Türkçe`nin Eğitimi Semineri

advertisement
TÜRKÇENİN EĞİTİMİ
SEMİNERİ
Doç. Dr. Ertuğrul YAMAN
Gazi Üniversitesi
Elmek: [email protected]
TÜRKÇENİN SES ÖZELLİKLERİ
Ünlü ve ünsüz uyumları
 Türkçede uzun ünlü yoktur: ”âlem,âmâ,mânâ"
Türkçede "c,f,ğ,h,j,l,m,n,p,r,ş,v,z" sesleri ile
kelime başlamaz.
 Türkçede iki ünlü arasına kaynaştırıcı ünsüzleri
n, s, ş, y girer: elma-a — elmaya
 Türkçe kelimelerin ilk hecesi dışında o,ö ünlüleri
bulunmaz.
 Türkçe kelimelerde ince a ünlüsü bulunmaz:
saati, dikkati, cemaati vb.

Türkçe kelimeler çift ünsüzle başlamaz:
spor, tren...
 Türkçede bir hecede üç ünsüz bulunmaz:
arslan, sırtlan...
 Alıntı kelimelerde kesme işareti kullanılmaz:
mes'ele - mesele; san'at sanat vb.
 Dilimizdeki bazı yabancı kelimelerde ince "l"
ünsüzü bulunmaktadır: rol, alkol, hilâl, istiklâl
 Yabancı dillerden gelen bazı kelimelerde
telâffuzda kalın bir "g" sesi çıkar: grizu, gri,
gram, grev vb.

Türkçe kelimelerin sonunda "b,c,d,g" ünsüzleri
bulunmaz: at—ad, saç—sac, ot—od, haç—hac
 Türkçe kelimelerde aynı cinsten 2 ünsüz yan
yana bulunmaz: sıhhat, dükkân, ümmet, millet vb.
“anne, elli, ninni" kelimeleri Türkçedir.
 Türkçe kelimelerde iki ünlü yan yana bulunmaz:
saat, şiir vb.
 Türkçede ikiz ve üçüz ünsüz yoktur. Örnek olarak
Almancada "st (=ş)" ve "sch (=ş)" şeklinde okunur.

KÜÇÜK VE BÜYÜK HARFLERİN
KULLANILIŞI
Bütün cümlelerin ilk kelimesi büyük harfle başlar.
 Ay ve gün adları küçük harfle yazılır. Belirli bir tarihten
söz ediliyorsa büyük yazılır: 29 Mayıs 1453 Salı
 Bayramlar, belli günler, haftalar, mevsim, konferans,
kongre ve toplantı isimlerinin baş harfleri büyük harfle
yazılır: “V.Uluslararası Türk Dili Kurultayı”
 Abla, ağabey, teyze gibi kelimeler küçük yazılır:
Ahmet ağabey...
 Millet, boy, dil, lehçe, oymak, din ve mezhep adları
büyük harfle yazılır: Türk, Avşar, İslamiyet, Katolik vb...
 Mısraların ilk kelimeleri büyük harfle başlar.





Mektuplarda
ve
diğer
resmî
yazılarda
hitaplar büyük harfle başlar: Sevgili kardeşim, Sayın
Başkan...
Levhalar ve açıklama yazıları büyük harfle
başlar: Giriş, Çıkış, Durak...
Nokta (.), iki nokta (:), soru (?), ünlem (!), sıra
noktaları
(...)
işaretlerinden
sonra
büyük
harfle başlanır.
Kitap, gazete ve dergi adları her kelimesi büyük
harfle yazılır: Kendi Gök Kubbemiz, Türk Edebiyatı,
Küçük Ağa.
NOKTALAMA İŞARETLERİ
Nokta: (.)
 Tamamlanmış cümlelerden sonra nokta konur.
 Bazı kısaltmalardan sonra nokta konur: T.C., Doç.
Dr. vb.
 Sayılardan sonra sıra bildirmek için kullanılır: 1.
(Birinci), 2. (İkinci) vb.
 Tarihlerin yazılışında ay ve yıl sayılarını ayırmak
için kullanılır: 09.04.1962 vb.
 Saat ve dakikayı ayırmak için kullanılır: 19.30 vb.
 Sayıların ondalık bölümleri ayırmak için kullanılır:
1.550.000 vb.
Virgül: (,)
Eş görevli kelimeleri ve cümleleri ayırmak için:
Türk; Öğün, Çalış, Güven vb.
 Uzun cümlelerde veya karışıklığa yol açan
durumlarda özneden sonra:
 Yaralı, doktora yalvarıyordu.
 Cümle içindeki ara sözleri ve ara cümleleri iki
virgül arasında yazarız: Örnek verecek olursak,
örnek istemez ya, şu örnek verilebilir.
 Resmî yazılarda ve mektuplarda hitaplardan
sonra: Sevgili arkadaşım, Tokat Valiliğine, ...
 Cümlede vurgulanan kelimeler ve "evet, hayır“
gibi kelimelerden sonra: "Evet, gidelim."

Noktalı Virgül: (;)


Birbirine bağlı cümleleri ayırmak için kullanılır:
Aheste çek kürekleri; mehtap uyanmasın.
Cümle içinde veya sıralamalarda virgülle
ayrılmış tür ya da takımları birbirinden ayırmak
için kullanılır: Meyvelerden portakal ve muzu;
sebzelerden ıspanak, pırasa ve lahanayı severim.
UYARI: Noktalı virgülden sonra özel isimler
dışında küçük harfle devam edilir.
İki Nokta: (:)



Açıklama yapılacağı veya örnek verileceği zaman
iki nokta konur: Türk dilinin lehçeleri şunlardır:
Yakutça, Çuvaşça, Özbekçe...
Başkalarından yapılan alıntıları yine iki
noktadan sonra veririz: Atatürk diyor ki: "Dil ile
millî his arasındaki bağ çok kuvvetlidir."
Katalog ve sıralamalarda yazar ile eseri arasına
iki nokta konur: Faruk Nafiz Çamlıbel: Han
Duvarları
Üç Nokta: (...)
Henüz bitmemiş cümlelerden sonra: Daha ne
söyleyebilirim ki...
 Açıklanmak istenmeyen kişi ve yer adları yerine
üç nokta konur. Ayrıca kaba sayılan bazı
kelimelerin yerine konur.
 Verilen örneklerden sonra diğerlerini göstermek
için: Taşkent, Semerkant, Buhara...
 Alıntılarda atlanılan yerleri göstermek için:
... Türk dilinin tarihi gelişimini izleyebilmek için
eskilere bakmalıyız.

Soru İşareti: (?)



Soru bildiren
kullanılır.
cümlelerden
sonra
bu
işaret
Söylenilen söze inanmama, şaşma ya da alay
etme bildirmek amacıyla kullanılır: Yaşayan en
büyük yazarlardan sayılan (?) bu kişi hakkında...
Şüpheli ya da bilinmeyen ifadelerin yerine (?)
konur: Karacaoğlan (15. yy ?)
Ünlem: (!)


Sevinç, korku, acı ve buna benzer ruhî durumları
anlatan cümlelerin sonuna konur: "Ordular, ilk
hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!"
Söz sırasında inanmama, şaşırma veya alay etme
gibi durumları belirtmek için kullanılır: Yapılan
bunca büyük işten (!) sonra...

Çizgi: (-)
Yazıdaki konuşmaları göstermek için kullanılır.
 Satır sonunda heceleri bölmek veya kelimeleri
eklerine ayırmak için : ge-le-bil-mek.
 Herhangi bir cümle içerisindeki ara söz veya ara
cümleler, iki çizgi arasında verilir: Türk
askerinin kahramanlığı cesareti ve fedakârlığı tabiî bunlar birer iyi özelliktir- dünyaca
meşhurdur.
 Yer, şahıs adları ve tarihler yazılırken iki ayrı
unsur arasına çizgi işareti konur: Ankaraİstanbul karayolu, 1914-1918 vb.

Tırnak İşareti: (" ")
Başkasından alınan ifadeleri tırnak içinde
gösteririz: Şair diyor ki: "Bayrakları bayrak
yapan üstündeki kandır." vb.
 Cümle içinde özel olarak vurgulanmak istenen
kelimeler tırnak içinde verilir: Şiirin en önemli
özelliklerinden birisi "millî" bir hava taşımasıdır.
 Kitapların,
bilimsel yayınların ve yazıların
başlıkları cümle içinde tırnak işareti ile verilir:
M. Âkif bütün şiirlerini "Safahat" adlı eserinde
toplamıştır.

Parantez İşareti: ( )



Cümle içinde verilen açıklayıcı bilgiler parantez
işareti içerisinde gösterilir: Türk toplumunda
monogami (tek eşlilik) yaygındır.
Tiyatro eserlerinde sahne düzeni ve oyuncunun
yapması gereken hareketler parantez içerisinde
verilir: (Ali koşarak sahneye girer.) vb.
Madde başlarında yarım parantez kullanılır:
1)
a)
Kesme İşareti: (')
Özel adlara getirilen çekim ekleri kesme işareti
ile ayrılır: Ahmet'in, Ankara'dan vb.
 Kısaltmalardan sonra gelen ekler kısaltmaya
uygun olarak kesme işareti ile ayrılır: TDK'nin,
THY'den vb.
 Sayılara getirilen ekleri ayırmak için kullanılır:
1998'de vb.
 Bir kelime içinde düşen ünlüleri göstermek için
kullanılır: N'oldu? Karac'oğlan vb.

DÜZELTME İŞARETİ
Düzeltme İşareti (^)

Karışan kelimeleri ayırmak için:
hala - hâlâ
hal - hâl
aşık - âşık
adet - âdet
alem - âlem
kar - kâr
Arapça-Farsça kel. “g,k,l” seslerini ince
okutmak için:
zekâ, kâtip, hikâye
dergâh, ikâmetgâh, tezgâh
kelâm, lâle, hilâl, istikbâl

İnce “l” ünsüzünü belirtmek için
kullanılmaz!:
 plan, Latin, klasik, lamba, lahana, plan, klasik…

Nispet “i”lerini göstermek için:
 millî (değerler)
 ruhî
 dinî
 manevî
 beşerî
 insanî
 maddî

EK VE BAĞLAÇ OLAN (-DA)


Da, de bağlacı ayrı yazılır; ancak, kendisinden
önceki kelimenin son ünlüsüne bağlı olarak
büyük ünlü uyumuna uyar ve da, de biçimini alır:
Kızı da geldi gelini de. Orhan da biliyor. Oğluna da
bildirdi. Sen de mi kardeşim? Güç de olsa. Konuşur da
konuşur.
“İmlâmız, lisanımız düzelince, lisanımız da kafamız
düzelince düzelecek; çünkü, o da ancak onlar kadar
bozuktur, fazla değil!”
(Yahya Kemal Beyatlı



UYARI : Ayrı yazılan da, de hiçbir zaman ta,
te şeklinde yazılmaz.
UYARI : Ya sözüyle birlikte kullanılan da
mutlaka ayrı yazılır (ya da).
UYARI : Da, de bağlacını kendisinden
önceki kelimeden kesme ile ayırmak
yanlıştır. Bu bağlacı tamamen ayrı yazmak
gerekir: Ayşe de geldi (Ayşe'de geldi değil).

UYARI : Bulunma hâli eki olan -da, -de, -ta, te'nin da, de bağlacı ile hiçbir ilgisi yoktur;
bulunma hâli eki getirildiği kelimeye bitişik
yazılır: devede kulak, evde kalmak, yolda kalmak,
ayakta durmak, çantada keklik. Yeme de yanında yat.

Yurtta sulh, cihanda sulh.
(Mustafa Kemal Atatürk)

Dilde, fikirde, işte birlik.
(İsmail Gaspıralı)
EK VE BAĞLAÇ OLAN (-KI)


Ki bağlacı ayrı yazılır: demek ki, kaldı ki, bilmem
ki.
Türk dili, dillerin en zenginlerindendir; yeter ki
bu dil, şuurla işlensin.
(Mustafa Kemal Atatürk)

Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer.

Olmaz ki!

Böyle de yatılmaz ki! (Orhan Veli Kanık)

Ruşen Eşref Ünaydın'ın "Diyorlar ki" adlı eseri ne
güzeldir!

Ancak ki bağlacı, birkaç örnekte kalıplaşmış olduğu
için bitişik yazılır: belki, çünkü, hâlbuki, mademki,
meğerki, oysaki, sanki. Bu örneklerden çünkü sözünde ek
aynı zamanda uyuma girmiştir.

Şüphe ve pekiştirme göreviyle kullanılan ki sözü de ayrı
yazılır: Babam geldi mi ki? Başbakan konuşacak mı ki?


-ki aitlik eki ünlü uyumlarına uymaz: akşamki,
yarınki, duvardaki, Turgut'unki, yoldaki, ondaki,
yazıdaki, onunki.
Yalnız birkaç örnekte bu ek, ünlü uyumlarına
uyar: bugünkü, dünkü, öbürkü.
EKLER
Yapım Ekleri

İsimden İsim Yapan Ekler

İsimden Fiil Yapan Ekler

Fiilden İsim Yapan Ekler

Fiilden Fiil Yapan Ekler

Çekim Ekleri
İsim Çekim Ekleri
a)
b)
c)
d)

Çoğul (çokluk) ekleri
İyelik (sahiplik) ekleri
Hâl (durum) ekleri
Soru edatı
Fiil Çekim Ekleri
a)
b)
c)
d)
e)
f)
Zaman ekleri
Tarz ekleri
Şahıs ekleri
Teklik-çokluk (sayı) ekleri
Zarf-fiil ekleri
Soru edatı
SÖZ DİZİMİ (CÜMLE İLİŞKİLERİ)




Dil, konuşulan ve yazılan cümlelerden oluşur.
Cümle, yargı bildiren kelimeler topluluğudur; her
cümle bir yapı, kelimeler de bu yapının
taşlarıdır.
Dilimizde sonsuz diyebileceğimiz kadar cümle
üretme imkânı vardır.
Cümleler kelime gruplarından oluşur.
 İsim
Tamlaması
"ev-in bahçe-si“ (belirtili isim tamlaması)
"bahçe kapı-sı" (belirtisiz isim tamlaması)
"altın saat“
(takısız isim tamlaması)
 Sıfat
Tamlaması
"beş kişi", "akıllı adam", "evli kadın", "akılsız
çocuk", "beyaz ev", "okuyan öğrenci" vb.
İkilemeler
"kara kara (gözler)", "saçma sapan (konuşmak)",
"koşa koşa (gitmek)", "ezik büzük (meyve)", "kırık
dökük (bina)" vb.
 İkilemeler, aynı kelimenin, eş anlamlı veya zıt
anlamlı tekrarından oluşabilir:
 pırıl pırıl, ikişer ikişer, gide gide vb.
 eğri büğrü, ite kaka, ev bark, delik deşik vb.
 irili ufaklı, düşe kalka, dost düşman, iyi kötü vb.

Deyimler

Hoş görünmek, göz koymak, içini dışını bilmek,
ağzı var dili yok, kulak vermek, el ele vermek, çile
çekmek vb.
CÜMLENİN ÖGELERİ

Özne

Tümleç

Yüklem

Nesne
a) Belirtisiz nesne,
b) Belirtili nesne.

Dolaylı Tümleç (Yer Tamlayıcısı)

Zarf Tümleci
CÜMLE TÜRLERİ
1- Yapısına göre cümleler:
a) Basit (yalın) cümle,
b) Birleşik cümle,
Şartlı birleşik cümle,
İç içe birleşik cümle.
c) Bağlı cümle
ç) Sıralı cümle.
2-Dizilişlerine Göre Cümleler
a) Kurallı cümle,
b) Devrik cümle.
3- Yüklemin Çeşidine Göre Cümleler:
a) İsim cümlesi,
b) Fiil cümlesi.
4. Anlamlarına Göre Cümleler: Anlamlarına göre
cümleyi üç grupta inceleriz:
a) Olumlu cümle,
b) Olumsuz cümle,
c) Soru cümlesi,
ç) Ünlem cümlesi"
İşçilere yiyecek yardımı yapıldı."
"Dilimiz, Atatürk'ün de belirttiği gibi, kendisini
yabancı
dillerin
boyunduruğundan
kurtarmalıdır."
"Doğuyor ömrüme bir yirmisekiz yaş güneşi,
Kuşlar okşar gibi sen saçlarımı okşarken."
C. Şehabeddin
ANLATIM VE CÜMLE BOZUKLUKLARI









Anlatım Bozuklukları
Ses Bozuklukları
Anlam Bozuklukları
Ses Bozuklukları
ufak + çık
>
küçük + çük
>
ufacık
küçücük
Cümle Bozuklukları
"İnsanlara hep iyi niyet ve içimde kötü bir yargı olmadan
yaklaşmaya çalıştım."
"Pek konuşmayı sevmem."
"Şu bakımdan ki çocukta tabiat hakimdir ve doğa asıl yeni
tomurcuk salarken saf ve temizdir."
"Bir başka huzur veren olay ise hobilerim."
"Daha sonra bu üniversite olayıyla karşılaştım."
 "Doğmak... insanoğlunun en elinde olmadan
gerçekleştirdiği eylem."
 • Noktalamaların cümlenin anlamını etkileyecek
derecede yanlış kullanılmasıyla ortaya çıkan cümle
bozuklukları da yaygındır.
 "Çünkü artık bu işe yaramıyordu."
 "Bu ülkede çok çok büyütülen bir konu."
 "Spor hayatımı etkilemeye başlamıştı."
 • İmlâdan dolayı özelliği bozulan kelimelerin yer aldığı
yanlışlar da vardır:
 "Bu, bütün diğer ülkeler içinde geçerli."

DÜŞÜNCENIN AKTARILMASI

Düşünceye Dayalı Anlatım
Açıklayıcı Anlatım
 Tartışmacı Anlatım


Sanatlı Anlatım
Öyküleyici (Hikaye Edici) Anlatım
 Betimleyici (Tasviri) Anlatım

Yansıtmacı
İzlenimci
METNİN YAZILIŞI
YAZIDA PLAN
İçerikle İlgili Düzenleme,
Kâğıt Düzeni.
YAZININ UNSURLARI
Konu
 Ana Düşünce
 Yardımcı Düşünceler
 Başlık

PARAGRAF TÜRLERI
Bir yazıdaki duygu, düşünce ve olayla ilgili cümle
veya cümleler topluluğu
 Giriş
 Gelişme
 Sonuç
Olay Paragrafı
Düşünce (Fikir) Paragrafı
Tasvir Paragrafı
Tahlil Paragrafı
YAZIYA BAŞLAMA TEKNIKLERI
Yazıya tanım ve açıklama ile başlanabilir.
 Tarihten bir olayla konuya giriş yapılabilir.
 Konu uygunsa tasvir yapılabilir.
 Deyim, atasözü, vecize veya fıkra ile yazıya
başlanabilir.
 Soru veya sorular yöneltilerek başlanabilir.
 Kısa bir özeti verilerek yazıya başlanabilir.
 İlgi çekici bir olayla yazıya başlanabilir.
 Alıntı ile yazıya başlanabilir.

GENEL OLARAK KONUYU GELİŞTİRME
YOLLARİ
- Hikâye etme,
- Tasvir ve tahlil etme,
- Tanım ve açıklama yapma,
- Delillerle ispat etme,
- Örnekleme
- Benzetmeler yapma
…
SÖZ VARLİĞİNİN GENİŞLETİLMESİ

Edebî eserler okumak

Dili güzel kullanan konuşmacıları dinlemek

Sözlük ve Yazım Kılavuzu kullanmak

Bulmaca çözmek

İletişime karşı ilgi ve merak duymak

Beyin jimnastiği yapmak
Download