TÜRKİYE BİRİNCİ TARIM EKONOMİSİ KONGRESİ 8-9 EYLÜL 1994 K O O P•• E R•• A T İ F İŞ L E T M E■ L__E R•D E BÜYÜME S T R A T E J İ L E R İ Prof.Dr.Rasih Doç.Dr.Ahmet Özgelik Dr. Ahmet Turan123 1.GİRİŞ Kooperatif işletmeler değişen ekonomik şartlara uyum sağlayabilmek ve aynı sahada faliyette bulunan işletmelerle rekabet edebilmek için, işletme ölçeklerini büyültmek ihtiyacını duymaktadırlar. İşletmelerin varlıklarını devam ettirebilmesi ve tüccar karşısında piyasa rekabeti yapabilmesi bazı organizasyon şartlarını tamamlaması ile mümkün olabilir. Bu da büyümenin gerçekleştirilmesine bağlıdır. Çünkü çeşitli piyasada faaliyet gösteren gelişmiş firmalar hatta bazı konularda çok uluslu şirketler devamlı bir büyüme faaliyeti göstermektedir. Kooperatiflerinde bu gelişmeler karşısında varlığını koruyabilmesi yani büyük firmalar tarafından yutulmaması için devamlı bir büyüme hareketi için de olmaları gerekir. Dolayısıyla, büyümeden arındırılmış bir işletme düşünmek hemen hemen imkansızdır. Kooperatifler, belirli bir çalışma konusunda müşterek amaçlara ve menfaatlere sahip olanlar tarafından dayanışma suretiyle kurulan ve zayıf ekonomik güçleri bir araya getiren teşebbüsler olduğundan, maliyet, fiyat, gelir ve rekabet açılarından fazla bir üstünlük elde etme imkanları sınırlıdır. Bu nedenle birim kooperatifler büyüme için gerekli olan itici güç ve imkanları yeterli ölçüde elde edememektedir. Kooperatif işletmelerde büyüme, faaliyet ölçeğinin genişlemesi veya fiziki üretim kapasitesinin artması şeklinde ifade edilebilir (Demirci, 1984). Günümüzde araştırma ve geliştirmeye gereken önem verilerek teknolojik üstünlük sağlama, büyük çapta üretim yaparak birim maliyetleri düşürme gibi faaliyetler genellikle büyük ölçekli işletmeler tarafından gerçekleştirilebilmek tedir. Bundan dolayı, rekabet gücüne sahip, optimal işletme büyüklüklerine ulaşmanın bir yoluda kooperatif işletmelerin büyümesi için yapılacak birleşmelerdir. Kooperatiflerde sağlanacak çeşitli büyüme hareketleriyle daha verimli bir faaliyet ortamı ve organizasyonu oluşturmak mümkündür. 1Gazi Üniv. iktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi 2 Ankara Üniv. Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü 3 Ankara Üniv. Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü 244 TÜRKİYE BİRİNCİ TARIM EKONOMİSİ KONGRESİ 8-9 EYLÜL 1994 Bu amaçla tebliğde, kooperatif işletmelerde büyümenin tanımı, büyümenin nedenleri, büyüme şekilleri, büyüme ile sağlanacak büyük ölçeğin yararları, büyüme stratejileri, ve büyümenin kooperatif işletmelere sağlayacağı etkiler üzerinde durularak örnekler ile açıklanacaktır. Ayrıca Türkiye'deki kooperatifler için büyüme stratejileri konusunda öneriler de sunulacaktır. 2. BÜYÜME VE BÜYÜME ŞEKİLLERİ Kooperatif işletmelerin ortak amaçlarından biriside ekonomik büyümeyi gerçekleştirerek işletme değerini, diğer bir deyişle ortakların servetini artırmaktır. Bu amaçla işletme değerini maximum yapmak için karın maksimize edilmesi gerekmektedir. Kooperatif işletmelerin esas amacı ortaklarına maliyetine hizmet ise de piyasa ekonomisi kuralları içerisinde faaliyetini devam ettirebilmesi için kar amacını da gözönünde bulundurması ön şart olmaktadır. Bunun için işletmeler beklenen karlılık hedeflerine gerekli güvenlik ve diğer yan koşulların sağlanması ile ulaşmayı amaçlarlar. Kooperatif işletmeler, piyasa ekonomisi kuralları içinde birim maliyetlerini düşürebilmeleri, üretici ve tüketiciyi nicelik ve nitelik yönünden tatmin ederek, iş hacmini artırabilmeleri, ilişki içinde bulundukları piyasa yapılarını aktif şekilde etkileyebilmeleri, değişen içsel ve çevresel kaynak ve ihtiyaçlara uyum sağlayarak ortaklarının desteğini de kazanabilmeleri ve sonunda değişen ekonomik çevreyle bütünleşebilmeleri için büyüme ihtiyacı duymaktadırlar. Kooperatif işletmelerde faaliyet ölçeğinin genişlemesi veya fiziki üretim kapasitesinin artması olarak tanımlanan büyüme, değişik kooperatif türlerine göre farklılık taşımaktadır. Kooperatiflerde büyümenin göstergesi olarak ortak sayısına bağlı olarak faaliyet tabanının genişlemesi, çalışma alanlarının genişlemesi ve çeşitlendirilmesi, iş hacminin artması, öz kaynakların büyümesi, ortak başına düşen sabit sermaye yatırımlarının artması, piyasada etkisinin artması, ortak ekonomileri için geliştirme görevini giderek artan bir oranda yerine getirmesi, üretilen katma değerin giderek büyümesi (Turan 1992) gibi kriterler üzerinde durulabilir. Kooperatif işletmelerin istikrarlı bir şekilde büyümelerinin temel şartı verimli bir faaliyet düzeninin kurulması ve işletilmesidir. Kooperatiflerde büyüme içsel ve dışsal büyüme olmak üzere başlıca iki katagori içinde ele alınabilir. İçsel büyüme, işletmelerin normal çalışma süreçleri sonunda oluşturdukları yada dışarıdan sağladıkları fonları yeni yatırımlara yatırarak gerçekleştirdikleri büyümelerdir (Aydın 1992). Kooperatif işletmelerde içsel büyüme kooperatiflerin cirolarını, varlıklarını ve sermaye artırımlarını olduğu gibi iş hacimlerini de başka bir işletmeden daha güçlü bir şekilde artırarak, piyasa paylarını böylelikle büyütebilme konumunda olmalarından ileri gelebilir. Ancak kooperatifin iç büyümesi, aynı zamanda 245 TÜRKİYE BİRİNCİ TARIM EKONOMİSİ KONGRESİ 8-9 EYLÜL 1994 bir işletmenin muhtelif yerlerde, fakat kooperatif yönetiminin merkezi idaresi altında olan, şubeler açarak sağlanması ile de mümkündür. Bunların yanında içsel büyüme satışları artırarak, yeni üretim alanlarına girerek yada yeni hizmetler üreterek veya benzer yollarla, yani kooperatif bazındaki yatırımlarla da sağlanabilir. Tabii buradaki yatırım fonları kooperatifin bizzat yarattığı veya tedarik ettiği kaynaklarla oluşturulmaktadır. Bu yolla kooperatif işletme hizmetlerinin bölünerek genişletilmesi ve böylece ek ciro sağlanması ile içsel büyüme gerçekleştirilebilir. Buna örnek olarak Almanya'daki tarım alım-satım kooperatifinin mal çeşitlerini artırarak yani sadece tarımsal mal ticareti yapmakla kalmayıp aksine benzin, kömür, ev ve bahçe araç ve ürünleri ile artan bir şekilde de diğer servislerini (araba yıkama tesisleri, sigortacılık ve depolama alanlarının kiralanması v.s) hizmete sunması ile bütün pazarlara yönelmesini verebiliriz. (Mandle, 1990). Kooperatif ek ciro sağlama yoluyla ortaklara daha fazla kazanç sağlanmasını gerçekleştirecek büyümeyi de sağlamış ve büyük ölçüde toptancılıktan parakendeciliğe geçilmesi sonucunu da doğurmuştur. Kooperatif işletme etkili bir şekilde varlığını sürdürebilmek için yatırım, finansman, rasyoneleştirme faaliyetleri ve kaynakların rosyonel yönetimi ile iç büyüme için elverişli bir zeminin oluşturulmasının yanısıra, dışsal büyüme imkanlarını da geliştirmek zorundadır. Yalnız bu faaliyetler sürdürülürken temel kooperatifçilik felsefesinin muhafaza edilmesi de ayrı bir ihtiyaçtır. Dışsal büyüme, işletmelerin yalnız kendi yarattıkları olanaklarla büyümeleri yerine, işletmelerin ellerindeki kaynakları, aynı iş kolunda veya başka alanlarda çalışan firmaları satın alabilmek, dikey, yatay yada çeşitlen-dirilmiş (karma) birleşmeyi gerçekleştirebilmek için kullanmaları ile sağlanan büyümedir (Başar 1983). Kooperatif işletmelerde de dışsal büyüme, kooperatiflerin hukuki ve ekonomik olarak birleşmesiyle veya çeşitli şekillerde diğer kooperatiflerle işbirliğine gidilmesiyle sağlanmaktadır. Böylece kooperatifler yeni bir hukuki ve ekonomik birlik oluştururlar. Birleşmeyle (yani bu şekildeki kaynaşmayla) işletmelerin ciroları bir araya getirilerek işletmelerin alt yapısının iyileştirilmesine yönelik faaliyetler gelişebilecek, karlı kullanılmayan birimlerin tasviyesi, çift yatırımlardan kaçma, kalifiye işgücünün daha iyi kullanılması ve tarım sektöründeki yeni piyasaların açılması ile bir verim ve gelir artışı kaydedile-bilecektir. Kooperatifler açısından dışsal büyüme şekilleri yatay, dikey büyüme ve çok yönlü dağılım yoluyla büyüme olarak da ifade edilmektedir. Kooperatif işletmeler, işletme ölçeğini içsel ve dışsal büyüme ile artırma yoluna gidebilmektedir. Çünkü değişen ekonomik şartlar işletmelerde, büyük ölçek ekonomisinin vereceği avantajlardan yararlanma düşüncesini her zaman ön planda tutmaktadır. 246 TÜRKİYE BİRİNCİ TARIM FKONOMİSİ KONGRESİ 8-9 EYLÜL 1994 2.1. Büyük Ölçekte Faaliyette B u lunm anın Faydaları Kooperatif işletmelerin ölçeklerinin büyümesi bir kısım faaliyetlerde maliyetlerin düşmesini sağlayabilir. Sabit üretim faktörlerinin kullanım derecesini artırır. Yönetimde uzmanlaşma sağlanarak her işletme faaliyeti için uzmanlaşmış birimler oluşturulabilir. Bunun yanında iş hacminin artışı ile birim maliyetlerde düşme sağlanacağı için verimlilik de artırılabilir. Ölçeği artırarak daha kaliteli ve daha ucuza üretmek esastır. Diğer taraftan işletme ölçeği ile ihtisaslaşma ve rekabet açısından sıkı ilişkiler vardır. İşbölümü ve ihtisaslaşma büyüyen piyasalarda ve artan rekabet derecesiyle geliştiğinden, rekabet şartları işletmeleri büyük ölçekli olmaya ve tekniğin ilerlemesiyle üretime sokmaya zorlamaktadır.Genişleyen piyasaların varlığı, büyük ölçekli işletme için hem teşvik edici hemde elverişli bir ortamdır. İşletmeler, ölçeklerinin büyümesi ile içsel ve dışsal borçlanmalarını daha iyi koşullarda sağlarlar. Bankalardan ve finansal kurumlardan daha ucuz kredi elde etme imkanına kavuşabilirler. Beklenmedik olaylar karşısında kullanabilecekleri fon miktarını artırabilirler. Böylece de kooperaitif işletme kendisine gerekli olan kaynağı daha ucuz elde edebilir ve yeni teknolojileri izleyebilme imkanına kavuşabilir.Kooperatifler, üretim ve şatış politikalarını büyük ölçek kuralları doğrultusunda ayarlayarak kendisine yeni imkanlar sağlayabilirler. Örneğin ortaklar için gerekli olan girdiler büyük miktarda alınarak toptan maliyet düşürülebilir. Satış işleminde de işletmenin pazarlık gücü artırılabildiği için yeni pazarlama teknikleri ve şatış politikalarını araştırarak yeni bilgilere dayalı bir rekabet poMk-as.' öageK'Ş-brüebüec&kiir. işletmenin büyümesi ve birden fazla üretim dalında veya piyasada faaliyet göstermesi halinde piyasadaki etkinliği daha da artırılabilir. Örneğin işletme de araştırma, geliştirme ve planlama biriminin kurulması yararlı sonuçlar verebilecektir. Çünkü günümüzde birçok firma başarısını bu şekilde elde etmektedir. Kooperatif işletme ölçeğinin büyümesi sonucu, satış sonrası hizmetler de müşteriyi tatmin edecek düzeye getirilmekte ve büyük masraflara girmeden farklı müşteri gruplarını tatmin edebilmekte ve onların gereksinim duyduğu malları üretebilmektedir. Görüldüğü gibi kooperatif işletmeler büyük ölçekte faaliyette bulundukları zaman, büyük ölçeğin temin, tedarik, finansman veya pazarlamadaki üstünlüklerinden yararlanmak, piyasa yapısını ve işleyiş şartlarını etkilemek, verimli bir faaliyet düzeni kurmak, kooperatifin iç büyümesini, temin etmek, ortak ekonomik birimlerin üretim ve pazar şartlarını düzenlemek ve onların ekonomik çıkarlarını korumak, pazar, pazarlık ve rekabet gücünü artırmak mümkün olmaktadır (Duymaz 1985). Büyük ölçekte faaliyette bulunmanın sağlayacağı faydalar daha çok yatay birleşmelerde ortaya çıkabilmektedir. Çünkü yatay birleşme ile işletmeler pazar paylarını artırmanın yanısıra işletmenin araç ve 247 Bu yantstra TÜRKİYE BİRİNCİ TARIM EKONOMİSİ KONGRESİ 8-9 EYLÜL 1994 gereçlerini piyasadan daha ucuza satın alma ve rekabetin azaltılması imkanını yaranabilmektedir. Ayrıca hazır kapasitelerin satın alınması, bu kapasitelerin kurulmasından daha kısa sürede olmaktadır. Büyüyen işletmelerin verimli çalışan işletmeler olduğu ve daha büyük büyüme oranının, daha büyük karlılık yaratacağı literatürde yaygın olarak kabul görmektedir. Bu amacı gerçekleştirmenin bir yolu da birleşmeler olacaktır.(Aydın 1992) 2.2. Kooperatiflerde Birleşmeye Neden Olan Faktörler İşletmelerin başarılarını kanıtlamada ve varlıklarını devam ettirmede, başarmak zorunda oldukları önemli bir faktör de büyümedir. Büyemek zorunda olan işletmelerin ülkelerin sosyo-ekonomik koşullarına, işletmelerin özelliklerine, zamana ve içinde yer alınan toplumun özelliklerine göre birleşme nedenlerinin sayısı ve önem dereceleri farklılık göstermektedir. Kooperatif işletmelerin birleşme yolu ile büyüme amaçları genellikle içsel ve dışsal nedenlere bağlanmaktadır. İçsel nedenlerin başında ise gerek işletme sahiplerinin gerekse yöneticilerin birleşmeden yana olan ön yargıları gelmektedir. Çünkü işletmelerin güçlü bir yapıya kavuşabilmesi için sektörde faaliyette bulunan başka firmalar ile birleşmesi ve rakip işletmelerin sayılarını bu şekil de azaltarak güçlerini artıracakları görüşü hakimdir. Bunun yanında işletmelerin büyümesi, başarılarını kanıtlamada ve varlıklarını devam ettirmede başarmak zorunda oldukları bir olgudur. Öte yandan kooperatif işletmelerin birleşme gerekçelerinin büyük bir kısmı ekonomik nedenlere de bağlanabilir. Kooperatif işletmelerin normal içsel büyüme süreciyle büyümelerini gerçekleştiremedikleri bir çok durumlarda, birleşmeye gitmeleri tek yol olmaktadır. Çünkü kooperatif işletmeler münferit olarak ortakların kaynaklarını ve imkanlarını bir araya getirerek onlara ferdi teşebbüslere oranla daha fazla avantaj sağlamak ve ekonomik başarı sunabilmek için kurulduğundan, günümüzde gerçek anlamda bunların içsel büyümeye gitmeleri dış kaynaklara bağımlı olarak çok zayıf ve yavaş olmaktadır. Birleşmeyle kooperatif işletmelerin arzu etkileri pazara kısa sürede girebilme imkanı da sağlanmaktadır. Kooperatif işletmeleri birleşmeye iten nedenler arasında finansal olanlarda yeralmaktadır. Kooperatifler gelişen piyasa şartlarına ayak uydura-bilmek için gerekli olan hızlı bir büyümeyi sağlayabilmesi de büyük bir finansman ihtiyacını ortaya çıkarmaktadır. Bu sebeple işletmeler büyümeyi finanse etmek için gerekli olan likiditeyi, bu imkana sahip başka işletmelerle birleşerek elde edebileceklerdir. Özellikle borç oranı düşük olan işletmelerle birleşme ile öz sermayenin verimliliği artırılabileceğinden, sermaye elde etme olanağı kısıtlı olan kooperatifler için bu durum ilgi çekici olabilecektir, Bu şekilde kooperatif işletmeler borçlanma kapasitelerini artırabilecek ve sermaye maliyetinde de bir düşüş 248 TÜRKİYE BİRİNCİ TARIM FKONOMİSİ KONGRESİ 8:9 EYLÜL 1994 sağlayabileceklerdir. Kooperatiflerde vergi avantajlarından yararlanma bir çok birleşmelerin önemli nedenleri arasında yeralmaktadır. Ülkemizde bununla ilgili olarak 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu md. 91'de kooperatifleri vergi muaflığından yararlanabilmeleri için kurulu olan bir üst birlikle birleşmeleri (katılmaları) öngörülmektedir (Mülayim 1992). İşletmeleri birleşmeye götüren diğer bir nedende karın ya da zararın ileriye ve geriye aktarılabilmesidir. Ayrıca Kurumlar Vergisi Kanununun 8. maddesine eklenen 14 numaralı bent hükmü ile kurumlar vergisi kanununa göre yapılan devirlerde (satın almalar) çeşitli vergi avantajları getirilmiş bulunmaktadır (Aydın 1992). Kooperatif işletmelerin birleşmelerine işletmelerdeki başarısızlıklarda neden olabilmektedir.Çünkü kooperatifleri başarısızlığa götüren sebeplerin en önemlileri genel yönetim problemleri ile finansal problemlerdir. Çoğu durumlarda bu iki problem birbirine bağlı olmaktadır, işletme başarısızlığının nedenleri konusunda yapılan bir araştırmada, başarısız işletmelerin yaklaşık %90‘ında yetersiz yönetimden sözedilmektedir (Aydın 1992). Bunların yanında kooperatif işletmeleri birleşmeye, ülkenin sosyo ekonomik yapısı, yasalar, işletmelerin büyüklüğü, hükümetlerin tutumları, yönetim felsefesi çalışılan iş kolundaki teknik gelişme düzeyi gibi nedenler de itebilmektedir. Münferit olarak kooperatif işletmeler, ortaklarına ekonomik menfaat sağlamak üzere kurulmuşlardır. Bu amaçla üzerinde durulan konulardan biri de yatay ve dikey bütünleşme hareketleri ile daha verimli bir kooperatif faaliyet zemininin hazırlanması olmaktadır. 3. Kooperatiflerde Büyüme Statejileri 3.1. Kooperatiflerde Yatay Büyüme Kooperatiflerin yatay büyümesi, birleşme (füzyon) ve üst teşkilatlanma yoluyla gerçekleştirilebilir. Birinci yol iki veya daha çok birim kooperatifin mal varlıklarını tüm unsurlarıyla bütün ortakların yararına olacak şekilde bir araya getirmeye yöneldikleri, anlaşmalı bir hukuki ve ekonomik işlemdir (Duymaz 1985). Birleşme ile küçük ölçekli faaliyet içinde verimsiz olarak yanyana birbirinden kopuk kooperatifler ortadan kalkmakta, aynı işi küçük iş hacmine sahip birçok birimin yapması yerine,az sayıda kooperatiflerin yapması mümkün olduğundan kaynak israfı büyük ölçüde önlenmektedir. Bunun yanında kooperatifler arası birleşme, etkin kaynak kullanımı ve verimli bir çalışma ortamı oluşturduğu ve tekelleşmeye yol açmadığı sürece anlamlı olmaktadır. Yatay büyümenin diğer bir yoluda yatay bütünleşme yani üst teşkilat­ lanmadır. Üst teşkilatlanma, ekonomik koşullardan ve sorunlardan benzer biçimde etkilenen, aynı çalışma konularına ve benzer amaçlara sahip, aynı piyasa basamağında bulunan kooperatif işletmelerin, kendi aralarında ilgili görev alanında işbirliğine giderek ortak bir üst kuruluş (birlik) çatısı altında 249 TÜRKİYE BİRİNCİ TARIM EKONOMİSİ KONGRESİ 8-9 EYLÜL 1994 birleşmeleridir. Kooperatifler arası bu bütünleşme, bir ülkede birim kooperatiflerin birlikler, merkez birlikleri ve milli birlik şeklinde örgütlenmesi anlamına gelmektedir (Mülayim 1992). Yatay bütünleşmeye giden kooperatifler, hukuki varlıklarını, işletme bütünlüklerini korumakta ve faaliyetlerini bazı sınırlamalarla serbestçe yürütmekte ve üst kuruluş bünyesinde fonksiyonel bir yoğunlaşma (görev toplulaştırması) ortaya çıkarmaktadır. Böylece üst kuruluş bünyesinde toplulaştırılmış arz ve toplu faaliyet ölçeğide genişletilmektedir. Bu şekilde büyümenin füzyon (birleşme) dan farkı, işletmelerin birleşerek değil, işbirliğin giderek büyümesidir. Müşterek bir çatı altında toplanan birim kooperaitflerin amaçlarına göre üst kuruluşun amaçlarıda tek veya çok amaçlı olabilmektedir. Üst örgütlenme de ekonomik fonksiyonların merkezleştirilmesiyle hem büyüK ölçekli kooperatif faaliyetin üstünlüklerinden yararlanma imkanı doğmakta, hemde ilgili fonksiyonların yerine getirilmesinde tekrarlanmalar önlenebilmektedir. Ayrıca maddi kaynak ve zaman israfının önlenmesini de sağlayarak çalışma verimliliği artırılabilmektedir. Bu şekilde verimli bir faaliyet ortamı yaratılarak merkezi alım, depolama, işleme, finansman ve pazarlama, yatırım (sanai ve ticari), eğitim, araştırma gibi faaliyetlerin yerine getirilmesi de kolaylaşacaktır. Aynı şekilde geniş iş hacmi ile birim maliyetlerde düşme, kaynak kullanma ve tedarikinde etkinliğin artması,pazar payı, pazarlık gücü ve rekabet gücünün artması, yeni teknolojinin uygulanması, üretim, temintedarik ve pazarlamadaki faaliyetlere yardımcı faaliyetlerin üstlenilmesi de mümkün olur. Bugün kooperatifçiliğin ileri gittiği bütün ülkelerde kooperatifler yatay bütünleşmelerini tamamlayarak fedaratif bir şekilde örgütlenmişlerdir. Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Japonya, Almanya, İngiltere gibi ülkelerde üst örgütler uzun yıllardır kurulmasına rağmen Türkiye'de kooperatiflerin üst düzeyde örgütlenmesi ancak 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun çıkması ile 1969 yılında başlayabilmiştir (Mülayim 1992). Bugün ülkemizde mevcut 54684 adet birim kooperatif olmasına karşılık, 336 kooperatif birliği ve 4 merkez birliği 1 adet milli birlik kurulabilmiştir. 3.2. Kooperatiflerde Dikey Büyüm e Kooperatif işletmeler dikey büyümelerini,esas itibariyle dikey bütünleşme (vertical integration) stratejisi izleyerek gerçekleştirme imkanına sahiptir. Dikey bütünleşmede belirli bir piyasa basamağında bulunarak belirli bir konuda çalışan kooperatif kuruluş, çeşitli nedenlerle ve çeşitli şekillerde orjinal çalışma sahasının dışında kalan alanların ilerideki ve gerideki aşamalarını da hedefleyerek, birbirini bir silsile ile izleyen, kendinden önceki ve sonraki, üretim ve pazar kademelerine de katılmayı sağlamak ve buralardaki ekonomik faaliyet sonucundan bir pay almak amacıyla çeşitli hukuki yapı ve ekonomik ilişkiler çerçevesinde faaliyet gösterme yollarını aramaktadır (Duymaz 1985). Dikey bütünleşme iki veya daha fazla üretim basamağında yer alan teşebbüs birliklerinin, 250 TÜRKİYE BİRİNCİ TARIM EKONOMİSİ KONGRESİ B-9 EYLÜL 1994 işletmelerle birleşerek ilişkide bulunmasıdır. Bu bir taraftan tamamıyla birleşmeyi veya sadece sermaye iştiraki ile işbirliğine gitmeyi ifade etmektedir.fakat birleşmede eski firma adını muhafaza etmekte ve işletme yönetimi tamamı ile kendine ait olabilmektedir (Dobler 1980). Kooperatif kuruluşların özellikle yatay bütünleşme yoluyla oluşan kooperatif birlikleri, dikey bütünleşme sürecinde aktif rol oynamaktadırlar. Çünkü kooperatifler dikey bütünleşmeyi gerçekleştirebilecek ekonomik güç ve kapasiteye yatay bütün-leşme sayesinde ulaşabilmektedir. Bugün bunun örneğini ülkemizdeki Tarım Kredi Kooperatiflerinde görmekteyiz. Birim tarım kredi kooperatifleri çiftçinin ihtiyacı olan girdiyi temin edip dağıtırken,bunun üst örgütü olan Tarım Kredi Koop. Merkez Birliği (Türk Koop) çeşitli girdilerin üretiminden, satışına kadar olan konularda faaliyette bulunmaktadır (Tarım Alet ve Makinaları, yem, gübre damızlık sığır v.b.). Piyasa ekonomisinde bir malın üretim ve pazara arzı, birbirini izleyen ve tamamlayan çeşitli faaliyet basamaklarından geçerek mümkün olmaktadır. Çeşitli piyasa basamağında yer alan ekonomik birimler, birbirlerini tamam-layacak fonksiyonlara sahip olduklarından burada gerçekleşecek dikey bütünleşme dikey tamlaşma kavramı ile ifade edilmektedir. Dikey tamlaşma zirai üretim, sanayi işleme ve pazarlama sektöründe faaliyet gösteren ekonomik irimlerin iki veya daha fazla faaliyeti kendi kontrolü İtina alması olarak ortaya konulabilmektedir (Demirci 1984). Bununla ilgili olarak Dikey piyasa kanalları çerçevesinde tarım, sanayi ve ticaret kesimlerinin tamlaşmalarını ifade eden Agrindus ve Agrıbusines kavramları ortaya çıkmaktadır. Bu kavramlar tarım sanayi ve ticaret kesimlerinin birleşimini, bu sektörlerin üretim ve tüketimleri ile birbirlerine yönelmelerini, üretim kapasitelerini birbirlerinin ihtiyaçlarına bağlı olarak oluşturmalarını anlatmaktadır. Kooperatif işletmeler dikey bütünleşme stratejilerini izleyerek tarım,sanayi ve ticaretin bütünleşmesinde etkin rol oynayacaklardır. Bununla üretim ekonomisi, sermaye birikimi, gelir dağılımı, yerleşim düzeni ve istihdam imkanlarını sağlayabileceklerdir (Çıkın 1990). Kooperatif işletmelerde dikey bütünleşme, sözleşmeli üretim, kooperatif dışı kuruluşlarla işbirliği ve iştirak suretiyle de gerçekleşebilmektedir (Demirci 1984). Dikey bütünleşmede izlenen bir yolda iç büyüme ve daralmalardır (Çıkın 1990). Dikey bütünleşmenin sözleşmeler yoluyla gerçekleştirilmesi durumunda, işletmelerin faaliyet alanlarını genişletmeleri yada herhangi bir mülkiyet devri söz konusu olmamaktadır. Sözleşmeli üretim, herhangi bir ürün değerlendirme kooperatifi ile üretici ortaklar arasında veya birim kooperatiflerle, üst kuruluşlar ve diğer işletmeler arasında yapılabilmektedir. Örneğin Almanya’da şeker pancarının %100'ü, sütün %90'ı sanayi sebzelerinin %92'si sözleşmeli üretim çerçevesinde üretilmektedir. Buna ilişkin ülkemizde de bazı tarım ürünlerin de sözleşmeli üretimin yapıldığını da görmekteyiz. Kooperatifler, kooperatif kuruluşlara ve kooperatif dışı kuruluşlara ait olan sanayii tesislerine, ticari ve mali kuruluşlara iştirak ederek, ilgili 251 TÜRKİYE BİRİNCİ TARIM EKONOMİSİ KONGRESİ 8-9 EYLÜL 1994 piyasalarda ürün alışverişlerinin yanısıra, iştiraklere yatırılan sermaye ile mülkiyet açısından olumlu sonuçlar yaratan sermaye faktörünü de harekete geçirip devreye sokmaktadır (Duymaz 1984). Yalnız iştiraklerde katlanılan külfet ile sağlanacak yararlar arasındaki dengeye dikkat edilmelidir. Kooperatif işletmelerde devralmalar yoluyla gerçekleştirilen dikey bütün-leşmede, işletmeye yeni birimlerin dahil edilmesi, başka bir piyasa basamağında faaliyette bulunan başka birimlerin satın alınmasıyla sağlan­ maktadır (Çıkın 1990). Bu şekilde belirli bir kooperatif kuruluş bünyesinde iki farklı faaliyet sahası biraraya getirilmektedir. Ayrıca hazır kapasitelerin devralınması, bu kapasitelerin kurulmasından daha ucuza ve kısa sürede olacağı için ekonomik olabilmektedir. 4. DÜNYA'DA VE TÜ RKİYE'DE KOOPERATİFLERDE BÜYÜMEYE İLİŞKİN ÖRNEKLER Çeşitli çalışma konularında mal ve hizmet üretmek amacıyla kurulan kooperatiflerin varlık nedenlerini koruyabilmeleri, belirlenmiş amaçlara, zamanında ve yeterli ölçüde ulaşabilmeleri, ortaklar için oduğu kadar ilgili çalışma alanının etkilenmesi için de önem taşımaktadır. Kooperatiflerin verimli çalışmalarının gereği olarak yatay ve dikey bütünleşme faaliyetlerinin organize edilme ihtiyaçları temelde kooperatiflerin büyüme ve piyasalarda etkili olma ihtiyaçlarından kaynaklanmaktadır. Bu ihtiyaç gelişmiş piyasa ekonomilerinde olduğu kadar, gelişmekte olan ülkelerdeki kooperatif faaliyeti de yakından ilgilendirmektedir. Nitekim 20 yüzyılın başlarından bu yana dünyada piyasa ekonomilerinde geniş ve köklü değişimler yaşanmıştır. İş bölümü ve piyasaların genişlemesi, teknolojik gelişmenin ekonominin sürükleyici bir unsuru olması sonucu, ekonomik faaliyet birimi olan işletme ve firmalar sürekli olarak çevreye ve ihtiyaçlara uyum sağlama yeteneği kazanmaya çalışmışlardır. Batıdaki kooperatif işletmeler öteden beri organizasyon yapıları ve fonksiyonları ile büyüme ve uyum yeteneği kazanma çabası içinde bulunmuşlardır. Bununla ilgili bir kaç ülkeyi örnek verebiliriz. İngiltere'de birim kooperatifler değişen piyasada rekabet edebilmek için hazırlanan planlar dahilinde yatay ve dikey bütünleşmeye giderek piyasadaki etkinliklerini artırmışlardır. Bugün İngiltere'de kooperatiflerin sahip olduğu büyük ölçekli üst kuruluşlara Ulusal Kooperatifler Birliği, Kooperatfler Toptan Alım ve Üretim örgütü (C.VV.S). Tarımsal Kooperatiflerin üst kuruluşları (CCAHC, FAC) örnek verebilir. Birleşmeler sonunda kooperatif sayısında azalmalar, ödenmiş sermaye de artışlar, satış ve hizmetlerin değeri ve kalitesinde artışlar kaydedilmiştir (Başar 1983). Almanya'da da uzun yıllardan beri kooperatif işletmeler çeşitli büyüme stratejileri izleyerek faaliyetlerini güçlü bir şekilde yürütmüşlerdir. Örneğin 1960-1987 yılları arasında kooperatif sayılarında %64 lük bir 252 TÛRKIYF BİRİNCİ TARIM EKONOMİSİ KONGRFSİ B-9 EYLÜL 1994 azalma buna karşılık ortak sayısında %52'lik bir artış sağlanmıştır. Aynı dönemde kooperatif bankalarının sektördeki payı bilanço toplamı olarak %14,8'den %22,0 ye, yükselmiştir. Bölgesel Merkezi Bankalar ve DGBank sayısı aynı dönem içinde 19’dan 6'ya düşmüştür (Mandle 1990). Ayrıca Almanya'da Kooperatifler (tüketim, tarım, bankacılık alanlarında) yatay ve dikey bütünleşmelerini tamamlayarak herbirinin içinde bulunduğu sektörde etkili olduğu üst birlik ve kuruluşlarını oluşturmuştur. Bu amaçla tüketim kooperatiflerinin Coop Zentrale A.G. çevresinde holdingleştikleri de görülmektedir. Fransada kooperatifçilik alanında birleşmeler 1960 dan sonra başlamış ve devletin de birleşmeleri teşvik edici politikasıyla hızlanm ıştır. Bu şekilde tarım kooperatiflerin sayılarında düşüş olmuş fakat piyasada da etkinlikleri bir çok üründe %50 ye yakın veya üzerinde seyretmiştir. Ayrıca bu işlemlerin büyük bir kısmını da büyük ölçekli kooperatifler yapmıştır. Bunların yanında tarıma hizmet götüren CÜMA'ların gelişimi desteklenmiş, kooperatif bankalarının etkinliği artırılmış ve 1972 de C.F.C.A. Fransız Tarım Koopera-tifleri Konfederasyonu kurulmuştur (Başar 1983). Japonya'da da özellikle savaş sonrası dönemde kooperatiflerde büyümeyi sağlamak amacıyla 1961 de Kooperatifler Birleşme Planını yürürlüğe koymuşlardır. Bugün A.B.D.de de bir çok alanda özel sektör ile rekabet edebilecek nitelikte kooperatif kuruluşlar meydana gelmiş ve bunlardan beşi A.B.D.nin en büyük 400 firması arasına girmiştir. Ayrıca 1960 yılından sonra kooperatifler birleşmek zorunluluğunu da duymuşlardır. Çeşitli dünya ülkelerinde kooperatif işletmelerin gelişen ve değişen piyasa şartlarına uyum sağlayabilmek için sürekli kendilerini yenileyebilme çabası içinde oldukları görülmektedir. Ülkemizde de 20. yüzyılın başlarında başlayan kooperatifçilik hareketi içerisinde bugün içinde bulunduğu piyasada belirli bir etkinliğe sahip kooperatif işletmeler, üst kuruluşları ve bunlara bağlı kuruluşlar bulunmaktadır. Bunlar içinde Tarım Kredi Koaperatifleri ve Birlikleri, Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri, Tarımsal Kalkınma Kooperatifleri ve Birlikleri, Konut Yapı Kooperatifler ve Birlikleri ve Pancar Ekicileri Kooperatifleri ve Birliği gibi kooperatif ve birliklerini sayabiliriz. Bu kooperatiflerden bazılarının yatay ve dikey bütünleşme hareketlerini tamamladıkları ve gelişen piyasa ekonomisine uyum sağlayabildiklerini görmekteyiz. Bununla ilgili olarak ülkemizde hem yatay hemde dikey bütünleşmesini gerçekleştirmiş Pancar Ekicileri Kooperatifleri Birliğini örnek vermek yararlı olacaktır. Pancar ekicilerinin kooperatifler halinde teşkilatlanması ve gelişimi şeker sanayinin gelişmesine paralel bir seyir izlemiştir. Özelliklede 1951 yılından sonra çiftçiler kooperatifleşme yolu ile teşkilatlanmaya başlamış ve kooperatif halinde şirket sermayesine dolay isiyle fabrika mülkiyetine sahip olunması yönünden ilginç olduğu kadar endüstri ve ekonomi tarihimizde de önemli bir dönüm noktası olmuştur. Pancar Ekicileri istihsal kooperatiflerinin teşkilatlanıp gelişmesinde Türkiye Şeker Fabrikaları T.A.Ş 253 TÜRKİYE BİRİNCİ TARIM EKONOMİSİ KONGRESİ 6-9 EYLÜL 1994 öncülüğü yanında idari ve mali yönlerden de katkıları bulunmuştur. Bu kooperatifler 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu hükümlerine göre faaliyetlerini sürdürm ektedir. Bugün ülkem izde 68 ilde, 13203 köyünde faaliyette bulunan 1488900 pancar çiftçisinin ortağı bulunduğu 28 adet pancar ekicileri istihsal kooperatifi bulunm aktadır. Ayrıca bu kooperatifler 300.5 milyar TL. taahhüt ve 172.0 milyar TL. tahsil edilmiş serm ayeleri ile ülke ekonomisi içerisinde küçüm senm eyecek bir varlık haline gelm işlerdir (Anonym ous 1994). Pancar ekicileri istihsal kooperatifleri 1972 yılında yatay bütünleşm eye giderek Pancar Ekicileri istihsal Kooperatifleri Birliği'ni (PANKO BİRLİK) kurm uşlardır. Pankobirlik kurulduğu yıldan bugüne kadar hızlı bir gelişme göstermek suretiyle, yurt düzeyine dağılm ış olan 28 pancar kooperatifinin koordinasyonu, her türlü ihtiyaçlarının temin ve dağıtım ı, denetimi ile yasal, idari, mali ve hukuki sorunlarına çözüm arama ve yol gösterme görevleri ile temsil ve danışm anlık hizmetlerini de üstlenmiştir. Bu hizmetlerini de Türkiye Şeker Fabrikaları ve şeker sanayini tamamlayan ticari ve mali kuruluşlar ile dikey bütünleşme içinde gerçekleştirm ektedir. Pancar üretici kooperatifleri bir yandan çeşitli yollardan pancar tarım ında verimliliği arttırma çabası verirken, diğer yandan da şeker fabrikalarına hisedar olarak iştirak etme ve yan ürünlerle pancar dışındaki ürünlerin değerlendirilm esi am acıyla sınai ve ticari faaliyetlere katılm aktadırlar. Pankobirlik'in ortağı bulunan birim kooperatiflere 1992 faaliyet yılında satmış oldukları çeşitli mal ve hizm etlerden 36.02 milyar TL. gayrisafi satış hasılatı ve 267.2 milyon TL. satış karı elde edilmiştir. Ayrıca birlik tarafından 1993 yılında birim kooperatiflere 200.4 milyar TC. Iık tarımsal araçgereç, ilaç ve tohum luk satılm ıştır. Bu hizmetlerin, öz kaynaklarla gerçekleştirilmesi önemli bir başarı olmaktadır. Pancar ekicileri istihsal kooperatiflerinin en önemli başarısı iştiraklar konusunda görülmüştür. 31.7.1993 itibariyle 480 milyar TL. na ulaşmış bulunan kooperatif özkaynaklarının yaklaşık 292 milyar TL.sini iştiraklere bağlam ışlardır. İştirak edilen kuruluşlar Pankobirlik, birim kooperatifler, pan car üreticileri ve şeker sanayi için önem taşıyan kuruluşlardır (Anonymous 1994). Kooperatiflerin iştirak politikası, şeker sanayi ve pancar çiftçilerinin ülkenin değişen ve gelişen ekonomik ve sosyal şartlarının tabii bir sonucu olarak dışa bağımlı olmadan çeşitli ihtiyaçları karşılayacak ve kendini yeterli düzeye getirebilecek gerekli bütünleşm eyi sağlanması yönünde gelişmiştir. Pancar çiftçilerinin kooperatifler kanalıyla yeni kurulacak şeker fabrikalarına sermayeleriyle de katılmaları 1953-1956 yılları arasında kurulan 5 Adet özel A.Ş. Şeker fabrikasına (Adapazarı, Kayseri, Konya, Amasya ve Kütahya şeker fabrikaları) sağlanm ıştır. Bu kooperatiflerin sermayelerine iştirak ederek ve eğemen oldukları bu olay dikey bütünleşmelerini sağlamada gösterilen önemli bir başarıdır. 254 TÜRKİYE BİRİNCİ TARIM EKONOMİSİ KONGR E Sİ 8-9 E YLÜL 1334 Bugün ülkemizde 27 adet şeker fabrikasından 22 si Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. nin mülkiyetinde 5 adeti ise sermayelerinin büyük bir kısmı üretici kooperatiflerinin sahip oldukları özel şeker fabrikalarıdır. 1993 yılı itibariyle sermaye toplamı 149 milyar TL olan 5 özel şeker fabrikasının sermayesine kooperatifler 106,7 milyar TL (%71,67) ile katılmışlardır (Anonymous 1994). Bugün ülkemizde üretilen (1992/93 kampanya döneminde 27 fabrikada) 14 731 000 ton pancar işlenmiş ve işlenen pancarın %21,86 sı ile üretilen 1 954 253 ton şekerin %20.85'i kooperatiflerin ortağı olduğu fabrikalardan geçmiştir (Anonymous 1994). Pancar ekicileri kooperatiflerindeki bu gelişmelerin yanında koope­ ratiflerin ve ortaklarının iştiraklerin ve şeker sanayinin finansman ihtiyaçlarını karşılamak üzere Pancar Kooperatifleri Bankası bugünkü Şekerbank T.A.Ş. kurulmuştur. Buna ek olarak Şeker Sigorta A.Ş. kurulmuş ve üreticilerin, kooperatiflerin ve şeker sanayinin her türlü sigortası temin edilmiştir. Bu faaliyetlerin yanında kooperatifler dikey bütünleşme ile şeker fabrika-larının enerji ihtiyacını düzenli karşılamak üzere Kömür İşletmeleri A.Ş. ve Yeni Çeltek Kömür ve Madencilik A.Ş. üreticinin ihtiyacını karşılamak için Pancar Motor Sanayi ve Ticaret A.Ş. gibi kuruluşlar, T.Şeker Fabrikaları A.Ş. nin öncülüğünde bizzat üretici kooperatiflerince kurulmuşlardır (Göktan 1987). Bu amaçlardan hareketle üreticilerin pancarın dışındaki her türlü ürünlerinin değerlendirilmesi ve yöresel ticari ve sanayi hareketlerinin de desteklenmesi maksadıyla, Pancar kooperatiflerinin öncülüğü ve sermaye katılımıyla, özellikle tarımsal sanayi dalında olmak üzere çok sayıda yerel şirket bizzat kurulmuş yada iştirak edilmiştir. Bu suretle; bir yandan tarımsal ürünler değerlendirilip tarımsal teknoloji dönemi başlatılırken diğer yandan da tarımdaki sermaye birikimi sanayiye aktarılmak suretiyle ekonomik kalkınmanın kaynak ihtiyacı bir ölçüde giderilmeye çalışılmıştır. Ayrıca istihdama da büyük katkı getirmiştir. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı gibi ülkemizde agro-endüstrinin kurulmasında pancar üreticiler kooperatiflerinin ve birliğinin izlediği büyüme stratejilerinin büyük rolü vardır.Bu yolla Pankobirlİk ve Pancar Ekicileri Kooperatiflerinin iştirakleri turizm acentalığına kadar çeşitli konularda gelişerek sayısı 53'e ulaşmıştır. Pancar Ekicileri Kooperatifleri ve onların üst kuruluşu olan Pankobirlik'in özelleştirme programında yer alan Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. fabrikalarının özelleştirilmesinde de aktif olarak rol alabilecek durumunda olması, bu programda kooperatiflere öncelik tanınmasını ortaya çıkarmaktadır. Görüldüğü gibi Pankobirlİk bünyesinde yatay bütünleşmeye gitmiş olan birim kooperatifler aynı zamanda ilginç bir dikey bütünleşme faaliyetini de organize etmişlerdir. Böylelikle toplam faaliyet verimliliğini arttırmayı sağlayabilmişlerdir. 2 55 TÜRKİYE BİRİNCİ TAR lU CKONO m S i KONGRESİ 8-B EYLÜL 1994 5. SONUÇ Kooperatiflerin ortak amacı, ekonomik büyümeyi gerçekleştirerek ortaklarının refah düzeyini yükseltmek ve sosyal ve ekonomik fayda •ağlamaktır. Aynı zamanda işletmenin sürekliliğini sağlamak ve işletme değerini maksimum yapmaktır. Bu amaçla ülke kalkınmasında önemli bir rol oynayabilecektir. Kooperatif işletmelerin içsel ve dışsal büyümelerini çeşitli şekillerdeki bütünleşme hareketleri ile gerçekleştirmeleri kaynakların kullanımında etkinliği artırabilmesinin yanısıra, rasyonelleşmeyi de artırabilmekte, güçlük içindeki işletmelerin tekrar ekonomiye kazandırılmasında da etkili olmaktadır. Bunların yanında kooperatif işletmeler aralarında gerçekleştirecekleri yatay ve dikey bütünleşme yoluyla büyümelerini gerçekleştirdikleri zaman; • Üretici ve tüketici kesimi ile ilgili pazar basamaklarında piyasa şeklini, kendi lehlerine değiştirebilecekler ve piyasa ekonomisi şartları içerisinde rekabet imkanı kazanarak üstün bir pazarlık gücüne kavuşacaklardır. - Kooperatif ışletmoler yatay ve dikey büyüme yoluyla büyük ölçekte faaliyette bulunmanın üstünlüklerinden yararlanabilecek ve optimal faaliyet ölçeğine kavuşabilecektir. Bu şekilde de işletme fonksiyonlarının maliyetlerinde auşme sağlanabilecektir. Kooperatif işletmeler dikey bütünleşme yoluyla tarımdaki verim ve fiyat istikrarsızlığını büyük ölçüde giderebilecek ve tüketici içinde fiyat istikrarı sağlayabilecektir. Dünyada kooperatifçilik alanında ortaya çıkan olumlu gelişmelerin yanında ülkemizde de kooperatiflerin içinde bulundukları sektörde etkili ve güçlü bir yapıya kavuşanlarının olması önem arzetmektedir. örnek olarak verilen Pancar Ekicileri Kooperatifleri ve Birliğinin yatay ve dikey bütünleşme ile faaliyet ölçeklerini genişlettikleri faaliyetlerini daha verimli hale getirdikleri görülmektedir. Görüldüğü gibi kooperatif işletmelerin piyasa ekonomisi şartları içinde faaliyetlerini verimli ve başarı ile gerçekleştirebilmeleri, varlıklarını uzun süre devam ettirebilmeleri, ilgili piyasadaki payını artırabilmeleri, dikey pazar kanallarında tarım, ticaret ve sınai kesimlerinin bütünleşmesinin sağlanması ve bu yolla çeşitli faaliyet kademelerinde gerçekleştirilen yatırımların birbirlerine geliştirici etkide bulunabilmesi için dikey büyüme ihtiyaçlarının giderilmesi gerekmektedir. Kooperatif işletmelerin yatay ve dikey bütünleşmelerini gerçekleştirmeleri durumunda artan pazarlık gücünden kaynaklanan ve buna bağlı olarak artan işletme fazlalarının ortaklar arasında dağıtılması yerine yatırımlarda kullanılması halinde bu fonlar diğer kaynaklar ile birleştirildiğinde tarımda modern teknolojinin uygulanmasına ve tarım ve sanayinin kırsal kesimde bütünleşmesine gidilebilecektir. Böylece sermaye yine kooperatifin ortaklarına kar, pazarlık gücü ve ek istihdam imkanı şeklinde geri dönecektir. 256 TÜRKİYE BİRİNCİ TARIM EKONOMİSİ KONGRESİ 8-9 EYLÜL 1994 Ekonominin önemli bir kesiminin organizasyonunu sağlayan kooperatiflerin, sosyal bünyenin güçlenmesine, orta sınıfın oluşmasına veya genişlemesine katkıda bulunabilmesi için kendi bütünleşmelerini (yatay ve dikey) tamamlamış olmaları gerekmektedir. Yatay ve dikey bütünleşmelerini gerçek anlamda gerçekleştiremeyen kooperatifler bugünkü piyasa ekonomisinin gerektirdiği işletmecilik kurallarını (toptan alım, toptan satış, kaynağından alım, imalata gitme gibi) uygulamaları mümkün olamaz. Çünkü dünya kooperatifçiliğinde izlenen politika, genel olarak birleşmeler yolu ile ölçek artışı sağlayarak rekabet gücünün artırılmasına yöneliktir. YARARLANILAN KAYNAKLAR Anonymous, 1994, Pankobirlik, 1992 Faaliyet Raporu, Pancar Ekicileri Kooperatifler Birliği, Ankara. Aydın, N., 1990, İşletmelerin Birleşmesinde Finansal Analiz ve Bir Uygulama Örneği, Türkiye Ticaret, Sanayi, Deniz Ticaret Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği Yayın No: Genel 150: Ar-Ge 62, Ankara. Başar, H.,1983, Türkiye'de ve Dünyada Kooperatif Kuruluşlarının Sosyo-Ekonomik Yapısı, Uludağ Üniversitesi Yayınları No: 3-020-0066, Bursa. Çıkın, A .,1990, Tarımsal Kooperatif İşletmeciliği, E.Ü. Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Böl. Bornova. Demirci, R.,1984, "Ölçek Ekonomisi ve Kooperatif İşletmelerde Yatay ve Dikey Büyüme",XI Türk Kooperatifçilik Kongresi, Türk Kooperatifçilik Kurumu Yayınları No: 57, Ankara. Dobler, C.,1980, "Integration, Horizontale und Vertikale" Handvvörterbuch des Genossenschaftsvvesens, Deutscher Genossenschafts- Verlag EG. Duymaz, İ., 1984, "Yatay ve Dikey Bütünleşmeye Giden Kooperatiflerin Başarılarını ve Ekonomiye Etkilerini Ölçmedeki Sorunlar", XI Türk Kooperatifçilik Kongresi,Türk Kooperatifçilik Kurumu Yayınları No: 57,Ankara. Duymaz, İ.,1985,Türkiye'de Kooperatiflerin Verimli Çalışmaları Açısından Yatay ve Dikey Bütünleşme Hareketleri, Türk Kooperatifçilik Kurumu Yayınları No: 60, Ankara. Göktan, H.B.,1990, Pancar Kooperatifleri ve Pankobirlik Üzerinde İncelemeler Düşünceler, Pankobirlik Yayınları No:1 Ankara. Mandle, E.,1992,"Federal Almanya'da Kooperatif Bankalarının ve Tarım Satış Kooperatiflerinin Aktüel ve Temel Gelişim Eğilimleri",XIII Milletlerarası Türk Kooperatifçilik Kongresi, Türk Kooperatifçilik Kurumu Yayınları: 76, Ankara. Mülayim, Z.G.,1992, Kooperatifçilik, Yetkin Yayınları, Ankara. Turan, A .,1992, Süt Fabrikası İşleten Tonya ve Bütün Köylerini Kalkındırma Kooperatifinin Tarımsal Kooperatif İşletmeciliği Yönünden Analizi, A.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, Tarım Ekonomisi Ana Bilim Dalı (Basılmamış Doktora Tezi), Ankara. 257