SLAYT 1 Merhaba arkadaşlar, ben size birazdan mikro evrende enerjiyi anlatacağım. Bir çoğunuz enerjiyle ilgili çeşitli sunumlar yaptı. Termik santrallerden güneş enerjisine, biodizelden hidroelektrik enerjiye kadar çeşitli sunumlar dinledik hep beraber. Onların kabaca teknik şeylerini öğrendik.. peki ne oluyor da bunlar bu hale geliyor? Bunu maddenin özüne inerek anlayabiliriz. SLAYT 2 İsterseniz şöyle kısaca bi bu sunumda nelerden bahsedeceğim ona göz gezdirelim. Tek tek söylemeye gerek var mı bilmiyorum ama kabaca bunlar. Matematiksel enerji çeşitleri ile Mikro evrende ilkeler üzerinde uzun duracağım.. SLAYT 3 Mikro evren diyorum da mikro nedir, neye denir, büyük müdür küçük müdür.. Şu bir gerçek normal bir vatandaşında günlük hayatta kullandığı bazı mertebeden birimler vardır. canti, mili, kilo vb gibi.. Biz fizikçiler olarak bunların içinde olduğumuz halde hala birbirleriyle karıştırıyorsak birimleri epey ayıp olur doğrusu.. Mikro, birim cetvelinde 10^(+24) ile 10^(-24) arasında standart boyutun altında kalan bir birimdir. Yani standarttan 10-6 kat küçüktür. Diğerlerini de bilmemiz iyi olur ama şu an konumun dışında onlar. SLAYT 4 ve SLAYT 5 Bu gördüklerinizde mikro mertebede çekilmiş örnekler.. küp şeklinde olan polimer.. SLAYT 6 Önce genel olarak matematiksel anlamda birkaç enerji çeşidinden bahsedelim bu slaytta görülenlerden. SLAYT 7 Klasik mekanik, her hangi bir alanda bulunan cismin pozisyonundan dolayı depoladığı enerji olan potansiyel enerji ile, cismin hareketinin sonucu oluşan kinetik enerjiyi birbirinden ayırır. Mekanik enerji (EM veya E) birçok biçimde ifade edilir. Fakat çoğunlukla potansiyel enerji (Ep, V, U ) ve kinetik enerji (Ek veyaT) içinde sınıflandırılır. Potansiyel enerji teriminin çok geniş kullanımı vardır. Buna değinecem ileri kısımlarda. Mekanik enerji, kinetik ve potansiyel enerjinin toplamıdır diye bi ilişki kurabiliriz. . SLAYT 8 Kinetik enerji bir cismin hareketinden dolayı sahip olduğu enerjidir demiştik az önce, kabaca 3 çeşittir diyebiliriz bu enerji için ilk olarak Öteleme Kinetik enerji olarak ifade edilir. m: kütle (kilogram) v: hız (m/s) E: enerji (joule) Bu enerji bir nevi "Sabit bir F kuvveti altında, doğrusal bir yolda x kadar yol alan bir cismin x yolunun sonunda sahip olduğu enerjidir” Dönme Kinetik Enerjisi ise Kütle merkezinden geçen bir doğru etrafında dönen cisimlerin sahip olduğu kinetik enerjidir. ile ifade edilir. : Açısal hız (radyan/sn) , eylemsizlik momenti Bu iki kinetik enerji bizim günlük hayatta gördüğümüz hızların oluşturduğu Kelerdir. Bir de Yüksek hızlarda Kinetik enerji vardır. Newton mekaniği'nin yasaları, sadece ışık hızına kıyasla küçük hızlarda hareket eden parçacıkların hareketlerini tanımlamada geçerlidir. Parçacık hızları c ile karşılaştırılabilir olduğunda, Newton mekaniğindeki denklemler, yerini görelilik teorisinin öngördüğü daha genel denklemlere bırakır. Görelilik teorisine göre, çok büyük hızıyla hareket eden m kütleli bir parçacığın kinetik enerjisi: görüldüğü gibidir. Bu ifadeye göre ışık hızından daha büyük hız yoktur. Çünkü v c ye yaklaşırken E sonsuza gider. SLAYT 9 Potansiyel enerji, cisimlerin bir alanda bulundukları fiziksel durumlardan ötürü depoladığı kabul edilen enerjidir. Örneğin yükseğe kaldırılan bir cisim, barajlarda biriken su, sıkıştırılan veya gerilen yay potansiyel enerji depolar. Potansiyel enerji mevcut alandaki konuma veya cisimdeki değişikliğe bağlıdır. EP ya da U ile gösterilir. Birimi diğer enerjiler gibi Joule'dür. (J) bir elektrik yükü, yüksek potansiyelden alçak potansiyele gitmek isteyecektir çünkü bu yüke etki eden bir geri çağırıcı kuvvet vardır. “Bir cismi yüksek potansiyele taşımak için yapılan iş cismin kazandığı potansiyel enerjiye eşittir. Yani potansiyel enerji değişimi korunumlu kuvvet tarafından yapılan işe eşittir”: W: yapılan iş, ΔU: potansiyel enerjideki değişim Örneğin m kütleli bir cismi yerçekimi ivmesinin g olduğu bir yerde, yerden h kadar yukarı çıkardığımızı düşünelim. Kaldırmak için gereken kuvvet cismin ağırlığına eşit olacaktır. Yani F=mg cismi h kadar yukarı çıkardığımız için yaptığımız iş W=mgh olacaktır. Bu da cismin h kadar yukarı çıktığı için kazandığı potansiyel enerjiye eşittir. Çekim potansiyel Enerjisi genellikle çok büyük kütleli cisimler, örn.Dünya, Güneş için geçerlidir. Bir cismin, başka bir cismin kütleçekimi etkisinde kalarak kazandığı potansiyel enerjiye denir. Bu enerji, cismin kütlesiyle ve çekici kütlenin büyüklüğüyle doğru orantılıdır. Bir kütlenin yüzeye çok yakın kütleçekim kuvveti, h yüksekliğinde çok az değişir ve mg ye eşittir. Buradaki m kütle ve g kütleçekim ivmesidir. Dünya yüzeyinde g = 9.81 m s−1'dir. Bu durumda yerçekimi potansiyel enerjisi eşitliği şöyle olur: Çekici kütlenin büyüklüğü yerçekimi ivmesini oluşturur. Daha genel bir ifade ile Newton'ın evrensel kütleçekim yasasına göre m1 ve m2 kütleleri çekimi sonucu açığa çıkan potansiyel enerji; , Burada, r iki kütle arasındaki mesafe ve G yerçekimi sabitidir ve değeri 6,6742(10) × 10−11 m3 kg−1 s−2'dir. Yerçekimi potansiyel enerjisi, hidroelektrik santrali kullanılarak elektrik enerjisine çevrilir. SLAYT 10 Esneklik Potansiyel enerjisi Esneklik potansiyel enerjisi, esnek cisimlerin (örn. yay) sahip olduğu enerjidir. Bir yay sıkıştırıldığında potansiyel enerji depolar ve serbest bırakıldığında bu enerjiyi kinetik enerjiye dönüştürür. Yay esneklik potansiyel enerji depolamak için kullanılır. Mesela Okçulukta esneklik potansiyel enerjisinin kullanıldığı insan yapımı ilk uygulamalardan biridir. Yayda biriken enerji yayı sıkıştırmak için yapılan işe eşit olduğundan bu iş hesapalanarak enerji bulunur. F kuvvetiyle (F kuvvetinin büyüklüğü yay sıkıştırıldıkça artar) x kadar sıkışmış bir yay için: görüldüğü gibidir esneklik potansiyel enerji. yayda, Hooke yasası gereği: Yapılan iş ve biriken potansiyel enerji: Elektrik Potansiyel Enerji Bir elektrik alanda bulunan elektrik yüküne Coulomb kuvveti etki eder. Etki eden bu kuvvet nedeniyle yük, potansiyel enerji kazanır. SLAYT 11 Yüzey Enerjisi Bir yüzeye eğer herhangi bir tür gerilim uygulanırsa, örneğin silgi ile kağıt silinirse, bu yüzey enerjisi olarak tanımlanabilir. γ yüzey gerilim ve S yüzey alanı olmak üzere. Alanı arttırmak için, bir birim alanda yapılan W işi ile yüzey enerjisi arasındaki ilişki şöyledir: Özellikle, farklı maddelerin yüzey gerilimi farklı olduğundan dolayı temasları esnasında karışım olmaz. Boş bir yüzey, örneğin kılcal yüzey, hareket ettirilirse çok küçük bir enerji açığa çıkar. Termal enerji Termal enerji (maddenin gaz, plazma, katı, vb. gibi bazı halleri), partiküllerin rastgele mikroskopik hareketi ile ilgili enerjidir. Örneğin, monoatomik gaz halinde gaz atomları hareketten dolayı yalnızca kinetik enerjiye sahiptir. Molekül halinde gazda dönme ve titreşim enerjisi oluşur. Sıvı ve katı hallerinde de (atomların etkileşiminden dolayı) potansiyel enerji vardır. Isı, termal enerjinin belirli bir yere yayılması olarak tanımlanır (örneğin sıcak bir cisme soğuk bir cisim yapıştığında yapışan yüzeyler arasında ısı alış verişi olur. Küçük iletişim için uygun eşitlik şöyledir: Burada Cv, sistemin ısı kapasitesidir. Eğer sistem hal değişimi altında ise bu eşitlik geçersiz olur. Örneğin buz erimesi esnasında ısıda bir azalma olmaksızın sistem ısıyı tutar. Kinetik Teoriye göre İdeal gazı tanımlayan kinetik teorideki serbestlik derecesine göre termal enerji eşitliğidir 2. Eşitliğimiz de Burada df, serbestlik derecesi sayısı ve kB,Boltzmann sabitidir. Toplam termal enerji gazın toplam iç enerijine eşit olmalıdır. Fakat moleküller arası potansiyel enerji bu teoriye dahil değildir. kBT ifadesi, istatistiksel mekaniğinde çok sık kullanılır. SLAYT 12 Elektrik enerjisi Eğer bir elektrik akımı dirençten geçerse elektrik enerjisi ısıya dönüşür. Akım eğer elektrik cihazından geçerse, elektrik enerjisinin bazısı (her ne kadar birazı kaybolsa veya ısıya dönüşse bile) diğer enerji biçimlerine dönüşür. Elektrik akımından dolayı oluşan elektrik enerjisi miktarı, farklı yollarla ifade edilebilir: Burada V is the gerilim (volt olarak), Q yük (coulomb olarak), I akım (amper olarak), t akımın aktığı süre (saniye olarak), P güç (watt olarak) ve R direnci (ohm olarak). Elektrostatik potansiyel enerji Bir kondansatörde depolanan yük (C kapasitesi), V gerilimi ile doğru orantılıdır. Bu durumda elektrostatik potansiyel enerji: , SLAYT 13 Manyetik enerji Maxwell denklemleri ile ilgili iki durum vardır. Bir B manyetik alanındaki bir mıknatısın manyetik momentinin potansiyel enerjisi, manyetik çift kutup moment vektörü değişimdeki manyetik kuvvetin (aslında manyetik torkun) işi olarak tanımlanır ve şuna eşittir: . Elektrik devreleri I akımı taşıyan bir indüktörün L indüktansında depolanan enerji şöyledir: . Eşitliğin sağ tarafındaki ifade, süperiletken manyetik enerji depolama için temel biçimdir. Elektromanyetik enerji, birim hacimde elektriksel veya manyetik alan oluşturmak için gereken iştir Mikrodalgalar, ışık veya gama ışınları gibi elektromanyetik ışınımlar, elektromanyetik enerji akışını ifade eder Nükleer Potansiyel Enerji Nükleer potansiyel enerji ile elektriksel potansiyel enerji, fisyon ve füzyon süreçlerindeki enerji salınımını sağlar. Zayıf nükleer kuvvet (güçlü kuvvetten farklıdır), beta çözünmesi gibi belirli radyoaktivite türleri için potansiyel enerji sağlar. Nükleer süreçte salınan enerji, çok büyüktür ve (enerji salındıktan sonra) kütlenin değişimine neden olur. Güneş enerjisi olarak adlandırılan güneşteki enerji, bu enerji dönüşüm biçimine örnektir. Güneşte hidrojen füzyon sürecinde, güneş "maddesi"nin yaklaşık 4 milyon tonu bir saniyede ışığa dönüşerek uzaya yayılır. Fakat bu süreç esnasında her ne kadar protonlar nötronadönüşse bile proton ve nötron sayıları toplamı değişmez. Bu sistemde yayılan ışık (bir sistem gibi düşünülürse), elektromanyetik ışınım sonucu bir saniyede "kaybolan" yaklaşık 4 milyon ton kütleyi kendisi tutar ve onu uzaya taşır. Bu süreçte dönüştürülen helyum çekirdeğinin her biri, dönüştürülen dört protondan daha hafiftir. Güneşin nükleer potansiyel enerjisi ışığa dönüştüğü esnada hiçbir parçacık kaybolmaz. Nükleer enerji formülü, kimyasal enerjininkine benzer ve şöyle hesaplanır Burada mp, protonun kütlesidi SLAYT 14 Mikro evren boyutlarını kuantum teorisi inceler. Yani mikro boyuttaki her şey kuantum ürünüdür. Kısaca klasik fizik ve kuantum mekaniğinden bahsedecek olursak.. Klasik Fizik: Klasik fizik maddeyi makroskopik bir yaklaşımla ele alarak inceler. Klasik mekaniğin kanunları Newton kanunlarıdır. Klasik elektromanyetizmanın temel denklemleri ise Maxwell denklemleridir. Kuantum mekaniği: Molekül, atom, çekirdek, nükleon, temel parçacıklar ve kuarklar gibi küçük parçacıkları inceler. Bu teori olasılıklar üzerine kuruludur. Dirac, Heisenberg, Schrödinger, Pauli,...gibi bilim adamları tarafından geliştirilmiştir. SLAYT 15 Mikro evrende yani 10-6boyutunda gerçekleşen olaylar yine bu evrenin kurallarıyla ancak gerçekleşebilir. Mikro evreni yöneten yasaları konu alan kuantum fiziği bu alanda yapılacak çalışmaların olmazsa olmazı konumundadır. Zira kuantum fiziği mikro evreni yöneten yasaları aslında 1900 yılından beri araştırmakta ve çok önemli ölçüde de çözümlemiştir. Kuantum fiziğinin mikro dünyayı şekillendiren yada yöneten kuantum evreninin bazı çok temel bulgularına kısaca göz atarsak şunları özetleyebiliriz. İlk olarak mikro evrendeki dinamizmi ele alalım. SLAYT 16 1-Mikro Evrenin Hareketliliği (Dinamizmi): Kuantum Fiziğinde ve dolayısıyla mikro evrende her şey mutlak anlamda hareket halindedir. Durağan ya da statik hiçbir tanecik yoktur. Zaten kuantum fiziği statik sistemlerle ilgilenmez. O halde mikro dünyanın en temel özelliklerinden birisi mikro evrenin dinamik olmasıdır. SLAYT 17 Bi sonrasında da mikro evrende kuantizasyonu inceleyelim. SLAYT 18 BU KISIMDA Enerjinin aslında sürekli olmadığı fikri ilk kez kuantum fiziğinin en önemli kurucularından biri olarak anılan Max Planck tarafından 1900 yılındaki fizik kongresinde ortaya atılmıştır. Süreklilik demek, fiziksel bir değişimin, ilk durum ile son durum arasındaki her değeri tarayarak gerçekleşmesi, sıçramanın olmaması demektir (Enerji = n h f ….burada n bir tam sayı, h Planck sabiti olarak adlandırılan evrensel bir sabit ve f de frekanstır.) bu enerji denklemi Bir boyutta f frekansı ile basit harmonik hareket yapan bir titreşici sistemin kuantum enerjisidir. Bu düşünce o güne kadar var olan düşünceleri temelden sarsmış ve yeni bir dünyanın yani kuantum dünyasının doğmasına neden olmuştur. Madde yani kütle mikro dünyada kuantizedir yani madde belli noktalarda bulunan atomlardan meydana gelmiştir. Einstein’ın “Enerji ile kütle eşdeğerdir.” (E=mc2 ) ifadesi ile bu fikir birleştirildiğinde enerjinin kuantize olması gerektiği hemen anlaşılabilir. Artık hakkında hiçbir kuşku bulunmayan bu kesin gerçek bizi daha sonra momentum, konum, hız ve açısal momentum gibi bir çok kavramın mikro dünyada kuantize olduğunu keşfetmemizi sağlamıştır. SLAYT 19 Kuantumun temelini atan 2 önemli bilim insanı Max Planck ve Albert Enstein bu gördüklerinizde.. SLAYT 20 Sıradaki konumuz mikro evrende dalga fonksiyonu olan pisi SLAYT 21 Mikro evrenin kuantize oluşu daha sonra Erwin Schrödinger’i mikro dünyadaki bütün taneciklerin uyması gereken bir denkleme götürmüştür. Bu denklem ünlü Schrödinger Dalga Denklemi’dir. İki tane schrödinger denklemi vardır. Biri zamamdan bağımsız SDdir. Bunu kararlı sistemlerde kullanıyoruz. Diğeri de zamana bağlı SDdir. Onu ise geçiş durumlarında kullanırız. SLAYT 22 Bu denklemlerin en önemli yeniliklerinden biri taneciklerin davranışının bir matematiksel fonksiyon (Ψ) tarafından tanımlanmasıdır. Bu fonksiyonun belirlenmesi ile söz konusu taneciğin bütün özellikleri belirlenmiş oluyor. Bu şekilde (Ψ) nin devreye girmesi ile bunun karesine eşit olan olasılık yoğunluğu devreye giriyor. Yani parçacıklar uzayın belli noktasında belli bir anda belirli bir olasılıkla var olabilmektedir. Böylece klasik fizikteki determinizm ortadan kalkıyor ve olasılıklar devreye giriyor. Determinizm ise nedensellikle bağlantılıdır. Nedensellik, her olayın bir nedeni olduğunu, aynı nedenlerin aynı sonuçları doğuracağını söyler. Aynı koşulların farklı sonuçlar doğurması, bu farkın nedensiz olduğu anlamına gelir ki determinizm bunu kabul etmez. Buna göre, bütün Koşullar belli ise, bu koşulların yol açacağı sonuçlar da bellidir. Dolayısıyla determinizme göre bu günün koşulları yarını kesin olarak belirler. Gelecek bugünden bellidir. SLAYT 23 Mikro evrende determinizmin kalkmasıyla yeni görüş belli olur. Bu görüş: Artık hiçbir şey eskisi kadar kesin değil ya da hiç kesin değildir. Ancak bazı olasılıklarla tanecikler belli yerlerdedir. SLAYT 24 Ünlü fizikçi Einstein dahi bu gerçeği kabul etmekte zorlanmıştır ve “Tanrı asla zar atmaz” demiştir. Ancak gerçek odur ki mikro dünyada kesinlik yok ve olasılıklar vardır. SLAYT 25 Ve belirsizlik ilkesi.. SLAYT 26 Olasılıklar fikri daha sonra Heisenberg’i olasılıkların olduğu yerde belirsizlikler de vardır fikrine götürmüş ve kendi adıyla anılan yine çok önemli bir yasa olan belirsizlik ilkesini ortaya koymasını sağlamıştır. Artık yapılan ölçümler kesin değildir. Her ölçümde bir belirsizlik vardır. Eğer siz örneğin elektronun konumunu ve ona bağlı olan hızını ölçmek isterseniz, konumu ne kadar doğru ölçerseniz o ölçüde hızını ölçemezsiniz yada hızını ölçmedeki belirsizlik artar. Bu belirsizlik sadece mikro evrende etkili olabiliyor. Makro evrende belirsizlik çok küçük olduğu için hiçbir etkisi yok biz bunu doğal olarak algılamıyoruz. SLAYT 27 Klasik fizik ile kuantum fiziğinin en önemli ayrım noktalarından birisidir burası. Klasik fizikte herhangi iki fiziksel büyüklük eş-zamanlı olarak istenilen duyarlıkla belirlenebilir anlayışı vardır. Kuantum fiziğinde ise bu durum belirsizlik ilkesiyle verilmektedir. Belirsizlik ilkesi; koordinat-ilgili momentum, enerji-zaman ve açısal yerdeğiştirme-ilgili açısal momentum gibi kavramlar çiftinin eş zamanlı olarak istenen duyarlılıkla belirlenemeyeceğini söyler. Örneğin atom çevresinde hareket eden bir elektronun konumundaki belirsizlik azalırsa, momentumundaki belirsizlik artar SLAYT 28 Bu bölümde maddenin hangi türe ait olduğunu öğrenmeye çalışacağımız bölüm. SLAYT 29 Fizikçileri şaşırtan bir başka çok önemli konuda mikro evrende yada atomik boyutlarda maddenin ve ışığın dual (ikili) karakteridir. Diğer bir deyişle madde yani tanecik bazen dalga karakterine bazen de tanecik karakterine bürünür. Aynı dual karakter ışık için de net bir şekilde gözlenmiştir. Işık bazen tanecik yani foton gibi bazen de dalga gibi davranır. Ancak ya biri yada öteki duruma hakimdir. İkisi de aynı anda varolamazlar. SLAYT 30 Nicem (kuantum) mekaniğinde, madde dalgaları veya de Broglie dalgaları kavramı maddenin dalgaparçacık ikiliğini yansıtır. Kuram 1924'de Louis de Broglie tarafından doktora tezinde önerilmiştir. De Broglie denklemleri dalga boyunun parçacığın momentumuyla ters orantılı olduğunu gösterir ve ayrıca de Broglie dalga boyu diye isimlendirilir. Ayrıca madde dalgalarının tekrarsıklığı, de Broglie tarafından türetildiği gibi, parçacığın toplam enerjisi E'ye – kinetik enerjisinin ve potansiyel enerjisinin toplamı – doğru orantılıdır. SLAYT 31 Bu aşamadaki bir sonraki kısmımız ise tünelleme olayı.. SLAYT 32 Kuantum fiziğinin diğer bir çok önemli gözlemi tünel olayı olarak isimlendirilen olaydır. Bu olay bize mikro dünyada örneğin bir elektronun olmaması gereken yerde bulunabileceğini göstermiştir. Klasik açıdan bir elektron kendi enerjisinden büyük bir duvarı aşarak duvarın arka tarafına geçemez. Oysa kuantum mekaniksel denklemler ve gözlemlerimiz göstermiştir ki, bu mikro dünyada her an gerçekleşen olağan bir olaydır. Örneğin elektronik aletlerimizde kullandığımız transistorler de bu olay çok olağandır. SLAYT 33 Kuantum tünelleme olayına bir örnek: Alfa parçacığı atom çekirdeğinin bir parçasıdır. Bunun ağır bir çekirdekte kopmak için ihtiyaç duyacağı enerji 25MeV kadardır. Oysaki alfa parçacığının ise bundan çok daha az enerjisi vardır: ki bu da 4 ile 9 MeV kadardır. 1 Yani enerjiyi de sabit bir kavram olarak var kabul edersek alfa parçacığının hiç bir zaman atomdan kopmaması gerekirdi. Atom çekirdeğinden bir parça koparabilmek çok büyük bir enerji gerektirir. Materyalist bir bakış açısı ile hesaplandığında çekirdekten kopması mümkün olmayan parçaların buna rağmen çekirdekten koptuğu tespit edilmiştir. Ancak yine bu çelişkili durum materyalist zihniyet bir kenara bırakılarak yapılan hesaplarda ortadan kalkmaktadır. Bohr’un dediği “Hiçbir şey ölçülene kadar yoktur.” ilkesinden yola çıkılınca bu çelişkiler yaşanmamaktadır. SLAYT 34 Bu aşamadaki son konumuz ise karşılıklı etkileşim ilkesi.. SLAYT 35 Kuantum fiziği ile klasik fizik arasındaki ilkeler ve yasalar bu denli çelişkili olduğuna göre acaba nerede ve nasıl bu ikisi kesişebilir diye bakıldığında ise şu sonuç net olarak bulunmuştur. Kuantum fiziği yasalarından klasik fizik yasaları elde edilebilmektedir (tümevarım ilkesi). Yani mikro dünyanın verilerinin birleştirilmesi ile makro dünya hakkında bilgiler elde edilebilmektedir. Bu tersinir olmayan bir ilişkidir. Yani makro dünya (klasik fizik) yasalarından mikro dünya (kuantum fiziği) yasaları elde edilemez. SLAYT 36 Şimdi kuantum fiziğinin önemli postülatlarından bohr atom modelini inceleyelim biraz. SLAYT 37 1913 yılında Niels Bohr, hidrojen atomunun spektrum çizgilerini ve Planck'ın kuantum kuramını kullanarak Bohr kuramını ileri sürdü. Bu bilgiler ışığında Bohr varsayımları (postulatları) şöyle özetlenebilir: 1.Bir atomdaki elektronlar çekirdekten belli uzaklıktaki yörüngelerde hareket eder ve bu yörüngelerdeki açısal momentumu H/2pi'nin tam katlarındaki yörüngelerde dolanan tanecikler kararlı durumdadır.. Her kararlı hâlin sabit bir enerjisi vardır. 2. Herhangi bir kararlı enerji seviyesinde elektron dairesel bir yörüngede hareket eder. Bu yörüngelere enerji düzeyleri veya kabukları denir. 3. Elektron kararlı hâllerden birinde bulunurken atom ışık (radyasyon) yayınlamaz. Ancak, yüksek enerji düzeyinden daha düşük enerji düzeyine geçtiğinde, seviyeler arasındaki enerji farkına eşit bir ışık kuantı yayınlar. Burada E = Eson-Eilk bağıntısı geçerlidir. 4. Elektron hareketinin mümkün olduğu kararlı seviyeler, K, L, M, N, O gibi harflerle veya en düşük enerji düzeyi 1 olmak üzere, her enerji düzeyi + bir tam sayı ile belirlenir ve genel olarak "n" İle gösterilir, (n: 1,2,3 ...¥) Bohr atom modeline göre, çekirdeğe en yakın enerji seviyesine dairesel hareket yapan elektron kararlıdır, ışık yaymaz. Elektrona yeterli enerji verilirse elektron bulunduğu enerji seviyesinden daha yüksek enerji seviyesine sıçrar. Atom bu durumda kararsızdır. Kararlı hale gelmek için elektron tekrar eski enerji seviyesine dönerken almış olduğu enerji seviyesine eşit enerjide bir Foton (ışın taneciği / dalgası) fırlatır. Atom bu şekilde ışıma yapar. Slayt 38 Kuantum parçacık fiziğini de inceler.. Parçacık fiziği, fiziğin atomaltı parçacıkları inceleyen dalıdır. Atomaltı parçacıklar bağımsız olarak ömürleri çok kısa olduğu için normal şartlar altında gözlemlenemezler. Bu amaçla oluşturulanparçacık hızlandırıcısı denilen dev düzeneklerde, yüksek elektriksel alan etkisi ile hızlandırılmış parçacıkların manyetik alan etkisi ile odaklanarak çarpıştırılması ile ortaya çıkan farklı parçacıklar incelenebilir hale getirilmeye çalışılır. Bu işlemlerin yapılmasında ve yaratılan çarpışmalarda ortaya çıkan enerji miktarları çok büyük olduğundan parçacık fiziği yüksek enerji fiziği olarak da adlandırılır. Fermiyonlar, leptonlar ve kuarklardırlar ve şimdiki bilgilerimize göre başka parçacıklardan yapılmamış olan en temel parçacıklardır. Fermiyonlar, dönüş (spin) kuantum değerleri kesirlidir (½ gibi). Bu parçacıklar dönüş değerleri kesirsiz (0, 1 gibi) olan bozonlar sayesinde birbirleri ile etkileşirler. İki çeşitleri vardır. SYAT 39 • Leptonlarin en çok bilineni elektrondur. • Elektron şimdilik başka parçacıklardan yapılmamış olarak kabul edilmektedir. Leptonların spini (dönüş; parçacığın iç açısal momentumu) ½ ve elektrik yükleri (protonun elektrik yükünün katları olarak) -1 veya 0 dır. Yunanca lepton hafif temel parçacık anlamına gelmektedir. Şimdilik (2007'de) bilinen 6 lepton vardır: • e electron (Elektrik yükü=-1) • νe elektron-nötrino (Elektrik yükü=0) • τ tau (Elektrik yükü=-1) • ντ tau-nötrino (Elektrik yükü=0) • • μ muon (Elektrik yükü=-1) νμ muon-nötrino (Elektrik yükü=0) SLAYT 40 Temel parçacıklar içinde adını Murray Gell-Mann ve George Zweig tarafından alan parçacıklar kuarklardır. Kuarklarda spin ½ ve elektrik yükleri 2/3 veya -1/3 olan parçacıklardır. Şimdilik (2007'de) bilinen 6 kuark vardır: u up (ap) (üst, elektrik yükü=2/3) d down (davn) (alt, elektrik yükü=-1/3) c charm (çerm) (çekici, elektrik yük=2/3) s strange (strenç) (tuhaf, elektrik yükü=-1/3) t top (tap) (tavan, elektrik yükü=2/3) b bottom (bat`ım] (taban, elektrik yükü=-1/3) SLAYT 41 hadron Kuarklar ve/veya antikuarklar gluon tarafından zamklanarak hadronları oluştururlar. Yeğin kuvvet gereğince kuarklar hadronlar içinde hapsolmuş olarak bulunurlar; serbest parçacık olarak gözlemlenemezler. 3 kuarktan (veya antikuarktan) oluşan spini kesirli hadronlara Baryonlar (bu kelime Yunanca ağır anlamındadır), bir kuark ve bir antikuarktanoluşan spini tam sayı hadronlara ise Mezonlar (bu kelime "Mezzo" orta sözünden gelir) denir. SLAYT 42 Fonon Burda gördüğümüz gif Kristal boyunca titreşimin normal modda ilerlemesini göstermektedir SLAYT 43 Fonon, bir kristal örgüsünde bulunan atomların ortak titreşimlerinin nicesidir. Fiziksel olarak bir parçacık olmadığı için genellikle paçacığımsı olarak adlandırılırlar. Optik ve akustik fonon olmak üzere iki çeşidi bulunur. Optik fononların enerjileri daha yüksektir ve fotonla çiftleşmeleri daha kolay olur. Akustik fononlar ise daha düşük enerjilidir.Bir örgüde tetiklenebilecek fonon sayısını hesaplamak için birim hücredeki atom sayısı her bir atomun serbestlik derecesiyle çarpılır. Örneğin silisyum kristalinin birim hücresinde 2 adet silisyum atomu bulunur, her bir atom ise 3 eksende salınabilir (x,y,z) dolayısıyla silisyum kristalinde toplam 6 adet fonon tetiklenir. Optik fonon sayısı serbestlik derecesi kadardır. Geriye kalan fononlar ise akustik fononlardır. Yani silisyum kristalinde 3 adet optik ve 6-3=3 adet akustik fonon bulunur. Fononların süperiletkenlikte önemli rolleri vardır.Cooper Çiftleri fonon alışverişiyle birlikte kalırlar.Süperiletkendeki titreşim artması veya azalmasıda fonona bağlıdır. Kristal yapıda tetiklenen fononlar Raman saçılmasıyla gözlemlenebilir. SLAYT 44 Bİ TANE DE MAKRO BOYUTTAN MİKRO BOYUTA GÖRÜNTÜLEYEBİLECEĞİMİZ VİDEOMUZ VAR SLAYT 45-46 KAYNAKLAR SLAYT 47 TEŞEKKÜR