Azerbaycan-Ermenistan Savaşı: Sonuçlar ve Öngörüler

advertisement
Azerbaycan-Ermenistan Savaşı: Sonuçlar ve Öngörüler
Sayfa
Azerbaycan-Ermenistan Savaşı: Sonuçlar ve Öngörüler
Elnur İSMAYIL
Güney Kafkasya’nın iki devleti Azerbaycan ve Ermenistan arasında 2-5 Nisan 2016 tarihlerinde yaşanan olaylar
tarihe dört günlük savaş olarak geçmiştir. 1994 yılında Bişkek’te imzalanmış
ateşkes anlaşması sonrasında iki ülke
arasında farklı zamanlarda küçük çapta
çatışmalar yaşanmışsa da, son olaylar
kapsamına ve her iki taraftan kullanılan silah çeşitlerine göre diğerlerinden farklılık
göstermektedir. Savaş bölgedeki “dondurulmuş”
olarak nitelendirilen sorunların her an patlak verebileceği gerçeğini ortaya çıkarmış ve tarafların
askeri güçleri ile ilgili spekülasyonların daha net
anlaşılmasını kolaylaştırmıştır.
Savaş aynı zamanda 20 yılı aşkın bir süredir faaliyet gösteren fakat şimdiye kadar başarısız olması nedeniyle özellikle Azerbaycan tarafından
eleştirilen AGİT Minsk grubunun ne kadar etkisiz olduğu gerçeğini de ortaya koymuştur. Uzun
yıllardır tarafları görüştürebilmekte başarısız
olan Minsk grubunun savaşın çıkmasını da önleyememiş olması, arabuluculuk için farklı devletlerden oluşan yeni bir kuruma ihtiyaç olduğunu
göstermektedir.
Bu analizde Nisan 2016’da Azerbaycan ve Ermenistan arasında yaşanan dört günlük savaşın
iki ülke ilişkilerine etkisi ve Dağlık Karabağ sorununun çözümüne yönelik yeni arabuluculuk
faaliyetinin nasıl şekilleneceği anlatılmaktadır.
Ayrıca arabuluculuk faaliyeti için sorumlu olan
Minsk grubunun ve diğer bölgesel ve uluslararası örgütlerin sorunun çözümüne yönelik yaklaşımındaki değişikliklere değinilmektedir. Sorunun
çözümlenememesinin bölgesel güvenliği nasıl
etkileyeceği de yorumlanmaktadır.
İki Ülke Neden Savaştı?
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve
Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan’ın
Nükleer Güvenlik Zirve toplantısı için
Washington’da bulundukları sırada iki ülke arasında çatışmaların başlaması akıllara bir kaç
soru getirdi. Böyle bir dönemde çatışmanın
başlaması en çok kimin işine gelebilirdi. Taraflar
karşılıklı olarak çatışmaların başlatılmasında bir
birini suçlamaktaydı. Azerbaycan tarafının askeri istihbarat bilgilerine dayanarak Mart ayından
itibaren Ermenistan’ın işgal ettiği topraklarda
askeri tatbikat adıyla sevkiyat yaptığı bilinmekteydi. Bu nedenle Azerbaycan karşı taraftan askeri saldırı beklediğini ve gereken hazırlığı yap-
Bilge Adamlar Stratejik
Araştırmalar Merkezi (BİLGESAM)
www.bilgesam.org
Mecidiyeköy Yolu Caddesi, No:10, 34387 Şişli -İSTANBUL www.bilgesam.org www.bilgestrateji.com [email protected] Tel: 0212 217 65 91 - Fax: 0 212 217 65 93
© BİLGESAM Tüm hakları saklıdır. İzinsiz yayımlanamaz. Kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir.
1
Azerbaycan-Ermenistan Savaşı: Sonuçlar ve Öngörüler
tığını ifade etmiştir. Ermenistan ise Azerbaycan’ı
önceden planlanmış bir saldırı yaptığını beyan
ederek suçlamaktadır.
Savaş neden yaşandı sorusunun bir kaç cevabı
olabilir. Uzun yıllardır sorunun dondurulmuş olarak nitelendirilerek, statükocu yaklaşım içinde
çözümsüzlüğünden dolayı böyle bir savaş çıkma
ihtimali her zaman yüksek olmuştur. Minsk grubunun gerektiği kadar sorunun çözümüne ilgi
göstermemiş olması Azerbaycan için rahatsızlık
doğurmuştur. Ayrıca Azerbaycan’ın son yıllarda izlediği silahlanma politikası ve Rusya’nın
Ermenistan’ı silahlandırması çözümsüzlüğün
devam ettiği dönemde savaş ihtimalini kaçınıl-
Sayfa
tartıştıkları belge Madrid prensipleri olarak bilinmektedir. Sunulmuş öneriler tarafları bir birilerine yaklaştırmış olsa da; Ermenistan’ın geri
çekilmesinden dolayı somut bir anlaşma imzalanamamıştır.
Haziran 2011’de dönemin Rusya Devlet Başkanı Medvedev arabuluculuğunda Azerbaycan-Ermenistan Cumhurbaşkanlarının Kazan görüşmesinde olumlu sonuç alınacağına dair beklentiler
sonuçsuz kalmıştır. Medvedev tarafları Ocak
2012’de Soçi’de bir araya getirmeyi başarsa da,
herhangi bir çözüm olmayacağı toplantının öncesinden bilinmekteydi. Daha sonra ise taraflar
yeni bir savaşın eşiğine gelmiş; dolayısıyla yeni
maz kılmıştır.
bir görüşmeden kaçınmışlardır.
“ Azerbaycan’ın son yıllarda izlediği
Ağustos 2014’te iki ülke askerleri arasında yaşanan gerginliklerden dolayı sorunun sıcak çatışmaya dönüşmesi Putin’in devreye girmesi
ile engellenmiştir. 10 Ağustos 2014’te Putin
Soçi’de iki cumhurbaşkanı ile görüşmüş; Eylül
2014’te ise NATO’nun Galler toplantısında John
Kerry arabuluculuğunda iki ülke cumhurbaşkanlarının görüşmesi gerçekleştirilmiştir. Ekim
2014’te Fransa Cumhurbaşkanı Hollande’ın arabuluculuğu ile Azerbaycan ve Ermenistan arasında Paris görüşmelerinden olumlu sonuç çıkacağı beklentisine rağmen, Ermenistan işgaldeki
Azerbaycan topraklarında askeri tatbikatlar gerçekleştirmiştir. Askeri tatbikatların sonucu olarak Azerbaycan mevkilerine saldırı yapılmış ve
Ermenilerin bir askeri helikopter kaybetmesiyle
taraflar arasındaki görüşme sürecinde bugüne
kadar devam eden uzun bir dönem yaşanmıştır.
silahlanma politikası ve Rusya’nın
Ermenistan’ı silahlandırması
çözümsüzlüğün devam ettiği dönemde
savaş ihtimalini kaçınılmaz kılmıştır.”
İki ülke arasında sorunun çözümüne yönelik görüşmeler 1994 yılından itibaren devam etmesine
ve farklı dönemlerde çözüm önerileri sunulmasına rağmen herhangi bir ilerleme kat edilememiştir. 2005 yılına kadar devam eden süreçte
Minsk grubu sorunun çözümü için taraflara üç
farklı öneride bulunmuş; fakat her iki taraf da
önerilerin hiç birini kabul etmemiştir. Aşamalı
çözüm önerisi Azerbaycan tarafından kabul görse de; Ermenistan, işgaldeki topraklardan geri
çekilmekle ve Dağlık Karabağ’ın statüsünün
belirlenmesinin eşzamanlı çözümünden yana
olmuştur. 2009 yılında İtalya’nın L’Aquila
zirvesinde Minsk grubunun dördüncü planı
taraflara önerilmiştir. Bugüne kadar arabulucu
devletlerin ve çatışma taraflarının üzerinde
Azerbaycan sorunun çözümünün aşamalı olarak
gerçekleşmesini önermektedir. Bakü yönetimi,
ilk olarak Dağlık Karabağ dışındaki 7 bölgenin
www.bilgesam.org
2
Azerbaycan-Ermenistan Savaşı: Sonuçlar ve Öngörüler
işgalden kurtulmasını talep etmekte ve daha sonra Azeri mültecilerin bu topraklara geri dönmesinin sağlanması gerektiğini vurgulamaktadır. Bir
sonraki aşamada ise Dağlık Karabağ’ın statüsünün belirlenmesi için referanduma başvurulması
gerektiği belirtilmektedir. Ermenistan ise Dağlık
Karabağ’ın dışındaki 7 bölgeyi kendi güvenliği
için işgal ettiğini ifade etmektedir. Bu nedenden
dolayı, Ermenistan işgal ettiği bölgelerden çekildiği zaman Dağlık Karabağ için statünün belirlenmesi şartını öne sürmektedir.
Savaşın ilk günlerinden itibaren Ermenistan bu
savaşın çıkma nedenini Rusya-Türkiye ilişkileri üzerinden yorumlamaya çalışmıştır. Bu yaklaşımla Erivan yönetimi, savaşın Türkiye’nin
etkisiyle başlatılmış olabileceği iddiası ile
Rusya’nın desteğini almayı amaçlamıştır. Fakat daha sonra Rus Dışişleri Bakanı Lavrov’un
Türkiye’yi suçlamadığı yorumunda bulunması
neticesinde Ermenistan sorunun boyutunu farklı
mecraya yönlendirememiştir. Çatışmalar devam
ettiği sırada Minsk Grubu üye devletleri 05
Nisan 2016 tarihinde Viyana’da acil toplanma
kararı almıştır. Ateşkes imzalandıktan sonra ise
Minsk grubu es başkanları İgor Popov (Rusya),
James Warlick (ABD) ve Pierre Andrieu (Fransa) bölgeyi ziyaret ederek taraflarla görüşmeler
gerçekleştirmiştir.
Rusya’nın Savaştaki Tutumu
Kremlin’in Sarkisyan’ın Washington ziyareti
için Ermenistan iktidarını cezalandırmış olabileceği ihtimallerden biri olarak öne çıkmaktadır.
Dört günlük savaşın ilk günlerinden Rusya’nın
Ermenistan’ı askeri olarak savunacağı iddiaları
sonuçsuz kalmıştır. Özellikle Aralık 2015’te
Rusya ve Ermenistan arasında ortak hava savun-
Sayfa
ma sistemleri alanında imzalanan anlaşmadan
sonra Erivan Rusya’nın kendisini koruyacağını
düşünmüştür.
“ Rusya direk olarak savaşa müdahil
olmasa da kısa bir sürede Azerbaycan
silahlı kuvvetlerinin başarılı sayılabilecek
askeri operasyonların durdurulmasını
talep etmiştir.”
Rusya’nın Ermenistan’ı savaşın ilk günlerinde
neden savunmadığı sorusu gündeme gelmiştir.
Rusya direk olarak savaşa müdahil olmasa da
kısa bir sürede Azerbaycan silahlı kuvvetlerinin başarılı sayılabilecek askeri operasyonların
durdurulmasını talep etmiştir. Bu da bir kaç açıdan değerlendirilebilir. Özellikle Rusya bölgede yaşanan bu çatışmanın kendi kontrolünden
çıkmasına izin vermeden çözümlenebileceği
mesajını vermektedir. İlk olarak alınmış ateşkes kararı da Rusya arabuluculuğunda yapılmıştır. Rusya Cumhurbaşkanı Putin her iki ülke
cumhurbaşkanı ile telefon görüşmesi gerçekleştirmiştir. Muhtemelen Azerbaycan’a ateşkes
anlaşması imzalanması için baskı yapılmıştır.
Rusya üst düzey yetkilileri Bakü ve Erivan’ı
ziyaret etmişlerdir. Ateşkes anlaşması imzalandıktan sonra devreye sorunun çözümü için
detayları bilinmese de Lavrov planı girmektedir. Bu planda ilk önce Dağlık Karabağ dışındaki yedi bölgeden Ermeni askerlerinin çekilmesi gerektiği önerilmektedir. Ama bu yedi
bölgenin de 5+2 ile Azerbaycan’ın kontrolüne
geçmesi istenmektedir. Bir sonraki amaç ise Rus
askeri güçlerinin Dağlık Karabağ’da barış gücü
misyonu ile yerleştirilmesini öngörmektedir.
Rusya’nın Azerbaycan’a silah ihraç eden en
önemli ülkelerden biri olduğu bilinmektedir.
www.bilgesam.org
3
Azerbaycan-Ermenistan Savaşı: Sonuçlar ve Öngörüler
Özellikle son 6 yıla bakıldığında Azerbaycan
Rusya’dan ithal ettiği en modern silahlarla envanterini güçlendirmiştir. Rusya Azerbaycan’a
sattığı silahları Bakü’nün Dağlık Karabağ sorununu çözmek için kullanacağını bilmektedir.
Savaş Azerbaycan’ın son yıllarda silahlanmaya
verdiği önemin gerekliliğini ortaya koymuştur.
Çatışmalar sırasında Azerbaycan’ın kullandığı
silahlar Ermenistan tarafının da ifade ettiği üzere
en modern Rus ve İsrail yapımı silahlar olmuştur.
Rusya’nın askeri barış güçlerinin Dağlık Karabağ bölgesine yerleştirilmesi Kremlin’in uzun
bir dönemdir planladığı stratejidir. Böyle bir
durumdan Azerbaycan rahatsız olmaktadır ve
daha çok uluslararası barış gücünün bölgede
yerleşmesinden yanadır. ABD yönetimi de Rus
askeri güçlerinin Dağlık Karabağ’da yerleşmesine karşı çıkmaktadır. Ermenistan ise Rus askeri güçlerinin yerleşmesine olumlu yaklaşmakta ve bu durumda sorunun Azerbaycan toprak
bütünlüğü prensibine göre çözülemeyeceğini
bilmektedir. Ermenistan Rus askeri güçlerinin
bölgeye gelmesini Kolektif Güvenlik ve İşbirliği
Örgütü’nün Duşanbe toplantısında önermiştir.
Çatışmaların yaşandığı sırada da Ermenistan
parlamento üyeleri tarafından bölgeye Rus askeri güçlerinin yerleşmesi gerektiği önerilmiştir.
Fakat hem Rusya hem de Ermenistan bilmektedir
ki barış güçlerinin bölgede yerleşebilmesi için
Dağlık Karabağ bölgesi dışındaki işgal edilmiş
Azerbaycan topraklarından Ermeni askerlerinin
çekilmesi gerekmektedir. Ama bu durumda bile
Azerbaycan’ın bölgede sadece Rus askerlerinin
yerleştirilmesini kabul etmemesi gerekmektedir.
Bunun için uluslararası kamuoyunun ve diğer ilgili devletlerin de etkisi olmalıdır.
Sayfa
Savaş Tarafların Soruna Yaklaşımını
Değiştirdi mi?
Ermenistan’ın sorunun nihai çözümünden yana
olmadığı ve sürecin bu şekilde devam etmesini
istediği net olarak anlaşılmaktadır. Sorunun çözümü Dağlık Karabağ’ı iç politikası için kullanan Ermenistan iktidar(lar)ı için bir dezavantaj
sayılabilir. Ermenistan iktidarı bu sorunun varlığını neden göstererek, yurtdışındaki lobileri
üzerinden para yardımı toplama kampanyası
gerçekleştirmektedirler. Savaşın devam ettiği
dönemde Ermenistan kendisini bağımsız devlet
olarak nitelendiren fakat hiç bir devlet tarafından tanınmayan ve Azerbaycan’ın işgal edilmiş topraklarında bulunan Dağlık Karabağ’ın
bağımsızlığını tanıyabileceğini beyan etmiştir.
Aslında savaşın başlatılma nedenlerinden biri
olarak da Ermenistan’ın bu çatışmaya Azerbaycan ve Dağlık Karabağ’daki Ermeni yönetimi
arasında bir savaş şeklinde yansıtma niyeti olabilir. Fakat, Sarkisyan rejimi bu planında başarılı
olamamıştır.
Ayrıca sorunun Azerbaycan toprak bütünlüğü
çerçevesinde çözümlenmesi Rusya’nın hem Ermenistan hem de Güney Kafkasya bölgesinde
etkisini büyük oranda azaltabilir. Kremlin bunun
farkında olduğu için sorunun bu şekilde devam
etmesinden yanadır. Dağlık Karabağ sorunu olmadığı zaman Ermeni toplumunda Rusya’nın
etkisine ve ülkedeki Rus askeri üslerine karşı tepkiler artabilir. Bunun için sorunun nihai
çözümlenmemesi en çok Rusya’nın çıkarına
uygundur.
Rusya’nın küresel ve bölgedeki çıkar alanlarını
genişletmesi ile bölge devletleri üzerindeki
etkisini artırması Dağlık Karabağ sorununun
www.bilgesam.org
4
Azerbaycan-Ermenistan Savaşı: Sonuçlar ve Öngörüler
çözümüne yeni bir yaklaşımı da ortaya
çıkarmaktadır. Kremlin için hem stratejik
konumu hem de ikili ilişkileri açısından
Azerbaycan önemli bir devlettir. Rusya
Azerbaycan’ın Avrasya Birliği, Gümrük Birliği
ve Kolektif Güvenlik ve İşbirliği Örgütü’ne
üyeliği için baskı yapmaktadır. Bu nedenden
dolayı Moskova Ermenistan’ı direk olarak
destekleyerek
Bakü’nün tepkisini çekmek
istememektedir. Ayrıca Rusya silah satışında
Azerbaycan pazarını kaybetmek istememektedir.
Rusya Başbakan Yardımcısı Dmitri Rogozin
8 Nisan’daki Bakü ziyareti sırasında silah satışının devam edeceği mesajını vermiştir. Bu
mesaj 7 Nisan’da Ermenistan Cumhurbaşkanı
Sarkisyan’ın Rusya Başbakanı Medvedev’le görüşmesi sırasında söylediklerine bir cevap olarak
düşünülebilir. Daha sonra Ermenistan Başbakanı
Ovik Abramyan’ın da Rusya’nın Azerbaycan’a
silah satmayı durdurması çağrısına Kremlin tepki göstermiş; her iki ülke ile de stratejik ilişkileri
olduğu mesajını vermiştir.
Bölgesel ve Uluslararası Örgütlerin Yaklaşımı
Dört günlük savaş her iki tarafın askeri gücünü
kıyaslamaya imkan verdiği gibi, uzun yıllardır
Azerbaycan ve Ermenistan diplomasisinin bu
sorunla ilgili nasıl bir aşama kaydettiğini de
göstermiş oldu. 1992-1994 yılları arasında Azerbaycan, toprakları işgal edilenin kendisi olmasına rağmen diplomatik başarısızlığından dolayı,
Ermeni lobisinin etkisiyle uluslararası kamuoyunun eleştirilerine uğramıştır. BM Güvenlik
Konseyi tarafından Ermeni işgali ile ilgili kabul
edilmiş dört belge dışında herhangi bir kurumun
Azerbaycan’ı savunan yaklaşımı olmamıştır.
Özellikle savaşı Müslüman-Hristiyan sorunu
olarak kaleme alan yabancı medyanın Ermeni
Sayfa
yanlısı bir tavır sergilediği görülmektedir. Dört
günlük savaş sırasında da aynı yaklaşımla olayı
değerlendiren yabancı medyanın olmasına rağmen, bu durum kendisini daha çok Rus basınında göstermiştir.
“ ABD Dışişleri Bakanlığı BM Güvenlik
Konseyi’nin kabul ettiği belgelere vurgu
yaparak devletlerin toprak bütünlüğü
prensibi çerçevesinde sorunun çözülmesi
gerektiğini beyan etmiştir.”
ABD Dışişleri Bakanlığı BM Güvenlik
Konseyi’nin kabul ettiği belgelere vurgu yaparak devletlerin toprak bütünlüğü prensibi çerçevesinde sorunun çözülmesi gerektiğini beyan
etmiştir. Bu da aslında ABD’nin soruna yaklaşımının nasıl olduğu gerçeğini ortaya koymaktadır. Dağlık Karabağ sorununda kendi kaderini
tayin etme hakkına da önem verilmesi belirtiliyorsa da, aslında uluslararası hukuk açısından
bölgedeki illegal yapıya sahip Ermeni yönetimin
bağımsız olabilme ihtimali yoktur. Minsk grubunun ABD Eş Başkanı Warlick de Ermenilerin
işgal ettiği bölgelerden çekilmesi gerektiğine
vurgu yaparak daha sonraki aşamada Karabağ
sorunun statüsü ile ilgili görüşmeler yapılmasını
ifade etmiştir.
Azerbaycan için en önemlisi bölge devletlerinin
yaklaşımının nasıl olacağı sorusuna cevap bulmaktı. Türkiye’nin yaklaşımını tahmin etmek
zor değildir. Türkiye tarafından ister üst düzey
yetkililer isterse de kamuoyu tarafından yapılan açıklamalarda Ermenistan’ın işgalci politikasından vazgeçmesi gerektiği ve ülkelerin
toprak bütünlüğüne destek verilmesi gerektiği
vurgulanmıştır. Türkiye’nin bu yaklaşımına Ermenistan tepki göstermiştir. Ayrıca Rusya Baş-
www.bilgesam.org
5
Azerbaycan-Ermenistan Savaşı: Sonuçlar ve Öngörüler
bakanı Medvedev de Türkiye’nin beyanatlarını
eleştirmiştir. Medvedev’e göre çatışmanın çıkması ve daha sonra şiddetlenmesinde Türkiye
etkisini aramak gerekmektedir. Rusya’nın bu
yaklaşımı aslında Moskova-Ankara arasındaki
uçak krizinden kaynaklanmaktadır.
“ Azerbaycan, Tahran yönetiminden
objektif bir yaklaşım beklemekte ve
Ermenistan’ın işgalci devlet olduğunu
beyan etmesini istemektedir. Fakat
bununla ilgili Tahran’ın farklı yaklaşımda
olması Azerbaycan-İran ilişkilerine
olumsuz etki eden faktörlerden biridir.”
Bölge devletlerinden İran’ın yaşanan çatışmaya
yaklaşımı da dikkat çekmektedir. Tahran uzun
yıllardır sorunun çözümü için arabuluculuk misyonunu üzerine almak istemektedir. Azerbaycan
tarafı ise Tahran yönetiminden objektif bir yaklaşım beklemekte ve Ermenistan’ın işgalci devlet olduğunu beyan etmesini istemektedir. Fakat
bununla ilgili Tahran’ın farklı yaklaşımda olması Azerbaycan-İran ilişkilerine olumsuz etki
eden faktörlerden biridir. Savaşın gidişinde İran
Dışişleri Bakanlığından taraflar ateşkese davet
edilmiş; daha sonra ise İran Savunma Bakanı
hem Azerbaycan hem de Ermenistan savunma bakanları ile telefon görüşmesi yapmıştır. 5
Nisan 2016 tarihinde Tahran’da İran-TürkiyeAzerbaycan dışişleri bakanları arasında gerçekleşen üçlü görüşmede de Cevat Zarif ülkesinin
arabulucu olmak istediğini beyan etmiştir.
Azerbaycan diplomasisinin başarılı bir strateji izlediği gözlemlenmektedir. Bu durum
Ermenistan’ın üyesi olduğu Avrasya Ekonomik
Birliği’nin Erivan toplantısının iptali ve bir-
Sayfa
lik üyelerinin Azerbaycan toprak bütünlüğünü
desteklediklerini beyan etmeleri ile anlaşılmaktadır. Kazakistan’ın önerisi ile Azerbaycan-Ermenistan arasında yaşanan olaylardan dolayı Erivan toplantısı iptal edilmiş; Belarus’un
Azerbaycan’dan yana tavır alan Belarus’un Erivan Büyükelçisi İgor Nazaruk Ermenistan Dışişleri Bakanlığına çağırılmıştır.
Ukrayna, Gürcistan, Orta Asya cumhuriyetleri ve İsrail de Azerbaycan toprak bütünlüğünü
destekledikleri mesajını vermektedirler. Avrupa
Konseyi, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi, Avrupa Birliği, Kolektif Güvenlik ve İşbirliği Örgütü ve Avrasya Birliği gibi kurumların
hiçbiri Ermenistan’a destek vermemiştir. Avrupa Konseyi Başkanı Pedro Agramunt sorunun
Azerbaycan toprak bütünlüğü çerçevesinde çözülmesi gerektiğini beyan etmiştir.1
Sonuç
Dağlık Karabağ sorununun uluslararası hukuk
prensipleri çerçevesinde çözümünü yıllardır
engelleyen bir gerçek- Ermenistan’ın işgalci
devlet olarak kabullenilmemesinin bölgenin güvenliğini nasıl etkilediği yaşanan son savaşla bir
daha anlaşılmış oldu. BM, AB, AGİT, Avrupa
Konseyi ve diğer örgütlerin sorunun Azerbaycan toprak bütünlüğü çerçevesinde çözümünden
yana yıllardır verdiği beyanatlar bir anlam ifade
etmemektedir. Minsk Grubu’nun arabuluculuk
faaliyetinin sorunun çözümünü aslında statükocu yaklaşımla devam ettirmek olması grubun eş
başkanlık enstitüsünün değiştirilmesi zaruretini
doğurmuştur. Yeni bir formatta arabulucu mis1 “PACE President calls for respect of ceasefire
in Nagorno-Karabakh”, 03 Nisan 2016, http://assembly.coe.int/nw/xml/News/News-View-EN.
asp?newsid=6094&cat=15 (Erişim tarihi: 10 Nisan 2016)
www.bilgesam.org
6
Azerbaycan-Ermenistan Savaşı: Sonuçlar ve Öngörüler
yonu üslenebilecek bir kuruma ihtiyaç vardır.
Fakat Rusya, ABD ve Fransa’nın Minsk Grubu
formatını değiştirmek istemediği bilinen bir gerçektir.
Dört günlük savaş sonrasında Rusya, hem arabuluculuk faaliyeti hem de Azerbaycan ve
Ermenistan’a üst düzey yetkililerini göndermesi ile etkili olduğunu ortaya koymuştur. Güney
Kafkasya’daki sorununun çözülmesi için anahtarın Rusya’da olduğu bir gerçektir. Rusya’nın
izni olmadan bölgede herhangi bir değişikliğin
olmayacağı ve çıkarlarına zıt olabilecek bir çözümü desteklemeyeceği kesindir.
Azerbaycan kısa süre devam eden çatışmada
askeri gücünün üstünlüğünü ispat etmiştir. Bölgede stratejik öneme sahip toprakları kontrolüne
alarak büyük bir ilerleme kaydetmiştir. Fakat gelişmeler doğrultusunda Rusya’nın devreye girmesi daha geniş kapsamda toprakların işgalden
Sayfa
kurtarılmasına engel oluşturmuştur. Dört günlük
savaş Ermenistan’ın bağımsız bir politika
yürütemediğinin ve Rusya’nın politikaları
altında ezilmiş bir devlet olduğunun bir ispatı
olmuştur. Ayrıca, Ermenistan diplomasisinin başarısız olduğu ve Ermeni lobisinin 1990’lı yıllardaki etkisini kaybettiği görülmektedir.
Ateşkes anlaşmasının somut bir çözüm olmadan
uzun süre devam edemeyeceği öngörülmektedir.
Önceki çatışmalar sonrasında olduğu gibi tarafları görüştürmek için yapılacak gayretler sonuç
vermeyecektir. Her iki taraf da yeniden karşı
karşıya gelecektir. Bu çatışmaların önlenmesi
için Dağlık Karabağ sorununun aşamalı bir şekilde çözülmesi gerekmektedir. Bunun için bir
an önce hem arabulucu devletler hem de uluslararası örgütler Ermenistan’a Dağlık Karabağ
dışındaki yedi bölgeden çekilmesi için baskı
yapmalıdır.
www.bilgesam.org
7
Azerbaycan-Ermenistan Savaşı: Sonuçlar ve Öngörüler
Sayfa
BİLGESAM Hakkında
BİLGESAM, Türkiye’nin önde gelen düşünce kuruluşlarından biri olarak 2008 yılında kurulmuştur.
Kar amacı gütmeyen bağımsız bir sivil toplum kuruluşu olarak BİLGESAM; Türkiye’deki saygın
akademisyenler, emekli generaller ve diplomatların katkıları ile çalışmalarını yürütmektedir. Ulusal ve uluslararası gündemi yakından takip eden BİLGESAM, araştırmalarını Türkiye’nin milli problemleri, dış politika ve güvenlik stratejileri, komşu ülkelerle ilişkiler ve gelişmeler üzerine
yoğunlaştırmaktadır. BİLGESAM, Türkiye’de kamuoyuna ve karar alıcılara yerel, bölgesel ve küresel düzeydeki gelişmelere ilişkin siyasal seçenek ve tavsiyeler sunmaktadır.
Yazar Hakkında
2001 yılında Azerbaycan’da Bakü Devlet Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Uluslararası Hukuk
bölümünde lisans eğitimini tamamladı. 2007-2009 yıllarında Otto von Guericke Üniversitesi’nde
(Magdeburg/Almanya) Savaş ve Barış Araştırmaları bölümünde yüksek lisans eğitimini almıştır.
Doktorasını “Post-Sovyet Güney Kafkasya ve Orta Asya’da ABD ve Rusya’nın çatışan Neo-Emperyalist Dış Politikaları” konusu üzerine Westfalya Wilhelm Üniversitesi’nde (Münster, Almanya)
yapmıştır. Rusya ve ABD’nin post-Sovyet ülkelerine yönelik dış politikaları; Güney Kafkasya ve
Orta Asya’da etnik çatışmalar; emperyalizm ve neo-emperyalizm; etnik milliyetçilik teorileri; AB’nin
post-Sovyet ülkelerinde insan hakları ve demokrasi politikası alanlarında uzmanlaşmıştır. İsmayıl,
BİLGESAM’da Rusya, Kafkasya ve Orta Asya uzmanı olarak çalışmalarına devam etmektedir.
www.bilgesam.org
8
Download