İZMİR TİCARET ODASI 2014 YILI EKONOMİK DEĞERLENDİRME RAPORU ARALIK 2014 Hazırlayan: Ekin Sıla ÖZSÜMER AB ve Uluslararası Organizasyonlar Masası Uzman Yardımcısı 2014 yılında, dünya ekonomisinin yavaş büyümesi devam etti. IMF ve Dünya Bankası tarafından belirlenen ortalama küresel ekonomi büyüme beklentileri %3,3 olarak revize edildi.1Bu durumun sebepleri arasında kısa vadede bölgesel politik tansiyonların ve finansal risklerin yükselmesi bunlara bağlı olarak orta vadede gelişmiş ülkeler için durgunluk ve deflasyon, gelişmekte olan ülkeler için ise potansiyel büyüme oranlarında düşmeler olarak görülüyor. 2014 yılına damgasını vuran deflasyon özellikle gelişmiş ülkelerde ekonomik büyümenin ve dolayısıyla istihdamın önündeki en büyük engel olarak görülmekte. Deflasyonun yanı sıra, dünya çapında süregelen ekonomik durgunluk da etkisini hala hissettiriyor. Ekonomik durgunluğun önüne geçebilmek için devlet harcamaları arttırılmaya 2014 yılında da devam etti. Bu duruma bağlı olarak özellikle gelişmiş ülkelerde yüksek kamu borçlanma oranları izlendi. Kriz sonrası ekonomik canlanma ve büyümeyi desteklemek adına yapılan devlet harcamalarının sonucu olan bu durum, öngörülemeyen riskler teşkil ediyor. Avrupa Birliği (AB), 2014 yılında resesyonu en şiddetli hisseden ekonomik aktörlerden biri olmaya devam etti. Ekonomik canlanma yaratılması için 2014 içerisinde AB Merkez Bankası tahvil alımları gerçekleştirdi. Fakat entegre küresel ekonomi henüz bir toparlanma belirtisi göstermediği için AB içerisinde yürütülen ekonomik politikalar da yetersiz kaldı. AB ve diğer gelişmiş ülkeler 2008 yılında başlayan ekonomik krizin etkilerini azaltmak için uyguladıkları genişlemeci politikalardan çıkış stratejilerini beklenenden daha geç ve verimsiz uygulamak zorunda kaldı. Bunun sonucu olarak küresel ekonomik beklentiler 2014 yılında da aşağı yönlü hareket etti. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Merkez Bankası FED 2012 yılından beri ekonomik canlanmayı desteklemek için uygulamakta olduğu genişlemeci para politikasını işsizlik oranının %6’ya inmesi sebebiyle Ekim ayı itibariyle sonlandıracağını açıkladı. Bu durum özellikle gelişmekte olan ülkelerin para değerleri dolar karşısında hızlı bir değer kaybına uğramasına sebep oldu. Bu sürecin 2015 yılında FED politikaları doğrultusunda şekillenmeye devam etmesi bekleniyor. Rusya’nın Ukrayna ile yaşamakta oluğu politik sorunlar yüzünden AB ile karşılıklı olarak uygulamaya koyduğu ekonomik yaptırımlar sonucunda, Rusya AB’den ihracatını durdurdu. Bunun sonucu olarak 2014 yılında Rusya enflasyon %9,12 olarak gerçekleşti. Rusya’ya toplam yatırımcı güveninin, toplam yatırımın ve iç talebin düşmesi de Rusya’nın ekonomik görünümünü olumsuz duruma getirmiştir. Güney Amerika’ya bakıldığında, bölgesel olarak beklenenden daha ısrarcı bir gayrisafi milli hasıla daralması ve durgunluğun ön plana çıktığı görüldü. 1 IMF – World Economic Outlook Legacies, Clouds, Uncertainties, http://www.imf.org/external/pubs/ft/weo/2014/02/pdf/text.pdf 2 Trading Economics, http://tr.tradingeconomics.com/russia/indicators Çin’de yılın ilk çeyreğinde beklenenden daha düşük bir büyüme oranı görüldü. Yılın geri kalan kısmında ise, büyüme odaklı yürütülen politikalar sayesinde büyüme oranlarında yükselme oldu. 2014 yılı ilk çeyreğine dünya genelinde bir daralma veya beklenenin altında büyüme oranları, ABD’nin mali sıkılaştırma politikalarının sonucu olarak açıklandı. Sonrasında ABD ithalatlarındaki yükselme sayesinde büyüme oranlarında genel bir yükselme gözlendi. Buna nazaran AB’nin 2014 yılında ekonomik performansı oldukça kötüydü. Özellikle Almanya’nın AB Merkez Bankası’na uygulamış olduğu baskı sebebiyle Birlik’in ekonomik resesyonu azaltıcı politikalar uygulama şansı pek kalmadı. Almanya’nın enflasyon karşıtı parasal politika beklentisi ortak para politikasını kabul etmesinin en büyük şartlarından biri olarak biliniyor. Bu sebeple, Almanya’nın AB Merkez Bankası’na bu yönde bir baskı yapması beklentiler dahilindeydi. Japonya’da AB’den sonra kötü ekonomik görünüm çizen ülkeler arasındaydı. Uzun süredir devam eden deflasyon sorunlarına, 2014 yılında ekonomik daralma da eklendi. Japonya 2014 yılında %0,5 küçüldü. 2014 yılı sadece ekonomik değil, aynı zamanda bölgesel ve küresel politik risklerin de meydana geldiği bir yıldı. Orta Doğu’da ve Kafkasya’da yaşanan politik dengesizlikler ile birlikte dünya ekonomisindeki belirsizlikler yeniden gündeme geldi. Orta Doğu’da Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) Örgütü’nün Kuzey Irak’ı işgal etmesi ve Ukrayna’da yaşanan gerginlikler yatırımcıları daha güvenli olarak görülen dolar ve euro para birimlerini tercih etmelerine sebep oldu. Bunun sonucunda gelişmekte olan ülkelere yapılan yatırımlarda düşüş gözlendi. Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Pakistan’da büyüme oranları petrol fiyatlarının düşüşü ve siyasi gerginliklere bağlı olarak beklenenin altında kaldı. Afrika genelinde altyapı eksiklikleri sebebiyle devam eden zayıf ekonomik kondisyonlar dikkat çekti. Buna ek olarak Ebola ve diğer sağlık sorunları sebebiyle özellikle Gine, Liberya ve Sierra Leone ekonomileri büyük darbe aldı. 2014 yılında ekonomik olarak en yüksek performans sergileyen ülke ABD olarak değerlendirilebilir. Özellikle istihdam da yaşanan artışlarla birlikte, ABD’de ekonomik toparlanma 2014 yılında hızlandı. Ekim ayından itibaren FED’in parasal politikayı sıkılaştırması bunun göstergelerinden biri olarak algılandı. Dünya geneli değerlendirildiğinde, beklenin altında gelişen büyüme verileri ve beklenenden yavaş gerçekleşen ekonomik küresel toparlanma, düşük yatırım oranları, jeopolitik sorunların yaratmış olduğu belirsizlik ve gerginlikler, orta vadede gelişmiş ülkeleri tehdit eden hızlı yaşlanan nüfus ve zayıf büyüme beklentileri 2014 yılının ekonomik görümü olarak özetlenebilir. Buna nazaran ekonomik büyüme ve kriz sonrası ekonomik toparlanma hızlarında ayrışma devam etti. ABD ve Çin gibi ülkelerde ekonomik büyüme ve toparlanma devam ederken, Japonya ve euro bölgesi için kırılgan ekonomik görünüm devam etti. Türkiye ekonomisi 2014 yılında iç talebin canlanması ile ufak bir büyüme yakaladı. Fakat bu büyüme beklenin altında kaldı. Özellikle gıda fiyatlarındaki artış ile enflasyonun beklentilerin üzerine çıktı. Rusya ile Avrupa arasındaki politik gerilimler Türkiye’yi de etkiledi. Rusya’nın Avrupa ihracatını durdurması ile Türkiye ile dış ticaretinde artışlar gözlendi. Fakat Rusya’nın yaşanmakta olduğu ekonomik sorunlar Türkiye için tehlike arz ediyor. Euro bölgesinde zayıf büyüme, ABD parasal sıkılaşma politikası, Orta Doğu ve Rusya’daki gerilimler Türkiye için kısa ve orta vadede risk yaratıyor.