25 kasım kadına yönelik şiddete karşı

advertisement
25 KASIM KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI
ULUSLARARASI MÜCADELE VE DAYANIŞMA GÜNÜ
BASIN AÇIKLAMASI
Kadına yönelik şiddet; yüzyılımızın en önemli sorunlarından bir olarak, yüzümüze
adeta bir çığlık gibi çarpmaktadır. Hiçbir sınır tanımayan bu küresel sorun ülkemizde de,
giderek derinleşen toplumsal bir yara olarak varlığını sürdürmektedir. Ülke gerçekleri ile
yüzleştiğimizde; gerek iç hukuk kurallarının, gerekse uluslararası mevzuat düzenlemelerinin,
şiddetle mücadeleyi istenilen seviyeye ulaştıramadığını görmekteyiz. Bu bağlamda, iç
hukukumuzun,
evrensel sözleşmelere uygun hale getirilmesi gerekliliğini, öncelikle
vurgulamak isteriz.
Mevcut düzen; kendi elleriyle kadına yönelik şiddeti sistematize etmekte, kadının
toplumsal cinsiyet eşitliği temelinde haklarını kazanmasına engel olmakta, en temel insan
hakkı olan yaşam hakkını onun elinden almakta, şiddeti olağan hale getirmektedir. Başta
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve BM Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi uyarınca
tanınmış en temel hakları dahi koruyamayan bir hukuk siteminde ise, pozitif ayrımcılık
hükümlerinin uygulanmasını beklemek, gerçekçi görünmemektedir.
Çocuk gelinlerin, fuhuşa sürüklenen kadınların, kız çocuklarına cinsel istismar
vakıalarının sayısı her geçen gün artmaktadır. Töre cinayetleri utanç verici yüzünü bizlere
göstermeye devam etmektedir. Kürtaj tartışmaları ile kadın bedeni siyaset malzemesi olarak
gündemde yer almakta; kadının bedeni üzerinde dahi söz sahibi olması engellenmektedir.
Kesintili eğitime dair düzenlemenin kabulü ile kız çocukları, adeta eve hapsedilmekte ve
erkenden evlendirilme tehlikesi ile karşı karşıya kalmaktadır. Medya; popüler dizileri, haber
bültenleri, üçüncü sayfa gazete haberleri, reklamları, kadına yönelik şiddeti doğuran,
yaygınlaştıran, meşrulaştıran yayınları ile kadın kimliğini adeta örselemektedir. Tüm bu
sayılanlar; kadına yönelik şiddettir. Ve Kadına yönelik şiddet, suçtur.
08 Mart 2012 tarihinde kabul edilen 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı
Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ile; şiddet gören kadınlarımıza, kolluk kuvvetleri
tarafından da koruma kararı verilebilmesi mümkün hale gelmiştir. Bu gelişmeye rağmen,
uygulamada henüz birlik sağlanamamıştır. Kanunun kabulünü izleyen nisan ayında kadın
cinayetleri oranının hızla artmıştır. Kağıt üzerinde verilen tedbir kararları, kadınların
öldürülmesi ile hükümsüz kalmaktadır. Önerimiz; kolluk güçlerinin koruma kararlarına dair
işlemleri üzerindeki denetiminin etkin hale getirilmesi, halen hayata geçirilememiş Şiddet
Önleme ve İzleme Merkezleri’nin ivedilikle sisteme dahil edilmesi ve bu merkezlerin diğer
birimlerle sistemli bir şekilde çalışmasının bir an önce sağlanmasıdır. Bu bağlamda, pek çok
kadınımızın sığınma evinde kalırken dahi cinayete kurban gidişini de göz önüne alarak; kadın
sığınma evlerinin nicelik ve niteliklerinin arttırılması gerekliliğini de vurgulamak isteriz.
Kadın hakları savunucuları olarak, susmanın yeni ölümlere yol açacağının;
yükümüzün ve sorumluluğumuzun giderek arttığının bilincindeyiz. Kadına yönelik şiddetle
mücadelede ısrarımızın da aynı paralelde olduğunu beyan ederiz. Basına ve kamu oyuna
duyurulur.
Av. Gökçen KAYA
TÜBAKKOM 11.Dönem Sözcüsü
Aydın Barosu
Kadın Hukuku Komisyonu Başkanı
Download