"bozkır" adında geçen "boz" ve "kır"

advertisement
"BOZKIR" ADINDA GEÇEN "BOZ" VE "KIR" ADLARININ
DÜNDEN BUGÜNE KULLANIM ALANLARI VE KULLANIM
ÖZELLİKLERİ
USAGE AREAS AND CHARACTERISTICS OF THE NOUNS OF
“BOZ” AND “KIR” LOCATED IN THE NOUN “BOZKIR” , FROM
PAST TO THE PRESENT
Mustafa TOKER*
Muhsin UYGUN
Öz
Bu bildiride, "Bozkır" yer adında geçen "Boz" ve "Kır" kelimelerinin tarihî süreç içerisinde
kullanılışı gözler önüne serilecektir. Bu kelimelerin, Orhun Abidelerinden günümüz Türkçelerine
kadarki serüveni gösterilip günümüzdeki anlam alanları ve anlam özellikleri ortaya konulmaya
çalışılacaktır.
"Boz" ve "Kır" kelimelerinin elde bulunan çok eski tarihli dil yadigârlarımızdan itibaren mevcut
olduğunu tespit edebiliyoruz. Günümüz Türkçe sözlüklerinde de yer aldığı görülen bu kelimelerin renk
adı olarak kullanımı gittikçe daralmaktadır. "Kır" kelimesinin renk adı olarak kullanılması tarih
boyunca zaten oldukça sınırlı olmuştur. "Boz" kelimesinin ise bugün kullanımdan iyice düşmeye
başladığı, yerine sonradan kullanılmaya başlanan kül rengi, füme vb. gibi renk adlarının tercih
edilmeye başlandığı görülmektedir.
Bildiride, bu kelimelerin lehçeler arasındaki fonetik varyantları üzerinde de durulurak farklı
lehçelerdeki şekilleri ortaya konulmuştur. Özellikle bazı Altay dilleri arasındaki durumlarından
hareketle bir köken birliği olup olmadığı da tartışmaya açılmıştır.
•
Anahtar Kelimeler
Bozkır, Boz, Kır, Ses Bilgisi, Altay Dilleri, Etimoloji, Türk lehçeleri
•
*

Doç. Dr., Selçuk Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, [email protected]
Okt., Necmettin Erbakan Üniversitesi, Türk Dili Bölümü, [email protected]
576
USAGE AREAS AND CHARACTERISTICS OF THE NOUNS OF “BOZ” AND “KIR” LOCATED IN
THE NOUN “BOZKIR” , FROM PAST TO THE PRESENT
Abstract
In this paper, usage of the nouns “Boz” and “Kır” in the historical course will be unfold.
Adventure of these words from Orhun inscriptions to the contemporary Turkish will be explained and
their semantic fields and characteristics will be revealed.
We can determine from our very old linguistic relics now present at hand that the nouns “Boz”
and “Kır” have been existed since very old past. The usage of these words as name of colors -seen placed
in contemporary Turkish dictionaries-have been discarded gradually. After all, the usage of the word
“Kır” as a name of color has been very limited along the history. It is seen that the word “Boz” has
started being discarded nowadays and “kül rengi”, “füme” etc. have started being preferred instead of
“Boz”.
In this paper the forms of these words in different dialects are revealed by considering their
phonetic variants between the dialects. Especially a subject that a unity of origin exists or not is open
up for discussion.
•
Keywords
Bozkır, Boz, Kır, Phonetics, Altay Languages, Etimology, Turkish Dialects
ULUSLARARASI SEMPOZYUM: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BOZKIR
"BOZKIR" ADINDA GEÇEN "BOZ" VE "KIR" ADLARININ DÜNDEN BUGÜNE KULLANIM
ALANLARI VE KULLANIM ÖZELLİKLERİ

1. Giriş
Bu bildiride, Konya’nın ilçelerinden birisi olan "Bozkır" yer adında bulunan “boz” ve “kır”
kelimelerinin tarihî ve çağdaş Türk lehçelerinde kullanımı ve bu kelimelerin Anadolu
Türkçesindeki kullanım alanları konu edilecektir.
Bozkır kelimesi, Türkçe Sözlükte "Kurakçıl otsu bitkilerden oluşan, sıcak ve ılıman iklimlerde
geniş alanlara yayılan, ağaçsız doğal bölge, step" olarak tanımlanmıştır (TS, 2005: 310).
Şemseddin Sâmî, Kâmûs-ı Türkî adlı eserinde, bu kelimeyi “Avrupa lisanlarında steppe denilen
Sibirya’nın vâsi‘ (geniş) sahraları” (Şemseddin Sâmî, 1995: 1124) şeklinde vermiştir.
“Boz” kelimesi Türk Dil Kurumu tarafından yayımlanmış olan Türkçe Sözlük’te “1. Açık
toprak rengi. 2. Kül rengi, gri. 3. sf. Bu renkte olan. 4. sf. Açılmamış, sürülmemiş toprak.” (TS,
2005: 309) şekillerinde anlamlandırılmıştır. Kâmûs-ı Türkî’de ise kelimenin anlamı, “toprak ve
devetüyü renginde olan, ağber (toz renginde olan)” (Şemseddin Sâmî, 1995: 311) şeklinde
verilmiştir.
Günümüzde “boz” renk denildiğinde genellikle akla ilk olarak “kül rengi” gelmektedir.
Nitekim Uygur Türkçesi metinlerinde geçen “boz bulıt” tamlamasında, kelimenin bu anlamda
kullandığı da görülmektedir. Ancak “boz” renk denilince sadece “kül rengi”nin akla gelmesi,
açık kahverengiye çalan toprak renginin geri plana atılmasına sebebiyet vermiştir. Zira Kâmûs-ı
Türkî’de de görüldüğü üzere “boz renk” devetüyü rengine benzeyen, sütlü kahve rengine
benzeyen bir renktir. Dolayısıyla tarihî metinlerde geçen “boz” kelimesini bu renklerde de
tahayyül etmek yerinde olacaktır. Nitekim türkülerimizde geçen “boz bulanık seller gibi”
ifadesindeki boz bulanık sellerin rengini hatırımıza getirdiğimizde bu rengin kül rengiyle alakalı
olmadığı görülecektir. Demek ki Türkçede “boz” kelimesi iki farklı rengin ifadesinde
kullanılmıştır.
“Kır” kelimesine gelecek olursak;
“Kır” kelimesinin, Türkçe Sözlük’te 2 farklı anlamıyla karşımıza çıktığı görülmektedir.
Bunlardan birisi renk adı olan “kır”, diğeri ise bir yer adı olarak kullanılan “kır” kelimesidir.
Kelimenin Türkçe Sözlük’te geçen anlamları aşağıda gösterilmiştir:
Kır I 1. Beyazla az miktarda siyah karışmasından oluşan renk. 2. sf. Bu renkte olan.
Kır II is. Şehir ve kasabaların dışında kalan, çoğu boş ve geniş yer. (TS, 2005: 1157)
Kâmûs-ı Türkî’de de “kır” kelimesinin iki anlamı verilmiştir. Aşağıda bu anlamlar
görülmektedir:
I. 1) Gayr-i meskûn yer (iskân olunmamış, yerleşim yeri olmamış yer), şehir ve karye (köy)
harici, sahrâ: Kıra çıkmak, kırlarda gezmek. 2) İşlenmemiş, hâlî (boş) yer: Kırlarda biten otlar.
II. Kül rengine çalar beyaz, kirli ak: Kır at, kır sakal (Şemseddin Sâmî, 1995: 1124).
“Bozkır” ilçesinin adı olan kelimenin tarihî ve çağdaş Türk lehçelerinde izi takip edilince,
ancak Osmanlı Türkçesine ulaşılmaktadır. Yani kelimenin müstakil bir yer adı olarak ilk kez
Osmanlı Türkçesinde kullanıldığı görülmektedir. "Boz" ve "kır" kelimelerini incelediğimizde ise
bu kelimelerin kullanımının Türkçenin en eski devirlerine kadar gittiğini görmekteyiz. "Boz"
kelimesine Türkçenin ilk yazılı kaynağı olan Orhun Abidelerinde rastlanmaktadır. "Kır"
kelimesine ise ilk olarak Karahanlı Türkçesi dönemi eserlerinde tesadüf edilmektedir.
ULUSLARARASI SEMPOZYUM: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BOZKIR
577
578
USAGE AREAS AND CHARACTERISTICS OF THE NOUNS OF “BOZ” AND “KIR” LOCATED IN
THE NOUN “BOZKIR” , FROM PAST TO THE PRESENT
Neredeyse Türkçenin en eski yazılı kaynaklarından itibaren tespit edilebilen bu iki kelime,
bugüne kadar geçen süre içerisinde Türkçenin değişik saha ve coğrafyalarında kullanılagelmiştir.
Bu kelimeler, tarihî Türk lehçelerinde herhangi bir ses değişikliğine uğramadan "boz" ve "kır"
olarak kullanılmışlardır. Çağdaş Türk lehçelerinin bir kısmında tarihî lehçelerdeki şekillerini
muhafaza eden bu kelimeler, bir kısım çağdaş lehçelerde ise birtakım ses değişikliklerine
uğramışlardır. Şimdi bu kelimelerin kullanılışlarını tarihî dönemlerden başlamak üzere verelim:
2. Tarihî Türk Lehçelerindeki Kullanımı
2.1. Orhun Türkçesi Dönemi
Bilindiği üzere Orhun Türkçesi ile yazılan eserler, Türkçenin ilk yazılı kaynaklarını
oluşturmaktadır. Bu dönem eserleri hacim bakımından kapsamlı olmadığı için, bunun tabiî
sonucu olarak kelime hazinesi açısından da zengin değildir. Böyle olmasına rağmen bu dönem
metinlerinde "Boz" kelimesi beş kez geçmektedir. "Kır" ve “bozkır” kelimeleri ise bu dönem
metinlerinde geçmemektedir. "Boz" kelimesinin geçtiği yerleri aşağıda gösteriyoruz:
eñ (i)lki : t(a)d(ı)k(ı)ñ çor(ı)ñ : boz [(a)t(ı)g : bin(i)p : opl(a)yu : t(e)gdi : ol (a)t (a)nta]
(KT
D32/ Tekin, 2008:32)
ölti : (e)kinti : ışb(a)ra y(a)mt(a)r : boz (a)t(ı)g : bin(i)p : t(e)gdi (KT D33/ Tekin, 2008:32)
kül tig(i)n : b(a)şgu boz (a)t : bin(i)p t(e)gdi : b(a)şgu boz : k [........] (KT D37/ Tekin, 2008:34)
<...> özlüki boz at erti kedim b <...> alpı erdemi anda kükdi türk budunka o/u <...> (Aydın,
2014:151)
Yukarıdaki ifadelerden de anlaşılacağı üzere “boz” kelimesi hep “at” kelimesinin sıfatı
olarak “toprak rengi veya deve tüyü rengi” anlamında kullanılmıştır.
2.2. Eski Uygur Türkçesi Dönemi
Eski Uygur Türkçesiyle kaleme alınmış metinlerde "boz" kelimesine rastlanmakla birlikte,
"kır" ve “bozkır” kelimeleri taranan eserlerde tespit edilememiştir. "Boz" kelimesi Irk Bitig,
Maytrısimit ve Mani muhitinde yazılmış bir şiirde geçmektedir. “Boz” kelimesinin geçtiği yerler
şu şekildedir:
Boz bulıt yorıdı, bodun üze yagdı. (Boz bulut yürüdü, halk üstüne yağmur bıraktı. (Tekin,
2013:24)
ḳanlıġ buḳaç teg ḳaraḳı tiyür
(Kanlı çömlek gibi gözlü derler,
ḳaṣġuḳ teg ḳara boy emki tiyür
kazık gibi kara memeli derler;
burnınta boz bulıt önür tiyür
burnundan boz bulut yükselir derler,
tamġaḳınta ḳara tütün taşıḳar tiyür
boğazından kara duman çıkar derler.)
(Arat, 1991:24-25)
boz başlıġ (M: 92/9)
(bo)z bay tirek yidleg birle (M: 2, 58.5, 58)
Örneklerde görüldüğü üzere “boz” kelimesi, bu dönem metinlerinde, Orhun Türkçesi
metinlerinde tesadüf edilmeyen bir anlamda, “bulut” kelimesinin sıfatı olarak “kül rengi”
anlamını vermek üzere kullanılmıştır.
ULUSLARARASI SEMPOZYUM: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BOZKIR
"BOZKIR" ADINDA GEÇEN "BOZ" VE "KIR" ADLARININ DÜNDEN BUGÜNE KULLANIM
ALANLARI VE KULLANIM ÖZELLİKLERİ
2.3. Karahanlı Türkçesi Dönemi
"Boz" ve "Kır" kelimesi Karahanlı Türkçesiyle yazılmış eserlerden Dīvānü Lügāti't-Türk ve
Kutadgu Bilig'de geçmektedir. Dönemin diğer eserlerinde bu kelimelere rastlanmamıştır. “Kır”
kelimesiyle ilk karşılaşılan dönem de Karahanlı Türkçesi dönemidir. “Bozkır” kelimesine ise
dönemin hiçbir metninde tesadüf edilememiştir. Kelimelerin geçtiği yerler şu şekildedir:
(bo.z) bo.z at boz at. Bu, en fasih biçim değildir. Bu, beyaz ile kula arasındaki her hayvan için
söylenir. bo.z kōy boz koyun. (Ercilasun-Akkayonlu, 2014:398)
buga Hint'ten getirilen bir ilaç. Sārıg buga, bo.z buga denir; o, sarı ve boz (renklerde) olur.
(Ercilasun-Akkoyunlu, 2014:445)
Buşmasa.r bo.z kuş tuta.r iwmese.r ürüñ kuş tuta.r (Adam işinden bıkmasa av sırasında boz
kuş tutar (akdoğan) tutar; acele etmezse en iyi olanı tutar. (Ercilasun-Akkoyunlu, 2014:236)
iveklik beling ol ḳamuġḳa yavuz
ḳalı bolsa begke yüzi boldı boz (Arat, 2007:217)
(Acelecilik herkes için fenadır ve derûnî bir korku neticesidir; eğer bu beyde olursa, onun
yüzü kül rengi olur. ) (Arat, 1994:151)
(kır) kır yagı gizli düşman.
(kır) kır a.t kır at.
kır su bendi, set.
kır dağların sırtı. (Ercilasun-Akkoyunlu, 2014:142)
Kuydı bulut yagmurın
kerip tuta.r ak torı.n
kırka koḍtı ol karın
akın akar eñreşü.r
Diyor ki: Bulut, yağmurunu döktü; ağını havaya yaydı. Bununla bulutu kastediyor. Karını
dağa bıraktı; oradan sel olup, inleyip şarıldayarak akmaktadır. (Ercilasun-Akkoyunlu, 2014:365)
Aydım añar se.wük
bizni tapa nelük
Keçtiñ yazı ke.rik
Kırla.r eḍiz be.ḍük
Sevgilinin hayalini tasvir ediyor ve diyor ki: Ona "ey sevgili" dedim. Engin çölleri ve yüce
dağları nasıl aşıp da bize gelebildin? (Ercilasun-Akkoyunlu, 2014:45)
yazı taġ ḳır oprı töşendi yadıp
itindi ḳolı ḳaşı kök al kedip (Arat, 2007:24)
(Düzlükler, dağlar, sahralar ve ovalar bunu yayıp, döşendiler; vadiler ve yamaçlar al ve yeşil
giyerek, süslendiler.) (Arat, 1994:14)
bu türlüg çiçek yirde munça bediz
yazı taġ ḳır oprı yaşıl kök mengiz (Arat, 2007:26)
ULUSLARARASI SEMPOZYUM: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BOZKIR
579
580
USAGE AREAS AND CHARACTERISTICS OF THE NOUNS OF “BOZ” AND “KIR” LOCATED IN
THE NOUN “BOZKIR” , FROM PAST TO THE PRESENT
(Yerde bin bir çiçek, bin bir manzara, düzlük, dağ, sahra, vadi yeşil ve mavi renkler ile
örtülmüş.) (Arat, 1994:18)
adaş köngli sında bolur ḳır yaġı
yaġı ḳayda bolsa bolur ming çoġı (Arat, 2007:342)
(Dostun gönlü kırılsa, o içinden sana düşman olur; düşmanın bulunduğu yerde huzur ve
sükûn kalmaz.) (Arat, 1994:248)
Yukarıdaki anlamlardan da görüldüğü üzere Karahanlı Türkçesi döneminde “boz” ve “kır”
kelimelerinin ama özellikle de “kır” kelimesinin anlamının çeşitlendiği görülmektedir. Bu
dönemde “kır” kelimesinin “dağ; gizli; kır (yer adı); kır (renk adı); su bendi, set” şeklinde beş
farklı anlamda kullanıldığı görülmektedir.
2.4. Harezm Türkçesi Dönemi
Harezm Türkçesiyle yazılmış eserlerde “boz” ve “kır” kelimeleri tespit edilmekteyken
“bozkır” birleşik kelimesine tesadüf edilmemektedir:
bir ṭonluġ onı ḳula, onı ḳara, onı boz, sekizi ala, biri çapar. (Ata, 1997:210)
aḳ boz boldı aṭ, aḳ boldı aḳ, aḳ bozluḳ aḳ-lıḳ kök boldı, kögerdi. (Yüce, 1993:64)
aḳ boz boldı aṭ, kök boldı. (Yüce, 1993:64)
boz: Kül renkli, boz. (Battal, 1997:21)
yana ming aṭ timür boz tüsi yir hem
muraṣṣa՗ barça altundın iyer hem (Hacıeminoğlu, 2000:420)
ḳararmış ḳır tig bu barça ajun
saḳınġay sen ḳıyāmet irdi ol tün (Hacıeminoğlu, 2000:362)
gehī tanglap anıng ḳır tig ḳaraḳın
baḳa ḳalur körüp endāmı aḳın (Hacıeminoğlu, 2000:418)
Harezm Türkçesi metinlerinde her iki kelime de daha önce tespit edilen anlamlarda
kullanılmışlardır.
2.5. Kıpçak Türkçesi Dönemi
Kıpçak Türkçesi ile yazılan eserlerde hem "Boz" kelimesi hem de "Kır" kelimesi geçmektedir.
“Bozkır” birleşik kelimesi bu dönemde de tespit edilememiştir.
"Boz" kelimesi “boz, beyaz” anlamı ile Kitâbü Fi'l-Fıkh bi-Lisâni't-Türkî, El Kavânînü'lKülliyye Li Zabti'l-Lügâti't-Türkiyye, Kitâbü Fî Riyâzâti'l-Hayl, Kitâbü Mecmû-ı Tercümân-ı
Türkî ve Acemî ve Mugalî ve Et-Tuhfetü'z-Zekiyye Fi'l-Lügâti't Türkiyye adlı eserlerde
geçmektedir. Kelimenin boz-aḫ şekli, “gri” anlamında Codex Cumanicus'ta da bulunmaktadır.
Bu kelimeye Ed-Dürretü'l-Mudiyye Fi'l-Lügati't-Türkiyye adlı eserde ise “boz at: boz renkli at”
şeklinde tesadüf edilmektedir.
"Kır" kelimesi, “taşlık arazi, sahra, kır” anlamlarında Et-Tuhfetü'z-Zekiyye Fi'l-Lügâti't
Türkiyye ve Kitâbu Bulgatü'l-Müştâk Fî Lügâti't-Türk Ve'l-Kıfçak adlı eserlerde geçmektedir.
ULUSLARARASI SEMPOZYUM: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BOZKIR
"BOZKIR" ADINDA GEÇEN "BOZ" VE "KIR" ADLARININ DÜNDEN BUGÜNE KULLANIM
ALANLARI VE KULLANIM ÖZELLİKLERİ
Kelimenin Kitâbu Bulgatü'l-Müştâk Fî Lügâti't-Türk Ve'l-Kıfçak adlı eserde, “çakıllı ve taneli
kum” anlamında kullanıldığına da rastlanmaktadır. Kitâbü'l-İdrak Li-Lisâni'l Etrâk adlı eserde
ise “tepe başı” anlamında kullanıldığı görülür.
Kelimelerin bu dönemdeki anlamları, önceki dönemlerde tespit edilen anlamlarla aşağı
yukarı aynıdır. Kitâbü’l-İdrâk’te geçen “kır” kelimesinin “tepe başı” anlamı da Karahanlı
Türkçesinde karşılaşılan “dağ” anlamıyla örtüştürülebilir. Ayrıca “boz” kelimesine “beyaz”
anlamının verilmesi, “boz” kelimesinin renk adı olarak kullanılan “kır” kelimesiyle aynı anlamda
da kullanılıyor olabileceğini göstermektedir.
2.6. Eski Anadolu Türkçesi Dönemi
Eski Anadolu Türkçesi dönemi metinlerinde "boz" ve "kır" kelimeleri tespit edilmişken
bunların birleşik şekli “bozkır” kelimesine taranan metinlerde tesadüf edilememiştir. “Boz”
kelimesi, Yeni Tarama Sözlüğünde boz, bozaç, bozarak, bozarmak, bozcıl, bozlag, bozumtuk,
bozdogan/bozdagan/bozṭaġan/bozṭoġan gibi şekillerde türemiş kelimeler ve birleşik kelimeler
şeklinde geçmektedir.
"Kır" kelimesinde de aynı durum söz konusudur. Kelimenin hem türemiş şekillerine hem de
birleşik isim şekillerine bu dönem eserlerinde rastlanmaktadır: kıraç, kır kişi, kırgıl, kırgıllık.
Ṣaḳallu bozaç turġay sayraduḳda (Ergin, 2008:78)
Ṣaḳallu bozaç turġay sayradukda (Ergin, 2008:78)
Boz atlu Beyrek at depdi. (Ergin, 2008:240)
Ağ boz ata binen ol yigit ne yigitdür. (Ergin, 2008:241)
Ağ boz atumuñ ḳuyruğını kesüñ (Ergin, 2008:248)
bir renklü at, alaca at, boz at. (Turan, 2001:87)
sirkelü aş, bozca aş, kurud aşı. (Turan, 2001: 78)
Arḳıç ḳırda yayḳanur ՗umman deñizinde (Ergin, 2008:237)
Arḳıç ḳırda döndürdüğüm mere kāfir senüñ babañ (Ergin, 2008:237)
Ortaç ḳırda sizüñ geyiklerüñüz ṭurġurmaya (Ergin, 2008:238)
gūr topraḳı ḳır, ḳum depesi kum. (Turan, 2001: 98)
Örneklerden anlaşıldığı üzere bu dönemde de kelimenin önceki dönemlerdeki anlamları
kullanılmaktadır. Bu dönemde “boz” kelimesine çeşitli yapım ekleri getirilerek ve “ağ (ak)”
kelimesi yardımıyla rengin farklı tonlarının ifadeleri ortaya çıkmıştır.
2.7. Çağatay Türkçesi Dönemi
“Boz” ve “kır” kelimelerine Çağatay Türkçesi dönemi eserlerinde de rastlanmaktadır.
“Bozkır” kelimesine ise bu dönem eserlerinde de tesadüf edilememiştir:
boz atlıġ ol ṣanem ki cihānnıng ṣafāsıdur
՗āşıḳ kişining atlıḳ u çavlıḳ belāsıdur (Karağaç, 1997:44)
Yana bir reng yā bir ṣıfatnıng hem-ol ḥāliġa mubālaġa üçün anıng evvelide ol harfiġa bir p
yā mīm iżāfe ḳılıp ol şey՗ġa zāyid ḳılurlar. p miẟāli ap aḳ, ḳap ḳara, ḳıp ḳızıl sap sarıġ, yup
yumalaḳ, yap yassı, ap açuġ, çup çuḳur bu nev՗ ḫaylī hem tapılur. Mim miẟāli köm kök, yam
yaşıl, bom boz. (Özönder, 1996: 178)
ULUSLARARASI SEMPOZYUM: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BOZKIR
581
582
USAGE AREAS AND CHARACTERISTICS OF THE NOUNS OF “BOZ” AND “KIR” LOCATED IN
THE NOUN “BOZKIR” , FROM PAST TO THE PRESENT
3. Çağdaş Türk Lehçelerindeki Durumu
Çağdaş Türk lehçelerinin hemen hepsinde "boz" ve "kır" kelimelerine tesadüf edilmektedir.
“Bozkır” birleşik ismine Türkiye Türkçesi dışında yalnızca Azerbaycan Türkçesinde “bozgır”
şeklinde rastlanmamaktadır (RAS, 1991: 264). “Boz” ve “kır” kelimeleri, günümüz Türk
lehçelerinin bazılarında Türkiye Türkçesindeki şekillerle aynıdır. Bazı lehçelerde ise birtakım ses
bilgisel değişikliklere uğramış olarak görülmektedir. Aşağıda bu kelimelerin lehçelere göre
durumları gösterilmiştir:
Türkiye Türkçesi
Azerbaycan Türkçesi
Türkmen Türkçesi
Gagavuz Türkçesi
Tatar Türkçesi
Başkurt Türkçesi
Yeni Uygur Türkçesi
Hakas Türkçesi
Kırgız Türkçesi
Kumuk Türkçesi
Yakut Türkçesi
Tuva Türkçesi
Kazak Türkçesi
Karaçay-Malkar Türkçesi
Altay Türkçesi
Çuvaş Türkçesi
Nogay Türkçesi
Özbek Türkçesi
boz
boz
boz
booz
buz/büz
buz
boz
pora
boz
boz
boroñ
bora
boz
boz
boro
pur
boz
buz/büz
kır
kır
gır
kır
ḳır
kır
ḳir
hır
kır
kır
kır
kır
kır
kır
ḫir
kır
ḳir
4. "Boz" ve "kır" kelimelerinin Türklerin Münasebette Bulunduğu Dillerdeki Durumu
"Boz" ve "kır" kelimeleri Türkçe dışında başka milletlerin dillerinde de görülmektedir.
Türkçe, özellikle Türklerin komşulukta bulunduğu veya bir zamanlar himayesi altında
bulundurduğu milletlerin dillerine bu iki kelimeyi vermiştir. Başka bir deyişle, o diller bu
kelimeleri Türkçeden almıştır. Komşulukta bulunan veya birbiriyle yakın ilişkide bulunan
dillerin birbirlerinden kelime alıp vermesi gayet tabiî bir hadisedir. Nasıl ki Türkçe başka
dillerden kelime aldıysa, başka diller de Türkçeden kelime ya da kelimeler almıştır. Her iki
duruma da pek çok örnek vermek mümkündür. “Boz” ve “kır” kelimeleri bu örneklerin sadece
ikisidir. Aşağıda, bu kelimelerin geçtiği diller ve o dillerdeki kullanılış şekilleri verilmiştir:
Türkçe
Çin
Farsça
Arapça
Rusça
boz
bālú
boz/bor
būz
búrıy/búsıy/busóy
Kır
----ḳir / kır
----Kır / taskíl / kirlík / kırlík / kurlúk
ULUSLARARASI SEMPOZYUM: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BOZKIR
"BOZKIR" ADINDA GEÇEN "BOZ" VE "KIR" ADLARININ DÜNDEN BUGÜNE KULLANIM
ALANLARI VE KULLANIM ÖZELLİKLERİ
Ermenice
Macarca
Fince
Romence
Bulgarca
bor/boz/poz
barna
puura
Múrgã/bozie
boz/bózov/bozalík
Arnavutça
Yunanca
Almanca
Sırpça
bozafer
Bóz
Braun
-----
Kir
--------Cirserdar
Kır / kırlík/kıragasí/kır-agalar /
kırcilik / kır-serdarin / kırserdar-agasi
------------kr-gajiza / krk-gajiza / kr-serdar
(Yukarıdaki tablodaki bilgiler, “bozie” (Gülensoy, 2011: 166) kelimesi hariç Günay
Karaağaç’ın Türkçe Verintiler Sözlüğü’nden alınmıştır.)
5. “Boz” ve “kır” Kelimelerinin Türkiye Türkçesindeki Kullanımı
Yazının başında “boz” ve “kır” kelimelerinin Türkiye Türkçesindeki ve Osmanlı
Türkçesindeki anlamları, Türkçe Sözlük ve Kâmûs-ı Türkî aracılığıyla verilmişti. Oradaki
ifadelerde “boz” kelimesinin “açık toprak rengi; kül rengi; sürülmemiş toprak” (TS, 2005: 309) ve
“toprak ve devetüyü renginde olan, ağber (toz renginde olan)” (Şemseddin Sâmî, 1995: 311)
anlamlarına geldiği belirtilmişti. Türkçe Sözlük’te “boz” kelimesinden türemiş kelimelere ve boz
kelimesiyle kurulmuş birleşik kelimelere de rastlanmaktadır. Bu kelimeler aşağıda gösterilmiştir:
bozarık “Bozarmış olan” (s. 309), bozarma “bozarmak işi veya durumu” (s. 309), bozarmak
“1. boz renge girmek; 2. renk değiştirmek, rengi atmak” (s. 309), bozayı “tehlikeli bir cins ayı” (s.
309), bozbakkal “karatavukgillerden boz renkli ardıç kuşu” (s. 309), boz bulanık “1. çok bulanık;
2. çok bulanık bir biçimde” (s. 309), bozca “1. rengi boza çalan; 2. işlenmemiş, çalılık toprak, ham
tarla” (s. 309), bozdoğan 1. “bir doğan türü; 2. yeniçeriler tarafından kullanılan ve atların
eyerlerinde asılı duran altı toplu gürz” (s. 309), bozgeven “yurdumuzda Erciyes dağında yetişen
bir geven türü” (s. 310), bozkır (anlamı için aşağıya bakınız) (s. 310), bozkurt “birçok Türk
destanında yer alan kutsal hayvan” (s. 310), boz madde “sinir hücrelerinden oluşan, beyinde dış,
omurilikte iç tabaka” (s. 310), bozördek “tatlı sularda bulunan bir tür ördek” (s. 310), bozrak
“rengi boz çalan” (s. 310), bozumca “kurşun renginde iri bir kertenkele” (s. 311), bozumsu “rengi
bozu andıran” (s. 311), boz yel “lodos” (s. 311), bozyürük “üstü hafif benekli, başı küçük, kuyruğu
kalın ve kısa, zehirsiz ve zararsız bir yılan” (s. 311).
“Kır” kelimesine gelecek olursak;
Yukarıda, “kır” kelimesinin, Türkçe Sözlük’te ve Kâmûs-ı Türkî’de renk adı olarak ve yer adı
olarak kullanıldığı (TS, 2005: 1157; Şemseddin Sâmî, 1995: 1124) belirtilmişti.
Türkiye Türkçesinde, “kır” kelimesinden çeşitli yapım ekleriyle yapılan türemiş kelimeler
veya “kır” kelimesinin kullanılmasıyla oluşturulan birleşik kelimeler bulunmaktadır. Bunların
bir kısmı yer adı oluşturan “kır”, bir kısmı ise renk adı olarak kullanılan “kır” kelimesiyle ilgilidir.
Türkçe Sözlük’te geçen bu kelimeler aşağıda gösterilmiştir:
Yer adı olarak kullanılan “kır” ile ilgili olan türemiş ve birleşik kelimeler:
kıraç “verimsiz veya susuz, bitek olmayan (toprak)” (s. 1157), kır bekçisi “kırların ve ovaların
güvenliğiyle görevli kimse” (s. 1158), kır çiçeği “kırlarda kendiliğinden yetişen çiçek” (s. 1158),
ULUSLARARASI SEMPOZYUM: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BOZKIR
583
584
USAGE AREAS AND CHARACTERISTICS OF THE NOUNS OF “BOZ” AND “KIR” LOCATED IN
THE NOUN “BOZKIR” , FROM PAST TO THE PRESENT
kır eğlencesi “kırda yapılan eğlence” (s. 1158), kır gerillası “dağlarda, köy ve kasabalarda eylem
yapan çete” (s. 1158), kır gülü “çorak bölgelerde biten ve gün gülüne benzeyen bir tür çiçek” (s.
1158), kır kahvesi “kırda bulunan, çoğunlukla küçük kahve” (s. 1160), kır serdarı “esk. kırlarda
eşkıyanın ardına düşüp yolların güvenliğini sağlamakla görevlilerin başı” (s. 1164).
Renk adı olarak kullanılan “kır” ile ilgili olan türemiş ve birleşik kelimeler:
kırca “hafif kırlaşmış” (s. 1158), kırçıl “1. kırlaşmaya başlamış, kır renkli; 2. bu renkte saçı
olan”, (s. 1158), gök kır “1. gri, kurşuni ve bu renkteki at donu; 2. bu renkte olan (at)” (s. 773),
koyu kır “kırlaşmanın ilk devresinde meydana gelen koyu renkli at donu; 2. sf. Bu renkte olan”
(s. 1225), bakla kırı “1. beyazı çoğalmış, beyazlaşmaya yüz tutmuş; 2. at donlarından koyu ve iri
lekeli kır” (s. 188), demir kırı “1. siyah, karışık griye yakın renkte olan at donu; 2. bu renkte olan
(at)” (s. 494), sıçan kırı “1. sıçanın tüyünün rengi; 2. bu renkte olan” (s. 1747), süt kırı “1. beyaz
renkli at donu; 2. bu renkte olan (at)” (s. 1836), turna kırı “1. kırmızımtırak gri; 2. bu renkte olan”
(s. 2009).
"Boz" ve "kır" kelimelerinin kullanım şekillerini verdikten sonra "bozkır" birleşik kelimesi ve
bu kelimeyle oluşturulmuş türemiş ve birleşik kelimeleri de yine Türkçe Sözlük’te geçtikleri
şekilleriyle verelim:
bozkır “kurakçıl otsu bitkilerden oluşan, sıcak ve ılıman iklimlerde geniş alanlara yayılan,
ağaçsız doğal bölge, step” (s. 310), bozkır kedisi “genellikle bozkırlarda yaşayan yabanî kedi” (s.
310), bozkır koyunu “Asya koyunu” (s. 310), bozkırlaşma “bozkırlaşmak işi veya durumu” (s.
310), bozkırlaşmak “bozkır durumuna gelmek” (s. 310), bozkır tavuğu “Bağırtlak” (s. 310).
6. “Boz” ve “Kır” Kelimelerinin Türkiye Türkçesi Ağızlarındaki Kullanımı
"Boz" ve "Kır" kelimeleri ağızlarda anlamsal olarak çeşitlenmiş, esas anlamlarının yanına
başka anlamları da eklenmiştir. Aşağıda bu kelimelerin Anadolu ve Rumeli ağızlarındaki
durumu görülmektedir:
1. Kilis, Mersin, Yozgat, Kayseri yörelerinde “boz” kelimesinin “okumamış, olgunlaşmamış,
basit adam” anlamlarına geldiği görülmektedir (DS_II, 748).
2. Mersin ve ilçelerinde “boz” kelimesinin “kurt” anlamına gelmektedir (DS_II, 748). Bunun
yanı sıra “kurt” anlamına gelmek üzere Mersin-Mut’ta “boz böcü” ve Konya-Akşehir ile AntalyaAlanya’da “boz canavar” birleşik isimleri de kullanılmaktadır.
3. Bolu, Zonguldak, Kastamonu, Amasya, Samsun ve Erzincan yörelerinde “boz” kelimesi
“sürülmemiş, boz tarla” anlamında kullanılmaktadır (DS_II, 748).
4. Elazığ yöresinde “sarışın” anlamını taşımaktadır (Gülensoy-Buran, 1994: 232).
5. Ordu yöresinde “kıraç arazi” anlamıyla da karşılaşılmaktadır (Demir, 2001: 337).
“Kır” kelimesine gelecek olursak;
Bu kelimenin yer adı olarak kullanılan şeklinin ağızlarda temel anlamından farklı anlamlar
yüklendiğini görüyoruz. Mesela; Erzincan yöresinde “mayalanmış hamur”, Düzce yöresinde
“yabancı”, Tunceli yöresinde “kel, saçsız”, Aydın ve Muğla yörelerinde ise “zeytinlik” anlamına
gelmektedir (DS_VIII, 2814).
7. “Boz” ve “Kır” Kelimelerinin Kökeni Hususu
Kır kelimesinin kökeni hususunda bilim adamları arasında herhangi bir fikir ayrılığı
bulunmamaktadır. Mevcut etimolojik sözlüklerde kelimenin Türkçe olduğu söylenmiştir.
ULUSLARARASI SEMPOZYUM: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BOZKIR
"BOZKIR" ADINDA GEÇEN "BOZ" VE "KIR" ADLARININ DÜNDEN BUGÜNE KULLANIM
ALANLARI VE KULLANIM ÖZELLİKLERİ
“Boz” kelimesini hakkında ise birtakım görüş ayrılıkları göze çarpmaktadır. Türkologlar,
Türkçe “boz” kelimesini Moğolca “boro” kelimesiyle eşleştirmektedirler. Bazı bilim adamları bu
iki farklı şeklin bir dilden diğerine geçtiğini ifade etmektedirler. Hasan Eren, “boz” kelimesinin
Moğolcaya “boro” şeklinde geçtiğini ve bazı Türk lehçelerindeki birtakım fonetik değişimlere
uğramış şekillerin de Moğolcadan bu lehçelere geçmiş olduğunu belirtir (Eren, 1999: 60).
Gombocz, Türkçe “boz” ile Moğolca “boro” kelimelerinin ortak bir Altayca öge olduklarını
söylemektedir. Ramstedh ve Poppe da “boz” ile “boro” kelimelerinin ortaklığından söz
etmişlerdir. (Eren, 1999: 60). Doerfer ise “boz” ile “boro” kelimelerinin ortak bir Altayca öge
olduğu görüşüne karşı çıkmıştır. Ona göre renk adları, özellikle de at renkleri kolayca bir dilden
başka bir dile geçebilmektedir (Eren, 1999: 60). Rasanen Ramstedh’e uyarak bu iki kelimenin
ortak Altayca bir öge olduğunu söylemiş, Clauson ise Moğolca “boro” nun “Türkçe “boz”dan
kalma çok eski bir kalıntı olduğunu ifade etmiştir (Eren, 1999: 60)
Hasan Eren’in eseri hariç tutulacak olursa Türkiye’de hazırlanan diğer etimolojik sözlüklerde
kelimenin kökeni hakkında herhangi bir görüş bildirilmemiştir.
Yukarıdaki görüşlerden hareketle, bazı Türk lehçelerinde ve Anadolu’nun bazı yörelerinde
kullanıldığı görülen “boz” ve “bor/por/pur” vb. kelimelerinin aynı kökene dayandıklarını
söylemek yanlış olmayacaktır. Zira Türkçenin bazı lehçelerinde ve Moğolcadaki “r” seslerinin
“z” veya bu değişikliğin tersine genel Türkçedeki “z” seslerinin bazı Türk lehçelerinde ve
Moğolcada “r”ye dönüştüğü Altayistlerin üzerinde durduğu bir husustur. Dolayısıyla burada da
böyle bir durumun ortaya çıktığını söylemek yanlış olmayacaktır.
Burada söz edilmesi gereken bir diğer husus, hem “boz” kelimesinin hem de “kır”
kelimesinin birbirinden farklı iki anlamı karşılamalarıdır. Yukarıda da ifade edildiği üzere “boz”
ve “kır” kelimeleri hem renk adı olarak kullanılmakta hem de bir yer adını karşılamaktadırlar.
Peki, acaba bu iki anlamdan hangisi temel anlamdır? Renk adından yer adına mı, yoksa yer
adından renk adına bir geçiş mi söz konusu olmuştur? Konuyla ilgili yaptığımız araştırmalarda
herhangi açıklayıcı bilgiye rastlayamadık. Öyle sanıyoruz ki yer adından renk adına, yani somut
olandan soyut olana geçiş olmuştur. Kıraç toprak, zaman içerisinde “boz” ve “kır” şeklinde iki
farklı renk adını Türkçeye kazandırmış olmalıdır.
Bir dikkati çeken husus ise “boz/bor” ile “kır” kelimelerinin anlamca birbirlerine yakın
olmalarıdır. Türkçe Sözlükte “boz” kelimesinin anlamlarından biri “açılmamış, sürülmemiş
toprak” (TS, 2005: 309) olarak verilmiştir. Kâmûs-ı Türkî’de ise “kır” kelimesi için “İşlenmemiş,
hâlî (boş) yer” (Şemseddin Sâmî, 1995: 1124) anlamıyla karşılaşılmaktadır. Acaba bu anlamlardan
hareketle bu iki kelimenin aynı anlamı taşıyan farklı iki kelime olduğu sonucuna ulaşılabilir mi?
“Boz” kelimesinin Moğolca ve bazı Türk lehçelerindeki şekilleri (boro, bora, boroñ, pora) ile bazı
Avrupa dillerinde “kır” anlamına gelen pradaria (portekizce), prateria (İtalyanca), prairie
(Fransızca), pradera (İspanyolca) vb. kelimeleriyle örtüştürmek mümkün olabilir mi? Dillerin
ortaya çıkışıyla ilgili görüşlerden birisi de ortak bir ataya dayandıklarıdır. Bütün semavi dinler,
insanoğlunun Hazreti Âdem’in nesli olduğunu kabul ederler. Bu görüşten hareketle diller de bir
kaynaktan çıkıp farklılaşmışlardır. “Boro” ve Avrupa dillerindeki pradera vb. kelimeler de aynı
kelimenin binlerce ve hatta milyonlarca yıl öncesinde ortak olduğunu gösteren bir örnek olabilir
mi? Türkçede bugün dahi neredeyse aynı anlama gelen bu iki kelime bundan çok çok eski
zamanlarda birleşebilir mi? Diller arası ilişkilerin araştırıldığı günümüzde bu hususun da
araştırılması ve tartışılması gerektiğini düşünüyoruz.
Yazımızı noktalamadan önce “bozkır” birleşik ismi hakkında da bir şeyler söylemek uygun
olacaktır.
ULUSLARARASI SEMPOZYUM: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BOZKIR
585
USAGE AREAS AND CHARACTERISTICS OF THE NOUNS OF “BOZ” AND “KIR” LOCATED IN
THE NOUN “BOZKIR” , FROM PAST TO THE PRESENT
586
“Boz” ve “kır” kelimelerinin birleşerek sıfat tamlaması oluşturduğu şekil, son zamanlarda
ortaya çıkmıştır. Bu birleşik kelimenin, Şemseddin Sâmî’nin Kâmûs-ı Türkî’sinde (ilk baskısı
1901) “boz” maddesi altında, Mehmed Bahâeddîn’in Yeñi Türkçe Lügat’inde (ilk baskısı 1912) ise
“kır” maddesi altında (s. 572) kullanıldığını görmekle birlikte, taranan daha eski tarihli
Osmanlıca sözlüklerde bulunamamıştır.1 Bu birleşik kelime, Türkiye Türkçesi dışındaki tarihî ve
çağdaş Türk lehçelerinde de yer almamaktadır. Bunun yerine çoğunlukla tek başına “kır”
kelimesi veya başka dillerden alınmış karşılıkları kullanılmaktadır.
8. “Boz” ve “Kır” Kelimelerinin Kullanım Alanları
“Boz” kelimesinin Türkiye Türkçesinde genellikle yer adlarında, bazı hayvanların renklerini
belirterek türlerini ayırmada, çiçek adında ve bazı kişi ad ve özellikle soyadlarında kullanıldığını
görmekteyiz:
İl adları: İl adlarında “boz” kelimesine tesadüf edilmemektedir.
İlçe adları: Boz(h)üyük-Bilecik, Bozkurt-Kastamonu, Boztepe-Kırşehir, Bozyazı-Mersin,
Bozova-Şanlıurfa, Bozdoğan-Aydın, Bozcaada-Çanakkale vb.
Belde adları: Bozhüyük (İhsaniye-Afyonkarahisar), Bozçalı (Reşadiye-Tokat)
Köy adları: Bozhüyük, Bozpınar (Merkez-Adıyaman), Boztarla, Boztepe (Kahta-Adıyaman),
Bozgedik (Çelikhan-Adıyaman), Bozcatepe (Merkez-Aksaray), Bozcayurt (Güzelyurt-Aksaray),
Bozalan (Bozüyük-Bilecik), Bozarmut (Merkez-Bolu), Boztekke (Merkez-Giresun), Bozkandak
(Merkez-Karaman), Bozoğlak (Merkez-Kastamonu), Bozcahüyük (Merkez-Kütahya), Bozca
(Avanos-Nevşehir), Bozhüyük (Gürün-Sivas), Bozcaarmut (Niksar-Tokat), Bozlar (Eşme-Uşak),
Bozhüyük (Akdağmadeni-Yozgat), Bozca (Merkez-Zonguldak). (Köy adlarının bir kısmı örnek
olarak alınmıştır.)
Hayvan adları: Bozayı, bozdoğan, bozbakkal (bir tür ardıç kuşu), bozkurt, bozördek vb.
Çiçek adları: Bozgeven.
Kişi ad ve soyadları: Bozca, bozdoğan, bozkaya, bozokay, bozyiğit, bozbaş, bozçin, bozer,
boztaş, bozat, bozbay, bozdağ, bozerk, boztepe, bozdemir, bozkan, bozay, bozbey, bozlak,
boztimur, bozbağ, bozbora, bozdeniz, bozkara, bozok, bozyel, bozhan, vb.
Yer adı olan “kır” kelimesi, “boz” kelimesine oranla daha az kullanım sahası bulmuştur.
Renk adı olarak kullanımıyla birlikte dahi “boz” kelimesine oranla oldukça sığ bir kullanım alanı
olduğu görülmektedir. Oluşturduğu birleşik isimlerde renk anlamı olarak kullanımı ağırlıktadır:
İl adları: Kırşehir.
İlçe adları: Bozkır-Konya, Dazkırı-Afyonkarahisar.
Belde adları: Kırcasalih (uzunköprü-Edirne), Kırköy (Merkez-Muş)
Köy adları: Kıreymir (Merzifon-Amasya), Kıratlı (Merkez-Bayburt), Kırca (AyvacıkÇanakkale), Gemicikırı (Biga-Çanakkale), Tokatkırı (Biga-Çanakkale), Kırköy (UğurludağÇorum), Kırköy (Uzunköprü-Edirne), Kıraçköy (Merkez-Elazığ), Çatakkırı (Görele-Giresun),
1
Konuyla ilgili taranan sözlükler şunlardır: J. W. Redhouse, Redhouse’s Turkish Dictionary London 1880; Mertol Tulum,
17. Yüzyıl Türkçesi ve Söz Varlığı, Ankara 2011; M. TH. Houtsma, Ein Türkisch-Arabisches Glossar, Leiden 1894; J. W.
Redhouse, (1864), Müntehâbât-ı Lügât-i Osmâniyye, 2 Cilt, 3. Baskı, Karahisârî el-Hacc Ali Efendi Matbaası: İstanbul. Sir
James W. Redhouse’un Turkish and English Lexicon-New Edition adlı sözlüğünde bozkır şeklinde bir kelime geçmekle
birlikte bu kelimenin kır kelimesinin bir tonunu gösterdiği, bugünkü bozkır anlamında kullanılmadığı görülmektedir
(Redhouse, 2006: 397).
ULUSLARARASI SEMPOZYUM: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BOZKIR
"BOZKIR" ADINDA GEÇEN "BOZ" VE "KIR" ADLARININ DÜNDEN BUGÜNE KULLANIM
ALANLARI VE KULLANIM ÖZELLİKLERİ
Kıraç (Arpaçay-Kars), Esenkır (Kağızman-Kars), Kırcalar (Merkez-Kastamonu), Bozkır (ZaraSivas), Kıraçlar (Çemişgezek-Tunceli), Kırlar (Akdağmadeni-Yozgat).
Çiçek adları: Kır çiçeği, kır gülü.
Kişi ad ve soyadları: Kırboğa, kırdarlı, kırteke, kıraç, kırat, kırbörü, kırtekin, kıralp, kıratlı,
kırca, kırhan, kıray, kırçiçek, kırbay, kırdar, kırtay vb.
Renk adları: gök kır, koyu kır, demir kırı, sıçan kırı, süt kırı ve turna kırı vb.
9. SONUÇ
“Bozkır” birleşik isminde geçen “boz” ve “kır” kelimelerinin araştırıldığı bu çalışma
neticesinde şu sonuçlara ulaşılmıştır:
1. Türkçenin ilk yazılı metinlerinden itibaren bu iki kelimenin kullanıldığı görülmektedir.
“Boz” kelimesi ilk yazılı metinlerimiz olan Orhun Abidelerinde (600-700’lü yıllar) geçmekteyken
“kır” kelimesinin ilk olarak Karahanlı dönemi (1000-1100’lü yıllar) metinlerinde geçtiği tespit
edilmiştir.
2. “Boz” ve “kır” kelimelerinin yüzlerce yıl öncesine ait metinlerde kullanıldıkları görülürken
iki kelimenin birleşiminden oluşan “bozkır” birleşik isminin geçmişi 100-200 yıllık bir zaman
dilimine sahiptir. Kelimenin tespit edildiği en eski tarihli sözlük (Kâmûs-ı Türkî) 1902 yılına aittir.
3. Tarihî lehçelerde olduğu gibi bugün çağdaş Türk lehçelerinde de bu iki kelimenin
kullanımını sürdürdüğü görülmektedir. Ancak iki kelimenin birleşiminden oluşmuş olan
“bozkır” kelimesi, tespit edildiği kadarıyla Türkiye ve Azerbaycan Türkleri haricinde
kullanılmamaktadır.
4. İki kelimenin de Türklerin münasebette bulunduğu halkların dillerine geçtiği
görülmektedir. Özellikle Osmanlı İmparatorluğu coğrafyasında yer alan milletlerde bu iki kelime
de kullanılmaktadır.
5. İki kelimenin ortak bir anlamı da tespit edilmiştir. Buna göre her iki kelime de “işlenmemiş
toprak” anlamına gelmektedir. Bu anlamdan hareketle “boz” ve “kır” kelimelerinin anlam
denkliğinden söz edilebilir. Bugün bazı batı dillerinde “kır, bozkır, düzlük arazi” anlamlarında
kullanılan praderia, prateria, pradera vb. kullanımlar ile Anadolu ağızlarında kullanılan
“bor/por/pur” şekilleri ve Türkçeye akraba olduğu bilinen Moğolca vb. dillerdeki “boro” ve
“börte” kelimelerinin ses bilgisel benzerliği, bu kelimelerin belki de binlerce, milyonlarca yıl önce
aynı kelimeler olabileceğini göstermektedir. Bu hususla ilgili daha ayrıntılı olarak çalışılması
diller arası ortaklıkların ortaya konulması çalışmaları açısından yararlı olacaktır.
6. “Boz” ve “kır” kelimelerinin dünden bugüne kullanım alanlarında çok belirgin bir değişme
görülmemektedir. Bu kelimelerin günümüzde özellikle yer adlarında ve kişi soyadlarında renk
adı olarak daha yaygın bir kullanıma sahip olduğu görülmektedir. Elbette bu objektif bir yargı
değildir. Zira eskiden bu kelimelerin yer adlarında ve kişi ad ve soyadlarında kullanım sıklığını
gösteren bir belgeye sahip değiliz. Ayrıca şunu da belirtmek gerekir ki “boz” kelimesinin
Anadolu ağızlarında anlamının çeşitlendiği görülmektedir. “Kır” kelimesinde ise böyle bir
çeşitlilik söz konusu değildir.
ULUSLARARASI SEMPOZYUM: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BOZKIR
587
588
USAGE AREAS AND CHARACTERISTICS OF THE NOUNS OF “BOZ” AND “KIR” LOCATED IN
THE NOUN “BOZKIR” , FROM PAST TO THE PRESENT
YARARLANILAN KAYNAKLAR
ARAT, R. Rahmeti (1991), Eski Türk Şiiri, TDK Yayınları: Ankara.
ARAT, R. Rahmeti (2007), Kutadgu Bilig I Metin, TDK Yayınları: Ankara.
ARAT, R. Rahmeti (1994), Kutadgu Bilig II Çeviri, TDK Yayınları: Ankara.
ARAT, R. Rahmeti (1979), Kutadgu Bilig III Dizin, (Haz: Kemal Eraslan-Osman F. Sertkaya-Nuri Yüce),
TDK Yayınları: Ankara.
ARIKOĞLU, Ekrem-KUULAR, Klara (2003), Tuva Türkçesi Sözlüğü, TDK Yayınları: Ankara.
ATA, Aysu (1997), Ḳıṣasü'l-Enbiyā
I, Giriş-Metin-Tıpkıbasım, TDK Yayınları: Ankara.
ATA, Aysu (1997), Ḳıṣasü'l-Enbiyā II, Dizin, TDK Yayınları: Ankara.
AYDIN, Erhan (2014), Orhon Yazıtları (Köl Tegin, Bilge Kağan, Tonyukuk, Ongi, Küli Çor), Kömen
Yayınları: Konya.
Azerbaycan Dilinin İzahlı Lüğeti, (2006), Bakı.
BASKAKOV, H.A. (1963), Nogaysko-Russkiy Slovar, Moskva.
BATTAL, Abdullah (1997), İbni Mühenna Lügati, TDK Yayınları: Ankara.
BAYNIYAZOV, A. J.-BAYNIYAZOVA, J.T. (2007), Türkiye Türkçesi-Kazak Türkçesi Sözlüğü, , Almatı.
CAFEROĞLU, Ahmet (2011), Eski Uygur Türkçesi Sözlüğü, TDK Yay., Ankara.
CLAUSON, Sır Gerard (1972), An Etymological Dictionary of Pre-Thirteenth-Century Turkish, Oxford At
The Clarendon Press.
DEMİR, Necati (2001), Ordu İli ve Yöresi Ağızları (İnceleme-Metinler-Sözlük), TDK Yay., Ankara.
DİLÇİN, Cem (2009), Yeni Tarama Sözlüğü, TDK Yay., Ankara.
DİLÇİN, Cem (2014), Adlar Sözlüğü, Türkiye İş Bankası Kültür Yay., İstanbul.
ERASLAN, Kemal (2012), Eski Uygur Türkçesi Grameri, TDK Yay., Ankara.
ERBAY, Fatih (2011), W. Radloff’un Çağatay Türkçesi Sözlüğü, Aybil Yayınları, Konya.
ERCİLASUN A. Bican-AKKOYUNLU, Ziyat (2014), Divanü Lügati't-Türk (Giriş-Metin-Çeviri-NotlarDizin), TDK Yayınları: Ankara.
EREN, Hasan (1999), Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü, Ankara.
ERGİN, Muharrem (2008), Orhun Abideleri, Boğaziçi Yayınları: İstanbul.
ERGİN, Muharrem (2008), Dede Korkut Kitabı-I, TDK Yayınları: Ankara.
ERGİN, Muharrem (1997), Dede Korkut Kitabı-II, İndeks-Gramer, TDK Yayınları: Ankara.
FEDOTOV, M. R. (1996), Etimologiçeskiy Slovar’Çuvaşskogo Yazıka, 2 cilt, Çeboksarı.
EKABİROV, S. F. ve diğ. (1981), Özbek Tilining İzahli Lugati, 3 cilt, Moskva.
GAYDARCİ, G,A-KOLTSA, E.K.-POKROVSKAYA, L.A.-TUKAN, B.P.(1991), Gagauz Türkçesinin
Sözlüğü, Kültür Bakanlığı Yayınları: Ankara.
GÜLENSOY, Tuncer (2011), Türkiye Türkçesindeki Türkçe Sözcüklerin Köken Bilgisi Sözlüğü, TDK
Yayınları: Ankara.
GÜLENSOY Tuncer, BURAN Ahmet (1994), Elazığ Yöresi Ağızlarından Derlemeler I, TDK Yayınları:
Ankara.
GÜRSOY NASKALİ, Emine - BUTANAYEV, Viktor - İSİNA, Almagül - ŞAHİN, Erdal - ŞAHİN, Liaisan
- KOÇ, Aylin (2007), Hakasça-Türkçe Sözlük, TDK Yayınları: Ankara.
HACIEMİNOĞLU, M. Necmettin (2000), Kutb'un Husrev ü Şirin'i ve Dil Hususiyetleri, TDK Yayınları:
Ankara.
KARAAĞAÇ, Günay (2008), Türkçe Verintiler Sözlüğü, TDK Yayınları: Ankara.
MEHMED BAHÂEDDÎN (1997), Yeñi Türkçe Lügat, Ankara: Akçağ Yayınları.
NECİP, Emir Necipov (2013), Yeni Uygur Türkçesi Sözlüğü, (Çev: İklil Kurban), TDK Yayınları: Ankara.
NİŞANYAN, Sevan (2009), Sözlerin Soyağacı, Everest Yay., İstanbul.
ORKUN, H. Namık (2011), Eski Türk Yazıtları (I-IV), TDK Yayınları: Ankara.
ÖLMEZ, Mehmet- TEKİN, Talat-, ÖLMEZ, Zuhal(1995), Türkmence-Türkçe Sözlük, Simurg Yayınları:
Ankara,
ÖLMEZ, Zuhal Kargı (1996), Şecere-i Terakime (Türkmenlerin Soykütüğü), Simurg Yay., İstanbul.
ÖNER, Mustafa (2009), Kazan-Tatar Türkçesi Sözlüğü, TDK Yayınları: Ankara.
ÖZÖNDER, F. Sema Barutçu (1996),, Muhākemetü'l-Lüġateyn, TDK Yayınları: Ankara.
PAASONEN, H. (1950), Çuvaş Sözlüğü, TDK Yayınları: İstanbul.
ULUSLARARASI SEMPOZYUM: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BOZKIR
"BOZKIR" ADINDA GEÇEN "BOZ" VE "KIR" ADLARININ DÜNDEN BUGÜNE KULLANIM
ALANLARI VE KULLANIM ÖZELLİKLERİ
PAÇACIOĞLU, Burhan (2006), VIII-XVI. Yüzyıllar Arasında Türkçenin Sözcük Dağarcığı, Bizim Büro
Basımevi, Ankara.
PEKACAR, Çetin (2011), Kumuk Türkçesi Sözlüğü, TDK Yayınları: Ankara.
(SRA) Slovar’ Russko-Azerbaydcanskiy, (1991), 3 cilt, Baku: Akademiya Nauk Azerbaydcanskoy SSR.
Şemseddin Sâmî (1995), Kâmûs-ı Türkî, 5. Baskı, Çağrı Yayınları: İstanbul.
TAVKUL, Ufuk (2000), Karaçay-Malkar Türkçesi Sözlüğü, TDK Yayınları: Ankara.
TEKİN, Talat (2008), Orhon Yazıtları, TDK Yayınları: Ankara.
TEKİN, Talat (2003), Orhon Türkçesi Grameri, Türk Dilleri Araştırmaları Dizisi, İstanbul.
TEKİN, Talat (2013), Irk Bitig, TDK Yayınları: Ankara.
TIETZE, Andreas (2002), Tarihi ve Etimolojik Türkiye Türkçesi Lügati, Simurg Yay., İstanbul.
TOPARLI, Recep-VURAL, Hanifi-KARAATLI, Recep (2007), Kıpçak Türkçesi Sözlüğü, TDK Yayınları:
Ankara.
TURAN, Fikret (2001), Eski Oğuzca Sözlük Bahşayiş Lügati, Bay Yayınevi: İstanbul.
Türkçe Sözlük (2005), 10. Baskı, TDK Yayınları: Ankara.
Türkiye’de Halk Ağzından Derleme Sözlüğü (DS) (1965), TDK Yayınları: Ankara.
VASİLİEV, Yuriy (1995), Türkçe-Yakutça Sözlük, TDK Yayınları: Ankara.
YUDAHİN, K.K. (1998), Kırgız Sözlüğü, (Çev: Abdullah Taymas), TDK Yayınları: Ankara.
YÜCE, Nuri (1993), Mukaddimetü'l-Ebed, TDK Yay., Ankara.
ULUSLARARASI SEMPOZYUM: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BOZKIR
589
590
USAGE AREAS AND CHARACTERISTICS OF THE NOUNS OF “BOZ” AND “KIR” LOCATED IN
THE NOUN “BOZKIR” , FROM PAST TO THE PRESENT
ULUSLARARASI SEMPOZYUM: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BOZKIR
Download