SAĞLIK BAKANLIĞI’NCA YAPILAN KARADENİZ BÖLGESİ KANSER ARAŞTIRMALARININ (?) HALK SAĞLIĞI-ÇEVRE SAĞLIĞI EPİDEMİYOLOJİSİ YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ Umur Gürsoy Halk Sağlığı Uzmanı 24 Mart 2007, Antalya KAYNAKÇA 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. 10. 11. www.facsnet.org/report_tools/guides_primers/risk/chap1.html, “Risk Handbook Chapter 1”, 21/01/1994 tarihinde yapılan ziyaret Gürsoy, U. (2004), “Enerjide Toplumsal Maliyet ve Temiz ve Yenilenebilir Enerji Kaynakları”, Türk Tabipleri Birliği, Ankara. Soyberk, Ö. (1985), “Nükleer Bir Kazada Çevre Kirlenmesi ve Toplum Sağlığı Sorunları”, Çevre’85 Çevresel Etki Değerlendirmesi Sempozyumu, 5-7 Haziran 1985, İzmir, Dokuz Eylül Çevre Mühendisliği Bölümü. WHO (1995), “Health Consequences of the Chernobyl Accident. Result of the IPHECA Pilot Projects and Related National Programmes Summary Report, Geneva. http://www.progettohumus.it/RicercaGen/SimIncidente/VideoSim/Documents/DepCesio.gif “20. Yüzyılında Çernobil Serisi”, http://www.taek.gov.tr/cernobil/giris.html 19.03.207 tarihinde ziyaret. 1. Türkiye’de Çernobil Sonrası Radyasyon ve Radyoaktivite Ölçümleri, 70 sayfa, kaynakçası yok. 2. Sağlık Bakanlığı Bilimsel Kurul Raporu, 136 sayfa, kaynakçası yok. 3. TBMM Araştırma Komisyonu Raporu, 108 sayfa, kaynakçası yok. 4. Tekrarlanmış doküman 5. Çernobil Kazasının Ülkeler Üzerindeki Etkileri, 70 sayfa, kaynakçası var. 6. 1. dokümanın tekrar elektronik ortamda yazılmış hali. 7. Türkiye İçin Doz Değerlendirmeleri, 68 sayfa, kaynakçası var. Bockris, J. O’M., Veziroğlu, N. T., Smith, D. (1993), “Güneş Enerjisi”, İletişim Yayınları, Cep Üniversitesi Dizisi, İstanbul. Collins, J. C. (1979), “Health Hazards of Ionizing Radiotions and Radioactive Substances”, in Hobson, W. (ed. by), The Theory and Practice of Public Health, Fifth Ed., NewYork, Toronto, Oxford University Press. 6 nolu kaynakta 7. “Türkiye İçin Doz Değerlendirmeleri”. European Commission (1996-2001), “ExterneE; Externalities of Energy-Methodology Annexes”, http://externe.jrc.es/ adresine 21.05.2003 tarihinde yapılan ziyaret.European Commission, sayfa::15-35 T.C. Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesi Başkanlığı, éKaradeniz Bölgesi Kanser ve Kanser Risk Faktörleri Araştırmasıé, 2006. Çernobil Nükleer Santralı Kazası’nın Türkiye’ye Etkileri Yapılması gereken, önemli bir iş vardı. Herkes, birisinin bu işi yapacağından emindi. Gerçi işi herhangi biri de yapabilirdi, ama hiç kimse yapmadı. Herkes, herhangi birinin bu işi yapabileceğini düşünüyordu, ama hiç kimse herkesin yapamayacağının farkında değildi. Sonunda herhangi birinin yapabileceği bu işi hiç kimse yapmadığı için herkes birbirini suçladı. Anonim Karşı çıkmak her zaman yalnızlıktır. İlhan Berk Karadeniz Bölgesi Kanser ve Kanser Risk Faktörleri Araştırmaları Ulusal Kanser Danışma Kurulu Prof. Dr. İbrahim Güllü Ulusal Kanser Danışma Kurulu Başkanı Karadeniz Bölgesi Kanser Çalışmaları • Hane Halkı Çalışması • Son 10 yıllık kanser verilerinin değerlendirilmesi • Troid kanseri çalışması • Biyolojik doz tayini Hane Halkı Çalışması • Edirne, Rize (Risk bölgeleri) Isparta (Kontrol bölgesi) • 73.470 kişi Kanserli hasta:333 Ölen hasta: 1027 • Her 2 bölge için ‘kaba kanser görülme oranı’ 1.85 Troid kanseri çalışması • Large Mitokondri Delesyonları(LMD) • Karadeniz: 119 hasta.....32 LMD • Kontrol: 64 hasta.....38 LMD • BRAF V600E Mutasyonu • Karadeniz: 12 hasta..... 1 mutasyon • Kontrol: 18 hasta..... 2 mutasyon KARADENİZ BÖLGESİ KANSER HASTALARINDA SİTOGENETİK TEKNİKLERLE BİYOLOJİK DOZ ÇALIŞMASI Bölge insanının kromozom hasarlarında, Çernobil’den etkilenmemiş kontrol bölgelerindekinden farklılık söz konusu mudur? KARADENİZ BÖLGESİ KANSER HASTALARINDA SİTOGENETİK TEKNİKLERLE BİYOLOJİK DOZ ÇALIŞMASI • 58 kişiden kan örneği alınmıştır. • Kromozom Aberasyon (CA) ve mikronukleus (MN) analizi için kültürler yapılmıştır. • SONUÇ: 9 hastada disentrik aberasyona rastlanmıştır. Ancak bu kişilerin teşhis amacıyla radyasyon aldıkları anlaşılmıştır. • Elde edilen verilerle, son 2-3 yıl içinde ‘tıbbi amaçlı olanlar dışında’ kromozom hasarlarında radyasyon etkisine rastlanmamıştır. ÖZET Hane halkı çalışması, Tiroid kanserindeki hücresel düzeyde yapılan çalışmalar ve biyolojik doz çalışması; Karadeniz bölgesinde Çernobil etkisiyle kanser arasında bir ilişkinin olmadığını bilimsel olarak ortaya koymaktadır. Kanser sıklğındaki artış (Ankara, Samsun, Antalya, Erzurum, Trabzon, İzmir, Edirne, Eskişehir) 160 140 120 100 80 60 40 20 0 1999 2000 2001 2002 2003 Beklenen Kanser kayıtçılığındaki gelişme ile ilişki KARADENİZ BÖLGESİ KANSER ve KANSER RİSK FAKTÖRLERİ ARAŞTIRMASI HANE HALKI ÇALIŞMASI Prof. Dr. Nazmi Bilir Hacettepe Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı 16 Ağustos 2006 HANE HALKI ÇALIŞMASI • Amaç: • Kanser sıklığının değerlendirilmesi • Kanser risk faktörlerinin incelenmesi • Kanser konusunda bilgi düzeyinin saptanması • Araştırma illeri • Rize – Cs düzeyi TR ortalaması üzerinde • Edirne – “ “ “ “ “ “ • Isparta – Cs düzeyi sıfır – “kontrol” bölge HANE HALKI ÇALIŞMASI İller Sayı Yüzde Rize 10230 53,3 255 1,3 8726 45,4 19211 100,0 Ardeşen 2880 Fındıklı 2898 Pazar 4452 Edirne Merkez Isparta Atabey 1114 Eğirdir 6436 Aksu 1176 Toplam HANE HALKI ÇALIŞMASI Bilgi toplanması • FORM – A • Bütün hanelerde • Sosyodemografik bilgiler • Kanser bilgileri • Hanede kanser varlığı • Kanser nedenleri bilgisi • Kanserden korunma yöntemleri bilgisi • FORM – B • Kanserli hanelerde • Her hasta ile ilgli bilgiler • Demografik özellikler • Kanserin türü • Tanı ve tedavi bilgileri • Etkilenimin ölçülmesi, her çevre etkeninden belki daha çok, çekirdeksel enerjide risk değerlendirmesi ve toplumsal maliyetlerin hesaplanmasının temel bileşenidir (1)(http//www.facsnet.org). • Etkilenimin sınıflandırılması (kısa, uzun), etkenin mutasyon yapıcılığı (mutagenity), kanser yapıcılığı (carsinogenity), dölütte sakatlık yapıcılığı (teratogenity) konularında bilinenlerin ışığında çekirdeksel santraller için risk daima vardır. • Ancak bu risk önceden hesaplanamaz. Çünkü her kazada farklı oranlarda ışınım ve ışınımetkin izotop salınımı olur (2). • Bir çekirdeksel kazada sayıları birkaç yüzü bulan sayıda ışınımetkin madde, kazanın başlamasında 30 dakika ile 30 saat içerisinde çevreye salınır. Bunlardan sadece 54 adedinin yarılanma ömürleri 25 saatin üzerindedir (Soyberk, Ö.;1985)(3). • 26 Nisan 1986 tarihinde Türkiye’nin en yakın kıyısına yaklaşık 1000 km uzaklıkta, Ukrayna’nın Kiev Kenti yakınlarındaki Çernobil Nükleer Santralı’nda o güne kadar dünyanın en büyük nükleer kazası oldu. • Yine de Çernobil Kazası sonrasında (yakın dönemde en fazla kirlenen bölgelerin) oluşan radyasyonlu bulutlara bağlı yağan radyasyonlu yağmur nedeniyle Çernobil’den 300 km uzaklıktaki iki yerleşim yeri olduğu ve Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombalarının 200 katı ışınım taşıyan radyasyonlu bulutun dünyayı iki kez dolaştığı bilinmelidir (WHO; 1995:3-22)(4). • Çernobil kaynaklı radyasyon yüklü bulut dünyayı iki kez dolaşırken 03 Mayıs ve 07-09 Mayıs tarihlerinde olmak üzere Türkiye’ye de iki kez uğradı (5). • Kazadan sonra havaya salınan radyoizotopların en önemlileri İyot-131, Sezyum-134 ve Sezyum137 ise de kazadan etkilenen ülkelerde havada ve radyoaktif yağış olarak rutenyum-103, rutenyum-106, lantan-140, baryum-140, tellür-132 oldukça yüksek miktarlarda bulunmuş; ayrıca niobyum-95, zirkonyum-95, seryum-141 ve seryum-144 de ölçülmüştür (6). Sadece Karadeniz bölgesi değil • Çernobil’de Türkiye riski değerlendirememiştir, yönetememiştir ve iletememiştir. • Halen de bu durum geçerlidir • 1986 yılı öncesindeki 67 ilimizin sadece 42 ile ait (doğal radyasyon) (hava) ölçüm verisi olduğundan (35’sının adı tarafımızdan biliniyor) sadece 42 ilin Çernobil sonrası radyasyon artışı karşılaştırılabilmiştir (6). 1986 öncesinden kalan 25 İlimize eklenen 14 yeni ilimizle birlikte 39 ilimizde yeni ölçümler eskilerle karşılaştırılma şansından yoksundur. • Kaza sonrası 26 ilimizde ölçüm yapılmamıştır. • Kaza sonrası TAEK’in elindeki insan gücü ve ölçüm aygıtları yetersizliği nedeniyle ölçümler çok geç, nitelik ve nicelik bakımından yetersizdir ve ülkeyi temsil etmez 86 sonrası • Kaza sonrası 26 ilimizde ölçüm yapılmamıştır: • Ağrı, Aksaray, Ardahan, Batman, Bayburt,Bingöl, Burdur, Çankırı, Çorum, Erzincan, Gümüşhane, Hakkari, Iğdır, K. Maraş, Karabük, Kilis, Muş, Nevşehir, Niğde, Osmaniye, Siirt, Sivas,Şırnak, Tokat, Uşak ve Yalova • TAEK Çernobil’i 57 kişiden oluşan bir ekiple yönet(eme)miştir (6). • Bu ekip • • • • • • • • Kaza yönetimi, İdari sekreterya hizmetleri, Uluslararası ilişkiler, Trakya ve Doğu Karadeniz başta olmak üzere ülke çapında ölçümler ve örnek toplama işlemlerinin gerçekleştirilmesi, Doz ve risk hesaplaması, Ölçüm ve hesaplama sonuçlarına göre teknik kararların verilmesi İthal ve ihraç edilen gıdaların etkin kontrolunu temin etmek üzere gümrüklerde ve ihracatçı birliklerinde radyasyon ölçümleri ve radyasyonsuz (radyasyondan ari) belgesi düzenlenmesi hizmetleri, Basın ve halktan kişilerce talep edilen her türlü sözlü ve yazılı bilginin verilmesi işlerini yapmıştır. 1986 Öncesi Doğal Arkaplan Radyasyon Ölçümü Durumu 1986 (Çernobil Kazası) Öncesi Ölçümü olan 42 ilden kamuoyuna açıklanan 35 adedi 1986 (Çernobil Kazası) Öncesi Ölçümü olmayan ve veya bilinmeyen diğer 46 ilimiz 1986 yılından sonra oluşan iller (14 adet) (Hiçbirinde ölçüm yok) Böyle bir kazadan sonra yalnız bedenen değil aynı zamanda toplumsal ve ruhsal yönden bireylerin tam iyilik halini bozan gelişmeler beklenir • • • Düşük dozda ve uzun süreli alınımlarda onlarca yıl sonra çıkabilen ölçülebilir karsinojenik ve genetik etkiler söz konusudur. Ayrıca yapılan araştırmalar ışınımın yaşlanmayı arttırdığını ve doğal ömrü kısalttığını göstermiştir. Çekirdeksel (nükleer) kaza kurbanları ortalama ömürlerinden yaklaşık 20 yıl kaybederler (Bockris, O’M., ve ark.;1993) (7). • • Kanser oluşumu, etkenle karşılaşıldıktan ortalama 20-40 yıl içinde ortaya çıkar. Bu süre lösemilerde etkenle sunuk kalınmayı takibeden 1-10 yıl; mesane kanserlerinde ise 45 yıldır. • • Radyasyon nedenli mutasyonların kanser nedeni olması için 50 yıldan fazla zaman geçmesi gerekir. • İngiltere’de yapılan araştırmalar sonucunda toplum için bir yılda almasına izin verilen yüksek ışınım dozunun beşte biri kadar fazla bir ışınım alınması: • genel toplumdaki kan kanseri görülme sıklığında % 4; • tüm kanserlerin görülme sıklığında % 0,5’lik • ve ilk nesilde sakatlık görülme sıklığının da % 0,02 oranında artacağını göstermiştir (Collins, J. C.;1979:205)(8). • Bu veriden hareket edilirse Türkiye genelinde açıklanan, Çernobil Kazası sonrası yıllık toplumsal doz artışı (60 mrem) (sadece bir yıl için) (4), İngiltere araştırmasındaki bulguların yaklaşık altı katı olduğuna göre Türkiye’deki kan kanseri artışlarında % 24’lik, tüm kanserler sayısında ise % 3’lük bir artış beklenebilir. • Tabii ki bu artışın bir yılda ve her yıl eşit oranlarda gerçekleşmesi beklenmez. Bu oranları kullanarak ve Türkiye’nin kanser istatistiklerinin değişmeyeceği varsayımı ile bir yıllık kanser olgusundaki artışı ve 50 yıllık artışı çok kabaca tahmin edebiliriz. • Uzmanların en az kanser insidansı olarak değerlendirdikleri resmi kanser görülme sıklığına göre (1998’de toplam kanserli sayısı: 36 082, görülme sıklığı: yüzbinde 55,77; 1999’da kanserli sayısı: 25 942, görülme sıklığı: yüzbinde 39,41) (5), ülkemiz gibi (gelişmekte olan) ülkeler için Dünya Sağlık Örgütü’nce (DSÖ) yüz binde 150-350 olarak tahmin edilen kanser oranlarıyla (6) Türkiye’nin kanser olgusu sayısının en azıyla 80-90 bin (2000 yılı için kuramsal olarak, tahmini toplam nüfus 65 milyon üzerinden 98 629 en fazla 230 134 ortalama 164 381 kişi) olması beklenmektedir[2]. • Bu durumda sayıları yuvarlatarak ve 50 yılda Türkiye’nin nüfusunun ve kanser görülme sıklığının hiç artmayacağı varsayılarak ve Çernobil Kazası’ndan sonraki bir yıldan başlayarak (1987) 2037 yılına kadar diğer kanser nedenlerinden bağımsız olarak (ve en düşük olasılıkla) yıllık ek kanser olgusu artışının yani Türkiye’nin sadece Çernobil Kazası’ndan gelen sadece yıllık kanser yükünün yaklaşık 2 960 ila 6 904 (ort. 4 932) kişi olacağı sonucuna varmaktayım. • Böylece, 2037 yılında, Çernobil Kazası’nın beklenen etkileri kuramsal olarak yok olduğunda Türkiye’nin Çernobil Kazası’ndan gelen 50 yıllık hastalık yükü sadece kanserlerde ortalama 246 590 kişi olacaktır. • Yani kanserli sayısı yıllara göre artmazsa 2037 yılına kadar beklenen ortalama yaklaşık 8,2 milyon kanser vakasına ek fazladan 246 590 kanserlimiz; toplam 8,46 milyon kanserlimiz olacaktır. • Çocukluk Çağı (ÇÇ) lösemi görülme sıklığındaki İngiltere araştırmasına göre ve önceki paragraftaki Türkiye kişi başına ışınım miktarı artışına göre % 24 olan kan kanseri görülme sıklığı artış oranından giderek yılda yaklaşık 483 olan lösemili sayısı Çernobil nedenli 116 lösemili çocuk eklenmesi ile 599 kişi olması en iyi olasılıktır. • Böylece Türkiye’nin var olan ÇÇ lösemi olgularına ek Çernobil Kazası’ndan gelen 50 yıllık ÇÇ lösemisi yükü en iyi olasılık hesaplarıyla 5 800 kişidir. • Kendi kayıtları ve maliyet hesaplarına güvenilemeyen ülkeler için bir başka ülke için geçerli olan ölüm ya da hastalık maliyeti üzerinden iki ülkenin satın alma gücü paritesi (SGP) oranları farkı üzerinden, güvenilir olmayan ülke için ölüm ve hastalık maliyeti hesaplanabilmektedir. • Son hesaplamalara göre, AB’nin en fakir ülkesi olan Türkiye’nin AB’ye üye 25 ülkenin satın alma gücü paritesine (SGP) göre kişi başına milli gelir ortalamasının temel (% 100) alınması halinde Türkiye’nin kişi başına milli geliri AB ortalamasının % 29’u kadardır (23). • Bu durumda AB için yapılan, örneğin bir kanser ölümünün maliyeti bilinirse Türkiye’de aynı nedenli kanser ölümünün maliyeti onun % 29’u olarak hesaplanmaktadır. Enerji Yakıtlarından Kaynaklanan Sağlık Etkilerinin ECU1 Cinsinden Değeri (10) Radyasyona bağlı Etkinin Sonucu Ölümler (her olgu) Kronik hastalık Ölümcül olmayan kanserler Kötü huylu tümörler Değeri 3 100 000 1 200 000 450 000 450 000 (1) 1995 kuruyla Kaynak: European Commission (1996-2001), “ExterneE; Externalities of Energy-Methodology Annexes”, http://externe.jrc.es/ adresine 21.05.2003 tarihinde yapılan ziyaret.European Commission, sayfa::15-35 • Türkiye için ışınıma bağlı bir ölümün maliyeti 899 000 Euro (1 348 500 YTL); bir kanserin maliyeti ise 130 500 Euro (195 750 YTL4) olarak hesaplanabilir. İlk bölümdeki Çernobil Kazası’nın kanser yükü üzerinden Türkiye için Çernobil nedenli ek kanserlerin yıllık toplumsal maliyeti kabaca 130 500 X 4 932 = 643 626 000 Euro olarak ortaya çıkar. • Meraklısı için şu kadarını söyleyelim; Türkiye’nin hesaplamalarımıza göre Çernobil Kazasıı’ndan gelen bir yıllık kanser yükü yaklaşık 3 631 6524 Euro olan (2005) Sağlık Bakanlığı bütçesinin 177 katıdır (25). Çernobil nedenli sadece Türkiye toplam kanser artışının 50 yıllık toplumsal maliyeti ise bunun elli katıdır. “Karadeniz Bölgesi Kanser ve Kanser Risk Faktörleri Araştırması” Sağlık Bakanlığı Araştırması • Arkasında Türkiye Cumhuriyeti’nin Sağlık Bakanlığı olan ve iki yıl süren büyük bir araştırmadır. • Hal böyle olunca adında araştırma yazan bir çalışmanın bilimsel araştırma kural ve ilkelerine başlangıçta, uygulama ve araştırma sırasında ve rapor aşamasında uyması beklenir. • Oysa kısa birer özeti dışında araştırma raporu kamuoyundan ve bilim topluluğundan saklanmıştır1. • 1Bildiğimiz kadarıyla bakanlık araştırmasının yaklaşık 450 sayfa tutan ve eleştirimize temel olan raporu Türk Tabipleri Birliği’ne ve tıp fakültesi halk sağlığı anabilim dallarına istenmeden yollanmamıştır. Araştırmanın(?) Bilimsel biçim yönünden ‘Yok’ları • Araştırma projesi ve protokolu, • epidemiyoloji uzmanı olması şiddetle yeğlenen bir ekip (araştırma projesi) başkanı; • araştırma planı, araştırmanın önceden belirlenmiş yazılı amaçları, problemin iyi tanımlanması, hipotezi, • araştırmanın evren ve örnek büyüklüğü ve özellikleri, örnek seçim yöntemi, örneğin evreni temsil edip etmediği, araştırmanın veri toplama ve değerlendirme, rapor yazılımı v.b. ile ilgili ayrıntılı zaman planları, • araştırmanın yapıldığı zaman dilimi ve iklim koşulları; araştırmanın yapıldığı yerleşim yerleri, • araştırma komponentleri arasında ilişki ve plan birliği; • Etik ve yasasal sorunların nasıl çözüldüğü bilgisi, • araştırmanı tipi, avantaj ve dezavantajları, • pilot araştırmasının olup olmadığı, araştırma bütçe ve suspansorları bilgileri yoktur. Bilimsel Biçim ve içerik olarak • Rapor yazımı biçimsel olarak kötüdür ve araştırma bileşenleri arasında uyum birliği yoktur • Klasik araştırma raporunun – – – – – – – Giriş Amaçlar Araç ve yöntem Bulgular Tartışma Sonuç Kaynakça Bölümlerinden sadece bulgular bölümü vardır. Güvenilirlik açısından eksik ve yanlışları (6): “Dayanak noktası olan TAEK ölçümleri güvenilmez” • “Kaza döneminde, Meteorolojik tahminlerden hareketle, mevcut imkanlar azami düzeyde kullanılarak; Trakya ve Batı Karadeniz Bölgesi öncelikli olarak Türkiye genelinde hava, toprak, su, gıda ve diğer pek çok numunede ölçümler yapılmıştır. Bu ölçümlerden bazıları daha sonraki yıllarda da devam etmiştir. • Yüz binlerce ölçüm verisi olmasına rağmen, ışınlanma yollarına bağlı olarak doz hesaplarının yapılabilmesi için gereken sistematik ölçümlerin çeşit ve sayıda yetersiz olması nedeniyle, bazı yerlerde uluslar arası kriterler ve modellere dayalı kabul ve yaklaşımlardan faydalanılmıştır.” (9) • “Kaza sonrası ülkemizde çok sayıda toprak örneği alınmış ve ölçülmüştür. Ancak toplanan örneklerin çoğunun derinlikleri ve toprak özellikleri bilinmediğinden, hesaplarda kıyı şeridimiz boyunca farklı tarihlerde standart yöntemle alınan toprak örneklerinin ölçülen radyoaktivite değerleri kullanılmıştır (26,29,30).” • 1986 öncesi Alınan örneklerin çoğu numune alma standardına uygun olmadığından 1990-1995 ölçümleri formul kullanılarak 1986 için oluşturulmuş kümülatif 1-50 yıllık doz böyle bulunmuş • Ne var ki radasyonun % 90’ı birinci yılda alınmıştır. Havadan solunum hesapları Türkiye’yi temsil etmez • “Havadan solunum yoluyla alınan dozların hesaplanmasında İstanbul için ÇNAEM verileri, Ankara için ANAEM ölçümleri kullanılmıştır.” Sindirim yoluyla iç ışınlanma hesaplamaları Türkiye’yi temsil etmez • “ICRP-56 (1989)’da referans yetişkin modele göre, tiroit dokusunda… kana karışan iyotun %30’u tutulmakta gerikalan % 70’i 0,25 günlük yarılanma ömrü ile vücuttan atılmaktadır. Ancak… iyotu az besinler tüketen bölgelerde…alınan 131 I’un tiroitteki tutulum oranı artacaktır. • …Bebeklerde ve çocuklarda aynı miktarlardak iyot alınmasına rağmen … yetişkine göre yeni doğanlarda 16 kat, 1 yaş ve altında 8 kat, 5 yaş için 4-5 kat fazla olmaktadır.” Sindirim yoluyla iç ışınlanma • Gıda maddeleri tüketim miktarlar bölgeden bölgeye değişiklik gösterir. Ayrıca bölgede üretilen gıda maddelerinin bölge halkı tarafından hangi oranda tüketildiği ve hangi oranlarda başka bölgelerden temin edildiğinin, yapılan değerlendirmelerde dikkate alınması gerekir. • Tarım ürünlerinin hangi sezonda yetiştiği, toplandığı, ve dağıtıldığı da radyoizotopların sebze ve meyvelerdeki derişim dağılımlarını etkiler. • “Ancak, ülkemizin istatistiksel verilerden bu değerlere ulaşılamadığı için hesaplarda Türkiye genelindeki tüketim değerleri esas alınmıştır ve bölgesel tüketim oranlarına bağlı farklılıklar hesaba yansıtılmamıştır.” (örn: karalahana) • Radyoaktif bulutun geçişi sırasında; Edirne 1 Mayıs’ta yağış almıştır. 2 Mayıs tarihinde Edirene’nin Eskikadın, İsmailce, Kapıkule, Enez, ilçe ve köyleri ile Çanakkale yöresi; 3 Mayıs’ta ülkenin güneydoğu kesimleri, 4 Mayıs’ta özellikle Doğu Karadeniz’de Rize-Hopa kıyı şeridi yağış almıştır. • Yağışın en yoğun olduğu yer, 35-45 mm ile Hopa-Pazar olmuştur. 5 Mayıs’ta ise Karadeniz’de yağışların fazla olmadığı gözlemlenmiştir. • 6-7 Mayıs’ta nispeten fazla yağış alan yerler ise Hakkari ve Bitlis olmuştur. Havadan ışınlama hesapları güvenilmez • “Kentte yaşayan yetişkinlerin yıl boyunca günde 5 saati, kırsalda yaşayanların ise 7 saati, bebeklerin her iki durumda da 1 saati dışarıda geçirdikleri kabul edilmiş ve havadan dış ışınlamalar için binaların koruma faktörü yapı malzemesi ve duvar kalınlığına göre değişmekle beraber beton ve tuğla yapı malzemesine karşılık gelen 0,2 faktörü alınmıştır (8).” • Çocukların dış ortam kabulleri yok, nüfusun çoğunluğunu onlar oluşturuyor, oyun çağında dış ortamda daha çok zaman geçirilebilir. Bu konuda TC araştırması yok. • Mayıs ayında kırsal kesim günde 7 saatten fazla bina dışında çalışır. Nüfusun Tarımda iktisaden faal kesimi (çiftçilik, balıkçılık, ormancılık işlerinde çalışan 12 yaş üzeri nüfus) o yıllarda yaklaşık genel nüfusun % 47’si. Havadan ölçümler Türkiye’yi temsil etmez • “Hava radyoaktivite derişimi ölçümü tekniğinin güçlükleri nedeniyle ölçümler TAEK’in Ankara ve İstanbul’daki merkezlerinde yapılabilmiştir.” • “Dış ışınlama yolu ile alınan doz, yeryüzündeki radyoaktivite derişimi veya yerden 1 metre mesafede yapılan ölçüm değerleri kullanılarak hesaplanabilir.” Toprak ve yüzey ışınlanması hesapları güvenilmez • “Tarım alanlarında; ilk zamanlarda çeşitli radyonüklitlerin yüzeyde birikmesi sonucu tarım ürünleri ve bunları tüketen hayvanların ürünlerinde radyoaktif kirlenme gözlenmiştir. • Kazadan sonraki ilk günlerde, 8 gün yarılanma ömrüne sahip olan ve etkisi iki ay kadar devam eden radyoaktif iyotun kirlenmiş ot ve yemlerle beslenen hayvanların sütlerine geçmesi ve özellikle özellikle çocuklarda tiroid dozuna sebep olmuştur….” Toprak ve yüzey ışınlanması hesapları güvenilmez • “…İki ay içinde farklı bitki türleri özellikle yeşil yapraklı sebzeler, büyüme mevsimine ve bu sıradaki topaktaki birikim hızına bağlı olarak doğrudan kirlenmiştir…. • …Daha sonraki dönemde bitki köklerinin topraktan aldığı radyonüklitler, özellikle sezyum izotopları (134Cs, 137Cs) önem kazanmakla birlikte çok daha düşük seviyelerde izlenmiştir. Gıda maddelerindeki sezyum radyoaktivite derişimleri, biriken radyoaktivite miktarının dışında toprak cinsi, toprağın işlenme şekli ve ekosistemin özelliklerine göre de değişmektedir. • “…Yüksek seviyelerde kirlenmiş bölgelerde et, süt ve sebzelerde bulunan 137Cs az miktarda da olsa halen iç ışınlanma dozuna katkıda bulunmaktadır.” • Ülkemizde nüfusun % 30’unun yaşadığı belde ve köylerde ölenlerin sayısı bilinmemekte ve ölüm istatistiklerine sokulmamaktadır. • Ülkemiz en çok görülen, en çok sakat bırakan ve en çok öldüren hastalıklarının sayısını ve dağılımını bilmemektedir. • Yapılan çalışmalar ışığında gelişmekte olan ülkelerden hareketle Türkiye için tahmin edilen kanser görülme sıklığının yüzbinde 150 olması gerekirken ülkemizde saptanan verilere göre kanser görülme sıklığı yüzbinde 33,4155,77 arasında gerçekleşmektedir. DİE Nüfus Bölgelerine Göre Türkiye İl ve İlçe Merkezlerindeki 2000 ve 2003 yılları Ölüm Sayıları ve Ölüm Sayısı Artış Hızları (8) Coğrafi Bölgeler Ölüm Sayısı ve Yılı Ölüm Sayısındaki Artış Yüzdesi 2000 2003 174 315 184 330 5,75 38 600 38 732 0,34 3. Batı Marmara 8 033 8 616 7,26 4. Doğu Marmara 18 164 19 354 6,55 5. Ege 28 093 29 600 5,36 6. Batı Anadolu 23 308 24 898 6,82 7 851 8 729 11,18 18 692 20 103 7,55 9. Batı Karadeniz 9 673 10 872 12,40 10.Doğu Karadeniz 3 777 4 567 20,92 11.Kuzey Doğu Anadolu 3 081 3 276 6,33 12. Orta Doğu Anadolu 4 814 5 035 4,59 10 229 10 548 3,12 1. Türkiye Geneli 2. İstanbul 7. Orta Anadolu 8. Akdeniz 13.Güneydoğu Türkiye'de İl ve İlçe Merkezleri itibarıyla 2000'e göre 2003 Yılı Ölüm Sayısı Artış Yüzdesi (8) Ölüm Sayısı Artışı (%) 25,00 20,00 15,00 Seri 1 10,00 5,00 0,00 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 Coğrafi Nüfus Bölgeleri 1. T ürkiye Geneli, 2. İstanbul, 3. Batı Marmara, 4. Doğu Marmara, 5. Ege,6. Batı Anadolu, 7. O rta Anadolu, 8. Akdeniz, 9.B. Karade niz , 10. D. Karade niz , 11. Kuzey Doğu Anadolu, 12. Orta Doğu Anadolu, 13. Güney Doğu Anadolu TAEK 20. Yıl önerileri • Hane halkı çalışmalarının kaza tarihinde çocuk olanları kapsayacak şekilde yaygınlaştırılması, • Daha gerçekçi doz hesaplarını yapılabilmesi için bölgesel ve yaşa özel gıda tüketim ve bölgesel yaşam alışkanlıkları (bina, açık havada geçen süre vb) kapsamlı istatistiklerinin yapılması; • Ülke genelinde gıda ve çevre örneklerinin alınımının yaygınlaştırılması ve sürdürülmesi Bizim Temel Önerilerimiz • Özerk ve multidisipliner bir halk sağlığı okulu kurulmalı ve ulusal araştırmalar bu kurum tarafından yapılmalıdır. • Sağlık Bakanlığı ve İl teşkilatı bakımından sağlık yönetimi halk sağlığı uzmanlarına ve doktorlarına bırakılmalıdır; • Üniversite tıp fakültelerinin halk sağlığı eğitim ve araştırma bölgeleri eski (Hacettepe Etimesgut ve Kazan örneklerindeki gibi) statüleri ile yeniden açılmalıdır; • Tıp fakültelerinin tamamında halk sağlığı ana bilim dalları kurulmalı ve ileri dallarda tıpta uzman ve doktora eğitimi verecek düzeyde standart yeterli eğitici kadroları ile desteklenmelidir. • Hekimler tam gün çalıştırılmalı ve sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesinden vaz geçilmelidir. • Sağlık hizmetlerinin sosyalleştirilmesi yasasının değişmemiş ilkeleri ile gerçekleştirilmelidir. • Sağlık Bakanlığı bütçesi genel bütçenin % 5’in üzerinde seyretmeli, % 10 olmalıdır. Yararlanılan KAYNAKÇA 1. Feyerabend, P., “Akla Veda”, Ayrıntı Yayınları, 1995, İstanbul, Türkiye. 2. Fitzpatrick, M., Bonnefoy, X. (1999) Guidance on the Development of Educatioal and Training Curricula. Environmental Health Services in Europe-4, Copenhagen: WHO Regional Publications, Euopean Series, No:84. 3. Gochfeld, M. (1992), “Environment Risk Assessment”, in Last, J. M., Wallace B. R. (ed. by), Cannor, E. B-C....(at al.), (ass. Ed. by), Maxcy-Rosenau-Last Public Health and Preventive Medicine, 13th ed., U.S.A.: Prentice-Hall International Inc. 4. Gürsoy, U. (2004), “Enerjide Toplumsal Maliyet ve Temiz ve Yenilenebilir Enerji Kaynakları”, Türk Tabipleri Birliği, Ankara. 5. Milliyet Gazetesi. (1992), “Her Yanımız Çernobil”, 29 Aralık 1992. 6. Etiler, N., Çolak, B., Demirbaş, İ., “Kocaeli Üniversitesi Hastanesi’nde Bildirilen Ölüm Nedenlerinin Güvenilirliği”, http://www.tutfd.org/pdf/pdf_TTF_24.pdf adresine yapılan ziyaret., 7. IŞIK, A. F., DEMİREL, B., ŞENOL, E., “Bildirilen Ölüm Nedenleri “Gerçek Ölüm Nedeni” mi?”, Adli Tıp Yıl: 2004 / Cilt : 1 / Sayı: 1, http://www.turkiyeklinikleri.com/makale.asp?islem=Makale&Makale_id=5905&Dil=Ing&Kelime, 8. DİE. (2005),“İBBS’ye Göre Ölümler”, http://www.die.gov.tr/yillik/04_Demografi.pdf adresine 02.08.2005 tarihinde yapılan ziyaret. 9. Gürsoy, U. “Çernobil’den Gelen Hastalık Yükü ve Toplumsal Maliyet”, Bilim ve Gelecek Dergisi, Sayı: 19, Eylül 2005. 10. WHO (1987), “Nüclear Power: Accidental Relaeses-Practical Guidanca for Public Health Action”, Report on a WHO Meeting, 1-4 October 1985, Mol, Belgium, WHO, 11. Pekünlü, R., “Heisenberg Belirsizlik İlkesi: Kim Ne Dedi? Kuantumcular Nasıl Aslan Avlar!”, Bilim ve Gelecek Dergisi, Haziran 2005, Sayı: 16:47-57, 2005. 12. Bilim ve İktidar. Mayor, F., Forti, A., 4. basım, TÜBİTAK Popüler Bilim Kitapları, 1997. Yararlanılan diğer KAYNAKÇA 1. Collins, J. C. (1979), “Health Hazards of Ionizing Radiotions and Radioactive Substances”, in Hobson, W. (ed. by), The Theory and Practice of Public Health, Fifth Ed., NewYork, Toronto, Oxford University Press. 2. Dvorak, V. (1992), “Ionizing Radiation”, in Last, J. M., Wallace B. R. (ed. by), Cannor, E. B-C....(at al.), (ass. Ed. by), Maxcy-Rosenau-Last Public Health and Preventive Medicine, 13th ed., U.S.A. Prentice-Hall International Inc. 3. Gürsoy, U. (1999), “Dikensiz Gül Temiz Enerji”, İskenderun Çevre Koruma Derneği Yayını, İskenderun. 4. WHO. (1994), “Nuclear Power and Health”, WHO Regional Publications European Series No. 51, Copenhagen. 5. Yülek, G. (1992), “Radyasyon Fiziği (İyonlayıcı ve İyonlayıcı Olmayan) ve Radyasyondan Korunma”, Sek Yayınları, 1992. 6. User Dış Ticaret A.Ş. (1992), “Dünyanın Durumu”, Brown L. R. ve ark. (ed. by), Worldwatch Enstitüsü Raporu, User Dış Ticaret A. Ş., İstanbul. 7. Hobson, W., (1979), “The Theory and Practice of Public Health”, Oxford Pub. 8. Aytekin, F. (1995), Eski Çevre Bakanı, Milletvekilliği döneminde yapılan kişisel telefon konuşması.