DEPREM VE KATI ATIK SORUNU Hayriye ŞENGÜN1 [email protected] Öz: Bu çalışmanın ilgi alanı, doğal afetlerde, özellikle de depremlerde yıkılan ve hasar gören konut, işyerleri ve endüstriyel tesislerin atıklarının değerlendirilme yöntemine eleştirel bir değerlendirmede bulunmak ve bir deprem ülkesi olan ülkemizde bu konuya dikkatleri daha çekmektir. Anahtar Kelimeler: Deprem, Doğal Afet, Afet Yönetimi, Çevre Kirliliği, Katı Atık Giriş Türkiye’nin yerleşik bulunduğu Anadolu topraklarında, binlerce yıldır depremler ve diğer doğal afetler nedeniyle yok olan bir çok uygarlığın izleri bulunmaktadır. Yaşanan gerçeklikler ve bilimsel gelişmeler göstermektedir ki Anadolu coğrafyasının bulunduğu kara parçası daha bir çok depremlerin gerçekleşeceği yer olacaktır. Son olarak Asya’da gerçekleşen deprem ve Tsunami yer kürenin nasıl bir sorunla karşı karşıya olduğunu bir kez daha göstermiştir. Ulusça yaşadığımız 1999 Marmara Depremi felaketin boyutlarının büyüklüğü ulusal gündemimize “depremle yaşamayı öğrenmek”, “depremi önlemenin olanaksız olduğu, ancak neden olabileceği zararları en aza indirmenin olanaklı olduğu “gibi kavramların girmesini sağlamıştır. Toplum olarak tüm sektörlerin afetlere hazırlıksız olması, düzensiz yapılaşmanın ve kentleşmenin boyutları ile afet zararlarının büyük boyutlara ulaşmasındaki etkisi, afet öncesinde korunma ve zararların en aza indirilmesine yönelik hazırlık ve uygulama çalışmaları ile afet sonrasında zararların giderilmesinde yönelik gerçekçi ve uygulanabilir çalışmaların olmadığı görülmüştür. Belirtildiği gibi, doğal afetlerin yanı sıra bir başka sorunda dünyanın çok önemli bir gündemini oluşturmaktadır. Bu ise doğal afetler kadar insan yaşamını etkileyen “çevre sorunları”dır. Depremlerin neden olduğu yıkımların sonucu ortaya çıkan çevre sorunlarının başında yıkılan konutların neden olduğu inşaat atıkları, kimyasal üretim yapan fabrikaların hasar görmesi sonucu oluşan kimyasal sızıntılar, hastanelerin hasar görmesinden oluşan tıbbi atıklar, ciddi bir çevre kirliliğine neden olmakta, sağ kalan insanlarında yaşamını önemli ölçüde tehdit etmektedir. Çevre kirlenmesi, bunu etkileyen değişik faaliyetlerin çeşidi ile değişmekle birlikte onun önemi kirleticilerin cinsine, miktarına ve bunların atıldığı ortama bağlıdır. Normal zamanlarda diğer tüm çevre sorunları gibi katı atık sorunu da giderek artan bir şekilde toplumun dikkatini çekmekte, olağan üstü bir durum olan depremler sonrasında ise önemli çevresel etkilerinden dolayı güncellik kazanmaktadır. Kullanılan Yöntem ve Veriler Günümüzde yaşamın hemen her yönünde, gerek doğal afetlerin, gerekse insanların yol açtığı, sanayi ve teknolojinin getirdiği tehlikelerin giderek artış gösterdiği gözlenmektedir. Bu durum, doğal afetlerin şiddetinin ya da sayısının artması nedeniyle değil, öncelikle nüfusun çoğalıp belirli bölgelerde toplanması, marjinal ve tehlikeli alanların daha yoğun biçimlerde kullanıma açılması, sakıncalı etkileşim bağlantılarının daha fazla sayıda ve beklenmedik yönlerde oluşması, mevcut denetim ve güvenlik önlemlerinin giderek yetersiz kalması gibi nedenlerle ortaya çıkmaktadır. Bunlara modern toplumun teknoloji, sanayi ve bilimsel uygulamalarının getirdiği kimi yan etkiler, bilinmezlikler, yetersiz ürünler, kazalar ve kötü amaçlı uygulamaların da önemli katkılar yaptığı ve kimi koşullarda toplum, çevre ve doğada olumsuz sonuçlara yol açıldığı bilinmektedir. Katı atık, kavram olarak insanların sosyal ve ekonomik faaliyetleri sonucunda işe yaramaz hale gelen ve akıcı olabilecek kadar sıvı içermeyen her türlü madde ve malzeme şeklinde tanımlanmaktadır.2 Ancak doğal afetler, özellikle depremler sonrası oluşan atıklar bu tanımın sınırlarını zorlamakta tanımdaki gibi bir ekonomik ve sosyal etkinlik sonucu oluşmamaktadır. Bu durum aynı zamanda kriz ortamının daha da derinleşmesine neden olmaktadır. 1 Kamu Yönetimi Uzmanı-İstatistikçi, Ankara Üniversitesi Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi (Kent ve Çevre Bilimleri) Anabilim Dalı 1384 Türkiye'de hızla artan nüfus ile birlikte toplam katı atık miktarı da büyük boyutlara ulaşmıştır. Bu nedenle katı atık toplama ve taşıma araçlarına ait ilk yatırım, işletme ve bakım giderleri, depolama ve yeniden kazanım çalışmalarına yönelik yatırımların maliyeti sürekli ve hızlı olarak artmaktadır. Bunun sonucunda günümüzde katı atıkların toplanıp belirli uzaklıklara taşıma maliyetleri patlama noktasına gelmiştir. Ancak doğal afetler sonucunda çok büyük miktarlarda ve çeşitte kentsel atığın oluştuğu bilinmektedir. Toplumun, ortaya çıkan olağanüstü durumdan olabildiğince süratli biçimde kurtulma düşüncesiyle, bu atıkların genellikle düzensiz ve acele ile uzaklaştırılması, depolanması ya da yakılması varolan krizin olumsuz etkilerinin bir bakıma ertelenmesi anlamına gelmektedir. 1982 Anayasa’sında “herkesin sağlıklı bir çevrede yaşamasının bir insan hakkı bunu sağlamın da devletin ödevi olduğu belirtilmektedir (56. Madde). Devletin bir afet sonrasında, ülkedeki insanların sağlıklı ve gönenç içerisinde yaşamasının sürdürülebilmesi için iyi düzenlenmiş ve uygulanabilir bir afet yönetimin sisteminin, bunun yanı sıra afet planlamasının olması gerekir. Ülkenin sosyal ve ekonomik olarak hemen hemen tamamını etkileyen 1999 Marmara depremlerinde, resmi rakamlara göre 18 243 kişi yaşamını yitirmiş, 48 901 kişi çeşitli şekillerde yaralanmıştır. Bu depremler sonucunda konut ve işyerleri ile endüstri tesislerinde önemli hasar ve yıkımlar meydana gelmiştir. Depremler sonrası teknik ekiplerin yaptıkları hasar belirleme çalışmaları sonrasında toplam 96 830 konut ve 16 031 işyeri ağır hasarlı, 107 331 konut ve 16815 işyeri orta hasarlı, 125 055 konut ve işyeri az hasarlı olarak belirlenmiştiri. 7269 sayılı Afetler Kanunu’nun (Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirler ve Yapılacak Yardımlara Dair Kanun) 4 ncü maddesi ve bu maddeye dayanılarak çıkarılan “Afetlere İlişkin Acil Yardım Teşkilatı ve Planlama Esaslarına Dair Yönetmelik”le, afetin oluşundan sonra yıkıntıları temizleme konusunda “görev ve görevlileri tayin, toplanma yerlerinin belirlenmesi” bir programa göre valiliklerce yürütülecek görevler arasında sayılmaktadır. Bu Yasa ve Yönetmelikte, yıkıntılar “kolaycı ve merkezi bir anlayışla” ele alınmakta, yıkım masraflarının yasayla görevlendirilmiş olan yerel idare tarafından yıkıntı sahibinden karşılanması anlayışında yıkıntı bir meta olarak görülmektedir. Yıkıntı kaldırma, temizleme ve döküleceği yerlerin yazılı olarak belirlenmesinin yetmediği Marmara Depremi sonrasında ortaya çıkmıştır. ii Daha önce yaşanan depremlerdeki uygulamalarda yıkıntıların yol kenarlarına gelişigüzel döküldüğü görülmüştür. Bu deprem sonrası yıkıntı ve atıklar deniz dolgu malzemesi olarak kullanılmış (Yalova) ya nehir kenarlarına dökülmüş (Sakarya) ya da kontrolsüz olarak çeşitli bölgelere boşaltılmıştır. Sonuç Doğal afetler özelikle de depremler, çarpık ve plansız kentleşme ve diğer bu gibi nedenlere bağlı olarak her an insan canına, mala ve çevreye zarar verebilecek potansiyel zarar verebilecek durumdadır. Olası bir afetin neden olacağı zararı en aza indirmek, yaşanacak belirsizlik ortamını başarılı biçimde yönetebilmek amacıyla ilgili konularda tüm sorumlu aktörlerin bir araya gelerek kapsamlı “Kriz Yönetim Planları”nın hazırlanması, var olan planların güncelleştirilip uygulanabilirliğinin sağlanması, afet sonrası oluşacak belirsizlik ve kargaşa ortamında nasıl hareket edileceği konusunda ilgililere yol gösterecek önemli bir stratejidir. Ayrıca Türkiye’de afet yönetim sistemi ile ilgili olarak kamuoyunda egemen anlayış, afet olduktan sonra önlem alma anlayışının, gerçekçi bir afet yönetim sistemiyle zarar azaltma ve hazırlıklı olmayı sağlayacak uygulanabilir düzenlemeler içermesi gerekmektedir. Afet Yönetimi ile ilgili günün koşullarına göre hemen uyarlanabilecek bir “ulusal politika”nın belirlenmesi ve yapılacak düzenlemelerin bu doğrultuda olması gerekir. KAYNAKLAR 1. 7269-1051: Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirler ve Yapılacak Yardımlara Dair Kanun. 2. BİRAND, A., ERGÜNAY, O., (2001), Türkiye’nin Afet Sorunlarına Genel Bir Bakış ve Erzincan Depremi Uygulaması, Türkiye Deprem Vakfı, İstanbul. 3. Türkiye’nin Çevre Sorunları,Türkiye Çevre Sorunları Vakfı Yayını, Ankara, 1991, s. 387 4. Depremler 1999, Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi, Ağustos 2000, Ankara 5. PALABIYIK, H., Palabıyık, “Marmara Depremi ve Düşündürdükleri, Afet Yıkıntı ve Atıkları Yönetimi”, Çağdaş Yerel Yönetimler, TODAİE Yayını, Cilt. 9, S. 1, Ocak 2000, Ankara 6. Anayasa 2 Türkiye’nin Çevre Sorunları,Türkiye Çevre Sorunları Vakfı Yayını, Ankara, 1991, s. 387. Depremler 1999, Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi, Ağustos 2000, Ankara, s. 4-10. 4 Hamit Palabıyık, “Marmara Depremi ve Düşündürdükleri, Afet Yıkıntı ve Atıkları Yönetimi”, Çağdaş Yerel Yönetimler, TODAİE Yayını, Cilt. 9, S. 1, Ocak 2000, Ankara, s. 81-94 3 1385