Sub-Polar Bölgelerde Fauna

advertisement
TÜRKİYE FİZİKİ COĞRAFYASI
Türkiye’de İklim Elemanları
Türkiye İklimini Etkileyen Faktörler
1-KÜRESEL FAKTÖRLER
- Matematik Konum (enlem)
-Basınç merkezleri, hava kütleleri
2-BÖLGESEL VE YEREL FAKTÖRLER
-Etrafındaki denizler ve karalar
-Yer şekillleri ve bakı
-Dağların Kıyıya uzanışı
Etkili basınç merkezleri
1-İzlanda alçak basınç
2- Akdeniz alçak basınç
3- Basra alçak basınç
4- Sibirya yüksek basınç
5- Azor yüksek basınç
Etkili Hava Kütleleri
1- Kutupsal hava kütleleri
2- Tropikal hava kütleleri
3- Akdeniz hava kütlesi
Türkiye’de İklim Elemanları
1-Sıcaklık
2-Nem
3-Yağış
4-Basınç ve Rüzgarlar
5-Türkiye İkliminin Genel Özellikleri
SICAKLIK
Sıcaklık
Güneş’ten alınan ısı enerjisinin insana ve çevreye
etki biçimi olan sıcaklık, insanı ve çevreyi en fazla
etkileyen iklim elemanıdır. Ayrıca yağış ve rüzgar
gibi diğer iklim elemanlarının oluşumunda etkili
olduğu da dikkate alındığı zaman, en önemli iklim
elemanlarının sıcaklık olduğu ortaya çıkar. Onun için
iklim sınıflandırmalarında genellikle sıcak
iklimler,ılıman iklimler, soğuk iklimler gibi ifadeler
kullanılmaktadır. İnsanların beşeri ve ekonomik
etkinlikleri de sıcaklıkla yakından ilgilidir.
Sıcaklık değerleri bir anlık olabilir. Ancak
klimatolojide kullanılan değerler; genellikle
günlük,aylık,mevsimlik,yıllık ve uzun yıllar ortalama
sıcaklık değerleri olarak ifade edilir.
Türkiye ikliminin özelliklerini tanımak için en
azından yıllık ortalama, en sıcak ay ortalama ve en
soğuk ay ortalama sıcaklık değerleri ile bunların
ekstremlerinin bilinmesi gerekir.
Yıllık Ortalama Sıcaklık Dağılışı
Yıllık ortalama sıcaklık haritasına bakıldığı
zaman Türkiye’de sıcaklıklarının 4°C ile 20°C
arasında değişmekte olduğu görülür. Şimdiye
kadar en yüksek sıcaklıklar Akdeniz kıyılarında ve
Güneydoğu Anadolu’da, en düşük sıcaklıklar ise
Doğu Anadolu’da ölçülmüştür.
En Yüksek Sıcaklık : 48.8°C Mardin-Kocatepe (14 Ağustos 1993)
En Düşük Sıcaklık : -46.4°C Van-Çaldıran (9 Ocak 1990)
En Yüksek Yıllık Ortalama Sıcaklık : 21.3°C Hatay-İskenderun (1962)
En Düşük Yıllık Ortalama Sıcaklık : 1.8°C Sarıkamış (1972)
Türkiye’nin yıllık ortalama sıcaklık haritası
Temmuz Ayı Ortalama Sıcaklık Dağılışı
Bu ayda Türkiye’de sıcaklık dağılışını etkileyen
faktörler karasallık ve yüksekliktir. Yaz mevsimini
temsil eden Temmuz ayında Türkiye’nin her tarafı
sıcaktır. Ancak sıcaklık değerleri yöreden yöreye
önemli farklılıklar gösterir. Bu ayda en sıcak yer;
yüksekliğin az,karasallığın ise fazla olduğu
Güneydoğu Anadolu’dur. Bu bölgedeki Temmuz ayı
sıcaklık ortalaması birçok yerde 30°C aşmaktadır.
Temmuz ayında Türkiye’de sıcaklığın en düşük
olduğu yer ise ortalama 18°C ile Erzurum-Kars ve
Ardahan Platolarıdır.
Temmuz Ayı Ortalama Sıcaklık Dağılışı Haritası
Ocak Ayı Ortalama Sıcaklık Dağılışı
Kış mevsimini temsil eden Ocak ayında,
genellikle Anadolu’nun iç kesimlerinde Sibirya
kökenli soğuk hava kütleleri etkilidir. Kıyı
yörelerimiz ise daha çok denizlerin etkisinde
bulunmaktadır. Ocak ayında Türkiye’nin en sıcak
yerleri Akdeniz ve Güney Ege kıyılarıdır. En
soğuk yerleri ise Kars Platosu çevresidir.
Ocak Ayı Ortalama Sıcaklık Dağılışı Haritası
Coğrafi Bilgi Sistemlerinde
Sıcaklık Verilerinin Kullanımı
Uzun dönem sıcaklık verilerinde Thıessen ve MannKendall metodları ile trend analizlerinin yapılması:
İstanbul örneği
Thiessen ve Mann-Kendall test, sıcaklık ve yağış
gibi meteorolojik verilerdeki trendin
belirlenmesinde birlikte kullanılan yöntemler
arasında yer almaktadır.
Çalışma Alanı
Bu çalışmada bu iki metot İstanbul’da 1975 ile
2006 yılları arasındaki 32 yıllık dönemde yıllık,
mevsimlik, aylık ortalama, maksimum ve minimum
sıcaklıklardaki trendin belirlenmesi için
kullanılmıştır. Çalışmada Thiessen yöntemi ile
İstanbul’un ortalama sıcaklık verilerinin
belirlenmesinde ArcGIS 9.2 kullanılmıştır.
İstanbul sınırları içinde ve dışındaki 8
istasyondan alınan aylık ortalama sıcaklık verileri
Thiessen metodu ile kullanılarak İstanbul’a ait uzun
dönem yıllık, mevsimlik ve aylık sıcaklık ortalamaları
belirlenmiştir.
İstasyon Adı
•Bahçeköy
•Çorlu
•Florya
•Göztepe
•Kartal
•Kireçburnu
•Kumköy
•Şile
8 istasyondan alınan sıcaklık
ortalamalarının ardından parametrik olmayan
Mann-Kendall testi kullanılarak sıcaklık verileri
üzerinde pozitif veya negatif bir trendin olup
olmadığı tespit edilmiştir.
Bu çalışmanın sonucunda:
İstanbul’da yıllık ortalama sıcaklıklarda 32 yıllık
bir dönemde 0,83°C bir artış görülmüştür.
Sıcaklıkların 32 yıllık dönemde en fazla arttığı
mevsim yaz olmuştur.
Yaz mevsiminde ortalama sıcaklıklar 2,24°C
artmıştır.
Kış mevsiminde ise ortalama sıcaklıklar 0,16°C
azalmıştır.
Çalışmanın en çarpıcı sonucu Ağustos ayında
yaşanan sıcaklık artışlarında görülmüştür.
Ağustos ayında ortalama sıcaklıklar 32 yılda
2,94°C artmıştır.
NEM
Nem
Nemin Kaynağı:
Okyanuslar,
Denizler,
Göller,
Akarsular,
Kaynaklar,
Kar örtüsü,
Buzullar,
Nemli toprak ve canlılardır.
Bağıl nem çeşitli biçimlerde ölçülebilir:
1- Saçlı higrometrelerle; insan saçı neme duyarlı
olduğundan nem artınca gerilmiş saç uzar bir
göstergeyi hareket ettirerek hesaplanır.
2- Yan yana duran ıslak ve kuru termometreler
arasındaki farka göre,
3- Çiy noktası , yani yoğunlaşma sıcaklığı
saptanarak,
4- Nem emen cisimlerin ağırlığının artıp
azalmasına göre ( sofra tuzu)
Bağıl Nemin Günlük Değişmeleri
Geceleri sabaha karşı en yüksek ve öğleden
sonraları en düşük değerdedir.
Bağıl Nemin Yıllık Değişimi
Sıcaklık değişmelerinin tersi bir gidişe sahiptir.
Mutlak Nemin Günlük Değişmeleri
Genellikle sıcaklığın yıllık değişmelerine paralel
bir gidiş gösterir.Fakat ekvatoral bölgeler ve
okyanuslarda çok az değişir.
Ülkemizde Nemlilik
Bağıl nemin
değerlendirilmesinde sıcaklığın
da dikkate alınması gerekir.
Çünkü bilindiği gibi havanın
alabileceği nem miktarı sıcaklıkla
artar.
Örneğin, Erzurum’da 0c’de bir metreküp havada 2 gram
nem taşıyan havanın bağıl nemi ile Antalya’da 35c’de 1213 gram nem taşıyan havanın bağıl nem değeri % 50
dolayındadır
Bölgelerimize Göre Nemlilik
Yıllık ortalama bağıl nem % 75’in üzerinde
olmak üzere Karadeniz ve Marmara bölgelerinin
kuzey kesimlerini kapsar. Bunu 70-75 ile yine
Karadeniz bölgesinin güney kesimleri ve
Marmara Bölgesi, % 65-70 ile Ege, Akdeniz kıyıları
ve Anadolu’nun kuzey kesimleri izler. Daha sonra
%55-60 ile İç Anadolu’nun Orta kesimi ve Göller
yöresi, en düşük bağıl neme sahip olan sahaları %
55 ile Güneydoğu Anadolu izler
Bu değerlere göre Anadolu’nun iç
kısımları, özellikle Güney Doğu Anadolu ile
kıyı bölgelerimiz arasında çok büyük farklar
görülür. Bilhassa, İç ve Güney Doğu
Anadolu’da yazın bazı günler bağıl nem
%65’in altına ve hatta Şanlıurfa ve
Diyarbakır’da %1’e kadar düşer.
Türkiye’de yıllık ortalama nisbi nem miktarı
SİS VE PUS
Sis -Pus
Sisin nedenleri ve tipleri
Sis daha çok alttan soğuyan kararlı hava kütleleri
içinde oluştuğundan genellikle durgun ya da durgun
özellikli yatay hava hareketlerinin bulunduğu
yerlerde soğumaların sonucu olarak görülür.
Sisler doğuşları yönünden hava kütlesi sisleri ve
cephe sisleri olarak ikiye ayrılır:
1)Kara sisleri(radyasyon sisleri)
1a)Terselme sonucu oluşan sisler:
Özellikle geceleri havanın durgun açık ve yerden
sıcaklık kaybının çok olduğu geniş kara içi
düzlüklerinde görülür.Bu sisler gece oluşur.Gündüz
öğleden sonra terselmenin ortadan kalkmasıyla
kaybolur.
1b)Arızalı arazi nedeniyle sis oluşumu
Termik sıcaklık terselmesi ağır ve soğuk havanın
vadiler ve havzalara dolmasıyla daha da güçlenir
ve sis oluşur.
2.Kıyı ve Deniz Sisleri(adveksiyon sisleri)
Rüzgarın,
ılık
denizlerden
soğuk karaya esmesiyle sis
oluşur.
Rüzgar, sıcak denizlerden soğuk
denizlere eserse soğuk sular
üzerinde sis oluşur.
Rüzgar, sıcak karalardan soğuk
denizlere eserse deniz üzerinde
sis oluşur.
Serin denizler üzerinde alçalan
hava kütleleri sis oluşumuna
neden olur.
3.Yerşekli Sisleri(orografik sisler)
Yatay hareket eden havanın yer şekli etkisiyle
yükselerek soğuması neticesinde oluşan sislerdir.
Yer şekli etkisiyle yükselme hafif hafif ve yataya
yakın olmalıdır.
CEPHE (Siklon)SİSLERİ
Gezici orta enlem siklonlarında cepheler,
birbirine doğru hareket eden hava kütlelerinin
karşılaştığı yerlerdir.
Türkiye Sislilik
YAĞIŞ
Türkiye de Yağışın Dağılışı
Türkiye de yağışlar çoğunlukla yağmur
şeklindedir. Bu tür yağışların çoğu da ilkbahar ve
sonbahar mevsimlerinde görülür. Ülkemizin
büyük bir bölümünde kış mevsimi dışında sıcaklık
genel olarak 0 °C’nin üstündedir. Onun için kar
yağışını büyük bir kısmı kış mevsiminde
gerçekleşir
Türkiye’nin yıllık ortalama yağışı 643 mm’dir.
Bu değer Güneydoğu Anadolu da ve bazı çukur
alanlarda 250 mm’ye kadar düşerken Doğu
Karadeniz bölümünde 2000 mm’yi aşmaktadır.
Türkiye’nin yıllık ortalama yağış haritasından
şu sonuçlar çıkartılabilir;
Türkiye’nin en yağışlı yerleri Kuzey ve Güney
Anadolu’nun denize bakan yamaçları ile kıyı
düzlükleridir. Çünkü denizler üzerinden gelen
nemli hava kütleleri sıradağların denize bakan
yamaçlarına bol yağış bırakır.




Yıllık En Yüksek Toplam Yağış 4045.3 mm Rize
1931
Yıllık En Düşük Toplam Yağış 114.5 mm Iğdır
1970
Günlük En Yüksek Yağış 469.9 mm Kemer 11
Aralık 1971
En Yüksek Kar Kalınlığı 525 cm Bitlis Şubat 1954


İç kesimlerde denizlerden uzaklaştıkça
yağışlar azalmaktadır. Bu durumun nedenleri
şunlardır:
Kuzey ve Güney Anadolu sıradağları yağış
getiren nemli hava kütlelerinin iç kesimlere
girmesi
Kıyıdaki sıradağları aşan hava, dağların iç
kesimlere bakan yamaçlarında alçalırken
adyabatik olarak ısındığı için nisbi nem oranı
düşer. Bu durum da yağış oluşumunu
zorlaştırır.





Kışın iç kesimlerde yüksek basınç koşullarının
etkili olması da buralarda yağış oluşmasını
engeller.
Türkiye’nin en az yağış alan yerleri;
Tuz Gölü çevresi
Konya civarı
Iğdır Yöresi
Güneydoğu Anadolu’nun Suriye sınırı
yakınlarıdır.
Türkiye kış mevsiminde kıyı kesimleri dışında
kalan yerlerde ve özellikle dağlık alanlarda
yağışlar kar şeklindedir. Kar yağışlarının en
fazla görüldüğü ve karın en fazla yerde kaldığı
aylar ocak ve şubat aylarıdır.
Türkiye de kışın görülen yağışların ana
kaynağı Atlas Okyanusu kökenli denizel polar
(mP) ve Akdeniz oluşumlu Akdeniz hava kütlesi
(med) dir.
Türkiye’nin Yağış Koşulları
Türkiye Akdeniz İklim bölgesinde yer aldığı
için yağış yönünden yazları kurak, kışları yağışlı
bir iklime sahiptir. Türkiye de 3 türde de
(cephesel,orografik ve konveksiyonel) yağışlar
görülür.
Karadeniz, Marmara, Ege ve Akdeniz de
cephesel ve orografik yağışlar hakimdir.Buna
karşılık Trakya’nın iç kesimleri Orta ve Doğu
Anadolu bölgelerince cephesel yağışların
yanında orografik ve lokal konvektif (kırkikindi)
yağışlarda görülmektedir.
Kuraklığın Türkiye deki Etkileri




Hidroelektrik santrallerinin üretimi
azalmaktadır.
Yağış ve sulama suyu yetersizliği sonucu tarımsal
üretim azalmaktadır.
Su ve hidrolik enerji yetersizliği nedeniyle sanayi
kuruluşlarının üretiminde azalmalar olmaktadır.
Kentlerimizde kullanma ve içme suyu eksikliği
yaşanmaktadır.



Kullanma suyu eksikliği nedeniyle zaman
zaman bulaşıcı hastalıklar görülmektedir.
Doğal bitki örtüsü kurumakta hayvanlar zarar
görmekte ekolojik dengede bozulmalar
olmaktadır.
Bütün bunların sonucunda çevre insan ve ülke
ekonomisini olumsuz şekilde etkilemektedir.
BASINÇ
VE
RÜZGARLAR
Yeryüzüne yatay veya yataya yakın hava
hareketi olan ve bir yerin iklim özellikleri
arasında önemli yere sahip olan rüzgarlar
olumlu ve olumsuz etkiler olmak üzere iki
başlık altında incelenebilir.
Olumlu Etkileri



Yeryüzündeki soğuk-sıcak-nemli-kuru
karakterdeki hava kütlelerinin birbirine
karışmasını sağlar.
Denizler üzerindeki nemli ve ılıman havaların
karalara taşınmasını sağlar. Bu sayede karalar
yağış alır ve hava ılımanlaşır.
Bitkilerin çoğalıp meyve vermesi için gerekli
olan tozlaşma meydana gelir.
Olumsuz Etkileri



Yaz aylarında sıcak ve kuru havayı taşıyan
rüzgarlar, aşırı buharlaşmaya neden olur. Bu da
kuraklığa neden olup bitki örtüsüne zarar verir.
Aşırı hızda esen rüzgarlar doğal ve beşeri
ortamda tahribata neden olur.
Özellikle ilkbaharda esen ılık ve sıcak rüzgarlar
kar örtüsünün hızlı erimesine neden olarak sel
ve heyelanların oluşmasına yol açar.
Basınç - Rüzgar



Rüzgar ile Basınç birbirlerine bağımlı
kavramlardır.
Türkiye, 30’ncu enlem civarındaki Subtropikal
Yüksek Basınç Kuşağı ile 60’ncı enlem civarındaki
Subpolar Alçak Basınç Kuşağı arasında Batı
Rüzgarları Kuşağında yer alır.
Bu kuşakta hava hareketleri yoğun olarak
görülür.


Çevreyi ve insan yaşamını en çok etkileyen
rüzgarlar, fırtına sistemleriyle ilişkili olan
rüzgarlardır.
Fırtına yaygın olarak kuvvetli esen rüzgar olarak
bilinir. Ancak fırtına, kuvvetli rüzgarla beraber
sağanak yağış, yıldırım ve şimşek gibi olayların
bütünüdür.
TÜRKİYE’DE GÖRÜLEN FIRTINA TİPLERİ
1-Orta kuşağın cephesel siklonik fırtınaları
2-Orajlar
3-Tornadolar-Hortumlar
Ancak bu fırtınaların çok büyük bir kısmı başka bir yerde
oluştuktan sonra belirli bir yol kat ederek Türkiye’ye küçük
ve orta boyuttaki fırtınalar olarak gelirler. Bunlar özellikle
kışın ve ilkbaharda daha sık görülür.
Güncel Haber
Türkiye’de Etkili olan Fırtınaların Mevsimlere
Göre Dağılımı
Ülkemizde, coğrafi konumu ve farklı yeryüzü
şekilleri nedeniyle zaman zaman oluşan hızları ve
yarattıkları olumsuz sonuçları nedeniyle fırtınalar
kadar zarar verebilen yerel rüzgarlar da
görülmektedir.(Karayel, Yıldız, Poyraz, Samyeli,
Lodos, Hamsin, Samum…)
Ayrıca, Kara ve Deniz Meltemleri, Dağ ve Vadi
Meltemleri, Katabatik Rüzgarlar, Çöl Rüzgarları ve
Föhn bunlara örnektir.
Kış mevsiminde ülkemizin iç kısımları ve Trakya
genellikle yüksek basınç, denizler ise alçak
basıncın etkisindedir. Bu nedenle iç ve doğu
bölgelerimizde hafif ve değişik yönden esen
rüzgarlar görülür. Buna karşılık kıyı bölgelerdeki
dağlık alanlarda dağ rüzgarları (katabatik
rüzgarlar) etkilidir


Yüksek alanlardan kıyılara doğru akan hava
derin vadilere kanalize olarak kıyı yörelerinde
soğuk, kuru ve şiddetli bora tipinde rüzgara
neden olur.
Buna karşılık iç bölgelerden gelip yamaçlardan
alçalarak ısınan hava ise föhn karakterli sıcak
kuru rüzgarları doğurur.



Yaz mevsiminde Türkiye’de daha sade bir
basınç dağılışı vardır.
Genellikle Karadeniz üzerinde Azor Yüksek
Basıncından, güneyimizde oluşan Basra Alçak
Basıncına doğru bir hava akımı hakimdir.
Bu durumun sonucu olarak sıcak mevsimlerde
genellikle kuzey sektörlü rüzgarlar
görülmektedir. Bu rüzgarlar Karadeniz’den
geçerken nem alırlar ve kuzey yamaçlara yağış
bırakırlar.


Türkiye’de değişik zamanlarda farklı
mekanizmalarda oluşan rüzgarlar, estikleri yöne
göre değişik adlarda anılmaktadır.
Farklı yönlerde esen rüzgarların hızı belirli bir
değere ulaştığı taktirde, çarpma etkisi ve
taşıdıkları farklı özelliklerdeki hava nedeniyle
doğal-yapay canlı-cansız çevreye zarar
verebilmekte, kara ve deniz üzerinde her
ortamda can ve mal kaybına neden olan afetlere
yol açabilmektedir.
Kışın kuzeyden esen, özellikle Marmara ve
Karadeniz’de çok etkili olan soğuk ve şiddetli
rüzgarlar bol kar ve yağmur taşımakta bunun
sonucunda afet niteliğinde olaylar yaşanmaktadır.
Günlük Rüzgarlar


Türkiye’de kara-deniz arasındaki farklı ısınma
ve soğumaların etkisiyle oluşan, alçak ve yüksek
basınç durumuna bağlı olarak oluşan rüzgarlar
da çoktur. Bunlara meltem denir.
Geceleri ısı farkından dolayı karadan denize
doğru esen rüzgarlara kara meltemleri;
gündüzleri ise denizden karaya doğru esen
rüzgarlara ise deniz meltemleri denir.
TÜRKİYE İKLİMİNİN
GENEL ÖZELLİKLERİ
Yaz Durumu
Türkiye’yi etkileyen kutupsal hava kütleleri ve
İzlanda Alçak Basınç Merkezi ile Sibirya Yüksek
Basınç Merkezi yazın Avrupa’nın kuzeyine
çekilmiştir. Dolayısıyla kışın Türkiye’de çok etkili
olan Sibirya Yüksek basıncı, yazın bu özelliğini
kaybetmiştir.
Akdeniz ise yaz mevsiminde Atlas Okyanusu
üzerinde oluşan Azor Yüksek Basıncının etkisine
girmiştir. Yani Akdeniz, alçak basınç ve cephe
üreten bir yer olma özelliğini artık yaz
mevsiminde kaybetmiştir.
Bu olaylara bağlı olarak Azor Yüksek Basınç ve
Basra Alçak Basınç merkezlerinin etkilemesiyle yaz
mevsiminde Türkiye’nin büyük bir bölümü, tropikal
hava kütlelerinin etkisi altına girer.


Sadece Asor Yüksek Basıncının etkili olduğu
dönemlerde genellikle Karadeniz kıyılarında
orografik yağışlar görülürken, yurdun büyük bir
bölümünde serin günler yaşanır.
Sadece Basra Alçak Basıncının etkili olduğu
zamanlarda ise oldukça sıcak, yağışsız ve bunaltıcı
günler yaşanır.


Her iki basıncın Türkiye üzerinde etkili olduğu
durumda ise kuzey ve kuzeybatı kesimlerde
serin günler yaşanırken, güney, güneydoğu ve
doğu bölgelerimizde sıcak günler görülür.
Yaz mevsiminde rüzgarlar genellikle kuzey
yönlüdür. Çünkü Karadeniz üzerinde etkili olan
Azor Yüksek Basıncından, Basra Alçak
Basıncına doğru bir hava akımı söz konusudur
Kış Durumu


Kış mevsiminde Azor Yüksek Basınç Merkezi ve
Basra Alçak Basınç Merkezi güney enlemlere
çekilmiş durumdadır. Bu yüzden Türkiye’nin kış
şartlarını kutupsal hava kütleleri, İzlanda Alçak
Basıncı Akdeniz Alçak Basınç sistemleri ve
bunların hareketleri belirler.
İzlanda Alçak Basınç merkezi ve cephe sistemleri
Balkanlar, Karadeniz ve Akdeniz üzerinden
Türkiye’yi etkiler. Bu sistem Türkiye’ye hangi
yönden gelirse gelsin, taşıdığı soğuk-nemli
(denizel-kutbi) hava ile cephesel yağışlara ve
sıcaklık düşüşlerine neden olur.


Akdeniz Alçak Basınç ve cephe sistemleri ise
taşıdıkları ılık ve çok nemli hava nedeniyle
Türkiye’nin hemen hemen her yerinde bol
cephesel yağışlara ve mevsime göre ılık günlerin
yaşanmasına neden olur.
Balkanlardan ve Karadeniz üzerinden gelen
sistemlerde görülen yağışların büyük bölümü
kar şeklindedir. Akdeniz üzerinden gelen
sistemlerde ise yağışlar kıyılarda yağmur, Orta
ve Doğu Anadolu’da kar şeklindedir.

Sonuç olarak kışın Türkiye’yi Sibirya Yüksek
Basınç Merkezi, İzlanda ve Akdeniz Alçak Basınç
Merkezleri ve cephe sistemleri etkiler. Bu
nedenle kışın yağışlı bir iklim görülür. Ancak
bazı yıllarda alçak basıncı ve cephe sistemleri
yerine, Sibirya Yüksek Basıncının daha fazla
etkili olması durumunda çok soğuk ve kurak bir
kış yaşanır.
KAYNAKÇA





Şensoy,Serhat (2003)“Türkiye İklimi” Devlet
Meteoroloji İşler Genel Müdürlüğü, Ankara
ATALAY, İ., (2000), Türkiye Coğrafyası ve
Jeopolitiği: Ege Üniversitesi Basımevi, İzmir
ŞAHİN C. (2005) Türkiye Fiziki Coğrafyası,
Gündüz Eğitim ve Yayıncılık
http://www.mgm.gov.tr
http://www.ziraattube.com/makale/577/turki
yede-İklimsicaklikyagis-vb-hk.-bilgiler.html
Download