İşitme Kaybı Tedavisinde Yeni Yöntem: İlaç Kombinasyonu | İnovatif

advertisement
Araştırmacılar, iç kulakta bulunan tüylü hücreleri harekete geçirebilen ilaç
kombinasyonu elde ettiler.
İç kulakta bulunan binlerce tüy hücresi ses dalgalarını algılar ve onları konuşma, müzik ve
diğer günlük sesleri duymamıza izin veren sinir sinyallerine dönüştürür. Bu hücrelerin zarar
görmesi 48 milyon Amerikan vatandaşını etkileyen işitme kaybının başlıca nedenlerinden
biridir.
İnsanlar doğduklarında tek kulaklarında yaklaşık 15.000 tüylü hücre bulunur ve bu hücreler
bir kez zarar gördüğünde kendini yenileyemez. Ancak, Brigham ve Kadın Hastanesi (BWH),
MIT (Massachusetts Teknoloji Enstitüsü), Massachusetts Göz ve Kulak Kliniği ve Harvard
Tıp Fakültesi araştırmacıları, ilaç kombinasyonu ile kulaktaki hücre öncüllerinin (diğer
adıyla destekleyici hücrelerin) popülasyonunu genişleten ve onları tüy hücreleri haline
getirerek işitme kaybını engelleyici potansiyel tedavi yöntemi sunan yeni bir yol keşfettiler.
İnovatif Kimya Dergisi kaynak gösterilmeden paylaşılamaz.
Çalışmanın önemli yazarlarından biri olan Prof. Dr. Robert Langer’a (David H. Koch
Enstitüsü, Koch Bütünleştirici Kanser Araştırması Enstitüsü üyesi, MIT) göre, “İnsanlar yaş
aldıkça işitme kaybı önemli bir sorun haline geliyor ve bu ihtiyacın karşılanmasına yönelik
çok fazla adım günümüze kadar atılmadı, bu tamamen yeni bir yaklaşım”.
Hücrenin Yenilenmesi
Gürültüye maruz kalma, yaşlanma, bazı antibiyotikler ve kemoterapi ilaçları tüylü hücrenin
ölümüne yol açabilir. Bazı hayvanlarda bu hücreler yenilense de insanlar için bu durum söz
konusu değildir.
Araştırma ekibi, bağırsak astarının hücrelerini konu alan bir yayını baz alarak tüylü
hücrelerin yenilenmesine olanak sağlayan bir çalışma başlattı. 2013 yılında yayınlanan Karp,
Langer, Yin ve diğer arkadaşlarının yer aldığı çalışmada, büyük miktarda gelişmemiş
bağırsak hücresi üretildiği ve onları ayırt etmek için çeşitli moleküller ile etkileştirilerek
uyarıldığı rapor edildi.
Bu çalışmada, ekip, kulak salyangozunda (koklea) bulunan hücrelerin yapısal desteğinin
bağırsak kök hücrelerinde yer alan aynı yüzeydeki proteinlerin bazıları ile açıklanabileceğini
farketti. Böylelikle, araştırmacılar benzer yaklaşımın bu destekleyici hücrelerde işe yarayıp
yaramayacağını incelemeye karar verdiler.
Laboratuvar ortamında yetiştirdikleri farenin kokleasındaki hücreleri uyarmak için çeşitli
moleküller ile hücreleri hızla çoğaltan Wnt yolağı kullandılar. Yin ise, destekleyici hücrelerin
İnovatif Kimya Dergisi kaynak gösterilmeden paylaşılamaz.
aktivasyonu için küçük molekül kullanmayı tercih ettiklerini, böylece onların proliferatif hale
gelerek (çoğalarak) tüylü hücreler üretebileceklerini dile getirdi.
Aynı zamanda, hücrelerin çok kısa sürede ayrılmasını engellemek için araştırmacılar,
hücrelerin Notch olarak bilinen başka bir sinyal yolağını aktive eden moleküller ile
etkileşmesini sağladılar.
Araştırmacılar, gelişmemiş destekleyici hücrelerden oluşan büyük bir havuz elde
ettiklerinde (rapor edilenlerden yaklaşık 2000 kat daha fazla), gelişmiş tüy hücrelerini ayırt
edebilecekleri bir dizi molekül buldular. Bu prosedürü uyguladıklarında bu zamana kadarki
en iyi teknikten 60 kat daha gelişmiş tüylü hücreyi popülasyon genişlemesine gerek
duymaksızın destekleyici koklea hücreler sayesinde büyüme faktörleri kullanarak ürettiler.
Ayrıca araştırmacılar, bu yaklaşımın farenin vücudundan çıkarılan sağlam bir kokleada dahi
işe yaradığını gözlemlediler. Bu deneyde, araştırmacılar ikinci bir dizi ilacın ilavesine ihtiyaç
duymadı, çünkü destek hücreleri bir kez oluştuğunda doğal olarak gelişmiş tüy hücresi
üretmeye yarayan uyarılmalara (sinyallere) maruz kalıyorlar.
Karp ise yalnızca bu destekleyici hücrelerin çoğalmasına ihtiyaç duyduklarını, sonrasında
vücutta var olan doğal sinyal olayı ile bu hücrelerin bir bölümünün tüylü hücreleri meydana
getireceğini dile getirdi.
Uygulama Kolaylığı
Bu yöntem basit bir ilaç maruziyeti gerektirdiğinden araştırmacılar, hastalara
uygulanmasının da kolaylıkla gerçekleşeceğine inanıyorlar. Böylelikle, yaygın olarak kulak
enfeksiyonlarının tedavisinde yararlanılan bir yöntemle, kullanılan ilaçların orta kulağa
enjekte edilebileceğini ve bir membrandan iç kulağa difüze olabileceğini öngörüyorlar.
Bazı araştırmacılar Frekans Tedavileri (Frequency Therapeutics) adı altında MIT/BWH
teknolojisi ile lisanslı bir şirket kurdular ve 18 ay içerisinde bu yöntemi hastalarda test
etmeyi planlıyorlar.
Araştırma ekibinde yer almayan ancak Harvard Tıp Fakültesi’nde görev yapan Prof.Dr.
Jeffrey Holt, bu yaklaşımın etkinliği ve güvenilirliği ispatlandığı takdirde, işitme kaybının
giderilmesinde tedavi potansiyeli yüksek bir yöntem olacağı görüşünü dile getirdi. Ayrıca, iç
kulak kök hücrelerinin çoğalma yeteneğini güçlendirme ve işitsel olarak tüylü hücre
gelişimine yön verme çalışmalarının önemli bir ilerleme olduğunu kaydeden Holt, böylece
bilimsel anlamda buluşların hızlanacağını ve işitme kaybı olan hastalarda işitme
fonksiyonunu iyileştiren ilaçların bu amaca hizmet edeceğini ifade etti.
İnovatif Kimya Dergisi kaynak gösterilmeden paylaşılamaz.
McLean’a göre iç kulak adına yapılan ilaç keşfi, yeterli destek hücrelerin bulunamaması ya
da bu hücre tipleri üzerinde ilaç hedeflendirmelerin ve etkilerinin tüylü hücre üretimi için
incelenememesi ile sınırlı kalmıştır. Dolayısıyla, McLean, çalışmalarının diğer bilim insanları
için destekleyici hücre ve tüylü hücre çalışmalarını yürütme konusunda işitme kaybına
yönelik temel araştırma ve potansiyel çözümler üretme açısından yol gösterici olacağını
umduklarını belirtti.
Bu yaklaşımı, Karp, Langer, ve Yin ayrıca, insülin düzeyinin dengelenmesi ve bağırsak
mikrobiyota kontrolünün gerçekleştirilmesinde yer alan bağırsak hücresi türlerini de içeren
diğer türdeki hücrelere uygulanması üzerine çalışıyorlar.
Kaynak : mit.edu
Yorumlar
İnovatif Kimya Dergisi kaynak gösterilmeden paylaşılamaz.
Download