Çal**ma ortam*nda ileti*im

advertisement
İLETİŞİM
 Bir bilginin bir kişi ya da gruptan diğer kişi ya da




gruplara aktarılmasıdır.
Kaynak; İletişimin başlangıç noktasıdır. Görevi bilgiyi
işlemek ve alıcıya iletilebilir hale getirmektir.
Kodlama; Kaynağın masajı iletmek üzere hazırlama
sürecidir.
Kanal; Kaynağın mesajı alıcıya ilettiği yoldur. Önemli
olan kaynağın duruma uygun iletişim kanalını
seçmesidir.
Alıcı; Mesajı alan taraftır.
İLETİŞİM
 İki kişi arasındaki iletişim modelinde alıcı mesajı alır
ve kodunu çözmeye çalışır veya başka bir ifadeyle
kaynak tarafından kastedilen anlamı kavramaya dönük
bir çabayla tercüme eder.
 Kaynaktan üretilen mesaj alıcıya ulaşana kadar
genelde kodlama, iletim veya kodun çözülmesi
aşamalarında kayıplar yaşar. Bu nedenle orijinal mesaj
ile son mesaj tamamen aynı olmayacaktır.
 Genelde alıcı mesajın kodunu çözdüğünde kaynağa bir
geri bildirim ya da bir cevap gönderir.
İletişim Sürecini Bozan Etmenler
 Kaynak mesajı kodlamada güçlük çekebilir.
 Yanlış iletişim kanalı kullanılabilir
 İş çevresi de iletişim sürecini bozan olumsuzluklar
içerebilir. İletişim etkinliğini bozan fiziksel (kalabalık
gibi) ya da psikolojik (ön yargılar, algı farklılıkları gibi)
engeller gürültü olarak adlandırılır.
İletişim Sürecini Bozan Etmenler
Kaynaktan alıcıya iletişim engelleyen faktörler;
1) Kaynakla ilgili faktörler
2) Kanal faktörleri
3) Alıcıyla ilgili faktörler
Kaynak Faktörleri
 Mesajın kaynağı konumundaki göndericinin iletişimin
etkinliğini kolaylaştıran ya da güçleştiren
karakteristikleridir.
- Kaynağın statüsü
- Kaynağın kredisi ya da inanılırlığı
- Kaynağın mesajı kodlama becerisi
Kanal Faktörleri
 Mesajın iletildiği araçla ilgili olumlu ve olumsuz
karakteristiklerdir ve bu faktörler ayrıca iletişim sürecinin
etkinliğine nüfuz ederler.
 Semantik faktörler iletişimde bozulmaya neden olan yaygın
kanal faktörleridir. Bu bozulmaların yaşanma nedeni
insanların kelimelerin anlamlarını farklı
yorumlamalarından kaynaklanır. Semantik sorunlar teknik
bir dilin ya da bir iş kolunda gelişen özel bir jargonun
kullanılmasından kaynaklanabilir.
 Jargon o dili konuşanlar arasındaki iletişimin hızını artırma
amacına hizmet etse de alıcı bu dili etkin bir şekilde
konuşamadığında jargon çeşitli sorunlar yaratabilir.
Alıcı Faktörleri
 Bu unsurlar alıcının dikkat aralığı ve algı yetenekleri gibi
iletişim sürecine etki eden, iletişimi kolaylaştıran ya da
bozan unsurlardır.
 Alıcının kaynakla ilişkisi de iletişim sürecini etkileyebilir.
 Alıcının kod çözme yetenekleri de iletişimin niteliğini
etkileyebilir.
 Araştırmalar alıcının sorular sorduğu, kaynağın sözlerini
tekrar ettiği ve geri bildirimde bulunduğu “aktif
dinlemenin” bütünlük, karşılıklı birbirini anlama ve
katılımcının tatmini açısından iletişim akışında olumlu bir
etkiye sahip olduğunu göstermektedir.
DİNLEMEK
 Pasif değil, aktif bir eylemdir.
 Duymaktan fazlasını ifade eder.
 Karşımızdaki kişinin sesine, sözcük seçimine,
tonlamasına, hızına, beden diline duyarlı olmaktır.
EDİLGİN DİNLEME
 Danışmanların danışanları ile kurdukları güçlü bir
beceridir.
 Karşımızdakine sonraki söyleyeceğini düşünme fırsatı
verir.
 Sürekli dinlemek yerine ara ara ‘hı-hıı’, ‘anlıyorum’,
‘ilginç’ gibi sözcükler dinlemeyi güçlendirir.
 Yine de kişide anlaşıldığı duygusu oluşturmaz.
ETKİN DİNLEME
 Yoğunlaşma
 Empati
 Kabullenme
 Anlama gayreti gösterme
Sözlü İletişim
 Yüz yüze iletişimde duygusal mesajların sadece %7’si
sözlerle verilmektedir.
Yapılan Araştırmalarda
 Sözcükler; %7
 Ses tonu; %35
 Beden dili; %58 etkili olduğu gösterilmiştir.
Beden Dili
 Beden olaylara ve durumlara karşı çok fazla
kendiliğinden tepkiler verir.
 İnsan bedenini sözcükleri kontrol ettiği gibi kontrol
edemez.
 Konuşma dilinin aksine beden dili doğruyu ve
gizlemek istediklerimizi gizlemekte daha başarısızdır.
Sözsüz İletişim
 İnsanlar konuşulan ya da yazılan sözcüklerden başka
araçlarla iletişimin gerçekleştiği sözsüz iletişimi de
kullanmaktadır.
 Sözsüz iletişim; yüz ifadeleri, jest ve mimikler, beden
hareketleri, duruş, giyim tarzı, dokuma ve fiziksel
mesafe gibi faktörlerle gerçekleşmektedir.
Kaynak Açısından Sözsüz İletişim
Sözsüz işaretler sözlü iletişimin ikamesi olarak
kullanılabilir.
2) Sözlü mesajları desteklemek için kullanılabilir.
3) Sözsüz işaretler esas duyguyu iletmek için kullanılabilir.
Kişinin karşısındakine mesaj iletirken söyleyecekleri
konusunda sınırlandırıldığı durumlarda sözel mesajına
sözsüz yalanlamalar eşlik edebilir.
4) Bir kaynağın sözsüz mesajları onun beklentilerini diğer
çalışanlara alttan alta iletebilir ve çalışanların
davranışlarını bu beklentiler doğrultusunda etkiler ki bu
durum pygmalion etkisi olarak tanımlanır.
1)
Alıcı Açısından Sözsüz İletişim
 Sözsüz iletişim alıcı açısından ek bilgi sağlar. Sözel
iletişim sınırlı olduğunda ya da alıcının sözel iletişime
güvenmemesi durumunda alıcı ilave veri kaynakları
olarak sözsüz işaretlere bakacaktır.
 Sözsüz işaretler ayrıca alıcılar tarafından kişilere ilişkin
algılarda kullanılır. Bir kişinin tutumları, kişiliği ve
yetenekleri hakkında yargıya varılır.
Örgütlerde İletişimin Akışı
Örgütlerde iletişim akışı genellikle 3 grup içinde
sınıflandırılabilir.
1) Yukarıdan aşağıya
2) Aşağıdan yukarıya
3) Yatay olarak iki meslektaş arasında
Yukarıdan Aşağıya İletişim
Üstlerden astlara doğru gönderilen mesajlardan oluşur.
- İş performansı ile ilgili talimatlar ya da yönlendirmeler
- Örgütsel prosedür ve politikalar ile ilgili bilgiler
- İş performansı ile ilgili astlara iletilen geri bildirimler
- İşle ilgili görevlerin koordinasyonuna yardımcı olabilecek
nitelikteki bilgilerden oluşur.
İşletmelerde görülen formal iletişimin çoğu bu türdür.
Yukarıdan aşağı iletişimin yetersiz olmasının
nedenlerinden biri yöneticilerin astların sahip olduğu bilgi
düzeyini gözlerinde büyütmeleri ve buna karşılık onların
talep ettikleri bilgi düzeyinin daha az olduğunu
zannetmeleridir.
Aşağıdan Yukarı İletişim
 Mesajların örgüt içinde alt kademelerden üst kademelere




doğru akışıdır.
Aşağıdan yukarı iletişim en çok yöneticilerin işlerini
yapabilmeleri için ihtiyaç duydukları bilgilerden oluşur.
Geribildirimlerin aşağıdan yukarı iletimi oldukça
önemlidir. Çünkü yöneticiler işle ilgili önemli kararları
almak için bu bilgileri kullanmak zorundadır.
Aşağıdan yukarı iletişim aynı zamanda gelişime dönük
şikayet ve önerileri içerebilir.
Son olarak aşağıdan yukarı geri bildirim astların bazı
üstlerin bir lider ve yönetici olarak etkinliğine ilişkin
değerlendirmelerinden oluşur.
Aşağıdan Yukarı İletişimi Artırma
 Öneri sistemi
 Şikayet sistemi
 Astların üstlerin performansını değerlendirmesi
 Açık kapı politikaları
 Çalışanlarla anket
 Katılımcı karar alma
Yatay İletişim
 Aynı düzeyde bulunan çalışanlar arasında bilgi
akışıdır.
 Çalışma arkadaşları bir amacı başarmak için
faaliyetlerini koordine etmek zorunda olduklarında
önemlidir.
 Aynı zamanda bilgi ve haberlerin paylaşılmasını
sağlayarak kişiler arası ilişkilerin geliştirilmesine ve
devamlılığına katkıda bulunur.
Etkili İletişimin Engelleri
 İletişimin akışını etkileyen iki tür bozulma önemlidir.
1) Filtreleme
2) Abartma
Filtreleme
 İletişimin içeriğini seçici bir biçimde sunmaktır.
 Bilginin belirli kısımlarını mesajdan çıkarmaktır.
 Yukarıdan aşağı iletişimde bilginin bir bölümü alt düzey




çalışanlar için önemsiz olduğu düşünülerek filtrelenir. Bazen de
mesajın bütününün çalışanlar üzerindeki etkisinden
korkulduğunda filtrelenir.
Aşağıdan yukarı iletişimde filtreleme mesaj olumsuzsa ve mesajı
ileten kişi yöneticinin öfkesine maruz kalmaktan korkuyorsa
ortaya çıkar.
Yatay iletişimde iki çalışanın rekabet içinde olduğu durumlarda
filtreleme ortaya çıkar.
Bazen de mesaj kasıtlı olarak filtrelenir; kaynak alıcının o bilgiye
ihtiyacı olmayacağını, bilginin alıcı açısından önemsiz ya da
bozucu olduğuna inandığında mesajı filtreler.
Potansiyel bir kaynak, kötü haberler içerdiği zaman mesajı
iletmeyebilir. Bu “MUM” etkisi olarak adlandırılır.
Abartma
 Mesajın bazı bölümlerini detaylandırmak ya da fazlaca
üzerinde durmayla ilgilidir.
 Bir sorunun büyütülmesi ya da bir sorunun
küçültülmesi şeklinde olabilir.
İletişim Ağları
 İki kişi arasındaki iletişimin ötesindeki bağlara, iş
grupları, bölümler ya da örgüt üyeleri arasındaki
bağlantılara baktığımızda farklı kaynak ve alıcıları
birbirine bağlayan iletişim hatları sistemlerini yani
iletişim ağlarını görürüz.
 Örgütsel iletişimin akışı pek çok faktör tarafından
düzenlenir;
- Çalışanların birbiriyle olan yakınlıkları
- Kimin kiminle iletişim kuracağını belirleyen kurallar
- Hiyerarşik statü
- Görev ve sorumluluk atamaları gibi işle ilgili unsurlar.
İletişim Ağları
 Beş temel yapıdaki iletişim ağı derinlemesine araştırılmıştır.
 İlk üçü merkez ağlar şeklinde tanımlanır. Enformasyon akışı bir
merkezden yürütülür ya da belirli üyeler tarafından yönlendirilir.
 Diğer iki ağ ise merkezkaç ağ olarak tanımlanır. İletişim akışı
herhangi bir noktadan başlayabilir. Sadece merkezdeki belirli
üyeler tarafından yönlendirilmek zorunda değildir.
 Merkezi ağlar üyelerin örgüt içindeki statüleriyle yönetilirken
merkezkaç ağ da böyle bir durum söz konusu değildir.
 Merkezkaç ağlar genellikle üyelerin birbiriyle olan yakınlığı veya
kaynağın kişisel tercihleri gibi faktörler tarafından kontrol edilir.
Merkezi Ağlar
 Zincir modeli; mesaj tipik olarak zincirin tepesinden ya da en altından
başlar ve farklı bağlar boyunca aşağı ya da yukarı doğru akar.
Göreceli olarak yavaş bir süreçtir, buna karşılık direktir, doğrusal bir yol
izler,
Hiyerarşinin her kademesi mesajı bilir, çünkü mesaj her bağlantı
noktasından geçmek zorundadır.
 Y modeli; aslında yukarıdan aşağı ilerleyen bir modeldir. Aynı
zamanda hiyerarşik bir ağdır,
Örgüt boyunca dört statü düzeyini temsil eder fakat son adımında
mesaj birden çok kişiye iletilir.
Baş aşağı Y modeli genellikle geleneksel, piramit biçimindeki
örgütlerde görülen bir modeldir.
 Tekerlek modeli; iki statü düzeyi içerir, bir yüksek statülü üye vardır
(genellikle iş idare yöneticisidir) ve dört alt düzey üye içerir.
Yüksek statülü üye tüm iletişimin geçmek zorunda olduğu merkezdeki
kişidir.
Tekerlek iletişim modelinde alt düzey üyeler arasında doğrudan bir
iletişim bağı yoktur.
Merkezi Ağlar
zincir
Y
tekerlek
Merkezkaç Ağlar
 Dairesel ağlar; birbiriyle anında iletişim kurabilen üyeler
arasındaki iletişim ağını temsil eder.
Mesajın esas kaynağına ulaşmak zor olabilir.
Mesaj akışı hızlıdır.
 Serbest ağ; iletişim noktaları arasında tam bir serbestlik
sağlar.
Herhangi bir üye başka herhangi biriyle kolayca iletişim
kurabilir ve tüm üyeler diğerlerinin tamamına
ulaşabilmektedir.
İletişim hızlıdır ve ayrıca geribildirim için maksimum
düzeyde fırsat söz konusudur.
Merkezkaç Ağlar
daire
serbest
İletişim Ağları
 Merkez ağlar basit ve tekrar eden işlerin
yürütülmesinde merkezkaç ağlara göre daha hızlı ve
daha az hataya yol açar.
 Merkezkaç ağlar soyut problemleri çözmek gibi
karmaşık görevler için idealdir.
 Merkezi ağların karmaşık sorunların çözümünde
güçlükler taşımasının nedenlerinden biri merkezi
üyenin çok fazla enformasyon yüküne maruz
kalmasıdır.
 Merkezi ağlardaki üyeler merkezkaç ağlardakilere göre
daha az memnuniyet düzeyine sahiptir.
Formal ve İnformal İletişim
Kanalları
 Örgüt şeması (organigram); örgütün formal iletişim
hattını gösteren hiyerarşi şemasıdır.
 Formal iletişim hatları, genellikle örgütsel statü ya da
farklı üyelerin yetkileri tarafından yönetilir.
 Her ne kadar tüm örgütler formal iletişim kanallarına
sahip olsa da hepsinde, söylenti olarak bilinen
informal iletişim kanallar da vardır.
 Formal iletişim hatları örgüt şeması (organigram) ile
gösterilirken çalışma grupları içindeki ya da örgüt
üyeleri arasındaki informal iletişim kanalları da
sosyogram ile gösterilir.
Formal ve İnformal İletişim
Kanalları
 Söylenti türü iletişimi şekillendiren iletişim kalıplarını
üç faktörün belirlediği ileri sürülmüştür.
1) Dostluk
2) Kullanım
3) Etkililik
Formal ve İnformal İletişim
Kanalları







Söylenti çalışanlar arasındaki sosyal ilişkilerin
devamlılığında da çok önemli bir işlev üstlenir.
Söylenti aynı zamanda formal iletişim kanallarıyla
gönderilen mesajların pekiştirilmesine yardım etmiş olur.
Dedikodu gerçek bir olgu gibi sunulan ancak doğru ya da
yanlış olabilen bilgilerdir.
Dedikodu çalışanların yorumları ve temenni niteliğindeki
düşünceleri üzerine kuruludur.
Dedikoduların söylenti yoluyla yayılma oranı aslında
seyrektir. Tahminler söylentilerin %75-80 arasında doğru
olduğunu gösterir.
Formal kanallar yoluyla aktarılan bilgi yetersiz olursa,
informal ağlarda dedikodu üretilebilir.
Dedikodu ile baş etmenin en iyi yolu formal iletişim
kanallarıyla çalışanlara yeterli düzeyde bilgiyi sağlamak
suretiyle dürüst ve açık olmaktır.
Download