On5yirmi5.com Güzel Bir Kitap: 'İslam Estetiği' Sanat ve edebiyat çevresinin yakından tanıdığı Turan Koç, 'İslam Estetiği' adlı kitabını çıkardı. Kitap, meraklılarına yön gösteriyor... Yayın Tarihi : 8 Ocak 2010 Cuma (oluşturma : 10/9/2017) Ülkemizde İslâm estetiği ile ilgili çalışmaların yok denecek kadar az olduğunu üzülerek görmekteyiz. Turan Koç’un İslâm Estetiği ismiyle hazırladığı bu kitap alanında büyük bir boşluğu doldurmaktadır. Turan Koç, İslam Estetiği “İslâm Estetiği ve Sanatının Ufukları”, “ Güzellik ve Estetik Tecrübe”, “İslâm Estetiği ve Sanatının Kelâmî Boyutları”, “İhsanın Tezahürleri” ve son olarak “İslâm Sanatı ve Resim” olmak üzere beş bölümden oluşan bu kitabın temel felsefesinin “iman”, “İslâm” ve “ihsan” kavramları üzerine oturtulduğunu söyleyebiliriz. Müslüman şahsın davranışlarını niçin yaptığı iman, nasıl yaptığı ise ihsan boyutuyla açıklanan eserde, ihsan boyutunun Müslümanlığın estetik düzeydeki tezahürü olduğuna vurgu yapılmıştır. Temel gaye dünyayı güzelleştirmektir Giriş bölümünde kitabın içeriğiyle ilgili temel bilgiler verilerek okuyucuya genel bir bakış açısı verilmek istenmiştir. İslâm sanatıyla ilgili yapılacak araştırmalara öncelikle İslâm’ı anlatarak başlanması gerektiğini vurgulayan yazar, İslâm sanatının temel gayesinin dünyayı güzelleştirmek olduğunu vurgular. Her dinin kendi öğretilerinin sanatına da aksettiği gerçeği burada karşılaştırmalı olarak belirtilmiştir. Yunan sanatında yer alan antropomorfizme (teşbihî bir ulûhiyyet anlayışı) karşı, İslâm sanatı “tevhid ve tenzih” ilkesinin gözetilmesi için soyutlamaya başvurmuştur. Sanat sanat içindir anlayışını reddeden İslâm sanatında yararlılık ve estetik aynı ölçüde önemlidir. İslâm sanatının temel felsefesi “sembolizm” şeklinde ifade edilen “temsil” yani diğer bir tabirle “analoji” üzerine bina edilmiştir. Ayrıca tabiatı olduğu gibi göstermektense “soyutlama” yoluna gidilmesi de bu sanatın önemli özelliklerinden birisidir. “Dinî sanat”, “geleneksel sanat ve estetik görüşü”, “kutsal sanat” gibi kavramların da açıklaması yapılmıştır. Tevhid, İhsan, Kur’an Birinci bölüm olan “İslâm Estetiği ve Sanatının Ufukları”; Tevhid: Mesajın Estetik İfadesi, İhsan: İmanın Estetik Boyutu ve Kur’an: İslâm Estetiği ve Sanatının Can Damarı, olmak üzere üç alt başlığa ayrılmıştır. İlk başlıkta soyutlama, üsluplaştırma ve tekrarın İslâm sanatının tevhid ilkesini gözeten bir tezahürü olduğu açıklanmıştır. İhsan: İmanın Estetik Boyutu adlı ikinci başlıkta ihsan Hz.Peygamberin “Allah’a adeta O’nu görüyormuş gibi kullukta bulunmak gerekir. Zira biz görmesek bile O bizi görür” (Buhârî, “İman”, I) hadisiyle açıklanır. Üçüncü ve son bölümde Kur’an’ın bir sanat eseri olmamakla birlikte, îcaz denilen insanı aciz bırakan anlatım güzelliği, okunuşundaki insanı mest eden ses ahengi yani musikîsi onun sanat yönünü ortaya çıkarmaktadır fikri temelinde örnekler verilmiştir. İkinci bölüm olan “Güzellik ve Estetik Tecrübe”; Güzellik, Hakikat ve Bilgi, Güzellik, İyilik ve Yararlılık, Güzellik ve Ulvîlik ve Estetik Tecrübe ve Temaşa olmak üzere dört başlıkta toparlanmıştır. Bu bölümde bir anlamda güzelin ne olduğu sorgulanmış, bunun felsefesi yapılmıştır. “Bedîî tecrübenin en yüksek derecesi güzelliğin hakikatle buluştuğu noktada gerçekleşir.” İfadesi konuyu özetleyen cümlelerden birisidir. Güzellik, Hakikat ve Bilgi başlığında güzellik kavramının hakikate uygunluk ve mükemmele ulaşma çabasıyla birlikte yer alması gerektiği vurgulanmıştır. “Allah bilgisi (marifet) beraberinde her zaman sevgiyi (muhabbet)” getirir ifadesi de bilgi ve sevgi bağlılığına işaret etmektedir. Güzellik, İyilik ve Yararlılık başlığında İslâm sanat anlayışında güzellik ile yarar kavramlarının hep yan yana ele alındığı vurgulanmıştır. Güzellik ve Ulvilik başlığında İslâm mimarîsi nin ulvî yapıları diyebileceğimiz Süleymaniye Camii gibi bir sanat eserinin uyandıracağı estetik duygunun, ihtişam ve görkem duygusunun oluşturduğu huşû ve hayranlık duygularını ortaya çıkardığından bahsedilmiştir. Estetik Tecrübe ve Temaşa; bizi fizik ötesine açan, o alemle buluşturan bir tecrübe ve etkinlik olarak belirtilmiştir. “Özgün anlamıyla temaşa, başta doğal güzellikler olmak üzere belli bir nesneye sabit bir şekilde ve mütemadiyen dikkat kesilmek, ona dalmak ve adeta ona katılmak gibi bir şeydir. Başka bir söyleyişle zihnin eşyada dinlenmesidir.” şeklinde açıklamasını bulan temaşa tecrübesi İslâmî içerik ve anlamıyla olmasa da, modern tecrübenin estetik kuramları açısından önemli olduğu belirtilmiştir. Tasavvufta “kesb-i kemal, seyr-i cemal” (güzellik temaşası insanı olgunlaştırır) şeklindeki açıklama, insanın kulluk bilincinin, Allah’ın cemalini, tabiattaki güzellikler üzerinden seyr ve temaşa edilmesi olarak açıklanmıştır. Zira, her güzel gelip geçicidir ve bâki olan güzeller güzeli olan Allah’tır. Turan KOÇ Kimdir? Sanat ve edebiyat dünyasını n y akından tanıdığı Turan Koç, Yaratma kelimesine derin bir bakış 1952 yılında Kayseri'd e doğdu, ortaöğre nimini burada tamamla dı. 1977 yılında Ankara Üniversit esi İlahiyat Fakültesi' nden mezun olan Koç, bu yıllarda edebiyat çevreleri nde adından söz ettirmeyi başardı. Onu ilk olarak Edebiyat ve Diriliş dergilerin de yayımlan an şiirleriyle tanıdık. Bu dönemde "Sevgili Ağabeyi m" dediği Nuri Pakdil ile tanışan Koç, Pakdil ve çevresind eki edebiyatç ılarla ömür boyu devam edecek olan dostlukla r1980 kurdu. sonrasınd a kademik çalışmala rına hız veren Turan Koç, alanında "ilk" olma özelliğini taşıyan "Din Dili" eseriyle her kesimden entelektü elin haklı takdirini kazandı. Halen Erciyes Üniversit esi İlahiyat Fakültesi Din Felsefesi alanında profesör olarak görevini sürdürme ktedir. Üçüncü bölüm İslâm Estetiği ve Sanatının Kelâmî Boyutları; Estetik Delil, Güzelliğin Âlemdeki Yeri, İbda’ ve Sanatta Yaratma şeklinde alt başlıklara ayrılmıştır. İslâm Estetiği ve sanatı şeklinde başlı başına bir alan olarak ele alınmadığı dönemlerde bu konu, çeşitli disiplinler içerisinde ele alınmış ve tarih boyunca aslında konuşulmuştur. Kelâm ve ahlak alanları içerisinde incelenen bu konular bugün kendi sahasında ele alınabilmektedir. Estetik Delil, din felsefesi alanında gördüğümüz “gaye ve nizam delili” olarak bilinen Allah’ın varlığı lehinde geliştirilmiş delillerden birisidir. Estetik delilin içerimi, alemde gözle görülen, uyum ve güzelliklerin görünmeyene işaret edebilecek bir mahiyette olduğu anlayışıdır. Canlı ve cansız varlıklar arasında düzen ve uyum bizi düzeni koyana götürebilecek mahiyettedir. “Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardından gelişinde akıl sahipleri için deliller vardır… Rabbimiz sen bunları boşuna yaratmadın” ( Âl-i İmrân 3/ 190-191) ayeti bu gayeyi vurgulayan ayetlerden biridir. Güzelliğin Âlemdeki Yeri, varlık özü itibariyle güzel ve iyi olmakla birlikte kötülük ya da çirkinlik itibarî bir kavramdır. İbda’ ve Sanatta Yaratma başlığı ise “yaratma” kavramının sanattaki kullanımına dair çok zengin, özgün, değerli bilgiler vermektedir. İhsanın burçları Dördüncü bölüm olan İhsanın Tezahürleri, Hüsn-i Hat ve Tezhip, Mimari ve Tezyinat, Şiir, Musiki başlıklarının incelenmesinden oluşmuştur. Bu sanat dalları “ihsanın burçları” olarak ifade edilmiştir. İslâm sanatının oluşum ve olgunluk dönemlerinde, beş husus önem arzetmiştir. Bunlar, tevhid ve tenzih ilkesi, camide kılınan namaz, cami mimarisi için bir ilk örnek teşkil eden Mescid-i Nebevî, bilgi ve irfan açısından en değerli kaynak olan Kur’an ve hadis. Hüsn-i Hat ve tezhip, İslâm sanatları içerisinde büyük bir önem arzetmiş ve çoğu kez birlikte yer almışlardır. Kur’an-ı Kerim’in en güzel şekliyle yazılması çabalarından doğmuş olan hüsn-i hat, onun çevresinin süslenmesi amacıyla kullanılan tezhip ile taçlanmıştır. Bu iki sanat İslâm medeniyetinde en gözde ve kendine özgü sanatlar olarak yer almışlardır. Özellikle hat sanatı sadece kitap sanatı olmakla kalmamış aynı zamanda farklı mimari eserlerde özellikle camilerde tezyinat unsuru olarak kullanılmıştır. Mimari ve tezyinat İslâm sanatlarının zirvesinde yer almıştır. İslâm mimarisindeki tevhid ilkesi sade metafiziksel değil, bireysel ve toplumsal hayatı da içine alacak şekilde gelişmiştir. Şiir ve Musiki de yine İslâm sanatları içerisinde nadide bir yere sahip olmuşlardır. İslam sanatı ve resim Beşinci ve son bölüm olan İslâm sanatı ve Resim başlığı altında, İslâm sanatında resme bakış açısı ortaya konmuştur. Resim ve tasvir konusundaki lehte ve aleyhte görüşler bu bölümde ortaya konmuştur. Kitaptan içerik olarak beklentilerimizden birisi de belki bu bölümün daha gelişmiş bir şekilde ele alınması olabilirdi. Sonuç olarak denilebilir ki, muhtasar bir şekilde İslâm sanatları ve estetiğine dair önemli tespitlerde bulunan bu kitap, alanında büyük bir boşluğu doldurmuş ve son derece önemli bilgileri bir araya getirmiştir. Özellikle bu alanda çalışma yapmak isteyen araştırmacılar için kesinlikle başvurulması gereken bir kaynak kitap hazırlanmıştır. Bu değerli çalışmasından dolayı akademisyen ve aynı zamanda şair olan yazar Turan Koç’a teşekkür ederiz. Bu dökümanı orjinal adreste göster Güzel Bir Kitap: 'İslam Estetiği'