ILIK ŞEHİR KONYA

advertisement
ILIK ŞEHİR : KONYA
Geçtiğimiz hafta Türkiye'nin parlayan yıldız şehirlerinden birinde, Konya'da idim. Ben
Konya'ya ılık şehir adını taktım; havasının soğukluğu ve ayazı ile, insanlarının sıcaklığını bir
araya getirdiğimizde mevsim ılık bir hal alıyor. Sevecen, yapıcı ve bir o kadar da yeniliğe açık
bir şehir Konya. Coğrafi konumu son derece ilginç; bir çok ticaret noktasına yakın, ancak
denize ve limanlara bir parça uzak. Bir keresinde Konya'ya liman şart başlıklı bir yazı
yazdığımı dahi hatırlıyorum. Ticaret hacmini ve dış ticaret potansiyelini her geçen gün
yukarılara taşıyan, yeni bir lojistik köy hazırlıkları içerisinde olan, yabancı sermaye
yatırımlarını bekleyen, Başbakan'ımızın da hemşerileri olması ile heyecan ve heveslerinin bir
kat daha arttığının, insanların gözlerinden okunduğu bir yıldız şehir, Konya.
Konya'da bir kaç sanayi kuruluşuna yönelik yaptığımız ziyaretlerin ardından, akşamleyin
konuşmacı olarak davet edildiğim bir etkinliğe iştirak ettim. Yaptığım sunumda yüzü aşkın
katılımcıya, dünyada sözü geçen ülke olmanın, güçlü ekonomiye sahip olmaktan geçtiğini ve
güçlü ekonomiye sahip olmak isteniliyor ise bunun da dış ticaretten ve özellikle ihracattan
geçtiğini net bir şekilde ifade ettim. Tezimi destekler durum, güçlü ülkelere bakıldığında zaten
net olarak görülebiliyor. Bu tarz ülkeleri incelediğimizde, hepsinin ihracatlarının son derece
yüksek olduğunu gözlemleriz. Bu ülkeleri de ihracatta güçlü kılan temel unsurun sahip
oldukları markalar olduğunu da unutmamak gerekir. Bu ülkeler ya katma değeri yüksek
teknolojik ürünler satarlar ya da lisans, yazılım veya markanın kendisini ve telif haklarını
satar ve ömür boyu gelir elde ederler. Amerika’ya bakacak olursak ihracatının büyük kısmını
teknoloji ve bilişim ağırlıklı ürünler ile royality'den sağladıklarını, Almanya’yı incelediğimizde
ise otomotiv ve yan sanayi ürünlerinin ihracatını oluşturduğunu görürüz. Uluslararası alanda
söz sahibi hangi ülkeyi incelersek inceleyelim, bu durum pek farklı değildir. Bizler de aslında
ülke olarak ürettiğimiz ürünlerin yanı sıra; marka, lisans, yazılım üreterek bunları ihraç etme
yoluna gitmeli ve ülkemiz için daha fazla katma değer yaratmalıyız. Markalaşmayı
arttırmadan ve katma değeri yüksek teknolojik ürünler üretmeden yaptığımız ihracatın
ekonomimize ve cari dengeye katkısı ne yazık ki istenilen düzeyde olmaz. Biz bu şekilde
ihracat yapmaya devam edersek, tonlarca buğday veya tırlar dolusu tekstil ürünü satarak
kazandığımız dövizi yurtdışından ithal ettiğimiz birkaç adet teknoloji ürününe ödemeye
devam ederiz. Güçlü ekonomi cari fazla vermekle, bu da katma değeri yüksek ürünleri ihraç
etmekle gerçekleşebilir. Konya'lı gençlerin bir çoğu 3.kuşak ve ihracata çok hevesliler.
Onlara, bu konuda cesaretli davranmaları gerektiğini ve mühendislik ve teknolojiye en yatkın
illerden biri olmaları sebebiyle de katma değeri yüksek ürünlere yönelerek yeni pazar
arayışlarını sürdürmelerini önerdim. Yeni jenerasyonun sanayici olmaktan korktuğunu ve
uzak durduğunu, ancak Konya'da üretim potansiyelinin yüksek olması nedeniyle bu yöndeki
girişimleri hep sürdürmelerini dilediğimi de ilettim. Son olarak piyasayı, gelişmeleri,
mevzuatları sürekli olarak takip etmeleri gerekliliğini ve gümrükleme konusunu da çok
önemsemeleri gerektiğini ileterek noktayı koydum.
Download