Erdoğan Taycan ve ark. 315 _____________________________________________________________________________________________________ Olgu sunumu / Case report Seçici serotonin geri alım inhibitörleri ile Parkinson hastalığı ve parkinsonizm ilişkisi: İki olgu sunumu Serap ERDOĞAN TAYCAN,1 Süleyman DEMİR,2 Feryal ÇAM ÇELİKEL3 _____________________________________________________________________________________________________ ÖZET Seçici serotonin gerialım inhibitörlerinin (SSGİ) parkinsonizm belirtilerine yol açabildiğine ilişkin çok sayıda olgu sunumu olmakla birlikte, altta yatan düzenek tam olarak bilinmemektedir. Hastalarda tedavi öncesi Parkinson hastalığını (PH) düşündürebilecek özelliklerin olması veya aile öyküsünde bu hastalığın bulunması parkinsonizm belirtilerinin hem ortaya çıkmasında, hem de gidişinde öngörücü etkenler olarak ele alınmalıdır. Sunulan ilk olguda çocukluğundan beri yavaş hareket eden, içe kapanık olarak tanımlanan bir hastada parok-setin kullanımı ile birlikte PH gelişmiştir. İkinci olguda ise essitalopram kullanımından sonraki üç ay içinde parkinsonizm belirtileri izlenmiştir. Literatürde paroksetinle PH belirtilerinin ilk kez ortaya çıktığı bir olguya rastlanmazken, essitalopramla ilişkili bir olgu bildirimi vardır. Bu makalede literatürdeki olgular eşliğinde SSGİ ile ilişkili parkinsonizm ve PH gelişiminde söz konusu olası düzenekler tartışılacaktır. (Anadolu Psikiyatri Derg 2011; 12:315-317) Anahtar sözcükler: Paroksetin, essitalopram, parkinsonizm, ekstrapiramidal sistem The relationship of selective serotonin reuptake inhibitors with Parkinson’s disease and parkinsonism: two case reports ABSTRACT In spite of the increasing number of case reports of selective serotonin reuptake inhibitor (SSRI) induced Parkinsonism symptoms; the underlying mechanism is not clearly established. Evidence of Parkinson’s disease (PD) symptoms prior to the treatment or a positive family history must be considered as predicting factors in the appearence as well as the prognosis of parkinsonism symptoms. In the first case presented, PD developed during paroxetine treatment in a patient, who had slowness of motion along with social withdrawal since her childhood. In our second case, parkinsonism symptoms developed with essitalopram within three months. While there are no reports of first presentation of PD with paroxetine, there is only one case to date that reported parkinsonism symptoms with essitalopram. In this paper, we aimed to present two cases and discuss the possible underlying mechanisms of the development of parkinsonism symptoms and PD associated with SSRIs. (Anatolian Journal of Psychiatry 2011; 12:315-317) Key words: Paroxetine, essitalopram, Parkinsonism, extrapyramidal system _____________________________________________________________________________________________________ GİRİŞ Seçici serotonin geri alım inhibitörleri (SSGİ) yan etkilerinin az olması ve iyi tolere edilebilmeleri nedeniyle artan oranlarda kullanılmaya başlanmıştır. İyi bilinen yan etkileri arasında gastrointestinal sistem etkileri (bulantı, barsak hareketlerinde değişiklikler, kilo değişiklikleri gibi), uyku _____________________________________________________________________________________________________ * Bu olgular 46. Ulusal Psikiyatri Kongresi’nde (05-09 Ekim 2010) sunulmuştur. 1 2 3 Yrd. Doç.Dr., Arş.Gör.Dr., Doç.Dr., Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD, Tokat Yazışma adresi / Address for correspondence: Yrd.Doç.Dr. Serap ERDOĞAN TAYCAN, Gaziosmanpaşa Üniv. Tıp Fak. Psikiyatri Anabilim Dalı, 60000 Tokat/Turkey E-mail: [email protected] Geliş tarihi: 29.03.2011, Kabul tarihi: 08.10.2011 Anadolu Psikiyatri Derg 2011; 12:315-317 316 SSGİ’ler ile Parkinson hastalığı ve parkinsonizm ilişkisi: İki olgu sunumu _____________________________________________________________________________________________________ uyku bozuklukları ve cinsel işlev bozuklukları yer alır.1 Yan etkilerden, santral sinir siteminde ve vücutta farklı yerlerdeki farklı serotonin reseptörlerinin sorumlu olduğu düşünülmektedir.2 Ekstrapiramidal sistemle (EPS) ilgili belirtilere genel olarak dopaminerjik sistem üzerine etkili ilaçların neden olduğu bilinse de, SSGİ’nin kullanımı ile ilişkili olarak da rastlanmaktadır.3-5 EPS yan etkileri akatizi, distonik reaksiyonlar, diskineziler, tremor ve parkinsonizm belirtilerini kapsar. Parkinsonizm ekstremitelerde kurşun boru belirtisi, bradikinezi/akinezi, bradimimi/maske yüz belirtisi, adım genişliklerinde azalma ve istirahat tremoru gibi belirtileri içerir.3 Antipsikotik ilaçların nigrostriatal bölgedeki dopamin D2 reseptörleri üzerinde yarattığı baskılanmanın bu tür belirtilere yol açtığı bilinmektedir.2 Nigrostriatal yolaklarda dopaminerjik nöronlara gelen serotonerjik girdiler inhibitör niteliktedir. Özellikle bazal ganglionlardaki 5-HT2A reseptörlerinin aşırı uyarılmasının akatizi, ajitasyon ve akut distonik reaksiyonlara yol açabileceği düşünülmektedir.6 Bu yazıda, belirtileri paroksetin ve essitalopram kullanımı ile ilişkili olabilecek iki olgu sunulacak ve SSGİ’nin kullanımı ile parkinsonizm belirtileri ve PH gelişimi arasındaki ilişki tartışılacaktır. Olgulardan bilgilendirilmiş olur formu alınmıştır. 1. OLGU Yirmi beş yaşında, kadın. Çocukluğundan beri olan içe kapanıklık ve son zamanlarda artan depresif yakınmalarla başvurdu. Bir ay önce benzer nedenlerle başka bir kurumda amisülpirid 200 mg/gün başlanmış ve iki gün kullanmış; yemek yiyememe, yerinden kalkmak istememe gibi etkiler nedeniyle ailesi ilacı kesmiş. Görüşmede göz ilişkisi kurmuyor, alçak sesle konuşuyordu. Çocukluğundan beri yavaş hareket ettiği ve yabancılardan çekindiği öğrenildi. Depresyon ve çekingen kişilik bozukluğu tanıları ile 14 ay paroksetin (20-40 mg/gün) kullanan hasta, depresif belirtilerde düzelme, sosyal işlevsellikte kısmen artış sonrası tedaviyi kendiliğinden 1.5 ay bıraktı; depresif belirtilerin yinelemesi sonucu başvurdu ve yeniden paroksetin önerildi. Bir ay sonra konuşmada yavaşlama, kollarını hareket ettirmeden küçük adımlarla yürüme, salyasının akması gibi yakınmalarla gelen hasta ile kısık sesle konuştuğu, konuşma miktarı azaldığı için tam bir işbirliği kurulamadı. Belirgin maske yüz görünümü vardı. Ekstremite muayenesinde ince tremor ve kurşun boru belirtisi saptandı. Ateş öyküsü olmayan, beyaz küre ve serum kreatin fosfokinaz değerleri normal gelen hastanın diğer biyokimya tetkiklerinde anormal bir sonuca rastAnatolian Journal of Psychiatry 2011; 12:315-317 lanmadı. Beyin manyetik rezonans görüntüleme (MRG), serebral, serebellar atrofi ve periventriküler lökomalazi lehine değerlendirildi. İlaca bağlı parkinsonizm, idiopatik parkinson ön tanıları düşünülerek ailenin isteğiyle, yataklı nöroloji ve psikiyatri servislerinin bulunduğu bir merkeze yönlendirildi. Taburculuk sonrası kurumumuza başvuran hastanın mirtazapin (30 mg/gün) ve sülpirid (50 mg/gün) kullandığının ve parkinsonizm belirtilerinin sürdüğünün görülmesi üzerine ilaçları kesilerek nöroloji bölümüne yönlendirildi. Organisite yönünden Wilson hastalığı ve TORCH enfeksiyonu araştırıldı ve bulunamadı. SSGİ başlanmasından önce de var olan klinik özellikleri ve özgül olarak yorumlanmamakla birlikte, beyin MRG’de saptanan değişiklikler nedeniyle tablonun nörolojik bir temele sahip olduğu ve latent PH belirtilerinin SSGİ kullanımı nedeniyle açığa çıktığı düşünüldü. İdiopatik Parkinson tanısı konulan hastanın pramipeksol dihidroklorür monohidrat tedavisi ile belirtilerinde azalma görüldü. Hasta izlenmektedir. 2. OLGU Atmış sekiz yaşında, kadın. Başvurduğunda üç aydır depresyon tanısı ile essitalopram 20 mg/gün ve alprazolam 0.25 mg/gün kullanıyordu. İki aydır, son haftalarda artan ellerde ve çene dahil tüm vücutta titreme, hareketlerde yavaşlama başlamış. Son hafta bulantı ve kusma eklenmiş. Eşlik eden başka belirtilerin olmaması ve serum elektrolit düzeyleri ve kreatin fosfokinaz ile rutin biyokimya değerleri ile tam kan sayımının normal sınırlarda olması nedeniyle hastada ilaç zehirlenmesi düşünülmedi. Tedaviye başlanmasından sonraki birinci aydan itibaren hareket bozukluğunun gelişmesi ve bulantı, kusma yakınmalarının son bir haftadır tabloya eklenmesi ile annesinde PH öyküsünün bulunması nedeniyle hastada idiyopatik parkinson, ilaca ikincil parkinsonizm ön tanıları düşünüldü. İlaçları bir hafta içinde kesildi ve nöroloji bölümüne danışıldı. İlaçların kesilmesinden sonra iki hafta içinde düzelen hasta, bir ayın sonunda tamamen iyileşti. Bundan sonra hasta randevusuna gelmediği için tedavisi tekrar düzenlenemedi. TARTIŞMA SSGİ’nin kullanımı ile ilişkili EPS belirtileri görülme sıklığı yılda yaklaşık 1000 kişide 1-2’dir.7 Sıralamaları değişmekle birlikte en sık akatizi, distoni ve parkinsonizme rastlanmaktadır.4 Bu belirtilerin ortaya çıkmasını kolaylaştıran risk etkenleri arasında ileri yaş, psikomotor bozuk- Erdoğan Taycan ve ark. 317 _____________________________________________________________________________________________________ luğun varlığı, geçmişte ilaç kullanımı ile ilişkili EPS öyküsü, birlikte veya geçmişte dopaminerjik veya serotonerjik başka ilaç kullanımı, monoaminoksidaz inhibitörü kullanımının kısa süre önce bırakılmış olması, eşlik eden PH (belirtileri aşikar olan veya henüz belirgin hale gelmemiş olan) ve sitokrom P450 izoenim eksikliği sayılmaktadır.5,7,8 Endojen depresyonun, PH gibi bazal ganglion hastalıklarına benzer bazı nörobiyolojik temellere sahip farklı bir alt türünün olabileceği ve bu nedenle bazı depresif hastaların SSGİ kullanımı sırasında EPS belirtileri geliştirmeye daha yatkın olduğu da düşünülmektedir.5 Bu anlamda birinci olgunun öyküsünde geçmişten beri olan yavaş hareket etme, kısık sesle konuşma gibi özellikler düşünüldüğünde bu açıklamaya kısmen benzerlik göstermektedir. Literatürde paroksetin kullanımı ile ilişkili serotonerjik sendrom, akatizi ve tardiv diskinezi olguları vardır;9-11 fakat paroksetin kullanımı ile PH geliştiği bildirilen bir olguya rastlanmamıştır. Sunduğumuz hastanın geçmişte de olan yavaş hareket etme, alçak sesle konuşma gibi davranışlarının PH’nın öncül belirtileri olabileceği, antipsikotik ve antidepresan ilaç kullanma öyküsünün PH gelişimi ile ilişkili olabileceği düşünülmektedir. Psikiyatrik ilaçlarının kesilmesine rağmen dopaminerjik tedavi alana dek belirtilerin düzelmemesi, hastanın kısıtlı bir dopamin rezervine sahip olduğunu ve SSGİ kullanımının PH gelişimini hızlandırıcı veya kolaylaştırıcı bir etki- de bulunduğunu düşündürmektedir. Essitalopramla ilişkili serotonerjik sendrom, akut diskinezi ve okülojirik distoni bildirimleri var12,13 Sunduğumuz ikinci hastada hareketlerde dır. yavaşlama ve işlevselliği önemli ölçüde etkileyen tremor belirtilerinin essitalopram kullanımıyla başlaması ve kesilmesiyle tamamen düzelmesi, ilaçla ilişkili olduğuna işaret etmektedir. Hastanın ailesinde PH öyküsünün bulunması, 65 yaşından büyük ve kadın olması literatürdeki özelliklere benzerlik göstermektedir. Sunduğumuz olgular SSGİ’nin kullanımı ve parkinsonizm ilişkisi üzerine literatürdeki bilgilerle benzerdir. Ayrıca bazı özelliklere sahip hastalarda SSGİ kullanımının altta yatan PH’nın ortaya çıkmasını kolaylaştırıcı etkide bulunması da üzerinde durulması gereken bir konudur. Dopaminerjik sistemle ilişkili olduğu bilinen parkinsonizm belirtilerinin SSGİ ile ilişkisi konusunda en çok vurgulanan açıklama, serotoninin merkezi dopaminerjik sistem üzerindeki baskılayıcı etkisidir. Özellikle parkinsonizm belirtileri ile SSGİ kullanımı arasındaki zamansal ilişki, yan etkinin geliştiği hastalarda idiopatik parkinson için risk etkenlerinin bulunmayışı ve ilaç kesilmesinin ardından belirtilerde düzelme olması bu ilişkiyi 14 destekleyen gerekçeler olarak tartışılmaktadır. Bu yan etki riskinin SSGİ’nin kullanımına engel oluşturmadığı düşünülse de, özellikle vurgulanan risklere sahip hastaların izlenmelerinde olası belirtiler açısından dikkat edilmesi önerilir. KAYNAKLAR 1. Hariri AG, Ceylan ME. Depresyonda ilaç tedavisi: Özgül serotonin gerialım engelleyicileri. Duygudurum Dizisi 2003; 7:339-345. 2. Stahl SM. Temel Psikofarmakoloji Nörobilimsel Temeli ve Pratik Uygulamaları. B Taneli, Y Taneli (Çev.), İstanbul, Yelkovan Yayıncılık, 2003, s.222-405. 3. Haddad PM, Dursun SM. Neurological complications of psychiatric drugs: clinical features and management. Hum Psychopharmacol Clin Exp 2008; 23:15-26. 4. Nguyen N, Pradel V, Micallef J, Montastruc JL, Blin O. Drug-induced parkinsonism syndromes. Therapie 2004; 59:105-112. 5. Lane RM. SSRI-induced extrapyramidal side-effects and akathisia: implications for treatment. J Psychopharmacol 1998; 12:192-214. 6. Arnone D, Hansen L, Kerr JS. Acute dystonic reaction in an elderly patient with mood disorder after titration of paroxetine: possible mechanisms and implications for clinical care. Psychopharmacol 2002; 16:395-397. 7. Ozalp E, Soygur H, Cankurtaran ES, Turhan L, Cekic T, Akarsu ES, et al. Sertraline, escitalopram and tianeptine related abnormal movements but not with bupropion: a case report. Prog Neuropsychopharmacol Biol Psychiatry 2006; 30:1337-1339. 8. Hedenmalm K, Güzey C, Dahl ML, Yue QY, Spigset O. 9. 10. 11. 12. 13. 14. Risk factors for extrapyramidal symptoms during treatment with selective serotonin reuptake inhibitors, including cytochrome P-450 enzyme, and serotonin and dopamine transporter and receptor polymorphisms. J Clin Psychopharmacol 2006; 26:192-197. Terao T, Hikichi T. Serotonin syndrome in a case of depression with various somatic symptoms: the difficulty in differential diagnosis. Prog Neuropsychopharmacol Biol Psychiatry 2007; 31:295-296. Hansen L, Wilkinson DG. Drug induced akathisia, suicidal ideation and its treatment in the elderly. Int J Geriatr Psychiatry 2001; 16:231-233. Botsaris SD, Sypek JM. Paroxetine and tardive dyskinesia. J Clin Psychopharmacol 1996; 16:258-259. Muthusami S, Basu S, Kumar A, Dash A. Acute dyskinesia and extrapyramidal disorder in a child after ingestion of escitalopram. J Child Adolesc Psychopharmacol 2009; 19:317-318. Erdoğan S, Çizmeci P, Akçalı D, Bolay H. Essitolopram metoklopromid etkileşimi: Bir vaka sunumu. Klinik Psikofarmakoloji Bülteni 2009; 19(Suppl.1):S217-S219. Miletic V, Relja M. Citalopram-induced parkinsonian syndrome: case report. Clin Neuropharmacol 2011; 34:9293. Anadolu Psikiyatri Derg 2011; 12:315-317