Kur`an ve Buhari`nin Kitabu`l-Merda Rivayetleri Çerçevesinde

advertisement
ARAŞTIRMA VE İNCELEME
Kur’an ve Buhari’nin Kitabu’l-Merda
Rivayetleri Çerçevesinde
Hastalara Manevi Yaklaşım
Serpil BAŞARa
a
İzmir İl Müftülüğü, İzmir
Geliş Tarihi/Received: 05.05.2015
Kabul Tarihi/Accepted: 02.07.2015
Yazışma Adresi/Correspondence:
Serpil BAŞAR
İzmir İl Müftülüğü, İzmir,
TÜRKİYE/TURKEY
[email protected]
ÖZET Hastaneler, dinin yaşam alanlarından biridir. Burada özellikle hastalara odaklanan manevî
bakım yaklaşımı, zor anların yaşandığı bu mekanda hayati bir ihtiyaçtır. Bu amaçla, kaynağını İslam’dan alan ve hastanelere uygun manevî bakım teorisinin oluşturulması önemlidir. Buhari’nin
Sahihi’nde yer alan bölümlerden biri Kitabu’l-Merda’dır. Burada Hz. Peygamber’in hastalık ve hastaya yaklaşım açısından ele alınabilecek hadisleri mevcuttur. Hastanelerde uygulanabilecek bir
manevî bakım yaklaşımı için bu bölümde yer alan hadisler ve Kur’an’ın ilgili ayetleri teorik olarak
önemli bir kaynaktır.
Anahtar Kelimeler: Manevî bakım; hasta; sağlık; hadis
ABSTRACT Hospitals are one of the fields of religious life. The approach of spiritual care which
focus on the patients is a vital need in these spaces which are lived difficult moments in here. For
this purpose, it is important to establish the theory of spiritual care which caused Islam and appropriate to the hospitals. One of the sections listed in Sahih of al-Bukhari’s Kitabu’l-Merda. There are
Prophet's hadiths which can be deal with in terms of disease and approach to the patient in this section. The hadiths in this section and related verses of Qur’an in terms of spiritual care which can
be applied in the hospitals are important therotical source.
Key Words: Spiritual care; patient; health; hadith
H
Journal of Islamic Research 2014;25(3):137-46
astaya manevî yaklaşım, hastalıkla beraber meydana gelen manevî
boşluk ya da sapmalara karşı, kişinin ruh dünyası yeniden onaran
ve ruh-beden-zihin olarak bütünlük içinde kendisiyle barışık olmasını sağlayan manevî destek hizmetleridir.1 Hastanede manevî bakım
yaklaşımı, insanın her yerde ve her zaman inandığı değerler doğrultusunda
yaşama ihtiyacından kaynaklanır. Yani kişi, dinî inanışlarını hastaneye girince dışarıda bırakmaz. Kişinin bu zor anlarında, sahip olduğu inanç değerleri kendisine ruhsal güç sağlar ve bu sayede korkularından uzaklaşarak
bu evreyi geçirir. Bu nedenle, hastaneler ve benzeri tedavi merkezlerinde
inanç değerleri doğrultusunda hizmet veren manevî destek uzmanlarının
Copyright © 2014 by İslâmî Araştırmalar
1
Ali Seyyar, Tıbbı Sosyal Hizmetlerde Manevi Bakım, Ragbet Yayınları, II. Baskı, İstanbul 2010, s. 56.
Journal of Islamic Research 2014;25(3)
137
slam Bilimleri’nin katkısı önemlidir ve ülkemizde akademik dünyada Kur’an ve
sünnetiesas
esasalan,
alan,kültürümüze
kültürümüzeuygun
uygunbirbirmanevi
manevibakım
bakımmodeli
modeliteote
sünneti
sünneti esas alan, kültürümüze uygun bir manevi bakım modeli teorisine ihtiyaç
bulunmaktadır.Biz
Bizözellikle
özelliklebubuihtiyacı
ihtiyacıgidermeye
gidermeyeyönelik
yönelikbirbiraratı
ara
bulunmaktadır.
KUR’AN VE BUHARİ’NİN
KİTABU’L-MERDA
ÇERÇEVESİNDE HASTALARA
MANEVİ
YAKLAŞIM yapmayı
Serpil BAŞAR
bulunmaktadır.
Biz özellikle
bu RİVAYETLERİ
ihtiyacı gidermeye
yönelik bir
aratırma
tercihettik.
ettik. Böyle
Böylebirbirmanevi
manevibakım
bakımteorisine
teorisinedayalı
dayalıolarak,
olarak,uygul
uyg
tercih
araştırmaların
konusudayalı
olduğundan
konuya
bulunmasının hayatîtercih
önemi ettik.
vardır.2 Hastaya
yöneBöyle bir
manevi
bakım teorisine
olarak, bu
uygulamanın
nasıl
olacaı
ise,
baka
aratırmaların
konusu
olduundan
konuya
temas
olacaı
ise,
aratırmaların
konusu
olduundan
bubu
konuya
temas
ede
temas
edilmeyecektir.
lik hizmette, manevî bakım yaklaşımının
İslam
di-baka
olacaı ise, baka aratırmaların konusu olduundan bu konuya temas edilmeyecektir.
nine uygun şekilde geliştirilebilmesi, özellikle
Bilindiği üzere sağlık; yalnız hastalık ve sakatlıBilindii
üzeresalık;
salık;yalnız
yalnızhastalık
hastalıkvevesakatlıın
sakatlıınolmayıı
olmayııde
Bilindii
üzere
ülkemizdeki bu yöndeki girişimler
için
teorik
bir
ğın
olmayışı
değil,vebedenen,
ruhenolmayıı
ve sosyal yönden
Bilindii üzere salık; yalnız hastalık
sakatlıın
deil, bedenen,
temel teşkil edecektir. 1981 Lizbon Dünya
Tabipler
ruhen
sosyal
yönden
tam
bir
iyilik
halidir.
Deiik
etmenlerin
organ
tam
bir iyilik
halidir.
Değişik
etmenlerin
organ
ve organ
ruhen
veve
sosyal
yönden
tam
bir
iyilik
halidir.
Deiik
etmenlerin
v
ve sosyal
yönden 224
tam birsistemlerde
iyilik halidir.
Deiik etmenlerin organ ve sistemlerde
Birliği Hasta Haklarıruhen
Yönetmeliği
11. Maddesi,
yaptıkları fizyolojik değişiklikler sonucu
yaptıkları
fizyolojikdeiiklikler
deiikliklersonucu
sonucugörevlerini
görevleriniyapamaz
yapamazhale
ha
yaptıkları
fizyolojik
sayılı Sağlık Hizmetlerinin
Sosyalleştirilmesi
Kagörevlerini
yapamaz
hale gelmesi
de hastalıktır.
yaptıkları
fizyolojik deiiklikler
sonucu
görevlerini
yapamaz
hale gelmesi de
nunu’nda yer alan sağlık tanımı, 01.08.1998
yılıArapçada
hastalıktır.
Arapçada
meriz
(),hasta,
hasta,merda
merda()
()
hastalaa
Arapçada
meriz
, hasta,
merda
ise
hastalıktır.
meriz
(),
iseisehastalar
hastalıktır.
Arapçada
hasta, merda () ise hastalar anlamında bu
23420 sayılı Hasta Hakları
Yönetmeliği
38. meriz
Mad- (),
hastalar anlamında bu kelimenin çoğuludur. Maraz
kelimeninçouludur.
çouludur.
Maraz(
)
(
)vücudun
vücudundüzgün
düzgünçalımama
çalımamadiye
d
kelimenin
Maraz
desi, hastane ortamında
manevî çouludur.
desteğin bir hasta
çalışmama
diye tarif
kelimenin
Maraz (
) vücudun
vücudundüzgün
düzgün
çalımama
diyeeditarif edilen
7 7
7
kelime
hastalık,
dert,bela
belavevedayanılmas
dayanılm
hastalık
gelir.
hakkı olduğunu, dolayısıyla bir insan
hakkı
olduBuBu
kelime
hastalık,
dert,
hastalık
anlamına
lengelir.
hastalık
anlamına
gelir.
Bu kelime
hastalık,
7 anlamına
Bu
kelime
hastalık,
dert,
bela
ve
dayanılması
güç
durum
hastalık
anlamına
gelir.
3-5
ğunu ortaya koymaktadır.
dert, bela ve dayanılması
güç durum olarak Türk8 8
olarak
Türkçemize
de
girmitir.
Kur’an
insan
salııyla
alakalı
ola
olarak Türkçemize8 de girmitir. 8Kur’an insan salııyla alakalı olarak
Kur’an
insan salııyla
alakalı
olarak
hem ruhsal
olarak
Türkçemize
girmitir.
çemize
de girmiştir.
Kur’an insan
sağlığıyla
alakalı
Ancak ülkemizde
bu anlamda
hastane de
alanına
hem
bedensel
yönüyle
ilgili
bilgi
vermektedir.
Ancak
birtıptıpkitabı
kitabıgi
hem
bedensel
ilgili
bilgi
vermektedir.
Ancak
olarak
hem
ruhsal
hem
bedensel
yönüyle
ilgilibir
bilgi
yönelik yapılan akademik
çalışmaların
yoğun
ol- yönüyle
hem bedensel
yönüyle
ilgili
bilgi vermektedir. Ancak bir tıp kitabı gibi ayrıntılara
vermektedir.
Ancak
bir
tıp kitabıiçin,
ayrıntılara
duğu söylenemez.6 Bu amaçla bu makalede
söz ko- Kur’an’ın
girmemitir.
Kur’an’ın
amacı
olmadıı
“salık-hastalık
konu
girmemitir.
amacı
bubuolmadıı
için,gibi
“salık-hastalık
konula
girmemitir.
Kur’an’ın
amacı
bu
olmadıı
için,
“salık-hastalık
konularına
girmemiştir.
Kur’an’ın
amacı
bu
olmadığı
için, “sağ- icmalen
nusu uygulamanın İslami kaynaklara dayalı olarak
deinilmitir”
demek
yanlı
olmaz. icmalen değinilmiştir”
deinilmitir”
demek
yanlı
olmaz.
lık-hastalık
konularına
teorik temelini oluşturmak
üzere muteber
hadis olmaz.
deinilmitir”
demek yanlı
demek yanlış olmaz.
kaynaklarından olan Buhari’nin Sahih’indeki Kita-
Buhari’ninSahih’inde
Sahih’indeKitabu’l-Merda
Kitabu’l-Merdave’t-Tıb,
ve’t-Tıb,75.75.Bölüm
Bölümolao
Buhari’nin
bu’l-Merda (Hastalar Bölümü)
hadisleri Sahih’inde
değerlen- Kitabu’l-Merda
Buhari’nin Sahih’inde
Kitabu’l-Merda
ve’t- Kitabu’tBuhari’nin
ve’t-Tıb, 75.
Bölüm olarak
Tıb’tan
önce
alır.
Kendi
içinde
ayrı
balık
bu
balıklar
altında
dirilecek; ilgili ayetler ışığında konuTıb’tan
incelenecek
önce
yeryer
alır.
Kendi
içinde
2222
ayrı
balık
veve
buönce
balıklar
3
Tıb,
75.
Bölüm
olarak
Kitabu’t-Tıb’tan
yer altında
Tıb’tan önce yer alır. Kendi içinde 22 ayrı balık ve bu balıklar altında 38 hadisin yer
ve bu bölümde yer alan hadislerin sağlık-hastalık
alır.
Kendi dier
içindemuteber
22 ayrı başlık
vekitapları
bu başlıklar
al- Kitabu’l-M
aldıı
bölüm
dıında
hadis
içinde
aldıı
bubu
bölüm
dıında
dier muteber
hadis
kitapları
içinde
Kitabu’l-M
konusunda dinimizinaldıı
bize ne
bukazandırdığının
bölüm dıındaüzedier muteber
hadis kitapları
Kitabu’l-Merda
tında 38 hadisin
yer aldığıiçinde
bu bölüm
dışında diğer balıını
içeren
bakabirbir
hadiskaynaı
kaynaı
bulunmamaktadır.
yüzdenBuhari’n
Buhari
içeren
baka
hadis
bulunmamaktadır.
BuBuyüzden
rinde durulacaktır. Manevi bakım; Din
Psikolojisi,
muteber
hadis
kitapları
içinde Kitabu’l-Merda
içeren baka bir hadis kaynaı bulunmamaktadır. Bu yüzden Buhari’nin Sahihi’nin
Dinî Danışmanlık, Temel İslam Bilimleri vb. disipbaşlığını
içeren
başkaönemlidir.
bir hadis kaynağı
müstakilolarak
olarak
alınması
KonubulunmaTıbb-ı-Nebevîolao
müstakil
eleelealınması
önemlidir.
Konu
Tıbb-ı-Nebevî
linler arası bir konudur.
Bu
alana
Temel
İslam
Bimüstakil olarak ele alınmasımaktadır.
önemlidir.
KonuBuhari’nin
Tıbb-ı-Nebevî
olarak
Bu yüzden
Sahihi’nin
müs- da ilim
9 9
dünyamızdaki
yerini
almıtır.
almıtır.
limleri’nin katkısı önemlidir vedünyamızdaki
ülkemizde 9yerini
takil
olarak
ele alınması önemlidir. Konu
dünyamızdaki yerini almıtır.
akademik dünyada Kur’an ve sünneti esas alan, külTıbb-ı-Nebevî olarak da ilim dünyamızdaki yerini
türümüze uygun bir manevi bakım modeli teorialmıştır.9
sine ihtiyaç bulunmaktadır. Biz özellikle bu
Şimdic.41,
hastalık
ve 2000,
hastalarla
ilgili hadisleri
bir “Hastane
Temelleri”,
F Dergisi,
c.41,
Ankara
2000,
s.327-350;
Arif
Korkmaz,
“Hasta
Temelleri”,
AÜAÜ
F Dergisi,
Ankara
s.327-350;
Arif
Korkmaz,
ihtiyacı gidermeye yönelik
bir araştırma
yapmayı
Temelleri”,
AÜ FTeorik
Dergisi,
c.41,
Ankara
2000,
s.327-350;
Arif
Korkmaz,
“Hastanede
araya
getiren
bu
bölümü
ilgili
ayetlerle
birlikte
ele
Teorik
Çerçeve”
Selçuk
F Dergisi,
Sayı,
Konya
2010,
s. 283. Dini Hayat:
Çerçeve”
Selçuk
ÜÜ
F Dergisi,
Sayı,
29,29,
Konya
2010,
s. 283.
7
tercih ettik. Böyle birTeorik
manevi
bakım7 teorisine
daÇerçeve”
Selçuk
Üb.F
Sayı,
29, Konya Ahteri
2010,
s.Kebir,
283.
Mustafa
b.Dergisi,
emsuddin
el-Karahisari,
Ahteri
Kebir,
h. 1656,
s. 963.
alalım.
Mustafa
emsuddin
el-Karahisari,
byybyy
h. 1656,
s. 963.
7
8
8
Mustafa
b. emsuddin
el-Karahisari,
Ahteri
Kebir,
byy
h.
1656,
s. 963. stanbul
yalı olarak, uygulamanın
nasıl
olacağı
ise,
başka
emseddin
Sami,
Kamus-i
Türki,
Kapı
Yayınları,
stanbul
2004,
1325;lhan
lhan
emseddin Sami, Kamus-i Türki, Kapı Yayınları,
2004,
s. s.
1325;
A
emseddin Sami,Büyük
Kamus-i
Türki,Sözlük,
Kapı
Yayınları,
stanbul
2004,
s. 1325;
lhan
Ayverdi,
Misalli
BüyükTürkçe
Türkçe
Sözlük,
Kubbealtı
Neriyat,
stanbul
2006,
III,
1938;
Ferid
Deve
Kubbealtı
Neriyat,
stanbul
2006,
III,
1938;
Ferid
Develio
HASTALIK
ANLAYIŞI
Büyük Türkçe Sözlük,
Kubbealtı
Neriyat,
stanbul
2006,
III,Güreyçal),
1938;
Ferid
Develiolu,
Osmanlıca
Türkçe
Ansiklopedik
Lügat,
(haz.
Aydın
Sami
Güreyçal),
Aydın
Kitabevi
YayınlarıA
Türkçe
Ansiklopedik
Lügat,
(haz.
Aydın
Sami
Aydın
Kitabevi
Yayınları,
Türkçe Ansiklopedik
Lügat,
Samiyönelik
Güreyçal),
Aydın
Kitabevi dinî
Yayınları,
Hastaya
olarak,
öncelikle
açıdanAnkara
has- 1997, 14.
Baskı,
s.(haz.
580.Aydın
Baskı,
s. 580.
2
Serpil BAŞAR, “Hastanelerde Din
Hizmetis.İhtiyacı”
I. Din HizmetBaskı,
580. , Tebliğ,
Mahmut
Denizkuları,
Kur’an-ı
Kerim
Hadislerde
Tıp,
Marifet
Yayınları,stanbul
stanbu1
Mahmut
Denizkuları,
Kur’an-ı
Kerim
ve ve
Hadislerde
Tıp,
Marifet
Yayınları,
talık-sağlık
bilincinin
oluşturulması
önemlidir.
Modeli”
, Tebliğ,
leri Sempozyumu, Ankara, 2007;
“Hastanelerde Din Hizmeti
MahmutHastanelerde
Denizkuları,
Kur’an-ı
IV. Din Şurası, Ankara, 2009; “Almanya’daki
Din Hizmeti
Uygu- Kerim ve Hadislerde Tıp, Marifet Yayınları, stanbul 1996, s. 15.
8
Kur’an, öncelikle insanın hastalanmamasını hedeflemekte, hastalandığında ise tedavi olma gerekliliğini insanlara anlatmaktadır.10
lamaları”, Müzakere, I. Vaizler ve Vaizlik Sempozyumu, Ankara, 2011; “Hastanelerde Din Hizmetinin Eğitim Boyutu”, Tebliğ, Yaygın Din Eğitimi
Sempozyumu, Ankara, 2012; Manevi Bakım Çalıştayı, Katılımcı, D.İ.B & Sağlık
Bakanlığı, Ankara, 2012; Avrupa Hastaneleri’nde Manevi Bakım Uygulamaları
LDV Projesi, Danışmanlık, İzmir-Kütahya, 2012; Hastane Manevi Destek
Görevlisi Çalıştayı, Katılımcı, D.İ.B., Ankara, 2015; Hastane Manevi Destek
Görevlisi Eğitimi, Eğitimci, D.İ.B, Ankara, 2015.
3
(01.05.2015) erişim. www.haksay.org.
4
(01.05.2015) erişim: www.saglik.gov.tr/.../sayisi224--rg-tarihi12011961--rgsayisi10705-s.
5
(01.05.2015) erişim: www.saglik.gov.tr/TR/belge/1-555/hasta-haklariyonetmeligi.html
6
Nurullah Altaş, “Hastanelerde Dini Danışmanlık Hizmetleri (Türkiye Uygulaması Üzerine Deneysel Bir Araştırma)”, AÜİF Dergisi, c.39, Ankara 1999,
s.599-659; “Dini Danışmanlığın Teorik Temelleri”, AÜİF Dergisi, c.41, Ankara
2000, s.327-350; Arif Korkmaz, “Hastanede Dini Hayat: Teorik Çerçeve” Selçuk
ÜİF Dergisi, Sayı, 29, Konya 2010, s. 283.
Mustafa b. Şemsuddin el-Karahisari, Ahteri Kebir, byy h. 1656, s. 963.
Şemseddin Sami, Kamus-i Türki, Kapı Yayınları, İstanbul 2004, s. 1325; İlhan
Ayverdi, Misalli Büyük Türkçe Sözlük, Kubbealtı Neşriyat, İstanbul 2006, III,
1938; Ferid Develioğlu, Osmanlıca Türkçe Ansiklopedik Lügat, (haz. Aydın
Sami Güreyçal), Aydın Kitabevi Yayınları, Ankara 1997, 14. Baskı, s. 580.
9
Mahmut Denizkuşları, Kur’an-ı Kerim ve Hadislerde Tıp, Marifet Yayınları,
İstanbul 1996, s. 15.
10
Maide, 5/6; 88; En’am, 6/96; A’raf, 7/31; Enfal, 8/11; Tevbe, 9/108; Hac, 22/26;
Kasas, 28/73; Ankebut, 29/45; Müddessir, 74/4 vb.
7
8
Journal of Islamic Research 2014;25(3)
138
Serpil BAŞAR
KUR’AN VE BUHARİ’NİN KİTABU’L-MERDA RİVAYETLERİ ÇERÇEVESİNDE HASTALARA MANEVİ YAKLAŞIM
Sağlık, dinimize göre insan için büyük nimetlerden biridir. Hz. Peygamber (s.a.v.), “Kıyamet gününde, kula sorulacak ilk nimet sorusu şöyledir:
‘Biz senin bedenine sağlık vermedik mi, sana su
içirmedik mi?”11 ya da “İnsanlardan çoğunun aldandığı iki nimet vardır: Vücut sıhhati, boş vakit.”12
derken bu hususa dikkat çeker. Ayrıca “Allah katında kuvvetli mü’min, zayıf mü’minden daha hayırlıdır ve daha sevimlidir.”13 Çünkü zayıf ve hasta
bir vücuda sahip kişiler, sorumlu oldukları görevleri yapmayı sağlayacak gücü kendilerinde bulamazlar. Hayatta başarılı ve mutlu olmanın yolu her
şeyden önce sağlam bir bedene sahip olmakla başlamaktadır. Yine Hz. Peygamber; “Her kim ailesi
emniyette ve vücudu sıhhatli olarak sabahlarsa, yanında günlük yiyeceği de bulunursa, sanki bütün
dünya ona verilmiştir.”14 diyerek sağlığın önemini
vurgulamıştır.
Nisa, 4/123. ayetin tefsirinde müfessirler şu görüşleri de dile getirirler: Elmalılı konunun hastalıkla ilgisini hiç kurmadan genel bir ifadeyle; “Her
kim bir kötülük yaparsa, onunla ya bu dünyada ya
da ahirette cezalandırılır.” der.18 Ömer Nasuhi Bilmen, müminlerin yaptıkları kötülüklerin karşılığını genelde bu dünyada gördüklerini ifade
etmekle yetinir,19 Taberi de Mücahid’den bu manada bir rivayet nakleder: “Kötü amelin karşılığı bu
dünyadadır.”20 Yine Taberi’nin naklettiği Ubey b.
Ka’b’dan ve Hz. Aişe’den gelen rivayete göre burada bahsedilen kötülük, mümin ya da kafirden
çıkmış olsun, küçük ya da büyük olsun aynıdır ve
karşılığı görülecektir.21 Bu kötülüğün karşılığının
ne olduğu ise şu rivayette belirtilmektedir: “Bu ayet
inince Hz. Ebu Bekir: ‘Bu ayetten sonra felaha
ermek nasıl mümkün olacak ya Resulallah? Çünkü
işlediğimiz her kötülüğün cezasını göreceğiz’ der.
Rasulullah (s.a.v.) şöyle cevap verir: “Ey Ebû Bekir,
hastalanmıyor musun, üzülmüyor musun, geçim sıkıntısı çekmiyor musun?” Hz. Ebû Bekir: ‘Evet’ der.
Rasulullah da; ‘İşte bunlar, gördüğünüz karşılıklardandır’ buyurur.22
Hadislerde hastalık ise, genel olarak imtihan
ve günahlara kefaret olarak nitelendirilmiştir. Örneğin Allah Resulü (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır:
“Müslümana fenalık, hastalık, keder, hüzün, eziyet
ve iç sıkıntısından tutun da bir diken batmasına
kadar uğradığı her musibete karşılık Allah, onun
suçlarını ve günahlarını örter.”15 ve “Allah, hayır
dilediklerini musibet ile imtihan eder.”16
İlk hadiste Şuayb’ın Zühri’den naklettiğine
göre, o şöyle demiştir: “Bana Urve b. Zübeyr, Hz.
Aişe’nin şöyle dediğini haber verdi: “Resulullah
şöyle buyurdu: “Müslümana batacak bir dikene varıncaya kadar herhangi bir musibet isabet ederse,
Allah muhakkak o musibete karşılık onun bir günahını örter.”23 Bir diğer hadiste, Ebu Said elHudri, Ebu Hureyre’den naklettiğine göre
Resulullah şöyle dedi: “Müslümana, vücuduna batacak dikene varıncaya kadar, hastalık, keder,
hüzün, eza ve can sıkıntısı isabet ederse, Allah bu
musibetleri sebebiyle o müslümanın günahlarından
bir kısmını örter.”24
Kitabu’l-Merda’nın ilk bölümünde “Hastalığın
Keffaret Olması Hakkında Gelen Haberler ve Yüce
Allah’ın; “Kim bir kötülük yaparsa, onunla cezalanır..” (Nisa, 4/123) Ayeti” bölümünde 5 ayrı hadis
zikredilir. Bu hadislerde hastalığın günahlara kefaret olduğu beyan edilir. Söz konusu ayet ile bağlantılı olan bu bölümdeki hadislere göre, kim bir
kötülük yaparsa karşılığını ya bu dünyada ya da
ahirette görür. Ayette bahsedilen ceza, bu dünyada
karşılık görülen cezadır. Bu manaya gelen başka
ayetler de bulunmaktadır.17
Bu bölümdeki diğer iki hadiste mümin, bir
ekine benzetilir ve şöyle denir: “Müminin misali,
Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili, Azim Dağıtım, İstanbul, III, 90.
Ömer Nasuhi Bilmen, Kur’an-ı Kerim’in Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri, Akçağ
Yayınları, Ankara, II, 673.
20
Taberi, Ebu Cafer Muhammed b. Cerir, Camiu’l-Beyan an Te’vili Ay’ilKur’an, Kahire, 1954, VII, 517.
21
Taberi, el-Camiu li Ahkami’l-Kur’an, VII, 519.
22
Müslüm, Sahih, Birr, 52; Taberi, el-Camiu li Ahkami’l-Kur’an, VII, 521; İbn
Kesir, İsmail b. Ömer, Tefsiru’l-Kur’ani’l-Azim, Daru’t-Tayyibe, Rıyad, 1999,
II, 417.
23
Buhari, Sahih, Merda, 1, hadis, 1, VII, 2.
24
Buhari, Sahih, Merda, 1, hadis, 2, VII, 2.
11
Tirmizi, Ebu İsa Muhammed b. İsa, es-Sünen, I-IV, Çağrı Yayınları, İstanbul, 1992,Tefsir, Sure, 102, V, 448.
12
Buhari, Ebu Abdillah Muhammed b. İsmail, el-Camiu’s-Sahih, Çağrı Yayınları, İstanbul 1992, Rikak, 1, III, 170; Tirmizi, Sünen, Zühd, IV, 550.
13
Müslim b. Haccac Ebu’l-Huseyn en-Nisaburi, el-Camiu’s-Sahih, I-III, Çağrı
Yayınları, İstanbul, 1992, Kader, 34, III, 2052; İbn Mace, Muhammed b. Yezid
Ebi Abdillah, es-Sünen, Çağrı Yayınları, İstanbul, 1992, Zühd, 14, II, 1395.
14
Tirmizi, Sünen, Zühd, 34, V, 574.
15
Müslim, Sahih, Birr, 52, III, 1993.
16
Buhari, Sahih, Merda, 1, VII, 2.
17
Bakara, 2/284; Şura, 42/30; Kalem, 68/17-33.
18
19
Journal of Islamic Research 2014;25(3)
139
Serpil BAŞAR
KUR’AN VE BUHARİ’NİN KİTABU’L-MERDA RİVAYETLERİ ÇERÇEVESİNDE HASTALARA MANEVİ YAKLAŞIM
hakkak ağacın yapraklarının düşmesi gibi, Allah o
müslümandan günahlarını düşürür.”29
bir sap üzerinde biten ekin gibidir. Hangi taraftan
rüzgar eserse, rüzgar onu eğer. Doğrulduğu zaman
rüzgar ile yine eğilir, fakat yıkılmayıp doğrulur..”25
Buna göre mümin, hastalık gibi zorluklar karşısında
rüzgarın önündeki ekin gibi sarsılabilir ancak, Allah’a kulluktan ayrılmaz. Hatta Ebu Hureyre’den
nakledildiğine göre Resulullah (s.a.v.) şöyle der:
“Allah, hayır dilediklerini musibet ile imtihan
eder.”26
Üçüncü bölümde insanlar arasında başına bela
gelme yönünden en önde olanların peygamberler
olduğu, sonra da fazilette önde olanların geldiğini
anlatan bir hadis nakledilir. Abdullah b. Mesud,
Resulullah’ı humma hastalığından dolayı ateşli olduğu bir zamanda ziyaret eder ve Hz. Peygamber’in bu sarsıntıdan dolayı daha çok sevap
alacağını ifade eder. Hz. Peygamber şöyle cevap
verir: “Bu katlanmış hararetin mükafatı da katlanmış olur. Müslümana diken batması veya daha
küçük bir eza isabet ederse, Allah buna mukabil,
onun günahlarını ağacın kendi yapraklarını atması
gibi örter.”30
Bu hadislere göre hastalık, günahlara kefaret
olabilecek bir musibettir. Bu musibete karşılık
Allah, bir takım günahları affeder. Ayrıca hastalık,
mümin için bir imtihandır ve o dönemde Allah’a
kulluktan uzaklaşmaz, isyan etmez. Bunu bir hayır
olarak değerlendirir. Ancak İmam Gazali‘den nakledilen şu sınıflandırma konumuz açısından önemlidir: “İnsanların başına gelen musibet ve
hastalıklar üç kısma ayrılır:
Bu hadislerden hareketle, hastalıkların bir imtihan vesilesi olduğu inancı, bu şekilde hastalığın
hayata kattığı yeni bir tekâmül aşaması olarak değerlendirilmelidir. Hastalığın günahları dökmesi
ise, geriye kalan ömrün, günah işleme gibi yanlış
davranışlarla zaman kaybetmeyecek kadar değerli
olduğunun fark edilmesi olarak değerlendirilebilir.
Ancak bu inanca rağmen, hastalık esnasında meydana gelebilecek inanç sapmaları şunlar olabilir:
Benim başıma niye bu durum geldi? Niçin hastalandım? Bunu hak edecek ne yaptım?
1-Münafığın hastalık ve musibeti: Allah’a itirazda bulunduğu için ona gelen musibet ve hastalıklar ceza olur.
2-Müminin hastalık ve musibeti: Allah’tan
geldi diyerek sabrettiği için onun musibeti günahlarına kefaret olur.
3-Şükür makamında olan müminin musibeti:
Bu da hastalığında Allah’a hamd ve şükürde bulunduğu için hastalığı Allah katında derecesinin
yükselmesine sebep olur.”27 Gazali, hastalığın bir
ceza olması durumunun ancak münafıklar için olabileceğini ifade eder. Mümin için ise, günahlarına
keffarettir.
Oysa hastalığa karşı tavır hakkında Kur’an
şöyle yol gösterir: “Onlara bir musibet geldiğinde:
“Bizim sahibimiz Allah’tır ve elbette O’na döneceğiz” derler.”31 Zemahşeri bu ayet ile bağlantılı olarak Bakara, 2/155. ayette geçen “denenmek” fiili
hakkında; “isabet etti, imtihan oldu” açıklamasını
yapar.32 Razi ise, musibetlerin bazen Allah tarafından bazen kul tarafından geldiğini ekler.33 O halde
musibete uğrayınca Allah’a yönelmek ve teslim
olmak en iyisidir. Hasta, bu şekilde öncelikli olarak, sağlığın değerini anlayacak bir şuura sahip
olur. Yine, tedavi süreci boyunca hayatının ve ölümünün kendi elinde olmadığını da fark eder. Üste-
İkinci bölümde; “Hastalığın Şiddeti” başlığında
hastalığın şiddeti kadar ecir alınacağı yönünde iki
hadis geçer. İlkinde Hz. Aişe, hastalığı en şiddetli
geçenin Hz. Peygamber’in kendisi olduğunu ifade
eder.28 Diğerinde Abdullah b. Mesud’un hastalığının şiddetiyle sarsılan Hz. Peygamber’i ziyareti esnasında ona “bu acının iki kat mükafatı vardır”
demesi üzerine Hz. Peygamber şöyle buyurur:
“Evet, bir müslümana bir eza isabet ederse, mu-
Buhari, Sahih, Merda, 2, hadis, 7, VII, 3.
Buhari, Sahih, Merda, 3, hadis, 8, VII, 3.
31
Bakara, 2/156.
32
Zemahşeri, Ebu’l-Kasım Carullah Mahmud b. Ömer, el-Keşşaf an Hakaiki’tTenzil ve Uyuni’l-Ekavil fi Vücuhi’t-Te’vil, el-Mektebetü’t-Tevfıkıyye, Kahire,
bty., I, 205.
33
Razi, Ebu Abdillah Muhammed b. Ömer Fahruddin, et-Tefsiru’l-Kebir
(Mefatihu’l-Gayb) İstanbul, 1308, IV, 91.
29
30
Buhari, Sahih, Merda, 1, hadis, 4, VII, 3.
Buhari, Sahih, Merda, 1, hadis, 5, VII, 3.
27
Ahmed Naim, Kamil Miras, Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercemesi ve Şerhi, Ankara, 1978, XII, 63.
28
Buhari, Sahih, Merda, 2, hadis, 6, VII, 3.
25
26
Journal of Islamic Research 2014;25(3)
140
Serpil BAŞAR
KUR’AN VE BUHARİ’NİN KİTABU’L-MERDA RİVAYETLERİ ÇERÇEVESİNDE HASTALARA MANEVİ YAKLAŞIM
kavramlar; şükür, sabır, tevekkül, ümit ve duadır.
lik hastalık süresince manevî olarak kazanacaklarının ne olduğu üzerine yoğunlaşmak en iyisidir.
Bu hususa şu ayet dikkat çeker: “Sizin için daha hayırlı olduğu halde bir şeyi sevmemeniz mümkündür. Sizin için daha kötü olduğu halde bir şeyi
sevmeniz de mümkündür. Allah bilir, siz bilmezsiniz!”34
Konumuzla ilgili olarak Kitabu’l-Merda’nın altıncı bölümde sara hastası bir kadından bahsedilir.
İbn Abbas’dan gelen bu rivayete göre sara hastası
bir kadın bayıldığında üzeri açıldığı için Hz. Peygamber’den dua ister. Resulullah, “İstersen, hastalığına sabret, bunun karşılığında sana cennet
vardır. İstersen sana afiyet vermesi için Allah’a dua
edeyim.” deyince kadın; “Ben sabredeyim, ama bayılınca üzerim açılmasın diye dua et” der. Hz. Peygamber de onun için dua eder.38 Daha sonra gelen
hadis bu kadının adının Ümmü Zufer olduğunu belirtir.39 Yedinci bölümde yine hastalığa sabır ile ilgili olarak, görmekten mahrum olan birinin
durumuna değinilir. Enes b. Malik, Hz. Peygamber’in şöyle dediğini nakleder: “Yüce Allah, ‘kulumu iki sevgilisiyle (gözlerinden mahrum edip)
belaya düçar edince kulum sabrederse, iki sevgilisi
yerine ona cenneti veririm’ buyurdu.”40
Hastalık ile karşılaşılınca, tedaviyi istemenin
ve bu süreci sürdürmek için gerekenlerin yapılmasının önemi fark edilmelidir. Bu arada şifa verenin
Yüce Allah olduğu, tedavinin iyileşmeye bir vesile
olduğu anlatılmalıdır. Tedavi olunmalı ancak; Hz.
İbrahim’in “Hastalandığım zaman bana şifa veren
O’dur.”35 ayetinde ifade edilen sözünde olduğu gibi
şifa Allah’tan istenmeli ve böyle bilinmelidir. Sağlığı korumak, dinî bir vecibedir, hasta olunca da şifa
önce Allah’tan istenmeli ve tedavi olunmalıdır.
Kur’an’da Hz. Eyyûb (a.s), hasta olan ve sonra
şifa bulan bir peygamber olarak anlatılmaktadır. O
Rabbi’ne bu halde iken şöyle yalvarır ve şifayı
O’ndan bekler: “Rabbim, zarar bana dokundu, Sen
merhametlilerin en merhametlisisin.”36 Sonra şifa
bulduğu anlaşılan Hz. Eyyûb, bu tavrından ötürü
şöyle övülür: “Biz onu sabredici bulduk. Ne iyi
kuldu o! Gerçekten Allah’a yönelirdi.”37 İnsanlar,
hastalanabilir bir özelliktedir. Bu durum kişinin
sağlık kurallarına uyup uymaması gibi bir sebepten
olabileceği gibi, ilahi bir imtihandan da olabilir. Bu
sebeple Hz. Peygamber (s.a.v.) müminlere sürekli
yol göstermiştir. Bu bölümde ele aldığımız hadisler ve ilgili ayetlerden anlaşılan; öncelikle sağlığın
kıymetli bir nimet olduğudur. Hastalık ise, günahlara kefarettir ve tedavi olmak önemlidir.
Onaltıncı bölümde, hastanın “ben hastayım ya
da hastalığım şiddetli” demesinin caizliğine değinilir. Ka’b b. Ucre’nin başındaki haşareleri gören Resulullah ondan durumu sorar. Ka’b, “evet, bunlar
bana sıkıntı veriyor” deyince Hz. Peygamber kurtulması için berber çağırır.41 Diğer bir hadis de, Hz.
Aişe başının ağrıdığı bir esnada, “vay başım” deyince Hz. Peygamber, “Bundan dolayı sen ölür de
ben geride kalırsam, senin için mağfiret ister, dua
ederim” der.42 Daha sonra, Abdullah b. Mesud’un
Hz. Peygamber’i ziyareti esnasında Resulullah’ın,
“Evet, hastayım” demesi tekrar edilir.43 Yine Resullah’ın Sa’d b. Ebû Vakkas’ı hastalığındaki ziyareti esnasında onun, “Ya Resulallah, bendeki bu
hastalık, gördüğün şu dereceye ulaştı” demesi de
tekrar edilmiştir.44 Buna göre hastalıkla ilgili olarak kişinin bunu ifade etmesinde bir sakınca olmadığı anlaşılmaktadır.
HASTALIKTA SABIR-ŞİKAYET VE
ÖLÜMÜ İSTEMEK
Hastalık esnasında bu durumun hikmet ile karşılanması ve hayata kazandıracağı hususlara yoğunlaşılabilmesi, tedavi sürecinde hastada olumlu bir
yaklaşım oluşturacaktır. Bu bölümde vurgulayacağımız ve olumlu hal oluşturacağını düşündüğümüz
On dokuzuncu bölümde Enes’den gelen bir rivayete göre, Hz. Peygamber şöyle der: “Sizden biriniz kendisine hastalık gibi bir zarar isabet
Buhari, Sahih, Merda, 6, VII, 4.
Buhari, Sahih, Merda, 6, VII, 4.
Buhari, Sahih, Merda, 7, VII, 4.
41
Buhari, Sahih, Merda, 16, VII, 8.
42
Buhari, Sahih, Merda, 16, VII, 8.
43
Buhari, Sahih, Merda, 16, VII, 8.
44
Buhari, Sahih, Merda, 16, VII, 9.
38
39
40
Bakara, 2/216.
Şuara, 26/80.
Enbiya, 21/83.
37
Sa’d, 38/44.
34
35
36
Journal of Islamic Research 2014;25(3)
141
Serpil BAŞAR
KUR’AN VE BUHARİ’NİN KİTABU’L-MERDA RİVAYETLERİ ÇERÇEVESİNDE HASTALARA MANEVİ YAKLAŞIM
gayret etmekten daha önemlidir. Hz. Peygamber
(s.a.v.): “Sığınanlar felak ve nas gibisiyle sığınmamışlardır.” buyurarak, Kur’an’ın tedavi edici bir
yönü bulunduğunu ifade etmiştir. Aynı şekilde sahabenin de Fatiha Suresi ile hastalıkları tedavi ettikleri nakledilmiştir.50
ettiğinde sakın ölümü temenni etmesin. Eğer mutlaka temenni etmesi gerekiyorsa, “Allahım yaşamak benim için hayır olduğu müddetçe beni yaşat,
ölmek benim için hayırlı olduğu zaman da beni
öldür.”45 Başka bir hadiste Kays b. Ebû Hazım, Habbab b. Eret’i hasta olduğu zaman ziyaret eder. Habbab bu esnada karnını yedi yerden dağlamış bir
haldedir ve şöyle der: “..Eğer Resulullah bizi ölüm
temennisinden alıkoymamış olsaydı muhakkak ben
hastalık ızdırabından dolayı ölümü temenni ederdim..”46 Bu hadisten sonra yine Hz. Peygamber’in
ölümü temenni etmekten men ettiği başka bir hadis
daha nakledilir.47
Olumlu hal geliştirmede duanın etkisi de, tıp
dünyasında tartışılan bir konudur. Alexis Carrel’e
göre duada aslında, ruhun maddi olmayan dünyaya
doğru bir çekilişi, bir gerilimi olduğu gözlenmektedir. Bir başka deyimle dua, ruhun Allah’a doğru
yükselişi ve O’na açıkça tapınış durumudur. Dua,
hayat denilen mucizeyi yaratan varlığa karşı derin
sevgi ve iltica ifadesi, O’nunla ilişkiye geçme gayretidir.51 Hasta, bir organının iyileşmesini ister, o
esnada derin bir moral ve ruh hali yakalar. Duanın
doğurduğu huzur, tedavide kuvvetli bir yardımcıdır.52
Son olarak Hz. Aişe’den gelen bir rivayete
göre, Hz. Peygamber ölüm hastalığına yakalandığı
zaman sırtı Hz. Aişe’ye dayanmış vaziyette iken,
şöyle der: “Allahım, bana (beni değil) mağfiret eyle,
bana merhamet et, beni refik-i alaya yükselt.”48 Bu
hadise göre ölüm belirtileri hissettiğinde böyle bir
dua etmiştir.
Tedavi olmak, önemlidir. Ancak dua edip Allah’dan şifa dilemek de ihmal edilmemesi gereken
bir öneme sahiptir. Dua, huzur ve ferahlık vererek
kişinin sıkıntısını, şüphelerini ve korkusunu giderir, insana moral verir. İnsan gönülden dua eder ve
kabul edileceğine inanırsa bu hal, ondaki ruh gücünü arttırır. Çünkü Kur’an’da; “Kullarım, beni
senden sorarlarsa, bilsinler ki, gerçekten ben onlara çok yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm.”53 ya da; “Rabbiniz şöyle
buyurdu: ‘Bana dua edin, size icabet edeyim.”54 vb.
ayetler Allah’ın dua edenin duasını işiteceğini ve
cevap vereceğini, kuluna yakın olduğunu açıkça
ifade eder. Kişi böylece teselli bulur.
Buna göre; inanan insan, önce hastalıktan korunmak için gerekenleri yapar, vücudunu ve ruhunu korur. Tedbire rağmen ya da tedbirsizlikle
birlikte hastalık gelmiş ise, tedaviyi arar ve sürdürür. Hastalıktan şifa bulmayı ister, iyileşirse geri
kalan ömründe bu süreçten aldığı derslerle devam
eder, ölümcül bir hastalık ise, ecel inancıyla takdire teslim olur, her aşamada isyan ve sapmaya girmeden, inancını korur. Ancak asla ölümü istemez.
HASTAYA DUA ETMEK
Hz. Peygamber (s.a.v.), şifa için hem tedavi olmayı, hem de manevî sebepler için, Allah’a yönelip dua edilmesini emretmiş ve her ikisini
kendisi de uygulamıştır. “Ey Allah’ın kulları! Tedavi olun, çünkü Allah, yarattığı her hastalık için
mutlaka bir şifa yaratmıştır. Ancak bir dert müstesna; o da ihtiyarlıktır.”49 diyerek tedavi olmanın
önemini vurgulamıştır. Şüphesiz hastalığı gidermek, sıhhati temin edecek şeyleri tamamlamaya
Bu konuda Hz. Aişe (r.a.) şöyle der: “Resulullah hastalandığında kendi üzerine muavvizat surelerini okurdu. Hastalığı şiddetlendiği zaman ona
ben okur ve kendi eliyle kendisini meshederdim.”55
Hastayı ziyaret esnasında hastalığa şifa için dua
edilmesi gerektiği de yine hadislerden anlaşılmaktadır. Hz. Peygamber (s.a.v.) hastaya şöyle diyerek
Buhari, Sahih, Fedailu’l-Kur’an, 9; İbn Kayyım el-Cevziyye, Tıbbu’n-Nebevi,
Hikmet Neşriyat, çev. Yusuf Ertuğrul, İstanbul 2004, s. 232..
Alexıs Carrel, Dua, Yağmur Yayınları, İstanbul, 1967, s. 28.
52
Alexıs Carrel, Dua, s. 37.
53
Bakara, 2/186.
54
Mümin, 40/60.
55
Müslim, Sahih, Selam, 51, II, 1723.
50
Buhari, Sahih, Merda, 19, VII, 10.
46
Buhari, Sahih, Merda, 19, VII, 10.
47
Buhari, Sahih, Merda, 19, VII, 10.
48
Buhari, Sahih, Merda, 19, VII, 10.
49
Tirmizi, Sünen, Tıb, 2, IV, 383; Ebu Davud, Sünen, Tıb, 1, IV, 192; İbn Mace,
Sünen, Tıb, 1, II, 1137.
45
51
Journal of Islamic Research 2014;25(3)
142
Serpil BAŞAR
KUR’AN VE BUHARİ’NİN KİTABU’L-MERDA RİVAYETLERİ ÇERÇEVESİNDE HASTALARA MANEVİ YAKLAŞIM
Hz. Peygamber’e iletir. Bunun üzerine Resulullah
şöyle dua eder: “Allahım, Mekke’yi bize sevdirdiğin
gibi Medine’yi de sevdir. Medine’nin havasını
bizim için sağlıklı ve hastalıklardan salim eyle!..”62
dua etmesini tavsiye etmiştir: “Vücudunun ağrıyan
yerine elini koy ve üç defa Bismillah dedikten
sonra yedi kere şöyle de; “Hissettiğim hastalığın zararından ve tehlikesinden Allah’ın yüceliğine ve
kudretine sığınırım.”56 Kendisi de şöyle dua etmiştir: “Ey insanların Rabbi olan Allah’ım! Bu ızdırabı
gider. Şifayı veren sensin, senden başka kimse şifa
veremez.”57 Başka bir hadislerinde; “Bize dünyada
türlü türlü iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi
cehennem azabından koru!” cümlesiyle dua etmiştir.58 Bu rivayetler, Resulullah’ın hastalıkta dua ettiğinin delilleridir.
Dua ederken hastada olumlu ruh hallerini besleyen ve olumlu duygular oluşturarak, doğru bir
düşünme ve davranış biçimi geliştiren anlayışlar;
şükür, sabır, tevekkül ve ümitli olmaktır. Ancak
hepsini bir arada tutan ana etmenin, inanç-ibadetyaşam birlikteliğinin bir devamı olan “dua etmekten” geldiğini söylemek mümkündür. Hasta inanç
ve duasıyla, şükreder, sabır diler, tevekkül eder ve
ümit halini kazanır. İçindeki sevgi potansiyelini ortaya çıkarır. Böylece bu süreci bir kazanım haline
çevirir ve manevî anlamda tecrübe edinir. Hastalığı bir dua zamanı olarak değerlendirip, gülümseyebilmek güzeldir ve bir olgunluk belirtisidir.
On sekizinci bölümde Saib b. Yezid çocukluğunda hasta iken Resulullah’a götürüldüğünü anlatır. Hz. Peygamber onun başını eliyle sıvazlar,
bereket duası eder, sonra abdest alır, çocuk da abdest alınan bu sudan içer.59 Tıbbu’n-nebevide abdest suyunu içme şeklinde bir uygulama olarak
görülen bu durumun ne derece sağlıklı olduğu tartışılmalıdır.
HASTAYI ZİYARET
Kitabu’l-Merda’dan öğreneceğimiz bir diğer konu;
hastaya refakat ve ziyaret adabıdır. Hastanın tedavi
süreci boyunca, kendisine refakat edenlerin ve ziyarete gelenlerin de dikkat etmesi gereken şeyler
vardır ve tedavinin başarısı için bunlar da önemlidir.
Yirminci bölümde Hz. Peygamber’in bir hastaya gittiğinde ya da bir hasta getirildiğinde nasıl
dua ettiği Hz. Aişe’den şöyle nakledilir: “Ey insanların rabbi, şu hastanın hastalığını gider. Şifa ihsan
eyle, Rabbim ancak sen sağlık verirsin. Senin şifandan başka şifa yoktur. Rabbim bu hastaya öyle
şifa ver ki, o şifa hastanın üzerinde hastalıktan eser
bırakmasın.”60
Dördüncü bölüm, “Hasta ziyaretinin vacipliği”
bölümüdür. Bu bölümde gelen hadislerde Ebu
Musa el-Eşari, Hz. Peygamber’in şöyle dediğini
nakleder: “Aç olanı doyurun, hastayı ziyaret edin,
esirin esirlik bağlarını çözün.”63 Bera b. Azib’den
gelen rivayetin bir bölümünde onun şu sözü geçer:
“Resulullah, cenazenin ardından gitmemizi, hasta
olanı ziyaret etmemizi ve selam vermeyi yaymamızı emretti.”64 Beşinci bölümde yer alan bir rivayete göre, bayılmış bir hastayı ziyaret eden
Resulullah, önce abdest alır ve bu abdest suyundan
hastanın üzerine döker, hasta sonra ayılır.65
Yirmi birinci bölümde Hz. Peygamber’in
Cabir b. Abdullah’ı ziyaret ettiği tekrarlanır. Bu ziyaret esnasında Cabir baygın bir haldedir ve Hz.
Peygamber yanına gelir, abdest alır, bu sudan onun
da üzerine serper, bunun üzerine Cabir kendisine
gelir.61
Yirmi ikinci bölümde Hz. Aişe’den gelen bir
rivayete göre, Medine’ye hicret edildiği zaman, Hz.
Ebubekir ve Bilal hummaya yakalanır. Hz. Aişe onları ziyarete gider ve, “Ey babacığım, kendini nasıl
hissediyorsun, Ya Bilal sen kendini nasıl hissediyorsun” diye hatırlarını sorar. Sonra durumlarını
Onuncu bölümde, İbn Abbas’dan gelen bir rivayete göre Hz. Peygamber (s.a.v.), hasta bir bedeviyi ziyaret ettiğinde ona da şöyle der: “Hastalığın
Tirmizi, Sünen, Tıb, 32, IV, 410.
Tirmizi, Sünen, Cenaiz, 4, III, 304, Deavat, 111, V, 561; Ebu Davud, Sünen,
Tıb, 17, IV, 212.
58
Tirmizi, Sünen, Deavat, 112, V, 561.
59
Buhari, Sahih, Merda, 18, VII, 9.
60
Buhari, Sahih, Merda, 20, VII, 11.
61
Buhari, Sahih, Merda, 21, VII, 11.
Buhari, Sahih, Merda, 21, VII, 11.
Buhari, Sahih, Merda, 4, VII, 4; Cihad 171, IV, 30; Et’ime 1, VI, 195; Nikah
71, VI, 143.
64
Buhari, Sahih, Merda, 4, VII, 4.
65
Buhari, Sahih, Merda, 5, VII, 4.
56
57
62
63
Journal of Islamic Research 2014;25(3)
143
Serpil BAŞAR
KUR’AN VE BUHARİ’NİN KİTABU’L-MERDA RİVAYETLERİ ÇERÇEVESİNDE HASTALARA MANEVİ YAKLAŞIM
geçicidir, bu günahlarına keffaret olur inşaallah!”
Ancak bedevi şu karşılığı verir: “Sen bu hastalık geçici diyorsun ama bu hastalık hiç de geçici değildir.” Hz. Peygamber bunun üzerine; “peki öyle
olsun” der.66 Buna göre Resulullah, hastaya ümit
aşılamış ancak hasta onun duasını kabul etmemiştir.
On beşinci bölümde Hz. Peygamber’in hastalıkları sebebiyle Sa’d b. Ubade’yi,73 ve Cabir b. Abdullah el-Ensariye’yi ziyaret ettiği nakledilir.74
On yedinci bölümde, Ubeydullah b. Abdullah’ın İbn Abbas’dan naklettiğine göre Hz. Peygamber (s.a.v.)’in vefatı yaklaştığı zaman yanına
gelenler fazla konuşunca, “Haydi yanımdan kalkınız” diyerek,75 hasta ziyaretçilerden rahatsız
olursa, bunu belirtebileceğini bize göstermiştir.
Hasta ziyareti kapsamında din farklılığı da
yoktur. Hz. Peygamber (s.a.v.), Yahudi bir çocuğu
hasta iken ziyaret etmiştir. Enes’den gelen bir rivayete göre bir Yahudinin Resulullah’a hizmet eden
oğlu hastalanınca Hz. Peygamer onu ziyaret eder
ve orada çocuğa; “İslam dinine gir!” buyurur. Çocuk
da şehadet getirip, Müslüman olur.67
Bu hadislerden anladığımıza göre hasta, kişinin anne-babası, çocuğu, akrabası veya tanıdığı olabilir. Bu tür bir yakınlık derecelemesi, hastaya karşı
yaklaşımda bir ayrıcalık getirmez. Refakatçi, aynı
özeni hepsine göstermekle yükümlüdür. Refakat
etmek, hastaya hizmettir. İnsana hizmet etmek,
her şeyden önce “rıza-sevap” bilinci gerektirmektedir. Hz. Peygamber (s.a.v.) bu hizmeti cenneti kazandıracak bir amel olarak tanımlamıştır.76 Ayrıca,
hastadaki şükür-sabır-tevekkül ve ümitli olma halini aktif tutabilecek bir yaklaşım içinde bulunmalı,
moral verip, manevî destek sağlamalıdır. Hastanın
yanında olmak, destek olmak, insani bir görevdir.
Böylece hastadaki yalnızlık duygusu azalır, acıları
hafifler, moral bularak rahatlar ve tedavi süreci
olumlu geçer. Hastanın, bu zor anlarında, yanında
olan, seven ve destek olan birinin yanı başında olduğunu bilmeye ihtiyacı vardır ve bu duygusal ihtiyaç, ilaç kadar gereklidir.
On ikinci bölümde hasta ziyareti esnasında
namaz vakti girerse, hasta oturarak imamlık ederse,
cemaatin de oturarak namaz kılmasına işret edilir.68
On üçüncü bölümde ise ziyaret esnasında ziyaretçinin hastanın eline dokunmasının gerekliliğinden bahsedilir. Aişe bt. Sa’d, babası Sa’d b. Ebû
Vakkas hastalandığında Resulullah’ın onu ziyaretini nakleder. Hz. Peygamber bu ziyaret esnasında
elini Sa’d’ın alnına koyar; sonra da yüzünü ve karnını meshederek; “Allahım, Sa’d’a şifa ver ve ona
hicretini tamamla” diye dua eder.69 Buna göre, hastaya dua ederken bir taraftan da onun duygusal olarak dokunma ihtiyacını görmek önemlidir. Ancak,
bulaşıcı hastalık olması durumunda hastaya dokunmak gerekli değildir. Bu bölümde Abdullah b.
Mesud’un Hz. Peygamber’i humma ateşinden muzdarip olduğu zamandaki ziyareti esnasında eliyle
vücuduna dokunup, ateşli olduğunu fark etmesi
tekrar edilir.70
Ayrıca Hz. Peygamber (s.a.v.), maddi tedaviye
de destek olmaları yönünde şöyle demiştir: “Hastalarınızı yemeye ve içmeye zorlamayınız. Çünkü
onlara Allah yedirir ve içirir.”77 Ya da; “Hastanız
bir şey isteyince, ona kendisine zarar vermeyen
şeylerden yedirin!”78 Buna göre hasta yakını, hastanın tedavisi boyunca tedaviyi olumsuz yönde etkileyecek hareketlerden uzak durmalı ve hastaya
bu açıdan da destek olmalıdır.
On dördüncü bölümde ziyaret esnasında ziyaretçinin söyleyeceği sözlere temas edilirken, Abdullah b. Mesud’un yine Resulullah’ı ziyaret
ederken, “Bu şiddetli ateş nedeniyle senin için iki
kat ecir vardır.”71 sözleriyle Hz. Peygamber’in bedeviyi ziyareti esnasında; “Hastalığın zararsız, geçmiş olsun, bu inşallah günahlarına kefarettir.”72
sözleri tekrar edilir.
Hastayı ziyarete gelenler ise, insani ve dinî görevlerini yerine getirmektedirler. Hasta ziyaretinde
amaç; hastayı yalnız olmadığına inandırmak, onu
Buhari, Sahih, Merda, 10, VII, 6, Merda, 14, VII, 7.
Buhari, Sahih, Merda, 11, VII, 6.
68
Buhari, Sahih, Merda, 12, VII, 6.
69
Buhari, Sahih, Merda, 13, VII, 6.
70
Buhari, Sahih, Merda, 13, VII, 7.
71
Buhari, Sahih, Merda, 14, VII, 7
72
Buhari, Sahih, Merda, 14, VII, 7.
Buhari, Sahih, Merda, 15, VII, 7.
Buhari, Sahih, Merda, 15, VII, 8.
Buhari, Sahih, Merda, 17, VII, 8.
76
Tirmizi, Sünen, Cenaiz, 2, III, 301; Ebu Davud, Sünen, Cenaiz, 3, III, 475; İbn
Mace, Sünen, Cenaiz, 2, I, 464.
77
İbn Mace, Sünen, Tıb, 4, II, 1140.
78
İbn Mace, Sünen, Tıb, 2, II, 1137; Cenaiz 1, I, 461.
73
66
74
67
75
Journal of Islamic Research 2014;25(3)
144
Serpil BAŞAR
KUR’AN VE BUHARİ’NİN KİTABU’L-MERDA RİVAYETLERİ ÇERÇEVESİNDE HASTALARA MANEVİ YAKLAŞIM
lede elde ettiğimiz verileri akademik dünya ile paylaştık. Böyle bir manevi bakım teorisine dayalı olarak, uygulamanın nasıl olacağı ise, başka araştırmaların konusu olduğundan bu konuya temas etmedik.
ümitlendirmek, ona moral ve yaşama sevinci vermektir. Hz. Peygamber (s.a.v.) hastaları ziyaret
etmiş ve edilmesine de teşvik etmiş,79 bunu adeta
bir görev olarak bildirmiş ve “Müslümanın müslüman üzerinde beş hakkı vardır: “Onunla karşılaştığında selam verir, davet ederse icabet eder, nasihat
isterse nasihat edilir, aksırır ve Allah’a hamd ederse
ona yerhamükellah denir, hastalandığında ziyaret
edilir, öldüğünde cenazesi takip edilir.”80 demiştir.
Yüce Allah’ın (c.c.) da kullarının hastaları ziyaret
etmelerinden duyacağı memnuniyeti ifade eden ve
Ebu Hureyre’den gelen şu kudsi hadis de bu konuda önemlidir: “Kıyamet günü Allah Teala: “Falan
kulum hastalandı da sen onu ziyaret etmedin, etseydin beni onun yanında bulacaktın” diyecektir.”81 Bu hadise göre, hasta ziyareti sanki Yüce
Allah’ı ziyaret etmek gibidir. Bu hadis, hastaya yönelik hizmetin değerini ortaya koymaktadır.
Bilindiği üzere Yüce Allah, Kur’an’da insanı
niçin yarattığının cevabını verir ve bunu “kulluk
etmesi için” şeklinde açıklar. İnsanoğlunun yeryüzünde varoluş sebebi budur. Aklı ve iradesi bulunan bir varlık olarak insanın, kul olmanın anlam
ve değerini fark edip yaşayabilmesi için önce sağlıklı bir bedene sahip olması esastır. Çünkü ancak
sağlıklı olursa önceliği asıl varoluş sebebi olacak,
hasta olursa önceliği sağlığını yeniden kazanmak
olacaktır. Oysa insandan beklenen, kul olma şuuruna varması, ibadetlerini yerine getirmesi ve
dünya sorumluluklarını da devam ettirmesidir. Bu
şekilde Allah ile diğer varlıklar ile ve dünya ile ilişkisini dengeli biçimde devam ettirebilir; hem kendi
varlığını hem de ilişkilerini sağlıklı biçimde yürütebilir; dinini ve kendini de koruyabilir. İnsan için
ruh ve beden sağlığını korumak bu nedenle önemlidir. Hastalık da sağlık da insan için doğal bir durumdur. Ancak, hastalık halindeki güçsüzlük,
zayıflık gibi olumsuz durumlarla baş etmede bir
takım yönlendirmeleri ayet ve hadisler de gerekli
kılmıştır.
Hasta ziyaretindeki uygun davranış biçimine
dikkat çeken şu hadis de önemlidir: “Bir hastanın
yanına girince, sağlık ve uzun ömür temennisiyle
onu rahatlatın. Zira böyle yapmak onun gönlünü
hoş eder.”82 Bu ziyaretler esnasında yine uygun bir
hediye götürmek de sünnettir.83 Ayrıca hasta ziyareti olabildiğince kısa tutulmalıdır.84 Buna göre,
hastaya bakmak ve hastayı uygun biçimde ziyaret
etmek, dinî ve insanî bir görevdir. Bu zor zamanda
insanın yanında olmak, yalnızlık duygusunu hafifletir, acıları paylaştırır ve tedaviyi olumlu yönde
etkiler.
Buhari’nin Kitabu’l-Merda bölümünde geçen
hadisler, hastalığa ve hastaya yaklaşım açısından
nebevî yaklaşımın ortaya çıkmasında önemli bir
kaynaktır. Bu bölümden anlaşıldığı üzere Hz. Peygamber, hastalığı bir imtihan olarak tanımlamış ve
günahlara kefaret olduğunu belirtmiş, hastalığa
sabrın önemli olduğunu, ne olursa olsun ölümün
temenni edilmemesi gerektiğini vurgulamıştır.
Diğer bölümlerde hastaya dua etmenin önemine,
hastalık ve dua konularına yer verilmiş, dua etmenin hastalığın iyileşmesine olan katkısına değinilmiş, hasta ziyareti adabına da dikkat çekilmiştir.
SONUÇ
Hastaya yönelik manevi bakım; Din Psikolojisi,
Dinî Danışmanlık, Temel İslam Bilimleri vb. disiplinler arası bir konudur. Bu alana Temel İslam
Bilimleri’nin katkısı önemlidir ve ülkemizde akademik dünyada Kur’an ve sünneti esas alan, kültürümüze uygun bir manevi bakım modeli teorisine
ihtiyaç bulunmaktadır. Biz özellikle bu ihtiyacı gidermeye yönelik bir araştırma yaparak, bu maka-
Hastalık anı şüphesiz, maddi ve manevî olarak
tedaviye ihtiyaç duyulan bir dönemdir. Bütüncül
bir anlayışla, manevî destek hizmetleri de hastaların yanında olmalı ve insan onuruna yakışır bir ilgi
ve özen hasta için sağlanmalıdır. Hastalara yeniden
sağlığa kavuşturacak şekilde yaşam sebepleri oluş-
Buhari, Sahih, Cenaiz, 2, II, 70; Müslim, Sahih, Libas, 114, II, 1675; Tirmizi,
Sünen, Edeb, 45, V, 117.
80
Tirmizi, Sünen, Edeb,1, V, 80; İbn Mace, Sünen, Cenaiz, 1, I, 461.
81
Müslim, Sahih, Birr, 43, III, 1990.
82
Tirmizi, Sünen, Tıb, 35, IV, 412.
83
İbn Mace, Sünen, Cenaiz, 1, I, 461.
84
Buhari, Sahih, Merda, 17, VII, 8; İlim, 39.
79
Journal of Islamic Research 2014;25(3)
145
Serpil BAŞAR
KUR’AN VE BUHARİ’NİN KİTABU’L-MERDA RİVAYETLERİ ÇERÇEVESİNDE HASTALARA MANEVİ YAKLAŞIM
sahip manevî bir yaklaşım için, kaynağını Kur’an
ve sünnetten alan bir uygulama modeline ihtiyaç
vardır.
turmak ve kişinin kendisi ve Rabbi ile bu dönemde
uyumlu diyalog kurmasını sağlamak, bu desteğin
en önemli unsurlarıdır. Ülkemizde bu esaslara
Aydın, Hayati, Kur’an’da İnsan Psikolojisi, Timaş
Yayınları, İstanbul, 2002.
Aydüz, Davud, Faziletli Dualar, Akademi Yayınları,
İstanbul, 2011.
Ayverdi, İlhan, Misalli Büyük Türkçe Sözlük,
Kubbealtı Neşriyat, İstanbul 2006.
Başar, Serpil, “Hastanelerde Din Hizmeti İhtiyacı”,
Tebliğ, I. Din Hizmetleri Sempozyumu,
Ankara, 2007.
---------- “Hastanelerde Din Hizmeti Modeli”, Tebliğ,
IV. Din Şurası, Ankara, 2009.
---------- “Almanya’daki Hastanelerde Din Hizmeti
Uygulamaları”, Müzakere, I. Vaizler ve Vaizlik
Sempozyumu, Ankara, 2011.
----------“ Hastanelerde Din Hizmetinin Eğitim
Boyutu”, Yaygın Din Eğitimi Sempozyumu,
Ankara, 2012.
el-Buhari, Ebu Abdullah Muhammed b. İsmail (v.
256/870), el-Camiu’s-Sahih, Çağrı Yayınları,
İstanbul, 1992.
Carrel, Alexıs, Dua, (trc. Alper Yücetürk), Yağmur
Yayınları, İstanbul, 1967, 2. Baskı.
Cevziyye, İbn Kayyım, Tıbbu’n-Nebevi, Hikmet
Neşriyat, çev. Yusuf Ertuğrul, İstanbul, 2004.
Denizkuşları, Mahmud, Peygamberimiz ve Tıb,
Marifet Yayınları, İstanbul, 1981.
Develioğlu, Ferid, Osmanlıca Türkçe Ansiklopedik
Lügat, (haz. Aydın Sami Güreyçal), Aydın
Kitabevi Yayınları, Ankara 1997, 14. Baskı.
KAYNAKÇA
Ebu Davud, Süleyman b. el-Eş’as b. İshak (v.
275/889), es-Sünen, I-V, Çağrı Yayınları, İstanbul, 1992.
Hizmetlerinde Kadınların Yeri, Ayışığı Kitapları, İstanbul, 2001.
Fencuri, Ahmet Şevki, İslam’da İlk Hemşire Hanım
Sahabi Rufeyde, Telkin Kitabevi, Konya, 1992.
Er-Razi,
Ebu Abdillah Muhammed b. Ömer
Fahruddin, et-Tefsiru’l-Kebir (Mefatihu’lGayb) İstanbul, 1308.
İbn Kesir, İsmail b. Ömer, Tefsiru’l-Kur’ani’l-Azim,
Daru’t-Tayyibe, Rıyad, 1999.
Seyyar Ali, “Sosyal Hizmetlerde Manevî Bakım”,
Şefkatli Eller Yayınları, Ankara, 2007.
Gezgin, Ali Galip, Kur’an’da Sevgi, Fakülte
Kitabevi, Isparta, 2003.
İbn Mace, Muhammed b. Yezid Ebi Abdillah (v.
273/887), es-Sünen, I-II, Çağrı Yayınları, İstanbul, 1992.
Karagöz, İsmail, “Kuran’a Göre Musibetler Açısından İnsan ve Toplum”, Çelik Yayınevi, İstanbul, 1996.
Karahisari, Mustafa b. Şemsuddin, Ahteri Kebir,
byy h. 1656.
Köylü, Mustafa, ALTAŞ, Nurullah, Din Eğitimi,
Gündüz Eğitim ve Yayıncılık, Ankara, ^
2012.
Müslim, b. Haccac, Ebu’l-Huseyn en-Nisaburi (v.
261/874), el-Camiu’s-Sahih, I-III, Çağrı Yayınları, İstanbul, 1992.
Naim Ahmed, Kamil Miras, Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercemesi ve Şerhi,
Ankara, 1978,
Nurbaki, Haluk, İslam Dininin İnsan Sağlığına
Verdiği Önem, D.İ.B. Yayınları, Ankara, 1985.
Öztürk, Levent, Hz. Peygamber Döneminde Sağlık
Journal of Islamic Research 2014;25(3)
146
Sami, Şemseddin Kamus-i Türki, Kapı Yayınları,
İstanbul, 2004.
----------------“Sosyal Hizmetlerde Bakım Terimleri
(Ansiklopedik sözlük)”, Şefkatli Eller Yayınları,
Ankara, 2007.
----------------“Manevî Sosyal Hizmetler”, Rağbet
Yayınları, İstanbul, 2008.
---------------“Tıbbi Sosyal Hizmetlerde Manevî
Bakım”, Rağbet Yayınları, İstanbul, 2010.
Şeriati, Ali, Dua, (trc. Doç. Dr. Derya ÖRS), Fecr
Yayınları, Ankara, 2009.
et-Taberi, Ebu Cafer Muhammed b. Cerir, Camiu’lBeyan an Te’vili Ay’il-Kur’an, Kahire, 1954.
et-Tirmizi, Ebu İsa Muhammed b. İsa (v. 279/892),
es-Sünen, I-IV, Çağrı Yayınları, İstanbul,
1992.
Yazır, Elmalılı M. Hamdi, Hak Dini Kur’an Dili, Azim
Dağıtım, İstanbul, bty.
ez-Zemahşeri, Ebu’l-Kasım Carullah Mahmud b.
Ömer, el-Keşşaf an Hakaiki’t-Tenzil ve Uyuni’l-Ekavil fi Vücuhi’t-Te’vil, I-IV, el-Mektebetü’t-Tevfıkıyye, Kahire, bty.
Download