halsizlik yönetimi - Klinik Onkoloji Derneği

advertisement
HALSİZLİK YÖNETİMİ
DOÇ.DR.HAKAN KARAGÖL
DESTEK TEDAVİ KONSENSUS TOPLANTISI, 9. İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Günleri
WOW Hotels & Convention Center, 17 EKİM 2011, Antalya,
Klinik Onkoloji Derneği, www.tukod.org
TANIM
 Kanser veya kanser tedavisine bağlı
 Daha önce yapılmış fiziksel aktivitelerle ilişkisi olmayan
 Daha şiddetli, daha çok rahatsız edici
 Dinlenmeyle daha az düzelen
 Persistan
 Fiziksel, emosyonel ve/veya kognitif yorgunluk veya
bitkinlik hissi
TANIM
 Akut (<1ay) veya Kronik (>1ay)
 100 günden uzun sağkalım süresi olan hastalarda
değerlendirildiğinde, sağkalım ile ilişkili
 Nadiren izole. Genelde ağrı, uyku bozuklukları gibi
semptomlar ile beraber
 Ağrı, bulantı-kusma yakınmalarından bile daha çok sıkıntı
yaptığı hastalarca belirtilmekte
SIKLIK
 753 hasta; 1.kür sonrası hastaların %85'inde (1-10
skalasında ortalama 5 düzeyinde)
 Tedavisi henüz başlamamış metastatik evredeki
hastaların %75'i
 Kanserden kurtulan hastalar, tedavi tamamlandıktan sonra
aylarca hatta yıllarca halsizlik hissettiklerini belirtir
•
Tedavi bitiminden 1 yıldan fazla süre geçenlerde
%17 oranında
•
Bir çalışmada, Hodgkin lenfomalılarda, tedaviden 8
yıl sonra bile devam ediyor
NEDENLER
Patofizyolojisi tam olarak bilinmiyor;
•
Proinflamatuar sitokin artışı ve sitokin deregülasyonu
•
5-HT3 nörotransmiter deregülasyonu
o Vagal afferent aktivasyonu
•
TNF ile ilişkili kas kitlesinde azalma
•
ATP metobolizma değişiklikleri
•
Sirkadyan ritm disfonksiyonu
NEDENLER
-Kullanılan ilaçlar
-Anemi
-Anoreksi ve kaşeksi
-Metabolik bozukluklar
-Hormon eksikliği
-Psikolojik stres
-Uyku bozuklukları
-İnaktivite
-Pulmoner yetersizlik
-Nöromuskuler disfonksiyon
-Ağrı
-İnfeksiyonlar
 Taranmalı
 Ölçülmeli
 İzlenmeli
 Tedavi edilmeli
Tarama, Ölçüm ve İzlem
 İlk vizit sırasında tarama yapılmalı
 Yatan hastalarda hergün düzenli ölçüm yapılmalı
 Poliklinik hastalarına her başvuruda yapılmalı
 Kanser tedavisi sonrasında düzenli aralıklarla taranmaya
devam edilmeli
Tarama, Ölçüm ve İzlem
 Görülme sıklığı tanı kriterlerine bağlı olarak değişmekte.
Bu nedenle tanı kriterleri iyi belirlenmeli
 Tarama, ölçme ve izlenme prosedürüne ilişkin halen bir
konsensus olmayıp çeşitli anketlerle değerlendirmeler
yapılmakta
 Hastaların sadece %8’i doktoruna bildirmekte
Tarama, Ölçüm ve İzlem
Halsizliğin değerlendirmesi sorunlu olabilir;
1. Tedavilerini etkileyebileceği endişesiyle halsizlik
durumunu bildirmeyebilir
2. Her şeyden yakınıyormuş gibi algılanmak istemeyebilir
3. Tedavisi olmadığını düşünerek belirtmek istemeyebilir
Tedavi

Doktor, hemşire, sosyal danışman, fizik tedavi uzmanı,
beslenme uzmanı gibi pek çok branşın birlikte çalışması ile
düzenlenir
 Tedavinin ilk aşamasında hasta ve yakınlarına bilgi
verilmeli, özellikle yapılacak tedaviler nedeniyle halsizlik
gelişmesi muhtemel hastalar muhakkak bilgilendirilmeli,
halsizliğin oluşabileceği bunun tedavinin iyi gitmediği ve
hastalığının ilerlemesi ile ilgisi olmadığı belirtilmeli
Düşük (0-3) Düzey Halsizlik Tedavisi
 Fiziksel aktivitede öncelikleri belirlemek, daha az zorunlu
işler için gereksiz efor harcamamak ancak efor
kapasitesini maksimum düzeyde tutmaya çalışmak
 Gün içinde enerjinin pik yaptığı saatlere efor gerektiren
işleri planlamak
 Fiziksel aktivitede efor harcanmasını azaltacak destek
malzemeleri kullanılması
 Gece uykusunun kalitesinin artırılması
 Hastalığa yoğunlaşmayı azaltacak uğraşılarla ilgilenilmesi
Orta (4-7) ve Yüksek (8-10) Düzey Halsizlik Tedavisi
 Hastalığın durumu ve kullanılan ilaçlar gözden geçirilir
 Ayrıntılı fizik muayene yapılır
 Halsizliğin derinlemesine incelemesi yapılır;
•
Süresi, zaman içinde şiddetinde değişim durumu,
etkileyen faktörler, gündelik faaliyetlere etkisi
 Sosyal destek düzeyi ve hastaya bakacak kimsenin olup
olmadığı değerlendirilir
 Halsizlikle ilişkili düzeltilebilir faktörler araştırılır
Halsizlikle İlişkili Düzeltilebilir Faktörler
 Anemi
 Komorbid hastalık.....Hipotriodi, elektrolit dengesizliği vb.
 Emosyonel stres…..Bahçe düzenleme, meditasyon, gönüllü aktiviteler
 Malnutrisyon
 Ağrı
 Sedenter yaşam
 Uyku düzensizliği
 İlaç yan etkileri (anti-depresan, narkotik analjezik, anti-histaminik, antiemetik)
 Alkol ve ilaç bağımlılığı
Uyku

Uyku problemleri (insomnia, hypersomnia) %30-75 oranında

Depresyon ve çeşitli hormonal değişiklikler ile operasyona
sekonder üst solunum yolu problemleri ile oluşan solunum
apnesi de uyku problemleri ile ilişkili

Çözümünde;
• Stimulus kontrol: Uyku gelince yatma, aynı saatte yatma,
aynı saatte kalkma, uyuyamayınca 20 dakika sonra kalkma
• Uyku kısıtlaması: Uzun süre veya geç öğleden sonra uykusu
önlenir, yatakta kalış süresi azaltılır
• Kaliteli uyku: Karanlık, rahat ve sessiz odada yatmak,
yatmadan önce kafeinli içecek içmemek
• Diğer yöntemler: Yoga vb.
Fiziksel Aktivite
 Günlük efor kapasitesini arttırmaya yönelik fizyoterapi
programlarının uygulanması olumlu sonuç vermekte.
2008'de 29 çalışmayı içeren Cochrane-analiz; egzersizin
halsizliği azaltmada olumlu katkısı var
 Efor kapasitesini arttırıcı egzersizlerin türü ve günlük
süresi konusunda net bir veri olmamakla birlikte, haftanın
5 günü 30 dakika veya bir haftada toplam 3-5 saat
yapılacak egzersiz programları halsizliğin düzelmesine
yardımcı
 Kanser rehabilitasyonu deneyimli ekip tarafından yapılmalı
Orta ve Yüksek (4-7, 8-10) Düzey Halsizlik
Tedavisi-Diğer Non-Farmakolojik Yöntemler
 Masaj terapisi, akupunktur gibi fiziksel terapiler
 Depresyon ve halsizlik ile mücadeleyi güçlendirecek
psikososyal müdahale ( kognitif davranışsal terapi, katılım
arttıcı destek terapi gibi)
Halsizliğin Farmakolojik Tedavisi
Modafinil (Modiodal 100mg tb.)
2 x100mg
Child Pugh C karaciğer yetmezliğinde doz
yarıya indirilmeli. Yaşlı hastalarda dozlar daha
düşük olmalı. Kardiak problemi olanlarda
önerilmez. Sanrılar ve halüsinasyonlar ile uyku
yoksunluğu gelişebilir
Metilfenidat (Ritalin 10mg tb,
Concerta 18,27,36 ve 54mg tb )
1x 10/72mg
Anksiyeteyi,
gerginliği
ve
ajitasyonu
ağırlaştırabilir, glokomu olan, hipertiroidili, ağır
angina pektoris’li, kardiyak aritmisi olan, ciddi
hipertansiyonu olan, psikotik semptomlar ya da
intihar eğilimi olanlarda kullanılmamalı
2 x16mg
Rölatif olarak peptik ülser, cushing sendromu,
divertikülit, osteoporoz, renal yetmezlik, kronik
psikozik reaksiyonlarda, varisella, fungal
hastalıklarda kontrendike
3 x160mg
Tromboflebit geçirmiş olan hastalarda dikkatle
kullanılmalı. Kilo artışı, bulantı ve kusma, ödem,
adet dışı kanama, dispne, hiperglisemi, alopesi,
karpal tünel sendromu ve döküntü
Opioidlere bağlı sedasyon, kognitif
yetersizlik, hıçkırık, halsizlik ve
depresyonun azaltılmasında etkili.
Yetersiz olsa da yapılan çalışmalarda 7
gün sonra halsizlik yakınmalarında
azalma
Metil Prednizolon
Bir çalışmada 8 haftadan uzun süre
olumlu katkı sağladığı belirtilmiş
Megestrerol Asetat
:
SORULAR
 Neden bazı kanser türlerinde erken evrede dahi ilk bulgu
ve neden tedavi sonrası geç dönemlere kadar düzelmiyor?
 Düzeltilebilir faktörlerle halsizlik azaltılabilir ancak bu
azalma sağ kalıma katkı sağlar mı?
Download