tümce (cümle) bilgisi

advertisement
Nizamettin UĞUR
TÜRKÇE
TÜMCE (CÜMLE)
BİLGİSİ
-Ders Notları (Özet)-
Ocak 2013, Ankara
www.nizamettinugur.gen.tr
GİRİŞ:
BİR GAZETE HABERİ
Türkçe anlamak ‘2’ beyin istiyor
ODTÜ bünyesinde kurulan Beyin Dil Araştırmaları
Laboratuvarı’nda, diller üzerine yapılan
araştırmada, beynin Türkçe cümleleri anlamak için,
2 kez işlem yapması gerektiği ortaya çıkarıldı.
Doç. Dr. Gülay Ediboğlu-Cedden, Türkiye’de ilk kez
sağlıklı bireyler üzerinde anadili araştırması yaptıklarını vurgulayarak, şunları
anlattı: “Türkçeyi anadili olarak konuşanlarda 400’üncü milisaniyede ve 600’üncü
milisaniyede bir beyin yanıtı meydana geliyor. İngilizce ve Almanca gibi dillerde
düz cümlelerde sadece 400’üncü milisaniyede bir yanıt meydana geliyor. Türkçede
fiillerin cümlenin sonunda yer alması nedeniyle, cümlenin anlaşılması için kişi,
cümleyi baştan sona kadar zihninde tutuyor ve fiilin okunmasıyla cümleyi zihninde
tekrar oluşturuyor.”
(Hürriyet gazetesi, 20 Aralık 2011)
BİR KİTAPTAN ALINTI
Eski bir dilsel ayrımı kullanarak, Türkçenin “analitik” değil, “sentetik” bir dil
olduğunu söyleyelim. Bu, kısaca, sözdiziminde anlamın kelime yerine değil, takılara
bağlı olması demektir. Analitik bir dil olan İngilizcede “Brutus killed Caesar” derseniz,
Brutus Sezar’ı öldürmüş olur. İki adın yerini değiştirdiğiniz zaman, özne ile nesne bu
niteliklerini yerlerinden aldıkları için Sezar Brutus’u öldürmüş olur. Türkçede ise özne,
nesne, tümleç vb. bu işlevlerini takılarla edindikleri için, cümle içinde yerlerinin
değişmesi anlamı değiştirmez. (Sezar’ı öldürdü Brutus, öldürdü Brutus Sezar’ı, öldürdü
Sezar’ı Brutus.)
Murat Belge, Sanat ve Edebiyat Yazıları, İstanbul: İletişim Yayınları, 2009, s. 44.
www.nizamettinugur.gen.tr / 2
Türkçe Tümcelerin Yapısal ve Anlamsal Özelliklerinden Bazıları
◊
Tümce,esas olarak dizimsel yapı özelliği taşır.
◊
Dizimsel yapı, iki ya da daha çok sözcüğün belli kurallara göre öbeklenip dizilmesiyle oluşan bir
dilsel yapıdır.
◊
Genelde sözcük öbeği olan bu dilsel yapılar, işleyiş yönünden anlatım diye adlandırılır.
◊
Dilsel yapılarda başlıca iki tür sözcük öbeklenmesi görülür:
1.
Yargısız öbekler, yargısız anlatım: ad tamlaması öbekleri, sıfat tamlaması öbekleri, sayı
öbekleri, ikileme öbekleri, eylemsi öbekleri, bağlama öbekleri, bileşik eylem öbekleri, deyim
öbekleri…
2.
Yargılı öbekler, yargılı anlatım: Bir düşünce ya da yargı bildirmek üzere yükleme bağlı
olarak oluşan öbeklenmeler, başka deyişle tümceler.
◊
Tümce, dış yapı bakımından sözcük dizilişi olarak görünmekle birlikte, iç oluşum bakımından
düşünce, duygu ve yargı birimidir.
◊
Bir yargı asıl olarak iki ana öğe içerir:
1.
Yargının dayandığı oluş, kılış, nitelik… Dilsel açıdan, bu öğeye yüklem adı verilir.
2.
Bu oluş, kılış, nitelik, vb’nin bağlandığı dilce kişi. Dilsel açıdan bu öğeye özne adı verilir.
◊
Yargıda bu iki öğeyi, esas olarak, yükleme eklenen çekim öğeleri, başka deyişle, kip ve kişi ekleri
birleştirir.
◊
Yargılar, yüklemin türüne göre, eylem yargısı ve ad yargısı diye ikiye ayrılır
◊
Dil ortamında yargının oluşmasını sağlayan bu ana öğeler yanında yardımcı öğelere de gereksinim
vardır. Dilsel açıdan bu öğeler nesne, dolaylı tümleç, belirteç tümleci, ilgeç tümleci adı verilen
öğelerdir.
◊
Özetlersek, TÜMCE: 1. Bir düşünce ya da duygunun anlatımını sağlar. 2. Yapısal bir bütünlük
gerektirir. 3. Bir dizimsel yapıdır. Buradan şu tanıma ulaşılır: Bir düşüncenin, bir duygunun yargısal
bütünlük içinde anlatımını sağlayan dizimsel yapıya tümce denir.
◊
Tümce, yalnızca kendini oluşturan sözcüklerin anlamlarının toplamından oluşmaz; onların anlamlarının
toplamından daha fazla bir anlam taşır. Sözgelimi, “Kahve alacağım.” tümcesi; markette ya da
kahvehanede başka başka anlamlar iletir. “Yaralı, doktora baktı.” ile “Yaralı doktora baktı.”;
“Doktor ona baktı.” ile “Ona doktor baktı.”; “Yarın tiyatroya gidelim.”, “Tiyatroya yarın gidelim.”,
“Gidelim tiyatroya yarın.” …tümcelerinin anlamları başka başkadır. (Bu konu, esas olarak metin
çözümleme konusuna girmektedir.)
◊
Tümcede sözcük ya da öğe sayısı: En çok öğeli, en geniş tümceler geçişli eylemlerle kurulu olan
◊
Tümcelerin yazımı ve noktalaması da anlamı etkileyebilir.
◊
Tümcelerin söylenişi; kuruluş amacına, yapısına, öğe düzenine, öğe sayısına, taşıdığı duygu ve
düşünce yüküne göre değişir. Sözgelimi soru tümceleri ile düz tümceler aynı söyleniş özelliğinde
değildir.
◊
Tümcenin en önemli öğesi yüklem olduğu için, vurgulanmak istenen, yükleme yaklaştırılır. Bu nedenle
öğelerin sıralanışı değişkenlik gösterir. Bu mantıkça vurgu yanında, coşku içeren söyleyişlerde -şiir,
söylev vb- duygu vuruşu denilen bir vurgu söz konusudur.
◊
Türkçe sözdiziminde genel olarak yardımcı öğe önce, temel öğe sonra gelir.
bildirme tümceleridir. Yüklemi geçişsiz eylemle ya da geçişli-edilgin eylemle (sözde özne: anlamca
nesne) kurulu tümceler, nesne alamadığı için daha az öğeyle kurulur. Ad tümceleri ise, nesne
alamamak dışında yönelmeli ve çıkmalı (ayrılmalı) dolaylı tümleç de alamadığı için, en az öğeyle
kurulabilen tümcelerdir. Ad tümceleri, özne ile yüklem dengesi üzerine kurulur, bazı durumlarda
kalmalı dolaylı tümleç alabilirler. Bu nedenle ad tümceleri, öğe sayısı yönünden, kapsamı dar
tümcelerdir.
www.nizamettinugur.gen.tr / 3
1. TÜMCE (CÜMLE) ve ANLAM
1.1. Tümcede Anlamın Oluşması
 Tümcenin, kendini oluşturan sözcükler bütünü olarak anlam oluşturabilmesi için çekim ekleri ile
işlev görevli bazı yapım eklerinin sözcükler arasında bağlantıyı kurması gerekir. Aşağıda
sözcükler önce eksiz, sonra aldığı eklerle oluşturduğu tümce içinde verilmiştir:
o
o
Deniz kıyı bir kulübe yaşa → Denizin kıyısında bir kulübede yaşıyor.
Film son katil kimlik bir orta çık → Filmin sonunda katilin kimliği birden ortaya çıkıyor.
Bu sürece, yani sözcüklerin eklerle bağlanmasına bağlaşıklığın sağlanması adı verilir.
 Sözcüklerin ve tümcenin anlamını belirleyen temel etmen, gönderici ve bağlam (ortam)dır (diğer
iletişim ögelerini anımsayalım: gönderici, ileti, kanal, alıcı, dönüt, bağlam). Çünkü anlam, önce
göndericinin zihninde oluşur. Sonra dil göstergesi olan sözcüklerin belli bir bağlamda dizimsel
olarak bir araya gelmesi gerekir. Ancak bundan sonra oluşan ileti bir kanalla alıcıya ulaşabilir.
Göndericinin alıcıdan alamadığı ileti, yani dönüt (geri bildirim) olmadan da sözün anlamı eksik
kalır. Demek ki tümcenin anlamının oluşabilmesinde ilk basamak, tümceyi kuran kişi, yani
gönderici, sonra da bu tümcenin hangi bağlamda dile getirildiğidir. Aslında tümcenin kendisi de
bir bakıma bağlamı oluşturur. Sözgelimi, “Başım ağrıyor.”, “Balık baştan kokar.”, “Sokak
başında seni bekliyorum.”, “Bu işte baş kim?” tümceleri, yani her bir dilsel bağlam “baş”
sözcüğünün anlamını etkilemektedir. Ama tümce bağlamı, kimi zaman, içinde yer aldığı daha
geniş, daha büyük bağlamlar tarafından anlam farklılığına uğratılabilir. Sözgelimi “Mete çok
çalışkandır.” tümcesinin anlamı bağlama göre değişiklik gösterebilir ve tümcedeki “çalışkan”
sözcüğü gerçek anlamlı ya da yoksunlama, yani karşıt anlamlı olabilir.
Sözcüklerle anlamlı ilişki oluşturulmasına da bağdaşıklığın sağlanması adı verilir.
 Bu anlayışa bağlı olarak ileri sürülen “Belli bir bağlama yerleşmeyen tümce anlam bakımından
soyuttur.” tezi, özellikle anlambilim ve dil felsefesi alanında çokça tartışılan bir konudur. Bu tez
kuşkusuz işin temelinde doğrudur da. Dağ başındaki “Çıkarken ışıkları söndürünüz.” yazısı,
sokağın girişindeki “Pasaportlarınızı gösteriniz.” yazısı, sınıfın kapısındaki “Mayoyla girilmez.”
yazısı bize anlamlı gelmez. Ama pek çok konuda olduğu gibi anlam konusunda da anlatımda
sınırlama, daraltma yoluna gidilir.
 Aşağıda, bazı tümceler, sözcüklere ve sözcük öbeklerine (gruplarına) ayrılarak gösterilmiştir. Tek
tek sözcüklerin, bazen yalın hâlde, bazen ekler yoluyla tümce bağlamına girdikleri görülmektedir.
Bu sıralanışta ve anlam oluşumunda noktalama imlerinin de işlevi vardır. Tümcede anlam
oluşumunu sağlayan, sözcüklerin bağlamla ilgili sıralanış biçimleridir. Anlam için, ayrıca, metnin
bütünü de önemlidir.
► “Size tek yataklı oda vermeliydi ama hepsi dolu.”
siz-e: adın yönelme durum ekini almış adıl (zamir) / dolaylı tümleç görevinde
tek yataklı: sıfat öbeği (grubu)
tek yataklı oda: sıfat tamlaması / nesne görevinde
vermeliydi: gereklilik kipiyle çekimli eylem / yüklem görevinde
ama: tümce bağlacı / öge dışı bağlaç
hepsi: belgisiz adıl (zamir) / özne görevinde
► “Dur bakayım, on iki numarada bir yatak boş.”
Dur: emir kipinde eylem / yüklem görevinde
bakayım: istek kipinde eylem / yüklem görevinde
on iki: sayı grubu / sıfat grubu
on iki numara(da): sıfat tamlaması / -de bulunma eki yoluyla dolaylı tümleç görevinde
bir yatak: sıfat tamlaması / özne görevinde
www.nizamettinugur.gen.tr / 4
boş: yalın durumda ad soylu sözcük / yüklem görevinde
► “Yan yatakta yatacak olan çok ağırbaşlı, Müslüman bir adamdır.”
Yan yatakta: bulunma durum eki almış sıfat tamlaması
Yan yatakta yatacak: sıfat-eylem (ortaç) grubu
Yan yatakta yatacak olan: sıfat-eylem grubu / özne görevinde
çok ağırbaşlı: sıfat grubu
Müslüman: niteleme sıfatı
bir: belgisiz sıfat
çok ağırbaşlı, Müslüman bir adamdı: sıfat tamlaması / ekeylem yoluyla yüklem olmuş
► “Sabah çıktığını, geceleyin gelip yattığını bile duymazsınız.”
Sabah çıktığını: sıfat-eylem (ortaç) grubu / belirtme durum eki almış
geceleyin gelip: belirteç-eylem (ulaç) grubu
geceleyin gelip yattığını: sıfat-eylem grubu / belirtme durum eki almış
Sabah çıktığını, geceleyin gelip yattığını bile: belirteç-eylem grubu / nesne görevinde
duymazsınız: geniş zaman ve ikinci çoğul kişi çekimli eylem / yüklem görevinde
► “Yatak fiyatı da elbette ikramlıdır.”
Yatak fiyatı: belirtisiz ad tamlaması / özne görevinde
da: bağlaç / özneye bağlı
elbette: edat (ilgeç) / ilgeç tümleci
ikramlı: ad soylu (adlaşmış sıfat) / -dır eki yoluyla yüklem
 Bir metinde anlamın oluşmasını sağlayan, yani bağlantıyı ve bağlamı belirleyen, sözcüklerin
ve sözcük gruplarının aldığı ekler ve yüklendikleri öge görevleridir. Çünkü eklerle bir yandan
anlamlı söz grupları oluştururken (tamlamalar, yan cümlecikler vb.), bir yandan da sözlerin
yüklemle bağlantı biçimleri, yükleme göre işlevleri belirginleşir.
 Tümcenin yargıya ulaşmasını sağlayan öge yüklem olduğu için, yüklem eksikliği tümcenin,
dolayısıyla yargının oluşumunu engeller.
 Tümcede anlam oluşumunu sağlayan ögelerle iletişimi sağlayan ögeler arasında bir ölçüde
paralellik vardır.
İletişimi sağlayan ögeler
Tümcede anlam oluşumunu sağlayan ögeler
www.nizamettinugur.gen.tr / 5
gönderici (kaynak)-ileti
(mesaj)-kanal-alıcı
(hedef); dönüt; bağlam
sözcükler ve söz grupları-eklercümlenin ögeleri-söz söylenenbağlam
Bir tümce yoluyla bu paralelliği gösterelim:
“Kâtip, biraz düşündü, önünde hızlı hızlı soluyan adamı süzdü.”
gönderici: bu sözü söyleyen, bu cümleyi yazan yazar
ileti: cümlede dile getirilen olay, görüntü.
kanal: söz, yazı, tümce
alıcı (hedef): dinleyici, okur
dönüt: alıcının, okurun tepkisi (beğenisi, kitabı ya da dergiyi alması vb)
bağlam: “öykü” kalıbı, sanatsal bağlam
 Özne-yüklem uygunluğu: Tümce oluşumunda önemli bir etken, özne-yüklem uygunluğudur.
Bu uygunluk üç konuda işler:
 Kişi uygunluğu: Özne birden çok kişiden oluşmuşsa yüklem çoğul kişi eklerinden birini
alır. Bunların içinde birinci kişi, yüklemi etkiler:
özne (ben + sen) ---- yüklem (biz)
özne (ben + o) ---- yüklem (biz)
özne (o + sen + ben) ---- yüklem (biz)
özne (sen + o) ---- yüklem (siz)
“Bu bahçenin fındıklarını Erol ile ben toplarım.” (yanlış)
“Bu bahçenin fındıklarını Erol ile ben toplarız.” (doğru)
vb.
Öznedeki kişi sırası
önemli değildir.
 Tekillik-çoğulluk uyumu: Özne birden çok kişiden oluşmuşsa, yüklem tekil de çoğul da
olabilir. Bu kural, öznenin çoğul eki almış kişi olması durumunda da geçerlidir:
“Yalçın, Mete ve kardeşim sinemaya gitti / gittiler.”
“İşçiler işyerini bir saat içinde boşalttı / boşalttılar.”
Özne kişi değilse, yüklem hiçbir biçimde çoğul eki almaz:
“Masadaki çaydanlık ve vazo yere düştü.” (“düştüler” → yanlış)
“Eşyalar odada sağa sola dağılmış.”
“Tırnaklarım ne çabuk uzadı?”
(“dağılmışlar” → yanlış)
(“uzadılar” → yanlış)
Uyarı: Özne anlamca çokluk bildirse bile, çoğul eki almamışsa yüklem çoğul eki alamaz:
“Halk bu kez tepkisiz kalmıyor.” (“kalmıyorlar” → yanlış)
“Herkes bir şeyler söylemek, ciddiye alınmak derdindeydi.”
“Alınan karara birkaç kişi katılmak isteme istemedi.”
Uyarı: İnsan dışı varlıklar kişileştirildiğinde özne yüklemi çoğullayabilir:
“Kuşlar sevinçli sevinçli ötüşüyorlar.”
 Olumluluk-olumsuzluk uyumu: Özne olumlu içerikteyse yüklem de olumlu, olumsuz
içerikteyse yüklem de olumsuz içerikte olur:
“O gün herkes oraya zamanında geldi.
“O gün hiç kimse oraya zamanında gelmedi.”
 Tümcede anlam oluşumuyla ilgili bazı notlar
 Yüklem, tümcenin en temel ögesidir; yüklem eksikliği tümcenin oluşumunu engeller:
“Eskiden bu sokakta bir şekerci dükkânı vardı.” / (tam tümce)
www.nizamettinugur.gen.tr / 6
“Çocuklar renk renk giysilerle panayırı doldurmuştu.” / (tam tümce)
“Gösterileri yediden yetmişe herkes ilgiyle” / (eksik tümce)
“Mayıs güneşi ilk nefesini çiçeklerin yüzüne” / (eksik tümce)
“Bahçeleri birbirinden ayıran duvara” / (eksik tümce)
 Yüklem en önemli öge olduğu için vurgulanmak istenen bölümü de kendine çeker:
Ben kış mevsiminde işe taksiyle
Ben kış mevsiminde taksiyle işe
giderim.
Ben taksiyle işe kış mevsiminde
Kış mevsiminde taksiyle işe ben
 Tümcedeki sözlerin ya da ögelerin nasıl bir anlam ilişkisi kurduğunu bir örnekle gösterelim:
“Her akşam / sürüler / çıngırak çalarak / köye döner.”
her akşam: yüklemdeki eylemin ne zaman olduğunu bildirme ilişkisi
sürüler: yüklemdeki eylemi yapanı bildirmesi
çıngırak çalarak: öznenin eylemi nasıl yaptığını belirtmesi
köye: öznenin eylemi nereye doğru taptığını, eylemin yönünü göstermesi
Yukarıdaki tümcede geçen bazı sözcükleri çıkaralım:
“Sürüler çıngırak çalarak köye döner.” (ne zaman dönüldüğü belirsiz)
“Her akşam çıngırak çalarak köye döner.” (kimin döndüğü belirsiz)
“Her akşam sürüler köye döner.” (nasıl dönüldüğü belirsiz)
“Her akşam sürüler çıngırak çalarak döner.” (nereye dönüldüğü belirsiz)
“Her akşam sürüler çıngırak çalarak köye.” (yargı oluşmuyor, yüklem eksik)
 “Muhsin Çelebi ile konuştukça sadrazamın hayreti büyüyordu. Kalbi rahatladı. İşte küstah,
türedi Acem hükümdarına haddini bildirmek için gönderilecek tam bir adam bulmuştu.
Gülüyor, ağır kavuğunu sallıyordu.” (Ömer Seyfettin)
Bu metinde yargının oluşmasını sağlayan altı sözcük, yani altı yüklem vardır: büyüyordu,
rahatladı, türedi, bulmuştu, gülüyor, sallıyordu.
1.2.
Yüzey Anlam-Derin Anlam
Kimi tümcelerin anlamı yalnız kullanılan sözcüklerle sınırlıyken kimi zaman da kullanılan sözcüklerin
ötesinde olabilir. Özellikle değişmeceli (mecaz) anlamlı sözcüklerin kullanıldı tümcelerde anlam,
tümcede somut olarak yer alan sözcüklerle sınırlı değildir.
o Sınıf kapısının kilidi bozulmuş. ( Yüzey anlam ve derin anlam aynı)
o Ankara İsrail’den özür bekliyor. ( Tümce yüzey anlam bakımından anlamsız; çünkü
“Ankara” bir kent olduğu için insana özgü olan bir beklenti içinde olamaz. vb)
Ankara(daki T.C. Hükümeti yetkilileri) İsrail(deki hükümetin)den özür bekliyor. ( derin
anlam)
Tümcenin yüzey anlam-derin anlam konusu aslında daha karmaşık ve geniş bir boyut özelliği taşır.
1.3.
Yazı Dilinde Vurgu
 Konuşma diline özgü olan bürünsel özellikler yazıda kimi durumlarda “tırnak” imi, eğik yazım,
koyu harf, BÜYÜK harf kullanımı, birden çok harfin kullanılması gibi görsel ögeler yolluyla
yansıtılır.
o Ceren kitap okumayı çok seviyor.
Ceren kitap okumayı çok seviyor.
Ceren kitap okumayı çooook seviyor.
www.nizamettinugur.gen.tr / 7
Ceren kitap okumayı “çok” seviyor.
 Noktalama imleri de büyük oranda konuşma diline özgü bürünsel özellikleri yazıda işaretlemeye
yarar:
o Ceren, kitap okumayı çok seviyor. (öznenin vurgulanması vb)
 Yazı dilindeki bu işaretlemeler yanında söz diziminde de vurgulu konumlar vardır. Herhangi bir
ögenin vurgulanmadığı Türkçe bir cümlede öge dizilişi özne-nesne-yüklem biçimindedir. Yazı
dilinde yüklemin önü, yeni veya önemli bilgiye ayrılmış konumdur; vurgulanmak istenen öge bu
konuma kaydırılır:
o Ceren kitap okumayı seviyor.
o Kitap okumayı Ceren seviyor.
 Ayrıca devrik yapılarda bir ögenin başa çekilmesi de vurguyu amaçlayabilir:
o Ceren seviyor kitap okumayı.
 Yüklem sonu konum, vurgusuz ögelere ayrılmıştır:
o Kitap okumayı seviyor Ceren.
o Ceren seviyor kitap okumayı.
1.4.
Sözcük Öbekleri (Kelime Grupları)
Sözdizimi, sağlıklı ve düzgün bir tümce oluşumunun yollarını araştıran ve bunun kurallarını saptayan
açığa çıkaran dilbilgisi alanıdır. Sözcük öbekleri ise söz diziminin temel konusu olan “tümce”yi
oluşturan yapılardır. Bu nedenle sözcük öbekleri konusu söz dizimi incelemelerinde önemli bir yer
tutmaktadır.
Dilde bazen nesnelerin, durumların ve hareketlerin nicelikleri ve nitelikleri hakkında bilgi vermek için
sözcükler tek başlana yeterli gelmeyebilir. Böyle durumlarda birden fazla sözcük bir araya gelir, bir
öbek (grup) oluşturur ve anlatılamayan o olayı, hareketi ya da nesneyi dile getirir. Sözü kolaylaştıran,
netleştiren, zenginleştiren bu yeni yapıya sözcük öbeği denir.
Sözcük öbeği, bünyesinde birden fazla sözcük bulunduran, yapı ve anlam bakımından bir bütünlük
gösteren, tümcede de bir bütün olarak kullanılan ve herhangi bir yargı bildirmeyen dil birlikleridir. Bu
birlikler; tek bir nesneyi, tek bir kavramı veya tek bir hareketi karşılamak üzere yan yana gelir;
dolayısıyla cümlede veya başka bir sözcük öbeğinin içinde tek bir sözcük gibi işlev görür. Sözcük
öbeklerinde öbeği oluşturan sözcükler, belli bir düzen ve kural çerçevesinde arka arkaya gelir.
Türkçede sözcüklerin dizilişlindeki sırayı belirleyen temel kural yardımcı ögelerin (belirten) önce,
temel ögelerin (belirtilen) ise sonra gelmesidir.
“Film festivali bir hafta sürdü.” tümcesinde üç temel öge var ve tümce bunları dile getiriyor: sürme
eylemi, süren (şey) ve zaman. Bunlardan ikisi yardımcı öge (Y.Ö.) taşıyor.
o Film festivali (ad tamlaması) / bir hafta (sıfat tamlaması) / sürdü
Y.Ö. T.Ö.
Y.Ö. T.Ö.
T.Ö.
Sözcük öbekleri şunlardır: ad tamlaması ve iyelik öbeği, sıfat tamlaması, sıfat öbeği, karma
tamlama, özel ad öbeği, birleşik eylem, eylemsi öbeği (ad eylem, sıfat eylem, belirteç eylem öbeği),
deyim öbeği, yineleme (ikileme) öbeği, sayı öbeği, unvan öbeği, ünlem öbeği, ilgeç (edat) öbeği,
bağlama (bağlaç) öbeği.
Örnekler:
o Ad tamlaması: evin kapısı, konuk evi, Nobel ödülü, okul kapısının önü, çelik tencere; senin
çalışman, onun okulu; (benim) kitaplarım…
o Sıfat tamlaması: güzel hava, dört mevsim, uzun zaman, geçmiş gün, ikinci sezon, birkaç
örenci…
o Sıfat öbeği: alt yazılı (film), konuşması etkili (lider), ön beş (gün)…
o Karma tamlama: bu akşamın anlamı, yazarın son romanı…
o Özel ad öbeği: Ağrı Dağı, Nazım Hikmet Ran, Yaşar Kemal, İnce Memed…
www.nizamettinugur.gen.tr / 8
o Birleşik eylem: yardım etmek, hasta olmak, cana can katmak…
o Eylemsi öbeği: sözünü sakınmamak, şu gelen otobüs, sevgisini hareketleriyle ifade eden,
kapıdan çıkarak...
o Deyim öbeği: eli maşalı, kulağı kesik, gümbürtüye gitmek…
o Yineleme (ikileme) öbeği: pırıl pırıl, az çok, akıllı uslu, havadan sudan, derinden derine, az
gittik uz gittik…
o Sayı öbeği: on beş, yüz elli beş, iki bin, bin dokuz yüz doksan…
o Unvan öbeği: Mete Bey, Bayan Ceren, Ayşe Teyze, Yılmaz amca, Yusuf Peygamber, Fatih
Sultan Mehmet…
o Ünlem öbeği: be adam, hey arkadaş…
o İlgeç (edat) öbeği: senin için, eve doğru, akşama kadar, benim gözümle, bir tehlike sezmiş
gibi…
o Bağlama öbeği: Mavi ve Siyah, Yalçın ile Hakan, hava, ateş, su ve toprak, ne kırmızı
kiremitli evler ne taş köprü…
EK: Dilin İşlevleri
1. Göndergesel İşlev: Dilin bilgi verme işleviyle kullanılmasıdır. Amaç, gönderge konusunda doğru,
nesnel, gözlemlenebilir bilgi aktarmaktır. Daha çok kullanma kılavuzlarında, nesnel anlatılarda,
bilimsel bildirilerde, kısa not ve özetlerde karşımıza çıkar.
o “ Hegel’in felsefesinin çıkış noktası bilim değil, tarihtir.”
o “Geleneksel Türk şiirinde iki ölçü vardır: aruz ölçüsü ve hece ölçüsü.”
2. Heyecana bağlı işlev: Dil, duygu ve heyecanları dile getirme amacıyla kurulur. Bu işlev,
göndericinin kendi iletisine karşı tutum ve davranışını belirtir. Öznellik hâkimdir. Özel mektuplarda,
öznel betimlemeler ve anlatılarda, lirik şiirlerde, eleştiri yazılarında dilin heyecana bağlı işlevinden
sıkça yararlanılır.
o “Bu konuda sizin tutumunuzu yanlış buluyorum.”
o “Seni çok özledim, bir an önce görmek istiyorum.”
3. Alıcıyı harekete geçirme işlevi: Dil, ileti konusunda alıcıyı harekete geçirmek üzere düzenlenir.
İletinin bir çeşit çağrı işlevi gördüğü bu işlevde amaç, alıcıda bir tepki ve davranış değişikliği
yaratmaktır. Propaganda amaçlı siyasi söylevler, reklâm metinleri, genelgeler, el ilanları genellikle
dilin bu işleviyle oluşturulur. Bu işlevle hazırlanan metinlerde gönderici, alıcıyı işin içine katmayı,
hazırladığı atmosfere sokmayı ister.
o “Benden aldığın kitabı hemen getir.”
o “Bu filmi sen de mutlaka izlemelisin.”
4. Kanalı kontrol işlevi: Dil, kanalın iletiyi iletmeye uygun olup olmadığını öğrenmek amacıyla
düzenlenir. Gönderici ile alıcı arasında iletişimin kurulmasını, sürdürülmesini ya da kesilmesini
sağlayan bu işlevde iletinin içeriğinden çok iletişimin devam ettirilmesi olgusu önemlidir. Törenlerde,
uzun söylevlerde, aile yakınları ya da sevgililer arasındaki konuşmalarda; dilin kanalı kontrol işlevini
yansıtan iletiler sıkça kullanılır.
o “Sesim oradan duyuluyor mu?”
o “Beni anladınız değil mi?”
5. Üst dil işlevi: Dil, kendisiyle ilgili bilgi vermek üzere düzenlenir. Dili açıklamak, dille ilgili bilgi
vermek amacı güdülür. Dilbilgisi, edebiyat incelemeleri dilin bu işleviyle yazılır.
o “Adıllar (zamirler), adların, sözlerin, tümcelerin yerine geçer.”
o “Noktali virgüllerden sonra büyük harfle başlanmaz.”
6. Şiirsel (sanatsal, poetik) işlev: İleti kendi içinde, kendisine dönüktür. Bu durumda ileti, kendi
dışında herhangi bir şeyi ifade etmez, yansıtmaz. Nesne (gönderge), iletinin kendisidir. Sözgelimi bir
roman kahramanı dış dünyada olan birisi değil, yalnız o romanda yaşayan bir kimsedir. Sanat metinleri
www.nizamettinugur.gen.tr / 9
kendi iç bağlamına göre tartışılır, değerlendirilir. Dolayısıyla bu metinlerdeki dil, gündelik dil
kullanımından farklıdır, kendi tutarlılığı içinde anlamlandırılır.
o İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
Bu evleri atla bu evleri de bunları da
Göğe bakalım
Turgut Uyar
o Abdi gözlerini açtı. Önce inanamadı. Sonra gözleri açık öyle kalakaldı. Gözlerinin karası bile
apak kesildi. Dışarıda bir kıyamettir kopuyordu. Memed elindeki tüfeği doğrulttu. Abdi
Ağanın göğsüne üç el ateş etti. Kurşunların rüzgarından odadaki lamba söndü. Yıldırım gibi
merdivenlerden aşağı indi, ata bindi. Bu sırada candarmaların haberi olmuş evi boyuna
kurşunluyorlardı. Atı doludizgin Toros'a sürdü. Arkasından kum gibi kurşun kaynıyordu. O
hızla kasabayı çıktı.
“İnce Memed”, Yaşar Kemal
2. TÜMCENİN (Cümlenin) ÖGELERİ
Yargı birimlerine tümce adı verilir. Nasıl bir ev odalardan oluşuyorsa tümceler de ögelerden oluşur.
Tümcenin ögeleri demek, tümcenin parçaları demektir.
Tümcenin en temel ögesi yüklemdir; yüklem olmadan tümce bitmez. Diğer ögelerin her biri yüklemi
tamamlar. İkinci temel öge öznedir. Diğer ögelere yardımcı ya da yan öge denir.
TÜMCENİN ÖGELERİ
Temel Ögeler
Yüklem
Yardımcı (Yan) Ögeler
Özne
Nesne
Dolaylı Tümleç
Belirteç (Zarf)T. İlgeç (Edat) T.
(Düz Tümleç)
 YÜKLEM: Tümcedeki anlamın temelini oluşturur. Eksiltili (kesik) tümce dışında her tümcenin
mutlaka yüklemi vardır. Tek başına tümce oluşturan ögedir. Düz (kurallı) tümcelerde sonda yer
alır. Çekimli eylem ya da ekeylem almış ad soylu sözcükten oluşur. Her tür sözcük yüklem
olabilir. Soru yoluyla bulunmaz.
o Geldim. (çekimli eylem)
o Toplandılar. (çekimli eylem)
o İyiymiş. (Ekeylem almış adlaşmış sıfat)
o Bizim zengin bir kitaplığımız var. (ad)
o Beni akşama mutlaka aramalısın. (çekimli eylem)
o Bu yazı Ceren’inmiş. (ad)
o Gittiğimiz film güzelmiş. (adlaşmış sıfat)
o Beni en iyi anlayan sensin. (adıl / zamir)
o Buralar tam bize göre. (ilgeç / edat öbeği)
o N. Ataç’ın hiç kullanmadığı sözcük ve’ymiş. (bağlaç)
o İki lafının biri ah’tır. (ünlem)
o Ankara güzel şehirdir. (sıfat tamlaması)
www.nizamettinugur.gen.tr / 10
o Yola düşmeliyiz en kısa zamanda. (deyim)
Bazı tümcelerde yüklem anlamca vardır ama okurun hayal gücüne bırakılmıştır:
o Saydım, tam 26 tane idiler: İnce fakat çok yüksek ve koyu yeşil renkli tam yirmi altı çam
ağacı… (vardı).
 ÖZNE: Yükleme sorulan “kim” ve “ne” sorularının yanıtıdır. Geçişsiz-edilgen yüklemli
tümcelerin dışında, her tümcenin, gizli ya da açık öznesi mutlaka vardır. Yüklemde olduğu gibi
her tür sözcük ve sözcük öbeği özne görevi yapar.
o Arkadaşın seni sordu. (Soran kim? / Kim sordu?)
o Müdür yardımcısı beni aramış. (Arayan kim? / Kim aradı?)
o Bu gömlek pahalı. (Pahalı olan ne? / Ne pahalı?)
o Çayın rengi koyu. (Koyu olan ne? / Ne koyu?)
o Dosyayı bir haftada hazırladım. (Hazırlayan kim? / Kim hazırladı? -Gizli özne)
o Tarihi yapıtlar burada sergilenecek. (Sergilenecek olanlar ne? / Ne sergilenecek? -Sözde
özne)
o Toplantıya bu kıyafetle girilmez. (özne yok)
o
o
Üzüntü birdenbire gelir. (→ sıfat tamlaması)
Hava yağmurludur. (→ ad)
o
Bir sonu gelmeyecek başlangıç. (→ gizli özne)
o
Böyle sürüp gidecek gibidir her şey. (→ sıfat tamlaması)
o
o
Öyle ki çocuklar bile çirkindir. (→ ad)
Sokağın çamuru, bu her tarafı kaplayan; gökyüzünden ağaca, ağaçtan duvara, duvardan
denize, denizden vapura, vapurdan çımacıya, çımacıdan kaptana, ondan tekrar denize, yine
karaya, yine ağaca ve duvara, duvardan yoldan geçene vuran bir rengin en koyusudur.
o
Ah! Gündüz, bu pis ışık bir bitse! (→ sıfat tamlaması)
o
İşte yalnız iki umut vardır: (→ sıfat tamlaması)
o
Kimin eli bu. (→ adıl)
o
- Bu surat ne yahu? (→ sıfat tamlaması)
- Ne var suratımda? (→ adıl)
o
Duvarın, gökyüzünün, çamurun o devamlı pis halin rengini alır. (→ gizli özne)
o
o
Suratımın rengi de çamurun, gökyüzünün, denizin, duvarın rengindedir. (→ ad tamlaması)
Benim saçlarım yumuşak. (→tamlayanı kişi adılı olan belirtili ad tamlaması, sözcük grubu)
o
Bu anlarda, en güzel bildiği birisiyle oynaşmak bile zevksizdir. (→ad eylem grubu, yan
cümlecik)
o
Havva’nın saçları keçe gibi. (→ belirtili ad tamlaması / sözcük grubu)
o
Annem iki kere kazıttı saçlarını. (→ ad / tamlayanı düşmüş)
o Oturduğumuz yer bir ufak kasabacıktı. (→ sıfat tamlaması, sözcük grubu)
 “Sözde özne” söz konusu olduğunda “özne belirsiz”liğinden söz etmek yanlıştır; çünkü
sözde özne, yükleme sorulan “kim” ve “ne” sorularının yanıtıdır. Eylemi gerçekte yapan
bilinmese de, yüklem, özne sorusunu yanıtladığı için belirsizlik yoktur.
o
Bir örnek cümle üzerinde duralım şimdi: Bütün sorunlar çözüldü.
Sözde özne
Yüklem
Etken çatılı yüklem edilgen çatılı olunca (“çözdü”: etken; “çözüldü”: edilgen), nesne,
“sözde özne görevi”nde kullanılır. Bu durumda işi yapan belirsizleşir, işten etkilenen, yani
nesne, özne durumuna gelir.
www.nizamettinugur.gen.tr / 11
 Tümcenin oluşabilmesi için vazgeçilmez ögeler yüklem ve öznedir. Yüklem, tümcenin
genelde sonunda yer alarak bir anlamda oluşumunu sağlar. Özne ise yüklemdeki eylemi
yapan ya da yüklemdeki yargıya konu olandır:
o
o
Akşama kadar aralıksız çalıştım evde.
Hafta sonu gittiğimiz göl gerçekten güzeldi.
 Bazı eksiltili (kesik) tümcelerde bile özne anlamca vardır ama değişik nedenlerle
söylenmemiştir:
o
Ah o güzel günler… (→ onlar)
 Geçişsiz-edilgen eylem yüklem yapıldığında da özne mantık (anlambilim) açısından vardır
ama tümce kuruluşu (biçimbilim) gereği sözde yer almamıştır:
o
Bu fırtınalı havada denize çıkılmaz.
o
o
Bu şehirde artık yaşanmaz.
Toplantılarda böyle giyinilmez.
o
Sıkışınca hep böyle konuşuluyor.
 NESNE: Nesne, özneyi bulduktan sonra yükleme sorulan “ne” (belirsiz nesne için), “neyi” ve
“kimi” (belirtili nesne için) sorularının yanıtıdır. Yüklemdeki eylemin bildirdiği iş genelde nesne
üzerinde gerçekleşir. Her türlü sözcük ve sözcük öbeği nesne görevi de üstlenir:
o Bakkaldan gazete aldım. (Ben ne aldım?)
o Kardeşi, giysilerini hazırladı. (Kardeşi neyi hazırladı?)
o Başkan açılış konuşmasını bitirdi. (Başkan neyi bitirdi?)
o Tost makinesini kendisi tamir etmiş. (Kendisi neyi tamir etmiş)
o Her şeyden memnun ahbap, seni yıkmış gitmiştir. (→ adıl)
o Duvarın, gökyüzünün, çamurun o devamlı pis halin rengini alır. (→ araya sıfat girmiş
zincirleme ad tamlaması)
 DOLAYLI TÜMLEÇ: Yüklemin anlamını yön, bulunma, çıkma, ayrılma anlamlarıyla
tamamlayan sözlerdir. Adın –e, -de, -den durum eklerini alan sorular yoluyla bulunur. Yanıtı
oluşturan sözlerde de bu ekler yer alır. Her türlü sözcük ve sözcük öbeği dolaylı tümleç görevi
yapar:
o Dosyayı bana verdi. (Dosyayı kime verdi?)
o
Bu kitaplar bizde var. (Kimde?)
o
Okul müdüründen kötü söz işittik. (Kimden?)
o
o
Eve geç dönüldü. (Nereye?)
Bu yaz köyün yaylasında kalacağız. (Bu yaz nerede kalacağız?)
o
İşten erken çıktım. (Nereden?)
o
Babam, alacaklıları ile bizim aramızda eziliyordu.
o
o
o
Bizde alacakları kalmıyordu.
Babamın hocalık etmesine, sessizliğine kızıyor.
Babama hem acıyor, hem de ona kızıyorum.
 BELİRTEÇ (ZARF) TÜMLECİ: Yüklemin anlamını zaman, durum, miktar, yön, sebep, koşul
bakımlardan tamamlayan öğelerdir. Yükleme bu anlamlarla ilgili olarak yöneltilen sorularla
bulunur. Her türlü sözcük ve sözcük öbeği zarf tümleci görevi yapar.
o
Bu akşam sinemaya gidiyoruz. (Ne zaman?)
o
o
Olanları sakin sakin anlat. (Nasıl?)
Tatilde bir hafta kaldık. (Ne kadar?)
o
Biraz yukarı çıkar mısın? (Nereye? Dikkat: Yanıtta –e yönelme eki olmamalı.)
www.nizamettinugur.gen.tr / 12
o
Hepimiz yorgunluktan uyuyakalmışız. (Neden?)
o
o
Hava güzel olursa pikniğe gideceğiz? (Ne zaman?)
Sözlerimi gülümseyerek dinledi. (Nasıl?)
o
İşten çıkınca biraz takılacağım. (Ne zaman?)
o
O yıllarda ben, sekiz dokuz yaşlarında idim. (Zaman Belirteci Tümleci )
o
o
Ekmek paramızı ancak çıkarabiliyorduk. (Durum Zarfı Tümleci)
Aç, açık kaldığımız yok ise de babam bir aylığını alamadığı günlerde aç kalmak
korkusuyla kendini gösteriyordu. (Durum Zarfı Tümleci / Zaman Zarfı Tümleci / Durum
Zarfı Tümleci)
Haklı olmadıklarını da şimdi anlıyorum. (Zaman Zarfı Tümleci)
o
Bunlar bittikten sonra da oturup ağlıyordu. (Zaman Zarfı Tümleci / Durum Zarfı Tümleci)
o
Suratını biraz asar. (Miktar Zarfı Tümleci)
o
Şimdi de rahatça uyurdum. (Zaman Z.T. / Durum Z.T.)
o
Bu düşünce bana biraz rahatlık vermiş olacak ki uyumuşum. (Sebep Zarfı Tümleci)
o
 İLGEÇ (EDAT) TÜMLECİ: Edatlarla öbekleşerek yüklemi değişik anlamlarla tamamlayan
sözlerdir. Edatla (göre, kadar, için vb) öbekleşmeden edat tümleci oluşmaz. Bu ögeyi bulak için
kesinlikle edat kullanılır ve yanıtta da aynı edat yer alır:
o
Duvarların rengi bana göre güzel olmamış. (Kime göre?)
o
Ülkem için her türlü çabayı gösteririm. (Ne için?)
o
Orada bir hafta kadar kalmıştık. (Ne kadar?)
İzmir’e uçakla gideceğiz. (Ne ile?)
Bütün bunlar senin yüzünden oldu. (Kimin yüzünden?)
o
o
NOT: Edat (ilgeç) tümleci kavramını kabul etmeyip bu ögeyi zarf (belirteç) tümleci içinde ele
alan anlayış da hayli kabul görmektedir. Edat tümleci ÖSYM sorularında az da olsa geçmiştir.
 TÜMCE DIŞI SÖZLER: Tümcelerde öge olmayan, hiçbir öge sorusuna yanıt vermeyen bazı
sözler bulunabilir. Tümce öğeleri içinde görülmeyen bu gibi parçalara “tümce dışı unsur” denir.
Tümce dışı unsurlar değişik sözlerden oluşabilir:
o
İşbirliğine varım ama herkes görevini tam yapmalı. (→öge dışı bağlaç)
D.T.
o
Y.
Z.T. Yüklem
Yüklem
Arkadaşlar, hep birlikte katılıyoruz toplantıya. (→ öge dışı hitap, seslenme sözcüğü)
Z.T.
o
B.li N.
Eyvah, yine bu iş de yetişmedi. (→ öge dışı ünlem)
Z. T. Özne
o
Özne
Yüklem
D.T.
Sıra arkadaşım, aslında iyi tanımam, çok hırslı birine benziyor. (→ öge dışı ara cümle)
Özne
D.T.
Yüklem
o
Evet, şimdi seni de dinleyelim.
o
o
Bizim ufaklık, siz de çok iyi bilirsiniz, derslerine pek çalışmaz.
Eyvâh! Ne yer ne yâr kaldı. (A. Hâmit)
o
Lâkin vatandan ayrılışın ıstırabı zor.
o
o
Şair, sen üzüldükçe ve öldükçe yaşarsın.
Ulu mabet, seni ancak bu sabah anlıyorum.
o
o
Neden böyle düşman görünürsünüz / Yıllar yılı dost bildiğim aynalar.
Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul.
o
Şimdi, efendiler –müsaade buyurursanız- size bir sual sorayım.
www.nizamettinugur.gen.tr / 13
Türkçede Tümcenin Ögeleri, Yapı ve Anlam Bakımından Öge Türleri
Yüklem türleri:
İki sözcüklü yüklem: “Kırıta kırıta yürüdü gitti.”
Yinelenmiş yüklem: “Çocuk dakikalarca ağladı, ağladı.”
Pekiştirilmiş yüklem: “İşi gücü akşama kadar çalış babam çalış.”
Ortak yüklem: “Yamaçlar, köyün bacaları, her şey uyanıyordu.”
Özne türleri:
Açık özne: “Kimdi bu çocuklar?”, “Sen hep böyle yapıyorsun.”
Gizli öne: “Hep birlikte tatile gidiyoruz.” (biz)
Gerçek özne: “Ahmet Vefik Paşa modern tiyatronun öncüsüdür.”
Sözde özne: “Kapı üç kez vuruldu.”
Örtülü özne: “Kar yüzünden yollar kapandı.”
Belirsiz özne: “Geçmiş olsun.”
Mantıkça özne: “Obaya gidilirken geçilir bu yoldan.” (mutlaka bu yoldan “birileri” geçiyor.)
Ortak özne: “Kardeşim odasına çekildi, ders çalışmaya başladı.”
Seslenmeli özne: “Arkadaş, onurunu kırdırma.”
Açıklamalı özne: “İki ihtiyar, annemle babam, bizleri hep merak eder.”
Yinelenmiş özne: “Aradan yıllar, yıllar geçti.”
Pekiştirilmiş özne: “Karacaoğlan der ki ben de bakayım.”
Özne ile yüklemin kaynaşması: “Tatilin ilk günüydü.”
Deyimler anlamca kaynaşmış söz öbeği olduğu için tek söz olarak kabul edilir ve tümcelerde
bölünmeden tek öge yapılır ancak deyim tek başına cümle oluşturduğunda ögelerine ayrılabilir:
“İçi içine sığmıyordu.” (Özne-D.T.-Yüklem)
Nesne türleri:
a. Belirtili nesne (neyi, kimi, nereyi?)
b. Belirtisiz nesne (ne?
* Kullanımlarına göre: ortak nesne, açıklamalı nesne…
Dolaylı tümleç türleri:
a. Yönelmeli dolaylı tümleç (neye, nereye, kime?)
b. Kalmalı dolaylı tümleç (neyde, nede, nerede, kimde?)
c. Çıkmalı (ayrılmalı) dolaylı tümleç (nereden, neden, kimden?)
* Kullanımlarına göre: ortak dolaylı tümleç, açıklamalı d. t., yinelenmiş d. t…
Belirteç (zarf ) tümleci türleri:
a. Zaman bildirenler (ne zaman?)
b. Durum bildirenler (nasıl, neden?)
c. Yer-yön bildirenler (nereye?)
d. Nicelik (miktar, azlık-çokluk) bildirenler (ne kadar?)
İlgeç (edat) tümleci (kurduğu anlam ilişkisi esas olduğu için tür ayrımı yapmaya gerek kalmaz): Yüklemi,
ilgeçlerle öbekleşerek araç, birliktelik, neden, amaç, başlangıç, bitiş, görelik … ilgileriyle tamamlayan sözler.
Sorulan soruda ve alınan yanıtta aynı ilgeç yer alır: neyle, kiminle, niçin, ne zamana kadar, kime göre?..
Öge olan dilbilgisi birimleri:
Sesler: “Türkçedeki bilinen yarı ünlü ses y’dir.”
Heceler: “-yor, kendinden önce gelen geniş ünlüleri darlaştırır.
Ekler: “İstek kipinin birinci çoğul kişi eki –lim’dir.”
* Adlar, ad tamlamaları, sıfatlar, sıfat tamlamalar, adıllar (zamirler), belirteçler (zarflar), bağlaçlar.
►TDK sözlüklerinde ve yazım kılavuzunda “öge”, Dil Derneği sözlüklerinde ve yazım kılavuzunda
“öğe” olarak geçen bu sözcüğün anlamı şöyle açıklanmaktadır:
öge isim 1. Bir bütünü oluşturan, bütünden ayrıştırıldığında da kendi başına anlam taşıyan parça,
unsur.
2. Başka şeylerin kendisinden türediği ilk madde, ilke, unsur.
3. Gerekçe, araç.
www.nizamettinugur.gen.tr / 14
"O savaşı başarıya ulaştıran en kuvvetli öge, ne yabancıdan gördüğümüz yardım ne de
bugünkü özel girişimcilerin gayretleridir." - N. Cumalı.
4. kimya Birleşik bir şeyi oluşturan basit şeylerden her biri, unsur, eleman.
5. dil bilgisi Bir cümleyi oluşturan özne, yüklem, tümleç vb. birimlerden her biri.
6. toplum bilimi, mantık Bir sınıf veya bir topluluğun bireylerinden her biri (TDK Sözlüğü)
öğe a 1. Birleşik bir şeyi oluşturan yalınç şeylerden her biri, °unsur, °eleman: “...televizyonun
temel öğesi olan insanın eğitilmesi...” -Dergilerden.
2. man. Bir sınıfın ya da bir topluluğun bireylerinden her biri.
3. dilb. Bir tümceyi oluşturan özne, yüklem, tümleç gibi birimlerden her biri. (Dil Derneği
Sözlüğü)
►Türkçede tümcenin oluşması için öncelikle yüklemin, sonra öznenin, gerekiyorsa sonra diğer
ögelerin yer alması gerekir. Bu ögeler belli bir mantık bağlamında bir arada bulunur. Düzen
bakımından, genellendiğinde “özne→tümleç→yüklem” sırası geçerlidir. Ancak Türkçenin, öge sırası
bakımından diğer dilerden önemli bir farkı, hareketli olmasıdır. Bu ilkeyi şöyle örnekleyebiliriz:
o
Yarın seninle sinemaya gidelim.
o
o
Sinemaya yarın seninle gidelim.
Seninle yarın sinemaya gidelim.
o
o
Gidelim yarın seninle sinemaya
vb.
Her birinde anlamı ve vurgusu değişen bu tümce dizilişlerine diğer dillerde pek rastlanmaz.
►Etkili anlatım; tümcenin doğru ve güzel kurulmuş olmasıyla, tümce ögelerinin amaca uygun
sıralanmasıyla, verilmek istenen duygu ve düşünceye uygun sözcük seçiminin sağlamasıyla, zengin
tümce kurgusuyla sağlanır. Dolayısıyla “etkili anlatım” ile “tümce” arasında zorunlu, kaçınılmaz
bağlar vardır. Tümce anlatım aracı, anlatım yargısı olduğuna göre etkili anlatım da tümcenin güzel,
doğru, zengin olmasıyla elde edilir.
►Tümceleri belirlemede bize yardımcı öge öncelikle yüklemdir ve tümce başındaki sözcüğün yazımı
ile tümce sonu noktalama imleri bize yardımcı olur. Sıralı ve bağlı tümcelerde yüklemlere daha çok
dikkat etmek gerekir. Anlamı var eden bu şekilsel özelikler yanında anlam bütünlüğü de tümceyi
belirlemede önemlidir.
►Sözcük grubu biçiminde olan ögelerin sözcükleri birbirinden ayrılamaz; çünkü o zaman cümlede
anlam eksilmesi, bazen de anlatım bozukluğu oluşur. Sözcük grubu biçiminde olan ögelerin altı
çizilerek aşağıya alınan tümcelerde sözcüklerin bu bakımdan birbirinden ayrılamayacağı kolaylıkla
görülecektir:
o “Tren o istasyonda bir dakika duruyordu.”
o “bu sefer ikindiden epey sonraydı.”
o “Frenlerin gıcırtısı kesilmeden pencereyi açtım.”
o “İlerideki vagonlardan birisine heybeli ve sepetli bir köylü bindi.”
o “Onun hayatını ve geldiği yeri bilmek isterdim.”
o “Köy, birkaç kilometre ilerideki tepenin ardında olmalıydı.”
o “Bu, şu berbat yolun orada kayboluşundan belli...”
o “Lokomotifin yanında duran lacivert elbiseli memur, su buharları içinde, rüyada gibi
görünüyordu.”
o “İstasyonda ne başka bir insan ne de bir eşya vardı.”
o “Görünürlerde ağaç da yoktu.”
 Aşağıda yüklemi çeşitli yönlerden tamamlayan ögeler ve bu ögelerin tümceye anlam bakımından
katkıları gösterilmiştir:
www.nizamettinugur.gen.tr / 15
Tümce ve yüklemi tamamlayan ögeler
Ögelerin tümceye katkıları
O yıllarda ben, sekiz dokuz yaşlarında idim.
Zarf tümleci →Zaman tamamlayıcısı
Z.T.
Özne
Yüklem
Özne→Yargının konusu (sekiz dokuz yaşlarında
olan kim?)
Oturduğumuz yer bir ufak kasabacıktı.
Özne
Özne→Yüklemdeki yargının konusu (bir ufak kasaba
olan ne?)
Yüklem
Babam hesap
Özne→Yüklemdeki eylemi yapan
okutuyordu.
Özne B.siz Nesne
Yüklem
Nesne →Yüklemim yaptığı işten etkilenen olgu
Saatçilik de ederdi.
Nesne →Yüklemim yaptığı işten etkilenen
B.siz Nesne Yüklem
Ekmek paramızı ancak çıkarabiliyorduk.
Z.T.
B.li Nesne
Nesne →Öznenin yaptığı işten etkilenen
Yüklem
Zarf tümleci →Sınırlama bildirerek tamamlamak
Aç, açık kaldığımız yok ise de babam bir aylığını
Özne
Z.T.
Zarf
Zarf tümleci→Koşul tamamlayıcı
Özne→Eylemi yapan
alamadığı günlerde aç kalmak korkusuyla
Zarf tümleci→Zaman tamamlayıcısı
Tümleci
Zarf tümleci→Durum tamamlayıcısı
Zarf Tümleci
kendini gösteriyordu.
Yüklem
Babam, alacaklıları ile bizim aramızda
Özne
Dolaylı Tümleç
Özne→Eylemi yapan
Dolaylı Tümleç→Bulunma anlamıyla tamamlayan
eziliyordu.
Yüklem
Evinde oturduğumuz adamın, alışveriş ettiğimiz
bakkalın kapıya kadar gelip acı sözler söyledikleri de
Özne→Yüklemdeki eylemin konusu (olan ne?)
S. Özne
olurdu.
Yüklem
Haklı olmadıklarını da şimdi anlıyorum.
Z.T.
B.li Nesne
Nesne→Öznenin etkilediği, anladığı
Yüklem
Zarf tümleci→Zaman tamamlayıcısı
Bizde alacakları kalmıyordu.
Dolaylı Tümleç→Yer tamamlayıcısı
D.T. B.li Nesne Yüklem
Nesne→Öznenin, eylemiyle etkilediği
Geç kalıyor ama bütün borçlarımızı veriyorduk
Nesne→ Öznenin, eylemiyle etkilediği
Yüklem
B.li Nesne
Yüklem
Bu yoksulluktan anam, her gün hasta.
Z.T.
Özne
Zarf Tümleci→Sebep bildirerek tamamlama
Yüklem
Z. T.
Öge dışı unsur→ “ama” bağlacı
Özne→Yüklemdeki yargının konusu, maddesi
Zarf Tümleci→Zaman bakımından tamamlayıcı
Babamın hocalık etmesine, sessizliğine kızıyor,
Dolaylı Tümleç
Yüklem
hamallık etse bizi daha rahat geçindireceğini
Dolaylı Tümleç→Eylemin yönü
B.li Nesne→Öznenin eyleminin etkilediği
Belirtili Nesne
Zarf Tümleci→Zaman tamamlayıcısı
söylüyor, yok yere ablamı, beni haşlıyor; bunlar
Zarf Tümleci→Durum tamamlayıcısı
Yüklem
B.li Nesne
Yüklem
Zarf
bittikten sonra da oturup ağlıyordu.
Tümleci
Z. T.
Yüklem
www.nizamettinugur.gen.tr / 16
Yokluk içinde yüzen bu evde bir lamba şişesi
kırmanın ne acıklı bir şey olduğunu anlarsınız.
Bunun daha acıklısı,
çıkarmaması oldu.
Özne
B.li Nesne→Öznenin eyleminin etkilediği
Yüklem
B.li Nesne
babamın
hiç
sesini
Özne→Yüklemdeki eylemin gerçekleştiği olgu
Yüklem
Benim ne kadar üzüleceğimi bilirdi.
Belirtili Nesne
Belirtili Nesne→Öznenin eyleminin etkilediği
Yüklem
Suratını biraz asar, öğüt verir, kılıklı birkaç söz
Nesne Z.T Yükl. Yükl.
Nesne→ Öznenin, eylemiyle etkilediği
Nesne
söyler; ben de suç işlemiş, karşılığını da görmüş
Yükl.
Özne
Özne→Eylemi yapan
Nesne
Zarf Tümleci→Durum tamamlayıcısı
olurdum.
Yüklem
Şimdi de rahatça uyurdum.
Z.T.
Z.T.
Zarf Tümleci→Zaman tamamlayıcısı
Yüklem
Zarf Tümleci→Durum tamamlayıcısı
Babama hem acıyor hem de ona kızıyorum.
D.T.
Yüklem
Dolaylı Tümleç→Eylemin yönü
D.T. Yüklem
İçimdeki bu üzüntüyü susturmak için
güvercinleri satıp bir lamba şişesi almayı
Öge dışı unsur→”hem…hem…” bağlacı
yarın
Belirtili Nesne→Öznenin eyleminin etkilediği
Belirtili Nesne
düşünebildim.
Yüklem
Bu düşünce bana biraz rahatlık vermiş olacak ki
Zarf Tümleci→Durum tamamlayıcısı
Zarf (Belirteç) Tümleci
uyumuşum.
Yüklem
 Aşağıdaki tümcelerin ögelerini siz bulunuz:
o Bunlar bu atı, düğün koşusunda koşmak için hazırlıyorlar.
o Biletlerini alıp üçüncü mevkiye yerleşince rahat ettiler.
o Bir nisan akşamı, yola çıkmıştık.
o İnsansız hiçbir şeyin güzelliği yok.
o Ne desem yalan gibiydi.
o Kırmızı araba kimin?
o Görevli kırmızı arabayı parka çekmiş.
o Polis kırmızı arabaya yaklaştı.
o Gençler kırmızı arabadan indiler.
o En gösterişli olanı kırmızı arabaydı.
o Evinde oturduğumuz adamın, alışveriş ettiğimiz bakkalın kapıya kadar gelip acı sözler
söyledikleri de olurdu.
o Bunun daha acıklısı, babamın hiç sesini çıkarmaması oldu.
o Öğüt verir.
www.nizamettinugur.gen.tr / 17
o Şiirin sonlarına doğru
o “Hak” ile “Yaşamak”ı kafiye düşür
o Ülkeler çağımızda uygarlık görüntüsüyle savaşıyor.
o Gecenin geç vaktinde dış kapıyı sessizce açtı.
o İş yerindeki arkadaşlarına bu akşam veda edecek.
o Her akşam erkenden yatar.
o Şu karşımdaki çamlar müstesna.
o İnce fakat çok yüksek ve koyu yeşil renkli tam yirmi altı çam ağacı...
o Dalları ta yukarıdan başlıyor ve böylece kümenin altında ferah, sakin ve rüyalı bir kıta
meydana geliyordu.
o Bir yaz ikindisi orada oturmak, uzakları ve uzaktakileri düşünmek hoş olmalıydı.
o İlerde, katar şefine selam duran istasyon memuru, lokomotifin büsbütün salıverdiği su
buharları içinde büsbütün hayalleşti.
o Tren ağır ağır yürüdü.
 Aşağıdaki şiirin tümce ögelerini bulunuz:
o KARŞI
Bütün ömrünce savaşmıştı
Eski şiire karşı.
Yaprak’ta bayrak açmıştı
Geri düşüncelere karşı.
Müstağni kalmıştı hayatında
Para ve mevkiye karşı.
Veda etti bir kasım gecesi
İnsanı deli eden dünyayı,
Sabaha karşı.
Şimdi sereserpe yatmaktadır
Urumelihisarı’nda,
Boğaz’a karşı.
Orhan Veli KANIK
3. TÜMCE (CÜMLE) TÜRLERİ
3.1. ANLAM BAKIMINDAN TÜMCE TÜRLERİ (Yüklem Eksenli)
İkiye ayrılarak incelenir: 1. Bildirme (haber) tümceleri, 2. Dilek (tasarlama) tümceleri.
Bu tümceler daha sonra ünlem, soru, olumlu-olumsuz durumlarına göre incelenir.
3.1.1. Bildirdikleri Anlamlara Göre Tümceler
3.1.1.1.Bildirme (Haber) Tümceleri
 Dilin göndergesel işlevde kullanılması amacına dayanırlar.
 Göndergesel işlev söz konusu olduğu tümcenin anlamında nesnellik esastır; ancak göndergesel
işlev heyecana bağlı işlevle zenginleştirilip nesnel olanın kişisel değerlerle (öznel) anlatılmasını
sağlanır.
www.nizamettinugur.gen.tr / 18
 Alıcının bilmediği bir durumu bildirirler ya da alıcının bildiğinden söyleyenin de haberdar olduğu
bir durumu ortaya koyarlar.
 Doğrudan kip eki almış eylemlerle ya da ek eylem almış adlarla kurulurlar.
 Kısacası, yüklemleri haber (zaman) kipleriyle kurulu tümcelerdir:
o “Buralarda zamanda her tür hayvan yaşarmış.” (duyulan geçmiş zaman)
“Bu yaz yağmur hiç yağmadı.” (bilinen geçmiş zaman)
“İki yıldır bu işte çalışıyor.” (geniş zaman)
“Festivale on Türk filmi katılacak.” (gelecek zaman)
“Her akşam en on sayfa roman okurum.” (geniş zaman)
“Sözünde durmayanları kimse sevmez.” (geniş zaman, olumsuz)
EK BİLGİ: Hangi kiple söylenmiş olursa olsun bütün tümceler aslında üç temel zaman bildirir. Bu
üç zamanı genel olarak kapsayan “geniş zaman” aslında ayrı bir zaman dilimi değildir.
Geçmiş
Şimdi
Gelecek
---------------------------- Her Zaman -------------------------------Tümcelerin kuruluş zamanı ile yaşanan zaman arasında fark yoksa şimdiki zaman; yaşanan zaman,
söyleme zamanından önceyse geçmiş zaman; olay, söyleme zamanından sonra olacaksa gelecek
zaman söz konusu olur.
DÜN→ Dün sınıfça kır gezisine gittik. Sabah okulun önünde buluştuk. Bir minibüse doluştuk.
Yolumuz bir saat sürdü. Gün boyu eğlenceyle, oynamayla geçti. Bol bol fotoğraflar çektin. Akşam
olmadan yola çıktık. Gün kararırken okulun önüne varmıştık.
BUGÜN→ Sınıfça kıra gitmek için okulun önünde buluşuyoruz. Bir minibüse doluşuyoruz. Minibüs
hareket ediyor. Yol eğlenceli geçiyor. Bir saat sonra varıyoruz gideceğimiz yere. Gün boyu oynayıp
eğleniyoruz. Akşam olmadan yola koyuluyoruz. Okulun önüne gün kararmadan varıyoruz.
YARIN→ Yarın sınıfça kıra gideceğiz. Sabah okulun önünde buluşacağız. Sanırım yolumuz bi saat
sürecek. Orada iyi vakit geçireceğiz. Akşam karanlık basmadan döneceğiz. Yine okulun önüne
bırakacak bizi minibüs.
 Haber yazıları, kullanım kılavuzları, öyküler, romanlar haber tümceleriyle kurulur; çünkü bu tür
metinlerde olup bitenler ya da olup bitecek olanlar anlatılmaktadır. Şiirde, betimleme anlatım
biçiminde haber tümceleri daha az yer alır.
 Diller, haber tümcelerinde, olup bitenin olduğu gibi haber verilme amacı güdüldüğü için
“göndergesel işlevi”nde kullanılır. Sözcüklerin gerçek anlamlarına “göndergesel anlam” denir.
Dolayısıyla nesnel, birebir bilgi vermek, olduğu gibi anlatmak amacı söz konusu olduğunda
“göndergesel işlev” esas alınır.
 Dilin haber tümcelerinde sadece göndergesel işlevinde kullanılması, tümlelerin nesnel olması
sonucunu getirir. Çünkü göndergesel işlev, sözcüklerin gerçek anlamlarında, dolayısıyla
duygusallıktan, öznellikten uzak kullanılması demektir.
 Haber tümceleri günlük hayatta herhangi bir konuda bilgi aktarırken, duygusallıktan çok nesnel
tutumla formel ve benzeri iletişim ortamında kullanılır. Formel iletişim okulda, resmi dairelerde,
yaş farkına bağlı konuşmalarda, yakınlık içermeyen durumlarda, heyecan taşımayan her türlü
konuşmada geçerli iletişimdir.
 Bilgi ve haber aktarmak amacıyla göndergesel işlevli, nesnel tümceler kurarız. Bilgi bir olayla
ilgili ise haber kipli; görüntü ya da durumla ilgili ise haber kipiyle birlikte yüklemi ad olan
cümleler kullanırız.
3.1.1.2. Dilek (Tasarlama) Tümceleri
 İstenilen, tasarlanan bir eylemi, eylemler hakkında bir niyet ve duyguyu ifade eden tümcelerdir.
www.nizamettinugur.gen.tr / 19
 Doğru ve yanlış olmalarına olanak bulunmayan tümcelerdir, gerçekleşmesi mümkün olsun veya
olmasın bir durum için duyulan özlem dile getirilir.
 Yalnız yüklemi eylem olan tümcelerdir.
 Yani dilek kiplerinden (dilek-koşul, istek, gereklilik, emir) biriyle kurulu tümcelerdir:
o “Ah bir kazansan şu sınavı!” (dilek-koşul)
o
“Pazardan biraz sebze meyve alayım.” (istek)
o
o
“Bu yaz iyi bir tatil yapmalıyım.” (gereklilik)
“Büyüklerine saygısızlık etme.” (emir, buyruk) (Yalnız 3. tekil kişisi vardır)
 Bu tür tümcelerin hepsinde “dilek” anlamı ve belirsiz biçimde bir gelecek zaman (tasarlama) söz
konusudur:
o
“Tatil bir an önce gelse.”
“Çalışmaya biraz ara verelim.”
“Kip konusunda test çözmeliyim.”
“Kitaplarını defterlerini topla”
“Bir an önce gelip benimle konuşsun.”
Dilek, istek ve hayalleri anlatırken “dilek (tasarlama) kipleri”ni kullanırız. Çünkü dilin işleyişinde
bu kipler, geleceğe ilişkin anlam belirten kiplerdir ve dilde var oluş nedenleri, ortaya çıkış
nedenleri de zaten buradan kaynaklanır. Bir hayalinizi, isteğinizi, dileğinizi anlattığınızda bu
kipleri kullandığının göreceksiniz.
 Bildirme (haber) tümceleri olayları, hareketleri ve durumları gerçekleştiği zamanı belirterek
bildirmek için kullanılır; haber kipleriyle kurulur. Dilek tümceleri ise dilek, istek, gereklilik, emir
gibi duygu ve düşünceleri doğrudan zamana bağlamadan, dilek-istek kipleri kullanılarak kurulur.
Dilek tümceleri öncelikle öznellik içerir.
 Bildirme (haber) tümceleri zaman içerir; olay, durum, hareket bildirir. Dilek-istek tümceleri ise
haberden çok dilek ve istek belirtir, zaman anlamını doğrudan taşımaz.
 Aşağıda kiplerle ilgili karşılaştırmalı örnek tümceler verilmiştir:
Bildirme (haber) tümceleri
Dilek-istek tümceleri
Öğrenciler maç yapıyor.
Bir an önce buradan gitsek.
Yazın çok kitap okuyacağım.
Benim önerimi ciddiye almalısın.
Fatih, genç yaşta tahta geçmiş.
Yarın sinemaya gidelim.
LYS haziran ayında yapılacak.
Eşyalarını hemen topla.
Bilirsin, terliksiz basamam.
Dün gece gözümü kıpmadım.
Balık yağı mı içsem?
Kırıklarını bulursan yapıştırmazlık etme.
Yemek istiyordur.
Bir kurtulsam elinizden!..
Çamaşırdan göz mü açıyor zavallı!
Buyurun cenaze namazına!
Zıvanadan çıkarıyor bu Kevser beni.
Koş Kevser, koş!
Ah pek üzüldüm!
Eli kırılasıca!
 Ünlem Tümceleri
Ünlem değeri taşıyan tümcelere “ünlem tümcesi” denir. Coşku, heyecan vb. durumları ünlem
tümceleriyle anlatırız.
Ünlem cümlesi
Oluşumu
Kullanılış amacı,
kazandırdığı
anlam
Bilmem ki!
“ki” yoluyla
Şaşırma
www.nizamettinugur.gen.tr / 20
Pek çirkinliğin var bugün üstünde Tümceye ünlem değeri kazandırma
hâlâ!
Şaşırma
Bakımsızlık, gıdasızlık!
Tümceye ünlem değeri kazandırma
Üzüntü
Eli kırılasıca!
Deyimin ünlem olarak kullanılması
Kızgınlık
Ah pek üzüldüm! Pek üzüldüm!
“ah” ünlemi / tümceyi ünlem yapma
Üzüntü
Vah, vah, vah!
“vah” ünleminin kullanımı
Üzüntü
Kırıklarını yemedi ya Kevser!
Tümceye ünlem değeri kazandırma
Şaşırma
Sağlık olsun!
Deyimin ünlem olarak kullanılması
İstek
Sen de ikiyüzlüsün hâlâ!
Tümceye ünlem değeri kazandırma
Kızgınlık
Bir kurtulsam elinizden!..
Tümceye ünlem değeri kazandırma
İstek, koşul
Kevser gibi hizmetçiyi, benim gibi
vekilharcı zor bulursun sen!
Tümceye ünlem değeri kazandırma
Uyarı
Ben olmasam kim yapar alışverişi!
Tümceye ünlem değeri kazandırma
Uyarı
Çamaşırdan göz mü açıyor zavallı!
Tümceye ünlem değeri kazandırma
Acıma
Yiyemez olası!
Tümceye ünlem değeri kazandırma
Kızgınlık
Koş Kevser, koş!
Tümceye ünlem değeri kazandırma
Kızgınlık
Sade suya olduktan sonra!
Tümceye ünlem değeri kazandırma
Teşvik
Et suyuna olacak değil ya!
“ya” ünlemi yoluyla
Önemsememe
Koşsana Kevser, kazıklar ağası!
Tümceye ünlem değeri kazandırma
Kızgınlık
Şeytan diyor ki al tencereyi geçir
kafasına!
Tümceye ünlem değeri kazandırma
Kızgınlık
Eli tatlıdır şu Kevser’in hani!..
Tümceye ünlem değeri kazandırma
Beğenme
Ver eline yağı, unu, eti, bir yemek
pişirsin, o zaman gör!
Tümceye ünlem değeri kazandırma
Beğenme
Buyurun cenaze namazına!
Tümceye ünlem değeri kazandırma
Şaşırma
Soru Tümceleri
 Yüklemdeki eylemi ya da yargıyı soran tümcelerdir. Soru tümceleri ayrıca olumlu ya da olumsuz,
eylem ya da ad tümcesi özelliği gösterebilir.
o “Sınıfta kim daha güzel konuşuyor?”
o “Sen bizimle toplantıya gelmiyor musun?
o “Bağımsızlık benim karakterimdir.’ sözü kimin?”
o “Bu grubun lideri kim?”
 Yanıt isteyenlere “gerçek soru tümcesi”, yanıt istemeyenlere “sözde soru tümcesi” denir. Bu
tümcelerin sonuna, amaca göre soru ya da ünlem imi konur:
 Gerçek soru cümleleri:
o “Okula mı?”
o “Pazardan ne aldın?”
 Sözde soru cümleleri:
o “Yürüyecek güç mü kaldı bende?!”
o “Arkadaşlarına saygısız davranmak sana yakışıyor mu?!”
o “Bu sözü ben mi söylemişim?”
o “Her zaman burada buluşmuyor muyduk?”
www.nizamettinugur.gen.tr / 21
o “Olacak şey mi?”
o “Hangi çılgın zincir vuracakmış?!”
 Aşağıdaki tümcelerde soru anlamının nasıl sağlandığı tümcelerin yanında belirtiliştir:
o “Kaçıncı öğrenciye ödül verildi?” / sıfatla
o “Nasıl bir üniversitede okumak istersiniz?” / sıfatla
o “Böyle sallanarak nereden geliyorsunuz?” / zamirle (adılla)
o “Bu tabakları buraya kim koydu?” / zamirle (adılla)
o “Ne zaman onları görmeye gideceksiniz?” / zarfla (belirteçle)
o “Bu soruyu kimin sorduğunu nasıl anladınız?” / zarfla (belirteçle)
o “Bu soruyu niçin yapmadınız?” / edatla (ilgeçle)
o “Hafta sonu pikniğe gitmek istiyor musunuz?” / soru ekiyle
 Adalet Ağaoğlu’nun “Kadınlar Arasında” adlı oyun metninden bazı soru tümceleri ve bu
tümcelerin soru anlamlarının nasıl sağlandığı aşağıya çıkarılmıştır:
o “Kevser, terliklerim nerede?” / soru adılı yoluyla
o “Hangi cehenneme soktun terliklerimi?” / soru sıfatı yoluyla
o “Yapıştırılamaz mı acaba” / soru ekiyle
o “Ortak mısınız, nedir?” / soru eki ve soru adılı yoluyla
o “Yani kırık anan mı?” / soru eki yoluyla
o “Çorba mı o?” / soru eki yoluyla
 Bazı soru tümceleri, aşağıda diğer bazı özellikleriyle birlikte verilmiştir:
o Kevser, terliklerim nerede? → soru tümcesi / isim tümcesi
o Hangi cehenneme soktun terliklerimi? → soru tümcesi / haber-geçmiş zaman kipi
o
Balık yağı mı içsem, (bilmem ki!) → dilek-soru tümcesi / dilek-istek kipi
Git daktiloluk et, ırgat gibi çalış, sonra birtakım nankörlere yedir. → emir tümcesi / dilekistek kipi
Eli kırılasıca! → istek tümcesi / dilek-istek kipi
o
Yapıştırılamaz mı acaba? → soru tümcesi / haber-geniş zaman kipi
o
Kırıklarını bulursan yapıştırmazlık etme. → birleşik kip (haber-koşul) + emir (dilek-istek
kipi)
o
o
Hem ne yapalım (…).→ istek-soru tümcesi / dilek-istek kipi
Sağlık olsun! → istek-emir tümcesi / dilek-istek kipi
o
Ortak mısınız, nedir? → soru tümcesi / isim tümcesi
o
o
Bir kurtulsam elinizden!.. → istek-koşul tümcesi / dilek-istek kipi
Yani kırık anan mı? → soru tümcesi / isim tümcesi
o
o
Yiyemez olası! → istek tümcesi / dilek-istek kipi
Koş Kevser, koş! → emir tümcesi / dilek-istek kipi
o
Çorba mı o? → soru tümcesi / isim tümcesi
o
Koşsana Kevser, kazılar ağası! → emir tümcesi i / dilek-istek kipi
o
Şeytan diyor ki al tencereyi geçir kafasına! → emir cümlesi / dilek-istek kipi
o
o
o Ver eline yağı, unu, eti (…) → emir tümcesi / dilek-istek kipi
 Soru tümcelerinin işlevi, “iletişim kanalının kontrol”üdür. Ad, özellik, miktar, zaman, yön,
durum; eylemi yapan, eyleme ya da yargıya konu olan, eylemden etkilenen, tümleçler sorularak
iletişim kanalının işlemesi sağlanır.
www.nizamettinugur.gen.tr / 22
 Soru sorarken genellikle hangi kiplerin kullanıldığına ilişkin yapılmış bir araştırma elimizde
yoktur. Kipler arasında oransal olarak belirli bir farklılık olsaydı dilbilgisi kitaplarında bu konu
işlenirdi. Ama olup biteni öğrenme daha çok olacağına göre, haber kiplerinin daha çok kullanılma
olasılığı yüksek görünüyor.
 Karşılaştırmalı tümce örnekleri:
Kip ekleriyle kurulanlar
Soru anlamı yoluyla kurulanlar
Ünlem anlamıyla kurulanlar
Artık tatil gelse.
Film güzel miydi?
Yuh sana!
Satranç oynayalım.
Bizimle kimler geliyor?
Akşam sınava çalışmalıyım.
Ödevimi ne zaman vermeliyim?
Zavallı!
Sakın bunu bir daha söyleme!
Çantanı masamdan al.
Hangi takımı tutuyorsun?
Ona nasıl inanırsın!
 Olumlu-Olumsuz Tümceler
Tümcelerin olumlu ya da olumsuz olmasını belirleyen, yüklemlerin durumudur; çünkü tümcenin
belirleyici, tamamlayıcısı ögesi yüklemdir. Bu nedenle olumluluk ya da olumsuzluk, ya doğrudan
yüklemden, ya da yüklemin anlamını etkileyecek sözler üzerinden elde edilir.
 Olumlu tümce: Yüklemdeki eylemin ya da yargının olumlu yönde, gerçekleşme yönünde olduğu
ya da olacağı anlamıyla kurulan tümcelerdir:
o “Yarın akşam burada buluşalım ”
o “Musluk sularımız temizdir”.
o “Bu bahar yağışlı geçiyor.
o “İşsizlik azaldı.”
Not: Bazı tümceler yüklemlerinde olumsuzluk eki ya da sözcüğü bulundurduğu hâlde yine de olumlu
olur:
o “Seni takdir etmiyor değilim.” / iki olumsuzluk, tümceyi olumlu yapar: “seni takdir
ediyorum.”
o “Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda!” / anlamca olumlu tümce: “herkes feda olur”
o “Eleştirileri göz önüne almıyor değil.” (alıyor)
o “Seni takdir etmiyor değilim.” (takdir ediyorum)
o “Olup bitenler hakkında fikrim yok değil” (var)
 Olumsuz tümce: Yüklemdeki eylemin ya da yargının olumsuz yönde kurulduğu cümlelerdir.
Olumsuzluk, esas olarak yükleme getirilen olumsuzluk ekleri (-me, -z, -siz) ya da olumsuzluk
sözcükleri (değil, yok) yoluyla yapılır:
o “Derslere sınavlara hazırlanamadım.”
o “Bugün beş parasızım.”
o “Beni artık aramaz.”
o “Bu okul kalabalık değil.”
o “Kantinde meyve yok.”
o “Yüksek puan alacağımı beklemiyordum.”
o “Beni kimse aramadı.”
o “Okul kütüphanesinde polisiye roman yok.”
o “Dağlar bugün bulutlu değil.”
Not: Bazı tümceler yüklemlerinde olumsuzluk eki ya da sözcüğü bulundurmamakla birlikte yine de
olumsuzluk anlamı bildirir:
o “Yalan söylerken annemin gözlerine bakabilirsen bak.” (bakamazsın)
o “Cebimde harcayacak para mı kaldı!” (kalmadı)
www.nizamettinugur.gen.tr / 23
o “Gittiğinden beri ne yazdı, ne telefon etmedi.” (yazmadı, telefon etmedi)
o “Bu sözleri bana nasıl söylersin?” (söyleyemezsin)
Aşağıdaki tümcelerde olumsuzluk anlamlarının nasıl sağlandığı yanlarına yazılmıştır:
o “Halk neden başsız kalsın.” / “neden” sözcüğüyle (belirteç)
o “Ne yapmışım ki ben.” / “ne” sözcüğüyle, karşı çıkma yoluyla (adıl)
o “Ayol insanın kalbi nasıl rahat eder!” / “nasıl” sözcüğü yardımıyla (belirteç)
o “Bunu ne ben biliyorum ne Veli ne de ölüm döşeğinde yatan dedem” / “ne… ne…” bağlacıyla
o “Ne doğan güne hükmüm geçer
o Ne hâlden anlayan bulunur”
/ “ne… ne…” bağlacıyla
o “Ders dinleyecek kafa mı kaldı bizde?” (soru eki yoluyla)
 “değil” sözcüğü tek başına yüklem görevinde kullanılamaz; çünkü tek başına anlamı
taşımamaktadır. Ancak başka sözcüklerle birlikte yüklem yapılabilir:
o “Bu gömlek pahalı değil.”
“Değil” sözcüğü tek başına yüklem olamadığı ve anlam iletmediği için tümcede yerine herhangi
bir sözcük getirilemez. Ancak birlikte yüklem olduğu söz grubu yerine, yukarıdaki tümcede
“ucuz” sözcüğü getirilebilir:
o “Bu gömlek ucuz.”
Yine de her iki tümcenin anlamca tam örtüştüğü söylenemez; arada az da olsa anlam farkı vardır.
“var” sözcüğünün yüklem görevinde kullanılması ve yerine başka bir sözcüğün getirilmesi:
o “Ovamızda her türlü meyve var.” / “Ovamızda her türlü meyve yok değil.”
“yok” sözcüğünün yüklem görevinde kullanılması ve yerine başka bir sözcüğün getirilmesi:
o “Bende bu tür kitaplar yok.” / “Bende bu tür kitaplar var değil.”
Yüklemi değiştirilen böyle tümceler anlamca tam örtüşmez, çok az da olsa farklı çağrışımlar
taşırlar.
 Nurullah Ataç’ın “Edebiyat” başlıklı metnindeki olumlu ve olumsuz tümce örnekleri, bu
tümcelerin kullanılış amaçları aşağıya çıkarılmıştır:
Olumlu Tümceler
Kullanılış amaçları
Mehmet Kaplan
bahsediyor.
daha
birçok
şeylerden Olumlu yönde bilgi aktarma
Ben yeniliği her yerde severim.
Olumlu yönde düşünce açıklama
Böyle hem uzaklık hem yakınlık hislerinin Olan yönde gerçekleşen bir durumu aktarma
birleşivermesinden insan bir tuhaf oluyor.
Bu meselelerin düşünülmesi icap eder.
Olumlu bir öneride bulunma
Bir rüyadan uyanmış gibiyim.
Olumlu yöndeki olan bir durumu aktarma
Eskiden, söylediklerimi hatırlamıyor muyum?
Olumlu bir eylemi tersinden söyleme
Daha bir yıl bile olmadı.
Gerçekleşmeyen bir durumu açıklama
(…) Ama nasıl söyleyeyim?
Yapamayacağı bir şeyi vurgulayarak söyleme
İnkâr mı edeyim?
Kabullenme vurgusu
İnkılapçı
Gençlik
okuduğum yoktu.
çoktandır
“Okuma” eyleminin olmadığını söyleme
Ben, hiçbir zaman eski şairlerimizden bütün
bütün yüz çevirelim demedim.
“demek” eyleminin olmadığını belirtme
Bu
münakaşaya
gazetesini
devam
etmek
niyetinde “niyet”in olmadığını açıklama
www.nizamettinugur.gen.tr / 24
değilim.
3.1.2. ANLAMSAL KURGULARINA GÖRE TÜMCELER
3.1. 2.1. Anlamsal İşlevlerine Göre Tümceler
Bu tür tümceleri belirlemede aşağıdaki gibi kavramlar kullanılır:
Kavramlar
Örnek tümce
Metne katkısı, taşıdığı içerik
Öznel tümce
Şiir bence en etkili sanattır.
Kişisel beğeni yansıtma
Nesnel tümce
Binanın dış duvarında mavi renk
kullanılmış.
Gerçeğe bağlı kalma
Doğrudan anlatım
tümcesi
Çocuğa, “Başaracaksın, gayret!” dedi.
Olduğu gibi aktarma
Dolaylı anlatım
tümcesi
Çocuğa, başaracağını söyledi.
Kendi sözüne katarak aktarma
Tanım tümcesi
Sanat, duyguların estetik olarak
ifadesidir.
Kavramlaştırma, kavramı
aktarma
Karşılaştırma
tümcesi
Akdeniz’in suyu Karadeniz’e göre daha
tuzludur.
İki ayrı şeyi ortak özelliğiyle
birlikte anlatma
Üslup cümlesi
Bu eserde, kişiler karakterlerine uygun
biçimde konuşturulmuş.
Üslupla ilgili yargıda bulunma
Betimleme tümcesi
Uzun boylu, mavi gözlü bir gençti.
Görüntü yoluyla tanıtma
3.1. 2.2. Anlam İçeriklerine Göre Tümceler
Bu tür tümceleri belirlemede de aşağıdaki gibi kavramlar kullanılır:
Kavramlar
Örnek tümce
Küçümseme tümcesi
Sınavda senin bizim gibi başarılı olman çok zor.
Öneri tümcesi
Yarın akşam bizim evde toplanalım.
Öğüt tümcesi
Çevreni küstürmek istemiyorsan daha saygılı olmayı
öğren.
Eleştiri tümcesi
Konuşmalarında argoyu fazla kullanması hoş değil.
Tasarı tümcesi
Yazın klasiklerden çok sayıda roman okuyacağım.
Varsayım tümcesi
Şu an bir deniz kıyısında olduğumuzu düşünelim.
Olasılık tümcesi
Bir ihtimal yarın beni arayacak.
Sezgi tümcesi
Müdür bana bakıyor sanırım.
Yakınma tümcesi
Her zaman geç geliyorsun buluşmaya.
Hayıflanma tümcesi
Bu fırsatı nasıl da kaçırdım!
Uyarma tümcesi
Birisiyle konuşurken bir daha araya girme.
Güven tümcesi
Her zaman yanımda olduğunu biliyorum.
Kanıksama tümcesi
Böyle övücü sözlerine artık alıştık.
Eşitlik tümcesi
Son yazılı sınavda onunla aynı notu aldım.
Ön yargı tümcesi
Arkadaşının beni anlayabileceğini hiç sanmıyorum.
Neden-sonuç tümcesi
Kaloriferler yanmıyor; çünkü yakıt bitmiş.
Amaç-sonuç tümcesi
Yılmaz, dayısıyla buluşmak üzere Kuzguncuk’a gitti.
www.nizamettinugur.gen.tr / 25
 Aşağıdaki kavramlarla tümceleri siz eşleyiniz.
1
Küçümseme tümcesi
Bu öyküsü de toplum tarafından benimsenmeyecektir.
2
Öneri tümcesi
Senin ne kadar kısa boyun varmış.
3
Öğüt tümcesi
Onun küçümseyici sözlerine artık aldırmıyorum.
4
Eleştiri tümcesi
Şu adamlar tehlikeli görünüyor.
5
Tasarı tümcesi
Onu hastanede ziyaret etmen çok iyi olur.
6
Varsayım tümcesi
Onu geziye çağırsak da gelmez.
7
Olasılık tümcesi
Annem bakkala hep beni gönderiyor.
8
Sezgi tümcesi
Arkadaşına bu şekilde davranman hiç hoş değil.
9
Yakınma tümcesi
Arkadaşlar biraz sessiz olabilir miyiz?
10
Hayıflanma tümcesi
Baban doğum günümü hiçbir zaman unutmaz.
11
Uyarma tümcesi
Bu kitabı ilerde daha da genişletmeyi düşünüyorum.
12
Güven tümcesi
Annem ikimiz arasında hiçbir ayrım yapmaz.
13
Kanıksama tümcesi
Üniversiteyi kazanmak istiyorsan şimdiden çalışmalısın.
14
Eşitlik tümcesi
Tut ki Mars’ta yaşam var, bize bunun ne yararı olacak.
15
Ön yargı tümcesi
Kapıyı çalan annen olmalı.
 Aşağıdaki tümcelerin özelliklerini yanlarındaki ayraç içine yazınız:
o Sanat, hayatı yüceltme ve hayatı zenginleştirme çabasıdır. (………….)
o Bu hikâyede günlük, sıradan olayların anlatımında bile özgün ve çarpıcı bir dil
kullanmış.(……)
o Romanlarını da okudum ama şiirleri ve oyunları kadar beğenmedim. (………….)
o Eyüp’te evler yetmiş yaşına gelmiş insanlar gibi kamburlaşmıştı. (………….)
o Yazarın peş peşe altı tiyatro eseri yayımlandı. (………….)
o Bu yapıtta kahramanlarla çevre arasında güzel bir uyum var. (………….)
o Diyelim ki üniversiteyi kazandın. (………….)
o Önce konulara çalışıp sonra soruları çözmeniz sizin için daha faydalı olacaktır. (………….)
o Bu kitaba bir ön söz yazmayı düşünüyorum. (………….)
o Akşama teyzemler bize gelebilir. (………….)
o Biliyorum yazarın bu romanı da okur tarafından beğenilmeyecek. (………….)
o Ben yârim gül demem, gülün ömrü az olur. (………….)
o Bu konuyu size faydalı olmak için anlatıyorum. (………….)
o Yazınsal türler içinde en çok romanı severim. (………….)
o Bu amaçla gelecek yıl bir yarışma düzenlemeyi ve sahnelemeye değer görülen eserleri
sahnelemeyi düşünüyorum. (………….)
o Kitabın sonuna, şiirlerin sezgisel dünyasını ortaya koyacak notların eklenmesi, yararlı olabilir.
(…………….)
o Daha çok o çevrenin, o zümrenin geleneklerine bağlanırlar; onların görüşlerini, duyuşlarını
ifade ederler. (………….)
o Atıf Bey, dayısıyla buluşmak üzere Kuzguncuk’a gitti. (………….)
o Onun için asıl önemli olan, seçilmiş, yerli yerine konmuş sözcüklerin o ezgili, o sıcacık
deyişin okurda uyandıracağı etkisidir. (………….)
o Bu kitabı okursan sınıfı geçersin. (………….)
www.nizamettinugur.gen.tr / 26
o Kitabı geri vermek üzere aldı.” cümlesinde şarta bağlılık vardır. (………….)
o Bu tatil beldesine dinlenmek için geleceğim.” cümlesinde amaç-sonuç ilişkisi vardır.
(……...….)
o Köşe yazarının geçimi yazmasına bağlıdır. (……….….)
o Umutlu da olsa umutsuz da olsa yazacak. (………….)
tanımlama, üslup / eleştiri, karşılaştırma, benzetme, nesnel anlatım, öznel
değerlendirme, varsayım, öneri, tasarı, olasılık / ihtimal, öznel anlatım, tasarı, öneri,
neden-sonuç, amaç-sonuç, üslup bildiren, koşul, şarta bağlılık, amaç-sonuç, şart, şart
 Ek Bilgi: Metin bağlamında peş peşe gelen tümceler arasında da aşağıdaki türden anlam ilişkileri
vardır:
Neden tümcesi
Sonuç tümcesi
Bir saz şairi köyde doğar, köy köy, oba oba
dolaşır; arı gibi her çiçekten bal alır.
Bu bakımdan doğdukları yerlerin de, gezip
dolaştıkları yerlerin de izlerini taşırlar.
Asıl tümce
Açıklama bildiren tümce
Halk şairlerinin asıl kaynağı yoktur.
Köy halkı arasından da çıkar, göçebeler arasından da;
kasaba arasından da çıkar, şehirlerden de…
Pek saymaya, sınırlamaya gelmez
Çünkü bir saz şairi köyde doğar, köy köy, oba oba
dolaşır; arı gibi her çiçekten bal alır.
Bu çevrelerin belli başlıları:
Köy ve oymaklar, kasaba ve şehirler, yeniçeri ocakları.
Yakın anlamlı tümceler
Özgür düşünce; hem tutucu,
gelenekçi, hem de özgür olamaz.
 Nasıl olur ki düşünce özgürlüğü eski düşünce kalıplarını
kırmanın ta kendisidir.
 Özgür düşünce, eskiye, var olana bağlı kalmayıp ileriye
yönelendir.
Buna karşılık yalnız kendi aklını
beğenen de özgür düşünüyor
sayılamaz.
 Özgür düşünce, bütün akıllara başvuran, kendini
beğenmeyen, durmadan gelişmek isteyen düşüncenin ta
kendisidir.
 Özgür düşünce, herkesten yararlanarak kendini sürekli
geliştiren düşünce demektir.”
Yurtta sulh, cihanda sulh.
 Yurtta barış, dünyada barış.
 Ülke içinde de barış olmalı, dünyada da.
 Barış her yerde olmalı.
 Bir ülke tek başına barış içinde yaşayamaz.
 Barış kavramı herkes için geçerli bir kavramdır.
Karşıt anlamlı tümceler
Eskilik yandaşlarına göre eski olan her şey
iyidir, yeni olan her şey kötüdür.
Yenilik yandaşları ise tümüyle bunun tersini
düşünürler.
3.2. YAPISINA GÖRE TÜMCELER
3.2.1. Basit (Yalınç) Yapılı Tümceler: Tek yargı bildiren tümcelerdir. Yüklem dışında eylem bildiren
sözcük bulunmaz.
o
o
O yıllarda ben on yaşlarındaymışım.
Çocukluğum çok güzel geçti benim.
o
Zaman her an akar.
www.nizamettinugur.gen.tr / 27
o
Edebali, şerbet bardağını ağzından hızla çekti.
3.2.2.Bileşik (Birleşik) Yapılı Tümceler: Bir tek yüklemi olmak koşuluyla birden çok tarı ya da
eylem bildiren, yan cümlecikleri olan tümcedir. Yan tümleciğin özelliğine göre çeşitleri vardır:
3.2.2.1. Girişik Birleşik Tümceler: Yan tümceciği eylemsilerle kurulu tümcelerdir:
o Bilimkurgu romanları okumayı / daha çok seviyor.
o
Pazardan alınacakların / listesini yapmıştı.
o
o
Sabahları erken kalkarak / kahvaltı yapmalısın.
An içinde yaşayan bir kimse, / bu akışı / fark etmez.
o
o
Şüphesiz insan yaptığından / daha fazla bir şeydir.
Zamanı, Zenon’un oku gibi an an aşarken, hayat bize durur gibi görünür.
o
Oğlu Orhan’ı, şeyhle yalnız konuşmak istediğinden getirmemişti.
3.2.2.2. İçleşik (Kaynaşık) Birleşik Tümceler: Bağımsız bir tümcenin bir başka tümce içinde öge ve
yan tümcecik olarak yer aldığı tümcelerdir:
o
Bana, “Günlerdir seni arıyorum.” dedi.
3.2.2.3. Koşullu Birleşik Tümceler: Yan tümceciğin temel tümceye koşul anlamıyla bağlı olduğu
birleşik tümcelerdir:
o Bana yardım edersen / sen de kârlı çıkarsın bu işten.
o
O bunu yaptı mı ben de aynısını yaparım.
3.2.3. Sıralı Yapıda Tümceler: Birden çok tümcenin bir araya gelmesiyle oluşur.
3.2.3.1. Bağımsız Sıralı Tümceler: Virgül ya da noktalı virgül imiyle sıralanmış tümcelerdir. Bu
noktalama imleri yerine nokta konulduğunda sıralı tümcelerin her biri bağımsız tümcelere
dönüşür.
o Evden erken çıktım, araba yolda beni bekliyordu.
o
Hava çok güzeldi; biz evden çıkmadan çalışıyorduk.
o
o
Ve bu beyhudelik ve boşluk duygusu onu çökertir.
Hâlbuki bu, bir vehimden başka bir şey değildir.
o
Bulunduğu yer ile ulaşacağı yere bakar, ümitsizliğe düşer; o zamana kadar ele getirdiği
şeylerin bir değeri olmadığı zehabına kapılır.
3.2.3.2. Bağlı (Bağımlı) Sıralı Tümceler: Bağlaçlarla ya da ortak ögelerle birbirine bağlı tümcelerin
oluşturduğu sıralı tümcelerdir. Birbirine bağlanma biçimine göre çeşitleri vardır:
3.2.3.2.1.
Bağlaçlarla Bağlı Sıralı Tümceler: Değişik bağlaçlarla birbirine bağlanırlar:
o
o
Pazar günü bütün gün yağmur yağdı ve biz evden hiç çıkamadık.
Türkiye AB’ye girmek istiyor ama AB ülkelerinin bir kısmı bizi istemiyor.
o
İçinde yetiştiğiniz aile ve yönetim gereği siz karşıdan gelen bu insana hiçbir şey
söylemediniz, hatta rahatsız olmasın diye yüzüne bile bakmadınız.
o
o
o
Hastalara ilaç verdi ve onların sağlık durumlarını sordu.
Güneşin doğuşunu görmek için sabah erkenden kalktınız ve deniz kıyısında yürüyüşe
çıktınız.
Ortak Ögelerle Bağlı Sıralı Tümceler: Değişik ortak ögelerle birbirine bağlı birden çok
tümceden oluşur.
Kitaplarını topladı, dolaba yerleştirdi. (→ Ortak nesneyle bağlı)
o
Yarın buluşuruz, sen bu konuyu bana açıklarsın. (→ Ortak belirteç tümleciyle bağlı)
o
Gizem ders çalışıyor, kardeşi film izliyordu. (→ Ortak ey eylemle bağlı)
3.2.3.2.2.
www.nizamettinugur.gen.tr / 28
o
Osman Bey, toplantıya hesapta olmadığı kadar geç kalmış, bu da bir bakıma işine
yaramıştı.
Eksiltili (Kesik) Tümceler: Yüklemi ya da yüklemle birlikte başka ögeleri söylenmeyerek eksik
bırakılmış tümcelerdir. Eksiltili tümceler kendi içinde basit, bileşik, sıralı ya da bağlı olabilir:
o
Önce çay molası, sonra dağlara tırmanış.
o
Bahçede çiçekler, sebzeler, değişik ağaçlar…
o
o
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak…
Dikkat, köpek!
Ara Sözlü Tümceler: Tümlenin içinde açıklama, bir duygu belirtme gibi amaçlarla bir iç sözün yer
aldığı tümcelerdir. Ara sözler iki virgül ya da iki kısa çizgi arasına alınır. Ara sözlü tümceler kendi
içinde basit, bileşik, sıralı ya da bağlı olabilir:
Yan komşumuz –en güvenilir olanı- yakında taşınıyormuş. (→ Arasözlü tümce)
Dün aldığım kitabı, hani geçen hafta sen önermiştin, hemen okumaya başladım. (→ Ara
tümceli tümce; aynı zamanda, sıralı tümce)
EK BİLGİ 1: Bazı tümceler karmaşık özellik gösterebilir:
o Gerçek kendisini zor teslim eder çünkü canlıdır, değişkendir. (→ “çünkü” bağlacıyla ve ortak
özneyle bağlı sıralı tümce; öncelikli niteleme, bağlaçla bağlı)
o Bu işle ya sen ilgilen, ya da ben ilgileneyim. (→ “ya… ya da…” bağlacıyla ve ortak ilgeç
tümleciyle bağlı sıralı tümce; öncelikli niteleme, bağlaçla bağlı)
EK BİLGİ 2: Metin bağlamında tümcelerin birbirine “bağlayıcı öge (unsur)” denilen sözlerle
bağlandığı da olur. Bu durumlarda tümcelerin yapısal niteliği değişmez, tümceler tek tek
değerlendirilir. Bağlayıcı ögeleri koyu yazıyla belirtilmiş bir paragraf örneği aşağıda verilmiştir.
o Paris’te hürriyet kavramı gerçekten eskimiş. Gençler arasında bu sözü alaya alınmadan
söyleyemezsiniz. İçi boşalmışa benzeyen bu kelime yeni anlamlarını bekliyor. Özgürlükten
bahsettiniz mi sizden “Hangi hürriyet?”, “Ne anlamda hürriyet?” diye soruyorlar. Fransa hürriyet
içinde nasıl esir olunabileceğini artık yalnız fikir adamlarının değil, her çeşit vatandaşlarının
gözleriyle de görmeye başlıyor. Her istediğini düşünmek ve söylemek özgürlüğünü yine de
kimsenin küçümsediği yok ama iyi yaşamak için bu hürriyetin tek şart değil, ancak ilk şart
olduğu anlaşılıyor.
3.3.
YÜKLEMİNE GÖRE TÜMCE TÜRLERİ:
3.3.1. Yüklemin Türüne Göre Tümce Türleri
3.3.1.1. Eylem (Fiil) Tümceleri: Yüklemi çekimli eylemden oluşmuş tümcelerdir:
o İnsan hakları her geçen gün daha da gelişiyor.
o Kendine iyi bakmadığı için hastalanmıştır.
3.3.1.2. Ad (İsim) Tümceleri: Yüklemi ad (isim), adıl (zamir), sıfat, belirteç (zarf), ilgeç (edat),
ünlem, bağlaç, eylemsi (fiilimsi) ile; yani ad soylu sözcükle kurulu tümcelerdir:
o Ortadoğu’nun en güzel kenti İstanbul’dur.
o
Bu konuyu en iyi bilen sensin.
o
o
Nurullah Ataç’ın kullanmadığı bağlaç ‘ve’dir.
İnsanlarda en sevdiğim özellik, dürüstlüktür.
o
Ad cümleleriyle kurulu bir paragraf örneği:
Bir ilkbahar günüydü. Hava güzeldi. Gökyüzünde yer yer beyaz bulutlar vardı. Evde
yalnızdım. Masamın üstündeki kitaplar dağınıktı. Çoğu şiir kitabıydı. Pencerenin önünde
iki serçe. Birisi daha küçükçe sanki. Diğerinin tüyleri biraz kabarık. İkisi eş galiba.
Baharın canlılığı üzerlerinde. İçimde çocukluk günlerimin özlemi. Köy şimdi yemyeşildir.
Yayla çiçeklerle doludur.
www.nizamettinugur.gen.tr / 29
3.3.2. Yüklemin Yerine (Öge Dizilişine) Göre Tümce Türleri:
3.3.2.1. Düz (Kurallı) Tümceler: Yüklemi sonda yer alan tümcelerdir:
o
Açık sözlü olanları bazıları sevmez.
3.3.2.2. Devrik Tümceler: Yüklemi sonda olmayıp tümcenin değişik yerlerinde yer alan tümcelerdir:
o Donup kaldım bir anda.
►Aşağıdaki şiirin tümce özelliği gösteren anlam birimlerini, anlamına, yapısına ve yüklemine göre
inceleyiniz.
TOKAT’A DOĞRU
Çamlıbel'den Tokat'a doğru
Tozlu yolların aktığı ırmak!
Ben seni çoktan unuttum;
Sen de unuttun mu, dön geri bak.
Atların kuyruğu düğümlü,
Bir yandan yağmur yağar, ıslak;
Bir yandan hamutlar şak şak eder,
Bir yandan tekerler döner, dön geri bak.
Orda, derenin içinde
İki üç akçakavak,
Tekerler döner, başım döner,
Kavaklar yeşeriyor dön geri bak.
Orda, derenin içinde
İki üç çırılçıplak
Alçacık damı düşündükçe
Gözlerim yaşarıyor, dön geri bak.
Irmaklar gibi uzaklaşır
Bir türkü kadar uzak
Tekerler iki çizgi bırakır,
Hamutlar şak şak eder, dön geri bak.
Cahit KÜLEBİ
www.nizamettinugur.gen.tr / 30
TÜMCE (CÜMLE) BİLGİSİ / AYRINTILI TÜMCE ÇÖZÜMLEME PLANI
1. Tümce ve Anlam
1.1. Tümcede Anlam Oluşumu
1.2. Bağlam ve Bağdaştırmalar
1.3. Tümce-Sözce Farkı
1.4. Yüzey Anlam-Derin Anlam
1.5. Yazı Dilinde Vurgu
1.6. Yazım ve Noktalama Boyutu
1.7. Sözcük Türleri
1.8. Söz Öbekleri
1.9. Özne-Yüklem Uygunluğu
- Dilin İşlevleri
2. Tümcenin Ögeleri
Ögelerin Bulunması ve İşlevlerinin Belirlenmesi
3. Tümce Türleri
3.1. Anlam Bakımından Tümceler
3.1.1. Bildirdikleri Anlamlara Göre Tümceler
3.1.1.1. Haber Tümceleri
3.1.1.2. Tasarlama (Dilek) Tümceleri
- Ünlem Tümceleri
- Soru Tümceleri
- Olumlu-Olumsuz Tümceler
3.1.2. Anlamsal Kurgularına Göre Tümceler
3.1.2.1. Anlamsal İşlevlerine Göre Tümceler
3.1.2.2. Anlamsal İçeriklerine Göre Tümceler
3.2. Yapısına Göre Tümceler
3.2.1. Basit (Yalınç) Tümceler
3.2.2. Birleşik (Bileşik) Tümceler
3.2.2.1. Girişik Birleşik Tümceler
3.2.2.2. İçleşik (İç İçeli, Kaynaşık) Birleşik Tümceler
3.2.2.3. Koşullu Birleşik Tümceler
3.2.3. Sıralı Tümceler
3.2.3.1. Bağımsız Sıralı Tümceler
3.2.3.2. Bağlı (Bağımlı) Sıralı Tümceler
3.2.3.2.1. Bağlaçlarla Bağlı Sıralı Tümceler
3.2.3.2.2. Ortak Öge ya da Birimlerle Bağlı Sıralı Tümceler
- Eksiltili (Kesik) Tümceler
- Arasözlü Tümceler
3.3. Yüklemine Göre Tümceler
3.3.1. Yüklemin Türüne Göre Tümceler
3.3.1.1. Eylem (Fiil) Tümceleri
3.3.1.2. Ad (İsim) Tümceleri
3.3.2. Yüklemin Yerine Göre Tümceler
3.3.2.1. Düz (Kurallı) Tümceler
3.3.2.2. Devrik Tümceler
www.nizamettinugur.gen.tr / 31
Download