PowerPoint Sunusu

advertisement
Giriş
Klinik Bulgular
 Üzerinde en fazla inceleme
yapılan ve en iyi bilinen
aminoasit metabolizması
bozukluğudur.
(Fenilalanin)
(Ivar
Asbjørn
Følling)
 İlk kez 1934 yılında Fölling
tarafından 10 ağır mental retardasyonlu çocukta tanımlamıştır.
 Fenilketonüri, fenilalanini tirozine çeviren
fenilalanin hidroksilaz aktivesinin yokluğu veya çok azlığı sonucu ortaya
çıkar.
 Fazla miktarlardaki fenilalanin, fenil piruvik
aside transamine olur veya feniletilamine dekarboksile olur.
 Bu maddeler ve bunların metabolik ürünleri
normal metabolizmayı bozarak beyin hasarına neden olurlar.
Sağlıklı bireyler
Hasta bireyler
PHE
PHE
PHE
PHE
PHE
PHE
PHE
TYR
PHE
TYR
PHE
TYR
PHE: Fenilalanin aminoasidi PAH:Fenilalanin Hidroksilaz BH4:Tetrahidrobiopterin (Kofaktör) TYR:Tirozin amionoasidi
 Bebeklerde fenilketonürinin en erken belirtilerinden
birisi kusmadır.
 Diğer erken belirti idrarın ve terin içerdikleri
fenilasetik, Fenillaktik ve fenilpiruvik asitler nedeniyle
fare gibi kokmasıdır.
 Tedavi edilmeyen vakalarda 4 üncü ay civarında sinir
sistemi belirtileri ortaya çıkar.
 Çocukların çoğunluğunda ağır zeka geriliği saptanır.
 Tedavi görmeyen bebeklerin ilk yaş sonunda IQ'larında yaklaşık.
50 puanlık bir azalma olduğu tahmin edilmektedir.
 Reflekslerde hiperaktivite gözlenir.
 Tedavi görmeyen hastalar sıklıkla şişman ve yakınlarına
kıyasla açık renklidirler. Pigmentasyon azalmasının
fenilalanin birikimi nedeniyle melanin sentezinin
inhibisyonu sonucu geliştiği, aynı zamanda tirozin
yetersizliğinin de pigmentasyon defektinde rolü olabileceği
düşünülmektedir.
Klasik fenilketonürinin kesin tanısı;
 Plazmada fenilalanin düzeyinin > 20 mg/dl
ve tirozin düzeyinin normal,
 İdrarda fenilalanin metabolitlerinin
(fenilpiruvik ve o-hidroksi-fenilasetik asit)
artmış,
 Diyetten çıkarılmış olan fenilalaninin yeniden verilmesi ile plazma
düzeyinde yükselme,
 Plazmada kofaktör tetrahidrobiopterin konsantrasyonunun normal
olması kriterlerine dayanır.
Genetik
Tedavi
 Fenilalaninhidroksilaz eksikliği en sık görülen
kalıtsal metabolizma bozukluklarından biridir.
 Hastalığın tüm şekilleri otozomal resesif geçiş
gösterir. Fenilalanin hidroksilaz enzimi 12q24 kromozomunda kodlanır ve
beş yüzden fazla mutasyonu bulunmuştur.
 Türkiye fenilketonüri hastalığının en sık görüldüğü
ülkeler arasındadır. Doğan her 4000-4500 çocuktan biri fenilketonürilidir.
Bu oranın yüksek olması akraba evliliklerinin sık olması ile ilgilidir. Bu
oran, bölgeden bölgeye de farklılık göstermektedir. Örneğin, Karadeniz
bölgesinde hastalığın görülme sıklığı 1/2500 gibi yüksek bir orana
ulaşmaktadır.
 Tedavide amaç bir taraftan beyin zararını önlemek
veya minimale indirmek, diğer taraftan diyetle
hiperfenilalaninemiye yol açmayacak,
ancak büyüme ve gelişme için yeterli olacak
fenilalanini sağlamaktır. Bunun için fenilalanini
düşük, diğer aminoasitleri ise normal oranlarda içeren sütlü özel besinler
kullanılır.
Kaynaklar
1-) Neyzi, O. (1993) Pediatri. İstanbul 739-742
2-)Ulusoy Gökkoca F.Z, Baharlı Etiler N. Çocukluk Döneminde Genetik Hastalıkların Epidemiyolojisi ve
Kontrolü. Sağlık ve Toplum, 1999; 3:19-26
3-) Colin D. RUROLPH, Abraham M. RUDOLPH, George E. LISTER, Lewis R. FIRST, Anne A.
GERSHON (2012) Rudolph Pediatri (
Prof. Dr. Murat YURDAKÖK Çev.) 561-562
Sonuç
 Fenilketonüri, genetik geçişli bir hastalık olduğu için akraba evliliği
hakkında toplum eğitilmeli; hastaların ebeveynlerine ise çocuklarının
bakımı ve diyeti hakkında kapsamlı bilgilendirme yapılmalıdır.
Download