Eurasian Journal of Researches in Social and

advertisement
Eurasian Journal of Researches in Social and Economics
Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi
ISSN:2148-9963
www.asead.com
TÜRKİYE’DE OSMANLILARDAN GÜNÜMÜZE
DEVLET MUHASEBESİ DENETİMİ SÜRECİ VE SÜRECİN DEĞERLENDİRMESİ1
Yrd. Doç. Dr. Serkan AKÇAY2
ÖZET
Bu çalışmada, Osmanlıların kuruluşundan günümüze kadar devlet muhasebesinde, muhasebe denetiminin
tarihsel gelişiminden bahsedilmiştir. Muhasebe denetiminde dünden bugüne kadar görev alan kurumlar ve
unvanlar bazında incelemesi ile muhasebe denetimindeki organizasyonun günümüze kadar gelişimi incelenerek
bir çalışma meydana getirilmiştir.
Çalışma, literatür taraması yapılarak belge incelemesi yöntemiyle
tamamlanmıştır. Çalışmanın amacı, devlet muhasebesinde Osmanlıların kuruluşundan günümüze kadar yapılan
çalışmaların ve değişikliklerin devlet muhasebesine katkısı ile bu çalışmaların olumlu ve olumsuz yönlerini ortaya
koymak ve birtakım tespitlerde bulunmaktır. Çalışma sonucunda, devlet muhasebesinde sorumluluğun
Osmanlıların kuruluşundan günümüze kadar defterdarlık kurumunda olduğu ve defterdarlığın ise Osmanlıların
kuruluşundan tanzimata kadar örgütlenmenin en üstünde direk padişaha bağlı olarak defterdar ile temsil edildiği
tespit edilmiştir. Tanzimattan günümüze kadar ise, defterdarlık devletteki organizasyon şemasının üstlerindeki
yerinden alınarak, organizasyon şemasında daha alt kademelere getirilmiştir. Tarihte, denetim alanında ilk görev
alan kurum ise defterdarlığa bağlı Başbaki Kulluğudur. Organizasyonda ilk denetim yapan kuruluş olarak
görülmektedir. Tanzimat döneminden başlayarak ise devlet muhasebesinde hem organizasyon, hem kurum, hem
de unvan bazında radikal değişikliklere imza atılmaya başlanmıştır. Cumhuriyetin ilanından günümüze kadar da
bu değişiklikler tüm hızıyla yapılarak gelmiştir. Halen de bu gelişim süreci devam etmektedir.
Anahtar Kelimeler: Osmanlı, Türkiye, Devlet Muhasebesi, Muhasebe Denetimi, JEL sınıflandırması: M41,
M42.
IN TURKEY, FROM OTTOMANS TO TODAY GOVERNMENT ACCOUNTİNG AUDİT PROCESS
AND EVALUATİON OF PROCESS
ABSTRACT
In this study, the historical development of accounting audit is mentioned from the foundation of the
Ottomans to today state accounting, In the audit of accounting, the day-to-day development of the organization
under the accounting supervision has been examined, and a study has been carried out by examining the institutions
1
Bu Makale 20-21 Mayıs 2017 tarihleri arasında Saraybosna’da düzenlenen ASEAD 1. Uluslararası Sosyal
Bilimler Sempozyumu’nda bildiri olarak sunulmuştur.
2 Artvin Çoruh Üniversitesi, Hopa İ.İ.B.F., İşletme Bölümü, [email protected]
73
Akçay, S. Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, Cilt 4, Sayı 6 (2017), s.73-104.
and titles that have worked so far. The study was completed by literature review and document review. The purpose
of the study, is to reveal the positive and negative aspects of these studies with the contribution to the state
accounting of the studies and changes made in the state accounting from the establishment of the Ottomans to
today and to make some determinations. As a result of the study, the responsibility of state accountancy was found
in the bookkeeping institution from the establishment of the Ottomans to the day and that the banking sector is
represented by a ledger at the top of the organizing from the establishment of the Ottomans to the Tanzimat directly
connected to the Padishah. From Tanzimat to our today, the position is taken from the top of the organizational
scheme in the state the bookkeeping institution was taken from the top of the organizational scheme in the state
and brought to the lower levels in the organizational scheme. In the past, if it is the first institution in charge of
supervision, it is the Leader who is responsible for the bookkeeping institute. Beginning from the Tanzimat period,
radical changes have begun to take place in state accounting on the basis of organization, institution and title. From
the proclamation of the Republic to the today these changes have been made in full swiftness. This development
process is still continuing.
Keywords: Ottoman, Turkey, State, Accounting Audit, JEL classification: M41, M42.
GİRİŞ
Muhasebe denetimi, tüm muhasebe türlerinin üretip sunduğu mali bilgilerin, beklenen
amaçları yerine getirebilmesi, öncelikle bu bilgilerinin doğruluğuna bağlıdır. İşte tüm
muhasebe belgelerinin, verilerinin ve bilgilerinin doğruluğu hakkında bir kanıya ulaşmak için
geliştirilen muhasebe dalıdır (http://www.muhasebedersleri.com/muhasebe-denetimi.html).
Muhasebe denetimi, muhasebe kayıtlarının eksiksiz ve doğru biçimde tutulması ve mali
disiplin Osmanlılardan günümüze kadar devlet teşkilatlanmasında çok önemli bir yer
edinmiştir. Savaş ve kriz dönemlerinde dahi bu durum göz ardı edilmemiş, en çok önemsenen
konularının başında gelmiştir. Muhasebe denetimi ve mali disiplinin devletin sağlıklı bir şekilde
büyümesindeki değeri tarih boyunca hep bilinmiş ve günümüzde de değerini kaybetmemiştir.
Osmanlılardan günümüze kadar denetim konusuyla ilgili yapılan literatür taramasında
ise belli başlıca şu yayınlara rastlanmıştır:
•
ÇALIŞKAN, Recep; “Osmanlı Devletinden Cumhuriyet Dönemine Yüksek Denetim
Olgusu ve Gelişim Süreci” , Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Dergisi, Yıl: 2015, Cilt: 12, Sayı: 32, s. 57-75.
•
UZAY, Şaban; TANÇ, Ahmet; ERCİYES, Mehmet; “Türkiye’de Muhasebe Denetimi:
Geçmişten Geleceğe”, 12. Dünya Muhasebe Tarihçileri Kongresi, 20-24 Temmuz 2008,
İstanbul.
74
TÜRKİYE’DE OSMANLILARDAN GÜNÜMÜZE DEVLET
MUHASEBESİ DENETİMİ SÜRECİ VE SÜRECİN DEĞERLENDİRMESİ
•
KÖROĞLU, Çağrı; “Türkiye’de Cumhuriyetin İlanından Günümüze Kadar Muhasebe
Denetimi Konusunda Yaşanan Gelişmeler”, Niğde Üniversitesi İktisadi ve İdari
Bilimler Fakültesi Dergisi,
Yıl: 2015, Cilt:8, Sayı: 3, s. 31-44.
•
KIŞ, Salih; “Osmanlı Devleti’nde Mali Denetim: Divan-ı Muhasebatın Tesis Süreci”,
II. Türkiye Lisanüstü Çalışmaları Kongresi - Bildiriler Kitabı V, Doktora Tezi, Selçuk
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2012.
•
AKGÜNDÜZ, Ahmet; Arşiv Belgeleri Işığında Sayıştay Tarihi, Sayıştay Yayın İşleri
Müdürlüğü, 1997, Ankara.
Osmanlı devletinin Tanzimat öncesi devlet teşkilatı Deyince akla Divan-ı Hümayun
gelir. Divan-ı Hümayun çekirdek durumundadır ve diğer teşkilatlar bu çekirdeğe bağlı olarak
hayatlarını devam ettirmektedirler (Akgündüz: 18, 2012).
Osmanlılarda her türlü ekonomik faaliyeti kontrol eden iyi bir maliye sistemi mevcuttu.
Bu sistemin başında da sadrazama karşı sorumlu bulunan defterdar vardı. Bu sistem
İlhanlılardan biraz değiştirilerek alındı. Mali sistem zamanla ihtiyaçlar doğrultusunda gelişti ve
Osmanlılara has bir yapı kazandı. Devletin genişlemesi sonucu maliye kalemleri ile
defterdarların sayısı da arttı ve Rumeli defterdarı baş defterdar olarak adlandırıldı.
Osmanlılarda maliye sistemi ve muhasebe denetimi, hem barış zamanı hem de savaş zamanı
çok önemsenmekteydi. Bunun ispatını da, Osmanlı yönetiminin denetim açısından önemli
bulduğu bilgileri toplamak, kaydetmek ve kolayca ulaşılabilir bir konumda bulundurmaktaki
titizliğini muhasebe icmalleri ortaya koymaktadır. Öte yandan malî yapı içerisindeki muhasebe
denetimi bir devletin siyasî kontrolü sağlamasında da etkili bir yöntemdi (Öztürk, 2011, 212213).
Osmanlı döneminde muhasebe denetimi, mali denetim (kamu denetimi) niteliğinde
olup, devlet gelir ve giderlerinin izlenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. Cumhuriyet
döneminin ilk yıllarında muhasebe denetimi ise, uzmanlığını kanıtlamış kişilere mahkemelerde
bilirkişilik yaptırılması ve vergi kanunları gereği vergi denetimi yetkisi tanınması ile başlamıştır
(Uzay vd., 2009: 127).
Bu çalışmada, Osmanlılardan günümüze muhasebe denetimi üç başlık altında
incelenecek olup, birinci dönem, Osmanlıların kuruluşundan Tanzimat dönemine kadar olan
dönem, ikinci dönem Tanzimat döneminin başlangıcından cumhuriyetin kuruluşuna kadar olan
75
Akçay, S. Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, Cilt 4, Sayı 6 (2017), s.73-104.
dönem ve üçüncü dönem ise cumhuriyetin ilanından günümüze kadar olan dönemdir. Konu bu
üç ana başlık altında değerlendirilecektir.
I. Osmanlıların Kuruluşundan Tanzimat Dönemine Kadar Muhasebe Denetimi Sistemi
Divan-ı Hümayun, Osmanlı merkez teşkilatının en önemli organı olup ilk kez Orhan Gazi
devrinde kurulmuştur. Divan’da ülke meseleleri görüşülür ve karara bağlanırdı. Farklı inançtan
olan herkese açık olan divanda son sözü söyleme yetkisi padişaha aittir. Bu durum şunu
gösteriyor ki, divan bir karar organı olmaktan ziyade padişahın danışma organıdır. Divan
toplantıları Kubbealtı adı verilen yerde yapılırdı ve Fatih devrine kadar başkanı bizzat padişahtı.
Fatih Sultan Mehmet divan üyelerinin görüşlerini daha rahat söyleyebilmesi için divan
başkanlığını sadrazama bırakmış ve kendisi de perde arkasından (pes-i perde) görüşmeleri takip
etmiştir (https://tr.wikipedia.org/wiki/Kullan%C4%B1c%C4%B1:Tarihinizleri).
Şekil 1: Divan-ı Humayun’da Görev Dağılımı
Kaynak:
http://www.tarihsinifi.com/7271/klasik-d%C3%B6nem-osmanl%C4%B1-devlet-te%C5%9Fkilat
%C4%B1.html
Divan-ı Hümayun’da mali teşkilatlanma defterdarlık kurumu ile temsil edilirdi. Kurum,
divan-ı hümayunda defterdar tarafından temsil edilirdi. Fatih Sultan Mehmet zamanında ise
76
TÜRKİYE’DE OSMANLILARDAN GÜNÜMÜZE DEVLET
MUHASEBESİ DENETİMİ SÜRECİ VE SÜRECİN DEĞERLENDİRMESİ
defterdar sayısı Rumeli ve Anadolu Defterdarları olarak ikiye çıkarıldı ve Rumeli Defterdarına
Baş defterdar denildi. Kısa bir süre sonra Rumeli ve Anadolu defterdarlıklarına bağlı yalılar
ayrılarak İstanbul’daki mukâtaalar da buraya verilmek suretiyle devlet merkezinde şıkkı sâlıs
unvanıyla üçüncü bir defterdarlık daha kuruldu. Bu şekilde Divan-ı Hümâyun’da olan defterdar
sayısı üçe yükseldi. Sonradan Rumeli ve Anadolu defterdarları unvanı da terkedildi ve birinciye
Baş defterdâr ve Şıkkı Evvel Defterdarı unvanı verildi. Mısır fethedildikten sonra merkezi
Halep olmak üzere teşkil edilen Arab ve Acem Defterdarlığı, Halep, Şam Trablusşam ve
Erzurum adıyla beş defterdarlığa ayrılmıştı. Sonradan Sivas, Karaman ve Anadolu Eyaletinde
de birer defterdarlık kuruldu ve taşradakilere kenar defterdarlıkları, merkezdekilere ise kapı
defterdarlıkları adı verildi. (Akgündüz, 1997: 17-18)
Baş defterdar divanın asıl üyelerindendir ve vezir rütbesinde değillerse kazaskerden sonra
gelmektedir. Mali konularda geniş yetkilere sahiptirler ve padişahın mallarının vekili
konumundadırlar. Çeşitli kimselere çavuşluk, sipahilik, katiplik, sancak ve zeamet verilmesini
sadrazama teklif etmek, maliyeyle ilgili meselelerde hükümler yazmak, ulufelilerin maaşlarına
zam yapmak gibi yetkileri vardır. Mal ve defter hazineleri onun huzurunda açılır ve kapanırdı3.
Defterdarın başlıca görevleri şu şekilde özetlenebilir: (Ağar: 2007: 385)
• Baş defterdar, devletin maliye vekilidir, bu çerçevede sadrazam sadece denetçidir,
• Mali konularda özel divan kurar, mali davaları dinler ve gerekirse padişah adına hüküm
verir,
• Hazinenin hesaplarını tutar, hazine adına ödemeler yapar,
• Kapıkule ocaklarının maaşlarının zamanında verilmesini sağlar,
• Padişahın özel gelir kaynaklarını denetler,
• Savaşta sadrazam ile birlikte ordu defterdarı olarak savaş alanına gider.
Baş defterdarın icraat ve tahsilatta maiyetinde beş memuru bulunmaktaydı. Bunlardan
ilki Başbaki Kulu denilen devlet gelirlerinin birinci tahsil memuru idi. Maiyetinin ikinci icra
memuru Cizye Başbaki Kuludur. Bu memur, cizye borcu olanları takip ve iltizama verilen
cizyelerin mültezimlerinden borcunu yatırmamış olanlarını da tespit ederdi. Defterdarın üçüncü
memuru tahsilat ve tediyata nezaret eden veznedarbaşıdır. Bunun emrinde dört veznedar
bulunmaktaydı. Vazifeleri paranın ayarını muayene etmek, altın ve gümüşleri tartmaktı.
Başdefterdarın maiyetindeki memurlardan dördüncüsü sergi nazırı, beşincisi sergi halifesi olup,
her ikisi de hazine muamelelerinin defterini tutardı (Halaçoğlu, 1991: 65).
3
(http://www.veyseldinler.com/YuklenenDosyalar/OSMANLI_DEVLETI_IDARIYAPISI.pdf)
77
Akçay, S. Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, Cilt 4, Sayı 6 (2017), s.73-104.
Başbaki Kulluğu bu kurumların en önemlisiydi. 16. yüzyılda defterdarlığa bağlı olarak
kurulmuştu.4
Başbaki kulu, defterdarlık ile halk arasındaki vergi anlaşmazlıkları davalarına bakan
maliye mahkemesinde, vergi baştahsildarı sıfatıyla maliye namına iddia makamı olarak
bulunurdu. Bu mahkemelerde daha çok ölen mültezimlerin zimmetlerinde kalan mallar ve
müsadere sebebiyle malları alınanların davaları görülürdü. Ayrıca vefat eden bazı zengin
şahısların geride bıraktıkları malların tespiti ve gizlenenlerin buldurulma işinde de başbaki kulu
görevlendirilebilirdi. Yine Rumeli kazaskerinin defterdar nezdindeki katibi denilen memuru ile
birlikte istinaf ve temyize tabi olmayan davaları da hallederdi. Nitekim 1784’te Sultan Selim
Camii imamı Abdullah Efendi’nin vefatı üzerine mallarının bulunduğu bütün oda, sandık ve
dolaplarını defterdar ile birlikte mühürlemiş, cenaze kaldırıldıktan sonra katibiyle beraber
mallarının sayımını ve teftişini gerçekleştirmişti. Başbaki kulunun bir başka görevi de ocaklara
maaş verilmeden bir hafta önce defterdardan aldığı ve onun kuyruklu imzasının bulunduğu
buyruldular ile birlikte sadrazam kapısına gelip bunları sadaret kethüdasına pençelettirmekti.
Ardından kethüda vasıtasıyla sadrazam tarafından kabul edilir, buyruldular sadrazam tarafından
görülüp sah * işareti konulduktan sonra kendisine verilerek defterdara gönderilirdi. Başbaki
kulu teşrifatta da önemli bir yere sahipti. Ulufe dağıtılırken ve surre çıkarılırken defterdar ile
birlikte divanda hazır bulunması kanun gereği idi.5
Başbaki kulunun en önemli görevi, hesap bakiyelerini denetlemeleri ve toplamalarıdır.
Tuttukları defterlere bakiye defteri denirdi (Akgündüz, 2012: 21).
4
5
(https://tr.wikipedia.org/wiki/D%C3%AEv%C3%A2n-C4%B1_H%C3%BCm% C3%A2yun).
(http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c05/c050098.pdf).
78
TÜRKİYE’DE OSMANLILARDAN GÜNÜMÜZE DEVLET
MUHASEBESİ DENETİMİ SÜRECİ VE SÜRECİN DEĞERLENDİRMESİ
Şekil 2: Osmanlılarda Maliye Örgütü
Kaynak: Ağar, 2007: 379
Başbaki kulluğunun yanı sıra bu dönemde defterdarlık gelir ve gider tahakkuklarını
izleyen muhasebe kalemleri bulunmaktaydı. Sırasıyla bu kalemler şunlardı:6
•
Büyük Ruzname Kalemi: Devletin bütün tahsilât ve ödemelerinin hesabı ve padişah
emrettikçe her yıl devlet gelirlerinin durumunu hazırlaması dolayısıyla bu kaleme
Mizan kalemi de denirdi. Devlet tahsilât ve ödemeleri için iki memuru vardı: tahsilât
işleriyle ilgilenen sergi kalfası ve ödeme yapan veznedar başı. Bunlar sarayın Hazine-i
Âmire denilen gelir dairesinde her zaman hazır bulunur ve Hazine-i Hümayuna giren
çıkan paranın hesabını yaparlardı. Bu hesabı akşamları vezir ile defterdara gösterirlerdi.
Bir de muhasebeci bulunurdu. Sergi nazırının yanında görev yapan bu muhasebeci,
genellikle, askere maaş dağıtıldığı günlerde onun defterini tutardı.
6
(home.anadolu.edu.tr/~tcakir/3_Hafta.ppt) (http://hakkindabilgial.com/osmanlida-maliye-sistemi/);
79
Akçay, S. Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, Cilt 4, Sayı 6 (2017), s.73-104.
•
Muhasebe-i Evvel (Başmuhasebe) Kalemi: Gelir ve giderlerle ilgili tüm kalemler
izlenir. Sıra itibarıyla ruzname kaleminden sonra gelirdi; fakat bütün kalemlerden daha
önemli görevleri vardı. Silâhlara, her ocağın savaş araçlarına ve devletin mukataalı
malikânelerine ait giderlerle Anadolu ve Rumeli sınırlarının korunma giderlerine,
İstanbul, Selânik ve Gelibolu’da bulunan baruthane eminine ait defterler ve hesaplar bu
kalemde saklanırdı. Devletin, yabancı kimselerle olan hesapları ve evrakı da bu kalemde
bulunurdu.
•
Anadolu Muhasebesi Kalemi: Çeşitli malikânelerin, Akdeniz adalarının korunmasiyla
görevli askerler ile, sayılan 60 000’i aşan ve çeşitli sınıflara mensup görevlilerin maaş
defterleri ve listeleri tutulur ve muhafaza edilirdi.
•
Cizye Muhasebesi Kalemi: Gayri Müslimlerle ilgili kalemler tutulurdu.
•
Evkaf Muhasebesi Kalemi: Padişah ve devlet büyükleri tarafından vakıflara tahsis
edilen arazilerden elde edilen gelirleri takip ederdi.
•
Ağnam-ı Celebkeşan Kalemi: Rumeli’de yaşayan cins koyunlar üzerinden alınan bir
çeşit vergiyi takip ederdi.
•
Mevkufat Kalemi: Ayni olarak ödenen gelirlerle ilgilenirdi.
•
Mukataa Kalemi: Mukataa gelirlerinin izlenmesiyle görevlidir.
•
Gider Kalemi: Devlete hizmet veren çalışanların maaşlarının izlendiği kalemdir.
•
Saymanlık ve İcra Kalemi: Dış hazineye gelen nakit paraların ayar ve ağırlık
kontörlünü yapardı.
•
Mali Yargı Kalemi: Merkezi idare ile mükellef arasındaki ihtilafları çözerdi.
Bütün bu kurumlar ve kalemler defterdarlığa bağlı olarak görev yapmakta ve bu
dönemde muhasebe denetiminin temel taşlarını oluşturmaktaydı.
II. Tanzimat Döneminden Cumhuriyetin Kuruluşuna Kadar Muhasebe Denetimi
Sistemi
Osmanlılarda mali kurumların yapılanmasında, Tanzimat dönemiyle beraber büyük bir
değişime gidilmiş ve birçok yeni kurum kurulmuş ve birçok kurum da kapatılmıştır. Yeni
kurulan birçok kurumda kısa süre sonra kapatılmıştır.
19. yüzyılda Divan-ı Hümayun önemini kaybetmeye ve nezaret usulü (bakanlar kurulu)
benimsenmeye başlanmıştır.
80
TÜRKİYE’DE OSMANLILARDAN GÜNÜMÜZE DEVLET
MUHASEBESİ DENETİMİ SÜRECİ VE SÜRECİN DEĞERLENDİRMESİ
Şekil 3: Osmanlılarda Mali Yapılanmanın Gelişimi
Kaynak: Tabakoğlu ve Taşdirek, 2015: 93
Bu yüzyılda faaliyete geçen belli başlı kurumlar ise şunlardır:
A. Meclis-i Vükela (1834)
Divan-ı Hümayun kaldırıldı ve yerine Heyet-i Vükela 1834’de kuruldu7
7
•
Divan-ı Hümayun = Heyet-i Vükela
•
Sadrazam = Başvekalet
•
Nişancı = Dahiliye Nazırlığı(İç işleri)
•
Defterdar = Maliye Nazırlığı
(http://www.tarihdersnotlari.com/tag/heyet-i-vukela/).
81
Akçay, S. Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, Cilt 4, Sayı 6 (2017), s.73-104.
•
Reis-ül Küttab = Hariciye Nazırlığı
•
Kazasker = Nezareti Adevi (Adalet Bakanlığı)
•
Kazasker = Meclis-i Maarifi Umumiye Nezareti(MEB)
•
Şeyhülislam = Babi Meşihat Dairesi
Divan-ı hümayunun yerine kurulan Meclis-i Vükela vekiller meclisiydi.
B. Meclis-i Muhasebe-i Maliye (1840)
9 Eylül 1840’da Maliye Nazırı Hacı Saip Paşa tarafından nezarete bağlı olarak mali
işlerin etraflıca ele alınıp görüşüleceği “Meclis-i Muhasebe-i Maliye” kurulmuştur. Bir başkan
ve altı üyeden müteşekkil bu meclise, daha sonra, dışarıdan üye alınması yerine maliyede
görevli kişiler tayin edilmiştir. Meclis, vergi ve hazineye ilişkin hususlar ile Tanzimat ile
getirilen düzenlemelerin uygulanmadığı yerlerin muhasebeleri ile tüccarlar arasındaki
anlaşmazlıklara bakmakla görevli idi. Meclisin en temel görevi vergi olup Tanzimat’ın
uygulandığı yerlerin vergisinin halkın durumu da gözönüne alınarak yeniden tespit ve tahsilini
sağlamak bu konudaki anlaşmazlık ve yolsuzlukların önüne geçmek de görevleri arasında idi
(Ağar, 2007: 406).
C. Zimemat Komisyonu (1851)
Hazineye olan borçların zamanında ödenmemesi nedeni ile meydana gelen sorunları
çözümlemek için böyle bir komisyon kurulmuştur. Sürekli nakit darlığı çeken hazine, 1851
yılında yapılan yeni düzenlemelerle rahatlatılmak istenmiştir. Buna göre sarraflar taksitlerinin
vadesini on gün geçirirlerse borçlarını faiziyle ödeyeceklerdir. İki ay içerisinde borcunu
ödemeyen sarraf ise, müflis sayılacak; ikamet ettiği hanesi hariç tüm malları ve emlakı sattırılıp
borcu tahsil edilecek ve odası kapatılacaktır. Ancak ödemeyeceklerini ve özür sebeplerini
zamanında Babıaliye dilekçe ile bildirdikleri takdirde Zimemat komisyon tarafından durum
görüşülecek ve haklı bir sebebe dayanarak ödemediği anlaşılırsa kendisine süre verilecek, yine
ödemezse iflas hükümlerine tabi olacaktır (Ay, 2001: 179).
Bu komisyon Maliye Nezareti’nin bünyesinde, maliye memurlarından ve sarraflardan
oluşmaktadır (Akyıldız, 1993: 17-18). Komisyonun kurulmasını gerektiren en önemli etken,
sarraf ve mültezimlerin devlet hazinesine olan borçlarını zamanında ödeyememelerinin devlet
ile adı geçen şahıslar arasında birtakım sorunlara neden olmasıdır. Borçların zamanında
ödenmemesi, mâlî sıkıntı içinde bulunan devleti zor durumda bırakmış, bunun önüne geçmek
için sarraf ve mültezimlerin devlete olan borçlarının yanı sıra mültezimlerin sarraflara olan
82
TÜRKİYE’DE OSMANLILARDAN GÜNÜMÜZE DEVLET
MUHASEBESİ DENETİMİ SÜRECİ VE SÜRECİN DEĞERLENDİRMESİ
borçlarından kaynaklanan sorunlar da komisyon ile çözülmeye çalışılmıştır (Akyıldız, 1993:
121).
D. Meclis-i Muhasebe ve Meclis-i Maliye (1858)
Meclis-i Muhasebe-i Maliye ve Zimemât Komisyonu, amaçlanan mâlî hedeflere
ulaşamadığından, 1858 tarihinde lağvedilmiş ve bu ikisinin yerine, Meclis-i Muhasebe ve
Meclis-i Maliye adıyla iki yeni meclis kurulmuştur. Böylece Meclis-i Muhasebe, Meclis-i
Muhasebe-i Maliye’nin, Meclis-i Maliye de Zimemât Komisyonu’nun yerine ikame edilmiştir
(Tabakoğlu ve Taşdirek, 2015 : 97).
Yeni kurulan bu iki meclisin görev ve yetkileri bir tüzükle düzenlenmiştir. Bu
nizamnameye göre; Meclis-i Maliye, sarraf ve mültezimlerin ihale şartlarına aykırı
hareketlerini, yetersizliklerinden dolayı vergiyi belirlenen miktarın altında tahsil etmelerinin
önüne geçecek ve arazi ve çiftliklerle ilgili sorunların çözümüyle ilgili çalışmaları yapacaktır.
Bunun yanında sarraf ve mültezimlerin birbirleriyle ve iltizamları dâhilindeki memur, halk ve
devletle veya şahısların devletle iltizama dair olan anlaşmazlıklarını çözmekle de bu meclis,
görevlendirilmiştir (Akyıldız, 1993: 218).
E. Divan-ı Muhasebat (1862)
Bugünkü anlamda ilk Sayıştaydır. Maliye Nezareti ile birlikte malî denetim de büyük
bir değişim geçirerek Divan-ı Muhasebat isimli bir denetim organı vücuda getirilmiştir. 29
Mayıs 1862 tarihinde tesis edilen bu müessesenin kuruluşu ve gelişimi belli aşamalardan
geçmiştir. II. Meşrutiyet’in ilanına kadar geçen süreçte iki kez kapatılıp açılmıştır. Bu zaman
aralığında kurum, padişah Sadaret-nezaret ilişkilerinde büyük gelişim kaydetmiştir. Özerk bir
yapıda tesis edilmiş ve Kanun-i Esâsî’nin ilanı ile birlikte anayasal bir kurum hüviyetine
bürünmüştür. Divan kuruluşundan I. Meşrutiyet’e kadar geçen zaman aralığında aslî görevlerini
tam anlamıyla yerine getirememiştir. Anayasanın ilanı ile birlikte teşkilat kanunu yürürlüğe
girmiş ve malî denetim görevi fiilen başlamıştır. Osmanlı kurumlarının geriye dönük
hesaplarını da içine alan bir çalışma takvimi oluşturularak II. Meşrutiyet’e kadar merkez
hesapları doğrudan, taşra hesapları ise yerinde kurulan komisyonların ön incelemelerinden
sonra kesin hesap dökümleri dolaylı olarak Divan tarafından denetimden geçirilmiştir (Kış:
2012 : 39).
F. Muhasebe-i Umumi ye Maliye
İlk maliye nezareti 1837’de oluşturulmuştur. İkincisi ise 1880 yılında oluşturulmuştur.
Muhasebe-i Umumiye Maliye ise ikinci maliye nezaretine bağlı olarak kurulmuştur. Bugünkü
83
Akçay, S. Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, Cilt 4, Sayı 6 (2017), s.73-104.
Muhasebat Genel Müdürlüğünün, merkez ve taşra idaresinin yaptığı görevlerin birçoğunu ve
bunlardan başka görevleri de yapardı. Maliye nezaretine bağlıydı. Bu bölüm beş şubeye
ayrılmıştır.8
• Makbuzat ve Tediyat Şubesi : İllerden ve Bakanlıklardan nakden ve mahsuben gelen
paraların gelir kaydedilmesine, vezne işlemlerine, muhasebelerinin tutulmasına, aylık hesap
sonuçlarının çıkarılmasına ve hükümete sunulmasına ait işlemler ile, giderlerin ödenmesi ve
muhasebe kayıtlarının yapılması çek, makbuz ve suretlerinin düzenlenmesi işlemleri bu şube
tarafından yapılırdı.
• Tetkik Şubesi : Aylık cetvel ve belgelerin toplandığı bu şubede aylık cetveller ve hesaplar
incelenir, kayıt ve işlemlerinin doğruluğu kontrol edilir, içinde bulunulan yıl ve geçmiş yıl
hesaplarının hülasası yapılırdı. Bu şubede;
➢ Sali hal içinde bulunulan sene varidat (gelir) defteri,
➢ Sene-j Sabıka geçen sene varidat (gelir) defteri,
➢ Müfredat varidat (gelir) defteri,
➢ İçinde bulunulan sene masraf (gider) defteri,
➢ Geçmiş sene masraf (gider) defteri,
➢ Makbuzat ve irsalat müzekkereleri kayıt defteri,
➢ Cehavel ve muhasebat defteri,
➢ Eşhas zimemi (kişi borçları) defteri,
➢ Sandık açık defteri tutulmaktaydı.
• Havalat ve Mahsubat Şubesi : Bu Şube; Havalat sergi ve mahsubat, Muamelat kitabetleri
gibi kısımlara ayrılmaktaydı. Dairelerin ve vilayetlerin gelirlerinde tasfiyesi gerekenlerin
havale veya gönderilmesi işlemleri ile mahsuplarına ilişkin işlemleri yapar, bunlara ait kayıtları
düzenlerdi.
• Defter-i Kebir Şubesi : Bu şube; varidat, masraf, il, defteri kebir hususi yevmiye, defteri
kebir hususi ve teslimat kitabe-i gibi bölümlere ayrılmıştır. Devlet teşkilatından ve harcama
birimlerinden aldığı bilgileri ve cetvelleri değerlendirerek bütçe ile uygunluğunu, gelir ve
giderlerinin
denkliğini
kontrol
eder
ve
Devletin
bütçesini
hazırlardı.
Bütçenin
kanunlaşmasından sonra içeriği kayıt ve tescil edilerek daha sonra ilgili dairelere bütçeleri
hakkında bilgi verilirdi. Devlet hesaplarının aylık ve üç aylık genel mizanlarının kümülatif
8
(https://www.muhasebat.gov.tr/portal/tarihce)
84
TÜRKİYE’DE OSMANLILARDAN GÜNÜMÜZE DEVLET
MUHASEBESİ DENETİMİ SÜRECİ VE SÜRECİN DEĞERLENDİRMESİ
bilgilerini çıkarır ve Nazırlığa, yıl sonunda da Divan-ı Muhasebata (Sayıştay) gerekli bilgileri
verirdi.
•
Muamelat Şubesi: Mali kanunlar ve müfredatın uygulanmasına uyulup uyulmadığını
kontrol eder, evrakların sihhatlı düzenlenmesi için gerekli işlemleri yaparak nizamı umum
defterine kaydederdi.
III. Cumhuriyetin Kuruluşundan Günümüze Kadar Olan Gelişmeler
A. Sayıştayın Yeniden Kuruluşu
Kurtuluş Savaşı yıllarında Meclis içinden kurulan bir komisyon Sayıştay’ın görevlerini
ifa etmiştir. Cumhuriyetin ilanından kısa bir süre sonra, 24 Kasım 1923 tarih ve 374 sayılı
Divan-ı Muhasebatın Sureti İntihabına Dair Kanun ile Sayıştay yeniden kurulmuştur. Sayıştay,
1924 Anayasasının 100. Maddesinde de, TBMM’ne bağlı ve devletin gelir ve giderlerini
denetlemekle görevli bir kuruluş olarak yerini almıştır (Köse, 2007: 213).
Sayıştay’ın asli işlevleri denetim, raporlama ve hükme bağlamaya ilişkin olup, başlıca
görevleri şu şekildedir : a) Kamu idarelerinin mali faaliyet, karar ve işlemlerini hesap verme
sorumluluğu çerçevesinde denetlemek, b) TBMM’ye doğru, yeterli, zamanlı bilgi ve raporlar
sunmak, c) Genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin gelir, gider ve mallarına ilişkin
hesap ve işlemlerinin kanunlara ve diğer hukuki düzenlemelere uygun olup olmadığını
denetlemek suretiyle sorumluların hesap ve işlemlerinden kamu zararına yol açan hususları
kesin hükme bağlamak, ç) Genel uygunluk bildirimini TBMM’ye sunmak, d) Kanunlarla
verilen her türlü inceleme, denetleme ve hükme bağlama işlerini yapmak (Akyel, 2016:122).
Şekil 4: Hesap Verme Sorumluluğu
Kaynak: Kaya, 2003: 2
85
Akçay, S. Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, Cilt 4, Sayı 6 (2017), s.73-104.
B. 1050 Sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanununun Kabulü
Türk kamu mali sistemimizin geçmişine baktığımız zaman, 1927 tarihinden beri
uygulama alanı bulan 1050 sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanunu’nu görmekteyiz. Kamu mali
yönetim sistemimizde “Mali Anayasa” olarak da adlandırılan 1050 sayılı Kanun, çok fazla da
değişikliğe uğramadan yaklaşık seksen yıl uygulama alanı bulmuştur.
1050 sayılı Kanun, mevcut idari yapıyı esas almakta, bunları tabi olduğu bütçe rejimi
içinde üçe ayırmaktadır: Genel bütçe, Katma bütçe, Mahalli idare bütçeleri.
Kanun, sistematiğinde Anayasanın merkezden yönetim ve yerinden yönetim ilkesine
bağlı kalmış ve merkezi yönetimi genel bütçede, hizmet yerinden yönetimlerini (özel bütçeli
idareleri) katma bütçede toplamıştı. Kanun açısından kamu mali yönetiminde yer alanları
öncelikle ita amiri (1. derece ve 2. derece), tahakkuk memuru (gelir ve gider) sayman olarak
belirtebiliriz (Gülşen, 2006: 40).
1050 sayılı kanunun kapsamı birinci maddesiyle “Devletin bütün mallarının yönetim ve
muhasebesi bu kanuna tabidir.” denilmek suretiyle 1050 Sayılı Muhasebe-i Umumiye
Kanununun Değerlendirilmesi Ve 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi Ve Kontrol Kanunu İle
Karşılaştırılması belirlenmiştir. Devlet kavramı; merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri
ile başka bir ifadeyle de genel bütçe ile yönetilen teşkilatla sınırlı kalmış ve bunların tümü
Devlet tüzel kişiliği içinde bırakılmıştır. Diğer yandan, Katma bütçeli ve özel bütçeli idareler
(Mahalli idareler) kendi özel kanunlarında hüküm bulunmayan hallerde bu Kanuna tabi
tutulmuşlardır (Bağbaşlıoğlu, 2000: 27).
1050 sayılı Kanunla oluşturulan Türk kamu mali yönetim sistemine yöneltilen eleştiriler
şunlardır (Candan, 2006):
•
Mali yönetim sisteminin ve bütçenin kapsamının dar olması, bir çok kamu kurum ve
kuruluşunun özel kanunlarla tanınan ayrıcalıklara istinaden mali yönetim sistemi ve
bütçe dışında (genel ve katma bütçe kanunları) tutulması.
•
Mahalli idarelerin, sosyal güvenlik kurumlarının, son yıllarda artış gösteren
düzenleyici ve denetleyici kurumların (üst kurullar) ve benzeri bağımsız bütçeli
kuruluşların 1050 sayılı Kanun dışında tutulması,
•
Genel ve katma bütçeli kamu idareleri bünyesinde kurulan döner sermaye işletmeleri
ile çeşitli kanunlarla kurulun fonların kapsam dışı kalması,
•
Bütçe dışı harcamaların artış göstermesi, bir kısım harcamaların denetim dışı kalması,
86
TÜRKİYE’DE OSMANLILARDAN GÜNÜMÜZE DEVLET
MUHASEBESİ DENETİMİ SÜRECİ VE SÜRECİN DEĞERLENDİRMESİ
•
Parlamentonun bütçe sürecinde etkin olmaması; kesin hesap kanunlarının olması
gereken, beklenen işlevi görmemesi,
•
Kalkınma planları ile bütçeler arasındaki bağın kopması ve plan-program ve bütçe
uygulaması arasında olması gerekli uyumun gözetilmemesi,
•
Kamu kaynaklarının etkin, ekonomik ve verimli kullanılmaması; sistemde bunu
sağlayacak ve gözetleyecek müesseselerin öngörülmemiş olması;
•
Kamu harcamalarındaki israf, yolsuzluk ve çeşitli şekillerde ortaya çıkan suiistimalleri
önleyecek nitelikte bir sistem oluşturulamamış olması;
•
Bütçe ödeneklerinin amacına uygun olarak kullanımını sağlayacak mekanizmaların
olmayışı,
•
Harcama sürecinde yer alan ön kontrol aşamalarının çokluğu, Maliye Bakanlığı ve
Sayıştay Başkanlığının harcama öncesi kontrol aşamalarında (vize ve tescil) görev
alması,
•
Etkin bir harcama öncesi kontrol sisteminin kurulmamış olması,
•
Yetki ve sorumlulukların iyi bir şekilde tanımlanmamış olması; harcama sürecinde
yetki ve sorumluluk dengesinin kurulmamış olması,
•
Sorumlulukların sayman ve tahakkuk memurları üzerinde kalması;
•
Birinci derece ita amiri olan bakanların siyasi sorumluluk haricinde bir mali
sorumluluklarının bulunmayışı,
•
Yetkilerin merkezi kuruluşlarda (Maliye Bakanlığı, Devlet Planlama Müsteşarlığı,
Sayıştay Başkanlığı, Hazine Müsteşarlığı) toplanması, bütçenin hazırlık ve
uygulanması sürecinde harcamacı kamu idarelerine inisiyatif tanınmaması,
•
Genel ve katma bütçeli kuruluşlar nezdinde hizmet veren Maliye Bakanlığına bağlı
birimler (maliye başkanlıkları, bütçe dairesi başkanlıkları, merkez saymanlık
müdürlükleri ile diğer saymanlıklar) ile bunların, mali hizmetlerini yürüttükleri
harcamacı kuruluşlar arasında çeşitli sorunların yaşanması,
•
Çağdaş kamu mali yönetiminin temel unsurları olan, stratejik planlama, performans
esaslı bütçeleme, çok yıllı bütçeleme, hesap verme sorumluluğu, mali saydamlık ve
etkin iç kontrol gibi müesseselere sistemde yer verilmemiş olması; modern mali
yönetim sistemlerinin enstrümanlarından yararlanılmaması, sistemin ve aktörlerin
gerekli dönüşüm ve değişimlere kapalı olması,
•
1970’li yıllardan beri uygulanması kabul edilen program bütçe sisteminin etkin bir
şekilde uygulanamaması,
87
Akçay, S. Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, Cilt 4, Sayı 6 (2017), s.73-104.
•
Mevcut bütçe kod yapısının imkanlarından gereği gibi yararlanılmaması, kodlama
sisteminin etkin bir şekilde tatbik edilememesi; bütçe kod yapısının yetersiz olması,
bütçe uygulaması sonucunda elde edilen verilerin uluslararası karşılaştırma
yapılmasına imkan vermemesi,
•
Kamu idareleri arasında muhasebe birliğinin sağlanmamış olması, çok farklı
muhasebe uygulamalarına imkan verilmesi, tüm kamu kurumlarının mali tablolarının
konsolide edilememesi,
•
Muhasebe sisteminin sadece bütçe gelir ve giderlerinin takibi için kullanılması,
tahakkuk esaslı muhasebe sistemine geçilmemiş olması, faaliyet sonuçlarının mali
raporlarda izlenememesi, mevcut muhasebe sistemiyle üretilen mali tabloların işlevsel
olmaması; uygulanan devlet muhasebe sisteminin yetersiz kalması,
•
Kamu hesaplarının, faaliyet raporlarının ve mali istatistiklerin kamuoyuna belirli
periyotlarla açıklanmaması; mali saydamlığın sağlanamaması, zamanında ve güvenilir
bilgi verilmemesi,
•
Sayıştay tarafından yapılan dış denetimin kapsamının dar kalması, bazı kurum ve
harcamaların denetim dışında kalması. Sayıştay denetiminin evrak üzerinden yapılan
yasal uygunluk denetimiyle sınırlı kalması, son birkaç yıldır başlanan performans
denetiminin pilot uygulamalarla sınırlı tutulması,
•
Mevcut mali yönetim ve denetim sisteminin usulsüzlük ve yolsuzlukları
önleyememesi,
•
Mali disiplinin sağlanamaması; kamu kaynaklarının yasa dışı yollarla amacı dışında
kullanılması,
•
Mali denetim yapan, yapmakla görevli ve yetkili olan kurum ve birimler konusundaki
belirsizlikler; yani denetim karmaşası yaşanması,
•
Mevcut denetim sisteminin çağdaş denetim yaklaşım ve araçlarından uzak kalması,
kamu idarelerinde iç denetim sisteminin kurulmamış olması,
•
İç ve dış denetim standartlarının oluşturulmamış olması, performans denetimi
yapılmaması (pilot çalışmalar harici),
•
Geleneksel denetim anlayışının hakim olması ve sadece evrak üzerinden yapılan
uygunluk denetim üzerinde yoğunlaşması,
•
Mali veriler ve tablolar üzerinde mali denetim yapılmaması; denetimin belli
faaliyetlerle sınırlı tutulması, kurumların tüm faaliyetlerinin denetlenmemesi,
88
TÜRKİYE’DE OSMANLILARDAN GÜNÜMÜZE DEVLET
MUHASEBESİ DENETİMİ SÜRECİ VE SÜRECİN DEĞERLENDİRMESİ
•
Operasyonla denetim yapılmaması, merkez birimlerinin iş ve işlemlerinin denetim
dışında bırakılmasıdır.
C. Tekdüzen Muhasebe Planının Kamuda Kullanılmaya Başlanması
Tüm kamu kuruluşlarını kapsayan tekdüzen muhasebe sistemi 1972 yılından itibaren
zorunlu olarak uygulanmaya başlanmıştır. Bunu tamamlayıcı olarak, 1977 yılında maliyet
muhasebesine ilişkin düzenlemeler yapılmıştır.
1972 yılında, iktisadi devlet teşekkülleri için tasarlanan “Tek düzen muhasebe sistemi”
uluslararası gelişmelere paralel bir yapı olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak, muhasebe ve
denetim alanında ortaya çıkan küresel standartlaşma çalışmalarının ülkemizdeki yansımalarını,
24 Ocak 1980 sonrasındaki ekonomik yapı içinde daha net bir biçimde görülmektedir. Bu
yansımaları kronolojik olarak şu şekilde sıralanabilir:
•
1981 yılında Sermaye Piyasası oluşmuş ve SPK kurulmuştur. Türkiye’de
piyasanın oluşmaya başlamasıyla birlikte yine defterler vergi bazlı tutulmuş ve
bununla birlikte, finansal tablolar uluslararası muhasebe standartlarını
desteklemiş ve açıklanmıştır.
•
1987 yılından sonra Avrupa Birliği’ne tam üyelik için başvurulması sonucunda
AB düzenlemeleri etkisinde kalındığı görülmektedir.
•
1989 yılında Türkiye Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler ve Yeminli Mali
Müşavirler Odaları Birliği kurulmuştur ve muhasebe mesleğinin sahiplenilmesi
ve örgütlenmesi anlamında önemli bir gelişme niteliğindedir.
•
1992 yılında Maliye Bakanlığı tarafından Muhasebe Sistemi Uygulama Genel
Tebliği yayınlanmıştır. Bu tebliğ akademisyenler tarafından hazırlanmıştır ve
Avrupa Birliği ülkelerindeki muhasebe uygulamaları hükümlerine genel olarak
uygundur.
•
1994 yılında TÜRMOB bünyesinde 60 üyeli Türkiye Muhasebe ve Denetim
Standartları Kurulu oluşturulmuştur ve bu kurul 19 adet uluslararası muhasebe
standartları ile uyumlu ulusal muhasebe standartları yayınlanmıştır. Yasal
yaptırım bulunmadığı için çalışmalar tavsiye niteliğinde kalmıştır.
•
1994 yılında hem kamu hem özel sektörde uygulanacak olan Tekdüzen Hesap
Planı kabul edilerek yürürlüğe girmiştir.
89
Akçay, S. Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, Cilt 4, Sayı 6 (2017), s.73-104.
D. Kamu Muhasebesinde Web Tabanlı Muhasebe Programlarının Kullanılmaya
Başlanması
Muhasebe ve bilgi işlem alanında reform yaratan web tabanlı saymanlık otomasyon
projesini (SAY2000i) başlatmıştır. Proje 2000 yılını hedef seçmekle beraber, bazı aksamalar
nedeniyle saymanlıklarda 2001 yılı itibariyle uygulamaya geçilmiştir. Bu programla kamuda
muhasebe birliği ve muhasebe denetimi elektronik ortamda kontrol altına alınmıştır. Web
tabanlı muhasebe programları ile kamuda muhasebe denetimi kolaylaşmış, anlık olarak gelir ve
gider tespiti yapılacak duruma gelinmiş ve bütçe yapımı rahatlıkla yapılabilecek hale gelmiştir.
Şekil 5: Kamu Harcama ve Bilişim Sistemi
Kaynak : VAROL; Mahmut, Başarılı Yönetim Proje Örneği, Maliye Bakanlığı, 2013.
90
TÜRKİYE’DE OSMANLILARDAN GÜNÜMÜZE DEVLET
MUHASEBESİ DENETİMİ SÜRECİ VE SÜRECİN DEĞERLENDİRMESİ
Şekil 6: Muhasebat Genel Müdürlüğü Teknolojik Mimari
Kaynak : GENÇ, Kazım; SAY2000İ Kamu Hesapları Bilgi Sistemi KBS Uygulamaları Tanıtımı , 2009
a. SAY2000İ (Kamu İnternet Muhasebe Programı)
Beş temel modülden oluşmaktadır. İlk modülü muhasebe modülü. Bundan başka personel
ve maaş, sağlık harcamaları, mevzuat bilgi ve online destek modülleri var.
Bu SAY2000 sayesinde devletin mali durumu günlük olarak izlenmektedir. Böylece
devlet politikası anında belirlenmekte, Yönetime güncel ve doğru bilgiler sunarak, harcama ve
yatırım politikalarının daha sağlıklı belirlenmesi sağlanmaktadır. Trilyonlarca liralık
borçlanmalar öncesinde devletin nakit durumu görülmektedir.
•
Dolayısıyla,
gereksiz
borçlanılarak
aşırı
faiz
ödemesi
yapılmasının
önüne
geçilmektedir.
•
Günlük muhasebe ve ay sonu işlemleri:
•
Taahhütlere bağlı yükümlülükler:
•
Saymanlıklar arası yapılan tahsilatlar:
•
Kişi Numarası verilerek kişilerin hukuki ve mali işlemlerinin izlenmesi amaçlanmış ve
veri tabanı oluşturulmuştur.
91
Akçay, S. Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, Cilt 4, Sayı 6 (2017), s.73-104.
b. KEÖS (Kamu Elektronik Ödeme Sistemi)
KEÖS “Bakanlık ve Banka tarafından kamu ödemelerinin elektronik ortamda
gerçekleştirilmesini sağlayan bilişim sistemini ifade eder” şeklinde ifade tanımlanmıştır. Bu
uygulama Muhasebe Birimlerinin Merkez Bankası nezdindeki hesaplarına gelen paranın en az
iki kişinin onayı ile hak sahibinin hesaplarına nakit aktarılmasından ibarettir.
Genel Bütçe kapsamındaki kamu idarelerinin yurtiçi ödemelerine ilişkin Bakanlığımıza
bağlı muhasebe birimlerince düzenlenen gönderme emirlerinin elektronik ortamda Türkiye
Cumhuriyet Merkez Bankasına (TCMB) aktarılması, TCMB tarafından gönderme emirlerinin
elektronik
ortamda
gerçekleştirilmesi,
TCMB
tarafından
gerçekleştirilen
işlemlerin
sonuçlarının (banka ekstresi) elektronik ortamda muhasebe birimlerine ulaştırılması, muhasebe
birimlerince gönderme emirlerinin elektronik ortamda kapatılması esaslarının uygulandığı
Kamu Elektronik Ödeme Sistemi (KEÖS), Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü,
Hazine Müsteşarlığı ve TCMB tarafından birlikte kurgulanmıştır.
c. KBS (Kamu Harcama ve Muhasebe Bilişim Sistemi
Kamu Harcama ve Muhasebe Bilişim Sistemi (KBS) projesi ile harcama ve muhasebe
birimlerinin mali işlemlerini bir otomasyon sistemi içinde toplamak suretiyle harcamayı
tahakkuk ettiren harcama birimleri ile ödemeyi gerçekleştiren muhasebe birimleri arasında
güvenli, hızlı ve elektronik ortamda bilgi akışının sağlanmasını hedefleyen ve say2000i
sisteminin fonksiyonları ile birlikte Kamu Mali Yönetimine katkı sağlayacak bir çok farklı
uygulamadır.
KBS sayesinde, harcama birimleri ile muhasebe birimleri arasındaki veri transferinde
kâğıt kullanımı en aza indirilecek, harcama sürecinde kullanılan ve elektronik ortama taşınması,
takip edilmesi ve denetime elverişli şekilde muhafazası mümkün olan belgelere ilişkin
uygulama birliği sağlanacak, harcama sürecinin bütçe aşamasından başlayarak ödenek,
tahakkuk, harcama, muhasebe, raporlama ve kesin hesaba kadar olan tüm aşamaları izlenerek,
yönetilebilir, iç kontrol ile elektronik denetime elverişli, hızlı ve güvenlikli bir ortamda işleyen
bir yapı kurulabilecektir.
d. VEDOP (Vergi Daireleri Otomasyon Projesi)
VEDOP ile hedeflenen; vergi dairesi işlemlerinin tümünün bilgisayarlarla yapılması
sağlanarak iş yükünü azaltmak, vergi dairesi çalışmalarında etkinlik ve verimlilik arttırılarak
vatandaşlara ve işletmelere daha iyi hizmet sunmak, vergi yükünün daha adaletli bir şekilde
92
TÜRKİYE’DE OSMANLILARDAN GÜNÜMÜZE DEVLET
MUHASEBESİ DENETİMİ SÜRECİ VE SÜRECİN DEĞERLENDİRMESİ
dağıtılmasını sağlamak ve vergi tahsilatını daha verimli bir hale getirmektir. VEDOP, 1995
yılında, vergi dairelerinin otomasyona geçirilmesi amacıyla pilot proje olarak başlatılmıştır.
Pilot projenin başarılı olması neticesinde 25 Kasım 1998’de, VEDOP-1 projesi başlamış ve iki
yıl içerisinde 22 ildeki 155 vergi dairesi ve 5 defterdarlığın otomasyonu gerçekleştirilerek proje
tamamlanmıştır. 2004 yılında projenin ikinci aşaması olan VEDOP-2 projesi başlatılmış ve
tamamlanmıştır. Projenin üçüncü aşaması olan VEDOP-3 ise Temmuz 2007’de başlamıştır
(Uğur ve Çütcü, 2009: 11).
E. 5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu
5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu 10.12.2003 tarihinde kabul edilerek
24.12.2003 tarih ve 25326 sayılı Resmi Gazetede yayınlanmış tır. 01.01.2005 tarihinden
itibaren bütünüyle yürürlüğe girmesi gerekirken bütçenin hazırlanması ile ilgili maddeleri ile
832 sayılı Sayıştay Kanununun vize ve tescil ile ilgili hükümlerini yürürlükten kaldıran
maddeleri uygulanmaya başlanmış, diğer maddelerin yürürlüğü ise 2005 Mali Yılı Bütçe
Kanunu ile 1 yıl ertelenmiştir. Kanun, 5436 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunla
yapılan değişikliklerle 01.01.2006 tarihinden itibaren tümüyle yürürlüğe girmiş ve çıkarılması
gereken ikincil mevzuatın bir kısmı bugünkü tarih itibariyle yayımlanmış bulunmaktadır.
5018 sayılı Kanunda mali kontrol ve denetim dört şekilde düzenlenmiştir: 1- Harcama
Öncesi Mali Kontrol 2- Harcama Sonrası İç Denetim 3- Dış Denetim 4- Kesin Hesap Kanunu
ve Parlamento denetimi
5018 sayılı Kanunda ise sorumlular; Siyasi açıdan bakanlar ve idari açıdan üst yöneticiler
yanında harcama sürecinde idari ve mali açıdan; 1- Harcama yetkilisi 2- Mali kontrol yetkilisi
3- Gerçekleştirme görevlileri 4- Muhasebe yetkilisi şeklinde sayılmıştır. Yani 5018 sayılı
Kanunla mevcut uygulamadaki tahakkuk memuru ve saymanın mali sorumluluğu yanında ita
amirleri (harcama yetkilileri), mali kontrol yetkilileri ve gerçekleştirme görevlileri de mali
sorumluluk
kapsamına
dahil
edilmektedir
(https://dergiler.sgb.gov.tr/calismalar/maliye
dergisi/yayinlar/md/md145/ahmeta.pdf).
93
Akçay, S. Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, Cilt 4, Sayı 6 (2017), s.73-104.
Şekil 7: 5018 Sayılı Kanun Kapsamı
Kaynak : (http://slideplayer.biz.tr/slide/2426956/)
Şekil 8: 5018 Sayılı Kanunda Mali Yönetim ve İç Kontrol Yapısı
Kaynak : (http://slideplayer.biz.tr/slide/1898516/)
94
TÜRKİYE’DE OSMANLILARDAN GÜNÜMÜZE DEVLET
MUHASEBESİ DENETİMİ SÜRECİ VE SÜRECİN DEĞERLENDİRMESİ
F. Kamuda İç Denetimin Başlangıcı
5018 sayılı Kanun’un 2006 yılı başından itibaren tüm hükümleriyle yürürlüğe girmesinin
ardından iç denetim sistemi, yeni bir denetim anlayışının sonucu olarak kamu yönetimimizde
yerini almıştır. İç denetim, idarelerin yönetim ve kontrol yapıları ile risk yönetimi, yönetim ve
kontrol süreçlerinin etkinliğini değerlendirmek, geliştirmek yönünde sistematik, sürekli,
disiplinli bir yaklaşım ile genel kabul görmüş standartlara uygun olarak gerçekleştirilen bir
faaliyettir (Mehri ve Görün, 2013: 116).
5018 Sayılı Kanunun 63’üncü maddesinde iç denetim şu şekilde tanımlanmıştır: Kamu
idaresinin çalışmalarına değer katmak ve geliştirmek için kaynakların ekonomiklik, etkililik ve
verimlilik esasına göre yönetilip yönetilmediğini değerlendirmek ve rehberlik yapmak amacıyla
yapılan bağımsız, nesnel güvence sağlama ve danışmanlık faaliyeti olarak tanımlanmaktadır
(Kesik, 2005: 115).
5018 sayılı kanunda “İç Denetim İç Denetçiler tarafından yapılır” şeklinde bir hükümde
bulunmaktadır. Tüm kamu kuruluşlarında, yapıları ve personel sayıları dikkate alınarak İç
Denetim Koordinasyon Kurulu’nun görüşü doğrultusunda doğrudan üst yöneticiye bağlı “İç
Denetim Birimi Başkanlığı” kurulması kanunda belirtilmiştir. Kamu kuruluşlarının yıllık iç
denetim programı üst yöneticinin önerileri de dikkate alınarak iç denetçiler tarafından hazırlanır
ve üst yönetici tarafından yönetilir. Görev ve yetkileri çerçevesinde, mali yönetim ve iç kontrol
süreçlerine ilişkin standartlar ve yöntemler Maliye Bakanlığınca, iç denetime ilişkin standartlar
ve yöntemler ise İç Denetim Koordinasyon Kurulu tarafından belirlenir, geliştirilir ve
uyumlaştırılır. Bu kurumlar ayrıca, sistemlerin koordinasyonunu sağlar ve kamu idarelerine
rehberlik hizmeti verirler. İç Denetim Koordinasyon Kurulu, yedi üyeden oluşur. Üyelerden
biri Başbakanın, biri Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın, biri
Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanın, biri İçişleri Bakanının, başkanı dahil üçü Maliye
Bakanının önerisi üzerine beş yıl süre ile Bakanlar Kurulu tarafından atanır. Bunların 7’nci
maddede belirtilen görevleri yapabilecek niteliklere sahip olması şarttır. Maliye Bakanı
tarafından önerilecek adaylardan birinin ekonomi, maliye, muhasebe, işletme alanlarından
birinde doktora derecesine sahip öğretim üyeleri arasından olması şartı aranır. Üyeler, bu
sürenin sonunda yeniden atanabilirler (Erkan vd., 2010 :89).
95
Akçay, S. Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, Cilt 4, Sayı 6 (2017), s.73-104.
Şekil 9: İç Denetimin Kamudaki Yeri
Kaynak : Maliye Bakanlığı İDKK 2011 Yılı Kamu İç Denetim Genel Raporu, s.31
Şekil 10: Kamu İç Kontrol Standartları
Kaynak : (http://imidb.ikc.edu.tr/S/15473/ic-kontrol)
96
TÜRKİYE’DE OSMANLILARDAN GÜNÜMÜZE DEVLET
MUHASEBESİ DENETİMİ SÜRECİ VE SÜRECİN DEĞERLENDİRMESİ
G. Kamu Muhasebe Denetiminde Organizasyon Değişikliği
Ülkemizdeki denetim sistemi Kıta Avrupa sistemindeki Fransa’dan esinlenilerek
oluşturulmuştur. Teftiş kurulları esasına dayalı bir denetim sistemi mevcuttur. Özellikle
Tanzimat dönemiyle birlikte giderek uzmanlaşan bakanlık tipi örgütlerin ortaya çıkış süreciyle
birlikte müfettişlerin görevlendirilmesi ve daha sonra da teftiş kurullarının oluşturulduğu
görülmektedir. Ülkemizde 2011 öncesi kamu denetim sistemine ilişkin bütüncül bir düzenleme
yer almadığı görülür. Kamudaki denetim birimleri çeşitli yasalarla birbirinden kopuk şekilde
düzenlenmiştir. 2011 yılına kadar yapılan düzenlemelerde hem bakanlık sistemini düzenleyen
3046 sayılı yasada düzenlemeler yapılmış hem de diğer kanunlarda yapılan düzenlemelerle
bakanlık sistemi yeniden yapılandırılmıştır. 2003 yılında çıkarılan 5018 sayılı Kamu Mali
Yönetimi ve Kontrol Kanunu kamu kurum ve kuruluşlarını mali anlamda yeniden düzenlemiş
ve kaldırılan APK başkanlıkları yerine Strateji Geliştirme Başkanlıklarını getirmiştir. Böylece
özel sektör mantığına uygun çerçevede kamu mali sisteminin oluşturulmuştur. Gerçekleşen
değişimlerse kademe kademe hayata geçirilmektedir. Bunun yönelimdeki son yansımalarından
biri ise 2011 yılında yapılan genel kamu yönetimindeki değişimdir. 02.11.2011 tarihinde Resmi
Gazete’de yayımlanan 666 sayılı Kamu Görevlilerinin Mali Haklarının Düzenlenmesi
Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Hükmünde Kararname ile hem Maliye Bakanlığı merkez teşkilatında hem de taşra
teşkilatlarındaki defterdarlıklarda muhasebe ve denetim açısından çok önemli değişiklikler
yapıldı. Defterdarlıklarda muhasebe denetmeni ve milli emlak denetmeni unvanı kaldırılarak
bu unvanlar defterdarlık uzmanı unvanına dönüştürülmüştür. Merkez teşkilatında ise maliye
müfettişliği, hesap uzmanlığı, gelir kontrolörlüğü ve vergi denetmenliği unvanları vergi
müfettişliği unvanına dönüştürülmüştür. Muhasebat kontrolörlüğü ve milli emlak kontrolörlüğü
unvanı ise maliye uzmanı unvanına dönüştürülmüştür. Muhasebe denetmenliği unvanı kamuda
kaldırılmıştır. Denetim kadrolarında ise bir sadeleştirme işlemi yapılmıştır (Küçükyağcı, 2014:
10-11).
97
Akçay, S. Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, Cilt 4, Sayı 6 (2017), s.73-104.
Şekil 11: 2011 KHK’leri Çıkarılamadan Önce Maliye Bakanlığı Denetim Organları
Kaynak: Küçükyağcı, 2014: 21
Şekil 12: Maliye Bakanlığı Denetim Eski Teşkilat Yapısı
Kaynak : (Küçükyağcı, 2014, www.muhasebat.gov.tr)
98
TÜRKİYE’DE OSMANLILARDAN GÜNÜMÜZE DEVLET
MUHASEBESİ DENETİMİ SÜRECİ VE SÜRECİN DEĞERLENDİRMESİ
Şekil 13: Maliye Bakanlığı Denetim Yeni Teşkilat Yapısı
Kaynak : (Küçükyağcı, 2014, www.muhasebat.gov.tr)
99
Akçay, S. Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, Cilt 4, Sayı 6 (2017), s.73-104.
SONUÇ
 Osmanlının kuruluşundan Tanzimat dönemine kadar mali konularda (mali yönetim ve
denetim) değişim sınırlı iken, Tanzimat dönemiyle beraber 18. yüzyılın sonuna kadar
değişim çok şiddetli olmuş ve bu dönem birçok kurum kurularak lağvedilmiştir.
Günümüzdeki bir çok kurumun ilk başlangıcının temelleri bu dönemde atılmıştır. 18.
yüzyılın sonundan Cumhuriyetin kurulmasına kadar tekrar değişim sınırlanmış ve
durmuştur. Cumhuriyetin ilanından sonra ise tekrar değişim hızlanmıştır.
 Defterdarlık Osmanlının ilk kuruluşundan Tanzimat dönemine kadar direk padişaha
bağlı olarak Divan-ı Hümayunda temsil edilen bir kurumdu. Defterdar ise Maliye Nazırı
sayılırdı. Fakat Tazimattan sonra Maliye Nezaretinin kurulmasından sonra Defterdarlık
illerdeki bir mali kuruluş olarak kalmış ve defterdar unvanı da yönetici olarak alt
kademeye indirilmiştir. Günümüzde ise Valiliğe bağlı bir alt kuruluştur. Üzerinde bir
çok kurum bulunmaktadır. Osmanlıda padişah, sadrazam ve kazaskerden sonra
protokolde 4. sıradayken, günümüzde illerde sondan listenin çok altlarında kalmıştır.
 Osmanlıda Sayıştay benzeri ilk kurum Baş baki Kulluğudur. Tanzimat dönemimde ise
bugünkü Sayıştay’ın başlangıcı Divan-ı Muhasebat kurumudur.
 Osmanlıda savaş ve kriz yıllarında bile mali teşkilatlanma ve denetim en çok önemsenen
konulardandı ve bu konu savaş yıllarında bile göz ardı edilmemiş ve çok önemsenmiştir.
 Yetki ve sorumluluğun denkliği bağlamında defterdar Osmanlıda büyük bir
sorumluluğa sahipti ve yetkisi ise sorumluluğunun yanında yok denecek kadar azdı.
Örneğin padişahın izni olmadan hazineden iki akçe bile çıkaramazdı.
 Yetki ve sorumluluğun denkliği defterdarlık alt kademelere inince denkleşmeye
başlamıştır.
 Osmanlı zamanında denetim organizasyonu daha basit ve sadeydi. Tanzimat
döneminden sonra ise kompleks bir yapı oluşmuş ve günümüze kadar da bu durum
gelmiştir.
 1923’de ise yeni Sayıştay kurulmuştur ve 1967’deki kanunla ise durumu daha da çok
güçlendirilmiştir.
 1927’deki 1050 sayılı kanunla Sayman muhasebe denetiminde çok aktif bir rol almıştır.
Sorumluluk ise sadece saymana yüklenmiştir.
100
TÜRKİYE’DE OSMANLILARDAN GÜNÜMÜZE DEVLET
MUHASEBESİ DENETİMİ SÜRECİ VE SÜRECİN DEĞERLENDİRMESİ
 2000 yılında SAY2000 muhasebe paket programı oluşturulmuş ve tüm kurumların
muhasebe kayıtları, ödemeleri, ödenekleri, bütçeleri takip altına alınmıştır. Kurumların
bütçe talepleri ise program üzerinden alınmaya başlamıştır. Bununla kamuda muhasebe
birliği amaçlanmıştır.
 2003 yılında 5018 sayılı kanunun kabulüyle 1050 sayılı kanun kaldırılmıştır.
 5018 sayılı kanunla harcamalara katı bir ön kontrol getirilmiştir. Defterdarlıklar, mal
müdürlükleri, Mali hizmetler birim Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı, Gerçekleştirme
görevlileri ve muhasebe yetkilileri ön mali kontrolde önemli göreve sahiptir. Ön mali
kontrol ayrıca idarelere bırakılmıştır. Sorumluluk kusurlu olana aittir.
 Yine bu kanunla Maliye Bakanlığının vize yapmak gibi ön mali kontrolü kaldırılmıştır.
Sayıştay’ın da harcama öncesi kontrol ve vize fonksiyonu kaldırılmıştır. Sadece dış
denetim yapan kuruluş haline gelmiştir. Parlamento denetimi öncesi denetim yapar hale
gelmiştir. Parlamentoya denetim sonuçlarını raporlamaktadır.
 Ödeme aşamasındaki uygunluk kontrolü kaldırılmıştır. İmzalar, gereli belgeler tamsa
ve ödenek varsa ödeme yapılmaktadır.
 Hesap verme ve şeffaflık kuralı benimsenmiştir. Kurumlara yıl sonlarında faaliyet
raporu hazırlama ve bunu kamuoyuna duyurma zorunluluğu getirilmiştir.
 Çok yıllı bütçelemeye geçilmiştir. 3 yıllık olmak üzere. Performans esaslı bütçelemeye
geçilmiştir.
 Kamuda muhasebe birliği sağlanarak, Tüm hesaplar konsolide edilebilir hale gelmiştir.
 2006 yılında iç denetim kamu kurumlarında fiili olarak denetime başlamıştır. İç denetim
iç kontrolü sistemini denetleyerek süreç kontrolü yapmaktadır.
 2011 yılında ise muhasebe denetmeni ve muhasebe kontrolörlüğü unvanları
lağvedilmiştir. Bu unvanlar uzman unvanına dönüştürülmüştür. Maliye müfettişleri,
hesap uzmanları ve vergi denetmenleri ise denetmen unvanı adı altında birleştirilmiş ve
vergi denetim kuruluna bağlanmıştır.
 Muhasebe denetmenliği ve muhasebat kontrolörlüğü unvanlarının kaldırılarak uzman
kadrosuna dönüştürülmesi, web tabanlı paket programların muhasebe işlemlerinde
kullanılmasının
muhasebe
denetimini
kolaylaştırmasının
bir
sonucu
olarak
görülmektedir.
101
Akçay, S. Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, Cilt 4, Sayı 6 (2017), s.73-104.
KAYNAKÇA
AĞAR, Serkan. (2007), “Geçmişten Bugüne Mali İdare”, TBB Dergisi, Sayı:73 s. 372-432.
AKGÜNDÜZ, Ahmet. Arşiv Belgeleri Işığında Sayıştay Tarihi, Sayıştay Yayın İşleri
Müdürlüğü, Ankara, 1997.
AKGÜNDÜZ, Ahmet. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Sayıştay (Divan-ı Muhasebat), Osmanlı
Araştırmaları Vakfı, 2012.
AKYEL, Recai. (2016), “Sayıştay Raporlarının Kamu Mali Yönetimine Katkısı” Amme İdaresi
Dergisi, Cilt 49, Sayı 1, s.119-145.
AKYILDIZ, Ali. Osmanlı Merkez Teşkilatında Reform, İstanbul: Eren Yayıncılık, 1993.
AY, Nuran. (2001), “Tanzimat’tan Sonra Mali Hukukumuzda Meydana Gelen Gelişme ve
Değişmeler”, Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt:9, Sayı:3-4.
BAĞBAŞLIOĞLU, Ahmet. (2000), “1050 Sayılı Muhasebe-i Umumiye Kanununun Esbabı
Mucibesi ve Türkçeleştirilmiş Hali”
CANDAN, Ekrem. (2006), “Eski Ve Yeni Kamu Mali Yönetim Sisteminin Mukayeseli
Olarak Değerlendirilmesi Ve 5018 Sayılı Kanun İle Öngörülen Esaslar Ve Getirilen
Yenilikler I.”, Vergi Dünyası Dergisi, S.295, s.188-194.
ÇALIŞKAN, Recep. (2015), “Osmanlı Devletinden Cumhuriyet Dönemine Yüksek Denetim
Olgusu ve Gelişim Süreci” , Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi,
Yıl: 2015, Cilt: 12, Sayı: 32, s. 57-75.
ERKAN, Mehmet ve ÖZDEMİR ,Serkan, KARAKOÇ, Mehtap. (2010), “Avrupa Birliği
Sürecinde Kamuda İç Denetim: Pamukkale Üniversitesi Örneği”, Afyon Kocatepe Üniversitesi,
İ.İ.B.F. Dergisi (C.X II,S I, 2010).
GENÇ, Kazım. SAY2000İ Kamu Hesapları Bilgi Sistemi KBS Uygulamaları Tanıtımı , 2009
GÜLŞEN, Hamdi. (2006), “5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu: Kapsamı ve
Mahalli İdarelere Etkisi Açısından Bir Değerlendirme”, Mali Hukuk Dergisi, Sayı 121, s. 40.
HALAÇOĞLU, Yusuf. 14.-16. Yüzyıllarda Osmanlılarda Devlet Teşkilatı ve Sosyal Yapı,
Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1991.
KAYA, Safiye. (2003), “Hesap Verme Sorumluluğu Parlamento ve Sayıştay”, Kamu Mali
Yönetimi Reformu Arenası, Ankara: 2-3 Nisan, 1-6.
102
TÜRKİYE’DE OSMANLILARDAN GÜNÜMÜZE DEVLET
MUHASEBESİ DENETİMİ SÜRECİ VE SÜRECİN DEĞERLENDİRMESİ
KESİK, Ahmet. (2005), “5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu Bağlamında ve
AB Sürecinde Türk Kamu İç Mali Kontrol Sistemi”, Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Dergisi, 9(1), (94-115).
KIŞ, Salih. (2012), “Osmanlı Devleti’nde Mali Denetim: Divan-ı Muhasebatın Tesis Süreci”,
II. Türkiye Lisanüstü Çalışmaları Kongresi - Bildiriler Kitabı V, Doktora Tezi, Selçuk
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.
KÖROĞLU, Çağrı. (2015),“Türkiye’de Cumhuriyetin İlanından Günümüze Kadar Muhasebe
Denetimi Konusunda Yaşanan Gelişmeler”, Niğde Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler
Fakültesi Dergisi, Cilt:8, Sayı: 3, s. 31-44.
KÖSE, Hacı Ömer. (2007), “Dünyada ve Türkiye’de Yüksek Denetim”, Sayıştay 145. Kuruluş
Yıldönümü Yayınları, Gözden Geçirilmiş 2. Basım, Ankara.
KÜÇÜKYAĞCI, Nazmi. (2014), 2011 Yılında Çıkarılan Kanun Hükmünde Bakanlık Denetim
Sistemine Etkileri, s.10-11.
MALİYE BAKANLIĞI İDKK 2011 Yılı Kamu İç Denetim Genel Raporu, 2011.
MEHRİ, Tufan ve GÖRÜN, Mustafa. (2013). “Türkiye’deki Kamu İç Denetim Sisteminin
Uluslararası İç Denetim Standartları Çerçevesinde İncelenmesi”, Sayıştay Dergiṡ ı̇ , Sayı:89,
Nisan - Haziran, s.116.
ÖZTÜRK, Temel. (2011), “Osmanlılarda Mali Denetim Aracı Olarak Muhasebe İcmal
Defterleri : Trabzon Örneği”, Bilig, , Sayı 56, 211-234.
TABAKOĞLU, Ahmet ve TAŞDİREK, Okan Çağlar. (2015), “Osmanlı’da Mali Denetimin
Kurumsal Gelişimi – Maliye Teftiş Heyetinin Kuruluşu”, Yönetim ve Ekonomi Araştırmalar
Dergisi, C.XIII, Sayı 2, s.103-112.
UĞUR., Atilla ve ÇÜTCÜ, İbrahim. (2009), “E-Devlet Ve Tasarruf Etkisi Kapsamında
Vedop Projesi”, Sosyal ve Beşeri Bilimler Dergisi, s. 1-20.
UZAY, Şaban; TANÇ, Ahmet ve ERCİYES, Mehmet. (2008), “Türkiye’de Muhasebe
Denetimi: Geçmişten Geleceğe”, 12. Dünya Muhasebe Tarihçileri Kongresi, 20-24 Temmuz
2008, İstanbul.
VAROL; Mahmut. Başarılı Yönetim Proje Örneği, Maliye Bakanlığı, 2013.
https://www.muhasebat.gov.tr/portal/tarihce (Erişim Tarihi: 28.04.2017)
http://www.muhasebedersleri.com/muhasebe-denetimi.html (Erişim Tarihi: 21.05.2017)
103
Akçay, S. Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi, Cilt 4, Sayı 6 (2017), s.73-104.
https://tr.wikipedia.org/wiki/Kullan%C4%B1c%C4%B1:Tarihinizleri (Erişim Tarihi:
21.03.2017)
http://www.tarihsinifi.com/7271/klasik-d%C3%B6nem-osmanl%C4%B1-devlette%C5%9Fkilat%C4%B1.html (Erişim Tarihi: 22.03.2017)
http://www.veyseldinler.com/YuklenenDosyalar/OSMANLI_DEVLETI_IDARIYAPISI.pdf
(Erişim Tarihi: 26.03.2017)
https://tr.wikipedia.org/wiki/D%C3%AEv%C3%A2n-C4%B1_H%C3%BCm% C3%A2yun
(Erişim Tarihi: 21.04.2017)
http://www.islamansiklopedisi.info/dia/pdf/c05/c050098.pdf (Erişim Tarihi: 28.04.2017)
http://www.home.anadolu.edu.tr/~tcakir/3_Hafta.ppt (Erişim Tarihi: 21.03.2017)
http://hakkindabilgial.com/osmanlida-maliye-sistemi/ (Erişim Tarihi: 10.03.2017)
http://www.tarihdersnotlari.com/tag/heyet-i-vukela/ (Erişim Tarihi: 25.04.2017)
https://dergiler.sgb.gov.tr/calismalar/maliye dergisi/yayinlar/md/md145/ahmeta.pdf
http://slideplayer.biz.tr/slide/2426956/ (Erişim Tarihi: 23.04.2017)
http://slideplayer.biz.tr/slide/1898516/ (Erişim Tarihi: 29.04.2017)
http://imidb.ikc.edu.tr/S/15473/ic-kontrol (Erişim Tarihi: 22.04.2017)
www.muhasebat.gov.tr (Erişim Tarihi: 19.04.2017)
104
Download