1309894500_732

advertisement
Mesane Tümörleri (İdrar Kesesi Tümörleri)
Mesane kanseri çocukluk dahil her yaşta olabilir. Ancak genellikle orta
ve ileri yaş hastalığıdır. Görülme sıklığı yaşla orantılı olarak
artmaktadır. Erkeklerde prostat, akciğer ve kalın barsak kanserlerinden
sonra dördüncü sıklıkta görülen kanserdir. Erkeklerde kadınlardan 3 kat
daha sık görülür.
Etken Faktörler
Çevresel karsinojenlere maruz kalma mesane kanseri gelişiminde çok
önemlidir. Yağlı ve kızamış yiyeceklerin aşırı tüketimi. Korunmasız
şekilde çalışan baca temizleyicilerde, plastik ve lastik sanayi
çalışanlarında mesane kanseri daha sık görülmektedir. Ayrıca sigara
içenlerde mesane kanseri içmeyenlere oranla 4 kat daha fazla
görülmektedir. Birçok tümör baskılayıcı genin inaktivasyonu mesane
kanseri oluşumunda rol oynadığı bildirilmektedir
Bulgu ve Belirtiler
Mesane tümörünün en sık bulgusu idrarda ağrısız kanamadır. İdrarda
ağrısız ve aralıklı kanama, hastaların yaklaşık olarak %85’inde
görülmektedir. Sık idrara çıkma, idrar yaparken yanma, zor idrar yapma
gibi yakınmalar da mesane tümörünün ilk belirtileri olabilir. Kanama ile
idrardan pıhtılar da gelebilmektedir. Bunların yanı sıra karın alt
bölgesinde veya bel bölgesinde ağrı bu yakınmalara eşlik edebilir.
Tanı
Tanıda idrar tetkikleri önemli yer tutmaktadır. Tam idrar tahlilinde
idrarda kan hücrelerinin (eritrosit) görülmesi tümör şüphesini ortaya
koymalıdır. İdrar Sitolojisi idrarın bir patolog tarafından incelenip
kanser hücrelerinin saptanmasına dayanan bir yöntemdir. İdrar sitolojisi
sensitivitesi düşük dereceli tümörlerde düşük, yüksek dereceli
tümörlerde ise en fazla %80 olan bir yöntemdir. Günümüzde tanıda
kullanılan bazı testler mevcuttur. Bunlardan BTA stat ve NMP22
yurdumuzda da kullanılan testlerdir. Ancak küçük tümörler için
sensitiviteleri düşüktür. Diğerleri ImmunoCyst ve UroVision DNA FISH
testleridir. ImmunoCyst muhtemelen küçük ve düşük dereceli kanserler
için en yüksek sensitiviteye sahipken, UroVision DNA FISH en yüksek
spesifiteye sahiptir.
Mesane tümöründen şüphelenildiğinde, karsinoma insitu ve küçük
papiller tümörlerde yetersiz kalsa da kesin tanı için en kolay ve emin
yöntem Sistoskopi dir. İdrar yolundan (üretra) optik bir aletle girilerek
8-10 kat büyütülmüş görüntülerle idrar kesesinin içerisi görülebilir.
Fleksibl sistoskopi lokal anestezi ile bile yapılabilen basit ancak çok
değerli bir tanı yöntemidir.
Sistoskopik olarak mesane tümörünün yüzeyden kabarık, karnabahar şeklinde görünümü.
Görüntüleme Yöntemleri
Mesane tümörü tanısında en basit ve en sık kullanılan görüntüleme
yöntemi ultrasonografidir (Batın Ultrasonografisi). Belirli bir büyüklüğe
ulaşan tümör ultrasonografide görüntülenebilir. Diğer yöntemler
Bilgisayarlı tomografi (CT/BT), Manyetik Rezonans (MRI) ve İntravenöz
Ürografi’dir (İVP). Ayrıca Pozitron Emisyon Tomografi’si (PET) de bu
hastalığın yayılım derecesini göstermede çok yararlıdır.
Pelvik MRI
Evreleme
Mesane duvarı 3 ana tabakadan oluşmaktadır.
1) Mukoza 2) Lamina propria 3) Muscularis propria (kas tabakası).
Ta tümörler mukozaya sınırlıdır. T1 tümörler ise lamina propria’ya
bulaşmış tümörlerdir. T2 evresinde yüzeyel kas tabakası, T3 evresinde
de derin kas tabakası tutulmuştur.
Karsinoma insitu ( Cis ) denen tümörler de mukozada yerleşik ancak
zamanında uygun tedavi yapılmadığında hasta için tehlikeli olabilecek
yüksek dereceli kanserlerdir.
Yukarıda tarif edilen klinik evre dışında tümörün davranışını belirleyen
mikroskobik evreleme de vardır. Düşük dereceli tümörlerde daha iyi
davranış beklenirken, yüksek dereceli tümörlerde daha agresiv bir seyir
beklenir.
Tedavi Yöntemleri
Mesane tümörü şüphesi olduğunda genel/lomber anestezi altında idrar
yolundan girilerek tümör rezeke (kazıma) edilmelidir (Transüretral
Rezeksiyon : TUR). Elektrokoter yardımıyla rezeke edilen tümör
dokuları patolojik incelemeye gönderilmelidir. Bazı olgularda idrar
kesesinin normal görülen bölgelerinden de biyopsi alınmalıdır.
Yüzeyel tümörlerde (Ta, T1) TUR kalıcı bir iyileşme sağlayabilir. Ancak
birden fazla tümör varlığında veya tümör çapı 4 cm den büyük
olduğunda nüks riski daha fazladır ve bu hastalarda mesane içerisi
Mitomycin veya İmmun BCG gibi ilaç solüsyonuyla haftada bir kez 6-8
hafta süreyle yıkanmalıdır.Bu tedavi daha da uzun süre devam edebilir.
Tümör adele tabakalarına bulaşmış ise (T2, T3) özellikle genç ve genel
durumu iyi olan hastalarda mesanenin tamamen çıkartılması (Radikal
Sistektomi) ve ardından barsakdan mesane yapılması en ideal tedavi
yöntemidir. Bu ameliyat sonrası ortotopik mesane (idrar yoluna
bağlanan barsakdan yapılmış mesane) uygun hastalarda hasta konforu
açısından en iyi yöntemdir. Buna uygun olmayan hastalarda ileal loop
(karında idrar torbası taşınan yöntem) yapılmalıdır. Bu ameliyatlar
günümüzde laparoskopik hatta robotik olarak da yapılmaktadır.
Radikal sistektomi için uygun olmayan veya metastaz yani başka
organlara yayılmış olan hastalarda sistemik kemoterapi ve/veya
radyoterapi uygulanmalıdır.
Takip
Mesane tümörlü bir hastada daima nüks riski mevcuttur. Bu nedenle
hastalar hekimin önereceği aralıklarla periyodik olarak takip
edilmelidir. Bu doğrurltuda düzenli idrar testleri ve kontrol sistoskopisi
yapılmalıdır. Yüzeyel tümör tanısı konulan hastalarda, ilerideki
yaşamları süresince az da olsa mesanenin tamamen alınması gereken
bir durum ortaya çıkabilir. Düşük dereceli tümörlerde bu risk daha az,
yüksek dereceli tümörlerde ise daha fazladır. Özellikle yüksek dereceli
tümörlerde üst üriner sistem yani böbrek pelvisi ve üreter denilen
idrarın biriktiği ve iletildiği kanallarda da benzer tümör çıkma olasılığı
az da olsa mevcuttur. Bu nedenle böbrekler de 2 yılda bir
incelenmelidir.
Download