istiklâl Aylık siyaset, ekonomi, toplum dergisi Mart 2011, Sayı: 18 | www.istiklaldergisi.com BATININ İKİYÜZLÜLÜĞÜ İstiklal Dergisi’ne ücretisiz abone olun, her sayı e-posta adresinize gecikmesiz gönderilsin... Abone olmak için; www.istiklaldergisi.com/abone adresindeki formu doldurmanız yeterli olacaktır. ► istiklâl 3 Merhaba Batının İkiyüzlülüğü |BM görev ve yetkisi açısından dünya barışının korunmasının en büyük yardımcısı sayılır. (!) Bosna Savaşı sırasında BM’in güvenli bölge ilan ettiği Srebrenitsa’da kontrolü, niyetlerini açıkça belli eden Sırplara bırakması ve ardından gelen kıyım hafızalardan silinmiş değildir. Yine BM, tüm dünyanın uyması gereken kurallara itaatsiz davranan İsrail Devleti’ne bir türlü yaptırım yapamaması, ama konu özellikle bir İslam Devleti olunca kimseye pabuç bırakmaması sorgulanmalıdır. Şu bir gerçektir ki BM taraf rolündedir. Muhammed Faruk Bulut İstiklalDergisi / Mart 2011 Yıl: 3, Sayı: 18 4 KurumsalE-Posta: [email protected] Dizgi-Tasarım: Hisar Ajans www.hisarsoft.com ► istiklâl 4 Ayna Ayna Muhammed Faruk Bulut [email protected] Batının İkiyüzlülüğü BM görev ve yetkisi açısından dünya barışının korunmasının en büyük yardımcısı sayılır. (!) Bosna Savaşı sırasında BM’in güvenli bölge ilan ettiği Srebrenitsa’da kontrolü, niyetlerini açıkça belli eden Sırplara bırakması ve ardından gelen kıyım hafızalardan silinmiş değildir. Yine BM, tüm dünyanın uyması gereken kurallara itaatsiz davranan İsrail Devleti’ne bir türlü yaptırım yapamaması, ama konu özellikle bir İslam Devleti olunca kimseye pabuç bırakmaması sorgulanmalıdır. Şu bir gerçektir ki BM taraf rolündedir. Batı dünyası geçmişten beri sadece kendi arasında eşit olmuştur. Doğu dünyasını ilgilendiren hemen hemen her olayda adaletsiz davranmış ve bunu içinde birçok kılıf uydurmuştur. Burada batı dünyasından kasıt Hıristiyan dünyası, doğu dünyasından kasıt ise İslam dünyasıdır. İslam devletlerinin Osmanlıdan sonra tökezlemesi ve özellikle teknoloji açısından geri kalması sıkıntılarında başlamasına sebep olmuştur. Artık teknolojik açıdan üstün devletler kendilerine göre adalet tanımlamaları yapıp, istediği ülkeleri bu kalıbın içine sığdırmaya çalışmaktadırlar. Amerika Birleşik Devletleri’nin Afganistan ve Irak harekâtları, günümüzde herkesin gülüp geçebileceği sebeplere dayandırılarak başlatılmıştır. İşin garip tarafı, bu sebeplerin geçersizlikleri ortaya çıktığında sırıtarak söylenen bir “pardon!” kelimesiyle öldürülen yüz binlerce insanın hesabının verilmiş olması imajıdır. İşin acı tarafı ise tüm dünyanın bu tiyatroya seyirci kalması veya seyirci kalmak zorunda olmasıdır. BM görev ve yetkisi açısından dünya barışının korunmasının en büyük yardımcısı sayılır. (!) Bosna Savaşı sırasında BM’in güvenli bölge ilan ettiği Srebrenitsa’da kontrolü, niyetlerini açıkça belli eden Sırplara bırakması ve ardından gelen kıyım hafızalardan silinmiş değildir. Yine BM, tüm dünyanın uyması gereken kurallara itaatsiz davranan İsrail Devleti’ne bir türlü yaptırım yapamaması, ama konu özellikle bir İslam Devleti olunca kimseye pabuç bırakmaması sorgulanmalıdır. Şu bir gerçektir ki BM taraf rolündedir. Dünya üzerinde hemen hemen her yerde Müslüman kanı akıyor olması sizce de garip değil mi? Aslında bu işin perde arkasında yatan gerçek tam olarak kuyruk acısıdır. Zamanında İslam Devletleri’nin ülkelerine getirdiği barışı bir türlü sağlayamayan batılı devletler, İslam medeniyetini kıskanmakta ve İslam ülkelerindeki barış ortamını yıkmaya çalışarak kendilerini sözüm ona medeni göstermeye çalışmaktadırlar. Dünyanın en karışık bölgeleri olarak kabul edilen Balkanlar Kafkaslar ve Orta Doğu bölgelerinde barış ortamı sadece, bölgede etkin ve söz sahibi bir İslam Devleti’nin varlığında mümkün olabilmiştir. Batılı devletler sömürge zamanlarındaki avantajlarını unutmuş değillerdir. Sömürme, mutlak egemenliği ve başkalarının terleriyle kazanılmış refah hayatı mümkün kılmaktaydı. Afgan ve Türk bağımsızlık mücadeleleriyle başlayan istiklal hareketleri tüm dünyayı sarmış, bu durumda batılı devletlerin çıkarları nispeten zayıflamıştır. Dünyada nerede fakirlik varsa, nerede etnik, dini veya sosyolojik karışıklık varsa, orada rant var demektir. İşte bunda dolayı batılı devletler dünyanın hemen hemen her yerinde fitne yaymaya çalışmaktadırlar. Bunun için para ve zaman harcamaktadırlar. Ekilen tohumlar yeşerince de meyveyi toplamakta ve modern sömürgelerinden nemalanmaktadırlar. Dünya üzerinde hak ve batılın mücadelesi son güne kadar devam edecektir. Önemli olan biz Müslümanların haklı davamızı zedeleyecek olan davranışlardan ne kadar kaçınıyor olduğumuz ve mücadelemize ne kadar katkıda bulunduğumuzdur… Ezelden beridir hürriyetimiz için çile çeken ecdadımızı, bu gayeyle makam-ı şühedaya yükselen vatan evlatlarını hürmetle ve rahmetle anıyoruz. hisarsoft Hisar bilgi teknolojileri ve iletişim hizmetleri hisarsoft.com © Siyasetname Nizamü’l-Mülk Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları Selçuklu sultanları Alparslan ve Melikşahın veziri olarak otuz yıl boyunca devlet yönetiminde söz sahibi oldu, görüşleriyle sultanların kararlarını etkiledi. Siyasi bir suikasta kurban gitmesinden kısa bir süre önce hükümdarlık sanatı konusunda düşüncelerini kaleme aldı. Melikşahın devlet yönetimi hakkında kapsamlı bir rapor istemesi üzerine yazılan Siyasetname, Nizamül-Mülkün devlet adamı olarak deneyimlerini aktardığı bir el kitabı olmasının yanı sıra, edebi değeriyle de yüzyıllardır dikkati çeken bir eserdir. “Âsım’ın nesli… diyordum ya… nesilmiş gerçek; İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek.” Mehmet Âkif ERSOY