EKONOMİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ AMBARGO YENİ BİR BAŞARI 7 Haziran Genel seçimine doğru yaklaştığımız bu günlerde teşkilatımıza en çok soru gelecek konulardan olduğunun birinin ekonomi bilincindeyiz. Bu nedenle halkımız tarafından sorulan soruların cevabında bizlere yardımcı olması açısından ekonomi terimleri sözlüğü Belirli bir mal veya hizmetin ihraç ve ithaline getirilen yasaklamadır. BÜTÇE DENGESİ Bir işletmenin veya devletin gelir ve giderleri arasındaki farktır. CARİ AÇIK Bir ülkenin ihraç ettiği mal ve hizmetlerden elde ettiği gelirin, ülkenin yurt dışından ithal ettiği mal ve hizmetlere yaptığı ödemelerden az olmasıdır. hazırlamış bulunmaktayız. DEFLASYON Saygılarımızla. Fiyatlar genel düzeyinde sürekli bir düşüş durumunu ifade etmektedir. AK PARTİ ANKARA İL GENÇLİK KOLLARI EKONOMİ VE MALİ İŞLER BAŞKANLIĞI DEVALÜASYON Ulusal paranın yabancı paralar karşısındaki değerinin azalmasını ifade eder. Örneğin, Türk Lirasının ABD doları karşısındaki değerinin 1,2 TL’den 1,3 TL’ye düşmesi, TL’nin (ABD dolarının değer kazanması) 0,1 Lira değer kaybetmesi anlamındadır. “Hiç kimsenin şüphesi olmasın ki; 2023’de ilk on ekonomi arasına girmek için daha çok çalışacağız.” – Ahmet Davutoğlu DÖVİZ KURU Ulusal bir paranın, diğer bir ulusal para cinsinden ifadesidir. ENFLASYON Fiyatlar genel seviyesindeki değişimdir. Bugün için, parasal bir olgu olduğu ve uzun dönemde parasal bir büyüme olmadığı sürece enflasyonun artmayacağı genel olarak kabul görmektedir. Toptan eşya fiyat endeksleri, tüketici fiyat endeksleri, üretici fiyat endeksleri ve özel kapsamlı TÜFE göstergeleri gibi çeşitli endeksler aracılığı ile ölçülmektedir. ENFLASYON HEDEFLEMESİ Merkez bankalarının genellikle hükümetlerle birlikte, para politikası amacı olarak belli bir enflasyon rakamını hedeflemeleridir. Diğer politikalardan farkı, enflasyon hedefinin net bir şekilde kamuoyuna duyurulması ve bu konu ile ilgili doğrudan sorumluluk alınmasıdır. Merkez Bankaları, kur ve faiz politikalarını enflasyonu kontrol altına almak amacı ile istedikleri biçimde kullanabilmektedirler. 1 EURO BONOLAR (EUROBONDS) Çıkaran ülkenin veya kuruluşun, kendi ulusal para birimi dışındaki bir para birimi üzerinden ihraç ettiği menkul kıymetlerdir. EURO DOLARLAR (EURODOLLARS) Amerika Birleşik Devletleri dışındaki bankalarda veya ABD bankalarının yurtdışı şubelerinde tutulan ABD doları cinsinden mevduatları ifade etmek için kullanılır. Euro ifadesi, bu tür mevduatların büyük çoğunluğunun özellikle Batı Avrupa ülkelerindeki bankalarda tutulmasından kaynaklanır. Ancak, Asya ve benzeri diğer tüm ülkelerde tutulan ABD doları hesapları da bu adla anılır. FAİZ Üretim faktörlerinden sermayenin elde ettiği getiridir. Diğer bir ifade ile paranın kullanım bedelidir. FAKTORİNG Yurtiçi ve yurtdışı piyasalar için mal ve hizmet satımı faaliyetinde bulunan firmaların mal ve hizmet satışından doğmuş ya da doğacak kısa süreli ticari alacak hakkını devretmesi karşılığında likit fon elde etmesi işlemidir. Bunun yanı sıra, firmalara vadeli satış bedellerini vadesinden önce tahsil etme imkanı sağlayan finans kuruluşlarına da ‘faktoring’ kuruluşları denilmektedir. Bu firmalar, vadeli satış yapmış şirketlerin fatura edilmiş alacaklarını peşin fakat iskontolu olarak satın alırlar ve vadesi geldiğinde alacağı kendileri tahsil ederler. FİNANSAL KİRALAMA (LEASİNG) İşletmelerin orta vadeli fon ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik kullanılan finansman tekniğidir. Kiracı tarafından seçilip, kiralayan tarafından satın alınan bir malın mülkiyetini kiralayanda, kullanımını ise kiracıda bırakan, kiracı ve kiralayan arasında imzalanan bir sözleşmedir. FİYAT İSTİKRARI Para politikasının uzun dönemli temel amaçlarına (büyüme ve istihdam) yönelik olarak ekonomik birimlerin karar alma süreçlerinde etkili olmayacak ölçüde düşük ve istikrarlı bir enflasyon oranını ifade eder. GAYRI SAFİ YURTİÇİ HASILA (GSYİH) Belirli bir zaman diliminde (genellikle 1 yılda) bir ülkenin coğrafi sınırları içerisinde üretilmiş olan bütün nihai mal ve hizmetlerin piyasa fiyatlarıyla (cari fiyatlarla) değerlendirilmiş hali GSYİH olarak adlandırılır. GAYRİ SAFİ MİLLİ HASILA (GSMH) Bir ekonomideki üretici birimlerin belirli bir dönemde ürettikleri çıktılardan bunların içine giren girdilerin düşülmesiyle bulunan üretim miktarının parasal ifadesidir. GELİR ELASTİKLİĞİ Gelirlerde meydana gelen değişmelerin talep üzerindeki etkisini ölçer. GELİRLER POLİTİKASI Fiyatların, ücretlerin, kiraların, faizlerin bir süre için dondurulması yoluyla enflasyonu düşürmeye yönelik bir politikadır. 2 GENEL BÜTÇE Yalnızca bakanlıklara ilişkin gelir ve giderleri kapsayan bütçedir. GREV İşçilerin toplu iş sözleşmesi sürecinde anlaşma sağlanamaması durumunda, toplu olarak üretimi ve yürüttükleri hizmetleri durdurma eylemidir. HALKA ARZ Şirketlerin kaynak ihtiyacını karşılamak amacıyla özkaynak yoluyla senet ihraç ederek kaynak sağlamasıdır. Şirketler kaynak ihtiyaçlarını faiz karşılığı yabancı kaynaklardan (borç) ya da özkaynaktan (ortaklardan sermaye yoluyla veya faaliyetler sonucu kazanç yoluyla) sağlar. Özkaynak için ödenmesi gereken ve ortaklar tarafından belli bir taban limitte beklenen temettü geliridir. Özkaynak yoluyla fonlama yani senet ihraç ederek toplanacak fonların maliyeti, borçlanmadan daha ucuz ise, şirketler halka arza başvurma yolunu tercih edecektir. HAYALİ İHRACAT Dış satımda bir malın bedelinin üstünde fiyatla yurtdışına mal satmış gibi işlem yapılmasıdır. HAZİNE AÇIĞI Hazine, devletin harcama ve gelirlerinin gerçekleştiği soyut bir kasa olan kurumdur. Belli bir dönemde Hazine’nin kamusal giderlerinin finansmanı için yapılan ödemeler, toplanan kamu gelirlerini aşması durumunda Hazine açığı ortaya çıkar. HAZİNE İÇ BORÇLANMASI Yurtiçindeki kaynaklardan (kişiler, özel kurumlar, kamu kurumları) genellikle gönüllü yöntemlerle belirli bir vade ile ve belirli bir sabit ya da değişken faiz karşılığında borçlanılması işlemidir. HİPER ENFLASYON Dörtnala enflasyon olarak adlandırılır. Paranın değerinin yitirdiği en şiddetli enflasyon biçimidir. İktisat tarihinde çoğunlukla savaş ya da sonrasında ortaya çıkmış ve yeni bir para biriminin kurulmasını zorunlu hale getirmiştir. HİSSE SENEDİ Anonim ortaklıklar tarafından çıkarılan ve anonim ortaklığın sermayesine belirli bir katılma payını temsil eden kıymetli evraktır. HOLDİNG Bir şirket aracılığıyla diğer şirketlerin bir araya getirilerek yönetilmesidir. Holding şirketleri, üretim ve satış türü faaliyetlerde bulunmayan ve belli bir faaliyet alanları olan şirketlere iştirak eden ve genellikle böyle şirketlerin büyük ortağı durumunda olan anonim şirketlerdir. İÇ BORÇLAR Hükümetin ülke sınırları içinde kişi ve kurumlara ulusal para cinsinden borçlanmasıdır. Bu borçlanmanın iktisadi niteliği, satın alma gücünün özel ve kamusal kesimler arasında el değiştirmesidir. İç borçlanmada ülkenin kullanabileceği kaynaklara bir ek söz konusu değildir. Devlet, en yaygın yöntemle halka ve kurumlara sattığı kağıda bağlı bono, tahvil ve kağıda bağlı olmayan yöntemlerle borçlanabilir. İç Borçlanma; kısa-uzun vadeli, teminatlı-teminatsız ve zorunlu-gönüllü olarak üç gruba ayrılabilir. 3 İHRACAT Bir ülkenin başka ülkelere sattığı mal ve hizmetlerin miktar ya da para cinsinden değeridir. İHRACAT PRİMLERİ İhracatçıları teşvik ve himaye amacıyla yapılan ödemelerdir. İhracat primleri genellikle tüccara ödenir. Üreticiye de prim verilebilir. İSTİHDAM Üretime sokulan işgücü. İSTİHDAM KAPASİTESİ Üretime sokulabilecek işgücü potansiyeli. İSTİHDAM ORANI Aktif işgücünün istihdam edilen bölümüdür. 15 - 65 yaş arası nüfus aktif işgücü olarak kabul edilmektedir. İŞSİZLİK İşçilerin talep yetersizliği ya da piyasadaki aksaklıklardan dolayı üretim sürecinden ayrılması işsizlik ya da açık işsizlik olarak tanımlanır. Ekonomide, özellikle azgelişmiş ülkelerde görünüşte iş sahibi olmasına karşın üretime katkısının sıfıra yakın olan işçiler de "gizli işsizlik" olarak tanımlanır. İŞSİZLİK ORANI Aktif nüfusun (15 - 65 yaş arası nüfus) işsiz olan ve iş arayan bölümünün toğplam aktif nüfusa oranıdır. İTHALAT Bir ülkenin başka ülkelerden satın aldığı mal ve hizmetlerin miktar ya da para cinsinden değeridir. KAMU GELİRLERİ Devletin kamu harcamalarını karşılamak amacıyla vergi, harç, resim, para cezaları, mülk-teşebbüs gelirleri, borçlanmalar, yardım-bağış, devalüasyondan doğan fark gibi gelirlerden oluşur. KAMU GİDERLERİ Geniş anlamda, devlet ve diğer kamu kuruluşlarının bütçe ödemeleri ile Kamu İktisadi Teşebbüsler (KİT), sosyal sigorta ödemeleri, vergi muaflık ve istisnaları ve özel kişilere yapılan teşvikleri de içerir. Dar anlamda da kamu hizmetlerinin bedeli olarak, devlet ve diğer kamu tüzel kişilerinin (belediye, il özel idaresi gibi) yaptıkları ödemelerdir. KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSÜ (KİT) Sermayesinin yarısından fazlası devlete ait olan ve mal ve hizmet üretmek üzere kurulmuş ticaret kanununa tabi olarak çalışan tüzel kişiliğe sahip işletmelerdir. KAPİTALİZM Üretim araçları mülkiyetinin büyük ölçüde özel kesimde olduğu ve neyin, hangi fiyatla ve kim için üretileceğini piyasa sisteminin belirlediği ekonomik sistemdir. KAR Toplam hasılattan toplam maliyetin düşmesi ile elde edilen değerdir. 4 KAR TRANSFERİ Türkiye'de yatırım yapmış olan yabancıların söz konusu yatırımlardan elde ettikleri gelirlerin yurtdışındaki şirketlerine aktarmasıdır. KARA PARA: Yasal işlerden elde edilmemiş veya vergisi ödenmemiş paraya denir. KAYIT DIŞI EKONOMİ Devletten gizlenen, kayda geçirilmeyen/geçirilemeyen ve bu sebeple denetlenemeyen faaliyetler olarak tanımlanabilir. KOBİ Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerdir. KONJONKTÜR İktisadi hayatın yükselme ve alçalma yönünde gösterdiği iniş, çıkışlı, dalgalı hareketlerin tümüne verilen addır. KONVERTİBİLİTE Bir ülkenin yerel parasının serbest döviz piyasasında diğer yabancı paralara ve altına dönüşebilme özelliğidir. KUR RİSKİ Gelecekte döviz kurunun değerinde yaşanabilecek dalgalanmalar sonucunda varlıklar ve/veya yükümlülüklerde meydana gelebilecek değişikliklerden zarar edilmesi ihtimalini ifade etmektedir. Kur riskinden korunmak için yatırımcıların hem finans hem de mal piyasalarında pozisyon almaları, birden fazla ülkenin finans piyasasına yatırım yapmaları ve türev ürün veya piyasaları kullanmaları gibi yöntemler mevcuttur. LIBOR (LONDON INTERBANK OFFERED RATE) Londra Bankalararası Para Piyasasında, kredibilitesi yüksek bankaların birbirlerine ABD doları üzerinden borç verme işlemlerinde uyguladıkları faiz oranıdır. Londra saati ile 11:00'de sabitlenen bu oran piyasalar tarafından referans faizi olarak kullanılmaktadır. LİKİDİTE Döviz, menkul kıymet, gayrimenkul gibi herhangi bir aktifin kısa sürede ve sorunsuz bir şekilde (değer kaybına uğramadan) nakde çevrilebilen, kullanılmaya hazır satın alım gücünü ifade eder. LİKİDİTE RİSKİ Sahip olunan varlıkların nakit talebini karşılayamaması riskidir. Bu risk özellikle nakde ihtiyaç duyulduğu zaman varlıkların satılamaması ve paraya çevrilememesinden kaynaklanmaktadır. Varlıkların vadelerinin, yükümlülüklerin vadelerinden daha uzun olması durumu likidite riskini artırmaktadır. MALİ İSTİKRAR Geniş anlamda mali sistemin ya da altyapısının, dar anlamda da mali piyasanın dengede olmasıdır. MALİ POLİTİKA Kamunun; vergi, masraf ve borç idaresiyle piyasadaki para miktarını kontrol etmesine yönelik politikaların bütünüdür. Ekonomistlere göre, para politikasından daha etkilidir. 5 MALİ TABLOLAR Türk Vergi Kanunu, Türk Ticaret Kanunu ve Sermaye Piyasası Kanunu’nca bazı şirketler için zorunlu olarak tutulan, şirketin dönemsel faaliyetleri sonucu hazırlamak ve yayınlamak (halka açık şirketler, aracı kurumlar vb.) zorunda oldukları ve ilgili şirketin performansını gösteren, standartlaştırılmış muhasebe kayıtlarıdır. Başlıcaları bilanço, gelir-gider tablosu, satılan malın maliyeti, kâr dağıtım, fon ve nakit akım tablolarıdır. MALİYE POLİTİKASI Hükümetlerin, istihdam, büyüme ve enflasyon gibi belli amaçları gerçekleştirebilmek amacıyla gelir toplama (vergilendirme) ve harcama yapma yöntemlerini şekillendirmeleridir. MANİPÜLASYON Borsada suni olarak alım/satım yapmaktır. Yasal olarak cezai işlem gerektirir. Ancak kanıtlanması zordur. Derinliği olmayan piyasalarda çok görülür. MATRAH Vergilendirmede, verginin hesaplanması için saptanan değer ya da miktardır. MENKUL DEĞER Özel şirket veya devletin çıkardığı ya bir ortaklığı (hisse senedi gibi) ya da bir borçluluğu (tahvil gibi) temsil eden kağıtlardır. MİLLİ GELİR Safi Milli Hasıla'dan (SMH) dolaylı vergilerin (Dolaylı Vergi) düşürülmesiyle elde edilen değerdir. MERKEZ BANKASI MÜDAHALESİ Merkez Bankalarının kısa ve uzun dönemli para politikaları amaçlarını gerçekleştirmeye yönelik olarak piyasalarda alım-satım yapmalarıdır. Müdahale ile müdahale edilen, döviz ve faiz gibi değişkenlerin piyasa fiyatlarının politika öngörülerindeki düzeylere düşürülmesi/yükseltilmesi hedeflenir. Müdahale yöntemleri farklılık gösterebilir. Merkez Bankaları taraf olup kendilerini göstererek doğrudan ve açık olarak müdahale edebilecekleri gibi dolaylı olarak da müdahale edebilirler. Benzer şekilde, Merkez Bankası müdahaleleri zaman ve miktar açısından önceden bildirilebileceği gibi, herhangi bir bildirimde bulunulmaksızın da gerçekleştirilebilir. Müdahaleyi gerektiren durumlar, uygulanmakta olan para politikası hedefleri çerçevesinde şekillenir. MORTGAGE Banka veya benzer bir finans kuruluşu tarafından konut, arsa gibi taşınmaz mallar üzerinden gerçekleştirilecek ipotek karşılığında uzun vadeli konut kredilerinin kullandırılmasını öngören bir tür gayrimenkul finansman sistemini ifade etmektedir. Bu sistemde kişiler talep ettikleri taşınmaz mal için belirli bir peşinat ödemekte, geri kalan tutar ise finans kuruluşu tarafından ödünç verilerek karşılanmaktadır. Söz konusu finans kuruluşu, ödünç verdiği tutar (kredi) geri ödenene dek, taşınmaz mala el koyabilme yetkisini sahiptir. Borcun geri ödemesi önceden belirlenmiş ödeme serisine uyarak sabit ya da değişken faizle gerçekleştirilebilmektedir. Finansal kuruluşlar, kullandırdıkları mortgage kredilerini teminat borçlanabilmektedir. 6 göstererek tahvil ihraç edebilmekte ve NET BUGÜNKÜ DEĞER Bir yatırımın yatırım dönemi boyunca sağladığı getirinin piyasa faizi veya kendi faizi ile iskonto edilmesi, bugüne indirgenmesi sonucu ulaşılan değerdir. ÖDEMELER BİLANÇOSU Bir ülkenin, belirli bir dönem içinde, mal, hizmet ve sermaye akımları gibi işlemler dolayısıyla dış dünyadan sağladığı gelirler ile dış dünyaya yaptığı ödemeleri içeren tüm iktisadi ilişkilerin sistemli bir biçimde yer aldığı bilançodur. Ödemeler bilançosu, ülkelerin söz konusu dönem içerisindeki dış ekonomik ve mali ilişkilerinin durumunu göstermektedir. Bir ülkenin ödemeler bilançosunun incelenmesi, o ülkenin uluslararası iktisadi ilişkilerinin nitelik ve boyutlarının anlaşılmasına olanak sağlar. ÖDEMELER DENGESİ Bir ülkedeki bireylerin, firmaların ve devlet kurumlarının belirli bir dönem içinde diğer ülkelerin bireyleri, firmaları ve devlet kurumlarıyla gerçekleştirdiği uluslararası işlemlerin parasal değerlerini gösteren hesap tablosudur. ÖZELLEŞTİRME GELİRLERİ Kamu iktisadi teşebbüsleri veya kamu iştirak hisselerinin satışından elde edilen gelirlerdir. PARA Mal ve hizmetlerin değişim aracıdır. Değişim aracı, değer ölçütü ve saklama işlevi vardır. PARA ARZI Para stoku anlamında da kullanılır. Belirli bir anda ekonomide dolanımda bulunan ve para olarak kullanılan araçların toplamıdır. PARA PİYASASI Kısa vadeli (uluslararası piyasalar için 90 gün ve daha az), yüksek likiditeye sahip finansal enstrümanların işlem gördüğü piyasalardır. PARA POLİTİKASI Ekonomik büyüme, istihdam artışı ve fiyat istikrarı gibi hedeflere ulaşabilmek için paranın elde edilebilirliğini ve maliyetini etkilemeye yönelik olarak alınan kararları ifade eder. Uygulanmasından sorumlu kuruluşlar merkez bankalarıdır. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanununda, Bankanın temel amacının fiyat istikrarı olduğu ifade edilmiştir. PARANIN DEĞER KAYBETMESİ Bir ülke parasının başka ülkelerin paralarına göre değerinin azalmasıdır. Bu değer kaybının sonucu olarak parası değer kaybeden ülkedeki kişiler diğer ülkelerin mallarını daha pahalıya almaya başlarlar. PARANIN DEĞER KAZANMASI Bir ülke parasının başka ülkelerin paralarına göre değerinin artmasıdır. Bu değerlenmenin sonucunda parası değerlenen ülkedeki kişiler diğer ülkelerin mallarını daha ucuza almaya başlarlar. 7 PARANIN DOLAŞIM HIZI Bir birim paranın kaç birim mal veya hizmetin el değiştirmesine imkan sağladığını gösterir. PARASAL BÜYÜKLÜKLER Parasal büyüklük, dolaşımdaki para ile finansal kuruluşların parasal ya da paraya çevrilebilir olan çeşitli yükümlülüklerinin toplamı olarak tanımlanabilir. PARİTE Bir ülkenin parası esas alınarak diğer ülke parasının bu esas alınan ülke parası karşısındaki değeridir. RATİNG Derecelendirme. Çeşitli yatırım araçları, ana para ve faizlerinin tam olarak ve zamanında ödenme yeterliliği ve sağlamlığı açısından bir risk derecesine tabi tutulurlar. Moody's, Standart and Poor's gibi kuruluşlar vardır. Bu kuruluşlar menkul kıymetleri ihraç eden firma veya ülkelere ders notu gibi not verirler. Yasal bir yönü olmamasına rağmen iyi not alanlar daha düşük faizlerle ve kolay borçlanabilirler. REEL SEKTÖR (REEL KESİM) Ulusal ekonomide tarım, sanayi ve hizmetler ana sektörlerinde üretici ve tüketici konumundaki bireylerin tümünü temsil eden kesimdir. Bu kesimin gerçekleştirdiği tasarruflar finansal kesim tarafından toplanır ve tekrar reel kesime kullandırılır. REESKONT İskonto edilmiş, diğer bir deyişle bir bedel karşılığı (iskonto) el değiştirmiş olan kıymetlerin yeniden bir bedel karşılığı (re-iskonto) el değiştirmesini ifade eder. Merkez bankalarının, şartlarını kendileri belirlemek şartı ile çeşitli senetleri iskontoya tabi tutarak (re-iskonto), reeskont penceresi adı altında para politikası uygulamalarında kullandıkları bir araçtır. RESESYON Ekonomik büyümenin belirli bir süre negatif ya da yavaş olmasıdır. Ekonomide atıl kapasitenin olması ya da ekonominin uzun vadeli büyüme oranından daha düşük bir oranda büyümesi olarak da tanımlanabilmektedir. REVALÜASYON Ulusal paranın yabancı paralar karşısındaki değerinin artmasını ifade eder. Örneğin, Türk Lirasının ABD doları karşısındaki değerinin 1,3 TL’den 1,2 TL’ ye yükselmesi (ABD dolarının değer kaybetmesi), TL’nin 0,1 Lira değer kazanması anlamındadır. REZERV PARA Uluslararası mali kuruluşlar ile hükümetlerin ellerinde bulundurdukları altın ve dövize verilen addır. SAFİ MİLLİ HASILA (SMH) Bir ulusal ekonomide belirli bir dönem içinde (genellikle bir takvim yılında), üretilen mal ve hizmetlerin toplamı sayılan Gayri Safi Milli Hasıla'dan (GSMH) üretim araçlarının yıpranma payı "amortisman"ın düşülmesiyle elde edilen değerdir. 8 SERBEST DALGALANMA (FREE FLOAT) Serbest dalgalanan kur sisteminde ülke parasının değeri piyasa tarafından belirlenmektedir. Döviz piyasasına yapılan müdahaleler, kurların istenilen düzeyde oluşmasını sağlamak yerine, bu piyasadaki gereksiz dalgalanmaları önlemek ve değişimleri daha ılımlı hale getirmek için yapılmaktadır. SERMAYE PİYASASI Bir yıldan uzun vadeli yatırım araçlarının ihraç edildiği ve işlem gördüğü piyasalardır. SPEKÜLASYON Bireyin gelecekle ilgili beklentileri doğrultusunda fiyat ya da döviz kurundaki değişmelerden bir gelir elde etmek amacıyla yapılan işlemdir. STERİLİZASYON Merkez bankalarının, çeşitli nedenlerle ortaya çıkan para arzı artışlarının etkilerini dengelemek için yaptıkları açık piyasa işlemleridir. Örneğin; merkez bankası döviz satın aldığı zaman para arzındaki artışı menkul değerler satışıyla piyasadan çekmeye çalışır ve bu şekilde döviz piyasasına yapılmış müdahaleyi sterilize etmiş olur. SÜBVANSİYON Devletin, fiyat politikası sonucu olarak meydana gelen kamu kuruluş zararları karşılaması, toplumsal fayda gözetilerek üretim ya da hizmetin gelişimi için dolaylı, dolaysız ödeme yapmasıdır. ŞEREFİYE Kamu hizmetleri dolayısıyla gayrimenkullerdeki değer artışı nedeniyle mal sahiplerinin yapılan hizmete katkı payıdır. TAM İSTİHDAM Bir ekonominin ulaşabileceği pratik istihdam sınırıdır. TASARRUF Gelirin, elde edildiği dönemde tüketilmeyen bölümüdür. TASARRUF MEVDUATI SİGORTA FONU Tasarruf mevduatı sahiplerini belirli bir tutara kadar ilgili bankanın ödeme yetersizliği riskine karşın sigorta etmektir. TOPTAN EŞYA FİYAT ENDEKSİ (TEFE) Ülke ekonomisinde üretim faaliyetleri içinde yer alan maddelerin fiyatlarında aydan aya ortaya çıkan değişimleri ölçmekte kullanılan endekse üretici fiyatları endeksi ya da toptan eşya fiyat endeksi adı verilir. TEFE, Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından belirli bir baz yılı esas alınmak ve sepete dahil edilmiş bulunan çeşitli mal ve hizmetler için üreticilerden bilgi toplanmak suretiyle oluşturulan fiyat endeksidir. TEFE, toptancı aşamasındaki fiyat değişimlerini ölçen bir endekstir. 9 TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ (TÜFE) Tüketici tarafından satın alınan mal ve hizmetlerin fiyatlarındaki değişimleri ölçen endekstir. TÜFE hesaplanırken ilk olarak, ülkenin genelini temsil eden bir örnek kitlenin bir yıl içinde hangi mal ve hizmete ne kadar para harcadığı hesaplanmaktadır. Bu hesaplamadan çıkan sonuca göre harcama gruplarına endeks içerisinde farklı ağırlıklar verilmektedir. Böylelikle bu örnek kitle tarafından yüksek oranda tüketilen mal ve hizmetler daha yüksek bir ağırlığa sahip olurken daha az tüketilenler daha düşük bir ağırlığa sahip olmaktadır. Yılın her ayının belirli günlerinde ve belirli alışveriş merkezlerinden alınan mal ve hizmet fiyatlarındaki değişim, bu ağırlıklara göre ölçülerek o ayın tüketici enflasyon rakamına ulaşılmaktadır. ÜRETİCİ FİYAT ENDEKSİ (ÜFE) Ekonomide üretim sürecinde girdi olarak kullanılan maddelerin fiyatlarındaki değişimleri toptancı aşamasında ölçen endekstir. Buna göre ÜFE, tarım, balıkçılık, madencilik, imalat sanayi ve enerji sektöründeki (elektrik, gaz, su) ürünlerin fiyatlarındaki değişimleri ölçmektedir. VALÖR Üzerinde anlaşma sağlanan bir işlemin, fiilen yerine getirileceği örneğin, karşılıklı olarak hesaplara alacak ve borç kaydedileceği tarihtir. Benzer şekilde bir fonun, örneğin mevduatın sahibi tarafından fiilen kullanılabileceği tarihi ifade eder. VERGİ Devletin, kamu giderlerini karşılamak üzere ve kamu gücünü kullanmak suretiyle kişi ve kurumlardan aldığı paydır. 10