C. Senatosu B : 34 6 . 2 . 1969 O : 2 yon, deviz durumu ve

advertisement
C. Senatosu
B : 34
yon, deviz durumu ve umumi iktisadi şartların
elverişsiz seyretmesi halinde ödeneklerden bir
kısmı mevkuf tutmaya yetkilidir hükmüne gö­
re işlem yapmaya ve bunu her yıl bütçesi için
tatbike mesnet yaparsa realist bir tutumla büt­
çeyi kıymetlendirdiğinden şüphe edilir. Çok
yaygın bir hizmet sahası ve çok çeşitli görev­
leri bulunan içişleri Bakanlığı sosyal hukuk
devleti gereğinin gerçeklenmesinde ve devlet
yapısında özel bir yer işgal etmektedir. Özel­
likle idarenin plânlı dönemdeki ödevlerini yapa­
bilmesi ve kişinin Anayasa ve kanunlar hima­
yesindeki hak ve hukukunu koruyabilmesi herşeyden önce bu bakanlığın en başından en kü­
çük memuruna kadar tarafsız bir tutum ve dav­
ranış içinde bulunması ile mümkün olur. Emni­
yet ve asayiş yeterli görülmüyor, idare âmirle­
ri meslekî teminata sahip değiller. Bâzı baskı
ve tehditler idarenin tarafsızlığını haleldar edi­
yor. Polis ve jandarma ihtiyacı karşılıyacak
adedi yeterlikte olmadığı gibi vasıta ve teşkilât
bakımından da yeterli değildir. Bu noksanla­
rın telâfisi için çok eskimiş olan mevzuatın ve
kanunların günün şartlarına göre düzenlenmesi
ve idari reforma gidilmesini zaruri görmekte­
yiz. Bâzı yetkililerin sözlerinde yer alan gençli­
ği küçümsemek düşüncesinin ilerisi için tehlikeli
buhranlara sebebolabileceğini özellikle belirt­
mek isteriz, önceden plânlanmış da olsa, inatlı
bir gösteri mahiyetinde yorumlanmak şanssızlı­
ğına uğrayan 6 ncı Filonun ziyaretini haklı ve
mâkul göstermek için olayları küçük bir gençlik
grupuna mal eden anlayışı küçümsemeyi de bir
örnek olarak gösterebiliriz. Türk gençliğinin
çok büyük kütlesinin bağımsızlık ve emperyalist
davranışlara karşı mücadele konusunda aynen
Kurtuluş Savaşındaki coşkun ruh haleti içinde
sarsılmaz bir inanca ve hassasiyete sahibolduğunu görmekte fayda vardır. Bâzı davramşlara
karşı tepkiyi basit bir sınıf geçme istemi şeklin­
de telâkki etmek ve bundan gençlik aleyhine
sonuçlar çıkarmak yanlıştır. Bütün gençlik ha­
reketlerinin düzendeki bâzı sıkıntılardan doğdu­
ğu aşikârdır. Milletimizin bekasına, çıkarma ve
yararına dönük olan bu manalı görüş, ümit ve­
rici ve sevindirici olmalıdır. Anayasamızın te­
melini, ruhunu teşkil eden devrimlerden tavize
yanaşmıyan ve millî sosyal, hukuk Devleti dü­
zeninin kurulması yolunda mücadele eden genç­
liğe karşı şüpheli tutum ve gençliği ayırıcı, bö­
6 . 2 . 1969
O :2
lücü çarelerden medet ummak tasvibedilmemelidir. Gençliğe bu ümitli ruhu veren çağdaş dü­
şünce ve uygarlık yarışı içinde bulunmayı hazırlıyan devrimci öğretmenlere karşı olumsuz tutu­
mu da uygun bulmadığımızı belirtmekte fayda
vardır. Anayasanın düzenleyici esasları içinde
millî egemenlik haklarının kullanılmasında Ya­
sama ve yürütme organları gibi yargı yetkisi­
ni kullanacak organlar da vardır. Türk Milleti
adına yargı yetkisini kullanan Anayasa Mahke­
mesi, Danıştay, Yargıtay ve Yüksek Seçim Ku­
rulu kuruluşlara karşı suçlama çabalarını
Anayasa ile bağadaştırmak mümkün olamaz.
Bu müesseselere saygılı bulunmayı rejimin selâ­
meti ve devamlılığı bakımından zaruri görmek­
teyiz.
Türk Milletinin haysiyet ve şerefinin asla ih­
mal edilmez bir meselesi olan ve bütün hassasi­
yetiyle mevcudiyetini devam ettiren Kıbrıs me­
selesi kesin bir politika yönü çizilememiş olması
yönünden karşı tarafın geniş bir manevra yap­
masına ve dolayısiyle işlerin sürüncemede kal­
masına itilmiştir. Federasyon tezinin millî bir
politika olarak benimsenmesini teklif ederiz.
Olayların gerisinde kalmamak ve soydaşlarımıza
karşı girişilecek saldırılara mukabele için tedbir­
li olmak hususunda gecikmeye meydan kalmıyacak tarzda hazırlıklı bulunmak lüzumunu tek­
rarlamaktan kendimizi alamıyoruz.
Değişen dünya durumu ve bunun şümulü yü­
zünden millî savunma probleminin çok daha has­
sasiyetle ele alınmasında zaruret vardır. Millî
güvenliğimizin temel unsuru olan Türk Silâhlı
Kuvvetlerimizin teşkilât ve teçhizatı ile emir ve
komuta bakımından durumu yeni NATO strate­
jisi muvacehesinde yeniden gözden geçirilmeye
muhtaçtır. Millî kuvvetler ve millî harb sanayii
hususu da dikkatte bulundurulmalıdır. NATO'nun kabul etmiş olduğu son elâstiki mukabele
stratejisi özellikle Türkiye'nin emniyetini sağlıyacak nitelikte değildir. Bu hususta gereken
bütün gayret sarf edilerek Türkiye'nin emniye­
tini ve bağımsızlığını sağlıyacak yeni bir konspt
kabul ettirilmeli ve bağımsızlığımızla yakinen
ilgili, güvenliğimizle sıkı sıkıya irtibatlı ikili an­
laşmalar da millî yararlarımıza uygun bir hale
getirilmelidir.
Üzerinde büyük tartışmalar açılan ulusal or­
du kavramı hakkındaki görüşlerimizi de açıklı-
— 880 —
Download