tur-p - Ege Universitesi Acik Erisim Sistemi

advertisement
T.C.
EGE ÜNİVERSİTESİ
SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
TRANSÜRETRAL PROSTAT REZEKSİYONU (TUR-P)
YAPILAN HASTALARA VERİLEN TABURCULUK
EĞİTİMİNİN YAŞAM KALİTESİNE ETKİSİ
CERRAHİ HASTALIKLARI HEMŞİRELİĞİ ANABİLİM DALI
PROGRAMI YÜKSEK LİSANS TEZİ
HAZIRLAYAN
Ethel YILMAZ ELALTUNTAŞ
DANIŞMAN ÖĞRETİM ÜYESİ
Yard.Doç.Dr.Türkan ÖZBAYIR
İZMİR
2008
T.C.
EGE ÜNİVERSİTESİ
SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
TRANSÜRETRAL PROSTAT REZEKSİYONU(TUR-P)
YAPILAN HASTALARA VERİLEN TABURCULUK
EĞİTİMİNİN YAŞAM KALİTESİNE ETKİSİ
CERRAHİ HASTALIKLARI HEMŞİRELİĞİ ANABİLİM DALI
PROGRAMI YÜKSEK LİSANS TEZİ
HAZIRLAYAN
Ethel YILMAZ ELALTUNTAŞ
DANIŞMAN ÖĞRETİM ÜYESİ
Yard.Doç.Dr.Türkan ÖZBAYIR
İZMİR
2008
I
ÖNSÖZ
Tez çalışmalarım süresince rehberlik ve desteğini aldığım değerli danışmanım
Sayın Yard. Doç. Dr. Türkan ÖZBAYIR’a, lisans eğitimim ve yüksek lisans
eğitimimde emeği geçen, her zaman saygı ve sevgiyle andığım, çok değerli ve
saygıdeğer hocam Prof.Dr.Alev Dıramalı’ya, çalışmamın yürütülmesini destekleyen
ve katkı veren İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi 2.Üroloji Klinik Şefi
Doç.Dr.Ahmet Bölükbaşı’na ve hemşire arkadaşlarıma, araştırmaya katılan tüm
hastalara, çalışmalarım süresince her zaman yanımda olan arkadaşlarıma, tez
çalışmalarım sırasında her zaman maddi ve manevi desteğini esirgemeyen beni
yetiştiren aileme, her zaman yanımda olduğunu bana hissettiren beni destekleyen
eşime teşekkürlerimi sunarım.
Ethel YILMAZ ELALTUNTAŞ
İZMİR, Eylül 2008
II
İÇİNDEKİLER
Sayfa No
ÖNSÖZ…………………………………………………………………………….. II
İÇİNDEKİLER…………………………………………………………………….. III
TABLOLAR DİZİNİ……………………………………………………………...VII
ŞEKİLLER VE GRAFİKLER DİZİNİ…………………………………………… IX
SİMGE VE KISALTMALAR……………………………………………………... X
BÖLÜM I
GİRİŞ
1.1.Problemin Tanımı .……………………………………………………………… 1
1.2.Araştırmanın Amacı……………………………………………………………... 4
1.3. Hipotezler……………………………………………………………………….. 4
1.4. Araştırmanın Önemi…………………………………………………………….. 4
1.5. Sınırlılıklar……………………………………………………………………… 5
1.6. Tanımlar………………………………………………………………………… 6
1.7.GENEL BİLGİLER……………………………………………………………. 7
1.7.1. Prostat Dokusunun Anatomisi………………………………………………... 7
1.7.2. BPH ………………………………………………………………………….. 8
1.7.2.1. BPH’ın Etyolojisi…………………………………………………….. 9
1.7.2.2. BPH’ın Patofizyolojisi……………………………………………… 10
1.7.2.3. Belirti ve Bulgular……………………………………………............ 12
1.7.2.4. Tanı………………………………………………………………….. 14
1.7.2.5. BPH’da Tedavi Seçenekleri………………………………………… 18
1.7.3. Transüretral Prostat Rezeksiyonu(TUR-P) …………………………………. 24
III
1.7.3.1. TUR-P’un Komplikasyonları.……………………………………….. 26
1.7.3.2. TUR-P’da Hemşirelik Bakımı…………………………………………30
1.7.3.2.1. Ameliyat Öncesi Hemşirelik Bakımı………………………...30
1.7.3.2.1. Ameliyat Sonrası Hemşirelik Bakımı ………………………. 34
1.7.4. Taburculuk Eğitimi………………………………………………………….. 41
1.7.4.1.TURP Sonrası Taburculuk Eğitimi ve Evde Bakım……………………44
1.7.5. Yaşam Kalitesi…………………………………………………………… … 47
1.7.5.1.Yaşam Kalitesinde Hemşirenin Rolü……...…………………………...52
BÖLÜM II
GEREÇ VE YÖNTEM
2.1. Araştırmanın Tipi……………………………………………………………….53
2.2. Araştırmanın Yeri……………………………………………………………....53
2.3. Araştırmanın Evreni ve Örneklemi……………………………………………. 53
2.4. Bağımlı ve Bağımsız Değişkenler……………………………………………...53
2.5. Kullanılan Gereçler………………..................................................................... 54
2.5.1.Geliştirilen Eğitim Materyali…………………………............................. 54
2.5.1.1. Transüretral Prostat Rezeksiyonu (TURP) Yapılan Hastalar İçin
Taburculuk
Eğitimi Kitapçığı…………………………………... 54
2.5.2. Veri Toplama Araçları………………………………………………….. 55
2.5.2.1. Hasta Tanıtım Formu…………………………………………... 55
2.5.2.2. Mini -Mental Test……………………………………………… 55
2.5.2.3. SF-36 Yaşam Kalitesi Ölçeği………………………………….. 56
IV
2.6. Veri Toplama Yöntemi ve Süresi……………………………………………... 59
2.7. Verilerin Analizi……………………………………………………………… 60
2.8. Süre ve Olanaklar…………………………………………………………….. 60
2.9. Etik Açıklamalar……………………………………………………………… 61
BÖLÜM III
BULGULAR
3.1. Hastaların Sosyo-Demografik Özelliklerine Göre İncelenmesi……………. 62
3.2. Hastaların Yaşam Kalitesi Puan Ortalamaları………………………………... 64
3.3.Hastaların Sosyo-demografik Özelliklerine Göre
Yaşam Kalitesi Puan
Ortalamalarının Karşılaştırılması………………………………………………….73
BÖLÜM IV
TARTIŞMA
4.1. Hastaların Sosyo-Demografik Özelliklerine Göre Dağılımı…………………..85
4.2. Hastaların Yaşam Kalitesi Puan Ortalamaları……………………………….. 86
4.3.Hastaların Sosyo-Demografik Özelliklerine Göre
Yaşam Kalitesi Puan
Ortalamalarının Karşılaştırılması………………………………………………… 89
BÖLÜM V
SONUÇ VE ÖNERİLER
5.1.Sonuçlar………………………………………………………………………. 95
5.2.Öneriler………………………………………………………………………. 99
V
BÖLÜM VI
6.1. Özet……………………………………………………………………………100
6.2. Abstract………………………………………………………………………..101
KAYNAKLAR……………………………………………………………………102
EKLER
Ek-1: Hasta Tanıtım Formu ……………………………………………………… 111
Ek-2: SF-36 Yaşam Kalitesi Ölçeği…………………………………………….....112
Ek-3: SF-36 Özet Değerlerin Hesaplanma Yöntemi……………………………....117
Ek-4: Mini Mental Test…………………………………………………………….121
Ek-5: Hasta İzin Formu………………………………………………………….....123
Ek-6: Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimliğin’den Alınan
İzin Belgesi………………………………………………………………….124
Ek-7: Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Etik Kurulu İzni………………..125
Ek- 8: IPSS (Uluslararası Prostat Semptom Skoru)………………………………..126
Ek- 9: Transüretral Prostat Rezeksiyonu (TURP) Yapılan Hastalar İçin Taburculuk
Eğitimi Kitapçığı………………………………………………………….. 127
ÖZGEÇMİŞ………………………………………………………………………. 143
VI
TABLOLAR DİZİNİ
Sayfa No
Tablo 1: Hastaların Sosyodemografik Özelliklerine Göre Dağılımı……………..62
Tablo 2: Kontrol Grubu Hastaların Yaşam Kalitesi Alt Ölçek Puan Ortalamaları..64
Tablo 3: Deney Grubu Hastaların Yaşam Kalitesi Alt Ölçek Puan Ortalamaları..66
Tablo 4: Kontrol Grubu Hastaların Ameliyat Öncesi ve Sonrası Yaşam Kalitesi
Puan Ortalamaları…………………………………………………………………..67
Tablo 5: Deney Grubu Hastaların Ameliyat Öncesi ve Sonrası Yaşam Kalitesi Puan
Ortalamaları ………………………………………………………………………..69
Tablo 6: Ameliyat Öncesi Deney ve Kontrol Grubunda Yaşam Kalitesi Puanlarının
Karşılaştırılması…………………………………………………………………….70
Tablo 7: Ameliyat Sonrası Deney ve Kontrol Grubunda Yaşam Kalitesi Puanlarının
Karşılaştırılması…………………………………………………….………………71
Tablo 8: Kontrol Grubu Hastaların Yaşa Göre Ameliyat Öncesi ve Sonrası Yaşam
Kalitesi Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması………………………………….....73
Tablo 9: Deney Grubu Hastaların Yaşa Göre Ameliyat Öncesi ve Sonrası Yaşam
Kalitesi Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması…………………………………….74
Tablo 10: Kontrol Grubu Hastaların Eğitim Durumuna Göre Ameliyat Öncesi ve
Sonrası Yaşam Kalitesi Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması……………………75
Tablo 11: Deney Grubu Hastaların Eğitim Durumuna Göre Ameliyat Öncesi ve
Sonrası Yaşam Kalitesi Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması……………………76
Tablo 12: Kontrol Grubu Hastaların Medeni Durumlarına Göre Ameliyat Öncesi ve
Sonrası Yaşam Kalitesi Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması……………………77
VII
Tablo 13: Deney Grubu Hastaların Medeni Durumlarına Göre Ameliyat Öncesi ve
Sonrası Yaşam Kalitesi Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması…………….……...78
Tablo 14: Kontrol Grubu Hastaların Mesleklerine Göre Ameliyat Öncesi ve Sonrası
Yaşam
Kalitesi Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması…………………………79
Tablo 15: Deney Grubu Hastaların Mesleklerine Göre Ameliyat Öncesi ve Sonrası
Yaşam Kalitesi Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması……………………………80
Tablo 16: Kontrol Grubu Hastaların Gelir Durumlarına Göre Ameliyat Öncesi ve
Sonrası Yaşam Kalitesi Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması…………………...81
Tablo 17: Deney Grubu Hastaların Gelir Durumlarına Göre Ameliyat Öncesi ve
Sonrası Yaşam Kalitesi Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması…………………..82
Tablo 18: Kontrol Grubu Hastalarının Sosyal Güvencelerine Göre Ameliyat Öncesi
ve Sonrası Yaşam Kalitesi Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması………………...83
Tablo 19: Deney Grubu Hastaların Sosyal Güvencelerine Göre Ameliyat Öncesi ve
Sonrası Yaşam Kalitesi Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması……………………84
VIII
ŞEKİLLER VE GRAFİKLER DİZİNİ
Sayfa No
Şekil 1: Prostat Bezi…………………………………………………………….........7
Şekil 2: Benign Prostat Hiperplazisi………………………………………………. 12
Şekil 3: BPH Komplikasyonlar………………………….........................................12
Şekil 4: Transüretral Prostat Rezeksiyonu………………........................................24
Şekil 5: Yaşam Kalitesi Kavramı…………………………………………………...50
Şekil 6: SF-36 Yaşam Kalitesi Ölçeğinin Soruları, Bileşenleri ve Alt Ölçekleri…..57
Şekil 7: SF - 36 Yaşam Kalitesi Alt Ölçekleri……………………………………...58
Grafik 1: Kontrol Grubu Hastaların Yaşam Kalitesi Alt Ölçeklerinin Puan
Ortalaması…………………………………………………………………………...65
Grafik 2: Deney Grubu Hastaların Yaşam Kalitesi Alt Ölçeklerinin Puan
Ortalaması…………………………………………………………………………...67
Grafik 3: Kontrol Grubu Hastaların Ameliyat Öncesi ve Sonrası Yaşam Kalitesi
Puan Ortalamaları…………………………………………………………………...68
Grafik 4: Deney Grubu Hastaların Ameliyat Öncesi ve Sonrası Yaşam Kalitesi Puan
Ortalamaları…………………………………………………………………………70
Grafik 5: Ameliyat Öncesi Deney ve Kontrol Grubu Hastaların Yaşam Kalitesi
Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması……………………………………………...71
Grafik 6: Ameliyat Sonrası Deney ve Kontrol Grubu Hastaların Yaşam Kalitesi
Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması……………………………………………...72
IX
SİMGE VE KISALTMALAR
BPH: Benign Prostat Hiperplazisi
TUR-P: Transüretral Prostat Rezeksiyonu
AÜSS: Alt Üriner Sistem Semptomları
PSA: Prostat Spesifik Antijen
IPSS: International Prostate Symptom Score(Uluslarası Prostat Semptom Skoru)
FS: Fiziksel Sağlık
MS: Mental Sağlık
X
BÖLÜM I
GİRİŞ
1.1.PROBLEMİN TANIMI
Benign prostat hiperplazisi (BPH) insidansı ile birlikte önemi giderek artan
bir sağlık problemidir. BPH yaşlı erkeklerin, alt üriner sistem semptomları (AÜSS)
ile günlük aktivite ve uyku düzenlerinde meydana gelen bozulmayla yaşam kalitesini
ciddi olarak etkileyen ve en sık görülen hastalığıdır. Yaşla birlikte görülme sıklığı
artmaktadır. BPH 50-60 yaş arasındaki erkeklerde % 50, 60-70 yaş arasındaki
erkeklerde % 60 ve 80 yaş üstündeki erkeklerde % 90 oranında görülmektedir (5, 11,
13, 15, 25). Ülkemizde yapılan epidemiyolojik çalışmalarda 40 yaş üstü erkeklerde
semptom oranı % 80- 85 arasında bulunmuştur (54). BPH’da tedavi seçenekleri
semptomların
derecesine
göre
tıbbi,
noninvaziv
ve
cerrahi
olarak
sınıflandırılmaktadır (55).
Transüretral Prostat Rezeksiyonu BPH’la ilişkili semptomları tedavi etmek
için en sık uygulanan ürolojik ameliyattır (35). TUR-P ameliyatlarından sonra,
iyileşme dönemi 4-6 hafta arasında değişmektedir.Ortalama yatış süresi 3-4 gündür
(25). Bu nedenle hastalar erken iyileşme dönemlerini evde geçirmekte ve bu
dönemde birçok komplikasyonla karşılaşabilmektedir. Çetin çalışmasında (2004)
prostat cerrahisi geçiren bireylerin, büyük çoğunluğunun evde ağrı yaşadığını, idrar
yapamama, kanlı idrar yapma şikayeti ile tekrar hastaneye başvurduğunu,
ameliyattan sonra kabızlık sorunlarının arttığını saptamıştır (20). Vasseur’un(2000)
çalışmasında TUR-P ameliyatı uygulanan hastaların % 8.3’ünün evde yaşadıkları
sorunlar nedeni ile kontrol zamanından önce doktora gittikleri belirlenmiştir (83).
Patema’nın(2000) çalışmasında TUR-P uygulanan hastaların ameliyat öncesi ve
sonrasında yaşadıkları sorunlar nedeni ile yoğun bir anksiyete yaşadığı saptanmıştır
1
(65). Gilmartin’in, günübirlik cerrahi hastalarında yaptığı çalışmada (2007), üroloji
hastalarının taburculuk sonrasında idrar yapmada sorunlar, ağrılı idrar yapma ve
hematüri problemi yaşadıkları saptanmıştır (33). BPH’lı hastaların yaş grubu
yüksektir. Yaşlı hastalarda, taburculuk, iyileşme tamamlanmadan gerçekleştiği için
yüksek risk taşımaktadır ve etkili bir taburculuk eğitimi evde bakımda hayati önem
taşımaktadır (14). Mistianen’in(1997) çalışmasında taburculuk sonrasında özellikle
yaşlı bireylerin evdeki yaşamlarında daha çok sınırlandıkları ve problem yaşadıkları
ancak sağlık personelinden yardım almadıkları saptanmıştır (57).
Sağlık bakım kaynaklarının pahalı ve sınırlı olması, hastanın ameliyat ve
ameliyatı takiben hastanede kalış süresinin kısalmasına neden olmakta ve bu nedenle
taburculuk eğitiminin önemi daha da artmaktadır. Hastalar taburcu olduklarında
karşılaşabilecekleri sorunları bilmeden ya da çözümleyemedikleri çeşitli sorunlarla
ve endişelerle kendi ortamına dönmektedirler (18). Ülkemizde yapılan çalışmalara
bakıldığında hastaların taburculuk döneminde; evde bakımlarına ilişkin bilgi
gereksinimlerinin olduğu, beslenme, diyet, evde ilaç kullanımı, ameliyat sonrası
komplikasyon ve önleme yolları hakkında bilgi almak istedikleri saptanmıştır.
(7,10,18,45).
Taburculuk eğitimi, bakımın devamlılığını sağlamada önemli bir rol
oynamakta ve hasta bakım sonuçlarını etkilemektedir. Taburculuk eğitimi, hastaların
özbakımları ile ilgili gereksinim duydukları bilgileri edinmelerini sağlamaktadır
(41,43). Hastaların evde tedavilerini uygulayabilmeleri, özbakımlarını yapabilmeleri,
komplikasyonlardan korunabilmeleri, gelişebilecek komplikasyonları erken dönemde
saptayabilmeleri ve bozulan vücut fonksiyonları ile başedebilmeleri için iyi bir
taburculuk planına gereksinimleri olmaktadır (85).
2
Henderson ve Zernike’nin (2001) çalışmalarında taburculuk egitimi alan
hastaların taburculukları sonrasında sağlık merkezine basvuru oranlarının taburculuk
eğitimi almayanlardan daha düşük oldugu saptanmıştır (41). Aytur (1998)
çalışmasında laparoskopik abdominal cerrahi sonrası taburculuk eğitimi alan
hastaların, eğitim almayanlara göre evde bakımları sırasında daha az sorun
yaşadıklarını belirlemiştir (8). Yılmaz’ın (2000) çalışmasında, taburculuk eğitiminin
komplikasyonları azalttığı ve hasta memnuniyetini arttırdığı saptanmıştır (86).
Taburculuk eğitiminin hastaların yaşam kalitesine etkisinin incelendiği çalışmalarda;
yaşam kalitesi puanlarını olumlu yönde etkilediği saptanmıştır (72,76,78) . Savcı
(1997) çalışmasında, Benign Prostat Hiperplazili hastalarda ameliyat öncesi bakım
ve eğitimin yaşam kalitesine etkisini incelemiş, eğitim alan hastaların yaşam kalitesi
puanlarının
ameliyat sonrasında eğitim almayan hastalara
oranla daha yüksek
olduğunu saptamıştır (70).
Yapılan çalışmalarda Benign Prostat Hiperplazisi nedeniyle TUR-P ameliyatı
geçiren bireylerin ameliyat sonrası dönemde süre ile orantılı olarak yaşam kalitesi
puanlarının yükseldiği saptanmıştır (61). Ameliyat sonrasında görülen her
komplikasyon yaşam kalitesini ve iyileşme dönemini olumsuz etkilemektedir (20).
Taburculuk sonrası dönemde hastaların yaşadıkları problemler göz önüne
alındığında, taburculuk eğitiminin hastaların evdeki iyileşme süreçlerini daha iyi
yönetmelerini sağlayarak komplikasyonları önleyeceği ve yaşam kalitesini olumlu
yönde değiştireceği düşünülmektedir.
3
1.2.ARAŞTIRMANIN AMACI
Bu araştırma Transüretral Prostat Rezeksiyonu(TUR-P) yapılan hastalara
verilen taburculuk eğitiminin yaşam kalitesine etkisini saptamak amacıyla
planlanmıştır.
1.3.HİPOTEZLER
1. H0= Hastaların sosyo- demografik özellikleri ile yaşam kaliteleri arasında ilişki
yoktur.
H1= Hastaların sosyo- demografik özellikleri ile yaşam kaliteleri arasında ilişki
vardır.
2. H0 = Taburculuk eğitimi verilen hastaların yaşam kalitesi puanları ile taburculuk
eğitimi verilmeyen hastaların yaşam kalitesi puanları arasında fark yoktur.
H1= Taburculuk eğitimi verilen hastaların yaşam kalitesi puanları ile taburculuk
eğitimi verilmeyen hastaların yaşam kalitesi puanları arasında fark vardır.
1.4. ARAŞTIRMANIN ÖNEMİ
Bu araştırma taburculuk eğitiminin yaşam kalitesine etkisini saptamak amacı
ile planlanmıştır. Yapılan çalışmalar taburculuk eğitiminin hasta bakım sonuçları
üzerinde olumlu etkilerinin olduğunu göstermektedir (8, 16, 21, 38, 44, 46, 86).
BPH‘ın tedavisinde en sık uygulanan cerrahi
tedavi yöntemlerinden biri
Transüretral Prostat Rezeksiyonu’dur. TUR-P yapılan hastalar erken taburcu olmakta
ve komplikasyon gelişimi için riskli olan günlerini evlerinde geçirmekte, bu nedenle
de birçok sorun ile baş etmek zorunda kalmaktadır (20). Çalışmalar
4
hastaların
ameliyat sonrası dönemde yoğun anksiyete yaşadığını ve evde bakımla ilgili daha
çok bilgi almak istediklerini, taburculuk eğitimi verilmeyen hastalarda daha çok
komplikasyon geliştiğini saptamıştır (20, 25, 65, 70) . Bu nedenle taburculuk
eğitiminin olası komplikasyonları önleyerek, hastaların iyileşme süreçlerini
hızlandıracağı ve yaşam kalitesini olumlu etkileyeceği düşünülmektedir. Bu çalışma
taburculuk eğitiminin yaşam kalitesine etkisini göstermesi nedeniyle, hemşirelik
literatürü için kanıt özelliği taşıması açısından önemlidir.
1.5. SINIRLAMALAR
Bu araştırmanın sınırlılığı yaşam kalitesi ölçümlerinin ameliyattan sonra
14.günde yapılmasıdır.
Transüretral Prostat Rezeksiyonu (TUR-P) yapılan hastalara verilen taburculuk
eğitiminin yaşam kalitesine etkisini saptamak amacı ile yapılan bu çalışmaya;
•
Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Üroloji Kliniği’ne Benign Prostat
Hiperplazisi tanısıyla Transüretral Prostat Rezeksiyonu planlanarak ilk kez
yatırılan hastalar,
•
Okuryazar olan,
•
İletişim kurulabilen,
•
Mini-Mental Test puanı 19-30 arasında olan,
•
Yaşam kalitesini etkileyebilecek kronik bir hastalığı olmayan,
•
Ameliyat sırasında komplikasyon gelişmeyen,
•
Araştırmaya katılmaya istekli hastalar alınmıştır.
5
1.6.TANIMLAR
Transüretral Prostat Rezeksiyonu(TUR-P): Endoskopik olarak üretral yoldan
prostat dokusunun çıkarılmasıdır (5) .
Yaşam Kalitesi: Bireyin yaşamdan ve kişisel iyilik hali denen genel durumdan
sağladığı doyumun bir bütün olarak ifadesidir (28) .
Taburculuk Eğitimi : Hasta ve ailesine, taburcu olduktan sonra evdeki bakımını
sürdürebilmesi için gerekli bilgi ve beceriyi kazandırmak için yapılan eğitimdir (18).
6
1.7.GENEL BİLGİLER
1.7.1.PROSTATIN ANATOMİSİ
(Kaynak No:75)
Prostat, mesanenin hemen alt bölümünde bulunan, boyu 3.5 cm, eni 4.5
cm,
kalınlığı 2 cm boyutunda, yaklaşık 18 gr ağırlığında, erkek üretrasını
çevreleyen fibromüsküler ve glandüler yapıda bir organdır (5). (Şekil 1) Mesanenin
altında, rektumun önünde, symphisis pubisin arkasında yerleşmiştir. McNeil’e göre
prostatın periferik, santral, transizyonel, preprostatik sfinkterik zonu ve bir anterior
fibromüsküler
segmenti vardır. Organın % 30’u kaslardan, % 70’i glandlardan
oluşmaktadır. Organın % 5’ini oluşturan transizyonel zonu(prostatik üretrayı
çevreleyen prostat dokusu ) tüm benign hiperplazilerden sorumlu olan periüretral
bezleri içerir. Prostatın içinden geçen üretra segmentine prostatik üretra denir.
Prostat bezi esasen mesanenin dış uzunlamasına kaslarından gelen yoğun düz kas
yapılanmasına sahiptir. Bu kas yapılanması erkeklerde arka üretranın gerçek istemsiz
7
düz kas sfinkterini oluşturur. Vesiküla seminalislerden gelen ejakülatuar kanallar
prostatın içinden geçerek
prostatik üretraya açılır. Prostat alkali özellikte, koyu
olmayan opal renkli bir sıvı salgılar. Bu sıvı spermlerin geçişini kolaylaştırır,
ejakülasyon sırasında kas dokusunun kasılmasıyla ejakülatuar kanallarla üretraya
atılır. Verumontanum prostatik üretranın başlangıcında bulunan tümsekliğe verilen
isimdir ve ejakülatüar kanallar buraya açılır. TUR-P sırasında verumontanum
prostatik üretranın başlangıç noktası kabul edilerek operasyon sırasında bu kılavuz
noktadan mesane boynuna kadar olan prostat dokusu rezeke edilir (5, 64, 77) .
1.7.2.BENİGN PROSTAT HİPERPLAZİSİ(BPH)
Benign Prostat Hiperplazisi prostat dokusundaki mukozal bezlerin malign
olmayan büyümesidir. Yaşla birlikte erkeklerde görülme riski artmaktadır. BPH 60
yaş üzerindeki erkeklerin % 50’sinde, 80 yaş üzerindeki erkeklerin % 90’nında
görülmektedir. BPH genellikle yavaş bir biçimde ilerleyen bir durumdur ( 11, 13,
15, 54, 58).
BPH temel olarak prostat bezinin büyümesi (≥ 30ml), idrar akım hızının
ölçümüyle gösterilen tıkanıklık ve alt üriner sistem yakınmalarıyla (IPSS≥ 8)
karakterize bir durumdur. BPH’da bu faktörler farklı oranlarda bir arada bulunarak
hastalığa ait klinik tabloyu meydana getirmektedir. Önceki verilere bakıldığında
semptomların hastayı tedavi olmaya yönelten ana faktör olduğu görülmektedir.
BPH’a ait semptomların tedaviyi ve sonuçlarını belirlemedeki önemi ise yaşam
kalitesini kötü yönde etkilemesinden kaynaklanmaktadır. En sık gözlemlenen ilk üç
yakınma nokturi, sık idrara çıkma ve idrar akımında azalma iken en az gözlemlenen
yakınma ise gecikmeli idrar başlatma olarak rapor edilmiştir (15, 23, 56, 58).
8
BPH’da prostat bezinin büyüklüğünden çok bezin yarattığı tıkanıklık ile
doğru orantılı olarak bireylerin yaşadığı sorunların şiddeti de artmaktadır. BPH’la
ilişkili semptomlar obstrüktif (zayıf akım, mesanenin yetersiz boşalması, damlama)
ve irritatif (sık idrar yapma, noktüri, urgency ) olmak üzere sınıflandırılmaktadır.
BPH yaşamı tehdit etmeyen bir durum olmasına rağmen, sık idrar yapma ve geceleri
sık idrara kalkma gereksiniminin günlük yaşam aktivitelerini kısıtlaması, uyku ve
dinlenmeyi engellemesi nedeni ile yaşam kalitesini olumsuz etkileyen önemli bir
sağlık sorunudur (5, 11, 23, 58).
BPH’lı hastaların tıbbi tedaviye başvurmalarının nedenlerine bakıldığında;
günlük yaşam aktivitelerinin etkilenmesi, semptom sıklığı, kaygı ve utanma, en
büyük kaygı nedeni olarak akut üriner retansiyon ve BPH’la ilişkili ameliyat
korkusu olduğu saptanmıştır (23).
1.7.2.1. BPH’ IN ETYOLOJİSİ
BPH etyolojisi tam olarak anlaşılamamış olmasına rağmen çok etmenli ve
endokrin kontrollü olduğu görünmektedir. Epidemiyolojik çalışmalarda değişik risk
faktörleri bildirilmesine rağmen, özellikle klinik BPH için standart bir tanımlamanın
yapılamamış olması nedeni ile sonuçlar şüphe ile karşılanmıştır. Ancak yine de iki
faktörün kesin olarak gerekliliği ortaya konmuştur; bunlardan birincisi yaşla birlikte
görülen
endokrin
değişikliklere
(androjenlerin, östrojenlerin ve diğer olası
faktörlerin sinerjistik etkileşimi ile) bağlı
hücre sayısında artış,
ikincisi de
fonksiyonel testis yani androjenik hormonların varlığıdır ( 68, 71, 77).
BPH’ın ailesel genetik komponenti olduğuna dair önemli kanıtlar vardır (64,
77). Birçok çalışmada sigaranın klinik BPH ile negatif korelasyon gösterdiği ya da
ilişkisiz olduğu
ortaya konmuştur. Obezlerde düşük testosteron seviyesine bağlı
9
olarak klinik BPH görülme olasılığının daha az olduğu bulunmuştur. Yine benzer
şekilde alkol kullananlarda testosterondaki düşmeye bağlı olarak klinik BPH
gelişiminde alkolün çok zayıfda olsa negatif bir rol oynadığı iddia edilmiştir (64).
Gass (2002)’ın yaptığı çalışmada yaşla birlikte BPH prevalansının arttığı, alkol
tüketimi ile BPH görülme riski arasında negatif , fakat kahve tüketimi ile
BPH
görülme riski arasında pozitif bir ilişkinin olduğu, eğitim düzeyi ve vücut kitle
indeksinin BPH’ la ilişkili olmadığı saptanmıştır (32).
1.7.2.2. BPH’IN FİZYOPATOLOJİSİ
Prostatın büyümesi ve gelişimi testosteron ve daha aktif metaboliti olan
Dihidrotestosteron(DHT) etkisi altındadır. Testosteron DHT’ye dönüşmesinden
sorumlu
enzim 5 α-redüktazdır. BPH’ın oluşması için androjen reseptörlerinin
DHT stimülasyonu gerekir. Dihidrotestosteron(DHT) prostatik epiteldeki androjen
reseptörlerini bağlar ve yeni hücre üretimi başlar. Yaşlanma sürecinde kandaki
testosteron seviyesi düşmekte fakat androjen seviyesi arttığı için prostatın büyümesi
devam etmektedir (11, 13, 64, 68, 71, 75).
BPH kademeli biçimde ilerleyen bir hastalıktır. BPH hiperplazik (hücre
sayısında anormal artış) bir süreçtir. Yaşlı erkeklerde prostat bezinde değişiklikler
üriner sistemle ilgili birçok probleme neden olabilir. BPH semptomatik olmadığı
sürece tedavi gerektirmez. Prostat bezinde belirgin büyümesi olan bazı erkeklerde hiç
semptom olmayabilir fakat orta derecede büyüme olan bazı erkeklerde semptomların
şiddeti tedavi gerektirebilir. Semptomların şiddeti prostat bezinde büyümenin
geliştiği bölgeye bağlıdır. Prostatın üretraya yakın olan kısmı (transizyonel zon)
glandüler
büyümenin başladığı yerdir. Büyüme ilerledikçe prostat dokusunda
10
nodüller gelişir. Prostat dokusundaki büyüme üretranın dışına doğru gelişirse erkek
çok az sorun yaşar ya da hiç sorun yaşamayabilir. Büyüyen prostatın nodüler dokusu
üretraya doğru genişlediğinde üretraya baskı yapar ve
üriner obstrüksiyona neden
olur. (Şekil 1) Bu durum mesane duvarında kompansatuar hipertrofiye bağlı kas
bantlarına neden olur. Mesane duvarında trabekülasyon oluşur. Mesane duvarındaki
kalınlaşma mesane kapasitesini azaltır. Bu nedenle mesane tam boşalamaz ve stazdan
dolayı idrar alkaliye döner ( 5, 11, 23, 25, ).
Büyüyen prostat bezi mesane
boynunda yarattığı obstrüksiyonla üretra,
mesane, üreterler ve böbreklerde patolojik değişikliklere neden olur (Şekil 2). Bu
üretra ve mesane değişimleri üriner obstrüksiyon ve irritasyona bağlı semptomlara
neden olur. Obstrüksiyona bağlı değişiklikler derecelidir ve akut üriner retansiyon
gelişmedikçe hissedilmeyebilir. Obstrüksiyon belirtileri idrar akışında azalma ve
işeme sonrasında damlama ile kendini gösterir. Diğer semptomlar idrara başlamada
zorlanma, duraksama, idrar akışında kesilme, idrarı sürdürmede zorlanmadır. Hasta
mesanesinin boşalmadığından yakınır ve idrar yaparken zorlanır. İrritasyona bağlı
semptomlar obstrüktif semptomlara eşlik eder. Mesanenin yetersiz boşalması nedeni
ile noktüri sık görülür. Disüri, ani idrar yapma hissi (urgency), urge inkontinansı
mesane kas tonusunun kaybına bağlı ve mesane boynunda değişimlere bağlı olarak
gelişir. Hastada mesanenin tam boşalamamasına ve enfeksiyon riskinin artmasına
bağlı
ayrıca idrar yolu enfeksiyonu
gelişebilir. Prostat dokusundaki büyüme
damarlanmanın artmasına neden olur, idrar yaparken zorlama ile birlikte kılcal
damarlar çatlayabilir ve hematüri gelişebilir. BPH’a bağlı gelişen diğer semptomlar
idrarın geri kaçışına bağlı böbreklerde gelişen bozukluklardır. Üriner retansiyon
hidronefroz ve pyelonefrite neden olabilir (64, 68, 75).
11
(Kaynak No: 75)
1.7. 2. 3. BELİRTİ VE BULGULAR
BPH genellikle yavaş gelişir ve major bir problem yaratmadan gizli kalabilir.
Erkekler yaşlandıkları zaman idrar yapma sıklığının artmasını yaşlanmanın bir
sonucu olarak görebilir ve idrar retansiyonu yaşamadıkça tıbbi yardım aramayabilir.
Semptomlardan duyulan rahatsızlığın tıbbi yardım aramada en önemli belirleyici
faktör olduğu olduğu bulunmuştur (64). BPH’ la ilgili semptomların şiddeti her
hastada farklıdır ve prostattaki büyümenin boyutuyla ilgili değildir. Klasik olarak
klinik BPH’ı oluşturan, hastayı doktora getiren semptomlara prostatizm semptomları
12
adı verilmekte olup, obstrüktif ve irritatif olmak üzere iki ana gruba ayrılmaktadır
(5).
Obstrüktif semptomlar; mesane fonksiyonlarının özellikle de boşalma
fonksiyonunun
bozulması sonucunda oluştuğuna inanılmaktadır (77).
• İdrar başlatmada gecikme ve tutukluk
• Zayıf akım
• İdrar kalibrasyonunda azalma
• İdrar yapmada zorlanma
• Uzamış işeme zamanı
• İşeme sonunda damlama
• Mesanenin tam olarak boşalmama hissi
• Akut üriner retansiyon
• Kronik retansiyona bağlı idrar kaçırma gece ve gündüz (taşma tarzında)
İrritatif semptomların oluşumunda ise detrüsör insitabilitesinin (mesane
kaslarının düzensiz kasılması) ve azalan kompliyansın rol oynadığı düşünülmektedir
(77).
•
Sık idrara çıkma
•
Sıkışma
•
Noktüri
•
Sıkışma tarzı(urge) idrar kaçırma(inkontinans)
Amerikan Üroloji Birliği (AUA) tarafından geliştirilen Uluslararası Prostat
Semptom Skoru (IPSS) BPH’lı hastalarda semptomların sıklığını değerlendirmek
için kullanılmaktadır (EK-8). Mümkün olan en yüksek skor 35’dir, 0-7 arasındaki
skorlar genellikle hafif olarak adlandırılır, 8-19 arası orta dereceli ve 20 ya da daha
13
yukarısı ciddi olarak değerlendirilir. Semptom skoru aynı zamanda tedaviye cevabı
ya da hastalığın ilerlemesini belirlemede en önemli göstergedir. Hafif semptomlu
hastalarda ( 0-7) dikkatli izlem, orta grup(8-19) ya da daha ağır (20-35) semptomlar
daha ileri tetkik ve tedavilere alınması önerilmektedir (5, 64, 77 ).
Daha sonraki dört soru semptomların vermiş olduğu sıkıntının değerlendirilmesi
içindir.Bu BPH etki indeksi(BII) olarak bilinir ve en yüksek skor 13’tür. IPSS ve
AUA skorları sadece semptomların şiddetini ölçmek için kullanılır ve semptomların
BPH’a bağlı olup olmadığını tespit etmek için kullanılabilecek tanısal bir test
değildir (5, 77).
1.7.2.4. TANI
Daha önceleri prostatizm olarak kullanılan ve prostata spesifik olamayan
semptomlar
kompleksi
son
zamanlarda
(LUTS=Lower Urinary Tract Semptom)
Alt
Üriner
Sistem
Semptomları
olarak adlandırılmaktadır (5,79). Yaşlı
erkeklerde farklı alt üriner sistem patolojileri (prostat kanseri, mesane boynu
kontraktürü, üretral striktür, mesane taşı, nörojenik mesane) aynı olmasa bile benzer
semptomlar gösterebilir (5, 64, 77). Bu hastalarda teşhiste ilk yapılacak iş
semptomların BPH’ya bağlı olduğunu göstermektedir. İlk inceleme
testlerin amacı budur (5).
BPH’ ı değerlendirmeye yönelik olarak ;
•
Medikal Öykü
•
Fizik Muayene
•
İdrar Analizi
•
Serum Kreatinin Ölçümü
14
ve tanısal
•
Prostat Spesifik Antijen (PSA)
•
Ultrasonografi
•
İdrar Yapımı Sonrası Rezidüel Hacmin Saptanması
•
Uroflowmetri yapılmalıdır (5, 68).
Medikal Hikaye
Üriner sistem üzerine detaylı medikal hikaye, önceki cerrahi girişimler, genel
sağlık problemleri sorgulanmalı ve muhtemel cerrahi girişimlere uygunluğu
araştırılmalıdır. BPH semptomlu bir hastanın hikayesinde özellikle sorgulanması
gereken konular hematüri, üriner sistem enfeksiyonları, diyabet, sinir sistemi
hastalıkları, üretra darlığı, idrar retansiyonu ve semptomların soğukla alevlenmesidir
(5, 77).
Fizik Muayene
PRM (Parmakla Rektal Muayene) ve üriner sistemi ilgilendiren nörolojik
muayene yapılması şarttır. PRM ve nörolojik muayene prostata ya da rektuma ait bir
maligniteyi saptamak, anal sfinkter tonusunu incelemek ve semptomlara sebep
olabilecek herhangi bir nörolojik problemi ekarte etmek için yapılır. PRM ile
prostatın yaklaşık büyüklüğü tespit edilir. Amerikan Kanser Birliği 50 yaşından
sonra riskli bireylerin her yıl rektal muayene ile kontrol edilmesi gerektiğini
bildirmektedir ( 68, 77, 75 ).
15
Tam İdrar Analizi
Tam idrar analizi hematüri ve üriner sistem enfeksiyonunu ekarte etmek ve
semptomların BPH dışı sebeplerini belirlemek için yapılır. İdrar analizi
aynı
zamanda BPH’ı mesane kanserinden ayırd etmede yararlıdır (77).
Serum Üre -Kreatinin Ölçümü
Alt Üriner Sistem Semptomu (AÜSS) bulunan tüm hastalarda obstrüktif
üropatinin sebep olabileceği renal yetmezlik durumunu ekarte etmek için başlangıç
incelemesi olarak serum üre-kreatini ölçülmektedir. BPH çalışmalarının genel
analizinde renal yetmezlik oranı %13.6 bulunmuştur. Renal yetmezlikli BPH’lı
hastalarda postoperatif komplikasyon riskinin yüksek olduğu saptanmıştır
(5, 64,
77).
Prostat Spesifik Antijen(PSA)
Prostat Spesifik Antijen (PSA), prostat epitel hücrelerinden salgılanan ve
prostat salgılarının önemli bir bileşenini oluşturan bir glikoproteindir. Normalde
sadece ufak bir bölümü kan akımına
tabakasını bozan
geçer. Prostat kanseri gibi bazal hücre
durumlar absorbsiyonda artışa ve serum PSA seviyelerinde
yükselmeye neden olur. BPH PSA’da orta dereceli bir artışa neden olur. Kanser
yokluğunda, serum PSA değerleri prostat hacmi hakkında bilgi edinilmesi için
yararlıdır. Artmış PSA seviyeleri ( > 4.0nq/ ml) BPH’ı olan erkeklerin % 25 ya da
daha fazlasında ve belirgin hacmin olduğu prostat kanseri hastalarında görülür (64).
Sonuç olarak, özellikle 50-70 yaş grubundaki her hastada ve hatta aile öyküsü
nedeniyle yüksek risk taşıyanlarda 40 yaşından sonra PSA tetkiki yapılmalıdır (77).
16
Ultrasonografi
Bu yöntemle
böbrekteki anatomik değişiklikler (dilatasyon), prostatın
volümü, rezidüel
idrar miktarı ölçülebilir. Mesanede taş, tümör, divertikül gibi oluşumlar görülebilir.
Günümüzde noninvazif olması nedeniyle daha çok tercih edilen bir yöntemdir (77).
Transrektal Ultrasonografi (TRUS): PRM (Parmakla Rektal Muayene)
bulguları ve/veya PSA değerleri prostat kanseri mevcudiyetini işaret ettiği zaman
endikedir. Aynı zamanda prostat biyopsisinde de kullanılmaktadır (5).
İdrar Yapımı Sonrası Rezidüel Hacmin Saptanması
İşeme sonrası mesanede kalan idrar volümüne rezidüel idrar denilmektedir.
Normal erkeklerde 12 ml’nin altında olması gerektiği belirtilmiştir. Bunun aksine
100ml.’nin üzerindeki bir rezidüel idrar volümünün saptanması önemli bir boşaltım
bozukluğunun varlığına işaret etmektedir. BPH hastalarında rezidüel idrar
miktarının giderek artması sonucu gece ve sık idrar yapma gibi belirtiler ortaya
çıkmaktadır. Bu nedenle işeme sonrası rezidüel idrar ölçümü BPH’ ın
değerlendirilmesinde faydalı olan opsiyonel bir testtir (68).
Üroflowmetri
Üroflowmetri, işeme olayı süresince idrar akım hızının elektronik olarak
kaydedilmesidir. Bu test non-invazif bir ürodinamik test olup, mesane çıkım
obstrüksiyonu semptomları gösteren hastaların tetkikinde kullanılır. BPH’ı olan
bireylerde son derece yararlı bir testtir. Üroflowmetri en önemlisi tepe akım hızı
17
olan
obtrüksiyonun bir dizi parametrelerini ölçer. Tepe akım hızın 15ml/
saniyenin altında olması obstrüksiyonu düşündürür (5, 64, 77).
1.7.2.5. BPH’ da Tedavi Seçenekleri
BPH’da tedavi seçimi semptomların şiddetine bağlıdır fakat BPH ve alt
üriner sistem semptomları olan hastalardaki tedavinin amacı sadece semptomların
iyileştirilmesi olmamalıdır. Uygulanacak tedavi ile hem alt üriner sistem
semptomları giderilmelidir hem de hayat kalitesi yükseltilmeli ve cinsel yaşamın
devamı sağlanmalıdır (79).
Sağlık bakımında yeni gelişmeler
daha az invaziv ve daha pahalı- etkili
yöntemlere doğru ilerlerken, orta dereceden şiddetliye semptomları olan BPH’lı
hastalar için birçok yeni tedavi yöntemi ve alternatif tedaviler mevcuttur. Bu tedavi
yöntemlerinin uzun dönem sonuçları bilinmese de, birçoğu başlangıçta hastalar için
pozitif sonuçlar sağlamaktadır. Hangi yöntemin seçileceği hastanın bireysel sağlık
durumuna, hekimin deneyimine ve en önemlisi hasta için istenen sonuca bağlıdır
(11,23).
BPH tedavisinde
her yöntemin
riskleri ve yararları göz önüne alındığında,
hastalar daha invaziv tedaviler yerine, önce konservatif tedavileri sonuna kadar
kullanmayı şeçmektedirler. Çünkü cerrahi tedavi, sadece
semptomlarını oral ilaçlarla
yönetemediklerinde
hastalar
BPH
düşünülmektedir. Fakat bazı
hastalar semptomlarını en efektif BPH tedavisi ile yönetmek için cerrahiyi tercih
etmektedirler. Hastalar uygun tedavi seçenekleri, yararları ve riskleri konusunda
bilgilendirilmeli ve tedavi seçimine katılmalıdırlar (56).
BPH’da tedavi seçenekleri şunlardır ( 56, 68);
a. İzlem
b. Medikal Tedavi
18
c. Cerrahi Tedavi
d. Minimal İnvazif Tedavi
a. İzlem
BPH’lı hastaların büyük çoğunluğu semptomların güçlük vermemesi,
tedavinin komplikasyonlarının semptomların verdiği güçlükten daha büyük
olmasının farkına varılması, uzun süreli yan etkisi bilinmeyen bir ilacı hergün
almaya karşı isteksizlik ve tedavinin maliyeti sebebiyle medikal ve cerrahi tedaviyi
seçmeyeceklerdir.
Hafif derecede semptomu olan hastalar ya da orta derecede semptomu olan
fakat hayat kalitesinde bozulma olmayan hasta gruplarında tedaviye başlamadan
periyodik izlemler yapmayı ifade eden bir tedavi yöntemidir. Semptomların şiddet ve
güçlüğü; özellikle yatmadan önce olmak üzere total sıvı alımının kısıtlanması, alkol
alımın ve kafeinli ürünlerin azaltılması ve belirlenen zamanlarda işeme gibi basit
yöntemlerle düzeltilebilir (56,79).
b.Medikal Tedavi
BPH’lı hastaların büyük çoğunluğunda girişim için endikasyon, semptomların
ortadan kaldırılması yoluyla hayat kalitesini düzeltmektir, bu nedenle hastanın tedavi
seçimine karar verdiği durumlarda medikal tedavinin düşük morbiditesi büyük önem
kazanmaktadır. Medikal tedavi halen mutlak cerrahi endikasyon taşımayan hastalar
için tercih edilen alternatif tedavidir. Medikal tedavi için ideal adaylar, güçlük veren
semptomları olan ve bu semptomların hayat kalitesini olumsuz etkilediği kişilerdir.
Medikal tedavinin potansiyel rolü, BPH gelişimini ve progresyonunu önlemektir (5,
15, 56).
19
Medikal tedaviye olan ilginin bir sebebi de
cerrahinin morbiditesi , her
zaman başarılı sonuç alınamaması, tekrar tedavi gerektirebilmesi ve hayatı tehdit
edici
kardiyak olayları arttırma riski gibi prostatektomiye ait kısıtlamalar
bulunmasıdır (56).
BPH’ın medikal tedavisinde iki grup ilaç önerilmektedir bunlar; Alfa 1
Reseptör Blokörleri ve 5-Alfa Redüktaz İnhibitörleri’dir (55).
Alfa 1 Reseptör Blokörleri : Alfa 1 reseptör blökorleri, mesane boynu ve
prostatın düz kaslarındaki
alfa 1 adrenerjik reseptörleri inbibe ederek kaslarda
gevşeme sağlar ve böylece BPH’a bağlı
alt üriner sistem semptomlarının
giderilmesine yardımcı olur. BPH’ın medikal tedavisinde dört tane alfa 1 reseptör
antagonisti kullanılmaktadır. Bunlar; terazosin, doksazosin, alfuzosin tamsulosin’dir
(55) .
Orta derecede semptomları olan, kesin cerrahi tedavi gerektirmeyen,
operasyonun kontraendike olduğu sistemik hastalığı olan ya da cerrahi tedavi
istemeyen hastalarda kullanım endikasyonu vardır (79) .
5-Alfa Redüktaz İnhibitörleri: Bu grup ilaçlar testosteronun aktif formu olan
dihidrotestosterona
dönüşümünü engelleyerek, prostatın glandüler dokusunu
küçülterek BPH’ın statik komponenti üzerinde etkili olur (55).
c.Cerrahi Tedavi
BPH’la ilişkili ciddi alt üriner sistem semptomları olan ve mesane çıkım
obstrüksiyonu ve akut üriner retansiyon gibi komplikasyonlar gelişen hastalarda
cerrahi tedavi uygun bir seçenektir. BPH tedavisinde en çok seçilen cerrahi tedavi
20
seçenekleri; Transüretral Prostat Rezeksiyonu (TURP), suprapubik transvezikal
prostatektomi ve Transüretral Prostat İnsizyonu (TUIP)’dur (64).
Kesin cerrahi tedavi endikasyonları;
Tekrarlayan akut üriner retansiyon
Tekrarlayan üriner sistem enfeksiyonları
Obstrüksiyona sekonder oluşan mesane taşları
Böbrek fonksiyonlarının bozulması
Makroskopik hematüri olmasıdır (5,23, 77) .
Açık Prostatektomi: Büyümüş prostat adenomlarının alt batın insizyonuyla
retropubik veya transvezikal yaklaşımla çıkartılması operasyonudur. 80 ml ve daha
büyük prostatlarda açık prostatektomi uygulanır. TURP’a göre
morbiditesi
yüksektir. Kateterizasyon ve hastanede kalış süreleri daha uzundur (5,77).
Transüretral Prostat İnsizyonu (TUIP): Transüretral yolla mesane
boynundan prostat cerrahi kapsülünü içerecek şekilde tek bir hat üzerinden insizyon
yapılmasıdır. Küçük prostatlar için uygun bir tedavi alternatifidir (5). TURP’dan
daha hızlı ve daha az morbiddir. Özellikle sistemik hastalık nedeniyle operasyon
riski olan veya cinsel aktivitesinin korunması öncelikli olan genç hastalarda iyi bir
alternatif tedavi yöntemidir (63).
Transüretral Prostat Rezeksiyonu (TUR-P): Üretradan endoskopik
cihazlarla girilerek prostat dokusunun çıkarılmasıdır. 30- 80 ml arasındaki
prostatlarda uygundur (25).
21
d. Minimal İnvaziv Tedavi
2003 Amerikan Üroloji Birliği (AUA) rehberinde BPH semptomlarının
tedavisi için birçok minimal invazif tedavi önerilmiştir. Bunlardan bazıları; Lazer
Prostatektomi, Transüretral Prostat Elektrovaporizasyonu (TUEV), Transüretral İğne
Ablasyonu (TUNA)’dur (64).
Lazer Prostatektomi: Lazer prostatektomi, transüretral olarak lazer enerjisi
kullanılarak prostatta koagülasyon nekrozu ve/ veya vaporizasyon (yüksek ısı ile
dokunun buharlaştırılması) oluşturulmasıdır. Avantajları; minimal kan kaybı, nadir
TUR sendromu olgusu, antikoagülan alan hastaları tedavi edebilme ve ayaktan bir
işlem olarak yapılabilmeye olanak tanımasıdır. Dezavantajları patolojik inceleme için
doku elde edilememesi, daha uzun postoperatif kateterizasyon süresi, daha irritatif
işeme yakınmaları ve maliyetin yüksek olmasıdır (5, 77).
Transüretral Prostat Elektrovaporizasyonu (TUEV): Küçük prostatlarda ve
riskli hasta gruplarında TURP’a
alternatif bir yöntemdir. Prostata yüksek akım
verilerek ısı ile buharlaşmasını sağlayarak prostatik üretrada kavite açılır. Operasyon
süresinin kısa olması,
perioperatif kanama riskinin az olması, üretral kateterizasyon süresinin daha kısa ve
hastanede kalış süresinin oldukça az olması nedeniyle TURP’ a alternatif olarak
klinik kullanıma girmiştir (47).
Transüretral Microdalga Tedavisi (TUMT): Bir tür termoterapi tedavisi
olarak klinik kullanıma sunulmuştur. TUMT’ ta mikrodalga antenli bir transüretral
kateter aracılığı ile prostat dokusunda sıcaklık (45-50C) ile koagülasyon
22
oluşturulurken, klasik yöntemlerde sık olarak görülen irritatif semptomları önlemek
ve işlem sonrası kateterizasyon riskini azaltmak amacı ile üretra mukozası, sfinkter
ve mesane boynu soğutulabilmektedir. Uzun dönem sonuçları incelendiğinde TUMT
her ne kadar etkinliği TUR-P kadar olmasa da uygulama kolaylığı ve
komplikasyonlar açısından güvenilirliği dikkate alındığında alternatif bir tedavidir.
Bu tedavi kalça implantı, pacemakerla hastalarda ve implante edilmiş defibrilatör
cihazı bulunan hastalarda mikrodalga probun yakınlığı nedeniyle kullanılamaz.
TUMT yapılan hastalarda seksüel fonksiyonların daha iyi korunduğu söylenebilir.
Maliyet yüksekliği önemli bir dezavantajıdır (5,77).
Transüretral İğne Ablasyonu (TUNA): TUNA, özel bir sistemle
radyofrekans enerjisinin iğneler vasıtasıyla direkt olarak uygulanması ile prostat
dokusunda, koagülasyon nekrozu oluşturulmasıdır. Genel olarak TUNA 60gr’dan
küçük
prostatlarda,
obstrüktif
BPH’ı
olan
hastalarda
önerilmektedir.
Komplikasyonları; uzun kateterizasyon, akut üriner retansiyon, irritatif işeme
semptomlarıdır (11, 42, 55) .
Balon Dilatasyonu
Prostatik üretraya çeşitli boyutlardaki
kateterler yerleştirilerek önce şişirilmekte
sonra indirilmektedir. Çalışmalar obstrüksiyonu ortadan kaldırmadığını göstermiştir
(11).
23
1.7.3. TRANSÜRETRAL PROSTAT REZEKSİYONU (TUR-P)
(Kaynak No:25)
Transüretral Prostat Rezeksiyonu 1930’ da geliştirilmiş ve BPH tedavisinde
standart bir tedavi olmuştur. TUR-P giderek açık prostatektominin yerini almıştır ve
A.B.D.’de cerrahi tedavinin % 95’ini oluşturmaktadır. Klasik olarak 60 grama kadar
olan prostat için önerilirken, günümüzde tecrübeli ellerde 90-100 gram kadar olan
prostatlara da uygulanabilmektedir (5, 11, 25 ).
Zaman içerisinde TUR-P’ un sanıldığı kadar etkin olmadığı, tedavi sonrası
hastaların 1/3’ünde semptomların devam ettiği, komplikasyonların önemli olduğu
bildirilse de halihazırda TUR-P sadece cerrahi seçenekler içinde değil medikal tedavi
dahil BPH’ ye yönelik tüm tedavi alternatifleri arasında, klinik başarı dikkate
alındığında altın standarttır (25,35, 64, 77). TUR-P ile semptom skoru ve akım hızı
düzelmesi tüm minimal invaziv tedavilerden daha üstündür (35).
Günümüzde artık BPH’ya yönelik pek çok tedavi alternatifi sunulmuş olsa da
TUR-P’un uzun dönem etkinliği kanıtlanmış, kısa dönemde düşük komplikasyon
oranına sahip bir tekniktir (5).
24
TUR-P prostatik üretradaki
obstrüksiyonun
giderilmesi
hiperplastik dokunun
amacıyla
uygulanır.
ortadan kaldırılarak,
Üretraya
yerleştirilen
rezekteskoptan geçirilen teleskop aracılığı ile ürolog mesane içini görebilmektedir
(11, 13, 25,42 ) (Şekil 4). Rezekteskoptan gönderilen elektrik akımı taşıyan hareketli
loop ile
prostat dokusununun kesilmesi ve kanayan damarların koterizasyonu
sağlanır. Kesilen doku parçaları mesaneye düşer, rezekteskoptan gönderilen yıkama
sıvısı ile mesane yıkanır. Fazla kan kaybını ve yıkama sıvısının absorbsiyonunu
önlemek için ameliyat 60-90 dakika içinde bitirilmelidir (5). İşlem sonrasında
mesaneye üç yollu foley kateter yerleştirilir. Kateter aracılığı ile kan pıhtılarının
mesaneden uzaklaştırılması sağlanır. Kateterin balonu şişirildikten sonra balon
prostatik fossaya yerleştirilerek kanamanın durdurulması sağlanır (68). Rezeksiyon
alanına basınç yaparak kanamayı kontrol etmek için
foley katetere traksiyon
uygulanabilir. Kateterin balonu mesane iç sfinkterine bası uyguladığı için hasta
sürekli olarak ani işeme hissi duyar. Kateter iyi drene ederse bu durum geçici bir
süre devam eder. Kateterin etrafından idrar yapılmaya çalışılması mesane kaslarının
kasılmasına ve ağrılı mesane spazmlarına neden olabilir. Mesane spazmları 24-48
saatte geçer. Rezeksiyon sonrasında kanamaya bağlı pıhtı oluşumunu ve pıhtı
retansiyonunu önlemek için 24-48 saat (kanama durmuşsa) sürekli mesane
irigasyonu yapılır (68).
TUR-P
genellikle spinal anestezi altında yapılmaktadır. Hastanede kalış
süresi kısadır. Hastalar ameliyattan 1-2 gün sonra taburcu edilmektedirler (75).
Avantajları;
∗
Cerrahi kesi yapılmaz.
∗
Cerrahi risk taşıyan hastalarda güvenlidir.
∗
Hastanede kalış süresi kısadır.
25
∗
Morbidite oranı düşüktür.
∗
Daha az ağrıya neden olur (13,75).
Dezavantajları;
∗ Cerrahın deneyimli olması önemlidir.
∗
Tekrarlayan obstrüksiyon ve striktür gelişebilir.
∗
Gecikmiş kanama olabilir.
∗ Tekrar operasyon gerekebilir (75).
1.7.3.1. TUR-P’UN KOMPLİKASYONLARI
BPH’la ilişkili Alt Üriner Sistem Semptomlarının tedavisinde diğer cerrahi
prosedürler düşünüldüğünde
en etkili yöntem olarak kabul edilse de bu tedavi
yönteminin de bazı riskleri vardır (35, 69).
Erken
komplikasyonlar
Dönem
Komplikasyonlar;
transfüzyon
En
sık
görülen
intraoperatif
gerektiren kanama, kullanılan solüsyonların
absorbsiyonu sonucunda gelişen TUR sendromu ve ekstravazasyondur ( 69, 77).
İntraoperatif Kanama
İntraoperatif kanamanın miktarı prostatın büyüklüğüne ve rezeke edilen
miktara bağlıdır. Operasyondan sonra kateter yerleştirilirken irrigasyon ile beraber
renk açık pembe olmalıdır. Eğer kırmızı renk devam ediyorsa arteriyel kanamadan
şüphe edilmelidir. Kateter yerleştirildikten sonra renk açıktır; sonra yine koyu
kırmızı bir hal alır (68).
26
Ekstravazasyon
Rezeksiyon sırasında mesanenin perforasyonunda ya da prostatik kapsülün
derin rezeksiyonu irrigasyon sıvısının abdomene ekstravazasyonuna neden olabilir.
Ekstravazasyon hastaların %2’sinde olur. Belirtileri bulantı, kusma ve anesteziye
rağmen oluşan karın ağrısı şeklinde ortaya çıkar (64, 69).
TUR Sendromu
TUR sendromu hastaların % 2’sinde görülmektedir. Prostat 45 gr’dan fazla
ise rezeksiyon zamanı 90 dakikanın üstünde ise TUR sendromu riski vardır. Mental
konfüzyon, bulantı, kusma, hipertansiyon, bradikardi, görme bozuklukları ile ortaya
çıkar. Hipotonik irrigasyon sıvısının prostatın kapsüler venlerinin ve sinüslerinin
erken perforasyonu sonrasında absorbsiyonu sonucu gelişen dilüsyonel hiponatremi
(serum sodyum <125mEq/l) nedeniyle gelişir. Tedavi edilmediğinde serebral ve
bronşiyal ödem oluşabilir (42).
TUR-P prosedürü
sırasında kanamanın olduğu
rezeksiyon alanını
görebilmek amacıyla irrigasyon sıvısı verilir. En sık kullanılan irrigasyon sıvısı
%1.5’luk Glisindir. İrrigasyon sıvısının basıncı sıvının rezeksiyon alanından
emilmesi ile direkt ilgilidir. Rezeksiyon alanını iyi görebilmek için irrigasyon sıvısı
kanama hızını yavaşlatacak ve üretradaki kanı yıkayacak hızda olmalıdır. İrrigantın
hızı hastanın diastolik kan basıncından yüksek olduğunda sıvı damarlardan absorbe
olmaktadır. 40 dakikalık bir TUR-P prosedüründe hasta yaklaşık 1-2 lt sıvı absorbe
eder. Hipotonik sıvılar sodyum ve potasyumu intraselüler alandan ekstraselüler alana
çeker ve dilüsyonel hiponatremi oluşur. İrrigasyon sıvısının hastadan yüksekliği 60
cm olmalıdır. İrrigasyon sıvısının hastadan yüksekliği ile prostatik fossadaki basınç
ve emilen sıvı miktarının ilgili olduğu bulunmuştur (13,42) .
27
Geç Dönem Komplikasyonları;
∗
Kanama
∗
İdrar Yolu Enfeksiyonu
∗
Üriner Retansiyon
∗
İnkontinans
∗
Empotans ve Erektil Disfonksiyon
∗
Retrograd Ejakülasyon
∗
Üretral Darlık ve Mesane Boynu Kontraktürü’dür (69).
Kanama
Ameliyattan 2 hafta sonra rezeke edilen prostat dokusundan geç dönem
kanamalar olabilir. Bu dönemde evinde olan hasta kanama olduğunda doktoruna
haber vermelidir.
Prostat kanlanması fazla olan bir organ olduğu için arter ve venöz kaynaklı
kanamalar açısından riskli bir organdır. Bu nedenle işlem sonrası kanamayı
durdurmak amacıyla operasyon alanına balonlu kateter yerleştirilir. Ameliyat sonrası
bu kateterden gelen drenajın 24 saat içinde pembeye dönmesi gerekmektedir. TUR-P
sonrasında pıhtılaşan kanın uzaklaştırılması ve idrar akışını sağlamak amacı ile
mesane sürekli irrige edilir (68).
İnkontinans
Erken inkontinans hastaların %30-40’ında gelişmektedir (69). Erken
inkontinans sıkışma tarzındadır ve bu hem rezeksiyon alanının iyileşme sürecindeki
irritatif semptomlarla hem de uzun süreli BPH’a bağlı detrusor (mesane kasları)
instabilitesine bağlı olabilir (69). Kalıcı inkontinans hastaların %1’inden az bir
28
kısmında gelişmektedir (64). Yapılan çalışmalar pelvik kas egzersizlerinin (kegel
egzersizleri) erken dönemde yapılmasının üriner inkontinansı ve işeme sonrası
damlama şikayetlerini ilk bir haftada azalttığı saptanmıştır (39, 60, 67). Ameliyat
öncesinde obstrüksiyonla birlikte
mesane instabilitesi olan hastalarda idrar
kontrolünü kazanmaları bir yıl gerektirebilir. Genellikle ameliyattan sonra bir iki
hafta içinde idrar kaçırma şikayeti görülebilmektedir. İdrar kaçırmayı önlemek için
kas gücünü geliştirmek amacı ile hastalara ameliyat sonrası dönemde yapmak üzere
her saat 10-20 kez kegel egzersizleri öğretilmelidir. Bireylerin normal idrar yapma
alışkanlığını kazanması birkaç haftayı alabilmektedir. Bazen tam idrar kontrolünün
kazanılması 12 ayı bulabilmektedir (5, 68, 75).
Empotans ve Erektil Disfonksiyon
TURP’de, ejakulasyon bozukluğu ve empotans sık olarak görülmektedir.
3304 olguda yapılan bir retrospektif meta-analiz sonuçlarına göre; operasyon sonrası
dönemde TURP’de %13.6 oranında erektil fonksiyon bozukluğu saptanmıştır. Aynı
olgularda ejakulasyon bozuklukları değerlendirildiğinde TURP yapılanlarda %70.4
oranında retrograd ejakulasyon saptanmıştır. TUR-P sonrası erektil disfonksiyon
görülme oranı ortalama olarak % 10’dur. Erektil disfonksiyon sadece prostat
rezeksiyonu sırasında sinirler zarar gördüğünde oluşur (55, 62, 78, 79).
Retrograd Ejakülasyon
Hastaların major endişelerinden biri redrograd ejakülasyondur. Yapılan
çalışmalarda TUR-P’lu hastaların %70.4’ünde redrograd ejakülasyon saptanmıştır
(64, 69). Rezeksiyon sırasında verumontanum
zarar gördüğü için
antegrad
ejakülasyon gerçekleşmez. Semen ejakülasyon sırasında mesaneye kaçar ve ilk
29
idrarla birlikte dışarı atılır. İdrar bulanıktır. Ereksiyonu ya da orgazmı etkilemez (62).
Üretral Darlık ve Mesane Boynu Kontraktürü
Üretral darlık (% 2.2 - % 9.8) ve mesane boynu kontraktürü ( % 0.3- 9.2 )
uzun
dönemde
görülen
diğer
komplikasyonlardır.
Çoğunlukla
üretranın
dilatasyonuyla tedavi edilebilir. Bu etkili olmazsa üretroplasti cerrahi bir seçenektir
(69).
1.7.3.2. TUR-P’DA HEMŞİRELİK BAKIMI
1.7.3.2.1. AMELİYAT ÖNCESİ HEMŞİRELİK BAKIMI
TUR-P’lu hastanın preoperatif değerlendirilmesi hemşireye komplikasyon
gelişme riski olan hastayı tanılama imkanı verir. Hastanın ameliyat öncesi
semptomları tanılanmalı ve kayıt edilmelidir. Bu bilgiler ameliyat öncesi ve sonrası
dönemdeki semptomları karşılaştırmada ve hastada uzun dönemde gelişmeyi takip
etmek için gereklidir. Semptom tanılaması için IPSS (Uluslarası Prostat Semptom
Skoru) kullanılmaktadır (13).
Prostat çok vasküler bir organ olduğu için TUR-P planlanan hastada ameliyat
öncesinde ilaç eğitimi çok önemlidir. Ameliyat sonrasında kanama önemli bir
problem olduğu için bu hastalarda pıhtılaşma zamanını etkileyen bir durum olup
olmadığı hemşire tarafından dikkatle tanılanmalıdır. Pıhtılaşma zamanını etkileyen
ilaçlar kayıt edilmelidir (68).
Ameliyat öncesinde hastanın barsak boşaltımı tanılanmalıdır. Konstipasyon
ameliyat sonrasında
hastanın konforunu önemli derecede etkileyebilir ve
konstipasyona bağlı zorlanma prostat dokusunda ağrı ve kanamaya neden olabilir.
30
Hasta ameliyat öncesinde laksatif kullanıyorsa ameliyat sonrasında bu ilaçlara
ihtiyacı olabilir (75).
Hemşire, ameliyatın amacı, TUR-P’un üriner boşaltım, seksüel fonksiyon ve
fertilite üzerine etkisi konusunda hastanın bilgi düzeyini tanılamalıdır. Hastaya lokal
ve genel anestezinin etkileri konusunda ameliyat öncesinde eğitim verilmelidir.
Ameliyat sonrasında kullanılacak sürekli mesane irrigasyonu ve üç yollu foley sonda
konusunda hasta bilgilendirilmelidir. Hastaya ameliyattan günler sonra idrarının
kırmızı ya da pembe renkte olabileceği, bunun ameliyatın normal bir sonucu olduğu
açıklanmalıdır. Ağrı yönetimi ameliyat olacak hasta için her zaman bir kaygı
nedenidir, hemşire hastaya mesane spazmları nedeniyle yaşayabileceği rahatsızlık ve
nasıl yönetebileceği konusunda eğitmelidir (68, 75).
TUR-P yapılacak hastaların ameliyat öncesi bakımında; hastanın ameliyata
bağlı anksiyetesinin giderilmesi, idrar yapamama ile ilgili sıkıntıların giderilmesi ve
ameliyat öncesi hasta eğitimi önemli konulardır. Ameliyat öncesi dönemde hastanın
idrar yapma durumu değerlendirilmeli ve
mesane distansiyon açısından palpe
edilmelidir. Hasta idrarını yapamıyorsa üriner kateter takılmalıdır. Eğer mevcut bir
üriner enfeksiyon var ise cerrahi işlemden önce mutlaka tedavi edilmeli ve uygun ise
günlük 2-3 lt sıvı alımı ile enfeksiyon kontrolü sağlanmaya çalışılmalıdır (13).
Antikoagülan kullanan hastalar önerildiği sürede
ameliyat öncesinde ilacı
bırakmalıdır. Preoperatif tanılama dikkatle yapılmalıdır. Genel ameliyat öncesi
hazırlığa ek olarak, yaş grubu yüksek olduğu için
bu hastaların kardiyak
sorunlarının olup olmadığı da belirlenmelidir. Ameliyat öncesinde hastanın dengeli
beslenmesi ve yeterli sıvı alması da önemlidir (25).
31
Psikolojik Hazırlık
Ameliyat öncesi psikolojik olarak iyi hazırlanmayan hastalar cerrahi girişim
sonrası oluşan stres tepkisine uyum sağlamada zorlanırlar (12,25). Ameliyat, hasta
için sadece fizyolojik bir stres kaynağı olmayıp, aynı zamanda güçlü bir psikolojik
stres kaynağıdır. Yaşamı ve geleceği konusunda büyük bir endişe ve korku içinde
olan hasta/ ailenin güvenilir bir destek aramaları doğaldır. Bu dönemde güvene
dayalı hasta- hemşire ilişkisi büyük önem taşımaktadır (17).
Ameliyat öncesi dönemde psikolojik hazırlık (17) ;
Anksiyeteyi gidermede,
Ameliyat esnasında az anestezik, ameliyat sonrasında az analjezik
kullanılmasına,
Ameliyat sonrası yaşam bulgularının kısa sürede stabil olmasına,
Strese tepki olarak salınacak olan kortikosteroid hormonun daha az
salgılanmasına,
Ameliyat sonrası hızlı iyileşmeye ve erken taburcu olmaya yardımcı olur.
Yapılan araştırmalarda; psikolojik yönden iyi hazırlanan hastaların ameliyat
travmasıyla daha iyi baş edebildiklerini, komplikasyonların daha az geliştiğini ve
hastaların daha kısa sürede iyileştiğini göstermektedir (81).
Prostat ameliyatı olacak hastaların, bu ameliyata ilişkin korku ve
endişelerinin giderilmesi önemlidir. Erdil’in (1991) çalışmasında hastaların prostat
hastalığı, ameliyat öncesi ve sonrası bakım, ameliyatın şekli ve ameliyat sonrası
cinsel ilişki sorunu yaşayıp yaşamayacakları, taburcu olduktan sonraki bakım ve
diyet konularında bilgi almak istedikleri belirlenmiştir (70). Hastaların pek çoğu seks
fonksiyonlarında değişiklik olup olmayacağını (ereksiyon, kısırlık) BPH belirti ve
bulgularının giderilip giderilemeyeceğini merak ederler. Hasta ve yakınlarına bu
32
konuda yeterli açıklama yapılmalıdır (25). Hastaya cinsellik ve üreme ile ilgili
konularda dürüst cevaplar verilmelidir. Prostat ameliyatı öncesinde daha az anksiyete
yaşanmasında ve ameliyat sonrası dönemde daha etkili baş etme yeteneği
gösterilmesinde eşlerin desteğinin oldukça önemli olduğu belirlenmiştir. Bu nedenle
hasta ve yakınının kaygıları empatik dinleme, doğru bilgi verme
ve destekle
giderilmelidir (50). Callaghan (1999) çalışmasında TURP’lu hastalarda ameliyat
öncesi eğitimin ameliyat sonrası ağrı ve anksiyete etkisini incelemiş, eğitim verilen
hastaların ameliyat sonrasında daha az anksiyete yaşadığı ve analjezi gereksiniminin
azaldığını saptamıştır (16).
Ameliyat öncesi eğitimin önemi uzun süreden beri bilinmekte ve bireyin
cerrahi hazırlığının önemli bir parçası olarak kabul edilmektedir (81). Ameliyat
öncesi eğitim hastaya pozitif bir cerrahi deneyim sağlamada oldukça önemlidir.
Ameliyat öncesi eğitim, hastanın cerrahi girişimin her bir evresinde ne olacağını
bilmesine, fiziksel ve ruhsal olarak kendini daha iyi duyumsamasına ve ameliyat
sonuçlarının olumlu olmasına önemli katkı sağlamaktadır (4). Çalışmalar ameliyat
öncesi eğitimin postoperatif komplikasyonları ve hastanede kalış süresini azalttığını
göstermektedir (86). Ameliyat sonrası komplikasyonları önlemek amacı ile ameliyat
öncesinde
hastaya; derin solunum, öksürük, dönme ve ekstremite egzersizleri
mutlaka öğretilmelidir (4, 81) .
Hastanın ameliyat ve sonuçları ile ilgili bilgi düzeyi değerlendirilerek hastaya
hastalığı ve ameliyatı ile ilgili bilgi verilmelidir. Prostatın anatomisi, fonksiyonu,
ameliyatı şekli, anestezi tipi, uyanma ünitesi gibi konularda hastanın ihtiyacına ve
sorularına göre eğitim verilmelidir (75).
Hastalardan yazılı onay alınmadan önce hastanın ameliyatın riskleri, kısa
dönem ve uzun dönem sonuçları hakkında yeterli bilgi alması sağlanmalıdır.Hasta
33
karar verme sürecine katılmalıdır (13, 68). Prostat cerrahisi geçiren bireylerde
yapılan bir çalışmada ameliyattan bir yıl sonrasında, bireylerin üriner problemler
yaşadıkları ve bağırsak alışkanlıklarındaki değişimin yaşam kalitelerini etkilediğini,
taburculuk sırasında üriner inkontinans ve seksüel problemler konusunda bilgi
almadıklarını ifade etmişlerdir (60) .
1.7.3.2.2. AMELİYAT SONRASI HEMŞİRELİK BAKIMI
Ameliyat sonrası dönem hastanın ameliyathaneden çıkması ile başlar ve
taburculuğa kadar olan süreyi kapsar. Prostatektomiden sonra genel ameliyat sonrası
bakıma ek olarak, hastada gelişebilecek komplikasyonların önlenmesi ve erken
devrede tanınması çok önemlidir.
Prostatektomi sonrası kanama, mesane spazmı, idrar kaçırma ve enfeksiyon
gibi komplikasyonların önlenebilmesi için düzenli kanama takibi, mesane
irrigasyonu, sfinkter egzersizleri yapılmalıdır (68).
Ağrı Kontrolü
Rezeksiyon sonrasında ameliyata ve mesane spazmlarına bağlı ağrı
gelişebilmektedir. Mesane irritabilitesi kanamayı başlatabilir ve pıhtı oluşumu ile
birlikte üriner retansiyona neden olabilir. Hemşire üriner kateterin tıkanmadığından
emin olmalıdır. Mesane spazmları oluştuğunda hasta ani idrar yapma isteği ile
birlikte, mesanesinde basınç hisseder ve kateterin üretraya giriş kısmında kanama
olur. Üretral kateterin mesane spazmına ve ani idrar yapma hissine neden olabileceği
ve idrarını yapmaya çalışmaması hastaya söylenmelidir. Spazmın neden olduğu
rahatsızlığı gidermek için antispazmotik ilaç verilebilir (13,68).
34
Kanama
İşlem sonrasında ilk 24-48 saat idrarda kanama takibi önemlidir. Ameliyat
sonrasında kanama normaldir. Fakat aktif kanama (arteriyal ya da venöz) ameliyat
sonrası ilk gün gelişir. Arteriyal kanama açık kırmızı, pıhtılı ve visközdür. Hastanın
kan basıncı düşebilir ve acil cerrahi girişim gerekebilir. Prostatik alandaki venöz
kanama, üretral kateterin ucundaki balonun mesane içinde
fossaya doğru
şişirilerek prostatik
yerleştirilmesi ve kataterin sabitlenmesi ile (traksiyona alma)
durdurulabilir. Traksiyon işlemi uygulanan hastada işlemi aralıklı olarak durdurarak
sfinkter dokusunun nekrozu önlenmelidir. Kanaması olan hastaların düzenli olarak
kan değerlerine bakılmalı ve gerekli durumlarda kan transfüzyonu yapılmalıdır.
İdrar drenajının rengi gözlenmeli ve kayıt edilmelidir. Kanamanın rengi giderek
açılmalıdır. Hastanın vital bulguları takip edilmelidir (68, 75).
Enfeksiyonun Önlenmesi
Hasta lokal ve sistemik enfeksiyon belirtileri açısından gözlenmelidir. Üriner
kateterle ilgili işlemler aseptik tekniğe uygun yapılmalıdır. Elle yıkama yapılması
gerekmediği sürece idrarın kapalı drenajı sağlanmalıdır. Hasta sıvı alımı, erken ayağa
kalkma ve derin solunum egzersizlerini yapması için
yakınlarına
kapalı
drenaj
sisteminin
nasıl
desteklenmelidir. Hasta ve
çalıştığı,
özellikle
kateterlerin
bükülmemesi, kateterler üzerine yatılmaması ve idrar torbasının mesane üzerine
çıkarılmamasının önemi açıklanmalıdır (75).
İdrar yolu enfeksiyonu ve epididimit
prostatektomi sonrası olası
komplikasyonlardır. Hasta bu komplikasyonların gelişimi açısından gözlenmeli,
oluştuğunda önerildiği biçimde antibiyotikler uygulanmalıdır (13).
35
Mesane İrrigasyonu
Transüretral Prostat Rezeksiyonun’dan sonra üç yollu foley kateter aracılığı
ile mesanenin irrigasyonu sağlanmaktadır. Kapalı mesane irrigasyonu pıhtıları ve
debrisi
uzaklaştırarak
üretral kateterin tıkanmasını engeller. Hasta ağrıdan
yakındığında kateter kontrol edilmelidir. Tıkanma şüphesi varsa 60 ml. yıkama sıvısı
biraz basınçla kateterden verilerek elle irrigasyon yapılabilir. Bu işlem genellikle
ağrılı mesane spazmlarına neden olabileceği için işlemden önce ağrı kesiciler
verilebilir. Yıkama sıvısının geçişinde zorlanma varsa veya yıkama sıvısı geri
gelmiyorsa
sıvıyı vermek için zorlanmamalıdır. Doktora haber verilmelidir.
Kateterdeki tıkanıklık giderilemezse kateterin değiştirilmesi gerekebilir. İrrigasyon
işlemlerinde, mesane içi basıncın aşırı artması nedeni ile incelen mesane duvarını
yırtma olasılığı yüksek olduğu için işlem çok dikkatli ve yavaş yapılmalı verilen
kadar sıvının dışarı alınıp alınmadığı kontrol edilmelidir. İrrigasyon işlemlerinde
aseptik tekniğe dikkat edilmeli ve işlem irrigasyon sıvısı berrak gelinceye kadar
devam edilmelidir. Kateterler ve uygulanan işlemler üretral mukusta artmaya neden
olabilir. Meatusun ve çevresinin temiz tutulmasına dikkat edilmeli, günde en az iki
kez su ve sabunla yıkanmalıdır (13, 68, 75).
Retansiyonun Gözlenmesi
Üretral kateterin çıkarılması doktorun tercihine, hastanın iyileşme durumuna
bağlıdır. Üretral kateter çıkarıldıktan sonra hasta üriner retansiyon belirtileri
açısından gözlenmelidir (68).
Geçici İnkontinansın Yönetilmesi
36
Hastaya irritatif semptomların (ani idrar yapma hissi, sık idrara çıkma, ağrılı
idrar yapma, damlama)tam iyileşme gerçekleşinceye kadar devam edeceği
açıklanmalıdır (13). Hastaya bu semptomların geçici olduğu ve zamanla düzeleceği,
idrarı bekletmenin mesane basıncının artmasına ve kanamaya neden olacağı ve bu
nedenle idrar gereksinimlerini bekletmemeleri açıklanmalıdır (68). Hastaya bu
dönemde geçici olarak koruyucu petler kullanabileceği hatırlatılmalıdır. Pelvik kas
egzersizleri bu problemin azaltılmasına yardımcı olacaktır. Vasseur ve arkadaşlarının
yaptığı çalışmada, TUR-P işlemi sonrası kateterin çıkarılmasından sonra bireylerin
sık ve acil idrar yapma, hematüri, zor idrar yapma, ağrılı idrar yapma gibi sorunlar
yaşadıkları ancak bu sorunların oranının ameliyat öncesi dönem ile karşılaştırıldığı
zaman azaldığı belirlenmiştir (83).
Sıvı Alımı
Hastanın sıvı alımı, ameliyattan sonra hastaların durumlarına göre arttırılır.
Sıvı alımının arttırılması, idrarın akışının kolaylaştırılmasını, pıhtı ve doku
artıklarının üriner sistemden kolay atılmasını, idrar yapımı sırasındaki yanmanın
azalmasını ve üriner sistem enfeksiyonlarının önlenmesini sağlar. Bu nedenle
hastalara idrarda yanma şikayetlerini sıvı alımlarını artırarak hafifletebilecekleri
açıklanmalıdır (13, 25, 68).
Hareket
Yoğun irrigasyon programı bittikten sonra hastalar kademeli olarak günlük
yaşam aktivitelerine dönebilmektedirler. Hastalara ağır kaldırma, aşırı egzersiz ve
37
uzun süre dik pozisyonda oturma gibi karın içi basıncının artmasına ve kanamaya
neden olan hareketler hakkında eğitim verilmelidir (13).
Yeterli İdrar Boşaltımının Sağlanması
TUR-P’ da ameliyat sonrasındaki 24-48 saat kateter açıklığının sağlanması
veya spontan idrar yapmanın devamı için kritiktir. Bu dönemde kan pıhtılarının
oluşumu ve idrar akışını durdurması için çok risklidir. Mesane irigasyonu
yapıldığında irigasyon sıvısının akış hızı ayarlanarak idrarın pıhtıdan arındırılması ve
idrarın renginin kırmızıdan pembeye dönmesi sağlanmalıdır. İdrardan gelen kan
koyu kırmızı olursa yıkama sıvısının akış hızı arttırılmalıdır. Hemşire idrarın rengi ve
miktarına göre yıkama sıvısının gidiş hızını ayarlamakla sorumludur. Yıkama
sıvısının akış hızı artırıldığı halde kanama devam ederse doktora haber verilmelidir
(13, 75).
Hastanın aldığı çıkardığı takibi yapılmalıdır, yıkama sıvısının gidiş hızı ve
idrar miktarı kayıt edilmelidir. İdrar çıkışını kontrol etmek ve TUR-P sendromu
gelişimini önlemek için AÇT ve irrigasyon sıvısı kayıtları doğru olarak tutulmalıdır.
Saatlik idrar miktarı 50ml.’den az olmamalıdır. Daha az idrar çıkışı obstrüksiyonun
belirtisi olabilir. Kateterlerin bükülmediğinden emin olunduktan sonra, 50ml. yıkama
sıvısı kullanılarak kateterin pıhtıdan temizlenmesi için elle yıkama yapılmalıdır (13,
68).
Yıkama sıvısının kullanımına bağlı su intoksikasyonu oluşabilir. Yıkama
sıvısının absorbsiyonuna bağlı(mesane duvarından) hiponatremi ve elektrolit
dengesizlikleri oluşabilir. Hiponatremi hekim istemine
Hemşire hastayı yüksek kan basıncı, konfüzyon,
semptomlar açısından gözlemelidir (11).
38
göre tedavi edilmelidir.
ılık nemli cilt, bulantı gibi
Mesane Spazmlarına ve Ikınmaya Bağlı Rahatsızlığın Giderilmesi
Kateterin açıklığı kontrol edilmelidir. Hastaya kateterin etrafından idrarını
yapmaya çalışmaması konusunda bilgi verilmelidir. Hasta ilk 48 saat mesane
spazmları
açısından
gözlenmelidir.
Önerilen
analjezikler(antispazmotikler)
uygulanmalıdır. Hastaya 24-48 saatte spazmların giderek azalacağı anlatılmalıdır.
Ağrının giderilmesi için narkotik analjezikler kullanılabilir fakat çoğunlukla
gereksizdir. Sıvı alımının desteklenmesi(günde 8-10 bardak su) üretranın
yıkanmasını sağlar ve irritasyona bağlı spazmları azaltır. Ikınmaya bağlı ağrıyı
azaltmak için hastanın laksatif alması sağlanabilir (25, 68).
Enfeksiyonun Önlenmesi
Ameliyattan sonraki birkaç gün intravenöz veya oral antibiyotikler uygulanır.
İrigasyon işlemi sırasında aseptik tekniğe uyulmalıdır. Hasta sıvı alması için
desteklenerek üriner sistemin yıkanması, üriner stazın önlenmesi ve enfeksiyon
riskinin azaltılması sağlanabilir. Hemşire idrar yolu enfeksiyonu belirtileri açısından
hastayı gözlemelidir (13).
Anksiyetenin Giderilmesi
Hastaya prostat ameliyatlarından sonra geçici inkontinansın normal olduğu
açıklanmalıdır. Hasta bu durumun normal olduğunu fakat zamanla düzeleceğini
anlamalıdır (13). İdrar kontrolünün kazanılmasında kegel egzersizleri yararlıdır (60,
67). Hemşire geçici inkontinansın yönetiminde özel iç çamaşırları ve diğer ürünler
konusunda hastaya daha çok bilgi vermelidir (13).
BPH’ın cerrahi tedavisi genellikle ereksiyonu etkilemez. Hastaya infertilite ve
impotans arasındaki fark anlatılmalıdır. Çıkarılan prostat dokusunun miktarına göre
39
fertilite minimal ya da büyük oranda etkilenebilir. Hemşire BPH’lı hastaların yaşça
büyük olması nedeniyle fertilitenin problem olmadığını düşünmemelidir. Erkek
çocuk sahibi olmayı düşünmese bile fertilite çoğunlukla seksüel fonksiyonla eşdeğer
görüldüğünden hastanın bu konuda kaygıları olabilir. Hastanın kaygılarını
paylaşmasına fırsat verilmelidir (13, 68).
EVDE BAKIM YÖNETİMİ
Prostatektomi ameliyatlarından sonra hastaya ağır kaldırmaması ve iki
basamaktan fazla merdiven çıkmaması konusunda
bilgi verilmelidir. Hasta
ameliyattan sonra 3 hafta boyunca cinsel ilişkiye girmemeli, en az 2 hafta araba
kullanmamalıdır. Hasta enfeksiyon belirtilerini gözlemesi ve bilgi vermesi
konusunda eğitilmelidir. Hasta idrarını kan, kan pıhtıları
ve idrar yapmadaki
değişimler açısından gözlemelidir. Hasta evine foley kateter ile gidecekse hemşire
hastaya foley bakımı konusunda eğitim verilmelidir. Hemşire hastaya alkol ve üriner
retansiyon riskini artıran ilaçları(kanama riskini artıran) almaması konusunda bilgi
vermelidir. Hastaya belirli aralıklarla idrarını yapması, ıkınmaktan kaçınması ve
kendisini zorlayan aktivitelerden kaçınması gerektiği hatırlatılmalıdır (13, 25, 68,
75).
TUR-P’LU HASTANIN AMELİYAT SONRASI BAKIM REHBERİ
1. Kateter sisteminin açıklığı sağlanmalıdır.
2. İdrarın rengi gözlenmelidir.( kırmızıdan açık pembeye döner 24-48 saatte)
3. Su intoksikasyonu belirtileri gözlenmelidir.( konfüzyon, ajitasyon, iştahsızlık,
bulantı, kusma)
40
4. Hastaya kateterin etrafından idrar yapmaya çalışmaması, idrar yapma hissinin
kateterin yaptığı basınca bağlı olduğu söylenmelidir.
5. Hastaya önerilen tedaviler uygulanmalıdır(analjezikler, antibiyotikler) ve mesane
spazmların şiddetinin ve sıklığının 24-48 saatte giderek azalacağı açıklanmalıdır.
6. Kateter çıkarıldıktan sonra;
∗
üriner retansiyon belirtileri gözlenmelidir.
∗
kontinans belirtileri gözlenmeli ve damlama varsa kegel egzersizleri
öğretilmelidir.
∗
Hasta sıvı alımı ve idrar yapması için desteklenmelidir.
7. Hastaya cinsellik ve olası inkontinans ile ilgili konularda duygularını paylaşması
için fırsat verilmelidir.
8. Evde bakım konusunda eğitim verilmelidir.
∗
Ağır egzersizlerden kaçınması
∗
En az 3 hafta cinsel ilişkiye girmemesi
∗
2 hafta araba kullanmaması
∗
Kabız olmaktan kaçınması
∗
Günde en az 2.5 lt sıvı alması
∗
Kanama olduğunda hekimini araması konusunda eğitim verilmelidir (68).
1.7.4. TABURCULUK EĞİTİMİ
Taburculuk
eğitimi,
hasta
ve
hastaya
bakım
verecek
kişilerin
evde
yasayabilecekleri sorunların önlenmesine yönelik yapılan kapsamlı ve planlı bir
eğitimdir. Hastanın hastaneye yatması ile başlayan taburculuk süreci, hastanın tedavi
gördükten sonra hastaneden ayrılması ile sona erer. Bu nedenle taburcu olan
hastaların evde bakımlarını doğru uygulayabilmeleri ve günlük yaşam aktivitelerini
41
sürdürebilmeleri için hastaneye kabul edildiğinden itibaren hastalara planlı sağlık
eğitimi verilmeli, taburculuk eğitim programları ile desteklemeli ve evde bakıma
hazırlanmalıdır (85). Hastalar evde yasayabilecekleri sorunlara ve bu sorunların
önlenmesine yönelik bilgilendirildiklerinde, özbakım yetenekleri artmakta, iyileşme
süreçleri
hızlanmakta,
yaşam
kaliteleri
yükselmekte,
ameliyatın
getirdiği
değişikliklere daha kolay uyum sağlayabilmekte, bakım maliyeti, hastanede kalış
süresi, komplikasyon riski ve buna bağlı hastaneye tekrar yatışlar azalmakta ve hasta
memnuniyeti artmaktadır (8, 44, 70, 85). Bu nedenle hasta ve hastaya bakım verecek
kişiler taburculuk sırasında evde bakıma yönelik gerekli bilgi ve beceriye sahip
olmalıdır.
Taburculuk sırasında hasta ve ailesinin eğitiminden sağlık ekibinin bütün üyeleri
sorumlu olmakla birlikte taburculuk planlaması hemşirenin sorumluluğundadır.
Hemşirenin çağdaş rollerinden olan eğitici ve danışmanlık rollerini etkin olarak
kullanması, ameliyat olan bireyin mevcut durumunu geliştirmeyi ve sürdürmeyi
öğrenmesine yardımcı olacaktır (18, 44). Ancak yapılan çalışmalar hemşirenin
taburculuk sürecinde etkin olarak yer almadığını ve yeterli düzeyde taburculuk
eğitimi yapmadığını göstermektedir (7, 18, 85) .
Taburculuk planı multidisipliner bir yapıya sahiptir. Taburculuk planının
oluşturulmasında hekim ve hemşire başta olmak üzere
bireyin gereksinimleri
doğrultusunda diğer sağlık disiplinlerinden temsilcilerde yer almalı ve koordineli
olarak çalışmalıdırlar. Taburculuk planlamasında hasta ve aile ekibin vazgeçilmez
unsurları olarak görülmelidirler (44, 85).
Cerrahi kliniklerinde tüm hastaları; hastalık bilgisi, tedavi bilgisi, ağrı kontrolü,
solunum ve öksürük egzersizleri, günlük yasam aktiviteleri (beslenme, banyo yapma,
boşaltım, uyku ve dinlenme, öz-bakım, günlük isler, araba kullanma, çalışma
42
yaşamına dönüş vb.), yara bakımı, egzersizler, gelişebilecek komplikasyonlar,
komplikasyon belirti ve bulgularının tanınması ve önlenmesi, taburcu olduktan
sonraki
tıbbi
izlem/kontrole
gelme
sıklığı,
acil
durumlarda
başvurulacak
kişi/kuruluşlara nasıl ve nerelerden ulaşılabileceği, ilgili kurumlara ilişkin bilgi ve
danışmanlık ve sağlığın geliştirilmesi vb. konularda taburculuğa hazırlamak
gereklidir (17, 25, 68, 85 ). Ameliyat olan hastaların taburculuk eğitiminde amaç ; ‘
hastaların optimal düzeyde kendi sağlık bakım sorumluluğunu üstlenmelerini
sağlamaktır (44).
Taburculuk eğitiminin amacı;
•
Hastaların ameliyat öncesi ve sonrası evde bakım gereksinimlerini
karşılamalarına yardımcı olmak
•
Gerektiğinde sağlık ekibinden yardım almalarını kolaylaştırmak
•
İyileşme sürecini hızlandırmak
•
Normal yaşama en kısa sürede geçişi sağlamaktır (44).
Bubela tarafından 1990’da hasta öğrenim
gereksinimlerini saptama skalası
geliştirilmiştir.Bu skala ile kısa sürede hastanede kalan bireylerin taburculuk sonrası
bilgi
gereksinimleri
değerlendirilmiş,
en
önemli
en
gerekli
bilgilerin;
komplikasyonların önlenmesi, ağrı yönetimi, yara bakımı, aktivite düzeyi, tedavi
sonucu ve ilaç kullanımı, başvurulabilecek sağlık bakım merkezleri olmuştur (8).
Jacops’un(2000)
çalışmasında
ilk
sırayı,
hangi
aktivitelere
ne
zaman
başlayabilecekleri, yara yeri bakımı, semptomlar ve önlenmesi, ağrı yönetimi,
boşaltım ve kişisel bakım alanları oluşturmuştur (43).
Hemsirenin temel rolleri arasında yer alan hasta eğitimine verilen önem, bazı
gelişmiş ülkelerde ilgili sağlık kuruluşlarının hasta ve hastaya bakım verecek
kişilerin eğitiminde dikkate almaları gereken standartların hazırlanmasına neden
43
olmuştur. JCAHO (The Joint Commission on Accreditation of Healthcare
Organization) tarafından geliştirilen, sağlık kuruluşlarınca dikkate alınması gereken,
eğitim açısından önemli olan ve temel ilkeleri kapsayan standartların bazı maddeleri
şöyledir (44);
•
Hasta ve ailesine, iyileştirmeye ve desteklenmesi gereken fonksiyonları
geliştirmeye yönelik gerekli bilgi ve beceriyi kazandırır.
•
Hasta ve ailesinin eğitim sürecinin her aşamasına katılmasını destekler.
•
Eğitim programını, hastanın öğrenme gereksinimini, yetisini ve isteklerini
dikkate alarak öğretme-örenme süreci doğrultusunda düzenler.
•
Hasta ve ailesini ilaçların, yardımcı araç-gereçlerin etkin ve güvenli bir
şekilde
kullanılması hakkında eğitir.
•
Hasta ve ailesine diyet, ilaç-besin etkileşimi hakkında danışmanlık yapar.
•
Hasta ve ailesine taburcu olmadan önce, bakımın sürekliliğini sağlamak
için, ilgili kuruluşlar hakkında gerekli bilgiyi, yazılı kaynakları vb. temin
eder.
1.7.4.1.TURP SONRASI TABURCULUK EĞİTİMİ VE EVDE BAKIM
TURP ameliyatı geçiren
hastalar ameliyat sonrasında 2. ya da 3.günlerde
taburcu edilmektedirler. Ameliyat sonrası iyileşme dönemi 4-6 haftalık bir süreyi
kapsamaktadır (25). Hastaya taburculuk öncesinde sözel eğitim verilmesinin
yanında,
yazılı materyal
verilmelidir. Fagermoen’un (2006) yaptığı çalışmada
TURP ameliyatı geçiren hastalara taburculuk öncesinde eğitim kitapçığı verilmiş,
kitapçığı alan hastalar evdeki bakımlarını daha iyi yönetebildiklerini ve daha az
kaygı yaşadıklarını ifade etmişlerdir (27).
44
Aktivite
TURP sonrası bazı aktiviteler kısıtlanmaktadır. Hastaya iyileşme döneminde
(4-6 hafta) ağır kaldırmaması (4.5 kg.’dan fazla), dik pozisyonda oturmaması(karın
içi basıncını arttırarak kanamaya neden olabilir), 3-4 hafta zorlayıcı aktiviteler
yapmaması ve 2 hafta araba kullanmaktan kaçınması öğretilmelidir (25, 68).
Diyet
TURP sonrası önerilen özel bir diyet yoktur. Hastaya idrar yolu
enfeksiyonunun önlenmesi, kanamaya bağlı pıhtının idrar yollarının tıkamaması ve
kabız kalmaması için günde en az 2-3 litre sıvı alması gerektiği anlatılmalıdır.
Hastaya mesaneyi irrite ettiği için
kahve
ve alkol almaktan kaçınması
öğütlenmelidir (13, 25, 68, 75).
Konstipasyon
Prostat dokusunun iyileştiği bu dönemde hasta kabız kalmamaya özen
göstermelidir. Kabızlık ıkınmaya bağlı olarak prostat dokusunun zorlanmasına ve
kanamaya neden olabilir. Bunun için diyetinde posalı gıdalara yer vermesi ve
kabızlık
durumunda
doktoruna
danışarak
hatırlatılmalıdır (13, 25, 68, 75).
45
ilaç
kullanabileceği
hastaya
Üriner Kontrol
Hastaya sonda çıkarıldıktan damlama şikayetlerinin olabileceği, idrar
kontrolünün kazanılmasının zaman alabileceği fakat bu durumun geçici olduğu ve
zamanla gelişeceği anlatılmalıdır. Damlama şikayetleri için koruyucu pedler
kullanabileceği
hatırlatılmalıdır.
Hastaya,
bu
dönemde
idrar
kontrolünün
kazanılmasında yardımcı olacak kegel egzersizleri öğretilmelidir. Bu egzersizde
hasta idrarını yaparken durdurup tekrar devam edecektir. Bu egzersizi saatte 10-20
kez yapacaktır. Hastaya idrarını bekletmemesi öğütlenmelidir (13, 25, 68, 75).
Cinsel Yaşam
Hastaya TURP’un cinsel yaşam üzerine olası etkileri anlatılmalıdır. Hasta
ameliyattan sonra 3-4 hafta
cinsel yaşamının kısıtlanacağı anlatılmalıdır.
Ameliyattan sonra ereksiyonun her
zaman etkilenmediği, hastanın
ameliyat
sonrasında cinsel yaşamı normal sürdürebileceği anlatılmalıdır. Ameliyat öncesinde
normal cinsel yaşam süren erkeklerin pek çoğunun ameliyat sonrasında problem
yaşamadığı anlatılmalıdır. Ameliyat sonrasında ilişkiden sonra prostat dokusundaki
değişim
nedeniyle
meninin
ereksiyon
sonrasında
gelmeyeceği
(retrograd
ejakülasyon), ilk idrarla dışarı atılacağı anlatılmalıdır (13, 25, 68, 75).
İlaçlar
Hastaya genellikle analjezik, antibiyotikler önerilmektedir. Gerekli olduğunda
önerilen ağrı kesicileri kullanarak mesane spazmlarına bağlı ağrıları azaltabileceği
anlatılmalıdır. İlaçların kullanımı ve yan etkileri hastaya anlatılmalıdır. Kanama
riskini arttıran ilaçları (aspirin) doktoruna danışmadan kullanmaması hatırlatılmalıdır
(13, 25, 68).
46
Sonda Bakımı
Hasta evine foley kateter ile gidecekse hastaya sonda bakımı öğretilmelidir.
Günde 2 kez sondanın etrafını su ve sabunla yıkaması gerektiği anlatılmalıdır.
Sondanın ne zaman ve nerde çıkarılacağı anlatılmalıdır (13, 25, 68).
Komplikasyonlar
Ameliyattan sonraki 2 hafta kanama açısından çok risklidir. Hastaya kanama
belirtilerini gözlemesi,
kanama veya
üriner obstrüksiyon geliştiğinde hemen
doktorunu araması gerektiği anlatılmalıdır. Hasta idrarını kan ve kan pıhtılarını
açısından ve idrar yapmadaki değişimler açısından gözlemelidir. Hasta ateşi
yükseldiğinde,
idrar
yolu
enfeksiyonu
belirtileri
görüldüğünde
doktoruna
bildirmelidir. Hastaya doktoruna nerden ve nasıl ulaşabileceği anlatılmalıdır (13, 25,
68).
1.7.5.YAŞAM KALİTESİ
Tüm insanlık için evrensel bir kavram olan yaşam kalitesi, 1960’ lı yıllarda
öncelikle sosyoloji ve ekonomi bilimlerinin, daha sonra da psikoloji biliminin uğraş
alanına girmiş; 1970’li yıllardan sonra sağlık alanında üzerinde durulan bir kavram
olmuştur (3).
Yaşam süresinin uzaması ve yeni tedavi alternatiflerinin uygulanmaya
başlanması, sağlık hizmeti çıktısının ölçümünde geleneksel göstergelerin yetersiz
kalmasına yol açmıştır. Artık bir klinik uygulamanın ya da sağaltımın başarı ya da
başarısızlığı, biyolojik ve demografik göstergelere ek olarak, o hastanın yaşam
kalitesine yaptığı olumlu veya olumsuz gelişmelerle de değerlendirilmeye
başlanmıştır (26) .
47
Sağlık ile yaşam kalitesi birbirini kapsayan kavramlardır. Sağlık, yalnızca
hastalık ve sakatlığın olmayışı değil fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden tam bir iyilik
halidir. Sağlığın fiziksel ve ruhsal yönleri tıp ve sağlık bilimleri tarafından
bilinmektedir. Ancak ‘tam iyilik halini’ bilinen ölçeklerle tanımlamanın mümkün
olmadığını, özellikle ‘sosyal yönden tam iyilik hali’ kavramının açıklanamaması
kavramından yola çıkılarak insan hayatının niteliği üzerinde düşünülmeye
başlanmıştır (28).
Sağlıkta yaşam kalitesi kavramının içine nelerin girmesi gerektiği konusunda
farklı görüşler olmakla birlikte, örneğin bedensel ve ruhsal becerilerin, kişinin
kendine özgü beklenti ve algılarının bu tanımda yer almasının uygun olacağını aşağı
yukarı bütün yazarlar benimsemektedir. Ancak, sağlıkta yaşam kalitesi için
otoritelerce üzerinde fikir birliğine varılmış bir tanım henüz geliştirilmemiştir (28).
Sağlıkta yaşam kalitesi;
•
İki komponenti olan iyilik halidir; bunlardan birincisi fiziksel, ruhsal ve
sosyal iyilik halini temsil eden gündelik faaliyetleri yürütebilme yeteneğidir,
ikincisi ise işlev görme ve hastalıkların kontrolünün düzeyi ile ortaya çıkan
hasta doyumudur.
•
Yaşamın iyi ve doyum sağlayan özelliklerinin bir bütün olarak, öznel biçimde
algılanmasıdır.
•
Hastanın beklentileri ile ulaşabildikleri arasındaki farkın olabildiğince az
olmasıdır.
•
Bir hastalığın ve ona bağlı tedavinin hastada yarattığı işlevsel etkilerin hasta
tarafından öznel biçimde algılanışıdır.
•
Bireyin yaşamdan ve kişisel iyilik hali denen genel durumdan sağladığı
doyumun bir bütün olarak ifadesidir.
48
•
Hastanın hem içinde yaşadığı kültürel yapı ve değerler sistemi bağlamında,
hem de kendi amaçları, beklentileri, standartları ve endişeleri açısından,
yaşamdaki durumu ile ilgili algısıdır.
Sağlık ile ilgili yaşam kalitesi ölçümleri ile bir hastalık ve hastalığın
tedavisinin yaşamın fiziksel, sosyal, emosyonel boyutları üzerine etkilerinin
incelenmesi hedeflenmektedir (3).
Yaşam kalitesinin objektif ve subjektif göstergeleri vardır (3).
1- Yaşam Kalitesinin Objektif Göstergeleri
Fiziksel iyilik hali yaşam kalitesinin objektif göstergesidir.
a) Kendine bakabilme (beslenme, giyinme, banyo ve tuvaleti kullanma, uyku)
b) Hareket (evin içinde ve dışında hareket etme)
c) Fiziksel etkinlik (yürüme, merdiven çıkma, eğilme, doğrulma, yorgunluk)
d) Rol etkinliği (aile ve işle bağlantı, sosyal roller)
e) Sağlık hastalık inancı, tanı ve tedavinin sonucu fiziksel iyilik halini içerir.
Burada bireyin günlük yaşam aktivitelerini ve öz bakımını yerine
getirebilmesinin yanında bunların yeterli düzeyde olması ve kişinin bu durumdan
doyum bulması önemlidir.
2. Yaşam Kalitesinin Subjektif Göstergeleri
a)Psikolojik İyilik Hali:
Kişinin farklı durumlara uyum sağlama stratejilerini ve değişik ruh hallerini
kapsar. Psikolojik iyilik hali kişinin subjektif yaşam kalitesi göstergelerini ifade eder.
Bunlar yaşam doyumu, psikolojik etki ve emosyonel iyilik hali olup yaşam
deneyimlerinin subjektif olarak değerlendirilmesi ile elde edilir. Burada kişinin kendi
kendini değerlendirmesi olan öznel bir doyum veya sonuç yaşam kalitesidir.
49
b)Psikolojik-emosyonel esenlik; anksiyete, depresyon, beden imajı, otonomi,
yararlılık dinlenme ve uğraşı ile ilgili durumlarda yaşamın normalliğini ve
mutluluğunu içerir.
c)Sosyal ve Bireysel İyilik Hali:
Kişinin eş, aile ve arkadaşları ile olan ilişkilerinin niteliği ve niceliği ile
sosyal faaliyetlere katılma sıklığı, sosyal destek görme, rollerini yerine getirme
sürecidir.
d) Maddi İyilik Hali:
Varolan durumdaki geleceğe yönelik güvenlik duygusu, barınma, sağlık
sigortası, iş güvencesi gibi fonksiyonlardır (3).
Glenda (1992) yasam kalitesinin tüm yönlerini degerlendirmede gerekli
oldugu varsayılan özellikleri saptayarak farklı bir yaklasım gelistirmistir (34). Bu
yaklasımdan yola çıkarak yasam
kalitesinde etkileyen faktörler Sekil 5’de
görülmektedir.
Şekil 5:Yaşam Kalitesi Kavramı
Yaşam kalitesi çalışmalarının kullanıldığı alanlar şunlardır (73);
∗
Genel popülasyonda sağlığı belli bir zamanda tanılamak,
50
∗
Belli bir popülasyonda belli bir zaman diliminde sağlık durumunu tanılamak,
∗
Genel popülasyonun sağlık durumunu belirli aralıklarla izlemek,
∗
Belli bir popülasyonda sağlık durumunu belirli aralıklarla izlemek,
∗
Sosyal duruma etki eden faktörleri tanılamak,
∗
Sağlık bakım uygulamalarının maliyetini tanılamak,
∗
Sağlık bakım sisteminde kalite geliştirme programlarını kullanmak,
∗
Sağlık durumunu korumak,
∗
Sağlık durumunu belirlemek,
∗
Hastaların sağlık durumunu izlemek
Yaşam kalitesini ölçmenin amacı birey ve toplumun sağlık durumunu
belirlemektir (73).
Yaşam kalitesi ve sağlık sonuçlarının değerlendirilmesinde kullanılan ölçütler
jenerik ve hastalığa özgü olmak üzere iki gruba ayrılabilir. Jenerik ölçütler; genel
popülasyonda kullanılan, çeşitli sağlık durumları ve hastalıklara uygulanabilen, geniş
ilgi alanlarını değerlendiren ölçütlerdir. Hastalığa özgü ölçütler ise sadece o hastalık
grubunda kullanılan ölçütlerdir (9). Bunlardan Kısa Form SF-36, Nottigham Sağlık
Profili, Hastalık Etki Profili (Siskness Impact Profile), Euro QO-L, Dünya Sağlık
Örgütü Yaşam Kalitesi Anketi (WHOQOL) jenerik ölçütlerdir. Hastalığa özgü
ölçeklere
European Organization for Research and Treatment of Cancer (EORTC)
QLQ -C30 verilebilir (9, 26, 73).
51
1.7.5.1. YAŞAM KALİTESİNDE HEMŞİRENİN ROLÜ
Yaşam kalitesi kavramının hemşirelik alanında kullanımı 1980’li yıllardan bu
yana gelişmeye başlamıştır. Yaşam kalitesi, sağlıklı ve kronik hastalığı olan
bireylerde; tedaviye yönelik girişimsel yöntemler uygulanan ve akut bakım
sonrasında olan bireylerin hemşirelik bakımı sonuçlarının incelenmesinde önemli bir
değerlendirme yaklaşımı olarak kabul görmüş ve yaygınlaşmıştır (2).
Yaşam kalitesi ölçümleri hemşirelik ile yakından ilişkilidir. Hemşireler
hemen her zaman hastaların ve ailelerin sağlık durumlarını değerlendirmekte, onların
yaşam kalitelerini olası en üst düzeye çıkarmak için planlar yapmakta ve sonucu
değerlendirmektedir.
Yaşam
kalitesi
hemşirelik
bakım
hizmetlerinin
değerlendirilmesini sağlar. Hemşireler holistik yaklaşım doğrultusunda hastaların
yaşam kalitesini yükseltebilir ve iyi bir hemşirelik bakımı sunabilirler. Bu nedenle
tüm sağlık profesyonellerinin yaşam kalitesi ile ilgili kavramları ve felsefeleri
sorgulayarak uygulamalarına aktarmaları önemlidir (2,51). Yaşam kalitesi ölçümleri
hemşirelik uygulamalarının değerlendirilmesinde, yaşam kalitesini etkileyen
değişkenlerin saptanmasında, bakım kalitesinin ve alternatif hastalık yönetme
stratejilerinin karşılaştırılmasında, sağladığı kolaylıklar nedeniyle hemşirelik
araştırmalarında çok sık kullanılmaktadır (51, 70, 72, 76, 87 ) .
52
BÖLÜM II
GEREÇ VE YÖNTEM
2.1. ARAŞTIRMANIN TİPİ
Transüretral Prostat Rezeksiyonu (TUR-P) ameliyatı için hastaneye yatırılan
hastalara verilen taburculuk eğitiminin yaşam kalitesine etkisini saptamak amacı ile
kesitsel, ileriye dönük, yarı deneysel bir çalışma olarak planlanmıştır.
2.2. ARAŞTIRMANIN YERİ VE ZAMANI
Araştırma, İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Üroloji Kliniğin’de 2
Ağustos- 30 Aralık 2007 tarihleri arasında yürütülmüştür.
2.3. ARAŞTIRMANIN EVRENİ VE ÖRNEKLEMİ
İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Üroloji Kliniği’ne 2 Ağustos 30 Aralık 2007 tarihleri arasında Transüretral Prostat Rezeksiyonu için yatırılan
tüm hastalar araştırmanın evrenini oluşturmuştur. Araştırmanın örneklemini Üroloji
Kliniği’ne 2 Ağustos - 30 Aralık
2007 tarihleri arasında
Transüretral Prostat
Rezeksiyonu için yatırılan 60 hasta oluşturmuştur. Örneklem seçiminde olasılıksız
örnekleme yöntemi kullanılmıştır.
2.4. BAĞIMLI VE BAĞIMSIZ DEĞİŞKENLER
Araştırmanın Bağımlı Değişkenleri ; yaşam kalitesidir.
Araştırmanın Bağımsız Değişkenleri; araştırmanın bağımlı değişkenlerini
etkilediği düşünülen, taburculuk eğitimi, hastaların yaş, meslek, eğitim durumu,
gelir durumu, medeni durumu ve sosyal güvencesidir
53
2.5. KULLANILAN GEREÇLER
2.5.1.GELİŞTİRİLEN EĞİTİM MATERYALİ
2.5.1.1. TUR-P Yapılan Hastalar İçin Taburculuk Eğitimi Kitapçığı
TUR-P yapılacak hastalar için literatür taranarak hazırlanan eğitim kitapçığı;
ameliyat öncesi, ameliyat sonrası ve taburculuk sonrasında evde bakım ile ilgili
bilgiler içermektedir (EK- 8).
TUR-P yapılan hastalar için taburculuk eğitimi kitapçığı toplam 22 sayfa olup;
•
Prostat Nedir?
•
İyi Huylu Prostat Büyümesi Nedir ?
- TURP Ameliyatının
•
Avantajları ve Dezavantajları Nelerdir ?
Ameliyat Öncesinde Yapmanız Gerekenler Nelerdir ? Ameliyathaneye Nasıl
Gönderileceksiniz ?
•
Ameliyat Sonrası Dönemi Nasıl Geçireceksiniz ?
- Ağrı
- Hareket etme
- Ayak- bacak egzersizleri
- Yataktan kalkma
- Derin solunum ve öksürük egzersizleri
- Beslenmeye Geçiş
- Sıvı Alımı
- Mesane Spazmı
- Mesanenin Yıkanması
•
Taburculuk Sonrası Dönemde Yaşayabileceğiniz Sorunlar ve Öneriler alt
başlıklarını içermektedir.
54
2.5.2. VERİ TOPLAMA ARAÇLARI
2.5.2.1. Hasta Tanıtım Formu
Araştırma kapsamına alınan hastaların sosyo-demografik özelliklerini
saptamak için
araştırmacı tarafından geliştirilen ve 6 sorudan oluşan ‘Hasta
Tanıtım Formu’ kullanılmıştır. Form; hastaların yaşı, eğitim durumu, medeni
durumu, mesleği, gelir durumu ve sosyal güvencesine ilişkin soruları kapsamaktadır
(EK- 1 ) .
2.5.2.2. Mini -Mental Durum Testi(MMDT)
Araştırmada mental durumu ölçmek amacıyla
Mini Mental Durum Testi
(MMDT) kullanılmıştır. Folstein ve arkadaşları (1975) tarafından geliştirilen Mini
Mental Durum Testi (MMDT), tüm dünyada kullanılan adıyla Mini Mental Status
Examination (MMSE), demansiyel süreci izlemede tüm dünyada yaygın olarak
kullanılmaktadır (29) . Mini Mental Durum Testi, kognitif bozuklukları taramada
hastalığı ve tedaviyi izlemede oldukça kullanışlı kısa ve uygulaması kolay bir testtir.
Türkiye’de geçerlilik ve güvenilirlik çalışması Güngen ve arkadaşları tarafından
(1999) yapılmıştır (37). MMDT
yönelim, kayıt belleği, dikkat, hesap yapma,
hatırlama ve lisan olmak üzere beş bölümden oluşmaktadır. MMDT puanının toplamı
30 olup, 25-30 arası “normal”, 24-19 arası “hafif yıkım”, 19’un altında puan alanlar
olası “demans” olarak tanımlanmıştır ( 29) (EK- 4 ).
55
2.5.2.3. SF-36 Yaşam Kalitesi Ölçeği (The MOS 36 Item Short Form
Health Survey SF-36)
Yaşam kalitesi ölçekleri içinde jenerik ölçüt özelliğine sahip ve geniş açılı
ölçüm sağlayan Kısa Form- 36 (Short Form-36; SF-36) Rand Corporation tarafından
1992 yılında geliştirilmiş ve kullanıma sunulmuştur (84) . Ölçegin Türkçe formu için
geçerlilik ve güvenirliligi Koçyigit (1999) tarafından
bedensel hastalıgı olan
örneklem grubunda yapılmıstır (52). SF-36 Yasam kalitesi ölçegi; yas, hastalık veya
tedaviye özel olmayan genel olarak bakım sonuçlarını ölçmek ve sağlıkla ilgili
yasam kalitesini incelemek için uygun, genel bir ölçüm aracıdır (6). Ölçek
geliştirilirken kısa kolay uygulanabilir olmasının yanı sıra çok geniş bir kullanım
alanına sahip olması da amaçlanmıştır. SF- 36 Yaşam kalitesi ölçeği, klinik
araştırmalarda, kronik hastalığa sahip kişilerde ve toplum sağlığı incelemelerinde
kullanılmaktadır. SF-36 geliştirildiğinden bu yana 500’ün üzerinde çalışmada, hemen
her hasta grubunda kullanılmıştır. Bu avantajları yanında ölçeğin uyku, seksüel
fonksiyon ve aile fonksiyonu ile ilgili başlıkları içermemesi dezavantajıdır (6).
SF-36 Yaşam Kalitesi ölçeği kendini değerlendirme ölçeğidir, 36 sorudan ve
sekiz alt ölçekten oluşmaktadır. Ölçeğin ikinci sorusu son 12 ayda sağlıktaki değişim
algısını
içermekte,
diğer
sorular
son
dört
hafta
göz
önüne
alınarak
değerlendirilmektedir (6).
Ölçeğin değerlendirilmesi her bölüm için farklılık göstermektedir.Ölçeğin
dördüncü ve beşinci sorusu evet/hayır, diğer sorular likert tipi (3, 5 ve 6’lı)
derecelendirme ile değerlendirilmektedir. Ölçeğin 1, 6, 7, 8, 9a, 9d, 9e, 9h, 11b, 11d
maddeleri ters çevrilerek puanı hesaplanmaktadır (6). SF-36 Yaşam Kalitesi
ölçeğinin alt ölçeklerini içeren soruların skorları ağırlıklı toplanarak Fiziksel ve
Mental Sağlık Özet Skoru elde edilir. Toplam puan hesaplaması söz konusu değildir.
56
Elde edilen özet skorlar ve alt ölçek puanları 0 ile 100 arasında değişen sürekli
değişken olarak ifade edilmiştir. Sıfır kötü sağlığı, 100 iyilik durumunu
göstermektedir. Ölçeğin kesme noktası yoktur. Özet skorların elde edilmesindeki
amaç yorumlama ve karşılaştırmalarda kolaylık sağlamasıdır (22). Özet skorların
elde edilmesi üç basamakta yapılmaktadır (EK- 3’te gösterilmektedir ).
1.Alt bileşen skorların hesaplanması
2.Alt bileşenlerin Z skor standardizasyonu,
3.Alt bileşenlerin ağırlıklı toplamları ile fiziksel ve mental sağlık özet
skorlarının elde edilmesidir.
Fiziksel sağlık özet skorunun elde edilmesinde fiziksel işlev, fiziksel rol, ağrı
ağırlıklı iken, mental sağlık özet skorunun elde edilmesinde mental rol ve mental
işlev ağırlıktadır. Genel sağlık algısı, yaşamsallık ve sosyal işlev her iki özet skora
benzer katkı sağlamaktadır. İkinci soru son iki ayda sağlıkta olan değişim algısını
içerdiği için değerlendirmede yer almamıştır (EK- 2 ) .
Şekil 6: SF-36 Yaşam Kalitesi Ölçeğinin Soruları, Bileşenleri, ve Alt Ölçekleri
YAŞAM
ALT ÖLÇEKLER
KALİTESİ
SORU
MİN-MAX
NUMARALARI
BİLEŞENLERİ
Fiziksel Sağlık
Fiziksel İşlev
3a, 3b,3c, 3d, 3e, 3f, 0-100
3g, 3h, 3ı, 3j
Ağrı
Fiziksel Rol
Genel Sağlık Algısı
Mental Sağlık
7,8
0-100
4a,4b,4c,4d
0-100
1,11a, 11b, 11c, 11d 0-100
Mental İşlev
9b, 9c, 9d, 9f, 9h
0-100
Yaşamsallık
9a, 9e, 9g, 9i
0-100
Sosyal İşlev
6, 10
0-100
Mental Rol
5a, 5b, 5c
0-100
57
Şekil 7: SF - 36 Yaşam Kalitesi Alt Ölçekleri
SF-36
Yaşam Soru
Kalitesi
Düşük Puan
Yüksek Puan
Alt Sayısı
Ölçekleri
Fiziksel İşlev
10
Yıkanma ve giyinme dahil tüm En zor olanlar dahil tüm
fiziksel
etkinlikleri
yerine fizisel etkinlikleri, sağlıkla
getirmede kısıtlılık
ilgili
bir
kısıtlama
olmaksızın yerine getirme
Fiziksel Rol
4
Fiziksel sağlık nedeni ile işte ya Fiziksel sağlık nedeni ile
da diğer günlük etkinliklerde işte ya da diğer günlük
sorunlar
etkinliklerde
sorunların
olmaması
2
Ağrı
Çok şiddetli ve aşırı kısıtlayıcı Ağrı ya da ağrıya bağlı
ağrı
Genel
Sağlık
5
Sağlığın kötü olduğuna ve daha Sağlığın
kötüye gideceğine inanma
Algısı
Yaşamsallık
kısıtlılık olmaması
4
Sürekli
yorgun
ve
olduğuna inanma
bitkin Her zaman yaşam dolu,
hissetme
Mental İşlev
5
canlı ve enerjik hissetme
Sürekli sinirlilik ve depresyon Sürekli sakin mutlu ve
duyguları
Sosyal İşlev
2
mükemmel
rahat
Fiziksel ya da duygusal sorunlar Normal
nedeni
ile
normal
sosyal
sosyal etkinliklerin fiziksel ya da
etkinliklerde aşırı ve sık kesinti
duygusal sorunlar nedeni
ile kesintiye uğramaksızın
yürütülmesi
Mental Rol
3
Duygusal sorunlar nedeni ile Duygusal sorunlar nedeni
işte ya da günlük etkinliklerde ile işte ya da günlük
sorunlar
etkinliklerde
olmaması
58
sorun
2.6. VERİ TOPLAMA YÖNTEMİ VE SÜRESİ
Veriler 2 Ağustos 2007- 15 Ekim 2007 tarihleri arasında kontrol grubundan
30, 15 Ekim - 30 Aralık 2007 tarihleri arasında deney grubundan 30 olmak üzere
toplam 60 hastadan elde edilmiştir. Veri toplama araçları araştırmacı tarafından
karşılıklı görüşme yoluyla uygulanmıştır.
Deney grubu hastalara;
Kliniğe yatışlarının yapıldığı ilk gün araştırmacı tarafından dosya bilgileri
incelendikten sonra örneklem kriterlerine uyan hastalarla, araştırmanın amacı
açıklanıp yazılı onayları alındıktan sonra (EK-5), sosyo-demografik verileri içeren
Hasta Tanıtım Formu, SF-36 Yaşam Kalitesi Ölçeği (EK-2) ve Mini-Mental Durum
Testi (EK- 4 ) karşılıklı görüşme yoluyla uygulanmıştır. Araştırmacı tarafından
literatür incelenerek hazırlanan‘Transüretral Prostat Rezeksiyonu(TUR-P) Yapılan
Hastalar İçin Taburculuk Eğitimi Kitapçığı’ (EK-8)
verilerek, içeriği hasta ile
birlikte gözden geçirilmiş ve sözel eğitim verilmiştir. Veri toplama araçlarının
uygulanması 15 dakikada tamamlanmış, sözel eğitimin verilmesi için geçen süre 20
- 40 dakika arasında değişmiştir.
Kontrol Grubu Hastalara;
Veri toplama aşamasına kadar deney grubundaki hastalarla
izlenmiş,
aynı süreç
hastalara taburculuk eğitimi ve eğitim kitapçığı verilmemiştir. Deney
grubuna verilen eğitimin kontrol grubuna verilmemesinin nedeni ; ameliyat öncesi
verilen eğitimin yaşam kalitesi puanlarını değiştireceği ve her iki grup arasındaki
farkı ortadan kaldıracağı öngörüsüdür. Etik açıdan
59
kontrol grubu tamamen
eğitimden yoksun bırakılmamış, rutin uygulama içinde kurumdaki sağlık
profesyonellerinden eğitim almıştır.
Araştırmacı tarafından, çalışmaya katılan tüm hastalara ameliyattan 14 gün
sonra poliklinik kontrolünde SF-36 Yaşam Kalitesi Ölçeği yüz yüze görüşme
yöntemi ile
tekrar uygulanmıştır. Çalışmaya katılan hastaların isimleri
belirtilmemiştir.
2.7. Verilerin Analizi
Analiz verileri araştırmacı tarafından SPSS 11.0 ( Statistical Package for
Social Sciences) yazılım programında analiz edilmiştir. Verilerin analizinde
tanımlayıcı verilerde sayı ve yüzde, karşılaştırmalı verilerde Ki-Kare analizleri
kullanılmıştır. Hastaların yaş ortalamaları ve yaşam kalitesi puan ortalamaları
arasındaki ilişkiyi incelemek için korelasyon analizi; eğitim durumu, medeni durum,
meslek, gelir durumu ve yaşam kalitesi puan ortalamaları arasındaki farkı incelemek
için t testi ve tek yönlü varyans analizi kullanılmıştır (1, 74) .
2.8.SÜRE VE OLANAKLAR
TARİH
YAPILAN İŞLEMLER
Eylül- Kasım 2006
Literatür taraması
Kasım 2006 - Şubat 2007
Belirlenen tez konusu ile ilgili ön çalışmalar
11 Nisan 2007
Tez öneri sınavı
Nisan- Temmuz 2007
Tez konusu ile ilgili genel bilgilerin yazımı
31 Temmuz 2007
Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu
Bilimsel Etik Kuruldan izin alınması
2 Ağustos 2007
İzmir
Atatürk
Hastanesi
Eğitim
ve
Araştırma
Başhekimliği’nden
çalışmanın
yapılabilmesi için izin alınması
Ağustos- Aralık 2007
Verilerin Toplanması
Aralık 2007 – Eylül 2008
Verilerin kodlanması, analizi ve Tez yazımı
60
2.9.ETİK AÇIKLAMALAR
İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Üroloji Kliniğin’de Temmuz Aralık 2007 tarihleri arasında araştırmanın yapılabilmesi ve etik yönden
değerlendirilmesi için gerekli işlemler yapılmıştır.
İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimliği’nden (EK- 6) ve
Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Bilimsel Etik Kurulundan resmi izin
alınmıştır (EK-7) .
İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi 2.Üroloji Klinik Şefliği’nden,
Klinik Sorumlu Hemşiresi’nden sözel izin alınmış, çalışmaya katılmayı kabul eden
hastalardan çalışma ile ilgili açıklama yapıldıktan sonra yazılı onayları alınarak
veriler toplanmıştır (EK-5).
61
BÖLÜM III
BULGULAR
3.1.
HASTALARIN
SOSYO-DEMOGRAFİK
ÖZELLİKLERİNE
GÖRE İNCELENMESİ
Tablo 1. Hastaların Sosyodemografik Özelliklerine Göre Dağılımı
DENEY
KONTROL
N= 30
N= 30
Yaş Grupları
Sayı
%
Sayı
%
50- 59
7
5.6
8
26.7
60- 69
10
33.3
7
23.3
70 ve ↑
13
43.3
15
50.0
Okuryazar
8
26.7
10
33.3
İlkokul
18
60.0
14
46.7
Orta ve lise
4
13.3
6
20.0
28
93.3
28
93.3
Bekar
-
-
2
6.7
Dul
2
6.7
-
-
İşçi
1
3.3
-
-
Emekli
22
73.3
18
60.0
Serbest meslek
6
20.0
8
26.7
Diğer
1
3.3
4
13.3
-
-
-
Geliri giderine denk
21
70
24
80.0
Geliri giderinden az
9
30
6
20.0
Eğitim Durumu
Medeni Durum
Evli
Meslek
Gelir Durumu
Geliri giderinden fazla
62
Tablo 1’in Devamı
Sosyal Güvence
S.S.K
13
43.3
19
63.3
Bağkur
11
36.7
9
30.0
Emekli Sandığı
4
13.3
2
6.7
Yeşil Kart
2
6.7
-
-
TOPLAM
30
100
30
100
Tablo 1’de hastaların sosyo-demografik özelliklerine göre dağılımları
görülmektedir. Buna göre araştırmaya katılan deney grubu hastaların %5.6’sının 5059 yaş grubunda, %33.3’ünün 60-69 yaş grubunda ve %43.3’ünün 70 yaş ve
üzerinde
olduğu
saptanmıştır.
Kontrol
grubu
hastaların
yaş
dağılımları
incelendiğinde % 26.7’sinin 50-59 yaş grubunda, %23.3’ünün 60-69 yaş grubunda,
%50’sinin
ise
70
ve
üzerinde
olduğu
saptanmıştır.
Yaş
ortalaması
değerlendirildiğinde deney grubu 66.5 ve kontrol grubu 66.9 olarak bulunmuştur.
Hastaların eğitim durumlarına göre dağılımları incelendiğinde; deney
grubunun % 60.0’nın ilkokul, % 26.7’sinin okuryazar , % 13.3’ünün ortaöğrenim
mezunu olduğu; kontrol grubunun % 46.7’sinin ilkokul, %33.3’ünün okuryazar,
%20.0’ının ortaöğrenim mezunu olduğu saptanmıştır.
Hastaların medeni durumlarına göre dağılımları incelendiğinde; deney
grubunun %93.3’nün evli, % 6.7’sinin dul olduğu; kontrol grubunun % 93.3’ünün
evli, %6.7’sinin bekar olduğu görülmektedir.
Hastaların meslek gruplarına göre dağılımları incelendiğinde; deney
grubunun %73.3’ünün emekli, %20.0’sinin serbest meslek,
%3.3’ünün diğer;
kontrol grubuna bakıldığında %60.0’ının emekli, %26.7’sinin serbest meslek ve
%13.3’ünün diğer meslek gruplarında olduğu belirlenmiştir.
63
Hastaların gelir durumlarına göre dağılımları incelendiğinde; deney grubu
hastaların %70.0’nin gelirinin giderine denk, %30.0’unun gelirinin giderinden az;
kontrol grubu hastaların %80.0’nin gelirinin giderine denk ve %20.0’sinin gelirinin
giderinden az olduğu görülmüştür.
Hastaların sağlık güvencelerine göre dağılımları incelendiğinde; deney
grubundaki hastaların %43.3’ünün S.S.K,
% 36.7’sinin Bağkur,
%13.3’ünün
Emekli Sandığı, %6.7’sinin Yeşil Kart; kontrol grubu hastaların %63.3’ünün S.S.K,
%30.0’unun Bağkur, %6.7’sinin emekli olduğu görülmektedir.
Hastaların sosyo-demografik özelliklerine ilişkin bulguların tümünde, deney
ve kontrol grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık saptanmamıştır
(p>0.05) .
3.2. HASTALARIN YAŞAM KALİTESİ PUAN ORTALAMALARI
Tablo 2. Kontrol Grubu Hastaların Yaşam Kalitesi Alt Ölçek Puan Ortalamaları
SF-36 YAŞAM
Ameliyat Öncesi
KALİTESİ
Ameliyat Sonrası
ALT
ÖLÇEKLER
X
Sd
Fiziksel İşlev
71.00
Fiziksel Rol
Min
Max
X
Sd
24.99 20.00
100.00
82.33
18.83 50.00
100.00
48.33
49.53 0.00
100.00
51.66
47.76 0.00
100.00
Ağrı
Genel Sağlık
Algısı
46.73
10.14 30.00
64.00
50.36
8.58
31.00
60.00
48.83
11.12 30.00
80.00
73.73
16.68 60.00
97.00
Yaşamsallık
37.66
20.91 20.00
80.00
67.00
14.53 35.00
85.00
Sosyal İşlev
37.91
15.56 0.00
62.50
63.26
19.59 25.00
87.50
Mental Rol
37.73
47.70 0.00
100.00
55.53
49.01 0.00
100.00
Mental İşlev
36.26
15.25 20.00
68.00
70.66
11.85 44.00
92.00
64
Min
Max
Tablo 2’ de kontrol grubunun ameliyat öncesi ve ameliyat sonrası yaşam
kalitesi ölçek ve alt ölçeklerinden aldıkları puanlar görülmektedir. Hastaların
ameliyat öncesi alt ölçek puanları incelendiğinde; fiziksel işlev puanı 71.00± 24.99,
fiziksel rol puanı 48.33±49.53, ağrı puanı 46.73±10.14, genel sağlık algısı puanı
48.83± 11.12, yaşamsallık puanı 37.66± 20.91, sosyal işlev puanı 37.91 ±15.56,
mental rol puanı 37.73± 47.70, mental işlev puanı 36.26±15.25’tir.
Hastaların ameliyat sonrası alt ölçek puanları incelendiğinde; fiziksel işlev
puanı 82.33±18.83, fiziksel rol puanı 51.66 ±47.76, ağrı puanı 50.36 ±8.58, genel
sağlık algısı puanı 73.73± 6.68 , yaşamsallık puanı 67.00 ±14.53, sosyal işlev puanı
63.26±19.59, mental rol puanı 55.53±49.01,
mental işlev puanı 70.66±11.85’tir
(Grafik 1).
90
82,33
80
70
73,73
71
60
50
67
70,66
63,26
55,53
51,66
50,36
48,33
48,83
46,73
37,66
40
30
37,91
37,73
36,26
20
10
A
ğr
Sa
ı
ğl
ık
A
lg
Y
ısı
aş
am
sa
ll ı
So
k
sy
al
İş
lev
M
en
tal
Ro
M
l
en
tal
İş
le
v
en
el
G
el
İ
şle
Fi
v
zik
se
lR
ol
0
Fi
zik
s
Yaşam Kalitesi Puanı (0-100)
Grafik 1: Kontrol Grubu Hastaların Yaşam Kalitesi Alt
Ölçeklerinin Puan Ortalaması
Yaşam Kalitesi Alt Ölçekleri
65
Ameliyat
Öncesi
Ameliyat
Sonrası
Tablo 3. Deney Grubu Hastaların Yaşam Kalitesi Alt Ölçek Puan Ortalamaları
SF-36 YAŞAM
Ameliyat Öncesi
Ameliyat Sonrası
KALİTESİ
ALT
ÖLÇEKLERİ
X
Sd
Min
Max
X
Sd
Min
Max
Fiziksel İşlev
78.66 19.64 25.00 100.00 91.00 15.72
45.00
100.00
Fiziksel Rol
45.00 47.52 0.00
0.00
100.00
Ağrı
Genel Sağlık
Algısı
43.40 9.95
54.20 6.34
42.00
60.00
44.70 11.82 25.00 67.00
83.66 10.48
35.00
97.00
Yaşamsallık
40.16 16.99 10.00 65.00
72.50 19.72
35.00
100.00
Sosyal İşlev
37.08 15.90 0.00
75.00
39.16 15.30
12.50
62.50
Mental Rol
26.66 44.97 0.00
100.00 82.20 36.89
0.00
100.00
Mental İşlev
36.66 14.82 12.00 60.00
28.00
92.00
100.00 80.00 40.68
31.00 80.00
72.66 19.42
Tablo 3’ de deney grubunun ameliyat öncesi ve ameliyat sonrası yaşam
kalitesi ölçek ve alt ölçeklerinden aldıkları puanlar görülmektedir. Hastaların
ameliyat öncesi alt ölçek puanları incelendiğinde; fiziksel işlev puanı 78.66±19.64,
fiziksel rol puanı 45.00±47.52, ağrı puanı 43.40± 9.95, genel sağlık algısı puanı
44.70±11.82, yaşamsallık puanı 40.16±16.99, sosyal işlev puanı 37.08±15.90,
mental rol puanı 26.66±44.97, mental işlev puanı 36.66±14.82’dir.
Hastaların ameliyat sonrası alt ölçek puanları incelendiğinde; fiziksel işlev
puanı 91.00 ±15.72, fiziksel rol puanı 80.00 ±40.68, ağrı puanı 54.20±6.34, genel
sağlık algısı puanı 83.66±10.48, yaşamsallık puanı 72.50±19.72, sosyal işlev puanı
66
39.16±15.30, mental rol puanı 82.20±36.89,
mental işlev puanı 72.66±19.42’tir
(Grafik 2).
Grafik 2: Deney Grubu Hastaların Yaşam Kalitesi Alt Ölçeklerinin Puan
Ortalaması
100
91
Yaşam Kalitesi Puanı (0-100)
90
80
82,2
83,66
80
78,66
72,5
72,66
70
60
Ameliyat
Öncesi
54,2
50
45
43,4
44,7
40
40,16
37,0839,16
Ameliyat
Sonrası
36,66
26,66
30
20
10
v
en
tal
İşl
e
Ro
l
M
M
İşl
e
ya
l
en
tal
v
k
llı
So
s
ağ
lık
el
S
Ge
n
Ya
şa
m
sa
Al
gı
sı
Ağ
rı
l
Ro
ik
se
l
Fi
z
Fi
z
ik
s
el
İş
lev
0
Yaşam Kalitesi Alt Ölçekleri
Tablo 4. Kontrol Grubu Hastaların Ameliyat Öncesi ve Sonrası Yaşam Kalitesi
Puan Ortalamaları
( n=30)
YAŞAM
KALİTESİ
KONTROL GRUBU
Ameliyat Öncesi
Ameliyat Sonrası
t
p
X
Sd
X
Sd
29.69
11.07
44.01
9.69
-5.50
0.000*
44.43
8.15
51.22
7.30
-3.64
0.001*
Fiziksel
Sağlık
Mental
Sağlık
(p<0.05)
67
Tablo 4’te kontrol grubunun ameliyat öncesi ve sonrası yaşam kalitesi
puanları görülmektedir. Hastaların ameliyat öncesi fiziksel sağlık yaşam kalitesi
puan ortalaması 29.69± 11.07, mental
sağlık yaşam kalitesi puan ortalaması
44.43±8.15; ameliyat sonrası fiziksel sağlık yaşam kalitesi puan ortalaması 44.01±
9.69, mental sağlık yaşam kalitesi puan ortalaması 51.22 ± 7.30’tir.
Tablo 4 incelendiğinde; kontrol grubunda, ameliyat öncesine göre ameliyat
sonrası fiziksel ve mental sağlık yaşam kalitesi puan ortalamalarında yükselme
olduğu görülmüş ve bu fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0.05)
(Grafik 3) .
Grafik 3: Kontrol Grubu Hastaların Ameliyat Öncesi ve Sonrası
Yaşam Kalitesi Puan Ortalamaları
60
Yaşam Kalitesi Puanı
(0-100)
51,22
50
44,43
44,01
40
30
29,69
Fiziksel Sağlık
Mental Sağlık
20
10
0
Ameliyat Öncesi
Ameliyat Sonrası
Yaşam Kalitesi Özet Skorları
68
Tablo 5. Deney Grubu Hastaların Ameliyat Öncesi ve Sonrası Yaşam Kalitesi Puan
Ortalamaları ( n=30)
DENEY GRUBU
YAŞAM
KALİTESİ
Ameliyat öncesi
X
Fiziksel Sağlık
Mental Sağlık
Ameliyat sonrası
Sd
X
Sd
t
p
28.05
7.94
47.64
10.49
-7.51
0.000*
45.17
5.63
44.29
7.68
0.457
0.651
(p<0.05)
Tablo 5’te; deney grubunda ameliyat öncesi ve sonrası yaşam kalitesi
puanları görülmektedir. Hastaların ameliyat öncesi fiziksel sağlık yaşam kalitesi
puan ortalaması 28.05±7.94, mental
45.17±5.63 ; ameliyat sonrası
sağlık yaşam kalitesi puan ortalaması
fiziksel
sağlık yaşam kalitesi puan ortalaması
47.64± 10.49, mental sağlık yaşam kalitesi puan ortalaması 44.29± 7.68’dir.
Tablo 5 incelendiğinde; deney grubunda ameliyat öncesi ve ameliyat sonrası
fiziksel ve mental sağlık yaşam kalitesi puan ortalamaları karşılaştırıldığında, fiziksel
sağlık yaşam kalitesi puan ortalamalarının yükseldiği, mental sağlık yaşam kalitesi
puan ortalamalarında düşüş olduğu görülmüştür. Mental sağlık yaşam kalitesi puan
ortalamalarındaki düşme istatistiksel olarak anlamlı değilken(p>0.005), fiziksel
sağlık yaşam kalitesi puan ortalamalarındaki artış istatistiksel olarak anlamlıdır
(p<0.005) (Grafik 4).
69
Grafik 4: Deney Grubu Hastaların Ameliyat Öncesi ve Sonrası
Yaşam Kalitesi Puan Ortalamaları
(0-
60
47,64
Yaşam Kalitesi Puanı
100)
50
45,17
44,29
40
30
Fiziksel Sağlık
28,05
Mental Sağlık
20
10
0
Ameliyat Öncesi
Ameliyat Sonrası
Yaşam Kalitesi Özet Skorları
Tablo 6. Ameliyat Öncesi Deney ve Kontrol Grubu Hastaların Yaşam Kalitesi Puan
Ortalamalarının Karşılaştırılması
Ameliyat Öncesi
YAŞAM
KALİTESİ
Kontrol Grubu
(n=30)
X
Deney Grubu
(n=30)
Sd
X
Sd
7.94
Fiziksel Sağlık
29.69
11.07
28.05
Mental Sağlık
44.43
8.15
45.17
5.63
t
0.659
0.407
p
0.513
0.685
(p<0.05)
Tablo 6’da ameliyat öncesi deney ve kontrol grubunda yaşam kalitesi puan
ortalamaları karşılaştırılmış, fiziksel sağlık yaşam kalitesi puan ortalaması ve mental
70
sağlık yaşam kalitesi puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir
farklılık saptanmamıştır (p>0.05) (Grafik 5).
Yaşam Kalitesi Puanı
(0-100)
Grafik 5: Ameliyat Öncesi Deney ve Kontrol Grubu Hastaların
Yaşam Kalitesi Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması
50
45
40
35
30
25
20
15
10
5
0
44,43
29,69
45,17
28,05
Kontrol
Deney
Fiziksel Sağlık
Mental Sağlık
Yaşam Kalitesi Özet Skorları
Tablo 7. Ameliyat Sonrası Deney ve Kontrol Grubu Hastaların Yaşam Kalitesi Puan
Ortalamalarının Karşılaştırılması
Ameliyat Sonrası
YAŞAM
KALİTESİ
Kontrol Grubu (n=30) Deney Grubu(n=30)
X
Sd
X
Sd
Fiziksel
Sağlık
44.01
9.69
47.64
10.49
1.389
0.170
Mental
Sağlık
51.22
7.30
44.29
7.68
-3.580
0.001*
t
p
(p<0.05)
Tablo 7’de ameliyat sonrası deney ve kontrol grubunda yaşam kalitesi
puanlarının karşılaştırılması görülmektedir. Ameliyat sonrasında deney ve kontrol
71
grubunun fiziksel sağlık yaşam kalitesi puan ortalamalarında fark görülmemiş
(p>0.05), mental sağlık yaşam kalitesi puan ortalamalarında istatistiksel olarak
anlamlı bir farklılık saptanmıştır (p<0.05) (Grafik 6) .
Grafik 6: Ameliyat Sonrası Deney ve Kontrol Grubu Hastaların
Yaşam Kalitesi Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması
Yaşam Kalitesi Puanı
(0-100)
52
51,22
50
47,64
48
46
44
Kontrol
44,01
44,29
42
40
Fiziksel Sağlık
Mental Sağlık
Yaşam Kalitesi Özet Skorları
72
Deney
3.3. HASTALARIN SOSYODEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİNE GÖRE
YAŞAM KALİTESİ PUAN ORTALAMALARININ KARŞILAŞTIRILMASI
Tablo 8. Kontrol Grubu Hastaların Yaşa Göre Ameliyat Öncesi ve Sonrası Yaşam
Kalitesi Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması (n:30)
KONTROL
YAŞAM KALİTESİ
GRUBU
Ameliyat Öncesi
(n=30)
FS
YAŞ
Ameliyat Sonrası
MS
X
Sd
X
Sd
50-59 yaş
arası
35.88
6.44
45.87 7.05
60-69 yaş
arası
31.63
16.92
70 ve üzeri
25.04
6.93
TOPLAM
F=2.957
p=0.69
FS
Sd
X
47.88
11.74
51.27
9.04
45.25 11.20
44.60
8.12
53.94
8.36
43.13 7.10
36.65
7.08
49.64
5.48
F=0.326
p=0.725
X
MS
F=4.190
p=0.260
Sd
F=0.875
p=0.428
(p<0.05)
Tablo 8 incelendiğinde; kontrol grubunda ameliyat öncesi ve sonrası fiziksel
ve mental sağlık yaşam kalitesi puan ortalamalarında yaşa göre istatistiksel olarak
anlamlı bir farklılık saptanmamıştır (p>0.05) .
73
Tablo 9. Deney Grubu Hastaların Yaşa Göre Ameliyat Öncesi ve Sonrası Yaşam
Kalitesi Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması (n:30)
YAŞAM KALİTESİ
DENEY
GRUBU
(n=30)
Ameliyat Öncesi
Ameliyat Sonrası
FS
FS
MS
MS
X
Sd
X
Sd
X
Sd
X
Sd
50-59 yaş arası
31.99
10.75
46.86
2.76
47.62
5.63
46.67
4.11
60-69 yaş arası
31.54
4.36
43.78
4.95
44.59
12.19
47.43
7.61
70 ve üzeri
23.24
6.01
45.32
7.16
49.99
11.18
40.59
8.02
TOPLAM
28.05
7.94
45.17
5.63
47.64
10.49
44.29
7.68
YAŞ
F=5.523
p=0.010*
F=0.608
p=0.552
F=0.732
p=0.490
F=3.061
p=0.063
(p<0.05)
Tablo 9’da deney grubu hastaların yaşa göre ameliyat öncesi ve sonrası
yaşam kalitesi puan ortalamaları karşılaştırılmış, yaşa göre ameliyat öncesi fiziksel
sağlık yaşam kalitesi puan ortalaması puanları arasındaki fark anlamlı (p<0.05),
mental sağlık yaşam kalitesi puan ortalaması puanları arasındaki fark anlamsız iken
(p>0.05) ; yaşa göre ameliyat sonrası FS ve MS puanları arasında anlamlı fark
bulunmamıştır (p>0.05) .
74
Tablo 10. Kontrol Grubu Hastaların Eğitim Durumuna Göre Ameliyat Öncesi ve
Sonrası Yaşam Kalitesi Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması (n:30)
YAŞAM KALİTESİ
KONTROL
Ameliyat Öncesi
GRUBU
(n=30)
FS
MS
X
Sd
Okur yazar
33.22
17.05
İlkokul
27.29
Orta ve Lise
TOPLAM
EĞİTİM
Ameliyat Sonrası
Sd
MS
X
Sd
X
Sd
42.26 4.49
45.83
4.91
55.27
3.43
6.91
44.68 5.91
45.79
7.81
49.29
6.18
29.22
14.40
47.39 14.33
50.62
6.13
55.46
8.31
29.69
11.07
44.43 8.15
44.01
9.69
51.22
7.30
F=0.468
p=0.707
F=4.151
p=0.016*
F=0.557
p=0.648
X
FS
F=2.897
p=0.54
(p<0.05)
Tablo 10’da kontrol grubu hastaların eğitim durumuna göre ameliyat öncesi
ve sonrası yaşam kalitesi puan ortalamaları karşılaştırılmış, eğitim durumuna göre
ameliyat öncesi puanlarda istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmazken (p>0.05),
ameliyat sonrası FS puan ortalamalarındaki fark anlamlı bulunmuştur (p<0.05).
Ameliyat sonrası MS puanları arasındaki fark ise istatistiksel olarak anlamsızdır
(p>0.05).
75
Tablo 11. Deney Grubu Hastaların Eğitim Durumuna Göre Ameliyat Öncesi ve
Sonrası Yaşam Kalitesi Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması (n:30)
YAŞAM KALİTESİ
DENEY GRUBU
(n=30)
Ameliyat Öncesi
Ameliyat Sonrası
FS
FS
MS
X
Sd
Okur yazar
32.30
5.77
42.05 2.32
49.42
15.92 36.96
5.10
İlkokul
27.18
7.50
44.68 5.62
46.71
9.81
48.17
6.12
Orta ve Lise
21.19
8.95
50.32 7.42
52.96
2.24
35.52
0.88
TOPLAM
28.05
7.94
45.17 5.63
47.64
10.49 44.29
7.68
F=2.284
p=0.103
F=0.787
p=0.512
EĞİTİM
F=2.959
p=0.51
X
Sd
X
MS
Sd
X
Sd
F=10.586
p=0.000*
(p<0.05)
Tablo 11’de deney grubu hastaların eğitim durumuna göre ameliyat öncesi ve
sonrası yaşam kalitesi puan ortalamaları karşılaştırılmış, ameliyat öncesi yaşam
kalitesi puanları arasındaki fark anlamlı değilken, ameliyat sonrası mental sağlık
skorlarındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu saptanmıştır( p<0.05).
Ameliyat sonrası fiziksel sağlık yaşam kalitesi puan ortalamaları arasındaki fark ise
anlamsızdır (p>0.05).
76
Tablo 12. Kontrol Grubu Hastaların Medeni Durumlarına Göre Ameliyat Öncesi ve
Sonrası Yaşam Kalitesi Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması (n:30)
YAŞAM KALİTESİ
KONTROL
GRUBU (n=30)
MEDENİ DURUM
Ameliyat Öncesi
Ameliyat Sonrası
FS
FS
MS
X
Sd
X
Sd
MS
X
Sd
X
Sd
Evli
31.04
10.16 62.84 1.28
45.38
8.47
50.54 7.07
Bekar
10.72
0.08
43.11 6.66
24.84
0.00
60.79 0.00
t=-4.113
p=0.000*
t=3.372
p=0.002*
t=2.782
p=0.010*
t= -2.016
p= 0.053
*Puan ortalamaları arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğunu göstermektedir (p<0.05).
Tablo 12’de kontrol grubu hastalarının medeni durumlarına göre ameliyat
öncesi ve sonrası yaşam kalitesi puan ortalamaları karşılaştırılmıştır. Kontrol grubu
hastaların medeni durumlarına göre ameliyat öncesi FS ve MS puanları arasında
istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmıştır (p<0.005). Ameliyat sonrasında FS
puanlarında istatistiksel olarak
anlamlı bir fark
puanlarındaki fark anlamsızdır (p>0.05).
77
görülürken (p<0.005),
MS
Tablo 13. Deney Grubu Hastaların Medeni Durumlarına Göre Ameliyat Öncesi ve
Sonrası Yaşam Kalitesi Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması (n:30)
YAŞAM KALİTESİ
DENEY GRUBU
Ameliyat Öncesi
(n=30)
FS
MEDENİ DURUM
X
Ameliyat Sonrası
MS
Sd
X
FS
Sd
X
MS
Sd
X
Evli
27.99 8.23
45.26 5.83
47.18
10.71 44.97
Dul
28.95 0.000
43.89 0.000
54.06
3.18
t= -0.163
p= 0.872
t= 0.326
p= 0.747
t= -.893
p= 0.379
Sd
7.50
34.76 0.054
t=1.894
p=0.000*
(p<0.05)
Tablo 13 incelendiğinde; deney grubu hastaların medeni durumlarına göre
ameliyat öncesi yaşam kalitesi puanlarında istatistiksel olarak anlamlı bir fark
bulunmazken (p>0.05), ameliyat sonrasında mental sağlık yaşam kalitesi puan
ortalamalarında anlamlı bir farklılık olduğu saptanmıştır (p<0.05). Ameliyat sonrası
fiziksel sağlık yaşam kalitesi puan ortalamaları arasındaki fark ise anlamsızdır
(p>0.05).
78
Tablo 14. Kontrol Grubu Hastaların Mesleklerine Göre Ameliyat Öncesi ve Sonrası
Yaşam Kalitesi Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması (n:30)
YAŞAM KALİTESİ
KONTROL
GRUBU
Ameliyat Öncesi
(N=30)
MESLEK
FS
X
Ameliyat Sonrası
MS
Sd
X
FS
MS
Sd
X
Sd
X
Sd
9.21
51.70
7.12
Emekli
31.81
11.22
44.20 5.99
43
Serbest Meslek
24.87
11.65
48.41 10.83
43.55
12.27 51.41
9.12
Diğer
29.78
8.18
37.50 7.65
49.51
5.36
48.69
4.87
TOPLAM
29.69
11.07
44.43 8.15
44.01
9.69
51.22
7.30
F=2.684
p=0.086
F=0.738
p=0.487
F=1.097
p=0.348
F=0.268
p=0.767
(p<0.05)
Tablo 14 incelendiğinde; kontrol grubu hastaların meslekleri ile ameliyat
öncesi ve sonrası yaşam kalitesi puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak
anlamlı bir fark olmadığı görülmüştür (p>0.05) .
79
Tablo 15. Deney Grubu Hastaların Mesleklerine Göre Ameliyat Öncesi ve Sonrası
Yaşam Kalitesi Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması (n:30)
YAŞAM KALİTESİ
DENEY
GRUBU
Ameliyat Öncesi
FS
(n=30)
MESLEK
Emekli
Serbest Meslek
Diğer
Ameliyat Sonrası
MS
FS
MS
X
Sd
X
Sd
X
Sd
X
Sd
28.17
8.09
44.30
6.02
46.67
11.50
43.62
7.88
31.47
4.26
47.02
4.24
50.25
8.11
45.68
8.40
-
-
-
-
-
-
-
-
t=-0.951
p=0.350
t=-1.028
p=0.314
t=-0.710
p=0.484
t=-0.558
p=0.581
(p<0.05)
Tablo 15 incelendiğinde; deney grubu hastaların meslekleri ile ameliyat
öncesi ve sonrası yaşam kalitesi puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak
anlamlı bir fark olmadığı saptanmıştır (p>0.05).
80
Tablo 16. Kontrol Grubu Hastaların Gelir Durumlarına Göre Ameliyat Öncesi ve
Sonrası Yaşam Kalitesi Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması (n:30)
YAŞAM KALİTESİ
KONTROL GRUBU
(n=30)
GELİR DURUMU
Ameliyat Öncesi
Ameliyat Sonrası
FS
FS
X
MS
Sd
X
Sd
MS
X
Sd
X
Sd
Gelir Gidere Denk
29.98 11.55
43.83 8.96
48.65
4.24
52.03 7.03
Gelir Giderden Az
28.52 9.77
46.81 2.77
42.85
10.37 47.98 8.13
t= 0.284
p= 0.778
t= -0.795
p= 0.434
t= -1.327
p= 0.046*
t= 1.223
p= 0.231
(p<0.05)
Tablo 16 incelendiğinde; kontrol grubu hastaların gelir durumları ile ameliyat
öncesi yaşam kalitesi puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark
bulunmazken (p>0.05),
ameliyat sonrası fiziksel sağlık yaşam kalitesi puan
ortalamalarındaki fark istatistiksel olarak anlamlıdır (p<0.05). Gelir durumuna göre
ameliyat sonrası mental sağlık yaşam kalitesi puan ortalamaları arasındaki fark ise
istatistiksel olarak anlamlı değildir (p>0.05).
81
Tablo 17. Deney Grubu Hastaların Gelir Durumlarına Göre Ameliyat Öncesi ve
Sonrası Yaşam Kalitesi Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması (n:30)
YAŞAM KALİTESİ
DENEY GRUBU
(n=30)
Ameliyat Öncesi
FS
GELİR DURUMU
X
Ameliyat Sonrası
MS
Sd
X
FS
Sd
MS
X
Sd
X
Sd
Gelir Gidere Denk
27.34 8.86
46.01 5.66
48.50
11.53 50.70
3.36
Gelir Giderden Az
29.71 5.30
43.19 5.36
45.63
7.75
7.40
t=-0.743
p=0.464
t=1.272
p=0.214
t= 0.680
p= 0.502
41.54
t=-3.532
p=0.000*
(p<0.05)
Tablo 17 incelendiğinde deney grubu hastaların gelir durumları ile ameliyat
öncesi yaşam kalitesi puan ortalamaları arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı
bulunmazken (p>0.05), ameliyat sonrası mental sağlık yaşam kalitesi puan
ortalamalarında anlamlı bir fark olduğu saptanmıştır (p<0.05).
82
Tablo 18. Kontrol Grubu Hastaların Sosyal Güvencelerine Göre Ameliyat Öncesi ve
Sonrası Yaşam Kalitesi Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması (n:30)
YAŞAM KALİTESİ
KONTROL
GRUBU
(n=30)
SOSYAL
GÜVENCE
Ameliyat Öncesi
FS
X
Ameliyat Sonrası
MS
Sd
X
FS
Sd
MS
X
Sd
X
Sd
S.S.K
31.08
7.92
44.81 3.18
43.46
11.22 48.72
4.79
Bağkur
29.07
4.74
43.00 6.66
50.14
11.10 41.67
8.73
Emekli Sandığı
21.19
8.95
50.32 7.42
52.96
2.24
35.52
0.88
Yeşil Kart
16.43
4.75
49.09 1.17
50.40
3.42
47.44
3.95
TOPLAM
28.05
7.94
45.17 5.63
47.64
10.49 44.29
7.68
F=2.250
p=0.106
F= 1.328
p=0.287
F=4.109
p=0.016*
F=5.392
p=0.005*
(p<0.05)
Tablo 18 incelendiğinde; kontrol grubu hastaların sosyal güvenceleri ile
ameliyat öncesi fiziksel sağlık yaşam kalitesi puan ortalamaları karşılaştırıldığında
farkın istatistiksel olarak anlamlı(p<0.05), mental sağlık skorlarındaki farkın anlamlı
olmadığı bulunmuştur (p>0.05). Ameliyat sonrasında ise kontrol grubunun sosyal
güvencelerine göre fiziksel sağlık yaşam kalitesi puan ortalamaları arasındaki fark
anlamlı değilken (p>0.05), mental sağlık yaşam kalitesi puan ortalamaları arasındaki
fark istatistiksel olarak anlamlıdır (p<0.05).
83
Tablo 19. Deney Grubu Hastaların Sosyal Güvencelerine Göre Ameliyat Öncesi ve
Sonrası Yaşam Kalitesi Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması (n:30)
YAŞAM KALİTESİ
DENEY GRUBU
(n=30)
Ameliyat Öncesi
FS
SOSYAL
GÜVENCE
X
Ameliyat Sonrası
MS
Sd
FS
MS
X
Sd
X
Sd
X
Sd
S.S.K
31.36 7.36
42.80
7.07
45.59
8.96
50.71
7.21
Bağkur
30.38 15.03
43.77
6.07
44.95
7.80
50.16
7.17
Emekli Sandığı
10.72 0.081
62.84
1.28
24.84
0.00
60.79
0.00
-
-
-
-
-
-
29.69 11.07
44.43
8.15
44.01
9.69
51.22
7.30
F=8.260
p=0.002*
F=3.767
p=0.036*
Yeşil Kart
TOPLAM
-
-
F= 5.507
p= 0.10*
F=1.981
p=0.157
(p<0.05)
Tablo 19 incelendiğinde; deney grubu hastaların sosyal güvenceleri ile
ameliyat öncesi fiziksel ve mental sağlık yaşam kalitesi puan ortalamaları farkın
istatistiksel olarak anlamlı olduğu bulunmuştur(p<0.05). Ameliyat sonrasında ise
deney grubunun sosyal güvencelerine göre fiziksel sağlık yaşam kalitesi puan
ortalamaları arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı (p<0.05) , mental sağlık
yaşam kalitesi puan ortalamaları arasındaki fark anlamsızdır(p>0.05).
84
BÖLÜM IV
TARTIŞMA
4.1. Hastaların Sosyo-Demografik Özelliklerine Göre İncelenmesi
Araştırma kapsamına alınan deney grubu hastaların %5.6’sının 50-59 yaş
grubunda, %33.3’ünün 60-69 yaş grubunda ve %43.3’ünün 70 yaş ve üzerinde
olduğu saptanmıştır. Kontrol grubu hastaların yaş dağılımları incelendiğinde
%26.7’sinin 50-59 yaş grubunda, %23.3’ünün 60-69 yaş grubunda, %50’sinin ise 70
ve üzerinde olduğu saptanmıştır. Yaş ortalaması değerlendirildiğinde deney grubu
66.5 ve kontrol grubu 66.9 olarak bulunmuştur (Tablo 1) .
Eğitim durumuna
göre dağılımları incelendiğinde;
deney grubunun %
60.0’nın ilkokul, %26.7’sinin okuryazar, %13.3’ünün ortaöğrenim mezunu olduğu;
kontrol grubunun % 46.7’sinin ilkokul, %33.3’ünün okuryazar,
%20.0’ının
ortaöğrenim mezunu olduğu saptanmıştır (Tablo 1) .
Medeni duruma göre dağılımda; deney grubunun %93.3’nün evli, %6.7’sinin
dul olduğu;
kontrol grubunun %93.3’ünün evli, %6.7’sinin bekar olduğu
görülmektedir.
Hastaların mesleki durumları incelendiğinde; deney grubunun %73.3’ünün
emekli, %20.0’sinin serbest meslek, %3.3’ünün diğer; kontrol grubuna bakıldığında
%60.0’ının emekli, %26.7’sinin serbest meslek ve %13.3’ünün diğer meslek
gruplarında olduğu belirlenmiştir (Tablo 1) .
Gelir durumlarına göre dağılıma bakıldığında; deney grubu hastaların
%70.0’nin gelirinin giderine denk, %30.0’unun gelirinin giderinden az; kontrol
85
grubu hastaların %80.0’nin gelirinin giderine denk ve %20.0’sinin gelirinin
giderinden az olduğu görülmüştür (Tablo 1) .
Hastaların sağlık güvencelerine göre dağılımları incelendiğinde; deney grubu
hastaların %43.3’ünün S.S.K, % 36.7’sinin Bağkur, %13.3’ünün Emekli Sandığı,
%6.7’sinin Yeşil Kart; kontrol grubu hastaların %63.3’ünün S.S.K, %30.0’unun
Bağkur, %6.7’sinin emekli olduğu görülmektedir (Tablo 1) .
Hastaların sosyo-demografik özelliklerine ilişkin bulguların tümünde, deney
ve kontrol grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık saptanmamıştır
(p>0.05) (Tablo 1).
Bu çalışma sonuçlarında örneklem özellikleri, Savcı ve Çetin’in çalışma
grubuyla benzerlik göstermektedir (20,70) .
3.2. Hastaların Yaşam Kalitesi Puan Ortalamaları
Kontrol grubunun ameliyat öncesi ölçek ve
alt ölçek puanları
incelendiğinde; fiziksel işlev puanı 71.00, fiziksel rol puanı 48.33, ağrı puanı 46.73,
genel sağlık algısı puanı 48.83, yaşamsallık puanı 37.66, sosyal işlev puanı 37.91,
mental rol puanı 37.73, mental işlev puanı 36.26’dır (Tablo 2) .
Hastaların ameliyat sonrası alt ölçek puanları incelendiğinde; fiziksel işlev
puanı 82.33, fiziksel rol puanı 51.66, ağrı puanı 50.36, genel sağlık algısı puanı
73.73, yaşamsallık puanı 67.00, sosyal işlev puanı 63.26, mental rol puanı 55.53,
mental işlev puanı 70.66’dır. (Tablo2).
Deney grubunun ameliyat öncesi alt ölçek puanları incelendiğinde; fiziksel
işlev puanı 78.66, fiziksel rol puanı 45.00, ağrı puanı 43.40, genel sağlık algısı puanı
44.70, yaşamsallık puanı 40.16, sosyal işlev puanı 37.08, mental rol puanı 26.66,
mental işlev puanı 36.66’dır (Tablo 3).
86
Hastaların ameliyat sonrası alt ölçek puanları incelendiğinde; fiziksel işlev
puanı 91.00, fiziksel rol puanı 80.00, ağrı puanı 54.20, genel sağlık algısı puanı
83.66, yaşamsallık puanı 72.50, sosyal işlev puanı 39.16, mental rol puanı 82.20,
mental işlev puanı 72.66’dır (Tablo 3).
Deney ve kontrol grubunun ameliyat öncesi SF-36 yaşam kalitesi alt
ölçeklerinden aldıkları puanlara bakıldığında, ameliyat öncesinde her iki grupta alt
ölçek puanlarının düşük olduğu ameliyat sonrasında ameliyat öncesine göre belirgin
bir artış olduğu görülmektedir. (Tablo 2 ve 3)
BPH’lı hastalarda yapılan çalışmalar ameliyat öncesinde yaşam kalitesi
puanlarının düşük olduğunu ve bu hastalarda yaşam kalitesinin olumsuz yönde
etkilendiğini göstermektedir (31, 58, 59, 64 ). TUR-P ameliyatının hastaların yaşam
kalitesini artırdığı çalışmalarla da gösterilmiştir (31, 35, 56, 61).
Kontrol grubunda ameliyat öncesi ve sonrasında yaşam kalitesi puanları
incelendiğinde; ameliyat öncesine göre ameliyat sonrası fiziksel ve mental sağlık
yaşam kalitesi puan ortalamalarında yükselme olduğu görülmüş ve bu fark
istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (Tablo 4). Mental sağlık skorları, ameliyat
öncesinde ve sonrasında fiziksel sağlık yaşam kalitesi puan ortalamalarına göre daha
yüksektir. Sullivan’ın (2004) çalışmasında da, ameliyat öncesinde ve sonrasında
mental skorların fiziksel skorlardan yüksek olduğu ve ameliyat sonrasında mental
skorlarda artış gözlenirken fiziksel skorlarda düşüş olduğu saptanmıştır (61).
Literatüre bakıldığında BPH’lı hastaların semptomlardan duyulan rahatsızlığın
derecesi
çok
şiddetlendiğinde
tıbbi
yardım
arama
davranışına
girdikleri
görülmektedir (64). Bu nedenle hasta uzun bir dönem bu semptomlarla yaşamakta,
yaşam kalitesi düşmektedir. Ameliyatın getirdiği olumlu etkiler ve tedavi sürecine
87
giriş hastanın mental skorlarını olumlu etkilemekte, iyileşme dönemi ve devamında
yaşanan problemler fiziksel skorların daha düşük olmasına neden olmaktadır.
Deney grubunda ameliyat öncesi ve sonrasında yaşam kalitesi puanları
incelendiğinde; ameliyat öncesi ve ameliyat sonrası fiziksel ve mental sağlık yaşam
kalitesi puan ortalamaları karşılaştırıldığında, fiziksel sağlık yaşam kalitesi puan
ortalamalarının yükseldiği, mental sağlık yaşam kalitesi puan ortalamalarında düşüş
olduğu görülmüş fakat bu fark istatiksel olarak anlamlı bulunmamıştır. Mental sağlık
skorlarındaki düşme istatistiksel olarak anlamlı değilken, fiziksel sağlık yaşam
kalitesi puan ortalamalarındaki artış istatistiksel olarak anlamlıdır (Tablo 5).
Savcının(1997) çalışmasında, ameliyat öncesine göre ameliyat sonrasında deney
grubunda fiziksel ve mental skorlarda yükselme olduğu saptanmıştır (70).
TUR-P ameliyatı geçiren bireylerin ameliyat öncesi fiziksel ve mental sağlık
skorlarına bakıldığında; her iki grubun yaşam kalitesi puan ortalamalarının ameliyat
öncesinde düşük olduğu, iki grup arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı
olmadığı görülmüştür (Tablo 6).
Hastaların ameliyat sonrası yaşam kalitesi puan ortalamalarına bakıldığında;
deney grubunda ameliyat öncesine göre fiziksel sağlık yaşam kalitesi puan
ortalamalarında yükselme olduğu görülmüştür, fakat bu
fark istatistiksel olarak
anlamlı bulunmamıştır. Yapılan çalışmalar taburculuk eğitiminin yaşam kalitesini
olumlu yönde etkilediğini desteklemektedir (70, 72, 76, 82, 87). Taburculuk eğitimi
hastaların kendi bakımlarını daha iyi yönetmelerini sağlamakta, komplikasyon
gelişimini azaltmakta yaşam kalitesini artırmaktadır. Çetinin çalışmasında kapalı
prostat cerrahisi geçiren bireylerin %24’ünde hastanede komplikasyon geliştiğini,
evde bakımda ağrı, sık idrar yapma, uyku ve kabızlık problemleri yaşadıkları, günlük
yaşam aktivitelerinin etkilendiği saptanmıştır (20). Savcının çalışmasında ameliyat
88
öncesinde bakım ve eğitim verilen hastalarda
ameliyat sonrasında üriner
semptomlarda (sık idrara çıkma, inkoninans, noktüri,) belirgin iyileşme görülmüştür
ve yaşam kalitesi puanları kontrol grubuna göre yüksek bulunmuştur (70).
Çalışmamızda deney grubunun
kontrol grubundan yüksek
fiziksel sağlık yaşam kalitesi puan ortalamalarının
olduğu saptanmış fark istatistiksel olarak anlamlı
bulunmamış, mental skorlarda ise kontrol grubunun puanları yüksek bulunmuş, fark
istatiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Deney ve kontrol grubunun yaşam kalitesi alt
ölçek puanlarına bakıldığında; ameliyat öncesinde farklılık olmadığı görülmekte,
ameliyat sonrasında fiziksel skorların deney grubunda daha yüksek olduğu, mental
skorlardan sosyal işlev puanı dışında diğer alt ölçek puanlarının kontrol grubundan
yüksek olduğu görülmektedir. Sosyal işlev puanı fiziksel ya da duygusal sorunlar
nedeni ile normal sosyal etkinliklerde aşırı ve sık kesinti nedeni ile düşebilmektedir.
‘Yaşam Kalitesi; hastanın, hem içinde yaşadığı kültürel yapı ve değerler sistemi
bağlamında, hem de kendi amaçları, beklentileri, standartları ve endişeleri açısından
yaşamdaki durumu ile ilgili kişisel algısı’ olarak tanımlanmaktadır (9). Bu nedenle
yaşam kalitesinin eğitim dışında
pek çok değişkenle ilişkili olduğu göz önüne
alındığında, sonucun diğer değişkenlerden etkilenmiş olabileceği düşünülmektedir
(3, 73) (Tablo 7) .
3.3. Hastaların Sosyo-Demografik Özelliklerine Göre Yaşam Kalitesi
Puan Ortalamalarının Karşılaştırılması
Kontrol grubundaki hastalarda ameliyat öncesinde ve ameliyat sonrasında
yaş ile birlikte yaşam kalitesi puanlarının düştüğü saptanmış,
farklılık saptanmamıştır(p>0.05) (Tablo 8).
89
fakat anlamlı bir
Deney grubu hastaların, yaşa göre ameliyat öncesi fiziksel sağlık yaşam
kalitesi puan ortalamaları arasındaki fark anlamlı(p<0.05), mental sağlık yaşam
kalitesi puan ortalaması puanları arasındaki fark anlamsız iken(p>0.05) ; ameliyat
sonrasında yaş ve yaşam kalitesi puan ortalamaları arasında, istatistiksel olarak
anlamlı bir farklılık saptanmamıştır (p>0.05) (Tablo 9).
Literatüre bakıldığında yaş ile yaşam kalitesi arasında negatif bir ilişki olduğu
görülmektedir (53). Tüm populasyonda artan yaş ile birlikte hastaların fiziksel
fonksiyonları kısıtlanmakta, günlük yaşam aktivitelerini yerine getirmedeki
yetersizlikleri artmaktadır. Yaşlılık bireyin fiziksel açıdan kayba uğradığı, yeti
yetimlerinin artarak bireyin çevreye bağımlı hale geldiği ve ruhsal sorunların daha
fazla gözlendiği, bağımlılığın arttığı bir dönemdir (19,53) . BPH’lı hastalarda yaş
grubunun yüksek olduğu göz önüne alındığında, ameliyat sonrası dönemin hastaların
bağımlılığını artıracağı ve özbakımını yapmasını güçleştireceği
Çetin’in
düşünülmektedir.
çalışmasında prostat cerrahisi geçiren bireylerin günlük yaşam
aktivitelerinin etkilendiğini saptamıştır (20). Savcı’nın çalışmasında da yaşla birlikte
yaşam kalitesinin düştüğü saptanmıştır (70). Bizim çalışmamızda istatiksel olarak
anlamlı bulunmasa da, kontrol grubu hastalarında ameliyat öncesi ve sonrasında
yaşla paralel olarak fiziksel ve mental sağlık yaşam kalitesi puan ortalamaları
düştüğü saptanmış, deney grubunda 70 yaş üstü erkeklerin ameliyat öncesi fiziksel
sağlık yaşam kalitesi puan ortalamaları anlamlı olarak düşük bulunmuştur.
Kontrol grubu hastaların eğitim durumuna göre ameliyat öncesi ve sonrası
yaşam kalitesi puan ortalamaları karşılaştırılmış, istatistiksel olarak anlamlı bir
farklılık saptanmamıştır (Tablo 10). Ameliyat sonrasında ortaokul ve lise mezunu
90
hastaların
fiziksel sağlık yaşam kalitesi puan ortalamalarındaki fark anlamlı
bulunmuştur (p<0.05).
Deney grubu hastaların ameliyat öncesi yaşam kalitesi puanları arasındaki
fark anlamlı değilken, ameliyat sonrası ilkokul mezunu olan hastaların mental sağlık
yaşam kalitesi puan ortalamaları yüksek bulunmuş, farkın istatistiksel olarak anlamlı
olduğu saptanmıştır (p<0.005) (Tablo 11).
Eğitim yaşam kalitesini etkileyen faktörlerden birisidir ( 24). Yaşam kalitesi
bireyin şu andaki durumu ve beklentileri arasındaki farklılıkları tanımlamaktadır.
Eğitim bireyin beklentilerini etkileyen faktörlerden birisidir, bu nedenle yaşam
kalitesini etkileyen faktörlerden birisidir (73). Literatürde eğitim düzeyi ile yaşam
kalitesi arasında ilişkili veya ilişkisiz sonuçlar bulunmaktadır ( 19, 70, 84). Anlamlı
ilişkilerin nedeni, eğitim düzeyi yüksek olan hastaların maddi olanaklarının daha iyi
olacağı, sağlık ekibi ile daha iyi iletişim kurabileceği, bilinçli baş etme
mekanizmaları geliştirebileceği, sosyal durumlarının daha iyi olacağı, sosyal destek
sistemlerinin artacağı ve tedavi sürecine daha kolay uyum sağlayabileceği olarak
tartışılmaktadır.
Bu çalışmada da istatistiksel olarak anlamlı olmasa da deney
grubunda ortaokul mezunu hastaların ameliyat sonrası fiziksel sağlık skorlarının
okuryazar ve ilkokul mezunu hastalardan daha yüksek olduğu görülmüştür (Tablo
11).
Kontrol grubundaki hastaların medeni durumlarına göre; evli olan hastaların
ameliyat öncesi fiziksel ve mental sağlık puan ortalamalarında, evli olan hastaların
ameliyat sonrasında fiziksel sağlık yaşam kalitesi puan ortalamalarında istatistiksel
olarak anlamlı bir fark görülmüştür (p<0.05) (Tablo 12).
91
Deney grubu hastaların medeni durumlarına göre ameliyat öncesi yaşam
kalitesi puanlarında istatistiksel olarak anlamlı bir fark olmadığı, ameliyat sonrasında
evli olan hastaların mental sağlık yaşam kalitesi puan ortalamalarında anlamlı bir
farklılık olduğu saptanmıştır (p<0.05) (Tablo 13).
Evliliğin bireylerin psikolojik durumlarını olumlu etkilediği, evli bireylerin
sosyal destek sistemlerinin daha güçlü olduğu ve bu durumunda yaşam kalitesini
olumlu olarak etkilediği düşünülmektedir. Prostat ameliyatı öncesinde daha az
anksiyete yaşanmasında ve ameliyat sonrası dönemde daha etkili baş etme yeteneği
gösterilmesinde eşlerin desteğinin oldukça önemli olduğu belirlenmiştir (50). TUR-P
ameliyatlarından sonra
empotans, inkontinans, retrograd ejakülasyon gibi
komplikasyonlar görülebilmektedir ve bu komplikasyonların cinsel hayatı, eşlerle
ilişkileri, bireylerin benlik saygılarını olumsuz etkileyebileceği belirtilmiştir (65).
Çetin çalışmasında prostat ameliyatı geçiren bireylerin ameliyat sonrasında
%50’sinin eşleri ile ilişkilerinin etkilendiğini, 60 yaş ve
altındaki
%46.9’unun ameliyattan sonra cinselliklerinin etkilendiğini
Yapılan çalışmalarda BPH’lı hasta eşlerinde de
bireylerin
saptamıştır (20).
yaşam kalitesinin olumsuz
etkilendiği görülmüştür (59) . Savcı’nın çalışmasında medeni durum ile yaşam
kalitesi arasında ilişki saptanmamıştır (70). Çalışmamızda hastaların %70’inden
fazlasının 60 yaş üstünde olduğu saptanmıştır, bu nedenle eşlerle ilişkilerinin
olumsuz etkilenmediği, bu durumun çalışmamızda elde edilen mental ve fiziksel
yaşam kalitesi puanlarındaki olumlu farklılıkları açıkladığı düşünülmektedir.
Kontrol grubu ve deney grubu hastaların meslekleri ile ameliyat öncesi ve
sonrası yaşam kalitesi puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki
olmadığı görülmüştür (Tablo 14-15). Bu sonuç Savcının çalışma bulgularıyla
92
benzerlik göstermektedir. Hastaların meslek dağlımlarında büyük çoğunluğunun
emekli olduğu görülmektedir (70).
Kontrol grubu hastaların gelir durumları ile ameliyat öncesi yaşam kalitesi
puanları arasında anlamlı bir ilişki bulunmazken, ameliyat sonrasında fiziksel sağlık
yaşam kalitesi puan ortalamalarında anlamlı bir ilişki olduğu saptanmıştır (p<0.05)
(Tablo 16) .
Deney grubu hastaların gelir durumları ile ameliyat öncesi yaşam kalitesi
puan ortalamaları
arasında
istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki görülmemiş,
ameliyat sonrası geliri giderine denk olan hastaların mental sağlık yaşam kalitesi
puan ortalamaları yüksek bulunmuştur (p<0.000) (Tablo 17). Savcının çalışmasında
benzer bulgular elde edilmiştir. Çalışmamızda geliri giderine denk olan hastaların
mental sağlık yaşam kalitesi puanlarının anlamlı olarak yüksek olduğu saptanmıştır.
Ekonomik durum bireylerin daha sağlıklı bir hayat sürmeleri için gerekli olan
kaynaklara ulaşmasını sağlayarak bireylerin fiziksel ve mental
yaşam kalitesini
olumlu yönde değiştirmektedir (19). Bu nedenle ekonomik durum yaşam kalitesini
destekleyen bir faktördür.
Kontrol grubu hastaların sosyal güvenceleri ile ameliyat öncesi fiziksel sağlık
yaşam kalitesi puan ortalamaları, ameliyat sonrasında mental sağlık yaşam kalitesi
puan ortalamaları istatistiksel olarak anlamlı ilişki bulunmuştur (p<0.05) (Tablo 18)
.
Deney grubu hastaların sosyal güvenceleri ile ameliyat öncesi fiziksel ve mental
sağlık yaşam kalitesi puan ortalamaları arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı
olduğu bulunmuştur (p<0.05). Ameliyat sonrasında ise deney grubunun sosyal
93
güvencelerine göre fiziksel sağlık yaşam kalitesi puan ortalamaları arasındaki fark
istatistiksel olarak anlamlı (p<0.05) bulunmuştur (Tablo 19) .
Savcının çalışmasında deney grubunda ameliyat öncesi semptomlara göre
yaşam kalitesi değerlendirmesinde sağlık güvencesi olanların sağlık güvencesi
olmayanlara göre yaşam kalitesinin daha yüksek olduğu saptanmıştır (70). Çalışma
kapsamına dahil edilen hastaların sosyal güvenceleri olduğu için böyle bir
karşılaştırma yapılamamıştır. Sosyal güvenceye sahip olan bireylerin
sağlık
kurumlarından daha rahat yararlandıkları ve sosyal güvence ile ekonomik durum
arasında bağlantı olduğu
düşünüldüğünde yaşam kalitesini etkileyebileceği
düşünülmektedir.
94
BÖLÜM V
SONUÇ VE ÖNERİLER
5.1.SONUÇLAR
Transüretral Prostat Rezeksiyonu (TUR-P) ameliyatı için hastaneye yatan
hastalara ameliyat sonrası dönemde verilen taburculuk eğitiminin yaşam kalitesine
etkisini saptamak amacı ile yapılan bu çalışmada;
•
Araştırmaya katılan kontrol grubu hastaların %50’sinin,
hastaların
%43.3’ünün,
deney grubu
70 yaş ve üzerinde olduğu saptanmıştır. Yaş
ortalaması değerlendirildiğinde deney grubu 66.5 ve kontrol grubu 66.9
olarak bulunmuştur.
•
Deney grubu ve kontrol grubu hastaların ameliyat öncesi SF-36 Yaşam
kalitesi alt ölçeklerinden aldıkları puanlar birbirine benzer bulunmuştur.
•
Deney ve kontrol grubu hastaların ameliyat sonrası SF-36 Yaşam kalitesi alt
ölçeklerinden aldıkları puanlar ameliyat öncesine göre yüksek bulunmuştur.
•
Kontrol grubu hastaların, ameliyat öncesine göre ameliyat sonrası fiziksel ve
mental sağlık yaşam kalitesi puan ortalamalarında yükselme olduğu görülmüş
ve bu fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0.05).
•
Deney grubu hastaların ameliyat öncesine göre fiziksel sağlık yaşam kalitesi
puan ortalamalarının yükseldiği, mental sağlık yaşam kalitesi puan
ortalamalarında düşüş olduğu görülmüştür (p<0.005).
•
Ameliyat öncesi dönemde, deney ve kontrol grubu hastalarında, fiziksel
sağlık yaşam kalitesi puan ortalaması ve mental sağlık yaşam kalitesi puan
ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık saptanmamıştır
(p>0.05).
95
•
Ameliyat sonrası dönemde, deney grubu hastaların fiziksel sağlık yaşam
kalitesi puan ortalamaları kontrol grubundan yüksek bulunmuş, fakat fark
istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır (p>0.05), kontrol grubu hastaların
mental sağlık skorlarının deney grubundan yüksek olduğu görülmüş, fark
istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0.05).
•
Kontrol grubu hastaların,
ameliyat öncesi ve sonrası fiziksel ve mental
sağlık yaşam kalitesi puan ortalamalarında yaşa göre istatistiksel olarak
anlamlı bir farklılık saptanmamıştır(p>0.05).
•
Deney grubu hastaların, ameliyat öncesinde 70 yaş üstündeki hastaların FS
puanları anlamlı olarak düşük bulunmuştur (p<0.05), yaşa göre ameliyat
sonrası FS ve MS puanları arasında anlamlı fark bulunmamıştır (p>0.05).
•
Kontrol grubu hastalarında, eğitim durumuna göre ameliyat öncesi puanlarda
istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmazken (p>0.05), ameliyat
sonrasında ortaokul-lise mezunu hastaların FS puan ortalamalarındaki fark
anlamlı bulunmuştur (p<0.05). Ameliyat sonrası MS puanları arasındaki fark
ise istatistiksel olarak anlamsızdır (p>0.05).
•
Deney grubu hastaların eğitim durumları ile , ameliyat öncesi yaşam kalitesi
puanları arasındaki fark anlamlı değilken, ameliyat sonrasında ilkokul
mezunu hastaların,
mental sağlık skorlarındaki farkın istatistiksel olarak
anlamlı olduğu saptanmıştır (p<0.05). Ameliyat sonrası fiziksel sağlık yaşam
kalitesi puan ortalamaları arasındaki fark ise anlamsızdır (p>0.05).
•
Kontrol grubunda evli olan hastaların, ameliyat öncesi FS ve MS puanları
yüksek bulunmuş, istatiksel olarak anlamlı bir fark saptanmıştır (p<0.005).
Ameliyat sonrasında evli olan hastaların
96
FS puanlarında istatiksel olarak
anlamlı bir fark görülürken (p<0.005), MS puanlarındaki fark anlamsızdır
(p>0.05).
•
Deney grubu hastaların medeni durumlarına göre ameliyat öncesi yaşam
kalitesi puanlarında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmazken
(p>0.05), ameliyat sonrasında evli olan hastaların
mental sağlık yaşam
kalitesi puan ortalamalarında anlamlı bir farklılık olduğu saptanmıştır
(p<0.05). Ameliyat sonrası fiziksel sağlık yaşam kalitesi puan ortalamaları
arasındaki fark ise anlamsızdır (p>0.05).
•
Deney ve kontrol grubu hastaların meslekleri ile ameliyat öncesi ve sonrası
yaşam kalitesi puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki
olmadığı görülmüştür. (p>0.05)
•
Kontrol grubu hastaların gelir durumları ile ameliyat öncesi yaşam kalitesi
puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmazken
(p>0.05), ameliyat sonrasında geliri giderine denk olan hastaların, fiziksel
sağlık yaşam kalitesi puan ortalamalarındaki fark istatistiksel olarak
anlamlıdır (p<0.05). Gelir durumuna göre ameliyat sonrası mental sağlık
yaşam kalitesi puan ortalamaları arasındaki fark ise istatistiksel olarak
anlamsızdır (p>0.05).
•
Deney grubu hastaların gelir durumları ile ameliyat öncesi yaşam kalitesi
puan ortalamaları arasındaki fark
istatistiksel olarak anlamlı bulunmazken
(p>0.05), ameliyat sonrasında geliri giderine denk olan hastaların, mental
sağlık yaşam kalitesi puan ortalamalarında anlamlı bir ilişki olduğu
saptanmıştır (p<0.05).
•
Kontrol grubu hastaların sosyal güvenceleri ile ameliyat öncesi
fiziksel
sağlık yaşam kalitesi puan ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı
97
bir
fark olduğu saptanmış , mental sağlık skorlarındaki farkın anlamsız
olduğu bulunmuştur (p>0.05). Ameliyat sonrasında ise kontrol grubunun
sosyal güvencelerine göre fiziksel sağlık yaşam kalitesi puan ortalamaları
arasındaki fark anlamsızken (p>0.05), mental sağlık yaşam kalitesi puan
ortalamaları arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlıdır (p<0.05).
•
Deney grubu hastaların sosyal güvenceleri ile ameliyat öncesi fiziksel ve
mental sağlık yaşam kalitesi puan ortalamaları arasında farkın istatistiksel
olarak anlamlı olduğu bulunmuştur(p<0.05). Ameliyat sonrasında ise deney
grubunun sosyal güvencelerine göre fiziksel sağlık yaşam kalitesi puan
ortalamaları arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı (p<0.05), mental
sağlık yaşam kalitesi puan ortalamaları arasındaki fark anlamsızdır (p>0.05).
98
5.2.ÖNERİLER
Bu araştırmadan elde edilen bulgular doğrultusunda aşağıdaki öneriler
geliştirilmiştir ;
•
Transüretral Prostat Rezeksiyonu
yapılan hastalara hemşireler tarafından
planlı taburculuk eğitimi verilmesi,
•
Eğitim programında yukarıdaki konularda anlaşılabilirliği sağlayan kolay bir
dil, şekil ve kapsam özelliği taşıyan yazılı materyal kullanılması, hastalara
yönelik eğitim kitapçıklarının hazırlanması,
•
Hemşirelere TUR-P yapılan hastanın taburculuk eğitimi ile ilgili hizmetiçi
eğitim verilmesi,
•
Hemşirelere taburculuk planlaması ve taburculuk
kapsamı
eğitiminin
önemi ve
ile ilgili hizmet içi eğitimler verilmesi ve bu eğitimlerin
devamlılığının sağlanması,
•
Klinikte hastaların eve güvenli bir şekilde taburculuğu için taburculuk planı
oluşturulması, sağlık ekibinin diğer üyelerinin bu planda ortak çalışması ve
ekip işbirliğinin sağlanması,
•
Bu çalışmanın daha geniş örneklem grubunda tekrarlanması (deney ve
kontrol grubu arasında eğitime ilişkin mental sağlık özet skorlarının yeniden
sınanması açısından),
•
Transüretral Prostat Rezeksiyonu yapılan hastalarda taburculuk eğitiminin
hasta memnuniyetine, bakım sonuçlarına, komplikasyon gelişimine, bakım
maliyetine etkisinin incelenmesi,
•
Bu hastalarda yaşam kalitesi değerlendirmelerinin yapılabilmesi için hastalığa
özgü yaşam kalitesi ölçeklerinin geliştirilmesi önerilmektedir.
99
6.1. ÖZET
Bu araştırma Transüretral Prostat Rezeksiyonu (TUR-P) ameliyatı yapılan
hastalara verilen taburculuk eğitiminin yaşam kalitesine etkisini saptamak amacı ile
kesitsel, ileriye dönük, yarı deneysel bir çalışma olarak planlanmıştır.
İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi 2.Üroloji Kliniğinde 2 Ağustos
- 30 Aralık 2007 tarihleri arasında Transüretral Prostat Rezeksiyonu için yatırılan,
örneklem kriterlerine uyan 60 hasta araştırmanın örneklemini oluşturmuştur.
Örneklem seçiminde olasılıksız örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın
verileri Hasta Tanıtım Formu ve SF- 36 Yaşam Kalitesi Ölçeği ile toplanmıştır.
Verilerin değerlendirilmesinde ki-kare analizi , t testi, korelasyon ve tek yönlü
varyans analizi yöntemleri kullanılmıştır.
Araştırmadan elde edilen bulgulara göre; taburculuk eğitimi alan hastaların
fiziksel sağlık yaşam kalitesi puan ortalaması (47.64) eğitim almayan hastalardan
(44.29) daha yüksek bulunmuştur, fakat fark istatistiksel olarak anlamlı değildir
(p>0.05). Ameliyat sonrası mental sağlık yaşam kalitesi puan ortalamaları kontrol
grubu hastalarında (51.22), deney grubu hastalarından (44.29) yüksek bulunmuştur
ve bu fark istatistiksel olarak anlamlıdır (p<0.05). Hastaların fiziksel ve mental sağlık
yaşam kalitesi puan ortalamalarının yaş, eğitim durumu, medeni durum ve gelir
durumundan etkilendiği saptanmıştır.
Transüretral Prostat Rezeksiyonu
planlı
taburculuk eğitimi verilmesi,
yapılan hastalara hemşireler tarafından
çalışmanın daha geniş örneklem grubunda
tekrarlanması önerilmiştir.
100
6.2.ABSTRACT
This
study
was
designed
as
a
cross-sectional,
prospective
and
semiexperimental study in order to determine the effects of discharge education on
the quality of life in patients who underwent transurethral resection of the prostate
(TUR-P).
The study sample comprised 60 patients consistent with the sampling criteria
who had been hospitalized for transurethral resection of the prostate in the 2nd
urology clinic in Izmir Ataturk Research and Education Hospital between 2 August30 December 2007. The participants of the study were selected with the randomized
sampling method. The study data were collected via the Patient Identification Form
and the SF-36 Quality of Life Survey. The data were evaluated with chi-square test, t
test, correlation and one way variance analysis.
In light of the results of the study, it was noted that the mean score of the
quality of life in patients who received discharge education (47.64) was found to be
higher than those who didn’t (44.29), which wasn’t considered to be statistically
meaningful (p>0.05). Postoperative mental health quality of life scores were higher
in the control group (51.22 ) than the test group (44.29), which was found to be
statistically meaningful (p<0.05). It was further reported that the mean scores of
physical and mental health quality of life measurements were influenced by a variety
of factors such as age, educational status, marital status and annual income.
It is recommended that nurses provide discharge education for the patients
who underwent transurethral resection of the prostate, and that a similar study be
repeated with a larger sample group.
101
KAYNAKLAR
1. Akgül A. Tıbbi Uygulamalarda İstatistiksel Analiz Teknikleri “SPSS
Uygulamaları”. Ankara, Yükseköğretim Kurulu Matbaası, 1997.
2. Akyol
A.D. (1993) ‘Yaşam Kalitesinin Hemşirelik Yönünden Önemi’, Ege
Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi,9(3):71-75
3. Akyol
A.D. (1993) ‘Yaşam Kalitesi ve Yaklaşımları’, Ege Üniversitesi
Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi,9(2):75-80
4. Akyolcu N( 2003) ‘Perioperatif Hasta ve Ailesinin Eğitim Gereksinimleri ve
Hemşirenin Rolü’, 4.Ulusal Cerrahi ve Ameliyathane Hemşireliği Kongresi, Ege
Üniversitesi Basımevi, İzmir.
5. Anafarta K, Bedük Y,Arıkan N (2007) ‘Temel Üroloji’, Güneş Kitabevi, Üçüncü
Baskı.
6. Aydemir, Ö., “Konsültasyon-Liyazon Psikiyatrisinde Yasam Kalitesi Ölçümü:
Kısa Form-36 (SF-36)”,
3P/Psikiyatri, Psikoloji, Psikofarmakoloji Dergisi:
1999;7(2), syf:14-23.
7. Aydoğan N(2005) ‘Lomber Disk Hernisi Nedeniyle Cerrahi Girişim Uygulanan
Hastaların Taburculuk Aşamasındaki Bilgi Gereksinimleri’ Hacettepe Üniversitesi
Sağlık Bilimleri Enstitüsü,Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara.
8. Aytur T (2001) Laparoskopik Abdominal Cerrahi Geçiren Kadınlara verilen
Taburculuk eğitiminin Hasta Bakım Sonuçlarına Etkisi, Dokuz Eylül Sağlık
Bilimleri Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İzmir.
9. Başaran S, Güzel R, Sarpel T (2005) ‘Yaşam Kalitesi ve Sağlık Sonuçlarını
Değerlendirme Ölçütleri’ Romatizma, Cilt: 20, Sayı: 1.
102
10. Birol L, Akdemir N ve Ark.(1997) ‘Taburcu olan hastaların durumlarına ilişkin
bilgi düzeylerinin ve hemşirelerin hasta eğitiminde karşılaştıkları güçlüklerin
saptanması’ Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi; 4(2):28-32
11. Bishop P‘ Bipolar Transurethral Resection of the Prostate A New Approach’
May 2003, AORN Journal Vol 77, No 5.
12. Black M.J, Hawks H.J , Knee M(2001) ‘Clients Having Surgery:Promoting
Positive Outcomes’ Medical-Surgical Nursing, W.B.Saunders Company.
13. Black M.J, Hawks H.J , Knee M(2001) ‘Management of Men with Reproductive
Disorders’ Medical-Surgical Nursing, W.B.Saunders Company.
14. Bull J.M., Roberts J(2001) Components of a proper hospital discharge for elders
Journal of Advanced Nursing 35(4),sy 571-581.
15. Burnett A.L., Wein J.A.(2006) ‘Benign Prostatic Hyperplazia in Primary Care:
What You Need to Know’ The Journal of Urology Volume 175, Issue 3,Supplement
1, March, Pages 19-24.
16. Callaghan P(1998) ‘The effect of preoperative education on postoperative
anxiety, satisfaction with information, and demand for analgesia in Chinese men
having transüretral resection of prostate(TUR-P)’,Journal Of Clinical Nursing;7:
479-480.
17. Candan Y, Kaymakçı Ş, Özşaker E (2002) Cerrahide Hasta Eğitimi, Ulusal
Cerrahi Kongresi Kongre Kitabı,Ege Üniversitesi Basımevi, İzmir.
18. Coşkun H, Akbayrak N (2001)‘Hastaların Kliniklere Kabul ve Taburculuklarında
Hemşirelik Yaklaşımlarının Belirlenmesi’ C.Ü.Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi,5(2)
19. Çalıştır B, Dereli F, Ayan H(2006), Muğla İl Merkesinde Yaşayan Yaşlı
Bireylerin Yaşam Kalitelerinin İncelenmesi, Turkish Journal of Geriatrics; 9 (1): 3033.
103
20. Çetin Z (2004) ‘Prostat Cerrahisi Geçiren Bireylerin Taburculuk Sonrası Erken
Dönemde Günlük Yaşam Aktivitelerinin Etkilenme ve Komplikasyon Gelişme
Durumu’Cumhuriyet Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Yayınlanmamış Yüksek
Lisans Tezi, Sivas.
21. Çıtlık S, Tan M (2005) Miyokard İnfarktüsü Geçiren Hastalara Verilen Sağlık
Eğitiminin Bakım Sonuçlarına Etkisi, 3 Uluslararası-10.Ulusal Hemşirelik Kongresi
Özet Kitabı.
22. Demiral Y. Çalışanlarda ve İşsizlerde Yaşam Kalitesine Etki Eden Etmenler ve
Yaşam Kalitesi Düzeylerinin Karşılaştırılması. Doktora Tezi, İzmir, 2001.
23. Emberton M, Martorana G ‘BPH: Social Impact and Patient’s Perspective
‘European Urology Supplements 5 ( 2 0 0 6 ) 991–996
24. Erci B ‘Relıabılıty And Valıdıty Of The Turkısh Versıon Of The Qualıty Of Lıfe
Scale’ Atatürk Üniv. Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, Cilt: 8, Sayı: 2, 2005
25. Erdil F, Özhan Elbaş N. (2001) Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği, 4.Baskı,
Aydoğdu Ofset, Ankara.
26. Eser E (2006) ‘Sağlıkla İlgili Yaşam Kalitesinin Kavramsal Temelleri ve
Ölçümü’ Sağlıkta Birikim Cilt:1 Sayı:2
27. Fagermoen M.S., Hamilton G. (2006) ‘Patient information at discharge—A study
of a combined approach’ Patient Education and Counseling 63, 169–176.
28. Fidaner C(2004) Sağlıkta Yaşam Kalitesi(SYK) Kavramı:Bir Giriş Denemesi’
1.Sağlıkta Yaşam Kalitesi Sempozyumu,İzmir .
29. Folstein MF, Folstein SE, McHugh PR.(1975) Mini Mental State, a practical
method for grading the cognitive state of patient for the clinician. J Psychiatr Res.
;12;189-98
104
30. Foust J.B., (2007)
‘Discharge planning as part of daily nursing practice’
Applied Nursing Research 20 72–77
31. Gaccı M , Bartolettı R., Fıglıolı S., (2003 )‘Urinary Symptoms, Quality Of Life
And Sexual Function İn Patients With Benign Prostatic Hypertrophy Before And
After Prostatectomy: A Prospective Study ‘BJU Internatıonal , 91 , 196 –200
32. Gass R (2002) ‘ Benign prostatic hyperplasia: the opposite effects of alcohol and
coffee intake’ BJU International, 90, 649–654
33. Gilmartin J ‘Contemporary day surgery: patients' experience of discharge and
recovery.’ J Clin Nurs. 2007 Jun;16(6):1109-17
34. Glenda, A.M., “Quality of Life:a concept Analysis” Journal of Advanced
Nursing, 1993; Vol:18, Page:32-38.
35. Gordon N.S .‘Transurethral resection of the prostate’ BJU Int. 2007
Feb;99(2):465.
36. Güler H, Taşkın L (2001) Histerektomi Ameliyatı Sonrasında Ortaya Çıkan
Sorunlarla Başetmede Planlı Öğretimin Etkisi, C. Ü. Hemşirelik Yüksekokulu
Dergisi, , 5 (2)
37. Güngen C, Ertan T, Eker E , (1999) The Standardized Mini Mental State
Examination in Turkish. 9th Congress of the International Psychogeriatric
Association. August 15-20, Vancouver, Canada.
38. Gültekin G, Özbayır T (2002). Koroner Bypass Ameliyatı Olan Hastalara
Taburcu Olmadan Önce Verilen Eğitimin Etkinliğinin Karşılaştırılması, Ulusal
Cerrahi Kongresi Kitabı, Ege Üniversitesi Basımevi, İzmir; syf:309-317.
39. Grace N, Waddington D.G. (2006 )‘Systematic Review of the Treatment Of
Post-Prostatectomy Incontinence ‘ Urologıc Nursıng / December
Number 6.
105
/ Volume 26
40. Gray M., Allensworth ‘ Electrovaporization Of Prostate: İnitial Experiences and
Nursing Management’ Urologic Nursing Mar :1999, 19:1
41. Henderson A, Zernike W(2001) A study of the impact of discharge information
for surgical patients , Journal of Advanced Nursing 35(3), 435-441
42. Holm R, Bakewell S, (2002 )‘ Transurethral Resectıon Syndrome—It Does Not
Have To Be A Mystery ‘ January, Vol 75, No 1
43. Jakobs V (2000) İnformational needs of surgical patients following discharge.
Applied Nursing Research ; 13(1):12-18
44. Kanan (2002) Cerrahi Hastasında Erken Taburculuk, Ulusal Cerrahi Kongresi
Kongre Kitabı, Ege Üniversitesi Basımevi, İzmir.
45. Karadağ M, Sabuncu H (1998). ‘Ameliyat Olan Hastaların Taburcu Olurken
Evde Bakımla İlgili Gereksinimleri’ İstanbul Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek
Yüksekokulu Dergisi, 4:4, 53-60.
46. Karadağ M. (1998.) Ayaktan Cerrahi Uygulamalarında Hasta Eğitimi.Ulusal
Cerrahi Kongresi Bildiri Özetleri Kitabı, Türk Cerrahi Derneği, İzmir.
47. Karadakovan A. (2005) ‘Yaşlılarda Sağlık Sorunları’ Ege Üniversitesi
Hemşirelik Yüksek Okulu Dergisi 21 (2) : 169-179.
48. Karasar N (2000) Bilimsel Araştırma Yöntemi. 10.Baskı, Nobel Yayın Dağıtım
Ltd. Şti.Ankara:136-153.
49. Kızılcı S (1999) ‘Kemoterapi Alan Kanserli Hastalar ve Yakınlarının Yaşam
Kalitesini Etkileyen Faktörler’ C. Ü. Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, , 3 (2)
50. Kıvınıemı K., Suomınen T. (1999)`Going to the bathroom four or five times a
night: seven men talk about their experiences of benign prostatic hyperplasia and the
perioperative period’ Journal of Clinical Nursing; 8: 542-549.
106
51. Koç Z (2004) ‘Hasta Bakım Hizmetleri ve Yaşam Kalitesi’ 1.Sağlıkta Yaşam
Kalitesi Sempozyumu.
52. Koçyiğit H, Aydemir Ö, Ölmez N, Memiş A. (1999) SF-36’nın Türkçe için
güvenilirliği ve geçerliliği. Ege Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Dergisi.
53. Kurtuluş Z, Yıldız H, Pınar R (2006) ‘Sağlıkla İlişkili Yaşam Kalitesinin
Geriatride Kullanımı’ Sağlıkta Birikim Dergisi; cilt 1, sayı 2.
54. Lekili M, Müezzinoğlu T (2005) Benign Prostat Hiperplazisi: Epidemiyoloji ve
Doğal Seyir, Cerrahi Tıp Bilimleri Üroloji Dergisi;cilt:1,sayı:1.
55. Miner M, Rosenberg M.T.
, Perelman M.A. (2006)‘Treatment of Lower
Urinary Tract Symptoms in Benign Prostatic Hyperplasia and Its Impact on Sexual
Function’ Clinical Therapeutics/Volume 28, Number 1,
56. Miranda J , Diez M ,Bertrán P (2001) ‘Quality-of-Life Assessment in Patients
with
Benign
Prostatic
Hyperplasia
Effects
of
Various
Interventions’
Pharmacoeconomics; 19 (11): 1079-1090
57. Mistianen P, Duijinhouwer E, Wijkel D( 1997) The Problems of Elderly People
At Home One Week After Discharge From Acute Care Setting’ Journal Of
Advanced Nursing; 25:1233-1240
58. Müezzinoğlu T, Çam K (2006) ‘Selim Prostat Büyümesinde Yaşam Kalitesi’
Türk Üroloji Dergisi:32(2); 254-260.
59. Müezzinoğlu T(2006) ‘Ürolojide Sağlıkta Yaşam Kalitesi’,Sağlıkta Birikim,
cilt:1,sayı:2
60. O'Connell B, Baker L, Munro I ( 2007) ‘The nature and impact of incontinence in
men who have undergone prostate surgery and implications for nursing practice.’
Contemp Nurse. Feb;24(1):65-78.
107
61. O'Sullivan M, Murphy C, Deasy C,( 2004 ) ‘Effects of Transurethral Resection of
Prostate on The Quality of Life of Patients with Benign Prostatic Hyperplasia’ , J Am
Coll Surg. Mar;198(3): 394-403.
62.Özkara
H,
Alıcı
B,
Akkuş
E,‘Tur-P
ve
Transvezikal
Prostatektomi
Ameliyatlarının Seksüel Fonksiyon Üzerine Etkisi’ www.ctf.istanbul.edu.tr/dergi/
63. Öztürk U, Eroğlu M, Tuygun C, İmamoğlu C.A.(2004) ‘Seçilmiş BHP
Olgularında Transüretral Prostat İnsizyonunun Tedavideki Yeri’ İnönü Üniversitesi
Tıp Fakültesi Dergisi.vol.11.no.4
64. Partin K, Peters N (2005) ‘Campbell Üroloji’ Çev.Edit.Anafarta K, Yaman Ö,
Güneş Kitabevi,cilt 2.
65. Pateman B. Johnson M. (2000) Men's Lived Experiences Following
Transurethral Prostatectomy For Benign Prostatic Hypertrophy , Journal of
Advanced Nursing, 31(1),
66. Pınar R. “Saglık Arastırmalarında Yasam Kalitesi Kavramı” Sendrom, 1996,
Ekim, Sy:109-112.
67. Porru D (2001) ‘Impact of early pelvic floor rehabilitation after transurethral
resection of the prostate.’ Neurourol Urodyn.;20(1):53-9.
68.
Phipps
J.W,Sands
K.J.,Marek
F.J.(1999),
Medical-Surgical
Nursing,
Concepts&Clinical Practices, Mosby Company, Sixth Edition.
69. Rassweiler J ,Teber D , Kuntz R , ( 2006 ) ‘Complications of Transurethral
Resection of the Prostate (TURP)
Incidence, Management, and Prevention’
European Urology:50; 969–980.
70. Savcı H (1997) ‘Selim Prostat Hiperplazili Hastalara Ameliyat Öncesi Verilen
Bakım ve Eğitimin Ameliyat Sonrası Yaşam Kalitesine Etkisi’, Yayınlanmamış
Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü.
108
71. Sampson N, Madersbacher S, Berger P (2008) Pathophysiology and therapy of
benign prostatic hyperplasia.Wien Klin Wochenschr.;120(13-14):390-401
72. Saylam M (2005) Histerektomi Ameliyatı Olan Hastalara Ameliyat Öncesi ve
Sonrası verilen Danışmanlık Hizmetinin Yaşam Kalitesi ve Cinsel Sorunlara Etkisi
Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Yayınlanmamış yüksek Lisans
Tezi, Ankara .
73. Somunoğlu S(2006) Yaşam Kalitesi ve Kanser Hastalarında Yaşam Kalitesinin
Önemi, Zonguldak Sağlık Yüksekokulu Dergisi;2-2, sy: 83-90.
74.Sümbüloğlu K., Sümbüloğlu V. (2000) Biyoistatistik, 9. Baskı, Hatipoğlu Basım
ve Yayım, Ankara.
75. Smeltzer C.S., Bare B.G., (1996) ‘Benign Prostatic Hyperplasia’ Brunner and
Studdarts Textbooks of Medical Surgical Nursing ,Eigth Edition,Lippincott
Company.
76. Şendir M, Babadağ K. Total kalça protezi ameliyatı öncesi hasta eğitiminin
ameliyat sonrası fiziksel uyum ve yaşam kalitesine etkisi. Hemşirelik Bülteni, 2000;
12(46): 27-40.
77. Tanagho E, McAninch J.W.(2004) ‘Smith Genel Üroloji’ Çev.Editörü:Kazancı
G, Nobel Tıp Kitabevleri ,Onaltıncı Baskı,
78. Taher A (2004) ‘ Erectile dysfunction after transurethral resection of theprostate:
incidence and risk factors.’ World J Urol. Dec;22(6):457-60. Epub 2004 Oct 16
79. Tuncel A, Atan A ‘ Alt Üriner Sistem Semptomlarına Yönelik Tedavilerin Cinsel
Yaşam Üzerine Etkisi ‘ Erkek Cinsel Sağlığı Dergisi
80. Tüzün E, Eker L, Sağlık Değerlendirme Ölçütleri ve Yaşam Kalitesi
http://www.sabem.saglik.gov.tr/Akademik_Metinler/erişim tarihi:12.06.2008
109
81. Uzun Ö.(2000) Ameliyat öncesi hasta eğitimi.Cumhuriyet Üniversitesi
Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi,; 3(2): 36-45.
82. Üstün M, Karadeniz G(2006) ‘Hemodiyaliz Tedavisi Gören Hastaların Yaşam
Kalitesi ve Bilgilendirici Hemşirelik Yaklaşımının Önemi’ Fırat Sağlık Hizmetleri
Dergisi, Cilt:1, Sayı:1
83. Vasseur A.S., Fitzgerald R (1998) A descriptive Study Examining Postdischarge
Patient Needs After Laser Ablation and Transuretral Resection Of The Prostate,
Internatıonal Journal Of Nursing Practice,4:33-39.
84. Ware JE, Sherbourne CD. (1992) The MOS 36-item Short-Form Health Survey
(SF-36). I. Conceptual framework and item selection. Med Care; 30: 473-483.
85. Yıldırım
M(2007) ‘Cerrahi Kliniklerinde Çalışan Hemşirelerin Taburculuk
Sürecindeki Rolleri ve Bunu Etkileyen Faktörler’ Hacettepe Üniversitesi Sağlık
Bilimleri Enstitüsü, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara.
86.
Yılmaz
M
(2000)Ameliyat
Öncesi
Öğretimin
Ameliyat
Sonrası
Komplikasyonlara ve Hasta Memnuniyetine Etkisi Hacettepe Üniversitesi Sağlık
Bilimleri Enstitüsü (Yayınlanmış Doktora tezi) Ankara.
87. Yeter K (2006) Kemoterapi Alan Hastalara Verilen Eğitimin Yaşam Kalitesi
Üzerine Etkisi, Osmangazi Üniversitesi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü,
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Eskişehir.
88. Yüksel D., Yavuz M ( 2007) ‘Hemşirelerin Taburculuk Eğitimi İle İlgili
Girişimleri’, Türk Cerrahi ve Ameliyathane Hemşireliği Kongresi Kongre Kitabı,
Ege Üniversitesi Basımevi İzmir.
110
EKLER
EK-1
HASTA TANITIM FORMU
Anket No:
Hastanın Adı Soyadı:
Telefon No:
1.Yaşınız………..
Adres:
2. Eğitim durumunuz
a) Okuryazar
b) İlkokul
c) Orta ve lise
d) Üniversite
3. Medeni durumunuz
a) Evli
b)Bekar
c)Dul
d)Boşanmış
e)Diğer…..
4. Mesleğiniz nedir?
a) Memur
b) İşçi c ) Emekli
d) Serbest Meslek e) Diğer
5.Gelir durumunuz nasıldır?
a)Gelir giderden fazla
b)Gelir gidere denk c)Gelir giderden az
6)Sosyal güvenceniz nedir?
a)S.S.K. b)Bağkur c)Emekli Sandığı d) Yeşil Kart e)Özel Sigorta f)Ücretli
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
EK- 4
KISA MENTAL DURUM DEĞERLENDİRMESİ(SMMT)
121
TOPLAM PUAN:
122
EK-5
HASTA İZİN FORMU
Sayın Hasta,
Transüretral Prostat Rezeksiyonu (TUR-P)
için İzmir Atatürk Eğitim ve
Araştırma Hastanesi Üroloji Kliniğine yatırılmış bulunuyorsunuz.Transüretral Prostat
Rezeksiyonu yapılan hastalara ameliyat sonrası
dönemde verilen taburculuk
eğitiminin yaşam kalitesine etkisini saptamak amacıyla planlanan bu çalışmanın siz
hastalarımıza yararlı olacağını düşünüyoruz. Bu araştırmaya katılmak ya da
katılmamak tamamen sizin tercihinizde olup, hiçbir zorlama yoktur. Bu çalışmada
yer aldığınız süre içerisinde verdiğiniz bilgiler kesinlikle gizli kalacaktır.Kişisel
olarak
verdiğiniz
bilgiler
yalnızca
araştırma
amacıyla
toplanacak
ve
işlenecektir.Çalışma verileri herhangi bir yayın ve raporda kullanılırken bu yayında
isminiz kullanılmayacak ve veriler izlenerek size ulaşılamayacaktır.
Araştırmaya katılmayı kabul ederek gösterdiğiniz ilgi ve
sunduğunuz destekten
dolayı teşekkür ederiz.
‘Transüretral
Prostat
Rezeksiyonu(TUR-P)
Yapılan
Hastalara
Verilen
Taburculuk Eğitiminin Yaşam Kalitesine Etkisi’ konulu bu çalışmaya katılmayı
kabul ediyorum.
Araştırmacının Adı Soyadı
Tarih:……/……./2007
Ethel YILMAZ
Hastanın Adı Soyadı
İmza
123
EK–6
124
EK-7
125
EK- 8
126
EK- 9
TRANSÜRETRAL PROSTAT REZEKSİYONU(TURP) YAPILAN
HASTALAR İÇİN TABURCULUK EĞİTİMİ KİTAPÇIĞI
KİTAPÇIĞIN HEDEFLERİ
1.TURP ameliyatının yapılış şekli, avantaj ve dezavantajları, yapıldığı
durumları anlama
2. Ameliyat yapılacak vucüt bölümünü bilme
3. Ameliyat öncesi yapması gerekenleri bilme
4. Ameliyat sonrası dönemde öz bakımda sorumluluk alma ve bakıma
katılma
5. Taburculuk sonrası evde yaşayabileceği semptomları ve sorunları
bilme
6. Ne zaman hastaneye başvurabileceğini bilme
7. Kendi öz bakımını yürütebilme
127
İÇİNDEKİLER
1. Prostat Nedir?
2. İyi Huylu Prostat Büyümesi (BPH) Nedir?
3.TURP(Transüretral Prostat Rezeksiyonu), Avantajları ve
Dezavantajları Nelerdir?
6. Ameliyat öncesinde yapmanız gerekenler nelerdir?
7. Ameliyathaneye nasıl gönderileceksiniz?
8. Ameliyat sonrası dönemi nasıl geçireceksiniz?
• Ağrı
• Hareket etme
-Ayak- bacak egzersizleri
-Yataktan kalkma
• Derin solunum ve öksürük egzersizleri
• Beslenmeye geçiş
• Sıvı Alımı
• Mesane Spazmı
• Mesanenin Yıkanması
9. Taburculuk Sonrası Dönemde Yaşayabileceğiniz
Öneriler
128
Sorunlar ve
PROSTAT NEDİR ?
Prostat idrar kesesinin (mesane) hemen altında yer alan ve idrar
kanalını (üretra) çevreleyen 18-20 gram ağırlığında kestane şeklinde bir
dokudur. Prostat bezi spermlerin hareket etmesini ve beslenmesini sağlayan
bir sıvı salgılar.
İYİ HUYLU PROSTAT BÜYÜMESİ NEDİR?
Erkeklerin
pek
çoğunda
50’li
yaşların
üstünde
prostat
bezi
büyümektedir. Prostat bezinin büyümesi ve sonrasında idrar yapmada
görülen değişikliklerin oluşturduğu tabloya ‘Prostatın İyi Huylu Büyümesi’
denmektedir. Nedeni tam olarak bilinmemektedir fakat , yaşla birlikte bazı
hormonların neden olduğu düşünülmektedir. Prostat bezinin büyümesi kesik
kesik idrar yapma,
geceleri sık idrara çıkma, mesanenin boşalmadığını
hissetme gibi idrar yapma ile ilgili bazı problemlere neden olur. Çünkü
büyüyen prostat dokusu mesane boynunu daraltmakta ve idrar akışını
zorlaştırmaktadır. İdrar akışını kolaylaştırmak için tedavi gerekebilir.
129
Bu tedavi seçenekleri;
İlaç uygulaması (İlaç tedavileri hafif şikayetleri olan erkekler için
uygundur)
Açık Prostatektomi (Açık Prostat Ameliyatı)
Lazer Prostatektomi (Lazerle yakma)
Transüretral
Prostat
İnsizyonu
(TUİP);
Prostat
çok
fazla
büyümediği, fakat daralma ve tıkanıklık yaptığı zaman kullanılan bir
yöntemdir.
Transüretral Prostat Rezeksiyonu (TUR-P)’dur. (Kapalı Prostat
Ameliyatı)
TRANSÜRETRAL PROSTAT REZEKSİYONU (TURP)
Bu yöntem en yaygın uygulanan prostat operasyonudur, ‘İyi Huylu
Prostat Büyümesi’ cerrahi tedavisinin yaklaşık %90-95’i bu yöntemle
yapılmaktadır. TUR-P ameliyatı İyi Huylu Prostat Büyümesinin tedavisinde
diğer yöntemlerle karşılaştırıldığında ‘Altın Standart’ tır. (En başarılı yöntem
olarak kabul edilmektedir)
Kapalı prostat ameliyatında (TURP) kalem kalınlığında metal bir tüp
penis boyunca idrar kanalının içerisinden geçirilir. İdrar yolu etrafındaki
130
tıkanmanın nedeni olan prostat dokusu elektrik akımı kullanılarak kesilir ve
parçalar halinde aynı kanaldan dışarı alınır. Ameliyat sahasını görmek,
dokuları kesmek ve çıkarmak amacıyla işlem sırasında tüpün içerisinden
mikroptan arındırılmış, özel karışımı olan bir sıvı verilir.Ameliyat bitiminde
idrarınızı rahat yapabilmeniz için yumuşak lastik tüpten oluşan bir sonda
doktorunuzun uygun göreceği süreyle kalmak üzere balonu şişirilerek
mesaneye yerleştirilir.
TURP Ameliyatının Avantajları Nelerdir?
☺ Kapalı ameliyat tekniği olduğu için karın bölgesinde kesi yapılmaz.
☺ Hastanede kalma ve iyileşme süresi kısadır.
☺ Daha az ağrıya neden olur.
☺ Ameliyat açısından riskli hastalar için güvenlidir.
TURP Ameliyatının Dezavantajları Nelerdir?
☺ Tekrar yapılması gerekebilir.
☺ Geç dönemde kanamaya neden olur.
☺ İdrar yolunda daralmaya neden olabilir.
AMELİYAT ÖNCESİNDE YAPMANIZ GEREKENLER
NELERDİR?
☺ Ameliyattan 8 saat önce hiçbirşey yiyip içmemeniz gerekir. Aç
kalmanız, ameliyat sırasında mide içeriklerinin akciğerlere kaçmasını
önlemek için gereklidir.
☺ Ameliyattan sonra yara yeri enfeksiyonunu( mikrop kapma/bulaşma)
önlemek ve
rahatlığınızı sağlamak için ameliyat öncesi akşam ya da
sabah banyo-duş alabilirsiniz, dişlerinizi fırçalayabilirsiniz.
131
☺ Ameliyatın yapılacağı bölgedeki tüy ve kılların temizlenmesi ameliyat
bölgesinin temizliği açısından gereklidir. Tıraş sonrasında bölgeyi
sabunlu suyla yıkamayı ihmal etmeyiniz.
☺ Üzerinizde bulunan saat, yüzük gibi metal eşyalarınızı mutlaka
çıkarmalısınız.
☺ Yanınızda bulunan laboratuar, akciğer filmi, EKG (kalp grafiği) gibi
tetkik sonuçlarınızı, ameliyat için gerekli olan malzemelerinizi kontrol
ediniz. Yoksa doktorunuza gerekli olup olmadığını sorunuz.
☺ Sürekli kullandığınız ilaçlarınız (tansiyon, şeker ilaçları) var ise,
hemşire/ doktorunuza bildiriniz.
☺ Aspirin ya da
kanamayı
Coumadin kullanıyorsanız
arttıracağı
için
ameliyattan
7
gün
ameliyat esnasında
önce
bırakmanız
gerekmektedir. Bu ilaçlardan birini kullanıyorsanız doktorunuza mutlaka
bilgi vermeniz gerekmektedir.
☺ Takma dişleriniz ve kontak lensleriniz varsa ameliyat öncesinde
çıkarınız. İşitme cihazınız varsa kalabilir.
☺ Değerli eşyalarınızı hastaneye getirmemelisiniz. Para ve
değerli
eşyalarınızı (eğer getirmiş iseniz) yakınınıza, yakınınız yoksa klinik
sorumlu hemşiresine teslim ediniz.
AMELİYATHANEYE NASIL GÖNDERİLECEKSİNİZ?
☺
Ameliyata
gitmeden
önce
gidebilirsiniz.
132
gereksiniminiz
varsa
tuvalete
☺ Ameliyathaneye kendi giysilerinizle gidecek fakat ameliyata
alınmadan
önce
bekleme
salonunda
ameliyathane
gömleğini
giyeceksiniz.
☺ Ameliyathaneler mikropsuz ortamlardır. Ameliyathane ortamlarının
korunması için kendi giysilerinizi ve iç çamaşırlarınızı çıkarıp
ameliyathane gömleğini giymeniz gerekir.
☺ Eğer doktorunuzun önerdiği/ hemşirenizin verdiği, ağızdan almanız
gereken ilaçlarınız varsa bir- iki yudum su ile alabilirsiniz.
☺ Sedyeye alınmadan önce sizinle birlikte götürülecek dosyanızın yanınızda
olduğundan emin olunuz.
☺ Ameliyathaneye sizin sorumluluğunuzu üstlenen klinikten sorumlu
personelle sedye ile gönderileceksiniz.
☺ Aileniz, sizi ameliyat süreniz içinde hemşirenizin önereceği
(kafeterya, bekleme salonu gibi) yerde bekleyebilir.
AMELİYAT SONRASI DÖNEMİ NASIL GEÇİRECEKSİNİZ?
Ağrı
Ameliyat
sonrasında ameliyat bölgesinde (prostat dokusu) ağrınız
olabilir. Ameliyat sonrasında doktorunuzun önerdiği ağrı kesici ilaçlar
yapılarak bu dönemi ağrısız geçirmeniz sağlanacaktır.
Hareket Etme
Ameliyattan sonra anestezinin etkisi geçtiğinde
kan dolaşımınızı
arttırmak için ayak ve bacaklarınızı hareket ettirmelisiniz. Ağrı kesici ilacınızı
almanız hareketlerinizi rahat yapabilmenizi sağlar.
133
∗
Ayak ve Bacak Egzersizleri
1. Bacak kaslarınızı sıkıp gevşetin ve sonra dinlendirin.
2. Ayak parmaklarınızı arkaya ve öne doğru hareket ettiriniz.
(Şekil 3)
3. Ayak bileklerinizi çeviriniz. (Şekil 2)
4. Bacağınız dizden bükün ve yukarı doğru kaldırın, birkaç saniye
bu pozisyonda tutun ve sonra bacağınızı düzeltip ayağınızı yatağa
tekrar uzatınız. Bu hareketi her iki bacakta 5’şer kez tekrarlayınız.
(Şekil 1)
Resim 1:Aşağıdaki resimde, ameliyat sonrası yatak içinde yapacağınız
ayak ve bacak egzersizleri gösteriliyor.
Şekil 1
Şekil 2
Şekil 3
Her hareketi beş kez tekrarlayınız. Ameliyat gecesi yıkama sıvısının sürekli
gitmesi nedeniyle yataktan kalkmamanız gerekmektedir. Bu sürede bu
134
hareketleri yapmanız
yararlı olacaktır. Bir sonraki sabah doktorunuza
danışarak yataktan kalkabilir ve yürüyebilirsiniz.
Yataktan Kalkma;
Ameliyattan sonra erken yürümeniz, kan dolaşımınızı hızlandıracak,
bağırsaklarınızın daha çabuk çalışmasını sağlayacaktır. Yatağınızdan
kalkarken;
yatağın
başı
yükseltilecektir.
Destek
alacağız
kolunuzu
çaprazlayınız. Bacağınızı diğer bacağınızın üzerine koyunuz. Kalkmak
istediğiniz yöndeki kolunuz ile yatak kenarlarından destek alınız. Yavaşça
yan tarafa doğru kalkarken bacaklarınızı aşağıya doğru sarkıtınız. Dikkat
etmeniz
gereken
kalkarken
tam
oturur
pozisyonda
oturmamanızdır.
Oturmanız ameliyat bölgesinde kanamaya neden olabilir. Bir kaç dakika yarı
oturur pozisyonda kaldıktan sonra tek kalçanızdan destek alarak, (kendinizi
iyi hissettiğinizden emin olduğunuzda) ayağa kalkabilir ve yürüyebilirsiniz.
Ayağa kalktığınızda baş dönmesi, göz kararması gibi şikayetleriniz olursa
yatağınıza uzanınız ve dinleniniz.
Resim 2: Yataktan kalkma şekli görülmektedir.
135
Derin Solunum ve Öksürük Egzersizleri
Anesteziye bağlı akciğerlerinizde biriken balgamın atılmasını
kolaylaştırır, akciğerlerinizi daha fazla genişletir ve bol oksijen alınmasını
sağlar, böylece akciğer enfeksiyonunu önler. Ameliyat sonrası yataktan
kalkma ve yürümeye geçmeden önce hemşireniz, kan basıncınızı ve
nabzınızı değerlendirerek durumunuzun uygunluğunu kontrol edecektir. Ağrı
kesicinizi almış olmanız bu egzersizleri daha rahat yapmanızı sağlar.
Derin solunum ve öksürük egzersizlerini yatağınızda yarı oturur
pozisyonda
yapabilirsiniz.
Burundan
yavaşça
soluk
alınız,
aldığınız
soluğunuzu üç saniye tutunuz, sonra yavaşça ağızdan üfleyerek veriniz.
Üçüncü kez aldığınız soluğunuzu verirken kuvvetlice öksürün. Daha sonra
dinleniniz.
Bu solunum ve öksürük egzersizlerini 5-10 kez tekrar edilebilir.
Gereksiniminize göre sayı artırabilirsiniz. Ameliyatın ilk gününde saatte 5-10
kez, daha sonra 2-4 saatte bir 1-2 kez tekrarlayabilirsiniz.
Beslenmeye Geçiş
Ameliyat sonrasında diyetiniz sulu
gıdalardan oluşmaktadır. Su,
meyve suyu, açık çay, komposto suyu gibi besinleri alabilirsiniz. Bulantı gibi
rahatsızlık yaşarsanız hemşirenize bilgi veriniz. Bir sonraki gün sabah normal
diyete geçmeniz planlanacaktır.
Bağırsak Boşaltımı
Ameliyat sonrası dönemde kabız kalmamanız
çok önemlidir. Bu
nedenle beslenmeye başladıktan sonra bol sıvı ve posalı gıdalar ( taze sebze
136
meyve , kepekli besinler, erik suyu)
almalısınız. Normal yaşantınızda
kabızlık durumu yaşıyorsanız bu dönemde şikayetlerinizin artmaması için
önerilere uymanız önemlidir. Kabız olup olmadığınızı her gün normal tuvalet
alışkanlığınıza göre değerlendiriniz.
Sıvı Alımı
Ameliyattan sonra günde en az 2,5 litre
sıvı almalısınız. Yeterli
miktarda sıvı almanız idrar yollarınızın daha sık yıkanmasını sağlayacak,
enfeksiyon riskini azaltacak ve kabız kalmanızı önlemeye yardımcı olacaktır.
Mesane Kasılması (Spazmı)
Ameliyat sonrasında mesanenize konulan idrar kateteri
kasılmasına ve
mesane
ani idrar yapma hissine neden olur. Bu durum idrar
kateterinin ucundaki balonun yabancı cisim reaksiyonu oluşturmasından
kaynaklanmaktadır.
Mesane
kasılmasının
neden
olduğu
rahatsızlığı
gidermek için tedavinizde spazm giderici ilaçlara yer verilecektir. Kasılmalar
ameliyattan sonraki 2 gün içerisinde giderek azalacaktır. Bu sürede idrar
yapma hissi oluştuğunda idrar yapmak için kendinizi zorlamayınız .
Mesanenin Yıkanması
Ameliyat
sonrası
ameliyathanede
mesanenize
idrar
sondası
konulacaktır. İdrar sondanıza yıkama sıvısı bağlı olacaktır. Yıkama sıvısı
hızlı bir şekilde mesanenize sıvı verilmesini sağlayarak prostat dokusunun
çıkarıldığı
bölgeden
var
olan
kanamaya
bağlı
pıhtı
oluşumunu
engelleyecektir. Çıkan sıvı sondanızın diğer ucuna bağlı idrar torbasında
137
toplanacaktır. Mesanenin yıkanmasına idrar rengi açılıncaya kadar devam
edilir.
Sonda bazı durumlarda pıhtı ile tıkanabilir ve idrar torbasına yıkama
sıvısının gelmediği görülür. Böyle bir durumda karın ağrısı ve karında
gerginlik hissedilebilir. Hemşirenize durumu bildirin. İdrar sondası yıkanarak,
pıhtının çıkarılması bu sorunun giderilmesini sağlayacaktır.
İdrar sondası ve torbalarının bükülmemesine ve kıvrılmamasına,
üzerine yatılmamasına
dikkat edilmelidir. İdrar torbası her zaman idrar
kesesinin seviyesinden aşağıda olmalıdır. İdrar torbanızı yatar pozisyonda
yatak seviyesinin altında, yürürken diz seviyenizin altında tutunuz. İdrar
torbanızın dolmasını beklemeyiniz, yenisiyle değiştiriniz.
TABURCULUK
SONRASI
DÖNEMDE
YAŞAYABİLECEĞİNİZ
SORUNLAR VE ÖNERİLER
Ameliyat sonrası hastanede kalış süresi yaklaşık 2-3 gündür. Bu süre
ameliyat sonrası
iyileşme ve taburculuğa hazır olma durumunuza göre
değişebilmektedir. Taburculuk öncesinde endişelerinizi ya da sorunlarınızı
doktorunuzla ve hemşirenizle paylaşabilirsiniz.
Sıvı Alımı Neden Önemli?
☺ Ameliyat bölgenizin tam olarak iyileşmesi zaman alacaktır. Ameliyat
sonrası 2-3 hafta
ameliyat bölgesinden
kanamalar olabilir ve
idrarınızda kan gelebilir.
☺ Bol sıvı almanız çok önemlidir. Bol sıvı almanız idrar yollarınızın
daha sık yıkanmasını sağlayarak kanama sonrası pıhtıya bağlı idrar
138
yolunuzun tıkanmasını engelleyecek, aynı zamanda idrar yolu
enfeksiyonunu ve kabızlığı önleyecektir.
Beslenmede Nelere Dikkat Etmeliyim? Özel Bir Diyet Var Mı?
☺ Önerilen özel bir diyet yoktur. Daha önceki sağlık durumunuza bağlı
özel bir diyet uyguluyorsanız, diyetinize devam etmelisiniz.
☺ Ameliyat bölgenizin iyileştiği bu dönemde özellikle kabız olmamaya
çok dikkat etmelisiniz. Kabızlık karın içi basıncını artırarak ameliyat
bölgenizde kanamaya neden olabilir.
☺ Taze meyve, yeşil yapraklı sebzeler, kepekli ekmek, erik, erik suyu
gibi lifli, posalı gıdaları tüketmek ve bol sıvı almak kabızlığınızı önler.
☺ Kahve,çay, kola ve alkollü içecekleri 6 hafta içmeyiniz. Bunları
almanız (mesaneyi irrite ettiği için) henüz tam iyileşmemiş olan
prostatınıza kan hücum etmesine, kanama, zor idrar yapma gibi
sıkıntılarınızın olmasına yol açabilir.
Hangi Hareketleri Yapmamalıyım?
Ameliyattan sonra 6 hafta boyunca ağır eşya
kaldırmaktan
kaçının.
Ameliyattan sonra 6 hafta boyunca araba kullanmaktan kaçının.
(oturmak ameliyat bölgesinde basınca ve buna bağlı kanamaya neden
olabilir.)
6 hafta merdiven çıkmayınız.
6 hafta dik oturmayınız ve uzun süreli yolculuklardan kaçınınız.
Ameliyattan sonra 6 hafta boyunca cinsel ilişkiden kaçının.
139
Ameliyat Cinsel Hayatımı Etkiler mi?
☺ Ameliyattan sonra cinsel ilişki sırasında boşalmayla beraber
penisten meni hemen gelmeyebilir. Ameliyat geçiren hastalarda
dokudaki değişim nedeniyle meni mesaneye geçer ve cinsel ilişki
sonrasındaki ilk idrarla birlikte dışarı atılır.
☺ Ameliyat öncesi normal orgazm ve ereksiyon güçlüğü yaşamayan
pek çok erkek, ameliyat sonrasında aynı düzeyde cinsel yaşamını
sürdürebilir.
İlaçlarımı Nasıl Kullanmalıyım?
Aspirin kullanmadan önce doktorunuza danışınız.
İlaçlarınızı doktorunuzun ve hemşirenizin önerdiği şekilde kullanınız.
Banyo Yapabilirmiyim?
☺ Banyo yapmanızda bir sakınca yoktur fakat oturarak yapmamaya
dikkat etmelisiniz. Duş şeklinde banyo
yapabilirsiniz.
İdrar Sondasına Nasıl Bakmalıyım?
☺ İdrar sondanızın ucu daima kapalı olmalıdır. Sondanızın ucuna idrar
torbası takılı olmalıdır.
☺ Sondanın etrafı günlük ılık su ve sabunla yıkanmalıdır.
☺ Sondanın ve
idrar torbasının kıvrılıp bükülmemesine özen
gösteriniz.
☺ Sondanıza 4 saatten uzun bir süre idrar gelmezse doktorunuzu
arayınız. (Bazı durumlarda sondanızın idrar torbasıyla birleşen
140
yumuşak
kısmının avuç içinde parmaklarınızla sıkıp bırakılması
suretiyle idrar sondasının ucundaki pıhtının çıkarılması sağlanabilir.)
İdrar Sondası Ne Zaman ve Nerde Çıkarılacak?
☺ İdrar sondanız ameliyattan sonra genellikle 5-7. günlerde çıkarılır.
☺ İdrarda kanamanız devam ediyorsa idrar sondasının çıkarılması
idrar berrak gelene kadar ertelenebilir.
☺ İdrar sondanızın çıkarılması için bulunduğunuz bölgedeki bir sağlık
kuruluşuna ya da hastanemize başvurabilirsiniz.
İşe Ne Zaman Dönebilirim?
Mesleğinize bağlı olmakla
hafta
sonra
işinize
birlikte, ameliyat sonrası genellikle 4-6
dönebilirsiniz.
Bu
konuyu
doktorunuzla
görüşebilirsiniz.
Sonda Çıkarıldıktan Sonra İdrar Kaçırma Şikayeti Olursa Ne
Yapmalıyım?
İdrar sondası çıkarıldıktan sonra idrar kontrolünün kazanılması biraz
zaman alacaktır. Büyüyen prostat dokusunun mesane kaslarında oluşturduğu
değişimler ve ameliyat sonrasında dokunun iyileşme sürecinde olması
nedeniyle idrar kaçırma şikayetleri olabilir. Bu nedenle bazı erkeklerde sık
idrar yapma ve idrar sızdırma görülebilir. Bu durum genellikle geçicidir. Bu
durum ameliyattan genellikle birkaç ay sonra geçer.
İdrarın
damlaması
durumunda
ıslanmanızı
önlemek
için
iç
çamaşırınıza ped koyabilirsiniz. Bu dönemde perine egzersizlerini yapmanız
idrarı tutmanızı sağlayan kaslarınızı güçlendirerek, idrar kontrolünü
kısa zamanda kazanmanıza
yardımcı olacaktır.
141
daha
☺ İdrarınızı yapmaya başladıktan sonra idrarınızı tutmaya çalışın(birkaç
saniye), sonra tekrar devam edin.
☺ Bir dizinizi diğer dizinizin üzerine koyarak kalça kaslarınızı kasıp bırakın
(büyük tuvaletinizi tutuyormuş gibi) bu hareketi kolaylaştırmak için sesli
olarak kendinize gevşe-sıkıştır diyebilirsiniz. Bu hareketi saatte 10-20 kez
tekrarlayabilirsiniz.
Ne Zaman Kontrole Gelmeliyim?
☺ Ameliyat sonrası ilk 1 aylık dönem idrar yolu enfeksiyonu açısından
riskli olduğundan, ameliyattan sonraki 14.günde idrar kültürü yapılmak
üzere polikliniğe başvurmanız gerekmektedir. (İdrar yaparken aşırı
yanma, sızlama gibi belirtiler olduğunda 14.günü beklemeyiniz, derhal
doktorunuzu arayınız.)
☺ Ameliyat sonrası iyileşme döneminde bazı problemler geliştiyse ya
da şikayetleriniz varsa polikliniğe başvurabilirsiniz.
Patoloji Sonucunu Ne Zaman Alabilirim?
☺ Patoloji sonucunuzu ameliyatınızdan yaklaşık 15 gün sonra Üroloji
Kliniğin’de doktorunuzdan alabilirsiniz.
Hangi Durumlarda Doktorumu Aramalıyım?
İdrarınızda kan ve pıhtı gelirse,
Ateşiniz yükselirse,
Testislerinizde ağrı ve şişme olursa,
İdrar yaparken zorlanırsanız ya da idrar yapamazsanız,
Ağrı
kesicilerle
geçirilemeyen
aramalısınız.
142
ağrınız
olursa,
doktorunuzu
ÖZGEÇMİŞ
Ethel Yılmaz Elaltuntaş 01.09.1979’ da Hatay’da doğdu. İlkokulu Kütahya,
ortaokulu Aydın’da ve lise öğrenimini
Uşak’ta tamamladı. Ege Üniversitesi
Hemşirelik Yüksekokulundan 1997-2003 yılları arasında öğrenim görerek mezun
oldu. 1999 yılında Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde hemşire olarak göreve
başladı.
2005 yılında Ege Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsünün açmış olduğu
Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalında Yüksek Lisans eğitimine başladı.
Halen Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde acil servis sorumlu hemşiresi
olarak çalışmaktadır.
Türk Hemşireler Derneğine üyedir. Yabancı dili ingilizcedir. Evlidir.
143
Download