Görme Sağlığı Görme kaybı Görme hissinin geçici veya kalıcı olarak azalmasına görme kaybı denir. Çocukluk çağındaki göz bozukluklarının ve hastalıklarının en önemli yanı, erken dönemde tanınıp tedavi edilmezlerse, ileri yaşlarda tedavinin güç, hatta imkansız olmasıdır. Görme doğumdan sonra öğrenilen bir işlev olup, görme keskinliğinin ‘tam’ olarak nitelediğimiz ideal düzeye ulaşması 3 yaş civarında tamamlanmaktadır. Kırma kusurları veya görme aksı üzerinde engel oluşturan patolojiler (pitozis, katarakt gibi) erken dönemde (özellikle ilk 10 yaşta) tanınıp tedavi edilmez ise, tüm yaşam boyu geri dönüşümsüz olarak göz tembelliği (ambliyopi) oluşmaktadır. Görme Sağlığı Göz kontrolleri okul çağının her dönemi için önemli olmasına karşın 10 yaş altı grup için ayrı bir önem taşımaktadır. Bu nedenle göz kontrollerinin ve taramaların özellikle 4-6 yaş grubunda yoğunlaştırılması ve yıllık aralıklarla tekrarlanması önerilmektedir. Göz ile ilgili sorunlara genel yaklaşım Birinci basamak ve okul hekimliğinde göz enfeksiyonu düşünülen vakalarda kapak hijyeni ve sıcak pansuman önerisi öncelikli tedavi önerisi olmalıdır. Antibiyotik gerektiği düşünülen durumlarda ülkemizde uzun zamandır kullanılan antibiyotiklerin öncelikle kullanılması; hafif ve orta ağırlıktaki enfeksiyonlarda güçlü antibiyotiklerin tercih edilmemesi, antibiyotik direnci oluşmaması açısından yararlı olacaktır. Göz ile ilgili sorunlara genel yaklaşım Hafif pürülan akıntısı olan, kırmızı göz tablosu oluşturan, görme bozukluğu ve ağrı oluşturmamış durumlarda birinci basamakta sadece antibiyotikli göz damla ve pomatlarının kullanılması önerilmektedir. Antibiyotikli göz damlaları ile 3 gün içinde düzelme olmayan, artmış pürülan akıntı, göz kapaklarında şişlik, kapak ve göz hareketlerinde ağrı ile görme keskinliğinin azaldığı durumlarda, hasta mutlaka göz hekimine yönlendirilmelidir. Göz ile ilgili sorunlara genel yaklaşım Üst solunum yolu enfeksiyonları ile birlikte görülen, hafif çapaklanmalar ve kızarıklık dışında problem oluşturmayan tablolarda ise göze sıcak su pansumanı uygulanması genellikle yeterli olmaktadır. Sıcak su pansumanı, temiz gazlı bez veya pamuğun, banyo sıcaklığındaki su ile ıslatılarak göz kapalı iken göz kapaklarının üzerine hafif bastırılarak uygulanmasıdır. Göz ile ilgili sorunlara genel yaklaşım Göze kum veya başka bir yabancı cisim kaçtığında göz ovulmadan sadece serum fizyolojik veya temiz su ile yıkanmalıdır. Kimyasal madde veya kireç yanıklarında da sevk edilmeden önce göz kapakları iyice açılarak, mümkünse kapaklar çevrilerek 15-30 dakika serum fizyolojik ile irrigasyon önerilir. Serum fizyolojik yok ise temiz suyun (örneğin kaynatılıp soğutulmuş) avuca alınarak 15-30 dakika göze uygulanması da, oluşabilecek hasarın azaltılmasına katkı sağlar Göz ile ilgili sorunlara genel yaklaşım Delici göz yaralanması olduğunda veya şüphelenildiğinde sterilite çok önemli olduğu için göze hiçbir şey uygulamadan (göz damla ve pomatları dahil), göz üzerine baskı yapmayacak şekilde steril bir ped ile kapama yapılıp, hemen ileri bir merkeze sevk edilmelidir. Sevk süresi uzun olacak ise parenteral antibiyotik uygulanması da önerilir Göz ile ilgili sorunlara genel yaklaşım Birincil koruma: Okul sağlığı hizmetlerinin temelini oluşturan koruyucu önlemler göz hastalıklarında da birincil koruma açısından çok önemlidir. Örneğin beslenme tedbirleri ile A vitamini yetmezliği ve kseroftalmi, çevre sağlığı ve kişisel hijyen tedbirleri ile trahom ve diğer göz enfeksiyonları engellenebilir. Çocukluk çağında sık kullanılan saçma vb. atan oyuncakların da koruyucu gözlük olmadan kullanılmaması gereklidir. Aile ve çocukların delici oyuncak vb. ile oluşabilecek olası göz travmalarına karşı bilgilendirilmesi de önemlidir. Göz ile ilgili sorunlara genel yaklaşım İkincil koruma: Temel göz muayenesinin periyodik çocuk kontrolleri ile birleştirilmesi ve göz sağlığı taramaları ile göz hastalıklarının erken tanı ve zamanında sevki ile geri dönüşümsüz görme kayıplarının engellenmesi mümkündür. Göz ile ilgili sorunlara genel yaklaşım Üçüncül koruma: Görme yetisini tamamen veya kısmen kaybetmiş çocukların medikal ve sosyal rehabilitasyon programları ile yaşam kalitelerinin yükseltilmesi ve eğitim olanaklarından yararlanması mümkündür. Az gören çocukların çeşitli yardımcı gereçler ile (teleskopik ve mikroskopik gözlükler, büyüteçler, kapalı devre televizyon sistemleri, uygun aydınlatma cihazları) uzak ve yakın görmelerinin iyileştirilmesi, bunun mümkün olmadığı hallerde görme dışındaki duyuların kullanılarak (Braille, konuşan kitaplar gibi) okula devamları (kaynaştırma eğitimi) sağlanmalıdır. Göz ile ilgili sorunlara genel yaklaşım • Aynı uzaklıkta bulunan çocuklardan birisi tahtadaki yazıları arkadaşları gördüğü halde göremiyor ise, • Çocuk uzağı görmek için gözlerini kısıyor ise, • Kaşıntı ve belirgin kızarıklık var ise, • Her iki göz kapak aralığı simetrik değil ise; bir göz kapağı aralığı daralmış ise, • Çocuk ani olarak görmesinin azaldığını veya kaybolduğunu söylüyor ise, • Her iki göz aynı yöne doğru bakmıyor izlenimi veriyor ise, • Çocuk özellikle dikkatli baktığında herhangi bir yöne başını eğiyor ise, • Derslerine karşı ilgisiz ve başarı düzeyi yetersiz ise, • göz hastalığı varlığından şüphelenilmeli ve göz muayenesi önerilmelidir. İşitme Sağlığı İşitme kaybı Dış, orta, iç kulak ve işitsel yollarda meydana gelen patolojiler sonucu çevredeki seslerin algılanamamasıdır. İşitme kaybına erken tanı konulamaması ve gerekli tedavinin verilememesi nedeniyle, sorunu olan çocukların konuşma ve anlama becerileri önemli oranda bozulmaktadır. Ergen yaş grubu, gürültü ve kafa travmalarına bağlı sensörinöral işitme kaybı için risk grubunu oluşturmaktadır İşitme Sağlığı İşitme bozukluklarının tanısının okula başlamadan yapılmasında yarar vardır. Yenidoğan taramasında normal olduğu halde daha sonraki dönemde çeşitli nedenlerle işitme kayıpları ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenle işitme muayenelerinin belli aralıklarla yapılmasında yarar vardır. Ayrıca, ailesinde işitme kaybı olan bir çocuğun işitme kaybının erken tanısı için izlenmesi gerekmektedir İşitme Kaybı Tipleri a. İletim tipi işitme kaybı: Dış ve orta kulakta meydana gelen patolojilere bağlı olarak ortaya çıkan işitme kaybıdır. Sesin iç kulağa iletiminde güçlük vardır. b. Sensörinöral tip işitme kaybı: Kokleada meydana gelen sesin transfer ve dönüşümünü engelleyen, periferik sinir yollarını da içine alan işitme kayıplarıdır. c. Karışık tip işitme kaybı: Hem orta kulak hem de kokleada meydana gelen patolojilerin ortaya çıkarttığı iletim ve dönüşüm işlevlerinin etkilendiği işitme kayıplarıdır İşitme Kaybı Tipleri d. İşitsel nöropatiler: Ses enerjisinin koklear dönüşümünden sonraki işitme yollarından kortikal birincil işitsel alanlara kadar uzanan yollar üzerinde meydana gelen patolojilerin ortaya çıkardığı işitme kayıplarıdır. e. Santral işitsel işlemleme bozuklukları: Korteksteki birincil işitsel alanlarla Wernicke ve Broca alanları arasındaki iletişim bozukluğunun ortaya çıkardığı işitme işlevi bozukluğudur. f. İşlevsel işitme kaybı: Organik patoloji olmaksızın ağır ruhsal travmaların veya ikincil kazanç sağlama çabasının ortaya çıkardığı işitme kayıplarıdır Çocuklarda İşitme Kaybının Belirtileri • Sık geçirilen kulak enfeksiyonları, özellikle tekrarlayan orta kulak enfeksiyonları, • Sık tekrarlayan kulak ağrısı, • Belli sesleri duymada ve sesin yönünü belirlemede güçlük çekme, • Yüksek şiddetteki seslere daha iyi yanıt verme, • Sözel komutları yerine getirmede güçlük çekme veya hata yapma, • Gürültülü ortamlarda işitmede güçlük çekme ve konuşmaları anlamama, Çocuklarda İşitme Kaybının Belirtileri • Konuşan kişinin yüzünü gördüğü zaman konuşmayı daha iyi anlaması, • Konuşan kişiye daha yakın olmayı isteme, • Televizyon, veya radyonun yüksek sesle ya da yakından dinlenmesi, • Telefon kullanırken bir kulağın diğerine tercih edilmesi, • Okul başarısında azalma, dikkat eksikliğidir. İletim tipi işitme kaybı nedenleri ve yaklaşımlar • Dış Kulak Yoluna Ait Nedenler – Buşon – Dış Kulak Yolu İltihabı – Yabancı Cisimler – Tümör vb. Patolojiler İletim tipi işitme kaybı nedenleri ve yaklaşımlar • Orta Kulak Hastalıklarına İlişkin Nedenler – Enfeksiyonlar (Orta Kulak İltihabı) – Enfeksiyon dışı nedenler Travma, Otoskleroz Sensörinöral (sn) tip işitme kayıpları Çocuklarda görülen SN işitme kayıplarının %50’si herediterdir. Bunların da %30’u bir sendromla birlikte olur. Aile öyküsü varlığı çok değerlidir ve ailede işitme kaybı varlığı sevk ve işitme testi yapılması için yeterli nedendir. Sensörinöral (sn) tip işitme kayıpları Edinsel SN işitme kayıpları: - Yüksek sese maruz kalma, - Barotravma, - Kafa travması, - Cerrahi komplikasyonları, - Ototoksik ilaç kullanımı, - Kabakulak gibi virus enfeksiyonları ve, - Otoimmün nedenlere bağlı olabilir İşitmenin Korunması Erken Tanı İşitme kaybının neden olduğu gelişimsel ve toplumsal sorunların önlenmesi, erken yaşta fark edilen işitme sorununun, sağlık çalışanları aracılığıyla doğru yönlendirilmesi ve uygun zamanda tanı konması ve tedavi edilmesiyle olasıdır. İşitme kaybına erken dönemde tanı konması ve tedavisinin planlanması, çocuğun ileri dönemde karşılaşabileceği dil, konuşma bozuklukları, gelişimsel ve toplumsal sorunların önlenmesinde anahtar rol oynamaktadır. Ani gelişen bir işitme kaybı, muayene bulgusu ne olursa olsun acildir. Hastanın bir KBB kliniğine sevkini gerektirir. İşitmenin Korunması Kulak Hijyeni: Aileler, öğretmenler ve çocukların kulağı temizlemek, kaşımak ya da kurulamak amacı ile herhangi bir yabancı cisim (havlu, tülbent, kulak temizleme çubuğu) kullanılmamasına yönelik bilgilendirilmesi önem taşımaktadır. Enfeksiyonlar: Enfeksiyonlardan korunmak için genel temizlik kurallarına uyulması, orta kulak iltihabına zemin hazırlayan solunum yolu enfeksiyonlarını engellemek için sınıfların havalandırılması, temiz tutulması gibi önlemler alınmaya çalışılmalıdır İşitmenin Korunması Akustik Travmalar: İşitme kayıplarından korunmak için çocuklara akustik travma ve gürültünün zararları ile ilgili bilgi verilmeli, okulda gürültü kirliliği engellenmeli, yüksek sesten korunma gerekliliği anlatılmalıdır. Ototoksik İlaçlar: Aminoglikozit türü antibiyotikler, hayat kurtarıcı olmadığı sürece kesinlikle kullanılmamalıdır. Ağız diş sağlığı Okul çağı çocuklarında görülen ağız diş sağlığı sorunları, diş çürüğü, diş eti hastalıkları, yerleşim bozuklukları, travma ve yaralanmaları kapsamaktadır . Ağız diş sağlığı Diş Çürüğü Çocuklarda en sık görülen kronik hastalıktır. Ağız ortamında bulunan bakterilerin karbonhidratları parçalaması sonucu ortaya çıkan asitlerin diş dokularında yıkım oluşturması ile ortaya çıkar. Ağız diş sağlığı Diş Çürüğü Nedenleri • Yetersiz florür alımı • Yetersiz ağız bakımı • Ailenin kötü ağız sağlığı • Yoksulluk • Sık beslenme alışkanlıkları • Karbonhidrat ağırlıklı beslenme • Şeker içeren ilaç kullanımı • İlaç veya radyasyon tedavisi sonucu azalmış tükürük miktarı Ağız diş sağlığı Diş Çürüğü Nedenleri • Diş minesindeki derin oluk ve çukurlar • Geçmişte çürük öyküsü (Erken çocukluk çağı çürüğü) • Bazı sistemik hastalıklar (diyabet, serebral palsi, engelli çocuklar vb.) • Doğuştan anomaliler (yarık dudak-damak vb.) • Gastro özafageal reflü • Tükürükte yüksek streptokokus mutans düzeyi • Azalmış tükürük miktarı Ağız diş sağlığı Diş Çürüğünden Korunma Yöntemleri • Bebeklik çağında ilk diş çıktığı andan başlayarak düzenli aralıklarla diş hekimi kontrolü • Erken çocukluk çağı çürüğünden korunmada biberon kullanımının özendirilmemesi ve kullanılıyorsa bırakılması • İyi ağız bakımının sağlanması • Diş fırçalama alışkanlığının dişler çıktığı andan başlayarak verilmesi Ağız diş sağlığı Diş Çürüğünden Korunma Yöntemleri • Düzenli ve dengeli beslenme, ara öğünlerin azaltılması • Kalsiyum ve Vit. D gibi dişlerin yapısını güçlendiren maddeleri içeren besinlerin kullanımı (sütün içeriğindeki kalsiyum, fosfor ve kazein aracılığı ile çürüğü önleme etkisi vardır), ara öğünlerde daha düşük çürük oluşturma riski olan besinleri kullanmak (havuç, peynir, fıstık, tahıllar gibi besinlerin alımı tükürük miktarının artışına neden olur) • Düşük doz düzenli ve sık florür kullanımı Ağız diş sağlığı Dişeti Hastalıkları Dişeti hastalığı terimi, hem gingivitisi (dişeti hastalığı) hem de daha ciddi bir durum olan periodontitisi (diş etleri ve destek kemiğin hastalığı) içerir. Dişeti hastalıkları birincil olarak plak birikimi sonucu oluşmaktadır. Su ile çalkalama ile uzaklaştırılamayan diş plağının her bir miligramında 200 milyondan fazla bakteri bulunmaktadır. Ağız diş sağlığı Dişeti Hastalıkları Dişeti hastalığı terimi, hem gingivitisi (dişeti hastalığı) hem de daha ciddi bir durum olan periodontitisi (diş etleri ve destek kemiğin hastalığı) içerir. Dişeti hastalıkları birincil olarak plak birikimi sonucu oluşmaktadır. Su ile çalkalama ile uzaklaştırılamayan diş plağının her bir miligramında 200 milyondan fazla bakteri bulunmaktadır. Ağız diş sağlığı Dişeti Hastalıkları Gingivitis (diş eti hastalığı), çocukluk çağında sıklıkla görülen ve düzenli, etkili diş fırçalama ile tedavi edilebilen veya önlenebilen bir inflamatuar hastalıktır. Gingivitiste dişetlerinde kanama, şişlik, boyut değişiklikleri, plak ve diş taşı birikimi görülürken periodontitiste ağrı, dişeti çekilmeleri ve dişlerde sallanma görülebilir. Ağız diş sağlığı Dişeti Hastalıklarının Nedenleri • Yetersiz ağız bakımı • Tedavi edilmemiş diş çürükleri • Ailenin kötü ağız bakımı • Yoksulluk • Sistemik hastalıklar • Beslenme yetersizliği ( özellikle Vitamin C eksikliği) • Enfeksiyon hastalıkları ( HIV, AIDS) • İlaç kullanımı (Dilantin vb.) Ağız diş sağlığı Dişeti Hastalıklarının Nedenleri • İlaç kullanımı (Dilantin vb.) • Metabolik hastalıklar (Diabet, hipofosfatazya, hematolojik hastalıklar) • Onkolojik hastalıklar (Lösemi vb.) • Genetik nedenler ( Down sendromu vb.) • Kötü yapılmış dolgu ve protezler • Ağızdan solunum • Yaralanma • Sigara kullanımı Ağız diş sağlığı Dişeti Hastalıklarından Korunma • İyi ağız bakımının diş fırçalama ile sağlanması • Diş ipi kullanımı, diş fırçasının ulaşamadığı dişlerin kontak noktalarında bulunan diş plağının uzaklaştırılmasında kullanılır. Diş temasları oluşmaya başladığı 8-9 yaşlarından itibaren diş ipliği kullanılabilir. • Diş plağının uzaklaştırılmasında kimyasal ajanlar (gargaralar, sakızlar) önerilebilir. • Dişeti hastalığına yatkınlığı olanlarda düzenli aralarla diş hekimliği kontrollerinin yapılması gerekir.