islam Hukuku Araştırmaları Dergisi, Sayı: 4, 2004, s.497-522 ALMANYA'DA iSLAM HUKUKU ARAŞTIRMALARI: iSLAM HUKUKUNA DAiR SON ZAMANLARDA YAYlNLANAN KiTAPLARlN DEGERLENDiRİU\/lESi* Hilmar Krüger·· Çev. Y. Doç. Dr. Murteza Bedir••• ,. 1. 1. Almanya'da islam Hukuku Çalışmalarının Kısa Bir Tarihi Birinci Dünya Savaşının Sonuna Kadar Başlangrç Dönemi Neredeyse iki yüzyıldır Almanca konuşan bilim adamlan İslam hukulmna ve Yalon ve Orta Dc)ğu Devletlerinin hukukiarına dair araştırmalar yayınlıyorlar. Bu dil\kat çekici ürünlere rağmen, söz konusu alana ilişkin hiçbir dönemde uzun soluldu bir bilimsel araştırma geleneği oturtulamamıştır. Her §OY belirli bilim adamlarının bireysel \'C özel ilgisine bağlı olmuş ve bilim adamının öğrencileri hocalarının çalışmalarını devam cttirmcmiş­ lcrdir. Bir ölçüde durum bugün de aynıdır. Ancak bu çalışmanın sonuna çldencm bibliyogmfyanın ve bu çalışmada değerlendirilen yazıların da göstcnJiği gibi, Alınam bilim adamları lwlihazırda İslam hulnıkuıw yoğun. bir i Iğ i göstcrmektedirler. Bilimsel ilgi muhtemelen ı\vusturyalı büyük Oıym1talist Baron Joseph von IIammer-Purgstall'la (1 774-1856) birlikte başlamıştı. Von I-IammcrPurgstall .1815'te Des Osmanisehen Reiclıes 8taats-vcıj(ıssımg und 8taats·vePwaltımg (Osmanlı İmparatorluğunda Anayasa ve Yönetim) adını taşıyan iki ciltlik escrini yayınladı. Ondokuzuncu yüzyıl boyunca zaman zaman, ilgili yayınlar (kitap, makele) arada sırada görülebilmektedir. Örneğin şunlar: Ernst Rosenmüller'in .Analecca .i\r~tbica adlı çalışması (1825) ve Baran Nicolaus von Tornauw'un Das moslimisc!ıe Reclıte alls den QHllen daı;gestellt (Muslim Law Prescnted from the Sourecs) (1855) adlı eseri. ir Ondokuzuncu yüzyılın sonunda ve yirminci yüzyılın başında konuya dabir artı§ meydana geldi. Bir çok faktör buna lwtlmla bu- yayınlarda hızlı • "The Study of Ishımic La\\' in Gcrmany: A Review of Reeent Books on &Religion, n. 1-2, 2000-2001, c. 1.'V, s. 30,1-330. •• Köln Ilulnık Fakültesi. ••• Sakarya Üniversitesi ilahiyat Fakültesi. Joıınıal Qt'Laı<Y Islaınic La\\'", 498 Y. Doç. Dr. Murteza BEDiR lunmuştur. İlki siyasidir. İslam'a ilgi Almanya'da yoğun Alman-Osmanlı iliş­ . ldlerinden (daha sonra buna Alman-Osmanlı askeri kardeşliği adı verilecek, tir) ve Almanya'nın Doğu Afrika'ya dönük sömürgeci ilgilerinden kaynaklanmıştır. Alman-Osmanlı ilişkilerinin sebep olduğu yayınlarla ilgili bazı hukukçulann çalışmalarından söz etmek istiyorum. Örneğin, Julisus Hatschek, Erich Ncird, Wilhelm Padel, daha sonra Cumhuriyet Türkiye'si tarihçisi olacak olan Gotthard Jachke (1884-1993) ve meşhur İslam ara§tırmacısı Martin Hartmaiın (1851-1918). Hartınann hiçbir zaman Alman Üniversitelerinde bir kürsü sahibi olamamı§tır; zira onun İslam araştırmnla­ rında sosyolojik yöntemleri kullanması o zaman genellilde pek değerli bulunmamı§tı. Diğer yandan o dönemde Alman sömürgelerindeld devlet memurları ve al•;rif görevde olan yargıçlar, sömürge bölgesinde, -özellikle o zamanki Alman Doğu Afrika'sında (bugünkü Tanzanya'da)- İslani. hukuk kurallarına göre (Şafii mezhebi) ya§ayan büyük bir :tvlüslüman topluluğun ya§adığını keşfedin ce çol\ şaşırmışlardı. 1994 'te Claudia Lederer, Die 1:echtUche Stellııng der Muslime im ehemalienSchlltzgebiet Deutsch-Ostafrilw (The Legal Status of ı\1uslims in the former Colony German East Africa) adlı yayınında konunun oldukça ayrıntılı bir anlatımını sunmu§tur. Bu bireysel durumun yol tıçtığı sorunlar Almanya'da unutuldu ve Lederer söz konusu sorunlan tekrar gündemimize getirdi. Eduard Sachau (1845-1930) Berlin'de 1887'de kurulan Doğu Dilleri Semineri'nin uzun zaman yöneticiliğini yaptı. Sachau'nun hacimli eseri Mulıammedan Law w:conling to Slwfi'i School 1897'dc yayİn­ landı. Yaklaşık on yılı aşkın bir z:ıııı:ın sonra Bollandalı Theo W. .Juynboll (1866-1948) literatüre Handlmdı des islamisehen Gesetses nach sclwfiitischer Schııle (Handbook of lslamic Law according to Shafi'i School) adlı eserini ekledi. Şeriat'ın da içinde olduğu İslam anı§tırmalarının gerçek anlamda baş­ laması, on dokuzuncu ,yüzyılın sonlarında iki Avusturya-Macaristan devleti vatandaşı olan lg n az Goldziher'in (1850-1921) ve Hallandalı Christian Snouck Hurgronje'nin (1857-1936) eserleriyle olmuştur. Onların Almanya'da ve diğer milletlerde islam hukuku ara§tırmalarının gelişmesinde çok derin etkileri olmuştur. Bunlar genellikle (Goldziher) ya da büyük oranda (Snouch: Hurgronje) Almanca yazmı§lardır. Goldziher'le dünyaca ünlü Berlin Üniversitesi kar§ıla§tırmalı hukuk profesörü .Joseph Ko h ler (ı849- ı 919) ariısındaki zaman zaman sertleşen tartı§malar da Şeriat araştırmalarını te§vik etti. 2. ikinci Dünya Savaşmm Sonuna Kadar Gelişmeler Birinci Dünya Sava§ı 'ndan sonra Osmanlı İmparatorluğu ve Almanya'nın Doğu Afrika ile ili§kileri sona erdi. Böylece İslam'a dönük Alman ilgisinin siyasi gerekçesi arık yoktu ve Goldziher de ı 921 'de öldü. Başlangıçta sömürge bölgesinde, İslam hukukuna ili§lün yayınlar ve çalışi11alar azaldı. Almanya'da islam Hukuku Araştırmaları 499 .c\ncak Goldziher ve Snouck Hurgronje'nin araştırmalan daha ileri düzeyde araştırma yapmak için sağlam bir zemin oluşturmuştu. ~vluhtemclcn bu yüzden ve küçük bir İslam araştırınacıları grubu sayesinde İslam hukuku araş­ tırınalan 1920'lerde Almanya'da küçük ölçekli olsa da 1940'lara kadar devam etti. Burada özellikle Gotthelf Bergstriisser (1886-1933), Willi Heffening (1884-1944) ve Edgar Pröbster'i (1879-1942) zikretınek isterim. Nispeten genç yaşta ölen Bergstrasser bunlar arasındaki en önemli bilim adamıydı; özellikle öğrencisi ve yirminci yüzyılın ikinci yarısında Batı dünyasındaki en önde gelen ve en etkili İslam hukuku uzmanı olan Joseph Schacht (1 902-1 969) sebebiyle o önemlidir. Bazı çalışmalar, özellikle lıiyel üzerine araştırmalar, yaptıktan sonra, Schacht 1935'te Almanya'dan ayrıl­ ınadarİ önce Bergstrtisser's ·arundziige des islamisehen Rechts (Bergstrasser's Outlines of Islamic Law) adlı eserini gözden geçirerek yaymladı. Kitap İbrahim el-I-Ialebi'nin (ö. 1549, Kanuni Sultan Süleyman döneminde) meşhur el-lvfiilteh'al-ebfıw· adlı eseri temel alınarak yazılmıştı. Bu eser: Mecelle-i Ahlwm-i Adiiye yürürlüğe girineeye dek (1869-1876) Osmanlı Corpus Iuris'i vazifesini görmüştü. Sclıaclıt'ın Introduction to Islamic Lau.• adlı çalışması haklı bir biçünde vazgeçilmez olarak tanımlanmıştır. 1 O, sadece İngilizce konuşulan dünyada değil genelde İslain hukuku alanında önde gelen bir çalışma olmaya devam . ediyor. Ancak eser Bergstrtisser's Gnındziige'nin ilgili bölümünün küçül~ değişikliklerle yapılmış bir çevirisinden başka bir şey değildir. Schacht bazen diğer hukuk okullan açısından onların farklılıklarını söz etmediği için eleştirilmiştir. Bu türden eleştiriler · bir kimseyi yazmadığı bir kitap lwnusunda eleştirrnek kadar temelsizdir. Her ne kadar Schacht Introduction'da bunu açıkça belirmese de okuyucu, onun sistematik bölümde, sadece Hanefi mezhebi temelinde olgunlaşmış bir İslam hukuku anlatımı sunduğunu asla aklında çıkarmamalıdır. Yoksa onun amacı eleştirenierin eksikliğine dikkat çektiği malzemeyi sunmak değildir. 3. Savaş-sonrasi Dönem İkinci Dünya Savaşı sona erdikten sonra, Almanya'da İsl;ıııı !;ııhııl\lı araştırmalan Joseph Schacht 'ın göç etmesi sebebiyle neredeyse lıiy yapıla­ mamıştır. Nazi döneminde onun göç etmesi gerçekten Almanyacl:ıli.i İsbııı hukulm araştırmalarına çok ağır bir darbe indirdi. Uzun takviye ~-ıllarıııdaıı sonra, hukuk eğitimi de almış olan İslam araştırmacısı Otto Spics ( 1()011981) ve İslam araştırmaları da yapan hul\ukçu Erich Pritsch'in (18771961) girişimleri ve faaliyetleri sayesinde, Bonn Üniversitesi 1950 ve 60'larda İslam hukuku araştırmalarının öncü merkezi oldu. Hemen hemen Uzun bir zaman önce Antonio d'Emilia (1908-1968) Schacht'ı'n ldtabını "un libro ... indespensabile (bu eser . . . ğerçekten vazgeçilmez." şeklinde betimlemişti. Bkz. 39 Annııario eli Diritto Comparata e eli Stııeli Legislativi 218-221 (Roma: Anonima romana editonale 1 965) [bundan sonra kısaca Annıımio]; Antonio d'Emilia, Seritti di Diıitto Islamico 653, 659 (Roma: Istitituto per l'Orientc 1976) [Bundan sonra lusaca 1 venımente Scıitti]. 500 Y. Doç. Dr. Murteza BEDiR .•. tüm İslam hukuku öğrencileri, en azından bir kez, Pritsch ve Spies tarafın· dan 1964'tc yayınlanan Hanclbııch eler Oıientctlistih adlı çok faydalı bibliyogrı:ıfyayı kullı:ınmı§lardır. Daha sonra, İslam hukuk araştırmalarında merkezlik konumu Ren nehrinin aşağısına doğru, yani Köln'e kaymı§tır. Ben şahsen, benim de Doğu dillerinde ve İslam hukukunda hocaıiı olan İslam araştırma­ cısı grvin Grüf'ın (1914-1976) anısını sevinçle yad ediyorum; Grüf'ın bu alandaki çalışmaları olağanüstüydü. Burada söz edilmeyi hak eden diğer bazı isimler de l961'den beri Köln'de hukukçu olan Ernst Kiıigmüller ile bir İsbm araştırmacısı olan Abdoljawad Falaturi'dir (1926-1996). Gri.if, Pritsch ve Spies gibi önde gelen ilim adamlarının ölümünden sonra Almanya'da İslam hulwku araştırmaları, kendileri aynı zamanda ,gelench.scl İslam araştırmaları sahasında eğitim almış olan hukukçular tarafın­ dan sürdürüldü. Örnekler arasında,· Hindistan'da, ardından Yemen Arap Cumhuriyeti'nde yıllarca kaldıktan sonra Almanya'ya döıi.cn Hans Kruse (1921-1990) ile Günter \Viedensohler vardır. Bu tarzın sadece birkaç önemli istisnası mevcuttur. İslariı araştırmalanndan gefen en dikkat çekici üç isim şunlardır: Baber Johansen, (daha önce Berlin'deydi, şimdi Paris'te), Mildos Muranyi (Bonn) ve Klaus Leeh (1936-1992). 2 4. Müslüman Göçmenlerin Etkisi . İslam araştırmalarına ı\lman ilgisini harekete geçiren bir sonraki neden 1960'hınn ortasından itibaı:en Almanya'ya toplu Müslüman ğöçü oldu. Göçmenlerin çoğunluğu Türkiyc'dcndi, ama -bu döneme kadar Almanya'da pek alışık olunmayan ve sayısal olarak üç milyonu a§an- yeni :Müslüman nüfus Yakın ve Ortadoğu'nun tüm hemen hemen ülkelerinden, aynı zamanda Kuzey Afrika, Güney Afrika ve Güneydoğu Asya'dan geldiler. (Çeşitli ülkelerde uygulandığı şekliyle İslam hukukununkiler de dahil) bu }.H.islüınan göçmenlerin geldikleri ülkelerin hukuki kurallarını tespite yönelik sorunlar hızla ortaya çıkmaya başladı. Bu soruı'ıların niçin hayati eSneme sahip olduğunu anlamak için Alman uluslar arası özel hulnıkuna bakmak gerekir. Aile içi ilişkiler hukuku ve miras hukuku, kişilerin daimi ya da geçici olara!\ ikamet. ettikleri yere göre değil, aksine milliyetlerine bakı­ larak tespit edilmektedir. Bu nedenle, Almaıı mahkemeleri pek çok durum- Alııı:ınya'daki İsl;ıın araştırmalarının tarihine dair bireysel ve lwruınsal lwtkılara ilişkin belge ve r:iporların (.~erçi İslam hukuku atıfları çok :ız olsa da) fa~·dalı bir hihliyogr:ıfyası Eklwhard Rudolph 'un lJcstcmdscıı{fiwhme. Kııltıll"-wıcl so.::;ialı:i!.>issc..'1ısclıqttliclıe ForsclıwıJ.! iıı der nıiisliınisdıen Wilt in der IJwıdesrepublih Deutsclılwıd ( 192-1 <.>7 (Hamburg: Deutsches Oricnt-lnstititut 1<.>99) (ISBN: 3-891173-055-1) adlı çalışınasında hulun:ıhilir. ,\ynı zamanda bkz. Baber Johansen, ''Politics and t-lcholarship: The Development of lslamie Studies in the Federal Republie of Germ:ıny" Middlc East Studies -Intcnıationa/ Pcrspccci"L'es on the Statc of,\n adlı kitapta (71-130) (T:ırcq Y. Isıniıel, cd,, N.Y.: Pracger \990); ,Joh:ınscn, İslam hukukuııı.ı dair yorumlada birlikte konunun 1990'a kadar eksiksiz l~ir dcğerlcndiniıcsini yapmıştır. Bkz. s. 106 ve 11 O. 2 ----~-.- Almanya'da islam Hukuku Araştırmaları 501 da, Alman kamu politikasına aykırı olmadığı sürece, ilgili yabancı memleketin hukukunu uygulamak durumunda kalmaktadır. Örneğin, bir Alman denetim mahkemesi, Mısır milliyetine mensup bir ki§inin Almanya'da ölmesi durumunda, onun miras belgesindeki (Erbsclıein) kanuni mirasçılarının payını tespit edebilmek için, ilke olaralı: .lvhsır miras kanunu uygulamak zorundadır. Ya da aile mahkemesi 1\lmanya'da ya§ayan Suriyeli bir çiftin bo. şanma davasında Suriye aile hukukunu uygulamak durumundadır. Tabiatıyla, mahkenicler genellilde yabancı kanunları bilmezler ve hileınczler. Dolayısıyla, kadim bir Alman geleneğine göre, onlar gcncllildc, ilgili bir uluslar arası ve yabancılar özel hulı:uku araştırma kurumundnki bir uzmanın hulnıki görüşüne başvururlar. Köln (Ililmar Krüger), Hamburg (daha önce Konrad Dilger) ve Heidelberg (Omaia ghvain) Enstitüleri, .Müslüman dünya ile ilgili lı:anunlanı dcıir Iminıki görü§leri formüle etmede ana sorumluluğu üstlenmişlcrdir. Bu yüzden onlar, Alman hukuk mahkemelerinin,.l)U türden davalarin uğnı§ırken karşılaştıklnrı sorunların mükemmel bir genel değerlendirmesini verirler. Böylece, bazı bilim adamları, ilgili İslam hukuku lwnuhırın·a dair, genellikle mahkemeler tarafından istenen hukuki bakış açısıyla kaleme alınmış yoğun bir yayın faaliyetine başladılar. Hatta, Alman U1uslararası Özel Hukuk Konseyi tarafından hazırlanmış ve 1968'de yayınlanmı§ Outadıten zwn intenwtionalen und aıtslündischen Privatrecht (Uluslararası ve Yabancılar Özel I-Iulnıluına dair Hukuki Görüş­ ler) adını ta§ıy~ın bir koleksiyon bile mevcuttur. Yukarıda sözünü ettiğimiz enstitüler tarafından formüle edilen bu koleksiyondnki pek çok hulmli:l ğö-­ rüş, haliyle İslam hukukunu da içine alan Yakın ve Orta Doğu ülkelerinin hukuldanyla ilgili sorunları içermektedir. Ben Gutachten'c ara sını biraz da ironik bir biçimde 6izim fetva mccınuamız diye atıflarda bulunaeağım. . 5. HalihaZir Durum Bu anlattıldanmız 1980'lere kadar olan döneındi. Dikkat çekici bir oranda, bu, hala İslam hukuku ile ilgili halihazır durum olarak devam ediyor. En yakın zamanlarda ortaya çıkan bir te§vik edici faktör de, konuyla ilgi!( sorunlara ilişkin çalı§malar yapan ve yayınlarda bulunan Anıpça, Türkçe ve/veya Farsça bilen hulnıkçulann ve İslam araştırmacılannın ortaya çıkma­ sıdır. Alman İslam ara§tırmacılannın yeni nesli Şeriat'a büyük bir il,gi dıiy­ ·maktadırlar ve pek çok kar§ıla§tırmalı hukuk uzmanı hukukçu daha öneeki kar§ıla§tırınacılardan çok daha fazla bu alana ilgi göstermektedirler. Ancak bir çekince koymak durumundayım. Bu· sahada faal olan hulnıkçuliır İsianı araştırmalarına eğilirken genellikle İslam ara§tırmacısı meslektaşlarının çalışmalanndan haberdar bir biçimele çalışınalara başlıyorlar. r\ncah: Alınan İslam araştırmacılannm yayınlarınn yönelik okumalanından hareketle, bazen hen onların hukuki kavramlan iyi anladıklan konusunda kuşkuya lwpılı­ yorum. 502 Y. Doç. Dr. Murteza BEDiR İki taratlı (iki uluslu) hukukçu derneklerinin kurulması da Alman-· ya'daki bu türden faaliyetleri ileriyegötürmekonusunda faydalı olmuş olmalıdır. 1986'da Hamburg'da kurulan Alman-Türk Hukukçular Derneği bunla-. nn en eskisidir. Arap ve İslam Hukuku Derneği adım taşıyan önemli kuruluş da Ernst Klingmüller'in (Köln Üniversitt;!sinden emekli bir profesör) eneı:jik önderliğinde 1997'de Bonn'da kuruldu. Bu derneğin İslam uzmanı olan oldukça kabarık bir üye portföyü vardır. Son olarak, Alman-İran Bankacılık ve Hukuk Derneği 1998'de Frankfurt'ta kuruldu. Tüm bu dernekler üyeleri arasınun uüzcnli toplantılar ve genel sempozyumlar tertip etmekte ve buralarda verilen konferanslar ve yapılan konuşmalar genellikle yayınlanmakta­ dır. Akademik dünyadaki İslam hukuku araştırmalanyla ilgili iki noktaya istiyorum. Birincisi, Freie Universitat Berlin yöneticileri önemli bir İslam araştırmacısı olan Baber .Johansen'i ellerinde tutmak için ciddi bir çaba içinde olmadıklan için Berlin en önemli İslam hukuku araştırma merkezi olma fırsatını kaçırdı. İslam hukuku sahasında olağanüstü bir uzmanlı­ ğa sahip bu bilim adamı Berlin'i terk etti ve Paris'e gitti. İkincisi, eski Doğu Almanya'da Saksonya Leipzig Üniversitesi 1998 ilk kez Almanya'da (daimi bir kadro olmak üzere) bir İslam hukuku profesörlüğü tesis etti. Hans-Georg Ebert Leipzig Doğu Enstitüsündeki bu görevi ilk üstlenen kişi oldu. değinmek ll. SonOn-Yıldaki Yayınların Özet Bir Değerlendirmesi Benim natamam bibliyografyamın da gösterdiği gibi, Almanya'da İslam ve hukukçular tarafından yapılmış farklı bakış açılarından İslam hukukunun meseleleriyle ilgilenen bir çok yayın mevcuttur. Aşağıdaki yorumlar bu bibli)rografyadaki tüm kitapları tek tek değerlendinneyi amaçlamıyor, bunun yerine bu edebiyattaki ana noktaları ve bakış açılarını özlü bir biçimde sunmayı hedetliyor. araştırmacılan (İran vs. ğibi) 1viüslüman ülkelerde halihazırda mer'i-yürürlükte olan ama İslam hukukunun meseleleriyle doğrudan alakah olmayan, al{sine Avrupa hukuk kaynaldarınd[in -temel olarak Fransa'dan ai11a başka yerlerden dealınan hukuka dair kitaplar prensip olarak bibliyografyamın kapsamı dışın­ dadır. Örneğin, sözleşmeler hukuku, haksız fiil veya anlaşmazlıklar, ticari, ekonomik, idari ya da usul hukuku benim bu kısa genel sunumuında ele alınmamıştır; ama bu türden bir çok çalışmanın Almanca'da mevcut olduğu unutulmamalıdır. 1. İslam Hukukun Kökeni ve Tarihi İslam hukukunun kökeni ve tarihine dair meselclerle başlıyorum. Alman İslam araştırmacılarını iki konunun meşgul ettiği görülüyor. Birincisi, Almanya'da islam Hukuku Araştırmaları 503 yeni kaynakların, özellikle Maliki mezhebine ilişkin yeni keşiflerin yapıldığı­ na şahit oluyoruz. İkincisi, özellikle Schacht'ın İslam hukuk bilimin kökenine ilişkin görüşlerinin çok sert bir eleştirini de içeren Şeriatın erken dönemlerine yönelik kapsamlı çalışmalar ortaya çıktı. Miklos Muranyi, 1984'te yayınladığı 1\t/ateıialien zur malihitisclıen (Malik! hukuk edebiyatının kaynakları) adlı önemli katkısıyla başlayan, -temel olarak Hicretin 2. ve 3. yüzyılına ait- Kuzey Afrika kütüphanelerinden (özellikle Tunus Kayravan'dan), erken dönem İslam hukul' düşüncesine dair kadim yazmalara dayalı bir çok güzel yayın üretmeye devam ediyor. Onun Beitrtige zur Geschichte der HAdith und Reclıtgelehrsamhcit eler Malihi:ı,~va (M~ıliki hukuk ve hadis çalışmalarının tarihiıie katkılar) adını taşı­ yan çalışmadaki çabaları sayesinde, ~ir çok İslam araştırmacısının şu ana kadar bilmediği pek çok yeni kitap isrlıi;liatta bir çok erken dönem ilim adamını tanımış bulunuyoruz. Onun temel hedefi takdim ettiği yazmalan analiz etmek değildir, o sadece sunmayı amaçlamaktadır. Her ne kadar o, keŞfettiği yazmalann daha ileri düzeyde araştırmalar için hayati bir rol oynayacağını düşünmemiş olsa da muhtemelen durum öyle olacaktır. Reclıtslitemtur ivluranyi İslam hukukunun Maliki okulunun erken dönemlerine dönük için acilen ihtiyaç duyulan harika bir iş yapıyor. Abdullah b. Vehb'den (7 43-812) kalma belirli cüzlerin· (fnıgmanlar) derlenmesi ve tcnkitli neşredilmesi genel İslam araştırmalan dünyasında eşi görülmemiş bir serüvendir; onun neşirleri ve yorumlan gerçekten tarihsel araştırmanın şa­ heserleridir. araştırma Benim bibliyografyamda zikredilen ona ait tüm eserler son derece yüksek bir tebahhur (derinlik), kılı kırk yaran bir doğruluk ve metodik bir araştırma örneği sunarlar. Maliki hukuk okulunu çalışmak isteyen herkesin, erken dönem alimleri arasındaki etkileşimleri ve lvfalild mezhebinin gelişi­ min anlayabilmek için 11Iuranyi'nin çalışmalarına başvurması şarttır. Onun kitaplarını, İslam hukukunun erken dönemine ilgi duyan herkesin olnıması zaruridir. Die Anj(irıge der islamisehen .Jurispntden~ (İslam Huluıli Biliminin Baş­ ve izleyen yayınlarında Harald Motzlii, Antonio d'Emilia'nın "bu özel araştırma sahasında klasik bir eserler"den:ı biri olarak ve Rudi Paret'in "devrim yapan bir eser"~ olarak tm·sif ettikleri Sehacht'ın Origins of Muhammaclan .hırisprıulcncc (I <JSO) adlı çalışmasına ateşli ve tam teçhizatlı bir saldırı başlattı. Daha açık hir ifüdeylc, Motzki, Sehaeht'ı, İslam 'ın başlangıcından yazılı kaynaklarn kadar olan dönemdeld gelenekiCrinde mevcut boşluklan doldururkon lwşlmlu öncüller, tereddütiii sonuçlar langıcı) adlı çalışmasında .ı Annu:ırio, yukarıda dipnot 1; Scritti, yuk:ırıd:ı dipnot 1, s. 653. Rudi P:ırct, The Stııdy of .r\mbic and Jslcmı at Gennan Uııi"ı'en:;ities 57 (Wicshadcn: F. Steincr 1968). · 4 504 Y. Doç. Dr. Murteza BEDiR • .,. ve yöntemler kullanmalda suçhımaktadır. Kısmen Schacht döneminde mevcut olmayan yeni bir kaynağı kullanarak, Motzki, Schacht'ın, Hicretin ilk yüzyılının sonlan ve ikinci yüzyılının ilk yansına kadar giden hadis isoadlarını yapay olarak üretilmiş (uydumlmuş) inşalar olduğunu iddia etmesini eleştirirlwn onun yanlış öncüilere dayandığını ileri sürmektedir. ı\iotzki'nin ayrıntılı tahlililinde İslam hukukunun başlangıcı Schacht'ın düşündüğü tarihten yaklaşık dli ya da yetmiş ·yıl daha erken 6ir döneme götürülmektedir. Bununla birlikte, İslam hukulmnun kökenieri r.tlotzki'nin kapsamlı çalışmalarından sonra bile hala karanlık bir sis içinde kalmaya devam ediyor. Motzki'nin çabaları kesinlikle bazı yeni ufuldar açmış olsa da sorun hala çözülmeyi bekleyen bir muamına olmaya devam ediyor. Şurası kuşkusuzdur ki, lJtırada kesin bir yorum yapmaktan kaçınmak gerekir. Yine de, Hallandalı G.II.A. Juynboll ve Motzki tarafından başlatılan bu konudaki tartışmanın hukuk tarihçileri için son derece ilginç bir yönü olduğunda kuşlnı yoktur. Ircnc Sahneider'in Kinderverhaı{f' ıınd Sch1lldlmechtschq/'t (Çocuğun ve Borç Bağı) adını taşıyan kitabı, çocukların satılması ve borç bağı meseleleri (borçlu çalışarak borçlarını temizleınektedir; tabiatıyla bu borç için hapsedilmekten farklıdır) örneğinde İslam hukukunun erken safhasına ilişkin titiz bir çalışmadır. Yazar şu ana kadar çalışılmamış oldukça ilginç bir lwnuyu ayrıntılı olarak tasvir etmektedir. O, önce, klasik-öncesi dönemde ve klasik dönemde meselenin işlenişini kısaca ortaya koyuyor. Her ne kadar İslam araştırmacıları büyük ihtimalle sıkça tekrarlanan el-asl hü·ve'l-hıırri.ı~ve (esas olan özgürlüktür) ilkesini biliyor olsalar da, onlar özgürlüğün kaybedilmesi sorununu mıdiren tartışmışlardır. Kitabının kapsamlı ikinci ana-bölümünde yazar, Şeriat'ın tedvin-öncesi döneminde borç-bağı olan kişilerle ilgili pek çok erken dönem alimden alıntılar yapanık oldukça ayrıntıya inmektc ve sonradan ihmal edilen son derece ilginç bir tartışmayı yeniden inşa etmektedir. Özellikle o, Peygamber'in hür bir borçluyu köle olarak satarken tasvir edildiği meşhur sıırmh olayını betimlemiş ve ardmdan tahlil etmiştir. Üçüncü bölümde yazar, İslam öncesi Doğu hukuklannda hür bir kişinin özgürlüğünü yitirmesi meselesini ve onların İslam hukukunun gelişimine muhtemel etkil~rini incelemektedir. Sahneider'in İslam hulmkunun kökenine yaldaşımı görüldüğü gibi Motzki'nin yukarıda sözü edilen yakhışımından farklıdır ama oı1unld de sağlam temellendirilmiştir. Satılınası Son olarak Oerhard Conrad'ın katkısından söz etmek istiyorum: Die Bu çalışma arkaik (esh:i ve ilkel) bir hukuk bilimi safhasım temsil eden Evzfıl hulnık okuluna iliı;ıkin bir çalışmadır. Bu mezhep bugüne -~ulaı;ıınamıştır. Conrad'ın Suriye 11lllnık biliminin şahsiyetleri. \'e t<ırihine iliı;ı­ kin h:itabı, bana daha yoğun bir araştırma için faydalı bir temel gibi görünüyor. e,;ünlüi, onun sözünü ettiği yargıçlar listesi bazen çok belirsiz kalsa da, onun en erken edebi kaynaldan inşası son derece b~ışanlıdır. Qıulat DinıaS(f. Almanya'da islam Hukuku Araştırmaları 505 2. İslam Hukukunun Genel Uygulamalan Brgit Krawietz'in Die J-Iunna hakkındaki doktora tezi, İslam hulmkunun genel uygulamalanna dair Alman yayınlan arasında gerçek bir mücevher gibidir. Hatta onun çalışmalannın tüm dünyada yalun dönemlerde yapı­ lan İslam hulmku sorunlarına ilişkin çalışmaların en iyilerinden biri olduğu­ nu bile söyleyebiliriz. Krawetz'in hürmet (insanın fiziki saygınlığı) kavramına dair ulaştığı kanaat~er ilgili kaynakların eksiksiz bir incelemesine dayanmaktadır. Bu terimin kullanılışı, Krawietz'in, Avrupalı yöntemleri metinlere empoze etmeden İslam hukuk düşüncesinin kendine özgü yönlerini anlayabilmek için ciddi bir gayret içinde olduğunu gösteriyor. O hürmet kavramını daha anlaşılır kılabilmek için, çok çeşitli konuları içeren fetva edebiyatma başvurur. Ele aldığı meselenin üzerinde ve ötesinde, onun araştırması İslam hukukunun modern dönemlere özgü hususiyederi ve bu hukukun muhtemel ana gelişim hatlarına dair yeni ufuklar öneriyor. O, kısmen nadiren elde edilebilen bir dizi işleyen içtihat (hukuki akıl yürütme) sürecine tanıldık etm~ fırsatı bulmuştur. · Peter Scholz'un Malihitisches Ve1jahrensecrecht (Maliki Usul Hukuku) sadece Berlinli bir mahkeme yargıcı tarafından yazılmış olmasından dolayı son derece ilginçtir. Yazar, 12. yüzyıla kadar i'vialiki hukukunda lwdar yazılmış tüm önemli eseriere dayanarak, medeni ve cezai davalarda izlenen usullerin son derece ayrıntılı ve ikna edici bir tahlililini sunmakta ve aynı zamanda bunları bugün Alman mahkemelerinde uygulanan usul kurallarıyla mukayese etmektedir. Bu çalışma gerçekten Müslüman dünyada yüzyıllar önce mevcut olan mahkemelerin işleyiş mekanizmasına ilgi duyan herkes için taze fikirler ortaya koymaktadır. adını taşıyan kitabı, Irenc Schneider'in Das Bilcl des Richters in der "Adab al-Qadi"Uteratıır (l<:debü'l-Kfı.dl Edebiyatında Yargıç İmajları) adlı yargıçların konu- mu ve özellikle davranışları (ecleb) konusundaki edebiyatı bir şeldini çalışı­ yor. Sahneider'in çalışınası sekizle onüçüncü yüzyıl arasındaki ilgili li teratürü esas almaktadır. Yazar, başka şeyler yanında, şu sorunları ele alır: yargıç olmak için gereken nitelikler, davaların işleyiş usulleri ve kararın alınış biçimi, bir yargıcın atanması ya da görevden alınması, yargıçlada yöneticiler arasındaki ilişkiler. Kısaca Iritap son derece yanıı-lı olup konunun pek sık görülmeyen lwpsamda bir incelemesini vermektedir. Christian !vlüller, bir Endülüs şehri olan Kurtuba'da (C6rdoba) 10641072 yılları sırasındaki kaza! (yargısal) uygulamanın ayrıntılı bir çalışmasını takdim eder: Gerichtspra.:\Jis im Stadtstaat C6rdoba. Onun tahlilleri Yargıç­ br Konseyi'yle ilgilidir; bu lwnscy farklı yargı sistemleriyle ilgili mahkemeler tarafından ele alınan davalar hakkında genellilde tartışmalı yorumlıırda bulunmaktaydı. O, Kurtuba'nın yargı sistemine ve toplumsal ve ekonomik hayatına ilişkin ilginç yeni üfuklar getirmektedir. Tahlil ed}len metinler yargıç­ lada hükümetin yetki alanlarını arasında kesin bir sınır çizme imkanı ver- 506 Y. Doç. Dr. Murteza BE.DiR mektedir. Yazar, -Osmanlı-öncesi bir bağlam ilk kez- İslam hukuku, hukuk sisteminin temel bir unsurunu teşkil edecek şekilde Kurtuba'da yargı siste,.; minin tüm düzeylerinde kabule mazhar olmuştur. Beate Andelshauser'in Schlachten im Einhlarıg mit eler Scharia (Şeriata göre hayvan kesme) oldukça pratik bir gündemi olan ve gerçekten bir boş­ luğu dolduran bir konuyla ilgilidir. Çünkü konu Graf'ıiı 1959'daa yayınlanan Jagbeııte and Schlachttier im islamisclıen· Recht (İslam. hukukunda avianma ve hayvan kesme) isimli büyük eserinden beri yeterince tartışılamamıştır. (Bugün Avrupa'da) halal adı verilen hayvanların boğazianma kuralları -yani İslam hukuk kurallarına göre hayvanların bayıltılmadan boğazlannın kesilmesi meselesi- bugün iki nedenden ötürü önemlidir. Birincisi, Avrupalı ve Amerikalı (sosis de dahil) et ihracatçıları, Suudi Arabistan veya Birleşik Arap gmirlilderi gibi ülkelere ürünlerini satmak istediklerinde bir sorunla karşı­ laşmaktadırlar, zira onlardan Helal Boğazlama Sertifikası adı verilen bir belge istenmektedir. İkincisi, Avrupa ülkelerinde yaşayan .Müslümanlar genellilde da buralarda hayvanlarını Şeriatın koyduğu boğazlama kurallanna uygun bir biçimde kesmek istiyorlar. İşte bu kitap söz konusu meseleye dair Alman mahkemelerinde göiiilmüş bir çok dava içermektedir. Yazar meselenin ilgili olduğu sorunları açık ve net bir tarzda ortaya koymaktadır; ancak o, meseleyi sadece Şeriat açısından ele almamıştır. Almanya'da ve başka memleketlerde, hatta Yeni Zelanda gibi çok uzak bir ülkedeyürürlükte olan tüm ilgili hukuki açıları ve yönleri incelemiştir. Aynı şekilde o, veteriner sorunlar ve dini-bütün Müslümanların kabul edebileceği hayvan boğazlama yöntemlerini de tartışmaktadır. Andelshauser'in eseri İslam'da ayvan boğaz­ lamaya ilişkin son derece faydalı bir el-kitabıdır. Şura (danışma) ile ilgili tartışmalar özellikle Arap Körfez İşbirliği Konsey'inde birkaç yıldan beri tartışılan bir konudur. Örneğin, Suudi Ariıbistan, 1992'de Danışmü lvieelisi yasası (nizamü'l-meclisi'ş-şı1ra) çıkarmıştır. Bu türden yasalar, anayasa hukukunun olmadığı durumda bir anlamda onun yerini afmaktadır. Die Zeitgenössiche Dishussion ıım den islamisehen Bemtıınl.Jsgedanhen (İslam Şura Kavramına _İlişkin Çağdaş Tartışmalar) adlı eserinde Roswitha Badry konuyu bir .Müslüman alim açısındçm sunmaktadır. Önce o sorunu seçilmiş klasik ve klasik-sonrası temel escder aracılığıyla değerlendiı-ir ve ardından çağdaş yoruma daha ayı·ıntılı bir şekilde yoğunla­ şır. Sonra o, bugünün İslam üİkelerinde şura kavramının farldı ·algılanışlan­ na ilişkin çok değerli bir tasvir sunar. Onun konuya ilişkin etraflı incelemesi baıı:ı .~iire Batılılar tarafından yapılmış çalışmalar içinde en iyisidir. 8dıichtengesellesclıacft ıınd islamisehes Recht (Sınıflı Toplum ve İslam .·-+Iukulw) adlı çalışmasında Rainer Osswald, lvioritanya'daki toplumsal tabaka sorunlarını, onaltıncı yüzyıldan ondolmzuneu yüzyıla kadar olan zaman diliminde verilmiş bazı fetvalar (nevft.ziO ışığında incelemektedir. Bildiğim kadarıyla, Osswald, Batı Sahra hukuk edebiyatını ayrıntılı bir biçimde incele- l Almanya'da islam Hukuku Araştırmaları 507 yen tek Batılı bilim ·ufuklar sunmaktadır. adamıdır. Kitap oldukça ilginç olup okuyucuya yeni Burada Lexxilwn der Islamisehen Welt (İslam Dünyası Sözlüğü) adlı çaK.laus Kreiser ve Rotraud Wielandt tarafından hazırlanan ikinci eclisyonuna dikkat çekmek istiyorum. Yaklaşık elliden fazla yazar tarafından yazılmış bu çalışmanın maddelerinin oldukça yelmn tutan bir bölümü (irtidat, fetva, ceza hukuku,evlilik, müfti, uluslararası hukuk, kadılar, hukuk bilimi, genel olarak hukuk, hukuk okullan vs. gibi) hukuki sorunlarla ilgilidir. Her bir madde ilgili eserlerin kısa ve faydalı bir bibliyografyasını da ihtiva eder. lışmanın 3. Borçlar Hukuku ve Ticari işlemler Borçlar hukuku ve ticari işlemler Otto Spies ve Erich Pritsch zamaberi Almanya'da büyük ölçüde ihmal edilmiştir. Bu nedenle söz konusu ~ılana ilişkin bir kaç yayını sunabilmek beni mutlu ediyor. Bunlar genellikle iki. sorun' etrafında dönmektedir: riba (fazlalık) ve ğamr (risk), yani ticari ve hukuki terimlerle konuşmak gerekirse faiz ve (kesin olmayan şart­ lara bağlı olması sebebiyle) sigorta sözleşmelerindeki riskfaktörü. nından İslam dünyasındaki hakim anlayışa göre riba sadece tefecilik anlamına gelmemekte, aynı zamanda o her türlü faiz işlemini de (borç faizi, bir hukuki-mal! sorumluluğun yerine getirilmemesinden veya ihmalden doğan faiz ve ayrıca hukuki faiz oranını da) içine almaktadır. Bu hukuki görüşün makul olmadığı ileri sürülebilir, çünkü bu görüş, geçmiş asırlarda, bugünkülerle aynı hukuki kaynaklara dayalı olarak İslam hukukunu uygulayan Doğudaki mahkemelerde karara bağlanmış davalar tarafından genel olarak onaylanmamaktadır. Benim görüşi.ime göre, burada muhtemelen sadece birkaç iki veya üç on-yıl boyunca hukuki terimlerle tartışılmış, salt bir siyasi ya da belki de dini 'bir sorunla karşı karşıyayız. Bu açıdan yüzyıllar önce formüle edilmiş İslam alimlerinin görüşleri genellikle ne geçmişteki ne de yakın zamanlardaki bir hukuk pratiğini yansıti.yor. Örneğin Arap dünyasında yürürlükte olan pek çok Medeni Kanun ve tüm Ticari Kanunlara baktığımızda· faize izin verildiği sonucuna vanyoruz. rdi.islüman alimierin ve kısmen politikacıların, Avrupalı kaynaklardan alındığı açık olan bu hukuk! kaynaldan ve mahkemelerce ve sulh kurullarınca onlara dayalı olarak karara bağlanan davaları eleştirdiiderinin farkındayım. Bugün çeşitli görüşlere mensup köktenciler, sadece karşı bir yorum ileri sürerek, uygulanmakta olan söz konusu kuralların İsHl.mi olmadığını ima etmektedirler. Burada ayrıntıya gitmeksizin şunu söyleyebilirim: Bu iddia, klasik ve klasik-sonrası ı\Iüslüman alim. lerin hukuki ilkeleriyle pek örtüşmemektedir. .Johannes Christian Wichard Zewischen Mar/u ıınd Moschee (Cami ik Arasında) adlı önemli katkısı bana göre bu alanda verdiğim bibliyografyanın en önemli yayınıdır. Bu aslında, özellikle Uanefi mezhebincieki ama aynı zamanda eliğer mezheplerdeki İslam sözleşmeler hukukunun (başlıca Pazar 508 Y. Doç. Dr. Murteza BEDiR mal satış sözleşmesinin), kökenierine ve teşekkül dönemi olarak adlandırı­ lan yüzyılların sonuna kadar gelişimine ilişkin harika bir çalışmadır. Bir huluıkçu olaıi yazar önce, İslam dünyasında din ile hukuk arasındaki ilişkinin bir genel değerlendirmesini yapıyor. Ardından sivil hukul{ üll{elerinde borçlar hukukunun genel kısmı adı verilen konunun parlak bir anlatımını sunuyor (yani, genel olarak hukuki işlemlerden doğan borçlar, sözleşme hürriyeti, borç ve alacakların transferi, borçların ikrarı, risk (ğarar) içeren sözleş­ meler, 1ibanın yasaklanması, paranın hukuki anlamı gibi konular). Üçüncü aşamada, Wichard, İslam hukuk sisteminde borçlar hukukunun genel kıs­ mının olmaması nedeniyle hemen hemen İslaı:n sözleşme hukukunun standart sözleşmesi olarak varsayılan mal satış sözleşmesinin (bey')en önemli özelliklerine ilişkin mükemmel derinlikli bir tahlil sunuyor. Tabiatıyla, benim bu görüşümün bazı .Müslüman yazarlarca eleştirileceğini çok iyi biliyorum; çünkü onlar Şeriat kaynaklarından (sadece sözleşmeler hukuku değil) bir sözleşme hukuku geliş~irilebileceği düşüncesindedirler. Bu bakış açısının sorunu, genellikle bu fikri desteklemek için-atıfta bulunulan (İbn Teymiyye. gibi) bazı Hanbeliler de dahil selet1erinin, tam da böyle bir şey yapmamış olmalarıdır. Florian Amereller, Hinteı-gTiinde des "lslamic Banhing" (Backgrounds of Islamie Banking) adlı çalışmasında, klasik eserlerdeki riba ve para ödünç vermenin faydalı bir tasvirini yapmakta ve aynı zamanda mi{{tilerin (kendilerine sorulan sorulara bağlı olarak aşağı yukarı bağlayıcı hukuki görüş belirten İslam hukuku uzmanlarının) modern yonımiarına da işaret etmektedir. Amereller ardından ribadan kaçmak için ictihtıd'ın (hulnıki akıl yürütmenin) Imilanılması imkanlarına değinmektc ve son olarak bazı Arap ülkelerindeki (özellikle Kuveyt, Suudi Arabistan, ve Birleşik Arap Emirlilderi'ndcki) faiz kanunlarının genel bir anlatımını yapmaktadır. Diğer yandan, Katrin Schmauder'in Das Darlelıen im S)ııischen f(ultıırraımı (Sur,ye .Medeniyet Havzasmda Ödünç Para Verrne) adını taşıyan eserinin temel olarak Suriye'ye bir aşk ilanı olduğu inkar edilemez; bu özelliğiyle o bana ilginç gelse bile daha fazlasını hak ctınemektedir, çünkü bu eser bizim şu ana kadar 1iba ile ilgili bildiklerimizin ötesinde bir şey ihtiva etmiyor. Kilian R. Bülz, Versiclıeı:,.mgsvertrağsrecht in der arabischen Staaten (Arap Devletlerinde Sigorta Şözleşmeleri Hukuku) adlı çalıı;ımasında uzman biigisiyle ayrıntılı olarak yakın zamanlarda yürürlüğe giren ldısır ve Ürdün sigorta kanunlarını lwrşılaştırmaktadır; daha yeni olan Ürdün kanunu (1976) 1948 tarihli i\-fısır kanunundan daha İslamidir. Kitabınm ilk bölümünde o, İslam hukukundaki sigorta ile ilgili (İbn Abidin ile başlayan) gelc-~neksel tavrı geniş ve ayrıntılı bir biçimde inccler. Arap dünyasındald sigorta . kanunları konusunda uzman olmayan islam araştırmacılan bu· ldtabı oluın­ maya değer bulae~ıklardır. Benjamin .Jokiseh'in Islamisehes Reclıt in 71ıcoıie anel Pra;:...·is (Teori ve pratikte İslam hulwlnı) adını taşıyan eseri, onun Ilanbelllerin satış akdini ortaya koymak yönünde gösterdiği çabalardan dolayı Almanya'da islam Hukuku Araştırmaları 509 burada söz edilmeyi hak etmektedir. Bugünkü Katar ve Suudi Arabistan'da hakim olan bu mezhebin hukuk! kuralları Batı'da çok iyi bilinmemektedir. Katar'dan farklı olarak Suudi Arabistan'da bir medeni kanun yoktur. Şeriat mahkemeleri ilke olarak Hanbeli mezhebi hukukunu uygularlar; zira onlar tarafından görülen davalarda uygulanabilccek sadece istisnai olarak ilgili yasalar mevcuttur. Bu sebeple, Hanbeli hukuk alimlerinin önemli eserleri bu ülkede tekrar tekmr yayınlanmaktadır. Örneğin 1999'da İbn Kudfı.me'nin elMuğni adını taşıyan eserinin dördüncü üıhkildi ncşri yapılmıştır. Bu arada Suudi Arabistan Şeriat mahkemeleri şimdilerde lmnun haline getirilmiş usul kurallarına uymak zorundadırlar. Bu 1989 tarihinde yürürlüğe giren Şeriat .lvfcdcni Usul kanunu olup sadeec geleneksel İslam hukuku usul kurallarını içenncmcktedir. Ticari ve ekonomik hukuk alanında, sadece Şikayet Divanı (Divanii'l-Mezalim) adı verilen kurum tarafından veya (iş hukuku veya çekscnt hukuku ilc ilgili davalarda) diğer özel mahkemelerce kendi yetki alanlarındaki davalarda uygulanabilen başka usul yasaları da mevcuttur. 5 O halde Hanbel] hukuk kurallarına dair bilgiler sadece bilim adamlan için değil aynı zamanda Suudi Arabistanlı tüccarlada ve şirketieric ilişkide olan hukuk uygulayıcıları -yahut işadamları için de önemlidir. Çünkü Suudi Arabistan'da hukuki davaların rapor edilmesi hemen hemen hiç bilinmeyen bir usuldür. Jokisch, ünlü Hanbeli alimi İbn Teymiyye'nin satış hulnılnına dair 16 fetvasını tahlil etmekte ve onları farklı bakış açılarından oluşan çok iyi temcllendirilmiş bir yönteme oturtarak işlemektedir. Bir İslam araştırmacısı olan Rciner Oswald, Pacta sunt seı~uanda? adlı son derece il.~inç bir oldukça ilginç bir konuyu ele alıyor. O, Maliki kaynaklan esas alarak, tercihen şahitler huzurunda yapılmış bağlayıcı olmayan bcyanlarla (ma bi-yedi) "pacta sunt servancia (anlaşmalaı:a uyulmalıdır)" şeklinde bilinen hukuki ilke arasındaki ilişkiyi incelemektedir. Onun incelemesinin odak noktası, 1vfalild hukukundaki, eşin veya borçlunun önceden yapılmış gizli bir doklarasyonla (ınuvazaalı bir biçimde) sözleşme veya evlilikten doğan yükümlülüklerinden kaçmaya çalışınası olgusudur. Kaynakları (ki bunlar başlangıcından 1933'e kadar Mfıliki hukukudur) o türden sorunlarla ilgilendiği için o, esas olarak evlilik hukukuna cğilmiştir. Kitap gerçokten okunınaya de,ğerdir, çünkü Oswald, daha önce bu ölçekte değcr­ lcndirilmcye alınınaınış son dcreec bol sayıda hukuki kaynağa dayanarak, oldukça ayrıntılı bir tahlil sunmaktadır. Kitabı okuduktan sonra, okuyucu, en azından :tvlfı.lih:l hukukunda, sonuçlandırılmış sözleşmelerden doğan yükümlüli.ilderin yerine getirilmesi gercğin şeklindeki çokça tekrarlanan Kur'ani kuralın geçerliliği olup konusunda tereddüde kapılmaktadır (örneğin, Kur'an, 5:1; 9;4). kitabında 13k. Hilınar Krügcr, Ambisclıe Staaten·Geset:.~esiibersiclıten, 89-98) (7. bs. Köln: Bundcstdlc für ı\ussenhandclsinformation ı 999). 5 510 Y. Doç. Dr. Murteza BEDiR .•. Üretken bir İslam araştırmacı olan Rüdiker Lohlker son on yılda üç yayma imza attı. İllü 1991 'de yayınlanmıştır; Der Handel in rnalikitisclıen Recht (Mfılild: Hukukunda Ticaret) adı, ne yazık ki aldatıcıdır. Onun kitabı ticaret hulmkunun genel sorunlarıyla ilgilenmez, aksine Maliki satış hukukunu lmnu eder. Lohlker'in konuya dair değerlendirmeleri sağlam ve güvenilirdir. Onun ikinci kitabı, Sclıari'a und Modern (Şeriat ve Modern Zamanlar), 1996'da yayınlandı. Loclder'e göre, bu sam kitabının bir yan-ürünüdür; son kitabı, yani Das islainische Reclıte im Wandel (İslam Hukulm ve Deği­ şim) adlı Habilitationsschrift'i (almdemide öğretim üyesi olabilmek için yazılan tez) 1999'da yayınlandı. Schari'a und rnodeme'de Lohlker kürtaja dair bazı yaklaşımları yayınlamıştır. O yine İslam hukukunda sigorta ve faize dair bazı faydalı kayıuıldarı da yayınlıyor; örneğin o, ez-Zerka'nın sigorta sözleşmesine dair görüşlerini ve el-Esmavi'nin ve el-Hatib'in riba ve faize dair çalışmalarını, fazla ayrıntılı yorumlar eklemeksizin yayınlamıştır. Onun sıkça tekrar ettiği "İslam hukuku az gelişmiş bir hukuk sistemi değildir" iddiası bilgili ve makul hiç bir hukukçu tarafından inkar edilemeyecek bir sağduyulu yaklaşımdır. Islarnisclıe Recht in VVandel ise geçmişteki ve modern .Mısır'daki riba (tefecilik ve faiz) konusunda son derece kapsamlı bir çalış­ madır. Yazar İslam hukukundaki bu olgunun aşağı yuları tüm veçhelerini tahlil etmektedir. Maalesef o kolay alnınabilen bir çalışma değildir. Onun çok sayıdaki konu-dışı yorumlarının bir kısmı gereksizdir, çünkü bunlar her hangi bir yenilik getirmemektedir ve onun kullandığı hukuk! terminoloji de her zaman kesin ve net değildir. Bununla birlikte, kitap dünyanın her yerinde bugün yoğun olarak tartışılan bir soruna ilişitin değerli bilgiler ihtiva etmektedir. 4. Eşya ve Miras Hukuku Vakıt1ar hukuku bugün çeşitli yazarların ilgisini çekmektedir. Andreas I-I.E. Kemke, modern zamanların Mısır'ındaki müesseseleric ilgili İslam hulmku bilgisinin genel bir değerlendirmesini vermektedir: Stiftıın,gen mııslimische Reclıtsleben des nenzeitlichen Ag_vpten adlı çalışması konuyla ilgili ünlü .Muhammed Abduh'un (ö. 1905) hukuki görüşlerini (fetvalannı) incelemektedir. Franz Kogelmann'ın Islamische fromme Stiftungen und Stat (İslami Hayır Kurumlan \:e Devlet) adlı çalışması, ondokuzuncu yüzyıldan 193 7'ye kadar, Fas'ta vakıf din! kurumoyla devlet arasındaki değişen ilişkile­ ri ele almaktadır. im İslam miras hukukuna ilişkin çalışmalar için, genel olarak, miras hulmkunu şahıs hukuku ile bağlantılı bir biçimde işleyen aile huku.ku eserlerinin ilgili bölümlerine okuyucu başvurmalıdır. Bilebildiğim kadarıyla Alman~ __,.ya'da salt miras hukukuna eğilen sadece tek bir ldtap vardır. Annelies Almanya'da islam Hukuku Araştırmaları 511_ Olander ~akınlarda Yemen miras hukukuna dair eserini İngilizce olarak ya- yınlamı~tır.c' 5. Ceza Hukuku İslam ceza hukuku Almanya'da hiçbir zaman çok ilgilenilen bir ko_nu olmadı. Bununla birlikte bu alanda iki ilginç eserden söz etmek zorundayım. Olaf Köndgen _Das islamisierte Stmjrecht des Sudan (Sudan İsH1mlleştirilmiş Ceza Hukuku) adlı çalışmasında Sudan ceza hukukunun başlangıçtan 1991 yılının sonuna kadar kapsamlı bir tasvirini sunar. Muhtemelen çok iyi bilindiği gibi, Sudan hukuku, 1983'te Başkan Numeyri tarafından bu alanda Şe­ riat'ın ilan edilmesi özelliğiyle genellikle bilinir. Sudan Cumhuriyeti'nde İslam hukukunun İslamlleştirilmesi, başka sebepler yanında, ülkenin Müslüman olmayan Güney'i ile uzlaşılmasının önündeki bir engeldir. Tüm bu konular ayrıntılı olarak işlenmiştir. İslam ceza hukukunun gelişimiyle ilgilenen herkes bu kitaba başvurm_alıdır. !vla..-x Planck Yabancı ve Uluslararası Ceza Hukuku Enstitüsü'nden (Freiburg) Silvia Tellenbach, İran İslam Cumhuriyeti'nin ceza yasalarını Fnrsça aslından Almanca'ya çevirisini yapmış ve yayınlamıştır. Strafgesetze der Islamisehen Repııblih Imn (İran İslam Cumhuriyeti'nin Ceza Kanunları) adlı yayınında o, İran ceza hukukuna dair özet bir giriş de sunmaktadır. İs­ lam ceza hukukun uygulanması bir İslami devletin belki de en merkezi niteliğidir. Bu sebeple onun tam çevirisi ve ekiediği açıklayıcı yorumlar o alandaki söz konusu gelişmeleri anlamak için büyük bir öneme sahiptir. 6. Aile Hukuku ve Kadmlarm Rolü Aile ilişkileri hukuku, bizim uluslar arası özel hukuk kurallarımıza göre Orta Doğu kanunlarının bu alanda genellikle uygulanması gereğinden dolayı, Alman mahkemelerindeki uygulamaların ilgi adağını teşkil etmektedir. Aile hukuku nispeten dine daha yakındır, çünkü bu alanın bir çal{ cephesi Kur'an tarafından düzenlenmiştir. Aile hukuku ve toplumsal davranış kuralları Müslüman dünyada açıkça iç içe geçmiş durumdadır. Bu nedenle genelde İslam aile hukuku ve veya özel olarak aile ilişkileri hukukunun belirli alanlarına ilişkin tüm dünyada hukukçular ve İslam araştırıcıları tarafın­ dan yayınlanan edebiyat oldukça zengindir. Das Pesonalstatııt ambischer Li:inder (Arap Ülkelerinde Şahıs Hukuku) Hans-Georg Ebert aile ilişkileri ve mirasla ilgili hukukun durumu hakkında oldukça eğitici bir genel değerlendirme yapar. Her iki alan da (aile ve miras) Müslüman dünyada ahvali şahsiye (kişisel statü) hulmkunun özünü teşkil etmektedir. Yazar önce İslamlleştirme ve adlı çalışmasında, AnneHes Glander, lnlıeritance in Islam. Wom<..>n's lnheıitance in Sana'a (Repııblic of Yemen), Lcı'w, Religion, and Reality 141 (Frankfurt: P. LAnğ 1998) (ISBN: 3-631-34-80- ·r. X). 512 Y. Doç. Dr. Murteza BEDiR sekülerleşıne bağlaınında İslam aile hukuku sorununu ele alır. Sonra o, tartışmayı İslam hukuku ile insan hakları arasındaki ilişki çerçevesinde sürdürür (cinsiyet eşitliği, vs.). Bana göre çok daha önemlisi onun hemen hemen tüm Arap ülkelerinde yürürlükte olan ilgili kanunların tasvirini yaptığı bölümdür. Sistematik kısımda o, evlilik, boşanına, aile ilişkileri ve vclayet konularını tartışır. O kitabı, şahıs hukuku alanındaki hukuk! gelişmelerde içkin olan eğilimlerin genel hatlarını tespit ettiği bir bölüınle bitirir. Kısaca, onun çalışması, bu türden hukuk! sorulara ilgi duyan herkes için, küçül\ ve faydalı bir el kitabı olarak, son derece faydalıdır. Silvia Kuske ve Bettina Dennerlein, hemen hemen aynı zamanlarda, Cezayir aile ilişkileri ve miras hukukuna dair çalışınalar ürettiler. Kuske, okunması kolay ·Reislamisienıng und Familienreeht in Algerien (Cezayir' de Aile Hukukunun Yeniden İslfımlleştirilınesi) adını taşıyan eserinde, ı\Ifılikl hulwlnınun Cezayir Aile Kanunu'na olan etkisini anıştırmaktadır. Islamisehes Reeht ıınd soziale IVandel in i\lgelien (Cezayir' de İslam Hukuku ve Toplumsal Değişme) adlı eserinde, Dennericin biraz farldı bir yaklaşım benimseyerek, 1962 'deki bağımsızlıktan başlayarak, Cezayir şahıs hukukunun (aile ve miras hukuku) gelişimine ilişkin bir çalışına takdim eder. O, sadece yasaları değil, aynı zamanda, toplumsal bağlaını göz ardı etmeden, Cezayir mahkemeleri tarafından karara bağlanan davaları ve ilgili hukuk! edebiyatı da dikkate almıştır. Bu yazarlar, eleştirel bir değerlendirmeyle İslam hukulwnun Cezayir Imktık düzenine eklemlenmesinin çerçevesini çıkararak, uyğulanan h.anunların hangi şekilieric daha İslami bir biçim aldı­ ğını ortaya lmymal\tadırlar. Yukarıda sözü edilen kitaplar Cezayir şahıs hukukunun eksiksiz bir genel değerlendirmesini vermektedirler. Anna Würth'ün Ash-Slıcni'afi Bab al-Yaman adlı çalışması Yemendeki bir mahkemenin uyguladığı aile hulmkuna ilişkin ayrıntılı bir eserdir. Bu üllı:"c. İslam araştırınacıları ve hukukçulan tarafından genellikle ihmal edilmiştir; bunun muhtemel nedeni ilgili hukuk kaynaklanna ulaşınanın nispeten burada daha zor olmasıdır. Yazar, önce 1992'de birleşen Yemen'in Ahntl-i Şahsiye Kanunu'a kadar, Yemen aile kanunlannın (hem Kuzay hem de Güney'de) gelişimine ili.şkin ğenel bir değerlendirme yapar. Ardından bu kanunun cvlenme ve boşanmaya ilişkin muhtevasını tasvir eder. Kitabının en önemli kısımlan şu konuları işlemektedir: Yemen mahkeır{elerinee kanıra bağlanan davalar, bu davalarda müdahil olan kişilerin toplumsal durumları, nafaka talepleri ğibi hastalıklı evlilik-içi ve evlilik-sonrası ilişkiler. Kitap büyük bir önemi haizdir, çünkü Yemen dı§ında kimse orada uygulanmakta olan kanunlara aşina değildir. Birkaç hukukçu ilğili yasalan biliyor olabilirler, ama Yemen mahkeınelerindeki uygulama ile ilgili hemen hemen kimse bir şey bilmiyor. Würth'ün kitabı bu açıdan kesinlikle bir boşluğu doldurmuş: tur. Bir hulnıl\ÇU olan Ilans-Georğ Pauli, Islamisehes Faınüieund ErlJrecht und Ordrc Pııblic (İslam Aile İli§kileri ve lvfiras Hukuku ve Kamu Politikası) Almanya'da islam Hukuku Araştırmaları 513 adlı doktora tezinde, malıkernelerin İslam hukuku kurallarını uygulamak durumunda kaldığında ortaya çıkan Alman kamu politikası problemlerini değerlendirmektedir. Açıkçası öyle anlaşılıyor ki, her İslami hukuki kuralın Almanya'da değiştirilmeden aynen uygulanması mümkün değildir. Örneğin; Alman mahkemelerinin, erkeğin boşama yetkisini kullanması yoluyla boşanma (talah), velayet davalarında erkeğin haltim olması, miras davalarında cinsiyet ayrımı kurallarını uygulamasına izin verildiği taktirde Alman kamu politikası yara alacaktır. Bu hukuk alanına ilgi duyan herkesin, ilgili hukuki davaların durumuna genel ve tam bir bakış sunan bu çok iyi tertip edilmiş esere bakması gerekir. Bruno Menhofer'in Religiöses Recht ııncl inernationales Pıivatrecht (Dini Hukuk ve Uluslar arası Özel Hukuk) adlı çalışması, aile içi ilişkiler ve miras meselelerinde Mısır ve Almanya'daki İslam hukukuna ve Hıristiyan toplumların hukukiarına ilişkin uygulamalara dair mükemmel bir çalışma­ dır" Andreas Börner'in Die Annerhennımg ausltinclisclıer Titel in elen arabischen Staaten (Arap Devletlerinde Yabancı .1v1ülkiyet Haklannın Tanın­ ması) adlı çalışması da bu bağlamda söz edilmesi gereken bir kitaptır. Ancak bu çalışma tabiatıyla Uluslar arası usul hukukuna dair bir çalışma olduğundan İslam hukuku burada nihai bir rol oynamaz. Bununla birlikte, o boşanma, velayet gibi konularda yabancı mahkeme kararlannın tanınmasına dair bazı sorunlara da değinmektedir; ve aynı şekilde o, özellilde Suriye, Ürdün, Mısır ve Lübnan'da İslam hukukunun lmmu politikasının bir parçası olarak yargı uygulamalarında kullanılmasına da eğilmiştir. 7. Anayasa Hukuku ve insan Haklari Bu alt-başlık altında Gudrun Kramer'in Gottes Stat als Repııblih (Bir Cumhuriyet olarak Allah'ın Devleti) adlı eserinden söz etmek istiyorum. Yazar, İslam dünyasındaki insan hakları ve ilgili meselelerin halihazır durumunu ele almadan önce, Şeriat ve siyasal düzen, İslam! siyasal düzenin temel esasları, yönetimin sınırları ve (§ııra kavramı da dahil) katılım konularında etraflı bir tasvir sunar. Kitap, çeşitli kişi ve kurumlarca hazırlanan İslam anayasa taslaklanyla ilgili bir ilave de ihtiva etmektedir. Krüıner'in parlak son derece mükemmel çabaları sayesinde, şu anda elimizde, bir İslam araştırmacısı tarafından siyase-t bilimi bakış açısıyla kaleme alınmış bu konulanı ilişkin harika bir tabiile sahibiz. Almanca'da insan haklarına ilişkin iki standart eser vardır. Larenz Müler, Islam ııncl JV!enschenreclıt in arabo-islamisclıen Staaten (İslam ve İnsan Hakları) adlı eserinde, "İslamcı, laikçi ve modernist" İslam'da insan hakları fikrini üç bölüm halinde genişçe tartışmaya başlamadan önce, terinıleri ve temel bazı soruları genel hatlarıyla açıklar. Mark Krieger de bu konuya Mensclıenreclıte inarabo-islamischen Staaten (Arap-İslam Devletlerinde İn­ san Hakları) adlı çalışmasıyla faydalı ve kapsamlı bir katin da bulunmuştur. 512 Y. Doç. Dr. Murteza BEDiR sekülerleşme bağlamında İslam aile hukuku sorununu ele alır. Sonra o, tar· tışmayı İslam .# hukuku ile insan hakları arasındaki ilişki çerçevesinde sürdüvs.). Bana göre çok daha önemlisi onun hemen hemen tüm Arap ülkelerinde yürürlükte olan ilgili kanunların tasvirini yaptığı bölümdür. Sistematik kısımda o, evlilik, boşanma, aile ilişkileri ve vclayet koımlarını tartışır. O kitabı, şahıs hukuku alanındaki hukuki gelişmelerde iç· kin olan eğilimlerin genel hatlarını tespit ettiği bir bölümle bitirir. Kısaca, onun çalışması, bu türden hukuki sorulara ilgi duyan herkes için, küçük ve faydalı bir el kitabı olarak, son derece faydalıdır. . rür (cinsiyet eşitliği, Silvia Kuske ve Bettina Dennerlein, hemen hemen aynı zamanlarda, Cezayir aile ilişkileri ve miras hukukuna dair çalışmalar ürettiler. Kuske, okunınası kolay ·Reislamisierııng und Familienrecht in Algeıien (Cezayir' de Aile Hukukunun Yeniden İslfıınlleştirilmcsi) adını taşıyan eserinde, .Mftlik! hulmkunun Cezayir Aile Kanunu'na olan etkisini an.ıştırmaktadır. Islamisehes Recht und soziale l.Vandel in r\lgeıien (Cezayir' de İslam Hukuku ve Toplumsal Değişme) adlı eserinde, Dennericin biraz farldı bir yaklaşım benimseyerek, 1962'deki bağımsızlıktan başlayarak, Cezayir şahıs hukukunun (aile ve miras hukuku) gelişimine ilişkin bir çalışma takdim eder. O, sadece yasaları değil, aynı zamanda, toplumsal bağlaını göz ardı etmeden, Cezayir mahkemeleri tarafından karara bağlanan davaları ve ilgili hukuk! edebiyatı da dikkate almıştır. Bu yazarlar, eleştirel bir değerlendirmeyle İslam hukukunun Cezayir hukuk düzenine eklemlenmesinin çerçevesini çıkararak, uygulanan li.anunların hangi şekillerle daha İslfıın1 bir biçim aldı­ ğını ortaya lwymaktadırlar. Yukanda sözü edilen kitaplar Cezayir şahıs hulmkunun eksiksiz bir genel değerlendirmesini vcrmektedirler. Anna Würth 'ün Aslı-Slıari'a fi Bab al-Yaman adlı çalışması Yemendeki bir mahkemenin uyguladığı aile hukukuna ilişkin ayrıntılı bir eserdir. Bu üllce. İslam araştırmacıları ve hukukçuları tarafından genellikle ihmal edilmiştir; bunun muhtemel nedeni ilgili hukuk kaynaklarına ulaşınanın nispeten burada daha zor olmasıdır. Yazar, önce 1992'de birleşen Yemen'in Ahval-i Şahsiye Kanunu'a kadar, Yemen aile kanunlarının (hem Kuzay hem de Güney'dc) gelişimine ilişlsin genel bir değerlendirme yapar. Ardından bu kanunun evleome ve boşanmaya ilişkin muhtevasını tasvir eder. Kitabının en önemli kısımları şu konulan. işlemektedir: Yemen ınahken-{elerinee karanı bağlanan davalar, bu davalarda müdahil olan kişilerin toplumsal durumları, nafaka talepleri gibi hastalıklı evlilik-içi ve evlilik-sonrası ilişl\iler. Kitap büyük bir önemi haizdir, çünkü Yemen dışında kimse orada uyğulanınakttı olan kanunlara aşina değildir. Birkaç hukukçu ilgili yasaları biliyor olabilirler, -~ama Yemen mahkemelerindeki uygulama ile ilgili hemen hemen kimse bir şey bilmiyor. Würth'ün kitabı bu açıdan kesinlikle bir boşluğu doldurmuş­ tur. Bir hukukçu olan Ilans-Georg Pauli, Islarnisclıcs F'aınilieHnd ErlJreclıt und Onlrc Public (İslam Aile İlişkileri ve Miras Hukuku ve Kamu Politikası) Almanya'da islam Hukuku Araştırmaları 513 adlı doktora tezinde, mahkemelerin İslam hukuku kurallarını uygulamak durumunda kaldığında ortaya çılmn Alman kamu politikası problemlerini değerlendirmektedir. Açıkçası öyle anlaşılıyor ki, her İslami hukuki kuralın Almanya'da değiştirilmeden aynen uygulanması mümkün değildir. Örneğin; Alman mahkemelerinin, erkeğin boşama yetkisini kullanması yoluyla boşanma (talal?,), velayet davalarında erkeğin haltim olması, miras davalarında cinsiyet ayrımı kurallarını uygulamasına izin verildiği taktirde Alman kamu politikası yara alacaktır. Bu hukuk alanına ilgi duyan herkesin, ilgili hukuki davaların durumuna genel ve tam bir bakış sunan bu çok iyi tertip edilmiş esere bakması gerekir. Bruno Menhofer'in Religiöses Reclıt uncl inenwtionales Privcıtrecht (Dini Hukuk ve Uluslar arası Özel Hukuk) adlı çalışması, aile içi ilişkiler ve miras meselelerinde Mısır ve Almanya'daki İslam hukukuna ve Hıristiyan toplumların hukukiarına ilişkin uygulamalara dair mükemmel bir çalışma­ dır. ,.Andreas Börner'in Die Annerhennımg aıısltindischer Titel in den arcıbischen Staaten (Arap Devletlerinde Yabancı 1viülkiyet Haklarının Tanın­ ması) adlı çalışması da bu bağlamda söz edilmesi gereken bir kitaptır. Ancak bu çalışma tabiatıyla Uluslar arası usul hukukuna dair bir çalışma olduğundan İslam hukuku burada nihai bir rol oynamaz. Bununla birlikte, o boşanma, velayet gibi konularda yabancı mahkeme lmrarlannın tanınmasına dair bazı sorunlara da değinmektedir; ve aynı şeldlde o, özellilde Suriye, Ürdün, iVIısır ve Lübnan'da İslam hukukunun kamu politikasının bir parçası olarak yargı uygulaınalarında kullanılınasına da eğilmiştir. 7. Anayasa Hukuku ve insan Haklan Bu alt-başlık altında Gudrun Iüamer'in Gottes Stat als Repııblih (Bir Cumhuriyet olarak Allah'ın Devleti) adlı eserinden söz etmek istiyorum. Yazar, İslam dünyasındaki insan haklan ve ilgili meselelerin halihazır durumunu ele almadan önce, Şeriat ve siyasal düzen, İslami siyasal düzenin temel esasları, yönetimin sınırlan ve (şura kavramı da dahil) katılım konularında etraflı bir tasvir sunar. Kitap, çeşitli kişi ve kurumlarca hazırlanan İslam anayasa taslaldanyla ilgili bir ilave de ihtiva etmektedir. Kramer'in parlal\ son derece mükemmel çabalan sayesinde, şu anda elimizde, bir İslam araştırmacısı tarafından siyaset bilimi bakış açısıyla İmleme alınmış bu konulanı ilişkin harika bir tahlile sahibiz. Almanca'da insan haklarına ilişkin iki standart eser vardır. Larenz Müler, Islam und Menschenrecht in araba-islamisehen Staaten (İslam ve İnsan Hakları) adlı eserinde, "İslamcı, laikçi ve modernist" İslam'da insan haklan fikrini üç bölüm halinde genişçe tartışmaya başlamadan önce, terimleri ve temel bazı sorulan genel hatlarıyla açıklar. Mark Krieger de bu konuya Mensclıenrechte inarabo-islamischen Staaten (Arap-İslam Devletlerinde İn­ san Hakları) adlı çalışmasıyla faydalı ve kapsamlı bir katkı da bulunmuştur. 514 Y. Doç. Dr. Murteza BEDiR Müler ilgili sorunları İslami bir perspektiften incelerken, Kireğer çeşitli Arap ülkelerindeki durumu ayrıntılı bir biçimde ele alır. Herbert Baumann ve Matthias Ebert tarafından tam ve eksiksiz bir biçimde hazırlanan ve tercüme edilen Die ·1Terj(ıssurıgen Mitgliedsl{irıder der Liga der Ambischen Staaten (Arap Devletler Birliği Üyesi Ülkelerin Anayasaları) adlı eser, Arap Birliğindeki her bir ülkenin anayasal ve siyasal gelişimi­ ne dair faydalı giriş mahiyetinde bilgHer ve bir de yürürlükteki ilgili anayasaların çevirilerini ihtiva etmektedir. İnsan hakiarından söz etmek, kısaca bu anayasaların dikkatli bir okumasını gerektirmektedir, çünkü bunlar genellilde ilgili temel hukuki şekilleri içermektedirler. İslam hukukunun, her hangi bir Arap ülkesinde yasamanın yegane ve esas kayiıağı mı, yoksa sadece kaynaklardan sadece birisi mi olduğu sorusuna ilgi duyan herkesiri öncelilde ilgili anayasaya başvurması· gerekir. Yalnız bir çekince koymak durumundayım: araştırmaeı, salt bir anayasada söz konusu meseleye doğrudan atıf yaptığını zannettiği bir maddeye dayanaral\ acele sonuçlara varmaktan luıçın­ ınalıdır; başka hukuld kaynaklar da dikkate alınmalıdır.· Ehert'in Die Jnterdependenz von Stat, Ve1j"assunl~ und Islam (DeYlet, Anaynsa ve İslam'ın Birbirlerine Bağımlılığı) 7 adını taşıyan eseri, İslam hukukunun erken dönemlerindeki başlangıcından günümüze kadar Orta Doğu ülkelerindeki anayasal gelişmelerin bir genel değerlendirmesini ihtiva eder. Günümüzde bu konu etrafındaki ateşli tartışmalar nedeniyle, yürürlülüeki anayasaların İs­ lami h:riterkrinc dair olan ğcni§ son bölüm baııa göre lötabm en ilgi çeken bölümüdiir. ll u bölüm, çağdaş yazılı anayasalarla İslam hulmkunnn uyumu sorununun lu·s:ı ve net bir sunumunu içermektedir. 8. Cihat ve Uluslar ar,ıst Hukuk Maalesef, bilebildiğim kadarıyla cihacl (kutsal savaş) problemlerine dair sadece iki yayın mevcuttur. 1970'ler ve 1980'lerde durum biraz daha farklıydı; daha fazla sayıda yazar (örneğin, Krüger (1978), ICruse (1979), Salem (1984}, Gnidil (1 987) ve Pohl (1 988)) bunlar ve diğer ilgili konubra ilişkin, temel olarah İsiilmi uluslar arası savaş ve barış (cilıtıcl ve siyer) hukuku nokta-i nazari.ndan, kitaplar yayınlamışlardır. Mathias von Bredow İbn Ebi Zeyd cl-Kayrevdn!'nin (IIicreı:in dördüncü yüzyılında yaşamış) Kitt1bii'n_-Ne'Lxıdir'inin hncioıli !Gttıbii'l-cihiicl adını taşı­ yan bölümünün çok güzel bir tcnkitli ıicşrini (tiıhkik) yapmıştır; çalışmanın başlığı Der Heil~4e f(ıieg (Jihacl) atlB der Sici1i der malihitische.n Rcchtschule (lv1ftlild I-lukuk Okulu Açısından Kutsal Savaş (Cihad). J(itc1bü'n-Nevô.dir, ya tamamen kaybolmuş, ya da ancak parçalar halinde günümüze ula§mış daha ___ erken tarihli en azından altı Milliki hukuk eseri temel alınarak hazırlanmış­ tır. Von Bredow'un neşri mevcut tüm yazmainn dikkate almaktadır. Arapça (Editör'ün notu: Bu kayn:iğıı ilişkin ııyrıntılı ya)~n bilgileri Bibliyografyanııı IV. BÖlüm ı. maddesinde vcı;Imiştir.] . 7 Almanya'da islam Hukuku Araştırmaları 515 okuyamayanlar için, von Bredow (yaklaşık 70 sayfa) sunmuştur. kitabın muhtevasına ait kapsamlı bir özet Bir İslam araştırmacısı olan Werner Ende, 1995 )rılında Köln Hukuk verdiği konferansiara dayanan, Schreckgespenst und reale Bedmhııng. Der "Heüige Krieg" der Fıındamentalisten (Hayal ve Gerçek Tehdit: Kökten Dincilerin "Kutsal Savaşı") adlı eserinde, konunun kısa ve net bir genel değerlendirmesini verir. O, İslam köktencilerinin görüş, strateji ve amaçlarını siyaset bilimi bakış açısıyla tahlil eder. Yazar, (sömürgecilik, terörizm gibi) çeşitli bağlamlarda muğlak kalan cihad düşüncesi konusunda ayrımlar yapar. Yazarın yorumu son derece derinlikli· ve tarafsızdır, kitabı gerçekten okunınaya değerdir. 8 Derneği'nde 9. Müslüman Topluluklar Gayrimüslim ülkelerde yaşayan Müslüman cemaatler bir çok sorunla karşıyadırlar. Yukarıda Ll. numaralı alt başlıkta Claudia Lederer'in Die rechliche3 Stellııng eler ıvfıtslime im ehemaligen Schııtzgebiet Deııtsdı­ Ostafrilw (Eski Alman Doğu Afrika sömürgesindeki !viüslümanların hukuki statüleri) adlı eserinden söz etmiştim. Bu kitap, o dönemde Alman sömürgesi olan Doğu Afrika sömürge yönetimi altında yaşayan :Müslümanlar ve diğer yeriilere uygulanan hukukun tm tasvirini sunmaktadır. Kitabın kapsamı geniş olup ceza, medeni ve usul hukuklarını kuşatmaktadır. Kitap aynı zamanda, eski sömürgede yaşayan yerlilerin durumuyla ilgili, sömürge idaresinin 189İ 'deki resmi tesisinden başlayarak I. Dünya Savaşı sonuna lwdnr, çok değerli bilgiler vermektedir. Almanya'da yaşayan Müslümanlar bugün muhtemelen daha fazla kamuoyunun ilgisini çekiyorlar. Gerhard Höpp ve Gerdien .Jonker'in editiirlüğünde yayınlanan In jremder Erde (Yabancı Zeminde) üzerine yayıninnan sekiz makale Almanya'da yaşayan Müsltimanlar arasında 9ldukça sık tartışı­ lan hukuki ve sosyal problemlerle, yani .Müslümanların gayrimüslim bir ülkede gömülmesi sorunuyla ilgilenmektedir. Ludwig Hagemann ve Adel Theodor IG1oury Diiıj'en Muslime at{/ DilHer in einem nicht-islamischen Land leben? (.Müslümanlar Gayrimüslim bir Ülkede Sürekli Kalabilirler mi?) adını taşıyan eserlerinde, İslam Uluslaranısı hu~ Imkunun (Si:yer) son derece önemli meselelerinden birini, yani Müslümanlara, Müslüman-olmayan bir ülkeye sürekli veya uzun bir süre kalmak üzere yerleşmelerine izin verilip verilmediğini tartışmaktadır. Recht Martina Schmied Familienlwnjlilue Z'"ı.Vischen Sclwıia ıınd Bii1:4erlichen (Şeriat ve Medeni Hukuk'ta Aile Uyuşmazlıkları) adını taşıyan eserin- s Aynı zamanda Ade) Theadar'un Was 'l.~?:ill der Islaın? i\nspnıclı ıınd hıitisclıe Wi:inl(ğım.4 (Heidelberg: C. F. Müler 1997) (ISBN: 3-8114-1598-0) adlı eserine de blo:. (Bu eser Karlsruhe Hukuk Araştırınaları Derneği'nde 1997'de verilen lwııferaııslara dayaıım:ılwı­ dır.) 516 Y. Doç. Dr. Murteza BEDiR ... de, Avusturya'da mahkemeye gitmeden anlaşmazlıkların, özellikle ailevi sorunların, çözülmesi (sulh) yönünde örnek modeller ortaya koyuyor. Avus·. tuıya mahkemeleri tarafından karara bağlanan önemli davalar ve orada yaşa­ yan .Müslüman aile uyuşmazlıklarında tarafların tavrı, haliyle, bu çalışmada yoğun olarak dikkate alınmıştır. lll. Alman Yayınlarının Genel Özellikleri Bibliyografyamdaki tüm eser adlarını ortak bir başlık altında toplamak mümkün değildir. Alman bilim adamlarının ilgisini hangi konuların çektiği­ ni ve hangilerinin ilginç bulunmadığını görmek ilginç olacaktır. Bu yüzden ben, son on yılda Alman İslam hukuku literatürünün genel bazı özelliklerine işaret etmek istiyorum. Hiçbir kuşkuya yer olmaksızın şu söylenebilir: Onlarca yıllık bir ihmalden sonra bu araştırma sahasına olan ilgi açıkçası artmıştır. Benim aşağıda vereceğim bibliyografyadaki eser adlarının yanında, dergilerde ve süreli yayınlarda çok sayıda makale yayınlanmıştır. Bunların büyük bir bölümü ne yazık ki, Index Islamicus'a dahil edilmemektedir. Bazı Alman. araştırmacılannın İngilizce yayınlar da vermeye başladığını belirtmek isterim (örneğin, Lutz Edzard ve Baber Johansen). Örneğin borçlar hukuku, insan hakları, şııra konularına dair yazılmış kitaplar modadır; zira, açıkçası bu komilar İslam dünyasında bugün önemli bir rol oynadıkları için dunyanın her yerinde herkesin ilgisini çekmektedir·· ler. Tabiatıyla §ahıs hukukuna ilişkin konular da her zaman Alman bilim adamlarının gündeminde olmuştur. Diğer yandan, ba§ka bazı konuların Alman bilim adamlarınca nadiren ele alındığı veya hiç tartı§ılmadığı görülüyor (örneğin Şii hukulnı, Ceza veya Uluslar arası hukuk gibi.) Aynı zamanda son derece hayret veren bir noktaya değinmek istiyo· rum; bu da J\,H\lil\1 hukuk okulunun sorunlannın oldukça yoğun bir ilgiye mazhar ·olması meselesidir (örneğin ·von Bredow, . Dennerlein, · Kuske, Lohlher, Müller, J\Juranyi, Oswald ve Scholz gibi) Bu Almanya'da oldukça ·ilginç bir hat deği§ikliğidir. _Yinninci yüzyılın ba§ında buradaki bilim adam· ları ya Alman sömürge çıkarları nedeniyle Şftfil' hukukuyla ya da Alman· Osmanlı ilişkileri nedeniyle Hanefi hukukuna ilgi duyuyorlardı. Sonraları, ilginin merkezi, Bergstrüsser ve Schacht'ın döneminde seksenierin başına kadar, hemen hemen tamamen Hanefi hukuku olmuştu. Sadece Grüf ve Falaturi Şii hukukuyla ilgilenmişlerdi. Şimdi ise ilginin Maliki hukukunun çeşitli veçhelerine doğru dikkat çeken ölçüde yön değiştirdiğini görüyoruz. Müftilerin hukuk! görüşleri (fetvalar), esld bir Alman geleneğinin devam ettirerek daha sık kaynak olarak lnıllanılmıştır (örneğin Andelshauser, F'atoum, .Jokisch, Kcmke, Knm;ietz, Lohlker ve Oswald); çünkü Almanya'da bu edebiyat türü ğcncllikle dikkate alınmıştır. Bu durum İngilizce konuşu· lan düi1yadan her zaman farklı olmuştur; bu konuda ondolnızuncu yüzyılın / Almanya'da islam Hukuku Araştırınaları 517 ilk yarısına kadar giden bir gelenek vardır. Hukuki görüşlerle (fetvalar) ilgilen ilk araştırmacının adı neredeyse unutulmuştur:Avusturya-.Macaristan İmparatorluğunda Consul-General ???olan Baron von Adelburg ta 1838'de Fransızca bir kitap yayınlamiştı. 9 Yakın zamanlarda hukuki görüşlere dair çalışmalar Benzing (1977) ve Krüger (1978) tarafından 1970'lerin sonunda canlandınlmıştır. Bir çok çalışmanın onlara katılmış olması sevindiricidir. Nihayet şunu belirtmek isterim: Bnber Johansen'in de dediği gibi, "klasik İslam hukuku araş6rmaları alanına halörn hiçb~r yöntem-bilimsel bir paradiğma yoktur." Aynı yargı İslıım hukukunun çağdaş sonınianna dair çalışmalar için de söz koP.usudur. Sonuç olarak, bu sahadald yakın zaman Alman edebiyatı canlı ve çol• Almanya'da yakın gelecekte yeni yayınların yapıhıcağını bildirmek isterim. Benim bildiğim taslak halinde olan yalnn bir gelecekte yayınla­ nacak şu çalışmalar vardır: Birgit Krawietz hukuk! akıl yürütme konusunda (ictihfld) kapsamlı bir kitap yayı.nlayacak. Japonyalı İslam hukuku bilim adamı Satoe I·Iorii çok yakında hukuki araçlar (lıiye[) hakkmda yaptığı çalışmasını yayınlayacaktır. Ve :Mathias Rohe Hanefi hukti.k okuluna ğöre !dasil• ceza hukukuna dair eserini ya:yınlayacnlüır. Almanya'daki İslam hukuku araştırmalannın sağlam bir temel kavuştuğu :ve iledenecek yolun ümitledc dolu olduğu sonucuna gönül huzuruyla varabiliri:~. . lwtmanlıdır. IV. Almanya'daki Yakin Zamanlar (1990-2000) islam Hukuku Kitapları Bibliyografyası 10 1. İslam Hukukunun Kökeni ve Meto_do/ojisi Die A11fi"ln.ge der islamisehen Jllrispnulen~. Ihre Entwic!dııng in Meldw bis ::;ur Mitte des 2J8 . .Jahrhımdcms. Yz~ Harald Motzki. Stuttgarr: F. Steiner 1991. S. 292. ISBN: 3-515-05433-2; 'Abcl'Allalı b; Wahb: Al Gami': Die J(onın'lvissenschqftcn. Edition ııncl J(ommcntar. Yz. Miklos ı\luran)i. Wie~:baden: O. Harrassmvitz 1992. S. 292. ISBN: 3-447-03283-9. 'Abd Allah b. Walıb: Leben und We1-h. iı.l-Mtı<c;Datta': Kitab al-Mt~haraba. Edition .und J(ommencw·. Yz. Miklos .Mımınyi. Wiesbaden: O. Harnıssowitz 1992. S. 328. ISBN: 3-447-03284-7 . • "'~. ' • •• f • Edouard d'Adelburg; ·Rccuicl de fet'Ccıs oıı decisions de loi mıısıılınane cancemant le de loııage (Constantinoplc, 1838); bu );itabın lwps:ınılı bir değerlendirmesi için bkz. Joscplı von Harrın1er-Purstg:ıll & von Subenraueh, .JahrlJiiclıci· der L'iteratıır 102 (1843), 19-32. .. . . . 10 (Editör'ün notu: Bu bibliyognıfy:ıdrıld kitaplar, yukurıdı.ıki Değerlendirme Yazısının :ılt­ başlıldarıyla ilişkili lwnuhıra ğöre sıralanmıŞtır: ve her bir konulu gnıplandıı)1HI nitında ldt:ıplar alfabetik sıra taldp etmektedir.} · 9 conti"Cıt 518 Y. Doç. Dr. Murteza BEDiR . • uır. 'Abd Allalı b. Wahb: .Al-Ganıi': Die Komnexagese. Edition und Konımen­ Yz. Iv!iklos Muranyi. Wiesbaden: O. Harrassowitz 1993. S. 326. ISBN: 3- 447~03291-X. Die Qudat Dinuısci tıncl de1· Maclhhab al-Auza'i. Materialien zıır syrisehen Reehtsgeselıiclıte. Yz. Gerhard Conrad. Stuttgart: F. Steiner 1994. S. 828. ISBN: 3-515-05588-6. '1\bcl Allalı b. Wahb: Al-Gami': Die Komnexegese 2, Teü I. Edition ııncl J(omnıentcı1·. Yz. Miklos .rviuranyi. Wiesbaden: O. Harrassqwitz 1995. S. 278. ISBN: 3-447-03688-5. Beitn':ige zıır Gesehiclıte eler Hadith und Reehtsgelehı-samheit der Malihi_\~va in Nonlafıi/w bis zıım Jh. cl.H. Bio-bibliogmplıisehe Notizen atts eler Moseheebibliotheh von Qaimwan. Yz. Miklos Muranyi. Wiesbaden: O. Harrnssowitz 1997. S. 527. ISBN: 3-44 7-03925-6. J(incler'ü·eı-lu.ııtj' und Sehuldhneehtselıaft. Untersıwlııırıgen zıır friilıen Plwse des islamisehen Reehts. Yz. Irene Schneider. Stuttgart: F. Steiner 1999. S. 454. ISBN: 3-515-07086-9. Die Reehcsbiiclıer des Qaimwaners Salınun Sa'icl. Entstehungsgesehiehte ıı1ul VVerhiiberliefenıng. Yz. Miklos Muranyi. Stuttgart: F. Steiner 1999. S. 196. ISBN: J-515-07311-6. Das friilıislamiselıe Pcıtrmutt. Eine Unteı-suchung .zııı- Rolle von fremclen Elementen bei eler Entwieldıırıg des islamisehen Rechts; Yz. Ulrike Mitter. Proefschrift (Doktora Tezi): Katalik Nijmegen Üniversitesi 1999. S. 389. ISBN yok; Kitap Nijmegen Üniversitesi Kütüphanesinde mevcuttur. 2. islam Hukukunun Genel Uygulamaları Das Bild des Richters in der "Adalı al-Qacli "-Litenıtııı-. Yz. Irene Schneider. Frankfurt: P. Lang 1990. S.265. ISBN: J-631-42589-9. Die Hıınna. Schmiat1·eehtlicher Schut.z vor.Eing1ijj'en in die hoı-perliche Unverselıı-theit ncıch arabischen Ji'at·was des 20. Jahı-hııncleı-ts (Schriften zur Rechtstheorie, c. 145). Yz. Birgit Krawietz. Berlin: Duncker & Humblot 1991. S. 3 73. ISBN: 3-428-07159-X. Die Intenlepenclenz von Staat, Ve1j'assung und Islcım inı Nahen wul Mittleren Os ten de1· Gegenwaı-t. Yz. Hans-Georg Ebert. Franldurt: P. Lang 1991. S. 247. ISBN: 3-631-43751-X. Lexihon der IslamisCiıen Welt. Haz. Klaus Kreiser and Rotraud Wielandt. 2. ed. Stuttgart: W. Kohlhammer 1992. S. 289. ISBN: 3-17-011770-X. Sclıiclıcengesellscluıft ıınd islamisehes Reeht. Die Zawaya ıınd Krieger cleı- Hlestsahaı-a ün Spiegel von Rechtsgutachten des 16-19. Jahı-hıınderts. Yz. Rainer Osswald. Wiesbaden: Harrassowitz 1993. S. 462. ISBN: 3-447-03285·-~5. Der Ein.fluss des. islctmischen Rechtsgııtaclıtens (Ji'at:"u!Xt) aıif die clgyptische Reclıtt;-pm.J.:is. Am Beispiel des Musikhoı-ens. Yz. Aly 'Abd el-Gaphar Fatoum. Frankfurt: P. Lang 1994. S. 107. ISBN: 3-631-37109-2. Almanya'da islam Hukuku Araştırmaları 519 Sehlachten im Einlılang mit der Scluaia. Die Sehlaehtung von Tieren naeh islamisehem Reeht im Liehte modemer Verlulltnisse. Yz. Beate Andelshauser. Sinzheim: Pro Universitate 1996. S. 195. ISBN: 3-930747-52-9. Das islamisehe Reeht. Theorie ıınd Praxis. Yz. Said Ramadan ..Marburg: Muslim-Studenten Vereiniğung in Deutschland 1996. S. 208. ISBN: 3932399-00-5. . Malilıitisehes Verfahrensrecht. Eine Studie zıı Inluılt ıırul Methodih eler Sc/uıria mit reehtshisto1i.sehen und 1·eehts-ve1-gleiclıerulen .Anme1·lmngen am Beispiel des malihitisehen Ve1jah1·ensreehts bis zıım 12. Jalırlııındert. Yz. Peter Scholz. Frankfurt: P. Lanğ 1997. S. 598. ISBN: 3-631-32217-8. Die zeitgenössisehe Dislmssion um den islamisehen Beratungsgeclanhen (Shu?·a) ıınter dem besanderen Aspe/u ideengesehiehtlieher Ko1itinııitiiten und Dislwntinııittiten. Yz. Röswitha Badry. Stuttgart: F. Steiner 1998. S. 654. ISBN: 3-515-07048-6. "'Der Ginn-Glaube als islamisehe Reehtsjrage 1uıeh Le/ıı·en der orthodoxen Reehtsselııden. Yz. Aly 'Abd el-Gaphar Fatoum. Frankfurt: P. Lanğ 1999. S. 173. ISBN: 3-631-34136-9. Geriehtspmxis im Stacltstaat C6rdoba. Zıım Reeht dcr Gesellsehq(t in einer malil~itiselı-islamisehen Reelıtstmdition des 5./11 . .Jahrlııındcrts. Yz. Christian Miiller. Leiden: Brill1999. ISBN: 90-04-11354-1. Beitrage zum islamisclıen Reeht. Haz. Hans-Georg Ebert. Frankfurt: P. Lang 2000. S. 134. ISBN: 3-631-37045-8. 3. Şii Hukuku Annclherııng urul Distanz. Selıia, Azluır urul die islamisclıe ·0/mmene im 20. Jalırhıındert. Yz. Rainer Brunner. Berlin: K. Schwarz 1996. S. 328. ISBN: 3-87997-256-7. 4. Muayyen Uygulamalar: Ticari Akitler ve Finansman Der Harulel im 1rudilıitise/ıen Reeht. Am Beispiel des h. al-buyıı' im Kitab al Mııwatta' des Malih b. Anas und des salam aıts der 1\ludawwana al-lwbra von Salınım. Yz. Riidiğer Lohlker. Berlin: K. Schwarz 1991. S. 220. ISBN: 3922968-77-5. Religion und Marlıtwirtselıaft. Die onl11ımgspolitisehen Vorstellungen in Christentıım und Islam. Yz. Jorn Winterbt:r.ı.:. Baden-Baden: Nomos 1994. S. 247. ISBN: 3-7890-3407-X. Hinte1-grıınde des "Islamie Banhing". Reehtliehe Proble1ruıtih des ribai'erbotes in eler Slıari'a und seine .t\uswiT/mngen auj einzelne Reehtsoı-nungen ambisehe1· Staaten (Schriften zum In temationalen Recht, vol. 71). Yz. Florian Amereller. Berlin: Duncker & Humblot 1995. S. 206. ISBN: 3-428-084209. 520 Y. Doç. Dr. Murteza BEDiR Zwischen Markt und Moschee. Wirtsehqftliclıe Bedurfnisse ıındreligiöse im frülıen islamisehen Vertragsreeht. Yz. Johannes Christian Wichard. Paderborn: F. Schoningh 1995. S. 285. ISBN: 3-506-73376-1. Anjorderımgen Scluıri'a und Modenıe. Diskussionen über Sehwangerselıaftsabbrııch, Versiehenıng und Zinsen. Yz. Rüdiger Lohlker. Stuttgart: F. Steiner 1996.' S.156. ISBN: 3-515-06582-2. Islamisehes Reeht in Tlıeorie und Praxis. Ana(yse einiger kaufreelıtli­ eher Fatwas von Taqi'd-Din Abmad b. Taimiyya. Yz. Benjamin Joltisch. Berlin: K. Schwarz 1996. S.305. ISBN: 3-87997-248-6. Versielıerımgsvertragsreelıt in den arabisehen Staaten. Der. Versielıer­ islamisehen Reelıt und den modernen aı·abisclıen Zi'Vilreclıtskodiftkationen. Yz. Kilian R. Balz. Karlsnıhe: Versichenmgswirtschaft 1997. S. 244. ISBN: 3-88487-665-1. twıgsvertrag im Pactane sunt servanda? Freiwilligkeit, Zwang und Unverbindlielıkeits­ im islamisehen Vertragsreeht malikitisclıer Sehule. Yz. Rainer Osswald. Frankfurt: P. Lang 1998 Pp 473. ISBN: 3-631-32043-4. erkliirımgen im syrisehen Iüdturraum. Gesehielıte und Gegenwart: und reelıtsvergleiclıende Betraclıtııng. Yz. Katrin Schmauder. Munster: Lit Verlag 1998. S. 188. ISBN- 3-8258-3657-6. Das Darlelıen ReclıtslıistO?iselıe Das islamiselıe ReClıt im Wandel. Riba, Zins und Wııclıer in Vergangenlıeit und Gegenwart. Yz: Riidiger Lohlker. Munster: Waxmann 1999. S. 450. ISBN: 3-89325-684-9. Grıındlagen. des .zinslosen Wirtscluıftens: Eigentıım, Geld, Riba und Unnaeh den Lelıren des Islam. Yz. Ihrahim N. Dalkusu. St. Gallen: Dike-Verlag 1999. S. 242. ISBN: 3-905455-50-1. tenıelımensfornıen 5 . . Muayyen Uygulamalar: Eşya ve Miras Stiftungeıı im muslimisehen Reelıtslebeıı des neu.zeitlielıen A.gypten. Yz. AndreasH.E. Kemke. Frankfurt: P. Lang 1991. S. 181. ISBN: 3-631-43.563-0. IslamiSelıe fromuıe -Stiftııngen und Staat. Der Wandel in den Be.zielıun­ gen .zwiselıen einer religiösen Institution und dem uuırokkanisclıen Staat seit dem 19. Jalırlıunde1t bis 1937. Yz. Franz Kogelmann. Wurzburg: Ergon Verlag 1999. S. 371. ISBN: 3-933563-25-9. im iig)rptisehen E1·breeht. Eine Unteı·suelıııng ıınter Bedes klassichen islamisclıeıı Rechts. Yz. Achim Umstatter. --, Frankfurt: P. Lang 2000. S. 171. ISBN: 3-631-35792-3. Das Testanıent riieksielıtigııng 6. Muayyen Uygulamalar: Ceza Hukuku Das islamisierte Strafreclıt des Sudan. Von seiner Einfülınıng 1983 bis J1di 1992. Yz. Olaf Köndgen. Hamburg: Dentsehes Orient-Institut 1992. S. Almanya'da islam Hukuku Araştırmaları 521 145. ISBN: 3-89173-026-8. Stmjgesetze der Islamisehen Republik Imn. Übersetzııng und EinleiYz. Silvia Tellenbach. Berlin: de Gruyter 1996. S. 190. ISBN: 3-11014884-6. tııng. 7. Muayyen Uygulamalar: Aile Hukuku ve Kadmlarm Konumu Religiöses ·Recht ıınd Intemationales Pıivatrecht dargestellt am Beispiel Agypten. Yz. Bruno Menhofer. Heidelberg: C. Winter 1995. S. 263. ISBN: 38253-0244-X. Republih ıınd Sclıleieı·. · Die mııslimische Fnııı in der modem en Tiirlwi. Yz. Nilüfer Gole. Berlin: Babel Verlag 1995. S. 200. ISBN: 3-928551-18-3. Das Personalstatııt ambisclıer Uindeı·. Problem/elcler, Methoden, Perspehtiven. Yz. Hans-Georg Ebert. Frankfurt: P. Lang 1996. S.187. ISBN: 3631-50011-4. "Reislamisiernng ııncl Fariıilienrecht in Jllgerien. Der Einfluss des nutlihitischen Rechts aıifden "Code Alge1ien de la Famille". Yz. Silvia Kuske. Berlin: K. Schwarz 1996. S. 143. ISBN: 3-87997-257-5. Die Anerhennııng aıısli:indischer Titel in elen arabisclıen Staaten. Yz. Andreas Börner. Heidelberg: Verlag Recht & Wirtschaft 1996. S. 462. ISBN: 3-8005-1165-7. Islamisehes Recht ıınd sozialeı· Wandel in Jllgeıien. Zıır Ent:..vichlııng des Personalstatus seit 1962. Yz. Bettina Dennerlein. Berlin: K. Schwarz 1998. S. 305. ISBN: 3-87997-273-7. Die Stellııng der Fraıı z·wischen Islcım ııncl weltlicher Gesetzgebııng. Yz. Salim Bahnassawi. Iviuİ1ich: Bavaria Verlag 1998. S. 207. ISBN: 3-926575-28- X . 1\sh-Shari'a fi Bab al-Yaman: Recht, Richter ıınclReclıtsprcto"'':is an der J(ammer des Gericlıts Süd-Sanaa (Repııblih Jemen) 1.9831995. Yz. Anna \\Türth. Berlin: Duncker & Humblot 2000. S. 285. ISBN: 3428-09826-9. Ehen .zwischen schweizerischen ııncl muslimisehen Partnern. Korıflihte erkennen und ilınen vorbeugen. Yz. Sami Aldeeb. Lausanne: Institut Suisse de Droit Compare 1998. S. 50. ISBN yok; kitap doğrudan Institut Suisse de Droit Compare'den satın alınabilir. Islamisehes Famüien-ıınd Erbrecht ııncl Ordre Pııblic. Yz. Hans-Georg Pauli. Doktora Tezi: :Münih Universitesi. S. 182. ISBN yok; Kitap Ivlünih Üniversitesi Kütüphanesinde mevcuttur. 8. Muayyen Uygulamalar: İnsan Haklari familienreclıtlichen Die Verfassııngen deı· Mitglieclsltincler eler Liga cleı· ;\mbischen Staaten. Haz. Herbert Baumann and Matthias Ebert. Berlin: Berliıı Verlag 1995. S. 789. ISBN: 3-87061-458-7. 522 Y. Doç. Dr. Murteza BEDiR Islam ııntl Mensehenreehte: Sıınnitisclıe Muslime zwisehen Islamismus, . Stü?-ularismus urul Modemismus. Yz. Lorenz Miiller. Hamburg: Deutsches Orient-Institut 1996. S. 362. ISBN: 3-89173-044-6. ı\tlensehenreehte furt: P. Lanğ in araba-islamisehen Staaten. Yz. Mark Krieger. Frank1998. S. 396. ISBN: 3-631-34450-3. Gottes Staat als Republik Reflexionen zeitgenössiselıer lvfuslime zu Islam, .Menselıenı-eehten und Demokratie. Yz. Gudrun Kriimer. Baden-Baden: Nomos 1999. S. 362. ISBN: 3-7890-6416-5. 9. Muayyen Uygulamalar: Öldürme Etiği~ Cihad ve Kutsal Savaş . Der Heilige Iü-ieg (Jihad) aus der Siclıt de1·1nctlihitisehen Reehtssehıde. Yz. Mathias von Bredow. Stuttğart: F. Steiner 1994. S. 547 (Arapça), 197 (Almanca). ISBN: 3-515-06557-1. Selıreekget>-penst und reale Bedrohung. Der "Heilige Iü-ieg" der Fıında­ mentalisten. Yz. Werner Ende. Coloğne: O. Schmidt 1996. S. 34. ISBN: 3504-65006-0. 10. Muayyen Uygulamalar: Müslüman Topluluklar Die ı-eehtliclıe Stellung deı- Muslime inne1·/uılb des J(olonialreelıtssystem..c; im chemaligen Selıııtzgebiet. Deııtseh-Ostafrilw. Yz. Claudia Lederer. Würzburğ: Ergon 1994. S. 219. ISBN: 3-928034-55-3. In jre1ncler Enle. Zur Gesehielıte und Gegenwart der islamisehen Bestattııng in Deutsehland. Haz. Gerhard HÖpp and Gerdien Jonker. Berlin: Das arahische Buch 1996. S. 159. ISBN: 3-86093-102-4. Dii1j'en Müslime aıif Dauerin einem niclıt-islamiselıen Land leben? Yz. Ludwig Hağemann and Add Theadar Khoury. Würzburğ: Echter Verlağ 1997. S. 132. ISBN: 3-429-01901-X. Familien!?-011flikte zwiselıen Selım-ia und Bti1-gerliehem Reelıt. I\.onfliktlö- sııngsmodell im Vmj'eld der Jııstiz am Beispiel Österreiclıs. Yz. Martina Schmied. Frankfurt: P. Lanğ 1999. S.201. ISBN: 3-631-35203-4. Handbuelı Reelıt und I\.ıdtıır des Işlam,s in der deutselıen Gesellselıaft. Yz. Adel Theadar Khoury, Peter Heine,. and Janbernd Oebbecke. Güttersloh: Chr. Gütterslober Verlağshaus 2000. S. 333. ISBN: 3-579-02663-1. Der Islctm unte1· dem Grundgesetz. .Mıislime in einer eh1-istlich v01-ge.Reehtonlnung. Yz. Stefan Muckel. Coloğne: J.P. Bachern 2000. S. 16. ISBN: 3-7616-1545-0. pı·cigten