Hazırlayan: Yrd.Doç.Dr. Yosun MATER

advertisement
BİYOLOJİYE GİRİŞ
MBG 111 BİYOLOJİ I
Hazırlayan: Yrd.Doç.Dr. Yosun MATER
Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER
DÜNYANIN OLUŞUMUNDA MOLEKÜLER EVRİM
*Canlılar belirli bir büyüklükteki moleküler dizilimin ürünü olmak
zorundadır.
*Bunun nedeni karmaşık olarak tanımlanabilecek, tepki gösterebilen,
birbirinden farklı moleküllerle yapılma zorunluluğudur.
*Bugün tanımlayabileceğimiz biyolojik yapı, biyomer dediğimiz belirli
polimerlerden oluşmak zorundadır.
*Moleküler çeşitlenmeyi, yani biyolojik çeşitliliği sağlayabilmek için
özellikle birden çok bağ oluşturabilen karbon ve silisyum gibi ana
elementlere ihtiyaç vardır.
*Fakat bu elementlerin oluşturacağı bağların kırılgan yapı göstermemesi
gerekir. Ayrıca bu moleküllerin oluşturdukları küçük bileşikler bir sıvıda
çözünebilir olmalıdır.
Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER
*Bu nedenle, örneğin silisyumdan oluşmuş bir canlı kesinlikle yoktur. Çünkü
SiO2 suda çözünemez, dolayısıyla kimyasal tepkimelere yeterince giremez.
*Gaz haline geçebilen, suda çözünen CO2 dir. Dolayısiyle, polimerlerin
oluşması için en uygun element olarak karbon görülmektedir. Basit moleküller
belirli fiziksel koşullarda moleküler bütünlüğünü korur.
*Buna karşılık, molekülün boyutları büyüdükçe ve özellikle bu molekül sürekli
kimyasal tepkimelere katılmak durumunda kaldıkça, belirli fiziksel koşulların
dışında 3 boyutlu yapısını (tersiyer yapısını) koruyamaz.
Karbondioksit (CO2)
Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER
Silisyum dioksit (SiO2)
*Bu nedenle canlılığın çok yüksek sıcaklıklarda (100ºC’tan fazla
sıcaklıklarda) oluştuğunu savunmak sınırsız bir yorum yapmak olur.
*Kaba bir tahminle, biyomerlerin özelliklerini koruyabilmeleri için 0-100
ºC 'lık sıcaklık aralığında bulunmaları gerekir.
*Dünya’mızın kabaca 4,5 milyar yıl önce oluştuğu saptanmıştır. Ancak
Dünya’nın organik polimerleri sürekli tutabilecek ortama 3,8 milyar yıl
önce kavuştuğu düşünülmektedir.
*Miller’in öğrenciyken yaptığı deney ve onu izleyen değişik gözlem ve
araştırmalar, basit organik moleküllerin, Dünya’nın 4 milyar yıl önceki
koşulları laboratuvar ortamında oluşturularak ve o günkü aktive edici
ajanlar (yüksek enerjili ışınlar, elektrik deşarjları, mor ötesi dalga boyları
vs.) kullanılarak belirli ölçüde sentezlenebileceğini gösterdi.
*Bu deney, inorganik yapıdan organik yapıya geçişin ilk adımlarını
oluşturur. Bu tip moleküller, aşırı olarak tanımladı ya da daha karmaşık
moleküllere dönüşebilir.
Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER
*Dünya yaklaşık 4 milyar yıldır bir yaşam ortamıdır. Organik
evrim, bir yaşam ortamının başlangıcından bu yana kadar
oluşan değişiklikleri inceleyen bilimin adıdır.
*İnorganik evrim ise bundan önceki süreci de kapsayarak
inceler. İnorganik evrimden bildiğimiz gibi, her an yapısını
değiştirebilen bir evrede, yaşam ortamının da sabit kalması
beklenemez.
*Sabit kalmayan bir yaşam alanındaysa, bütünü oluşturan
parçaların değişmeden kaldığını savunmak doğanın
mekaniğine aykırıdır.
*Bu nedenle 4 milyar yıldan beri hiç durmayan bir evrim söz
konusudur.
Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER
 Bir türün, ürediği tür hakkındaki bilgileri, onların özelliklerini ve türün
son halinin diğer türlerle ilişkisini inceleyen bilim dalına Filogeni denir.
Biyolojiye birbirinden farklı birçok yaklaşım türü, filogeniyi ilerletir:
Moleküler biyoloji, DNA zincirlerinin karşılaştırılmalarını yaparken fosillerin
karşılaştırmalarını da paleontoloji yapar. Bilimadamları, evrim ilişkilerini,
birkaç metodla inceleyip düzenlerler. Bu metodlar; filogenetik, genetik ve
kladistik olarak üç dalda toplanabilir.
 Evrim teorisi, Darwin ve Wallace tarafından açıklanmasından beri, bu fikir,
sonuçlara ya da açıklamaları tutarlı bulmayan bilim insanları tarafından
sürekli tartışılmıştır. Ancak, günümüzde biyologların çoğu “Evrim teorisi”ni,
bir değişim olarak kabul ederler. Bu hali ile kullanılabilir ve geçerli bir
Hipotez olduğunu kabul etmişlerdir. Çünkü “Teori” olmasını sağlayacak
şartları tam olarak yerine getirememektedir.
 İnsanlık bir hücreyi inorganik maddelerden yapmadığı sürece, bunu yapsa
bile bunun farklılaşarak tür meydana getirdiğini deneysel olarak
açıklamadıkça evrim, mesela bir hücre teorisi gibi olamaz. Kabulden öteye
geçemez. Bu yönüyle de son derece çağdaş bir dogmadan ileri geçemez.
Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER
FİLOGENİ
Fosil: Geçmişte yaşamış organizmalardan tortul kayaçlar
arasında kalan izler yada kısımlara verilen isimdir. Biyoloji
bilminin tarihsel verileridir.
Prekambriyen
4600 Milyon yıl önce  Dünyanın yaklaşık oluşum zamanı
3800 Milyon yıl önce  İlk yaşam izleri
3500 Milyon yıl önce  Atmosfer oluşmaya başlıyor
2700 Milyon yıl önce  Prokaryotlar
2200 Milyon yıl önce  Ökaryotik hücre izleri ve
prokaryotlar
600 Milyon yıl önce  Yumuşakçalar ve algler
Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER
Paleozoik
Kambriyen 543 Milyon yıl önce  Pek çok modern hayvan filumu
Ordovisyen 510 Milyon yıl önce  Sucul algler, kara bitkileri ve eklem
bacaklılar
Siluriyen 439 Milyon yıl önce  Çenesiz balıkların yayılışı, ilk çeneli
balıklar ve damarlı bitkiler
Devoniyen 409 Milyon yıl önce  Kemikli balıkların yayılışı, ilk amfibi
ve böcekler
Karbonifer 363 Milyon yıl önce  Damarlı tohumlu bitkiler,
sürüngenler, amfibiler baskın
Permiyen 290 Milyon yıl önce  Bir çok denizel ve karasal organizma
topluca ortadan kalkar. Sürüngenler
ve sürüngene benzeyen memeliler,
modern böcekler yayılır
Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER
Mezozoik
Trias 245 Milyon yıl önce  Kozalaklı bitkiler (Gimnospermler) baskın
dinazorların yayılışı
Jura 206 Milyon yıl önce  Kozalaklı bitkiler (Gimnospermler) ve
dinazorlar baskın
Kreatase 144 Milyon yıl önce  Çiçekli bitkiler (Angiospermler)
meydana çıkar dinazorların tükenir
Kreatase sonunda Palosen başında 65 Milyon yıl önce karayip denizine
göktaşı çarpması ile dinazorlar tükeniyor.
Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER
Senozoik
Tersiyar
Paleosen 65 Milyon yıl önce  Memeli kuş polinatan böceklerin
yayılışı
Eosen 57 Milyon yıl önce  Angiospermler baskın, memeliler yayılıyor
Oligosen 35 Milyon yıl önce  Kuyruksuz maymun ve pek çok primat
görülmeye başlıyor
Migosen 23 Milyon yıl önce  Memeli ve angiospermler yayılıyor
Pilosen 5 Milyon yıl önce  İnsanın maymun benzeri ataları ortaya
çıkıyor
Kuaternar
Pileistosen 1.8 Milyon yıl önce  Buzul çağları ve ortaya çıkışı
Şimdiki zaman 0.01 Milyon yıl önce  Yazılı tarih
Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER
Biyolojinin İlkeleri
Biyolojik bilimler, birkaç temel ilkenin altında
toplanılabilirler:
1.Evrensellik,
2.Evrim -Değişim,
3.Çeşitlilik,
4.Devamlılık,
5.Genetik,
6.Homeostasis,
7.Etkileşimler.
Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER
BİYOLOJİ BİLMİ
1.1.Hayat Bilgisi
Biyoloji doğa bilimlerini birleştiren bir bilim dalıdır. Bunu temel nedeni biyolojik
sistemlerin çalışılmasında farklı bilim dalları ile ortak çözümler aranmasına ve
bir sorunu çözmek için pek çok farklı yaklaşımlara ihtiyaç duyulmasıdır.
Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER
Hayat basit tanımını aşıyor.
Ömrü tanımlamak zor olsa da Bir veya daha fazla hücreden oluşan canlı sistemlerin yedi
ortak özellikleri vardır. Yüksek ve karmaşık yapılı olmaları; uyaranlara cevap
verebilmeleri; büyüme, üreme ve kendinden sonra gelen bireylere genetik bilgiyi
aktarabilmeleri, çalışmak için enerjiye ihtiyaç duymaları ve nispeten sabit iç koşulları
(homeostazi) korumaları; ve ortamlara evrimsel adaptasyon yeteneğine sahip
olmalarıdır.
Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER
Yaşam sistemleri hiyerarşik örgütlenme
Canlı sistemlerin hiyerarşik örgütlenme atomlardan biyosfere ilerler. Daha
yüksek bir düzeye her çıkışlarında, ortaya çıkan yeni özellikler diğer, kazanılmış
özelliklerin, parçaların toplamından daha fazladır.
Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER
1.2. Bilimin doğası
Özünde, bilim, gözlem ve muhakeme ile dünyanın doğasını anlayabilmekle
ilgilidir.
Bilim açıklayıcıdır
Bilim, gözlem ve deney yoluyla doğa giderek daha doğru bir açıklama
geliştirilmesi ile ilgilenir.
Bilim tümdengelim ve tümevarım akıl kullanır
Tümdengelimde belirli sonuçları tahmin etmek için genel ilkeler geçerlidir.
Endüktif muhakeme, genel bilimsel ilkelere oluşturmak için özel gözlemler
kullanır.
Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER
Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER
Hipotez odaklı bilim yapmak, testler, tahminler ve Teori
Gözlemlere dayanarak bir hipotez inşa edilir ve bu hipotezin doğruluğunu
kanıtlamak için deneysel olarak test edilebilir tahminler üretmek gerekir.
Deneylerde bir değişken değiştirilir ve test edilir . Bu durumda elbette bir
kontrol gerekir. Öngörülerin deney ya da gözlemler tarafından doğrulanmadığı
durumlarda hipotezler reddedilir. Eğer doğrulanırsa kabul edilir ve TEORİ adı
verilir.
Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER
İndirgemede, büyük sistemler kendini oluşturan
parçalara ayrılır.
İndirgeme karmaşık bir sistemin, onu oluşturan bileşenlerine,
parçalarına ayırarak bütünü anlamaya çalışır. Büyük sistem
oluşturan ayrılmış birimler, parçalar bütünden izole parçalar
oldukları için farklı hareket edebilirler. Çünkü sınırlıdırlar.
Biyologlar yaşam sistemleri açıklamak için modeller
oluştururlar.
Bir model oluşturarak sorun hakkında düşünmek, araştırıcıya
organize bir yol sağlar. Modelleme ile oluşturulan deneysel
yaklaşımlar canlı bilminde önerilmektedir.
Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER
Doğal bilimsel teoriler
Bilim adamları, “teori” kelimesini iki ana yol için iki kullanırlar: ilki bazı
doğal fenomenlerin açıklanması için ve ikincisi vücut bileşenlerinin ve
çalışma kavramlarının anlaşılması içindir.
Araştırma temel veya uygulamalı olabilir.
Temel araştırma bildiklerimizin sınırlarını genişletir; uygulamalı
araştırma, tarım, tıp, ve sanayi gibi uygulamalı alanlarda bilimsel
bulguları kullanmak ister.
1.3 Bilimsel araştırmaya bir örnek
Darwin’in evrim teorisinde, bir bilim adamının nasıl bir hipotez
geliştirdiği, deliller yardımıyla nasıl düzenlendiği ve yanı sıra bilimsel bir
teori olarak nasıl büyüdüğü ve kabul edildiği, kazançları ve nasıl
düzenlendiği görülebilir.
Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER
Evrim fikri Darwin'den önce de vardı.
Doğa bilimcileri ve filozoflar dünya
tarihinde birden fazla kez değişimler
olduğunu ileri sürmüşlerdir. Darwin'in
katkısı doğal seleksiyon kavramı ile
olmuştur.
Darwin birbirleri ile ilgili
organizmalar arasındaki farklılıkları
gözlemlemiştir.
H.M.S. Beagle yolculuğu sırasında,
Darwin çeşitliliğin gözleyerek, dünyada
kalıplaşmış fikirleri değiştirme fırsatı
Bulmuştur.
Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER
Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER
Darwin, evrim için bir mekanizma olarak doğal seleksiyon önerdi.
Darwin, türlerin çok sayıda yavru üreten türlerin, sadece sınırlı sayıda hayatta
kaldıklarını ve çoğalmaları soylarını sürdürmeleri için başka şansları olmadığını
kaydetmiştir. O yavruların özellikle yapay seçilim tarafından seçilebilir
olduğunu gözlemlemiştir. Darwin, istenen özelliklere sahip bireylerin zamanla
nüfuslarınn artışı ile hayatta kalma ve üreme başarılarının daha fazla olduğunu
söylemiştir. Bu değişiklik, doğal seçilimin (doğal seleksiyon) kökeni ve özüdür.
Alfred Russel Wallace, kendi çalışmalarında, Darwin’den bağımsız ve habersiz
olarak aynı sonuçlara ulaşmıştır.
Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER
Evrim’e Dair
*Evrimsel süreçte insanlara en yakın canlılar, Primatlar, yani iki ayağı
üzerine kalkabilen hayvanlar olarak görülmektedir.
*Biyolojideki temel düzenleyici içerik, tüm canlıların aynı kökten gelip,
değişik süreçler sonrasında değişip geliştiğini savunan evrimdir.
*Canlılar arasındaki etkileyici benzerlikler Charles Darwin’de evrim fikrini
uyandırmış, böylece evrimin sürmesine sebebiyet veren “Doğal
seleksiyonu” açıklayarak, evrimi, geçerli bir teori olarak haline getirmeye
çalışmıştır. Bu konuda benzer zamanlarda Alfred Russel Wallace'ın
yaptığı çalışmaların da bu hipotezin geliştirilmesinde ve
desteklenmesinde büyük rol oynadığı da belirtilmelidir). Modern canlının
gelişmesi-sentezi teorisinde, genetik çeşitlilik önemli rol oynar.
Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER
 Sistematik ve taksonominin ilgi alanı olan sınıflandırma, birbirinden
farklı yöntemler izler. Taksonomi, organizmaları, taxa adı verilen
gruplarda sınıflandırırken, sistematik, organizmaların birbirleriyle
ilişkilerini
inceler. Bu bilim dalları, kladistik ve genetik dallarında da geliştirmişlerdir.
 Geleneksel olarak, canlılar beş büyük aleme bölünürler:
Monera - Protista – Fungi – Plantae - Animalia
 Ancak, çoğu bilimadamı, bu sistemi demode bulmakta ve de modern
alternatifler getirmektedirler. Modern sistemler, üç-âlemli bir sistem
kullanırlar:
Archaea - Bacteria - Eukaryota
 Bu âlemler, hücrelerin çekirdeklerinin olup olmamasına ve hücrelerin iç
yapılarının farklılıklarına göre bölünmüştür.
 Aynı zamanda, metabolik anlamda, daha az canlı olan bazı hücre içi
parazitler de biyolojide ayrı bir alem olarak incelenirler:
Virüsler - Viroidler - Prionlar
Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER
*Daha da ileri gidildiğinde, bütün âlemler, tüm türler ayrı ayrı
sınıflandırılıncaya kadar bölünürler. Bu sıralama, şu sırayla
gider: Âlem, Filum, Sınıf, Takım, Cins, Tür ve Alt türdür.
*Bir organizmanın bilimsel adı, onun cinsi ve türüne göre
belirlenir. Buna ikili isimlendirme (=Binomiyal nomenclatura)
denir.
*Bilimsel tür isimlerini yazarken,organizmanın cinsinin ilk
harfini büyük yazıp türünü küçük harflerle yazmak gerekir.
Ayrıca tüm adın da yana yatık yazılması bir kuraldır.
*Sınıflandırma için kullanılan terim, taksonomidir.
Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER
EVRİM VE SINIFLANDIRMA TARİHÇESİNE BAKIŞ ve
ÖNEMLİ BİLİM ADAMLARI
Eski Yunan: Bir çoğu, canlıların kademeli olarak değişim geçirdiğine
inanıyordu. Plato (M.Ö. 427-347) ve öğrencisi Aristo (M.Ö. 384-322) iki
dünya olduğuna inanıyordu. Buna göre Aristo türlerin bir merdivende
sıralandığına (Scala natura = Doğanın cetveli)basitten karmaşığa gittiğine,
her merdiven basamağının dolu olduğuna ve değişmeyeceğine inanıyordu.
Türler daimdi, mükemmeldi ve değişmezdi. Yaklaşık 2000 yıl buna inanıldı.
Plato (M.Ö. 427-347)
Aristo (M.Ö. 384-322)
Yahudi – Hıristiyan: Eski Ahit türlerin değişmediğini söylüyordu. 1700’lü
Yıllarda doğal teoloji hakimdi. Doğal teolojinin amacı, türleri Tanrının
canlıları yarattığı düzende, yaratılış basamaklarını gösterecek şekilde
sınıflandırmaktı.
Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER
*Carl von Linnaeus (İsveç) 18. yüzyılda yaşamış bir doğa
bilimci, canlıların iki isimle sınıflandırılmasının babası ve
tüm canlıların karşılaştırmalı sistematiğini yaptı.
*Jean Baptiste Lamarck (Fransa)1809’da Paris Doğa Tarihi
Müzesinde çalışırken ilk evrim teorisini ortaya atan kitabını
yayınladı. 18. Yüzyılın sonuna doğru; Jean Baptiste Lamarck canlıların
nasıl bir evrim geçirdiğine yönelik kapsamlı bir model geliştirdi. 1809’da
Paris Doğa Tarihi Müzesinde çalışırken yaşlı fosiller ile genç fosiller
arasındaki ilişkileri inceleyerek ilk evrim teorisini ortaya atan kitabını
yayınladı. Türlerin özgün adaptasyonları ile ilgili fikirleri ile dikkati çekti.
Kullanılma ve kullanılmama fikri en dikkat çekici olandı. Kullanılan organ
gelişir, kullanılmayan organ ise körelir fikrine dayanıyordu (Ör: Zürafanın
boyun uzunluğu) Kazanılmış karakterlerin yeni nesillere kalıtıldığı fikridir.
Bu fikirler özellikle Cuvier tarafından eleştirildi.
*Charles Darwin 1859’da “Türlerin Kökeni” adlı kitabı ile
Evrim’in varlığını kanıtlarla ispatladı.
*Darwin, türlerin kökeni isimli eserinde iki önemli noktayı tespit
etti;
1.Bugün Dünya’da yaşayan organizma türlerinin atasal türlerden
ürediğini kanıtlarla ispatladı.
2.Doğal seçme adını verdiği mekanizma ile evrimleşmenin
gerçekleştiğini
öneMATER
sürdü.
Yrd.Doç.Dr.Yosun
*Antoine-Laurent de Jussieu (Fransa) Bitkiler
aleminin temel alt bölünmelerini yaptı.
*Georges Leopold Cuvier (Fransa) Hayvanlar
aleminin dallanmasını yaptı. Fosil çalışmaları
Darwin’in fikirlerine temel oluşturdu. Katmanlar
arasında eskiye gidildikçe canlılardaki değişim ve
basitleşmeyi gösterdi ama Evrim’e inanmadı.
Katastrofizmi savundu. Doğal felaketlerin ancak
bazı türleri topluca ortadan kaldırdığına inandı.
*Ernest Haeckel (Almanya) Monera alemini ve
pek çok bakteriyi ilk tanımladı.
*Herbert F. Copeland (Amerika) Bütün
mikroorganizmalar yeniden sınıflandırdı ve
tanımladı.
*Hogg’s (1860) Protista aleminde yer alan
çekirdekli organizmaları tanımladı
Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER
Alfred Wallace (1823-1913) Doğal seçilim teorisi1858’de
yayınlandı. Bu kitap iki önemli noktayı kanıtladı.
Evrimin olduğunu ve Doğal seçilimin gerçekleştiğini
gösterdi.
Doğal seçilimin prensiplerine bakarsak;
1.Üremedeki farklı başarıdır.
2.Populasyondaki bireysel organizmalar arasında yer alan kalıtsal
farklılıklar ile etkilenir.
3.Doğal seçmenin ürünü, organizma populasyonlarının çevrelerine
adaptasyonudur
*Robert H.Whittaker (Amerika) 5 Alem sistemini buldu ve
mantarlar alemini tanımladı.
*Ernst Mayr 1942’de modern anlamda
Biyolojik Tür tanımlamasını yaptı.
Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER
Evrimin Diğer Kanıtları Homolojiler
Homoloji: Ortak atadan gelen canlıların bazı karakter benzerliklerine
denir.
Anatomik Homolojiler: Anatomik olarak benzemesi aynı işe yaradığını ve
aynı kökenden geldiğini göstermez.
Embriyonik Homolojiler: Erginde benzer olmayan bazı yapılar, embriyonik
düzeyde benzer olabilir. Tam tersi farklı embriyonik görünümler, erginde
aynı işlevsel yapılara dönebilir.Ör: Solungaç ve Östaki borusu.
Moleküler Homolojiler: Bu tüm canlılardan elde edilen DNA ve RNA
dizilerinin benzerliğini esas alır. Evrimsel akrabalıkları saptamada
kullanılabilir.
Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER
Doğal seçim öngörüleri test edilmiştir.
Doğal seleksiyon, birçok alanda elde edilen veriler
kullanılarak test edilmiştir. Yeryüzünün yaşı ile 4,5 milyar yıl
olarak belirlenen radyoaktif bozunma oranları; Gregor
Mendel'in genetik deneyleri ve özellikleri ayrı, kökenleri
aynı hücresel birimler miras olarak gösterilebilir.
Karşılaştırmalı anatomi ve bunların arasında yer alan fosil
kayıtlarıda önemli yer tutar. Homolog yapıların incelenmesi
ve moleküler verilerde görülen DNA ve proteinlerdeki
değişiklikler diğer kanıtları sağlar.
Birlikte ele alındığında, bu bulgular güçlü bir doğal
Seleksiyonu gösteren, bu şekilde evrimi destekleyen
kanıtlardır. Evrimi tamamen çürütmek için hiçbir veri tespit
edilememiştir.
Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER
Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER
Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER
1.4.Biyolojinin
birleştirici temaları
Hücre teorisi, canlı
sistemlerin
organizasyonu açıklar.
Hücre hayatın temel
birimi olduğunu göre,
tüm organizmalarda
büyüme ve üreme
anlamak için temelini
bilmemiz gerekir.
Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER
Kalıtımın moleküler
temeli, yaşamın
devamlılığını açıklar
Kalıtsal bilgiler, DNA
molekülünün üzerinde
bulunan genlerde
kodlanmış olarak bir
nesilden diğerine
geçer.
Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER
Canlı sistemleri oluşturan yapılar ve bu yapıların fonksiyonları
arasındaki ilişkiler
Makromoleküller ve bunların karmaşık fonksiyonları tarafından dikte edilen ve
kendi yapısına bağlı özellikler canlıları oluşturur. Bunlar arasındaki yapısal ve
fonksiyonel benzerlikler, bir canlıdan diğerine evrimsel bir ilişki gösterebilir.
Evrimsel değişim ile yaşamın çeşitliliği ortaya çıkar.
Yaşayan organizmalar ortak bir kökenden evrimsel değişim ile çeşitliliği ortaya
çıkarırlar. Aralarındaki farklılıkları dayalı olarak, üç temel birime ve altı aleme
ayrılırlar.
Canlı sistemlerin birimlerinin evrimsel korunma ile açıklanması
Temel biyokimyasal ve genetik benzerlikler, tüm yaşamın tek bir kaynaktan
evrimleştiği fikrini destekler.
Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER
Hücrelerin bilgi-işlem sistemleri
Hücreler hissedebilir ve hücre zarlarının
üzerinde bulunan proteinler aracılığıyla
çevresel değişikliklere yanıt verebilirler.
Farklı hücre türleri için ifade edilen faklı
bilgiler depolanabilen genetik bilgi
temellidirler.
Canlı sistemler hayatta kalmaları
dengesiz bir sisteme dayalıdır.
Organizmalar, istikrarlı durumunu
korumak için sürekli bir enerji
kaynağına ihtiyaç duyan dengesiz açık
sistemlerdir. Canlılar, belli özelliklerini
kendi kendine organize edebilir.
Canlının karmaşıklık düzeyine bağlı
olarak bu dengeye gelme hızı ve durumu
değişkendir.
Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER
Kaynaklar
 Campbell Biology 9th ed.(2011) Neil A. Campbell, Jane
B. Reece, Unit 4, Part:22, p: 456-457 Pearson Benjamin
Cummings, 1301 Sansome St., San Francisco, CA 94111.
 Biology / 9th ed (2008)Peter H. Raven George B.
Johnson, Kenneth A. Mason, Jonathan B. Losos, Susan
R. Singer, Chapter 1, p:1-15. The McGraw-Hill
Companies, Inc., 1221 Avenue of the Americas, New
York, NY 10020.
Yrd.Doç.Dr.Yosun MATER
Download