MN Kardiyoloji 23/2016 Klinik Araştırma Kalıcı Kalp Pili Takılan Hastalarda İşlem Öncesi Yapılan Kontrast Venografinin Önemi ve Güvenilirliği Yrd.Doç.Dr. Fatih Mehmet UÇAR*, Yrd.Doç.Dr. Mustafa Adem YILMAZTEPE* Öz Amaç: Kalıcı kalp pilleri kalbin ritmini oluşturmak ve düzenlemek veya endokarddan şok uygulamak amacıyla kullanılan cihazlardır. Cihazlar sıklıkla sağ veya sol pektoral bölgeye yerleştirilmektedir. Kalp içerisindeki uyarıyı alan ve ileten leadler ise subklavyen veya aksiler ven yoluyla endokardiyal yüzeye ulaştırılmaktadır. Bu çalışmada pil implantasyonu öncesi rutin kontrast venografi uygulamasının etkinliği ve güvenilirliği araştırıldı. Gereç ve Yöntem: Hasta gruplarının homojen dağılımını sağlamak için sadece kalp içi defibrilatör (ICD) cihazları çalışmaya alındı. Hastanemizde Ocak 2013 ve Aralık 2015 yılları arasında toplam 240 ICD implante edilmiştir. İşlem öncesi venografi yapılan 96 (%40) hasta ile venografi yapılmayan 144 (%60) hasta işlem başarısı ve komplikasyon gelişimi açısından karşılaştırıldı. Bulgular: Hastaların yaş ortalaması 61 ±11,2 ve erkek cinsiyet oranı %80,4‘tür. ICD’lerin tamamı tek odacıklı idi. Venografi yapılan grup venografi yapılmayan grup ile karşılaştırıldığında, venografi grubunda toplam skopi süresi anlamlı olarak daha kısa gözlendi (p<0,001). Pnömotoraks venografi grubunda daha azdı (p=0.04). Pil cebi hematomu venografi grubunda dah azdı ancak istatistiksel olarak anlamlı değildi (p=0,09). Venografi yapılan 96 hastada kullanılan toplam opak miktarı 7,8 mililitre idi ve hiçbir hastada opak nefropatisi gözlenmedi. Sonuç: Kalıcı kalp pili yerleştirilmesi sırasındaki en büyük zorluk sıklıkla venöz yol girişimi sırasında yaşanmaktadır. Venöz yol olarak subklaviyen veya aksiler ven girişimi kullanılmaktadır. Yanlış ponksiyonlar sonucu pnömotoraks, hemotoraks veya hematom ortaya çıkabilir. Ayrıca ponksiyonlar sıklıkla skopi altında yapılmakta ve operatörün eli bu süre içerisinde yoğun radyasyona maruz kalmaktadır. Bununla birlikte venöz anomaliler, total tıkanıklıklar ve aksiler venin anormal seyrine bağlı işlem başarısızlığı yaşanabilmektedir. Sonuç olarak, işlem öncesi az miktarda kontrast ile venöz yapının anatomik seyrinin değerlendirilmesi işlemsel birçok zorluğu ortadan kaldırılabilen basit ve güvenilir bir yöntemdir. Anahtar Kelimeler: Kalıcı kalp pilleri, Kontrast venografi, Komplikasyon The Importance and Safety of Contrast Venography Before Procedure in Patients with Permanent Pacemaker Abstract Objecti̇ve: Permanent pacemakers are devices that are used for create and organize cardiac rhythms or give shock from endocardium. Devices are usually placed in the left or right pectoral region. Leads which receive and transfer impulse from endocardium are delivered endocardium via subclavian or axillary vein. In this study, we investigate the importance and safety of routine contrast venography before pacemaker implantation. Material and Method: In order to provide a homogeneous distribution of patient groups only intracardiac defibrillator (ICD) devices were included the study. Totally 240 ICD devices were implanted at our hospital from January 2013 to December 2015. 96 (40%) patients who were performed venography were compared with non-venography patients of 144 (60%) in terms of the development of the process success and complications. Results: The median age was 61 ±11.2 years and %80.4 were male. All ICD’s were single chambered. When venography group compared with non-venography group, it was observed that venography group had significantly shorter totally scope time (p<0.001). Pneumothorax was lower in venography group (p=0.04).Pacemaker pocket hematoma was lower in venography group but it was not statistically important (p=0.09). The amount of the total opaque was 7.8 milliliters in 96 patients with venography group and contrastinduced nephropathy were not observed in any patients. Conclusion: The biggest challenge during the placement of a permanent pacemaker is experienced frequently during venous route attempt. For venous route, subclavian or axillary veins are used. Pneumothorax, hemotorax or hematoma can be seen as a result of the wrong attempt. Additionally, puncture is performed under fluoroscopy and often within this period, the operator's hand is exposed to intense radiation. In addition; venous anomalies, total occlusion, and an abnormal pattern of the axillary vein may cause operation fail- MN Kardiyoloji • Aralık 2016 • Cilt 23 Sayı 4 177 Uçar FM. Yılmaztepe MA. Kalıcı Kalp Pili Takılan Hastalarda İşlem Öncesi Yapılan Kontrast Venografinin Önemi... MN Kardiyoloji 2016;23(4):177-181 ure. As a result, showing venous course with using a small amount of contrast may eliminate most of the difficulties and it is simple and quite safe. Keywords: Permanent pacemakers, Contrast venography, Complication * Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı, Edirne Yazışma Adresi: Fatih Mehmet Uçar, Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kardiyoloji Kliniği, Edirne. e-posta: [email protected] Geliş Tarihi: 29.11.2016 Kabul Tarihi: 13.01.2017 Giriş Kalıcı kalp pilleri ilk olarak 1950’li yıllarda uygulanmaya başlanmıştır ve endokarda ulaşım için ise subklaviyen ven kullanılmıştır.1 Subklavyen girişimlerin çok masum girişimler olmadıkları ve %1-3 arasında pnömotoraks ve hemotoraks saptandığı bildirilmiştir.2-4 Sefalik ven cut down yöntemi de kalıcı kalp pili uygulanması için kullanılmış ancak bu yöntemin başarısızlık oranının yüksek olduğu bildirilmiştir.5 Aksiller ven ponksiyonu da güvenli olduğu gösterilmiş bir yöntemdir6 ancak kontrast venografi yapılmadığında bu yöntemin aksiler venin anormal seyrine bağlı başarısızlıkla sonlanması ve operatörün el bölgesine fazlaca radyasyon alması gibi olumsuz sonuçları mevcuttur. Kontrast madde kullanılarak yapılan venöz ponksiyonların bir çok avantajı bulunmaktadır.7-9 Bununla birlikte, kontrast madde kullanımının bilinen kontrast nefropati ve anafilaksi gibi zararlı etkileri vardır.10,11 Kontrast nefropati işlem öncesi böbrek fonksiyonun derecesi ve kullanılan kontrast madde miktarı ile ilişkilidir. Rutin olarak her kalp pili vakasından önce kontrast madde ile venöz yapının görüntülenmesi gerekliliği tartışmalıdır. Çalışmamızda, pil takılmadan önce kontrast allerjisi olan hastalar dışında rutin olarak kontrast venografi yapılmasının önemi ve güvenilirliği araştırıldı. Gereç ve Yöntem Hastanemizde Ocak 2013 ve Aralık 2015 yılları arasında tek odacıklı kalp içi defibrilatör (ICD) cihazı takılan hastalar değerlendirilmiştir. Hastalardan 96’sına (%40) işlem öncesi venografi yapılmış ve venografi yapılmayan 140 (%60) hasta ile karşılaştırılmıştır. Tek odacıklı ICD haricinde pil takılan, pil revizyonu yapılan, opak allerjisi olan, tiroid fonksiyon bozukluğu olan hastalar çalışma dışı bırakılmıştır. Hastalara diabetes mellitus tanısı açlık plazma glukozunun 126 mg/dL veya üzerinde olması veya halen antidiyabetik tedavi görme olarak tanımlandı. Hastalar- da yüksek arteryel kan basıncı varlığı ise hastalar dinlenim durumunda iken ve civalı manometre kullanılarak yapılan en az 3 farklı ölçümde sistolik kan basıncının 140 mmHg veya üzerinde, diyastolik kan basıncının 90 mmHg veya üzerinde olması ya da hali hazırda hastaların antihipertansif ilaç kullanması olarak tanımlandı. İşlem öncesi tüm hastalara sol koldan periferik venöz bir yol açılmıştır. Venografi grubundaki tüm hastalar pil implantasyonu için skopi masasında hazırlandıktan sonra periferik yoldan kontrast madde enjekte edilerek venografi yapılmıştır. Venöz anomali ya da venöz yapıda oklüzyon saptandığında diğer koldan periferik bir damar yolu açılarak buradan venografi tekrar edilmiştir. Venografi görüntüsü skopi eşliğinde alınmış ve Artis zee anjiyografi sistemi (Siemens AG, Forchheim, Germany) tarafından kayıt edilmiştir, sinefloroskopi yapılmamıştır. Görüntü monitörde referans olarak kullanılarak işleme başlanmıştır. Venografi yapılmayan hastalarda ise, operatörün tercihine göre anatomik belirteçler kullanılarak ya da skopi eşliğinde girişim yapılmıştır. Bu grupta başarısız olunup venografi yapılan hastalar çalışma dışında bırakılmıştır. Lokal anestezi altında pil cebi hazırlanmış ve 18 gauge ponksiyon iğnesi ile operatör tercihine göre aksiler veya subklavyen ven ponksiyonu yapılmıştır. İşlem sonrası tüm hastalarda 24 saat içerisinde akciğer grafisi çekilmiş, hastalar taburculuk sonrası 1 hafta boyunca gün aşırı pansumana çağrılarak pil cebi kontrolleri yapılmıştır. Kontroller sırasında hematom gelişmiş hastalar kayıt edilmiştir. Olgularda sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu ölçümü modifiye Simpson yöntemi ile GE-Vivid 7 ekokardiyografi cihazında (GE-Vingmed, Horten, Norway) 2,5-3,5 MHz transdüser kullanılarak başvuru sırasında yapıldı. Tüm hastalardan işlem öncesi ve işlemden 48 saat sonra kan örneklemesi alındı. Hematolojik parametreler otomatik hematoloji cihazı (Beckman Coulter Inc, Hialeah, Florida) ile analiz edildi. Biyokimyasal parametreler ise otomatik biyokimya analizörü ile ölçüldü MN Kardiyoloji • Aralık 2016 • Cilt 23 Sayı 4 178 Uçar FM. Yılmaztepe MA. Kalıcı Kalp Pili Takılan Hastalarda İşlem Öncesi Yapılan Kontrast Venografinin Önemi... MN Kardiyoloji 2016;23(4):177-181 (Abbott Aeroset, Abbott Laboratories, Abbott Park, Illinois). Tüm vakalar çalışma hakkında bilgilendirildi, imzalı onamları alındı ve çalışma yerel etik kurul tarafından onaylandı. İstatiksel çalışma SPSS 17 (SPSS Inc., Chicago, IL, United States) paket bilgisayar programı kullanılarak yapıldı. Normal dağılım gösteren değişkenler ortalama ± standart sapma, normal dağılım göstermeyen değişkenler ise medyan (interquartile range: IQR) olarak ifade edildi. Kategorik değişkenler ise sıklık ve yüzde (%) olarak verildi. Normal dağılan sayısal değişkenlerin iki farklı grupta karşılaştırılmasında Student’s t testi kullanılırken, normal dağılmayan sayısal değişkenler için Mann Whitney U testi kullanıldı. Nominal verilerin karşılaştırılması için ki-kare ya da Fisher’s exact testleri kullanıldı. p değeri <0,05 anlamlı olarak kabul edildi. Bulgular Çalışmaya dahil edilen 240 ICD hastasının yaş ortalaması 61±11,2’dır ve erkek cinsiyet oranı %80,4’dür. Hastaların demografik özellikleri tablo 1’de gösterilmiş- tir. Bazal karakteristik özellikler açısından iki grup arasında fark saptanmamıştır. Hematolojik ve biyokimyasal parametreler karşılaştırıldığında işlem öncesi venografi yapılan ve yapılmayan gruplar arasında istatistiksel fark saptanmadı. İşlem süresince kullanılan toplam skopi süresi karşılaştırıldığında ise venografi yapılmayan grupta skopi sürelerinin daha fazla olduğu gözlendi (4,4±0,9‘a karşı 3,9±0,2, p<0,001) (Tablo 2). İşlemde ve sonrasındaki komplikasyonlar karşılaştırıldığında, venografi grubunda pnömotoraksın daha az oranda görüldüğü ve istatistiksel olarak anlamlı değere ulaştığı saptandı (1‘e karşı 9, p=0,04). Pil cebi hematom gelişiminin ise yine venografi grubunda daha az görüldüğü izlendi ancak istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (2’ye karşı 10, p=0,09) (Tablo 2). Bununla birlikte hiçbir hastada hemotoraks gelişmemiştir. Venografi yapılan 96 hasta değerlendirildiğinde iki hastada sol subklavyen venin total tıkalı olduğu görülmüş ve işlem sağ subklavyen ven aracılığıyla yapılmıştır. Bir hastada da sol persistan süperior vena kava saptanmış ve işlem sağ subklavyen yol aracılığıyla yapılmıştır. Tablo 1: Venografi yapılan ve venografi yapılmayan grupta bazal karakteristik özelliklerinin karşılaştırılması Venografi Grup (n=96) Erkek cinsiyet, n (%) Yaş Hipertansiyon,n (%) Diyabet, n (%) Kronik böbrek yetmezliği, n (%) Kronik akciğer hastalığı, n (%) Koroner baypas operasyonu, n (%) Periferik arter hastalığı, n (%) Ejeksiyon fraksiyonu (%) Asetilsalisilik asit, n (%) Klopidogrel, n (%) Vücut kitle indeksi, kg/m2 (76) (79,1) 60 ± 10,7 50 (52) 24 (25) 4 (0,4) 3 (0,3) 29 (30) 21 (38) 31 ± 10,1 44 (45) 4 (0,4) 25,6 ±1,9 Venografi Yapılmayan Grup (n=144) (117) (83,5) 61 ± 11,6 63 (45) 29 (20) 8 (0,5) 5 (0,3) 35 (25) 17 (34) 28 ± 8,7 69 (49) 9 (0,6) 26,5 ±3,0 p 0,69 0,73 0,20 0,37 0,62 0,88 0,44 0,60 0,09 0,79 0,48 0,76 Tablo 2: Venografi yapılan ve venografi yapılmayan grupların hematolojik özelliklerinin ve komplikasyon sıklıklarının karşılaştırılması Hemoglobin, g/dL Trombosit, x10³/L Beyaz küre, x 10 9 /µl Pnömotoraks, n (%) Pil cebi hematomu, n (%) Toplam skopi süresi (dakika) Venografi grup (n=96) Venografi yapılmayan grup (n=144) 13,2 ± 1,89 236 ± 82 8,2 ± 2,35 1 (0,1) 2 (0,2) 3,9 ± 0,2 12,7 ± 1,82 229 ± 72 8,7 ± 2,76 9 (0,6) 10 (0,7) 4,4 ± 0,9 MN Kardiyoloji • Aralık 2016 • Cilt 23 Sayı 4 179 p 0,06 0,51 0,15 0,04 0,09 <0,001 Uçar FM. Yılmaztepe MA. Kalıcı Kalp Pili Takılan Hastalarda İşlem Öncesi Yapılan Kontrast Venografinin Önemi... MN Kardiyoloji 2016;23(4):177-181 Tartışma Çalışmamızda pil implantasyonu yapılan hastalarda işlem öncesi rutin olarak venografi yapılmasının komplikasyonlarda azalma sağladığını, işlem süresince maruz kalınan radyasyon miktarını azalttığını ve hiçbir hastada opak kullanımına bağlı nefropati gelişmediğini saptadık. Çalışmamızda işlem öncesi rutin venografi yapılmasının hem işlem süresini hem de komplikasyon oranını azalttığını gözlemledik. Kalp pili girişimlerinde venöz yol olarak subklavyen, aksiler ya da sefalik venler kullanılmaktadır. Bu girişimler hekimin tercihine göre floroskopi altında ya da anatomik belirteçler kullanılarak yapılmaktadır. Floroskopi ile yapılan girişimlerde işlemde kullanılan radyasyon miktarı artarken, anatomik yolla floroskopisiz yapılan işlemlerde ise pnömotoraks, hemotoraks gibi komplikasyonlara daha sık rastlanmaktadır. İşlemde pnömotoraks riski, hekimin deneyimine ve yapılan subklavyen ponksiyon sayısına göre değişmektedir. Medial ponksiyon tekniğinde daha sıktır. MOST (Insights From the Mode Selection Trial) çalışmasında pnömotoraks görülme sıklığı %1,5 olarak saptanmıştır.12 Hemotoraks ise genellikle internal torasik arter hasarına bağlı gelişen nadir bir komplikasyondur.4 Arter ponksiyonunun erken fark edilip elle bası uygulanması bu komplikasyon oranını azaltır. Pil cebi hematomları çeşitli sebeplerle antikoagülan ve antiagregan ilaç kullanım öyküsü olan hastalarda daha sık izlenmektedir. Antikoagülan tedavi almayan hastalardaki insidansı %2 civarındadır.3,13 Çalışmamızda hastalarımızın hiçbirisinde antikoagülan ilaç kullanım öyküsü yoktu ve antiagregan tedavi oranları ise gruplar arasında eşitti. Venografi yapılmayan grupta pil cebi hematomunun daha fazla geliştiğini ancak anlamlı değerlere ulaşmadığını saptadık. Pil cebi hematomunun venografi yapılmayan grupta yanlışlıkla arteryel ponksiyon yapılmasına veya venöz girişim sırasında başarısızlık ve gereksiz ponksiyonlara bağlı olabileceğini düşünmekteyiz. Birçok venöz girişim tekniği değişik operatörler tarafından kullanılmıştır. En sık kullanılan yol olan intratora- sik subklavyen ven ilk olarak Little Ford tarafından 1979 yılında kullanılmıştır.14 Ancak bu girişim yolunun pnömotoraks, hemopnömotoraks, brakiyal pleksus zedelenmesi2,15 gibi birçok komplikasyona neden olduğu görülmüştür. Kullanılan diğer venöz yol sefalik vendir. Güvenli olmasına rağmen girişimin başarısızlık oranı yüksektir.5 Anatomik yolla yapılan ekstratorasik subklavyen ven girişimi ilk olarak Magney ve ark.16 tarafından tanımlanmıştır, zor bir öğrenim süreci vardır ve komplikasyon gelişimi bu nedenle artabilir. Aksiller girişim tekniği ise anatomik belirteçleri kullanarak ya da floroskopi eşliğinde yapılmaktadır. Bu yöntemle pnömotoraks sıklığının daha az yaşandığını gösteren çalışmalar bulunmaktadır.17 Ayrıca aksiler arterin anormal seyri varlığında, işlem başarısızlıkla sonuçlanabilmektedir. Anatomik belirteçler ile venöz ponksiyon yapılmasının floroskopi ya da kontrast eşliğinde yapılan yöntemlere göre benzer sonuçlar verdiğini gösteren çalışmalar bulunmaktadır.6,18-20 Bu çalışmalarda floroskopi ve kontrast ile ilişkili sorunlardan uzaklaşılması gerektiği vurgulanmıştır. Ancak anatomik belirteçler hastalar arasında büyük farklılıklar göstermektedir. Yapısal bozukluklar ve doğuştan gelen anomaliler varlığında bu yöntemin başarısı sınırlı kalmaktadır. Böyle durumlarda komplikasyon riski de artmaktadır. Çalışmamızda floroskopi ile işlem öncesi venografi görüntüsü alınmış ve çok kısa süre skopi kullanılmıştır. İşlem sırasında hekimin el bölgesine aldığı radyasyon dozu ve işlem süresince kullanılan toplam skopi süresi ise azalmıştır. Sonuç Günümüzde kalp pili takılan hasta sayısı oldukça artmıştır. Pil takılırken en sık karşılaşılan sorun ise venöz girişim sırasında yaşanmaktadır. Subklavyen ya da aksiller venöz girişim yapılan hastalarda işlem öncesi floroskopi eşliğinde uygulanan venografinin işlem süresinde kısalma, komplikasyonlarda azalma sağladığını ve işlem süresince kullanılan radyasyon miktarını azalttığını saptadık. Bununla beraber hastaların hiçbirinde kontrast nefropatinin gelişmediğini gözlemledik. Sonuç olarak pil implantasyonu öncesi tüm hastalara venografi yapılması güvenli ve etkin bir pil takılması işlemi sağlamaktadır. Kaynaklar 1. Nelson GD. A brief history of cardiac pacing. Tex Heart Instit J 1993;20:12-8. 2. Aggarwal RK, Connelly DT, Ray SG, Ball J, Charles RG. Early complications of permanent pacemaker implantation: no difference between dual and single chamber systems. Br Heart J 1995;73:571-5. MN Kardiyoloji • Aralık 2016 • Cilt 23 Sayı 4 180 Uçar FM. Yılmaztepe MA. Kalıcı Kalp Pili Takılan Hastalarda İşlem Öncesi Yapılan Kontrast Venografinin Önemi... MN Kardiyoloji 2016;23(4):177-181 3. Chauhan A, Grace AA, Newell SA et al. Early complications after dual chamber versus single chamber pacemaker implantation. Pacing Clin Electrophysiol 1994;17:2012-5. 4. Parsonnet V, Bernstein AD, Lindsay B. Pacemaker-implantation complication rates: an analysis of some contributing factors. J Am Coll Cardiol 1989;13:917-21. 5. Furman S. Venous cutdown for pacemaker implantation. Ann Thorac Surg 1986;41:438-9. 6. Sharma G, Senguttuvan NB, Thachil A et al. A comparison of lead placement through the subclavian vein technique with fluoroscopy-guided axillary vein technique for permanent pacemaker insertion. Can J Cardiol 2012;28:542-6. 7. Calkins H, Ramza BM, Brinker J et al. Prospective randomized comparison of the safety and effectiveness of placement of endocardial pacemaker and defibrillator leads using the extrathoracic subclavian vein guided by contrast venography versus the cephalic approach. Pacing Clin Electrophysiol 2001;24:456-64. 8. Lau EW. Upper body venous access for transvenous lead placement-review of existent techniques. Pacing Clin Electrophysiol 2007;30:901-9. 9. Dora SK, Kumar VK, Bhat A, Tharakan JA. Venogram-guided extrathoracic subclavian vein puncture. Indian Heart J 2003;55:637-40. 10. Mehran R, Nikolsky E. Contrast-induced nephropathy: definition, epidemiology, and patients at risk. Kidney Int Suppl 2006:S11-5. 11. Morzycki A, Bhatia A, Murphy K. Adverse Reactions to Contrast Material: A Canadian Update. Can Assoc Radiol J 2016 Oct 13 (Epub ahead of print). 12. Ellenbogen KA, Hellkamp AS, Wilkoff BL et al. Complications arising after implantation of DDD pacemakers: the MOST experience. The American journal of cardiology 2003;92:740-1. 13. Pfeiffer D, Jung W, Fehske W et al. Complications of pacemaker-defibrillator devices: diagnosis and management. Am Heart J 1994;127:1073-80. 14. Littleford PO, Parsonnet V, Spector SD. Method for the rapid and atraumatic insertion of permanent endocardial pacemaker electrodes through the subclavian vein. Am J Cardiol 1979;43:980-2. 15. Fyke FE, 3rd. Infraclavicular lead failure: tarnish on a golden route. Pacing Clin Electrophysiol 1993;16:373-6. 16. Magney JE, Staplin DH, Flynn DM, Hunter DW. A new approach to percutaneous subclavian venipuncture to avoid lead fracture or central venous catheter occlusion. Pacing Clin Electrophysiol 1993;16:2133-42. 17. Burri H, Sunthorn H, Dorsaz PA, Shah D. Prospective study of axillary vein puncture with or without contrast venography for pacemaker and defibrillator lead implantation. Pacing Clin Electrophysiol 2005;28 Suppl 1:S280-3. 18. Mehrotra S, Rohit MK. Prospective study to develop surface landmarks for blind axillary vein puncture for permanent pacemaker and defibrillator lead implantation and compare it to available contrast venography guided technique. Indian Heart J 2015;67:136-40. 19. Belott P. How to access the axillary vein. Heart Rhythm 2006;3:366-9. 20. Byrd CL. Safe introducer technique for pacemaker lead implantation. Pacing Clin Electrophysiol 1992;15:262-7. MN Kardiyoloji • Aralık 2016 • Cilt 23 Sayı 4 181