğinden hasılat tahakkuku yapılmaz. Alıcısına satış sözleşmesini feshetme ve malları iade etme hakkı veren işlemler şunlardır: 1.Malların deneme yada değerlendirme amacıyla teslim edilmesi, 2.Alıcının tatmini ile ilgili sübjektif nedenlerden kaynaklanan iade hakkı, 3. Satıcı tarafından belirlenmiş kriterlerin karşılanamaması halinde malı yenisiyle değiştirme hakkı, 4.Satıcının taahhüt ettiği şartların karşılanamaması halinde iade etme hakkı edilebiliyorsa (Serdar Özkan, “UMS-18 Hasılat Standardı ve ABD Düzenlemeleri Işığında Mal Satış Hasılatının Kaydedilmesinde Sahiplikle İlgili Risk Ve Getirilerin Alıcıya Nakledilmesi Koşulunu İlişkin Açıklama Ve Örnekler” Mali Çözüm, sayı 72, s 78). 73. Satışların iadesine ilişkin tahminleri zorlaştıracak haller şunlardır; 1.malın teknolojik eskimeler ve talep dalgalanmaları gibi dışsal faktörlere duyarlı olması 2.İade etme hakkı normalden daha uzun bir süre için geçerli olması 3.işletmenin benzer mallara ilişkin benzer satış koşullarını belirlemesine yönelik tecrübelerinin olmaması yada olsa bile pazarlama politikalarındaki ve müşterilerle ilişkilerindeki değişiklikler nedeniyle bunlardan yararlanamaması, 4.Benzer satış deneyimlerinin olmaması. (FASB, FAS-48) İadelere ilişkin tahminleri etkileyebilecek faktörler de şunlardır: 1.Dağıtım kanallarındaki stok düzeyinin hızla artması yada dolu olması, 2. Dağıtım kanallarındaki stok miktarının bilinmemesi yada gözlenememesi, 3.Yeni teknolojik ürünlerin piyasaya çıkma zamanının bilinmemesi nedeniyle demode olacak mal iadelerinin tahmin edilememesi 4.Belli bir dağıtıcının satıcının işletme satış ve pazarlama faaliyetleri üzerinde etkili olması 5.Satılan malın yeni bir mal olması 6.Rakip firmaların son teknolojik ürünlerle piyasaya çıkmaları ve Pazar paylarını beklenenden fazla arttırmaları 7.Piyasada işletmenin malına etkileyebilecek diğer faktörler yada değişen trendlerin oluşması.(SAB-104.13AI) Serdar Özkan, “UMS-18 Hasılat Standardı ve ABD Düzenlemeleri Işığında Mal Satış Hasılatının Kaydedilmesinde Sahiplikle İlgili Risk Ve Getirilerin Alıcıya Nakledilmesi Koşulunu İlişkin Açıklama Ve Örnekler” Mali Çözüm, sayı 72, s 77-78) 174 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO gerçekleştiği tarih itibariyle mali tablolara yansıtılır.74 Has›lat, ancak ileme ilikin ekonomik yararlar›n iletme taraf›ndan elde edilmesinin muhtemel olmas› durumunda, mali tablolara yans›t›l›r. Bazı durumlarda bu, tahsilat yapılana veya bir belirsizlik ortadan kaldırılana kadar mümkün olmayabilir. Örneğin yabancı bir ülkede yapılan satışta, (kambiyo sınırlamalarına) yetkili otoritenin bedelin yurt dışına transferine izin vermesi konusunda belirsizlik olabilir. İstenilen izin verildiğinde belirsizlik ortadan kalkar ve hasılat mali tablolara yansıtılır. Daha önce mali tablolara yansıtılmış olan hasılat tutarının tahsil edilebilirliği konusunda bir belirsizliğin ortaya çıkması durumunda, tahsil edilemeyen veya tahsil edilebilme olasılığı muhtemel olmaktan çıkan tutar, başlangıçta muhasebeleştirilen hasılatın düzeltilmesi yerine, (şüpheli alacak karşılığı ayrılmak suretiyle) gider olarak mali tablolara yansıtılır.75 Aynı işlem veya olayla ilgili hasılat ve giderler, hasılat ve giderlerin eşleştirilmesi kapsamında, eş zamanlı olarak muhasebeleştirilir. Malların tesliminden sonra ortaya çıkacak garanti masrafları ve diğer maliyetler dahil olmak üzere giderlerin, hasılatın kayda alınması için gerekli diğer koşullar sağlandığında, normal koşullarda güvenilir biçimde ölçülebildiği kabul edilir. Ancak, giderler güvenilir biçimde ölçülemiyorsa hasılat mali tablolara yansıtılmaz; böyle durumlarda mal satışıyla ilgili daha önce alınmış bedel yükümlülük olarak muhasebeleştirilir.76 VII-HİZMET SATIŞLARINDA HASILATIN GERÇEKLEŞMESİ Hizmet satışlarına ilişkin bir işlemin sonucunun güvenilir biçimde tahmin edilebildiği durumlarda, işlemle ilgili hasılat, bilanço tarihi itibariyle tamamlanma düzeyi dikkate alınarak, mali tablolara yansıtılır. Aşağıdaki koşulların tamamının varlığı durumunda, işleme ilişkin sonuçlar›n güvenilir biçimde tahmin edilebildi¤i kabul edilir:77 *Hasılat tutarının güvenilir biçimde ölçülebilmesi. *İşleme ilişkin ekonomik yararların işletme tarafından elde edileceğinin muhtemel olması. *Bilanço tarihi itibariyle işlemin tamamlanma düzeyinin güvenilir biçimde ölçülebilmesi.78 *İşlem için katlanılan maliyetler ile işlemin tamamlanması için gereken 74. TMS 18/17 75. TMS 18/18 76. TMS 18/19 77. TMS 18/20 78. Bir işlemin tamamlanma düzeyi çeşitli yöntemlerle belirlenebilir. İşletme, verilen hizmeti güvenilir biçimde ölçen yöntemi kullanır. İşlemin niteliğine bağlı olarak bu yöntemler şunları içerebilir: Yapılan işe ilişkin incelemeler, Bilanço tarihine kadar yapılan hizmetlerin verilecek toplam hizmetlere oranı, İşlemin tahmini toplam maliyetleri içinde bu güne kadar katlanılan maliyetlerin oranı. İşlemin tahmini toplam maliyetlerine yalnızca verilen veya verilecek olan hizmetlerin maliyetleri yansıtılır. Hak edişler ve müşterilerden alınan avanslar genellikle verilmiş hizmetleri yansıtmaz.(TMS 18/24) VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 175 maliyetlerin güvenilir biçimde ölçülebilmesi. İşlemin tamamlanma düzeyi dikkate alınarak hasılatın kayda alınması tamamlanma yüzdesi yöntemi olarak adlandırılır. Bu yönteme göre hasılat, hizmetlerin sunulduğu dönemlerde mali tablolara yansıtılır. Hasılatın bu yönteme göre muhasebeleştirilmesi, işletmenin dönemsel hizmet ve performansı hakkında yararlı bilgiler sağlar. Hizmet ifalarında hasılatın bu esasa göre muhasebeleştirilmesinde, TMS 11 düzenlemeleri yol gösterici niteliktedir.79 Hasılat, ancak ileme ilikin ekonomik yararlar›n iletme taraf›ndan elde edilmesi muhtemel oldu¤unda mali tablolara yans›t›l›r. Ancak daha önce muhasebeleştirilmiş olan hasılat tutarının tahsil edilebilirliği konusunda bir belirsizlik ortaya çıkarsa, tahsil edilemeyen veya tahsil edilebilmesi muhtemel olmaktan çıkan tutar başlangıçta kayda alınmış hasılatın düzeltilmesi yerine gider olarak mali tablolara yansıtılır.80 İşletme tarafından işlemin karşı taraflarıyla aşağıdakiler üzerinde anlaşmaya vardıktan sonra güvenilir tahminlerde bulunabileceği kabul edilir:81 *Taraflarca sunulacak ve alınacak hizmetle ilgili olarak her iki tarafın yaptırıma bağlanmış hakları, *Hizmet bedeli, *Ödeme şekli ve koşulları. İşletmede etkin bir dahili finansal bütçeleme ve raporlama sisteminin mevcut olması da gereklidir. İşletme, hizmet sunumu devam ederken, verilen hizmete ilişkin hasılat tahminini gözden geçirip gerektiğinde değiştirir. Tahminlerin bu şekilde düzeltmeye tabi tutulması, işlemlerin sonuçlarının güvenilir biçimde tahmin edilemediği anlamına gelmez.82 Belirli bir dönemde, belirsiz sayıda işlemin yapılması suretiyle sunulan hizmetler için; başka bir yöntemin tamamlanma düzeyini daha iyi temsil edeceğine ilişkin bir kanıtın bulunmaması durumunda, hasılat belirlenmiş dönem boyunca eşit olarak mali tablolara yansıtılır. Belirli bir işlemin diğer bütün işlemlerden önemli olması durumunda, hasılatın muhasebeleştirilmesi önemli işlemin yerine getirilmesine kadar ertelenir. Hizmet ifasına ilişkin işlemin sonucunun güvenilir biçimde tahmin edilemediği durumlarda, hasılat ancak mali tablolara yansıtılmış giderlerin geri kazanılabilir tutarı kadar mali tablolara yansıtılır.83 İşlemin başlangıç evrelerinde, işlem sonucunun güvenilir biçimde tahmin edilememesi sıkça karşılaşılan bir durumdur. Ancak işletmenin katlanılmış işlem maliyetlerini 79. 80. 81. 82. 83. 176 TMS 11 İnşaat sözleşmeleri standardına ilişkindir. TMS 18/22 TMS 18/23 TMS 18/23 TMS 18/26 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO geri kazanması muhtemel olabilir. Bu nedenle hasılat, ancak geri kazanılabileceği beklenen katlanılmış maliyetler tutarında mali tablolara yansıtılır. İşlem sonucu güvenilir biçimde tahmin edilemediğinden mali tablolara kâr yansıtılmaz.84 İşlem sonucunun güvenilir biçimde tahmin edilemediği ve katlanılmış maliyetlerin geri kazanılmasının muhtemel olmadığı durumlarda, mali tablolara hasılat yansıtılmaz ve katlanılmış maliyetler gider olarak muhasebeleştirilir. Sözleşme sonucunun güvenilir biçimde tahmin edilmesini engelleyen belirsizliklerin ortadan kalkması durumunda hasılat, işlemin bilanço tarihi itibariyle tamamlanma düzeyi dikkate alınarak, muhasebeleştirilir.85 VIII-FAİZLER, İSİM HAKLARI VE TEMETTÜLERDE HASILATIN GERÇEKLEŞMESİ İşlemle ilgili ekonomik yararların işletme tarafından elde edilmesinin muhtemel olması ve hasılat tutarının güvenilir biçimde ölçülebilmesi durumunda, işletme varlıklarının başkaları tarafından kullanılmasından sağlanan, *Faizler, bileşik faiz yöntemine (etkin faiz yöntemi) uygun ve zamanla orantılı bir şekilde, *İsim hakları, ilgili sözleşmelerin hükümlerine ve zamanla orantılı bir biçimde, *Temettüler, şirketten tahsil edilebilir haklar olarak ortaya çıktığında, hasılat olarak mali tablolara yansıtılır.86 Faiz içeren bir menkul kıymetin ediniminden önce ödenmemiş faizin tahakkuku durumunda; sonradan tahsil edilen faiz, edinim öncesi ve edinim sonrası dönemlere ayrılır ve yalnızca edinim sonrasına ait kısım hasılat olarak mali tablolara yansıtılır. Bir hisse senedinden elde edilen temettünün söz konusu hisse senedini elde etme tarihinden önceki dönemlere ait kâr›n da¤›t›lmas›ndan kaynaklanan k›sm›, ilgili hisse senedinin maliyetinden indirilir. Seçmeli bazda olanlar dışında eğer ayrıştırma yapmak zor ise, bu tutarların hisse senetleri maliyetlerinin bir kısmını karşıladığının açıkça belirlenebildiği durumlar hariç temettüler hasılat olarak kayda alınır.87 İsim hakları, sözleşme hükümlerinin özü çerçevesinde, başka sistematik ve gerçekçi bir yöntemin daha uygun olmaması koşuluyla, ilgili sözleşme hükümlerine göre tahakkuk esasında muhasebeleştirilir.88 84. 85. 86. 87. 88. TMS 18/27 TMS 18/28 TMS 18/29-30 TMS 18/32 TMS 18/33 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 177 Hasılat sadece işleme ilişkin ekonomik yararların işletme tarafından elde edilmesi muhtemel olduğunda mali tablolara yansıtılır. Daha önce mali tablolara yansıtılmış olan hasılat tutarının tahsil edilebilirliği konusunda bir belirsizlik ortaya çıktığında, tahsil edilemeyen veya tahsil edilebilmesi muhtemel olmaktan çıkan tutar başlangıçta hasılat olarak muhasebeleştirilmiş tutarın düzeltilmesi yerine, gider olarak mali tablolara yansıtılır.89 IX- KAMUYA YÖNELİK AÇIKLAMALAR *Hizmetlerin ifalarına ilişkin işlemlerin tamamlanma düzeylerinin belirlenmesi için kullanılan yöntemler dahil, hasılatın muhasebeleştirilmesine yönelik muhasebe politikaları; *Mal satışları ve hizmet ifalarından doğan, faiz, isim hakları ve temettülerden oluşan ve dönem içinde muhasebeleştirilen hasılat, *Her bir önemli hasılat sınıfı içinde yer alan mal veya hizmet takası suretiyle ortaya çıkan hasılat tutarı, * Koşullu borçları ve koşullu varlıklar tutarları,90 işletme tarafından mali tablolarda açıklanır.91 X- VERGİLENDİRMEDE HASILATIN GERÇEKLEŞMESİ Muhasebede tahakkuk, mali tablolara alınma kriterlerini taşıyan bir kalemin nitelik ve parasal tutar olarak mali tablolara dahil edilmesini ifade eder. Dolayısıyla tahakkuk için öngörülen ölçüt, *İlgili kalemden beklenen ekonomik yararın işletmeye girmesi yada işletmeden çıkması olasılığının varlığı92 ile, *Bu kalemin maliyet veya değerinin güvenilir bir şekilde ölçülebilmesidir.93 Güvenilir bir şekilde ölçümlenmek şartıyla, varlıklardaki bir artış ya da borçlardaki bir azalış nedeniyle gelecekte ekonomik yarar artışı olacaksa, işlemin gelir tablosunda gelir tahakkuku yapılır. Bunun anlamı, varlıklarda artışlar veya borçlarda azalışlar meydana getiren tahakkuklar yapıldığında, bunlarla eş zamanlı olarak gelir tahakkuklarının da yapılmasıdır.94 Normalde uygulamada gelirin tahakkuku için, gelirin kazanılmış (elde edil89. TMS 18/34 90. TMS 37 Karşılıklar, Koşullu Borçlar ve Koşullu Varlıklar” Standardı. Koşullu borçlar ve koşullu varlıklar; garanti maliyetleri, ödeme talepleri, cezalar veya olası zararlar nedeniyle ortaya çıkabilir. 91. TMS 18/35 92. Örneğin, bir işletmeden olan alacağın tahsilinin olası görünmesi ve aksi bir durumu belirten herhangi bir kanıt olmaması, alacağın bir varlık olarak tahakkuk ettirilmesini gerektirir. Çok sayıda alacak bulunması durumunda ise normal olarak belli orandaki alacakların tahsil edilememe olasılığının varlığı esas alınır. Bu nedenle, ekonomik yararda olması beklenen azalma kadar bir tutar gider olarak tahakkuk ettirilir(TMS Kavramsal Çerçeve/85). 93. Örneğin, başkaları aleyhine açılan bir davadan beklenen tahsilat hem varlık hem de gelir olarak tanımlanmak için gereken ölçütleri ve olasılık ölçütlerini de taşıyabilir. Bununla beraber, tazminat tutarı güvenilir bir şekilde ölçümlenemiyorsa bir varlık ve bir gelir tahakkuklarının yapılmaması gerekir. Bu durumda böyle bir davanın varlığı notlarda, açıklamalarda veya tamamlayıcı çizelgelerde açıklanmalıdır. (TMS Kavramsal Çerçeve/86). 94. TMS Kavramsal Çerçeve/92 (Örneğin, mal veya hizmet satışları nedeniyle varlıklardaki net artışlarda veya alacaklının alacağından vazgeçmesi halinde borçlarda meydana gelen azalışlarda olduğu gibi.) 178 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO miş) olması şartı aranır. Bu şart, gelir tahakkukunu, güvenilir bir şekilde ölçümlenebilen ve makul bir oranda gerçekleşme ihtimali olan kalemlerle sınırlandırır. Vergi hukukunda hasılatın varlığı, gelir üzerinden alınan vergiler bakımından, vergilendirmek için tek başına yeterli değildir. Zira vergilendirilecek gelir, safi tutarda olmalıdır. Bunun için de hasılatların, bunların elde edilmesi için yapılmış giderlerle karşılaştırılması ve sonuçta hesaplama sonucunda pozitif bir tutarın bulunması gerekir. Bu yanıyla vergilendirilecek gelirin hasılat kısmı, konumuzla ilgilidir ki bunu vergilendirebilmek için mükellefçe elde edilmiş olmalıdır. İşletmelerde vergilendirilecek gelirin elde edilmesi ise tahakkuk esasına bağlanmıştır.95 Tahakkuk da alacağın (hasılatın) mahiyet ve miktar olarak kesinleşmesi olarak tanımlanmaktadır.96 Sonuçta tahakkuka neden olan işlemin eksiksiz olarak tekemmül etmesi, bu işlemden doğan alacağın tahakkuk etmesi için yeterlidir.97 Burada temel ölçü, mal satışlarında malın tasarruf hakkının alıcıya devredilmesi, hizmet işlemlerinde hizmetin tamamlanmasıdır. Malın tasarruf hakkı fiili veya hukuki teslim ile meydana gelir.98 Bu nedenle satılan mal yada yapılan iş karşılığında fatura düzenleme mecburiyeti vardır.99 Bununla birlikte, malın teslim edilmeden yada hizmet ifa edilmeden çok önce mal ve hizmet bedellerinin sözleşme hükümlerine göre ödenmesi de mümkündür. Maket ve projeler bazındaki konut satışlarında görülen bu tür ödemelerin, esasında “avans” olarak değerlendirilmesi de mümkün değildir.100 Zira, mal ve hizmet bedelinin tamamının işin bitiminden önce ödenmesi söz konusudur. Ancak bu tür satışlarda, ilgili mal veya hizmet henüz alıcının tasarrufuna ve ekonomik yararına da sunulamadığından, gerçekleştirilen tahsilatlar vergilendirme yönünden satış hasılatı olarak değerlendirilmemektedir. Zira, vergiyi doğuran olay, işlemin eksiksiz tekemmülüne bağlanmıştır. Bu da malın teslimini yada hizmetin ifasını, se95. GVK md39 96. Genel ve özel hükümlere uygun olarak yapılan yazılı veya sözlü satım sözleşmesi ile satıcı satış bedelini, alıcı da satın aldığı şeyin teslim edilmesini isteme hakkına kavuşmuştur. Dolayısıyla tarafların borç ve alacağı kesinleşmiştir. Önemli olan malı satan açısından, satış bedeli kesinleşmiş ve satın alandan talep edilebilir bir alacak olmuştur. (Mehmet Öner, Mal Teslimlerinde Ticari Kazanç Açısından Tahakkukun Anlamı” Vergi Dünyası sayı 234) Yazara göre, sözleşmenin akdedilmesi ile gelir de tahakkuk eder. Söz konusu olan satış sözleşmesi ise, sözleşmenin akdedilmesi ile mal satışı gerçekleşmiş, satıcı için malı teslim etme, alıcı için mal bedelini ödeme borcu doğmuştur. İşlemin diğer aşamaları tarafların tahsil sorunlarına yöneliktir. Ancak bu niteliği ile sözleşme bir eylemi değil, bir niyeti ifade etmektedir. Taraflardan biri sözleşemeden doğan edimi yerine getirmişse, diğer tarafın da edimini ifa etmesini talep eder. Genellikle vergi açısından tahakkukun, taraflardan birinin edimini ifa etmesi aşamasında gerçekleştiği kabul edilir. Nitekim satılan mal yada yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere fatura düzenlenir. 97. Bu durumun istisnası, tapuya tescil edilmeden sözleşme ile yapılan daire satışlarında görülür. Alıcı ilgili daireyi fiilen oturmak yada kiraya vermek suretiyle tasarruf edebildiği halde, mülkiyetin naklinin tapuya tescil edilmemesi nedeniyle hukuki durumun tekemmül etmemiş olması, satıcının geliri yönünden hasılatın tahakkukuna engel değildir. Danıştay kararları da bu yöndedir. Aynı durum, madenlerdeki imtiyaz devirlerinde olduğu gibi satışın resmi makamların onayına tabi olan işlemlerde, işlemin bu makamca henüz onaylanmamış olması, gelirin tahakkuk esasında elde edilmesine engel değildir. 98. İhracat işlemlerinde malın gümrük hattından geçmesi halinde malın hukuken teslim edildiği ve buna ilişkin hasılatın da tahakkuk ettiği kabul edilir. (Fiili ihraç tarihi – gümrük beyannamesinin kapandığı tarih) 99. VUK md229 100. Bir ödemenin avans olarak kabul edilebilmesi için, şu unsurları bünyesinde taşıması gerekir: Avans ödemesi, bu avansın ödeme tarihinden sonra tahakkuk edecek bir borcun ön ödemesi niteliğinde olmalıdır.- Bu ödeme, sözleşme sonucu doğan taraflardan birinin taahhütlerinin bir kısmını teşkil etmelidir.- Bu ödemenin karşılığı sözleşme ile taahhüt edilen mal teslimi ve hizmet ifası borcu olmalıdır.- Bu ödeme, sözleşme uyarınca teslimi veya ifası taahhüt edilen mal ve hizmet üretiminin finansmanı amacına yönelik de olabilir. (Erdoğan Arslan, “Avansların Hukuki Mahiyeti ve Sonuçları” Yaklaşım , Ocak/Şubat 2003) VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 179 menin saptanmasını ve karşılıklı iradelerin uygunluğunu gerektirir.101 Bu durumda, gelecek hesap dönemlerine ait olarak peşin tahsil olunan hasılat söz konusudur ki bunlar, mukayyet değerleri üzerinden pasifleştirilmek suretiyle değerlenir.102 Bu çerçevede ödenen tutarlar ise, ilgili mal ve hizmetin satıcısı için bir borç, alıcısı için de bir alacak niteliğindedir. Bununla beraber, mahiyeti benzemekle beraber, işlemin uzun süreli kullanımı içermesi nedeniyle pasif geçici hesap kıymeti olarak değerlendirilmeyen durumlar da vardır. Devre tatil103 uygulamaları bu duruma örnektir. Aslında bu tür uzun süreli kullanım hakkının satışının niteliği, bir kiralama olmanın ötesinde, bir hak satışıdır. Zira, devre tatilde ilgili taşınmazın uzun süreli kullanım ve tasarruf hakkının yılın belli dönemleri için belli kişilere tahsis edilmesi söz konusudur. Bu durumda devre tatil bedeli, satanın kayıtlarında tahakkuk esasına göre satışın yapıldığı dönemin hasılatı olarak yer alacaktır.104 Aynı durum gayri maddi hakların105 satışı için de geçerlidir. Vergilendirmede tahakkuk esasından ayrılmış istisnai durumlara da rastlanmaktadır. Ancak bu durumlar hasılatın kendisi ile ilgili olmaktan çok, hasılatın elde edilmesi için yapılan giderlere ilişkindir.106 Ancak, teşvik niteliğini taşıyan işlemlerde hak olarak doğan gelirin (teşvik priminin) elde edilmesi, konuya ilişkin öngörülmüş koşulların eksiksiz yerine getirilmesi halinde söz konusu olacaktır. Örneğin, işletmeye ait ihracatta vergi iadeleri (sübvansiyonlar), ihracatın fiilen eksiksiz gerçekleşmesi halinde, mahiyet ve tutar itibariyle tahakkuk eder.107 Hasılatın tahakkuk ettiği fakat 101. Yılmaz Özbalcı, “Gelir Vergisi Kanunu Yorum ve Açıklamaları” Ankara 1998 s.397 Aslında bu işlemde, karşılıklı gelirlerin/ giderlerin, mahsuplaşma yoluyla azaltılması söz konusudur. Şöyle ki, satıcı malın tesliminden çok önce mal bedelini tahsil etmesi nedeniyle fiyatını piyasa değerinin altına düşürmüştür. Buna mukabil alıcı da piyasa fiyatının çok altında bir bedelle mal sahibi olmuştur. Böylece satıcı, mal bedelini piyasa değerinin altına düşürdüğü miktar kadar gelirini düşük olarak kayıtlarına yansıtmış; alıcı da mal maliyetini belirtilen düşüklük kadar azaltmış görünmektedir. Esasında, mal bedelinin ödenme tarihi ile satışa konu malın teslim tarihine kadar süre için alıcı, ödediği tutarın “paranın zaman değeri” kadar gelirinden satıcı lehine vazgeçmiş; satıcı da karşılığında bu geliri sattığı malın fiyatından indirmiştir. Kuşkusuz, faiz geliri/faiz maliyeti hesaplamasında, piyasa faiz hadleri dikkate alınır. Vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyeti dikkate alındığında, alıcı malın piyasa fiyatı ile ödediği tutar kadar faiz geliri elde etmiş, satıcı da malını piyasa fiyatından satmış olmasına rağmen, alıcının elde ettiği faiz geliri kadar düşük bedelle satış hasılatı kaydetmiştir. Bu durumda alıcı faiz gelirini, satıcı da hasılatının bir kısmını gizlemiş olmakla vergi bakımından karşılıklı yararlarını arttırmışlardır. Bu itibarla açıklanan olaya uygulanmakta olan vergilendirme işlemi, vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyetine ters düşmektedir. 102. VUK md 287 Peşin tahsil edilen kiralar bu duruma örmektir. 103. Belli bir tesisin bir ünitesinin belli bir süre ile (yılın belli bir dönemi için) özel hukuku hükümlerine tabi bir akitle bedeli mukabili tatilcinin hizmetine sunulmasıdır. Sözleşme süresi 30-50 yıl olabilmektedir. Bedelin tamamı peşin yada belli süreyi içeren taksitle ödenebilmektedir. Mülkiyet ise yatırımcıda kalmaktadır. 104. Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğünün 21.6.1999 tarih ve 25035 sayılı yazısı. 105. “Arama, işletme ve imtiyaz hakları ve ruhsatları, ihtira beratı ,alameti farika, marka, ticaret unvanı, her türlü teknik resim, desen, model, plan ile sinema ve televizyon filmleri, ses ve görüntü bantları, sanayi ve ticaret ve bilim alanlarında elde edilmiş bir tecrübeye ait bilgilerle gizli bir formül veya imalat usulü üzerindeki kullanma hakkı ve kullanma imtiyazı gibi haklar...”ın kiraya verilmesinden elde dilen gelirler gayri menkul sermaye iradı olarak vergilenir.(GVK md 70) “...işletmenin aktifine girmeyen ve sermaye olarak değerlendirilmeyip kiraya verilen ve sınai bir hak niteliğinde olan teknik bilgi (know-how) karşılığında elde edilen kazançların KVK’nın 24. maddesi uyarınca gayrimenkul sermaye iradı olarak vergi tevkifatına tabi tutulması ve Türkiye’deki kurum tarafından gider yazılmak suretiyle kurumlar vergisi matrahından indirilmesi gerekir.....” (HUK Danışma Komisyonu Kararı No:173) Patent, 551 sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede (KHK), “Yetkili bir kurum tarafından buluşçusuna verilen ve patentli buluşu yalnızca buluşçusunun ya da onun yetkili kıldığı kişilerin kullanılması hakkını limitli bir periyot için koruma altına alan belgedir” Belirli bir tekniği uygulamaya koyabilmek için gerekli teknik, ticari ve işletme sel bilgi ve beceriler ise know-how (teknik bilgi) olarak nitelendirilirler bir sınai mülkiyet hakkı konusu olarak know-how, sahibine bir koruma sağlanması gerekmekle birlikte bir patent sahibine tanınan koruma kadar geniş olmamalıdır. Çünkü patent sahibine tanınan koruma, buluşunun patent sayesinde halka açık hale gelmesi ve genel teknik bilgileri zenginleştirmesiyle haklı hale gelir. Know-how’da korunacak şey bilginin kendisidir. Bu bilginin bazen teker teker parçaları umumi olarak herkesçe bilinen şeyler olsa da bilginin bütünü ya da belirli bir biçimde bir araya getirilişi kolayca ulaşılamayacak bir know-how oluşturabilir. 106. GVK md40/2 SSK primlerinin ödenmesi... Bu primlerin ilgili yıl gideri sayılabilmesi için o yıla ait yıllık beyannamenin verilmesi tarihine kadar ödenmesi gerekir. 107. Ancak bu tür sübvansiyonların tahakkuk tarihi ile ödenme tarihleri arasında gerçekleşen dönemsel farklılıklar, sübvansi- 180 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO vergilendirilmesinin çeşitli gerekçelerle ertelendiği (vazgeçilen alacaklar, yenileme fonu) durumlar da söz konusudur.108 Bazen tahakkuk esası, dönemsellik ilkesi nedeniyle özel uygulamalara zemin oluşturur. Yıllara sari inşaat ve onarım işleri bu duruma örnektir. Yıllara sari inşaat ve onarım işlerinde vergilendirilecek gelir işin tamamlanma yüzdesine göre tahakkuk ettirilmemektedir. Bu işlerde vergilendirilecek gelir, işin bittiği yıl (geçici kabulün yapıldığı tarih itibariyle) elde edilmiş sayılmaktadır.109 Aynı şekilde ciro primlerinde gelirin tahakkuku ve personele ödenen temettü ikramiyelerinde ise giderin tahakkuku bakımından dönemsel kaymalara rastlanmaktadır. Aslına bakılırsa, işletmenin bir hesap döneminde satışlarda gösterdiği performans ciro priminin kazanılmasında ölçü olarak alındığından, söz konusu primlerin hasılat olarak tahakkuku işin doğası gereği ancak ilgili hesap döneminin kapanmasından sonra gerçekleşir.110 Aynı durum personele ödenen temettü ikramiyelerinde de geçerlidir.111 Ancak bu nitelikteki personel ücretlerin tahakkukunun ilgili hizmetin verildiği dönemde gerçekleştiği kabul edilmektedir.112 Dönemsellik ilkesi, telefon, elektrik, su, doğal gaz faturalarında olduğu gibi hizmetin verildiği dönemle bu hizmet bedelinin istendiği ve ödendiği dönem arasında oluşan farklılıklardan da zedelenebilir. Aralık ayında tüketilen elektrik giderlerinin faturası Ocak ayında düzenlenir ve ödemesi de Şubat ayına sarkabilir. Bu durumda, sona eren vergilendirme dönemine ilişkin kayıtlar henüz kapatılmamışsa, bu dönem gideri olarak muhasebeleştirileceği kabul edilmektedir. Danıştay ise bu giderlerin ödendiği yılın gideri olarak dikkate alınabileceğine cevaz vermektedir. Vergilendirmede hasılatın ölçümünde “gerçeğe uygun değer” kriteri kulyon tutarlarının tahsil edilmeden vergilendirilmesi nedeniyle teşvik unsuru olmaktan çıkar; cezalandırıcı işlem niteliğine bürünür. Bu itibarla, sübvansiyonların tahsil edilebilir hale gelmesi halinde vergilendirme yapılmaktadır. 108. VUK md 324, vazgeçilen alacaklar(Konkordato veya sulh yoluyla alınmasından vazgeçilen alacaklar, borçlunun defterlerinde özel bir karşılık hesabına alınır. Bu hesabın muhteviyatı alacaktan vazgeçildiği yılın sonundan başlayarak üç yıl içinde zararla itfa edilmediği takdirde kar hesabına naklolunur.) VUK md328, yenileme fonu (Devir ve trampa satış hükmündedir. Şu kadar ki, satılan iktisadi kıymetlerin yenilenmesi, işin mahiyetine göre zaruri bulunur veya bu hususta işletmeyi idare edenlerce karar verilmiş ve teşebbüse geçilmiş olursa bu takdirde, satıştan tahassül eden kar, yenileme giderlerini karşılamak üzere, pasifte geçici bir hesapta azami üç yıl süre ile tutulabilir. Her ne sebeple olursa olsun bu süre içinde kullanılmamış olan karlar üçüncü yılın vergi matrahına eklenir. Üç yıldan önce işin terki, devri veya işletmenin tasfiyesi halinde bu karlar o yılın matrahına eklenir. Bu esaslar dahilinde yeni değerlerin iktisabında kullanılan kar, yeni değerler üzerinden bu kanun hükümlerine göre ayrılacak amortismanlara mahsup edilir. Bu mahsup tamamlandıktan sonra itfa edilmemiş olarak kalan değerlerin amortismanına devam olunur.) 109. GVK md 42 Bu işlerde TMS 11’ de olduğu gibi tamamlama yüzdesi yöntemi uygulanmamaktadır. 110. KDV Genel Tebliği No: 26’da bu tutarların, hizmet ifası nedeniyle KDV’ye tabi olduğunu açıklamaktadır. “Fatura ve benzeri belgelerde ayrıca gösterilmeyip, yıl sonralarında, belli bir dönem sonunda ya da belli bir ciro aşıldığında (satış primi, hasılat primi, yıl sonu iskontosu gibi adlarla) yapılan ödemeler ise katma değer vergisine tabi olacaktır. Zira, bu tür bir iskonto doğrudan satılan malla ilgili değildir. Burada söz konusu olan iskonto, firmanın yaptığı ek bir çalışmanın yada çabanın sonucu olarak doğmaktadır. Dolayısıyla yapılan iş ana firmaya karşı verilen bir hizmettir. Çünkü, ana firma ile satıcı firma arasında düzenlenen sözleşmeye göre (yazılı veya sözlü), satıcı firma sözleşmenin hükümlerine uygun olarak belli bir çabayı göstermiştir ki (belli bir hizmeti vermiştir ki) ek ödemeye (iskontoya) hak kazanmıştır.” Ciro Primleri bir hizmetse, bu hizmeti veren(alıcı), cironun hesaplandığı dönemin kapanmasından sonra hizmet faturası düzenleyecek ve prim alınmasına neden olan malın değil, verilen hizmete ilişkin KDV oranı uygulayacaktır. 111. Personele ödenen temettü ikramiyeleri, ilgili dönem kurumlar vergisi beyannamesi ile beyan edilen kurumlar vergisi matrahının saptanmasında gider mahiyetinde indirim kalemi olarak dikkate alınmaktadır. Aslında bu ücretlerin tahakkuku, dönemin kapanmasından sonra yapılan şirket genel kurulu kararı ile gerçekleşmektedir. Bu itibarla, belirtilen uygulama tahakkuk esasına ters düşmektedir. Aslında bu tahakkuk, geçmiş dönemle ilgilidir ve bu dönemin karından ayrılarak gerçekleştirilmektedir. Ödendiği ayın ücret bordrolarında vergi kesintileri yapılarak muhtasar beyanname ile de ücret vergilendirilmesi yapılır. 112. Personele verilen temettü ikramiyesinin hangi yılın karından ayrılıyorsa o yılın gideri olarak kabul edilmesi gerektiği konusunda görüş birliği bulunmaktadır. (Hasan Yalçın “Giderler” MHUD yayını 3. baskı 2006 s.116) VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 181 lanılmamaktadır. Vergi bakımından hasılat, “tahsil olunan paralarla tahakkuk eden alacaklar” olarak tanımlanmıştır. Bu tanım geneldir ve mal, hizmet yada menkul ve gayrimenkul kiralamaları konusunda herhangi bir ayrım yapmaksızın, sadece işletmeye yönelmiş tek yanlı akışlar itibariyle yapılmıştır. Bu nedenle de birden fazla işlemin birleşmesi halinde işlemlerin ayrıştırılması sorunu yoktur; bütünü için belirlenmiş olan hasılat muhasebeleştirilir. Bu durumun vergilendirmede bazı problemler yarattığı da görülmektedir. Nitekim kasa iskontolarında,113 satışla iskontonun yapıldığı tarihlerde dönem farklılığının bulunması halinde, iskontonun vergilendirme yönünden nasıl değerlendirileceği sorunu ortaya çıkmaktadır. Zira vadeli borcun defaten peşin ödenmesi halinde borçta yapılan indirim (iskonto), alacaklı için zarar, borçlu için kar unsuru mu olacaktır? Böyle bir durumda işlemin hukuki mahiyetini tayin etmek zorlaşmaktadır. Oysa, mal/hizmet satışı ile vade farklarının hasılat olarak ayrıştırılması yapılmış olsaydı, karşılaşılan bu sorun da kolaylıkla çözümlenebilecekti. Aslına bakılırsa gerçeğe uygun değer kavramına eşdeğer uygulamalara, sınırlı da olsa, vergi hukukunda da rastlanmaktadır. Menkul kıymetlerin (hisse senetleri ve yatırım fonu katılma belgeleri hariç),114 yabancı paraların,115 vadesi gelmemiş senede bağlı alacakların116 ve borçların117 değerlenmesinde bu duruma örnek haller vardır. Anılan iktisadi kıymetlere ait tutarların reeskonta tabi tutulması yada bunların kıst getirilerinin (sabit getirili devlet iç borçlanma senetlerinin değerleme gününe kadar olan getirisinin hesaplanarak) alış bedeline eklenmesi, gerçeğe uygun değer yaklaşımının vergi hukukuna yansımasıdır. Bu hükümlerin temel özelliği, uygulamaların istisnai nitelikte yapılmasına cevaz vermeleridir. Aynı şekilde, vadesi değerleme gününden sonra dolan repo ve ters repo işlemlerinde, değerleme gününe kadar tahakkuk eden faiz tutarları da gelir olarak dikkate alınmaktadır.118 113. Kasa iskontosu, vadeli satışlarda tahakkuk ettirilen vade farkları, taksit ödemelerinin tamamı henüz tamamlanmadan kalan taksit tutarlarının tamamının defaten peşin ödenmesi halinde yapılan indirim olarak tanımlanmaktadır. 114. Hisse senetleri ile fon portföyünün en az % 51’i Türkiye’de kurulmuş bulunan şirketlerin hisse senetlerinden oluşan yatırım fonu katılma belgeleri alış bedeliyle, bunlar dışında kalan her türlü menkul kıymet borsa rayici ile değerlenir. Borsa rayici yoksa veya borsa rayicinin muvazaalı bir şekilde oluştuğu anlaşılırsa değerlemeye esas bedel, menkul kıymetin alış bedeline vadesinde elde edilecek gelirin (kur farkları dahil) iktisap tarihinden değerleme gününe kadar geçen süreye isabet eden kısmının eklenmesi suretiyle hesaplanır. Ancak, borsa rayici bulunmayan, getirisi ihraç edenin kar ve zararına bağlı olarak doğan ve değerleme günü itibariyle hesaplanması mümkün olmayan menkul kıymetler, alış bedeli ile değerlenir(VUK md 279). 115. Yabancı paralar borsa rayici ile değerlenir. Borsa rayicinin takarrüründe muvazaa olduğu anlaşılırsa bu rayiç yerine alış bedeli esas alınır. Bu madde hükmü yabancı para ile olan senetli veya senetsiz alacaklar ve borçlar hakkında da caridir. Bunlardan vadesi gelmemiş senede bağlı alacak ve borçlar, bu Kanunun 281 ve 285 inci maddeleri uyarınca değerleme günü kıymetine irca edilebilir. Ancak senette faiz oranının yazılı olmadığı durumlarda değerleme gününde geçerli olan Londra Bankalar Arası Faiz Oranı (LİBOR) esas alınır(VUK md 280). 116. Alacaklar mukayyet değerleriyle değerlenir. Mevduat veya kredi sözleşmelerine müstenit alacaklar değerleme gününe kadar hesaplanacak faizleriyle birlikte dikkate alınır. Vadesi gelmemiş olan senede bağlı alacaklar değerleme gününün kıymetine irca olunabilir. Bu takdirde, senette faiz nispeti açıklanmış ise bu nispet, açıklanmamışsa Cumhuriyet Merkez Bankasının resmi iskonto haddi uygulanır. Bankalar ve bankerler ile sigorta şirketleri alacaklarını ya Cumhuriyet Merkez Bankasının resmi iskonto haddi veya muamelelerinde uyguladıkları faiz haddi ile, değerleme günü kıymetine irca ederler(VUK md 281). 117. Borçlar mukayyet değerleriyle değerlenir. Mevduat veya kredi sözleşmelerine müstenit borçlar değerleme gününe kadar hesaplanacak faizleriyle birlikte dikkate alınır. Vadesi gelmemiş olan senede bağlı borçlar değerleme günü kıymetine irca olunabilir. Bu takdirde senette faiz nispeti açıklanmışsa bu nispet, açıklanmamışsa Cumhuriyet Merkez Bankasının resmi iskonto haddinde bir faiz uygulanır. Banka ve bankerler ile sigorta şirketleri borçlarını, Cumhuriyet Merkez Bankasının resmi iskonto haddi veya muamelelerinde uyguladıkları faiz haddiyle, değerleme günü kıymetine irca ederler(VUK md 285). 118. Kurumlar Vergisi Genel Tebliği No:67 182 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO Diğer taraftan, değerlemenin değerleme günündeki borsa rayici ile yapıldığı durumlarda, ilgili iktisadi kıymetlerin borsa rayici ile değerlenmesi, belki mali tabloların gerçeğe uygun bilgi sunmaları bakımından “doğru” bir yaklaşım olmakla beraber, vergilendirme açısından aynı yargıya ulaşmak mümkün değildir. Nitekim, herhangi bir ticari işlem söz konusu değilken, ekonomideki kur farkı değişimlerinden kaynaklanan yabancı paralardaki değer artış gelirleri/giderleri, haksız vergilendirmenin konusu haline gelmektedir.119 Zira burada kesin olarak gerçekleşmemiş (elde edilmemiş) bir gelirin (geçici olarak) vergilendirilmesi söz konusudur.120 Gelir üzerinden alınan vergiler dışında kalan vergilerde hasılat kavramına yer verilmez. Bununla birlikte vergiyi doğuran olayda belgelendirmenin çok önemli olduğu durumlarda, mal teslimi yada hizmet ifası gerçekleşmeden bu teslim/ifayla ilgili faturanın düzenlenmesi halinde, vergiyi doğuran olay da tekemmül etmiş sayılmaktadır.121 Bu gibi durumlarda gelir vergilerinde hasılatın doğması ile KDV’nin tarh ve tahakkuk ettirilmesi bakımından bir çelişki ortaya çıkmaktadır. Ancak bu çelişkinin KDV’nin güvenliği bakımından getirildiği ve indirim mekanizmasının sağlıklı çalışmasına yönelik olduğu unutulmamalıdır. 119. VUK GT No:283’ne göre işletmenin kasasında nakit olarak bulunan yabancı paralara efektif alış kurları uygulanır. Efektif alış kurları yoksa, döviz alış kuru uygulanmaktadır. 120. Bu olayda sadece iktisadi varlığın piyasada ortaya çıkan değer artışı/azalışı söz konusu olup, işletme faaliyetinin (ticari bir işlemin gereği) bir sonucu olarak gerçekleşen gelir söz konusu değildir. İşletmenin kasasında olan 100.- Amerikan Doları, 130.YTL karşılığında alınmışsa, dönem sonunda da kur 1.16 YTL olmuşsa, işletme kasasındaki 100.-Amerikan Dolarının değerleme günündeki değerinin 116.-YTL olduğu yargısına varılır. Bu durumda alışa göre 14.-YTL tutarında değer kaybı söz konusudur. Bu durumun vergi matrahına yansıması, matrahın 14.-YTL kadar düşük tutarda saptanmasıdır. Ancak bu değer kaybı realize edilmemiştir. Yanı bu değer kaybının, gelecekteki piyasa gelişmelerine bağlı olarak artması, yada azalıp değer artışı sonucu yaratacak şekilde kara dönüşmesi ihtimali her zaman vardır. Bu döviz satıldığında kur 1.45 YTL olması halinde 145.-YTL hasılat elde edilecektir. Bu durumda gerçekte gerçekleşen kar, 15.-YTL olmakla beraber, kayıtlardaki kar (145-116=)29.-YTL olacaktır. Sonuçta vergiyi doğuran olay yokken, bir önceki dönemde 14.-YTL matrah azaltıldı; sonraki dönemde vergiyi doğuran olay varken de 14 YTL matrah (olduğundan fazla) arttırılmış oldu. 121. KDVK md 10/b VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 183 VI Özel Oturum MUVMS . V Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Baflkan Prof. Dr. Yüksel KOÇ YALKIN TMS ve TFRS Uygulamalar›n›n Tekdüzen Hesap Plan› Üzerine Etkileri Ve Öneriler Konuflmac› Prof. Dr. Nalan AKDO⁄AN Prof. Dr. Orhan SEV‹LENGÜL TMS VE TFRS UYGULAMALARININ TEKDÜZEN HESAP PLANI ÜZERİNE ETKİLERİ VE ÖNERİLER* (*) Bu bildiri Mali çözüm dergisinde yayımladığımız makaleden hazırlanmıştır. İSMMM Odası, Kasım- Aralık sayısı, İstanbul 2007 Prof. Dr. Nalan Akdoğan (*1) Prof. Dr. Orhan Sevilengül (*2) (*1) Başkent Üniversitesi Ticari Bilimler Fakültesi Muhasebe ve Finansal Yönetim Bölüm Başkanı , TMSK Başkan Yrd. (*2) Başkent Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi 1.GİRİŞ 1 Sayılı Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği (6.12.1992 Tarih ve 21447 Sayılı Resmi Gazetenin Mükerrer Sayısında yayımlanan); ondört yıldır muhasebe uygulamalarında tekdüzeni sağlamış, büyük küçük bütün işletmelerde ayni muhasebe dilinin kullanılmasını temin etmiştir. Tebliğ’in düzenlenme amacında belirtilen “Bilanço usulünde defter tutan gerçek ve tüzel kiilere ait teebbüs ve iletmelerin faaliyet ve sonuçlar›n›n sa¤l›kl› ve güvenilir bir biçimde muhasebeletirilmesi, mali tablolar arac›l›¤› ile ilgililere sunulan bilgilerin tutarl›l›k ve mukayese edilebilirlik niteliklerini koruyarak gerçek durumu yans›tmas›n›n sa¤lanmas› ve iletmelerde denetimin kolaylat›r›lmas›’’ hedefinin büyük ölçüde gerçekleşmiş oldu- ğunu meslek mensuplarının ve diğer ilgi gruplarının beyanlarında sıkça görülmektedir. Muhasebe sistemi uygulama genel tebliğleri ile; * Muhasebe bilgilerinin karar alma durumunda bulunan ilgililere yeterli ve doğru olarak ulaştırılması, * Farklı işletmeler ile aynı işletmenin farklı dönemlerinin karşılaştırılması, * Finansal tablolarda yer alan hesap adlarının tüm kesimler için aynı anlamı vermesi, * Muhasebede terim birliğinin sağlanması suretiyle anlaşılabilir olması, * İşletmelerle ilgililer arasında güven unsurunun oluşturulması, sağlanmıştır. Ancak muhasebe sistemi uygulama genel tebliğinin ölçme ve değerleme konularında uluslararası muhasebe standartlarına uyumlu düzenlemeler getirememiş olması finansal tabloların uluslararası karşılaştırılabilirliğini kısıtlamıştır. TMSK’nın kurulmasıyla uluslararası muhasebe standartları ile uyumlu TMS/TFRS’ler yayımlanmış ve bu boşluk doldurulmuştur. TMS/ VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 187 TFRS’lerin yayımlanmış olması, tekdüzen muhasebe sisteminin fonksiyonunu tamamladığı anlamına gelmemekte, aksine TMS/TFRS’lerin sağlıklı uygulanması ve karşılaştırılabilirliği ve güvenilirliği sağlamak için önemini artırmaktadır.TMS/TFRS’ler kuşkusuz hesap planında ve finansal tablolarda bazı değişiklikleri gerektirmektedir.Kanımızca, mevcut hesap planının yapısında kökten değiştirilmeler yapılmadan da gerekli uyarlamaların gerçekleştirilmesi olanaklıdır. Bu notlar, bu konudaki görüş ve önerilerimizin sunularak bu alanda tartışma ortamının yaratılması amacıyla hazırlanmıştır. 2. TMS VE TFRS’LERİN TEK DÜZEN HESAP PLANI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ 2.1. Yayımlanan TMS/TFRS ‘ler Türkiye muhasebe standartları bilindiği gibi Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu (TMSK) tarafından yayımlanmaktadır. Bu konuda tek otorite TMSK’ dır. Uluslararası muhasebe standartları ile tam uyumlu olan TMS/TFRS’ler Türkiye muhasebe uygulamalarını dünya uygulamaları ile entegre etmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Kurul tarafından şu ana kadar yayımlanan standartlar aşağıdaki gibidir: •Kavramsal Çerçeve •8 adet TFRS – •31 adet TMS (bir adedi yürürlükten kaldırıldı -30 nolu standart) 30 adet yürürlükte •21 adet yorum •TFRS/ Kobi standart taslağı (üzerinde çalışmalar devam ediyor) Muhasebe standartların hangi konuları düzenlediğini görmek açısından yayımlanan muhasebe standartlarının listesi aşağıda verilmiştir. i. Kavramsal Çerçeve Framework for the Preparation and Presentation of Financial Statements Finansal Tabloların Hazırlanması ve Sunumu ile ilgili Kavramsal Çerçeve Sıra no:1, 16.01.2005 Tarih 25702 sayılı R.G ii. IFRS (TFRS) Kodu ile yayımlanan Muhasebe Standartları ULUSLARARASI FİNANSAL RAPORLAMA TÜRKİYE FİNANSAL STANDARTLARI RAPORLAMA STANDARTLARI IFRS 1- First-time Adoption of International Financial Reporting Standards TFRS 1-Türkiye Finansal Raporlama Standartlarının İlk Uygulaması Sıra no.34, 31.03.2006 Tarih, 26125 sayılı R.G TFRS 1-Türkiye Finansal Raporlama Standartlarının İlk Uygulaması-değişiklik Sıra no. 47,15.07.2007 – 26583 sayılı R:G IFRS 2 - Share-based Payment TFRS 2-Hisse Bazlı Ödemeler Sıra no:36, 31.03.2006 Tarih, 26125 sayılı R.G IFRS 3-BusinessCombinations TFRS 3-Şirket Birleşmeleri (Eski IAS 22 Yerine Geçti) Sıra no:35, 31.03.2006 Tarih, 26125 sayılı R.G (ikinci kısmı taslak olarak hazırlanmıştır.Yakında yayımlanacak, Business combinations-combinations by contract Alone or Involving Mutal Entites) IFRS 4 – Insurance Contracts TFRS 4-Sigorta Sözleşmeleri (ikinci kısmı taslak olarak hazırlanmıştır.) Sıra no:30, 25.03.2006 Tarih, 26119 sayılı R.G TFRS 4-Sigorta Sözleşmeleri-Değişiklik Sıra no. 48,15.07.2007 – 26583 sayılı R:G IFRS 5 - Non-current Assets Held for Sale TFRS 5-Satış Amaçlı Elde Tutulan Duran and Discontinued Operations ( Eski IAS 35 Varlıklar ve Durdurulan Faaliyetler Discontinued Operations ‘un yerine geçti) Sıra no:25, 16.03.2006 Tarih, 26110 sayılı R.G IFRS 6 Exploration for and Evaluation of Mine- TFRS 6-Maden Kaynaklarının Araştırılması ral Resources ve Değerlendirilmesi Sıra no:18, 31.01.2006 Tarih, 26066 sayılı R.G IFRS 7 Financial Instruments : TFRS 7-Finansal Araçlar: Açıklamalar Disclosures 30.01.2007– 26419 sayılı R.G IFRS 8 Operation Segment TFRS 8- Faaliyet Bölümleri 15.07.2007 – 26583 sayılı R.G. VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 189 iii. IAS (TMS) kodu ile yayımlanan standartlar IAS - 1 Presentation of Financial Statements TMS-1 Finansal Tabloların Sunuluşu Sıra no:2, 16.05.2005 Tarih, 25702 sayılı R.G TMS-1 Finansal Tabloların Sunuluşu Değişiklik 12.04.2006– 26137 sayılı R.G IAS - 2 Inventories TMS-2 Stoklar Sıra no:3, 15.01.2005 Tarih, 25701 sayılı R.G TMS-2 Stoklar (Değişiklik) 11.04.2006– 26136 sayılı R.G IAS- 7 Cash Flow Statements TMS-7 Nakit Akış Tabloları Sıra no:4, 18.01.2005 Tarih, 25704 sayılı R.G IAS - 8 Accounting Policies,Changes in Accounting Estimates and Errors (Bu standart ismi ve içeriği yakınsama çalışmaları çerçevesinde değişti) TMS-8 Muhasebe Politikaları, Muhasebe Tahminlerinde Değişiklikler ve Hatalar Sıra no:5, 20.10.2005 Tarih, 25972 sayılı R.G IAS – 10 Events After the Balance Sheet TMS-10 Bilanço Tarihinden Sonraki Olaylar Date Sıra no:6, 20.10.2005 Tarih, 25972 sayılı R.G IAS – 11 Construction Contracts TMS-11 İnşaat Sözleşmeleri Sıra no:7, 20..10..2005 Tarih, 25978 sayılı R.G IAS – 12 Income Taxes(US-Gaap la uyum TMS-12 Gelir Vergileri için değiştirilmek üzere çalışmalar yapılıyor) Sıra no:31 , 28.03. 2006 Tarih, 26122 sayılı R.G TMS-12 Gelir Vergileri (Değişiklik) 28.10.2006– 26330 sayılı R. G. TMS-12 Gelir Vergileri (Değişiklik) Sıra no. 5415.07.2007 – 26583 sayılı R:G IAS – 14 Segment Reporting Yürürlükten kaldırıldı. Yerine tion Segment yayımlandı. TMS-14 Bölümlere Göre Raporlama IFRS 8 Opera- Yürürlükten kaldırıldı. Yerine TFRS 8 Faaliyet Bölümleri yayımlandı. Sıra no:24, 03.03. 2006 Tarih, 26097 sayılı R.G 2009 da yürürlükten kalkacak yerine TFRS 8 yürürlüğe girecek _____________________________________ __________________________________ IAS – 16 Property.Plant and Equipment TMS 16 Maddi DuranVarlıklar Sıra No : 31.12.2005 Tarih 26040 sayılı R.G 190 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 1AS - 1 7 Leases ( US-Gaap la uyum için değiştirilmek üzere çalışmalar yapılıyor) TMS-17 Kiralama Sıra no:21, 24.02.2006 Tarih, 26090 sayılı R.G TMS-17 Kiralama- değişiklik Sıra no. 54,15.07.2007 – 26583 sayılı R:G IAS – 18 Revenue ( US-Gaap la uyum için değiştirilmek üzere çalışmalar yapılıyor) TMS-18 Hasılat IAS - 19 Employee Benefits (IFRS 3 ün ikinci kısmı ile ilgili taslak bu standardı da değiştiriyor) TMS-19 Çalışanlara Sağlanan Faydalar IAS - 20 Accounting for Government Grants and Disclosure of Government Assistance ( US-Gaap la uyum için değiştirilmek üzere çalışmalar yapılıyor) TMS-20 Devlet Teşviklerinin Muhasebeleştirilmesi ve Devlet Yardımlarının Açıklanması IAS – 21 The Effects of Changes in Foreign Exchange Rates TMS-21 Kur Değişiminin Etkileri Sıra no:10, 09.12.2006 Tarih, 26018 sayılı R.G Sıra no:33, 30.03.2006 Tarih, 26124 sayılı R.G Sıra no:8, 01.11..2005 Tarih, 25983 sayılı R.G Sıra no:13, 31.12.2005 Tarih, 26040sayılı R.G IAS – 23 Borrowing Costs TMS-23 Borçlanma Maliyetleri Sıra no:9, 09.11..2005 Tarih, 25988sayılı R.G IAS – 24 Related Party Disclosures TMS-24 İlişkili Taraf Açıklamaları Sıra no:17, 31.12..2005 Tarih, 26040sayılı R.G IAS – 26 Accounting and Reporting by Retirement Benefit Plans TMS-26 Emeklilik Fayda Planlarında Muhasebeleştirme ve Raporlama Sıra no:23, 01. 03.2006 Tarih, 26095 sayılı R.G IAS – 27 Consolidated and Separete Financial Statements (IFRS 3 ün ikinci kısmı ile ilgili taslak bu standardı da değiştiriyor) TMS-27 Konsolide ve Bireysel Finansal Tablolar IAS – 28 Invesments in Associaties TMS-28 İştiraklerdeki Yatırımlar Sıra no:11, 17.12.2005 Tarih, 26026 sayılı R.G Sıra no:12, 27.12.2005 Tarih, 26036 sayılı R.G IAS – 29 Financial Reporting in Hyperinflationary Economies TMS-29 Yüksek Enflasyonlu Ekonomilerde Finansal Raporlama Sıra no:16, 31.12.2005 Tarih, 26040 sayılı R.G IAS - 30 Disclosures in the Financial Statements of Banks and Similar Financial Institutions (Yürürlükten kaldırıldı) TMS-30 Bankaların ve Benzeri Finansal Kuruluşların Finansal Tablolarında Yapılacak Açıklamalar Sıra no:29, 25..03..2006 Tarih, 26119 sayılı R.G (Yürürlükten kaldırıldı) IAS – 31 Interests In Joint Ventures TMS-31 İş Ortaklıklarındaki Paylar Sıra no:14, 31.12.2005 Tarih, 26040 sayılı R.G VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 191 IAS – 32 Financial Instruments: Presentation () TMS-32 Finansal Araçlar: Sunum 28.10.2006– 26330 sayılı R.G IAS – 33 Earnings per Share TMS-33 Hisse Başına Kazanç Sıra no:32, 28.03..2006 Tarih, 26122 sayılı R.G TMS-33 Hisse Başına Kazanç-Değişiklik Sıra no. 57,15.07.2007 – 26583 sayılı R:G IAS – 34 Interim Financial Reporting TMS-34 Ara Dönem Finansal Raporlama Sıra no:19, 02.02.2006 Tarih, 26068 sayılı R.G IAS – 36 Impairment of Assets (IFRS-3 kapsamında değişikler üzerinde çalışılıyor) TMS-36 Varlıklarda Değer Düşüklüğü IAS – 37 Provisions, Contingent Liabilities and Contingent Assets (US-Gaap la uyum için değiştirilmek üzere çalışmalar yapılıyor.IAS 19 paralel çalışmalar sürüyor.Taslak yayınlanmıştır) TMS-37 Karşılıklar, Koşullu Borçlar ve Koşullu Varlıklar IAS – 38 Intangible Assets TMS-38 Maddi Olmayan Duran Varlıklar (IFRS-3 kapsamında değişikler üzerinde çalışılıyor) IAS – 39 Financial Instruments: Recognition and Measurement Sıra no:28, 18.03..2006 Tarih, 26112 sayılı R.G TMS-36 Varlıklarda Değer Düşüklüğüdeğişiklik Sıra no. 58,15.07.2007 – 26583 sayılı R:G Sıra no:20, 15.02..2006 Tarih, 26081 sayılı R.G TMS-37 Karşılıklar, Koşullu Borçlar ve KoşulluVarlıklar - değişiklik Sıra no. 59,15.07.2007 – 26583 sayılı R:G Sıra no:26, 17.03.2006 Tarih, 226111sayılı R.G TMS-38 Maddi Olmayan Duran VarlıklarDeğişiklik Sıra no. 60,15.07.2007 – 26583 sayılı R:G TMS-39 FinansalAraçlar: Muhasebeleştirme ve Ölçme 03.11.2006 Tarih, 26335 sayılı R.G TMS-39 FinansalAraçlar: Muhasebeleştirme ve Ölçme-Değişiklik Sıra no 61,:15.07.2007 – 26583 sayılı R:G IAS – 40 Investment Property TMS-40 Yatırım Amaçlı Gayrimenkuller Sıra no:27, 17.03..2006 Tarih, 26111 sayılı R.G TMS-40 Yatırım Amaçlı Gayrimenkullerdeğişiklik Sıra no:62,15.07.2007 – 26583 sayılı R:G IAS – 41 Agriculture TMS-41 Tarımsal Faaliyetler Sıra no:22, 24.02.2006 Tarih, 26090 sayılı R.G TMS-41 Tarımsal Faaliyetler-Değişiklik Sıra no:63,15.07.2007 – 26583sayılı R:G 192 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO IV: TMSK tarafından yayımlanan yorumlar: İlgili Tebliğ: Türkiye Muhasebe Standartları Yorumları Hakkında Tebliğ Sıra No: 43 09.03.2007 26457 - EK 1-TMS YORUM 10 (Devlet Yardımları - İşletme Faaliyetleri ile Özel Bir İlişkisi Bulunmayanlar) 09.03.2007 26457 - EK 2-TMS YORUM 12 (Konsolidasyon - Özel Amaçlı İşletmeler) 09.03.2007 26457 - EK 3-TMS YORUM 13 (Müştereken Kontrol Edilen İşletmeler - Ortak Girişimcilerin Parasal Olmayan Katılım Payları) 09.03.2007 26457 - EK 4-TMS YORUM 15 (Faaliyet Kiralamaları - Teşvikler) 09.03.2007 26457 - EK 5-TMS YORUM 21 (Gelir Vergileri - Yeniden Değerlenen Amortismana Tabi Olmayan Varlıkların Geri Kazanımı) 09.03.2007 26457 - EK 6-TMS YORUM 25 (Gelir Vergileri - İşletmenin veya Hissedarlarının Vergi Statüsündeki Değişiklikler) 09.03.2007 26457 - EK 7-TMS YORUM 27 (Yasal Açıdan Kiralama Görünümündeki İşlemlerin Özünün Değerlendirilmesi) 09.03.2007 26457 - EK 8-TMS YORUM 29 (Açıklama-İmtiyazlı Hizmet Anlaşmalar) 09.03.2007 26457 - EK 9-TMS YORUM 31 (Hasılat - Reklam Hizmetleri İçeren Takas (Barter) İşlemleri) 09.03.2007 26457 - EK 10-TMS YORUM 32 (Maddi Olmayan Duran Varlıklar - İnternet Sitesi Maliyetleri) 09.03.2007 26457 İlgili Tebliğ: Türkiye Finansal Raporlama Standartları Yorumları Hakkında Tebliğ Sıra No: 44 15.06.2007 26553 - EK 1-TFRS YORUM 1 (Hizmetten Çekme, Restorasyon ve Benzeri Mevcut Yükümlülüklerdeki Değişiklikler) 15.06.2007 26553 - EK 2-TFRS YORUM 2 (Üyelerin Kooperatif İşletmelerdeki Hisseleri ve Benzeri Finansal Araçlar) 15.06.2007 26553 - EK 3-TFRS YORUM 4 (Bir Anlaşmanın Kiralama İşlemi İçerip İçermediğinin Belirlenmesi) 15.06.2007 26553 - EK 4-TFRS YORUM 5 (Hizmetten Çekme, Restorasyon ve Çevre Rehabilitasyon Fonlarından Kaynaklanan Paylar Üzerindeki Haklar) 15.06.2007 26553 - EK 5-TFRS YORUM 6 (Özel Bir Piyasaya Katılımdan Doğan Yükümlülükler - Atık Elektrikli ve Elektronik Aletler) 15.06.2007 26553 - EK 6-TFRS YORUM 7 (TMS 29 Yüksek Enflasyonlu Ekonomilerde Finansal Raporlama Standardı Kapsamında Düzeltme Yaklaşımının Uygulanması) 15.06.2007 26553 - EK 7-TFRS YORUM 8 (TFRS 2’nin Kapsamı) 15.06.2007 26553 - EK 8-TFRS YORUM 9 (Saklı Türev Ürünlerinin Yeniden Değerlendirilmesi) 15.06.2007 26553 - EK 9-TFRS YORUM 10 (Ara Dönem Finansal Raporlama ve Değer Düşüklüğü) 15.06.2007 26553 - EK 10-TFRS YORUM 11 (TFRS 2-Grup İçi ve İşletmenin Geri Satın Alınan Kendi Hisselerine İlişkin İşlemler) 15.06.2007 26553 TFRS YORUM 12 (İmtiyazlı Hizmet Anlaşmaları) 15.07.2007 26583 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 193 TMSK, ayrıca KOBİ’ler için ayrı bir muhasebe standart taslağı hazırlamıştır. Yakın tarihte bu standardın da yayımlanması beklenmektedir. Küçük ve Orta büyüklükteki işletmeler için hazırlanan bu standart, özde yayımlanmış muhasebe standartları setine benzemekle beraber, daha basit, muhasebe standartlarının özeti niteliğindedir..Kobilerle direkt ilişkisi bulunmayan standartlar kapsama alınmamıştır.Türkiye muhasebe standartlarının seçenek sunduğu bazı uygulamalarda yalnızca daha basit seçenek önerilmiştir.Ölçme ve değerlemede basitleştirilmeye gidilmiştir. KOBİ muhasebe standart taslağında aşağıda sıralanan muhasebe standartları yer almıştır: Önsöz 1 - Kapsam 2 – Kavramlar Ve Genel İlkeler 3 – Finansal Tabloların Sunumu 4 – Bilanço 5 – Gelir Tablosu 6 – Özkaynaklar Değişim Tablosu ve Gelir ve Dağıtılmamış Karlar Tablosu 7 – Nakit Akış Tablosu 8 – Finansal Tablo Dipnotları 9 – Konsolide ve Bireysel Finansal Tablolar 10 – Muhasebe Politikaları, Tahminler Ve Hatalar 11 – Finansal Varlıklar Ve Finansal Borçlar Ek A - Etkin Faiz Oranı Ek B - Gerçeğe Uygun Değer Ölçme Unsurları 12 – Stoklar 13 – İştiraklerdeki Yatırımlar 14 – İş Ortaklıklarındaki Paylar 15 – Yatırım Amaçlı Gayrimenkuller 16 – Maddi Duran Varlıklar 17 – Şerefiye Dışındaki Maddi Olmayan Duran Varlıklar 18 – İşletme Birleşmeleri ve Şerefiye 19 – Kiralama İşlemleri 20 – Karışıklıklar Koşullu Borçlar ve Koşullu Varlıklar ek – 20 inci bölüme ilişkin uygulama rehberi 21 – Özkaynak 22 – Hasılat ek – 22. bölüm ilkeleri kapsamında hasılatın muhasebeleştirilmesine dair örnekler 23 – Devlet Teşvikleri 24 – Borçlanma Maliyeti 25 – Hisse Bazlı Ödemeler 194 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 26 – Finansal Olmayan Varlıklarda Değer Düşüklüğü 27 – Çalışanlara Sağlanan Faydalar 28 – Gelir Vergileri 29 – Yüksek Enflasyonlu Ekonomilerde Finansal Raporlama 30 – Yabancı Para Çevirim İşlemleri 31 – Bölümlere Göre Raporlama 32 – Raporlama Döneminden Sonraki Olaylar 33 – İlişkili Taraf Açıklamaları 34 – Hisse Başına Kazanç 35 – Özellikli Sektörler 36 –Durdurulan Faaliyetler ve Satış Amacıyla Elde Tutulan Varlıklar 37 – Ara Dönem Finansal Raporlama 38 – KOBİ’lere İçin Kullanılan TFRS’ye Geçiş Terimler Sözlüğü Muhasebe standartlarının uygulanması açısından Mart 2008 tarihi itibariyle ülkemizdeki uygulamaya baktığımızda aşağıdaki durum saptamasını yapabiliriz: •Borsaya kayıtlı işletmelerin bazıları TFRS (IFRS) esaslı konsolide finansal tabloları hazırlamaya başlamıştır. Bazı firmalarda 2004 yılından itibaren konsolide tabloların hazırlanmasında bu uygulama esasen kısmen yapılmaktaydı. •BDDK yayımladığı yönetmeliklerle TMS standartlarına uyulacağını açıklamıştır.Bankalar TMS/TFRS esaslı konsolide tablo hazırlamaya başlamışlardır. •Sigorta şirketleri TMS/TFRS esaslı konsolide tablo hazırlamaya başlamışlardır. •İkili uygulama halen devam etmektedir. Borsada yayımlananlar TMS/TFRS esaslarına göre hazırlanırken, yasal tablolar ve muhasebe kayıtları henüz eski uygulamalara (Tekdüzene ve Vergi Kanunlarına ) göre düzenlenmektedir. •Konsolide tablolar TMS esaslı düzenlenirken bireysel(ferdi) bilançolar halen eski uygulamaya göre düzenlenmektedir. Borsaya kayıtlı olmayan işletmeler henüz TMS esaslarını uygulamaya başlamamıştır. •Yeni hazırlanan Türk Ticaret Kanunu taslağında Türkiye muhasebe standartlarına atıfta bulunulmakta ve işletmelerin finansal raporlamayı ve muhasebe kayıtlarını TMSK tarafından yayımlanan standartlara göre yapacağını hükme bağlamaktadır. TTK’nın yürürlüğe girmesi ile TMS/ TFRS’lerin uygulanması zorunlu olacaktır. TTK ‘nın yürürlüğe girmesi VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 195 ile,yasal defterler TMS/TFRS’lere uygun olarak tutulmak zorundadır. Çünkü ticari defterlerin mahkemelerde delil olma özelliği ancak standartlara uygun olarak tutulan kayıtlarla mümkün olabilecektir. Oysa, şu anda muhasebe standartlarına göre finansal raporlama yapan bazı borsaya kayıtlı şirketler, sadece dönem sonlarında yaptıkları ön hazırlıklarla kayıtlardan elde ettikleri finansal bilgileri muhasebe standartlarına uygun finansal tablolara dönüştürmektedir. Yasal kayıtlar eski uygulamaya göre yapılmaktadır.Bu nedenle yeni TTK ile,tekdüzen hesap planının muhasebe standartlarına uyumlaştırma ihtiyacı acil olarak ortaya çıkmıştır. 2.2. TMS/TFRS’lerin Finansal Tablolara Etkisi TMS/TFRS uygulamaları, mevcut uygulamaya bazı değişiklikler getirmektedir. Hesap planı kuşkusuz finanslal tabloların üretilmesine yardımcı olan araçlardır. Hesap planları,finansal tablolarda sunulan bilgilerin kolayca elde edilmesine olanak vermelidir. Bu nedenle hesap planında yapılması gereken değişiklikler belirlenirken önce finansal tabloların TMS/TFRS den etkilenişlerini saptamak gerekir. Muhasebe standartlarının finansal tablolara etkisini aşağıdaki gibi özetleyebiliriz: i. Finansal tabloların biçimsel yapısındaki (sınıflandırmasındaki) değişiklikler ii.Kapsamdaki değişiklikler iii.Ölçme –Değerleme ölçütlerindeki değişiklikler iv. Dipnot ve açıklayıcı bilgilerdeki değişiklikler i- Biçimsel Yapı, Sınıflandırmadaki Değişiklikler -TMS uygulamalarıyla; bilanço, gelir tablosu ve nakit akış tablolarında sınıflandırmada bazı değişiklikler olmakta ve biçimsel yapı etkilenmektedir. -TMS kritelerine göre bütün aktif ve pasif kalemler,gelir ve giderler ,nakit akışlar yeniden belirlenecektir. -Bilançoda aktif ve pasif kalemlerin sınıflandırılması TMS esaslarına göre yeniden yapılacaktır.Örneğin;Gelir g Menkul kıymetler (Finansal Araçlar), •Yatırım amaçlı gayrımenkuller, •Canlı varlıklar(Biyolojik Varlıklar), •Satış amaclı elde elde tutulan ve durdurulan faaliyetlerle ilgili varlık ve borçlar, •İnşaat sözleşmeleri, •İlişkili taraflardan alacak ve borçlar, •Ertelenmiş vergi varlığı ve ertelenmiş vergi borcu, •Çalışanlara sağlanan faydalar standardı gereği hesaplanacak Kıdem Tazminatı 196 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO •Karşılıkları ve diğer fayda karşılıkları, Diğer Borç ve Gider Karşılıkları, •Hizmet maliyetlerinin sınıflandırılması v.s. gibi yeni başlıklar bilançoda raporlanacaktır. -Gelir tablosunda, gelir ve giderlerin sınıflaması, karların oluşumu yeniden yapılacaktır. Olağandışı gelir ve karlar ve olağandışı gider ve zararlar ayrı bölüm olarak raporlanmayacak buna karşın durdurulan faaliyetlerle ilgili gelir ve karlar , gider ve zararlar ayrı raporlanacaktır. -Konsolide gelir tablosunda, iştiraklerin öz kaynak yöntemiyle değerlenmesinden kaynaklanan karlar-zararlar açıkça görülecek şekilde raporlanacaktır -Konsolide tablolarda, azınlık paylarına düşen dönem net kar veya zararları dönem net karının (zararının) içeriğinde,ancak tutarı ayrıca gösterilmek suretiyle raporlanacaktır. Çalışmayan kısım giderlerinin raporlanacağı bölüm değişecektir. Stok değer düşüklüğü karşılık giderleri, karşılık giderlerinin yer aldığı diğer olağan giderlerden çıkartılarak satışların maliyeti bölümünde yer alacaktır. Ayni şekilde stoklarla ilgili konusu kalmayan karşılıklar da satışların maliyetini azaltacak şekilde raporlanacaktır. -Gelir tablosunda önemli bir diğer değişiklik de, sürdürülen faaliyetlere ilişkin kar veya zarar ile durdurulan faaliyetlere ilişkin kar veya zararın ayrı ayrı görülecek şekilde raporlanmasıdır. -Gelir tablosunda yapılması planlanan en önemli değişikliklerden birisi de, kapsamının genişletilmesi ve dönem içinde ortaya çıkan ancak henüz realize olmadığı için öz kaynaklara kaydedilen kar veya zararların gelir tablosuna ilave olarak bu tablonun devamı olarak veya ayrı bağımsız bir tablo olarak sunulmasıdır.TMS 1 Finansal Tablolar Sunuluş Standardında yapılan değişikliklere göre; gelir tablosunun sunuluşunda yenilikler getirilmiştir. Varlıklarda artışa neden olan veya yükümlülüklerde azalışa neden olan ve öz kaynaklarda artışa/azalışa neden olan realize olan veya henüz realize olmamış “Toplam Gelir ve Giderlerin” bir arada Gelir-Gider Tablosunda raporlanması ön görülmektedir.Tabloda raporlanacak bilgiler; realize olan ve dönem net kar/zararını ifade eden Dönem Net Kar/Zararı (Gerçekleşmiş Gelir-Gider Sonucu)) ile dönem içinde ortaya çıkan ancak henüz gerçekleşmemiş yani realize olmamış doğrudan Özkaynaklara kaydedilen Gelir ve Karlar ile Gider ve Zararları içermektedir. Dönem içinde ortaya çıkan ancak henüz gerçekleşmediği için sonuç hesaplarına alınmayıp, öz kaynaklarda muhasebeleştirilen karlar ve zararlara örnekler aşağıda verilmiştir: VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 197 •Maddi Duran Varlık Yeniden Değerleme Değer Artışları. •Maddi Olmayan. Duran Varlıklar Yeniden Değerleme Artışları. •Finansal Varlık Yeniden Değerleme Farkları •Kur çevirim farkları -Nakit akış tablolarında ise,direkt veya endirekt yöntemlerde nakit akışlarının sınıflandırılmasında eski uygulamaya göre farklı bir sınıflama söz konusudur. Nakit akışları; iletme faaliyetleri, yat›r›m faaliyetleri ve finansman faaliyetleri olarak üç ana bölüme ayrılarak raporlanacaktır. ii. Kapsamda Oluşan Değişiklikler TMS politikalarına göre bilançoda yer almaması gereken ancak önceki ulusal muhasebe standartları ve mevzuat gerekleri nedeniyle bilançoda yer alan aktif ve pasif kalemler bilançodan çıkartılır. Örneğin; •Özellikli varlıklarla ilgili olmadığı halde aktifleştirilen finansman giderleri ve kur farkları •Araştırma giderleri gibi. -Veya TMS politikalarına göre bilançoda yer alması gereken ancak önceki ulusal muhasebe standartları ve mevzuat gerekleri nedeniyle bilançoda yer almayan aktif ve pasif kalemler bilançoya dahil edilir. Örneğin; •Ertelenmiş vergi varlığı veya ertelenmiş vergi borcu •Kıdem tazminatı karşılıkları •Garanti karşılıkları gibi -Veya TMS politikalarına göre gelir tablosunda yer alması gereken ancak önceki ulusal muhasebe standartları ve mevzuat gerekleri nedeniyle gelir tablosunda yer almayan gelir ve gider kalemleri gelir tablosuna dahil edilir. Örneğin; •Alım satım amaçlı menkul kıymetlerin gerçeğe uygun değerindeki artış veya azalışlar •-Ertelenmiş vergi gelir etkisi, ertelenmiş vergi gider etkisi •-Maddi duran varlık, maddi olmayan duran varlık değer düşüklüğü karşılık gideri gibi iii- Değerleme ölçütlerinde değişiklikler Muhasebe standartlarında, hesapların değerleme (ölçme) ölçütlerinde de önemli değişiklikler bulunmaktadır.Bilanço kalemlerinin ölçümünde ilk kayda almada genellikle maliyet esası olmakla beraber izleyen dönemlerde ölçme krıteri, birçok kalemde gerçeğe uygun değer olmaktadır.Bilanço kalemlerinin değerlemesinde aşağıda sıralanan değerleme ölçüleri kullanılmaktadır: 198 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO -Maliyet bedeli -Gerçeğe uygun değer -Net gerçeğe uygun değer -Net gerçekleştirilebilir değer -Geri kazanılabilir tutar -Net bugünkü değer (İskonto edilmiş maliyet) -Tahmini (Varsayılan) Maliyet Değerleme ölçülerinin değişmesi, hesap planında hesap kodları değişmese dahi işleyişleri değişeceğinden yeniden tanımlanması gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır.Ayrıca değerleme ölçütlerinin değişmesi ve tabii tutulacağı muhasebe işlemleri sonuç hesaplarına yeni hesapların açılması ihtiyacını doğurmaktadır. iv- Dipnot ve açıklayıcı bilgilerdeki değişiklikler TMS’ler eski uygulamalara göre işletmenin uyguladığı muhasebe politikaları ve ölçme ve değerleme esasları ile ilgili olarak daha fazla ayrıntılı bilginin dipnotlarda ve açıklayıcı bilgilerde verilmesini istemektedir. Dipnotlarda açıklanması istenen bilgilerin kolayca temini için hesap planına yeni hesapların açılması ihtiyacı bu nedenle de ortaya çıkmaktadır. 3 HESAP PLANINDA YAPILMASI GEREKEN DEĞİŞİKLİKLERE İLİŞKİN ÖNERİLER 3.1 Hesap Sınıflarındaki Değişiklikler Hesap çerçevesini oluşturan ve Tebliğde “hesap sınıfları” olarak anılan unsurlarda herhangi bir değişiklik beklenmediğinden çerçeve aşağıda verilen mevcut durumunu koruyacaktır. HESAP SINIFLARI 1. DÖNEN VARLIKLAR 2. DURAN VARLIKLAR 3. KISA VADELİ YABANCI KAYNAKLAR 4. UZUN VADELİ YABANCI KAYNAKLAR 5. ÖZ KAYNAKLAR 6. GELİR TABLOSU HESAPLARI 7. MALİYET HESAPLARI 8. (Serbest) 9. NAZIM HESAPLAR Ana gruplar değişmemekle beraber, ana gruplarda yer alan alt gruplarda bazı değişikliklerin yapılması gerekmektedir. Alt gruplarda ve hesaplarda yapılmasını önerdiğimiz değişiklikler aşağıdaki gibi özetlenebilir.Hesap planı ek 1 de ayrıca verilmiştir. VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 199 3.2. Dönen Varlık Hesaplarındaki Değişiklikler Kavramsal Çerçevede ve Finansal Tabloların Sunuluşu Standardında dönen varlıkların tanımı yapılmıştır. Finansal Tabloların Sunuluşuna ilişkin 1 no.lu Türkiye Muhasebe Standardı aşağıdaki özellikleri taşıyan varlıkların dönen varlıklar grubu içerisinde yer alacağını açıklamıştır (m.57). a)Varlığın; işletmenin normal faaliyet döngüsü içerisinde işletmenin tasarrufuna girmesinin ya da satılmasının veya tüketilmesinin beklenmesi, b) Varlığın, esas olarak, alım- satım amaçlı olarak elde tutulması,. c) Varlığın, bilanço gününden(raporlama tarihinden) sonraki on iki ay içinde paraya çevrilmesi diğer bir deyişle, işletme tasarrufuna gireceği bekleniyor olması, d) Nakit veya nakit benzeri değer olması (Raporlama döneminden sonraki on iki ay içerisinde varlığın takas veya bir borcun yerine getirilmesi için kullanılması konusunda bir kısıtlama altında olmadığı durumlarda). Dönen varlık grubunda standartların uygulanabilirliğini sağlamak için bazı yeni alt grupların açılması gerekmektedir. Özellikle TMS-7, TMS 11,TMS24, TMS- 32,TMS-39 , TFRS-7, ,TMS-41,TFRS 5 standartlarına uyum için dönen varlık ana grubunda yer alması gereken alt gruplar aşağıdaki gibi olmalıdır: Hesap Planı Grup Kodu 1 I. Dönen Varlıklar 10 A- Nakit Ve Nakit Benzeri Varlıklar 11 B- Finansal Varlıklar ( Menkul Kıymetler) 12 C- Ticari Alacaklar 13 D- İlişkili Taraflardan Alacaklar 14 E- Diğer Alacaklar 15 F- Stoklar 16 G- Canlı Varlıklar 17 H-İnşaat Sözleşmelerine İlişkin Varlıklar 18 I- Gelecek Aylara Ait Giderler ve Gelir Tahakkukları 19 İ- Diğer Dönen Varlıklar 19 (199 no.lu Hesap) 200 Dönen Varlık Grubunun Bilançodaki Alt Bölümleri J- Satış Amacıyla Elde Tutulan Duran Varlıklar ve Durdurulan Faaliyetler VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 3.2.1 Hazır Değerler Grubuna İlişkin Öneriler Hazır değerler grubu aşağıdaki hesaplardan oluşmalıdır: 10 NAKİT VE NAKİT BENZERİ VARLIKLAR 100 KASA 101 ALINAN ÇEKLER 102 BANKALAR 103 VERİLEN ÇEKLER VE ÖDEME EMİRLERİ (–) 104 BANKA LİMİT KULLANIMLARI (-) 105 NAKİT BENZERİ YATIRIMLAR 106 KREDİ KARTLARI (Banka garantili olanlar) 108 DİĞER NAKİT VE NAKİT BENZERİ VARLIKLAR Değişiklik önerileri aşağıdaki gibi özetlenebilir: 1.Grubun adı “Nakit ve Nakit Benzeri Varlıklar” olarak değiştirilmelidir. TMS: 7- Nakit Akış Tabloları Standardı’nda(m.6) yer alan “tutarı belirli bir nakde kolayca çevrilebilen kısa vadeli ve yüksek likiditeye sahip ve değerindeki değişim riski önemsiz olan yatırımlar” nakit benzeri varlık olarak tanımlandığından bu tanıma uyan varlıkların “Hazır Değerler” arasında rapor edilmeleri gerekmektedir.Bu nedenle bu nitelikteki hesapların bu grupta açılması raporlamayı kolaylaştıracaktır. Nakit akış tablosunda; nakit hareketlerinin, nakit ve nakit benzeri varlıklardaki artış ve azalışları analiz edildiğinden, nakit benzeri varlıkların da hazır değerler kapsamında raporlanması uygun olacaktır. Bu nedenle başlığın da kapsama uygun olarak nakit ve nakit benzeri varlıklar olarak değiştirilmesi ve tanımının ‘’Bu grup, nakit olarak elde veya bankada bulunan varl›klar ile istenildi¤i zaman de¤er kayb›na u¤ramadan paraya çevrilme imkân› bulunan ve yüksek likiditeye sahip ve de¤erindeki de¤iim riski önemsiz olan yat›r›mlar›n izlendi¤i hesaplardan oluur’’ şeklinde yapılması uygun olacaktır. 2.Ayrıca nakit akış tablosunda, nakit benzeri varlıkların tutarının hesaplanmasında; cari hesap şeklinde çalışan mevduat hesaplarına tanınan limitler dahilinde ek olarak kullanılan tutarların borç olarak değil, nakit benzeri varlıklar kapsamında raporlanması gerekliliği açıklandığından bu grupta ‘Banka Limit Kullanımları’’ şeklinde bir hesabın bankalar hesabını düzelten bir hesap olarak açılması uygun olacaktır. 3.Nakit Benzeri Yatırımlar, “tutar› belirli bir nakde kolayca çevrilebilen k›sa vadeli ve yüksek likiditeye sahip ve de¤erindeki de¤iim riski önemsiz olan yat›r›mlar” ›n izlenmesinde kullanılacak olan bir hesaptır. Hâlihazırdaki uygulamada bu kıymetler menkul kıymetler grubunda izlenVI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 201 mektedir. Likidite değeri yüksek olan ve paraya çevrilmesinde değerinde herhangi bir değişim riski bulunmayan bu kıymetler, nakit benzeri varlık niteliğini taşıdığından menkul kıymetler grubu yerine bu grupta izlenmesi uygun olacaktır. Nakit benzeri yatırımlara örnek olarak likit fonlar gösterilebilir. 4.Bankalarla yapılan anlaşmalar çerçevesinde, 20 gün içinde bankadan tahsil edilebilir nitelikte olan ve herhangi bir risk taşımayan kredi kartlarından alacakların da nakit benzeri varlık olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle bu grupta böyle bir hesabın açılmasının uygun olacağı düşünülmüştür. Tahsilinde banka garantisi taşımayan kredi kartı alacakları bu grupta değil, alacaklar arasında gösterilecektir 5.Diğer Hazır Değerler hesabının isminin , grup başlığına uygun olarak, ’’Diğer Nakit ve Benzeri Varlıklar ’’ şeklinde değiştirilmesi önerilmiştir. 3.2.2 Menkul Değerler Grubuna İlişkin Öneriler TMS: 32- Finansal Araçlar- Sunum , TMS:39-Finansal Araçlar: Muhasebeleştirme ve Ölçme Standartları ile TFRS:7-Finansal Araçlar: Açıklamalar standartlarında yer alan düzenlemeler; gerek sınıflandırma gerekse ölçme açısından bu grubun yeniden düzenlenmesini zorunlu hale getirmişti. Mevcut uygulamada; menkul kıymetler türüne göre sınıflandırılmıştır. Oysa , TMS –32 ve TMS-39 , menkul kıymetlerin edinme amaçlarına göre ve elde tutulma sürelerine ve buna bağlı olarak değerlemede kullanılan ölçüm esasına göre sınıflandırılıp raporlanmasını öngörmektedir.Bu grupta yer alacak hesaplar aşağıdaki gibi olmalıdır. 11- FİNANSAL VARLIKLAR (MENKUL KIYMETLER) 110 GERÇEĞE UYGUN DEĞER FARKI KÂR - ZARARA YANSITILAN FİNANSAL VARLIKLAR 111 SATILMAYA HAZIR FİNANSAL VARLIKLAR 112 VADEYE KADAR ELDE TUTULACAK FİNANSAL VARLIKLAR 116MALİYETLE DEĞERLENEN FİNANSAL VARLIKLAR 117 TÜREV FİNANSAL VARLIKLAR 118 DİĞER FİNANSAL VARLIKLAR 119 FİNANSAL VARLIKLAR DEĞER DÜŞÜKLÜĞÜ KARŞILIĞI (-) Bu hesap grubuna yönelik değişiklik önerileri aşağıda sıralanmıştır: 1-Grubun ismi;“11 FİNANSAL VARLIKLAR ” olmalıdır. Grubun tanımı; ‘’ Bu grup, nakit benzeri yat›r›mlar olarak tan›mlanan de¤erler d››nda kalan ve gerçe¤e uygun de¤er fark› kâr veya zarara yans›t›lan finansal varl›klar, vadeye kadar elde tutulacak yat›r›mlar (Vadesi bir y›l›n alt›nda olan) ve sat›lmaya haz›r finansal varl›klar› kapsar. Bu nitelikteki 202 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO türev ürünler de bu grupta yer alan hesaplarda izlenir. Finansal varl›k kapsam›nda olmas›na ra¤men kredi ve alacaklar bu grupta de¤il kendilerine ayr›lan özel gruplarda yer al›r.” şeklinde olmalıdır. 2-TMS 32, TMS 39 standartları kapsamında bu grupta yer alan hesapların yeniden sınıflandırılması ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda, ‹lk edinmede gerçe¤e uygun de¤erle kaydedilecek ve daha sonraki de¤erlemelerde ortaya ç›kan gerçe¤e uygun de¤er farklar› kâr zarara yans›t›lacak de¤erler olarak nitelenen varl›klar›n izlenmesinde kullan›lacak olan "Gerçeğe Uygun Değer Farkı Kâr veya Zarar Yazılan Finansal Varlıklar" hesab›n›n açılması gerekir. Bu hesap borsada işlem gören alım satım amaçlı menkul kıymetlerin izlenmesinde kullanılır. Örneğin; alım satım amacıyla ı elde tutulan hisse senetleri bu hesapta alınacak ve dönem sonlarında borsa değerleri ile değerlenerek borsa değer artış ve azalışları doğrudan sonuç hesaplarında kâr veya zarar olarak kaydedilecektir. 3-Satılmaya Hazır Finansal Varlıklar hesabı; Gerçeğe Uygun Değer Farkı Kâr Zarara Yansıtılan Finansal Varlık tanımına girmeyen ve ihtiyaç duyulduğunda, vadeyi beklemeden, paraya çevrilmesi söz konusu olan menkul kıymetlerin izlendiği hesaptır. Bu hesapta izlenen menkul kıymetlerin değerlemesinde de borsa fiyatı esas alınır. Ancak ,değerleme artışları veya azalışları kâr veya zarara değil, öz kaynaklarda bu amaç için açılan Finansal Varlıklar Değerleme Farkları hesabında izlenir. Satılmaya hazır bir varlık elden çıkarıldığında Finansal Varlıklar Değerleme Farkları hesabında tutulan tutarlar ilgili kâr veya zarar hesabına aktarılır. Değer düşüklüğünün sürekli hale geldiğine ilişkin nesnel göstergelerin ortaya çıkması halinde, satılmaya hazır varlığın aktiften çıkması beklenmeden olumsuz farklar tutuldukları Finansal Varlıklar Değerleme Farkları hesabından sonuç hesaplarına aktarılır. 4- Vadeye Kadar Elde Tutulacak Finansal Varlıklar hesabı; vadeye kadar elde tutma niyeti ile edinilen menkul kıymetlerin izlenmesinde kullanılır. Vadeye kadar elde tutulacak menkul kıymetler etkin faiz oranı kullanılarak iskonto edilmiş tutarları ile gösterilir. Eğer iskonto edilmiş tutarları ile kaydedilmiş varlıklarda değer düşüklüğü olduğuna ilişkin bir gösterge varsa zararın hesap edilerek bu tutar için karşılık ayrılır. 5- Maliyetle Değerlenen Finansal Varlıklar hesabı;istisnai de olsa maliyetle değerlenecek menkul kıymetlerin izlenmesinde kullanılır.Özellikle KOBİ’ lerde menkul kıymetlerin maliyet değerine göre izlenmesine izin verilmektedir. VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 203 6- Türev Finansal Varlıklar hesabı ise standartların bilançoda izlenmesini gerekli gördüğü türev ürünlerin izlenmesinde kullanılır. 7- Diğer Finansal Varlıklar hesabı ise, kendisine özgü hesap bulunmayan finansal varlıkların izlenmesinde kullanılır. 8.Finansal Varlıklar Değer Düşüklüğü Karşılığı (-) Finansal varlıklarda meydana gelen değer düşüklüğü için ayrılan karşılıkların izlendiği hesaptır. 2.2.3 Ticari Alacaklar Grubuna İlişkin Öneriler Bu grubun aşağıdaki şekilde oluşturulması önerilmektedir. 12 - TİCARİ ALACAKLAR(ESAS FAALİYETLERDEN ALACAKLAR) 120ALICILAR 121ALACAK SENETLERİ 122ALINAN İLERİ TARİHLİ ÇEKLER 123KREDİ KARTLARINDAN ALACAKLAR 126DİĞER ÇEŞİTLİ TİCARİ ALACAKLAR 127ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAKLAR 128TİCARİ ALACAKLAR REESKONTU ( veya ERTELENMİŞ FAİZ GELİRLERİ) (–) 129ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAKLAR KARŞILIĞI (–) Bu grubu oluşturan hesaplara ilişkin değişiklik ve öneriler aşağıdaki gibidir: 1.Ticari Alacaklar grubunun tanımının netleştirilmesi uygun olur. Halen grubun kapsamının belirlenmesinde ayırıcı özellik olarak kullanılan “ işletmenin ticari ilişkisi nedeniyle ortaya ç›kan” alacak ölçütü belirsizlik taşımaktadır. Bu nedenle, grubun kapsamını belirleyen 1. paragrafı; “‹letmenin esas faaliyet konusunu oluturan sat›lar nedeniyle ortaya ç›kan vadesiz ve en çok bir y›l vadeli senetli ve senetsiz alacaklar bu gruptaki hesaplarda izlenir. ‹letmenin ana kurulu, itirak ve ba¤l› ortakl›klar›na yapt›¤› as›l faaliyet konusunu oluturan mal ve hizmet sat››ndan do¤ma senetli ve senetsiz alacaklar› da ticari alacak olarak de¤erlendirilir ve bu gruptaki hesaplarda izlenir. Bu grupta aa¤›daki hesaplar yer al›r.” şeklinde değiştirilmelidir. 2.Ticari Alacaklar grubundan ‘’ 126 Verilen Depozito ve Teminatlar’’ hesabının çıkartılması uygun olur. Verilen depozito ve teminatlar satış işleminden doğmadığı için ticari alacak tanımına uymamaktadır. Bilindiği üzere finansal tablo analizinde kullanılan ticari alacaklar devir hızını göste- 204 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO ren fonksiyonun iki değişkeninden biri kredili net satışlar, diğeri ortalama ticari alacaktır. Satışla ilgisiz bir tutarın satış tutarı gibi fonksiyona dahil edilmesi uygun olmamakta, analizlerde bu tutarın toplamdan indirilmesi gibi gereksiz bir işlem yapılmasına neden olmaktadır. Bu konuda önerimiz, ‘’Verilen Depozito ve Teminatlar’’ hesabının bu gruptan çıkartılarak 14. grup olarak yeniden sınıflandırdığımız diğer alacaklar grubunda 142 no.lu hesapta izlenmesidir. 3.Alınan İleri Tarihli Çekler hesabının ticari alacaklar arasında ayrı bir hesap olarak açılması uygun olacaktır. Esasen birçok şirket, satışlardan alınan ileri tarihli çekleri ticari alacak olarak değerlendirilmekte, ancak bu konuya özel bir hesap açmak yerine Alacak Senetleri hesabında izlemeyi tercih etmektedir. Bu nitelikteki çekler için, yeni sınıflandırma ile boşalan koddan yararlanılarak, “122 Alınan İleri Tarihli Çekler” şeklinde ayrı bir hesap oluşturulması yararlı olacaktır. 4.Ticari Alacaklar grubunda kredi kartlarından doğma alacakların izlenmesini sağlamak üzere Kredi Kartlarından Alacaklar isimli özel bir hesap açılması uygun olacaktır. Kredi kartına dayalı satışlarda ortaya çıkan alacaklardan istendiği anda tahsil edilebilir nitelikte olanlar (bunlar hazır değer bölümündeki hesaplarda izlenmelidir) dışında kalanların izlenmesi için ticari alacaklar grubunda bir hesap bulunması, bu tür alacakların bir çok işletme için önemli tutarlara ulaşması nedeniyle zorunlu hale gelmiş bulunmaktadır. Bu nedenle, kredi kartına dayalı satışlardan doğma alacakları izlemek üzere Ticari Alacaklar grubunda bir hesabın açılması yararlı olacaktır. 5.Ticari Alacak Senetlerini bilanço günündeki değerine indirgemekte olan 122 Alacak Senetleri Reeskontu hesabının kaldırılması ve grubun sonuna Ticari Alacaklar Reeskontu(Ertelenmiş Gelirler) (-)başlığı altında yeni bir hesap açılması uygun olacaktır. TMS:18- Hasılat Standardı’na göre (m.11) hasılat, satılan mal veya hizmet karşılığında alınacak bedelin gerçeğe uygun değeri ile ölçüleceğinden vade farkları satış hasılatı içinde yer almayacaktır. Buna göre satış aşamasında gelir yazılmayan tutarın dönem sonlarında da reeskont yolu ile düzeltilmesine gerek kalmayacaktır. Çünkü, 15 Kasım günü peşin satış bedeli 100.000 TL olan bir mamul 61 gün vadeli bir senet karşılığında 102.005 TL.ye satılmışsa(KDV ihmal edilecektir) standarda göre aşağıdaki gibi kaydedilecektir. VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 205 _________________ 15/11 ____________________ 121 ALACAK SENETLERİ 102.005 600 YURTİÇİ SATIŞLAR 100.000 642 FAİZ GELİRLERİ (*) 493 128 TİCARİ ALACAKLAR REESKONTU (ERTELENMİŞ GELİRLER) 1.512 Kasım ayına ilişkin faiz geliri 2.005/61x15 = 493 Aralık – Ocak ayına ilişkin gelir 2.005-493 = 1.512 ____________________ _____________________ Kolay izlenebilmesi için yukarıda aylık dönemlere gün bazında bir bölümleme yapılmıştır. Daha hassas bir hesaplama için dönem başı – dönem sonu peşin değer farkı alınmalıdır. Aralık ayı sonunda bir aylık faiz gelirlere aşağıdaki gibi bir kayıtla aktarılacaktır. ____________________ 31/12 ____________________ 128 TİCARİ ALACAKLAR REESKONTU 1.019 (ERTELENMİŞ GELİRLER) 642 FAİZ GELİRLERİ 1.019 Aralık ayına ilişkin faiz geliri 2.005/61x31= 1.019 ___________________ / ____________________ Buna göre, başka ticari alacak olmadığı varsayımına göre Ticari Alacaklar grubu bilançoda aşağıdaki gibi sergilenecektir. ………… …./…/ Dönemi BİLANÇOSU Varlıklar Kaynaklar ………… ……… TİCARİ ALACAKLAR 101.512 Alacak Senetleri 102.005 Tic. Alacaklar Reeskontu (Ertelenmiş Gelirler) ( 493) İzleyen dönemde senet tutarı tahsil edildiğinde (örneğin borçlu, senet tutarını işletmenin banka hesabına yatırması halinde) aşağıdaki gibi bir muhasebe işlemiyle senet kayıtlardan çıkartılırken Ticari Alacaklar Reeskontu (Ertelenmiş Gelirler) hesabı da kapanacaktır. ____________________ 16/01 ____________________ 102 BANKALAR 100.000 128 TİCARİ ALACAKLAR REESKONTU 493 (ERTELENMİŞ GELİRLER) 121 ALACAK SENETLERİ 100.000 642 FAİZ GELİRLERİ 493 Ocak ayına ilişkin faiz geliri 2.005/61x15= 493 _____________________ 206 ____________________ VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO Mevcut reeskont uygulaması; elektronik bilgi işlem imkanlarının böylesi gelişmediği dönemlerde uygulamada kolaylık sağlamaya yönelik olarak geliştirilmiştir. Bu yaklaşımda; gelecekte doğacak gelir karşılığında nakden veya hesaben yapılan tahsilatın tamamının gelir hesabına alınmaktadır. Dönem sonunda ise gerçekleşmeyen gelir, reeskont işlemine tabi tutulmaktadır. İzleyen dönemin başında reeskont işlemi iptal edildiğinden yeni raporlama döneminin sonuna kadar bu işlemle ilgilenilmemesi uygulamada büyük kolaylık sağlamıştır. Bu uygulamada senet tahsil edildiğinde (tahsil edilen tutardan bu döneme düşen gelir dönemin başında toptan gelir hesabına alındığından) herhangi bir kayıt yapmaya gerek kalmamaktadır. Ancak günümüzün imkânları göz önünde tutulduğunda pratik nedenlerle işlemin özüne uymayan uygulamalar yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Standart, vade farklarının satış hasılatı içinde raporlanmasını da istemediğinden, vadeli satışlarda, satışın yapıldığı tarihte bu tutarların ‘’Ertelenmiş Gelirler’’veya alacağın tutarını gerçeğe uygun değere indirgediği için eski uygulamada kullanıldığı gibi ‘’Alacaklar Reeskontu’’ adıyla tanımladığımız hesaba kayıt yapılması uygun olacaktır. Faiz gelirleri süre geçtikçe tahakkuk ettiğinden, her dönemin geliri bu hesaptan faiz gelirleri hesabına aktarılacaktır. Bu uygulamada; dönem sonlarında alacakların tasarruf değerine göre yani gerçeğe uygun değerine göre değerlenmesi için ayrıca bir işlem yapılmasına gerek kalmayacaktır. Zira, Ticari Alacaklar Reeskontu hesabının kalanı esasen gelecek döneme ait gelirleri ifade etmektedir. Bu amaçla; 128 Ticari Alacaklar Reeskontu (Ertelenmiş Gelirler) hesabı oluşturulabilir (Bazı hesapların tanımları, örnek olması amacıyla veya özellikleri dolayısıyla verilmiştir). “128 TİCARİ ALACAKLAR REESKONTU’’ hesabının niteliği aşağıdaki gibi tanımlanabilir: “Ticari alacaklar grubunda yer alan senetli veya senetsiz alacaklara dahil edilmi olup da gelir yaz›lmas› gelecek aylara ertelenmi bulunan tutarlar›n izlendi¤i hesapt›r. Bu hesaptaki tutar ticari alacaklar› dönem sonu itibariyle gerçe¤e uygun de¤ere indirger” Hesab›n. ‹leyii ise aa¤›daki gibi düzenlenebilir: ‘’Kredili sat› nedeniyle ortaya ç›kan gelecek aylara ait vade farklar;, sat››n yap›lmas› aamas›nda bu hesaba alacak, ilgili dönemlerde o döneme düen tutar›n 642 Faiz Gelirleri hesab›na aktar›lmas›nda ise borç yaz›l›r. Alaca¤›n de¤ersiz alacak haline gelmesi durumunda bu hesaptaki tutar alacak tutar›ndan indirilir kalan tutar zarar yaz›l›r.” VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 207 6. Ticari Alacaklar grubunda yer alan “124 KAZANILMAMIŞ FİNANSAL KİRALAMA GELİRLERİ (-) hesabının kaldırılması gerekir. Finansal kiralama işlemi, sadece Finansal Kiralama Şirketleri tarafından yapılmaktadır. Söz konusu şirketler de Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun tebliği ile yürürlüğe konulan “Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman irketlerince Uygulanacak Tekdüzen Hesap Plan›” nı uygulamak durumundadırlar. Finansal kiralama şirketleri dışında kalan işletmelerin finansal kiralama yapması ve bu nedenle de Tekdüzen Hesap Planı’ndaki 124 no.lu hesabı kullanması söz konusu olmadığından 124 no.lu hesap gereksiz hale gelmiştir. Bu konudaki önerimiz; Finansal kiralama şirketlerinin dışında kalan işletmelerin kullanması söz konusu olmadığından gereksiz hale gelen “124 KAZANILMAMIŞ FİNANSAL KİRALAMA GELİRLERİ (-)” hesabının hesap planından çıkarılması ve bu kod numarasının işletmelerin diğer ihtiyaçları için kullanılmasa uygun olacaktır. 7.Hesap planındaki 127 Şüpheli Ticari Alacaklar hesabının tanımının değiştirilmesi uygun olur. Hesap planındaki şüpheli alacak tanımı Vergi Usul Kanununun önceki düzenlemesini yansıtmaktadır. Kaldı ki hesap tanımının muhasebe ilkeleri yerine yasal düzenlemeye göre yapılması zaten uygun değildir. Bu nedenle , 127 Şüpheli Ticari Alacaklar hesabının tanımı; “Tahsil edilece¤i konusunda ciddi üpheler bulunan alacaklar bu hesapta izlenir.” şeklinde değiştirilmelidir. 8.Hesap planındaki 129 Şüpheli Ticari Alacaklar Karşılığı hesabının işleyişine ilişkin ikinci paragrafın da aşağıdaki şekilde değiştirilmesi yararlı olacaktır. Çünkü, hesabın işleyişine ilişkin açıklamanın ikinci paragrafını oluşturan “Gerçekleen zarar›n ayr›lan kar›lardan fazla olmas› halinde, ayr›lan kar›l›k kadar bu hesaba borç, zarar fazlas› ise 681 Önceki Dönem Gider ve Zararlar hesab›na borç, tahsil edilemeyen tutar ilgili alacak hesab›na alacak kaydolunur.” Şeklindeki ifade hesap planının esa- sına aykırıdır. Karşılık miktarını aşan zarar bu dönemde ortaya çıktığına göre bu dönemin zararı sayılıp buna göre rapor edilmelidir. Açıklamadaki gibi bir anlayış, zararın karşılığın altında kalması durumunda da iptal edilen karşılığın, önceki yılda zarar yazılmış olması nedeniyle, “671 Önceki Dönem Gelir Kârları hesabına alacak yazılması önerisine götürür. Ayrıca TMS olağanüstü gelir ve gider ayırımına kaldırmış olup bu durumlar için hesap planında ayrı bir bölüm oluşturması gereksiz hale gelmiştir. Bu nedenle önerimiz; 129 Şüpheli Ticari Alacaklar Karşılığı hesabının işleyişine ilişkin ikinci paragrafı ; “Gerçekleen zarar›n ayr›lan 208 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO kar›lardan fazla olmas› halinde; 127 üpheli Ticari Alacaklar” hesab› alacakland›r›l›rken, zarara mahsup edilen kar›l›k bu hesaba, kar›l›¤› aan zarar ise 659 Di¤er Ola¤an Gider ve Zararlar hesab›na borç yaz›l›r.” şeklinde olmalıdır. 3.2.4. İlişkili Taraflardan Alacaklar ve Diğer Alacaklar Gruplarına ilişkin Öneriler Halen “13Diğer Alacaklar’’ grubunun kapsamı incelendiğinde, bu grupta yer alan hesapların büyük bir kısmının daha ziyade ilişkili taraf konumunda olduğu görülmektedir. “TMS 24 İlişkili Taraf Açıklamaları’’standardına göre ilişkili taraf konumunda olanlara ait alacak ve borçların bilanço içeriğinde veya dipnotlarda açıkça görülecek şekilde ayrı olarak raporlanması istendiğinden bu grubun bilançoda ayrı grup olarak raporlanmasının şeffaflığı artıracağı düşünülmüştür. Hesap planındaki boş gruplar da dikkate alındığında 13 grubunun İlişkili Taraflardan alacaklara, 14 grubun da Diğer Alacaklara tahsisi önerilmiştir. Buna göre gruplardaki hesaplar aşağıdaki biçimde oluşturulabilir. 13 İLİŞKİLİ TARAFLARDAN ALACAKLAR 131ORTAKLARDAN ALACAKLAR 132 İŞTİRAKLERDEN ALACAKLAR 133 BAĞLI ORTAKLIKLARDAN ALACAKLAR 134 İŞ ORTAKLIKLARINDAN ALACAKLAR 135 KİLİT PERSONELDEN ALACAKLAR 136 DİĞER İLİŞKİLİ TARAFLARDAN ALACAKLAR 137 İLİŞKİLİ TARAFLARDAN ALACAKLAR REESKONTU(-) 138 İLİŞKİLİ TARAFLARDAN ŞÜPHELİ ALACAKLAR 139 İLİŞKİLİ TARAFLARDAN ŞÜPHELİ ALACAKLAR KARŞILIĞI(-) 14 DİĞER ALACAKLAR 140 BÜTÇE GELİRLERİNDEN ALACAKLAR (Döner sermaye işletmeleri için) 141 143 VERİLEN DEPOZİTO VE TEMİNATLAR 144 DİĞER PERSONELDEN ALACAKLAR 145 VERGİ İDARESİNDEN ALACAKLAR 146 DİĞER ÇEŞİTLİ ALACAKLAR 147 DİĞER ALACAKLAR REESKONTU (-) 148 DİĞER ŞÜPHELİ ALACAKLAR 149 DİĞER ŞÜPHELİ ALACAKLAR KARŞILIĞI (-) VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 209 13. ve 14. hesap gruplarına ilişkin öneriler aşağıda sunulmuştur. 1-İşletmenin esas faaliyet konusu dışındaki işlemleri dolayısıyla ortaya çıkan, diğer bir deyişle mal ve hizmet satışlarından kaynaklanmayan ve en çok bir yıl içinde tahsil edilmesi düşünülen ilişkili taraflardan olan senetli, senetsiz alacaklar İlişkili taraflardan alacaklar grubunda yer alır. Bu grupta yer alan ortaklardan , iştiraklerden, bağlı ortaklardan, iş ortaklıklarından olan alacaklar ve üst kademe yöneticilerden (kilit personelden ve ailelerinden) olan alacaklar ilişkili taraftan olan alacaklardır. Mal ve hizmet satışından ortaya çıkan ticari alacaklar ilişkili taraflardan olsa dahi; ticari alacakların bütün olarak görülmesini sağlamak amacıyla; bu grupta değil ticari alacaklar grubunda muhasebeleştirilir(İlişkili taraflardan olan alacakların bütünü, dip notlarda ticari alacaklardaki tutarlar ile bu gruptaki alacaklar birleştirilmek suretiyle gösterilir). 2-İlişkili taraf dışında kalan kişi ve kuruluşlardan olan ticari alacaklar dışındaki alacaklar “14-Diğer Alacaklar’’ grubunda izlenir.Verilen Depozito ve Teminatlar, Vergi Dairelerinden Alacaklar,Kilit personel dışındaki personelden olan alacaklar gibi alacaklar bu gruptaki hesaplarda izlenir. . 3-Bu gruplarda da Alacak reeskontu ve şüpheli alacak karşılığı hesapları bulunacaktır. 3.2.5 Stoklar Grubuna İlişkin Öneriler TMS 2 Stoklar standart hükümleri kapsamında bu gruba iki hesap daha açılması uygun bulunmuştur. Stoklar standardı hizmet maliyetlerinin de stoklar arasında raporlanmasını öngördüğünden bu grupta söz konusu hesaplar açılmıştır. Stoklar grubunda yer alacak hesaplar aşağıdaki gibidir: 15 STOKLAR 150İLK MADDE VE MALZEME 151YARI MAMÜLLER – ÜRETİM 152MAMÜLLER 153TİCARİ MALLAR 154TAMAMLANMAMIŞ HİZMET MALİYETLERİ 155TAMAMLANMIŞ HİZMET MALİYETLERİ 156YOLDAKİ STOKLAR 157DİĞER STOKLAR 158 STOK DEĞER DÜŞÜKLÜĞÜ KARŞILIĞI (–) 159VERİLEN SİPARİŞ AVANSLARI Stoklar grubuna yönelik önerilerimiz aşağıda açıklanmıştır: 210 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 1.Stoklar grubunun kapsamının genişletilmesi gerekir. Gerek TMS:2Stoklar Standardı’ndaki (m.6) tanımlar maddesinde, gerekse Tekdüzen Hesap Planı’nın stoklar grubunun kapsamının belirlenmesinde esas olarak stoklanan “maddeler”in göz önünde tutulduğu görülmektedir. Ancak, TMS: 2- Stoklar Standardı’nın 19. maddesinde “ Verilen hizmetle ilgili hasılatın mali tablolara gelir olarak yansıtılamadığı durumlarda ilgili giderler stok hesabına yansıtılır” denmektedir. Bu durumda artık stok kavramı; maddeler yanında katlanılmış ve henüz gelirle eşleştirilecek aşamaya gelmemiş “hizmet” maliyetlerini de kapsamaktadır. Bu nedenle Grubun kapsamını belirleyen metnin 2. cümlesinden sonra; “Tamamlanm› ancak henüz hizmet olarak sunulmad›¤›ndan geliri fatura edilmemi hizmetlerle yap›m› devam eden hizmetlere ilikin maliyetler de stok olarak bu gruptaki hesaplarda izlenir” şeklinde bir cümle eklenmesi uygun olacaktır. 2.Stoklar grubunda hizmet stoklarına ilişkin olarak aşağıda tanımı yapılan ve işleyişleri açıklanan 2 yeni hesabın açılması uygun olacaktır. 154 TAMAMLANMAMIŞ HİZMET MALİYETLERİ a.Niteli¤i Bu hesap, hizmet iletmelerinde sunumu tamamlanmam› hizmetlerin üretimi için o ana kadar yap›lan harcamalar›n izlenmesinde kullan›l›r. Esas olarak bu hesapta tamamlanmam› proje ve program yap›mlar› ile ilgili maliyetler izlenir. Özellikle; televizyon program› haz›rlayan , yaz›l›m ii yapan, mühendislik hizmeti sunan iletmelerde kapanan faaliyet döneminde sonuçland›r›lmam› hizmetler için katlan›lan maliyetler bu hesaba al›narak izlenir. b.‹leyii 740 Hizmet Üretim Maliyeti hesab›nda toplanan giderler, dönem sonlar›nda hizmet henüz tamamlanmam›sa 741 Hizmet Üretim Maliyeti Yans›tma hesab› arac›l›¤› ile bu hesaba borç yaz›l›r. Bu hesaba al›nan maliyet, hizmet daha sonra tamamland›¤›nda bu hesaba alacak , 622 Sat›lan Hizmet Maliyetleri hesab›na borç yaz›l›r. Hizmet tamamland›ktan sonra gelirle elemesinin gelecekte gerçekleecek olmas› durumunda ise maliyet bu hesab›n alaca¤› kar›l›¤›nda 155 Tamamlanm› Hizmet Maliyetleri hesab›na aktar›l›r. VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 211 155TAMAMLANMIŞ HİZMET MALİYETLERİ a.Niteli¤i Bu hesap üretimi tamamlanm› ancak henüz gelir unsurunu do¤uran olay (çekimi tamamlanm› ancak henüz sat›lmam› veya gösterime girmemi olan bir televizyon program› gibi) gerçeklememi hizmetler için katlan›lm› maliyetlerin izlenmesinde kullan›l›r. b.‹leyii 740 Hizmet Üretim Maliyeti hesab›nda toplanan giderler, dönem sonlar›nda hizmet tamamlanm› ancak gelir unsurunu do¤uran olay gerçeklememise;741 Hizmet Üretim Maliyeti Yans›tma hesab› arac›l›¤› ile bu hesaba borç yaz›l›r. Önceki dönemde balay›p da bu dönem içinde tamamlanan ancak gelir unsurunu do¤uran olay gerçeklememi hizmetlerin maliyetleri de tamamlamay› takiben söz konusu hesaptan bu hesaba aktar›l›r. Bir hizmete ilikin gelir do¤du¤unda bu hesaba al›nm› olan maliyetin, tamam› ya da faydas› tükenen k›sm› bu hesab›n alaca¤› kar›l›¤›nda 622 Sat›lan Hizmet Maliyetleri hesab›na borç yaz›l›r. Bu hesaba al›nan bir hizmetin daha sonra de¤ersiz hale gelmesi durumunda bu hesaptaki maliyet zarar yaz›l›r. “ 3- Mülkiyeti işletmeye geçmiş olmasına rağmen henüz fiilen işletme ambarlarına girmemiş bulunan stokların ilgili stok hesabı tali hesaplarında gösterilmesinin, stok kalemlerinin bütünlüğü açısından, uygun olacağı düşünülmektedir. Ancak bu tür stokların muhasebe dışı envanterde işletme tarafından sayıma tabi tutulamaması özelliği nedeniyle ayrı bir hesapta izlenmesi de düşünülmekte, işletmeler tarafından ikinci biçimdeki uygulama tercih edilmektedir. Uygulamayı bu şekilde yapmayı tercih edecek işletmeler tarafından kullanılmak üzere yoldaki stoklar için “156 YOLDAKİ STOKLAR” adı altında ayrı bir hesap açılması uygun olacaktır. 4- 158 Stok Değer Düşüklüğü Karşılığı hesabının “işleyişi” kısmında değişiklik yapılması gerekir. TMS:2-Stoklar Standardı(m.34); daha önce karşılık ayrılmış bulunan bir stokun net gerçekleşebilir değerinin daha sonra yükselmesi dolayısıyla iptal edilen stok değer düşüklüğü karşılık tutarının iptalin gerçekleştiği dönemin satış maliyetini azaltacak şekilde muhasebeleştirilmesini istemektedir. Karşılık giderinin de değer azalmasının olduğu dönemin satış maliyetini artırıcı biçimde muhasebeleştirilmesi gereği bu açıklamanın doğal sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Standart hükmünün uygulanabilmesi için 158 Stok Değer Düşüklüğü Karşılığı hesabının işleyişi aşağıdaki gibi düzenlenmelidir. 212 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO “b.‹leyii Stoklarda de¤er düüklü¤ü tespit edildi¤inde “627 Stok De¤er Düüklü¤ü Kar›l›k Gideri” hesab›n›n borcu kar›l›¤›nda bu hesaba alacak kaydedilir. Kar›l›k ayr›lan stok kaleminin sat›lmas› ya da iletme içinde kullan›lmas› halinde; daha önce ayr›lm› bulanan kar›l›k, stokun kay›tl› de¤erine mahsup edilir, kullan›lmayan kar›l›k ise bu hesab›n borcuna kar›l›k “628Stok De¤er Düüklü¤ü Kar›l›k ‹ptalleri” hesab›na alacak yaz›l›r.’’şeklinde değiştirilmelidir. 3.2.6. Canlı Varlıklar İçin Oluşturulacak Gruba İlişkin Öneriler TMS: 41- Tarımsal Faaliyetler Standardı’nın uygulanmasını kolaylaştırmak amacıyla Tekdüzen Hesap Planı’nda canlı varlıklar için bir grup oluşturulması gerekmektedir. Canlı varlıklar; değişim kapasitesine sahip, değişimleri yönetilebilen ve ölçülebilen varlıklardır. Bu varlıklar, bir süre elde tutulup daha sonra değerlendirilmeleri açısından stoklara benzemekle birlikte; elde tutulduğu süre içinde değişime uğrama özelliği nedeniyle stoklardan ayrılır. Bu nedenle önerimiz Tekdüzen Hesap Planı’nın boş bulunan 16. kodu kullanılarak bir hesap grubu oluşturulmasıdır.Bu grupta yer alacak hesaplar aşağıdaki gibi olmalıdır: 16-CANLI VARLIKLAR (BİYOLOJİK VARLIKLAR) 160TARLA BİTKİLERİ 161BAHÇE BİTKİLERİ 162CANLI KÜMES HAYVANLARI 163CANLI SU HAYVANLARI 164CANLI BÜYÜKBAŞ HAYVANLAR 165CANLI KÜÇÜKBAŞ HAYVANLAR 168 DİĞER CANLI VARLIKLAR 169 CANLI VARLIKLAR DEĞER DÜŞÜKLÜĞÜ KARŞILIĞI Bu gruba ilişkin öneriler aşağıdaki gibidir: 1- Hesap grubu aşağıdaki gibi tanımlanmalıdır; “Bu grup, iletmenin satmak veya iletmede kullanmak amac›yla edindi¤i canl› varl›klardan ‹letmenin. Bu grupta aç›lacak hesaplarda en çok bir y›l içinde sat›lacak veya “canl› olma” niteli¤ini kaybedecek” varl›klar izlenir. Canl› hayvanlardan hasad› yap›lan ürünler ile yaam› sona erdirilen di¤er canl› varl›klar bu gruptaki de¤il, 15 Stoklar grubundaki hesaplara al›narak izlenir.” 2- Bu gruptaki hesaplar aşağıdaki gibi düzenlenmelidir(makalenin belirli hacimde kalması için örnek olarak önerilen ilk hesabın niteliği ve işleyişi öneri olarak sunulmuştur). VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 213 “ 160 TARLA BİTKİLERİ A. Niteli¤i Bu¤day, arpa, mercimek, vb. gibi tek y›ll›k bitkilerin izlendi¤i hesapt›r. b. ‹leyii Tarla bitkileri için yap›lan; tohum, gübre vb. harcamalar bu hesaba borç yaz›l›r. Tarla bitkilerinin k›smen veya tamamen yetimi olarak tarlada sat›n al›nmas›nda ödenen bedeller de bu hesab›n borcuna yaz›l›r, Hasad› yap›lan ürünlerin stoka al›nmas›nda; 152 Mamuller hesab›n›n, hasad› yap›lmadan tarlada sat›lmas›nda ise 620 Sat›lan Mamuller Maliyeti hesab›n›n borcuna kar›l›k bu hesaba alacak yaz›l›r. De¤erlemede de¤er art›lar›, 606 CANLI VARLIK DE⁄ERLEME FARKLARI hesab›n›n borcuna, de¤er azal›lar› ise alaca¤›na yaz›l›r.“ 3- Bu gruptaki hesaplarda izlenen varlıklardaki değer düşüklüklerini izlemek üzere aşağıdaki şekilde bir karşılık hesabı oluşturulmalıdır. 169 CANLI VARLIK DEĞER DÜŞÜKLÜĞÜ KARŞILIĞI ( - ) a. Niteli¤i Bu hesap, canl› varl›klar›n de¤erlerinde önemli azal›lar›n olmas› durumunda ayr›lan de¤er düüklü¤ü kar›l›klar›n›n izlendi¤i hesapt›r. b.‹leyii Canl› varl›klarda de¤er düüklü¤ü tespit edildi¤inde 654 Kar›l›k giderleri hesab›n›n borcu kar›l›¤›nda bu hesaba alacak yaz›l›r. Kar›l›k ayr›lan canl› varl›¤›n stoklara al›nmas› halinde kar›l›k da 158 STOK DE⁄ER DÜÜKLÜ⁄Ü KARILI⁄I hesab›na aktar›l›r. Canl› varl›¤›n bu niteli¤ini kaybetmesi halinde mevcut kar›l›k canl› varl›¤›n maliyetine mahsup edilir. “ 3.2.7. Yıllara Yaygın İnşaat Ve Onarım Maliyetleri Grubuna İlişkin Öneriler TMS:11- İnşaat Sözleşmeleri Standardı uyarınca gruba yeni hesapların eklenmesi ve grupta yer alan hesapların işleyişlerinin tekrar gözden geçirilmesi gerekir. Bu grupta yer alacak hesaplar aşağıdaki gibi olmalıdır: 17İNŞAAT SÖZLEŞMELERİNE İLİŞKİN VARLIKLAR 174ÖNCEDEN YAPILAN İŞLER 175İŞ SAHİBİNE YANSITILACAK MALİYETLER 176HAKEDİŞE BAĞLANACAK İŞLER GELİR TAHAKKUKLARI 179TAŞERONLARA VERİLEN AVANSLAR 214 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO Bu gruba ilişkin değişiklik ve öneriler aşağıdaki gibidir: 1- TMS:11- İnşaat Sözleşmeleri Standardı, halen uygulanmakta olan ve Gelir Vergisi Kanunu’ndaki (m.42) işin bitimi esasına dayanan yöntemden farklı olarak; yapılan harcamaları ve alınan hak ediş bedellerini işin bitiminden önce de ilgili dönem sonları itibariyle ve sözleşme faaliyetlerinin tamamlanma düzeylerine göre eşleştirilmesini öngörmektedir. Bu nedenle 17. grupta Standarda göre muhasebeleştirmeye olanak tanıyacak yukarıda sıralanan yeni hesapların açılması ve eski hesapların iptal edilmesi gerekmektedir. 2- TMS:11- İnşaat Sözleşmeleri Standardı kapsamında, hesap planında ‘’174 Önceden Yapılan İşler’’hesabının açılması gerekir. Hesabın niteliği, işleyişi aşağıda açıklandığı gibi olmalıdır: a. Niteli¤i Bu hesap, TMS: 11 - ‹naat Sözlemeleri Standard› kapsam›nda; y›llara yayg›n inaat ve onar›m ilerinde, cari dönem için de¤il, gelecekte yap›lmak üzere planlanm› olmas›na kar›n cari dönemde yap›lm› ilere ilikin olarak cari dönemde harcanan tutarlar›n izlenmesinde kullan›l›r. Gelecekte yap›lmas› planlanm› olan ilere ilikin ola­rak katlan›lan maliyetler, cari dönemin sonuç hesaplar›na yans›t›lmaz, bir varl›k olarak muhasebeletirilir ve müteriden gelecekte istenebilir nitelikteki alaca¤› temsil eder. TMS 11 ‹naat Sözlemeleri Standard›na göre; cari dönemde taahhüt edilen inaat sözlemeleri ile ilgili maliyetler aktifletirilmez ve do¤rudan sonuç hesaplar›na aktar›l›r. Ancak, katlan›lan maliyet; cari dönemin inaat ileri ile ilgili olmay›p, gelecekte yap›lmas› planlanm› inaat ilerine aitse, bu maliyetler, önceden yap›lan maliyetler olarak yap›lmakta olan i kapsam›nda ilem görür. (TMS 11, m.27). b. ‹leyii “740 Hizmet Üretim Maliyeti” hesab›nda izlenen maliyetlerden; cari dönem ilerine ait olmay›p, gelecek y›llarda yap›lmas› gereken ilere ilikin tutarlar, “741 Hizmet Üretim Maliyeti Yans›tma” hesab› alaca¤› ile bu hesab›n borcuna aktar›l›r. Ait oldu¤u dönem gelip gelir tahakkuk etti¤inde, söz konusu maliyetler bu hesab›n alaca¤›na, yap›lan iin hizmet maliyeti olarak “622 Sat›lan Hizmet Maliyeti” hesab›na borç kaydedilir. ‹ sahibinden bu amaçla al›nan veya al›nacak hakedi tutarlar› da sat›lar hesab›na kay›t edilerek gelir oluturulur ve gelir tablosunda bu maliyetle eleir. VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 215 Örnek : “A” Taahhüt firmasının 740 Hizmet Üretim Maliyeti hesabında cari dönem içinde biriken maliyet toplamı 800.000 TL.dir. Bu tutarın 100.000 TL.lik kısmının gelecek yıllarda yapılmasına başlanacak okul inşaat işlerine ait olduğu tespit edilmiştir. 700.000 TL.lik kısmı ise %80 olarak tamamlanan “C” hastahanesi inşaatına aittir. …/…/… 174 ÖNCEDEN YAPILAN İNŞAAT MALİYETLERİ 174.10 Okul İnşaatı 100.000,00 622 SATILAN HİZMET MALİYETİ 174.01 C Hastahanesi 700.000,00 741 800.000,00 HİZMET ÜRETİM MALİYETİ YANSITMA / 3- TMS 11 İnşaat Sözleşmeleri Standardı kapsamında ,hesap planında ‘175 İş Sahibine Yansıtılacak Maliyetler’’hesabının açılması gerekir. Hesabın niteliği, işleyişi aşağıda açıklandığı gibi olmalıdır. a. Niteli¤i Bu hesap; sözleme hükümlerine göre özellikle i sahibine yans›t›lacak giderlerin izlenmesinde kullan›l›r. Baz› durumlarda i sahibi, giderlerini kendisi üstlenmek suretiyle, baz› özel ilerin kendi ad›na yap›lmas›n› talep edebilir. Bu durumda yap›lan harcamalar, inaat maliyetleri kapsam›na al›nmaz, bu hesapta izlenerek i sahibinden tahsil edilir. b. ‹leyii ‹ sahibi ad›na yap›lan ve i sahibi taraf›ndan kar›lanacak harcamalar yap›ld›kça 740 Hizmet Üretim Maliyeti hesab›na al›n›r ve “741 H‹ZMET ÜRET‹M MAL‹YET‹ YANSITMA” hesab› alaca¤› Kar›l›¤›nda bu hesaba borç yaz›l›r.. Yap›lan harcama tutarlar›; i sahibinden tahsil edilince bu hesaba alacak kaydedilir. Örnek : Bir kooperatife ait konut ihalelerini alan “B” taahhüt firması; dönem içinde konutlar­la ilgili inşaat işleri için 900.000 TL, ayrıca kooperatif ortaklarının birinin talebi ile ilgili olarak, sahibinden bedelini tahsil etmek üzere mutfağa özel teçhizat eklenmesi için 5.000 TL harcamıştır. Dönem sonunda “740 Hizmet Üretim Maliyeti” hesabında biriken toplam maliyet 950.000 TL.dir. Bu durumda dönem sonunda yapılacak kayıt aşağıdaki gibi olacaktır. 216 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 31/12/… 175 İŞ SAHİBİNE YANSITILACAK MALİYETLER 622 SATILAN HİZMET MALİYETİ 741 HİZMET ÜRETİM MALİYETİ YANSITMA HESABI 5.000,00 945.000,00 950.000,00 / 5.000 TL alacak; kooperatif ortağından tahsil edilmiştir (Banka hesabına yatırılmıştır). …/…/… 102 BANKALAR 5.000,00 175 İŞ SAHİBİNE YANSITILACAK MALİYETLER / 5.000,00 4- TMS:11-İnşaat Sözleşmeleri Standardı kapsamında, hesap planında ‘’176 Hakedişe Bağlanacak İşler Gelir Tahakkukları’’hesabının açılması uygun olacaktır. a. Niteli¤i Bu hesap; TMS:11 kapsam›nda; tamamlanma düzeyine göre veya maliyet tutar›na ede¤er tutar›n gelirler hesab›na al›nmas› esas›na göre gelir olarak kaydedilen ancak henüz hak edie ba¤lanmam› gelir tahakkuklar›n›n izlenmesinde kullan›l›r. b. ‹leyii Henüz hakedii düzenlenmemi olan, ancak sonuç hesaplar›na cari dönem gelirleri olarak kaydedilen tutarlar bu hesaba borç, 60 grubundaki sat›lar hesab›na ise alacak yaz›l›r. Tahsilat yap›ld›¤›nda bu hesap alacakland›r›l›r. Örnek 1: “A” taahhüt firması, “AC” şirketinin merkez binasının inşaat ihalesini 6.000.000 TL sözleşme bedeli üzerinden kazanmıştır. Yapılan sözleşmeye göre inşaatın maliyeti 5.000.000 TL olarak tah­min edilmiştir. Birinci yılda bu amaçla 3.500.000 TL harcama yapılmıştır. Dönem içinde alınan hakediş tutarları ise 3.800.000 TL.dir. VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 217 740 HİZMET ÜRETİM MALİYETİ 740.27 Bina İnşaatı 351YILLARA YAYGIN İNŞAAT VE ONARIM HAKEDİŞ BEDELLERİ 351.27 Bina İnşaatı ------3.500.000 ------3.800.000 - Dönem sonunda TMS : 11 - Standardına göre yapılacak kayıt aşağıdaki gibi olacaktır. 3.500.000 İşin tamamlanma düzeyi = 5.000.000 = %70 Gelir : 6.000.000 x 0.70 = 4.200.000 hak edişe bağlanmamış işler tutarı : 4.200.000 – 3.800.000 = 400.000 TL 31/12/… 622 SATILAN HİZMET MALİYETİ 622.27 Bina İnşaatı 741 HİZMET ÜRETİM MALİYETİ YANSITMA HESABI 3.500.000 3.500.000 …/…/… 351 YIL.YAY. İNŞ. VE ONARIM HAKEDİŞ BEDEL. 176 HAKEDİŞE BAĞLANACAK İŞLER GELİR TAHAKKUK. 600YURT İÇİ SATIŞLAR 3.800.000 400.000 4.200.000 / Örnek 2: “B” taahhüt firması; yeni kurulacak olan bir yerleşim bölgesindeki sitelerin yapımını üstlenmiştir. Anlaşmaya göre ilk iki yıl içinde birinci etap, 3. ve 4. yıllarda da ikinci etap tamamlanacaktır. Birinci etaptaki site maliyetleri 500.000 TL, gelir ise 650.000 TL olarak tahmin edilmiştir. 3. ve 4. etaptaki sitelerin maliyeti ise 700.000 TL, geliri ise 910.000 TL olarak planlanmıştır. Şirket birinci yıl sonunda 300.000 TL.lik maliyeti 1. etap için yapmış ve işin %60’ını tamamlamıştır. Ayrıca 3. ve 4. etapların da temellerini dökmüş ve bu amaçla 50.000 TL harcamıştır (Vergiler ihmal edilmiştir). Dönem sonunda yapılacak kayıt: 218 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 31/12/… 622 SATILAN HİZMET MALİYETLERİ 622.40 1. Etap Site İnşaatı 300.000 741 HİZMET ÜRETİM MALİYETİ YANSITMA HESABI 300.000 31/12/… 174 ÖNCEDEN YAPILAN İNŞAAT MALİYETLERİ 741 HİZMET ÜRETİM MALİYETİ YANS. 50.000 50.000 31/12/… 176 HAKEDİŞE BAĞLANACAK İŞLER GELİR TAHAKKULARI 390.000 600YURT İÇİ SATIŞLAR 600.40 1. Etap Site İnşaatı 650.000 x 0,60 = 390.000 390.000 / 3.2 8.Diğer Dönen Varlıklar Grubuna İlişkin Öneriler Diğer Dönen Varlık grubuna yeni bir hesap eklenmesi uygun olacaktır. TFRS:5- Satış Amacıyla Elde Tutulan Duran Varlıklar ve Durdurulan Faaliyetler Standardı (m.6), bir duran varlığın kullanımının sürdürülmesinden ziyade satış yoluyla elden çıkarılmasına karar verilmesi durumunda bu varlığın “satış amacıyla elde tutulan’’ olarak sınıflandırılmasını gerektirmektedir. Bu tanımlama 294 no.lu hesapta izlenecek maddi duran varlıklardan farklı özellik taşımaktadır. Sözü geçen hesaptaki duran varlıklar hizmetten çıkarılmış olup değerlendirilmelerini bekleyen varlıklardır. Bu nedenle duran varlıklarda bedel (294 no.lu hesap) ve birikmiş amortisman(299 no.lu hesap) olarak izlenirler. Satış amaçlı elde tutulan duran varlık ise satılarak elden çıkartılması kararı verilmiş olup 1 yıl içinde nakde çevrilmesi beklenen varlıklardır. Bu nedenle de dönen varlıklar içinde rapor edilmelidirler. Bu tür varlıkların ve nakit girişi sağlaması beklenen durdurulan faaliyetlerin izlenmesi için bir hesaba gereksinim bulunmaktadır. Bilançoda ayrı bir grup başlığı olarak sunulması gereken bu hesap, kod numarası sınırlılığı yüzünden diğer dönen varlıklar grubunun son hesap kodu olarak düşünülmüştür. Bu nedenle, bu gruptaki hesap kodlarında bazı kaydırmaların yapılması ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. Grupta yer alacak hesaplar aşağıdaki gibi oluşturulabilir. VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 219 19 DİĞER DÖNEN VARLIKLAR 190DEVREDEN KATMA DEĞER VERGİSİ 191İNDİRİLECEK KDV 192DİĞER KDV 193PEŞİN ÖDENEN VERGİLER VE FONLAR 194 PERSONEL AVANSLARI 195 İŞ AVANSLARI 196DİĞER ÇEŞİTLİ DÖNEN VARLIKLAR 197SAYIM VE TESELLÜM NOKSANLARI , 198DİĞER DÖNEN VARLIKLAR KARŞILIĞI (–) 199 SATIŞ AMACIYLA ELDE TUTULAN DURAN VARLIKLAR VE DURDU RULAN FAALİYETLER Bu gruba yönelik öneriler aşağıda sunulmuştur. 1-“ 199 SATIŞ AMACIYLA ELDE TUTULAN DURAN VARLIKLAR VE DURDURULAN FAALİYETLER’’hesabı açılmalıdır. Hesabın niteliği, ve işleyişi aşağıda açıklandığı gibi olmalıdır. a.Niteli¤i Duran varl›klar›n kullan›m›ndan vazgeçilerek sat›lmas›na karar verilmesi, derhal sat›lacak durumda olmas› ve sat› olas›l›¤›n›n yüksek olmas› durumunda ilgili duran varl›klardan ç›kar›larak net bedellerinin sat›a kadar izlendi¤i hesapt›r. En çok üç ay içinde elden ç›kar›lmak amac›yla edinilmi olan ve bir y›l içinde elden ç›kar›lmas› mümkün olan duran varl›klar da bu hesaba al›n›r. Nakit girii sa¤lamas› beklenen durdurulan faaliyetler de bu hesapta izlenir. Sat›labilecek duruma gelmesi için bir k›s›m ilemlerin yap›lmas› gereken duran varl›klar ile sat›labilme imkanlar› arat›r›lacak duran varl›klar bu hesaba al›nmaz. b.‹leyii Mevcut duran varl›klardan “sat› amac›yla elde tutulan varl›k” olarak s›n›fland›r›lanlar bulunduklar› hesaplardan ç›kar›ld›klar›nda kay›tl› de¤eri veya gerçe¤e uygun de¤erinden düük olanla bu hesaba al›n›r. Edinme aamas›nda bu niteli¤i ta›yan duran varl›klar da edinildiklerinde maliyet bedelleri üzerinden do¤rudan bu hesaba al›n›r. Söz konusu varl›klar sat›ld›klar›nda veya de¤ersiz olduklar› kesinleti¤inde ya da sat›lma olana¤› ortadan kalkt›¤› için maddi duran varl›k grubuna aktar›ld›¤›nda bu hesaba alacak yaz›l›r.. “ 2-Diğer Dönen Varlıklar Karşılığı hesabının kodu 198 olarak değiştirilmelidir. 3-Diğer Çeşitli Dönen Varlıklar hesabının kodu 196 olarak değiştirilmelidir. 220 4-Personel Avansları hesabının kodu 194 olarak değiştirilmelidir. VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 3.3.DURAN VARLIK HESAPLARINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER Türkiye Muhasebe Standartlarının Duran Varlık grubundaki alt gruplara ve hesaplara sınıflandırma ve kapsam açısından etkisi olmuştur. Duran varlık grubunda, ilişkili taraflardan alacaklar, canlı varlıklar, yatırım amaçlı gayrimenkuller gibi yeni alt bölümlerin oluşturulması, “Ertelenmiş Vergi Varlığı”, “Şerefiye” gibi hesapların bilançoda ayrı bir grupta raporlanması gerekmektedir. Duran varlık gruplarının bilançoda görünümü aşağıdaki gibi olacaktır: 2 22 (220, 221-222) 23 22 (223-229) 24 20 21 25 26 (260 no.lu hesap) 26 27 28 28 (283 no.lu hesap) 29 II. Duran Varlıklar A- Ticari Alacaklar B- İlişkili Taraflardan Alacaklar C- Diğer Alacaklar D- Finansal (Mali) Duran Varlıklar E- Canlı Varlıklar F- Yatırım Amaçlı Gayrımenkuller G- Maddi Duran Varlıklar H- Şerefiye I- Maddi Olmayan Duran Varlıklar İ- Özel Tükenmeye Tabi Varlıklar J- Gelecek Yıllara Ait Giderler ve Gelir Tahakkukları K- Ertelenmiş Vergi Varlığı L- Diğer Duran Varlıklar 3.3.1. Ticari Alacaklar, İlişkili Taraflardan Alacaklar ve Diğer Alacaklar Gruplarına İlişkin Öneriler Halen “23 Diğer Alacaklar’’ grubunun kapsamı incelendiğinde, bu grupta yer alan hesapların büyük bir kısmının daha ziyade ilişkili taraf konumunda olduğu görülmüştür. “TMS:24-İlişkili Taraf Açıklamaları’’standardına göre ilişkili taraf konumunda olanlara ait alacak ve borçların bilanço içeriğinde veya dipnotlarda açıkça görülecek şekilde ayrı olarak raporlanması istendiğinden bu grubun bilançoda ayrı grup olarak raporlanmasının şeffaflığı artıracağı düşünülmüştür. Bu nedenle 23 grubu, 13 grubu gibi “İlişkili Taraflardan Alacaklar” için önerilmiştir. Uzun vadeli ticari alacaklar grubu içinde boş kod olması sebebi ile diğer alacak grubunun içinde yer alıp, yukarıda ifade edildiği şekilde “İlişkili taraflardan alacaklar” niteliğinde olmayanlar, 22 grubuna taşınmıştır. Bilançoya aktarılırken hesap düzeyinden hareket edilerek grup toplamları oluşturulacaktır. 22. ve 23. grupların aşağıdaki gibi olması önerilmektedir: VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 221 22TİCARİ VE DİĞER ALACAKLAR 220ALICILAR (esas faaliyetlerden) (Ticari Alacaklar grubunda raporlanacak) 221ALACAK SENETLERİ (esas faaliyetlerden ) Ticari Alacaklar grubunda raporlanacak) 222TİCARİ ALACAK REESKONTLARI(-) Ticari Alacaklar grubunda raporlanacak) 223ŞÜPELİ TİC. ALACAK KARŞILIĞI(-) Ticari Alacaklar grubunda raporlanacak) 224 VERİLEN DEPOZİTO VE TEMİNATLAR (Diğer alacaklar grubunda raporlanacak) 225DİĞER PERSONELDEN ALACAKLAR (Diğer alacaklar grubunda raporlanacak) 226 DİĞER ÇEŞİTLİ ALACAKLAR (Diğer alacaklar grubunda raporlanacak) 227 ŞÜPHELİ DİĞER ALACAKLAR (Diğer alacaklar grubunda raporlanacak) 228DİĞER ALACAKLAR REESKONTU (Diğer alacaklar grubunda raporlanacak) 229 ŞÜPHELİ ALACAKLAR KARŞILIĞI (-) (Diğer alacaklar grubunda raporlanacak) 23 İLİŞKİLİ TARAFLARDAN ALACAKLAR 231 ORTAKLARDAN ALACAKLAR 232İŞTİRAKLERDEN ALACAKLAR 233 BAĞLI ORTAKLIKLARDAN ALACAKLAR 234 İŞ ORTAKLIKLARINDAN ALACAKLAR 235 KİLİT PERSONELDEN ALACAKLAR 236 DİĞER İLİŞKİLİ TARAFLARDAN ALACAKLAR 237 İLİŞKİLİ TARAFLARDAN ALACAKLAR REESKONTU (-) 238 İLİŞKİLİ TARAFLARDAN ŞÜPHELİ ALACAKLAR 239 İLİŞKİLİ TARAFLARDAN ŞÜPHELİ ALACAKLAR KARŞILIĞI(-) Yukarıda açıklanan hesap gruplarına ilişkin değişiklikler ve öneriler aşağıda sıralanmıştır: 1-Ticari alacaklar ve diğer alacaklar tek grupta toplanmıştır. Ancak bilanço düzenlenirken ticari alacaklar ve diğer alacaklar ayrı bölümler olarak raporlanacaktır. 2-“Verilen depozito ve teminatlar” satış işleminden kaynaklanmadığı için “Ticari Alacaklar” kapsamında değil, “Diğer Alacaklar” kapsamında raporlanacaktır. 3-İlişkili taraflardan alacaklara ilişkili tespitler Dönen Varlıklar içindeki 13. Grup açıklamalarında verilmiştir. 3.3.2. Yatırım Amaçlı Gayrımenkuller İçin Oluşturulacak Gruba İlişkin Öneriler Kira geliri veya değer artış kazancı ya da her ikisini birden elde etmek amacıyla elde tutulan gayrımenkuller bu grupta açılacak hesaplarda izle- 222 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO nir. Finansal kiralama yoluyla aynı amaç için edinilen varlıklar da bu gruptaki hesaplara alınır. Yatırım amaçlı gayrimenkullerin ölçümünde esas olarak gerçeğe uygun değer yöntemi kullanılmakla beraber istisnai durumlarda maliyet değeri yöntemi de uygulanabilir. Bu durumda yatırım amaçlı gayrimenkuller için de, maddi duran varlıklarda olduğu gibi, amortisman ayrılması ve değer düşüklüğü testine tabi tutularak değer düşüklüğü karşılığı ayrılması gerekli olmaktadır. Ayrılan amortismanlar ve zarar yazılan değer düşüklüğü karşılıkları 207 no.lu hesapta izlenir. Bu hesapların ilk kayda alınmasında ve dönem sonlarında ölçülmesinde uygulanacak esaslar “TMS: 40 - Yatırım Amaçlı Gayrimenkuller” standardı çerçevesinde yapılır. Yatırım amaçlı gayrimenkuller ilk olarak elde etme maliyetleri ile kaydedilir. Maddi duran varlıklarda olduğu gibi yatırım amaçlı gayrimenkullerin elde edilmesinde yapılan alış giderleri maliyetlere dahil edilir. Yatırım amaçlı gayrimenkullerin inşa edilmesi durumunda, maliyet; inşaat veya geliştirmenin tamamlandığı tarihteki tutardır. İnşaat tamamlanıncaya kadar yapılan inşaat maliyetleri maddi duran varlık grubundaki “Yapılmakta Olan Yatırımlar” hesabında izlenir. İnşaat tamamlanınca gayrimenkul, yatırım amaçlı gayrimenkule dönüşür (TMS 40, m.22). Yatırım amaçlı gayrimenkulün peşin olarak alınmayıp, kredili olarak alınması durumunda, gayrimenkulün maliyeti; eşdeğer peşin ödeme tutarıdır. Bu tutar ile toplam ödemeler arasındaki fark faiz gideri olarak muhasebeleştirilir (TMS 40, m. 23). Yatırım amaçlı gayrimenkuller; bilanço tarihinde maliyet veya gerçeğe uygun değer yöntemlerinden biri kullanılarak değerlenir. Maliyet yönteminin kullanılması durumunda; maddi duran varlıklarda açıklanan değerleme esasları uygulanır. Varlığa amortisman ve varsa değer düşüklüğü karşılığı ayrılır. Maliyet yönteminin kullanılması durumunda yatırım amaçlı gayrimenkullerin gerçeğe uygun değerlerinin dipnotlarda açıklanması gerekir. Gerçeğe uygun değer yönteminin seçilmesi durumunda; gerçeğe uygun değerin tutarı özel koşul ve durumlar nedeniyle yükseltilmiş veya düşürülmüş tahmini fiyatları içermez (TMS:40, m.36). Genellikle gerçeğe uygun değer; bilanço tarihindeki piyasa koşullarına göre oluşur ve belirli bir tarihe özgü değeridir. Bu fiyat; satıcılar için elde edilebilen en iyi, alıcılar için ise elde edilebilen en avantajlı fiyattır. Yatırım amaçlı gayrimenkullerin gerçeğe uygun değerinde zaman içinde değişiklikler olabilir. Ortaya çıkan farklar, gelir tablosunda değerleme farkı kârları veya zararları olarak raporlanır. Yukarıdaki özellikler bu konuya özel bir grup ve hesapların oluşturulmasını gerekli kılmaktadır. VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 223 20YATIRIM AMAÇLI GAYRİMENKULLER 200YATIRIM AMAÇLI ARAZİLER 201YATIRIM AMAÇLI ARSALAR 202YATIRIM AMAÇLI BİNALAR 207BİRİKMİŞ AMORTİSMANLAR VE DEĞER DÜŞÜKLÜĞÜ KARŞILIKLARI (-) 3.3.3. Canlı varlıklar grubunun oluşturulması için açılacak hesaplara ilişkin öneriler İşletmede bir yıldan daha uzun süre kalacak olan canlı hayvanlar ve bitkiler “21 Canlı Varlıklar” grubunda açılacak hesaplarda izlenir. Canlı varlıklardan hasadı yapılan ürünler (yumurta, et ürünleri, meyveler, kereste vb) ile yaşam süreci sona eren diğer canlı varlıklar bu gruptaki hesaplarda değil 15 Stoklar grubundaki hesaplarda izlenir. Canlı varlıkların muhasebeleştirilmesinde TMS:41 - Tarımsal Faaliyetler Standar­dı’nda yer alan aşağıdaki esaslara uyulmalıdır. a) Genel olarak bir varlığın gerçeğe uygun değerinin o varlığın mevcut durumundaki yerine ve durumuna bağlı olması esası, canlı varlıklar için de geçerlidir. Bir çiftlikteki sığırın gerçeğe uygun değeri, onun piyasadaki fiyatından, satış yerine taşınması giderleri ile satış yerine getirilmesine ilişkin diğer giderlerin çıkarılması ile bulunur. b)Bir varlığın bu gruptaki hesaplarda yer alabilmesi için; -İşletmenin, söz konusu varlığı geçmiş olayların sonucu olarak kontrol etmekte olması, -Varlığa ilişkin gelecekteki ekonomik faydaların(gelecekte sağlanacak faydalar normal olarak, önemli fiziksel özellikleri ölçülmek suretiyle belirlenir) işletmeye aktarılmasının muhtemel olması, -Varlığın gerçeğe uygun değerinin veya maliyetinin güvenilir olarak ölçülebilmesi, gerekir. Canlı varlıklar, elde tutulduğu sürede değişime uğrama özelliğine sahip olması ile diğer duran varlıklardan ayrılır. Duran varlık niteliğindeki canlı varlıklar da, dönen varlık niteliğindeki canlık varlıklarda olduğu gibi, bir değişim kapasitesine sahiptir ve değişimleri yönetilebilir ve ölçülebilir. Canlı varlıklar(yaşayan hayvanlar ve bitkiler) biyolojik dönüşüm geçirebilme(örneğin fidan olarak dikilen bir meyve ağacının olgunlaşarak meyve verir hale gelmesi gibi) özelliğine sahiptir.Yönetim, ilgili sürecin gerçekleşmesi için gerekli olan koşulları değiştirerek söz konusu dönüşümü etkileyebilir(örneğin gübreleme, nem, sıcaklık, ışık gibi faktörleri değiştirerek bir bitkinin meyve verme düzeyi artırılabilir). Canlı varlıklarda büyüme, 224 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO bozulma, üretim ve döllenme şeklinde oluşan biyolojik değişim onlarda niteliksel ve niceliksel değişim yaratır. Biyolojik değişim sonucunda canlı varlığın kalitesinde (genetik özellikler, yoğunluk, olgunluk, meyve dönme vb) veya miktarında (örneğin soy, ağırlık, hacim, tomurcuk sayısı vb) yaratılan değişiklikler , rutin bir yönetim işlevi olarak, ölçülür ve izlenir. Maddi yapıya sahip diğer duran varlıklar edinildikten sonra eskime, yıpranma vb değişimler dışında nitelik değişikliğine uğramadıkları halde canlı varlıklar; niteliksel ve niceliksel, dolayısıyla da, gerçek değeri açısından sürekli bir değişim sürecindedirler. Ayrıca maddi yapıya sahip diğer duran varlıkların esas olarak ekonomik ömrü sonucunda edinme değerine oranla önemsiz tutarlarla satılabilmesi söz konusu iken bir kısım canlı varlıklar uzun süre yetiştirilmek daha sonra da satılmak üzere (kavak yetiştiriciliğinde olduğu gibi) elde edilirler ve belirli süre sonunda paraya çevrilirler. Canlı varlıklar; “tüketilen / taşıyıcı” ya da “olgunlaşmış / olgunlaşmamış” gibi başka farklı özellikler de taşırlar. Canlı varlıkların bu özellikleri nedeniyle Tekdüzen Hesap Planında duran varlık niteliğindeki canlı varlıklar için özel bir grup oluşturulması yerinde olacaktır. Tarafımızdan (boş olan kodlardan yararlanılarak) duran varlık niteliğindeki canlı varlıklar için, 21. grubun (dönen varlıklar için 16. grup) kullanılmasının uygun olacağı düşünülmekte ve önerilmektedir. Bu grup için önerilen hesaplar aşağıdaki gibidir: 21CANLI VARLIKLAR (Biyolojik Varlıklar) 210MEYVE AĞAÇLARI 211MEYVE VERMEYEN AĞAÇLAR 212 CANLI KÜMES HAYVANLARI 213 CANLI SU HAYVANLARI 214 CANLI BÜYÜKBAŞ HAYVANLAR 215 CANLI KÜÇÜKBAŞ HAYVANLAR 218DİĞER CANLI VARLIKLAR 219 CANLI VARLIKLAR DEĞER DÜŞÜKLÜĞÜ KARŞILIĞI (-) 3.3.4. Finansal Duran Varlık Grubuna İlişkin Öneriler Bu grup,TMS 32, ve TMS 39 kapsamında yeniden sınıflandırılmıştır. Grupta yer alması önerilen hesaplar aşağıdaki gibidir: VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 225 23FİNANSAL DURAN VARLIKLAR 240 GERÇEĞE UYGUN DEĞER FARKI KAR-ZARARA YANSITILAN FİNANSAL VARLIKLAR 241SATILMAYA HAZIR FİNANSAL VARLIKLAR 242VADEYE KADAR ELDE TUTULACAK FİNANSAL VARLIKLAR 243 ÖNEMLİ ETKİYE SAHİP OLUNAN İŞTİRAKLER 244 İŞ ORTAKLIKLARI 245 BAĞLI ORTAKLIKLAR 246 MALİYETLE DEĞERLENEN FİNANSAL VARLIKLAR 247 TÜREV FİNANSAL VARLIKLAR 248 DİĞER FİNANSAL DURAN VARLIKLAR 249FİNANSAL DURAN VARLIKLAR DEĞER DÜŞÜKLÜĞÜ KARŞILIĞI (–) Finansal Duran Varlık grubuna ilişkin değişiklikler ve öneriler aşağıdaki gibidir: 1.Bağlı Menkul Kıymet hesabı kaldırılmıştır. Bu hesap kapsamında izlenen menkul kıymetlerin,esas itibarıyle ”Satılmaya Hazır Finansal Varlıklar” ve “Vadeye Kadar Elde Tutulacak Finansal Varlıklar” olarak iki ayrı hesapta izlenmesi önerilmektedir.Ayrıca Kobi muhasebe standart taslağında değerleme seçenekleri arasında olması bakımından bu gruba ayrıca ‘’gerçeğe uygun değer farkı kar-zarara yansıtlan finansal varlıklar’’ hesabı da açılmıştır. 2.İştirakler hesabının kapsamı daraltılmış ve önemli etkiye sahip iştirakler ayrı bir hesapta izlenmek üzere kodlanmıştır.Sermaye payı veya oy hakkı %20 den fazla, %50 den az olan iştiraklerin ana ortaklık açısından önemli etkiye sahip olduğu kabul edilir.TMS:28- İştiraklerdeki Yatırımlar Standardı kapsamında önemli etkiye sahip iştirakler konsolide tabloların hazırlanmasında öz kaynak yöntemine göre değerlendiğinden bu nitelikteki iştiraklerin izlenmesinde kullanılmak üzere ayrı bir hesap önerilmektedir. Önemli etkiye sahip olmayan iştirakler ise TMS:39 kapsamında dikkate alınacağından “Satılmaya Hazır Finansal Varlıklar’’ hesabında izlenecektir. Satılmaya Hazır Finansal Varlıklar ve Vadeye Kadar Elde Tutulacak Finansal varlıklar hesaplarının işleyişleri dönen varlık grubundaki finansal varlıklar hesaplarının işleyişinde açıklanmıştır. 3.İş ortaklıkları önemli bir ortaklık türü olduğu için ve konsolidasyonda öz kaynak yöntemine göre veya oransal konsolidasyon yöntemine göre konsolide tablo kapsamına alındıklarından bu tür faaliyet ortaklıklarının ayrı bir hesapta izlenmesinin uygun olacağı düşünülmüştür. 4.Varlık olarak izlenmesi gereken ve duran varlık niteliği taşıyan türev ürünlerin izlenmesi için ayrı bir hesap açılmıştır. 226 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 5.İştirakler sermaye taahhüt hesabı ile Bağlı ortaklıklar sermaye taahhüt hesabı , hesap planından çıkartılarak bu hesapların ilgili hesabın alt hesaplarında indirim unsuru olarak izlenmesi uygun görülmüştür. 6.Bağlı Ortaklıklar Değer Düşüklüğü Karşılık hesabı ile İştirakler değer düşüklüğü karşılık hesapları plandan çıkartılarak bunun yerine finansal duran varlık hesaplarının tamamı için kullanılabilecek “ 249 Finansal Duran Varlıklar Değer Düşüklüğü Karşılığı” hesabı açılması önerilmiştir. 3.3.5. Maddi Duran Varlık Grubuna İlişkin Öneriler Maddi duran varlıklarda “TMS 36 Varlıklarda Değer Düşüklüğü Karşılığı ”standardı kapsamında dönem sonlarında yapılacak değerleme işlemi sonucunda ortaya çıkan değer düşüklüğü için karşılık ayrılması gerekmektedir. Söz konusu değer düşüklüklerinin izlemek üzere , ayrı bir hesap açmak için boş kod bulunmadığından, “257 Birikmiş Amortisman” hesabının kapsamı genişletilerek değer düşüklüğü karşılık tutarlarının da bu hesapta izlenmesinin uygun olacağı düşünülmüştür. Bu nedenle hesabın isminin “Birikmiş Amortismanlar ve Değer Düşüklüğü Karşılığı” olarak değiştirilmesi önerilmektedir. 2.3.6. Maddi Olmayan Duran Varlık Grubuna İlişkin Öneriler Maddi olmayan duran varlık grubu hesaplarında bazı düzenlemelerin yapılması uygun olacaktır. Bu gruptaki hesaplar aşağıdaki gibi oluşturulmalıdır. 26 MADDİ OLMAYAN DURAN VARLIKLAR 260 ŞEREFİYE 261 HAKLAR 262 GELİŞTİRME GİDERLERİ 263 YAZILIM PROGRAMLARI 264 TV PROGRAMLARI, SİNAMA FİLMLERİ 265 GELİŞTİRME GİDERLERİ 266 DİĞER MADDİ OLMAYAN DURAN VARLIKLAR 267 BİRİKMİŞ AMORTİSMANLAR VE DEĞER DÜŞÜKLÜĞÜ KARŞILIĞI (–) 268 YAPIMI DEVAM EDEN PROGRAMLAR, PROJELER 269VERİLEN AVANSLAR Değişiklik ve öneriler aşağıda listelenmiştir 1.Şerefiye hesabı, maddi olmayan duran varlık niteliği taşımakla birlikte değerlemede TFRS 3 Şirket Birleşmeleri standardı kapsamında maddi olmayan duran varlıklardan farklı ölçümlemeye tabii tutulmaktadır. VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 227 Bu varlık kalemine amortisman uygulamasına son verilmiştir. Ayrıca finansal raporlamada bilançoda bu kalemin maddi olmayan duran varlıkların dışında ayrı bir kalem olarak sunulması öngörülmektedir. Bu nedenle bu hesabın, kod numarası 260 numaraya aktarılarak ilk sırada yer alması, böylece bilanço düzenlenirken ayrı kalem olarak raporlanmasına kolaylık sağlanması düşünülmüştür. 2.Haklar hesabı 261 koduna alınmıştır. 3.Maddi Olmayan Duran Varlık standardı yazılım programlarına yapılan harcamaların varlık olarak izlenmesini istediğinden 263 Yazılım Programları şeklinde yeni bir hesap önerilmiştir 4.Araştırma giderlerinin aktifleştirilmesi mümkün olmadığından, hesabın adı kapsamına uygun olarak değiştirilmiş ve “265 Geliştirme Giderleri ”hesabı önerilmiştir. 5.Yayın yapan işletmeler için tekrarlanabilir programlar niteliğinde olan ve şirkete uzun süre fayda sağlayacak TV programları ve sinema filmleri için özel bir hesap önerilmiştir. 6.Çekimi veya yazılımı devam eden projelerin izlenmesi için “268 Yapımı Devam Eden Programlar ve Projeler ‘’ hesabı önerilmiştir. 7.Maddi olmayan duran varlıklar için de değeri düştüğü zaman değer düşüklüğü karşılığı ayrılacağından Birikmiş Amortismanlar hesabının kapsamının genişletilmesi ve hesabın adının“Birikmiş Amortismanlar Ve Değer Düşüklüğü Karşılığı “ olarak değiştirilmesi gerekmektedir. 3.3.7 Özel Tükenmeye Tabi Varlık Grubuna İlişkin öneriler Bu grup da da Birikmiş Amortismanlar hesabının adının “Birikmiş Amortismanlar ve Değer Düşüklüğü Karşılığı” olarak değiştirilmesi uygun görülmüştür. 3.3.8 Gelecek yıllara Ait Giderler ve Gelir Tahakkukları Grubuna İlişkin Öneriler Bu gruba ilave olarak, TMS: 12 - Gelir Vergileri Standardı kapsamında “283 Ertelenmiş Vergi Varlıkları“hesabının açılması önerilmiştir. Bu hesap, indirilebilir geçici farkların bulunması durumunda kullanılır. Bu hesaptaki tutarlar vergi idaresinden herhangi bir alacak tutarını ifade etmemektedir. Dönem kârından indirilecek vergi gideri tutarının dönemsellik ilkesine uygun olarak hesaplanmasına olanak vermek üzere TMS:12 Gelir Vergileri Standardı gereği kullanılacak olan bu hesap, dönem ayırıcı nitelik taşıdığından, bu grupta yer alması önerilmiştir. Vergilendirilebilir geçici farklar bulunduğunda; ortaya çıkan tutarları izlemek üzere, uzun 228 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO vadeli yabancı kaynaklarda 483 Ertelenmiş Vergi Borcu (Yükümlülüğü) hesabı önerilmiştir. 3.3.9 Diğer Duran Varlık Grubuna İlişkin Öneriler Bu grupta aşağıdaki değişiklikler yapılması önerilmektedir: 1. Peşin Ödenmiş Vergi ve Fonlar hesabının kodunun 293 olarak değiştirilmesi, 2. Birikmiş Amortisman hesabının adının Birikmiş Amortismanlar ve Değer Düşüklüğü Karşılığı olarak değiştirilmesi. 3.3. YABANCI KAYNAK HESAPLARINDAKİ DEĞİŞİKLER Kısa ve uzun vadeli yabancı kaynak hesaplarında da standartların uygulanması ile bazı değişiklikler gerekmektedir. Kısa ve uzun vadeli yabancı kaynakların önerilerimize göre oluşumu aşağıdaki gibi olacaktır. Hesap Planı Grup Kodu 3 30 32 33 34 35 35 36 37 38 39 39 4 Kısa ve Uzun Vadeli Yabancı Kaynaklar I. Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar A- Finansal Borçlar (Mali Borçlar) B- Ticari Borçlar C- İlişkili Taraflara Borçlar D- Diğer Borçlar E- Alınan Avanslar E1-Yıllara Yaygın İnşaat ve Onarım Hakedişleri F- Ödenecek Vergi ve Diğer Yükümlülükler G- Borç ve Gider Karşılıkları H- Gelecek Aylara Ait Gelirler ve Gider Tahakkukları I- Diğer Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar İ- Satış Amacıyla Elde Tutulanı Duran Varlıklar ve Durdurulan Faaliyetlere İlişkin Borçlar II. Uzun Vadeli Yabancı Kaynaklar 40 A- Finansal Borçlar (Mali Borçlar) 42 B- Ticari Borçlar 43 C- İlişkili Taraflara Borçlar 44 D- Diğer Borçlar 45 E- Alınan Avanslar 46 F.Ödenecek Vergi ve Diğer Yükümlülükler 47 G. Borç Ve Gider Karşılıkları 48 H- Gelecek Yıllara Ait Gelirler Ve Gider Tahakkukları 48 I- Ertelenmiş Vergi Borcu (Yükümlülüğü) 49 İ- Diğer Uzun Vadeli Yabancı Kaynaklar VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 229 Yabancı Kaynak hesaplarında aşağıdaki gibi değişiklikler olması önerilmektedir. 1.Mali Borçlar grubunun adının Finansal Borçlar olarak değiştirilmesi önerilmektedir. Finansal Borçlar gruplarına “307,407 Türev Finansal Borçlar” hesapları ve “309,409 Diğer Finansal Borçlar Reeskontu “ hesapları açılmıştır.Ayrıca uzun vadeli Finansal Borçlar içinde TMS 39 kapsamında, ‘’ 404 Hisse Senedine Dönüştürülebilir Tahvillerden Borçlar’’(Yükümlülük niteliği taşıyan kısmının izlenmesi için)hesabının açılması uygun bulunmuştur.Bu gruplarda yer alacak hesaplar aşağıdaki gibi önerilmiştir: 30 FİNANSAL BORÇLAR 300BANKA KREDİLERİ 301FİNANSAL KİRALAMA İŞLEMLERİNDEN BORÇLAR 302ERTELENMİŞ FİNANSAL KİRALAMA BORÇLANMA MALİYETLERİ (-) 303UZUN VADELİ KREDİLERİN ANA PARA TAKSİTLERİ VE FAİZLERİ 304TAHVİL ANA PARA BORÇ TAKSİT VE FAİZLERİ 305ÇIKARILMIŞ BONOLAR VE SENETLER 306 ÇIKARILMIŞ DİĞER MENKUL KIYMETLER 307 TÜREV FİNANSAL BORÇLAR 308 MENKUL KIYMETLER İHRAÇ FARKLARI (–) 309 FİNANSAL BORÇLAR REESKONTU(-) 40FİNANSAL BORÇLAR 400BANKA KREDİLERİ 401FİNANSAL KİRALAMA İŞLEMLERİNDEN BORÇLAR 402 ERTELENMİŞ FİNANSAL KİRALAMA BORÇLANMA MALİYETLERİ(-) 403 ÇIKARILMIŞ TAHVİLLER 404 HİSSE SENEDİNE DÖNÜŞTÜRÜLEBİLİR TAHVİLLERDEN BORÇLAR 406 ÇIKARILMIŞ DİĞER MENKUL KIYMETLER 407 TÜREV FİNANSAL BORÇLAR 408MENKUL KIYMETLER İHRAÇ FARKLARI (–) 409DİĞER FİNANSAL BORÇLAR REESKONTU(-) 2.Ticari borçlar grubunda; - “322,422 borç Senetleri Reeskont “ hesaplarının kaldırılması, bunun yerine 329,429 nolu hesaplarda izlenmek üzere “Ticari Borçlar Reeskontu “hesaplarının kullanılması önerilmektedir. -Verilen Depozito ve Teminatlarda önerildiği gibi, Alınan Depozito ve Teminat hesaplarının da ticari borçlar gruplarından çıkartılarak 34 ve 44 230 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO Diğer Borçlar gruplarında 343,443 numaralı hesaplarda izlenmesi daha uygun görülmüştür. -322 ve 422 nolu hesaplarda ileri tarihli çeklerin izlenmesi uygun görülmüştür -Faturası Beklenen Alışlardan Borçların” izlenmesi için 323 ve 423 numaralı hesaplar önerilmiştir. Yukarıdaki öneriler çerçevesinde 32/42 Ticari Borçlar gruplarında yer alacak hesaplar aşağıdaki gibi olacaktır: 32/42 TİCARİ BORÇLAR(ESAS FAALİYETLERDEN BORÇLAR) 320 /420 SATICILAR 321/421 BORÇ SENETLERİ 324/ VERİLEN İLERİ TARİHLİ ÇEKLER 325/ FATURASI BEKLENEN ALIŞLARDAN BORÇLAR 328/428 DİĞER ÇEŞİTLİ TİCARİ BORÇLAR 329/429 TİCARİ BORÇLAR REESKONTU (ERTELENMİŞ FAİZ GİDERLERİ)(-) 3.33 ve 43 grupları İlişkili Taraflardan Borçlara ayrılmıştır. Bu grupta yer alacak hesapların aşağıdaki gibi olması önerilmiştir: 33/43 İLİŞKİLİ TARAFLARA BORÇLAR 331/431 ORTAKLARA BORÇLAR 332/432 İŞTİRAKLERE BORÇLAR 333/433 BAĞLI ORTAKLIKLARA BORÇLAR 334/434 İŞ ORTAKLIKLARINA BORÇLAR 335/435 KİLİT PERSONELE BORÇLAR 338/438 DİĞER İLİŞKİLİ TARAFLARA BORÇLAR 339/439 İLİŞKİLİ TARAFLARA BORÇLAR REESKONTU(-) 4. 34 ve 44 grupları Diğer Borçlara ayrılmıştır. Bu grupta yer alacak hesapların aşağıdaki gibi olması önerilmiştir: 34/44DİĞER BORÇLAR 343/443 ALINAN DEPOZİTO VE TEMİNATLAR 344/444 DİĞER PERSONELE BORÇLAR 345/445 348/448 DİĞER ÇEŞİTLİ BORÇLAR 349/449 DİĞER BORÇLAR REESKONTU (ERTELENMİŞ GİDERLER)(-) 5.Alınan avanslar grubuna, yıllara yaygın inşaat işlerinden alınan hak ediş bedelleri dahil edilmiş ve grubun kodu 35 olmuştur. 34 grubu diğer borçlar grubuna tahsis edilmiştir.35 ve 45 gruplarında aşağıdaki hesaplar açılmıştır. VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 231 35/45ALINAN AVANSLAR 350/450 ALINAN SİPARİŞ AVANSLARI 351/451 ALINAN HAKEDİŞ AVANSLARI 359/459 ALINAN DİĞER AVANSLAR 6. Kısa Vadeli Ödenecek Vergi ve Diğer Yükümlülükler grubunda herhangi bir değişiklik olmamıştır. Uzun vadeli yabancı kaynaklar grubunda ise uzun vadeli ödenecek vergi ve yükümlülükler için ayrı bir grup oluşturulması önerilmiştir. 36 ve 46 grup hesapları aşağıdaki gibidir: 36ÖDENECEK VERGİ VE DİĞER YÜKÜMLÜLÜKLER 360 ÖDENECEK VERGİ VE FONLAR 361 ÖDENECEK SOSYAL GÜVENLİK KESİNTİLERİ 368 VADESİ GEÇMİŞ ERTELENMİŞ VEYA TAKSİTLENDİRİLMİŞ VERGİ VE DİĞER YÜKÜMLÜLÜKLER 369 ÖDENECEK DİĞER YASAL YÜKÜMLÜLÜKLER 46 ÖDENECEK VERGİ VE DİĞER YÜKÜMLÜLÜKLER 460 GELECEK YILLARDA ÖDENECEK VERGİ VE FONLAR 461 GELECEK YILLARDA ÖDENECEK SOSYAL GÜVENLİK KESİNTİLERİ 464 GELECEK YILLARA ERTELENEN VEYA TERKİN EDİLECEK KATMA DEĞER VERGİSİ 469 ÖDENECEK DİĞER YASAL YÜKÜMLÜLÜKLER 7. Hesap planında Borç ve Gider Karşılıkları grubuna muhasebe standartlarının öngördüğü yeni hesapların ilavesi önerilmiştir.. Maliyet giderleri karşılık hesabının adı “Gider Karşılıkları” olarak değiştirilmiştir.Bu öneriler çerçevesinde 37 ve 47 grubunda yer alan hesaplar aşağıdaki gibi oluşacaktır: 37BORÇ VE GİDER KARŞILIKLARI 370 DÖNEM KÂRI VERGİ VE DİĞER YASAL YÜKÜMLÜLÜK KARŞILIKLAR1 371 DÖNEM NET KÂRININ PEŞİN ÖDENEN VERGİ VE DİĞER YÜKÜMLÜLÜKLERİ (–) 372 KIDEM TAZMİNATI KARŞILIĞI 373 GİDER KARŞILIKLARI 374 ÇALIŞANLARA SAĞLANACAK DİĞER FAYDALARA İLİŞKİN KARŞILIKLAR 375 GARANTİ YÜKÜMLÜLÜKLERİ KARŞILIKLARI 376 MADDİ DURAN VARLIKLAR SÖKÜLME VE RESTORASYON MALİYETLERİ KARŞILIKLARI 378 379DİĞER BORÇ KARŞILIKLARI 232 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 47BORÇ VE GİDER KARŞILIKLARI 472 KIDEM TAZMİNATI KARŞILIĞI 474 ÇALIŞANLARA SAĞLANACAK DİĞER FAYDALARA İLİŞKİN KARŞILIKLAR 475 GARANTİ YÜKÜMLÜLÜK KARŞILIKLARI 476 MADDİ DURAN VARLIKLAR SÖKÜLME VE RESTORASYON MALİYETLERİ KARŞILIKLAR 478 479 DİĞER BORÇ VE GİDER KARŞILIKLARI 8. Diğer kısa vadeli yabancı kaynaklar grubunun 399 numarası ‘’Satış Amacıyla Elde Tutulan Duran Varlıklar Ve Durdurulan Faaliyetlere İlişkin Borçlar’’ hesabına tahsis edilmiştir. TFRS 5- Satış Amacıyla Elde Tutulan Duran Varlıklar ve Durdurulan Faaliyetler Standardı gereği bu gruba ait borçların kısa vadeli yabancı kaynaklar grubunda ayrı başlıkta raporlanması gerekmektedir. 3.3.ÖZKAYNAK HESAPLARINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER Öz Kaynak alt gruplarının bilançodaki görünümü aşağıdaki gibidir. 5 50 52 54 57 58 59 III. Öz Kaynaklar A- Ödenmiş Sermaye B- Sermaye Yedekleri C- Kâr Yedekleri D- Geçmiş Yıllar Kârları E- Geçmiş Yıllar Zararları (-) F- Dönem Net Kârı (Zararı) Öz kaynak grubunu oluşturan alt gruplardaki hesaplarda aşağıdaki değişiklikler önerilmektedir. 1.Sermaye yedekleri grubunda muhasebe standartlarının değerleme hükümleri çerçevesinde bazı yeni hesapların açılması gerekli olmaktadır. Bu grubun hesapları aşağıdaki gibi olabilir: 52SERMAYE YEDEKLERİ 520HİSSE SENEDİ İHRAÇ PRİMLERİ 521HİSSE SENEDİ İPTAL KÂRLARI 522M.D.V. YENİDEN DEĞERLEME ARTIŞLARI 523 524MADDİ OLMAYAN DURAN VARLIKLAR YENİDEN DEĞERLEME ARTIŞLARI 525ÖZEL TÜKENMEYE TABİ VARLIKLAR YENİDEN DEĞERLEME ARTIŞLARI 526FİNANSAL VARLIKLAR DEĞERLEME FARKLARI(+)(-) 529DİĞER SERMAYE YEDEKLERİ VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 233 2. Geçmiş Yıl karları Veya Zararları gruplarına “ TMS 8 Muhasebe Politikaları,Muhasebe Tahminlerinde Değişiklikler ve Hatalar” standardı ve “ TMS10 Bilanço Tarihinden Sonraki Olaylar standardı kapsamında geçmiş yıl karları veya zararları hesabında yapılacak düzeltmelerin ayrı bir hesapta izlenmesi için bu gruplara yeni hesapların açılmasının yararlı olacağı düşünülmüştür.Ayrıca” TFRS 1-Türkiye Finansa Raporlama Standartlarının İlk Uygulaması “ standardı kapsamında ilk uygulama döneminde ortaya çıkan farkların izlenmesi için ayrı bir hesap önerilmiştir.Bu gruplarda yer alması önerilen hesaplar aşağıdaki gibidir: 57GEÇMİŞ YILLAR KÂRLARI 570GEÇMİŞ YILLAR KÂRLARI 571 GEÇMİŞ YILLAR DÜZELTMELERİNDEN KARLAR 572 TFRS ‘YE İLK GEÇİŞ FARKLARINDAN KARLAR 58GEÇMİŞ YILLAR ZARARLARI(-) 580 GEÇMİŞ YILLAR ZARARLARI (–) 581 GEÇMİŞ YILLAR DÜZELTMELERİNDEN ZARARLAR(-) 582 TFRS’YE İLK GEÇİŞ FARKLARINDAN ZARARLAR (-) SONUÇ HESAPLARINA İLİŞKİN ÖNERİLER Gelir-Gider tablosu hesaplarında, “TMS-1 Finansal Tabloların Sunuluşu” standardı ve “TMS 18 Hasılat” standardı kapsamında bazı yeni hesapların ilavesi veya bazı grupların kaldırılarak yeni alt grupların oluşturulması gerekmektedir. Önerilen gelir-gider tablosunun üretilmesi için 6. Grup hesapları aşağıdaki gibi olmalıdır: 7.GELİR-GİDER TABLOSU HESAPLARI 60BRÜT ESAS FAALİYET GELİRLERİ (Brüt satışlar) 600 YURT İÇİ SATIŞLAR 601 YURT DIŞI SATIŞLAR 602 İHRAÇ KAYDIYLA SATIŞLAR 603 SERBEST BÖLGEDEN SATIŞLAR 604 CANLI VARLIK DEĞERLEME FARKLARI 605-608 (kurumların niteliğine göre ortaya çıkan yukarıdaki hesaplardan farklılık arz eden esas faaliyet gelirleri için kullanılabilir. (örnek: meslek örgütlerinde, vakıflarda üye aidatları, bağışları gibi) 609 DİĞER ESAS FAALİYET GELİRLERİ 61 ESAS FAAALİYET GELİRLERİNDEN İNDİRİMLER (–) 610 SATIŞTAN İADELER (–) 611 SATIŞ İSKONTOLARI (–) 619 DİĞER İNDİRİMLER (–) 234 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 62SATIŞLARIN MALİYETİ (Brüt esas faaliyet maliyetleri) 620 SATILAN MAMÜLLER MALİYETİ (–) 621 SATILAN TİCARİ MALLAR MALİYETİ (–) 622 SATILAN HİZMET MALİYETİ (–) 623 DİĞER SATIŞLARIN MALİYETİ (–) 624 DİĞER ESAS FAALİYET GELİRLERİ MALİYETLERİ(-) 625 DAĞITILMAYAN GENEL ÜRETİM MALİYETLERİ(-) 626 ÜRETİM ANORMAL FİRE VE KAYIPLARI (-) 627 STOK DEĞER DÜŞÜKLÜĞÜ KARŞILIK GİDERLERİ(-) 628 STOK DEĞER DÜŞÜKLÜĞÜ KARŞILIK İPTALLERİ (+) 63FAALİYET GİDERLERİ 630 ARAŞTIRMA GELİŞTİRME GİDERLERİ 631 PAZARLAMA, SATIŞ VE DAĞITIM GİDERLERİ 632 GENEL YÖNETİM GİDERLERİ 64DİĞER FAALİYETLERDEN GELİR VE KÂRLAR 640 TEMETTÜ GELİRLERİ 641 YATIRIM AMAÇLI GAYRİMENKUL GELİRLERİ 642 FAİZ GELİRLERİ 643 KOMİSYON GELİRLERİ 644 KONUSU KALMAYAN KARŞILIKLAR 645 FİNANSAL VARLIKLAR SATIŞ KÂRLARI 646 KAMBİYO KÂRLARI 647 GERÇEĞE UYGUN DEĞER ARTIŞ KÂRLARI 648ENFLASYON DÜZELTMESİ KÂRLARI (NET PARASAL POZİSYON KÂRLARI) 649 DİĞER GELİR VE KÂRLAR 65DİĞER FAALİYETLERDEN GİDER VE ZARARLAR (–) 651 YATIRIM AMAÇLI GAYRİMENKUL GİDERLERİ(-) 653 KOMİSYON GİDERLERİ (-) 654 KARŞILIK GİDERLERİ (-) 655 FİNANSAL VARLIK SATIŞ ZARARLARI (–) 656 KAMBİYO ZARARLARI (–) 657 GERÇEĞE UYGUN DEĞER AZALIŞ ZARARLARI(-) 658 ENFLASYON DÜZELTMESİ ZARARLARI (-) 659 DİĞER GİDER VE ZARARLAR (-) VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 235 66FİNANSMAN GİDERLERİ (-) 660 KISA VADELİ BORÇLANMA GİDERLERİ 661 UZUN VADELİ BORÇLANMA GİDERLERİ 67 DURDURULAN FAALİYETLER GELİR VE KÂRLARI 670 SATIŞ AMACIYLA ELDE TUTULAN DURAN VARLIK GELİRLERİ 671 DURDURULAN FAALİYET GELİRLERİ 672 BAĞLI ORTAKLIKLAR SATIŞ KÂRLARI 673 İŞTİRAKLER SATIŞ KÂRLARI 674 İŞ ORTAKLIKLARI SATIŞ KÂRLARI 679 DİĞER DURDURULAN FAALİYET GELİR VE KARLARI 68DURDURULAN FAALİYETLER GİDER VE ZARARLARI (-) 680 SATIŞ AMACIYLA ELDE TUTULAN DURAN VARLIK GİDERLERİ 681 DURDURULAN FAALİYET GİDERLERİ 682 BAĞLI ORTAKLIKLAR SATIŞ ZARARLARI 683 İŞTİRAKLERDEN SATIŞ ZARARLARI 684 İŞ ORTAKLIKLARINDAN SATIŞ ZARARLARI 689 DİĞER DURDURULAN FAALİYET GİDER VE ZARARLARI 69DÖNEM NET KÂR VEYA ZARARI 690 SÜRDÜRÜLEN FAALİYETLER DÖNEM KÂRI VEYA ZARARI 691SÜRDÜRÜLEN FAALİYETLER DÖNEM KÂRI VERGİ VE DİĞER YASAL YÜKÜMLÜLÜK KARŞILIKLARI (–) 692 SÜRDÜRÜLEN FAALİYETLER ERTELENMİŞ VERGİ GİDER ETKİSİ (693 SÜRDÜRÜLEN FAALİYETLER ERTELENMİŞ VERGİ GELİR ETKİSİ (+) 694 SÜRDÜRÜLEN FAALİYETLER DÖNEM NET KÂRIVEYA ZARARI 695 DURDURULAN FAALİYETLER DÖNEM KÂRI VEYA ZARARI 696 DURDURULAN FAALİYETLER DÖNEM KÂRI VERGİ VE DİĞER YASAL YÜKÜMLÜLÜK KARŞILIKLARI (–) 697 DURDURULAN FAALİYETLER ERTELENMİŞ VERGİ GİDER ETKİSİ (-) 698 DURDURULAN FAALİYETLER ERTELENMİŞ VERGİ GELİR ETKİSİ(+) 699 DURDURULAN FAALİYETLER DÖNEM NET KÂRI VEYA ZARARI Gelir-Gider Tablosuna ilişkin değişikliklere yönelik önerilerimiz aşağıdaki gibidir: 236 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 1.Brüt satışlar, başlığının ‘’Brüt Esas Faaliyet Gelirleri “ olarak değiştirilmesi ve bu bölümde satış gelirleri yanında bu niteliği taşımayan ancak işletmenin esas faaliyetleri sonucunda ortaya çıkan diğer gelirlerin de yer almasının sağlanması uygun olacaktır. Bu grupta, piyasanın ihtiyaç duyduğu ve zaman zaman farklı uygulamalara neden olan ihraç kaydıyla yapılan satışların ayrı izlenebilmesi için “ 602 İhraç Kaydıyla Satışlar” hesabının ve serbest bölgede yapılan satışların ayrı olarak izlenebilmesi için “603 Serbest Bölgeden Satışlar” hesabının açılması önerilmektedir. 2.Satış İndirimleri başlığının ‘’Esas Faaliyet Gelirlerinden İndirimler ‘’ şeklinde değiştirilmesi yeni niteliğine daha uygun olacaktır. 3.Satışların maliyeti bölümüne TMS 2 Stoklar Standardı kapsamında yeni hesaplar açılmıştır. 4. Olağandışı gelir ve karlar ve olağandışı gider ve zararlara ilişkin 67 ve 68 grupları kaldırılarak boşalan kodlar durdurulan faaliyetlere ait gelir ve karlar ile gider ve zararlara ayrılmıştır. Bu nedenle 64 ve 65 gruplarının da kapsamı genişletilerek diğer gelir ve karlar ve diğer gider ve zararlar olarak değiştirilmiştir. 5.TMS 12 Gelir Vergileri standart uygulaması çerçevesinde 69 grubunda yeni hesaplar açılmıştır. Ayrıca gelir tablosunda sürdürülen faaliyetler ile durdurulan faaliyetlere ait dönem net karının veya zararının ayrı olarak raporlanması gerektiğinden bu amacı gerçekleştirecek yeni hesaplar açılmıştır. 69 Grubunda yer alan 697 ve 698 no’lu enflasyon düzeltme hesapları kaldırılmıştır. Enflasyon düzeltmesinin gerekli olduğu dönemlerde bu hesapların fonksiyonu 648 veya 658 numaralı enflasyon karları veya zararları hesapları aracılığı ile yapılabilecektir. Yeni açılması önerilen hesaplar yukarıdaki listeden görülebilir. 3.SONUÇ Türkiye muhasebe /finansal raporlama standartlarının yürürlüğe girmesi sadece raporlamada değil kayıt düzeninde de değişiklik meydana getirecektir. Bu nedenle Tekdüzen Muhasebe Hesap Planında bazı değişikliklerin yapılması kaçınılmaz hale gelmiştir.Bu bildiri ile yapılmasında yarar görülen değişiklikler özetlenmiş ve bu konuda meslek mensuplarının ve akademisyenlerin bir durum değerlendirmesi yapmaları hedeflenmiştir. Kuşkusuz hesap planında değişiklik yapılırken vergi kanunlarında da bir kısım değişikliklerin yapılması gerekecektir. Aksi takdirde,hesap planında gerekli değişikliklerin yapılmasından sonra bile,vergi için ayrı,standartlara uygun muhasebe için ayrı kayıt tutulması ihtiyacı varlığını sürdürecektir. VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 237 Vergi yasalarının tanımladığı gelir ile muhasebenin tanımladığı gelirin ayni olması,doğal olarak,beklenmemektedir.Tanımlanan gelirler arasındaki farklar mevcut uygulamada da beyanname aşamasında giderilmektedir. Ancak standartların getirdiği birçok düzenlemenin beyanname aşamasındaki çalışmalarla vergi yasalarına uygun karın belirlenmesini imkansız kılmasa da büyük güçlükler yaratacaktır.İki uygulama arasındaki farklılıkların izlenebilmesi, bazı yasal hükümlerin standartlara paralel hale getirilmesi ile mümkün olabilecektir. KAYNAKÇA 1.Uluslararası Finansal Raporlama Standartları ile Uyumlu Türkiye Muhasebe Standartları, 2007 Ankara 2.Akdoğan, Nalan, Sevilengül, Orhan; Türkiye Muhasebe Standartları ile Uyumlu Tek Düzen Muhasebe Sistemi Uygulaması, 13. Baskı, İSMMMO, İstanbul, 2007 3.Akdoğan, Nalan, Tenker, Nejat; Finansal Tablolar ve Mali Analiz Teknikleri, 11. Baskı, Gazi Kitabevi, Ankara, 2007 4.Akdoğan, Nalan, Sevilengül, Orhan; Türkiye Muhasebe Standartlarına Uyum İçin Tekdüzen Hesap Planında Yapılması Gereken Değişiklikler Mali Çözüm Dergisi,İSMMMO,İstanbul. Kasım –Aralık 5.Akdoğan,Nalan; ‘’Finansal RaporlamaTMS/TFRS’lerin Genel AmaçlıFinansal Tablolara Etkisi’’ Mali Çözüm Dergisi,İSMMMO,İstanbul. 238 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO Ek 1: TEKDÜZEN HESAP PLANI TASLAĞI ÖNERİSİ 1.DÖNEN VARLIKLAR 10 NAKİT VE NAKİT BENZERİ VARLIKLAR 100KASA 101 ALINAN ÇEKLER 102 BANKALAR 103 VERİLEN ÇEKLER VE ÖDEME EMİRLERİ (–) 104 BANKA LİMİT KULLANIMLARI (-) 105 NAKİT BENZERİ YATIRIMLAR 106 KREDİ KARTLARI(Banka garantili olanlar) 109 DİĞER NAKİT VE NAKİT BENZERİ VARLIKLAR 11- FİNANSAL VARLIKLAR(MENKUL KIYMETLER) 110 GERÇEĞE UYGUN DEĞER FARKI KÂR-ZARARA YANSITILAN FİNANSAL VARLIKLAR 111 SATILMAYA HAZIR FİNANSAL VARLIKLAR 112 VADEYE KADAR ELDE TUTULACAK FİNANSAL VARLIKLAR 116 MALİYETLE DEĞERLENEN FİNANSAL VARLIKLAR 117 TÜREV FİNANSAL VARLIKLAR 118 DİĞER FİNANSAL VARLIKLAR 119 FİNANSAL VARLIKLAR DEĞER DÜŞÜKLÜĞÜ KARŞILIĞI (-) 12 - TİCARİ ALACAKLAR (ESAS FAALİYETLERDEN ALACAKLAR) 120 ALICILAR 121ALACAK SENETLERİ 122 İLERİ TARİHLİ ÇEKLER 123 KREDİ KARTLARINDAN ALACAKLAR 127 DİĞER TİCARİ ALACAKLAR 128 ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAKLAR 129 TİCARİ ALACAKLAR REESKONTU (ERTELENMİŞ FAİZ GELİRLERİ) (–) 130ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAKLAR KARŞILIĞI (–) 13 İLİŞKİLİ TARAFLARDAN ALACAKLAR 131 ORTAKLARDAN ALACAKLAR 132 İŞTİRAKLERDEN ALACAKLAR 133 BAĞLI ORTAKLIKLARDAN ALACAKLAR 134 İŞ ORTAKLIKLARINDAN ALACAKLAR 135 KİLİT PERSONELDEN ALACAKLAR 136 DİĞER İLİŞKİLİ TARAFLARDAN ALACAKLAR 137 İLİŞKİLİ TARAFLARDAN ALACAKLAR REESKONTU(-) VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 239 138 İLİŞKİLİ TARAFLARDAN ŞÜPHELİ ALACAKLAR 139 İLİŞKİLİ TARAFLARDAN ŞÜPHELİ ALACAKLAR KARŞILIĞI(-) 14 DİĞER ALACAKLAR 140 BÜTÇE GELİRLERİNDEN ALACAKLAR (Döner Sermaye İşletmeleri ) 141 143 VERİLEN DEPOZİTO VE TEMİNATLAR 144 DİĞER PERSONELDEN ALACAKLAR 145 VERGİ DAİRELERİNDEN ALACAKLAR 146 DİĞER ÇEŞİTLİ ALACAKLAR 147 DİĞER ALACAKLAR REESKONTU (-) 148 DİĞER ŞÜPHELİ ALACAKLAR 149 DİĞER ŞÜPHELİ ALACAKLAR KARŞILIĞI (-) 15STOKLAR 150İLK MADDE VE MALZEME 151YARI MAMÜLLER – ÜRETİM 152MAMÜLLER 153TİCARİ MALLAR 154TAMAMLANMAMIŞ HİZMET MALİYETLERİ 155TAMAMLANMIŞ HİZMET MALİYETLERİ 156YOLDAKİ STOKLAR 157DİĞER STOKLAR 158STOK DEĞER DÜŞÜKLÜĞÜ KARŞILIĞI (–) 159VERİLEN SİPARİŞ AVANSLARI 16- CANLI VARLIKLAR (BİYOLOJİK VARLIKLAR) 160TARLA BİTKİLERİ 161BAHÇE BİTKİLERİ 162CANLI KÜMES HAYVANLARI 163CANLI SU HAYVANLARI 164CANLI BÜYÜKBAŞ HAYVANLAR(Bir yıl içinde elden çıkartılacak) 165CANLI KÜÇÜKBAŞ HAYVANLAR 168 DİĞER CANLI VARLIKLAR 169 CANLI VARLIKLAR DEĞER DÜŞÜKLÜĞÜ KARŞILIĞI (-) 17. İNŞAAT SÖZLEŞMELERİNE İLİŞKİN VARLIKLAR 174ÖNCEDEN YAPILAN İŞLER 175İŞ SAHİBİNE YANSITILACAK MALİYETLER 176HAKEDİŞE BAĞLANACAK İŞLER GELİR TAHAKKUKLARI 179TAŞERONLARA VERİLEN AVANSLAR 240 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 18-GELECEK AYLARA AİT GİDERLER VE GELİR TAHAKKUKLARI 180GELECEK AYLAR AİT GİDERLER 181GELİR TAHAKKUKLARI 19-DİĞER DÖNEN VARLIKLAR 190DEVREDEN KATMA DEĞER VERGİSİ 191İNDİRİLECEK KDV 192DİĞER KDV 193PEŞİN ÖDENEN VERGİLER VE FONLAR 194 PERSONEL AVANSLARI 195 İŞ AVANSLARI 196DİĞER ÇEŞİTLİ DÖNEN VARLIKLAR 197SAYIM VE TESELLÜM NOKSANLARI, 198 DİĞER DÖNEN VARLIKLAR KARŞILIĞI (–) 199SATIŞ AMACIYLA ELDE TUTULAN DURAN VARLIKLAR VE DURDURULAN FAALİYETLER 2.DURAN VARLIKLAR 20YATIRIM AMAÇLI GAYRİMENKULLER 200YATIRIM AMAÇLI ARAZİLER 201YATIRIM AMAÇLI ARSALAR 202YATIRIM AMAÇLI BİNALAR 209BİRİKMİŞ AMORTİSMANLAR VE DEĞER DÜŞÜKLÜĞÜ KARŞILIKLARI (-) 21CANLI VARLIKLAR 210MEYVE AĞAÇLARI 211MEYVE VERMEYEN AĞAÇLAR 212 CANLI BÜYÜKBAŞ HAYVANLAR 213 CANLI KÜÇÜKBAŞ HAYVANLAR 214 CANLI KANATLI HAYVANLAR 215 216 217 218 YAPILMAKTA OLAN CANLI VARLIK YATIRIMLARI 219 CANLI VARLIKLAR DEĞER DÜŞÜKLÜĞÜ KARŞILIKLARI (-) 22 TİCARİ VE DİĞER ALACAKLAR 220ALICILAR (esas faaliyetlerden) Ticari alacak grubunda raporlanacak 221 ALACAK SENETLERİ (esas faaliyetlerden) Ticari alacak grubunda raporlanacak 222TİCARİ ALACAK REESKONTLARI (-) Ticari alacak grubunda raporlanacak 223ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAK KARŞILIKLARI (-) Ticari alacak grubunda raporlanacak VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 241 224 VERİLEN DEPOZİTO VE TEMİNATLAR (Diğer Alacaklar grubunda raporlanacak) 225 DİĞER PERSONELDEN ALACAKLAR (Diğer Alacaklar grubunda raporlanacak) 226 VERGİ DAİRELERİNDEN ALACAKLAR (Diğer Alacaklar grubunda raporlanacak) 227 DİĞER ÇEŞİTLİ ALACAKLAR (Diğer Alacaklar grubunda raporlanacak) 228DİĞER ALACAKLAR REESKONTU(-) (Diğer Alacaklar grubunda raporlanacak) 229 DİĞER ŞÜPHELİ ALACAKLAR KARŞILIĞI (-) (Diğer Alacaklar grubunda raporlanacak) 23 İLİŞKİLİ TARAFLARDAN ALACAKLAR 231 ORTAKLARDAN ALACAKLAR 232 İŞTİRAKLERDEN ALACAKLAR 233 BAĞLI ORTAKLIKLARDAN ALACAKLAR 234 İŞ ORTAKLIKLARINDAN ALACAKLAR 235 KİLİT PERSONELDEN ALACAKLAR 236 DİĞER İLİŞKİLİ TARAFLARDAN ALACAKLAR 237 İLİŞKİLİ TARAFLARDAN ALACAKLAR REESKONTU (-) 238İLİŞKİLİ TARAFLARDAN ŞÜPHELİ ALACAKLAR 239İLİŞKİLİ TARAFLARDAN ŞÜPHELİ ALACAKLAR KARŞILIĞI(-) 24FİNANSAL DURAN VARLIKLAR 240 GERÇEĞE UYGUN DEĞER FARKI KÂR-ZARARA YANSITILAN FİNANSAL VARLIKLAR 241SATILMAYA HAZIR FİNANSAL VARLIKLAR 242VADEYE KADAR ELDE TUTULACAK FİNANSAL VARLIKLAR 243 ÖNEMLİ ETKİYE SAHİP OLUNAN İŞTİRAKLER 244 İŞ ORTAKLIKLARI 245 BAĞLI ORTAKLIKLAR 246MALİYETLE DEĞERLENEN FİNANSAL DURAN VARLIKLAR 247 TÜREV FİNANSAL VARLIKLAR 248 DİĞER FİNANSAL DURAN VARLIKLAR 249FİNANSAL DURAN VARLIKLAR DEĞER DÜŞÜKLÜĞÜ KARŞILIĞI (–) 25MADDİ DURAN VARLIKLAR 250ARAZİ VE ARSALAR 251YERALTI VE YERÜSTÜ DÜZENLERİ 252BİNALAR 253TESİS, MAKİNE VE CİHAZLAR 254TAŞITLAR 255DEMİRBAŞLAR 256 DİĞER MADDİ DURAN VARLIKLAR 257BİRİKMİŞ AMORTİSMANLAR ve DEĞER DÜŞÜKLÜĞÜ KARŞILIĞI (–) 258YAPILMAKTA OLAN YATIRIMLAR 259VERİLEN AVANSLAR 26MADDİ OLMAYAN DURAN VARLIKLAR 260ŞEREFİYE 261HAKLAR 262 GELİŞTİRME GİDERLERİ 263 YAZILIM PROGRAMLARI 264 TV PROGRAMLARI ,SİNAMA FİLİMLERİ 265 GELİŞTİRME GİDERLERİ 266 DİĞER MADDİ OLMAYAN DURAN VARLIKLAR 267BİRİKMİŞ AMORTİSMANLAR VE DEĞER DÜŞÜKLÜĞÜ KARŞILIĞI (–) 268 YAPIMI DEVAM EDEN PROGRAMLAR, PROJELER 269VERİLEN AVANSLAR 27ÖZEL TÜKENMEYE TABİ VARLIKLAR 271ARAMA GİDERLERİ 272HAZIRLIK VE GELİŞTİRME GİDERLERİ 277DİĞER ÖZEL TÜKENMEYE TABİ VARLIKLAR 278BİRİKMİŞ TÜKENME PAYLARI VE DEĞER DÜŞÜKLÜĞÜ KARŞILIĞI (–) 279VERİLEN AVANSLAR 28GELECEK YILLARA AİT GİDERLER VE GELİR TAHAKKUKLARI 280GELECEK YILLARA AİT GİDERLER 281GELİR TAHAKKUKLARI 283ERTELENMİŞ VERGİ VARLIĞI 29DİĞER DURAN VARLIKLAR 292 DİĞER KDV 293 PEŞİN ÖDENEN VERGİLER VE FONLAR 294 ELDEN ÇIKARILACAK STOKLAR VE MADDİ DURAN VARLIKLAR 298 DİĞER ÇEŞİTLİ DURAN VARLIKLAR 299 BİRİKMİŞ AMORTİSMANLAR VE DEĞER DÜŞÜKLÜĞÜ KARŞILIĞI (–) 3KISA VADELİ YABANCI KAYNAKLAR 30 FİNANSAL BORÇLAR 300BANKA KREDİLERİ 301FİNANSAL KİRALAMA İŞLEMLERİNDEN BORÇLAR 302ERTELENMİŞ FİNANSAL KİRALAMA BORÇLANMA MALİYETLERİ (303UZUN VADELİ KREDİLERİN ANA PARA TAKSİTLERİ VE FAİZLERİ 304TAHVİL ANA PARA BORÇ TAKSİT VE FAİZLERİ 305ÇIKARILMIŞ BONOLAR VE SENETLER VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 243 306 ÇIKARILMIŞ DİĞER MENKUL KIYMETLER 307 TÜREV FİNANSAL BORÇLAR 308MENKUL KIYMETLER İHRAÇ FARKLARI (–) 309 FİNANSAL BORÇLAR REESKONTU (-) 32 TİCARİ BORÇLAR(ESAS FAALİYETLERDEN BORÇLAR) 320 SATICILAR 321BORÇ SENETLERİ 322VERİLEN İLERİ TARİHLİ ÇEKLER 323FATURASI BEKLENEN ALIŞLARDAN BORÇLAR 328 DİĞER ÇEŞİTLİ TİCARİ BORÇLAR 330 TİCARİ BORÇLAR REESKONTU (ERTELENMİŞ FAİZ GİDERLERİ)(-) 33 İLİŞKİLİ TARAFLARA BORÇLAR 331 ORTAKLARA BORÇLAR 332 İŞTİRAKLERE BORÇLAR 333 BAĞLI ORTAKLIKLARA BORÇLAR 334 İŞ ORTAKLIKLARINA BORÇLAR 335 KİLİT PERSONELE BORÇLAR 338 DİĞER İLİŞKİLİ TARAFLARA BORÇLAR 339 İLİŞKİLİ TARAFLARA BORÇLAR REESKONTU(-) 34DİĞER BORÇLAR 343 ALINAN DEPOZİTO VE TEMİNATLAR 344 DİĞER PERSONELE BORÇLAR 345 348 DİĞER ÇEŞİTLİ BORÇLAR 349DİĞER BORÇLAR REESKONTU (ERTELENMİŞ GİDERLER)(-) 35ALINAN AVANSLAR 350ALINAN SİPARİŞ AVANSLARI 351ALINAN HAKEDİŞ AVANSLARI 359ALINAN DİĞER AVANSLAR 36ÖDENECEK VERGİ VE DİĞER YÜKÜMLÜLÜKLER 360 ÖDENECEK VERGİ VE FONLAR 361 ÖDENECEK SOSYAL GÜVENLİK KESİNTİLERİ 368 VADESİ GEÇMİŞ ERTELENMİŞ VEYA TAKSİTLENDİRİLMİŞ VERGİ VE DİĞER YÜKÜMLÜLÜKLER 369ÖDENECEK DİĞER YASAL YÜKÜMLÜLÜKLER 37BORÇ VE GİDER KARŞILIKLARI 370DÖNEM KÂRI VERGİ VE DİĞER YASAL YÜKÜMLÜLÜK KARŞILIKLARI 244 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 371DÖNEM NET KÂRININ PEŞİN ÖDENEN VERGİ VE DİĞER YÜKÜMLÜLÜKLERİ (–) 372KIDEM TAZMİNATI KARŞILIĞI 373 GİDER KARŞILIKLARI 374ÇALIŞANLARA SAĞLANACAK DİĞER FAYDALARA İLİŞKİN KARŞILIKLAR 375GARANTİ YÜKÜMLÜLÜKLERİ KARŞILIKLARI 376MADDİ DURAN VARLIKLAR SÖKÜLME,RESTORASYON ve REHABİLİTASYON MALİYETLERİ KARŞILIKLARI 378 379 DİĞER BORÇ KARŞILIKLARI 38GELECEK AYLARA AİT GELİRLER VE GİDER TAHAKKUKLARI 380 GELECEK AYLARA AİT GELİRLER 381GİDER TAHAKKUKLARI 39DİĞER KISA VADELİ YABANCI KAYNAKLAR 391HESAPLANAN KDV 392DİĞER KDV 393MERKEZ VE ŞUBELER CARİ HESAB 397 SAYIM VE TESELLÜM FAZLALARI 398 DİĞER ÇEŞİTLİ YABANCI KAYNAKLAR 399 SATIŞ AMACIYLA ELDE TUTULAN DURAN VARLIKLARA VE DURDURULAN FAALİYETLERE İLİŞKİN BORÇLAR 4.UZUN VADELİ YABANCI KAYNAKLAR 40FİNANSAL BORÇLAR 400BANKA KREDİLERİ 401FİNANSAL KİRALAMA İŞLEMLERİNDEN BORÇLAR 402ERTELENMİŞ FİNANSAL KİRALAMA BORÇLANMA MALİYETLERİ(-) 403ÇIKARILMIŞ TAHVİLLER 404HİSSE SENEDİNE DÖNÜŞTÜRÜLEBİLİR TAHVİLLER 405 406 TÜREV FİNANSAL BORÇLAR 407ÇIKARILMIŞ DİĞER MENKUL KIYMETLER 408MENKUL KIYMETLER İHRAÇ FARKLARI (–) 409 FİNANSAL BORÇLAR REESKONTU(-) 42 TİCARİ BORÇLAR(ESAS FAALİYETLERDEN BORÇLAR) 420 SATICILAR 421BORÇ SENETLERİ 422VERİLEN İLERİ TARİHLİ ÇEKLER VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 245 423FATURASI BEKLENEN ALIŞLARDAN BORÇLAR 428 DİĞER ÇEŞİTLİ TİCARİ BORÇLAR 429 TİCARİ BORÇLAR REESKONTLARI (ERTELENMİŞ FAİZ GİDERLERİ)(-) 43 İLİŞKİLİ TARAFLARA BORÇLAR 431ORTAKLARA BORÇLAR 432İŞTİRAKLERE BORÇLAR 433BAĞLI ORTAKLIKLARA BORÇLAR 434İŞ ORTAKLIKLARINA BORÇLAR 435KİLİT PERSONELE BORÇLAR 438DİĞER İLİŞKİLİ TARAFLARA BORÇLAR 439İLİŞKİLİ TARAFLARA BORÇLAR REESKONTU(-) 44DİĞER BORÇLAR 440 443 ALINAN DEPOZİTO VE TEMİNATLAR 444 DİĞER PERSONELE BORÇLAR 448 DİĞER ÇEŞİTLİ BORÇLAR 449 DİĞER BORÇLAR REESKONTLARI (ERTELENMİŞ GİDERLER) (-) 45ALINAN AVANSLAR 450ALINAN SİPARİŞ AVANSLARI 451 ALINAN HAKEDİŞ AVANSLARI 459ALINAN DİĞER AVANSLAR 46ÖDENECEK VERGİ VE DİĞER YÜKÜMLÜLÜKLER 460 GELECEK YILLARDA ÖDENECEK VERGİ VE FONLAR 461GELECEK YILLARDA ÖDENECEK SOSYAL GÜVENLİK KESİNTİLERİ 464 GELECEK YILLARA ERTELENEN VEYA TERKİN EDİLECEK KATMA DEĞER VERGİSİ 469 ÖDENECEK DİĞER YASAL YÜKÜMLÜLÜKLER 47BORÇ VE GİDER KARŞILIKLARI 472KIDEM TAZMİNATI KARŞILIĞI 474 ÇALIŞANLARA SAĞLANACAK DİĞER FAYDALARA İLİŞKİN KARŞILIKLAR 475GARANTİ YÜKÜMLÜLÜK KARŞILIKLARI 476MADDİ DURAN VARLIKLAR SÖKÜLME VE RESTORASYON MALİYETLERİ KARŞILIKLARI 478 479DİĞER BORÇ VE GİDER KARŞILIKLARI 48GELECEK YILLARA AİT GELİRLER VE GİDER TAHAKKUKLARI 480 GELECEK YILLARA AİT GELİRLER 246 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 481GİDER TAHAKKUKLARI 483ERTELENMİŞ VERGİ BORCU (Yükümlülüğü) 49DİĞER UZUN VADELİ YABANCI KAYNAKLAR 493TESİSE KATILMA PAYLARI 498 DİĞER ÇEŞİTLİ UZUN VADELİ YABANCI KAYNAKLAR 5.ÖZ KAYNAKLAR 50ÖDENMİŞ SERMAYE 500 SERMAYE 501 ÖDENMEMİŞ SERMAYE (–) 502 SERMAYE DÜZELMESİ OLUMLU FARKLARI 503 SERMAYE DÜZELTMESİ OLUMSUZ FARKLARI (-) 52SERMAYE YEDEKLERİ 520HİSSE SENEDİ İHRAÇ PRİMLERİ 521HİSSE SENEDİ İPTAL KÂRLARI 522M.D.V. YENİDEN DEĞERLEME ARTIŞLARI 523 İŞTİRAKLER DEĞERLEME FARKLARI 524MADDİ OLMAYAN DURAN VARLIK YENİDEN DEĞERLEME ARTIŞLARI 525 ÖZEL TÜKENMEYE TABİ VARLIKLAR YENİDEN DEĞERLEME ARTIŞLARI 526 FİNANSAL VARLIKLAR DEĞERLEME FARKLARI(+)(-) 529DİĞER SERMAYE YEDEKLERİ 54KÂR YEDEKLERİ 540YASAL YEDEKLER 541STATÜ YEDEKLERİ 542OLAĞANÜSTÜ YEDEKLER 548DİĞER KÂR YEDEKLERİ 549ÖZEL FONLAR 57GEÇMİŞ YILLAR KÂRLARI 570GEÇMİŞ YILLAR KÂRLARI 571GEÇMİŞ YILLAR DÜZELTMELERİNDEN KARLAR 572 TFRS ‘YE İLK GEÇİŞ FARKLARINDAN KARLAR 58GEÇMİŞ YILLAR ZARARLARI(-) 580 GEÇMİŞ YILLAR ZARARLARI (–) 581 GEÇMİŞ YILLAR DÜZELTMELERİNDEN ZARARLAR(-) 582 TFRS’YE İLK GEÇİŞ FARKLARINDAN ZARARLAR (-) VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 247 59DÖNEM NET KÂRI (ZARARI) 590DÖNEM NET KÂRI 591 DÖNEM NET ZARARI (–) 6GELİR-GİDER TABLOSU HESAPLARI 60BRÜT ESAS FAALİYET GELİRLERİ ( Brüt satışlar) 600 YURT İÇİ SATIŞLAR 601 YURT DIŞI SATIŞLAR 602 İHRAÇ KAYDIYLA SATIŞLAR 603 SERBEST BÖLGEDEN SATIŞLAR 604 CANLI VARLIK DEĞERLEME FARKLARI 605-608 (kurumların niteliğine göre ortaya çıkan yukarıdaki hesaplardan farklılık arz eden esas faaliyet gelirleri (ornek : meskek örgütlerinde, vakıflarda üye aidatları ,bağışları gibi, döner sermayelerde Bütçeden alınan gelirler gibi,) 609 DİĞER ESAS FAALİYET GELİRLERİ veya aşağıdaki gibi de kodlanabilir: 60BRÜT ESAS FAALİYET GELİRLERİ ( Brüt satışlar) 600YURT İÇİ MAMUL SATIŞLARI 601 YURT İÇİ TİCARİ MAL SATIŞLARI 602YURT İÇİ HIZMET SATIŞLARI 603YURT İÇİ DİĞER ESAS FAALİYET GELİRLERİ 604YURT DIŞI MAMUL SATIŞLARI 605YURT DIŞI TICARİ MAL SATIŞLARI 606 YURT DIŞI HIZMET SATIŞLARI 607 SERBEST BÖLGEDEN SATIŞLAR 608CANLI VARLIK DEĞERLEME FARKLARI 609 DİĞER ESAS FAALİYET GELİRLERİ 61SATIŞ İNDİRİMLERİ (–) 610 SATIŞTAN İADELER (–) 611 SATIŞ İSKONTOLARI (–) 612 DİĞER İNDİRİMLER (–) 62SATIŞLARIN MALİYETİ (Brüt esas faaliyet maliyetleri) 620SATILAN MAMÜLLER MALİYETİ (–) 621SATILAN TİCARİ MALLAR MALİYETİ (–) 622SATILAN HİZMET MALİYETİ (–) 623 DİĞER SATIŞLARIN MALİYETİ (–) 624 DİĞER ESAS FAALİYET MALİYETLERİ(-) 625DAĞITILMAYAN GENEL ÜRETİM MALİYETLERİ(-) 248 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 626ÜRETİM ANORMAL FİRE VE KAYIPLARI (-) 627STOK DEĞER DÜŞÜKLÜĞÜ KARŞILIK GİDERLERİ(-) 628STOK DEĞER DÜŞÜKLÜĞÜ KARŞILIK İPTALLERİ (+) 63FAALİYET GİDERLERİ 630ARAŞTIRMA GELİŞTİRME GİDERLERİ 631PAZARLAMA, SATIŞ VE DAĞITIM GİDERLERİ 632GENEL YÖNETİM GİDERLERİ 64DİĞER FAALİYETLERDEN GELİR VE KÂRLAR 640TEMETTÜ GELİRLERİ 641YATIRIM AMAÇLI GAYRİMENKUL GELİRLERİ 642FAİZ GELİRLERİ 643 KOMİSYON GELİRLERİ 644KONUSU KALMAYAN KARŞILIKLAR 645FİNANSAL VARLIKLAR SATIŞ KÂRLARI 646KAMBİYO KÂRLARI 647GERÇEĞE UYGUN DEĞER ARTIŞ KÂRLARI 648ENFLASYON DÜZELTMESİ KÂRLARI (NET PARASAL POZİSYON KÂRLARI) 649DİĞER GELİR VE KÂRLAR 65DİĞER FAALİYETLERDEN GİDER VE ZARARLAR (–) 651YATIRIM AMAÇLI GAYRİMENKUL GİDERLERİ(-) 653KOMİSYON GİDERLERİ (-) 654KARŞILIK GİDERLERİ (-) 655FİNANSAL VARLIK SATIŞ ZARARLARI (–) 656KAMBİYO ZARARLARI (–) 657GERÇEĞE UYGUN DEĞER AZALIŞ ZARARLARI(-) 658ENFLASYON DÜZELTMESİ ZARARLARI (-) 659DİĞER GİDER VE ZARARLAR (– 66FİNANSMAN GİDERLERİ (-) 660KISA VADELİ BORÇLANMA GİDERLERİ 661UZUN VADELİ BORÇLANMA GİDERLERİ 67DURDURULAN FAALİYETLER GELİR VE KÂRLARI 670SATIŞ AMACIYLA ELDE TUTULAN DURAN VARLIK GELİRLERİ 671DURDURULAN FAALİYET GELİRLERİ 672BAĞLI ORTAKLIKLAR SATIŞ KÂRLARI 673İŞTİRAKLER SATIŞ KÂRLARI VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 249 674İŞ ORTAKLIKLARI SATIŞ KÂRLARI 679DİĞER DURDURULAN FAALİYET GELİRLERİ 68DURDURULAN FAALİYETLER GİDER VE ZARARLAR (-) 680SATIŞ AMACIYLA ELDE TUTULAN DURAN VARLIK GİDERLERİ 681DURDURULAN FAALİYET GİDERLERİ 682BAĞLI ORTAKLIKLAR SATIŞ ZARARLARI 683İŞTİRAKLERDEN SATIŞ ZARARLARI 684İŞ ORTAKLIKLARINDAN SATIŞ ZARARLARI 689DİĞER DURDURULAN FAALİYET GİDERLERİ 69DÖNEM NET KÂR VEYA ZARARI 690SÜRDÜRÜLEN FAALİYETLER DÖNEM KÂRI VEYA ZARARI 691SÜRDÜRÜLEN FAALİYETLER DÖNEM KÂRI VERGİ VE DİĞER YASALYÜKÜMLÜLÜK KARŞILIKLARI (–) 692SÜRDÜRÜLEN FAALİYETLER ERTELENMİŞ VERGİ GİDER ETKİSİ (693 SÜRDÜRÜLEN FAALİYETLER ERTELENMİŞ VERGİ GELİR ETKİSİ (+) 694 SÜRDÜRÜLEN FAALİYETLER DÖNEM NET KÂRIVEYA ZARARI 695 DURDURULAN FAALİYETLER DÖNEM KÂRI VEYA ZARARI 696 DURDURULAN FAALİYETLER DÖNEM KÂRI VERGİ VE DİĞER YASAL YÜKÜMLÜLÜK KARŞILIKLARI (–) 697 DURDURULAN FAALİYETLER ERTELENMİŞ VERGİ GİDER ETKİSİ (-) 698 DURDURULAN FAALİYETLER ERTELENMİŞ VERGİ GELİR ETKİSİ (+) 699 DURDURULAN FAALİYETLER DÖNEM NET KÂRI VEYA ZARARI 7.MALİYET HESAPLARI (7/A SEÇENEĞİ) 70MALİYET MUHASEBESİ BAĞLANTI HESAPLARI 700MALİYET MUHASEBESİ BAĞLANTI HESABI 701MALİYET MUHASEBESİ YANSITMA HESABI(1) 71DİREKT İLK MADDE VE MALZEME GİDERLERİ 710DİREKT İLK MADDE VE MALZEME GİDERLERİ 711DİREKT İLK MADDE VE MALZEME YANSITMA HESABI(1) 712DİREKT İLK MADDE VE MALZEME FİYAT FARKI 713DİREKT İLK MADDE VE MALZEME MİKTAR FARKI 72DİREKT İŞÇİLİK GİDERLERİ 720DİREKT İŞÇİLİK GİDERLERİ 721DİREKT İŞÇİLİK GİDERLERİ YANSITMA HESABI (1) 722DİREKT İŞÇİLİK ÜCRET FARKLARI 723DİREKT İŞÇİLİK SÜRE (ZAMAN) FARKLARI 1 Yansıtılan tutarları aylık olarak ayrı izlemek isteyen işletmeler, her ay için, bir tali hesap açabilir. 250 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 73GENEL ÜRETİM GİDERLERİ 730GENEL ÜRETİM GİDERLERİ 731GENEL ÜRETİM GİDERLERİ YANSITMA HESABI(1) 732GENEL ÜRETİM GİDERLERİ BÜTÇE FARKLARI 733GENEL ÜRETİM GİDERLERİ VERİMLİLİK FARKLARI 734GENEL ÜRETİM GİDERLERİ KAPASİTE FARKLARI 74HİZMET ÜRETİM MALİYETİ 740HİZMET ÜRETİM MALİYETİ 741HİZMET ÜRETİM MALİYETİ YANSITMA HESABI(1) 742HİZMET ÜRETİM MALİYETİ FARK HESAPLARI 75ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME GİDERLERİ 750ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME GİDERLERİ 751ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME GİDERLERİ YANSITMA HESABI(1) 752ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME GİDER FARKLARI 76PAZARLAMA SATIŞ VE DAĞITIM GİDERLERİ 760PAZARLAMA SATIŞ VE DAĞITIM GİDERLERİ 761PAZARLAMA SATIŞ VE DAĞITIM GİDERLERİ YANSITMA HESABI(1) 762PAZARLAMA SATIŞ VE DAĞITIM GİDERLERİ FARK HESABI 77GENEL YÖNETİM GİDERLERİ 770GENEL YÖNETİM GİDERLERİ 771GENEL YÖNETİM GİDERLERİ YANSITMA HESABI(1) 772GENEL YÖNETİM GİDER FARKLARI HESABI 78FİNANSMAN GİDERLERİ 780FİNANSMAN GİDERLERİ 781FİNANSMAN GİDERLERİ YANSITMA HESABI(1) 782FİNANSMAN GİDERLERİ FARK HESABI MALİYET HESAPLARI (7/B SEÇENEĞİ) 79GİDER ÇEŞİTLERİ 790İLK MADDE VE MALZEME GİDERLERİ 791İŞÇİ ÜCRET VE GİDERLERİ 792MEMUR ÜCRET VE GİDERLERİ 793DIŞARIDAN SAĞLANAN FAYDA VE HİZMETLER 794ÇEŞİTLİ GİDERLER 795VERGİ, RESİM VE HARÇLAR 796AMORTİSMANLAR VE TÜKENME PAYLARI 797FİNANSMAN GİDERLERİ 798GİDER ÇEŞİTLERİ YANSITMA HESABI VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 251 799ÜRETİM MALİYET HESABI 7GRUBU YARDIMCI HESAPLARI 7/A SEÇENEĞİNDE: 0 –9 GİDER ÇEŞİTLERİ 0. İLK MADDE VE MALZEME GİDERLERİ 1. İŞÇİ ÜCRET VE GİDERLERİ 2. MEMUR ÜCRET VE GİDERLERİ 3. DIŞARIDAN SAĞLANAN FAYDA VE HİZMETLER 4. ÇEŞİTLİ GİDERLER 5. VERGİ RESİM VE HARÇLAR 6. AMORTİSMANLAR VE TÜKENME PAYLARI 7. FİNANSMAN GİDERLERİ 10. 99 GİDER YERLERİ 8. SERBEST 9. NAZIM HESAPLAR( 252 VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO EK 2: ÖNERİLEN BİLANÇO VE GELİR TABLOSU FORMATLARI (Konsolide olmayan) Türkiye Muhasebe Standartlarına Uyumlu Tarafımızdan Önerilen İŞLETME ÖZET BİLANÇO TİPİ (…………………………TL.)* AKTİF (VARLIKLAR) PASİF (KAYNAKLAR) I. DÖNEN VARLIKLAR I. KISA VADELİ YABANCI KAYNAKLAR A.NAKŞT VEYA NAKİT BENZERİ VARLIKLAR A.FİNANSAL BORÇLAR(net) B. FİNANSAL VARLIKLAR B.TİCARİ BORÇLAR (NET) C.TİCARİ ALACAKLAR (NET) C.İLİŞKİLİ TARAFLARA BORÇLAR (NET) D.İLİŞKİLİ TARAFLARDAN ALACAKLAR (NET) D.DİĞER BORÇLAR (NET) E. DİĞER ALACAKLAR (NET) E. ALINAN AVANSLAR F. STOKLAR (NET) F. ÖDENECEK VERGİ VE YÜKÜMLÜLÜKLER G.CANLI VARLIKLAR G.BORÇ VE GİDER KARŞILIKLARI H.İNŞAAT SÖZLEŞMELERİNE İLİŞKİN H.GELECEK AYLARA AİT GELİRLER VE GİDER TAHAKKUKLARI VARLIKLAR I. GELECEK AYLARA AİT GİDERLER VE GELİR I. DİĞER KISA VADELİ YABANCI KAYNAKLAR TAHAKKUKLARI İ. SATIŞ AMAÇLI DURAN VARLIKLARA VE İ. DİĞER DÖNEN VARLIKLAR DURDURULAN FAALİYETLERE İLİŞKİN J. SATIŞ AMAÇLI DURAN VARLIKLAR VE BORÇLAR KISA VADEL‹ YABANCI KAYNAKLAR TOPLAMI DURDURULAN FAALİYETLER DÖNEN VARLIKLAR TOPLAMI II. UZUN VADELİ YABANCI KAYNAKLAR II. DURAN VARLIKLAR A.FİNANSAL BORÇLAR(NET) A.TİCARİ ALACAKLAR (NET) B.TİCARİ BORÇLAR(NET) B.İLİŞKİLİ TARAFLARDAN ALACAKLAR (NET) C.İLİŞKİLİ TARAFLARA BORÇLAR(NET) C.DİĞER ALACAKLAR (NET) D.DİĞER BORÇLAR(NET) D.FİNANSAL DURAN VARLIKLAR (NET) E. ALINAN AVANSLAR E. CANLI VARLIKLAR F. ÖDENECEK VERGİ VE YÜKÜMLÜLÜKLER F. YATIRIM AMAÇLI FAYRUMENKULLER G.BORÇ VE GİDER KARŞILIKLARI G.MADDİ DURAN VARLIKLAR (NET) H GELECEK YILLARA AİT GELİRLER VE GİDER H.ŞEREFİYE (net) TAHAKKUKLARI I. MADDİ OLMAYAN DURAN VARLIKLAR (NET) I. ERTELENMİŞ VERGİ BORCU İ. ÖZEL TÜKENMEYE TABİ VARLIKLAR (NET) (YÜKÜMLÜLÜĞÜ) J. GELECEK YILLARA AİT GİDERLER VE GELİR I.j DİĞER UZUN VADELİ YABANCI KAYNAKLAR TAHAKKUKLARI UZUN VADEL‹ YABANCI KAYNAKLAR TOPLAMI K.ERTELENMİŞ VERGİ VARLIĞI III. ÖZ KAYNAKLAR L. DİĞER DURAN VARLIKLAR A.ÖDENMİŞ SERMAYE DURAN VARLIKLAR TOPLAMI B.SERMAYE YEDEKLERİ C.KÂR YEDEKLERİ D.GEÇMİŞ YILLAR KÂRLARI E. GEÇMİŞ YILLAR ZARARLARI (-) F. DÖNEM NET KÂRI (ZARARI) ÖZ KAYNAKLAR TOPLAMI AKTİF (VARLIKLAR) TOPLAMI PASİF (KAYNAKLAR) TOPLAMI VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 253 Türkiye Muhasebe Standartlarına Uyumlu Tarafımızdan Önerilen İŞLETME AYRINTILI BİLANÇO TİPİ (…………………………TL.)* AKTİF (VARLIKLAR) I. DÖNEN VARLIKLAR A. NAKİT VE NAKİT BENZERİ VARLIKLAR 1. Kasa 2. Alınan Çekler 3. Bankalar 4. Verilen Çekler ve Ödeme Emirleri (-) 5. Banka Limit Kullanımları(-) 6. Nakit Benzeri Yatırımlar 7. Kredi kartları (Banka garantili olanlar) 8. Diğer Hazır Değerler B. FİNANSAL VARLIKLAR 1. Gerçeğe Uygun Değer Farkları Kâr- Zarara Yansıtılan Finansal Varlıklar 2. Satılmaya Hazır Finansal Varlıklar 3. Vadeye Kadar Elde Tutulacak Finansal Varlıklar 4. Maliyetle Değerlenecek Finansal Varlıklar 4. Diğer Finansal Varlıklar 5. Finansal Varlıklar Değer Düşüklüğü Karşılığı (-) C. TİCARİ ALACAKLAR 1. Alıcılar 2. Alacak Senetleri 3. İleri Tarihli Çekler 4. Kredi Kartlarından Alacaklar 5. Diğer Ticari Alacaklar 6. Şüpheli Ticari Alacaklar 7. Ticari Alacaklar Reeskontu (-) 8. Şüpheli Ticari Alacaklar Karşılığı (-) D. İLİŞKİLİ TARAFLARDAN ALACAKLAR 1. Ortaklardan Alacaklar 2. İştiraklerden Alacaklar 3. Bağlı Ortaklıklardan Alacaklar 4. İş Ortaklıklarından Alacaklar 5. Kilit Personelden Alacaklar 6. Diğer İlişkili Taraflardan Alacaklar 7. İlişkili Taraflardan Alacaklar Reeskontu (-) 8. Şüpheli İlişkili Taraflardan Alacaklar Karşılığı (-) E. DİĞER ALACAKLAR 1. Verilen Depozito Ve Teminatlar 2. Personelden Alacaklar 3. Vergi Dairelerinden Alacaklar 4. Diğer Çeşitli Alacaklar 5. Diğer Alacaklar Reeskontu (-) 6. Şüpheli Diğer Alacaklar Karşılığı (-) F. STOKLAR 1. İlk Madde ve Malzeme 2. Yarı Mamuller 3. Mamuller 4. Ticari Mallar 5. Tamamlanmamış Hizmet Maliyetleri 6. Tamamlanmış Hizmet Maliyetleri 7. Yoldaki Stoklar 8. Diğer Stoklar 9. Stok Değer Düşüklüğü Karşılığı (-) 10.Verilen Sipariş Avansları G. CANLI VARLIKLAR 1. Tarla Bitkileri 2. Bahçe Bitkileri 3. Canlı Kümes Hayvanları 4. Canlı Büyükbaş hayvanlar 4. Canlı Su Hayvanları 5. Diğer Canlı Varlıklar 6. Canlı Varlıklar Değer Düşüklüğü Karşılığı (-) H. İNŞAAT SÖZLEŞMELERİNE İLİŞKİN VARLIKLAR 1. Önceden Yapılan İşler 2. İş Sahibine Yansıtılacak Maliyetler 3. Hakedişe Bağlanacak Gelir Tahakkukları 4. Taşeronlara Verilen Avanslar 254 PASİF (KAYNAKLAR) I. KISA VADELİ YABANCI KAYNAKLAR A. FİNANSAL BORÇLAR (MALİ BORÇLAR) 1. Banka Kredileri 2. Finansal Kiralama İşlemlerinden Borçlar 3. Ertelenmiş Finansal Kiralama Borçlanma Maliyetleri (-) 4. Uzun Vadeli Kredilerin Anapara Taksitleri ve Faizleri 5. Tahvil, Anapara Borç, Taksit ve Faizleri 6. Çıkarılmış Bonolar ve Senetler 7. Çıkarılmış Diğer Menkul Kıymetler 8. Menkul Kıymetler İhraç Farkı (-) 9. Diğer Mali Borçlar B. TİCARİ BORÇLAR 1. Satıcılar 2. Borç Senetleri 3. Verilen İleri tarihli Çekler 4. Faturası Beklenen Alışlardan Borçlar 5. Diğer Çeşitli Ticari Borçlar 6. Ticari Borçlar Reeskontu (-) C. İLİŞKİLİ TARAFLARA BORÇLAR 1. Ortaklara Borçlar 2. İştiraklere Borçlar 3. Bağlı Ortaklıklara Borçlar 4. İş Ortaklıklarına Borçlar 5. Kilit Personele Borçlar 6. Diğer İlişkili Taraflara Borçlar 7. İlişkili Taraflara Borçlar Reeskontu (-) D. DİĞER BORÇLAR 1. Alınan Depozito ve Teminatlar 2. Personele Borçlar 3. Diğer Çeşitli Borçlar 4. Diğer Borçlar Reeskontu (-) E. ALINAN AVANSLAR 1. Alınan Sipariş Avansları 2. Alınan Hakediş Avansları 3. Alınan Diğer Avanslar F. ÖDENECEK VERGİ VE DİĞER YÜKÜMLÜLÜKLER 1. Ödenecek Vergi ve Fonlar 2. Ödenecek Sosyal Güvenlik Kesintileri 3. Vadesi Geçmiş Ertelenmiş veya Taksitlendirilmiş Vergi ve Diğer Yükümlülükler 4. Ödenecek Diğer Yükümlülükler G. BORÇ VE GİDER KARŞILIKLARI 1. Dönem Kârı Vergi ve Diğer Yasal Yükümlülük Karşılıkları 2. Dönem Kârının Peşin Ödenen Vergi ve Diğer Yükümlülükleri (-) 3. Kıdem Tazminatı Karşılığı 4. Diğer Borç ve Gider Karşılıkları H. GELECEK AYLARA AİT GELİRLER VE GİDER TAHAKKUKLARI 1. Gelecek Aylara Ait Gelirler 2. Gider Tahakkukları I. ERTELENMİŞ VERGİ BORCU j. DİĞER KISA VADELİ YABANCI KAYNAKLAR 1. Diğer KDV 2. Sayım ve Tesellüm Fazlaları 3. Diğer Çeşitli Yabancı Kaynaklar K. SATIŞ AMAÇLI ELDE TUTULAN DURAN VARLIKLARA VE DURDURULAN FAALİYETLERE İLİŞKİN BORÇLAR VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO AKTİF (VARLIKLAR) PASİF (KAYNAKLAR) I. GELECEK AYLARA AİT GİDERLER VE GELİR TAHAKKUKLARI 1. Gelecek Aylara Ait Giderler 2. Gelir Tahakkukları İ. DİĞER DÖNEN VARLIKLAR 1. Devreden KDV 2. İndirilecek KDV 3. Diğer KDV 4. Peşin Ödenen Vergiler ve Fonlar 5. İş Avansları 6. Personel Avansları 7. Sayım ve Tesellüm Noksanları 8. Diğer Çeşitli Dönen Varlıklar 9. Diğer Dönen Varlıklar Karşılığı (-) J. SATIŞ AMACIYLA ELDE TUTULAN DURAN VARLIKLAR VE DURDURULAN FAALİYETLER 1. Satış Amacıyla elde tutulan Duran Varlıklar ve Durdurulan Faaliyetler DÖNEN VARLIKLAR TOPLAMI II. DURAN VARLIKLAR A. TİCARİ ALACAKLAR 1. Alıcılar 2. Alacak Senetleri 3. Ticari Alacaklar Reeskontu (-) 4 Şüpheli Alacaklar Karşılığı (-) B. İLİŞKİLİ TARAFLARDAN ALACAKLAR 1. Ortaklardan Alacaklar 2. İştiraklerden Alacaklar 3. Bağlı Ortaklıklardan Alacaklar 4. İş Ortaklıklarından Alacaklar 5. Kilit Personelden Alacaklar 6. Diğer İlişkili Taraflardan Alacaklar 7. Diğer İlişkili Taraflardan Alacaklar Reeskontu (-) 8. Şüpheli İlişkili Taraflardan Alacaklar Karşılığı (-) C. DİĞER ALACAKLAR 1. Verilen Depozito ve Teminatlar 2. Personelden Alacaklar 3. Vergi Dairelerinden Alacaklar 4. Diğer Çeşitli Alacaklar 5. Diğer Alacaklar Reeskontu (-) 6. Şüpheli Diğer Alacak Karşılığı (-) D. FİNANSAL (MALİ) DURAN VARLIKLAR 1. Gerçeğe Uygun Değer Farkı Kar Zarara Yansıtılan Finansal Varlıklar 2. Satılmaya Hazır Finansal Varlıklar 3. Vadeye Kadar Elde Tutulacak Finansal Varlıklar 4. Maliyetle Değerlenen Finansal Duran Varlıklar 5. Önemli Etkiye Sahıp Olunan İştirakler 6. İş ortaklıkları 7. Bağlı Ortaklıklar 8. Türev Finansal Varlıkalar 9. Diğer Finansal Duran varlıklar 10. Finansal duran Varlıklar Değer Düşüklüğü Karşılığı II. UZUN VADELİ YABANCI KAYNAKLAR A. FİNANSAL BORÇLAR (MALİ ORÇLAR) 1. Banka Kredileri 2. Finansal Kiralama İşlemlerinden Borçlar 3. Ertelenmiş Finansal Kiralama Borçlanma Maliyetleri (-) 5. Çıkarılmış Tahviller 6. Hisse senedine Dönüştürülebilir Tahviller 7. Çıkarılmış Diğer Menkul Kıymetler 8. Menkul Kıymet İhraç Farkları(-) 9. Finansal Borçlar Reeskontu(-) B. TİCARİ BORÇLAR 1. Satıcılar 2. Borç Senetleri 3. Diğer Ticari Borçlar 4. Ticari Borçlar Reeskontu (-) C. İLİŞKİLİ TARAFLARA BORÇLAR 1. Ortaklara Borçlar 2. İştiraklere Borçlar 3. Bağlı Ortaklıklara Borçlar 4. İş Ortaklıklarına Borçlar 5. Kilit Personele Borçlar 6. Diğer İlişkili Taraflara Borçlar 7. İlişkili Taraflara Borçlar Reeskontu (-) D. DİĞER BORÇLAR 1. Alınan Depozito ve Teminatlar 2. Personele Borçlar 3. Diğer Çeşitli Borçlar 4. Diğer Borçlar Reeskontu (-) E. ALINAN AVANSLAR 1. Alınan Sipariş Avansları 2. Alınan Hakediş Avansları 3. Alınan Diğer Avanslar F. ÖDENECEK VERGİ VE DİĞER YÜKÜMLÜLÜKLER 1. Gelecek Yıllarda Ödenecek Vergi ve Fonlar 2. Gelecek Yıllarda Ödenecek Sosyal Güvenlik Kesintileri 3. Gelecek Yıllara Ertelenen Veya Terkin Edilecek Katma Değer Vergisi 4. Ödenecek Diğer Yasal Yükümlülükler G BORÇ VE GİDER KARŞILIKLARI 1. Kıdem Tazminatı Karşılıkları 2. Gider Karşılıkları 3. Çalışanlara sağlanacak diğer faydalara ilişkin karşılıklar 4. Garanti Yükümlülük karşılıkları 5. Maddi Duran Varlıklar Sökülme, Restorasyon ve Rehabilitasyon Maliyetleri Karşılıkları 6. Diğer Borç ve Gider Karşılıkları H. 0GELECEK YILLARA AİT GELİRLER VE GİDER TAHAKKUKLARI 1. Gelecek Yıllara Ait Gelirler 2. Gider Tahakkukları I. ERTELENMİŞ VERGİ BORCU (YÜKÜMLÜLÜĞÜ) j. DİĞER UZUN VADELİ YABANCI KAYNAKLAR UZUN VADELİ YABANCI KAYNAKLAR TOPLAMI III. ÖZ KAYNAKLAR A. ÖDENMİŞ SERMAYE 1. Sermaye 2. Ödenmemiş Sermaye (-) 3. Sermaye Düzeltmesi Olumlu Farkları 4. Sermaye Düzeltmesi Olumsuz Farkları (-) VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 255 AKTİF (VARLIKLAR) 256 PASİF (KAYNAKLAR) E. CANLI VARLIKLAR 1. Meyve Ağaçları 2. Meyve Vermeyen Ağaçlar 3. Canlı Büyükbaş Hayvanlar 4. Canlı Küçükbaş Varlıklar 5. Canlı Kanatlı ı Varlıklar 6. Diğer Canlı Varlıklar 7. Canlı Varlıklar Değer Düşüklüğü Karşılığı (-) 8. Yapılmakta Olan Canlı Varlıklar Yatırımları F. YATIRIM AMAÇLI GAYRİMENKULLER 1. Yatırım Amaçlı Araziler 2. Yatırım Amaçlı Arsalar 3. Yatırım Amaçlı Binalar 4. Birikmiş Amortismanlar ve Değer Düşüklüğü Karşılığı (-) G. MADDİ DURAN VARLIKLAR 1. Arazi ve Arsalar 2. Yeraltı ve Yerüstü Düzenleri 3. Binalar 4. Tesis, Makina ve Cihazlar 5. Taşıtlar 6. Demirbaşlar 7. Diğer Maddi Duran Varlıklar 8. Birikmiş Amortismanlar ve Değer Düşüklüğü Karşılıkları (-) 9. Yapılmakta Olan Yatırımlar 10. Verilen Avanslar H. ŞEREFİYE 1. Şerefiye 2. Değer Düşüklüğü Karşılığı (-) I. MADDİ OLMAYAN DURAN VARLIKLAR 1. Haklar 2. Geliştirme Giderleri 3. Yazılım Programları 4. TV Programları, sinema filimleri 5. Diğer Maddi Olmayan Duran Varlıklar 6. Birikmiş Amortismanlar ve Değer Düşüklüğü Karşılığı (-) 7. Verilen Avanslar İ. ÖZEL TÜKENMEYE TABİ VARLIKLAR 1. Arama Giderleri 2. Hazırlık ve Geliştirme Giderleri 3. Diğer Özel Tükenmeye Tabi Varlıklar 4. Birikmiş Tükenme Payları ve Değer Düşüklüğü Karşılığı (-) 5. Verilen Avanslar J. GELECEK YILLARA AİT GİDERLER VE GELİR TAHAKKUKLARI 1. Gelecek Yıllara Ait Giderler 2. Gelir Tahakkukları K. ERTELENMİŞ VERGİ VARLIĞI 1. Ertelenmiş Vergi Varlığı L. DİĞER DURAN VARLIKLAR 1. Diğer KDV 2. Peşin Ödenen Vergi ve Fonlar 3. Gelecek Yıllar İhtiyacı Stoklar 4. Elden Çıkarılacak Stoklar ve Maddi Duran Varl. 5. Diğer Çeşitli Duran Varlıklar 6. Birikmiş Amortismanlar ve Değer Düşüklüğü Karşılığı (-) DURAN VARLIKLAR TOPLAMI B. SERMAYE YEDEKLERİ 1. Hisse Senetleri İhraç Primleri 2. Hisse Senetleri İptal Kârları 3. M.D.V. Yeniden Değerleme Artışları 4. İştirakler Değerleme Farkları 5. Maddi Olmayan Duran Varlıklar Değerleme Artışları 6. Özel Tükenmeye Tabi Varlıklar Değerleme Artışları 7. Finansal Varlıklar Değerleme Farkları (±) 8. Diğer Sermaye Yedekleri C. KÂR YEDEKLERİ 1. Yasal Yedekler 2. Statü Yedekleri 3. Olağanüstü Yedekler 4. Diğer Kâr Yedekleri 5. Özel Fonlar D. GEÇMİŞ YILLAR KÂRLARI 1. Geçmiş yıl karları 2. Geçmiş yıllar düzeltmelerinden Karlar 3. TFRS’ye İlk Geçiş Farklarından Karlar E. GEÇMİŞ YILLAR ZARARLARI (-) 1. Geçmiş yıl Zararları 2. Geçmiş yıllar düzeltmelerinden Zararlar 3. TFRS’ye İlk Geçiş Farklarından Zararlar F. DÖNEM NET KÂRI (ZARARI) AKT‹F (VARLIKLAR) TOPLAMI PAS‹F (KAYNAKLAR) TOPLAMI ÖZ KAYNAKLAR TOPLAMI VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO İŞLETME AYRINTILI GELİR TABLOSU TİPİ (…………………………TL.) Önceki Dönem Cari Dönem A. BRÜT ESAS FAALİYET GELİRLERİ 1 1. Yurt İçi Satışlar 2. Yurt Dışı Satışlar 3. Diğer Gelirler 4. Canlı Varlıklar Değerleme Artışları B. İNDİRİMLER (-) 1. Satıştan İadeler 2. Satış İskontoları 3. Diğer İndirimler C. NET ESAS FAALİYET GELİRLERİ D. SATIŞLARIN MALİYETİ (-) 1. Satılan Mamuller Maliyeti 2. Satılan Ticari Mallar Maliyeti 3. Satılan Hizmet Maliyeti 4. Diğer Satışların Maliyeti 5. Dağıtılmayan Genel Üretim Giderleri 6. Üretimle İlgili Anormal Fire ve Kayıplar 7. Stok Değer Düşüklüğü Karşılık Gideri 8. Stok Değer Düşüklüğü Karşılığı İptal Kârları (+) BRÜT KÂR VEYA ZARAR E. FAALİYET GİDERLERİ (-) 1. Araştırma ve Geliştirme Giderleri 2. Pazarlama, Satış ve Dağıtım Giderleri 3. Genel Yönetim Giderleri FAALİYET KÂRI VEYA ZARARI F. DİĞER FAALİYETLERDEN GELİR VE KÂRLAR (+) 1. Temettü Gelirleri 2. Yatırım Amaçlı Gayrimenkul Gelirleri 3. Faiz Gelirleri 4. Komisyon Gelirleri 5. Konusu Kalmayan Karşılıklar 6. Finansal Varlıklar Satış Kârları 7. Kambiyo Kârları 8. Gerçeğe Uygun Değer Artışları 9. Enflasyon Düzeltmesi Kârları (Net Parasal Pozisyon Kârları) 10. Diğer Gelir ve Kârlar G. DİĞER FAALİYETLERDEN GİDER VE ZARARLAR (-) 1. Yatırım Amaçlı Gayrimenkul Giderleri 2. Komisyon Giderleri 3. Karşılık Giderleri 4. Finansal Varlık Satış Zararları 5. Kambiyo Zararları 6. Gerçeğe Uygun Değer Azalış Zararları 7. Enflasyon Düzeltmesi Zararları (Net Parasal Pozisyon Zararları) (-) 8. Diğer Gider ve Zararlar H. FİNANSMAN GİDERLERİ (-) 1. Kısa Vadeli Borçlanma Giderleri (-) 2. Uzun Vadeli Borçlanma Giderleri (-) SÜRDÜRÜLEN FAALİYETLER DÖNEM KÂRI (ZARARI) İ. SÜRDÜRÜLEN FAALİYETLER VERGİ VE YASAL YÜKÜMLÜLÜK KARŞILIKLARI (-) - Yasal Vergi Karşılığı (+) - Ertelenmiş Vergi Gider Etkisi (+) - Ertelenmiş Vergi Gelir Etkisi (-) SÜRDÜRÜLEN FAALİYETLER DÖNEM NET KÂRI (ZARARI) VI. Muhasebe Uygulamalar› ve Vergi Mevzuat› Sempozyumu Ankara SMMMO 257 Önceki Dönem Cari Dönem J. DURDURULAN FAALİYETLER GELİR VE KÂRLARI (+) 1. Satış Amaçlı Elde Tutulan Duran Varlık Gelirleri 2. Durdurulan Faaliyet Gelirleri 3. Bağlı Ortaklıklardan Satış Kârları 4. İştiraklerden Satış Kârları 5. İş Ortaklıklardan Satış Kârları 6. Diğer Durdurulan Faaliyet Gelirleri K. DURDURULAN FAALİYETLER GİDER VE ZARARLARI (-) 1. Satış Amaçlı Elde Tutulan Duran Varlık Giderleri 2. Durdurulan Faaliyet Giderleri 3. Bağlı Ortaklıklardan Satış Zararları 4. İştiraklerden Satış Zararları 5. İş Ortaklıklardan Satış Zararları 6. Diğer Durdurulan Faaliyet Giderleri DURDURULAN FAALİYETLER DÖNEM KÂRI (ZARARI) L. DURDURULAN FAALİYETLER VERGİ VE YASAL YÜKÜMLÜLÜK KARŞILIKLARI (-) - Yasal Vergi Karşılığı (+) - Ertelenmiş Vergi Gider Etkisi (+) - Ertelenmiş Vergi Gelir Etkisi (-) DURDURULAN FAALİYETLER DÖNEM NET KÂRI (ZARARI) TOPLAM DÖNEM NET KÂRI (ZARARI)