İkiz Açık Hipotezi: Türkiye Üzerine Bir Uygulama (1980

advertisement
İnönü Üniversitesi Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi
İdari Bilimler, ISSN: 2147-0936
Cilt. 2, Say. 1, 2013, 17-42.
www.inijoss.com
İkiz Açık Hipotezi: Türkiye Üzerine Bir
Uygulama (1980-2012)
Adem ÜZÜMCÜ
Kafkas Üniversitesi, İİBF, İktisat Bölümü, 36100, Kars / Türkiye
[email protected]
Osman Cenk KANCA
Kafkas Üniversitesi, İİBF, İktisat Bölümü, 36100, Kars / Türkiye
[email protected]
Özet
Geleneksel Keynesyen yaklaşım çerçevesinde ikiz açık hipotezinde
bütçe açıkları ile cari işlemler bilançosu açıkları arasındaki yakın ilişki
olduğu iddia edilmektedir. Buna karşın Ricardocu Denklik
Yaklaşımında ise uzun dönemde iki değişken arasında ilişki
bulunmadığı ileri sürülmektedir. İkiz açık hipotezi konusunda ampirik
literatürde farklı sonuçlara ulaşılmaktadır. Bu bağlamda, bu
çalışmada, Türkiye’de İkiz Açık Hipotezi’nin geçerliliği test
edilmektedir. Bu amaçla çalışmada 1980–2012 dönemine ait yıllık
veriler kullanılmış, bütçe açıkları ile cari işlemler bilançosu açıkları
arasındaki ilişkinin ampirik analizinde EKK, Johansen eşbütünleşme
testi ve Granger nedensellik testlerinden yararlanılmıştır. Çalışmada
1980-2012 döneminde değişkenler arası uzun dönemde eşbütünleşme
ilişkisi görülmüş, ancak bütçe açıkları ile cari işlemler bilançosu
açıkları arasında nedensellik ilişkisi tespit edilememiştir.
Anahtar Sözcükler: İkiz Açık Hipotezi, Bütçe Açığı, Cari Açık, Türkiye
JEL Sınıflama Kodları: F10, H62

Sorumlu Yazar
Üzümcü ve Kanca
18
Twin Deficit Hypothesis: The Case of Turkey (1980-2012)
Abstract
Twin deficit deficits hypothesis, in the framework of traditional
Keynesian approach, has been claimed a closer relationship between
current account deficit (CAD) and budget deficit (BD). Conversely, in
the Ricardian equivalence approach has been claimed that there is no
any relationship between these variables in long-run. It has been found
on different results in empirical literatures about twin deficit
hypothesis. In this study, it has been analyzed that validity of twin
deficit hypothesis for Turkey. In this purpose, using yearly data of
Turkey in 1980-2012 periods, empirical analysis of the relationship
between CAD and BD have been implemented different econometric
methods such as ordinary least squares (OLS), Johansen cointegration test and Granger Causality Test. According to the results,
for 1980-2012 period of Turkey, co-integration analysis showed that
there is a long-run relationship between CAD and BD variables, but
not found that any casual relationship.
Keywords: Twin Deficits Hypothesis, Budget Deficit, Current Account
Deficit, Türkiye
JEL Classification Codes: F10, H62
1. Giriş
İkiz açık kavramı ve hipotezi ilk defa ABD’nin artan bütçe açıkları ve dış ticaret
açıkları sonrası kullanılmaya başlanmış ve bu çerçevede, kamu kesimi dengesi ile dış
denge ve özelde cari işlemler bilançosu (CİB) dengesi arası ilişkiler, 1980 sonrası
inceleme konusu olmuştur. CİB açıkları ve bütçe açıkları, Türkiye ekonomisi özelinde
de önemli sorunlar arasındadır. Bu açıkların Türkiye ekonomisinde birlikte var
olması, ikiz açık problemini beraberinde getirmektedir. Türkiye, 24 Ocak 1980
Kararları ile başlayan neoliberal dış ticaret politikaları ile hızla artan dış ticareti
yanısıra 1989’da tamamlanan finansal serbestleşme politikaları sürecinde 1990’lı
yıllarda büyük bütçe ve CİB açıkları ile karşılaşmıştır. 1994 ve 2001 krizleri öncesi
yaşanan bütçe ve CİB açıkları, krizlerin temel nedenleri arasında gösterilmektedir.
Türkiye ekonomisinde 2001 krizi ardından yüksek büyüme oranları yakalanmış, bütçe
açıkları görece azaltılmış, ancak buna karşın CİB açıkları hızla artmıştır.
Dünyayı derinden etkileyen 2008 küresel finansal krizinin ardından gelişmiş ülkelerde
ortaya çıkan borç krizi, birçok ülkede bütçe ve CİB açığı ilişkisinin yeniden
sorgulanmasına neden olmuştur. Bütçe ve CİB açıkları etkileşiminin yönünün
bilinmesi, ikiz açık problemine çözüm bulunması açısından önem taşımaktadır. Bu
bağlamda bu çalışmanın amacı, Türkiye özelinde iki açık arasında ilişkinin var olup
olmadığını ortaya koymaktır. Bu çerçevede çalışmanın planı şu şekildedir. Öncelikle
ikiz açık kavramının teorik temelleri belirtilecek, ardından, Türkiye’de 1980-2012
İkiz Açık Hipotezi: Türkiye Üzerine…
19
dönemindeki bütçe ve CİB açıklarının gelişimine kısaca değinilecek, daha sonra ikiz
açıklarla ilgili literatür özetlenecektir. Çalışmanın son kısmında ampirik uygulama ile
sonuçlar ortaya konmaya çalışılacaktır.
2. Teorik Çerçeve
İktisat kuramında bütçe açığı ve cari işlemler açığı arasındaki ilişkiye yönelik iki
temel teorik yaklaşım bulunmaktadır: Bunlar, Geleneksel Keynesyen Yaklaşım ve
Ricardocu Denklik Hipotezi’dir. Geleneksel Keynesyen Yaklaşımda bütçe açığı ile
CİB açığı arasında pozitif yönlü bir ilişki bulunduğu belirtilmekte ve ikiz açıklar
hipotezi savunulmaktadır. Ricardocu yaklaşımda bu görüşün tersi savunulmakta ve
bütçe açığı ve CİB açığı arasında herhangi bir ilişkinin olmadığı ileri sürülmektedir.
2.1. Geleneksel Keynesyen Yaklaşım
Geleneksel Keynesyen Yaklaşımda, bütçe açıkları ile CİB açıkları arasında kuvvetli
bir korelasyonun olduğunu kabul edilmekte, bütçe açıkları ile CİB açıkları arasındaki
etkileşim iki mekanizma ile açıklanmaktadır [17]. Standart Keynesyen gelir-harcama
yaklaşımı altında kamu harcamalarının artması ya da vergi gelirlerinin azalması
sonucu artan bütçe açıkları, üretim ve tüketime pozitif etkide bulunarak ulusal geliri
artırmaktadır. Artan gelir tüketimin artması yanısıra ithal malları talebini artırarak, dış
ticaret ve CİB açıklarının artmasına yol açmaktadır [1].
Geleneksel Keynesyen Yaklaşımda, CİB açıkları ile bütçe açıkları arasındaki ilişkiye
ait iki temel çıkarsama bulunmaktadır. Bunlardan ilki, bütçe açıkları ile CİB açıkları
arasında pozitif bir ilişkinin olduğudur. Diğeri ise, bu ilişkinin ya da etkileşmenin
yönü ile ilgilidir. Keynesyen yaklaşımda, genellikle CİB açıklarının nedeninin bütçe
açıkları olduğu ifade edilmektedir[3]. Bu durum aşağıdaki gibi ifade edilebilir;
CİB Dengesi= f (Bütçe Dengesi)
(1)
Mundell-Fleming Modeli çerçevesinde yüksek sermaye akışkanlığının olduğu açık
ekonomilerde CİB açıklarının temel nedeni bütçe açıkları olarak ifade edilmektedir.
Grafik 1 : Geleneksel Keynesyen Yaklaşımda İkiz Açık Etkileşimi
Kaynak: Bilgili ve Bilgili (1998).
Üzümcü ve Kanca
20
Bu bağlamda, Şekil 1’de görüldüğü gibi, kamu harcamalarının artması ve/veya vergi
kesintileri nedeniyle bütçe açıklarının artması sonucu toplam talep artarken, artan
tüketim ve yatırım talebi, para talebinin artmasına ve yerel faiz oranının
yükselmesine neden olmaktadır. Yüksek faiz oranları, yurt dışından ülkeye sermaye
girişine yol açtığı için ulusal paranın değer kazanmasına yol açmakta, ulusal paranın
yabancı paralar karşısında değer kazanması sonucu, ithal mallar görece ucuzladığı
için ithalat artmaktadır. İhracatın artmadığı veya azaldığı bu ortamda dış ticaret ve
CİB açıkları artmaktadır [5].
2.2. Ricardocu Denklik Hipotezi
Ricardocu denklik hipotezine göre, bütçe açığı ve cari işlemler açığı arasında herhangi
bir ilişki bulunmamaktadır. Barro tarafından ortaya konan Ricardocu denklik
hipotezinde, kamu harcamalarının vergi artışı ya da borçlanma ile finanse edilmesinin
toplam talep, faiz oranı ve CİB dengesi üzerinde bir etkisi bulunmadığı ileri
sürülmektedir [10].Ricardocu denklik hipotezine göre, kamu harcamalarının
finansmanına yönelik vergi gelirlerinde artış, bütçe açığını azaltmakta ancak dış açığı
değiştirmemektedir. Diğer bir ifadeyle, kamunun finansman kompozisyonundaki bir
değişikliğin (borçlanma ya da vergi) reel faiz oranları, toplam talep, özel harcamalar,
kur ya da cari işlemler dengesi üzerinde herhangi bir etkisi yoktur.
Ricardocu denklik hipotezine göre yine bütçe açıklarında vergi gelirlerindeki azalma
nedeniyle ortaya çıkan bir artışın da ekonomiye etkisi yoktur. Çünkü karar birimleri
bugünkü vergi indiriminin gelecekte vergi artışı ile finanse edileceğini bilmektedirler.
Bu durumda davranışlarını değiştirmeyecekleri için bütçe açığının ekonomide reel
etkisi olmayacaktır [2]. Bu nedenle Ricardocu denklik hipotezine göre, Keynesyen
yaklaşımda olduğu gibi ekonomide dışlama etkisi ortaya çıkmamaktadır. Ekonomide
dışlama etkisinin bulunmaması nedeniyle, tasarruf-yatırım düzeyi aynı seviyede
kalmakta ve borçlanmanın ekonomi üzerinde reel etkisi olmamaktadır [39]. Aynı
çerçevede, vergiler arttığı zaman bu durum bütçe açığını azaltsa ya da bütçe fazlasını
artırsa da, dış dengede bir değişiklik yaratmayacaktır. Çünkü hükümet harcamalarının
finansmanında vergiler önem kazanacaktır. Ancak bu durum özel harcamalarda bir
farklılık yaratacak temele sahip değildir[29].
3. Türkiye’de CİB Açığı ve Bütçe Açığının Gelişimi
3.1. Türkiye’de 1980-2012 Döneminde CİB Açığının Gelişimi
Türkiye ekonomisi için önemli bir dönüm noktası olan 24 Ocak 1980 Kararlarının en
önemli sonuçlarından biri, ekonominin dışa açılmasını sağlamak olmuştur. Türkiye’de
1980 – 1988 arası dönemde; ekonominin serbestleştirilmesine yönelik uygulanan
politikalar arasında; dış ticaretin geliştirilmesi, döviz ve sermaye girişlerinin
serbestleştirilmesi, faiz hadlerinin serbestleşmesi, ekonomideki para miktarının
kontrol edilmesi, devletin yatırımlarını azaltması ve dolayısıyla kamunun küçülmesi
ve reel ücretlerin düşürülmesi sayılabilir [34].
İkiz Açık Hipotezi: Türkiye Üzerine…
21
Bu dönemde ekonominin dışa açılımı ile ihracat artışı yanı sıra, ithalatın da hızla artışı
nedeniyle Türkiye ekonomisinde dış ticaret açıkları yükselmiş, CİB açıkları, özellikle
1994 ve 2001 krizleri öncesi yıllar ve 2002-2011 döneminde hızla artmıştır. Bu
çerçevede, Tablo 1’de görüleceği üzere 1980’de Türkiye’nin dış ticaret açığı 5 milyar
dolar iken 1990’da 9,3 milyar dolar, 2000’de 26,7 milyar dolar olmuştur. Dış ticaret
açığı küresel kriz öncesi 2008’de 70 milyar dolar olurken 2011’de 105,9 milyar dolar
ile rekor seviyede gerçekleşmiştir.
Tablo 1: Dış Ticaret ve CİB Dengesi Gelişmeleri (1980-2012, Milyon Dolar ve %)
İhracat
İthalat
Dış Ticaret
CİB
CİB Dengesi /
(1)
(2)
Dengesi (1-2)
Dengesi
GSYİH
1980
2.910
-7.909
-4.999
-3.408
-3,7
1985
7.958
-11.343
-3.385
-1.013
-1,1
1990
12.959
-22.302
-9.343
-2.625
-1,3
1993
15.345
-29.428
-14.083
-6.433
-2,7
1994
18.106
-23.270
-5.164
2.631
2,1
1995
21.637
-35.709
-14.072
-2.339
-1,2
2000
27.775
-54.503
-26.728
-9.920
-3,7
2001
31.340
-40.410
-9.070
3.760
1,9
2002
36.059
-51.554
-15.495
-626
-0,3
2003
47.253
-69.340
-22.087
-7.515
-2,5
2004
63.167
-97.540
-34.373
-14.431
-3,7
2005
73.476
-116.774
-43.298
-22.309
-4,6
2006
85.535
-139.576
-54.041
-32.249
-6,1
2007
107.272
-170.063
-62.791
-38.434
-5,9
2008
132.027
-201.964
-69.937
-41.524
-5,7
2009
102.143
-140.928
-38.785
-13.370
-2,3
2010
113.883
-185.544
-71.661
-46.643
-6,6
2011
134.907
-240.842
-105.935
-76.986
-9,9
2012
152.561
-236.537
-83.976
-48.867
-6,2*
Kaynak: TÜİK, TCMB. * 2012 yılı CİB Dengesi / GSYİH oranı tahminidir.
Yıl
Dış ticaret açıklarının 2003-2011 döneminde artmasında ithalata bağımlı ihracat
yapısı yanı sıra petrol fiyatlarının artmasına paralel biçimde Türkiye’nin enerji ithalatı
faturasının hızla yükselmesinin büyük etkisi olmuştur [54]. Dış ticaret açığı, Hükümet
ve TCMB’nin dış ticaret ve CİB açıklarını azaltabilmek için ekonomik büyüme ve
kredi genişlemesini yavaşlatıcı ekonomi politikalarının etkisiyle 2012’de yaklaşık 84
milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.
CİB dengesinde de genel olarak benzer bir durum söz konusudur. Şöyle ki cari açık
1980’de 3,4 milyar dolarken dönem içinde hızlı değişmeler göstermiş, 1988, 1989 ve
1991’de CİB fazlası verilmiş, ancak CİB açığı 1993’de 6,3 milyar dolara ulaşmıştır.
Türkiye’de 1994 krizi döneminde dış ticaret açıklarının azalmasının etkisiyle CİB
fazlası (2,6 milyar dolar) verilmiştir. 1998’de verilen CİB fazlası sonrası CİB açığı
yeniden yükselmeye başlamış ve 2000’de CİB açığı 10 milyar dolara ulaşmıştır.
2001’de ekonomik kriz sonucu hızla daralan ithalat ve dış ticaret açıklarına paralel
biçimde CİB fazlası (3,7 milyar dolar) verilmiştir. Kriz yıllarında ithalatın daralması
Üzümcü ve Kanca
22
paralelinde hizmetler ticaretinden ve özellikle turizm gelirlerinden kaynaklanan
fazlalar, bu yıllarda CİB fazlalarının oluşmasına yol açmıştır [52].
Bununla birlikte 2002-2011 döneminde artan dış ticaret açıkları paralelinde CİB
açıkları yeniden sorun olmaya başlamıştır. CİB açığı 2002’de 626 milyon dolar iken
hızla artarak küresel kriz öncesi 2008’de 38 milyar dolara ulaşmış, krizin etkisiyle
2009’da 13,3 milyar dolara gerilemiştir. Diğer iki krizden farklı olarak 2009’da CİB
açıklarının negatif olmasında 2009’da ithalatın ortalama %30 ve ihracatın ortalama
%20 oranında daralmasının büyük etkisi olmuştur. İhracatın daralmasında AB pazarı
başta olmak üzere dış talebin büyük oranda daralmasının etkisi olmuştur [53].
Türkiye ekonomisinde yeniden hızlı toparlanmayla birlikte, dış ticaret açıklarında
olduğu gibi, CİB açıkları da 2010 ve 2011 yılında yeniden hızla yükselmiş, 2010’da
46,6 milyar dolar, 2011’de ise yaklaşık 77 milyar dolar olmuştur. Türkiye
ekonomisinde CİB açıklarının çok yüksek olması nedeniyle 2012 yılında uygulanan
sıkı para politikaları eşliğindeki ekonomik büyümeyi yavaşlatıcı politikaların etkisi ile
CİB açığı 2012 yılında gerileyerek 48,9 milyar dolara düşmüştür [49].
3.2. Türkiye’de 1980-2012 Döneminde Bütçe Açıklarının Gelişimi
Türkiye’de 1980 sonrası, özellikle 1984-2001 döneminde, özel sektörü teşvik etmeye
yönelik iktisadi büyümeyi önceleyen maliye politikaları izlenmiş, kamunun
küçültülmesi gündeme gelse de özelleştirmeler gerçekleştirilememiş ve bu ortamda
kamu harcamaları kamu gelirlerinden fazla artarken bütçe dengelerinde kötüleşme
gözlemlenmiştir. Genişletici maliye politikaları, kamu kuruluşlarının politize olması,
KİT’lerin zararları ve artan finansman gereksinimleri, bütçe dengesinin
kötüleşmesinde etkili olmuşlardır. Bütçe açıkları artışı, enflasyonla mücadelede para
politikalarının etkinsizliğine ve enflasyon oranlarının hızla yükselmesine neden
olmuştur. Yüksek enflasyon ortamında %100 düzeylerini bulan yüksek faiz
oranlarında kamu borçlanabilmiştir. Giderek artan borç yükü ve büyüyen ekonominin
getirdiği yeni ihtiyaç ve talepler kamu harcamalarının ve bütçe açıklarının giderek
artmasına neden olmuştur. Yüksek enflasyon, yüksek faiz oranları ile şekillenen bu
ortamda, kamunun borçlanma ihtiyacı özel sektör yatırımlarının dışlanmasına yol
açmış, 1990-2000 döneminde yurtiçi yatırım ve büyümeyi baskı altına almıştır [4].
Türkiye’de 1980-2003 döneminde kamu dengesinde genel bir istikrarsızlık söz
konusu olmuştur. Tablo 2’de görüldüğü gibi, Türkiye’nin 1980 sonrası bütçe açıkları
yıllar itibariyle artan bir seyir izlemiştir. Türkiye’nin 1980’de 166 bin TL (166 milyar
TL) olan bütçe açığı, 1990’da 11.8 milyon TL (11,8 trilyon) düzeyine 2000’de 13,3
milyar TL (13,3 katrilyon) ve 2001’de 29 milyar TL (29 katrilyon TL) seviyesine
ulaşmıştır. Bütçe açıklarının özellikle 1990-2001 döneminde artışında 1994, 2000 ve
2001 krizleri ile 17 Ağustos 1999 Marmara Depreminin büyük etkisi olmuştur. Bu
dönemde yaşanan düşük iktisadi büyüme performansı, vergi gelirlerinde artışı
sınırlamış ve bütçe açığı hızla artmıştır Vergi gelirlerinin artırılmasına yönelik
politikalar, kayıt dışı ekonomi nedeniyle başarılı olamamıştır. Bu kısır döngü
ortamında enflasyon %70-80 aralığında katılaşmış, bütçe açıkları yüksek faizle
İkiz Açık Hipotezi: Türkiye Üzerine…
23
borçlanmaya yol açmış, faiz ödemeleri kamunun transfer harcamalarının önemli bir
kısmını oluşturmaya başlamıştır. Bu dönemde, yatırımlara gidecek kaynaklar faiz
ödemelerine gitmiştir. Öte yandan Türkiye’de bütçe açıklarının artmasına bağlı olarak
yurtdışı piyasalara göre reel faiz oranlarının oldukça yüksek olması, kısa vadeli
yabancı sermaye girişlerini uyararak TL’nin aşırı değerlenmesini sağlamıştır. Faiz
arbitrajı, aşırı değerli TL ve kısa vadeli sermaye girişlerindeki artış, ithalat ve tüketimi
özendirmiş, ihracat ve sabit sermaye yatırımları üzerinde caydırıcı etki yaratmıştır.
İthalatın ihracattan fazla artması, dış ticaret açığının 1994 krizi sonrası artmasına
neden olmuştur. Sonuçta artan bütçe ve CİB açıklarının sürdürülemez boyutlara
ulaştığı dönemlerde, kısa vadeli sermaye girişleri yerini sermaye çıkışına bırakarak
Kasım 2000 ve Şubat 2001 krizlerine zemin hazırlamıştır [41].
Tablo 2: Bütçe Dengesine İlişkin Gelişmeler (1980-2012, Milyon TL ve %)
Bütçe
Bütçe
Bütçe
Bütçe Dengesi /
Gelirleri (1)
Giderleri (2)
Dengesi (1-2)
GSYİH
1980
1,00
1,16
-0,16
-1,9
1985
6,00
6,51
-0,51
-1,7
1990
56,6
68,3
-11,8
-2,3
1993
357,3
490,4
-133,1
-5,1
1994
751,6
902,4
-150,8
-3,9
1995
1.409,2
1.724,2
-315,0
-4,0
1998
11.811,1
15.614,4
-3.803,3
-7,2
1999
18.933,1
28.084,7
-9.151,6
-11,8
2000
33.440,1
46.705,0
-13.264,9
-10,9
2001
51.542,0
80.579,1
-29.036,1
-16,9
2002
75.592,3
115.682,3
-40.090,0
-15,1
2003
100.250,5
140.454,8
-40.204,3
-8,8
2004
110.720,9
141.020,9
-30.300,0
-7,0
2005
137.980,9
146.097,6
-8.116,6
-1,2
2006
173.483,4
178.126,0
-4.642,6
-0,6
2007
190.359,8
204.067,7
-13.707,9
-1,6
2008
209.598,5
227.030,6
-17.432,1
-1,8
2009
215.458,3
268.219,2
-52.760,8
-5,5
2010
254.277,4
294.358,7
-40.081,3
-3,6
2011
296.823,6
314.606,8
-17.783,2
-1,4
2012
331.700,0
360.500,0
-28.800,0
-2,3*
Kaynak: TÜİK ve Maliye Bakanlığı. * 2012 yılı Bütçe Dengesi / GSYİH oranı tahminidir.
Yıl
Türkiye’de enflasyonla mücadele programının çöktüğü 2001 krizi sonrası mali açıdan
farklı bir yönelim başlamış, Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı (GEGP) ile kamu
harcamalarının disipline edilmesi en önemli öncelik olarak belirlenmiştir. Bu ortamda
bütçe açıkları, Tablo 2’de görüldüğü gibi, 2002’de 40 milyar TL (40 katrilyon)
seviyesine ulaşmıştır. Adalet ve Kalkınma Partisinin tek başına iktidarının sağladığı
siyasi istikrar ortamında mali disipline uyulmasının olumlu etkileri, 2004 yılından
itibaren görülmeye başlamıştır. Merkez bankasının enflasyonla mücadele
politikasında başarılı olarak enflasyonun tek hanelere indiği, özelleştirmenin önünün
açıldığı, faiz oranlarının hızla gerilediği bu ortamda kamu harcamaları disiplini ve
Üzümcü ve Kanca
24
faiz dışı fazla verme politikasının etkisiyle bütçe açığı 2004’de 30 milyar TL’ye,
2005’de 8,1 milyar TL’ye ve 2006’da 4,6 milyar TL düzeyine inmiştir. Genel seçim
ve cumhurbaşkanlığı seçiminin etkilediği gerilimli ortamda 2007’de bütçe açığı 13,7
milyar TL’ye ve 2008’de 17,4 milyar TL’ye yükselmiştir. Küresel krizin etkilerinin
hissedildiği ortamda ekonomik büyümeyi canlandırmak için hükümet tarafından
izlenen genişletici maliye politikaları çerçevesinde açıklanan ekonomik paketlerinin
etkisiyle 2009’da bütçe açığı 52 milyar TL’ye yükselmiş, yeniden mali disipline
dönülen 2010’da bütçe açığı 40 milyar TL, 2011’de 17,8 milyar TL düzeyine
gerilemiştir. Küresel krizin etkilerinin tam olarak ortadan kalkmadığının anlaşıldığı
ve cari açıklarının azaltılması için büyümede frene basılan 2012’de bütçe açığı 28,8
milyar TL olmuştur.
3.3. Türkiye’de CİB Dengesi/GSYİH ve Bütçe Dengesi/GSYİH
Oranlarının Gelişimi
CİB ve bütçe açıklarının gelişiminden sonra bu noktada ampirik kısımda kullanılacak
CİB Dengesi/ GSYİH oranı ile Bütçe Dengesi/GSYİH oranının gelişimine
geçebiliriz. CİB dengesi/GSYİH oranının bu dönemdeki gelişimini içeren Grafik 2’de
görüldüğü gibi, CİB Dengesi/GSYİH oranı 1980’de %-3,7 iken 1993’de %-2,7 ve
2000’de %-3,7 olmuştur. Bu oran 2001’de pozitif olmuştur. Ancak, 2002 yılı sonrası
hızla artan dış ticaret ve CİB açıkları nedeniyle, bu oran 2006’da %-6,1 gibi oldukça
yüksek bir düzeye ulaşırken 2011 yılında %-9,9 ile dönem zirvesini yapmıştır.
2013-2015 Orta Vadeli Program (OVP) öngörüleri çerçevesinde 2012’de CİB
açığının 58,7 milyar dolar olması ve CİB/GSYİH oranının %7,3 olması öngörülmekle
birlikte 2012 yılı dış ticaret açığının 84 milyar dolar ve CİB açığının 48,9 milyar dolar
civarında gerçekleşmesi nedeniyle CİB/GSYİH oranının %6,2 civarında kalacağı
tahmin edilmektedir.
Grafik 2 : CİB Dengesi / GSYİH Oranının Gelişimi (1980-2012, %)
Kaynak: TÜİK, TCMB.
Türkiye ekonomisinde 1980-2012 döneminde bütçe dengesinin GSYİH’ya oranının
gelişimi de grafik 3’de görülmektedir. Grafikden görüleceği üzere, bütçe açığının
GSYİH’ya oranı 1990’lı yıllarda giderek artmış, 2001 ve 2002 yıllarında sırasıyla %16,9 ve %-15,1 seviyelerine kadar çıkmıştır. Ancak, 2002 sonrası uygulanan ve
yukarıda sözü edilen istikrarlı mali politikalar ve kamu harcamaları disiplini sayesinde
bu oranda önemli bir gerileme (iyileşme) görülmüştür.
İkiz Açık Hipotezi: Türkiye Üzerine…
25
Grafik 3 : Bütçe Dengesi / GSYİH Oranının Gelişimi (1980-2012, %)
Kaynak: TÜİK, Maliye Bakanlığı.
Bu çerçevede 2005’de %1,2 oranına gerileyen bütçe açığının GSYİH’ya oranı
2006’da %0,6 olmuş, Türkiye, bütçe açığını azaltan bu performansı ile AB’nin
Maastricht ekonomik yakınlaşma kriterlerinden birini sağlar hale gelmiştir. Bununla
birlikte küresel kriz nedeniyle ekonomiyi canlandırmak amacıyla 2009’da genişletici
maliye politikaları uygulanmış, vergi oranlarını azaltan ve kamu harcamalarını artırıcı
önlem paketlerinin etkisiyle bütçe açığının GSYİH’ya oranı yeniden yükselerek
2009’da %5,5 düzeyine ulaşmış, 2010’da %3,6 olan bu oran 2011’de mali disiplin
sayesinde %1,4 düzeyine kadar inmiştir.
2003-2008 döneminde mali disiplin sağlanırken bu kez dış ticaret ve CİB açıkları
artmış, siyasi ve makro ekonomik istikrar ortamında küresel kriz öncesi oluşan bu
açıklar doğrudan yabancı sermaye yatırımı ve uzun vadeli yabancı sermaye girişi ile
finanse edilmiştir. Bu ortamda dış açıklara rağmen sermaye girişi nedeniyle döviz
bolluğu yaşanırken TL değerlenmiş ve ithalat artışının önemli bir nedenini
oluşturmuştur. Bununla birlikte küresel kriz sonrası Türkiye’ye bu kez yüksek reel
faiz nedeniyle kısa vadeli sermaye girişi hızlanmıştır. 2011’de 100 milyar doları aşan
dış açıkların yüksek reel faize gelen kısa vadeli sermaye hareketleri ile finanse
edilmesi TL’nin son dönemlere kadar değerli olmasına yol açınca, merkez bankası
enflasyon yanısıra finansal istikrarı gözeten politikalara başvurmuş, bu politikalarla
TL’nin değerlenmesi azalırken 2012’de ihracat yeniden güçlenmiş ve ithalat artışı %3
gibi düşük düzeylerde kalınca dış ticaret açığı 84 milyar dolara ve CİB açığı da 48,9
milyar dolara gerilemiş, daha önce belirtildiği gibi CİB Dengesi/GSYİH oranının %6
civarında gerçekleşmesi beklentisi oluşmuştur.
Grafik 4’de Türkiye’de 1980-2012 dönemi CİB Dengesi/GSYİH ile Bütçe Dengesi /
GSYİH oranlarının gelişimi birlikte gösterilmektedir. Grafik 4’de görüldüğü üzere
bütçe açıklarında 1994, 2001 ve 2008 kriz dönemleri ve 1999 Marmara Depremi
döneminde önemli değişimler olmuştur. Bütçe açığı/GSYİH oranı 2001 krizi
döneminde %16,9 oranına kadar yükselmiştir. Kriz sonrası dönemde görülen iyileşme
2008 küresel krizi ile son bulmuş, bu oran 2009’da %5,5 sevilerinde gerçekleşmiştir.
CİB dengesine bakıldığında ise inişli çıkışlı bir salınım görülmektedir. Dikkat çekici
bir nokta 2001 krizine kadar göreli olarak daha küçük iniş çıkışlar yaşayan CİB
açığı/GSYİH oranının 2001 sonrası ciddi kötüleşme sergilemesidir. Bu durum 20022008 döneminde TL’nin değerli olması, enflasyon hedeflemesi çerçevesinde kısa
Üzümcü ve Kanca
26
vadeli faiz oranlarını merkez bankasının yüksek tutması sonrası ithalat artışı ile
açıklanabilmektedir.
Grafik 4: Türkiye’de Bütçe Dengesi/GSYİH ve CİB Dengesi/GSYİH Oranının
Gelişimi (1980-2012, %)
Kaynak: TÜİK, TCMB ve Maliye Bakanlığı.
Ayrıca, Grafik 4’de görüldüğü gibi, Türkiye’de 2001 sonrası bütçe açığındaki azalışa
karşın CİB dengesi negatif yönde gelişmiştir. Bu bağlamda enflasyon hedeflemesi
çerçevesinde artan yurtiçi faizlerin yurtdışına göre nispi getiri farkının sermaye
hareketleri serbestîsi altında, yurtiçine sermaye girişlerini artırması, TL’nin
değerlenmesini sağlayarak dış ticaret açıkları kanalıyla CİB dengesini olumsuz
etkilemiştir. Buna karşın 2001 öncesi bütçe açığının özel tasarruflarla
karşılanamaması ve bütçe açıklarının cari açıklarla birlikte hareket etmesi, ikiz açığın
oluşmasına neden olmuştur. Öte yandan dış ticaret ve dolaylı olarak CİB dengesi,
tasarruf ve yatırımla ilişkili (X-M = I-S) olduğundan, yatırımı destekleyici politikalar,
dış ticaret kanalıyla CİB açıkları üzerinde negatif bir etkiye sahip olabilmektedir.
4. Literatür Araştırması
Bütçe açıkları ve CİB açıkları arasındaki ilişki konusundaki tartışmalar, 1970’li
yıllarda ABD’de başlamıştır. Bütçe açıkları ve dış ticaret açıkları, özellikle 1980’lerde
aynı anda ortaya çıkınca bu açıkların ikiz olup-olmadığı sorusunu akıllara getirmiştir.
Bu çerçevede, değişik ülkelerde konuyla ilgili birçok çalışma yapılmıştır. Örneğin,
Darrat [16], ABD ekonomisi için 1960-1984 dönemi üç aylık GSYİH’a oranlanmış
reel verilerle, Granger nedensellik testi uygulayarak hipotezi sınamıştır. Analizinde
parasal taban, reel üretim, enflasyon, emek maliyeti, döviz kuru, faiz oranı gibi
değişkenleri de kullanmıştır. Çalışma sonucunda bütçe açıklarından cari açıklara ve
cari açıklardan bütçe açıklarına doğru nedensellik tespit etmiştir.
Miller ve Russek [40], (1971–1988) dönemi için bütçe açıklarından cari açıklara
doğru anlamlı bir ilişki bulmuş, ancak uzun dönem ilişkisini yansıtan eşbütünleşme
bulamamışlardır. Oskooee [42], ABD ekonomisi için 1973-1985 dönemine ait üçer
aylık veriler yardımıyla, iki aşamalı en küçük kareler ve sıradan en küçük kareler
yöntemlerini kullanarak yaptığı çalışmada, kısa ve uzun dönemde bütçe açıklarının
cari işlem açıklarına neden olduğu yönünde bulgulara ulaşmıştır.
27
İkiz Açık Hipotezi: Türkiye Üzerine…
Enders ve Lee [20], dış ticaret açıkları ile bütçe açıkları arasındaki ilişkiyi incelemek
amacıyla, iktisadi davranışları daha kesin şekilde ortaya koyan bir modelle ABD
örneğinde, CİB üzerinde reel kamu borçlanmasının etkilerini ortaya koymuşlar, ancak
değişkenler arasında doğrudan ilişki bulamamışlardır. Ricardian Denkliği’nin
geçerliliği açısından bu model, bütçe açıklarının cari işlemler üzerinde bir etkisi
olmadığını ileri süren hipotezi ret edememiştir.
Latif-Zaman ve DaCosta [38], ABD’de 1971:1-1989:3 dönemi için bütçe açıklarının
dış ticaret açıklarına neden olduğu sonucuna ulaşmıştır. Bachman [7], modelinde
1974-1988 dönemi üçer aylık verileri ve VAR modelini kullanarak cari açığın
belirleyicilerini tespit etmeye çalışmıştır. Bulgular, bütçe açıklarının cari açığın nedeni
olduğunu göstermiştir. Biswas vd. [12], çalışmalarında, 1950–1980 dönemi ABD
yıllık verileri kullanılmış, bütçe açıkları ile cari işlemler açıkları arasında çift yönlü
ilişki tespit edilmiştir.
Dibooğlu [17], ABD için son otuz yıla ait üçer aylık verileri kullanarak yaptığı
çalışmada, hem geleneksel yaklaşımı hem de dönemler arası optimizasyon
yaklaşımını destekler nitelikte sonuçlar bulmuştur. Dibooğlu, çalışmada kullanılan
makro ekonomik değişkenlerin cari işlemler dengesini etkilediği ve bütçe açıklarının
yüksek faiz oranlarına yol açarak cari işlemler açığına neden olduğu yönünde
nedensellik ilişkisi bulmuş, ikiz açıklar hipotezinin inceleme döneminde geçerli
olduğu sonucuna ulaşmıştır.
Anoruo ve Ramchander [5], ve Alkswani [3], gelişmekte olan ülke ya da ülke
gruplarını göz önüne aldıkları çalışmalarında hem Keynesyen hem de Ricardian
görüşleri reddetmemişler, ancak, ilişkinin yönünün CİB açıklarından bütçe açıklarına
doğru olduğunu ortaya koymuşlardır. Vamvoukas [55], bütçe açığı ile CİB açıkları
arası ilişkiyi Yunanistan 1948-1994 dönemine ait bütçe açığı/GSMH ve CİB
dengesi/GSMH yıllık verilerini kullanarak analiz etmiştir. Analizde koentegrasyon,
hata düzeltme modeli ve Granger Nedensellik Metodunu kullanmıştır. Sonuçlar, kısa
ve uzun dönemde bütçe açığından CİB açıklarına doğru nedensellik ilişkisinin
bulunduğunu göstermiştir.
Hatemi-J ve Shukur [28], yaptıkları analizde yapısal kırılmaları da dikkate almış ve
ABD için 1990 sonrası dönemde CİB açıklarından bütçe açıklarına doğru anlamlı
ilişki bulmuştur. Ancak 1975–1989 döneminde ilişki ters yönlü bulunmuştur. Kouassi
vd. [36], sınır testi yöntemiyle, gelişmiş ve gelişmekte olan 20 ülke için, ikiz açık
hipotezini test etmiştir. Gelişmekte olan ülkeler için yapılan nedensellik testinde farklı
sonuçlara ulaşılmakla birlikte, ikiz açıkların yüksek oranda gelişmekte olan ülkelerde
ortaya çıktığı yönünde sonuçlar elde edilmiştir. Gelişmiş ülkeler için hipotezi
destekleyen sonuçlara ulaşılamamıştır.
Pattichis [43], çalışmasında Lübnan ekonomisinde (1982–1987) bütçe açığı/GSYİH
ve cari işlemler dengesi/GSYİH yıllık verilerini kullanmıştır. Birim kök testi, hata
düzeltme modeli ile regresyon analizinin kullanıldığı çalışma sonuçları, hem kısa hem
de uzun dönemde bütçe açığından cari işlemler açığına doğru nedensellik ilişkisinin
olduğunu göstermiştir. Baharumshah, Lau ve Khalid [9], bazı Asya (Endonezya,
Üzümcü ve Kanca
28
Malezya, Filipinler ve Tayland) ülkeleri için VAR ve varyans ayrışım yöntemiyle ikiz
açık hipotezini analiz etmiştir. Bütçe açıkları, faiz oranı, döviz kuru ve cari açıkların
genelde eşbütünleşik oldukları bulunmuştur. Bu ülkelerde, ikiz açıkların bütçe
açıklarından cari açıklara doğru hareket ettiği yönündeki geleneksel teorinin işlediği
tespit edilmiştir. Fakat ülkelere göre bu ilişkinin sağlamlığı farklılıklar göstermektedir.
Kim ve Kim [35], çalışmalarında 1995 yılında Toda ile Yamamoto tarafından
geliştirilen Granger “non-causality” yöntemini kullanarak Kore için dört olası
mekanizmanın varlığını sınamışlardır. Çalışmada 1970-2003 dönemi için bütçe
açıkları ile cari açıklar arası çift yönlü nedensellik saptamıştır. Herwartz ve
Siedenburg [30], 16 OECD ülkesinin 1980–2004 dönemi verilerini, panel veri
yöntemlerinden sabit etkiler tahmincisi ve dinamik panel yöntemleri ile test
etmişlerdir. Bu çalışmada, bütçe dengesi, ulusal hâsıla açığı ve ticaret hadlerindeki
değişmeler, cari işlemler açığı üzerinde belirleyici olarak tespit edilmiştir.
Marinheiro [39], Mısır için yaptığı çalışmada 1974-2003 dönemi için ilk etapta
geleneksel görüş reddedilmiştir. Bu nedenle maliye politikasının ekonomik
dalgalanmaları düzeltmede etkin olabileceği belirtilmiştir. Uzun dönemde sonuçlar
farklılık sergilemiştir. Şöyle ki, Mısır ekonomisi için uzun dönemde cari açıklardan
bütçe açıklarına doğru bir nedensellik tespit edilmiştir. Bunun nedeninin ise Mısır
ekonomisine özgü bazı özellikler olduğu vurgulanmıştır.
Holmes [31], çalışmasında ABD ekonomisi için 1947-2009 yılları arası çeyrek
dönemlik verilerle Doğrusal Olmayan (Eşik) Eşbütünleşme Analizini kullanarak ikiz
açık hipotezinin geçerliliğini sınamıştır. Elde edilen bulgular ikiz açık hipotezinin
geçerliliğini destekler nitelikte olmuştur. Bose ve Jha [14], Hindistan ekonomisinde
1998-2011 dönemi çeyrek dönem verileri ile VAR yöntemini uygulamış ve çalışmada
hipotezin reddine ilişkin sonuçlara ulaşılmıştır. Bagheri, Piraee ve Keshtkaran [8],
İran ekonomisi için 1971-2007 yılları arası bütçe açığı ile cari açık arasındaki ilişkiyi
araştırmış, eşbütünleşme ve Granger nedensellik testlerini kullanıldığı çalışmada
bütçe açıklarından cari açığa doğru nedensellik ilişkisi bulunmuştur.
Literatürde ikiz açık hipotezini Türkiye için test eden ampirik çalışmalar da
yapılmıştır. Yılmaz [58], Türkiye için ikiz açık hipotezini aylık veriler kullanarak
1987- 1992 dönemi için araştırmıştır. Granger nedensellik analizi ve en küçük kareler
(EKK) yöntemini kullanarak yaptığı analizde, bütçe açıklarının dış ticaret açıklarını
doğrudan etkilemediğini, reel faiz oranları ile reel efektif döviz kurları üzerinden bir
mekanizma vasıtasıyla etkilediği ve dış ticaret açıklarının da bütçe açıklarını
doğrudan etkilediği sonucuna ulaşmıştır.
Bilgili ve Bilgili [11], Türkiye, Singapur ve ABD için 1975–1993 dönemini
kapsayan regresyon analizi yapmışlardır. Analiz sonunda her üç ülkede bütçe
açıklarının CİB açıkları üzerinde etkiye sahip olmadığını, Ricardocu Denklik
Hipotezinin desteklendiği görüşünü ortaya koymuşlardır. Zengin [60], çalışmasında,
1987-1999 dönemi üçer aylık verilerle (VAR) modeli uygulamıştır. Elde edilen
bulgular Keynesyen öngörüyü destekler niteliktedir. Bütçe açıkları direkt olarak CİB
açıklarını etkilerken, dolaylı olarak CİB açıkları da bütçe açıklarını etkiler
29
İkiz Açık Hipotezi: Türkiye Üzerine…
bulunmuştur. Akbostancı ve Tunç [1], çalışmalarında 1987-2001 dönemi üçer aylık
veri seti kullanarak eş-bütünleşme ve hata düzeltme modelleri kullanarak ikiz açık
hipotezini test etmiştir. Bütçe açıkları ve CİB açıkları arasında uzun dönemli bir
ilişkinin varlığını ortaya koymuşlardır. Ayrıca kısa dönemde bütçe açıklarında
görülen kötüleşmenin CİB açıklarını kötüleştirdiğini göstermişlerdir.
Utkulu [50], çalışmasında 1950-2000 dönemini örnek alarak iki açığın arasındaki
teorik bağın ampirik olarak da kanıtlandığını ifade etmekte, hatta ilişkinin uzun
dönemde çift taraflı olduğunu belirtmektedir. Kutlar ve Şimşek [37], Johansen VAR
tipi koentegrasyon ve nedensellik analizi ile 1984-2000 dönemine ait çeyrek veri seti
kullanarak bütçe ve dış ticaret açıkları arasında nedensellik aramıştır. Çalışmada iki
açık arasında güçlü bir nedensellik bulunmuş, elde edilen sonuçlar Keynezyen ikiz
açık hipotezini destekler nitelikte görülmüştür. Günaydın [24], ikiz açık hipotezini
Toda-Yamamoto testi çerçevesinde 1987- 2003 dönemini esas alarak Türkiye için test
etmiştir. Ampirik çalışma sonucunda bütçe açıkları ve CİB açıkları arasında
nedensellik ilişkisinin varlığını doğrulanmış ve nedenselliğin yönü bütçe açıklarından
CİB açıklarına doğru bulunmuştur.
Ay, Karaçor, Mucuk ve Erdoğan [6], yaptıkları çalışmada 1992–2003 aylık
verilerinden hareketle bu hipotezlerden hangisinin geçerli olduğunu Granger
nedensellik testi ve regresyon analizi yardımıyla sınamışlardır. Analiz sonuçlarına
göre Türkiye’de ele alınan dönem itibariyle iki açık arasında karşılıklı ilişki
bulunmuş, dolayısıyla Keynesyen Görüşün geçerli olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Yaldız [56], Türkiye için ikiz açık hipotezini test ettiği çalışmasında 1994-2005
dönemi üçer aylık verilerle reel bütçe açığı, reel cari açık, reel para arzı (M2), tartılı
reel efektif kur endeksi verileri ile eşbütünleşme yöntemini kullanmıştır. Çalışmada
inceleme döneminde ikiz açık hipotezinin geçerli olduğu sonucuna ulaşmıştır.
Yay ve Taştan [57], çalışmalarında ikiz açık hipotezini ABD, Arjantin, Brezilya,
Meksika, G. Kore, Filipinler, Tayland ve Türkiye için incelemiştir. Çalışmada
Granger nedensellik testi yanı sıra frekans nedensellik testleri ve spektral varyans
ayrıştırma teknikleri kullanılmıştır. Çalışmada spektral nedensellik testlerine göre:
Tayland ve Brezilya’da uzun dönemde bütçe açıklarından dış açıklara doğru güçlü ve
anlamlı ilişki bulunmuş, Meksika, Filipinler ve Türkiye’de her frekans düzeyinde
ilişki anlamsız görülmüş, Kore, Arjantin ve ABD’de için kısa dönemde anlamlı ilişki
bulunmuştur. Türkiye ve Arjantin için uzun dönemde dış açıklardan bütçe açıklarına
doğru anlamlı bir nedensellik ilişkisi, ABD için zayıf ancak aynı yönde ilişki
bulunmuştur. Kore, Meksika, Filipinler, Brezilya ve Tayland’da dış açıklardan bütçe
açıklarına doğru ilişki daha çok mevsimsel/kısa dönemlerde anlamlı bulunmuştur.
Sever ve Demir [46], bütçe açığı ile CİB açıkları arasındaki ilişkiyi inceledikleri
çalışmalarında, Granger nedensellik testi sonuçları geleneksel teoriye uygun
çıkmıştır. Çalışmaya göre, bütçe açıkları faiz oranlarını artırırken, artan faiz oranları
ulusal parayı değerli kılmakta ve bunun sonucu olarak cari açıklar meydana
gelmektedir. Etki tepki fonksiyonu ve varyans ayrışım tablolarından elde edilen
değerler de nedensellik testiyle paralellik göstermektedir.
Üzümcü ve Kanca
30
Ümit ve Yıldırım [51], ikiz açık hipotezinin geçerliliğini 1987:1-2005:4 döneminde
VAR modeline dayalı Granger nedensellik testini kullanarak incelemişlerdir. Bütçe
açığı ve CİB açığı arasında doğrudan nedensellik ilişkisi bulunmazken bütçe
açığından faize, faizden döviz kuruna ve kurdan dış ticaret açığına doğru dolaylı
nedensellik ilişkisine yönelik kanıtlar bulunmuş, inceleme döneminde ikiz açık
hipotezinin geçerli olduğu sonucuna ulaşmışlardır. Güriş ve Yılgör [25],
çalışmalarında 29 OECD ülkesi ve 1990-2005 yılları için panel verileri kullanarak,
bütçe açıkları ile dış ticaret açıkları arasındaki nedensellik ilişkisini incelemişlerdir.
Holtz Eaken-Newey ve Rosen testini kullandıkları çalışmalarında dış ticaret
açıklarından bütçe açıklarına doğru tek yönlü bir nedensellik ilişkisi tespit etmişlerdir.
Erdinç [22],çalışmasında eşbütünleşme ve Granger nedensellik testinden yararlanarak
Türkiye ekonomisi için bütçe açığı ile CİB açığı arasındaki nedensellik ilişkisini
1950-2005 dönemi yıllık verilerinden yararlanarak ikiz açık hipotezinin geçerliliğini
test etmiştir. Çalışmada eşbütünleşme analizinde, bütçe açıkları ile cari işlem açıkları
arasında uzun dönemli bir ilişki olduğu sonucuna varılmıştır. Ayrıca ilişkinin
yönünün bütçe açıklarından CİB açıklarına doğru olduğu bulunmuştur. Çavdar [15],
çalışmasında; Türkiye’de bütçe açıklarının temel ekonomik büyüklükler üzerinde
oluşturduğu makro ekonomik etkileri VAR modeli ile incelemiştir. Elde edilen
bulgular ikiz açık mekanizmasını, Türkiye için doğrulamış, bütçe açıklarının dış
açıklara yol açtığı yönündeki Keynesyen görüşe destek veren sonuçlara ulaşmıştır.
Bolat, Belke ve Aras [13], çalışmalarında 1998:1-2010:4 döneminde Türkiye’de ikiz
açık hipotezinin geçerliliğini incelemiş, bütçe açığı ve CİB açığı arasındaki kısa ve
uzun dönem ilişkisini inceleyen çalışmada sınır testi yaklaşımı kullanılmıştır. Uzun
dönemde bütçe açığı ve CİB açığı arasında bir ilişkinin olmadığı, fakat kısa dönemde
iki açık arasında kuvvetli bir pozitif ilişki bulunduğu sonucuna ulaşmışlardır.
Çalışmaya göre, bütçe açığındaki %1’lik artışın, kısa dönemde CİB açığında
%0,18’lik artış meydana getirdiği sonucu bulunmuştur. Çalışmanın bulgularına göre,
kısa dönemde ikiz açık hipotezi geçerli iken uzun dönemde Ricardocu denklik
hipotezi doğrulanmaktadır. Tunçsiper ve Sürekçi [47], çalışmalarında Türkiye’de
1987:01–2007:03 dönemi için, ikiz açık hipotezinin geçerliliğini (VAR) yöntemi
kullanarak araştırmışlardır. Çalışmada, ikiz açık hipotezi doğrulanmamakla birlikte,
reel döviz kurunun cari denge üzerinde diğer değişkenlere oranla daha etkili bir
değişken olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Duman ve Belke [18], bütçe açıkları ve CİB açıkları arasındaki ilişkisiyi 1998Q1–
2011Q2 dönemi üçer aylık verileriyle Granger nedensellik, etki-tepki ve varyans
ayrıştırma analizleri uygulanarak incelemiştir. Analiz sonuçlarına göre Türkiye’de ele
alınan dönemde iki açık arasında çift yönlü nedensellik ilişkisi bulmuşlardır.
Üzümcü ve Başar [54], çalışmalarında, Türkiye’de 2003–2010 döneminde iktisadi
büyüme ile enerji ithalatının CİB açıkları üzerindeki etkisini belirtilen döneme ait
çeyrek yıllık veriler itibarıyla analiz etmişlerdir. Türkiye’nin enerji ithalatı
bağlamında fasıllar itibarıyla harmonize sistem dış ticaret sınıflamasına göre 27 nolu
İkiz Açık Hipotezi: Türkiye Üzerine…
31
fasıl (mineral yakıt ve yağlar) kullanılmıştır. Çalışmada, CİB açıkları ile iktisadi
büyüme ve enerji ithalatı arasında negatif yönlü ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Yılmaz ve Akıncı [59], çalışmalarında, CİB açıklarının belirleyicilerini Türkiye
ekonomisi (1980 – 2010 dönemi) için analiz etmişlerdir. Çalışmada Johansen
eşbütünleşme testi sonucunda, cari açıklar ile ulusal gelir, reel faiz oranı, döviz kuru
ve doğrudan yabancı yatırımlar arasında uzun dönemli bir ilişki elde edilmiştir.
Değişkenler arasında nedensellik ilişkisini belirleyebilmek için Granger nedensellik
testi uygulanmış ve bütçe açığı değişkeni hariç, incelenen bağımsız değişkenler ile
CİB açıkları arasında hem tek hem de çift yönlü nedensellik ilişkileri bulunmuştur.
5. Ampirik Uygulama
Bütçe açıkları ve CİB açıkları arasında olduğu ileri sürülen ikiz açık hipotezinin
1980-2012 dönemi için ampirik analizin yapılacağı bu başlıkta, öncelikle
değişkenlere ait zaman serilerinin durağanlık sınaması yapılacak, ardından
eşbütünleşme testi ve regresyon analizi ve son olarak da Granger nedensellik testi
uygulanacaktır.
5.1. Veri Seti ve Ekonometrik Yöntem
Çalışmada Türkiye’de 1980-2012 dönemi bütçe açığı ve CİB açığına ait yıllık veriler
kullanılmıştır. Veriler TÜİK, TCMB ve Maliye Bakanlığı veri tabanından elde
edilmiş ve değişkenlere ilişkin seriler oluşturulmuştur. Çalışmanın değişkenleri olarak
Bütçe Açığı/GSYİH ve CİB Açığı/GSYİH oranları kullanılmıştır.
Ampirik literatüre uygun olarak çalışmada, ikiz açık hipotezinin testi ve iki değişken
arasındaki ilişkinin belirlenmesinde Marinheiro’nun [39], çalışmasında kullandığı
aşağıdaki eşitlikte görülen model temel alınmıştır. Bu çerçevede, çalışmadaki
modifiye edilmiş temel modelin denklemi, eşitlik (2)’deki gibi gösterilebilmektedir;
Cagdpt = β0 + β1Bagdp + β2Du + ut
(2)
Eşitlik (2)'de yer alan modelde Cagdpt cari açığın GSYİH’ye oranını, Bagdpt bütçe
açığının GSYİH’ye oranını ve ut hata terimini göstermektedir. Modelde β1 katsayısı,
Bagdpt değişkeninin Cagdpt değişkeniyle ilişkisini gösteren parametredir ve teoride
bu parametrenin pozitif değer alması, yani bütçe açığı arttıkça CİB açığının artması
veya tersi beklenmektedir. Ayrıca, ekonomik kriz dönemlerinin etkilerini modelde
ölçebilmek için ise kukla (dummy) değişken Du (1994, 2001 ve 2009) kullanılmıştır.
Bu çerçevede, belirlenen dönemlere “1” diğer dönemlere “0” değeri verilmiştir.
Modelin tahmininde Eviews 6.0 paket programından yararlanılmıştır.
5.2. Durağanlık Testi
Çalışmada belirtilen değişkenlere ait zaman serilerinin durağan olması, sahte
regresyonun oluşmaması bakımından önemlidir. Durağan serilerin zaman içerisinde
Üzümcü ve Kanca
32
ortalaması, varyansı ve kovaryansı değişim göstermemektedir. Durağan olmayan
değişkenlere ait serilerde t, Z ve F dağılımları kullanılamadığı ve dolayısıyla pek çok
standart hipotez kullanılamaz duruma geldiği [27] için zaman serilerinin durağanlık
araştırmasının yapılması gerekmektedir. Zaman serilerinin durağanlıkları çeşitli
yöntemlerle sınanmaktadır. Bu çalışmada değişkenlerin durağanlık araştırması ADF
testi ile yapılmıştır.
Ekonometrik modellerde değişkenler arasında anlamlı ilişkiler elde edilebilmesi için
analizi yapılan serilerin durağan olması gerekmektedir. Bu amaçla yapılan birim kök
testinde süreç işletilirken öncelikle sabitli trendlide sınama gerçekleştirilir, bu
durumda durağanlık tespit edilmiş ise sabitli ve sabitsiz test işlemine geçilmeksizin bu
değerler baz alınır [21]. Bu çerçevede değişkenlerin durağanlık testi sınaması
sonuçları Tablo 3’de sunulmuştur.
Tablodan görülebileceği gibi, sabitli ve trendlide ADF birim kök testleri sonuçlarına
göre, Bagdp ve Cagdp değişkenlerinin düzey değerlerde test istatistiğinin mutlak
değeri, %1 ve %5 kritik değerin mutlak değerinden küçük çıkmış, Cagdp
değişkeninin düzey değerinin çok az bir (0,004 gibi) farkla %10 kritik değeri aştığı
görülmekle birlikte %5 ve altı önem seviyesine uyulması uygun olacağı için bu
durum dikkate alınmamıştır. Bu sonuç serilerin birim kök içerdiği ya da bir başka
deyişle düzey değerlerde durağan olmadığı anlamına gelmektedir. Buna karşın
serilerin ayrı ayrı birinci farklarda birim kök içerip içermediği incelendiğinde elde
edilen test istatistikleri, mutlak değerce kritik değerden yüksek çıkmıştır. Dolayısıyla
çalışmada kullanılacak serilerin birinci farkında, yani I(1) seviyesinde durağan
oldukları neticesine varılmıştır.
Değişkenler
Bagdp
Birinci Fark
Cagdp
Birinci Fark
Tablo 3 : ADF Durağanlık Testi Sonuçları
ADF
Sabitsiz
Sabitli
Sabit ve Trendli
-1,108 (0)
-1,711 (0)
-1,562 (0)
-5,452* (0)
-5,360* (0)
-3,851** (3)
0,590 (2)
-0,003 (2)
-3,329*** (0)
-7,005* (1)
-7,031* (1)
-7,413* (1)
Not: ADF testi kritik değerleri sabitli ve trendli için %1, %5 ve %10 önem seviyesi için
sırasıyla -4,323; -3,580 ve -3,225’dir. * %1, ** %5 ve *** %10 önem seviyesinde ilgili
değişkene ait t istatistiğinin anlamlı olduğunu göstermektedir. Parantez içindeki sayılar
uygun gecikme uzunluğunu belirtmektedir.
5.3. Ampirik Testler
Çalışmada her iki serinin aynı dereceden durağan çıkması I(1) neticesinde
eşbütünleşme testi gerçekleştirilmiştir. “Eşbütünleşme analizi, aynı düzeyde
bütünleşik zaman serileri arasında uzun dönemli bir ilişki olup olmadığını bulmak
için geliştirilmiş bir ekonometrik yöntemdir. Bu yöntem, düzey değerlerinde durağan
olmayan ancak aynı dereceden farkları alındığında durağan hale gelen serilerin,
orijinal değerlerinin analizde kullanılmasına imkân tanımaktadır. Fark alma işlemi
İkiz Açık Hipotezi: Türkiye Üzerine…
33
sadece seri(ler)in taşıdığı kısa dönemli şokların etkilerinin değil, aynı zamanda uzun
dönemli ilişkilerin de kaybolmasına sebebiyet vermektedir. Dolayısıyla fark alma
işlemiyle durağanlaştırılmış seriler arasındaki regresyon analizleri, uzun döneme ait
bilgilerin fark alma işlemi sırasında kaybolması nedeniyle herhangi bir uzun dönem
ilişkisi vermeyecektir. Bu nedenle eşbütünleşme metodu fark alma yoluyla
değişkenler arasında kısa ve uzun dönemli bilgilerin kaybolmaması açısından avantaj
sağlayan bir yöntemdir” [32].
Çalışmada yer verilen değişkenlere ait seriler arasında eşbütünleşme olup olmadığının
tespitinde Johansen [33], eşbütünleşme analizi kullanılmıştır. Bu analizde öncelikle
yapılacak olan uygun gecikme sayısının tespitidir. Mevsimlik yerine yıllık verilerin
GSYİH’na oranları kullanıldığı için mevsimsel etkileri araştırmaya gerek kalmamış,
bu çerçevede uygun gecikme sayısının tespitine ilişkin yapılan araştırmanın sonuçları
Tablo 4’de sunulmuştur.
Lag
0
1
2
LogL
-161.3571
-134.3081
-132.9701
Tablo 4: Gecikme Uzunlukları
LR
FPE
AIC
SC
HQ
NA
129.4708 10.53917 10.63168 10.56932
48.86261* 29.30030* 9.052136* 9.329682* 9.142610*
2.244446 34.94605 9.223876 9.686453 9.374665
Not: *: Kriterler tarafından seçilen en uygun gecikme uzunluğunu göstermektedir. LR:
Olabilirlik oranı test istatistiği (%5 düzeyinde); FPE: Son tahmin hatası kriteri; AIC: Akaike
bilgi kriteri; SC: Schwarz bilgi kriteri; HQ: Hannan-Quinn bilgi kriteri
Tablo 4’de görüldüğü gibi, kriterlere göre en uygun gecikme sayısı “1” olarak tespit
edilmiştir. Bu tespitin ardından Johansen eşbütünleşme testi gerçekleştirilmiş ve
eşbütünleşme test sonuçları da Tablo 5’de verilmiştir.
Tablo 5 : Johansen Eşbütünleşme Testi Sonuçları
Eigen Değeri
Trace İstatistiği
%5 Kritik Değer
Prob. Değeri
0.712680
0.506411
60.54956
21.88763
25.87211
12.51798
0.0000
0.0011
Eigen Değeri
Maksimum Eigen
İstatistiği
38.66193
21.88763
%5 Kritik Değer
Prob. Değeri
19.38704
12.51798
0.0000
0.0011
0.712680
0.506411
Tablo 5’de görüldüğü üzere, gerek Trace, gerekse maksimum Eigen değerleri %5
anlamlılık düzeyinde bütçe dengesi/GSYİH ve CİB Dengesi/GSYİH değişkenleri
arasında iki eşbütünleşik (cointegrated) denklem olduğunu göstermektedir.
Dolayısıyla söz konusu değişkenler arasında uzun dönemli bir ilişki olduğundan
bahsedilebilir1.
1
Çalışmada sadece iki değişkene yer verildiği için genellikle çok değişkenli analizlerde
kointegrasyon analizlerinden sonra yer verilen VAR modeli yapılmadan EKK ve nedensellik
analizi uygulanmıştır.
Üzümcü ve Kanca
34
Çalışmada eşitlik 2’de yer verilen ve Marinheiro [39]’nun esas aldığı modelde yer
alan Cagdp değişkeni ile Bagdp değişkeni ve kukla değişken arasındaki En Küçük
Kareler (EKK) tahminlerinin sonuçlarına da Tablo 6’da yer verilmiştir.
Tablo 6 : Cagdp ve Diğer Değişkenler Arasındaki EKK Tahmin Sonuçları
Model Tahmin Sonucu
Cagdp =
- 3,33
- 0,24 Bagdp + 2,20 Du
t istatistiği
(-4,94)*
(-2,19)**
(2,75)*
2
R : 0,58
DW : 2,18
F: 6,75
Not: Parantez içindeki rakamlar t istatistiklerini göstermektedir. * ve ** ilgili değişkene ait t
istatistiğinin sırasıyla %1 ve %5 önem seviyesinde anlamlı olduğunu göstermektedir.
Tablo 6’da görüldüğü gibi, bağımlı değişken ile bağımsız değişkenler arasında
kurulan regresyonda katsayılar istatistiksel olarak anlamlı ve değişkenlerin işaretleri
de Bagdp hariç olmak üzere beklentiler doğrultusunda çıkmıştır. CİB dengesinin
bağımlı değişken olarak alındığı model sonuçlarına göre bütçe dengesindeki 1
birimlik değişim cari işlemler dengesini yaklaşık -0,24 birim oranında etkilemektedir.
Modelde yer verilen kriz yıllarına ilişkin kullanılan kukla değişkeni de istatistiki
bakımdan anlamlı çıkmıştır.
Öte yandan EKK analizinde elde edilen F değeri ve DW istatistiği anlamlı düzeylerde
bulunmaktadır. R2 değeri ise 0,58 çıkmıştır. Bu değer görece küçük görünmekle
birlikte, CİB açıklarının ilgili literatürde sözü edildiği gibi, çok sayıda belirleyicisi ve
etkileyicisi (reel kur, reel faiz oranı, büyüme oranı, bütçe açığı, enerji ithalatı,
enflasyon oranı, para arzı artışı v.s) olduğu için ve bu çalışmada sadece bütçe açığı
değişkenine yer verildiği için R2 değerinin görece küçük çıkması normal olarak
değerlendirilebilir.
Bu ampirik testlerden sonra çalışmanın bu bölümünde, değişkenler arasındaki
nedensellik ilişkisi Granger nedensellik analizi ile sınanmıştır. Granger [26],
nedenselliği şu şekilde tanımlamıştır; “Y’nin öngörüsü, X’in geçmiş değerleri
kullanıldığında X’in geçmiş değerleri kullanılmadığı duruma göre daha başarılı ise X,
Y’nin Granger nedenidir”. Bu tanımlamanın doğruluğu test edildikten sonra ilişki
X→Y şeklinde gösterilir. İki değişken arasında eşbütünleşme olduğu bilindiğinden,
Granger nedensellik testinde değişkenlerin seviye değerleri kullanılmıştır. Bu
çerçevede Tablo 7, Granger nedensellik test sonuçlarını göstermektedir.
Tablo 7: Granger Nedensellik Testi Sonuçları
Değişkenler
Cagdp - Bagdp
Bagdp - Cagdp
Cagdp - Bagdp
Bagdp - Cagdp
Cagdp - Bagdp
Bagdp - Cagdp
Gecikme
Uzunluğu
1
1
2
2
3
3
Nedenselliğin Yönü
F Değeri
P Değeri
-
0,09
0,14
0,11
0,67
1,07
2,03
0,76
0,70
0,89
0,51
0,37
0,13
35
İkiz Açık Hipotezi: Türkiye Üzerine…
Tablo 7’den elde edilen sonuçlara göre Cagdp ile Bagdp değişkeni arasında
nedensellik ilişkisine rastlanmamıştır2. Dolayısıyla, cari açık ve bütçe açıkları
çerçevesinde, Granger nedenselliğinin ele alınan dönem için ikiz açık hipotezini
desteklemediği görülmüştür.
6. Sonuç
Türkiye’de son dönemde cari işlemler bilançosu açıkları önemli bir sorun olmuş ve
Türkiye”nin kredi notunun uluslar arası kredi kuruluşlarınca artırılmamasının en
önemli nedenleri arasında sayılmıştır. Türkiye de 2012 yılında CİB açıklarının
düşürülmesi ve kredi notunun artırılabilmesi amacıyla büyüme hızını azaltıcı
ekonomi politikaları gündeme gelmiştir. Bu çerçevede mali disiplin ortamında
TCMB tarafından cari açıklar ile yakın ilişkisi olduğu düşünülen kredi genişlemesini
azaltıcı yönde (kredi genişleme oranını %15 seviyesinde tutmaya çalışan) uygulanan
para politikaları sonrası büyüme hızı ilk dokuz ay itibarıyla azalmış (%2,6), ithalat
artışı negatife (%1,3) dönmüş, görece ılımlı bütçe açığı/GSYİH (%2,3) ortamında
CİB/GSYİH oranının %6 civarına inmesi beklentisi oluşmuştur.
Bu gelişmelerin ortaya çıktığı günümüzde CİB açıkları ile bütçe açıkları arasındaki
ilişkiye yönelik ikiz açık hipotezi yanı sıra bunlar arasında uzun dönemde ilişki
olmadığını ileri süren Ricardocu Denklik Hipotezi yeniden tartışılmaya ve ampirik
testlere tabi tutulmaya başlamıştır. Bu bağlamda bu çalışmada iki açık hipotezi test
edilmiş ve uygulanan eş bütünleşme analizinde iki değişkenin uzun dönemde birlikte
hareket ettiği yönündeki sonuç, uzun dönemde bu iki değişken arasında olduğu ileri
sürülen ikiz açık hipotezini doğrulamıştır. Bununla birlikte yapılan nedensellik
analizinde uzun dönemde iki değişken arasında Granger anlamda bir nedenselliğe
rastlanamamıştır. Çalışmadan elde edilen bu bulgu, daha önce yapılan bazı ampirik
çalışmaların [2], [11], [47], [59], elde ettikleri sonuçlar ile uyum göstermektedir.
Çalışmada iki değişken arasında nedensellik ilişkisine rastlanılamaması, Türkiye
ekonomisinde 2002 sonrası mali disiplin politikaları bağlamında bütçe açıklarını
azaltıcı politikanın etkilerine bir ölçüde bağlanabilir.
Öte yandan CİB açıkları ile bütçe açıkları arasındaki EKK regrasyon sonuçlarında
bütçe açığı bağımlı değişkenin işaretinin pozitif çıkmaması, ekonomik teorideki
beklentiye ters olmakla birlikte Türkiye’nin 2002 sonrası CİB açıklarının arttığı ve
CİB Dengesi/GSYİH oranının kötüleştiği bir ortamda uygulanan sıkı maliye
politikaları ile bütçe açığının ve GSYİH’ya oranının gerilemesine bağlanabilir. Ayrıca
nedenselliğin bulunamadığı veya uzun dönemde Ricardocu Denklik Hipotezinin
doğrulandığı bazı çalışmalarda da bu durum karşımıza çıkabilmektedir.
Ayrıca bu noktada, bir kısım iktisatçıların Türkiye’de CİB açıkları ile bütçe açıkları
arasındaki ilişkinin günümüzde değişik bir düzleme girdiği yönünde düşüncelerinin
olduğunu, 2010 ve 2011’de hızla artan CİB açıklarının bütçe dengesinin korunmasını
2
Farklı gecikme uzunluklarında (sekiz gecikmeye kadar) nedensellik analizi denenmiş, ancak en
yakın ilişki sadece üç gecikmede ortaya çıkmış, diğer gecikme uzunlukları benzer sonuç vermiştir.
Üzümcü ve Kanca
36
zorlaştırdığını, CİB açıklarını azaltma çabalarının bütçe açıklarının oluşması yönünde
baskı oluşturduğunu ileri sürdükleri görülmektedir. Bu bağlamda örneğin, Eğilmez
(2012), CİB açıklarını azaltmak için 2012 yılında büyümede frene basılması ve
ithalatın azalması sonucu ithalattan elde edilen vergi gelirlerinin azaldığını, büyüme
performansının düştüğü bu ortamda diğer vergi gelirlerinin de beklenenden daha az
arttığını ve kamu harcamaları artış trendini korurken bu durumun sonuçta dolaylı
vergilere dayalı Türk vergi sisteminde toplam vergi gelirlerini azaltarak bütçe
açıklarının artmasına yol açtığını ileri sürmektedir.
Bu çerçevede sonuç olarak CİB ve bütçe açıklarından oluşan ikiz açıkların birbirini
destekleyerek 1990’lı yıllarda Türkiye için önemli bir problem olduğunu, ancak son
dönemde, grafiklerde de görüldüğü gibi, bu ilişkinin büyük ölçüde azaldığı
söylenebilir. Bu bağlamda son dönemde CİB açıklarının büyüme ve enerji ithalatı
artışı gibi kaynaklardan daha güçlü biçimde beslendiği ve CİB açıklarının
azaltılmasına dönük politikaların, yatırım tasarruf dengesizliği ortamında bütçe
açıkları ile birleştiğinde ikiz açık kavramını tartışılır hale getirdiği de belirtilebilir.
Ayrıca CİB açıklarını azaltma pahasına büyümeden feragat edilmesinin toplam vergi
gelirlerini azaltarak bütçe açıklarını azaltma ve mali disiplini sağlamanın önünde
önemli bir katılık oluşturma ihtimalini de göz ardı etmemek ve CİB açıklarının
finansmanı noktasında uzun vadeli sermaye akımları veya doğrudan yabancı sermaye
yatırımları ile finansman sağlanmasına dikkat etmek, küresel konjonktüre göre hızla
yön değiştirebilen kısa vadeli sermaye akımları ile finansmandan riskli olduğu için
mümkün olduğu ölçüde kaçınmak gereklidir.
Kaynakça
[1] Akbostancı, E. ve Tunç, A. İ. (2002), “Turkish Twin Deficits: An Error
Correction Model of Trade Balance”, METU Economic Research Center Working
Paper, No: 01/06, pp. 1-18. (www.econ.metu.edu.tr/erc/2001series/0106.pdf
Erişim: 12.02.2013).
[2] Aksu, H. ve Başar, S. (2009), “Türkiye için İkiz Açıklar Hipotezi'nin Tahmini: Bir
Sınır Testi Yaklaşımı”, Ankara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, 64
(4), ss. 1-14.
[3] Alkswani, A. M. (2000), “The Twin Deficit Phenomenon in Petroleum Economy:
Evidence from Saudi Arabia”, Economic Research Forum, Seventh Annual
Conference, 26-29 October, 2000, Amman, 1-25. (http://www.erf.org.eg
/CMS/uploads /pdf/1185358196_finance1.pdf Erişim: 12.02.2013)
[4] Altıntaş, H. ve Taban, S. (2010), “Türkiye’de İkiz Açık Sorunu ve Feldstein
Horioka Hipotezi: ARDL Yaklaşımı ve Nedensellik Araştırması”, Küresel Krizler
ve Ekonomik Yönetişim, Turgut Özal Uluslararası Ekonomi ve Siyaset Kongresi-I,
(ss.1704-1734), Malatya: İnönü Üniversitesi.
37
İkiz Açık Hipotezi: Türkiye Üzerine…
[5] Anoruo, E. ve Ramchander, S. (1998), “Current Account and Fiscal Deficits:
Evidence from Developing Economies of Asia”, Journal of Asian Economics,
9(3), pp. 487-501.
[6] Ay, A., Karaçor, Z., Mucuk, M. ve Erdoğan, S. (2004), “Bütçe Açığı - Cari
İşlemler Açığı Arasındaki İlişki: Türkiye Örneği (1992-2003)”, Selçuk
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 12, ss. 75–82.
[7] Bachman, D. D. (1992), “Why is the Us Current Account Deficit So Large?
Evidence From Vector Autoregressions”, Southern Economic Journal, 59 (2), pp.
232-240.
[8] Bagheri, F., Piraee, K. ve Keshtkaran, S. (2012), “Testing for Twin Deficits and
Ricardian Equivalence Hypotheses: Evidence from Iran”, Journal of Social and
Development Sciences, 3(3), pp. 77-84.
[9] Baharumshah, A. Z., Ahmed, E. L. ve Khalid, M. (2006), “Testing Twin Deficits
Hypothesis: Using VARs and Variance Decomposition”, Journal of the Asia
Pacific Economy, 11 (3), pp. 331-354. (http://epublications. bond.edu.au
/business_pubs/38. Erişim: 12.02.2013).
[10] Barro, R. J. (1974), “Are Government Bonds Net Wealth”, The Journal of
Political Economy, 82 (6), pp. 1095-1117.
[11] Bilgili, E. ve Bilgili, F. (1998), “Bütçe Açıklarının Cari işlem Dengesi
Üzerindeki Etkileri: Teori ve Uygulama”, İktisat, İşletme ve Finans, Sayı: 46,
Mayıs 1998, ss. 4-16.
[12] Biswas, B. G. and Saunders, P. (1992), “Further Analysis of the Twin Deficits”,
Contemporary Policy,10 (1), pp. 104-107.
[13] Bolat, S., Belke, M. ve Aras O. (2011), “Türkiye’de İkiz Açık Hipotezinin
Geçerliliği: Sınır Testi Yaklaşımı”, Maliye Dergisi, Sayı 161, Temmuz-Aralık
2011, ss. 347-364.
[14] Bose, S. ve Jha, S. (2011), “India’s Twin Deficits: Some Fresh Empirical
Evidence”, Icra Bulletin Money&Finance, December 2011, ss. 83-104.
[15] Çavdar, Ç. Ş. (2010), Türkiye’de Bütçe Açığının Makroekonomik Etkilerinin
VAR Modelleri ile İncelenmesi, Basılmamış Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ekonometri ABD, İstanbul.
[16] Darrat, D. A. (1988), “Have Large Budget Deficit Coused Rising Trade
Deficit?”, Southern Economic Journal, 54 (4), pp. 879–887.
[17] Dibooğlu, S. (1997), “Accounting for US Current Account Deficits: An
Empirical Investigation”, Applied Economics, Vol: 29 (6), pp. 787-793.
[18] Duman, K. ve Belke, M. (2011), “Türkiye’de Bütçe Açığı ile Cari Açık
Arasındaki İlişkinin VAR Analizi ile İncelenmesi (1998–2011)”, Finans Politik &
Ekonomik Yorumlar Dergisi, Cilt: 48, Sayı: 562, ss. 53-68.
Üzümcü ve Kanca
38
[19] Eğilmez, Mahfi (2012), “İkiz Açık, Üçüz Açık”, 20 Ekim 2012.
(http://www.mahfiegilmez.com/2012/10/ikiz-ack-ucuz-ack.html: Erişim Tarihi:
12.02.2013).
[20] Enders, W. ve Lee, B. S. (1990), “Current Account and Budget Deficits: Twins
or Distant Cousins?”, Review of Economics and Statistics, 72 (3), pp. 373-381.
[21] Enders, W. (1995), Applied Econometric Time Series. New York: Wiley-Sons.
[22] Erdinç, Z. (2008), “İkiz Açıklar Hipotezinin Türkiye’de 1950-2005 Yılları
Arasında Eşbütünleşme Analizi ve Granger Nedensellik Testi İle İncelenmesi”,
Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 8(1), pp. 209–222.
[23] Feldstein, M. (1992), “The Budget and Trade Deficits Aren’t Really Twins”,
Challange, 35 (2), pp. 60-63 (NBER Working Paper, No. 3966, 1-13.
http://www.nber.org/papers/w3966 Erişim: 12.02.2013)
[24] Günaydın, İ. (2004), “Bütçe ve Ticaret Açıkları Arasındaki İlişki: Türkiye
Uygulaması”, Ekonomik Yaklaşım Dergisi, 15 (52–53), ss. 143–159.
[25] Güriş, S. ve Yılgör, M. (2008), “OECD Ülkelerinde Bütçe Açıkları ve Dış
Ticaret Açıkları Arasındaki İlişki: Panel Veri ile Nedensellik Analizi”, Marmara
Üniversitesi, İ.İ.B.F. Dergisi, Cilt XXV, Sayı 2, ss.773.
[26] Granger, C.W.J. (1969), “Investigating Causal Relations by Econometric Models
and Cross-Spectral Methods”, Econometrica, 37 (3), pp. 424-438.
[27] Granger, C. and Newbold, P. (1974), “Spurious Regressions in Econometrics”,
Journal of Econometrics, 2, pp. 111-120.
[28] Hatemi-J, A., and Shukur, G. (2002), “Multivariate Causality Tests of Twin
Deficits in the US,” Journal of Applied Statistics , 29 (6), pp. 817-824.
[29] Haug, A.(1990), “Ricardian Equivalence, Rational Expectations, and the
Permanent Income Hypothesis”, J. of Money, Credit and Banking, pp.305-326.
[30] Herwartz, H., and Florian, S. (2007), “Determinants of Current Account
Imbalances in 16 OECD Countries: An Out-of-Sample Perspective”, Review of
World Economics, 143 (2), pp. 349-374.
[31] Holmes, M. J. (2010), “Threshold Cointegration and The Short-run Dynamics of
Twin Deficit Behaviour”, Research in Economics, 65(3), pp. 271-277.
[32] Işık, Nihat, Acar, M., ve Işık, B. (2004), “Enflasyon ve Döviz Kuru İlişkisi: Bir
Eşbütünleşme Analizi”, Süleyman Demirel Üniversitesi, İ.İ.B.F. Dergisi, 9 (2), pp.
325-340.
[33] Johansen, S. (1988), “Statistical and Hypothesis Testing of Cointegrating
Vectors”, Journal of Economic Dynamics and Control, 12 (2-3), pp. 231-254.
[34] Kazgan, G. (2002), Tanzimattan 21.Yüzyıla Türkiye Ekonomisi, İstanbul: Bilgi
Üniversitesi Yayınları.
39
İkiz Açık Hipotezi: Türkiye Üzerine…
[35] Kim, C. H. ve Kim, D. (2006), “Does Korea Have Twin Deficits?”, Applied
Economics Letters, 13 (10), pp. 675–680.
[36] Kouassi, E., Mougoue, M. ve Kymn, K. O. (2004), Causality Tests of the
Relationship Between the Twin Deficits , Empirical Economics, 29, pp. 503-525.
[37] Kutlar, A. ve Şimşek, M. (2002), “Türkiye’deki Bütçe Açıklarının Dış Ticaret
Açıklarına Etkileri: Ekonometrik Bir Yaklaşım: 1984(4)-2000(2)”, DEÜ İİBF
Dergisi, 16 (1), ss. 1-13.
[38] Latif-Zaman, N. ve Dacosta, M. N. (1990), “The Budget Deficit and The Trade
Deficit: Insights into This Relationship”, Eastern Economic Journal, 16 (4), pp.
349-354.
[39] Marinheiro, C. F. (2008), “Ricardian Equivalence, Twin Deficits, and The
Feldstein–Horioka Puzzle in Egypt”, Journal of Policy Modeling, 30 (6), pp.
1041-1056.
[40] Miller, S., and Russek, F. (1989), “Are the Twin Deficits Really Related?,”
Contemporary Policy Issue, 7 (4), pp. 91-115.
[41] Orhangazi, Ö. (2002), “Turkey: Bankrupcy of Neoliberal Policies and the
Possibility of Alternatives”, Review of Radical Political Economics, 34 (3), pp.
335-341.
[42] Oskooee, B. M. (1989), “Effects of The U.S. Government Budget on its Current
Account: An Emprical Inquiry”, Quarterly Review of Economics and Business, 29
(4), pp. 76-91.
[43] Pattichis, C. (2004), “Budget and Trade Deficits in Lebanon”, Applied
Economics Letters, 11(2), pp. 105-108.
[44] Phillips, P. and Perron, P. (1988), “Testing for Unit Roots in Time Series
Regression”, Biometrika, Vol: 75, No:2, pp. 335-346.
[45] Rahman, M. ve Mishra, B. (1992), “Cointegration of US Budget and Current
Account Deficits: Twins or Strangers?”, Journal of Economics and Finance, 16
(2), pp. 119-127.
[46] Sever, E. ve Demir, M. (2007), “Türkiye’de Bütçe Açığı ile Cari Açık
Arasındaki İlişkilerin VAR Analizi ile İncelenmesi”, Eskişehir Osmangazi
Üniversitesi İİBF Dergisi, 2(1), ss. 47-63.
[47] Tunçsiper, B ve Sürekçi, D. (2011), “Türkiye’de İkiz Açıklar Hipotezinin
Geçerliliğinin Zaman Serisi Analizi”, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler
Dergisi, 11 (3), ss. 103–120.
[48] TÜİK (2013), Dış Ticaret Veri Tabanı.
[49]TCMB (2013), “Ödemeler Dengesi İstatistikleri Aralık
(www.tcmb.gov.tr/odemedenge/odmainyeni.php. Erişim: 13.02.2013).
2012”,
Üzümcü ve Kanca
40
[50] Utkulu, U. (2003), “Türkiye’de Bütçe Açıkları ve Dış Ticaret Açıkları Gerçekten
İkiz mi? Koentegrasyon ve Nedensellik Bulguları”, Dokuz Eylül Üniversitesi
İ.İ.B.F.Dergisi, 18(1), ss. 45-61.
[51] Ümit, A. Ö. ve Yıldırım, K. (2008), “İkiz Açık Hipotezi: Türkiye Analizi”,
İktisat İşletme ve Finans, 23(267),ss. 116-132.
[52] Üzümcü, A. (2010), “Krizler, Ekonomik İyileşme ve Dış Ticaret Gelişmeleri:
1994, 2001 ve 2008 Krizlerinin Türkiye Ekonomisindeki Etkileri Üzerine
Karşılaştırmalı Bir Analiz”, 2. Uluslararası Ekonomi Konferansı, Bunalım
Sonrasında Küresel Ekonomi: Zorluklar ve Fırsatlar, TEK, Girne-KKTC, ss.1-30.
[53] Üzümcü, A. ve Dikkaya, M. (2010) “Küresel Finans Krizinin Türkiye’nin Dış
Ticareti Üzerindeki Etkileri: 2001 Krizi İle Bir Karşılaştırma”, Finansal Kriz
Yazıları: Halil Seyidoğlu’na Armağan, (Der.: İ. Kalaycı), Nobel Yayıncılık, Yayın
No: 1639, Ankara, ss. 273-313.
[54] Üzümcü, A ve Başar, S. (2011), “Türkiye’nin Cari İşlemler Bilançosu Açığı
Üzerinde Enerji İthalatı ve İktisadi Büyümenin Etkisi: 2003–2010 Dönemi
Üzerine Bir Analiz”, Finans Politik & Ekonomik Yorumlar Dergisi, 48 (558), ss.
5-22.
[55] Vamvoukas, G. A. (1999), “The Twin Deficits Phenomenon: Evidence from
Greece”, Applied Economics, 31 (9), pp. 1093-1100.
[56] Yaldız, E. (2006), “İkiz Açıklar Hipotezi ve Türkiye”, Bilimsel Çalışma
Raporları Serisi, İzmir İktisat Kongresi Araştırma Merkezi, BÇR No: 2006/01.
[57] Yay, G. G. ve Taştan, H. (2007), “İkiz Açıklar Olgusu: Frekans Alanında
Nedensellik Yaklaşımı”, İ.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, No: 37, Ekim
2007, ss. 87-111.
[58] Yılmaz, A. (1993), İkiz Açıklar Hipotezinin Türkiye Örneğine Uygulanması,
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Bilkent Üniversitesi, SBE, Ankara.
[59] Yılmaz, Ö. ve Akıncı, M. (2012), “Türkiye’de Cari Açıkların Belirleyicileri: Bir
Zaman Serisi Analizi”, TİSK Akademi, 7 (14), ss. 54-83.
[60] Zengin, A. (2000), “İkiz Açıklar Hipotezi (Türkiye Uygulaması)”, Ekonomik
Yaklaşım, Gazi Üniversitesi, İİBF, İktisat Bölümü Yayını, 11 (39), ss. 37-67.
İkiz Açık Hipotezi: Türkiye Üzerine…
41
EK 1: Literatür Özeti
Yazar(lar)
Darrat (1988)
Miller ve Russek (1989)
Oskoee (1989)
Enders ve Lee (1990)
Latif-Zaman ve Dacosta
(1990)
Feldstein (1992)
Rahman ve Mishra
(1992)
Biswas vd. (1992)
Diboğlu (1997)
Cardia (1997)
Vamvoukas (1999)
Hatemi-J ve Shukur
(2002)
Ülke-Dönem
ABD-1960-1984
ABD-1971-1988
ABD- 1973-1985
ABD-1947-1987
Yöntem
Regresyon
Eşbütünleşme, Granger
EKK
VAR
Sonuç(lar)
İkiYönlü Nedensellik
İkiz Açık Hipotezi
İkiz Açık Hipotezi
İkiz Açık Geçersiz
ABD-1971-1989
VAR
İkiz Açık Hipotezi
ABD-1980-1990
Regresyon
İkiz açık geçersiz
ABD-1946-1988
Eşbütünleşme
İkiz açık geçersiz
ABD-1950-1980
ABD-1960-1994
G-7 Ülkeleri
1956-1987
Yunanistan-19481994
Granger Nedensellik
Eşbütünleşme
İkiYönlü Nedensellik
İkiz Açık Hipotezi
Ricardocu denklik
(düşük korelasyonla)
ABD-1975-1998
OLS Regresyon
Eşbütünleşme, Granger
İkiz Açık Hipotezi
VAR, Granger
Nedensellik
1990-1998 arasında
ters yönlü nedensellik
Gelişmiş Ülkeler İçin Hipotez
Geçersiz Gelişmekte Olan
Ülkeler İçin Geçerli
İkiz Açık Hipotezi
Gelişmiş ve
Gelişmekte olan 20
Sınır Testi
Ülke
Pattichis (2004)
Lübnan-1982-1987
Granger Nedensellik
Asya Ülkeleri-1976Baharumshah vd. (2006)
VAR
2000
Kim ve Kim (2006)
Kore-1970-2003
Granger Nedensellik
Marinheiro (2008)
Mısır-1974-2003
Granger Nedensellik
Herwartz ve Siedenburg OECD Ülkesi-1980Dinamik Panel
(2007)
2004
Holmes (2010)
ABD-1947-2009
Eşbütünleşme
Bose ve Jha (2011) Hindistan-1998-2011
VAR
Bagheri vd. (2012)
İran- 1971-2007
Eşbütünleşme, Granger
Yılmaz (1993)
Türkiye-1987-1992
Granger Nedensellik
Bilgili ve Bilgili
Türkiye, Singapur,
Regresyon
(1998)
ABD-1975-1993
Zengin (2000)
Türkiye-1987-1999
VAR
Akbostancı ve Tunç
Türkiye-1987-2001
Eşbütünleşme
(2001)
Utkulu (2003)
Türkiye-1950-2000
Eşbütünleşme
Kutlar ve Şimşek
Türkiye-1984-2000
VAR
(2002)
Günaydın (2004)
Türkiye-1987-2003
Toda-Yamamoto
Ay vd. (2004)
Türkiye-1992-2003
Granger Nedensellik
Yaldız (2006)
Türkiye-1994-2005
Eşbütünleşme
Sever ve Demir
VAR, Granger
Türkiye-1987-2006
(2007)
Nedensellik
Ümit ve Yıldırım
Türkiye -1987VAR, Granger
(2008)
2005
Nedensellik
Eşbütünleşme,
Erdinç (2008)
Türkiye-1950-2005
Granger Nedensellik
Aksu ve Başar (2009) Türkiye-1994-2008
Sınır Testi
Kouassi (2004)
İkiz Açık Hipotezi
İkiYönlü Nedensellik
Ters Yönlü Nedensellik
İkiz Açık Hipotezi
İkiz Açık Hipotezi
İkiz Açık Geçersiz
İkiz Açık Hipotezi
Ters Yönlü Nedensellik
Ricardocu Denklik Hipotezi
İkiz Açık Hipotezi
İkiz Açık Hipotezi
İkiYönlü Nedensellik
İkiz Açık Hipotezi
İkiz Açık Hipotezi
İkiYönlü Nedensellik
İkiz Açık Hipotezi
İkiz Açık Hipotezi
İkiz Açık Hipotezi
İkiz Açık Hipotezi
İkiz Açık Geçersiz
Üzümcü ve Kanca
42
Çavdar (2010)
Türkiye-1998-2009
VAR
Bolat, Belke ve Aras
(2011)
Türkiye-1998-2010
Sınır Testi
Türkiye-1987-2007
VAR
İkiz Açık Geçersiz
Türkiye-1998-2011
Granger Nedensellik
İkiYönlü Nedensellik
Türkiye-1980-2010
Granger Nedensellik
İkiz Açık Geçersiz
Tunçsiper ve
Sürekçi(2011)
Duman ve Belke
(2011)
Yılmaz ve Akıncı
(2012)
İkiz Açık Hipotezi
Kısa Dönemde İkiz Açık
Hipotezi Geçerli Ancak
Uzun Dönemde Ricardocu
Denklik Hipotezi Geçerli
Download