Herkes İçin Adalet Hasan COŞKUN Adalet kelimesi gerek

advertisement
Herkes İçin Adalet
Hasan COŞKUN
Adalet kelimesi gerek gazetelerde, dergilerde ve kitaplarda en çok tartışılan ve en çok
gündeme getirilen konuların başında gelir. Adalet kavramı ta ki, ilk insandan günümüze tüm
insanların ve toplumların en çok tartıştığı meselelerdendir. Adaletin kelime anlamı bir şeyi
layık olduğu yere koymak ve bir kimseye layık olduğu şekilde muamele etmektir. Adaletin
zıddı olan zulüm kelimesi de bir şeyi layık olmadığı bir yere koymaktır. Bir kimseye layık
olmadığı tarzda muamele etmektir. Adalet ile eşitlik aynı şey değildir. Adalet ilkesine göre,
aynı işi yapıyor olsa da farklı şekilde iş çıkaran kişilere farklı ücret vermek gerekir. Adalette
şekil önemli değildir. İki kişi aynı işi yapsa da daha çok ürün ve hizmet ortaya çıkaran kişi
daha çok şeyi hak etmiştir. Adalet diğer bir açıdan herkesi layık olduğu mevki ve makama
oturtmaktır. Birinci basamakta olması gereken beşinci basamakta ise bu bir zulümdür. Beşinci
basamakta olması gereken kişi ikinci basamakta ise bu da ayan beyan zulümdür. Sevgili
peygamberimiz bir sözünde “İnsanları menzillerine(layık oldukları yer) oturtunuz”
buyurmuştur. İnsanlar arasında adaletle hükmetmek o kadar kolay bir iş değildir. Çünkü tüm
ilahi kitaplar ve filozoflar adalet konusuna büyük vurgu yapmışlardır. Adaletle ilgili dini ve
tarihi literatürümüzde ciltler dolusu bilgi ve belge bulabiliriz fakat bizim konumuz o olmadığı
için biz bu hadis ile yetiniyoruz. Adalet kelimesinin anlamı ve içeriğinden çok mutlak
adaletin sağlanamamasından şikayet edilir hep. Daha doğrusu tarih boyunca zayıflar
güçlülerden şikâyet eder. Güçlülerin tüm topluma eşit davranmadıklarını iddia ederler. Rakip
ya da muhalif oldukları tarafından bazı haklarının gasp edildiğini iddia ederler.
Horlandıklarını ve dışlandıklarını iddia edenlerde olmuştur. Zayıfların adalet istemesi
sosyolojik bir realitedir. Çünkü güçlü olanlar zayıf olanları ezebilirler. Tarih boyunca da
adaleti hep mazlumlar talep etmişlerdir. Fakat toplumsal yapıda sayıca çok olmak ya da çok
kişi ile temsil edilmek hep güçlü olmak anlamına gelmeyebilir. Bazen toplumun % 20 si % 80
e hükmedebilir. Tıpkı kapitalist sistemlerde olduğu gibi, şimdi dünyanın ekonomik gelirinin
% 90 gibi büyük bir payını %10 gibi küçük bir mutlu azınlık yemektedir. Bu nedenle
günümüzün mağdur ve mazlumları toplumun geniş kitleleridir. Kapitalist sistemde adalet
yoktur anlayışı da buradan kaynaklanmaktadır. Bu nedenle tüm dünyada çoğunluk azınlıktan
hak talep etmektedir. Bu evrensel bir gerçektir. Herkes bir şekilde kendisi için adalet ister.
Adalet denilince çoğu zaman sosyal adalet akla gelmektedir. Çünkü günümüz dünyasının en
büyük sorunu sosyal adaletin sağlanmamış olmasıdır. Hatta bir çok düşünürde dünya
hayatında mükemmel adaletin yani sosyal adaletin tam olarak gerçekleştirilmesinin bir ütopya
olduğunu iddia etmektedir. Günümüz dünyasının sosyal ve ekonomik yapısına baktığımız
zaman Ortadoğu, Asya ve Afrika ülkelerinin çoğu açlık ve sefaletle boğuşurken Avrupa ve
Amerika ülkelerinde insanlar zevk, eğlence ve sefahat içinde yüzmekte ve hatta Avrupa da
yaşayan insanların evcil hayvanlarının yaşam standardı dahi Afrika ve Asya ülkelerinin
insanlarının yaşam standardını geride bırakmış durumdadır. Bu manzara herkesi karamsarlığa
sürüklemektedir. Başta Amerika olmak üzere tüm Avrupalılar ağızlarını ilk açtıklarında
hemen demokrasi, eşitlik, insan hakları, kadın hakları, çocuk hakları ve sosyal adaletten dem
vurmaktadırlar. Bu görüntüler tabii olarak duyarlı her insanın içini kanatmaktadır. Türkiye’de
ve tüm dünyada kamil sosyal adaletin tesis edilmesi için galiba çok büyük gayretler ve çok
uzun zaman gerekmektedir. Kanaatimizce adaleti önce nefislerimizde, bedenlerimizde
yaşamak ve daha sonra da beldelerimizde(şehirlerimiz) gerçekleştirmek mümkün olacaktır.
Herkes için her yerde ve her zaman adalet ilkesinin çok önemli olduğunu düşünüyoruz.
Download