Yatak Islatma Nedir? Yatak ıslatma istemsiz olarak uyku sırasında idrar yapmadır. En fazla 6 yaşa kadar normal kabul edilir. Uyurken yatağını ıslatan çocukların büyük bir kısmında mesane küçüktür ve dolayısıyla gece üretilen bütün idrarı tutamaz. Bazı çocuklar da derin uykuda, dolu mesane sinyalini alamadıkları için idrar kaçırırlar. Böbrek yapısı genelde normaldir. İdrar kaçırmanın fizyolojik sebeplerini doktorunuz hemen tespit edebilir. Psikolojik problemler direkt yatak ıslatmaya sebep olmazlar ama soruna kötü yaklaşım ruhsal problemlere yol açabilir. Enürezisin Nedenleri Genetik: Anne, baba, her ikisi veya kardeşlerde enürezis olması. Merkezi sinir sisteminde olgunlaşmanın gecikmesi sonucu, uykuda idrar kesesi kasılmalarının baskılanamamasıdır. Uyanmakta güçlük. Normal bireylerde gece boyunca böbreklerden idrar yapımını azaltan bir hormonun (ADH), enüretiklerde yetersiz salgılanıp, uyku sırasındaki idrar üretim miktarının artması. Sınırlı olgularda psikolojik faktörler. Otak Noktaları Ağır Uyku Hemen bütün yatak ıslatan çocukların ebeveynleri, çocuklarının çok derin uyuduğunu, hatta yanında top patlasa uyanmayacağını söyler. Yapılan bilimsel çalışmalar da bu bilgiyi destekler. Ayrıca, dikkat eksikliği-hiperaktivite bozukluğu olan çocuklarla, horlayan çocuklarda enürezis daha sık görülür. Genetik Geçişin Rolü Yatağını ıslatan çocukların, annelerinin yüzde 25’inde, babalarının ise yüzde 35’inde daha evvelden bu hastalık olduğu biliniyor. Anne-babanın her ikisinde de var ise; risk yüzde 70. Birinde varsa risk yüzde 40. Yatak ıslatmanın nadir görülen sebepleri arasında; kronik bademcik iltihabı veya geniz etine bağlı üst solunum yolu tıkanıklığı, alerji, parazitler, kronik kabızlık ve idrar yolu iltihapları sayılabilir. Genellikle çocuklar, üçüncü yaş sonlarında çişlerini tutmayı öğrenirler. Ancak 4-5 yaşına gelineceğe dek, ara sıra gündüzleri, daha sık olarak da geceleri altlarını ıslatırlar. İlkokul çağında, çocukların yaklaşık yüzde 10-15 'i yataklarına işerler. Bu oran yaş ilerledikçe düşer; ergenlik çağında yüzde ikiye iner. Erkek çocuklarda yatağa işeme oranı kızlara oranla iki kat daha fazladır. Köylerde, gece konduklarda, öksüz yuvalarında ve yetiştirme yurtlarında, gece işemeleri yüzde yirmi ve daha yüksek oranda görülmektedir. Bu çevrelerdeki görülme sıklığı yetersiz ve düzensiz tuvalet eğitimine bağlıdır. Beş yaşına gelmiş bir çocukta ayda iki geceden fazla yatak ıslatma normal değildir. Bu durum çocuğun istemsiz ve farkında olmadan uykuda yatağını ıslatması anlamına gelen enürezis noktürna sorunu olduğunu gösterir. Bu yaştaki her 100 çocuktan yaklaşık 14-15’i uykuda altını ıslatır. On sekiz yaşındaki 100 kişinin birinde bu sorun devam edebilmektedir. Özetle yatak ıslatma sorunu yıllar içerisinde kendiliğinden düzelebilmektedir. Yine de yatak ıslatma sorununun kendiliğinden geçmesini beklemek doğru değildir. Çocuğu ruhsal açıdan zor durumda bırakabilen bu rahatsızlığı tedavi etmek hem gereklidir, hem de mümkündür. Yatak ıslatmanın can sıkıcı bir durum olması kimi zaman konunun aile içerisinde konuşulmak istenmemesine yol açmaktadır. Bu şekilde üstünün kapatılması sorunun tedavisini olanaksız hale getirmekte ve aile içerisinde gerginliğin artmasına neden olmaktadır. Oysa yatak ıslatma herhangi bir sağlık sorunu gibi ilgili uzmanla konuşularak rahatça çözülebilir. Tedavisi Mümkün Mü? Genel inanışın aksine gece yatak ıslatma psikolojik sorunların neden olduğu bir rahatsızlık değildir. Fakat gece altını ıslatmanın çocukta psikolojik sorunlara yol açabildiği bilinmektedir. Altını ıslatma nedeniyle çevresi tarafından tepki gören, başka bir yerde geceleyemeyen, tatile gidemeyen, durumundan utanç duyan bir çocuğun psikolojik açıdan etkilenmeyeceğini düşünmek mümkün değildir. Bu nedenle beş yaşına girmiş çocuklarda hala süren yatak ıslatma sorunu tedavi edilmelidir. Tedavide kullanılan iki temel yöntem; desmopressin adlı maddeyi içeren ilacın kullanılması ve alarm cihazlarıdır. İlaç tedavisi, alarmdan daha yaygın ve kolay bir tedavi yöntemidir. Günümüzde modern tedavi için Desmopressin kullanılmaktadır. Altını ıslatan çocukların bir bölümünde geceleri idrar üretimini azaltmakla görevli ADH adı verilen madde yeteri kadar yapılamamaktadır. Desmopressin hormon olmadığı halde ADH’nin etkisini taklit ederek gece yatmadan hemen önce alındığında mesanenin erkenden dolmasını engeller. Desmopressin kullanılarak vücuttaki ADH’nın eksikliği giderilmekte böylece gece boyunca mesanenin idrar hissini ortaya çıkacak kadar dolmasının önüne geçilmektedir. Böylece gece işemesi engellenir. İlacın güzel bir özelliği, ağızda anında eriyen bir dilaltı tablet formu olduğundan susuz olarak alınabilmesidir. Her gece alınacak bir adet ağızda eriyen tablet, tedavi amacıyla uzun süre güvenle kullanılabilir. Bu ilacın en az 6 ay süreyle sürekli kullanılması gerekir. Desmopressin tedavisiyle çocukların %60-70’inde gece kuru kalma sağlanabilmektedir. Eskiden yaygın olarak kullanılan antidepresanlar ve antikolinerjikler yan etkileri ve tedavideki düşük başarıları nedeniyle günümüzde artık kullanılmamaktadırlar. Alarm tedavisi bir tür davranış tedavisidir. Gece yatarken çocuğun iç çamaşırına yerleştirilen bir elektrod gece altını ıslatma sırasında alarm cihazının çalmasını sağlamaktadır. Çocuk uyanmasa bile anne baba alarmın çalmasıyla uyanmakta ve çocuğu uyandırarak tuvalete götürüp çişini yapmasını sağlamaktadır. Zil sesinin susturulabilmesi için yapılması gereken tek şey banyoya gidilerek çamaşırların çıkartılmasıdır. Bu şekilde çocuğun zaman içerisinde uykuda idrar hissini algılamayı öğrenmesi amaçlanmaktadır. Tedavinin etkili olup olmayacağı ortalama 6 haftada anlaşılmaktadır. Bu altı hafta boyunca anne babanın her gece çocuğu uyandırarak tuvalete götürmeyi aksatmadan sürdürmesi zorunludur. Sözü edilen ana tedavi yöntemleri dışında uzman hekimlerin kontrolünde eklenebilecek başka tedavi şekilleri de vardır. Yatak ıslatma sorununu ailenizin sorunu olmaktan çıkarın, size en uygun sağlık kuruluşunda konunun uzmanlarına başvurun. Çocuk ve Aile Suçlu mu? Anne babalar yatağını ıslatan çocukların bir kısmının uykularının ağır olduğundan söz ederler. Gerçekten de altını ıslatma sorunu olan çocukların önemli bir bölümünde uyku sırasında idrar kesesinin doluluğu, diğer bir deyişle idrar yapma ihtiyacı hissedilmemektedir. Çişi gelen çocuk uyanamamaktadır. Bunun sonucu olarak çocuk uykusunda sıkıştığını hissedip uyanmadan refleks olarak çişini yapmaktadır. Bazı altını ıslatan çocuklarda ise gece üretilen idrarın normalden fazla olduğu saptanmıştır. Gece üretilen idrarın fazla olması durumunda mesane kapasitesi aşılmakta ve uykuda çiş yapma ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. Bu durum uykunun ağır olması faktörü ile birleşince gece altını ıslatma ortaya çıkmaktadır. Gece altını ıslatan çocukların bir kısmında ise idrar kesesinin çalışması ile ilgili bozukluk saptanmaktadır. Çiş yapma ihtiyacı uyandıracak kadar idrar birikmese de, mesanenin dolması sırasında ani olarak ortaya çıkan ani sıkışma hissi zamansız çiş yapmaya, yatağı ıslatmaya yol açmaktadır. Yatak ıslatma çocuğunuzun bilinçli bir davranışı değildir. Yatak ıslatmayı ortaya çıkan nedenler tedavi başlanmadığı sürece çocuğunuzun kontrol etmesi mümkün olmayan işlev bozukluklarıdır. İdrar kesesi ve idrar tutmaya yarayan kasların kontrolü sinir sistemi tarafından yapılmaktadır. Gece idrar kontrolünün sağlanması, Uyku sırasında idrar hissinin algılanması, gece üretilen idrar miktarının uygun düzeyde tutulması merkezi sinir sisteminin olgunlaşması, mesane ve ilgili kasların gelişmesi ve vücutta üretilen bazı maddelerin yeteri kadar salgılanmaması ile ilişkilidir. Yatak ıslatma sorununun ortaya çıkmasında yukarıda sayılan idrar tutma işlevi ile ilgili faktörleri etkileyen birden fazla nedenin rol oynadığı bilinmektedir. Çocuğun gece altını ıslatması anne babanın onları iyi eğitememiş olması anlamına da gelmez. Altını ıslatma sorunu çocuğun büyümesi sırasında idrar kontrolü ile ilgili bazı işlevlerinin olgunlaşmasının gecikmesi ile ilişkilidir. Anne babanın çocuğun yatak ıslatmasına tepki ile yaklaşması veya cezalandırma yolunu seçmesi sorunu çözmek bir yana çok daha derinleşmesine yol açabilir. Doğru tedavi için mutlaka sağlık kurumlarında konunun uzmanlarından yardım alınmalıdır. Dikkat edilirse gece yatağı ıslatmaya yol açan nedenler çocuğun suçu, ailenin de hatası olmayan ama tedavi edilmesi gereken durumlardır. Yatak Islatma İle İlgili Gerçekler * Yatak ıslatma, insanlık tarihinde kayıtları bulunan en eski sağlık problemlerinden biridir. * 5 yaşına gelmiş bir çocukta ayda iki geceden fazla yatak ıslatma normal değildir. Bu durum, çocuğun istemsiz ve farkında olmadan uykuda yatağını ıslatması anlamına gelen “enürezis noktürna” sorunu olduğunu gösterir. * 5 yaşındaki her 5 çocuğun 1′i ve 7-10 yaşları arasındaki her 10 çocuğun 1′i, gece yatak ıslatma problemi yaşamaktadır. * Gece yatak ıslatma, erkek çocuklarda kızlardan 1,5-2 kat fazladır. Bunun kesin nedeni bilinmemekle beraber, tıpkı ergenlik çağına girmede görüldüğü gibi, kızlarda gerek sinir sistemi gerekse kaslardaki olgunlaşmanın biraz daha erken olmasına bağlanabilir. Ergenlikte cinsiyetlerde görülme oranı eşitlenir. * Gece yatak ıslatma sıklığı yaş arttıkça azalır, ancak şiddeti artar. * Gece yatak ıslatma yetişkinlerde de görülebilir, 18-64 yaş arası yetişkinlerin yaklaşık %0,5’ini etkilemektedir. * Enürezisin kalıtımsal faktörlerden etkilendiği uzun yıllardan beri bilinmektedir. Bu alanda yapılmış çalışmalardan edinilen bilgilere göre; ana-babadan her ikisi enüretik olduğunda çocuklarda %77, yalnız biri enüretik olduğunda %44, hiçbirinde yatak ıslatma öyküsü olmadığında ise %15 oranında enürezis ihtimali bulunmaktadır. * Birçok genetik geçişli hastalıkta olduğu gibi, yatak ıslatma da dede, büyükanne, amca, dayı, teyze, kardeşler gibi değişik yakınlıktaki akrabalardan geçebilir. * Genel inanışın aksine gece yatak ıslatma psikolojik sorunların neden olduğu bir rahatsızlık değildir. Fakat yatak ıslatma zamanında tedavi edilmezse, fiziksel bozukluklardan ziyade psikososyal sorunlara yol açar. Bunların başlıcalar, özgüven kaybı, benlik saygısında azalma, içine kapanma, sosyal izolasyon, başarıda düşüş olup, yaş ilerledikçe daha da belirgin hale gelir. Aile ve iş başarısını da olumsuz etkiler. * Çocuğu ruhsal açıdan zor durumda bırakabilen yatak ıslatma sorununu tedavi etmek hem gereklidir, hem de mümkündür. * Yatak ıslatma, ceza ile tedavi edilemez. Tam aksine cezalandırma, ters etki yaratabileceği gibi, çocuğun özgüven ve direncini de kırıp psikolojik sorunlara neden olabilir. Buna rağmen, ailelerin seyrek olmayarak cezalandırma uyguladıkları bilinmektedir. * Birçok aile, çocuğun yatağını tembellikten ıslattığına veya psikolojik kökenli olduğuna inanır. Bunlar yanlıştır. Gece, çocukları rastgele saatlerde kaldırıp çişe tutarak hastalığın geçeceği sanılır, bu da yanlıştır. Ayrıca yaygın bir mit de, sünnet, ilk adet görme, askere gitme gibi olaylarla yatak ıslatmanın kesileceği hurafesidir. * Enürezisle ilgili halkımızdaki en yaygın yanlış inanç, tedavinin kısırlık yapacağıdır. Hiçbir tedavi metodunun, uzaktan yakından kısırlıkla ilişkisi yoktur. Bu yanlış inanış, birçok çocuğu tedaviden mahrum bırakmaktadır. * Yataklarını ıslatan çocukların belli oranda toplumdan kaçma eğiliminde oldukları, ve daha çok dikkat sorunları yaşayıp, agresif davranışlarda bulundukları bildirilmiştir. * Yapılan araştırmalarda 8-16 yaş arasında yatak ıslatma sorunu yaşayan çocuklarda bu sorunun olumsuz etkisi, ebeveyn kavgası veya boşanmasının ardından çocuk üzerindeki en travmatik sonuca yol açan üçüncü sorun olarak yer almaktadır. Herhangi Bir Yaşta Altını Islatan Çocuğun Bakımı İçin Şunlar Önerilebilir: Çocuğunuzu gece tuvalete kaldırmak için cesaretlendirin ; ‘’ Çişin gelince kalkmaya çalış olur mu ‘’ deyin Tuvaleti ona daha uygun hale getirin; bir gece lambası koyun. Daha çok sabahları ve öğleden hemen sonraki dönemde sıvı almasına çalışın. Ne kadar sıvı alırsa o kadar işer ve çok işeme büyük mesane sağlar. Akşam yatmadan 2 saat önce çok sıvı içmemesini nazikçe hatırlatın. Kafeinli içeceklerden uzak tutun. Çocuğun bezini çıkartın. Yatağa konan koruyucu bez sabah temizliğini kolaylaştırır, ancak gece kalkmasını engelleyebilir. Başkasının evinde çocuğu bezleyin.8 yaştan sonra beze izin vermeyin. Yatağa plastik bir örtü koyarak idrar bulaşmasını engelleyin. Sabah ıslak çamaşırları birlikte makinaya koyun. Çocuğunuz büyükse, bunu kendisi yapsın. Her sabah çocuğunuzun duş almasını sağlayın ki okulda idrar kokmasın. Kuru kalktığı zaman sevindirin. Takvime gülen yüz veya yıldız çıkartması koymak yararlı olabilir. Islak kalktığı zaman da olumlu yaklaşın. Çocuğunuz altını ıslatmayı istemez. Kendini bu nedenle suçlu ve mahcup hisseder, çocuğun ceza veya mahcup etmeye değil yardıma ve desteğe ihtiyacı vardır. Kardeşinin alay etmesine izin vermeyin. Kendisini evinde güvencede hissetmelidir. Ceza ve baskı, tedaviyi uzattığı gibi başka psikolojik problemlerin oluşmasına da neden olabilir.