Untitled - Savunma Sanayii Müsteşarlığı

advertisement
Zafer, "Zafer benimdir" diyebilenindir.
Başarı ise, "Başaracağım" diye başlayarak sonunda
"Başardım" diyebilenindir.
Savunma Sanayiine
yön veren
uzman tedarik kurumu
Vizyon
Ülkemizin stratejik savunma ve güvenlik ihtiyaçlarına
teknolojik gelişmeler doğrultusunda özgün yurtiçi
çözümler sunan, uluslararası pazara entegre ve
rekabetçi bir savunma sanayiine yön veren uzman
tedarik kurumu olmak"
Misyon
"Ülkemizin savunma ve güvenliğine yönelik TSK ve
kamu kurumlarının sistem ihtiyaçlarını karşılamak,
savunma sanayiinin geliştirilmesine yönelik strateji ve
yöntemleri belirlemek ve uygulamak"
YAYIN KURULUNDAN
Değerli okuyucularımız,
Savunma Sanayii Müsteşarlığı'nın 25. kuruluş yıldönümünü kutladığımız 2010
yılının bu son sayısını, Müsteşarlığımızın ve sektörümüzün bu dönemde yaşadığı
tecrübeleri sizlerle paylaşmaya ayırdık.
Kurucumuz ve ilk Müsteşarımız Sayın Vahit ERDEM'in de belirttiği gibi, 1985
yılında sadece 1 Başkan ile doğan Müsteşarlığımız, bu süre zarfında hızla yol
kateden ve yaklaşık 30 milyar dolar mertebesinde savunma tedariği
projelerini 400'e yakın uzman kadrosuyla hayata geçiren ve genç yaşına rağmen,
kendisinden "Savunma Sanayii'ne Yön Veren Uzman Tedarik Kurumu" olarak
bahsedilen bir kurum haline gelmiştir.
Müsteşarlığımızın kuruluşunun kazandırdığı ivme ile de, çeyrek asırlık dönemde;
özgün ürünleri, ihracatı, Ar-Ge yatırımları, ana yüklenicileri ve KOBİ'leriyle hızla
gelişen ve silahlı kuvvetlerimizin ihtiyaçlarını her geçen gün daha büyük oranlarda
karşılamada önemli mesafeler kateden bir savunma sanayiinden söz edilebilir
hale gelinmiştir.
Bu sayımızda, Savunma Sanayii Müsteşarlığı'nda şimdiye kadar görev yapmış olan
Müsteşarlarımızla yaptığımız söyleşileri, sektörümüzün 25 yıldaki gelişimini
anlatan çalışmayı, yoğun bir emeğin ürünü olan sektör değerlendirmesini
ve projelerimizden bazı başarı hikayelerini bulacaksınız.
Dergimizin bu sayısı, diğerlerinden farklı olarak, Müsteşarlığımızın 25
yılı ve projelerimizden örneklerin verildiği tanıtım filmleri ile
önceki sayılarımızın tümünün elektronik kopyalarını içeren
bir CD ile birlikte siz okuyucularımıza sunulmaktadır.
Nice çeyrek asırlara...
Bu
sayımızda
Savunma Sanayii Müsteşarı
Murad BAYAR
06
Savunma Sanayii Eski Müsteşarı
Vahit ERDEM
09
Savunma Sanayii Eski Müsteşarı
Yalçın BURÇAK
14
Savunma Sanayii Müsteşarlığı
Savunma Sanayii Eski Müsteşarı
Prof. Dr. Dursun Ali ERCAN
G NDE
16
Yayın Sahibi Savunma Sanayii
Türk Savunma
Sanayiinin Kısa Tarihi
Müsteşarlığı Adına
Murad BAYAR
19
Danışma Kurulu Prof. Dr. Canan ÇİLİNGİR
Prof. Dr. Aydın KÖKSAL
Dr. Veysel YAYAN
Dr. Faruk YARMAN
Mehmet AKÇAY
Necip BERKMAN
Turgut ŞENOL
Bülent E. BEYOĞLU,
Abdurrahman KILIÇ
ORTAK ÜRETİM
1990 - 2000
Yayın Kurulu Peyman ZEREN (Başkan)
Osman KAYAKESEN
Ahmet GÜRZUMAR
Ayşegül TOKATLI
Banu ÇETİN
Bedriye CİCİOĞLU
Canan KOŞAR
Ender UĞUR
Esra AYDEMİR
Füsun KAYAALP
İrfan ŞAHİN
Kurtuluş İŞLEK
Merve KOÇAK
Muhammed Ali GÜLER
Necmi KOLDAŞ
Tamer ÖZDEMİR
Tutku ÖNEL
Zeynep YÜKSEL
Sorumlu Necmi KOLDAŞ
Yazı İşleri Müdürü
Fotoğraflar Veli YILDIRIM
Yayın İdare Adresi T.C. M.S.B.
Savunma Sanayii Müsteşarlığı
Nasuh Akar Mah.
Ziyabey Caddesi 1407. Sokak
No: 4 (06520) Balgat / ANKARA
Tel: +90 312 411 90 00
Faks: +90 312 411 93 86
www.ssm.gov.tr
[email protected]
Yayın Türü Ulusal Süreli Yayın
Yayın Şekli 3 Aylık - Türkçe
Yayın Tarihi Aralık 2010
Tasarım ve Art Tanıtım
Baskı Kızılırmak Sokak No: 27/10
06640 Bakanlıklar / ANKARA
Tel: +90 312 425 59 96
Faks: +90 312 425 57 27
www.arttanitim.com.tr
[email protected]
Türk Savunma Sanayinin
Ekonomik ve Mali Analizi
26
Arzu G. KÜFLÜ
Savunma Sanayiinin
25 Yılı
31
SSM'nin
Kuruluşu Böyle Okundu
103
110
Gündem
Projelerimizden
Başarı Hikayeleri
118
45
Haberler
Firmalarımızın
25 Yılı
68
125
Vefalı Personelimiz
96
SSM 25. Yıl
Etkinlikleri
Bilge MOLVALI,
Mehmet KABAK,
Serdar DEMİREL
"Tüm yayın hakkı Savunma Sanayii Müsteşarlığı'na ait olup, ücretsizdir.
Parayla satın alınmaz. Yazıların sorumluluğu yazarına aittir.
Kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz.
Murad BAYAR
Savunma Sanayii Müsteşarı
Savunma Sanayii Müsteşarılığı’ndaki
görevime 1989’un ilk aylarında başladım. O
gün itibari ile Müsteşarılığımızın kırkıncı
çalışanı olmuştum. Şimdi ise kuruluşumuzun
25. yılını kutluyoruz. Bir insanın hayatı
açısından değerlendirdiğiniz zaman aslında,
25 yaşına gelmiş bir kişinin hayata ilişkin
sorumluluklarını yeni yeni üstlenmeye
başladığı düşüncesi çerçevesinde, 25 yılın
çok da uzun bir zaman olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla, SSM'yi
de bu kapsamda ele almak gerekmektedir.
Bununla birlikte, SSM bu süreçte çok daha
hızlı ilerledi ve sorumluluklarını tama yakın
olarak üstlenebilecek bir noktaya geldi. 25 yıl
içerisinde ciddi bir mesafe alındı. Geriye
dönüp bakıldığında, bugün yetersiz olduğu
düşünülen bir çok şeyin 25 yıl öncesinde
aslında hiç olmadığı görülebilir. Bunun en
önemli itici gücü ise, Silahı Kuvvetlerimizin
modern silah sistemleri ile donatılması
görevinin bütünsel olarak ele alınmaya
başlanması olmuştur. 25 yılın sonunda bugün
Türkiye’de özgün ürünleri, ihracaatı, ana
yüklenicileri, alt yüklenicileri, KOBİ’leri ile
gelişmiş bir Savunma sanayii sektörünün
varlığından söz etmek mümkündür.
SSM kurulduğunda -ki hâlâ bugün de öyle- o
gün itibarıyla, Türkiye’de mevcut bu işi
yürüten Milli Savunma Bakanlığı ve Kuvvet
Komutanlıkları vardı. Aslında SSM henüz
yokken de, silah sistemleri ordumuzun
envanterine giriyordu. Ancak günümüzde
07
SSM, 360 kişilik bir kurum olarak uzmanlığıyla varlığını ortaya koymaktadır.
Bu süreçte kurumun ne kadar başarılı olduğu
sorusu önem taşıyor. Tabii ki bunun değerlendirmesi de yapılmaktadır. Halihazırda
Stratejik Planı'nın ilki yürürlükte. Önümüzdeki
5 yıllık dönemi kapsayacak olan ikinci planın
hazırlık çalışmaları da devam ediyor. Şu
biliniyor ki, SSM'nin paydaşları, SSM'ye
kendisinin verdiğinden daha yüksek not
vermekteler. SSM kendine daha düşük not
veriyor. Baktığımızda projelerin büyük oranda
arttığını görüyoruz. Tabii bu Silahlı Kuvvetlerin
projelerinin artmadığı anlamına gelmiyor.
Silahlı Kuvvetlerin zaten benzer bir ihtiyaç
grafiği vardı ve bunlar değişik yöntemlerle
karşılanıyordu. Bununla birlikte, SSM'deki
projelerin artması Türkiye’deki toplam
savunma harcamalarının artması anlamına
da gelmiyor. Ayrılan kaynakta geçmiş yıllara
göre artış olmamasına rağmen projelerin
artmış olması, tedarik yapısı içerisinde
sanayiye dönen projelerin artması anlamı
taşımaktadır. Önceleri daha çok hazır alım
olarak yürüyen projelerin şimdi sanayi eli ile
yürütülmesi anlamına geliyor.
Bu noktada tabii Silahlı Kuvvetler, SSM'nin en
önemli paydaşı konumunda. Dolayısıyla en
önemli paydaş olarak sürece inanmaları
sağlıklı bir yapının kurulması ve devam
ettirilmesi için gerekli koşul olarak ortaya
çıkmaktadır. Mevcut 3238 sayılı Kanun'da
SSM için iki temel görev belirlenmiştir. Bu iki
temel görev, “Silahlı Kuvvetlerin modernizasyonu” ve “Savunma Sanayii’nin geliştirilmesi”. Müsteşarlığın başarısı ise, bu iki temel
görevi dengeli bir şekilde yürütmesinde
yatmaktadır. Eğer bu alanlar arasında bir
denge kurulmazsa ve birinden birine fazla
yük binerse diğer ayak boşta kalabilir. Silahlı
Kuvvetlerin ihtiyaçlarını gidermenin kısa ve
etkin yolu, kendini kanıtlamış hazır ürünler
kullanmaktır. İhtiyacın bu şekilde temin
edilmesi ise, sanayi ayağının boşa çıkması
anlamına gelmektedir. Öbür tarafta bütün
ihtiyacın yurtiçi olanaklarla karşılanmaya
çalışılması, ihtiyacın çok geç temin edilmesi
belki de hiç temin edilememesine neden
olabilecektir. Bu durumda, Silahlı Kuvvetlerin
modernizasyonu anlamındaki görevlerde
aksama meydana gelebilecektir. Bununla
birlikte, iki alan arasındaki dengeyi
kurabilmek ve sürdürebilmek, yerli sanayi
yeteneklerine bağlı olmaktadır. Bu noktada
SSM olarak, ilk kuruluş aşamasından itibaren
sanayinin mevcut yeteneklerinin ötesinde
hedefler içinde olundu. Bu süreçte riskler
üstlenildi. Risklerin üstlenilmesi aşamasında
Silahlı Kuvvetler de zaman açısından esnek
davranabildi. Bütün bu maliyetlere beraberce
katlanıldı. Bugün de bunu yapmaya devam
ediyoruz. Bu açıdan bakıldığında SSM 25
yılda başarılı bir görev gerçekleştirmiştir.
? Ana silah sistemlerinin geliştirme ve
üretim aşamalarını tamamlayarak TSK
envanterine kazandırmak;
Bugün itibariyle savunma sanayiinde ulaşılan
seviyeye bakıldığında:
ANKA İnsansız Hava Aracı
ATAK Helikopteri
Altay Ana Muharebe Tankı
MİLGEM Korveti
GÖKTÜRK Gözlem Uydusu
? Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaç duyduğu
ana silah sistemlerinin bir çoğu artık
ülkemizde geliştirilmekte ve üretilebilmektedir. Artık henüz ihtiyaç tanımlama
aşamasında projeler “yurt içi geliştirme”
olarak planlanmakta, “yurt dışı hazır alım”
%10’ların altına düşmüş bulunmaktadır.
? Savunma sanayii sektörü yıllık 500 Milyon
Dolar tutarındaki Ar-Ge harcaması ile
ülkemizde teknolojiye en fazla yatırım
yapan sektör konumuna yükselmiştir.
Türkiye’nin en çok Ar-Ge mühendisi
çalıştıran kuruluşlarının başında savunma
sanayii kuruluşları gelmektedir.
? Savunma Sanayii İmalatçılar Derneği
(SaSaD)’ın üye sayısı 100’ü aşmıştır.
Dünyada ilk 100 savunma sanayii şirketi
arasına bir Türk şirketi girmiş ve ISO-500
Türkiye’nin en büyük sanayii şirketleri
sıralamasında 11 savunma sanayii şirketi
yer almıştır.
? Savunma sanayii ihracatımız 1 Milyar
Dolar hedefine yaklaşmıştır.
Dünya
orduları ülkemiz tarafından tasarlanan
kara ve deniz araçları ile silah ve elektronik
sistemleriyle artan bir hızda teçhiz
edilmektedir.
? Yan sanayi ve KOBİ’lerin savunma
sanayiine katılımları sağlanmış, sadece
OSTİM’de 71, ODTÜ Teknokent’te 74
şirketimiz savunma sanayiine tasarım ve
üretim yapar konuma yükselmiştir. Ülke
çapında savunma sanayiine katılan
KOBİ’lerimizin sayısı 1000’i aşmıştır.
? Üniversitelerimiz ve araştırma enstitülerimiz yoğun bir şekilde savunma sanayii
Ar-Ge projelerine dahil edilmiş, bugün
itibariyle 20’den fazla üniversitemiz fiilen
savunma sanayiine ilişkin ileri teknolojileri
geliştirme aşamasına gelmişlerdir.
Savunma sanayii sektörünün yakın dönem
geleceği ise, bugün atılan temeller çerçevesinde şu şekilde tarif edilebilir:
Hava Savunma Sistemi
? Milli Piyade Tüfeği
? Dünyada ilk 100 savunma sanayii şirketi
arasında 3 firmamız ile yer almak,
? Dünyada kendi kategorilerinde başa
oynayan ürünlere sahip olmak,
? Ülke sanayii, üniversiteleri ve araştırma
kuruluşları ile uzun dönemli işbirlikleri
kurarak Türkiye’nin sanayii ve teknoloji
tabanına güçlü bir katkı yapmak,
? Türkiye’nin milli gücünü oluşturan etkin
unsurlar arasına girmek,
Uzun dönemde ise, kavramsal geliştirme
kararı Savunma Sanayii İcra Komitesi’nin
Aralık 2010 toplantısında alınmış bulunan
Muharip Jet Uçağı ve Jet Eğitim Uçağı
projeleri ile birlikte Dünyada savunma sanayii
en gelişmiş 10 ülke arasına girmeyi
hedeflemekteyiz.
SSM, şimdiye kadar, mevcut yapı içerisinde,
yani yapısal bir düzeltme olmadan neler
yapılabilir düşüncesi içinde olmuş ve bunda
da başarılı olmuştur. Türkiye toplamda
Savunma Sanayii alanında belli bir yere
oturabilir, belli ürün kategorilerinde dünyada
ilk üçe girebilir bir konumda bulunmaktadır.
Ancak, sektörde dünya üzerinde söz sahibi
ülkelere bakıldığında, başarının belirli ürün
kategorilerindeki başarıdan değil, etkin ve
güçlü bir teşkilatlanmaya bağlı olduğu
görülmektedir. Süre içerisinde özgün
geliştirme projelerine ciddi kaynak aktarımları gerçekleştirildi. Ancak bu projeler Ar-Ge
projeleri ile desteklenemedi. Dolayısıyla,
özgün geliştirme projelerinde hâlâ olgun
teknolojiler kullanılıyor. Özgün projelerde
sistem mühendisliği ve ürün geliştirme
yapılmakla birlikte, teknoloji geliştirilemiyor.
Dünyadaki gelişmiş ülkelere bakıldığında
Savunma bütçelerinin %5-15’i tutarındaki bir
meblağ, Ar-Ge faaliyetlerine ayrılmaktadır. Bu
miktarın ülkemiz şartlarında Ar-Ge faaliyetlerine ayrılması mümkün gözükmemekle
birlikte, hem malî açıdan hem de teknoloji
üretim kapasitesi açısından mevcut yapının
geliştirilmesi gerekli koşul olarak ortaya
çıkmaktadır.
Sonuç olarak, Savunma Sanayii Müsteşarlığı'nın, 25 yılda kendisine tahsis edilen
imkânları son raddesine kadar kullanarak,
verilen imkanların çok ötesinde bir hizmet
yaptığını söylemek mümkün görünmektedir.
Görünen o ki, savunma sanayii sektörü
kuruluş aşamasını tamamladı. Halihazırda
SaSaD üyesi 100’den fazla imalatçı şirket ve
bini aşkın KOBİ sektörü oluşturmaktadır.
Ancak, Türkiye için Savunma Sanayii’nde
ciddi bir hedef içinde olunacaksa, anılan
sayılar yeterli değildir. Bu yapıların hem kamu
tarafında hem sanayi tarafında ciddi bir
şekilde ve baştan ele alınması gerekmektedir. Bugün gelinen aşamada çeyrek asırlık
tecrübe ile durumu ortaya yatırıp ciddi bir
hedefle yeni bir yapılanmaya gidilmelidir. O
zaman zaten devletin bu alana tahsis ettiği
ama bir arada görünmeyen kaynaklar çok
daha etkin bir hale getirilebilir. Sektörde yer
alan imalatçı kuruluşların
uluslararası
düzeyde profesyonel bir yapılanmayı
hedeflemesi gerekmektedir.
SSM'nin ileriye yönelik kurumsal hedefleri ise
şu şekilde ifade edilebilir:
? 2007 yılında birincisini yayınladığı
Stratejik Plan ile başlattığı stratejik
yönetim uygulamasını sürdürülebilir bir
seviyeye ulaştırmak,
? Kurumsal yönetim sistemini tekrarlanabilir süreçleri ve güncel bilgi teknolojileri
ile etkin bir konuma getirmek,
? İnsan kaynakları uygulamalarını çağdaş
prensipler doğrultusunda olgunlaştırmak,
? Çalışma modeline uygun modern bir
idare binasına kavuşmuş olmak ve
? Savunma tedarik sistemini bütünsel
olarak ele alarak bünyesine entegre
etmektir.
Bugün yola çıktığı istikamette bu hedeflere
ulaştığında SSM bütün boyutları ile dünyada
muadilleri arasında saygın ve ülkemizde
“Örnek Kamu İdaresi” konumuna yükselmiş
olacaktır. Bu yolculukta birinci etken üstün
nitelikli ve motivasyonu yüksek çalışanlara
sahip olmaktır. Çalışanlarının seçilmesi,
yetiştirilmesi ve değerlendirilmesi hususlarında en titiz davranan kamu kuruluşlarının
başında gelen Müsteşarlığımızın, sahip
olduğu profesyonel kadrosu ile gerek
kurumsal gerekse sektöre dair hedeflerini
başarıyla gerçekleştireceğine inancım
tamdır.
09
Vahit ERDEM
Savunma Sanayii Müsteşarlığı
Kurucusu ve ilk Müsteşarı
Savunma Sanayii Müsteşarlığının kuruluşu
sıfırdan başlayacağız. Sonuçta, Savunma
nasıl olmuştur? Size göre neden böyle bir
Sanayii Geliştirme ve Destekleme İdaresi
kuruluşa ihtiyaç duyulmuştur?
Başkanlığına asaleten, yine Toplu Konut ve
1984 yılı başında Turgut Özal seçimleri
Kamu Ortaklığı Başkanlığı’nı da yürütmek
kazanarak tek başına iktidara gelmişti. Turgut
üzere vekâleten atandım.
Özal, o güne kadar el atılmamış sahalara
Bir defa, bunlar belki daha önce düşünülmüş,
yönelmek üzere büyük bir reform paketiyle
tasarlanmış, reform paketlerinin parçaları.
hükümet icraatına başladı. Bu reform
Biliyorsunuz, bizim savunma sanayiimiz o
alanlarından biri de Savunma Sanayii idi.
dönemden önce kapalı bir kutuydu. Savunma
Savunma Sanayii Müsteşarlığının kurulma-
Bakanlığı ve Silahlı Kuvvetler yönetimi
sına esas teşkil eden ve ilham veren Toplu
çerçevesinde doğrudan satın alıma dayalı bir
Konut ve Kamu Ortaklığı İdaresinin kuruluşu
sistemdi. Bununla birlikte, Silahlı Kuvvetlerin
ve kanunu. 1980’lerin sonunda Türkiye'de
vakıflarına bağlı bir gelişme de izleniyordu.
ciddi bir konut sıkıntısı vardı, Ankara'da
Bilhassa Kıbrıs savaşından sonra karşılaşılan
kiralık ev bulmakta zorluk çekiliyordu ve iki
zorluklar dolayısıyla kara, deniz, hava
sayfalık bir kanunla Toplu Konut ve Kamu
kuvvetleri vakıfları kuruldu. Bu vakıflar
Ortaklığı İdaresi Kanunu çıktı. Bunun
vasıtasıyla da yatırım yaparak savunma
içerisinde temel altyapı yatırımlarıyla ilgili
sanayinin gelişmesine katkıda bulunulmaya
konularda senet çıkararak kaynak yaratmak,
çalışılıyordu. Yani Savunma Sanayii Müsteşar-
yeni altyapı yatırımlarına finansman kaynağı
lığının kuruluşundan önce. Tabii, o şekliyle
bulmak fikri yatıyordu ve ilk başlandığında
büyük bir atılım yapmak mümkün değildi,
Başkan olarak tayin edildim. Başkanlığım bir
vakıf işi değil bu, devlet politikası olması
oda ile başladı. Sonrasında ise, iki yıl
gereken bir konu. Türkiye savunma
içerisinde 200 binin üzerinde konut inşaatı
sanayiisine çok büyük, daha doğrusu
tamamlandı, Türkiye'nin her tarafında âdeta
savunma ihtiyaçlarına, silah sistemlerine
bir konut seferberliği başladı. Bu başarı
büyük para harcayan ülkelerden birisi. Millî
üzerine, yani bu iyi örnek üzerine daha
gelirinin -o zamanlar- yüzde 5’i kadarı
doğrusu, onun kanununa benzer Savunma
savunmaya ayrılıyordu. Diğer ülkelerle
Sanayii Geliştirme ve Destekleme İdaresi
mukayese ettiğimiz zaman, yani NATO
kurulmasına dair bir kanun çıktı, o da bir
ülkeleri içerisinde en yüksek kaynak ayıran
buçuk iki sayfalık kısa bir kanun. Sayın Özal,
ülkelerden biriydi. Bu kadar kaynağı
bu kurumun başına da beni atadı. Tabii,
ayırmamızla birlikte, bu kaynaklar tamamen
teşkilatı kurmak, belli safhaya getirmek zor.
dış firmalara gidiyordu. İşte, Amerika’dan
Ben içimden “Eyvah” dedim. Tabii yeni bir
FMS kredisi yoluyla silah ve araç-gereç
kurumu belli safhaya getirmişken yeniden
tedarik ediyorduk. Almanya’dan yine bazı
kullanılmış askerî araç-gereç alıyorduk.
sistemine bağlı bir değişken- yüzde 15
kaynak tahsisinde daha rasyonel, daha etkili
Böyle bir yapı vardı.
civarındadır. Bunu da ben Sayın Turgut Özal’a
olunca herkes saygı duymak durumunda
O yapının değişmesi gerekiyordu. İşte bu
anlattığımda, “Eski hükümetlerin dört gözle
kaldı.
yapının değişmesi için Savunma Sanayii
beklediği FMS kredisinden vazgeçelim”
Tabii, karşılaşılan güçlükler sadece kurum-
Geliştirme ve Destekleme İdaresi kuruldu.
ifadesinde bulundu ve o konuda da biz bir
larla da değil. O zaman çok sayıda temsilci
Son derece isabetli, geç kalınmış, ama tabii
çalışma yaptık. Ve o çalışmanın sonunda,
vardı. Mevcut sistem büyük çapta ithalata
zararın neresinden dönerseniz o kadar kârdır
Sayın Özal Amerika Birleşik Devletleri’ne
dayandığı için tabii komisyoncular memnun
derler, o sebeple de kurulması gereken zaruri
yaptığı ilk seyahatinde “No aid, more trade”
hayatından, firmalar da memnun. Biz artık
bir kurumdu.
cümlesini kullandı. “Yardım istemiyoruz, artık
firmalara şunu demeye başladık: “Bize
ticaret istiyoruz.” O zamanki adıyla Savunma
komisyoncularınızla gelmeyeceksiniz, bize
Sanayii Geliştirme ve Destekleme İdaresi
yatırım anlayışıyla geleceksiniz. Eski
Başkanlığı Türkiye'de ciddi bir boşluğu
alışkanlıklarınızı bırakacaksınız bir tarafa.
doldurdu ve memnuniyetle ifade edeyim ki
Müşterek üretim, teknoloji transferi,
saygın kamu yönetimi içerisinde oldukça
Türkiye'de üretim, Türkiye'de katma değeri
etkili büyük hizmetlere imza atan bir kurum
artırma gibi politikalara ağırlık vereceğiz. O
halinde başladığı gibi gelişerek, büyüyerek
zaman destek görürsünüz. Yoksa mal
devam ediyor. Bunu da görmekten memnu-
satmaya geliyorsanız bize gelmeyin dedik.
niyet duyuyorum.
Belli başlı büyük ülkelerin savunma sanayi-
soğuk ve iyi münasebeti olmayan ülkeler.
İlk atandığımda, elimde iki sayfalık kanun, bir
cileriyle paneller yapıldı, toplantılar yapıldı.
Aynı zamanda komünizmin devam ettiği,
de ben varım. Bu haliyle başladık. İlk işim, o
Amerika, Fransa, İngiltere, onlara hep yeni
Sovyetler Birliği’nin devam ettiği bir dönem.
zamanın Genelkurmay Başkanı ve kuvvet
politikayı anlattık. Hatta “Defense News”
Yunanistan’la problemlerimiz var. Kıbrıs
komutanlarından randevu almak oldu. O
dergisinde bir makale çıktı. Makalede, “Artık
savaşı esnasında Amerika Birleşik Devlet-
zamanın Genelkurmay Başkanı Orgeneral
bundan sonra Türkiye'ye firmalar elini kolunu
leri’nin koyduğu ambargoyla çektiğimiz
Necdet Üruğ. Ona gittim, dedim ki: “Sayın
sallayarak gitmesinler, karşılarında ciddi bir
büyük sıkıntılar var. Yani en azından kritik bazı
Komutanım, Hükümet beni bu göreve tayin
kurum var. Çatır çatır pazarlık yapıyorlar,
üretimleri yapamayışımızın acılarını çeşitli
etti ve mademki tayin etti, burada başarılı
ceketinizi bile soyabilirler.” yazıyordu. Yani bir
vesilelerle çektiğimizi biliyoruz. Bilhassa
olmak istiyorum. Başarılı olabilmem için
defa Türkiye'nin savunma sanayi politikasını,
Kıbrıs hadisesi bunu çok net bir şekilde ortaya
Silahlı Kuvvetlerimizin bunu canı gönülden
ki hâlâ o kanun geçerli, yabancı firmalara,
koydu. O bakımdan, bizim gibi savunma
desteklemesi lazım, başta zatıâliniz olmak
yerli firmalara ciddi bir şekilde anlattık ve
harcamalarına büyük önem veren, büyük
üzere.” “Peki, binanız var mı?” dedi, “Hiçbir
onun arkasında da durduk, o prensipten de
savunma harcaması yapan, sayısal olarak
şeyimiz yok, iki sayfa kanun var, bir de ben
asla taviz vermedik ve o kabul gördü. Onun
NATO’nun ikinci büyük ordusu olan böyle bir
varım.” dedim. Özel Kalem Müdürünü çağırdı
üzerine hâlâ da devam ediyor.
ülkenin kendi sanayisini bu alanda gelişti-
ve dedi ki: “Vahit Bey ne zaman gelirse kapım
rmemesi çok büyük eksikliktir. Türkiye
açık olacak, destekleyeceğiz.” Kirazlıdere
Müsteşarlığınız döneminde yaşadığınız
çapında, Türkiye büyüklüğünde olup da hele
mevkisindeki bina boşmuş, Silahlı Kuvvetler
ve sizde iz bırakan ilginç bir olayı
böyle bir stratejik mevkide olan bir ülkenin
yapmış, öyle dur uyor, “Gidip oraya
bizlerle paylaşmak ister misiniz?
kendi savunma sanayisini geliştirmemesi
oturacaksın, verin anahtarını” dedi. Anahtarı
diye bir şey söz konusu olamaz. Ama o
aldık, gittik. Odaları mütevazı mobilyalar ile
zamana kadar öyle gitmiş maalesef. Ve
döşenmiş olan bir bina. Oturdum tek başıma.
harcamalarımız da tamamen doğrudan dış
Sonra bir sekreter buldum, ondan sonra
alım yoluyla yabancı ülkelere gidiyordu. FMS
Devlet Planlama Teşkilatı ve Türkiye'nin
dediğimiz kredileri dört gözle beklerdik o
saygın kurumlarından birkaç kişiyi transfer
zaman, çok beklediğimiz bir kredi olurdu her
ederek işe başladık.
sene, ne kadar verecekler diye. Hâlbuki FMS
Bu süreçte ciddi destekler gördük. Tabii, çok
zamanın Müsteşarı orgeneral idi, bütün daire
içerisinde bir kısım hibe, diğer kısımlar kredi.
zorluklarla da karşılaştık. O da normal, bir
başkanlarını toplamış. Savunma Bakan-
Toplamda baktığımız zaman FMS’nin bize
kurum başka bir kurumun işine el atıyorsa
lığında Daire Başkanları var biliyorsunuz, Dış
maliyeti oldukça yüksek. Direkt üretici
reaksiyonla karşılaşır. Planlama Teşkilatının
Tedarik Daire Başkanı, o zaman Sanayii
firmadan alınsa belki daha ucuza mal olacak.
kuruluşu da öyle olmuştur. Planlama
Dairesi vardı, işte oturttular beni de sivil
Çünkü herhangi bir silahın lojistik maliyeti
kurulunca proje bazında kaynak tahsisini
olarak. Dedi ki Müsteşar: “Bizim 27 dairemiz
kendi maliyetinin çok üzerindedir. On yıllık
Planlama yapmaya başladı. Bütün kurumlar
vardı, yeni bir daire daha kuruldu 28 oldu.”
süreyi dikkate alırsanız, kendi maliyeti lojistik
reaksiyon gösterdi ama Planlama başarılı
Konuşmasını bitirince “Bir dakika Sayın
maliyetinin yanında –tabi bu, alınan silah
olunca, Türkiye'nin ekonomik gelişmesinde,
Müsteşar, bir defa bizim kuruluşumuz daire
“Böyle bir kuruma neden ihtiyaç duyulmuştur?” sorusu ile ilgili olarak da, vurgulayarak
şunu söyleyeyim: Türkiye kritik bir coğrafyada. NATO üyesi bir ülke olmakla birlikte,
diğer NATO üyesi ülkelerle mukayese
ettiğiniz zaman, doğu-batı ve kuzey-güney
arasında bir köprü niteliğinde. Doğumuzda
hiçbir demokratik ülke yok, hele o
dönemlerde. Hepsi bir manada Türkiye ile
Tabii, anlatacak çok şey var, ama bunlardan
biri, her yerde anlatıyorum, burada da tekrar
onu anlatayım isterseniz. Savunma Sanayii
Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı
zamanında Savunma Bakanlığı’nda bir
toplantıya davet ettiler. Ben tek başıma
katıldım, zaten fazla eleman da yoktu. O
11
başkanlığı değil, başkanlık. Eğer sizin 27
yayınlandı.
Türkiye'de sanayi envanterini o zaman ilk biz
yaptık. Belki o dokümanları karıştırırsanız
dairenize 28 inci daire eklenmiş olsaydı Millî
Savunma Bakanlığı bünyesinde bir daire
Müsteşarlığımızın 25 yılda katettiği yol
görürsünüz. Yani ciddi bir sanayi envanteri
daha kurulmuş olurdu. Zaten Sanayii Dairesi
nedir ve bugün geldiği noktada kuruluş
yaptık, hem kuruluş çalışmaları, hem
de var. Onun için, evvela çıkan kanunu çok iyi
amacına ne ölçüde hizmet etmiştir?
yatırımlar hem konsept manasına gelecek.
anlamamız lazım. Burası hükm-ü şahsiyeti,
Şunu ifade edeyim, geçenlerde de işte bir
Offset, araştırma-geliştirme gibi alanlarda
ayrı bütçesi ve ayrı karar mekanizması olan
sergi vardı, yirmi beşinci yıl dönümü
ciddi şekilde gelişmeler yaşandı o dönem.
bir kurum. Başkanlık, en azından korgeneral
dolayısıyla, orada da gördüm. Savunma
Tabii, ondan sonra gelen müsteşarlar
seviyesinde. Beni oturttunuz asteğmen gibi
Sanayii Müsteşarlığı, başında da söylediğim
döneminde bunların üzerine yenileri
alta ama…” dedim. Öyle deyince bir durdu,
gibi, Türk kamu idaresinde yaptığı işlerle
konmaya çalışıldı, devam etti. İşte, Murad
şaşırdı. O zaman bir albay vardı Hukuk
ilgili olarak saygın bir yerde bulunuyor. Türk
Bey’in Müsteşarlığı zamanında araştırma,
Müşaviri, ona döndü, “Doğru mu?” dedi.
savunma sanayisinin gelişmesinde anahtar
geliştirme, teknolojik kabiliyet kazanma
Hukuk Müşaviri, “Efendim, Vahit Bey doğru
kurum. Sıfırdan başlandı. Hem araştırma
konularında mesafe kat edildi. Yeni projelere
söylüyor” dedi. Öylece bir şeyi atladık. Bir
geliştirmeye el atıldı o zaman, üniversitelerle,
imza atıldı, F-35 gibi, Atak Helikopteri gibi,
sürü protokol problemleri yaşadık o dönem-
teknolojik gelişmeye katkı sağlayacak,
vesaire.
de.
mühendis yetiştirmeye de katkı sağlayacak
Diğer önemli yaşadığım; Aselsan bizi şikayet
araştır ma geliştir me projeleri verdik
etmiş, “Savunma Sanayii Geliştirme ve
üniversitelere, TÜBİTAK’a. Ayrıca, müşterek
Destekleme İdaresi Başkanlığı Aselsan’ı
üretim veya kendi sermayemizle savunma
köstekliyor, engel oluyor, yabancı firmalarla iş
sanayinde faaliyet gösterecek firmalar
birliği yapıyor elektronik konusunda…”
kuruldu. İşte, Zırhlı Muharebe Aracı (ZMA)
vesaire gibi. Bu yazı Genelkurmaya gitmiş,
Projesi imzalandı. Başlangıçta çok
bir kopyası da elime geçti. Neredeyse biz
problemler yaşadık, büyük aşamalardan
vatana ihanetle suçlanıyoruz o yazıda. Bunun
geçti. Ama baktığınızda bugün ciddi bir firma
üzerine bir toplantı tertiplendi, beni de
haline geldi, teknolojik seviyesi yükseldi,
çağırdılar, yanımda bir iki arkadaşım vardı.
tecrübe kazandı. Müsteşarlığın kuruluş
İşte, Savunma Bakanlığı Müsteşarı böyle
aşamasında F-16 uçaklarının gövde ve
oturmuş, masanın başında, ben de sağ
motorların üretimine ilişkin karar verilmişti
yanında oturuyorum. Karşıda da Kara, Deniz,
ancak ortada net bir durum yoktu. Hemen
Hava Kuvvetlerinden generaller oturuyor.
Hazineden listeleri devraldık, süratle F-16
tesisleri bitirildi, motor fabrikası bitirildi, onlar
Toplantı başladı, işte şikâyetler, şunlar, bunlar
devreye girdi.
anlatıldı. Bir sorgulama havası vardı. Uzun
Bugün geldiğimiz noktaya baktığımız zaman,
Türk Savunma Sanayii, uluslararası alanda iş
birliği yapabilecek, belli kabiliyetler
kazanmış, mühendisi, ustası, çırağı olan,
kalite yönetim sistemleri açısından NATO
standartlarına adapte olmuş bir yapıda
bulunuyor. Bu memnuniyet verici. Tabii bunun
devam etmesi lazım. Bu yeterli mi? Yeterli
değil. İşte, üç hafta evvel bir NATO
parlamenter heyeti geldi Türkiye'ye.
İstanbul'da birtakım yerlere ziyaretler
düzenledik. Başbakan, Genelkur may
Başkanı, Savunma Bakanı, hepsi kabul etti
heyeti. İstanbul'da Kale Havacılık’a götürdüm
onları. Kale Havacılık’a niçin götürdüm?
Teknoloji üreten ve benim bildiğim yerlerden
biri. Yakından tanıyorum onları. Orada taktik
süre dinledim. Sonra dedim ki: “Sayın
F-16 elektronik kart projesi geliştirildi ve
seviyede insansız hava aracını gösterdik.
Müsteşarım, biz, bize verilen yetkiler
yazılım alanına Türkiye ilk öyle girdi. Bugün
Fransız eski bakan, onunla ilgilendi, dedi ki:
çerçevesinde ve hukuka dayanarak,
çok gelişti yazılım konusu. Mobil radar, yine
“İngiltere, Fransa stratejik insansız hava aracı
kanunumuza dayanarak, karar mekanizma-
bir müşterek yatırımla gerçekleştirildi. O
geliştiriyor, siz girmek istemez misiniz, siz de
larımıza dayanarak görevlerimizi yapıyoruz.
birçok tecrübe kazandırdı, mühendis yetişti.
katılsanız?” Yabancı heyetin bu ilgisi, bizim
Onun için, bu toplantıda da ben bulunmayı
Yönetim teknolojileri, kalite, vesaire gibi
artık yeni sistem geliştiren, yeni konsept
doğru bulmuyorum. Kusura bakmayın, ben
konularda bütün bu yatırımlar katkı sağladı
oluşturan bir seviyeye yaklaştığımızın delili.
kalkıyorum.” Bunun üzerine Sayın Turgut Özal
çalışanlara.
Bu seviyeye gelmiş olmak tabii memnuniyet
ile konuyu görüştüm. Aynı günün akşamı
Roket sanayi o zaman kuruldu, tamamen
verici, ama bunu abartmamamız lazım. Aynı
Başbakanlık Kanun Kararlar Genel Müdürü
kendi öz firmalarımızın ortaklığıyla ve
zamanda küçümsememek de gerekiyor.
Şahver Kobal diye bir bayan vardı. Şahver
Roketsan bugün rokette önemli, saygın bir
Sıfırdan başlandı ve bu seviyeye gelindi.
Hanım dedi ki:”Vahit Bey, sizin orası
firma. Buna benzer dediğim gibi firmalar
Dünyaya baktığınız zaman gelişen
müsteşarlık oluyor.” O zaman hükümetin
kurulurken, aynı zamanda offset konusunda
teknolojiler baş döndürücü. Onun için, daha
kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi
en ciddi dokümanı Savunma Sanayii
alınacak çok büyük mesafeler var. Bakın,
vardı, “Söyleyeceğiniz bir şey var mı?” dedi,
Müsteşarlığı hazırladı o dönem. Oturduk,
Güney Kore’de bizi yine NATO parla-
“Var” dedim, geldim. İşte, ismini değiştirdik,
araştırma yaptık bir çalışma grubuyla, bir
menterleri olarak Samsung firmasına davet
Savunma Sanayii Geliştirme ve Destekleme
offset el kitabı hazırladık ve her yaptığımız
ettiler. Samsung 1980’lerde kurulmuş bir
Müsteşarlığı değil de, “Savunma Sanayii
proje anlaşmasına, müşterek yatırım anlaş-
firma. Sahibi Japonya’da tahsil etmiş, gelmiş
Müsteşarlığı” kısa, öz. İçinde bazı şeyler
masına offset koyduk. Teknoloji transferi keza
bir elektronik firması kurmuş, evvela bir
değiştirdik. Ertesi gün Resmî Gazete’de
aynı şekilde. Kalite kontrol sistemi gelişti.
tekstil, oradaki kazandığını oraya yatırmış ve
otuz senede geldiği nokta müthiş. Teknoloji
üreten, teknoloji satan bir ülke haline
gelişme yüzde 100 olur, ama 100 olan bir şeyi
üretiminde Sony’i geçtiğini söylüyorlar. Tabii,
gelmemiz lazım. Teknoloji alan ve teknoloji
101 yapmak kolay değildir. O bakımdan,
onları görünce bizim daha çok mesafe kat
satan bir ülke. Sadece taklit eden veya
mühim olan trendin pozitif istikamette devam
etmemiz lazım.
üretilmiş teknolojileri kopyalayan ülke
etmiş olması. Bunu öyle görüyorum ben. Yani
olmaktan da yavaş yavaş kurtulmamız lazım.
bıraktığım 1993’ten beri Savunma Sanayii
O safhaya doğru gidiyoruz. İçimizde uhde
Müsteşarlığı gelişiyor, gelişmeye devam
olan hususlardan birisi, mesela bir araba
ediyor. Bu trendi el birliğiyle sürdürmemiz
sanayinde kendi arabamızı üretemedik.
lazım diyebilirim bu konuyla ilgili olarak.
Geldiğimiz nokta, takdire şayan, ama yeterli
değil. Mukayeseyi bizim seviyemizde, bizim
büyüklüğümüzde ülkelerle yapmamız lazım,
Fransa ile, Almanya ile, İngiltere ile, İtalya ile
ve benzeri ülkelerle. Çünkü biz 70 milyon
nüfuslu, tarihî geçmişi olan, büyük tarihî
tecrübesi olan, devlet tecrübesi olan bir
ülkeyiz. Büyük bir Silahlı Kuvvetleri olan bir
ülkeyiz. Bulunduğumuz çevre ve tehditler
Türkiye'nin güçlü olmasını gerektiriyor. Bütün
bunları dikkate aldığımız zaman, daha çok
gayret edip bu trendi sürdürmemiz lazım.
Gelinen nokta memnuniyet verici, takdirle
karşılıyorum, benden sonraki arkadaşlar
bayrağı daha da ileri götürdüler. Ama bu ileri
taşımanın, aynı kararlılık ve aynı istikrarla
devam ettirilmesi lazım. Savunma Sanayii
Müsteşarlığının asla politize edilmemesi
gerekiyor. Oraya alınan personelin nitelikli
olması ve belli kıstaslara uygun olarak işe
alınması gerekiyor. Memnuniyetle ifade
Güney Kore 1953’te savaştan sonra kuruldu.
1960’lı yıllarda Türkiye'den geriydi, her
Görevde olduğunuz zaman süresince
şeyiyle. Bugün Güney Kore araba sanayisinde
yapmak isteyip de yapma imkânı
dünyayı ciddi bir şekilde etkiliyor, dünya ile
bulamadığınız bir icraat var mıdır?
rekabet ediyor. Elektronik sanayisinde de
Şimdi, tabii belli zamana sığdırılacak belli
öyle. Biz maalesef araba sanayisinde erken
konular vardır. Her konuyu, her şeyi bir zaman
başladığımız halde, bir Türk tipi, Türk modeli
dilimine sığdıramazsınız. Hazmettikçe yeni
araba üretemedik. Yoğun bir iç talep olmasına
gelişmelere ancak başlayabilirsiniz. Bununla
rağmen. Savunma Sanayiinde bunu becer-
birlikte, Sayın Turgut Özal’ın kafasında olup
memiz lazım. İşte Savunma Sanayii Müsteşarlığı bu politikaları akıllıca sürdürürse,
araştırma-geliştirme, teknoloji üretimine
ısrarla devam ederse bir gün kendi
teknolojimizi belli alanlarda üretir hale geliriz.
İşte, piyade tüfeği üretiliyor MKE’de. Demek
ki, gayret edince bunlar olabilir.
da bana “Bu hazırlığı yapın” dediği, fakat o
dönem yapılamayan bir konu var: Savunma
Sanayii ile silah sistemlerinin tedarikinin
entegre edilmesi. Bunun hâlâ gündemde
olması lazım. Sayın Turgut Özal’ın kafasında
olan da buydu. Yani Savunma Sanayii
Müsteşarlığı devletin kurumu, TSK ile de iç
Müsteşarlığın, başlangıç aşamasındaki
içe çalışıyor. Savunma Sanayii Müsteşar-
durumu ile şimdiki durumunu
lığının hem sanayileşme hem tedarik kurumu
karşılaştırabilir misiniz?
olması lazımdı silah sistemleri açısından.
Yukarıda Müsteşarlık dönemimdeki gelişme-
Savunma Bakanlığının diğer üniteleri de tabii
leri özetlemiş oldum aslında. Bunlar birbirinin
yine devam etmesi lazım, iaşe, ibate, vesaire
Müsteşarlığın, kendi kuruluş
devamıdır. Gayet tabii, 1993’te ayrıldım ben,
konularıyla. Savunma Sanayii Müsteşarlığı
amaçlarından biri olan Savunma
aradan 17 yıl geçmiş. Bu sürede büyük
onları da yüklenirse onun altından kalkamaz.
Sanayiini geliştirmek görevini
mesafeler kat etmesi tabiidir, memnuniyet
Diğer lojistikler Bakanlık ve kuvvetlerde
yeterince başarıyla yürüttüğüne
vericidir. Kuruluş aşamasında başında
olması lazım. Ama silah sistemleri tedariki ve
inanıyor musunuz?
bulunduğum bir kurum ne kadar ileriye
sanayileşme görevi bütünüyle Savunma
ediyorum ki, aynı şekilde devam ettiriliyor bu
gelenek. Bu şevk, bu heyecan ve bu kalite
Savunma Sanayii Müsteşarlığında sürdürülmelidir diye tavsiye ediyorum.
Biraz önceki soruya vermiş olduğum cevapta
ifade etmiş oldum aslında. Hakikaten
bozulmadan bugüne kadar devam etti
Savunma Sanayii. O gün de söyledim, 25.
Kuruluş Yıldönümünde. Savunma Sanayiinde
arkadaşlara “Yahu gidin biraz evinizde oturun
kardeşim” diyordum ben, “Çalışın” demiyordum. Sabahlara kadar çalışıldığını hatırlıyorum. Heyecanın devam ettiğini de görüyorum. İyi bir şey.
giderse ben memnun olurum. İlla bizim
dönem daha iyi gibi bir iddia söz konusu
olamaz. O bir temel taşıdır. O temel taşlar
üzerinde devamlı yükselmek gerekiyor. O
Sanayii Müsteşarlığında olması lazım.
Kanun'da bu değişikliğin yapılması gerektiğini düşünüyorum.
bakımdan, bir mukayeseden ziyade,
Bir de muadiliyet sistemi getirilebilir,
devamlılığın olduğunu söylemek istiyorum.
Amerika’da falan var bu. Nedir bu? Daire
Onu da memnuniyetle ifade edeyim ki, gelen
başkanı tuğgeneral ise, sivil de olsa
arkadaşlar, bilhassa Sayın Murad Bayar,
tuğgeneral seviyesinde kabul edilir
geçmişi irdeleme yerine geleceğe bakıyor,
Amerika'da. Şimdi o biraz aşıldı galiba.
öyle de olması lazım. Geçmişte bunlar
yapılmış, biz daha çok işler yapmamız lazım,
Amerika'dan bir sivil geleceği zaman bize
yazı gelir, “Bu gelen kişi orgeneral seviyesin-
Bakın, Çin’e birkaç defa gittim, Kore’ye gittim,
daha çok proje üretmemiz, daha çok gayret
Japonya’ya gittim. Bir defa, Orta Asya’nın
etmemiz, teknoloji üretmemiz, sistem
doğusuyla Türkiye'nin batısında, son derece
üretmemiz lazım anlayışıyla bakılıyor
gelişmiş ülkeler bulunuyor. Teknoloji üreten
geleceğe. Bu, memnuniyet verici. Trendin
ülkeler. Arada kalan büyük bir blok var. Biz o
devamlı yukarıya doğru gittiğini görüyorum.
arada kalmayalım. Biz Batı’ya yakınız, Batı ile
Başta trendin çok yüksek olması normal,
kanaatindeyim.
ciddi iş birliğimiz var. Bizim de teknoloji
sıfırdan başlıyorsunuz. 1 olan şeyi 2 yaparsan
Onun dışında, “Aslında şu projeyi şöyle
dedir.” Hâlbuki sivil kişi, ona göre orgeneral
muamelesi yapılırdı. İşte bizim zamanımızda
kanun tasarısı hazırlanıp da uygulanamayan
bu konu var, onun da bir gün gerçekleşeceği
13
yapsaydık…” Yani, pişman olacağım bir şey
mazsınız. Bu, örneklerden bir tanesi. O
gelecekte. Tehdit değerlendirmesi, dünyada
yok, onu söyleyeyim çok açık olarak.
bakımdan, bugünün ve geleceğin muhtemel
gelişen tehditler, buna karşı geliştirilecek
Geçmişte şu büyük hataları yaptık, keşke öyle
tehditleri çok yakından takip edilmeli. Yani
teknolojiler önem taşıyor. Tabii ki klasik
olmasaydı diyeceğim bir şey aklıma gelmiyor.
tank ve onun gibi klasik silahlar eski önemini
silahlar değişmez; savaş uçağı, helikopter,
O günün şartlarında ve o günün tecrübesiyle,
korumuyor. Yatırımlarımızı ona göre yönlen-
zırhlı araçlar yine devam edecektir.
o günün kadrosuyla yapılabileceklerin
dirmemiz lazım. Stratejimizi ona göre
azamisini ve en iyisini yapmaya çalıştığımız
belirlememiz lazım. Bu, tanktan vazgeçelim
25. yılımızda SSM çalışanlarına
kanaatindeyim. Tabii, kimse kabahat kabul
anlamına gelmemeli pek tabiî ki. Ama
söylemek istedikleriniz nelerdir?
etmez manasına da anlamayın bunu, buna
dünyanın gidişatı, bugünkü gidişatı, daha da
SSM çalışanlarını can-ı yürekten kutluyorum.
samimi olarak inandığım için söylüyorum.
uzun süre devam edecek gidişatı, dediğim
Bugüne kadar gösterdikleri çalışmaları,
gibi, yeni tehditler. Bu yeni tehditlere karşı
başarıları takdirle izliyorum ben. Her ne kadar
alınacak tedbirler önem kazanıyor. O
uğramıyorsam da kur uluşunda etkili
bakımdan, Savunma Sanayii bunlara ağırlık
olduğum kurumları yakından izliyorum.
vermeli. Mesela, insansız hava aracı
Benim en çok başında bulunduğum,
Evet, zaten en ufak bir aksaklıkta tedbirimizi
bunlardan biri. O konuda epey mesafe kat
kuruluşuna vesile olduğum kurumların
alıyorduk, en ufak. Yani herhangi bir
edildi. Maalesef çok geciktik onda. Şunu da
başında Savunma Sanayii Müsteşarlığı
büyümeden, herhangi bir şeye yol açmadan
söyleyeyim: Daha ben Savunma Sanayii
geliyor. Çünkü stratejik önemi var. Türkiye'nin
hakikaten o temel öyle atıldı, öyle de devam
Müsteşarı iken belki başladık, hatta
bekasını güçlendirecek bir konsept bu.
ediyor.
örneklerini getirdik falan ama Silahlı
O dönemden altyapı sağlam
kurulmamış olsaydı muhtemelen bu
gelişme de sağlanamazdı.
Kuvvetler “Benim ihtiyacım yok” dediği
Türkiye'nin güçlü bir devlet, dünyada saygın,
sözü geçen devlet olmasında etkili olacak bir
Müsteşarlığın bundan sonraki dönemde
zaman, sizin yapacağınız fazla bir şey
Türkiye için neler yapabileceği
olmuyor. Biz o zaman bunu benimsemiş
hususundaki düşünceleriniz nelerdir?
olsaydık, insansız hava aracında çok daha
Kısmen bunu ifade ettiğimi söyleyebilirim
ileriye gitmiş olurduk. Elinizdeki top tüfek,
ama bundan sonra ağırlık verilecek konu,
klasik silahlar çok da fazla etkili olmuyor bu
öyle zannediyorum ki araştırma, geliştirme,
tip savaşlarda. Onun için diyorum, yani
teknoloji üretimi. Bilhassa kritik konularda.
istihbarata yönelik, gözetlemeye yönelik
Bugünün tehditleri 20. Yüzyılın tehditlerinden
teknolojilere ağırlık vermemiz lazım.
çok farklı. Yani 1980’li yılların sonuna,
Zannediyorum Savunma Sanayii Müsteşarlığı
Sovyetler Birliği’nin varlığına kadar tehditler
da bunun bilincinde, farkındadır. TSK ile bu
devletten devlete tehditti. Bugün devletten
konuda iş birliği yapması gerekiyor. Bilim
devlete tehditler farazi olarak var kabul edilir.
adamlarını bu konuya kanalize etmek
Ama esas tehditler daha küçük tehditler. Bu
gerekiyor. Askerlerimiz çok kıymetli,
küçük tehditler, daha çok istihbarat ağırlıklı,
vatanperver, ama uzmanlık ayrı bir şey. Bizim
teknolojik ağırlıklı silahları gerektiriyor. Sivil
Silahlı Kuvvetlerimiz sahaya göre yetişiyor.
hedeflere zarar vermeyen, direkt tehdidi yok
Ama karargâh ve bilimsel çalışma ayrı şeyler.
kararlar çıkar. Arkadaşlar belli seviyelerde
eden silah sistemlerinin geliştirilmesi 21.
Onun için, mutlaka Savunma Bakanlığımızın
yetkilidir, kendi kararlarını verirler, vesaire.
Yüzyılın önemli baskılarından birisi. Tabii,
da uzmanlarla donatılması lazım. Mesela,
Safha safha tabii. Bugünkü anlayışın da öyle
elektronik teknolojisi her zamankinden daha
tehdit değerlendirmesi, ihtiyaç belirlenmesi o
olduğunu zannediyorum.
da önem kazanmış durumda. O bakımdan,
kadar önemli ki. Bunun bilimsel çalışmalara
Merkezî yönetimler, yani yöneticinin her şeyi
Savunma Sanayii Müsteşarlığı belki 21.
dayanması lazım. Tabii, sahadaki askerimizin
şahsında toplaması, bugüne kadar modern
Yüzyılın tehditlerini dikkate alarak ve doğması
tecrübelerine de ihtiyacımız var, sahada ne
yönetimlerde başarılı olamamıştır, olamaz.
muhtemel tehditleri de dikkate alarak
gibi zorluklarla karşılaşıyorlar, nasıl silahlara
araştırma, geliştirme ve teknoloji gelişimine
ihtiyaçları var, vesaire. Ama dünyadaki
ağırlık vermesi gerekir. Bu, dünyada
gelişmelerin ve tehditlerin seyrini stratejistler
yapılmaya başlandı. Ben NATO Parlamen-
belirler. O tip stratejistlerle beraber
tosunda da görev yaptığım için bunları çok
çalışacaklar. Konsept iyi belirlenirse, harekât
tartışıyoruz. Mesela, yeni tehditler arasında
ihtiyacı iyi belirlenirse, silah araç gereç
“Siber Saldırı” var. Buna karşı ne tedbirler
ihtiyacı iyi belirlenirse Savunma Sanayii
alınabilir? Silahlı Kuvvetlerin elektronik
Müsteşarlığı da o kadar etkin çalışır ve doğru
sistemine bir saldırı olsa, silah sistemlerini
sanayiler kurar. Doğru sanayilere yönelir. O
çalıştıramazsınız, arazi sistemlerini çalıştıra-
bakımdan, bunlara ağırlık verilmesi gerekir
kurum. Onun için yakından takip ediyorum.
Onun için, Savunma Sanayii Müsteşarlığında
çalışan arkadaşlarımızın da bu şuurda
olduğuna inanıyorum. İnşallah bu gayretleri,
bu çalışmaları aynı şekilde devam eder. Onlar
sayesinde bu teşkilat bu seviyeye geldi.
Yöneticiler sadece çalışanlara istikamet verir,
güç verir, cesaret verir, teşvik eder, yetki verir,
sorumluluk verir. Belki Planlamadan gelme
ya da Sayın Turgut Özal’la çalışmanın verdiği
bir alışkanlık olabilir, çalıştığım arkadaşlara
hep güvenmişimdir, yetki vermişimdir. Yani
illa her şeyi ben kararlaştıracağım diye bir şey
yok. Gelir konuşuruz, ona göre müşterek
Çalışanlar bir şey yaptıklarına inanacaklar.
Kendi gayretlerinin sonucunda bu hale
geldiklerine inanacaklar. Bu anlayışa göre
yönetilirse ileride çok daha büyük işlere,
projelere Savunma Sanayii Müsteşarlığının
imza atacağına inanıyorum.
Çok teşekkür ediyoruz.
Yalçın BURÇAK
Savunma Sanayii Eski Müsteşarı
Göreve gelmeden önce SSM hakkındaki
bilgileriniz nelerdi?
Savunma Sanayii Müsteşarlığı görevine
tayinimden önce, 25 yıl çalıştığım Hazine ve
Dış Ticaret Müsteşarlığında (o tarihdeki
ismi), Müsteşar Yardımcısı olarak görev
yapmakta idim. Bu itibarla FMS kredileri
(Foreign Military Sales) ile Savunma
Sanayiinin almış olduğu dış krediler
Hazineden geçerdi. Bu krediler münasebetiyle, kredilere mevzu teşkil eden projeler
hakkında da vasati bir bilgiye sahiptim. Buna
ilaveten, bu sektörün yaptığı ithalat ve ihracat
işlemleri ile offset uygulamaları da bilgimiz
dahilinde idi.
Müsteşarlığınız döneminde yaşadığınız
ve sizde iz bırakan ilginç bir olayı
bizlerle paylaşmak istermisiniz?
Ben Müsteşar olarak 1993-2000 yılları
arasında görev yaptım. Hiç şüphesizdir ki bu
süre zarfında birçok ilginç olay yaşadım. Ama
bunlardan en ilginç olanı; görevi devraldığımda beni tebrik’ e gelen Savunma Sanayii
kuruluşlarının yönetim kurulları üyelerinin,
mutad nezaket cümlelerinin hemen
akabininde, önüme bir fatura uzatmaları
oluyordu. Savunma Sanayiinin bütçesinin
oluşturan Sav. San. Destekleme Fonu hemen
hemen tükenmiş durumdaydı. Kimseye
alacaklarını ödeyemiyor ve alacaklı firmalara
karşı çok mahçup oluyordum.
Olayı incelediğimde gördüğüm manzara şu
idi. 1991 yılına kadar fon gelirleri giderlerini
karşılarken, 1991’ den sonra döviz kurlarında
meydana gelen beklenmeyen artışlar
yanında, projelere yapılan ödemelerin bu
dönemde yoğunluk kazanması sebebiyle, fon
gelirleri, giderlerini karşılayamaz hale
gelmişti.
İlk icraat olarak durumu Sn. Bakanımıza,
Maliye Bakanına, Hazine Müsteşarına etraflı
bir şekilde izah ettikten sonra Sn. Başbakanın
da uygun görüşünü alarak işe başladım.
Savunma Sanayii Gelirleri arasında Alkollü
İçkiler ile Tütün Mamullerinden alınan Fon
payı önemli bir kalemi teşkil etmektedir.
Savunma sanayii hakkındaki 3238 sayılı
Kanunun 1985 yılında kabul edildiği zaman;
Sigaradan paket başına 40 TL alkollü
içkilerden şişe başına 200 TL fon payı tahsil
edilmekteydi. Bu paylar, maktu olarak tespit
edildikleri cihetle, yıllardır cari olan enflasyon
karşısında tamamen erimiş ve alım gücünü
kaybetmiş duruma gelmişti.
İlk icraat olarak: Sigara satışından alınan fon
payı 40 TL ’ den 200 TL ’ ye, Alkollü içkilerden
alınan fon payı da 200 TL ’ den 1000 TL ’ ye
yükseltildi. Bilahare de 1995 yılında çıkarılan
4120 sayılı Kanun ile fon payı “oransal” olarak
belirlendi ve önce %5 ve son olarak da 1996
yılında fon payı %10’ a yükseltildi. Bu şekilde
fon payı enflasyon karşısında erimekten
kurtarılmış oldu.
Savunma Sanayii Destekleme Fonuna
Akaryakıt Tüketim Vergisi hasılatı üzerinden
%1 , 2 nisbetinde alınan pay, 1996 yılında %3 ,
5’ e yükseltildi.
Savunma Sanayii Desteklem Fonu Gelirleri
üzerinden Genel Bütçeye 1988-1993 yılları
arasında %50’ye varan kaynak aktarma
uygulaması, 1994 yılı başında tamamen
kaldırıldı.
Fon gelirlerinin %2’si KOSGEB fonuna
aktarılmakta idi. Bu uygulamaya 4120 sayılı
Kanun ile 1995 yılında son verildi.
Keza Fon gelirlerinin %1’i tutarındaki kısmı
Afetler Fonuna aktarılırken, bu uygulamaya
4120 sayılı Kanun ile 1995 yılında son verilerek
bütün gelirlerin savunma sanayii için
kullanılması sağlandı.
Böylece 1994 yılından itibaren alınan ve
yukarıda belirtilen tedbirler sayesinde fon
gelirlerimiz eskisi ile kıyaslanamayacak
değerde yükselmiş ve projeleri rahatlıkla
finanse edebilecek duruma gelmiştir.
15
Finansman konusunda yapmış olduğum
diğer bir uygulama da, Körfez Savaşından
sonra, memleketimizin uğradığı zararın
telafisi amacıyla, 1991 yılında, Kuveyt, Suudi
Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, ABD ile
Türkiye’ nin iştirak ettiği Türk Savunma Fonu
kurulmuş ve yaklaşık 1 Milyar Dolarlık bir
meblağ New York’ daki Federal Reserve
Bank’ da açılmış olan bir hesapta duruyordu.
Bu uygulama çok şaşırtıcı idi. Bize ait bir para
neden Amerika’ da durmaktaydı. Uzun
uğraşlardan sonra bu parayı da Türkiye’ ye
getirdik.
Müsteşarlığın 25 yılda katettiği yol ve
bugün geldiği noktada, kuruluş
amacına ne ölçüde hizmet etmiştir?
Bu sene Müsteşarlığımızın 25. kuruluş
yıldönümünü büyük bir mutluluk ve gurur
duyarak kutladık. 25 yıllık bir dönem,
insanların hayatlarında uzunca bir süre
olmalarına mukabil, devletlerin ve kurumların
hayatında oldukça kısa sürelerdir.
Bu itibarla 25 sene gibi çok kısa bir sürede,
Müsteşarlığımız, çok büyük kapsamlı ve en
son teknolojileri bünyesinde barındıran
projeleri başarı ile yürütmüştür.
Bir ülkenin sanayi altyapısı ne kadar gelişirse,
Savunma Sanayii de o ölçüde gelişme
kaydedecektir. Unutulmaması gerekir ki,
ülkemiz 1970’ li yıllarda nal çivisini dahi ithal
etmekteydi. Gene unutmamak gerekir ki,
ülkemizde ilk otomobil 40 sene önce imal
edilmiştir.
orantılıdır. Mevcut bir sinai yapıyı geliştirmek
için, AR-GE (Araştırma ve Geliştirme)
kaynaklarına ihtiyaç duyulmaktadır. Gelişmiş
ülkeler araştırma ve geliştirme için Gayri Safi
Milli Hasılatlarının %2 ila 3’ü nisbetinde bir
pay ayırırlarken, bu pay ülkemizde bindelerle
ifade edilmektedir. Bütün kısıtlı imkanlara
rağmen, bugün geldiğimiz noktada çok
büyük bir başarı kaydettiğine inanıyorum.
Tıpkı ihracattaki başarısı gibi. Ülkemizin 49
yılda erişmiş olduğu ihracat rakamını,
Savunma Sanayiimiz 25 yılda yakalamıştır.
Bugün Dünyamızda gelişmiş ülkelerin
ürettikleri silah sistemleri, çok kısa bir sürede
yenileri ile değiştirilmekte ve eski olan 1. nesil
silahlar üçüncü ülkelere satılmaktadır.
Kendileri ise ikinci nesil olan daha gelişmiş
olanları kullanmaktadır. Silah sistemlerindeki
teknolojilerin geliştirilmesi için çok önemli bir
AR-GE harcamasına ihtiyaç duyulmaktadır.
Bu itibarla Savunma Sanayiimizin; ilgili
kuruluş ve firmaları arzu edilen bir şekilde
geliştirilebilmesi, büyük meblağlara ulaşan
kapsamlı bir AR-GE desteğiyle mümkün
olacaktır.
Savunma Sanayiimizin geliştireceği yeni
teknolojiler çok kısa bir sürede ülke
sanayiinede yansıyacak ve büyük bir ivme
kazandıracaktır. Batılı ülke sanayilerinin
gelişmesine hep savunma sanayiileri öncülük
etmiştir.
Bugün gelinen nokta ile sizin
döneminizdeki SSM arasındaki farkı
nasıl tanımlarsınız?
Bu gerçekleri göz önüne aldığımızda, bugün
gelinen noktada hemen hemen her türlü silah
ve silah sistemlerini büyük ölçüde yerli imkan
ve kabiliyetlerle karşılayan bir kurum haline
geldiğini görmekteyiz. Kuruluşumuzun
faaliyetleri sonucu gerçekleştirmiş olduğu
ihracat tutarı 832 milyon $ dır. Bu meblağ,
ülkemizin 1972 yılında yapmış olduğu toplam
ihracat tutarına çok yakındır. (1972 yılı toplam
ihracatı : 884 milyon $ dır.)
Ben 1993-2000 yılları arasında görev yaptım
ve çok değişik iktidarlarla ve 8 ayrı Bakanla
çalıştım. O dönemin zorluklarını bugün daha
iyi anlayabiliyoruz. Bugün ise, iktidarın tam
manasıyla desteklediği bir Savunma Sanayii
vardır. Çok da başarılı proje ve hizmetlere
imza atmıştır. Müsteşarlığımız bugün artık
gelişmesini tamamlamış ve en verimli çağına
gelmiştir.
Yukarıda ana hatlarına değindiğim hususları
dikkat nazarına aldığımızda Müsteşarlığımızın kuruluş amaçlarına büyük ölçüde
hizmet ettiğini düşünüyorum.
Görevde olduğunuz zaman süresince
yapmak isteyip de yapma imkanı
bulamadığınız bir icraat var mıdır?
Müsteşarlığın kuruluş amaçlarından
biri olan savunma sanayiini geliştirmek
görevini yeterince başarıyla
yürüttüğüne inanıyor musunuz?
Kuruluşundan bugüne kadar gerçekleştirilen
projelere baktığımızda bunu başarıyla
yürütmüş olduğunu görüyoruz. Yukarıda da
belirtmiş olduğum gibi, Savunma Sanayiinin
gelişimi, milli sanayimizin gelişimiyle doğru
Görevde bulunduğum süre zarfında en
yapmak istediğim icraat, Müsteşarlığa yeni
bir bina yapmaktı. Mevcut binamız, ilk kurucu
Müsteşarımız Vahit Erdem bey ’ den
dinlediğim kadarı ile eski bando ve mızıka
okulu imiş. Müsteşarlık ilk kurulduğu
zamanlarda, dönemin Genelkurmay Başkanı
Sn. Necdet Ürüğ burayı Savunma Sanayiine
bila bedel (ücretsiz olarak) tahsis etmiş.
Müsteşarlığımız faaliyetlerinin arzu edilen bir
şekilde gerçekleşebilmesi için yeni ve günün
ihtiyaçlarına cevap verebilen bir binaya
ihtiyacımız vardı. Hemen çalışmalara
başladım ve MSB ile temaslar yaptım.
Bugünkü binamızın karşısındaki yeri ücretini
MSB’ ye ödeyerek, kağıt üzerinde aldık ve
inşaat için gerekli İcra Kurulu Kararını da
çıkardık. Ancak bir türlü inşaat aşamasına
geçemiyorduk. Parasını da nakit olarak
ödemiş olduğumuz bir arsa üzerindeki
tasarruf hakkımız sanki görünmez bir el
tarafından engelleniyordu. Oysa ki biz bütün
bu faaliyetleri Silahlı Kuvvetlerimize daha
fazla ve daha iyi hizmet vermek için
yapıyorduk. Bu itibarla yapmak isteyip de
yapamadığım ve içimde ukde olarak kalmış
tek proje budur.
Bugün iftiharla söyleyebilirim ki Sn. Murad
Bayar çok kısa bir sürede bu projeyi başarıyla
gerçekleştirdi. Hiç şüphem yoktur ki, yeni
binamız bittiği zaman, Müsteşarlığımızın
amaçları doğrultusunda sarfettiği faaliyetler
büyük bir ivme kazanacak ve bu ivmeden de
gerek ülkemiz gerekse Silahlı Kuvvetlerimiz
büyük yararlar sağlıyacaktır.
Müsteşarlığın, bundan sonraki
dönemlerde Türkiye için neler
yapabileceği konusundaki
düşünceleriniz nelerdir?
Müsteşarlığımız kuruluşundan çok kısa bir
süre sonra kendisinden beklenenden çok
fazlasını layıkıyla başarmıştır. Bugün
geldiğimiz noktada, artık konvansiyonel silah
ve sistemlerinin sonuna geldiğimizi düşünüyorum. Günümüz savaşları cephelerde
cereyan etmeyecektir. Önümüzdeki yılların
mücadelesi, insan kaybını minimize eden, en
gelişmiş teknolojilere dayalı silah sistemleri
ile olacaktır. Bu bakımdan, bunu gerçekleştirmek herşeyden önce, AR-GE projelerine
kaynak ayırmakla gerçekleşebilir. Bu itibarla,
ülkemizin çok cüzi miktardaki AR-GE
kaynaklarının arttırılarak, bunun aslan payının
Savunma Sanayiine verilmesi gerektiğine
inanıyorum. Unutulmamalıdır ki, gelişmiş
ülkelerin sanayiinin lokomotifi, her zaman
savunma sanayii olmuştur.
25. yılımızda SSM çalışanlarına
söylemek istedikleriniz?
Savunma Sanayii Müsteşarlığı, yetişmiş
uzman kadrolardan oluşan bir proje ofisidir.
Burada çok iyi yetişmiş, yaptıkları her
projeden değerli tecrübeler kazanmış ve bu
sektöre gönül vermiş bir kadro mevcuttur. Bu
itibarla Müsteşarlığımız mensuplarının,
kendilerine tevdi edilen görevin ulvi yapısına
uygun bir şekilde, vazifelerini tam manasıyla
ifa edeceklerine yürekten inanıyor, hepsine
sağlık, mutluluk ve başarılarının devamını
diliyorum.
Bir Konuk Bir Söyleşi
Prof. Dr.
Dursun Ali ERCAN
Savunma Sanayii Eski Müsteşarı
Göreve gelmeden önce SSM hakkındaki
bilgileriniz nelerdi?
Müsteşarlık görevine atanmadan önce Milli
Savunma Bakanlığı teknik danışmanlık
görevinde bulunmuştum. Bu görevim
sırasında, Silahlı Kuvvetlerimizin donanım ve
lojistik konularıyla ilgili raporlar hazırlarken
Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nın görev ve
faaliyetleri hakkında da derinlemesine
bilgiler edinmiştim; ancak SSM çalışanlarını
ve sektördeki şirket yöneticilerini tanımıyordum. Bu zor başlangıç durumunun
üstesinden gelebilmemde Müsteşarlık
personelinin her zaman minnetle yad
edeceğim sıcak ve samimi destekleri önemli
rol oynamıştır.
Müsteşarlığınız döneminde yaşadığınız
ilginç bir olayı bizlerle paylaşmak ister
misiniz?
Aslında görevde bulunduğum 1460 günün
hemen her günü benim için ilginçti. Yaptığınız
işi sever ve önemserseniz, meşakkatli de
olsa, o sürecin her anı sizin için ilginç ve
unutulmazdır. Yaşadığım ilginç olaylardan
biri örneğin, Müsteşarlığımın ilk ayı
içerisindeydi. Yanıma kimseyi almadan, tek
başıma binayı gezmeye çıktım. Binanın en üst
katında odalardan birinde bir kalabalık
gördüm. Sadece Müsteşarlık elemanları
değil, zannediyorum aralarında savunma
sanayi firma temsilcilerinin de bulunduğu
9–10 kişilik bir grup toplantı halindeydi.
Ben hiçbirini tanımıyorum tabii. Odaya
girdiğimde, hiç kimse ilgilenmedi benimle.
Ben de kendilerine “Kolay gelsin arkadaşlar,
ne yapıyorsunuz?” diye sordum. Bana bir süre
garip garip baktılar. Yanıt veren olmadı.
Ondan sonra, tekrar ne yaptıklarını sordum.
Çalıştıkları projeyi söylediler. Bunun üzerine
“Peki, projenin durumu nedir? Fiyatı nedir? ”
gibi birtakım sorular sorunca, odadakilerden
birisi bayağı bozuldu ve bana şüpheli bir
ifadeyle “Siz kim oluyorsunuz?” diye sordu.
“Ben yeni Müsteşarım burada” dedim.
Şaşırdılar ve ayağa kalktılar. Yanlarına
oturdum, birlikte çay içtik, toplantıyı bir süre
izledim ve ayrıldım. İlginç bir tanışma anıydı.
Yine Müsteşarlık görevine yeni başladığım
zamanlarda idi. Modernizasyon projelerinden biri ile ilgili tespit edilmiş liste fiyatı için
“Olur” imzası istemeye gelmişti bir
arkadaşımız. Yazıya bir baktım ki milyon
dolarlar mertebesinde bir rakam. O kadar
büyük para hayatımda görmüş değilim.
Doğrusu şaşkınlıktan nasıl imza atacağımı
unuttum. Bir türlü imzalayamadım. Bozuntuya
da vermedik tabii, “Sen git, ben bir
düşüneyim, acelesi yoksa üzerinde biraz
daha çalışalım” dedim. İmzalamayışım iyi de
olmuş. Nitekim daha sonra fiyat dahil, bazı
düzeltmeler yapılmıştı. İlginç anılarımın
hepsini anlatmam mümkün değil. Aslında
kişisel anılarınız kadar, belki ondan da değerli
olanı, birlikte çalıştığınız insanların sizle ilgili
anılarıdır. Önemli olan, ardınızda kötü anılar
bırakmamış olmanızdır. Umarım bu benim
için de geçerlidir.
Müsteşarlığın 25 yılda kat ettiği yol ve
bugün geldiği noktada, kuruluş amacına
ne ölçüde hizmet etmiştir?
SSM kuruluş yasasında açıkça belirtildiği
gibi, amaç Türk Silahlı Kuvvetleri’nin silah
ve donanım gereksinimini olabildiğince
yurtiçi milli olanaklarla karşılamaktır. Bunun
17
için ulusal savunma sanayisinin gelişkin ve
yetkin olması gerekir. Cumhuriyetimizin
kurucusu, Mustafa Kemal Atatürk’ün 1 Kasım
1937 tarihindeki Meclis açış konuşmasını
hatırlayalım. Ulu önder (bu günkü Türkçeye
çevrilmiş haliyle) şunları söylemişti:
“.....Harp endüstrisi kuruluşlarımızı daha çok
geliştirmek ve genişletmek için alınan
önlemlere devam edilmeli ve endüstrileşme
çalışmalarımızda da ordu ihtiyacı ayrıca göz
önünde tutulmalıdır. ”
Atatürk’ün bu sözünü göreve başladığımın
haftasında özel olarak imal ettirdiğim tunç
Atatürk büstünün kaidesine yazdırmıştım. Bu
yıl içinde denizaltı gemilerini yurdumuzda
yapmaya başladık. Hava Kuvvetlerimiz için
yapılmış olan üç yıllık program, büyük
milletimizin yakın ve bilinçli ilgisiyle
şimdiden başarılmış sayılır. Bundan sonrası
için, bütün uçaklarımızın ve motorlarının
memleketimizde yapılması ve harp hava
endüstrimizin de bu esasa göre geliştirilmesi zorunludur. ......
Ne yazık ki büyük Atatürk, birçok konuda
olduğu gibi, bu konuda da anlaşılmamış,
Atatürk zamanındaki sanayi kalkınma ivmesi
1938 sonrası adeta sıfırlanmıştır. Haliyle
sanayi ile birlikte uzunca bir durgunluk
dönemi yaşayan savunma sanayimiz de,
özellikle 1950’de NATO üyeliğine girişle
başlayan rehavetten, ancak 1974 Kıbrıs barış
harekatından sonraki ambargoların etkisiyle
uyanmış; MKEK'nda moder nizasyon
faaliyetleri başlamış, TSKGV kurulmuş,
ASELSAN örneğinde olduğu gibi milli
kuruluşlar hizmete girmiştir. 1985’te Savunma
Sanayi Destekleme Fonu ve ardından
SSM’nın kuruluşu Atatürk’ün 1937 de
söylediğinin ancak 48 yıl sonra idrak
edildiğini gösteriyor. Önemli bir konunun
altını çizmeliyim: SSM kuruluş amacını
gerçekleştirmek bakımından her zaman
mevcut koşullarda olabileceğin en iyisini
yapmıştır. Savunma sanayimizin bugünkü
durumunu irdelerken başarıların veya
başarısızlıkların tümüyle SSM’ye mal
edilemeyeceğini unutmayalım. Hükümet
politikalarının ve ihtiyaç makamı olan TSK’nin
sürece etkin girdilerini unutmamak gerekir.
Müsteşarlığın kuruluş amaçlarından biri
olan savunma sanayisini geliştirmek
görevini başarıyla yürüttüğüne inanıyor
musunuz?
Bu göreceli bir soru, yanıt da göreceli olacak
tabii. Herkes iyi niyetli çalışıyor, elinden
geldiğince, eldeki olanaklar çerçevesinde
faydalı olmaya çalışıyor. Ben Müsteşarlık
çalışanlarının büyük bir kısmının yaptıkları
işin bilincinde olduklarına, işlerini severek
yaptıklarına inanıyorum. Bunu gördüm,
yaşadım. O bakımdan mutluyum. Onun için
de bu soruya yanıtım şöyle olur: mevcut
koşullarda “Evet”.
Savunma sanayisinin önem ve anlamını
görevde bulunduğum süre içersinde değişik
söyleşilerimde dile getirmiştim. Uluslararası
politikada sözü dinlenir, güçlü ve bağımsız bir
devlet olarak yaşamak istiyorsanız her şeyden
önce güçlü bir orduya ihtiyacınız vardır. Güçlü
bir ordu illa asker sayısı bakımından büyük
bir ordu anlamında değildir. Ulus ve yurt için
savaşacak iyi eğitilmiş nitelikli asker kadar,
silah ve donanım bakımından üstün teknolojik
yeteneklere sahip bir orduyu kastediyorum.
Böyle bir ordunun gücünü alacağı milli bir
savunma sanayisinin varlığı yaşamsal önem
ve önceliktedir. Bir ülkede savunma
sanayisinin gelişmişlik derecesinin en önemli
ve somut göstergelerinden biri de dünya
savunma sanayi pazarındaki pay oranıdır. Bu
pazardaki paylarının büyüklüklerine göre
sıralanmış ilk 15 ülkenin büyük çoğunluğu
aynı zamanda 120 ülke arasındaki gelişmişlik
sıralamasında da ilk 30’da yer alıyorlar
(Türkiye dünya insani gelişmişlik sıralamasında maalesef 83. sırada). Çin, Ukrayna ve
Rusya, bu üç ülke dünya gelişmişlik
sıralamasında pek de önlerde olmadıkları
halde savunma sanayilerini ileri düzeyde
geliştirebilmiş özel konumda (istisnai)
ülkelerdir. Savunma sanayi pazar payları
listesinde ülkelerin yanındaki rakamlar
gelişmişlik sıralamasındaki yerlerini
gösteriyor. * işaretli olan ülkeler aynı
zamanda nükleer silahlara sahip olan
ülkelerdir. (nükleer silahlara ve uzun menzilli
roketlere sahip olmalarına rağmen Hindistan,
Pakistan ve Kuzey Kore bu listede bulunmuyorlar.)
Dünya savunma pazarının % 60'ını elinde
tutan iki ülke, ABD ve Rusya'nın başını çektiği,
listede G–20 üyesi olan Türkiye ne yazık ki ilk
yirmiye giremiyor. Oysa Türk ordusu
dünyanın en kuvvetli orduları arasında 9uncu
sırada gösteriliyor. Dolayısıyla savunma
sanayisinde hedefimiz, 2020 ye kadar dünya
savunma sanayi pazarında ilk 10. Ülke (pay
oranı % 2'nin üzerinde) arasına girmek
olmalıdır. Eminim, Türkiye Savunma
sanayisinde ilk 10 ‘a girdiği gün insani
gelişmişlik sıralamasında da belki 50
basamak ilerleyerek ilk 30 a girmiş olacaktır.
Savunma Sanayi
Pazar Payı Sıralaması
Ülke
Adı
İnsani Gelişim Göstergesi
(HDI) sıralaması
1.
ABD *
4
2.
Rusya *
65
3.
Almanya
10
4.
Fransa *
14
5.
İngiltere *
26
6.
Hollanda
7
7.
Çin *
89
8.
İtalya
23
9.
İsrail *
15
10.
İsveç
9
11.
Ukrayna
69
12.
İspanya
20
13.
İsviçre
13
14.
Kanada
8
15.
Güney Kore
12
Türkiye
83
.
21.
Kaynak : SIPRI
Bugün gelinen nokta ile sizin
döneminizdeki SSM arasındaki farkı
nasıl tanımlarsınız?
SSM’nın son zamanlardaki başarılı projelerini
takdirle takip ediyorum. Bu vesile şu mesajı
vermek isterim: Kurumsal başarı bir bayrak
yarışıdır. Tüm koşucuların iyi koşması gerekir
bayrak yarışında. Bu anlamda, tabii ki bugüne
kadar yapılanlarda ve yapılacak olanlarda
tüm Müsteşarlık çalışanlarının payı olduğu
göz önünde bulundurulmalı ve Kurumun
eriştiği sonuçlar, başarılar ya da başarısızlıklar, kişiselleştirilmeden, bir sistem
bütünselliği içerisinde değerlendirilmelidir.
Son gelinen noktada, Milgem, Altay, Anka
projeleri önemli kilometre taşlarıdır. Başarılarından dolayı tüm SSM personelini
kutluyorum.
?
Benim görev dönemime gelince,
başlarken kendimize stratejik hedefler
koymuştuk.
?
10 yıl içerisinde (2010 yılı sonuna kadar)
Savunma sanayi sektöründe istihdamın 40
bin kişi,
?
Üretimde altyapı kullanım oranının %80 ,
?
Projelerde ortalama yerli katkı oranının
% 60,
?
Offset oranlarının en az %50,
?
Savunma sanayisinde üretimin 200 bin
dolar/adam.yıl ve
?
İhracatın 50 bin dolar/adam.yıl
olmasını hedeflemiştik. Bu günkü durumda
Bir Konuk Bir Söyleşi
bu hedeflere ne oranda eriştiğimizi tam
olarak bilemiyorum, ama ilk dört yıl
kapsamına giren oranları (yaklaşık yüzde 40)
kısmen yakalamıştık. Özellikle offset
konusundaki ciddi ve kararlı bir tutumla
yürütülen dış ilişkilerle savunma sanayi
şirketlerimizin yıllık cirosu, 850 milyon
Dolar’dan yıllık ortalama %11 artışla 1,3
milyar Dolar’a yükselmişti. Bu rakam
Türkiye’de sanayinin genel gelişiminin çok
üzerinde bir rakamdır. 2000-2003 yılları
arasında savunma ürünleri ihracatımız da 100
milyon dolardan yıllık ortalama %40 artışla
400 milyon dolara yükselmişti. Dünya
savunma sanayi pazarındaki payımız binde 2
civarındaydı ve 27. sıradaydık. 6 yıl sonra
bugün memnuniyetle görüyorum ki 6
basamak daha iyileşmiş durumdayız. 21.
sıraya yükselmiş bulunuyoruz; ancak
savunma ürünleri ithalat sıralamasında 11.
sıradan 6. sıraya gelmiş olmamız hiç de
sevindirici bir şey değildir. Bu konuda SSM
kadar TSK ne de sorumluluk düşmektedir.
Türkiye genelindeki gelişmelere paralel
olarak, savunma sanayi alanında da AR-GE
ye ayrılan bütçenin 10 katına çıkması
gerçekten heyecan vericidir. Umarım, doğru
yöntemlerle ve etkin olarak kullanılır bu
kaynaklar.
Görevde olduğunuz zaman süresince
yapmak isteyip de yapma imkanı
bulamadığınız bir icraat var mıdır?
Çoook. Özetle söyleyeyim ki yaptıklarım
yapmak istediklerimin onda biri bile değil.
Her şeyden önce SSM çalışanları için, yaşam
kalitesini yükseltmek, çocuklarına daha iyi
bakım, eğitim olanakları sunmak düşüncesiyle Bilkent bölgesinde 200 dairelik bir
lojman kompleksi satın almak istedim. O
zamanki değeri 20 milyon dolar kadardı.
Ayrıca Eskişehir ODTÜ karşısında Sanayi ve
Ticaret Bakanlığı’nın yanında İş Bankası’na
ait olan binayı Müsteşarlık binası olarak
almak istemiştim. ODTÜ kampüsündeki
teknoparka da yakın olacaktık. O binanın
bedeli de 22 milyon Dolar’dı. (Şimdiki
değerleri belki beş katına çıkmıştır) Maalesef
o dönemde ne Milli Savunma Bakanı’nı ne de
Genelkurmay Başkanı’nı ikna edemedim.
Oysa toplam 42 milyon Dolar, bizim
ihalelerimizde pazarlık marjı mertebesindeki
rakamlardı aslında. Bir yandan silahlı
kuvvetlerimizin modern silah ve donanımlara
sahip olması için gayret gösteren, diğer
yandan ülke kaynaklarının dışarıya gitmemesi için didinen, 28 ihalede 1 milyar
Dolar’ın üzerinde indirim sağlayan SSM
çalışanlarını bu olanaklara kavuşturmayı çok
arzuladım; ama gel gör ki tedarik makamlarının her zaman anlamakta çok zorlandığım
“aciliyet” gerekçesiyle ihale süreçlerine
sürekli müdahil oldukları bir dönemde
Müsteşarlık yapmak kolay bir iş değildi. 250
kişilik yetersiz personel mevcudunu 300
çıkarmak için istediğim kadro bile verilmemişti. Ama hayat böyle.... Ne yaparsınız, her
şey istediğiniz gibi yürümüyor.
Müsteşarlığın, bundan sonraki dönemlerde Türkiye için neler yapabileceği
konusundaki düşünceleriniz nelerdir?
SSM kuruluş yasasında çok açık olarak
belirtilmiş amaçlarını gerçekleştirmek üzere
yine yasada belirtilen görevlerini yerine
getirmeye devam edecektir şüphesiz.
Genelde ülkemiz için neler yapılabileceğini
söyleyebilmek için, daha doğrusu nelerin
yapılması gerektiğini öngörebilmek için, hem
ülkemizin, hem de dünyamızın gidişatını iyi
bilmek gerekir. Peşinen söyleyeyim ki
gezegenimiz çok kötü bir geleceğe doğru
gidiyor. Nüfusumuz azalan bir hızla da olsa
hala artıyor; 2040 larda Türkiye 100 milyon,
dünya 10 milyar sınırına gelecek. Yaşam
kaynakları hoyratça bir savurganlıkla yok
edilirken, bir yandan da doğal koşullar
gittikçe olumsuzlaşıyor. Bu nedenle başta
açlık ve susuzluğun tetiklediği kitlesel
hareketler, ülkeler arası hatta kıtalar arası
göçler olabilir; asimetrik bir savaş şekli olan
terörün daha da yaygınlaşmasına yol açabilir.
Yani güvenlik problemleri gittikçe daha
karmaşıklaşacak ve daha zorlaşacak
demektir. 2040 - 2050 arasını ben çok kötü
gelişmelere gebe görüyorum. Özellikle
petrolün kritikleşmesi ve enerji krizi,
hazırlıksız yakalanan ülkeler için baş edilmesi
zor meseleler. Bu arada coğrafi komşuluk
ölçüleri de değişiyor. Hızlı ve uzun menzilli
ulaşım ve iletişim araçları dünyayı küçülttü,
problemleri daha karmaşık hale getirdi. Artık,
tüm dünya ülkeleri nerdeyse birbiriyle komşu
durumuna geldi bu küçülen dünyada. Bu
problemlerin üstesinden gelebilmenin
yegane yolu, devlet yönetiminde, Atatürk'ün
dediği gibi, akıl ve bilimi rehber almaktır.
Güvenlik tanımlaması da değişiyor ve bütün
dünyada ülkeler gelecek güvencesi için
önlemlerini alıyorlar. Gizli ve amansız bir
savaş sürüyor hemen her alanda. Kâğıt
üstündeki barış antlaşmalarından, ardında
fiziksel bir güç yoksa, ülke güvenliğinin
garantisini beklemek safdillik olur. “Si vis
pacem para bellum” * kuralı hâlâ geçerlidir
ve geçerli olmaya da devam edecektir.
Velhasıl, kuvvetli bir orduya sahip olmak
gerekiyor. Kuvvetli ordu, kuvvetini gücünü
kendi özünden, kendi içinden alan, kendi
milli savunma sanayisine dayanan ordudur.
Savunma sanayisinde birinci öncelik alanı
bence iletişimdir. İleri iletişim teknolojilerinin
yanı sıra, özellikle uzay teknolojilerinde
çalışmalar yapmalıyız. Mustafa Kemal’in
Sakarya savaşında ilginç bir söylemi vardır:
“Hattı müdafaa yok, sathı müdafaa vardır ve
o satıh bütün vatandır....” Cumhuriyeti
kurduktan sonra da “İstikbal göklerdedir.”
demiştir. Bugün olsa Atatürk muhtemelen
şöyle söylerdi: “Sathı müdafaa yok hacmi
müdafaa vardır.” Gerçekten de bugün
bakınız, havaya, uzaya hâkim olan ülkeler
karada ve denizde de hakim konumdalar.
Yukarıda verdiğim liste başı ülkeler uzay
araştırmalarında başta olan ülkelerdir. Uzaya
gönderilen uyduların, gözlem araçlarının
(doğru kelime casus uydu) büyük bir
kısmının finansmanı dolaylı yollarla askerî
projelerden ve askerî bütçelerden karşılanıyor.
Savunma sanayisinde ikinci önemli konu,
üretimde olsun, yönetimde olsun, insan
faktörüdür. Personelimizin gerçekten çok
kaliteli, üretken, profesyonel, ama bir o kadar
da yurtsever, cumhuriyete bağlı, ulusdevletten yana aydın kişiler olması gerekiyor.
Futbol takımlarına dışarıdan futbolcuların
getirildiği gibi, Savunma Sanayi Müsteşarlığı’na yurt dışından ithal uzman personel
getirip çalıştıramazsınız. Savunma Sanayi
Müsteşarlığı, herhangi bir kamusal kurum
değildir, en geniş anlamıyla ulusal/milli
olmak mecburiyeti vardır; personelinin
yaşam standartları da üst düzeyde tutulmuş
olmalıdır.
25. yılımızda SSM çalışanlarına
söylemek istedikleriniz?
Başta sayın Müsteşar Murad Bayar olmak
üzere tüm SSM çalışanlarına başarılar ve
esenlikler diliyorum. Unutmasınlar, onlar
Türkiye’nin en önemli ve ayrıcalıklı kurumlarından birinde çalışıyorlar ve yaptıkları iş
çok önemli ve çok anlamlı. Savunma
sanayimizin gelişmesine katkıda bulunmak
demek, Türkiye’nin güçlü olmasına, ülkemizin müreffeh ve güvenli bir geleceğe umutla
bakabilmesine katkıda bulunmak demektir.
Siyasal etmenlerin etkisinde kalmadan, bilimi
rehber alan, yurtsever, üretken insanların
dayanışmacı işbirliği ruhuyla, başaramayacakları hiç bir şey yoktur. Nice 25 yıllara...
*Barış istiyorsan savaşa hazır ol
19
Türk Savunma
Sanayiinin Kısa Tarihi
Bülent E. BEYOĞLU, Abdurrahman KILIÇ
Osmanlı’da harp sanayii
Orta Avrupa’da kullanılmaya başlayan
ateşli silah teknolojisini kısa zamanda
kazanmayı başaran Osmanlılar, topu ilk
defa 1386 da Karamanoğulları’na karşı
yapılan savaşta ve 1389’da I. Kosova
Savaşı’nda kullandılar. 1450-1550 yılları
arasında ise teknolojik yeterlilik ve
kullanım yeteneği açısından dünyadaki
en iyi topçuluk sistemine sahip olmuşlardır. Avrupa devletlerinin Osmanlı’yı yakalamaları ancak 17. Yüzyılın başında gerçekleşmiştir. Ridaniye (1517), Mohaç
(1526) ve Preveze (1538) savaşlarında elde
edilen kesin zaferler ateşli silah tekniğinin
ulaştığı seviyenin en belirgin emâreleri
olmuşlardır.
Osmanlılar, farklı şehirlerde onun üzerinde tophane kurarak fetihleri desteklemişler; ateşli silah teknolojisinin siyasi
çıkarlar doğrultusunda diğer ülkelere
tahsisi konusunda dikkatli davranmışlardır. Orta Asya’daki iç savaşlarda,
sömürgeciliğe direnen Açe ve Habeşistan
gibi ülkelerde Osmanlı yardımı ile alınan
silahlar kullanılmıştır.
Denizcilik faaliyetleri, Çaka Bey’in 50
parça gemiden oluşan ilk türk donanmasını 1081’de kurmasıyla başlamıştır. 16
ve 17. Yüzyıl Osmanlı İmparotorluğu
dönemine gelindiğinde ise Süveyş’ten
Tuna’ya, Karadeniz’den Cezayir’e kadar
140 tersane ile, 500’ü büyük savaş
gemileri olmak üzere 4000 platformluk bir
donanmayla Akdeniz hakimiyeti sağlanmıştır.
İlerleyen dönemde harp teknolojisinin
Avrupa’nın gerisinde kaldığı, Kalyon
tekniğine batıdan 100 yıl sonra 17. Yüzyıl
sonunda geçildiği gözlemlenmektedir.
1796 yılına gelindiğinde Nizam-Cedid ile
birlikte Türk Ordusu’nun teknoloji,
mühendislik, işçilik ve hatta eğitime kadar
Avrupa’ya bağımlı hale geldiği gözlemlenmektedir. Bu durum yakın geleceğe
kadar devam edecektir.
Cumhuriyet dönemi
1920’li ve 1930’lu yıllarda başta Askeri
Fabrikalar Genel Müdürlüğü’nün kuruluşu olmak üzere, özellikle silah-mühimmat ve havacılık sektörlerinde önemli
girişimlerde bulunulmuş; sanayileşme
adına adımlar atılmıştır. Cumhuriyetin ilk
yıllarında, sanayileşme bir devlet politikası olarak benimsenmiş ve savunma
sanayiinin, topyekün sanayileşmenin ve
kalkınmanın bir parçası olduğu kabulüyle
hareket edilmiştir. Bu dönemde Türk
savunma sanayii uçak üretebilecek
yetkinliğe ulaşmıştır.
I. Dünya Savaşı sonunda İstanbul ve
çevresinden gizlice Anadolu’ya getirilen
makina, usta ve işçiler, Kurtuluş
Savaşı’nın kazanılmasında önemli bir rol
oynamışlardır. Ankara, Konya, Eskişehir,
Keskin ve Erzurum’da kurulan küçük ve
basit atölyeler hafif silah ve mühimmat
desteğini sağlamışlardır.
1924 ve 1945 yılları arasında yoğun bir
sanayileşme çabası olduğu; 22 yıl
içerisinde 17 adet Fabrika, tesis ve
SAVUNMA SANAYİİ KURULUŞLARIMIZ
1921 Askeri Fabrikalar Genel Müdürlüğü
1924 Yavuz zırhlısının bakımı amacıyla Gölcük Tersanesi
1924 Ankara’da hafif silah ve top tamir atölyeleri ile
fişek ve marangoz fabrikaları
1925 Şakir Zümre Fabrikası
1925 Eskişehir hava tamirhanesi
1926 Junkers ile Türk Hükümeti arasında bir anlaşma
yapılarak TAMTAŞ
1927 Mühimmat Fabrikası
Batıray, Atılay, Yıldıray.
Ardından gelen II. Dünya Savaşı’nın ağır
koşulları sırasında İngiltere ve ABD’den
alınan askeri yardımlar, dönemin Sovyet
tehdidi karşısında TSK’nın caydırıcılığının
artırılmasına önemli ölçüde katkı sağlamış; ancak hibe olarak alınan bu
malzemelerin bakımı için ayrılan kaynaklar, yardım amacının tam tersi olarak, milli
bütçe üzerinde ağır bir yük oluşturmuştur.
1928 Pirinç Fabrikası
1930 Kayaş Kapsül Fabrikası
1930 Nuri Killigil tabanca, havan ve mühimmat üretim
esisleri
1931 Kırıkkale Elektrik Santrali ve çelik fabrikası
1936 Barut, Tüfek ve Top Fabrikaları
1936 Nuri Demirağ Uçak Fabrikası
1941 Ankara’da Türk Hava Kurumu Uçak Fabrikası
1941 Taşkızak tersanesinin yeniden faaliyete geçmesi
1942 Malatya Uçak Onarım Atölyeleri
1943 Mamak Gaz Fabrikası (gaz maskesi)
1945 Ankara’da ilk Uçak Motoru Fabrikası
1950 Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK)
1952 İbrahim Örs Döküm Sanayii
1954 MSB Ar-Ge Dairesi Başkanlığı
1957 Mühimmat Fabrikası
1963 OTOKAR
tersanenin faaliyete geçirildiği gözlemlenmektedir.
TAMTAŞ’ın Kayseri’deki tesislerinde 1939
Dolayısıyla 1920’li ve 1930’lu yıllarda
büyük fedakarlıklar pahasına elde edilen
savunma sanayii kabiliyetleri kaybedilmeye başlanmıştır. Silahlı Kuvvetlerin
yurt içi siparişleri azalmış ve bu nedenlerle askeri fabrikalar verimliliklerini
yitirmeye başlamıştır. Tüm bu sebeplerle
askeri fabrikalar 1950 yılında Kamu
İktisadi Devlet Teşekkülü şeklinde kurulan
Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu
(MKEK) Genel Müdürlüğü bünyesinde
toplanmıştır.
Askeri yardımlarının savunma sanayii ve
bütçe üzerinde yaratmış olduğu olumsuz
etkilerin yanı sıra, 12 Temmuz 1947 tarihli
ve “ Türkiye’ye Yapılacak Yardım
Hakkında Anlaşma” başlıklı anlaşmanın
dördüncü maddesi, 1964 Haziran’ında
Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahale kararının
engellenmesine neden olmuştur.
uçağı, 15 adet ABD Hawk muharebe
Yeniden ulusal savunma sanayii
uçağı, 15 adet Gotha irtibat uçağı olmak
Kıbrıs konusu, savunma ihtiyaçlarının
karşılanmasında diğer ülkelere bağımlı
hale gelinmesinin sakıncalarını kuşkuya
yer bırakmayacak şekilde gözler önüne
sermiştir.
Demirağ’ın İstanbul’da 1936 yılında
kurduğu uçak fabrikasında ise lisans
altında ‘Nu. 37’ koduyla 24 adet uçak ve
çok sayıda planör üretimi gerçekleş-
olacaktır. Denizaltılara isimleri bizzat
Bu çerçevede, Hava (1970), Deniz (1972)
ve Kara Kuvvetleri Güçlendirme Vakıfları
(1974) kurulmuştur. Daha sonra bu üç
vakıf, 1987’de Türk Silahlı Kuvvetlerini
Güçlendirme Vakfı (TSKGV) çatısı altında
bir araya toplanmıştır. Savunma Sanayii
Müsteşarlığı’nın kurulmasına kadar
geçen bu süreç, ulusal savunma sanayiinin yine devlet eliyle oluşturulması
çabalarının sarf edildiği bir dönem olarak
değerlendirilebilir. Türk savunma
sanayiinin bugün önemli oyuncuları
konumunda olan birçok firma TSKGV
sahipliğinde veya iştirakı olarak faaliyet
göstermektedir.
ATATÜRK tarafından verilmiştir: Saldıray,
1945’ten 1975’e kadar geçen otuz senelik
tirilmiştir. Ancak, özel sektöre ait olan bu
fabrika da 1943 yılında kapatılmıştır.
Savunma sanayiindeki bu yatırımların
yanı sıra, dönemin tedarik yaklaşımını
göstermesi açısından 1936’da Almanya
Germania Werft firmasına siparişi verilen
denizaltılar dikkat çekicidir.
İmzalanan
sözleşmeye göre; bu dört denizaltıdan iki
tanesi Almanya'da, diğer iki tanesi ise
Türkiye'de inşa edilecektir. Ayrıca,
gemilerin inşaatında kullanılacak işçilerin
%75'i, makine ve teçhizatın montesinde
kullanılacak işçilerin en az %30'u Türk
SAVUNMA SANAYİİ KURULUŞLARIMIZ
1972 Güdümlü Araçlar Teknoloji ve Ölçüm Merkezi
(Bugünkü adıyla Savunma Sanayii Araştırma ve
Geliştirme Enstitüsü - Tübitak SAGE)
1975 ASELSAN
1979 Barış Elektrik
1979 İŞBİR
1978 ASMAŞ
1981 ASPİLSAN
1982 HAVELSAN
1982 İleri Teknoloji A.Ş.
1983 Savunma Donatım İşletmeleri Genel Müdürlüğü
1984 TUSAŞ Havacılık ve Uzay Sanayii (TAI)
1984 Aksa Makina
1984 ETA Elektronik Tasarım Sanayi
1985 Savunma Sanayii Geliştirme ve Destekleme İdaresi
Başkanlığı (SaGeB; bugünkü adıyla Savunma
Sanayii Müsteşarlığı - SSM)
1985 TUSAŞ Motor Sanayii (TEI)
1986 MAN Kamyon ve Otobüs Sanayii
1986 STFA SAVRONİK Elektronik Sanayii
1987 Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı
1987 MİKES-Mikrodalga Elektronik Sistemler Sanayii
1987 FMC-Nurol Savunma Sanayii (FNSS)
1988 ROKETSAN
1988 TRANSVARO
1989 SELEX (Eski adıyla Marconi Komünikasyon)
1989 GATE Elektronik
yılına kadar, 15 adet Alman Junkers A-20
üzere toplam 112 uçak üretilmiştir. Nuri
süre zarfında 6 yeni kuruluşun hizmete
g e ç i r i l d i ğ i g ö r ü l m e k t e d i r. B u g ü n
Türkiye'nin en büyük savunma firmaları
dahil olmak üzere, 25 yeni kuruluşun 1975
1990 Aydın Yazılım (AYESAŞ)
1990 HAVELSAN Teknoloji Radar
(Eski adıyla Thomson-Tekfen Radar)
1990 MTU Motor Türbin Sanayi (MTU-Türk)
ve 1990 yılları arasında hayata geçtiği
dikkat çekmektedir.
1980 öncesinde ülkemizin savunma
sistemleri edinmedeki temel yaklaşımı;
kullanılmış ürünlerin hibe ya da satın
alınması yöntemidir. Bu yöntemde en
yaygın olarak kullanılan iki kaynak FMS
kredisi ve Alman yardımlarıdır. Bu açıdan
bakıldığında SSM’nin kurulmasından
önce TSK’nın modern silah ve savunma
araçları tedarik etmesi pek mümkün
olmamıştır. SSM kurulana dek, F-16
projesi haricinde ciddi bir tedarik
çalışması gerçekleşmemiştir. F-16 projesi
kapsamında kurulan TEI ve TAI, tedarik
stratejisindeki değişikliğin ilk göstergeleri
niteliğindedir.
21
SSM’nin 1985 yılında kurulması ile birlikte
TSK’nın modern savunma ürünlerini
envantere alma süreci kolaylaşmıştır. Bu
yeni süreç, Silahlı Kuvvetlerimizin
caydırıcılığını artıran ve savunma
sanayiinin gelişimini tetikleyen önemli
unsurlardan biri olarak değerlendirilebilir.
Esasen SSM’nin kuruluşu, savunma
sanayiinin kurulması ve geliştirilmesi
çabalarına yönelik bir strateji değişikliğinin göstergesi niteliğindedir. O güne
kadar, MKEK ve Vakıflar eliyle yürütülen
faaliyetler çerçevesinde elde edilen
kazanımlar, bir miktar birikim sağlamış
olmakla birlikte, istenilen seviyede bir
altyapı oluşturamamıştır. Bütçeden
ayrılan küçük paylara ve bağışlara
dayanarak bu alanda başarı kazanmak
mümkün olmamıştır. Bu sebeplerle,
sektöre sürekli kaynak sağlayabilecek,
devletin yanı sıra yerli ve hatta yabancı
sermayenin yatırım yapabileceği bir
savunma sektörü oluşturulması hedeflenmiştir.
1980’lerde özel sektör savunma şirketleri
yok denecek kadar az iken, Müsteşarlığın
kurulmasıyla birlikte savunma sanayii
alanında özel sermaye yatırımları artış
göstermiştir. Ancak politika belirsizliği,
talep değişkenliği, sektörün devlet
sahipliğindeki kuruluşların mutlak hakimiyeti altında olması ve serbest rekabet
koşullarının tam anlamıyla bulunmaması
SAVUNMA SANAYİİ KURULUŞLARIMIZ
1991 ESDAŞ Elektronik Sistemler Destek Sanayii
1991 Savunma Teknolojileri Mühendislik (STM)
gibi nedenlerle, bu dönemde savunma
sektörü yatırımcılar açısından oldukça
riskli bir alan olarak değerlendirilmiştir.
Bu koşullar altında, Türkiye’de savunma
sanayiine yapılan yatırımların başlangıcında sanayiciler değil; devletin de
yönlendirmesiyle, nispeten daha büyük
sermaye birikimine ve devletle çalışma
kültürüne sahip olan kimi müteahhitinşaat firmaları yer almıştır.
Bu yeni sanayileşme yaklaşımında ilk
adımlar, bir proje kapsamında geliştirilen
ortak girişim (joint venture) yatırımlarıyla
atılmış; proje modellerinde lisans altında
üretim yaklaşımı tercih edilmiştir.
MİKES firması elektronik harp alanında,
BAE Systems ve Destek A.Ş. (% 49.98 BAE
Systems, % 26.73 Destek Elk. Sis. A.Ş.)
ortaklığında kurulmuş bir JV firmasıdır.
Ancak 2002 yılında Mikes’in sermayesini
temsil eden hisselerin %72’si Aselsan
tarafından devralınmıştır. BAE Systems'in
Mikes'teki %49.98'lik payı, bu şirket ile
SSM arasındaki SPEWS-1 Projesi
kapsamında, offset taahhüdü karşılığında
Aselsan'a bedelsiz olarak devredilmiştir.
F-16 uçaklarının montaj ve entegrasyonu
için TAI ortak girişimi, 1984 yılında TUSAŞ
(%49), Lockheed Martin (%42), General
Electric (%7), TSKGV (%1.9) ve Türk Hava
Kurumu (%0.1) işbirliğiyle kurulmuştur.
Ancak, 2005 yılında LM ve GE hisseleri
TUSAŞ tarafından satın alınmıştır.
SSM’nin Mobil Radar Projesinde görev
almak üzere, 1990 yılında Aydın
Corporation tarafından kurulan AYESAŞ,
h a l e n L 3 v e Ve s t e l f i r m a l a r ı n ı n
ortaklığında savunma sanayii için yazılım
ve elektronik temelli faaliyetlerini
sürdürmektedir.
TEI firması, yine F-16 projesi kapsamında,
motorlarının montajı ve testleri ile bazı
motor parçalarının üretimlerini gerçekleştirmek üzere, TUSAŞ, TSKGV, Türk Hava
Kurumu ve General Electric arasında
imzalanan ortaklık anlaşması ile 1985
yılında kurulmuştur.
2000’li yıllara gelindiğinde; SSM’nin
kurulmasıyla vücut bulan son sanayileşme yaklaşımından (yabancı teknoloji
ve sermayenin teşviki) sapmaların
başladığı, yeni arayışlara yönelindiği
gözlenmektedir. Proje bazında oluşturulan JV’lerden FNSS ve TEI başarıyla
yoluna devam ederken, Thomson-Tekfen
Radar, Mikes ve son olarak TAI firmaları
birer birer kamu kontrolüne alınmışlardır.
JV’ler yoluyla tesisleşme ve lisans altında
üretim projeleri yoluyla teknoloji edinme
stratejisi kuruluş aşamasında olumlu
sonuçlar verdiyse de; günün beklentilerine uyum sağlayamayan firmalar
yaşamlarını sürdürememişlerdir.
FNSS Savunma Sistemleri, NUROL
Holding ve Amerikan United Defense
L.P.’nin oluşturduğu bir Türk-Amerikan
yatırım ortaklığıdır. Bugün firmanın %49
hissesi BAE'ye, %51 hissesi ise Nurol
Holding'e aittir. 1989’dan günümüze çok
sayıda zırhlı muharebe aracı tasarımı,
üretimi ve ihracatı gerçekleştirilmiştir.
1992 Nurol Makina Sanayii
1993 Trabzon Silah Sanayii (TİSAŞ)
1994 GİRSAN Silah Sanayii
1995 Kale Havacılık
1997 RMK Marine Gemi Yapım Sanayii
1997 ATEL Telekominikasyon
1998 Alp Havacılık
1998 MİLSOFT Yazılım Teknolojileri
1998 Yonca-Onuk Ortaklığı
1998 Havelsan EHSİM
2001 Inta SpaceTurk
2002 YALTES Elektronik ve Bilgi Sistemleri
2003 Vestel Savunma
2004 Global Teknik
2005 SDT Uzay ve Savunma Teknolojileri
2006 Meteksan
yapmak üzere kurulmuş; proje tamamlandıktan sonra Havelsan tarafından satın
alınmış ve Havelsan Teknoloji Radar
(HTR) adını almıştır.
SELEX (eski adıyla Marconi/Selenia
Komünikasyon) 1989 yılında TSK ihtiyacı
olan elektronik harbe karşı korumalı,
frekans atlamalı HF/SSB telsizlerin
üretimini yapmak amacıyla Marconi
Communications International, Has
Holding, Elit Elektronik, Cihan Elektronik
ortaklığıyla kurulmuştur.
Bir diğer JV modeli olan Thomson-Tekfen
Radar Firması, Thales Group (eski adı
Thomson-CSF) ve Tekfen işbirliğiyle, 1990
yılında Ankara’da, Türk Hava Kuvvetleri’nin “Erken Uyarı ve Kontrol Sistemi
Projesi” kapsamında kullanılan 3 boyutlu
uzun menzilli mobil radarların üretimini
Gelinen durum
Artık kuruluş aşamasını tamamlamış ve
olgunlaşma dönemine girmekte olan Türk
savunma sanayiinin günümüz stratejilerinde ise tasarım ve uluslararası rekabet
hedefleri öne çıkmaktadır. Savunma
Sanayii Müsteşarlığı’nın uygulamalarında gözlemlenen tedarik yaklaşımları
da bunu destekler niteliktedir.
Müsteşarlık tedarik modellerini adet ve
sözleşme bedelleri bazında 3’er yıllık
dilimler halinde inceleyecek olursak:
Gelinen noktada, yürütülmekte olan
tedarik programı sayısının artışına paralel
görülmektedir. Projelerin, yerli firmalar
sorumluluğunda ve ana yükleniciliğinde
hayata geçirilmeye başlaması sektör
performans verilerine de olumlu yansımaktadır.
HAZIR ALIM
... - 1990
ORTAK ÜRETİM
1990 - 2000
TASARIM
2000 - ...
? Hafif Nakliye Uçağı
? Meltem Deniz Keşif Uçağı
? Hürkuş Eğitim Uçağı
? Başlangıç Eğitim Uçağı
? Cougar Helikopteri
? MİLGEM Korveti
? Genel Maksat Helikopteri
? Zırhlı Muharebe Aracı
? Süratli Anfibi Gemi
? IR Jammer Tedariki
? IRCM Tedariği
? İHA Projeleri
? Mayın Avlama Gemisi
? ALTAY Tankı
Son dönemde, yüksek teknoloji silah
sistemlerinin yurtiçinde tasarım ve üretimine başlanılmıştır:
? Milli Piyade Tüfeği prototipi gelişti-
rilmiş ve atış denemelerine başlanmıştır; 2011 yılında seri üretime geçilecektir.
? İlk milli tankın konsept tasarımı
tamamlanmıştır.
? 50 km ve daha uzun menzilli obüs ve
Proje modellerinin evrimi
olarak, yurtiçi geliştirme projelerinde de
dikkate değer bir artış yaşanmaktadır.
altında ancak 250 milyon dolarlık sözleşme imzalanmış iken; yeni binyılın ilk 9
yılında yaklaşık 5,4 milyar dolarlık yurtiçi
geliştirme sözleşmesine imza atıldığı
2000 öncesinde yurtiçi geliştirme modeli
Ortak Üretim
Yurtdışından Alım
roket sistemlerinin seri üretimleri
tamamlanarak Türk Silahlı Kuvvetleri’ne teslim edilmiştir.
? 24 saat havada kalacak ve 30 bin ft
Yurt İçi Geliştirme
irtifada görev yapacak insansız hava
aracının prototip tasarım ve imalatı
tamamlanmıştır; uçuş testlerine 2011
yılında başlanılacaktır.
61 proje
? İlk kez korvet sınıfı savaş gemisi
70
60
%21
yurtiçinde tasarlanarak inşa edilmiş ve
2008 yılında denize indirilmiştir. Yeni
Tip Karakol Botları, Sahil Güvenlik
Arama Kurtarma Gemisi ve Tank
Çıkartma Gemileri denize indirilerek
seyir denemelerine başlanmıştır.
%61
? 2.5m çözünürlükte görüntü alacak ilk
%18
50
40
33 proje
30
25 proje
24 proje
20
%40
%33
%15
%3
10
%44
%46
17 proje
%12
%41
0
%16
%21
%47
1985 - 1997
1998 - 2000
2001 - 2003
%82
elektro-optik istihbarat uydumuzun
üretimine başlanılmış olup, 2012
yılında fırlatması yapılacaktır.
2004 - 2006
2007 - 2009
? Geçtiğimiz dönemlerde yurtdışında
Tedarik modellerinin (adet bazında) yıllar itibarı ile gelişimi
Milyar $
Yurtdışından Alım
Ortak Üretim
Ar-Ge
Yurt İçi Geliştirme
15
14
%7
13
12
11
? Tank modernizasyonları artık firma-
10
9
%70
8
7
6
5
4
3
2
1
yaptırılmış olan uçak modernizasyonları, ülkemizde yapılabilir hale
gelmiş ve başta F-16’lar olmak üzere
F-4, C-130 ve T-38 uçakları ile Sikorsky
helikopterleri sanayiimiz tarafından
modernize edilmektedir.
larımız tarafından üstlenilmekte;
yurtiçinde geliştirilen atış kontrol
sistemleri ile etkinlikleri artırılmaktadır.
%3
%28
%70
0
1985 - 1997
%32
%59
%8
%79
%38
%18
%57
1998 - 2000
2001 - 2003
2004 - 2006
%22
2007 - 2009
Tedarik modellerinin (sözleşme bedeli bazında) yıllar itibarı ile gelişimi
Savunma sanayiimizdeki gelişmelerin
sonucu olarak, Silahlı Kuvvetlerimizin
ihtiyaçlarının 2002 yılında %25 olan
yurtiçinden karşılanma oranı, 2009
verileriyle %45,7 seviyesine ulaşmış; dışa
bağımlılığın azalmasına ve ordumuzun
23
Milyon $
2.317
2.500
2.319
2.010
2.000
1.591
1.500
1985’den günümüze gelinen noktada,
rakamlar ve üretilen projeler, doğru yolda
ilerlediğimize işaret etmektedir. Ancak, 25
yılın daha sağlıklı bir muhasebesini
yapabilmek için, mutlaka ülkemiz
savunma sanayiinin diğer ülke sanayileri
ile karşılartırılması (benchmark) gerekecektir.
1.720
1.301 1.337
1.205
1.075
1.062
852
849
00
20
01
20
968
1.000
500
0
09
20
08
20
07
20
06
20
05
20
04
20
03
20
02
20
99
19
98
19
97
19
Savunma Sanayii Sektör Cirosu
Milyon $
1.000
800
784
832
615
600
487
400
200
337
331
138
80
123
84
134
248
196
0
09
20
08
07
20
20
06
05
20
20
04
20
03
02
20
20
01
20
00
20
99
19
98
97
19
19
Savunma ve Havacılık Sanayii İhracatı
SAVUNMA SANAYİİ 25 ÇALIŞMASI
2009 Verisi
Net Satışlar (Toplam Ciro, $)
2.585.939.890
Üretimden Savunma ve Havacılık Satışları ($)
1.979.794.146
Dolaysız Savunma Cirosu ($)
1.526.618.905
Savunma Dışı Havacılık Sanayii Cirosu ($)
Toplam Savunma ve Havacılık Cirosu ($)
171.749.896
2.141.188.516
GSYİH İçerisinde Sektörün Brüt Katma Değer Payı
0,176%
Toplam Ciro İçerisinde Üretimden Satışların Oranı
90%
Dönem (2009) Karı ($)
Toplam Gelirler İçerisinde Faaliyet Dışı Gelirlerin Oranı
Siparişi Alınmış Ancak Henüz Ödeme Alınmamış İş Tutarı (Bekleyen Siparişler, $)
Toplam Bekleyen Siparişlerin Ciro’ya Oranı
Kişi Başına Ciro (Ortalama, $)
334.866.162
42%
13.784.923.536
5,33
131.100
İşgücü Verimliliği (Kişi Başına Yaratılan Net Katma Değer, $)
52.132
Toplam İstihdam
19.725
Mühendis Sayısı
6.298
Yurtiçi Yan Sanayi Kullanımının Ciroya Oranı
27%
Yurtiçi Yan Sanayiye Aktarılan Toplam İşpayı Tutarı ($)
697.257.446
Toplam Savunma ve Havacılık Ürünleri İthalatı ($)
543.329.599
Savunma ve Havacılık İhracatı ($)
761.328.607
Savunma ve Havacılık İhracatı İçerisinde Offsetin Payı
Savunma Dışı Havacılık Sanayii İhracatı ($)
Savunma DışıHavacılık Sanayi İhracatı İçerisinde Offsetin Payı
50%
162.830.028
58%
Toplam Ar-Ge Harcamaları ($)
305.663.383
Özkaynaklarla Gerçekleştirilen Ar-Ge Harcamaları ($)
108.803.140
Dış finansman ile Gerçekleştirilen Ar-Ge Harcamaları ($)
196.860.243
Toplam Ar-Ge İçerisinde Özkaynak Kullanım Oranı
caydırıcılığına önemli katkı sağlanmıştır.
36%
Verilere dayalı kıyaslama
Ülkemiz savunma sanayii sektörü; askeri
fabrikalar, Tübitak Enstitüleri, MKEK,
TSKGV ve SSM bağlısı şirketler ve özel
sermayeli firmalardan oluşan karma bir
yapı sergilemektedir. Ağırlıklı olarak
kamu sahipliğinde olan sektörde, bu
alanda faaliyet gösteren yan sanayi ve
KOBİ’ler hariç olmak üzere 110 firmada askeri fabrikalar dahil- yaklaşık 45.000
kişi istihdam edilmektedir.
2010 yılında ilk kez gerçekleştirilen
Savunma Sanayii 25 sektör analiz
çalışması sonuçlarına göre, üretimden
savunma ve havacılık satışlarına göre en
büyük 25 firmanın performansına ilişkin
bilgiler aşağıda tablolaştırılmıştır:
Savunma sanayii üzerine yapılan
değerlendirmelerin daha sağlıklı bir
temele oturtulmasını teminen, Türkiye ile
denk savunma harcaması yapan ülkeleri
incelemek doğru olacaktır:
Brezilya, 1930’larda hızlı bir sanayileşme
süreci yaşamıştır. Savunma sanayii de bu
altyapıyı kullanmıştır. Ülkenin en büyük üç
savunma firması 1960’larda kurulmuş;
1980’de net ihracatçı konumuna
gelinmiştir. Ardından Pazar daralması ve
sürdürülebilirlik sıkıntıları başgöstermiş
ve silah endüstrisi neredeyse durma
noktasına gelmiştir. 1994’te sektörde
önemli bir dönüşüm yaşanmıştır. Üç
büyük şirketten Avibrás ve Engesa
sektörden çekilmiş; Embraer özelleştirilmiştir. Bugün dünyanın üçüncü büyük
uçak şirketi konumunda olup, hem askeri
hem sivil satışları ihracat ağırlıklıdır.
Gelirinin %90’ını diğer ülkelerden elde
eden firmanın satışlarının çoğu sivil
ağırlıklıdır.
Kanada ordusu TSK’ya göre küçük bir
ordudur. Savunma sanayiisi ise alt sistem
ve komponent üretimine odaklanmıştır.
18.000
Kanada
16.000
Brezilya
14.000
Avustralya
12.000
İspanya
10.000
İsrail
8.000
Türkiye
6.000
Yunanistan
4.000
Suriye
2.000
İran
0
2001
2002
2003
2004 2005
2006 2007
2008
Türkiye ile yakın miktarda savunma harcaması yapan
ülkelerin rakamları (Kaynak: SIPRI Yearbook 2009)
Sektördeki arzın %60 yabancılara ait olup,
ana firmalar genellikle Kanada-ABD
ortaklığıdır. Yaklaşık 70.000 kişiye istihdam yaratan endüstride, yıllık 10 milyar
dolarlık savunma ve güvenlik satışı
gerçekleşmekte; bunun yarısı ihraç
edilmektedir. Bu ihracatın %80’i ABD’ye
yapılmaktadır. Sektörde görev alan
şirketlerin büyük kısmı, sivil sektörlere de
hizmet vermektedir.
Avustralya savunma sanayii, Anzus İttifakı
kapsamında ABD ile stratejik işbirliği
kurmuştur. Amerikan şirtketlerinin
yatırımları ortaklıklar kapsamında teşvik
edilmektedir. Thales bu ülkede önemli bir
oyuncudur. Sektör birkaç büyük havacılık
şirketi ve birkaç yüz KOBİ’den oluşmaktadır. Avustralya savuna endüstrisi
2007’de 11.000 kişi istihdam ederek 1,7
milyar dolarlık iş hacmine ulaşmıştır.
İsrail ’de 150 kadar savuma firması
bulunmakta olup, “Top 100 Arms
Pr o d u c i n g C o m p a n i e s ” l i s t e s i n e
bunlardan dördü girebilmiştir. Bu
firmalardan yalnızca Elbit Systems özel
girişimdir. Sektör yaklaşık 50.000 kişiye
istihdam yaratmaktadır. Bu gün ordu
ihtiyaçlarının yurt içinden sağlanmasının
yanısıra,
endüstri gelirleri büyük
çoğunlukla ihracattan sağlanmaktadır.
1967’deki Altı Gün Savaşları’ndan sonra,
ana tedarikçi konumunda olan Fransa’nın
silah ambargosu uygulaması, İsrail’i bu
alanda sanayileşmeye iten sebeplerden
birisi olmuştur. 1986’de tamamen yerli bir
uçak olan Lavi İsrail tarafından geliştirilmiş ve prototipi uçmuştur. Ancak
hükümet, bu yetkinliğin sürdürülebilirlik
maliyetini üstlenmemiş ve proje rafa
kaldırılmıştır. Projeden vazgeçilmesinin
ardından, Amerikan şirketleri ile anlaşma
yapılarak IAI’nin alt yüklenicilikten,
Boeing ve Lockheed Martin ile ortaklıklar
kurma noktasına gelmesi sağlanmıştır.
ABD’nin finansman desteğiyle şirket ürün
çeşitlenmesine giderek, ilk Anti-Füze
sistemileri, uydu ve İHA’ları geliştirmeye
başlamıştır. Bu dönemde İsrail firmaları
niş alanlarda uzmanlaşma yoluna
gitmişler; yeni platformlar üretmek yerine
“bakım ve modernizasyon projelerine”
yönelmişlerdir. Ar-Ge çalışmaları sivil
alana kaydırılmış ve mevcut yetenekler
iletişim ve tıp teknolojileri gibi sivil yüksek
teknoloji alanlarındaki ürünlerin geliştirilmesinde kullanılmıştır.
Güney Kore ordusu görece TSK’dan daha
büyük olup; ülkenin savunma harcaları 25
milyar $ civarındadır (SIPRI Yearbook
2010). Ülkenin savunma sektörü örnek
alınabilinecek bir gelişim serüvenine
sahiptir. Nitekim ülkenin ekonomik
gelişimi incelendiğinde; 1965 yılında kişi
başı geliri Türkiye’nin üçte biri iken, bu
oran 1980’ler sonrasında tersine
dönmüştür. 1971’e kadar Amerikan
yardımlarına bağımlı olan G.Kore,
2006 yılında İspanya bakanlıkları A400M,
1973’teki savunma sanayii kanunu ile
Eurofigther ve F100 Fırkateynleri için 1,2
birlikte atılım yapmıştır. Aynı dönemde
milyar dolarlık kredi sağlamışlardır.
gemi inşa, çelik ve elektronik sektörlerini
Ekonomideki küçülmeye rağmen hükü-
devlet politikası ile desteklenmiştir. 1990’a
metin son yıllarda yerli firmalarla 4 milyar
gelindiğinde yerli firmalar ordu ihtiyacının
Avroluk sözleşme imzalaması, 150 kadar
%70’ini karşılamayı başarmıştır. Sektörde
İspanyol savunma şirketine iş yaratarak
Samsung ve Hyundai gibi endüstri devleri
sektörün hızla büyümesini sağlamıştır.
de bulunmaktadır. Yetmiş ve seksenli
Bugün ülkenin 4 büyük savunma firması
yıllardaki sanayileşme atılımı, ülke
“ S I P R I To p 1 0 0 A r m s Pr o d u c i n g
savunma sanayiini de sürüklemiştir. 2007
Companies” listesinde yer almaktadır.
yılında G.Kore endüstrisi kendi ihtiyacı
Bunlardan Casa firması EADS, Santa
olan tüm konvensiyonel silahları üretme
Barabara Sistemas ise GENERAL
noktasına gelmiştir. 2007-11 orta vadeli
DYNAMICS girişimidir. Casa firması
planı, savunma harcalamlarının %20’sini
Avrupa’daki konsorsiyum projeleri
yerli teknoloji ve sanayiinin gelişimi için
sayesinde iş hacmini büyütürken; Brezilya
ayırmayı öngörmüştür.
ile 700 milyon dolarlık nakliye uçağı satışı
ve deniz uçağı modernizasyonu projelerini yürütmektedir. Navantia ise amfibi
gemiler ve destroyer ihraç ederek önemli
Tabloda 2008 verileriyle, “SIPRI Top 100
Arms Producing Companies” listesine
giren firmalardan seçilenler yer almaktadır.
bir oyuncu olmuştur.
2008 Savunma
Satışı (Milyon $)
Savunma/ Kâr Çalışan
Toplam Satış Oranı Sayısı
ÜLKE
Firma
Sektör *
İspanya
Casa (EADS)
H
2.510
89%
4%
Navantia
Gm
1.880
88%
Indra
El
1.000
29%
St. Barabara Sis.(GD)
SS AA KS/M
650
Samsung
H El AA Gm
73 LIG Nexl
El
Samsung Techwin
SS El M AA
Elbit Sis.
IAI
Verimlilik
($/Kişi)
5.730
492.845
-4%
5.540
386.101
8%
24.810
140.427
100%
4%
1.870
347.594
1.010
1%
6%
276.000
628.402
770
100%
5%
2.440
315.574
750
35%
6%
2.190
969.406
El
2.520
96%
8%
10.880
242.463
H El F
2.230
62%
3%
16.000
225.000
Rafael
H F KS/M Diğer
1.530
100%
3%
6.000
255.000
IMI
SS AA KS/M
620
95%
0%
3.200
203.125
İsviçre
Saab
H El F
3.000
83%
-1%
13.290
271.633
Singapur
ST Engineering
H El AA KS/M Gm
1.280
34%
9%
19.000
198.789
İsveç
RAUG
SS H M KS/M
760
54%
3%
6.310
224.881
Norveç
Kongsberg Gruppen
El F KS/M
740
38%
5%
5.240
374.046
H AA KS/M
670
86%
0%
2.800
279.643
G. Kore
İsrail
Finlandiya Patria
Türkiye**
SSM 25 Firmaları
Tümü
1.970
76%
13%
19.725
131.103
TOPLAM
SAMSUNG hariç 15 firma Tümü
20.910
65%
4%
125.300
255.044
25
Sonsöz ...
25. yılını kutlayan Savunma Sanayii
Müsteşarlığı olgunluk çağına yeni
ulaşmış; hatta genç sayılabilecek bir
kurum olarak önemli bir rol üstlenmiştir.
Bugün savunma sanayiimizin ulaşmış
olduğu aşama ve Silahlı Kuvvetlerimizin
envanterine alınan modern sistemler her
ne kadar mutluluk verici olsa da daha
önümüzde katedilecek önemli bir yol
bulunmaktadır. Türk savunma sanayii
hala çok küçük bir sektördür. Yerli sanayi,
çok sayıda geliştirme projesinin sorumluluğunu üstlenmiş olmakla birlikte henüz
çıktıları yeni yeni görülmeye başlanmıştır.
Sektörün ihracat performansı potansiyelinin çok altında gerçekleşmektedir.
Sistemlerin modernizasyonları ve lojistik
desteklenmesi sürecinde hala yurtdışına
önemli bir iş hacmi kaçmaktadır.
Tedarik makamlarının -bazen kaçınılmaz
ve gerekli olan- “tek kaynaktan temin
kararları”nı titizlikle vermesi ve bunun
firmalarımızın hantallaşmasına yol
açmamasına özen göstermesi gerekmektedir. Verilere dayalı bir kıyaslama
yapıldığında; önümüzdeki dönemde
firmalarımızın verimliliklerini ve dinamizmini artıracak çabalara ihtiyaç duyulduğu
görülmektedir. İhracat, lojistik ve sivil
sektör entegrasyonunun bu anlamda
önemli katkılar yapabileceği değerlendirilmektedir. Projeler kapsamında edinilen
teknolojilerin ve yetkinliklerin sürdülebilirliği ancak bu yönde atılacak adımlar ile
mümkün olabilecektir.
Dünya örnekleri, devlet politikaları eşliğinde ve mevcut endüstriyel altyapının
üzerine inşa edilen savunma sanayiilerini
işaret ederken; ülkemizde ise görece
daha kaotik (paydaş beklentileri
paradoksu) bir ortamda oluşan ve buna
rağmen diğer endüstrilerden daha hızlı
mühendisliğe geçebilmiş bir savunma
sanayiinden söz edilebilir. Performans
rakamları müspet bir gelişim eğilimi
göstermekle birlikte, gelişimin hızında bir
düşüş de dikkat çekmektedir. Yeniden
hızlı bir yükseliş için tüm paydaşların
işbirliği yapmasına ve hem tedarik süreci
hem de sanayinin problemlerine ilişkin
bütünsel çözümler üretilmesine ihtiyaç
duyulmaktadır.
KAYNAKÇA
1) AKALIN Tansel Z. ve Bıyıkoğlu N., Türk Savunma Sanayii Tarihi, Milsoft
2) Savunma Sanayii Müsteşarlığı, Tarihçe, http://www.ssm.gov.tr/.
3) http://www.turkishnavy.net/
4) GÖNLÜBOL, Mehmet. Olaylarla Türk Dış Politikası (1919-1995), Siyasal Kitabevi, 9.Baskı, Ankara, 1996.
5) BEYOĞLU Bülent E. (2006), “Türk Savunma Sektörünün Yapısal Analizi ve Sanayileşme Modeli Önerisi”, Kara Harp
Okulu Savunma Bilimleri Enstitüsü, Savunma Yönetimi Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2006.
6) Wiki, TUSAŞ, http://tr.wikipedia.org/
7) M i l l i y e t G a z e t e s i , A s e l s a n’ ı n M i k e s O r t a k l ı k Ya p ı s ı y l a İ l g i l i A ç ı k l a m a s ı . 1 2 E k i m 2 0 0 1
http://finans.milliyet.com.tr/c/haber_ic.asp?id=382853.
8) The Military Balance 2009
9) http://www.globalsecurity.org/military/world/index.html
10) CADSI’s Military Procurement Report, Canadian Association of Defense and Security Industries, Aralık 2009.
11) Council On Hemispheric Affairs, Embraer: Brazilian Military Industry becoming a Global Arms Merchant?,
http://www.coha.org/
12) JANE’S, http://www.janes.com/articles/Janes-World-Defence-Industry/Spain--Defence-Industry-Spain.html
13) SIPRI Yearbook 2009
14) ARSLANHAN S. ve KURTSAL Y., Güney Kore İnovasyondaki Başarısını Nelere Borçlu? Türkiye İçin Çıkarımlar, TEPAV
Politika Notu, Eylül 2010.
15) Savunma Sanayii Müsteşarlığı, SSM 25 Çalışması Raporu
16) http://www.rekabet.gov.tr/pdf/04-81-1157-290.pdf
B ülent E. BEYOĞLU
SSM Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı, Stratejik Planlama Şube Müdürü,
İlk, orta ve lise öğenimini Bilecik’te tamamladıktan sonra, 1999 yılında ODTÜ
Makina Mühendisliği bölümünden lisans, 2006 yılında Kara Harp Okulu Savunma
Bilimleri Enstitüsü, Savunma Yönetimi Ana Bilim Dalından yüksek lisans
derecesini almıştır. Halen aynı enstitüde Teknoloji Yönetimi alanında Doktora
çalışmalarını yürütmektedir. 1999 yılından bugüne SSM’de görev yapmakta olup
İngilizce bilmektedir.
A bdurrahman KILIÇ
SSM Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı, Stratejik Planlama Şube Müdürlüğü,
Uzman Yardımcısı, 1986 yılında Kayseri’de doğmuş, 2009 yılında Boğaziçi
Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nden mezun olmuş ve aynı yıl
Savunma Sanayii Müsteşarlığı Stratejik Planlama Şubesinde göreve
başlamıştır. Halen ODTÜ Ekonomi Bölümü’nde master çalışmaları devam
etmektedir.
Türk Savunma Sanayiinin
Ekonomik ve Mali Analizi
A. G. KÜFLÜ
Giriş:
İstanbul Sanayi Odası’nın her yıl yayımladığı
ISO 500 (Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi
Kuruluşu) Raporunda, 2009 yılında istihdamın
düştüğü, satışlar ve üretimden satışların
azaldığı ve ihracatın daralmaya devam ettiği
yer almıştır. Bu anlamda, 2008 yılında yaşanan
krizin etkilerinin henüz tam olarak geçmediğini söylemek mümkündür.
Savunma Sanayii Müsteşarlığı Stratejik
Planlama Şubesi olarak, sektörümüzü daha
iyi tanımak, ülkenin genel ekonomik
durumuyla mukayase edebilmek ve sonuç
olarak sektörümüzü daha iyi yönlendirebilmek amacıyla bir çalışma gerçekleştirilmiştir. Çalışmaya baz teşkil etmek üzere
savunma sanayiinde varlık gösteren 41
savunma firması/kuruluşunun son beş yıllık
(2005-2009 yılları) bilanço, gelir-gider tablosu
ve diğer ilgili verileri toplanmıştır.
şekilde ve hızla büyüdüğüne işaret
etmektedir.
Ekonomik Büyüklükler:
Savunma sanayiinin yarattığı brüt katma
değerin son 5 yıldaki seyri incelendiğinde,
savunma sektörü olarak Gayri Safi Yurtiçi
Hasıladan alınan payınson beş yılda binde
1,8’den binde 2,6’ya çıktığı görülmektedir.
2009 yılında Savunma sanayii Brüt Katma
Değeri Toplamı 2.515.109.367,57 TL
gerçekleşmiştir.
Savunma Sektörü Brüt KD/GSYİH (Binde)
3
2,5
2
1,5
1
0,5
0
2005
2007
2008
2009
Brüt KD/GSYİH (Binde)
TABLO-1 (GSYİH İçerisinde Savunma Sektörünün Payı)
Çalışmaya konu 41 savunma firması
/kuruluşu verileri ile
SASAD (Savunma
Sanayii Derneği)’ın tüm savunma sanayii
sektörü için yayımlamış olduğu 2009 yılı
verilerini karşılaştırdığımızda, 41 savunma
Bu gösterge savunma sanayiinin GSYİH’dan
(1) daha büyük bir hızla büyüdüğünü
göstermektedir.
Savunma Sanayii Net Satışları (Ciro)
firması/kuruluşu verilerinin tüm savunma
sanayini %80-%90 oranında temsil ettiğini
söylemek mümkündür. Bu nedenle çalışmada 41 Sanayi Firması/Kuruluşuna ilişkin
değerlendirmeler ‘Savunma Sanayii’nin
bütününü temsil eden değerlendirmeler
olarak ifade edilmektedir.
Çalışmanın sonuçlarının özeti aşağıda
sunulmuş olup, genel ekonomik durumun
tersine savunma sektörünün istikrarlı bir
Savunma sanayiindeki son 5 yıla ilişkin ciro
rakamlarını incelediğimizde;
2005 yılından itibaren Dolaylı ve Dolaysız
Savunma Cirosundaki artış trendi özellikle
2008 yılından sonra hızlandığından Savunma
sanayii Cirosu Toplamı da aynı paralelde
artış trendi yakalayarak 2009 yılında
3.181.676.491,04 TL’ye ulaşmıştır.
41 Savunma Firması/Kuruluşu, faaliyet
27
2.500.000.000
Savunma Sanayiinde gerçekleşen savunma
ürünleri satışlarından elde edilen toplam ciro
içerisinde Havacılık sektörü ile YazılımElektronik Sektörü en fazla paya sahip
sektörlerdir.
0,60
2.000.000.000
1,2
0,50
1.500.000.000
1
0,40
1.000.000.000
0,8
0,30
500.000.000
0,6
0,20
0,4
0,10
0,2
0,00
4.000.000.000
3.500.000.000
3.000.000.000
0
2005
2007
2008
2009
Dolaylı Savunma Cirosu
Dolaysız Savunma Cirosu
Toplam Savunma Cirosu
2007
2005
alanlarına göre, Havacılık Sektörü, Denizcilik
Sektörü, Karacılık Sektörü, Roket-Silah
Mühimmat Sektörü, Yazılım-Elektronik
Sektörü olarak sınıflandırılmak suretiyle
aşağıdaki tablolar oluşturulmuştur:
1,2
1
0,8
Havacılık sektörü
Denizcilik sektörü
Karacılık sektörü
2008
TABLO-5 (Sektörlerin Savunma Satışlarına ilişkin cirolarının
içerisinde ‘Üretimden Savunma Satışları’nın Payı)
Savunma ürünleri satışından elde edilen
toplam cironun içinde ne oranda üretimden
satış olduğunu incelediğimizde, son beş yılda
bu oranın artarak 2009 yılında %92 ye
ulaştığını görmekteyiz.
Savunma Sanayiinin İhracat Performansı
0,4
Türkiye’de yaşanan genel ekonomik
durumun tersine ‘Savunma Sanayii İhracatı’
özellikle 2008 yılından sonra hızlı bir artış
gözlemlenmektedir. 2009 yılında bu değer
1.131.705.293,23 TL olmuştur.
0,2
0
Havacılık sektörü
Denizcilik sektörü
Karacılık sektörü
2008
2009
Roket-muhimmat-silah sektörü
Yazılım-elektronik sektörü
Toplam
Havacılık sektörü
Denizcilik sektörü
Karacılık sektörü
2009
Roket-muh.-silah sektörü
Yazılım-elektronik sektörü
Toplam savunma sektörü
0,6
2007
2007
2005
0
TABLO-2 (Son 5 Yıllık Savunma Cirosu TL)
2005
İhracatı 515.367.004,36 TL gerçekleşmiştir.
Savunma sanayii İhracatı içerisinde Offset
Dışı ihracatın oranı 2008 yılından itibaren
yükselerek %45’e çıkmıştır.
2008
2009
Roket-muh.-silah sektörü
Yazılım-elektronik sektörü
TABLO-7 (Savunma Sanayi İhracatında sektörel paylar)
Toplam Savunma Sanayii ihracatında en
büyük payın havacılık sektörüne ait olduğunu
ikinci sırayı karacılık sektörünün aldığını
görüyoruz.
Savunma Sanayiinde İthalat:
Savunma sanayii ithalatının da, ihracatı gibi
son beş yılda artış eğiliminde olduğunu
görüyoruz.
Sav. ve Siv. H. İthalatı
1.200.000.000
1.000.000.000
800.000.000
600.000.000
1.200.000.000
400.000.000
TABLO-3 (Sektörlerin ‘Toplam Ciroları’ içerisinde
‘Savunma sanayii Cirosu’ Oranı)
1.000.000.000
200.000.000
800.000.000
Denizcilik sektörü ile Roket-silah-mühimmat
sektörü dışında diğer sektörlerde ciro
içerisindeki savunmaya ilişkin net satışlardan
elde edilen cironun oranı son beş yılda artış
göstermiştir.
0
2005
600.000.000
0,40
TABLO-8 (Savunma Sanayi İthalatı)
0,70
0
2007
2008
2009
0,35
0,10
0,05
0,00
0,50
TABLO-6 (Savunma Sanayi İhracatı TL)
0,25
0,15
0,60
0,40
0,30
0,20
2009
200.000.000
Savunma Sanayii İhracatı
Offset Dışı
Offset Kapsamı
0,45
2008
400.000.000
2005
0,50
2007
Sav. ve Siv. H. İthalatı
0,30
Savunma sanayiinde gerçekleştirilen ihracat
içerisinde Offset Kapsamında yapılan ihracat
istikrarlı bir şekilde artarken Offset Dışı
ihracat 2008 yılından sonra hızlı bir artış
2007
2008
2009
2005
Havacılık sektörü
Roket-muhimmat-silah sektörü trendine girmiş ve Offset kapsamındaki
Denizcilik sektörü
Yazılım-elektronik sektörü
ihracat rakamına yaklaşmıştır. 2009 yılı
Karacılık sektörü
itibariyle Offset Kapsamında savunma sanayii
İhracatı 616.202.082,60 TL, Dışı sanayii
TABLO-4 (Toplam Savunma Satışlarına ilişkin
Ciro içerisindeki sektörel paylar)
0,20
0,10
0,00
2005
2007
Havacılık sektörü
Denizcilik sektörü
Karacılık sektörü
2008
2009
Roket-muh.-silah sektörü
Yazılım-elektronik sektörü
TABLO-9 (Savunma Sanayine ilişkin ithalat
toplamı içerisindeki sektörel paylar)
2009 yılı itibariyle savunma sanayiine ilişkin
ithalat, toplamda 964.620.210 TL gerçekleşmiştir.
Toplam Savunma sanayii ithalatında yıllar
itibariyle payı azalmakla birlikte, ilk sırayı
yazılım-elektronik sektörü almaktadır. Yazılımelektronik sektörü 2009 yılı itibariyle, toplam
savunma sanayii ithalatının %33’üne sahiptir.
İkinci sıra % 28 ile havacılık sektörüne,
üçüncü sıra ise % 16 ile Karacılık sektörüne
aittir.
Savunma Sanayii İhracatı-Savunma
İthalatı Farkı:
1.200.000.000
1.000.000.000
800.000.000
ihracat fazlalığını göstermektedir. Görüldüğü
üzere Havacılık, Karacılık ve Roket-silahmühimmat sektörleri pozitif yönde net ihracat
gerçekleştiren ve bu anlamda Gayrisafi
Yurtiçi Hasıla’ya katkı sağlayan sektörlerimizdir.
Savunma Sanayiinde Arge Faaliyetleri:
Savunma Sanayinde fir ma verilerine
dayanarak yapılan çalışmada özkaynaktan
yapılan ve dış finansmandan karşılanan ar-ge
harcamalarındaki artışın, özellikle 2008
yılından sonra ivme kazandığını görebiliyoruz. 2009 yılı itibariyle Savunma
alanında yapılan toplam Arge harcamaları
yaklaşık 500.000.000 TL’ye, Özkaynaktan
Arge harcamaları 180.000.000 TL’ye, Dış
Finansmandan Arge 320.000.000 TL’ye
ükselmiştir.
600.000.000
600.000.000
400.000.000
500.000.000
200.000.000
400.000.000
0
2005
2007
2008
2009
300.000.000
Savunma Sanayii İhracatı
Savunma Sanayii İthalatı
TABLO-10 (Savunma Sanayi İhracat-İthalat
Farkı: Net İhracat. TL)
Grafiği incelediğimizde, savunma sanayii
ithalatının da ihracatının da artmakta olduğu
görülmektedir. Son beş yılda savunma sanayii
ihracatı savunma sanayii ithalatının üzerinde
seyretmektedir. Savunma Sanayiinde artı
yönde bir Net İhracattan söz etmek sevindiricidir.
2009 Yılı İtibariyle;
Savunma sanayii ithalatı
964.620.210,88 TL
Savunma sanayii ihracatı
1.131.705.293,23 TL
Savunma sanayii İthalat-İhracat
Farkı (Net İhracat)
167.085.082,34 TL
Sektörlerin savunma ihracatı – ithalatı
farklarını incelersek:
2009 Yılı İtibariyle,
200.000.000
100.000.000
Savunma Sanayiinde Bekleyen
Siparişler
Henüz bilanço kalemlerine avans ya da
satışlar olarak yansımamış, yani herhangi bir
ödemesi alınmamış siparişler olarak
tanımlanan ‘bekleyen savunma sanayii
siparişleri’, 2009 yılında 21.472.807.676 TL
b i l d i r i l m i ş t i r. H a v a c ı l ı k s e k t ö r ü n ü n
10.317.696.115 TL ile fazla bekleyen siparişe
sahip sektör olduğunu görmekteyiz. İkinci
sırada 7.210.462.646 TL ile yazılım-elektronik
sektörü gelmektedir. Roket-mühimmat-silah
sektörü 2.004.381.000 TL, Karacılık sektörü
1.234.180.086TL, Denizcilik sektörü
549.058.283TL bekleyen siparişe sahiptir.
Analize konu olan savunma firmaları verileri,
firmaların 2009 yılı itibariyle toplam bekleyen
siparişleri içerisinde savunma ve havacılık
sektörüne ait siparişlerin oranının ortalama
%98 olduğu göstermektedir. Sektörlerin
sürekliliği ile ilgili bir gösterge olarak kabul
edilen bekleyen siparişlerin Savunma
Cirolarına oranı ise 2009 yılı itibariyle
aşağıdaki gibidir:
0
2005
2007
2008
Savunma bekleyen Toplam bekleyen
siparişler/
siparişler/
Savunma cirosu
Toplam Ciro
2009
Özkaynaktan Arge
Dış finansmandan Arge
Toplam Arge
TABLO-11 (Savunma Sanayinde Ar-Ge Harcamaları.TL)
Savunma Sanayiinde İstihdam
İSO 500 verilerini incelerken 2009 yılında
çalışanların sayısında dramatik düşüşler
olduğundan bahsetmiştik. Savunma sanayiine baktığımızda son 5 yıl içerisinde toplam
istihdamda istikarlı bir artış olduğunu, özellikle 2009 yılındaki daha belirgin bir artışla
savunma sanayiinde çalışan sayısının 650
kişiye ulaştığını görüyoruz. Herbir sektörde
25.000
20.000
İhracat- İthalat Farkı
15.000
Havacılık sektörü
307.395.073,30 TL
10.000
Denizcilik sektörü
73.395.761,14 TL
Karacılık sektörü
205.223.452,12 TL
Roket-mühimmat-silah setörü
53.741.937,59 TL
Yazılım-elektronik sektörü
182.849.547,26 TL
Kırmızı ile gösterilen rakamlar ithalat
fazlalığını, siyah ile gösterilen rakamlar
istihdam edilen insan sayısı aşağıdaki
grafikte gösterilmiştir.
5.000
0
2005
Havacılık sektörü
Denizcilik sektörü
Karacılık sektörü
2007
2008
2009
Roket-muh.-silah sektörü
Yazılım-elektronik sektörü
TOPLAM
Havacılık sektörü
9,82
9,55
Denizcilik sektörü
10,83
1,83
Karacılık sektörü
2,15
1
Roket-mühimmat-silah setörü
4,77
2,87
Yazılım-elektronik sektörü
6,18
5,01
Bekleyen siparişlerle sektörel ciroları
karşılaştırırsak; havacılık sektöründe 2009
toplam cirosunun 9,5 katı bekleyen sipariş
vardır. Havacılık sektöründe toplam cironun
hemen hemen tamamını savunma cirosunun
oluşturması nedeniyle savunma siparişlerinin
savunma cirosuna oranı da aynıdır.
Denizcilik sektöründe toplam cironun
yaklaşık 2 katı bekleyen sipariş vardır.
Bununla birlikte Denizcilik sektöründe 2009
yılında gerçekleşen savunma cirosunun 10
katı kadar savunmaya ilişkin bekleyen sipariş
olduğunu görüyoruz. Denizcilik sektöründe
gerçekleşen cironun %16’sının savunmaya
yönelik olduğunu gözönüne alınarak sektörün
sürekliliği konusunda sözkonusu oranlar
yorumlanmalıdır.
Karacılık sektöründe savunma alanında
TABLO-12 (Savunma Sanayinde yaratılan istihdam)
29
bekleyen siparişlerin savunma cirosunun
yaklaşık 2 katı olduğunu, toplam bekleyen
siparişlerin ise toplam cironun yaklaşık 1 katı
olduğunu görüyoruz. Karacılık sektöründe
gerçekleşen cironun yaklaşık %50’sinin
savunmaya yönelik olduğu düşünülerek,
özellikle savunma dışı alanda düşük
bekleyen sipariş oranı, sektörün sürekliliğini
tehlikeye sokabilmektedir.
Roket-mühimmat-silah sektöründe savunma
alanında bekleyen siparişlerin savunma
cirosunun yaklaşık 5 katı olduğunu, toplam
bekleyen siparişlerin ise toplam cironun
yaklaşık 3 katı olduğunu görüyoruz.
Cirosunun büyük kısmının savunmaya
yönelik işlerin oluşturduğu yazılım-elektronik
sektöründe, savunma alanında bekleyen
siparişler savunma cirosundan, toplam
bekleyen siparişler ise toplam cirodan
yaklaşık 5-6 kat büyüktür.
Savunma Sanayinin Hacmi
Savunma sanayiinde tamamlanmış işleri
gösteren ciro (net satışlar), henüz tamamlanmamış işlerden avansı alınanlar, ödemesi
henüz yapılmamış siparişler toplamı
savunma sanayiinin o yıl itibariyle genişliğini
göstermektedir. 2009 yılı itibariyle sektörün
hacmi 28.720.973.723 TL’dir. değerleri bu
rakamın %28’i kadardır. Savunma Sanayii
Müsteşarlığında gerçekleştirilen projelerde
ara aşamalar tamamlanmış olsa dahi avans
olarak değerlendirilmekte ve fatura
kesilememektedir. Dolayısıyla bir sektörü
değerlendirirken salt ciro değerlerini dikkate
almak sektör hakkında yanlış sonuçlar
çıkarmamıza sebep olabilmektedir. Faturaların kesildiği yıllarda ciro değerlerinde,
35.000.000.000
30.000.000.000
25.000.000.000
savunma sanayiinde ilave bir gelişme
olmadığı halde,
ani artışlar gözlemlenebilmektedir. Dolayısıyla savunma sanayiine yönelik analizlerde ciro değerleri ile
birlikte sektörel hacim de önem kazanmaktadır.
Savunma Aanayinde İşgücü Verimliliği
İşgücü verimliliği, yaratılan Net Katma Değer
(faktör fiyatlarıyla katma değer)’in İşgücü
sayısına bölünmesiyle elde edilen rakamdır.
Başka deyişle kişi başına düşen net katma
değer, 1 kişinin yarattığı katma değerdir.
Faaliyet alanları bazında incelersek;
Havacılık sektöründe son beş yılda işgücü
verimliliğinin arttığını ve 2009 yılında
ortalama 70.000 TL’ye ulaştığını, Denizcilik
sektöründe de son beş yılda artış trendi
olduğunu ve 2009 yılı itibariyle işgücü
verimliliğinin ortalama 55.000 TL olduğunu
görüyoruz. Kara Araçları sektöründe 2009 yılı
itibariyle or talama işgücü verimliliği
105.000TL’ye ulaşmış ve bu sektör savunma
sanayinde en yüksek işgücü verimliliğine
sahip sektör olmuştur.
Roket-silah-mühimmat sektöründe, işgücü
verimliliği ortalama 27.000 TL olup diğer
sektörlere göre işgücü verimliliği epeyce
düşüktür.
Yazılım-elektronik sanayiindeki firmaların
çoğunda son 5 yılda işgücü verimliliği
istikrarlı bir şekilde artmıştır. 2009 yılı
itibariyle ortalama işgücü verimliliği 93.000
TL olarak gerçekleşmiştir.
ISO 500 (İstanbul Sanayi Odasının en büyük
500 sanayi kuruluşu) çalışmasının 2009
verileri (cari fiyatlarla) incelendiğinde 27
sektör içerisinde en çok işgücü verimliliğine
sahip 5’er sektör ile savunma sanayi ile
ilşkilendirilebilecek diğer bazı sektörlerin
işgücü verimliliği, sektörümüz verilerinin
karşılaştırılması açısından aşağıda verilmiştir
(2):
20.000.000.000
15.000.000.000
Petrol Ürünleri Sanayi
: 420.956 TL
10.000.000.000
Çeşitli Petrol ve Türevleri Sanayi
: 221.343 TL
Tütün işletme Sanayi
: 209.721 TL
İçki Sanayi
: 170.276 TL
Elektrik Makinaları Sanayi
: 108.327 TL
Taşıt Araçları Sanayi
: 56.917 TL
5.000.000.000
0
1
Havacılık sektörü
Denizcilik sektörü
Karacılık sektörü
Roket-muh.-silah sektörü
Yazılım-elektronik sektörü
Yan sanayi
TOPLAM
TABLO-13 Faaliyet Alanlarının 2009 yılı itibariyle genişlikleri
Görüldüğü üzere, Kara Araçları sektörü en
yüksek verimliliğe sahip sektörlerdeki işgücü
verimliliğine yakın bir verimlilik sağlamaktadır. Yazılım-Elektronik sektörü de
benzer şekilde yüksek verimlilikle çalışmaktadır. Havacılık sektörü ISO 500
çalışmasında yer alan İmalat Sanayinde
işgücü verimliliği ortalamasına yakın bir
işgücü verimliliği sağlarken, Denizcilik
sektörü söz konusu ortalamaya yaklaşmıştır.
Roket-silah-mühimmat sektörü ise İmalat
Sanayi ve Diğer İmalat Sanayi ortalamasının
altında bir işgücü verimliliğine sahiptir.
Bu çerçevede sonuç olarak, Savunma
sanayiinde işgücü verimliliği düşük olan
sektörlerde verimliliğin artırılmasına yönelik
tedbirlerin alınmasının, bunun sözkonusu
olmadığı durumlarda ise –diğer ülke
menfaatleri ile çelişmemek kaydıyla- işgücü
verimliliği yüksek olan sektörlere yatırımların
kaydırılmasının ekonomik anlamda katma
değer yaratacağı değerlendirilmektedir.
Savunma Sanayinin Mali Yapısı:
Savunma sanayinde faaliyet gösteren başlıca
firma/kuruluşların bilanço ve gelir-gider
tablolarındaki son beş yıllık verilere
dayanılarak firmaların likidite durumları, mali
durumları, karlılık durumları ve verimlilik
dur umları ‘Oran Analizi’ tekniği ile
incelenmiştir. Firmaların ‘likidite durumları’
borçlarını ödeme güçlerini, ‘mali durumları’
faaliyetlerini sürdürmelerinde borçların
öneminin ne olduğunu başka bir deyişle
borç-özkaynak dengesini sağlayıp sağlayamadıklarını, ‘verimlilik durumları’ ise
aktiflerini yani varlıklarını ne derece etkin
kullandıklarını gösteren ifadelerdir.
Ekonomik karlılık ise, firma ve kuruluşların
yarattıkları net katma değerin varlıklarına
oranını; başka bir deyişle işletmeye konulan
sermaye karşılığı ekonomiye ne kadar ilave
kıymet (net katma değer) kazandırılıdığını
ifade etmektedir.
Savunma sektörünün, sektörel özellikleri de
dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde çıkan sonuçlar değerlendirildiğinde,
savunma sanayinin mali yapısı hakkında
dikkat çeken ve sektörel ortalamaları
yansıtanbaşlıca konular şunlardır:
Demir-Çelik Dışında Ana Metal Sanayi : 56.244 TL
? Yazılım-elektronik sektörü, genel olarak,
Diğer İmalat Sanayi
: 36.965 TL
İmalat Sanayi için genel
: 64.663 TL
likidite açısından iyi durumda olduğu gibi
özsermaye-borç dengesini de sağlıklı bir
? şekilde sağlamış görülmektedir.
? Havacılık sektörü olmuştur. Bunu Roket-
Sözkonusu sektörün mali yapıya ilişkin
göstergeler değerlendirildiğinde en
istikrarlı sektör olduğunu söylemek
mümkündür.
silah-mühimmat ve Denizcilik sektörleri
takip etmektedir. En düşük satış karlılığı
oranı Karacılık sektöründe gerçekleşmiştir. Genel olarak satış karlılık
oranlarına baktığımızda kar eden savunma sanayi firma ve kuruluşlarının satış
karlılığının büyük sanayi firmaları için
öngörülen oranların üzerinde olduğunu
söylemek mümkündür.
? Denizcilik sektöründe toplam varlıkların
neredeyse tamamının dışkaynak yani
borçlarla finanse edildiği görülmektedir.
Dış kaynak bağımlılığı yüksektir.
? Kara Sistemleri Sektöründe efaaliyet
gösteren firmaların genel olarak son 5 yıl
içerisinde mali açıdan belirli bir istikrarı
yakalayarak özsermaye-borç dengesini
sağlıklı bir şekilde oluşturdukları
görülmektedir.
? Havacılık sektöründe de borçların
özsermayeye oranının yüksek olduğu
göze çarpmaktadır.
? Roket-silah-mühimmat sektörü firmaları
likidite ve mali durumları itibariyle
birbirlerinden farklı bir profil sergilemektedirler.
? Verimlilik açısından değerlendirildiğinde,
her bir sektörde genel olarak atıl
kapasiteden söz etmek mümkündür.
? Karlılık açısından değerlendirdiğimizde,
2009 yılı itibariyle, satış karlılığı (3)
ortalaması en yüksek sektör Yazılımelektronik sektörü, ikinci olarak da
? Ekonomik karlılık (4) açısından değerlen-
dirildiğinde, 2009 yılı itibariyle, satış
karlılığı ortalaması en düşük olan Karacılık
Sektörü’nün ortalama %23 (yaklaşık) oranı
ile en yüksek ekonomik karlılık oranına
sahip iki sektörden biri olduğunu
görüyoruz. Diğer sektör, aynı oran ile
Roket-silah-mühimmat sektörüdür. Bu
sektörleri ortalama %20 (yaklaşık)
ekonomik karlılık oranı ile YazılımElektronik sektörü takip etmektedir.
Havacılık sektörünün ekonomik karlılık
oranı ortalama %17 cıvarındadır. En düşük
ortalama ekonomik karlılık oranı ise %8
(yaklaşık) ile Denizcilik sektörü’ne aittir.
2009 yılı ISO 500 raporunda Türkiye’nin 500
büyük sanayi kuruluşu için ekonomik karlılık
ortalaması %13,6 olarak bildirilmiştir. (5) Bu
verileri, Savunma Sanayinin ekonomik
verimlilik oranları ile karşılaştırdığımızda,
genel olarak savunma sanayinde ekonomik
karlılık oranının bu oranın oldukça üzerinde
kaldığını gözlemlemekteyiz. ISO 500
raporuna göre, Türkiye genelinde 3. en
yüksek ekonomik karlılığa sahip sektör olan
kimyasal ürünler sanayinde ekonomik karlılık
oranının %28 olduğu göz önüne alındığında,
savunma sanayinin bu orana yaklaştığı
görülmektedir.
Bu anlamda, savunma
sektörünü ülke savunmasının yanı sıra,
istikrarlı bir ekonomi sağlanmasına yaptığı
katkı ile de değerlendirmek gerekliliği ortaya
çıkmaktadır.
Sonuç:
Savunma Sanayiinde son beş yılda görülen
gelişmeler, hem ulusal savunmamız
açısından, hem de Türkiye ekonomisi
açısından mutluluk ve gurur vericidir.
Savunma sanayimiz öncü olabilecek
potansiyele sahip bir sektör olduğunu
kanıtlamıştır. Savunma Sanayii Müsteşarlığı
olarak sektör firma/kuruluşlarımız ve
ordumuz ile birlikte savunma sanayimizi daha
ileriye taşıyacağımıza olan inancımız
büyüktür. Bu çalışmamızda bize desteğini
esirgemeyen ve verilerini büyük bir titizlikle
bizimle paylaşan tüm firma ve kuruluşlarımıza teşekkür ediyoruz.
DİPNOTLAR
1) GSYİH= Tüketim Harcamaları + Yatırım Harcamaları + Devlet Harcamaları + (İhracat-İthalat) olarak
tanımlanmakta olup, özetle ülke içinde yaratılan hasıladır.
2) Veriler ISO 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2009 Raporundan alınmıştır.
3) Satış karlılığı bir liralık satış karşılığı elde edilen karı (faaliyet ve faaliyet dışı kar) gösterir.
4) Ekonomik karlılık, firmanın yarattığı net katma değerin varlık toplamına oranıdır, başka bir deyişle
işletmeye konulan sermaye karşılığı ekonomiye ne kadar ilave kıymet (net katma değer)
kazandırılıdığını gösterir. Sektörlerin sürekliliği açısından önemlidir.
5) Veriler ISO 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2009 Raporundan alınmıştır.
A rzu Küflü
1991 yılında A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü mezun olan Arzu
Güzide Küflü, 1998 yılından bu yana, Savunma Sanayii Müsteşarlığı'nda uzman
olarak çalışmaktadır. Deniz Araçları Daire Başkanlığı'nda 5 yıl boyunca Ani
Müdahale Botları, Mayın Avlama Gemisi ve MİLGEM Projelerinde görev
almıştır. Daha sonra atandığı MEBS Daire Başkanlığı'nda ise TBS, HELSİM,
Yangın ve Yara Savunma Simülatörü ve F-16 Simülatörü projelerinde İdari
Yardımcı olarak 6,5 yıl görev yapmıştır. Halen Strateji Geliştirme Daire
Başkanlığı'na bağlı Stratejik Planlama Şube Müdürlüğünde Uzman olarak
hizmetini sürdürmektedir.
31
Savunma Sanayiinin
25 Yılı
1985 Öncesi Savunma Sanayii
Ülkemizde, Cumhuriyet döneminde harp
silah, araç ve gereçlerinin üretilmesi
amacıyla Anadolu'da bazı tesisler
kurulmuştur. Cumhuriyetin ilk yıllarında
daha ziyade mühimmat üreten, ağır
sanayi gerektirmeyen nitelikte tesisler
kurulmasını takiben, 1933-1939 yıllarında
savunma sanayiinin temelini teşkil
edecek yatırımlara geçilmiş ve özellikle
havacılık sektöründe önemli girişimler
olmuştur. Ancak 2. Dünya Savaşı ve
sonrasında NATO ittifakına girilmesiyle
artan askeri yardımlar, henüz kuruluş
aşamasındaki savunma sanayiinin
gelişmesini yavaşlatmıştır.
1950 yılında Askeri Fabrikalar Umum
Müdürlüğü, Makina ve Kimya Endüstrisi
Genel Müdürlüğü 'ne dönüştürülmüşse de
1950-1960, arasındaki dönemde savunma
sanayii faaliyetleri belli bir seviyede
kalmıştır.
1963 yılında başlayan planlı dönemde,
ithal ikamesine dayalı politikalar çerçevesinde bazı savunma sanayii yatırımları
MKEK
1950
TUSAŞ
Türk Uçak
Sanayii
1973
ASELSAN
1975
yapılmıştır. Özellikle Kıbrıs Harekatı'ndan
sonra Aselsan, Aspilsan, Îşbir, Havelsan
gibi savunma sanayiine yönelik şirketler
oluşmuştur. Türkiye'nin kendi uçağını
yapmasına ilişkin faaliyetlerin bir sonucu
olarak TUSAŞ A.Ş. kurulmuş, bilahare
TUSAŞ'ın da iştiraki ile TUSAŞ Havacılık
ve Uzay Sanayii A.Ş. (TAI) ve uçak
motorlarının üretimi için TUSAŞ Motor
Sanayii A.Ş. (TEI) kurulmuştur.
Kıbrıs Barış Harekatı sonrası ülkemize
uygulanan ambargo, milletlerarası
münasebetlerde, savunmada dışa bağımlılığın zararını açıkça göstermiştir.
Savunma sanayiinin devlet tekelinde
kalması ve savunma ihtiyacının istenilen
ölçüde teşvik edilerek yerli sanayii ile
entegrasyonunun sağlanamaması sebebi ile genel sanayileşmede elde edilen
başarı savunma sanayiine intikal ettirilememiştir. Bunun sonucu olarak; TSK
yeterince modernize edilememiş,
ekonomiye olan yük giderek artmış ve
savunma sanayii gelişememiştir.
Savunma
Donatım
İşletmeleri
Gn. Müd.
1983
TUSAŞ
Havacılık
ve Uzay
Sanayii
1984
SAGEB
1985
1985
1985 - 1990 Dönemi
SAGEB Kuruluş
1980'li yıllar, Türk Silahlı Kuvuetleri'nin modernizasyonu ve çağdaş teknolojiye dayalı ulusal savunma sanayiinin Devlet eliyle ve
yönlendirmesiyle oluşturulması çalışmalarının hız kazanmaya haşladığı yıllardır.
Modern savunma sanayiinin geliştirilmesi ve TSK'nın modernizasyonunun sağlanması; taşıdığı özelliğe, öneme ve maddi
yükünün büyüklüğüne uygun, özel bir statüsü olan bir kuruluşu ve süreklilik arz eden istikrarlı finansman kaynaklarını
gerektirmektedir.
Bu gerekçelerden hareketle, Milli Savunma Bakanlığı 'na bağlı, tüzel kişiliği haiz "Savunma Sanayii Geliştirme ve Destekleme İdaresi
Başkanlığının (SAGEB) kurulmasına imkan veren 3238 Sayılı Kanun 7.11.1985 tarihinde kabul edilmiştir. 3238 sayılı kanunun geçici birinci
maddesi gereğince, Savunma Donatım İşletmeleri Genel Müdürlüğü, Başkanlığa devredilmiştir.
SAVUNMA SANAYİİ YÜKSEK KOORDİNASYON KURULU
Başkanlığın Görevleri:
a) İcra komitesinin aldığı kararlan uygulamak,
b) Proje bazında yıllar itibariyle verilecek olan alımları programlarını sipariş kontratına
bağlamak,
Başkan: Başbakan
Genelkurmay Başkanı, Devlet Bakanı, Milli Savunma Bakanı, Dışişleri
Bakanı, Maliye ve Gümrük Bakanı, Sanayi-Ticaret Bakanı, Kuvvet
Komutanları, Jandarma Gen. Komutanı, Başbakanlık Müsteşarı, D.P.T.
Müsteşarı, Hazine Dış Ticaret Müsteşarı
c) Mevcut milli sanayi, savunma sanayii ibtiyaçlanna göre reorganize ve entegre etmek,
yeni teşebbüsleri teşvik ve bu entegrasyona ve ihtiyaçlara göre yönlendirmek, yabancı
sermaye ve teknoloji katkısı imkanlannı araştırmak, teşebbüsleri yönlendirmek, bu
konudaki Devlet katılımını planlamak,
SAVUNMA SANAYİİ İCRA KOMİTESİ
Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Milli Savunma Bakanı,
Komite Sekreteri, SAGEB Başkanı
d) Fon kaynaklannı dikkate alarak alım programlarını ve finansman modellerini
belirlemek,
SAVUNMA SANAYİİ GELİŞTİRME
VE DESTEKLEME İDARESİ
BAŞKANI
e) ihtiyaç duyulan modern silah, araç ve gereçlerin özel veya kamu kuruluşlarında
imalatını planlamak,
SAVUNMA SANAYİİ
DESTEKLEME FONU
f) Gerektiğinde özel, kamu veya karma nitelikli yeni yatırımları dışa açık olmak kaydıyla
desteklemek,
DENETLEME KURULU
g) Modern silah, araç ve gereçleri araştırmak, geliştirmek, prototiplerin imalini
sağlamak, avans vermek, uzun vadeli siparişleri ve diğer mal ve ekonomik teşvikleri
tespit etmek,
BAŞKAN
YARDIMCISI
h) işin özelliğine göre yıllar içinde yapılacak alımın şartlarını, Milli Savunma Bakanlığınca
belirlenecek şartname ve standartları dikkate alarak teknik ve mali konuları kapsayan
kontratları yapmak,
i) Savunma sanayii ürünleri ihracatı ve offset ticareti konularını koordine etmek,
j) Fondan kredi vermek veya yurt içinden ve yurt dışından kredi almak ve gerektiğinde
yerli ve yabancı sermayeli şirketler kurmak ve iştirak etmek,
k) Üretilen malın kontrat muhteviyatına uyup uymadığını, kalite kontrolleri ile kontrat
şartlarının yerine getirilip getirilmediğini takip etmek,
BAŞKAN
YARDIMCISI
BAŞKAN
YARDIMCISI
DAİRE
BAŞKANI
DAİRE
BAŞKANI
İDARİ VE MALİ İŞLER
DAİRE BAŞKANLIĞI
DAİRE
BAŞKANI
DAİRE
BAŞKANI
PERSONEL VE EĞİTİM
DAİRE BAŞKANLIĞI
DAİRE
BAŞKANI
l) Uygulama aksaklıklarının ilgili kurum ve kuruluş/ar nezdinde çözümlenmesini temin
etmek.
1986
3238 sayılı kanunun getirdiği sistem şeması
Gelir Kaynakları:
? Genel bütçeye konulan ödenek
? Alkollü içki ve tütün mamulleri satışından alınan pay
? Eğlence yerlerine giriş biletlerinden ve her nevi müşterek bahislerden alınan pay
? TSKGV'den aktarmalar
Savunma Sanayii Destekleme Fonu
(SSDF)
TSK'nın modernizasyonunun sağlanması
ve Türkiye'de modern savunma sanayiinin kurulması için gerekli kaynağın,
genel bütçe dışında devamlı ve istikrarlı
bir şekilde temini amacıyla TCMB
nezdinde ve Başkanlık emrinde SSDF
kurulmuştur.
? Milli Piyango safi hasılattan alınan pay
? Milli Savunma Bakanlığı bütçesinden aktarmalar
? Kanunla kurulan fonlardan aktarmalar
? Akaryakıt tüketiminden alınan pay
? Gelir ve Kurumlar vergisinden alınan pay
? Talih oyunları hasılatından alınan pay
? Fon mal varlığı gelirleri
? Bedelli askerlik gelirleri
? Bağış ve yardımlar
Personel Durumu (1986)
58 personel görev yapmaktadır.
33
1987
Projelerden Örnekler
? Zırhlı Muharebe Aracı: FNSS Ortak yatırım şirketi
kurulmuştur.
? Çok Namlulu Roket Sistemi (MLRS) ve Roketleri
Zırhlı Muharebe Aracı
FNSS Savunma
Sistemleri A.Ş.
kurulmuştur
F-16 Uçağı Elektronik
Harp Sistemleri
Mikes Mikrodalga
Elektronik A.Ş.
kurulmuştur.
Mobil Radar Kompleksi
Aydın Yazılım ve
Elektronik San. A.Ş.
kurulmuştur.
HF/SSB Telsizi
ÜretimProjesi
Markoni
Kominikasyon A.Ş.
Roketsan Roket San. ve
Tic. A.Ş. kurulmuştur.
Başlangıç
Eğitim Uçağı
Taarruz Helikopteri
Alımı
Hafif Nakliye
Uçağı
Çok Namlulu Roket
Sistemi (MLRS)
ve Roketleri
İleri Teknoloji Endüstri
Parkı (İTEP)
? Roket Sanayii Projesi: Roketsan firması kurulmuştur.
? F-16 Uçağı Elektronik Harp Sistemleri: Mikes firması
kurulmuştur.
? HF/SSB Telsizi Üretim Projesi: Markoni firması
kurulmuştur.
? Mobil Radar Kompleksleri: Ayesaş ve Thomson Tekfen
Radar firmaları kurulmuştur.
? Hafif Nakliye Uçağı Başlangıç Eğitim Uçağı
? Helikopter
? Uzaktan Kumandalı Uçan Araçlar (RPV)
? İleri Teknoloji Endüstri Parkı (İTEP)
? Emniyet Genel Müdürlüğü için Genel Maksat
Helikopteri Alımı
? Ar-Ge Projeleri
1988
Savunma Sanayii Müsteşarlığı
30.10.1989 tarih ve 390 sayılı KHK ile Savunma Sanayii Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (SAGEB), Savunma Sanayii
Müsteşarlığı'na (SSM) dönüştürülmüştür.
Tedarik Stratejisi
3238 sayılı kanun çerçevesinde; savunma sanayinin gelişirilmesi için uygulanan yeni model, lisans ile alınan teknolojinin yeni gelişmeleri
takip etmek konusunda yarattığı zorluklar gözönünde tutularak, yabancı üreticilerin yatırıma iştirak ve yerli ortakları ile birlikte üretimin her
aşamasında sorumlu oldukları "ortakyatırım şirketi" modeli ile üretim tercih edilmiştir. 3238 sayılı kanunun, savunma sanayiinin yerli ve
yabancı özel sektör yatırımlarına açmak suretiyle bu sektöre önemli bir yenilik getirmiştir.
1989
3 Mayıs 1989'da
MTA'da II. IDEA
özel seminerinde
Vahit Erdem'in
konuşması
Savunma Sanayii İcra Komitesi Toplantısı
(1989)
1990
Diğer Faaliyetler
? Kalite Kontrol Sistemi Çalışmaları
? Sanayi Envanteri Çalışmaları
? Sanayi Güvenliği Çalışmaları
? Hafif Silah İthalatı ve Satışı Çalışmaları
? Off-set Uygulamaları ile îlgili Çalışmalar
? Comdef Savunma Sanayii Sergisine İştirak
Savunma Sanayii İcra Komitesi Toplantısı Çıkışı
(1990)
1991
1991 - 1995 Dönemi
Öncelikler
Savunma sanayiinin kurulması ve geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapılırken;
? Mevcut sanayi potansiyelinden azami
ölçüde yararlanılması,
? İleri teknolojili yeni yatırımların yönlendirilmesi ve teşvik edilmesi,
? Araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin
desteklenmesi, teşvik edilmesi,
1992
? Mümkün olduğunca kendi kendine yeterli
bir savunma sanayiinin kurulması,
hedeflenmiştir.
Savunma ve Havacılık dergisinden
bir röportaj
1993
Savunma ve Havacılık dergisinden bir makale
Projelerden Örnekler
? İnsansız Hava Aracı Projesi (İHA)
? Genel Maksat Helikopter Projesi (BlackHawk)
İnsansız Hava Aracı
(İHA)
? Genel Maksat Helikopter Projesi (Cougar)
? Denizde İkmal Muharebe Destek Gemisi
Genel Maksat
Helikopteri
(BlackHawk)
Genel Maksat
Helikopteri
(Cougar)
Denizde İkmal
Muharebe
Destek Gemisi
Deniz Eğitim
Uçağı
2. Paket Hücum
Helikopteri
(Süper Cobra)
? Deniz Eğitim Uçağı
? 2. Paket Hücum Helikopteri (Süper Cobra)
? Emniyet Genel Müdürlüğü Büyük Tip Zırhlı Araç Tedariği
? Ar-Ge Projelerinden Örnekler: - Güdümlü Füze Tasarım Altyapısı Geliştirme
? Kaideye Monteli Stinger (KMS) - Kripto Analiz Merkezi
1995 sonu itibariyle SSM tarafından kontrata
bağlanan projelerin tedarik bedeli 9,6
Milyar ABD Dolarına ulaşmıştır.
SAVUNMA SANAYİİ MÜSTEŞARLIĞI
Müsteşar
Denetleme Kurulu
Hukuk Müşaviri
Müsteşar Yardımcısı
(Ekonomik)
Müsteşar Yardımcısı
(İdari ve Mali İşler)
Daire Başkanı
(Fon Yönetimi)
Özel Kalem
Daire Başkanı
Daire Başkanı
Müsteşar Yardımcısı
(Teknik)
Daire Başkanı
Daire Başkanı
Daire Başkanı
(Pers. ve Eğ.)
Şube Müdürü
(OFF-SET)
Şube Müdürü
(Dış İlişkiler)
Şube Müdürü
(Enf. Dok. Bil. İşl)
(Korn.Kont ve Radar)
Şube Müdürü
Daire Başkanı
(İd. Mali İşl.)
Şube Müdürü
(Yerli Katkı ve San.)
Şube Müdürü
(Krediler)
Şube Müdürü
(Kalite Kontrol)
Şube Müdürü
(Elek. Harp)
35
1994
PROJE İŞLEM AKIŞ ŞEMASI
Teknik ve Taktik İstekler
Teknik-Taktik İstekler + Önseçim
Genel Kurmay
Başkanlığı
SHP'de Yer
Alan Proje
M.S.B.
Savunma Sanayii
Yatırım Projesi
SSM
Firmalar
Teklife Çağrı
Dosyası
SSM Proje Grubu
Projeye Başlama
İcra Komitesi
SSM
Değerlendirme
Test ve Demo
İcra Komitesi
Nihai Seçim
Kararı
SSM
Sözleşme
İmzalanması
Firma
Sözleşme
Görüşmeleri
Proje Yönetim
Ofisi
SSM
Savunma Sanayii İcra Komitesi Toplantısı
(1994)
Deniz Eğitim Uçağı Projesi İmza Töreni
(1994)
1995
Personel Durumu (1995)
184 personel görev yapmaktadır.
Diğer Faaliyetler
? TAFICS Projesi
? MKEK Tabanca Fişeği Hattı Modernizasyonu
? Geleceğin Büyük Uçağı (FLA)
? Kalite Çalışmaları
? Türkiye'de Mühimmat Sanayi Çalışmaları
? Sanayi Güvenliği Çalışmaları
? Türkiye'de Gemi Endüstrisi İmkanları Çalışması
? Hafif Silah İthalatı ve Satışı
? MKEK Mühimmat Hattı Modernizasyonu
? IDEF Savunma ve Havacılık Fuarı
1996
1996 - 2000 Dönemi
Genel Değerlendirme
Savunma Sanayii Müsteşarlığı tarafından 80'li yılların sonunda imzalanan sözleşmeleri müteakip 1995 yılından itibaren Deniz Platformları ve
Alçak İrtifa Hava Savunma Sistemlerinin milli imkanlarla geliştirilmesine yönelik projeler ile, Havadan Erken İhbar Kontrol Uçağı, Uzun Ufuk,
MALE İnsansız Hava Aracı gibi döneminin yüksek teknolojili sistemlerinin tedariği sürecine başlanmıştır.
1997
Dönemin operasyonel ihtiyacına binaen elektronik harp projeleri ile ilgili çalışmaların hız kazandığı görülmektedir.
1998
Savunma Sanayii İcra Komitesi Toplantısı
(1997)
Ani Müdehale Botu Sözleşmesi İmza Töreni
(1997)
Deniz Helikopteri ING-GPS Tedarik Sözleşmesi
İmza Töreni (1998)
Projelerden Örnekler
? Genel Maksat Helikopter Projesi (Cougar-II)
? 90 Tonluk Sahil Güvenlik Botu
Genel Maksat
Helikopter
Cougar II
90 Tonluk Sahil
Güvenlik Botu
F-5
Modernizasyonu
Deniz Karakol ve
Gözetleme Uçağı
(Meltem-I)
Mayın Arama Gemisi
Zırhlı Muharebe
Aracı-II
X-Band Uydu
Haberleşme Sistemi
Genel Maksat
Helikopteri Depo
Seviyesi Bakım
? F-5 Modernizasyonu
? Deniz Karakol ve Gözetleme Uçağı (Meltem-I)
? Mayın Avlama Gemisi
? Zırhlı Muharebe Aracı-II
? X-Band Uydu Haberleşme Sistemi
? Genel Maksat Helikopteri Depo Seviyesi Bakım
? Sahil Güvenlik Helikopteri Ar-Ge Projelerinden
Örnekler:
? Ar-Ge 98-1
Sahil Güvenlik
Helikopteri
? Ar-Ge 99-1 - Modelleme Simülasyon Sistemleri
SAVUNMA SANAYİİ MÜSTEŞARLIĞI
Müsteşar
Denetleme Kurulu
Hukuk Müşaviri
Müsteşar Yardımcısı
(İdari ve Mali İşler)
Daire Başkanı
(Fon Yönetimi)
Daire Başkanı
(Pers. ve Eğ.)
Özel Kalem
Müsteşar Yardımcılığı
(Sanayi Hizmetleri)
Daire Başkanı
(Ekonomik)
Müsteşar Yardımcılığı
(Teknik)
Daire Başkanı
(İTEP)
Daire Başkanı
(1. teknik)
Daire Başkanı
(2. teknik)
Şube Müdürü
(Dış İlişkiler)
1999
Daire Başkanı
(İd. Mali İşl.)
Deniz Helikopteri (SeaHawk) 2. Paket Tedarik
Sözleşmesi İmza Töreni (1999)
37
Savunma Sanayii İcra Komitesi Toplantı Öncesi
(2000)
Savunma Sanayii İcra Komitesi Toplantısı
(2000)
2000
Aselsan ile F-16 Elektronik Harp 2. Paket
İmza Töreni (2000)
HEAŞ A.Ş.'nin Kuruluş Protokolü İmza Töreni
(2000)
Savunma Sanayii Müsteşarlığı 15. Yılını,
Bilkent'te 7-8 Kasım 2000 Tarihlerinde
düzenlenen "Savunma Sanayii'nin Dünü,
Bugünü ve Yarını"konulu Sempozyum
etkinliği ile kutladı.
EUROSATORY 2000
19-23 Haziran 2000 tarihlerinde Paris Le Bourget 'de
düzenlenen Eurosatory 2000 Uluslararası Savunma
Sanayii Fuarı'na ilk kez Savunma Sanayii Müsteşarlığı
2
olarak 18 m lik bir alan kiralanmış ve diğer savunma
sanayii firmaları ile birlikte iştirak edilmiştir.
Diğer Faaliyetler
? HEAŞ A.Ş. 'nin Kuruluşu
? Kalite Çalışmaları
? Sanayi Güvenliği Çalışmaları
? Hafif Silah İthalatı ve Satışı Çalışmaları
? IDEF Savunma ve Havacılık Fuarı
Personel Durumu (2000)
271 personel görev yapmaktadır.
2001
2001 - 2005 Dönemi
Genel Değerlendirme
SSM 2005 yılında 20. Kuruluş Yıldönümünü Türkiye'nin etkin savunma sanayii ve ana sistem tedarik kurumu niteliğini kazanmış olarak idrak
etmiştir. 2005 yılında savunma sanayii sektörü toplam cirosunu % 19 artırarak 1,6 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşmıştır.
• ihracat alanında bir önceki yıla nazaran % 72'lik bir artışla 337 Milyon Dolara,
şirketlerin öz kaynaklarından yaptıkları Ar-Ge çalışmalarında ise%3 'lük artışla
79 Milyon ABD Dolarına ulaşılmıştır. Savunma sanayiinde özgün sistemleri
geliştirme yönünde atılan adımlar beraberinde ciddi bir ihracat potansiyelini
de doğurmuştur. SSM 2005 yılında ciddi bir ihracat destek programı başlatmış
ve Abu Dhabi'de gerçekleştirilen IDEX Uluslararası Savunma fuarına 22 firma
ile ulusal katılım sağlanmıştır.
2003
2002
Savunma Sanayii İcra Komitesi Toplantısı
(2001)
Geleceğin Savaş Uçağı Projesi İmza Töreni
(2002)
Projelerden Örnekler
? Özel Kuıvvetler (BlackHawk) Modernizasyonu
? Leopard Tanklarının İyileştirilmesi
? Deniz Keşif Gözetleme ve Karakol Uçakları Meltem-II
? Havadan Erken İhbar ve Kontrol Uçağı (Barış Kartalı)
? Geleceğin Savaş Uçağı
Özel Kuvvetler
(BlackHawk)
Modernizasyonu
Atış Kontrol Sistemi
Modernizasyonu
Leopard
Deniz Keşif
Gözetleme ve Karakol
Uçakları Meltem
Havadan Erken İhbar
ve Kontrol Uçağı
Barış Kartalı
Geleceğin
Savaş Uçağı
F-16 2. Paket
Elektronik Harp
A400-M
Cougar Depo
Seviyesi Bakım
Uzun Ufuk
Savaş Yönetim Sistemi
Modernizasyonu
Genesis
Helsim
? Füze İkaz Sistemi
? F-162. Paket Elektronik Harp
? A400M Geleceğin Büyük Uçağı
? Cougar Depo Seviyesi Bakım
? Uzun Ufuk
? Genesis
? Helsim
? Ar-Ge Projelerinden Örnekler:
2004
? Ar-Ge 2004
Tedarik Stratejisi:
İhtiyaçların yurtiçinden karşılanma oranı % 25 'ler seviyesindedir. Bu tespitten hareketle, TSK ihtiyaçlarının, özgün tasarımlarla karşılanması
hedeflenmiştir. Savunma tedarik çevriminin üç ana unsuru olan ihtiyaç belirleme, tedarik/ar-ge yönetimi ve savunma sanayi sektöründe hu
amaca odaklı yeniden yapılanma bir gereklilik olarak ortaya çıkmaktadır. Temel olarak, ihtiyaç belirlemede uzun vadeli planlama, tedarik/arge yönetiminde savunma sanayi politikalarının milli bütünlük içinde uygulanabilmesinin
temini ve tedarik harcamalarının dünyada olduğu gibi savunma sanayinin gelişiminde temel
enstrüman olarak kullanımı ve sektörde iç ve dış pazarda rekabet edebilecek güçlü yapıların
oluşturulması hedeflenmiştir.
Mayıs 2004, İcra Komitesi Toplantısı
İcra Komitesi Toplantısı
(2004)
Mayıs 2004 tarihinde yapılan Savunma Sanayii İcra
Komitesi Toplantısında, daha önce çalışmaları
başlatılan; ATAK Helikopteri, Milli Tank ve İnsansız
Hava Aracı projelerinde yurtiçi özgün geliştirme
modeline geçilmesine karar verilmiştir.
39
Havacılık Bakım Onarım Merkezi
(HABOM) Projesi
Türk Hava Yolları 'nm HABOM Projesi için
kullanacağı Sabiha Gökçen Uluslararası
Havalimanındaki arazinin Savunma Sanayii Müsteşarlığı tarafından 25 yıllığına Türk
Hava Yolları'na tahsisine ilişkin anlaşma 3
Aralık 2004'de imzalanmıştır. Türk Hava
Yolları hu proje ile bölgesinde önemli bir
bakım merkezine sahip olmayı ve bakım
gelirlerini artırmayı hedeflemektedir.
Aselsan tarafından milli imkanlarla üretilen
Kaideye Monteli Stinger sistemlerinin ilk partisi
26 Kasım 2004 tarihinde düzenlenen
bir törenle teslim edildi.
KMS Teslim Töreni
HABOM
2005
Savunma Sanayii İcra Komitesi Toplantısı
(2005)
Diğer Faaliyetler
? Türk Savunma Sanayii Ürünleri Katalogu Çalışmaları
? Savunma Fuarlarına Milli Katılımın Gerçekleştirilmesi
? Sözleşmeler ve Fiyat Analizleri ile İlgili Çalışmalar
? Kalite ve Sanayi Güvenliği Çalışmaları
? Stratejik Planlama Faaliyetleri Bilgi Yönetimi Faaliyetleri
Personel Durumu (2005)
245 personel görev yapmaktadır.
2006
2006 - 2010 Dönemi
Tedarik Stratejisi:
SSM'de üç aşamalı bir tedarik stratejisi izlenmektedir:
1. Öncelikli alanlarda özgün geliştirme modelinin uygulanması, böylelikle savunma sanayimizin ürün
portföyünün geliştirilmesi hedeflenmektedir.
2. Türk pazarı için geliştirmenin maliyet-etkin olmadığı durumlarda, ortak geliştirme veya
konsorsiyumlara ortak olma yöntemine başvurulmaktadır. Böylelikle sanayimizin tasarım/risk ortağı
olma kapasitesinin geliştirilmesi hedeflenmektedir.
Savunma Sanayii İcra Komitesi Toplantısı
(2006)
3. Yukarıdaki önceliklerin sağlanamaması durumunda hazır alım yoluyla tedarik yapılmaktadır. Hazır
alım ile tedarik yönteminde de, mutlaka ortak üretim ve off-set yoluyla Türk sanayine iş imkanları
sağlanmaktadır.
SSM'de Stratejik Yönetime Geçiş: İlk Stratejik Plan (2007-2011)
Misyon: Ülkemizin savunma ve güvenliğine yönelik TSK ve kamu kurumlarının sistem ihtiyaçlarını
karşılamak, savunma sanayiinin geliştirilmesine yönelik strateji ve yöntemleri belirlemek ve
uygulamak.
Vizyon: Ülkemizin stratejik savunma ve güvenlik ihtiyaçlarına teknolojik gelişmeler doğrultusunda
özgün yurtiçi çözümler sunan, uluslar arası pazara entegre ve rekabetçi bir savunma sanayiine yön
veren uzman tedarik kurumu olmak.
Tüsside (2005)
Stratejik Amaçlar:
1. Kullanıcı ihtiyaçlarına ve endüstriyel hedeflere uygun olarak tedarik faaliyetlerini etkinleştirmek.
2. Savunma sanayiini özgün yurtiçi çözümler sunabilecek ve uluslararası alanda rekabet edebilecek
şekilde yapılandırmak
3. Uluslararası işbirliğini gözeten çok taraflı sanayi, savunma ve güvenlik projelerine aktif katılım
sağlamak.
Stratejik Planlama Ekibi, Ilgaz (2006)
4. Kurumsal yapıyı etkinleştirmek.
Stratejik Hedeflerden Örnekler:
2007
• İhtiyaçların yurtiçi karşılanma oranı 2010 yılı itibariyle % 50'ye çıkarılacaktır, (en son verilerle
Türkiye'de yurtiçi karşılama oranı, diğer ülkeler karşılaştırması) (2009 faaliyet raporu)
• 2011 yılında savunma ürün ve hizmet ihracatı 1 milyar dolara çıkarılacaktır. (İhracat rakamları en son
verilerle)
Projelerden Örnekler
SSM Mevcut Bina
? Türk Başlangıç ve Temel Eğitim Uçağı (Hürkuş)
? ATAK Helikopteri
? Yeni Tip Karakol Botu
? Sahil Güvenlik Arama Kurtarma Gemisi
? Seyyar Yüzücü Hücum Köprüsü
Türk Başlangıç ve
Temel Uçağı
Hürkuş
ATAK Helikopteri
Yeni Tip Karakol Botu
Sahil Güvenlik Arama
Kurtarma Gemisi
Seyyar Yüzücü
Hücum Köprüsü
Çok Bantlı Sayısal
Müşterek Telsiz
Uzun Menzilli
Tanksavar Füze
UMTAS
RF Köreltici
Karıştırıcı
Süratli Amfibi Gemi
Mayına Karşı
Korumalı Araç
Milli Tank (Altay)
Göktürk Keşif
Gözetleme Uydusu
? Çok Bantlı Sayısal Müşterek Telsiz
? Uzun Menzilli Tanksavar Füze (UMTAS)
? RF Köreltici Karıştırıcı
? Süratli Amfibi Gemi
? Mayına Karşı Korumalı Araç
? Milli Tank (Altay)
? Göktürk Keşif Gözetleme Uydusu
? Ar-Ge Projelerinden Örnekler:
? Kaska Entegre Kumanda Sistemi (Avcı)
41
SAVUNMA SANAYİİ MÜSTEŞARLIĞI
Müsteşar
İç Denetim
Hukuk Müşavirliği
Kurumsal Yönetim
Hizmetleri Müsteşar
Yardımcılığı
Sanayi
Hizmetleri
Müsteşar Yardımcılığı
Özel Kalem Müd.
Savunma
Hizmetleri
Müsteşar Yardımcılığı
Personel Eğitim
Daire Başkanlığı
Sanayileşme
Daire Başkanlığı
Kara Araçları
Daire Başkanlığı
Strateji Geliştirme
Daire Başkanlığı
AR-GE ve Teknoloji
Yönetimi
Daire Başkanlığı
Deniz Araçları
Daire Başkanlığı
Tedarik Yönetim
Daire Başkanlığı
Kalite Test ve
Sertifikasyon
Daire Başkanlığı
İdari ve Mali İşler
Daire Başkanlığı
Uluslararası İşbirliği
Daire Başkanlığı
DSA 2010 Malezya Fuarına milli katılım sağlanmıştır.
Hava Araçları
Daire Başkanlığı
Muharebe Elektronik
ve Bilgi Sistemleri
Daire Başkanlığı
Elektronik Harp ve
Algılayıcılar
Daire Başkanlığı
Roket-Füze ve
Mühimmat
Daire Başkanlığı
IDEX 2009 Ahu Dhabi Fuarında milli katılım sağlanmıştır.
2008
SSM tarafından düzenlenen III. Kalite Kurultayı (2008)
Savunma Sanayii İcra Komitesi Toplantısı (2008)
SSM 24. Kuruluş Yıldönümü Anıtkabir Ziyareti (2009)
SSM Tarafından Düzenlenen
I. SSM Tedarik Lojistiği Kurultayı (2009)
2009
Milli Tank (Altay) İmza Töreni (2008)
Personel Durumu (2010)
358 personel görev yapmaktadır.
Diğer Faaliyetler
? Savunma Sanayi Sektör Stratejisi Dokümanı
2010
? KOBİ'lerin Desteklenmesi Çalışmaları
? Teknoloji Yönetim Stratejisi Dokümanı
? Savunma Sanayi İhracat Stratejisi Dokümanı
? Kalite-Test ve Sertifikasyon Faaliyetleri
? 2. Dönem Stratejik Planlama Çalışmaları
? Stratejik İnsan Kaynakları Yönetim Sistemi Çalışmaları
? Bilgi Yönetimi Çalışmaları
? Tedarik Lojistiği Çalışmaları
? Tedarik Süreci İyileştirme Faaliyetleri
? Hizmet Binası İnşası
? Savunma Sanayi Gündemi Dergisi
SSM Yeni Bina Temel Atma Töreni (2010)
Sosyal Sorumluluk Projeleri
3 Kasım 2006
SSM Çalışanları tarafından
savunma sanayii
sektörünün de katkılarıyla
Çocuk Hastalıkları
Araştırma Vakfı yararına
kermes düzenlenmiştir.
30 Nisan 2010
SSM Çalışanları tarafından
savunma sanayii sektörünün
de katkılarıyla düzenlenen
kermesin geliriyle, Milli Eğitim
Bakanlığı tarafından
yürütülen % 100 eğitime
destek kampanyası
çerçevesinde Akyurt ilçesine
bağlı Cücük Köyü ilköğretim
okulu ve Mamak ilçesine bağlı
Köşklüdere ilköğretim
okulunun bakım ve
onarımları yapılmıştır.
9 Mayıs 2008
SSM Çalışanları tarafından
savunma sanayii sektörünün
de katkılarıyla Ankara
Cerrahi Onkoloji Derneği
yararına kermes
düzenlenmiştir.
Köşklüdere
İlköğretim Okulu, Mamak
Tadilat Öncesi ve
Sonrası
28 Mart 2009
Çevre ve Orman Bakanlığı
Ağaçlandırma ve Erozyon
Kontrolü Genel Müdürlüğü
tarafından yürütülen
Hatıra Ormanı
kampanyasına katılım
sağlanarak, Esenboğa
Protokol yolu üzerinde SSM
çalışanları hatıra
ağaçlandırması yapılmıştır.
Köşklüdere
İlköğretim Okulu, Mamak
Tadilat Öncesi ve
Sonrası
Cücük Köyü
İlköğretim Okulu, Akyurt
Tadilat Öncesi ve Sonrası
Cücük Köyü
İlköğretim Okulu, Akyurt
Tadilat Öncesi ve Sonrası
43
2010 ve sonrası... Hedefler
Mevcut Durum
50.0
0
0
5
9
9
10
0
1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009
Özkaynaklar ile Gerçekleşitirilen Ar-Ge
2000-2004
2001-2005
2002-2006
2003-2007
2.319
2.0.10
1.720
1.591
1.301
1.303
1000
900
800
700
600
500
400
300
200
100
0
2004-2008
Türkiye'nin İthalat-lhracal Sıralaması
1 Milyar $
Türk Savunma Sanayii Firmalarının
Toplam Dolaysız Cirosu
Savunma Ürünleri İhracatı
Sivil Havacılık Ürünleri İhracatı (Ağırlıklı olarak
savunma offsetlerinden faydalanılmaktadır.)
670
22
24
15
6
120
90
79
64
58
49
43
24
41
34
50
42
100
1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009
576
İhracat Sıralama
İthalat Sıralama
29
25
20
150
2010 Hedefi
TSK İhtiyaçlarının Yurtiçinden Karşılanma Oranı (%)
27
228
200
2009
208
2008
162
2007
30
206
250
2006
420
Sözleşmesi İmzalanmış Projelerin Toplam Bedeli
0$
2003
195
2009
135
2008
352
2007
337
2006
196
2005
21
2004
8
2003
9
2002
331
0
349
500 $
248
5448
1.000 $
10.0
134
10221
7957
123
7448
5.000
1.500 $
25
20.0
84
9687
2.000 $
1.062
30.0
10.000
50
36,7
18923
15.000
45,7
2.317
2.500 $
44,2
41,6
40.0
17445
138
22981
20.000
80
25.000
1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 Hedefi
Türk Savunma Sanayiinin İhracat Performansı
Hedefler
? Ülke savunma sanayiinin Türk Silahlı Kuvvetleri için stratejik bir yetenek olarak konumlandırılması
? Başlatılan özgün, geliştirme projeleri tamamlanarak güçlü bir ürün portföyünün oluşturulması
? Savunma sanayii sektörünün ürün tasarımından, üretim ve lojistik desteğe uzanan ömür devir döngüsünün tamamında etkin rol alması
? Ar-Ge çalışmalarına sistematik bir boyut kazandırılması ve savunma sanayiinin ihtiyaç duyduğu teknolojik tabanın güçlendirilmesi
? Dünya ihracat pazarında konumumuzun sağlamlaştırılması ve belli ürün kategorilerinde pazar liderliği sağlanması
? Savunma sanayii sektörünün yüksek teknoloji içeren diğer kamu alım projelerinde öncelikle başvurulacak kaynak konumuna getirilmesi
? SSM'nin modern idare binası, yetişmiş profesyonel kadroları, etkin teşkilatı ve kurumsal süreçleri ile uluslararası kabul görmüş örnek bir
kamu idaresi olarak performansında sürekliliği sağlaması
İhracat Gerçekleştirdiğimiz Ülkeler
ABD, Almanya, Arnavutluk, Azerbaycan,
Belçika, BAE, Bosna Hersek. Bulgaristan,
Cezayir, Endonezya, Fransa, Filipinler,
Gürcistan. Hollanda, İngiltere, İran,
İspanya, İsrail, İtalya, Kazakistan, KKTC,
Güney Kore, Makedonya, Malezya, Mısır,
Pakistan, Polonya, Suudi Arabistan,
Sudan, Şili, Tunus, Türkmenistan,
Umman, Uruguay, Ürdün ve NAMSA,
NC3A, OCCAR.
Adet Bazında
Tedarik Proje Modellerinin Dağılımı
SSM'nin Yeni Hizmet Binası Kirazlıdere Mevkii
Platform Projeleri Hayata Geçiyor
Kara Araçları
Altay İmza Töreni 29 Temmuz 2008
Altay Tankının
kavramsal tasarımı tamamlandı
Taktik Tekerlekli Araçlar teslim edildi.
Deniz Araçları
Milli Gemi Denize İndi
Sahil Güvenlik Arama Kurtarma Gemisi
Sözleşme İmzası
Süratli Amfibi Gemi Denize İndi
Sahil Güvenlik
Arama Kurtarma Gemisi Denize İndi
Yeni Tip Karakol Botu Denize İndi
Hava Araçları
Türk İnsansız Hava Aracı İmza Töreni
Türk İnsasız Hava Aracı Roll-out Töreni
Hürkuş İlk Montaj Tamamlandı
Atak Uçuş Testlerine Başladı
45
Projelerimizden Başarı Hikayeleri
Altay Projesi
Oğuz TUBAY, Metin NARTER, Ahmet Raci YALÇIN
2010 yılında 25. yılını kutladığımız
Müsteşarlığımızın hem sanayileşme, hem
teknoloji açısından en büyük ve kapsamlı
projelerinden birisi olan ALTAY Projesi,
kara muharebelerinin en önemli unsuru
ve Türk Silahlı Kuvvetlerimizin en temel
ihtiyaçlarından ana muharebe tankının
yurt içinde özgün olarak tasarımını,
geliştirilmesini, prototip üretimini, testlerini ve kalifikasyonunu içermektedir.
Ana muharebe tankları, ağır ateş gücü,
yüksek hareket kabiliyeti, modern komuta
kontrol sistemi ve yüksek seviyede bekaya
sahip yapısı itibariyle dünya ordularının
vazgeçilmez muharebe araçları arasında
yer almaktadır. Ana muharebe tankları,
teknolojik ilerlemelere paralel olarak
üretici ülkeler tarafından sürekli geliştirilmekte; ateş gücü, hareket kabiliyeti,
komuta kontrol yeteneği ve koruma
seviyesi sürekli iyileştirilmektedir.
Envanterimizde bulunan ve genellikle
üçüncü ülkelerden hibe yoluyla temin
edilen tanklar için de ortalama yaşlarının
yüksek olması, önemli bir bölümünün
teknolojik, fiziki ve ekonomik ömürlerinin
azalmış olması sebebiyle zaman
içerisinde modernizasyon ihtiyacı
doğmaktadır. Gerek modernizasyon
projeleri gerek yeni nesil tankların yurt
dışından temini kapsamındaki sınırlı
teknoloji transferi ve kazanımlar ilgili
Ülkemizin modern tank ihtiyacının
karşılanması amacıyla 1999 yılında
başlatılan “ Modern Tank Projesi ”
kapsamında yapılan fizibilite çalışmaları
neticesinde farklı proje modelleri
değerlendirilmiş ve nihayetinde lisans
altında üretime karar verilmiştir. Ancak
ihale döneminde, gerek kazanımların
kısıtlı olması, gerek proje maliyetinin
yüksek olmasından dolayı, proje Mayıs
2004’te Savunma Sanayii İcra Komitesi
(SSİK) Kararı ile iptal edilmiş ve KKK’nın
ana muharebe tankı ihtiyacının milli
imkanlarla karşılanması amacıyla yeni bir
proje başlatılmasına yönelik tarihi bir
karar alınmıştır.
“Müsteşarlığımıza 1998 tarihinde
girdiğimde Modern Tank Projesi ile
çalışmalara başlamıştım. Çok yoğun
geçen 3 yıl sonunda, 2002 yılında
karar almak için Projenin SSİK’e
sunulmasını beklerken, Modern Tank
Projesinin maliyet etkin olmayacağı
değerlendirilerek, projenin iptal
edilmesi kararıyla karşılaşmıştık. Bu
durum karşısında Müsteşarlığımızın
almış olduğu inisiyatif sonucunda,
başlangıcında kendimizin bile
inanamadığı, fakat çalışmaların
sonucunda kendimiz de dahil olmak
üzere her paydaşı ikna ettiğimiz tarihi
SSİK Kararını aldırdık. Kısacası ölen
bir projeden milli bir proje ortaya
çıkarmıştık.”
ülkelerin izni çerçevesinde gerçekleşmektedir.
Akbulut ÇAKMAKÇI
Projelerimizden Başarı Hikayeleri
Modern Tank Projesinin iptal edilmesi
üzerine, kara araçları sektörünün önde
gelen BMC A.Ş., FNSS A.Ş. ve OTOKAR
A.Ş. (BOF Grubu) firmaları Müsteşarlığımızca görevlendirilerek en uygun
proje modelinin belirlenmesi ve yurt içi
imkan ve kabiliyetlerin belirlenmesi için
Temmuz 2004 - Nisan 2005 tarihleri
arasında bir fizibilite çalışması gerçekleştirilmiştir. Söz konusu fizibilite
çalışmaları sonucunda “Milli İmkanlarla
Modern Tank Üretimi” projesinin modeli,
“gereken alanlarda, yurt dışından teknik
destek alınarak, ana muharebe tankının yurt
içinde tasarlanması ve geliştirilmesi ”
olarak belirlenmiş ve Şubat 2006’da
Teklife Çağrı Dosyası (TÇD) BOF Grubuna
yayımlanmıştır.
“TÇD yayımlanmadan önce, inisiyatif
alarak ASELSAN A.Ş. ile Tank Atış
Kontrol Sisteminin (TAKS) geliştirilmesine ilişkin sözleşme imzalamıştık. Proje Grubu olarak tankın
milli olabilmesi için TAKS’ın milli
olması gerektiğine inandığımız ve
bunu başardığımız için mutluluk
duymaktayım.”
Akbulut ÇAKMAKÇI
Ancak, projedeki iş payı, sorumluluk gibi
konularda firmalar arasında yaşanan
anlaşmazlık nedeniyle firmalar BOF
Grubu olarak ihaleye girmemiş, bunun
yerine BMC ile FNSS birlikte, OTOKAR ise
tek başına ihaleye girme kararı almıştır.
Modernizasyon projelerinde kazanılan
deneyim ve ana yüklenici adaylarıyla
yapılan görüşmelerde tespit edilen
hususlar ışığında TÇD’de revizyon
yapılmıştır.
“Ana yüklenici firma adayları model
gereği Teknik Destek Sağlayıcı (TDS)
adayı firmalarla bu aşamada
görüşemiyordu. Adaylar, kendini
ispatlamış alt sistemleri kullanmak
suretiyle Dönem I’de bir tank
geliştirmeyi ve Dönem II’de bu alt
sistemleri yerlileştirerek belirli bir
yerli katkıyla projenin icrasını
öngörüyordu.
Bilindiği gibi tanktan söz edilince akla
beka, ateş gücü, hareket kabiliyeti ve
komuta kontrol hususları gelir. Milli
bir tankta en azından beka, ateş gücü
ve komuta kontrol ile ilgili çözümlerin
milli olmasının zaruri olduğu
değerlendirildi. Hareket kabiliyeti
kapsamına giren sistemler ise kritik
olmakla birlikte prototip aşamasında
yurtdışından temin edilebilirdi.
Leopard 1 tankları için VOLKAN
Sistemini başarıyla geliştiren
ASELSAN firması bu kez Milli Tank
Projesi için görevlendirilmiş ve Mart
2006’da dünyanın en modern AKS
sistemini geliştirmek üzere görevlendirilmişti. Keza, Tank Komuta
Kontrol ile ilgili TÜBİTAK Kaynaklı bir
proje kapsamında STM ile imzalanan
sözleşmeyle çalışmalar başlatılmıştı.
“Kara Araçları Daire Başkanlığında
göreve başlayalı 2 yıl olmuştu. M60
Modernizasyonu ve Leopard 1
Yenileştirilmesi Projeleri ile ilgili
faaliyetlerin yoğun olduğu bir
dönemde, Daire Başkanlığımızdaki
yeniden yapılanmayla, “Milli
İmkanlarla Modern Tank Üretimi
Projesi” bizim gruba devredildi.
Böylece, M60 ve Leopard 1
Projelerinden kazandığımız tecrübeleri yeni projeye aktarma fırsatı
doğmuştu. Şunu açıkça ifade
etmeliyim ki, her iki projeden hem
bizler, hem KKK, hem de projede
görev alan sanayimiz önemli tecrübe
ve birikimler elde etmişti. ”
Oğuz TUBAY
Geriye en kritik konu olarak beka
unsuru kapsamındaki zırh sistemi
kalmıştı. Zırh ile ilgili o tarihe kadar
değişik kurum ve kuruluşlarda bir
takım çalışmalar yapılmış olmasına
rağmen kat edilen mesafe yeni proje
için kendi imkan ve kabiliyetlerimizle
bir zırh geliştirmeye yetecek seviyede
değildi. Bu nedenle, bir taraftan TDS
adaylarıyla, bir taraftan da bu
konuda işbirliği yapılabilecek
muhtelif ülkelerle süratle görüşmeler
yapılarak zırh konusundaki işbirliği
imkanlarını tespit etmeye çalıştık.”
Metin NARTER
“Ana yüklenici adayı firmalarımız her
ne kadar zırhlı araçlar konusunda
deneyimli olsa da tank tasarımı ve
imalatı konusunda kabiliyetleri
oldukça sınırlıydı. Bu ister istemez
proje için önemli bir risk oluşturuyordu. Günümüzde tank konusunda
söz sahibi ülkelerde devlet politikası
gereği tank konusunda sorumlu bir
firma belirlenmiş ve tank ile ilgili tüm
projeler söz konusu firma öncülüğünde yürütülmüştür. Bu sayede,
tank konusunda önemli kazanımlar
sağlanmış ve bilgi birikimi oluşturulmuştur. Milli tank projemizde ana
yüklenici olacak firmamızın da, diğer
ülkelerde olduğu gibi, geçmişte
başlatılan tank modernizasyonu
projelerinde yer almak suretiyle bilgi
birikimi ve tecrübe kazanmasını ve
böylelikle bu tarihi projede daha
donanımlı ve tecrübeli olarak görev
almasını gönül arzu ederdi. “Tankla
ilgili bu süreçleri yaşamamış bir
firma böyle büyük bir projenin
altından kalkabilecek miydi?” Benzer
kaygıyı duyan bir basın organımız
tarafından durumu resmeden bir
karikatür yayınlanmıştı.”
Oğuz TUBAY
47
“Proje ile ilgili bir toplantıda Sayın
Müsteşar çerçeve içerisindeki bu
karikatürü bana tebessüm ederek
hediye ettiğinde kendisine karikatürü
geçici süreyle aldığımı ve tankların
kalifikasyonunun başarıyla tamamlandığı gün iade edeceğimi ifade
ettim. Laf aramızda masamın yanı
başımda o günden beri duran bu
karikatür beni sürekli motive etti ve
zaman zaman projede yaşanan
sorunlar nedeniyle umutsuzluğa
düştüğüm anlarda motivasyonumu
yeniden kazanmamı sağladı.
Yaklaşık 15 yıl zahmetli havacılık
projelerinde çalışıp başarılı işlere
imza atmıştım. Kara Araçlarındaki
çalışma arkadaşlarımla birlikte M60
ve Leopard Projelerindeki sorunları
çözerek önemli mesafeler katetmiştik. Buralardan aldığım cesaretle
milli tank projesini de arkadaşlarımla
birlikte en iyi şekilde yürüteceğime
inancım sonsuzdu.”
Oğuz TUBAY
Müteakiben, Mart 2007 tarihli SSİK
gerektirdi.”
Kararı ile OTOKAR firması ana
Aydın BAYRAKLI
yüklenici olarak seçilmişti. Bu arada
sağlığıma yeniden kavuşmaya
OTOKAR ile ROTEM/ADD sözleşme
başlayınca raporlu olmama rağmen
görüşmeleri 2007 yazını müteakip
iş yerine gidip gelmeye başladım.
başlamıştır. Sözleşme görüşmelerinin
Ankara dışındaki önemli toplantı ve
önyargısız geçmesi, sözleşmenin ALTAY
faaliyetlere de katılabilmek için
Projesinin hedef ve amacına uygun
kuruma başvurdum. Fakat raporu-
hususlar içermesinin sağlanması, devam
mun bitiş tarihinden önce resmi
eden tank modernizasyon projelerinden
olarak kurumda göreve başlaya-
kazanılan tecrübelerin paylaşılması
bilmem için hastaneden alınacak
maksadıyla SSM/KKK olarak görüşme-
yeni bir sağlık raporunu getirmem
lere aktif katılım sağlanmıştır.
gerektiği söylenince bu konudaki
ısrarımdan vazgeçmek zorunda
“Tank konusundaki deneyimi sınırlı
kaldım.”
olan OTOKAR tarafından sözleşme
görüşmelerine katılan personelin
Oğuz TUBAY
Mart – Temmuz 2007 döneminde SSM,
Gnkur. Bşk.lığı, KKK ve OTOKAR
personelinden oluşan ekip TDS adaylarından KMW ve ADD/ROTEM ile
görüşmelerde bulunmuştur. Müteakiben,
OTOKAR TDS değerlendirme raporunu
SSM’ye göndermiştir. Temmuz 2007 tarihli
TDS’yi belirlemek için Aralık 2005’de
SSİK Kararı ile ROTEM/ADD TDS olarak
Teknik Destek ve Yardım Dokümanı
seçilmiştir.
(Almanya) firmalarının cevapları Şubat
2006’da alınmıştır.
tarafının ilk kez bu büyüklükte bir
işbirliği içinde yer alması, OTOKAR
ile ROTEM/ADD arasındaki
görüşmelerin Mart – Temmuz 2007
dönemi ile sınırlı olması, Güney Kore
tarafının İngilizce lisanına hakimiyetinin yetersiz olması, taraflar
arasındaki iş kültürünün farklı olması
vs.nedenlerle görüşmeler beklenenden daha yavaş ilerliyordu.
(RFTSA) yayımlanmış ve ADD (Güney
Kore), GIAT (Fransa), KMW ve RLS
sayıca yetersiz kalması, Güney Kore
“Proje modeli üzerinde günlerce,
Zaman zaman hararetli tartışmaların
haftalarca biraz da esprili bir şekilde
ardından iki firma arasında
“beyin fırtınası” dediğimiz görüş
arabuluculuk ve hakemlik görevini
oluşturma çalışmaları gerçek-
de yapmak bizlere kalıyordu.”
TDS adaylarıyla ve zırhla ilgili alternatif
leştirildi. Aynı ekip, (1 Prj. Md. ve 6
Oğuz TUBAY
ülkelerle yapılan görüşmeler belli bir
uzman) TÇD revizyonu, teklif
olgunluğa gelince, ana yüklenici seçimine
değerlendirme, ana yüklenici ve
“Yabancı teknik desteğin de yer aldığı
yönelik çalışmalara hız verilmiştir. Ocak
yabancı teknik destekçi seçimi
proje modelinin mimarı olarak SSM
2007’de en son en iyi tekliflerin alınmasını
faaliyetlerini gerçekleştirdi.
tüm sözleşme görüşmelerinde
müteakip değerlendirme heyetince
çalışmalar tamamlanmıştır.
Sözleşme görüşmelerinin ortasında
üç uzman arkadaşımızın rotasyona
“Bu arada 2007 yılının başlarında
geçirdiğim talihsiz bir kazayla
ayağımı kırdığımdan bir müddet iş
yerine gelemedim. Böylesine tarihi
bir projenin karar noktasına geldiği
bir dönemde iş yerinde fiziki olarak
bulunamamam beni son derece
üzüyordu. Bu nedenle, her gün
arkadaşlarımla telefonda istişare
etmek suretiyle projedeki gelişmeleri
takip etmeye çalıştım. Zaman zaman
telekonferans yoluyla Müsteşarlığımızda yapılan kritik toplantılara
katkı sağlamaya çalıştım.
uğraması nedeniyle Proje Grubu 4
kişiye düştü. 4 kişilik proje grubumuz
bir taraftan faaliyetleri yoğun olarak
devam eden 3 projede (M60, Leopard
ve EHS) çalışırken bir taraftanda
başroldeydi. Yerli firmalarımızın tank
üretimi gibi büyük çaplı proje
deneyimlerinin ve bilgi birikimlerinin
yetersiz olması nedeniyle SSM’nin
üstlendiği rol ve sarf ettiği emek
beklenenin çok üzerinde olmuştu.
Grubumuzdan tecrübeli 3 arkadaş
ALTAY Projesi kapsamında imzalana-
rotasyon nedeniyle ayrılmış, 3
cak 6 sözleşme (SSM-OTOKAR, SSM-
arkadaş ise işe yeni başlamıştı.
ROKETSAN, SSM-MKE, OTOKAR-
Yenilerden 1 arkadaşımız kısa süre
ROTEM, ROKETSAN-ROTEM ve MKE-
sonra görev değişikliği ile kurumu-
ROTEM) ile ilgili görüşmelere aktif
muzdan ayrıldı. Özellikle MKE-
olarak katılım sağlıyordu. Bu
ROTEM sözleşmesi, tarafların katkıla-
sözleşmelerin tamamlanması ve
rının en az olduğu sözleşme olmuş,
imza aşamasına getirilmesi ger-
SSM personeli adeta MKE personeli
çekten büyük emek ve mesai
gibi çalışmıştı.
Projelerimizden Başarı Hikayeleri
Nitekim Temmuz 2008’de tüm
bunun ne denli doğru bir karar
sözleşmeler büyük bir törenle imza-
olduğunu tecrübe ettik.”
lanmış ve herkes bir süreliğine de
Oğuz TUBAY
olsa rahat bir nefes almıştı. Oysa
daha sonra anlaşılacaktı ki, bazı
şeyleri sözleşmeye yazmak ne kadar
güçse uygulamaya geçirmek kat be
kat meşakkatliydi.”
Metin NARTER
ALTAY Projesi kapsamında, SSM,
OTOKAR, ROTEM ve Türk Alt yükleniciler
10 sözleşmeye imza atmışlardır.
“ 3 0 Te m m u z 2 0 0 8 t a r i h i n d e
Sözleşmenin imzalanması esnasında
Başbakanımız konuşurken düşünüyordum. Mutluydum çünkü bu 10
yıllık süreçte tank projesinin her
aşamasında bulunmuştum ve en
önemlisi kendi tankımız olan ALTAY
Sözleşmesini imzalayabilmiştik.
ALTAY Projesine biraz olsun katkıda
bulunabilmek beni gururlandırmıştı.
Ekip olarak çok çalışmıştık, yorgunduk ama mutluyduk. ALTAY’ın bir
aşaması bitmişti ve yeni bir aşamaya
geçmiştik, artık sözleşme yönetimine
ilişkin faaliyetlere başlayacaktık
fakat ertesi gün maillerim arasında
rotasyona uğradığımı görünce...”
Akbulut ÇAKMAKÇI
“Güney Kore’den transfer edilecek
teknoloji devlete ait olduğundan,
devletten devlete hususları SSM –
DAPA arasında imzalanacak MOU
yoluyla düzenlemeyi öngördük.
Ancak böyle bir MOU’nun iki ülkenin
meclisleri tarafından onaylanması
gerekeceğinden ve bunun da zaman
alacağından alternatif bir yol arandı.
Hukuk Müşavirliğimizin de katkılarıyla bu konu mektup teatisi yoluyla
aşıldı.”
Oğuz TUBAY
“Sistem ve altsistem arasında gri
sahaları önlemek adına zırh, silah ve
sistem seviyesinde Güney Kore
tarafından bize karşı ROTEM’i tek
sorumlu tutan bir yapı kurduk.
Projenin ilerleyen safhalarında
ALTAY Projesi, Dönem I (tasarım ve
prototip üretimi) ve Dönem II (Seri Üretim)
olmak üzere iki dönemde gerçekleştirilecektir. Dönem I kapsamında;
TDS’den ihtiyaç duyulan alanlarda teknik
destek alınması suretiyle, ana yüklenici
taraından ALTAY tankının yurt içinde
tasarımı, geliştirilmesi, prototip üretimi,
testleri, kalifikasyonu ve tüm hakları,
SSM’de olacak şekilde Teknik Veri Paketi
(TVP) oluşturulması hedeflenmektedir.
Yaklaşık 7 yıl sürecek olan Dönem I;
Kavramsal Tasarım, Detaylı Tasarım ve
Prototip Geliştirme ve Kalifikasyon olmak
üzere 3 aşamada gerçekleştirilecektir.
Dönem I’in son 2 (iki) yılı içerisinde,
Dönem II ön hazırlıklarının tamamlanabilmesi ve Dönem II’ye mümkün olan
en kısa sürede geçilebilmesini teminen;
ana yüklenici ile seri üretim sözleşmesi
imzalanması hedeflenmektedir.
“Projeye isim verilmesi ile ilgili olarak
bir anımı paylaşmak istiyorum. Milli
İmkanlarla Tank Üretim Projesi için
KKK MİMTÜ, Müsteşarlığımız Türkçe
yazışmalarda MİTÜP, İngilizce
yazışmalarda ise TNMBT gibi
kısaltmaları kullanmaktaydı.
Gerek taraflarca kullanılan farklı
kısaltmaların önüne geçmek gerek
projenin cesametini yansıtacak ve
milli tarihimize uygun bir isim
belirlemek maksadıyla Kasım
2007’de Daire Başkanlığına vekalet
ettiğim bir dönemde Genelkurmay
Başkanlığı ve Kara Kuvvetleri
Komutanlığı’ndan projeye bir isim
verilmesini yazılı olarak talep ettik.
Diğer ülkelerdeki tank programlarına
bakıldığında, tankların ya yırtıcı ve
güçlü bir hayvan (Black Panther,
Leopard, vb.) ya da ülke tarihindeki
önemli şahsiyetlerin (Abrahams,
Merkava, vb.) isimleriyle anıldığı
görülmektedir. Ortaçağdan 1900’lerin
başlarına kadar, tankların görevlerini
süvari birlikleri icra ediyordu.
Günümüzde birçok ülkenin zırhlı
birliğinin amblemlerinde hala zırhlı
süvari figürü kullanılmaktadır.
Kara Kuvvetleri Komutanlığı tarafından, İzmir’e ilk giren süvari alayının komutanı Fahrettin ALTAY’ın
anısına projeye ALTAY ismi verilmiştir. “Kızıl Tay” anlamına da gelen
bu isim aynı zamanda atalarımızın
geldiği ALTAY Dağlarını temsil
etmektedir.”
Oğuz TUBAY
“Daha önce SSM’nin birçok projesinde de yaşandığı üzere en büyük
sorunlardan biri, yerli ve yabancı
firmaların doku uyuşmazlığı olmuştu.
Zira bu sorunla projenin sonuna
kadar yaşanması gerekeceği bir süre
sonra tüm taraflarca kabullenilmişti.
Ana Yüklenici firmanın SSM ile ilk
sözleşmesinin ALTAY Sözleşmesi
olması da, başta karşılıklı güven
49
eksikliği olmak üzere birtakım
sıkıntılar yaşanmasına neden oldu.
Zaman içerisinde, söz konusu
sıkıntılar azalma eğilimi gösterdi.”
Metin NARTER
“Sözleşme imzasından sonra takvim
yürürlük şartlarının yerine getirilmesi
aşamasında, daha önce ön onayları
alınmış olmasına rağmen Güney
Kore Hükümeti izinlerinin tamamen
bürokratik nedenlerle gecikmesi ve
Proje Takviminin bu yüzden geç
başlaması büyük bir hayal kırıklığıydı.”
Metin NARTER
A LTAY P r o j e s i n i n H e d e f l e r i v e
Kazanımlar:
? Fikri ve Sınai Mülkiyet Hakkı SSM’ye ait
bir tankın tasarımı, geliştirilmesi,
kalifikasyonu ve üretimi,
? KKK.nın modern tank ihtiyacının yurt
içinden karşılanması,
? Yurt içinde, ana muharebe tankı
tasarımı, geliştirilmesi, entegrasyonu,
üretimi, testi ve kalifikasyonu ile ilgili alt
yapı, bilgi birikimi ve kabiliyet
oluşturulması,
? Üçüncü ülkelere tank satışı veya yurt
içinde kazanılan kabiliyet kapsamında
bu ülkelerdeki tankların modernizasyonu,
? Ana muharebe tanklarında kulla-
nılacak zırhın tasarımı, geliştirilmesi,
test ve kalifikasyonu ile ilgili alt yapı,
bilgi birikimi ve kabiliyeti oluşturulması,
? Modern bir Atış Kontrol Sisteminin
geliştirilmesi,
“Projenin başlangıcında ALTAY
Tankının özgün bir milli tank yerine
Güney Kore’nin K2 tankına benzeyeceği ve tasarım-geliştirme işlerini
ağırlıklı olarak ROTEM/ADD mühendislerinin yapacağı, dolayısıyla
projedeki kazanımımızın sınırlı
olacağı endişesini taşıyorduk. Zaman
içerisinde bu endişelerimizin yersiz
olduğunu gördük, Türk mühendislerinin ROTEM/ADD mühendislerinden hiç geri kalmadığını, hatta
tankla ilgili tecrübelerinin sınırlı
olmasına rağmen çoğu durumda
onlardan daha fazla alternatifler ve
özgün çözümler ürettiğini gördük.”
Oğuz TUBAY
Projede yaşanan gelişmeleri gözden
geçirmek, ilerleyen aşamalarda gerek
yerli firmalarla gerek Güney Kore menşeli
firma ve kuruluşlarla yaşanabilecek
sorunları ele almak amacıyla SSM,
Gnkur. Bşk., KKK ve gerektiğinde ilgili
? Fikri ve Sınai Mülkiyet Hakkı SSM’ye
diğer firma veya kuruluşların yöneticile-
ait120 mm 55 kalibre Ana silahın
üretimi
rinden müteşekkil bir üst düzey komitenin
? Türk Savunma Sanayiine kazandırı-
lacak yeni teknoloji ve yetenekler ile
TSK’nın önümüzdeki yıllarda ihtiyaç
duyacağı kara platformlarının
tamamen yurt içinden karşılanması.
oluşturulmasının faydalı olacağı değerlendirilmiştir. Bahse konu komitenin belirli
dönemlerde Ana Yüklenici ve/veya Alt
Yüklenici firmalar tarafından bilgilendirilmesi, Projede özellikle Güney Koreli
firma ve kuruluşlarıyla ortaya çıkabilecek
ülkelerarası düzeydeki problemlerin
çözümüne yönelik girişimlerde bulunması
öngörülmüştür.
Proje Grubu, daha önce gerçekleştirilen
tank projelerinde görev yapan personel,
SSM’de göreve yeni başlayan genç ve
çalışma şevkiyle dolu personel ve
STM’den danışman arkadaşlarla birlikte
oluşturularak, tecrübe ve dinamizmin bir
arada olduğu, proje yönetim tecrübesi
yüksek bir Proje Müdürü ile Proje
çalışmalarını yürütmektedir.
“Müsteşarlıkta çalışmaya başlayalı
henüz birkaç hafta olmuştu ki, Proje
Grubumla birlikte ALTAY Projesi
Başlangıç Toplantısına katılmıştım.
Sanırım bu Müsteşarlıktaki ilk resmi
toplantım olmuştu. Müsteşar Yardımcımız Ömer İNAK başkanlığında
OTOKAR’da yaklaşık 100 kişinin
katılımıyla gerçekleştirilen toplantıyı,
OTOKAR, ASELSAN, ROKETSAN,
MKE ve ROTEM’in yaptığı sunumları
hatırlıyorum. ALTAY Projesinin ne
anlama geldiğini ülkemiz ve
sektörümüz için ne kadar önemli bir
proje olduğunu o gün anlamıştım.
Daha sonra her uzman yardımcısı
gibi oturup ALTAY Sözleşmelerini
okumaya başlamıştım. Proje
kapsamında 10 Sözleşme olduğu için
günlerce, haftalarca sözleşme
o ku d u ğ u m u h a t ı r l ı y o r u m . B i r
mühendis olarak hiç kolay olmamıştı
“işbu” Sözleşmeleri okumak, projede
Projelerimizden Başarı Hikayeleri
ortaya konulan kurguyu sözleşme-
mize destek verdiğimiz sürece ALTAY
kurgusunu, Sözleşme süreçlerini
Sanırım artık Ömer Paşamızın bir
toplantıda “Türk Tankını yapıyorsunuz, rüyanızda tankı görmeden
olmaz bu iş!” demekle neyi anlatmak
istediğini çok daha iyi anlayabiliyorum ve ALTAY gibi bir projede
çalışmaktan ve “Tank Grubunun” bir
parçası olmaktan gurur duyuyorum.
anlatmaları sayesinde bu zorluğu
Ahmet Raci YALÇIN
ileride “Yaptık bile!” diye cevap vere-
lerden anlayabilmek. Fakat gerek
Proje Müdürümüzün gerek Uzmanlarımız her konuda yardımları,
takıldığım, anlayamadığım zamanlarda iş yoğunluklarının arasında
vakit ayırıp Projeyi, yapısını,
atlatabilmiştim. ALTAY gibi bir
“ALTAY Projesinin sadece Silahlı
hareket etmenin ne kadar gerekli
Kuvvetlerimize değil, savunma
olduğunu onlar sayesinde öğren-
sanayimize de çok büyük katkı
miştim.
yapacağını düşünmekteyim. Kamu
ise mutluluk verici günlerimiz olmuştu, bu Proje’de çalışırken fakat
grubumuzu en çok zorlayan olay
zannediyorum ki Uzmanlarımız Metin
Bey ve Aydın Bey ’in rotasyona
uğramalarıydı. Projede çalışırken
tecrübeleriyle, diğer tank projelerindeki birikimleriyle, bana ve
grubumuzdaki diğer genç arkadaşlara her zaman yardımcı olmuşlar,
her sorunumuza bir çözüm getirmişlerdi. Onların rotasyonundan sonra
Proje Müdürümüzün tabiriyle “işin
sonsuz.”
Yiğit YILMAZ
“Müsteşarlıkta çalıştığımızı duyan
herkesin “Biz kendi tankımızı
yapabiliyor muyuz?” sorularına,
bilmeyi umuyorum. Halkın konuya
projede çalışırken takım olarak
Bazen yoğun, bazen sıkıntılı, bazen
Projesinin başarılı olacağına inancım
ya da sanayi tarafında olsun bu
projede çalışan ben ve diğer genç
mühendisler, proje tamamlandığında
büyük tecrübe elde edeceğiz.”
Atilla Adem AYDIN
“ALTAY Projesinde görev almaktan ve
bu takımın bir parçası olmaktan
kıvanç duyuyoruz. ALTAY Projesinde
çalışmanın verdiği mutluluk Projeyi
başarı ile tamamlayıp ALTAY Tank-
ilgisinden anlaşılmakta ki ALTAY
Tankı sadece bir harp aracı değil
ülkemizin üretim yeteneğinin bir
göstergesi olacak. Tüm vatandaşlarımızın gururunu kabartacak ve
ülke olarak öz güvenimizi artıracak
bu projenin başarısı için var gücümüzle çalışacağız.”
Tuğrul Gazi APA
Mevcut durum itibarıyla, Aşama I
(Kavramsal Tasarım) tamamlanmış olup,
Aşama II (Detaylı Tasarım) faaliyetleri
devam etmektedir.
larımızı tören sahasında geçiş
“Bütün güçlüğüne rağmen böylesine
yaparken izlediğimizde tarifsiz bir
tarihi bir projede çalışmanın sorum-
gurura dönüşecek.”
luluğunu omuzlarımda taşıyor ve
başa düştüğünü” ve “artık okyanusa
Alper ANIK
haklı gururunu yaşıyorum. Üretim,
açılmanın vaktinin geldiğini” anla-
“Biz bir takımız ve en güçlü yanımız
satış ve kullanım hakları tamamen
mıştık.
dayanışma içinde olmamız. Birbiri-
ülkemize ait olacak milli bir tankın,
51
kullanıcımız ve sanayicimizle birlikte
ellerimizde şekil alması, bizlere adeta
çocuğunun doğumunu bekleyen bir
babanın duyduğu heyecanı veriyor.
Böylesine önemli bir projede
çalışmanın bir ayrıcalık olduğu
bilinciyle, Sayın Müsteşar’ın emaneti
olan karikatürü iade edeceğim
günleri dört gözle bekliyorum…”
Oğuz TUBAY
Oğuz TUBAY
1967 yılında Hatay’da dünyaya geldi. 1988 yılında İTÜ Uçak Mühendisliği
Bölümünden Lisans ve 1991 yılında Yüksek Lisans derecelerini aldı. Mayıs 1991’de
Savunma Sanayii Müsteşarlığında Sözleşmeli Personel olarak işe başladı. “Taarruz
Helikopterleri” Teziyle Nisan 1996’da Uzman oldu.
Oğuz TUBAY 1991 – 1996 yılları arasında Hava Araçları Dairesinde Genel Maksat
Helikopteri, Taarruz Helikopteri (AH-1W), vb. projelerde Proje Mühendisi olarak,
1996 – 2004 yılları arasında da aynı dairede Proje Müdürü olarak Deniz Helikopteri, Black Hawk Depo
Seviyesi Bakım, Özel Kuvvetler için Genel Maksat Helikopteri Tedariki, vb. projelerde çalışmıştır.
2004 yılından bu yana Kara Araçları Dairesinde Tank ve Paletli Araçlar Proje Müdürü olarak görev
yapmakta olan Oğuz TUBAY, teslimatları tamamlanan Leopard 1 İyileştirme ve M60 A1 Modernizasyonu
Projeleri ve ALTAY Projesi de dahil olmak üzere toplam 7 projeyi yürütmektedir.
Evli ve iki çocuk babası olan Oğuz TUBAY, iyi derecede İngilizce ve orta derecede Almanca bilmektedir.
M etin NARTER
Metin NARTER 1972 yılında Ankara’da doğmuş, 1988 yılında Ankara Atatürk Lisesi,
1995 yılında A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun olmuştur. 2001 yılında
Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nda göreve başlamış olup, Haziran 2007 tarihinde
“Tank Üretiminde Millileştirme Stratejisi” konulu tezi ile uzmanlık kadrosuna
atanmıştır. Tank Projeleri Grubu’ndaki görevinden sonra, halihazırda Strateji
Geliştirme Daire Başkanlığı’nda çalışmaktadır. Evli ve iki çocuk babası olan Metin
NARTER İngilizce bilmektedir.
A hmet Raci YALÇIN
1985 yılında Ankara’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Ankara’da tamamlamıştır. 20032008 yılları arasında ODTÜ Makine Mühendisliği’ndeki eğitimini tamamlayarak
mezun oldu. 2008 Aralık ayında Savunma Sanayii Müsteşarlığı Kara Araçları Daire
Başkanlığı’nda göreve başladı. Halen Tank ve Paletli Araçlar Grubunda çalışmaya
devam etmekte olup İngilizce bilmektedir.
Projelerimizden Başarı Hikayeleri
ARGE-2004 Projesi
Tamer AYAR
ARGE-2004 Projesi, Türk Taarruz ve Taktik
Keşif Helikopteri’nin üretimine yönelik
başlatılan ATAK Projesi kapsamında
kullanılmak üzere Milli ve Özgün Görev
Bilgisayarı ile birlikte özgün çevre birimlerin
tasarlanmasını ve bu projeye yönelik bir
model olarak seçilen AH-1S Cobra Helikopteri üzerine entegrasyonunu gerçekleştirmek amacı ile Kasım 2004 tarihinde
başlatılmıştır.
ARGE 2004 Projesi’ne başlamadan önce
etkili bir risk yönetimi yapılarak ARGE 2001
Projesi kurgulanmıştır. Akabinde, ARGE 2001
projesinin başarılı bir biçimde tamamlanması
sonucunda ARGE 2004 Projesi başlatılmıştır.
Ancak Projenin başlatılabilmesi ve hayata
geçirilmesi kolay olmamış bir takım
zorluklarla karşılaşılmıştır. Zira ARGE 2004
Projesinin başlatılması kararı aslında çok
büyük bir proje olan ATAK Projesinin mevcut
modelimin iptalini ve yeni bir modelle ATAK
Projesinin başlatılması sonucunu da
doğurmuştur.
Savunma sanayimize en kritik projelerin
teslim edilebileceğini ve güveni gösteren,
aynı zamanda büyük bir ana sistem projesi
(ATAK) takvimine ve hedeflerine uyumlu,
çıktıları ve sonucu doğrudan büyük bir ana
sistem projesini etkileyecek olan ARGE 2004
Projesinin hayata geçirilmesi ve yürütülmesi
pek çok sıkıntıları da beraberinde getirmiştir.
Projenin yürütülmesinde, tüm gözlerin Proje
üzerinde olması projenin yürütülmesinde çok
stresli bir ortamı beraberinde getirmiştir.
Tüm zorluklar, projenin normal proje yönetim
süreçlerine ilave olarak tüm paydaşlarla iyi
iletişim kurulması ve tüm süreçlerin yakından
ve bire bir takibi ile aşılmış ve sonuçta mutlu
sona ulaşılmıştır.
ARGE 2004 Projesi; Müsteşarlığımızca
başarıyla tamamlanmış olan en büyük Ar-Ge
Projelerinden birisi olması, Türkiye’nin önde
gelen sanayi kuruluşlarını ortak bir anlayış,
disiplin, birikim, yetenek ve kabiliyetleri
nispetinde bir araya getirmiş olması ve birçok
ana sistem projesi ve platforma alt yapı
53
atış testleri başarıyla gerçekleştirilmiştir.
oluşturması gibi içerisinde pek çok ilkleri
taşımaktadır.
ARGE 2004 Projesi, sanayimizin geldiği
noktanın değerlendirilebilmesi ve Müsteşarlığımızın bu yeni dönemdeki Savunma
Sistemlerinin tedarikinde uyguladığı/
uygulayacağı politikaların anlaşılabilmesi
açısından önemli bir örnektir. Acil ihtiyaçlardan doğan hazır alımlar yerine Yerli
Sanayimizin etkin bir biçimde içinde yer
alacağı Ar-Ge’ ye dayalı programlar ve
sanayimizde teknoloji odaklı ihtisaslaşmaları
sağlayacak etkili proje yönetimi bu yeni
dönem içinde Müsteşarlığımızın vizyonunu
teşkil etmiş ve bu uygulamalardan biri de
ARGE 2004 Projesi olmuştur.
ARGE 2004 Projesinde, ATAK Projesi
ihtiyaçlarını karşılayan bir Görev Bilgisayarı
donanımı ve yazılımı özgün olarak geliştirilmiş, geliştirilen yazılım ve donanımların
haberleşme, seyrüsefer, silah ve diğer tüm
sistemlerle entegre bir şekilde başarılı bir
şekilde aviyonik sistem entegrasyonu
tamamlanmıştır.
ARGE 2004 Projesi ile savunma sanayimizde
kendine güven ve milli tasarım olguları
geliştiği gibi ülkemizin savunma sanayinde
dışa bağımlılığını azaltacak ve teknolojik
üstünlük sağlayacak pek çok önemli adım
atılmıştır.
Proje kapsamında, Platformda yer alan Uçuş,
Seyrüsefer, Güvenli Haberleşme, Silah,
Elektronik Harp, Hedef Tespit ve Teşhis
Sistemlerinin kontrolünü gerçekleştiren, hava
aracında yer alan aviyonik sistemlerin arıza ve
yedekleme yönetimini sağlayan, hava aracı
platform bilgilerinin sayısal olarak izlenebilmesine imkan veren Milli ve Özgün Görev
Bilgisayarı ile proje kapsamında tasarlanacak
özgün birimlere ait yazılım ve donanım
geliştirme faaliyetleri ASELSAN-TÜBİTAK
MAM –TAI (ASMATA) Konsorsiyumu
tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda
35 adet sistemin Görev Bilgisayarı üzerinden
tek merkezden yönetimi sağlanmıştır.
Aviyonik ve silah sistemlerinin AH-1S Cobra
Helikopteri’ne entegrasyonu, yer testleri,
uçuş testleri ve havadan-yere anti-tank füze
ARGE-2004 Projesi kapsamında tüm sinai ve
mülkiyet hakları Savunma Sanayii Müsteşarlığı’na (SSM) ait olan Özgün Görev
Bilgisayarının donanımı ve yazılımı tamamen
milli olarak geliştirilmiştir. Bu görev bilgisayarı, hedef tespit, silah, elektronik-harp,
seyrüsefer, taktik veri iletimi ve haberleşme
sistemlerini tek merkezden kontrol ederek,
görev ve uçuş yönetimini gerçekleştirmekte,
görüntü sunumunu yönetmekte ve platform
üzerindeki tüm bilgi alışverişini denetlemektedir.
Geliştirilmiş olan Özgün Görev Bilgisayarı
çevresinde oluşturulan aviyonik ve silah
sistemleri mimarisi, tüm dünyada hedeflenen
modernizasyon projelerinde oluşturulmaya
çalışılan yapı ile benzer kriterler göz önüne
bulundurularak tasarlanmıştır. Proje kapsamında kazanılan birikim ve geliştirilen yazılım
ve donanım altyapısı ATAK Helikopteri
projesine aktarılmış olup, ATAK projesinin
bitiminde, Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine,
mevcutlar arasında en ileri aviyonik, silah
sistemleri ve görev yapma kabiliyetine sahip
bir helikopter kazandırılacaktır. ATAK Projesi
ile birlikte tüm yazılım ve donanımı ile
aviyonik ve silah sistemlerine tam hakim
olduğumuz ilk hava platformuna sahip
olunacaktır.
Ar-Ge kültürü ve ortak çalışma kültürünün
daha tam manasıyla oluşmadığı bir dönemde
teknik ve idari olarak çok zor bir mühendislik
çalışması olan ARGE 2004 Projesinde kısa
sayılabilecek bir takvim içerisinde olumsuz
koşullar ve riskler de fırsata çevrilmiş ve
beraberinde başarıya ulaşılmıştır.
Şekil 1 – AH-1S Atış testleri uçuşunda
Tamer AYAR
1971 Kırklareli doğumlu olan Tamer AYAR, Endüstri Mühendisliğinde Lisans ve
Yüksek Lisans ve Doktora eğitimine devam etmiş ve 2000 yılına kadar Gazi
Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümünde Araştırma görevlisi olarak görev
yapmıştır. 2000 yılından bu yana Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nda
çalışmaktadır. Halen Ar-Ge ve Teknoloji Yönetimi Daire Başkanlığı’nda Proje
Müdürü olarak görev yapmakta olan Tamer AYAR evli ve 2 çocuk sahibidir. Pek
çok ulusal ve uluslarası dergi ve yayında çok sayıda yayınlanmış makalesi mevut
olan Ayar İngilizce bilmektedir.
Projelerimizden Başarı Hikayeleri
Hürkuş
Eğitim Uçağı Projesi
Osman SOYLU
SSM Gündemi Dergimizin Mayıs 2007 tarihli
1950’lerde ABD yardımlarıyla bu çabalar
olan ilk sayısında “Türk Havacılık Sanayiinde
sona ermiştir.
İkinci Perde” başlığıyla Hürkuş projesini ve
ekiplerimizi tanıtmış ve projemizin henüz
başladığı o dönemde hedeflerimizi belirtme
imkanı elde etmiştik. Aradan geçen 3 yıldan
sonra 25. Yıl Özel Sayımızda ise tüm bu süreç
boyunca özveriyle çalışan ekiplerimizden,
projenin başından beri yaşanan çeşitli
zorluklardan ve elde edilen başarılardan
bahsetmek istiyoruz. Daha önce heyecan ile
yaptığımız işbaşının bizi bu iddialı hedefte
nereye getirdiğini anlatmayı hedefliyoruz.
1974 Kıbrıs Barış Harekatını takiben TUSAŞ
ve ASELSAN’ın kurulmasının ardından TAI ve
TEI ile birlikte ulusal havacılık sanayiinin
temelleri yeniden atılmıştır. 2000’li yıllara
gelindiğinde birçok ortak üretim projesini
başarı ile geride bırakan ve özgün yurtiçi
çözümlerle birlikte özellikle modernizasyon
ve sistem entegrasyonunda kendini ispat
etmeye çalışan bir Türk Havacılık Sanayii
karşımıza çıkmaktaydı.
Bizi 2006 yılında Hürkuş projesinin imzalan-
Projenin Tarihçesi
masına götüren süreçte yaşanan bazı
Birinci sayıda da bahsetmiştik ancak yine de
olaylardan da burada bahsetmek uygun
kısaca bahsetmek gerekir ki Türkiye’de
olacaktır. 2004–2005 tarihleri bugün tesli-
ulusal havacılık sanayiinin çıkışı Türkiye
matları başlamış olan Temel Eğitim Uçağı
Cumhuriyeti’nin başlangıcı ile aynı
(TEU) Projesinin acil ihtiyaç olarak Hava
zamanlara denk gelmektedir. Yıl henüz 1925
Kuvvetleri Komutanlığımız tarafından tanım-
iken Türkiye’de özgün uçak tasarım ve
landığı dönemdir.
üretimine başlanmıştır ancak bilindiği gibi
55
Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın görev ve
süreçte Genelkurmay Başkanlığımızın
sorumlukları gereğince, Silahlı Kuvvetle-
destek ve katkılarının da bu kararın
rimizin ihtiyaçlarını zamanında karşılarken
altyapısının hazırlanmasında çok önemli
Ön Tanımlama Evresi
yurt içi imkan ve kabiliyetleri de olabildiğince
olduğunu vurgulamamız gerekiyor. Böylece
Kavramsal Tasarım Evresi Temmuz - Kasım 2006
geniş bir çerçevede kullanmak durumun-
alınan karar ile kullanıcısı tanımlanmamış bir
Ön Tasarım Evresi
Kasım 2006 - Temmuz 2007
şekilde “Türk Başlangıç ve Temel Eğitim
Detay Tasarım Evresi
Temmuz 2007 - Mart 2009
kullanıcı ise ihtiyacının olabildiğince kısa
Uçağı Geliştirme” Projemiz başlamış ve 15
Mart 2009 - 2012
sürelerde karşılanmasını talep etmektedir.
Üretim ve Teste
Hazırlık Evresi
Mart 2006 tarihinde SSM tarafından
Eğitim uçağı projesinde de SSM, ihtiyacı
imzalanan ilk “maliyet artı teşvik” tipi
karşılamak üzere TUSAŞ ana yüklenici-
sözleşme ile uçak geliştirme takvimi
liğinde özgün bir uçak geliştirilmesini
başlamıştır.
dayız. Özgün çözümler uzun zaman isterken,
Projenin Evreleri ve Yaşanan Sıkıntılar
Mart - Temmuz 2006
Test ve Ürün
Değerlendirme Evresi
Bilindiği gibi hava aracı geliştirilmesi ve
HÜRKUŞ Geliştirme Projesi hedefleri
kullanıcıya teslime hazır hale gelmesi, raftaki
Hürkuş Projesi ile özgün bir Başlangıç ve
bir ürün için bile 2-3 yıllık süreleri
Temel Eğitim Uçağının tasarlanması,
kapsamaktadır. Bu durumda sanayimizin,
geliştirilmesi, test ve doğrulamasının
Projenin ilk sekiz aylık Kavramsal Tasarım
Fazını kapsayan sözleşme, Türk Havacılık
Tarihi’nin en önemli adımlarından biri olarak
15 Mart 2006 tarihinde TUSAŞ ile SSM
arasında imzalanarak yürürlüğe girmiştir.
TUSAŞ’ı bu noktaya getiren süreçte A400M
Projesinin ve onun getirdiği tasarım ve
geliştirme altyapısının rolü çok büyüktür.
A400M gibi dünya standardında ve sivil
sertifikasyona tabi bir uçak tasarımında görev
almak, TUSAŞ tasarım alt yapısına çağ atlatan
bir unsur olmuş ve milli bir ürün tasarlama
projesi için gerekli ortamı yaratmıştır.
ihtiyacı çok önceden görerek talep henüz
yapılması, prototip üretiminin ve EASA CS
10 Nisan 2006 tarihinde SSM’nin katılımıyla,
kendisine ulaşmadan hazırlıklara başlaması
23’e göre sivil sertifikasyonunun gerçekleş-
Proje Başlangıç Toplantısı gerçekleştirilmiş
gerekmektedir. İşte bu noktada Müsteşar-
tirilmesi ve Teknik Veri Paketinin oluşturul-
ve proje ekibi oluşturulmuştur. 25 Mayıs 2006
lığımızın kullanıcı ile olan yakın işbirliğinin
ması hedeflenmiştir.
tarihinde, SSM Proje Kontrol Ofisi açılışı
Bu hedeflere ilave olarak orta vadede “jet
gerçekleştirilmiştir. Projenin ilk dört ayı
motorlu eğitim uçağı” nın yurtiçi tasarımına
sonunda, Ön Tanımlama Aşaması Değerlen-
yönelik yetenek ve bilgi birikiminin sağlan-
dirmesi Toplantısı 17-18 Temmuz 2006
ması amaçlanmıştır. Ancak bugün Hürkuş
tarihlerinde SSM ve TUSAŞ’ın katılımıyla
projesi sayesinde geldiğimiz noktada o
gerçekleştirilmiştir. 15 Temmuz 2007
dönem uzun vade hedefi olarak aklımızdan
tarihinde Ön Tasarım Değerlendirme
geçen ancak telaffuz edemediğimiz “muharip
Toplantısı gerçekleştirilmiştir. Bu aşamadan
jet” uçağının yurtiçi tasarımının yapılması ve
itibaren girilen “Detay Tasarım” evresinde
2020’li yıllarda ortaya çıkacak ihtiyaca yönelik
karşılaşılan sorun aslında projenin başından
çalışmaların planlanması imkanı elde
beri yaşanmakta olan en önemli sorunu-
edilmiştir. 15 Aralık 2010 tarihli İcra Komitesi
muzdu, A400M projesinin yetiştirmiş olduğu
ile bu iki hedef için de kavramsal tasarım
tüm iş gücü mevcut projelerde istihdam
önermiş ve buna ilişkin ön çalışmaları
TUSAŞ’a yaptırmıştı. Ancak bu teklif Hava
Kuvvetleri Komutanlığı tarafından, ömrünü
dolduran T-37’lerin envanterden acilen
çıkarılması gereği ve özgün geliştirmeye
dayalı bir çözümün gecikmeye yol açacağı
2006 yılında projemizin ismi ile ilgili bir anket
çalışması yürütülerek bazı adaylar belirlenmiş, ilk 5 sırada çıkan isimler olan “Hezarfen,
Göktürk, Anka, Atmaca ve Hürkuş”
isimlerinden Hürkuş ismi Vecihi HÜRKUŞ
anısına projemize verilmiştir.
endişesiyle kabul görmemişti.
sonucu olarak ihtiyaçları önceden, zamanında, tespit ederek sanayinin hazırlanmasına
imkan tanıması gibi sorumluluğu da ortaya
çıkmaktadır. İşte HÜRKUŞ projesinde
Müsteşarlığımızın bu zor rolü test edilmiştir.
Kullanıcının eğitim uçağı ihtiyacı önceden
görülerek TAI’nin bu konudaki çalışmaları
desteklenmiştir. Ancak kullanıcı ihtiyacının
“acil” olarak belirtilmesi nedeniyle bu
hazırlıkların da yeterli olmadığı görülmüş, bir
ara formül ile bir taraftan hazır uçaklar
alınırken diğer taraftan da takvim baskısı
olmadan kullanıcı ihtiyaçlarının tam olarak
karşılanacağı bir uçak geliştirme sürecine
adım atılmıştır. Ancak şunu belirtmemiz
gerekir ki bu süreç, SSM ile Hava Kuvvetleri
Komutanlığı’nın da yer aldığı ve TUSAŞ’ın
sahip olduğu tasarım-geliştirme kabiliyetlerinin şiddetle sorgulandığı birçok tartışmalı
toplantının da yaşandığı bir dönem olmuştur.
Sonunda, Sayın Milli Savunma Bakanımız
Vecdi GÖNÜL’ün SSİK toplantısındaki özel
gayretleriyle, 19 Ocak 2005 tarihinde TEU
hazır alım projesi için alınan karar ile birlikte
HÜRKUŞ Projesi’nin – o zamanki adı Türk
Başlangıç ve Temel Eğitim Uçağı Geliştirme
Projesi – başlatılması için karar alınmıştır. Bu
çalışmalarına başlama kararı alınmıştır.
ediliyordu ve Hürkuş Projesine tecrübeli
insan kaynağı aktarımında ihtiyacın oldukça
Ayrıca bugün gururla belirtmek isteriz ki,
Projenin başlangıcında yukarıda saydığımız
gerekçelerle projeyi Kullanıcı olarak desteklemek konusunda çekingen olan Hava
Kuvvetleri Komutanlığımız, daha önce protkol
kapsamında vermekte olduğu desteğin
kapsamını genişleterek Nisan 2010’da bizzat
Hava Kuvvetleri Komutanımıza yapılan
sunumu müteakip beklediğimiz seviyede
desteği bizlere vermeye başlamıştır. Bu
çerçevede Hava Kuvvetleri Komutanlığımızın
Kullanıcı olarak proje kapsamına resmen
dahil olacağı sözleşme değişikliği yakın
zamanda yürürlüğe girecektir.
altındaydı. Bu sorunun esas sebepleri olarak
projenin Kullanıcı tarafından ihtiyaca yönelik
olarak takip edilmemesi ve TUSAŞ yönetiminin bu kapsamda daha acil olarak
değerlendirdiği sabit fiyatlı ve sıkışık takvimli
projeleri önceliklendirmesi karşımıza çıkmaktaydı. Tüm bu hususlara ilave olarak
yabancı alt sistem sağlayıcısı firmaların
devamında kesin siparişi olmayan sadece 2
prototipi içeren bir projeye ciddi olarak
yaklaşmamaları sorunu tüm süreçte önemli
gecikmelere sebep oldu.
Tanımlanan bu risk faktörleri SSM’nin ve
Projelerimizden Başarı Hikayeleri
testler gerçekleştirilmiştir. Testler sonucunda
HÜRKUŞ dış geometrisi ve tasarım esnasında
kullanılan analiz araçları başarılı bir şekilde
doğr ulanmış ve detay analizler için
veritabanları oluşturulmuştur.
TUSAŞ proje ekibinin gayretlerine rağmen ilk
Tasarım Değerlendirme Toplantısına (CDR)
evrelerde takvim ve maliyet olarak
katılım sağladığını özellikle vurgulamamız
gerçekleşmemiş ancak detay tasarım fazına
gerekir.
gelindiğinde ve özellikle Kritik Tasarım
Değerlendirmesi (CDR) sürecinde takvimde
gecikme ile sonuçlanmıştır. Ancak tecrübeli
insan kaynağının projeye tahsis edilememesinin farklı sonuçları da olmuştur, projenin
özelliği itibariyle çok özel bir yeri olmasından
dolayı, sayıları ve tecrübeleri az da olsa tüm
çalışanların heyecanı, özverisi ve gayreti
büyük seviyedeydi. Ekibimizin ilk işi rakip
Yaşanan gecikmede vurgulanması gereken
önemli bir husus da proje hedeflerinden biri
olan EASA tip sertifikasına sahip bir ürün
ortaya koyma hedefinin aynı zamanda alt yapı
geliştirmek ile ve takvimsel hedefleri
gerçekleştirmek hedefleri ile zaman zaman
çelişmesidir. Ancak tüm hedefler göz önüne
alınarak çalışmalar mevcut kaynaklarla
mümkün olan en etkin şekilde yürütülmüştür.
uçakları daha da iyi tanımaya çalışmak oldu.
Gecikmiş bir beklentiyi karşılarken hiçbir
zaman hedef küçültmeden, hep en iyi ürünü
ve en kaliteli tasarımı ortaya çıkarmaya
odaklanıldı. Bunun yanı sıra ilerideki tasarım
projelerimize alt yapı oluşturması için iş gücü
yetiştirildi. Bu genç ekip TUSAŞ’a Avrupa
Sivil Havacılık Otoritesi EASA’dan Tasarım
Organizasyon onayı almak için her yaptığı
çalışmayı; toplantı tutanakları, kazanç-kayıp
analizleri, tasarım veri akışları, analiz
Rüzgar Tüneli Testleri : Hürkuş Projesine ait
rüzgar tüneli testleri iki aşama olarak MayısHaziran ve Temmuz Ağustos 2008 döneminde
RUAG İsviçre’de gerçekleştirilmiştir. Bu
testler ile geometri doğrulama, geniş
hacimde aerodinamik veritabanı oluşturma,
analiz araçlarını doğrulama ve yük analizleri
için veritabanı oluşturmak amaçlanmıştır.
1/3.5 ölçekli model ile motor açık ve kapalı
durumlarda, değişik konfigürasyonlarda
Özellikle Kritik Tasarım Fazı’nın tamamlanması ile birlikte, TUSAŞ içinde tasarım
grupları dışındaki bölümler de HÜRKUŞ’a
katılmışlardır. Ayrıca Yurt içinde yer alan 19
farklı yardımcı sanayi firmamız da parça
üretimi konusunda destek olarak Hürkuş
Projesinde pay sahibi olmaktadır. İlk parça
kesimi, ilk takım üretimi, ilk montajın her biri
ayrı bir heyecanda ancak her seviyede destek
alarak geçmiştir. Bugün geldiğimiz noktada,
yapısal tasarım çalışmaları, sistem tasarım ve
tedarik faaliyetleri büyük ölçüde tamamlanmış, uçağa ait binlerce parçanın üretimi
tamamlanmış ve montaj faaliyetlerine geçilmiş durumdadır.
Bugün itibariyle gelinen noktada, HÜRKUŞ
Projesi sayesinde, uçak tasarımına hakim
yaklaşık 150 mühendis yetişmiş, sınıfında
üstün bir uçak ortaya konmuş, bu tasarımı ve
nasıl ortaya konduğunu tarifleyen yüzlerce
tasarım, analiz ve test dokümanı, binlerce
teknik resim ve CATIA modeli yaratılmıştır.
Ayrıca SSM tarafından ilk kez uygulanan
“maliyet artı teşvik” tipi sözleşme ile bugüne
kadar planlanan kaynağın yarısından fazlası
ödenmiş ve TUSAŞ muhasebe sistemi ile
uyumlu olarak belirlenen dokümantasyon ve
raporlama süreci ile önemli bir uygulama
raporları, sistem tanımlama dokümanları,
sistem arayüz dokümanları, sistem yerleşim
dokümanları gibi dokümante etti, prosedürleri uygulayıp geliştirdi.
Müteakiben 31 Mart 2009 tarihinde,
planlanandan yaklaşık 12 aylık bir gecikme
ile Kritik Tasarım Değerlendirme Toplantısı
başarı ile gerçekleştirilmiştir. Burada, Hürkuş
Projesinin başlangıcından bu yana gördüğü
desteği vurgulamak için Milli Savunma
Bakanımız Sayın Vecdi GÖNÜL’ün Kritik
Akım Yönü
Akım Yönü
57
tecrübesi elde edilmiştir.
önemli miktarda tasarım çabası sarf
edilmiştir.
Hürkuş Rüzgar Tüneli Testleri
Yaklaşık 150 tasarım mühendisinin çalıştığı
firmalar tarafından çok az bulunması
olmuştur. Yönetimlerini ikna edebilmek için
diğer ülkelerin 100’lü sayıları bulan üretim
hedefine benzer sayıların telaffuz edilmesini
isteyen taleplerle karşılaşılmıştır. Ancak
SSM’nin de devreye girmesi ile sorunlar
zamanla aşılmış ve sistemler belirlenmiştir.
Sertifikasyon Süreci
Maksimum Kalkış Ağırlığı
: 3000 kg
Yük Limitleri
: +7g / 3,5g (Temiz Konf)
Servis Tavanı
: 30.000 ft
Maksimum Seyir Hızı
: 270 knot (Deniz Seviyesinde)
+2,5g / 0g (Flap ve L/G açık Konf.)
Şubat 2007 yılında başlayan Tasarım
Organizasyonu Onayı sürecinde TUSAŞ
EASA ile ana yüklenici firma olarak ilk kez
tanışmış ve Türk Havacılığı için büyük bir
deneyimin ilk adımını atmıştır. 3 yıl içerisinde
EASA tarafından gerçekleştirilen 2 büyük
denetimin sonuçları, henüz başlangıç
aşamasındaki tasarım sisteminin oluşturulmasında ve işletilmesinde doğru yolda
ilerlendiğini göstermiştir. 5 ana fazdan oluşan
Tasarım Organizasyonu Onayı sürecinde, 4.
Fazın 2011 sonu ile tamamlanması planlanmıştır. Ülkemiz için bir ilk olacak Tasarım
Organizasyonu Onayı Belgesinin ise 2012
yılında alınması hedeflenmektedir.
0 - 15.000 ft Tırmanma Zamanı : 5 dakika
İlk bakışta sınıfındaki uçaklara benzediği
düşünülen HÜRKUŞ uçağının farklılıkları bazı
tasarım detaylarında gizlidir, bunlardan biri
olan kanat profili TUSAŞ mühendisleri
tarafından optimize edilmiş ve ATA
(Advanced TAI Airfoil) olarak adlandırılmıştır.
HÜRKUŞ tasarımı sırasında özveri ile bizleri
destekleyen Hava Kuvvetlerimizin pilotlarıyla
yapılan çalışmalar, uçak-pilot ara yüzünün
kullanıcı beklentileri çerçevesinde oluşturulmasında çok önemli katkı sağlamıştır. Uçuş
ve sistem emniyeti çalışmalarında 19 sistemin
300 fonksiyonu için 1500’den fazla hata
senaryosu çalışılmış, bunlara yönelik
tedbirler tasarıma yansıtılmıştır. Bu anlamda,
EASA uzmanları ile birlikte çalışılmakta olup,
uçağın performansı kadar emniyeti için de
bu boyutta bir projede Sistem Mühendisliği
araçları da etkin olarak kullanılmıştır.
Sözleşme kapsamındaki 221 gereksinim,
tasarımı şekillendirmek ve doğrulamak
amacıyla 1672’si sertifikasyon gereksinimi
olmak üzere, toplam 20,960 gereksinime
kırılmıştır. Bunlardan türetilen alt sözleşme
teknik şartnameleri sayesinde, alt sözleşmeci
firmalardan sağlanan sistemlerin uçağın
bütünüyle uyumu sağlanmıştır.
HÜRKUŞ Teknik Özellikleri
Tüm uçak disiplinlerine ait 1672 uçuşa
elverişlilik gereksinimine uyumun EASA’ya
gösterilmesi süreci olan Tip Sertifikasyonu
ise Aralık 2008’de yapılan başvuru ile
resmiyet kazanmıştır. EASA’nın atadığı
sertifikasyon uzmanları ile Haziran 2009
tarihinden bu yana 18 toplantı gerçekleştirilmiştir.
Alt Sözleşme Süreci
Tasarım Sürecine Kullanıcı Katılımı
HÜRKUŞ üzerinde bulunan yaklaşık 32 sistem
için, sözleşme gereksinimlerinden yola
çıkılarak ana sistem mimarilerinin belirlenmesinin ardından sistemler için alt sözleşme
sürecine girilmiştir. Bu dönem TUSAŞ’ta
HÜRKUŞ sistemleri çalışanlarının yaşadığı en
yoğun toplantı dönemini beraberinde
getirmiştir. Bu uzun ve yorucu sürecin
sonunda HÜRKUŞ için birbiri ile ve uçakla
uyumlu, istenen performansı verebilecek en
maliyet etkin ve performansı yüksek sistemler belirlenmiştir.
Hürkuş-A Kokpit
HÜRKUŞ Projesi kapsamında şimdiye kadar
yapılan EASA denetimleri ve toplantılarının
hepsi son derece başarılı olmuş ve denetim
raporlarında tüm çalışanlara gurur veren
övgü ifadeleri yer almıştır.
14 uçak ve 18 pilot sisteminin temininde
TUSAŞ’ın karşılaştığı en büyük sorun seri
üretim kapsamında belirtilen uçak sayısının
Hava Kuvvetleri Komutanlığı, SSM, Hv.K.K.lığı
ve TUSAŞ arasında imzalanmış olan Protokol
ile Proje boyunca TUSAŞ’ın tasarım, idame
işletme ve diğer teknik konularda ihtiyaç
duyduğu desteği sağlamıştır. Yapılacak
sözleşme değişikliği düzenlemesi ile
Hv.K.K.lığı, SSM ile birlikte TUSAŞ
tesislerinde projenin her faaliyetine dahil
olmak ve gelişimi takip edip katkıda
bulunmak için mevcut SSM Ofisinde daimi
temsilci görevlendirecektir. Bu adım ile
birlikte “Kullanıcı ve Yüklenici’nin ürün
geliştirme safhasından başlayarak doğru
ürünü doğru şekilde beraber tanımlaması”
hedefi doğrultusunda önemli bir mesafe
Projelerimizden Başarı Hikayeleri
katedilmiş olacaktır. Yakın zamanda envantere girmiş olan benzer platform ve alt
sistemler için hem tasarım hem de bakım
yönünden edinilen engin tecrübe,
HÜRKUŞ’un daha mükemmel hale gelebilmesi için kesintisiz bir şekilde tasarımcıya
aktarılmaktadır. Sistem mühendisliği
sürecindeki bu önemli bir iyileştirmeyle
birlikte, HÜRKUŞ’un karşılaştırılması muhtemel diğer muadillerinin özelliklerini kendinde
toplayan ve onlardan daha üstün özelliklere
sahip olacağını düşünmekte ve bunun da
gelecekte ülkemiz adına çok farklı ilkleri
yaşatacağına inanmaktayız.
geliştirme hedefimize ulaştıracak olan
Hürkuş-B versiyonu bunu izleyecek ve
temellerini bu yıl attığımız özgün “Jet Eğitim
Uçağı” ile “Muharip Uçak” geliştirme projeleri yine bu adımları izleyecektir.
SSM Proje Ekibi
Osman SOYLU Proje Md.
Safa ATALAY Uzman
Bedriye CİCİOĞLU Uzman
Hüseyin AVŞAR Uzman
Bizlere bu planlamaları yapmak konusunda
A.Tolga SAYIN Uzman
özgüven veren Hürkuş Projesinde, problem-
Özlem GÜNER Uzman
lere hep birlikte çözüm oluşturarak başarılı
Halil İbrahim ÖZTÜRK Uzman Yrd.
bir ekip çalışması ve proje yönetimi ortaya
Sancak Emre GÜÇLÜ Uzman Yrd
koyduğumuza inanıyoruz. Gelecek nesillere
Esra ÜNSAL Proje Asistanı
iyi bir miras bırakmak, Türk Havacılık
Ersan TANER PKO
sanayinde geri dönülemez bir noktaya
ulaşmak amacıyla çalışmalarımıza azim ve
heyecanla devam ediyor uz. Projenin
başlangıcından bu zamana kadar özveri ve
Sonuç ve Değerlendirme
Bugün hem tedarik makamı SSM hem de ana
yüklenici TUSAŞ olarak ifade etmemiz
gerekir ki başlangıcında öngörülen takvimin
yakalanamaması hususunda yaşanan problemlerin her biri tecrübe olarak bilgi
haznemize eklendi, alınan dersleri not ettik.
heyecanla çalışan ve aynı azimle projeyi
başarıyla sonuçlandıracaklarına inandığımız
emeği geçen tüm SSM Proje Grubu, Kalite
Test ve Sertifikasyon Dairesi çalışanlarına,
Hava Kuvvetleri personeline ve TUSAŞ
ekibine şükranlarımızı sunuyoruz.
Hava Kuvvetleri Komutanlığımızın da projeye
Müsteşarlığımızın 30. yılındaki yayını için
çok önemli destek sağlamaya başladığı bu
sözümüz Türk Hava Kuvvetleri Komutan-
aşamada öncelikli hedefimiz 2012 yılında
lığımız başta olmak üzere diğer ülke hava
Hürkuş-A Prototipini başarıyla uçurmak ve
kuvvetleri için üretilmiş ve üretilmekte olan
test etmektir. Havacılık stratejimizin önemli
Hürkuş versiyonlarının başarı hikayelerini
bir ayağı olan ve bizi uçuş kontrol bilgisayarı
anlatmak olacaktır.
SSM- TUSAŞ Proje Ekibi
Osman SOYLU
1995 yılı Ankara Gazi Anadolu Lisesi, 1999 yılı Ankara Gazi Üniversitesi Endüstri
Mühendisliği bölümünü bitirdikten sonra aynı yıl SSM’de Sözleşmeli Personel
olarak göreve başlamıştır. 2003 yılında Gazi Endüstri Mühendisliği bölümünden
yüksek lisans derecesi almıştır. SSM’de sırası ile 2. Ekonomik işler Dairesinde,
Sözleşmeler ve Maliyet Analizi Şubesinde çalıştıktan sonra halihazırda Hava
Araçları Dairesinde Uçak Projeleri Müdürü olarak görev yapmaktadır, İngilizce
bilmektedir.
59
Radyo Frekans Köreltme/Karıştırma
Sistem Tedariği Projesi
Zeynep ERTÜRK, M. Sami ULUKAVAK, Ayşin SEZGİN, Serim Seda ÇARHOĞLU,
Resim 1: Sistemlerin Arazi Testlerinden Bir Alıntı
Ülkemiz jeopolitik ve jeostratejik konumu
gereği yıllar boyu iç ve dış tehditlere
maruz kalmıştır. Özellikle Ortadoğu – Orta
Asya – Kafkasya ve Balkanlar ekseninde
şekillenen nüfuz ve çıkar mücadeleleri
doğrultusunda tehdit algılamalarında
asimetrik unsurlar ön plana çıkmış ve El
Yapımı Patlayıcılar (EYP) ülkemizde en
önemli asimetrik tehdit konusu olmuştur.
EYP’ler düşük maliyete sahip olmaları ve
düşük risk unsuru taşımaları, kolay temin
edilebilen bileşenlerden oluşmaları, basit
olarak hazırlanabilmeleri, teknolojinin
etkin ve hızla kullanımına açık olmaları ve
medya etkisinden dolayı günümüz
asimetrik savaşı içerisinde geniş bir
kullanım alanı bulmaktadır.
EYP’lerin kullanımının kamuoyunda
olumsuz psikolojik etki yaratması ve
yüksek tahrip gücü dikkate alındığında,
EYP ile mücadelenin önemi artmakta ve
bu alanda teknoloji kullanımı etkin bir
yöntem olarak belirmektedir. Bu kapsamda, EYP’lerle mücadelede zaman
önemli bir etken olup, tehdidin en kısa
sürede bertaraf edilmesi, değişen tehdit
ve teknolojilere göre karşı tedbir yöntemlerinin iyileştirilebilmesi konunun milli
imkanlarla ele alınmasını gerektirmektedir.
EYP ile mücadele alanında yürütülen
faaliyetler içerisinde Müsteşarlığımız da
önemli bir yer almakta ve yerli savunma
sanayiimizin imkan ve kabiliyetlerini
kullanarak yürüttüğü projelerle mücadeleye destek sağlamaktadır.
Bu kapsamda, Müsteşarlığımız tarafından 2004 yılında konvoy koruma amaçlı
Projelerimizden Başarı Hikayeleri
araç tipi Radyo Frekans Köreltme/
Karıştırma Sistem Tedariği Projesi
çalışmalarına başlanarak EYP tehditlerine, karşı tedbir oluşturmak amacıyla
yoğun bir çalışma ile öncelikle “EYP ile
Mücadele” konsepti ortaya konulmuş ve
müteakiben yerli ve yabancı çeşitli
firmaların sistemleri incelenerek, test
edilmiştir. Ancak, “çok gizli” statüdeki
tehdit bilgilerimizin yabancı kuruluşlarla
paylaşılmamasının önem arz etmesi
sebebiyle Proje kapsamında Elektronik
Harp alanında 25 yılı aşkın deneyimi ve
yüksek bilgi birikimi ile ASELSAN A.Ş.
firması görevlendirilmiştir. Böylelikle
EYP ’lerle mücadelede Türkiye’de
tasarım, geliştirme, üretim, bakım ve
idame altyapısı oluşturulması için ilk
adım atılmıştır.
Proje ekibimizin katılımı ve desteği ile
ASELSAN A.Ş., konsept gösterimi
amacıyla 5-6 ay gibi çok kısa bir süre
zarfında konvoy korumaya yönelik ilk
prototip olan MİLKAR-5A Kavramsal
Gösterim Sistemi’ni ortaya çıkarmıştır. Bu
süreçte, TSK, Proje ekibimiz ve ASELSAN
A.Ş. temsilcileri manevi duygularla,
yüksek azimde çalışmış ve birbirine
oldukça yakın konuşlandırılmış olan fazla
sayıda antenin, eş zamanlı olarak, yüksek
seviyede sürekli güç basmasına dayanan
bu yeni sistemi, olası risklerine karşın çok
kısa bir sürede geliştirmeyi başarmıştır.
yaptığımız testlere bağlamıştır.
Muhtara su kesintisi ile ilgili neden
böyle düşündüğü sorulur. Sonradan
anladık ki su dağıtım şebekesi cep
telefonu haberleşmesi ile sağlanmaktaymış ve gerçekten biz testlere
başladığımızda su şebekesi sinyal
alamadığından dağıtım pompası
kapanmaktaymış. Hiçbirimizin
aklına köyün su dağıtım şebekesinin
bu kadar teknolojik olacağı gelmemişti.
Resim 2: Sistemlerden Bir Örnek
Sonuçları başarılı çıkan ve “Milli Radyo
Frekans Köreltme/Karıştırma Sistemleri”nin öncüsü olan MİLKAR-5A Sistemi
birlik denemelerinin gerçekleştirilmesi
amacıyla Temmuz 2005 ayında TSK’ya
teslim edilmiştir. Birlik denemeleri so-
nucunda edinilen tecrübelerle ihtiyacın
acil ve orta-uzun vadeli olmak üzere ikiye
ayrılmasıyla çalışmalar farklı bir boyut
kazanmıştır.
İlk etapta, acil ihtiyacın karşılanmasına
ilişkin teknik istekler belirlenmiş ve
ülkemizin bu alandaki teknolojik altyapısı
göz önünde bulundurularak, daha kısa
sürede geliştirilme imkânı olan ve ihtiyacı
karşılayabilen aktif karıştırma yönteminin
kullanıldığı sistemlerin tedariğine yönelik
ASELSAN A.Ş. ile zorlu müzakareler
sonucunda Ekim 2006 ayında sözleşme
imzalanmıştır.
Sözleşme kapsamında yürütülen faaliyetler esnasında, ihtiyacın acil olması,
ülkemizde sinyal karıştırıcı teknolojilerinin
yeni gelişmekte olması ve bu konuda
tecrübeli insan kaynağnın kısıtlı olması
sebebiyle çeşitli zorluklar yaşanmıştır.
Ancak, proje yönetimi açısından edinilen
tecrübeler kullanılmış ve “Hızlı Prototipleme ve Seri Üretim” mantığı ile TSK,
Proje ekibimiz ve ASELSAN A.Ş. tarafından tehdit analizi üzerine çalışmalar
yürütülerek, arazide hareket kabiliyeti
daha yüksek olan MİLKAR-5A2 Sistemi
geliştirilmiştir. Ülke güvenliği açısından
projenin kritik öneme sahip olması,
ihtiyacın aciliyeti bu çalışmalarda Proje
ekibimiz üzerinde motive edici unsurlar
olmuş ve tüm paydaşların aktif katılımıyla
Bir Hatıra:
Sistemlerin arazi testlerinden birinde
test ekibi olarak test düzeneklerini
kurmuş ve testlerimize başlamıştık.
Testlere devam ederken uzaktan
birinin bize doğru yaklaştığını
gördük. Gelen kişi testleri yaptığımız
arazinin bitişiğinde bulunan köyün
muhtarıymış. Selam verdi ve anlatmaya başladı:
-Efendim siz testlere başladınız bizim
sularımız kesildi.
-Muhtar Bey bizim testlerin sularınız
kesilmesiyle bir alakası olamaz ki!
Proje ekibimiz suların kesilmesiyle
testlerin bir alakasının olmadığına
muhtarı zor ikna etti.
Ancak ikinci gün yine aynı olay
yaşanır. Muhtar sularının kesilmesini
Resim 3: Sistemlerin Entegrasyon Faaliyetlerinden Bir Alıntı
61
MİLKAR-5A
MİLKAR-5A2
MİLKAR-5A4
MİLKAR-5A3
sürede kullanabilmesi sağlanmış, hem de
sürekli yenilenen ürünlerle, güncellenen
tehdide karşı her an ayakta durulabilme
başarısı elde edilmiştir. Bu sistemler
kullanılarak gerçekleştirilen faaliyetlerde,
4
200
5
200
7
200
8
200
0
201
1
201
tespit edilen EYP’lerin etkisiz hale
getirilmesi, konvoyların güvenle görev-
Araç Tipi RFEYP Karıştırma/Köreltme Sistemleri
lerini yürütmeleri ve bölgelerden gelen
olumlu haberler Proje kapsamında elde
çalışmalar çok kısa bir süre içerisinde
azami gayret gösterilerek tamamlanmıştır. Aktif karıştırma yöntemi kullanılarak geliştirilen prototip MİLKAR-5A2
Sistemi Mayıs 2007 ayında K.K.K.lığı
kullanımına verilmiştir.
daha yüksek olan sistemlerin tasarlanıp
Diğer taraftan, orta-uzun vadeli ihtiyaçların karşılanmasına yönelik Mart 2007
ayında ASELSAN A.Ş. ile ayrı bir sözleşme
imzalanmış ve “Reaktif Karıştırma”
yönteminin kullanıldığı MİLKAR-5A3
Sistemi’nin geliştirilmesi çalışmalarına
başlanarak, karıştırma teknikleri açısından son derece kritik bir teknolojinin
ülkemize kazandırılmasına yönelik
önemli bir adım atılmıştır.
mevcut sistemlerde iyileştirme yapılma-
Bu teknolojinin kullanımı ile, aktif
kabiliyetleri incelenmiş, birçok defalar
karıştırma sistemlerine göre kıyaslan-
ürüne yönelik gösterimler gerçekleş-
mayacak kadar yüksek etkinlik mesa-
tirilmiştir. Bu çalışmalarda Proje ekibimizi
felerine sahip, yaklaşık 1000 kat daha
en çok zorlayan gösterimlerin açık
verimli sistemler geliştirilebilmesi müm-
arazide, korunaklı bölge olmaksızın, kış
kün olmuş, yakın gelecekte çok daha
aylarının zorlu hava koşullarında uzun
küçük ve etkin karıştırma sistemleri
sürelerle gerçekleştirilmesi olmuştur. Bu,
Proje ekibimiz tarafından TSK ve
geliştirilebilmesine olanak sağlanmıştır.
hem gösterimlerden doğru sonuçlar elde
ASELSAN A.Ş. ile işbirliği içinde yürütülen
Yakındaki tehditlerin “Reaktif Karıştırma”
edilmesi hem de çalışmaların sürekliği
Radyo Frekans Köreltme/Karıştırma
uygulaması ile uzaktaki tehditlerin ise
açısından ekibimizi zorlamış ancak,
Sistem Tedariği Projesi;
arka plan gürültüsü kullanılarak “Aktif
faaliyetler özverili çalışma ve uzman
Karıştırma” uygulaması ile bertaraf
personelin çabaları ile başarıyla
edilmesini sağlayan yapısıyla açık
tamamlanmıştır. Bu çerçevede, yurtiçi
literatürde bir ilk olan MİLKAR-5A3
kabiliyet ve gösterim sonuçları uygun
Sistemi yoğun tasarım/geliştirme
değerlendirilen firmalara ihtiyacın
çalışmaları neticesinde Temmuz 2010
karşılanmasına yönelik sistem geliştirme
ayında kabul faaliyetlerinin başarıyla
görevi verilmiştir. Hali hazırda tim, yaya ve
tamamlanmasının ardından TSK envan-
sabit tesis korunmasına yönelik sistem
hususları dikkate alındığında örnek bir
terine alınmıştır.
tedariği faaliyetleri devam etmektedir.
proje olarak değerlendirilmekte olup,
Proje kapsamında geliştirilen sistemlerin
EYP ile mücadele kapsamında, ihtiyaç
kullanımı sırasında elde edilen tecrübeler,
duyulan sistemler böylesine yoğun bir
yeni tehditlerin incelenmesi, değişen
süreçte ve bu denli kısa sürelerde
tehditlere ve ihtiyaca göre sistemlerin
tasarlanmış, geliştirilmiş, teslim edilmiş ve
güncel olarak ayakta tutulması ;
etkin bir şekilde kullanımına geçilmiştir.
tasarlanan sistemlerin iyileştirilmesi ve
Ürün odaklı çalışma yaklaşımı ile birçok
geliştirilmesi gerekliliğini ortaya çıkar-
sorun kısa sürede giderilmiş; her ürün bir
mıştır. Bunun sonucu olarak, frekans
öncekinden daha üstün olarak geliş-
bandı daha geniş ve etkinlik mesafesi
tirilerek, hem TSK’nın bu ürünleri en kısa
geliştirilmesi çalışmalarının devamı
edilen başarının önemli bir göstergesidir.
sağlanmıştır. TSK kullanımına verilen
Gelinen aşama değerlendiğinde, bu
MİLKAR-5A4 Sistemi bunun bir örneğini
alanda ülkemizde teknolojik altyapı
teşkil etmektedir.
kurularak, iç güvenlik açısından kritik
Bununla birlikte, değişen tehdit sadece
sını değil farklı kullanım konseptine sahip
yeni sistemlerin de geliştirilmesi gerekliliğini doğurmuştur. Bunun sonucunda,
teknolojilerin milli olarak üretilebilmesi
sağlanmış olup, aynı zamanda savunma
sanayiimize ihracat potansiyeli kazandırılarak ülke ekonomisine katkı sağlanabilecek seviyeye ulaşılmıştır.
konvoy korumaya ilave olarak tim, yaya ve
sabit tesis korunmasına yönelik sistem
ihtiyacı hasıl olmuş ve konuya yönelik
çalışmalara başlanmıştır.
Bu kapsamda, Proje ekibimiz tarafından
ilgili firmaların yurtiçi geliştirme ve üretim
SSM, EYP İle Mücadele Proje Ekibi
? Ülkemizin elde ettiği teknolojik kaza-
nımlar,
? TSK’nın kritik ihtiyaçlarının milli olarak
ivedilikle karşılanması,
? Savunma sanayiimizin konuya yönelik
ihracat potansiyeline sahip olması
Müsteşarlığımız Stratejik Planı’nda yer
alan “Kullanıcı memnuniyetinin sağlanması çerçevesinde Müsteşarlığın proje
yönetim süreleri kısaltılacaktır.” ve
“Savunma sanayiini özgün yurt içi
çözümler sunabilecek ve uluslararası
alanda rekabet edebilecek şekilde yapılandırmak” hedeflerinin gerçekleştirilmesine katkıda bulunmaktadır.
Projelerimizden Başarı Hikayeleri
Z eynep ERTÜRK
Savunma Sanayii Müsteşarlığı, Uzman
Zeynep ERTÜRK, 1994 yılında Hacettepe Üniversitesi Matematik Bölümü’nden
lisans, 2000 yılında Gazi Üniversitesi Matematik Eğitimi Bölümü’nden yüksek lisans
derecesini almıştır. 1994-2000 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi Matematik
Bölümü’nde Araştırma Görevlisi olarak görev yapmıştır. 2001 yılında başladığı
Savunma Sanayii Müsteşarlığı’ndaki görevine Elektronik Harp ve Algılayıcılar Daire
Başkanlığı’nda devam etmekte olup, İngilizce bilmektedir. “Ömür Devri Maliyet
Analizi Yaklaşımı ve Savunma Projelerine Uygulamaları” konulu uzmanlık tezi ile
uzman olmuştur. Ömür Boyu Maliyet Yönetimi ile Maliyet Analizi, IDARM Programı
kapsamında Maliyet ve Fiyat Analizi Teknikleri, Ömür Devri Yönetimi, Tedarik
Yönetimi İlkeleri ve Maliyet Artı Kontratlar konusunda eğitimler almıştır.
M. Sami ULUKAVAK
Savunma Sanayii Müsteşarlığı, Uzman Yardımcısı
M.Sami ULUKAVAK, 2007 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Elektrik ve
Elektronik Mühendisliği Bölümü’nden lisans derecesini almıştır. 2008 yılında
başladığı Savunma Sanayii Müsteşarlığı’ndaki görevine Elektronik Harp ve
Algılayıcılar Daire Başkanlığı’nda devam etmekte olup İngilizce bilmektedir. İleri
Elektronik Harp Teknolojileri ve Proje Yönetimi konularında eğitimler almıştır.
A yşin SEZGİN
Savunma Sanayii Müsteşarlığı, Proje Asistanı
Ayşin SEZGİN, 1998 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Çalışma
Ekonomisi ve Endüstriyel İlişkiler Bölümü’nden lisans derecesini almış olup,
“Yoksulluk Kültürü” ve “Enformal Sektörün Ekonomi İçindeki Yeri ve Ekonomi
Üzerindeki Etkileri” hakkında tez çalışmaları olmuştur. 1999 yılında Fon Yönetimi
Daire Başkanlığı’nda başladığı Savunma Sanayi Müsteşarlığı’ndaki görevine
Elektronik Harp ve Algılayıcılar Daire Başkanlığı’nda devam etmekte olup, İngilizce
bilmektedir. Elektronik Harp’in Temelleri, Proje Yönetimi Metodolojisi ve
Uygulamaları, Maliyet Artı Sözleşme Tiplerinde Maliyetlerin Tespiti ve Denetimi,
Damga Vergisi Mevzuatı, KDV Kanunu Kapsamında 93 Sayılı Tebliğ Uygulamaları, Stopaj Mevzuatı ve
Uygulamaları ile Bütçeleme Esasları konusunda eğitimler almıştır.
Serim Seda ÇARHOĞLU
Savunma Sanayii Müsteşarlığı, Proje Asistanı
Serim Seda ÇARHOĞLU, 2003 yılında Selçuk Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler
Fakültesi, İktisat Bölümü’nden lisans, 2006 yılında Gazi Üniversitesi Kamu Yönetimi –
Avrupa Birliği ve Türkiye İlişkileri Bölümü’nden yüksek lisans derecesini almış olup,
“Avrupa Birliği İstihdam Politikaları ve Türkiye Örneği” hakkında tez çalışması
olmuştur. 2006-2008 yılları arasında HAVELSAN A.Ş.’de Eğitim Uzmanı olarak görev
yapmıştır. 2009 yılında başladığı Savunma Sanayii Müsteşarlığı’ndaki görevine
Elektronik Harp ve Algılayıcılar Daire Başkanlığı’nda devam etmekte olup, İngilizce
bilmektedir.
63
TSK
Çok Bantlı Sayısal
Müşterek Telsiz Projesi
Rıfat Tekin KARA, Ayhan ÇAKICI
Yazılım tabanlı telsiz tedariki çalışmaları,
Milli Savunma Bakanlığı ve Aselsan
arasında; 2003 yılında imzalanan “Çok
Bantlı Sayısal Müşterek Telsiz Sistemi Pilot
Üretimi” Projesi ile başlamıştır. Söz
konusu pilot üretimin devamı olarak,
Gnkur. Bşk.lığı bağlılarının (Gnkur. MEBS
Bşk.lığı, Gnkur. Öz. Kuv. K.lığı ve Gnkur.
Elektronik Harp D. Bşk.lığı), Kuvvet
Komutanlıklarının ve Sahil Güvenlik
Komutanlığının telsiz ihtiyacının karşılanması maksadıyla, TSK Çok Bantlı Sayısal
Müşterek Telsiz (ÇBSMT) Projesi,
Savunma Sanayii İcra Komitesi (SSİK)
Kararı ile 2006 yılında başlatılmıştır.
Projede öngörülen 11 prototip kapsamında 327 adet telsizin ASELSAN
A.Ş.’den tedarik edilmesine ilişkin
Sözleşme, Nisan 2008’de Müsteşarlığımız
ve ASELSAN arasında imzalanmıştır. 18
Aralık 2008 tarih ve 444 sayılı SSİK kararı
ile tedarik edilecek telsiz adedi 1.277
arttırılarak ve toplam tedarik miktarı 1.604
de ulaşmıştır. Söz konusu telsizler, çok
bantlı, sayısal, yazılıma dayalı, yazılım ile
yönetim, kontrol, konfigürasyon ve
geliştirme imkanı olan, NATO ve milli
sistemlerle karşılıklı çalışabilir, emniyetli,
esnek, müşterek, “Yazılım Tabanlı
Muhabere Mimarisi (SCA - Software
Communication Architecture)” teknolojisine sahiptir.
Dünyadaki Yazılım Tabanlı Telsizler
(Software Defined Radio) ile ilgili
gelişmeler ve Amerika Birleşik Devletlerinin bu kapsamda yürütmekte olduğu JTRS
(Joint Tactical Radio System) Projesi
gözönünde bulundurularak, yazılım
değişikliği ile yeni işletme özellikleri
kazandırılabilecek, farklı frekans bantlarında, farklı dalga şekilleri ile çalışabilecek bir telsiz platformu geliştirilmesi
hedeflenmiştir. Geliştirilen telsizler;
donanım değişikliğine gerek duyulmadan, sadece yazılım değişikliği ile V/UHF
Cihazlar 9600, 9600A, SK2/VHF, SK2/UHF,
5100, APCO25, HF Cihazlar ise STANAG
4538 ALE, 4539 ve 4285 Modem çalışma
kiplerinde çalışmayı sağlayacak özelliktedir.
50W Sabit Merkez Telsizi Konfigürasyonu
Bu telsizler ile;
? Türk Silahlı kuvvetlerinin elinde
bulunan (yerli/yabancı) telsizlerin
tümünün birbiriyle haberleşme yapması mümkün değilken söz konusu
telsiz projesi ile kuvvetlerin müşterek
harekatta kullanabileceği ortak milli
Projelerimizden Başarı Hikayeleri
tirilmesine yönelik bir sözleşme yapılmamış olması kabulü yapılan telsizlerin
depoda kalması anlamına gelmekte
olduğundan, Telsizlerin ilgili platformlara
kurulum ve bütünleştirmesine yönelik
SSİK Kararı alınmıştır. Bu çerçevede, ilave
sözleşme yapılmasına ilişkin faaliyetlerde
sona gelinmiş olup, Ocak 2011 içerisinde
ek sözleşme imzalanması planlanmaktadır.
kriptolu ve Elektronik Harp Korumalı
telsiz çözümü oluşturulmaktadır.
? Tüm Kuvvetlerin Ağ Destekli Harekat
Yeteneğinin temelini oluşturan yüksek
hızlı telsiz veri ağı çözümü gerçekleştirilmektedir.
? Milli Kriptolu ve Frekans Atlamalı HF
çözümü geliştirilmektedir.
? Geniş frekans bandında (30-512 MHz)
frekans atlama yeteneği ile Elektronik
Harp tehdidine karşı beka kabiliyeti
kazanılmaktadır.
? Kuvvet kullanıcılarının ülkemizdeki tüm
haberleşme altyapılarına (TASMUS,
TAFICS, JEMUS, SAHMUS, Türk
Telekom) otomatik entegrasyonu
sağlanmaktadır.
? Yazılım Tabanlı Telsiz Teknolojisi ile
gelişmeye açık bir haberleşme
altyapısı oluşturmaktır.
Proje aslında tek bir proje gibi görünse de,
idari ve mali yönden karmaşık bir yapıya
sahiptir. Öncelikle, Proje’de ihtiyaç
makamı tek bir kuvvet veya kurum
olmayıp, Genelkurmay Başkanlığı, Kara
Kuvvetleri Komutanlığı, Deniz Kuvvetleri
Komutanlığı, Hava Kuvvetleri Komutanlığı,
Özel Kuvvetler Komutanlığı ve Sahil
Güvenlik Komutanlığı’dır. Bu durum,
eşdüdüm sağlanmasını zorlaştırmakta,
bir komutanlıktan katılım olmaması
Ayhan ÇAKICI ve Rifat Tekin KARA
Üretim aşamaları olması sonucunu
doğurmuş, ancak tek bir projeden ziyade
11 ayrı projenin, tek bir proje içinde
yürütülmesi
başarılı ve etkin
proje
yönetimi süreçleri ile sağlanmaktadır.
V/UHF telsiz üretiminde uzmanlaşmış
olan Aselsan’ın HF telsiz üretiminde de
gerekli olan teknoloji kazanımını
sağlaması ve bu konuda dünyada sözü
geçen bir firma olması yönünde çalışmalarımız devam etmektedir.
durumunda karar alınmasını geciktirmekte ve haftada en az bir kez yapılan
Proje kapsamında, Prototip grubu 9 olarak
toplantılarda devamlı aynı personelin
adlandırılan VLF/HF Gemi Almacının
katılımını zorlaştırmakta idi. Öncelikle
doğrudan tedarik edilmesi yerine
yapılan toplantılarda eşgüdüm eksik-
Aselsan’a ilave süre verilerek, söz konusu
liğinden kaynaklanan sorunlar halledil-
almaç tasarımının yerli olarak yapılma-
miş ve karşılıklı bir güven ortamı
sına yönelik gerekli düzenlemeler yapıl-
yaratılmıştır. Bu şekilde, herkesin fikrini
mıştır.
açıkça ifade ettiği rahat bir ortama
Bugün gelinen aşamada, Projeye yeni
dönüşmüş ve proje sürecinde yaşanan
prototip ve dalga boyu eklenmesi için
sıkıntılar tedarik makamı, kullanıcı ve
çalışmalar yapılmaktadır. Bir taraftan
yüklenici üçgeninde karşılıklı anlayış
proje yürütülürken diğer taraftan yeni
içinde çözümlenerek, etkin bir proje
prototip ve dalga şekilleri için teknik
yönetimi ve tüm faaliyetlerin
ilgili
şartname hazırlanması ve teklif alın-
kurumlar ile başarılı koordine edilmesi ile
masına yönelik çalışmalar yapılmakta
iyi bir proje yönetim örneği sağlanmıştır
olup, çalışmaların olgunlaşmasını mü-
11 adet ayrı prototip olması her bir prototip
için ayrı ayrı Sistem Gereksinimleri
Gözden Geçirme (SRR), Ön Tasarım
Gözden Geçirme (PDR), Kritik Tasarım
Gözden Geçirme (CDR), Prototip ve Seri
Bu Proje kapsamında, Dünyada yürütülen
benzer programlar yakından takip
edilmekte, işbirliği imkanları araştırılmaktadır. Özellikle SCA’nın test edile*bilmesi için Avrupada ilk test merkezi
TÜBİTAK içerisinde kurulmuş ve ilk
denemeler başarı ile gerçekleştirilmiştir.
ABD’nin yürüttüğü Joint Tactical Radio
System (JTRS) ve Finlandiya, Fransa,
İtalya, İspanya, İsveç ve Polonya’nın
yürüttüğü European Secured Software
Defined Radio Referential (ESSOR) ile
koordinasyon çalışmaları devam etmektedir. Yazılım Tabanlı Telsizde ulaşılması
hedeflenen, SCA Uyumlu telsiz çalışmaları devam etmekte olup, şuan dünyada üretilmiş bir SCA uyumlu telsiz
yoktur. Proje kapsamında SCA uyumlu bir
telsiz üretilmesi; yapılamadığı takdirde bir
risk, yapıldığı takdirde de bir ilk olacaktır.
HF sırt telsizlerinde mevcut teknik şartnamede yer alan 7.500 kg telsiz
ağırlığının, 1,5 kg azaltılması sağlanarak,
hem kullanıcı memnuniyeti sağlanmış
hem de Aselsan’ın yaptığı bu iyileştirme
sayesinde telsizin ihraç imkanları arttırılmıştır.
ASELSAN;, Pakistan ve Azerbaycan’a
Müsteşarlığımızın verdiği izinle yazılım
tabanlı telsiz satışı yapmıştır. Ayrıca
Endonezya, Kazakistan, Filipinler, Suriye,
S. Arabistan, Yemen ve Vietnama da
ihracat yapılmasına yönelik çalışmaları
devam etmektedir. Türk Silahlı Kuvvet-
teakip SSİK Kararı alınarak projeye
ilaveler yapılacaktır.
Telsiz sözleşmesi imzalanmış olmasına
rağmen, Kabulü yapılacak olan telsizlerle
ilgili platformlara kurulum ve bütünleş-
10W Sırt Telsizi Konfigürasyonu
65
lerinin kullanmadığı silah ve haberleşme
sistemlerinin başka ülkelere ihracat
imkanı olmadığı dikkate alındığında, TSK
ÇBSMT projesinin diğer ülkelere yapılan
ihracatta önemli rol oynadığı söylenebilir.
Veri ve sesin bir yerden bir yere etkili, hızlı
ve güvenli ulaştırılması barış ve muharebe
ortamında çok önemlidir. Bu nedenle milli
kriptolu telsizlerin tüm kuvvet komutanlıkları tarafından kullanılması müşterek
yapılan harekatlarda zorunluluktur. Bu
amaçla başlatılan telsiz projesinde, ilgili
tüm paydaşlarla uyum ve eşgüdüm içinde
çalışarak kullanıcı memnuniyeti sağlanmaya, yerli alt yüklenici seçimleri
yapılarak savunma sanayii alt yapısı
güçlendirilmeye ve proje müddetince
teknolojik gelişmeler takip edilerek son
teknolojilerin projede uygulamaya
geçirilmesine çalışılmaktadır.
DALGA ŞEKİLLERİ
2009
10 W V/UHF SIRT
10/50 W V/UHF ARAÇ
9600
9600A
SK2
5100
HAVA / YER
HF STANAG 4539
HF STANAG 4538
2010
20 W HF SIRT
20 W HF ARAÇ
HF STANAG 4285
APCO 25
HF MİLLİ FA
2012
100/400/1000 W
HF GEMİ TELSİZİ
2012
2013
400 W HF SABİT
100 W HF ARAÇ
15 W V/UHF HAVA TELSİZİ
100 W HF HAVA TELSİZİ
APCO 25
(SCA UYUMLU)
HF STANAG 4285
(SCA UYUMLU)
(D9 4539 ANNEX-D)
(D12 FREKANS ATLAMA)
rildiğinde; birden çok ihtiyaç makamının
iletişimin sağlandığı bir ortam tesis
bulunduğu, 11 prototip içeren ve yeni
edilmiş ve sinerji yaratılarak, ekip halinde
tekonoloji gerektiren bu zorlu proje
sorunları fırsata dönüştürebilme amaç-
Tüm bu Proje çalışmaları ve Proje
sürecinde; problem çıkan noktalarda
lanmıştır.
Yönetimi uygulamaları değerlendi-
gerekli müdahalaler yapılmış ve etkin
R ıfat Tekin KARA
Savunma Sanayii Müsteşarlığı, Uzman
1971 yılında Tarsus’ta doğan Rıfat Tekin KARA, 1993 yılında Çukurova Ünivesitesi
İ.İ.B.F. İktisat bölümünden mezun olmuştur. 1994 yılında SSM’de çalışmaya
başlamıştır. 1998-1999 yıllarında Amerika Birleşik Devletlerinde National
Univercity’de İşletme Yüksek Lisansı yapmış, 2005-2006 Milli Güvenlik
Akademisine devam etmiş ve 59. dönem olarak mezun olmuştur. “Döviz Kuru ve Faiz
Oranı Risklerinden Korunma Teknikleri ve Bu Tekniklerin Türkiye Uygulanma
İmkanları” konulu uzmanlık tezi çalışmasını müteakip 2000 yılında uzman olmuştur.
Müsteşarlıkta Fon Yönetimi Daire Başkanlığında göreve başlamış, halen Muhabere
Elektronik ve Bilgi Sistemleri (MEBS) Daire Başkanlığı’nda görevine devam
etmektedir. Evli ve bir çocuk babası olan Kara İngilizce ve orta derece Almanca bilmektedir.
A yhan ÇAKICI
Savunma Sanayii Müsteşarlığı, Uzman
1976 yılında Silistre’de doğan Ayhan ÇAKICI, 1999 yılında Yakın Doğu Üniversitesi
Bilgisayar Mühendisliği bölümünden mezun olmuştur. 2001 yılından bugüne
SSM’de görev yapmakta olup, Geni İnşa Sektöründe Kalite Yönetimi konulu
uzmanlık tezi çalışmasını müteakip 2007 yılında uzman olmuştur. Müsteşarlıkta
sırasıyla Teknik Şartnameler ve Dokümantasyon Şubesi, Kalite-Test ve Sertifikasyon
Daire Başkanlığı’nda çalışmış; X-Band Uydu Haberleşme sistemi, Genesis, Ani
Müdahale Botları, 90 Tonluk Sahil Güvenlik Botu, Mayın Avlama Gemisi, MİLGEM
gibi birçok projenin kalite,test ve kabul faaliyetlerinde görev almıştır. 2008 yılından
itibaren, Muhabere Elektronik ve Bilgi Sistemleri (MEBS) Daire Başkanlığı’nda
görevini sürdürmektedir. Evli olan Ayhan ÇAKICI, İngilizce bilmektedir.
Projelerimizden Başarı Hikayeleri
Uzun Menzilli Tanksavar
Füze (UMTAS) Projesi
Betül CANBEK
2005 yılının Mayıs ayı Uluslararası Savunma
Fuarı –IDEF’in üçüncü gününde, 3 kişilik
SSM proje ekibinin olağanüstü gayretleriyle,
yalnızca 2 hafta süren müzakereler sonucunda imzalanan Uzun Menzilli Tanksavar
Füze (UMTAS) Projesi.
Şu ana kadar yalnızca hayali kurulan, bizim
ülkemizde gerçekleştirilmesi ise imkânsız
görülen bir proje.
Müsteşarlığımızca füze ana yüklenicisi olarak
seçilen Roketsan A.Ş. ile bir tabuyu daha
kırma hülyasıyla çıkmıştık yola.
Projenin ilk dönemi yalnızca tasarımın
yapılması (kavramsal tasarım ile sistem/alt
sistem tasarım) ile neticelenecekti. Dönem
süresince ve sonunda elimize geçecek olan
tek şey entellektüel iş ürününden, yani
raporlamalardan, bir diğer bakışla da
kâğıttan ibaretti.
Gerek yerli gerekse yabancı savunma
çevrelerinden “Amerika’yı yeniden mi
keşfedeceksiniz? Biz bile en az 10–15 sene
uğraştık, halâ daha bitiremedik, sizler boş
verin bu işleri. Yazık bu kadar harcanan
paraya, zamana ve enerjinize” denildi. Millî
bir kaynağı telafisi olmayacak boş bir şeye
sarf ettiğimiz yönünde bizlere vicdan azabı
hissettirmeye çalışanlar çıktı. Dahası, zaman
zaman “kâğıt mı uçuracaksınız”, yahut
“kâğıtlar iyi uçuyor mu?” diyenler oldu.
Bizler bunlara cevap vermedik, yalnızca
direndik. Bu işi Roketsan’ın yapabileceğine
67
kendisinden daha çok inandık. Aklımızın bir
köşesinde bir tereddüt, sonunda mahçup
olma endişesi yok muydu? Elbette vardı.
Hamasete girmeden, ancak ayaklarımız yere
basarak azimle, sebatla ve inançla görevimizi
yaptık. Ülkemizde böyle bir yerli ürünün
olmamasını bir eksiklikten ziyade fırsat olarak
gördük. Aleyhimize gibi görünen bir durumu
lehimize çevirmek için devamlı gayret
gösterdik.
Aradan geçen zaman içinde, her şeyden önce
Roketsan’ın bir şeyler yapmış olduğunu
görmek ve göstermek imkânına kavuştuk.
Bunların moralimiz üzerindeki etkisi çok
büyüktür. Elle tutulur, gözle görülür ilk füze
prototipi, 2008 yılında fırlatılan balistik test
füzesiydi. Doğru yolda olduğumuzun, masa
başından sahaya inebildiğimizin bir delili
olarak yaşadığımız heyecan ve gururu tarif
etmek zor. Arkasından muhtelif konfigürasyonlarda birkaç füze prototipi daha.
Karapınar’ın kışının ayazında ve yazının
sıcağında yapılan pek çok deneme.
Bizim için artık sıradanlaşmaya başlayan,
başarılı olunacağından şüphe duymadığımız
bir döngüye girmeye başlamıştık. Duygularımızın tavan yaptığı an ise güdümlü test
füzesinin başarısıydı.
Bir yerde iş varsa aksaklık çıkması da gayet
doğaldır. Çalışmalarımızın çeşitli safhalarında çıkan aksaklıklar şevkimizi hiçbir
şekilde kırmadı. Eğer yaptığımız işten bir
zevk alamasaydık asıl en büyük aksaklık o
olacaktı. İşlerimizi bu kadar sıkışık bir
takvimde monotonluktan uzak, her an
adrenalin salgılayarak yürütmeye çalışıyoruz.
Hamama giren terler deyip gözümüzde dağ
gibi büyüyen sorunları, projeyi yeknesaklıktan uzak kılıp bizi her an dinamik tutan
bir teşvik unsuru olarak gördük ve öyle de
üstesinden geldik.
Hepimiz, SSM, TSK ve Roketsan hep birlikte,
ekip ruhuyla öğrendik füzeyi, sorunlara da
hep birlikte dayanışma içinde çözümler
ürettik. Mesai mefhumu gözetmeden
fedakârca çalıştık. Empatik dinlemenin
faydalarını yaşayarak öğrendik. Her durumda
“kazan-kazan” felsefesini hayata geçirmek
için çabaladık. Müsteşarımızın güvenini boşa
çıkarmadık. Ancak, halen katedilmesi
gereken mesafeler olduğunun farkındayız ve
bu sebeple ihtiyatla hareket ediyoruz. Zira,
bizim kendimizi gerçekten başarılı sayacağımız gün, yani asıl bayramımız, füzemizin
ATAK helikopterinden ateşlenerek hedefini
bulduğu gün olacaktır.
Zaman her şeyin en iyi ilacıdır. Katılım
sağlanan bütün fuarlarda füzemizin maketine
bile ilgi gösterilmekte, bilgi talep edilmekte,
forumlarda heyecanla tartışılmakta. Geldiğimiz nokta itibariyle, kritik tasarım aşamasını
da başarıyla tamamladık. Hâlihazırda,
füzemizin öncelikle AH-1S tipi helikoptere
entegrasyonu için çalışmalar sürdürülüyor.
Aynı zamanda, hem alt sistem bazında hem
de füze bütününde doğrulama çalışmaları
yerine getiriliyor. Sırada ise ürünün kalifikasyonu var. Zorluklar kademe kademe. Her
seferinde farklı seviyede bir zorlukla ve biri
bitmeden diğeriyle tanışıyoruz. Neden?
Çünkü “This is rocket science!”
Projemiz başarıyla tamamlandığında dünya
da yeni bir konseptle tanışacak ve bizler
dünyanın belli başlı oyuncuları arasına girmiş
olacağız. RF veri bağı ve kızıl ötesi arayıcı
başlık gibi kritik birimleri aynı anda üzerinde
taşıyan uzun menzilli ilk tanksavar füze
sistemi bizim olacak.
Bir zamanların teknoloji transferi yapmaktan
başka bir rol biçilemeyen ülkesi olarak bu
kadar iddialı bir alanda bile adından söz ettirir
tasarımlara imza atılacak olması, aynı
zamanda hem ülkemizin hem de SSM’nin
hanesine geçecek diğer bir artı olarak yerini
alacak. UMTAS, çeşitli menzil ve özelliklerde
başka füze programlarının geliştirilmesine
daha şimdiden ilham oldu bile.
Projemize karşı hala önyargılarıyla bakanlara
diyoruz ki “Pencereye bakarsanız tozları,
sinek izlerini, cama çarpan topun kırdığı yeri
görürsünüz. Pencereden bakarsanız ardındaki dünya gözlerinizin önüne serilir.”
B etül CANBEK
Orta Doğu Teknik Üniversitesi İstatistik Bölümünden mezun oldu. 2001 yılında
çalışmaya başladığı Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nda 2007 yılına kadar Kalite-Test
ve Sertifikasyon Daire Başkanlığı’nda görev yapmıştır. Yazılımda Altı Sigma tez
çalışmasını müteakip uzman olmuştur. Halen Roket-Füze ve Mühimmat Daire
Başkanlığı Güdümlü Füze Grubu’nda Uzman olarak görevine devam etmektedir
Firmalarımızın 25 Yılı
HAVELSAN
HAVELSAN 1982 yılında kurulmuş ve 1996
paydaşları ve değerlerini kapsayan bir
yılından itibaren istikrarlı bir şekilde
yönetim sistemi kurgulanmıştır:
büyüyerek, sektörde “sistem ve yazılım”
? Operasyonel yönetimden stratejik yöne-
ş i r k e t i o l a r a k a d ı n ı d u y u r m u ş t u r.
time geçilmiş ve “Strateji Odaklı
HAVELSAN’ın büyümesinde, Türk Silahlı
Organizasyon”a dönüşüm gerçekleştiril-
Kuvvetleri, Milli Savunma Bakanlığı ve,
miştir.
Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın (SSM)
desteklerinin yanısıra SSM’nin savunma
sektörüne yönelik doğru strateji ve politi-
? Bu çerçevede, teknoloji/pazar odaklı
stratejik iş birimleri kurulmuştur. Stratejik
iş birimleri, şirketin teknik yetkinliklerinin
kalarının çok büyük katkısı olmuştur.
HAVELSAN Merkez Bina
1.Organizasyonel yapıdaki
gelişimi ile paralel olarak oluşturulmuştur.
değişiklikler:
Tek tek projelerle başlanan bu yolda,
HAVELSAN’ın, son yıllarda, mali büyümesine
projelerden proje portföyü, ürün yönetimi
paralel olarak, sürdürebilir büyümeyi
sürecine geçişte, organizasyonda yer alan
sağlamak, ülke, SSM ve TSKGV amaç ve
teknik birimler, teknoloji odaklı stratejik iş
hedefleri ile hizalanmak, teknoloji ve mühen-
birimlerine doğru çevrilmiştir. Aviyonik
dislik şirketi olarak güçlenerek büyümek ve
bakım-onarım, Simülasyon Sistemleri
kurumsal yönetimde (yönetişim) profes-
Direktörlüğü, Elektronik Harp ve Test
yonelliği artırmak için; şirket yönetim
Eğitim Sahası Direktörlüğü ile başlanan
sistemlerinde, metodolojilerinde ve organi-
yolculukta, Deniz Savaş Sistemleri,
zasyonda önemli değişiklikler yapılmıştır.
Bu süreç, şirketimizde ”değişim yönetimi”
Simülasyon ve Eğitim Sistemleri, Hava ve
çerçevesinde ele alınmış, şirketin tüm
ve Yönetim Bilgi Sistemleri Gr up
Savunma Sistemleri, Hava Komuta Kontrol
69
? 1996 yılında başlayan ve bir süre kurum
YÖNTİM KURULU
kültürü haline gelen proje yönetiminden,
şirkette yönetim süreçlerinin olgunlaş-
GENEL MÜDÜRLÜK
ması, yurtiçinde ve yurtdışında rekabetin
artması, ekonomik krizler ve teknolojik
gelişmeler gibi pek çok etkeni doğru
GENEL MÜDÜR YARDIMCILIĞI
yönetmek ve bu etkenlere karşı doğru
planlama yapılarak 2005 yılından itibaren
Program
Direktörlüğü
Yazılım Sistemleri
Direktörlüğü
Avyonik Sistemleri
Direktörlüğü
Simülasyon Sis.
Direktörlüğü
entegre proje yönetimi, ürün yönetimi ve
Elektronik Harp
Sis. Direktörlüğü
süreç yönetimine geçilmiştir. Bu süreçte
alınan belgeler, sertifikalar da gelişimin
bir başka göstergesidir.
Pazarlama
Direktörlüğü
Finans
Direktörlüğü
İdari
Direktörlük
Kalite ve Güvence
Birimi
AR-GE
Birimi
? Artan proje portföyü, stratejik hedeflerimiz
ve SSM’nin sektör stratejileri doğrultusunda, etkin bir iş-eko sistemi oluş-
1997 yılı Organizasyon Şeması
turulması ve yönetimine, özellikle 2006
YÖNTİM KURULU
İDDK. Bşk.lığı
Ynt.Krl.Koordinatörü
GENEL MÜDÜR
HUKUK MÜŞAVİRLİĞİ
GENEL MÜDÜRLÜK OFİSİ
OPERASYONLAR GRUP
BAŞKANLIĞI
HV.KOM.KNT. ve YÖNT.BİL.SİST.
GRUP BAŞKANLIĞI
SİMÜLATÖR ve EĞİTİM
SİSTEMLERİ GRUP BAŞKANLIĞI
DENİZ SAVAŞ SİSTEMLERİ
GRUP BAŞKANLIĞI
HAVA SAVUNMA SİSTEMLERİ
GRUP BAŞKANLIĞI
SATIN ALMA ve SÖZLEŞMELER
DİREKTÖRLÜĞÜ
FİNANS DİREKTÖRLÜĞÜ
AR-GE ve MÜHENDİSLİK
DİREKTÖRLÜĞÜ
İNSAN KAYNAKLARI
DİREKTÖRLÜĞÜ
PAZARLAMA ve ENDÜSTRİYEL
İŞBİRLİĞİ DİREKTÖRLÜĞÜ
KALİTE ve SÜREÇ YÖNETİM
DİREKTÖRLÜĞÜ
BİLGİ ve SİSTEM
YÖNETİM MÜDÜRLÜĞÜ
STRATEJİ ve KURUMSAL
YÖNETİM DİREKTÖRLÜĞÜ
GÜVENLİK ve TESİSLER
MÜDÜRLÜĞÜ
BK ÖZEL PROJE
MÜDÜRLÜĞÜ
2010 yılı Organizasyon Şeması
Başkanlıkları, stratejik iş birimi olarak
hedefleri doğrultusunda Ar-Ge yatırım-
yılında ağırlık verilmeye başlanmış ve
gelişmiştir. Yukarıda HAVELSAN’ın 1997
larını yönlendirmek koordine etmek,
stratejik amaçlarımızdan biri haline
ve 2010 yılı organizasyon değişimi yer
projeden ürün yönetimine geçmek ve
gelmiştir. Bu amaçların gerçekleşti-
almaktadır.
“ürün hattı” metodolojisini uygulamak Ar-
rilebilmesi için İş Geliştirme Direktörlüğü,
? HAVELSAN’da ilk dönemlerden itibaren
Ge ve Mühendislik Direktörlüğü’nün
Endüstriyel İşbirliği ve Pazarlama
var olan Ar-Ge birimi, yıllar içinde, şirketin
sorumluluğudur. Buradaki gelişim süreci
Direktörlüğü olarak 2009 yılında yeniden
gelişim sürecine paralel olarak orga-
de, şirketin büyümesi, teknik yetkin-
yapılandırılmıştır. Güney Kore ile 2002
nizasyonda müdürlük olarak yer almıştır.
liklerinin gelişmesi, olgunluk düzeyinin
yılında imzalanan CN-235 Hafif Nakliye
2000 yılında Ar-Ge Direktörlüğü olarak
artması ile paralellik göstermektedir. Ar-
Uçağı Tam Uçuş Simülatörü sözleş-
yeniden yapılandırılmıştır. Bugün iti-
Ge ve ürün ödüllerimiz bu gelişimin en
mesinin imzalanması ile başlayan büyük
bariyle, şirketin bir bütün olarak stratejik
güzel kanıtıdır.
ölçekli ihracat yolculuğumuz sonucunda,
Firmalarımızın 25 Yılı
vizyonumuzda, yalnızca yur tiçinde
gerçekleşmiştir. Aslında bu değişim,
HAVELSAN’da bu süreçte başarılı bir tarihçe
büyümeye değil yurtdışında büyümeye
şirketlerin, organizasyonların yaşayan
oluşturulduğunu söyleyebiliriz.
odaklı pazarlama stratejilerimizde,
varlıklar olması nedeniyle kaçınılmaz bir
stratejik hedeflerimiz ve SSM’nin sektör ve
süreçtir. Yönetimin, yöneticilerin temel
2.Ciro, ihracat, yurtiçi karşılama
ihracat stratejileri doğrultusunda organi-
sorumluluğu, bu sürecin, kaynakların,
oranlarındaki değişiklikler :
zasyonel yapıda değişikliğe gidilmesini
varlıkların doğru yönetilmesidir. Başarılı bir
1996 yılından bugüne kadar olan dönemde,
zorunlu kılmıştır. Projeden, proje portföyü,
yönetim / stratejik yönetim, değişimi,
HAVELSAN’ın ciro, ihracat, yurtiçi karşılama
ürün yönetimi ve ihracata dayalı
dışarıdan gelen zorlamalar yerine, “durumsal
oranlarındaki değişimlere baktığımızda,
büyümeye doğru yaşanan gelişme,
farkındalığı-situational awareness” artırıp,
ar tan bir ivme göze çarpmaktadır.
pazarlama, iş geliştir me ve satış
değişimin gerektiğini vaktinde öngörebilmek
HAVELSAN, 2000’li yılların başında başlattığı
süreçlerinde dolayısı ile organizasyonel
ve zamanında harekete geçebilmek, gerekli
büyüme atağını, 2001-2005 döneminde, iş
yapıda bu ihtiyacı karşılayacak deği-
tedbirleri alabilmek, adımları atabilmektir.
hacmindeki büyümeyi hızlı bir ivme ile
şiklikler yapılmış ve İş Geliştirme
İş Hacmi (M $)
Direktörlüğü’nün, Endüstriyel İşbirliği ve
Pazarlama Direktörlüğü olarak yeniden
1.200
tasarlanmasında bir başka gerekçe
olmuştur.
1.000
larının, stratejik yönetimin sağlıklı
işleyebilmesi için ”Strateji ve Kurumsal
600
metodoloji ve araçlarla stratejik planlama
683
694
780
470
Yönetim Direktörlüğü kurulmuş ve
sektörde bu alanda uygulanan en etkin
655
20
800
20
? 2009 yılında, kurumsal yönetim unsur-
1.020
400
348
314
223
200
ve kurumsal performans yönetimine
geçilmiştir. 2010 yılında, bu organizasyon
0
09
20
08
20
07
20
06
05
04
20
03
20
02
20
01
20
sorumluluğunda, kurumsal risk yönetimine de başlanmıştır.
? Yönetimin vazgeçilmez fonksiyonları olan
Satışlar (TL )
planlama, izleme, ölçme, değerlendirme
alt süreçlerine ağırlık verilmiş ve
yönetimin etkinliğini artırmak için bilgi
230,7
250
208,2
190,6
185,1
200
teknolojilerinden yararlanmak üzere
Kurumsal Yönetim Otomasyonu Bilgi
150
122,8
Sistemi kurulmuştur. Bu sistem ile, 2001
yılında başlayan ve otomasyona geçen
süreçlerimize yenileri dahil edilmiş,
100
50
böylece, şirketin bütün süreçleri,
değerleri, varlıkları entegre bir yapıda
60,1
59,6
50,3
38,6
12,9
0
09
20
08
20
07
20
06
20
05
20
04
20
03
20
02
20
01
yöneticilerimiz, işlemleri, gerçekleş-
20
00
20
işler hale getirilmiştir. Bu sistem ile,
meleri, hedefleri, sistem üzerinden
İhracat (M $)
ilişkisel yapıda izleyebileceklerdir.
Bundan sonraki süreçte hedefimiz,
80
teknoloji, yenilikçilik ve yönetsel olgunluk
düzeylerimizi hedefler doğrultusunda
60
49,2
60
geliştirmek ve artırmaktır.
40
Genel olarak, organizasyonel değişim,
30,5
8,2
0
09
20
08
20
07
20
06
20
05
20
04
20
03
02
01
yeniden yapılanma ile ilişkili olarak
4,5
20
rekabetçiliğini artırmasına yönelik olarak
3,3
20
bir teknoloji şirketi olarak büyümesi,
20
20
HAVELSAN’ın teknik yetkinliklerinin artması,
26,7
23,3
57
71
yönetişimin gereği olan ve yenilikçilik,
verimliliği artırmak, çalışanların yetkinliklerini, stratejik hedefler doğrultusunda
yetiştirmek ve güçlendirmek üzere metodolojik yetenek yönetim sistemleri uygulanmaktadır.
Büyüme, verimlilik hedeflerimiz; teknolojik
olarak odaklanmak, uzmanlık alanlarında
derinleşmek, sektörde alanında uzman iş
ortakları yaratmak, iş ortaklarıyla birlikte
büyümek ve bunun üzerine iş-eko sistemi
ABD
ALMANYA
FRANSA
KORE CUMHURİYETİ
KUZEY AFRİKA ÜLKELERİ
oluşturmak stratejileri üzerine kurgulanmıştır.
İTALYA
PAKİSTAN
KANADA
KÖRFEZ ÜLKELERİ
TÜRKİ CUMHURİYETLER
Bu dönemde kurulan teknokent şirketlerinden, görüntü üreteci konusunda
gerçekleştirmiştir (yaklaşık 3 katı).
SİMSOFT, aerodinamik veri hesaplama
2005-2009 döneminde, iş hacminde büyüme
2010 T
devam etmiştir. 2005-2008 döneminde
2009
haberleşme alanında C2TECH, Debriefing,
2008
Veri Kayıt Merkezi, Görsel Veritabanı, Üretimi
2007
ve 3 Boyutlu Modeller alanında BITES,
2006
elektronik harp analiz yazılımı konusunda
2005
EHSİM, deniz platformları konsollarının
büyüme daha düşük bir ivme ile devam
etmiştir.
HAVELSAN, 2009 yılında 1 milyar Dolarlık iş
hacmi ile beklenen performansı göstermiştir.
İş hacmi, 2005-2009 döneminde 1,6 kat, 20012009 yılları arasına bakıldığında ise 5 kat
artmış ve 1 milyar ABD Dolar’ına ulaşmıştır.
konusunda AEROTİM, çevresel ses ve
üretiminde AYESAŞ, YALTES, yazılım
2004
bakımında MİLSOFT, konsol ve elektrik-
2003
kablolama altyapısı alanında çalıştığımız
2002
3.Personel sayısında gelişmeler:
diğer şirketler örnek olarak verilebilir. Bu
2001
KOBİ/teknokent şirketlerinin ortaya çıkışı,
HAVELSAN’ın personel sayısında geliş-
2000
devlet politikaları ve SSM’nin yurtiçi
meler, yukarıda açıkladığımız diğer unsurlar
0
250
500
750
1000
1250
gibi paralel bir büyüme eğilimi göster-
karşılama seviyesini artırmak, KOBİ/
altyüklenicileri güçlendirmek ve teknoloji
stratejileri sayesinde gerçekleştirilmiştir.
PERSONELİN EĞİTİM DURUMU
35
130
105
HAVELSAN da, iş-eko sistemini kurma ve
641
280
tedarikçileri ile birlikte büyüme stratejilerinin
kararlı uygulamaları ile SSM’nin bu konudaki
stratejilerine destek olmaktadır. Tekrar
İLKOKUL ¦ LİSE
¦ ÖN LİSANS
¦ LİSANS
¦ Y.LİSANS ve ÜSTÜ
vurgulamakta fayda olduğunu değerlendirdiğimiz için, bu sonuçlar, ülke, TSK, MSB,
MÜHENDİS ORANI
SSM vizyon ve hedeflerinin hizalanması
PERSONEL SAYISI
1207
MÜHENDİS SAYISI
703 %58
sayesinde sektörde yaratılan büyük sinerjiden elde edilmiştir.
4.Savunma Sanayii Müsteşarlığı
sayesinde kazanılan teknoloji, yetenek
ve tecrübeler:
memektedir. 1998 yılında yaklaşık 500 olan
HAVELSAN’ın teknolojik kazanımlarında,
çalışan sayısı, 2004 yılına 1000 kişiye yük-
özellikle, TSK, MSB ve SSM’nin katkıları ve
selmiş, 2005-2010 yılları arasında ise orta-
destekleri her zaman için çok güçlü olmuştur.
lama 1200 kişi civarında sabitlenmiştir.
Bütün bu güzide kurumlar, aynı hedefler
Toplam personelin yaklaşık %60’ı mühen-
doğrultusunda hizalandığından yalnızca
distir. Bu durum, son 5-6 yıllık dönemde,
HAVELSAN değil tüm savunma sektöründe
özellikle benimsenmiş ve titizlikle uygula-
istikrarlı bir büyüme gerçekleştirilmiş ve
maya alınmış stratejinin sonucudur.
katma değer yaratılmıştır.
Personel yönetiminde de, kur umsal
Teknolojik kazanımlar, TSK’nın bugün ve
gelecekteki ihtiyaçları, teknolojilerin kritikliği,
ve Eğitim Sistemi (EHTES)" projesi
yurtdışına bağımlılığın azaltılması, dolayısı ile
HAVELSAN'ın müşterilerine verdiği önemi ve
yurtiçi karşılama ve bütünsellik kriterleri
marka gücündeki liderliğini pekiştiren en
çerçevesinde ele alınmış ve Ar-Ge yatırımları
önemli örnek olarak da belirlendi.
ile hayata geçirilmiştir. Özellikle, son 10 yıl
Havelsan tarafından gerçekleştirilen bir
içinde SSM ile imzalanan sözleşmeler
çok projeden biri olan ve HAVELSAN
çerçevesinde geliştirilen sistemler, uzmanlık
tarafından, 1996-1999 yıllarında Hava
ve teknolojik derinliğin artmasının yanısıra,
Kuvvetleri Komutanlığı (H.K.K.lığı) için
HAVELSAN’ın yeni ürünler ve teknolojiler
elektronik harp test, eğitim ve optimizasyon
geliştirmesinde de tetikleyici rol oynamıştır.
maksadıyla geliştirilmiş olan Elektronik
Aşağıda detaylı bir şekilde açıklanan tüm
Harp Test ve Eğitim Sahası (EHTES) hava
ürün/Ar-Ge çalışmaları, bu projelerle
savunma ve elektronik harp ile ilgili test,
filizlenmiş, TSK’nın bugün ve özellikle
eğitim ve değerlendirme konusunda da,
gelecek ihtiyaçları ve aynı zamanda diğer
HAVELSAN’ı sektörde önemli bir yere
sektörlerde de kullanılabilirliği göz önünde
getirmiştir.
HAVELSAN Simülasyon Teknolojileri Merkezi
bulundurularak geliştirilmiştir.
EHTES’in Türk Hava Kuvvetleri tarafından
HAVELSAN’ın özkaynakları ile yaptığı Ar-Ge
kullanımı, Pakistan Hava Kuvvetleri’nin,
yatırımları yıllar itibariyle artmış ve gelirlerin
elektronik harbe yönelik test ve eğitim
yaklaşık %6-8 oranına ulaşmıştır.
konularında ihtiyacını karşılamak için
HAVELSAN Deniz Savaş Yönetim Sistemleri
Teknoloji Merkezi
HAVELSAN’ı tercih etmesini sağlamıştır.
2007 yılında başlayan Pakistan Hava
Kuvvetleri EHTES Projesi (PAF EWTTR),
silah sistemlerinin sahada kurulumu, saha
kabul testleri ve eğitim faaliyetleri gerçekleştirilerek Haziran 2010’da Pakistan Hava
Kuvvetleri’ne teslim edilmiştir.
2006 yılında iş geliştirme çalışmalarına
başlanan Kore Cumhuriyeti Hava Kuvvetleri
HAVELSAN ODTÜ-TEKNOKENT AR-GE BİNASI
ile EHES proje (Kore Cumhuriyeti EHES)
Elektronik Harp Test ve Eğitim Sahasını
sözleşmesi 16 Nisan 2009 tarihinde Seul /
geliştirmek için kurulan yazılım geliştirme ve
Kore Cumhuriyeti’nde imzalanmış ve 21
test ve entegrasyon labratuarları, yurtdışı
Ayrıca, HAVELSAN, 2008 yılında Sanayi
Mayıs 2009 tarihinde proje takvimi başla-
müşterilerin ihtiyaçlarını geliştirmek üzere ve
Bakanlığı tarafından “Ar-Ge Merkezi” olarak
tılmıştır.
ayrı alanlar olarak genişletilmiş ve farklı
EHTES ile elde edilen kazanımların, Pakistan
tesisler kurulmuştur.
Yukarıda detaylı olarak da belirtilen
ve Kore’ye ihracatında, Hv.K.K.lığımızın
ODTÜ Teknokent’e, C4ISR, Hava Komuta
HAVELSAN; stratejik yönetim sistemi ve iş
desteği, Milli Savunma Bakanlığımız ve
Kontrol, Komuta Kontrol Bilgi Sistemleri
planları meyvesini vermiş ve dünyanın saygın
Savunma Sanayii Müsteşarlığımızın bu
alanlarında Ar-Ge projelerimizi geliştirmek
ve önemli danışmanlık firmalarından birisi
süreçteki lider rolü ile SSM’nin ihracat
üzere tesis kurulmuştur.
olan Frost & Sullivan tarafından her yıl
stratejileri ve ihracat hedeflerinin çok büyük
gerçekleştirilen "En İyi Uygulamalar
katkıları olmuştur.
Araştırması" sonucunda "Savunma ve
Şirketin büyüme ve teknolojik olarak
güncel teknolojilerle modernize edilmiş ve
Havacılık Sektörü" kategorisinde " 2010
uzmanlaşmasına paralel olarak,
simülatör bakım-onarım-idame-işletme
Avrupa'nın Rekabetçi Strateji Lideri
HAVELSAN’da kurulmuş olan simülasyon
projesi ile başladığı Simülasyon ve Eğitim
Ödülü"ne layık görülmüştür.
laboratuarları, Simülasyon Merkezi, 6
Sistemleri
Ayrıca, Frost & Sullivan tarafından
hareketli tam uçuş, tam görev simüla-
projeleri ile başladığı Savaş Yönetim
HAVELSAN'ın dünya savunma pazarında bir
törlerinin üretilmesine imkan verecek şekilde
Sistemlerinde Türkiye’nin Mükemmeliyet
ilk olarak üç farklı ülkenin Hava Kuvvetleri
genişletilmiştir.
Merkezi olmayı başarmıştır.
Komutanlıkları'nın (Türk Hava Kuvvetleri,
Deniz savaş sistemlerini geliştirdiğimiz
Kore Cumhuriyeti Hava Kuvvetleri, Pakistan
Yazılım Geliştirme Lab, İstem Entegrasyon
Hava Kuvvetleri) kullanımına başarılı bir
lab. HAVELSAN’da ve Deniz Kuvvetleri’mizin
şekilde sunduğu "Elektronik Harp Test
Gölcük tesislerinde kurulmuştur.
ESİD “Yenilikçilik ve
Yaratıcılık Ödülü”
CN-235 FAI
Teknoloji Ödülü
tanımlanan ilk 5 şirketten biri olmuştur.
Bunun yanında, mevcut simülatörler, yeni
fonksiyonlar, yeni özellikler içerecek şekilde
ile MELTEM II, GENESİS
73
YONCA ONUK A.O.
TERSANE
teknolojisini geliştirmiş milli bir kuruluştur.
Yonca-Onuk A. Ortaklığı Tuzla – İstanbul’da
Bilgisayar destekli tasarım ve mühendislikte
kurulmuş 12,500 m2 kapalı alana ve ısı
katı modelleme ana platformu olarak Catia
kontrollu havalandırma sistemli kompozit
kullanılmakta olup otomotiv endüstrisi
üretim atölyelerine sahip bir tersanedir.
standartlarında üretim resimlerine dayalı bir
Yonca-Onuk 50m boy ve 300 deplasman tona
uygulama yapılmaktadır. Bugün Yonca-Onuk
kadar, ileri kompozit malzemeden, yüksek
tersanesi, dünyadaki ileriye yönelik tüm
süratli bot üretim kapasitesine sahiptir ve
eğilim ve gelişmeleri dikkate alarak müşteri
1989 yılından beri ileri teknolji ürünü
istekleri ve uluslararası kurallar çerçevesinde
hücumbot, ticari tekne, yat dizayn ve inşa
kompozit teknolojisinde; yüksek süratli,
etmektedir. Tersanede üretim, AQAP2120
yüksek manevra kabiliyetli ve yüksek
Kalite Güvence Sistemine tam uyumlu olarak
denizcilik özelliklerine sahip botların
yapılmakta ve mühendislik ve gemi inşası,
inşasında, dünyada önder tersaneler
Det Norske Veritas (DNV) klaslama
arasında yer almaktadır. Bu özellikleri ve
kurallarına ve denizcilik standartlarına uygun
Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nca yürütülen
olarak yürütülmektedir.
birçok milli projeye imza atan Yonca-Onuk
Ortaklığı, Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın
Mühendislik ve Endüstriyel Dizayn
dış satıma önem veren desteğinden de güç
Yonca-Onuk A. Ortaklığı, kendi tasarım ve
alarak uluslararası piyasada da kendini
mühendislik kabiliyetlerine sahip kendi
kanıtlamış ve Pakistan, Gürcistan, Malezya,
Firmalarımızın 25 Yılı
Birleşik Arap Emirlikleri’ne gerçekleştirdiği
Sahil Güvenlik Botu” alımı için açılan ihaleyi
ONUK MRTP20 Geliştirilmiş Ani Müdahale
ihracatlara ilaveten şimdi de Mısır, Malezya
de yine tamamen milli imkanlarla geliştirilen
Botlarının sujetli versiyonu olan ONUK
ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde ortak üretime
ONUK MRTP29 botlarıyla kazanan Yonca-
MRTP20/U botlarından 2 adedi 2008 yılı
başlamıştır.
Onuk Ortaklığı daha yüksek tonajlı botlarda
içerisinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na
da Türk tasarımı/Türk üretimi çizgisini
teslim edilmiştir.
MRTP (Multi Role Tactical Platform)
sürdürdü. Bu ihale kapsamında teslim edilen
(Çok Amaçlı Taktik Platform) Konsepti
Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nca açılan
dokuz adet ONUK MRTP29 Sahil Güvenlik
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Su Altı Taarruz
1996 yılında talihsiz bir trafik kazasında genç
Botu da Sahil Güvenlik Komutanlığımızın
Timleri için intikal botu (SAT) ihalesini de
yaşta kaybettiğimiz Kaan Onuk tarafından
envanterinde başarıyla görev yapmaktadır.
Yonca-Onuk Ortaklığı kazanmıştır. Bu
yaratılan MRTP konsepti’nin program
90 tonluk Sahil Güvenlik Botu projesinin
kapsamda tamamen milli imkanlarla dizayn
hedefleri, ileri teknolojileri kullanarak çok
onuncu botu Savunma Sanayii Müsteşarlığı
ve inşa edilen 2 adet ONUK MRTP22/U botu
maksatlı taktik platform (MRTP) konseptini
ve Yonca- Onuk Or taklığı tarafından
2010 yılı içerisinde Deniz Kuvvetleri Komutan-
geliştirmek ve kanıtlamak doğrultusunda
desteklenen ARGE projesi kapsamında
lığı’na teslim edilmiştir.
maliyet, tekne büyüklüğü, mürettebat sayıları,
ONUK MRTP33 olarak inşa edilmiş ve ilk bot
tespit edilebilme imkanı AZALTILIRKEN;
Yonca - Onuk Ortaklığı, Savunma Sanayii
TCSG 301 2004 yılında Sahil Güvenlik
menzilin, görev/silah yükünün, hızın, sığ
Müsteşarlığı’nca yürütülen projeler kapsa-
Komutanlığı’na teslim edilmiştir. Bu
sularda hareket kabiliyetinin, güvenilirlik/
mında Sahil Güvenlik Komutanlığı dışında
kapsamda bugüne kadar SGK na 13 adet
göreve hazır olma/bakım kolaylığının,
başka kuruluşlar için de tekneler üretmiştir.
“Kaan33” sınıfı bot teslim edilmiştir.
Bu kapsamda bu güne kadar, Gümrük
Sahil Güvenlik Komutanlığı Yonca - Onuk
Muhafaza Genel Müdürlüğüne üç adet
Ortaklığı'nın ürettiği MRTP botlarına Kaan
ONUK MRTP15 ve dört adet ONUK MRTP16,
adını verdi. Kaan’ın babası, Yonca-Onuk
Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü’ne
Ortaklığı Yönetim Kurulu Başkan Yrd. Dr.
4 adet ONUK MRTP16 botu teslim edilmiştir.
Ekber Onuk, "Poyraz kanallarında "Kaan" kod
Bugün Kaan sınıfı botlar tamamen Türk
adlı botları konuşurken duymak bize
mühendisleri ve Türk uzmanlar tarafından
bambaşka duygular veriyor." diyor.
geliştirilip Yonca - Onuk tersanesinde inşa
modülerlik ve konfigürasyon değiştirme
özelliğinin, değişik görev yapabilme (Multi
Mission) kabiliyetlerinin ARTTIRILMASI
amaçlanmış ve sağlanmıştır.
İleri kompozit tekne yapısı MRTP programının en önemli ögelerinin başında
gelmektedir. Bu sayede ağırlığın azaltılması
ile performansın, taşıma kapasitesinin
artması, yakıt tasarrufu sağlanabilmektedir.
Bugün Sahil Güvenlik Komutanlığı'nda 18
Korozyona üstün dayanıklılık daha uzun
adet Kaan15, 1 adet Kaan19, 9 adet Kaan29 ve
hizmet ömrü ve çok daha ucuz bakım imkanı
13 adet Kaan33 görev yapmaktadır.
elde edilebilmektedir. Yüksek hız, denizcilik
Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nca yürütülen
ve manevra yeteneği yanı sıra geliştirilmiş
yeni proje kapsamında, Sahil Güvenlik
akustik/manyetik/IR/RKA iz kontrolu kritik
Komutanlığı için 17 adet ONUK MRTP20
ortamlarda tehditten kaçınma/fark edile-
inşasını öngören sözleşme imzalanmış olup
meme konusunda nicel üstünlük sağlayarak
Kasım 2010 da yürürlüğe girmiştir. Projenin 2
başarı ve güven sağlamanın anahtarı
yıl içinde tamamlanması ön görülmektedir.
olmaktadır.
Savunma Sanayii Müsteşarlığının, 1996
yılında Sahil Güvenlik Komutanlığı ihtiyacı
doğrultusunda altı adet bot alımı için açtığı
uluslararası ihaleyi yerli dizayn tek teklifi
veren Yonca-Onuk A. Ortaklığı tamamen milli
imkanlarla tasarlanan ONUK MRTP15 Ani
Müdahale Botu ile kazandı. İlki 1998'de teslim
edilen ONUK MRTP15 botlarından halen
Sahil Güvenlik Komutanlığı’mızın envanterinde 18 adet bulunmakta ve
arama/
kurtarma, devriye, kaçakçılık ve yasa dışı
avlanma ile mücadele gibi görevlerde
başarıyla kullanılmaktadır.
1998 yılında Savunma Sanayii Müsteşarlığı
tarafından yine Sahil Güvenlik Komutanlığı
ihtiyacı doğrultusunda 10 adet “90 Tonluk
ediliyorlar. Aselsan'ın geliştirdiği silahlarla
donatılan MRTP'ler Pakistan özel kuvvetleri,
Birleşik Arap Emirlikleri, Gürcistan ve
Malezya tarafından da beğeniyle kullanılıyor.
Geleceğin hücumbotu olarak tasarlanmakta
olan güdümlü mermi ve yüksek kalibreli topla
teçhiz edilecek ONUK MRTP41 (45m, 50
knot) üstün sürat ve manevra kaabiliyeti yanı
sıra 500-600 tonluk bir hücumbot denizci-
75
liğine sahip olmak üzere geliştirilmektedir.
2. Savunma Sanayii Müsteşarlığı
göstermiştir. Bu artış aşağıdaki tabloda
Yonca-Onuk Ortaklığı kuruluşundan bu yana
sayesinde kazanılan teknoloji, yetenek ve
belirtilmiştir.
gelişimine büyük bir azim ve kararlılıkla
tecrübeler;
2009 yılı
SSM nın açmış olduğu ulusal ve uluslararası
Ciro, İhracat ve
Katma değer
2001 yılı
devam etmektedir. Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın 1985 yılında kuruluşu ile birlikte bu
ihaleler yoluyla kazanılan projeler çerçe-
Yıllık Ciro
4.996.765,00
35.987.308,00 TL
gelişme daha da ivme kazanmış olup
vesinde çeşitli boyutlarda ve özelliklerde
İhracat toplamı
0
7.987.308,00 $ US
Savunma Sanayii Müsteşarlığının destek ve
ürünler dizayn edilerek bu ürünlerin tasırım
%40
%55
katkılarıyla oluşan bu gelişmeler şöyle
ve mühendislik hesapları tamamlanmıştır.
Yurt içi
katma değer %
özetlenebilir;
Başta İstanbul Teknik Üniversitesi olmak
üzere, TUBİTAK, TTGV ve diğer önemli yerli
4. Personel sayısındaki artışlar;
1. Organizasyon yapısındaki
ve yabancı kuruluşlarla sürdürülen ortaklaşa
Ortaklığımızın çalışan personel sayısı da
değişiklikler;
projeler ve işbirliği, SSM desteğinde
gelişen projeler doğrultusunda önemli bir
tamamlanan ARGE projeleri çerçevesinde
artış göstermiştir. Bu artış da aşağıdaki
mevcut kompozit teknolojisi ile süratli
tabloda açıkça gözlemlenebilir.
Firmanın mevcut organizasyon yapısı
MSB/SSM’nın koyduğu esaslar çerçevesinde, MSB Üretim Müsade Belgesi ve
Tesis Güvenlik Belgesi koşullarına uygun
düzenlemeler yapılarak söz konusu belgeler
temin edilmiştir. Ayrıca, Ortaklığımız MSB
dan AQAP2120 Üretimde Kalite Güvence
sertifikası almış ve imalat söz konusu
müdahale, karakol ve hücum botları
inşasında dünya standartları seviyesine
ulaştırılmıştır. Kuruluşumuz 2003 yılında,
ONUK MRTP “Çok Amaçlı Taktik Platform ”
Projesi ile TUBİTAK - TTGV – TUSİAD
Tarafından verilen V. Teknoloji Başarı
Ödülüne layık görülmüştür.
kurallara uygun hale getirilmiştir. Kalite
kuralları ve dokümantasyon, SSM yönergeleri
3. Ciro, İhracat Yurtiçi katma değerdeki
çerçevesinde yeniden düzenlenerek, Kalite
artışlar;
Yönetim Planı ve Konfigürasyon Yönetim Planı
Savunma Sanayii Müsteşarlığ’nın kurulu-
tüm projeler için uygulanmaya başlanmıştır.
şundan buyana geçen sürede Ortaklığımızın
yıllık cirosu ve ihracatı belirgin bir artış
Savunma Sanayii Müsteşarlığı destek ve
katkılarıyla yürütülen ARGE projeleri ve
ulusal ve uluslararası projelerle kazanılan
tecrübeler sayesinde Yonca-Onuk Ortaklığı
kuruluşunda belirlediği ileri kompozit teknolojisi ile süratli botlar dizayn ve inşasında
dünya lideri olma hedefine ulaşmıştır.
Mühendis
1998
2009
11
22
Teknisyen
8
13
İşçi
71
144
Toplam
90
179
Firmalarımızın 25 Yılı
ASELSAN
1- Müsteşarlığın Kuruluşundan İtibaren Kuruluşumuzun Organizasyon Yapısındaki
Değişiklikler
2006
YÖNTİM KURULU
GENEL MÜDÜR
BİLGİ YÖNETİMİ
İNSAN KAYNAKLARI VE DESTEH HİZMETLERİ
MALZEME İKMAL
ULUUSLARARASI PAZAR GELİŞTİRME
SÖZLEŞMELER
Haberleşme Cihazları
Grup Başkanlığı
Mikroelektronik
Güdüm ve Elektrooptik
Grup Başkanlığı
Mikrodalga ve Sistem
Tekonolojileri
Grup Başkanlığı
Mali İşler
Grup Başkanlığı
2010
GENEL MÜDÜR
MALİ İŞLER
İNSAN KAYNAKLARI VE DESTEH HİZMETLERİ
STRATEJİ YÖNETİMİ
ULUUSLARARASI PAZAR GELİŞTİRME
BİLGİ YÖNETİMİ
SÖZLEŞMELER
MALZEME İKMAL
BASKI DEVRE
Haberleşme Cihazları
Grup Başkanlığı
Mikroelektronik
Güdüm ve Elektrooptik
Grup Başkanlığı
Radar, Elektronik Harp
ve İstihbarat Sistemleri
Grup Başkanlığı
Savunma Sistem
Teknolojileri
Grup Başkanlığı
77
2- MÜSTEŞARLIĞIN KURULUŞUNDAN
İTİBAREN MÜSTEŞARLIK SAYESİNDE
KAZANILAN TEKNOLOJİ, YETENEK VE
TECRÜBELER
A. Helikopter Elektronik Harp Sistemleri
(HEWS) Projelerinde SSM ile imzalanmış
sözleşmeler kapsamında kazanılan
teknoloji, yetenek ve tecrübeler aşağıda
sıralanmıştır.
1. Helikopterler üzerinde sistem entegrasyonu tecrübesi kazanımı
a. İlk kez Kızılötesi Karşı Tedbir Sistemi
(IRCM) entegrasyonu ile başlanan çalışmalar
kapsamında K.K.K.lığı envanterindeki çeşitli
tip ve sayıdaki helikopterlere entegrasyon
ASELSAN ana yükleniciliğinde gerçekleştirilmiştir. Bu sayede helikopterlerin elektriksel
ve mekanik yapıları hakkında bilgi edinilmiş
ve ASELSAN’a verilen görev başarı ile yerine
getirilmiştir.
b. Füze İkaz Sistemi (MWS-TU) ve Karşı
Tedbir Atıcı (CMDS) Sistemi
Projesi
kapsamında, TSK helikopterleri üzerinde
yapılan detaylı mühendislik çalışmaları
sayesinde:
I. Helikopterlerde mevcut alt sistemler ile
MWS ve CMDS sistemlerinin mekanizasyonu
II. Harici yük analizleri, yapısal ve aerodinamik hesaplamalar, yorulma,
dayanım ve güvenilirlik analizleri
III. Uçuş güvenliğini ilgilendiren, harici
yük, güvenli ayrılma analizleri ve
mühimmat atışlı testler
IV. Elektromanyetik Uyumluluk ve girişim
denemeleri,
V. Helikopter üzerinde bulunan diğer
elektrik-elektronik ve mekanik sistemlerle mekanizasyon çalışmaları tamamlanmıştır.
c. Gerçekleştirilen proje faaliyetleri sırasında,
5. ABMK.lığı ile doğrudan çalışma imkanı
sağlanmış, bu sayede TSK platformlarına
entegrasyon konusunda ülkemizdeki mevcut
bilgi birikimi ve tecrübenin üst düzeyde
kullanılması sağlanmıştır.
d. Projelerde kazanılan imkanlarla, helikopter
platformlarına tamamen milli kaynaklar ile
elektronik harp sistemlerinin entegrasyonu
gerçekleştirilmiştir.
2. Füze İkaz Sistemi (MWS-TU) Projesi
kapsamında Morötesi (UV) teknolojisi ile ilgili
teknolojiler ülkemize kazandırılmış, varolan
teknik birikim ilk kez profesyonel anlamda bir
ürüne dönüştürülmesi sağlanmıştır.
a. Bu kapsamda Bilkent Üniversitesi, Nano
Teknoloji Araştırma Merkezi’ne (NANOTAM)
MOCVD Reaktör yatırımı gerçekleştirilmiştir.
İlk kez Aliminyum Galyum Nitrat (AlGaN)
malzemesi büyütülmesi başarılmıştır. Bu
sayede;
I. UV spektrumunda işaretleri algılayabilen hassas dedektörlerin imalatı
ülkemizde ilk kez gerçekleştirilebilmiştir.
II. GaN teknolojili transistör imalatı yapılabilmesi imkanı elde edilmiş ve MWSTU Projesi kapsamının dışında da ileri
teknolojili ürünlerde kullanılabilecek
yarı iletken teknolojisine bir başlangıç
yapılmıştır.
b. Ülkemizde 1. ABMK.lığında bulunan görünür optik üretim altyapısına ilave teknoloji ve
ekipman desteği ile MWS-TU Projesinde
üretilen sensörlerin objektiflerinde kullanılan
küresel ve küresel olmayan mercekler büyük
oranda yurtiçinden karşılanmıştır.
c. ASELSAN’da UV bandında çalışan
elektrooptik birimlerin üretim ve test altyapısı
kurulmuş, doğrulanmış ve üretim yapılmıştır.
3. Karşı Tedbir Atıcı (CMDS) Sistemi Projesi
kapsamında
a. Ülkemizde ilk kez helikopter platformlarında kullanılmaya uygun karşı tedbir atıcı
sistemi (chaff/flare atıcısı) geliştirilmiş ve
kalifiye edilerek TSK helikopterlerinin elektronik harp kendini koruma sistemi olarak
kullanılmaktadır.
b. Chaff ve flare mühimmatı tasarım ve üretim
teknolojisi MKE Kurumuna kazandırılmış ve
ülkemizin ihtiyaçlarının yerli üretimle karşılanmasına yönelik üretim ve test altyapıları
kurulmuştur.
c. TSK platformlarının Kızılötesi İz Ölçümü
yapılabilmesi maksadıyla ASELSAN tarafından Kuzgun IRSM sistemi geliştirilmiş ve
çeşitli platformların iz ölçümleri yapılmıştır.
Bu sistem hava platformlarının uçuşu esnasında otomatik hedef izleme, aynı anda ölçüm
yapma yetenekleri ile IR bandında platformun
izini çıkarabilen dünyadaki en ileri teknolojili
sistem olup, tamamen Aselsan tarafından
tasarlanıp doğrulanmış ve iz ölçümleri başarı
ile tamamlanmıştır.
d. Platformların Radar Kesit Alanı hesaplamalarına yönelik Bilkent Üniversitesi
Hesaplamalı Elektromanyetik Merkezi’nde
(CEM) altyapı sağlanmış ve bilgi birikimi
oluşturulmuştur. Bu sayede TSK hava
araçlarının radar kesit alanları yüksek
doğrulukla hesaplanmış ve kullanılan altyapı
ile Bilkent Üniversitesi çok bilinmeyenli
elektromanyetik problemleri çözme konusunda dünya rekorunu elde etmiştir.
e. Ülkemizde ilk kez tamamen gerçek verilere
dayalı bir füze-platform angajmanı için
bilgisayarlı simülasyon sistemi geliştirilmiş,
aynı zamanda EH karşı tedbir geliştirme
maksatlı olarak Kapalı Döngü Simülatör
(HITL) sistemi geliştirilmektedir.
4. Radar İkaz Almacı (RİAS), RF Karıştırıcı
(RFKS), Lazer İkaz Almacı (LİAS) ve Süit
Merkezi Yönetim Bilgisayarı (SMYB)
geliştirme ve Platformlara Entegrasyonu
Projesi kapsamında:
a. Ülkemizde ilk kez ve tamamen milli
imkanlar kullanılarak TSK helikopterleri için
RİAS, RFKS, LİAS ve SMYB alt sistemlerinden
oluşan bir elektronik harp kendini koruma
sistemi geliştirilmektedir.
b. Projede geliştirme yoluyla Teknik Üreteci,
Sayısal Radyofrekans Hafıza Birimi (DRFM),
Aktif Elektronik Taramalı Faz Dizili Anten
(AESA), Sayısal Almaç gibi ileri teknoloji
ürünleri milli imkanlar kullanılarak Aselsan
tarafından geliştirilmiştir.
c. Çalışmalar kapsamında, ülkemizdeki
üniversiteler, araştırma kuruluşları ve
şirketlerin bilgi birikiminden ve özgün
teknolojik çözümlerinden faydalanılmıştır.
d. Projede ODTÜ Mikro Elektronik Tasarım
(MET) Merkezi, Mikro Elektromekanik
Sistemler (MEMS) konusunda kazanılmış
yeteneğin mikrodalga frekanslarına genişletilmesi ve uzmanlaşması için gerekli
cihazlarla donatılmış ve radar/elektronik harp
sistemlerinin geliştirilmesinde kritik öneme
haiz yapıtaşlarının geliştirilmesi ve ASELSAN
ürünlerinde kullanılması için önemli aşamalar kaydedilmiştir.
e. Proje kapsamında geliştirilen sistem,
özellikleri itibarıyla henüz dünyadaki hiçbir
Firmalarımızın 25 Yılı
ülkenin silahlı kuvvetlerinde bulunmayan ve
dünyada ilk olacak bir elektronik harp kendini
koruma sistemidir.
f. ASELSAN Elektronik harp kendini koruma
sistemi, proje sözleşmesine uygun olarak
tamamen milli imkanlarla TSK platformlarına
entegre edilecektir.
1. SAR Teknolojileri Geliştirilmesi Projesi
birikimi ve nitelikli insan gücünün yönlendiril-
kapsamında ülkemizde ilk kez ve tamamen
mesindeki maharetin bulunduğu,
milli imkanlar kullanılarak hava platformları
için Özgün Yapay Açıklıklı Radar (SAR)
sistemi geliştirilmiştir. Bu projede ilk defa
ASELSAN ve TUSAŞ tarafından bir radar
sisteminin hava platformuna entegrasyonu
gerçekleştirilmiş ve radar uçuş testlerinden
B. Elektronik Destek (ED) ve Elektronik
Taarruz (ET) Sistemleri Projelerinde SSM
ile imzalanmış sözleşmeler kapsamında
kazanılan teknoloji, yetenek ve tecrübeler
aşağıda sıralanmıştır.
başarıyla geçmiştir.
1. Radar ED/ET Sistemleri geliştirilmiş ve
Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na mobil platformda aktif sistem yeteneği kazandırılmıştır.
Proje kapsamında geliştirilen özel almaç
yapısı sayesinde, bu alanda dünyadaki
gelişmiş ülkelerin kullandığı teknolojiler ile
aynı seviyeye gelinmiştir. Bu proje, halen
devam eden veya projelendirme aşamasında
olan bir çok proje için örnek teşkil etmektedir.
2. Hava Kuvvetleri Komutanlığı ihtiyacı olan
Kara Platformu Uzaktan Karıştırma Sistemi
Projesi kapsamında faz dizili anten yapısı ile
radarları karıştırma yeteneğine sahip sistem
geliştirilmektedir. Bu yetenek, halen projelendirme aşamasında olan Hava Platformu
Uzaktan Karıştırma Sistemi için de önemli bir
kazanç olacaktır.
4. Haberleşme Elektronik Harp alanında HF
Dinleme ve Kestirme Sistemleri geliştirilmiş
ve teslim edilmiştir.
sonuçların, savunma sanayiinde teknolojik
olarak kritik eşiğin aşıldığı, ülkemizin
bağımsızlığına büyük katkıları olduğu ve bu
aşamaya gelen sanayimize katkıda bulunmaktan dolayı büyük mutluluk ve kıvanç
duyduğumuzu ifade etmek isteriz.
2. Kundağı Motorlu Namlulu Hava Savunma
Silah Sistemi ve Ateş İdare Cihazı için
3- MÜSTEŞARLIĞIN KURULUŞUNDAN
geliştirilen ve faz dizili anten yapısında olan
İTİBAREN CİRO, İHRACAT, YURTİÇİ
Hava Savunma Sistemleri Mobil Arama
KAŞILAMA ORANLARINDAKİ
Radarı projesinde sayısal huzme yönlen-
DEĞİŞİKLİKLER
dirme gibi gelişmiş radar teknolojileri
kazanılmaktadır.
Toplam Satış
(000 USD)
Yıllar
İhracat
(000 USD)
Yİ Karşılama
Oranı (%)
3. Kundağı Motorlu Namlulu Hava Savunma
1985
40.408
12.389
Silah Sistemi ve Ateş İdare Cihazı için
1986
56.153
12.922
geliştirilen Hava Savunma Sistemleri Atış
1987
49.583
11.648
40
Kontrol Radarı projesi kapsamında ülkemizde
1988
43.172
11.093
52
ilk kez ve tamamen milli imkanlar kullanılarak
1989
46.538
11.558
76
bir atış kontrol radarı geliştirilmektedir.
1990
69.142
12.465
51
1991
74.281
10.078
43
1992
108.472
21.855
57
1993
135.818
42.854
58
1994
130.210
22.612
54
1995
146.613
34.564
47
1996
154.401
30.443
49
1997
172.405
23.784
42
1998
174.235
16.062
54
1999
195.781
23.596
42
2000
224.475
28.158
50
2001
213.232
19.362
66
2002
210.943
12.253
69
2003
209.789
32.795
60
2004
258.217
32.850
61
1. TSK tarafından belirlenen gereksinimlerin,
2005
318.046
22.362
61
SSM tarafından kurgulanan akılcı tedarik
2006
341.480
9.143
60
yöntemleri ile, Aselsan tarafından karşılana-
2007
478.301
21.500
56
bildiği,
2008
535.476
67.469
53
2009
572.361
59.297
66
TOPLAM
4.959.532
603.112
61
4. 3 Boyutlu Arama Radarı Projesi kapsamında deniz platformları için ihtiyaç duyulan
arama radarlarının üretimi ve platformlara
entegrasyonu azami yerli katkı ile gerçekleştirilmektedir. Bu projede, S-Bant Katı Hal
Gönder me/Alma Modülleri ASELSAN
tarafından özgün olarak geliştirilmiş, radarın
radom, soğutucu kabini gibi kritik birimlerine
3. Deniz platformu ED Sistemi geliştirilmiş ve
Milgem Projesi kapsamında birinci gemiye
entegrasyonu tamamlanmıştır. Halen projelendirme aşamasında olan denizaltı projeleri
kapsamında ihtiyaç duyulan ED Sistemleri
özgün olarak ASELSAN tarafından geliştirilen
sistemler kullanılarak karşılanması planlanmaktadır.
3. Bugüne kadar elde edilen başarılı
ilişkin teknolojilerin yurt içi alt yükleniciler
tarafından kazanılması sağlanmıştır.
D. Tüm bu projelerden elde edilen
tecrübeler ışığında :
2. Projelerde ASELSAN tarafından elde
edilen başarıların temelinde,
5. Önleyici Elektronik Harp alanında araç ve
taşınabilir karıştırma/köreltme sistemleri
geliştirilmiş ve kullanıma sunulmuştur.
Bunların içinde olan Pasif Köreltme Sistemi,
halen dünyada çok az ülkenin sahip olduğu
bir yetenektir.
C. Radar Projelerinde SSM ile imzalanmış
sözleşmeler ve bunlar kapsamında
kazanılan teknoloji, yetenek ve tecrübeler
aşağıda sıralanmıştır:
a. SSM ile yürütülen çalışmalarda oluşan
4- MÜSTEŞARLIĞIN KURULUŞUNDAN
sinerjinin,
İTİBAREN PERSONEL SAYISINDAKİ
b. Aselsan’ın sahip olduğu teknolojik altyapı
DEĞİŞİKLİKLER
ve birikimin birlikte çalışılan diğer firma ve
Yıl
Toplam Personel Sayısı
1984
1724
c. Temel teknolojilerin gelişimine gösterdiği-
1990
2000
miz önem ve inancın,
1995
2336
d. Ülkemizdeki üniversite, araştır ma
2008
3127
kuruluşları ve firmaların sahip olduğu bilgi
2010
3900
kuruluşlara aktarılmasındaki başarının,
79
5- MÜSTEŞARLIĞIN KURULUŞUNDAN İTİBAREN SSM PROJE EKİPLERİYLE SAĞLANAN PROJELERLE İLGİLİ TESTLERE,
TOPLANTILARA VE TÖRENLERE İLİŞKİN ÖZEL FOTOĞRAFLAR.
15 Şubat 2002
SSM İmza Töreni - Eylül 2006
Altay İmza Töreni - Temmuz 2008
PİTON ve BOA Objektif Tak. Müş. Üretim
İmza Töreni - Aralık 2009
30 Nisan 2009 ASELSAN - MKEK İşbirliği Anlaşması
Nisan 2009 FAMAE - ASELSAN
Göktürk Projesi İmza Töreni - Temmuz 2009
Havadan Taşınabilir 105mm Hafif çekişli Obus Projesi - Kasım 2009
Firmalarımızın 25 Yılı
TUSAŞ TÜRK Havacılık ve
Uzay Sanayi A.Ş.
1.Giriş :
makine ve teçhizatla donatılmış modern
15 Mayıs 1984 tarihinde yabancı ortaklı bir
tesislerinde yürüten TUSAŞ ayrıca, savunma-
şirket olarak kurulan TUSAŞ, kısa sürede
temel alt yapı çalışmalarını tamamlayarak
Türkiye’de F-16 uçaklarının müşterek
üretimine başlamıştır. Zaman içerisinde idari
ve teknik yapısı ile projelerinde önemli
gelişmeler olan TUSAŞ, 2005 yılında yabancı
hisselerin satın alınarak milli bir şirkete
dönüştürülmesinden sonra Türkiye’de uçak,
helikopter, insansız hava araçları (İHA) ve
uydu gibi hava-uzay platformlarının tasarımı,
geliştirilmesi, imalatı, sistem entegrasyonu,
havacılık kabiliyet tabanını geliştirmek,
üniversite ve belirli alanlara odaklanmış
küçük-orta ölçekli teknolojik şirketler ile ortak
sinerji yaratmak üzere mühendislik esaslı
faaliyetlerin bir bölümünü ODTÜ-Teknopark
yerleşkesinde yürütmektedir. Dünyaca kabul
görmüş NATO AQAP-2110, ISO-9001:2000 ve
AS EN 9100 sertifikasyonlarına sahip olan
TUSAŞ’ta Aralık 2010 tarihi itibarıyla 1486’sı
mühendis olmak üzere toplam 3537 nitelikli
personel çalışmaktadır.
modernizasyonu ve satış sonrası hizmetleri
Kuruluş yıllarında tek bir proje “F-16
alanlarında bir teknoloji merkezi haline
uçaklarının müşterek üretimi projesi’’ ile işe
gelmiştir. TSKGV’nın bağlı ortakları arasında
başlayan TUSAŞ; takip eden yıllarda SSM
yer alan TUSAŞ’ın ikinci büyük hissedarı
tarafından başlatılan savunma-havacılık
SSM’dir. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin
projelerine etkin bir biçimde görev
Modernizasyonu amacıyla SSM tarafından
alabilmek, yerli katkı payını artırmak, tasarım-
başlatılan tüm ulusal havacılık projelerinde
mühendislik alt yapısını kurmak, ihracat
önemli görev ve sorumluluklar üstlenen
potansiyelini geliştirmek, yeni teknolojilere
TUSAŞ aynı zamanda SSM tarafından
adapte olmak ve teknolojik gelişmeler
yürütülen A400M ve JSF gibi uluslararası
katılım projelerinde önemli iş paylarına
sahiptir. Hiç kuşkusuz ki TUSAŞ’ın bu
gelişiminde milli ve modern bir savunma
sanayinin geliştirilmesini hedefleyen, ileri
teknoloji yatırımlarını ve araştırma-geliştirme
faaliyetlerini teşvik eden SSM ’nin politika ve
uygulamalarının önemli bir rolü bulunmaktadır.
doğrultusunda kendini yenileyebilmek, yerli
sanayi alt yapısını destekleyerek bu
olanaklardan olabildiğince yararlanmak,
satış sonrası destek hizmetlerini sunmak,
dinamik bir yapıya kavuşmak ve nihayet
stratejik hedefleri arasında yer alan “TSK’ya
Egemen Sistemler Sağlamak’’ amacıyla
organizasyonunu sürekli gözden geçirerek
gerekli görülen değişiklik ve iyileştirmeleri
yapmıştır. TUSAŞ’ın organizasyon yapı-
Faaliyetlerini Akıncı-Ankara’da bulunan 5,000
sındaki gelişmeler aşağıda özetlenmiş ve
dönüm alanda yaklaşık 225,000 metrekare
bugünkü organizasyon yapısı şekilde göste-
kapalı alandan oluşan ileri teknoloji ürünü
rilmiştir.
81
2.Kuruluşundan günümüze TUSAŞ
organizasyonunda gerçekleşen
değişiklikler:
? Kuruluşunda F-16 projesinin ortak üretim
çalışmalarına başlanırken, ilk organizasyon yapılanmasında o zamanki ABD’li
ortağı General Dynamics'ten (daha sonra
Lockheed Martin olmuştur) destek almak
üzere bazı yönetici pozisyonları Yönetim
Direktörünü (Genel Müdür) de kapsayacak şekilde ABD’lilerden oluşturmuştur.
? 1990 yılına gelindiğinde yeterli deneyime
sahip olunması sebebiyle GD yöneticileri,
görevlerini atanan Türk yöneticilere
devretmiş, F-16 projesi dışında yeni iş
arayışları, iş geliştirme faaliyetleri için
Proje Geliştirme Direktörlüğü ihdas
edilmiştir.
? 1991 yılından sonra F-16 projesi dışında
CN-235 ve SF-260D uçaklarının üretimi
için sözleşmelerin imzalanmasını takiben
organizasyon bu projeleri de kapsayacak
şekilde değiştirilmiş, montaj ağırlıklı
başlayan ve detay parça, takım imalatı ile
fazlar halinde gelişen üretim alt yapısı yeni
projelerin ihtiyaçları doğrultusunda
kompozit imalatını da içerecek şekilde
genişletilmiştir.
? 1996-1997 yıllarında yapılan organizasyon
ve alt yapı değişiklikleri ile başarılı üretim
faaliyetleri gerçekleştirmenin yanı sıra,
malzeme ihtiyacını planlayan, satın alan,
alt sözleşme faaliyetlerini yürüten bir
kurum haline gelinmiştir.
? 1998 yılından itibaren Yönetim
Direktörlüğü (Genel Müdür) görevi de
Türk ortağa devredilmiş, daha yoğunlaştırılmış bir yapılanmaya gidilmiş,
fonksiyonlar ana ve destek olarak
sınıflandırmaya tabi tutulmuş, mühendisliği hazır üretimi başarıyla tamamlayabilen, bunların yanında az sayıda
mühendislik desteğiyle sadece birkaç
münferit projeyle arge çalışması yürütebilen yapıdan, planlayan, tasarlayan bir
yapıya dönüşümün ilk aşamasında
Tasarım ve Mühendislik İcra Direktörlüğü
oluşturulmuştur.
başlanmış, 2000 yılında alt sözleşme
faaliyetlerinin artmasıyla birlikte ayrı bir
b i r i m h a l i n e g e t i r i l m i ş t i r, ATA K
Taarruz/Taktik Keşif Helikopteri Programı’nın ana yüklenicisi olmasını takiben,
organizasyon bu projenin hazırlıklarını
yapmak üzere oluşturulan birim sebebiyle
değiştirilmiştir.
? 2003 yılında A400M programının tasarım
faaliyetlerinin başlamasını takiben
organizasyon yapısında Tasarım ve
Mühendislik Direktörlüğü’ne projelerin
teknik yönetiminin de sağlanması
amacıyla bir müdürlük eklenmiştir.
? 2005 yılında şirketin yabancı hisselerinin
satın alınarak millileştirilmesi, TAI-TUSAŞ
birleşmesi paralelinde organizasyon ve
üst yönetim değişiklikleri yapılmış,
yürütülen projelerin sayısının ve içerdiği
sorumlulukların artmasıyla Askeri/Ticari
Program yönetimi yapılanması yerine ana
projeler için ayrı Program Yönetimi
yapılmasını sağlamak üzere organizasyon
genişletilmiştir.
? 2006 yılında tasarım ve mühendislik
projelerine ağırlık verilmesi sebebiyle
geliştirilecek ürünlerin teknik yönetimini
sağlamak üzere organizasyon genişletilmiş, yapısal tasarım ve mühendisliğin
yanı sıra aviyonik ve elektrik sistemleri
alanında gelişmeler paralelinde ilgili
birim ihdas edilmiştir.
sayılarının üç haneli sayılara ulaşması,
Silahlı Kuvvetlerimize Egemen Sistem
sağlamak hedefiyle özgün ürünler
üzerinde çalışmalar ile proje içeriklerinin
ve sorumluluklarının artması neticesinde
yetki ve sorumlulukların gruplar altında
olabildiğince optimize edilebilmesi, proje
esaslı olmayan ve ürün gruplarına
dağıtılamayan disiplinlerin ortak hizmet
sağlayıcı şeklinde görevine devam etmesi
kararı doğrultusunda ürün bazlı yapılanma çerçevesinde geniş çaplı olarak
değiştirilmiştir. TUSAŞ tarihindeki en
önemli organizasyon değişikliği şirketin
bugünkü gelişimi ve stratejik hedeflerinin
gerçekleşmesine olanak sağlayan temel
yapıyı oluşturmaktadır.
? 2007 yılından günümüze kadar alınan
projelerin artması ve yeni sorumluluklar
sebebiyle Entegre Uçak ve Entegre
Helikopter gruplarında yeni birimlerin
yanı sıra, tesis ve insan kaynakları
yönetimlerinin örgütlenmesini sağlamak
üzere yeni birimler oluşturulmuş, şirketimizin yürütmekte olduğu proje/ programlar kapsamında tasarımın idame
edilebilirlik açısından desteklenmesi,
ürünün ömür boyu işletimi için alt yapının
oluşturulması, ürün garantisinin takibi,
performans bazlı lojistik destek sağlanması ve benzeri lojistik faaliyetlerin bir
arada yürütülmesi amacıyla Lojistik Hizmetleri Başkanlığı ihdas edilmiştir.
? 2007 yılında TUSAŞ organizasyonu; proje
DENETİM KURULU
YÖNETİM KURULU
İÇ DENETİM VE
DEĞERLENDİRME KURULU BAŞKANLIĞI
GENEL MÜDÜR
GENEL SEKRETERLİK
UÇUŞ İŞLEMLERİ MÜDÜRLÜĞÜ
ÜRETİM BAŞKANLIĞI
İNSAN KAYNAKLARI
BAŞKANLIĞI
TEKNİK HİZMETLER
BAŞKANLIĞI
MALİ İŞLER
BAŞKANLIĞI
TESİSLER VE VARLIK
YÖNETİMİ BAŞKANLIĞI
KURUMSAL YÖNETİM
SİSTEMLERİ BAŞKANLIĞI
STRATEJİK PLANLAMA VE
ENDÜSTRİYEL İŞBİRLİĞİ BAŞKANLIĞI
LOJİSTİK HİZMETLER
BAŞKANLIĞI
? 1999 yılında TUSAŞ'ın askeri projelerinin
yanı sıra sivil programlarının ve ihracatının
da belirli seviyelere gelmesiyle askeri ve
sivil projeler için ayrı program yönetimi ve
üretim yapılanmaları oluşturulmaya
YAPISAL VE UYDU
GRUP BAŞKANLIĞI
ENTEGRE UÇAK GRUP
BAŞKANLIĞI
Şekil 1 : TUSAŞ Organizasyon Şeması
ENTEGRE HELİKOPTER
GRUP BAŞKANLIĞI
Firmalarımızın 25 Yılı
3.Kuruluşundan günümüze TUSAŞ’ın
Personel sayısındaki gelişmeler :
1984 yılında kurulmasını takiben F-16
uçaklarının ortak üretim projesi kapsamında
faaliyetlerine başlayan TUSAŞ, o dönemde
gerekli altyapı çalışmaları ile üretim
faaliyetlerini planlamak ve yürütmek üzere %
20’si mühendis olan 900 kişilik bir işgücü ile
mühendisliği hazır F-16 üretimi projesine
özgü yapılanmaya gitmiştir.
Bu yapılanma çok yalın haliyle F-16 üretimi
için Amerikalı ortağın öngördüğü şekilde
kurulmuş, o zamanki işgücü için en önemli
husus dil bilmek ve mühendislik bilgisini
sadece uygulama için kullanmak şeklinde
belirlenmişti. ABD’de bulunan tesisin daha
küçük bir modeli olarak kurulan organizasyon yapısı iş başı eğitimleriyle desteklenerek,
öğretilen işin hatasız ve istenilen kalitede
üretilmesi öngörülerek başarıya ulaşılması
hedeflenmişti.
Bu görev, çekirdek kadro ile oldukça başarılı
gerçekleştirilmiş ve program başladığı
şekilde her zaman plana uygun ve istenilen
kalitede yürütülerek F-16 uçakları müşteriye
sunulmuştur. F-16 Program faaliyetleri planlanan şekilde 100 personelden başlayarak
1992 yılında en fazla 2380 kişiye ulaşmış, bu
süre zarfında F-16 projesine ek olarak, 1987
yılından itibaren, Mısır Hava Kuvvetleri için F16, Türk Hava Kuvvetleri için ise SF-260
Eğitim ve CN–235 Ulaştırma uçağı projeleri
ile gerçekleştirilmiştir.
Şirketimizin ağırlıklı olarak F-16 Programı
kapsamında azami personel sayısına ulaştığı
yıllarda yukarıda sunulan projelerle edinilen
üretim tecrübesi, imalat mühendisliği ve
kalite mühendisliği faaliyetlerinin yanı sıra,
hedef olarak belirlenmiştir. Bu çerçevede iş
gücü yapısı üretenden çok planlayan,
tasarlayan, satın alma yapan, alt sözleşme
yönetimini gerçekleştiren ve dünya firması
kalitesinde müşteri memnuniyeti sağlayan bir
alt yapıya dönüştürülmeye başlanmıştır. Bu alt
yapı çalışmaları yukarıda özetlenen organizasyon değişikliklerinin yanı sıra gelişim
olanaklarını ve farklılaştırmayı da beraberinde getirmiştir.
Kuruluşundan bu yana geçen 26 yıl içinde
önemli bir yeri bulunan ve 2003 yılından
başlayarak 2005 yılı sonuna kadar devam
eden Yeniden Yapılanma, yabancı hisselerinin TUSAŞ tarafından satın alınarak
şirketin millileştirilmesi, TAI – TUSAŞ
Birleşmesi, şirket üst yönetiminde ve
organizasyonunda yapılan değişiklikler,
Şirket Stratejik Planının hazırlanması ve şirket
çalışanlarının şirket hedefleri doğrultusunda
gelişmelerini sağlayacak eğitim/gelişim
planları ile kariyer sisteminin devreye
alınması ve gelecekte şirket yönetici
kadrolarına getirilecek çalışanların belirlenerek yedekleme planlarının hazırlanması
İnsan Kaynakları fonksiyon alanlarında yoğun
ve kapsamlı çalışmaların yapılmasını gerektirmiş ve bu faaliyetler bir plan dahilinde
gerçekleştirilmiştir.
Şirketin geliştirilmesi ve yeni iş alanları
yaratılmasına yönelik şirket yönetimi
tarafından yürütülen yoğun girişim ve
çalışmalar sonucu şirket bünyesine alınan
yeni program ve projelerle istihdam sayısı
2004 yılından itibaren istikrarlı bir şekilde
kademeli olarak artmaya, iş yapış şekli ise
emek yoğundan bilgi yoğuna dönüşmeye
başlamıştır.
kazanılmıştır.
Yeni alınan iş alanlarının gerektirdiği nitelikte
personel istihdamı nedeniyle teknisyen
ağırlıklı mevcut işgücü yanında mühendis ve
özellikle tasarım mühendisi sayılarında artış
sağlanmış, 2003 yılında 400 olan mühendis
sayısı 1464’e, 117 olan tasarım mühendis
sayısı ise 895’e ulaşmıştır. 2003 yılı sonunda
istihdam edilen çalışan sayısı 1717 iken, bu
sayı 2010 yılı sonunda 3537’ye yükselmiştir.
1996-1997 yıllarına gelindiğinde mühendisliği hazır üretimi çok başarılı şekilde
planlayıp, tamamlayabilen bir alt yapı ortaya
çıkmıştır. Bu tarihlerden sonra artık yeni iş
arayışlarına girmek, kazanılan tecrübeyi
katma değeri yüksek işlere çevirmek ve ülke
kalkınmasına bu yönde fayda sağlamak yeni
Son altı yıl içinde 919 çalışanımız çeşitli
nedenlerle şirketimizden ayrılmış, buna
karşılık 2765 yeni işe alım yapılmıştır. Söz
konusu büyümeyi sağlayabilmek için
yaklaşık 50.000 aday başvurusu incelenmiş,
10.000 aday çeşitli sınav, mülakat ve teknik
görüşmelerden geçirilmiş ve bunlardan
tasarım konularında da kullanılmaya
başlanmıştır. O yıllarda, yaklaşık 550
mühendis ağırlıklı olarak; montaj/imalat/kalite mühendisliği ve mühendislik
çalışmalarını destekleyen MRB ya da diğer
adıyla Malzeme İnceleme Mühendisliği
kavramlarıyla hizmet verilmiş ve tecrübe
yapılacak görevin gerektiği nitelikler ile şirket
kültür ve profiline en uygun 2765’i şirkete
kazandırılmıştır. SSM’nin milli bir savunma
sanayii altyapısının tesisini öngören politika
ve uygulamaları sayesinde kazanılan bu
değer, belirli dönemlerde ülkemizin yaşadığı
ekonomik dar boğazlar dikkate alındığında,
nitelikli istihdam alanında TUSAŞ’ın ülkemize
sağlamış olduğu katkıyı göstermektedir.
İnsan Kaynakları fonksiyon alanlarında
sağlanan değişim/gelişim ve son altı yıl
içinde istihdam sayısında gerçekleştirilen
artış ile iş yapış şeklinde meydana gelen
değişiklikler Eğitim alanında da yeni atılımlar
yapılmasını gerektirmiştir. Bu kapsamda 10
yıl içinde Eğitim bölümünde verilmekte olan
teknik ders sayısı 120 farklı konudan 257 farklı
konuya, yıllık eğitilen personel sayısı
1,612’den 13,838’e kişi başına düşen yıllık
eğitim saati ise 20’den 37’ye yükselmiştir.
TUSAŞ’ın büyümesine paralel olarak 3308
sayılı Çıraklık Yasası kapsamında staj olanağı
sağlanan Meslek Lisesi öğrencisi yıllık sayısı
12’den 80’e, Yaz Stajı olanağı sağlanan
üniversite öğrencisi yıllık sayısı ise 60’dan
575’e yükselmiştir. Üniversite– Sanayii
işbirliği kapsamında ODTÜ, İTÜ ve TOBB
Üniversiteleri ile gerçekleştirilen protokoller
(Ko-op ve Ortak Eğitim) kapsamında söz
konusu üniversitelerin çeşitli mühendislik
dallarında öğrenim gören öğrencilerin yaz
tatilleri boyunca şirketimizde özel programlarda akademik bilgilerini fiiliyata
aktar maları sağlanmış, böylece hem
öğrencilere iş yaşamı gerçekleri gösterilmiş,
hem de Şirketimiz ihtiyaçlarının karşılanmasında değerlendirilmek üzere etkin bir
aday havuzu yaratılmıştır.
Ayrıca havacılık ve uzay teknolojilerinde
Kompozit maddelerin kullanımının giderek
arttığı dikkate alınarak söz konusu teknolojinin gençlerimize kazandırılmasını teminen sosyal sorumluluk projelerimiz kapsamında KAZAN Efes Anadolu Endüstri Meslek
Lisesi son sınıf öğrencilerine şirketimizde
Kompozit eğitimleri verilmek üzere Kazan
Kaymakamlığı ile protokol imzalanarak,
2008–2009 Eğitim – Öğretim yılından itibaren
uygulamaya başlanmıştır. Bu eğitimlerin
sonunda hem şirketimiz ihtiyaçlarına uygun
nitelik ve sayıdaki gencimizin Kompozit
Teknisyeni olarak istihdamı, hem de
şirketimizin konuşlanmış olduğu bölgenin
istihdamda ön alması sağlanmış olacaktır.
83
Havacılık ve uzay gibi en son teknolojilerin ve
bu teknolojilerin gerektirdiği hassas bilgilerin
kullanıldığı sektörde en önemli unsurlardan
biri de güvenliktir. Gerek iç ve dış
müşterilerimiz, gerekse ürünlerimizin niteliği
Tesis ve Bilgi Güvenliği başta olmak üzere
güvenlik alanında her türlü önlemin
alınmasını, çalışanlarımızda güvenlik bilinç
ve disiplinin oluşturulmasını ve sürekli
denetim/kontrollerle bu alanda en ufak bir
aksaklığın olmamasını dikte ettirmektedir.
Güvenlik teşkilatımız şirketimizin kuruluşundan bu yana 7 gün 24 saat çalışma
sistemiyle güvenlik alanında büyük özveri ile
faaliyetlerini sürdürmekte olup, bugüne
kadar bu alanda büyük çapta bir olayın
bir zorunluluk olup, gelinen noktada bunu
gerçekleştirecek yönetim kalitesi, insan
kaynağı, deneyim ve alt yapıya sahip
bulunmaktadır.
TUSAŞ kuruluşundan bu yana geçen 26 yıllık
dönemde, ülkemizin lider havacılık şirketi
olarak önemli başarılara imzasını atmıştır.
2010 yılı sonu itibariyle gerek insan kaynağı
ve alt yapısının kalitesi, gerekse iç/dış
müşterileri ile paydaşları nezdinde kazanmış
olduğu itibar geleceğe güvenle bakmasını
sağlamaktadır.
4. TUSAŞ’ın yıllar itibarıyla ciro, yurtdışı
ve yurtiçi satış oranları :
ileri seviye kompozit malzeme uygulamaları
için altyapı oluşturulmuştur. Diğer taraftan,
SSM tarafından yürütülen Erciyes ve Barış
Kartalı gibi projeler kapsamında TUSAŞ
geniş gövdeli uçaklara yönelik önemli bir
hangar altyapısı ve destek ekipmanı
envanterine sahip olmuştur. Belirtilen
projelerin gerektirdiği teknolojik yatırımlar
sayesinde TUSAŞ, bölgenin en iyi malzeme,
kalibrasyon, proses kontrol laboratuarlardan
birine sahip olmuştur. SSM ofset projelerinden elde edilen kazanımlar ile TUSAŞ
özellikle Boeing ve Airbus gibi dünyanın önde
gelen uçak firmalarına gövde yapıları, ana
parça ve komponent üretebilen önemli bir
tesis birikimi ve ekipman envanterine sahip
olmuştur.
Yıllara Göre Satışlar - ABD Doları
400
350
300
250
200
150
100
50
1998
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
Oca-Eyl 2010
1999
2000
2001
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
Oca-Eyl 2010
1997
1998
1996
1995
1994
1993
1992
1991
1990
1989
1988
1987
1986
0
Yıllara Göre Yurtiçi ve Yurtdışı Satışlar - ABD Doları
200
YURTİÇİ
180
YURDIŞI
160
140
120
100
80
60
40
20
1997
1996
1995
1994
1993
1992
1991
1990
1989
1988
1987
1986
0
meydana gelmemiş olması da bunun güzel
bir örneğini teşkil etmektedir.
26’nci yılını idrak ettiği 2010 yılında 100’ün
üzerinde program ve projesi bulunan, yüksek
öngörüye sahip bir plan dahilinde istikrarlı ve
kontrollü büyümesini devam ettiren TUSAŞ’ın
dünya markası havacılık şirketi olma hedefini
gerçekleştirmek ve dünya havacılık devleri
arasındaki haklı yerini almak yönünde atılım
ve girişimlerini aynı azim ve kararlılıkla
önümüzdeki dönemde de devam ettirmesi
5. SSM sayesinde kazanilan teknoloji,
yetenek ve tecrübeler :
a. Alt yapı ve tesis Kazanımları:
SSM tarafından başlatılan havacılık ve
modernizasyon projeleri yoluyla TUSAŞ
önemli bir altyapı zenginliğine kavuşmuştur.
Bu projelere yönelik ihtiyaçlardan yola
çıkılarak Türkiye’de havacılık sektörüne
yönelik ilk kompozit üretim altyapısı
TUSAŞ’ta oluşturulmuş ve devam eden
yıllarda JSF projesi gibi projeler sayesinde
En gelişmiş savaş uçağı olarak tanımlanan
JSF/F-35’in başta “Orta Gövde”si olmak üzere
kompozit yapısallarının TUSAŞ’ta imal
edilebilmesi amacıyla, SSM tarafından
sağlanan kredi desteğiyle 2007 yılından
itibaren çeşitli ileri teknoloji yatırımları
yapılmıştır. JSF Projesi’nin en önemli
kazanımı ileri kompozitler ile imalat
teknolojisinin kazanılmış olmasıdır. 2008 ve
2010 yıllarında Orta Gövde detay kompozit
parçalarının üretildiği “Kompozit İmalat
Tesisi” ilk iki fazı devreye alınmış ve 2008 yılı
itibariyle programdaki üretim faaliyetleri
başlamıştır. Projenin üretim artışına uygun
olarak fazlar halinde büyüyecek şekilde
planlanan tesisin 2011 yılında tamamlanması
hedeflenmektedir. Tamamlandığında yaklaşık 21.000 m²’lik bir kapalı alana sahip
olacak tesiste, Hassas Frezeleme, Ultrasonik
Muayene, Otoklav, Gerçek Zamanlı X-Işınlı
Muayane, temiz oda şartlarında çalışan Fiber
Serme Tezgahları ile kompozit serme
işlerinin yapıldığı Temiz Oda bulunmaktadır.
Bunların dışında Pylon gibi kompleks metalik
parçaları işlemek üzere temin edilen ve
edilecek olan 5-eksenli işleme merkezleri de
program kapsamında yer almaktadır.
JSF/F-35’in en sofistike yapısal ana
bölümlerinden biri olan “Orta Gövde”nin
montaj işlemlerinin yapılabilmesi için
gereken, sıcaklık kontrollü olan ve 12.525 m2
büyüklüğündeki “JSF Orta Gövde Montaj
Tesisi”nin inşaatına Temmuz 2010’da
başlanmış olup, bu tesisin Mart 2011’de
kullanıma alınması planlanmıştır. Tesiste, orta
gövdenin delik delme işlemlerinin yapılabilmesi için Otomatik Delme tezgahları yer
alacaktır.
Firmalarımızın 25 Yılı
Orta Gövde kaplama prosesinin sıcaklık ve
nem kontrollü bir ortamda yapılması
gereksinimi dolayısıyla, Temmuz 2010’da,
1350 m2 büyüklüğünde “JSF Orta Gövde
Kaplama Tesisi”nin inşaatına ve bu prosesin
özel olarak tasarlanmış robotik ekipmanlarla
boyanması için gerekli ekipmanların
tedarikine başlanmıştır. Ekim 2011’de
kullanıma alınacak olan Kaplama tesisi ile
birlikte TUSAŞ, robotik boyama kabiliyeti
kazanacaktır.
b. İmalat Teknolojilerindeki kabiliyet ve
yetenek kazanımları :
Fiber Serme İşlemi
Büyük Gerdirme Presi
A400M projesi kapsamında yatırımı yapılan
gerdirme presi ile büyük gövdeli uçakların
kabuk imalatı yeteneği kazanılmıştır. 1500 ton
kuvvete ulaşabilen gerdirme presi ile 7400
mm enine, 9000 mm boyuna gerdirme işlemi
yapılarak gövde panelleri üretilebilmektedir.
CNC kenar kesme tezgahı
Esnek Montaj Aparatı
A400M projesi orta gövde imalatı kapsamında panellerin birleştirilmesinde esnek
montaj aparatı kullanılmaktadır. Lazer
pozisyonlama sistemi ile paneller en uygun
şekilde konumlandırılarak birleştirme işlemi
yapılmaktadır. Bu aparat sayesinde olası
tasarım değişiklikleri aparat tadilatına gerek
olmadan uygulanabilmektedir.
Otomatik Boya Tesisi
JSF projesi orta gövde imalatı kapsamında
yatırımı yapılan fiber serme tezgahı ile reçine
emdirilmiş fiberlerin 5 eksende hareket eden
kafa ile otomatik olarak bir mandrel etrafına
serme prosesi kabiliyeti kazanılmıştır.
Mandrel ve tezgah birbiriyle koordineli
hareket ederek 7 eksen CNC kontrollü serim
işlemleri yapılmaktadır. Bu teknoloji ile
TUSAŞ F-35 uçağı hava alıkları gibi kompleks
geometriye sahip kritik kompozit parçaları
üretebilen dünyadaki sayılı firmalardan biri
olmuştur.
A400M projesi kapsamında yatırımı yapılan 5
eksen kenar kesme tezgahı ile büyük gövdeli
uçakların kabuklarının kenar kesme ve delik
delme işlemleri yapılmaktadır. Tezgah ile her
parça için ayrı tutma aparatı yerine nümerik
kontrollü, programlanabilen esnek aparat
sistemi kullanılmaktadır.
Otomatik Perçin Makinası
Yüksek Hızda Talaşlı İmalat
Hassas Kompozit İşleme
JSF projesi kapsamında yatırımı yapılan
tezgah ile kompozit yapısal parçaların hassas
olarak yüzey frezeleme, kenar kesme ve delik
delme işlemleri yapılmaktadır. İklimlendirilmiş bir ortamda ve toplam tezgah çalışma
alanında 60 mikron hacimsel hassasiyette
parça işleyebilmektedir. Ayrıca tezgah kendi
içinde ölçüm kabiliyetine sahiptir.
Boeing yolcu uçakları alt montaj parçalarının
üretimi kapsamında yatırımı yapılan otomatik
boya tesisi ile düz ve düze yakın geometriye
sahip parçalar için robot kafalı otomasyon
sistemi vasıtası ile boyama yeteneği
kazanılmıştır. Bu tesis ile uçak parçaları hızlı
ve kaliteli şekilde boyanarak işgücü ve
maliyetlerde büyük kazançlar sağlanmıştır.
A400M projesi or ta gövde imalatı
kapsamında yatırımı yapılan otomatik perçin
makinası ile uçak gövde panelleri
üretilmektedir. Tezgah ile delme, raybalama,
havşa açma ve perçinleme işlemi nümerik
kontrollü program ile otomatik olarak
yapılmaktadır. 3500 * 9000 mm ölçülerinde
panellerde perçin çakımı yapılabilmektedir.
Dakikada 6 perçin çakabilme kapasitesi ile
panel montaj süreleri büyük ölçüde kısalmış
ve montaj kalitesi büyük ölçüde artmıştır.
A400M projesi kapsamında yatırımı yapılan 5
eksen dik işleme merkezi ve yatay işleme
85
proje ile gerçekleştirilmiş, sistem
yerleşim tasarımında bu model kullanılmıştır.
d. Aviyonik entegrasyon ve testleri de ilk
olarak bu projede gerçekleştirilmiştir.
merkezi ile yapısal uçak parçalarının yüksek
hızlarda talaşlı imalat yeteneği kazanılmıştır.
Bu yetenekle, büyük boyutlarda kritik ve
kompleks yapısal uçak parçaları mono blok
halde üretilebilir hale gelmiştir. Parça işleme
süreleri ve parça kalitesinde büyük kazanç
elde edilmiştir.
c. Projelerden kaynaklanan teknolojik
kazanımlar ve birikimler:
SSM sorumluluğunda yürütülen projeler
kapsamında TUSAŞ, havacılık ve uzayın her
alanında önemli atılımlar gerçekleştirmekte,
özgün ürün geliştirme ve modernizasyon
projeleri ve uluslararası şirketlerle ortaklaşa
yürüttüğü çalışmalarla uçak, helikopter,
insansız hava araçları ile uyduların tasarım,
geliştirme, modernizasyon, sistem entegrasyonu, test, doğrulama, lojistik destek ve
sertifikasyon faaliyetlerinde önemli kabiliyetler elde etmektedir.
SSM sorumluluğunda yürütülen ve TUSAŞ’a
kabiliyet kazandıran projelere yönelik bilgiler
aşağıda özetle sunulmaktadır.
UAV-X1 Projesi: TUSAŞ’ın ilk ürün geliştirme
projesi olup, tasarım tamamen TUSAŞ
mühendisleri tarafından yapılmıştır. Bu proje
ile,
a. TUSAŞ’ta hava araçlarının geliştirilmesi
sürecinde rol alan temel mühendislik
disiplinlerinin altyapısı oluşturulmaya
başlanmış; aerodinamik, performans ve
uçuş mekaniği, yapısal tasarım ve
analiz, sistem tasarımı, elektrik ve
aviyonik sistemleri tasarımı grupları
önemli deneyim edinmiş, geliştirilen bir
ürünün yer ve uçuş testleriyle ilgili ilk
tecrübeler yaşanmıştır.
b. TUSAŞ’ta ilk kez sayısal akışkanlar
dinamiği hesapları geliştirilen bir ürün
için yapılmış, rüzgar tüneli testleri,
kompozit malzeme kupon testleri, sonlu
elemanlar analizleri ilk kez gerçekleştirilmiştir.
c. 3 Boyutlu bilgisayar modeli de ilk kez bu
A400M Projesi: A400M Uçağı’nın Ön Orta
Gövde, Arka Gövde Üst Bölümü, Paraşütçü
Kapıları, Acil Çıkış Kapısı, Arka Üst Kaçış
Kapağı ve Kuyruk Konisi gibi ana yapısal
parçalarının yanı sıra en önemli uçuş kontrol
yüzeylerinden olan Kanatçık (Aileron) ve
Sürat Frenleri’nin (Spoiler) tasarımını TUSAŞ
tarafından gerçekleştirmektedir. Bu proje ile;
a. TUSAŞ’ın tasarım alanında eriştiği
yeterliliğinin uluslararası gereksinimlere uygun olduğu geçirdiği denetimler
sonucu kanıtlanmıştır. Bu kapsamda
TUSAŞ, Avrupa Havacılık Otoritesinin
(EASA) Part-21 standardı gereği
Airbus’ın Tasarım Organizasyon Onayı
(DOA) kapsamında yerini almıştır.
b. Dünyadaki iki büyük uçak üreticisinden
birisi olan Airbus’ın güvenilir bir
tasarım/üretim endüstriyel ortağı
olmuştur.
c. Türkiye’de ilk kez FAR21/JAR21 uyumlu
bir tasarım organizasyonu TUSAŞ’ta
oluşturulmuştur.
YARASA Projesi: Programın birinci fazında
ilave yakıt tankı enstalasyonu uygulanmış,
ikinci fazında ise helikoptere yönelik sistem
geliştirme, aviyonik sistem entegrasyonu,
platformun yapısal ve elektriksel modifikasyon tasarımı çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Bu süreçte sistem tasarımı ve
sistem yazılımı konularında Elbit firması ile
işbirliği yapılmış ve aviyonik sistem
entegrasyonuna yönelik teknoloji transferi
gerçekleştirilmiştir. Proje kapsamında
platforma Görev Bilgisayarı, CDU, yeni nesil
haberleşme sistemleri, personel belirleme
sistemleri, gece görüş sistemleri, FLIR, hava
radar sistemleri, otopilot sistemleri, CMFD ve
Görev Destek sistemi entegre edilmiştir. Bu
program kapsamında Elbit ve TUSAŞ
tarafından ortaklaşa geliştirilen Sistem
Entegrasyon Laboratuarı (SEL), sistem
testlerini ve entegrasyon çalışmalarını
desteklemek amacıyla TUSAŞ’ta kurulmuştur.
C-130E/B Aviyonik Modernizasyon Projesi:
Uçaklar, uluslararası seyrüsefer ihtiyaçlarına
uyumlu, glass kokpit ile modernize edilmiş,
yüksek harekat etkinliğine sahip çok amaçlı
görev bilgisayarı ve yer görev planlama
sistemi ile gece görüş uyumlu gösterge ve
ışıklandırma sistemleriyle donatılmaktadır.
Bu konfigürasyon ve kapsamda bir
modernizasyon/entegrasyon projesi, TUSAŞ
ana yükleniciliğinde ve milli olanaklarla ilk
kez gerçekleştiriliyor olması nedeniyle büyük
önem taşımaktadır.
T-38 Aviyonik Modernizasyon (ARI) Projesi:
Bu projede, özgün bir görev bilgisayarı
yazılımı ile birlikte geliştirilmekte, uçaklara
MFD, HUDUFCP-SCP, EGIR, DADC,
Intercom, EICAS, Digital Video Data
Recorder/DTS, CTVS, VOR/ILS, Aviyonik
A k t i v a s y o n Pa n e l i , H O TA S , V / U H F
takılmakta, kablo donanımları değiştirilmektedir. Bu projede C-130 projesinde de
olduğu gibi TUSAŞ ana yükleniciliğinde ve
milli olanaklarla ilk kez gerçekleştiriliyor
olması nedeniyle büyük önem taşımaktadır.
Türk Başlangıç ve Temel Eğitim Uçağı
(HÜRKUŞ) Projesi: Türboprop motorlu bir
eğitim uçağının tasarlanması, teknik veri
paketinin oluşturulması, test ve doğrulamalarının yapılması, prototip üretimlerin
yapılıp uçuş testlerinin yapılması ve
sertifikasyonun gerçekleştirilmesi hedeflenmiştir. HÜRKUŞ projesinde tasarım
faaliyetleri sertifikasyon süreci, Avrupa
Havacılık Otoritesinin EASA CS23’e göre
yürütülmektedir. HÜRKUŞ projesi ile
ülkemizde tasarımı yapılan bir uçağın Avrupa
normlarına göre tip sertifikasının alınması ilk
kez gerçekleşecektir. Bu süreçte CS-23
gereksinimlerinin irdelenerek sertifikasyon
temelinin oluşturulması, sertifikasyon
planlarının oluşturulması, EASA ile panel
toplantılarının yapılması, sertifikasyon testleri
ve uyum gösterim çalışmaları yürütülmektedir.
Özgün TİHA (ANKA) Geliştirme Projesi:
ANKA İnsansız Hava Aracı sistemi milli
olanaklarla geliştirilmektedir. Sistemde üç
hava aracı ile bir adet yer sistemi
bulunmaktadır. Yer sistemleri; Yer Kontrol
İstasyonu, Veri Linki Sistemi ve Otomatik
Kalkış ve İniş alt sistemlerinden oluşmaktadır.
Hava aracı üzerinde ASELFLIR-300T kamera
ve SAR faydalı yükleri bulunmaktadır.
Taarruz Helikopteri Projesi: Türk TaarruzTaktik/Keşif Helikopterinin (ATAK) Türk
Firmalarımızın 25 Yılı
Silahlı Kuvvetlerine milli imkanlarla
kazandırılmasını amaçlayan ATAK projesi
çerçevesinde tamamiyle milli imkanlar
kullanılarak oluştur ulacak olan T129
helikopterleri üretimi TUSAŞ’ta sürdürülmektedir. Türk endüstrisinin hakimiyeti
altında egemen bir ürün yaratılacak ve
helikopterlerin kullanım ömrü boyunca
istenilen kapsamda modernizasyon yapılma
imkanı sağlanacaktır.
Göktürk-1 Projesi: Türk “Özgün Uydu
Geliştirme Projesi”ne aktif olarak katılmakta
olan TUSAŞ, Göktürk-1 Projesi kapsamında
ise seçilen yabancı ana yüklenici firmanın
yerli ana alt yüklenicisi konumundadır. Bu
proje kapsamında SSM tarafından TUSAŞ
bünyesinde Uydu Montaj ve Entegrasyon
Test Tesisi inşa edilmektedir.
Yapısal Test Laboratuarı: Projelerin Yapısal
Test ihtiyaçlarının karşılanması için detay
seviyeden tam uçak seviyesine kadar tasarım
geliştirme ve sertifikasyon testlerinin icra
edilmesi için Yapısal Test Laboratuarı
kurulmuştur. TUSAŞ’ta bugüne kadar
A400M, ANKA, HÜRKUŞ, ATAK, ARI ve
ERCİYES programlarında statik, yorulma,
titreşim ve uçuş yükleri kalibrasyon testleri
icra edilmiş veya icra edilmesi planlanmıştır.
Yukarıda özet bilgileri sunulan SSM
sorumluluğunda yürütülen projelerde geçen
25 yıllık sürede gerçekleştirilen çalışmaların,
TUSAŞ’a kazandırdıklarını birkaç başlık
altında değerlendirebiliriz:
a. Konusunda uzmanlaşmış donanımlı
mühendis kadrosu,
oluşturulmakta, sistemin yazılımı SEL’de test
edilmektedir. TUSAŞ’ta şu anda YARASA,
ARI, ERCIYES, ANKA, KT-1 SEL’leri kurulmuş
ve çalışmaktadır.
Yukarıda özet bilgileri sunulan SSM
sorumluluğunda yürütülen projelerde geçen
yirmi beş yıllık sürede gerçekleştirilen
çalışmaların, TUSAŞ’a kazandırdıklarını
birkaç başlık altında değerlendirebiliriz:
a. Teknolojik bilgi sahibi eğitilmiş donanımlı mühendisler,
b. Süreçleri tanımlı mühendislik organizasyonu,
c. Tasarım araçları,
d. Bilgisayar altyapısı,
e. Aviyonik mimari oluşturma ve ihtiyaç
duyulan yazılımını en üst seviyede
gerçekleştirme,
f.
Test faaliyetleri için gerekli olan tesis ve
cihazlar,
g. Her türlü hava aracının özgün tasarımını,
üretimini, montajını, lojistik desteğini,
yapısal, yer ve uçuş testini uluslararası
havacılık standartlarında yapma kabiliyetidir.
Sonuç olarak, TUSAŞ’ta uluslararası standartlarda ürünlerin ortaya konması için
gerekli olan modern tasarım araçları, bilgisayar donanımı ve altyapısı ile test faaliyetleri
için gerekli olan tesis ve cihazlar ile önemli bir
altyapı oluşturmuştur.
TUSAŞ’ın bugün geldiği bu noktada
Savunma Sanayii Müsteşarlığımızın, mühen-
b. Ulusal ve uluslararası tasarım süreçlerine uyumlu talimatlar ve iş akışları,
dislerimize duyduğu güvenin büyük katkısı
c. Test sistem tasarım ve icra altyapısı,
güvene paralel olarak TUSAŞ’ın üstlenmiş
olmuş, kabiliyetlerin gelişmesinde, bu
olduğu projeler itici güç oluşturmuştur.
d. Test icrası için gerekli tesis ve yatırım
altyapısı,
e. Test icra ve veri analizi için gerekli
yazılım altyapısı,
f.
Her türlü hava aracının yapısal testlerini
havacılık standartlarına ve havacılık
otoritelerinin kurallarına göre icra
edebilme kabiliyetidir.
Sistem Entegrasyon Laboratuarları (SEL)
Kurulumu: TUSAŞ tarafından yürütülen
projelerin SEL ihtiyacının karşılanması için
SEL’in donanım altyapısı hazırlanmakta,
SEL’de kullanılacak olan benzetim yazılımları
TUSAŞ, tasarım ve geliştirme alanında
çalışan toplam sayısı 1000’e ulaşan
mühendislik gücü ve birikimi, süreçleri
tanımlı, uluslararası standarttaki mühendislik
organizasyonu ve tasarım araçları, bilgisayar
yazılım ve donanımı, test laboratuarları,
lojistik destek ve test donanımları ile
gelecekteki projeleri de güvenle üstlenebilecektir.
6. Sonsöz :
TUSAŞ, SSM tarafından yürütülen ulusal
havacılık projelerinde üstlendiği görevlerin
yanı sıra, küresel ölçekli tasarım ve geliştirme
programlarında takım oyuncusu olarak yer
almakta, havacılık sektöründe lider
konumundaki uluslararası kuruluşlar ile
yapısal komponentlerin tasarım ve üretiminde birlikte çalışarak ve uluslararası
şirketlerin tedarik zincirinde ayrıcalıklı bir
ortak konumunda bulunmaktadır.
Kuruluşundan bugüne kadar yaptığı tüm
çalışmalarında, Ülkemizin milli gücünü ve
bunun bir alt unsuru olan askeri kapasiteyi
desteleyecek teknolojik kapasiteyi geliştirmek amacına hizmet eden TUSAŞ,
faaliyetlerini bu anlayış içinde öncelikle Türk
Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) hava-uzay
ihtiyaçlarını özgün ve egemen sistemlerle
karşılayacak kabiliyet ve ürünleri geliştirme
ekseninde yürütmektedir. TUSAŞ; vizyonu ve
misyonu doğrultusunda dünyadaki emsallerinden farksız son derece modern ve
eksiksiz bir tesiste tasarım ve üretim
faaliyetlerini yürütmektedir. TUSAŞ, elde
ettiği deneyim ve bilgi birikiminden de
faydalanarak, sabit ve döner kanatlı hava
platformları, insansız hava araçları ve uydu
alanlarında tasarım, üretim, modernizasyon,
modifikasyon ve sistem entegrasyonu yapabilecek teknolojilere sahiptir.
SSM sayesinde kazanılan teknoloji, yetenek
ve tecrübeler TUSAŞ’ın uluslararası alanda
rekabet gücünün artmasına destek olmakta,
bölgede ve üçüncü ülkelere yönelik sabit ve
döner kanatlı askeri ve ticari hava
platformlarının modernizasyon, modifikasyon ve sistem entegrasyonu programları
ile satış sonrası hizmetlerinin üstlenilmesine
olanak sağlamaktadır.
Dünyadaki son teknolojik gelişmeleri
yakından izleyerek havacılık alanında öncü
kuruluşlar arasında yer almaya kararlı olan
TUSAŞ, başta SSM tarafından önümüzdeki
dönemde başlatılacak Jet Eğitim Uçağı ve
Muharip Uçak projeleri olmak üzere ulusal ve
uluslararası yeni savunma ve havacılık
projelerinde üstleneceği görev ve sorumlulukları ülkemiz ve müşterilerimizin
beklentilerini karşılayacak şekilde başarıyla
yerine getirmek için tavizsiz hizmet anlayışını
sürdürerek ülkemize 21. yüzyılda yeni ufuklar
açmayı hedeflemektedir.
87
FNSS
Savunma Sistemleri A.Ş.
Kuruluşundan Bugüne FNSS
1986 tarihinde ilk teklifler verilmiştir. FMC ile
Nurol arasındaki görüşmeler ise, 1 Temmuz
1987 tarihinde imzalanan Ortak Girişim
Anlaşması ile sonuçlanmış; “FMC-Nurol
Savunma Sanayii A.Ş. (FNSS)” adı resmiyet
kazanmıştır. Bu Anlaşmaya göre, FNSS’nin
%51’i FMC’ye, %49’u ise Nurol’a ait olmuştur.
Savunma Sanayii Müsteşarlığı, 1988 Şubat
ayında ihalenin sonuçlandığını ve FNSS ile
sözleşme müzakerelerine başlanacağını ilan
etmiş; müzakereler 23 Mayıs 1988 tarihinde
imzalanan sözleşme ile meyvesini vermiştir.
Bir milyar doların üzerindeki bedel ile
imzalanan sözleşme, yaklaşık 1700 aracın 10
yıl içinde Türkiye’de üretilmesini öngörmüştür.
Savunma Sanayii Geliştirme ve Destekleme
İdaresi Başkanlığı (bilahare Savunma Sanayii
Müsteşarlığı), 7 Kasım 1985 tarih ve 3238
sayılı Kanun ile kurulurken, FNSS’nin de ilk
tohumları aylar öncesinden atılmaya
başlanmış ve 24 Temmuz 1986 tarihinde
Nurol İnşaat ve Ticaret A.Ş. ile FMC
Corporation arasında imzalanan Mutabakat
Zaptı (Memorandum of Understanding) ile
Şirket kuruluş işlemleri ile paralel yürütülen
bir Ortak Girişimin çerçevesi belirlenmiştir.
sözleşmenin yürürlüğe girmesi ile ilgili
SSM’nin kuruluşundan hemen sonra ele
aldığı ilk büyük savunma sanayii projesi, Türk
Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyacını karşılamak
üzere, paletli Zırhlı Muharebe Araçlarının
Türkiye’de üretimini öngören Zırhlı
Muharebe Aracı Projesi olmuş; 18 Temmuz
1986 tarihinde teklife çağrı yapılmış; 27 Ekim
işlemler 1989 yılının ilk aylarında tamamlanmış ve SSM, FNSS ve davetli kişi ve
kuruluşların katılımı ile yapılan bir tören ile
sözleşme, 15 Ağustos 1989 tarihinde
yürürlüğe girmiştir.
Türkiye’nin ilk büyük Savunma Sanayii
projesi olarak nitelendirilen Zırhlı Muharebe
Firmalarımızın 25 Yılı
civarında olup; Şirket son 4 yılda satışlarının
tamamını yurtdışına yapmıştır. ZMA projesinin başarıyla yürütülmesini takiben başlayan
ihracat, şirketi uluslararası piyasada tanınır
hale getirmiştir.
FNSS, önümüzdeki on yılda, cirosunu 250
milyon dolar civarına çıkarmayı hedeflemektedir.
İhracat
ZMA projesinden edinilen tecrübe ile FNSS,
Türkiye’nin ilk ana savunma sistemi ihracını
1997 yılında Birleşik Arap Emirliklerine,
Türkiye’nin en büyük savunma ihracat
Aracı (ZMA) Projesi aynı zamanda başarı ile
tamamlanan ilk büyük proje olmasıyla da
bilinmektedir. Zırhlı Muharebe Aracı Projesi,
Türkiye’de bu sektörün standardını da
belirleyen proje olmuştur ve bu proje ile Türk
Savunma Sanayiinde Zırhlı Muharebe
Araçları alanında tasarım, geliştirme ve
üretim kabiliyetlerinin yerleştirilmesine
yönelik ilk temel atılmıştır.
FNSS’nin ortaklık yapısında zaman içinde
ilginç gelişmeler yaşanmıştır. 1994 yılında
FMC Corporation, Savunma Sanayii
alanındaki faaliyetlerini Amerika’da yerleşik
diğer bir savunma şirketi olan BMY-Harsco ile
birleştirmiş ve ortaya çıkan yeni şirkete,
United Defense LP (UDLP) adı verilmiştir.
1997 yılında ise United Defense LP Carlyle
Group tarafından satın alınmış ve FMC
Corporation savunma alanından çekilmiştir.
Bu değişiklik ile FNSS’nin FMC Corporation
ile herhangi bir ilişiği kalmadığından şirketin
kuruluşundan itibaren “FMC-Nurol Savunma
Sanayii A.Ş. (FNSS)” olan adı 1997 yılından
itibaren “FNSS Savunma Sistemleri A.Ş.“
olarak değiştirilmiştir.
2005 yılının Ekim ayında ise ortaklar arasında
varılan mutabakata istinaden, şirketin
sermaye yapısı %51 Nurol Holding A.Ş. %49
UDLP olarak değiştirilmiş, böylece hisse
yapısında çoğunluk Türklere geçmiştir. Aynı
yıl içinde UDLP’nin hisselerini bir dünya devi
olan BAE Systems satın almıştır.
Ürünler
projesini ve ilk teknoloji transferini de
Malezya’ya gerçekleşmiştir.
FNSS kuruluşundan günümüze yapmış
olduğu çalışmalar ile gerek paletli gerekse
de tekerlekli karmaşık kara muharebe
platformlarını tasarlayıp geliştirebilecek alt
yapı ve kabiliyete ulaşmış olup, farklı
ihtiyaçlar çerçevesinde değişik ağırlık
sınıflarında araçları geliştirip üretebilecek
seviyeye gelmiştir.
FNSS, Savunma Sanayii Müsteşarlığı saye-
FNSS, Türkiye sınırları dışında fabrika işleten
sinde, paletli ve tekerlekli araç üretimi
ilk savunma şirketi olup; Suudi Arabistan Kara
konusunda büyük bir tecrübe edinmiş ve
kuvvetlerine ait ana tamir ve bakım fabrikasını
paletli Zırhlı Muharebe Araçları (ZMA), ZMA
2004 yılından beri işletmektedir.
geliştirme ve üretiminde kazanmış olduğu alt
yapı ile geliştirilen AKINCI-ZMA araç ailesi,
PARS Taktik Tekerlekli Zırhlı Aracı (TTZA),
25/30mm Uzaktan Komutalı Silah Kulesi,
Seyyar Yüzücü Hücum Köprüsü (SYHK) gibi
ürünlerini geliştirmiştir. Ayrıca, FNSS, SSM
1997 yılında ilk ihracatını Birleşik Arap
Emirliklerine gerçekleştiren FNSS, bu ülkeye
133 adet ZMA satmıştır. Bu satış ile Türkiye ilk
defa bir başka ülkeye ana sistem bazında bir
savunma ürünü ihraç etmiştir.
ile imzalamış olduğu AZMİM kapsamında
Bilahare, uzun yılların çabalarının sonucu
da, TSK için bir Amfibi Zırhlı Muharebe İş
olarak 2000 yılında Malezya’ya 211 adetlik
Makinası geliştirecek ve kısa sürede teslim
büyük bir satış gerçekleştirilmiş; bu ihracat
edecekitir.
projesi de Türkiye’nin bugüne kadar bir
defada gerçekleştirdiği en büyük ana sistem
Ciro
ihracatı olmuştur. Aynı proje ile Malezya’ya
FNSS sadece savunma alanında faaliyet
teknoloji transferi de gerçekleştirilmiştir.
gösteren bir Şirket olup, cirosunun tamamını
Değişik konfigürasyonlarda 56 adet Zırhlı
bu alanda yaptığı satışlardan kazanmaktadır.
Muharebe Aracını içeren yeni bir sözleşme
FNSS şirketi cirosu 100-150 milyon dolar
ise 2008 yılında imzalanmıştır.
89
Zırhlı Araç Modernizasyonu faaliyetleri
çerçevesinde ilk ihracat sözleşmesi 2004
yılında Suudi Arabistan ile imzalanmış olup,
Suudi Arabistan Kara Kuvvetlerinin değişik
tiplerdeki M113 Zırhlı Personel Taşıyıcıları
Suudi Arabistan Sialhlı Kuvvetlerinin Al-Kharj
Bakım Onarım tesislerinde gerçekleştirilmektedir. Proje çerçevesinde Al-Kharj
tesislerinin yönetimi de FNSS tarafından
yürütülmektedir.
kara araçları sektöründe amiral gemisi
olmuştur.
FNSS, tüm dünyada söz sahibi olmanın müşterilerinin ihtiyacı haline gelmeyi başarmıştır.
Personel
Yerli Sanayii Faaliyetleri
FNSS şirketinde toplam yaklaşık 600 kişi
çalışmakta olup; bunun yaklaşık 200’ü Suudi
Arabistan’da işletmekte olduğu Ana Tamir ve
Bakım Fabrikasında çalışmaktadır.
FNSS şirketinin gerçekleştirmiş olduğu 1658
Şirketin kuruluş yıllarında, personel yapısı
üretim ağırlıklı iken, bugün tasarım mühendisliği personel yapısında ağırlık kazanmıştır.
de %53 seviyesinde gerçekleşmiştir. FNSS’de
Şirket politika olarak eğitime büyük önem
vermekte, bu alana çok büyük bütçeler
ayırmaktadır. Son yıllarda Şirketin personeline verdiği eğitimlerin toplamı 60 saat/kişi-yıl
mertebesinde seyretmektedir. Bu oran,
Avrupa ortalamarının üzerinde bir rakamdır.
FNSS ayrıca Filipinler ve Bahreyn ile araç modernizasyonu projeleri gerçekleştirmekte;
Belçika ve Birleşik Arap Emirlikleri Ordularına ise M113 ve ZMA tipi araçlar için lojistik ve
teknik destek hizmetleri vermektedir.
FNSS yönetimi için, işçi sağlığı ve güvenliği
bir numaralı önceliktir. Kurulduğu günden
bugüne kadar FNSS, bu alanda büyük
yatırımlar yapmış ve personelinin sağlığını ve
iş güvenliğini en ön planda tutmuştur.
FNSS, bugüne kadar yaklaşık 1 milyar dolar
tutarında SSM offset gereksinimini karşılamıştır. Müşteri memnuniyeti ve buna bağlı
olarak artan satışlar sayesinde FNSS, yerli bir
şirket olarak Türk Kara Savunma Sanayimizin
yerli katkı sağlanmıştır. Bu rakam yeni
hesaplamalar ile ikinci paket ZMA projesinde
ZMA üretimine yönelik temel kabiliyetlerin
yerleşmeye başlamasıyla birlikte yerlileştirme çalışmalarına yoğunlaşılmış ve Türkiye
çapında ZMA’larda kullanılan alt sistem ve
parçaların yerli olarak üretilmesinde
kullanılabilecek küçük ve orta ölçekli yan
sanayi firmaları birer birer tespit edilip
incelenerek, çalışılabilecek 100’ün üstünde
firma belirlenmiş ve bu firmalara eğitim,
tezgah ve finansman verilmeye başlanmıştır.
FNSS bugüne kadar yan sanayii’ye yaklaşık
100 milyon dolar yatırım yapmıştır ve bu
sayede bu kuruluşların da üretim ve
hizmetlerinde NATO Askeri Şartnamele-
FNSS ve ARGE
Offsetler
araçlık birinci ZMA projesinde %83’lük bir
Ar-Ge’ye de çok büyük önem veren FNSS,
yıllık cirosunun ortalama yüzde 5’ini her yıl ArGe’ye yatırmaktadır. Yaklaşık 100 mühendisin
ve teknik elemanın çalıştığı tasarım bölümü,
FNSS şirketi’nin özgün ve tamamen yerli imkanlar ile ürün geliştirmesini sağlamaktadır.
ri’nde istenen kalite seviyesine ulaşmaları
sağlanmıştır. Bugün ise FNSS’nin geliştirmiş
olduğu 200’ün üzerinde yan sanayii şirketi
mevcut olup bu şirketler hem FNSS’e hem de
Savunma Sanayi’nin diğer firmalarına hizmet
vermektedir.
FNSS ve Performans
Verimli çalışmaları sayesinde başarıya ulaşan
FNSS’nin hemen her yıl aldığı birçok ödül
bulunmaktadır. Vergi alanında birçok defalar
Ankara vergi rekortmeni olan FNSS, en son
olarak, SSM’nin ilk defa düzenlediği Ödül
Töreninde iki ödüle layık görülerek yüksek
performanslı iş başarısını bir defa daha
Firmalarımızın 25 Yılı
kanıtlamıştır. Savunma Sanayii Müsteşarlığı’-
Türkiye'de özgün ürün geliştirme çalışma-
nın 25. Yılı kutlamaları kapsamında gerçek-
larına destek olmak amacıyla, Türkiye’de ilk
leştirilen “SSM 25 Yaşında” sergisinde,
kez askeri araç tasarım yarışması; FNSS
SSM’nin hazırlamış olduğu “Savunma Sanayii
Mil.Design 2011’i düzenleyecektir. Bu
25 Analizi” sonucunda FNSS, Verimlilik
yarışma kara araçları savunma sektörünün
kategorisinde birincilik ödülüne ve Net
nedenli geliştiğinin bir göstergesidir.
İhracat kategorisinde ise ikincilik ödülüne
Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nın rehberli-
layık görülmüştür.
ğinde, Türkiye artık ana sistem ithalatı
yapmamaktadır. Bu dur um şirketleri
FNSS ve Sosyal Sorumluluk
tamamen özgün, milli tasarıma yöneltmek-
Savunma alanında ülkemizin dış ülkelerdeki
tedir. Bu yarışma da gerek üniversite
başarılı elçisi olan FNSS, yurt içinde birçok
öğrencilerini profesyonel hayatla buluştur-
sosyal sorumluluk projesine bütçe ayırmakta
mak gerekse kara araçları sektöründe
ve toplumumuzun kalkınmasına destek ver-
tasarımı geliştirme hedefindedir.
mektedir.
Bu çerçevde birçok okul yenileme projesi
gerçekleştirilmiş olup; Üniversite öğnecilerine her yıl artan oranlarda destek
sağlanmaktadır. 2010 yılında 20’inci kuruluş
yılını kutlayan FNSS Savunma Sistemleri A.Ş.,
TEV-ODTÜ Burs fonuna katkı sağlamıştır.
Bu yıl üçüncüsü düzenlenen FNSS Zırhlı
Araçlar Plastik Maket yarışması ile vatandaşlarımızın, özellikle gençlerimizin, yan
uğraş alanlarında zenginleşmeleri amaçlanmaktadır. Bu yarışmaya katılım, giderek
artmaktadır.
Şirket, yine bir sosyal sorumluluk projesi
kapsamında, savunma sektöründe tasarımcı
geliştirmeye yardımcı olmak, genç tasarımcıları profesyonel çevrelerle buluşturmak ve
91
ROKETSAN
20 nci Y.Y.’ın sonlarına doğru daha da hızlanan
dirme ve taleplerin neticesi olarak Roketsan,
teknolojik gelişmeler sayesinde savunma
Haziran 1988 tarihinde, Savunma Sanayii İcra
sanayi ürünleri de gittikçe artan oranda ileri
Komitesinin T.S.K.’nin roket ve füze
teknoloji kullanılarak tasarlanmaya, üretil-
ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlayacak bir
meye ve daha önce akla gelmeyen yeni
sanayi kurumunun oluşturulması maksadıyla
ürünler ve harp yöntemleri görülmeye
Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın (SSM)
başlamıştır. Bunun neticesinde yeni savunma
koordinasyonunda kurulmuştur. Kuruluş
sanayi ürünlerinin tedarikinde dışa bağımlılık
amacına ulaşabilmek için savunma sanayi
oranı ve riskinin gittikçe arttığı fark edilmiş ve
teknolojilerindeki hızlı gelişmeleri yakalamak
süratle tedbir alınması ihtiyacı ortaya
ve izleyebilmek esas alınmış, bu maksatla
çıkmıştır. Modern silah ve teçhizata sahip
Avrupa Stinger Konsorsiyumu büyük bir fırsat
olma mecburiyetiyle gelişmeleri yakından
olarak kabul edilmiş ve bu programın içinde
izleyerek ihtiyaçlarını ve önceliklerini
yer alınmıştır. Roketsan, kuruluş amacını
belirlemekte olan Türk Silahlı Kuvvetleri,
gerçekleştirmeye yönelik doğru stratejiler
günümüz harplerinin özelliği haline gelen
sayesinde konsorsiyum gereklerini zama-
uzun menziller dâhilinde etkili darbe
nında ve tam olarak yerine getirmekle
sağlayan roket ve füzelerin gittikçe artan
kalmamış, bu ara hedefi süratle aşarak
önemini ortaya koymuştur. Bu değerlen-
roket/füze alanında gerçek bir milli sanayi
Firmalarımızın 25 Yılı
oluşmasını sağlamıştır.
saygınlığını yaratmıştır.
1988 yılında, kuruluş kararını takiben
Yine SSM’nın desteğiyle roket ve füze tasarımı
İskitler’de kiralık bir dairede, sınırlı savunma
için gerekli uzman personeli yetiştirmek ve
sanayi deneyimine sahip ancak kendilerine
tasarım araçlarını geliştirmek amacıyla
verilen milli görevin heyecanıyla dolu 25
1992’de başlatılan füze tasarım altyapısı
kişilik çekirdek kadro ile çalışılmaya
(uzman personel ile bilgisayar donanımları ve
başlanmış, Avrupa Stinger Konsorsiyumunun
özel tasarım yazılım programları gibi tasarım
gereklerine yönelik planlama ve hazırlık
araçları) geliştirme projesinin (GÜFTAG
çalışmalarına paralel olarak Elmadağ’da
Projesi) 1995’de tamamlanmasıyla Roketsan
seçilmiş 1000 dönümlük arazide tesis inşa
için “tasarım odaklılık” dönemi başlamıştır.
çalışmaları yürütülmüştür. 1989 Yılı başında
Sistem sorumlusu olma hedefiyle oluşturulan
arazide tesfiye ve hazırlık çalışmaları
bu altyapı sayesinde, Stinger projesinin 1999
başlamış,
üretimin gerçekleştirilebilmesi
yılında tamamlanmasından önce Türk Silahlı
için gerekli bina ve altyapı inşaatı 1991 yılında
Kuvvetlerinin ihtiyacını karşılamak üzere
tamamlanmıştır. Aynı yıl içinde sözleşme
Dünya’daki emsallerinden çok daha gelişmiş
gereği Stinger füzelerinin fırlatma ve uçuş
ve tamamen Roketsan tasarımı kompozit
motorlarının üretimine başlanmıştır. Bu proje
yakıtlı 11 km menzile sahip TR-107 Roketi ile
kapsamında bütün konsorsiyumun ihtiyacını
40 km menzilli TR-122 Roketi ve T-122
karşılayacak şekilde sevk sistemi üretim ve
Sakarya ÇNRA Silah Sistemi üretimleri
ihracı gerçekleştiren Roketsan, programa
gerçekleştirilebilmiştir. Bu silah ve sistem-
katılan 15 üretici firma arasında ikinci büyük
lerin 1996 yılında Kara Kuvvetleri envanterine
iş payına sahip olmuştur. Bu ekonomik
alınması Roketsan ve Türk Silahlı Kuvvetleri
faydadan çok daha önemlisi, ülkemizin
için önemli bir kilometre taşı daha oluştur-
ihtiyaç duyduğu başta kompozit yakıt
muştur.
teknolojisi olmak üzere pek çok ileri teknoloji
ve deneyim elde edilmiş, bu kazanımlar
sonraki projelerin gerçekleştirilebilmesinde
en büyük desteği sağlamışlardır. Henüz
kuruluş aşamasındayken teşkil edilen
Mühendislik Geliştirme (Mü-Ge) biriminde
görev alan çok sayıda mühendis, Stinger ve
daha sonra iştirak edilen Milli ve Nato
halen desteklenen özgün füze sistemleri
(Uzun Menzilli Tanksavar Füzesi-UMTAS;
Orta Menzilli Tanksavar Füzesi-OMTAS ve
Çekili Alçak İrtifa Hava savunma Füze
sistemi-ÇAİHSFS) geliştirilmesi çalışmaları
kapsamında Roketsan ile imzalanan projeler
sayesinde Roketsan ana yükleniciliğinde
oluşan geniş bir sanayi yapılanması ortaya
çıkmıştır. Ayrıca bu projeler ile Füze Üstü RF
Veri Bağı, IIR Arayıcı Başlık, Duyarsız Tandem
Harp Başlığı ve Platform Entegrasyonu
teknolojileri kazanılmıştır. Çift Kademeli Sevk
Sistemi ile Cirit Füzesi çalışmaları sırasında
elde edilen Duyarsız Roket Motoru ve Ara
Safha Güdüm teknolojileri daha da geliştirilmiştir.
2006 Yılında SSM ile başlatılan Karşı Tedbir
Kara Kuvvetlerimizin derinlikte ateş gücünü
arttıracak uzun menzilli roket ve füzelerin
üretilmesi amacıyla Milli Savunma Bakanlığı’nca 90’lı yılların sonlarına doğru
başlatılan projeleri gerçekleştirebilmek için
üretim altyapısı kuvvetlendirilmiş ve çeşitlendirilmiştir. Yeni teknolojilerin de elde edildiği
Atım Sistemi Destek Merkezi (CSC) tesis
edilmesine yönelik çalışmalar devam
etmektedir.
Bu destek merkezinde beş
eksenli döngü simülasyon sistemi ile özel
simülasyon yazılımları vasıtasıyla karşı tedbir
atım sistemlerinin algoritmaları geliştirilmektedir.
projelerinden elde ettikleri teknolojileri
bu gayretler neticesinde Kasırga Roketleri ve
geliştirmiş ve yeni ürünlerin tasarımında
Yıldırım Füzeleri TSK envanterine kazan-
görev almıştır. Stinger projesinde başlangıçta
dırılmıştır.
henüz tesisi olmadığı ve deneyimsiz oluşu
Yine Kara Kuvvetlerimizin ihtiyacı doğrultu-
çevreye zarar vermeksizin imha edilmesi
nedeniyle diğer program ortakları tarafından
sunda 2004 Yılında Milli Savunma Bakan-
amacıyla Mühimmat Ayırma ve Ayıklama
şüpheyle ve güvensizlikle karşılanan
lığı’nca başlatılan ve desteklenen 2,75” Lazer
Tesisi (MAAT) kurulması çalışmaları
Roketsan, MSB’lığının destek ve himayesinde
Güdümlü Havadan Yere Füze (Cirit)
neticesinde tesis 2007 yılının Kasım ayında
hat kalifikasyonunu tamamlayan ilk firma
projesinde Dünya’daki emsallerinin çoğun-
tamamlanarak teslim etmiştir. Yine NAMSA
olarak, programın önünde ve sıfır hata ile
dan farklı olarak baştan sona yeni tasarım
ile birlikte yürütülen anahtar teslimi
sevkiyat yapmış ve bu sayede bütün program
çalışması uygulanmış ve bu sayede lazer
Mühimmat Ömür Belirleme Tesisi inşası
ortaklarının takdirini kazanarak müteakip
güdüm, ara safha güdüm, duyarsız roket
tamamlanmış, kalifikasyon çalışmalarına
potansiyel projeler için gerekli güven ve
motoru yakıtı ve duyarsız harp başlığı imla
devam edilmektedir.
Milli Savunma Bakanlığı tarafından başlatılan
ve NATO NAMSA ile yürütülen, raf ömrü
tamamlanmış mühimmatın emniyetli ve
maddesi gibi ileri teknolojiler kazanılmıştır.
2004 yılı başında, geçmişte kazanılmış
yetenekler sayesinde tamamen özgün
tasarımla üretilen roket ve silah sistemlerinin
ihracına yönelik sözleşmeler imzalanmıştır.
Böylece yurt dışına sistem seviyesinde ürün
ve hizmet satışı dönemi başlatılmıştır.
2005 Yılında SSM tarafından başlatılan ve
Kasım 2009’da SSM ve Roketsan arasında
imzalanan sözleşme gereği başlatılan ve Milli
Tank Projesi ile diğer çeşitli zırh sistemlerinin
tasarımı, geliştirilmesi, üretimi ve testi için
gerekli altyapının bulunduğu bir Balistik
Koruma Merkezi (BKM) kurulması çalışmaları Roketsan tarafından tamamlanmış ve
tesis 28 Ekim 2010’da Milli Savunma
93
neliyle faaliyetlerine devam eden dev bir
savunma sanayi kuruluşu haline gelmiştir.
Daima kendi teknolojisini yaratabilmeyi ve
kullanmayı hedeflemiş olan Roketsan iki ayrı
yerleşkede konuşlanmış iki Ar-Ge merkezine
ilave olarak üçüncü bir Ar-Ge merkezi tesisi
için çalışmalarını sürdürmektedir. 5700 m2
kapalı alana sahip 5 binadan oluşan Ar-Ge
Merkezi-1 ile 6300 m2 kapalı alana sahip 5
binadan oluşan Ar-Ge Merkezi-2 tesislerinde
bugün itibariyle Roketsan’ın personelinin
yaklaşık %30’unu oluşturan ve %33’ü doktora
ve yüksek lisans seviyesinde olmak üzere
%95’i mühendis yaklaşık 350 personel görev
yapmaktadır.
Başta MSB’lığı, TSK, SSM ve TSKGV ile diğer
Vakıf Kur uluşları olmak üzere bütün
Türkiye’den aldığı destekle Roketsan, ürettiği
Bakanımız Sayın Vecdi GÖNÜL tarafından
toplam bedeli 1 Milyar Doları aşan söz-
roket-füze sistemleri ve diğer ürünleriyle ülke
hizmete alınmıştır.
leşmeler imzalanmış olup bunun %15’ini
savunmasına hizmet etmeyi, Türkiye’nin
1988 yılında 25 kişilik çekirdek kadrosuyla
ihracat projeleri oluşturmaktadır. 2009 yılı
teknolojik alt yapısına katkıda bulunmayı ve
faaliyetine başlayan Roketsan, kuruluşunun
Dünyada ekonomik krizin en ağır sürdüğü yıl
birlikte çalıştığı alt yükleniciler ile iş
10 ncu yılı sonunda, 1998 yılı Aralık ayında 550
olmasına rağmen Roketsan sahip olduğu
ortaklarının gelişimini başlıca görevleri kabul
kişilik kadroya ulaşmıştır. Sayısı ve kapsamı
yetenekleri, yarattığı güven, doğru pazar
ederek çalışmalarına gittikçe artan hızla ve
gittikçe artan projelerin yarattığı ihtiyaç
geliştirme gayretleri sayesinde hedeflerine
gururla devam etmektedir. Yurtiçi geliştirme
neticesinde bugün itibariyle % 53’ü mühendis
ulaşmış ve ileriki yıllara umut ve güvenini
ve üretim çalışmalarının yanında ağırlıklı
olmak üzere personel sayısı 1100’ ü geçmiştir.
taşıyabilmiştir. Devam eden, yeni alınan ve
olarak Orta Doğu Bölgesinde ürün, tasarım ve
Doğru analiz ve değerlendirme, planlama ve
tamamlanan projeler birlikte değerlendi-
hizmet kalitesini ispatlamış, Amerika
gayretlerin yarattığı gittikçe artan iş hacmi
rildiğinde mevcut 1,5 Milyar Dolarlık
kıtasından Uzak Doğu’ya, Güney Afrika’dan
sayesinde son yüz yılın en ağır krizine rağmen
taahhüdün, kısa süre içerisinde 2,5 Milyar
Kuzey Avrupa’ya kadar birçok alanda
2010 yılında personel sayısını % 20’nin
doları geçeceği değerlendirilmektedir.
faaliyetlerini sürdürmektedir ve dünya devi
üzerinde arttırılabilmiştir.
Üretim faaliyetlerine iki ayrı yerleşkede
savunma sanayi şirketleri arasında bir marka
Roketsan, üretime ilk başladığı yıl olan
devam etmekte olup, yerleşkelerden birinde
haline gelmeye başlamıştır.
1991’de 2.788 TL ve 1999’da 21.000.000 TL
1000 dönüm arazi üzerinde 1991 yılında
Bizzat önderlik ettiği kuruluş çalışmalarından
toplam satış gerçekleştirmişken, 2009 yılında
tamamladığı toplam 21.150 m2’lik 37 adet
itibaren Roketsan’ın faaliyetlerine sonsuz
bu rakam 110.000.000 TL’a ulaşmış olup 2010
binada başlayan Roketsan, bugün itibariyle
destek veren ve kuruluşunun 25 nci yılını
yılı beklentisi 230 milyon TL’nin üzerindedir.
iki ayrı yerleşkede 75.000 m2’si kapalı alan
kutlayan Savunma Sanayii Müsteşarlığı’na
1991’den bugüne gerçekleştirilen yaklaşık
olmak üzere toplam 2.090.000 m2 alan
şükranlarımızı sunarız.
1,2 Milyar TL’lik toplam satışın %29’u ihracat
üzerinde tesis edilmiş 120 adet binada,
olarak gerçekleşmiştir. 2009 Yılı içerisinde
1100’ü aşkın başarıya odaklanmış perso-
Hüseyin BAYSAK
Genel Müdür
Firmalarımızın 25 Yılı
KÜÇÜKPAZARLI
HAVACILIK
Küçükpazarlı Tarihi
Küçükpazarlı, 1975 yılında en büyük iki
kardeş tarafından kurulmuştur. Küçük bir
kalıp atölyesi olarak çalışmalarına başlayan
firma, 1987 yılında Ostim’de kendi yerine
taşındı. 1994’te pres işlerinin artması üzerine
“imalat bölümü” adı altında 1.OSB’nde yeni
bir şube açan Küçükpazarlı bu şubesinde,
inşaat ve otomotiv sektörüne hizmet vermeye
başladı. Savunma sanayine yönelik uluslar-
gelişmesi yolunda çalışmalarına devam eden
arası standartlarda parça üreten kalıp
Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın belirlemiş
bölümü ise 1997 yılında kuruldu.
olduğu “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaç-
2000 yılında ise ISO 9001:2000 belgesi ile
larının karşılanmasında dışa bağımlılığın en
kalite konusunda ilk sertifikasını aldı.
aza indirgenmesi” hedefi, firmanın havacılık
Denetlemeler sonucunda Küçükpazarlı 2001
yılında TAI-TUSAŞ tarafından “yan sanayi”
olarak kalifiye edilmiştir.
2005 yılında
firmanın almış olduğu “havacılık üzerinde
uzmanlaşma” kararı üzerine 1. OSB’ nde
biriminin kurulmasında en büyük etken
olmuştur. 4.500 m2 kapalı alanda faaliyetlerini
sürdüren Küçükpazarlı Havacılık bugün, 12
farklı havacılık programında yılda 150 bin
adet parça üretmektedir.
Küçükpazarlı Havacılık birimi kuruldu.
“Uluslararası büyük projelere katılan,
2006 yılında TAI-TUSAŞ ile Stratejik Ortaklık
Türkiye’nin lider uzay ve havacılık şirket-
Anlaşması imzalayan firma, 2009’da bir uzay
lerinden birisi olmak” firmanın ana hedefidir.
ve havacılık standartı olan AS 9100 belgesini
İyi eğitimli ve istekli çalışanlar ile yeni
almaya hak kazandı.
teknolojileri verimli kullanarak, müşteri
gereksinimlerini tam anlamıyla karşılamayı
Küçükpazarlı Havacılık Hakkında...
kendisine misyon edinen firma, 18’i üniversite
Kurulduğu ilk günden beri hassas, güvenilir
mezunu olmak üzere 70 çalışanı ile bir
ve kaliteli ürünler üretmeyi kendine öncelikli
“hassas üretim” firmasıdır ve yılda 350 ton
hedef olarak belirleyen Küçükpazarlı’nın
alüminyum ve 15 ton işlenmesi zor malzeme
kalıp bölümünün ardından, 1994 yılında
işlemektedir.
İmalat, 2005 yılında ise Havacılık bölümleri
Küçükpazarlı, en büyüğü 6 metre ve 7 tanesi 1
faaliyete geçmiştir.
metre üstü kapasiteli toplam 12 adet 5 eksen
Savunma sanayimizin uluslararası düzeyde
CNC işleme merkezi ile ülkemizin önemli
95
planlamanın yapılmasında ve gerekli stratejilerin oluşturulmasında Savunma Sanayii
Müsteşarlığı’nca açıklanan “2010 yılı sonuna
kadar savunma sistem ihtiyaçlarının yurt içi
karşılanma oranının ortalama yüzde 50’ye
çıkarılacağı ve savunma sanayi ürün ve
hizmet ihracatının 2011 yılında en az 1
Milyar ABD doları olarak gerçekleştirileceği ” şeklinde belirttiği stratejik
hedefler belirleyici olmuştur.
Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın başta
uluslararası işbirlikleri olmak üzere, tedarik
yönetimi, teknoloji ve sanayi yönetimi
konularında belirlemiş olduğu değerleri
yakından takip eden Küçükpazarlı, sürekli
yeni teknolojilere, eğitime ve personele
yatırım yapmaktadır. Son olarak yeni üretim
kabiliyet ve kapasiteli merkezlerinden birisi
lerdeki kapasitenin artırılması, projelere
hattı için 13 milyon dolarlık bir yatırım yapan
olmuştur. Makinelerde tercih, ucuz maki-
ortak olarak katılmak, yan sanayi kullanmak,
Küçükpazarlı Havacılık, bu yatırımın son
neden ziyade verimli çalışmayı sağlayan
mevcut kapalı alanı genişletmek ve 100 kişi
safhası olan 2.5 milyon dolarlık yeni makine
tezgahlar olmuştur.
ile 20 M Dolar ciro yapmak orta vadeli
anlaşmasını 12 Ekim tarihinde İstanbul’da
Küçükpazarlı Havacılık TAI’nin Stratejik
hedefleri oluşturmaktadır.
yapılan Uluslararası Metal İşleme Tekno-
ortağı ve en büyük yardımcı sanayisidir.
Küçükpazarlı’nın uzun vadeli hedefleri
Karmaşık şekilli uçak gövde parçalarının,
arasında ise, daha büyük projelerin üste-
ebat olarak, Türkiye’de, TAI’den sonraki en
sinden gelerek, projelere tasarım aşama-
büyük üreticisi olan firmanın müşterileri
sında katılmak gelmektedir.
arasında Roketsan, Aselsan, FNSS ve
TÜBİTAK SAGE de bulunmaktadır.
lojileri Fuarı’nda imzalamıştır. Sanayi ve
Ticaret Bakanı Sayın Nihat Ergün’ün de
katıldığı törende imzalanan anlaşma
kapsamında alınan makineler ile 2010 yılı için
havacılık sanayine yönelik yapısal uçak
Boeing, Airbus ve F35 (JSF) uçakları için kritik
gövde parçaları üretiminde planlanan
parçalar üreten firma, ticari iş hacmini yıllık
kapasite tamamlanmıştır. Tamamlanan bu
ERP sisteminin adaptasyonu ile uzay ve
yüzde 30’dan fazla büyütmektedir. Bu yıl ki
üretim hattı ile 3 yıl içerisinde 20 milyon dolar
havacılık parçalarının montajı firmanın kısa
havacılık cirosu 10 milyon doların üzerinde
ciro hedefleyen firma ayrıca bu üretim hattı ile
vadedeki hedefleri arasındadır.
olup, bu yıl ki ana sanayilerden bağımsız
sektörde 100 kişiye istihdam sağlayacaktır.
Sac-metal işleme kabileyeti için yatırım,
savunma ve havacılık ihracat rakamı 500 bin
ihracatın artırılması, işlenmesi zor madde-
dolardır. Bu hedeflerin belirlenmesinde,
Vefalı Personelimiz
Bilge MOLVALI
Müsteşarlığımız bundan tam 25 yıl önce 07
Kasım 1985 tarihinde imzalanıp, 13 Kasım
1985 tarihinde yürürlüğe giren 3238 sayılı
kanunla ‘’MSB Savunma Sanayii Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı’’
adı altında kurulmuştur. Başkanlık fiilen
1986 yılı Ocak ayından itibaren göreve
Eskişehir yolu, Kirazlıdere Mevkii’ ndeki
eski binamızda başladı.
Kuruluş aşamasında, Etibank Genel
Müdürlüğü’nden naklen gelen ben
Başkanlığın 9 uncu personeliyim. Bir de
Toplu Konut ve Kamu İdaresi Başkanlığından gelen birkaç geçici personel
(Sekreter,Şoför)
Başladığım ilk günü hiç unutamam…
Kirazlıdere Mevkii, bozuk bir yol (yedek
ayakkabı getirirdim yanımda) daha önce
Spor Okulu olarak kullanılan binamızda
tadilat devam ediyor, her taraf toz içinde…
yazışmalar ve elden başvurular başladı.
Elimizde sadece Savunma Donatım İşleri
Genel Müdürlüğünden (bizden önce
kapatılmış) kalan 2, 3 daktilo ve bir o kadar
da facit (hesap makinası) var. İlk uzman,
uzman yardımcısı ve destek hizmetleri
sınıflarına sınavla alınan personelin
sorularını bu daktilolarla yazdık,daktilolar
elektronik bile değildi, daksil icat
edilmemiş, yanlış yazarsanız silin, kağıdın
yırtılma olasılığı fazla… Soruları sınavdan
bir gece önce yazardık ve kasaya
kilitlerdik, genelde bende dururdu
anahtar, tabi sorumluluğun verdiği korku
öyle büyük ki, o gece uyku yok…
Daha sonra Daire Başkanlıkları oluşmaya
başladı, alınan elemanlar o Dairelere
paylaştırıldı .
07 Mayıs 1986 sabahı iş yerine geliyoruz
(sabahları eşim bırakırdı arabayla)
Kirazlıdere, yol değişik, meğer o gün ilk
Savunma Sanayii İcra Komitesi Toplantısı
yapılacağı için, gece yol asfaltlanmış,
yanlış yola girdik zannetmiştik…
Teknoloji ilerledikçe daktiloların yerini
bilgisayarlar aldı (ancak şimdi olduğu gibi
herkese bir bilgisayar nerede? Biz de 1
adet var ve sadece birkaç paket program
9 kişiyiz ama bunların birisi Başkanımız
Sn. Vahit Erdem ve 2 yardımcısı Sn. Metin
Ergün ile Sn. Özdemir Kandemir Paşa.
Daire Başkanlıkları kadroları var, kimin
hangi görevde olduğu da açık değil,
sadece Personel ve Eğitim Daire Başkanı
belli, Sn. Cemal Tarhan… Sn. Osman Kayakesen ve ben de o’na bağlıyız.
kullanılıyor), proje sayısı arttıkça, eleman
Tabii ki ilk iş eleman alımı oldu, evrak diye
bir birim henüz yok,gazete ilanı verdik,
hacmi ve onun getirdiği sorumluluk da
ihtiyacı da arttı… daha sonra sınavlar
ÖSYM’ye yaptırılmaya başlandı. Ancak
Personel ve Eğitim Daire Başkanlığı’ndaki
eleman sayısında 5 yıl süreyle artış
olmadı, Daire Başkanımız dahil, bir de
sekreteri, Osman Bey ve ben. Personel
sayısı az olunca kişi başına düşen iş
fazlalaşıyor.
97
1989 yılında 390 sayılı KHK (daha sonra bu
KHK ’yi kanunlaştıran 20.3.1991/3704
sayılı Kanun) ile ‘’Savunma Sanayii
Geliştirme ve Destekleme İdaresi
Başkanlığı’’ ibaresi ''Savunma Sanayii
Müsteşarlığı'', Başkan ibaresi Müsteşar,
Başkan Yardımcısı ibaresi de Müsteşar
Yardımcısı olarak değişti. Müsteşarımız
yine Sn. Vahit Erdem, yardımcıları da
(Kadro sayısı 3’e çıktı) Sn. Metin Ergün, Sn.
Veysel Yayan ve Sn. Ahmet Söylemezoğlu....
Benim daha önce Bayındırlık ve İskan
Bakanlığı, Afet İşleri Genel Müdürlüğünde Planlama Müdürü olarak, daha sonra
Etibank Genel Müdürlüğü, Pazarlama ve
Satış Daire Başkanlığında Uzman olarak
(toplam 15 yıl ) çalışmış olmama ve
yapılan işlerin birbirine benzememesine
rağmen işe intibakım çok kolay olmuştu.
Ancak, oturmuş bir kuruluştan sonra yeni
kurulan bir kuruluşta çalışmak çok çok
farklı geldi.
Üniversite’yi bitirdikten sonra TODAİE
(Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi
Enstitüsü)’ de ‘’Kamu Yönetimi Uzmanlık
Bölümü’’ nde Yüksek Lisansımı yaparken
‘’Personel Yönetimi’’ dersleri okumuş , tam
not almıştım ve kendimi bilgili kabul
ederek de, böyle bir göreve aday olmuştum.
mevzuatı çok iyi bilirdi, iş konusunda çok
titizdi ve daima çekinirdim, dolayısıyla da
cok dikkat ederdim. Çalışmalarımdan
kendilerinin memnun olduğunu davranışlarından anlardım, saat 18.00'de işten
çıkmak pek fazla mümkün olamıyordu,
yaptığım iş'ten duyduğum tatminle
(çocuklarım o zaman küçüklerdi) durumdan asla şikayet etmedim ve onlardan çok
şey öğrendim.
1997 Yılında Yöneticilerimiz sırasıyla
değişmeye başladı, önce Bakan, sonra
Müsteşar Yardımcıları, daha sonra
Müsteşar ve Daire Başkanları… Ben yeni
Yönetim döneminde de aynı şekilde
çalışmaya devam ettim, ancak bir gün
haklı olduğuma inandığım bir konuda
itiraz ettiğim için hiç de hak etmediğim bir
şekilde görevden alındım. Tabii ki çok
üzüldüm, ben daha önceki Yöneticilerimle
doğru bildiğim her konuda konuşabilir
dim, açıklık vardı. Bir süre inanamadım,
kabullenemedim. Sonra zor günler
başladı, Müsteşarlığımızda (eski bina) var
olan yer sıkıntısını en fazla yaşayanlardan
biriyim, inanmayacaksınız ama 13 kez
yerim değişti. İş yerine gelip de hiçbir
görev verilmeden oturmak hiç de kolay
değildi. Rahmetli annem birgün ’’Kızım
sen ne yaptın da, böyle bir muameleyle
karşılaştın’’ demişti, o’nu üzmek de benim
üzüntümü kat kat arttırmıştı.
Ancak SSM’ye başladıktan sonra
anladım ki, iş, iş’te öğreniliyormuş.
Başlangıçta çok acemilik yaşadım,
Başbakanlık, Emekli Sandığı işlemleri,
Devlet Personel, DPT, Emniyet Genel
Müdürlüğü… her birine bizzat giderek
adeta eğitim aldım, göreve başlayan her
bir personelin özlük hakları ile ilgili
işlemleri buralardan geçiyordu. Bilmeyerek hatalarım mutlaka olmuştur ama en
iyiyi yapmaya daima gayret ettim, inanın
çok da severek yaptım işimi. Sorumluluk
verildikçe insanın kendine güveni artıyor,
bir de takdir edildikçe… Hiç unutmam,
(Görece başlayacak personelin mülakatı
tamamlandıktan sonra tutanak düzenlenir ve Sınav Komisyonu üyelerine de bu
tutanak imzalatılır) Veysel Bey’e giderdim
imzaya, şöyle bir bakardı tutanağa ve
‘’Teşekkürler Bilge Hanım, uzmanlık tez’i
kadar güzel olmuş’’ derdi, oysa yarım
sayfa ve kalıplaşmış bir yazı. Metin Bey
(Personel ve Eğitim Dairesi o’na bağlıydı)
‘’Her iş’te bir hayır vardır’’ demişler
Atalarımız,bu arada hayatımın en büyük
acılarını yaşadım, önce annem, sonra
ablam ve sonra da eşimi kaybettim. Pasif
görevde olmam nedeniyle, hastalıkları
süresince elimden geldiğince onlara
görevlerimi yapabildim.
Her şeye rağmen Müsteşarlık’ta o kadar
çok dost edinmişim ki, zor günlerimde
hepsi yanımda oldu ve destekleriyle bana
yeniden güç verdiler.
Tabii zaman içinde yönetici kadrolarında
tekrar değişiklikler oldu ve son olarak
Müsteşarlığımıza Sn. Murad Bayar
Müsteşar olarak atandı. 2006 Yılında,
benim gibi pasif halde bulunan tüm
personele görevler verdi, bana da son
yıllarda insan kaynakları yönetiminin en
önemli konularından biri olan motivasyon
yönetimi kapsamında sosyal faaliyetler
düzenlenmesi görevini verdi ve ben tekrar
Personel ve Eğitim Daire Başkanlığı
elemanı oldum (yuvama döndüm). Bu
kapsamda ilk olarak ‘’Happy Hour’’lar
başlattık. Yöneticiler ve çalışanlar arasında kaynaşma sağlanması amacıyla, her
ay bir Daire’de akşam üzeri saat 17:00
sularında, ev sahibi Dairenin ikramları
eşliğinde toplanılıyordu. Sonra sırasıyla
ilkler başladı. Çok güzel bir ‘’İstanbul’’
gezisi gerçekleştirdik… Sonra ilk
‘’Kermes’’, sonra Komiteler kurduk, Spor
Faaliyetleri başladı (pilates, tavla,
satranç, bovling, masa tenisi), İngilizce
Kursları, tiyatro, sinema, Kitap Kulübü, vs.
Personelin yapmak istediği her sosyal
etkinliği başta Müsteşarımız olmak üzere
tüm Yöneticilerimiz destekledi.
Personel ve Eğitim Daire Başkanlığı
bünyesinde bulunmak bana çok iyi geldi,
bu dairede daha önce yaptığım işler için
de zaten artık taze kana ihtiyaç vardı ve
ben şimdi yeni kadroyu seyrederken
çalışmalarından ve yaratıcılıklarından
gurur duyuyorum.
Yeni görevimi ise bundan tam 40 yıl önce
işe başladığım ilk günün istek, heves ve
zevkiyle yerine getirmeye çalışıyorum.
Her insanın hayatta yapmak istediği ve
kendi imkanlarıyla asla gerçekleştiremeyeceğine inandığı hayalleri vardır. İşte
ben bu görevle hayallerimi gerçekleştirdim.
Yıllar önce bir vesile ile A.Ü. Tıp Fakültesi
Hastanesi, Çocuk Hastalıkları, Thelasemia (Akdeniz Anemisi) Bölümünde hasta
çocukları ziyaret etmiş, daha sonra da
Derneğe üye olmuştum. Hastalığın
tedavisi çok pahalı ve sosyal güvencesi
olmayan hasta çocuklara yardım da bir
kişinin karşılayabileceğinden çok
fazlaydı. Doğal olarak kendi maddi
imkanlarımla istediğim katkıda bulunamazdım. İlk olarak bu Dernek adına, daha
sonra ‘’Cerrahi Onkoloji ‘’Derneği adına
Kermes düzenledik, son olarak da ‘’Okul
Onarımı’’ projemizi gerçekleştirdik. Bu üç
kermesimizde de Savunma Sanayii
Firmalarının desteklerini aldık. Sonuç o
kadar güzeldi ki, böyle bir görevde bana
da pay düşmesi ve aktif halde çalışmak
SSM’de yaşadığım tüm olumsuzlukları
unutturdu. Bana bu şansı tanıyan başta
Sayın Müsteşarım Murad Bayar olmak
üzere tüm Yöneticilerime sonsuz teşekkürler…
Vefalı Personelimiz
Mehmet KABAK
9 Temmuz 1986 günü, memuriyetimin yeni
dönem başlangıcı için yollardayım. Taksi
şoförü Savunma Sanayi Geliştirme ve
Destekleme İdari Başkanlığı, Kirazlıdere
sözlerime boş gözlerle bakıyordu.
Anlaşılan Savunma Sanayi Geliştirme ve
Destekleme İdaresi Başkanlığı binasını
bulması biraz zaman alacak, ilk günkü
mesaime geç kalabileceğim için
endişeleniyordum, ancak endişeme ortak
Yıl 1986 aylardan Haziran bir yaz sabahı o
olan taksi şoförü kısa sürede benim de
zaman ki 2 katlı ve kapısında Savunma
yardımım ile yolu bularak, memuriyette
Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi
yıllarımı geçireceğim
Başkanlığı (SAGEB) yazan Kurum
etti. Böylece görev tanımım gereği
binamızın kapısından içeri girdim. Müra-
Kurumumuzun M-9 kimlik numarası ile
caata yönelerek, Kurumun sınavına gire-
daktilograf olarak ilk memuriyet ve mesai
ceğimi söyledim. Müracaattaki görevli
hayatıma geç kalmadan başlamış oldum.
memur
beni Personel Dairesi'ne
Göreve başlamamızı takiben 657 Sayılı
yönlendirerek, Personel ve Eğitim Daire
Devlet Memurları Kanunu ve görevimizle
Başkanlığı’nda görev yapmakta olan
ilgili Hizmet İçi Eğitime tabi tutularak, ilk
şuandaki İdari ve Mali İşler Dai.Bşk. Sn.
eğitimimizi almış olduk. Devlet Memuru
Osman KAYAKESEN ve Personel Uzmanı
olduğumu, bir yıl sonra asaletimin tasdik
Bilge MOLVALI ve o zaman ki Personel
olduğunda öğrendim.
Eğitim Dai.Bşk. M.Cemal TARHAN ile
1985 yılında 3238 Sayılı Kanun’la
tanışmamızı sağladı. Bizleri odanın
“Savunma Sanayi Geliştirme ve Destek-
birinde misafir ettikten sonra, sınavımızı
leme İdaresi Başkanlığı” (SAGEB)
gerçekleştirmek için alt kattaki yemekha-
kuruldu. Daha sonra Başkanlık, 1989
neye indik ve görevli amirlerimizin
yılında 390 sayılı Kanun Hükmünde
nezaretinde sınavımız gerçekleşti.
Kararname ile Savunma Sanayii Müste-
Sınavımın güzel geçtiğini bildiğim için o
bina önüne park
şarlığı olarak yeniden yapılandırıldı.
gün mutlu bir şekilde Kurumdan ayrıldım.
Bir ay sonra hayatıma yön verecek ve
3238 sayılı Savunma Sanayi Hakkındaki
ailemin
rızkını kazanacağım Sınav
Kanun’un amacı “modern bir savunma
sonucu yazılı olarak adresime geldiğinde,
sanayinin geliştirilmesi ve Türk Silahlı
hayatımın en mutlu günlerinden birini
Kuvvetleri’nin modernizasyonunun sağ-
yaşamıştım.
lanması” şeklinde ifade edilmektedir.
99
1986 yılında ilk işe başladığımda toplam
Sanayiinde Uzman olarak çalışmış,
gerektiğini söylediler. Antrenörümüzden
27 personelimiz vardı. Üst yönetimde;
Savunma Sanayi Sektörünü iyi bilen ve
müsaade aldım ve maçın ikinci yarısına
Savunma Sanayi Geliştirme ve Destek-
ODTÜ Elektrik-Elektronik Mühendisliği
çıkmadan eşofmanlarım ve spor
leme İdaresi Başkanı Sn. Vahit ERDEM,
Bölümü’nü bitirmiş genç dinamik mesai
ayakkabılarımla terli terli Daireye döndük.
Başkan
Yardımcısı Sn. Metin ERGÜN,
arkadaşımın Savunma Sanayii Müsteşarı
Eve gidip üzerimi değişeyim dedim.
Başkan Yardımcısı Sn. Em. Tümğ.
olmasından, şahsım adına ülkemiz ve
Kulakları çınlasın Veysel Bey ve Nadi Bey
Özdemir KANDEMİR, idari amirlerimiz
savunma sanayinin geleceği açısından
hiç gerek yok böyle de çalışabilirsin
olarak, Personel ve Eğitim Dairesi Başkanı
bir şans olarak gördüm. Bunun kanıtı da
dediler. Oturdum yeşil ekranlı bilgisayarın
Sn. M. Cemal TARHAN, İdari ve Mali İşler
“Yılın Genç Bürokrat Ödülüne” layık
başına, bir de öğrendim ki, Mısır’a 40 F-16
Dairesi Başkanı
görülmesidir.
satışı için Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem
Sn. Hasan Ali TÜRKARSLAN, Şube
Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın bir
Müdürü Sn. Mehmet TOPAL, Personel ve
personeli
Eğt. Dai. Bşk. Uzmanı Sn. Bilge MOLVALI,
heyecanım ve iş tecrübemi 25 yıllık
Personel ve Eğt. Dai. Bşk. Şefi Sn. Osman
çalışma hayatımın içinde
amirlerimin
tarafından Mısır’a götürülecek. Yazıyı
KAYAKESEN ve hepsi birbirinden değerli
bilgi birikimleri, tecrübeleri ve bana olan
hazırladık. Üçümüz beraber Cumhurbaş-
diğer mesai arkadaşlarım.
güven duygularını geliştirerek kazan-
kanlığı Köşkü’ne hareket ettik. Üzerimde
İlerleyen yıllarda Müsteşar olarak atanan
maya çalıştım. Memuriyet hayatımın ilk
eşofman, ayağımda spor ayakkabı,
Sn. Yalçın BURÇAK, Sn. Dursun Ali
çalışma yıllarında çok kıymetli amirleri-
Cumhurbaşkanlığı Köşküne geldik. Beni
ERCAN, Müsteşar Yardımcımız Sn. Hasan
min ve değerli mesai arkadaşlarımın bilgi
götürmelerinin sebebi yazıda değişiklik
MOLLAOĞLU önce Dai.Bşk. daha sonra
birikimleri ve tecrübeleri çalışma
olursa, zaman sınırlı olduğu için orada
Müsteşar Yardımcımız olan Sn. Veysel
hayatımda ışıklı bir yol olmuştur. Objektif
Özel Kalem Sekreterliğinde yazıda
YAYAN, Dai.Bşk. daha sonra Müsteşar
olmayı, etik düşünmeyi, beşeri ilişkileri
değişiklik yapmamız. Özel Kalem Sekre-
Yardımcımız olan Sn. İsmail TOHUMCU,
önce ailemden sonra öğretmenlerimden
terliği’ne vardık. Yazı orada okundu ve
Dai.Bşk. daha sonra Müsteşar Yardım-
daha sonra ise
değerlendirildi. Merhum Cumhurbaş-
cımız olan Sn.Dr. Faruk ÖZLÜ, Müsteşar
öğrenmeye çalıştım.
Yardımcımız olarak atanan Sn. Hüseyin
Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın 25
ÖZERİ, Uzman iken daha sonra Dai.Bşk.
yıldır başta Türk Silahlı Kuvvetleri’nin
olan Sn. Nadi KÖKLÜ, Uzman iken daha
ihtiyacı olan lojistik tedariklerinin öncelikli
sonra Dai.Bşk. olan Sn. Ali DOĞAN, Şube
yerli katkı ve acil durumlarda dış alım
Müdürümüz Sn.Yılmaz GÜNDÜZ Albay ve
yoluyla sağlamasında, savunma sanayi
Şube Müdürümüz merhum Sn. Mehmet
şirketleri ve KOBİ’lerin alt yapılarının
DAVRANALP Binbaşı, yukarıda bah-
üretime yönelik geliştirmesi yönünde
settiğim ve bu Kuruma gerçekten emekleri
yaptığı hizmet ve katkıları görmek, bugün
geçen amirlerimi ve mesai arkadaşlarımı
359 SSM, 68 STM ve 110 destek personeli
saygı ile anıyorum.
arkadaşlarımla paylaşmaktan onur ve
2000 yılında personel sayımız artığı için
gurur duyuyorum.
Savunma Sanayii Müsteşarlığı olarak ek
Bir anımı kıymetli mesai arkadaşlarımla
görevimizi layıkıyla yerine getirmenin
bina ihtiyacımız doğdu. Anıttepe’de kira-
paylaşmak istiyorum. Savunma sanayi
huzuru içinde Kurumumuza geri döndük.
ladığımız ek binaya Amirlerim tarafından
çalışma hayatımın içinde, bir gün hafta
idari bina ve lokal sorumlusu olarak
25 yıllık bir çalışma hayatımı acı ve tatlı
sonuydu. Mahalle futbol turnuva maçımız
görevlendirildim. 3 yıl bu idari görevleri
anılarımla geride bırakırken Müsteşarlığı-
vardı. Ben de o gün turnuva maçına
yürüttükten sonra, Sn. Müsteşar Yardım-
mızın 25.hizmet yılını kutluyor, mesai
gitmiştim. Turnuvanın final maçını
cımız İsmail TOHUMCU’nun sekreter-
arkadaşlarıma ve amirlerime saygılarımı
oynayacağız. Bir haftadır takım olarak bu
yasında 5 yıl çalıştım. Kendisi ile çalıştığım
sunuyorum.
maça hazırlanmıştık. Maç başladı.
5 yıllık süre içerisinde çok güzel çalışma
Kazanmak için her iki takımda da kıyasıya
Özgeçmiş
hayatım oldu. Kendisini çalışkan, devlet
mücadele var. İlk yarı bir sıfır mağlubuz.
1963 Kayseri İli, Develi İlçesi doğumluyum.
memuriyetinde adabı, teamülleri bilen,
Devre arası antrenörümüzden ikinci yarı
Ankara Ayrancı Ticaret Lisesi Mezunu-
prensip sahibi, işine saygılı ve devlet
için taktik-teknik bilgiler alıyoruz.
yum. Evli 2 çocuk babasıyım. Müzik
çıkarlarını her zaman ön planda tutan bir
Arkadaşlarla ilk yarıyı değerlendiriyoruz.
dinlemeyi, futbol ve masa tenisi oynamayı
amir olarak gördüm.
Bu sırada Mehmet diye birinin bağırdığını
çok severim. 25 yıldır Savunma Sanayii
Sn. Müsteşarımız Murad BAYAR’ın
duydum. Kafamı kaldırdığımda Veysel
Müsteşarlığı’nda çalışmaktayım. Şu anda
Kurumumuza Müsteşar olarak atandığını
Bey ’le, Nadi KÖKLÜ’nün olduğunu
Kurumumuz Genel Evrak İdari Şefi olarak
duyduğumda, daha önce Savunma
gördüm. Hemen Daireye gitmemiz
görev yapmaktayım.
olarak ilk yıllardaki çalışma
değerli amirlerimden
Müdürü Sn. Engin GÜNER’e bir bilgi yazısı
hazırlayacağız. Yazı o zamanki Cumhurbaşkanımız merhum Turgut ÖZAL
kanımız Turgut ÖZAL tarafından bazı
değişiklikler yapılarak, Özel Kalem
Müdürü Engin GÜNER tarafından yazı
tekrar bize getirildi ve düzeltmek için
tekrar daktilonun başına oturduk.
Düzeltmeleri yaptık. Yazıyı nihai hale
getirdik. Yazıyı çabuk ve düzgün düzelttiğim için bir de Cumhurbaşkanlığı Özel
Kalem Müdürlüğü’nde görevli Şahver
Hanım iş teklifinde bulunmaz mı! Seni
buraya alalım diye. Ama ben Kurumumdan memnum olduğumu söyleyerek,
nazik tekliflerine teşekkür ettim ve Köşkten
Vefalı Personelimiz
Serdar DEMİREL
İstanbul Universitesinin hepsinin sınavlarını kazanmıştım ama benim kararım
kesindi ABD de MBA yapacaktım hatta
Universiteden kabulumü dahi almıştım.
Benden Müsteşarlığımız dergisi için
SSM’nin kuruluş yılları ile ilgili anılarımı
kağıda dökmem istendiğinde gözümün
önünde ilk uçuşan görüntü o yılların
sıcaklığı ve biz; Müsteşarından (o zaman
Başkan idi tabiiki) çaycısına toplam 15
kişinin duyduğu müthiş heyecan ve
çalışma ortamının sıcaklığı oldu. Sonra
kendi kendime bir uyarı verdim : “Hayır bu
yazının o zamanki projelerimizle ilgili bir
yazı olması gerekiyor” diye. Daha sonra
bir anda kafamda bir şimşek çaktı , eğer
bu konu gündeme geldiğinde benim ilk
aklıma gelen o tarihte SSM’deki ilişkiler ve
insanlar oluyor ise bu derginin okuyucularının da ilk etapta okumaları gereken
budur diye düşündüm ve bu yazı ortaya
çıktı . İşte size 1986 yazının son aylarındaki
SSM...
1986 Haziran ayında ITU Makina’dan
mezun olduğumda maalesef muhteşem
bir rahatlama hissedemedim çünkü karar
vermiştim Master ve Doktora yapacaktım.
Bunun için de bir yandan İTU, ODTU ve
İstanbul Üniversitesinin (MBA) sınavlarına
girerkende bir yandan da ABD de bir
Üniversite ile yazışıyordum (Rochester
Instutute of Technology). ITU , ODTU ve
Yazın ortalarına doğru hiç beklenmedik
bir gelişme oldu. O tarihlerde Harp
Akademisinde Öğretim görevlisi olan aile
dostumuz bir subay (daha sonra milletvekili de oldu) bana bir sohbet esnasında
Savunma Sanayii Geliştirme ve Destekleme İdaresinin kurulduğundan eleman
alımı yapacağından ve mutlaka başvurmam gerektiğinden bahsetti . Benim
aklımda iş sınavına girmek hiç yoktu her
işimi ayarlamıştım ABD ye gidecektim.
Ancak o zamanki adı ile SAGEB’in
geleceğinin çok parlak olduğu, kuruluş
aşamasında giren eleman olma fırsatının
her zaman ele geçmeyeceği vb yönündeki
baskılar sonucunda sırf yakınlarımı
kırmamak için sınava girmeye karar
verdim(ama esas niyetim sadece beni
sevenleri kırmamaktı yoksa ABD de
kalacağım yeri bile ayarlamıştırm)
Bana verdikleri kirazlıdere mevkii yazan
adres son derece manidardı bahcelievlerde epey sorusturup bir sonuç
alamayınca bir kaç taksiciye sordum ve
bir tanesi “Gel ben seni götüreyim
askerliğimi orada yaptım” dedi ve taksiye
bindim . Su anda yıkılmıs olan SSM binası
o tarih için mimarisi son derece şık bir
bina idi ve yepyeniydi. Miss gibi de boya
kokuyordu. Orta kapıdan girince hemen
solda bir kapı , kapının önünde tezgah gibi
konulmuş bir masa ve masanın başında
101
Osman KAYAKESEN Bey’i gördüm ve
başvuru formumu onun elinden aldım.
Ancak garip olan bir şey vardı orada
gördüğüm 2-3 kişi kafamdaki devlet
memuru kalıplarına pek uymuyordu
herkes son derece güleryüzlü ve yakın
davranıyordu. Çok üzerinde durmadım,
nasıl olsa benimkisi bir formalite sınavı idi
sadece.
Ve 2000 yılında da bitiremeden de geri
Yazılı Sınav Beşevler’de Gazi Üniversitesinde idi hiç çalışmadım zaten sorular da
son derece basit sorulardı, okuldan
mezun olalı da az olduğu için cevaplarda
hiç zorlanmadım ama kendimi de fazla
zorlamadım. O tarihte her kurum kendi
sınavını yapardı o sebeple sınavdaki
Gözetmenler de Bilge MOLVALI Hanım,
Osman KAYAKESEN Bey ve o tarihteki
Personel Daire Başkanı Cemal TARHAN
Bey idi. Sınavdan çıktığım da çok mutlu
idim benden bekleneni yapmıştım artık
gönül rahatlığı ile ABD ye okumaya
gidebilirdim ama evdeki hesap çarşıya
uymadı. 1 hafta sonra eve bir zarf geldi
yazılı sınavda başarılı olduğum için sözlü
sınava çağırıyorlardı.
Ahmet BOYNUEĞRİ ve ben. Güvenlik
Hayatımda en rahat girdiğim sınavlardan
kendi ilk işini anlatıyor ve o tarihte 1
biri idi eski binamızda giriş katında evrak
masanın etranına 2nci sandalye konarak
bölümünün karşısındaki küçük odayı
kendisine yer gösterildiğini bizim çok
toplantı odası haline getirmişlerdi. Sınav
şanslı olduğumuzu anlatıyordu. Metin Bey
heyeti Sn Vahit ERDEM, Sn Metin ERGÜN,
ile görüşmemizin ardından odamıza çıktık
Sn Veysel YAYAN ve Sn Ali DOĞAN dan
Odamız biz gelmeden hazırlanmıştı . Pırıl
pırıl bir oda ve 3 tane masa önünde de
misafir koltukları. Ben hemen pencere
önündeki masalardan birini kaptım ama
Ahmet beyin zaten pencere önü ile bir
hesabı yoktu o da kendince kapı önündeki
masayı kaptı. Bizi daha şaşırtan olay ise
kurum da adeta vip misafir muamelesi
görüyor olmaktı. Örneğin daha masamıza
yeni oturmuşken içeri Depo Sorumlusu
Zeynel ACER bey girdi elinde bir sürü
malzeme. Kırtasiye malzemeleri kül
tablaları masa üstü için kalemlikler, envai
tür kalem klasör vb. Tek tek hepimize
dağıtıldı ilave isteklerimiz soruldu. Biz
nasıl bir kuruma başlamıştık.
oluşuyordu. Açıkcası sınavda çok rahat
davrandım ve bu mülakattan sonra beni
asla
işe almayacaklarından emindim
ancak sanırım tam tersine benim rahat
tavrım puan yaptı ve bir süre sonra
güvenlik soruşturmamın tamamlandığını
ve 1 Eylül 1986 da işe başlamamı belirten
bir yazı aldım SAGEB (SSM’nin o zamanki
adı)’den.
Bu yazı ile birlikte bütün planlarım bir
anda değişti. Sevenlerim elime geçenin
büyük bir fırsat olduğu konusunda beni
ikna etmişti. Gerçekten de SAGEB o
tarihte adı sıklıkla telafuz edilen gözde bir
kurum idi ve üstelik ben bu kuruma daha
ilk kurulduğu günden kabul edilme
şansına sahip olmuştum. ABD de yüksek
lisans hiiiç önemli değildi nasılsa SAGEB
beni gönderirdi zaten eğitime çok önem
verdiklerini de öğrenmiştim. Nitekim
gönderdiler de; tam 13 yıl sonra 1999 da.
çağırdılar.
1 Eylül 1986 saat 09:00 da SSM binasında
daha önce form aldığım oda ile sınava
girdiğim odanın tam ortasındaki odada
buldum kendimi. Bilge MOLVALI hanım
her zamanki güleryüzü ile bizi rahatlatıyordu. Bizi derken zaten 2 kişi idik
benden 5 dakika önce 8:55 de gelen
soruşturması tamamlanan bir de Nadir
BIYIKOĞLU var fakat o dişçi randevusu
sebebiyle izin istemiş 2 Eylül de
başlayacak. Bu sıralamaya göre Ahmet
bey’e 13 bana da 14 no’lu sicil numaraları
verildi ve doğruca Başkan Yardımcısı
Metin ERGÜN beyin yanına çıkarıldık.
Yaşadıklarıma inanamıyordum. Devlet
daireleri hele de personel bölümleri
soğuk olur diye düşünürken önce Bilge
Hanımın güleryüzü ardından da
kuru-
mun 2 nolu yöneticisinin makamı. Kendi
kendime çok doğru bir iş yaptım diye
düşündüm. Metin bey bizi misafir
koltuklarında ağırladı. Türk Kahveleri ve
yaklaşık 1 saat süren uzun bir sohbet. Bize
Odamızda 1 tek telefon vardı ama ilk gün
hiç problem olmadı. Ama ertesi gün Nadir
BIYIKOĞLU bey’de işe başlayınca durum
değişti. Nadir bey daha önce dışarıda
serbest çalışmış SAGEB’e bürosunu
kapatıp gelmişti bu sebeple çok fazla
arayanı vardı hatta çoğu zaman Nadir bey
bizim odadaki telefon ile konuşurken
yandaki 2 odadan gelinip “Nadir
telefonun bitince gel bizim odada da
telefonun var” dendiğini bilirim.
İlk 1 ayımız çok sakin geçti katta 20 oda
vardı koridorun 1 ucunda biz üçümüz 1
odada oturuyorduk. Diğer uçta ise
rahmetli Mehmet DAVRANALP.
Biz
dördümüzden başka da katta kimsecikler
yoktu. İş olmadığı için arada bir keşfe
çıkıyorduk. Odaların kapıları kilitli idi bir
tek bizim karşımızda çok güzel döşenmiş
tek kişilik bir oda vardı. Biz tabi uzman
yardıcıları olarak herhalde burası uzman
odası diye içimizden geçiriyorduk. Daha
sonra Veysel YAYAN beyin Daire
Başkanlığına atanıp o odaya oturması ile
hem Daire Başkanı kavramını hem de o
odanın bir Daire Başkanı odası olduğunu
öğrenecektik.
Dediğim gibi ilk başlarda çok sakindik.
Bazen bir firmadan bir broşür gelirdi.
Broşür diyince hani o fuarlarda masalara
yığılıp da taşımaya üşendiğimiz için
elimize almadığımız 1 sayfalık kağıtlardan bahsediyorum öyle kapsamlı bir şey
değil. Ama o broşürler o kadar ciddiye
alınırdıki anlatamam. Önce broşürün
önüne bir evrak akış fişi eklenir, sırasıyla
Başkan (Müsteşar) Başkan Yardımcısı
(sadece 1 tane idi) Uzmanlar ve ardından
en son bize gelirdi. Gelene kadar da
üzerine destan gibi notlar yazılırdı. Evrak
akış yoğunluğu haftada 3 broşür
mertebesinde olduğu için son derece
normaldi tabii ki bu kadar ciddiye
alınması. Ancak problem en son bize
geldiğinde bizim bu broşürler ile ne
yapacağımızı bilemiyor olmamızdı. Öyle
ya resmi evrak muamelesi görmüş,
zimmetle teslim edilmiş, atsan atılmaz,
işlem yapıyım desen bişe denmiyorki ne
işlem yapacaksın. Bu hengamede
durumdan ilk vazife çıkaran Nadir Bey
oldu ben bu silah istemlerini üretibilecek
kapasite için sanayiye soru yazıları yazıp
mevcut tezgah kabiliyetlerinin bir
envanterini çıkaracağım dedi. Yönetim de
destek olunca bu çalışma başladı. Hatta
Nadir Bey ayrıldıktan çok sonra da bu
çalışma gelişerek devam etti. En son
ulaştığı ve amacını yitirdiği nokta STRAB
projesi olarak bilinir.
Vefalı Personelimiz
Bu sakin günlerimiz bizimle aynı sınavı
kazanan diğer personelin de güvenlik
soruşturmalarını peyderpey tamamlayıp
işe başlamaları ile sona erdi. İlk önce
bizden 1 ay sonra Nuran İNCİ , Elife ÜNAL
ve Ali Vasfi DEMİRTAŞ onları takip eden
aylarda da diğer personel işe başladı
artık 3 değil tam 12 uzman yardımcısı idik.
Tam 3 tane de Projemiz vardı. Zırhlı
Muharebe Araçları Projesi, Alçak İrtifa
Hava Savunma Sistemi Projesi ve HFSSB
Telsiz projesi.
Bu projelerin en önem verileni Alçak İrtifa
Hava Savunma Sistemi idi ama malesef
yıllarca çalışma ve emeği müteakkip iptal
edildi. 2006’lı yıllarda Roket Füze ve
Mühhimmat Şubesinin ilk projelerinden
biri olarak Alçak İrtifa Hava Savunma
Projesinin yeniden dirilip geldiğini
görünce için için gülümsemedim desem
yalan olur.
Ben makina mühendisi olarak Zırhlı
Muharebe Aracı Projesinde görevlendirilmiştim. Artık hayatım değerlendirmeyi
yaptığımız “Komisyon Odasında” geçiyordu. O tarihlerde hepimizin bekar
olması sebebiyle çalışma saatlerinin
sabah 9:00 Akşam (sabaha Karşı) 04:00
olması da pek kimseyi rahatsız etmiyordu.
Hatta sabaha kadar çalıştıktan sonra
Jusmmat (Şimdiki ODC)’ ın bulunduğu
tepeye bakarak güneşin doğuşunu
seyredip ondan sonra eve gitmek de bir
rituel olmuştu.
Ancak değişmeyen tek bir şey vardı bize
verilen değer. Her akşam nöbetçi
personel saat 19:00 19:30 arası tüm katları
gezer, tüm çalışanlara ne yemek istediğini
sorar yarım saat sonra da herkese sipariş
ettiği yemek ulaştırılırdı. Sabah eve
giderken de mutlaka herkes evine ulaştırmadan nöbetçi araç kurumdan ayrılmazdı.
Gerçekten yoğun çalışıyorduk ama
yorulmuyorduk yaptığımız işin önemi tam
tersine bize heyecan veriyordu. Ama en
önemlisi amirlerimizin bize verdiği destek
idi. O tarihte kurumun yegane uzman
yardımcıları olarak okuldan yeni mezun
gençler olduğumuz halde katıldığımız tüm
toplantılara tam yetki ile katıldık . Hata
yapmamaya çalıştık. Hata yaptığımız da
oldu ama amirlerimiz Vahit ERDEM,
Metin ERGÜN, Veysel YAYAN, Ali DOĞAN
tarafından hiç bir zaman ezdirilmedik.
Haa kuruma döndüğümüzde yalnız
kalınca fırçamızı yedik o da ayrı konu
tabiiki.
O günlerden aklımda kalan bir kaç isim ve
bir kaç anı daha var ki onları da
yazmazsam rahat edemiyeceğim.
Komisyon Odalarımız ve O odalarda
geçen saatlerimizden bahsetmiştim. Gine
bir gün komisyon odasında çalışırken
kapı açıldı ve Daire Başkanımız Ali
DOĞAN bey içeri girdi . Arkadaşlar TRT
çekim yapacak gizli evrakları toplayalım
dedi. Biz hazırlandık benim üzerimde yeni
aldığım ilk kez giydiğim ve hiç beğenmediğime karar verdiği açık gri kalın bir
ceketim vardı. TRT çekim yapsın diye bir
de mizansen yaptık bir grubumuz toplantı
masasına oturdu ortaya bazı proje ile
alakasız kağıtlar açtık ben ve bir
arkadaşımda bilgisayarın başına geçtik
bir hesap tablosu programı açtık güya
çalışıyoruz. O zamanlar Bilgisayarlar yeni
bir kavram TRT kameramanının en çok
hoşuna giden sahne de bilgisayar bölümü
olmuş nedense. O çirkin kıyafetimle bol
bol beni çekmiş. O klip nerdeyse 2000’li
yıllara kadar ortalama ayda 1 kez olmak
üzere sürekli silahlı kuvvetler saatinde
gösterildi. Ve ben o gün ne olursa olsun işe
giderken mutlaka şık giyinmek gerektiğini
öğrendim.
Komisyon odalarımızın en büyük eğlencesi ise kurumumuzun önce müstahdemi
sonra çaycısı en son da Bahçıvanı olarak
tanınan Şükrü İYİİŞ idi . Telefon ile arayıp
“Şükrü dayı bize 2 çay 1 kahve 1 kola” diye
tek tek sipariş verirdik o da dikkatle dinler
ve sorardı “kola 1 değil mi...” diye ama
yıllar boyu 1 kere bile doğru sipariş
geldiğini görmedik mesela siz 2 çay 2
oralet isterdiniz. Odaya 3 tane ayran 1
kola 1 fanta gelirdi.
Şükrü dayı yaptığı her görevde kurum
efsanelerine konu olmuştu. Ben görmedim ama çok anlatılan bir hikayesi de
şudur. O tarihte Bayrak Garnizonundan
emekli olmuş bir Mehmet TOPAL
Albayımız var. Kurumun taşıtları ve hizmetlilerinden o sorumlu. Ancak askerliğin
de etkisiyle babacan fakat çok sert bir
yapısı var (yada bize o zaman öyle
gelirdi). O kadar ototiter ki biz uzman
yardımcıları bile tir tir titrerdik. Diyelim
Bakanlığa toplantıya gidilecek ajandamızı alır aşağıya inerdik. Kapısna gelip
Mehmet Albayım bizim MSB ye toplantıya
gitmemiz lazım araç varmı dediğimizde
“Gencecik adamsınız hemen şurası
yürüyün“ der bizim de ısrar etmek aklımıza dahi gelmezdi.
Gine bir gün felaket bir yağmur yağıyor
Bülent OKYAR bey servisten iniyor ve
Şükrü Dayı’yı üzerinde yağmurluk ile
elinde hortum çimenleri sularken buluyor.
Ne yapıyorsun şükrü dayı zaten yağmur
yağıyor dediğinde Şükrü Dayı’nın cevabı ,
“Valla bülent bey TOPAL albayım çimler
her gün sulanacak dedi ben görevimi
yapayım da neme lazım” oluyor. Gerçekten de fıkra gibi ama gerçek.
Yıllar geçerken biz büyüdük iş yükümüz
de büyüdü ama Türkiye’de olmayan bir
şeyi daha başarabilmek için duyduğumuz
çocukca heyecan hiç eksilmedi. Umarım
SSM bir sonraki 25nci yıllına çok daha
büyük başarılar ile ulaşır ve 2008-20092010 lu yıllarda işe giren arkadaşların
SSM’nin 50nci yılı için anılarını yazarken
benim duyduğum keyfi, heyecanı ve
mutluluğu duyarlar.
Nice 25 yıllara SSM.
103
SSM'nin
Kuruluşu Böyle Okundu
7 Kasım 1985 - Hürriyet
18 Şubat 1976 - Milliyet
SSM'nin Kuruluşu Böyle Okundu
25 Ocak 1987
27 Nisan 1987
27 Nisan 1987
105
29 Nisan 1987
15 Kasım 1987
SSM'nin Kuruluşu Böyle Okundu
6 Ocak 1989
3 Mayıs 1989
107
25 Mart 1989
12 Nisan 1989
SSM'nin Kuruluşu Böyle Okundu
11 Mayıs 1989
26 Mayıs 1989
109
17 Ekim 1989
14 Ocak 1991
25 Mart 1991
1991
23 Nisan 1991
25. Yıl Etkinlikleri
SSM 25. KURULUŞ YILDÖNÜMÜ ETKİNLİKLERİ KAPSAMINDA ANITKABİR
ZİYARETİ (01 KASIM 2010)
Müsteşarlığımızın 25. Kuruluş Yıldönümü Etkinlikleri kapsamında Müsteşarımız Sn. Murad
BAYAR başkanlığındaki SSM Personeli Anıtkabir’e ziyarette bulunmuşlar, mozaleye çelenk
koyulmasının ardından Müsteşarımız Anıtkabir Anı defterini imzalamışlardır.
111
“SSM 25 YAŞINDA” SERGİSİ AÇILIŞ
TÖRENİ ( 05 KASIM 2010)
Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nın 25. Yılı
kutlamaları kapsamında, Müsteşarlığın
kuruluşundan günümüze gelişimini özetleyen panolar ile yürütmekte olduğu projelere
ilişkin tanıtıcı maketlerin yer aldığı “SSM 25
Yaşında” sergisi, Milli Savunma Bakanımız
Sn. M. Vecdi GÖNÜL’ün ev sahipliğinde 5
Kasım 2010 tarihinde saat 18:30’da
Cermodern Sanat Merkezi’nde açılmıştır.
7-9 Kasım 2010 tarihleri Resim ve Heykel
müzesinde gösterimi devam eden serginin
açılışı Sayın Başbakan Recep Tayyip
ERDOĞAN tarafından yapılmış olup, açılış
törenine Genelkurmay Başkanı Orgeneral
Işık KOŞANER, Kültür Bakanı Ertuğrul
GÜNAY, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral
Eşref Uğur Yiğit, Jandarma Genel Komutanı
Orgeneral Necdet ÖZEL, Kara Kuvvetleri
Kurmay Başkanı Orgeneral Bekir KALYONCU
ve diğer üst düzey askeri ve sivil personel
katılmıştır.
25. YIL ETKİNLİKLERİ KAPSAMINDA TRT TÜRK SANAT MÜZİĞİ KONSERİ
(10 ARALIK 2010)
Müsteşarlığımızın kuruluşunun 25nci yılı etkinlikleri kapsamında 10 Aralık tarihinde TRT
Ankara Radyosunda düzenlenen “Türküden Besteye” adlı konseri izlemeye Sn. Müsteşarımız,
Müsteşar yardımcılarımız ve SSM personeli eşleri ile birlikte katılmışlardır
25. Yıl
Fotoğraf Yarışması
1. Özlem GÜNER
Bakış
“Bakış ki zamanı dondurduğumuzu
sandığımız, bakış ki sonsuzluğu getiren.”
113
2. Bilge MOLVALI
Ruh Güzelliği
01 Mart 2003 tarihinde kaybettiğim çok
sevgili ablam Duygu Eroğlu'na ait İzmir,
Selçuk ilçesi Yoncaköy'de kendisine ait
yazlık evinin bahçesinde bir gül...
Hastanede son günlerinde ''Haziranda
beraber gidip gülleri seyredelim ''demişti
ama kısmet olmadı....
3. Hakkı Burak SAĞ
Blackpool
Her yolculuk, küçük bir adımla başlar. Bu
yüzden, başarının anahtarı doğru atılacak
küçük bir adımda yatar.
Esra AYDEMİR
ÇAVUŞ
Cambridge
Kendimize kim olduğumuzu hatırlatmak
için hepimizin aynalara gereksinimi
vardır. Cambridge barındırdığı tüm
güzelliklerle benim için bu aynalardan
biriydi..
Günnur Nazlı
TOPÇU
Dinginlik
“Öyle zamanlar vardır ki sessizliğin sesini
dinlemek istersiniz. “Dinginlik” de öyle bir
anda çekmiş olduğum bir fotoğraf.
Yusuf Bilge TUNÇ
İHA
İnsanlığa ilham veren doğaya sevgi ve
hayranlıkla…
Erhan ÖZAYDIN
Deniz-Boğaz-Martı
“Bu fotoğraf İstanbul’un benim aklımdaki
özeti gibi, sıcak ve hayat dolu bir şehir.”
115
Dinçer BATIRBEK
Altın Tapınak ve
Buda'nmış Ağaçlar
Güneydoğu Asya’nın gizemli dünyası
Tayland’ın başkenti Bangkok’ta bulunan
Altın Tapınak, klasik sundurmalı uzakdoğu mimarisine eşlik eden, yerel
motiflerde budanmış tropik ağaçlarıyla
ilginç bir uyum gösteriyor. Tapınağın sivri
kuleleri altında Budist rahipler, yüzyıllardır
Doğu’nun dingin bilgeliğini, meraklı
ziyaretçilerle paylaşıyorlar.
Elif BEŞEL
Düzen
Uzak toprakların havasını, eski zamanların seyahatlerini, girişimci ve yenilikçi
ruh insanlarının hangi aşamalardan
sonra böyle güzel görünümlerle, bu denli
düzenli göz zevkimizi okşayan bu görüntüyü kalıcı kılmak istedim. Yalnız göründüklerine aldanmayın, nice hayatlara
tanıklık ettiler, mutluluklarını üzüntülerini
paylaşan bir dost oldular insanlara…
Salih SALİHOĞLU
Kapı Komşuları
Doğadaki uyum ve birlikte yaşamın
yarattığı tatlı bir süpriz olarak çektiğim bir
fotoğraftı. Ama bugün fotoğrafa baktığımda artan nüfus ve gelecek kuşaklara
ne kalacak konusunda verdiği mesajı
daha anlamlı buluyorum.
Abdurrahman KILIÇ
İki Dünyanın
Kavuşması
“Yer ve göğün bu kadar yakın olduğu bir
mezarlıkta, insanlar ölülerini ziyarete
gelmiştir. Bu sırada yaklaşan kara bir
bulut ve ona doğru uzanan sarı otlar,
orada ki insanların düşüncesinden geçen
ölüm ve yaşam fikirlerini somut bir tablo
halinde sunmaktadır.“
Aysun KÜÇÜK
Yol
Karlı ve soğuk bir Boston sabahında
üşüyerek okula doğru koştururken içimi
ısıtan güneş ışıklarını farkedip “hayata bir
dakikalık bir mola” verdiğim anın resmidir. Bulunduğumuz yolların herzaman
“güneşli birden fazla dakika ile dolu
olması” dileği ve bana bu fırsatı sağlayan
Kurumuma teşekkürlerimle...
Bülent Ecevit
BEYOĞLU
Defne
Anlatılmaz, yaşanır!
117
25. Yıl
Spor Etkinlikleri
Savunma Sanayii Müsteşarlığının 25.Yıl Kuruluş Yıldönümü kapsamında Futbol, Basketbol,
Voleybol, Bowling ve Masa Tenisi branşlarında turnuvalar düzenlenmiştir. Anılan turnuvalara
SSM ile birlikte ASELSAN, FNSS, HAVELSAN, GATE, MIKES, MILSOFT, NUROL,
ROKETSAN, STM, TAI firmaları katılım sağlamışlardır.”
Gündem
İmza Törenleri
ORTA MENZİLLİ TANKSAVAR SİLAH SİSTEMİ (OMTAS) PROJESİ GELİŞTİRME
DÖNEMİ (DÖNEM-2) SÖZLEŞMESİ (29 TEMMUZ 2010)
K.K.K.lığının, orta menzilli modern tanksavar silah ihtiyacının yurt içi geliştirme yoluyla
karşılanması maksadıyla Orta Menzilli Tanksavar Silah Sistemi (OMTAS) Projesi Geliştirme
Dönemi (Dönem-2) Sözleşmesi, Müsteşarlığımız ve Roketsan A.Ş. arasında, 29 Temmuz 2010
tarihinde Müsteşarlığımızda gerçekleştirilen törenle imzalanmıştır.
UYDU VE ARGE İMZA TÖRENİ (03 EYLÜL 2010)
GÖKTÜRK Keşif ve Gözetleme Uydusu Projesi teknoloji kazanım yükümlülüğü çerçevesinde
“Uydu SAR Konsept Tasarım Raporu”nun hazırlanmasına ilişkin Protokol 03 Eylül 2010 Cuma
günü Müsteşarlığımız, Hava Kuvvetleri Komutanlığı ve ilgili firmaların katılımıyla düzenlenen
törenle Müsteşarlığımız, ASELSAN A.Ş. ve SDT Uzay ve Savunma Teknolojileri A.Ş. arasında
imzalanmıştır.
25 TONLUK SAHİL GÜVENLİK BOTU PROJESİ İMZA TÖRENİ (07 EYLÜL 2010)
Sahil Güvenlik Komutanlığı ihtiyacına binaen,
tarihinde imzalanmıştır.
Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın planlı kuvvet
yapısına ulaşabilmesi ve 2692 Sayılı Kanunla
Bu çerçevede, Sn. Müsteşarımız ve Sahil
verilen görevleri etkinlikle yerine getire-
Güvenlik Komutanı Tümamiral İzzet
bilmesi amacıyla 17 adet bot tedariğine
ARTUNÇ’un katılımıyla gerçekleştirilen
yönelik olarak, 25 Tonluk Sahil Güvenlik Botu
törene, SGK’lığı ve Yonca-Onuk A.O.
Tedarik Projesi Sözleşmesi SSM ve Yonca-
temsilcileri iştirak etmiştir.
Onuk A.O. firması arasında 07 Eylül 2010
EHTES PROJESİ İMZA TÖRENİ
TÜBİTAK İLE EHDM HİZMET SÖZLEŞMESİ İMZA TÖRENİ
(04 KASIM 2010)
(22 KASIM 2010)
Kara Kuvvetleri Komutanlığının ihtiyacı doğrultusunda Helikopter Elektronik Harp Projeleri
kapsamında, kurulacak Elektronik Harp Destek Merkezinde, TSK envanterinde yer alan
helikopter platformlarının kızıl ötesi, radar ve lazer güdümlü tehdit füzelerine karşı
korunmalarını sağlamak maksadıyla tedarik edilecek elektronik harp sistemlerinin;
simülasyon, saha testi, uçuş testi, program geliştirme, program değiştirme, tehdit analiz ve
eğitimlerin değişen harekat koşullarına göre yapılanmasına ve bahse konu merkezde ihtiyaç
duyulacak olan mühendislik desteğine yönelik Elektronik Harp Destek Merkezi Mühendislik
Desteği Alım Sözleşmesi 22 Kasım 2010 Pazartesi günü TÜBİTAK, Genelkurmay Başkanlığı ve
Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın da katılımıyla düzenlenen törenle Müsteşarlığımız ile
TÜBİTAK arasında imzalanmıştır.
Hava Kuvvetleri Komutanlığının ihtiyacı
doğrultusunda EHTES Projesi kapsamında
tedariki gerçekleştirilen hava savunma
sistemine ait EH Test ve Değerlendirme
Laboratuvarı geliştirilmesine yönelik Sözleşme Değişikliği, 4 Kasım 2010 Çarşamba günü
Müsteşarlığımız, Hava Kuvvetleri Komutanlığı
ve TUBİTAK SAGE’nin de katılımıyla
düzenlenen törenle Müsteşarlığımız ile
Ortadoğu Savunma Teknolojileri AR-GE ve
Yazılım San.Tic. arasında imzalanmıştır.
119
Konferans, Toplantı, Fuar
MSB MÜSTEŞARI KORGENERAL ÜMİT
DÜNDAR’A VERİLEN BRİFİNG
(13 EYLÜL 2010)
MSB Müsteşarı Korgeneral Ümit DÜNDAR ve
beraberindeki heyet Müsteşarlığımıza bir
ziyarette bulunmuşlar ve kendilerine bir
brifing verilmiştir.
TOBB SAVUNMA MECLİSİ TOPLANTISI (30 EYLÜL 2010)
Türkiye Savunma Sanayi Sektör Meclisi toplantısı 30 Eylül 2010 tarihinde TOBB Ekonomi ve
Teknoloji Üniversitesi toplantı salonunda gerçekleştirilmiştir. Toplantıya Savunma Sanayii
Müsteşarı Sn. Murad Bayar ‘ın yanı sıra SASAD Yönetimi ve Üye firma temsilcileri katılmıştır.
Toplantıda Savunma Sanayii Müsteşarı Sn. Murad BAYAR 2009 yılı verilerinin genel bir
değerlendirmesini yaparak, halen yürütülmekte olan projeler hakkında bilgi vermiş ve
sektördeki firmalardan beklentilerini açıklamıştır.
GÜNEY AFRİKA /CAPE TOWN
konuları hakkında bilgi almışlardır.
ULUSLARARASI UZAY/HAVACILIK VE
SAVUNMA FUARI (21-26 Eylül 2010)
Sektöre Uyarlanması Paneli’ne Sanayileşme
2011 Yılı Fuarları ile ilgili olarak fuar
organizasyon firmaları ile toplantılar yapıl-
Türk savunma sanayii işbirliğinin hedef
Ayrıca Savunma Çözümlerinin Kamu Ve Özel
mıştır.
Dairemizden Sanayii Katılımı ve Offset Şube
Müdürü Uzman Dinçer BATIRBEK konuşmacı olarak katılmıştır.
bölgeler ve ülkeler ile geliştirilmesi amacıyla,
Savunma Sanayii Müsteşarlığı koordinasyonunda, Milli Savunma Bakanı Sayın M.
Vecdi GÖNÜL başkanlığında oluşturulan
heyet, 11 savunma sanayii firması ve
Genelkurmay Başkanlığı temsilcilerinin de
katılımıyla, 21-26 Eylül 2010 tarihleri arasında
BİLİŞİM ZİRVESİ (05 EKİM 2010)
Türkiye’nin en büyük bilgi, iletişim ve eğitim
platformu olan Bilişim Zirvesi 2010, 4-5 Ekim
2010 tarihleri arasında İstanbul'da gerçekleştirilmiştir.
Bu yıl Telekom, e-Sağlık, Finans, Savunma
düzenlenen AAD 2010 Uzay/Havacılık ve
temalı Konferansların yer aldığı Bilişim Zirvesi
Savunma fuarına iştirak etmiştir.
2010’nun Savunmada Bilişim temalı tüm gün
Hava Kuvvetleri Komutanı, Azerbaycan
Savunma Sanayi Bakanı, Almanya (SASAD
muadili) AGD&SI Başkanı, Angola Hava
Kuvvetleri Komutanı, Endonezya Kara
süren oturumunun açılışına Sn. Müsteşarımız
Murad BAYAR bir konuşma ile katılmışlardır.
Konuşmalarında, gelişen sensör
teknolojisi ve bu alanda SSM tarafından
yürütülen tedarik ve geliştirme projeleri
Kuvvetleri Komutanı, Omman Hava Kuvvetleri
hakkında bilgiler aktarmış, bu sayede veri
Komutanı ve Heyeti, Katar Hava Kuvvetleri
toplama kapasitesinin oldukça arttırıldığını
Heyeti, Malezya Hava Kuvvetleri Komutanı,
belirtmiştir.
Gabon
Hava Kuvvetleri Komutanı, Suudi
Arabistan Ana malzeme Direktörü ve
beraberindeki Heyet, Hindistan Heyeti,
Lesoto Heyeti ve Denel firması Yetkilileri
standımızı ziyaret etmişlerdir.
Konferansta MEBS Daire Başkanı Sn. Mete
ARSLAN "Ağ Destekli Yetenek; Kritik Tesis ve
Altyapıların Güvenliği” Paneli Başkanı olarak,
Ağ Destekli Yeteneğin (ADY) ulusal ihtiyaçlar
ve kritik
OFFSET KONFERANSI (07 EKİM 2010)
6-8 Ekim 2010 tarihleri arasında ESBAŞ Ege
Serbest Bölgesi’nde düzenlenen 2. Küresel
Havacılık, Uzay ve Offset Konferansı’na Milli
Güney Afrika/Cape Town’da ilk defa
İtalya Hava Kuvvetleri Komutanı, Pakistan
2. KÜRESEL HAVACILIK, UZAY VE
tesis ve altyapıların güvenliği
Sayın Bakanımız fuarın ilk gününde Müste-
çerçevesinde şekillendirilmesine yönelik
şarımız eşliğinde fuara katılan firmalarımızın
AnelTech, Aselsan, Havelsan, STM,
standlarını ziyaret ederek firmalarımızdan
TUBİTAL UEKAE firmalarının görüşlerini
fuarda tanıtılan ürünleri ve potansiyel ihracat
almıştır.
Savunma Bakanı Sayın M. Vecdi GÖNÜL’ün
ve Savunma Sanayii Müsteşarı Sayın Murad
BAYAR’ın katılımlarıyla gerçekleşen konferansta savunma sanayiinde faaliyet gösteren
çok sayıda yerli ve yabancı firma temsilcileri,
akademisyenler, derneklerden temsilciler ve
diğer ilgililerin sunumları ile çeşitli paneller
gerçekleştirilmiştir.
Gündem
Konferans, Toplantı, Fuar
3’ÜNCÜ DENİZ SİSTEMLERİ SEMİNERİ
konusu sistemlerin tasarımı ve üretimine
ve yan sanayinin gelişimine etkileri, deniz
(11-12 EKİM 2010)
yönelik oluşturulan yol haritası ve stratejilerin
sistemlerine yönelik ihtiyaçlarımızın özgün ve
paylaşılması amacıyla gerçekleştirilen Deniz
milli tasarım ile karşılanmasının Türk
Sistemleri Semineri’nin üçüncüsü, Müsteşar-
savunma sanayisiinin gelişmesine ve
lığımız ev sahipliğinde ve RMK Marine ve
uluslararası pazarda rekabet edebilir bir
HAVELSAN’ın ana sponsorluğunda 11-12
yapıya kavuşmasındaki önemi, bu alanda var
Ekim 2010 tarihlerinde ODTÜ Kültür ve
olan ihracat potansiyelinin yeni tasarımlarla
Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilmiştir.
birlikte artırılmasının gerekliliği, ayrıca
üretilen bu ürünlerin lojistik desteğinin
Seminer ODTÜ Rektörü’ne vekâleten Rektör
sağlanması ve bu yönde SSM’nin sektörden
Yardımcısı Prof. Dr. Volkan ATALAY, Savunma
beklentileri hususları dile getirilmiştir.
Sanayii Müsteşarı Murad BAYAR, SASAD
Deniz sistemleri konusundaki ortak bilgi
birikiminin artırılması, karşılıklı işbirliklerinin
geliştirilmesi, ilgili üniversite/araştırma
kuruluşlarının ve firmaların yetenekleri
hakkındaki farkındalığın sağlanması, söz
Genel Sekreteri Kaya YAZGAN ve seminerin
Söz konusu organizasyonda gemi platform /
organizasyon çalışmalarını Müsteşarlığımız
sistem ve alt sistemleri kapsamında 8
adına yürüten (E) Y.Müh.Kd.Alb.A.Zafer
üniversite, 28 yerli ve yabancı firma tarafından
BETONER’in yaptığı açılış konuşmaları ile
toplam 42 sunum gerçekleştirilmiş ve 53
başlamıştır. Açılış konuşmalarında; gemi inşa
firmanın tanıtım faaliyetleri sergilenmiş olup,
sektörü ve tersanelerin son dönemdeki
seminere 700 kişi kayıt yaptırmıştır.
durumları, askeri gemi projelerinin gemi inşa
"CHALLENGES İN AUTONOMOUS
tıda ülke temsilcileri insanlı ve insansız
Üniversitesi tarafından düzenlenen “Teknoloji
SYSTEMS: MANNED/UNMANNED
sistemlerin birlikte çalışabilirliği konusunda
Yönetiminde Savunma Sanayinin Rolü”
INTEGRATED OPERATİONS"
tecrübelerini aktarmışlar, ayrıca katılımcı
konulu konferansa Sn. Müsteşarımız Murad
TOPLANTISI (12-14 EKİM 2010)
firmalar tarafından bu konudaki teknolojik
BAYAR, Müsteşar Yardımcımız İsmail
NATO -RTO "Systems Concepts and
kabiliyetleri sunulmuştur.
TOHUMCU, Proje Müdürü Tamer AYAR
Integration (SCI-216)"
çalışma grubunun
RTO tarafından “çok uluslu insanlı ve insansız
katılım sağlamışlardır.
"Challenges in Autonomous Systems:
sistemlerin birlikte çalışabilirliği ve işbirliği”
350 kişilik bir katılımın gerçekleştiği söz
Manned/Unmanned Integrated Operations"
açısından planlanan bir demo/gösteri
konusu konferansta Sayın Müsteşarımız
toplantısı 12-14 Ekim 2010 tarihleri arasında
(Cooperative Demonstration of Technology,
konuyla ilgili bir konuşma ve sunum
Antalya'da gerçekleştirilmiştir.
CDT) ile ilgili senaryo, konsept ve teknolojiler
gerçekleştirmiştir.
Müsteşarımız Sn. Murad Bayar tarafından
hakkında fikir alışverişinde bulunulmuştur."
Sayın Müsteşarımız Başkanlığında SSM
yapılan "Turkey's Aviation and UAV
“TEKNOLOJİ YÖNETİMİNDE
Heyeti Konferans bitiminde Erzur um
Perspectives" isimli açılış konuşma-
SAVUNMA SANAYİNİN ROLÜ”
9.Kolordu Komutanı Korgeneral Kenan
sında
KONULU KONFERANS (14 EKİM 2010)
HÜSNÜOĞLU’na makamında bir nezaket
14 Ekim 2010 tarihinde Erzurum Atatürk
ziyareti gerçekleştirmiştir.
UKTI DSO SEMPOZYUMU
yurtdışı pazarlarda İş ve Ortaklık Geliştirme
ve deniz ötesi işbirliklerinde nasıl başarılı
(03 Kasım 2010)
stratejisine ilişkin bir konuşma ve sunum
olabileceğine yönelik Müsteşarımız, Gerald
03 Kasım 2010 tarihinde, İngiltere Ticaret ve
yapmıştır.
Howarth, Soo-Man Chang ve BAE Systems
Yatırım, Savunma ve Güvenlik Kuruluşu (UKTI
Sempozyumda ayrıca Güney Kore Savunma
CeO'su Ian King'in katıldığı bir panel ile
DSO) tarafından Londra'da her yıl
Tedarik ve Program Kuruluşu (DAPA)
kapanmıştır.
düzenlenen, İngiltere'nin savunma, güvenlik
Başkanı, Komisyoner Soo-Man Chang
ve ticaret stratejisi ile ilgili Bakanlarının, üst
tarafından, Güney Kore'nin savunma tedarik
düzey kamu ve özel sektör yöneticilerin
sistemini ve uluslararası pazarlara yakla-
katılım sağladığı DSO Sempozyumu'na
şımını kapsayan bir sunuş gerçekleş-
konuşmacı olarak davet edilen SSM Murad
tirilmiştir.
Bayar, İngiltere Uluslararası Güvenlik
UKTI DSO Başkanı Richard Paniguian'ın
Stratejisi Bakanı Gerald Howar th'ın
konuşması ile açılan Sempozyumun sabah
konuşmasını takiben, Müsteşarlığımızın
oturumu, İngiltere'nin uluslararası pazarlarda
Türkiye’deki İnsanlı ve İnsansız
Hava Aracı (İHA) Projeleri'ne yönelik
SSM’nin yaklaşımları anlatılmıştır. Toplan-
121
AB BİLGİLENDİRME GÜNÜ AÇILIŞI
kurumlarının sektöre katkılarının artırılması
Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu’nun 22.
(23 KASIM 2010)
amacıyla Türk Silahlı Kuvvetleri ve bu alanda
Toplantısı, Başbakan Sayın Recep Tayyip
bilgi birikime ve teknolojik altyapıya sahip
ERDOĞAN’ın başkanlığında, 15 Aralık 2010
savunma sanayii firmalarının, üniversite ve
tarihinde, TÜBİTAK Uzay Teknolojileri
araştırma kuruluşlarının katılımı ile 26 Kasım
Araştırma Enstitüsü’nde yapılmış olup, söz
2010 tarihinde Müsteşarlığımız konferans
konusu toplantıya Müsteşarımız
salonunda “Türkiye'de Uçuş Eğitim
Murad BAYAR ve Ar-Ge ve Teknoloji Yönetimi
Simülatörü Sektörünün Mevcut Durumu ve
Daire Başkanı Sayın Zübeyde ÇAĞLAYAN
Hedefleri” başlıklı Simülatör Çalıştayı
katılım sağlamışlardır.
Sayın
gerçekleştirilmiştir.
SAVUNMA SANAYİİ İCRA KOMİTESİ
YENİ FİKİRLER YENİ İŞLER FİNALİ
TOPLANTISI (15 ARALIK 2010)
(27 KASIM 2010)
Türk firmalarını AB politikaları hakkında
bilgilendirmek; güncel gelişmeler, ortaklık
Savunma Sanayii İcra Komitesi Toplantısı 15
fırsatları ve Ar-Ge çalışmalarına ilişkin
Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve ODTÜ
Avr upa’nın beklentileri konularında
Aralık 2010 tarihinde müsteşarlığımızda
Teknokent tarafından düzenlenen Yeni
farkındalığı arttırmak amacıyla Ar-Ge ve
gerçekleştirilmiştir.
Fikirler Yeni İşler Yarışmasının 2010 yılı final
Teknoloji Yönetimi Daire Başkanlığı
günü etkinliği Sayın Müsteşarımızın da
SAVUNMA SANAYİİ TEKNOLOJİ
tarafından 23 Kasım 2010 tarihinde
katılımıyla
PAYLAŞIMI SEMİNER VE SERGİSİ
Müsteşarlığımız Konferans Salonunda,
Kültür ve Kongre Merkezinde gerçekleşmiş
“Güvenlik Araştır ma ve Teknolojileri
olup, Genel ve Sanayi Kategorisi'nde 5,
konusunda Avrupa Teşvikleri” konulu bir Bilgi
Savunma Kategorisi'nde 2, Telekomüni-
Savunma Sanayii “Teknoloji Paylaşımı
Günü düzenlenmiş olup, söz konusu etkinliğe
kasyon ve Bilişim Kategorisi'nde 2 finalistin
Seminer ve Sergisi” Türkiye Odalar ve
TÜBİTAK, ASD, REA ve Avrupa Komisyonu
yarıştığı final töreninde; Kurup isimli grup,
Borsalar Birliği’nin ev sahipliğinde ve Milli
temsilcileri de konuşmacı olarak katılım
Akustik Hedef Tespiti ve Takibi projesi ile
Savunma Bakanı Sn. Vecdi Gönül’ün
sağlamıştır.
50.000. TL tutarındaki Savunma Sanayii Özel
himayesinde 16 Aralık 2010 Perşembe günü
Ödülünü (birincilik ödülü); Bilkentliler isimli
saat 09.00’da TOBB Ekonomi ve Teknoloji
grup
Üniversitesi’nde gerçekleştirilmiştir.
UÇUŞ SİMÜLATÖRÜ SEMPOZYUMU
(26 KASIM 2010)
27 Kasım 2010 tarihinde ODTÜ
YKS projesi ile 10.000 TL tutarındaki
Savunma Sanayii Özel Ödülünü (ikincilik
ödülü) almaya hak kazanmıştır.
BİLİM VE TEKNOLOJİ YÜKSEK
KURULU’NUN 22. TOPLANTISI
(15 ARALIK 2010)
(16 ARALIK 2010)
TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sn.
Tanıl KÜÇÜK ve Savunma Sanayii Müsteşarı
Murad BAYAR’ın
çok sayıda özel sektör temsilcisi katılmışlardır.
Askeri ve sivil uçuş eğitim simülatörlerine
yönelik orta ve uzun dönemdeki ülkemiz
ihtiyaçlarının yurt içinden karşılanma oranının
artırılması ve aynı zamanda sektörün dışa
açılımının sağlanması ve bu alanda yerli
sanayiinin gelişim, yatırım alanlarının
belirlenmesi, üniversite ve araştırma
açılış konuşmalarıyla
başlayan toplantıya, üst düzey bürokratlar ve
Gündem
Törenler
SÜRATLİ AMFİBİ GEMİSİ (LCT) DENİZE
İNDİRME TÖRENİ (02 EKİM 2010)
Sayın Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN,
Sayın Genelkurmay Başkanı, Sayın Milli
Savunma Bakanı, Sayın Ulaştırma Bakanı,
Kuvvet Komutanları ve Sayın Müsteşarımızın
katılımları ile 02 Ekim 2010 tarihinde
gerçekleştirilen törenle Süratli Amfibi Gemi
Projesi’nin 1’inci Gemi Ç-151 denize indirilmiştir.
Sürat, araç/personel taşıma kapasitesi, silah
ve yardımcı sistemler ile dünya donanmaAmfibi Gemi (LCT) Tedarik Projesi tamamen
bir milli dizayna sahip söz konusu gemilerin
Savunma Sanayi Destekleme Fonu (SSDF)
inşası ile yerli firmalara önemli bir iş olanağı
kaynakları ile finanse edilmekte olup; özgün
sağlanmaktadır.
SEYYAR CERRAHİ HASTANE TESLİM
kapsamında, bu yıl bir ‘’Okul Projesi’’
sayıda sivil ve askeri yönetici katılmıştır.
TÖRENİ (04 EKİM 2010)
gerçekleştirilmesi düşünülmüş ve 30 Nisan
Konuşmalarda; hali hazırda Tuzla bölgesinde
2010 tarihinde Müsteşarlığımızda, Savunma
askeri ve özel tersanelerimizde toplam bedeli
Sanayii firmalarının da katkılarıyla kermes
2 Milyar Doları bulan askeri gemi inşa
düzenlenmiştir. Kermesten elde edilen gelirle
projelerinin Savunma Sanayi Müsteşarlığı
bakım ve onarımı yapılan Ankara Akyurt
tarafından yürütülmekte olduğu, özellikle
ilçesi Cücük Köyü Cücük İlkokulu’nun
MİLGEM, Yeni Tip Karakol Botu, Süratli
açılışı Üst Yönetimimizin de katılımlarıyla
Amfibi Gemisi ve Sahil Güvenlik
gerçekleştirilmiştir.
Platformlarına yönelik projeler ile bu sektörde
larında kendi sınıfının en kabiliyetli gemileridir.
hissedilir derecede gelişme sağlandığı ve
gelinen aşamada ihtiyaçların büyük oranda
Savunma Sanayii Müsteşarlığı tarafından TSK
yerli olarak karşılandığı, gemilerin % 30’unu
Sağlık Komutanlığı için tedarik edilen 30
oluşturan ana tahrik ve sevk sistemlerinde ise
Yataklı Seyyar Cerrahi Hastane ve Mobil İlk
yerliliği arttırabilmek için ana makine,
Yardım İstasyonu Sayın Milli Savunma
teçhizat ve tahrik sistemlerinin yapılması
Bakanı, Sayın Sağlık Bakanı, Kara Kuvvetleri
gerektiği, savunma sanayi projelerinde özel
ve Hava Kuvvetleri Lojistik Komutanları,
sektörün beklenen performansı göstermesi
4üncü Kor. Komutanı, TSK Sağlık ve GATA
gerektiği vurgulanmıştır.
Komutanı ve Sayın Müsteşarımızın katıldıkları
SAHİL GÜVENLİK ARAMA KURTARMA
Söz konusu gemilerden ilki olan “TCSG
bir törenle Türk Silahlı Kuvvetlerine teslim
GEMİSİ TEDARİK PROJESİ İKİNCİ
DOST” 9 Haziran 2010 tarihinde denize
edilmiştir.
GEMİ “TCSG GÜVEN”İN DENİZE
indirilmişti. Tüm Gemilerin, inşa faaliyet-
Sistem, 30 Yataklı Seyyar Cerrahi Hastane ve
İNDİRME TÖRENİ (17 ARALIK 2010)
lerinin başarı ile tamamlanmasını müteakip
Mobil İlk Yardım İstasyonu olmak üzere, iki
Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın ihtiyacına
Eylül 2011 - Aralık 2012 arasında Sahil
ana bölümden oluşmaktadır. Sistemin ana
binaen, Savunma Sanayii Müsteşarlığı’nca
Güvenlik Komutanlığı’na teslim edilmesi
yapısı Alüminyum, Özel Alaşım Çelik, Çelik
yürütülen Sahil Güvenlik Arama Kurtarma
planlanmaktadır.
Konteyner ile Şişme Tip Çadırlardan
Gemisi Tedarik Projesi kapsamında inşa
oluşmaktadır. Sistemi oluşturan tüm unsurlar
faaliyetleri RMK Marine Tersanesi’nde
yine proje kapsamında tedarik edilen taktik
devam etmekte olan 4 (dört) adet Arama
tekerlekli araçlarla hizmet yerlerine taşın-
Kurtarma Gemisi’nden ikincisi “TCSG
maktadır.
GÜVEN” 17 Aralık 2010 tarihinde düzenlenen
tören ile denize indirilmiştir.
CÜCÜK KÖYÜ İLKÖĞRETİM OKULU
AÇILIŞ TÖRENİ (15 EKİM 2010)
Törene, Sayın Bakanımız, Sayın İçişleri
Bakanı, Sayın Müsteşarımız, Sahil Güvenlik
Müsteşarlığımızın 25. Kuruluş Yıldönümü
Etkinlikleri ve Sosyal Sorumluluk Projeleri
Komutanı ve Koç Holding A.Ş. Yönetim Kurulu
Şeref Başkanı Sayın Rahmi KOÇ ile çok
123
Ziyaretler
DENİZ KUVVETLERİ KOMUTANLIĞI
KURMAY BAŞKANI KORAMİRAL
NUSRET GÜNER'İN VEDA ZİYARETİ
(13 AĞUSTOS 2010)
SURİYE CUMHURBAŞKANI 1NCİ
YARDIMCISI HASAN TÜRKMANİ'NİN
ZİYARETİ (28 EYLÜL 2010)
hakkında bir brifing verilmiştir. Brifingin
ardından heyet onuruna bir öğlen yemeği
verilmiştir.
İTALYA SAVUNMA BAKAN YARDIMCISI
GUIDO CROSETTO'NUN ZİYARETİ
(11 KASIM 2010)
Görev yeri değişen Deniz Kuvvetleri
Komutanlığı Kurmay Başkanı Koramiral
Nusret GÜNER, Sn. Müsteşarımıza veda
ziyaretinde bulunmuştur.
MSB MÜSTEŞARI KORG. ÜMİT
DÜNDAR'IN ZİYARETİ (06 EYLÜL 2010)
Suriye Cumhurbaşkanı 1nci Yardımcısı
Hasan TÜRKMANİ ve beraberindeki heyet
Sayın Müsteşarımıza bir nezaket
ziyaretinde bulunmuşlar ve kendilerine
Savunma Sanayi Müsteşarlığı hakkında
bir brifing verilmiştir.
IRAK SAVUNMA BAKANI ABDÜLKADER
MOHAMMED JASSİM AL-MAFRAJİ’NİN
ZİYARETİ (30 EYLÜL 2010)
İtalya Savunma Bakan Yardımcısı Guido
CROSETTO ve beraberindeki heyet Sayın
Müsteşarımıza bir nezaket ziyaretinde
bulunmuşlar ve kendilerine Savunma
Sanayi Müsteşarlığı hakkında bir brifing
verilmiştir.
KONGO SAVUNMA BAKANI CHARLES
MWANDO NSIMBA'NIN ZİYARETİ
(23 KASIM 2010)
MSB Müsteşarlığı’na yeni atanan
Korgeneral Ümit DÜNDAR Sn. Müsteşarımız Murad BAYAR’a bir nezaket
ziyaretinde bulunmuşlardır.
GENELKURMAY GENEL PLAN
PRENSİPLER BAŞKANI KORGENERAL
MEHMET EMİN ALPMAN’IN ZİYARETİ
(06 EYLÜL 2010)
Irak Savunma Bakanı Abdülkader
Mohammed Jassim AL-MAFRAJİ ve
beraberindeki heyet Sayın Müsteşarımıza
bir nezaket ziyaretinde bulunmuşlar ve
kendilerine Savunma Sanayi Müsteşarlığı
hakkında bir brifing verilmiştir.
SUUDİ ARABİSTAN ÖZEL KUVVETLER
KOMUTANI TÜMG. FAHED BİN TURQİ
BİN ABDULAZİZ’İN ZİYARETİ
(25 EKİM 2010)
Kongo Savunma Bakanı Charles
MWANDO NSIMBA ve beraberindeki
heyet Sayın Müsteşarımıza bir nezaket
ziyaretinde bulunmuşlar ve kendilerine
Savunma Sanayi Müsteşarlığı hakkında
bir brifing verilmiştir.
NİJERYA SAVUNMA BAKANI PRENS
ADETOKUNBO KAYODE'NİN ZİYARETİ
(23 KASIM 2010)
Genelkurmay Genel Plan Prensipler
Başkanı Korgeneral Mehmet Emin
ALPMAN ve beraberindeki heyet
Müsteşarlığımıza bir nezaket ziyaretinde
bulunmuşlar ve kendilerine bir brifing
verilmiştir.
Suudi Arabistan Özel Kuvvetler Komutanı
Tümg. Fahed Bin Turqi Bin ABDULAZİZ ve
beraberindeki heyet Sayın Müsteşarımıza
bir nezaket ziyaretinde bulunmuşlar ve
kendilerine Savunma Sanayi Müsteşarlığı
Nijer ya Savunma Bakanı Prens
Adetokunbo KAYODE ve beraberindeki
heyet Sayın Müsteşarımıza bir nezaket
ziyaretinde bulunmuşlar ve kendilerine
Savunma Sanayii Müsteşarlığı hakkında
bir brifing verilmiştir.
JANDARMA GENEL KOMUTANI
ORGENERAL NECDET ÖZEL’İN
ZİYARETİ (20 ARALIK 2010)
CUMHURBAŞKANI ABDULLAH GÜL’ÜN
TUSAŞ TESİSLERİNİ ZİYARETİ
(21 ARALIK 2010)
Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül ve
beraberindeki heyet 21 Aralık 2010
tarihinde TUSAŞ – Türk Havacılık ve Uzay
Sanayii A.Ş. tesislerini ziyaret ederek,
PAKİSTAN HAVA KUVVETLERİ
KOMUTAN YARDIMCISI KORG.
MOHAMMAD HASSAN'IN ZİYARETİ
(25 KASIM 2010)
Jandarma Genel Komutanı Orgeneral
Necdet ÖZEL Sayın Müsteşarımıza bir
nezaket ziyaretinde bulunmuşlardır.
Pakistan Hava Kuvvetleri Komutan
Yardımcısı Korg. Mohammad HASSAN ve
beraberindeki heyet Sayın Müsteşarımıza
bir nezaket ziyaretinde bulunmuşlardır.
(E) KORG. HAYRETTİN UZUN VE (E)
KORG. MEHMET ÇAVDAROĞLU’NUN
ZİYARETLERİ (21 ARALIK 2010)
KAZAKİSTAN MÜHENDİSLİK FİRMASI
YETKİLİLERİNİN ZİYARETİ
(26 KASIM 2010)
Kazakistan Mühendislik Firması yetkilileri
Sayın Müsteşarımıza bir nezaket ziyaretinde bulunmuşlardır.
AVUSTRALYA BÜYÜKELÇİSİ PETER
DOYLE'UN VEDA ZİYARETİ
(08 ARALIK 2010 )
Türkiye’de ki görevi sona eren Avustralya
Büyükelçisi Peter DOYLE Sayın Müsteşarımıza bir veda ziyaretinde bulunmuşlardır.
Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme
Vakfı Genel Müdürlüğü görevine atanan
(E) Korg. Hayrettin UZUN ve Aselsan
Yönetim Kurulu Başkanlığı görevi sona
eren (E) Korg. Mehmet ÇAVDAROĞLU
Sayın Müsteşarımıza bir nezaket ziyaretinde bulunmuşlardır.
KONGO SAVUNMA BAKANI CHARLES
MWANDO NSIMBA'NIN ZİYARETİ
(23 KASIM 2010)
Kongo Savunma Bakanı Charles
MWANDO NSIMBA ve beraberindeki
heyet Sayın Müsteşarımıza bir nezaket
ziyaretinde bulunmuşlar ve kendilerine
Savunma Sanayii Müsteşarlığı hakkında
bir brifing verilmiştir.
yürütülmekte olan projeler ile ilgili bilgi
almıştır. Ziyaretinde kendilerine başta
Milli Savunma Bakanı Sn. M. Vecdi Gönül,
Savunma Sanayii Müsteşarı Sn. Murad
Bayar ile TSKGV Genel Müdürü Sn.
Hayrettin Uzun eşlik etmiştir.
TUSAŞ’ta bulunmaktan ve çalışmaları
görmekten duyduğu memnuniyeti ifade
eden Cumhurbaşkanı Gül, “Her şeyden
önce gurur verici. Türkiye’nin geldiği
noktayı gösteriyor. Türkiye’de herkesin
aslında, gurur verici ve öz güvenimizi
artırıcı bu büyük başarıları takip etmesi
gerekir” demiştir.
İlk olarak Özgün İnsansız Hava Aracı
“ANKA” Montaj Alanı’nda bilgi alan
Cumhurbaşkanı, daha sonra T-38
Aviyonik Modernizasyonu ve F-16
Program alanlarını gezmiştir. Öncel IV
Program alanında bulunan bir F-16’nın
kokpitine çıkarak, basın mensuplarına
demeç veren Sn. Cumhurbaşkanı başta
Milli Savunma Bakanı Sn. M. Vecdi Gönül,
Savunma Sanayii Müsteşarı Sn. Murad
Bayar, TUSAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Sn.
M. Yalçın Kaya ve TUSAŞ Genel Müdürü
Sn. Muharrem Dörtkaşlı olmak üzere,
TUSAŞ’ta emeği geçen herkese teşekkürlerini dile getirmiş ve
TUSAŞ’ın çalışmalarını destekleyeceğini
ve başarılarının arkasında olacağını, uzay
sanayiyle ilgili de çok önemli projeler
gerçekleştirildiğini vurgulayarak “Bunları
günü geldiğinde herkes duyacak ve
görecek. Bunlar Türkiye’nin büyük
başarılarıdır. Kimsenin bunları gözden
kaçırmamasını isterim” demiştir.
125
Haberler
BASINDAN HABERLER
ANADOLU AJANSI
15 Ekim 2010
Savunma Sanayii Müşteşarlığı
Ankara'da Bir Köy İlkokulunu Onardı
Savunma Sanayii Müşteşarlığı ve Aselsan
Genel Müdürlüğü Tarafından Eğitime Destek
Projesi Kapsamında Onarılan Ankara'nın
Akyurt İlçesine Bağlı Cücük İlköğretim Okulu
Düzenlenen Törenle Hizmete Açıldı
Savunma Sanayii Müşteşarlığı ve Aselsan
Genel Müdürlüğü tarafından eğitime destek
projesi kapsamında onarılan Ankara'nın
Akyurt ilçesine bağlı Cücük ilköğretim Okulu
düzenlenen törenle hizmete açıldı.
Açılışta, Akyurt Kaymakamı Mustafa Yiğit,
Akyurt İlçe Milli Eğitim Müdürü Ahmet Mesut
Bayar, Savunma Sanayii Müşteşarı Murad
Bayar ile Aselsan Genel Müdürü Cengiz
Ergeneman'ın hazır bulundu. Savunma
Sanayii Müşteşarı Murad Bayar, yaptığı
konuşmada, müşteşarlık olarak onarıma
mütevazi bir katkı sunduklarını belirterek,
sosyal sorumluluk projelerine ilgisiz kalmayacaklarını söyledi.
Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Savunma
Sanayii Müsteşarı Murad Bayar ve
Genelkurmay Plan ve Prensipler Başkanı
Korgeneral Mehmet Emin Alpman ile birlikte
Türk savunma sanayi ürünlerinin tanıtım ve
pazarlanması görevini üstlenen “STM
Savunma Teknolojileri Mühendislik ve
Ticaret A.Ş.”nin ofisinin açılışını yaptı. Ofisin
temsilciliğine ise uzun süre İzmir’de görev
yapan ve Şubat 2010’da emekliye ayrılan
Amerikalı emekli Hava Korg. Maurice Lee
McFann getirildi. McFann’ın Türk savunma
ürünlerinin tanıtımı ve pazarlama faaliyetlerinin yanı sıra, Türkiye’nin almak istediği
silahlar konusunda ABD’de faaliyette
bulunacak.
25 Ekim 2010
1 milyar dolarlık ihracat hedefi
Türk Savunma Sanayii 2011 yılında 1 milyar
dolarlık ihracat hedefliyor.
Türk savunma sanayii ürünleri artık ABD
pazarında müşteri arayacak.
TOBB Türkiye Savunma Sanayii Meclisi
toplantısına katılan Savunma Sanayii
Müsteşarı Murad Bayar, savunma sanayinii,
Ar-Ge ve teknolojik gelişime en çok önem
veren sektör olarak nitelendirdi. Bayar, güçlü
savunma sanayiinin, güçlü yan sanayi ile
mümkün olduğuna dikkat çekerken, sektörde
2011 yılında 1 milyar dolar ihracat hedeflendiğini kaydetti.
Türk savunma sanayii ürünleri artık ABD
pazarında müşteri arayacak. Amerikan-Türk
İş Konseyi’nin 17-20 Ekim günlerinde
Washington’da düzenlediği toplantıya katılan
Bayar, sanayileşme ve teknoloji boyutlu
stratejik plan kapsamında, 2011 yılı için,
sektörde kişi başı 250 bin dolar ciro
ortalamasına ulaşılacağını hedeflediklerini
21 Ekim 2010
Savunma Sanayiimiz ABD pazarında
Haberler
de söyledi. En önemli hedeflerinden birisinin
de savunma sanayiinde küçük ve orta ölçekli
işletmeler (KOBİ) ve yan sanayi entegrasyonunun geliştirilmesi olduğunu dile getiren
Bayar, güçlü savunma sanayiinin güçlü yan
sanayi ile mümkün olduğuna dikkat çekti.
29 Ekim 2010
Hürkuş, 2011'de havalanacak
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TAI)
tarafından geliştirilen başlangıç ve temel
eğitim uçağı Hürkuş, 2011 yılında gökyüzüne
merhaba diyecek. Uçak, temel gece ve
gündüz görev yapabilme kabiliyeti ile
öğretmen ve öğrenci pilotun arka arkaya
oturduğu bir tasarıma sahip olacak.
Türk başlangıç ve temel eğitim uçağı
(Hürkuş), 2011'de gökyüzüne merhaba
diyecek. Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TAI)
tarafından geliştirilen Hürkuş, özgün bir
eğitim uçağı olarak tasarlanıyor. TAI'den
verilen bilgilere göre Hürkuş, eğitim uçakları
kategorisinde dünyadaki en üst düzey
projelerle eşdeğerde olacak. Uçağın parça
üretimine 2009'da başlandı. İlk uçuş ve
testlerin ardından 2013'te uçağa Avrupa
Havacılık Otoritesi'nden sertifika alınması
planlanıyor.
2006 yılında Savunma Sanayii Müsteşarlığı ve
TAI arasında imzalanan program çerçevesinde, özgün bir eğitim uçağı prototipinin
tasarlanması, geliştirilmesi, test ve doğrulamasının yapılması, üretiminin ve sertifikasyonunun gerçekleştirilmesi ve sisteme ait
teknik veri paketinin oluşturulması hedeflendi. Hürkuş adı verilen Türk başlangıç ve
temel eğitim uçağı, gece ve gündüz görev
yapabilme kabiliyeti ile öğretmen ve öğrenci
pilotun arka arkaya oturduğu bir tasarıma
sahip olacak. Uçak ayrıca, genel kullanım,
aletli uçuş, seyrüsefer ve formasyon eğitim
aşamalarını gerçekleştirebilme özelliklerini
de taşıyacak. Hürkuş, standart uçak
sistemlerinin yanı sıra kabin basınçlandırma,
fırlatma sistemi, uçak üzeri oksijen üretimi
sistemine (OBOGS) de sahip olacak. Uçağa,
Türk havacılık tarihinin en önemli isimlerinden pilot Vecihi Hürkuş anısına bu isim
verildi.
kutluyorum.”
06 Kasım 2010
Başbakan Erdoğan, Org. Koşaner'le
sergi açtı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Savunma
Sanayii Müsteşarlığı 25 Yaşında” sergisinin
açılışını yaptı.
Savunma Sanayii Müsteşarlığının 25. kuruluş
yıl dönümü kutlamaları kapsamında Cer
Modern Sanat Galerisi'ndeki “SSM 25
Yaşında” sergisi açıldı.
Sergi'nin açılışına Başbakan Erdoğan'ın yanı
sıra Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Kültür
ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Genel
Kurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner,
Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Uğur
Yiğit, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral
Necdet Özel, Savunma Sanayii Müsteşarı
Murad Bayar katıldı.
Başbakan Erdoğan'ı, sergiye gelişinde Milli
Savunma Bakanı Gönül, Kültür ve Turizm
Bakanı Günay ile Savunma Sanayii Müsteşarı
Bayar karşıladı.
Başbakan Erdoğan, açılışta yaptığı konuşmada, Savunma Sanayii Müsteşarlığının,
savunma alanında milliliği ön plana çıkaran
çok önemli adımlar attığını, Müsteşarlığın,
Atak Helikopteri, İnsansız Hava Aracı
(ANKA), Ana Muharebe Tankı (Altay) gibi bir
çok başarılı projeye imza attığını söyledi.
Erdoğan, geleceğe dönük yeni projelere
devam edileceğini ifade ederek, “Daha nice
25 yıllara, başarılarının devamını diliyorum”
dedi.
Başbakan Erdoğan, daha sonra Milli
Savunma Bakanı, Kültür ve Turizm Bakanı,
Genelkurmay Başkanı, Deniz Kuvvetleri
Komutanı, Jandarma Genel Komutanı ve
Savunma Sanayii Müsteşarı ile serginin
açılışını yaptı.
Açılışın ardından sergiyi gezen Başbakan
Erdoğan'a, Savunma Sanayii Müsteşarı
Bayar, sergide yer alan maketler hakkında
bilgi verdi.
Savunma Sanayii Müsteşarlığının 25. yılı
kutlamaları kapsamında açılan özel defteri
imzalayan Erdoğan, şunları yazdı: “Savunma
Sanayii Müsteşarlığımızın yıl dönümü
kutlama törenlerinde sergi açılışını yaptık.
Daha nice uzun yıllara başarı dileklerimle.
Kur uluşta emeği geçenleri rahmetle
anıyorum, idamesinde gayreti olanları
Savunma Sanayii Müsteşarlığının 25. Yılı
kutlamaları kapsamında, müsteşarlığın
kuruluşundan bugüne kadar gelişimini
özetleyen panolarla, yürütmekte olduğu
projelere ilişkin tanıtıcı maketlerin yer aldığı
sergi, 9 Kasıma kadar ziyaret edilebilecek.
06 Kasım 2010
Savunma Sanayii 25. yaşını Kutluyor
Savunma Sanayii Müsteşarlığı'nın 25. yılı
nedeniyle Savunma Sanayii Müsteşarı Murad
BAYAR, çalışanlarla birlikte anıtkabir'i ziyaret
etti.
BAYAR," İlk 25 yılında kuruluş ve olgunlaşmalarını tamamlayan Müsteşarlık,
önümüzdeki dönemde savunma sanayii
sektörümüzü dünyada sayılı ülkeler arasına
yükseltmeyi hedeflemektedir" dedi.
09 Kasım 2010
Bakandan silah alımları için büyük iddia
Milli Savunma Bakanı Gönül ve Savunma
Sanayii Müsteşarı Bayar, 23 milyar dolarlık
240 projenin imzalandığını açıkladı. Yerli
savunma sanayiinin gelişmesine önem
verdiklerini belirten Gönül, silah alımlarında
aracıları ortadan kaldırdıklarını söyledi.
Gönül, geçmişte alımlar sırasında etkin
yerlerdeki kimselere "ikna aracı" dağıtıldığını
ileri sürdü.
Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ve
Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar,
yerli savunma sanayiinin bugün ulaştığı nokta
ve Savunma Sanayii Müsteşarlığı çalışmalarının 25 yılda geldiği yer konusunda
açıklamalarda bulundu. Bakan Gönül, Türk
Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaçlarının öncelikle
ülke içi kaynakların geliştirilmesi politikasında önemli bir mesafe kat edildiğini belirtti.
Buna göre, Savunma Sanayii Müsteşarlığı
bugün 240 projeyi imzalamış durumda ve
bunun parasal hacmi de 23 milyar doları
buluyor... Bayar, toplam harcamaların yüzde
46’sının yerli savunma sanayiinden
karşılandığını, her yıl bu miktarı arttırmayı
hedeflediklerini açıkladı. Günümüz dünyasında petrolün ve savunma sanayiinin en
önemli iki konu olduğuna vurgu yapan Bakan
Gönül, TSK’nin ihtiyaçlarının karşılan-
127
masında yerli sanayiinin geliştirilmesine
önem ve öncelik verdiklerini, silah
alımlarında aracıları ortadan kaldırdıklarını,
kendisinin hiçbir silah aracısını görüşmeye
kabul etmediğini belirtti. Ordunun ihtiyacı
olan silah sistemlerinin edinilmesinde ve
silahların yenilenmesi konularında, ülke
içinde yetkin bir savunma sanayii oluştu.
Bunun ötesinde geliştirilen yerli sanayi
savunma sistemleri de Ortadoğu ve Malezya,
Pakistan gibi çok sayıda ülkeye de satılmaya
başlandı. 2011 yılında yerli savunma sanayii
ihracat hedefi bir milyar dolar olarak
gerçekleştirilecek...
‘İkna aracını kaldırdık’ Gönül, büyük silah
alımlarında önemli ölçülerde rüşvetin
döndüğüne ve bunun da aracı mekanizması
üzerinden yapıldığına işaret eden açıklamalar yaptı. Gönül, bu aracı mekanizmasının
daha önce şöyle işlediğini öne sürdü: Büyük
silah satıcılarının burada, önemli ölçüde
emekli albay ve generallerden oluşan
danışman ve aracı kişi ve kuruluşları vardı.
Silah şirketleri aracılara büyük kâr payları
ayırırdı, bu aracı paylarını da, sattığı silahların
fiyatları üzerine bindirirdi. Tabii aracılar da,
aldıkları paraların bir kısmını da silah
sistemlerinin alımında etkin yerlerdeki
kimselere “ikna aracı” olarak dağıtıyorlardı!
Gönül, bu mekanizmayı ortadan kaldırdıklarını belirtti: “Ordu da silah satıcı ve
aracılarının Genelkurmay ’a girmesini
yasaklamış durumda”. Bayar şu bilgileri
verdi: “TSK’nin ihtiyaçları merkezi olarak
müsteşarlık tarafından karşılanıyor. Bütün
ihtiyaçlar ve ihaleler merkezileşti. Her türlü
silah ve teçhizat ihtiyacı konusunda
araştırmalar yapılıyor ve projeler hazırlanıyor.” Bayar diyor ki: “İhtiyacın öncelikli
durumuna göre hareket ediyoruz. Tamamen
yerli üretiminden tutun, ortaklıklar halinde
üretimi, kısmen yerli üretimi ve kısmen lisans
anlaşmalarıyla üretimi veya doğrudan
dışarıdan satın alımı da seçenekler arasında.”
Dışarıdan satın almalarda ve ortaklıklarda
Türkiye off-set anlaşmasını şart koşuyor. Yani
satıcı şirket, toplam fiyatın belirli oranlarında,
Türkiye’den mal / hizmet alımında bulunuyor.
Bakanlık, off-set anlaşmalarında, savunma ve
havacılık sanayinden alımları şart koştu.
Böylece, büyük yabancı silah şirketleri,
ürettikleri sistemlerin önemli parçalarını
Türkiye’de üretmeye yöneldiler. Bugün
onlarca yerli şirket, Amerika’nın ünlü
şirketlerine çok önemli parçalar üretiyor ve
bu alanda yetkinleşiyor.
kez % 51 oldu. Bine yakın KOBİ, yılda 3 milyar
doları bulan dev projeleri üstlendi
Milli projeler
Savunma Sanayii Müsteşarlığı, 2007 yılında
savunma sanayiisinde üretimde yerli payını
daha da artırmak için Küçük ve Orta Boy
İşletmelere (KOBİ ) açılma kararı aldı. Bu
karar çerçevesinde Silahlı Kuvvetler'in ihtiyaç
duyduğu teçhizatların üretimine Türkiye'deki
organize sanayi bölgelerinde faaliyet
gösteren KOBİ'ler de dahil edilmeye
başlandı. Müsteşarlık bu konuda işi sıkı
tutarak hazırladığı projelerde ana yüklenici
firmalara yan sanayi ile birlikte çalışma
mecburiyeti getirdi.
Müsteşar Bayar, yerli savunma sanayii ARGE’sinde çalışan toplam mühendislerin
sayısının, Türkiye’de diğer sektörlerde
çalışan toplam AR-GE mühendislerinden
fazla olduğunu açıkladı. Bayar, savunma
ihtiyaçlarının tamamen yurtiçinde geliştirilme
olanaklarının giderek arttığını ve son 5 yılda
6.2 milyar dolarlık bir hacme ulaşıldığını
açıkladı. Bu projeler arasında şunlar var.
Milli Tank Projesi, Otokar tarafından
yürütülüyor, prototipler hazırlandı, tamamen
yerli lisans olacak, 2015 yılında seri üretimine
geçilecek.
Milgem – Milli Gemi Projesi tamamen ulusal
tasarımlarla geliştirilen savaş gemilerini, milli
komuta kontrol sistemini kapsıyor.
Aselsan’ın füze ikaz sistemini orduda da
kullanılıyor. Roketsan’ın tanksavar füzeleri,
orta ve uzun menzilli denemeleri yapılıyor.
Bu arada Atak helikopterlerinin üretimine
geçilmesiyle yerli sanayi büyük bir yetkinlik
kazanacak. Atak’ların motoru dışında görev
bilgisayarları dahil hepsi yerli üretim olacak.
Türkiye A400M ulaştırma uçağı üretiminde
de konsorsiyum üyesi. TUSAŞ bu uçağın
üretiminde önemli rol üstleniyor. Diğer bir
konsorsiyum katılımı, F-35 savaş uçakları
üretiminde. Türkiye bu üretimden 5-6 milyar
dolarlık bir üretim hacmini ülkeye getirecek.
İnsansız hava uçakları konusunda da artık dış
alıma gerek kalmayacak bir noktaya gelindi.
Yerli sanayiinin ürettiği çok farklı amaçlı
uçaklar orduda kullanıma girmeye başladı.
Tankların ve F-16’ların modernizasyonu
ülkemizde yapılıyor. Öyle ki dünyada F-16
ların modernizasyonunun yapılacağı az
sayıdaki ülkeler arasında Türkiye.
Müsteşarlığın bu yıl hedefi, savunma
ihtiyaçlarının ülke içinde karşılama oranını
yüzde 50’ye çıkarmak. Bu arada, savunma
sanayiinin sektör cirosunun da 2009 yılında
2.3 milyar dolara ulaştığı görülüyor.
11 Kasım 2010
1.000 KOBİ silah yapıyor
Türkiye, savunma sanayisinde sessiz sedasız
devrim yaptı. 2010'da yerli üretimin payı ilk
SİSTEMDE 1.000 FİRMA VAR
Bu sistem yerli savunma sanayiisini
zıplatmaya yetti. Yüzde 25'lerde seyreden
savunma sanayiisindeki yerli payı 2009'da
yüzde 45'e, 2010'da ise yüzde 51'e çıktı.
Değişim en fazla KOBİ'lere yaradı ve savunma
sanayiisindeki dev firmalarla iş yapmaya
başlayan KOBİ'lerin sayısı hızla arttı. Bugün
sadece Ankara'da Kurulu olan OSTİM'de 250
firma savunma sanayiinde alt yüklenici olarak
çalışmaya başladı. Kendi aralarında bir araya
gelerek savunma sanayii kümelenmesi
başlatan firmalar teknolojide de sınıf atladılar.
Savunma sanayiisine iş yapan KOBİ sayısı
Türkiye genelindeyse bini geçti.
DIŞ BAĞIMLILIK BİTTİ
SABAH'a konuşan Savunma Sanayi Müsteşarı
Murad Bayar gelinen noktada Türkiye'nin
artık savunma sanayisinde kendine yeter bir
ülke olduğunu kaydetti. Özellikle karada ve
denizde dış bağımlılığın tamamen bittiğini
vurgulayan Bayar, "Savunma sanayisindeki
bu değişim çok önemli. KOBİ'lerin yetenekleri
ve heyecanları bizleri çok etkiledi. Bu değişim
sektörü de ateşledi" dedi. "2010'da savunma
sanayisinde yerli payının yüzde 50 olmasının
yanı sıra ihracatımız da 1 milyar doları aşıyor"
diyen Bayar, kısa zamanda yerli payını yüzde
70'lere çıkaracaklarını da sözlerine ekledi.
Türkiye'nin kendi milli piyade tüfeğini her
türlü kara ve deniz aracını üretebilir durumda
olduğunu sözlerine ekleyen Bayar, "Dinamik
ve esnek yapılara sahip KOBİ'lerin savunma
projelerinde görev alması hem maliyetlerin
düşmesini sağladı hem de gecikmelerin ve
ana yüklenicide gereksiz kapasite oluşumunun önüne geçti" şeklinde konuştu
Haberler
22 Kasım 2010
Savunmanın devleri belli oldu
Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) son
yıllarda hızlı bir yükseliş trendi yakalayan ve
dikkat çeken performans sergileyen Türk
Savunma Sanayiini mercek altına aldı.
Türkiye'nin önde gelen 25 savunma şirketini
belirlendi. Bu yılın önde gelen 25 savunma
sanayii şirketi arasında ilk 5'i ASELSAN,
TUSAŞ Havacılık ve Uzay Sanayi A.Ş (TAI),
Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK),
Otomotiv ve Savunma Sanayii A.Ş (OTOKAR)
ve TUSAŞ Motor Sanayi A.Ş (TEI) oluşturdu.
İlk 25 şirket belirlenirken ciroları içerisinde
savunma ve havacılık payı yüzde 20'nin
üzerinde olanlar ile üretim, savunma ve
havacılık satışları esas alındı. Söz konusu 25
firmanın, Türkiye'deki savunma sanayi
sektöründe toplam savunma ve havacılık
ihracatının yüzde 92'sine, toplam Ar-Ge'nin
yüzde 61'ine, toplam savunma cirosunun da
yüzde 66'sına sahip olduğu kaydedildi. Net
satışları 2 milyar 585 milyon dolar, toplam
ihracatları 799 milyon dolar, Ar- Ge
harcamaları 306 milyon doları bulan söz
konusu 25 firma, 19 bin 725 kişiye de istihdam
sağlıyor.
Kongre Merkezi’nde yarışacak. Yarışmaya
katılan projeler, maddi ödüllerin yanı sıra
ODTÜ Teknokent’te ücretsiz olarak 3 yıl
süreyle “şirket” olarak faaliyet gösterebilmek
ve tüm danışmanlık desteklerinden faydalanabilmek için hak kazanacak. 220 bin TL
ödülün dağıtılacağı yarışmada toplam 9 proje
yarışıyor.
05 Aralık 2010
Savunma sanayi 1 milyar dolara ulaşıyor
Savunma sanayii alanında yakın zamana
kadar dışa bağımlı olan Türkiye, tedarikteki
yerli payını hızla artırıyor. Sektörün devleri
arasında yer alan Aselsan, MKEK (Makine
Kimya Endüstrisi Kurumu), Havelsan ve TAI
gibi kamu kuruluşlarının yanı sıra pek çok
özel kuruluş pazarda giderek daha fazla pay
almaya başladı. Örneğin Savunma Sanayii
Müsteşarlığı'nın (SSM) geçtiğimiz günlerde
açıkladığı 25 şirketten oluşan savunma
devleri listesine özel sektörden 17 şirket
girmeyi başardı. 2009 yılı itibariyle 3.5 milyar
lira ciroya ulaşan sektörde ihracat da rekor
kırmaya hazırlanıyor. Halen 670 milyon dolar
civarında olan ihracatın 2011 yılında 1 milyar
dolara ulaşması bekleniyor. Yerli tedarik oranı
yüzde 50'lere yaklaştı.
27 Kasım 2010
06 Aralık 2010
Yeni fikirler ve işlere 220 bin TL ödül
gelecek
Tüm Türkiye’deki üniversite öğrencilerini
yenilikçi ürün ve teknolojileri geliştirmeye
teşvik etmek amacıyla ODTÜ ve ODTÜ
Teknokent tarafından düzenlenen Yeni
Fikirler Yeni İşler Yarışması’nın (YFYİ) altıncı
yıl finalinde toplam 220 bin TL ödül
dağıtılacak.
Yarışmanın finali bugün ODTÜ’de gerçekleşecek.
Bu yıl 500 başvuru ile geçen yıllara göre
başvuru sayısını ikiye katlayan YFYİ’de finale
kalan 9 proje toplamda 220 bin TL olan
ödülleri alabilmek için bugün ODTÜ Kültür ve
İlk Türk malı savaş uçağı için start
Türkiye, tamamen milli olanaklarla savaş
uçağı üretmek üzere düğmeye bastı.
Savunma Sanayii İcra Komitesi Toplantısı'nda
dün bir araya gelen Başbakan Tayyip
Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral
Işık Koşaner ve Milli Savunma Bakanı Vecdi
Gönül, savaş uçaklarının üretimi için Türk
Havacılık ve Uzay Sanayi (TUSAŞ) ile
sözleşme imzalama kararı aldı. Kavramsal
tasarım yapılması için yapılacak sözleşme
görüşmelerinin ardından Türkiye'nin ilk milli
savaş uçağının üretimine başlanacak.
Tamamen Türk mühendislerinin tasarlayacağı savaş uçaklarının 2020'de Hava
Kuvvetleri Komutanlığı'nın envanterine
girmesi hedefleniyor. Türk malı savaş
uçaklarının yeni nesil jetler F-35'lerden daha
gelişmiş bir sisteme sahip. Toplantının
ardından açıklama yapan Milli Savunma
Bakanı Gönül, "İlk Türk savaş uçağını
üretiyoruz. Bunu dünyada yapabilen 5 ya da 6
ülke var" dedi. Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın 2020'li yıllardan sonraki jet eğitim
uçağı ve muharip uçak ihtiyacının karşılanacağını belirten Gönül, "F-4 uçak-larının
görev süreleri bitiyor. Bu uçaklar F-16 ve F35'lerin yerine geçecek" diye konuştu.
Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu ve
birkaç ülkenin ortak üretimiyle geliştirilen F35 projesi, Türkiye'nin yurtdışıyla ortak olarak
yürüttüğü son proje olacak" dedi.
TASARIMA 20 MİLYON DOLAR
Cumhuriyet'in 100. yılına yetişecek uçakların
2 yıllık tasarım aşaması için Savunma Sanayii
Müsteşarlığı, 20 milyon dolar bütçe ayırdı.
Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar
"Bunu kısa vadeli bir proje olarak düşünmeyin. Türkiye'nin elinde 400'e yakın muharip
uçak var. Önce F-4'ler daha sonra F-16 Block
30'ların ayrılmasından sonra yerli uçaklar
yavaş yavaş bunların yerine geçecek" diye
konuştu.
HELİKOPTER İHALESİ UZADI
Savunma Sanayii İcra Kurulu'nun dünkü
toplantısında, TSK, bazı kurum ve kuruluşların helikopter ihtiyacını karşılamak üzere
açılan Genel Maksatlı Helikopter İhalesinin
karara bağlanması bekleniyordu. Ancak,
fiyatlar uygun bulunmadığı için ihale
sonuçlanmadı. ABD'li Skorsky ile İtalyan
Agusta Westland firmalarının yarıştığı ihalede
109 adet genel maksatlı helikopter alınması
planlanıyordu. Gönül, "Teklifler birçok
noktada uygun görülmedi. En önemli neden
fiyatlar. Görüşmeler, yine 2 firmayla devam
edecek" dedi.
Download