sonlu elemanlar yöntemi esaslı modelleme yazılımı

advertisement
A-PDF Watermark DEMO: Purchase from www.A-PDF.com to remove the watermark
T.C.
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ
MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ
SONLU ELEMANLAR YÖNTEMİ ESASLI MODELLEME YAZILIMI
KULLANILARAK BORU EKSTRÜZYONU KALIBININ POLİMER
MALZEME AKIŞI İÇİN TASARLANMASI VE OPTİMİZASYONU
Yöneten: Prof. Dr. H. Rıza GÜVEN
Hazırlayan: Uğurcan ATASOY 1308090057
MAKİNE PROJESİ II
TEMMUZ 2013
ÖNSÖZ
Tez çalışmamda fikirlerinden yararlandığım değerli hocalarım Prof. Dr. H. Rıza GÜVEN’e,
Yard. Doç. Dr. Ata Şenlikçi’ye ve Arş.Gör. Dr. Şule Kapkın’a gösterdiği ilgi ve anlayıştan
dolayı teşekkür ederim.
Tez çalışmasına başlamamı sağlayan ve beni yönlendiren Dr. Mustafa DOĞU’ya ve Sn.
Hüseyin YILDIZ’a, çalışmalarıma destek veren arkadaşlarım Yalçın Topaçoğlu ve Mustafa
Aksar’a teşekkür ederim.
Öğrenim hayatım boyunca maddi, manevi desteklerini esirgemeyen aileme çok teşekkür
ederim.
Uğurcan ATASOY
Temmuz 2013
(Makina Mühendisi)
I
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ ........................................................................................................................................I
İÇİNDEKİLER .......................................................................................................................... II
KISALTMALAR .....................................................................................................................IV
ŞEKİL LİSTESİ ........................................................................................................................ V
SEMBOL LİSTESİ .............................................................................................................. VIII
ÇİZELGE LİSTESİ ..................................................................................................................XI
ÖZET ...................................................................................................................................... XII
BÖLÜM I ................................................................................................................................... 1
GİRİŞ .......................................................................................................................................... 1
1.1.Projenin Amacı ................................................................................................................. 2
1.2.Polimer Ekstrüzyonu ........................................................................................................ 3
1.2.1.Ekstrüder vidası ......................................................................................................... 4
1.2.2.Kalıp ve kalibre ......................................................................................................... 4
1.2.3.Ekstrüzyonda karşılaşılan problemler ....................................................................... 7
BÖLÜM II ................................................................................................................................ 11
POLİMERLER ..................................................................................................................... 11
2.1.Polimerlerin Özellikleri .................................................................................................. 12
2.2.Polimerlerin Sınıflandırılması ........................................................................................ 13
2.3.Polimerlerin Reolojik Özellikleri ................................................................................... 15
2.3.1.Reoloji ..................................................................................................................... 15
2.3.2.Kayma viskozitesi ................................................................................................... 17
2.3.3.Kayma şekil değiştirme hızına bağlı viskozite modelleri ........................................ 20
2.3.4.Sıcaklık ve basıncın viskoziteye etkisi .................................................................... 22
2.4. Termodinamik Özellikler .............................................................................................. 28
2.4.1. Yoğunluk ................................................................................................................ 29
2.4.2. Isı İletim Katsayısı .................................................................................................. 29
2.4.3. Özgül Isı Kapasitesi ................................................................................................ 30
2.4.4. Isı Yayılım Katsayısı .............................................................................................. 30
BÖLÜM III ............................................................................................................................... 32
KORUNUM DENKLEMLERİ ................................................................................................ 32
II
3.1. Süreklilik denklemi ...................................................................................................... 32
3.2. Hareket Denklemleri .................................................................................................... 33
3.3. Enerji Denklemi ............................................................................................................ 34
BÖLÜM IV .............................................................................................................................. 36
KALIP TASARIMI .................................................................................................................. 36
4.1.Ekstrüzyon Kalıbı Optimizasyon Kriterleri .................................................................... 39
4.1.1.Reolojik kriterler ..................................................................................................... 39
4.1.2.Termodinamik kriterler: .......................................................................................... 40
4.1.3.Operasyonel mühendislik kriterleri: ........................................................................ 40
4.1.4.İmalat kriterleri: ....................................................................................................... 40
4.2.Ölçülerin Belirlenmesi.................................................................................................... 40
4.3.Eriyik Ön-Dağıtıcıları ..................................................................................................... 43
4.4.Spiral Haddeli ve Radyal Spiralli Kalıplar ..................................................................... 45
4.5.Simülasyonlar ................................................................................................................. 47
BÖLÜM V ................................................................................................................................ 63
SONUÇLAR VE ÖNERİLER ................................................................................................. 63
KAYNAKLAR ......................................................................................................................... 64
III
KISALTMALAR
PE
Polietilen
HDPE
Yüksek yoğunluklu polietilen
LDPE
Düşük yoğunluklu polietilen
LLDPE
Lineer düşük yoğunluklu polietilen
PP
Polipropilen
PVC
Polivinilklorür
PMMA
Polimetil metakrilat
CAB
Selüloz asetat butirat
PS
Polistiren
IV
ŞEKİL LİSTESİ
Sayfa
Şekil 1.1: Profil üretimi için ekstrüzyon hattı [1]
3
Şekil 1.2: Ekstrüder vidası [3]
4
Şekil 1.3: Boru kalıbı ( 1.Mandrel, 2.Hava deliği, 3.Örümcek ayağı, 4.Merkezleme
5
Civatası, 5. Kalıp Halkası, 6. Gevşeme Bölgesi ) [4]
Şekil 1.4: Mandreli desteklemek için örümcek ayak çeşitleri [4]
6
Şekil 1.5: (a) film (b) kablo kaplamada kullanılan ekstrüzyon kalıbı [4]
6
Şekil 1.6: Kalıp ve kalibrenin kısımları [1]
7
Şekil 1.7: Akışın dengelenmemiş olduğu kalıptan çıkan malzeme ve kesitteki
hız dağılımı [1]
8
Şekil 1.8: Kesit çıkışında şişme (a)düşük hızlarda, (b)yüksek hızlarda [7]
9
Şekil 1.9: Akış boyunca polimer molekül zincir yapısının değişimi [7]
9
Şekil 1.10: Gerilme-şekil değiştirme hızı eğrisindeki kararsızlıklar [4]
10
Şekil 1.11: LLDPE (linear low density polyethylene) 160 0C’ de yüzey bozulmasının
mikroskop ile yakından görünüşü [3]
10
Şekil 2.1: Poliamid sentezi
11
Şekil 2.2: Polietilen sentezi
12
Şekil 2.3: Polimerlerin sınıflandırılması
13
Şekil 2.4: Plastik moleküllerinin dizilişi [1]
15
Şekil 2.5: Sonsuz küçük akışkan hacim elemanında viskoz gerilmeler
16
Şekil 2.6:Birim hacim elemanı küpün maruz kaldığı deformasyon tipleri [6]
17
Şekil 2.7: Açısal deformasyon [10]
18
Şekil 2.8: Polimer Eriyikler İçin Viskozite Değişimi. [11]
19
Şekil 2.9: Farklı akışkanlara ait gerilme-şekil değiştirme hızı eğrileri [10]
19
Şekil 2.10: Kuvvet yasası modeli [1]
21
Şekil 2.11: Bird - Carreau modeli [4]
22
Şekil 2.12: LDPE’ nin farklı sıcaklıklarda viskozite eğrileri [6]
23
Şekil 2.13: Sıcaklık ve basıncın PMMA polimerinin viskozitesine etkisi [4]
23
V
Şekil 2.14: CAB için farklı sıcaklıklardaki viskozite eğrileri [4]
25
Şekil 2.15: Herhangi bir viskozite fonksiyonu için zaman – sıcaklık süperpozisyon
prensibi[4]
25
Şekil 2.16: Bazı polimerler için aT değerleri [4]
27
Şekil 2.17: Basıncın Tg üzerine etkisi [4]
28
Şekil 2.18:Çeşitli polimerlerin sıcaklığa bağlı özgül ısı kapasitesi değişimleri [4]
31
Şekil 2.19:Çeşitli polimerlerin sıcaklığa bağlı ısı yayılım katsayıları [4]
31
Şekil 4.1:Dairesel kesitli ekstrüzyon kalıp çesitleri [5]
51
Şekil 4.2:Radyal spiral (a) ve spiral haddeli (b) kafa tasarımları [13,14]
53
Şekil 4.3: Spiral haddeli manifoldun hesaplanması için network-ağ modeli [15,16,17]
58
Şekil 4.4: Kafa boşluğunda basınç düşüş optimizasyonu [15]
58
Şekil 4.5: Geleneksel çözüm: n delik , n spiral [15]
59
Şekil 4.6: Ön dallanmalı spiral hadde (1/2 – 2/4) ve askı-dağıtıcı (4/n)m besleme deliği
+ askı dağıtıcılar , n spiral [15]
60
Şekil 4.7: Boru ekstrüzyon kafasının kesit görünümü
62
Şekil 4.8: Modelin Akış hacmi
63
Şekil 4.9: Ekstrüzyon kafasından geçen akış hacminin simetri ekseninden ayrıldıktan
sonraki görünümü
64
Şekil 4.10: Sweep atılabilir bölgelerin gösterimi
65
Şekil 4.11: Geometrideki bazı bölgelerin mesh yapısı
65
Şekil 4.12: Sayısal hesaplamalarda kullanılan geometri ve çözüm ağı yapısı
66
Şekil 4.13: Mesh sayısını ifade eden değerler
66
Şekil 4.14: Giriş ve çıkış yüzeylerindeki named selection ifadeleri
67
Şekil 4.15: Simetri yüzeylerinin ifadesi
67
Şekil 4.16: Kullanılacak birim sisteminin özellikleri
70
Şekil 4.17: Bird-careau modelinde akışkana ait fac değeri
71
Şekil 4.18: Bird-careau modelinde akışkana ait tnat değeri
71
Şekil 4.19: Bird-careau modelinde akışkana ait facinf değeri
72
Şekil 4.20: Giriş kısma ait hacimsel debi verileri
73
Şekil 4.21: Solution işlemi
73
Şekil 4.22: Çıkış hızının vektörel gösterimi
74
Şekil 4.23: Giriş kısmındaki hız dağılımı
74
VI
Şekil 4.24: Bazı kesitlerdeki hız dağılımları
75
Şekil 4.25: Aşağıdan yukarıya n=0,30,55,85,95,110,118 mm kesitlerindeki hız
dağılımları
Şekil 4.26: Optimize edilmiş basınç dağılımı
76
77
VII
SEMBOL LİSTESİ
A
Alan
Aprofil
Hedef profilin kesit alanı
a
İvme
a
Carreau - Yasuda Modeli sabiti
aT
Kaydırma katsayısı
cp
Sabit basınçta özgül ısı kapasitesi
cv
Sabit hacimde özgül ısı kapasitesi
C1, C2
WLF Denklemi sabitleri
E0
Akış aktivasyon enerjisi
F
Kuvvet
G
Gevşeme modülü
g
Yer çekimi ivmesi
H
Dikdörtgen kesitli kanalın yüksekliği
I
Birim tensör
K
Orantı sabiti
k
Isı iletim katsayısı
L
Silindirik deliğin uzunluğu
l
Uzunluk
m
Kuvvet Yasası Modeli kıvam faktörü
m
Cross Viskozite Modeli indeksi (m = 1 - n)
m
Kütlesel debi
n
Kuvvet Yasası Modeli indeksi
n
Ekstrüder vidasının devir sayısı
qx
x doğrultusunda ısı akısı
λ
Doğal zaman
ξ
Camsı geçiş sıcaklığının basınç ile artım katsayısı
δ
İç-dış hadde arasındaki boşluk
β
Slit artım açısı
R
Evrensel gaz sabiti
VIII
T
Sıcaklık
Tg
Camsı geçiş sıcaklığı
Tkafa
Ekstrüder kafasının sıcaklığı
Tm
Erime sıcaklığı
TR
Referans sıcaklık
TS
Standart sıcaklık
T0
Referans sıcaklık
Tij
Toplam gerilme tensörü
t
Zaman
V
Bileşke hız
V
Kesitteki ortalama hız
vn
Normal hız bileşeni
vr
Hız vektörünün radyal doğrultudaki bileşeni
vt
Normal hız bileşeni
vx
Hız vektörünün x doğrultusundaki bileşeni
vy
Hız vektörünün y doğrultusundaki bileşeni
vz
Hız vektörünün z doğrultusundaki bileşeni
vz_maks.
z doğrultusundaki en yüksek hız
v
z doğrultusundaki ortalama hız
vθ
Hız vektörünün dönel bileşeni
W
Dikdörtgen kesitli kanalın genişliği
x, y, z
Kartezyen koordinatlar
IX
ΔP
Delik boyunca meydana gelen basınç düşüşü
Δt
Zaman adımı
Φ
Birim hacim başına viskoz ısı üretimi
γ
Şekil değiştirme miktarı
γ
Kayma şekil değiştirme hızı
γa
Görünen kayma şekil değiştirme hızı
γij
Şekil değiştirme hızı tensörü
γ
Kritik kayma şekil değiştirme hızı
∈
Uzama şekil değiştirme hızı
μ
Newton tipi akışkanlar için kullanılan dinamik viskozite
η
Sanki-plastik akışkanlar için kullanılan kayma viskozitesi
η0
Sıfır kayma viskozitesi
η∞
Sonsuz kayma viskozitesi
η
Uzama viskozitesi
τij
Viskoz gerilme tensörü
τ
Kayma gerilmesi
σ
Normal gerilme
ρ
Yoğunluk
α
Viskozite için sıcaklık katsayısı
α
Isıl genleşme katsayısı
α
Isıl yayılım katsayısı
λ
Doğal zaman
X
ÇİZELGE LİSTESİ
Sayfa
Çizelge 2.1:
değerleri [10]
39
Çizelge 2.2: Bazı polimerler için Tg değerleri [4]
40
Çizelge 3.1: Bazı akışkanların yaklaşık viskozite değerleri (Barnes ve diğ., 1989)
prensibi[4]
48
Çizelge 4.1: Kalıp tiplerinin karşılaştırılması [15]
60
Çizelge 4.2: Bird-Carreau modelinin
alındığında HDPE için viskozite
67
model parametreleri[3]
XI
SONLU ELEMANLAR YÖNTEMİ ESASLI MODELLEME
YAZILIMI KULLANILARAK BORU EKSTRÜZYONU
KALIBININ POLİMER MALZEME AKIŞI İÇİN
TASARLANMASI VE OPTİMİZASYONU
ÖZET
Ekstrüzyon kalıpları boru ve film şişirme üretim süreçlerinde yaygın olarak kullanılmaktadır.
Profil ekstrüzyonunda, kalıp çıkış kesitinde akışın dengelenmesi ve kalıptan çıkan
malzemenin şişmesi olmak üzere karşılaşılan iki temel problem vardır. Bu tip kalıplar genel
olarak işlevsel olsa da, konvansiyonel yöntemlerle yapılan tasarım ve imalat süreçleri en
uygun tasarımdan büyük sapmalara yol açabilmekte ve tasarımlarındaki olası hatalar telafi
edilemeyen maliyetlere sebep olabilmektedir.
Bu çalışmada, reolojik davranışı tespit edilen bir yüksek yoğunluklu polietilen eriyiğinin
ekstrüzyon kalıbı içindeki akışı, üç boyutlu sonlu elemanlar yöntemiyle çalışan ticari bir
yazılım kullanılarak (POLYFLOW) analiz edilmiş ve kalıp geometrisinde yapılan
düzenlemelerle en uygun kalıp tasarımı elde edilmiştir. Bu en uygun tasarıma bağlı kalınarak
imal edilen kalıptaki dağılımın analiz sonuçlarına uyumu görülmüş ve bir tasarım yöntemi
geliştirilmiştir.
İmalatı düşünülen bir profil için sayısal simülasyonlar yardımıyla dengeli malzeme çıkışı
sağlayacak bir kalıp geometrisi önerilmiştir. Bu yöntem, kalıp girişinde kesitin ayırma
yüzeyleri yardımıyla yaklaşık olarak homojen kesite sahip daha küçük parçalara bölünmesine
dayanmaktadır. Sayısal simülasyonlarda farklı parçalarda akan eriyiğin kalıp çıkışına az bir
mesafe kala bir araya gelmesi sağlanmıştır. Böylece polimer eriyik akışında çapraz akış
önlenmektedir. Bu yöntem kullanılarak kalıp çıkış kesitinde nümerik olarak hemen hemen
üniform hız dağılımı elde edilmiştir.
XII
BÖLÜM I
GİRİŞ
‘’Bir polimer olan plastiklerin kullanımı günümüzde oldukça yaygındır. Hafif olmaları, kolay
işlenebilir olmaları, demir ve türevlerine göre işleme sıcaklıklarının düşük olması, esnek aynı
zamanda çok yüksek sıcaklıklara çıkılmadığı takdirde dayanıklı olmaları üretimde geniş çapta
kullanılmalarını sağlamıştır. Ev aletleri, boru, ince film, profil pencere, tıpta kullanılan
ekipmanlar gibi sayısı arttırılabilecek çok çeşitli ürünler plastiklerden üretilebilmektedir.
Bunun yanında iplik üretiminde kullanıldığından giyim sanayiinde de yine polimerler
kullanılmaktadır.’’[1]
Çeşitli plastik işleme yöntemleri vardır. Bunlardan bazıları enjeksiyonla kalıplama,
ekstrüzyon, şişirmeyle kalıplamadır.
Polimer ekstrüzyonunda üretim süreklidir. Kalıptan devamlı malzeme çıkışı olur. Kalıp ürüne
şekil veren kısımdır. Bu tez kapsamında boru üretiminde kullanılan ekstrüzyon kalıbının
tasarımı incelenecektir.
Ekstrüzyon yöntemiyle boru, levha, kablo, pencere gibi ürünler üretilmektedir. Bunlardan
üretimi en yaygın olan borudur. Üretim esnasında ekstrüzyonda karşılaşılan bazı problemler
vardır. En önemli ikisi, kalıp çıkış kesitinde hız dağılımının üniform olmaması ve çıkan
malzemenin şişmesi problemleridir. Boru, simetrik olduğundan ve et kalınlığı sabit
kaldığından bu tür problemlerle karşılaşılmaz. Kalıp çıkışında şişme olayı yine meydana gelir,
ancak geometride şekil bozukluğu oluşmaz.
Şişme olayının nedeni polimerin elastik özellikleridir. Polimer moleküllerinin zincirli yapıları
polimerin katı gibi elastik özellik göstermesine neden olmaktadır.
‘’Polimerlerin reolojik özellikleri hava, su gibi Newton tipi akışkanlara nazaran karmaşıktır.
Newton tipi akışlarda viskozite sıcaklığa ve basınca bağlı iken, polimer akışkanlarda sıcaklık,
basınç,
şekil değiştirme hızı ve zaman gibi parametrelere bağlıdır. Ayrıca Newton tipi
1
akışkanlar için geçerli olan cidarda kaymama sınır şartı polimer malzemeler için her zaman
geçerli değildir. Bu sebeplerden ötürü polimer malzemelerle çalışmak Newton tipi akışlara
göre zordur.’’[1] Reolojik özellikleri etkileyen parametrelerin çok olmasından ötürü akışkan
özelliklerini tanımlayan birçok model geliştirilmiştir. Literatürden (Michaeli, 2003), (Bird,
1987), (Tadmor, Gogos, 2006) polimer cinsi ve akış tipine uygun bir model seçilerek
kullanılabilir.
Bu proje çalışmasına konu olan boru ekstrüzyon kalıbı tasarımında hedef, ürünün istenen
çıkış hızında ve geometride imalini sağlamaktır. Bunun için kalıp içerisindeki akışa hakim
olmak gerekir. Reolojik özelliklerin tespiti burada en önemli noktadır, buna karşılık
termodinamik özellikler, yukarıda sayılan etmenlerden örneğin katkı maddelerinden çok
etkilenmemektedir. Bundan sonraki adım süreklilik, momentum ve enerji denklemlerinin
çözümü olacaktır. Eğer problem el veriyorsa bir dizi kabul yapılarak (mesela izotermal akış)
analitik çözümlerden faydalanılabilir. Analitik ifadelerle hızlı bir şekilde hesap yapılabilir,
ancak bu bize yön gösterici bir çözüm verir. Böylece tasarıma başlangıçta fikir sahibi
olunabilir Bu çalışmada, reolojik davranışı tespit edilen bir yüksek yoğunluklu polietilen
eriyiğinin ekstrüzyon kalıbı içindeki akışı, üç boyutlu sonlu elemanlar yöntemiyle çalışan
ticari bir yazılım kullanılarak (POLYFLOW) analiz edilmiş ve kalıp geometrisinde yapılan
düzenlemelerle en uygun kalıp tasarımı elde edilecektir. Bu programlar gerçeğe çok yakın
sonuç verebilmektedirler. Böylece masraflı ve zaman alıcı olan denemelerin sayısı azaltılmış
olmaktadır. Bunun yanında sayısal deney diyebileceğimiz sayısal çözümlemelerle değişik
parametrelerin kalıp tasarımına etkileri incelenebilmektedir.
1.1.Projenin Amacı
Bu proje kapsamında boru üretimi için radyal spiral kanallı tek katmanlı ekstrüzyon kalıbı
tasarımı yapılmıştır. Tasarımı yapabilmek için kalıp içi akışa hakim olunması gerekmektedir.
Kalıbın içi gibi karmaşık bir geometride korumun ve momentum denklemlerinin analitik
çözümü olmadığından Rauwendaal [2] ‘ın çalışmasındaki elektrik şebekesi benzeşimi metodu
örnek alınarak akış hacmi küçük hacimlere bölünerek analitik olarak çözülmüştür. Daha sonra
SAD programı kullanılarak elektrik şebekesi benzeşimi metodu ile kıyaslama yapılmıştır.
Elektrik şebekesi yöntemi, deneme yanılma yöntemi ile nihai tasarıma karar verme sürecinde
2
SAD analizlerinde sarfedilen zamanın tasarrufu açısından önemli avantaja sahiptir.
Ekstrüzyon kalıbı tasarım aşamasında iki ana problem ile karşılaşılmaktadır. Bunlar kalıp
çıkısında hız dağılımının dengelenememesi ve kalıp çıkısında polimer malzemenin
şişmesinden kaynaklanan geometri bozukluklarıdır. Boru üretiminde de şişme olacak fakat
üretilen profil eksenel simetrik olduğundan geometrik bozulmaya yol açmayacaktır. Bu
yüzden tasarım esnasında çıkışta hız profilin dengelenmesi, çarpılmanın olmaması üzerine
yoğunlaşılmıştır. Aynı zamanda kalıp boyunca basınç düşüşü, minimum ve maksimum şekil
değiştirme hızı ve maksimum kayma gerilmesinin belirlenen sınırlar içinde kalmasına özen
gösterilmiştir
1.2.Polimer Ekstrüzyonu
Ekstrüzyon enjeksiyondan farklı olarak sürekli bir üretim yöntemidir. Enjeksiyon yönteminde
üretim sürekli değildir, vidalı ekstrüder enjeksiyon kalıbını doldurana kadar çalışmakta,
sonraki aşamada ürünün kalıptan alınması için bekleme konumuna geçmektedir.
Ekstrüzyonda film, boru, profil, levha üretimi ile kablo kaplama gibi çok çeşitli işlemler
yapılabilmektedir. Şekil 1.1 ’de bu çalışmanın da konusu olan boru üretimi için bir ekstrüzyon
hattı ve üniteleri görülmektedir.
Şekil 1.1: Profil üretimi için ekstrüzyon hattı [1]
Genel olarak bir ekstrüzyon hattı şekilde görüldüğü gibi ekstrüderden önce bir besleme
ünitesi, ekstrüder, kalıp, kalibre, soğutma ünitesi, çekici, kesici ve depolama ünitesinden
oluşur.
3
Ekstrüder kalıba gönderilecek malzemeleri istenilen basınç ve sıcaklıkta kalıba pompalar.
Kalıpta üretilmek istenen geometrinin şekli verilir. Kalıp çıkısında kalibreye giden
malzemeye hem son şekli verilir hem de bir miktar soğutulur. Daha sonra malzemenin
istenilen sıcaklığa düşmesini sağlayan soğutma bölgesine geçilir. Bir sonraki kısım olan
çekicinin hızı ile istenirse oynama yapılarak malzemenin boyutları değiştirilebilir. Son olarak
ürün istenilen uzunluklarda kesilerek depolanır.
1.2.1.Ekstrüder vidası
Şekil 1.2: Ekstrüder vidası [3]
Şekil 1.2 ‘de görüldüğü gibi ekstrüzyon vidası 3 ana kısımdan oluşmaktadır. Giriş kanalından
giren granüller erime başlamadan önce bir miktar karıştırılarak ilerler ve erime bölgesinde
eriyik hale geçer. Bu aşamada ekstrüzyon vidası içindeki boşluk H1‘ den H2’ ye düşürülerek
eriyik sıkıştırılır ve kalıba doğru pompalanır. Son kısımdaki delikli kalıp ile de vida
içerisindeki eriyik basıncı arttırılarak malzemenin iyice kaynaşması sağlanır[3].
1.2.2.Kalıp ve kalibre
Kalıp, çıkış kesiti vasıtası ile malzemeye şeklini veren kısımdır. Kalıp malzemeye son şeklini
veremez çünkü kalıp çıkısında şişme olur. Kalıp çıkısında sıcak olan eriyik soğuduğu süreye
4
kadar şekil değişimine maruz kalır. Kalıp içerisinde malzeme mümkün olduğu kadar az
tutulmalı ve kalıp içerisinde ölü noktalar olmamasına özen gösterilmelidir. Ölü noktalar
oluşmasını engellemek için keskin köşelerden kaçınılır. Bunun yerine bu kısımlar yuvarlatılır.
Her iki durumda da malzemenin içeride yüksek sıcaklığa uzun süre maruz kalmasından dolayı
yapısında bozulmalar gözükecektir. Kalıp dizaynında tüm bu etkenler göz önüne alınmalıdır.
Aşağıda boru, film ve kablo üretimi için kalıp şekilleri verilmiştir.
Şekil 1.3 ‘daki merkezleme cıvatası boru et kalınlığının ayarlanması için kullanılır. Buna
pratikte sente ayarı denir. Yine aynı şekilde mandreli destekleyen örümcek ayakları Şekil
1.4‘de daha net görülmektedir.
Şekil 1.3: Boru kalıbı ( 1.Mandrel, 2.Hava deliği, 3.Örümcek ayağı, 4.MerkezlemeCivatası, 5.
Kalıp Halkası, 6. Gevşeme Bölgesi ) [4]
5
Şekil 1.4: Mandreli desteklemek için örümcek ayak çeşitleri [4]
Üretim hızı kalıp dizaynı ile ekstrüder vidasının yanı sıra kalibreye de bağlıdır.
Polimereriyiğin ısı iletimi düşük olduğu için kalibrenin ve diğer soğutma sistemlerinin
soğutma kapasitesi de önemlidir. Kalibrenin soğutma sisteminin kapasitesindeki artım üretim
hızının da artırılabilmesine olanak sağlayacaktır[4].
Şekil 1.5: (a) film (b) kablo kaplamada kullanılan ekstrüzyon kalıbı [4]
‘’Kalibre (ölçülendirme kalıbı) kalıptan eriyik halde gelen malzemeyi soğutarak sıcaklığını
erime noktasının altına kadar düşürür ve katılaştırır. Bunun yanı sıra yarı bitmiş ürünün
şekilsel rijitliğini de dıştan vakumlama, içten vakumlama, sürtünmeyle vakumlama vb. gibi
6
yöntemlerle sağlar. Uzun kalibreler ürünün ölçülerindeki küçülmeden dolayı konik
yapılırlar.’’[1]
Şekil 1.6: Kalıp ve kalibrenin kısımları [1]
Üretim hızı kalıp dizaynı ile ekstrüder vidasının yanı sıra kalibreye de bağlıdır. Polimer
eriyiğin ısı iletimi düşük olduğu için kalibrenin ve diğer soğutma sistemlerinin soğutma
kapasitesi de önemlidir. Kalibrenin soğutma sisteminin kapasitesindeki artım üretim hızının
da artırılabilmesine olanak sağlayacaktır[4].
1.2.3.Ekstrüzyonda karşılaşılan problemler
• Kalıp dizaynında keskin köselerin yuvarlatılmaması durumunda durma noktalarının ve ölü
bölgelerin oluşması ve malzemede bozulmaya yol açması
•Plastik eriyikte ani kesit değişimleri sonucu aşırı elastik deformasyonların oluşması
• Eriyiğin kalıptan geçme süresi uzun olması durumunda eriyiğin uzun süre sıcaklığa maruz
kalıp degredasyona uğraması (bozulması)
• Akışın kalıp çıkısında dengelenememesi
7
• Şişme problemleri ve kalıptan düzensiz çıkış (melt fracture) [5]
1.2.3.1.Kalıp çıkışında hızın dengelenmesi
Kalıp çıkısında geometrinin düzgün olması için çıkış kesiti boyunca hız değerlerinin aynı
olması veya sapmanın çok az olması istenmektedir. Buna akış dengelenmesi adı erilmektedir.
Şekil 1.7’ da akış dengelenmesinin olmadığı durumlarda kalıp çıkısındaki bozulma
görülmektedir.
Şekil 1.7: Akışın dengelenmemiş olduğu kalıptan çıkan malzeme ve kesitteki hız dağılımı [1]
Boru ekstrüzyonunda ise akışın dengelenmesi problemi yoktur. Çünkü boru simetriktir ve
kesiti değişmez, sabittir. Problem pencere profilleri gibi simetrik olmayan geometrilerde
ortaya çıkmaktadır.
1.2.3.2.Şişme
Polimer eriyikler kalıp çıkısında belli miktarlarda şişerler; yani malzeme, kalıp çıkış
kesitinden farklı bir profile sahip olarak çıkar. Dairesel kesitli olan boru gibi ürünlerde ise
çapta büyüme olur. Dairesel kesitli ürünlerde sadece 1 boyutta genleşme olacağından profil
üretimine göre hesaplanması daha kolaydır[1].
8
Şekil 1.8: Kesit çıkısında şişme (a)düşük hızlarda, (b)yüksek hızlarda [7]
Şişme olayına büyük oranda polimerin elastik özelliği sebep olmaktadır. Kalıp içerisinde akan
eriyik dar bir kesitten geçerken moleküller çekme gerilmesine maruz kalırlar. Kalıp çıkısında
bu gerilmeler ortadan kalktığından birikmiş elastik enerjiden ötürü malzeme eski karmaşık
yapısına dönerek çıkışta şişmeye neden olmaktadır. Bu aşamalar Şekil 1.9’ de görülmektedir.
Şekil 1.9: Akış boyunca polimer molekül zincir yapısının değişimi [7]
9
1.2.3.3.Kalıp çıkısında düzensiz eriyik akısı (Melt fracture)
Akış davranışlarının öğrenilmesi için yapılan deneylerde özellikle HDPE için Q hacimsel
debisi, belli bir değeri geçtikten sonra
kayma gerilmesinde süreksiz değişimler olduğu
görülmüştür veya sabit basınçta kayma gerilmesi belli bir değeri geçtikten sonra debide
değişmeler olduğu görülmüştür. Şekil 1.9’ da görüldüğü üzere iki durumda da
(Kayma
gerilmesi – Şekil Değiştirme Hızı) eğrisinde süreksizlikler oluşur. Polimerin molekülsel
yapısından dolayı kayma gerilmesi belli bir değeri astıktan sonra moleküllerin zincirli yapısı
tekrar toparlanmaya adapte olamamakta ve yüzey bozulmasına yol açmaktadır.‘’ [1, 3]
Şekil 1.10: Gerilme-şekil değiştirme hızı eğrisindeki kararsızlıklar [4]
Şekil 1.11: LLDPE (linear low density polyethylene) 1600 C’ de yüzey bozulmasının
mikroskop ile yakından görünüşü [3]
10
BÖLÜM II
POLİMERLER
Polimerler son çeyrek yüzyılda günlük yaşamımızda ve endüstrinin hemen her dalında
karşımıza çıkmaktadırlar. Çelikten ve diğer konvansiyonel maddelerden yapıları ve kullanım
alanları bakımından farklılaşırlar. Polimer kullanımının ana amacı mümkün olduğunca hafif,
ekonomik ve dayanıklı ürünler üretmektir. Tüm bu özelliklerin bir maddede görülebilmesi
çok ender bir durumdur. Bu sebeple polimerlere çeşitli özellikler ekleyebilmek için katkı
maddeleri kullanılmaktadır.
‘’Çeşitli mineral dolgular plastiklerin çeşitli özellikleri artırmak için endüstride geniş çapta
kullanılır. Genellikle üretim maliyetini düşürmek için kullanılmaktadır. Üründeki geliştirme
eklenen dolgu maddesinin partikül şekli, büyüklüğü ve polimer matris ve dolgu arasında
yüzey etkileşimi gibi faktörlere bağlıdır. Mineral katkılar arasında en çok kullanılanlar
arasında
kalsit
gelmektedir.
Kalsit
şekil
itibari
ile
izotropik
partiküller
olarak
adlandırılmaktadır. Polipropilen (PP) otomotiv, elektronik ve tesisat uygulamalarında sıkça
karşımıza çıkmaktadır. Fakat yüksek çekme oranı ve oda sıcaklığında düşük darbe dayanımı
gibi sebeplerden ötürü kullanım alanları sınırlıdır. Bunu asmak için PP dolgu maddesi olarak
kalsiyum karbonat kullanılmaktadır.’’[8]
‘’Polimerler düşük molekül ağırlığına sahip bileşenlerden sentezlenen yüksek molekül
ağırlığına sahip maddelerdir. Bu işlem polimerizasyon olarak adlandırılır. Polimer biliminin
gelişmesi sırasında bilimsel olarak tercih edilen iki tip sınıflama sistemi oluşmuştur. Birinci
tip sınıflandırmada polimerlerin yapısına göre ayrım kullanılır ve buna göre polimerleri
yoğuşma (condensation) ve katılma (addition) polimerleri olarak iki gruba ayırır.’’[9]
Şekil 2.1: Poliamid sentezi
11
‘’Katılma polimerleri, monomerleri reaksiyona girdiğinde küçük bir molekül oluşturmayan
polimerlerdir.
Yoğunlaşma
polimerlerine
benzemeksizin,
katılma
polimerizasyonu
reaksiyonunda monomeriyle aynı molekül formülüne sahip polimerler elde edilir. Katılma
polimerizasyonuna giren başlıca monomerler karbon karbon çift bağına sahiptirler. Bu tip
monomerlere vinil monomer adı da verilir.
Örnek olarak Şekil 2.2’ deki polietilen sentezi gösterilebilir.’’[9]
Şekil 2.2: Polietilen sentezi
2.1.Polimerlerin Özellikleri
‘’Plastikler çok çeşitlidirler ve özellikleri çok geniş bir aralıkta değişebilmektedir.
Aşağıda plastiklere ait genel özellikler verilmiştir:
-Yoğunlukları düşüktür,
-Kolay şekil verilebilir ve islenebilirler,
-Katkı maddeleri ile özellikleri değiştirilebilir,
-Isı ve elektrik iletkenlikleri düşüktür,
-Saydamdırlar,
-Korozyona ve kimyasal maddelere karsı dayanıklıdırlar,
-Yeniden işlenebilirler.
İşleme sıcaklıkları düşük (genellikle 120 ile 320 °C arasında değişir) olduğundan üretim için
harcanan enerji metal malzeme ile üretime göre daha azdır. Ayrıca büyük miktarlarda üretime
müsaittirler ve son işleme gerek kalmadan karmaşık parçalar üretilebilir.’’[1]
Katkı maddeleriyle plastik malzemelerin özellikleri değiştirilebilir. Bu katkı maddeleri:
-Ekonomik nedenlerle ilave edilen kalsit, mineral ve talaş vb. dolgu maddeleri,
12
-Plastik malzemelerin mekanik özelliklerini (çekme mukavemeti ve elastik modülü gibi)
değiştiren dolgu maddeleri,
-Malzemeleri boyamak için renk pigmentleri,
-Çalışma özellikleri ile mekanik özellikleri değiştirmek için katılan yumuşatıcılar,
-Plastiklerin bozunmalarını önlemek için katılan stabilizatörlerdir.
‘’Isı iletim katsayıları çok düşüktür. Bu sebeple yalıtım malzemesi olarak kullanılabilirler.
Fakat bu özelliği kalıp çıkısında geç soğumaya yol açtığından aynı zamanda bir
dezavantajıdır. Elektrik iletkenliklerinin çok düşük olmasından ötürü kabloları kaplamada
kullanılır. Ayrıca korozyondan metaller kadar etkilenmezler.’’[1]
2.2.Polimerlerin Sınıflandırılması
Şekil 2.3: Polimerlerin sınıflandırılması
‘’Termoset polimerler en basit tanımıyla, kritik bir sıcaklığın üzerinde kalıcı olarak sertleşen
ve tekrar ısıtıldığında yumuşamayan polimerlerdir. Termoset kelimesinin kökenine
baktığımızda, bu polimerler termoset adını, ısıl işlem altında kalıplandıkları (polimerize
oldukları) için (termo) ve verilen şekil bir daha bozulamayacağı için (set), almışlardır.
Termoset reçinesini çapraz-bağlantı ajanıyla (sertleştirici olarak bilinen hardener ile)
karıştırdığımız zaman başlayan polimerizasyon reaksiyonu sırasında moleküller arasında sık
kovalent çapraz bağlar kurulur. Bu çapraz bağların yarattığı molekül ağı basta eriyebilen ve
çözünebilen bir madde olan reçineyi, polimerizasyon sonunda erimeyen ve çözünmeyen bir
polimer haline getirir. Bu maddeler boyutsal bir kararlılığa sahiptir ve darbe dirençleri
yüksektir.’’ [9]
13
‘’Genel olarak plastik adıyla da anılan termoplastikler, ısıtıldığı zaman eriyebilen ve yeniden
şekillendirilebilen polimerlerdir. Bir kere eritildikten sonra enjeksiyon kalıplama ve
ekstrüzyon gibi yaygın kullanılan tekniklerle hemen hemen her türlü şekilde kalıplanabilirler.
Üretimde ya da kalıplama esnasında eriyik halden soğutulan termoplastik polimerler
kolaylıkla kristal yapıyı kuramazlar. Çünkü polimer zincirinin çokça kıvrılan ve büzülen
yapısını, düzenli bir yapıya sokup, polimerin kristal oluşturması için yüksek enerjiye ihtiyaç
vardır. Termoplastikleri oluşturan kristalleşebilen zincirler ise tam anlamıyla mükemmel bir
kristal yapı kuramaz. Bunun yerine hem amorf hem de kristal yapıyı barındıran yarı-kristaller
oluştururlar. Yarı-kristalin içindeki amorf yapı elastikiyet sağlarken, kristal yapı da
mukavemeti ve bükülmezliği sağlar.’’[9]
‘’Çekme kuvveti altında çok yüksek oranda uzama gösteren ve kuvvet kaldırıldığında anında
ilk uzunluğuna dönen, çapraz bağlanmış kauçuğumsu polimerlere, elastomer adı verilir.
Elastomer adıyla olarak anılan bu polimer, gösterdiği yüksek elastikiyet sayesinde bu ismi
almıştır. Elastomerlerin en önemli bu özelliği, tamamen molekül yapılarının içerdiği düşük
çapraz-bağ yoğunluğuna sahip ağsı yapıdan kaynaklanmaktadır. En sık kullanılan ve bilinen
elastomerler poliizopiren (ya da doğal kauçuk), polibütadiyen, poliizobütilen, ve
poliüretandır.’’[9]
Şekil 2.4: Plastik moleküllerinin dizilisi [1-Akyüz,2001]
14
2.3.Polimerlerin Reolojik Özellikleri
Polimerlerin akış karakterlerine giriş yapmadan evvel reolojiden kısaca bahsetmek yerinde
olacaktır.
2.3.1.Reoloji
Reoloji, kuvvet etkisi altındaki maddelerin davranışlarını inceleyen bilim dalıdır. Polimer
eriyik akış alanını çözmek için süreklilik, momentum ve enerji denklemlerinin yanında
reolojik ve termodinamik denklemlerin de bir arada kullanılması gerekir. Reoloji denklemi,
akış hız alanı ile bunun sonucu oluşan gerilme alanı arasındaki ilişkiyi ifade eder.
Momentumun korunumu denklemini yazalım (Baird ve Collias, 1998):
⃗
(2.1)
Denklemden görüldüğü gibi polimer eriyiğinin akışı esnasında dört kuvvet etki etmektedir.
Bunlar atalet kuvvetleri (ekstrüzyon prosesinde diğer kuvvetlerin yanında önemsizdir), yer
çekimi kuvveti, basınç kuvvetleri, viskoz kuvvetlerdir (sürtünmelerden kaynaklanan kayma
gerilmeleri ve ani kesit değişimlerinden veya polimerin karmaşık zincirli yapısından
kaynaklanan normal gerilmeler). Bu denklemi kartezyen koordinatlarda x, y, z doğrultuları
için yazacak olursak;
(
)
(
)
(
(
15
)
(2.2)
)
(2.3)
(
)
(
)
(2.4)
Burada önemli olan hız alanı ile denklemlerin en sağındaki viskoz gerilmeler arasındaki
ilişkiyi saptamaktır. Reoloji bu ilişkinin nasıl olduğuyla ilgilenir.
Şekil 2.5 ‘de sonsuz küçük akışkan elemanının maruz kaldığı viskoz gerilmeler gösterilmiştir.
Şekil 2.5: Sonsuz küçük akışkan hacim elemanında viskoz gerilmeler
Buradan 9 elemanlı gerilme tensörünü yazalım:
[
]
(2.5)
Şekil 2.6 ‘de polimer işleme yöntemlerinde karşılaşılabilecek deformasyon tipleri
görülmektedir.
16
Şekil 2.6: Birim hacim elemanı küpün maruz kaldığı deformasyon tipleri [6]
2.3.2.Kayma viskozitesi
Viskozite, akışa karsı direnç temelde kayma viskozitesi ve uzama viskozitesi olmak üzere
ikiye ayrılır. Kayma viskozitesi polimerin kalıp içerisinde akarken Şekil 2.7’de görüldüğü
gibi kayma gerilmesine karsı akışkanın gösterdiği dirençtir.
17
Şekil 2.7: Açısal deformasyon [13]
̇
(2.6)
(2.7)
Newton tipi akışkanlar için kayma viskozitesi;
(2.8)
̇
Polimer eriyikler, kan, mayonez, diş macunu gibi Newton tipi olmayan akışkanlarda durum
farklıdır. Kayma gerilmesi ile şekil değiştirme hızı arasındaki oran sabit değildir. Polimerik
akışkanların akışlarında şekil değiştirme hızı arttıkça
18
oranı azalır.
Şekil 2.8: Polimer Eriyikler İçin Viskozite Değişimi. [11]
Şekil 2.8’ de görüldüğü gibi düşük kayma gerilmelerinin olduğu ilk kısımda eriyik Newton
tipi akışkan gibi davranmaktadır. ̇ sıfıra giderken viskozitenin aldığı değer sıfır kayma
viskozitesi olarak adlandırılır. Orta kayma hızı değerlerinde kuvvet yasası (power law)
geçerlidir. Logaritmik eksende viskozite- kayma hızı eğrisi çizildiğinde düz bir eğri elde
edilir. Son olarak yüksek hızlara çıkıldığında viskozite sabit bir değere ulaşır. Şekil 2.9’ da
farklı akışkan tipleri için kayma gerilmesi- şekil değiştirme hızı eğrileri gösterilmektedir.
Şekil 2.9: Farklı akışkanlara ait gerilme-şekil değiştirme hızı eğrileri [10]
19
Newton tipi akışkanlar: Vizkozitenin kayma şekil değiştirme hızı ile değişmediği, sabit
olduğu akışkanlardır.
Sanki-plastik akışkanlar: Polimer akışları bu sınıfa girmektedir. Bu tip akışlarda vizkozite
artan kayma şekil değiştirme hızı ile azalır. Sanki- plastik akışkanlar uzun ve birbirine dolaşık
moleküllere sahiptirler. Artan şekil değiştirme hızı ile molekül zincirlerinin karmaşık yapısı
azalır ve bu durum viskozitenin azalmasını sağlar. Şekil değiştirme hızının azalması
durumunda moleküller eski haline dönerek viskozitede artışa sebep olur.
Dilatant akışkanlar: Artan şekil değiştirme hızı ile viskozitesi artan akışkanlardır. Artan hız
partikülleri daha sıkı bir yapıya geçirerek viskozitenin artmasına yol açar. Şeker ve pirinç
nişastasının sulu çözeltileri buna örnek verilebilir.
Bingham plastikler: Akışkanın harekete geçmesi için minimum bir akma gerilmesi değerinin
aşılması gerekir. Akışkan, akma gerilmesinin altında katı gibi davranış gösterirken, kritik
değer aşıldıktan sonra akışkanlaşma başlar. Örnek olarak diş macunu, ketçap ve krem
verilebilir [10].
2.3.3.Kayma şekil değiştirme hızına bağlı viskozite modelleri
Polimerler için literatürde birçok viskozite modeli bulunmaktadır. Aşağıda en çok kullanılan
modeller sunulacaktır.
2.3.3.1.Kuvvet yasası (Power law)
En çok kullanılan ve analitik çözüm yapmak için en elverişli modeldir. Şekil 2.8’ de
görülen ara bölgede çalışıldığında yani akışkan çok düşük veya yüksek şekil değiştirme hızına
maruz kalmadığında bu model kullanılabilir.
̇
̇
(2.9)
20
̇
(2.10)
m [Pa.sn] kıvam faktörü olmak üzere, n akışkanın Newton tipi davranıştan sapma derecesini
gösterir. Newton tipi akışkanlarda n = 1, dilatant akışkanlarda n > 1,sanki-plastik akışkanlarda
ise n < 1 ‘dir[4].
Şekil 2.10: Kuvvet yasası modeli [1]
2.3.3.2.Bird – Carreau modeli
Bu model polimer akışkanların viskozitesini kuvvet yasasına göre daha geniş şekil değiştirme
hızı aralığında temsil eder. Sayısal çözümlerde en çok tercih edilen modeldir. Düşük kayma
şekil değiştirme hızlarında polimer eriyik viskozitesini temsil edebilir.
(
̇ )
(2.11)
21
Burada
, kayma şekil değiştirme hızı sonsuza giderken viskozitenin aldığı değerdir.Polimer
akışkanlar için
sıfır alınabilir.
, doğal zaman (natural time) olarak adlandırılır ve
viskozitenin azalmaya başladığı kayma şekil değiştirme hızı değerinin tersidir, diğer bir
deyişle -1. Kuvvetidir.
sıfır kayma viskozitesi değeri olmaktadır ve kayma şekil değiştirme
hızı sıfıra yakın iken viskozitenin değeridir. n, kuvvet yasası indeksi olup Newton tipi
davranıştan sapmanın derecesidir [1, 12].
Şekil 2.11: Bird – Carreau modeli [4]
2.3.3.3.Carreau - Yasuda modeli
(2.12)
̇
Bird – Carreau modelindeki kullanılan üsteki 2 yerine bu modelde a sabiti vardır. a sabiti,
sabit viskozite bölgesiyle kuvvet yasası bölgesi arasındaki geçişin şeklini belirler. a < 1 geçiş
bölgesini uzatır, a > 1 ise geçiş ani olur. Model beş ayrı parametreyle (
)
kontrol edildiğinden çok esnektir. Bundan dolayı en çok kullanılan kayma viskozite
modelidir[1, 12].
2.3.4.Sıcaklık ve basıncın viskoziteye etkisi
Sıcaklık düştükçe çoğu polimerin kayma şekil değiştirme hızına duyarlılığı artar (Şekil 2.12).
Amorf yapılı polimerlerin (PVC, PMMA) viskozitesi sıcaklık değişimine duyarlılığı
fazlayken, yarı kristalli polimerlerin (PE, PP) duyarlılığı oldukça azdır. Sıcaklık, Tg (camsı
geçiş sıcaklığı) sıcaklığından uzaklaştıkça sıcaklığın viskozite değişimine etkisi azalır [4].
22
Çoğu polimer prosesinde basıncın viskozite değişimine etkisi yaklaşık 350 bardan düşük
değerlerde önemsizdir.
Şekil 2.12 :LDPE’ nin farklı sıcaklıklarda viskozite eğrileri [6]
Şekil 2.13 : Sıcaklık ve basıncın PMMA polimerinin viskozitesine etkisi [4]
23
2.3.4.1.Sıcaklık etkisi
Şekil 2.12 ‘de de görüldüğü gibi düşük kayma şekil değiştirme hızlarında (özellikle sıfır
kayma viskozite bölgesinde) sıcaklığın viskoziteye etkisi yüksek kayma hızlarındakine göre
oldukça fazladır. Polimer eriyiklerin farklı sıcaklıklardaki viskozite eğrileri şekil olarak
birbirine benzerler (Şekil 2.14). Bundan dolayı tek bir eğri ile sıcaklıktan bağımsız olarak
viskozite fonksiyonları gösterilebilir. Bu eğri referans eğri adını alır ve sıcaklıktan
bağımsızdır. Bu eğri şu şekilde elde edilir: Viskozite o sıcaklıktaki sıfır kayma viskozitesine
bölünür ve kayma şekil değiştirme hızı sıfır kayma viskozitesi ile çarpılır. Grafik olarak,
eğrilerin, eğimi -1 olan doğru üzerinde kaydırıldığı anlamına gelir (Şekil 2.15).
Referans eğriyi ifade eden fonksiyon aşağıdaki gibi bulunur:
̇
̇
(2.13)
Burada T sıcaklığı seçilebilecek herhangi bir referans sıcaklık değeridir. Bilinen herhangi bir
sıcaklıktaki viskozite eğrisinden farklı sıcaklığa ait viskozite eğrisini elde etmek için
kaydırma katsayısı, aT bilinmelidir. aT şöyle bulunur:
veya
(2.14)
log aT değeri, T0 referans sıcaklığındaki viskozite eğrisinin her iki eksendeki kayma miktarıdır
(Şekil 3.23). Burada T0 referans sıcaklığı, T hesaplanacak viskozite eğrisinin sıcaklığı
olmaktadır.
Elimizde eğer bir tek sıcaklığa ait viskozite eğrisi varsa, aT çeşitli yöntemlerle hesaplanarak
farklı sıcaklıklardaki viskozite eğrileri elde edilebilir. Bu yöntemlerden en önemli iki tanesi
Arrhenius Kuralı ile WLF (Williams, Landel, ve Ferry) Denklemi ‘dir.
24
Şekil 2.14: CAB için farklı sıcaklıklardaki viskozite eğrileri [4]
Şekil 2.15: Herhangi bir viskozite fonksiyonu için zaman – sıcaklık süperpozisyon prensibi[4]
Arrhenius Kuralı,
25
(
)
(2.15)
Burada E0 polimerin akıs aktivasyon enerjisidir ve birimi J/mol’ dür. R evrensel gaz sabiti
olup değeri 8,314 J/mol.K dir[4].
Çizelge 2.1:
değerleri [10]
Polimer
LDPE
4.5 103 K
HDPE
2.83 103 K
PP
5.14 103 K
Arrhenius Kuralı Tg+100 °C ‘den büyük sıcaklıklar için uygundur ve özellikle yarı kristalli
termoplastikler (PE, PP…) için gayet iyi sonuç verir[1]. Tg camsı geçiş sıcaklığı polimerler
için ayırt edici bir özelliktir. Polimerler camsı geçiş sıcaklığının altındaki sıcaklıklarda sert ve
kırılganken, üstündeki sıcaklıklarda yumuşak ve esnektirler.
Çizelge 2.2: Bazı polimerler için Tg değerleri [4]
Polimer
Tg(0C)
HDPE
-120
LDPE
-70
PP
-10
PS
70
PVC
80
Williams – Lendel – Ferry (WLF) denklemi,
(2.16)
26
Ts, standart sıcaklık camsı geçiş sıcaklığının 50 0C fazlasına eşittir. WLF sabitleri C1 ve C2
sırasıyla 8.86 ve 101.6 K’ ne eşittir. Referans olarak Ts yerine herhangi bir sıcaklık
kullanılmak istenirse;
(2.17)
(2.18)
Şekil 2.16’ de kaydırma faktörünün her iki model ile kıyaslaması görülmektedir.
Şekil 2.16 : Bazı polimerler için at değerleri [4]
2.3.4.2.Basınç etkisi
Basıncın artması ile polimerin sıkışması sonucu akışkanlığı azalmakta, viskozitesi
artmaktadır. Basınç ile camsı geçiş sıcaklığının da lineer olarak değiştiği bilinmektedir.
Verilen basınçtaki camsı geçiş sıcaklığı, Tg hesaplanarak WLF denkleminde yerine koyularak
27
viskozite hesapmış olur. Şekil 2.17’ da camsı geçiş sıcaklığının basınç ile değişimi
görülmektedir.
(2.19)
Şekil 2.17: Basıncın Tg üzerine etkisi [4]
2.4. Termodinamik Özellikler
Yoğunluk, özgül ısı kapasitesi, ısı iletim katsayısı, ısı yayılım katsayısı gibi polimer eriyiğin
termodinamik özellikleri, enerji ve momentum denklemlerinde yer aldığı için önem arz
etmektedir. Özellikle ısı geçişinin önemli olduğu problemlerde örneğin kalibre soğutma
kapasitesinin belirlenmesinde, izotermal olmayan kalıp içi akışlarda veya ekstrüderin ısıtma
kapasitesinin belirlenmesinde termodinamik özelliklerin sıcaklığa bağlı değişimlerinin
28
bilinmesi gereklidir. Bu çalışmada kalıp içi eriyik akışı incelendiğinden, özelliklerin bu
bölgedeki sıcaklığa bağlı değişimleri ile ilgilenilecektir.
2.4.1. Yoğunluk
Polimerlerin yoğunluğu metallerinkinin çok altındadır. Oda sıcaklığında yoğunlukları 1 g/cm3
civarındadır ve sıcaklığa, basınca ve soğuma hızına bağlıdır. Yüksek soğuma hızında
moleküller pozisyon alacak zaman bulamazlar. Bu yüzden düşük soğuma hızlarında ürünün
yoğunluğu nispeten yüksek kalır. Ayrıca yoğunluk basınçla artar.
Ekstrüzyon kalıbı akışlarında basınç nispeten düşük olduğu için akışkan sıkıştırılamaz kabul
edilebilir, eriyik sıcaklığında ise kalibrede olduğu gibi çok büyük değişimler yoktur.
Sıcaklığa bağlı yoğunluğun değişimi,
(2.20)
:ısıl genleşme katsayısı
:referans sıcaklıktaki yoğunluk
:T sıcaklığındaki yoğunluk
olmaktadır. Ancak bu ifade doğrusal değişimlerde geçerlidir. Amorf yapılı polimerlerde camsı
geçiş sıcaklığının, yarı kristalli polimerlerde ise erime sıcaklığının üstünde veya altında
yukarıdaki ifade kullanılabilir.
2.4.2. Isı İletim Katsayısı
Polimerlerin ısıl iletkenlikleri çok düşüktür ve değeri metallerinkinin iki veya üçte biri kadar
olup 0,12 W/mK civarındadır. Bu yüzden homojen ısıtılmaları ve soğutulmaları zordur. Bu
29
durum ısıl gerilmelere, soğuma esnasında oluşan çekme boşluklarına, çıkan ürün profilinde
şekil bozukluğuna neden olur.
Isı iletim katsayısı, k basınçla doğru orantılıdır. Ekstrüzyon işleminde 300 bara kadar
değişimler % 5 kadardır. Bundan dolayı basıncın etkisi ihmal edilir.
2.4.3. Özgül Isı Kapasitesi
Özgül ısı kapasitesi, cp plastikler için 1,5 J/gK civarındadır ve çeliklere göre yaklaşık üç kat
fazladır. Basıncın cp ‘ye etkisi ihmal edilebilir. Amorf yapılı polimerlerin cp değerleri Tg
sıcaklığının altında ve üstünde yaklaşık doğrusal artmaktadır (Şekil 3.35).
2.4.4. Isı Yayılım Katsayısı
Isı yayılım katsayısı, α,
(2.21)
formülü ile bilinen k, ρ ve cp değerlerinden hesaplanır. Çoğunlukla ekstrüzyon prosesinde α
sabit kabul edilebilir. Bununla birlikte sıcaklığa, basınca ve moleküler yönlenmeye bağlı
olarak değişir. Isı yayılım katsayısı 100 bara kadar % 1-2 ancak değişir.
30
Şekil 2.18: Çeşitli polimerlerin sıcaklığa bağlı özgül ısı kapasitesi değişimleri[4]
Şekil 2.19: Çeşitli polimerlerin sıcaklığa bağlı ısı yayılım katsayıları[4]
31
BÖLÜM III
KORUNUM DENKLEMLERİ
Bir akış alanını tümüyle tanımlamak için hız vektörünün; yoğunluk, basınç ve sıcaklık gibi
termodinamik büyüklüklerin her noktada, her an bilinmesiyle mümkün olmaktadır. Akış
alanının çözümünde kütle, momentum ve enerji korunum denklemleri olmak üzere üç temel
korunum denklemi kullanılmaktadır.
Bu denklemlerin yanında malzemenin reolojik özellikleri ile ilgili bünye denklemlerinin
(constitutive equation) kullanılması gerekmektedir. Malzeme denklemleri, gerilme ile şekil
değiştirme arasındaki ilişkiyi basınç ve sıcaklığın etkilerini de içerecek şekilde veren
bağıntılardır.
İzotermal bir polimer eriyik akışını tanımlamak için;
-süreklilik denkleminin,
-momentumun korunumunun,
-malzeme reoloji denkleminin,
kullanılması gerekmektedir. Isı geçişinin önemli olduğu akışlarda enerji denklemi ile hal
denkleminin de probleme dahil edilmesi gerekmektedir.
3.1. Süreklilik denklemi
En genel haliyle süreklilik denklemi,
(
)
(3.1)
şeklindedir ve her türlü akış koşulu için geçerlidir. Polimer ekstrüzyonunda akış
sıkıştırılamaz kabul edilebilir ve kütlenin korunumu denklemi aşağıdaki biçimi alır:
̅
(3.2)
Yani akış sırasında yoğunluk sabittir.
32
3.2. Hareket Denklemleri
Newton ‘un İkinci Yasasına göre bir sisteme etki eden toplam kuvvet o sistemin kütlesi ile
ivmesinin çarpımına eşittir.
∑
(3.3)
Newton ‘un İkinci Yasası, polimer eriyiklerin akışı için aşağıdaki gibi yazılabilir (Baird ve
Collias, 1998):
⃗
(3.4)
Eşitliğin sol tarafı birim hacim için atalet kuvvetini, sağ tarafındaki terimler sırasıyla birim
hacim başına yerçekimi kuvvetini, basınç kuvveti ve viskoz (sürtünme) kuvvetlerini
göstermektedir.
Hareket denkleminin kartezyen koordinatlardaki x bileşeni;
(
)
(
)
(3.5)
şeklindedir. Polimer eriyik akışında Re sayısı çok küçük olduğu için, (3.5) Denklemi
‘nin sol tarafındaki atalet kuvvetleri ihmal edilmektedir. Yer çekimi kuvveti de ihmal
edilebilmektedir. Yani polimer eriyik akışında viskoz kuvvetler ile basınç kuvvetleri
etkenlerdir. Başka bir deyişle polimerik akışkanların viskoziteleri çok yüksek olduğu
için akış esnasında oluşan yüksek viskoz kuvvetler ancak kalıp gerisindeki basınç
kuvvetleri ile dengelenmektedir. Bazı akışkanlara ait yaklaşık viskozite değerleri
Çizelge 3.1 ‘de verilmiştir. Ayrıca polimer işlemlerinde akış laminer karakterdedir.
33
Çizelge 3.1: Bazı akışkanların yaklaşık viskozite değerleri (Barnes ve diğ., 1989)
3.3. Enerji Denklemi
İzotermal olmayan akış koşullarında enerji denkleminin de çözülmesi gerekir. Enerji
denkleminin çözülmesiyle akış alanındaki sıcaklık dağılımı belirlenmiş olur.
Genel haliyle enerji denklemi aşağıda verilmiştir (Baird ve Collias, 1998).
(3.6)
Polimer ekstrüzyonu işleminde eriyiği sıkıştırılamaz kabul edilebilmektedir. Bu yüzden
Denklem (3.6) ‘dan sıkıştırma işi terimi atılır.
(3.7)
Enerji denklemi kartezyen koordinatlarda açık şekilde aşağıdaki gibi yazılmaktadır.
34
(3.8)
Burada qx, qy, qz ısı akıları Fourier Yasası yardımıyla,
(3.9)
hesaplanır.
Polimer malzemelerin akışında akış doğrultusunda iletimle ısı transferi ihmal edilmektedir.
Kalıp içi akışlarda yoğunluk, ısı iletim katsayısı ve ısıl yayılım katsayısı sabit kabul
edilebilmektedir. Ancak kalibrede soğuma sırasında bu kabuller geçerliliğini yitirmektedir.
35
BÖLÜM IV
KALIP TASARIMI
Ekstrüzyon kalıbının işlevi, eriyiği ekstrüderden almak ve çekici ekipmana, kesit ölçülerinde
mümkün olan en az sapmayla şekillendirilmiş bir ürün olarak en yüksek hızda göndermektir.
Polimer eriyiklerin halka şeklindeki kesitlerden ekstrüzyonunda kullanılan kalıplar, boru,
hortum, film ve ön-form üretiminde ve kablo-boru kaplama işlemlerinde kullanılır [5, 11].
Dairesel kesitli ürün çıkışının olduğu durumlarda genellikle Şekil 4.1’ de görülen 4 çeşit kalıp
kullanılmaktadır[5]. Bunlar arasından spiral haddeli kalıplar, polimerde birleşme hattının
olmaması ve diğer alternatiflerine göre homojen bir karışım sağlaması bakımından öne
çıkmaktadır[12].
Şekil 4.1:Dairesel kesitli ekstrüzyon kalıp çesitleri [5]
‘’Şekil 4.1’ de verilen kalıplar arasında, merkezden besleme sayesinde iyi bir eriyik dağılımı
sağladığı ve eriyiği çalışma koşullarından bağımsız şekilde dağıttığı için, iç hadde destekli
36
merkezden beslemeli kalıplar geçmişte en çok kullanılan kalıp tipleri olmuştur. Bununla
birlikte, örümcek ayaklarının akış izleri ya da bir başka deyişle birleşme hattı görünümü
bırakması önemli bir dezavantaj olmuştur. Bunlar her zaman görünmeyebilir ancak yapısal
olarak mevcut olup mekanik mukavemeti düşük bölümlerin oluşumuna yol açar.’’[5]
‘’Elek paketli kafalar genellikle büyük çaplı poliolefin boruların üretiminde kullanılır. Bu
kafalarda eriyik, üzerinde çok sayıda delik yer alan (her biri 1 ila 2.5 mm çapında) boru
şeklindeki bir elek paketinden geçerek kafa çıkış kısmına ilerler. Bu boru şeklindeki elek
paketi dış hadde ve iç haddeyi birbirine bağlayan parçadır. Bu kafaların örümcek ayaklı
kafalara göre daha küçük ve dolayısıyla daha hafif olmaları en büyük avantajlarıdır.’’[5]
Yandan beslemeli kafaların en büyük zorluğu, manifoldun eriyiği tüm çevre boyunca düzgün
şekilde dağıtacak biçimde tasarlanabilmesidir. Bu tür kafalarda, yukarıda belirtilen birleşme
hattı sorunu da sıklıkla görülmektedir[5].
‘’Klasik spiral haddeli kafalarda, ekstrüderden gelen eriyik önce birkaç ayrı akışa ayrılır.
Yıldız veya halka şeklindeki dağıtıcı sistemler bu amaçla kullanılabilir. Bu birincil dağıtıcılar,
iç hadde içine çoklu yivler şeklinde oyulan spiral kanallara boşalır. Son yıllarda, her kanala
ayrı ayrı boşalma yaklaşımı yerini çevre boyunca uzanan askı-biçimli dağıtıcılara ve bunları
takip eden yayvanlaşan dişlere (smear thread) bırakmıştır. Bu tasarımın avantajı, daha fazla
spiral kanalı ve eriyik katmanıyla çalışan daha küçük bir dağıtım sistemidir.’’[5]
37
(a)
(b)
Şekil 4.2:Radyal spiral (a) ve spiral haddeli (b) kafa tasarımları [13,14]
Ekstrüzyon prosesine bakıldığında, spiral kısmında kanal derinliği giderek azalır ve iç hadde
ile dış hadde arasındaki boşluk genellikle artar. Bu şekilde bir spiralde akan eriyik
kendiliğinden iki akış yoluna ayrılır. Birinci akış yolu iki spiral arasında yer alan düzlükte
eksenel doğrultudadır. İkinci akış yolu spiral kanal doğrultusunda tanımlanmaktadır. Sonuç
olarak, dairesel çıkış boşluğu çevresindeki her nokta, tüm spiral dağıtım sistemi kanallarından
gelen teğetsel eriyik akımlarının birbirini kesmesi ile oluşur.
‘’Bu düzenlemede herhangi bir birleşme hattı olmadığından, istenen fiziksel homojenlik
yanında iyi bir termal homojenlik de (yani tek bir eriyik sıcaklığı) elde edilir. Bu dağıtım
sisteminin en büyük faydalarından biri, birleşme hatlarının ve akış izlerinin tamamen ortadan
kaldırılmasıdır. Bunun bir başka çeşidi olan radyal spiral dağıtıcılarda, kanallar iç hadde
etrafına klasik yöntemde olduğu gibi sarılmaz; bunun yerine kanalları içeren radyal bir
düzlemde yer alır. Bu durumda eriyik kalıbın dış çevresinden beslenir. Kanal derinlikleri
merkeze doğru azalır. Eriyik başlangıçta tamamen spiral kanalda akarken, spiral kanal
sonunda tüm akışkan parçacıkları aradaki boşluğa taşınmış olmaktadır. Bu tasarım, modüler
38
uygulamaları içeren büyük bir esnekliğe, farklı modüllerin başarılı termal izolasyonuna,
katman sayısı birden çok olduğunda geçiş süreleri (residence time) arasında daha az farka ve
mevcut sistemlere kolaylıkla monte edilebilmeye olanak sağlar.’’[11]
4.1.Ekstrüzyon Kalıbı Optimizasyon Kriterleri
Dairesel olarak simetrik ürünlerin üretiminde spiral haddeli ekstrüzyon kalıpları; düzgün
akışkan dağılımı ve ürün et kalınlığı, birleşme çizgilerinin olmaması gibi kritelerin yerine
getirilmesinde sıra dışı bir başarı yakalamıştır. Günümüz tasarımları ayrıca aşağıda belirtilen
niteliklere sahip olmalıdır[15].
4.1.1.Reolojik kriterler
•Düşük basınç kaybı ve kısa geçiş süresi (akış kanalı kesitleri ve uzunlukları) Basınç düşüşü
ve geçiş süresi arasında ikilem oluştuğunda, kritik dönüşlerin ve akış dallanmalarının olduğu
yerlerde geçiş süresi kriteri önceliğe sahipken; deliklerde ve diğer basit akış kanallarında
kabul edilebilir bir geçiş süresi ile birlikte düşük basınç kaybı kriteri önceliğe sahip
olmaktadır[15].
•Kalıp cidarlarında kayma gerilmesi değerleri en düşük ve en yüksek sınırlar (sırasıyla
çökelme ve “melt fracture”) içinde kalmalıdır. Kayma hızları (shear rate) 5 s-1 (tercihen 10 s-1)
ile 50 s-1 arasında olmalıdır. Böylelikle kabul edilebilir malzeme ve renk seçimine izin
verecek elverişli cidar kayma gerilmesi sağlanmış olur. Kablo ve iletken kaplama kafaları gibi
birkaç durumda ve düşük viskoziteli eriyiklerde kayma şekil değiştirme hızları 1000 s-1’e
kadar çıkabilir[15].
•Eş - ekstrüzyonda ara yüzey düzensizliklerinin önlenmesi, özellikle çok büyük katman
kalınlık oranlarında (belirli katmanlar tüm katman kalınlığının sadece %1’ini oluşturabilir.)
Kayma viskoziteleri ve elastik özellikleri çok farklı olan polimerler, ara yüz düzensizliklerine
yol açma eğilimi gösterebilir. Eş - ekstrüzyonda eriyiklerin bir araya getirilme şekli -sırayla,
tek bir noktada veya ikisinin birleşimi- büyük öneme sahiptir ve sistemin genel
kullanılabilirliğini tayin edebilir. Yapıştırıcı ara katmanların bulunduğu yapılarda, önce
yapıştırıcı ve bariyer katmanlar birleşir; ardından bu birleşik katman ana katmanla
birleşir[15].
•Düzensiz elastik deformasyonun ve oryantasyonun önlenmesi
39
•Ölü noktaların önlenmesi (hızlı malzeme veya renk değişimleri)
4.1.2.Termodinamik kriterler:
•Söz konusu hammaddelerin dağılımına ve ısı transferine özen gösterilmesi (ısıtma, yalıtım);
es-ekstrüzyon kafalarındaki ara katmanlar dahil
•Kalıp geometrisindeki simetriye özen gösterilmesi[15].
4.1.3.Operasyonel mühendislik kriterleri:
•Çarpılmanın (warpage) olmaması ve sertlik
•Basit montaj, sökülme ve temizleme (akış kanalı yüzeylerine yapışan eriyik olmaması ya da
çok az miktarda olması)
•Sıkı geçmiş düzlemsel kalıp yüzeyleri
•Kolay merkezleme
•Mümkün olan en kısa malzeme ve renk değişim süreleri (sistemin kendi bütünlüğü içinde,
ekstrüder, filtre, adaptör ve kafa dahil ), dolayısıyla fire miktarında azalma[15].
4.1.4.İmalat kriterleri:
•Ucuz imalat
•Kısa toplam uzunluk
•Modüler yapı [11, 15]
4.2.Ölçülerin Belirlenmesi
Spiral haddeli kafaların modellenmesinde önce geometri belirlenir, ardından bu geometri
simülasyonlarda kullanılır. Böylelikle sistem bölümlere ayrılmış olur. Her bölümde hacimsel
akış dengesi elde edilir. Sonuç spiral ve çıkış boşluğundaki hacimsel akış dağılımıdır. [16]
Spiral haddeli kafaları ölçülendirirken ekstruder kovanı veya elek değiştirme adaptörü ile kafa
çıkışındaki halka şeklindeki ağız arasındaki ilgili alanları dikkate almak gereklidir. Aşağıdaki
alanların kesitleri ve uzunluklarının ölçülendirilmesi gereklidir: [15]
40
1. Kafa ağzı adaptörü
2. Kafa içindeki eriyik akış kanalları
3. Eriyik ön-dağıtım sistemleri (örneğin örümcek ayakları, branşlı delikler, askılar)
4. Spiral haddeli eriyik dağıtıcı
Akış kanallarının doğru ölçülendirilmesinde bilgisayar simulasyonları kullanılabilir.
Genelde kullanılan tasarım araçları ise izotermal akışlar için iki-boyutlu ağ
modelleridir. (Şekil 4.3) Bu modeller üç ana prensip üzerine kuruludur:

Spirallere dik, Kirchoff yasasına uygun tüm bir ağ (network),

Bir mesh içindeki tüm kısmi basınç kayıplarının toplamı 0’a eşittir,

Bir kesişme noktasındaki tüm kısmi hacim akışlarının toplamı 0’a eşittir. [17]
5. Kısıtlı akış bölgeleri veya rahatlama kuşakları
6. Çapa bağlı kafa birimindeki kafa boşluğu geometrisi (boşluk eni, paralel boşluk
uzunluğu) (Şekil 4.4)
Spiral hadde geometrisinin optimizasyonu yanında, basınç kaybının tespitine ve en uygun
şekilde seçilmesine özel önem verilmelidir. Kafa çıkışının optimize edilmesinde uygulanacak
süreç Şekil 4.4’de verilmektedir.[15]
Belirli hammaddelerin reolojik uyumundan kaynaklanan kısıtlamalarla, basınç düşüşü ve
geçiş süresi kriterleri bir arada ele alındığında, teorik olarak çalışma parametre aralığının
sınırlarını yeterince kesin olarak tahmin etmenin mümkün olmadığı görülmektedir. [15]
Ne yazık ki, spiral haddeli bir kafa genelde farklı birkaç malzeme için optimize edilmek
zorundadır. Basınç kaybı ile geçiş süresi arasında bir ikilem yaşandığında, akış kanalları,
akışın her kısmındaki izin verilebilen en yüksek basınç kaybını göstermek olan en yüksek
viskoziteye sahip eriyiğe göre ölçülendirilmelidir. [15]
Yukarıdaki benzeri durumlarda, simülasyon modelleri geometrik özgürlük seviyesinin
belirlenmesinde faydalı bir yardımcı haline gelebilirler: Eriyik ön-dağıtımının tipi ve miktarı,
spiraldeki dönüş miktarı, spiral binmesi (overlap), spirallerin şekli ve spiral giriş-çıkışı
gibi.[15]
41
42
Şekil 4.3: Spiral haddeli manifoldun hesaplanması için network-ağ modeli [15,16,17]
Şekil 4.4: Kafa boşluğunda basınç düşüş optimizasyonu [15]
4.3.Eriyik Ön-Dağıtıcıları
43
Yuvarlak kesitli şeklindeki akıştan (ekstruder bağlantısından) anüler biçimli kesite geçiş bir
ön-dağıtıcı kullanılarak gerçekleşir. Uzun süre boyunca uygulanan tek ön-dağıtım yaklaşımı
spiral haddelerin, her spiralin kendine ait bir delik veya dairesel kanalla beslenmesini
sağlayan bir ön dağıtım sistemiyle teçhiz edilmesiydi. (Şekil 4.5)
Buna alternatif bir besleme yöntemi, ön dağıtım sisteminin sonunda anüler boşluğu askı
biçiminde (coat hanger) bir ön-dağıtıcıyla beslemeyi gerçekleştirmektedir. Bu yöntemin
çeşitleri, haddenin tamamını saran tek bir askı-dağıtıcıdan birkaç askı dağıtıcı içeren kombine
bir ön dallanma sistemine kadar uzanabilmektedir. (Şekil 4.6)
Ön dağıtım sisteminden spirallerin sayısına geçiş, özellikle ön-dallanma deliklerinin sayısının
tasarım kısıtlamalarına sahip olduğu ekstrüzyon kalıplarında, artan dönüş sayısı sayesinde
daha fazla tercih edilen bir reolojik ve teknolojik tasarıma olanak sağlar. Kural olarak,
mümkün olduğunca küçük kesitli ve mümkün olduğunca fazla sayıda spiralin olması en
iyisidir. Bu, düşük viskoziteli malzemelerden (PA) çok, yüksek vizko-elastiklik gösteren
yüksek molekül sayılı hammaddelerde (HDPE) önemlidir. [15]
Anüler yapıların ekstrüzyonunda kullanılan ön dağıtıcılar genelde ana polimer bileşenleri için
simetrik olarak beslenen yıldız dağıtıcı ve bariyer ve yapıştırıcı polimerler – yandan besleme
için askı-şekilli dağıtıcılarla yapılabilir. [18]
Şekil 4.5: Geleneksel çözüm: n delik  n spiral [15]
44
Şekil 4.6:Ön dallanmalı spiral hadde (1/2 – 2/4) ve askı-dağıtıcı (4/n)m besleme deliği + askı
dağıtıcılar  n spiral [15]
4.4.Spiral Haddeli ve Radyal Spiralli Kalıplar
90’larda kullanılmaya başlanan radyal spiral kalıplar, özellikle film şişirme ekstrüzyonunda
kullanılmaktadır. Bunların ayırt edici özelliği, spiral haddelerin girişteki ön dallanma sistemi
ve yandan eriyik beslemesi ile birlikte radyal veya konik düzenlenmesidir. [15](Şekil 4.2)
Bilinen çoğu uygulama radyal spiral kalıpları içerse de, yandan beslemeli konik tasarımlar
daha küçük dış çaplarda daha fazla spiral binmesine ve daha az modül yüksekliklerine olanak
verdikleri için potansiyel olarak daha iyi bir alternatif oluşturur. (Multicone modular die) [15]
Her iki tip kalıbın karşılaştırılması Şekil 4.1 de verilmiştir.
45
Çizelge 4.1: Kalıp tiplerinin karşılaştırılması [15]
Radyal spiral kalıp
Spiral haddeli manifold
Birleşme
Basınç düşüşü
öncesi
dirençler Her birleşme noktasından
benzer. Her katman için ayrı sonra ilave direnç. Büyük
optimum kanal tasarımı.
kafalarda istenmeyen uzun
akış güzergahları.
süresi, Her
Geçiş
katman
için Her birleşme noktasından
malzeme/renk
birleşecekleri noktaya kadar sonra
değişimi
ayrı ayrı tayin edilebilir.
ayrı
edilemez.
ayrı
tayin
Uzun
akış
güzergahlarından
dolayı
büyük
kafalarda
uygun
(overlap)
sayısı
değil.
çalışma Binme
Dağıtım,
noktasına bağlılık
(overlap)
sayısı Binme
sınırsız. Geniş bir çalışma sınırlı. Dar bir çalışma
noktası aralığı.
Eriyik birleşmesi
noktası aralığı.
Sırayla veya tek bir noktada Sadece
olabilir
(katman
sırayla
yapısına gerçekleştirilebilir.
bağlı olarak).
Bazı
yapılar ve hammaddeler
için uygun değil.
Katman/akış
Birleşme konfigürasyonuyla Tüm çok katmanlı akışlar
kararlılığı
optimize edilebilir.
kararlı olmalıdır.
yapısının Sadece çok az değiştirilebilir. Diskler
Katman
değiştirilerek
değiştirilebilir.
değişkenliği
genişlikleri
sadece
ve
az
Boşluk
birleşme
miktarda
değiştirilebilir.
Çeşitli
katmanların Genellikle mümkün değil.
kontrolü.
sıcaklık kontrolü
Bileşen sayısı
Her disk için ayrı sıcaklık
Görece olarak az miktarda Çok sayıda parça ve büyük
parça ve vida; az yalıtım yalıtım yüzeyi.
46
yüzeyi.
Iç
kanal
ve
iç Besleme ve ön-dallanmaya Yandan beslemeye dayalı
soğutmaya uygunluk
bağlı. Yandan beslemede iyi.
uygunluk.
4.5.Simülasyonlar
Simülasyonlar daha önce de belirtildiği gibi Polyflow yazılımıyla gerçekleştirilmiştir, bu
yazılım sonlu elemanlar yöntemini kullanmaktadır.
Aşağıda Boru ekstrüzyon kafasının kesit görüntüsü bulunmaktadır.
Şekil 4.7 :Boru ekstrüzyon kafasının kesit görünümü
Modellenen kalıp, kalınlığı en fazla 2 mm olan boru ektrüzyonunda kullanılacaktır.
Simülasyonda kullanılan geometri ve parametre ayrıntıları aşağıdaki gibidir:
47






Kalıp eşit konumlandırılmış 24 spirale sahiptir.
Halkasal kalıp dış çapı ØD1 : 117 mm;
İç hadde çapı girişte ØD2: 116 mm’den çıkıştaki ØD3 108 mm’ye kadar düşüyor.
24 spiral kanalın çapı 4 mm olarak düşünülmüştür.
Spiral kanalların derinliği doğrusal olarak 4 mm’den 0’a doğru azalıyor.
Her spiral iç hadde etrafında 120° dönüyor.
Akış hacmi
Ekstrüzyon kafasından geçen HDPE’nin akış hacmi aşağıdaki şekilde görülmektedir.
Şekil 4.8: Modelin Akış hacmi
Akış hacmimizin mesh atma işlemi ve devamında analiz işleminde zamandan kazanmak
amacıyla simetri özelliğinden faydalanarak modelimizi simetrik bir şekilde ikiye ayırarak
parçanın biri üzerinde mesh ve analiz işlemlerini uygulanmaktadır.
48
Şekil 4.9: Ekstrüzyon kafasından geçen akış hacminin simetri ekseninden ayrıldıktan sonraki
görünümü
Mesh
Oluşturmuş olduğumuz akış hacmimizin mesh şekilleri aşağıda görülmektedir. Polyflow
modülünde genellikle sweep mesh metodunu tercih ediyoruz. Sweep mesh atabilmemiz için
modelimizi parçalara ayırmamız gerekiyor. Slice metodu ile modelimizi 47 ayrı parçaya
ayırdık. Gerekli geometri düzenlemeleri yaptıktan sonra ‘sweepable bodies’ komutu ile sweep
atılabilir parçaları Şekil 4.10’deki gibi görmekteyiz.
49
Şekil 4.10: Sweep atılabilir bölgelerin gösterimi
Şekilde görülen yeşil bölgelere sweep metod ile sweep mesh atarız. Sweepable göstermeye
diğer bölgelere ise tetra mesh atarız.
Şekil 4.11: Geometrideki bazı bölgelerin mesh yapısı
50
Şekil 4.12: Sayısal hesaplamalarda kullanılan geometri ve çözüm ağı yapısı
Şekil 4.13: Mesh sayısını ifade eden değerler
51
Named Selections İfadeleri
Mesh işlemimizin önemli aşamalarından biri de ‘named selections’ kısmıdır. Bu kısımda;
birbirleri ile mesh datası paylaşması gereken farklı geometrilerin ortak yüzeylerini tanıtarak
‘setup’ işleminde, çözüm yapılmasını sağlarız. Bu aşamada yapılacak bir hata; çözüm
yapılmasını imkansız hale getirebilir. Named Selections ile ilgili resimler; işlemin doğru
yapıldığını gösterir.
Şekil 4.14: Giriş ve çıkış yüzeylerindeki named selection ifadeleri
Şekil 4.15 :Simetri yüzeylerinin ifadesi
Setup
52
Nümerik Analizde geometri ve mesh aşamalarının ardından gelen, parametrelerin burada
belirlendiği; analizin en önemli aşaması diyebiliriz. Bu aşamada birden fazla kısım vardır ve
her kısmın önemi ayrı bir yere sahiptir.
Bu çalışmada sayısal simülasyonlar, Sonlu Elemanlar Yöntemi’ni kullanan Polyflow ticari
yazılımı ile yapılmıştır. Sayısal Simülasyonlarda HDPE malzemesine ait 472 K’ deki BirdCarreau Modeli parametreleri kullanılmıştır (Tablo 5.1).
Çizelge 4.2 :Bird-Carreau modelinin
alındığında HDPE için viskozite model
parametreleri[3]
Sıcaklık
n
(K)
(Pa s)
(s)
472
2400
0,0259
0,30
525
1800
0,0361
0,38
Daha önceki bölümde de belirttiğimiz gibi burada
, kayma şekil değiştirme hızı, ̇ sonsuza
giderken viskozitenin aldığı değerdir. Polimer akışkanlar için
sıfır alınabilir [14]. λ, doğal
zaman (natural time) olarak adlandırılır ve viskozitenin azalmaya başladığı kayma şekil
değiştirme hızı değerinin tersidir, diğer bir deyişle -1. kuvvetidir. η0, sıfır kayma viskozitesi
olarak adlandırılmaktadır ve kayma şekil değiştirme hızı sıfıra yakın iken viskozitenin
değeridir. n, kuvvet yasası indeksi olup Newton tipi davranıştan sapmanın derecesini
göstermektedir.
Yerçekimi kuvveti ve düşük hızlar nedeniyle atalet kuvveti ihmal edilmiştir. Dolayısıyla
hareket denklemi, akış esnasında viskoz kuvvetlerin basınç kuvvetleri ile dengelendiğini ifade
eder:
(4.1)
Gerilme terimleri Genelleştirilmiş Newton Tipi Akışkan Modeli[14]:
̇ ̇
(4.2)
53
ile modellenmiştir ve polimer malzemenin viskoelastik özellikleri göz ardı edilmiştir. () γ η
terimi için Denklem (1) ‘deki Bird-Carreau Modeli kullanılmıştır. İj γ, şekil değiştirme hızı
tensörü bileşenleridir ve aşağıdaki gibidir:
̇ =
+
(4.3)
̇ skaler bir büyüklüktür ve şekil değiştirme hızı tensörü bileşenleri kullanılarak aşağıdaki
şekilde hesaplanır.
̇ =√
(4.4)
Burada I2, şekil değiştirme hızı tensörünün ikinci invaryantı olarak ifade edilir:
(4.5)
Bu model ekstrüzyon kalıbı içerisindeki akışlarda basınç dağılımını hesaplamada yeterli
olmaktadır [15]. Akışın izotermal olduğu kabul edilmiştir.
54
Şekil 4.16: Kullanılacak birim sisteminin özellikleri
Şekil 4.17:Bird-carreau modelinde akışkana ait fac değeri
55
Şekil 4.18:Bird-careau modelinde akışkana ait tnat değeri
Şekil 4.19: Bird-careau modelinde akışkana ait facinf değeri
Boundary Conditions
56
Sistemin sınır koşul şartlarını belirlediğimiz bu kısımda giriş kısmındaki hacimsel debisini
aşağıdaki şekilde buluruz.
Ekstrüder kapasitesi :300 kg/h (Simetri koşulunu kullandığımız için hesaplamada 150 kg/h
alırız)
Eriyik yoğunluğu:0,75 gr/cm3
(150 kg/h)/(0,75 kg/dm3)=200 dm3/h
(200 dm3/h)/(3600 s)=0,0555 dm3/s=55500 mm3/s olur.
Bu bizim giriş kısmındaki hacimsel debimizdir ve sınır koşulu olarak bu değeri alırız.
Aşağıdaki şekilde giriş kısma ait hacimsel debi bilgisi bulunmaktadır.
Şekil 4.20: Giriş kısma ait hacimsel debi verileri
57
Şekil 4.21: Solution işlemi
Analiz Sonuçları
Şekil 4.22 : Çıkış hızının vektörel gösterimi
58
Şekil 4.23 : Giriş kısmındaki hız dağılımı
59
Şekil 4.24 : Bazı kesitlerdeki hız dağılımları
60
Şekil 4.25 : Aşağıdan yukarıya n=0,30,55,85,95,110,118 mm kesitlerindeki hız dağılımları
Yukarıda tasarlanan hacime ait akış hızı dağılımları verilmektedir. Hız dağılımına
bakıldığında, hız dağılımının homojene yakın olduğu görülmektedir. Homojenliği bozan
bölgeler sadece hafif hız düşüşleri şeklinde askıların birleşme hatlarında ortaya çıkmıştır.
Askı dağıtıcıdan sonra gelen spiral kanallı bölgede de bu hatalar ortadan kalkmış ve spiral
kanal çıkışında tamamen homojen bir akış dağılımı elde edilmiştir.
Helisel bölgeden sonraki düz olan mesafeyi artırarak daha homejen bir görünüm elde
edebiliriz.
Basınç Dağılımı
Optimize tasarımdaki şartların analizinde kalıbın basınç kaybı 124 bar’dır. Bu da orta
seviyede bir ekstrüderin rahatlıkla kaldırabileceği bir basınç değeridir. Bu değerlere bakarak,
yapılan tasarımın kesme hızı ve basınç kaybı açısından sorun oluşturmayacağı öngörülmüştür.
61
Şekil 4.26 : Optimize edilmiş basınç dağılımı
62
BÖLÜM V
SONUÇLAR VE ÖNERİLER
Bu tez çalışmasında polimer ekstrüzyonunda kalıp içerisindeki akış, profil kalıp çıkış
kesitinde akışın dengelenmesi amacıyla sayısal simülasyonlarla incelenmiştir.
Simülasyonlarda Genelleştirilmiş Newton Tipi Akışkan Modeli kullanılması tercih edilmiştir.
Sayısal simülasyonlarda HDPE ‘e ait Bird-Carreau Viskozite Modeli sabitleri kullanılmıştır,
polimerlerin viskoelastik özellikleri ihmal edilmiştir. Deney parçası için yapılan sayısal
simülasyonlarda debi dağılımının akışkana bağlı olduğu görülmüştür. Kalıp düzlüğü girişinde
basınç dağılımının hemen hemen homojen olduğu sayısal simülasyonlarla doğrulanmıştır.
Ayrıca ekstrüzyonda giriş basınç kayıplarının çok düşük olduğu, bu yüzden ihmal
edilebileceği tespit edilmiştir. Böylece sayısal simülasyonlarda kalıp düzlüğünün tek başına
kullanılması yeterli olabilmektedir. Tasarımda gerekli değişiklikler yapıldıktan sonra sonucun
kontrol edilmesi amacıyla tüm kalıp geometrisi için sayısal simülasyon yapılabilir. Böylece
kalıp tasarımı hızlandırılabilir. Ayrıca kalıp çıkış kesitindeki hız dağılımının imalat hızından
etkilenmediği görülmüştür. Hareket denklemlerindeki atalet kuvvetlerinin ihmal edilmesinin
sayısal simülasyon sonuçlarını değiştirmediği görülmüştür. Çünkü akış hızı çok düşük,
polimerin viskozitesi oldukça yüksektir. Profil kesitinin et kalınlıklarında ani değişiklikler
olduğu taktirde akışkan, çapraz akış sonucu dar bölgelerden geniş bölgelere yönelecektir, yani
homojen kesit kalınlığına sahip olmayan profil kalıplarının çıkış kesitinde akışın
dengelenmesi oldukça zordur. Bu yüzden profil tasarımında mümkün olduğunca kesitin et
kalınlıkları homojen olmalıdır ve kesitin et kalınlıklarında ani değişimler olmamalıdır. Şartlar
bu değişikliklere imkan vermiyorsa, kesit et kalınlıkları arasındaki fark fazla olan bu bölgeler
ayırma yüzeyleri ile birbirlerinden ayrılabilir, böylece çapraz akış önlenmiş olur.
63
KAYNAKLAR
[1] YILMAZ O., 2007,Polimer Malzemelerin Ekstrüzyonunun Deneysel ve
Sayısal
Olarak İncelenmesi, Yüksek Lisans Tezi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İTÜ, İstanbul.
[2] RAUWENDAAL C. , 1987, Flow Distribution in Spiral Mandrel Dies, Polymer
Engineering and Science, 27, 3.
[3] ZEHEV Tadmor, COSTAS G. Gogos, 2006, Principles of Polymer Processing, John
Wiley and Sons, New York,
[4] WALTER Michaeli, 2003, Extrusion Dies for Plastics & Rubber, Hanser
Publishers, 3rd edition.
[5] BALABAN M., Gören G., 2010, Plastik Boru Üretimi İçin Spiral Kanallı
Ekstrüzyon Kalıbının Sistematik Tasarımı, Lisans Tezi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
[6] BİRD R. B., ARMSTRONG R. C., Hassager O., 1987, Dynamics of polymeric
liquids,Wiley-Interscience publication, New York.
[7] CHRİSTOPHER W. MacMinn, GARETH H. McKinley, 2004, Tubeless Siphon
and Die Swell Demonstration, Department of Mechanical Engineering Massachusetts
Institute of Technology, Cambridge MA 02139
[8]
KISASÖZ
E. 2010, Rheological
Properties of Calcite Filled Poylpropylene
Composites, Yüksek Lisans Tezi, Fen Bilimleri Enstitüsü,İTÜ, İstanbul.
[9] Url-1 <http://www.polimernedir.com>, alındığı tarih 12.12.2012
[10] GÖKGÖZ I., 2008, Design and the Application of a Capillary Rheometer to the
Determination of the Flow Characteristics of HDPE, Yüksek Lisans Tezi, Fen Bilimleri
Enstitüsü, İstanbul.
[11] R. P. Chhabra, John Francis Richardson, 2008, Non-Newtonian flow and
applied rheology, Elsevier, UK.
[12] Polyflow 3.10 User Guide, 2003. Fluent Inc.
[13] FERGUSON J. and Kemblowski Z.,1991. Applied Fluid Rheology, Elsevier Applied
Science, New York.
64
[14] BAİRD D.G. ve COLLİAS, D.I., Polymer processing: principles and design, WileyInterscience publication, New York, 1998.
[15] FİSCHER Peter, 1998,New Spiral Mandrel Dies, Johannes Wortberg, ETAGmbH
65
Download