HEPATİTLER ve HEMŞİRELİK BAKIMI

advertisement
HEPATİTLER ve HEMŞİRELİK
BAKIMI
HEPATİTLER
• Karaciğerin parankim
dokusunun
enfeksiyonudur. Etken
HAV,HBV, HCV, D,E,F,G
virüsü olabilir.
02.01.2014
2
Etkenler
•
•
•
•
•
•
•
HAV
HBV
HCV
HDV
HEV
HFV
GBV ve HGV
akut hepatit
akut+kronik hepatit
akut hepatit
Epidemiyoloji
HAV: çocukluk çağında alınır. Yetişkinlerde antiHAV IgG % 70-95
pozitifdir.
HEV:Erişkin yaşta alınır. Ülkemizde %5 seropozitiflik vardır
HBV:Dünyada her 3 kişiden biri bu virusla karşılaşır. 350-400
milyon taşıyıcı vardır. Ülkemizde taşıyıcılık %5
Ülkemizde 30 milyona yakın insanın HBV’den etkilendiği ve
bunların 4 milyonunun portör bildirilmektedir.
HCV: 400 milyon taşıyıcı vardır. Ülkemizde %0.5-1
02.01.2014
4
Fizyopatolojisi
• Krc dokusunda yaygın inflamasyon
görülür.
• Krc hücrelerindeki hasar hücre
dejenerasyonu ve nekrozu şeklindedir.
• Kupffer hücrelerinde çoğalma ve büyüme
söz konusudur.
• Periportal bölgelerde inflamasyon safra
akışını engelleyebilir.
• Kolestaz gelişebilir.
02.01.2014
5
Hepatit A
Etkeni HAV
85 santigrat derecede bir dakikada etkisizleşir.
Bulaşma fekal oral yol ile olur.
02.01.2014
6
TANI
Anti HAV IgM(+) (Hastalık var)
IgG(+) (Hastalık geçirilmiş)
Gebelerde fulminanttır. Ülkemizde %99
geçirilmiştir.
Kan serumunda Ast, ALT değerleri 5-10 binlere
yükselmiş olabilir. (N=20-40U) Fakat yükselmesi
hastalığın ilerlediğini göstermez.
02.01.2014
7
Korunma
Aşı: HAVRİX 1740
Hastalığı geçiren kişinin ailesine I.Globülin
yapılabilir.
Hastanın tabak, kaşığı ayrılır.
Diyet normaldir.
Yatak istirahatine gerek yoktur.
Bulantı döneminde anti emetik verilebilir. En
önemli korunma şekli EL YIKAMADIR.
02.01.2014
8
HEPATİT B




•
•
•
•
Blumberg isimli araştırıcı ilk defa 1967’de Avustralyalı bir hasta
serumundaAvustralya antijeni olarak adlandırdığı (HBsAg)’yi tanımlamıştır.
Hepatit B Virüsünün(HBV) en dışışında yüzey antijeni olan HBsAg kılıfı
bulunur
HBsAg kılıfının altında HBcAg kor antijeni bulunur.
İç kısımda HBeAg antijeni yer alır.
Kan ve kan ürünleri nakli
Cinsel ilişki
Kan ve vücut sıvıları ile temas
ile bulaşır
Bulaşma yolu:
Kan ve kan ürünleri transfüzyonları,
Kontamine cerrahi malzemeler ve enjektörler (özellikle İğne batması)
Seksüel yol,
Kanla kontamine olan eşyaların ortak kullanımı
Doğum sırasında bebeğe bulaşabilir.
Yenidoğanda kronikleşme %100’dür.
Yetişkinde kronikleşme %5-10
↓
SİROZ
↓
HCC (Hepatosellüler karsinom)
HALSİZLİK
Yenidoğanların aşılanması gerekir.
02.01.2014
9
Antijenler
HbsAg (Yüzey, Avustralya),
Hbc Ag (kor, çekirdek),
Hbe Ag
Antikorlar: Anti HbsAg, Anti Hbc Ag, Anti Hbe Ag
Olguların %80’ni sessiz seyreder.
2-6 ay
02.01.2014
Boşluk
Antikorlar
10
SEROLOJİK TESTLER
 HBV ile temastan 6-12 hafta sonra HBsAg ve HBeAg ortaya çıkmasıyla
primer HBV enfeksiyonu serolojik olarak belirlenebilir.
• HBsAg/ Anti-HBs: HBs Ag, klinik belirtiler ortaya çıkmadan önce
serumda saptanır. Serumda saptandıktan 4 hafta sonra klinik hepatit
tablosu ortaya çıkar. HBs Ag , akut viral Hepatit B olgularında 2-6 ay
içinde kaybolur ve antikor saptanıncaya kadar pencere dönemi
oluşur. Bu pencere döneminden sonra anti-HBs antikorları pozitif
olarak saptanmaya başlar. Tek başına anti HBs pozitifliği her zaman
enfeksiyon
geçirildiği
anlamına
gelmez.
Kişinin
hepatit
B
enfeksiyonuna karşı bağışık olduğunu gösterir. Akut infeksiyon
geçiren kişide, altı aydan daha fazla HBs Ag varlığı devam ediyorsa,
hastalığın kronikleşmesi söz konusudur.
SEROLOJİK TESTLER
• HBcAg/ Anti-HBc: HBcAg’nin serumda saptanması
oldukça güçtür; bu nedenle kor bölgesi ile ilgili pratik
önemi olan tek
gösterge Anti-HBc antikorlarıdır.
Özellikle iyileşme ile sonlanan akut olgularda,
pencere döneminde infeksiyonun tek göstergesi bu
antikorlardır.
SEROLOJİK TESTLER
• HBeAg/ Anti-HBe: Akut infeksiyonlarda HBeAg,
HBsAg ile hemen hemen aynı zamanda
pozitifleşir ve HBsAg’den daha önce kaybolur.
HBeAg nin varlığı; bulaşıcılık, infektivite ve
viral replikasyon ile ilişkili
SEROLOJİK TESTLER
• HBV DNA :Virus varlığının en iyi
göstergesidir Aktif replikasyonun takibini
sağlar. HBeAg’den daha güvenlidir.
Tedavinin izlenmesinde önemlidir. Viral
yükün belirlenmesini sağlar.
Patogenez
• Hangi yolla vücuda girerse girsin virus kan
dolaşımına karışır
• Kandaki serum albuminlerine bağlanır
• Oluşan kompleks virusu karaciğere taşır
• Karaciğer hücrelerinde bol miktarda replike olur
• Tükrük, sperma, vaginal salgılar, anne sütü gibi vücut
salgılarında bulunur
• Virüs en yoğun kanda bulunur
Klinik Bulgular
• Virus ile temas edenlerin % 20’sinde akut
enfeksiyon gelişir
• % 80’inde klinik bulgu görülmez
• Bu tür kişiler taramalarda antikor pozitifliği ile
saptanır
Akut Enfeksiyonlarda Sepmptomlar
•
•
•
•
•
Bulantı, kusma, abdominal ağrı
Sarılık, koyu renkli idrar, açık renkli dışkı
Karaciğer enzimlerinde yükselme
Karaciğerde büyüme görülür.
Klinik bulgulu akut enfeksiyonlarda daha çabuk
iyileşme olur
Tedavi Yaklaşımı
• Akut Enfeksiyon
– İstirahat ve aşırı aktivitelerden kaçınma
– Yiyeceklere dikkat
– Gerektiğinde destek tedavisi
• Kronik Enfeksiyon
– Genelde interferon kullanımı
– Antiviral ilaç kullanımı
– HBeAg anti HBe dönüşümü % 40-45
KORUNMA
Sağlık personeli risk grubudur.
Sağlık eğitimi ve çevre temizliği yapılmalı,
Bulaşma yolları halka öğretilir.
Toplu yerlerde (okul, kışla) sürekli eğitim ve
denetim yapılır.
02.01.2014
21
Aşılanma
Piyasada bulunan rekombinant DNA
tekniğiyle hazırlanan B hepatiti aşıları
emniyetlidir ve yaklaşık % 95-98 oranında
antikor oluştururlar. En az 5 yıl koruma
sağlamaktadır.
Aşı deltoid kas içine 0,5-l cm, 3 (0,1 ve 6 ay)
veya 4 doz (0, 1,2 veya 12 ay) uygulanır, 5 yılda
bir rapeli yapılır.
B hepatitinden korunmakla HDV'den de
korunmuş olunur.
02.01.2014
22
HBV geçiren kan vermemelidir.
Hepatitli kişinin kullandığı tuvalet sık sık kireç
kaymağı ile (1/10) dezenfekte edilmelidir.
Kişi hangi tip hepatiti geçirdi ise ona karşı
bağışıktır.
Virüs kaynatmakla ölmez.
02.01.2014
23
Virusla Temas Sonrası Alınacak Önlemler
• Temas bölgesi derhal bol sabunlu su ile yıkanmalı
• Sıkma,
emme,
kanatmaya
çalışma
şeklinde
travmatize
edilmemelidir
• Mümküse hemen hastanın ve temas edenin serolojik
göstergeleri incelenmelidir
• Hasta negatif ise başka önlem alınmaz
• Hasta pozitifse temas edenin hepatit göstergelerine göre önlem
alınır.
• Temas Eden Kişi HBV Yönünden Negatif ise;En geç 72 saat içinde
immun globulin uygulanır. Aynı zamanda HBV aşısı yapılır
HCV
 Hepatit C virüsü (HCV) kronik karaciğer hastalığının önemli
 etkenlerinden biridir.
 Dünyada 200 milyonu aşkın kişide kronik hepatit C enfeksiyonu
mevcuttur
 Çoğunlukla asemptomatik seyreden akut HCV enfeksiyonu
 %50-90 oranında kronikleşir.
 Kronik HCV enfeksiyonu tedavi edilmediğinde %10-40 oranında siroza
ilerler
Bulaşma B’ de olduğu gibidir.
1 cc kanda B virüsü %5, C virüsü %2,
HIV virüsü % 1 oranında bulunur.
%5-10’u kan transfüzyonu ile bulaşır.
%80-90’nı kronikleşir.
%20-30 SİROZ gelişir.
Anti HCV (+) olması ile tanı koyulur.
02.01.2014
25
HCV
Kronikleşme oranı en fazladır.
Akut hepatit safhasında tedavi edilirse
kronikleşme %90 önlenir
Bulaşma parenteraldir
Karaciğer kanserinden ve sirozdan sorumludur.
Subtipleri vardır. En malign seyreden tip 1b ve
2a subtipleridir. Replikasyon sırasında tür
değişikliği olur.
02.01.2014
26
HCV
HCV genellikle asemptomatik Semptomatik
hastalarda; yorgunluk, iştah kaybı, karın ağrısı,
sarılık, hafif hepatosplenomegali, makulopapüler
döküntü, eklem ağrısı gibi spesifik olmayan belirti
ve bulgulara rastlanabilir
Tanıda; Aminotransferaz düzeyleri(özellikle ALT
yükselir), anti HCV ve HCV RNA araştırılır.
Tedavide; İnterferon ve antiviral tedavi uygulanır
02.01.2014
27
Hepatit D
Çıplak virusdur. HBV veya diğer bazı viruslarla
bir arada bulunur.
Koinfeksiyon:İlaç kullanıcılarında veya kan ve
kan ürünlerinde HBV ile birlikte akut hepatit
şeklinde görülür.
Süperinfeksiyon:HBs pozitif asemptomatik
hastalara HDV eklenince olur. Kronikleşmesi,
fulminant olma oranı yüksektir.
02.01.2014
28
Hepatit E
Calicivirus ailesinden olup gebelerde akut
fulminant yapması(%20) nedeni ile önemlidir
Karaciğere invaze olmadan önce bağırsakta
çoğalır.
Gaitada PCR ile gösterilebilir.
Antikorların kanda uzun süre kalmadığı
saptanmıştır.
02.01.2014
29
TEDAVİ
İnterferon
Interferon Alpha (Intron A) 6 aydan 1 yila kadar yada daha uzun
sure, haftada bir kac kez enjeksiyonla verilir. Gribe benzer
semptomlar, depresyon ve bas agrilari gibi yan etkilere neden
olabilir. 1991 yilinda onaylandı.Çocuk ve yetiskinlerin tedavisinde
kullanilir.
Pegylated Interferon (Pegasys) genellikle 6 aydan 1 yila kadar,
haftada bir kez enjeksiyonla verilir. Bu ilac, gribe benzer
semptomlar, depresyon ve zihinsel saglik sorunlarina yol acabilir.
2005 yilinda onaylanmis olup, sadece yetiskinlerde kullanilir.
02.01.2014
30
Lamivudine (Epivir-HBV) günde bir kez.Yan etkisi gorulmeden 1 yil, ya da
daha uzun sure kullanilir. Kullanımda en önemli sorun, tedavi surecinde
veya sonrasinda ilaca direnç gelişmesidir. 1998’de onaylandı. Çocuk ve
yetiskinlerin tedavisinde kullanilir.
Adefovir Dipivoxil (Hepsera) günde bir defa , 1 yil ya da daha uzun sure
alinir, yan etkisi azdır. Böbrekle ilgili sorunlar çıkabilir. 2002’de onaylandı.
Çocuklarda kullanımı için klinik çalışmalar planlanmıştır.
Entecavir (Baraclude) günde bir defa olarak en fazla 1 yil kullanilir.Yan etkisi
yoktur. Gunumuzde kronik hepatit B’nin tedavisi icin agizdan alinan en
guclu antiviral ilac budur. 2005’de onaylandı. Sadece yetiskinlerin
tedavisinde kullanilir.
Telbivudine (Tyzeka) günde bir tane alınır ve hiçbir yan etkisi olmayan bir
ilaçtir. 2006'da sadece yetişkinler icin onaylanıştır.
02.01.2014
31
HEMŞİRELİK TANILARI
Aktivite intoleransı
Beslenmede değişiklik
Kanamaya eğilim
Ağrı
Cilt bütünlüğünde bozulma
02.01.2014
Beden imajında
bozulma
Enfeksiyona eğilim
Bilgi eksikliği
32
HIV, HBV ve kan yoluyla bulaşan diğer virüs enfeksiyonunda
korunmak için uygulanacak önlemlere EVRENSEL ÖNLEMLER denir.
1) Tüm hastaların kan ve diğer vücut sıvıları potansiyel
olarak enfekte kabul edilerek, gerekli önlemler
alınmalıdır.
2) Aşağıdaki işlemnlerde eldiven giyilmeli ve
işlemlerden sonra eldiven çıkarılıp eller yıkanmalıdır.
a) Hastanın mukoza ve sağlam olmayan derisi ile
temas,
b) Hastanın kan ve diğer vücut sıvılarıyla temas,
c) Kan alma, damara girme ve invazif işlemler
sırasında.
02.01.2014
33
3) El ve cilt yüzeyi hastanın kan ve vücut sıvılqarıyla
temas ederse hemen sabunla yıkanmalıdır.
4) İğne kapağı işlemden sonra geri kapatılmamalı. İğneler
enjektörden çıkarılmamalı, bükülmememlidir.
Kullanılmış iğne, bistüri ucu gibi aletler imha edilmek
üzere dirençli kutulara konmalıdır. Kutular servis içinde
kullanıma uygun ve kolay ulaşılabilir yerde
bulundurulmalıdır.
5) İşlem sırasında kan vb. sıçrama olasılığı varsa, maske,
gözlük takılmalı, koruyucu önlük giyilmelidir.
02.01.2014
34
6) Deri lezyonu olan sağlık personeli, lezyon iyileşinceye
kadar hastalarla direkt temastan kaçınmalı, hasta ile
ilgili aletlere dokunmamamlıdır.
7) Acil durumlarda ağız ağıza resüsitasyonu en aza
indirmek amacıyla, ağızlık, ambu gibi ventilasyon
aletleri gerekli yerlerde hazır bulundurulmalıdır.
8) Vücut fonksiyonlarını kontrol edebilen HIV/HBV
enfeksiyonu olan hastalar rutin bakımı sırasında
eldiven ve önlük giymeye gerek yoktur.
02.01.2014
35
9) Gebe sağlık personeli HIV/HBV bulaşma riskine daha
fazla dikkat etmelidir. İki virüsünde perinatal
dönemde bebeğe geçme riski olduğundan, gebe
personelin önlemelere özel bir dikkatle uyması
sağlanmalıdır.
10) İnfeksiyöz diyare, tbc, tanısı gibi özel izolasyon
önlemleri dışında HIV/HBV enfeksiyon hastalarının
izolasyona alınmasına gerek yoktur. HIV ve diğer
enfeksiyonu olan hastalar diğer immünosupresif
hastayla aynı odada tutulmamalıdır.
02.01.2014
36
SİROZ
Karaciğerin (kc) dejeneratif,
rejeneratif, progresif ve yaygın bir
hastalığıdır. Kc iltihabi değişiklikler
ve nekroz nedeniyle fibrotik doku
oluşur.
Etyoloji: alkol, hepatitler,
metabolik hastalıklar,
hepatotoksinlerle temas ve
kriptojenik olabilir.
02.01.2014
37
Fizyopatoloji
• Karaciğer parankim
dokusunun azalması
• Rejenerasyon nodülü
oluşumu
• Bağ dokusunun artması
• Vasküler yapının
bozulması
02.01.2014
38
TİPLERİ
• Portal siroz: Fazla alkol alımı ve beslenme bozukluğu
olanlarda,
• Post nekrotik siroz: Viral hepatit sonrası
• Biliyer siroz: Safranın duedonum akamaması sonucu
kc de birikir.
• Kardiyak siroz: Sağ kalp yetersizliğine bağlı oluşur.
• Wilson sirozu: Normalde bakır kanda serüloplazmin
denen bir proteine bağlı olarak dolaşır. Bu protein
olmadığı zaman kanda serbest kalır ve dokularda
birikir. Kc hücresinde hasar yapar.
02.01.2014
39
Laboratuvar bulguları
Lökopeni, trombositopeni,
K vit eksikliği ile kanamaya eğilim.
Kan amaonyak düzeyi artar.
AST, ALT yükselir.
Total protein azalır.
Albümin globülin oranı ½’dir. Sirozda bu
oran tersine döner.
02.01.2014
40
Cilt
Nörolojik
Hepatik ensefalopati
Periferik nöropati
Flapping tremor
GIS
Anoreksi
Dispepsi
Bulantı, kusma
Bar.alış. Değ.
Karın ağrısı
Fetro hepatikus
Özefagus varisi
Hematemez
Portal gastropati
Sarılık
Spider anjioma
Palmar eritem
Purpura
Peteşi
Kaput meduza
Hematolojik
Anemi
Trombositopeni
Lökopeni
Koagülasyon defektleri
Splenomegali
Metabolik
Üreme
Amonera
Testiküler atrofi
Erkekte jinekomasti
İmpotans
Potasyum eksikliği
Hiponatremi
hipoalbuminemi
Kardiyovasküler
Sıvı retansiyonu
Periferik öedm
Asit
Sirozun Klinik Bulguları
Karaciğer hastalarında görülen belirti ve bulgular
Sarılık: Deri, sklera ve dokularda ortaya çıkan, dolaşımdaki bilürubin
fazlalığına bağlı olan sarı renk değişimidir.
Üç nedeni vardır.
1. Hepatik: KC hücrelerinin bozulduğu durumlarda,
2. Prehepatik (Hemolitik): Kc hücreleri sağlamdır. Aşırı eritrosit yıkımı
sonucu olur.
3. Posthepatik (Tıkanma): Kc hücreleri sağlamdır. Safra kanallarındaki
tıkanma nedeni ile bilurubin atılamaz.
02.01.2014
42
Akolik Gaita: (Camcı macunu): Safra duedonuma akmadığı için
barsaklartda sterkobilin oluşmaz ve gaita renksiz olur.
Karında assit: Periton boşluğunda serbest sıvı birikmesidir.
Plazma kolloid basıncın azalması ve sodyum retansiyonu ile olur.
Ödem: onkotik basıncın düşmesi, karaciğerde aldesteronun
yıkılamaması ve sodyum su tutulması, karındaki assitin lenfatik
drenaj ve venöz dönüşü engellemesi sonucu oluşur.
02.01.2014
43
Ağrı: Karnın sağ üst karnındadır. Glisson zarının gerilmesi sonucu
ortaya çıkar.
Pururutis: safra tuzlarının ciltte birikmesi ile ciltte meydana gelen
kaşıntıdır.
Kanama: Kc hücreleri hasta olduğu için protrombin ve pıhtılaşma
faktörleri sentezlenemez. Safra yapımı bozulur, ADEK emilemez.
Bu nedenle kanamaya eğilim olur.
Spider angiomata: Arteriyel örümcek: Ortada bir arteriol ve
bundan çevreye ışınsal olarak yayılan ve bir örümceğin bacaklarını
andırır. Bir toplu iğne başından 0,5 cm’ ye kadar değişebilir. El,
yüz, boyun ve kollarda görülür.
02.01.2014
44
Palmar eritem: Avuç içlerinde parlak kırmızı renk
oluşmasıdır. Basınca beyazlar ve bırakınca kemen eski
rengine döner.
Karşı seks karakterlerinin belirginleşmesi: Kılların
dökülmesi, jinekomasti gibi belirtiler görülür. Östrojen
ve testesteronun yıkılamaması sonucu.
Kaput meduza: Göbek çevresindeki venlerin
belirginleşmesidir.
02.01.2014
45
Kayser Fleischer halkası: Gözün iris tabakası çevresinde beyaz,
korneada yeşil kahve renkli 1-3 mm genişlikte ortaya çıkan bir
halkadır. Wilson sirozunda görülür.
Tırnak değişiklikleri. Tırnaklar donuklaşıp matlaşarak buzlu
cam görünümü alır. Lunala kayblolur. Tırnaklarda enine çizgiler
görülebiliğr En çok baş parmakta görülür.
Dupuytren kontraktürü: Palmar fasyanın fibrozisine bağlı
olaral avuç içlerinin kalınlaşmasıdır.
02.01.2014
46
KARACİĞER BİYOPSİSİ
Hasta bireye işlem açıklanır ve onayı alınır.
Kanamaya eğilim olduğu için, uygun kan bulundurulur.
Biyopsiden önce yaşam bulguları alınır.
İşlem anında hastaya destek olunur.
Derin ispirasyon ve ekspirasyon yapması öğretilir.
Derin bir ekspirasyondan sonra nefesini tutmasını söyleriz.
Bölge açılıp deri temizliği yapılır ve lokal anestezi yapılır.
02.01.2014
47
Hekim iğneyi hızla interkostal, transabdominal yol ile karaciğere
batırır, aspire eder ve hızla geri çeker. 5-10 sn sürer.
Hastaya yeniden nefes alması söylenir.
İşlemden sonra, hastanın kostalarının altına yastık konularak sağ
tarafına yatırılır.
Yaşam bulguları takip edilir. Kan basıncında düşme ve şiddetli bir
ağrıda hemen hekime haber verilir (ciddi bir kanama ya da
peritonit gelişebilir).
02.01.2014
48
SİROZUN TEDAVİSİNDE AMAÇ
1) Zararlı etkenlerden korunma (alkol, anemi,enfeksiyon)
2) Yeterli ve dengeli besleneme (karbonhidrat, normal
proteinli ve yağ, yüksek kalorili 3000 kcal’den fazla, bol sebze
ve meyve.
3) Semtomatik tedavi. Sirozun bazı semptomları ve
komplikasyonları ile başetmeye yöneliktir.
02.01.2014
49
HEMŞİRELİK TANILARI
 Aktivite intoleransı
 Kanamaya eğilim
 Sıvı-elektrolit dengesizliği
 Cilt bütünlüğünde bozulma
 Enfeksiyona eğilim
 Abdominal rahatsızlık
 Ağrı
02.01.2014
 Bulantı-kusma
 Diyare
 Beslenmede değişiklik
 Beden imajında bozulma
 Düşünme sürecinde
değişiklik
 Etkisiz Solunum
 Bilgi eksikliği
50
1) HEPATİK KOMA
Kan amonyak düzeyi ↑, amonyak zehirlenmesi ortaya çıkar.
Amonyak beyne toksik bir maddedir.
Kan düzeyi yükseldiğinde kişilik değişiklikleri, ajitasyon, mental
konfüzyon, flapping tremor gelişir ve hasta komaya girer.
Hepatik komanın 4 evresi vardır.
1.Evre: Ajitasyon, kişilik bozukluğu, boş bakışlar, sık esneme,
heceleri karıştırarark konuşma
2.Evre: Flapping tremor
3.Evre: Stupor
4.Evre: Tam koma
02.01.2014
51
Hepatik komayı kolaylaştıran etmenler:
Azotemi, Gis kanama, aşırı protein alımı,
partasentez, hipokalemi, alkaloz, akut
enfeksiyonlar, amonyak içeren ilaçlar,
narkotikler ve sedatiflerdir.
02.01.2014
52
Tedavi ve Bakımı
Koma evreleri izlenmelidir. Flaping tremor için hergün bir
kağıda yazı yazdırılır.
Protein kısıtlanır. Ağızdan alamıyorsa IV yolla verilir.
Hepatik komayı kolaylaştıcı etmenlerden sakınılır.
Gİ kanama amonyak sentezini arttırdoğı için komayı
kolaylaştırır. Gİ kanal nazogastrik sonda ile hemen temizlenir.
Amonyak sentezini azaltmak için neomisinli lavman yapılır.
Proteinin artık ürünü olan amonyak, aynı zamanda
barsaklardaki nonpatojen mikroorganizmalar tarfından da
sentez edilir. Neomisin GİS mukozasından emilmez, bu nedenle
yan etkisi yoktur.
02.01.2014
53
ASİT
Karında biriken asit diyaframaya basınç yapacağından sirozlu
hastalarda dispne görülebilir. Oturur pozisyon verilir.
Karın çevresi hergün ölçülür.
Aynı tartı ile her sabah hasta tartılır. Ödemli bölgeye cilt bakımı
yapılır. Düzenli olarak cilt bakımı yapılmazsa çatlaklar ve ülser
gelişebilir.
Sık aralarla pozisyon değiştirilir. Ödemli ekstremite kalp seviyesinin
üstünde tutulur.
Parasentez yapılabilir. Kanamayı önlemek için bandaj yapılabilir.
Enfeksiyon belirtileri gözlenir. Parasentez süresince ve sonrasında
hastanın yaşam bulguları kontrol edilir.
02.01.2014
54
ÖZEFAGUS VARİS KANAMASI
• Özefagus varislerinin kanaması ya da mide duedonum kanaması
şeklinde olabilir.
• Protrombin zamanı uzadiği için kanama kolay gelişir.
• PT, karaciğer fonksiyon bozukluğu nedeniyle uzar (12sn/Normal).
• Özefagusun daha çok 1/3 alt bölümünde bulunan varisler,
– mide asit regürjitasyonu,
– sert lokma tahrişi,
– ıkınma ve ağır kaldırma durumlarında kanayabilir.
 Varis kanamalarının yaklaşık yarısı spontan olarak durur.
 Ancak kanamaya bağlı.
 Varisi olan hastalar mutlaka mortalite %50’dir tedavi edilmelidir.
02.01.2014
55
KANAMAYI DURDURMAYA YÖNELİK YÖNTEMLER
• FARMAKOLOJİK AJANLAR (Basıncı↓)
• BALON TAMPONADI
• ENDOSKOPİK TEDAVİ
02.01.2014
56
FARMAKOLOJİK AJANLAR
• VAZOPRESSİN
• NİTROGLİSERİN
• SOMATOSTATİN
02.01.2014
57
Balon tamponadının yan etkileri
•
•
•
•
•
•
ASPİRASYON
TIKANMA
PERFORASYON
KARDİAK ARİTMİ
PULMONER ÖDEM
PNÖMONİ
02.01.2014
•
•
•
•
•
ÜLSERASYON
STRİKTÜR
HIÇKIRIK
GÖĞÜS AĞRISI
ANİ ÖLÜM
58
ENDOSKOPİK TEDAVİ
Endoskopik yolla varislerin
injeksiyonlarla skloreze edilmesi yada
lastik bantlarla varisler ortadan
kaldırılmaya çalışılmasıdır.
• Kanama belirti ve bulguları kontrol edilir
(hipotansiyon vb).
• Fiziksel ve mental dinlenme sağlanır.
• Gerekirse oksijen verilir.
02.01.2014
60
• Gerekirse kan transfüzyonu yapılır (dikkatli olunmalıdır,
hipervolemi kanama yapabilir). Kan sağlanıncaya kadar
%5 dektroz verilir. Pıhtılaşma faktörleri yüksek olduğpu
için kan taze olmalıdır.
• Nazogartik tüp takılır.
• Kanamanın kontrolü,
• Aspirasyon (kan)
• Serum fizyolojikle irigasyon yapılır. Kan temizlenerek NH3
oluşumu engellenir. Buzlu su irigasyonun kanamayı
kontrol altına almada etkili olmadığı son yaplan
araştırmalarda görülmüştür.
02.01.2014
61
Download