Kafa Travmalarında Yoğun Bakım Tedavisi

advertisement
TARD
Kurs no: (örn: Kurs:3)
Alt-kategori: (örn: 3.2.1.)
TRAVMATİK BEYİN HASARINDA YOĞUN BAKIM TEDAVİSİ
Tarih:
Hazırlayan: Özlem Korkmaz Dilmen, Volkan Hancı
Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği
Kafa Travmasının Epidemiyolojisi
• Kafa travması
– Beyin işlevlerinin kafaya alınan bir darbe, penetran
yaralanma veya bir sarsıntı ile bozulması
• Travma ölümlerinin başta gelen nedeni.
• Gençlerde ve 75 yaş üzerinde daha sık
• Erkeklerde kadınlardan iki kat fazla
• Ülkemizde trafik kazaları ve düşmeler kafa travmasına en
fazla yol açan nedenler
Kafa Travmasının Fizyopatolojisi
• Primer ve Sekonder Beyin Hasarı
• Primer hasar:
– Travmanın olduğu anda oluşan hasar
• Sekonder hasar
– Primer hasardan sonra
– Hipoksi, hiperkapni, hipotansiyon, kafa içi basıncının
artması ve hiperglisemi gibi faktörlerin
– Zaman içinde oluşturduğu hasar
• Tedavi sekonder hasarı önlemeye yönelik
• Sekonder beyin hasarının önlenmesi morbitide ve mortaliteyi
önemli ölçüde azaltmakta
• Primer hasar: fokal veya diffuz olabilir.
• Fokal beyin hasarı
– Kontüzyon, laserasyon ve intrakranial kanamalar
• Diffuz beyin hasarı
– Diffuz akson hasarı ve beyin ödemi
• Travmanın oluşturduğu direk doku hasarı, beyin kan akımı ve
beyin metabolizmasında oluşan hasar ile karakterize
• Anaerobik glukoliz, laktik asid birikimi, membran
geçirgenliğinde artış ve ödem
• ATP depoları tükenince: ATP’ye bağımlı iyon pompalarında
hasar
• Glutamat, aspartat gibi eksitatör nörotransmitterlerin aşırı
salınımı,
• N- metil-D aspartat, voltaj bağımlı sodyum ve kalsiyum
kanallarının aktivasyonu, terminal membran aktivasyonu
• Sodyum ve kalsiyumun sürekli hücre içine akışı
• Hücrelerin ölümüne neden olan intrasellüler süreçler
• Hücre içi kalsiyum, lipid peroksidaz, proteaz ve fosfolipazları
aktivasyonu
• İntrasellüler serbest yağ asidi ve serbest radikallerin
konsantrasyonunu artışı
• Hücre içi translokaz ve endonükleaz gibi maddelerin
aktivasyonu
• Hücre membranı ve DNA hasarı
• Nekroz ya da apoptosis
Beyin Kan Akımı
• Hipoperfüzyon ve Hiperperfüzyon
– N: 100 g beyin dokusu: 50 mL/dk kan akımı
•
•
•
•
•
Beyin kan akımı otoregülasyonu bozulur
Artmış beyin oksijen tüketimi
50 ml.kg-1.dk kan akımı yetersiz: beyinde iskemi
Beyin iskemisi kafa travmasından sonra sık
Ölen olguların %90’nında
Serebrovasküler otoregülasyon ve CO2
reaktivitesi
• Serebrovasküler otoregülasyon ve CO2 reaktivitesi beyin kan
akımı sağlanmasında önemli
• Beyin kan akımı otoregülasyonu
– Kafa travması sonrası tümüyle yada kısmen bozulur
– Travmadan hemen sonra / zaman içinde
– Travmanın ağırlığına bağlı değil
– Geçici / kalıcı.
• Ağır kafa travması
– CO2 reaktivitesi travma sonrası erken dönemde bozulabilir
– Pek çok olguda sağlam ve KIBAS tedavisinde yardımcı
• Vasospasm
– 1/3’ünden fazla olguda gelişebilir
– Prognozda önemli
– Travmadan sonra 2. ve 15. günler arasında
– Vasospazm gelişen hastaların %50’sinde hipoperfüzyon
– Vasküler düz kas hücrelerinin kronik depolarizasyonu
• Beyin metabolizmasının bozulması
• Beyin metabolizması;
– Beyinin oksijen ve glukoz tüketimini yansıtır,
– Beyinin enerji durumu: dokudaki fosfokreatinin ve ATP
miktarını göstermekte
– Her ikisi de kafa travması sonrası sıklıkla azalmakta.
Beynin oksijenasyonu
• Kafa travması sonrasında beyin oksijen sunumu ve beyin
oksijen tüketimi arasında dengesizlik oluşur
• Beyin dokusunda hipoksi meydana gelir.
• Beyin dokusundaki oksijen parsiyel basıncı 10-15 mmHg’nın
altına düşünce beyinde infarktlar gelişir.
• Beyin dokusunun hipoksisi kafa içi basıncı (KİB) ve beyin
perfüzyon basıncı (BPB) normalken bile görülebilir
• Kafa travması olgularının tedavisinde KİB ve BPB’ının
yanında oksijen sunumu ve tüketimi arasındaki dengede göz
önünde tutulmalıdır.
Eksitatör nörotransmitterlerin artışı ve
oksidatif stres
• Kafa travması sonrası eksitatör aminoasitlerin özellikle
glutamatın miktarı artar.
• Artmış glutamat nöron ve astrositlerdeki reseptörleri uyararak
Ca+2, Na+ ve K+ akışına neden olmaktadır
• Bu durum katabolik süreçleri tetikleyip hücre hasarına neden
olmakta, kanbeyin bariyerini de bozmaktadır.
• Antioksidan sistemlerin bozulması
– Serbest oksijen radikallerinde artış
– Hücreler ve damarlarda peroksidasyon,
– Protein oksidasyonu,
– Mitokondride elektron transportunun bozulması
– DNA hasarına neden olmaktadır
Ödem
• Kafa travmalarından sonra kan- beyin bariyerinin bozulması:
– vazojenik ödem
– intraselüler su birikimine bağlı sitotoksik ödem (daha sık)
• Ödem: KIBAS: sekonder hasar
• Ödemin gelişiminde aquaporinlerin, özellikle AQP4’ün beyin
su transportunda modülasyon rolü oynadığı düşünülmektedir.
İnflamasyon
• Karışık bir immunolojik ve inflamatuar doku cevabı
• Sitokin, prostoglandin ve komponentler:
– PMNL aktivasyonu
– Lökositler endoteldeki adezyon molekülleri uyarılması
– İntrasellüler adezyon molekülleri (ICAM-1) ve
– Vasküler adezyon moleküllerinin (VCAM-1) salınımı
• Günler ve aylar içinde skar dokusunu oluşumu.
Kafa Travmasında Tedavi
• Kafa travmasının şiddeti Glasgow Koma Skoru (GKS)’na göre
hafif, orta ve ağır
Hava yolu güvenliği
• GKS<9: entübasyon - yeterli oksijenizasyon ve ventilasyon
• Entübasyon tekniği konusunda bir konsensus yok
– olguların çoğu tok, mide boşalımı geç
– %10’una servikal düzeyde omurilik yaralanması
– olası hava yolu travması, kafa tabanı fraktürü,
– hipovolemi riski, hipoksemi ve
– artmış kafa içi basıncı
• Genel olarak hipnotik ve nöromüsküler bloker kullanılarak
orotrakeal entübasyon
• Krikoid bası
• Servikal travma ve atlantoaksiyel dislokasyon: “in-line” aksiyal
stabilizasyon
Beyin perfüzyon basıncı
• Hava yolu güvenliğinden sonra hemodinamik resüsitasyon
• BKA tümüyle ortalama arter basıncına bağımlı
• Artmış kafa içi basıncı: yeterli beyin perfüzyonu için yüksek
ortalama arter basınçları
• BPB hedefi (BPB:OAB-KIB) 70 mmHg olarak önerilmekte
• Negatif sıvı balansı sonucu: kötü sonuçlar
• Lund yaklaşımında modifikasyon:
– normovolemi ve BPB:60-70 mmHg
• 2007: ağır kafa travması tedavi rehberi: BPB’nın 50-70 mmHg
• Kan basıncını regüle etmek için uygun sıvı tedavisine ek
norepinefrin kullanılabilir.
• Öneri: ağır kafa travmalarında ilk 48-72 saat boyunca BPB’ını
70 mmHg (!!! Daha üst düzeylerde ise beyin ödemi ve ARDS)
Ventilasyon
• Ventilasyonda hedef:
– PaCO2 değerinin regülasyonu
– Volüm kontrollü ventilasyon önerilmekte
– Tüm hastalar normoventile edilmeli
– PaCO2: 38-42 mmHg
• Hiperventilasyon
– Ventrikül kateterinden yeterli BOS boşaltılması,
– Mannitol veya hipertonik salin uygulaması
– Sedasyona rağmen
– KİB’ı 20 mmHg’nın altına düşmeyen hastalara
– Hafif düzeyde, kısa süreli hiperventilasyon
– Beyin damarlarında vazokonstriksiyon
Ventilasyon
• Sekonder hasar en sık iki nedeni
– Hipoksi ve hipotansiyon
• PaO2 < 60 mmHg: BKA hızla artar, KİB’ı artar.
• Önerilen PaO2: 100 mmHg
• Pozitif basınçlı ventilasyonun serebral ödem üzerine olumsuz
etkisi :
– Santral ven basıncının yükselmesi
– Serebral ven drenajının bozulması
• Şiddetli kafa travması olan hastalarda 10 cmH2O dan daha
fazla PEEP uygulanması
– KİB artışıyla sonuçlanır
Kafa içi basıncı monitörizasyonu
• Kafa içi basıncı (KİB):
– GKS < 9 ve/veya
– BT bulguları: intrakranial hematom, kontüzyon ve ödem
– 20 mmHg’nin altında tutulmalıdır.
• Ölçüm: İntraventriküler kateter ve intraparankimal
mikrotransdüser
• Subaraknoid ve epidural kateterler: geçerliliği az
• Altın standart:
– Sağ frontal bölgeden
– Küçük bir ‘burr hole’ aracılığıyla
– Lateral ventriküle yerleştirilen kateter
Kafa içi basıncı monitörizasyonu
• İntraventriküler kateterler (İVK)
– Avantajlar:
• Periyodik kalibrasyona izin verir
• KİB’ı yükseldiğinde tedavi amaçlı BOS drenajı
• Antibiyotikler intraventriküler olarak verilebilir
– Dezavantajlar
• KİB artışı olan hastada yerleştirilme güç
• İnvazif
• Hematom, nöbet ve infeksiyon (%10)
Kafa içi basıncı monitörizasyonu
• İnfeksiyon
– Özellikle takıldıktan 4 gün sonra risk artar.
– Antibiyotik kaplı kateterler
– Her gün kateterin gerekliliği tekrar değerlendirilmeli
– 4. güne gelmiş bir kateterin değiştirilmesi
• BOS örneklerinde üreme yoksa ve infeksiyonun klinik ve
laboratuar bulgularının olmaması kateterin kısa bir süre daha
kalmasını sağlayabilir.
• KİB artmayan stabil duruma gelmiş hastalarda günlük drenaj
miktarları da azsa kateter çıkarılma
• Yoğun drenaj gerektiren (günde 200 mL den fazla)
kateterlerin kan ve enfeksiyon bulgusu olmayan durumlarda
kapalı sisteme (şant) değiştirilmesi önerilebilir.
Kafa içi basıncı monitörizasyonu
• Tedavi için çok BOS drenajı yapılan durumlarda BOS
üretiminde görülen artış sonrası için şant gereksinimi
artmakta.
• Bu yüzden akut dönem geçirilince KİB’ı artışı için optimal
yaklaşımlar (BPB > 65 mmHg) tercih edilebilir.
• Önemli bir noktada katetere bağlı basınç transdüser sistemine
basınçlı sıvı takılmamasıdır.
• Bilindiği gibi basınçlı sıvı bulunan transdüser sistemlerinde,
yol açıklığı için saatlik sıvı (3-5 mL/saat) verilişi söz
konusudur.
• Oysa kafa içine böyle bir sıvı verilmesi hem infeksiyon riskini,
hem de KİB’ı artıracaktır.
• İVK’lerden BOS alınabilir ama hiçbir amaçla (tıkanıklığı açmak
vb.) içeri sıvı verilmesi uygun değildir
• Mikrotransdüser uçlu KİB monitörleri,
– Beyin parankimi veya subdural aralığa
– Kemik pencere veya kraniyotomi sonrası yerleştirilebilir.
– İVK’lere yakın doğrulukta bilgi verdiği belirtilmektedir.
• Avantajları,
– Düşük komplikasyon ve infeksiyon riski
• Dezavantaj
– Sıfırlamanın zaman içinde bozulması,
– Yerleştirildikten sonra kalibrasyon yapılamaması
– Sadece bölgesel ölçüm değerleri vermesi
• Fiberoptik veya pnömatik teknolojiler bu amaçla kullanılmakta.
•
•
•
•
•
•
•
Kafa Travmalarında Beyin
Monitörizasyonunda Kullanılan Diğer
Teknikler
Transkraniyal doppler,
– Orta serebral arterin sistolik akım hızını ölçebilen invazif
olmayan bir tekniktir.
Sonuçları, xenon ve A-V oksijen içerik trendleri gibi direk
ölçüm yöntemleri ile uyumlu
Normal sistolik hız 120 cm/sn den daha küçüktür.
Değişik PCO2 seviyelerinde bu ölçümler tekrarlanarak
BKA’nın CO2’e yanıtı belirlenebilir.
Diyastolik akımın yavaşlaması, intrakraniyal hipertansiyonun
ve efektif beyin perfüzyonun bozulduğunun habercisidir.
Diyastolik dalga analizi KİB artışının erken veya geç habercisi
Pulsatil indeks (sistolik hız-diyastolik hız/sistolik hız) değerinin
1.6’dan büyük olması kötü prognoz için bir uyarı
• Beyin otoregülasyonu;
– Arter kan basıncı ve KİB’ndaki spontan yavaş dalgaların
toplanmasıyla elde edilen basınç-reaksiyon indeksi:
– PRx ile, beyin oksijenasyonu;
– Juguler venöz bulp O2 satürasyonu:
– SjO2, beyin doku oksijenasyonu:
– pBrO2 (normal 4,5-6,7 kPa),
– Ayrıca noninvaziv olarak “near infrared spectroscopy” ile
ölçülebilmektedir.
• Serebral mikrodializ yöntemiyle
– Beynin biyokimyası saptanabilir.
– Glukoz, laktat, piruvat, gliserol ve glutamat ölçülebilir
– Normal değerleri tanımlanmıştır.
– Serebral hipoksi/ iskemi durumlarında laktat-piruvat oranı
artar.
Sıvı Tedavisi
• Çoğu olgu travma nedeniyle hipovelemik.
• Hipovolemi düzeltilirken beyin ödemine neden olmayacak bir
strateji belirlenmeli.
• Sıvının volümünden çok kompozisyonu önemli.
• Serum osmolalitesinde düşüşe neden olacak hipoosmolar
sıvılardan kaçınılmalı.
• Ağır sıvı kayıplarında kristalloid ve kolloidler bir arada
kullanılmalı
• Normovolemi hedeflenmeli
• Ağır kafa travmalarında beyin hücrelerinden salınan
tromboplastinin, tüketim koagülopatisine neden olabilir
• Albümin ağır kafa travması akut sıvı resüsitasyonunda
kontrendike: Mortalite, morbidite artışı
• Ringer Laktat: Hafif hipotonik !!!
Ağır Kafa Travmalarında Basamak Tedavisi
1. Ağır kafa travmalarında intraventriküler kateterden BOS
direnajına reğmen KİB’ı > 20mmHg seyrediyorsa
– Mannitol yada hipertonik salin tedavisi kullanılmalıdır.
– Tavsiye edilen mannitol dozu 0.25-1 g/kg’dir
– Mannitolun yeterli etkiyi sağlamadığı olgularda hipertonik
salin kullanımı önerilmektedir
2. Osmotik diüretik tedaviye rağmen KİB > 20 mmHg’nın
üzerinde
– Sedasyon ve PaCO2 30-35 mmHg düzeyinde tutulacak
şekilde kısa süreli hiperventilasyon önerilir.
– Daha düşük değerler: beyin iskemisi
– Hiperventilasyonun 6 saatten uzun sürdürülmesi etkisiz
(PaCO2 düşüşünün beyin pH’sı üzerine etkisi kompanse
edilir)
3. Tüm bunlara rağmen KİB’ı 20 mmHg’nın üzerinde
seyrediyorsa son basamak olarak
– Dekompresif kraniotomi,
– Yüksek düz barbitürat koması, yada
– Hipotermi uygulanabilir.
• Dekompresif kraniotomi
– Son yıllarda kullanımı sık
– Cerrahi işlemle belli miktarda kemik alınıp dura açılmakta
– Primer dekompresif cerrahi: BT bulgularına göre yada
cerrahi sırasında ileride KİB’i kontrolünde zorluk öngörülen
olgularda
– Sekonder dekompresif kraniotomi: KİB’ı optimum medikal
tedaviye rağmen düşürülemeyen hastalarda
• Barbitürat koması:
– Her türlü medikal ve cerrahi tedaviye rağmen KİB’ı yüksek
– Yüksek doz fenobarbital tedavisi
• Hipotermi:
– Sağ kalım üzerine etkileri araştırılmakta
– Koagulasyon bozuklukları, kanama riski arttışı
– Yeniden ısınma surecinde KİB’ında artış
– Şu an için kafa travması olgularında hipotermi tedavisinin
faydalı olduğunu gösteren yeterli veri bulunmamakta
• Erken dönemde nöbetleri önlemek için fenitoin,
karmamazepin, fenobarbital gibi antiepileptikler kullanılabilir.
• Kafa travması tedavisinde steroid uygulamasının yeri yoktur.
Ağır Kafa Travmalarında Basamak Tedavisi
Ateş ve hipergliseminin tedavisi:
• Ateş
– O2 ihtiyacını artırır, sağkalımı olumsuz etkiler
– Normotermi sağlanmalı
– Asetaminofen (325-650 mg her 4-6 satte bir)
– Yüzeyel soğutma
• Hiperglisemi
– Kötü prognoz ile ilişkili, beyin hasarını ve beyin ödemini
artırır.
– İyi glisemik kontrol ile sağkalımın anlamlı şekilde artar
– Hipoglisemiden kaçınılmalı
– 80-180 mg/dl
Nütrisyon desteği
•
•
•
•
•
•
Hemodinamik stabilite sağlandıktan sonra
Olabildiğince erken beslenmeye başlanmalı (en geç 72 saat)
Olanaklıysa enteral yol kullanılmalı
En geç bir hafta içinde gerekli kalori düzeyine ulaşılmalı
Formül besinlerin osmotik içeriklerine dikkat edilmeli
Hipoosmolar durum ile beyin ödemini artıracağı için dikkatli
olunmalı
Aquaporinler
• AQP4 inhibisyonunun beyin ödemi tedavisinde yeni bir
yaklaşım olabileceği düşünülmüştür.
• AQP4'lerin farmakolojik modülasyonu tedavide yeni bir
umuttur.
• Ancak, laboratuvar ortamında yapılan bu tedavi halen kliniğe
aktarılamamıştır.
• Agonist ve antagonistler kullanılarak beyinde AQP hedefli
tedavi şu an sadece mantıklı görünmektedir.
• Karbonik anhidraz inhibitörleri, quarterner amonyum
bileşikleri, cıva sülfhidril bileşikleri, lityum, gümüş ve altın
AQP'leri inhibe ederler ancak bunlar invivo olarak toksik
ajanlardır.
• Sonuç olarak
– Kafa travması olgularının tedavisindeki ana prensip KİB’nı
düşürüp beyin perfüzyon basıncını yeterli düzeyde
tutmaktır.
– Bu amaçla medikal ve cerrahi teknikler bir arada
kullanılmaktadır.
– Kafa travması olgularının hızlı cerrahi girişimin
yapılabileceği, bilgisayarlı tomografinin olduğu, kafa içi
basıncının ölçülebildiği travma merkezlerinde tedavi
edilmesinin mortaliteyi düşürdüğü gösterilmiştir
Download