saglik-bilgisi-4.

advertisement
Görme Sağlığı
Görme kaybı
Görme hissinin geçici veya kalıcı olarak azalmasına görme kaybı denir.
Çocukluk çağındaki göz bozukluklarının ve hastalıklarının en önemli yanı, erken
dönemde tanınıp tedavi edilmezlerse, ileri yaşlarda tedavinin güç, hatta imkansız
olmasıdır.
Görme doğumdan sonra öğrenilen bir işlev olup, görme keskinliğinin ‘tam’ olarak
nitelediğimiz ideal düzeye ulaşması 3 yaş civarında tamamlanmaktadır. Kırma
kusurları veya görme aksı üzerinde engel oluşturan patolojiler (pitozis, katarakt
gibi) erken dönemde (özellikle ilk 10 yaşta) tanınıp tedavi edilmez ise, tüm yaşam
boyu geri dönüşümsüz olarak göz tembelliği (ambliyopi) oluşmaktadır.
Görme Sağlığı
Göz kontrolleri okul çağının her dönemi için önemli olmasına karşın 10
yaş altı grup için ayrı bir önem taşımaktadır. Bu nedenle göz
kontrollerinin ve taramaların özellikle 4-6 yaş grubunda
yoğunlaştırılması ve yıllık aralıklarla tekrarlanması önerilmektedir.
Göz ile ilgili sorunlara genel yaklaşım
Birinci basamak ve okul hekimliğinde göz enfeksiyonu düşünülen
vakalarda kapak hijyeni ve sıcak pansuman önerisi öncelikli tedavi
önerisi olmalıdır. Antibiyotik gerektiği düşünülen durumlarda ülkemizde
uzun zamandır kullanılan antibiyotiklerin öncelikle kullanılması; hafif ve
orta ağırlıktaki enfeksiyonlarda güçlü antibiyotiklerin tercih edilmemesi,
antibiyotik direnci oluşmaması açısından yararlı olacaktır.
Göz ile ilgili sorunlara genel yaklaşım
Hafif pürülan akıntısı olan, kırmızı göz tablosu oluşturan, görme
bozukluğu ve ağrı oluşturmamış durumlarda birinci basamakta sadece
antibiyotikli göz damla ve pomatlarının kullanılması önerilmektedir.
Antibiyotikli göz damlaları ile 3 gün içinde düzelme olmayan, artmış
pürülan akıntı, göz kapaklarında şişlik, kapak ve göz hareketlerinde ağrı
ile görme keskinliğinin azaldığı durumlarda, hasta mutlaka göz hekimine
yönlendirilmelidir.
Göz ile ilgili sorunlara genel yaklaşım
Üst solunum yolu enfeksiyonları ile birlikte görülen, hafif
çapaklanmalar ve kızarıklık dışında problem oluşturmayan tablolarda ise
göze sıcak su pansumanı uygulanması genellikle yeterli olmaktadır. Sıcak
su pansumanı, temiz gazlı bez veya pamuğun, banyo sıcaklığındaki su ile
ıslatılarak göz kapalı iken göz kapaklarının üzerine hafif bastırılarak
uygulanmasıdır.
Göz ile ilgili sorunlara genel yaklaşım
Göze kum veya başka bir yabancı cisim kaçtığında göz ovulmadan
sadece serum fizyolojik veya temiz su ile yıkanmalıdır.
Kimyasal madde veya kireç yanıklarında da sevk edilmeden önce göz
kapakları iyice açılarak, mümkünse kapaklar çevrilerek 15-30 dakika serum
fizyolojik ile irrigasyon önerilir. Serum fizyolojik yok ise temiz suyun (örneğin
kaynatılıp soğutulmuş) avuca alınarak 15-30 dakika göze uygulanması da,
oluşabilecek hasarın azaltılmasına katkı sağlar
Göz ile ilgili sorunlara genel yaklaşım
Delici göz yaralanması olduğunda veya şüphelenildiğinde sterilite çok
önemli olduğu için göze hiçbir şey uygulamadan (göz damla ve
pomatları dahil), göz üzerine baskı yapmayacak şekilde steril bir ped ile
kapama yapılıp, hemen ileri bir merkeze sevk edilmelidir. Sevk süresi
uzun olacak ise parenteral antibiyotik uygulanması da önerilir
Göz ile ilgili sorunlara genel yaklaşım
Birincil koruma: Okul sağlığı hizmetlerinin temelini oluşturan
koruyucu önlemler göz hastalıklarında da birincil koruma açısından çok
önemlidir. Örneğin beslenme tedbirleri ile A vitamini yetmezliği ve
kseroftalmi, çevre sağlığı ve kişisel hijyen tedbirleri ile trahom ve diğer
göz enfeksiyonları engellenebilir. Çocukluk çağında sık kullanılan saçma
vb. atan oyuncakların da koruyucu gözlük olmadan kullanılmaması
gereklidir. Aile ve çocukların delici oyuncak vb. ile oluşabilecek olası göz
travmalarına karşı bilgilendirilmesi de önemlidir.
Göz ile ilgili sorunlara genel yaklaşım
İkincil koruma: Temel göz muayenesinin periyodik çocuk kontrolleri ile
birleştirilmesi ve göz sağlığı taramaları ile göz hastalıklarının erken tanı ve
zamanında sevki ile geri dönüşümsüz görme kayıplarının engellenmesi
mümkündür.
Göz ile ilgili sorunlara genel yaklaşım
Üçüncül koruma: Görme yetisini tamamen veya kısmen kaybetmiş
çocukların medikal ve sosyal rehabilitasyon programları ile yaşam kalitelerinin
yükseltilmesi ve eğitim olanaklarından yararlanması mümkündür. Az gören
çocukların çeşitli yardımcı gereçler ile (teleskopik ve mikroskopik gözlükler,
büyüteçler, kapalı devre televizyon sistemleri, uygun aydınlatma cihazları)
uzak ve yakın görmelerinin iyileştirilmesi, bunun mümkün olmadığı hallerde
görme dışındaki duyuların kullanılarak (Braille, konuşan kitaplar gibi) okula
devamları (kaynaştırma eğitimi) sağlanmalıdır.
Göz ile ilgili sorunlara genel yaklaşım
• Aynı uzaklıkta bulunan çocuklardan birisi tahtadaki yazıları arkadaşları gördüğü
halde göremiyor ise,
• Çocuk uzağı görmek için gözlerini kısıyor ise,
• Kaşıntı ve belirgin kızarıklık var ise,
• Her iki göz kapak aralığı simetrik değil ise; bir göz kapağı aralığı daralmış ise,
• Çocuk ani olarak görmesinin azaldığını veya kaybolduğunu söylüyor ise,
• Her iki göz aynı yöne doğru bakmıyor izlenimi veriyor ise,
• Çocuk özellikle dikkatli baktığında herhangi bir yöne başını eğiyor ise,
• Derslerine karşı ilgisiz ve başarı düzeyi yetersiz ise,
• göz hastalığı varlığından şüphelenilmeli ve göz muayenesi önerilmelidir.
İşitme Sağlığı
İşitme kaybı
Dış, orta, iç kulak ve işitsel yollarda meydana gelen patolojiler sonucu
çevredeki seslerin algılanamamasıdır. İşitme kaybına erken tanı konulamaması
ve gerekli tedavinin verilememesi nedeniyle, sorunu olan çocukların konuşma
ve anlama becerileri önemli oranda bozulmaktadır. Ergen yaş grubu, gürültü
ve kafa travmalarına bağlı sensörinöral işitme kaybı için risk grubunu
oluşturmaktadır
İşitme Sağlığı
İşitme bozukluklarının tanısının okula başlamadan yapılmasında yarar
vardır. Yenidoğan taramasında normal olduğu halde daha sonraki dönemde
çeşitli nedenlerle işitme kayıpları ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenle işitme
muayenelerinin belli aralıklarla yapılmasında yarar vardır. Ayrıca, ailesinde
işitme kaybı olan bir çocuğun işitme kaybının erken tanısı için izlenmesi
gerekmektedir
İşitme Kaybı Tipleri
a. İletim tipi işitme kaybı: Dış ve orta kulakta meydana gelen patolojilere
bağlı olarak ortaya çıkan işitme kaybıdır. Sesin iç kulağa iletiminde güçlük
vardır.
b. Sensörinöral tip işitme kaybı: Kokleada meydana gelen sesin transfer
ve dönüşümünü engelleyen, periferik sinir yollarını da içine alan işitme
kayıplarıdır.
c. Karışık tip işitme kaybı: Hem orta kulak hem de kokleada meydana
gelen patolojilerin ortaya çıkarttığı iletim ve dönüşüm işlevlerinin
etkilendiği işitme kayıplarıdır
İşitme Kaybı Tipleri
d. İşitsel nöropatiler: Ses enerjisinin koklear dönüşümünden sonraki
işitme yollarından kortikal birincil işitsel alanlara kadar uzanan yollar
üzerinde meydana gelen patolojilerin ortaya çıkardığı işitme kayıplarıdır.
e. Santral işitsel işlemleme bozuklukları: Korteksteki birincil işitsel
alanlarla Wernicke ve Broca alanları arasındaki iletişim bozukluğunun
ortaya çıkardığı işitme işlevi bozukluğudur.
f. İşlevsel işitme kaybı: Organik patoloji olmaksızın ağır ruhsal
travmaların veya ikincil kazanç sağlama çabasının ortaya çıkardığı işitme
kayıplarıdır
Çocuklarda İşitme Kaybının Belirtileri
• Sık geçirilen kulak enfeksiyonları, özellikle tekrarlayan orta kulak
enfeksiyonları,
• Sık tekrarlayan kulak ağrısı,
• Belli sesleri duymada ve sesin yönünü belirlemede güçlük çekme,
• Yüksek şiddetteki seslere daha iyi yanıt verme,
• Sözel komutları yerine getirmede güçlük çekme veya hata yapma,
• Gürültülü ortamlarda işitmede güçlük çekme ve konuşmaları anlamama,
Çocuklarda İşitme Kaybının Belirtileri
• Konuşan kişinin yüzünü gördüğü zaman konuşmayı daha iyi anlaması,
• Konuşan kişiye daha yakın olmayı isteme,
• Televizyon, veya radyonun yüksek sesle ya da yakından dinlenmesi,
• Telefon kullanırken bir kulağın diğerine tercih edilmesi,
• Okul başarısında azalma, dikkat eksikliğidir.
İletim tipi işitme kaybı nedenleri ve
yaklaşımlar
• Dış Kulak Yoluna Ait Nedenler
– Buşon
– Dış Kulak Yolu İltihabı
– Yabancı Cisimler
– Tümör vb. Patolojiler
İletim tipi işitme kaybı nedenleri ve
yaklaşımlar
• Orta Kulak Hastalıklarına İlişkin Nedenler
– Enfeksiyonlar (Orta Kulak İltihabı)
– Enfeksiyon dışı nedenler Travma, Otoskleroz
Sensörinöral (sn) tip işitme kayıpları
Çocuklarda görülen SN işitme kayıplarının %50’si herediterdir. Bunların
da %30’u bir sendromla birlikte olur. Aile öyküsü varlığı çok değerlidir
ve ailede işitme kaybı varlığı sevk ve işitme testi yapılması için yeterli
nedendir.
Sensörinöral (sn) tip işitme kayıpları
Edinsel SN işitme kayıpları:
- Yüksek sese maruz kalma,
- Barotravma,
- Kafa travması,
- Cerrahi komplikasyonları,
- Ototoksik ilaç kullanımı,
- Kabakulak gibi virus enfeksiyonları ve,
- Otoimmün nedenlere bağlı olabilir
İşitmenin Korunması
Erken Tanı
İşitme kaybının neden olduğu gelişimsel ve toplumsal sorunların
önlenmesi, erken yaşta fark edilen işitme sorununun, sağlık çalışanları
aracılığıyla doğru yönlendirilmesi ve uygun zamanda tanı konması ve
tedavi edilmesiyle olasıdır. İşitme kaybına erken dönemde tanı konması
ve tedavisinin planlanması, çocuğun ileri dönemde karşılaşabileceği dil,
konuşma bozuklukları, gelişimsel ve toplumsal sorunların önlenmesinde
anahtar rol oynamaktadır. Ani gelişen bir işitme kaybı, muayene bulgusu
ne olursa olsun acildir. Hastanın bir KBB kliniğine sevkini gerektirir.
İşitmenin Korunması
Kulak Hijyeni: Aileler, öğretmenler ve çocukların kulağı temizlemek,
kaşımak ya da kurulamak amacı ile herhangi bir yabancı cisim (havlu,
tülbent, kulak temizleme çubuğu) kullanılmamasına yönelik
bilgilendirilmesi önem taşımaktadır.
Enfeksiyonlar: Enfeksiyonlardan korunmak için genel temizlik
kurallarına uyulması, orta kulak iltihabına zemin hazırlayan solunum
yolu enfeksiyonlarını engellemek için sınıfların havalandırılması, temiz
tutulması gibi önlemler alınmaya çalışılmalıdır
İşitmenin Korunması
Akustik Travmalar: İşitme kayıplarından korunmak için çocuklara
akustik travma ve gürültünün zararları ile ilgili bilgi verilmeli, okulda
gürültü kirliliği engellenmeli, yüksek sesten korunma gerekliliği
anlatılmalıdır.
Ototoksik İlaçlar: Aminoglikozit türü antibiyotikler, hayat kurtarıcı
olmadığı sürece kesinlikle kullanılmamalıdır.
Ağız diş sağlığı
Okul çağı çocuklarında görülen ağız diş sağlığı sorunları, diş çürüğü, diş
eti hastalıkları, yerleşim bozuklukları, travma ve yaralanmaları
kapsamaktadır
.
Ağız diş sağlığı
Diş Çürüğü
Çocuklarda en sık görülen kronik hastalıktır. Ağız ortamında bulunan
bakterilerin karbonhidratları parçalaması sonucu ortaya çıkan asitlerin
diş dokularında yıkım oluşturması ile ortaya çıkar.
Ağız diş sağlığı
Diş Çürüğü Nedenleri
• Yetersiz florür alımı
• Yetersiz ağız bakımı
• Ailenin kötü ağız sağlığı
• Yoksulluk
• Sık beslenme alışkanlıkları
• Karbonhidrat ağırlıklı beslenme
• Şeker içeren ilaç kullanımı
• İlaç veya radyasyon tedavisi sonucu azalmış tükürük miktarı
Ağız diş sağlığı
Diş Çürüğü Nedenleri
• Diş minesindeki derin oluk ve çukurlar
• Geçmişte çürük öyküsü (Erken çocukluk çağı çürüğü)
• Bazı sistemik hastalıklar (diyabet, serebral palsi, engelli çocuklar vb.)
• Doğuştan anomaliler (yarık dudak-damak vb.)
• Gastro özafageal reflü
• Tükürükte yüksek streptokokus mutans düzeyi
• Azalmış tükürük miktarı
Ağız diş sağlığı
Diş Çürüğünden Korunma Yöntemleri
• Bebeklik çağında ilk diş çıktığı andan başlayarak düzenli aralıklarla diş
hekimi kontrolü
• Erken çocukluk çağı çürüğünden korunmada biberon kullanımının
özendirilmemesi ve kullanılıyorsa bırakılması
• İyi ağız bakımının sağlanması
• Diş fırçalama alışkanlığının dişler çıktığı andan başlayarak verilmesi
Ağız diş sağlığı
Diş Çürüğünden Korunma Yöntemleri
• Düzenli ve dengeli beslenme, ara öğünlerin azaltılması
• Kalsiyum ve Vit. D gibi dişlerin yapısını güçlendiren maddeleri içeren
besinlerin kullanımı (sütün içeriğindeki kalsiyum, fosfor ve kazein
aracılığı ile çürüğü önleme etkisi vardır), ara öğünlerde daha düşük
çürük oluşturma riski olan besinleri kullanmak (havuç, peynir, fıstık,
tahıllar gibi besinlerin alımı tükürük miktarının artışına neden olur)
• Düşük doz düzenli ve sık florür kullanımı
Ağız diş sağlığı
Dişeti Hastalıkları
Dişeti hastalığı terimi, hem gingivitisi (dişeti hastalığı) hem de daha ciddi
bir durum olan periodontitisi (diş etleri ve destek kemiğin hastalığı)
içerir. Dişeti hastalıkları birincil olarak plak birikimi sonucu
oluşmaktadır. Su ile çalkalama ile uzaklaştırılamayan diş plağının her bir
miligramında 200 milyondan fazla bakteri bulunmaktadır.
Ağız diş sağlığı
Dişeti Hastalıkları
Dişeti hastalığı terimi, hem gingivitisi (dişeti hastalığı) hem de daha ciddi
bir durum olan periodontitisi (diş etleri ve destek kemiğin hastalığı)
içerir. Dişeti hastalıkları birincil olarak plak birikimi sonucu
oluşmaktadır. Su ile çalkalama ile uzaklaştırılamayan diş plağının her bir
miligramında 200 milyondan fazla bakteri bulunmaktadır.
Ağız diş sağlığı
Dişeti Hastalıkları
Gingivitis (diş eti hastalığı), çocukluk çağında sıklıkla görülen ve
düzenli, etkili diş fırçalama ile tedavi edilebilen veya önlenebilen bir
inflamatuar hastalıktır. Gingivitiste dişetlerinde kanama, şişlik, boyut
değişiklikleri, plak ve diş taşı birikimi görülürken periodontitiste ağrı,
dişeti çekilmeleri ve dişlerde sallanma görülebilir.
Ağız diş sağlığı
Dişeti Hastalıklarının Nedenleri
• Yetersiz ağız bakımı
• Tedavi edilmemiş diş çürükleri
• Ailenin kötü ağız bakımı
• Yoksulluk
• Sistemik hastalıklar
• Beslenme yetersizliği ( özellikle Vitamin C eksikliği)
• Enfeksiyon hastalıkları ( HIV, AIDS)
• İlaç kullanımı (Dilantin vb.)
Ağız diş sağlığı
Dişeti Hastalıklarının Nedenleri
• İlaç kullanımı (Dilantin vb.)
• Metabolik hastalıklar (Diabet, hipofosfatazya, hematolojik hastalıklar)
• Onkolojik hastalıklar (Lösemi vb.)
• Genetik nedenler ( Down sendromu vb.)
• Kötü yapılmış dolgu ve protezler
• Ağızdan solunum
• Yaralanma
• Sigara kullanımı
Ağız diş sağlığı
Dişeti Hastalıklarından Korunma
• İyi ağız bakımının diş fırçalama ile sağlanması
• Diş ipi kullanımı, diş fırçasının ulaşamadığı dişlerin kontak
noktalarında bulunan diş plağının uzaklaştırılmasında kullanılır. Diş
temasları oluşmaya başladığı 8-9 yaşlarından itibaren diş ipliği
kullanılabilir.
• Diş plağının uzaklaştırılmasında kimyasal ajanlar (gargaralar, sakızlar)
önerilebilir.
• Dişeti hastalığına yatkınlığı olanlarda düzenli aralarla diş hekimliği
kontrollerinin yapılması gerekir.
Download