ÇOCUKLARDA GİRİŞKENLİK NAZAN TANGUÇ 3-6 YAŞ (GIRIŞKENLIK – SUÇLULUK) Fizik, motor ve mental gelişimin en belirgin olduğu dönemdir. Temel alışkanlıkların kazanılması bu dönemde olur. Enerjisini öğrenme ve beceri geliştirmeye yöneltir. Her şeyi merak eder. 2 Cisimler, şekiller ve cinsiyet farklılıkları ilgisini çeker. Vicdan Bu . duygusu gelişir. dönemde çocuk olgunlaşmaya başlar. Sorumluluk duygusu gelişir 3 Özerklik dönemindeki İnatçı, huysuz, olumsuz çocuk yerine, • girişken, sevecen, canlı, hareketli bir çocuk gelmiştir. • kendi işini kendisi yapmayı ister. • Neşeli, oyunu seven, paylaşmayı bilen, • kendi yaşıtlarıyla oynayabilen bir çocuktur. • • Konuşkan ve hayat doludur. Sürekli soru sorar. • Öğrenmeye karşı çok isteklidir. • Kelime dağarcığı geliştiği için güzel bir anlatım gücü kazanmıştır. • Zarar verme, kırma gibi özellikler, yerini söz dinlemeye bırakır. Girişkendir ve herkese yardım etmeyi sever. Yaramazlıkları, sevimli yaramazlıklara dönmüştür. Masallara, çizgi filmlere ilgi duyar. Gerçeküstü korkutucu kahramanlara, öcülere, hortlaklara inanır. Hayal gücü çok gelişmiştir. Olayları abartma ve çarpıtma ile anlatır. Her şeye kolayca kanar. Gerçekle hayali ayırt edemez. Genital bölgeye ilgisi en üst düzeydedir. Nasıl doğduğunu sorar. Çocukların sık sık utandırıcı sorular sorması, hareketleri, gürültücü davranışları çevresi tarafından baskılanırsa, çocukta suçluluk duygusunun gelişmesine neden olabilir. Yaptığı davranışlar başkaları tarafından engellenir ve kötü olduğu söylenirse, çocuk tüm yaşamı boyunca suçlu bir kişilik geliştirebilir. 6 Ailesini rol modeli olarak alır ve onları taklit eder. Aile danışmanlığı ve ailenin davranışları çok önemlidir. •Anne ve baba özdeşimi ile çocuk benliği gelişir 7 ERIKSON’A GÖRE Gelişim yaşa gerçekleşir. bağlı olarak sekiz ayrı dönemde Her dönemde atlatılması gereken bir psikososyal kriz yaşanır. 8 ERIKSON’A GÖRE 8 ALT EVRE 1. Güven yada güvensizlik (0-1) 2. Özerklik/ utanç ve kararsızlık (1-3 ) 3. Girişim/ suçluluk (3-6 ) 4. Başarı/yetersizlik (aşağılık duygusu) (6-11) 5. Kimlik /rol karmaşası (12/18) 6. Yakınlık /çekingenlik (18/30) 7. Üretkenlik / Durgunluk (30/65) 8. Bütünlük /Umutsuzluk (65/+) 9 GIRIŞIM/ SUÇLULUK (3-6) Bir kişi olduğuna iyice ikna olduğundan, çocuk şimdi ne çeşit bir insan olacağını öğrenmek zorundadır. Çocuk ebeveynleri gibi olmak ister ki ebeveynleri ona çok güçlü ve güzel gözükürler. Bu dönemin teması büyük ve güçlü olarak algılanan ebeveynleriyle çocuğun kendini bir kimlik içinde bulması diğer bir deyişle çocuğun anne ve babası gibi olmak istemesidir. Anne ve baba özdeşimi ile çocuk benliği gelişir ve çocuk içinde bulunduğu toplumun rollerine, işlevlerine, kurallarına göre davranmaya; o toplumu için geçerli araç-gereci kullanmaya, kendinden küçük çocuklara bakım vermeye yönelir ve sorumluluk duygusu gelişir. Kazandığı güven ve özerklik duyguları oranında yavaş yavaş çevresini keşfetmekte, çevre üzerinde bir denetim gücü kazanmaktadır. Bu amaçla kendi bedenine, cinsel ayrılıklara, genellikle çevrede olagelen her şeye karşı derin, bitmek bilmez 10 bir soruşturma ve öğrenme eğilimi gösterir Bu dönemde çocukların davranışlarında girişimcilik baskındır. Yalnız gerçek çevreye karşı değil, düşlemlerinde de eylemleri girişimcilik ve atılganlık biçimindedir. • Başkalarının üzerine atılma, saldırgan konuşmalar ve sorularla insanların kulaklarına, zihnine girme; canlı hareketlerle çevreye fırlama, bitmeyen öğrenme tutkuları ile bilinmeyene doğru atılmalar bu dönemin belirgin özellikleridir. • Çocuğun girişimciliği ve atılganlığı ve öğrenme tutkusu ona bir şeyler becerme, becerebilme yetisini kazandırır. • Korkular, aşırı suçlama, cezalar ya da başka engeller bu girişim duygusunun gelişmesini kısıtlayabilir. • Bu engellenmeler ilerde cinsel alanlarda ve toplumsal girişimde çeşitli derecelerde kısıtlanış belirtilerine yol açar. Özetle, çocuğun 3-6 yaşlarında gelişen olumlu benlik öğesi girişim duygusudur. Girişim duygusu özerk ve özgür düşünmek, geleceğe yönelik emeller beslemek ve eyleme geçmek için rahatlık ve güç sağlar. Bu dönemin tehlikesi aşırı suçluluk duygusunun gelişmesidir. • “Bu dönemin en önemli özelliği çocuğun yaptıklarının diğer kişiler tarafından ‘onaylanması, övülmesi ve ödüllendirilmesi’ dir. AILE NE YAPMALI; Anne-baba çocuğun oyunlarına müdahale etmemelidir. Gerekli ise oyundan sonra çocukla birebir konuşmalıdır. Olayların, nesnelerin her özelliğinden bahsetmeli, nesneleri çok yönlü tanıtmalıdır. Çocuğun konuşmalarını dinlemeli onun kendisini sözel olarak ifade etmesine fırsat tanımalıdır. Canlı-cansız varlıkları çocuğa tanıtmalı, neden canlı veya cansız olduklarından somut bir biçimde bahsetmelidir. Hayali arkadaşlar çocuğun gelişiminde ya da psikolojisinde aksaklık olduğunu göstermez. Hayali arkadaşlar çocuğun kendisini ifade etmesine katkıda bulunabilir. Çocukla bu konuda alay edilmemeli, çocuk görmezden gelinmeli veya dikkati farklı yönlere çekilmelidir. Anne-babanın çocuğundan beklentileri onun yetenekleri ve yapabilirliği ile kıyaslandığında gerçekçi olmalıdır. • Sınırların belli olduğu ve sevginin açıkça ifade edildiği olumlu bir ev yaşamı sağlanmalıdır. • Başarıyla sonuçlanmasa bile çabaları takdir edilmelidir. Bir çocuğun anne-babası tarafından, "Öğrenmeye çalışmandan gurur duyuyorum", "İyi çalışman beni mutlu ediyor" gibi sözlerle yüreklendirilmesi, çocuğun daha çok çaba harcaması için onu motive edecek, mücadele gücünü geliştirecektir. • Çocuğa kendi işini kendisinin yapması için fırsat tanınmalı, kendi başına yapabileceği işler bir yetişkin tarafından yapılmamalıdır. • Başarısızlıkta yaptığının zor olduğunu kabul edip denemesi için yüreklendirilmeli, mücadele etmesi sağlanmalı,başladığı işi bitirme konusunda motive edilmelidir Evde düzenli olarak belli konularda sorumluluk alması sağlanmalı ve aldığı sorumlulukları yerine getirip getirmediği izlenmelidir. • Zamanını verimli kullanması için onu yönlendirmek gerekir. Kendi kendisini meşgul edebileceği konular konusunda rehberlik edilmeli, kendine yetebildiğini görmesi sağlanmalıdır. Farklı sosyal ortamlarda başarabileceği görevler alması sağlanmalıdır. • Aile çocuğun bağımsız hareket etmesi için çocuğa zarar gelmemesi koşuluyla deneme-yanılma yoluyla öğrenmesine fırsat vermelidir. Çocuğun suçluluk duygusunun yoğunlaşmamasını ona hatalarını düzelttirerek ve onunla konuşarak sağlayabilir. Özellikle bu dönemde çocuk çevresindeki yetişkinlerin sorun çözme biçimlerini taklit eder. Anne-babaların özellikle bu dönemde çocuğun sosyal yönünü geliştirecek bir tavır içinde olmaları önemlidir. Zihinsel gelişimi için çocukların sorularına uygun ve doğru yanıtlar bulunması, öğrenme isteklerinin kırılmaması açısından önem taşır. •Çocukların anlattığı hayal ürünü olaylar ve rüyalar yalan olarak nitelendirilirse, •cinselliğe ilişkin soruları ve oyunları ayıp olarak görülüp yasaklanırsa, •hareketli ve enerjik oluşu yaramazlık olarak görülüp edilgen olmaya yönlendirilirse, •merakları ve ilgileri karşısında bıkkınlık gösterilip kısıtlanırsa kendilerini yıllarca engelleyecek bir suçluluk duygusu geliştirebilirler. •Bu duygu diğer insanlar tarafından kabul edilmeyecekleri, fikirlerinin diğerleri tarafından onaylanmayacağı düşünceleri ile içinde bulundukları grubun gölgesinde yaşamayı tercih etmelerine yol açabilir BENİ İLGİYLE DİNLEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM