TİMUR’UN BATI SEFERİ VE BÖLGESEL SAVUNMA İTTİFAKI Timur tarafından kurulduğu için onun adına nispetle Timurlular şeklinde anılan devlet, Semerkant merkezli geniş bir coğrafyaya yayılmıştır. Hanedanın egemenliğindeki ana coğrafya Cengiz Han’ın oğlu Çağatay’ın payına düşen kısmı içine alır. Timur’un doğduğu tarihlerde (1336) Çağatay Hanlığı sarsıntı geçirmekteydi1. Hâkimiyet Cengiz Han soyundan gelen hanlardan çok kabile reislerinin elinde bulunuyordu2. Timur 1370’te Mâverâünnehir’e hâkim olarak Semerkant’ta tahta oturdu3. Cihan hakimiyeti davasıyla ortaya çıkan Timur (13701404), İmparatorluğunu Türk veya İslâm ideallerine göre kurmuyor; sadece kendi ihtirasları için dünyayı fethetmek istiyordu. Bu amacı ile o Türk kağan ve sultanlarına değil Moğol hanlarına benziyor; onların zihniyet ve geleneklerine bağlı bulunuyordu4. Nitekim onun bütün sefer ve savaşları Türk-İslâm dünyasına yönelmiş; Türkistan’ın bir kısmı, İran, Altın-Ordu, Kafkasya ve Anadolu onun tahrip ve akınlarına uğrayarak Moğol istilasının getirdiği kargaşayı ikmal etmiştir. Timur’un iktidarını ilan ettiği 1370’li yılların başında İran ve Azerbaycan’da, çoğu İlhanlılar’ın enkazı üzerine kurulmuş sayılan Horasan bölgesinde Herat merkezli Kertler (1245-1383), Batı Horasan’da merkezi Sebzvar olan Serbedarîler (1337-1381), Merkezi Şiraz olan Güney İran’ın Fars ile Kirman bölgesine Muzafferîler (1294-1393), İran’ın kuzeyinde Curcan merkezli Astrabad, Damgan, Bistam ve Simnan’da Toga Timurlular (1337-1410); Bağdat'ı merkez edinen Irak, İran ve Azerbaycan’da Celayirliler (1336-1432) ve Van Gölü’nden Musul’a kadar olan bölgelere ise Karakoyunlular egemen idi. Timur Mâverâünnehir’de hâkimiyet kurduktan sonra, 1381’de Kertler’den Herat’ı alıp 1383’de Kertler’e son verdi.5 Timur daha sonra 1382’de Serbedarîlere son verdi. 1384-85 yıllarında ise Toga Timurluların üzerine yürüdü. 1385 yılında Timur’un hâkimiyetini tanıyan Tebriz’i Altın Ordu hanı Toktamış yağmaladı. Bunun neticesinde Timur ertesi yıl Tebriz’i ele geçirdi. Daha sonra Toktamış üzerine gitti ve Toktamış üzerine seferinden galip ayrıldı. Bu galibiyetin ardından Karakoyunlular üzerine asker sevk etti. Karakoyunlu 1 İsmail Aka, “Timurlular”, Genel Türk Tarihi, V, Ankara: Yeni Türkiye Yayınları, 2002, 201. Mustafa Kafalı, “Çağatay Hanlığı”, Türkler, VIII, Ankara: Yeni Türkiye Yayınları, 2002, 351. 3 İsmail Aka, Timurlular, DİA, XLI, 177-178. 4 Osman Turan, Türk Cihan Hakimiyeti Mefkuresi, II, İstanbul: Turan Neşriyat Yayınları, 1969, 210. 5 Halil Çetin, Timur’un Anadolu Seferi ve Ankara Savaşı, İstanbul: Yeditepe Yayınları, 2012, 68. 2 reisi Kara Mehmed’in başarılı savunmasından sonra İran’a geçip Muzafferîlerin merkezi İsfahan’ı ele geçirdi6. Horasan Coğrafyasında ki başarılı seferler Güney İran’da da kendisini gösterdi. Bu seferlerden sonra ise Toktamış Han ile mücadeleler birbirini izledi. Timur 1392 yılında Buhârâ’dan Hazar’ın güney kıyısındaki Mazenderan’a kadar olan bölgeyi idaresi altına aldı. Cengiz’in hükümdarlığını canlandırmak hayali ile yaşayan Timur şimdi de gözünü Bağdat’a dikmişti. Bağdat Celayir hükümdarı Ahmed’in elindeydi. Timur burayı 29 Ağustos 1393 tarihinde ele geçirdi. Bağdat’dan sonra Musul’a, oradan da Mardin’e gelen Timur, ordusunun sağ kolunu Karakoyunluların üzerine gönderdi; kendisi de Mardin ile Diyarbakır bölgesinde faaliyette bulundu. Buradan Kara Yusuf’un bulunduğu Muş Ovası’na yürüdü ve Karakoyunlu reisini yakalamaları için asker sevk etti. Lakin bir sonuç alamayınca Van Gölü’nün kuzeyinde Aladağ’a yöneldi ve Üçkilise’de konakladı. Buradan Muhammed Sultan’ı Kara Yusuf’un kardeşi Mısır Hoca’nın elindeki Avnik Kalesi’ni alması için gönderdi. Kendisi de 18 Haziran 1394’de Avnik önlerine ulaştı. 8 Ağustos 1394 tarihinde Mısır Hoca teslim oldu ve kale yıktırıldı. Timur, Avnik’e önde gelen adamlarından Atlamış’ı bırakarak Gürcistan’a oradan da Toktamış üzerine yürüdü. Timur’un 1393 yılında Bağdat'ı ele geçirmesi büyük yankı yaptı. Bunların başında Memlûk sarayı gelmekte idi. Beklenen Timur tehlikesi artık Suriye sınırlarına dayanmıştı. Timur’un Bağdat’ı ele geçirmesiyle Kahire’ye sığınan Sultan Ahmed Celayir, Berkuk ile Timur arasında paylaşılamıyordu7. Bu durum iki taraf açısından siyasî kızışmaya yol açmıştı. Karşılıklı mektuplaşmalar olmuş ve Timur’un elçisi Berkuk tarafından öldürülmüştü. Gelmekte olan savaşın ayak sesleri sadece Kahire’den değil; Bursa, Sivas ve Saray’dan duyulmuştu. Bunun neticesinde Memlûk, Osmanlı, Sivas ve Altın Ordu hükümdarlarının aralarında oluşturdukları bölgesel savunma ittifakı bu zamanda kendisini derinden ve yakından hissettiren Timur tehlikesi karşısında son şeklini almıştı8. 6 Joseph Von Hammer Purgstall, Büyük Osmanlı Tarihi, I, Çev: Mehmet Ata Bey, 319. İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, I, Ankara: TTK Yayınları, 2011, 301. 8 İsmail Aka, Timur ve Devleti, Ankara: TTK Yayınları, 1991, 20. 7 Bölgesel Savunma İttifakı’nın Mısır kolu olan Memlûk Sultanı Berkuk, 1382 yılında tahta oturduktan sonra iki büyük isyan bastırdı9. Bu iki isyandan sonra 1387 yılında Timur tehlikesi ortaya çıktı. Berkuk, harp hazırlığına başladı ve ekonomik bir fetvayıda aldı. Fakat Timur’un Toktamış üzerine gitmesi sonucu bu tehlike bir süreliğine sonlandı. Timur tehlikesinden sonra Berkuk, Malatya Naibi Mintaş ile sorunlaştı. Mintaş, Yelboğa en-Nâsıri ile Dımaşk’a yürüdü. Daha sonra Berkuk’u mağlup edip sürgüne yolladı. Bundan sonra Mintaş ile Yelboğa en-Nâsıri arasındaki sorunu fırsat bilen Berkuk tekrar tahtı ele geçirmek için harekete geçerek 1390’da tekrar tahta oturdu. Mintaş ile Yelboğa’dan kurtulan Berkuk şimdi yine Timur sorunu ile karşılaştı. Mazenderan, Tebriz, Kazvin, Şiraz ve İsfahan’ı fetheden Timur, Bağdad üzerine yürümüştü. Bunun neticesinde Bağdat’dan ayrılan Celayir hükümdarı Ahmed, Memlûklere sığındı. Berkuk’a yardım isteğinde bulunarak yardım isteği kabul edildi. Bu olay neticesinde Timur ile Berkuk arasında gerginleşme oldu. Timur, Bağdat işgalinden sonra Tekrit’i işgal etti. Daha sonra ise Urfa’yı aldı. Berkuk ise karargahını Ridanniye’ye kurdu. Bu arada Berkuk; Yıldırım Bayezid ve Kadı Burhaneddin ile anlaşmaya çalışıyor ve Altın Orda ile Akkoyunlular ile de ittifak kurmak teklifinde bulunuyordu. Berkuk, gerekli hazırlıkları yaptıktan sonra 1394 yılında Dımaşk’a ulaştı. Orada Toktamış, Bayezid ve Kadı Burhaneddin Ahmed’in elçileriyle görüştü. Gerekli ittifakı yapan Berkuk, Celayir hükümdarı Ahmed’i Bağdad’a yolladı. Ahmed, Bağdad’ı ele geçirdi. Aynı günlerde Timur’un tekrar Toktamış üzerine gittiğini haber aldıktan sonra Mısır’a döndü. Berkuk, daha sonra 14 Haziran 1399 tarihinde hastalandı. Hastalandıktan altı gün sonra (20 Haziran 1399) ise vefat etti. Bölgesel Savunma İttifakı’nın Saray kolu olan Altın Ordu Hanı Toktamış, Altın Ordu ve Ak Ordu’nun zayıf düştüğü bir anda Timur’un desteği ile ilk önce Ak Ordu hanı daha sonra Mamay’ın ölümü ile Altın Ordu hanı oldu10. Tahta oturduktan sonra güçlenen Rus prenslerine Moskova’yı tahrip ederek karşılık verdi. İyice güçlü olduğunu düşünerek, atası Cengiz Han’ı da anarak Mâverâünnehir’e ve İran’a sefer yapmayı düşündü. Fakat buraya bu dönemde Timur hakimdi. 9 İsmail Yiğit, Memlûkler, İstanbul: Kayıhan Yayınları, 2008, 100. Renê Grousset, Stepler İmparatorluğu, Çev: Halil İnalcık, Ankara: TTK Yayınları, 2015. 10 Toktamış, 1385 yılında Timur’un daha Azerbaycan işlerine karışmadan önce buranın Ahmed Celayir’in elinde bulunduğu zamanda Şirvan ve Tebriz’i zapt edip, yağmaladı11. Fakat Moğol usulü üzere ganimetlerle beraber çekilip gitti ve Ahmed Celayir tekrar bu eyalete sahip oldu. Timur, bu vakalardan sonra Azerbaycan’ı sınırlarına kattı (1386). Timur, Karabağ eyaletinde bulunduğu sırada 1387 baharında Toktamış Derbend geçidini geçip Karabağ üzerine yürüdü. Fakat Timur ordusu tarafından hezimete uğrayıp kaçtı. Daha sonra Toktamış, Timur’un İran’da olduğu sırada doğrudan Mâverâünnehir’e saldırdı. Hatta Buhârâ’yı abluka etmeye dahi cesaret etti. Bunun neticesinde Timur alelacele dönmeye mecbur oldu (1388 Şubat). Toktamış ise onu beklemedi ve Ak Ordu steplerine çekildi. Fakat kuvvetli bir ordu ile tekrar Mâverâünnehir’e saldırdı. Timur topladığı kuvvetle Toktamış’ı Sirderya’nın kuzeyine geri attı (1389 Ocak). Toktamış Sirderya’da dolaşmaya devam ederek Sabran’ı muhasara, Yesi’yi yağma etti. Fakat Timur Sirderya’yı geçtiğinde Toktamış ordusuyla steplerde dağılıp gitti. Toktamış’ın bu akınlarına dayanamayan Timur, nihayet 1391 yılında Taşkent’ten büyük bir ordu ile harekete geçti. 19 Haziran 1391’de Kunduzca’da vukua gelen savaşta Timur Toktamış’ın ordusunu hezimete uğrattı12. Fakat Toktamış tekrar firar etmeyi başardı. Toktamış akıllanmamıştı. Nitekim 1394’de Memlûk sultanı Berkuk ile ittifak yaptıktan sonra, aynı yıl Şirvan üzerine akın düzenledi. Bunun sonrasında Timur 1395 baharında Toktamış’a karşı yeni bir sefer yapmak kararını verdi. Bu sefer diğerlerine benzemeyecekti. Ordusuyla beraber Derbend geçidini geçti. 15 Nisan 1395 tarihinde Terek kıyılarında Toktamış’ın ordusuna hücum etti. Alelade bir asker gibi dövüşen Timur, ‘’okları tükenmiş, kısa mızrağı kırılmış, kılıcını daima sallar vaziyette’’ az daha yakalanıp öldürülüyordu. Fakat nihayet Toktamış mağlup olarak Kazan mıntıkasına doğru kaçtı. Bu savaştan sonra Timur Altın Ordu ülkesini tahrip etti. Özellikle Tana ve Saray’ın tahribiyle Avrupa ve Orta Asya arasındaki ticarete müthiş bir darbe vurmuş, Marco Polo tarafından anlatılan kıta içindeki eski yollar kapanmış, fetihlerinin medeniyet için hayırlı olabilen neticelerini mahvetmişti. 11 Kâzım Paydaş, “Timur’un Gürcistan Seferleri”, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, XVI, Elazığ 2006, 421. 12 Nadir Devlet, “Altın Ordu”, Doğuştan Günümüze Büyük İslâm Tarihi, IX, İstanbul: Çağ Yayınları, 117. Timur, İran’a döner dönmez Toktamış tekrar Altın Ordu tahtına çıktı. Fakat bir daha Timur için tehlike olmadı. Nihayet Timur’un vefatından bir yıl sonra Tümen’de Şadi-Beg’in askerleri tarafından öldürüldü. Bölgesel Savunma İttifakı’nın Sivas kolu olan Kadı Burhaneddin Ahmed yüksek ilmini Şam ve Mısır’da tamamladıktan sonra yirmi bir yaşında Kayseri kadısı oldu. Daha sonra Eretna veziri iken Eretna Devleti’nin tahtına geçerek kendi devletini kurdu13. Kadı Burhaneddin Ahmed 1391 yılında Osmanlı kuvvetlerini bozguna uğrattıktan sonra Timur Anadolu önlerinde görüldü. Timur Kadı Burhaneddin Ahmed’e elçisini yollayarak kendisine tabi olmasını istedi. Fakat Kadı Burhaneddin Ahmed bunu reddetti. Bunun neticesinde Kadı Burhaneddin Ahmed savunma hazırlıklarına başladı. Fakat Timur’un Diyarbakır, Erciş, Mecengird kalelerini aldıktan sonra Gürcistan üzerine yürümesi sonucu Anadoludaki heyecan sükunet buldu. Timur tehlikesinin geçmesinden sonra Kayseri valisi Şeyh Müeyyed isyan etti. Kadı Burhaneddin Ahmed’in bu isyanı bastırıp Şeyh Müeyyed’i öldürmesinden dolayı Akkoyunlu hükümdarı Karayölük Osman ile araları açıldı. Kadı Burhaneddin Ahmed kendisine yüz çeviren Karayölük Osman’ı takip ederken Osman’ın eline düştü. Nitekim Karayölük Osman, Kadı Burhaneddin Ahmed’i 8 Temmuz 1398 tarihinde öldürdü. Bölgesel Savunma İttifakı’nın Edirne kolu olan Osmanlı Padişahı Bayezid, daha şehzade iken Karamanoğullarına karşı çarpışmış ve büyük başarı göstermişti. Karamanoğullarına karşı başarılar elde etmesi sonucu, ‘’Yıldırım’’ unvanı ile anılmaya başlamıştı. Bu mücadele sonucu Osmanlıların Anadolu beylikleri arasındaki saygınlığı artmıştı. Bayezid’den önceki hükümdarlar Anadolu beylikleriyle çarpışmaktan kaçınmışlar; evlenme ve toprak satın alma yoluyla gelişmeye çalışmışlardı. Yıldırım Bayezid ise beylikleri ortadan kaldırma, Anadolu’da yayılma politikası izlemeye başladı. Karamanlıları kesin yenilgiye uğratarak topraklarını ele geçirdiği gibi, 13 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu, Karakoyunlu Devletleri, Ankara: TTK Yayınları, 2011, 163. Saruhan, Aydın, Germiyan, Menteşe, Hamid ve Teke beyliklerini de ortadan kaldırdı14. Yıldırım Bayezid, Konstantinopolis’i (İstanbul) kuşatan ilk Osmanlı hükümdarı oldu. Ancak Bizans başkentini ele geçirmeyi başaramadı. Buna karşılık, Bulgar devletinin varlığına son vererek Bulgaristan topraklarını ele geçirdi; Selanik’i aldı (sonradan Osmanlılardan geri alınarak Selanik, ikinci kez fethedilecekti). İstanbul’un kuşatılması üzerine oluşturulan, hemen her Avrupa devletinden asker ve şövalyelerin yer aldığı 120 bin kişilik yeni bir Haçlı ordusu, Macar kralı yönetiminde Osmanlılar üzerine yürüdüyse de, Niğbolu Savaşı’nda (1396) bozguna uğratıldı. Aynı yıl Anadolu Hisarı’nı yaptırarak İstanbul’u bir kez daha kuşatan Yıldırım Bayezid, sonunda Bizans imparatorunun pek çok ödünü kapsayan barış koşullarını kabul ederek kuşatmayı kaldırdı. 1400 yılında Bizans başkentini dördüncü kez kuşatacak, bunda da Timur’un Sivas’ı işgal ettiği haberi gelecek ve kuşatmayı kaldırıp Timur’la savaşmak üzere yola çıkacaktı15. 1402’deki Ankara Savaşı’nda Osmanlı ordusu Timur’un ordusunun izdihamına uğradı. Bunun neticesinde Timur’a tutsak olan Bayezid, bir yıl geçmeden öldü. Orta Asya, İran, Afganistan ve Mezopotamya’da büyük bir imparatorluk kurmuş ve 1398’de Hindistan’ı işgal etmiş olan Timur, Bayezid’den kaçarak kendisine sığınan Türkmen beylerinin girişimleri sonucu, batısında güçlü bir devletin oluşmasını engellemek üzere Anadolu’ya yürümüştü. Eski beyliklerin yeniden kurulmasını sağladıktan sonra Anadolu’dan çekilen Timur 1405’te öldü16. Anadolu’daki beylikler canlanırken Bayezid’in oğullarından İsa Çelebi Balıkesir’e, Mehmed Çelebi Amasya’ya çekildiler. Süleyman Çelebi, en küçük kardeşi Kasım Çelebi’yi de yanına alarak Bursa üzerinden Edirne’ye geçmiş ve hükümdarlığını ilan etmişti. Musa Çelebi de taht kavgasındaydı. 14 Halil İnalcık, Devlet-i ‘Aliyye Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar, I, İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2015, 72. 15 İsmail Hami Danişmend, İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, I, İstanbul: Ofset Yayınları, 2011, 137-138. 16 Georg Ostrogorsky, Bizans Devleti Tarihi, Çev: Fikret Işıltan, Ankara: TTK Yayınları, 2015, 513. ‘’Fetret Devri’’ adı verilen bu dönem (1402-1413), şehzadelerin birbirleriyle çekişmeleri arasında geçti. Köylü kitleleri de ayaklanmıştı. Sonunda, Anadolu’daki Sünni tarikatlardan destek alan Mehmed Çelebi üstün gelerek Osmanlı tahtına oturdu. Timur’un batı seferi Ortadoğu, Anadolu ve Kafkasya’yı derinden etkiledi. Nitekim Kafkasya’da Altın Ordu devletinin zayıflaması Rus prenslerine yaradı ve Ruslar Karadeniz’in kuzeyinde etkin hale geleceklerdir, Ortadoğu da Memlûk devleti gibi güçlü bir siyasî gücün etkinliği yavaş yavaş kırılacak; sonunda Yavuz Sultan Selim zamanında Mısır Osmanlıların eline geçecektir. Anadolu'da ise durum facia idi. Nitekim Anadolu Türk birliğini sağlayan Bayezid’in tüm emekleri boşa çıktı. Timur, batısında güçlü bir devletin olmamasını sağlamak için Anadolu beyliklerini yeniden canlandırdı ve Anadolu’da etkin bir siyasî güç barındırmadı17. Tabi ki Anadoluda en çok etkilenen devlet ise Osmanlılar oldu. Nitekim Osmanlılar büyük bir yıkılma tehlikesi ile karşılaştı. Fakat Osmanlıların ikinci kurucusu sayılan Çelebi Mehmed sayesinde Osmanlı kaldığı yerden faaliyetlerine devam etti18. 17 Yahya Başkan, Timur, Rodos Şövalyeleri ve Batı Anadolu Seferi, Turkish Studies, IX/IV, Ankara 2014, 140. 18 Erhan Afyoncu, Sorularla Osmanlı İmparatorluğu, İstanbul: Yeditepe Yayınları, 2010, 87.