Türk Pediatri Arşivi 2006; 41: 221- 7 Tip I diabetes mellitus hastalarında fundus bulguları Fundus findings in patients with type I diabetes mellitus Saadet Akarsu, Yaşar Şen, Turgut Yılmaz, Abdullah Kurt, Feyza İnceköy Girgin Amaç: Çocuk diyabetlilerde retinopati varlığına genellikle pek önem verilmemiştir. Genellikle 30 yaş altı jüvenil diyabetliler değerlendirilip çocuk diyabetliler ihmal edilmiştir. Tip 1 diabetes mellitus (IDDM) tanılı hastalarda, göz bulgularının yıllara göre değişiklikler gösterdiği bilinmektedir. Kanretina engelinin etkinliği IDDM'li hastalarda ergenliğe kadar sabit kalır. Daha sonra kan-retina engelinde ilerleyici azalma görülür. Diyabetik retinopati bir mikroanjiyopati tablosudur ve görme kaybına yol açabilmektedir. Tanı konduktan 3-5 yıl sonra IDDM hastaları, düzenli olarak retina muayeneleri ile takip edilmelidirler. Kliniğimizde takip edilen ergenlik sonrası IDDM olguları da fundus bulguları yönüyle incelenmek istenildi. Gereç ve Yöntem: En az bir yıldır IDDM tanısı ile izlenen 53 hasta aynı göz hekimi tarafından değerlendirildi. Hastaların görme düzeyleri Snellen eşeli ile ölçüldü. Ön segment biyomikroskopik muayeneleri ve gözbebeğinin genişlemesinden sonra endirekt oftalmoskopi ile retina muayeneleri yapıldı. Bulgular: Hastaların yaş ortalaması 15,3 yıl ve hastalık süreleri 5,1 yıldı. Ortalama görme düzeyleri sağ gözde %86,6, sol gözde ise %85,2 olarak saptandı. Göz dibi muayenelerinde 33 (%62.3) hastada sağ fundus ve 34’ünde (%64) sol fundus doğaldı. Başlangıç retinopati toplam 4 (%7,5) olguda gelişmişti. Bu hastaların hepsi 5 yıldan kısa süreli izlenen hastalardı. İlerleyici olmayan retinopati toplam bir (%1,9) hastada gelişmişti. Bu 15 yıldır izlenen bir hastaydı. İlerleyici retinopati toplam üç (%5,7) hastada görüldü. Bunların hepsi beş yıldan uzun süreli tanı almışlardı. Maküla ödemi toplam olarak sekiz (%15,1) hastada saptandı. Optik atrofi üç (%5,7) hastada saptandı. Hastaların üçünde (%5,7) katarakt saptandı. Bunlardan ikisi (%66,7) 10 yılın üzerinde izlenmiş hastalardı. Çıkarımlar: Retinopati oranı IDMM hastalarında hastalık süresi arttıkça yükselmektedir. Retina muayenesi ile düzenli aralıklarla izlem, görsel işlevlerin korunması açısından önemlidir. Anahtar kelimeler: Çocukluk çağı, diyabet, fundus, retinopati Aim: While juvenile diabetics are followed more regularly, the importance of retinopathy in diabetic children is generally underestimated. Ophthalmologic examination may present some differences in patients with Type I diabetes mellitus (IDDM) according to the age of the patient. The effectiveness of blood-retina barrier is stable in patients with IDDM until the age of puberty. A progressive decrease is observed in the blood-retina barrier after this period. The diabetic retinopathy is a kind of microangiopathy which can lead to blindness. Patients with IDDM should be followed regularly with a retinal examination, starting 3- 5 years after the first diagnosis. In this study, we presented the fundus findings of our cases with post-pubertal IDDM. Material and Method: A total of 53 patients with IDDM who had been followed for more than a year were evaluated by an ophthalmologist. Visual acuity of the patients was determined by using Snellen test. Biomicroscobic examination of the frontal segment, indirect ophthalmoscopy following pupillary dilatation and retina examinations were performed. Results: The mean age of the patients and the duration of the disease were 15.3 and 5.1 years, respectively. The mean visual acuity was 86.6% in the right and 85.2% in the left eyes. Ophthalmoscopic examination revealed a normal left and right fundus in 33 (62.3%) and 34 (64.1%) Fırat Üniversitesi Fırat Tıp Merkezi Pediatri ve Göz Kliniği, Elazığ Yazışma adresi: Saadet Akarsu, Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, 23119, ELAZIĞ Tel: Cep Tel: 0532 442 0 467, / Faks: (0424) 238 80 96 e-mail:[email protected] Alındığı tarih: 15. 06. 2006, kabul tarihi: 14. 09. 2006 221 Saadet Akarsu. Tip I diabetes mellitus hastalarında fundus bulguları of the patients, respectively. Four patients (7.5%) developed a background retinopathy. These patients were those who were followed less than five years. Non-proliferative retinopathy was observed in only one patient (1.9%) who had been followed for a period of 15 years. Proliferative retinopathy was recorded in three patients (5.7%) who were followed for more than five years. Edema of the macula and optic atrophy were detected in eight (15.1%) and three patients (5.7%), respectively. Three patients had cataract (5.7%), of these two (66.7%) had been followed over 10 years. Conclusions: The retinopathy incidence in IDDM patients increases when the duration of the disease is prolonged. Examination of the retina and periodic follow-up are of importance in terms of protection and maintenance of the visual functions. Key words: Childhood, diabetes, fundus, retinopathy Giriş Çocuk diyabetlilerde retinopati varlığına genellikle pek önem verilmemiştir. Genellikle 30 yaş altı jüvenil diyabetliler değerlendirilip çocuk diyabetliler ihmal edilmiştir. Tip 1 diabetes mellitus (IDDM) tanılı hastalarda, göz bulgularının yıllara göre değişiklikler gösterdiği bilinmektedir (1-6). Ergenlik öncesi çok nadir (%7-10,8) olan retinopati, 10 yıllık süreden sonra (%70-90) belirgin olarak artar (2,7). Kan-retina engelinin etkinliği IDDM'li hastalarda ergenliğe kadar değişmez. Daha sonra kan-retina engelinde ilerleyici azalma görülür (8). Diyabetik retinopati retinanın prekapiler arteriyollerini, kapilerlerini ve venüllerini tutan bir mikroanjiyopatidir ve IDDM tanısı konulduktan sonra 3-5 yıl içinde gelişmeye başlamaktadır. Başlangıç retinopati (BDR), ilerlemeyen diyabetik retinopati (NPDR) ve ilerleyen diyabetik retinopati (PDR) olmak üzere üç ana grupta değerlendirilmektedir. İlerleyen diyabetik retinopatinin yaygınlığı 15 yıllık IDDM olgularında %50'dir. Diyabetik makülopati ise diyabetik retinopatinin her evresinde görülebilmekte olup, önemli oranda görme kaybına yol açmaktadır (1-6). Diyabet tanısı konulduktan 3-5 yıl sonra, düzenli retina muayeneleri ile takip edilmeye başlanmalıdır (2,3,7). Bu nedenlerle, ergenlikte olan ve kliniğimizde izlenen IDDM olguları; göz bulguları yönüyle değerlendirildi. Tanner evre 2 ve üzeri olarak değerlendirilenlerden oluşturuldu. Ortalama 154,3±12,6 cm boy (128-181 cm) ve ortalama 50,3 kg ağırlıkta (24-77 kg) olgulardan oluşmaktaydılar. Tüm diyabet tetkikleri (glikolize hemoglobin [HbA1c], mikroalbüminüri gibi) klinik takipleri süresince yapıldı. En az bir yıldır IDDM tanısı ile izlenen 53 hasta, aynı göz hekimi tarafından değerlendirildi. Hastaların yaş ortalaması 15,3±3,2 yıl ve ortalama hastalık süreleri 5,1 yıldı. Hastalar takip sürelerine göre 0-5 yıl, 6-10 yıl ve 10 yılın üzerinde olanlar şeklinde gruplandırıldı. Muayene yöntemleri karşılıklı konuşma, görme yeteneği testi, eksternal göz muayenesi, refraksiyon, tonometri, goniyoskopi, binoküler endirekt oftalmaskopi ve yarık lamba fundus muayenesi ile yapıldı. Hastaların görme düzeyleri Snellen eşeli ile ölçüldü. Ön segment biyomikroskopik muayeneleri ve pupiller genişlemeyi takiben endirekt oftalmoskopi ile retina muayeneleri yapıldı. Fundus bulguları retinada geniş hemorajiler, sert eksudalar, sinir lifleri enfarktı, papillada ve retinada yeni damar oluşumu (neovaskülarizasyon) olarak bildirilmiştir (2,3,7). Tip I diabetes mellitus tanılı olgularda göz bulgularını etkileyen etmenler içinde yaş, diyabet süresi, HbA1c, diyastolik kan basıncı ve albümin atılım oranı bulunmaktadır (2-5,7). Bu nedenle HbA1c düzeyine göre BDR, NPDR ve PDR oranları belirlendi. Görülen göz bulgularına göre HbA1c düzeyleri ve hastalık süresi arasındaki istatistiksel değerlendirme Kruskal-Wallis Testi (post hoc Scheffe-Tukey) ile Paried T Testi kullanılarak yapıldı. Bunların aralarındaki ilişki de Spearman's korelasyon testi ile araştırıldı. Tüm bu istatistiksel değerlendirmelerde p<0,05 değerleri anlamlı olarak kabul edildi (Tablo 1). Gereç ve Yöntem Üniversitemiz Çocuk Endokrinoloji Bilim Dalı'nda tanı alan IDDM tanılı olguların ergenlik sonrası 1019 yaş arası olan tümü çalışma kapsamına alındı. Bu grup tüm diğer yaş gruplarını da içeren IDDM tanılı olguların %30'unu oluşturmaktaydı. Çalışma Mart 2003 ile Temmuz 2004 arasında ileriye yönelik olarak yapıldı. Olguların tümü ergenlik evrelemesine göre Bulgular Kız/erkek oranı 1,1 olarak saptandı. Hastalık süresine 222 Türk Pediatri Arşivi 2006; 41: 221- 7 göre; 0-5 yıl arası 36 (%67,9), 6-10 yıl arası 11 (%20,8) ve 10 yıldan uzun süre izlenen altı (%11,3) hasta vardı. Beş yıl arası izlenmiş olanların yaş ortalaması 14,8, 5-10 yıl arası 16 ve 10 yıl üstü 17,3 yıl olarak belirlendi. Olguların tümünde ortalama HbA1c düzeyleri %8,6±2,5 (%4,6-%14,0), 0-5 yıl arası %8,4±2,6 (%4,6%14,0), 6-10 yıl arası %9,6±2,2 (%6,5-%13,1) ve 10 yıl üzeri tanı konulan olgularda ise %7,6±2,1 (%5,4%10,4) olarak saptandı. Ortalama 5,1 yıl hastalık süresine sahip hastaların ortalama görme düzeyleri sağ gözde %86,6, sol gözde ise %85,2 olarak saptandı. Hastalık süresine göre 0-5 yıl grubunda sağ gözde %89,1 ve sol gözde %89,4, 6-10 yıl grubunda sağ gözde %90 ve sol gözde %80,9, 10 yıl üzeri için sağ gözde %65 ve sol gözde %68,3 olarak saptandı. Göz dibi muayenelerinde 33 (%62,3) hastada sağ fundus ve 34'ünde (%64,1) sol fundus doğaldı. Başlangıç retinopati üç hastada sağ ve üç hastada sol gözde olmak üzere toplam 4 (%7,5) olguda gelişmişti. Bu hastaların hepsi beş yıldan kısa süreli izlenen hastalardı. İlerlemeyen diyabetik retinopati bir (%1,9) hastanın sağ ve sol gözünde olmak üzere gelişmişti (Resim 1). Bu 15 yıldır izlenen bir hastaydı. İlerleyen diyabetik retinopati sağ ve sol gözde olmak üzere toplam üç (%5,7) hastada görüldü (Resim 2). Bunların hepsi beş yıldan uzun süreli tanı almışlardı. Maküla ödemi sekiz sağ ve yedi sol gözde olmak üzere toplam sekiz (%15,1) hastada saptandı. Bunlardan beş (%62,5) hasta beş yıldan kısa süre içinde tanı almıştı. Optik disk solukluğu iki sağ ve iki sol gözde olmak üzere toplam iki (%3,8) hastada vardı. Bunlardan biri (%50) 6-10 yıl arası ve diğer biri (%50) 10 yıldan uzun süreli izlenen hastalardı. Optik atrofi üç (%5,7) hastada saptandı. Bu bulgu üç hastanın her iki gözünde birlikte saptandı. Hastaların üçünde (%5,7) katarakt saptandı. Bunlardan ikisi (%66,7) 10 yılın üzerinde izlenmiş hastalardı. Hastaların ikisinde (%3,8) glokom saptandı (Tablo I). Resim 1: Maküla ödemi, retina kanaması ve sert eksüdanın görüldüğü NPDR (Sağ göz) Tablo I: Hastaların genel özellikleri ve göz bulguları Normal göz dibi1 Sağ/Sol BDR 2 Sağ/Sol NPDR3 Sağ/Sol PDR4 Sağ/Sol Maküla ödemi5 Sağ/Sol Optik disk solukluğu6 Sağ/Sol Optik atrofi7 Sağ/Sol Katarakt8 Glokom *p Olgu sayısı n (%) Yaş Ort.±SS (yıl) Hastalık süresi** Ort.±SS (yıl) HbA1c** Ort. (alt-üst) **p 30 (56,5) 30 (56,5)/31 (58,4) 3 (5,7) 3/3 1 (1,8) 1/1 3 (5,7) 3/3 8 (15,1) 8/7 2 (3,8) 2/2 3 (5,7) 3/3 3 (5,7) 3/3 2 (3,8) 15,1±3,7 4,1±3,1* 8,4±2,7 (4,6-14,0) **p=0,0001 16,7±1,5 3,5±1,9 8,1±2,4 (6,3-11,4) p=0,246 18,0 15,0 9,8 16,3±2,1 10,3±2,5* 10,0±0,3 (9,8-10,4) p=0,844 14,2±2,1 17,5±0,7 5,0±3,7* 12,0±4,2* 8,0±1,7 (6,0-10,8) 8,1±3,9 (5,4-10,9) 13,0±2,6 4,6±0,5 10,3±3,2 (6,7-13,0) p=0,069 18,3±0,6 9,6±6,1* 5,7±0,8 (5,2-6,8) P<0,05 (1-4, 1-6, 1-8, 5-6) P>0,05 *Gruplarin numaralari üst simge olarak verilmistir. Kruskal-Wallis Test p<0,05, Paried T Test p<0,05, Ort.±SS: Ortalama I standart sapma BDR: başlangıç retinopati, NPDR: ilerlemeyen diyabetik retinopati, PDR: ilerleyen diyabetik retinopati 223 **p=0,016 **p=0,041 p=0,330 Saadet Akarsu. Tip I diabetes mellitus hastalarında fundus bulguları %1-2,4 bulunmuştur (10). Tip I diabetes mellitus görme bozulması ve körlüğün en sık sebebidir. Katarakt ve retinal damar anomalileri gözlerde saptanan en önemli kusurlardır. Katarakt oluşumunun erken bulgusu olan bulanık görme, neredeyse tüm diyabetli çocuklarda görülür. Konjunktivada bağ dokusu üretimine bağlı venöz kapiler duvar kalınlaşması saptanmıştır ve ölüm oranında artış göstergesidir (2,5,10-12). Olgularımızdaki %5,7'lik oran oldukça yüksekdir. Lezyonların çoğu geriye dönüşümsüzdür. Başlangıç retinopatide retinada nadir hemorajiler görülür. Retinopati ergenlik öncesi aşırı nadirdir. Hastalıkla birlikte geçirilen sürenin uzaması ile 10 yıllık süreden sonra %70-90 oranlarına artar (2,7). Retinopati tipleri olarak %70 BDR, %7-13 PDR ve %9-10 maküler ödem saptanmıştır (4,5). Sıfır-4 yıl %0, 5-9 yıl %27 ve >10 yıl %71 olarak saptanmıştır (6). Olgularımızda BDR'nin %7,5 olguda geliştiği görüldü. Bu hastaların hepsinin, beş (3,5±1,9 yıl) yıldan kısa süreli izlenen hastalar olması dikkat çekicidir. En genç BDR gelişen hastamız 15 yaşında idi. Bu hastaların HbA1c düzeyleri %8,1 olup diyabet kontrolü orta derecede iyi olan hastalardı. İlerlemeyen diyabetik retinopatinin ilk bulgusu mikroanevrizmalardır. Nokta şeklinde kanamalar ve sert eksüdalar mikroanevrizmalara eşlik eden diğer klinik bulgulardır. Mevcut lezyonların ağırlığına göre NPDR; hafif, orta, ağır ve çok ağır klinik 4 alt grupta değerlendirilir (Resim 2). Ortalama IDDM süresi dört (1-12 yıl) yıl olan, 11 yaş civarı çocuklarda yapılan bir çalışmada hafif NPDR %4,8 oranında saptanmıştır (13). İlerlemeyen diyabetik retinopati, olgularımızın %1,9'unda saptandı. Bu bir olgu 15 yıldır izlenen, 18 yaşında ve HbA1c düzeyi oldukça yüksek (%9,8) olup, diyabet kontrolü orta olan bir hastaydı. İlerleyen diyabetik retinopati tanısı için retina yüzeyinde ve/veya optik disk üzerinde yeni damar oluşumu ve birlikte fibröz doku çoğalması görülmelidir (Resim 3). Esas bulgusu olan yeni damar oluşumu retina yüzeyinde özellikle üst ve alt temporal arka kutup retina boyunca ve optik disk üzerinde yerleşir. Yeni damar oluşumu büzülme yeteneği olan fibröz doku tarafından sarılır. Retina yüzeyinde zar oluşumu gözlenir. Başlangıçta görülmesi güç olan bu doku, Resim 2: Yoğun eksüda, yeni damar oluşumu ve kanamanın görüldüğü PDR (Sol göz) Diyabetli hastalardaki göz bulgularının HbA1c ve hastalık sürelerinin ilişkisi Spearman's korelasyon analizi ile değerlendirildi. Bu analizde göz bulguları ile hastalık süresi arasında anlamlı ölçüde, pozitif yönde ilişki saptanırken (r=0,397), HbA1c ile anlamlı bir ilişki saptanmadı (r=-0,092). Ancak. HbA1c değerleri ile hastalık süresi arasında pozitif yönde ilişki saptandı (r=0,314). Tartışma Tip I diabetes mellitus tanılı hastalarda, 3-5 yıl içinde gelişmeye başlayan ve yıllara göre değişiklikler gösteren diyabetik retinopati bir mikroanjiyopati tablosudur. Sistemik ve göz anomalilerin birleşiminden oluşur. Kapiler genişleme, bazal zar patolojisi, mikroanevrizmalar, anormal kan akımı ve doku oksijenasyonu, bağ doku anomalileri ve retinal iskemi erken diyabetik retinopatinin bileşenleridir. Yeni damar oluşumu venöz genişleme, kapiler sızıntı, vitreus değişiklikleri ve retinal iskemi nedeniyle gelişir. Anjiyojenezis hücresel ve bazal zar değişiklikleri, endotelyal hücre göçü, endoteliyal hücre çoğalması ve damar oluşumu ile sonuçlanır (1). Diyabetik retinopatiden önce kornea ve lens anomalileri saptanmıştır (9). Diyabette lensde refraktif değişiklikler (%66), katarakt, kalınlık artışı, eğimler, ışık dağıtımı, otofloresan ve sararma meydana gelir. Sikloplejik ile %12 düşük derecede miyopi, midriyatiksiz %29 miyopi saptanmıştır. Diyabetik katarakt sıklığı çocuk grubunda 224 Türk Pediatri Arşivi 2006; 41: 221- 7 zamanla opaklaşarak görünür hale gelir. İlerleyen diyabetik retinopati, klinik olarak erken ve yüksek riskli grup olarak 2 dönemde değerlendirilir (14). Hastalarımızda PDR %5,7 oranında görüldü. Hepsi de beş yıldan uzun süreli tanı almışlardı. Literatürde bildirilen ağır PDR'li en genç hasta, sekiz yıldır diyabetik olan 13 yaşında bir erkek hastadır (15). Bizim üç olgumuzun yaşları 14-18 yıl (16,3±2,0 yıl) arasında saptandı. En genç PDR gelişen hastamız 14 yaşında bulundu. Bu hastalarda da HbA1c düzeyleri %10 olup diyabet kontrolü kötü olan hastalardan oluşuyordu. Proteinlerin enzimatik olmayan glikolizasyonu ile tüm vücutta patolojiler meydana getirir. Tip II kollajeni artan vitreus önemli değişikliklere neden olur. Diyabetik vitreopati diyabetik retinopatide önemli rol oynar (16). Yaş ve hiperglisemiye neden olan sorun, lensde artmış ışık absorpsiyonu yapar (17). Özellikle PDR'li hastaların serum ve vitreusunda anjiyogenetik ve yara iyileşmesini artıran leptin, vitreus sıvılarında damar endoteliyal büyüme faktörü yüksek saptanmıştır (18,19). Büyüme hormonu ve insülin benzeri büyüme faktörü-1 de; diyabette retinada yeni damar oluşumunda rol oynamaktadır (20). Retinal iskemi ile ödem diyabetik makülopatinin iki önemli bileşenidir ve diyabetik retinopatinin her evresinde görülebilir. Belirgin olarak fovea çevresine yerleşmiş sert eksüdalar, ufak retina içi kanamalar ve ödemle kendini gösterir. Ödem foveada kistik değişikliklerin oluşmasına neden olabilir. Perifoveal kapilerlerin tıkanmasıyla seyreden iskemik makülopati de gelişebilir. Ödemli ve iskemik tip makülopatinin ayırıcı tanısı florosein anjiyografi ile yapılır. Maküler ödem için diyabet tanısında büyük yaş ve yüksek HbA1c seviyesi risk etmenleridir (21). Literatürde belirtilen %10 (4) değerine göre bizim hastalarımızda %15,1 ile daha yüksek olarak saptandı. Tip 1 ve tip 2 DM olan hastalarının oluşturduğu bir çalışmada, NPDR %71,7'sinde ve PDR %10,4'ünde saptanmıştır (20). Jernel ve ark.’ları (22) 15 yaş üzerinde diyabetik retinopati sıklığını %66 saptamıştır. Myamoto ve ark.’ları (23) 10 yıldan uzun süredir jüvenil diyabeti olan hastaların %50'sinde PDR ve %33'ünde ağır görme kaybı saptamıştır. Çalışmamızda BDR %7,5, NPDR %1,9, PDR %5,7 ve maküla ödemi %15,1 oranlarında gözlenmiştir. Bu dört bulgunun olmadığı diyabetik retinopati saptanmamış olgularımız %69,8 oranındadır. Fakat bunlarda da %3,8 optik disk solukluğu, %5,7 optik atrofi ve %3,8'inde glokom bulgularını saptadık. Hellstrom ve ark.’ları (20) 10 yıl sonraki muayenede diyabetik retinopati bulgularını %63,1 oranında hala aynı düzeyde saptamışlardır. İlerleme %34,1'inde, gerileme ise %2,8'inde saptanmıştır. Diyabetik retinopatinin ilerlemesi ile diyabetin süresi, insülin tedavisi ve yüksek HbA1c arasında önemli ilişki vardır (24). Diyabet kontrolünün bozuk olduğu Mauriac sendromunda; çok sayıda mikroanevrizmalar, sinir fiber tabakası enfarktları, intraretinal mikroanjiyopatik değişiklikler, kanamalar, eksudalar, maküler ödem, vitreus kanaması ve körlük sık karşılaşılan bulgulardır (25). Bizim Mauriac sendromu olarak değerlendirilen olgumuz yoktu. DIDMOAD sendromu (diabetes insipidus, diabetes mellitus, optik atrofi, sağırlık) olarak bilinen Wolfram sendromunda yapılan çalışmaların neredeyse tamamında katarakt saptanmıştır. Optik atrofi %93, renk kusuru %93, katarakt %67, pigmenter retinopati %30 ve diyabetik retinopati %20 oranlarında saptanmıştır. Sıradışı pupiler ışık refleksi ve nistagmus bildirilmiştir (26). Olgularımız içinde DIDMOAD sendromu tanısı bulunmamakla birlikte hastalarımızın %5,7'sinde katarakt saptadık. Otonomik pupiler değişiklikler otonomik nöropatinin klinik delilleri olmaksızın meydana gelir (27). Diyabetik çocuklarda daha küçük pupil çapı ölçülmüştür. Pupiller uyum anomalilerinin yaşla artması doku hasarının erken belirtisidir (28,29). Hastalarımızda otonomik pupiler değişikliklere rastlamadık. Optik sinir tutulumu PDR'li hastalarda NPDR'lerden 43,5 kez daha sık tespit edilmiştir (30). Körlük bazı çalışmalarda %1,2 oranında saptanmıştır (5). Olgularımızda görme düzeylerinde azalma saptansa da körlük tespit edilmedi. Diyabetik retinopatinin komplikasyonları kalıcı vitreus kanamaları, traksiyonel retina dekolmanı, ağır ve etkin fibrovasküler proliferasyon, rubeozis iridis ve yeni damar oluşumu içeren glokomdur (31). Vitreus kanamalarının sebebini tespit etmek için yapılan bir çalışmada, en sık neden PDR ve sonra göz travmaları olmuştur (32). Yıllık diyabetik göz kontrolünü öneren çalışmaların 225 Saadet Akarsu. Tip I diabetes mellitus hastalarında fundus bulguları (33) yanısıra, retinopatisiz diyabetik hastalarda iki yıllık aralarla muayenin yeterli olduğunu belirten çalışmalar vardır. Oniki yaş altındaki diyabetik çocukların düzenli taranmaları önerilmez (4). Landolt halkaları kullanılarak yapılan testler diyabetik retinopatinin erken tanı ve tedavisinde kullanılabilir (34). Yedi-13 yaş çocuklarda, bilgisayarlı elektronik görsel kapasite testleri; diyabetik retinopati çalışmalarının erken tedavisinde kullanılabilir (35). Tip I diabetes mellitus'lu 58 çocuğun genel elektroretinografi'sinde (ERG) ritmik ERG "inhibe" olmuş amplitüd göstermiştir (36,37). Diyabetli hastaların göz bulgularındaki bozukluğun değerlendirilmesinde, diyabet süresi ile göz bulguları arasında, HbA1c değerlerine göre, daha kuvvetli bir nedensel ilişki olduğu söylenebilir. Başka bir ifadeyle diyabetli hastalarda hastalık süresinin uzaması, hem göz bulgularının bozulmasında hem de metabolik kontrolün bozulmasında (HbA1c) önemli bir nedendir. Tedavi diyabetin ve varsa kan basınç yüksekliğinin düzenlemesi ile başlar. Diyabetik retinopati ve körlüğü engellemek için, ergenlikten itibaren iyi glükoz kontrolü ve dikkatli göz muayenesi izlemi, çocukluktan erişkin diyabetikliğe geçişte önemlidir. Bugün lazer ve fotokoagülasyon tedavide en geçerli yöntemdir. Özel durumlar göz önünde tutulmayacak olursa, lazer tedavisi diyabetik retinopatinin çok ağır NPDR ve PDR dönemlerinde uygulanmalıdır. Maküla bölgesi dışındaki retinaya dağınık tarzda uygulanan 15002000 ve üstü atım lazer yanığı yapılarak panretinal fotokoagülasyon tedavisi gerçekleştirilir. Diyabetik retinopatide dönemine bakılmaksızın, maküla bölgesinde retina kalınlaşması ve/veya sert eksüda gelişimi görülüyor ise; maküla bölgesine fokal lazer tedavisi uygulanmalıdır. Panretinal fotokoagülasyonda amaç, yeni damar oluşumularının ve birlikte olan fibröz doku gelişiminin engellenmesi, mevcut olanların durdurulması veya gerilemesinin sağlanmasıdır. Diyabetik makülopatide lazer tedavisi, maküladaki ödemi azaltmak ve sert eksüdaların çözülmesini hızlandırmayı amaçlar (5). Hastalarımıza PDR'lerde panretinal fotokoagülasyon ve karmaşık olgularda (vitreus kanaması, traksiyonel retina dekolmanı) "parsplana vitrektomi" tedavisi uygulanmaktadır. Tip I diabetes mellitus hastalarındaki retinopati oranı hastalık süresi arttıkça yükselmektedir. Fundus bulgularının hiç de az olmadığı ve ileri dönemlerde önemli bir sorun haline geleceği görülmektedir. Retina muayenesi ile düzenli aralıklarla takip, görsel işlevlerin korunması açısından önemlidir. Çocuk endokrinologları ve göz hekimlerinin yakın işbirliği yaparak, çocukluk yaş grubu diyabet hastalarında gözde meydana gelen lezyonları erken saptamaları uygun olacaktır. Gelişebilecek retinopati için erken önlem alınmalıdır. Tüm diyabet komplikasyonları kötü metabolik kontrol ve uzun diyabet süresi ile ilişkilidir. Olgu sayısının daha fazla olduğu çalışmalar bilgilerimizi artıracaktır. Kaynaklar 1. Sebag J, McMeel JW. Diabetic retinopathy. Pathogenesis and the role of retina-derived growth factor in angiogenesis. Surv Ophthalmol 1986; 30: 377- 84. 2. Malone JI. Ophthalmologic complications of insulin-dependent diabetes mellitus in children and adolescents. Pediatrician 1983- 85; 12: 194- 8. 3. Olsen BS, Johannesen J, Sjolie AK, et al. Metabolic control and prevalence of microvascular complications in young Danish patients with Type 1 diabetes mellitus. Danish Study Group of Diabetes in Childhood. Diabet Med 1999; 16:79- 85. 4. Kristinsson JK. Diabetic retinopathy. Screening and prevention of blindness. A doctoral thesis. Acta Ophthalmol Scand Suppl 1997; 223:1- 76. 5. Kokkonen J, Laatikainen L, van Dickhoff K, et al. Ocular complications in young adults with insulin-dependent diabetes mellitus since childhood. Acta Paediatr 1994; 83:273- 8. 6. Frank RN, Hoffman WH, Podgor MJ, et al. Retinopathy in juvenile-onset diabetes of short duration. Ophthalmology 1980; 87: 1- 9. 7. Falck AA, Kaar ML, Laatikainen LT. Prevalence and risk factors of retinopathy in children with diabetes. A populationbased study on Finnish children. Acta Ophthalmol 1993; 71: 801- 9. 8. de Abreu JR, Silva R, Cunha-Vaz JG. The blood-retinal barrier in diabetes during puberty. Arch Ophthalmol 1994; 112:13348. 9. Ishiko S, Yoshida A, Mori F, et al. Corneal and lens autofluorescence in young insulin-dependent diabetic patients. Ophthalmologica 1998; 212: 301- 5. 10. 226 Falck A, Laatikainen L. Diabetic cataract in children. Acta 221 Türk Pediatri Arşivi 2006; 41: 221- 7 11. Ophthalmol Scand 1998; 76: 238- 40. LB. Progressive retinopathy with improved control in diabetic Di Benedetto A, Aragona P, Romano G, et al. Age and metabolic dwarfism (Mauriac's syndrome). Diabetes Care 1981; 4: 360- control influence lens opacity in type I, insulin-dependent 5. diabetic patients. J Diabetes Complications 1999; 13:159- 62. 12. 26. Bron AJ, Sparrow J, Brown NA, Harding JJ, Blakytny R. in fifteen patients with Wolfram syndrome. Eur J Ophthalmol The lens in diabetes. Eye 1993; 7: 260- 75. 13. 14. 2002; 12: 84- 8. Johansen J, Sjolie AK, Eshoj O. Refraction and retinopathy 27. with increasing duration of diabetes mellitus. Br J Ophthalmol 1994; 72: 674- 7. 2001; 85:1225- 30. Siren V, Immonen I. uPA, tPA and PAI-1 mRNA expression 28. Kimmel AS, Magargal LE, Annesley WH Jr, Donoso LA. with diabetes. Diabet Med 1997; 14: 849- 53. 29. in pediatric diabetic patients. Microvasc Res 2002; 63: 252- Sebag J, Ansari RR, Dunker S, Suh KI. Dynamic light scattering 8. 30. 76. Ege BM, Hejlesen OK, Larsen OV, Bek T. The relationship retinopathy. Vestn Oftalmol 2001; 117: 7- 11. 31. giopathy. Past, present and future. Horm Res 1998; 50: 12- Gariano RF, Nath AK, D'Amico DJ, Lee T, Sierra-Honigmann 6. 32. retinal detachment. Invest Ophthalmol Vis Sci 2000; 41: 3576- hemorrhage. Eye 2004; 18: 253- 6. McLaren M, Elhadd TA, Greene SA, Belch JJ. Elevated plasma 33. 22. comparing 0.5% and 1% tropicamide for annual retinal screening in juvenile diabetic patients. Clin Appl Thromb Hemost 1999; in diabetic adolescents. Diabet Med 2004; 21: 434- 9. 34. 24. P. Repeatability of an automated Landolt C test, compared for normal vascularization of the human retina. J Clin Endocrinol with the early treatment of diabetic retinopathy study (ETDRS) Metab 2002; 87: 3413- 6. chart testing. Am J Ophthalmol 2003; 136: 662- 9. Vitale S, Maguire MG, Murphy RP, et al. Clinically significant 35. Cotter SA, Chu RH, Chandler DL, et al. Reliability of the macular edema in type I diabetes. Incidence and risk factors. electronic early treatment diabetic retinopathy study testing Ophthalmology 1995; 102:1170- 6. protocol in children 7 to <13 years old. Am J Ophthalmol Jernel B, Algreve P. The prevalence in insülin dependent jüvenil 2003; 136: 655- 61. 36. Aznabaev MT, Zaidullin IS, Aznabaev RA, Davletova LM. Myamoto F, Jinnouchi T. Retinopathy in jüvenil onset diabetics Changing electrophysiological parameters in the eye in children folia. Opht Jpn 1982; 33: 2187- 9. with insulin-dependent diabetes mellitus. Vestn Oftalmol Pharmakakis NM, Petropoulos IK, Peristeropoulos PA, Vantzou 2004; 120: 20- 2. CV, Koliopoulos JX. Evaluating the management of diabetic 25. Ruamviboonsuk P, Tiensuwan M, Kunawut C, Masayaanon Hellstrom A, Carlsson B, Niklasson A, et al. IGF-I is critical onset diabetes mellitus. Acta Dpt 1984; 62: 617- 30. 23. Hassler-Hurst J, Wadham C, Rayman G. A double-blind study vascular endothelial cell growth factor and thrombomodulin 5:21- 4. 21. Rabinowitz R, Yagev R, Shoham A, Lifshitz T. Comparison between clinical and ultrasound findings in patients with vitreous 81. 20. Dahl-Jorgensen K. Biochemical markers of diabetic microan- Scand 2002; 80: 85- 9. MR. Elevation of vitreous leptin in diabetic retinopathy and 19. Nedzvetskaia OV, Chumak SA. Clinical and functional characteristics of changes in the optic nerve in juvenile diabetic between age and colour content in fundus images. Acta Ophthalmol 18. Cheung AT, Price AR, Duong PL, et al. Microvascular abnormalities Ophthalmology 1985; 92:1047- 50. of diabetic vitreopathy. Diabetes Technol Ther 1999; 1:169- 17. Karachaliou F, Karavanaki K, Greenwood R, Baum JD. Consistency of pupillary abnormality in children and adolescents Diabetic retinopathy under age 20. A review of 71 cases. 16. Cahill M, Eustace P, de Jesus V. Pupillary autonomic denervation in diabetic children below 16 years of age. Acta Ophthalmol in periretinal membranes. Curr Eye Res 2003; 27: 261- 7. 15. Al-Till M, Jarrah NS, Ajlouni KM. Ophthalmologic findings 37. Vadala M, Anastasi M, Lodato G, Cillino S. Electroretino- retinopathy in a teaching center. Eur J Ophthalmol 2002; 12: graphic oscillatory potentials in insulin-dependent diabetes 488- 94. patients: A long-term follow-up. Acta Ophthalmol Scand Daneman D, Drash AL, Lobes LA, Becker DJ, Baker LM, Travis 2002; 80: 305- 9. 227